03303300055888.Pdf

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

03303300055888.Pdf T.C. ANKARA ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ SOSYOLOJ İ ANAB İLİM DALI YEN İ TÜRK S İNEMASINDA KADINA YÖNEL İK SOSYAL KONTROL KODLARININ DÖNÜ ŞÜMÜ: FEM İNİST AÇIDAN B İR İNCELEME Yüksek Lisans Tezi Beril UĞUZ Ankara, 2013 T.C. ANKARA ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ SOSYOLOJ İ ANAB İLİM DALI YEN İ TÜRK S İNEMASINDA KADINA YÖNEL İK SOSYAL KONTROL KODLARININ DÖNÜ ŞÜMÜ: FEM İNİST AÇIDAN B İR İNCELEME Yüksek Lisans Tezi Beril U ĞUZ Tez Danı şmanı Prof. Dr. Erol DEM İR Ankara, 2013 T.C. ANKARA ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ SOSYOLOJ İ ANAB İLİM DALI YEN İ TÜRK S İNEMASINDA KADINA YÖNEL İK SOSYAL KONTROL KODLARININ DÖNÜ ŞÜMÜ: FEM İNİST AÇIDAN B İR İNCELEME Yüksek Lisans Tezi Tez Danı şmanı: Prof. Dr. Erol DEM İR Tez Jürisi Üyeleri: Adı ve Soyadı İmzası Prof. Dr. Erol DEM İR Yrd. Doç. Dr. Gülay şe Temelta ş Yrd. Doç. Dr. Düriye Fatma Türe Tez Sınav Tarihi: 20.02.2013 TÜRK İYE CUMHUR İYET İ ANKARA ÜN İVERS İTES İ SOSYAL B İLİMLER ENST İTÜSÜ MÜDÜRLÜ ĞÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranı ş ilkelerine uygun olarak toplanıp sunuldu ğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gere ği olarak, çalı şmada bana ait olmayan tüm veri, dü şünce ve sonuçları andı ğımı ve kayna ğını gösterdi ğimi ayrıca beyan ederim. (20.02.2013) Beril U ğuz ÖNSÖZ 2005 yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden mezun oldum. Ancak içimde her zaman sanat ile ilgili çalı şmalar yapma iste ğim oldu. Bir yandan da kadın odaklı çalı şma iste ğim, beni sanat sosyolojisi temelinde kadın odaklı çalı şma yapabilece ğim sosyoloji bölümünde yüksek lisans eğitimi almaya götürdü. Uzun süren yüksek lisans programımla e şzamanlı olarak çe şitli sivil toplum kurulu şlarında Avrupa Birli ği projeleri yürüttüm. Son olarak sanat konusunda çalı şma iste ğim a ğır bastı ve de ğerli hocam Prof. Dr. Erol Demir'in danı şmanlı ğında, 2011 yılında, temelinde feminist sanat olan tez çalı şmama ba şladım. Prof. Dr. Erol Demir Hocam, iki yıl gibi uzun bir süreye yayılan tez çalı şmalarım sırasında bilgi birikimi, deneyimleri, titiz ve disiplinli çalı şma yöntemleri ile bilimsel bir çalı şmanın nasıl ince elenip sık dokunaca ğının yollarını gösterdi. De ğerli Hocamın katkıları ile kendimi kapsamlı akademik çalı şmalara daha hazır ve daha yetkin hissetmekteyim. Bu uzun ve zorlu süreçte deste ğini hep gördü ğüm hocam sayın Prof. Dr. Erol Demir'e te şekkürü borç bilirim. İki seneyi alan ara ştırmalarım süresince feminist film çalı şmaları ve feminizm konularında yaptı ğım okumalar küçüklü ğümden bu yana sorguladı ğım birçok konuda yalnız olmadı ğımı hissettirdi ve bana bu konularda daha da derinle şmek ve üretmek için ilham verdi. Kadın olmayı sorgulayıp ele ştiren, bu sorgulamalarının arkasından gitme cesaretine sahip olan ve bilimsel yazına kadın bakış açısı getirerek bilimi dönü ştüren tüm kadınlara ve kadın yazarlara aydınlanmama verdikleri katkılar için yürekten te şekkür ediyorum. Bilimsel çalı şma iste ğimi tüm ya şamım boyunca te şvik ve deste ği ile cesaretlendiren ve kendisi de bir bilim insanı olan sevgili babama; benim için hep güçlü bir kadın rol modeli olan ve e ğitimimde bana her zaman sonuna kadar destek olan sevgili anneme; her konuda deste ğini benden esirgemeyen ve benim hep en yakınımda duran ablama sonsuz te şekkürler ediyorum. Ayrıca çalı şmalarım süresince bana manevi anlamda destek olan tüm arkada şlarıma; kar şıma çıkan tüm güzel insanlara ve tüm güzel kadınlara çok te şekkür ediyorum. Son olarak de ğerli jüri üyeleri, sevgili hocalarım Yrd. Doç. Dr. Düriye Fatma Türe ve Yrd. Doç. Dr. Gülay şe Temelta ş’a çalı şmama getirdikleri ele ştirileri ve payla ştı ğımız ortak inancı hissetmemi güçlendiren destekleri için yürekten te şekkür ediyorum. Beril U ğuz Ankara, 2013 İÇİNDEK İLER 1. BÖLÜM: GİRİŞ …………………………………………………....1 1.1. Ara ştırmanın Konusu…………………………………………………1 1.2. Ara ştırmanın Sorunsalı………………………………………...……..4 1.3. Ara ştırmanın Amacı…………………………………………………..6 1.4. Ara ştırmanın Temel Değişkenleri……………………………………8 1.5. Ara ştırmanın Önemi………………………………………………...11 1.6. Ara ştırmanın Soruları…………………………………………….....12 1.7. Ara ştırmanın Yöntemi……………………………………………....13 2. BÖLÜM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE…………………...………18 2.1. SOSYAL OLGULAR VE SANAT……………………………….....19 2.1.1. Sanat, Sosyoloji ve Sinema…………………………………………..20 2.1.2. Sosyal Kontrol ve Temel Kavramlar…………………………..…...25 2.1.3. Sonuç……………………………………………………………..…..36 2.2. SİNEMADA KADIN TEMS İLİ…………………………………….39 2.2.1. Feminist Film Teorisi………………………………………………..40 2.2.2. 1970 Öncesi Sinemada Kadın Temsili…………….………………..53 2.2.3. 1970 Sonrası Sinemada Kadın Temsili……………………………..63 2.2.4. Sonuç………………………………………………………………….72 2.3. TÜRK S İNEMASINDA KADIN F İLMLER İNİN GEL İŞİ Mİ VE KADIN TEMS İLİ………………………………….………………..74 2.3.1. 1980 Öncesi Türk Sinemasında Kadın Temsili……………...…….76 2.3.2. 1980 Sonrası Türk Sinemasında Kadın Temsili……………….…..87 2.3.3. Sonuç……………………………………………………………..….102 2.4. FİLM ANAL İZLER İNDE TEMEL YAKLA ŞIMLAR………….106 2.4.1. Göstergebilimsel Yakla şım……………………………………......113 2.4.2. Psikolojik Yakla şım……………………………………………......115 2.4.3. Marksist Yakla şım………………………………………………....117 2.4.4. Feminist Yakla şım………………………………………..………..120 2.4.5. Sonuç………………………………………………….……….....…123 3. BÖLÜM: ARA ŞTIRMANIN YÖNTEM İ………………………..127 3.1 Film Analiz Yakla şımları………………………………………..131 3.2 1980 Sonrası Kadın Filmlerinin Kategorilendirilmesi...............138 4. BÖLÜM: ÖRNEKLERLE F İLM İNCELEMELER İ………...144 4.1. “KADININ ADI YOK”…………………………………...…..…..144 4.1.1. Cinsiyet Sosyalizasyonu, Susturulma, Yalnız Bırakılma, Soyutlanma, Göz Hapsinde Olma…………………………………147 4.1.2. Aşağılanma, Dalga Geçilme, Dikkate Alınmama, Nesnele ştirilme, Yok Sayılma, Evlilik Kurumu……………………………………156 4.1.3. Uyarılma, Hesap Sorulma, Tehdit Edilme, Yargılanma, Korkutulma, Namus Olgusu……………………………………….170 4.1.4. Susturulma, Pasifize Edilme, Öz Kontrol……………………...….175 4.1.5. Yalnız bırakılma, Dı şlanma………………………………………..179 4.2. “DUVARA KAR ŞI”………………………………………………..….183 4.2.1. Gelenekler, Görenekler, Adetler……………………………….186 4.2.2. Namus Olgusu………………………………………………..…188 4.2.3. Şiddet, Sözlü-Fiziksel Taciz, Tahrik, Tecavüz, Susturulma, Psikolojik Sosyal Kontrol-Kurumsal Kontrol…………….…..193 4.2.4. Rehabilitasyon-Resmi Sosyal Kontrol/ Din Kurumu-Grup Kontrolü, Kınanma, Ö ğüt, Tehdit Edilme…………………….199 4.2.5. Yalnızla ştırılma, Dı şlanma………………………………….….207 4.2.6. Evlilik Kurumu, Di şil İş ler, Sindirme, Yıldırma, Cezalandırma, Sistemle Uyumlu Hale Getirilme………………….……………209 4.3. “YENGEÇ OYUNU”………………………………………..……….215 4.3.1. Namus Olgusu, Dil Kurumu……….………………………..…218 4.3.2. Dedikodu, Mesafe Koyma………………………………….…..224 4.3.3. Yalnızla ştırılma, Dı şlanma………………………………….….226 4.3.4. Şiddet, Zorlanma, Susturulma…………………………….…...230 4.3.5. Engellenme, Uyarılma, Tehdit Edilme………………………...234 4.3.6. Tutuklanma/ Resmi Sosyal Kontrol……………………………237 4.3.7. Sindirme, Yıldırma, Kabullendirme, Sistemle Uyumlu Hale Getirilme………………………………..…….…243 5. SONUÇ…………………………………………………………..……….247 KAYNAKÇA……………………………………………………………..…260 ÖZET………………………………………………………………………..272 ABSTRACT………………………………………………………………...273 EK 1/ TABLO 1…………………………………………………………….275 1.G İRİŞ 1.1. Ara ştırmanın Konusu Goffman (1979) toplumsal düzen ve ritüellerin, birlikte ya şama sürecini kayganla ştırıcı bir gres ya ğı görevi gördü ğünü ileri sürer. “Sosyal kontrol” Goffman’ın belirtti ği bu toplumsal düzenin devamlılı ğını sa ğlayan mekanizmalardan biridir. Ancak sosyal kontrolde ba şat güçler hangileriyse onlar ön plana çıkmakta ve bu mekanizma içinde bulundu ğu düzeni korumaya yönelik olarak şekillenmektedir. Bu anlamda sosyal kontrol düzlemleri homojen olmaktan çıkarak heterojen şekillere bürünmekte ve ataerkil toplumlarda ataerkil düzeni korumaya yönelik olarak yapılanmaktadır. Sosyal kontrolün en önemli amacı toplumsal düzenden sapmayı, kısaca “sosyal sapma” yı önlemektir. Ancak ataerkil toplumlarda sosyal kontrol mekanizması, kadınları sınırlandırmaya yönelik bir “i şlevinden sapma” durumu ya şamaktadır. Amacı sosyal sapmayı önlemek olan “sosyal kontrol” ataerkil toplumda “ataerkil düzenden sapmayı” önleyici bir mekanizmaya dönü şmektedir. Ataerkil düzenden sapmak isteyen ve bu sistemi sorgulayan kadınlar ise bu mekanizmanın hedef tahtası haline gelmektedir. Ataerkil sosyal kontrol kodları toplumda kadına her alanda kendisini hissettirmektedir. Özel ya şamda, i ş ya şamında, kamusal alanlarda, sokakta, otobüste, kafede, trafikte, bilimde, e ğitimde, siyasette, dinde, tarihte kısaca insanın oldu ğu her alanda kadına toplum tarafından sınırlar çizilmektedir. Bu sınırlar psikolojik veya fiziksel şiddetten, tecavüze, sözlü tacizden, kibarca uyarmaya kadar çe şitli şekillerde gündelik ya şamda hissedilmekte, ya şanmaktadır. Elbette kadın erkek arası eşitsizlikler dünya toplumlarının ço ğunlu ğunda çe şitli alanlarda gözlenmektedir. Ancak hedeflerinden biri batılı toplumların ça ğda şlık düzeyine ula şmak olan Türk toplumunda, gündelik ya şama inecek derecede fazla ve toplumda kadının güvenli ğini tehdit edici ölçülerin çok üzerinde olan davranı şların varlı ğı kabul edilebilir düzeyde olmamaktadır. Ataerkinin hakim oldu ğu Türk toplumunda kadına çizilen sınırlar, kendilerini “sosyal kontrol” yoluyla ortaya çıkartmakta ve ataerkil kodların devamlılığını garanti altına almaktadır. Kanunlar her ne kadar kadın ma ğduriyetini önleyici kararlar alsalar da gelenek, görenek, kültür kodları ile devam eden toplum yapısı kolay kolay de ğişmemekte ve kadına günlük ya şamda sosyal/psikolojik baskı ve kontrol yoluyla ataerkil sistemin kuralları
Recommended publications
  • Turkish Cinema
    Turkish cinema Nezih Erdoğan Deniz Göktürk The first years Cinema, as a Western form of visual expression and entertainment, did not encounter resistance in Turkey, a country culturally and geographically bridging East and West. It perfectly represented the ambivalent attitudes of the national / cultural identity under construction. On one hand, cinema came as a sign of modernization / Westernization, not only for the images of the Westbeing projected onto the screen, but also for the condi- tions of its reception. Cinematography was a technological innovation imported from the West and the ritual of going to the movies became an important part of the modern urban experience. On the other hand, cinema offered possibilities for the production of a ‘national discourse’. Many of the early feature films reflect the ‘birth of a nation’ or resis- tance to the Allied Forces during World War I. The audience was already familiar with the apparatus (theatre, screen, figures, music and sound, light and shadow), which bore some resemblance to the traditional Turkish shadowplay Karagöz, one of the most popular entertainment forms of the past. Ayse Osmanoğlu, the daughter of Sultan Abdülhamid II, remembers that the French illusionist of the palace used to go to France once a year and return with some novelties to entertain the palace population; a film projector throwing lights and shadows on a wall was the most exciting of these spectacles. The first public exhibition took place in 1896 or 1897 in the Sponeck pub, which was frequented by non-Muslim minorities (namely Levantines), as well as Turkish intellectuals infatuated with the Western civilization in Pera (today Beyoğlu), a district in the European part of Istanbul known for its cosmopolitan character.
    [Show full text]
  • Characters and Narration in Ertem Eğilmez's Films
    THE REPUBLIC OF TURKEY BAHÇEŞEHİR UNIVERSITY THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES FILM AND TV CHARACTERS AND NARRATION IN ERTEM EĞİLMEZ’S FILMS Master's Thesis MUSTAFA FURKAN ÖZREN Supervisor: ASSOC. PROF. SAVAŞ ARSLAN İSTANBUL, 2013 THE REPUBLIC OF TURKEY BAHCESEHIR UNIVERSITY THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES FILM AND TV Name of the thesis: Characters and narration in Ertem Eğilmez’s films Name/Last Name of the Student: Mustafa Furkan Özren Date of the Defense of Thesis: 13.06.2013 The thesis has been approved by the Graduate School of Social Science. Assist. Prof. Burak KÜNTAY Graduate School Director I certify that this thesis meets all the requirements as a thesis for the degree of Master of Arts. Asist. Prof. Kaya Özkaracalar Program Coordinator This is to certify that we have read this thesis and we find it fully adequate in scope, quality and content, as a thesis for the degree of Master of Arts. Examining Comittee Members Signature____ Thesis Supervisor ----------------------------------- Assoc. Prof. Savaş ARSLAN Member ---------------------------------- Assist. Prof. Nilay ULUSOY Member ----------------------------------- Prof. Cem PEKMAN ABSTRACT CHARACTERS AND NARRATION IN ERTEM EĞİLMEZ’S FILMS Mustafa Furkan Özren Cinema and Tv Supervisor: Assoc. Prof. Savaş Arslan June 2013, 121 pg. Narrative studies had came into being through the ifluence of linguistics and semiology to analyze narrative as a structure. Ertem Eğilmez’ films made important contributions to Turkish cinema and were analyzed looking through the lens of the possibilities of narrative studies in this thesis. Character is one of the elements of the narrative. The aim of this thesis is to analyze Ertem Eğilmez’s films as narrative in all of its elements but especially through his characters and the development process of these characters.
    [Show full text]
  • Türk Sinema Tarihi
    TÜRK SİNEMA TARİHİ RADYO TELEVİZYON VE SİNEMA BÖLÜMÜ DOÇ. DR. ŞÜKRÜ SİM İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ Yazar Notu Elinizdeki bu eser, İstanbul Üniversitesi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi’nde okutulmak için hazırlanmış bir ders notu niteliğindedir. İÇİNDEKİLER 1. SİNEMANIN TÜRKİYE'YE GELİŞİ VE TÜRKİYE'DE YAPILAN İLK FİLMLER ..................................................................................................................... 3 2. SİNEMACILAR DÖNEMİ-2(1950-1970) ......................................................... 27 3. SİNEMACILAR DÖNEMİ(1950-1970) ............................................................ 53 4. KARŞITLIKLAR DÖNEMİ(1970-1980) .......................................................... 78 5. HAFTA DERS NOTU ........................................................................................... 98 6. VİZE ÖNCESİ GENEL DEĞERLENDİRME ................................................. 117 7. VİZE ÖNCESİ TEKRAR ................................................................................. 143 8. 1980 DÖNEMİ TÜRK SİNEMASI(1980-1990) .............................................. 158 9. 1980 DÖNEMİ TÜRK SİNEMASI(1980-1990) .............................................. 175 10. YENİ DÖNEM TÜRKİYE SİNEMASI ............................................................ 191 11. TÜRK SİNEMASINDA SANSÜR ................................................................... 201 12. MİLLİ SİNEMA ...............................................................................................
    [Show full text]
  • Halit Refiğ Sinemasinda Kadin (1960/61 – 2000)
    T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO – TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI HALİT REFİĞ SİNEMASINDA KADIN (1960/61 – 2000) Yüksek Lisans Tezi Bilge Emin Tez Danışmanı Prof.Dr.Kurtuluş Kayalı Ankara-2003 T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO – TELEVİZYON VE SİNEMA ANABİLİM DALI HALİT REFİĞ SİNEMASINDA KADIN (1960/61 – 2000) Yüksek Lisans Tezi Bilge Emin Ankara-2003 ÖNSÖZ Atatürk dönemiyle birlikte Türkiye'de sanayileşme süreci başlar. Böylece, 1950 yılından itibaren Türkiye'de sanayileşme geliştikçe, çalışan kadınların oranı da artar. Türkiye'de, kadın iş gücü açısından en büyük gelişme, hizmet sektöründe özellikle kamu yönetimi alanında gözlenir. Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen, tarihsel geleneklerin etkisiyle, Türk kadını sürekli ikinci plana itilmiştir. Cumhuriyet dönemiyle birlikte kadınlara birtakım hak ve özgürlükler sağlanır. Bu sırada kadın haklarının yaygınlaşmasında kentlerdeki ve kırsal yörelerdeki kadınlar arasında da farklar oluşmuştur. Kadınların Türk toplumundaki konumu, Türk sinemacılar tarafından da sürekli işlenen bir konu olmuştur. Sinema dünyasında ise Halit Refiğ, filmlerinin çoğunda kadını merkeze yerleştiren bir yönetmendir. Bu çalışma, Halit Refiğ'in 1960/61-2000 yılları arasında çektiği filmlerde, olabildiğince toplumsal verilere dayanarak, kadının hangi toplumsal yapı içinde nasıl ele alındığını ve Halit Refiğ'in kadın sorunlarını nasıl gördüğünü de ortaya koymak amacını taşır. Böylelikle hem bir dönem Türk kadınının toplumsal yaşantısı, hem de bunun beyaz perdeye aktarımı irdelenir. Çalışmanın çeşitli aşamalarında birçok kişinin yardımlarını gördüm. Bilgi, belge ve video kasetlerle beni destekleyen ve yardımlarını esirgemeyen Ali KARADOĞAN’a ve Yrd. Doç. Dr. Ruken ÖZTÜRK’e; tezime katkıda bulunan Prof. Dr. Nilgün ABİSEL’e teşekkür ederim. Tezimin hazırlanmasında büyük katkıları olan ve benden yardımlarını esirgemeyen, evinin kapılarını her zaman sonuna kadar açan Halit REFİĞ-Gülper REFİĞ çiftine sonsuz teşekkür ederim.
    [Show full text]
  • Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi Düşlerimizin Odağı, Hayatımızın Temeli Kadın
    Türk Sinemasında CİNSELLİGİN TARİHİ AGAH ÖZGÜÇ kutuphaneci - eskikitaplarim.com BROY YAYINLAR/:46 SiNEMA DIZIS/:2 Ekim 1988 AGAH ÖZGÜÇ Türk Sinemasında Cinselliğin Tarihi Düşlerimizin odağı, hayatımızın temeli kadın .. Onca istediğimiz, özlemini bir hançer gibi derimizde duyumsadığımız, ama örselediğimiz, hırpaladığımız, gelene( deyip, görenek deyip, namus deyip, onur deyip en acımasız biçimde eziyete, baskıya, giderek kıyıma uğrattığımız kadın... Onunla da onsuz da yapa madığımız kadın ... ATİLLA DORSAY SUNU 1965 yılıydı. .. Giovanni Scognamillo ile bir kitap hazırladık. Adı Türk Sinemasında Kadın ve Cinsellik'ti. Ve türün ilk kitabı olacaktı. Tümüyle cinselliği ve konunun çok derinlerine inmese de tarihsel gelişimini içeren bu kitaba yayıncı ararken, karşımıza gazeteci İlhan Engin çıktı. Onun aracılığıyla, James Bond türünde polisiye kitaplar yayınlayan bir editöre gittik. Kitap basıldı... Ne var ki kapaktaki fotoğrafla kitabın hiç ilgisi yoktu. Yayıncı, kapağa yabancı bir kadının çıplak fotoğrafını koymuş, adını da Yerli Sinemada Seks, olarak değiştirmişti. Bu arada bazı fotoğraflar nede­ niyle kitap, mahkeme kararıyla toplatılmasın mı? Tam düş bozumuna uğradık ... Hadi elimizde Metin Erksan'ın kartı, olaya bir çözüm bulmak için Üniversite koridorlarını aşındırıp, Sayın Çetin Özek'i arayışım ... Böylece boyumuzun ölçüsünü aldık daha ilk kitabımızda. 1965 yılındaki "cinsellikle ilgili ilk kitap deneyimim"dcn sonra, yine aynı konuyu içeren bir çalışma hazırlamıştım. Adı Türk Sinemasında Ero­ tizm 1914-1975'ti. Ve hemen bir yayıncı buldum. Editör, şu koşullarla kitabın basımını üstleneceğini söyledi: 5 Erotizm lafından kimse anlamaz. Gel biz erotizm yerine "seks" sözcüğünfi koyalım. Bir de kapağın bir yerine "fotoğraflarla" lafını ekleyelim. "Peki" dedim. " Erotizm yerine cinsellik ol­ sun bari". O da kabul olunmadı. Böylece kitabın adı degişti ve Türk Sinemasında Seks oldu.
    [Show full text]
  • Kitabı Inceleyin
    FOLKLOR ve SİNEMA Ahmet Özgür GÜVENÇ YAYIN NU: 1556 KÜLTÜR SERİSİ: 894 T.C. KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI SERTİFİKA NUMARASI: 16267 ISBN: 978-605-155-969-8 www.otuken.com.tr [email protected] ÖTÜKEN NEŞRİYAT A.Ş.® İstiklâl Cad. Ankara Han 65/3 • 34433 Beyoğlu-İstanbul Tel: (0212) 251 03 50 • (0212) 293 88 71 - Faks: (0212) 251 00 12 Editör: Göktürk Ömer Çakır Kapak Tasarımı: GNG Tanıtım Dizgi-Tertip: Ötüken Kapak Baskısı: Pelikan Basım Baskı: ANA BASIN YAYIN GIDA İNŞ.SAN.VE.TİC.A.Ş Mahmutbey Mah. Devekaldırımı Cad. 2622 Sk. Güven İş Merkezi Nu:6/13, Bağcılar-İstanbul Sertifika Numarası: 20699 Tel: (0212) 446 05 99 İstanbul- 2020 İstanbul- Kitabın bütün yayın hakları Ötüken Neşriyat A.Ş.’ye aittir. Yayınevinden yazılı izin alınmadan, kaynağın açıkça belirtildiği akademik çalışmalar ve tanıtım faaliyetleri haricinde, kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz; hiçbir matbu ve dijital ortamda kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz. Ahmet Özgür GÜVENÇ: Aslen Erzurum İspirli olan müellif, 1979’da Adana’da doğdu. Adana’da başladığı ilköğrenimini Diyarbakır’da, orta ve lise öğrenimini ise Erzurum’da tamamladı. 1998’de Atatürk Üniver- sitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü kazan- dı. 2002’de mezun oldu. Başkent Üniversitesindeki tezsiz yüksek lisans eğitimini 2004’te bitirdi. Aynı yıl Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde Türk Halkbilimi (Folklor) alanında doktoraya başladı ve 2005 yılında buraya araştırma görevlisi olarak girdi. Doktorasını tamamlayarak 2010 yılında çalıştığı bölüme Yrd. Doç. Dr. olarak atandı. 2015’te Doçent unvanı aldı ve hâlâ aynı bölümde akademik çalışmalarına devam etmektedir. Âşık Tarzı Şiir Geleneği, Halk Edebiyatı ve Mizah, Halkbilimi ve Med- ya, Türk Anlatı Geleneği, Karşılaştırmalı Edebiyat, Kültür Değişmeleri, Kültür Tarihi, Halk İnançları, Türk Spor ve Eğlence Kültürü, Geleneksel Türk Tiyatrosu gibi alanlarla ilgilenen Güvenç’in çeşitli dergilerde yer alan makaleleri ve yayımlanmış üç kitabı bulunmaktadır.
    [Show full text]
  • Türk Sineması Dönemleri
    TÜRK SİNEMASI DÖNEMLERİ Kuşkusuz, her ülkenin bir sinema tarihi vardır. Bu, elbette belgelerle saptanır. O yıllardaki adıyla sinematograf, yani sinemanın dünya üzerindeki resmi tarihi belgelere göre 22 Aralık 1895 olarak bilinir. İki Fransız genci Louis ve Auguste Lumièr kardeşlerin Paris'te Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe'de düzenledikleri bir gösteriyle dünya sinemasının resmi tarihi doğar. Sinemanın Türkiye'ye girişi ise çeşitli kaynaklara göre Yıldız Sarayı'nda ve halka açık gösterilerle başlar. Örneğin, Romanya uyruklu bir Polonya'lı Sigmund Weinberg'in Galatasaray dönemindeki Sponeck adlı birahanenin salonunda düzenlediği halka açık film gösterisi, bu konuda en sağlam kaynaklardan biridir. Ve bu film gösterisinin tarihide 1897'dir. 1914 1908 yıllarından başlayarak çeşitli kentlerde halka açılan sinema salonları, gösterilerini yabancı uyruklu ve Türkiye'de ki azınlıkların egemenliğinde sürdürürken devreye Cevat Boyer'le Murat Bey'ler girer. Ve Şehzadebaşı'nda Milli Sinema adı verilen "ilk Türk sineması" açılır (19 Mart). Ardından, İstanbul Sultanisi'nde film gösterileri düzenleyen Şakir Seden'le Fuat Uzkınay, Sirkeci'de lokantacılık yapan Ali Efendi'yi (Öztuna) ikna ederek ikinci Türk sinemasının açılmasını sağlarlar (6 Temmuz). Ve sinemaya Ali Efendi adı verilir. Çünkü Ali Efendi, bu kuruluşun asıl büyük hissedarları olup, Şakir ve Kemal Seden kardeşlerin de amcalarıdır. I.Dünya Savaşı'nın başladığı günlerde yedek subaylığını yapan Fuat Uzkınay, Türk sinema tarihinin ilk filmini çeker. Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı adını taşıyan ve tarihi anısı olan bu film, 150 metre uzunluğunda bir belgeseldir. Ve işte 14 Kasım 1914'le Türk sinemasının gerçek doğum tarihi gerçekleşir. Bir yıl sonra (1915) Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın emriyle Merkez Ordu Sinema Dairesi kurulunca, Türkiye'de sinemayı tanıtma konusunda büyük katkıları olan Sigmund Weinberg de bu kurumun başına getirilir.
    [Show full text]
  • Bir Filmin Çekimine Tanık Olmak, Kuşku­ “Burada Kızla Oğlan Kavga Edip Ayrılacak­ Suz, Ilginç Bir Olaydır
    10 • MİLLİYET DİZİ YAZILAR Yeşilçam Değişirken -J TARIK DURSUN K. BAŞLARKEN ğu kendi insanımız açısından olumlu bir yerdir. Yola çıkma, gidiş ve varış süreci boyunca türlü I NCELİKLE şunu belirtmeli, bu yazı dizi- yanlışlara, kusurlara ve olumsuzluklara rastlan- s/, bir Türk sinema tarihi değildir, ama maktadır. Bunlar, olağandır. Çünkü gerek sine­ I ne var, sinemamızın son yıllardaki olum­ macılarımız, gerek seyircimiz yılların birikimi mlu ve umut verici gelişmelerini değerlendirebil­ olan koşullandırmalardan, alışkanlıklardan bir mek, bu yeni değişimi yerli yerine oturtmak için anda kurtulamıyorlar. Zamanla bu da aşılacak­ İster istemez geçmişi de sergilemek gerekiyor­ tır. du. Başlardaki tarihe dönüklük, aslında, bu ne­ Sinema ve sinemacılar, "değişim"e girdiler, denden kaynaklanıyor. sürdürüyorlar. Onları desteklemek, onlara arka Türk sineması, diğer adıyla Yeşilçam sine­ çıkmak, şiirimizin, resmimizin, roman, hikâye ve ması bir süredir, özellikle genç sinemacıların tiyatromuzun var olduğu kadar sinemamızın da birbiri ardına yaptıkları atılımlarla bir yerden bir var olduğunun dünyaya kanıtlanmasında, ödev, yere doğru götürülüyor. Bu, hem sinemamız, şimdi seyircimizindir. YenI ve genç sinemacı­ hem de sinemamızın anlatmakla yükümlü oldu­ larımızın filmleri, onların yakın ilgisini bekliyor. T.D.K. Bir film in "filnrhikâyesi \ Doğduğu yörenin acılı, soğan­ lı, sarımsaklı yemeklerine tut­ kun ünlü arabeskçiyle rol icabı öpüşm ek sırası gelen ar­ tistler tir tir titriyordu İLMDE çalışanların sayısı, çevrelerine sokak boyunca toplanmış olanların sayısın­ dan en az elli kat altında. İş­ li, işsiz, çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı, tanıdık ta­ nımadık herkes “Film çekiliyor, koşun!” çağ­ rısına uymuş, toplanmışlar. Bu nedenle ola­ M tf/creAr; "...(Denetleme Kurulu) bir er­ cak, başta rejisör, film ekibinin hepsi birer si­ kekler kurulu öncelikle ve filmlerimize öy­ nir küpü.
    [Show full text]
  • Yeşilçam'ın Hayaletleri
    YEŞİLÇAM’IN HAYALETLERİ: 1980 SONRASI TÜRK SİNEMASININ ÜSLUP ARAYIŞLARINDA YEŞİLÇAM SANRILARI Özgür VELİOĞLU METİN1 ÖZ Yeşilçam dönemi sonrası Türk sinemasında bazı yönetmenler varoluş çabalarını sürdürürler. Bu yönetmenler, yeni döneme dair üslup arayışlarında hayal ve hayalet kadın karakterleri sıklıkla kullanırlar. Çalışmada, 1987- 1997 yılları arasında yapılan ve konularında hayal, hayalet unsuru barındıran dokuz film seçilmiştir. Çalışmanın amacı, hayal, hayalet kavramlarının bu filmlerin evrenlerinde ne anlama geldiğinin çözümlenmesidir. Filmlerin başrol karakterlerinin yazar, yönetmen vb. yaratıcı meslek gruplarından olmasının nedeni, filmlerin yönetmenlerinin bu karakterler üzerinden kendi arayışlarını gerçekleştiriyor olmalarıdır. Bu arayışlar, arafta kalmış yönetmenlerin yeni Türk sinemasına dair üslup arayışlarıdır. Yeşilçam sonrası dönemde Türkan Şoray, Yeşilçam’ın hayaleti olarak bu filmlerin bazılarında ortaya çıkmış ve yönetmenlerin Yeşilçam’a olan özlemlerini dile getirmiştir. Ayrıca yönetmenler Yeşilçam’ı geride bırakmadan yeni bir üslup oluşturmayacakları için bu hayaletler Yeşilçam dönemiyle olan hesaplaşmalarıdır. Aynı şekilde bu filmlerin bazılarında Müjde Ar ve onun temsilcisi yeni kadın oyuncular da hayal olarak görünürler. Yönetmenlerin yeni üslup arayışlarında yeni Türk sinemasını simgeleyen bu hayaller, yönetmenlere kimi zaman yol göstermiş, kimi zaman ise onların tarz denemeleri olmuşlardır. İncelenen filmler, Hayallerim Aşkım ve Sen, Nihavend Mucize, Adı Vasfiye, Aaah Belinda, Şahmaran, Gece Yolculuğu, Arkadaşım
    [Show full text]
  • Representations of Intellectual in 1980S Turkish Cinema
    REPRESENTATIONS OF THE INTELLECTUALS IN 1980s TURKISH CINEMA A THESIS SUBMITTED TO THE GRADUATE SCHOOL OF SOCIAL SCIENCES OF MIDDLE EAST TECHNICAL UNIVERSITY BY YİĞİTALP ERTEM IN PARTIAL FULFILLMENT OF THE REQUIREMENTS FOR THE DEGREE OF MASTER OF SCIENCE IN THE DEPARTMENT OF MEDIA AND CULTURAL STUDIES SEPTEMBER 2014 Approval of the Graduate School of Social Sciences Prof. Dr. Meliha Altunışık Director I certify that this thesis satisfies all the requirements as a thesis for the degree of Master of Science. Assoc. Prof. Dr. Necmi Erdoğan Head of Department This is to certify that we have read this thesis and that in our opinion it is fully adequate, in scope and quality, as a thesis for the degree of Master of Science. Assoc. Prof. Dr. Necmi Erdoğan Supervisor Examining Committee Members Assoc. Prof. Dr. Necmi Erdoğan (METU, ADM) Instructor Dr. Özgür Avcı (ATILIM, PR) Instructor Dr. Barış Çakmur (METU, ADM) ii I hereby declare that all information in this document has been obtained and presented in accordance with academic rules and ethical conduct. I also declare that, as required by these rules and conduct, I have fully cited and referenced all material and results that are not original to this work. Name, Last Name : Yiğitalp Ertem Signature : iii ABSTRACT REPRESENTATIONS OF THE INTELLECTUALS IN 1980s TURKISH CINEMA Ertem, Yiğitalp M.S., Department of Media and Cultural Studies Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Necmi Erdoğan September 2014, 256 pages This study aims to analyze the representations of the intellectual identity in 1980s Turkish Cinema in the context of the socio-political transformation that took place during this period.
    [Show full text]
  • (4 Ekim – 10 Ekim 1964) En İ
    ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ 1. ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ (4 Ekim – 10 Ekim 1964) En İyi Film: Gurbet Kuşları (Artist Film/Recep Ekicigil) En İyi Yönetmen: Halit Refiğ (Gurbet Kuşları) En İyi Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur (Acı Hayat) En İyi Kadın Oyuncu: Türkan Şoray (Acı Hayat) En İyi Erkek Oyuncu: İzzet Günay (Ağaçlar Ayakta Ölür) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Yıldız Kenter (Ağaçlar Ayakta Ölür) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Ulvi Uraz (Yarın Bizimdir) JÜRİ: Dr. Avni Tolunay, Bn. Tolunay, Dr. Burhanettin Onat, Prof. İsmail Hakkı Onay, Hadi Yaman, Selahattin Burçkin, Mustafa Yücel, Faruk Kenç. * 2. ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ (24 Mayıs – 4 Haziran 1965) En İyi 1. Film: Aşk Ve Kin (And Film/Turgut Demirağ) En İyi 2. Film: Keşanlı Ali Destanı (Gün Film/Memduh Ün) En İyi 3. Film: Karanlıkta Uyananlar (Filmo Ltd./Lütfi Ö. Akad) En İyi Yönetmen: Atıf Yılmaz (Keşanlı Ali Destanı) En İyi Senaryo: Vedat Türkali (Karanlıkta Uyananlar) En İyi Görüntü Yönetmeni: Gani Turanlı (Aşk Ve Kin) En İyi Özgün Müzik: Nedim Otyam (Karanlıkta Uyananlar) En İyi Kadın Oyuncu: Fatma Girik (Keşanlı Ali Destanı) En İyi Erkek Oyuncu: Fikret Hakan (Keşanlı Ali Destanı) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Aliye Rona (Hepimiz Kardeşiz) En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Erol Taş (Duvarların Ötesi) En İyi Stüdyo: Acar Film Stüdyosu En İyi Kısa Metrajlı Film: Bir Damla Suyun Hikâyesi (Behlül Dal) JÜRİ: Nejat Duru, Nurhan Nur, Sabahattin Ataker, Davut Ergün, Mehmet Dinler, Dr. Ak, Bn. Tolunay, Bn. Turgay, Dr. Burhanettin Onat. * 3. ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ (24 Mayıs – 4 Haziran 1966) En İyi 1.
    [Show full text]
  • T 1-££P991 a Chronological History of the Turkish Cinema
    t 1-££P991 A Chronological History of the Turkish Cinema (1914-1988) Agâh Özgüç £ ( he cinema is such an invention that one day, as will be seen, it will change the outcome of world civilisation much more than the invention of gun powder, electricity or printing. The cinema will give to people living in the most distant places of the world the chance to know and love each other. The cinema will erase the differences in thoughts and appearance between human beings and be of great help in the realisation of the human ideal. We must give to the cinema the importance that it is worthy of.” Kemal Atatürk Undoubtedly each country has its own history of the cinema and such an history is confirmed by documents. According to such documents, the official history of the cinema, known then as the cinématograph, begins on December 22, 1895, in Paris, at the Grand Café, near the Boulevard des Capucines, where two young Frenchmen, the brothers Louis and Auguste Lumière, stage a first showing. Agah Ozgüç, Researcher 53 TURKISH REVIEW According to several sources the cinema enters Turkey first through private showings, held at the Sultan’s court (The Yıldız Palace), followed by public ones. We know, for example, that in 1897 a Rumenian citizen of Polish origin, Sig­ mund Weinberg staged a first public show in Istanbul, the place being Sponeck’s beerhouse in Galatasaray square. 1914 Starting from 1908 more movie theaters are opened in various cities, most of them owned by foreigners or minorities. Practically, the history of the Turkish cinema starts on November 14, 1914, when Fuat Uzkinay, being at that time an army officer, shoots a 150 meter long documentary (Ayos Stefanos’daki Rus Abidesinin Yıkılışı/T/ıe Demolition o f the Russian Monument in St.
    [Show full text]