SararAvusturyamilli#64A43D.fh11 3/15/11 5:03 PM Page 1

C M Y CM MY CY CMY K

OYUN BASLADI. TUM BASKI UZERINDE. TOPU ALMAK, KONTROL ETMEK, KARAR VERMEK VE EN DOGRU ZAMANDA HEDEFE GONDERMEK IÇIN SADECE SANIYELER VAR. CTR360 ILE OYUNU SEN YONLENDIR, LIDER OL, IZLEYEN OLMA. KONTROL SENDE.

SP11_CTR360_Athlete_millimac_21x26.indd 1 25.02.2011 17:29 Composite flexi_ilanlar C_P.fh11 1/4/11 4:50 PM Page 2

C M Y CM MY CY CMY K

Hedefimiz 2012 Avrupa Şampiyonası

A Millî Takımımızın 480’inci karşılaşmasına hepiniz hoş geldiniz.

2011 yılının ilk resmi maçında rakibimiz, 7 Eylül’deki Belçika maçından sonra bir kez gruptaki önemli ekiplerden Avusturya. daha millî heyecana tanıklık eden Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun tribünlerinin Yurtiçinde ve yurtdışında kalbi ay-yıldız için dolu olacağından eminim. atan tüm vatandaşlarımızın futboldaki en bü- Mahmut Özgener yük arzusu, A Millî Takımımızın 2012 Avrupa Avrupa üçüncüsü olduğumuz Euro 2008’deki Futbol Şampiyonası’na katılması. misafirperverliği ile takdir ettiğimiz Türkiye Futbol Federasyonu Avusturya’yı 9.5 yıl aradan sonra Türkiye’de ve 2011 yılında oynayacağımız kritik karşılaş- Başkanı ’da ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. malar, bu konudaki sonucu ortaya çıkaracak. President Bu önemli maçların ilkinde Avusturya ile Fair-Play olgusunun öne çıkacağına inandığım Turkish Football Federation İstanbul’da karşılaşıyoruz. bu maça yeniden hoş geldiniz diyorum. Our aim is Euro 2012 Welcome to the 480th match of Turkish A National Team. Our opponent today in the first group match of I am sure that the stands will be full once again 2011 is one of the qualification contenders of in Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadium which the group, National Team. also hosted our match against Belgium on 7 September. The biggest wish of all football lovers and fol- We are happy to Austria in our country and lowers of the Turkish National Team is the Istanbul once again after 9,5 years. Austria qualification of our National Team to UEFA Euro hosted us with arms open in Euro 2008 which 2012. finished in 3rd place. The matches we will play this year will shape I would like to welcome you once again to this the group. The first of these important matches match which I believe will take place with the is against Austria. spirit of Fair Play.

Türkiye Avusturya 5

Composite CC 2010 AKADEMI LIGI 21_26*.pdf 1 16/03/2011 3:28 PM

Taraftarlar 12. oyuncumuz olmalı

A Millî Takımımız 2012 Avrupa Şampi- Avusturya deneyimli ve sağlam bir takım. yonası finallerine giden yolda bu akşam Fizik olarak kuvvetli oyunculardan olu- Avusturya ile çok önemli bir maça çıkı- şuyor. Kadroya davet ettikleri oyuncular yor. Şüphesiz stadyuma gelen taraftarları- Avrupa’nın çeşitli liglerinde forma giyiyor. mız bize en büyük desteği verecektir. En büyük isteğimiz taraftarlarımızın coşkulu A Millî Takımımız halen devam eden bir ve kuvvetli tezahüratları ile varlıklarını geçiş süreci yaşıyor ve siz de bunu gö- hissettirip, Şükrü Saracoğlu Stadı’nda rüyorsunuz. Aramıza yeni katılan isimler büyüleyici bir atmosfer oluşturmasıdır. kendilerini büyük bir mücadelenin için- Onların sahadaki 12. oyuncumuz gibi de buldu. Ancak bu baskı ile baş etmeleri davranmalarını bekliyoruz. gerekli, çünkü kendilerinden en yüksek Avusturya maçı önemli olsa da, ne so- uluslararası standartlarda performans nuçla biterse bitsin belirleyici olmaya- göstermeleri bekleniyor. Bizim gitmek istediğimiz yön de burasıdır. Seçtiğimiz A Milli Takım Teknik Direktörü cak. Çünkü daha oynanacak çok maç ve kazanılacak birçok puan olacak. Biz oyuncuların, 2014 Dünya Kupası eleme- Turkey Head Coach bu maçta tabii ki galibiyeti hedefliyoruz lerinde mücadele edecek ekibin iskeleti- çünkü doğrudan rakiplerimizin maçları- ni oluşturacağına inanıyorum. Bu takım C na bağlı olmadan inisiyatifi elimize al- gelecek vaat ediyor. Bu yüzden onları mak istiyoruz. can-ı gönülden destekleyin. M

Y Fair-play ruhu içinde oynanmasını umduğum bu maç için hepinize iyi seyirler dilerim.

CM

MY

CY Fans

CMY

K should be our 12th player Turkey are playing a very crucial game depending on the results of our direct against Austria tonight on the road to opponents. EURO 2012 finals and there’s no doubt that fans in the stadium will be giving us Austria are a very experienced and solid the biggest support. Obviously, we want team, consisting of physically strong them to make everybody feel their pres- players. Selected players are playing for ence with their passionate, loud chant- their clubs in European leagues. ings, creating a fascinating atmosphere There’s an ongoing transition process with- at Şükrü Saracoğlu Stadium. We expect in our side and you can see it. New mem- our fans to act like our 12th player on bers of our squad found themselves in a big the pitch. contention. However, they need to chal- Although this game is important, it lenge this pressure in order to deliver in the won’t be decisive whatever the score highest international standards where we is. Because there will be more games to want to go. I believe those team will form be played and a lot of points will be at the core of our team for 2014 World Cup stake. We target the victory because we qualifiers. This team has a future so support want to be in the driver’s seat without this them as much as you can. Coca-Cola Akademi Ligi, 14, 15, 16 ve 17 ya gruplarındaki yetenekli gençleri "iyi birey, iyi vatanda, iyi futbolcu" I wish all fans an entertaining match which I hope to be played in a fair-play spirit. prensibiyle yetitirerek, gençlerin sadece teknik, taktik Enjoy the game! veya fiziksel anlamda de¤il; duygusal, zihinsel ve kültürel açılardan da gelimesine yardımcı oluyor. Gelece¤in futbolcularını sahaya hazırlarken, Türk futboluna da yatırım yapıyor.

Türkiye Avusturya 7 gole boğan Almanya averajla liderliği gele geçiriyor, Avus- turya ise ilk maçında Kazakistan’ı 90 dakikanın uzatmala- Bıçak rına sığdırdığı iki golle 2-0 yeniyordu. İlk darbe Almanya’dan Euro 2012 elemelerine Kazakistan ve Belçika galibiyet- leriyle oldukça fiyakalı bir başlangıç yapan Millî Takı- sırtındayız mımız, Ekim ayında çok sert iki darbeyle karşılaştı. 8 Ekim’deki randevu, grubun favorisi Almanya’ylaydı. Bu Millî Takımımız 2012 Avrupa Şampiyonası elemelerine Kazakistan ve Belçika’yı yenip maç öncesi ’ın sakatlanması ve kadrodan ikide iki yaparak harika başladı. Ancak Ekim ayında art arda gelen Almanya ve Azerbaycan çıkartılmak zorunda kalınması moralleri bozmuştu. mağlubiyetleri keyifleri kaçırdı. Grup birinciliği artık uzak bir hedef olarak görünüyor. Maç günü geldiğinde Berlin’deki Olimpiyat Stadı tari- İkincilik için ise kilit maçlardan birisini bugün Avusturya ile oynayacağız. hi günlerinden birini yaşıyordu. Tribünler tıklım tıklım doluydu ve Türklerle Almanlar maçı bir arada izliyor- du. Çoğunluk ise ay-yıldızlılardan yana ağır basıyordu. Neredeyse 7 ay oldu Millî Takımımız Euro 2012’nin final Düellodan galip çıktık Berlin adeta İstanbul’a dönmüştü. yollarına düşeli. Bugün Avusturya ile oynayacağımız maç- la da yolun yarısını arkamızda bırakacağız. Ve geldiğimiz Şimdi sırada Belçika vardı. Maç 7 Eylül günü Fenerbahçe Ancak maçı -Gökhan Gönül, Ömer Erdo- noktada tam anlamıyla bıçak sırtındayız. Dört maçı geride Şükrü Saracoğlu Stadı’nda oynandı ve sonunda Millî Takı- ğan, Servet Çetin, Sabri Sarıoğlu-Nuri Şahin (Sercan bıraktığımız dönemde iki galibiyet, iki de yeniliyle 6 puan mımızın ayakta kaldığı gerçek bir gol düellosu yaşandı. Ay- Yıldırım dk. 78), Mehmet Aurelio (Tuncay Şanlı toplayıp, fire vermeden ilerleyen lider Almanya’nın 9 puan yıldızlıların on birinde o gün Kazakistan maçından farklı dk. 24), Emre Belözoğlu-Özer Hurmacı, Ha- gerisine düştük. Üstelik ikincilik hayallerimizin önünde de iki isim vardı. Sol bekte ’nın yerine İsmail Köy- lil Altıntop (Semih Şentürk dk. 63), Hamit şimdilik Avusturya duruyor. Kısacası, artık puan kayıplarına başı yer alıyor, forvetten eksiltilirken, orta Altıntop kadrosuyla oynayan Millî Takımı- çok da tahammülümüz yok. 2012’de Ukrayna ve Polonya’yı alan Selçuk İnan’la takviye ediliyordu. Ancak tribündeki mız için hiç de mutlulukla hatırlanacak görmek istiyorsak, engellere takılmadan ilerlemek zorunda- yız. Şimdi bu noktaya nasıl geldiğimize bir bakalım, grubun ilk 4 maçlık seyrini hatırlayalım. Bir kere yeni bir teknik direktörle, Guus Hiddink’le çıktık müthiş taraftar desteğine karşılık takımın ilk yarı boyunca yola. İlk maçımızı ise 3 Eylül günü Kazakistan’la oynadık. beklentilere karşılık verebildiği pek de söylenemezdi. Bel- Astana Stadı’na çıkan kadro, Hiddink’in bir macera peşinde çika oyunumuzu bozmaya çalışıyor ve bir yandan da sabır- koşmadığının göstergesi gibiydi. Onur Kıvrak-Sabri Sarıoğlu, la fırsat kolluyordu. Gol arayışlarını ölü toplarda öne çıkan Servet Çetin, Ömer Erdoğan, Hakan Balta-Hamit Altıntop, uzun adamlarına bırakmış gibiydiler. Nitekim 28. dakikada Emre Belözoğlu, Mehmet Aurelio (Kâzım Kâzım dk. 85), sol kanattan kazandıkları korneri Alderweireld kullanıyor, Arda Turan-Nihat Kahveci (Selçuk Şahin dk. 82), Tuncay kalecimiz Onur’un boşa çıkmasından yararlanan stoperleri Şanlı (Halil Altıntop dk. 79) biçimindeki Millî Takım, geçmiş Van Buyten, Servet’ten önce davranıp topu ağlarımıza bıra- dönemin devamı niteliğini taşıyordu. Oyunun başlangıcın- kıyordu. İlk yarı Belçika’nın 1-0 üstünlüğüyle sona ermişti da Kazaklar ön alanda baskı yapıp Millî Takımımızın pas ve açıkçası bu oyunla ikinci yarı için umut beslemek fazla bağlantılarını keserek organize olmasını engellese de “güç iyimserlik olurdu. Ancak ikinci yarının başında tribünlerin bizde”ydi. Nitekim 24’te kullanılan serbest atışta öne çıkan müthiş coşkusu takımı ateşliyor, beraberlik golü de 48’de Ömer Erdoğan kafayı vuruyor, direkten topu yakalayan Arda, Hamit Altıntop’la geliyordu. Bu gol Millî Takımımızın ay-yıldızlıları 1-0 öne geçiriyordu. İkinci golün gelmesi de oyununu da değiştirmiş, ortaya çok daha istekli, gecikmedi. Hem de ne gol. İki dakika sonra Emre’nin sol- çok daha coşkulu bir on bir çıkmıştı. 64’te dan kavisli kullandığı kornerde ceza sahasının sağ köşesinde Belçika’nın iki stoperinden Kompany’nin topla buluşan Hamit Altıntop gelişine voleyi yapıştırıyor ve kırmızı kart görmesi de ekmeğimize yağ eleme gecesinin en güzel gollerinden birisini atıyordu. Bu sürmüş, 66’da Semih’in golü skoru 2-1’e ge- golün güzelliği FIFA ile France Football’ın ortaklaşa düzen- tirmişti. Ancak kolay gol yeme hastalığımız bu maçta lediği “Altın Top” ödüllerinde de değerini bulacak ve “yılın da nüksetti. 69’da Lukaku’nun kafayla aşırttığı topu Van en iyi golü” unvanıyla taçlandırılacaktı. Millî Takımımız 75. Buyten yine kafayla ağlarımıza yolluyor ve oyunu 2-2’ye dakikada Arda’nın savunmanın arkasında topla buluşturdu- getiriyordu. Ancak Millî Takımımız maçı böyle bırakmak ğu Nihat Kahveci’yle bir gol daha buluyor ve Astana’dan niyetinde değildi. 78’de Arda’nın golü hem uzun süredir 3-0 galibiyetle dönüyordu. Grubun diğer maçında Almanya, mağlup edemediğimiz Belçika’yı yenişimizin hem de ilk Belçika’yı Klose’nin golüyle 1-0 yenmiş, ilk karşılaşmaların kez bir eleme grubuna iki galibiyetle başlamamızın sonunda liderlik averajla Millî Takımımızın olmuştu. anahtarı oluyordu. Aynı gün Azerbaycan’ı 6-1’le

8 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 9 sponsor 21x26.pdf 1 24.01.2011 16:16

bir gece olmayacaktı. Almanlar 10. dakikadan itibaren ağır- Altıntop’un inisiyatif alarak topla Azerbaycan kalesine yak- lıklarını hissettirmeye başlıyor, kalemizde ciddi tehlikeler laşması ve on sekiz çemberinin önünden çıkardığı müthiş oluşturuyordu. 24’te Mehmet Aurelio’nun sakatlanıp çık- şutun direkten dönmesi, Millî Takımımızı kendisine getir- ması ise oyun planımızda değişikliğe yol açmış, bu arada miş, hareketlendirmişti. Ancak Azerbaycan kalecisi Agayev orta alan tamamen Almanların eline geçmişti. 42’de Mesut bu bölümde üst üste ataklara geçit vermiyor, adeta tek ba- Özil’in sağdan ceza sahamıza kestiği topa uzak köşeye kat şına direniyordu. 39’da ise Azerbaycan’ın kazandığı kor- eden Müller kafayı vuruyor, Volkan’ın çeldiği top direkten nerde savunmamız adeta uyuyor, Rashad Sadigov düzgün dönüyor, fırsatçı Klose’ye topu kafayla ağlara dürtmek kalı- bir vuruşla ağlarımızı sarsıyordu: 1-0. Bu gol tam bir şoktu yordu: 1-0. İkinci yarının başında da şaşkınlığını üzerinden doğrusu. İkinci 45 dakikayı moral bozukluğuyla oynayan atamayan Millî Takımımız, 50’den itibaren kimliğini hatır- Millî Takımımız son bölümde oluşan karambollerden gol lamış ve futbol oynaması gerektiğini anlamıştı. 10 dakikalık çıkartamıyor ve maçı 1-0 kaybediyordu. Almanya’nın Ka- bölümde Almanları sallasak da golle buluşamıyor, bu ara- zakistan deplasmanından 3-0’lık galibiyetle dönmesi, dör- da geride geniş boşluklar bırakıyorduk. 79’da Mesut Özil, düncü maçlar sonunda liderle aramıza 6 puanlık bir fark Lahm’ın derinlemesine pasıyla ceza sahasına girip yakın koymuş, Belçika-Avusturya arasındaki gol düellosunun 4-4 köşeyi görüyor ve farkı ikiye çıkarıyordu. Bu golün ardın- beraberlikle sonuçlanması ise lehimize olmuştu. dan iyice gardı düşen Millî Takımımız, 88’de Klose’den bir gol daha yiyor ve Almanlar 3-0’lık galibiyetle üçte üç ya- Mart’ın ilk maçlarına Almanlar, Kazakları yenerek beşte parak yollarına devam ediyordu. Grubun diğer maçlarında, beş yaparken, Belçika deplasmanda Avusturya’yı yenerek ikincilik adaylarından Belçika, Kazakistan’ı 2-0, Avusturya ikincilik için avantaj sağladı. Bizde ise artık yeni isimler var ise Azerbaycan’ı 3-0 yeniyordu. ve bu kadro Avusturya karşısında ilk ciddi puan sınavını verecek. Başta söylediğimiz gibi, artık puan kaybına taham- Bakü’de donup kaldık mülümüz yok. Haydi rastgele! C

Almanya yenilgisinin yaralarını Azerbaycan’da telafi et- M mekti niyetimiz. Ancak “kardeş” hiç de ummadığımız bir darbe vuracaktı Millî Takımımıza. Bakü’deki Tevfik Y Behramov Stadı’na Millî Takımımız Almanya CM

kadrosunda oynamalar yaparak çıkmıştı. MY Savunmanın ortasında Ömer Erdoğan’ın ye- CY rine İbrahim Toraman, solunda Sabri Sarıoğlu’nun yerine Hakan Balta CMY

görev alıyordu. Nuri dışarıda K kalmış, Hamit orta alanda- ki yerine çekilmiş, Emre formasını korumuş, orta saha üçlüsünün üçüncü adamı ise Selçuk İnan olmuş- tu. Forvet üçlüsünde ise yerini ko- ruyan tek adam bu defa sol kanatta görev alan Özer Hurmacı’ydı. Sağ kanatta Tuncay Şanlı, santrforda ise Semih Şentürk oynuyordu. Oyun baş- ladığında ortaya endişe verici bir tablo çıktı. Sahanın zemini oldukça bozuktu ve oyun oynamak, pas yapmak isteyen tarafa engel oluyordu. Azerilerin kendi yarı sahalarındaki dirençli karşı koyuşları da Millî Takımımızın oyun kurmasını engelleyen bir başka faktördü. Azeriler ise duran toplarla tehlike- li oluyordu. 18’de Hamit

10 Türkiye Avusturya Oğuz Çetin Sorumlu Yardımcı

1963 yılında Sapanca’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi me- zunu. Futbola Almanya’da başladı ve 19 yıl profesyonel futbol oynadı. Türkiye’de , Fenerbahçe, İstanbulspor ve formalarını giydi. 8 yıl oyna- yıp kaptanlığını yaptığı Fenerbahçe’de 2 Süper Lig, 1 Cumhurbaşkanlığı Kupası, 2 Başbakanlık Kupası şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım formasını 70 kez giyer- ken, 33 kez kaptanlık bandını taktı, 3 gol attı. 2000 yılında Fenerbahçe’de yardım- cı antrenör olarak mesleğe adım attıktan sonra 2002’de takımın teknik direktör- lüğüne getirildi. Sırasıyla Erciyesspor, Gençlerbirliği ve Diyarbakırspor’da teknik direktörlük yaptı. 2006’da Millî Takım Antrenörü oldu. 2010’da ise A Millî Takım Sorumlu Yardımcısı görevine getirildi.

Teknik Direktör Guus Hiddink 1946’da Hollanda’nın Varsseveld ken- Engin İpekoğlu tinde doğdu. 1967’de De Graafschap’ta başladığı profesyonel futbolculuk kari- Antrenör yerinde ülkesinde PSV, NEC Nijmegen, 1961 yılında İzmir’de doğdu. Futbola Avusturya’nın Prater SV kulübünde başladı. ABD’de Washington Diplomats ve San 1982 yılında Sakaryaspor’a transfer oldu. Daha sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe’de Jose Earthquakes formalarını giydi. forma giydi ve futbolu Çanakkale Dardanelspor’da bıraktı. Beşiktaş’ta 2, Futbolu 1982’de De Graafschap’ta bı- Fenerbahçe’de ise 1 lig şampiyonluğu yaşadı. A Millî Takım’ın kalesini 32 kez koru- rakırken aynı takımda yardımcı antre- du. 2000 yılında Fenerbahçe’de futbol kariyerine son verdi. 2006’da ’da nörlüğe başladı. 1984 yılında antrenör önce antrenör, ardından da teknik direktör oldu. 2007’de Karşıyaka’nın Teknik olarak geçtiği PSV’de 1986’da teknik Direktörlüğüne getirildi. 2008’in sonunda sezonun bitmesine 4 hafta kala işbaşı direktörlüğe yükseldi ve 4 sezonda 4 lig, yaptığı ’u Süper Lig’e taşıdı. Daha sonra bir süre Sarkaryaspor’da görev 3 kupa, 1 de Şampiyon Kulüpler Kupası aldı. Bu yıl içinde A Millî Takım Antrenörlüğüne getirildi. kazandı. Fenerbahçe, Real Madrid, Real Betis, ikinci kez PSV ve Chelsea gö- rev yaptığı kulüp takımları oldu. Real Madrid’le Kıtalararası Kupa’yı, Chelsea ile FA Cup’ı kazandı. İkinci PSV döne- minde 3 lig şampiyonluğu daha yaşadı. 1995’te başına geçtiği Hollanda Milli Fuat Usta Takımı’yla Euro 1996’da çeyrek final, 1998 Dünya Kupası’nda yarı final gör- Antrenör dü. 2002 Dünya Kupası’nda Güney Kore ile yarı final oynadı. Avustralya’yı 3 Temmuz 1972’de Samsun’da doğdu. Futbol kariyerinin büyük bir bölümünü 2006 FIFA Dünya Kupası finallerine ve Hollanda’da geçirdi. Fortuna Sittard, Cambuur, Sparta Rotterdam ve MVV Maast- richt takımlarında forma giydi. Bir dönem Türkiye’ye gelerek Beşiktaş formasını ikinci tura taşıdı. Euro 2008’de Rusya’yı da giydi. Hollanda’nın dışında Finlandiya’nın FC Jokerit ve Japonya’nın Omiya tarihinde ilk kez yarı finale ulaştırdı. TFF Ardija takımlarında da oynadı. 2006-07 sezonunda Hollanda’nın Fortuna Sittard ile 17 Şubat 2010’da anlaştı, 1 Ağustos ekibinde profesyonel oyunculuk hayatını noktaladı. Aynı yıl bu takımda yardımcı 2010’da Milli Takım’daki görevine res- antrenörlük yapmaya başladı ve 2010 yılında Millî Takım’ın yeni yapılanmasında men başladı. Guus Hiddink’in yardımcı antrenörlüğüne getirildi.

12 Türkiye Avusturya Onu maç esnasında dizinde bir ban- transfer olan çoğu futbolcunun başına dajla ya da yüzünde bir maskeyle geldiği gibi, zamanla performansında görebilirsiniz çoğu zaman. Hemen düşüş yaşayıp göz önünden kaybola- hemen her sezon yaşar bu tip sakat- cağını zannedenleri yanılttı. Hırsı ve lıkları. Ama tüm bunlara rağmen hiç- kazanma azmiyle Yiğidolarda adeta Servet Çetin bir zaman kolay kolay çökmeyen bir yeniden doğdu. Önce bir süre forma- bünyesi ve tüm azmiyle takımının en sını giymeye ara verdiği Millî Takım’a, mücadeleci oyuncularından olduğunu sonra da İstanbul’a geri dönmeyi ba- gösterir tüm futbolseverlere. Gücü ve şardı. İstanbul’daki durağı bu sefer hırsıyla takımının yılmaz savaşçıların- Galatasaray’dı. Fakat sarı-kırmızılılara dandır her zaman. Bu yüzden özellikle gelmeden önce bir şartı vardı Servet’in. de maskeyle oynadığı zaman arenada Transferi sırasında “Bana güveniyorsa- savaşan gladyatörlerden pek de bir far- nız, beni oynatacaksanız alın” mesajı- kı yoktur bu biyonik adamın. nı göndermişti Galatasaray kulübüne. Çünkü oynaya oynaya güç kazandı- Türkiye’nin en doğu noktasının bulun- ğına, bu şekilde güven bulduğuna ve O, maç içinde varını yoğunu ortaya koyan, tabir yerindeyse duğu Iğdır’ın Tuzluca ilçesinde doğan böyle bir ortamda da sakatlık yaşa- Servet Çetin, çocukluğunda ailesinin madığı sürece daima başarılı olacağı- kanının son damlasına kadar mücadele veren yorulmaz bir İstanbul’a göç etmesinden sonra 1998 na inanıyordu. O sezon dedikleri bir savaşçı. Millî Takımız, “Türkü Baba”sının gücüne ve hırsına yılında Kartalspor takımında futbol bir çıktı ve sakatlık da yaşamadan ilk Euro 2012 finallerine yükselme mücadelesinde özellikle oynamaya başladı. Bu göçle birlik- 11’de yer aldı çoğu maçta. Yer almak- te doğudan batıya uzanan bir futbol la da kalmadı, takımının ve ligin en savunmada çok ihtiyaç duyacak. 30 yaşındaki Servet Çetin hikâyesi de başlamış oldu. Profesyonel başarılı oyuncularının arasına katıldı. ise hiç kuşku yok ki takımının bu hedefe ulaşması için olduğu Kartalspor’un formasını 3 se- Kısacası Servet, 2007-2008 dönemin- geçmişte olduğu gibi elinden gelen her şeyi yapacak. zon terlettikten sonra daha da batıya, de sarı-kırmızılı takımda mükemmel İzmir’in Göztepe ekibine geçti. Bir se- bir sezon geçirdi ve kariyerinde üçün- zon oynadığı Göztepe ile 1. Lig’e yük- cü kez lig şampiyonluğuna ulaşmayı selme başarısını gösterdikten sonra, bir başardı. Ancak tüm kariyeri boyunca diğer Ege takımı ’a transfer peşini bırakmayan sakatlıklar, takımı- oldu. O dönem çok başarılı bir sezon nın şampiyonluğu garantilediği maçta geçiren ve UEFA Kupası 4. turunda da yakasına yapışmıştı millî oyuncu- Jose Mourinho’nun çalıştırdığı şam- nun. Öyle ki, bitime 10 dakika kala piyon Porto’ya elenen Denizlispor’da sakatlanarak oyuna devam edemediği olduğu gibi Ümit Millî Takım’da da bu maçtan sonra, şampiyonluğun se- çok başarılı bir performans ortaya koy- vinci ve madalya töreninin telaşıyla du. Savunmadaki gücü, hava toplarına arkadaşları kendisini soyunma odasın- olan hâkimiyeti ve duran toplarda ile- da unutmuş, bu yüzden şampiyonluk tığı bir kritik müdahale sonucu yerde riye çıkıp sık sık gol bulması en dikkat coşkusunu da tam anlamıyla yaşaya- kaldı. Herkesin yüreği ağzına gelmişti. çekici özellikleri olarak göze çarptı. mamıştı. Hatta kupayla fotoğraf bile Ancak her zaman gösterdiği o müthiş çektirememişti. İşte son derece güçlü dayanıklılıkla sahaya geri dönmeyi bil- Bu başarılı performansından son- olmasına rağmen sakatlıklardan paça- di ve maçın sonuna kadar mücadele ra tekrar futbola başladığı şehir olan sını kurtaramayan bu adam, her şeye etti. Maçtan sonraki gelişmelerse hiç İstanbul’un yolunu tuttu. Ama bu se- rağmen sezon sonunda Euro 2008 fi- de iç açıcı değildi. Yapılan açıklama- fer büyük hedefleri ve hayalleri olan nallerinde forma giymek için A Millî ya göre Servet’in iç yan diz bağlarında Fenerbahçe’deydi. İlk sezon çoğu Takım’la Avusturya ve İsviçre’nin yo- birinci derecede esneme vardı ve bun- maçta oturduğu yedek kulübesinde lunu tuttu. dan dolayı büyük ihtimalle turnuvayı hocası ’dan forma kapattığı ifade edilmişti. Savunmada- bekledi. Bunu takip eden iki sezonda 1.92 boyundaki oyuncudan Euro ki partneri Gökhan Zan’ın da kendisi ise sarı-lacivertli takımın savunma- 2008 bağlamında söz ederken ayrı gibi aynı maçta sakatlanması, Portekiz sının vazgeçilmez bir parçası bir parantez açmak gerekir. Çünkü yenilgisi sonrası tüm takımın moralini oldu. Aynı dönemde A Millî Türkiye’nin son dakika golleriyle peş iyiden iyiye bozmuştu. Üstelik dört Takım’a da yükselmeyi başa- peşe destan yazdığı ve yarı finale kal- gün sonra turnuvadaki kaderimizi be- rarak hedeflerini büyüttü. Üç ma başarısını yakaladığı turnuvanın lirleyecek İsviçre maçı da kapıda bekli- sezon geçirdiği Fenerbahçe’de hazırlık dönemini sakat geçirmiş ve yordu. İşte o biyonik adam, her zaman iki şampiyonluk gördükten finaller öncesi yeni yeni iyileşmeye olduğu gibi bu maçta da büyük bir sonra ’un yolunu başlamıştı tecrübeli yıldız. Portekiz’le fedakârlık göstererek sol dizini, hatta tuttu. Üç büyük- oynadığımız ilk grup maçına da yüz- bacağını kaplayan koca bir sargıyla ev lerden Anado- de 100 sağlıklı çıkamamıştı o yüzden. sahibi karşısında Millî Takımımızı yal- lu takımlarına Daha henüz maçın başında topa yap- nız bırakmadı ve tur ümitlerini son da-

Türkiye Avusturya 15 Anayasa 210x260.fh11 3/22/11 4:17 PM Page 1

C M Y CM MY CY CMY K

kika golüyle Çek Cumhuriyeti maçına Bu durumu da o dönemde TamSaha’ya rağmen ortaya koydukları çaba herke- taşıdığımız karşılaşmada savunmamızı yaptığı açıklamalarda şöyle belirtiyor- se büyük bir örnek oldu ve hiçbir za- başarıyla temsil etti. du: “Millî Takım için özveride bulun- man da hafızalardan silinmedi. mayacağız da neresi için yapacağız? Çekleri 3-2 yenip çeyrek finale çıktığı- Profesyonel olarak bakmak gerekirse Servet Çetin hâlâ A Millî Takımımızın ve mız o unutulmaz maçta ise aynı şekil- belki de yaptığım yanlış. Ama ben her Galatasaray’ın formasını başarıyla taşı- de bütün azmiyle sahada canla başla şeyi göze alıp hareket ettiğim için Al- maya devam ediyor. Her zaman olduğu mücadele verdi. Birçok oyuncumuzun lah da beni utandırmadı.” gibi sakatlıklar kendisini yalnız bırakmı- sakat sakat oynadığı Euro 2008’de yor ama artık o alıştığımız dayanıklılı- Millî Takımımız inanılmaz bir müca- Ancak ne yazık ki, onun o sağlam bün- ğıyla tüm bu zorluklara kaldığı yerden dele örneği göstererek tarih yazıyordu. yesi bile bu yorgunluk ve üst üste ge- karşı koymaya devam ediyor. Kim bilir, Bu mücadelenin en önemli bireylerin- len sakatlıklara dayanamadı. Turnuva belki de maçlardan önce ısınma anına den biri de hiç kuşkusuz Servet’ti. Tur- sırasında “Doktorlar en ufak ihtimal kadar, o çok sevdiği türküleriyle motive nuva sırasında Hamit Altıntop’un “Ser- göstersin, ayağım kopsa bile oynarım” olduğu için bu kadar acıya ve zorluğa vet hepimize güç veriyor” sözlerinden, diyen Servet’in sakatlığının çok ciddi katlanabiliyor. İşte, Millî Takımımızın onun azminin takıma nasıl yansıdığı olduğu ve oynamaya devam ederse bu biyonik “Türkü Baba”sı, Euro 2012 da anlaşılıyordu aslında. Arkadaşları bağlarının kopabileceği söylenince, finalleri yolunda Türkiye’nin defanstaki daha iyi motive olabilmek için onun hiç istemeden de olsa çeyrek final ve en büyük güç kaynağı. Onun mücade- sahada olmasını istedi her zaman. İşte yarı final karşılaşmalarında forma gi- lesi, bugünlere hep azmiyle gelmiş Millî bu biyonik adam da onların bu isteğini yemedi millî oyuncumuz. Ancak onun Takım’ın Avrupa Şampiyonası grup ele- karşılıksız bırakmadı ve tüm benliğiyle ve takımdaki birçok oyuncumuzun o melerindeki başarısının da anahtarların- sahada sonuna kadar mücadele etti. turnuvada sakat sakat oynamalarına dan biri olacak.

16 Türkiye Avusturya

Composite Barcelonagibiydik

Millî Takımımız gruba iki galibiyetle başladı ancak daha sonra Almanya ve Azerbaycan’a yenildi. Gruptaki kritik durumu- Türk futbolunun 1996-2002 arasındaki muz da beraberinde bir yenilenmeyi getirdi. Bu yenilenme altın çağının en önemli aktörlerinden hareketini nasıl değerlendiriyorsunuz? birisiydi. Avrupa Şampiyonası, Guus Hiddink başlangıçta ’in kadrosuyla de- Dünya Kupası finalleri gördü, dünya vam etmeyi tercih etmişti. Bu da doğru bir yaklaşımdı. Takımı belli bir noktaya taşımış oyuncuları bir anda de- üçüncülüğü zaferini bizzat yaşadı. ğiştirmek kolay değildir. Ancak Almanya ve Azerbaycan Şimdilerde Büyükşehir Belediyespor’un yenilgileri değişimi biraz da zorunlu hale getirdi. Ama antrenörlüğünü yapıyor ve o günlerde elde ülkemizde maalesef altyapılardan yetişip A takımda oy- nayabilecek düzeyde çok fazla oyuncu yok. Arda’lar, edilen başarının, sadece iyi oyuncuların Nihat’lar, Emre’ler çok fazla gelmiyor. Hiddink de oyun- bir araya gelmesiyle açıklanamayacağını cu konusunda bir kıtlık yaşıyor ve dikkat ederseniz söyleyerek, “İşin sırrı, o oyuncuların Avrupa’ya yöneliyor. Almanya’da yetişen Türk oyuncula- çok genç yaşlardan itibaren bir arada rın en çarpıcı örneği Mesut Özil. Almanya’da patladı ve şimdi Real Madrid’de inanılmaz işler yapıyor. Geçmişte oynaması, futbolu çok sevmesi, amatör de Avrupa’dan gelip Millî Takımımıza katkılar sağlayan bir ruh taşıması ve birbirini tamamlaması. oyuncuların bulunması, Hiddink’in gözünü özellikle Bizim o günlerde kazandığımız özgüven Almanya’ya çevirdi. Mesela son olarak Gaziantepsporlu ve sürekli bir arada oynama rahatlığı , Türkiye’yi tercih ettiğini açıkladı. Türk Millî Takımı kendi altyapısının yanı sıra Avrupa’daki Türk oyun- bugün Barcelona’da var” diyor. cu altyapısını da verimli kullanmaya başladığında çok daha iyi yerlere gelebilir.

Almanya’da yetişip orada yıldızlaşan oyuncularımızdan birisi de Nuri Şahin. Borussia Dortmund’un liderliğini yapıyor ve ta- kımını şampiyonluğa taşıyor. Ancak Millî Takım’da ondan aynı ölçüde verim alamadık. Bunu neye bağlamak gerekir? Çünkü Nuri Şahin’i oynatış ve ona şans veriş biçimimiz, istediği özgüveni sağlaması için yeterli olmadı. Nuri, Dortmund’da lider oyuncu pozisyonunda. U17 Takımıy- la Avrupa Şampiyonu ve dünya dördüncüsü olurken de

Türkiye Avusturya 19 Son dönemde bir de Ersan Gülüm var umut vaat eden… kapalı olarak biliyordum ki top benim koştuğum yere maçı var. 2000 Avrupa Şampiyonası elemelerinde oy- O da oynadıkça kendisine geldi. Bir sezon önce gelecek. Ve yine gözüm kapalı biliyordum ki, topu attı- nuyorduk ve ’a da tedirgin gitmiştik. 44. dakikada Adanaspor’da oynarken kimsenin aklında Ersan Gü- ğım yerde Hakan Şükür bekleyecek. Yani mesele sade- Sergen’in ara pasıyla golü attım. Devre oldu, ikinci yarı- lüm yoktu. Ama Beşiktaş’a geldi, kendisine güvenile- ce iyi oyuncuların aynı dönemde bir araya gelmesiyle nın başında üst üste iki gol daha attım. Aslında üç golü rek forma teslim edildi, o da üstüne koyarak oynadı ve ilgili değil. Asıl sır, o oyuncuların çok genç yaşlardan 6 dakika içinde kaydetmiştim ve bu bir hat-trick rekoru kapasitesini herkese gösterdi. itibaren bir arada oynaması, futbolu çok sevmesi, ama- olabilirdi ama ne yazık ki araya devrenin 15 dakikası gir- tör bir ruh taşıması ve birbirini tamamlaması. mişti. O maçı hiç unutamam. Bir de 2002 Dünya Kupası Oyuncunun takımında oynama meselesi önemli. Çünkü maçları var tabii. O maçlarda ben hep son dakikalarda Millî Takımlar, tam anlamıyla kulüplerin oyuncularından O amatör ruh nereye gitti sonra? oyuna girmiş ve 3’er dakika oynamıştım. Sıra Senegal besleniyor. Öyleyse kulüplerdeki antrenörlere düşen görev- Belki şimdiki futbolcular da sahaya çıktıklarında parayı maçına geldi ve normal süre 0-0 sona erdi. Şenol Hoca ler de olmalı değil mi? düşünmüyordur. Ama biz maç günü asla böyle bir mev- uzatmaların hemen başında Emre Belözoğlu’nun yerine Çok doğru. Oyuncunun takımında forma giymesi çok zua girmezdik. Tek düşüncemiz bir an önce rakibimizi beni oyuna aldı. İçimden “Oh, şimdi yarım saat kendimi önemli. Bu eksiklik de bizim yabancı hayranlığımız- yenmek, keyif almak ve sahadan huzurla ayrılmaktı. Ant- göstereceğim” diye geçirdim. Topla dan kaynaklanıyor. Kaliteli yabancıya her zaman say- renmanlara iki saat önceden giderdik. Çünkü o iki saatte ilk buluşmamda sağından atıp so- gım var ama benim futbolcumla eşdeğerdeki transfer- muhabbetimizin, sohbetlerimizin, şakalarımızın tadına lundan geçtiğim rakip oyuncu leri asla onaylamıyorum. Kulüplerdeki teknik adamlar, doyulmazdı. Barcelona’yı o nedenle örnek veriyorum. beni düşürdü. Bu arada top yabancı transferlerini mutlaka gerçekten ihtiyaçları Onlara bakıyorsunuz, Çarşamba-Pazar maç oynuyorlar Ümit Davala’ya gidince ha- olan noktalara yapmalı. ama sanki hiç yorulmuyorlar. Neredeyse takımın tamamı kem avantaja bıraktı. Ümit’in Dünya Kupası’nı kaldırmış, ama sanki hiçbir şey kazan- ortasında da İlhan Mansız Büyükşehir Belediyespor’a baktığımızda ağırlıklı olarak yer- mamışlar gibi hâlâ tırmalıyorlar. Bu da onların futbolu golü attı. Üçüncü dakikada li oyunculara şans veren bir ekip görüyoruz. sevmesinden kaynaklanıyor. Bizim de o kadar güzel bir maç yine bitti (gülüyor). Doğrusu bu çünkü. Bizim takımı yabancıyla doldur- ortamımız vardı ki, ayrılmak istemezdik. Bakın Messi en mamızın ülke futboluna bir katkısı yok. Biz burada samimi arkadaşını hâlâ yanında taşıyor. Okula gidip ge- genç yetenekleri ortaya çıkarmak istiyoruz. Biraz önce lirken onunla top oynayarak yürürmüş. Yani adam futbol- isimlerini saydığımız oyunculara ek olarak Tevfik Köse, la yatıp kalkıyor. Dünya starı, 20 maç üst üste süper oy- İbrahim Akın, İskender Alın diyoruz. Bu oyuncuları nuyor ama davranışlarında, yaşantısında tek bir değişiklik Türk futboluna kazandırmayı amaçlıyoruz. yok. Çünkü tek işi futbol.

Sizin yapmaya çalıştığınızı neden tüm kulüpler bir yol ola- rak seçmiyor? Bu durum kulüplerdeki istikrarla ilgili. İstikrar olur- Geçmişte oyuncuların daha fazla bir arada olduğu, takım ruhunun sa başarı kendiliğinden geliyor. Diğer kulüplerde üç bu sayede yakalandığı söyleniyordu. Bugün ise internet insanlara maç kaybettiğiniz zaman bavul hazır bekliyorsunuz. ayrı bir dünya açıyor ama sanki herkes tek başına kendi âlemine Belediyespor’da bizim böyle bir sorunumuz yok. Dola- çekiliyor. Siz de bir antrenör olarak bugünün futbolcuları için bu yısıyla inandıklarımızı, doğru bildiklerimizi uygulama durumu bir eksiklik olarak değerlendiriyor musunuz? - fırsatı bulabiliyoruz. 5 senedir bu takımın başındayız, Ben de bu konuya gelecektim. Tamam, iletişim çağı çok önemli, çünkü Başkanımız dimdik arkamızda duruyor. Ancak futbolcular da bundan geri kalmasın. Ama iki futbolcu aynı oda - açık konuşmak gerekirse bir Anadolu kulübünde, bir da kalıp konuşmak yerine internetten yazışıyorsa el insaf yani. şehir takımında bunları yapmak da kolay değil. Biz 10-15 futbolcu bir arada otururduk. Mutlaka bir futbol ko yine takımın lideriydi. Dolayısıyla özgüveni üst düzey- nusu açılır ve bunun üzerinde tartışılırdı. Futbol yaşanırdı yani. Türk futbolunun 1996-2002 arasında elde ettiği büyük ba- Şimdi oyuncu yemekten sonra bir an önce kaçayım da internette deydi ve performansını da sahaya yansıtabildi. Ama bi- - şarıların tümünde siz de vardınız. O gün yakalanan başarı- “chat”leşeyim, acaba facebook’tan mı yazışayım yoksa twitter’dan zim Millî Takımımızda Nuri’ye aynı güveni veremedik. ların sırrı neydi? mı derdinde. Oysa futbol kolektif bir oyun ve birliktelik çok önem Çünkü o bölgede daha tecrübeli ve kalburüstü oyun- 1996’da tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası final- li. Burada bireysel bir iş yapmıyorsunuz. Birlikteliği sağlayamaz, cular vardı. lerine giden kadro, 1993’ten beri Ümit Millî Takım’da takım olamazsanız başarılı olma ihtimaliniz sıfır. bir arada oynayan kadroydu. Biz o düzeyde geçmiş- Yeni jenerasyonda beğendiğiniz oyuncular var mı? te gol bile atamadığımız takımları yenmeyi başardık. Selçuk İnan bana göre çok yetenekli ve kaliteli bir İngiltere’yi, Almanya’yı, Hollanda’yı mağlup ettik. Ak- oyuncu. Nuri Şahin’i zaten anlatmaya gerek yok. Cey- deniz Oyunları şampiyonu olduk ve 1996’da Avrupa Millî Takım taraftarlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? hun Gülselam üzerinde durulursa kendisini daha da Şampiyonası finallerine gittik. Sonrasında bu takıma Bana göre Federasyon, Millî Takım’ın oynayacağı bir stat geliştirebilecek kapasiteye sahip. Bizim takımımızda birkaç isim daha eklendi ama iskelet 1993’te hepimi- yapmalı. Millî Takım’ın Wembley gibi bir stadı olmalı. Ali Güzeldal, Zeki Korkmaz, Mahmut Tekdemir, Gök- zin genç birer oyuncu olarak yola koyulduğu dönemin Oraya sadece Millî Takım’ı destekleyecek insanlar gel- han Süzen yarınlarımız adına büyük başarılar elde futbolcularından oluşuyordu. Tolunay, Ogün, ben, meli. Bugün kimin stadında oynuyorsanız, o takımın ta- edebilecek oyuncular. Rüştü, Hakan, Alpay, Tugay, Okan, K. Hakan, Emre, raftarı tribünlerde hegemonya kuruyor. Ben oynarken de Ergün yıllarca hep bir arada oynadık. Bizim o günler- bu olumsuzluğu yaşadım. Önüne geçmenin tek çaresi Türk futbolu belli mevkilerde bir sıkıntı yaşıyor mu size göre? de kazandığımız özgüven ve sürekli bir arada oyna- de bir Millî Takım stadı inşa etmek. Forvette ve savunmanın ortasında sıkıntı yaşıyoruz. ma rahatlığı bugün Barcelona’da var. Hepsi altyapıdan Stoper söz konusu olduğunda yıllardır Servet Çetin di- itibaren birlikte gelmiş oyuncular ve birbirlerinin ne Milli Takım kariyeriniz boyunca unutamadığınız maç hangisi? yoruz, yanına yeni bir ismi ekleyemiyoruz. yapacağını çok iyi biliyorlar. Ben de o zaman gözüm Hat-trick yaptığım deplasmandaki bir Kuzey İrlanda

20 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 21 C M Y CM MY CY CMY K

Millî Takım kamplarında veya maçlarda yaşanan ilginç anı- melerinde oynamıştık. Tabii kardeş kardeşe bir maç oy- larınız vardır mutlaka. nanacağı havası vardı. Ama maç başladığında gördük ki Özel bir hatıra değil ama genel olarak kampın havasın- sürekli vuruyorlar ve her seferinde, “Abi kusura bakma” dan söz etmek gerekirse müthiş bir kaynaşma vardı. Fe- diyorlar. O maçı 1-0 güçlükle kazandık ve anladık ki, nerbahçelisi, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu, Beşiktaş- saha içinde kardeşlik yok, rekabet var. Kazanmak için lısı hep bir arada sadece Millî Takım oyuncusu olurdu. mutlaka rakibiniz kadar mücadele etmek zorundasınız. Herkes birbiriyle karışık otururdu. En güzeli de buydu Kalitenizi ancak rakibiniz kadar mücadele ederseniz zaten. Takım olgusunun Millî Takım’da mutlaka sağlan- ortaya koyabilirsiniz. Onun için Avusturya maçı da zor ması gerekiyor. olacak. Genç oyunculardan oluşan ve mücadele gücü yüksek, iyi bir oyuncu grubuna sahipler. Kesinlikle ha- Bugünkü rakibimiz Avusturya ile baraj maçları oynayarak 2002 Dünya Kupası’na gitmiştik. 5-0’lık rövanş maçında iki fife almadan oynamak gerekiyor. Millî Takımımızı 2012 golü de siz atmıştınız. O günden bugüne aradan oldukça za- Avrupa Şampiyonası finallerinde mutlaka görmek istiyo- man geçti. Bugünkü Avusturya maçı için neler söylersiniz? ruz. Çünkü bizim büyük turnuvalardan bu kadar uzak Açıkçası çok rahat olduğumuz söylenemez. Çünkü son kalmamamız gerekiyor. O tarz arenalarda yaşayanlar, iki maçımızı kaybettik. Üstelik birisinde de Azerbaycan’a futbolcu olmanın değerinin ne demek olduğunu çok iyi yenildik. Azerbaycan demişken, onlarla ilgili bir anımı bilir. İnşallah oyuncu kardeşlerimiz de bizim yaşadıkla- anlatayım. İlk resmi maçımızı 2002 Dünya Kupası ele- rımızı yaşama şansına erişir.

22 Türkiye Avusturya Avusturya’nın kozu Türkiye ile Avusturya birbirine rakip ve sanırım sen ve se- nin gibi Avusturya formasını giyen Türk oyuncular için en istenmeyen eşleşmelerden birisi gerçekleşti. Kuralar çekilip Türkiye-Avusturya eşleşmesi ortaya çıktığında ve Türkiye’ye karşı oynayacağını öğrendiğinde neler hissettin? İnsanın Türkiye’ye karşı, takım arkadaşlarına karşı oy- mücadele gücü naması tuhaf bir durum elbette. Ama olaya iki taraftan bakmak gerekiyor. Keşke Türkiye ve Avusturya gruptan birlikte çıkabilseydi. Ancak grubun şu andaki durumuna Türkiye’den davet alıp da geri çevirenlerden birisi değil o. 30 yaşına kadar bekleyip millî olamayan, baktığımızda Almanya’nın birinciliği kesin gibi görünü- Avusturya’dan gelen teklifi de “Beni yetiştiren, emek veren ülkeye hayır diyemem” diyerek kabul yor. Bu durumda Avusturya, Türkiye veya Belçika ikinci olarak finallere gitme fırsatını bulacak. Dediğim gibi, eden bir oyuncu var karşımızda. Tam da Avusturya Millî Takımı’nda oynamaya başladığı dönemde keşke el ele çıkabilseydik ama bu da çok zor görünüyor. karşılarına Türkiye’nin çıkması ise talihin bir cilvesi sayılmalı. Çalışkanlığı ve bitmek bilmeyen Avusturya ile Türkiye ikincilik için çekişecek ve ben de enerjisiyle takımının önemli kozlarından olan tecrübeli oyuncu, iki takımdan da “biz” diye söz formasını giydiğim takım için elimden gelenin en iyisi ediyor, Avusturya’nın asla pes etmeyen yapısının altını çiziyor. yapmaya çalışacağım. İki takım seremoni için sahaya dizildiğinde millî marşlar ça- lınacak. O anı kafanda canlandırdığın oldu mu hiç? Bu gerçekten tuhaf bir durum olacak. Ne yaparsanız ya- pın bu toprağın çocuklarıyız. Ama futbol bu. Ben artık Avusturya Millî Takımı’nın formasını giyiyorum ve o ta- kım için elimden geleni yapmak benim için bir borç.

Avusturya futbolu Pezzey’li, Prohaska’lı, Krankl’lı, Schahner’li dönemde korkulan bir takımdı. Ardından da Polster ve Herzog’un takımı taşıdığı bir dönem var. Ancak sonrasında Avusturya’nın uluslararası yıldızlar üretemediğini görüyoruz. Bu duraklama döneminin sebepleri sence neler? Aslında bu söyledikleriniz Türkiye için de geçerli. Dünya üçüncülüğünün ardından iki büyük turnuva için gruplar- dan çıkamadık. Ardından Avrupa Şampiyonası’nda yarı final oynadık, 2010’un gruplarından yine çıkamadık. Ekrem Hayyam Dağ Futbolda böyle şeyler oluyor. Bazen çok iyi oyuncular- dan oluşan bir jenerasyon yakalıyor ve o dönemde başa- Seninle 13 Ocak 2009 günü yaptığımız röportajda Millî rılı oluyorsunuz. Avusturya için de böyle bir durum söz Takım konusunda, “Türkiye’yi tercih ederim. Ben buralı- konusuydu. Ama bugün bakıldığında Avusturya Millî yım ve ay-yıldız her zaman kalbimde” demiştin. Ancak sa- Takımı’nın da çok iyi bir ekibe sahip olduğunu söyleye- nırım Türkiye’den teklif gelmeyince Avusturya’nın davetini bilirim. Belki uluslararası alanda çok tanınmış oyuncu- değerlendirdin. larımız yok ama çok mücadeleci bir takımız. 4-4 sona Türkiye’de futbol oynadığım için burada Millî Takım şan- eren Belçika maçını izleyenler de bunu görmüştür. sımın daha fazla olduğunu düşünmüştüm. Çünkü göz önündeydim. Avusturya Millî Takımı yetkililerinin beni Avusturya futbolunun yeni dönemde sadece Türk oyuncula- burada izlemesi ise kolay değildi. Eğer Almanya ya da ra değil, başka milletlerden de göçmen çocuklarına dayan- Avusturya Ligi’nde oynasaydım takip etmeleri daha rahat dığını görüyoruz. Bu bilinçli bir politika mı sence? olabilirdi. Bu nedenle Türkiye’nin bana teklif yapması Avusturya ırkçı bir ülke değil. “Bu takımda sadece ken- daha yakın bir ihtimal gibi görünüyordu. Ama bir yandan di çocuklarımız oynamalı” diye bir düşünceleri yok. da ben futbola Avusturya’da başladım. Benim üzerimdeki Avusturya vatandaşı olan yetenekli oyunculardan da emekleri gerçekten çok büyük. Beni büyüten, futbolcu faydalanmak istiyorlar. Benimle birlikte Ümit Korkmaz olmamı sağlayan ülkeden bir teklif geldiğinde hayır de- ve da kadroda yer alıyor. Yine Avusturya mek olmazdı. Artık kararımı verdim ve bunun iyi mi kötü asıllı olmayan Arnautovic ve diğerleri var. Avusturya’nın mü olduğunu zaman gösterecek. Şimdi Avusturya Millî yeniden yükselişi de böyle sağlanıyor. Bence annesinin, Takımı oyuncusu olduğum için mutluyum. babasının nereden geldiğine bakmamak lâzım. Eğer ço-

24 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 25 10 kişi kalmasaydık, öne geçtiğimiz o maçı kazanabilir geçmişte küçük takımlarla elde ettiği başarıları hatırla- - ve bugün grupta çok daha iyi bir konumda olabilirdik. yınca, Türkiye gibi büyük bir takımın ve kaliteli oyun- Her takımın oyununda karakteristik özellikler bulunur. cuların başında daha da başarılı olacağına inanmamak Avusturya’nın oyun karakteri için mücadele gücü dışın - Teknik direktörünüz Dietmar Constantini için neler söylersin? için hiçbir sebep yok. da neler söylenebilir? Avusturya çok genç bir takım. Çok tecrübeli oyuncula Çok sakin ve inanılmaz iyi niyetli birisi. Avusturya fut- rımız yok ama herkes başarıya aç. Kamplarda herkesin Türk Millî Takımı’nın en tehlikeli oyuncuları kimler sana göre? - bolunu ve medyayla nasıl konuşacağını çok iyi bilen bir gruptan çıkabileceğimize inandığını görüyorum. Önemli Benim oynadığım kanatta, karşımda İsmail oynarsa bi- teknik adam. Onun için en iyi tanım, “Çok az hata ya- raz zorluk çekeriz gibi geliyor. Çünkü çok hırslı, müca- olan da budur. Avusturya kanatlardan mı iyi hücum edi pan bir teknik direktör” demek olur. Oyuncuların hiçbi- yor, orta saha mı çok başarılı, forvet mi mükemmel… Belki deleci ve hiç yorulmayan bir çocuk. Eğer oynarsa Nuri rinden onunla ilgili bir şikâyet duymadım. Bence Avus- Şahin de bugünkü formuyla Millî Takım’a büyük katkı hepsi, belki hiçbiri ama kesin olan şu ki, Avusturya takımı turya Millî Takımı’nın başına çok yakışıyor. mutlaka sonuna kadar kazanmak için mücadele ediyor. sağlayabilir. Eğer oynarsan bu maçın senin için zor olacağını biliyoruz. Maça gelecek Türk seyirciler için de rakip takımda Türk oyuncuları görmek benzer bir zorluğa yol açabilir. Onlara niden buldu. Bana göre inanılmaz yetenekli. Belki çok neler söylemek istersin? teknik bir oyuncu değil ama vücudunu çok iyi kullana- Benim için kolay bir maç olmayacak. Türkiye’ye karşı biliyor ve gol vuruşları müthiş. oynayacağım çünkü. Ama bu, “Türkiye’ye karşı oynu- yorum, o zaman kötü oynayayım” anlamına gelmez. O Türk gençlerinin Avusturya’da futbol oynama fırsatları hak- zaman ihanet etmiş olurum çünkü. Beşiktaş’ta her maç- kında neler söylersin? ta nasıl mücadele ediyorsam, bu maçta da aynı şekilde Millî Takım’da oynama anlamında şu anda takımın başın- mücadele edeceğim. Seyircilerden bunu anlamalarını da bulunan Dietmar Constantini hiçbir ayrım yapmadan rica ediyorum. Onlar için de zor olduğunu biliyorum el- işine yarayacak oyuncuyu kadrosuna alıyor. Zaten kadro- bette. “Beşiktaşlı Ekrem niçin Avusturya için oynuyor?” daki oyuncuların etnik kökenlerinden de bunu anlamak diye düşünecekler. Bunu söylemelerini de normal karşı- mümkün. Kulüp takımlarındaki duruma bakarsak da çok lıyorum. Ama futbol böyle bir şey işte. Benim kararıma sayıda Türk’e rastlıyoruz. Çünkü iyiler. Teknikler, süratli- saygı göstermelerini ve sahada oynayacağım iyi futbol- ler. Bir de Almanya ve Avusturya’nın kültürünü aldıkla- dan gurur duymalarını istiyorum. rında çok daha iyi oyuncular olarak karşımıza çıkıyorlar. Türk Millî Takımı’nın bu kadar puan kaybetmesini bekliyor Kuralar çekildiğinde Almanya ile Türkiye’nin çekişeceğini muydun? öngörüyorduk ama şimdi Avusturya ikincilik için daha avan- Hayır, beklemiyordum. Ben Avusturya maçında takılacak- tajlı konumda. Sen böyle bir tabloyu bekliyor muydun? larını öngörüyordum. Dediğim gibi biz mücadele eden bir Avusturya Millî Takımı’nın kalitesi elbette Almanya ve takımız ve Türk Millî Takımı’nın üzerinde de inanılmaz bir Türkiye ile eşit düzeyde değil. Ama biraz önce de söyle- baskı var. Çünkü onlardan her zaman ve her şartta kazan- diğim gibi, mücadele gücü çok yüksek bir takıma sahi- maları bekleniyor. Aslına bakarsanız Türkiye’nin bu grup- biz ve bu mücadele gücüyle bir şeyler yapabileceğimize tan Almanya ile birlikte çıkması gerekirdi. inanıyoruz. Bugüne kadar da iyi geldik. Şimdi Türkiye ile oynayacağımız maçı da kaybetmezsek çok avantajlı Türk Millî Takımı’nda şimdi başarıya daha aç, yeni oyun- bir konuma geleceğiz. cular var. Avusturya karşısında da böyle bir kadro sahada olacak. Bu durum Avusturya açısından nasıl yorumlanmalı? Avusturya, ev sahibi olduğu 2008’e kadar hiçbir Avrupa Tabii ki her millî takım böyle değişim dönemleri yaşıyor. Şampiyonası finallerine katılamamış bir takım. Euro 2012 Ama doğru olan, takımın tamamen gençleştirilmesi ye- maçları için bir araya geldiğinizde finallere katılma şansınız rine, gençlerin yanında tecrübeli oyuncuların da yer al- hakkında neler konuşuyorsunuz? ması. Mesela ben takım arkadaşlarım Nihat Kahveci ve Eleme gruplarının hepsinde favori takımlar var. İtalya, İn- İbrahim Toraman gibi tecrübeli oyuncuların Türkiye’ye cuk orada büyümüş, oranın kültürünü ve futbol felsefe- giltere, İspanya, Fransa, Almanya gibi… Bir de ikinci kate- katkı yapmaya devam edebileceğine inanıyorum. sini almışsa o takımda oynayabilir. gori takımlar var; Çek Cumhuriyeti, Türkiye gibi. Ama artık bu çağda kâğıt üzerindeki favorilikler geçerli değil. Çünkü Türkiye’nin başında Hiddink gibi uluslararası bir teknik Sence bugünkü Avusturya takımının en iyi oyuncuları kimler? günümüz futbolunda küçük takımlar da büyük takımları adam var. Sen bu birlikteliği nasıl değerlendiriyorsun? Arnautovic çok yetenekli bir oyuncu. Ama Avusturya’ya yenebiliyor. Mesela Türkiye kaliteli ve büyük bir takım baktığınızda takım ön plana çıkıyor. Oyuncuların kali- ama küçük takımlara karşı zorlanabiliyor. Çünkü küçük Türk Millî Takımı’nın başında hoca olmak çok zor bir iş. tesi ondan sonra geliyor. Mark Janko önemli bir oyun- takımlar çok iyi mücadele edebiliyor. Artık herkesin şansı Çünkü Türkiye’de kalite var ve kamuoyu her şart altında cu. Twente’de oynuyor. İki sezon önce Avrupa gol var, yeter ki inansın. 5-6 farklı galibiyetler eskide kaldı. başarı bekliyor. Dolayısıyla Hiddink’in de işi kolay de- krallığı yarışında ikinci olmuştu. Bir de benim sevdi- ğil. Takımın başına geçeli 1 yıl bile olmadı. İzleyebildiği ğim ve çok inandığım bir arkadaşım var; Roman Wall- Belçika ile oynadığınız 4-4’lük maç da galiba bu mücadele- kadar lig maçını takip ediyor ve takıma yararlı olabile- ner. Salzburg’da oynayan bir forvet oyuncusu. Bir ara nin ve inancın ürünüydü. cek oyuncuları belirlemeye çalışıyor. Bu da istekli ol- Almanya’da, Yunanistan’da 3-4 sezon kötü bir dönem Evet, bir arkadaşımız kırmızı kart görmüş ve 10 kişi kal- duğunu gösteriyor. Hiddink, Türkiye’de de iz bırakmak geçirdi ama Avusturya’ya döndükten sonra kendisini ye- mıştık ama mücadeleyi sonuna kadar bırakmadık. Eğer istiyor ve bunu başarabilecek kalitede bir hoca. Onun

26 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 27 Volkan Demirel (Fenerbahçe, 27.10.1981-Fatih, 48 maç) F. Emre Güngör (, 01.08.1984-İstanbul, 4 maç, 1 gol) (Valencia, 03.03.1986-Malatya, 16 maç) Kazım Kazım (Galatasaray, 26.08.1986-Londra, 29 maç) Sinan Bolat (Standard Liege, 03.09.1988-Belçika) Gökhan Zan (Galatasaray, 07.09.1981-Antakya, 33 maç) Nuri Şahin (B. Dortmunt, 05.09.1988-Lüdenscheid, 25 maç, 1 gol) Burak Yılmaz (, 15.07.1985, Antalya, 6 maç) Fehmi Mert Günok (Fenerbahçe, 01.03.1989-Karabük) Servet Çetin (Galatasaray, 17.03.1981-Tuzluca, 54 maç, 3 gol) Yekta Kurtuluş (Galatasaray, 11.12.1985, İzmir, 1 maç) Cenk Tosun (Gaziantepspor, 07.06.1991-Wetzlar) Gökhan Gönül (Fenerbahçe, 04.1.1985-Bafra, 23 maç) Hakan Kadir Balta (Galatasaray, 23.03.1983-Berlin, 27 maç, 1 gol) Selçuk İnan (Trabzonspor, 10.02.1985-İskenderun, 10 maç) Umut Bulut (Trabzonspor, 15.03.1983-Yeşilhisar, 3 maç) Mehmet Topuz (Fenerbahçe, 07.09.1983-Şefaatli, 16 maç) İsmail Köybaşı (Beşiktaş, 10.07.1989-İskenderun. 8 maç) (Nürnberg, 25.03.1990-Münih, 2 maç) Semih Şentürk (Fenerbahçe, 29.04.1983-İzmir, 25 maç, 9 gol) Serdar Kesimal (, 24.01.1989-Köln, 2 maç) Hamit Altıntop (Bayern Münih, 08.12.1982-Almanya, 63 maç, 7 gol) Arda Turan (Galatasaray, 30.01.1987-Fatih, 42 maç, 11 gol) (, 21.04.1990-Almanya, 1 maç) Türkiye Avusturya 29 Bugünkü Türkiye - Avusturya maçına sahne olacak Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı, hâlihazırda Türkiye’nin en modern futbol statlarından biri. Aziz Yıldırım’ın Fenerbahçe Gurur Başkanlığına seçilmesinin ardından tribünleri bölüm bölüm yıkılarak yeniden inşa edilen stadın üstü tamamen kapatıldı, kapasitesi 50 bin kişiye yükseltildi. Yeni haliyle müthiş bir kaynağı akustiğe ve atmosfere sahip olan stat, locaları, koltukları ve altyapı hizmetleriyle gerçek anlamda bir stat Avrupai bir havaya büründü.

ugün modern Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu’nun rı ve duşlar eklendi. Futbola İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra karşılaşmasına yetiştirildi. Stat kapasitesi bu maçta 30 bin tüm ihtişamıyla yükseldiği arazi, geçmişte “Papazın Ça- artan ilgi, İstanbul’a bir büyük stat daha yapılmasını gerek- kişiye yükselmişti. Maçın Hakemi yırı” adıyla yıllar boyu futbol karşılaşmalarına ev sahip- tirdi. Bu bağlamda bugün Beşiktaş İnönü Stadyumu adındaki Aynı sezon içinde diğer tribünün de yıkılma işlemi başla- Bliği yapmıştı. Mithatpaşa Stadı’nın yapımına başlandı. dı. Bu sefer sponsor olarak Telsim’le anlaşıldı. Buna göre, 1908’in Temmuz’unda Osmanlı Sultanı II. Abdülhamit tara- Aynı dönemde Fenerbahçe de kendi stadının büyütülmesi inşaat Mayıs ayına kadar bitirilecek, giriş ve birinci kattaki 16 Ağustos 1977’de doğan Çek hakem, 2005 yılından fından yıllık 30 altın kira karşılığında Union Club’a kiralanan ihtiyacını hissetti. 6 Ağustos 1948’de temeli atılan inşaat 6 ay mağazaların kullanım hakkı 8 yıllığına Telsim’e verilecek- bu yana FIFA kokartı takıyor ve uluslararası maçlarda gö- arazinin çevresi tahta perdeyle çevrildi ve bir de lokal inşa sürdü ve bitirilen tribünlerin açılışı Vali Lütfü Kırdar tarafın- ti. Bu süre bitiminde ise Fenerbahçe Yönetimi bu binaya rev yapıyor. Çek Cumhuriyeti’nin Domazlicich kentinde edildi. Bu faaliyet 3 bin altına mal olmuştu. Ancak futbola dan 13 Şubat 1949’da yapıldı. Yeni Fenerbahçe Stadı 25 bin taşınacaktı. İnşaat hızlı bir şekilde tamamlanarak 6 Mayıs yaşayan Pavel Kralovec’in mesleği mühendislik. Almanca olan ilginin azlığı, kiranın karşılanamamasına neden olu- 2001’de Galatasaray’la oynanan lig maçına yetiştirildi. Bu kişi kapasiteli modern bir stattı ve aynı dönemde Türkiye’deki ve İngilizce bilen Kralovec, bugüne kadar Türk takımla- yordu. Saha 1909’da 1 yıllığına Fenerbahçe Kulübü’ne ki- karşılaşmada İstanbul seyirci ve hâsılat rekoru kırıldı. en yüksek kapasiteli stat olmuştu. İkinci büyük stat olan rının iki maçını yönetti. 28 Eylül 2006’da UEFA Kupası ralandı. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi üzerine İngilizler Mithatpaşa’nın kapasitesi ise 15 bin kişiydi. düşman konumuna geçince sahipsiz kalan Union Club’a, Yeni projeye göre stadın tamamının üstü kapatılacak, sü- 1. turunda Kayserispor’un evinde Hollanda takımı AZ 1915’te Kara Kemal tarafından el konuldu ve ismi İttihat Spor Ancak 1960’lı yıllarda yeniden yenilenerek kapasitesi 60 bin tun yerine, tribünleri birleştiren yerlere 4 adet kule diki- Alkmaar’la 1-1 berabere kaldığı maçta düdük çalan Kulübü olarak değiştirildi. Basri Bay isimli bir kişinin işletme- kişiye çıkartılmak istenen stadın inşaatı ciddi biçimde uzadı. lecek ve çatı bu kuleler üzerine oturtulacaktı. Üstünün Çek hakem, 20 Ağustos 2009’da ciliğine bırakılan, yeni ismiyle İttihat Spor Sahası, İstanbul’un Öyle ki, 1965’te başlanan inşaat ancak 1982 yılında tamam- tamamen kapanması ve futbol sahasının etrafındaki koşu UEFA Avrupa Ligi eleme turun- işgal devri ortalarına kadar tüm sportif faaliyetlerin yeri oldu. lanabilmişti. 19 Eylül 1982 tarihinde Altay maçıyla yeniden pistinin kaldırılması sayesinde akustik düzelecek ve ina- da Trabzonspor’un Avni Aker 1929’da saha Fenerbahçe tarafından kiralandı ve tekrar hiz- açılan stat 33 bin kişilikti. 1995 yılında UEFA’nın statların nılmaz bir atmosfer sağlanacaktı. 2002-2003 sezonunun Stadı’nda Fransa’nın Toulouse mete girdi. Aynı gün ismi Fenerbahçe Stadı olarak değişti- koltuklandırılmasını istemesi üzerine kapasite 28 bine düş- ilk yarısında kale arkalarında tribünlerin üstü kapatıldı. takımına 3-1 kaybettiği maçta rildi. tü. Stadın kaderi, Aziz Yıldırım’ın 1998 yılında Fenerbahçe Numaralı tribünün yıkımı ve yeniden inşa edilmesi er- görev yapmıştı. Başkanlığı’na seçilmesiyle değişti. İlk iş olarak stadın isminin telendi. 2005’te numaralı tribün süratle yıkılarak yerine 30 Eylül 1931’de yapılan inşaatla stadın dışarısıyla iliş- 8-9 ay gibi kısa sürede yeni tribün inşaatı yapıldı. Bu yeni kisi kesildi ve 13 Mayıs 1932’de törenle açılışı yapıldı. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu olarak değiştirilmesini sağlayan Yardımcı Hakemler Yıldırım, “yeni açık” diye bilinen Kurbağalıdere tarafındaki tribünün ismi “Fenerium” oldu. Bugün bütün bölümle- Miroslav Zlamal Fenerbahçe’nin Kuşdili’nde bulunan lokalinin yanması son- riyle Fenerbahçe taraftarının yanı sıra milli maçlarımıza rasında, kiracısı olduğu stadı satın almaya karar vermesi, mo- tribünün yıkımıyla inşaatı başlattı. Bu tribünün yıkılmasından Martin Wilczek sonra yönetim, yapım için sponsor arayışına girdi. Migros’la da hizmet veren Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadyumu dern stadyumun temel taşlarını oluşturdu. hem sarı-lacivertli kulübün hem de ülke futbolunun gurur yapılan anlaşmaya göre tribün bu firma tarafından yaptırıla- Dördüncü kaynağı sayılıyor. Şükrü Saracoğlu ve Kemal Onan’ın gayretleriyle, 36 bin met- cak, yapılacak binanın alt katında açılacak mağaza Migros Hakem rekarelik bu alan ve içinde bulunan bina, 27 Mayıs 1933’te tarafından işletilecek, ancak satışlardan belli bir pay da kulü- Stat, 105’e 68 metrelik çim zemini, tamamı kapalı 50 bin Libor Kovarik Fenerbahçe Kulübü’nün malı oldu. İzleyen tarihlerde, 25’er be aktarılacaktı. 1999-2000 sezonunda başlayan tribün inşa- 530 kişi kapasiteli tribünleri, 90 adet VIP locası, son dere- metrelik iki kapalı tribün 50’şer metreye uzatıldı. Lokal ola- atı, liglerin tatile girmesiyle hızlandı ve 2000-01 sezonunda ce modern soyunma odaları ve mükemmel dış aydınlat-

rak kullanılan binanın çatısı yenilendi. Büfe, soyunma odala- K ralovec Pavel Fenerbahçe’nin evinde oynadığı ilk maç olan İstanbulspor masıyla gece maçlarında pırıl pırıl parlıyor.

30 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 31 Veli Kavlak

3 Kasım 1988’de Viyana’da dünyaya geldi. Futbol hayatına 1995’te Post SV Avusturya’daki Wien’de başladı. Ancak iki gün sonra Austria Wien’in genç takımıyla oynanan maçta öyle başarılı bir performans gösterdi ki, kendini bir anda Avusturya’nın en iyi iki takımından birinde buldu. 2004’te 16 yaşına geldiğinde A takımla Millî Takımımızın bugünkü antrenmanlara çıkmaya başladı. Hatta sezonun sonuna doğru SV Salzburg’a karşı A takım formasını da giydi ve Andreas Ivanschitz’ten sonra takımda for rakibi Avusturya, tıpkı Almanya ma giyen en genç oyuncu oldu. O sezon kariyerinin ilk lig şampiyonluğu - gibi çok sayıda gurbetçiye nu da yaşadı. 2005-06 sezonunda ligde 14 kez forma şansı yakalayan Veli- bizim çocuklar Kavlak, sezonun son haftasında 6-0 kazanılan SV Ried maçında takımının mesken olmuş bir ülke. Doğal ilk iki golüne imza atarak ligdeki gol siftahını da yaptı. 2006-07 sezonu olarak bu ülkede de çok sayıda nu 29 maçta 3, 2007-08 sezonunu ise 2 golle tamamladı. 2008’de bir kez- Türk futbolcu top koşturuyor. Ekrem Hayyam Dağ daha lig şampiyonluğu yaşadı. O sezon UEFA Kupası’nda forma giydi ve 4 maçta tek golünü Dinamo Tiflis’e attı. Halen Rapid Wien’in ilk on birde Bu oyuncuların bir kısmı da 5 Aralık 1980’de Mardin’de dünyaya geldi. 7 yaşına geldiğinde, ki değişilmez oyuncularından biri olmayı sürdüren Veli Kavlak, bu sezon- Avusturya Millî Takımı’nın Avusturya’ya göç eden ailesiyle birlikte bu ülkenin yolunu tuttu. takımının UEFA Avrupa Ligi’ndeki 10 maçında forma giydi ve tek golünü Futbolla da bu ülkede tanıştı. Kariyerine, SV Leibnitz takımında de Beşiktaş’a attı. 2005’te Avusturya U19 forması giymeye başladı. 2006'da Polonya'da formasını giyiyor. Ekrem Dağ, başladı. Yetenekleri sayesinde çabuk düzenlenen Avrupa 19 Yaş Altı Futbol Şampiyonası'nda Avusturya kadrosunda yer aldı. Yarı finale yükselen Ümit Korkmaz, Veli Kavlak sivrildi ve 1997 yılında, Avusturya fut- Avusturya, o senenin şampiyonu İspanya U19'a elendi. Kavlak, 4 maçta da ilk 11'de forma giyip, 3'ünde 90 dakika oynadı. bolunun yükselen değerleri arasına Başarılı bir orta saha oyuncusu olarak Avusturya U19 Takımı’nın formasını 2005’te giyen Veli Kavlak, 2006’da da U19 takımıyla ve Yasin Pehlivan, Euro 2012 giren Sturm Graz’a geçti. 20 yaşına Dünya Kupası’na katıldı. 2007’de ise Kanada’da düzenlenen FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası’nda Avusturya kadrosunda yer aldı. elemelerinde de Avusturya için geldiğinde, yani 2000-01 sezonunun 21 Ağustos 2007’den itibaren Avusturya U21 Takımının forması giymeye başladı. 24 Mart 2007’de ilk kez Gana ile oynanan hemen başında da Sturm Graz’ın A hazırlık maçında Avusturya Millî Takımı formasını giydi ve bugüne kadar 8 maça çıktı. mücadele eden Türk oyuncular. takımına girerek profesyonellikle ta- nıştı. İlk sezonunda sadece 8 maç oynasa da ilerleyen dönemde takımın vazgeçilmezlerin- den birisi haline dönüştü. Yasin Pehlivan 2002-03 sezonunda 35 lig maçında 4 de gol kaydetti. 5 Ocak 1989’da Viyana’da dünyaya geldi. Futbola 9 ya Ümit Korkmaz Daha sonraki iki sezonda sı- şındayken Breitensee/Wat 16 takımında başladı. 2000 yı- 17 Eylül 1985’te Viyana’da doğdu. 9 yaşına geldiğinde, Wacker rasıyla 31 ve 21 lig maçına çıkarken 3’er gol atmayı da Volkan lında, First Vienna FC’ye geçen Yasin Pehlivan, 2002’den- takımının altyapısında futbol oynamaya başladı. 1996 ile 2005 yılları başardı. Sturm Graz’da bir kez ligde, bir kez de kupada itibaren Avusturya’nın en köklü kulüplerinden birisi olan arasında ise Slovan HAC takımında gelişimini tamamladı. 20 yaşına gel- ikincilik yaşayan Ekrem, 2005’te Gaziantepspor’dan gelen Kahraman SK Rapid Wien’in oyuncusu. 1.83 boyundaki oyuncu - diğinde SK Rapid Wien’e transfer oldu ve amatör takımda forma giymeye teklifi değerlendirerek Türkiye’ye döndü. Kırmızı-siyahlı 2002’den 2009’a kadar geçen sürede Rapid’in amatör ta 10 Ekim 1979’da Viyana’da doğ başladı. Her iki kanatta da son derece etkili bir oyuncu olarak yetenekle- takımda sol kanatta bazen açık bazen de bek olarak gö- kımında forma giydi ve çıktığı 50 maçta 13 gol kaydetti.- du. Altyapı kariyerine Austria rini kanıtlayınca, 2006’da profesyonel sözleşme imzaladı. Aynı dönem- Bir defansif orta saha oyuncusu için oldukça yüksek bir rev yaptı. Üç sezonda lig ve kupada 99 kez giydiği Gazi- Wien’de başladı, bu süreçte yolu de SK Rapid Wien amatör takımının Doğu Bölgesel Ligi’nde bir üst lige gol yüzdesine sahip. Bu yüksek performansı ona A takımın antepspor forması altında 9 gole imza koydu. Sürati, hırsı, Trabzonspor’a da uğradı ve genç çıkmasında önemli rol oynadı. Avusturya Ligi’ndeki ilk maçına 21. yaş kapılarını açtı ve Rapid Wien formasıyla ilk lig maçına çalışkanlığı, profesyonelliği ve belki de hepsinden önemlisi takımlarda son olarak Feyenoord - gününde çıktı. 2007-2008 sezonunda şampiyon olan takı- 22 Şubat 2009 tarihinde FC Red Bull Salzburg karşısında takımın çimentosu haline gelen pozitif enerjisiyle sivrildi. forması giydi. Profesyonel kariye mıyla ligde 23 maça ilk 11’de baş- 2008 yılının Haziran ayında Beşiktaş’a transfer olan Ekrem rine 1997’de Belçika’nın Exelcior ladı, 32 maçta görev aldı, 2 gol kay- çıktı. İlk golünü ise 14 Mart Dağ, 17 numaralı siyah-beyazlı formayı giyiyor. Beşiktaş’ta takımında başladı. 2000 yılında detti. 2008-2009 sezonunda ise 2.5 2009’da Kapfenberger’e Gaziantepspor’un aksine sağ kanatta görev yapıyor. Onu ise Trabzonspor’a geldi ancak hiç- milyon euroluk bonservis bedeliyle attı. 2008’de Avusturya yine bazen bek bazen de açık olarak izliyoruz. Zaman za- oynayamadan ’a kira Alman takımlarından U20 takımının formasını 1 man orta sahada savunmaya dönük bir oyuncu olarak görev landı. Bu takımda 11 maçta forma ’a transfer oldu. Bu kez giyen Yasin Pehlivan, yaptığı da oluyor. Beşiktaş’taki ilk golünü Gençlerbirliği’ne giyip Avusturya’ya SV Pasching’e sezon kiralık olarak Bochum’da for- 2009’da Teknik Direktör atan, geçirdiği sakatlığın ardından takıma yeniden giren ve döndü. Daha sonra Austria Wien, ma giyen Ümit Korkmaz, Avusturya Didi Constantini tarafın gollerle geri dönen Ekrem, Beşiktaş’la 2008-2009 sezonun- - Austria Salzburg, Iraklis, Skoda - Millî Takımı formasıyla ilk kez 2008 dan Avusturya A Millî da hem lig hem de kupada şampiyonluk yaşadı. Avusturya Xanthi, LASK Linz’de oynayıp ka - yılının Mayıs ayında Graz’da oynanan Takımı’na alındı. Millî Takımı kadrosuna ilk olarak 6 Haziran 2009 tarihindeki riyerini daha alt liglerdeki takım ve 1-1 sonuçlanan Nijerya maçıyla Sırbistan maçı için çağrıldı ancak sakat olduğu için gideme- larda tamamladı. 2002 yılında tanıştı. Direkt A Millî Takım’da oyna- di. 19 Ekim 2009’daki Litvanya maçının kadrosunda yer alsa tanıştığı Avusturya Millî Takımı maya başlayan Ümit, 2008 Avrupa da kulübeden çıkamadı. İlk millîlik deneyimini ise 3 Mart 2010 formasını 3 maçta üzerinde taşıdı. Şampiyonası finallerinde de Avusturya günü Danimarka’ya karşı oynanan özel maçla yaşadı. Millî Takımı’nın göze batan oyuncula- rından birisi oldu.

32 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 33 Muhammed Akagündüz Yüksel Sarıyar Avusturya A Millî Takımı’nda oynayan ilk Türk asıllı oyun- - cu. 11 Ocak 1978’de Bingöl’de dünyaya geldi, ailesiyle 1 Ağustos 1979 Viyana doğumlu. 1998-99 sezonun birlikte göç ettiği Avusturya’da 1994’te WS Ottakrign’de da altyapısından yetiştiği Austria Wien’de bir orta saha futbola başladı. 1996-97 sezonunda Breitensee WAT for- oyuncusu olarak oynarken, Gençlerbirliği tarafından masını giydi. Kariyeri boyunca FK Austria Wien, Geras- keşfedilerek Türkiye’ye getirildi. 1999-2000 sezonunu - dorf, St. Pölten, VfB Admira Wacker Mödling, SV Ried tec- Gençlerbirliği’nde geçirdi ancak sadece 7 maçta şans bu rübelerinin ardından 2003-04 sezonunda ’a labildi. Sezonun bitiminde Avusturya’ya döndü ve Linz - transfer oldu. Türkiye’de bir sezon da for- takımında üç sezon başarıyla top koşturdu. 2003-04 se masını giydikten sonra Rapid Wien’e gitti. 34 maçta 9 zonunda bir kez daha Türkiye’ye geldi, Kocaelispor’da 30 gollük performansının ardın- maç oynayıp 6 gol attı. dan 2006’da Kayserispor’la Geri döndükten sonra Türkiye’ye dönüş yaptı. sırasıyla SV Pasching, Bir kez daha yurtdışına çıkıp Austria Wien ve 2. Lig Hellas Verona ve SV Ried’de - takımlarından SC Wie oynadı. 2008-09 sezonunda ner Neustadt’da oynadı. formasını giydi. 2010’da ise Slovak takımı Son olarak Admira Wacker’de FK DAC 1904 Dunajská oynadı. Avusturya Millî Streda’ya transfer oldu. Takımı’na ilk kez SV Ried’de - Avusturya Millî Takımı for gollerini sıralarken 2002 yı- masını ilk olarak 2005’in lında seçildi ve Belarus’a kar- Şubat ayında Letonya’ya şı forma giydi. Toplam 10 kez karşı giydi. 13 kez millî sırtında taşıdığı Avusturya Millî oldu ve 1 de gol attı. Takımı formasıyla son maçını ise 2007 Şubat’ında Malta’ya karşı oynadı.

Ramazan Özcan

20 Haziran 1984’te Hohemens’te doğdu. 2000 yılında Avusturya 1. Ligi’ne yükselen ta- kımlardan SC Austria Lustenau’da kalecilik yapmaya başladı. Daha ilk sezonunda ikincilik gördü. Bu görevi 2006’ya kadar sürdürdü. İki kez yılın en iyi genç futbolcusu ödülüne aday gösterildi. 2006-07 sezonunda bir üst lig olan Avusturya Bundesliga takımı Red Bull Salzburg’a transfer oldu. Ancak takımın 3. kalecisi olarak sadece 2 lig maçında oynayabildi. Sonraki sezon da forma şansı bulamayınca, devre arasında 2. Bundesliga’da oynayan Alman takımı Hoffenheim tarafından kiralandı. Daniel Haas’ın sakatlanması nedeniyle alınmıştı ve ikinci yarıda tüm maçlarda forma giydi. 17 maçta sadece 13 gol yiyerek, Hoffenheim’ın Bundesliga’ya yükselmesinde pay sahibi oldu. 2008-09 se- zonuna da birinci kaleci olarak başladı. 2009-10 sezonunda ise hiç forma giymedi ve devre arasında Beşiktaş’a kiralan- dı. Siyah-beyazlı takımda sadece iki kupa maçında forma giyip yeniden Hoffenheim’a döndü. 2006 Avrupa 21 Yaş Altı Futbol Şampiyonası elemelerinde Avusturya Ümit Millî Takımı’nda forma giyen Ramazan Özcan, toplam 24 maça çıktı ve halen ülkede en fazla ümit millî olma rekorunu elinde bu- lunduruyor. 2008 Avrupa Şampiyonası kadrosuna da üçüncü kaleci olarak katıldı. 20 Ağustos 2008’de İtalya ile oynanan hazırlık maçında ilk kez Avusturya forması giydi. 1930’lu yıllarda “Wunderteam” olarak anılan, Dünya Kupası tarihinde iki kez yarı final oynayan Avusturya Millî Takımı, şimdilerde o günlerden çok uzak. Dünya Kupası finallerine 7 kez katıldılar ama Avrupa Şampiyonası tarihleri son derece çorak. Sadece İsviçre ile ortaklaşa düzenledikleri Euro 2008’e katılabildiler. Eski günlerin Bugüne kadar elemeleri geçerek gidebildikleri bir Avrupa Şampiyonası finalleri peşinde bulunmuyor ve bu defa yeni bir jenerasyonla bunu başarmayı amaçlıyorlar.

fesyonel futbol zorunlu olarak sekteye Rüya Takım uğradı. Bu dönemde Avusturya, 1938 Hugo Meisl’in hocalığını yaptığı Avus- Dünya Kupası’na gitmeye hak kazansa turya Millî Takımı 1930’lu yıllarda oy- da Almanya, Avusturya’yı işgal ettiğin- Avusturya halkının futbolla nadığı futbol ve aldığı başarılı sonuçlar- den dolayı bu turnuvaya katılamadı. ilk tanışması 1890’lı yıllarda la uzun yıllar “Wunderteam” yani Rüya Hatta bazı Avusturyalı oyuncular ku- Takım adıyla anıldı. Meisl’in 1919’dan pada Almanya formasıyla mücadele oldu. 1894’te kurulan First vefat ettiği 1937’ye kadar çalıştırdığı etti. Almanya’nın savaşı kaybetmesiyle Vienna FC de ülkenin ilk futbol ve stratejisini çabuk pas yapma üstü- birlikte, Avusturya Millî Takımı yeniden kulübü olarak kayıtlara geçti. ne kurduğu Wunderteam’de, Matthias sahalara döndü. Sindelar, Josef Smistik, Walter Nausch Bundan 10 sene sonra da 1954’te UEFA’ya üye olan Avusturya, gibi oyuncular takımın yükünü çeki- Avusturya Futbol Federasyonu aynı yıl katıldığı Dünya Kupası final- yordu. Wunderteam, 1932’de o dönem lerinde tarihinin en büyük başarısını (ÖFB) kurularak faaliyet Orta Avrupa ülkeleri arasında düzen- elde etti. Uruguay, Çekoslovakya ve göstermeye başladı. Federasyon lenen turnuvayı şampiyonlukla bitir- İskoçya’nın bulunduğu grupta ikinci di. Bu kupa aynı zamanda Avusturya kurulduktan 1 yıl sonra FIFA’ya olarak bir üst tura yükseldiler. 30’lu Millî Takımı’nın aldığı tek kupa olarak üye oldu. O dönemlerde şu yıllarda Wunderteam’in bir parçası da tarihe geçti. Avusturya bu yıllarda olan Walter Nausch önderliğindeki ta- an Avusturya’nın bulunduğu Almanya’yı 5-0 ve 6-0, İsviçre’yi 6-0, kım, çeyrek finalde İsviçre’yi 7-5 mağ- topraklarda hüküm süren Macaristan’ı da 8-2 mağlup ederek adı- lup etmesine karşın, yarı finalde Batı Avusturya-Macaristan nı tarihe altın harflerle yazdırıyordu. Almanya’ya 6-1 yenildi ve final şansını İmparatorluğu’nun ilk ligi de Bazıları tarafından total futbolu dün- kaybetti. Ancak bu sefer Uruguay’ı ye- Viyana’da 1900’lü yılların yada ilk oynayan takım olarak nite- nip turnuvayı üçüncü sırada bitirdiler. başında kurulmuş olan “Neues lendirilen Rüya Takım, katılmaya hak Bu sonuç Avusturya’nın 7 kez katıldığı Wiener Tagblatt Pokal” adlı lig kazandığı 1934’teki Dünya Kupası’nda Dünya Kupası finallerindeki en iyi de- çeyrek finale çıktı ve dönemin flaş -ta recesi olarak kayıtlara geçti. formatında oynanan kupaydı. kımı Macaristan’ı yenerek adını yarı 1958 Dünya Kupası’na da katılma başa- Sadece Viyana takımlarını finale yazdırmayı başardı. Ancak yarı rısını gösteren siyah-beyazlılar, bu tur- içeren bu ilk ligden sonra finalde ev sahibi İtalya’ya 1-0, ardından nuvada Brezilya, SSCB ve İngiltere’nin da Almanya’ya 3-2 yenilerek turnuva- 1911 yılında ülke bazında bulunduğu grupta sonuncu oldu. Daha yı 4. sırada tamamladı. Avusturya’nın Avusturya 1. Ligi kuruldu. sonra düzenlenen dört şampiyonaya da uluslararası arenadaki en önemli ba- katılamayan Avusturya, 1978 ve 1982 1924’e kadar amatör düzeyde şarılarından biri de 1936 Olimpiyatla- Dünya Kupaları’nda orta sahada Her- düzenlenen bu lig, 1. Dünya rında gerçekleşti. Türkiye’nin ilk turda bert Prohaska, forvette ve Norveç’e 4-0 yenilerek elendiği kupada Savaşı’nın sonunda Avusturya- defansta Bruno Pezzey’in başını çektiği final oynamayı başaran Wunderteam, Macaristan İmparatorluğu’nun takımla başarılı bir futbol ortaya koydu. İtalya’ya 2-1 yenilerek ikincilikle ye- dağılmasından sonra, 1918’den Bu iki kupada da ikinci turu görmeyi tindi. Bu aynı zamanda Avusturya’nın başardılar. itibaren profesyonel bir uluslararası turnuvalardaki son finaliy- bünyeye kavuştu. di. 1938’de Almanya’nın Avusturya’yı Bu iki Dünya Kupası’nın ardından işgaliyle birlikte, Avusturya’daki pro- 1986’daki finallere gidemeyen Avus-

Türkiye Avusturya 37 turya, yeni yıldızı Toni Polster’in ön- ilk turda elenen ilk ev sahibi unvanıyla Kupası’na da katılamayan siyah- derliğinde 1990 Dünya Kupası’na ka- kayıtlara geçti. Avusturya’nın tek golü- beyazlı ekip, 2010 Dünya Kupası ele- tılmayı başardı ancak grup maçlarında nün sahibi 39 yaşındaki Ivica Vastic ise melerine Fransa’yı 3-1 mağlup ederek MAÇ DOKSAN DAKİKA ABD’yi mağlup etmesine karşın İtalya finallerde gol atan en yaşlı oyuncu un- başlasa da daha sonraki maçlarda ve Çekoslovakya karşısındaki yenilgi- vanını almış oldu. aynı başarıyı gösteremeyerek yine ler sonunda turnuvadan elendi. 1994 finallere gidemedi. Avusturya, yeni 90’lı yıllardan itibaren Avusturya’da Dünya Kupası biletini de alamayan jenerasyonuyla Avrupa Şampiyonası millî takımlar düzeyinde başlayan siyah-beyazlı takım, 1998 Dünya Ku- finallerine elemeler yoluyla ilk kez DESTEĞİMİZ SONSUZ! düşüş, günümüzde de devam edi- pası finallerinde İtalya, Kamerun ve Şili katılmayı amaçlıyor. yor. 2002’den sonra 2006 Dünya ile aynı grupta yer aldı. Gruptaki ilk iki maçında Kamerun ve Şili ile son daki- MiLLiLERiMiZiN HEP YANINDAYIZ! kada bulduğu gollerle 1-1 berabere ka- lan Avusturya, son maçta ise yine son dakikada gol bulmasına karşın İtalya’ya Avusturya’nın yıldızları mağlup olarak turnuvaya gruplarda Avusturya, günümüzde dünyaca ünlü bir yıldızı bünyesinde barındıramasa veda etti. da, tarih boyunca futbol sahnesine önemli oyuncular sunmayı başarmış Bu kupadan sonra Polster ve birçok bir ülke. 1930’lardaki Rüya Takım’ın en dikkat çeken oyuncularının ba- arkadaşı milli takımı bırakınca, bu fut- şında Matthias Sindelar geliyordu. Futbolun Mozart’ı olarak nitelendirilen bolcuların yerine yeni bir jenerasyon Sindelar, forvet arkasında arkadaşlarına dağıttığı paslar ve attığı gollerle yetiştiremeyen Avusturya’nın, 1999’da hafızalarda yer etmişti. Çok zayıf olmasından dolayı bir diğer lâkabı da İspanya’ya 9-0, İsrail’e de 5-0 yenile- “Kâğıt Adam”dı. rek aldığı mağlubiyetler futbol tarih- Avusturya futbolu deyince Ernst Happel’e ayrı bir paragraf açmak gere- lerine ağır sonuçlar olarak yazıldı. Bu kir. Avusturya’nın millî maçlarını oynadığı, Euro 2008 finaline ev sahipliği olanlara rağmen, 2002 Dünya Kupası yapan stadyuma adını veren Happel, 40 ve 50’li yıllarda Rapid Wien ve play-off’larına kalmayı başaran takım, Avusturya formasıyla, daha sonra da Avrupa’nın çeşitli takımlarının teknik hatırlanacağı üzere play-off turunda adamlığını yaparken önemli başarılar kazandı. Millî Takımımıza 1-0 ve 5-0 yenilerek, Prohaska, Pezzey, Krankl ve Polster’den ana yazıda söz etmiştik. Polster’le Türkiye’yi turnuvaya hüzünlü bir şekil- aynı kuşaktan olan ve Rapid Wien’in de yolcu etmişti. yanı sıra Werder Bremen’de de uzun yıllar başarıyla görev yapan Andreas Avusturya’nın Avrupa Şampiyona- Herzog’dan bahsetmezsek, sı tarihi ise hiç de iç açıcı değil. Son bu yazı eksik kalır. Herzog, düzenlenen Avrupa Şampiyonası’na Avusturya formasını 103 kere kadar finallere katılmayı hiç başarama- terleterek millî formayı en yan Orta Avrupa ülkesi, Euro 2008’de fazla giyen oyuncu olma ise İsviçre’yle beraber ev sahibi oldu- unvanını halen elinde ğu için doğrudan yer aldı. Finallerde bulunduruyor. Almanya, Hırvatistan ve Polonya ile aynı grupta mücadele eden Avusturya, Polonya ile 1-1 berabere kalsa da Hır- vatistan ve Almanya’ya 1-0 yenilerek

Teknik Direktör Dietmar Constantini - 30 Mayıs 1955’te Innsbruck’ta doğdu. Wacker Innsbruck, LASK Linz, SPG Inns bruck, Kavala, Union Wels, Favoritner ve Wiener Sportclub’da forma giydi. 1989’da Rapid Wien’de yardımcı antrenör olarak teknik adamlık kariyerine başladı. 1991’de Avusturya Ümit Millî Takımı’nın başına geçti ve bu dönemde ayrıca Ernst Happel’in- de yardımcılığını yaptı. Daha sonra Avusturya’da Linzer, Admira Wacker, Tirol Inns bruck ve Almanya’da Mainz’ı çalıştırdı. 1999’da Fenerbahçe’deki teknik direktörlük görevinden hemen sonra Avusturya’nın başına geçen Otto Baric’in yardımcılığını yapmak üzere yeniden millî takıma döndü. Burada 2 yıl çalıştıktan sonra, Austria MİLLİ TAKIMLAR TEKNOLOJİ TEDARİKÇİSİ Wien, Karnten, Pasching gibi ekiplerde çeşitli görevlerde bulundu. Mart 2009’da Karel Brückner’in yerine Avusturya Milli Takımı Teknik Direktörlüğü’ne getirildi.

38 Türkiye Avusturya Dağlar ve göller ülkesİ Avusturya, batıda Konstans Gölü’nden doğuda Neusiedl Gölü’ne kadar uzanır. En doğu noktasından en batı noktasının uzaklığı 570 kilometre, en kuzey noktasından en güney noktası- nın uzaklığı yaklaşık 300 kilometre- dir. Doğu Alpler üzerinde kurulmuş bulunduğundan ülkenin aşağı yukarı dörtte üçü dağlık arazidir. Kuzeyde ülkeyi batıdan doğuya kat eden Tuna Nehri’nin ülkedeki uzunluğu 350 kilometredir. Bu kısımlar en alçak yerlerdir. Alpler, Avusturya’da ülkeyi batıdan doğuya doğru üç sıra halinde Avusturya’nın en önemli çevre soru- kaplamıştır. Ülkenin en yüksek dağı 3 Ülke Adı nu sanayi, turizmin yol açtığı yoğun bin 798 metre ile Grossglockner’dir. Avusturya Cumhuriyeti trafik ve komşu ülkelerin çevre kirli- Göller bakımından çok zengin olma- liğinin büyük katkıda bulunduğu asit sına rağmen bu göller çok küçüktür. Yönetim Biçimi yağmurudur. Ormanlık alanın dörtte En büyük gölü Neusiedl Gölü’dür Parlamenter demokrasi biri bu problemden etkilenmektedir ve yüzölçümü 320 kilometrekaredir. ve kimi bölgelerde ağaç sayısında Gölün bir kısmı da Macaristan’a aittir. Başkent hızlı bir azalma gözlenmektedir. Avusturya’nın büyük bölümü, kara- Viyana Yoğun tarım, elektrik enerjisi elde sal ve okyanus etkileri gösteren, Orta Yüzölçümü etmek üzere yapılan barajlar ve or- Avrupa geçiş ikliminin etkisi altında- 83.871 kilometrekare manların azalmasıyla ortaya çıkan dır. Yoğun yağış ve Batı rüzgârı iklimi erozyon, ülkenin diğer önemli çevre etkileyen önemli etkenlerdir. Alp böl- Resmi Dil sorunlarıdır. Sanat ve turizm gesinin kendine ait bir iklim özelliği Almanca Avusturya’nın hayvanlar dünyası Orta vardır. Bu bölgede yazlar serin, kışlar tanıyalım Avusturya’yı Avrupa’nın çeşitliliğini gösterir. Dağ- bol kar yağışlıdır. Yıllık yağış 3 bin Nüfusu lık bölgelerin tipik türleri dağ keçileri mm seviyesine ulaşır. Ülkenin kuzey 8.214.160 kişi ve dağ sıçanlarıdır. Ormanlarda ayrı- Çok eski tarihlerden beri insanların yaşadığı Avusturya, ve batısını etkisi altına alan okyanus ca karaca, alageyik ve yaban domuz- M.Ö. 100 yıllarında Romalılar tarafından işgal edilmişti. Para Birimi iklimi nedeniyle bu bölgelerde yağış- ları da yaşar. Ülkede 1997 yılından merkezi Almanya ile beraber olan Avusturya’ya 803 senesinde Euro lar daha düşük (yıllık 2 bin mm) ve beri koruma altında bulunan iki dü- Şarlman tarafından “Doğu Marklığı” unvanı verildi. Böylece yıl içinde sıcaklık farklılaşmaları daha Kişi Başına Düşen Milli zine kadar özgür kahverengi ayı ya- Germen İmparatorluğu’nun bir parçası olarak kurulmuş oldu. stabildir. Kışlar bu bölgelerde görece- Gelir 40 bin 300 dolar şamaktadır. Ülkenin toplam alanının Daha sonraları başa geçen Habsburg Hanedanı, ülkenin li olarak yumuşak ve yazlar da sıcak yüzde 24’ü doğal koruma altındadır. sınırlarını genişletti. 15. yüzyılda Avrupa’nın en güçlü devleti geçer. Ülkenin doğusunda karasal ik- Avusturya’da üç doğal park, yüzlerce haline gelen Avusturya, daha sonra Macaristan’la birleşti lim egemendir. Bu bölgede kışlar çok de koruma alanı bulunur. ve Avusturya-Macaristan İmparatorluğu kuruldu. I. Dünya sert ve yağışlı geçer. Yağışlar genel- Madenler bakımından oldukça zen- Savaşı’nda parçalanan imparatorlukta, Avusturya harp sonunda likle kar şeklindedir. Tuna Nehri kış Ülkenİn yarısı orman gin sayılan Avusturya’da demir, mag- Almanya ile birleşmek istemesine rağmen, galip devletler buna aylarında donduğundan, ulaşımın ak- Ülkenin toplam alanının yarıya yakını nezyum, grafit ve kömür elde edilir. müsaade etmedi. Bağımsız bir devlet olarak kurulan Avusturya samaması için buz kırma çalışmaları ormanlıktır. Kuzey Alplerin ön bölge- Dünyada en çok grafit üreten ülke- Cumhuriyeti, II. Dünya Savaşı’nda Hitler tarafından 1938’de devamlı yapılır. Yükseklerde fırtınalar sini daha çok meşe ve kayın ağaçla- dir. Petrol ve doğal gaz üretiminde Almanya’ya katıldı. Savaş sonunda Almanya’nın yenilmesiyle bazen çok şiddetli olur. Kara iklimi rının hâkim olduğu ormanlar kaplar. Avrupa’da dördüncü sıradadır. Bun- ülke, ABD, Sovyetler Birliği, İngiltere ve Fransa tarafından işgal özelliğinden dolayı yaz ayları ise sı- Waldviertel ve Hausruck bölgeleriyle lardan başka bakır, çinko, kurşun, an- Avusturya edildi. 1955’te bu devletlerle bir antlaşma yapıldı ve Avusturya cak geçer. Bu mevsimde az miktarda merkezi Alplerin doğu kısmı kayın, timon, boksit ve tungsten madenleri Cumhuriyeti bağımsız varlığını korudu. da olsa yağış görülür. meşe, akçaağaç, ladin ağırlıklıdır. de kâfi miktarlarda üretilmektedir.

40 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 41 C M Y CM MY CY CMY K

mundadır. Dolayısıyla turizm ve kış tarım II. Dünya Savaşı’ndan sonra sporları çok gelişmiştir. hızla gelişmiştir. Ülkenin alçak böl- Okuma-yazma oranı yüzde 98’e gelerinde bulunan çayırlık alanlarda ulaşmıştır. Ülkedeki eğitim kurumla- hayvancılık yapılır. Ekonomisinin rı Avrupa’nın en eski eğitim kurum- ana kaynağını meydana getiren sana- larındandır. Meselâ Viyana Üniver- yi dalında, pik demir ve ham çelik, sitesi 1365’te kurulmuştur. Ülkede alüminyum üretimi ön sıralarda yer mevcut dört üniversite ve buna bağlı alır. Kâğıt, kimyasal madde ve plastik çeşitli fakülte ve üniversite seviye- diğer sanayi ürünleridir. sinde akademiler vardır. Kilisenin Avusturya, dünyanın önde gelen tabii eğitim ve öğretimde büyük bir ağır- magnezit üreticisidir. Schwechat’taki lığı bulunur. Avrupa’nın kavşak nok- büyük petrol rafinerisi, ülkenin top- tası olduğu için taşımacılık ve ula- lam petrol ve petrol ürünleri tüketi- şım çok gelişmiştir. minin dörtte üçünü karşılar. Geniş ormanlarından elde edilen ke- Sİyasİ ve ekonomİk yapı restenin sadece bir bölümü ülkede işlenir. İşlenmemiş kereste ülkenin Devlet Başkanı, Federal Cumhurbaş- başlıca ihraç ürünleri arasında yer kanı sıfatı taşır. Anayasa, altı yıllık bir alır. En önemli ihraç ürünlerini ma- devre için devlet başkanının halk ta- kineler, elektronik araçlar, maden rafından seçilmesini şart koşmuştur. ürünleri, kâğıt, elektrik enerjisi, gıda Federal Cumhurbaşkanı dış mesele- maddeleri meydana getirir. lerde devleti temsil eder. Anlaşma ve Avusturya’nın dağları, ormanları ve kanunları imzalar, şansölye, yardımcı vadileri yaz ve kış aylarında ideal ta- şansölye, bakan ve diğer yetkilileri ta- til yerleridir. Göller, dağlar ve vadiler, Nüfusu 8 mİlyon yin eder. Başkan aynı zamanda mec- çeşitli sporları ile ünlüdür. Viyana ise lisi toplar, fesheder ve tatile sokabilir. Yaklaşık nüfusu 8 milyon kişi olan müzik, güzel sanatlar ve tarihi eser- Hükümet başkanı ise Şansölye olarak ülkenin yüzde 93’ü Avusturyalıdır. lerin merkezidir. Operalar, sanat ga- da bilinen Federal Başbakan’dır. Par- Türkler, Almanlar, Slavlar, Hırvatlar, lerileri, bale gösterilerinin verildiği lamento, Eyaletler Meclisi ve Millî Macarlar, Slovenler, Çekler ve daha salonlar başşehirde toplanmıştır. Meclis olarak iki kademelidir. Ülke- küçük sayıda da İtalyanlar, Sırplar de oy kullanma yaşı 16’dır. ve Rumenler ülkenin diğer azınlık Avusturya ekonomisi, sanayi, turizm gruplarıdır. Halkın yüzde 68’i şehir- ve tarıma dayanmaktadır. Tarıma el- lerde yaşar. Ülkenin nüfus yoğunluğu verişli toprakları azdır. Bol ürün ala- kilometre kareye 99 kişidir. Bununla bilmek için modern birlikte nüfus alana eşitsiz dağıl- mıştır. Alplerin geniş bölgele- rinde yerleşim yoktur.

9 eyaletlİ cumhurİyet Federal bir cumhuriyet olan Avusturya, Burgenland Eisens- Bunları tadt, Karintiya Klagenfurt, Aşa- NATO’ya üye olmayan nadir Avrupa ğı Avusturya, Yukarı Avusturya, ülkelerinden biri olduğunu, Salzburg, Steiermark Graz, Tirol Innsbruck, Vorarlberg Bregenz Avrupa genelinde en fazla sigaranın ve Viyana eyaletlerinden oluşur. Avusturya’nın en büyük şehri, bu ülkede tüketildiğini, aynı zamanda başkent olan 1 milyon 560 bin kişinin yaşadığı Topraklarının yüzde 10’unda organik tarım yapıldığını, Viyana’dır. Graz 227 bin, Linz 186 bin, Salzburg 145 bin ve Innsbruck Ortalama olarak erkeklerin 76.17, 114 bin kişilik nüfuslarıyla diğer kadınların 82.11 yıl yaşadığını büyük merkezlerdir. Doğa şartları gereği kış sporlarının merkezi duru- biliyor musunuz? 42 Türkiye Avusturya Gurur veren yenilgi! Bu maçın rövanşı yaklaşık 10 ay sonra Avusturya’nın başkenti Viyana’daki ünlü Prater Stadı’nda oynandı. Doğrusu güçlü Avus- Çok çektik, turya önünde bu kadar başarılı bir Türk Millî Takımı’nı bekleyen pek kimse yoktu. Ancak oyun başladığında görüldü ki, Türkiye Avusturya’ya kök söktürecekti. Kaleci müthiş oynu- yor ve Avusturyalılara ol izni vermiyor, buna mukabil ay-yıldızlı ekip rakip kalede ciddi tehlikeler üretiyordu. Avusturyalılar ma- çın tek golünü ilk yarının son dakikasında Decker’in frikik atı- çok çektirdik şında buldu. İkinci yarıda ise sahanın hâkimi Avusturyalılardı. Ancak bir yandan savunmamız, bir yandan da hayatının maçını oynayan Cihat Arman, rakip forvetlere ikinci gol izni vermiyor Avusturya ile ilki 1948’de olmak üzere tam 12 maç yaptık. İlk 6 karşılaşmanın tümünü ve maç 1-0 sona eriyordu. Avusturya radyosunun yorumcusu, maçla ilgili değer- lendirmesinde, “Avusturya sahaları uzun senelerden beri Türk takımı kalecisi Cihat klasında bir kaleciyi az görmüştür” kaybederken tek gol bile atamadık. Son 6 maçta ise bu defa biz onlara fazla şans ifadesini kullanıyordu. Rüştü Dağlaroğlu’nun yorumu ise özetle, “Bütün yurt dün akşam kulaklarını çevirdiği Viyana’dan tanımadık, 5 kere kazandık, 1 kere kaybettik. Toplam bilançoda 7 yenilgi, gelen güzel bir havadisle çalkalandı. Futbolun üstadı Avusturya, 60 bin millettaşı ile dolmuş sahasında, 11 Türk gencini 5 galibiyetimiz var ama atılan gollerde 18’e 15 üstünlük sağladık. güçlükle 1-0 yenebildi. O Avusturya ki, son aylarda zaferden zafere koşmuş, İtalya Millî Takımı’nı 5-1 hezimete uğratmış, Olimpiyat Şampiyonu meşhur İsveç’i 2-1, İsviçre’yi 3-1, Macaristan’ı da üst üste 4-3 ve 3-2 yenmiştir. Biz hiçbir zaman futbolda ileri bir memleket olduğumuzu iddia etmedik. Rakibimizin üstünlüğünü her zaman itiraf ettik. Fakat gençle- Ömer ALTAY rimizden, onların duygu ve fedakârlıklarından da ümidimizi kesmiş bulunmadık. İşte bu çocuklar ay-yıldızın şerefini Şerefli korumasını bildiler. Onları övüyor, var olsunlar diyor, yurttaşlarını hoşnut eden bu başarılarını alkışlıyoruz” diyordu. mağlubiyet! Baskına uğradık İlk resmi maç, Millî Takımımızın 2012 Avrupa Şam- Avusturya ile üst üste iki maçın ardından bir kez daha bulu- piyonası eleme grubundaki bugünkü şabilmek için aradan tam 25 yıl geçmesi gerekti. İki takım, aynı skor rakibi Avusturya ile geçmişte oynadı- 13 Kasım 1974 günü İnönü Stadı’nda karşı karşıya geldi. Bu ğı 12 maç bulunuyor. Dördü özel, 8’i karşılaşmanın sonucu, son zamanlarda oynadığımız millî Avusturya ile ilk resmi maçımızı, eşleştiğimiz Dünya Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonası maçların bizi en fazla üzenlerinden biriydi. Çok zaman ra- Kupası eleme grubunda oynadık. 17 Nisan 1977 günü eleme gruplarında olmak üzere 12 kez kiplerimizin futbolunu seyreder gibiydik. Bu maçı herhalde Viyana’daki 70 bin kişilik Prater Stadı’nın tribünleri tık- karşılaştığımız Avusturya’ya karşı ilk 6 tarihimize “Koşan 11 adama yenilen, durmuş 11 adam” diye lım tıklım doluydu. Soğuk, kar ve yağmur dinmiş, baharı randevuda hep mağlup olduk ve tek anabiliriz. Gerçekten Avusturyalıların teknik üstünlükleri bir müjdeleyen pırıl pırıl bir hava vardı Viyana’da. Tribün- leri dolduran büyük kalabalığın 30 bin kadarı Türk’tü. gol bile atamadık. Avusturyalılarla ilk yana, her an sahanın her yerinde hareket halinde oluşla- Ancak Millî Takımımız, “Türkiye… Türkiye…” diye in- buluşmamız 30 Mayıs 1948 tarihinde rı ay-yıldızlı futbolcuları kıpırdamaz hale getirmişti. Daha dördüncü dakikada farkına bile varmadan yediğimiz golle leyen tribünlerin coşkusuna cevap verebilecek dirilikte gerçekleşti. İkinci Dünya Savaşı’nın görünmüyordu. 11 kişilik kadroyu oluşturan oyuncula- sona ermesinin ardından ilk maçını baş eğiverdik. Ceza sahasının biraz dışında sağ taraftan bir frikik atışında top kalenin tam karşısında ve ceza çizgisi- rın büyük bölümü defansif özellikliydi. Mehmet Özgül, deplasmanda Yunanistan’la oynayan nin hemen üzerinde olan Sterring’e geldi. Sağından gelen Engin Verel, Ali Kemal Denizci ve dışında ve 3-1 kazanan Millî Takımımızın bu topu hiçbir yere bakmadan ve durdurmadan, kaleye öyle rakip kaleyi tehdit edecek oyuncumuz yoktu. Oyunun dönemdeki ikinci karşılaşmasında raki- sına çok az bir zaman kala “Milli Şef” fırsatını daha heba ediyordu. Ancak bir yollayışı vardı ki, Yasin de herkes gibi seyretti. Üst üste başında bir-iki atak girişimimiz olsa bile sonrasında dur- bi Avusturya’ydı. İç sahada son maçını İsmet İnönü de tribündeki yerini almıştı. Avusturyalılar bu kadar cömert olmaya- inanılmaz bir süratle kalemize gelen misafirler daha fazla du Millî Takımımız ve dalga dalga Avusturya atakları baş- 12 Temmuz 1936’da Yugoslavya ile oy- caktı. 64. dakikada Kroener, Bülent’in şut atmadılarsa bizim başarımız değildi. Takımımız ikinci ladı. Arka arkaya gol kaçıran Avusturyalılar, 43. dakikada nayan ay-yıldızlılar, 12 yıl aradan sonra İlk yarı boyunca üstün olan taraf ufak bir tereddüt geçirmesinden fay- devreye biraz daha kendine güvenir ve daha canlı bir halde golü buldu. Kornerden oluşan karambolde topu önünde ilk defa seyircisinin önüne çıkıyordu. Türkiye’ydi. Şükrü Gülesin ve Fikret dalanarak takımının galibiyet golünü başladı. Ama sonucu değiştirecek son hareketi görmedik. bulan Schachner maçın tek golünü ağlarımıza yolladı. İkinci yarıda tek gol fırsatımızı Erol Togay’la auta yolla- Avusturya, İtalyanları 5-1, İsviçre’yi 3-1 Kırcan’ın birlikte girdikleri pozisyonu atıyordu. Beraberlik için bastıran Millî 75. dakikada kalenin tam karşısından kazandığımız bir faul dık ve Avusturya ile oynadığımız dördüncü maçı da aynı ve Macaristan’ı 3-2 yenen, Avrupa’nın gole çevirmeleri mümkün olsa, ilk yarıyı Takımımızın Fikret ve Şükrü’yle bul- atışında Alpaslan’ın vuruşu kalenin üst köşesini buluyor, fa- skorla, 1-0 kaybettik. en iyi takımlarından birisiydi o dönem- önde kapatacaktık ancak 45 dakikanın duğu pozisyonlar sonuç vermeyip, kat kaleci yumruklayıp kornere çıkarıyordu. Bundan sonra- de. İnönü Stadı, millî maça hasret kalan sonunda tabelada 0-0’lık eşitlik vardı. Avusturya’nın bir şutu da direkten dö- ki dakikalarda Millî Takımımızın hücum oyunu devam etti. Teknik Direktör Metin Türel’in 90 dakikayla ilgili değerlendir- Ancak Avusturya Millî Takımı iyi kapanınca, futbolcularımı- 20 bin futbolsever tarafından hınca hınç İkinci yarıda Reha Eken’in boş pozis- nünce maç konuk ekibin 1-0 üstünlü- mesi şöyleydi: “Talihsiz bir golle yenildik. Bu maçtan puan zın gol atması mümkün olmadı ve karşılaşma 4. dakikada doldurulmuştu. Müsabakanın başlama- yondaki Lefter’i görememesi de bir gol ğüyle tamamlanıyordu. almamız mümkündü. Eğer defansımızdaki başarıyı orta saha yediğimiz golle 1-0 mağlubiyetimizle neticelendi. ve ileri üçlüde sürdürebilseydik, sonuç daha başka olurdu.”

44 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 45 Rövanşta da En farklı yenilgi Son yenilgi 1988’de Millî Takımımız, 1984 Av- 1990 Dünya Kupası elemelerinde de yine Avusturya ile Avusturya’ya yenildiğimiz son müsabaka olarak kayıtlara ayrı tarife rupa Şampiyonası eleme- aynı grupta yer aldık. Gruptaki diğer takımlar İzlanda, De- geçecekti. Tınaz Tırpan’ın teknik direktörlüğünü yaptığı lerinde de Avusturya ile mokratik Almanya ve Sovyetler Birliği’ydi. İçeride 1-1’lik Millî Takımımız maça hızlı başlıyor, ancak Rıdvan, Oğuz ve 1978’de Arjantin’de düzenlenecek Dünya aynı grupta yer almıştı. İzlanda beraberliği ile gruba iyi bir başlangıç yapamamış- Feyyaz’la art arda girdiği pozisyonları değerlendiremiyordu. Kupası’na katılma ümidimiz, Avusturya’yı Gruptaki diğer takımlar tık. İkinci maçımızı 2 Kasım 1988 günü Avusturya ile dep- 30. dakikadan itibaren silkinen Avusturya’nın 38’de rövanşta yenmemize bağlıydı. Bu maçı Almanya, Kuzey İrlanda lasmanda oynuyorduk. Bu maç, Ogris’in pasında Polster’le bulduğu gol kafamızdan kazanmak zorundaydık. İzmir’de açık, ve Arnavutluk’tu. Millî aşağı kaynar suların dökülmesi gibiydi. Bu kez uzun güneşli, pırıl pırıl bir hava, tribünlerde Takımımız ilk maçta pasla buluşan Herzog atıyordu golü: 2-0. İkinci de 70 binden fazla seyirci vardı. Avustur- Arnavutluk’u 1-0 yenmiş yarının başında Herzog’dan yediğimiz golle skor ya da 1958’den beri katılamadığı Dünya ve bu moralle Avustur- 3-0’a geliyor ancak havlu atacağımızı sananlar ya- Kupaları’na gidebilme ümidini bu maçta ya karşısına çıkmıştı. 17 nılıyordu. Millî Takımımız sanki sihirli bir değnek alacağı galibiyete bağlamıştı. Maça tutuk Kasım 1982 tarihindeki değmişçesine canlanıyor. 61’de Rıdvan’ın ortasın- başlayan takımımız, Krankl’ın yaşattığı maç Viyana’daki Pra- da Feyyaz’ın kafa golü umutlarımızı artırıyordu: tehlikeyi savuşturduktan sonra Ali Kemal ter Stadı’nda oynandı. 3-1. 68. dakikada kaleciyle karşı karşıya kalan Denizci, , Engin Verel, Daha önce 5 Avusturya Ünal topa iki kez vuruyor ama ikisinde de kale- Gökmen Özdenak ve Cemil Turan’la yük- maçını da 1-0 kaybeden Millî Takımımız, bu defa ciyi geçemiyordu. 81’de Rıdvan, Pfeffer’i geçerek leniyor, ancak bir türlü golü bulamıyordu. 4-0’lık skorla en ağır yenilgisine uğradı. Teknik Direktör Coşkun Özarı’nın topu içeriye çeviriyor, Tanju’nun golü farkı bire Devrenin son dakikalarında Gökmen’in gençleştirilmiş kadrosu, henüz 9. dakikada yerdiği golle yıkıldı. Bu dakika- indirip Avusturyalıların dizlerini titretiyordu: gol olacak şutunu Koncilla kornere çeliyor da Polster, Muzaffer’in engelleme çabasına rağmen kafayı vuruyor ve skoru 3-2. Son dakikalarda Rıdvan’ın kaleciyle karşı ve ilk yarı 0-0 sona eriyordu. Gole en fazla 1-0’a getiriyordu. 34’te köşe vuruşundan gelen topa bu kez Pezzey vuruyor karşıya kaldığı anda düşürülmesine penaltı bek- yaklaştığımız dakika 59’du. Fatih Terim’in ve farkı ikiye çıkartıyordu. 36’da Prohaska’nın Muzaffer tarafından düşürül- lentimiz boşa çıkıyor ve maç 3-2 yenilgimizle ortasına yükselen Erol Togay’ın kafa vuru- mesine Polonyalı hakem penaltı kararı veriyor, atışı kullanan Prohaska skoru sona eriyordu. Teknik Direktör Tınaz Tırpan’ın şu yan direğe çarpıp, kaleci Koncilla’nın 3-0’a getiriyordu. 52’de Weber’in uzun pasıyla buluşan Schachner, Şenol’u 90 dakika sonundaki “Görüyorsunuz artık 1-9- ellerine düşüyor ve şansımız dönüyor- dördüncü kez avlıyor ve maçın skorunu 4-0 olarak belirliyordu. 1’lik futbol tarihte kaldı. Haysiyetli bir futbol du. 71. dakikada Krankl soldan ceza sa- oynadık” sözleri maçın özeti gibiydi. hamıza girip ortalıyor, gerilerden gelen Ağır yenilginin ardından konuşan Teknik Direktör Coşkun Özarı, “Böyle bir Prohaska’nın golü Avusturya’nın Arjantin neticeyi asla beklemiyorduk. Özellikle ilk yarıdaki oyunumuz farklı yenil- biletine atılan imza oluyordu. giye yol açtı” diyordu.

Yeter artık! Rövanşı 3-0’la aldık Altı maçtır yenemediğimiz, bırakın yenmeyi, gol bile atamadığımız Avusturya’yı 4-0’lık he- Millî Takımımız, 3-2’lik Avusturya yenilgisinin ardından grupta 4 maç zimetin rövanşında 3-1 yenmeyi başardık. Avrupa Şampiyonası eleme grubunda şansımızı daha oynadı. Doğu Almanya’yı içeride ve dışarıda yenerken, içeri- yitirmiştik ama son karşılaşmada Avusturya’yı yenerek prestijimizi kurtarmak istiyorduk. de Sovyetler Birliği’ne, deplasmanda ise İzlanda’ya mağlup oldu. 16 Kasım 1983 günü oynanan maç, 4-0’ın neredeyse sene-i devriyesiydi. O günden bu- Grubun sondan bir önceki maçında ise rakibimiz Avusturya’ydı. İki güne kadroda büyük bir değişim yaşanmıştı. İlk on birde 4-0’lık yenilgi kadrosundan takım 25 Ekim 1989 günü Stadı’nda karşı karşıya gel- sadece Fatih Terim, Erdal Keser ve Selçuk Yula yer alırken, diğer 8 oyuncu değişmişti. Ali di. O gün ay-yıldızlı on bir istim üzerindeydi ve daha 14. dakikada Sami Yen Stadı’ndaki maçın ilk yarısı golsüz sona eriyor, ikinci yarıya etkili bir oyunla klasik bir Rıza ortasında Rıdvan’ın klasik olmayan kafa vuruşuyla başlayan ay-yıldızlılar, 63. dakikada İlyas Tüfekçi’nin golüyle 1-0 öne geçiyordu. Bu golü buldu. gol, Türkiye’nin Avusturya’ya attığı ilk gol olarak da kayıtlara düşüyordu. Hız kesme- İlk yarı da bu skorla tamamlandı. 54. dakikada Oğuz’un ara pasıy- yen Millî Takımımız, Selçuk Yula ile biri penaltıdan iki gol daha bularak adeta o güne la buluşan Rıdvan topu bir süre sürdükten sonra kalecinin yanından kadar uğradığı yenilgilerin hesabını Avusturya’ya bir bir soruyordu. Avusturya’nın plaseledi: 2-0. 63’te Oğuz’un nefis bir pası daha bu kez Feyyaz’la buluştu ve Beşiktaşlı golcü skoru Baumeister’le bulduğu tek gol ise maçın skorunu 3-1 olarak belirliyordu. 3-0 olarak belirledi. Bu skor Avusturya karşısındaki ikinci galibiyetimizi ve o güne kadarki en farklı skorumuzu işaret ediyordu. Bu galibiyet, bize prestij getirmenin yanında Avusturya’ya da ağır bir darbe vuruyor- Teknik Direktör Tınaz Tırpan, soyunma odasında futbolcuları tek tek öptükten sonra kendisine uzatılan mikronlara “Maç önce- du. O gün Kuzey İrlanda’ya 1-0 yenilen Almanya, Avusturya’nın puan kaybetmesin- si seyircimize bir çağrıda bulunmuş ve maça gelin, destekleyin, gerisini de bize bırakın demiştim. İşte geldiler, desteklediler ve den yararlanarak 1984 Avrupa Şampiyonası finallerine gidiyordu. Almanya Teknik Direktörü Jupp Avusturya’nın işini de bize bıraktılar. Bu zafer futbolcularımla seyircimizin bir zaferidir” diyordu. Avusturya Teknik Direktörü Derwall de Avusturya önünde 3-1’lik zaferimizi öğrenince, “Türklere bir kez daha teşekkür ederim. Biz finalist olur- Hickersberger’in şu sözleri ise oldukça çarpıcıydı: “Türkiye ile değil, sanki Brezilya ile oynadığımızı sandık.” Ali Sami Yen’deki ken kendimizin değil, onların gayretiyle olduk” yorumunda bulunuyordu. Kaptan Fatih Terim ise bu maçta hem galibiyet sevin- bu önemli galibiyete o gün 33 bin 465 biletli seyirci, gişelere toplam 284 milyon 175 bin lira hâsılat bırakarak şahitlik etmişti. cini yaşıyor, hem de 48. kez ay-yıldızlı formayı giyerek en çok millî olan oyuncu unvanını ele geçirmenin gururunu duyuyordu.

46 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 47 Dünya Kupası’nın kapısı Viyana Tuncay’dan hat-trick Millî Takımımızın bir sonraki Avusturya randevusu için ara- yakın olduğunu gösteriyordu. Nitekim 60. dakikada ağlar ha- Avusturya ile son maçımızı, o ünlü baraj karşılaşmalarından tam 7 yıl sonra oyna- dan 12 yıl geçmesi gerekti. Ay-yıldızlılar, Teknik direktör Şe- valandı. Gülen taraf ise ay-yıldızlılardı. Tugay’ın orta sahadan dık. 2008 Avrupa Şampiyonası’ndan yarı final oynayarak ayrılıp 2010 Dünya Ku- pası eleme grubu maçlarına başlayan Millî Takımımız, 19 Kasım 2008 günü Ernst nol Güneş yönetiminde 2002 Dünya Kupası eleme grubunda nefis pasıyla buluşan Okan, topu usta bir vuruşla Avusturya Happel Stadı’nda sahnelenen özel maçtı 4-2 kazandı. İsveç, Moldova, Azerbaycan ve Slovakya ile eşleşmiş, olduk- ağlarına yolladı. Dünya Kupası’nın kapıları, Viyana’da elde ça başarılı geçen bu sürecin son maçında İsveç’e 2-1 yeni- edilen bu galibiyetle aralanıyordu. İsviçre ile birlikte ev sahipliğini yaptığı Euro 2008’de eski parlak günlerine dönüş lerek Dünya Kupası’na direkt katılma hakkını yitirmişti. An- sinyallerini veren Avusturya, oyunda skor üstünlüğünü 28. dakikada eline geçirdi. cak Japonya-Güney Kore bileti almanın bir yolu daha vardı; Teknik Direktör Şenol Güneş, maç yorumunda “Dünya Bu dakikada Leitgeb’in sağ kanattan ortasına iyi yükselen Holzl, uzak köşeden Avusturya ile oynanacak baraj maçlarından üstün çıkmak. İlk Kupası’na kesin olarak katılacağımıza inanıyorum. Japonya aşırtma bir kafa vuruşuyla Volkan Demirel’i avlıyor ve skoru 1-0 yapıyordu. An- cak Millî Takımımız bu gole cevap vermekte gecikmedi. 10 dakika sonra Mehmet maç 14 Kasım 2001 günü Viyana’daki Ernst Happel Stadı’nda vizesini Ali Sami Yen’de alacağız. Sadece rötar yaptık. Oyna- Aurelio driplingle Avusturya kalesine yaklaşıp Kazım’la bir duvar pası yaparak oynandı. Avusturya’yla o güne kadar deplasmanda oynadığı- dığımız futbol ve aldığımız galibiyetle de bunu hak ettiğimi- girdiği ceza alanında güzel bir vuruşla skoru dengeledi: 1-1. Bu gol o ana kadar zi gösterdik. Hedefe ulaşmak için önümüzde bir 90 dakika mız hiçbir maçı kazanamamıştık. Ancak her şeyin de bir ilki iyi pres yaparak Millî Takımımızı bozan Avusturya’nın da direncini kırmıştı. vardı. Maçın ilk yarısı karşılıklı ataklarla geçmiş fakat golsüz daha kaldı. Aynı ciddiyetle ve disiplinle mücadele edip, Dün- tamamlanmıştı. İkinci yarıdaki seyir her iki takımın da gole ya Kupası’na kesin olarak katılacağız” diyordu. Üç dakika sonra Avusturya yarı sahasının ortalarında sol tarafta kazandığımız serbest atışı Sabri arka direğe doğru kullandı, Gökhan Zan’ın kafayla indirdiği topu Tuncay Şanlı yarım vole sayılabilecek bir vuruşla Avusturya ağlarına yollayarak skoru 2-1’e getirdi. Bu aynı zamanda ilk yarının da skoruydu. Ay-yıldızlılar, ikinci yarıya da aynı hızla başladı. 47. dakikada Avusturya atağını kesen Sabri, topu ceza sahasının içindeki Halil Altıntop’a gönderdi. Halil topu hafifçe sağına bıraktı. Gerilerden gelen Tuncay Şanlı topun altına girerek Avusturya kalecisinin tüm çarelerini tüketti: 3-1. Ancak Avusturya’nın da maçı bırakmaya niyeti yoktu. 53’te Gökhan Zan’ın kaptırdığı top ceza sahamıza yöneldi. Sağ tarafta topla buluşan Hoffer, geriden gelen Holzl’ı gördü. İlk golün sahibi Avusturyalı, ceza sahası önünden çok akıllı bir plaseyle En farklı zafer skoru 3-2’ye getirdi. Lâkin gün Tuncay’ın günüydü. 62’de sağ kanattan kullanılan serbest vuruşta ceza sahası dışına çıkan topu Şenol Güneş’in “aynı ciddiyet ve disiplin” sözlerini oyuncula- Tuncay şutladı, top Avusturya kalesinin doksanından geri geldi. Ceza sahası içinde oluşan karambole atak yapan Tuncay, topu bir kez daha kazanıp rakiplerinden sıyrıldıktan sonra bir kez daha topun dibine girerek maçın 4-2 bittiğini ilân etti. rın can kulağıyla dinlediği 14 Kasım 2001 günü Ali Sami Yen Stadı’nda oynanan rövanş maçında çok net bir biçimde ortaya çıktı. Ay-yıldızlı ekibimiz, Avusturya’yı İstanbul’daki rövanşta Türkiye-Avusturya A Millî Maçları hezimete uğratarak İsviçre 1954 Dünya Kupası’ndan tam 47 yıl sonra ikinci kez Dünya Kupası finallerine katılma hakkını Tarih Maç Skor Organizasyon elde etti. Bu skor aynı zamanda Avusturya karşısında elde ettiğimiz en farklı galibiyete de işaret ediyordu. 30.05.1948 Türkiye-Avusturya 0-1 Özel maç Maçın ilk tehlikeli atağı 10. dakikada Avusturyalılardan gel- se de kontrolü çabuk ele geçiren ve art arda ataklarla rakip 20.03.1949 Avusturya-Türkiye 1-0 Özel Maç kaleyi zorlamaya başlayan ay-yıldızlılar, aradıkları gole 21. dakikada ulaştı. Bu dakikada Hasan Saş’ın geliştirdiği atağı 13.11.1974 Türkiye-Avusturya 0-1 Özel Maç Strafner önledi. Ancak Avusturyalı oyuncu fazla oyalanın- ca Yıldıray topu kaptı, hızla ceza alanına girdi ve kalecinin 17.04.1977 Avusturya-Türkiye 1-0 Dünya Kupası grup eleme yanından plaseyle skoru 1-0 yaptı. 30. dakikada Yıldıray 30.10.1977 Türkiye-Avusturya 0-1 Dünya Kupası grup eleme sağdan nefis ortaladı, Hakan yarım voleyle topu sağ üst köşeye bıraktı: 2-0. Atakların ardı arkası kesilmiyor, hızını 17.11.1982 Avusturya-Türkiye 4-0 Avrupa Şampiyonası grup eleme alan Millî Takım farka gitmek için can atıyordu. Ümit Da- vala ve Alpay’ın skoru biraz daha artırma denemelerinin 16.11.1983 Türkiye-Avusturya 3-1 Avrupa Şampiyonası grup eleme ardından üçüncü gol devrenin sonunda geldi. Arif soldan ortalıyor, Hakan Şükür kafayla indiriyor, Okan da topu 02.11.1988 Avusturya-Türkiye 3-2 Dünya Kupası grup eleme boş kaleye kafayla itiyordu. Avusturya’nın gardı iyice düşmüştü artık. Millîler ise art arta gelen gollerle coşan seyircinin iste- 25.10.1989 Türkiye-Avusturya 3-0 Dünya Kupası grup eleme ğine cevap vermek için fark arayışlarını sürdürüyordu. 69. dakikada Hakan Şükür ceza alanının hemen önünde Arif’e nefis bir pas çıkardı, Arif gelişine çok sert vurdu: 4-0. 84. dakikada yine organize bir atakta bu kez Sergen ortalıyor, Hakan 10.11.2001 Avusturya-Türkiye 0-1 Dünya Kupası baraj maçı Şükür bırakıyor, Arif voleyle tamamlayarak skoru ilan ediyordu: 5-0. Baraj maçlarının kazanılmasıyla yaşanan coşku, 2002 14.11.2001 Türkiye-Avusturya 5-0 Dünya Kupası baraj maçı Dünya Kupası finallerinde dev bir zaferle taçlanacak, Millî Takımımız Güney Kore-Japonya ortaklığındaki organizasyondan dünya üçüncüsü unvanıyla dönecekti. 19.11.2008 Avusturya-Türkiye 2-4 Özel Maç

48 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 49 30 Mayıs 1948, Özel Maç 20 Mart 1949, Özel Maç 30 Ekim 1977, Dünya Kupası eleme maçı 17 Kasım 1982, Avrupa Şampiyonası eleme maçı

Türkiye 0 - 1 Avusturya Avusturya 1 - 0 Türkiye Türkiye 0 - 1 Avusturya Avusturya 4 - 0 Türkiye

Stat Stat Stat Stat İstanbul, İnönü Viyana, Prater İzmir, Atatürk Viyana, Prater Hakemler Hakemler Hakemler Hakemler G. Galeati (İtalya) G. Carpani (İtalya) John Gordon (İskoçya) Suchanek, Bartosik, Norek (Polonya) Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya Cihat Arman (Fenerbahçe, Kaptan) - Murat Alyüz Zeman - Josch, Kowanz - Hanappi, Occwirk, Brinek Eser Özaltındere () - Turgay Semercioğlu Koncilla - Krauss, Obermayer, Pezzey, Degeorgil - Weber, (Fenerbahçe), Vedii Tosuncuk (Beşiktaş) - Selahaddin (Stojaspal) - Kroener, Wagner (Gemhardt), Habistl, Decker, (Trabzonspor), Erol Togay (Altay), Fatih Terim (Galatasaray), Prohaska, Gasselich, Schachner - Glautachnig, Polster Torkal (Fenerbahçe) “Naci Özkaya (Galatasaray)”, Aurednik Erdoğan Arıca (Galatasaray) - Engin Verel (Fenerbahçe), Volkan Türkiye Bülent Eken (Galatasaray), Hüseyin Saygun (Vefa) - Yayım (Zonguldakspor), Sedat Özden (Bursaspor) “İsa Ertürk Türkiye Şenol Güneş (Trabzonspor) - Eren Talu (Adana Demirspor), Fikret Kırcan (Fenerbahçe), Galip Haktanır (Vefa) “Reha (Adana Demirspor dk. 75)” - Ali Kemal Denizci (Trabzonspor), Cihat Arman (Fenerbahçe, Kaptan) - Erdoğan Dağdelen Fatih Terim (Galatasaray, Kaptan), Muzaffer Badaloğlu Eken (Galatasaray)”, Şükrü Gülesin (Beşiktaş), Lefter Cemil Turan (Fenerbahçe, Kaptan), Mustafa Denizli (Altay) (İstanbulspor), Ahmet Erol (Fenerbahçe) - Selahaddin (Zonguldakspor), Hakan Kutucuoğlu (Altay) - Tuna Güneysu Küçükandonyadis (Fenerbahçe), Halit Deringör (Fenerbahçe) “Gökmen Özdenak (Galatasaray dk. 17)” Torkal (Fenerbahçe), Galip Haktanır (Vefa), Hüseyin (Sakaryaspor) “Hüsnü Özkara (Ankaragücü)”, Arif Kocabıyık Avusturya Saygun (Beşiktaş) - Fikret Kırcan (Fenerbahçe), Avusturya (Fenerbahçe), Erdal Keser (B. Dortmund) - Ali Kemal Zeman - Kowanz, Happel - Mikolasch, Occwirk, Joksh - (Fenerbahçe) “Lefter Küçükandonyadis (Fenerbahçe)”, Bülent Koncilla - Sara, Pezzey, Krieger, Breitenberger - Hattenberger, Denizci (Beşiktaş) “Rıza Çalımbay (Beşiktaş)”, Selçuk Yula Melchior, Hahneman, Wagner, Stojaspal (Strohl), Kroener Eken (Galatasaray), Muzaffer Tokaç (Galatasaray), Şükrü Prohaska, Kreuz - Stering, Krankl, Jara (Fenerbahçe), Şenol Çorlu (Sakaryaspor) Gol Gülesin (Beşiktaş) Gol Goller Kroener (dk. 64) Gol Prohaska (dk. 71) Polster (dk. 9), Pezzey (dk. 34), Prohaska (dk. 36 Decker (dk. 45) penaltıdan), Schachner (dk. 52)

13 Kasım 1974, Özel maç 17 Nisan 1977, Dünya Kupası eleme maçı 16 Kasım 1983, Avrupa Şampiyonası eleme maçı 2 Kasım 1988, Dünya Kupası eleme maçı

Türkiye 0 - 1 Avusturya Avusturya 1 - 0 Türkiye Türkiye 3 - 1 Avusturya Avusturya 3 - 2 Türkiye

Stat Stat Stat Stat İstanbul, İnönü Viyana, Prater İstanbul, Ali Sami Yen Viyana, Prater Hakemler Hakemler Hakemler Hakemler Petriceanus Nicules (Romanya) Jerko, Bakkalov, Rubenis (Sovyetler Birliği) Roger Schoeters (Belçika) Jullio Lanese, Carlo Lonlhi, Angelo Amendolia (İtalya) Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya Yasin Özdenak (Galatasaray) - Alpaslan Eratlı (Fenerbahçe), Koncilla - Sara, Pezzey, Persidis, Breitenberger - Hickersberger, Yaşar Duran (Fenerbahçe) - İsmail Demiriz (Gençlerbirliği), Lindenberger - Artner, Weber, Pfeffer, Degorgi - Ratz, Herzog Ziya Şengül (Fenerbahçe, Kaptan), İsmail Arca (Eskişehirspor), Prohaska, Hattenberger - Stering, Krankl, Schachner Fatih Terim (Galatasaray, Kaptan), Yusuf Altıntaş (Kocaelispor), (Glatzmayer), Prohoska, Wilfuth (Palock) - A. Orgis, Polster Zekeriya Alp (Beşiktaş) - Selçuk Yalçıntaş (Ankaragücü) “Zafer Türkiye Erdoğan Arıca (Fenerbahçe) - Sedat Özden (Bursaspor), Raşit Türkiye Göncüler (Fenerbahçe)”, Engin Verel (Galatasaray) - Mehmet Çetiner (Galatasaray), İlyas Tüfekçi (Fenerbahçe) - Necdet Ergun Şenol Güneş (Trabzonspor) - Turgay Semercioğlu Fatih Uraz () - Recep Çetin (Beşiktaş), Cüneyt Oğuz (Galatasaray) “Mehmet Özgül (Galatasaray)”, Cemil Turan (Beşiktaş), Selçuk Yula (Fenerbahçe) Erdal Keser (B. Dortmund) (Trabzonspor), Fatih Terim (Galatasaray), Erol Togay Tanman (Galatasaray, Kaptan), Gökhan Keskin (Beşiktaş) - (Fenerbahçe), Osman Arpacıoğlu (Fenerbahçe) “Tezcan Ozan “Hasan Şengün (Trabzonspor)” (Altay), Necati Özçağlayan (Trabzonspor), Alpaslan Eratlı Savaş Koç (Galatasaray), Ünal Karaman (Malatyaspor), Oğuz (Beşiktaş)”, Metin Kurt (Galatasaray) (Fenerbahçe) - Mehmet Özgül (Galatasaray) “Hüseyin Tok Avusturya Çetin (Fenerbahçe), Mustafa Yücedağ (Galatasaray) - Rıdvan Avusturya (Trabzonspor dk. 80)”, Niko Kovi (Beşiktaş) “Cem Pamiroğlu Koncilla - Krauss, Messiender, Pezzey, Degeorgi - Thonofer, Dilmen (Fenerbahçe), Tanju Çolak (Galatasaray), Feyyaz Uçar Koncilla - Eingenstiller, Pajenk, Hoff, Strasser - Hattenberger, (Fenerbahçe dk. 69)”, Engin Verel (Fenerbahçe) - Ali Kemal Weber, Baumeister, Willfurth - Schachner, Keglevits (Beşiktaş) Prohaska, Gombasch - Sterring, Kreuz, Jara (Hasil) Denizci (Trabzonspor), Cemil Turan (Fenerbahçe, Kaptan) Goller Goller Gol Gol İlyas Tüfekçi (dk. 63), Selçuk Yula (dk. 69 ve 77 penaltıdan), Polster (dk. 38), Herzog (dk. 43 ve 53), Sterring (dk. 4) Schachner (dk. 43) Baumeister (dk. 71) Feyyaz Uçar (dk. 61), Tanju Çolak (dk. 81)

50 Türkiye Avusturya Türkiye Avusturya 51 25 Ekim 1989, Dünya Kupası eleme maçı 10 Kasım 2001, Dünya Kupası baraj maçı Avusturya Milli Takımı Kadrosu

Türkiye 3 - 0 Avusturya Avusturya 0 - 1 Türkiye

Stat Stat İstanbul, Ali Sami Yen Viyana, Ernst Happel Hakemler Hakemler Jozef Marko, Matusik, Chocholous (Çekoslovakya) Manuel Mejuto Gonzales, Oscar Martinez Samaniego, Türkiye Carlos Martin Nieto (İspanya) Engin İpekoğlu (Beşiktaş) - Rıza Çalımbay (Beşiktaş), Gökhan Avusturya Keskin (Beşiktaş), Cüneyt Tanman (Galatasaray, Kaptan), Semih Wohlfarth - Flögel, Vukoviç, Winklhofer, Baur - Schopp Yuvakuran (Galatasaray) - Uğur Tütüneker (Galatasaray) “Tanju (Lexa dk. 53), Strafner, Hiden (Kitzbhler dk. 72), Wallner Çolak (Galatasaray)”, Oğuz Çetin (Fenerbahçe), Ünal Karaman (Weissenberger dk. 63) - Herzog, Haas (Malatyaspor), Mustafa Yücedağ (Sarıyer) - Rıdvan Dilmen Türkiye (Beşiktaş), Feyyaz Uçar (Beşiktaş), Metin Tekin (Beşiktaş) Rüştü Reçber (Fenerbahçe) - Alpay Özalan (Aston Villa), Avusturya Ümit Özat (Fenerbahçe), Emre Aşık (Galatasaray) - Ümit Lindenberger - Russ, Weber, Pfeffer, Streller - Linzmayer, Herzog Davala (Milan), (Inter) “Tayfur Havutçu (Beşiktaş (Glatzmayer), Zack, Artner (Rodax) - Ogris, Polster dk. 89)”, Tugay Kerimoğlu (Blackburn Rovers), Ergün Penbe Goller (Galatasaray) “Arif Erdem (Galatasaray dk. 62)”, (Fenerbahçe) - Yıldıray Baştürk (Bayer Leverkusen) (Fatih Rıdvan Dilmen (dk. 14 ve 54), Feyyaz Uçar (dk. 63) Akyel (Real Mallorca dk. 70)”, Hakan Şükür (Inter, Kaptan) Gol Okan Buruk (dk. 60)

Adı / Player Name Doğum Tarihi / Date of birth Kulübü / Club Millilik ve Gol / App&Goal

Kaleci / Goalkeeper 14 Kasım 2001, Dünya Kupası baraj maçı 19 Kasım 2008 - Özel maç Pascal Grünwald 13.11.1982 Wacker Innsbruck 0/0 Jürgen Macho 24.08.1977 Panionios 24/-25 Türkiye 5 - 0 Avusturya Avusturya 2 - 4 Türkiye Helge Payer 09.08.1979 Rapid Wien 20/-24

Savunma / Defender Stat Stat Ekrem Dağ 05.12.1980 Beşiktaş 3/0 Viyana, Ernst Happel İstanbul, Ali Sami Yen Aleksandar Dragovic 06.03.1991 FC 9/0 Hakemler Hakemler Christian Fuchs 07.04.1986 Mainz 05 37/1 Manuel Grafe, Detlef Scheppe, Kai Voss (Almanya) Pierluigi Collina, Claudio Puglisi, Giovanni Stevanato (İtalya) Florian Klein 17.11.1986 Austria Wien 6/0 Avusturya Emanuel Pogatetz 16.01.1983 Hannover 96 40/2 Türkiye Gspurning - Stranzl, Ibertsberger (Standfest dk. 46), Garics Manuel Ortlechner 04.03.1980 Austria Wien 6/0 Rüştü Reçber (Fenerbahçe) - Emre Aşık (Galatasaray), Ümit Özat (Arnautovic dk. 46), Scharner (Prodl dk. 86) - Saumel Franz Schiemer 21.03.1986 Salzburg 19/4 (Fenerbahçe), Alpay Özalan (Aston Villa) - Ümit Davala (Milan), (Aufhauser dk. 64), Leitgeb (Stankovic dk. 71), Okotie Okan Buruk (Inter) “Sergen Yalçın (Galatasaray dk. 62)”, Tugay (Hoffer dk. 46), Ivanschitz - Fuchs, Holzl Orta Saha / Midfielder Kerimoğlu (Blackburn Rovers), Hasan Şaş (Galatasaray) “İlhan Türkiye David Alaba 24.06.1992 1899 Hoffenheim 6/0 Mansız (Beşiktaş dk. 86)”, Abdullah Ercan (Fenerbahçe) - Yıldıray Volkan Demirel (Fenerbahçe) - Gökhan Gönül (Fenerbahçe), Julian Baumgartlinger 02.01.1988 Austria Wien 9/0 Baştürk (Bayer Leverkusen) “Arif Erdem (Galatasaray dk. 42)”, Eren Güngör (Kayserispor), Gökhan Zan (Beşiktaş), Hakan Martin Harnik 10.06.1987 Stuttgart 20/3 Hakan Şükür (Inter, Kaptan) Balta (Galatasaray) - Sabri Sarıoğlu (Galatasaray) “Serkan Zlatko Junuzovic 26.09.1987 Austria Wien 10/0 Balcı (Trabzonspor dk. 69)”, (Galatasaray) Ümit Korkmaz 17.09.1985 Bochum 8/0 Avusturya “Nuri Şahin (B. Dortmunt dk. 80)”, Mehmet Aurelio (Real Wohlfarth- Prilasnig (Kitzbichler dk. 46), Vukovic, Winklhoofer, Betis) “Selçuk Şahin (Fenerbahçe dk. 87)”, Tuncay Şanlı Yasin Pehlivan 05.01.1989 Rapid Wien 11/0 Flögel - Lexa (Schopp dk. 53), Strafner, Vastic (Weisenberger dk. (Middlesbrough) “ (CSKA Moskova dk. 72)” - Paul Scharner 11.03.1980 West Bromwich Albion 33/0 73), Hiden - Herzog, Haas Kazım Kazım (Fenerbahçe) “Sinan Kaloğlu (Bochum dk. 84)”, Mehmet Yıldız (Sivasspor) “Halil Altıntop (Schalke dk. 46)” Forvet / Forward Goller Goller Marko Arnautovic 19.04.1989 Werder Bremen 9/4 Yıldıray Baştürk (dk. 21), Hakan Şükür (dk. 30), Erwin Hoffer 14.04.1987 FC Kaiserslaurtern 21/3 Okan Buruk (dk. 45), Arif Erdem (dk. 68 ve 84) Holzl (dk. 28 ve 53), Mehmet Aurelio (dk. 38), Tuncay Şanlı (dk. 41, 47 ve 62) Marc Janko 25.06.1983 FC Twente 18/7 Roland Linz 09.08.1981 Austria Wien 39/8 Stefan Maierhofer 16.08.1982 Duisburg 15/1 Roman Wallner 04.02.1982 FC Salzburg 29/7 52 Türkiye Avusturya 07 Eylül 2010 03 Belçika Eylül 2010 Türkiye 3-2 Kazakistan 6-1 Azerbaycan 0-3 Türkiye Almanya Belçika 2-0 Kazakistan 0-1 Almanya Avusturya

A Grubu 12 Ekim 2010 Ekim 2010 Azerbaycan 08 1-0 Türkiye 3-0 Türkiye Belçika Almanya 4-4 Avusturya Takımlar O G B M A Y P 3-0 Azerbaycan Kazakistan Avusturya 0-3 Almanya Almanya 5 5 0 0 17 1 15 Kazakistan0-2 Belçika Belçika 5 2 1 2 10 8 7 Avusturya 4 2 1 1 9 6 7 Türkiye 4 2 0 2 6 6 6 Azerbaycan 3 1 0 2 2 9 3 25 Mart 2011 Kazakistan 5 0 0 5 0 14 0 Avusturya0-2 Belçika 29 Mart 2011 Almanya4-0 Kazakistan Türkiye-Avusturya Belçika-Azerbaycan

03 Haziran 2011 2 Eylül 2011 Türkiye-Kazakistan Belçika-Türkiye 7 Haziran 2011 Azerbaycan-Belçika Avusturya-Almanya Azerbaycan-Almanya Almanya-Avusturya Kazakistan-Azerbaycan

7 E kim 2011 11 Ekim 2011 Eylül 2011 Türkiye-Almanya 06 Türkiye-Azerbaycan Avusturya-Türkiye Azerbaycan-Avusturya Almanya-Belçika Azerbaycan-Kazakistan Belçika-Kazakistan Kazakistan-Avusturya