View metadata, citation and similar papers at core.ac.uk brought to you by CORE

provided by Sehir University Repository

Restore ediliyor: Beyoğlu’nu eski kimliğine yeniden kavuş­ turmak için yapılan restorasyon çalışmaları, Beyoğlu’nda İs­ tiklal Caddesi boyunca sürüp gidiyor. Binaların ön cepheleri yenileniyor, bazı yıkımlar yapüıyor, sokak lambaları değişti­ riliyor. Yapılan herşey, dünün Beyoğlu’sunu bugüne getirmek, kimlik arayışına bir son vermek için. Eski Beyoğlu artık tarih oldu

Baştarafı 1. sayfada ______R e ja n s v e Caddesi'ne gelenler, yavaş ya­ s a n v o t k a “PERAN BAĞLARI’'NDAN BEYOĞLU’NA vaş kendilerini yürüyüşe hazırlar­ St. Antuan Kilisesi ise yılbaş­ lar. Tıpkı sahneye çıkar gibi. Tü­ başında durum hâlâ böyleydi. nerin Beyoğlu’na çıkan kapısının larında biraz org, biraz ayini din­ Atatürk Kültür Merkezi bulun­ NAZAN ÖCALIR Daha ötelerde kışlalar (Taksim) maktadır. Taşkışla ve Maçka kış­ hemen karşısındaki yapı, demir lemek isteyen İstanbul emelleri­ Beyoğlu’na bağlılığı bulunmayan nin kaçırmadığı yerlerden biridir. laları restore edilerek, İstanbul kapısıyla küçük avluya açılır. Ki­ köyler (Tatavla, şimdiki Kurtuluş) Ayinden sonra gidilecek yer ise Teknik Üniversitesi’ne tahsis tapçılar, antikacılar ve resim ga­ EYOĞLU, Haliç’in vardı. Beyoğlu'nun gelişmesi, 19. Rejans’tır. Sarı votkanın parlatıl- edilmiştir. lerisi vardır burada. Eğer biraz kuzeyinde, batıda yüzyılın ikinci yarısında hızlandı. dığı uzun sohbetlerin keyifle ge- daha yürüyeyim derseniz, yavaş Kasımpaşa deresi Şehir sularının buradaki depodan Ilber Ortaylı "İstanbul'dan ceyarılarına vardırıldığı Rejans, Sayfalar" adlı kitabında Beyoğ- yavaş şarap ve rakı kokuları gel­ ile doğuda Dolma- çevreye dağıtılması nedeniyle bugün de tadını sürdürüyor. lu’ndan sözederken şunları söy­ meye başlar. Beyoğlu'nun ete­ ____ bahçe (Gazhane) Taksim adını alan semte doğru lüyor. ğindeki meyhaneler ara sokaklar­ deresi vadisi arasında kalan bü­ gelişti. 1873’de ’yı Beyoğ­ tün bir alanı kaplar. Üç taraftan “ Beyoğlu ve Galata, 19. yüz­ da, saltanatlarını kendince sürdü­ Çiçek Pasajı ve Balık Pazarı ise lu’na bağlayan tünel yapıldı. Da­ rürler. yeşilin, meyvaların, baharatçıla­ dik yamaçlara dayanan, kuzeyde ha sonra kentin bel kemiğini yılda Avrupa yaşam biçiminin Do­ Tekrar caddeye yöneldiğiniz­ rın, cümle dost yiyecek, içecek­ Şişli’ye doğru yükselerek devam oluşturan büyük cadde (şimdiki ğu Akdeniz’deki salaş bir de, bağırtı ve gürültü arasında bir lerin merkezidir. Beyoğlu’nun en eden, 70-80 metre yükseklikte, istiklal Caddesi) üzerinde önce modeliydi. Kargir binalarıyla, kar­ yığın çiçekle karşılaşırsınız. Be­ yoğun kalabalığına burada rast­ az eğimli bir alan üzerinde yayı­ atlı, 1913’ten sonra elektrikli şıdaki ahşap İstanbul'a tepeden yoğlu Evlendirme Dairesi’nin te­ lanır. Kimi ayaküstü birasını içer, lır. tramvay işletildi. bakan, sokaklarında farklı giyim­ laşlı, sevinçli ve dedikodulu ka­ kimi saz-söz eşliğinde demlenir. de insanların gezindiği, değişik Beyoğlu adının, Zamanla Beyoğlu'nun yerleş­ labalığıdır bu. Kimi satıcılar balığı, bir mücevher Mehmet tarafından yıkılan Trab­ yemeklerin yendiği, farklı biçim­ gibi aydınlatıp sunar. Galatasa­ me alanı, Teşvikiye ve Maçka de eğlenilen, özgün şivelerle ya­ ______Y a b a n c ı zon Rum devletine mensup, son­ üzerinden Beşiktaş’a Şişli ötele­ ray Lisesi ile Beyoğlu Pastanesi - radan İslamlığı kabul eden Prens bancı dillerin konuşulduğu, nin güzelim mimarisi, bu çevre rine uzandığı gibi, Haliç ve yabancı kitap ve gazetelerin sa­ k o n u k la r Aleksis buraya yerleştiği için ve­ Boğaziçi kıyısına hakim yamaç­ içindeki iki köşeyi tutar. rildiği söylenir. Bizans devrinde tıldığı ve OsmanlI aydınının Avru­ Sonra elçilik yapıları yolun sa­ lara doğru da yayıldı. Böylelikle pa'yı gözlediği pencere bu ğında 'nu gözleyen buraya “ Peran Bağları" (Pera- devamlı bir yerleşme alanı mey­ Karşıyaka) denilirdi. Sûrla kuşa­ semtti. Aslında herhangi bir Fran­ bahçelerinde ilginç mimarileriyle ______B u g ü n ______dana getirdi. Eski Beyoğlu'nun sız veya İtalyan taşra şehrinin gö­ yerlerini alırlar. Bir bakıma, Be­ tılmış Galata’nın kuzeyinde, şim­ evleri genellikle ahşap olduğun­ a r tık y o k diki Beyoğlu’nu meydana getiren rümünden öteye geçemeyen bu yoğlu’nun konuk yabancılarıyla dan bölge zaman zaman büyük bölgede elçilikler, yabancı banka­ kimliğini pekiştirir. Konserler, alar.da, sebze ve meyve bahçe­ yangınlarla süpürüldü. 1831 ve leri yer alırdı. İstanbul, Türkler’e lar, yabancı okullar ve Osmanlı Hı­ konferanslar, sergiler her biri Be- Sonra sinemalar başlar. Tiyat­ 1871 yangınları, Beyoğlu'na bü­ ristiyanlarca ilgisi olmayan rolar serpiştirilmiştir iki yana. Ve geçtikten sonra, bu kesimde ev­ yoğlu'nun dünyaya açılan kapıla­ yük zarar verdi. Bundan sonra Hıristiyan cemaatlerin kiliseleri rıdır... Taksim’e uzanan yol üzerinde, ler, meslevi tekkesi ve camiler, taş binalar çoğaldı. Aşmalı Meslata’dan ayrılıp Be­ vardı. Sonra zenginleşen gayri Şimdilerde toz içindeki, kapı- binbir telaş sürer gider. Ama Be­ Beyoğlu bugün istiklal Cadde­ müslümler buraya yerleştiler. Ya­ duvar Markiz Pastanesi de geç­ yoğlu bu telaşın arasında kendi yoğlu’na geldiler. Yabancı azın­ si, Yüksek Kaldırım ve Meşrutiyet lıklar da onları izledi. bancı restoranlar, birahaneler, mişin bir çok ünlü yazarına, çize­ saltanatı olan keyfi hiç elden bı­ Caddesi ile Galata'ya bağlanır. cafeler, ikinci, üçüncü sınıf gez­ rine tanıklık etmiştir. Bir bakıma rakmaz. Kuzeyde Taksim’i geçtikten son­ ginci AvrupalI grupların temsil Markiz, kültürün her gün yeni aşı­ Bugün artık o ünlü pastaneler, _____ Kışlalar ra, Halaskargazi Caddesi’yle Şiş­ verdiği tiyatrolar da buraya dol­ larla yeşerdiği bir yerdi. Edebiyat­ lokantalar yok. Beyoğlu yeni bir li’ye bağlanır. İstanbul’un belli du. Beyoğlu’nda fakirle zengin çısından tutun, heykeltraşı, bilim kimlik arayışı içinde. Günümüzün ve köyler başlı ticaret bölgeierindendir. farklıydı. Burada imtiyaz dille ve adamı ve yeme içme keyfini bi­ usta yazar ve çizerleri de arada Bankalar, sinema ve tiyatrolar İs­ dinle değil, servetle olurdu. Bina­ lenlerin geldiği önemli bir durak bir geceleri uğruyor Beyoğlu’na. Beyoğlu uzun süre Galata sur­ tiklal ve Halaskargazi caddeleri ların içleri süsleniyordu. Dışları yeriydi. Beyoğlu’nun şıklığı için, Ama Beyoğlu’nun kalabalığına larının kuzey ucunda bulunan boyunca sıralanır. Taksim Mey- da süslüydü. Sokakların düzen­ bir tek Markiz Pastanesi'ni örnek diyecek yok. Her gece cümbüş Galata Kulesi ile Galatasaray ara­ danı’nda Conica’nın İstiklal Anı­ lemesi için, ilk faal belediye de göstermek bile yeterdi... bir başka renkte sürüp gidiyor... sındaki kesimde kaldı. 18. yüzyıl tı ile meydanın bir kenarında burada kuruldu.”

KENDİNİ ARAYAN BEYOĞLU İÇİN NELER SÖYLEDİLER?

______İLHAN BERK______ATTİLA İLHAN: Sosyolojik bir olay Levanten kültürün geliştiği yer... eyoğlu'nun dünü ile bugününü karşılaştırırsak aslında ikisi B de bir toplum değişimi olayıydı. Dün dündür, bugün de bugün. ürkler İstanbul’u 1453 yılında aldılar. Beyoğlu'na 1953 yılında Dün bir sosyolojik olay olarak yitip gitmiştir. Bugün yeni bir Beyoğlu girdiler. Ben hep böyle derim. Beyoğlu İstanbul içerisinde ya­ vardır Türkiye’nin toplum gelişmesini yansıtan. rbancı bir şehirdi. Levanten kültürün geliştiği bir yerdi. Beyrut, Se­ Osmanlı İmparatorluğumda oluşan Beyoğlu, Cumhuriyet'in ila­ lanik, İzmir de böyleydi. Ben Beyoğlu kültürüne 1940'larda girdim. nıyla değişen koşullara uygun bir yapı geliştirmiştir. Dünkü Beyoğlu, O zaman Fransız garsonlarla karşılaşılıyordu. Fransızca yemek ta­ Levanten ve kozmopolitti. Daha açık deyimle, Osmanlı İmparator­ rifeleri hazırlanmıştı. Ancak bu, şimdi olduğu gibi turistler için de­ luğu ’nun son döneminde ekonomik ilişkiler oluşturan yabancı in­ ğil, İstanbul’da yaşayan insanlar için hazırlanmıştı. Bunlar azınlıklar sanların, dünya görüşüne ve toplum anlayışına uygun bir ortamdı. ve alafranga merakı olan Türk’lerdi. Yabancı kitapçılar vardı. Bun­ Bu ortamda elçilikler, aracı işadamları ve yabancı kapital temsilci­ lar yabancı kitap ve gazeteler satarlardı. Bu gazeteler alınıp kah­ leriyle bankalardı... vehanelerde okunur, bunlar konuşulurdu. Ara sıra da konserler Cumhuriyet Türkiye'si bu ortamı ilk on yılında yavaş yavaş tasfi­ verilirdi. ye etti. Yabancıların boş bıraktığı iş kollarının çoğunluğunu Ana­ dolu'dan gelen Türkiye Cumhuriyeti yurttaştan ele aldı. Bu ekonomik Ali Poyrazoğlu Ferruh Doğan FERRUH DOĞAN: değişim, Beyoğlu'nun şehircilik açısından, kültür bakımından de­ ğişimine yol açtı. Bu da olağandı. Ne var ki, İkinci Dünya Savaşı Yeni bir kimlik yıllarının Türkiye’ye getirdiği karaborsa ve yüksek vurgun, olağan gidişi yozlaştırdı. Özellikle 1950'den sonra DP’nin uyguladığı eko­ eyoğlu'na yeni bir kimlik kazandırılmalı. Bu kimlikSçağdaş kent­ nomi politika sonucu, İstanbul’a bir Anadolu akını başladı. Zengin leşmeye uygun bir konumda olmalı. Aşırı nostaljinin lüzumu yok. toprak ağaları, küçük esnaf ve hatta ırgat yığınları İstanbul’a yer­ EskiB Beyoğlu bitti. Eski Beyoğlu bitti. Çünkü eskisi gibi komprador leştiler. Dolayısıyla, şehrin bütün yerlerinde olduğu gibi, Beyoğlu’­ kapitalizmi yok. Frenklik taslayan gayrimüslim azınlıklar yok. Bü­ na da yayıldılar. tün bunlar tasfiye edildi. Artık isteseler de Beyoğlu’nu ihya ede­ Son birkaç yılda, genellikle aydın kesimin de yankılara yol açan mezler. Eski levantenleri bulmak gerekir. günümüz Beyoğlu'su, bu sosyolojik olayın sonucudur. Bu bakım­ dan olağandır ve “Ahh eski Beyoğlu ne güzeldi” demenin de bir ALİ POYRAZOĞLU: anlamı yoktu. Eski Beyoğlu’nu iyi yönleriyle hatırlayan son nesil yavaş yavaş Soykırıma uğradı... çekilmektedir. Eski Beyoğlu restoranları, pastaneleri, çalgıhanele- ri, lokalleri, tiyatroları, sinemaları bir dönemin o gereksinmelerini eyoğlu değişiyor değil, değişmiş vaziyettedir. Beyoğlu bir soy­ karşılıyordu. Bu dönemin insanları Beyoğlu'ndan ayrıldılar, yerle­ kırıma uğradı. Altından girildi, üstünden çıkıldı. Buna da göz rini yukanda belirttiğim yeni insanlara bıraktılar. Bu insanlann bam­ B yumuldu. Beyoğlu’nu kurtarmak için çaba harcanıyor. Mimarisi can­ başka bir yaşam biçimi, bir beğenisi, bir kültürü vardır. Değişiklik Bülent Oran landırılıyor. Tabii bu iyi bir adım. Ancak asıl önemlisi eskiden Be­ buradan ileri gelir. Eski Beyoğlu diye birşey kalmamıştır. Şimdiki yoğlu, İstanbul’un kültür ve sanat merkeziydi. İstanbul'un nabzı toplum koşulları bambaşkadır. Beyoğlu’nda atardı. Bugün Beyoğlu’nda sinema ve tiyatroların yı­ Kimi yapıların yüzlerini boyatmakla, kimi heykel ve süslü ­ kılmaması gerekir. Bugün tarihi eser olan sinemaların yıkılacağı ve ler getirmek ve koymakla, hiçbirşey geri gelmez. Yapılmak istenen­ yerlerine iş merkezleri yapılacağı söyleniyor. Buraların yıkılma­ ler, boş bir fantaziden öteye geçemez. sı değil, tamir edilip yeniden kazandırılması, halka açılması gerek­ Eski Beyoğlu Art-Nouvean tarzında inşa edilmişti. Ama Batı'da- lidir. Çünkü kültür kamunundur. Tür kültürü, Türk halkınındır. Kül­ ki örneklerinden farklıydı. Biraz da Şark üslubu katılarak hazırlan­ tür, binalarını yerle bir edip, ondan sonra kültür ve sanat merkezi mıştı. yapacağız demekle olmaz. Beyoğlu 'nu değiştirmek kaldırımlara taş Eski Beyoğlu’nun koşullan, insan lan, havası değişti. Beyoğlu eski dizmek ve kenarlarına fener dikmekle olmaz. Beyoğlu’nu kurtar­ insanı eski havası eski güzelliği ile çekiciydi. O hava yeniden geti­ mak kültüre daha saygılı olmakla mümkündür. rilemez. f ÇELİK GÜLERSOY: BÜLENT ORAN Az parayla herkes giderdi... Taşralı yerleşti... eyoğlu değişik insanların bulunduğu Beyoğlu 'ydu. Esprisi es­ erhangi bir şehir gibi, dünün Beyoğlu'su da, ki İstanbul beyefendilerinin, ozanların, sanatçıların kişilikleriy­ iki unsurdan oluşuyordu. Yapılar, onları meydana getiren ve B H içinde yaşayan insanlar. Bu insanları da üç gruba ayırabiliriz: Ya­ le çevreye sıcaklık katan insanlann yeraldığı Beyoğlu'ydu. Gece Çelik Gülersoy Attila İlhan sokaklarında sarhoşların dolaştığı Beyoğlu'nun, kimlik değiştirmesi bancılar, levantenler ve azınlıklar. Dünkü Beyoğlu kesin olarak bu nasıl olur bilemiyorum. Eski Beyoğlu az para ile herkesin gidebil­ üç grubun eseridir. Bu insan unsuru, Cumhurivet’ten sonra değiş­ diği bir yerdi. Eski sıcaklığın ve canlılığın, yeniden oluşturulabile­ meye başladı. Elçilikler Ankara 'ya gitti, Doğu ile Batı arasında ara­ ceğini sanmıyorum. Belki yeni düzenlemeler yapılan Beyoğlu, elit cılık yapan levantenler, ayrıcalıklarını kaybettiler, çoğu Türkiye’den bir tabakaya hizmet edecektir. Ama eski Beyoğlu’nun sıcaklığı olu­ ayrıldı. Fakat eskinin kalıntıları, yani hem yapılar, hem bir oranda şamaz. insanlar, İkinci Cihan Savaşı sonlarına kadar yaşamaya devam etti. Beyoğlu'na çıkılacağı zaman, insanın içinde, çocukların bayram Asıl büyük değişiklik, 1960'h ve 70'li yıllarda oldu. Dünkü kozmo­ sevincine benzer bir sevinç doğardı. Oraya gidildiğinde karşılaşı­ polit nufus yerine, taşra halkı Beyoğlu 'na yerleşti. Yani semt vücu­ lan insanlar, gidilen yerler, konuşulan konular insanlan çekerdi. Res­ dunun, kanı değşimiş oldu. Yeni nüfus, tabii, binaları da samlar, yazarlar, şairler oraya gelirlerdik Hoş sohbetler olurdu. değiştirmeye koyuldu. Kimi binalar yıkıldı. Eskiden tek ailenin otur­ Meyhaneler küçüktü, ama sıcaktı. Sıcak tartışmalar yapılırdı. Mey­ duğu yapılara, bir sürü nüfus doldu. Özetle, Beyoğlu’nun değişi­ hanelerde "Beyaz Rus hanım"lar hizmet ederdi. Hem şimdiki gibi mi, 20-30 yıl önce gerçekleşmiştir. Bugünkü değişim, insan büyük bir kalabalık da yoktu eski Beyoğlu’nda... aktöründe değil, yeni belediyeler Beyoğlu'nun fiziksel yapısını, ya­ Bugün Beyoğlu’nda birtakım çalışmalar yapılıyor. Birbirini tutma­ ni binalar, meydanlar ve caddeler dokusunu değiştirmeyi amaçtık yan sokak lambaları yapılıyor. İki günde bir kırılıyor. Tekrar yenisi yortar. Altı şeritli bulvarlar açma, geri kalan binalara da 20 kat izn\ yapılıyor. verilmesi gibi. Ben bunların hiç birine taraftar değilim. Çünkü bun­ Benim endişem, bu yenileme çalışmaları sonucunda, oraya gi­ larla Beyoğlu tamamen kişiliğini kaybedecektir, yani ne kaldıysa den insanlar elit bir tabaka mı olacak7 Verilen hizmetin karşılığı yük­ o da gidecektir. Ayrıca sosyoloji okumuş bir kimse olarak, toplu­ sek mi olacak. Öyle olursa oraya gelecek insanlar eski Beyoğlu'na mun ekonomik ve sosyal dokusunun, mimarlık ve mühendislik ope­ gelen insanlar olmaz. İlhan Berk rasyonlarıyla değişmeyeceğini de bilirim." t )

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

* 001500842006 *