ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ASETĠLKOLĠNESTERAZ’IN BAZI TIBBĠ BĠTKĠLER

TARAFINDAN ĠNHĠBĠSYONU

Kimyager Nayat ORAK

Kimya Anabilim Dalı

Biyokimya Programı

DanıĢman

Prof.Dr. Refiye YANARDAĞ

Ocak, 2011

ĠSTANBUL

ĠSTANBUL ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ASETĠLKOLĠNESTERAZ’IN BAZI TIBBĠ BĠTKĠLER

TARAFINDAN ĠNHĠBĠSYONU

Kimyager Nayat ORAK

Kimya Anabilim Dalı

Biyokimya Programı

DanıĢman

Prof.Dr. Refiye YANARDAĞ

Ocak, 2011

ĠSTANBUL

Bu çalıĢma Ġstanbul Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Yürütücü Sekreterliği’nin T-3366 numaralı projesi ile desteklenmiĢtir.

ÖNSÖZ

Lisans yüksek lisans öğrenimim sırasında ve tez çalıĢmalarım boyunca gösterdiği her türlü destek ve yardımdan dolayı çok değerli hocam Sayın Prof. Dr. Refiye YANARDAĞ’a en içten dileklerimle teĢekkür ederim.

Bu çalıĢma boyunca yardımlarını esirgemeyen Sayın Doç.Dr. Özlem SAÇAN’a teĢekkür eder, gösterdikleri ilgi ve anlayıĢ için Yrd. Doç. Dr. Sevim TUNALI, Ar. Gör. Bertan Boran BAYRAK ve Ar. Gör. Ġsmet Burcu TÜRKYILMAZ’a teĢekkürü bir borç bilirim.

Hayatım boyunca benden maddi, manevi desteklerini esirgemeyen ve her zaman yanımda olan çok sevgili aileme en içten duygularımla teĢekkür ederim.

ÇalıĢmamın uygulama kısmını destekleyen Ġstanbul Üniversitesi Bilimsel AraĢtırma Projeleri Koordinasyon Birimi’ne teĢekkür ederim.

Ocak, 2011 Kimyager Nayat ORAK

i

ĠÇĠNDEKĠLER

ÖNSÖZ i

ĠÇĠNDEKĠLER ...... ii

ġEKĠL LĠSTESĠ ...... iv

TABLO LĠSTESĠ ...... vi

SEMBOL LĠSTESĠ ...... vii

ÖZET viii

SUMMARY ...... x

1. GĠRĠġ ...... 1

2. GENEL KISIMLAR ...... 4

2.1. ENZĠMLER ...... 4 2.1.1. Enzimlerin Genel Özellikleri ...... 4 2.1.2. Enzim Ġnhibisyonu ve Aktivasyonu ...... 5 2.1.3. Enzimlerin Adlandırılması ...... 8 2.2. ASETĠLKOLĠNESTERAZ ENZĠMĠ ...... 9 2.2.1. Asetilkolinesteraz Enziminin Biyolojik Önemi ...... 10 2.2.2. Asetilkolinesteraz Enziminin Moleküler Formlerı ve Moleküler Yapı- Aktivite ĠliĢkisi ...... 13 2.3. ASETĠLKOLĠNESTERAZ ĠNHĠBĠTÖRLERĠ ...... 16 2.3.1. Alzheimer Hastalığı ve Alzheimer Hastalığında Kullanılan Reversibl Asetilkolinesteraz Ġnhibitörleri ...... 17 2.3.2. Ġrreversibl Asetilkolinesteraz Ġnhibitörleri (Organofosfatlar) ...... 23 2.3.2.1. İnsektisitler……………………………………………………………………...24 2.3.2.2. Sinir Gazları....………………………………………………………………....25

3. MALZEME VE YÖNTEM ...... 28

ii

3.1. DENEYLERDE KULLANILAN ALET VE CĠHAZLAR ...... 28 3.2. DENEYLERDE KULLANILAN KĠMYASAL MADDELER ...... 28 3.3. ENZĠM ĠNHĠBĠSYONU TAYĠNLERĠNDE KULLANILAN BĠTKĠ MATERYALĠ ...... 29 3.3.1. Sulu Ekstrelerin Hazırlanması ...... 30 3.3.2. Etil Alkollü, Asetonlu ve Etil Asetatlı Ekstrelerin Hazırlanması ...... 30 3.4. ENZĠM ĠNHĠBĠSYONU TAYĠNLERĠNDE KULLANILAN KĠMYASAL MADDELER ...... 30 3.5. ASETĠLKOLĠNESTERAZ ĠNHĠBĠSYON ETKĠSĠNĠN ĠNCELENMESĠ .... 33

4. BULGULAR ...... 35

4.1. BĠTKĠ EKSTRELERĠNĠN ASETĠLKOLĠNESTERAZ ÜZERĠNE ĠNHĠBĠTÖR ETKĠLERĠ ...... 35 4.2. KĠMYASAL MADDELERĠN ASETĠLKOLĠNESTERAZ ÜZERĠNE ĠNHĠBĠTÖR ETKĠLERĠ ...... 57

5. TARTIġMA VE SONUÇ ...... 63

KAYNAKLAR ...... 79

ÖZGEÇMĠġ ...... 100

iii

ġEKĠL LĠSTESĠ

ġekil 2.1.2.1 : YarıĢmalı (kompetitif) inhibisyonun reaksiyon Ģeması...... 6 ġekil 2.1.2.2 : YarıĢmasız (nonkompetitif) inhibisyonun reaksiyon Ģeması ...... 7 ġekil 2.1.2.3 : Yarı yarıĢmalı (ankompetitif) inhibisyonun reaksiyon Ģeması ...... 7 ġekil 2.2.1.1 : Asetilkolinin sentez reaksiyonu...... 11 ġekil 2.2.1.2 : Sinir hücresinin yapısı ...... 11 ġekil 2.2.1.3 : Nöronların diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletimine olanak tanıyan özelleĢmiĢ bağlantı noktaları olan sinapsların gösterimi ...... 12 ġekil 2.2.1.4 : Asetilkolinin yıkım reaksiyonu ...... 13 ġekil 2.2.2.1 : Asetilkolinesterazın; (a) üç boyutlu yapısı, (b) kristal yapısı ...... 14 ġekil 2.2.2.2 : Asetikolinin katalitik bölge tarafından hidrolizasyonunun mekanizması ...... 15 ġekil 2.2.2.3 : Asetilkolinesteraz molekülünü karakterize eden bölgelerin genel gösterimi ...... 16 ġekil 2.3.1 : Asetilkolinesteraz inhibitörlerinin saldırı mekanizmaları ...... 17 ġekil 2.3.1.1 : Alzheimer hastalığında görülen beyin atrofisi ...... 18 ġekil 2.3.1.2 : Alzheimer hastalığına yol açtığı düĢünülen amiloid plaklar ve nörofibriler yumaklar ...... 18 ġekil 2.3.2.1 : Organofosfatların genel kimyasal yapısı ...... 23 ġekil 3.5.1.2 : Ellman yönteminde gerçekleĢen renk reaksiyonu ...... 33 ġekil 4.1.1 : Adaçayının sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 39 ġekil 4.1.2 : Kaparinin sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 39 ġekil 4.1.3 : Oğul otunun sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 40 ġekil 4.1.4 : Soğanın sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 40 ġekil 4.1.5 : Biberiyenin etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 44 ġekil 4.1.6 : Muzun etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 44 ġekil 4.1.7 : Sakız ağacının etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 45 ġekil 4.1.8 : ġahtere otunun etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 45 ġekil 4.1.9 : Havucun asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 49 ġekil 4.1.10 : Isırgan otunun asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 49 ġekil 4.1.11 : Sarımsağın asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 50 ġekil 4.1.12 : YeĢil çayın asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 50 ġekil 4.1.13 : Baklanın etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 54 ġekil 4.1.14 : Muzun etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 54 ġekil 4.1.15 : Soğanın etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 55 ġekil 4.1.16 : ġahtere otunun etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği ...... 55 ġekil 4.2.1 : β-Karotenin % inhibisyon grafiği ...... 60 ġekil 4.2.2 : (+)-α-Lipoik asidin % inhibisyon grafiği ...... 61 ġekil 4.2.3 : Edaravonun % inhibisyon grafiği ...... 61 ġekil 4.2.4 : L-Prolinin % inhibisyon grafiği ...... 62

iv

ġekil 5.1 : Sinir hücresinin dıĢında topaklanma özelliği gösteren βA1-42 peptidleri ...... 66 ġekil 5.2 : Asetilkolin sentezi ...... 72 ġekil 5.3 : Adaçayında bulunan monoterpenoid yapıdaki güçlü asetilkolinesteraz inhibitörleri ...... 75

v

TABLO LĠSTESĠ

Tablo 2.2.1 : Asetilkolinesteraz substratları ve bunların kimyasal yapıları ...... 10 Tablo 2.3.1.1 : Yüksek bitki ve mantarlardan elde edilen güçlü asetilkolinesteraz inhibitörleri ...... 21 Tablo 3.3.1 : Enzim inhibisyonu tayininde kullanılan bitki materyali ...... 29 Tablo 3.4.1 : Enzim inhibisyonu tayininde kullanılan kimyasal madde materyali.30 Tablo 4.1.1 : ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan sulu ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri ...... 35 Tablo 4.1.2 : ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan etil alkollü ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri ...... 41 Tablo 4.1.3 : ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan asetonlu ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri ...... 46 Tablo 4.1.4 : ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan etil asetatlı ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri ...... 51 Tablo 4.1.5 : Kullanılan bütün bitkilerin dört çeĢit ekstredeki IC50 değerleri ...... 56 Tablo 4.2.1 : ÇeĢitli kimyasal maddelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri ...... 57

vi

SEMBOL LĠSTESĠ

ACh : Asetilkolin AChE : Asetilkolinesteraz AChEI : Asetikolinesteraz inhibitörü AH : Alzheimer hastalığı APP : Amiloid prekürsör proteini ATCh : Asetiltiyokolin ATChI : Asetiltiyokolin iyodür βA : Beta amiloid peptidi ChAT : Kolinasetiltransferaz DDT : Diklorodifeniltrikloroetan DDVP : Diklorvinildimetilfosfat DFP : Dizopropilflorofosfat DMSO : Dimetilsülfoksit DTNB : 5,5′-Ditiyobis-2-nitrobenzoik asit EGCG : EpigallokateĢingallat GSH : Glutatyon HCY : Homosistein MSS : Merkezi sinir sistemi NFY : Nörofibriler yumak OP : Organofosfat ROS : Reaktif oksijen türleri SAH : S-Adenozilhomosistein SAM : S-Adenozilmetionin THA : Takrin THF : Tetrahidrofolat TNB : 5-Tiyo-2-nitrobenzoik asit Tris HCl : 2-Amino-2-(hidroksimetil)-1,3-propandiol hidroklorür VPA : Valproik asit

vii

ÖZET

ASETĠLKOLĠNESTERAZ’IN BAZI TIBBĠ BĠTKĠLER TARAFINDAN ĠNHĠBĠSYONU

Günlük hayatta kullanılan çeĢitli sentetik kimyasalların neden olduğu olumsuz sonuçların ortaya çıkması doğal bitkisel ilaçlara ve organik gıdalara karĢı büyük bir ilginin uyanmasına neden olmuĢtur. Bugün pek çok ilaç, bitkilerden elde edilen kimyasal maddeler temel alınarak ya da baĢka kimyasallarla karıĢtırılarak endüstriyel biçimde hazırlanmaktadır.

Bu çalıĢmada, çeĢitli hücreler arasındaki sinirsel iletiĢimi sağlayan kimyasallardan biri olan asetilkolin (ACh) nörotransmitterinin, sinir iletimi tamamlandıktan sonra asetik asit ve koline hidrolizini gerçekleĢtiren ve Alzheimer gibi nörodejeneratif bir hastalıkla yakından ilgili olan asetilkolinesteraz (AChE) enziminin inhibisyonunun araĢtırılması hedeflenmiĢtir. Alzheimer hastalığında beyin anatomisindeki karakteristik değiĢikliklerin çoğu korteksteki ACh nörotransmitterinin eksikliğinden meydana gelmektedir. Bu bölgesel hasar da, baĢta hafıza ve diğer biliĢsel beceriler olmak üzere belli beyin iĢlevlerinde azalmalara yol açmaktadır. Kolinerjik eksikliğin klinik tablo ile olan yakın iliĢkisi nedeni ile ACh’in sinaptik aralıkta daha uzun kalmasını sağlamak, günümüzde hastalığın semptomatik tedavisinde en sık uygulanan stratejidir. Bu amaca yönelik olarak en fazla asetilkolinesteraz enzim inhibitörleri kullanılmaktadır.

ÇalıĢmamızda, beyin ve sinir sistemi üzerinde direkt ya da indirekt etkileri olduğu düĢünülen 20 farklı bitki kullanılarak hazırlanmıĢ olan sulu, etil alkollü, asetonlu ve etil asetatlı ekstrelerin ve 20 farklı kimyasal maddenin AChE aktivitesi üzerine inhibitör etkileri incelenmiĢtir. AChE aktivitesi, modifiye Ellman yöntemine göre spektrofotometrik olarak mikroplate okuyucuda tayin edilmiĢtir.

ÇalıĢılan sulu bitki ekstreleri içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeni ile en yüksek AChE inhibisyonunu sırası ile adaçayı, soğan, oğul otu, kapari ve muz ekstreleri göstermiĢtir. Etil alkollü bitki ekstreleri içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeni ile en yüksek AChE inhibisyonunun sırası ile Ģahtere otu, sakız ağacı, muz, biberiye ve soğan tarafından sağlandığı tespit edilmiĢtir. Asetonlu bitki ekstreleri içinde, yine IC50 değerinin en düĢük olması nedeni ile en yüksek AChE inhibisyonunu sırası ile yeĢil çay, ısırgan otu, sarımsak, muz, havuç, soğan, Ģahtere otu ve bakla ekstrelerinin gösterdiği saptanmıĢtır. ÇalıĢılan etil asetatlı bitki ekstreleri içinde ise, IC50 değerinin en düĢük olması nedeni ile en yüksek AChE inhibisyonunu sırası ile muz, bakla, Ģahtere otu, soğan ve kapari göstermiĢtir. Kimyasal maddeler içinde en yüksek AChE inhibisyonunu kojik asidin gösterdiği görülmüĢtür. Kojik asidi takiben β-karoten, (-)-epikateĢin, L- prolin, edaravon ve (+)-α-lipoik asidin AChE üzerinde güçlü inhibitör etkileri saptanmıĢtır.

viii

Sonuç olarak elde edilen verilerden, incelenen tüm bitkilerin belli inhibisyon aktiviteleri olduğu saptanmıĢtır. Ancak bunların içinden özellikle muz (Musa sapientum) ve soğanın (Allium cepa), dört farklı çözücü ile hazırlanan her bir ekstrede de güçlü asetilkolinesteraz inhibisyon etkileri gösterdikleri görülmüĢtür.

ix

SUMMARY

INHIBITION OF BY SOME MEDICINAL PLANTS

Due to the fact that several synthetic chemicals lead to undesirable effects in daily usage, the interest in natural drugs and organic foods have augmented nowadays. Today plant extracts are standardized in industry and used as food supplement to help various diseases.

Acetylcholine (ACh) is one of the neurotransmitters that provides neural transmission between the various cells. Neurodegenerative diseases such as Alzheimer's are closely related to acetylcholinesterase (AChE) which performs the hydrolysis of to and acetic acid after nerve transmission. This study aimed to investigate the inhibition of the enzyme acetylcholinesterase. In Alzheimer’s disease most of the degenerative changes in brain anatomy are originated from the lack of ACh in the cortex. This regional damage leads to reduction in certain brain functions particularly memory and other cognitive skills. It is known that reduction of activity is closely related to the clinical symptoms, thus keeping ACh on the synaptic cleft longer, is nowadays the most frequently applied strategy in the symptomatic treatment of disease. For this purpose, acetylcholinesterase inhibitors are used mostly.

In our study, we examined 20 different plant extracts which are thought to have direct or indirect effects on the brain and nervous system, and 20 different chemicals with inhibitory effects on enzyme activities. The extracts were prepared by using water, ethyl alcohol, acetone and ethyl acetate. Acetylcholinesterase activity has been appointed spectrophotometrically according to the modified Ellman method on a microplate reader.

Studying with the aqueous plant extracts, due to the projection of the lowest IC50 values, the highest inhibition of AChE was respectively shown by sage, onion, lemon balm, caper and banana extracts. For the ethyl alcohol extracts, due to the projection of the lowest IC50 values, the highest inhibition of AChE was respectively provided by fumitory, gumwood, banana, rosemary and onion. For the acetone extracts, the highest inhibition of AChE respectively found in green tea, nettle, garlic, banana, carrot, onion, fumitory and fava bean extracts. Working with ethyl acetate extracts, due to the lowest IC50 values, the highest inhibition of AChE was shown by banana, fava bean, fumitory, onion and caper. Within the chemical substances, the highest AChE inhibition was observed with kojic acid. β-carotene, (-)-epicatechin, L-proline, edaravone and (+)-α- lipoic acid have shown potent inhibitory effects on AChE.

x

As a result, all the plants examined showed certain inhibitory activity. However, it was observed that among them, especially banana (Musa sapientum) and onion (Allium cepa), exhibited potent acetylcholinesterase inhibitory effects, for each extract prepared with four different solvents.

xi

1. GĠRĠġ

Canlı sistemlerde biyokimyasal tepkimelerin çoğu hücrede meydana gelmektedir. Tepkime sırasında açığa çıkan yüksek ısı proteinlerin yapısını bozacağından, canlıya zarar vermektedir. Bu nedenle hücrede kimyasal tepkimelerin gerçekleĢebilmesi için aĢılması gereken enerji engeli biyolojik katalizör kullanılarak sağlanmaktadır. Katalizör, kimyasal tepkimeye girerek tepkimeyi hızlandıran ve tepkime sonunda hiçbir değiĢikliğe uğramadan çıkan maddedir. Canlı sistemlerdeki bu katalizörlere enzim denilmektedir.

Metabolizma, minimum enerji ve maksimum düzensizlik prensibine göre çalıĢmaktadır. Fakat metabolik yollar düzensiz bir Ģekilde iĢleyemez ve çeĢitli etkilerle kontrol altına alınmalıdırlar. Enzimler, metabolizma içerisinde yer alan birçok metabolik yolun düzenlenmesinde kontrol görevini üstlenen en önemli faktörlerden biridir. Enzimlerin aktiviteleri bazı bileĢikler tarafından artırılarak, azaltılarak ya da yok edilerek metabolik yolun hızı ayarlanmıĢ olur. Enzimlerin aktivitelerini etkileyen bu bileĢiklere modülatörler denilmektedir. Modülatörler, aktiviteyi artırıcı yönde olan aktivatörler olabildiği gibi azaltıcı yönde olan inhibitörler de olabilmektedir (Nelson ve Cox, 2005).

Enzimatik aktivitenin inhibisyonu, biyolojik sistemlerde baĢlı baĢına bir kontrol mekanizması oluĢturduğundan önemli bir olaydır. Birçok ilaç ve toksik bileĢik de etkisini enzim inhibitörü gibi davranarak gerçekleĢtirmektedir (Keha ve Küfrevioğlu, 2007). Günümüzde enzim ve enzim inhibitörlerinden tıp, eczacılık, tarım, hayvancılık, çevre, gıda, kağıt, tekstil, deterjan ve kozmetik gibi pek çok alanda faydalanılmaktadır.

Ġnsanoğlunun en önemli hedeflerinden biri, yaĢamı uzatmak ve yaĢam kalitesini artırmaktır. Ġnsan yaĢamı uzadıkça, yaĢlılığa ait sorunlar önem kazanmakta ve bu durum toplumları hem sosyal, hem de ekonomik yönden olumsuz etkilemektedir. Ortalama yaĢam süresinin uzaması sağlık açısından olumlu bir gösterge niteliğinde olmasına

1

rağmen, kronik hastalıkların ve demansın (halk arasındaki adı ile bunama) çeĢitli biçimlerde ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Demans, günlük yaĢam iĢlevlerinin sürdürülmesini engelleyen ilerleyici bir beyin hastalığı olup, bellek kaybı, günlük yaĢamın gereksinimlerini yerine getirmede zorlanma; algılamada, toplumsal davranıĢların düzenlenmesinde ve duygusal tepkilerin kontrolünde bozulma gibi sık karĢılaĢılan belirtilerle tanımlanmaktadır. Özellikle yaĢlı popülasyonda görülen demans, geri dönüĢümsüz ve ilerleyici bir durumdur. Kesin bir tedavisi olmayan demansın bir çok çeĢidi arasında, Alzheimer hastalığı (Alzheimer’s Disease, AD), % 50-60 sıklıkla demansın en sık görülen tipidir (Adams ve diğ., 1984; Bachman ve diğ., 1992).

Ġlk defa 1907 yılında Alois Alzheimer adında bir Alman doktor tarafından tanımlanan Alzheimer hastalığı; hafıza, konuĢma, yön bulma, insanları tanıma, problem çözme gibi çeĢitli zihinsel iĢlevlerin zamanla zayıfladığı, günlük iĢleri yerine getirme yeteneklerinin azaldığı ve davranıĢ bozukluklarının görülebildiği ilerleyici bir beyin hastalığıdır (Terry, 1983; Cummings, 1992). Kronik bir hastalık olması nedeni ile uzun bir tedavi süresi olan ve mali yükü artıran AH, kalp hastalıkları ve kanserden sonra ölüm riski ve tedavi maliyeti en yüksek hastalıktır. Özellikle geliĢmiĢ ülkelerde, yaĢam standartlarının yükselmesi ve sağlık hizmetlerinin geliĢmesine bağlı olarak yaĢlı nüfusun artmasından dolayı, AH çağımızın önemli hastalıkları arasına girmiĢtir.

Günümüzde AH tedavisinde asetilkolinesteraz inhibitörleri (AChEI), belirli bir baĢarı oranının elde edildiği tek ilaç grubudur. Normal-yaĢlı kontrollerle Alzheimer hastaları arasında beyindeki asetilkolin (ACh) düzeyleri arasındaki farkın % 50 civarında olduğu saptanmıĢtır (Forette ve Boller, 2000).

Beyindeki kolinerjik sistemin bozulması ile bellek arasındaki iliĢkiye dayanılarak, asetilkolinesteraz inhibitörleri (antikolinesterazlar) tedavide en etkili ilaç grubu olarak kullanılmaktadır. Antikolinesteraz ilaçlar, merkezi sinir sisteminin önemli bir nörotransmitteri olan asetilkolini salındığı sinir ucunda hidroliz eden ve dolayısıyla miktarının azalmasına sebep olan asetilkolinesteraz enzimini inhibe ederek, hastanın davranıĢ bozukluklarında anlamlı bir gerileme sağlamaktadır (Giacobini, 1995). Asetilkolin iki sinir hücresi arasındaki iletiĢimi sağlayan bir nörotransmitterdir.

2

Asetilkolinesteraz (AChE) tarafından asetilkolin hidroliz edildiğinde, sinirler arasındaki geçiĢ sona ermektedir. Hafıza kaybı ile ilgili hastalıklarda asetilkolinin çok kısa sürede parçalandığı tespit edilmiĢtir. Asetilkolini parçalayan enzimin inhibe edilmesiyle sinirler arasındaki geçiĢin kuvvetlendiği tespit edilmiĢtir (Bores ve diğ., 1996).

Geleneksel halk ilaçları, yıllar boyunca nesilden nesile aktarılarak varlığını sürdüren ve halkın çeĢitli hastalıkların tedavisinde yararlandığı doğal kaynaklı ilaçlardır. Bunların çoğunu bitkisel kökenliler oluĢturur. Dünyanın birçok bölgesinde, geleneksel halk ilaçları üzerindeki bilimsel araĢtırmalar modern ilaç araĢtırmaları için önemli ve yararlı bir kaynak oluĢturmaktadır. Ġlaç geliĢtirmenin, çok uzun ve pahalı bir süreç olduğu göz önüne alındığı zaman ilk aĢamada halk ilaçlarının değerlendirmeye alınması doğru bir yaklaĢım olacaktır. Bu amaçla, halk ilaçlarının etkinlik ve güvenilirliklerinin bugünkü bilimsel yöntemlerle kanıtlanması gerekmektedir.

Bu düĢünceden yola çıkılarak yapılan çalıĢmamızda doğal kaynaklardan elde edilen bazı geleneksel halk ilaçlarının ve kimyasal maddelerin AH’na ne ölçüde yarar sağlayabileceği araĢtırılmıĢtır.

3

2. GENEL KISIMLAR

2.1. ENZĠMLER

18. yüzyıl sonlarında etin mide salgıları tarafından sindirildiği, tükürük ve bazı bitki özütlerinin niĢastayı Ģekere dönüĢtürdükleri bilinmesine rağmen (Réaumur, 1752) bunun hangi mekanizmayla gerçekleĢtiği bilinmemekteydi (Williams, 2007).

19. yüzyılda, Louis Pasteur, maya tarafından Ģekerin alkole dönüĢmesini (fermentasyonu) araĢtırırken, fermantasyonun maya hücrelerinde bulunan bir canlı güç tarafından meydana geldiği sonucuna varmıĢtır. "Ferment" olarak adlandırılan bu etmenlerin sadece canlılarda iĢlev gördüğü düĢünülmüĢtür. 1878'de Alman fizyolog Wilhelm Kühne, Yunanca’da ‘maya içinde’ anlamına gelen "wikt: enzim" terimini kullanmıĢtır. Daha sonraları enzim sözcüğü canlı olmayan bileĢikler (örneğin pepsin) için kullanılmıĢ, canlılar tarafından üretilen kimyasal aktiviteler için ise "ferment" sözcüğü kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Dubos, 1995).

2.1.1. Enzimlerin Genel Özellikleri

Canlılığın sürdürülmesi için iki temel koĢul, organizmanın kendini kopyalaması ve biyokimyasal reaksiyonları yüksek seçicilik/verimlilik ile biyolojik ortamda kataliz edebilmesidir (Gürdöl ve Ademoğlu, 2006). Biyolojik sistemlerde, hücrelerdeki biyokimyasal olayların ılımlı koĢullarda gerçekleĢmesini, protein yapısındaki (birkaç katalitik RNA hariç) biyokimyasal katalizörler olan enzimler sağlamaktadır (BaĢı, 2009).

Enzimler, canlı organizmadaki kimyasal reaksiyonların gerçekleĢme hızlarını yaĢamla uygunluk gösterecek Ģekilde hızlandırmakta ve hiç bir yan ürün oluĢmasına fırsat vermeden %100’lük bir ürün verimi sağlamaktadırlar. Enzimler çoğu kez sentetik ve inorganik katalizörlerden 106-1016 kat daha fazla katalitik güce sahiptirler (Harper, 1975; Lehninger, 1982; Ersoy ve BayĢu, 1986; Keha ve Kührevioğlu, 1990). Laboratuar

4

Ģartlarında yüksek sıcaklık ve enerji gerektiren pek çok reaksiyon, enzimlerin kullanılmasıyla çok daha düĢük sıcaklık ve enerjide gerçekleĢebilmektedir (Gürdöl ve Ademoğlu, 2006).

Enzimler son derece spesifiktirler ve sadece bir substrata veya aynı fonksiyonlu gruba sahip olan substrat serisine karĢı etkinlik göstermektedirler. Hatta aynı maddenin izomerlerinden sadece birisiyle etkileĢen çok spesifik enzimler de bulunmaktadır (Tüzün, 1997).

Enzimler canlı hücreler tarafından biyolojik Ģartlarda sentez edilmektedir. Fakat aktivite göstermeleri için hücre içinde bulunmaları Ģart değildir. Enzimler, oldukça özel yapılar kazanmıĢ ve genellikle büyük proteinlerdir. Proteinlerdeki amino asidlerin primer diziliĢi genler tarafından belirlenen sıraya göre belirlenmektedir. Enzim proteininde bulunan amino asidlerin özel diziliĢi, enzimin belirli bir konformasyonu ve kuarterner yapıyı kazanmasında en önemli rolü oynamaktadır. Enzim proteininin yapısı yalnız enzimin biyolojik aktivitesi için değil, aynı zamanda metabolik olayların kontrolünü sağlamak için de önemlidir.

2.1.2. Enzim Ġnhibisyonu ve Aktivasyonu

Enzimlerin hem in vivo hem de in vitro aktivitelerinin bazı bileĢikler tarafından azaltılması ve hatta yok edilmesi olayına "inhibisyon", bu olaya sebep olan bileĢiklere de "inhibitör" denilmektedir. Enzimatik aktiviteyi kontrol eden bu küçük moleküller, biyolojik sistemler üzerinde büyük ölçüde kontrol sağladıkları için çok önemlidirler. Birçok ilaç ve toksik maddeler de enzim inhibitörü gibi davranarak etki etmektedirler (Keha ve Küfrevioğlu, 2007). Enzim inhibitörleri, istenmeyen enzim aktivitesinin önlenmesi veya kontrol altında tutulmasında aracı olarak kullanılmaktadırlar.

Enzim inhibitörleri tersinir-geri dönüĢümlü (reversibl) ve tersinmez-geri dönüĢümsüz (irreversibl) olarak iki genel baĢlıkta incelenmektedir. Geri dönüĢümlü inhibisyonda, inhibitör ortamdan uzaklaĢtırıldığında enzim aktivitesi yeniden kazanılmakta, buna karĢılık geri dönüĢümsüz inhibisyonda enzim inhibitör tarafından geriye dönüĢümsüz olarak inaktif hale getirilmektedir. Geri dönüĢümsüz inhibisyon, geri dönüĢümsüz

5

inhibitörün enzim üzerinde bulunan ve aktivite için esas olan bir fonksiyonel grubu yıkması veya onunla geri dönüĢümsüz olarak birleĢmesi sonucu meydana gelmektedir. Bu tip inhibitörler aktif bölgeye kovalent olarak bağlanarak enzimin yapısını bozduklarından geri dönüĢüm sağlanamamaktadır. Toksik sinir gazlarının kompleks oluĢumu ile AChE enzimini inhibe etmeleri buna örnek olarak gösterilebilir. (Gürdöl ve Ademoğlu, 2006; Onat ve diğ., 2006; AltınıĢık, 2009).

DönüĢümsüz inhibisyonun aksine dönüĢümlü inhibisyonda, enzim ile inhibitör etkileĢmesi bir denge reaksiyonu Ģeklindedir. DönüĢümlü inhibisyonun en basit tipi yarıĢmalı (kompetitif) olanıdır. YarıĢmalı inhibitörün kimyasal yapısı ve Ģekli substratınkine çok benzemekte ve enzimin aktif merkezi ile geri dönüĢümlü olarak birleĢebilmektedir. Ancak oluĢan enzim-inhibitör (EI) kompleksinden ürüne geçiĢ mümkün değildir. Ortamda yarıĢmalı inhibitör bulunduğunda, bu inhibitörle substrat arasında enzimle birleĢme yönünde bir yarıĢma olmaktadır. Bu durumda ortamdaki enzim moleküllerinin bir kısmı substrat ile birleĢmekte ve buradan ürün oluĢumu gerçekleĢmekte, bir kısım enzim ise inhibitör ile birleĢmekte ve ürün elde edilememektedir. Fakat substrat konsantrasyonunun artırılması ile inhibitör etkisi kaldırılabilmektedir. Çünkü hem enzim-substrat (ES) hem de enzim-inhibitör (EI) komplekslerinin ayrıĢmaları birer denge reaksiyonu olduğundan substrat konsantrasyonunun artırılması dengeyi ES kompleksi lehine kaydırmaktadır (Onat ve diğ., 2006; Keha ve Küfrevioğlu, 2007). Bu denge reaksiyonu ġekil 2.1.2.1’de gösterildiği gibi gerçekleĢmektedir.

ġekil 2.1.2.1. YarıĢmalı (kompetitif) inhibisyonun reaksiyon Ģeması

YarıĢmasız (nonkompetitif) inhibitörler ise substrata hiç benzememekte veya çok az benzemektedir. Enzime aktif merkez dıĢında diğer bir bölge üzerinden bağlanmaktadırlar. Bu nedenle, substrat ile inhibitör arasında enzimle kompleks

6

oluĢturma yönünde bir yarıĢma söz konusu değildir. Bu durumda da, ortamdaki enzimlerin bir kısmı ES ve EI kompleksleri halinde bir kısım enzim ise EIS kompleksi Ģeklinde bulunmaktadır (Gürdöl ve Ademoğlu, 2006; Keha ve Küfrevioğlu, 2007). Bu denge reaksiyonu ġekil 2.1.2.2’de gösterildiği gibi gerçekleĢmektedir. Ġnhibitörün enzimin aktif yeri dıĢındaki bir yere bağlanması sonucunda o enzimin substratı ile reaksiyona girme hızında bir azalma meydana gelmektedir. Halbuki kompetitif inhibisyonda substrat ile reaksiyona girebilecek olan enzim moleküllerinin sayısı azalmaktadır. Nonkompetitif inhibisyonun en çok görülen Ģekli; inhibitörün, enzimin yapısında bulunan fonksiyonel gruplarla, bu grupların yapılarını bozmadan geri dönüĢümlü bir Ģekilde birleĢmesi halidir (Bingöl, 1977).

ġekil 2.1.2.2. YarıĢmasız (nonkompetitif) inhibisyonun reaksiyon Ģeması

Bir baĢka dönüĢümlü inhibisyon tipi yarı yarıĢmalı (ankompetitif) inhibisyondur. Bu inhibisyon çeĢidinde inhibitör ġekil 2.1.2.3’de gösterildiği gibi serbest enzime değil, sadece ES kompleksine bağlanabilmektedir (AltınıĢık, 2009).

ġekil 2.1.2.3. Yarı yarıĢmalı (ankompetitif) inhibisyonun reaksiyon Ģeması

Bazı enzimler aktivitelerini artırmak için aktivatör adı verilen iyonlar veya küçük moleküllere gereksinim duymaktadır. Aktivatörler genellikle metal iyonlarıdır. Aktivatörlerin bir kısmı yalnızca substratla, diğer bir kısmı ise enzimle birleĢerek

7

aktivatör rolü oynamaktadır. Enzimle birleĢen aktivatörler küçük metal iyonlarıdır. K+, Mg+2, Zn+2, Fe+2, Ca+2, Co+2, Cl-, Br-, F-, I- ve OH- iyonları enzim aktivitesini etkileyebilmektedir (Onat ve diğ., 2006).

2.1.3. Enzimlerin Adlandırılması

Enzimler "Uluslararası Biyokimya ve Moleküler Biyoloji Birliği (IUBMB)’nin Enzim Komisyonu (E.C.)" tarfından 6 sınıfa ayrılmıĢtır. Her enzimin dört rakamlı bir numarası bulunmaktadır. Birinci rakam sınıfını, ikinci rakam alt sınıfını, üçüncü rakam alt alt sınıfını ve dördüncü rakam ise enzimin kendine özel sıra numarasını göstermektedir (Can ve Akev, 2008).

Enzimler; oksidoredüktazlar, transferazlar, hidrolazlar, liyazlar, izomerazlar ve ligazlar olarak sınıflandırılmaktadır (Can ve Akev, 2008).

1. Oksidoredüktazlar: Redoks tepkimelerini katalizleyen enzimlerdir. Dehidrojenazlar, oksidazlar, redüktazlar, transhidrojenazlar ve hidroksilazlar olmak üzere alt gruplara ayrılmaktadırlar.

2. Transferazlar: Hidrojenin dıĢında bir atomun veya atom grubunun (metil, karboksil, glikozil, amino ve fosfat grupları) bir molekülden diğerine aktarılmasını sağlamaktadırlar. Transaçilazlar, transaminazlar ve fosfotransferazlar olmak üzere alt gruplara ayrılmaktadırlar.

3. Hidrolazlar: Bir molekül su katmak suretiyle ya da su molekülü aracılığıyla moleküllerin yıkılmasını sağlayan enzimlerdir. Ester, eter, peptit, asetanhidrit ve glikozil bağlarına etki etmektedirler.

4. Liyazlar: Su molekülü çıkarmadan molekülleri yıkan enzimlerdir. C-C, C-O, C-N ve C-S gibi gruplar arasında çifte bağ oluĢturarak substrattan bazı grupların ayrılmasını katalizleyen enzimlerdir. C-C liyazlar, C-O liyazlar, C-N liyazlar ve C-S liyazlar . gibi alt sınıflara ayrılmaktadırlar.

8

5. Ġzomerazlar: Molekül içinde değiĢiklikler yaparak onun uzayda diziliĢini değiĢtiren enzimlerdir. Rasemazlar, epimerazlar, cis-trans izomerazlar gibi alt sınıflara ayrılmaktadırlar.

6. Ligazlar (Sentetazlar): Karbon, oksijen, kükürt ve azot arasında yeni bağ oluĢumunu katalize eden enzimlerdir. Bu tepkimelerde gerekli enerji, yüksek enerjili bir fosfat bileĢiğinin hidrolizi ile sağlanmaktadır. Ligazlar; C-C ligazlar, C-O ligazlar, C-N ligazlar ve C-S ligazlar vs. gibi alt sınıflara ayrılmaktadırlar. (Tekman ve Öner, 1981; Onat ve diğ., 2006; Can ve Akev, 2008).

2.2. ASETĠLKOLĠNESTERAZ ENZĠMĠ

Sistematik adı asetilkolin asetilhidrolaz [EC.3.1.1.7] olan, yaygın adıyla asetilkolinesteraz olarak bilinen bu enzim hidrolaz sınıfındandır ve bilinen diğer isimleri; gerçek kolinesteraz, kolinesteraz I ve eritrosit kolinesterazıdır.

7. kromozom tarafından kodlanan asetilkolinesterazın farmakolojik önemi baĢta Alzheimer olmak üzere bazı hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçların ve tarımda kullanılan pestisitlerin hedefinde bulunmasındandır (ġahin, 2002). AChE ayrıca anensefal (kafanın olmaması ya da yarım olması) ve açık spina bifida (omur hattının sırtta açık kalması) gibi nöral tüp defektlerinde (NTD) ve ekzomfalos (karın içi organların karın duvarının dıĢında kalması) gibi anomalilerde amniyon sıvısında artıĢ göstermektedir. Orak hücreli anemide serum AChE düzeyi yükselirken, paroksismal noktürnal hemoglobinüride asetilkolinesteraz düzeyi düĢüĢ göstermektedir (Özgünen ve diğ., 1994).

AChE organizmada; kolinerjik nöronlar, kolinerjik sinapslar, nöromüsküler kavĢak, eritrositler, akciğer, dalak ve beyin gri maddesinde bulunmaktadır. AChE’ın en önemli substratı asetilkolindir ve bunu büyük bir hızla hidrolize etmektedir. Bunun dıĢında açil grupları asetat ve propiyonattan daha uzun olan kolin esterleri de AChE tarafından substrat olarak kullanılmaktadır. Tablo 2.2.1’de AChE’ın substratları ve bunların kimyasal yapıları verilmektedir (Rosenberry, 1975; Harel ve diğ., 1996).

Tablo 2.2.1. Asetilkolinesterazın substratları ve bunların kimyasal yapıları

9

Substrat Kimyasal Yapısı + Asetilkolin CH3C(O)OCH2CH2N Me3 + Asetiltiyokolin CH3C(O)SCH2CH2N Me3 + Asetilselenokolin CH3C(O)SeCH2CH2N Me3 + Asetilazakolin CH3C(O)NHCH2CH2N Me3 + (N, N- dimetilamino)etil asetat CH3C(O)OCH2CH2N HMe2 + (N- metilamino)etil asetat CH3C(O)OCH2CH2N H2Me + Aminoetil asetat CH3C(O)OCH2CH2N H3

3,3- Dimetilbutil asetat CH3C(O)OCH2CH2CMe3 + Propanoilkolin CH3CH2C(O)OCH2CH2N Me3 + Butanoilkolin CH3CH2CH2C(O)OCH2CH2N Me3

Fenil asetat CH3C(O)OC6H5

o- Nitrokloroasetanilid ClCH2C(O)NHC6H4NO2-o

p- Metoksifenil format HC(O)C6H4OMe-p

2.2.1. Asetilkolinesteraz Enziminin Biyolojik Önemi

Bir alkaloid olan asetilkolin, tanımlanan ilk ve en çok bilinen nörotransmitterdir + (sinirsel uyarı ileticisi). Formülü CH3COOCH2CH2N (CH3)3 olan asetilkolin, asetik asit ile kolinin esteridir. Ġlk kez 1914 yılında Ġngiliz bilim adamı Henry Hallet Dale tarafından tanımlanmıĢ, 1921 yılında ise Avustralyalı bilim adamı Otto Lewi tarafından, kurbağa kalpleri üzerinde yapılan deneyler sonucunda, bir nörotransmitter olduğu doğrulanmıĢtır. Bu keĢif bilim adamlarına 1936'da Nobel Ödülü kazandırmıĢtır. Asetilkolin, bugün Alzheimer ve Parkinson hastalıklarının teĢhis ve tedavisinde kullanılmaktadır (Kent, 2000).

Asetilkolin, kolinerjik sinir uçlarında ġekil 2.2.1.1’de gösterildiği gibi kolinasetiltransferaz (ChAT) enzimi tarafından kolinin asetil-CoA ile enzimatik asetilasyonundan sentez edilmektedir. Asetil kaynağı, sinir ucundaki mitokondrilerde sentezlenen asetilkoenzim A’dır. Kolin kaynakları ise; sinir aralığında asetilkolin yıkımıyla, vücutta fosfolipid (fosfatidilkolin) yıkımıyla açığa çıkan ve diyetle alınan kolindir. Kolin sinir ucuna sinaps veya kavĢak aralığından aktif transportla alınmaktadır. Kolinin asetillenmesi ise sitoplazmada gerçekleĢmektedir (Kent, 2000).

10

ġekil 2.2.1.1. Asetilkolinin sentez reaksiyonu

Yapıları ġekil 2.2.1.2’de gösterilen sinir hücrelerindeki aksonlar diğer hücrelere sinyal iletiminden sorumludur. Sinir gövdesinin ince uzantıları olan dendritler ise komĢu sinir hücresinden gelen kimyasal uyarıları almakla görevlidirler. Bu uyarılar, hücre gövdesinde elektriksel uyarıya dönüĢtürülmektedir. Sinir hücresi zarı boyunca kendini gösteren bu elektrokimyasal değiĢime "aksiyon potansiyeli" adı verilmektedir (Kiss ve Vizi, 2001).

ġekil 2.2.1.2. Sinir hücresinin yapısı

OluĢan aksiyon potansiyeli dendritten aksona ve oradan akson boyunca ilerleyerek akson ucuna geldiğinde, içleri kimyasal iletici maddelerle (asetilkolin gibi bir nörotransmitter) dolu kesecikleri uyarmaktadır. UyarılmıĢ olan bu kesecikler, ekzositoz yoluyla içerdikleri iletici maddeleri salgılamaktadırlar (Noyan, 1988). Böylece elektriksel uyarı, nörotransmitter yardımıyla kimyasal bir uyarı haline

11

dönüĢtürülmektedir. Bu kimyasal uyarı da bir sonraki sinir hücresinde yeni bir aksiyon potansiyeli baĢlatmaktadır (Noyan, 1993; Bayrak, 2008).

Akson ucundan bu Ģekilde salgılanan sinirsel ileticiler, ġekil 2.2.1.3’te gösterilen ve iki sinir hücresini birbirine bağlayan sinaptik aralığa geçmektedir (Bunin ve Wightman, 1999). Sinaptik aralığı oluĢturan sinir uçlarından sinirsel uyarıyı aktaran uca "sinaps öncesi (presinaptik) uç", sinirsel uyarıyı alan uca ise "sinaps sonrası (postsinaptik) uç" adı verilmektedir (Bunin ve Wightman, 1999).

ġekil 2.2.1.3. Nöronların diğer nöronlara ya da kas veya salgı bezleri gibi nöron olmayan hücrelere mesaj iletimine olanak tanıyan özelleĢmiĢ bağlantı noktaları olan sinapsların gösterimi

Elektriksel uyarı akson ucuna vardığında, sinaps öncesi uçtan salgılanan sinirsel ileticiler, sinaps sonrası uçta bulunan reseptörleri uyarmaktadırlar. Reseptörler, hücrelerde dıĢ (ör. ilaçlar) ya da iç kaynaklı kimyasal madde moleküllerini seçici bir Ģekilde bağlayan, etkinin baĢlamasına aracılık eden yapılardır (Bear ve diğ., 2006). UyarılmıĢ olan reseptör, kendisine bağlı olarak çalıĢan çeĢitli enzim sistemlerini etkinleĢtirerek ya da baskılayarak ya da hücre yüzeyinde bulunan iyon kanallarını açıp kapatarak, hücrede aksiyon potansiyeli oluĢmasını sağlamaktadır. Uyarma iĢlemi tamamlandıktan sonra, süreçte rol oynayan nörotransmitterler, ya sinaptik aralıkta bulunan enzimlerce yıkılmakta ya da sinaps öncesi uca geri alınmaktadır (Bear ve diğ., 2006; Bayrak, 2008).

12

Bir nörotransmitter olarak asetilkolinin görevi, sinir hücreleri tarafından sinaptik aralığa salındıktan sonra sinirsel uyarıları sinir sistemi boyunca taĢıyarak, bunların kaslara veya ilgili dokulara ulaĢmasını sağlamaktır (Geula ve Mesulam, 1999). Kolinerjik ileti sinaptik aralıktaki asetilkolinin, ġekil 2.2.1.4’te de gösterildiği gibi, asetilkolinesteraz enzimi tarafından hızlı (30 milisaniye içerisinde) katalitik hidrolizi yolu ile sonlandırılmasına bağlıdır (Swartz, 2000).

ġekil 2.2.1.4. Asetilkolinin yıkım reaksiyonu

Bu hidroliz sonucu sinaptik aralıkta oluĢan kolin tekrar presinaptik nörona alınarak yine ACh sentezinde kullanılmaktadır. Kolinesterazların ortamda bulunmaması, hem ACh sentezi için gereken hücre içi kolinin azalmasına hem de sinaptik aralıktaki ACh etkisinin uzamasına yol açmaktadır (Silver, 1974).

AChE inhibisyonu, asetilkolin yetmezliği ile paralel giden Alzheimer hastalığı, myastenia gravis gibi hastalıklarda sinaptik aralıktaki ACh’i artırmak üzere tedavi amaçlı kullanıldığı gibi öldürücü asetilkolinerjik uyarım yaratmak üzere kimyasal sinir gazlarının üretiminde de kullanılmaktadır (Silver, 1974; Mesulam ve diğ., 2002).

2.2.2. Asetilkolinesteraz Enziminin Moleküler Formları ve Moleküler Yapı – Aktivite ĠliĢkisi

AChE’ın birkaç moleküler formu bilinmektedir. Globüler ve asimetrik olmak üzere iki AChE izoenzim türü bulunmaktadır. Globüler sınıfta yer alan, dört globüler protein içeren G4 ve tek bir globüler protein içeren G1 formu yanında G2 gibi daha nadir formlar da izole edilmiĢtir. Normal bir beyinde G4 daha yaygın olarak bulunmaktadır. Asetilkolin hidrolizinin çoğunu G4 formu yapmaktadır. G1 nispeten azdır ve asetilkolin hidrolizinin çok az bir kısmından sorumludur. Asimetrik formların ise A12, A8, A4 gibi türleri bulunmaktadır. Her G formunun yalnızca bir aktif bölgesi varken, asimetrik

13

formların baĢlıca üç strüktürel bölgesi tanımlanmıĢtır (Massoulie ve Bon, 1982; Arendt ve diğ., 1992; Gouri ve diğ., 2004).

Sağlıklı insan beyninde AChE, toplam kolinesteraz aktivitesinin % 80’ini kapsamaktadır ve G1, G4 formlarında bulunmaktadır. G1 ve G4 formları beynin farklı bölgelerinde, farklı oranlarda etkinlik göstermektedir. Alzheimer’lı hastalarda ise belli bölgelerdeki G4’ün membrana bağlı formlarının seviyelerinde ≥ % 90 azalma görülürken, G1 seviyelerinde değiĢme olmamaktadır (Siek ve diğ., 1990).

Enzimin monomer formu 65.612 kDa molekül ağırlığında ve 575 amino asitten ibaret bir polipeptid zinciridir. AChE için optimum pH = 7.0 ve izoelektrik noktası pH 5.35’tir. Spesifitesi 1x10-3 M konsantrasyonundaki substrattır.

Ġlk kez Sussman ve arkadaĢlarının Torpido californica (torpilbalığı, uyuĢturanbalığı)’dan saflaĢtırarak X-ıĢını kristalografisi ile inceledikleri AChE molekülünün "aktif bölge" denilen, 20 Å derinliğinde, hidrofobik özellikteki özel bir cep ya da kanala sahip olduğu görülmüĢtür (Sussman ve diğ., 1991). Bu kanalın orta bölgesi ancak enzimin substratı olan asetilkolinin bağlanmasına veya kolin ve asetik asit ürünlerinin uzaklaĢtırılmasına izin verecek kadar geniĢtir. Kanalın çeperleri substratın geçiĢine izin verecek kadar geniĢleyebilmektedir. ġekil 2.2.2.1’de gösterilen bu kanala dar ve uzun olmasından dolayı katalitik vadi anlamındaki "catalytic gorge" denmektedir (Quinn, 1987, Sussman ve diğ., 1991).

ġekil 2.2.2.1. Asetilkolinesterazın; (a) üç boyutlu yapısı, (b) kristal yapısı

14

Asetilkolin bu vadide iki yere lokalize olmaktadır. Bunlar, vadinin tabanına yakın bir yerde bulunan "katalitik bölge" ve tabandan biraz yukarıdaki "kolin bağlama bölgesi" dir (Quinn, 1987). Substratın enzime bağlanması sırasında, ACh’in asetil grubu ile katalitik bağlama bölgesindeki üç anahtar amino asit kalıntısı arasında bir etkileĢim gerçekleĢmektedir. Bu amino asitler bir elektriksel yük düzenleme sistemine sahiptir.

Katalitik bölgedeki bu üç amino asit serin (Ser200), bir imidazol halkasına sahip histidin

(His447) ve bir karboksilik asit grubu içeren glutamik asittir (Glu334). Bu üçlü, enzimin katalitik fonksiyonlarını yerine getirmesinde rol oynamaktadır (Ordentlich ve diğ., 1993; Radic ve diğ., 1993).

ġekil 2.2.2.2. Asetikolinin katalitik bölge tarafından hidrolizasyonunun mekanizması

Enzimin katalitik faaliyetini düzenleyen aktif bölge, ġekil 2.2.2.2’de de görüldüğü üzere anyon ve ester özelliklerine sahiptir. Ester özelliğini serin, anyon özelliğini ise glutamik asit sağlamaktadır. AChE enziminin anyon bölgesini tutan ajanlar reversibl (fizostigmin, edrofonyum, neostigmin, pridostigmin), ester bölgesini tutanlar irreversibl (organofosfatlar, ekotiyofat, izotiyofat) inhibisyona neden olmaktadırlar (Quinn, 1987).

AChE substratları kolin içerir ancak açil gruplarındaki (asetil, propil ve butiril) çeĢitlilikten kaynaklanan spesifite farkını açil cepte bulunan fenilalanin kalıntıları

(Phe295 ve Phe297) belirlemektedir (ġekil 2.2.2.3) (Ordentlich ve diğ., 1993).

15

ġekil 2.2.2.3 Asetilkolinesteraz molekülünü karakterize eden bölgelerin genel gösterimi

2.3. ASETĠLKOLĠNESTERAZ ĠNHĠBĠTÖRLERĠ

Asetilkolinesteraz enzimini inhibe eden ilaçlara asetilkolinesteraz inhibitörleri veya antikolinesterazlar denilmektedir. Asetilkolinesteraz inhibitörleri asetilkolinesterazın yıkımını inhibe ederek santral ve periferal kolinerjik fonksiyonu güçlendirmektedirler. II. Dünya SavaĢı’ndan önce sadece reversibl kolinesteraz inhibitörleri bilinirken savaĢ sırasında uzun süre etkili ve oldukça toksik bileĢikler olan irreversibl bileĢikler geliĢtirilmiĢtir. Kolinesteraz inhibitörleri klinik olarak, baĢta Alzheimer hastalığı olmak üzere myastenia gravis ve glokom gibi hastalıklarda kullanılmaktadırlar (AlaĢehirli, 2005; Yaren ve diğ., 2007).

AChE enziminin anyonik özelliğe sahip bölgesini tutan ajanlar reversibl, esterik özelliğe sahip bölgesini tutanlar irreversibl inhibisyona neden olmaktadırlar (Quinn, 1987). ġekil 2.3.1’de AChE enziminin substratı olan kolin ile, reversibl inhibisyona uğradığı fizostigmin ile ve irreversibl inhibisyona uğradığı diizopropil florofosfat ile olan reaksiyonları gösterilmektedir.

16

ġekil 2.3.1. Asetilkolinesteraz inhibitörlerinin saldırı mekanizmaları; (A): Asetikolinin AChE tarafından mikrosaniyeler içinde hidrolize olup, enzimin de tekrar serbest hale geldiği görülmektedir. (B): AH tedavisinde kullanılan ve reversibl bir inhibitör olan fizostigminin etkisi gösterilmektedir. (C): Bir organofosfat bileĢiği olan dizopropilflorofosfat, enzime kovalent bağlanarak fosforilasyonuna neden olup onu irreversibl olarak inhibe etmektedir.

2.3.1. Alzheimer Hastalığı ve Alzheimer Hastalığında Kullanılan Reversibl Asetilkolinesteraz Ġnhibitörleri

Alzheimer hastalığı, yaklaĢık 1906’da Alman nörolog Alois Alzheimer tarafından tanımlanmıĢtır. Alzheimer, 51 yaĢındaki bir hastasına yaptığı otopside, normalde oldukça yaĢlı insanlarda bulunan çok sayıda senil plak ve birbirine dolaĢmıĢ kıvrık protein parçalarından oluĢan yığınlar belirlemiĢtir (Topçuoğlu ve Selekler, 1998). Alzheimer, bu yeni topaklı yapılarla birlikte, hastanın yaĢı ve alıĢılmadık sayıdaki senil plaklara dayanarak, bu hastalığın, normalde yaĢlılarda görülebilecek zihinsel iĢlev ve duygusal denge azalması kısacası bunamadan farklı bir durum olduğuna karar vermiĢtir (Hebert ve diğ., 1995).

Alzheimer hastalığı; ġekil 2.3.1.1’de gösterildiği gibi neokortikal atrofi, nöron ve sinaps kaybı ve ġekil 2.3.1.2’de gösterildiği gibi hücre dıĢı amiloid plaklar ile hücre içi mekik Ģeklindeki nörofibriler yapıların oluĢmasına bağlı olarak geliĢen, ilerleyici nitelikte beyin hasarı oluĢturan çok faktörlü bir hastalıktır (Katzman ve Saitoh, 1991). Hastalığa neyin neden olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte; immün zaafiyeti, toksik zehirlenmeler, genetik bozulma, enfeksiyon, kafa travması gibi etmenlerin varlığı

17

hastalığı tetiklemektedir (Hebert ve diğ., 1995; Green, 2006). Son zamanlarda, yüksek miktarda doymuĢ yağ ile beslenmenin Alzheimer’a yakalanma riskini artırdığı ileri sürülmektedir (Morris ve diğ., 2003).

ġekil 2.3.1.1. Alzheimer hastalığında görülen beyin atrofisi ġekil 2.3.1.2. Alzheimer hastalığına yol açtığı düĢünülen amiloid plaklar ve nörofibriler yumaklar

Alzheimer hastalığında öncelikle kısa hafıza kaydında zayıflama yani kiĢinin az önce yaptıklarını hatırlamaması ilk belirtilerdendir. Sonra düĢünme ve konsantre olma kabiliyetinde azalma, konuĢma zorlukları ve sürekli yorgunluk hali baĢ göstermektedir. Daha sonraki aĢamada kiĢide davranıĢ bozuklukları, hayal görme, paranoya, depresyon, iç huzursuzluk ve asabiyet görülmektedir. En son aĢamada ise bedensel bozukluklar baĢ göstermeye baĢlamaktadır. Nihayetinde hasta giyinme, yemek yeme, alıĢveriĢ yapma gibi günlük iĢleri bile yapamamakta ve ailesini bile tanıyamazken, yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma gelmektedir.

AH’nda kolinerjik eksiklik ile zihinsel iĢlev bozukluğunun baĢlangıcı, seyri ve derinliği arasında net bir iliĢki bulunmaktadır (Geula ve Mesulam, 1995; Geula ve Mesulam, 1999). Kolinerjik eksikliğin yanı sıra ileri dönem AH’nda beyin AChE aktivitesinde % 55-67 oranında azalma kaydedilmiĢtir (Perry ve diğ., 1978). Kolinerjik eksikliğin klinik tablo ile olan yakın iliĢkisi nedeniyle ACh’in sinaptik aralıkta daha uzun kalmasını sağlamak, günümüzde hastalığın semptomatik tedavisinde en sık uygulanan stratejidir. Bu amaca yönelik olarak en fazla kolinesteraz enzim inhibitörleri kullanılmaktadır (Mesulam, 1996; Beach ve diğ., 2000).

18

Çin’de halk arasında hafıza kaybı ve unutkanlığa karĢı yüzyıllardır kullanılan bir bitki olan Lycopodium serratum (veya Huperzia serrata, Qian Ceng Ta) türlerinden izole edilen huperzin A’nın çok güçlü ve reversibl antikolinesteraz etkiye sahip olduğu tespit edilmiĢtir (Liu ve diğ., 1986). Toksisite ve yan etkilerinin çok düĢük, tedavi edici etkinliği ve oral biyoyararlanımının oldukça yüksek olduğu belirlenen huperzin A’dan hareketle hazırlanan çeĢitli türevlerin asetilkolinesteraz inhibitör etkileri ise huperzin A’nın düzeyine eriĢememiĢtir (Zhang ve diğ, 2008).

Antikolinesteraz aktiviteye sahip bileĢiklerin çoğunun azotlu bileĢikler olması nedeni ile özellikle alkaloid taĢıyan bitkiler üzerinde çalıĢmalar yoğunlaĢmıĢtır. AH’da asetilkolinesteraz inhibitörlerinin klinik uygulamasına 1980’lerin baĢında, oral ve intravenöz olarak fizostigmin (eserin) kullanılması ile baĢlanmıĢtır. Bu gruptaki ilaçlar içinde ilk bulunan fizostigmin, bir çeĢit bakla türü olan Physostigma venenosum L. (Fabaceae) adlı bitkiden izole edilen bir alkaloiddir. Fizostigmin (Synapton), daha sonra sentezi yapılan asetilkolinesteraz inhibitörü aktivitesine sahip bazı ilaçlara (rivastigmin, Exelon) model teĢkil etmiĢtir (Davis ve Mohs, 1982; Thal ve diğ., 1983).

1980’lerin ortalarında, AH’nın kolinesteraz inhibitörleriyle uzun süreli tedavisinde geliĢtirilen baĢka bir ilaç olan tetrahidroaminoakridin (takrin, THA), ilk olarak deliryum tedavisinde ve süksinilkolinin kas gevĢetici etkisini güçlendirmede klinik uygulama alanı bulmuĢtur. Bu bileĢik 1996’da FDA’den onay alan ilk ilaç olup, 1997’den beri tedavide kullanılmaktadır. Ancak takrinin (Cognex®) yan etkileri, özellikle de karaciğer enzimi olan alanin transaminaz seviyesini yükseltmesi nedeni ile kullanımı sınırlandırılmıĢtır (Shaw ve Bentley, 1953; Summers ve diğ., 1986).

Donepezil klorhidrat (Aricept®), bir Japon ilaç firması tarafından geliĢtirilen ve 1997’de baĢarıyla tedavi alanına giren, reversibl diğer bir selektif asetilkolinesteraz inhibitörüdür (Rogers ve diğ.,1998; Jacobsen ve Comas-Diaz, 1999).

AH tedavisinde son zamanlarda kullanıma giren galantamin ise, bir nergis türü olan Galanthus nivalis L. adlı bitkiden izole edilen bir fenantren alkaloidi olup, reversibl bir asetilkolinesteraz inhibitörüdür (Thomsen ve Kewitz, 1990; Bores ve diğ., 1996).

19

Galantaminin en çok görülen yan etkisi bulantıdır. Ancak, galantaminin dozunu yavaĢ yavaĢ yükseltmek suretiyle, bu yan etkisini de azaltmak mümkündür. Ayrıca galantaminin karaciğer üzerine herhangi bir toksisitesinin olmadığı gösterilmiĢtir (Tariot ve diğ., 2000). Galantamin hidrobromür tuzu halinde, ilk onayını Avusturya’da (Nivalin®) almıĢ, daha sonra Reminyl® ismiyle A.B.D. ve Avrupa’da klinik uygulamaya girmiĢtir. Ülkemizde Reminyl® olarak ruhsatlandırılan galantamin hidrobromür, Aricept® ve Exelon® gibi Alzheimer tedavisinde kullanılmaktadır (Yalgın, 2001).

Velnakrin maleat tuzu halinde, takrinden daha az toksisite gösteren aminoakridin türevi diğer bir ilaçtır (Goa ve Fitton, 1994). Velnakrin, reversibl ve güçlü bir asetilkolinesteraz inhibitörü olmasına rağmen, ajitasyon, insomnia (uyuyamama hastalığı) ve bulantı gibi yan etkilerinin yanında, anormal karaciğer fonksiyonlarına neden olan toksisitesi nedeniyle, klinik deneylerden geri çekilmesi düĢünülmektedir (Antuono, 1995).

Son yıllarda üzerinde durulan bir diğer geri dönüĢümlü asetilkolinesteraz inhibitörü de, fizostigminin yapısı esas alınarak sentezlenen bir bileĢik olan fenserindir. Fenserin, fizostigminin fenilkarbamat türevi olup, fizostigmin ve takrine göre toksisitesi daha azdır. Çabuk absorbe olur ve beynin kolinerjik fonksiyonunda uzun süreli uyarı yapar. Asetilkolinesteraz enzimi üzerindeki inhibe edici etkisini, metabolitleri eserolin ve noreserolinin 4'-hidroksifenilkarbamat türevleri ile göstermektedir. Fenserinin bir diğer özelliği de; asetilkolinesteraz inhibisyonu yapmasının yanında, AH’nın oluĢma mekanizmalarından biri olarak kabul edilen -amiloid plak oluĢumunda rol oynayan - amiloid prekürsör proteinini (APP) azaltmasıdır (Ikari ve diğ., 1995; Al-Jafari ve diğ., 1998).

Alzheimer hastalığının semptomatik tedavisinde baĢarı oranının elde edildiği tek mekanizma asetilkolinesteraz inhibisyonu olup, tedavide kullanılan ilaçlar , rivastigmin ve galantamindir. Bunlar dıĢında tedavide etkili olabilecek antikolinerjikler üzerine yapılan çalıĢmalar hızla devam etmektedir. Bu çalıĢmalar özellikle galantamin ve fizostigmin gibi antikolinesteraz alkaloidler üzerinde yoğunlaĢmaktadır. Bugüne

20

kadar AChE inhibitör aktivitesine sahip olan 35’ten fazla alkaloid rapor edilmiĢtir. Bu alkaloidlerin büyük çoğunluğu terpenoid, glikozid ve kumarin türevleridir (Mukherjee ve diğ., 2007). Yapılan çalıĢmalar; Acanthaceae, Apocynaceae, Amaryllidaceae, Angelicae, Araceae, Asclepiadaceae, Berberidaceae, Buxaceae, Combretaceae, Compositae, Coniferae, Cyperaceae, Ebenaceae, Ericaceae, Euphorbiaceae, Fumariaceae, Gentinaceae, Guttiferae, Lamiaceae, Leguminosae, Lilliaceae, Lycopodiaceae, Malvaceae, Magnoliaceae, Menispermaceae, Molluginaceae, Moraceae, Musaceae, Nelumbonaceae, Papaveraceae, Piperaceae, Rubiaceae, Rutaceae, Sapotaceae, Solanaceae ve Tamaricaceae ailelerine mensup bitkilerin potansiyel AChE inhibitörleri olduğunu göstermektedir (Mukherjee ve diğ., 2007). Tablo 2.3.1.1’de yapılan çeĢitli çalıĢmalar sonucunda güçlü AChEI aktivitesi gösteren inhibitörler ve bunların izole edildikleri bitki ve mantarlar literatür belirtilerek gösterilmiĢtir.

Tablo 2.3.1.1. Yüksek bitki ve mantarlardaki güçlü asetilkolinesteraz inhibitörleri (Houghton ve diğ., 2006)

Etken Madde Sınıfı Ġzole Edildiği Bitki Literatür Legusin A Ġndol alkaloid Desmodium pulchellum, Ghosal ve diğ., Desmodium gangeticum 1972 Dehidroevodiamin Ġndol alkaloid Evodia rutaecarapa Park ve diğ., 1996 Koronaridin, vokangin, vokangin hidroksiindolenin, Ġndol alkaloid Tabernaemontana Andrade ve diğ., rupikolin australis 2005 Turbinatin, dezoksikordifolin Ġndol alkaloid Chimarrhis turbinata Cardoso ve diğ., 2004 Sanginin, 11- Alkaloid Narcissus türleri Elgorashi ve diğ., hidroksigalantamin 2004 1-O-Asetillikorin Alkaloid Amaryllidaceae türleri Houghton ve diğ., 2004 Huperzin A, huperzin B, Kinolizidin Lycopodium türleri Kozikowski ve diğ., siyeboldin alkaloid 1996 Ranunculaceae, Berberin, sanguinarin Benzilisokinolin Papaveraceae ve Kuznetsova ve diğ., alkaloid Berberidacae türleri 2002 Palmatin Benzilisokinolin Corydalis türleri Kim ve diğ., 2004 alkaloid Tubokurarin Benzilisokinolin Chondodendron Cousin ve diğ., alkaloid tomentosum 1996 ġakonin, α-solanin Steroidal alkaloid Solanum türleri Wierenga ve Hollingworth, 1992

21

Etken Madde Sınıfı Ġzole Edildiği Bitki Literatür Ġzosarkodin, salignenamid-C, - E, -F, aksillarin-C, saligsinamid, vaganin-A, 5,6- dehidrosarkonidin, 2- hidroksisalignamin-E, salignamin, 2- Pregnen türü Sarcococca saligna Khalid ve diğ., hidroksisalignamin-E, alkaloid 2004; Coudhary ve epipaĢisamin-D, disityofilebin, diğ., 2005a izo-N-formilkonemorfin, aksilaridin-A, salignenamid- A, 2-hidroksisalignarin-E, sarsalignon, sarsalignenon Sarkovagenin-C, Steroidal alkaloid Sarcococca hookerina Khalid ve diğ., hukerianamid-F, sarkovagin-D 2004 Buksamin-B, -C Alkaloid Buxus papillosa, Buxus Khalid ve diğ., hyrcan 2005 Juliflorin Piperidin türevi Prosopis juliflora Coudhary ve diğ., alkaloid 2005b Kuinolaktasin A2 Akridon türevi Penicillum citrinum Kim ve diğ., 2001 alkaloid 1,8-Sineol, α-pinen, sitral, Gracza, 1985; pulegon, (+) ve (-)-karvon, Grundy ve Still, (+)-2-karen, (+)-3-karen, (-)- Monoterpenoid Salvia officinalis, Salvia 1985; Ryan ve β-pinen, (+)-fenkol, (+)- lavandulaefolia Byrne, 1988; Perry fenkon, ve diğ., 2000; (-)-fenkon Miyazawa ve Yamafuji, 2005 Dihidrotansinon, Diterpenoid Salvia miltiorrhiza Ren ve diğ., 2004 kriptotansinon Vitaferin A Steroidal alkaloid Withania somnifera Bhattacharya ve diğ., 1995 Sinatrozid B, Pregnen türü Cynanchum atratum Lee ve diğ., 2005 glikozid Ursolik asit Triterpenoid Origanum majorana Chung ve diğ., 2001 Tarakserol Triterpenoid Vaccinium oldhami Lee ve diğ., 2004 Argentatin-A, -B, tusendanin Triterpenoid Parthenium argentatum Cespedes ve diğ., 2001 α-Onoserin Triterpenoid Lycopodium clavatum Orhan ve diğ., 2003 Skopoletin, skopolin Kumarin Vaccinium oldhami Rollinger ve diğ., 2004 Furanokumarin ksantotoksin, Kumarin Angelica acutiloba Miyazawa ve diğ., izopimpinelin 2004 Bellidin 8-O-β-glukopiranozit, bellidifolin 8-O-β- Ksanton Gentiana campestris Urbain ve diğ., glukopiranozit 2004 Naringenin Flavanon Citrus junos Heo ve diğ.,2004 Hispidon Flavanon Onosma hispida Ahmad ve diğ., 2003 1-α-Viniferin Polifenol Caragana chamlague Sung ve diğ., 2002 Ġzoterrolakton A, terrolakton Meroterpenoid Aspergillus terreus Kim ve diğ., 2003; A, B, C, D Yoo ve diğ., 2005 Omura ve diğ., Arisugasin A ve B Meroterpenoid Penicillium türleri 1995; Otoguro ve diğ., 1997; Cho ve diğ., 2003

22

Etken Madde Sınıfı Ġzole Edildiği Bitki Literatür Tanasetamid A ve B Seramid Tanacetum artemisioides Ahmad ve diğ., 2004 Aflatoksin B1 Poliketid Aspergillus flavus Cometa ve diğ., 2005

2.3.2. Ġrreversibl Asetilkolinesteraz Ġnhibitörleri (Organofosfatlar)

Kimyasal yapıları ġekil 2.3.2.1’de gösterilen organofosfat bileĢikleri (OP) AChE ve butirilkolinesteraz (BChE) gibi karboksilik ester hidrolazlar için oldukça güçlü inhibitörlerdir. Esas olarak böceklerin ve memelilerin sinir uçlarında AChE enzimini fosforile ederek zehirlenmeye neden olmaktadırlar (Mdegela ve diğ., 2010). AChE inhibisyonu sonucu ACh birikimi gerçekleĢir. ACh reseptörlerinin sürekli uyarımı ve paralizi sonucu muskarinik, nikotinik ve santral sinir sistemi bulguları ortaya çıkmaktadır. Asetilkolinin sinir-düz kas ve sinir-salgı bezi kavĢaklarında artması sonucu; kas kontraksiyonlarında ve salgılarda (tükrük, salya, gözyaĢı, ter) artıĢ, iskelet kaslarında zaafiyet, santral sinir sisteminde duygusal ve davranıĢsal bozukluklar, hipertansiyon, taĢikardi, bulantı, kusma, koordinasyon bozukluğu ve solunum baskılanması görülmektedir (Karalliedde ve Senanayake, 1989; Johnson ve diğ., 2000; Sungur ve Guven, 2001; Kwong, 2002).

ġekil 2.3.2.1. Organofosfatların genel kimyasal yapısı

Dünya pazarlarında 200 farklı çeĢit organofosfat esteri bulunmaktadır. Organofosfor esterleri kimyasal silah olarak kullanılan sinir gazlarından geliĢtirilmiĢtir. Günümüzdeki moleküller daha stabil ve çevreye daha az zararlıdır. Bununla beraber hala ciddi zehirlenmelere yol açma potansiyeline sahip yapılardır (Ross ve diğ., 2010).

23

2.3.2.1. İnsektisitler

Ġnsektisitlerin de içine dahil oldukları "pestisit" terimi, insan yaĢamı için zararlı olan canlıları öldürmek amacı ile kullanılan bileĢikleri ya da maddeleri ifade eden genel bir ifadedir (Fidan, 2010).

Pestisitler, tartıĢılmaz yararlarına karĢın etkin denetimden yoksun ve aĢırı miktarlarda uygulama durumlarında hava, su ve toprak yolu ile taĢınarak besin zincirine karıĢmakta, ekosistemlerin ve besinlerin kirlenmesine yol açmakta, sonuç olarak da insan dahil hedef olmayan diğer canlılarda zehirlenmelere ve ölümlere neden olmaktadırlar (Kumbur ve diğ., 2005). Pestisitlerin yaygın olarak kullanılmasından kısa süre sonra 1950'li yıllardan önce DDT’nin, daha sonra da kullanılan diğer ilaçların, insanlar ve yabanıl yaĢamda hedef olmayan canlılara zararlı etkileri ortaya konmaya baĢlanmıĢtır (Amdur ve diğ., 1991; Guest ve diğ., 1991).

Böceklerle mücadelede dört temel insektisit grubu yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlar; organoklorinler, piretroidler, organofosfatlar ve karbamatlar olarak gruplandırılabilirler (Yavuz ve ġanlı, 1999). Bütün bu gruplardaki insektisitler böceklerin sinir sistemlerini bloke etmektedir. Ancak bu gruplar içinden organik fosforlu olanların en dikkat çekici özelliği, hedef enzim niteliğindeki kolinesteraz enzimi ile yapısal bütünleĢme konumunda olmalarıdır. Aslında OP insektisitler kolinesteraz enziminin doğal substratı konumundaki asetilkolini taklit etmektedirler. AChE’ı irreversibl olarak inhibe eden insektisitler çok çeĢitlidir. Bunlara örnek olarak; diklorvos, triklorfon, dimetoat, , paratiyon-metil, klorpirifos-metil, malatiyon, klorpirifos, paratiyon-etil, klorfenvinfos, metidatiyon, etiyon, tetradifon, fosalon, koumafos, deltametrin, flumetrin, lambda-siyhalotrin, tetrametrin, bifentrin, siflutrin, tau-fluvalinat, permetrin, fenvalerat ve sipermetrin verilebilmektedir (Yavuz ve ġanlı, 1999; Çakır ve Sarıkaya, 2004).

Karbamat grubu insektisitler OP’lara benzerler ancak onlardan iki yönüyle farklılık göstermektedirler. Birinci farkı; karbamatların, kolinesteraz enziminin anyonik yanı ile kompleks oluĢturabilen kuarterner veya bazik nitelikli bir azot grubuna sahip olmasıdır. Oysa OP’lı insektisitler hiçbir Ģekilde bazik pH’lı olamadıklarından, bu durumda

24

iyonize olabilecekleri için böceklerin kütikulasına ve sinirlerinin miyelin kılıfına geçiĢ yetenekleri önemli derecede azalmaktadır. Karbamat grubu insektisitler ve OP bileĢikleri arasındaki ikinci önemli fark ise karbamat insektisitlerin kolinesteraz inhibisyonu esasına dayanan etkilerinin belirgin derecede reversibl olmasıdır. Karbamat grubu insektisitlere karbaril ve karbafuran örnek verilebilmektedir (Yavuz ve ġanlı, 1999).

Ġrreversibl AChE inhibitörlerinin bu zararlı etkilerinin yanı sıra tedavi amaçlı kullanılabilenleri de mevcuttur. Son yıllarda AH tedavisi için geliĢtirilen rivastigmin (Exelon®) merkezi sinir sistemine selektif, geri dönüĢümsüz (pseudo-irreversibl) ve karbamat grubundan bir asetilkolinesteraz inhibitörüdür. Karaciğer üzerindeki yan etkileri de oldukça düĢüktür. Fakat gastrointestinal sistemdeki yan etkiler doza bağlı olarak ortaya çıkmaktadır (Corey-Bloom ve diğ., 1998; Rösler ve diğ., 1999).

AH tedavisinde kullanılan ve geliĢtirilme aĢamasında olan sentetik asetilkolinesteraz inhibitörlerinden en umut vericisi olarak gösterilen metrifonat, metaboliti olan diklorvinildimetilfosfat (DDVP veya diklorvos) yoluyla, irreversibl AChE inhibisyonu sağlayan, genç ve yaĢlı sıçanlarda lokal serebral glukoz kullanımını artıran bir organofosfattır (Bassant ve diğ., 1996).

2.3.2.2. Sinir Gazları

BaĢlıca sinir sistemi olmak üzere bir veya daha fazla organ ve sistemi etkileyen sinir ajanlarının en önemli grubu sinir gazlarıdır. Son derece güçlü AChE inhibitörleri olarak, II. Dünya SavaĢı’nın baĢlarında geliĢtirilmiĢlerdir (Dökmeci, 2001).

Bu ajanlar, genel olarak iki ana baĢlık altında incelenmektedir. Bunlar G (, , ve siklohekzilmetilfosfonoflorür gibi) ve V (VX, VR, VE gibi) ajanlarıdır (Kasse ve Vachek, 2002). Sinir ajanları; saf durumda renksiz, safsızlık halinde ise sarımsı renkte, berrak, tatsız çoğunlukla kokusuz veya G tipi olanlar hafif meyvemsi kokulu, kaynama noktası yüksek olan sıvı yapısındaki maddelerdir. Ajanın özelliklerine bağlı olarak suda çözünürlüğü söz konusu olabilmektedir. Hidrolizleri ise çok yavaĢ olarak gerçekleĢebilmektedir. BuharlaĢmaya olan eğilimleri nedeniyle, G-ajanları bir kaç saat

25

içerisinde yayılıp dağılmaktadırlar. VX ise uçuculuğu daha az olan bir ajan olup, atılıp dağıldığı yerde haftalarca veya daha uzun süre kalabilmektedir. Dakikada 15 litre hava soluyan 70 kg’lık bir insan için ortalama letal dozlar, tabun için 150 - 400 mg.dak/m3, sarin için 75-100 mg.dak/m3, soman için 35-50 mg.dak/m3 ve VX için 10 mg.dak/m3 olarak saptanmıĢtır (Dunn ve Sidell, 1989).

Sinir gazları inhalasyon, oral, dermal veya göz temasıyla absorbe edilmektedirler. Normal giysilerden geçebilmektedirler. Solunum yolu ile alındıklarında ise toksik etkileri çok hızlı bir Ģekilde geliĢmektedir. Lipofilik özellikteki ajanların kan beyin bariyerini aĢarak beyinde hasar oluĢturdukları deneysel olarak gösterilmiĢtir (Raushel, 2002). Buharlarının ciltten absorpsiyonu yüksek olmamakla birlikte, sıvı halde iken çok daha yüksektir. Ufak miktarlarla temasta bile kısa sürede (10-15 dakika) ölüm olasılığı fazladır. Ancak çok hafif cilt temaslarında semptomların ortaya çıkması 3-4 saat gecikebilmektedir. Toksisite sıcaklıkla artmaktadır (Dunn ve Sidell, 1989).

Sinir ajanları kolinesteraz enziminin aktif bölgesinde bulunan serin amino asidine bağlanarak; inaktif, fosforillenmiĢ enzim proteinini oluĢturmakta ve toksik düzeyde ACh birikimi ile kolinerjik sinaptik transmisyonun blokajına neden olmaktadır. Bu inhibisyonda son reaksiyon ise zamana bağımlı bir reaksiyon olup, enzim ile ajan birbirlerinden ayrılamayacak ve enzim reaktive edilemeyecek Ģekilde modifiye edilmektedir. Sinir ajanları ile zehirlenmelerde özgün antidot olarak enzim reaktivatörü bir oksim (pralidoksim, obidoksim), atropin ve antikonvülsan diazepam kullanılmaktadır. Oksimler, AChE ile OP arasındaki bağı parçalamakta ve böylece enzimin serbest kalmasını sağlamaktadırlar. Atropin ise muskarinik reseptör blokajı yaparak etkisini göstermektedir (Yaren ve diğ., 2007).

Günümüzde tek etkili AH tedavisi; takrin, donepezil, rivastigmin ve galantamin gibi AChE inhibitörleri ile sağlanmaktadır. Ancak onaylanmıĢ olan bu ilaçların kullanımı, örneğin karaciğer toksisitesine neden olmaları, gastrointestinal sisteme karĢı olan yan etkileri ve biyoyararlanım problemlerinden dolayı sınırlandırılmıĢtır (Schulz, 2003; Melzer, 1998). Devam eden çalıĢmalar bitkisel kökenli yeni antikolinesterazların araĢtırılmasına yöneliktir. Amaç, düĢük seviyelerde toksisite ve yan etkilere sahip terapötik ajanların keĢfidir. Bu amaçla, çalıĢmamızda AH’nda kullanılabilecek bitkiler

26

ve yine doğal kaynaklarda bulunabilecek olan, çoğu antioksidan özellikli kimyasal maddelerin asetilkolinesteraz enzimi üzerine inhibisyon etkileri incelenmiĢtir.

27

3. MALZEME ve YÖNTEM

3.1. DENEYLERDE KULLANILAN ALET VE CĠHAZLAR

Buzdolabı : Arçelik Distile Su Cihazı : Brand Mono Dest 3000 Derin Dondurucu : Beko Etüv : Nüve FN500 Evaporatör : Bibby Rotary Vakum Evaporatör pH Metre : Hearus Sonikatör : Bandelin Sonarex Terazi : Mettlee 110 Hassas Terazi Terazi : 1 Gec Avery Terazi Vortex Cihazı : Fisons Whirlimixer Mikroplate Okuyucu : Biotek Elx808

3.2. DENEYLERDE KULLANILAN KĠMYASAL MADDELER

Bitki ekstraksiyonlarında organik çözücü olarak etil alkol (Merck 10967), aseton (Merck 100020) ve etil asetat (Merck 109623) kullanıldı. Bitki ekstrelerini çözmek için DMSO (Merck 802912) kullanıldı. Tamponun hazırlaması için Tris HCl (Merck 108387) ve hidroklorik asit (Merck 100013) temin edildi. Deneylerde reaktif ve substrat çözeltileri olarak; 5,5′-ditiyobis-(2-nitrobenzoik asit) [DTNB] (Fluka 43760) ve asetiltiyokolin iyodür (ATChI) (Fluka 01480) kullanıldı. Aktivitesi tayin edilecek olan enzim AChE (28 U/mL) (Sigma C3389) kullanıldı.

Ġnhibisyon aktiviteleri tayin edilmek üzere asetil salisilik asit (Ġ.Ü., Müh Fak., Organik Kimya A.D.’nda sentez edilen), L(+)-askorbik asit (C vitamini) (Merck 100127), edaravon (Fluka 68740), (-)-epikateĢin (Fluka 45300), galantamin hidrobromür (Sigma

28

G1660), L-glutatyon (Fluka 49750), indometazin (Fluka 57413), β-karoten (provitamin A) (Fluka 45300), kojik asit (Fluka 60890), kuarsetin dihidrat (Sigma Q0125), (+)-α- lipoik asit (Sigma T5625), DL-metionin metilsülfonyum klorür (U vitamini) (Fluka

64382), piridoksal-5'-fosfat (B6 vitamini) (Fluka 82870), L-prolin (Fluka 81710), rezorsinol (Merck 107593), rutin hidrat (Sigma R5143), L-sistein (Merck 2839), tiyoüre (Merck 107979), DL-α-tokoferol asetat (E vitamini) (Sigma T3376) ve valproik asit (2- propilvalerik asit) (Merck 814439) kullanıldı.

3.3. ENZĠM ĠNHĠBĠSYONU TAYĠNLERĠNDE KULLANILAN BĠTKĠ MATERYALĠ

Aktarlardan ve pazarlardan temin edilen bitkiler yıkanıp distile sudan geçirildikten sonra parçalanarak gölgede ve 37 ºC’deki etüvde kurutuldu. ÇalıĢmamızda kullanılan bitki materyalinin genel olarak bilinen Latince isimleri Tablo 3.3.1’de gösterilmiĢtir.

Tablo 3.3.1. Enzim inhibisyonu tayininde kullanılan bitki materyali

Bitki Materyalinin Türkçe Ġsmi Bitki Materyalinin Latince Ġsmi

Adaçayı Salvia officinalis Alıç Crataegus monogyna Bakla Vicia faba Biberiye Rosmarinus officinalis Brokoli Brassica oleracea italica Brüksel lahanası Brassica oleracea gemmifera Havuç Daucus carota Isırgan otu Urtica dioica Ispanak Spinacia oleracea Kapari Capparis spinosa KarabaĢ otu Lavandula stoechas Karahindiba Taraxacum officinalis Kereviz Apium graveolens Muz Musa sapientum Oğul otu Melissa officinalis Sakız ağacı Pistacia lentiscus Sarımsak Allium sativum Soğan Allium cepa ġahtere otu Fumaria officinalis YeĢil çay Camellia sinensis

29

3.3.1. Sulu Ekstrelerin Hazırlanması

20 g bitki materyali cam balona konularak üzerine 200 mL destile su ilave edildi. KarıĢım geri soğutucu altında 8 saat reflüks edildi. Elde edilen karıĢım soğuduktan sonra süzgeç kağıdından geçirilerek süzüldü. Süzüntü önceden tartılmıĢ cam balona alındı. Balon rotaevaporatöre yerleĢtirilerek karıĢımın suyu düĢük basınç altında uzaklaĢtırıldı. Geriye kalan ekstre önceden darası alınmıĢ krozeye konularak 1 hafta boyunca 37 ºC’deki etüvde, içindeki su tamamen uzaklaĢıncaya kadar bekletildi. Elde edilen ekstre tartıldıktan sonra ependorf tüplerine alınarak -20 ºC’de muhafaza edildi.

3.3.2. Etil Alkollü, Asetonlu ve Etil Asetatlı Ekstrelerin Hazırlanması

20 g bitki materyali sokslet cihazının kartuĢuna konuldu. KartuĢ sokslet sistemine yerleĢtirilerek cihazın balonuna 100 mL % 96’lık etil alkol, aseton veya etil asetat ilave edildi. KarıĢım geri soğutucu altında 8 saat boyunca reflüks edildi. Elde edilen karıĢım soğutuldu. Süzüntü önceden tartılmıĢ cam balona alındı. Balon rota evaporatöre yerleĢtirildikten sonra organik çözücüler düĢük basınç altında uzaklaĢtırıldı. Elde edilen ekstre tartıldıktan sonra ependorf tüplerine alınarak -20 ºC’de muhafaza edildi.

3.4. ENZĠM ĠNHĠBĠSYONU TAYĠNLERĠNDE KULLANILAN KĠMYASAL MADDELER

Bu çalıĢmada beyin ve sinir sistemi üzerinde çeĢitli etkileri olduğu düĢünülen ve Tablo 3.4.1’de isimleri ve formülleri belirtilen 20 farklı kimyasal maddenin AChE enzimi üzerine inhibitör etkileri incelendi.

Tablo 3.4.1. Enzim inhibisyonu tayininde kullanılan kimyasal madde materyali

Maddenin Adı Sistematik Adı Formülü

Asetil Salisilik 2-Asetiloksi-benzoik asit Asit

30

Maddenin Adı Sistematik Adı Formülü

L(+)-Askorbik (5R)-[(1S)-1,2-Dihidroksietil]- Asit 3,4-dihidroksifuran-2(5H)-on

Edaravon 2-Pirazolin-5-on

(2R) -2-α- (3,4- (-)-EpikateĢin Dihidroksifenil) -3,4-dihidro- 2H-1-benzopiran-3-α-5,7-triol

(4aS,6R,8aS)- 5,6,9,10,11,12- Galantamin Heksahidro- 3-metoksi- 11- Hidrobromür metil- 4aH- [1]benzofuro[3a,3,2-ef] [2] benzazepin- 6-ol

(2S)-2-Amino-4-{[(1R)-1- L-Glutatyon [(karboksimetil)karbamoil]-2- sülfaniletil]karbamoil}bütanoik asit

2-{1-[(4-Klorofenil)karbonil]- Ġndometazin 5-metoksi-2-metil-1H-indol-3- il}asetik asit

1,1'-(3,7,12,16-Tetramethyl- 1,3,5,7,9,11,13,15,17- β-Karoten octadecanonaene-1,18- diyl)bis[2,6,6- trimethylcyclohexene]

Kojik Asit 5-Hidroksi-2-hidroksimetil-4- piron

Kuarsetin 2-(3,4-Dihidroksifenil)-3,5,7- Dihidrat trihidroksi-4H-kromen-4-on

31

Maddenin Adı Sistematik Adı Formülü

(+)-α-Lipoik 5-(1,2-Ditiyolan-3-il)- Asit pentanoik asit

DL-Metionin (3-Amino-3-karboksi-propil)- Metilsülfonyum dimetil-sülfonyum Klorür

Piridoksal-5'- 2-Metil-3-hidroksi-4-al-5- Fosfat hidroksimetilpiridin

L-Prolin Pirolidin-2-karboksilik asit

Rezorsinol Benzen-1,3-diol

2-(3,4-Dihidroksifenil)-5,7- dihidroksi-3- {[(2S,3R,4S,5S,6R)-3,4,5- Rutin trihidroksi-6- ({[(2R,3R,4R,5R,6S)-3,4,5- trihidroksi-6-metiloksan-2- il]oksi}metil)oksan-2-il]oksi}- 4H-kromen-4-on

L-Sistein 2-Amino-3-merkaptopropanoik asit

Tiyoüre Tiyokarbamit

(2R)-2,5,7,8-Tetrametil-2- DL-α-Tokoferol [(4R,8R)-(4,8,12- Asetat trimetiltridesil)]-6-kromanol

Valproik Asit 2-Propilpentanoik asit

32

3.5. ASETĠLKOLĠNESTERAZ ĠNHĠBĠSYON ETKĠSĠNĠN ĠNCELENMESĠ

AChE inhibitör etkisi, modifiye Ellman yöntemine göre spektrofotometrik olarak tayin edildi (Ellman ve diğ., 1961; Ingkaninan ve diğ., 2000).

Ellman deneyinin prensibine göre asetilkolinesterazın asetiltiyokolini hidrolize etmesi ile açığa çıkan tiyokolin, Ellman reaktifi olarak bilinen DTNB (5,5'-ditiyo-bis-2- nitrobenzoik asit) ile reaksiyona girerek sarı renkli kromofor TNB (5-tiyo-2- nitrobenzoik asit) oluĢumuna neden olur. 405 nm’de açığa çıkan bu sarı rengin Ģiddeti TNB oluĢumu dolayısı ile AChE aktivitesi ile doğru orantılıdır. Deneyde gerçekleĢen renk reaksiyonu ġekil 3.5.1’de gösterilmiĢtir.

ġekil 3.5.1 Ellman yönteminde gerçekleĢen renk reaksiyonu

Deneylerde 0.1 M Tris HCl (pH 8.0) tampon çözeltisi kullanıldı. Tampon 4 ºC’de muhafaza edildi ve her 2-3 günde bir yenilendi. Ellman reaktifi 3 mM 5,5′-ditiyobis-(2- nitrobenzoik asit) (DTNB) çözeltisi Tris HCl (pH 8.0)’de çözüldü ve bu çözelti her gün taze olarak hazırlandı. AChE substratı; 15 mM asetiltiyokolin iyodür (ATChI) distile suda çözüldü ve her gün taze olarak hazırlandı. AChE çözeltisi (28 U/mL) hazırlandı. Enzim çözeltisi 0.28 U/mL olacak Ģekilde tampon çözeltisi ile seyreltilerek 0.5 mL’lik hacimler halinde ependorf tüplerine alındı ve -20 ºC’de muhafaza edildi.

33

ÇalıĢmamızda, inhibitör olarak kullanılacak olan etil alkollü, asetonlu ve etil asetatlı bitki ekstreleri DMSO, sulu ekstreler ise distile su içinde çözüldü. Her bir bitki ekstresi ve kimyasal 4 farklı konsantrasyonda hazırlandı. Mikroplate kuyucuklarına 125 µL DTNB, 25 µL ATChI, 50 µL tampon ve 25 µL inhibitör çözeltileri ilave edildikten sonra üzerine 25 µL enzim çözeltisi ilave edildi. Kontrol çözeltisi olarak bitki ekstresi yerine; sulu ekstrelerde su, diğer çözücülerle hazırlananlarda ise DMSO kullanıldı. Örnek ve kontrol çözeltileri 37 ºC sıcaklığa ayarlanmıĢ Elisa mikroplate okuyucuda 2 dakika boyunca inkübe edildi ve 405 nm’de köre karĢı absorbans değerleri okundu. Kör olarak 0.1 M Tris-HCl (pH 8.0) tampon çözeltisi kullanıldı.

Enzim inhibisyonu aĢağıdaki denkleme göre hesaplandı;

% Ġnhibisyon = [(∆A405 kontrol - ∆A405 örnek) / ∆A405 kontrol] x 100

Bu denklemde belirtilen;

∆A405 kontrol: Kontrol çözeltisinin 405 nm’de okunan absorbans değerini,

∆A405 örnek: Örnek çözeltisinin 405 nm’de okunan absorbans değerini ifade etmektedir.

AChE enziminin IC50 değeri (enzimin % 50 inhibisyon göstermesi için gerekli olan inhibitör konsantrasyonu); absise madde konsantrasyonu ve ordinata % enzim inhibisyon verilerinin yerleĢtirilmesi ile çizilen eğrinin lineer kesiminden elde edilen regresyon denklemi kullanılarak hesaplandı.

34

4. BULGULAR

Bu çalıĢmada beyin ve sinir sistemi üzerinde çeĢitli etkileri olduğu düĢünülen 20 farklı bitki ve 20 kimyasal maddenin AChEI aktivitesi incelenmiĢtir.

4.1. BĠTKĠ EKSTRELERĠNĠN ASETĠLKOLĠNESTERAZ ÜZERĠNE ĠNHĠBĠTÖR ETKĠLERĠ

Adaçayı, alıç, bakla, biberiye, brokoli, Brüksel lahanası, havuç, ısırgan otu, ıspanak, kapari, karabaĢ otu, karahindiba, kereviz, muz, oğul otu, sakız ağacı, sarımsak, soğan, Ģahtere otu ve yeĢil çay bitkilerinin dört farklı konsantrasyonda hazırlanan sulu, etil alkollü, asetonlu ve etil asetatlı ekstreleri için hesaplanan inhibisyon değerleri kullanılarak çizilen konsantrasyon - % inhibisyon grafiklerinden elde edilen ortalama % inhibisyon ve IC50 değerleri Tablo 4.1.1, Tablo 4.1.2, Tablo 4.1.3 ve Tablo 4.1.4’te gösterilmiĢtir.

Tablo 4.1.1. ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan sulu ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-4 7.44 ± 1.10 Adaçayı 1x10-3 14.05 ± 0.98 0.04 ± 0.01 5x10-3 16.03 ± 3.82 1x10-2 17.99 ± 2.21

1x10-1 8.82 ± 1.26 Alıç 1 15.86 ± 0.99 159.50 ± 68.99 10 16.68 ± 2.17 50 25.81 ± 6.07

1x10-4 7.64 ± 1.18 Bakla 1x10-3 8.75 ± 0.87 1.37 ± 0.23 1x10-2 9.00 ± 0.94 1x10-1 10.04 ± 1.83

35

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-4 7.28 ± 1.46 Biberiye 1x10-3 9.77 ± 0.54 1.03 ± 0.08 1x10-2 11.54 ± 1.04 1x10-1 13.07 ± 1.11

10 7.10 ± 1.19 Brokoli 50 11.39 ± 1.75 492.98 ± 32.85 75 13.26 ± 1.18 100 15.25 ± 0.53

1 6.34 ± 1.57 Brüksel Lahanası 5 8.81 ± 0.38 608.64 ± 150.76 10 9.20 ± 3.07 50 11.12 ± 0.69

1x10-4 4.56 ± 1.24 Havuç 1x10-3 7.76 ± 2.59 4.59 ± 1.50 1x10-2 8.18 ± 1.54 1 15.12 ± 3.13

1 11.71 ± 1.17 Isırgan Otu 10 13.52 ± 0.67 910.60 ± 281.47 100 15.98 ± 2.86 200 20.68 ± 2.34

1 6.98 ± 2.35 Ispanak 10 11.67 ± 1.79 394.91 ± 82.76 50 17.37 ± 3.04 100 18.53 ± 1.38

1x10-4 4.74 ± 1.39 Kapari 1x10-3 6.78 ± 1.20 0.52 ± 0.08 1x10-2 8.47 ± 2.20 1x10-1 14.53 ± 2.06

1x10-1 15.22 ± 4.37 KarabaĢ Otu 1 16.95 ± 3.74 58.85 ± 10.71 10 23.46 ± 2.43 20 25.14 ± 0.41

1x10-1 14.97 ± 1.81 Karahindiba 1 15.70 ± 6.73 373.18 ± 455.93 10 17.86 ± 4.20 20 18.89 ± 1.13

36

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-1 5.97 ± 1.92 Kereviz 1 8.57 ± 1.14 529.16 ± 257.95 10 10.90 ± 2.51 50 12.16 ± 1.20

1x10-4 8.77 ± 2.04 Muz 1x10-3 10.60 ± 2.73 0.57 ± 0.03 1x10-2 15.02 ± 3.14 1x10-1 17.30 ± 1.05

1x10-4 4.00 ± 3.25 Oğul Otu 1x10-3 7.59 ± 2.22 0.46 ± 0.04 1x10-2 12.44 ± 3.06 1x10-1 16.06 ± 1.39

1x10-1 15.88 ± 8.73 Sakız Ağacı 1 21.72 ± 5.47 104.94 ± 50.70 10 24.99 ± 4.52 20 25.00 ± 3.33

1x10-1 2.19 ± 0.72 Sarımsak 1 3.64 ± 1.31 170.25 ± 20.24 10 4.62 ± 0.99 20 8.57 ± 1.20

1x10-4 10.46 ± 1.26 Soğan 1x10-3 15.70 ± 3.47 0.42 ± 0.02 1x10-2 20.21 ± 2.06 1x10-1 22.37 ± 1.06

10 13.23 ± 1.81 ġahtere Otu 40 14.01 ± 1.18 449.98 ± 168.89 50 15.93 ± 3.60 60 18.49 ± 0.82

1x10-2 5.90 ± 0.83 YeĢil Çay 1x10-1 9.56 ± 1.06 110.60 ± 17.07 1 9.75 ± 1.25 10 10.77 ± 1.68

37

Tablo 4.1.1’e göre;

ÇalıĢılan sulu bitki ekstreleri içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeniyle en yüksek AChE inhibisyonunu adaçayının gösterdiği (IC50 0.04 ± 0.01 µg/mL) görülmüĢtür. Adaçayını takiben soğan (IC50 0.42 ± 0.02 µg/mL), oğul otu (IC50 0.46 ±

0.04 µg/mL), kapari (IC50 0.52 ± 0.08 µg/mL) ve muz (IC50 0.57 ± 0.03 µg/mL) sulu ekstrelerinin inhibitör etkileri tespit edilmiĢtir.

En düĢük IC50 değerleri gözetilerek, bitkiler arasındaki en güçlü AChEI olabilme sıralaması Ģu Ģekildedir; adaçayı, soğan, oğul otu, kapari, muz, biberiye, bakla, havuç, karabaĢ otu, sakız ağacı, yeĢil çay, alıç, sarımsak, karahindiba, ıspanak, Ģahtere otu, brokoli, kereviz, Brüksel lahanası ve ısırgan otu.

En düĢük IC50 değerlerine sahip olan bitkilerin % inhibisyon grafikleri ġekil 4.1.1, ġekil 4.1.2, ġekil 4.1.3 ve ġekil 4.1.4’te gösterilmiĢtir.

38

20 18 16 14 12 10 8

6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 0,01 0,012

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.1. Adaçayının sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği

16

14

12

10

8

6

% Ġnhibisyon % 4

2

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.2. Kaparinin sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği

39

18 16 14 12 10 8 6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.3. Oğul otunun sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.4. Soğanın sulu ekstresinin % inhibisyon grafiği

40

Tablo 4.1.2. ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan etil alkollü ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-2 5.90 ± 1.26 Adaçayı 1x10-1 7.64 ± 2.43 30.55 ± 13.75 5x10-1 8.49 ± 2.23 1 8.66 ± 0.75

1x10-1 7.05 ± 1.78 Alıç 1 11.57 ± 0.97 193.94 ± 18.00 10 19.39 ± 0.99 50 20.35 ± 1.02

5x10-1 3.97 ± 0.57 Bakla 1 4.70 ± 0.84 24.06 ± 2.37 2 7.00 ± 1.00 3 8.03 ± 0.94

1x10-4 3.21 ± 1.46 Biberiye 1x10-3 6.83 ± 1.09 0.45 ± 0.08 1x10-2 8.23 ± 1.64 1x10-1 15.37 ± 1.95

1x10-1 9.29 ± 0.60 Brokoli 5x10-1 12.17 ± 0.46 12.80 ± 3.60 1 14.06 ± 2.84 2 15.97 ± 1.73

1x10-1 11.43 ± 4.34 Brüksel Lahanası 5x10-1 11.66 ± 1.62 13.06 ± 4.68 1 14.95 ± 2.09 2 17.20 ± 0.86

1x10-2 2.59 ± 0.39 Havuç 5x10-2 5.20 ± 1.91 3.22 ± 0.34 1x10-1 11.63 ± 1.28 1 19.29 ± 1.53

1 18.61 ± 0.07 Isırgan Otu 5 19.30 ± 0.67 169.10 ± 48.23 10 20.58 ± 3.51 20 21.18 ± 1.93

41

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1 9.47 ± 1.28 Ispanak 10 13.84 ± 1.44 57.49 ± 18.99 50 15.79 ± 0.72 100 18.67 ± 1.93

1x10-3 8.09 ± 1.47 Kapari 1x10-2 10.18 ± 2.09 9.55 ± 1.34 1x10-1 12.46 ± 1.10 1 13.91 ± 0.99

1x10-3 5.93 ± 1.44 KarabaĢ Otu 1x10-2 13.33 ± 0 7.29 ± 0.40 1x10-1 14.97 ± 0.57 1 15.47 ± 0.92

1 7.18 ± 0.49 Karahindiba 10 9.32 ± 0.84 458.11 ± 58.21 50 11.91 ± 0.77 100 12.12 ± 0.41

1x10-1 9.81 ± 1.48 Kereviz 1 10.12 ± 1.64 193.14 ± 17.92 10 10.14 ± 1.33 20 14.40 ± 1.23

1x10-4 5.25 ± 2.07 Muz 1x10-3 8.68 ± 1.52 0.42 ± 0.10 1x10-2 12.31 ± 3.49 1x10-1 17.93 ± 2.94

1x10-3 13.99 ± 2.48 Oğul Otu 1x10-2 17.13 ± 2.32 6.66 ± 0.76 1x10-1 19.95 ± 5.23 1 20.57 ± 1.49

1x10-2 11.81 ± 0.16 Sakız Ağacı 25x10-3 13.25 ± 0.86 0.41 ± 0.08 5x10-2 15.24 ± 1.74 75x10-3 18.04 ± 1.55

1x10-1 1.22 ± 1.21 Sarımsak 1 2.81 ± 1.85 108.52 ± 58.14 5 5.75 ± 1.08 10 6.80 ± 2.42

42

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-4 1.92 ± 0.98 Soğan 1x10-3 5.81 ± 2.23 0.73 ± 0.11 1x10-2 7.59 ± 2.60 1x10-1 10.19 ± 1.00

1x10-5 3.94 ± 1.78 ġahtere Otu 1x10-4 6.72 ± 3.93 0.07 ± 0.01 1x10-3 8.38 ± 3.07 1x10-2 12.00 ± 2.53

1x10-1 1.63 ± 0.42 YeĢil Çay 1 5.59 ± 1.76 99.68 ± 10.36 5 8.57 ± 0.64 10 9.02 ± 1.07

Tablo 4.1.2’ye göre;

ÇalıĢılan etil alkollü bitki ekstreleri içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeniyle en yüksek AChE inhibisyonunu Ģahtere otunun gösterdiği (IC50 0.07 ± 0.01 µg/mL) görülmüĢtür. ġahtere otunu takiben sakız ağacı (IC50 0.41 ± 0.08 µg/mL), muz (IC50

0.42 ± 0.10 µg/mL), biberiye (IC50 0.45 ± 0.08 µg/mL) ve soğan (IC50 0.73 ± 0.11 µg/mL) etanollü ekstrelerinin inhibitör etkileri tespit edilmiĢtir.

IC50 değerlerine göre en yüksek AChE inhibisyonunu sırasıyla; Ģahtere otu, sakız ağacı, muz, biberiye, soğan, havuç, oğul otu, karabaĢ otu, kapari, brokoli, Brüksel lahanası, bakla, adaçayı, ıspanak, yeĢil çay, sarımsak, ısırgan otu, kereviz, alıç ve karahindiba bitkileri göstermiĢtir.

En düĢük IC50 değerlerine sahip olan bitkilerin % inhibisyon grafikleri ġekil 4.1.5, ġekil 4.1.6, ġekil 4.1.7 ve ġekil 4.1.8’de gösterilmiĢtir.

43

18 16 14 12 10 8 6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.5. Biberiyenin etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği

20 18 16 14 12 10 8

6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.6. Muzun etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği

44

20 18 16 14 12 10 8

6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,01 0,02 0,03 0,04 0,05 0,06 0,07 0,08

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.7. Sakız ağacının etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği

14

12

10

8

6

4 % Ġnhibisyon %

2

0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 0,01 0,012

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.8. ġahtere otunun etil alkollü ekstresinin % inhibisyon grafiği

45

Tablo 4.1.3. ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan asetonlu ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri

Bitki Adı Konsantrasyon % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL) (µg/mL)

1 6.98 ± 1.40 Adaçayı 10 8.26 ± 1.64 1171.84 ± 253.19 50 8.65 ± 2.93 100 10.26 ± 2.31

1x10-3 6.00 ± 1.14 Alıç 1x10-2 7.50 ± 1.30 4.47 ± 2.13 1x10-1 9.34 ± 0.40 1 14.36 ± 1.15

1x10-3 7.20 ± 1.73 Bakla 1x10-2 9.86 ± 2.25 0.75 ± 0.10 5x10-2 10.10 ± 1.57 1x10-1 13.49 ± 1.44

1x10-1 9.60 ± 2.51 Biberiye 1 11.76 ± 2.74 898.36 ± 418.27 10 13.49 ± 2.58 100 16.08 ± 2.47

1x10-1 3.04 ± 2.64 Brokoli 1 9.20 ± 5.34 100.14 ± 13.15 10 10.61 ± 3.86 20 14.06 ± 1.53

1x10-1 3.04 ± 0.46 Brüksel Lahanası 10 3.75 ± 0.86 146.73 ± 64.92 20 10.05 ± 6.65 30 13.88 ± 2.82

1x10-4 11.03 ± 4.08 Havuç 1x10-3 14.53 ± 3.73 0.48 ± 0.12 1x10-2 18.44 ± 3.89 1x10-1 20.35 ± 4.22

1x10-4 11.53 ± 3.41 Isırgan Otu 1x10-3 14.20 ± 2.35 0.05 ± 0.02 5x10-3 16.32 ± 1.53 1x10-2 20.49 ± 1.75

46

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-2 7.01 ± 3.18 Ispanak 1x10-1 8.40 ± 1.52 86.15 ± 62.79 1 10.81 ± 2.48 5 11.49 ± 0.82

1x10-1 1.74 ± 0.59 Kapari 1 4.53 ± 1.30 30.18 ± 3.84 2 5.70 ± 1.16 5 9.63 ± 2.26

1x10-2 13.11 ± 3.83 KarabaĢ Otu 1x10-1 13.88 ± 6.69 43.52 ± 5.01 1 14.01 ± 2.32 10 17.87 ± 3.30

1 6.61 ± 1.54 Karahindiba 5 8.47 ± 0.71 79.88 ± 10.72 10 13.08 ± 5.68 20 16.39 ± 1.57

1 10.70 ± 1.95 Kereviz 10 11.95 ± 3.09 256.61 ± 136.83 20 12.94 ± 0.73 50 19.68 ± 2.14

1x10-4 9.75 ± 2.65 Muz 1x10-3 13.27 ± 2.88 0.47 ± 0.09 1x10-2 16.72 ± 3.21 1x10-1 19.41 ± 2.72

1x10-4 12.79 ± 2.24 Oğul Otu 1x10-3 13.38 ± 0.79 2.01 ± 2.58 1x10-2 16.42 ± 3.91 1x10-1 18.53 ± 5.88

1x10-2 15.51 ± 2.38 Sakız Ağacı 1x10-1 17.25 ± 10.60 2.43 ± 0.04 5x10-1 17.38 ± 0.42 1 29.03 ± 0.16

1x10-4 2.43 ± 0.96 Sarımsak 1x10-3 6.10 ± 1.03 0.41 ± 0.11 1x10-2 8.97 ± 0.91 5x10-2 10.38 ± 1.86

47

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-4 5.27 ± 1.34 Soğan 1x10-3 9.61 ± 2.90 0.61 ± 0.09 1x10-2 12.74 ± 2.35 1x10-1 15.28 ± 2.68

1x10-4 9.20 ± 1.40 ġahtere Otu 1x10-3 12.43 ± 2.62 0.69 ± 0.23 1x10-2 15.87 ± 2.16 1x10-1 17.60 ± 3.83

1x10-5 14.12 ± 3.24 YeĢil Çay 1x10-4 15.65 ± 6.36 0.04 ± 0.01 1x10-3 18.32 ± 5.13 1x10-2 22.52 ± 4.66

Tablo 4.1.3’e göre;

ÇalıĢılan asetonlu bitki ekstreleri içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeniyle en yüksek AChE inhibisyonunu yeĢil çayın gösterdiği (IC50 0.04 ± 0.01 µg/mL) görülmüĢtür. YaĢil çayı takiben ısırgan otu (IC50 0.05 ± 0.02 µg/mL), sarımsak (IC50

0.41 ± 0.11 µg/mL), muz (IC50 0.47 ± 0.09 µg/mL), havuç (IC50 0.48 ± 0.12 µg/mL), soğan (IC50 0.61 ± 0.09 µg/mL), Ģahtere otu (IC50 0.69 ± 0.23 µg/mL) ve bakla (IC50 0.75 ± 0.10 µg/mL) asetonlu ekstrelerinin inhibitör etkileri tespit edilmiĢtir.

IC50 değerlerine göre en yüksek AChE inhibisyonunu sırasıyla; yeĢil çay, ısırgan otu, sarımsak, muz, havuç, soğan, Ģahtere otu, bakla, oğul otu, sakız ağacı, alıç, kapari, karabaĢ otu, karahindiba, ıspanak, brokoli, Brüksel lahanası, kereviz, biberiye ve adaçayı bitkileri göstermiĢtir.

En düĢük IC50 değerlerine sahip olan bitkilerin % inhibisyon grafikleri ġekil 4.1.9, ġekil 4.1.10, ġekil 4.1.11 ve ġekil 4.1.12’de gösterilmiĢtir.

48

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.9. Havucun asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 0,01 0,012

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.10. Isırgan otunun asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği

49

12

10

8

6

4 % Ġnhibisyon % 2

0 0 0,01 0,02 0,03 0,04 0,05 0,06

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.11. Sarımsağın asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 0,01 0,012

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.12. YeĢil çayın asetonlu ekstresinin % inhibisyon grafiği

50

Tablo 4.1.4. ÇeĢitli bitkilerden hazırlanan etil asetatlı ekstrelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri

Bitki Adı Konsantrasyon % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL) (µg/mL)

1x10-2 4.79 ± 2.23 Adaçayı 1x10-1 8.46 ± 0.63 16.38 ± 10.91 5x10-1 9.17 ± 1.49 1 10.02 ± 1.58

1x10-3 9.64 ± 1.07 Alıç 1x10-2 10.76 ± 2.47 18.24 ± 6.69 1x10-1 12.63 ± 0.77 1 13.15 ± 1.79

1x10-3 11.53 ± 2.15 Bakla 4x10-3 13.00 ± 1.31 0.05 ± 0.02 5x10-3 14.28 ± 1.21 6x10-3 15.08 ± 1.44

1x10-1 8.55 ± 2.84 Biberiye 1 10.26 ± 1.57 305.82 ± 191.22 10 10.91 ± 0.72 20 12.51 ± 1.97

1x10-1 1.99 ± 0.93 Brokoli 5x10-1 2.98 ± 0.22 118.81 ± 22.88 1 5.90 ± 0.95 10 6.82 ± 0.80

1x10-1 8.41 ± 1.59 Brüksel Lahanası 1 15.73 ± 4.57 42.48 ± 6.28 5 17.69 ± 3.48 10 19.90 ± 2.60

1x10-2 9.86 ± 1.51 Havuç 1x10-1 10.44 ± 0.55 47.44 ± 34.11 1 11.38 ± 1.82 5 15.51 ± 3.06

1x10-1 11.55 ± 0.77 Isırgan Otu 5x10-1 14.65 ± 1.96 13.76 ± 0.92 1 16.58 ± 1.78 2 17.23 ± 0.78

51

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-2 7.72 ± 4.57 Ispanak 1x10-1 12.81 ± 2.65 28.42 ± 25.18 1 13.47 ± 3.53 5 20.59 ± 2.91

50x10-4 7.08 ± 1.07 Kapari 75x10-4 9.25 ± 2.64 0.57 ± 0.07 1x10-2 10.62 ± 0.94 1x10-1 15.58 ± 1.79

1x10-2 6.71 ± 3.86 KarabaĢ Otu 1x10-1 10.00 ± 2.88 39.59 ± 14.10 1 10.70 ± 2.89 5 14.32 ± 0.32

1 2.39 ± 1.46 Karahindiba 10 5.82 ± 2.09 185.73 ± 18.85 20 11.72 ± 1.42 50 14.82 ± 0.36

1x10-1 8.01 ± 1.71 Kereviz 1 17.35 ± 1.08 188.54 ± 5.54 10 19.47 ± 1.34 50 22.77 ± 0.87

1x10-4 5.80 ± 2.81 Muz 5x10-4 10.19 ± 4.37 0.04 ± 0.01 1x10-3 12.97 ± 3.72 1x10-2 17.15 ± 5.37

1x10-3 13.58 ± 1.57 Oğul Otu 1x10-2 14.03 ± 2.47 8.17 ± 1.25 1x10-1 15.86 ± 3.81 1 18.11 ± 2.65

10 10.40 ± 0.82 Sakız Ağacı 15 15.83 ± 0.08 75.99 ± 0.04 20 16.75 ± 2.77 25 19.86 ± 0.32

1x10-2 4.98 ± 0.90 Sarımsak 1x10-1 5.76 ± 1.63 115.01 ± 3.77 1 8.27 ± 1.15 10 9.93 ± 0.95

52

Bitki Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-4 20.26 ± 3.87 Soğan 1x10-3 22.38 ± 4.74 0.29 ± 0.04 1x10-2 25.21 ± 1.85 1x10-1 29.63 ± 4.13

1x10-4 4.51 ± 2.28 ġahtere Otu 1x10-3 5.76 ± 3.46 0.22 ± 0.03 1x10-2 9.37 ± 3.56 1x10-1 25.68 ± 4.27

1x10-2 2.72 ± 2.85 YeĢil Çay 1x10-1 3.47 ± 2.50 248.76 ± 88.28 1 4.02 ± 2.75 10 4.71 ± 0.36

Tablo 4.1.4’e göre;

ÇalıĢılan etil asetatlı bitki ekstreleri içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeniyle en yüksek AChE inhibisyonunu muzun gösterdiği (IC50 0.04 ± 0.01 µg/mL) görülmüĢtür.

Muzu takiben bakla (IC50 0.05 ± 0.02 µg/mL), Ģahtere otu (IC50 0.41 ± 0.11 µg/mL), soğan (IC50 0.47 ± 0.09 µg/mL) ve kapari (IC50 0.48 ± 0.12 µg/mL) etil asetatlı ekstrelerinin inhibitör etkileri tespit edilmiĢtir.

IC50 değerlerine göre en yüksek AChE inhibisyonunu sırasıyla; muz, bakla, Ģahtere otu, soğan, kapari, oğul otu, ısırgan otu, adaçayı, alıç, ıspanak, karabaĢ otu, Brüksel lahanası, havuç, sakız ağacı, sarımsak, brokoli, karahindiba, kereviz, yeĢil çay ve biberiye bitkileri göstermiĢtir.

En düĢük IC50 değerlerine sahip olan bitkilerin % inhibisyon grafikleri ġekil 4.1.13, ġekil 4.1.14, ġekil 4.1.15 ve ġekil 4.1.16’da gösterilmiĢtir.

53

16

14

12

10

8

6

% Ġnhibisyon % 4

2

0 0 0,001 0,002 0,003 0,004 0,005 0,006 0,007

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.13. Baklanın etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği

20 18 16 14 12 10 8

6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 0,01 0,012

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.14. Muzun etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği

54

35

30

25

20

15

10 % Ġnhibisyon %

5

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.15. Soğanın etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği

30

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.1.16. ġahtere otunun etil asetatlı ekstresinin % inhibisyon grafiği

Tablo 4.1.5’te sulu, etanollü, asetonlu ve etil asetatlı bitki ekstrelerinin AChE enzimi üzerine IC50 değerleri gösterilmiĢtir.

55

Tablo 4.1.5. Kullanılan bütün bitkilerin dört çeĢit ekstredeki IC50 değerleri

IC50 Değerleri (μg/mL)

Bitki Sulu Ekstre Etil Alkollü Ekstre Asetonlu Ekstre Etil Asetatlı Ekstre

Adaçayı 0.04 ± 0.01 30.55 ± 13.75 1171.84 ± 253.19 16.38 ± 10.91

Alıç 159.50 ± 68.99 193.94 ± 18.00 4.47 ± 2.13 18.24 ± 6.69

Bakla 1.37 ± 0.23 24.06 ± 2.37 0.75 ± 0.10 0.05 ± 0.02

Biberiye 1.03 ± 0.08 0.45 ± 0.08 898.36 ± 418.27 305.82 ± 191.22

Brokoli 492.98 ± 32.85 12.80 ± 3.60 100.14 ± 13.15 118.81 ± 22.88

Brüksel Lahanası 608.64 ± 150.76 13.06 ± 4.68 146.73 ± 64.92 42.48 ± 6.28

Havuç 4.59 ± 1.50 3.22 ± 0.34 0.48 ± 0.12 47.44 ± 34.11

Isırgan Otu 910.60 ± 281.47 169.10 ± 48.23 0.05 ± 0.02 13.76 ± 0.92

Ispanak 394.91 ± 82.76 57.49 ± 18.99 86.15 ± 62.79 28.42 ± 25.18

Kapari 0.52 ± 0.08 9.55 ± 1.34 30.18 ± 3.84 0.57 ± 0.07

KarabaĢ Otu 58.85 ± 10.71 7.29 ± 0.40 43.52 ± 5.01 39.59 ± 14.10

Karahindiba 373.18 ± 455.93 458.11 ± 58.21 79.88 ± 10.72 185.73 ± 18.85

Kereviz 529.16 ± 257.95 193.14 ± 17.92 256.61 ± 136.83 188.54 ± 5.54

Muz 0.57 ± 0.03 0.42 ± 0.10 0.47 ± 0.09 0.04 ± 0.01

Oğul Otu 0.46 ± 0.04 6.66 ± 0.76 2.01 ± 2.58 8.17 ± 1.25

Sakız Ağacı 104.94 ± 50.70 0.41 ± 0.08 2.43 ± 0.04 75.99 ± 0.04

Sarımsak 170.25 ± 20.24 108.52 ± 58.14 0.41 ± 0.11 115.01 ± 3.77

Soğan 0.42 ± 0.02 0.73 ± 0.11 0.61 ± 0.09 0.29 ± 0.04

ġahtere Otu 449.98 ± 168.89 0.07 ± 0.01 0.69 ± 0.23 0.22 ± 0.03

YeĢil Çay 110.60 ± 17.07 99.68 ± 10.36 0.04 ± 0.01 248.76 ± 88.28

56

4.2. KĠMYASAL MADDELERĠN ASETĠLKOLĠNESTERAZ ÜZERĠNE ĠNHĠBĠSYON ETKĠLERĠ

ÇalıĢmamızda (+)-α-lipoik asit, asetil salisilik asit, β-karoten, DL-α-tokoferol asetat, edaravon, (-)-epikateĢin, galantamin hidrobromür, indometazin, kojik asit, kuarsetin dihidrat, L(+)-askorbik asit, L-glutatyon, L-prolin, L-sistein, piridoksal-5'-fosfat, rezorsinol, rutin, tiyoüre, DL-metionin metilsülfonyum klorür ve valproik asit gibi beyin üzerinde direkt ya da indirekt etkileri bulunduğu düĢünülen kimyasalların AChE üzerine inhibitör etkileri incelenmiĢ ve elde edilen bulgular Tablo 4.2.1’de verilmiĢtir.

Tablo 4.2.1. ÇeĢitli kimyasal maddelerin asetilkolinesteraz üzerindeki % inhibisyon ve IC50 değerleri

Madde Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

10 6.11 ± 0.74 Asetil Salisilik Asit 100 10.17 ± 2.67 6512.33 ± 903.02 500 11.92 ± 2.19 1000 13.65 ± 0.67

1 11.81 ± 4.88 L(+)-Askorbik Asit 10 22.95 ± 9.47 76.44 ± 20.38 20 24.99 ± 8.39 30 31.89 ± 8.59

1x10-4 7.74 ± 2.21 Edaravon 1x10-3 11.74 ± 0.87 0.68 ± 0.07 1x10-2 14.18 ± 0.90 1x10-1 16.41 ± 0.72

1x10-4 8.43 ± 1.19 (-)-EpikateĢin 5x10-4 5.91 ± 0.94 0.41 ± 0.11 1x10-3 5.60 ± 1.15 1x10-2 4.84 ± 1.50

1x10-2 7.55 ± 2.36 Galantamin 1x10-1 11.30 ± 3.09 39.60 ± 9.99 Hidrobromür 1 12.25 ± 2.39 10 21.06 ± 0.90

57

Madde Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-1 4.62 ± 0.66 L-Glutatyon 5x10-1 7.74 ± 1.78 11.80 ± 3.56 1 8.14 ± 0.77 2 12.79 ± 0.90

5x10-2 13.37 ± 2.14 Ġndometazin 1x10-1 17.26 ± 0.16 28.62 ± 7.82 1 18.81 ± 0.97 5 21.72 ± 2.63

1x10-4 18.09 ± 1.84 β-Karoten 5x10-4 19.78 ± 1.06 0.08 ± 0.01 1x10-3 21.79 ± 1.02 1x10-2 22.56 ± 1.60

1x10-5 6.54 ± 2.41 Kojik Asit 1x10-4 12.15 ± 1.43 0.04 ± 0.01 1x10-3 15.90 ± 4.37 1x10-2 20.11 ± 3.70

1x10-2 11.26 ± 0.90 Kuarsetin Dihidat 1x10-1 11.90 ± 4.70 12.37 ± 3.78 1 15.58 ± 1.89 2 17.38 ± 1.15

1x10-4 12.56 ± 1.76 (+)-α-Lipoik Asit 1x10-3 15.18 ± 1.62 0.72 ± 0.07 1x10-2 18.13 ± 0.96 1x10-1 19.59 ± 0.90

1x10-1 10.37 ± 1.11 DL-Metionin 5x10-1 11.81 ± 2.92 77.89 ± 6.80 Metilsülfonyum Klorür 5 12.40 ± 1.37 10 14.43 ± 3.16

1x10-1 12.62 ± 4.67 Piridoksal-5'-fosfat 5x10-1 15.57 ± 1.36 101.40 ± 68.80 1 17.92 ± 3.11 10 19.53 ± 2.79

1x10-4 16.75 ± 0.33 L-Prolin 1x10-3 19.49 ± 1.20 0.43 ± 0.06 1x10-2 22.46 ± 1.10 1x10-1 26.37 ± 1.47

58

Madde Adı Konsantrasyon (µg/mL) % Ġnhibisyon IC50 Değeri (µg/mL)

1x10-2 7.24 ± 0.32 Rezorsinol 1 10.12 ± 4.44 76.72 ± 13.05 10 16.70 ± 3.45 20 18.25 ± 1.42

1x10-3 11.16 ± 1.07 Rutin 1x10-1 12.15 ± 2.19 35.20 ± 1.68 1 20.07 ± 4.43 10 24.23 ± 1.50

1x10-1 6.76 ± 1.29 L-Sistein 1 9.14 ± 2.39 245.78 ± 169.202 10 9.96 ± 1.12 20 12.14 ± 1.14

10 4.03 ± 1.40 Tiyoüre 50 6.19 ± 0.23 9394.83 ± 1384.25 100 8.25 ± 0.46 1000 10.52 ± 0.90

1x10-3 13.06 ± 4.45 DL-α-Tokoferol 1x10-2 15.29 ± 2.28 4.61 ± 1.34 1x10-1 16.02 ± 3.47 5x10-1 17.99 ± 2.13

1x10-3 7.42 ± 3.72 Valproik Asit 1x10-2 10.73 ± 1.20 4.16 ± 1.54 1x10-1 13.20 ± 1.75 5x10-1 14.65 ± 3.03

Tablo 4.2.1’e göre;

ÇalıĢılan kimyasal maddeler içinde, IC50 değerinin en düĢük olması nedeniyle en yüksek

AChE inhibisyonunu kojik asidin gösterdiği (IC50 0.04 ± 0.01 µg/mL) görülmüĢtür.

Kojik asidi takiben β-karoten (IC50 0.08 ± 0.01 µg/mL), (-)-epikateĢin (IC50 0.41 ± 0.11

µg/mL), L-prolin (IC50 0.43 ± 0.06 µg/mL), edaravon (IC50 0.68 ± 0.07 µg/mL) ve (+)-

α-lipoik asit (IC50 0.72 ± 0.07 µg/mL) AChE üzerinde inhibitör etkileri göstermiĢtir.

IC50 değerlerine göre en yüksek AChE inhibisyonunu sırasıyla; kojik asit, β-karoten, (-)-epikateĢin, L-prolin, edaravon, (+)-α-lipoik asit, valproik asit, DL-α-tokoferol, L-

59

glutatyon, kuarsetin dihidrat, indometazin, rutin, galantamin hidrobromür, L(+)- askorbik asit, rezorsinol, DL-metionin metilsülfonyum klorür, piridoksal-5'-fosfat, L- sistein, asetil salisilik asit ve tiyoüre göstermiĢtir.

En düĢük IC50 değerlerine sahip olan bitkilerin % inhibisyon grafikleri ġekil 4.2.1, ġekil 4.2.2, ġekil 4.2.3 ve ġekil 4.2.4’da gösterilmiĢtir.

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,002 0,004 0,006 0,008 0,01 0,012

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.2.1. β-Karotenin % inhibisyon grafiği

60

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.2.2. (+)-α-Lipoik asidin % inhibisyon grafiği

18 16 14 12 10 8 6 % Ġnhibisyon % 4 2 0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.2.3. Edaravonun % inhibisyon grafiği

61

30

25

20

15

10 % Ġnhibisyon % 5

0 0 0,02 0,04 0,06 0,08 0,1 0,12

Konsantrasyon μg/mL

ġekil 4.2.4. L-Prolinin % inhibisyon grafiği

62

5. TARTIġMA VE SONUÇ

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) araĢtırmalarına göre tedavi amaçlı kullanılan tıbbi bitkilerin sayısı 20.000 civarındadır (Kalaycıoğlu ve Öner, 1994). Uçucu yağlar, bitkilerden ya da bitkisel droglardan, su veya su buharı distilasyonu ile elde edilen, normal koĢullarda sıvı, bazen katı hale gelebilen uçucu, kuvvetli kokulu ve yağımsı karıĢımlardır (Tanker ve Tanker, 1990). Uçucu yağlar, farklı bileĢenleri içeren kompleks karıĢımlar olduklarından, biyolojik etkileri yönünden de farklılık göstermektedirler. Etki dereceleri içerdikleri etken maddenin özelliğine bağlı olarak değiĢiklik gösteren pek çok uçucu yağ bulunmaktadır (Bağcı ve Dığrak, 1997). Bugüne kadar uçucu yağlarda 2000’den fazla kimyasal bağlantının bulunduğu gösterilmiĢtir ve bunların en önemlileri terpenler, fenilpropanlar vs.’dir. Ayrıca çok sayıda su buharında uçucu olan, azot ve kükürt içeren bileĢiklerin varlığı da görülmüĢtür. Bu maddeler fizyolojik etkileri nedeni ile bazen bireysel veya toplu terapide kullanılmaktadır (Ceylan, 1987).

ÇalıĢmamızda adaçayı, alıç, bakla, biberiye, brokoli, Brüksel lahanası, havuç, ısırgan otu, ıspanak, kapari, karabaĢ otu, karahindiba, kereviz, muz, oğul otu, sakız ağacı, sarımsak, soğan, Ģahtere otu ve yeĢil çay bitkilerinin sulu, etanollü, asetonlu ve etil asetatlı ekstreleri hazırlanarak asetilkolinesteraz enzimi üzerindeki inhibisyon etkileri incelenmiĢtir.

ÇalıĢılan bitkiler, sayıca en fazla oranda aseton ekstrelerinde 1μg/mL’nin altında IC50 değerleri göstermiĢlerdir. Asetonlu ekstrelerde 20 bitkiden 8’inin IC50 < 1 µg/mL olduğu bulunmuĢtur. Bunun nedeni, karbonil grubundaki oksijen atomunda bulunan eĢleĢmemiĢ elektron çiftlerinden dolayı asetonun nükleofilik karakter göstermesidir. Bu nükleofilik karakter nedeni ile aseton, AChE üzerindeki elektrofilik amino asit merkezleri ile etkileĢerek ATCh’in bağlanacağı aktif bölgeyi tutar ve onun bağlanmasına engel olur (Obregon ve diğ., 2005).

63

ġimdiye kadar yapılan hiçbir çalıĢmada etil alkolün AChE aktivitesi üzerinde herhangi bir etkisine rastlanmamıĢtır. Bu muhtemelen etanolün basit bir yapıya sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Etanol su molekülü gibi hidrojen köprüleri kurabilir, bu da substratın bağlanma bölgesi ile etkileĢimi için önemli bir özelliktir (Kryger ve diğ., 1999).

Bu çalıĢmada sulu olmayan bitki ekstrelerini çözmek için DMSO kullanılmıĢtır. DMSO hiç Ģüphesiz güçlü bir AChE inhibitörüdür. Polar bir çözücü olduğu için nükleofilik yer değiĢtirme reaksiyonlarına kolayca katılabilir. Bu özelliğinden dolayı AChE’ın aktif bölgesinde yer alan histidin gibi nükleofilik bir amino asidle kolayca reaksiyona girer ve ATCh’in hidrolizasyonuna engel olur (Jacob ve Herschler, 2004). Ayrıca çoğu proteini çözme ve denatüre etme özelliğine sahiptir. Bu nedenle de bir protein olan AChE’ın aktivitesini engelleyebilir (Obregon ve diğ., 2005). ÇalıĢmamızda kontrol gruplarında da DMSO kullanılarak DMSO’nun oluĢturacağı inhibitör etki sıfırlanmıĢ oldu.

ÇalıĢtığımızda, yirmi bitkinin de belli bir değerde AChE enzimini inhibe ettiği görüldü.

Ancak bunların içinden muz ve soğanın dört tür ekstrede de IC50 değerlerinin 1 µg/mL’den düĢük olduğu saptandı. Bu nedenle, çalıĢmamızın sonuçlarına göre en güçlü AChE inhibitörlerinin muz ve soğan olduğunu söyleyebiliriz.

ÇalıĢmamızda, Ģahtere otu ve bakla üç ekstre türünde, kapari ve biberiye ise iki ekstre türünde güçlü inhibisyon gösterdi. Ġnhibisyon aktivitesi sıralamasında bu bitkilerden sonra, birer ekstre türünde güçlü inhibisyon etkisi gösteren bitkilerin adaçayı, yeĢil çay, sakız ağacı, ısırgan otu, oğul otu, sarımsak ve havuç olduğu görüldü.

Son bulgular Alzheimer hastalığının patofizyolojisinde oksidatif stresin önemli rol oynadığını göstermiĢtir (Phachonpai ve diğ., 2010). YaĢın ilerlemesiyle ve yaĢlı insanların birçok ilacı birlikte kullanmasıyla, beden daha fazla serbest radikale maruz kalır ve daha fazla serbest radikal üretir. Bununla birlikte vücudun doğal antioksidan üretimi yaĢın ilerlemesiyle azalır. AH’nın ileri yaĢlarda ortaya çıkan nörodejeneratif bir hastalık olması nedeni ile hastalığa karĢı kullanılacak olan ilaçların antioksidan özelliğe sahip olması da bir avantaj olarak düĢünülmektedir (Mandel ve diğ., 2007). Ayrıca AH’ndaki bir baĢka patolojik bulgu da kortekste oluĢan nörotoksik amiloid plakların

64

çevresinde Al+3, Fe+2, Cu+2, Zn+2 gibi çeĢitli metallerin birikmesi olarak tarif edilebilecek ‘metal disregülasyonu’dur. Bu redoks aktif iyonlar, plakların yoğun olduğu bölgelerde serbest radikal oluĢumuna katkıda bulunmaktadırlar (Deibel ve diğ., 1996; Cornett ve diğ., 1998; Atwood ve diğ., 1999; Mandel ve diğ., 2007). Dolayısı ile tedavide kullanılacak olan ilacın metal bağlama özelliğine sahip olması da bir avantaj olarak görülmektedir (Huang ve diğ., 2004; Mandel ve diğ., 2007).

Diğer dokularla karĢılaĢtırıldığında sinir sisteminin yüksek metabolik aktivitesine bağlı olarak daha fazla reaktif oksijen bileĢiği ürettiği bilinmektedir. Buna karĢılık göreceli olarak kıyaslandığında sinir sisteminde antioksidan savunma mekanizmaları daha zayıftır, özellikle katalaz ve süperoksit dismutaz düzeylerinin diğer dokulara oranla daha düĢük olduğu bilinmektedir. Bu nedenle sinir sistemi diğer dokularla karĢılaĢtırıldığında oksidatif hasara daha duyarlıdır (Vural ve diğ., 2007).

Alzheimer hastalığının temel ayırt edici bulgusu hücre dıĢı amiloid birikimi olan nörotik (senil) plaklar ve hücre içinde mikrotübüllerde fosforile tau proteini çökmesi ile oluĢan nörofibriler mekik Ģeklindeki lezyonlardır (nörofibriler yumaklar) (Glenner, 1983; Wisniewski ve diğ., 1996). Amiloid prekürsör proteini (APP) çeĢitli dokularda hücre zarlarında bulunmaktadır. APP; alfa, beta ve gama sekretaz enzimlerince üç ayrı bölgeden parçalara ya da peptidlere ayrılmaktadır (Vassar ve diğ., 1999; Sastre ve diğ., 2001; Yu ve diğ., 2001). Alfa bölgesinden kesildiğinde oluĢan parçalar hücreye zarar vermeden daha kısa protein parçalarının oluĢmasına neden olmaktadır (Vardy ve diğ., 2005). Oysa, beta ve gama bölgelerinden kesildiğinde, hidrofobik yapılar açıkta kalmakta ve ortaya çıkan parça, ġekil 5.1’de de gösterildiği gibi çözünmeyen toksik plaklar oluĢturmak üzere topaklanmaktadır (Chauhan ve Chauhan, 2006).

Bu Ģekilde oluĢan peptidlerin en toksiği, beta sekretaz bölgesinden sonra ilk 42 amino asidi içerdiğinden amiloid beta 1-42 (βAl-42) olarak adlandırılmaktadır. Bu toksik topaklanmalar sonucu oluĢan plaklar, beyinde gerçekleĢen nörodejenerasyon sonucunda apoptoz ile hücre ölümüne sebep olmaktadır (Cherny ve diğ., 1999; Yao ve diğ., 2001). Yapılan çalıĢmalarla AChE ihibitörlerinin bu βA peptidlerinin birikimini engellediği ortaya çıkmıĢtır (Inestrosa ve diğ., 1996; Bartolini ve diğ., 2003).

65

ġekil 5.1. Sinir hücresinin dıĢında topaklanma özelliği gösteren βAl-42 peptidleri

AH patogenezinde katkısı olduğu düĢünülen diğer bir madde ise hücre içinde mikrotubulus ve hücre iskeleti oluĢumunda rol oynayan tau proteinidir. Alzheimer’lı beyinlerde bütün tau proteini izoformları hiperfosforiledir. Bu hiperfosforile proteinlerin mikrotubuluslara bağlanma yetenekleri azalmıĢtır ve çift sarmal iplikçikleri halinde bulunmaktadırlar. Bunlara nörofibriler yumaklar (NFY) denilmektedir ve AH’nın patalojisiyle en çok orantı gösteren maddelerdir (Yalgın, 2001; Chauhan ve Chauhan, 2006).

APP, çözünür βA peptidleri, βA fibrilleri, NFY, kafa travması ve yaĢlanma Alzheimer’daki oksidatif stresin artmasında etkili olan faktörlerdir (Kim ve diğ., 2003; Cutler ve diğ., 2004; Chauhan ve Chauhan, 2006). Ayrıca reaktif oksijen türevleri (ROS) ve serbest radikaller βA oluĢumunda etkili olan β- ve γ-sekretaz enzimlerinin aktivasyonuna sebep olmaktadırlar. AH’da oluĢan bu ROS; lipid, protein ve nükleik asidleri etkileyerek hücre ölümüne neden olmaktadır (Chauhan ve Chauhan, 2006).

Bu serbest radikallerin antioksidanlar tarafından süpürülmesi mümkündür. Son zamanlarda yaygın olarak antioksidan aktiviteye sahip maddelerin terapötik ajan geliĢimi ele alınmaktadır (Butterfield, 2004). E, C vitaminleri, flavonoidler, β-karoten, ubikinon, lipoik asit, melatonin, indirgenmiĢ glutatyon (GSH) gibi bazı vitamin ve kimyasal maddeler enzimatik olmayan antioksidan sistemlerdir. E ve C vitaminleri gibi antioksidan maddeler zayıf oksidanlardır, fakat reaktif oksijen türleri ile etkinleĢtiklerinde antioksidan türevli radikaller meydana getirmektedirler. Antioksidan

66

vitaminlerin kullanımı AH’nın seyrini hafifletmede oldukça etkilidir. Bu amaçla C, E, B grubu vitaminleri ve β-karoten AH tedavisinde kullanılabilir (Cornelli, 2010).

E vitamini, yapısındaki fenolik hidroksil grubundan dolayı antioksidan özellik göstermektedir (AkkuĢ, 1995). Ayasolla ve arkadaĢları, βA’e bağlı nitrik oksit üretiminin E ve C vitaminleri tarafından inhibe edildiğini rapor etmiĢlerdir (Ayasolla ve diğ., 2004). Çift-körlü, plasebo-kontrollü bir baĢka çalıĢmada, 2 yıl boyunca 200 IU α- tokoferol (E vitamini) ile tedaviye alınan ileri devre Alzheimer hastalarında nörolojik gerilemede hafif iyileĢme belirtileri görülmüĢtür (Sano ve diğ., 1997). BaĢka bir çalıĢmada demansı olmayan yaĢlı nüfusta plazma α-tokoferol konsantrasyonları ile biliĢsel fonksiyonlar arasında pozitif bir korelasyon olduğu sonucuna varılmıĢtır (Schmidht ve diğ., 1998).

Antioksidan özellikleriyle AH tedavisinde kullanılabileceği literatür kaynaklarla desteklenen E vitaminin, çalıĢmamızda düĢük oranda gösterdiği IC50 değeri ile (4.61 ± 1.34 μg/mL), bir AChE inhibitörü olabileceği sonucuna varıldı.

Lipoik asit yapısında sülfidril grubu içeren, diyette bulunan ve suda çözünebilen bir vitamindir (Ying ve diğ., 2010). Lipoik asidin kolinasetiltransferaz enzimini aktive ederek asetilkolin sentezinde önemli bir rol oynadığı, antioksidan özellik göstererek serbest radikalleri yakaladığı ve nörodejeneratif bir hastalık olan AH’nda nöronları koruyucu olarak kullanılabileceği öne sürülmüĢtür (Maczurek ve diğ., 2008; Ahmed ve Sayed, 2010).

ÇalıĢmamızda lipoik asidin düĢük konsantrasyonda (IC50 0.72 ± 0.07 μg/mL) AChE inhibisyonu gösterdiği saptandı. Lipoik asidin antikolinesteraz etkisinden dolayı AH tedavisinde kullanılabileceği öne sürülebilir.

Prolin ve prolin peptidlerinin beyinde önemli rolleri olduğu belirtilmiĢtir (Selek ve diğ., 2011). Beyin proteinlerinin amino asit içeriğinin % 5’ini prolin oluĢturmaktadır (Lajtha ve Toth, 1974). Prolinin beyinde oluĢan oksidatif stresi önlediği Delwing ve arkadaĢları tarafından belirtilmiĢtir (Delwing ve diğ., 2003).

67

ÇalıĢmamızda prolinin AChE enzimini düĢük konsantrasyonda (IC50 0.43 ± 0.06 μg/mL) inhibe ettiği saptandı. Bu nedenle prolinin AH’nda tedavi amaçlı kullanılabileceği öne sürülebilir.

Kuarsetin, genellikle sarı ve beyaz renkli sebze ve meyvelerin kabuklarında bulunan bir flavonoiddir (Chu, 2000). Kuarsetinin oksidatif hasar ve sitotoksisiteye karĢı korunmada etkili olduğu bildirilmiĢtir (Ishige ve diğ., 2001). Buna ek olarak, kuarsetinin hafıza yeteneği ve öğrenmeyi geliĢtirmede etkili olduğu da belirtilmiĢtir (Wattanathorn ve diğ., 2007). Ancak, kötü emilimi ve kan-beyin bariyerinden geçiĢindeki zorluklar, kuarsetinin merkezi sinir sistemi üzerindeki bu olumlu etkileri göstermesini kısıtlamaktadır (Youdim ve diğ., 2004; Boer ve diğ., 2005). Bu geçiĢi kolaylaĢtırmak amacıyla lipozom taĢıyıcı sistemi kullanılan ve bu sistem içine yerleĢtirilen kuarsetinin etkisinin araĢtırıldığı bir çalıĢma yapılmıĢtır. Alzheimer’lı hayvan modellerindeki nörodejenerasyon üzerinde kuarsetin lipozomların olası etkisini değerlendirmek amacıyla yapılan bu çalıĢmada, kuarsetin lipozomların hipokampus nöronlarının ve kolinerjik nöronların dejenerasyonunu azalttığı görülmüĢtür. Bu çalıĢmanın sonuçları kuarsetinin Alzheimer hastalığına karĢı potansiyel yeni tedavi stratejisi olabileceğini düĢündürmektedir. Ancak daha ileri araĢtırmalar hala gerekmektedir (Phachonpai ve diğ., 2010).

Antioksidan özellikleri ile AH tedavisinde kullanılabileceği literatür kaynaklarla desteklenen kuarsetinin AChEI etkisi de araĢtırılmıĢtır. Yapılan araĢtırmaya göre 180 tıbbi bitki içerisinden belirgin bir Ģekilde AChE inhibisyonu gösteren Agrimonia pilosa’dan izole edilen kuarsetinin, yine aynı bitkiden izole edilen ve AChEI etkisi gösteren diğer dört etken madde içerisinde en güçlü AChE inhibitörü olduğu rapor edilmiĢtir (Jung ve Park, 2007). Jung ve Park tarafından gerçekleĢtirilen bu çalıĢmada kuarsetinin IC50 değeri 19.80 μg/mL, bizim çalıĢmamızda ise bu değerden daha düĢük bir IC50 değeri (12.37 ± 3.78 μg/mL) bulunmuĢtur.

Orhan ve arkadaĢlarının yürüttüğü ve içlerinde gallik asit, kafeik asit, kuinik asit, apigenin ve naringin gibi pek çok fenolik asit ve flavonoidin bulunduğu bir çalıĢmada, bunların arasından yalnızca kuarsetin belirgin bir AChE inhibisyonu (%72) göstermiĢtir.

68

Kuarsetinin beyin hücrelerinin direncini muhtemel hasarlara karĢı C vitaminine göre çok daha iyi koruduğu düĢünülmektedir (Orhan ve diğ., 2007).

Kuarsetin soğanda da bulunan antioksidandır. ÇalıĢmamızda soğana ait IC50 değerleri sulu ekstrede 0.42 ± 0.02 μg/mL, etanollü ekstrede 0.73 ± 0.11 μg/mL, asetonlu ekstrede 0.61 ± 0.09 μg/mL ve etil asetatlı ekstrede 0.29 ± 0.04 μg/mL olarak bulunmuĢtur. ÇalıĢmamızda en iyi inhibisyon gösteren soğanın bu etkisinin içindeki etken madde kuarsetinden kaynaklandığını düĢünebiliriz.

1946’dan beri üzerinde çalıĢmalar yapılan rutin, bitkilerde bol miktarda bulunan bir flavonoiddir. Bir kuarsetin glikozidi olan rutinin serbest radikal süpürücü, (Park ve diğ., 2000; Park ve diğ., 2002; Horvathova ve diğ., 2003; Sheu ve diğ., 2004), damar koruyucu (Shanno, 1946), karaciğer ve kan kolesterol seviyelerini düĢürücü ve antiplatelet (antitrombozitik) (Park ve diğ., 2002; Sheu ve diğ., 2004) özellikleri birçok bilimsel çalıĢma ile desteklenmektedir. Kuarsetin ve rutinin birlikte araĢtırıldığı bir çalıĢmada bu bileĢiklerin kemirgenlerde hafıza, öğrenme ve biliĢsel fonksiyonları düzenlemede olumlu etkileri olduğu gösterilmiĢtir (Han ve diğ., 2007; Pu ve diğ., 2007; Ahmed ve Gilani, 2009; Spencer, 2009; Spencer ve diğ., 2009; Richetti ve diğ., 2011).

AraĢtırmalarımız sonucunda, rutinin bütün bu etkilerinin yanında IC50 35.20 ± 1.68 μg/mL değeri ile orta dereceli bir AChE inhibitörü olduğu saptanmıĢtır.

Kaparinin tomurcuklarında lipid, alkaloid, glukokaperin gibi glukozinolatlar ve antioksidan özelliği bulunan flavonoid ve diğer polifenoller bulunmaktadır. Rutin en yoğun bulunan flavonoiddir (Tesoriere ve diğ., 2007). Kaparinin fenolik antioksidan özelliklerinin ise guayiakol, 4-vinil guayiakol, timol ve vanilin gibi bileĢiklerden kaynaklandığı bildirilmiĢtir (Proestos ve diğ., 2006; El-Ghorab ve diğ., 2007). ÇalıĢmamızda da kullanılan kapari tohumlarında tokoferoller ve karotenoidler (lutein ve β-karoten) bulunmaktadır (Matthaus ve Ozcan, 2005; Tlili ve diğ., 2009). Bunlardan kaynaklanan antioksidan özelliklerinin yanında, metanolik ekstrelerin demir oto- oksidasyonunu artırarak +2 değerli demiri +3 değerli demire dönüĢtürmesi ile hidroksil radikal oluĢumunu inhibe ettiği de gösterilmiĢtir (Germano ve diğ., 2002).

69

Antioksidan özellikleriyle AH’nda kullanılabilen kapari, çalıĢmamızın sonuçlarına göre sulu ve etil asetatlı ekstrelerde düĢük oranlarda gösterdiği IC50 değerleri (sulu ekstrede 0.52 ± 0.08 μg/mL, etil asetatlı ekstrede 0.57 ± 0.07 μg/mL) ile güçlü AChE inhibisyonu da gerçekleĢtirmiĢtir.

Sun ve arkadaĢları tarafından yürütülen bir çalıĢmada, havuçta bulunan antioksidanlar ve bunların antioksidan kapasiteleri belirlenmiĢtir. HPLC yöntemi ile beĢ farklı antosiyanin türü, klorojenik asit, kafeik asit ve dört farklı karotenoid ölçülmüĢtür. Havuca rengini veren pigmentler olan antosiyaninler ve karotenoidlerin antioksidan özellikleri saptanmıĢtır. Karotenoidler birçok bitkide bulunan sarı, kırmızı ve turuncu renkli fitokimyasallardır. En çok bilinen turuncu renkli havuç, yüksek miktarda α- ve β- karoten içermektedir (Sun ve diğ., 2009). Havuçta bulunan diğer antioksidan etki gösteren karotenoidler likopen ve luteindir. Kırmızı havucun rengi, içinde bol miktarda barındırdığı likopenden, sarı havucun rengi ise içindeki luteinden kaynaklanmaktadır (Pauleikhoff ve diğ., 2001). Yalnızca mor-sarı ve mor-turuncu renkli havuçlardan izole edilen antosiyanin türevleri olan Cy-3-(2"-ksiloz-6-glukoz-galaktozid), Cy-3-(2"-ksiloz- galaktozid), Cy-3-(2"-ksiloz-6"-sinapoil-glukoz-galaktozid), Cy-3-(2"-ksiloz-6"-ferulol- glukoz-galaktozid) ve Cy-3-(2"-ksiloz-6"-(4-komuroil)-glukoz-galaktozid) bileĢikleri, bu tür havuçlardaki en önemli antioksidanlardır. Havuçta bulunan klorojenik asit, kafeik asit, p-OH-benzoik asit ve ferulik asit gibi bilinen en baskın fenolik asit türleri içinden, en güçlü antioksidan aktivitesini klorojenik asit göstermektedir (Alasalvar ve diğ., 2001; Sun ve diğ., 2009).

ÇalıĢmamızda antioksidan özellikleri ile AH tedavisinde kullanılabileceği literatür kaynaklarla desteklenen havucun, asetonlu ekstresi IC50 0.48 ± 0.12 μg/mL değeri ile güçlü bir AChE inhibisyonu göstermiĢtir. Havucun etken maddelerinden olan β-karoten

üzerinde yaptığımız incelemeler sonucunda, bu maddenin de IC50 0.08 ± 0.01 μg/mL değeri ile güçlü bir AChE inhibitörü olduğu saptanmıĢtır.

Akdeniz Bölgesi’nde yetiĢen ve tıbbi bir ilaç olarak kullanılan damla sakızı veya mastik, sakız ağacının reçinesinden elde edilen bir maddedir. Sakız ağacı; oleanan, eufan, ve lupin gibi triterpen bileĢikleri, mastisik asit, mastisin, E vitamini ve polifenoller içermektedir (Andrikopoulos ve diğ., 2003). Ayrıca sakızın antimikrobiyal,

70

hipotansif ve antioksidan özellikleri bulunmaktadır (Triantafyllou ve diğ., 2007). Sakız çiğnenmesi Helicobacter pylori’e karĢı etkilidir ve bu bakterinin neden olduğu ülser ve mide kanseri tehlikesine karĢı faydalıdır (Huwez ve Thirlwell, 1998). Yapılan bir araĢtırmaya göre, sakız ağacından izole edilen gallik asit ve 1,2,3,4,6-pentagalloilglukoz bileĢiklerinin her ikisi de E vitamininden daha güçlü antioksidan özellik göstermiĢtir (Abdelwahed ve diğ., 2006).

Yaptığımız çalıĢmada sakız ağacı, etanollü ekstrede 0.41 ± 0.08 μg/mL ve asetonlu ekstrede 2.43 ± 0.04 μg/mL değerleri ile iyi bir AChE inhibitör aktivitesi göstermiĢtir. Bu düĢük konsantrasyondaki inhibisyonlar, sakız ağacının içerdiği fenolik ve antioksidan maddelerden kaynaklanabilir.

YeĢil çayın faydaları hakkında bilinenler son yıllarda yapılan araĢtırmalarla daha da artmıĢtır. Japonların uzun yıllar yaĢamasının temel nedeni olarak yeĢil çay tüketimi gösterilmektedir. YeĢil çay Çin’de de 5000 yıldır ilaç olarak kullanılmaktadır (Taylor, 1998). YeĢil çay içindeki etken maddeler; kateĢinler, epigallokateĢin gallat (EGCG) gibi flavonoidler ve polifenollerdir. YeĢil çayda krom, manganez, selenyum ve çinko gibi mineraller ve bazı fitokimyasal bileĢikler olan karotenoidler, α-tokoferol (E vitamini) ve askorbik asit (C vitamini) bulunmaktadır. Bu nedenle güçlü bir antioksidandır ve antioksidan özellikleri aynı dozlardaki E ve C vitaminlerinden daha güçlüdür (Zhao ve diğ., 1989). YeĢil ve siyah çayın AChEI aktiviteleri üzerine yapılan bir araĢtırmada, her iki tür çayın da AChE üzerinde inhibitör etkileri görülmüĢtür. Ancak tahmin edileceği gibi yeĢil çay siyah çaydan çok daha aktif bir inhibitördür (Okello ve diğ., 2004). Yapılan birçok in vitro çalıĢmada yeĢil çay ekstrelerinin, nöronları AH’ında görülen βA hasarından da koruyabileceği görülmüĢtür (Choi ve diğ., 2001; Levites ve diğ., 2003; Bastianetto ve diğ., 2006). Ayrıca yeĢil çay etken maddelerinden EGCG’ın kolinerjik iletiyi kolaylaĢtırdığı rapor edilmiĢtir (Katayama ve diğ., 2002).

ÇalıĢmamızda yeĢil çayın aseton ekstresi AChE üzerinde IC50 0.04 ± 0.01 μg/mL değeri ile güçlü bir inhibisyon etkisi göstermiĢtir. Bunun, yeĢil çay içerisindeki etken maddeler olan kateĢin türevlerinden kaynaklandığı düĢünülmektedir. Ayrıca çalıĢmamızda yine bir kateĢin türevi olan epikateĢinin inhibisyon aktivitesi incelenmiĢ ve epikateĢinin de

IC50 0.41 ± 0.11 μg/mL değeri ile güçlü bir inhibitör olduğu sonucuna varılmıĢtır.

71

B grubu vitaminlerinden olan B6, B12 ve folik asidin (B9 vitamini) nörolojik hastalıklar için antioksidan özelliklerinin dıĢında önemli bir fonksiyonları daha bulunmaktadır. Asetilkolin presinaptik hücrede ChAT enzimi tarafından asetil-CoA ve kolinden sentezlenirken, kolin zar lipidlerinde fosfatidilkolinin hidrolizi ile üretilir. ġekil 5.2’de gösterilen fosfatidiletanolaminin fosfatidilkoline dönüĢtürülmesi ise aralarında karaciğer ve beyin de bulunan pek çok dokuda görülür ve bu dönüĢüm B6 ve B12 vitaminleri tarafından katalizlenir (Smith ve diğ., 2007).

ġekil 5.2. Asetilkolin sentezi

Folat, her yaĢtaki insanın merkezi sinir sistemi (MSS) için çok önemli bir moleküldür (Bottiglieri ve diğ., 1995; Reynolds, 2002). Yapılan bir çalıĢmada folatın, mental iĢlevlerle yakın iliĢkili bir vitamin olduğu görülmüĢtür. Folat eksikliğinde genel olarak depresif belirtiler sık görülür. Folattan yoksun diyet alanlarda bitkinlik ve unutkanlık tanımlanmıĢ, folat eklenmesiyle klinik tablonun düzeldiği gözlemlenmiĢtir. Depresyondaki hastalarda serumda veya kırmızı hücrelerdeki folat düzeyinin azaldığı saptanmıĢtır. (Thornton ve Thornton, 1978).

Tchantchou ve Shea tarafından yürütülen bir baĢka çalıĢmada ise folat eksikliği yükselmiĢ homosistein (HCY) düzeyleri ile iliĢkilendirilmiĢtir. Bu nörotoksik, nonproteinojenik amino asidin yükselmiĢ plazma seviyeleri, kardiyovasküler hastalıklar, nöral tüp defektleri gibi çeĢitli patolojik sağlık sorunlarına neden olduğu gibi yapılan son araĢtırmalarla Alzheimer hastalığı için de bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir (Tchantchou ve Shea, 2008; Selhub, 1999). Plazma HCY’i vasküler endotelyal hücrelere direkt toksik etki göstererek veya fonksiyonlarını yitirmelerine neden olarak

72

kan beyin bariyerini aĢmakta ve beyin için güçlü bir nöroktoksin gibi davranmaktadır (Miller, 1999). Ayrıca, HCY vücuttaki demir depolarını uyararak Alzheimer’lı nöronlarda redoks-aktif demir oluĢumuna neden olmaktadır. Bu da oksidatif stres ve akabinde amiloid plak oluĢumunu tetiklemektedir (Ulrich, 2002).

Muz iyi bir folat, B6 ve B12 vitamini kaynağıdır. Bunun dıĢında kükürtlü bileĢikler içermektedir (Kelsey ve diğ., 2006; Maranki ve Maranki, 2008). Muzun potansiyel bir AChE inhibitörü olduğu da belirtilmiĢtir (Mukherjee ve diğ., 2007). ÇalıĢmamızda muz; sulu (IC50 0.57 ± 0.03 μg/mL), etil alkollü (IC50 0.42 ± 0.10 μg/mL), asetonlu (IC50 0.47

± 0.09 μg/mL) ve etil asetatlı (IC50 0.04 ± 0.01 μg/mL) ekstrelerin her birinde güçlü AChE inhibisyonu göstermiĢtir. Bunun nedeninin muzun yapısındaki kükürtlü bileĢikler ve vitaminler olduğu düĢünülmektedir.

ÇalıĢmamızda güçlü AChE inhibisyonu gösteren bir diğer bitki ise Ģahtere otudur. ġahtere otunun antikolinesteraz aktivitesi daha önce rapor edilmiĢtir. Orhan ve arkadaĢlarının yürüttüğü çalıĢmaya göre, Ģahtere türleri AChE enzimini % 84-96 oranında inhibe ederek çok güçlü inhibisyon etkileri göstermiĢlerdir. Bu güçlü inhibisyon etkisi Ģahterenin zengin izokinolin türevi alkaloidal içeriğinden kaynaklanmaktadır (Orhan ve diğ., 2004). ġahtere türlerinden izole edilen alkaloidler olan protopin, kanadin, hidrastin, bulbokapnin, fumarofizin, koridaldin, opiyokarpin, opiyokarpin-N-oksit ve berberin güçlü AChE inhibisyon etkileri göstermiĢlerdir (Sener ve Orhan, 2004; ġener, 2007).

ġahtere otu yapısındaki güçlü antikolinsterazlar nedeni ile çalıĢmamızda etil alkollü

(IC50 0,07 ± 0.01 µg/mL), asetonlu (IC50 0.69 ± 0.23 µg/mL) ve etil asetatlı (IC50 0.22 ± 0.03 µg/mL) ekstrelerin üçünde de düĢük konsantrasyonlarda % 50 AChE inhibisyonu göstermiĢ ve bu nedenle Ģahtere otunun iyi bir AChE inhibitörü olduğu saptanmıĢtır.

Bitkilerdeki çeĢitli esansiyel yağlar ve bunlarda bulunan monoterpen bileĢenlerinin AChE üzerindeki etkileri incelenmiĢ ve bunların çok güçlü olmayan AChE inhibitörleri olduğu saptanmıĢtır. Örneğin oğul otu ve biberiye üzerinde yapılan birtakım araĢtırmalar sonucunda, bu bitkilerin eritrosit AChE’ını in vitro inhibe ettikleri görülmüĢtür (Howes ve diğ., 2003a; b). Antikolinesteraz terpenoidlerin yapısal

73

çeĢitliliği, potansiyel moleküler yapı-inhibisyon aktivitesi üzerinde tahmin yürütülmesini oldukça güçleĢtirmektedir. Bu tahminlerden biri, AChE inhibisyonunun hidrofobik bir ligandla gerçekleĢebileceğidir. Yapılan araĢtırmalar, AChE üzerindeki hidrofobik aktif bölgenin hidrofobik etkileĢimlere yatkın olduğunu göstermektedir (Mukherjee ve diğ., 2007).

Bir baĢka çalıĢmada, oğul otu ve biberiye yaprakları ile hazırlanan ekstrelerin uçucu yağ bileĢeninden; monoterpen aldehidler, polifenol flavonoidler (rozmerinik asit) ve monoterpen glikozidler izole edilmiĢtir (Mulkens ve diğ., 1985; Carnat ve diğ., 1998). Bütün bu bileĢenler in vitro ortamda, gözle görülür ölçüde güçlü antioksidan aktivite (Hohmann ve diğ., 1999; Mantle ve diğ., 2000) ve insan serebral korteksindeki nikotinik ve muskarinik reseptörlere karĢı afinite göstermiĢlerdir (Wake ve diğ., 2000). Bu da ileriki çalıĢmalarda AH’daki bozulmuĢ kolinerjik sistemin modülasyonu için araĢtırma konusu olabilir.

Aroma-terapide kullanılan biberiyenin, son zamanlarda insan ruhu ve biliĢsel fonksiyonları üzerindeki etkisi sıkça araĢtırılmaktadır. Sağlıklı gönüllüler üzerinde yapılan araĢtırmalarda, biberiyedeki esansiyel yağların hafıza performansı üzerinde önemli ölçüde artıĢa sebep olduğu görülmüĢtür (Moss ve diğ., 2003). Ayrıca biberiyeden izole edilen ursolik asit, 1,8-sineol, kamfor ve 4-terpineol çok güçlü AChE inhibitörleridir (Savelev ve diğ., 2003).

ÇalıĢmamızda, oğul otu sulu ekstrede IC50 0.46 ± 0.04 µg/mL değeri ve biberiye etanollü ekstrede IC50 0.45 ± 0.08 µg/mL değeri gösterdiği için bunların iyi birer antikolinesteraz oldukları öne sürülebilir. Bunun, oğul otu ve biberiyenin yapısındaki bileĢenler nedeni ile olduğu düĢünülmektedir.

Monoterpen içeren bitkiler üzerinde yapılan araĢtırmalar sonucunda monoterpenlerin AChEI aktivitesi gösterdiği (Ryan ve Byrne, 1988) ve monoterpen içeren bitkilerin hafızayı güçlendirici ektileri görülmüĢtür (Perry ve diğ., 1998). Avrupa’da halk arasında hafıza güçlendirici olarak kullanıldığı bildirilen bazı Salvia (adaçayı) türlerinin in vitro ve in vivo olarak güçlü ve geri dönüĢümlü antikolinesteraz etkiye sahip oldukları ve aktiviteden sorumlu bileĢiklerin monoterpen yapısında oldukları bulunmuĢtur (Perry ve

74

diğ., 2000). Adaçayı türlerinin esansiyel yağlarından izole edilen uçucu bileĢikler, ġekil 5.3’te de görüldüğü gibi küçük moleküler yapıları ve lipofilik özellikleri sayesinde kan beyin bariyerini kolayca geçebilmektedirler (Savelev ve diğ., 2004).

ġekil 5.3. Adaçayında bulunan monoterpenoid yapıdaki güçlü AChE inhibitörleri

Güçlü ve geri dönüĢümlü antikolinesteraz etkiye sahip olduğu bilinen adaçayının,

çalıĢmamızda da sulu ekstrede IC50 0.04 ± 0.01 μg/mL değeri ile güçlü bir asetilkolinesteraz inhibisyon aktivitesi gösterdiği saptanmıĢtır.

Bitkilerin ikincil metabolitlerinin büyük bir kısmını oluĢturan kumarinler 2H-2- kromenon iskeletine sahip yapılardır. Bu bileĢikler yaygın olarak Apiaceae (maydonozgiller), Rutaceae (sedefotugiller), Asteraceae (papatyagiller) ve Fabaceae (baklagiller) ailelerine mensup bitkilerde bulunmaktadır (Razavi, 2011). Bazı fonksiyonel kumarin türevleri güçlü AChE inhibisyonu göstermektedir. Bilinen 17 kumarin ve 2 kromon türevi güçlü AChE inhibitörü olarak etki göstermektedir (Rampa ve diğ., 1998; Bruhlmann ve diğ., 2001). Orhan ve arkadaĢları tarafından yürütülen ve tıbbi Türk bitkilerinin AChE üzerindeki inhibisyon etkilerinin incelendiği bir araĢtırmada, kloroform:metanol (1:1) çözücüleri ile hazırlanan bakla ekstrelerinin 1 mg/mL konsantrasyonu, AChE üzerinde % 45.23 ± 1.03 inhibisyon göstermiĢtir (Orhan ve diğ., 2003).

ÇalıĢmamızda bir Fabaceae türü olan bakla da sulu ekstrede IC50 1.37 ± 0.23 μg/mL, asetonlu ekstrede IC50 0.75 ± 0.10 μg/mL ve etil asetatlı ekstrede IC50 0.05 ± 0.02 μg/mL değerleri ile güçlü AChEI etkisi göstermiĢtir.

Klinik çalıĢmalar sonucunda sarımsağın insan sağlığı için mucizevi bir bitki olduğu görülmüĢtür. Sarımsağı mucize yapan özellikleri, bünyesinde bulunan kükürtlü bileĢiklerden ileri gelmektedir (Omar ve Wabel, 2010). Yapılan araĢtırmalar sarımsakta

75

75’in üzerinde kükürtlü bileĢik bulunduğunu göstermektedir. Sarımsaktan izole edilen en önemli kükürt bileĢenleri; alliin, alliisin, allinaz, ajoen, metil ajoen, demetilsülfit ve dithinlerdir (Yanmaz, 2007). Sarımsakta bulunan S-allil-L-sistein farelerde βA hasarını engelleyerek öğrenme kabiliyetlerini güçlendirmiĢtir (Perez ve diğ., 2004). Ġlk olarak 1994’te Cavallito ve Bailey tarafınadan izole edilen allisin, Allium sativum türünün antibakteriyel özellik göstermesini sağlamaktadır. Sarımsağın belirtilmiĢ diğer faydaları antineoplastik (kemoterapide kullanılan statinler), antikardiyovasküler, immünositimülatör, hipoglisemik ve antienflamatuar özellikleridir (Sato ve Miyata, 2000).

ÇalıĢmamızda, yapısındaki kükürtlü bileĢiklerden dolayı antikolinesteraz aktiviteye sahip olduğu düĢünülen sarımsak, asetonlu ekstrede 0.41 ± 0.11 μg/mL gibi düĢük bir

IC50 değeri göstermiĢtir.

Kojik asit, besin endüstrisinde bir gıda katkı ve gıda koruyucu madde, kozmetik endüstrisinde bir cilt beyazlatma ajanı (antitirozinaz), bunlarla birlikte bir bitki büyüme düzenleyicisi ve bir kimyasal ara ürün olarak kullanılmaktadır (Cheng ve diğ., 2006). Kojik asit ile yapılan bir araĢtırmada Al+3 ve Fe+2 iyonları ile yeni Ģelatörler tasarlanmıĢtır. AH’nda kortekste oluĢan nörotoksik amiloid plaklarda çeĢitli metallerin birikmesi, kojik asidin metal bağlama özelliği ile giderilebilmektedir (Nurchi ve diğ., 2010).

Alzheimer tedavisinde kullanılacak olan ilacın, hem metal bağlama özelliğine sahip olmasının bir avantaj olarak görülmesi hem de çalıĢmamızdaki verilere göre en düĢük

IC50 değerini (0.04 ± 0.01 μg/mL) göstermesi, bize kojik asidin potansiyel bir Alzheimer ilacı olabileceğini düĢündürmektedir.

Edaravon, akut beyin iskemisinde nöronların dejenerasyonunu engellediği belirtilen sentetik bir serbest radikal yakalayıcısıdır (Kamida ve diğ., 2009). Edaravonun yüksek kan beyin bariyeri geçirgenliğine sahip olduğu klinik ve deneysel çalıĢmalarla belirtilmiĢtir (Gao ve diğ., 2009). Edaravonun akut beyin infaktüsünde serbest radikal yakalayıcısı olduğu (Isahaya ve diğ., 2011) ve singlet O2 ile direkt reaksiyona girerek

76

beyin ataklarını engellediği Nishinaka ve arkadaĢları tarafından ileri sürülmüĢtür (Nishinaka ve diğ., 2010).

ÇalıĢmamızda sentetik bir antioksidan olan, beyin ve sinir hastalıklarından koruduğu

öne sürülen edaravonun IC50 değerinin 0.68 ± 0.07 μg/mL gibi düĢük bir değerde bulunması, bize bu maddenin iyi bir AChE inhibitörü olduğunu göstermektedir. Edaravonun AChE enzimini inhibe etmesi nedeni ile AH tedavisinde de kullanılabileceği öne sürülebilir.

Epilepsi nöbeti, beyin hücrelerinin ani, aĢırı, kuvvetli ve düzensiz elektriksel boĢalımı sonucunda ortaya çıkmaktadır (Steven ve Schachter, 2006). Dünya genelinde 42 milyon epilepsi hastası olduğu ve bunun 10.5 milyonunun 15 yaĢın altındaki çocukları kapsadığı bilinmektedir. Çocuk epilepsisi tedavisinde en sık tercih edilen ilaç valproik asittir (VPA) (Erdemir ve diğ., 2009). VPA terapötik konsantrasyonlarda nöronları koruyucu ve nörojenezi bastırıcı etkiler sergilemektedir (Zhang ve diğ., 2010).

VPA’in epilepsi tedavisinde kullanılmasının yanı sıra, çalıĢmamızda düĢük konsantrasyonda (IC50 4.16 ± 1.54 μg/mL) AChE enzimini inhibe ettiği saptanmıĢtır. Nörolojik bir hastalık olan epilepsinin tedavisinde kullanılan bu maddenin AChE enzimini de inhibe etmesi nedeni ile baĢka bir nörolojik hastalık olan Alzheimer’ın tedavisinde de kullanılabileceği tarafımızdan öne sürülebilir.

Sonuç olarak, çalıĢmamızda kullandığımız 20 bitkinin sulu, etil alkollü, asetonlu ve etil asetatlı ekstrelerinin ve 20 kimyasal maddenin her birinde belirli asetilkolinesteraz inhibitör etkisi saptanmıĢtır. Bunlardan özellikle muz ve soğan tüm ekstrelerde güçlü asetilkolinesteraz inhibisyonu göstermiĢtir. ġahtere otu ve bakla ise üçer ekstrede güçlü inhibisyonlar göstermiĢtir. ÇalıĢtığımız kimyasal maddelerden özellikle β-karoten ve kojik asit çok güçlü asetilkolinesteraz inhibisyon etkisi göstermiĢtir. Bunlarla birlikte edaravon, lipoik asit, prolin, epikateĢin, valproik asit ve kuarsetinin da iyi birer asetilkolinesteraz inhibitörleri olduğu saptanmıĢtır.

77

Asetilkolinesterazı düĢük konsantrasyonlarda inhibe etmeleri nedeni ile bu bitkilerin ve kimyasal maddelerin kullanımının, kiĢilerde Alzheimer hastalığını geciktirebileceği öne sürülebilir.

ÇalıĢmamız, potansiyel antikolinesteraz bitkiler için deneysel sonuçlar sunmaktadır. Ancak bu bitkilerdeki etken maddelerin izole edilerek yapılarının aydınlatılması ve enzim inhibisyonlarının in vivo deneylerle de kanıtlanması için daha ileri düzeyde araĢtırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

78

6.KAYNAKLAR

ABDELWAHED, A., BOUHLEL, I., SKANDRANI, I., VALENTI, K., KADRI, M., GUIRAUD, P., STEIMAN, R., MARIOTTE, A.M., GHEDIRA, K., LAPORTE, F., DIJOUX-FRANCE, M.G., CHEKIR-GHEDIRA, L., 2007, Study of Antimutagenic and Antioxidant Activities of Gallic Acid and 1,2,3,4,6-Pentagalloylglucose from Pistacia lentiscus, Confirmation by Microarray Expression Profiling, Chemico-Biological Interactions, 165, 1-13.

ADAMS, R.L., CRAIG, P.L., PARSONS, O.A., 1984, Neuropsychology of Dementia, The Neurology Clinic, 4, 387-405.

AHMAD, I., ANIS, I., MALIK, A., NAWAZ, S.A., CHOUDHARY, M.I., 2003, Cholinesterase Inhibitory Constituents from Onosma hispida, Chemical and Pharmaceutical Bulletin, 51, 412-414.

AHMAD, V.U., HUSSAIN, J., HUSSAIN, H., AKBER, E., NAWAZ S.A., CHOUDHARY, M.I., 2004, Bioactive Ceramides from Tanacetum artemisioides, Zeitschrift für Naturforschung B: A Journal of Chemical Sciences, 59, 329-333.

AHMED, H.H., SAYED, E.M., 2010, Modulatory Effects of Vitamin E, Acetyl-l- Carnitine and α-Lipoic Acid on New Potential Biomarkers for Alzheimer's Disease in Rat Model, Experimental and Toxicologic Pathology, Baskıda.

AHMED, T., GILANI, A.H., 2009, Inhibitory Effect of Curcuminoids on Acetylcholinesterase Activity and Attenuation of Scopolamine-Induced Amnesia may Explain Medicinal Use of Turmeric in Alzheimer's Disease, Pharmacology Biochemistry and Behavior, 91, 554-559.

AKKUS, Ġ., 1995, Serbest Radikaller ve Fizyopatolojik Etkileri, Mimoza Yayınları, Konya.

ALASALVAR, C., GRIGOR, J.M., ZHANG, D., QUANTICK, P.C., SHAHIDI, F., 2001, Comparison of Volatiles, Phenolics, Sugars, Antioxidant Vitamins, and Sensory Quality of Different Colored Carrot Varieties, The Journal of Agricultural and Food Chemistry, 49, 1410-1416.

ALAġEHĠRLĠ, B., 2005, Kolinesteraz Ġnhibitörleri (Antikolinesterazlar), Türkiye Klinikleri Journal of Medical Sciences, 1, 47-57.

AL-JAFARI, A.A., KAMAL, M.A., GREIG, N.H., ALHOMIDA, A.S., PERRY, E.R., 1998, Kinetics of Humans Erythrocyte Acetylcholinesterase Inhibition by a Novel Derivative of : , Biochemical and Biophysical Research Communications, 248, 180-185.

79

ALTINIġIK, M., 2009, Enzimler, Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi, http://www.mustafaaltinisik.org.uk, [Ziyaret Tarihi: 6 Ocak 2011].

AMDUR, M.O., DOULL, J., KLASSEN, C.D., 1991, Casarett and Doull's Toxicology - The Basic Science of Poisons, 4th ed., Pergamon Press, New York.

ANDRADE, M.T., LIMA, J.A., PINTO, A.C., REZENDE, C.M., CARVALHO, M.P., EPIFANIO, R.A., 2005, Indole Alkaloids from Tabernaemontana australis (Müell. Arg) Miers that Inhibit Acetylcholinesterase Enzyme, Bioorganic and Medicinal Chemistry, 13, 4092-4095.

ANDRIKOPOULOS, N.K., KALIORA, A.C., ASSIMOPOULOU, A.N., PAPAPEORGIOU, V.P., 2003, Biological Activity of Some Naturally Occurring Resins, Gums and Pigments Against in vitro LDL Oxidation, Phytotherapy Research, 17, 501-507.

ANTUONO, P.G., 1995, Effectiveness and Safety of Velnacrine for the Treatment of Alzheimer’s Disease-A Double-Blind Placebo-Controlled Study, Archives of Internal Medicine, 155, 1766-1772.

ARENDT, T., BRUCKNER, M.K., LANGE, M., BIGL, V., 1992, Changes in Acetylcholinesterase and in Alzheimer's Disease Resemble Embryonic Development: A Study of Molecular Forms, Neurochemistry International, 21, 381-396.

ATWOOD, C.S., HUANG, X., MOIR, R.D., 1999, The Role of Free Radicals and Metal Ions in the Pathogenesis of Alzheimer’s Disease, Metal Ions in Biological Systems, 36, 309-364.

AYASOLLA, K., KHAN, M., SINGH, A.K., SINGH, I., 2004, Inflammatory Mediator and β-Amyloid (25–35)-Induced Ceramide Generation and iNOS Expression are Inhibited by Vitamin E, Free Radical Biology and Medicine, 37, 325-338.

BACHMAN, D.L., WOLF, P.A., LINN, R.T., 1992, Prevalence of Dementia and Probable Senile Dementia of the Alzheimer Type in the Framingham Study, Neurology, 42,115-119.

BAĞCI, E., DIĞRAK, M., 1997, Bazı Göknar Türleri Uçucu Yağlarının in vitro Antimikrobiyal Etkileri, The Turkish Journal of Biology, 21, 273-281.

BARTOLINI, M., BERTUCCI, C., CAVRINI, V., ANDRISANO, V., 2003, β-Amyloid Aggregation Induced by Human Acetylcholinesterase: Inhibition Studies, Biochemical Pharmacology, 65, 407-416.

BASSANT, M., JAZAT-POINDESSOUS, F., LAMOUR, Y., 1996, Effects of , a Cholinesterase Inhibitor, on Local Cerebral Glucose Utilization in Young and Aged Rats, Journal of Cerebral Blood Flow and , 16, 1014-1025.

80

BASTIANETTO, S., YAO, Z.X., PAPADOPOULOS, V., QUIRION, R., 2006, Neuroprotective Effects of Green and Black Teas and Their Catechin Gallate Esters Against Beta-Amyloid-Induced Toxicity, European Journal of Neuroscience, 23, 55-64.

BAġI, Z., 2009, Van Gölü Balığının Karaciğer ve Beyin Homojenatındaki Asetilkolinesteraz Enzimi Üzerine Bazı Bitki Ekstraktlarının in vitro Etkilerinin Araştırılması, Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi.

BAYRAK, B.K., 2008, Sinir Hücrelerinde Ġletim ve Bunun Öğrenme Sürecine Etkisi, Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, 25, 101-113.

BEACH, T.G., KUO, Y.M., SPIEGEL, K., EMMERLING, M.R., SUE, L.I., KOKJOHN, K., ROHER, A.E., 2000, The Cholinergic Deficit Coincides with Abeta Deposition at the Earliest Histopathologic Stages of Alzheimer Disease, Journal of Neuropathology and Experimental Neurology, 59, 308-313.

BEAR, M.F., CONNORS, B.W., PARADISO, M.A., 2006, Neuroscience, 3rd ed., Lippincott Williams and Wilkins, USA.

BHATTACHARYA, S.K., KUMAR, A., GHOSAL, S., 1995, Effects of Glycowithanolides from Withania somnifera on an Animal Model of Alzheimer's Disease and Perturbed Central Cholinergic Markers of Cognition in Rats, Phytotherapy Research, 9, 110-113.

BĠNGÖL, G., 1977, Vitaminler ve Enzimler, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, Ders Kitap Serisi No:46, Ankara.

BOER, V.C.J., DIHAL, A.A., WOUDE, H.V.D., ARTS, I.C.W., WOLFFRAM, S., 2005, Tissue Distribution of Quercetin in Rats and Pigs, The Journal of Nutrition, 135, 1718-1725.

BORES, G.M., HUGER, F.P., PETKO, W., 1996, Pharmacological Evaluation of Novel Alzheimer’s Disease Therapeutics: Acetylcholinesterase Inhibitors Related to Galanthamine, Journal of Pharmacology and Experimental Therapeutics, 277, 728-738.

BOTTIGLIERI, T., CRELLIN, R., REYNOLDS, E.H., 1995, Folate and Neuropsychiatry, Folate in Health and Disease, L.B. Bailey ed., 435-462, New York.

BRUHLMANN, C., OOMS, F., CARRUPT, P.A., TESTA, B., CATTO, M., LEONETTI, F., ALTOMARE, C., CAROTTI, A., 2001, Coumarin Derivatives as Dual Inhibithors of Acetylcholinesterase and Monoamine Oxidase, The Journal of Medicinal Chemistry, 44, 3195-3198.

BUNIN, M.A., WIGHTMAN, R.M., 1999, Paracrine Neurotransmission in the CNS: Involvement of 5-HT, Trends in Neurosciences, 22, 377- 382.

BUTTERFIELD, D.A., 2004, Proteomics: A New Approach to Investigate Oxidative Stress in Alzheimer’s Disease Brain, Brain Research, 1000, 1-7.

81

CAN, A., AKEV, N., 2008, Eczacılık Fakültesi Öğrencileri İçin Biyokimya Dersleri, Ġstanbul Üniversitesi Basım ve Yayınevi, Ġstanbul, 51-57.

CARDOSO, C.L., CASTRO-GAMBOA, I., SILVA, D.H.S., FURLAN, M., EPIFANIO, R.A., PINTO, A.C., REZENDE, C.M., LIMA, J.A., BOLZANI, V.S., 2004, Indole Glucoalkaloids from Chimarrhis turbinata and Their Evaluation as Antioxidant Agents and Acetylcholinesterase Inhibitors, Journal of Natural Products, 67, 1882-1885.

CARNAT, A.P., CARNAT, A., FRAISSE, D., LAMAISON, J.L., 1998, The Aromatic and Polyphenolic Compositionof Lemon Balm (Melissa officinalis L. subsp. officinalis) Tea, Pharmaceutica Acta Helvetiae, 72, 301-305.

CESPEDES, C.L., MARTINEZ-VAZQUEZ, M., CALDERON, J.S., SALAZAR, J.R., ARANDA, E., 2001, Insect Growth Regulatory Activity of Some Extracts and Compounds from Parthenium argentatum on Fall Armyworm Spodoptera frugiperda, Zeitschrift für Naturforschung, 56, 95-105.

CEYLAN, A., 1987, Tıbbi Bitkiler II (Uçucu Yağ İçerenler), Ege Üniversitesi Yayınları, Ġzmir, 481, 188.

CHAUHAN, V., CHAUHAN, A., 2006, Oxidative Stress in Alzheimer’s Disease, Pathophysiology, 13, 195-208.

CHENG, S.L., LIU, R.H, SHEU, J.N., CHEN, S.T., SINCHAIKUL, S., TSAY, G.J., 2006, Toxicogenomics of Kojic Acid on Gene Expression Profiling of A375 Human Malignant Melanoma Cells, Biological and Pharmaceutical Bulletin, 29, 655-669.

CHERNY, J.T., LEGG, J.T., Mc LEAN, C.A., 1999, Legg Aqueous Dissolution of Alzheimer's Disease Aβ Amyloid Deposits by Biometal Depletion, The Journal of Biological Chemistry, 274, 23223-23228.

CHO, K.M., KIM, W.G., LEE, C.K., YOO, I.D., 2003, Terreulactones A, B, C, and D: Novel Acetylcholinesterase Inhibitors Produced by Aspergillus terreus. I. Taxonomy, Fermentation, Isolation and Biological Activities, Journal of Antibiotics, 56, 344-350.

CHOI, Y.T., JUNG, C.H., LEE, S.R., BAE, J.H., BAEK, W.K., SUH, M.H., PARK, J., PARK, C.W., SUH, S.I., 2001, The Green Tea Polyphenol (-)-Epigallocatechin Gallate Attenuates Beta-Amyloid-Induced Neurotoxicity in Cultured Hippocampal Neurons, Life Science, 70, 603-614.

CHU, Y., 2000, Flavonoid Contents of Several Vegetables and Their Antioxidant Activity, Journal of the Science of Food and Agriculture, 80, 561-566.

CHUNG, Y.K., HEO, H.J., KIM, E.K., KIM, H.K., HUH, T.L., LIM, Y., KIM, S.K., SHIN, D.H., 2001, Inhibitory Effect of Ursolic Acid Purified from Origanum majorana L. on the Acetylcholinesterase, Molecules and Cells, 11, 137-143.

82

COMETA, M.F., LORENZINI, P., FORTUNA, S., VOLPE, M.T., MENEGUZ, A., PALMERY, M., 2005, In vitro Inhibitory Effect of Aflatoxin B1 on Acetylcholinesterase Activity in Mouse Brain, Toxicology, 206, 125-135.

COREY-BLOOM, J., ANAND, R., VEACH, J., 1998, For the ENA713 Study Group: A Randomized Trial Evaluating the Efficacy and Safety of ENA713 ( Tartrates, A New Acetylcholinesterase Inhibitor, in Patients with Mild to Moderately Severe Alzheimer’s Disease), International Journal of Geriatric Psychopharmacology, 1, 55-65.

CORNELLI, U., 2010, Treatment of Alzheimer’s Disease with A Cholinesterase Inhibitor Combined with Antioxidants, Neurodegenerative Disease, 7, 193-202.

CORNETT, C.R., MARKESBERY, W.R., EHMANN, W.D., 1998, Imbalances of Trace Elements Related to Oxidative Damage in Alzheimer’s Disease Brain, Neurotoxicology, 19, 339-345.

COUDHARY, M.I., DEVKOTA, K.P., NAWAZ, R., RANJIT, R., ATTAUR, R., 2005a, Cholinesterase Inhibitory Pregnane-Type Steroidal Alkaloids from Sarcococca hookeriana, Steroids, 70, 295-303.

COUDHARY, M.I., NAWAZ, S.A., ZAHEERUL, H., AZIM, M.K., GHAYUR, M.N., LODHI, M.A., JALIL, S., KHALID, A., AHMED, A., RODE, B.M., ATTAUR, R., GILANI, U.H., AHMAD, V.U., 2005b, Juliflorine: A Potent Natural BM Peripheral Anionic-Site-Binding Inhibitor of Acetylcholinesterase with Calcium-Channel Blocking Potential, a Leading Candidate for Alzheimer's Disease Therapy, Biochemical and Biophysical Research Communications, 332, 1171-1179.

COUSIN, X., BON, S., MASSOULIE, J., BON, C., 1996, Identification of a Novel Type of Alternatively Spliced Exon from the Acetylcholinesterase Gene of Bungarus, The Journal of Biological Chemistry, 271, 15099-15108.

CUMMINGS, J.L., 1992, Dementia: A Clinical Approach, Butterworth-Heinemann Press, Boston.

CUTLER, R.G., KELLY, J., PEDERSEN, W.A., TAMARRA, A., HATANPAA, K., TRONCOSO, J.C., MATTSON, M.P., 2004, Involvement of Oxidative Stress-Induced Abnormalities in Ceramide and Cholesterol Metabolism in Brain Aging and Alzheimer’s Disease, Proceedings of the National Academy of Sciences of USA, 101, 2070-2075.

ÇAKIR, ġ., SARIKAYA, R., 2004, Bazı Organik Fosforlu Ġnsektisitlerin Drosophila melanogaster’in YaĢama Yüzdesi Üzerine Etkisi, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24, 71- 80.

DAVIS, K.L., MOHS, R.S., 1982, Enhancement of Memory Processes in Alzheimer’s Disease with Multiple-Dose Intravenous Physostigmine, American Journal of Psychiatry, 139, 1421-1424.

83

DEIBEL, M.A., EHMANN, W.D., MARKESBERY, W.R., 1996, Copper, Iron, and Zinc Imbalances in Severely Degenerated Brain Regions in Alzheimer’s Disease: Possible Relation to Oxidative Stress, The Journal of the Neurological Sciences, 143, 137-142.

DELWING, D., BAVARESCO, C.S., WANNMACHER, C.M.D., WAJNER, M., DUTRA-FILHO, C.S., WYSE, A.T.S., 2003, Proline Induces Oxidative Stress in Cerebral Cortex of Rats, International Journal of Developmental Neuroscience, 21, 105-110.

DÖKMECĠ, Ġ., 2001, Toksikoloji: Zehirlenmelerde Tanı ve Tedavi, 3. Baskı, Nobel Tıp Kitabevleri.

DUBOS, J., 1995, Louis Pasteur (1822-1895)-Chance and the Prepared Mind, Trends in Biotechnology, 13, 511-515.

DUNN, M.A., SIDELL, F.R., 1989, Progress in Medical Defense Against Nerve Agents, Journal of The American Medical Association, 262, 649-652.

ELGORASHI, E.E., STAFFORD, G.I, VAN STADEN, J., 2004, Acetylcholinesterase Enzyme Inhibitory Effects of Amaryllidaceae Alkaloids, Planta Medica, 70, 260-262.

EL-GHORAB, A., SHIBAMOTO, T., OZCAN, M., 2007, Chemical Composition and Antioxidant Activities of Buds and Leaves of Capers (Capparis ovata Desf. var. canescens), Turkey Journal of Essential Oil Research, 2007, 19, 72-77.

ELLMAN, G.L., LOURTNEY, D.K., ANDRES, V., GMELIN, G., 1961, A New and Rapid Colorimetric Determination of Acetylcholinesterase Activity, Biochemical Pharmacology, 7, 88-95.

ERDEMIR, A., CULLU, N., YIS, U., DEMIRCIOGLU, F., KIR, M., CAKMAKCI, H., UNAL, N., DIRIK, E., 2009, Evaluation of Serum Lipids and Carotid Artery Intima Media Thickness in Epileptic Children Treated with Valproic Acid, Brain and Development, 31, 713-716.

ERSOY, E., BAYġU, N., 1986, Biyokimya, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Yayınları, 408, Ankara.

FIDAN, M.A., 2010, Pekmez ve Pestisit, Bilecik, http://www.bilecik.saglik.gov.tr, [Ziyaret Tarihi: 28 Aralık 2010].

FIRAT, A., 2006, Nasıl Bağımlı Oluyoruz?, Bilim ve Teknik Dergisi, 55.

FORETTE, F., BOLLER, F., 2000, Alzheimer Hastalığında İlaç Geliştirilmesi: Tarihçesine Bakış ve Geleceğine İlişkin Öngörüler, Alzheimer Hastalığının Farmakoterapisi, (GAUTHIER, S., Ed.), Yelkovan Yayıncılık, Ġstanbul, 1-15.

84

GAO, Y., DING, X.S., XU, S., WANG, W, ZUO, Q.L., KUAI, F., 2009, Neuroprotective Effects of Edaravone on Early Brain Injury in Rats After Subarachnoid Hemorrhage, Chinese Medical Journal, 122, 1935-1940.

GERMANO, M.P., PASQUALE, R.D., ANGELO, V.D., CATANIA, S., SILVARI, V., COSTA, C., 2002, Evaluation of Extracts and Isolated Fraction from Capparis spinosa L. Buds as an Antioxidant Source, The Journal of Agricultural and Food Chemistry, 50, 1168-1171.

GEULA, C., MESULAM, M.M., 1995, Cholinesterases and the Pathology of Alzheimer’s Disease, Brain Research, 498, 185-189.

GEULA, C., MESULAM, M.M., 1999, Cholinergic Systems in Alzheimer’s Disease, Alzheimer Disease, 2nd ed., Lippincott, Williams and Wilkins, Philadelphia, PA, 269- 292.

GHOSAL, S., MEHTA, R., BHATTACHARYA, S.K., 1972, Naturally Occurring and Synthetic β-Karbolines as Cholinesterase Inhibitors, Journal of Pharmaceutical Sciences, 61, 808-810.

GIACOBINI, E., 1995, Cholinesterase Inhibitors: From Preclinical Studies to Clinical Efficacy in Alzheimer Disease, Enzymes of the Cholinesterase Family, Plenum Press, New York, 463-469.

GLENNER, G.G., 1983, Alzheimer’s Disease, The Commonest Form of Amyloidosis, Archives of Pathology and Laboratory Medicine, 107, 281-282.

GOA, K.L., FITTON, A., 1994, Velnacrine in Alzheimer’s Disease-an Initial Appraisal of Its Clinical Potential, Central Nervous System Drugs, 1, 232-240.

GOURI, A., KINNERI, S., HEMA, R., MEDHA, R., 2004, Lithium Alters Isozyme Pattern of Acetylcholinesterase in Developing Chick Brain, Joint International Neuroscience Conference, India.

GRACZA, L., 1985, Molecular and Pharmacological Investigation of Medicinal Plant Substances II. Inhibition of Acetylcholinesterase by Monoterpene Derivatives in vitro, Zeitschrift für Naturforschung, 40, 151-153.

GREEN, R.C., 2006, Alzheimer Hastalığı ve Diğer Demanslarda Tanı ve Tedavi, 2. Baskı, AND Yayıncılık, 73-87.

GRUNDY, D.L., STILL, C.C., 1985, Inhibition of by Pulegone- 1,2-epoxide, Pesticide Biochemistry and Physiology, 23, 383-388.

GUEST, J.A., COPLEY, M.P., HOMERNIC, K.L., 1991, Carcinogenic Effects of Pesticides, Pathology and Pharmacology, 71, 387-390.

GÜRDÖL, F., ADEMOĞLU, E., 2006, Enzimler, Biyokimya, Nobel Tıp Kitabevleri, Ġstanbul, 161.

85

HAN, C.K., PARK, Y.H., JIN, D.Q., HWANG, Y.K., OH, K.B., HAN, J.S., 2007, SK- PC-B70M from Pulsatilla koreana Improves Scopolamine-Induced Impairments of Memory Consolidation and Spatial Working Memory, Brain Research, 1184, 254-259.

HAREL, M., QUINN, D.M., HARIDASAN, K.N., SILMAN, I., SUSSMAN, J.L., 1996, The X-ray Structure of a Transition State Analog Complex Reveals the Molecular Origins of the Catalytic Power and Substrate Specificity of Acetylcholinesterase, Journal of the American Chemical Society, 118, 2340-2346.

HARPER, H., 1975, Enzyms Review of Physiological Chemistry, 15th ed., California, 207-244.

HEBERT L.E., SCHERR, P.A., BECKETT, L.A., 1995, Age-Spesific Incidence of Alzheimer's Disease in Community Population, The Journal of American Medical Association, 273, 1354-1359.

HEO, H.J,, KIM, M.J., LEE, J.M., CHOI, S.J., CHO, H.Y., HONG, B., KIM, H.K., KIM, E., SHIN, D.H., 2004, Naringenin from Citrus junos has an Inhibitory Effect on Acetylcholinesterase and a Mitigating Effect on Amnesia, Dementia and Geriatric Cognitive Disorders, 17, 151-157.

HOHMANN, J., ZUPKO, I., REDEI, D., CSANYI, M., FALKAY, G., MATHE, I., 1999, Protective Effects of the Aerial Parts of Salvia officinalis, Melissa officinalis and Lavandula angustifolia and Their Constituents Against Enzyme-Dependent and Enzyme Independent Lipid Peroxidation, Planta Medica, 65, 576-578.

HORVATHOVA, K., NOVOTNY, L., VACHALKOVA, A., 2003, The Free Radical Scavenging Activity of Four Flavonoids Determined by the Comet Assay, Neoplasma, 50, 291-295.

HOUGHTON, P.J., AGBEDAHUNSI, J.M., ADEGBULUGBE, A., 2004, Choline Esterase Inhibitory Properties of Alkaloids from Two Nigerian Crinum Species, Phytochemistry, 65, 2893-2896.

HOUGHTON, P.J., REN, Y., HOWES, M.J., 2006, Acetylcholinesterase Inhibitors from Plants and Fungi, Natural Product Reports, 23, 181-199.

HOWES, M.J., HOUGHTON, P.J., 2003a, Plants Used in Chinese and Indian Traditional Medicine for Improvement of Memory and Cognitive Function, Pharmacology Biochemistry and Behavior, 75, 513-527.

HOWES, M.R., PERRY, N.S.L., HOUGHTON, P.J., 2003b, Plants with Traditional Uses and Activities, Relevant to the Management of Alzheimer’s Disease and Other Cognitive Disorders, Phytotherapy Research, 17, 1-18.

HUANG, X., MOIR, R.D., TANZI, R.E., 2004, Redox-Active Metals, Oxidative Stress and Alzheimer's Disease Pathology, Annals of the New York Academy of Sciences, 1012, 153-163.

86

HUWEZ, F.U., THIRLWELL, D., 1998, Mastic Gum Kills Helicobacter pylori, New England Journal of Medicine, 339, 1946.

IKARI, H., SPANGLER, E.L., GREIG, N.H., PEI, X.F., BROSSI, A., SPEER, D., PATEL, N., INGRAM, D.K., 1995, Maze-Learning in Aged Rats is Enhanced by Phenserine, a Novel Anticholinesterase, Neuroreport, 6, 481-484.

INESTROSA, N.C., ALVARES, A., PEREZ, C., MORENO, R.D., VICENTE, M., LINKER, C., SOTO, C., GARRIDO, J., 1996, Acetylcholinesterase Accelerates Assembly of Amyloid-β-Peptides in to Alzheimer Amyloid Fibrils: Possible Role of the Peripheral Binding Site of the Enzyme, Neuron, 16, 881-891.

INGKANINAN, K., BEST, C.M., IRTH, H., HEIJDEN, R., HOFTE, A.J.P., KARABATAK, B., TJADEN, U.R., GREEF, J., VERPOORTE, R., 2000, High Performance Liquid Chromatography with On-Line Coupled UV-Mass Spectrophotometric-Biochemical Detection for Identification of Acetylcholinesterase Inhibitors from Natural Products, Journal of Chromatography A, 872, 61-73.

ISAHAYA, K., YAMADA, K., YAMATOKU, M., SAKURAI, K., TAKAISHI, S., KATO, B., HIRAYAMA, T., HASEGAWA, Y., 2011, Effects of Edaravone, a Free Radical Scavenger, on Serum Levels of Inflammatory Biomarkers in Acute Brain Infarction, Journal of Stroke and Cerebrovascular Diseases, Baskıda.

ISHIGE, K., SCHUBERT, D., SAGARA, Y., 2001, Flavonoids Protect Neuronal Cells from Oxidative Stress by Three Distinct Mechanisms, Free Radical Biology and Medicine, 30, 433-446.

JACOB, S., HERSCHLER, R., 2004, Pharmacology of DMSO, Oregon Health Science University, http://www.dmso.org/articles/information/herschler.htm, [Ziyaret Tarihi: 9 Ocak 2011].

JACOBSEN, F.M., COMAS-DIAZ, L., 1999, Donepezil for Psychotropic-Induced Memory Loss, Journal of Clinical Psychiatry, 60, 698-704.

JOHNSON, M.K., JACOBSEN, D., MEREDITH, T.J., 2000, Evaluation of Antidotes for Poisoning by Organophosphorus Pesticides, Emergency Medicine, 12, 22-37.

JUNG, M., PARK, M., 2007, Acetylcholinesterase Inhibition by Flavonoids from Agrimonia pilosa, Molecules, 12, 2130-2139.

KALAYCIOĞLU, A., ÖNER, C., 1994, Bazı Bitki Ekstraktlarının Antimutajenik Etkilerinin Amest-Salmonella Test Sistemi ile AraĢtırılması, The Turkish Journal of Botany, 18, 117-122.

KAMIDA, T., ABE, E., ABE, T., OOBA, H., FUJIKI, M., KOBAYASHI, H., 2009, Edaravone, a Free Radical Scavenger, Retards the Development of Amygdala Kindling in Rats, Neuroscience Letters, 461, 298-301.

87

KARALLIEDDE, L., SENANAYAKE, N., 1989, Organophosphorus Insecticide Poisoning, British Journal of Anaesthesia, 63, 736-750.

KASSA, J., VACHEK, J., 2002, A Comparison of the Efficency of Alone and the Combination of Pyridostigmine with Drugs as Pharmacological Pretreatment of Tabun-Poisioned Rats and Mice, Toxicology, 177, 179-185.

KATAYAMA, Y., HOMMA, T., HATA, Y., HIRAI, K., 2002, Tea Catechin, (-)- Epigallocatechin Gallate, Facilitates Cholinergic Ganglion Transmission in the Myenteric Plexus of the Guinea-Pig Small Intestine, Neuroscience Letters, 319, 63-66.

KATZMAN, R., SAITOH, T., 1991, Advences in Alzheimer's Disease, Journal of the Federation of American Societies for Experimental Biology, 5, 278-286.

KEHA, E.E., KÜFREVĠOĞLU, Ö.Ġ., 1990, Biyokimya I, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum, 99-114.

KEHA, E.E., KÜFREVĠOĞLU, Ö.Ġ., 2007, Biyokimya, Aktif Yayınevi, Ġstanbul, 91- 139.

KELSEY, J.E., NEWPORT, D.J., NEMEROFF, C.B., 2006, Alcohol Use Disorders, Principles of Psychopharmacology for Mental Health Professionals, Wiley- Interscience, 196-197.

KENT, M., 2000, Advanced Biology, Oxford University Press, England.

KHALID, A., ZAHEERUL, H., ANJUM, S., KHAN, M.R., ATTAUR, R., CHOUDHARY, M.I., 2004, Kinetics and Structure-Activity Relationship Studies on Pregnane-Type Steroidal Alkaloids that Inhibit Cholinesterases, Bioorganic and Medicinal Chemistry, 12, 1995-2003.

KHALID, A., AZIM, M.K., PARVEEN, S., ATTAUR, R., CHOUDHARY, M.I., 2005, Structural Basis of Acetylcholinesterase Inhibition by Triterpenoidal Alkaloids, Biochemical and Biophysical Research Communications, 331, 1528-1532.

KIM, D.K., LEE, K.T., BAEK, N.I., KIM, S.H., PARK, H.W., LIM, J.P., SHIN, T.Y., EOM, D.O., YANG, J.H., EUN, J.S., 2004, Acetylcholinesterase Inhibitors from the Aerial Parts of Corydalis speciosa, Archives Pharmaceutical Research, 27, 1127-1131.

KIM, H.C., YAMADA, K., NITTA, A., OLARIU, A., TRAN, M.H., MIZUNO, M., NAKAJIMA, A., NAGAI, T., KAMEI, H., JHOO, W.K., IM, D.H., SHIN, E.J., HJELLE, O.P., OTTERSEN, O.P., PARK, S.C., KATO, K., MIRAULT, M.E., NABESHIMA, T., 2003, Immunocytochemical Evidence That Amyloid Beta (1-42) Impairs Endogenous Antioxidant Systems in vivo, Neuroscience, 119, 399-419.

KIM, W.G., SONG, N.K., YOO, I.D., 2001, Quinolactacins A1 and A2, New Acetylcholinesterase Inhibitors from Penicillium citrinum, Journal of Antibiotics, 54, 831-835.

88

KIM, W.G., CHO, K.M., LEE, C.K., YOO, I.D., 2003, Terreulactones A, B, C, and D: Novel Acetylcholinesterase Inhibitors Produced by Aspergillus terreus. II. Physico- Chemical Properties and Structure Determination, Journal of Antibiotics, 56, 351-357.

KISS, J.B., Vizi, E.S., 2001, Nitric Oxide: A Novel Link Between Synaptic and Nonsynaptic Transmission Trends Neuroscience, Trends in Neuro Science, 24, 211-215.

KOZĠKOWSKĠ, A.P., DING, Q., SAXENA, A., BHUPENDRA, P., 1996, For an Example of the Utility of the Gem-Dimethyl Group in Huperzine Analogs, Bioorganic and Medicinal Chemistry Letters, 6, 259-262.

KRYGER, G., SILMAN, I., SUSSMAN, J.L., 1999, Structure of Acetylcholinesterase Complexed with E2020 (Aricept®): Implications for the Design of New Anti- Alzheimer Drugs, Structure, 7, 297-307.

KUMBUR, H., ÖZER, Z., ÖZSOY, H.D., 2005, Tarım İlaçlarının (Pestisitlerin) Çevresel Etkileri ve Mersin İli’nde Kullanım Düzeyleri, GAP IV. Tarım Kongresi, Harran Üniversitesi, ġanlıurfa, 702-707.

KUZNETSOVA, L.P., NIKOLSKAYA, E.B., SOCHILINA, E.E., 2002, Inhibition of Human Blood Acetylcholinesterase and Butyrylcholinesterase by Some Alkaloids, Journal Evolution Biochemical Physiology, 38, 35–39.

KWONG, T.C., 2002, Organophosphate Pesticides: Biochemistry and Clinical Toxicology, Therapeutic Drug Monitoring, 24, 144-149.

LAJTHA, A., TOTH, J., 1974, Postmortem Changes in the Cerebral Free Amino Acid Pool, Brain Research, 76, 546-551.

LEE, J.H., LEE, K.T., YANG, J.H., BAEK, N.I., KIM, D.K., 2004, Acetylcholinesterase Inhibitors from the Twigs of Vaccinium Oldhami Miquel, Archives of Pharmacal Research, 27, 53-56.

LEE, K.Y., YOON, J.S., KIM, E.S., KANG, S.Y., KIM, Y.C., 2005, Anti- Acetylcholinesterase and Anti-Amnesic Activities of a Pregnane Glycoside, Cynatroside B, from Cynanchum atratum, Planta Medica, 71, 7-11.

LEHNINGER, A.L., 1982, Enzymes, Principles of Biochemistry, Worth Publishers Inc., New York, 207-244.

LEVITES, Y., AMIT, T., MANDEL, S. YOUDIM, M.B., 2003, Neuroprotection and Neurorescue Against Abeta Toxicity and PKC-Dependent Release of Nonamyloidogenic Soluble Precursor Protein by Green Tea Polyphenol (-)- Epigallocatechin-3-gallate, Journal of the Federation of American Societies for Experimental Biology, 17, 952-954.

LIU, J.S., ZHU, Y.L., YU, C.M., ZHOU, Y.Z., HAN, Y.Y., WU, F.W., QI, B.F., 1986, The Structures of and B1, Two New Alkaloids Exhibiting Marked Anticholinesterase Activity, Canadian Journal of Chemical Engineering, 64, 837-839.

89

MACZUREK, A., HAGER, K., KENLIES, M., SHARMAN, M., MARTINS, R., ENGEL, J., CARLSON, D.A., MUNCH, G., 2008, Lipoic Acid as an Anti- Inflammatory and Neuroprotective Treatment for Alzheimer's Disease, Advanced Drug Delivery Reviews, 60, 1463-1470.

MANDEL, S., AMIT, T., BAR-AM, O., YOUDIM, M.B.H., 2007, Iron Dysregulation in Alzheimer's Disease: Multimodal Brain Permeable Iron Chelating Drugs, Possessing Neuroprotective-Neurorescue and Amyloid Precursor Protein-Processing Regulatory Activities as Therapeutic Agents, Progress in Neurobiology, 82, 348-360.

MANTLE, D., EDDEB, F., PICKERING, A.T., 2000, Comparsion of Relative Antioxidant Activity of British Medicinal Plant Species in vitro, The Journal of Ethnopharmacology, 72, 47-51.

MARANKĠ, A., MARANKĠ, E., 2008, Meyve ve Sebzelerdeki Şifalar, Kozmik Bilim IĢığında ġifalı Bitkiler, Mozaik Yayınları, Ġstanbul.

MASSOULIE, J., BON, S., 1982, The Molecular Forms of Cholinesterase and Acetylcholinesterase in Vertebrates, Annual Review of Neuroscience, 5, 57-106.

MATTHAUS, B., OZCAN, M., 2005, Glucosinolates and Fatty Acid, Sterol, and Tocopherol Composition of Seed Oils from Capparis spinosa var. spinosa and Capparis ovata Desf. var. canescens (Coss.) Heywood, Journal of Agricultural and Food Chemistry, 53, 7136-7141.

MDEGELA, R.H., MOSHA, R.D., SANDVIK, M., SKAARE, J.U., 2010, Assessment of Acetylcholinesterase Activity in Clarias gariepinus as a Biomarker of Organophosphate and Exposure, Ecotoxicology, 19, 855-863.

MELZER, D., 1998, New Drug Treatment for Alzheimer’s Disease: Lessons for Healthcare Policy, British Medical Journal, 316, 762-764.

MESULAM, M.M., 1996, The Systems-Level Organization of Cholinergic Innervation in the Cerebral Cortex and It’s Alterations in Alzheimer’s Disease, Progress in Brain Research, 109, 285-297.

MESULAM, M.M., GUILLOZET, A., SHAW, P., QUINN, B., 2002, Widely Spread Butyrylcholinesterase can Hydrolyze Acetylcholine in the Normal and Alzheimer Brain, Neurobiology of Disease, 9, 88-93.

MILLER, J.W., 1999, Homocystein and Alzheimer’s Disease, Nutrition Reviews, 57, 126-129.

MIYAZAWA, M., TSUKAMOTO, T., ANZAI, J., ISHIKAWA, Y., 2004, Insecticidal Effect of Phthalides and Furanocoumarins from Angelica acutiloba Against Drosophila melanogaster, Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52, 4401-4405.

90

MIYAZAWA, M., YAMAFUJI, C., 2005, Inhibition of Acetylcholinesterase Activity by Bicyclic Monoterpenoid, Journal of Agricultural and Food Chemistry, 53, 1765- 1768.

MORRIS, M.C., EVANS, D.A., BIENIAS, J.L., 2003, Dietary Fats and the Risk of Incident Alzheimer Disease, Archives of Neurology, 60, 194-200.

MOSS, M., COOK, J., WESNES, K., DUCKETT, P., 2003, Aromas of Rosemary and Lavender Essential Oils Differrently Affect Cognition and Mood in Healthy Adults, International Journal of Neuroscience, 113, 15-38.

MUKHERJEE, P.K., KUMAR, V., MAL, M., HOUGHTON., P.J., 2007, Acetylcholinesterase Inhibitors from Plants, Phytomedicine, 14, 289-300.

MULKENS, A., STEPHANOU, E., KAPETENADIS, I., 1985, Heterosides a Genines Volatiles Dans Les Feuilles de Melissa officinalis L. (Lamiaceae), Pharmaceutica Acta Helvetiae, 60, 276-278.

NELSON, D.L., COX, M.M., 2005, Lehninger Principles of Biochemistry, 4th ed., W.H. Freeman and Company, New York.

NISHINAKA, Y., MORI, H., ENDO, N., MIYOSHI, T., YAMASHITA, K., ADACHI, S., ARAI, T., 2010, Edaravone Directly Reacts with Singlet Oxygen and Protects Cells from Attack, Life Sciences, 86, 808-813.

NOYAN, A., 1988, Fizyoloji, 8. Baskı, Meteksan Yayınları, Ankara, 1157.

NURCHI, V.M., CRISPONI, G., LACHOWICZ, J.I., MURGIA, S., PIVETTA, T., REMELLI, M., RESCIGNO, A., NICLOS-GUTIERREZ, J., GONZALEZ-PEREZ, J.M., DOMINGUEZ-MARTIN, A., CASTINEIRAS, A., SZEWCZUK, Z., 2010, Iron(III) and Aluminum(III) Complexes with Hydroxypyrone Ligands Aimed to Design Kojic Acid Derivatives with New Perspectives, Journal of Inorganic Biochemistry, 104, 560-569.

OBREGON, A.D.C., SCHETINGER, M.R.C., CORREA, M.M., MORSCH, V.M., SILVA, J.E.P., MARTINS, M.A.P., BONACORSO, H.G., ZANATTA, N., 2005, Effects per se of Organic Solvents in the Cerebral Acetylcholinesterase of Rats, Neurochemical Research, 30, 379-384.

OKELLO, E.J., SAVELEV, S.U., PERRY, E.K., 2004, In vitro Anti-β-Secretase and Dual Anti-Cholinesterase Activities of Camellia sinensis L. (Tea) Relevant to Treatment of Dementia, Phytotherapy Research, 18, 624-627.

OMAR, S.H., AL-WABEL, N.A., 2010, Organosulfur Compounds and Possible Mechanism of Garlic in Cancer, Saudi Pharmaceutical Journal, 18, 66-75.

OMURA, S., KUNO, F., OTOGURO, K., SUNAZUKA, T., SHIOMI, K., MASUMA, R., IWAI, Y., 1995, Arisugacin, a Novel and Selective Inhibitor of Acetylcholinesterase from Penicillium sp. FO-4259, Journal of Antibiotics, 48, 745-746.

91

ONAT, T., EMERK, K., SÖZMEN, E.Y., 2006, Enzimler, Ġnsan Biyokimyası, Palme Yayıncılık, Ankara, 233-235.

ORDENTLICH, A., BARAK, D., KRONMAN, C., FLASHNER, Y., LEITNER, M., SEGALL, Y., ARIEL, N., COHEN, S., VELAN, B., SHAFFERMAN, A., 1993, Dissection of the Human Acetylcholinesterase Active Center Determinants of Substrate Specificity, Identification of Residues Constituting the Anionic Site, the Hydrophobic Site, and the Acyl Pocket, The Journal of Biological Chemistry, 268, 17083-17095.

ORHAN, I., KARTAL, M., TOSUN, F., SENER, B., 2007, Screening of Verious Phenolic Acids and Flavonoid Derivatives for Their Anticholinesterase Potential, Zeitschrift für Naturforschung C, 62, 829-832.

ORHAN, I., SENER, B., CHOUDHARY, M.I., KHALID, A., 2004, Acetylcholinesterase and Butyrylcholinesterase Inhibitory Activity of Some Turkish Medicinal Plants, Journal of Ethnopharmacology, 91, 57-60.

ORHAN, I., TERZIOGLU, S., SENER, B., 2003, α-Onocerin: An Acetylcholinesterase Inhibitor from Lycopodium clavatum, Planta Medica, 69, 265-267.

OTOGURO, K., KUNO, F., OMURA, S., 1997, Arisugacins, Selective Acetylcholinesterase Inhibitors of Microbial Origin, Pharmacology and Therapeutics, 76, 45-54.

ÖZGÜNEN, T., EVRÜKE, C., KADAYIFÇI, O., ARIDOĞAN, N., 1994, 170 Riskli Gebede Açık Nöral Tüp Defekti Taramasında Maternal Serum Alfa Fetoprotein Sonuçları, Perinatoloji Dergisi, 2, 248-250.

PARK, C.H., KIM, S.H., CHOI, W., LEE, Y.J., KĠM, J.S., KANG, S.S., SUH, Y.H., 1996, Novel Anti-Cholinesterase and Anti-Amnesic Activities of Dehydroevodiamine, a Constituent of Evodia rutaecarpa, Planta Medica, 62, 405-409.

PARK, S.Y., BOK, S.H., JEON, S.M., PARK, Y.B., LEE, S.J., JEONG, T.S., CHOI, M.S., 2002, Effect of Rutin and Tannic Acid Supplements on Cholesterol Metabolism in Rats, Nutrition Research, 22, 283-295.

PARK, Y.C., RIMBACH, G., SALIOU, C., VALACCHI, G., PACKER, L., 2000, Activity of Monomeric, Dimeric and Trimeric Flavonoids on NO Production, TNF-α Secretion and NF-ĸb-Dependent Gene Expression in RAW 264.7 Macrophages, Federation of European Biochemical Societies Letters, 464, 93-97.

PAULEIKHOFF, D., VAN KUJIK, F.J., BIRD, A.C., 2001, Macular Pigment and Age- Related Macular Degeneration, Ophthalmologe, 98, 511-519.

PEREZ-SEVERIANO, F., SALVATIERRA-SANCHEZ, R., RODRIGUEZ-PEREZ, M., 2004, S-Allylcysteine Prevents Amyloid-Beta Peptide-Induced Oxidative Stress in Rat Hippocampus and Ameliorates Learning Deficits, The European Journal of Pharmacology, 489, 197-202.

92

PERRY, E.K., PERRY, R.H., BLESSED, G., TOMLINSON, B., 1978, Changes in Brain Cholinesterases in Senile Dementia of Alzheimer Type, Neuropathology and Applied Neurobiology, 4, 273-277.

PERRY, E.K., PICKERING, A.T., WANG, W.W., HOUGHTON, P., PERRY, N.S., 1998, Medicinal Plants and Alzheimer's Disease: Integrating Ethnobotanical and Contemporary Scientific Evidence, The Journal of Alternative and Complementary Medicine, 4, 419-428.

PERRY, N.S.L., HOUGHTON, P.J., THEOBALD, A., JENNER, P., PERRY, E.K., 2000, In vitro Inhibition of Human Erythrocyte Acetylcholinesterase by Salvia lavandulaefolia Essential Oil and Constituent Terpenes, Journal of Pharmacy and Pharmacology, 52, 895-902.

PHACHONPAI, W., WATTANATHORN, J., MUCHIMAPURA, S., TONG-UN, T., PREECHAGOON, D., 2010, Neuroprotective Effect of Quercetin Encapsulated Liposomes: A Novel Therapeutic Strategy Against Alzheimer’s Disease, American Journal of Applied Sciences, 7, 480-485.

PROESTOS, C., BOZIARIS, I.S., NYCHAS, G.J.E., KOMAITIS, M., 2006, Analysis of Flavonoids and Phenolic Acids in Greek Aromatic Plants: Investigation of Their Antioxidant Capacity and Antimicrobial Activity, Food Chemistry, 95, 664-671.

PU, F., MISHIMA, K., IRIE, K., MOTOHASHI, K., TANAKA, Y., ORITO, K., EGAWA, T., KITAMURA, Y., EGASHIRA, N., IWASAKI, K., FUJIWARA, M., 2007, Neuroprotective Effects of Quercetin and Rutin on Spatial Memory Impairment in an 8-Arm Radial Maze Task and Neuronal Death Induced by Repeated Cerebral Ischemia in Rats, Journal of Pharmacological Sciences, 104, 329-334.

QUINN, D.M., 1987, Acetylcholinesterase: Enzyme Structure, Reaction Dynamics and Virtual Transition States, Chemical Reviews, 87, 955- 979.

RADIC, Z., PICKERING, N.A., VELLOM, D.C., CAMP, S., TAYLOR, P., 1993, Three Distinct Domains in the Cholinesterase Molecule Confer Selectivity for Acetyl- and Butyrylcholinesterase Inhibitors, Biochemistry, 32, 12074-12084.

RAMPA, A., BISI, A., VALENTI, P., RECANATINI, M., CAVALLI, A., ANDRISANO, V., CAVRINI, V., FIN, L., BURIANI, A., GIUSTI, P., 1998, Acetylcholinesterase Inhibitors: Synthesis and Structure-Activity Relationships of ω- [N-Methyl-N-(3-alkylcarbamoyloxyphenyl)-methyl]aminoalkoxyheteroaryl Derivatives, The Journal of Medicinal Chemistry, 41, 3976-3986.

RAUSHEL, F.M., 2002, Bacterial Detoxification of Organophosphate Nerve Agents, Current Opinion in Microbiology, 5, 288-295.

RAZAVI, S.M., 2011, Plant Coumarins as Allelopathic Agents, International Journal of Biological Chemistry, 5, 86-90.

93

REAUMUR, R.A.F., 1752, Observations sur la Digestion des Oiseaux, Histoire de L'academie Royale des Sciences, 266, 461.

REN, Y., HOUGHTON, P.J., HIDER, R.C., HOWES, M.J., 2004, Novel Diterpenoid Acetylcholinesterase Inhibitors from Salvia miltiorrhiza, Planta Medica, 70, 201-204.

REYNOLDS, E.H., 2002, Benefits and Risks of Folic Acid to the Nervous System, Journal of Neurology, Neurosurgery and Psychiatry, 72, 567-571.

RICHETTI, S.K., BLANK, M., CAPIOTTI, K.M., PIATO, A.L., BOGO, M.R., VIANNA, M.R., BONAN, C.D., 2011, Quercetin and Rutin Prevent Scopolamine- Induced Memory Impairment in Zebrafish, Behavioural Brain Research, 217, 10-15.

ROGERS, S.L., DOODY, R.S., MOHS, R.C., 1998, Donepezil Improves Cognition and Global Function in Alzheimer’s Disease: A 15-Week, Double-Blind, Placebo- Controlled Study, Archives of Internal Medicine, 158, 1021-31.

ROLLINGER, J.M., HORNICK, A., LANGER, T., STUPPNER, H., PRAST, H., 2004, Acetylcholinesterase Inhibitory Activity of Scopolin and Scopoletin Discovered by Virtual Screening of Natural Products, Journal of Medicinal Chemistry, 47, 6248-6254.

ROSENBERRY, T.L., 1975, Acetylcholinesterase, Advances in Enzymology and Related Areas of Molecular Biology, 43, 103-218.

ROSS, S.J., BREWIN, C.R., CURRAN, H.V., FURLONG, C.E., ABRAHAM-SMITH, K.M., HARRISON, V., 2010, Neuropsychological and Psychiatric Functioning in Sheep Farmers Exposed to Low Levels of Organophosphate Pesticides, Neurotoxicology and Teratology, 32, 452-459.

RÖSLER, M., ANAND, R., CICIN-SAIN, A., GAUTHIER, S., AGID, Y., DAL- BIANCO, P., STAHELIN, H.B., 1999, Efficacy and Safety of Rivastigmine in Patients with Alzheimer’s Disease: International Randomised Controlled-Trial, British Medical Journal, 318, 633-640.

RYAN, M.F., BYRNE, O., 1988, Plant-Insect Coevolution and Inhibition of Acetylcholinesterase, Journal of Chemical Ecology, 14, 1965-1975.

SANO, M., ERNESTO, C., THOMAS, R.G., KLAUBER, M.R., SCHAFER, K., GRUNDMAN, M., WOODBURY, P., GROWDON, J., COTMAN, C.W., PFEIFFER, E., SCHNEIDER, L.S., THAL, L.J., 1997, A Controlled Trial of Selegiline, Alpha- Tocopherol, or Both as Treatment for Alzheimer's Disease, the Alzheimer's Disease Cooperative Study, The New England Journal of Medicine, 336, 1216-1222.

SASTRE, M., STEINER, H., FUCHS, K., CAPELL, A., MULTHAUP, G., CONDRON, M.M., TEPLOW, D.B., HAASS, C., 2001, Presenilin-Dependent Gamma- Secretase Processing of Beta-Amyloid Precursor Protein at a Site Corresponding to the S3 Cleavage of Notch., The European Molecular Biology Organization Reports, 2, 835- 841.

94

SATO, T., MIYATA, G., 2000, The Nutraceutical Benefit, Part IV: Garlic, Nutrition, 16, 787-788.

SAVELEV, S.U., OKELLO, E.J., PERRY, N.S.L., WILKINS, R.M., PERRY, E.K., 2003, Synergistic and Antagonistic Interactions of Anticholinesterase Terpenoids in Salvia lavandulaefolia Essential Oil, Pharmacology Biochemistry and Behavior, 75, 661-668.

SAVELEV, S.U., OKELLO, E.J., PERRY, E.K., 2004, Butyryl- and Acetyl- cholinesterase Inhibitory Activities in Essential Oils of Salvia Species and Their Constituents, Phytotherapy Research, 18, 315-324.

SCHMIDT, R., HAYN, M., REINHART, B., ROOB, G., SCHMIDT, H., SCHUMACHER, M., WATZINGER, N., LAUNER, L.J., 1998, Plasma Antioxidants and Cognitive Performance in Middle-Aged and Older Adults: Results of the Austrian Stroke Prevention Study, The Journal of the American Geriatrics Society, 46, 1407- 1410.

SCHULZ, V., 2003, Ginkgo Extract or Cholinesterase Inhibitors in Patients with Dementia: What Clinical Trials and Guidelines Fail to Consider, Phytomedicine, 4, 74- 79.

SELEK, S., ALTINDAG, A., SARACOGLU, G., CELIK, H., AKSOY, N., 2011, Prolidase Activity and Its Diagnostic Performance in Bipolar Disorder, Journal of Affective Disorders, 129, 84-86.

SENER, B., ORHAN, I., 2004, Molecular Diversity in the Bioactive Compounds from Turkish Plants Evaluation of Acetylcholinesterase Inhibitory Activity of Fumaria Species, Journal of the Chemical Society of Pakistan, 26, 313-315.

SELHUB, J., 1999, Homocysteine Metabolism, The Annual Review of Nutrition, 19, 217-246.

SHANNO, R.L., 1946, Rutin: A New Drug for the Treatment of Increased Capillary Fragility, The American Journal of the Medical Sciences, 211, 539-543.

SHAW, H., BENTLEY, G., 1953, Anticholinesterase Properties of Tetrahydroaminoacridine, Australian Journal of Experimental Biology, 31, 573-578.

SHEU, J.R., HSIAO, G., CHOU, P.H., SHEN, M.Y., CHOU, D.S., 2004, Mechanisms Involved in the Antiplatelet Activity of Rutin, a Glycoside of the Flavonols Quercetin in Human Platelets, The Journal of Agricultural and Food Chemistry, 52, 4414-4418.

SIEK, G.C., KATZ, L.S., FISHMAN, E.B., KOROSI, T.S., MARQUIS, J.K., 1990, Molecular Forms of Acetylcholinesterase in Subcortical Areas of Normal and Alzheimer Disease Brain, Biological Psychiatry, 27, 573-580.

SILVER, A., 1974, The Biology of Cholinesterases, American Elsevier Publishing, New York.

95

SMITH, C., MARKS, A.D., LIEBERMAN, M., 2007, Marks’ Temel Tıbbi Biyokimyası, 2. Baskı, GüneĢ Tıp Kitabevleri, 893-895.

SPENCER, J.P., 2009, The Impact of Flavonoids on Memory: Physiological and Molecular Considerations, Chemical Society Reviews, 38, 1152-1161.

SPENCER, J.P., VAUZOUR, D., RENDEIRO, C., 2009, Flavonoids and Cognition: The Molecular Mechanisms Underlying Their Behavioural Effects, Archives of Biochemistry and Biophysics, 492, 1-9.

STEVEN, C., SCHACHTER, M.D., 2006, What Is a Seizure?, http://www.epilepsy.com/community, [Ziyaret Tarihi: 3 Ocak 2011].

SUMMERS, K., MAJOVSKI, L.V., MARSH, G.M., TACHIKI, K., KLING, A., 1986, Oral Tetrahydroaminoacridine in Long-Term Treatment of Senile Dementia, Alzheimer Type, New England Journal of Medicine, 315, 1241-1245.

SUN, T., SIMON, P.W., TANUMIHARDJO, S.A., 2009, Antioxidant Phytochemicals and Antioxidant Capacity of Biofortified Carrots (Daucus carota L.) of Various Colors, Journal of Agricultural and Food Chemistry, 57, 4142-4147.

SUNG, S.H., KANG S.Y., LEE, K.Y., PARK, M.J., KIM, J.H., PARK, J.H., KIM, Y.C., KIM, J., KIM, Y.C., 2002, (+)-Alpha-Viniferin, a Stilbene Trimer from Caragana chamlague, Inhibits Acetylcholinesterase, Biological and Pharmaceutical Bulletin, 25, 125-127.

SUNGUR, M., GUVEN, M., 2001, Intensive Care Management of Organophosphate Insecticide Poisoning, Critical Care, 5, 211-215.

SUSSMAN, J.L., HAREL, M., FROLOW, F., OEFNER, C., GOLDMAN, A., TOKER, L., SILMAN, I., 1991, Atomic Structure of Acetylcholinesterase from Torpedo californica: A Prototypic Acetylcholine-Binding Protein, Science, 253, 872-879.

SWARTZ, H.J., 2000, Neurotransmitters, Principles of Neural Science, 4th ed., McGraw-Hill Companies, US, 280-297.

ġAHĠN, H. A., 2002, Asetilkolin, Kolinesterazlar ve Alzheimer Hastalığı, Demans Dergisi, 2, 69-73.

ġENER, B., 2007, İlaç Etken Maddesi Araştırmaları ve Patent, Kimya Bilim DanıĢmanlığı ÇalıĢtayı, Çanakkale.

TANKER, M., TANKER, N., 1990, Farmakognozi, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Yayınları, Ankara, 65.

TARIOT, P.N., SOLOMON, P.R., MORRIS, J.C., KERSHAW, P., LILIENFELD, S., DING, C., 2000, USA-10 Study Group: A 5-Month, Randomized, Placebo-Controlled Trial of Galanthamine in AD, Neurology, 54, 2269-2275.

96

TAYLOR, N., 1998, Green Tea: The Natural Secret for a Healthier Life, Kensington Publishing Corporation, Philadelphia, USA.

TCHANTCHOU, F., SHEA, T.B., 2008, Vitamins and Hormone, Chapter 3, Academic Press, Maryland, USA, 83, 6729.

TEKMAN, ġ., ÖNER, N., 1981, Genel Biyokimya, 3. Baskı, Fatih Yayınevi, Ġstanbul, 351-367.

TERRY, R.D., 1983, Senile Demantia of Alzheimer’s Type, Annals of Neurology, 14, 497-506.

TESORIERE, L., BUTERA, D., GENTILE, C., LIVREA, M.A., 2007, Bioactive Components of Caper ( Capparis spinosa L.) from Sicily and Antioxidant Effects in a Red Meat Simulated Gastric Digestion, The Journal of Agricultural and Food Chemistry, 55, 8465-8471.

THAL, L., FULD, P.A., MASUR, D.M., SHARPLESS, N.S., 1983, Oral Physostigmine and Lecithin Improve Memory in Alzheimer Disease, Annals of Neurology, 13, 491- 496.

THOMSEN, T., KEWITZ, H., 1990, Selective Inhibition of Human Acetylcholinesterase by Galanthamine in vitro and in vivo, Life Science, 46, 1553-1558.

THORNTON, W.E., THORNTON, B.P., 1978, Folic Acid, Mental Function and Dietary Habits, The Journal of Clinical Psychiatry, 39, 315-322.

TLILI, N., MUNNE-BOSCH, S., NASRI, N., SAADAOUI, E., KHALDI, A., TRIKI, S., 2009, Fatty Acids, Tocopherols and Carotenoids from Seeds of Tunisian Caper Capparis spinosa, Journal of Food Lipids, 16, 452-464.

TOPÇUOĞLU, E.S., SELEKLER, K., 1998, Alzheimer Hastalığı, Turkish Journal of Geriatrics Geriatri, 1, 63-67.

TRIANTAFYLLOU, A., CHAVIARARS, N., SERGENTANIS, T.N., PROTOPAPA, E., TSAKNIS, J., 2007, Chios Mastic Gum Modulates Serum Biochemical Parameters in a Human Population, Journal of Ethnopharmacology, 111, 43-49.

TÜZÜN, C., 1997, Biyokimya, 3. Baskı, Palme Yayınları, Ankara, 124.

ULRICH, C.M., ROBIEN, K., SPARKS, R., 2002, Pharmacogenetics and Folate Metabolism: A Promising Direction, Pharmacogenomics, 3, 299-313.

URBAIN, A., MARSTON, A., QUEIROZ, E.F., NDJOKO, K., HOSTETTMANN, K., 2004, Xanthones from Gentiana campestris as New Acetylcholinesterase Inhibitors, Planta Medica, 70, 1011-1014.

97

VARDY, E.R., CATTO, A.J., HOOPER, N.M., 2005, Proteolytic Mechanisms in Amyloid-β Metabolism: Therapeutic Implications for Alzheimer's Disease, Trends in Molecular Medicine, 11, 464-472.

VASSAR, R., BENNETT, B.D., BABU-KHAN, S., KAHN, S., MENDIAZ, E.A., DENIS, P., TEPLOW, D.B., ROSS, S., AMARANTE, P., LOELOFF, R., LUO, Y., FISHER, S., FULLER, J., EDENSON, S., LILE, J., JAROSINSKI, M.A., BIERE, A.L., CURRAN, E., BURGESS, T., LOUIS, J.C., COLLINS, F., TREANOR, J., ROGERS, G., CITRON, M., 1999, Beta-Secretase Cleavage of Alzheimer's Amyloid Precursor Protein by the Transmembrane Aspartic Protease Bace, Science, 286, 735-741.

VURAL, H., VURAL-DEMĠR, C., YILMAZ, N., EREN, Ġ., 2007, Alzheimer Hastalığında Total Antioksidan Kapasitenin AraĢtırılması, Tıp Araştırmaları Dergisi, 5, 63-66.

WAKE, G., COURT, J., PICKERING, A., LEWIS, R., WILKINS, R., PERRY, E., 2000, CNS Acetylcholine Receptor Activity in European Medicinal Plants Traditionally Used to Improve Failing Memory, Journal of Ethnopharmacology, 69, 105-114.

WATTANATHORN, J., PHACHONPAI, W., PRIPREM,A., SUTHIPARINYANONT, S., 2007, Intranasal Administration of Quercetin Liposome Decreases Anxiety-Like Behavior and Increases Spatial Memory, American Journal of Agricultural and Biological Sciences, 2, 31-35.

WIERENGA, J.M., HOLLINGWORTH, R.M., 1992, Inhibition of Insect Acetylcholinesterase by the Potato Glycoalkaloid α-Chaconine, Natural Toxins, 1, 96- 99.

WILLIAMS, H.S., 2007, Modern Development of the Chemical and Biological Sciences, A History of Science: in Five Volumes, Harper and Brothers, New York.

WISNIEWSKI, H.M., WEGIEL, J., KOTULA, L., 1996, Some Neuropathology Aspects of Alzheimer’s Disease and Its Relevance to Other Disciplines, Neuropathology and Applied Neurobiology, 22, 3-11.

YALGIN, Ç., 2001, Alzheimer Hastalığında Kolinomimetik Tedavisi, Marmara Üniversitesi, 1-15.

YANMAZ, R., 2007, Kötü Kokan Gül, Popüler Bilim Dergisi, 14, 48-52.

YAO, Z., DRIEU, K., PAPADOPOULOS, V., 2001, The Ginkgo Biloba Extract EGb 761 Rescues the PC12 Neuronal Cells from Beta-Amyloid-Induced Cell Death by Inhibiting the Formation of Beta-Amyloid-Derived Diffusible Neurotoxic Ligands, Brain Research, 889, 181-190.

YAREN, H., KENAR, L., KARAYILANOĞLU, T., 2007, Önemli Bir Kimyasal Silah Grubu: Sinir Ajanları, TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 6, 491-500.

98

YAVUZ, O., ġANLI, Y., 1999, Halk Sağlığı ve Vektör Kontrolünde Kullanılan Pestisidler, Pestisid Formülasyonları ve Uygulama Seçenekleri, I. Seminer, Ankara Üniversitesi.

YING, Z., KHERADA, N., FARRAR, B., KAMPFRATH, T., CHUNG, Y., SIMONETTI, O., DEIULIIS, J., DESIKAN, R., KHAN, B., VILLAMENA, F., SUN, Q., PARTHASARATHY, S., RAJAGOPALAN, S., 2010, Lipoic Acid Effects on Established Atherosclerosis, Life Science, 86, 95-102.

YOO, I.D., CHO, K.M., LEE, C.K., KIM, W.G., 2005, Isoterreulactone A, a Novel Meroterpenoid with Anti-Acetylcholinesterase Activity Produced by Aspergillus terreus, Bioorganic and Medicinal Chemistry Letters, 15, 353-356.

YOUDIM, K.A., QAISER, M.Z., BEGLEY, D.J., RICE-EVANS, C.A., ABBOTT, N.J., 2004, Flavonoid Permeability Across an in situ Model of the Blood-Brain Barrier, Free Radical Biology and Medicine, 36, 592-604. YU, C., KIM, S.H., IKEUCHI, T., XU, H., GASPARINI, L., WANG, R., SISODIA, S.S., 2001, Characterization of a Presenilin-Mediated Amyloid Precursor Protein Carboxyl-Tterminal Fragment Gamma, Evidence for Distinct Mechanisms Involved in Gamma-Secretase Processing of the APP and Notch 1 Transmembrane Domains, The Journal of Biological Chemistry, 276, 43756-43760.

ZHANG, H.Y., YAN, H., TANG, X.C., 2008, Non-Cholinergic Effets of Huperzine A: Beyond Inhibition of Acetylcholinesterase, Cellular and Molecular Neurobiology, 28, 173-183.

ZHANG, X.Z., LI, X.J., ZHANG, H.Y., 2010, Valproic Acid as a Promising Agent to Combat Alzheimer's Disease, Brain Research Bulletin, 81, 3-6.

ZHAO, B.L., LI, X.J., HE, R.G., CHENG, S.J., XIN, W.J., 1989, Seavenging Effect of Extracts of Green Tea and Natural Antioxidants on Active Oxygen Radicals, Cell Biophysics, 14, 175-185.

99

ÖZGEÇMĠġ

1983 yılında Ġstanbul’da doğdum. Ġlköğretim eğitimimi Özel YeĢilköy Ermeni Ġlköğretim Okulu’nda, ortaöğretim eğitimimi Özel Esayan Ermeni Lisesi’nde, lise eğitimimi ise Özel Getronagan Ermeni Lisesi’nde tamamladım. 2002 yılında Ġstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü’nde baĢlamıĢ olduğum lisans eğitimimi 2007 yılında tamamladım. 2005-2007 öğretim yılları arasında Ġstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Biyokimya Anabilim Dalı’nda öğrenci asistanlığı yaptım. Stajımı 2006 yılında Ġstanbul Üniversitesi, CerrahpaĢa Tıp Fakültesi, Fikret Biyal Merkez AraĢtırma Laboratuvarı’nda tamamladım. 2007 yılında Ġstanbul Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Kimya Bölümü, Biyokimya Anabilim Dalı’nda baĢlamıĢ olduğum yüksek lisans eğitimime devam etmekteyim.

100