Türkiye - Suriye İlişkilerinde Asi Nehri
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Kapak Konusu Sınıraşan sularda tüm dünya için bir örnek teşkil edecek olan Asi Dostluk Barajı projesi bir süre beklemede kalabilir. Türkiye - Suriye İlişkilerinde Asi Nehri Orontes (Asi) River in Turkish-Syrian Relations Dr. Tuğba Evrim MADEN ORSAM Su Araştırmaları Programı Danışmanı Aksaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Abstract The development process of the Turkish-Syrian relations has affected the direct usage of transboundary waters, to which the two countries are riparians. The Orontes River, to which Lebanon, Syria and Turkey are riparians, could not have been opened for discussion for a long time, both because of the tense relations between the two countries and also because of the Hatay issue. As the yield of relations between the two countries developing in a positive way after 2000’s, the foundation of the Asi Friendship Dam to be built between the two countries on Asi river, of which Turkey mentioned years ago, was laid on February 6th 2011. The developing process of this joint dam project, which is a major cooperation step in the usage of transbo- undary waters, has been estimated to be influenced by the civil commotions and their effects taking place in Syria since March 2011. 40 Kapak Konusu ! !!!- !! M ! ! Su sorununun yarattığı baskı iklim koşulları, Sırasıyla Lübnan, Suriye ve Türkiye’nin kıyıdaş kaynak azlığı, nüfus yoğunluğu sebebi ile Orta- ülke olduğu Asi nehri, Lübnan’ın Beka vadisinde doğu bölgesinde daha fazla hissedilmektedir. Su bulunan Labweh kaynaklarından doğmakta1 ve kaynaklarınız çok az olduğu bu bölgede yüzey- Lübnan ve Anti-Lübnan dağları arasında kuze- sularının büyük bir kısmı sınıraşan nehir özelli- ye doğru akmaktadır. Asi nehri batı Asya’da Le- ği taşımaktadır. Söz konusu suların kullanımına vant kıyısında kuzeye doğru akan tek nehir olma ilişkin işbirliklerinin çok az olduğu bölgede “su” özelliğini taşımaktadır. Hermel şehrinden sonra 90’lı yıllarda ortaya atılan savaş senaryolarında Suriye sınırlarına giren nehir, Katina rezervua- en önemli aktör olarak bahsedilmiştir. Bölge- rına akar ve kuzeye doğru akışına devam eder. de akan sulardan Fırat, Dicle ve Asi nehirlerin- Suriye’nin Humus ve Hama şehirlerini de geçtik- de Türkiye kıyıdaş ülke konumundadır. Suların ten sonra Ghap vadisi içerisine girmektedir. Tür- kullanımında kıyıdaş ülkelerin birbirleri ile olan kiye-Suriye sınırını oluşturan Asi nehri, Türkiye ilişkilerinin çok etkili olduğu tarih boyunca göz- sınırları içerisinde batıya doğru kıvrılmakta ve lenmiştir. Akdeniz’e dökülmektedir2. Tablo 1: Asi Nehri Havzası Kıyıdaşları3 Havza Alan (km2) Kıyıdaş Havza içinde Ülkenin Alanı Toplam havzaya göre Ülkeler (km2) Alanın Yüzdesi ASİ 24.660 Lübnan 2 040 8,3 Suriye 16 910 68,6 Türkiye 5 710 2301 Havzanın ortalama yıllık yağış oranı 644 mm’dir. dan geçerek Samandağ yakınlarında Akdeniz’e Ortalama sıcaklık ise 16° C’dır. Asi nehrinin Lüb- dökülmektedir. nan sınırları içerisinde 40 km aktığı belirtilirken, bazı kaynaklarda bu rakamın 35 km olduğu zik- Son yıllarda akış gözlem istasyonlarında yapılan redilmektedir4. Suriye sınırları içerisinde birçok çalışmalar ile havzanın su potansiyelinin yakla- kolun ve kaynağın katıldığı Asi nehri 22 km’lik şık 2,8 milyar m3/yıl olduğu, bu miktarın 0,3 mil- Türkiye-Suriye sınırını oluşturmaktadır. Türki- yar m3’ünün Lübnan’dan, 1,2 milyar m3’ünün ye sınırları içerisinde Asi nehrine Karasu Çayı, Suriye’den, Afrin’den Suriye’ye geçen sular dahil Afrin Çayı, Küçük Asi (Karadere) çayı ve Defne olmak üzere 1,3 milyar m3 suyun Türkiye’den çayı katılmaktadır5. Türkiye sınırları içerisinde kaynaklandığı belirlenmiştir7. 88 km aktıktan sonra6, Asi Nehri Amik ovasın- 41 Kapak Konusu Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkileri yıllar bo- yunca karmaşık bir şekilde gelişmiştir. Fırat-Dic- le havzası sularının kullanımı için oluşturulmuş Ortak Teknik Komite 1980’li yılların başlarında oluşturulmuştur. Türkiye ve Suriye bölgenin sı- nıraşan suları Fırat ve Dicle nehirlerini konuşur- ken Hatay sorunu nedeniyle Asi nehri görüşül- memiştir8. Türkiye Asi nehri sularının %90’ının Suriye tarafından kullanıldığını ve yapılacak pro- jeler ile bu oranın daha da artacağını belirtmiştir. Suriye’nin yoğun kullanımı nedeniyle Türkiye’ye ulaşan su miktarı saniyede 3 m3 yani yılda 94,6 milyon m3’tür ve bu miktar Türkiye Amik ovası sulamaları için yeterli olmadığı belirtilmektedir9. Asi Havzasında Geliştirilen Projeler Asi nehri suları, Lübnan ve Suriye’de sulama suyu ihtiyacı ile Humus-Hama sulama kanal Asi Nehri Havzası sistemine, Ghap ve Roudji sulama şebekelerine verilmektedir. Ayrıca, Asi nehri suları, 1998 yı- lında Homs şehri yakınlarında inşa edilen Zeite barajı, Romalılar döneminde yapılıp daha sonra Fransızlar döneminde tekrar inşa edilen Katina barajı ve 1960 yılında Rastan şehri yakınlarında inşa edilen Al Rastan barajında sulama ve içme Kıyıdaş Ülkelerin İlişkileri suyu olarak kullanılmak üzere depolanmakta- dır. Suların, sulama ve içme haricinde elektrik Bölge sularının konuşulduğu uluslararası plat- üretimi içinde kullanıldığı Asi nehri havzasında formlarda uzun bir süre Asi nehri konusu gün- Katina gölü çevresinde 1957 yılında inşa edilen deme getirilmemekteydi. Bunun sebebi ise uzun petrol rafinerisi, Katina gölünün batısında 1976 yıllar boyunca Asi nehrinin Suriye’nin kendi sı- yılında inşa edilen gübre üretim tesisleri ve Tür- nırları içerisinde saydığı Hatay’dan deniz dökü- kiye sınırları yakınında Zeytin fabrikaları yer al- lüyor olmasıdır. Bu durum uzun yıllar süresince maktadır. Bu tesisler havzada kirliliğe sebep ol- nehrin Türkiye’nin taleplerine rağmen konuşul- maktadır özellikle zeytinyağı fabrikaları atıkları mamasına, Suriye tarafından dile getirilmemesi- toplu balık ölümlerine neden olmuştur10. Ayrıca ne sebep olmuştur. tarımsal sulamadan dönen suların Asi nehrine boşalımı, Humus şehrinin kanalizasyon siste- Lübnan ve Suriye arasındaki ilişkiler Suriye’nin minin yetersizliği kirliliği artırmaktadır. Suriye 1950’lerde su kaynaklarını geliştirme projelerini hükümeti bu konuda önlemler alma çabaları bu- başladıktan sonra ciddi olarak 1962 yılından son- lunmasına rağmen havzanın su kalitesi problemi ra başlamıştır. Öncelikle ortak özel bir komite o- devam etmektedir11. luşturulmuş ve bu komite Hermel ve Ka’a bölge- lerinin su ihtiyaçlarını karşılamak için Lübnan’a Asi nehri havzasında kalkınmaya yönelik proje- yılda 100 milyon m3 su tahsis etmiştir. Bu ortak lerin geliştirilmesi 1950’li yıllara dayanmaktadır. komitenin çalışmaları ışığında Lübnan’ın su kay- İlk büyük proje olan Ghap vadisi projesini yapa- naklarını daha iyi değerlendirebilmesi için baraj bilmek için Suriye, Dünya Bankası’ndan kredi ve bent yapması tavsiye edilmiştir. talebinde bulunmuştur12. Bu plana göre 30.000- 42 Kapak Konusu ! ! - ! ! !! ! 32.000 hektar büyüklüğündeki bataklık alanı Dünya Bankası, Türkiye’nin bu itirazında, bu drene edilip, sulu tarıma uygun alana dönüştü- projenin toplam su potansiyelinde veya yaz mi- rülecektir. Dünya Bankası kredi değerlendirme- nimum akışında azalmaya sebep olacağını ve bu sinde, havzanın birden fazla ülkenin sınırları içe- nedenle de ekilen ve ekilecek alanların sulan- risinde bulunmasından kaynaklanan uluslararası masının tehlikeye gireceği ve enerji ihtiyacını boyutuna odaklanmıştır. Bu sebeple bu projeyi, giderecek hidroelektrik tesislerin kurulumuna Dünya Bankası uluslararası projelerde üzerinde engel olacağı düşüncesinin olduğunu belirtmiş- durduğu şartlarca değerlendirmiştir. Söz konusu tir. Dünya Bankası’na göre ise, Suriye’ye giren ve projeye yukarı kıyıdaştan bir zarar gelmemesi sulama için kullanılacak su miktarı proje için bir ve aşağı kıyıdaş ülkenin mevcut kullanımlardan tehlike yaratmamaktadır, bu proje kış taşkınları- ötürü gördüğü zararlarla ilgili protesto etme- nı kontrol edecek ve yaz aylarında aşağı kıyıdaşa 15 mesi, Dünya Bankası’nın sınıraşan nehirlerin yeterli su akmasına engel olmayacaktır. kullanımına ilişkin şartlarını oluşturmaktadır. Bu bağlamda da Dünya Bankası bu projeyi dört 1960’larda BM uzmanları, Suriye ve Lübnan arasında tartışma konusu olan Asi sularının ana başlık içerisinde incelemiştir. Bu çerçevede, Lübnan’ın 485 milyon m3/yıl olan yıllık ortalama Asi nehri havzası tüm su kaynakları ile bir bütün su potansiyelini öncellikli kullanma hakkına sa- olarak ele alınmalıdır. Ayrıca, yapılacak her bir hip olduklarını çünkü suyun kaynak noktasının proje bu bütünün bir parçası olarak değerlendi- Lübnan olduğunu belirtmişlerdir16. rilmelidir. Proje için kıyıdaş ülkelerin rızasının alınması, ve kazanılmış hakların tanınması, kı- 1960’larda Suriye, Rastan ve Mehordan barajları- yıdaş ülkelerin yaklaşımlarının her projeyi kendi nı, Cisr-ek Sugur bendini ve iki kanaldan oluşan yararlılık ve etki çerçevesinde değerlendirilmesi bir sulama sistemi inşa etmiştir17. gerekmektedir13. 1962 yılında Suriye, Hollanda Kalkınma İşbir- Dünya Bankası, Ghap projesinin Lübnan’ın mev- liği, NEDECO ile Asi nehrini geliştirme projesi cut su kullanımından etkilenmeyeceğini, fakat için işbirliği yapmışlardır. Bu proje planlanırken Lübnan’ın su kullanımını arttırması durumunda Türkiye’nin şartları, çıkarları ve Asi nehri sula- Suriye’nin ve projenin bu gelişmeden zarar gö- rını kullanım hakları göz ardı edilmiştir. O dö- receği kanısına varmıştır. Bu duruma ek olarak, nemde, Türkiye ve Suriye arasında yapılan bir Türkiye-Suriye ilişkilerinin gergin olması ve bu konferansta Türkiye taslak bir protokol hazır- planın Türkiye-Suriye’nin kıyıdaş olduğu diğer lanmasını talep etmiştir. Bu protokole göre, Asi nehirlerin kullanım hakları uzlaşma uyum sağ-