OSMANLI MERKEZ İ YÖNET İMİNE TA ŞRANIN ∗ DİREN İŞİ : ATÇALI KEL MEHMED AYAKLANMASI Resistance of Provinces against the Ottoman Central Administration: Atçalı Kel Mehmed’s Revolt

Mehmet BA ŞARAN * Aysun Sarıbey HAYKIRAN ** BAÜ SBED ÖZ 12 (22) Ara ştırmanın Temelleri: XIX. yüzyıl ar şiv kaynaklarına ve dönemin vak’anüvis tarihleriyle seyahatnamelerine yansıyan Atçalı Kel Mehmed Ayaklanması. 155 Amacı: Osmanlı merkezi yönetimine ta şranın direni şini Aydın’da sosyal e şkıyalı ğın tipik bir örne ği olan Atçalı Kel Mehmed Ayaklanması örne ğinde incelemek. Veri Kayna ğı: Ba şbakanlık Osmanlı Ar şivi Hatt-ı Hümayun Tasnifi Belgeleri ve Basılı Kaynaklar. Ana Tartı şma: Bir zeybe ğin liderli ğinde gerçekle şen ve sosyal e şkıyalı ğın bir örne ğini olu şturan Atçalı Kel Mehmed ve onun yarattı ğı ayaklanma merkezi yönetim tarafından nasıl algılandı? Ayrıca bu ayaklanmanın Aydın’daki ayanlık sistemi üzerinde ne gibi etkileri oldu? Sonuç: Atçalı Kel Mehmed ayaklanmasının yarattı ğı dü şünceler Tanzimat Fermanı’na örnek te şkil etmekle birlikte yerel alanda ayan sisteminin geçici de olsa yeniden güçlenmesini olası kılmı ştır. Anahtar Kelimeler, Osmanlı İmparatorlu ğu, Aydın, E şkıya, Efe, Zeybek, Atçalı Kel Mehmed

ABSTRACT Bases of Research: Reflection of the Atçalı Kel Mehmed’s Revolt in the archieve documents and in the period's itineraries of XIX th Century. Aim: To investigate urban revolt against Ottoman central administration through Atçali Kel Mehmed’s Revolt this is a typical example of social one. Resources of Data: Prime Ministry Ottoman Archieve of Hatt-ı Humayun documents and published sources. Main Discussion: How was the Atçalı Kel Mehmed’s Revolt, an example of a social rebellion in the leadership of a zeibec, viewed by central administration? And what effects had this one on the system of landed proprietorship in Aydin? Conclusion: Ideas which were caused by the Atçalı Kel Mehmet’s Revolt was an example to the Tanzimat Fermanı , moreover it helped landed proprietor system in local system to get more powerful. Key Words: Ottoman Empire, Aydin, Eskidja, Efe, Zeibec, Atçalı Kel Mehmed

GİRİŞ Bilindi ği gibi 19. yüzyıl akla hemen devletin kötü giden gidi şatı ve bunu düzeltmek için yaptı ğı reformları, yeni kurulan orduları, büyük güçlerle yapılan sava şları ve Gayr-i Müslim ö ğelerin İmparatorluktan kopma yönündeki çalı şmaları akla getirir. Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi ∗ Bu makale, “Osmanlı Merkezi Yönetimine Ta şranın Direni şi: Atçalı Kel Mehmed Ayaklanması” adıyla 17–22 Cilt 12 Sayı 22 Haziran 2008’de düzenlenen XI. Uluslararası Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi Kongresi’nde sözlü Aralık 2009 olarak sunulan bildirinin geni şletilmi ş ve gözden geçirilmi ş şeklidir. ss.155-164 * Yrd. Doç. Dr. Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü [email protected] ** Ara ş. Gör. Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü [email protected] 19. yüzyıl aynı zamanda Osmanlı İmparatorlu ğu’nda birçok ayaklanmanın olu ştu ğu bir yüzyıldır. Bu ayaklanmalara önemli bir örneklerden bir de Aydın’da meydana gelen Atçalı Kel Mehmed ayaklanmasıdır. 1829 – 1830 yılları arasında Aydın ve çevresinde meydana gelen Kel Mehmed adlı bir zeybe ğin liderli ğinde gerçekle şen halk ayaklanması nedenleri ve sonuçları itibarıyla için önemli bir olaydır. Atçalı Kel Mehmed ayaklanmasına baktı ğımız zaman, konuyla ilgili birincil kaynaklar hatt-ı hümayun tasniflerine dayanmaktadır. Tarihi açıdan önemli olan vakanüvis tarihlerinden Lütfi Efendi’nin tarihinin II. ve IV. ciltlerinden (Lütfi Osmanlı Efendi, 1999: 442), yine o dönemde Anadolu’yu dola şan seyyahlar arasında, Major Merkezi Keppel (Keppel, 1831: 124–323), Arundell (Arundell, 1831: 213–214), Charles Yönetimine Texier (Texier, 2002) gibi seyahatname yazarlarının eserlerinden konu hakkında bilgi edinmekteyiz. 156 Bu temel ba şvuru kaynaklarının dı şında günümüzde yazılmı ş birçok eserde 1 ve Aydın Tarihi üzerine yazılmı ş birçok çalı şmada da bu konu üzerinde durulmaktadır 2. AYAKLANMANIN ÇIKI Ş NEDENLER İ; Bu ayaklanma bir halk “ihtilali”ydi. Bu ihtilale katılanlar ne zenginler, ne ki şizadeler, ne de aydınlardı. Bu ihtilalde onunla aynı hizada yürüyenler zeybekler, yörükler, şehrin esnafıyla alt tabakadan olan halktı (Uluçay, 1968: 8) . 1.1. Merkezi Yönetimden Kaynaklanan Nedenle r; Osmanlı İmparatorlu ğu’nun XIX. yüzyılı gerçekle ştirilmeye çalı şılan yenile şme çabaları ve bu çabaların yansımaları, kabulleni şler ve kar şı çıkı şlar ile geçmekteydi. Bu olu şumlar, Müslüman halk üzerinde nasıl hissedilmekteydi. Onlar yine bahçesinde, ba ğında çalı şarak, günlük i şlerini yaparak, dı ş dünya ile ba ğlantısız bir şekilde ya şamlarını devam mı ettirmekteydiler? Gayri Müslimlerin azınlıkların dı ş dünyadaki geli şmelere duyarlı olmalarını sa ğlayan büyük güçlerle işbirli ği içerisinde olmaları onları isyana sevk ederken, bu reformlar Anadolu halkında nasıl tepkiler do ğurmaktaydı. Bu geli şmelerden etkilenecek bir bölge de Fransız Devriminin etkisiyle Balkanların ba ğımsızlıklarını elde etme amacıyla İmparatorlu ğa kar şı ayaklandı ğı Balkan co ğrafyasında ve bu co ğrafya ile ili şkileri bulunan ve batı dünyası ile ticari ili şkilerini koparmayan Batı Anadolu bölgesi de de ğişim ve dönü şüm rüzgârlarından etkilenmekteydi. Yüzyılın ilk çeyre ğinde Batı Anadolu bölgesi özellikle de Manisa ve Aydın kentleri Poujolot’un da ifade etti ği gibi, uzun yıllardan beri, bir ayan ailesi olan Karaosmano ğulları tarafından “demir elle” yönetilmekteydi. En küçük bir itaatsizlik ölümle cezalandırılmaktaydı (Baykara, 1966: 31). Merkezi hükümet, özellikle Sened-i İttifak ile elinden kaçırmaya ba şladı ğı otoritesini, Manisa ve Aydın kent örneklerinde oldu ğu gibi, ayanların bu nüfuzlarını etkisizle ştirmeye çalı şmaktaydı. Örne ğin, 1816 yılında Karaosmano ğlu Hacı Hüseyin A ğa’nın ölümünden sonra bölgeye yöneticiler göndererek, bozulan merkezî otoriteyi eski gücüne kavu şturmaya çalı şmaktaydı. Ancak, gönderilen mutasarrıflar görev yerlerine gitmeyerek, yöreye mültezimler göndermekteydiler. Böylece merkezden gönderilen bu mültezimler yöre halkını daha da a ğır şartlarda vergi yükü altında ezme yoluna gitmekte, yapılan iyile ştirme politikaları daha a ğır ko şulları beraberinde getirmekteydi.

1 Avcı, 2004; Serto ğlu, 1969; Şölen, 1943; Avcı, 2003; Gökbunar, 2004. 2 Gökbel, 1936: 107–108; Özkaynak, 1946: 54–57; Yavi, 1991: 110–111; Akdo ğan, (t.y.): 44-45; Baykara, 1966. Mültezimlerde görevlerini voyvodalara bırakınca ta şrada zamanla sadece ayana kar şı sorumlu olan halkın; bu defa birbirine ba ğlı birçok görevliye kar şı yerine getirmesi gereken sorumlulukları vardı. Zaten kul, köle gibi kullanılan halk bu defa kimin kulu olaca ğına karar vermeden pe ş pe şe salınan vergileri devlete ödemek zorunda kalıyordu. Devlet ancak bu şekilde merkezi hazinenin açı ğını kapatmaya çalı şıyordu. Bir taraftan da gittikçe çatırdamaya ba şlayan merkezi otoritesini eski gücüne kavu şturmak için idari alanda bir takım giri şimlerde bulundu. Bütün sorunların kayna ğının eyalet sınırlarının çok geni ş olmasından kaynaklandı ğını gören devlet i şe eyalet sınırlarını daraltmakta ve bir takım yeni eyaletler olu şturmakla ba şlamı ştı. 1826 yılında yeniçeri oca ğının kaldırılmasından sonra BAÜ Anadolu eyalet sistemi içinde yapılan de ğişikliklerden Aydın şehri de etkilendi ve Aydın, Sı ğla, Mente şe, Saruhan ve Mente şe sancakları birle ştirilerek yönetimi SBED İzmir Muhafızı komutanı Hasan Pa şa’ya verildi. 12 (22) Yeni vali Hasan Pa şa da di ğer Anadolu valileri gibi yerlerine gitmeyerek 157 Aydın ve çevresini mültezimler ve voyvodalar aracılı ğıyla yönetiyordu. Halk ise voyvodaların baskısına Hasan Pa şa’nın gücünden korktukları için dayanıyordu. Fakat Hasan Pa şa’nın merkez tarafından Akdeniz muhafızlı ğına görevlendirilmesi ve askerlerinin de sava ş nedeniyle şehir dı şında bulunmasından dolayı şehir bir dönemde otorite yoksunlu ğu içinde kalmı ştı. Bu ortamda yıllardan beri halkın gözünde efsanele şen zengine kar şı fakirin yanında yer alan ve bölgeyle özde şle şen zeybeklerden birinin ortaya çıkarak merkezi yönetimdeki bozuklukları düzeltmek için ortaya çıkması kadar do ğal bir şey yoktu 3. 1829 yılında Aydın ve çevresinde meydana gelen Atçalı Kel Mehmed böyle bir ortamın lideri olarak ortaya çıkmaktaydı. Temelinde merkezi yönetimdeki bozulmaların sonucunda meydan gelen sosyal ve siyasal geli şmelerin payı bu ayaklanma da ve lider olmada ön plana geçerken, bir de zeybeklik gelene ğinin ve bölgenin co ğrafi yapısının etkisinin bu olu şumlarda oynadı ğı önemli rol yadsınamaz bir gerçektir. 1.2. Zeybek Gelene ğinin Olay Üzerindeki Etkileri Bugün bizden Aydın kentini tanıtacak bir iki kelime isteseler cümlelerimize zeybek, zeybek oyunları ve ünlü efelerin kahramanlıklarıyla ba şlarız. Bu ba ğlamda kısaca zeybek kelimesi üzerinde duracak olursak; Zeybekli ğin anlamı ve kökeni hakkında de ğişik görü şler vardır. Osmanlıca sözlükte “ücretli asker” olarak merkezi Aydın ili olmak üzere Çanakkale’den Antalya’ya kadar uzanan Batı Anadolu’da özellikle da ğlık yerlerde ya şayan “iyi sava şçı” Türkler olarak geçer (Özbek, 1986: 545). Ahmet Cevdet Pa şa, “Mehalik ve muharattan sakınmaz, yorulmaz, usanmaz, şuh u şen sanki askerlik için yaratılmı ş bir kavim, daha do ğrusu, insanın güzel bir soyudur” şeklinde tanımlarken (A. Cevdet Pa şa, 1991: 133), Tuncer Baykara da Cevdet Pa şa’nın zeybekler hakkındaki görü şüne katılarak onları “insanın güzel bir soyu” olarak nitelendirir (Baykara, 1966: 24). Bir ba şka anlatımda zeybek adının, akıllılık anlamına gelen sa ğ kelimesiyle, sa ğlam anlamındaki bek kelimesinden birle şen “sa ğbek” in zamanla zeybek şeklinde söylenmeye ba şlamasıyla bunun akıllı, sa ğlam, anlayı şlı adamı ifade etti ğini belirtilmekteydi (Bayındır ve Payrazo ğlu, Balıkesir 1966: 36). Sözcü ğün kökeni konusundaki görü şler bu kelimenin çok eski tarihlere Üniversitesi Sosyal dayandı ğı konusunda birle şmi şlerdir. Faruk Timurta ş’a göre zeybeklik, Bilimler Enstitüsü Dergisi Türkmenlerin Batı Anadolu’ya gelmesiyle ortaya çıktı ğı için soyları Türkmenlere Cilt 12 Sayı 22 dayandırılmaktadır. Bu dönemlerde Bizans metinlerinde sahil beyi anlamındaki Aralık 2009 ss.155-164

3 Bu konuda daha geni ş için bilgi için bk. Baykara, 1988; Sarıbey, 2006. “salpace” sözcü ğünü Bizanslı bir tarihçi kuvvetli insan olarak bildirmektedir. Bu nedenle zamanla sözcü ğün zeybek olarak de ğişti ği de kabul edilmektedir. Yine bazı ara ştırmalar zeybek kelimesinin Arapça’daki çevik insan anlamındaki “zıbaki” den geldi ği görü şündedir (Baykara, 1966: 24) 4. C. Texier, zeybeklerin Boz (Tmolos) ve Cevizli (Messogis) da ğlarının köylerinde ya şayan, sadece asker de ğil aynı zamanda tüccar ve iyi kervancılar olan Tralles’in kurucuları Traklar oldu ğunu belirtir (Texier, 2002: 103). Kökenleri ve anlamı konusunda farklı farklı şeyler söylense de zeybekler, “en eski ça ğlardan beri çe şitli insan topluluklarına ait kültürel, sosyal ve etnik Osmanlı özellikleri birle ştirip, varlıklarını sürdüren eylem insanlarıdır. Zeybekleri eylem Merkezi insanı ve asker olarak tanımladı ğımızda ise Celali İsyanlarından itibaren ortaya Yönetimine çıkan bölükba şıların zeybek olarak algılanması gerekir. Zeybekler pa şa kapısında ya şarlar ve kapısız kalınca da yeni bir kapı buluncaya kadar da da ğlara çıkıp eşkıyalık yaparlardı”. 158 Zeybekler ancak üç durum kar şısında harekete geçerlerdi: a. Vaktiyle derebeylerin, sonraları da hükümetin zulüm ve istibdatına tahammül edemeyerek, şahsi hürriyetini kurtarmak için, kendilerine güvenip da ğlara çıkan silaha sarılanlar, b. Herhangi bir sebeple elinden cinayet çıkarak kanun tatbikatından kurtulmak için halk arasından uzakla şan, c. Silahlarının kuvvetleriyle da ğ ba şlarında ya şayanlar ve soygunculuk amacıyla yollarda pusu kuranlar, köyleri basanlar ve zeybekliğe yakı şmayacak harekette bulunanlar. XVIII. yüzyılda zeybekler, kır bekçili ği, derbentçilik ve yol üzerindeki kahveleri i şleterek geçimlerini sa ğlıyorlardı. Zamanla yoldan geçen tüccar ve halktan fazla para almaları halkı çileden çıkartmı ştı. Şikâyetler üzerine gönderilen fermanlarla kahvehaneler kapatılınca aç kalan zeybekler e şkıyalık faaliyetlerine giri ştiler. Bundan sonra isimleri Osmanlı belgelerinde “şaki, e şkıya” gibi sıfatlarla anılmaya ba şladı. Devletin gözünde her türlü zeybek hareketi, e şkıyalık olarak algılandı. Fakat her türlü zeybek hareketini de e şkıyalık olarak de ğerlendirmemiz yanlı ş anla şılmalara neden olabilir. Bu nedenle 1829 olayı bazı ara ştırmacılar tarafından sosyal e şkıyalık örne ği, bir halk hareketi olarak de ğerlendirilmektedir. Atçalı Kel Mehmed olayı da sosyal içerikli bir halk hareketidir (Yetkin, 1997: 53). 2. ATÇALI KEL MEHMED’ İN KISA İKT İDAR DÖNEM İ Atçalı Kel Mehmed, da ğa çıkmadan önce, yoksul bir köylü olan babası Hasan’ın ölümü üzerine yetim kalmı ştır. Dul annesi ile birlikte Arpazlı ve Atçalı beylerin yanında karın toklu ğuna ırgatlık yapmakta ve en a ğır i şlerde çalı şmaktaydı. Böyle bir ki şi veya ki şili ği, yoksul ırgatlık veya köylülükten sosyal bir isyancılı ğa ve erdemli bir ba şkaldırıya dönü ştüren unsurlar nelerdi. Sosyal e şkıyacılıktaki liderler egemen güçler tarafından haydut, asi, hırsız ve çapulcu olarak nitelendirilmesine ra ğmen halk tarafından bir kahraman gibi kar şılanabilir. Nitekim Atçalı Kel Mehmed, Batı Anadolu bölgesindeki halk tarafından bir kurtarıcı olarak görülmü ştür. Atçalı Kel Mehmed ba şkaldırı amacının Osmanlı yöneticileri tarafından sömürülen halkı korumak oldu ğunu, asla devlete kar şı gelmek olarak anla şılmaması gerekti ğini İzmir ihtisap nazırına yazdı ğı mektubunda niyetinin ve amacının, yöre halkının ve en alttaki yoksul halkın, kimi

4 “Aydın”, Yurt Ansiklopedisi Cilt II, s. 1003. insafsız yöneticilerle gaddar ve zalim mültezimlerin hiddet ve baskısından kurtarmak oldu ğu şeklinde açıklamaktaydı 5. Atçalı’nın kimli ği üzerine birçok tartı şma vardır. Onun Arpaz beylerinin kölesi (Gökbel, 1936: 107–108; Serto ğlu, 1964) oldu ğu dü şünüldü ğü gibi fakir bir zeybek (Uluçay, 1968: 28) oldu ğu üzerinde de görü şler vardır. Major Keppel ise onu “Küçük Hacı Mehmed A ğa” diye isimlendirmektedir (Keppel, 1831: 126). Ancak, burada ki Hacı sözcü ğünün Seyyid unvanının yanlı ş bir çevrimi olabilece ği de belirtilmektedir (Uluçay, 1968: 27). Atçalı Kel Mehmed ise mühründe “seyyid” unvanını kullanarak 6, Atça’nın zengin e şrafına kendini kanıtlamak istemekteydi (Uluçay, 1968: 28–29). BAÜ Arpaz beylerinin yanında ırgat olarak çalı şan Atçalı Kel Mehmed çe şitli SBED nedenlerde dolayı Arpaz’dan kovularak, annesiyle birlikte Atça’ya gelir. Burada 12 (22) kır bekçili ği yapar. Bu sırada Atça muhtarı Şerif Hüseyin’in kızı Fatma’ya â şık olur. Annesine kızı muhtardan istetir. Ancak, bu istek olumsuzlukla sonuçlanınca, 159 kendisinde bir a şağılık duygusu belirmi ştir. Bu a şağılık duygusu Kel Mehmed’i kayınpederi gibi zenginler ve kötü idarecilere de dü şman yapmı ştır. Aşağılık duyguları içinde kıvranan â şık bir delikanlının sevgilisine kavu şabilmek, kuvvetli görünebilmek için bir takım maceralara atılmasından daha do ğal bir şey olamazdı. Bu şartlarda bulunan Atçalı Kel Mehmed sonuçta da ğa çıkarak e şkıya olur. Artık, bir e şkıyanın da ğlarda barınabilmesi için para ve insan gücü gibi iki önemli şeye gereksinimi vardır. Atçalı Kel Mehmed önce da ğlarda e şkıya olan Uzun Efe ve Kara Efe’ye kar şı verdi ği mücadeleyi kazanır, yöre halkının gözünde efelik niteli ğine sahip olur. Ekonomik açıdan refaha kavu şabilmesi için de Arpaz beyinin çiftli ğini basar ve 20.000 liraya el koyar. Kısacası Atçalı Kel Mehmed ihtilalden önce Aydın ve çevresinde ününü duyurmaya ba şlar. Bu tarihlerde mültezimlerin ve voyvodaların zulmü altında ezilen halk Atçalı Kel Mehmed’i ilçelerine davet eder. Mehmed’in i şbirli ği yaptı ğı ki şiler genellikle o dönemde ezilen halk kitleleridir. Ba şlangıçta altmı şı geçmeyen bu insanların sayıları kısa bir süre sonra dört bini bulmu ştur (Keppel, 1831: 126). Lütfi Efendi’ye göre, Kel Mehmed’in himayesinde 7000–8000 civarında insan bulunmaktadır 7. Osmanlı belgelerinde sayı hakkında kesin bir rakam verilmeyip, “birkaç bin nefer miktarı zeybek neferatı ” şeklinde belirtilmi ştir 8. Dönemin İzmir muhafızı ve Aydın mutasarrıfı Hasan Pa şa’nın Aydın’dan ayrılmasının ardından Kuyucak halkı Atçalı’yı kazalarına ça ğırmı ş. Güzelhisar naibi Abdullah Şakir’in verdi ği bilgiye göre bu ki şiler: Kuyucak ayanı Hacı Ahmeto ğlu Mehmed, voyvoda vekili, Atçalı Hacı Mehmed Ali, müftü Ali Efendi ve naib Mustafa Efendi’dir (Uluçay, 1968: 32–33). İsimler incelendi ğinde yönetimden memnun olmayan köylülerin yanında; yüksek derecede devlet görevlileri iken merkezîle ştirme politikaları sonucunda saygınlı ğını yitiren ayan ve müftülerin de oldu ğu görülür. Devletin temsilcisi konumundaki voyvodalar ve naibler arasında rekabetin olması yeni yönetimde henüz otoritenin sa ğlanamamı ş oldu ğunun bir i şaretidir.

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 5 “ Niyet-i acizanem ve harekât-i abidenem olan ahali-i sükkân ve fukarayı zir-destanî birtakım bi-insaf ve gaddar Dergisi ve cebbar mültezimin dest-i teaddilerinden halâs ile telif-i kulûb ve siyanet babından ibarettir. Yo ğısa ne hal ki, Cilt 12 Sayı 22 Devlet-i aliyyeye ve rıza-i Bâriye mugayır harekette bulunmam”. HH. 228833, G Aralık 2009 6 Hatt-ı Hümayun, 22833 G no’lu hatta yer alan mühründe “Bende-i Hüda Seyyid Mehmet” yazmaktadır. ss.155-164 7 Lütfi Tarihi Cilt II, s. 169 8 HH 22833-İ Bu yönetim bo şlu ğundan faydalanmak isteyen Atçalı Kel Mehmed, halkla ile ileti şimi sa ğlamada Harputlu İbrahim Efendi’den yardım almı ştır. Atçalı Kel Mehmed, yakın arkada şları Çakmako ğlu Mehmed, Yörük Ahmet ve Turnalı adlarındaki zeybeklerle birlikte Aydın-Güzelhisarı, Kuyucak, , Bayındır, Tire, Turgutlu (Saruhan Sanca ğı), Sultanhisarı, Karapınar ( İncirliova), Arpaz, Atça, Balyanbolu (Beyda ğı), Birgi, Bozdo ğan, Kö şkderesi, Ala şehir (Saruhan sanca ğı), Koçarlı, (), Ödemi ş, Salihli, Yenipazar, Yeni şehir, Kula (Kütahya) ve E şme (Kütahya) (Avcı, 2004: 82) gibi Büyük ve Küçük Menderes havzalarının birçok yerle şim yerini ele geçirmi ş, Aydın Güzelhisarı ve sanca ğın di ğer kazalarını Osmanlı Ekim 1829’dan Aralık ayının sonuna kadar yönetimi altında tutmu ştur. Bu süre Merkezi zarfında öncelikle sava ş vergilerini kaldırmı ş; daha sonra mültezimlerin topladı ğı fazla vergileri kesmi ş; yine topladı ğı vergilerin devlet hazinesine gitmesi için Yönetimine İzmir’e kaçan Aydın ihtisab müdürünü de geri ça ğırmı ştır (Uluçay, 1968: 37). Sı ğla Mütesellimi İlyas A ğa, İzmir Muhafızı Kaymakamına yazdı ğı bir 160 mektupta; “…Zeybek taifesinden Atça karyesinden pespayeden Zeybek Mehmed zuhura gelüp Kuyucak kariyesinin voyvodasını cebren ihraç def’i mezalim ile ahall-i fukarayı taltif ederek Umur-ı Devlet-i Aliyye’nin tekmiline sa’y ü dikkat ve bu veçhile fukaraya emn ü rahat gelüb merkumun böyle rızacûyane hareketinden Nazilli ahalisi dahi rahat edüb voyvodalarını ihraç… 9” diyerek, halkı voyvodaların ağır vergi ve kötü yönetiminde kurtarmaktaydı. Tire voyvodası Mehmed A ğanın adamlarından Hacı Ali’nin gönderdi ği bir takrirde; “Aydın Sanca ğında Atça kazası sakinlerinden ve zeybek zümresinden Kel Mehmed nam şakavet–pi şe birkaç bin nefer mikdarı zeybek neferatını maiyetine cem ile Aydın Güzelhisarı kazasını zapt eyledikten sonra tarafından Çakmako ğlu Mehmed nam kimesneyi birkaç yüz bin ile Tire kazasına irsal ve ahalisi dahi tebiyyet etmi ş ve Tire voyvodası mümaileyh Mehmed a ğa ile müftü ve birkaç nefer vücûhu kaçurup elyevm İzmir’de temekkün üzre olmu ş oldukları ve zümre-i merkumeden Çakmako ğlu Bayındır ve Nazilli ve Karapınar ve Balyanbolu ve Kuyucak ve Koçarlı secereli nam mefsedet-pi şe dahi maiyetinde olan birkaç yüz nefer ile Sultanhisarı ve Kö şkderesi ve Arpaz ve Buldan vesair ma`lûmü’l-esami kazaları mukaddemce zapteylediklerini ve zümre-yi merkumeyi Kura ahalisi beytutet ettirmediklerinden gün be gün tekessür bularak kazalarda ve buraların mevcut olan zahire ve anbarlarını kü şad ile telef ve nehb ü garet etmekte olduklarından ba şka tekalif maddesi yoktur diyerek kazaların ahalilerini kendülerine tabi etmekte olduklarından bahisle tez elden indifai çaresine bakılmadı ğı suretde fukaraya ve voyvodolara zulüm ve taaddileri artmak da idü ğünü ifade ve takrir eder” diyerek, gelirinden fazla vergi alınmayaca ğı konusunu dile getirmekteydiler. Belgelerden de anla şılaca ğı gibi, yapılmaya çalı şılan öncelikle yoksulların ve dü şkünlerin korunması, baskı, zulüm ve soygunun önlenmesi ve sistemdeki bozukluklardan kaynaklanan di ğer aksaklıkların giderilmesidir (Avcı, 2003: 53). Bu da bize göstermektedir ki, merkezî yönetimin daha üç yıl önce büyük bir gayretle Anadolu Eyaletini parçalayarak, uygulamaya koydu ğu yeni idari yapılanma modeli olan ayanlı ğın kaldırılarak merkezden vezir rütbeli pa şalar olan mutasarrıfların yönetimine bırakılan bölge yönetiminin, Aydın mutasarrıflı ğı örne ğinde de görülece ği gibi geçerli olamadı ğı anla şılmaktadır. Atçalı Kel Mehmed ayaklanmasından sonra devlet, Aydın ve Manisa’ya mutasarrıf pa şalar yerine bölgeyi tanıyan mütesellimler gönderme gere ğini hissetmi ş ve bu yönde kararlar almı ştır.

9 HH. 22833 - F 3. ATÇALI KEL MEHMED İSYANINA DEVLET İN BAKI ŞI Aydın’da bu geli şmeler ya şanırken ba şkent, Rusya kar şısında sonucunda a ğır yenilgi alaca ğı bir sava ş veriyordu. Bu nedenle Devlet, ba şlangıçta Atçalı Kel Mehmed olayını kınamaktan ba şka bir şey yapmamı ştır. Padi şah gönderdi ği hatt-ı hümayunlarda bu geli şmeyi; “ birkaç şekavet pi şenin liderlik etti ği bir ihtilal ” olarak görmü ştür. Ancak, daha sonra bu i şin önemini kavrayan Devlet, “yılanın ba şı küçük iken ezilmeli” atasözüne uygun olarak, “ Aydın sanca ğında tahaddüs eden ihtilal ”10 , “Bundan akdem Aydın sanca ğı kazalarında zuhur eden e şkıya ”11 tanımlamalarıyla saldırı a şamasına yönelmi ştir. BAÜ Devlet gözüyle ihtilal, bozuk yönetime kar şı kentlerde ve kasabalarda SBED ayaklanarak, yönetimi ele geçirenlerin ve eski düzene son vererek yeni bir yönetim 12 (22) kuranların eylemi olarak anla şılmı ştır. İhtilali yapan ki şileri de şaki, şekavet pi şe kelimeleriyle tanımlayarak hor görmü ştür. Bu da bize yönetimin yine geleneksel 161 tepkisel yapısını göstererek, 1735- 1739 yılları arasında bütün Batı Anadolu bölgesini talan eden Sarıbeyo ğlu Mustafa ayaklanması kar şısında gösterdi ği tepkinin aynısını bir yüzyıl sonra Atçalı Kel Mehmed’e kar şı göstermi ştir 12 . II. Mahmut, Atçalı Kel Mehmed ihtilalini bastırmak için kendini temsil eden ki şiler konumundaki; voyvoda, mütesellim ve zabitanların yerine; yıllardır bölgede hüküm sürmü ş ama kaldırmaya kalktı ğı, güçlü ayan ailelerini yeniden görevlendirmi ştir. Karaosmano ğulları, İlyaso ğulları ve Tavaslı Osman A ğa, Atçalı Kel Mehmed ile mücadeleye ba şlamı şlardır. Hasan Pa şa’nın ölümünden sonra bölgedeki karı şıklı ğı son vermek amacıyla Aydın ve Saruhan sancaklarının merkezden görevlendirilen mutasarrıf pa şalardan alınarak, bölgeyi tanıyan mütesellimler tarafından yönetilmesi do ğrultusunda karar alınmı ştır. “İzmir muhafızı Hasan Pa şa’nın vefatına dair tahrirat ve ilam gelmi ş oldu ğu ve dünkü gün Aydın ve Saruhan taraflarında uygunsuzlu ğa dair gelen tahrirat gönderilmi ş oldu ğu beyanıyla tez elden bir muktedir ve münasip vezire tevcihiyle şu fesadın dahi suretine bakılması meham görünüyor ise de zamane ve mevcut ekser vüzeranın hali dahi malum idü ğünden mütalaa-i aliyye-i vel’ül- nimelerine gün el haletü’l-heza Aydın sanca ğı mütesellimi İlyas A ğa kullarına ihale buyruldu ğu misüllü Saruhan sanca ğına her bir mütesellim intihab ve tayin buyrularak fima’bad vüzeraya tevcih buyrulmayarak Hüdavendigar ve Kocaeli misüllü mukataa hazinesi tarafından zabt ve idare olunmak üzere ”13 Saruhan sanca ğına Aydın sanca ğında oldu ğu gibi ba şarılı ve güçlü mütesellim atanması istenmi ştir. Saruhan sanca ğına Karaosmano ğlu Mehmed A ğa mütesellim olmu ştur. Mehmed A ğa 1829 Ekimi ba şlarında ye ğeni, Yetim Ahmet A ğa’yı zeybeklerin üzerine göndermi ş; merkezî yönetim ise bu isyanı bastırma görevini Teke ve Hamit sancakları mutasarrıfı İbrahim Pa şa’ya vermi ştir. 10 Aralık 1829’da Manisa’ya gelen İbrahim Pa şa, 17 Kasım’da Turgutlu, daha sonra sırasıyla Bayındır, Ödemi ş ve Birgi’yi ele geçiren, Yetim Ahmet A ğa’nın ba şarılarını izleme durumunda kalmı ştır.

Balıkesir Üniversitesi Sosyal 10 HH. 22833 - F Bilimler Enstitüsü 11 HH. 22830 - C Dergisi 12 Sarıbeyo ğlu Mustafa’nın yakalanması yolunda gönderilen fermanlar incelendi ğinde Atçalı’yla ilgili belgeler Cilt 12 Sayı 22 arasında büyük benzerlikler oldu ğu görülür. Sarıbeyo ğlu Mustafa hakkında gönderdi ği fetvada şu Aralık 2009 ifadeleri kullanılıyordu: “ Sarıbeyo ğlu demekle maruf Mustafa nam şaki bir miktar e şkıya-i ba şına cem ve ss.155-164 mezburlara reis olup ”. (Uluçay, 1955: 186–187) 13 HH. 22833 Batıdan Sı ğla mütesellimi İlyaso ğulları, güneyden Mente şe mütesellimi Tavaslı Osman A ğa ve kuzeyden de Yetim A ğa tarafından sıkı ştırılan Atçalı Kel Mehmed evlendi ği gece Aydın’ı terk etmek zorunda kalmı ştır. Kent, 17 Aralık 1829 tarihinde hiçbir direni şle kar şıla şmadan hükümet kuvvetlerinin eline geçmi ş; Nazilli yönüne kaçan Atçalı Kel Mehmed ise 1830 yılında yakalanarak öldürülmü ştür (Baykara, 1966: 30) 14 . SONUÇ II. Mahmut, Hacı Ömer A ğa ve Hacı Hüseyin A ğa’nın ölümlerinin ardından Karaosmano ğulları ailesini Saruhan ve Aydın sancaklarındaki nüfuzlarını tarih Osmanlı sahnesinden silmeye çalı ştı ğı halde, Aydın İhtilali nedeniyle Karaosmano ğulları’na Merkezi tekrar yetki vermek zorunda kalmı ştır. Bu tarihten Birinci Me şrutiyet’in ilanına Yönetimine kadar Karaosmano ğulları görev ba şında kalacaklardır. Her ne kadar II. Mahmut devrinde ayanlı ğın ortadan kaldırılmaya çalı şılsa da Atçalı Kel Mehmed olayı 162 nedeniyle Batı Anadolu bölgesi için bu giri şim bu tarihlerde geçersiz kalmı ştır.

KAYNAKÇA

Ahmet Cevdet Pa şa, (1991). Tezakir , c. III, (Çev. Cavit Baysun). Ankara. Ahmed Lütfi Efendi, (1999). V ak’anüvis Ahmed Lütfi Efendi Tarihi 2–3, İstanbul. Akdo ğan, H., Aydın Co ğrafi Konumu, Tarihi, Folkloru. Aydın Arundell, R. V. J. (1831). Discoveries in Asia Minor. London Avcı, A. H. (2004) Atçalı Kel Mehmet isyanı. Aydın ihtilali (1829–1830). İzmir. Avcı, A. H. (2003). Atçalı Kel Mehmet İsyanı, Belgeleriyle ‘Aydın İhtilali’ ve Zeybekler. Halk Bilimi Ara ştırmaları 2. Kitap , İstanbul. Aydın mad. (1982), Yurt Ansiklopedisi , II, İstanbul: Anadolu Yayıncılık Bayındır, H. Hilmi ve Poyrazo ğlu H. Fehmi. (1966). Aydın kenti tarihi, co ğrafyası ve bugünü,Aydın. Baykara, T.(1988). Anadolu’nun idari taksimatı I, Ankara. Baykara,T.(1966). 19.Yüzyılda Aydın Eyaleti, İstanbul Üniversitesi, Basılmamı ş Bitirme Tezi, İstanbul. Gökbel, A. ve Şölen, H. (1936) Aydın İli Tarihi: Eski Zamanlardan Yunan İş galine Kadar, Aydın: Aydın Halkevi. Gökbunar, A. R. (2004).Atçalı Kel Mehmet Ayaklanması: Vergiye Farklı Bir Ba şkaldırı, Örne ği. Yönetim ve Ekonomi, 11(1). Keppel,M.(1831) Narrative of a journey across the balkans in the years 1829, II. London. Özbek, M. Avni. (1986). “Zeybek”, İslam Ansiklopedisi , c. XIII. Özkaynak, K. (1946).Efelerden Haber. Aydın. Sarıbey, A. (2006) XIX. yüzyılın ilk yarısında Aydın’da yönetim. Yayınlanmamı ş Yüksek Lisans Tezi. Aydın: Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Serto ğlu, M. (1964) Vali-i vilayet hademe-yi devlet Atçalı Kel Mehmed. İstanbul. Serto ğlu, M. (1969) Atçalı Kel Mehmet Efe. İstanbul.

14 “Aydın”, Yurt Ansiklopedisi Cilt II, s. 990. Şölen, H.(1943). Aydın’da 29 Gün Krallık Yapan Kel Mehmet, Yedigün Dergisi, 54, Ankara. Texier, C. (2002). Küçük Asya Co ğrafyası, Tarihi ve Arkeolojisi . c. II . ( Çev. Ali Suat), Ankara: Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı. Uluçay, Ç. (1968). Atçalı Kel Memed . İstanbul: As Matbaası Uluçay, Ç.(1955). XVIII ve XIX. Yüzyıllarda S aruhan’da E şkıyalık Ve Halk Hareketleri, İstanbul. Yavi, E.(1991). , Kökenleri, Eylemleri, Töreleri, Dansları, Giysileri. Aydın. Yetkin S.(1997), Ege’de E şkıyalar . İstanbul. BAÜ

SBED Ar şiv Kaynakları (Ba şbakanlık Osmanlı Ar şivi Hatt-ı Hümayun Tasnifi) HH 22833 - G 12 (22) HH 22833 - İ 163 HH. 22830 - C HH. 22833 - F HH. 228833 - G

Yrd. Doç. Dr. Mehmet BA ŞARAN 9/6/1961 İzmir’de do ğdu. Ö ğrenim ya şamı İzmir’de Topaltı İlkokulu, Şehit Fethi Bey Ortaokulu ve Atatürk Lisesi’nde geçti. Lisans e ğitimini Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde, Yüksek Lisans ve Doktora ö ğrenimi de Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde tamamladı. Adnan Menderes Üniversitesi’nde Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi okutmanı olarak 1993 yılında göreve ba şlayan Mehmet Ba şaran, 2000 yılından bu yana da aynı üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde ö ğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Çe şitli dergilerde yazıları yayınlanmı ş olup, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Tire” ve “19. Yüzyılda , Temettuat Defterleri ve Salnameler Kapsamında ” adlı iki kitabı bulunan yazar, evli ve bir çocuk babasıdır.

Ara ş. Görv. Aysun SARIBEY HAYKIRAN 1981 yılında Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde do ğdu. İlk ve Orta ö ğrenimini Balıkesir’de tamamladı. 2002 yılında Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. 2004 yılında Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Orta Ö ğretim Alan Ö ğretmenli ği Ana Bilim Dalı Tarih Ö ğretmenli ği tezsiz yüksek lisans programını tamamladı. 2003 yılı Aralık ayında Adnan Menderes Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Yakın Ça ğ Tarihi Anabilim Dalı’nda Ara ştırma Görevlisi olarak göreve ba şladı. Hâlen aynı yerde görevine devam etmektedir.

Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Cilt 12 Sayı 22 Aralık 2009 ss.155-164 Osmanlı Merkezi Yönetimine

164

Foto ğraf 1. Atçalı Kel Mehmed Heykeli, Atça / AYDIN

Belge 1. Hat 466/ 22830 - C