T. C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ

T. C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ

1 ÖZET

aşlıdere (Güneysu, Rize) havzası drenaj alanı ülkemizin jeolojik, topoğrafik, iklim özellikleri ve yanlış arazi kullanımı nedeniyle heyelan olaylarının sıkça yaşanmakta Doğu Karadeniz Havzasında bulunmaktadır. Taşlıdere (Güneysu, Rize) Havzası drenaj alanında gerçekleşen heyelanlar havza içerisinde izlenen magmatik kayaçların üzerinde gelişen ayrışmış topraklar içerisinde meydana gelmektedir. Havza ve Tçevresinde heyelanlar akmalar şeklinde genellikle 0,50-5 metre derinliği olan sığ heyelanlardır. Taşlıdere havzası drenaj alanı ağırlıklı olarak kimyasal bozuşmanın izlenmiş olduğu bir bölgede yer almaktadır. Bu durum; saha içerisinde özellikle Karadeniz kıyılarına doğru artan ayrışmış (rezidüel) toprak kalınlığını açıklamaktadır; artan toprak kalınlığına bağlı olarak heyelanların gözlenme sıklığı artmaktadır. Bununla beraber, havza içerisinde bitki örtüsü ve arazi kullanımı değerlendirildiğinde; alanda ormansızlaştırmanın yaygın olduğu; ormansızlaştırılan alanların çay tarımı için kullanılması ve gerekli drenaj tedbirlerinin alınmaması havza içerisinde izlenen heyelanların sayısının ve sıklığının artmasına sebep olmaktadır. Çalışma sahası ve yakın çevresinde deprem etkisi ihmal edilebilecek seviyededir. DMİ’nin 1971–2000 yılları arasında Rize ve Pazar istasyonlarından almış olduğu ölçümlere bağlı olarak yıllık toplam yağış miktarları Rize ve Pazar için sırasıyla 2188.9mm ve 1970.3mm olarak hesaplanmaktadır. Saha içerisinde izlenen kütle hareketleri aşırı yağışlara bağlı olarak tetiklenmektedir. Bu çalışmada Taşlıdere Havzası (Rize, Güneysu) heyelan duyarlılık, tehlike haritası ve değerlendirme projesi kapsamında; Taşlıdere Vadisi (Güneysu, Rize) drenaj alanı içerisinde sığ heyelanlara ilişkin heyelan duyarlılık analizinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla; söz konusu kütle hareketinin oluş mekanizması da dikkate alınarak sığ heyelanların temel fiziğini esas alan SINMAP matematiksel modeli değerlendirilmiştir. Buna göre; drenaj alanı içerisinde yapılan araştırmalar 4 aşamada gerçekleştirilmiştir: (i) Öncelikle konuya ilişkin ulusal ve uluslararası literatür değerlendirilmiştir; (ii) literatür araştırmasının gerçekleştirilmesine müteakiben çalışma sahasının genel özellikleri incelenmiştir; (iii) bununla birlikte Taşlıdere Vadisi drenaj alanına ait sığ heyelan envanterinin oluşturulmasına yönelik arazi ve ofiste ayrıntılı araştırmalar yürütülmüştür; (iv) SINMAP matematiksel modeli kullanılarak çalışma sahası içerisindeki sığ heyelanlara ilişkin duyarlılık analizinin yapılmasında önem arz eden gerekli mekanik ve hidrolojik özelliklerinin tayini amacıyla arazi çalışmaları süresinde 40 adet araştırma çukurlarından örselenmiş ve örselenmemiş örneklemeler yapılmıştır. Bununla birlikte; yine modelin ihtiyaç duyduğu havza içerisindeki rezidüel toprak kalınlığının değişim aralığının belirlenmesine yönelik jeofizik etütler; sismik kırılma ve rezistivite etütleri yapılmıştır. Burada ifade edilen mekanik ve hidrolojik özelliklerin belirlenmesi ve havza içerisindeki toprak kalınlığı değişim aralığının tayin edilmesine müteakiben heyelan duyarlılık analizi gerçekleştirilmiş ve havza içerisinde heyelan duyarlılık seviyesinin bir göstergesi olan stabilite indeks değerleri haritalanmıştır.

2 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Bu sonuç değerlendirilerek Taşlıdere Vadisi drenaj alanı (Rize, Güneysu) içerisinde heyelan ve sel kontrol yapılarının projelendirilmesinde öncelikli alanlara yönelik öneriler yapılmıştır. Proje çalışmasına ilişkin sonuç bulgular ve nihai öneriler Tablo 1 içerisinde özetlenmiştir.

Tablo 2. Proje çalışmasına ilişkin sonuç bulgular ve nihai öneriler özet tablosu.

Sahada görülen heyelan türleri Sığ heyelan; akma

Heyelan sayısı 889

614,477 m3 Yer değiştiren toprak miktarı 1,044,611 ton

Ziraat alanında heyelan yüzdesi %48

Bozuk orman alanında heyelan yüzdesi %30

Verimli orman alanında heyelan yüzdesi %17

Yerleşim vd. alanlardaki heyelan yüzdesi %5

Sığ heyelana yüksek duyarlı alan %21

Heyelan duyarlılık analiz yöntemi SINMAP math model

“SINMAP matematiksel modelini uygulamak için gerekli olan veriler, hem konum hem de zamanda önemli derecede değişebilen toprak ve iklim özellikleri içerir. Modelin sonucu olarak hesaplanan stabilite indeks değeri ve bu indeks değere bağlı olarak tanımlanan heyelan duyarlılık sınıfı esas olarak söz konusu afetin belirli bir lokasyonda gerçekleşme ihtimalini ifade eden mekânsal tehlikeyi tanımlamaktadır. Model içerisinde değerlendirilen hidrolojik parametrelerden beslenim (R) mm olarak günlük yağış değeridir. Gözenek suyu basınçlarının artmasına ve söz konusu duraysızlığın tetiklenmesini sağlamaktadır. Bu durumda çalışma kapsamında dikkate alınan beslenim miktarının havza içerisinde zamana bağlı gerçekleşme olasılığı söz konusu mekânsal tehlikenin değerlendirilen zaman aralığında gerçekleşme ihtimalini verecektir. Değerlendirilen beslenim miktarının 100 mm günlük yağış değeri olduğu dikkate alındığında; proje çalışması kapsamında havza içerisinde tanımlanan mekânsal tehlikenin 1, 2, 5, 10, 50 ve 100 yıl içerisinde gerçekleşme olasılıkları sırasıyla 0.40, 0.64, 0.92, 0.99, 1.00 ve 1.00 olarak hesaplanmaktadır (Nefeslioğlu, 2008; Nefeslioğlu ve Gökçeoğlu, 2011; Nefeslioğlu vd., 2011).”

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 3 KATKI BELİRTME

u çalışma Orman ve Su İşleri Bakanlığı Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü Etüt ve Proje Dairesi Başkanlığı, Heyelan ve Seyelan Şube Müdürlüğü’nün projesi olarak gerçekleştirilmiştir. BProje danışmanı Doç. Dr. Hakan Ahmet NEFESLİOĞLU ve rezidüel toprak örneklerine ilişkin laboratuvar deneyleri ile sahada gerçekleştirilen jeofizik etütleri yapan proje yüklenicisi ARE Jeoteknik Müh. Müş. İnş. Taah. Ltd. Şti. bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde katkılarından dolayı, adı geçen kişi ve kurumlara içtenlikle teşekkür eder.

Sayın Yrd. Doç. Dr. Tolga Görüm proje çalışması kapsamında sığ heyelan envanterinin hazırlanmasında katkıda bulunmuştur.

Sayın Doç. Dr. Aykut Akgün proje çalışması kapsamında SINMAP matematiksel modelinin geliştirilmesinde katkıda bulunmuştur.

Sayın Jeoloji Mühendisi Fatma Keleş SINMAP matematiksel modelinin esas alındığı heyelan duyarlılık analizlerinin geliştirilmesine ilişkin yüksek lisans tez çalışmasını bu proje kapsamında gerçekleştirmiştir.

4 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İÇİNDEKİLER

Taşlıdere Havzası (Rize, Güneysu) Heyelan Duyarlılık Haritası ve Tehlike Değerlendirme Projesi...... 1 Özet ...... 2 Katkı Belirtme...... 4 İçindekiler...... 5 Şekiller Dizini...... 6 Tablolar Dizini...... 8 1. Giriş...... 9 1.1. Gaye Ve Kapsam...... 9 1.2. Proje Yeri...... 9 1.3. Proje Alan Bilgileri...... 11 1.4. Çalışma Yöntemleri...... 12 2. Önceki Çalışmalar...... 13 3. Çalışma Sahasının Genel Özellikleri...... 18 3.1. Jeoloji...... 18 3.2. Jeomorfoloji...... 29 3.3. İklim ve Bitki Örtüsü...... 29 4. Heyelan Envanteri...... 32 5. Heyelan Duyarlılık Analizleri...... 41 5.1. Sınmap Matematiksel Modeli...... 41 5.2. Heyelan Duyarlılık Analizi...... 45 6. Sonuçlar ve Öneriler...... 58 Kaynaklar Dizini...... 70

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 5 ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1 Çalışma Sahasını Gösterir Yer Bulduru Haritası; Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanı F45d3, F45d4, G45a1, G45a2, G45a3 Ve G45a4 İsimli 1/25,000 Ölçek Topoğrafik Pafta Sınırları İçerisinde Yaklaşık 330 Km2 Alan Kaplamaktadır...... 12

Şekil 1.1 Çalışma Alanının Doğu Karadeniz Havzasındaki Yeri...... 13

Şekil 2 Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanına İlişkin Jeoloji Haritası (Güven, 1998; Yılmaz vd., 1998’Den Değiştirilerek Alınmıştır)...... 22

Şekil 3 Bazalt, Andezit, Lav Ve Piroklastların Üzerinde Gelişen Rezidüel Seviyenin Genel Görünümü...... 23

Şekil 4 Riyodasit, Dasit, Lav Ve Piroklastların Genel Görünümü...... 25

Şekil 5 Kaçkar Granitoyidi Genel Görünümü; Birimin Üzerinden Yük Kalkmasına Bağlı Olarak Geliştiği Düşünülen Yatay Eklemler Belirgin Olarak İzlenmektedir...... 26

Şekil 6 Andezit, Bazalt, Lav ve Piroklast Olarak Tanımlanan Birimin Üzerinde İzlenen Rezidüel Seviyenin Genel Görünümü...... 27

Şekil 7 Çayeli’ni Merkez Alan 200 km Yarıçaplı Daire İçerisinde Kalan Bölgeye Ait Sismotektonik Harita (Aktif Faylar Şaroğlu vd. (1987)’den Değiştirilerek Alınmıştır; Deprem Merkez Üstlerine İlişkin Veri Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Tarafından Kayıt Edilmiştir) (Nefeslioğlu, 2008’Den Alınmıştır)...... 29

Şekil 8 Çayeli’ni Merkez Alan 200 km Yarıçaplı Daire İçerisinde Kalan Bölgede Kayıt Edilen (M=3.0’den Büyük) Deprem Büyüklüklerine Ait Frekans Dağılımı (Deprem Büyüklüğü Değerlerine İlişkin Veri Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Tarafından Kayıt Edilmiştir) (Nefeslioğlu, 2008’den Alınmıştır)...... 30

Şekil 9 Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nce Yayımlanan 1975–2006 Yılları Arasında Rize İstasyonunda Ölçülmüş Aylık Ortalama En Düşük, Ortalama Ve Ortalama En Yüksek Sıcaklık Değerleri (°C) (Nefeslioğlu, 2008’Den Alınmıştır)...... 32

Şekil 10 Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nce Yayımlanan 1971–2000 Yılları Arasında Ölçülmüş Aylık Toplam Yağış Miktarları (MM) (Nefeslioğlu, 2008’den Alınmıştır)...... 33

6 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şekil 11 Çalışmada Kullanılan Hava Fotoğrafları (1995) ve Worldview-2 (2016) Yüksek Çözünürlüklü (Sarı Renkli Çerçeveler) Uydu Görüntülerine İlişkin Anahtar Harita...... 37

Şekil 12 Çalışmada Budak Mahallesi Örneğinde Kullanılan (A) 1995 Yılına Ait 1:15,000 Ölçeğinde Renkli Kızılötesi (İnfrared) Streo Hava Fotoğrafı, (B) 2016 Yılına İlişkin Yüksek Çözünürlüklü Worldview-2 Uydu Görüntüsü, (C) Örneklem Alanı İçin Kothe ve Lehmeier (1993) Tarafından Geliştirilmiş Konverjans İndeks Kullanılarak Üretilen Sırt (Kırmızı Renkli Alanlar) ve Vadi (Mavi Renkli Alanlar) Kesimlerini Gösterir Harita, (D) Haritalan Sığ Heyelanların (Kırmız Renkli Noktalar) Topoğrafik Düzeltmelerinin Yapıldığı 1:25,000 Ölçekli Topoğrafya Haritası...... 38

Şekil 13 Görüntülerin Yorumlanması Sırasında Heyelanı Tanımlayıcı Görüntü Elemanları; (A) Renk ve Ton (Sarı Oklar Farklı Renk Ve Tondaki Heyelan Alanlarını Gösterir, (B) Şekil Bakımından Benzeşim Gösteren Alanların Çevre Objelerle Birlikte İlişkilendirilerek Yol Olarak Sınıflandırıldığını Gösterir Harita (Örnek Alan Sarı Çerçeve İçinde İfade Edilmiştir), (C) Doku ve Tekstür Tanımlayıcı Görüntü Elemanları Kullanılarak Ayırtlanan İki Farklı Heyelan Kopma Zonu (Kırmızı ve Sarı Çizgiler, Oklar Hareket Yönünü İfade Eder)...... 39

Şekil 14 Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanı İçerisinde Uzaktan Algılama Görüntüleri Yorumlarından Üretilen Sığ Heyelan Kopma Zonlarına İlişkin Envanter...... 40

Şekil 15 Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanı Heyelan Yoğunluk Haritası...... 41

Şekil 16 Çalışma Sahasında İzlenen Sığ Heyelanlara İlişkin Örnek Fotoğraf; Yenilme Çay Bahçesi İçerisinde Gerçekleşmiş ve Yolu Etkilemiştir...... 42

Şekil 17 Çalışma Sahasında İzlenen Sığ Heyelanlara İlişkin Örnek Fotoğraf; Yenilme Çay Bahçesi İçerisinde Gerçekleşmiştir...... 42

Şekil 18 Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanına Ait 10 m Yersel Çözünürlüğe Sahip Sayısal Yükseklik Modeli (SYM)...... 57

Şekil 19 Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanına Ait SINMAP Matematiksel Modeli İle Oluşturulmuş Heyelan Duyarlılık Haritası...... 58

Şekil 20 Taşlıdere Vadisi Drenaj Alanı İçin Oluşturulan Topoğrafik Eğim-Beslenim Alanı (SA) Grafiği İçerisinde Elde Edilmiş Stabilite İndeksi Değerler Aralıkları...... 59

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 7 TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1 Proje Çalışmasına İlişkin Sonuç Bulgular ve Nihai Öneriler Özet Tablosu...... 5 Tablo 2 Proje Yerini Tanımlayan Bilgiler...... 12 Tablo 3 Proje Alan Bilgileri...... 13 Tablo 4 Duraylılık İndeks (SI) Değerine Bağlı Olarak Tanımlanan Duraylılık Sınıfları (Pack Et Al., 1998)...... 47 Tablo 5 Sınmap Modeli İçin Hesaplanması/Tanımlanması Gereken Parametreler...... 47 Tablo 6 Rezidüel Seviyelerden Alınan Toprak Örneklerinin İndeks ve Fiziksel Özelliklerini Gösterir Laboratuvar Sonuçları...... 49 Tablo 7 Rezidüel Seviyelerden Alınan Toprak Örneklerinin Mekanik Özelliklerini Gösterir Laboratuvar Sonuçları...... 50 Tablo 8 Rezidüel Seviyelerden Alınan Toprak Örneklerine İlişkin Permeabilite Değerleri...... 52 Tablo 9 Sismik Kırılma Araştırmalarından Elde Edilen Rezidüel Toprak Kalınlığı Değerleri...... 52 Tablo 10 SINMAP Modeli İçin Gerekli Olan ve Kullanılan Girdi Parametreleri ve Değerleri...... 55 Tablo 11 SINMAP Modeli Çıktısından Elde Edilen SI Değerleri Ve İstatistiksel Sonuçları...... 56

8 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1 GİRİŞ

1.1. GAYE VE KAPSAM

Bu çalışmada Taşlıdere (Güneysu) havzası içerisinde sığ heyelanlara ilişkin heyelan duyarlılık analizlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla; söz konusu kütle hareketinin oluş mekanizması da dikkate alınarak daha çok heyelanın temel fiziğini esas alan SINMAP matematiksel modeli değerlendirilmiştir. Yapılan heyelan duyarlılık haritası ile mevcut heyelanların ve muhtemel heyelanların arazi kullanımına göre dağılımı tespit edilerek korunması gereken alanlar ortaya çıkarılmaktadır. Anılan heyelan duyarlılık haritası; önlem ve kontrol yapıları için çalışılması gereken alanlarda ve korunan alanlarda özellikle bozulan drenajın yeniden tesis edilmesine yönelik, havza bazlı heyelan ve sel kontrol projeleri yapımı için yol gösterici olacaktır. Bu kapsamda; erozyon, sel ve heyelana karşı dirençli alanlar oluşturulmasına yönelik yapılacak projelerin hedef sahalarının belirlenmesinde, orman planlamasında, alt yapı ve üst yapı ile imar planı vb. çalışmalarda doğru kararlar alınmasına yardımcı olunması gaye edinilmiştir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 9 1.2. PROJE YERİ

Taşlıdere Vadisi drenaj alanı ve yakın çevresi Türkiye’nin en fazla yağış alan bölgesini oluşturmaktadır. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan verilere bağlı olarak, 1971 ile 2000 yılları arasında yıllık ortalama yağış miktarı 2189mm olarak verilmektedir (DMİ, 2008). Bölgenin içerisinde bulunduğu jeolojik, jeomorfolojik, çevresel ve söz konusu iklimsel özelliklerine bağlı olarak sahada sıklıkla heyelan ve taşkın afetleri yaşanmaktadır. Çalışma sahasının yerini tanımlayan özet bilgiler Tablo 2’de ve alana ilişkin yer bulduru haritası Şekil 1’de verilmiştir.

Tablo 2. Proje yerini tanımlayan bilgiler

Orman Bölge Müdürlüğü Orman İşletme Rize Müdürlüğü

İl Rize

İlçe Güneysu

Ana havza adı Doğu Karadeniz

Mikro havza adı Taşlıdere (Güneysu)

F45d3, F45d4, G45a1, 1/25,000 ölçekli G45a2, G45a3 ve Şekil 1. Çalışma sahasını gösterir yer bulduru haritası; Taşlıdere Vadisi drenaj topoğrafik pafta alanı F45d3, F45d4, G45a1, G45a2, G45a3 ve G45a4 isimli 1/25,000 ölçek G45a4 topoğrafik pafta sınırları içerisinde yaklaşık 330 km2 alan kaplamaktadır.

10 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şekil 1.1. Çalışma alanının Doğu Karadeniz Havzasındaki yeri

1.3. PROJE ALAN BİLGİLERİ

Tarhan (1991), 1970’den itibaren tutulan kayıtlara bağlı olarak Doğu Karadeniz Bölgesi’nde heyelan kaynaklı 252 can kaybının ve 2585 mesken tahribatının gerçekleştiğini belirtmiştir. Çan et al. (2005), Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde yer alan Islahiye köyü ve çevresinde, 23.07.2002 tarihinde meydana gelen kısa süreli aşırı yağışa bağlı olarak gelişmiş 121 toprak akmasının meydana geldiğini ve bu akmalara bağlı olarak 17 can kaybının ve 4 mesken tahribatının gerçekleştiğini bildirmiştir. Bununla birlikte, Dağ vd. (2006), Çayeli (Rize) ve çevresinde, yine aynı meteorolojik olaya bağlı olarak gelişmiş toprak akmalarının; sığ heyelanların meydana geldiğini ifade etmekte ve söz konusu Tablo 3. Proje alan bilgileri hareketlerin önemli boyutta ekonomik zarara ve can kaybına yol açtığını belirtmektedir. Nefeslioğlu (2008), Nefeslioğlu ve Alan 33,092.11 hektar Gökçeoğlu (2011) ve Nefeslioğlu et al. (2011); Taşlıdere Vadisi drenaj alanının doğusunda kalan havzalarda çok sayıda toprak Ziraat alanı 9200 hektar akması; sığ heyelan haritalamış ve bu havzalara ilişkin sığ Bozuk orman alanı 11,500 hektar heyelanları esas alan duyarlılık ve tehlike modelleri geliştirmiş ve Verimli orman vd. risk değerlendirmesinde bulunmuştur. 12,392 hektar alanlar

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 11 Afet İşleri Genel Müdürlüğü (AİGM) Afet Etüt ve Hasar Tespit Daire Başkanlığı’nın bölgeye ilişkin afet kayıtlarına bakıldığında 1964’den bu yana bölgede can ve mal kaybına yol açan çok sayıda heyelan olayının meydana geldiği ayrıca anlaşılmaktadır. Burada ifade edilen çalışmalar dikkate alındığında; Taşlıdere Vadisi drenaj alanı ve yakın çevresinde izlenen, can ve mal kaybına yol açan kütle hareketlerinin ağırlıklı olarak sığ heyelanlar şeklinde geliştiği anlaşılmaktadır. Taşlıdere Vadisi drenaj alanı yaklaşık 33,092 hektardır (Tablo 3); bu alanın 9200 hektarlık kısmında ağırlıklı olarak çay tarımı yapılmaktadır. Bununla birlikte söz konusu alanın 11,500 hektarlık kısmı bozuk orman sahalarına karşılık gelmektedir. Geriye kalan 12,392 hektarlık kısım ise verimli orman ve diğer alanlar olarak tanımlanmaktadır.

1.4. ÇALIŞMA YÖNTEMLERİ

Drenaj alanı içerisinde yapılan araştırmalar 4 aşamada gerçekleştirilmiştir: (i) Öncelikle konuya ilişkin ulusal ve uluslararası literatür değerlendirilmiştir; ülkemizde söz konusu SINMAP matematiksel modeli neredeyse hiç çalışılmamış durumdadır; sadece bir baraj rezervuarı içerisindeki heyelanların değerlendirilmesine yönelik bir araştırma bulunmaktadır (Akgün ve Erkan, 2016). Bu anlamda söz konusu fiziksel modelin bu kapsamda çalışılması önem arz etmektedir. (ii) Literatür araştırmasının gerçekleştirilmesine müteakiben çalışma sahasının genel özellikleri incelenmiştir. (iii) Bununla birlikte Taşlıdere Vadisi drenaj alanına ait sığ heyelan envanterinin oluşturulmasına yönelik ayrıntılı araştırmalar yürütülmüştür; oluşturulan heyelan envanterinin yersel doğruluğunun kontrol edilmesine yönelik arazi çalışması yapılmıştır. (iv) SINMAP matematiksel modeli kullanılarak çalışma sahası içerisindeki sığ heyelanlara ilişkin duyarlılık analizlerinin yapılmasında önem arz eden gerekli mekanik ve hidrolojik özelliklerinin tayini amacıyla arazi çalışmaları süresinde 40 adet araştırma çukurunda örselenmiş ve örselenmemiş örneklemeler yapılmıştır. Bununla birlikte; yine modelin ihtiyaç duyduğu havza içerisindeki rezidüel toprak kalınlığının değişim aralığının belirlenmesine yönelik jeofizik etütler; sismik kırılma etütleri araştırma çukurlarına karşılık gelen lokasyonlarda yapılmıştır. Burada ifade edilen mekanik ve hidrolojik özelliklerin belirlenmesi ve havza içerisindeki toprak kalınlığı değişim aralığının tayin edilmesine müteakiben heyelan duyarlılık analizleri gerçekleştirilmiş ve havza içerisinde heyelan duyarlılık seviyesinin bir göstergesi olan stabilite indeks değerleri haritalanmıştır. Bu sonuç değerlendirilerek Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde heyelan ve sel kontrol yapılarının projelendirilmesinde öncelikli alanlara yönelik öneriler yapılmıştır.

12 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 2 ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Bu bölümde; sığ heyelanlara ilişkin gerçekleştirilen heyelan duyarlılık analizlerinde SINMAP matematiksel modelinin kullanıldığı ulusal ve uluslararası çalışmalar incelenmiştir. Söz konusu çalışmalara ilişkin özet bilgiler aşağıda ayır paragraflar içerisinde verilmiştir. R.T. Pack, D.G. Tarboton ve C.N. Goodwin (1998), sığ debris kayma dağılımını modellemeyi amaçlamıştır. Bu amaçla Kilpala havza analizi, Kuzey Vancouver Island, British Columbia örnek olarak sunulmuştur. Bu kapsamda, kararlı durum hidroloji modeli ve mekanik sonsuz şev stabilitesi modelinin birleştirilmesi ile geliştirilen SINMAP yaklaşımı kullanılmıştır. SINMAP modelinde kullanılan veri yapısı; genellikle vektör tabanlı çokgen veri yapılarından daha çok grid tabanlı veri yapılarıdır. Bilinen doğru konumlandırma; kontrol verisi, heyelan başlangıç bölgelerinin konumuna dayanmaktadır. LAN Hengxing, WU Faquan, ZHOU Chenghu ve WANG Lingjuan (2003) tarafından heyelan tehlike analizi için SINMAP modelinin uygulanması amaçlamıştır. Söz konusu model; Güneydoğu Çin’de geniş bir alan olan Xiaojiang havzasında yağış ve heyelanlar üzerinde yapılan analiz ve tahminlerin bir arada değerlendirilmesi ile uygulanmıştır. CBS tabanlı heyelan analizi; SINMAP modeli ile sistematik bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir. Sonuç olarak, yapılan çalışmalar Xiaojiang havzasında söz konusu jeolojik tehlikenin kontrolü hakkında hızlı ve kolay bir şekilde bilgi vermektedir. H.X. Lan, C.H. Zhou, L.J. Wang, H.Y. Zhang ve R.H. Li (2004), heyelan tehlikesini CBS teknikleri kullanılarak tahmin etmeyi amaçlamıştır. Güneybatı Çin, Yunnan Eyaleti, Xiaojiang havzasında heyelan duyarlılık analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda SINMAP modeli kullanılmıştır. Mevcut haritalardan elde edilen gözlenen heyelanlardan daha çok gelecekte gelişmesi muhtemel heyelanların önlenmesi ve zararların azaltılması için bu modelin fayda sağlayacağı belirtilmiştir. Wanchang Zhang, Li Wu ve Jie Zhou (2005) tarafından toprak erozyonu ve heyelan gibi afetlerin değerlendirilmesi ve önlenmesine yönelik araştırmalar yapılmıştır. Bu amaçla; Qinling dağlarının güney tarafı Lueyang County, Hanzhong şehrinin batısında yer alan bölgede şev stabilitesi ve heyelan değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu kapsamda, Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) ve uzaktan algılamanın avantajlarını yansıtan SINMAP modeli kullanılmıştır. Sonuç olarak, SINMAP modelinin, heyelanların bölgesel ölçekte değerlendirildiği çevresel faktörlerle ilişkili çalışmalar için güvenilir bir yöntem olduğu ifade edilmektedir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 13 C. Meisina ve S. Scarabelli (2006), Apenin Dağlarında meydana gelen sığ heyelanları araştırmışlardır. Bu amaçla; Oltrepo Pavese’de bir alanda (Kuzey Apenin Dağları) çalışma yapılmıştır. Bu kapsamda; SINMAP ve SHALSTAB arazi tipi stabilite modelleri kullanılmıştır. Sığ toprak kaymalarının büyük sıklıkla karşılaşıldığı alanların, Pizzolo köyünün yakınlarına karşılık geldiği ifade edilmektedir. SINMAP ile birçok heyelan tahmin edilebilmiştir. SHALSTAB sonuçları ciddi olmayan olaylar için çalışma alanında daha gerçekçi görünebilmektedir. Her iki modelde de yüksek tehlikeye sahip alanları (Pizzolo köyü) ve diğer alt tehlike sınıflarını ayırt edilebilmiştir. P. Tarolli ve D.G. Tarboton (2006), muhtemel heyelanlara yönelik gerçekleşme olasılıklarının belirlenmesi için yeni bir yaklaşım geliştirmiştir. Bu yaklaşım İtalya’nın Kuzeydoğu Bölgesinde bulunan küçük bir havzada; hava fotoğrafları ve Havadan Lazer Altimetre (LIDAR) ile türetilmiş yükseklik verilerine bağlı olarak tanımlanan heyelanlar kullanılarak test edilmiştir. Bu çalışmada SINMAP matematiksel modeli kullanılmıştır. Bu çalışmada SINMAP modeline ilişkin ölçümleme parametreleri için model içerisindeki varsayılan değerler kullanılmıştır. Farklı çözünürlükteki DTM’ler için elde edilen performansların karşılaştırılmasına bağlı olarak 10 m çözünürlükteki DTM’in en iyi sonucu verdiği anlaşılmıştır. Birgit Terhorst ve Roger Kreja (2009), heyelanların modellenmesine yönelik araştırmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu amaçla; Öschingen, Schönberger Kapf Orta Swabian Alb bölgesinde Auchtert araştırma alanında çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada SINMAP modelleme yöntemi kullanılmıştır. SINMAP modelinin ölçme ve değerlendirme sonuçları dikkate alındığında, söz konusu; modelin çalışma alanında dönemsel olarak tekrar eden kaymaların duyarlılığın tahmininde güçlü bir araç olduğu ifade edilmektedir. Işık Yılmaz ve İnan Keskin (2009), CBS tabanlı istatistiksel ve fiziksel yaklaşımlar ile daha tutarlı heyelan duyarlılık haritalarının elde edilebileceğini belirtmişlerdir. Bu amaçla; Şebinkarahisar, Avutmus ilçesinde heyelan duyarlılık çalışması gerçekleştirmişlerdir. Bu kapsamda; FR modeli ve SINMAP modeli kullanılmıştır. Sonuç olarak; FR modeli ve SINMAP modeli ile kabul edilebilir heyelan duyarlılık haritalarının üretilebileceği anlaşılmıştır. Sanjit K. Deb ve Aly I. El-Kadi (2009), sığ toprak kaymalarına ilişkin yamaç duyarlılıklarının değerlendirilmesini amaçlamıştır. ABD’nin güney bölgelerinde (Oahu, Hawaii) su toplama havzalarında çalışılmıştır. Söz konusu araştırmada SINMAP modeli kullanılmıştır. Yüksek doğal nem içeriği ve yıllık yüksek yağış miktarı dikkate alındığında, genç volkanik çökeller ile karakterize olan dik eğimlere sahip havzada SINMAP matematiksel modelinin uygulanabilir olduğu sonucuna varılmıştır. G. Legorreta Paulin, M. Bursik, J. Lugo-Hubp ve J.J. Zamorano Orozco (2010) tarafından gerçekleştirilen çalışmada sığ ve çok derin heyelanlar değerlendirilmiş; SINMAP ve MLR ile yapılan heyelan tahminleri karşılaştırılmıştır. Bu kapsamda Stabilite İndeksi Haritalama (SINMAP) ve Çoklu Lojistik Regresyon (MLR) modelleri geliştirilmiştir. Sonuç olarak; farklı ölçeklerde geliştirilen modeller; muhtemel heyelanlı alanları ve ayrıca herhangi bir yamaç duraysızlığının beklenmediği alanları tahmin edebilmektedirler.

14 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Jerry D. Davis ve Stephanie M. Sims (2013), kısmen kentleşmiş kıyı havzalarını destekleyen yerleşim yerlerinin sediman kaynaklarını belirlemek ve duraysızlık açısından büyük endişe yaratan bölgelerin tahmin edilmesi için fiziksel ve maksimum entropi modellerinin kullanımını araştırmışlardır. ABD’nin Montara Dağı’nda gerçekleştirilen analizlerde SINMAP modeli kullanılmıştır. Geçmiş yıllardaki hava fotoğraflarının yorumlanması ile sediman kaynaklarının envanteri değerlendirilmiş ve izlenen değişimler için yamaç duraysızlıkları ve oyuntu erozyon alanları dikkate alınmıştır. Söz konusu alanlar için maksimum entropi modeli ve SINMAP fiziksel heyelan duyarlılık modeli geliştirilmiştir. Aralıklı oluşan heyelanların, ENSO olayları gibi büyük yağış olayları ile bağlantılı olduğu belirtilmektedir. Söz konusu alanda; yol inşaatlarının da sürece katkı verdiği ifade edilmektedir. Ananta Man Singh Pradhan ve Yun-Tae Kim (2014), yamaç duraysızlıklarına ilişkin araştırmaların gerçekleştirilmesini amaçlamışlardır. Bu amaçla; Kore’de Deokjeok-ri Creek’de çalışılmıştır. SINMAP ve SHALSTAB modelleri kullanılmıştır. Havzanın kuzey kesiminin istikrarsız bir bölge olduğu belirlenmiştir. SHALSTAB ile elde edilen duyarlılık haritalarının, SINMAP ile elde edilen duyarlılık haritalarına göre tahmini doğruluğunun daha yüksek olduğu ifade edilmektedir. Araştırmacılar tarafından yapılan çalışmanın sonucunda; SHALSTAB modeli daha önceden belirlenmiş olan sığ toprak kaymalarının belirlenmesinde daha başarılı olmuştur. Gean Paulo Michel, Masato Kobiyama ve Roberto Fabris Goerl (2014), çok sayıda toprak kaymasının meydana geldiği Brezilya’nın güneyinde yer alan Santa Catarina Devletinde, Cunha Nehri havzasında çalışmışlardır. Bu çalışmada; sığ heyelanlara ilişkin duyarlılığın değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç ve kapsamda; SHALSTAB ve SINMAP modelleri uygulanmış ve bunların sonuçlarının karşılaştırmalı bir analizini yapılmıştır. Sonuç olarak, Brezilya, Cunha Nehri havzasında, heyelan tahmininde SINMAP modelinin daha uygun olduğu belirtilmiştir. Tulius Dias Nery ve Bianca Carvalho Vieira (2014), tarafından gerçekleştirilen çalışmada Serra do Mar dağında heyelan duraylılığın havza bazında değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, SINMAP matematiksel modeli kullanılmıştır. Bu kapsamda; sayısal yükseklik modeli ve önceden yapılmış 3 çalışmadan elde edilen jeoteknik ve hidrojeolojik veriler değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, SINMAP matematiksel modeli kullanılarak farklı yağış senaryoları için haritalar üretilmiş ve mevcut heyelan verisi ile test edilmiştir. Bu haritalar kullanılarak; Serra do Mar’da Ocak 1985 yılında meydana gelen sığ toprak kaymalarını tespit etmek mümkün olmuştur. Erin Pfeil-Mc Cullough, Daniel J. Bain, Jeffery Bergman ve Danielle Crumrine (2015), Pittsburgh (USA) şehrinde; heyelanlar ile dişbudak ağaç kayıpları arasındaki ilişkiyi incelemek için araştırmalar yapmışlardır. ABD’nin doğusundaki söz konusu şehrinde heyelan duyarlılık analizleri gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda; SINMAP modeli kullanılmıştır. Model parametreleri doğal coğrafi varyasyona duyarlı değildir ve bununla birlikte dişbudak ağaçlarının rastgele çıkarılmasına rağmen; söz konusu model sahada heyelanların tahmin edilmesinde tutarlı sonuçlar vermiştir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 15 Jerry Davis ve Leonhard Blesius (2015), heyelan duyarlılığının daha tutarlı modellenebilmesine yönelik araştırmalar yapmışlardır. Bu amaçla; San Pedro Creek (Pacifica, CA, ABD) havzasında, bir hibrit yaklaşım olan fiziksel tabanlı heyelan duyarlılık modeli “Stabilite İndeksi Haritalaması” (SINMAP) ve maksimum entropi heyelan duyarlılık modeli kullanılarak heyelan duyarlılık haritalaması yapılmıştır. Bu kapsamda; SINMAP, SHALSTAB, maksimum entropi modeli, hibrit modeli, mevcut heyelanlar ve hazırlayıcı faktörler değerlendirilmiştir. Maricar L. Rabonza, Raquel P. Felix, Alfredo Mahar Francisco A. Lagmay, Rodrigo Narod C. Eco, Iris Jill G. Ortiz ve Dakila T. Aquino (2015), yağışlara bağlı olarak gelişen sığ heyelanları hızla bir şekilde değerlendirmek ve duyarlı alanları tanımlayabilmek için araştırmalar gerçekleştirmişlerdir. Bu amaçla; Filipinler’de Haiyan tayfununun gerçekleştiği alanda çalışılmıştır. Bu çalışmada; SINMAP modeli kullanılmıştır. Sonuç olarak, geliştirilen model mevcut heyelan envanteri ile karşılaştırıldığında; SINMAP matematiksel modeli kullanılarak oluşturulan heyelan haritalarının doğruluğunun yüksek olduğu tespit edilmiştir. Aykut Akgun ve Oguzhan Erkan (2016), bir baraj rezervuar alanındaki heyelan duyarlılığını değerlendirmeyi amaçlamışlardır. Bu amaçla; Türkiye’nin kuzey kesiminde yer alan Kürtün Barajı (Gümüşhane) rezervuar sahasında çalışmalar yapılmıştır. Bu araştırmada lojistik regresyon ve Stabilite İndeksi Haritalama (SINMAP) modeli kullanılmıştır. Elde edilen heyelan duyarlılık haritalarının doğruluğu mevcut heyelanlar ile test edilmiş ve buna bağlı olarak üretilen haritaların doğal afet yönetimi için uygun olduğu belirtilmiştir.

16 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA SAHASININ 3 GENEL ÖZELLİKLERİ

3.1. JEOLOJİ

Taşlıdere Vadisi drenaj alanı Pontid tektonik birliğinin (Ketin, 1966; Yılmaz vd., 1998’den) doğu kesimi içerisinde yer almaktadır. Doğu Pontidler olarak da bilinen bölge, Kara Deniz’in güney doğu kıyısı boyunca 500 km uzunluğunda 100 km genişliğinde bir dağ sırasını oluşturmaktadır (Okay ve Şahintürk, 1997). Jeolojik olarak Doğu Pontidler iyi korunmuş eski bir ada yayı olarak tanımlanmaktadır (Şengör ve Yılmaz, 1981). Söz konusu tektonik birlik, gerek tektonik konumu gerekse içerisinde yer alan, ekonomik olarak işletebilir maden yatakları nedeniyle bir çok araştırmacı tarafından çalışılmıştır (Gedikoğlu et al., 1979; Şengör ve Yılmaz, 1981; Bektaş, 1986; Güven, 1993; Bektaş et al., 1999; Robinson et al., 1995; Yılmaz et al., 1997; Okay ve Şahintürk, 1997; Yılmaz et al., 2003). Doğu Pontidler genellikle iç (güney) ve dış (kuzey) olmak üzere iki alt kısma ayrılmaktadırlar (Gedikoğlu et al., 1979; Özsayar et al., 1981; Güven, 1998). Dış Doğu Pontidler içerisinde çoğunlukla Senoniyen ve Orta Eosen volkanik ve volkanoklastik kayaçları izlenirken, Senoniyen öncesi kayaçları genel olarak İç Doğu Pontidler içerisinde bulunmaktadır (Okay ve Şahintürk, 1997). Güven (1998), Dış Doğu Pontidleri (kuzey) magmatik aktivetinin en yoğun izlendiği bölge olarak ifade etmekte, buna karşılık, magmatizmanın etki alanı dışında kalan tortul havza çökellerinin yüzeylendiği bölgeyi ise İç Doğu Pontidler (güney) olarak tanımlamaktadır. Buna göre, Taşlıdere Vadisi drenaj alanı özelde, ağırlıklı olarak Dış Doğu Pontidler içerisinde bulunmaktadır.

3.1.1. STRATİGRAFİ Proje sahası içerisinde, Mesozoyik ve Senozoyik yaşlı kaya birimleri yüzeylenmektedir (Güven 1998; Yılmaz vd., 1998) (Şekil 2). Proje kapsamında, sözü edilen birimlere ilişkin litolojik tanımlar ve stratigrafi, Güven (1998) ve Yılmaz vd. (1998) tarafından 1/100,000 ölçeğinde gerçekleştirilmiş çalışmalara bağlı olarak özetlenmiştir. Mesozoyik ve Senozoyik yaşlı kaya birimlerini gösterir söz konusu stratigrafik istif, Şekil 2 içerisinde ayrıca verilmektedir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 17 Şekil 2. Taşlıdere Vadisi drenaj alanına ilişkin jeoloji haritası (Güven, 1998; Yılmaz vd., 1998’den değiştirilerek alınmıştır).

18 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 3.1.1.1. ÇATAK FORMASYONU (BALP-SCS) Taşlıdere Vadisi drenaj alanında stratigrafik istif, Güven (1993) tarafından Çatak formasyonu olarak adlandırılmış bazik karakterli volkanoklastik birim ile başlamaktadır (Şekil 2). Formasyon başlıca bazalt, andezit lav ve piroklastları ile kumtaşı, silttaşı, marn, şeyl ve kırmızı-bordo renkli killi kireçtaşı tabaka veya seviyelerinin ardalanmasından oluşmaktadır (Şekil 3) (Güven, 1998). Birim genel olarak gri-yeşil renk tonlarında gözlenmektedir (Yılmaz vd., 1998). Güven (1998), genel olarak gri-yeşil renk tonunun hâkim olduğu birim içerisinde lav, tüf ve breşlerden oluşan volkanik seviyelerin koyu gri, yer yer siyah, ayrıştığında ise kahve renkli tonların izlendiğini ifade etmektedir. Yine aynı araştırmacı, birim içerindeki lavların çoğunlukla kırıklı, çatlaklı ve boşluklu olup, etkin bir şekilde ayrışmış ve kloritleşmiş olduğunu vurgulamaktadır. Breş ve aglomeralar içerisinde tortul kaya çakıl ve bloklarının izlenebileceği ayrıca ifade edilmektedir (Güven, 1998). Güven (1998), kurşuni gri renkli kumtaşı, marn ve şeyllerin düzenli ince tabakalanmalı olduğunu ve bazı kesimlerde kırmızı- bordo renkli mikritlerin ve rekristalize kireçtaşlarının yaygın olarak bulunduğunu ifade etmektedir. Yılmaz vd. (1998), birimin kalınlığının 750-1000m arasında değiştiğini ifade etmekte ve formasyon içerisindeki çamurtaşı-marn seviyelerinin içermiş olduğu mikro- fosillere bağlı olarak yaşını Koniasiyen-Santoniyen olarak vermektedirler.

Şekil 3. Bazalt, andezit, lav ve piroklastların üzerinde gelişen rezidüel seviyenin genel görünümü

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 19 3.1.1.2. KIZILKAYA FORMASYONU (RDLP) Stratigrafik istifte, Çatak formasyonunu uyumlu olarak üzerleyen asidik karakterli lav ve piroklastlar Güven (1993) tarafından Kızılkaya formasyonu olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2). Formasyon, çoğunlukla riyodasitik ve dasitik lav ile piroklastlardan oluşmaktadır (Şekil 4) (Güven, 1998). Güven (1998), Çatak formasyonu üzerine uyumlu olarak gelen lavların genellikle sarımsı ayrışmalı gri, beyaz, morumsu renkleri ve prizmatik kolon yapıları ile izlendiğini ve yersel olarak çok iri kuvarslı ve porfirik dokulu yapıya sahip olduklarını ifade etmektedir. Yılmaz vd. (1998) lavların yer yer akıntılı yapılar gösterdiğini ayrıca belirtmişlerdir. Güven (1998), kısmen düzgün tabakalanma gösteren tüf, aglomera ve breş seviyelerinin formasyonun üst kısımları içerisinde yaygın olarak izlendiğini vurgulamaktadır.

Şekil 4. Riyodasit, dasit, lav ve piroklastların genel görünümü.

20 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Bununla birlikte, Yılmaz vd. (1998) formasyonun kalınlığının 400-500m arasında değiştiğini ve birimin Koniasiyen- Santoniyen yaşlı Çatak formasyonu ile alttan, Kampaniyen-Mestrişyen yaşlı Çağlayan formasyonu ile de üstten uyumlu olması nedeni ile yaş aralığının Santoniyen-Kampaniyen arasında bulunabileceğini ifade etmektedirler.

3.1.1.3. ÇAĞLAYAN FORMASYONU (BALP) Asidik volkanitleri uyumlu olarak üzerleyen bazik karakterli volkanit, volkanoklastik ve çökel kaya ardalanmasının oluşturduğu volkano-tortul istif Güven (1993) tarafından Çağlayan formasyonu olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2). Formasyonun hakim kaya türü bazalt, andezit lav ve piroklastları olarak ifade edilirken, kumtaşı, marn ve kırmızı- bordo renkli killi kireçtaşı ara seviyelerinin de birim içerisinde yer aldığı vurgulanmaktadır (Güven, 1998). Güven (1998), genellikle gri, morumsu gri renklerde izlenen lavların yersel sert, kırıklı ve çatlaklı olduklarını belirtmektedir. Bununla birlikte, kloritleşme ve epidotlaşmanın yaygın olarak görüldüğü söz konusu lavlarda yer yer iyi gelişmiş yastık yapılarının bulunduğu ve gaz boşluklarının genellikle kalsit, klorit ve zeolitler tarafından doldurulduğu ifade edilmektedir (Güven, 1998). Güven (1998) belirgin tabakalanma gösteren tüf ve breşler içinde lav parçaları yanında kırmızı kireçtaşı ve killi kireçtaşlarına ait parçaların bulunduğunu ayrıca belirtmektedir. Formasyon içerisinde görülen kumtaşlarının çoğunlukla volkanik elemanlı olduğu yine Güven (1998) tarafından vurgulanmaktadır. Formasyonun yaklaşık kalınlığı 800m olarak ifade edilmekte ve birim içerisindeki kırmızı mikritik kireçtaşlarının içerdiği mikro-fosillere bağlı olarak Santoniyen-Kampaniyen yaşı verilmektedir (Yılmaz vd., 1998).

3.1.1.4. KAÇKAR GRANİTOYİDİ (G) Üst Kretase yaşlı birimlerin içerisine sokulan ve granitten gabroya kadar geniş bir yelpaze içerisinde değişim gösteren intrüzif kompleks Güven (1993) tarafından, intrüzyon yaşına bakılmaksızın Kaçkar granitoyidleri olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2). Güven (1998) birimin, genellikle gri, yeşilimsi gri, yer yer pembemsi renklerde izlendiğini vurgulamaktadır. Ayrıca, çok kırıklı, çatlaklı olan granitoyidlerin taneli veya porfirik dokulu olduğu ifade edilmekte ve mineral kompozisyonları ve dokularına bağlı olarak granit, granodiyorit, mikrogranit, kuvars porfir, kuvarslı diyorit ve diyorit olarak ayırtlanabildiğini belirtilmektedir (Şekil 5) (Güven, 1998). Üst Kretase boyunca gelişimini sürdüren ve yerleşimini büyük ölçüde Paleosen sonunda tamamlayan granitoyidler ile Eosen yaşlı Kabaköy formasyonu arasında bir aşınma yüzeyinin bulunduğu yine Güven (1998) tarafından vurgulanmaktadır.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 21 Şekil 5. Kaçkar granitoyidi genel görünümü; birimin üzerinden yük kalkmasına bağlı olarak geliştiği düşünülen yatay eklemler belirgin olarak izlenmektedir.

3.1.1.5. KABAKÖY FORMASYONU (ABLP) Üst Kretase yaşlı birimler üzerine taban konglomerası ile açısal uyumsuz olarak gelen, genellikle kırıntılı çökellerle başlayan ve üst kesimlerinde volkano-tortul seviyeleri barındıran formasyon Güven (1993) tarafından Kabaköy formasyonu olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2). Güven (1998) formasyonun, kumtaşı, kumlu kireçtaşı ve marn ara tabakalarını içeren masif veya kalın tabakalı bol ojit ve hornblendli andezit-bazalt lav ve piroklastlarının oluşturmuş olduğu volkano-tortul bir istiften oluştuğunu ifade etmektedir (Şekil 6). Yılmaz vd. (1998) birimin kalınlığını yaklaşık 800m olarak vermektedir. Bununla birlikte Güven (1998), formasyonunun taban seviyelerinden derlemiş olduğu mikro-fosillere bağlı olarak birimin Alt-Orta Eosen yaş aralığında oluştuğunu vurgulamaktadır.

22 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şekil 6. Andezit, bazalt, lav ve piroklast olarak tanımlanan birimin üzerinde izlenen rezidüel seviyenin genel görünümü.

3.1.1.6. ALÜVYON Stratigrafik istifteki daha yaşlı birimlerden türeyen değişik boyuttaki volkanik kökenli kum ve çakıllardan oluşmuş, kötü boylanmış, akarsu vadilerinin genişlediği ve hızlarının azaldığı denize yakın düzlük alanlarda birikmiş güncel akarsu çökelleri Güven (1998) ve Yılmaz vd. (1998) tarafından alüvyon olarak tanımlanmaktadır (Şekil 2).

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 23 3.1.2. TEKTONİK VE DEPREMSELLİK Doğu Pontidler tektonik birliği içerisinde yer alan proje sahası ve çevresinde büyük ölçekli kıvrımlı yapıların görülmediği ifade edilmektedir (Yılmaz vd., 1998). Buna karşılık, Yılmaz vd. (1998), bölgede KD–GB doğrultulu büyük ölçekli faylanmaların bulunduğunu vurgulamaktadır. KD–GB doğrultulu fay sisteminin varlığı Boztuğ et al. (2006) tarafından da ifade edilmekte ve söz konusu yapının, Doğu Anadolu’da çeşitli araştırmacılar tarafından tanımlanan K–G yönlü sıkışma tektoniği rejimine bağlı olarak geliştiği belirtilmektedir (Şengör ve Kidd, 1979; Barka, 1984; Şaroğlu ve Yılmaz, 1984; Koçyiğit, 1985; Yılmaz vd., 1988; Yılmaz et al., 1997 ve 2000). Ayrıca Yılmaz vd. (1998), projelendirilen drenaj alanında içerisinde yer aldığı Pontid tektonik birliğinin erken Alpin dönemine ait Austrik, Orta Alpin dönemine ait Anadolu ve Geç Alpin dönemine ait Attik tektonik fazlarının etkisinde kalmış olduğunu vurgulamaktadır. Taşlıdere Vadisi drenaj alanında, burada ifade edilen KD–GB doğrultu fay sistemi içinde yer alan bir bindirme, Üst Kretase yaşlı Çağlayan formasyonu ve Eosen yaşlı Kabaköy formasyonu arasındaki tektonik dokanak boyunca izlenmektedir (Şekil 2) (Yılmaz vd., 1998). Ancak, yine Yılmaz vd. (1998) tarafından 1/100,000 ölçeğinde gerçekleştirilen haritalama çalışmalarına bağlı olarak, söz konusu yapıya ilişkin Kuvaterner aktivitesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır (Şekil 2). Proje sahasına en yakın aktif fay sistemi, kuş uçuşu, yaklaşık olarak 105–115km mesafede bulunan Fay Zonu’dur (Şekil 7). Erzurum’un doğusundan başlayıp Tortum’a kadar devam eden yaklaşık 38km uzunluğunda ve 23km enindeki bir zon içerisinde KKD–GGB genel doğrultusundaki gelişen faylar Şaroğlu vd. (1987) tarafından Erzurum Fay Zonu olarak tanımlanmaktadır. Şaroğlu vd. (1987), yer yer sıçramalar yaparak birbirine paralel uzanan bu fayların genel karakterini ve tipini sol yönlü doğrultu atım fay olarak ifade etmektedir. Projelendirilen drenaj alanına yakın bir diğer önemli aktif fay sistemi ise, havzaya kuş uçuşu, yaklaşık olarak 175km mesafede bulunan Kuzey Anadolu Fay Zonu’dur (Şekil 7). Şaroğlu vd. (1987) Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun, doğuda Karlıova’dan başlayıp batıda Saros körfezi’ne kadar devam eden yaklaşık 1200km uzunluğunda ve 100m ile 10km arasında değişen genişliğe sahip bir kuşak içerisinde yer aldığını ifade etmektedir. Bununla birlikte, Şengör (1979), dar bir zonda izlenen çok belirgin atıma, ötelenmiş ve setlenmiş drenaja, fay-set göllerine ve deforme olmuş diğer morfolojik yapılara bağlı olarak Kuzey Anadolu Fay Zonuna ilişkin genel karakteri ve tipi sağ yönlü doğrultu atımlı bir fay olarak vermektedir. Erzurum Fay Zonu içerisinde aletsel dönemde meydana gelen en büyük deprem, merkez üssü Erzurum’un doğusunda yer alan 13.09.1924 tarihli M=6.8 büyüklüğünde gerçekleşmiş yer hareketidir (Şekil 7). Bununla birlikte, 26.12.1939 tarihinde Erzincan’da meydana gelen M=7.9 büyüklüğündeki deprem, Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde aletsel dönemde bilinen en büyük yer hareketini oluşturmaktadır (Şekil 7).

24 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şekil 7. Çayeli’ni merkez alan 200km yarıçaplı daire içerisinde kalan bölgeye ait sismotektonik harita (Aktif faylar Şaroğlu vd. (1987)’den değiştirilerek alınmıştır; Deprem merkez üstlerine ilişkin veri Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından kayıt edilmiştir) (Nefeslioğlu, 2008’den alınmıştır).

Taşlıdere Vadisi drenaj alanının söz konusu sismik aktivitelere kuş uçuşu yaklaşık mesafeleri 180km olarak hesaplanmaktadır. Diğer taraftan, Çayelini merkez alan 200km çaplı daire içerisinde kalan alanda, aletsel dönemde kayıt edilmiş M=3.0’dan büyük depremlerin merkez üsselerinin dağılımı Şekil 7’de ve söz konusu deprem büyüklerine ilişkin frekans dağılımı ise Şekil 8’de verilmiştir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 25 Buna göre, çalışma sahasını merkez alan 100km çaplı daire içerisinde kalan bölgede sismik aktivitenin oldukça düşük olduğu anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, Eyidoğan (1995) ve Yılmaz vd. (1998) tarafından gerçekleştirilen çalışmaya bağlı olarak, çalışılan drenaj alanını içerisine alan bölgede sağlam zeminde beklenen en büyük yer ivmesi 200gal olarak verilmektedir. Buna karşılık Ulusay et al. (2004) tarafından yürütülen araştırmada söz konusu değer çalışma sahasını içerisine alan bölge için 100 gal’in altında hesaplanmaktadır.

Şekil 8. Çayeli’ni merkez alan 200km yarıçaplı daire içerisinde kalan bölgede kayıt edilen (M=3.0’den büyük) deprem büyüklüklerine ait frekans dağılımı (Deprem büyüklüğü değerlerine ilişkin veri Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi tarafından kayıt edilmiştir) (Nefeslioğlu, 2008’den alınmıştır).

3.2. JEOMORFOLOJİ

Taşlıdere Vadisi drenaj alanı, D–B uzanımlı Doğu Karadeniz dağ sistemi içerisinde, yüksek rölyef özelliklerinin izlenmekte olduğu bir bölgede yer almaktadır. Bölge havzalarının tipik özelliği olan kısa mesafede değişen topoğrafik yükseklik ve buna bağlı olarak artan topoğrafik eğim Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde ayrıca görülmektedir. Genel olarak, güneye doğru artan eğim değerleri drenaj alanındaki sırt ve tepelik morfolojinin yaygınlaştığı orta ve kuzey kesimlerde düşmektedir. Kısa mesafede değişen eğim değerleri havza içerisindeki drenaj özelliklerini de etkilemiştir. Proje sahasındaki yüksek enerjili akarsu sistemleri jeomorfolojik olarak genç, enine profilleri “V” şekilli vadiler meydana getirmişlerdir. Genel olarak, magmatik kayaçların yer aldığı drenaj alanı içerisinde litolojik birimlerin dağılımı morfolojiyi etkilemiştir. Drenaj alanında dendritik bir görünüm sunan akarsu sistemi güneyde yer yer litolojiye bağlı olarak yarı paralel bir özellik gösterir (Şekil 2).

26 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Doğu Karadeniz bölgesinde, topoğrafik olarak alt kotlarda kimyasal bozunmanın etken olduğu süreçler okyanusal iklim şartlarını yansıtan yağışlarla birlikte sahayı hızlı bir şekilde aşındırmaktadır. Buna karşılık, bölgede yüksek kotlarda fiziksel bozunma etken olmaktadır. Erinç (1944) ve Atalay (1987), bölgede genel olarak 2000m’nin üzerinde bulunan sahalarda periglasiyal–glasiyal morfolojik şekillerin yaygın olduğunu, ancak, bu yüksekliğin altında bulunan sahalarda ise ağırlıklı olarak kimyasal ayrışmanın izlendiğini vurgulamaktadırlar. Buna göre, Taşlıdere Vadisi drenaj alanı burada ifade edilen ikinci grup içerisinde, ağırlıklı olarak kimyasal bozunmanın izlenmiş olduğu bölgede yer almaktadır.

3.3. İKLIM VE BITKI ÖRTÜSÜ

Proje sahasında tipik karadeniz iklimi hüküm sürmektedir. Yazları serin ve kışları ılık olmak üzere her mevsim yağışlıdır. Devlet Meteoroloji İşleri (DMİ) Genel Müdürlüğü’nün 1975–2006 yılları arasında yapmış olduğu ölçümlere bağlı olarak Rize geneli için aylık ortalama sıcaklık 14°C olarak hesaplanmaktadır. Bununla birlikte, ortalama en düşük ve ortalama en yüksek sıcaklık değerleri sırasıyla Şubat ayı için 3.3°C ve Ağustos ayı için 26.5°C olarak izlenmektedir (Şekil 9) (DMİ, 2008). Daha öncede sözü edilmiş olduğu üzere, drenaj alanının içerisinde yer aldığı bölge Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir.

Şekil 9. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdür- lüğü’nce yayımlanan 1975–2006 yılları arasında Rize istasyonunda ölçülmüş aylık ortalama en düşük, ortalama ve ortalama en yüksek sıcaklık değerleri (°C) (Nefeslioğlu, 2008’den alınmıştır).

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 27 Yine, DMİ’nin 1971–2000 yılları arasında Rize ve Pazar istasyonlarından almış olduğu ölçümlere bağlı olarak yıllık toplam yağış miktarları Rize ve Pazar için sırasıyla 2188.9mm ve 1970.3mm olarak hesaplanmaktadır (DMİ, 2008). Buna karşılık, Türkiye ortalamasına bakıldığında söz konusu değer yaklaşık olarak 626.2mm olarak elde edilmektedir (DMİ, 2008). Bir başka ifadeyle proje sahasının içerisinde yer aldığı bölgeye yılda Türkiye ortalamasının 3 katı yağış düşmektedir (Şekil 10).

Şekil 10. Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan 1971–2000 yılları arasında ölçülmüş aylık toplam yağış miktarları (mm) (Nefeslioğlu, 2008’den alınmıştır).

28 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 4 HEYELAN ENVANTERİ Taşlıdere Vadisi drenaj alanına ilişkin sığ heyelanların (kayma yüzeyi derinliği <~5m) envanteri çok zamanlı, 1995 yılına ait 1:15,000 ölçeğinde renkli kızılötesi (infrared) streo hava fotoğrafları ve 2014 yılına ait yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri yorumlarından oluşturulmuştur. Bu görüntülerin alan sınırları içerisinde kalan anahtarı Şekil 11’de verilmiştir. Hava fotoğraflarının eşleştirilmesi için fotoğraf orta noktalarının yanı sıra Esri firması tarafından internet üzerinden sağlanan Word Image (ölçeğe göre değişen yüksek çözünürlüklü IKONOS ve WordView görüntüleri) 2008–2014 yıllarına ait güncel görüntülerden elde edilen eşleştirme noktaları ile görüntülerin rektifikasyonları yapılmıştır (Şekil 12a ve b). Bu görüntülerin yanı sıra yorumlamalar esnasında topoğrafik bilgilerden de faydanılmıştır. Çalışmada 1:25,000 ölçekli topoğrafya haritalarından üretilen ve yersel çözünürlüğü 10m olan Sayısal Yükseklik Modeli (SYM) ile bu modelden ürettiğimiz Kothe ve Lehmeier (1993) tarafından geliştirilmiş Konverjans Index kullanılarak sırt ve vadiler tanımlanmıştır. Topoğrafik bu bilgiler özellikle iç içe geçmiş karmaşık sığ heyelan sistemlerindeki kopma bölgelerinin daha doğru bir şekilde yorumlanabilmesi için oluşturulmuştur (Şekil 12c ve d). Şekil 11. Çalışmada kullanılan hava fotoğrafları (1995) ve WorldView-2 (2016) yüksek çözünürlüklü (sarı renkli çerçeveler) uydu görüntülerine ilişkin anahtar harita.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 29 Şekil 12. Çalışmada Budak Ma- hallesi örneğinde kullanılan (A) 1995 yılına ait 1:15,000 ölçe- ğinde renkli kızılötesi (infrared) streo hava fotoğrafı, (B) 2016 yı- lına ilişkin yüksek çözünürlüklü WorldView-2 uydu görüntüsü, (C) Örneklem alanı için Kothe ve Lehmeier (1993) tarafından geliş- tirilmiş konverjans indeks kulla- nılarak üretilen sırt (kırmızı renkli alanlar) ve vadi (mavi renkli alan- lar) kesimlerini gösterir harita, (D) Haritalan sığ heyelanların (kırmız renkli noktalar) topoğrafik dü- zeltmelerinin yapıldığı 1:25,000 ölçekli topoğrafya haritası.

30 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Görüntülerin yorumlanması sırasında heyelanı tanımlayıcı görüntü elemanlarından faydalanılmıştır. Bu tanımlayıcı unsurlar aşağıda genel başlıklar halinde verilmiştir: Renk ve Ton; hava fotoğraflarında ve uydu görüntülerinde özellikle bitki örtüsünün mevcut olduğu ve bitki örtüsünden yoksun çıplak alanların kontrastından kaynaklanan renk ve ton farklılıkları heyelan alanının tespiti için tanımlayıcı bir unsur olarak kullanılmıştır (Şekil 13a). Şekil özellikleri; bir objenin görüntülerden tanımlanabilmesi için geometrik bakımdan sunduğu farklılıkları ifade etmektedir. Bu bakımdan heyelanların benzer yansıma değerlerine sahip diğer çıplak alanlardan (ör. yol yarmaları veya bitkiden yoksun çıplak ana kaya yüzeyleri) ayırt edilebilmesini kolaylaştıran diğer bir tanımlayıcı görüntü elemanıdır. Örneğin Şekil 13b’de sarı renkli çerçeve içerisinde gösterilen yol yarmaları sunduğu şekil ve yakınındaki bina gibi objelerle ilişkisi açısından şekil olarak heyelan formu sunmalarına rağmen fonksiyonları ve anlamları farklıdır. Doku ve Desen; ton değişiminin frekansını ifade eden tanımlayıcı unsurlardır. Şekil 13c’de verilen örnekte doku ve desen farklılığından dolayı iki farklı kopma bölgesi içeren ve ince bir sırtla ayrılan bağımsız iki hareket bu tanımla- yıcı unsurlar kullanılarak ayırt edilmiştir.

Şekil 13. Görüntülerin yorumlanması sırasında heyelanı tanımlayıcı görüntü elemanları; (A) Renk ve ton (Sarı oklar farklı renk ve tondaki heyelan alanlarını gösterir, (B) Şekil bakımından benzeşim gösteren alanların çevre objelerle birlikte ilişkilendirilerek yol olarak sınıflandırıldığını gösterir harita (örnek alan sarı çerçeve içinde ifade edilmiştir), (C) Doku ve tekstür tanımlayıcı görüntü elemanları kullanılarak ayırtlanan iki farklı heyelan kopma zonu (kırmızı ve sarı çizgiler, oklar hareket yönünü ifade eder).

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 31 Görüntü yorumları ile haritalanan sığ heyelanların sayısı 889’dur (Şekil 14). Bu heyelanlar genel olarak havzanın orta ve güney kesimlerinde yoğun olarak gözlenmektedir.

Şekil 14. Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde uzaktan algılama görüntüleri Şekil 15. Taşlıdere Vadisi drenaj alanı heyelan yoğunluk yorumlarından üretilen sığ heyelan kopma zonlarına ilişkin envanter.tır. haritası.

32 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şekil 16. Çalışma sahasında izlenen sığ heyelanlara ilişkin örnek fotoğraf; yenilme çay bahçesi içerisinde gerçekleşmiş ve yolu etkilemiştir.

Ortalama derinlikleri 2-4 metreler arasında olan bu sığ kaymaların geliştikleri yamaçların eğim değerleri 10°-35° arasındadır. Yamaç yükseklikleri değişkenlik gösteren kaymalarda topoğrafik haritalardan elde edilen en yüksek yamaç yüksekliği değeri 135m olarak hesaplanmıştır. Farklı etki mesafesine sahip kaymalardan elde edilen genişlik ve uzunluklar; sırasıyla, 4-22m ve 12-45m arasında değişmektedir. Yamaç engebelilik değerleri açısından orta dü- zeyde engebeli yamaçlarda yoğunluk gösteren sığ kaymaların yoğunluğu güney kesimleri teşkil eden yüksek eğim ve yamaç engebeliliği gösteren alanlarda düşüktür. Çalışmada dağılımın yanı sıra sığ heyelanlar için yoğunluk haritası oluşturulmuştur. Bu yoğunluk haritasının oluş- turulmasında ArcGIS yazılımı içerisinde yer alan mekânsal analiz aracı kullanarak 1km2 çapında seçilen bir dairesel örneklem alanı için bu alan içerisinde kalan heyelanların sayısına ilişkin yoğunluk değerleri hesaplanmıştır (Şekil 15). Bu dağılıma göre heyelan yoğunluğunun belirli bölgelerde arttığı gözlenmektedir. Bu alanların başında Gü- neysu ilçe yerleşiminin 2.5 km kuzeybatısında yer alan yamaçlar gelmektedir (Şekil 15).

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 33 Şekil 17. Çalışma sahasında izlenen sığ heyelanlara ilişkin örnek fotoğraf; yenilme çay bahçesi içerisinde gerçekleşmiştir.

Bu alanda ortalama heyelan yoğunluğu kilometre kare için 20-25 arasındadır. Göreli olarak çok yüksek yoğunluk değerlerinin gözlendiği bu kesimlerin kuzeyinde kalan alanlarda diğer bir yüksek yoğunluk zonunu oluşturmakta- dır. Bu yüksek yoğunluk zonlarının dışında yüksek yoğunluk düzeyinin (15-20km2) içerisinde yer alan diğer bir zon ise Müderrisler yerleşiminin 4km güneydoğusunda yer alır. Bu alanda yamacın hem doğu hem de batısına bakışımı olan kesimleri heyelana yoğunluğunun yüksek olduğu kesimlerdir. Bu kesimlerin dışında orta ve düşük düzey yo- ğunluk sınıfları içerisinde sayabileceğimiz kesimler çalışma alanının güney kesiminde ve Küçükçayır yerleşiminin çevresinde dağılım göstermektedir (Şekil 15). Proje sahasında yapılan arazi çalışmalarında; heyelanlar sahada yerinde kontrol edilmiştir. Sahada izlenen heyelan- lara ilişkin örnek fotoğraflar Şekil 16 ve Şekil 17’de verilmiştir.

34 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 5 HEYELAN DUYARLILIK ANALİZLERİ

5.1. SINMAP MATEMATİKSEL MODELİ

SINMAP teorisi ilk olarak British Columbia’daki (Kanada) ormancılık sektöründe ihtiyaç duyulan şev stabilitesi uygulamalarına çözüm üretmek amacıyla ortaya atılmıştır (Pack et al., 1998). Teori, dünyanın diğer birçok bölgesinde görülen sığ kayma derinliğine sahip heyelanlara da uygulanır niteliktedir. Literatürde yamaç duraysızlığı ve heyelan tehlikelerini değerlendirmede birçok yaklaşım bulunmaktadır. En yaygın kullanılanları; (i) Heyelanlara duyarlı bölgeleri belirlemek için bir kontrol listesi kullanarak alanı incelemek; (ii) Heyelan envanter analizlerinden potansiyel duraysızlığın tahmini; (iii) Şev duraysızlığı gözlenen bölgeleri karakterize eden faktörlerin çok değişkenli analizi; (iv) Eğim, litoloji, arazi şekli veya jeolojik yapısı gibi kriterlere bağlı olan stabilitenin derecelendirilmesi; (v) Stokastik hidrolojik benzetim modeli ile şev stabilite modellerine dayalı yenilme olasılığı analizi. Bunların her biri temel uygulamalar için son derece değerli görülmektedir. Ancak hiçbiri, ağırlıklı olarak yüzey topoğrafyasının etkin olduğu moloz akmaları ve sığ heyelanları kontrol eden önemli parametreleri; artan zemin doygunluğu, artan boşluk suyu basıncı ve kayma mukavemetinin azalması ve sığ yüzey altı akımlarını dikkate almamaktadır (Montgomery ve Dietrich, 1994). Sayısal yükseklik modeli (SYM) verilerinin ulaşılabilirliği, şev duraysızlığı ve heyelan oluşumu ile ilişkili topoğrafik özellikleri belirlemek için Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) teknolojisinden yararlanılan metotların gelişimine olanak sağlamaktadır. CBS teknolojisi, SYM ölçeğinde haritalanmış ve çözülmüş olan değişken modellerini sunmaktadır. Tehlikeli bölgelerin yerini belirleyen bu nispeten iyi ölçeklendirilmiş haritalama yöntemi, arazi yönetimi için belirgin bir değere sahiptir. Bu kapsamda konuya ilişkin kayda değer katkılar Montgomery ve Dietrich (1994) ve Wu ve Sidle (1995)’a aittir. Montgomery ve Dietrich (1994) özel birikme havzası ve eğime bağlı olan şev stabilite sınıflamasını belirlemek için sonsuz şev stabilite modeli (kohezyonsuz zeminler için) ile kontur tabanlı sabit durum hidrolojik modelini birleştirmişlerdir. Wu ve Sidle (1995) kohezyon ve değişken kök kuvvetini değerlendiren sonsuz şev stabilite modeliyle, hidrolojinin dinamik modelini birleştiren daha kapsamlı bir model sunar. SINMAP yaklaşımı, Montgomery ve Dietrich (1994)’in birleştirmiş olduğu sonsuz şev stabilite modeliyle sabit durum hidrolojik kavramı ile benzerlik gösterir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 35 Yine de birkaç farklılıkdan söz etmek mümkündür: (i) Kontur tabanlıdan ziyade grid tabanlı DEM metodolojisi Tarboton (1997)’un çalışmasını takiben kullanılır. Bu seçim esas olarak uygunluk nedenlidir. Grid tabanlı DEM ler daha yaygındır ve analizi daha kolaydır. (ii) Kohezyon (c), sonsuz şev stabilite modelinde korunur. Bu, Wu ve Sidle (1995) tarafından modellenen zemin kohezyonu veya kök kuvvetini açıklamak için kullanılabilir veya kohezyonsuz durumları değerlendirmek isteyen kullanıcı tarafından sınırlanabilir. (iii) Değişken, üniform olasılıksal dağılımın kullanımı ve kesin olmayan değişkenlerdeki alt ve üst sınırlar boyunca belirsizlikle bir araya getirilir. Bu, U.S. Orman Servisi için Hammond vd. (1992) tarafından geliştirilen Level I Stability Analizinin (LISA) olasılıksal yaklaşımıyla benzerdir. Bu yüzden SINMAP yaklaşımı arazi stabilite haritalanmasındaki değişkenlerin tahminiyle ilişkili gerçek belirsizliği yansıtır. Parametrelere ilişkin alt ve üst sınır değerlerinin birbirine eşit alınması ve kohezyon değerinin sıfır alınması durumunda model deterministik duruma (Montgomery ve Dietrich, 1994) indirgenir. Hidrolojik nemlilik parametresinin belirsizlik aralığı, belirli bir aralıkta değişim gösteren; Wu ve Sidle (1995) tarafından kullanılan fırtına verisinin dinamik olarak değerlendirilmesine imkân vermektedir; bu durumda meteorolojik veri ve analizine ihtiyaç duyulmamaktadır. SINMAP yaklaşımı, sığ yeraltısuyu akışı tarafından kontrol edilen sığ düzlemsel yenilme durumu için uygulanmaktadır. Yaklaşım, derin yüzeyli toprak akması ve dairesel kaymalara uygulanmaz. Teoriyi uygulamak için gerekli olan veriler, hem konum hem de zamanda önemli derecede değişebilen zemin ve iklim özellikleri içerir. Söz konusu teori, sayısal olarak hassas girdi verisi gerektirmez ve bu belirsizliği temsil eden değer oranlarını kabul eder. Analizlerle elde edilen stabilite indeks değeri tam olarak sayısal biçimde (deterministik) yorumlamayı gerektirmez; göreceli tehlike anlamında değerlendirilir. Yazılımda uygulanan metotlar, vektör tabanlı poligonların yerine grid tabanlı veri yapılarına dayanır. Çıktının doğruluğu, DEM veri girişi doğruluğuna önemli derecede bağlıdır. Ayrıca çıktının doğruluğu, bilinen heyelan başlangıç bölgelerinin doğru konumlandırılmasına önemli derecede bağlıdır. Bu yüzden çıktının doğruluğu, doğru DEM ve heyelan envanteri verilerinin elde edilmesine ihtiyaç duyar. SINMAP, orman planlama ve yönetimi, orman mühendisliği ve diğer doğal afet çalışmaları için kullanılabilir. Analizde kullanılan arazi kontrolü ve heyelan envanter verileri ve DEM verilerinin doğruluğuna bağlı olan SINMAP, hem orta ölçek sayılabilecek düzeydeki haritalama çalışmalarında (1/20.000 ölçekli) hem de detaylı haritalama çalışmalarında (1/20.000 den 1/5.000 e değişen ölçekli) faydalı bir araç olarak kullanılabilmektedir. SINMAP duraylılık indeks değerlerinin hesaplanmasında kararlı hidrolojik koşullar (O’Loughlin, 1986; Beven ve Kirkby, 1979) ve sonsuz şev modeli (Hammond vd., 1992) kavramları bir arada değerlendirilmektedir. Hidrolojik model, zemin doygunluğunun konumsal dağılımını haritalamak için nemlilik (w) değerini kullanmaktadır (Pack vd., 1998).

w = Ra/Tsinθ (1)

36 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Burada; “R” beslenim; yağış miktarı olarak alınmaktadır; bu çalışmada ön görülen infiltrasyon oranı kadar indirgenmiştir (m/s). “a” özgül havza alanı (A/b, m-1); a=A/b; “A” yağışın etki ettiği alan (m2), “b” A alanının alt birim uzunluğu (m) olarak verilmektedir. Burada sığ yüzey altı akşının söz konusu parametreler ile temsil edilebildiği kabulü yapılmaktadır. “T” toprağa ait iletimlilik (transmissivite) değeri (m2/s) ve θ yersel yamaç eğimi (derece) değeridir. Sonsuz şev duraylılığı için güvenlik faktörü (FOS) Eşitlik 2’deki gibi verilmektedir:

2 FOS = [Cr+Cs+cos θ[ρsg(D-Dw)+( ρsg-ρwg)Dw] tanφ] / [ρs g D sinθ cosθ] (2)

2 Burada Cr ve Cs sırasıyla kök direnci ve toprak kohezyonudur (N/m ). D düşey toprak kalınlığı (m), Dw toprak 3 katmanı içerisindeki düşey su yüksekliği (m), ρs toprağın doğal yoğunluğu (kg/m ), g yerçekimi ivmesi (9.81 m/ s2), ρw suyun yoğunluğu (kg/m3), θ yamaç eğimi ve φ içsel sürtünme açısını göstermektedir. SINMAP modeli, bu ifadeyi boyutsuz bir güvenlik faktörü değerine indirgemektedir:

FOS = [C + cosθ [1-wr]tanφ]/sinθ (3)

Burada w görece nemlilik, r yoğunluk oranı (ρw/ρs) değerini ifade etmektedir. Esas olarak; Eşitlik 1 ve 3’ün bir arada değerlendirilmesine müteakiben SINMAP’de duraylılık indeksi (SI) hesaplanmaktadır:

SI = [C + cosθ [1-(Ra/Tsinθ)r] tanθ] / sinθ (4)

SINMAP matematiksel modeli genel anlamda; toprağın yoğunluk oranını sabit tutmakta, buna karşılık toprağın makaslama dayanım parametrelerinin; kohezyon ve içsel sürtünme açısının ve iletimlilik/beslenim (T/R) oranının, tanımlanan alt ve üst sınır değerler arasında uniform olasılık dağılım modeline göre değişimine izin vermektedir (Paulin ve Bursik, 2009). Bu bağlamda SINMAP; modelin uygulandığı araziyi heyelan duraylılık sınıfları açısından, 6 alt duraylılık sınıfına ayırmaktadır (Tablo 4). Sistemin geliştiricileri; bu sınıfların hesaplanan SI değerlerinden itibaren öznel olarak tanımlandığını; kullanıcıya bağlı olarak sınıf geçiş aralıklarının yeniden tanımlanabileceğini ifade etmektedirler (Pack et al., 1998). Temel yaklaşımı yukarıda bahsedilen SINMAP yönteminde girdi veri olarak aşağıda Tablo 5’de verilen verilerin girilmesi suretiyle alana ait duraylılık (dolayısıyla duyarlılık) haritası elde edilmektedir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 37 Tablo 4. Duraylılık indeks (SI) değerine bağlı olarak Tablo 5. SINMAP modeli için hesaplanması/tanımlanması tanımlanan duraylılık sınıfları (Pack et al., 1998). gereken parametreler.

Duraylılık İndeksi Sınıf Duraylılık İfadesi Parametreler Alt limit Üst limit SI>1.5 1 Duraylı

1.5>SI>1.25 2 Orta duraylı Kohezyon (boyutsuz) … … 1.25>SI>1.0 3 Kısmen duraysız İçsel sürtünme açısı 1.0>SI>0.5 4 Alt eşik değer … … (derece) 0.5>SI>0.0 5 Üst eşik değer

Doğal veya yapay 0.0=SI 6 T/R … … desteklenmiş

5.2. HEYELAN DUYARLILIK ANALİZİ

SINMAP matematiksel modeli ile deterministik tabanlı bir heyelan duyarlılık analizi gerçekleştirmek için üç ana veri setine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu veri setleri: (i) Grid veri formatındaki sayısal yükseklik modeli (SYM); (ii) Rezidüel toprak birimine ait mekanik ve hidrolojik özellikler ve (iii) nokta vektör veri formatında olmak üzere heyelan envanter verisinden oluşmaktadır. Toprak birimlerine ait mekanik ve hidrolojik parametreler olarak; kohezyon (c), içsel sürtünme açısı (φ), yoğunluk (ρ) ve transmissivite (T)/beslenim (R) (T/R) değerleri mutlak gerekli verileri oluşturmaktadır. Heyelan envanter verisi, kurulacak modelin kalibrasyonunun sağlanması açısından son derece önem arz eder. Bu bilgiler ışığında, proje kapsamında ihtiyaç duyulan ve yukarıda sözü edilen mekanik ve hidrolojik parametrelerin tayini amacıyla, arazide örselenmiş ve örselenmemiş örneklemeler yapılmış ve alınan bu örnekler laboratuvara nakledilerek laboratuvar deneyleri gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla; sahada izlenen 5 farklı temel kaya birimi üzerinde gelişen rezidüel seviyelerden 40 ayrı lokasyonda sistematik örnekleme yapılmıştır. Laboratuvarda gerçekleştirilen incelemelere bağlı olarak toprakların indeks ve fiziksel özelliklerine ilişkin bulgular Tablo 6’da verilmiştir. Buna göre sahada izlenen rezidüel seviyelerin doğal su içeriği değerleri %45 üzerine kadar çıkabilmektedir; 40 ayrı lokasyondan alınan ortalama doğal su içeriği değeri %20.16 olarak hesaplanmaktadır.

38 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Bu durum; su toplama havzası içerisinde izlenen rezidüel seviyelerin oldukça suya doygun olabileceği anlamına gelmektedir. Diğer taraftan; değerlendirilen toprak örnekleri Birleştirilmiş Zemin Sınıflamasına (USCS) bağlı olarak değerlendirildiğinde 17 adet örnek siltli kum (SM), 9 adet örnek siltli çakıl (GM), 9 adet örnek düşük plastisiteli siltli veya killi kumlar veya killi siltler-ince kum (ML) ve 5 adet örnek de killi kum (SC) olarak sınıflandırılmaktadır. Yaklaşık 0-1 m derinliğinden alınan söz konusu toprak örneklerinin USCS sınıfları dikkate alındığında, bu birimler üzerine düşen yağışın, bitki örtüsünden bağımsız infiltrasyon kapasitesinin yüksek olacağı anlaşılmaktadır. Bu durum; muhtemel yağışlar sırasında rezidüel seviyeler içerisinde yüksek debili yüzey altı akışlarının oluşabileceği ve müteakiben boşluk suyu basınçlarının ani olarak artabileceği anlamına gelmektedir. Rezidüel seviyelerden alınan toprak örneklerine ait kohezyon ve içsel sürtünme açısı değerlerinin belirlenmesi amacıyla araziden alınan örselenmemiş numuneler üzerinde konsolidasyonsuz-drenajsız (UU) koşullar altında direkt kesme kutusu deneyleri gerçekleştirilmiştir. Laboratuvarda gerçekleştirilen incelemelere bağlı olarak toprakların mekanik özelliklerine ilişkin elde edilen bulgular Tablo 7’de verilmiştir. Örneklere ait doğal birim hacim ağırlık değerleri; örselenmemiş numuneler kullanılarak makaslama kutusuna ait örnek kalıplarından itibaren saptanmıştır. Buna göre en düşük ve en yüksek birim hacim ağırlık değerleri sırasıyla 14.75 kN/m3 ve 18.4 kN/m3 olarak hesaplanmaktadır. Bununla birlikte konsolidasyonsuz-drenajsız koşullar altında gerçekleştirilen makaslama kutusu deneylerine bağlı olarak en düşük ve en yüksek kohezyon değerleri sırasıyla 0.13 kgf/cm2 ve 0.28 kgf/cm2 olarak bulunmuştur. Diğer taraftan söz konusu örnekler için en düşük ve en yüksek içsel sürtünme açısı değerleri ise 13° ve 25° olarak hesaplanmıştır. SINMAP matematiksel modelinin gerçekleştirilebilmesi için çalışılan rezidüel seviyelerin permeabilite değerlerinin değişim aralığı bilinmelidir. Bu amaçla yine arazi çalışmaları sırasında farklı rezidüel topraklardan örselenmemiş numuneler alınarak laboratuvarda permeabilite deneyleri yapılmıştır. Buna göre çalışma sahası içerisinde izlenen rezidüel toprakların yaklaşık permeabilite değerlerinin değişim aralığı Tablo 8’de verilmiştir. En düşük permeabilite granitoyid birimi üzerinde gelişen rezidüel seviyelerde 8.42×10-6 cm/sn olarak izlenmektedir. Diğer taraftan en yüksek permeabilite değeri ise bazalt, andezit, lav ve piroklastları üzerinde gelişen rezidüel seviyeler için 1.23×10- 3 cm/sn olarak bulunmuştur. Yine SINMAP modelinin gerçekleştirilmesinde önem arz eden bir diğer parametre havza içerisindeki rezidüel toprak kalınlıklarının değişim aralığıdır. Söz konusu rezidüel seviyelerin kalınlarının belirlenebilmesi amacıyla araştırma çukurlarının açıldığı lokasyonlara karşılık gelen alanlar jeofizik etütler; sismik kırılma etütleri yapılmıştır. Jeofizik etütler sonucu yorumlanan rezidüel toprak kalınlıkları lokasyonları ile birlikte Tablo 9’da verilmiştir. Buna göre Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde rezidüel toprak kalınlıklarının 4 m ile 10 m arasında değiştiği anlaşılmaktadır.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 39 Tablo 6. Rezidüel seviyelerden alınan toprak örneklerinin indeks ve fiziksel özelliklerini gösterir laboratuvar sonuçları.

Numune Elek Analizi Atterberg Limitleri Doğal Rezidüel Toprak; Su İçeriği #10 #200 USCS Üzerinde Geliştiği Gözlem PI Derinlik (m) (%) Kalan Geçen LL (%) PL (%) Ana Kaya Birimi Noktası Adı (%) (%) (%)

AÇ-1 0.0-1.00 29.50 0.30 72.10 - NP - ML g AÇ-2 0.0-1.00 35.00 0.80 69.40 45.70 38.60 7.10 ML g AÇ-3 0.0-1.00 12.70 30.60 19.30 - NP - SM rdlp AÇ-4 0.0-1.00 10.60 50.00 5.10 - NP - GM g AÇ-5 0.0-1.00 9.90 49.30 6.70 - NP - GM balp AÇ-6 0.0-1.00 8.60 55.80 6.20 - NP - GM balp AÇ-7 0.0-1.00 7.70 65.30 5.80 - NP - GM g AÇ-8 0.0-1.00 7.10 71.00 5.10 - NP - GM rdlp AÇ-9 0.0-1.00 5.60 75.20 6.00 - NP - GM g AÇ-10 0.0-1.00 4.90 86.90 5.50 - NP - GM g AÇ-11 0.0-1.00 6.20 73.90 5.20 - NP - GM g AÇ-12 0.0-1.00 5.40 74.30 5.70 - NP - GM rdlp AÇ-13 0.0-1.00 25.60 2.10 61.00 - NP - ML balp AÇ-14 0.0-1.00 46.30 0.70 79.20 46.20 43.20 3.00 ML g AÇ-15 0.0-1.00 36.30 7.30 59.20 - NP - ML g AÇ-16 0.0-1.00 24.00 10.10 57.90 - NP - ML balp AÇ-17 0.0-1.00 20.00 20.90 44.20 - NP - SM rdlp AÇ-18 0.0-1.00 19.30 20.20 45.90 43.50 24.60 18.90 SC g AÇ-19 0.0-1.00 18.60 26.60 25.50 41.80 24.90 16.90 SC g AÇ-20 0.0-1.00 17.50 29.20 19.70 - NP - SM rdlp

40 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Numune Elek Analizi Atterberg Limitleri Doğal Rezidüel Toprak; Su İçeriği #10 #200 USCS Üzerinde Geliştiği Gözlem PI Derinlik (m) (%) Kalan Geçen LL (%) PL (%) Ana Kaya Birimi Noktası Adı (%) (%) (%)

AÇ-21 0.0-1.00 21.30 20.40 40.00 - NP - SM balp AÇ-22 0.0-1.00 24.60 14.00 55.10 - NP - ML balp AÇ-23 0.0-1.00 28.10 0.80 53.40 - NP - ML balp AÇ-24 0.0-1.00 32.70 0.00 47.50 - NP - SM balp AÇ-25 0.0-1.00 30.90 0.20 46.50 - NP - SM ablp AÇ-26 0.0-1.00 32.50 0.00 40.90 45.80 41.80 3.90 SM ablp AÇ-27 0.0-1.00 16.80 0.50 36.90 - NP - SM g AÇ-28 0.0-1.00 20.50 0.70 41.70 - NP - SM balp AÇ-29 0.0-1.00 35.40 0.00 54.00 - NP - ML g AÇ-30 0.0-1.00 17.30 4.70 27.60 - NP - SM g AÇ-31 0.0-1.00 15.10 3.30 17.80 - NP - SM rdlp AÇ-32 0.0-1.00 17.40 4.40 25.60 38.90 19.50 19.40 SC balp AÇ-33 0.0-1.00 19.30 3.20 16.80 - NP - SM balp AÇ-34 0.0-1.00 18.30 5.10 15.20 - NP - SM rdlp AÇ-35 0.0-1.00 19.40 11.90 10.70 - NP - SM g AÇ-36 0.0-1.00 20.10 14.30 11.10 - NP - SM rdlp AÇ-37 0.0-1.00 19.30 4.20 21.40 - NP - SM g AÇ-38 0.0-1.00 21.20 2.40 36.70 47.00 24.60 22.40 SC rdlp AÇ-39 0.0-1.00 22.40 14.60 29.90 45.70 26.80 18.90 SC rdlp AÇ-40 0.0-1.00 23.00 16.60 36.40 - NP - SM balp

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 41 Tablo 7. Rezidüel seviyelerden alınan toprak örneklerinin mekanik özelliklerini gösterir laboratuvar sonuçları

Direk Kesme Numune Doğal Birim (UU) Rezidüel Toprak; Hacim Üzerinde Geliştiği Ağırlık c 2 Ana Kaya Birimi Gözlem Noktası Adı Derinlik (m) (kN/m3) (kgf/cm ) φ (o)

AÇ-1 0.0-1.00 17.30 0.24 18 g AÇ-2 0.0-1.00 16.10 0.18 20 g AÇ-3 0.0-1.00 16.20 0.20 17 rdlp AÇ-4 0.0-1.00 15.40 0.21 16 g AÇ-5 0.0-1.00 15.37 0.16 21 balp AÇ-6 0.0-1.00 16.80 0.15 24 balp AÇ-7 0.0-1.00 16.70 0.23 15 g AÇ-8 0.0-1.00 17.50 0.28 13 rdlp AÇ-9 0.0-1.00 16.50 0.27 15 g AÇ-10 0.0-1.00 18.00 0.23 14 g AÇ-11 0.0-1.00 18.10 0.13 23 g AÇ-12 0.0-1.00 17.55 0.16 25 rdlp AÇ-13 0.0-1.00 16.50 0.25 14 balp AÇ-14 0.0-1.00 16.80 0.19 13 g AÇ-15 0.0-1.00 17.10 0.18 17 g AÇ-16 0.0-1.00 16.80 0.19 22 balp AÇ-17 0.0-1.00 18.40 0.14 21 rdlp AÇ-18 0.0-1.00 17.55 0.2 19 g AÇ-19 0.0-1.00 17.20 0.20 21 g AÇ-20 0.0-1.00 16.50 0.19 16 rdlp

42 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Direk Kesme Numune Doğal Birim (UU) Rezidüel Toprak; Hacim Üzerinde Geliştiği Ağırlık c 2 Ana Kaya Birimi Gözlem Noktası Adı Derinlik (m) (kN/m3) (kgf/cm ) φ (o)

AÇ-21 0.0-1.00 16.75 0.13 23 balp AÇ-22 0.0-1.00 15.80 0.15 22 balp AÇ-23 0.0-1.00 17.10 0.15 22 balp AÇ-24 0.0-1.00 16.50 0.25 16 balp AÇ-25 0.0-1.00 15.95 0.14 21 ablp AÇ-26 0.0-1.00 16.50 0.17 19 ablp AÇ-27 0.0-1.00 17.15 0.16 19 g AÇ-28 0.0-1.00 18.10 0.16 21 balp AÇ-29 0.0-1.00 17.40 0.15 22 g AÇ-30 0.0-1.00 16.50 0.18 20 g AÇ-31 0.0-1.00 15.50 0.17 21 rdlp AÇ-32 0.0-1.00 16.50 0.19 21 balp AÇ-33 0.0-1.00 14.75 0.17 23 balp AÇ-34 0.0-1.00 16.50 0.15 22 rdlp AÇ-35 0.0-1.00 17.10 0.16 19 g AÇ-36 0.0-1.00 17.25 0.21 16 rdlp AÇ-37 0.0-1.00 18.12 0.16 23 g AÇ-38 0.0-1.00 18.00 0.15 25 rdlp AÇ-39 0.0-1.00 17.10 0.23 15 rdlp AÇ-40 0.0-1.00 16.50 0.21 22 balp

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 43 Tablo 8. Rezidüel seviyelerden alınan toprak örneklerine ilişkin permeabilite değerleri.

Numune K Rezidüel Toprak; Üzerinde Geliştiği Gözlem Noktası Adı Derinlik (m) (cm/sn) Ana Kaya Birimi AÇ-1 0.0-1.00 8.42E-06 g AÇ-5 0.0-1.00 1.23E-03 balp AÇ-19 0.0-1.00 1.71E-06 g AÇ-34 0.0-1.00 2.47E-04 rdlp AÇ-39 0.0-1.00 2.55E-06 rdlp

Tablo 7. Rezidüel seviyelerden alınan toprak örneklerinin mekanik özelliklerini gösterir laboratuvar sonuçları

Rezidüel Toprak Sismik Rezidüel Toprak; Üzerinde X Y Kalınlığı Hat Geliştiği Ana Kaya Birimi (m) S1 4531412 640972 8 g S2 4532703 642433 6 g S3 4536720 643141 5 rdlp S4 4527585 641191 4 g S5 4538072 636160 10 balp S6 4533658 637999 8 balp S7 4528385 643685 5 g S8 4535536 643397 5 rdlp S9 4525633 642295 4 g S10 4529176 642288 6 g S11 4525671 640201 6 g S12 4532576 639240 6 rdlp S13 4535151 645793 5 balp S14 4537778 634955 10 g S15 4529559 640006 7 g

44 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Rezidüel Toprak Sismik Rezidüel Toprak; Üzerinde X Y Kalınlığı Hat Geliştiği Ana Kaya Birimi (m) S16 4538408 633326 7 balp S17 4531998 637364 5 rdlp S18 4531128 642828 7 g S19 4530572 645020 4 g S20 4528093 637357 4 rdlp S21 4535666 634048 10 balp S22 4532559 633193 8 balp S23 4535974 637291 7 balp S24 4530277 634071 8 balp S25 4540095 633103 9 ablp S26 4541731 633200 10 ablp S27 4534105 644707 6 g S28 4540643 635572 9 balp S29 4532296 645427 4 g S30 4534861 642781 5 g S31 4530057 636270 5 rdlp S32 4537425 643056 6 balp S33 4538088 638759 9 balp S34 4526861 639663 7 rdlp S35 4532931 640573 4 g S36 4529379 637883 5 rdlp S37 4534201 634839 8 g S38 4534306 639613 7 rdlp S39 4536292 640999 8 rdlp S40 4540792 637757 7 balp

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 45 Buraya kadar ifade edilen parametrelerin belirlenmesine müteakiben SINMAP matematiksel modelinin çalıştırılabilmesi amacıyla model girdi değerlerinin hesaplanması gerekmektedir. Bu kapsamda ek hesaplamayı gerektirmeyen tek parametre rezidüel seviyelere ait içsel sürtünme açısı değeridir. Söz konusu parametreye ilişkin değişim aralığı [13°-25°] doğrudan tanımlanmaktadır (Tablo 7). Diğer taraftan boyutsuz kohezyon sabitinin en düşük ve en yüksek değerlerinin hesaplanması gerekmektedir. Buna göre; en düşük değerin hesaplanması sürecinde en düşük toprak kohezyonu değeri; 0.13 kgf/cm2; 12748.65 N/m2, en yüksek rezidüel toprak kalınlığı; 10 m ve en yüksek doğal toprak yoğunluğu; 1880 kg/m3 değerleri dikkate alınmış ve boyutsuz kohezyon sabitinin en düşük değeri 0.07 olarak hesaplanmıştır (Tablo 7). Benzer şekilde boyutsuz kohezyon sabitinin en yüksek değerinin hesaplanması sürecinde ise en yüksek toprak kohezyonu değeri; 0.28 kgf/cm2; 27458.62 N/m2, en düşük rezidüel toprak kalınlığı; 4 m ve en düşük doğal toprak yoğunluğu; 1760 kg/m3 değerleri dikkate alınmış ve boyutsuz kohezyon sabitinin en yüksek değeri 0.4 olarak bulunmuştur (Tablo 7). SINMAP matematiksel modelinin çalıştırılabilmesi amacıyla hesaplanması gereken bir diğer parametre ise T/R oranın en düşük ve en yüksek değerleridir. Söz konusu parametrenin değişim aralığının belirlenmesinde en düşük ve en yüksek rezidüel toprak kalınlıkları ve yine en düşük ve en yüksek permeabilite değerleri dikkate alınmıştır. Buna göre; öncelikli olarak en düşük T (transmisivite; iletimlilik) değeri hesaplanmıştır. Bu amaçla en düşük rezidüel toprak kalınlığı değeri; 4 m ve en düşük permeabilite değeri; 1.71×10-8 m/sn değeri dikkate alınmıştır; bu değerlere göre en düşük T değeri aşağıda verilen eşitlik kullanılarak 6.84×10-8 m2/sn olarak hesaplanmaktadır.

T = K × b (5)

Burada; K, permeabilite (m/s) ve b, rezidüel toprak kalınlığı (m) olarak verilmektedir. Benzer şekilde en yüksek T değerinin hesaplanmasında ise en yüksek rezidüel toprak kalınlığı değeri; 10 m ve en yüksek permeabilite değeri; 1.23×10-5 m/sn değeri dikkate alınmıştır; bu değerlere göre en yüksek T değeri 1.23×10-4 m2/sn olarak hesaplanmaktadır. SINMAP matematiksel modeli içerisinde değerlendirilmesi gereken T/R oranındaki “R” ifadesi daha önce de verilmiş olduğu üzere beslenim anlamına gelmektedir ve doğrudan yağış olarak alınmaktadır. Bu durumda; Taşlıdere Vadisi drenaj alanı için kritik yağış değeri olarak, Nefeslioğlu et al. (2011) tarafından söz konusu bölge için Pazar yağış istasyonundan alınan yağış verileri ve bu verilerin bölgedeki heyelanlar ile korelasyonları sonucu önerdikleri kritik yağış olan 100 mm/gün değeri esas alınmıştır. Günlük 100 mm yağış dikkate alındığında; gerekli dönüşümlerin yapılmasıyla beslenim miktarı (R) 11.6×10-7 m/sn olarak hesaplanmaktadır. Bu çalışma kapsamında söz konusu yağışın tamamının infiltrasyonuna izin verilmemiştir. Böylesi bir yaklaşım mevcut rezidüel seviyeleri olması gerekenden daha çok doygun hale getirecektir. Bu nedenle; Meisina ve Scarabelli (2007) tarafından önerilen yaklaşıma benzer şekilde havza içerisinde söz konusu kritik beslenimin yaklaşık %40’ına izin verilmiştir. Buna göre; model içerisinde dikkate alınan beslenim miktarı (R) 4.64×10-7 m/sn olarak hesaplanmaktadır. Sonuç olarak; burada ifade edilen T ve R değerleri dikkate alındığında en düşük T/R değeri 0.147 m ve en yüksek T/R değeri ise 265.1 m olarak bulunmaktadır (Tablo 7).

46 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tablo 10. SINMAP modeli için gerekli olan ve kullanılan girdi parametreleri ve değerleri.

Parametreler Alt sınır (en düşük) Üst sınır (en yüksek)

Kohezyon (boyutsuz) 0.07 0.4

İçsel sürtünme açısı (derece) 13 25

Transmissivite/Beslenim (T/R) (m) 0.147 265.1

SINMAP matematiksel modelinin çalıştırılması sürecinde 1/25,000 ölçekli sayısal topoğrafik haritadan itibaren üretilen raster veri formatındaki Sayısal Yükseklik Modeli (SYM) ayrıca değerlendirilmiştir (Şekil 18). Bu kapsamda model içerisinde türetilen ikincil topoğrafik veriler üretilmektedir. Bunlar; boşlukları doldurulmuş bir başka ifade ile düzeltilmiş SYM, yamaç eğimi, akış yönü ve sınırlayıcı alan raster verileri olarak sıralanmaktadır. Yılmaz ve Keskin (2009) tarafından ifade edilmiş olduğu üzere; boşlukları doldurulmuş SYM üretilmesindeki amaç; grid hücresi olarak tanımlanan ve drenaj sistemine herhangi bir etkisi olmayan boşlukların modelden elimine edilmesi gerekliliğidir (Akgün ve Erkan, 2016). Burada ifade edilen verilerin üretilmesine müteakiben Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde 10 m yersel çözünürlüğe sahip her bir grid hücresi için Stabilite Indeks (SI) değeri hesaplanmıştır. Söz konusu SI değerlerinin dağılımı, bu değerlerden itibaren belirlenen, geçiş aralıkları Pack et al. (1998) tarafından tanımlanan duyarlılık sınıfları ve bu sınıflar içerisinde gözlenen heyelanların dağılımı Tablo 8’de verilmiştir. Stabilite indeksi değerlerinin mekânsal olarak haritalanmasına bağlı olarak elde edilen Taşlıdere Vadisi drenaj alanı heyelan duyarlılık haritası Şekil 19’da sunulmuştur. Tablo 8’e bakıldığında, Taşlıdere Vadisi drenaj alanının sadece %3.4’lük kısmının heyelan açısından duraylı olduğu görülmektedir. Ki bu alanlar ağırlıklı olarak alüviyal vadi tabanlarına karşılık gelmektedir. Alanın %44.6’lık kısmı yüksek derecede duraysız kabul edilen “Üst eşik değer” sınıfında, %20.5’lik kısmı ise “Alt eşik değer” sınıfında tanımlanmaktadır. Gerçekleştirilen model sonucuna göre; Taşlıdere Vadisi drenaj alanının yaklaşık %30’luk bir kısmı doğal veya yapay desteklenmiş gözükmektedir; bu alanlar korunmalıdır. SINMAP modeli kapsamında, 889 adet heyelan kopma noktası kullanılmış olup, bu heyelanların, elde edilen SI sınıfları ile karşılaştırılmaları sonucunda; % 18.5’inin (164 adet) alt eşik değer sınıfında, % 65.2’inin (580 adet) üst eşik değer sınıfında ve %12.1’inin ise (108 adet) doğal veya yapay desteklenmiş alan sınıfı içerisinde izlendiği görülmektedir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 47 Tablo 11. SINMAP modeli çıktısından elde edilen SI değerleri ve istatistiksel sonuçları.

Doğal veya Orta Kısmen Alt eşik Üst Eşik Stabilite İndeksi (SI) Duraylı yapay Toplam duraylı duraylı değer değer desteklenmiş

Alan (km2) 9.8 2.0 3.6 58.7 127.9 84.7. 286.7

% Stabilite Sınıfı 3.4 0.7 1.3 20.5 44.6 29.6 100

Heyelan sayısı 7 13 17 164 580 108 889

% Heyelan Sayısı 0.8 1.5 1.9 18.5 65.2 12.1 100

Heyelan Yoğunluğu (sayı/km2) 0.6 1.0 1.1 2.5 4.2 2.8 3.4

Buna göre bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen modelin doğruluk değeri yaklaşık %96 olarak hesaplanmaktadır. Söz konusu bu değerlendirme ile üretilen model çıktısının, son derece başarılı çalıştığı ve alanda ileride meydana gelecek heyelan lokasyonlarını başarı ile tahmin edebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. SINMAP matematiksel modelinin özellikle kalibrasyon aşamasında değerlendirilen model çıktılarından bir diğeri de SA (Topoğrafik eğim- Beslenim alanı) grafiğidir (Şekil 20). SA grafiği incelendiğinde; Taşlıdere Vadisi drenaj alanında rezidüel toprak seviyelerinin hidrolojik özellikler açısından suya doygun olma ihtimalinin oldukça yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu bu durum, çalışma sahası içerisinde yağışlarla tetiklenen sığ heyelanların gözlenme sıklığındaki yüksek değerlerin bir nedeni olarak yorumlanmaktadır.

48 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şekil 18. Taşlıdere Vadisi drenaj alanına ait 10 m yersel Şekil 19. Taşlıdere Havzasına ait SINMAP matematiksel modeli ile oluşturulmuş çözünürlüğe sahip Sayısal Yükseklik Modeli (SYM). eşik değerleri ile heyelan duyarlılık haritası (Alt Eşik Değeri: Yüksek duyarlı, Üst Eşik Değeri: Çok Yüksek duyarlı)

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 49 Şekil 20. Taşlıdere Vadisi drenaj alanı için oluşturulan topoğrafik eğim-beslenim alanı (SA) grafiği içerisinde elde edilmiş stabilite indeksi değerler aralıkları.

50 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 6 SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Taşlıdere (Güneysu, Rize) havzası drenaj alanı ülkemizin jeolojik, topoğrafik, iklim özellikleri ve yanlış arazi kullanı- mı nedeniyle heyelan olaylarının sıkça yaşanmakta Doğu Karadeniz Havzasında bulunmaktadır. Taşlıdere (Güney- su, Rize) Havzası drenaj alanında gerçekleşen heyelanlar havza içerisinde izlenen magmatik kayaçların üzerinde gelişen ayrışmış topraklar içerisinde meydana gelmektedir. Havza ve çevresinde heyelanlar akmalar şeklinde ge- nellikle 0,50-5 metre derinliği olan sığ heyelanlardır. Taşlıdere havzası drenaj alanı ağırlıklı olarak kimyasal bozuşmanın izlenmiş olduğu bir bölgede yer almaktadır. Bu durum; saha içerisinde özellikle Karadeniz kıyılarına doğru artan ayrışmış (rezidüel) toprak kalınlığını açıkla- maktadır; artan toprak kalınlığına bağlı olarak heyelanların gözlenme sıklığı artmaktadır. Bununla beraber, havza içerisinde bitki örtüsü ve arazi kullanımı değerlendirildiğinde; alanda ormansızlaştırmanın yaygın olduğu; orman- sızlaştırılan alanların çay tarımı için kullanılması ve gerekli drenaj tedbirlerinin alınmaması havza içerisinde izlenen heyelanların sayısının ve sıklığının artmasına sebep olmaktadır. Çalışma sahası ve yakın çevresinde deprem etkisi ihmal edilebilecek seviyededir. DMİnin 1971–2000 yılları arasında Rize ve Pazar istasyonlarından almış olduğu ölçümlere bağlı olarak yıllık toplam yağış miktarları Rize ve Pazar için sırasıyla 2188.9mm ve 1970.3mm olarak hesaplanmaktadır. Saha içerisinde izlenen kütle hareketleri aşırı yağışlara bağlı olarak tetiklenmektedir. Taşlıdere Havzası içerisinde can ve mal kaybına yol açan kütle hareketleri ağırlıklı ola- rak sığ heyelanlar şeklinde gelişmektedir. Bu çalışmada drenaj alanı içerisinde sığ heyelanlara ilişkin heyelan duyar- lılık analizlerinin gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla; havza içerisinde gelişen heyelanların oluş mekaniz- maları dikkate alınarak; gerçekleştirilen analizlerde heyelan temel fiziğini esas alan SINMAP matematiksel modeli kullanılmıştır. Buna göre; bu çalışma kapsamında elde edilen sonuçlar aşağıda ayrı ayrı verilmiş ve tartışılmıştır: SSGerçekleştirilen literatür araştırmasına bağlı olarak; ülkemizde heyelanların havza bazında değerlendirilmesine yönelik olarak, söz konusu fenomenin temel fiziğini esas alan neredeyse hiçi bir araştırma yapılmadığı anla- şılmıştır. Bu konuda ülkemizde yapılmış tek çalışma; bir baraj rezervuarı içerisinde izlenen heyelanlara ilişkin duyarlılığın değerlendirilmesi amacıyla Akgün ve Erdem (2016) tarafından yayımlanmıştır. Ancak; gerek Batı Karadeniz Bölgesi’nde ve özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi’nde sıklıkla izlenen, can ve mal kaybına yol açan sığ heyelanların oluş mekanizmaları dikkate alındığında söz konusu fiziksel modellerin ülkemiz araştırmacıları ve uygulayıcıları tarafından da çalışılması gerektiği anlaşılmaktadır.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 51 SSTaşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde farklı magmatik kayaçlar; bazalt, andezit lav ve piroklastları, riyodasit, da- sit lav ve piroklastları, granitoyid, andezit, bazalt lav ve piroklastları mostra vermektedir. Ancak; drenaj alanında gerçekleşen sığ heyelanlar bu birimler üzerinde gelişen rezidüel topraklar içerisinde meydana gelmektedir. SSTaşlıdere Vadisi drenaj alanı depremsellik açısından değerlendirildiğinde; çalışılan alanı içerisine alan bölgede sağlam zeminde beklenen en büyük yer ivmesi 200gal olarak verilmektedir (Eyidoğan, 1995; Yılmaz vd., 1998). Buna karşılık Ulusay et al. (2004); söz konusu değeri çalışma sahasını içerisine alan bölge için 100 gal’in altında hesaplamaktadır. Buna göre; drenaj alanı içerisindeki deprem etkisi ihmal edilebilecek seviyededir. Saha içerisinde izlenen kütle hareketleri aşırı yağışlara bağlı olarak tetiklenmektedir. SSErinç (1944) ve Atalay (1987), Doğu Karadeniz Bölgesi’nde genel olarak 2000m’nin üzerinde bulunan sahalarda periglasiyal–glasiyal morfolojik şekillerin yaygın olduğunu, ancak, bu yüksekliğin altında bulunan sahalarda ise ağırlıklı olarak kimyasal ayrışmanın izlendiğini vurgulamaktadırlar. Taşlıdere Vadisi drenaj alanı burada ifade edilen ikinci grup içerisinde, ağırlıklı olarak kimyasal bozunmanın izlenmiş olduğu bölgede yer almaktadır. Bu durum; saha içerisinde özellikle kuzeye doğru artan rezidüel toprak kalınlığını açıklamaktadır; artan toprak ka- lınlığına bağlı olarak sığ heyelanların gözlenme frekansı da yükselmektedir. SSDrenaj alanının içerisinde yer aldığı bölge Türkiye’nin en çok yağış alan bölgesidir; DMİ’nin 1971–2000 yılları arasında Rize ve Pazar istasyonlarından almış olduğu ölçümlere bağlı olarak yıllık toplam yağış miktarları Rize ve Pazar için sırasıyla 2188.9mm ve 1970.3mm olarak hesaplanmaktadır (DMİ, 2008). Çalışma sahası içerisinde bitki örtüsü; arazi kullanımı değerlendirildiğinde; alanda ormansızlaştırmanın yaygın olduğu; ormansızlaştırılan alanların çay tarımı için kullanıldığı görülmektedir. Bu durum; havza içerisinde izlenen sığ heyelanlara ilişkin frekansın yükselmesine neden olmaktadır. SSTaşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde toplam 889 adet sığ heyelan haritalanmıştır. Haritalamada söz konusu ye- nilmelerin kopma zonları esas alınmıştır. Ortalama derinlikleri 2-4 m arasında olan bu sığ kaymaların geliştikleri yamaçların eğim değerleri 10°-35° arasındadır. Yamaç yükseklikleri değişkenlik gösteren kaymalarda topoğrafik haritalardan elde edilen en yüksek yamaç yüksekliği değeri 135m olarak hesaplanmıştır. Farklı etki mesafesi- ne sahip kaymalardan elde edilen genişlik ve uzunluklar; sırasıyla, 4-22m ve 12-45m arasında değişmektedir. Yamaç engebelilik değerleri açısından orta düzeyde engebeli yamaçlarda yoğunluk gösteren sığ kaymaların yoğunluğu güney kesimleri teşkil eden yüksek eğim ve yamaç engebeliliği gösteren alanlarda düşüktür. Heye- lan yoğunluğunun belirli bölgelerde arttığı gözlenmektedir. Bu alanların başında Güneysu İlçe yerleşiminin 2.5 km kuzeybatısında yer alan yamaçlar gelmektedir. Bu alanda ortalama heyelan yoğunluğu kilometre kare için 20-25 arasındadır. SSSahada izlenen farklı temel kaya birimleri üzerinde gelişen rezidüel topraklarda; yaklaşık 0-1 m aralığındaki derinliklerden; 40 ayrı lokasyonda sistematik örselenmiş ve örselenmemiş numune alımı yapılmıştır. Rezidüel toprakların doğal su içeriği değerleri %45 üzerine kadar çıkabilmektedir; 40 ayrı lokasyondan alınan ortalama

52 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ doğal su içeriği değeri %20.16 olarak hesaplanmıştır. Bu durum; su toplama havzası içerisinde izlenen rezidüel seviyelerin oldukça suya doygun olabileceği anlamına gelmektedir. SSToprak örnekleri Birleştirilmiş Zemin Sınıflamasına (USCS) bağlı olarak değerlendirildiğinde 17 adet örnek siltli kum (SM), 9 adet örnek siltli çakıl (GM), 9 adet örnek düşük plastisiteli siltli veya killi kumlar veya killi siltler-ince kum (ML) ve 5 adet örnek de killi kum (SC) olarak sınıflandırılmaktadır. Yaklaşık 0-1 m derinliğinden alınan söz konusu toprak örneklerinin USCS sınıfları dikkate alındığında, bu birimler üzerine düşen yağışın, bitki örtüsün- den bağımsız infiltrasyon kapasitesinin yüksek olacağı anlaşılmaktadır. Bu durum; muhtemel yağışlar sırasında rezidüel seviyeler içerisinde yüksek debili yüzey altı akışlarının oluşabileceği ve müteakiben boşluk suyu basınç- larının ani olarak artabileceği anlamına gelmektedir. SSRezidüel toprak seviyeleri için; en düşük ve en yüksek birim hacim ağırlık değerleri sırasıyla 14.75 kN/m3 ve 18.4 kN/m3 olarak hesaplanmaktadır. Bununla birlikte; konsolidasyonsuz-drenajsız koşullar altında gerçekleştirilen makaslama kutusu deneylerine bağlı olarak en düşük ve en yüksek kohezyon değerleri sırasıyla 0.13 kgf/cm2 ve 0.28 kgf/cm2 olarak bulunmuştur. Diğer taraftan söz konusu örnekler için en düşük ve en yüksek içsel sürtünme açısı değerleri ise 13° ve 25° olarak hesaplanmıştır. SSDrenaj alanı içerisinde; en düşük permeabilite granitoyid birimi üzerinde gelişen rezidüel seviyelerde 8.42×10-6 cm/sn olarak izlenmektedir. Diğer taraftan en yüksek permeabilite değeri ise bazalt, andezit, lav ve piroklastları üzerinde gelişen rezidüel seviyeler için 1.23×10-3 cm/sn olarak bulunmuştur. SSRezidüel toprak kalınlıklarının belirlenebilmesi amacıyla araştırma çukurlarının açıldığı lokasyonlara karşılık ge- len alanlarda jeofizik etütler; sismik kırılma etütleri yapılmıştır. Buna göre; Taşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde rezidüel toprak kalınlıklarının 4 m ile 10 m arasında değiştiği anlaşılmaktadır. SSEn düşük boyutsuz kohezyon değerinin hesaplanması sürecinde en düşük toprak kohezyonu değeri; 0.13 kgf/ cm2; 12748.65 N/m2, en yüksek rezidüel toprak kalınlığı; 10 m ve en yüksek doğal toprak yoğunluğu; 1880 kg/ m3 değerleri dikkate alınmış ve boyutsuz kohezyon sabitinin en düşük değeri 0.07 olarak hesaplanmıştır. Benzer şekilde söz konusu sabitin en yüksek değerinin hesaplanması sürecinde ise en yüksek toprak kohezyonu değeri; 0.28 kgf/cm2; 27458.62 N/m2, en düşük rezidüel toprak kalınlığı; 4 m ve en düşük doğal toprak yoğunluğu; 1760 kg/m3 değerleri dikkate alınmış ve boyutsuz kohezyon sabitinin en yüksek değeri 0.4 olarak bulunmuştur. SSEn düşük T (transmisivite; iletimlilik) değerinin hesaplanması sürecinde; en düşük rezidüel toprak kalınlığı değe- ri; 4 m ve en düşük permeabilite değeri; 1.71×10-8 m/sn değeri dikkate alınmıştır. Bu değerlere göre en düşük T değeri 6.84×10-8 m2/sn olarak hesaplanmaktadır. Benzer şekilde en yüksek T değerinin hesaplanmasında ise; en yüksek rezidüel toprak kalınlığı değeri; 10 m ve en yüksek permeabilite değeri; 1.23×10-5 m/sn değeri dikkate alınmıştır; bu değerlere göre en yüksek T değeri 1.23×10-4 m2/sn olarak hesaplanmaktadır.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 53 SSSINMAP matematiksel modeli içerisinde değerlendirilen beslenim (R) miktarının hesaplanması sürecinde; Ne- feslioğlu et al. (2011) tarafından söz konusu bölge için Pazar yağış istasyonundan alınan yağış verileri ve bu verilerin bölgedeki heyelanlar ile korelasyonları sonucu önerdikleri kritik yağış olan 100 mm/gün değeri esas alınmıştır. Günlük 100 mm yağış dikkate alındığında; gerekli dönüşümlerin yapılmasıyla beslenim miktarı (R) 11.6×10-7 m/sn olarak hesaplanmaktadır. Bu çalışma kapsamında söz konusu yağışın tamamının infiltrasyonuna izin verilmemiştir. Meisina ve Scarabelli (2007) tarafından önerilen yaklaşıma benzer şekilde havza içerisinde söz konusu kritik beslenimin yaklaşık %40’ına izin verilmiştir. Buna göre; model içerisinde dikkate alınan beslenim miktarı (R) 4.64×10-7 m/sn olarak hesaplanmaktadır. SSSINMAP matematiksel modeli kullanılarak gerçekleştirilen heyelan duyarlılık analizi sonucunda; Taşlıdere Vadisi drenaj alanının sadece %3.4’lük kısmının heyelan açısından duraylı olduğu görülmektedir. Alanın %44.6’lık kısmı yüksek derecede duraysız kabul edilen “Üst eşik değer” sınıfında, %20.5’lik kısmı ise “Alt eşik değer” sınıfında ta- nımlanmaktadır. Gerçekleştirilen model sonucuna göre; Taşlıdere Vadisi drenaj alanının yaklaşık %30’luk bir kıs- mı doğal veya yapay desteklenmiş gözükmektedir; bu alanlar kesinlikle korunmalıdır. Çalışma sahası içerisinde heyelan ve sel kontrol yapıları öncelikli olarak “Üst eşik değer” sınıfına karşılık gelen alanlar için planlanmalıdır. SINMAP modeli kapsamında, 889 adet heyelan kopma noktası kullanılmış olup, bu heyelanların, elde edilen SI sınıfları ile karşılaştırılmaları sonucunda; % 18.5’inin (164 adet) alt eşik değer sınıfında, % 65.2’inin (580 adet) üst eşik değer sınıfında ve %12.1’inin ise (108 adet) doğal veya yapay desteklenmiş alan sınıfı içerisinde izlendiği görülmektedir. Buna göre bu çalışma kapsamında gerçekleştirilen modelin doğruluk değeri yaklaşık %96 olarak hesaplanmaktadır. SSTaşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde heyelan boyutları dikkate alındığında doğrudan havza içerisinde hari- talanan 889 adet sığ heyelanın yaratmış olduğu toprak kaybı 614,477 m3 olarak hesaplanmaktadır; rezidüel toprakların ortalama yoğunluk değerinin 1.7 ton/m3 olduğu dikkate alınırsa söz konusu değer 1,044,611 ton toprak kaybı anlamına gelmektedir. Esas olarak; şiddet/boyut açısından düşük/sığ hareketler olarak değerlen- dirilebilmesine rağmen; alanda “toprağın” çok değerli olması dikkate alındığında hesaplanan kayıplar oldukça yüksektir; bu konudaki bir diğer husus ise; söz konusu küçük ölçekli yenilmelerin hareket hızları oldukça yüksek- tir. Bu durum; can ve mal kaybının belirgin bir şekilde artmasına neden olmaktadır. SSTaşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde haritalanan 889 adet heyelanın arazi kullanımına bağlı olarak dağlımı incelendiğinde: toplam heyelanların %48’inin ağırlıklı olarak çay tarımının yapıldığı alanlara; %30’unun bozuk orman alanlarına ve %17’sinin ise verimli orman alanlarına karşılık geldiği anlaşılmaktadır; geriye kalan %5’lik kısım ise diğer alanlar içerisinde dağılım göstermektedir. SSTaşlıdere Vadisi drenaj alanı içerisinde SINMAP matematiksel modeli ile gerçekleştirilen analizlere bağlı olarak yukarıda ifade edilen ağırlıklı olarak çay tarımının yapılmakta olduğu alanların %34’ü doğal veya yapay destek- lenmiş yamaçlar olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte; söz konusu çay ekimi yapılan bu sahaların sırasıyla %30 ve %27’lik kısmı sığ heyelan duyarlılığı açısından çok yüksek ve yüksek duyarlı alanlar içerisinde değerlen- dirilmektedir.

54 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SSYine söz konusu havza içerisinde gerçekleştirilen SINMAP model analizleri sonucunda bozuk orman sahalarının %60’ı doğal veya yapay desteklenmiş yamaçlar olarak tanımlanmaktadır. Bununla birlikte; bu sahaların sırasıyla %26 ve %13’lük kısmının sığ heyelan duyarlılığı açısından çok yüksek ve yüksek duyarlı alanlar içerisinde kaldığı tespit edilmiştir. SS“SINMAP matematiksel modelini uygulamak için gerekli olan veriler, hem konum hem de zamanda önemli de- recede değişebilen toprak ve iklim özellikleri içerir. Modelin sonucu olarak hesaplanan stabilite indeks değeri ve bu indeks değere bağlı olarak tanımlanan heyelan duyarlılık sınıfı esas olarak söz konusu afetin belirli bir lokasyonda gerçekleşme ihtimalini ifade eden mekânsal tehlikeyi tanımlamaktadır. Model içerisinde değerlen- dirilen hidrolojik parametrelerden beslenim (R) mm olarak günlük yağış değeridir. Gözenek suyu basınçlarının artmasına ve söz konusu duraysızlığın tetiklenmesini sağlamaktadır. Bu durumda çalışma kapsamında dikkate alınan beslenim miktarının havza içerisinde zamana bağlı gerçekleşme olasılığı söz konusu mekânsal tehlikenin değerlendirilen zaman aralığında gerçekleşme ihtimalini verecektir. Değerlendirilen beslenim miktarının 100 mm günlük yağış değeri olduğu dikkate alındığında; proje çalışması kapsamında havza içerisinde tanımlanan mekânsal tehlikenin 1, 2, 5, 10, 50 ve 100 yıl içerisinde gerçekleşme olasılıkları sırasıyla 0.40, 0.64, 0.92, 0.99, 1.00 ve 1.00 olarak hesaplanmaktadır (Nefeslioğlu, 2008; Nefeslioğlu ve Gökçeoğlu, 2011; Nefeslioğlu vd., 2011).” SSYapılacak heyelan ve sel kontrol projeleri arazi tahribatının dengelenmesine hizmet edecektir. Çalışma sahası içerisinde heyelan ve sel kontrol yapıları; öncelikli olarak “Üst eşik değer” sınıfına karşılık gelen heyelan duyarlılığı çok yüksek alanlar için planlanmalıdır. Bu kapsamda; söz konusu heyelan duyarlılık sınıfının yine öncelikli olarak bozuk orman sahaları içerisinde kalan kısmı değerlendirilmelidir. Buna göre; bozuk orman ve üst eşik değer heyelan duyarlılık sınıfı içerisinde tanımlanan sahalar bir arada değerlendirildiğinde bu kapsam- da planlama için önerilen alan 2430 hektar olarak hesaplanmaktadır. Diğer taraftan; ağırlıklı olarak çay tarımının yapılmakta olduğu alanlarda izlenen heyelana çok yüksek duyarlı sahaların projelendirilmesi de yüksek önem arz etmektedir. Ancak; yasal düzenlemelerin sağlanmasına ilişkin gereklilik bu konuda bir kısıt oluşturmaktadır. Ziraat alanı ve üst eşik değer heyelan duyarlılık sınıfı içerisinde tanımlanan sahalar bir arada değerlendirildiğin- de bu kapsamda planlama için önerilen alan ise 3640 hektar olarak hesaplanmaktadır. Diğer taraftan; heyelan duyarlılık analizlerine bağlı olarak doğal veya yapay desteklenmiş sınıf içerisinde tanımlanan arazilerde heyelan ve sel kontrol yapılarının planlanması; bu alanların stabilitelerinin korunması açısından önemlidir. Bu kapsamda kısmen değerlendirilmesi önerilen alan 9900 hektar olarak belirlenmektedir. Doğal veya yapay desteklenmiş çok yüksek heyelan duyarlılık sınıfında tanımlanan ve korunması önerilen alanlarda bozulan drenajın yeniden tesis edilmesine yönelik heyelan ve sel kontrol projeleri üreterek erozyona sel ve heyelana karşı dirençli alanlar oluşturulmalıdır. SSÇay bahçelerinde çevirme hendekleri, açık ve kapalı drenaj sistemleri ile drenaj kabiliyeti olan tutucu yapıların yapılması veya yaptırılmasının teşvik edilmesi önerilmektedir. SSBölgede hayvancılık ve yaylacılık teşvik edilmelidir.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 55 SSKorunması gerekli orman alanlarında bakıma yönelik kontrollü kesimin dı- şında bir kesim yapılmaması, orman ekosisteminin bozulmasına engel olunması ve usulsüz müdahaleler en- gellenmesi önerilmektedir. SSYol yapımları ve alt yapı yoğun ol- duğundan arazi tahribatı çok fazla olmaktadır. Tüm alanda kazı çalışma- ları denetim altında yapılmalı, kazı öncesi ve sonrasında gerekli önlemler alınmalıdır. Orman yolu yapımından olabildiğince kaçınılmalıdır. Yağmur suyu drenaj sistemi köy ve orman yol- ları da dahil ediler SSYağışları yavaş yavaş toprağa sızdı- rarak (infiltrasyon) yağışın yüzeysel akışa geçmesini ve sel oluşumunu en- gellenmesinde ormanların etkinliği vardır. Orman altındaki diri örtünün korunması ve traşlama yapılmaması, bozuk orman alanlarının intersepsi- yon oranı yüksek ve kazık kök yapan ağaç türleri ile rehabilite edilmesi, özellikle transpirasyon ve intersepsi- yon oranları yükseltilmesi önerilmek- tedir.

56 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 57 58 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 59 60 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 61 62 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 63 64 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KAYNAKLAR DİZİNİ

Akgun A., Erkan O. 2016. Landslide susceptibility mapping by geographical information system-based multivariate statistical and deterministic models: in an artificial reservoir area at Northern . Arabian Journal of Geosciences. Trabzon, Turkey, 9:135.

Atalay, İ. 1987. Türkiye Jeomorfolojisine Giriş. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, No. 9, İzmir.

Barka, A., 1984. Erzincan havzasının bazı neotektonik özellikleri. Kuzeydoğu Anadolu I. Ulusal Deprem Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, Ankara, 223–247.

Bektaş, O., Şen. C., Atıcı, Y., Köprübaşı, N., 1999. Migration of the Upper Cretaceous subduction–related volcanism towards the back–arc basin of the eastern Pontide magmatic arc (NE Turkey). Geol. Journal, 34, 95–106.

Beven, K.J., Kirkby, M.J. 1979. A Physically Based Variable Contributing Area Model of Basin Hydrology. Hydrological Sciences Bulletin, 24(1): 43-69.

Boztuğ, D., Erçin, A.İ., Kuruçelik, M.K., Göç, D., Kömür, İ., İskenderoğlu, A., 2006. Main geochemical characteristics of the composite Kaçkar batholith derived from the subduction through collision to extensional stages of the Neo–Tethyan convergence system in the Eastern Pontides, Turkey. Journal of Asean Earth Sciences, 27, 3, 286–302.

Çan, T., Duman, T.Y., Nefeslioğlu, H.A., Durmaz, S., Gökçeoğlu, C., Sönmez, H., 2005. Earthflows in a small catchment from Eastern Region (Turkey): Conditional (Environmental) factors and susceptibility assessments. International Symposium on Latest Natural Disasters– New Challenges for Engineering Geology, Geotechnics and Civil Protection, Abstract Book, Sofia, Bulgaria, 82–83 pp.

Dağ, S., Bulut, F., Akgün, A., 2006. İki değişkenli istatistiksel analiz yöntemi ile Çayeli (Rize) ve çevresindeki heyelanların değerlendirilmesi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası 1. Heyelan Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, Trabzon, 84.

Davis J., Blesius B. 2015. A Hybrid Physical and Maximum-Entropy Landslide Susceptibility Model. Department of Geography&Environment, San Francisco State University 1600 Holloway Ave. San Francisco, 17:4271-4292.

Davis J.D., Sims M.S. 2013. Physical and maximum entropy models applied to inventories of hillslope sediment sources. Journal of Soils and Sediments. San Francisco, 13:1784–1801.

Deb S.K.,El-Kadi A.L 2009. Geomorphology. Susceptibility assessment of shallow landslides on Oahu, Hawaii, under extreme-rainfall events. Hawaii, 108:219–233.

DMİ, 2008. DMİ Genel Müdürlüğü. (http://www.meteoroloji.gov.tr/index.aspx).

Erinç, S., 1944. Doğu Karadeniz Dağlarında Glasyalmorfoloji Araştırmaları, Üniv. Edebiyat Fak. Yayınları, Coğrafya Enst. Doktora Tezleri Serisi, No.1, İstanbul.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 65 Gedikoğlu, A., Pelin, S., Özsayar, T., 1979. Tectonic evolution of the eastern Pontides in Mesozoic. Geocome–I, Abstracts, 68.

Güven, İ.H., 1993. Doğu Pontidlerin Jeolojisi ve 1/250,000 ölçekli kompilasyonu. MTA, Ankara (yayımlanmamış).

Güven, İ.H., 1998. Trabzon–C30 ve D30 Paftaları. 1/100,000 Ölçekli Açınsama Nitelikli Türkiye Jeoloji Haritaları, 59, 9 s.

Hammond, C., Hall, D., Miller, S., Swetik, P., 1992. Level I Stability Analysis (LISA) Documentation for Version 2.0. General Technical Report INT-285, USDA Forest Service Intermountain Research Station.

Hengxing l., Chenghu Z., Faquan W., Lingjuan W. 2003. Spatial hazard analysis and prediction on rainfall-induced landslide using GIS. Chinese Science Bulletin. China, 48:703-708.

Gedikoğlu, A., Pelin, S., Özsayar, T., 1979. Tectonic evolution of the eastern Pontides in Mesozoic. Geocome–I, Abstracts, 68.

Koçyiğit, A., 1985. The Karayazı fault. Geol Soc. Turkey Bull., 28, 67–72.

Kothe, R., Lehmeier, F., 1993. SAGA – Ein Programmsystem zur Automatischen Relief-Analyse. Zeitschrift für Angewandte Geographie 4, 11–21.

Lan H.X., Zhou C.H., Wang L..J., Zhang H.Y., Li R.H. 2004. Landslide hazard spatial analysis and.prediction using GIS in the Xiaojiang watershed, Yunnan, China. Engineering Geology. Elsevier, 76:109–128.

McCullough E.P., Bain D.J., Bergman J., Crumrine D. 2015. Emerald ash borer and the urban forest: Changes in landslide potential due to canopy loss scenarios in the City of Pittsburgh, PA. Science of The Total Environment. Elsevier, 536:538–545.

Meisina C., Scarabelli S. 2007. Geomorphology. A comparative analysis of terrain stability models for predicting shallow landslides in colluvial soils. Elsevier, pp. 207–223.

Michel G.P., Kobiyama M., Goerl R.F. 2014. Comparative analysis of SHALSTAB and SINMAP for landslide susceptibility mapping in the Cunha River basin, southern Brazil. Journal of Soils and Sediments. Brazil, 14:1266–1277.

Montgomery, D.R., Dietrich, W.E., 1994. A Physically Based Model for the Topographic Control on Shallow Landsliding. Water Resources Research, 30(4):1153-1171.

Nefeslioğlu, H.A., 2008. Toprak Akmalarına İlişkin Tehlike Haritalarının Üretilmesi (Büyükköy Su Toplama Havzası, Çayeli, Rize). Hacettepe Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, 202 s. (yayımlanmamış).

Nefeslioğlu, H.A., Duman, T.Y., Durmaz, S., 2008a. Landslide susceptibility mapping for a part of tectonic Kelkit Valley (Eastern of Turkey). Geomorphology, 94, (3–4), 401–418.

Nefeslioğlu, H.A., Gökçeoğlu, C., Sönmez, H., 2008b. An assessment on the use of logistic regression and artificial neural networks with different sampling strategies for the preparation of landslide susceptibility maps. Engineering Geology, 97, (3–4), 171–191.

Nefeslioğlu, H.A., Gökçeoğlu, C., 2011. Probabilistic risk assessment in medium scale for rainfall induced earthflows: Catakli catchment area (Cayeli, Rize, Turkey). Mathematical Problems in Engineering, Article ID 280431, 1-21.

66 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Nefeslioğlu, H.A., Gökçeoğlu, C., Sönmez, H., Görüm, T., 2011. Medium-scale hazard mapping for shallow landslide initiation: the Buyukkoy catchment area (Cayeli, Rize, Turkey). Landslides, 8, 459-483.

Nery T.D., Vieira B.C 2015. Susceptibility to shallow landslides in a drainage basin in the Serra do Mar, Sa˜o Paulo, Brazil, predicted using the SINMAP mathematical model. Bulletin of Engineering Geology and the Environment. Brazil, 74:369–378.

Okay, A.I., Şahintürk, Ö., 1997. Geology of the Eastern Pontides. In A.G.Robinson, (ed.), Regional and petroleum geology of the Black Sea and surrounding region, AAPG Memoir, 68, 291–311.

O’Loughlin, E.M. 1986. Prediction of surface saturation zones in natural catchments by topographic analysis. Water Resources Research, 22(5): 794-804.

Özsayar, T., Pelin, S., Gedikoğlu, A., 1981. Doğu Pontidlerde Kretase. KTÜ Yerbilimleri Dergisi, 1, 65–114.

Pack, R.T., 1995. Statistically-based terrain stability mapping methodology for the Kamloops Forest Region, British Columbia. Proceedings of the 48th Canadian Geotechnical Conference, Canadian Geotechnical Society, Vancouver, B.C.

Pack R.T., Tarboton D.G., Goodwin C.N., (1998) The SINMAP Approach to Terrain Stability Mapping. 8th Congress of the International Association of Engineering Geology, Vancouver, British Columbia, Canada 21-25 September 1998.

Paulin G.L., Bursik M. 2009. Logisnet: A tool for multimethod, multiple soil layers slope stability analysis. Computers & Geosciences. Elsevier, 35:1007–1016.

Pradhan A.M.S., Kim Y-T. 2015. Application and comparison of shallow landslide susceptibility models in weathered granite soil under extreme rainfall events. Environmental Earth Sciences. Korea, 73:5761–5771.

Rabonza M.L., Felix R.P., Lagmay A.M.F.A., Eco R.N.C., Ortiz I.J.G., Aquino D.T. 2015. Shallow landslide susceptibility mapping using highresolution topography for areas devastated by süper typhoon Haiyan. Landslides. 13:201–210.

Robinson, A.G., Banks, C, J., Rutherford, M.M., Hirst, J.P.P., 1995. Stratigraphic and structural development of the E–Pontides. Journal of the Geol. Soc. of London, 152, 861–872.

Şaroğlu, F., Emre, Ö., Boray, A., 1987. Türkiye’nin Diri Fayları ve Depremsellikleri. MTA Raporu, No. 8174, 394 s.

Şaroğlu, F., Yılmaz, Y., 1984. Doğu Anadolu’nun neotektoniği ve ilgili magmatizması. Türkiye Jeoloji Kurumu, Ketin Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, 149– 162.

Şengör, A.M.C., 1979. The North Anatolian fault: its age, offset, and tectonic significance. Journal of the Geological Society of London, 136, 268–282.

Şengör, A.M.C., Kidd, W.S.F, 1979. Post–collisional tectonics of the Turkish–Iranian plateau and comparision with Tibet. Tectonophysics, 55, 361–376.

Şengör, A.M.C., Yılmaz, Y., 1981. Tethyan evolution of Turkey, a plate tectonic approach. Tectonophysics, 75, 181–241.

TAŞLIDERE HAVZASI (RİZE, GÜNEYSU) HEYELAN DUYARLILIK HARİTASI VE TEHLİKE DEĞERLENDİRME PROJESİ 67 Tarboton, D.G., 1997. A New Method for the Determination of Flow Directions and Contributing Areas in Grid Digital Elevation Models. Water Resources Research, 33(2): 309-319.

Tarolli P., Tarboton D.G. 2006. Hydrology and Earth System Sciences Discussions. A new method for determination of Most Likely Initiation Points and the evaluation of Digital Terrain Model scale in terrain stability mapping. 3 (2), pp.395-425.

Terhorst B., Kreja R. 2009. Slope stability modelling with SINMAP in a settlement area of the Swabian Alb. Landslides. 6:309–319.

Ulusay, R., Tuncay, E., Sönmez, H., Gökçeoğlu, C., 2004. An attenuation relationship based on Turkish strong motion data and iso–acceleration map of Turkey. Engineering Geology, 74, 265–291.

Wanchang Z., Wu L., Qin Z., Zhang D., Zhou J. 2005. Quantitative Hill-slope Stability Assessment with a Remote Sensing & GIS Based Distributed Modeling Scheme. Geoscience and Remote Sensing Symposium.

Wu, W., Sidle, R.C. 1995. A Distributed Slope Stability Model for Steep Forested Watersheds. Water Resources Research, 31(8): 2097-2110.

Yılmaz, A., Adamia, S., Chabukiani, A., Chkhotua, T., Erdoğan, K., Tuzcu, S., Karabıyıkoğlu, M., 2000. Structural correlation of the southern Transcaucasus ()–Eastern Pontides (Turkey). Tectonics and Magmatism in Turkey and Surrounding Area. In: E. Bozkurt, J.A. Winchester and J.D.A. Piper (eds.), Geological Society, London Special Publications, 173, 171–182 pp.

Yılmaz, A., Adamia, S., Engin, T., Lazarashvili, T., 1997. Geoscientific studies of the area along Turkish–Georgian border. MTA Report, No. 10123, 477 p.

Yılmaz, A., Adamia, S., Engin, T., Lazarashvili, T., 1997. Geoscientific studies of the area along Turkish–Georgian border. MTA Report, No. 10123, 477 p.

Yılmaz, A., Terlemez, İ., Uysal, Ş., 1988. Hınıs (Erzurum güneydoğusu) dolaylarının bazı stratigrafik ve tektonik özellikleri. MTA Dergisi, 108, 38–56.

Yılmaz, C., Şen, C., Özgür, S., 2003. Sedimentologic, paleontologic and volcanic records of the timing of the earliest andesitic volcanic activity in the eastern Pontide volcanic arc. Geologica Carpathica, 54, 6, 377–384.

Yılmaz I., Keskin I. 2009. GIS based statistical and physical approaches to landslide susceptibility mapping (Sebinkarahisar, Turkey). Bulletin of Engineering Geology and the Environment. Sivas, Turkey, 68:459–471.

Yılmaz, A., Terlemez, İ., Uysal, Ş., 1988. Hınıs (Erzurum güneydoğusu) dolaylarının bazı stratigrafik ve tektonik özellikleri. MTA Dergisi, 108, 38–56.

Yu J., Chen X., Lı H., Zhou J., CAI Y. 2015. Effect of Freeze-Thaw Cycles on Mechanical Properties and Permeability of Red Sandstone under Triaxial Compression. Journal of Mountain Science. 12(1): 218-231.

Zizioli D., Meisina C., Valentino R. and Montrasio L. 2013. Comparison between different approaches to modeling shallow landslide susceptibility: a case history in Oltrepo Pavese, Northern Italy. Natural Hazards and Earth System Sciences. Italy, 13: 559-573.

68 ÇÖLLEŞME VE EROZYONLA MÜCADELE GENEL MÜDÜRLÜĞÜ www.cem.gov.tr CTA LTD. (0312) 222 66 77 Fotoğraflar: ÇEM Arşivi ÇEM (0312) 222 66 77 Fotoğraflar: LTD. CTA

Aralık - 2016