Antik Çağlarda Doğu Karadeniz

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Antik Çağlarda Doğu Karadeniz A n t i k Ç a ğ l a r d a DOĞU KARADENİZ Ahmet Mican Zehiroğlu İstanbul 1999 Giriş [email protected] Karadeniz'in güneydoğu sahilleri ile ilgili ilk yazõlõ kayõtlar Urartu dönemi ile birlikte başlar ve bu dönem, aynõ zamanda bölge yazõlõ tarihinin de başlangõcõ sayõlõr. Bölgenin tarih öncesi dönemlerine atfedilen efsanelerde adõndan sõkça söz edilen gizemli ªKolhisº diyarõ; antik çağ tarihçilerinin tanõklõklarõyla, efsanelerin ötesinde, tarihsel bir gerçeklik olarak da günümüze kadar ulaşmõştõr. Yazõlõ tarih sürecine ait bu belgeler, Doğu Karadeniz'le ilgili günümüze dek ulaşan etnik tanõmlamalarõn ve yerel coğrafi terimlerin tarihsel köklerine de õşõk tutmaktadõr. Antik çağda, Doğu Karadeniz sahillerinin kültürel yapõsõnõ tanõmlamak için kullanõlan en yaygõn ifade Kolhi terimidir. En az bin yõllõk bir zaman diliminde geçerliliğini koruyan bu terim, Bizans dönemiyle birlikte, yerini Lazi terimine bõrakmõştõr. Her iki terim de tarihsel sürecin büyük bir kõsmõnda, birer kabile ismi olmalarõnõn ötesinde, bölgeyi bir bütün olarak ifade eden tanõmlamalar olarak da algõlanmõşlar ve o anlamda da kullanõlmõşlardõr. Aynõ fonksiyonu ile günümüze dek ulaşan Laz teriminin, öncülü olan Kolhi teriminin yerini almasõ ve etnik bir terim olmanõn ötesine geçip, bölge kültürünü ifade eden genel bir tanõmlama haline dönüşmesi yüzlerce yõllõk bir süreçte gerçekleşmiştir. Antik kaynaklarca aktarõlan son derece sağlam tarihsel kayõtlar ve tanõklõklar, bu terminolojik dönüşümü net bir şekilde ortaya koymaktadõr. Örneğin, MS.6. yüzyõlda Doğu Karadeniz'i bizzat gezip, elde ettiği bilgileri ve gözlemlerini kaydeden Bizanslõ tarihçi Agathias, bu durumu kesin bir dille ifade etmektedir; “…Lazika’da yerleşik olanlar, eskiden Kolhiler olarak bilinirlerdi ve bu Lazlar ile Kolhiler de aynı halktır...” (Agathias, II. 18.4) 1 Aynõ dönemin bir başka Bizanslõ yazarõ, Lydus da; yakõn zamana kadar ªKolhidaº olarak bilinen ülkenin, kendi döneminde ªLazikaº olarak adlandõrõldõğõnõ yazar ve Lazlardan bahsederken, kendisi de ªKolhiº terimini kullanõr.2 Geçmişi antik dönemlere dek uzanan bu terminolojik dönüşüm süreci, tarihsel belgelerin ve tanõklõklarõn õşõğõnda değerlendirildiğinde, yerli Doğu Karadeniz kültürünün özünde tamamen kendi coğrafyasõna ait, özgün ve otohton bir kültür olduğu ortaya çõkmaktadõr. Kendi yazõlõ geleneği olmayan ve bu nedenle, yazõlõ tarih süreci oldukça geç sayõlabilecek dönemlerde başlayan Doğu Karadeniz bölgesi, tarih öncesine ait tüm bilinmeyenleri ve gizemleriyle birlikte, kendi coğrafyasõna özgü ortak ayõrdecici özelliklerini ve farklõlõklarõnõ günümüzde de bünyesinde barõndõrmaya devam etmektedir. Doğu Karadeniz kültürünün bilimsel açõdan tahlil edilebilmesi, öncelikle bölgenin tarihsel gelişim sürecinin gün õşõğõna çõkartõlabilmesiyle mümkündür. Bu sürecin aydõnlatõlmasõ da ağõrlõklõ olarak, rivayetlere ya da söylencelere dayanan varsayõmlarla değil ; doğrudan bölgeye ilişkin tanõklõklarõ aktaran antik kaynaklar ve yazõlõ belgeler esas alõnarak gerçekleştirilmelidir. 1 Frendo, J. D. (1975) 2 Bandy, A.C. (1983) Urartu Kitabeleri Doğu Karadeniz'de Kolha isimli bir ülkenin varlõğõndan söz eden en eski yazõlõ belge, MÖ.764 yõlõnda Urartu kralõ olan, II.Sarduri'nin dönemine ait bir kitabedir. Bugünkü Van gölü civarõnda kurulan ve en güçlü döneminde egemenlik alanõnõ, kuzeyde, bugünkü Kars ve Ardahan bölgelerine kadar ulaştõrdõğõ bilinen Urartu krallõğõna ait bu kitabede, kral II.Sarduri©nin seferleri anlatõlõrken, kuzeydeki ªKulhaº isimli bir ülkeden ve ªKulhaº halkõndan da bahsedilir. Urartu dili ve tarihi uzmanlarõ, bahsi geçen bu ülkenin, antik batõ kaynaklarõnda da ismi benzer şekilde geçen, Doğu Karadeniz'deki ªKolha ülkesiº olduğu konusunda hemfikirdirler.3 Söz konusu kitabede, II.Sarduri tarafõndan istilâ edilen, Kulhalõlarõn İldamuşa isimli krallõk şehrinden de söz edilmektedir ; “İldamuşa kenti, Kulhai halkının kralı olan …’nın4 krallık şehri.. ” Tüm bu ifadelere rağmen, Urartularõn Kolha ülkesinin tarihsel merkezi olan Phasis nehrine kadar ilerleyebilmiş olmalarõ pek mümkün görünmemektedir. Zira, bu kayõtlarda Urartularõn Karadeniz'i gördüklerine dair bir belirti yoktur. Karadeniz boyutunda bir denizle ilk kez karşõlaşacak olan Urartularõn, böylesine bir olayõ kayõtlarõnda mutlaka belirtmiş olmalarõ gerekirdi. Ayrõca, bölgedeki feodal yapõnõn, o dönemde merkezi devlet organizasyonu düzeyine ulaşõp ulaşmadõğõ da oldukça şüphelidir. Zira, şu ana kadar elde edilebilen arkeolojik bulgulara göre, Kolkha'da merkezi devlet örgütlenmesi geleneği, oldukça geç dönemlerde, özellikle İran ve Grek kültürleri ile kurulan ilişkiler sonucu oluşmaya başlamõştõr.5 Sonraki çağlara ait tarihsel verilerde de görüleceği üzere, komünal imece toplumu yapõsõnõn terkedilip, ilk feodal toplum belirtilerinin ortaya çõkmasõ bile, özellikle iç kesimlerdeki dağ kabilelerinde oldukça geç dönemlerde gerçekleşmiştir. Bütün bu bilgiler õşõğõnda, II.Sarduri'nin kitabesinde geçen ªİldamuşaº isminin, gerçekte, merkezi Kolha'nõn başkentini değil, Kolha kültürü içindeki feodal oluşumlardan birini ve muhtemelen de, bir sõnõr derebeyliğini ifade ediyor olmasõ, daha güçlü bir ihtimaldir.6 Bölgede, ilk Yunan ticaret kolonilerinin kurulmasõndan çok daha öncesine ait olan bu kitabenin kayõtlarõ, efsanelerin ötesinde, ªKolhaº isimli bir ülkenin, gerçekten de var olduğunu gösteren en eski yazõlõ kayõtlarõ günümüze ulaştõrmõştõr. Aynõ yüzyõlda yaşamõş olduğu varsayõlan Yunan ozanõ Eumelos'un, günümüze ulaşan dizelerinde de ªKolhisº ülkesinden bahsediliyor olmasõ, eski Yunanlarõn da Kolha ülkesinin varlõğõndan haberdar olduklarõna işaret etmektedir.7 3 Diakonoff, I.M. ve Kashkai, S.M. (1981) ; Melikişvili, G.A. (1971) 4 Bu kralõn ismi çözümlenememiştir. 5 Tsetskhladze, G. R. (1994) 6 Kapancyan isimli araştõrmacõ da, İldamuşa adõyla geçen yerleşimi, bugünkü Ardanuç kasabasõ civarõnda konumlandõrmaktadõr ( Melikişvili, G.A. 1971). ªİldamuşaº ve ªArdanuçº isimleri arasõndaki morfolojik yakõnlõk, bu tezi oldukça güçlü kõlmaktadõr. Zira, Güneybatõ Kafkas dillerinin ses değişim kurallarõ ve gramer özellikleri dikkate alõndõğõnda, her iki sözcük de, ortak bir ismin iki farklõ türevi gibi görünmektedir. 7 Tsetskhladze, G.R. ve Vnukov, S.Y. (1992) Kolha Krallõğõ Arkeolojik bulgular, Yunan tüccarlarõn, yerli halkla alõşveriş yapmak için oluşturduklarõ geçici küçük pazar yerleri dõşõnda, bölgede kalõcõ ticaret kolonileri kurmalarõnõn çok daha geç dönemlerde gerçekleştiğini göstermektedir. Geç bronz çağõndan sonraki zamanlarda da uzunca bir süre, coğrafi izolasyon nedeniyle, nispeten diğer kültürlerden kopuk bir tarih süreci yaşayan Kolha kültürü, oldukça geç sayõlabilecek dönemlerde dõşa açõlmaya başlamõştõr. Pers imparatoru II.Kuruş©un MÖ.546 yõlõnda gerçekleştirdiği Lidya seferinden bahseden ve o dönemlerde yaşayan krallarõn sahip olduklarõ zenginliklere değinen Plinius, bu zengin krallar arasõnda Kolha ülkesinin Saulak isimli kralõna da yer vermiştir ; “Aietes’in soyundan gelen Kolkhis kralı Saulakes, Suani bölgesinde ve diğer bölgelerde sahip olduğu el değmemiş geniş arazilerde, büyük miktarlarda altın ve gümüş madeni elde etmişti. Onun krallığı ayrıca “Altın post” nedeniyle de meşhurdu.” (Naturalis Historia XXXIII. xv) 8 Plinus'un aktardõğõ bu bilgi; Saulak isimli kralõn, muhtemelen Kuruş döneminde ya da daha önceki çağlarda Kolha ülkesinde hüküm sürdüğü izlenimini vermektedir. Kolha sikkeleri konusunda önemli bir uzman olan G.F.Dundua da, Karadeniz'in kuzey sahillerinde bulunan Kolha menşeli sikkeler arasõnda, üzerinde kõsmen okunabilen ªKral Sau¼º şeklinde bir ibare içeren sikke örneğinin, kral Saulak dönemine ait olabileceğini ifade etmektedir.9 Arkeolojik bulgular da, Kolha ülkesinde merkezi bir devlet örgütlenmesinin, bu yüzyõlõn ikinci yarõsõnda ortaya çõkmõş olabileceğini göstermektedir. Muhtemelen, bu yõllarda güçlü bir krallõk çatõsõ altõnda birleşen Kolha derebeylikleri, doğu komşularõ olan güçlü İran Hahameniş imparatorluğunun sõnõrlarõ dõşõnda, bağõmsõz bir devlet olarak varlõklarõnõ devam ettirmişler, ama aynõ zamanda İranlõlarla yakõn ittifak ilişkileri içinde olmuşlardõr.10 Aynõ döneme tarihlenen eski bir Kolha sikkesinde, yerde uzanmõş ve ağzõ açõk bir şekilde başõnõ arkaya dönmüş olan bir arslan tasvir edilmiştir.11 Pers egemenliği dönemindeki Milet sikkeleri ile benzerlik gösteren bu örnekler, Kolha ülkesinin o yõllardaki ekonomik ve siyasi etkinliğiyle birlikte, aynõ zamanda karşõlõklõ kültürel etkileşimlerini de yansõtmaktadõr.12 Doğu Karadeniz sahillerinde ilk Yunan ticaret kolonilerinin kurulmasõ da yine aynõ döneme rastlamaktadõr. Bölgedeki en önemli iki Yunan ticaret kolonisi, Trapezus ve Dioskuria, -farklõ yazõlõ kaynaklarda geçmişleri daha eskilere dayandõrõlsa da-, gerçekte bu yüzyõlda kurulmuşlardõr. Dioskuria kenti civarõnda, bugünkü Krasny Mayak yakõnlarõnda yapõlan kazõlarda elde edilen, Yunan yerleşimine dair en eski arkeolojik bulgular bu yüzyõlõn ortalarõna aittir.13 8 Rackham, E. (1952) 9 Golenko, KV. (1972) ; Braund, D. (1994) 10 Tsetskhladze, G. R. (1993) 11 Head, B.V. (1911) 12 Tsetskhladze, G. R. (1994) 13 A.g.e. MÖ.500'ler civarõna tarihlendirilen bir Kolha sikkesi14 MÖ.500 'lü yõllarõn sonuna doğru yazõldõğõ tahmin edilen15, Hekataeus'un Periegeseis isimli coğrafya eserinde de, Kolha ülkesinden ve Kolhalõlardan bahsedildiği bilinmektedir. Ancak, bu eserin günümüze ulaşabilen parçalarõnda, Doğu Karadeniz sahillerinde, o yõllarda var olduğu bilinen Trapezos kolonisi dõşõnda, daha doğuda herhangi bir Yunan koloni yerleşiminden bahsedilmemektedir.16 MÖ.481 yõlõnda Yunanistan seferine çõkan Pers kralõ Hşayarşa'nõn müttefiklerini sõralayan
Recommended publications
  • Abbildungsnachweis Für Die Bildtafeln 529
    Abbildungsnachweis für die Bildtafeln 529 Haplorrhini Der Abstand zwischen den Nasenlöchern ist schmal. Mit 2 Prämolaren. Afrika. 3. Unterordnung: Tarsiiformes, Koboldmakis (3) a. Cercopithecoidea: Macaca, Papio, Cercocebus, Etwa siebenschläfergroße, nachtaktive Spring- Cercopithecus, Nasalis, Trachypithecus, Colo- kletterer. Hinterbeine, besonders Fußwurzel, bus. verlängert. Sehr große, wenig bewegliche Au- b. Hominoidea, Menschenaffen und Mensch: gen. Kopf um fast 180° drehbar. Südostasien. Hylobatidae: Gibbons: Hylobates, Hominidae: Tarsius. Orang-Utan (Pongo), Gorilla (Gorilla), Schim- panse (Abb. 264 b) und Bonobo (Pan) sowie 4. Unterordnung: Simiae (139) Mensch (Homo). Augenhöhle durch Knochenlamelle von der Schläfengrube abgetrennt. Gesichtsschädel mehr 4. Ordnung: Dermoptera, Pelzflatterer (2) oder weniger verkürzt. Eckzähne in der Regel gut entwickelt. Das große, meist reich gefurchte Mit behaarter Flughaut, die sich zwischen Hals Endhirn überdeckt das Kleinhirn. Uterus ein- und Rumpf, Extremitäten und Schwanz aus- fach. Meist tagaktiv. spannt und als Fallschirm dient; Finger nicht verlängert. Südostasien. Galeopithecus. Platyrrhini, Neuweltaffen (69) Vielgestaltige meist tag- oder selten nachtaktive 5. Ordnung: Scandentia, Spitzhörnchen (18) Baumbewohner. Abstand zwischen den beiden Nasenöffnungen groß. 3 Prämolaren. Süd- und Etwa 20 cm große, im Habitus an Eichhörnchen Mittelamerika. Aotes, Callicebus, Saimiri, Cebus, erinnernde Säuger mit langem, meist buschigem Ateles, Alouatta, Callimico, Callithrix, Saguinus. Schwanz und großen Augen. Daumen abspreiz-, aber nicht opponierbar. Tagaktive, baumlebende Catarrhini, Altweltaffen (70) Allesfresser. Süd- und Südostasien. Tupaia, Pti- Tagaktiv, bei starkem Verfolgungsdruck auch locercus. nachtaktiv. Baumbewohner oder terrestrisch. Abbildungsnachweis für die Bildtafeln Adam G. (2005), Adam, R. (1993), Alberti, G. G. (1997), Levinson, H. u. A. (2001), Liebig, V. (2004), Arntz, W. E. (2005), Behler, J. L. (1979), (2005), McNamara, K. J. (2004), Mehlhorn, H. Benecke, N.
    [Show full text]
  • The History of the Celtic Language May Be Turned To
    '^^'& msw 6iW. l(o?^ )^. HISTORY CELTIC LANGUAGE; WHEKEIX IT IS SHOWN TO BE BASED UPON NATURAL PRINCIPLES, AXD, ELEMENTARILY CONSIDERED, CONTEMPORANEOUS WITH THE INFANCY OF THE HUMAN FAMILY : LIZEWISE SHOWING ITS IMPORTANCE IN ORDER TO THE PROPER UNDERSTANDING OF THE CLASSICS, INCLUDING THE SACRED TEXT, THE HIEROGLYPHICS, THE CABALA, ETC. ETC. BY L. MACLEAN, F.O.S, kuthnr of" Historical Account of lona," " Sketches of St Kilda," &c. Sec. LONDON: SMITH, ELDER, and CO.; EDINBURGH: M'LACHLAN, STEWART, and CO. GLASGOW: DUGALD MOORE. MDCCCXL. " IT CONTAINS MANY TRUTHS WHICH ARE ASTOUNDING, AND AT WHICH THE IGNORANT MAY SNEER; BUT THAT WILL NOT TAKE PROM THEIR ACCURACY. "_SEB SIR WILLIAM BETHAM's LETTER TO THE AUTHOR IN REFERENCE TO THE GAELIC EDITION. " WORDS ARE THE DAUGHTERS OF EARTH—THINGS ARE THE SONS OF HEAVEN."—SAMUEL JOHNSON, GLASGOW: — F.nWAKi) KHII.I., I'Hl NTER TO THE U M VERSITV. ^' D IBtKication^ RIGHT HONOURABLE SIR ROBERT PEEL, baronet, m.p. Sir, An ardent admirer of your character, public and private, I feel proud of the permission you have kindly granted me to Dedicate to you this humble Work. The highest and most noble privilege of great men is the opportunity their station affords them of fostering the Fine Arts, and amplifying the boundaries of useful knowledge. That this spirit animates your bosom, each successive day is adding proof: nor is the fact IV DEDICATION. unknown, that whilst your breast glows with the fire of the patriot, beautifully harmonizing with the taste of the scholar, your energies are likewise engaged on the side of that pure religion of your fathers, with which your own mind has been so early imbued, and which, joined with Education, is, as has properly been said, " the cheapest defence of a nation;" as it is the only solid foundation whereon to build our hopes of bliss in a world to come.
    [Show full text]
  • "On the Relations of Canaanite Exploration to Pre-Historic Classic
    176 ON THE RELATIONS OF CANAANITE EXPLORATION These inecriptions, and the bas-reliefs on the monument called Kamna Hurmill, in Crelo-Syria, near the source of the Orontes, and possibly of the same pe1·iod, are an enigma, as yet, to the most learned Orientaliots. It is to be hoped, however, now that attention is again called to the subject, that the clue may be found that shall unlock their meaning, and that Northern 8yI"ia will be no longer overlooked by tho explorer. DISCOVERY AT THE l\IOSQUE EL AKS.A, JERUSALEM.-llo A DISCOVERY of considerable interest has been made in this :Mosque by the Rev. J. Neil, who has only recently gone to Jerusalem for the Society for the Conversion of the Jews. "In the Mosque of El Aksa," he writes, "you will remember that there is a long plain room opening out at the south-east angle, called the Mosque of Omar, in which the only object of interest whatever is a recess supported by two twisted pillars, and called the Mihrab, or Praying-place of Omar. You may, perhaps, remember that the pillars on each side of this recess, of Solomonic twisted pattern and polished marble, appear to have been turned upside down, and to have their capitals of greyish stone in broken leaf-like patterns below. On vi~iting this the day before yesterday, July 5th, I discovered that a great part of the yellowish plaster had been removed from the top of these pillars, and that rich grotesquely carved capitals were exposed to view in an admirable state of preserva­ tion.
    [Show full text]
  • Studies in Natural History
    Received in Exchange from QH I UNIVERSITY OF IOWA STUDIES IN NATURAL HISTORY VOLUME IX 1920-1921 UNIVERSITY OF IOWA 1921 '/p.,. CONTENTS VOLUME IX No. 1. Birge, E. A. and Juday, Chancey. A limnological reconnaissance of West Okoboji. No. 2. Stoner, Dayton. Nesting habits of the hermit thrush in northern Michigan. No. 3. Trowbridge, A. C. The erosional history of the drift- less area. No. 4. Lindsey, A. W. The Hesperioidea of America north of Mexico. No. 5. Clark, A. H., Kathbun, Mary J., Boone, Pearl L., Shoemaker, C. K., Clark, H. L. Reports on the Crinoids, Ophiurans, Brachyura, Tanidacea and Iso- poda, Amphipods, and Echinoidea of the Barbados- Antigua expedition of 1918. FIRST SERIES No. 35 SEPTEMBER, 1920 UNIVERSITY OF IOWA STUDIES STUDIES IN NATURAL HISTORY Volume IX Number 1 A LIMN0L0GICAL RECONNAISSANCE OF WEST 0K0B0JI by E. A. BIRGE and CHANCEY JUDAY PUBLISHED BY THE UNIVERSITY, IOWA CITY Issued monthly throughout the year. Entered at the post office at Iowa City, Iowa, at second class matter. Acceptance for mailing at special rates of postage provided for in section 1103, Act of October 3, 1917, authorized on July 3, 1018. UNIVERSITY OF IOWA STUDIES IN NATURAL HISTORY Professor Charles Cleveland Nutting, M. A., Editor Continuation of Bulletin from the Laboratories of Natural History of the State University of Iowa Volume IX Number 1 A LIMNOLOGICAL RECONNAISSANCE OF WEST 0K0B0JI by E. A. BIRGE and CHANCEY JUDAY PUBLISHED BY THE UNIVERSITY, IOWA CITY A LIMNOLOGICAL RECONNAISSANCE OF WEST OKOBOJI E. A. Birge and Chancey Juday I—SITUATION, AREA, VOLUME Lake Okoboji lies in Dickinson county close to the north- ern boundary of Iowa ; it is situated in T.
    [Show full text]
  • Arrian's Voyage Round the Euxine
    — T.('vn.l,r fuipf ARRIAN'S VOYAGE ROUND THE EUXINE SEA TRANSLATED $ AND ACCOMPANIED WITH A GEOGRAPHICAL DISSERTATION, AND MAPS. TO WHICH ARE ADDED THREE DISCOURSES, Euxine Sea. I. On the Trade to the Eqft Indies by means of the failed II. On the Di/lance which the Ships ofAntiquity ufually in twenty-four Hours. TIL On the Meafure of the Olympic Stadium. OXFORD: DAVIES SOLD BY J. COOKE; AND BY MESSRS. CADELL AND r STRAND, LONDON. 1805. S.. Collingwood, Printer, Oxford, TO THE EMPEROR CAESAR ADRIAN AUGUSTUS, ARRIAN WISHETH HEALTH AND PROSPERITY. We came in the courfe of our voyage to Trapezus, a Greek city in a maritime fituation, a colony from Sinope, as we are in- formed by Xenophon, the celebrated Hiftorian. We furveyed the Euxine fea with the greater pleafure, as we viewed it from the lame fpot, whence both Xenophon and Yourfelf had formerly ob- ferved it. Two altars of rough Hone are ftill landing there ; but, from the coarfenefs of the materials, the letters infcribed upon them are indiftincliy engraven, and the Infcription itfelf is incor- rectly written, as is common among barbarous people. I deter- mined therefore to erect altars of marble, and to engrave the In- fcription in well marked and diftinct characters. Your Statue, which Hands there, has merit in the idea of the figure, and of the defign, as it reprefents You pointing towards the fea; but it bears no refemblance to the Original, and the execution is in other re- fpects but indifferent. Send therefore a Statue worthy to be called Yours, and of a fimilar delign to the one which is there at prefent, b as 2 ARYAN'S PERIPLUS as the fituation is well calculated for perpetuating, by thefe means, the memory of any illuftrious perfon.
    [Show full text]
  • And Eastern Monophysitism
    Athens Journal of History - Volume 1, Issue 4 – Pages 267-288 The Political and Social Conflict between Orthodox Christianity (Constantinople and Rome) and Eastern Monophysitism By Jayoung Che The 4th Ecumenical Council of Chalcedon (431) denounced Eutychianism/Monophysitism as a heresy. Rushdoony suggested that the Chalcedonian formula made Western liberty possible because the unity and particularity (or individuality) firmly grounded in the triune God freed man from the oppression of the state. In my opinion, however, even the triune God does not always refer to everybody’s liberty, but could degenerate into an instrument protecting the privileged. The so called universalism exploited by some Byzantine emperors or most senatorial aristocrats refers to the enforcement of the religious dogma; the former preferred Monophysitism for consolidating autocratic imperial power, and the latter the Chalcedonian formula for securing their liberty against the emperors’ despotism. Enforcing whichever kind of religious dogma denotes the degeneration of the Byzantine Society towards an exclusive, privileged society. Contrary to religious exclusivism, there was a type of Christianity which was more universal and open- minded, not only towards heretics but even to the pagans. Introduction As Constantine the Great promulgated the Edict of Milan (313 AD), the Hellenic-Roman traditions and the various sects of Christianity began to co- exist legally. Actually, however, the universalism of Christianity allowed it to open its mind towards the so called pagans
    [Show full text]
  • An Atlas of Antient [I.E. Ancient] Geography
    'V»V\ 'X/'N^X^fX -V JV^V-V JV or A?/rfn!JyJ &EO&!AElcr K T \ ^JSlS LIBRARY OF WELLES LEY COLLEGE PRESENTED BY Ruth Campbell '27 V Digitized by the Internet Archive in 2011 with funding from Boston Library Consortium Member Libraries http://www.archive.org/details/atlasofantientieOObutl AN ATLAS OP ANTIENT GEOGRAPHY BY SAMUEL BUTLER, D.D. AUTHOR OF MODERN AND ANTJENT GEOGRAPHY FOR THE USE OF SCHOOLS. STEREOTYPED BY J. HOWE. PHILADELPHIA: BLANQHARD AND LEA. 1851. G- PREFATORY NOTE INDEX OF DR. BUTLER'S ANTIENT ATLAS. It is to be observed in this Index, which is made for the sake of complete and easy refer- ence to the Maps, that the Latitude and Longitude of Rivers, and names of Countries, are given from the points where their names happen to be written in the Map, and not from any- remarkable point, such as their source or embouchure. The same River, Mountain, or City &c, occurs in different Maps, but is only mentioned once in the Index, except very large Rivers, the names of which are sometimes repeated in the Maps of the different countries to which they belong. The quantity of the places mentioned has been ascertained, as far as was in the Author's power, with great labor, by reference to the actual authorities, either Greek prose writers, (who often, by the help of a long vowel, a diphthong, or even an accent, afford a clue to this,) or to the Greek and Latin poets, without at all trusting to the attempts at marking the quantity in more recent works, experience having shown that they are extremely erroneous.
    [Show full text]
  • Flore De Guinée: Appellations Vernaculaires Et Usages Traditionnels De Quelques Plantes
    FLORE DE GUINÉE: APPELLATIONS VERNACULAIRES ET USAGES TRADITIONNELS DE QUELQUES PLANTES Par: Marc CARRIÈRE (Avril 2000). AVANT-PROPOS "Lorsqu'on amena Fatima chez le vieux Oumar, sa blessure était déjà sérieusement infectée. Même les Blancs, au dispensaire de Labé, ne parvenait qu'une fois sur dix à sauver les malheureux mordus par le serpent vert. Oumar déploya difficilement son corps décharné; pendant soixante ans, il avait parcouru la montagne et en connaissait tous les secrets. Au crépuscule de sa vie, un étrange sentiment de confusion l'envahissait. Il savait qu'il allait sauver la fille, car il connaissait le remède et l'avait employé de nombreuses fois avec succès. Mais qui d'autre dans le village le connaissait? Et dans la montagne? Depuis bien longtemps, aucun jeune ne s'était présenté, et il avait perdu espoir de transmettre un jour son savoir..." Toute ressemblance avec des personnages ayant existé révélerait une étroite coïncidence entre une pure fiction, et une dure réalité, celle de la perte irrémédiable d'un savoir ancestral. Cette connaissance empirique du monde qui nous entoure représente un nombre incalculable d'heures d'observation et d'expérimentation. Dans le cas particulier du monde végétal, elle constitue un patrimoine, laborieusement acquis au prix "d'essais et d'erreurs", qu'il convient d'étudier et de préserver, avant qu'il ne soit trop tard. Loin de remplir totalement ces exigences, l'ouvrage qui est présenté ici tente de fournir quelques éléments synthétiques sur le thème des appellations vernaculaires des plantes de Guinée, et sur leurs diverses utilisations. De nombreuses personnes ont participé à sa réalisation, et il m'est agréable de les remercier ici, en particulier: Monsieur J.P.
    [Show full text]
  • Download Download
    ACTA PHILOLOGICA FENNICA VOL. XIII HELSINKI 1979 HELSINGFORS I N D E X Barry Baldwin An Anonymaus Latin Poem in Gellius ... 5 Paavo Hohti Monatsbericht der Sitologen des Dorfes Toemesis...................... 15 Paavo Hohti Religion, Wissenschaft und Rhetorik bei Michael Psellos................... 19 Siegfried Jäkel ~oßo~ und osßa~ bei Sophokles........ 31 Maarit Kaimio Hypomnema an einen Erzleibwächter und Strategen............................ 43 Iiro Kajanto Aspects of Spinoza's Latinity........ 49 Saara Lilja Animal Imagery in Greek Comedy....... 85 Bengt Löfstedt Zur Physica Plinii Bambergensis...... 91 · Teivas Oksala Beatus ille - 0 fortunatos. Wie ver­ halten sich Horazens zweite ~pode und Vergils Georgica zueinander?......... 97 Tuomo Pekkanen The Pontic aivitates in the Periplus of the Anonymus Ravennas •.....•.•..•. 111 Reijo Pitkäranta Zur Sprache des Andreas von Bergamo •• 129 Eeva Ruoff-Väänänen Zum Auftreten von römischen Personen­ namen in Ortsnamen ..................• 151 Heikki Solin Analeeta epigraphica LVII -LX ..•••••. 157 Jaakko Suolahti A Submerged Gens ••.••.••••.......•••. 161 Toivo Viljamaa Ebb and F1ow- a Polybian Metapher ... 169 De novis libris iudicia 177 T H E P 0 N T I C C I V I T A T E S I N T H E P E R I P L U S 0 F T H E A N 0 N Y M U S RAVENNAS T u o m o P e k k a n e n In the fifth book of his Cosmography the unknown writer, known as the Anonymus Ravennas, gives a list of all the coastal cities (ci­ vitates) of the world (5,1-14, Schnetz p. 83,46-95,45). Most of the names, enumerated in this Periplus, also occur in the previous parts of the Cosmography, i.e.
    [Show full text]
  • Published Version
    Article Vallée de la Falémé (Sénégal oriental) et Parc national des îles Eotilé (Côte d'Ivoire): la 16ème année de recherche du programme «Peuplement humain et paléoenvironnement en Afrique» HUYSECOM, Eric, et al. Abstract La seizième année de recherche du programme «Peuplement humain et paléoenvironnement en Afrique» a vu la prolongation des travaux dans la vallée de la Falémé du 10 janvier au 27 mars 2013, avec un focus particulier sur certains sites archéologiques découverts précédemment, ainsi que sur des études ethnoarchéologiques et ethnohistoriques qui s'étaient révélées prometteuses. Seules les fouilles que nous avions programmées sur le fort précolonial de Farabana, situé sur le versant malien de la vallée, ont été reportées à 2014 pour des raisons sécuritaires. L'armée française a en effet déclenché le 11 janvier 2013, juste avant le début de nos travaux sur ce site, une vaste opération militaire en vue de chasser les mouvements armés djihadistes du Mali, déconseillant dès lors à tout ressortissant étranger de se rendre dans ce pays. Nous avons par conséquent concentré toutes les équipes sur trois thèmes principaux: le Paléolithique, la Protohistoire et l'Ethnoarchéologie – Ethnohistoire. Par ailleurs, l'étude du matériel céramique du site de Sadia (Pays dogon), transporté au [...] Reference HUYSECOM, Eric, et al. Vallée de la Falémé (Sénégal oriental) et Parc national des îles Eotilé (Côte d'Ivoire): la 16ème année de recherche du programme «Peuplement humain et paléoenvironnement en Afrique». Jahresbericht SLSA, 2014, vol. 2013, p. 113-176 Available at: http://archive-ouverte.unige.ch/unige:40221 Disclaimer: layout of this document may differ from the published version.
    [Show full text]
  • Ioanna Sitaridou (University of Cambridge, Queens’ College)
    Ioanna Sitaridou (University of Cambridge, Queens’ College) Syntactic reconstruction of Asia Minor Greek In this talk I discuss some of the crucial issues pertaining to the evolution and classification of Pontic Greek (PG) and I examine the extent to which PG participated in the koineization process, which, in its end result, yielded (Standard) Modern Greek. In doing so I am led to revisit the phylogeny of Asia Minor Greek. On the one hand, affinities among Asia Minor Greek (AMG) varieties led Dawkins (1931:399) to hypothesize that a medieval AMG koine must have existed, whose idiosyncratic development possibly preceded, and was facilitated by the incipient Seljuk invasions of the 11th century AD (Dawkins 1916:205, 213, Browning 1983:130, Horrocks 2010:382). On the other hand, some claim that at least some distinctive AMG developments originate in the regional koine Greek spoken in Asia Minor and adjacent islands during Hellenistic and Roman times (Thumb 1914:199, Kapsomenos 2003:63, Drettas 1999:15). Nevertheless, according to Horrocks (2010:113–114), there is little relation between the grammatical innovations shared by the modern dialects and the region-specific characteristics of the Hellenistic (HelGr) Koine of Asia Minor recorded by Brixhe (1987). In light of the Romeyka data (which belongs genetically to the PG group and is still spoken in North-East Turkey, see Mackridge 1987 et seq., Sitaridou 2013, 2014a/b, 2016, Schreiber and Sitaridou 2017, and references therein) and departing from the premise that ‘syntax carries a salient historical signal and cannot be discarded when producing phylogenies’ (Guardiano et al. 2016:96), I approach the syntactic classification of PG by means of (i) comparing the syntax of specific phenomena in Romeyka to the ones in Hellenistic, Medieval and AMG to see which one Romeyka matches best; and (ii) assessing whether innovations could have sprung out of a Hellenistic or Medieval Greek pool of grammatical cues (in the sense of Lightfoot 2010).
    [Show full text]
  • ATLAS of CLASSICAL HISTORY
    ATLAS of CLASSICAL HISTORY EDITED BY RICHARD J.A.TALBERT London and New York First published 1985 by Croom Helm Ltd Routledge is an imprint of the Taylor & Francis Group This edition published in the Taylor & Francis e-Library, 2003. © 1985 Richard J.A.Talbert and contributors All rights reserved. No part of this book may be reprinted or reproduced or utilized in any form or by any electronic, mechanical, or other means, now known or hereafter invented, including photocopying and recording, or in any information storage or retrieval system, without permission in writing from the publishers. British Library Cataloguing in Publication Data Atlas of classical history. 1. History, Ancient—Maps I. Talbert, Richard J.A. 911.3 G3201.S2 ISBN 0-203-40535-8 Master e-book ISBN ISBN 0-203-71359-1 (Adobe eReader Format) ISBN 0-415-03463-9 (pbk) Library of Congress Cataloguing in Publication Data Also available CONTENTS Preface v Northern Greece, Macedonia and Thrace 32 Contributors vi The Eastern Aegean and the Asia Minor Equivalent Measurements vi Hinterland 33 Attica 34–5, 181 Maps: map and text page reference placed first, Classical Athens 35–6, 181 further reading reference second Roman Athens 35–6, 181 Halicarnassus 36, 181 The Mediterranean World: Physical 1 Miletus 37, 181 The Aegean in the Bronze Age 2–5, 179 Priene 37, 181 Troy 3, 179 Greek Sicily 38–9, 181 Knossos 3, 179 Syracuse 39, 181 Minoan Crete 4–5, 179 Akragas 40, 181 Mycenae 5, 179 Cyrene 40, 182 Mycenaean Greece 4–6, 179 Olympia 41, 182 Mainland Greece in the Homeric Poems 7–8, Greek Dialects c.
    [Show full text]