S. 17 / Şubat-Mart 20' Statik Değil Dinamik Bir Kemalizm İçin
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Statik Değil Dinamik S. 17 / Şubat-Mart 20’ Bir Kemalizm İçin Yıl: 2020 | Sayı: 17 Düşünüm Dergisi SUNUŞ “Eğer bir milletin dusunumdergisi.com Atatürkçü Düşünüce Topluluğu olarak, Kemalist Düşünce’nin Türkiye kurtarıcıya gereksinimi için tükenmeyecek umut ve daimi yol göstericisi olduğuna inanıyor, yoksa artık millet olmuştur. Yayın Yönetmeni ortak değerlere sahip arkadaşlarımızla birlikte emin adımlarla Kemalist kadrolar oluşturmak için gerçekçi, tutarlı, bilgili ve diretken olmamız Sakın kurtarıcı bekleme; Furkan Kayabaşı gerektiğini biliyoruz. yoksa sana karşı olan vazifemi Editör Bu bağlamda örgütsel birikim gösterme ve kurumsallaşma yapamadım sayarım.” amacında olan üyelerine, akademik, kültürel ve ilkesel gelişim Buse Mızrak alanlarında fayda sağlamayı amaç edinen bir topluluğuz. Mustafa Kemal Atatürk Yayın Kurulu Dolayısıyla bu dergi, mücadeledeki düşünsel varlığını bir adım daha ileriye götürebilmek için bilimle, sanatla, felsefeyle ve bunları temel alan Furkan Kayabaşı her türlü düşünsel eylemle kendisini geliştirmesi gerektiği bilincine Buse Mızrak sahip bir topluluğun üretkenliğidir. Ömer Kaya Onur Polat Mert Can Yıldız Semih Demirtaş Ece Özinç Uludağ Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nun Yayın Organıdır. Düşünüm Dergisi dusunumdergisi.com [email protected] /dusunumdergisi U.Ü. Atatürkçü Düşünce Topluluğu adt.uludag.edu.tr [email protected] /uludagadt Düşünüm Dergisi Şubat-Mart ‘20 3 iÇiNDEKiLER 4 Tek Kişilik Ordu Muammer Aksoy Ece Özinç Laikliğin Dirençli Ve İmanlı Savunucusu Bahriye Üçok 8 Buse Mızrak Özgürlüğe Adanmış 14 Mert Can Yıldız Ahmet Taner Kışlalı 18 Semih Demirtaş Necip Hablemitoğlu 23 Furkan Kayabaşı Düşünüm Dergisi Şubat-Mart ‘20 4 Tek Kişilik Ordu Muammer Aksoy? >> Ece Özinç Muammer Aksoy Türk ulusu ya bir bağımlı duruma düşmemizi önleyecek uyuz eşeğin sırtına binecek ya da bir yol ve yöntemler cesaretle uygulanma- arslanın demiş ve şöyle açıklamıştır : bir dıkça, biçimsel demokrasi gibi biçimsel ulusun hayatında kara günleri vardır. İşte bağımsızlığın da hiçbir anlam ve değeri o ulusun kaderini, büyük ölçüde bu kara kalmaz.“ günlerinde galip gelen ruh ve zihniyeti- nin niteliği çizer. Çıkarını düşünen kötü Bütün devlet ve toplum hayatının son ruhlar eğemen olursa alınacak mesafe amacının bir avuç insanı değil tüm halkı birkaç arpa boyudur. mutlu kılmak ve refaha kavuşturmak olduğunu, bütün kalbi ve kafasıyla teslim Aksoy neler demişti: eden Atatürk, “köylü efendimizdir“ öz- deyişiyle bunu en kısa, en somut formül- Aksoy’dan Öğüt: Tıbbiyeli Hikmet le dile getirmek istiyordu diyen Aksoy Bey Gibi Olabilmek “Ulus idaresinin egemenliği“ ilkesinin Atatürk’ün felsefe ve uygulamasında, Aksoy, Devlet Hukukla yaşar kitabın- hiçbir zaman şekilci bir anlam taşıma- da yer verdiği Tıbbiyeli Hikmet Bey den dığının üstünde durmuştur. Mustafa bahseder ve onun gibi olmayı öğütler Kemal’in anlattığı ve anladığı ulus iradesi gençlere. Sivas Kongresine yükseköğ- kavramı: vatandaşın hayatını ilgilendiren retim gençliğinin tek temsilcisi olarak bütün tercih ve kararların, halkın büyük katılan 18-19 yaşlarındaki Hikmet bey çoğunluğunun yararına ve onun saptı- “1917 yılında Antalya’ da doğan için Muammer Aksoy şunları söylüyor: rılmamış, yabancılaştırılmamış gerçek Muammer Aksoy 1937 yılında İstanbul körpeydi fakat yurt sevgisi dolu bir yü- iradesine uygun olmasıdır. Bunun içindir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni, 1950 rekle gelmişti oraya “Ne olacağım“ değil ki tarih akışında yalnız düşmanın toprağı yılında ise Zürih Hukuk Fakültesi’ni “Hu- “Ne olacağız“ sorusunun cevabı onun fiili işgaline karşı değil siyaset, ekonomi, kuk Doktoru” unvanıyla bitirdi. Siyasal kafasına ve ruhuna hakimdi. Manda- maliye, kültür ve adalet alanlarında da Bilgiler Fakültesi’nde 1952 yılında do- cıların ağır basmaya başladığı kong- bağımsızlığın mücadelesi ve kurtuluşun çent oldu. 1957’de DP iktidarı dönemin- rede Mustafa Kemal’e karşı : “Paşam, başarılı savaşı verilmiştir. de, üniversite özerkliğinin zedelenmesini murahhası bulunduğum Tıbbiyeliler onaylamayarak, bütün akademik kari- beni buraya istiklal davamızı başarmak Atatürk’ün devrimciliği donmayan, yerini bir kenara bırakıp,üniversiteden yolundaki mesaiye katılmak üzere gön- durmayan ve kapanmayan sürekli bir ayrıldı. 1958 yılında CHP’ye girdi. Aynı derdiler. Mandayı kabul edemem… Eğer devrimciliktir çünkü devrimleri gerçekçi yıl ölümüne dek sürdüreceği Türk Hukuk kabul edecek olanlar varsa, bunlar her ve pratik bir yol izleyip sırası geldikçe Kurumu başkanlığına seçildi. 27 Mayıs kim olursa olsun şiddetle ret ve takbih öne sürmüştür der Aksoy. Atatürk dev- 1960’tan sonra üniversiteye geri döndü. ederiz. Farzımuhal, manda fikrini siz rimlerini yaşadığı süre içerisinde gerçek- 1961 ‘de Anayasanın hazırlanmasında kabul ederseniz, sizi de reddeder; Mus- leştirdikleri ve dile getirdiklerinden ibaret önemli katkılarda bulundu ve Kurucu tafa Kemal vatan kurtarıcısı değil, vatan saymayı büyük yanılgı olarak görmüştür. Meclis’te Anayasa’nın sözcülüğünü batırıcısı olarak adlandırır ve tel’in ede- Gerçek Atatürkçülüğü şöyle tanımlar: yaptı. 1963 yılında profesör olan Aksoy, riz“ diye bağırdı. Mustafa Kemal Paşa Atatürk daha birkaç on yıl –tabi hasta Anayasa Hukuku kürsüsüne geçti. CHP heyecanlı bir sesle: “Evlat, müsterih ol. olmadan- yaşasaydı ve hele 1945-1971 Parti Meclisi üyeliğine seçildi. 1964’te Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe arasında sağ olsaydı, İkinci Dünya Sa- İhsan Topaloğlu’nun Enerji Bakanlı- güveniyorum. Biz, azınlıkta kalsak dahi vaşı’ndan sonra, insanlığın ulaştığı yeni ğı döneminde “ulusal petrol davası” mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız kavramlardan yeni ilkeler ve ölçülerden, savunuculuğunu üstlendi. 12 Mart 1971 tektir ve değişmez: Ya istiklal ya ölüm! yeni amaçlardan sonra ne düşünür ve ne ‘de tutuklandı. Yargılama sonucu beraat dedi. “Var ol Paşam…“ diyerek Mustafa yapmak isterdiyse gerçek Atatürkçülük, etti. 1975 yılında yeniden CHP’ye girdi. Kemal’in elini öpen tıbbiyeli gencin al- işte bunları istemek ve bunlar için müca- 1977’de CHP’ den İstanbul Milletvekili nından öpen Mustafa Kemal : “Gençler, dele etmektir! Belki günümüzde de en seçildi. Türkiye’yi Avrupa Konseyi’nde vatanın bütün ümit ve istikbali size, genç çok başımızın dertte olduğu konulardan temsil etti. Anayasa Komisyonu Baş- nesillerin anlayış ve enerjisine bağlan- birine daha Aksoy’un düşünceleri çok kanlığı’nı yürüttü. Bu görevi 12 Eylül mıştır.“ demiştir. Aksoy bu anıdan sonra nettir. Aksoy: yozlaştırılmış, zavallılaştı- 1980’e dek sürdürdü. 1981’de Ankara şunları söylüyor: “30 yaşında iken cesur rılmış, amacından saptırılmış bir Ata- Barosu başkanlığına seçildi.1981 ‘den zihniyet ve ruh içinde davranıp bizi bek- türkçülüğün, Atatürk’e olduğu gibi Türk itibaren zorlu, çileli, bir o kadar da onurlu leyen tehlikelerin üzerine gidecek yerde, halkına da ihanet demektir demiştir. ve örgütlü bir savaşım verdi. Devletin ondan kaçan kişi ve onun gibi düşünen- her türlü hukuk dışı adımını gün ışığına ler, 90 yaşında mı daha iyi düşünecek Türk milletinin bağımsızlık savaşının çıkardı, yolsuzlukların peşine düştü. ve daha cesur karar alacaktır? 1919 da ve iradesinin ifadesi olarak gördüğümüz Birçok kitap yazdı, Atatürkçü Düşünce yerinden kalkıp Hikmet Bey’in alnından Atatürkçü düşünce Türkiye Cumhuriye- Derneği’ni kurdu. Aksoy, yaşamı boyun- öpen Mustafa Kemal’in, Anıtkabir’den ti’nin kuşkusuz en büyük değeridir asıl ca Atatürkçü düşünce ve özellikle laiklik kalkarak alnından öpeceği bir düşünüş erdem de Atatürkçülüğü yumuşak karın konusunda ödünsüz çabalar harcadı. ve ruh içinde olan bugünün Hikmet olarak görüp arkasında yanlışa sap- “Laiklik ilkesinin cumhuriyetin temeli, Beyleri ,bizleri bekleyen karanlık günleri mış düşünceleri meşrulaştırmak değil demokrasinin vazgeçilmez koşulu” aydınlık günlere çevirebilirler. Muhtaç ve gerçekten doğru yolda olmaktır. Zaten olduğunu vurgulamıştır.“ Düşünüm Dergisi Şubat-Mart ‘20 5 bu düşünce öyle pusuladır ki her dönem kendini doğrular, yeniler ve sahteyi için- de barındırmaz, barındırmayacaktır! NASIL ATATÜRKÇÜ OLUNMAZ? Nasıl Atatürkçü oluru da tartışır Aksoy ve ‘Nasıl Atatürkçü Olunmaz’ konusunda da çok net çizgiler olduğunu savunur. Yer altı ve yerüstü zengin- liklerimizin, madenlerimizin ve bütün stratejik madenlerimizin yabancıların elinden kurtarılmasını savunmadan, kültür emperyalizmine karşı direnmeden bütün köylünün ve tüm halkın üretime yönelmiş (Köy Ensititülerindeki yönteme benzer) halkçı ve gerçekçi bir eğitim reformunu savunmadan, ağır sanayi ve milli savunma sanayini de kapsayan ulusal bir sanayi için savaşmadan, her vatandaşın iş, konut ve sosyal güvenlik sahibi olmasını sağlayacak bir ekono- mik düzenin kurulması için mücadele etmeden, döviz kaçakçılığını olağan hale getiren bir ithalat ve ihracat sistemini reddetmeden, diploma ticareti yapan okulların devamını savunarak, devleti kendi çiftliği kamu görevlilerini de kendi özel kahyaları sanarak modern haraç yöntemleriyle kasasını dolduran siyaset madrabazlarını hoşgörüyle karşılayarak Atatürkçülük olmaz! Şunu eklemek isterim ki yukarda yazanların birinci dereceden öznesi olmayabilirsiniz fakat anlatıldığı ve ya- şandığı üzere uçurumun kenarındayken sırtınızdaki bu yükleri görmezden de ge- lemezsiniz bu değildir Atatürkçülük. Bu sorunların çözümünde hiçbir rolü ola- mayacağını düşünmek, bu sapmışlığa alkış tutmadan sessiz kalmak, yalnızca yuhalamak veya farkında olmadan yaşa- ma pratiği geliştirmek, normalleştirmek da bir kez daha yenilmeye mahkum- parabilmek tutkusu içinde olanları daima de değildir Atatürkçülük. İçinde bulun- durlar…Gerçek kimlik ve amaçlar ortaya rahatsız eden