<<

SİNEMA KİTAPLIĞI yazan: RALPH S. SINGLETON

Amerikan Sinema Terimleri Sözlüğü

Türkçe’ye kazandıran: çok sevgili Selçuk Taylaner

COPYRIHGTSIZ BASILMIŞTIR

http://genclikcephesi.blogspot.com Çok özel bir dosta, Lois Anne Polan'a da özel bir teşekkür. Onun kararlılığı ve üstelemesi olmasaydı, bu TEŞEKKÜR kitap hâlâ benim bilgisayarın hafızasında yatıyor ola- caktı. Ve tabii yayıncım (şimdi sevgili eşim) Joan E. Vietor'a da minnettarlık ve teşekkürlerimi bildirmeyi borç biliyorum. DIŞ -Okul - 1969 - Gece

David Moon'la (sanat yönetmeni) boş sıralarda Ralph S. Singleton oturmuş konuşuyorduk. Sinema endüstrisinde bir yer edinmeyi düşünüyorsam, önce kimi terimlerin anlamını öğrenmem gerektiğini söyleyen David'i dikkatle dinliyordum. '' ve ''u açıklamaya başladı. Bu kitap aslında o akşam doğdu. Teşekkürler, David. “On sözcük” ile bu kitaba katkıda bulunan herkese, 'bir sözcük daha açıkla' diye musallat olduklarıma, kendi alanlarındaki sözcükleri ekleyerek bu sözlüğün eksiksiz olmasına çabalayan teknik danışman ve uzmanlara, 'son kurgu'muzu defalarca okuyan yorulmak bilmez düzeltmenlere de teşekkür etmek isterim. Herkesin adını sıralamak bir başka kitabı doldurur, bu yüzden yalnızca birkaçını yazacağım: CFI, USC Laboratuarı, , Academy of Motion Picture Arts & Sciences, Margaret Herrick kitaplığı ve AFI kitaplığındaki arkadaşlarımız Jim Ruxin, Bob Shure, Norman Rudman, Esq., James Turner, George Willig, Jack Jennings, Edward Plante, Dick Reilly, Barbara Rosing, Toti Levine, Paul Stubenrauch, Randy Morgan, Steve Dawson, Rob Mendel, Elizabeth Vietor, Carol MacConaugha, Patrice Klinger, Rob Newman, Mar Elepano.

2 ÖNSÖZ olacak. Öğrenciler ve sinemaya yeni başlayanlar içinse, iyi bir bilgi kaynağı olacak; böylece birisi size “kill the baby!” dediği zaman dehşete düşmeyeceksiniz. Sizden “An INDIE PROD with a FIVE PIC PACK is BICYCLING yalnızca küçük spotu söndürmenizi istediğini bileceksiniz. between his DEVELOPMENT DEAL at one STUDIO and his MOW commitment at a MAJOR WEB, hoping that when İyi çekimler. he TAKES A MEETING this afternoon, he will be able to STRIKE A DEAL with the TALENT before his first project Ralph S. Singleton goes into TURNAROUND.” “If we finish this SCENE before lunch, we can avoid a MEAL PENALTY and have time to SCREEN THE .” Birinci cümleyi günlük konuşmaya şöyle çevirebiliriz: “Beş filmlik bir anlaşması olan bağımsız bir yapımcı, büyük projeyi geliştirmekte olduğu stüdyo ile bir televizyon filmi yapmak için bağlantı kurduğu televizyon kanalı arasında mekik dokuyor ve stüdyo projeden caymadan önce baş oyuncularla sözleşme yapabilmeyi umuyor.” İkinci cümlede ise şöyle deniyor: “Bu sahnenin çekimini öğleden önce bitirebilirsek, oyunculara ve ekibe öğlen yemeği vermekten kurtuluruz ve dün çektiğimiz bölümlerin provasını izleyebiliriz.” Her endüstri dalının kendine özgü dili, özel terimleri ve argosu vardır. Sinema endüstrisinde kullanılan her sözcüğü bu kitaba sığdırmak olanaksız, bu yüzden en çok kullanılanları seçmekle sınırladım kendimi. Gene de garip terimlerle karşılaşmayacaksınız demek değildir bu. Onaltı yıldan fazladır bu meslekte olduğum halde, “Murder your wife brick” benim için de çok yeni bir terim. Ara sıra karşılaşacağınız nüktelerden hoşlanacağınızı umarım. “Endüstri” hakkında yazarken gülümsemeden olmuyor. Meslekten olanlar için “Filmmaker's Dictionnary”, kendi alanları dışındaki terimleri anlamalarına yardımcı

3 AA Bay Singleton'un sözlüğünü Türkçeye çevirirken yalnızca onun açıklamalarını aktardım. Meslekten biri olarak kendimden eklemeler yapabilir, açıklamaları genişletebilirdim, ama o zaman kitap Bay Singleton'un A AND B CUTTINIG - A-B BANT - Kurguda bir negatif olmaktan çıkardı. Yaptığım tek ekleme, bizde karşılığı kesim (NEGATIVE CUTTING) tekniği. 16 mm filmde eklerin olan sözcüklerin karşısına bunları koymak oldu. (SPLICES) gözükmemesi için kullanılır. İlk plan () A Birkaçının karşısına da kendi önerilerimi koydum ve bobine konur, peşine, B bobine konacak planın karşılığı sözcüklere Türkçe karşılık bulmak gibi bir iddiam olarak siyah amors (LEADER) konur. İkinci plan B bobine olmadığından, önerilerimin ardına bir (?) işareti ekledim. konur ve başına, A bobindeki planın karşılığı olarak siyah Dilimizde karşılığı olmayan veya olup da benim amors konur. Takip eden planlar, karşılarına siyah amors bilemediğim sözcüklerin yalnızca açıklamalarını gelecek şekilde dizilir. Her iki bobin, aynı ham filme aktardım. Açıklamalarda (BÜYÜK HARFLERLE) yazılmış (STOCK) ayrı ayrı basılır, böylece planlar, aralarında olan ingilizce sözcükler de kitabın ilgili bölümünde yapışma olmadan biraraya gelmiş olur. Bu işlem 35 mm açıklanmıştır. Bir sözcük hem isim hem fiil olarak film için şart değildir, çünkü kareler (FRAME), kullanılıyorsa, bunlar (i) ve (f) ile gösterildi. aralarındaki yapışma yerini göstermeyecek kadar Profesyonel bir çevirmen değilim. Yaklaşık yirmi yıl büyüktür. A—B bant, 16 ve 35 mm filmde erime (FADE) önce başlayan ve son on yılda iyice yoğunlaşan ya- ve geçme (DISSOLVE) yapmak için de kullanılır. Geçme bancı sinemacılarla işbirliği sırasında karşılaştığımız veya bindirme (superpoze) (SUPERIMPOSITION) iletişim sorunları ve televizyonda izlediğim sinemayla ilgili yaparken iki plan, A ve B bobinde birbirlerinin üstüne yabancı filmlerin altyazı ve dublajlarında rastladığım gelecek şekilde konur. İkiden fazla bindirme veya komik çeviri yanlışları karşısında bu kitabı türkçeye yazılar (TITLES) vs. için daha fazla bobin (C, D, vs.) aktarmaya sıvandım. Umarım çok fazla hata kullanılabilir. yapmamışımdır. Geleceğin sinemacılarına ve konusu A AND B ROLLING - A-B BOBİN - (Bak. A AND B CUTTING) sinemayla ilgili filmlerin çevirmenlerine biraz yardımım dokunabilirse, kendimi mutlu hissedeceğim.. ‘A’ MOVIE (‘A’ PICTURE)- A FİLMİ- (Bak ‘B’ MOVIE) 1) Büyük bütçeli, oyuncu kadrosunda ünlü oyuncu-ların bulunduğu, ticari yönden birinci derecede yer alan Selçuk Taylaner sinema filmi. 2) İki film gösterilen bir salonda oynatılan ilk film ABBY SINGER SHOT - Yapımcı argosunda, günün programında son planı belirten deyim (ör. The next shot is the Abby Singer). Deyim, Bay Singer’in yönetmen

4 yardımcılığı () yaptığı zamandan ACADEMY AWARDS (= OSCARS) - AKADEMİ ÖDÜLÜ - kalmadır. Günün son planının çekimini bay Singer ACADEMY OF MOTION PICTURE ARTS AND SCIENCES yönetirdi. (AMPAS) tarafından film endüstrisinin çeşitli kollarında sanatsal veya teknik başarılara verilen ödül. OSCAR adı ABERRATION () - SAPING - Görüntünün (IMAGE) ile de bilinir. İlk ödüller 1927 yılında verildi. şeklinde çarpılmaya neden olan mercek hatası. ACADEMY LEADER - AKADEMİ AMORSU - Şekli ABOVE-THE-LINE (bazen kısaltma: ATL) - ÇİZGİ-ÜSTÜ - Bir ACADEMY OF MOTION PICTURE ARTS AND SCIENCES filmin bütçesi (BUDGET) iki ana bölüme ayrılır: çizgi-üstü (AMPAS) tarafından belirlenen amors. Her bobinin ve çizgi-altı (BELOW-THE-LINE). Çizgi-üstü masraflar, (REEL) başına (HEAD) eklenir ve filmin başlayacağı yeri genelde bütçedeki en pahalı kalemlerdir (hikâye, belirten, 10 ile başlayıp 2’ye inen sayıları içerir. 2 sayısının senaryo, prodüktör, yönetmen ve oyuncuların maliyeti). göründüğü anda duyulan bir BİP sesi, filmin başlamak Çizgi-altı bölüme teknisyen, malzeme ve işçilik masrafları üzere olduğunu belirtir. 1 sayısının olması gereken yerde girer. İşçilik ücretleri genelde günlük yevmiye üzerinden film başlar. Filmlerin sinema ve televizyonda gösterimi hesaplanır. Ham film (RAW STOCK), yıkama ve baskı için SOCIETY OF MOTION PICTURE AND TELEVISION (PROCESSING), kamera malzemesi, plato () ve ENGINEERS (SMPTE) tarafından hazırlanan yeni amorsa diğer yapım (PRODUCTION) ve yapım sonrası (POST evrensel amors (UNIVERSAL LEADER) adı verilmiştir. PRODUCTION) masraflar da bütçenin çizgi-altı ACADEMY OF MOTION PICTURE ARTS AND SCIENCES - bölümüne girer. Davetle üye olunan Amerikan sinemacılarının onur ABOVE THE TITLE - BAŞLIK ÜSTÜ - Filmin başlığından (MAIN kuruluşu. Üçbinden fazla üye; kendi alanlarına göre TITLE) önce çıkan isimleri belirtir. Bunlar genelde şöyle değişik dallarda gruplaşır (yönetmenler, oyuncular, sıralanır: dağıtımcı (DISTRIBUTOR), yapımcı / yapım şirketi görüntü yönetmenleri, sanat yönetmenleri, besteciler (PRODUCER / PRODUCTION COMPANY), bir gibi). Her yıl Akademi ödüllerini belirleyip dağıtırlar. Her « yönetmenin adı » filmi, baş oyuncular, sonra filmin dal, kendi alanındaki adayları oylar, tüm üyeler de başlığı. Günümüzde, başlık üstü isimler giderek adaylar arasından en iyi filmi seçer. çoğalmakta. İ1k zamanlarda bu yer sadece ACCELERATED MOTION - DÜŞÜK KARE - Sesli film için dağıtımcıya, bir de belki çok güçlü bir yapımcıya normal hız olan 24 kare/saniye hızından düşük çalışan (David O. Selznick, Samuel Goldwin, Dino De Laurentiis kamera ile çekilen hareketler, projeksiyonda, hızlanmış gibi) ayrılırdı. Frank Capra, adını başlık üstüne yazdıran gibi görünür. Bunun tersine yüksek kare () ilk yönetmen olmuştur. (Bak. BILLING, TOP BILLING) denir. ABRASIONS - AŞINMA , YORULMA - Kötü veya aşırı A.C.E. - American Cinema Editors sözcüklerinin kullanımdan dolayı kopyanın gördüğü zarar. Filmin kısaltılması. Amerikan film kurgucularının (EDITORS) yüzeyinde çizikler ve kazıntılar olarak gözükür. onursal meslek kuruluşu. Üyelik, kuruluşun daveti ile olur.

5 ACE - 1000 vatlık Fresnel mercekli (FRESNEL LENS) spot AD - Yönetmen yardımcısı (ASSISTANT DIRECTOR) için (SPOT) lamba. kullanılan kısaltma. ACETATE BASE (=SAFETY BASE) - ASETAT TABAN, YANMAZ ADAPTATION - UYARLAMA: - Hikâye, roman, kısa hikâye FİLM - Çabuk alev alan eski yanar filmin (NITRATE BASE) vd. gibi bir kaynaktan alınan senaryo (SCREENPAY). yerini alan, parlamadan yanan emniyetli film tabanı. ADDED SCENE - EK SAHNE - Bitmiş bir senaryoya sahne ACTION - Kamera önünde gerçekleştirilen olay. numaraları yazıldıktan sonra eklenen sahne. Ek sahne, ACTION ! - Bir sahnede (SCENE) hareket veya konuşma numarasının yanına konan bir harfle belirtilir...(Bak. A- (replik) (DIALOGUE) başlatmak için yönetmenin verdiği PAGE) komut. ADDITIVE PROCESS - ADITIF BASKI - Renkli film baskısı ACTION STILL - KARE FOTOĞRAFI - Film karesinden sırasında yeşil, kırmzı, mavi renkli ışıklar kullanılan baskı büyütülmüş (BLOWN UP) fotoğraf. sistemi. ACTION TRACK - GÖRÜNTÜ ŞERİDİ – Müzik, konuşma ve AD LIB - DOĞAÇLAMA, TULUAT - Senaryoda (SCREEN) etki bantları eklenmemiş, yalnız resimden oluşan film yazılmamış, çekim anında uydurulan konuşma. (Bak. şeridi. IMPROVISE, WING IT) /ACTRESS - OYUNCU - Tiyatro, televizyon gösterisi ADR - Automatic Dialogue Replacement sözlerini veya filmde rol oynayan kişi. Amerikan yapımı filmlerde belirtmek için kullanılan kısaltma. (Bak. LOOP, DUB, ELR) oynayan ve sözlü rolü olan kişiler SCREEN ADVENCE - AVANS – Gösterim sırasında resimle sesin GUILD (S.A.G.) kurallarına göre ücret alırlar. Bant (odio eşzamanlı olması için sesin, resimden (IMAGE) önceye veya video) kaydı amaçlı yapımlarda (PRODUCTIONS), kaydırılacağı kare (FRAME) sayısı. Bu sayı 35 mm için 20, American Federation of Television and Radio Artist 16 mm için 26 karedir. (AFRTA), tiyatro yapımlarında da ACTORS EQUITY kurallarına uyulur. AERIAL SHOT - HAVADAN ÇEKİM - Özel bir kamera montürü ( MOUNT) kullanarak uçak veya ACTORS EQUITY - (Bak, EQUITY) helikopterden çekilen sahne (SCENE). (Bak. ‘COPTER MOUNT, TYLER MOUNT) ACTORS TİME SHEET - Bir oyuncunun günlük çalışmasının AFI - ‘American Film Institute’ sözleri için kullanılan başlayış ve bitiş saatlerinin ve yaptığı işlerin yazıldığı kısaltma. rapor. Oyuncu bunu her gün imzalar ve bir kopyası SAG AFM - Amerikan müzisyenler birliği (UNION) American veya AFTRA’ ya yollanır. Federation of Musicians sözleri için kullanılan kısaltma.

6 AFTRA - ‘American Federation of Television and Radio sonunda bitirmek. Film piyasasında, negatifin maliyeti Artists’ sözleri için kullanılan kısaltma. (NEGATIVE COST) gelire fatura edilir ve borcu azaltır. AGENT - MENAJER, AJANS - Devletin, müşterisini temsil AMPAS - ACADEMY OF MOTION PICTURE ARTS AND etme ve onun adına kontrat imzalama yetkisi verdiği kişi SCIENCES sözcüklerinin kısaltılmışı. veya firma. Normal menajerlik ücreti, müşterinin günlük ANAMORPHIC LENS - ANAMORFİK OBJEKTİF, ücretinin yüzde onudur. SİNEMASKOP OBJEKTİF - Standard 35 mm ham film AIR-TO-AIR - HAVADAN HAVAYA -Helikopter veya uçak (STOCK) üzerine geniş perde (WIDE SCREEN) sistemi için gibi bir araçtan, başka bir uçan cismin çekimi. çekim yapılırken kullanılan özel tür objektif. ALLIGATOR CLAMPS - KROKODİL MAŞA - Çekim sırasında ANIMAL HANDLER - Filmde gözüken hayvanlarla çeşitli cisimleri geçici olarak değişik yerlere ilgilenen özel eğitilmiş ekip elmanı. Çoğu zaman özel tutturabilmek için kullanılan dişli maşa. eğitilmiş oyuncu hayvanların da sahibidir. (Bak. TRAINER, WRANGLER) AMBIENCE - Bir sahnenin taşıması ve aktarması istenen ruh hali, duygu, hava. ANIMATION - CANLANDIRMA, ANİMASYON - Çizimlerin ya da üç boyutlu cisimlerin kare kare (aslında her AMBIENT SOUND - ÇEVRE SESİ - Sokak gürültüsü, kuş seferinde ikişer kare) çekildiği film yapım tarzı. Bazen cıvıltısı, rüzgâr, oda sesi (ROOM TONE) gibi belirli bir çizimler ve boyamalar doğrudan film şeridinin üzerine mekânda bulunan normal sesler. yapılır. AMERICAN CINEMA EDITORS (A.C.E.) - Amerikan ANIMATION BED - CANLANDIRMA MASASI - kurgucularının onursal derneği. Davetle üye olunur. Canlandırma kamerasıyla beraber kullanılan özel AMERICAN FILM INSTITUTE (AFI) - AMERİKAN FİLM yapılmış masa. ENSTİTÜSÜ - Enstitünün çalışmaları arasında bir film okulu, ANIMATION CAMERA - CANLANDIRMA KAMERASI - film arşivi, film koruma ve restorasyonu bulunur ve her yıl Canlandırma sinemasında kullanılan ve her seferinde bir bir ödül verir. kare film çeken kamera. AMERICAN SOCIETY OF (A.S.C.) Üyeleri arasında Amerika’nın en iyi görüntü yönetmenlerinin bulunduğu onursal meslek derneği. Bu ANIMATION CELL- ASETAT - Canlandırma kamerasıyla derneğin karşılığı, İngiltere’de ‘British Society of çekilecek resimlerin yapıldığı, yaklaşık 20x30 santim Cinematographers (B.S.C.), Kanada’da Canadian boyutlarda şeffaf asetat tabaka. Society of Cinematographers’ (C.S.C.) dır. ANIMATION STAND - CANLANDIRMA SEHPASI — AMORTIZE, AMORTIZATION - Bir borcun ana parasını ve Canlandırma kamerasını taşıyan ve onun aşağı yukarı faizlerini belirli taksitler halinde ödeyip azaltmak ve hareket etmesini sağlayan özel geliştirilmiş sehpa.

7 APPLE BOX - TAKOZ - Çekim sırasında kişiler, ışıklar, - CANLANDIRMACI - Canlandırmada aksesuarların (PROPS) yükseltilmesi için kullanılan kullanılacak resimleri çizen ya da üç boyutlu cisimleri standard boylarda yapılmış tahta kutu. yapan sanatçı. APPRENTICE EDITOR - KURGU STAJYERİ - Kurgucu ANKLE - Sinema piyasasındaki ticaret gazetelerinin (EDITOR) ve kurgu yardımcısı (ASSISTANT EDITOR) (TRADE PAPER) kullandığı bir terim. Bir kişinin kendi isteği yanında çeşitli görevler yaparak bu mesleği öğrenen ile bir projeden, bir şirketten ayrıldığını belirtir. kurgu kadrosu elemanı. ANSWER PRINT - SIFIR KOPYA - Resim ve ses kalitesinin ARBITRATION - HAKEMLİK — Bir anlaşmazlığı, mahkeme onaylanması için laboratuarın (LAB) bastığı ilk bileşik önüne çıkarmadan çözümlemek için yapılan bir (COMPOSITE) kopya (PRINT). toplantı. Hakemliğe giden taraflar, anlaşmazlığın ANTI-HALATION - ANTİ HALO - Film çekilirken resimde çözümü için hakemin veya hakem heyetinin vereceği belirebilecek istenmeyen hâle ve parıltıları önlemek için karara uyacaklarını kabul ederler. negatifin (NEGATIVE) sırtına sürülen özel tabaka. Banyo ARC - ARK - Doğru akımla çalışan, ışık yoğunluğu yüksek (DEVELOPMENT) sırasında bu tabaka filmden ayrılır. lamba. İki çeşidi vardır: Ayar istemeyen A-PAGE - Senaryonun yazılıp bitmiş sayfaları arasına Xenon/MERCURY arklar, sık sık ayar gerektiren kömürlü sonradan eklenen sayfa. Bu sayfaları numaralamak için, arklar. Kömürlü arklar, gün ışığına yakın (4900 Kelvin) kendisinden önceki sayfanın numarası ve bir harf yazılır: nitelikte ışık sağladığı için, renkli film çekiminde 127, 127A, 127B, 128 gibi. (Bak. BLUE PAGES) stüdyoda (STUDIO) gün ışığı sağlamakta veya dış çekimlerde gün ışığını desteklemekte kullanılır. – AÇIKLIK – Kamera, projektör (PROJECTOR) veya baskı makinesindeki (PRINTER) objektiften geçen ARRANGER - ARANJÖR - Daha önce yazılmış bir besteyi, ışık yoğunluğunu kontrol eden objektif açıklığı. Bu açıklık, özgün şeklinden değişik tarzda kullanılmak üzere diyafram sayıları (F-STOPS) ile belirtilir ve diyafram hazırlayan ve düzenleyen kişi. Bir bestecinin (DIAPHRAGM) ile kontrol edilir. skeçlerinden yarattığı parçalar, çeşitli insan ve saz seslerine uyarlanması için orkestrasyonu yapacak kişiye APERTURE PLATE - PENCERE - Kamerada, film kızağında verilir. Bazen aranjmanı ve orkestrasyonu, besteci kendi filmin hemen önünde bulunan içi boş dikdörtgen yapar. Pop müzik terimlerinde aranjör ve orkestrasyonu maske. Filmin kenarlarının ışık almasını önleyerek kareyi yapan, aynı kişidir. (FRAME) belirler. ARRESTED, CAN’T GET - Bir işi kapamadığını belirten argo APOCHROMATIC LENS - APOKROMATİK OBJEKTİF - Renk deyim. (I have gone out on six auditions this week and I sapmasını (CHROMATIC ABERRATION) düzeltip, değişik can’t get arrested.) dalga boyundaki ışık ışınlarının aynı noktada toplanmasını sağlayan objektif.

8 ARRIFLEX ( = ARRI) – ARRİFLEKS - Film çekim kamerası Akademi çerçevesi: 1:1.33 markası. İlk taşınabilir sesli çekim kamerasıdır. Standard çerçeve: 1:1.85 - SANAT BÖLÜMÜ - Bir filmin genel Geniş Perde: 1:2.35 havasını yaratmak için yapım tasarımcısı (PRODUCTION Televizyon çerçevesi, orantı olarak Akademi çerçevesi DESIGNER) yönetiminde setleri (SETS) ve mekânları ile aynıdır. İnsan gözünün görme boyutları, orantısı (LOCATIONS) düzenleyen ekip. Bu ekip, genellikle sanat 1:1.95’e eşit olan bir elipstir. (Bak. SCREEN, WIDE SCREEN yönetmeni (), asistanları, set tasarımcısı PROCESS, CINEMASCOPE, CINERAMA) (SET DESIGNER) ve teknik ressamlardan oluşur. ASSEMBLY - BAĞLAMA, KABA KURGU - Planların, ART DIRECTOR - SANAT YÖNETMENİ — Bir filmin senaryodaki sıralamaya göre biraraya getirildiği ilk çekileceği iç ve dış dekor ve mekânların yapımı ve kurgu işlemi. (Bak. ROUGH CUT, FINE CUT, FINAL CUT, düzenlenmesinden sorumlu kişi. (Bak. PRODUCTION EDITING) DESIGNER) ASSISTANT CAMERAMAN - KAMERA ASİSTANI — (Bak. ARTIFICIAL BREAKEVEN - Kâr paylarının ödenmeye FIRST ASSISTANT CAMERAMAN, SECOND ASSISTANT başlaması için bir filmin yapması gereken, miktarı CAMERAMAN) önceden belirlenmiş hasılat. ASSISTANT DIRECTOR (Kısaltma AD.) - YÖNETMEN ARTIFICIAL LIGHT - LAMBA IŞIĞI - Her türlü insan yapısı YARDIMCISI. (Bak. FIRST ASSISTANT DIRECTOR, SECOND malzemeyle sağlanan ışık. Doğal ışığın tersi. ASSISTANT DIRECTOR, KEY SECOND AD, SECOND ASA SPEED RATING - ASA - Filmin duyar tabakasının SECOND) (EMULSION) görüntü kaydedebilme gücünü (EMULSION ASSISTANT EDITOR - KURGU YARDIMCISI - Kurgucu SPEED) ölçmek için “American Standards Association (EDITOR) ile çalışan, günlük iş kopyalarını (DAILIES) -Amerikan Standartlar Kurumu” tarafından belirlenen düzenleyen, arşivleyen, kurgu odasını (EDITING ROOM) ölçü sistemi. ASA sayısı yükseldikçe, filmin duyarlığı çalışma düzeninde tutan, laboratuar sorumluları ile yükselir. ISO “International Standards Organisation – görüşen ve kurgucunun, kurgu dışındaki işlerle Uluslararası standartlar organizasyonu” , ASA’nın yerini uğraşmamasını sağlayan kurgu ekibi elemanı. almakta olan yeni sistemdir. ASSOCIATE PRODUCER - Her yeni yapımda belirttiği yetki A.S.C. - AMERICAN SOCIETY OF ve işler değişebilen bir unvan. İş ve yaratıcılık CINEMATOGRAPHERS sözcüklerinin kısaltılmışı. sorumluluğunu yapımcı ile paylaşan yapımcı A-SCENE - (Bak. ADDED SCENE) yardımcısına verilen ad, yapım sorumlusuna (PRODUCTION MANAGER) verilen ek bir unvan, yapıma ASPECT RATIO - ÇERÇEVE ORANI – Film karesinin veya para yatıran finansörlerden birine verilen onur payesi perdede gösterilen resmin yüksekliği ile genişliği olabilir. arasındaki orantı. Kullanılan çeşitler:

9 ASTIGMATISM - ASTİGMATİZM - Bir objektif hatası. Bazen diyafram kapatarak giderilebilir. ASYNCHRONISM - NON SENKRON - Film perdede gösterilirken resim ile sesinin eşzamanlı olmaması. (Bak. IN SYNC, OUT OF SYNC, SYNCHRONIZATION) ATMOSPHERE – 1- Bir filmin ya da sahnenin ana duygusal teması ya da havası. 2- Bir sahnedeki olaya gerçeklik duygusu katan figüranlar (EXTRAS). ATMOSPHERE VEHICLE - Bir sahnede baş oyuncular (PRINCIPAL PLAYERS) ve yardımcı oyuncular dışındaki kişilerin yani figüranların kullandığı veya hareketsiz duran otomobil, at arabası, kamyon, motosiklet gibi taşıtlar. AUDIO - İŞİTSEL, ODİO - Bir filmin video (VIDEO) ya da görsel kısmının tersine sesli kısmı ile ilgili her türlü şey. AUDIT - Yapım veya dağıtımla ilgili bütün mali hesap ve kayıtların inceleme, uyuşma ve teyit edilmesi. AUDITION - Role uygun kişiyi saptamak için adaylar arasında yapılan okuma sınavı. AUDITOR - Bir filmin mali hesaplarını tutan, giderlerini hesaplayan kişi. AVAILABLE LIGHT – DOĞAL IŞIK - Bu deyim, hiç bir ek ışık (ARTIFICIAL LIGHT) kullanmadan çekim yapmayı belirtir. A-WIND - Duyar tabakası bobinin dışına gelecek şekilde sarılmış ham film.

10 yaratan, elle boyanmış veya fotoğrafla yapılmış pano BB veya perde. BACKLIGHT - ARKADAN AYDINLATMA - Siluet veya hâle etkisi yaratmak için bir cismi, kamera bakış açısına göre BABY - (Bak. BABY SPOT) geriden aydınlatma tekniği. BABY LEGS ( = SHORTY, BABY TRIPOD) - KISA AYAK - BACK LOT - ARKA BAHÇE - Bir stüdyonun, dış sahneler Kamerayı yere yakın bir yüksekliğe yerleştirmek için (EXTERIORS) çekilebilen açık alanı. Burada genellikle kullanılan kısa sehpa (TRIPOD). kovboy kasabası, bir modern şehir sokağı gibi sürekli BABY SPOT / BABY KEG ( = BABY) - 500-750 vat ampul duran dekorlar bulunur. kullanan spot lamba. BACK PROJECTION - (Bak. REAR SCREEN PROJECTION, BACKER - Finansör. Bir gösteri ya da filme sermaye PROCESS SHOT) yatıran kişi. BACK-UP SCHEDULE ( = COVER SET) - Kimi sahnelerin BACKERS’ AUDITION - Gösteriye sermaye yatıranlara çekimlerinin planlandığı gibi yapılamaması halinde yapılan özel gösterim. başvurulacak mekân ve zaman seçenekleri. Kimi zaman dış çekimler doğa şartları yüzünden engellenir. BACKGROUND (Kısa: BG) - ARKA PLAN Bu yüzden, çekim planında değişik seçenekler 1- Sahnenin, kameradan uzakta ve hareketsiz geri bulunması, çalışmanın aksamamasını sağlar. bölümü. 2- Bir sahnede geçen olayın arkasındaki gerçek veya BAFFLE – yapay dekor. 1- Bir hoparlör kutusunda sesi emerek yankılanmayı 3- Geri plandaki olayda veya ambiyans için kullanı-lan azaltıp çoğaltan ve duyulan sesin gerçeğe sadık figüranlar. olmasını sağlayan bölme. 2- Yüksek frekansları güçlendiren mikrofon bağlantısı. BACKGROUND NOISE - ÇEVRE SESİ - Yapım sonrasında 3- Stüdyo kaydı sırasında yankılanmayı önleyen ses (POSTPRODUCTION) ses bandına eklenen ve kameranın emici seyyar pano. görüş alanı dışında da olayların ve çevrenin varlığını 4- Bir stüdyo lambasının ışığını yöneltmek ve hissettiren araba kornası, mırıltılar, tren düdüğü, saat yoğunluğunu kontrol etmek için kullanılan kapaklar sesi, kurbağa vıraklaması gibi sesler. (Bak. WILD SOUND) (). BACKGROUND LIGHTING - (Bak. LIGHTING) BALANCE – DENGE – 1- Ana ışık () ile dolgu ışığı (FILL LIGHT) BACKING (= BACKDROP) - Bir iç dekarda kapı veya arasındaki oran. pencereden görünen, gerçek bir geri plan duygusu

11 BATCH NUMBER - Ham film üreticisinin bir partide ürettiği 2- Konuşma, müzik ve etki şeritlerinin (TRACK) ses filmin üretim tarihini belirten kodu. yoğunluğu. BATTERIES - AKÜ, PİL - Taşınabilir elektrik enerjisi kaynağı. 3- Bir planın göze hoş görünmesini sağlayan genel düzenlemesi. BATTERY BELT - BEL AKÜSÜ - Kamera operatörünün (CAMERA ) kemer gibi beline bağlayarak BALANCED PRINT - Renk düzeltmesi (COLOR serbestçe hareket etmesini sağlayan akü. CORRECTION) veya ton dengesi (GRADING) yapılmış baskı. BAZOOKA - Stüdyoda köprüde (CATWALK) kullanılan lamba taşıyıcı. BALANCING STRIPE - Film şeridinde, manyetik ses bandının resme göre karşı tarafına kaplanmış manyetik BEAT - Yazarların kullandığı bir terim. Hikâyenin ana bant. Film şeridinin her iki tarafının da eşit kalınlıkta çizgisini ya da “kalp atışını” belirtir. olmasını sağlayarak bobinaj sırasında film yüzeyinin BELLY BOARD – HEMZEMİN BAŞLIK – Kamerayı hırpalanmasını engeller. olabildiğince yere yakın yerleştirmek için kullanılan BANANA - Kamera önünde, merkezi kameranın tabla. bulunduğu nokta olan bir daire çemberi üstünde BELOW-THE-LINE (BTL) - ÇİZGİ ALTI - (Bak. ABOVE THE hareket ederek sürekli net alanında olmak. LINE) BANK (= COOPS) - Geniş bir alanı aydınlatmak için tek BEST BOY - bir montüre yerleştirilmiş çok sayıda lamba. 1- Işık şefinin baş yardımcısı. BARN DOORS - LAMBA KAPAĞI - Bir lambanın ışığını 2- Set şefinin baş yardımcısı. yönlendirmek ve yoğunluğunu kontrol etmek için BG - BACKGROUND sözcüğünün kısaltması. kullanılan madeni kapaklar. BIBLE RUN - Bir film yapımında her hafta sonu yapımın BARNEY (= BLIMP) - Sesli çekim yaparken özel kamera bütün mali dökümünün bilgisayardan alınması. kullanılmadığı zamanlar kamerayı içine alarak makine sesinin duyulmasını önleyen ya da aşırı sıcak, yağmur BICYCLE - Birden çok projede çalışmayı belirten terim. gibi koşullarda kamerayı koruyan çok iyi yalıtılmış BICYCLE A PRINT - Bir film kopyasını aynı gün birden çok koruyucu. gösterim yapabilmek için salondan salona dolaştırmak. BASE - TABAN - Üzerine duyar tabaka (EMULSION) ya da BILLING - Filmin yazılarında isimlerin, unvanların manyetik kayıt tabakası kaplanan ince, şeffaf, düzenlenmesi. Filmde çalışanların pazarlık ve kıvrılabilen dirençli yüzey. (Bak. CELLULOID). anlaşmasında ücret ve pay dışında bu düzenlemenin BASHER - Elde tutularak veya sabit kullanılabilen, spot de büyük önemi vardır. Birlik (UNION) veya sendikanın veya flud (FLOODLIGHT) olabilen düşük güçte lamba

12 pek çok sözleşme formunda bu düzenlemenin şartları bulunur. BLEACHED OUT (= BURNT UP) - TROPOZE - Gereğinden çok pozlandığı için ayrıntıları kaybolmuş görüntü. BIN (= TRIM BIN) - TORBA - Kurgu odasında kurgusu yapılan film şeritlerinin içine konduğu kumaş torba. BLIMP - BLİMP - Kamera için magnezyumdan yapılmış, Hemen üzerinde, şeritlerin asılabileceği bir çerçeve lastik ve plastik köpükle astarlanmış ses yalıtım kutusu. vardır. (Bak. BARNEY) BINAURAL REPRODUCTION - İnsan kulağının duyuş BLIND BIDDING - Bir dağıtımcının, salon sahibini, şekline yaklaşan iki kanallı ses sistemi. Üç veya daha gösterim için filmleri seyretmeden almaya zorlaması. fazla kanallı sistemler stereofonik diye adlandırılır. BLOCK BOOKING - PAKET SATIŞ - Dağıtımcının, iyi BINOCULAR VISION - Bir cismi, insan gözü gibi iki değişik filmlerin yanında vasat ve kötü filmleri de koyarak bir noktadan görerek derinlik duygusu yaratan bakış şekli. paket yapıp salon sahibini, bunları topluca almaya Farklı noktalardan sağlanan iki görüntü üst üste zorlaması. birleşerek bakılan cismin uzaklık ve büyüklüğünün BLOCKING - Oyuncular ve / veya kamerayla bir anlaşılmasını sağlar. Normal filmlerin görüntüleri iki sahnenin düzenini planlamak. boyutludur. Üç boyutlu denen filmler, bu derinlik duygusunu yaratmaya çalışır. BLOOM - Kameranın görüş alanı içindeki cam yüzeyleri, parlamasını önlemek için özel bir madde ile kaplamak. BIPACK PRINTING - Mat plan ( SHOT) veya (Bak. DULLING SPRAY) bindirme “süperpoze” (DOUBLE ) yapmak için uygulanan sistem. BLOOP – BIT / BIT PLAYER - İki-üç satır sözü olan konuşmalı ufak rol. 1- Mıknatıslanmış bir kesici ile manyetik ses bandında SILENT BIT ile karıştırmayın. (Bak. SILENT) yapılan bir ekleme sonucu ek yerleri geçerken hoparlörden duyulan ses. BLACKS - FON BEZİ - Pencere veya kapılardan sızan 2- Optik ses bandında ek yerine vurulan üçgen zımba istenmeyen gün ışığını kesmek için kullanılan siyah veya özel boya ile (Blooping ink) ek yerine yapılan kumaş. Kimi küçük dış gece planlarını gündüz çekmek boyama. İşlem hem Blooping, hem de DE-blooping için de kullanılır. Bir istisna: ‘Streets Of Fire’ filmi çekilirken, diye adlandırılır. gece planlarını gerçekten gece çekmek çok pahalıya geleceğinden, Universal Stüdyolarının “arka bahçe”sinin büyük bölümleri perdelerle karartıldı. BLOOPER – BLACK TRACK PRINT - Ses bandı olmayan, sadece 1- Genellikle büyük bir su tankından oluşan ve sette su görüntünün basıldığı sıfır kopya (ANSWER PRINT). baskını yaratmak için kullanılan özel etki (SPECIAL EFFECTS) aracı. BLANK - KURU-SIKI - Kurşun yerine kağıt, mantar vb. 2- Yanlış söylenen bir replik, kaçırılan bir antre. konmuş mermi.

13 BLOW-UP - AGRANDİSMAN, BÜYÜTME - Optik basıcıda BOMB - Başarısızlık. HİT’in tersi. () büyütme. Genellikle 16 mm BOOM - BUM - Olayı akıcı ve sürekli bir hareketle negatiften 35 mm kopya basmak için yapılır. (Tersi izleyebilmesi için ucuna bir kamera veya bir mikrofonun REDUCTION PRINT - REDÜKSİYON, KÜÇÜLTME) yerleştirildiği, ağırlık dengesi yapılmış madeni uzun kol. BLUE PAGES - MAVİ SAYFA - Bitmiş ve yapım ekibine - BUM OPERATÖRÜ - Mikrofon dağıtılmış bir senaryoda yapılan değişiklikleri gösteren bumunu kullanan ses ekibi elemanı. veya sonradan eklenen sayfalar. Düzeltmelerin tarihini taşıyan ve ilki mavi, sonrakiler pembe vb. renkli (= ) - Özel bir vincin ucuna sayfalara yazılır. (Bak. COLOR CODING) yerleştirilerek hareket ettirilen ve görüş açısı sürekli değişen kamerayla yapılan çekim. BLUE-SCREEN SHOT - BLU SKRİN, BLU BAKS, MAVİ PERDE - Çeşitli sinema hileleri yapmak için kullanılan teknik. BOOSTER - Voltajı yükselterek lambaların ışık gücünün artmasını sağlayan araç. ‘B’ MOVIE ( = B PICTURE) – 1- Küçük bütçeli, kısa sürede çekilen ve kadrosunda BOOSTER LIGHT - Dış gün çekimlerde gölgeleri yıldız oyuncular bulunmayan film. aydınlatarak ayrıntıların görünmesini sağlayan ark 2- İki film oynatılan bir salonda gösterilen ikinci film. lambası. BNC - Mitchell firmasının ürettiği bir kamera tipini belirten BOUNCE BOARD - (Bak. REFLECTOR) ‘Blimped Noiselss Camera’ (gürültü çıkartmayan BOX OFFICE - GİŞE, GİŞE HASILATI kamera) sözlerinin kısaltması. 1- Sinema salonlarında bilet satın alınan yer. BO - BOX OFFICE sözcüğünün kısaltması. 2- Bir filmin bilet satışlarından sağlanan gelir. 3- Potansiyel bir gelir sağlama şansı olan unsur (Robert BODY FRAME / BODY BRACE - Elde çekim yaparken Redford iyi bir BOX OFFICE olarak kabul edilir.) kameranın, kameramanın gövdesinden destek aldığı veya PANAGLIDE gibi araçlar. ‘B’ PICTURE - (Bak. B MOVIE) BOX RENTAL (= KIT RENTAL) - Bir ekip elemanına, kişisel malzemesinin yapım sırasında kullanımı için günlük veya BODY MAKE-UP ARTIST - VÜCUT MAKYAJCISI - Birliğin haftalık ödenen ücret. (Makyaj malzemesi, saç yapımı (UNION) kurallarına göre makyajcı, bir oyuncunun malzemesi gibi.) başının tepesinden göğüs kemiğinin ucuna, parmak uçlarından dirseğine kadar olan kısımlara makyaj BREAKAGE - Bir televizyon yayın ağı şirketinin, bir oyuncu yapar. Geri kalan kısımlar, vücut makyajcısının için yapım şirketine fazladan ödediği para. sorumluluğuna girer.

14 BREAK A LEG - İyi şans dilemek için kullanılan argo BUCKLE - Buklenin kısalması yüzünden kamera veya deyim. Birine iyi şans dilemenin uğursuzluk getireceğini projektörde filmin yığılıp sıkışması. kabul eden bir bâtıl inanıştan kaynaklanır. BUDGET - BÜTÇE - Bir filmi yapmadan önce yapımın BREAKAWAY - Şişe, iskemle, pencere gibi çekim getirebileceği her türlü harcamanın tahminini yapma sırasında kırılıp dökülmesi için özel hazırlanmış aksesuar çabası. Hatasız bir bütçe ancak senaryo dökümü ve (PROPS). yapım şeması hazırlandıktan sonra yapılabilir. Yapım BREAKDOWN ( = ) - DÖKÜM sırasında her yeni bilgi gelişinde veya şartların her 1- Yapım yönetmeni (PRODUCTION MANAGER) ya da değişişinde bütçede değişiklik yapılması, sıkça rastlanan yönetmen yardımcısının yaptığı, çekim senaryosundaki bir durumdur. her bir unsurun teker teker belirtildiği ayrıntı döküm tarzı. BUDGET FORM - BÜTÇE FORMU — Bir film yapımı için Bu unsurlar, yapımı en etkin ve ekonomik yönden gerek duyulacak bütün unsurları, bunlara ne süreyle gerçekleştirecek şekilde yeniden düzenlenir. gerek duyulacağı, kaça mâlolacaklarını içeren ayrıntılı 2- Senaryo danışmanının (), liste. (Bak. ABOVE THE LINE, BELOW THE LINE, senaryonun zamanlaması (TIMING) hakkında hazırladığı PRODUCTION STRIP BOARD) ayrıntılı rapor. BURN-IN — Bir kişiyi, yeri veya cismi belirtmek veya 3- Kurgunun başlangıcında filmin bağımsız bölümlerinin konuşmaları başka bir dile çevirmek için görüntüye ayrılması. bindirilen başlık veya yazılar. BREAKDOWN BOARD - (Bak. PRODUCTION STRIP BOARD) BURNT-UP (=BLEACHED OUT) - TROPOZE— Aşırı pozlan- BREAKEVEN - Bir filmin getirdiği paranın, o filmin yapımı, mış film. dağıtımı, reklamları için yapılan masraflarla eşitlendiği BUSINESS – miktar. Filme para yatıranlar, bu noktadan sonra 1- Canlandırdığı kişiliğe renk katmak için bir oyuncunun kârlarını almaya başlarlar. bir sahnede yaptığı küçük hareketler. (Gemide İsyan BREATHING - Negatif filmin kamera penceresinde filminde Kaptanın bilyeleri, George Raft’ın alamet-i kıpırdamasından kaynaklanan netlik dalgalanması. farikası olan, elinde oynadığı gümüş dolar gibi.) 2- Sinemada çalışanların film endüstrisini belirtmek için BROAD (= BROADSIDE) - Sahne ışığının kompozisyonu-nu kullandıkları sözcük. (He works in the business) bozmadan geniş bir alanın aydınlatılmasını destekleyen lamba. Tekleri 500—750, dubleleri 1000 vatlık ampul BUS TO – Stüdyo dışı mekânda çalışma gününü belirten kullanır. teknik ekip (CREW) terimi. Mesai saati, mekâna gitmek için otobüse bindikleri anda başlar ve iş dönüşü BRUTE - Bir setteki en güçlü lamba: 1 metre çapında otobüsten indikleri anda biter. Mekân çalışmasında merceği olan ve 225 amper çeken bir karbon ark. fazla mesai (GOLDEN TIME) 14 saatten sonra başlar. Stüdyo çalışmasında bu süre 12 Saattir

15 BUTTERFLY (= SILK) - Çekim sırasında parlak güneş ışığını ve sert gölgeleri yumuşatmak için kullanılan büyük CC beyaz kumaş. BUTTON - Bir sahnenin sonunda dramatik veya komik canalıcı bir durumu belirten televizyon terimi. CABLE - KABLO, KABLOLU YAYIN 1- Elektrik akımının iletilmesinde kullanılan yalıtılmış tel. BUTT SPLICE - (Bak. SPLICE) 2- Yayınlarını abonelerine kablo aracılığı ile ileten BUYER – ALICI televizyon istasyonları 1- Bir filmde kullanılacak malzeme veya kostümleri bulan, satın alan veya kiralayan aksesuar (PROP) veya CABLE PULLER ( = CABLEMAN) - KABLOCU - Kabloların kostüm (WARDROBE) bölümü elemanı. bakımı, çalışma sırasında çalışanların bunlara takılıp 2- Bir film alıcısı, bir sinema salonunun veya salonlar yaralanmaması için düzgün yerleştirilmeleri, karmaşık zincirinin hangi filmi satın alacağına karar veren hale gelmemelerinden sorumlu ses ekibi elemanı. sorumlusudur. CABLE RUN - Enerji kaynağı (genellikle bir jeneratör) ile BUZZ TRACK - Üzerinde belirsiz dip sesleri olan ve enerjiyi kullanacak araçlar arasında bağlantıyı kurgucunun, konuşmalar arasındaki boşlukları sağlayan kabloların serildiği yol. doldurmasına yarayan ses bandı. Bu sesler olmadan, CALIBRATION - Bir objektifte net mesafeleri ve diyaframı konuşmalar sırıtır ve yapay bir hal alır. (Bak. AMBIENCE, ölçme ve işaretleme işlemi. Çekimde, birinci kamera WALLAH) asistanı, önceden belirlediği net noktalarına objektifi B/W - S/B – Siyah-beyaz için kullanılan kısaltma. ayarlayarak kamera operatörünün kompozisyon ve B-WİND - Kamerada kullanılan ve duyar tabaka kaplı kamera hareketlerine yoğunlaşmasını sağlar. kısmı bobinin içine gelecek şekilde sarılmış ham film. CALL- Bir sonraki gün veya geceki çekimin yapılacağı saat ve mekân. Bak. CALL SHEET. CALLBACK – 1- Birinci elemeyi (AUDITION) geçen bir oyuncunun ikinci tur eleme için çağrılması. SAG üyesi oyuncular için CALLBACK sayısı sınırlıdır. Bu sayıdan sonraki çağrılar için oyuncuya bir ücret ödenir. 2- Çalışma günü sonunda işinin bittiği özellikle belirtilmedikçe günlük oyuncu (DAY PLAYER) için geçerli olan işe devam daveti. CALL SHEET - Bir çekimde görev alacak kişilere, çekim gününden önce posta ile ya da elden ulaştırılan liste.

16 CAMERA JAM - FİLM SIKIŞMASI - Filmin perforeleri Birinci yönetmen yardımcısı (FIRST ASSISTANT DIRECTOR) (PERFORATIONS) tambur dişlilerine (SPROCKETS) iyi kontrolünde ikinci yönetmen yardımcısı (SECOND oturmadığında film kendi üstüne katlanır ve ASSISTANT DIRECTOR) tarafından yazılan, yapım mekanizmanın arasına sıkışır. Kaset göbeklerinin yönetmeni (PRODUCTION MANAGER) tarafından friksiyonları gevşekse, aynı şey kasette de olur. onaylanan bu listede oyuncuların, teknik ekip ve yapım ekibi elemanlarının işe başlama saati, hangi sahnelerin CAMERAMAN (= , DIRECTOR OF çekileceği, bunların çekim sırası, hangi setlerde veya PHOTOGRAPHY)-KAMERAMAN,GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ mekânlarda çekilecekleri, ne gibi özel araçlar (CRANE, Bir sahnenin ışık düzeninden sorumlu olan ve STEADICAM gibi) gerektiği belirtilir. yönetmenle beraber kamera hareketini ve görüntüyü düzenleyen kişi. Bir kameramanın seçiminde aydınlatma CAMEO - Bir filmde gişe hasılatını (BOX OFFICE) arttırmak stili ve bazen kamera hareketlerindeki becerisi rol oynar. için ünlü bir oyuncunun oynadığı küçük bir rol. İngiltere ve Avustralya'da LIGHTING CAMERAMAN CAMERA - KAMERA - Objektifi (LENS), obtüratörü denilen görüntü yönetmeni için bazen birinci (SHUTTER), vizörü (VIEWFINDER), kaseti (MAGAZINE) olan kameraman ve kamerayı kullanan operatör için ikinci film çekme aygıtı. kameraman sıfatları kullanılır. - KAMERA AÇISI - Çekim için CAMERA MOUNT - KAMERA MONTÜRÜ - Bir kamerayı kurulduğu yerde kameranın görüş alanı (POINT OF VIEW sehpa (TRIPOD), araba (DOLLY) veya vince (CRANE) - POV). Kamera açıları rasgele değil, belirli amaçlarla bağlamak için kullanılan parça. Bak. FRONT CAR seçilir. İzleyicinin, oyuncuları ve hareketleri nasıl MOUNT, SIDE CAR MOUNT. göreceğini belirler, belli bir karakteri daha önemli CAMERA MOVEMENT - KAMERA HAREKETİ - Bir film kılmayı, belirli bir duyguyu yaratmayı, bir cismi çevreden kamerasının yatay çevrinme 'pan' (PAN), dikey ayırıp ona ayrı bir önem vermeyi vb. sağlar. çevrinme '' (TILT) ve kaydırma (TRACKING) hareketleri. CAMERA CAR - KAMERA ARABASI - Hareket halinde bir Yerinde yapılmış iyi kamera hareketleri, sahneye derinlik, aracı veya kişiyi çekmek için kamera, kameraman, drama ve ritim kazandırır. yönetmen, kamera asistanı ve başka gerekli kişileri taşıyan özel yapılmış araba. (=SECOND CAMERAMAN) - CAMERA CREW - KAMERA EKİBİ - Görüntü yönetmeni Görüntü yönetmeninden komut alarak kamerayı (DIRECTOR OF PHOTOGRAPHY), kamera operatörü kullanan kamera ekibi elemanı. Işıklandırmanın (CAMERA OPERATOR), birinci kamera asistanı (FIRST düzenlenmesinden veya kamera hareketlerinin stilinden ASSISTANT CAMERAMAN), ikinci kamera asistanı sorumlu değildir. Olayı çerçeve içinde tutmak, gelişen (SECOND ASSISTANT CAMERAMAN), kaset olayı takip etmek, kamera hareketlerinin amaçlı doldurucudan (FILM LOADER) oluşur. yapıldığını hissettirmekle sorumludur.

17 1- Kullanılacak filmin aydınlıkta kameraya takılabil- CAMERA REPORT - KAMERA RAPORU - Kamera mesini sağlayan ışık geçirmez özel film kutusu. Bak. asistanının her çekim günü sonunda yazdığı, o gün MAGAZINE. çekilen sahneleri, her plan (SHOT) için çekim (TAKE) 2- İçinde ses veya görüntü (VIDEO) bandı bulunan özel sayısını, çekilen negatif metrajını ve çekimler için gerekli koruyucu kutu. bilgileri (bas: PRINT, kötü: NG- no good gibi) gösteren CAST (i) - OYNAYANLAR - Genel olarak, bir filmde rol liste. yapan kişiler. Bütçe (BUDGET) ve döküm (BREAKDOWN) CAMERA TRACKS - RAY - Maden veya ağaç raylar. formlarında kast, sözlü rolü olanları (SPEAKING PARTS) Kaydırma planı (DOLLY - ) çekilirken belirtir, figüranlar (EXTRAS) bu tanıma girmez. kamerayı taşıyan araba (DOLLY) bu raylar üzerinde CAST (f) - OYUNCU SEÇİMİ - Bir yapım için oyuncuları hareket eder. seçmek. Büyük bütçeli filmlerde genellikle bir oyuncu CAN - sorumlusu (CASTING DIRECTOR), bir de figürasyon 1- Korumak için film bobininin içine konduğu kutu. 'In () sorumlusu bulunur. the can' deyimi, bir sahnenin ya da filmin tamamlanmış CAST LIST - OYUNCU LİSTESİ - Karakter / oyuncuların olduğunu belirtir. isim, adres, telefon numarası, menajer bağlantısını 2- Kaydı kontrol etmek için sesçinin kullandığı kulaklık. gösteren, alfabetik sırayla veya yapım şemasındaki 3- 1000 vatlık ampul kullanan dikdörtgen küçük lamba. (PRODUCTION BOARD) sıraya uygun yazılmış liste. Genel CANDELA (CD) - KANDELA, MUM - Bir kaynağın ışık bilgi için dağıtılanların dışında yetkililere ve sendikaya yoğunluğunu ölçmek için kullanılan uluslararası ölçü gönderilen özel listelerde ücretleri de belirtilir. birimi. CASTING DIRECTOR - OYUNCU SORUMLUSU - Bir film CAPTION ( = SUBTITLE) - YAZI, ALTYAZI - Bir sahneyi, bir veya televizyon projesi için oyuncularla görüşen, yeri veya zamanı belirtmek için perdede görünen ücretleri için pazarlık eden ve onları işe alan kişi veya açıklayıcı yazı. Konuşmaları başka bir dile çevirmek için firma. Yönetmen ve yapımcının emrindedir ve yapımcıyı kullanılan yazılara altyazı denir. temsil eder. CARBON ARC LAMPS - ARK LAMBASI - Güçlü ışığı güneş CATCHLIGHTS - Yakın plan çekimde bir oyuncunun ışığının özelliklerine yakın lamba ve ampuller. gözlerinde yansıyan ışık kaynağı. CARRY DAY (= HOLD) - Oyuncuların ve / veya CATWALK (= RIGGING, SCAFFOLDING)-KÖPRÜ, İSKELE teknisyenlerin ücretlerinin ödendiği, fakat işe Lamba ve ses aygıtlarını asmak için platonun çağrılmadıkları gün, ücretli tatil. (SOUNDSTAGE) tavanına kurulmuş, üzerinde yürünebilen iskele. CASSETTE - KASET -

18 CEL SIDE - TABAN YÜZÜ - Film şeridinin, üzeri duyar tabaka kaplanmamış parlak yanı. Sarıma (WIND) göre oynadığı sahnelerin sayısı ne kadar çoksa, karakter bobinin içine veya dışına gelebilir. numarası da o kadar ufaktır. Başrol oynayan yıldızların karakter numarası bir ile beş arasındadır. CELLULOID BASE - SELÜLOİT TABAN - Bir tarafı ışığa duyarlı tabaka 'duyarkat' (EMULSION) ile kaplanmış CHARACTERISTIC CURVE - Bir duyarkatın yoğunluğu ile saydam taban (BASE). Kaplanmamış tarafı (CEL SIDE) pozlamanın ilişkisini gösteren eğri. parlaktır. Duyarkat kaplı yanı mattır ve negatif ham CHEAT - ALDATMA - Kamera açısı (CAMERA ANGLE) filmde (STOCK) genellikle bobinin göbeğine dönüktür. değiştikçe oyuncuların veya aksesuarların geri plana Bu taban kolaylıkla yanabildiğinden, yerine, daha (BACKGROUND) göre yerlerinin değiştirilmesi. Bir emniyetli olan asetat taban (ACETATE BASE, SAFETY oyuncunun yakın planını çekmek için yönetmen öbür BASE) kullanılmaktadır. oyuncuları, aksesuarları veya kamerayı, ana plandaki CEMENT - KOLA, ASETON - Film parçalarını birbirine () yerlerinden farklı yerlere koyar. Böylece yapıştırmakta kullanılan sıvı yapıştırıcı. bir oyuncu, bir mobilya parçası vb. aldatılır (cheated out of the shot). CEMENT SPLICE - Bak. SPLICE, HOT SPLICE CHECK PRINT - KONTROL KOPYASI, SIFIR KOPYA - Dup CENTURY STAND (= C STAND) - LAMBA AYAĞI - Ufak bir negatifin (DUPE NEGATIVE) onaylanması için lamba veya bir tek kapak (GOBO) taşıyabilen üç ayaklı laboratuarın gönderdiği sesli (COMPOSITE) kopya. Bu sehpa. kopya onaylanırsa, gösterim kopyaları (RELAESE PRINTS) CHANGE-OVER - ŞANJMAN - Filmin gösteriminin basılır. aralıksız sürdürülmesi için bir projektördeki bobinin CHECK THE GATE - KIZAK KONTROLÜ - Birinci kamera sonuna gelindiğinde öbür projektörün devreye asistanının (FIRST ASSISTANT CAMERAMAN) sokulması. görevlerinden biri. Hem objektif yuvasından, hem CHANGING BAG - ŞARJ TORBASI - Doldurucunun kamera kapağını açıp kızağa bakarak pencerede ve (LOADER) ya da ikinci kamera asistanının (SECOND kızakta, görüntüde iz bırakabilecek, filmin çizilmesine yol ASSISTANT CAMERAMAN) aydınlık yerde kasetlere film açabilecek veya kameranın düzgün çalışmasını doldurabilmek için kullandığı ışık geçirmez özel torba. engelleyecek bir film parçası, toz veya çapak bulunmadığından emin olmalıdır. CHARACTER - KARAKTER - Bir yapımda oyuncunun canlandırdığı kişilik. CHILD ACTOR - ÇOCUK OYUNCU - 18 yaşından küçük oyuncu. Çalışma saatleri ve şartları sıkı kurallarla CHARACTER NUMBER - Yapım şemasında (PRODUCTION düzenlenmiştir. Çocuk oyuncu kullanılacağı zaman BOARD) bir karaktere verilen numara. Bir oyuncunun sette bir sosyal gözlemci (WELFARE WORKER / TEACHER) bulundurmak gerekir.

19 CHINA MARKER - YAĞLI KALEM - Film şeridine işaretler Tiyatrosal karşıtı, film yapı ve etkisini belirten sıfat. koymak için kurgucunun kullandığı yağlı yumuşak CINEMATOGRAPHER - Bak. DIRECTOR OF kalem. Bu kalemle konulan işaret silindiğinde iz bırakmaz ve film şeridini hırpalamaz. PHOTOGRAPHY CHINESE DOLLY - Kameranın, arabayla konudan - Hareketli fotoğraflar sanat ve uzaklaşırken bir yandan da yatay çevrinme (pan) bilimi. yaptığı kaydırma planı. CINEMOBILE - Fuad Said'in, stüdyo dışı mekânlardaki CHOREOGRAPHER =DANS DIRECTOR - KOREOGRAF - Bir çekimlerde kullanmak için 50’li yıllarda icat ettiği, bir film yapımdaki danslı gösteri (PRODUCTION NUMBER) için ekibine gerekli bütün malzemeyi alabilen taşıt. dans düzeni yaratan ve düzenleyen kişi. Kimilerinde giyinme odaları, duşlar ve tuvaletler bulunur. - Videoda yapılan ve filmdeki mavi CINERAMA - SİNERAMA - Yaklaşık 165 derece görüş perdeye (BLUE SCREEN) benzer maskeleme işlemi. Bak. açılı bir görüntüyü almak ve perdeye yansıtmak için üç MATTE SHOT. kamera ve üç projektör kullanan geniş perde sistemi. CHROMATIC ABERRATION - RENK SAPINCI - Objektiften CINEX PRINTER – Renk ve tonunu kararlaştırmak için geçen bütün renk ışınlarının aynı oranda kırılmayışı negatifin bir karesinden standard baskı ışığıyla basılan yüzünden oluşan görüntü bozukluğu. Örneğin, mavi bir karenin peşine aynı kareden, değişik renk filtreleriyle ışınlar, kırmızılardan daha fazla kırıldığından, film de baskı yapan makine. yüzeyinin önünde odaklanırlar. Sonuç olarak görüntü bulanıkmış gibi algılanır. Bunu önlemek için objektifin en az iki mercekten oluşması gerekir. İkinci mercek, CINEX STRIPS (= WEDGES) - KERTELEME ÖRNEĞİ - birincinin renk sapıncını düzeltir. Laboratuarın, bir önceki gün çekilen negatiflerin yoğunluğunu anlaması ve pozlandırmasını buna göre CINCH MARKS - Şeridin ucundan çekerek bobin kontrol etmesi için kameramana yolladığı deney sıkıştırıldığında film yüzeyinde oluşan çizikler. Bak. şeritleri. ABRASIONS. CIRCLE OF CONFUSION - BULANMA HALKASI - CINEMASCOPE (= SCOPE) - SİNEMASKOP - 20th Görüntüdeki bir noktanın net kabul edilebilecek boyutu. Century Fox'un geniş perde sisteminin adı. Özel objektifler kullanarak çekim sırasında görüntüyü CLAP STICKS (= CLAPPER, CLAPPER BOARD) - ŞAKŞAK, - yanlardan sıkıştıran, gösterim sırasında aynı oranda Kurgucu için resim ve seste eşzaman işareti veren ve her açan anamorfik bir sisteme dayanır. Çerçeve oranı çekimin başında kullanılan klaketin (SLATE) ses çıkaran (ASPECT RATIO) 35 mm de 1 : 2.35 , 70 mm de 1 : 2.2 dir. hareketli parçası. Çekim sonunda verilen klaket başaşağı tutulur ve buna 'end slate, end marker' denir. CINEMATIC (=FILMIC) - SİNEMASAL, FİLMSEL -

20 CLAW - GRİF - Bir kameranın duraksamalı hareket mekanizması içinde yer alan ve filmin yanındaki CODE NUMBERS - EŞLEME SAYILARI - Bir kodlama deliklere girerek her seferinde onu bir kare aşağı çeken aygıtıyla resim ve ses şeritlerinin kıyısına döşenen küçük madeni diş. numaralar. Kurgu sırasında resim ve sesin eşzamanlı gitmesini kolaylaştırır. CLEARANCE - Bir filmde, videoda veya televizyon şovunda kullanılan ve hakları başkasına ait olan COLOR BARS - RENK ÇUBUĞU - Tayftaki renklerin her malzeme (kitap, şarkı, şiir vb.) ve mekânlar için ücret birinden şeritler halindeki örneklerin yan yana dizildiği ve ödeyerek veya ödemeden alınan izin. laboratuarın, bir filmin renkleri algılama ve yansıtmadaki yeterliğini ölçmek için kullandığı çizelge. CLICK TRACK - Bir filmdeki müzikal bölüm için müzik kaydı veya beste yaparken kullanılan, üzerine bir COLOR CODING - RENK KODU metronomun tıkırtıları kaydedilmiş manyetik film lupu 1) Yapım şeması (PRODUCTION BOARD) çıkartmak için (LOOP). Kayıt sırasında tıkırtıların da kaydedilmemesi için döküm (BREAK- DOWN) yapılırken kullanılan bir sistem. şef bu şeridi kulaklıkla dinler. Danslı sahne çekilirken Senaryodaki her kalem (oyuncular, aksesuar, mekânlar oyuncuların ritme uygun oynayabilmeleri için pleybek vb.) değişik renklerle işaretlenir, sonra döküm listesine (PLAYBACK) yapılan müzikte bu tıkırtılar da duyulur. geçirilir. İkinci bir renk kodu sistemi de, yapım şemasında içleri dışlardan, günleri gecelerden ayırmak için CLIP (= TRIM, CUT) - PARÇA - Kurgucunun, bir plandan kullanılır. kesip çıkardığı kısa parça. Bak. FILM CLIP. 2) Bir senaryonun veya senaryodaki bir sayfanın CLOSED SET - KAPALI SET - Stüdyo veya mekânda değişiklik veya eklemelerini belirlemek için kullanılan yapım görevlileri dışındakilere ve ziyaretçilere kapalı set. standard sistem. İlk değişiklikten sonuncuya doğru Kimi mahrem sahnelerin çekiminde sadece temel kullanılan renk sıralaması: Beyaz, Mavi, Pembe, Sarı, çekim görevlileri sete alınır. Yeşil ve Altın kızılı. COLOR CORRECTION - RENK DÜZELTME - Çekimde CLOSE-UP - OMUZ ÇEKİMİ - Bir oyuncunun başını ve filtreler, laboratuarda işlemler aracılığı ile temel omuzlarını gösteren, yakından veya bir teleobjektifle renklerde değişiklik yapmak. () çekilen plan. COLOR REVERSAL INTERNEGATIVE - Bak. CRI. COBWEB MAKER - Sette yapay örümcek ağı kurmak için COLOR TEMPERATURE - RENK ISISI - Renk ısısı, çok yüksek özel etki (SPECIAL EFFECTS) ekibinin kullandığı, lastik ısısı yüzünden ışık yayan, kuramsal olarak kusursuz bir yapıştırıcısını ince iplikler halinde püskürten aygıt. enerji kaynağını temel alır. Isı ne kadar yüksekse, ışık o CODE AND RATING ADMINISTRATION OF THE MOTION kadar mavi, ısı ne kadar düşükse, ışık o kadar kırmızıdır. PICTURE ASSOCIATION OF AMERICA - Filmleri, değişik Bu ısı, kaynağın ısısının santigrat derecesine 273 seyircilere göre sınıflandıran kuruluş. Bak. RATING. eklenerek bulunur ve Kelvin derecesi olarak belirtilir.

21 COLOR TIMER - Filmin renk dengesinin ve değerlerinin COMPOSITE PRINT - BİLEŞİK KOPYA - Resim ve ses doğru ve istenildiği gibi olmasından sorumlu laboratuar şeritlerinin tek parçada birleştiği pozitif kopya. elemanı. Görüntü yönetmeni ile yakın işbirliği yapar. Bak. TIMING. COMP / COMPS - DAVETİYE - Bir film gösterisi veya şova serbest girişi belirten 'Complimentary' sözcüğünün COMBINED PRINT - Bak. COMPOSITE PRINT . kısaltılmışı. COMMISSARY - Stüdyo yapıları arasında yer alan lokanta. GRAPHICS - Stüdyoda yapımı ve çekimi zor veya pahalı olacağı için elektronik olarak yaratılan set COMPLETION BOND - Bak. COMPLETION GUARANTEE. veya sahne. COMPLETION GUARANTEE - BİTİRME TEMİNATI - Bir filmin süre, maliyet ve senaryoya uygunluk gibi belirli şartlara CONDUCTOR - ŞEF, ORKESTRA ŞEFİ - Bir besteyi uyarak yapılıp teslim edileceğini belirten kontrat yorumlayan ve orkestrayı yöneten kişi. Besteciler anlaşması. Teminatçının bütçe ve ihtiyatta genellikle orkestrayı kendileri yönetir. (CONTINGENCY) öngörülen masraflar için para temin CONE LIGHTS - Geniş bir alanı dağınık yumuşak ışıkla edeceğini belirtir ve çoğu zaman bütçe ve sürenin plan aydınlatan koni şeklinde flud (FLOOD) lamba. SENIOR, dışına çıkması halinde kendisine, yapımı kontrol altına JUNIOR, BABY boyları vardır. alma hakkı tanır. CONFORMING - Filmin bir bölümünü diğer bölümü ile COMPLETION GUARANTOR - Bak. COMPLETION eşleme, denkleştirme (Conforming original negative to GUARANTEE. cut work print.) Bak. NEGATIVE CUTTING. COMPOSER - BESTECİ - Bir film için müzik yazan kişi. İyi CONSTRUCTION CREW - İNŞAAT EKİBİ - İnşaat şefinin bir film müziği bestecisi, filmin görsel unsurlarına yönetiminde iç ve dış setleri kuran yapım ekibi. müziğiyle katkıda bulunmak gibi ender bir niteliğe sahiptir. İyi bir film müziği, izleyiciye unutulmaz dakikalar CONSOLE - SESLENDİRME MASASI - Ses stüdyosunda yaşatır. kayıt ve miksaj için kullanılan kontrol masası. COMPOSITE DUPE NEGATIVE - BİLEŞİK ÇOĞALTIM CONSOLE DIMMER - Işıklarda değişiklik yapmak için NEGATİFİ - Resim ve ses bantlarını tek şeritte kullanılan araç. eşzamanlanmış olarak taşıyan çoğaltım negatifi. Bak. CONTACT LIST - Bir film şirketinin yapım sırasında ilişki DUPE NEGATIVE. kurması gerekebilecek satıcı, imalatçı, servis vb. gibi COMPOSITE MASTER POSITIVE - BİLEŞİK ANA POZİTİF - hizmet veren yer ve kişilerin isim, adres ve telefon Resim ve ses şeritlerinin beraber olduğu ve çoğaltım numaralarının bulunduğu liste. Bu liste yeni bilgilerle negatiflerinin üretilmesini sağlayan ince grenli (FINE sürekli tazelenir. GRAIN) pozitif kopya.

22 COPTER MOUNT - HELİKOPTER MONTÜRÜ - Bir CONTACT PRINT - KONTAK BASKI - Yıkanmış filmle ham helikoptere bağlanan kamera taşıyıcı aygıt. Bak. TYLER filmi yüzyüze getirip baskı aygıtında kopyayı pozlayarak MOUNT. üretilen negatif veya pozitif. COPY - Bak. DUB, TRANSFER. CONTACT PRINTER - Bak. PRINTER. COPYST - Müzisyenlerin ve şefin kullanması için bir CONTINGENCY - İHTİYAT AKÇESİ - Umulmadık masraflar besteden belirli sazların partisyonlarını ayırıp kopya için bütçeye konan ve genellikle toplam negatif eden kişi. maliyetinin (NEGATIVE COST) yüzde onu kadar olan bir miktar para. İhtiyat akçesi bütçeye konmadıkça, CORDLESS SYNC (= CABLELESS SYNC) - Titreşen bir teminatçı bitiriş teminatına yanaşmaz. kristalden aldığı şaşmaz frekans sinyalleri kullanan bir motorla çalıştığı için kamerayla arasında senkron CONTINUITY - DEVAMLILIK - Filmin gelişiminde olayın, bağlantı kablosuna gerek olmayan ses kaydedici araç. plandan plana düzgün ilerlemesi. Senaryo denetleyici Onunla beraber çalışan kamera da aynı türden bir (SCRIPT SUPERVISOR) çekim boyunca sahneleri izleyerek motor kullanır. konuşma (DIALOGUE), hareket, dekor düzeni (SET DRESSING), aksesuar (PROPS) ve kostümlerde CORE - TAKOZ - Üzerine ham filmin ve negatiflerin WARDROBE) uyumsuzluk ve boşluk olmamasını sağlar. sarılarak muhafaza edildiği plastik sarım göbeği. CONTINUITY PERSON - Bak. SCRIPT SUPERVISOR. COST OVERRUNS - Bütçede öngörülmeyen, beklenmedik giderler. CONTRACTOR - Bak. CONTRACTOR. COST REPORT - GİDER RAPORU - Son giderler (COST TO CONTRAST - KONTRAST - DATE) ve haftanın giderlerinin ayrıntılı incelendiği ve 1) Bir konunun kontrastı, o konunun değişik bölümlerinin toplam gider (COST TO COMPLETE) tahmininin yapıldığı ışık yansıtabilme güçleri arasındaki farktır. haftalık gider raporu. 2) Işık kontrastı, bir konunun değişik bölümlerine gelen ışığın yoğunluk farkıdır. COST TO COMPLETE - TOPLAM GİDERLER - Bir filmi 3) Bir duyarkatın kontrastı üretici tarafından belirlenir ve bitirmek için bütçeye göre gereken para miktarı. gümüş çökeltisinin en az ve en çok yoğunlukları Yapımın parasal durumu her hafta gider raporunda arasında en az pozlama değişikliği ile olabilecek farktır. (COST REPORT) belirtilir. 4) Banyo kontrastı, bir filmin banyosundaki gamma COSTS TO DATE - Yapım için o güne kadar bütçenin değeridir ve kimyasal belirtici (developer), süre, banyo çeşitli bölümlerinden harcanmış olan para miktarı. Bak. ısısı ve filmin veya banyonun hareketi ile kontrol edilir. COST REPORT, COST TO COMPLETE. COOKIE - Bak. KOOK. - GİYSİ TASARIMCISI - Bir yapımda COOPS - Bak. BANK/COOP. oyuncuların giysilerini tasarlayan ve çizen kişi. Hem filmin

23 genel havasını, hem de karakterlerin yorumlanışını gözönüne alarak çalışır. CRAFT SERVICE - Sette kahve, meşrubat, çerez gibi şeylerden sorumlu film ekibi bölümü. Ortalığı süpürüp COSTUMER - KOSTÜMCÜ - Yapım sırasında sette veya temizlemek gibi ufak tefek işler de onlara aittir. mekânda giysilerin bakım ve korunmasından sorumlu kişi. CRANE (= WHIRLY) - KREYN, VİNÇ - Üst açıdan hareketli çekimler yapmak için kullanılan, kamerayı ve iki kişiyi COVERAGE – (kameraman ve yönetmen veya kamera asistanı) 1) Bir sahneyi çeşitli kamera açılarından çekerek olayın taşıyabilen, aşağı yukarı ve sağa sola hareket edebilen değişik bakış açılarından izlenmesini sağlamak. Bu bir çeşit kaldıraç. Bir setteki malzeme içinde en karmaşık planlar, yönetmenin dramatik amaçları doğrultusunda olanlardan biridir. kurgulanarak sahnenin hareket, ritim ve draması sağlanır. CRAWL - AKARYAZI - Filmin son yazıları (END CREDITS) 2) Bir projenin içeriğinin ve ana hikâye çizgisinin, hikâye için kullanılan ve çerçevenin altından üstüne doğru analisti (STORY ANALYST) tarafından hazırlanan kısa sürekli hareket eden yazılar. sinopsisi. CREATIVE DIFFERENCES (= ARTISTIC DIFFERENCES) - COVERING POWER - ÖRTME GÜCÜ - Bir objektifin, Yaratıcı iki kişi (yapımcı ve yönetmen, yönetmen ve görüntüyle doldurması gereken çerçevenin en uç oyuncu gibi) çok farklı fikirlere sahip olduklarında, noktalarında, en açık diyaframıyla net görüntü beraber çalışmalarını olanaksız bulurlar. Bir film sağlayabilme kapasitesi. çalışmasında oyuncu kadrosunun veya teknik kadronun başlıca kişilerinden biri işten atıldığında, yaratıcı COVER SET - YEDEK SET - O günkü çekim için uyuşmazlık bahanesi ileri sürülür. hazırlanmış setin kullanılamadığı durumlarda (hava muhalefeti, hastalık gibi) hemen girip çalışılabilecek set. CREDITS - JENERİK - Filmde çalışmış kişilerin ad ve Bak. BACK-UP SCHEDULE. unvanlarının listesi. Adının, ön jenerikteki yeri ve yazısının büyüklüğü, çizgi üstü kişilerin pazarlık konusu ettiği bir COVER SHOT ( = INSURANCE TAKE) - YEDEK PLAN - noktadır. Bazı çizgi altı kişiler de (yapım tasarımcısı, Beğenilen çekimin kullanılamayacağı varsayılarak kostüm tasarımcısı gibi) bu pazarlığa girer. Pek çok (filmin zedelenmesi vb. gibi) onun yerine kullanmak için sendika ve dernek sözleşmesi, üyelerinin adının son yapılan çekim. jenerikte (END CREDITS) hangi boyda ve sırada CRAB DOLLY - Tekerlekleri üzerinde her yöne hareket yazılacağı konusunda kesin kurallar getirir. ederek kameranın karmaşık izleme hareketleri CREW - EKİP - Bir film, video veya televizyon şovunu yapmasını sağlayan araba. gerçekleştirmek için kamera arkasında çalışan tüm CRADLE - Kamera başlığına bağlanarak ağır ve hantal teknisyenler ve yapım ekibi. objektifleri taşımakta kullanılan objektif desteği. CREW CALL - Bak. CALL, CALL SHEET.

24 CRI - ARA NEGATİF - COLOR REVERSAL INTERMEDIATE veya COLOR REVERSAL INTERNEGATIVE sözleri için CROSS CUT - Bak. INTERCUT. kullanılan kısaltma. Dönüşlü (REVERSAL) ham film kullanarak doğrudan özgün negatiften kopya alınarak CROSS-FADE - Aynı anda bir sesin kısılıp öbürünün yapılan ve gösterim kopyalarını basmak için kullanılan yükseltilmesi. negatiftir. CRI kullanıldığı zaman nesiller (GENERATION) CROSS-PLOT - Bak. PRODUCTION STRIP BOARD. şöyledir: Özgün negatif => CRI => Gösterim kopyası. Bir ara pozitif (INTERPOSITIVE-IP, PROTECTION MASTER, CRYSTAL SYNC - KRİSTAL SENKRON - Sabit bir frekansta MASTER) ve ara negatif (INTERNEGATIVE- IN) kullanıldığı uyarı üreten titreşen bir kristalin kontrol ettiği elektrikli bir zaman da gelişme şöyledir: Özgün negatif => ara pozitif aygıt. => ara negatif (IP/IN denir) => Gösterim kopyası. Araya CS - CLOSE SHOT (göğüs çekimi) için kısaltma. fazla bir basamak katıldığı için IP/IN, CRI'den daha pahalıya mâlolur. Gene de çoğu laboratuar IP'yi tercih CU - CLOSE UP (omuz çekimi) için kısaltma. eder, zira CRI, renklerde fark yaratmaya meyillidir. Aynı CUE - SİNYAL, UYARI - Belirli bir hareketi yapması için zamanda IP/IN'de genel nitelik daha üstün, gren daha oyuncu, kamera, efektör vb. için verilen uyarı işareti. incedir. (Nesil sayısı arttıkça gren de artar, ama IP/IN iki değil, tek nesil kabul edilir.) Negatif ile kopya arasındaki CUCALORIS / KUKALORIS - Bak. KOOK ara negatifler, özgün negatifin ömrünü uzatmak için CUE CARDS (= SHOW CARDS, IDIOT CARDS) - REPLİK kullanılır. Özgün negatif sağlam kaldıkça, çizilen veya KARTONU - Üzerine, oyuncunun söyleyeceği sözlerin hırpalanan bir ara negatif yerine yenisini basmak yazıldığı büyük boy karton. Daha çok televizyon mümkündür. programlarında kullanılır. Kameranın yanında tutularak CROP - Görüntüden çıkartmak, çerçeve dışı bırakmak. oyuncunun sözlerini hatırlamasına yardım eder. CROSS-COLLATERALIZE - Büyük stüdyoların uluslararası CUE MARK - Makiniste, şanjmanın yaklaştığını haber dağıtım kollarının yaptığı tartışmalı bir işlem. Bir veya vermek için film bobininin sonuna yakın bir karenin sağ birkaç filmin dış ülkeler işletiminde elde edilen kazanç üst köşesine konulan yuvarlak işaret. ve zarar bir bütün olarak ele alınır ve zararlar kârı siler. CUE SHEET - SES ÇİZELGESİ - Ses bandındaki sırası ile söz, Her ülke için ayrı hesap raporu yerine global bir raporu müzik ve etkilerin listesi. Miksajda kullanmak için incelemek, yapımcı için kolaylık gibi görünse de işlem, hazırlanır. açıkça dağıtımcının yararınadır. Daha küçük bir ölçekte, bir yapım projesinin değişik kalemleri arasında CUT - KESME Cross-Collateralize yapılabilir ve kimi kalemlerde bütçe 1- Erime, geçme gibi bir etki kullanmadan bir planın aşması olsa bile sonuçta hesap, bütçe içinde veya peşine öbürünün eklenmesi. altında gözükür. 2- Tamamlanmış bir filmin versiyonu. Bak. DIRECTOR'S CUT, FINAL CUT.

25 3- Filmden veya senaryodan çıkartılan bölümler. CUT! - KES! - Kamera, ses ve oyunun durması için yönetmenin verdiği komut. - Bir planı öbürüne kesme ile bağlarken, birinciden kesilen kısmın, kurgunun ilerki bölümünde yeniden bağlanacağını belirten kurgu terimi.

CUT BACK - Bir bölümü daha önce bağlanmış bir planın kesilen kısmının kurguya katılmasını belirten kurgu terimi. CUTTER - KESİMCİ - Kurgucunun bir diğer adı. CUTTING - Bak. EDITING CUTTING ROOM (= EDITING ROOM) - KURGU ODASI - Kurgu malzemesi ve aygıtları ile donatılmış ve kurgucunun, yardımcıları ile beraber çalışarak filmi biraraya getirdiği oda. CYAN - SİYAN - Renkli filmde kullanılan, ışığın tamlayıcı renklerinden birine duyarlı üç ana renkten biri. Siyan (mavi-yeşil), kırmızı ışığa; sarı, mavi ışığa; macenta, yeşil ışığa duyarlıdır. CYCLORAMA (= LIMBO SET, CYC) - Bir setteki yumuşak, dikişsiz fon perdesi.

26 DAY PLAYER - GÜNLÜK OYUNCU - Günlük kiralanan ve DD sözü veya rolü kısa olan oyuncu. SAG kurallarına göre çalışma günü sona ermeden günlük oyuncuya işinin bittiğini bildirmek gerekir, aksi halde ertesi gün de DAILIES (= RUSHES) - GÜNLÜK, GÜNLÜK İŞ KOPYASI - Her çalışma davetiyesi almış sayılır. gün çekilen filmler akşam laboratuara verilir ve hemen yıkanarak bir iş kopyası basılır. Ertesi sabah yönetmen, DAY SHOTS - GÜNDÜZ ÇEKİMİ - İçerde veya dışarıda, yapımcı, görüntü yönetmeni, kurgucu vd. bu iş ışığı ister doğal ister yapay olsun, senaryoda gündüz kopyasını seyreder. Günlük kopya seyredilmeden o geçen sahneler. kopyadaki sahnelerin çekildiği dekorlar yıkılmaz. DEAL - ANLAŞMA - Yasal bir bağlantıyı belirten DANCE DIRECTOR - Bak. CHOREOGRAPHER. Hollywood terimi (ör. someone has a three-picture deal with Fox.) DAWN - ŞAFAK VAKTİ - Gökyüzünde ışığın belirmeye başladığı günün ilk saatleri. Renklerin soluk, gölgelerin DEAL BREAKER - Bir sözleşmede, taraflardan birinin kabul uzun olduğu belirgin bir görünüşü belirtir. Şafak vakti etmediği takdirde sözleşmeyi bozacak olan madde. senaryoda belirtilmişse, döküm sayfasında da özellikle DEAL MEMO - Bir anlaşmanın ana hatlarını açık bir dille işaretlenmesi gerekir. Bak. MAGIC HOUR. belirten kısa bir yazılı beyan. Bu beyan, resmi kontrat DAY - GÜN - Senaryoda ve dökümde, olayın gündüz yazılıp imzalanana kadar, tarafları bağlar. saatlerinde geçtiğini belirten söz. Eğer özellikle şafak DECIBEL ( DB veya db) - DESİBEL - Ses dalgalarının veya gurup vakti gerekiyorsa bu, senaryoda ayrıca yoğunluğunu ölçme birimi. belirtilir ve dökümde işaretlenir. DEFERRED COSTS / DEFERMENTS - Ödenmesi daha DAY FOR NIGHT - AMERİKAN GECESİ - Filmdeki gece uygun bir zamana bırakılan masraflar. Veya, tarafların sahnelerinin, özel mavi filtreler aracılığı ile gündüzün anlaşması ile, filmin belirli bir gelir sağladıktan sonraki bir çekilebilmesine olanak veren çekim tekniği. zamana ertelenen ödemeler. Hollywood'un icat ettiği bu tekniğe fransızlar 'La Nuite Americaine' derler. DEFINITION (RESOLVING POVER, RESOLUTION) – 1- Bir duyarkatın ince ayrıntıları kaydedebilme gücü. DAYLIGHT - GÜN IŞIĞI - Güneşten ve gökyüzünden 2- Bir objektifin ince ayrıntıları yansıtabilme gücü. gelen ışığın ölçülebilir miktarı. DELETED PAGE - Yazılıp bitirilmiş ve sayfaları DAY OUT OF DAYS - Bir oyuncunun çalışacağı tarih ve numaralanmış bir senaryodaki bir sayfa zamanı gösteren program. çekilmeyecekse, bir önceki ve sonraki sayfalara, o sayfanın atlanacağı belirtilir (page 24 omitted). Böylece sayfaları yeniden numaralamaya gerek kalmaz.

27 DELETED SCENE - Bir sahne çekilmeyecekse, senaryoda başlıca oyuncularla görüşmek, bağımsız yapımlarda bu belirtilerek sahnelerin yeniden numaralanmasından (INDEPENDENT PRODUCTIONS) yapım için gerekli parayı kurtulunur (scene 124 omitted). bulmak. DENSITY - YOĞUNLUK - Bir duyarkattaki gümüş DEVELOPER çökeltisinin siyahlaşma derecesi. 1) Pozlanmış filmdeki saklı görüntünün görünür hale DEPOLARIZER - POLARİZASYON FİLTRESİ - Polarlanmış ışık gelmesi için laboratuardaki işlemlerde kullanılan ışınlarını kırarak bir cismin üstündeki parıltıları yok etmeye kimyasal maddeler. veya cam arkasındaki bir cismin görüntüsünü berrak 2) Yukarıdaki işlemin yapılmasını kontrol eden kişi. çekmeye yarayan filtre. DEVELOPMENT DEAL - Bir stüdyo veya yapım şirketi ile bir - ALAN DERİNLİĞİ - İçinde kaldığı yapımcı (PRODUCER) , yönetmen ya da yazar arasında sürece bir cismin net göründüğü kameradan uzaklık bir veya birkaç film projesi için varılan anlaşma. sınırları. Alan derinliği, kullanılan objektifin odak DGA - DIRECTORS GUILD OF AMERICA sözlerinin uzunluğu, açıklığı ve net noktası ile ilişkilidir. Odak kısaltılmışı. uzunluğu ne kadar kısa ise, diyafram ne kadar kapalıysa ve net noktası ne kadar uzaktaysa, alan derinliği o DGA TRAINEE - STAJYER - Amerikan Yönetmenler kadar fazladır. Sendikasında (DIRECTORS GUILD OF AMERICA), ikinci yönetmen yardımcısı (SECOND ASSISTANT DIRECTOR) DEPTH OF FOCUS - ODAK DERİNLİĞİ - Görüntünün netliği olmak için eğitim gören kişi. Katılmak için yazılı ve sözlü bozulmadan görüntü yüzeyinin objektife göre ileri veya bir sınavdan geçmek gereken bu programa her yıl 1500 geri gidebildiği mesafe. den fazla adaydan iki düzinesi girebilmektedir. DESATURATED - Kamera objektifi önünde filtrelerle veya DIAGONAL SPLICING - ÇAPRAZ EK - Manyetik şeritte ek laboratuarda kimyasal yolla filmdeki kimi renklerin yaparken olabilecek BLOOP sesini engellemek için alınması, soluklaştırılması. Kimi negatifler kendiliklerinden şeritleri verevine keserek yapılan ek. bazı renkleri soluk yansıtırlar. DIAL ( = POT) - Çekim ve miksaj sırasında sesi mekanik DEUCE - Genellikle fresnel mercekli 2000 vatlık spot. olarak kontrol etmeyi belirten sesçi terimi. 'To dial out' DEVELOP/DEVELOPMENT veya 'pot it out', istenmeyen sesleri ayıklamak demektir. 1) Saklı görüntünün görünür hale gelmesi için, pozlanmış DIALOGUE - DİYALOG - Filmde görüntünün içinde veya filme laboratuarda kimyasal işlem uygulanması. dışında söylenen bütün sözler. 2) Bir film yapımında uygulanacak ilk adım: hikâyenin haklarını almak, senaryoyu yazmak, programı yapmak, DIALOGUE COACH / DIALOGUE DIRECTOR - Oyuncuların bütçeyi çıkartmak, mekânları araştırmak, yönetmen ve söyleyeceği sözleri doğru telaffuz etmesine veya bir

28 lehçeyi öğrenmesine yardımcı olması için tutulan ekip elemanı. DIOPTER LENS - PROKSAR - Normal bir kamera objektifinin net sınırını aşacak kadar konuya yaklaşıldığı DIALOGUE TRACK - DİYALOG ŞERİDİ - Müzik ve etki zaman net resim elde edebilmek için objektifin önüne şeritleri dışında sadece diyalogun kaydedildiği ses şeridi. konan ek mercek. DIAPHRAGM (=IRIS) - DİYAFRAM - Kamera, projektör DIORAMA - Bir setin minyatür örneği. veya baskı aracının objektifinden geçen ışık miktarını kontrol eden parça. Genellikle, ortalarında bir açıklık DIRECTION - Bir sahnenin nasıl çekileceği, hareketin tarzı, (APERTURE) bırakacak şekilde üstüste binen madeni ritmi konusunda senaryoda yazarın, çekimde yapraklardan oluşur. Açıklığın boyutunu (F-stop ile yönetmenin veya figüranlar için yönetmen ölçülür) ayarlayarak az veya çok ışık geçmesi sağlanır. yardımcısının verdiği direktifler. Bak. STOP DOWN, DEPTH OF FIELD. DIRECTIONAL MIKE - YÖNLÜ MİKROFON - Ses kaydında DICHROIC FILTERS - Tungsten veya halojen ampullü dar bir duyuş açısı olan ve belirli bir alandaki sesleri alan lambaların kırmızımsı ışığını gün ışığına çevirmek için mikrofon. kullanılan cam veya jelatin mavi filtre. DIRECTOR - YÖNETMEN - Bir filmin, tiyatro veya DIFFUSED LIGHT - YUMUŞAK, DİFFÜZ IŞIK - Lambaların televizyon gösterisinin tüm yaratıcı yönlerinden öncelikle önüne dağıtıcı filtreler (DIFFUSER) koyarak sağlanan sorumlu olan kişi. Genellikle yapımcı tarafından işe alınır dağınık, yumuşak, gölgesiz ışık veya pus, sis gibi ama kimi yönetmenler, yapımcılıklarını kendileri yapar. atmosferdeki parçacıkların dağıttığı ışık. Bak. HYPHENATE. DIFFUSER - DAĞITICI FİLTRE - Konuya gelen sert ışığı DIRECTOR OF PHOTOGRAPHY (= CAMERAMAN, yumuşatmak için lambanın önüne konulan ışıkgeçirgen CINEMATOGRAPHER) - GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - malzeme. Yönetmenle işbirliği yaparak bir filmin sahnelerinin ışıklandırılması, çerçevelenmesi ve çekiminden sorumlu DIGITAL EFFECTS - Bak. . kişi. Sendika kuralları gereğince kendisi kamerayı DIMMER - Bir elektrikli araca (genellikle lambaya) gelen kullanmaz (bu, kamera operatörünün işidir) ama ışık ve akımı azaltıp çoğaltmaya yarayan reosta. kamera ile ilgili her şey onun kontrolu altındadır.

DIN - 'Deutsche Industrie Norm' sözcüklerinin kısaltılmışı. DIRECTOR'S CUT (= FIRST CUT) - YÖNETMEN KURGUSU, Avrupa'da kullanılan film duyarlık ölçü sistemidir. Bak. İLK KURGU - Bitmiş kopyada görüntü ve seslerin, ASA. yönetmenin istediği gibi olduğu kurgu. DGA Temel Kuralı, yönetmene, filmin ilk kurgusunu istediği gibi DINKY-INKY - 100-200 vatlık küçük spot. yapma hakkı tanır. Bak. FINAL CUT.

29 DIRECTORS GUILD OF AMERICA (DGA) - Amerika'daki DISTRIBUTION FEES - Hizmetleri için dağıtımcının istediği yönetmenler, yönetmen yardımcıları ve yapım ücret. yönetmenlerinin derneği. DITTY BAG - MALZEME ÇANTASI - Kamera asistanının, DIRTY DUPE - İş kopyasının siyah-beyaz kopyası. Bak. çekim sırasında gereksinme duyacağı tüm malzemeyi ONE LIGHT PRINT. koyduğu çanta. DISBURSING AGENT - Stüdyonun veya yatırımcı grubun DOCU/DRAMA - DRAMA - Gerçek olayları, oyuncular talimatı ile bir filmde masrafları ödeyen muhasebe kullanarak filmde yineleme. Dramatik amaçlarla kimi bölümü elemanı. olaylar biraz değişik gösterilse de olabildiğince gerçeğe sadık kalınmaya çalışılır. DISSOLVE - GEÇME - Bir planın sonunu öbür planın başlangıcı ile üstüste bindiren, böylece birinci plan DOCUMENTARY - BELGESEL - Gerçek olayların gerçek eriyerek kaybolurken ikinci planın belirdiği optik etki yerlerde ve gerçek kişilerle çekilen filmi. (OPTICAL EFFECT). Kimi kameralarda bu işlemi yapacak DOLBY - DOLBİ - Seslerin kayıt ve dinletilmesinde, düzenek vardır ama genellikle laboratuarda veya optik gürültü azaltıcı sistemin patent markası. Gösterim laboratuarda (OPTICAL HOUSE) gerçekleştirilir. sırasında filmin ses kalitesini yükseltmek için pek çok DISTRIBUTOR - DAĞITIMCI, İŞLETMECİ - Bir filmin sinema salonu Dolbi sistemle donatılmıştır ve bir filmin sinemalarda oynaması için reklam kampanyasını bütçesinin yapım sonrası ve dağıtım kalemine Dolbi hazırlayıp gerçekleştiren, kopyaları bastıran, masrafları da konmalıdır. Dolbi sistemi olmayan salonlar gösterimcilere sunan ve hasılatı toplayıp bunu, için Dolbi sistemsiz kopyalar yapılmalıdır. Ultra-stereo anlaşmaya göre kâr payı sahiplerine dağıtan şirket. adıyla bilinen rakip bir sistem, salon sahipleri için daha Sinema salonlarına dağıtım için dağıtımcıya ödenen az masraflıdır. ücret, filmin kiralama gelirleri (gişe hasılatı değil) DOLLY - ŞARYO, ARABA - Kaydırma planları çekmek üzerinden anlaşmaya varılan bir yüzde ile belirlenir. Bir için kullanılan, kamera ve kamera operatörünü taşıyan, dağıtımcı, sinema salonları dışında televizyon, kablolu raylar üzerinde veya şişme tekerleklerle zeminde televizyon, video, silahlı kuvvetler, okullar, kitaplıklar gibi hareket eden araba. Şaryocu (DOLLY ) tarafından alanlarda da dağıtıma yetkili kılınabilir. Birçok büyük yürütülür. Bak. CRAB, ELEMACK, WESTERN DOLLY. stüdyonun kendi dağıtım şirketleri vardır. Bunlar hem kendi stüdyolarının yaptığı, hem de negatifini satın - ŞARYOCU - Bak. GRIP. aldıkları filmlerin dağıtımını yapar. Dağıtım bölümü, DOLLY SHOT (= TRAVELLING, TRACKING, TRUCKING yapım bölümünün kararlarına katkıda bulunur. Bir filmin SHOT) - KAYDIRMA PLANI - Çekim yaparken kameranın gördüğü ilgi, o filmin benzerlerinin yapılmasında veya hareket ettiği plan. Dolly in = yaklaşan kaydırma, Dolly satın alınmasında etkili olur. out = uzaklaşan kaydırma. Bak. DOLLY.

30 DOLLY TRACKS - ARABA RAYI - Kamera ve operatörü sistemde (SINGLE SYSTEM) ses de doğrudan filme taşıyan arabanın sarsıntısız hareket edebilmesi için kaydedilir. Malzeme yönünden daha pratik olduğu kullanılan madeni veya tahta raylar. Bak. DOLLY SHOT. halde ses kalitesi düşüktür ve kurguda sorunlar DOMESTIC VERSION - Bir filmin A.B.D.'deki sinema çıkarabilir. salonlarında gösterilmek için kurgulanmış kopyası. DOUBLE SYSTEM PRINT - Görüntü ve sesleri ayrı şeritlerde Televizyonda veya yabancı ülkelerde yayınlanacak olan iş kopyası. Bak. INTERLOCK. kopyalar çoğunlukla değişik şekilde kurgulanır. Bak. DOUBLE TIME - ÇİFT YEVMİYE - Cumartesi, pazar ve tatil FOREIGN VERSION. günleri çalışıldığında normal yevmiyenin iki katı olarak DOPE SHEET (= CAMERA REPORT) ödenen ücret. Bak. GOLDEN TIME. 1) Çekilen planların her çekiminin listesi. DOUBLING - Kayıt için icra sırasında bir müzisyenin 2) Bir film arşivindeki her bobinin içeriğini gösteren liste. birden fazla alet kullanması. Bu iş için müzisyen ek bir DOT - Ana konu üstündeki ışığı azaltan ve küçük, ücret alır. yuvarlak bir plakadan oluşan dağıtıcı. DOWNSTAGE - Kameraya en yakın ön plan veya DOUBLE - DUBLÖR - Belirli bir oyuncuya benzeyen veya sahnede, seyirciye en yakın yer. benzetilen ve geniş planda kalabalık arasında yürümek, DOWN TIME - Çekim başlamazdan önce gerekli uzakta bir arabayı sürmek gibi oyun gerektirmeyen malzeme tamiratı, makyaj düzeltmesi, kostüm değişikliği planlarda görünen kişi. Bak. , PHOTO yaparak kaybedilen zaman. DOUBLE. DRAPES - Seti dekore etmek veya odanın akustiğini DOUBLE BILL - Bak. DOUBLE FEATURE. değiştirmek için kullanılan kumaşlar. DOUBLE EXPOSURE - ÇİFT POZLAMA - Aynı film şeridine DRESS - Bir eşyayı süsleyerek veya görünüşünü çekilen iki değişik görüntü. Bak. SUPERIMPOSITION. değiştirerek çekime hazırlamak. “Dress the set”, eşyaları, aksesuarları sete yerleştirmek, “dress the windows for DOUBLE FEATURE - İKİ FİLM - Bir salonda tek biletle night”, pencerelerden görünen yerleri, dışarıda gece seyredilen iki film. Bak. 'B' MOVIE. olduğunu belirtecek şekilde değiştirmek anlamına gelir. DOUBLE MOVE - Bir mekândan çıktıktan sonra çekim için DRESS REHEARSAL - KOSTÜMLÜ PROVA - Kostümlerini tekrar girmek. Çekim için genellikle pahalı bir yol giymiş oyuncularla yapılan prova. Daha çok bir tiyatro olduğundan, sakınmak gerekir. terimidir. DOUBLE PRINTING - Baskıda her bir kareyi iki veya üç kere basarak hareketi yavaşlatma sistemi. Bak. SKIP DRIVE ON (= GATE PASS) - Stüdyoda çalışan birini FRAMING, FREEZE FRAME. ziyarete gelecek kişinin stüdyo kapısından girebilmesi için kapı bekçisine bırakılan izin kağıdı. DOUBLE SYSTEM - İKİLİ SİSTEM - Film çekiminde ses kaydı için en çok kullanılan sistem: kamera görüntüyü çekerken sesler de ayrı bir manyetik banda alınır. Tekli

31 DROP AND PICK UP - Bir oyuncunun, son çalıştığı günden en az 10 gün sonra aynı yapımda tekrar çalışmaya çağrılabileceği, daha önce çağrılırsa, DUPE (f) - Bir film veya bant kaydının kopyasını çağrılmadığı günler için de para alması gerektiğini çıkartmak. Video için DUB sözcüğü kullanılır. belirten sendika kuralı. On günlük boşluk, bir yapımda DUPE NEGATIVE - DUP NEGATİF - Gösterim kopyalarını bir oyuncuya ancak bir kere uygulanır. basmak için ince gren ana pozitiften (FINE GRAIN DRY RUN - Tüm çekim ekibinin, tüm oyuncuların MASTER POSITIVE) veya ara pozitiften (INTERPOSITIVE) kostümlü olarak hazır olduğu, kameranın tüm hareketleri alınan negatif. Bak. CRI. uyguladığı fakat çekim yapmadığı prova. DUSK - GURUP VAKTİ - Alacakaranlık. Senaryoda DUARC - Dolgu ışığı için kullanılan çifte ark. Işık ayarı belirtilmişse, döküm sayfalarında da belirtilmesi gerekir. yapılamayan bu lambalar artık fazla kullanılmamakta. Bak. DAWN. DUB (= MIX, LOOP) - MİKSAJ, DUBLAJ DUVATYNE - DİVİTİN - Setin belirli yerlerini gölgelemeye 1) Çeşitli ses şeritlerini birleştirerek yapılan ana ses şeridi veya objektife yansıyan ışığı kesmeye yarayan kaydı. tekkapaklarda veya GOBO'larda kullanılan kumaş. 2) Diyalogu başka bir sese veya başka bir dile çevirmek. DYNALENS – Kameradaki sarsıntıların görüntüye 3) Kopyayı veya kopyalamayı belirten video terimi. yansımasını önlemek için objektifin önüne konulan araç. DULLING SPRAY - MAT SPREY - Bir cismin üstündeki ışık yansımasını veya parlamayı kesmek için kullanılan matlaştırıcı sprey. Bak. BLOOM. DUMMY - Bir arabanın patlaması gibi tehlikeli bir sahnede bir oyuncunun dublörü olarak kullanılan tam boy bebek veya kukla. DUPE (i) - Kurgulanmış iş kopyasından basılan kopya. Kurgucunun, bir kopyayı negatif kesimciye, bir kopyayı da miksaj ve senkron için sesçiye göndererek ikisinin aynı anda çalışmasını sağlayıp zaman kazanması için yapılır. Gösterim kopyalarından da DUPE alınabilir, bu da korsan kopyaların nasıl ortaya çıktığını gösterir. Arşiv için veya yeni bir filmde kullanmak için eski bir filmin bir bölümünün izin alınarak kopyasını çıkartmak mümkündür. Negatifi bulunmayan filmlerden örnekler veren “THAT'S ENTERTAINMENT” gibi filmler böyle yapılmıştır.

32 EDITOR - KURGUCU - Filmi kurgulayan kişi. Bu iş çoğu EE zaman bir yönetmeninki kadar yaratıcılık gerektirir. İyi bir kurgucu, ustaca kesmeler, ara kesmeler ve canlı bir ses bandı yardımıyla vasat bir filmi, ilgi çekici hale getirebilir. Yardımcısıyla beraber ön hazırlık (PREPRODUCTION) devresinde çalışmaya katılan, yapım boyunca ECHO CHAMBER - YANKI ODASI - İçerdeki seslerin günlükleri (DAILIES) bağlayan ve film fazla karmaşık yankılanması için yapılmış özel oda. değilse, ana çekimler bittikten dört-altı hafta sonra ECU - EXTREME CLOSE UP (ayrıntı planı) sözlerinin kaba kurguyu bitiren kurgucular giderek artmaktadır. kısaltılmışı. Bak. CUTTER.

EDGE NUMBERS - Bak. KEY NUMBER. EFFECTS (FX) - ETKİ, EFEKT - Erime, geçme gibi yapım EDITING - KURGU, MONTAJ - Bir filmin parçalarını ve ses sonrası gerçekleştirilen işlemler. bandını, bir hikâyeyi mantıki ve uyumlu bir şekilde anlatabileceği bir sıralamaya koymak. İşlem EFFECTS BOX - Bak. MATTE BOX. basamakları şöyledir: Kaba kurgu (ROUGH CUT)- seçilen parçaların ilk mantıksal sıralanması; İnce kurgu (FINE EFFECTS FILTER - ETKİ FİLTRESİ - Sis etkisi, yıldız parıltısı gibi CUT)- üzerinde daha ayrıntılı çalışılmış versiyon; Son doğal ışık ve görüntüde değişiklik yaratan cam veya kurgu (FINAL CUT)- negatifin buna göre kesileceği son jelatin filtreler. şekil. EFFECTS TRACK (FX TRACK) - ETKİ BANDI - Ses etkilerinin EDITING BENCH - ANRULÖZ, SARIM MASASI - Kesilen kaydedildiği ses bandı. parçaları koymak için yanında rafları, üstünde, film bobinini birinden öbürüne aktaracak düzeneği olan iki EIGHTY SIX - Kapatmak, devreden çıkartmak, birşeyden sarım tablası ve filmdeki görüntüleri izleyebilmek için kurtulmak. Bak. STRIKE, KILL. lambası olan masa. ELECTRICAL TRUCK - ELEKTRİK KAMYONU - Bir yapım için EDITING ROOM - Bak. CUTTING ROOM. gerekli tüm elektrik malzemesini taşıyan kamyon. Çoğu EDITING TABLE (=FLATBED) - KURGU MASASI - Filmi zaman bir jeneratörü de vardır. izlemek, kesmek (CUTTING) ve yapıştırmak (SPLICE) için özel yapılmış çalışma masası. Bak. STEENBECK, KEM. ELECTRICIAN - ELEKTRİKÇİ - Şef ışıkçının (GAFFER) yönetiminde, kabloları ve lambaları yerleştirip ayarlayan ışık ekibi elemanı.

33 END CREDITS - SON JENERİK - Bir filmde çalışan oyuncu ELEMACK DOLLY (= SPIDER DOLLY) - ELEMAK ARABA - ve ekip listesi. Çeşitli kişi ve kuruluşlara teşekkür yazısı ile 1960’larda İtalya'nın piyasaya soktuğu küçük, hafif, IATSE ve MPAA damgaları da bu listenin sonunda tekerlek kolları çeşitli şekillerde ayarlanarak kapı, koridor bulunur. Baş jenerikteki yazılar durağan olarak teker gibi yerlerden rahatça geçebilen, manevra gücü teker göründüğü halde, son jenerik yazıları çoğu zaman yüksek kamera arabası. aşağıdan yukarı doğru akarak geçer.

ELR (=ADR) - 'Electronic Line Replacement' sözlerinin END SLATE - KLAKET SONDA - Başında klaket verilmeyen kısaltılmışı. Bak. LOOP. bir planın sonunu belirtmek için ikinci kamera asistanının görüntü ve ses olarak verdiği işaret. Klaket kamera ELS - Extreme Long Shot (çok uzak çekim) sözlerinin önünde başaşağı tutulur ve filmin adı, plan ve çekim kısaltılmışı. numaraları yüksek sesle okunduktan sonra klaket çubuğu vurulur. EMMY - Her yıl 'Academy of Television Arts and Sciences' tarafından dağıtılan ve sinemadaki OSCAR EPIC - DESTAN - Normalden çok daha geniş hikâye. (Dr ödülüne tekâbül eden ödül. Jivago, Eksodus, Arabistanlı Lavrens gibi.)

EMULSION - DUYARKAT, EMÜLSİYON - Film tabanına EQUALIZER - İstenen sesi elde etmek için ses frekanslarını kaplanan ışığa duyarlı tabaka. Görünüşü mattır ve şekillendiren ayarlama aracı. kamerada kullanılacak ham filmde bobinin iç tarafına dönüktür. EQUITY (= ACTORS EQUITY) - Tiyatro ve sinema oyuncuları birliği. Bak. SCREEN ACTORS GUILD. EMULSION NUMBER (= BATCH NUMBER) - EMÜLSİYON NUMARASI - Bir partide üretilen ham filmin üretim ESTABLISHED - Kameranın, daha önceki çekimlerde partisini belirten kod numarası. gördüğü kişi veya eşyalar.

EMULSION SPEED - DUYARLIK, EMÜLSİYON HIZI - Bir ham - TANITMA PLANI - Bir sahnenin filmin ASA, ISO veya DIN ile ölçülen ışığa duyarlığı. Az başlangıcında çevreyi, durumu algılatmak için yapılan ışıkla çalışırken hızlı film, bol ışıkla çalışırken yavaş film genel plan veya boy plan çekim. kullanılır. Doğru pozlama için şartlara uygun film kullanmak gerekir. Işığın kontrol edilebildiği şartlarda, EXCHANGE - BÖLGE - Bir bölgedeki salonlara film emülsiyon hızı bir seçenek unsurudur zira değişik dağıtımını yüklenen bölgesel şirketler. emülsiyonların renk yoğunluğu, ton hakimiyeti ve grenleri farklıdır.

34 EXCITER LAMP - EKSİTASYON LAMBASI - Optik ses bandı kaydında ve sesli film gösteriminde kullanılan, fotoselin, EXT. - EXTERIOR (dış) sözcüğünün kısaltması. ses dalgalarına dönüşecek akım dalgalarını üretebilmesi için optik ses şeridindeki farklı yoğunluktaki EXTENSION TUBE - UZATMA TÜPÜ - Bir objektif ile ses çizgilerini görmesine yardımcı olan küçük lamba. kameradaki objektif yuvası arasına takılan, böylece objektifi, film planından normalden daha fazla - Genellikle, filmin finanse uzaklaştırarak, yakın plan bir çekimde net yapabilmeyi edilmesinden sorumlu kişiye verilen unvan. Kimi zaman sağlayan ara parça. yapım sorumlusuna () veya yapıma ortak bir kişiye de verilir. EXTERIOR - DIŞ - Her türlü kapalı yer dışında, açık havada yapılan çekim. EXPENDABLES - Ampul, bant, filtreler gibi bir film yapımı için satın alınan ve muhtemelen tekrar kullanılabilecek EXTRA - FİGÜRAN - Filmde konuşması ve kalabalık malzeme, demirbaş. içinde kendini belirtecek oyunu olmayan oyuncu. Bak. BACKGROUND, ATMOSPHERE, SILENT, SCREEN EXTRAS EXPLOITATION - İŞLETME - Bir filmin ilan, reklam, satış ve GUILD. promosyonu. EXTREME LONG SHOT (ELS) - ÇOK GENEL PLAN - Bir EXPLOITATION FILM - İŞ FİLMİ - Bolca seks, şiddet vd. sahnenin hayli uzaktan üst veya alt açıdan çekildiği ve unsurları içeren ve reklamı bunlara dayandırılan film. genel tanıtım amaçlı plan.

EXPOSED FILM - POZLANMIŞ FİLM - Kamerada EYE LINE - BAKIŞ ÇİZGİSİ - Bir oyuncunun görüş çizgisi. pozlandırılmış, fakat henüz laboratuarda yıkanmamış Oyun sırasında dikkatinin dağılmaması için bu çizgideki film. Bak. LATENT IMAGE. kişiler ve eşyalar azaltılır. Oyuncunun ana plandaki (MASTER SHOT) bakış çizgisi ile örtü plandaki EXPOSURE - POZ (COVERAGE) bakış çizgisinin aynı yönde olması, dikkat 1) Fotoğrafik malzemeyi etkileyen ışık yoğunluğu ile bu edilmesi gereken bir noktadır. ışığın duyarkat üzerine düşme süresinin sonucu. 2) Bir planın çekimi için kullanılan diyafram ayarı. Bak. F-STOP, T-STOP, EMULSION SPEED. EXPOSURE METER (= LIGHT METER) - IŞIKÖLÇER, POZOMETRE - Konuya gelen veya konudan yansıyan ışık yoğunluğunu ölçmekte kullanılan araç. Bak. PHOTOMETER.

35 FEATURED PLAYERS - YARDIMCI OYUNCU - Yardımcı rollerden birini oynayan ve jenerikte adı günlük oyuncuların adından önce yazılan ve onlardan daha FF yüksek ücret alan bir oyuncuyu belirtmek için kullanılan gayrı resmi terim. Yardımcı oyuncular filmin ana karakteri değildir fakat sözlü oyuncu (Speaking Cast) F-STOP, F-NUMBER - Bir objektif üzerinde diyafram olarak kabul edilirler ve bütçede ve döküm açıklığını gösteren rakamlar. Objektifin odak uzunluğunu sayfalarında böyle işaretlenirler. diyafram açıklığının çapına bölerek bulunur. Bak. DEPTH FIELD OF VIEW - GÖRÜŞ ALANI - Kamera objektifinin OF FIELD, T-STOP. görüş açısı. FADE - ERİME - Bir planın ilk görüntülerinin belirerek FILL - AMORS - Bir plan veya ses şeridi eksikse, ses ortaya çıkması veya son görüntülerinin giderek eriyip eşlemesini bozmamak için kurguda onun yerine iş kaybolmasını sağlayan optik etki. 60’lı yıllara kadar kopyasına eklenen boş film parçası. filmlerin belirme ile başlayıp, erime ile bitmesi genel bir uygulamaydı. Günümüzde, özel bir görsel etki veya FILL LIGHT (= FILLER LIGHTS) - DOLGU IŞIĞI - Gölgeleri zaman aşımını belirtmek gibi amaçlar dışında, bu işlem aydınlatmak ve bazen ana ışığın yarattığı sert pek fazla uygulanmamaktadır. aydınlatmayı yumuşatmak için kullanılan lambalar. FADE IN/FADE UP - AÇILMA, BELİRME - Siyahtan FILM - FİLM başlayarak birkaç saniye içinde görüntünün tam olarak 1) Sinemada gösterilen film. belirmesi. 2) Fotoğraf görüntüleri saptamak için kamerada, FADE OUT/FADE DOWN - KARARMA, ERİME - Açılmanın saptanmış görüntüleri perdeye yansıtmak için de (FADE IN) tersine, bir görüntünün giderek kararıp tam projektörde kullanılan, asetat tabanlı, bir yanı siyahta erimesi. duyartabaka kaplanmış, hareketini sağlayan FAST FILM - HIZLI FİLM - Zayıf ışık şartlarında çekim tamburlardan geçmesi için kenarları delikli şerit. yapabilmek için kullanılan, ASA'sı 100’ün üzerindeki FILM ARCHIVE - FİLM ARŞİVİ - Film koleksiyonlarının negatif ham film. depolanıp korunduğu ve araştırma ve diğer amaçlarla FAST-MOTION - Bak. ACCELERATED MOTION. filmlerin seyredilebildiği yer. FAVORING - Kameranın veya mikrofonun oyunculardan FILM CLIP - Bir filmden alınan ve reklam, tanıtım gibi birine yakın olmasından dolayı bu oyuncuya daha fazla amaçlarla kullanılan kısa bölümler (That's Entertainment' önem verildiği durum. filmindeki gibi). FEATURE (i) - En az 85 dakika süren sinema filmi. FILMIC - Bak. CINEMATIC. FEATURE (f) - Desteklemek, özel itina göstermek. FILM LEADER - AMORS - Laboratuar tarafından bobinlerin başına ve sonuna eklenen ve film projektöre FEATURE LENGHT - Yaklaşık 85 dakika süren sinema filmi gösterim süresi.

36 takılırken görüntü kaybını önleyen, filmi korumaya 7) Koruyucu (Protection) - Kamera objektifini su damlası, yarayan özel şeritler. Bak. ACADEMY LEADER, yağmur, kum, toz gibi şeylerden koruyan optik cam. UNIVERSAL LEADER. FILTER FACTOR - FİLTRE FAKTÖRÜ - Filtre kullanılmayan FILM LOADER - Kamera kasetlerini doldurup boşaltmakla durumda belirlenen doğru pozlamanın, filtre kullanıldığı görevli kamera ekibi elemanı. zaman da elde edilebilmesi için çarpılması gereken rakam. Filtrenin ışık emici özelliğinden dolayı pozlamanın FILM MAGAZINE (=MAGAZINE) - KASET - Kameraya bu oranda arttırılması gerekir. takılacak filmin doldurulduğu ışık geçirmez kamera aksamı. FINAL CUT - SON KURGU 1) Kopyaların basılmasında kullanılacak negatifin kesimi FILM MUSIC - Bak. SCORE. için örnek olacak iş kopyasının kurgulanmış son hali. FILM PLANE - Kamera gövdesinin dışında, bir halkanın 2) Bir yönetmen veya yapımcının kontratı tartışılırken, merkezinden gecen dikey bir çizgiden oluşan bir gösterime girecek kopyaların şekil ve içeriğinde kimin sembolle belirtilen filmin kızaktaki konumu. söz sahibi olacağını belirten madde. Bak. WORK PRINT, /RAW STOCK - HAM FİLM - Pozlanmamış ve DIRECTOR'S CUT. yıkanmamış film. FINANCING - FİNANSE ETMEK - Bir film projesi için parasal FILTER - FİLTRE - Kameranın veya baskı makinesinin destek. objektifi önüne konduğunda, tayfın belirli dalga FINANCING ENTITY - Bir filmin yapımı için para ödeyen boyundaki bölümlerini emen, renk dengesizliğini kişi veya şirket. düzelten veya ışığı dağıtan şeffaf, beyaz veya renkli, FINANCING FEES - Projeyi finanse eden kişi veya şirkete cam veya jelatin levha. Başlıca filtreler şunlardır: ya da bu finansı sağlayan kişiye ödenen para. Bak. 1) Günışığı veya 85 - Lamba ışığına göre dengelenmiş EXECUTIVE PRODUCER. filmle gün ışığında çekim yaparken kullanılır. 2) Diffüzyon (Diffusion) - Işığı dağıtır, gölgeleri ve sert FINE CUT - İNCE KURGU - İş kopyasının, kaba kurgudan çizgileri yumuşatır. sonra daha geliştirilmiş kurgusu. Bak. EDITING. 3) Sis (Fog) - Diffüzyon filtresi gibidir ama ayrıca bir sis FINE GRAIN - İNCE GREN etkisi yaratır. 1) Bir tür duyartabaka. 4) Dansite, Yoğunluk, ND (Neutral Density) - Filme ulaşan 2) Dup negatif üretiminde kullanılan ve duyartabaka ışığın yoğunluğunu azaltır. hızı değil, netlik kalitesi önemli olan bir siyah-beyaz 5) Polarlama (Polarizing) - Parlama ve yansımaları pozitif. kontrol için. FIRST ASSISTANT CAMERAMAN - BİRİNCİ KAMERA 6) Ültraviyole, Morötesi UV (Ultraviolet, Sky Filter) - ASİSTANI - Kamera malzemesinin sağlıklı durumda Gökyüzünden yansıyan morötesi ışınların verdiği maviliği olmasından sorumlu, objektifleri takıp çıkaran, kamera azaltır. veya oyuncu hareket halindeyken net takibini (mizopuan) yapan, oyuncunun duracağı yerleri

37 işaretleyip, bunların kameraya uzaklığını ölçen ve net ayarlarını buna göre yapan kamera ekibi elemanı. ışığını kesmek için kullanılan, bir çerçeveye gerilmiş siyah FIRST ASSISTANT DIRECTOR - BİRİNCİ YÖNETMEN kumaş. Bak. GOBO. YARDIMCISI - FIRST AD de denir. Yönetmenin sağ kolu. FLANGE - FLANŞ - Kurgu odasında film bobinlerinin Yönetmenle yapım yönetmeni arasındaki bağlantıdır ve düzgün sarılmasını kolaylaştırmak için anrulöze takılan kimi küçük yapımlarda yapım yönetmenliği de yapar. madeni veya plastik disk. Yapım sırasında figüranlardan, yapımın yürümesinden, FLARE - REFLE - Parlak bir cisimden kaynaklanan ve herkesin ve her şeyin zamanında doğru yerde görüntüde hale oluşmasına sebep olan parıltı. Mat olmasından, sette düzen ve disiplinin korunmasından sprey kullanarak giderilir veya azaltılır. Bak. BLOOM. sorumludur. Çekim başlayacağı zaman “Sette sessizlik!” FLASH (i) - FLAŞ PLAN - Dramatik etki için kullanılan çok komutunu verir ve kamera operatörüne, kamerayı kısa bir plan. çalıştırmasını işaret eder. Yapım başlamadan önce FLASH (f) - Özellikle gölge alanlardaki pozlamayı senaryonun dökümünü yapar, her sahne için arttırmak için pozlanmamış filmi çok kısa bir süre, çok figüranların sayısını belirler ve yönetmen ve yapım zayıf bir ışığa göstermek. Bu işlem, kontrastı azaltır. yönetmenin onayı ile onları işe alır. Genellikle İkinci Genellikle laboratuarda yapılan hassas bir işlemdir. (SECOND) denen bir yardımcısı vardır. Bak. SECOND FLASHBACK - GERİYE DÖNÜŞ, FLAŞBEK - Dramatik etki ASSISTANT DIRECTOR. amacıyla veya hikâye gereği, olayların kronolojik FIRST CUT - Bak. DIRECTOR'S CUT. sırasında geçmişe dönüş. FIRST DOLLAR - Bir filmin, gösterimden sağladığı ilk FLASHFORWARD - Dramatik etki amacıyla veya hikâye kazancı belirten terim. Brüt kâr ortakları ve dağıtımcı, bu gereği, olayların kronolojik sırasında geleceğe doğru paradan kendi paylarını alırlar. Net kâr ortakları ise, film yapılan sıçrama. maliyetini kurtarana kadar beklerler. FLASH FRAMES - START / STOP KARESİ - Bir çekimin FIRST DRAFT - İLK TASLAK - Bir senaryonun devamlılığı başında kamera tam hızını bulana kadar aşırı ışık sağlanmış ve diyalogları tamamlanmış ilk hali. görerek fazla pozlanan kareler. Bir sahnenin FIRST RUN - İLK GÖSTERİM, BİRİNCİ VİZYON - Önemli bir başlangıcını kurgucuya belirtmek için bazen pazar bölgesinde bir filmin ilk gösterimi. kameraman bilerek çok sayıda kareyi fazla pozlar. FISHEYE LENS - BALIKGÖZÜ - Deforme bir görüntü veren FLASH PAN (= SWISH, ) - YILDIRIM PAN - İyice aşırı genişaçı objektif. bulanık görüntüler veren hızlı çevrinme. FISHPOLE - Üstünden mikrofonlar sarkıtılan uzatma FLAT çubuğu. Bum kullanmaya uygun olmayan yerlerde işe 1) Negatifte veya Kopyada kontrastı veya alan derinliği yarar. çok az olan görüntü. FLACK - Reklam görevlisi, basın ajanı için argo terim. 2) Bir setin hareketli geniş bir bölümü. FLAG - TEKKAPAK - Setin bir bölümünü, bir eşyayı FLATBED - Movioladakinin tersine, film ve ses bobinlerinin gölgelemek veya kamera objektifine gelen lamba yatay olarak geçtiği kurgu masası. Birden fazla bobini

38 kamera asistanının), önceden ölçüp belirlediği noktalar eşzamanlı geçme olanağı sağlar. Bu tip masalarda en için objektifin net halkasına koyduğu işaretler. Bak. tanınmış markalar STEENBECK ve KEM'dir. FOLLOW FOCUS, . FLATNESS OF FIELD - ALAN DÜZLÜĞÜ - Bir negatifin FOCUS (i) - ODAK - Bir objektiften geçen ışık ışınlarının merkezinde ve kenarlarında aynı keskinlikte görüntü bir görüntü vermek için birleştiği nokta. veren bir objektifin kalitesi. FOCUS (f) - NET YAPMAK - Keskin, net bir görüntü elde FLAT PRINT - DÜZ KOPYA - Normal projektörler için etmek için bir objektifi ayarlamak. basılan standard kopya. Karşıtı, sıkıştırılmış kopyadır. Bak. – BİRİNCİ ASİSTAN, ODAKLAYICI - Objektif ANAMORPHIC LENS, WIDE SCREEN. ile oyuncu arasındaki uzaklığı bir şerit metre ile ölçerek FLAT RATE - GÖTÜRÜ ÜCRET - Bir hizmet karşılığı ödenen tespit eden ve buna göre net ayarını yapan kamera sabit ücret. Gündelik veya haftalıktan farkı, fazla mesai ekibi elemanı. Kamera ve kamera malzemesinden, ödenmemesidir. Bir yapımcı, mesailerle uğraşmaktansa, öbür kamera asistanları kadar o da sorumludur. Bak. pazarlıkta ücretleri götürü tespit etmeye çalışır. FIRST ASSISTANT CAMERAMAN, SECOND ASSISTANT FLICKER - OBTÜRASYON, KIRPIŞMA - Bir film saniyede 24 CAMERAMAN. kareden düşük bir hızla gösterildiğinde meydana gelen FOG - SİS can sıkıcı durum. Bak. PERSISTENCE OF VISION. 1) Yanlışlıkla ışık almasından dolayı filmde beliren FLOODLIGHT (= FLOOD) - Bir setin geniş bir bölümünü yoğunluk. aydınlatan çok güçlü ışık kaynağı. 2) Görsel etki için bir sahnede sis makinesiyle yaratılan FLOOR - PLATO - Bir sesli stüdyonun (SOUND STAGE) hava yoğunluğu. çekim yapılan bölümü. FOG FILTER - FOG FİLTRESİ - Sis etkisi yaratmak için FLY objektifin önüne konulan dağıtıcı filtre. 1) Bir setin üstünde iplere asılı dekor. FOG MACHINE - SİS MAKİNESİ - Sis etkisi yaratmak için 2) “Bu iş olacak mı, yürüyecek mi?” (Do you think this yere çöküp kalan soğuk duman üreten özel etki aracı. deal will fly?) - SES ETKİSİ - Bir dublaj stüdyosunda kaydedilip FOCAL LENGTH - ODAK UZUNLUĞU - Bir merceğin sonra filmdeki yerine kurgulanan insan hareketleri sesi merkezi ile uzaktaki bir cismin görüntüsünün berrak veya ses etkisi. Bir kovalamaca sahnesinin inandırıcı olarak belirdiği kritik odak noktası arasındaki uzaklık. olması için, sahneyi izleyen 'foley' sanatçısı (efektör), Odak uzunluğu ne kadar kısaysa, görüş açısı o kadar oyuncunun hareketlerini taklit ederek sesler çıkarır (ayak geniştir. sesi, nefes nefese soluk sesi, bir et parçasına vurarak FOCAL PLANE - ODAK ALANI - Bir objektifin verdiği yapılan yumruk sesi gibi). Bak. STREAMER. görüntünün net olarak belirdiği alan. Filmin tam bu FOLEY ARTIST - SES EFEKTÖRÜ - Vücut hareketlerinin alanda bulunması gerekir. seslerini yaratması için dublaj stüdyosuna çağrılan FOCAL SETTINGS - NET İŞARETİ - Hareketli zor çekimlerde uzman kişi. netliği takip edebilmek amacıyla odaklayıcının (birinci

39 FOOTAGE COUNTER - METRAJ GÖSTERGESİ - Kamera, FOLEY STAGE - Bir film için gerekli ses etkilerinin projektör veya baskı makinesinde, pencereden geçen yaratılması için çeşitli zeminler ve araçlarla donatılmış filmin uzunluğunu belirten gösterge. dublaj odası. FOOTCANDLE - Bir mum gücündeki bir ışık kaynağından FOLEY STUDIO - ETKİ STÜDYOSU - Sahneyi perdede bir fut uzaklıktaki cisme düşen ışık yoğunluğu. gösterirken o sahne için gerekli ses etkilerinin yaratılıp FORCED CALL - Bir oyuncuyu veya ekip elemanını, kaydedilmesi için özel donanımlı ses kayıt stüdyosu. gerekli en az dinlenme süresi dolmadan yeniden işe FOLEY TRACKS - ETKİ BANDI - Kurgucunun, filmdeki çağırmak. yerlerine kurgulaması için ses etkilerinin kaydedilmiş FOREGROUND - ÖN PLAN olduğu 35 mm ses bandı. 1) Setin, kameraya en yakın olan bölümü. FOLLOW FOCUS - NET TAKİBİ, MİZOPUAN - Kamera veya 2) Görüntüde en önde gözükenler. oyuncu hareket halindeyken sürekli net bir görüntü elde FOREIGN DISTRIBUTION - Bir filmin yabancı ülkeler etmek için objektifin net ayarında yapılan düzeltmeler. salonlarında gösterime sunulması, yabancı ülkelerde Bak. FOCUS PULLER, FIRST ASSISTANT CAMERAMAN. işletilmesi. FOLLOW SHOT - TAKİP PLANI - Kameranın, hareket FOREIGN SALES REP - Bir filmi yabancı ülkelere satma halindeki oyuncuyu izlediği, aradaki uzaklığı koruyarak veya bu ülkelerde işletme yetkisi verilen kişi veya şirket. onun gittiği yönde ilerlediği veya gerilediği plan. FOREIGN VERSION - Filmin çekildiği ülkenin dilinden FOOT (= TAIL) - Film bobininin (REEL) sonu. başka bir dilde gösterilmesi için hazırlanan dublajlı veya alt yazılı kopya. Kimi filmlerin kurgusu da dış pazarların FOOTAGE - Fit ve inç yerine fit ve kare birimiyle belirtilen şartlarına göre değiştirilir. film şeridi uzunluğu. 35 mm filmde 16 kare bir fut (ayak) uzunluktadır. 24 kare/saniye hızda bir saniyede 1 fut + 8 FORMAT - Filmin perdeye yansıtılan görüntüsünün boyu kare film geçer. ile yüksekliği arasındaki orantı. Bak. ASPECT RATIO. Saniye Fit Kare FOUR-WALL - Bir filmin gösterimini yapmak için bir sinema salonunu götürü bir ücretle kiralamak. Bağımsız 1 1 + 8 yapımcıların yaptığı küçük bütçeli veya sanat filmlerinin 2 3 + 0 seyirciye ulaşması veya bir dağıtımcı bulması için 3 4 + 8 uygulanan bir yoldur. 4 6 + 0 FPS - Bak. FRAMES PER SECOND 5 7 + 8 FRAME (i) - KARE - Bir film şeridindeki her bir görüntü. Bu 10 15 + 0 görüntüler 24 kare/saniye hızla perdeye yansıtıldığında, 30 45 + 0 normal bir hareket duygusu uyandırırlar. FRAME (f) - ÇERÇEVELEMEK 1) Kameranın bakacından (vizör) izleyerek görüntüyü düzenlemek.

40 2) Film şeridini projektörün veya kurgu makinesinin FRONT CAR MOUNT - ARABA MONTÜRÜ - Bir arabanın kızağına yerleştirirken, karenin (görüntünün) bütünüyle kaputuna takılan ve kamerayı taşıyan düzenek. Bunun perdede görünebileceği şekilde ayarlamak. yardımıyla arabanın içinde veya dışında geçen olay, FRAME COUNTER - KARE SAYACI - Bir kamera, projektör araba hareket halindeyken filme alınır. veya baskı makinesinde, filmin kaç karesinin FRONT CREDITS - BAŞ YAZILAR, BAŞ JENERİK - Bir filmin pencereden geçtiğini belirten gösterge. yapımına başlıca katkıda bulunanların önem sırasına FRAME DOWN - Perdede görüntünün alt kısmı kesildiği göre listesi. Genellikle: dağıtım şirketi, yapımcı veya zaman makinistin yaptığı hareket. Projektörün kızağı yapım şirketi, bir (yönetmenin adı) filmi, yıldız aşağı hareket ettirilerek perdedeki görüntü ortalanır. oyuncuların adları, filmin adı, önemli rollerdeki FRAMES PER SECOND (FPS) - KARE/SANİYE - Kamera, oyuncuların adları, kast sorumlusu, kostüm tasarımcısı, projektör veya baskı makinesinde bir saniyede besteci, kurgucu, görüntü yönetmeni, yapım tasarımcısı, pencereden geçen kare sayısı. senaryo yazarı, yapımcı ve en sonda yönetmen FRAME UP - Projektör kızağını yukarı kaydırarak perdede şeklinde sıralanır. görüntüyü ortalamak. FRAME DOWN'ın tersi. FRONT PROJECTION - ÖNDEN PROJEKSİYON FREELANCE - BAĞIMSIZ, SERBEST MESLEK - Bir şirkete 1) Sinema salonlarında perdenin arkasından yapılan uzun süreli kontrat veya maaşla bağlı olmayan projeksiyondan (REAR PROJECTION, BACK yönetmen, yapımcı, senaryo yazarı, ışıkçı gibi kişiler. Bak. PROJECTION) daha parlak bir görüntü veren, perdenin INDEPENDENT CONTRACTOR. önünden yapılan projeksiyon. FREEZE FRAME - DONUK KARE - Bir planda tek bir kareyi 2) Önceden çekilmiş bir görüntüyü özel bir perdeye tekrar tekrar basarak kopyada durağan bir görüntü yansıtarak bu görüntü önünde oynayan bir oyuncuyu elde edilmesi. Bak. DOUBLE PRINTING, SKIP FRAMING. filme almak için kamera objektifi aksında gösterim yapan düzenek. FRESNEL LENS - FRENEL MERCEK - Augustin Jean FS - FULL SHOT sözcüklerinin kısaltması. Fresnel'in bulduğu, eşmerkezli dışbükey mercek halkalarından oluşan ve spotlarda kullanılan büyük FULL COAT - Manyetik demir oksitle kaplanmış 35 mm çaplı mercek. film tabanı. Kurgucunun görüntüyle sesleri eşleyebilmesi FRICTION HEAD - FRİKSİYON BAŞLIK - Yatay veya dikey için, çekimde kaydedilen sesler, bu bantlara aktarılır. çevrinme (pan / tilt) yaparken kameranın yumuşak Etki veya dublaj stüdyolarında sesler doğrudan bu hareket etmesini sağlayan sehpa başlığı. banda kaydedilebilir. Bu bantlara tek kanaldan altı kanala kadar kayıt yapılabilir. FRINGE BENEFITS - Maaştan ayrı ve genellikle nakit olmayan ek ücret. Bak. PERK. FULL SHOT (FS) - BOY PLAN - Bir oyuncunun, başının FRINGE RATES - Bir çalışana ücretin dışında yapılan tepesinden ayaklarının ucuna kadar tam boy sağlık primi, kira yardımı gibi ödemeler. göründüğü plan. FX - Efekt sözcüğünün kısaltması.

41 GG

G - G DAMGASI - Bir filmi her tür seyircinin izleyebileceğini belirten MPAA onayı. Bak. RATING. GAG - GAG - Çekimde yapılan tehlikeli gösterileri (STUNT) belirtmek için kullanılan terim. GAFFER - IŞIKÇI - Görüntü yönetmeninin yönetiminde bir setin aydınlatılmasını gerçekleştiren şef elektrikçi. Çekimden önce veya çekim sırasında, adamlarının yerleştireceği lambaların yerini belirler. GAFFER'S TAPE (= DUCT TAPE, ELECTRICIAN'S TAPE) - Hemen her türlü yüzeye yapışabilen ve söküldüğü zaman, yapıştırıldığı yeri zedelemeyen gümüş renkli, enli, çok yapışkan bez bant. GAMMA - GAMMA - Filmin yıkanacağı kontrast derecesini gösteren rakamsal ölçü. GAMMA INFINITY - SONSUZ GAMMA - Bir filmin yıkanabileceği en yüksek kontrast derecesi. GATE - KIZAK - Kamera, projektör veya baskı makinesinde filmin, objektif hizasından düzgün geçmesini sağlayan parça. Temizlenebilmesi için menteşeler üzerinde bir kapı gibi açılabilir. GATE PASS - Bak. DRIVE ON. GAUGE - Film şeridinin genişliğini belirtir. GAUZE (= CHEESECLOTH) - TÜL - Diffüzyon filtresinin etkisine benzer bir etki yaratmak için objektifin önüne konulan seyrek dokulu ince kumaş. GEARED HEAD - DİŞLİ BAŞLIK - Kameranın çok yumuşak yatay ve dikey çevrinmeler (pan - tilt) yapabilmesi için sehpaya veya arabaya takılan ve dişli çarklarla hareket eden başlık.

42 1) Çekim sırasında kameraya gelen ışığı kesmek veya GEL (= JELLY) - JELATİN FİLTRE belirli bir yeri gölgelemek için bir sehpaya tutturulmuş 1) Bir stüdyo lambasının ışığını yumuşatan dağıtıcı. gölgelik. 2) Bir ışık kaynağının rengini değiştirmek için kullanılan 2) Stüdyoda kayıt sırasında ses yankılanmasını kesmek renkli, şeffaf tabaka. için kullanılan ses emici seyyar pano. GENERAL RELEASE - GENEL GÖSTERiM - Bir filmin bir GOFER (= RUNNER) - Yapım için küçük işlere koşturulan ülkede çok sayıda sinemada gösterime girmesi. kişi. Bak. . GENERATION - NESİL, JENERASYON - Özgün negatiften GOLDEN TIME (= GOLDEN HOURS) - FAZLA MESAİ - başlayıp, gösterim kopyalarına varıncaya kadar geçilen Stüdyoda çalışan ekip elemanına, stüdyoda ve yakın her bir basamak. Gösterim kopyası elde etmek için mekandaki çalışmasının 12 saati aşan kısmı için hafta içi ender olarak bir negatiften doğrudan kopya günlerde saat ücretinin iki katı ücret ödenir. Çift mesai basabilirsiniz. Elde ettiğiniz kopya, ikinci nesildir. Yaygın ödenen tatil günlerindeki (cumartesi, pazar, bayram) şekil, negatiften ara negatif (CRI) (ikinci nesil) alıp, fazla mesai ücreti, normal saat ücretinin dört katı olarak bundan kopya (üçüncü nesil) basmaktır. Negatiften ara hesaplanır. Çalışma yerine stüdyonun sağladığı bir pozitif (IP), ondan dup negatif (DUPE NEGATIVE) alarak otobüsle gidilecekse veya gece kalınacak kadar uzak bundan basılan kopyalar da üçüncü nesil sayılır. Özgün bir mekânda çalışılıyorsa, fazla mesai 14 saatten sonra negatifle kopya arasında ne kadar fazla nesil olursa, başlar ve hafta günleri için saat ücretinin 2,5 katı, tatil kopyanın kalitesi o kadar zayıflar. Bak. CRI. günleri için 5 katı hesap edilir. GENERATOR - JENERATÖR, ÜRETEÇ - Benzin veya GOOSE (i) - Kamera ve ses malzemesini taşıyan dizelle çalışan bir motor aracılığı ile elektrik üreten kamyon için argo terim. seyyar enerji kaynağı. GOOSE (f) - Yükseltmek, arttırmak (goose up the sound). GENERATOR OPERATOR - JENERATÖR OPERATÖRÜ - GRADATION - Bir duyarkattaki parlak ışıktan gölgeye Jeneratörü çalıştıran, düzgün çalışmasından ve kadarki yoğunluk dereceleri. bakımından sorumlu kişi. GRADER - Bir negatifin yoğunluğunu (dansitesini) GENRE - JANR, TÜR - Belirli bir tarz film (komedi, vestern, belirleyen laboratuar teknisyeni. bilim kurgu gibi). GRADING - Kopya basmadan önce negatif planların GLASS SHOT - Çok zor yapılabilecek ve pahalıya yoğunluğunu belirlemek. mâlolacak dekorları veya gidilemeyen mekânları filmde GRADUATED FILTER - DEGRADE FİLTRE - Bir çekimde gösterebilmek için kullanılan bir teknik. İstenen sahnenin sahnenin değişik bölümlerinin değişik yoğunluklarda resmi bir ressam tarafından bir cama yapılır ve kamera veya değişik renklerde görüntülenebilmesi için kullanılan bu camın arkasına konarak sahne çekilir. Bak. MATTE filtre. SHOT. GOBO (= FLAG) - TEKKAPAK

43 GRAIN - GREN - Bir duyarkattaki gümüş zerrecikleri. GROSS - Sinema endüstrisi ile ilgili ticari gazetelerde Görüntü yansıtıldığında bunların farkedilebilir olması her (TRADE PAPERS) yayınlanan raporlarda, bir filmin o güne zaman istenen bir şey değildir. kadar yaptığı toplam hasılat. Bu terim çoğu dağıtım, GREEN PRINT - Projeksiyona hiç girmemiş veya finansman ve katılım sözleşmelerinde, gösterimci kendi projeksiyon için yeteri kadar kurumamış kopya. yüzdesini (pursantaj) aldıktan sonra dağıtımcıya Projektörde sıkışmamaları için yeni kopyaların hafifçe (işletmeciye) kalan parayı belirtir. yağlanması gerekir. GROSS DEAL - Filmin net gelirine değil, kiralama gelirine - Seti, bitkiler ve ağaçlarla donatan ve ortaklık. Bu anlaşma yapımcılar, yönetmenler ve ağırlıklı bunların bakımını yapan kişi. Kesilip dekora yerleştirilmiş oyunculara mahsustur. bir ağaç uzun süre sette bekleyip de yaprakları GUARANTEE sararmışsa, canlı görünmesi için bunların yeşile 1) Kontratlarında yazılı garanti maddeleri olan çizgi üstü boyanması gerekir. kişiler için kullanılan terim. (Bir yönetmenin kontratında, GREY CARD/GREY SCALE (= LILY) - GRİ KART - ilk başoyuncu angaje edildiği anda, film çekilsin Beyazdan siyaha kadar çeşitli gri tonları gösteren çekilmesin, yönetmenin tüm ücretinin ödeneceğini standard karton. Bu karton sette görüntülenir ve negatif garantileyen madde gibi.) yıkandığında, bu görüntü ile laboratuardaki gri kart 2) İki veya daha fazla taraf arasında imzalanan ve karşılaştırılarak gerçek ton değerleri bulunur. Bak. şartlar yerine geldiği anda belli bir paranın bir seferde COLOR BARS. veya taksitler halinde ödeneceğini belirten kanuni sözleşme. Bu garantiler ön satış ve işletme GRIP - SETÇİ - Sette değişik alanlarda çalışan ekip sözleşmelerinde kullanılır ve bir yapımın finansmanına elemanlarını belirtmek için kullanılan genel terim. Işık destek sağlar. yardımcıları lambaları toplar ve yerleştirir; inşaat setçileri seti ve fonları kurar; şaryocu rayları kurar, arabayı iter GUIDE TRACK - KILAVUZ SES - Çekim anında veya çeker. Bak. , BEST BOY. kaydedilen ve sonra daha iyi şartlarda yeniden yapılacak kayıt için örnek işlevi gören ses bandı. Bu GRIP PACKAGE - SET MALZEMESİ - Kamera ve ışıkların bant filmde kullanılmaz. yerleşim ve kullanımı için gerekebilecek her tür malzeme: takozlar, ambalaj torbaları, kum torbaları GYRO HEAD - CAYRO BAŞLIK - Yatay ve dikey (SAND BAG), eldivenler, tel kafesler (SCRIM), çevrinme yaparken kameranın yumuşak hareket etmesi tekkapaklar (FLAG), lamba sehpaları, el aletleri, için jiroskopik düzeneği olan sehpa başlığı. marangoz aletleri, 30x30 çerçeveler ve aynı boy siyah ve beyaz kumaşlar, kama takozları, reflektörler (REFLECTOR) ve reflektör sehpaları (HIGH ROLLER). GRISWOLD - Bak. MACHINE SPLICER.

44 HAND-CRANKED - Sessiz film zamanında kamerayı HH çalıştırma şekli. Kameranın mekanizma kolu, 24 kare/saniye hızı tutturacak şekilde çevrilirdi. Kameralar elektrik motoruyla çalışmaya başladıktan sonra OVERCRANK ve UNDERCRANK sözcükleri, yüksekkare ve HAIRDRESSER - BERBER, KUAFÖR - Oyuncunun saçını düşükkare çekimleri belirtmek için kullanılmaktadır. kesen, boyayan, şekillendiren ve gerektiğinde peruk vb. malzemeyle ilgilenen ekip elemanı. Kullanacağı HAND-HELD CAMERA - ELDE KAMERA - Sehpaya bağlı malzemeyi kendi temin eder ve bunun için kendisine olarak değil de kamera operatörünün elinde taşıyarak ayrıca bir ücret ödenir. Bak. BOX RENTAL. kullandığı kamera. Bak. STEADICAM. HAIR IN THE GATE - PENCEREDE KIL VAR - Kameranın HAND PROPS - Bir oyuncunun sahnede kullandığı kitap, film kızağında kıl, toz, çapak gibi yabancı madde silah, gazete gibi küçük eşyalar. Bu eşyalar aksesuar olduğunu belirten kameraman terimi. Yönetmen bir bölümü tarafından alınır, yapılır veya kiralanır. planın son çekimini beğendiği zaman “CHECK THE HAND SPLICER - Bak. SPLICER. GATE” der. Bu, ‘kurulu düzen bozulmadan önce her şeyi kontrol edin, bir aksaklık var mı bakın’ demektir. Film - Kameranın 1,5-3 metre önünde kızağını kontrol eden birinci kamera asistanı ‘Hair in the asılı ve setin gerisinde büyük bir şeymiş hissini uyandıran gate’ derse, son yapılan ve beğenilen çekimin küçük dekor parçası. görüntülerinde, kızağa takılmış bir kıl veya çapağın HARD - SERT, KONTRAST – Işık veya görüntüde aşırı gölgesi var demektir. Çekim yenilenir. kontrastı belirtir. HALATION - HALO, HALE - Görüntü alanındaki parlak HARD LIGHT - SERT IŞIK - Yüksek kontrast ve sert gölgeler cisimlerin görüntüsünün etrafında oluşan ve haleye veren parlak ışık. Belirli bir etki yaratmak için kullanılır. benzeyen bulanıklık etkisi. Film tabanından duyartabakaya yansıyan ışıktan olur. Bunu önlemek için HAZE FILTER - PUS FİLTRESİ - Mavi ve morötesi ışınları film üreticileri tabanın sırtını 'antihalo' denen bir tabaka emerek havadaki pus etkisini azaltan filtre. Pus, toz ve ile kaplarlar. diğer parçacıkların ışığı dağıtması yüzünden oluşur. HALF-APPLE - BEŞLİK TAKOZ - Normal takozun yarı HAZARD PAY - TEHLİKE TAZMİNATI - Tehlikeli şartlarda yüksekliğindeki takoz. çalışan bir kişiye yapılan fazladan ödeme. Örneğin, bir helikopter kameramanına tehlike tazminatı ödenir. HALF LOAD - Silah ve diğer patlayan malzemeye yarım ölçü patlayıcı doldurulduğunu belirten özel etki terimi. HEAD - Bir film veya teyp bobininin başı. HEADER - Üzerine, senaryo dökümünün başlıca HALOGEN - HALOJEN - İyodin, flüorin, klorin ve unsurlarının yazıldığı 10 santim eninde ve 30 ila 40 santim brominler, halojen diye bilinir.

45 HIGHLIGHT - Bir konunun, negatifte en yoğun bölüm boyunda karton şerit. Bu şerit, yapım şeması olarak beliren en aydınlık bölümü. tahtasındaki (PRODUCTION STRIP BOARD) küçük yapım HIGHROLLER - Geniş, yüksek lamba ayağı. şeritlerinin kılavuzu, fihristidir. HIT - Büyük başarı. HEAD SHOT - BAŞ ÇEKİM - Oyuncunun yalnızca başının göründüğü yakın plan. HIT YOUR MARKS - YERİNİ BUL - Bir sahnenin planlanışına göre doğru zamanda doğru yerde olmayı HEAD-ON SHOT - Doğrudan kameraya doğru gelen bir belirten terim. “Missing your marks” sözleri, çekimin net hareketin göründüğü plan. olmadığını belirtir. HEADS OUT (= HEADS UP) - Projeksiyona hazır şekilde sarılmış film bobini. HIT YOUR MARKS AND SAY YOUR LINES - YERİNİ BUL, LAFINI SÖYLE - Rolünün bir yaratıcılık gerektirmediğini HELICOPTER CAMERA OPERATOR - HELİKOPTER belirten oyuncu terimi. KAMERAMANI - Helikopterden çekilecek sahneler için bu alanda deneyimli kameraman. Helikopter pilotu ile HMI LIGHT - Halogen Medium Iodide sözcüklerinin anlaşarak gerekli planların çekimini yapar. Bak. TYLER kısaltılmışı. Güçlü günışığı veren ark lambalarını belirtir. MOUNT, 'COPTER MOUNT. HOLD FRAME - Canlı çekimdeki optik donuk karenin HELICOPTER MOUNT - Bak. 'COPTER MOUNT, TYLER (FREEZE FRAME) canlandırma sinemasındaki karşılığı. MOUNT. HONEYWAGON - Oyuncuların ve ekibin tuvalet ve HIATUS - Bir süre için yapıma ara verilmesi. Hemen giyinme odası ihtiyacını karşılayan karavan. bütün televizyon dizileri yapımında uygulanır. Bir HORSE - Kurgu odasında Movioladan geçen film mevsimlik bölümler çekildikten sonra, birkaç ay ara bobinlerini taşıyan sehpa. verilir ve yeniden çekime başlanır. HIGH ANGLE SHOT - ÜST AÇI ÇEKİM, PLONJE - Konuya HOT SET - Herşeyiyle çekime hazırlanmış veya halen veya harekete yukardan bakılan çekim. çekim yapılmakta olan set. HIGH FALL - Yüksek bir yerden atlama veya düşüşü HOT SPLICE (= CEMENT SPLICE) - KOLALI YAPIŞTIRMA - İki belirten terim. film şeridinin uçlarının, ayrılmayacak şekilde birbirine yapıştırılması. Negatifte veya yırtılmış kopyalarda HIGH HAT/HI HAT (= TOP HAT) – HEMZEMİN SEHPA Çok uygulanır. Parçalar, uçlarından ince bir bölüm alçak açılardan çekim yapabilmek için kullanılan duyartabaka kazınarak üstüste bindirilir. Kimyasal bir küçük, alçak sehpa veya kamera montürü. maddeyle iki parçanın tabanları eriyerek birbirine HIGH KEY LIGHTING - Bir sahneyi bütünüyle parlak ve kaynar, iki film şeridi, tek parça halini alır. Yapıştırmanın bol ışıkla aydınlatma tarzı. Yoğun ışık kullanmak, gri bir başka şekli, yapıştırıcı bantla yapılanıdır. Kalıcı bir skalanın açık tonlarını öne çıkartarak canlı ve parlak yapıştırma değildir ve kurguda, gerektiği kadar söküp, görüntüler sağlar.

46 yeniden yapıştırmayı sağlar. Kolalı yapıştırmada uçlar üstüste bindiği için, her iki parçadan da birer kare kaybedilir. Bantla yapıştırmada uçlar üstüste değil, II yanyana gelir. HOT SPLICER - Kolalı yapıştırmanın yapıldığı aygıt. HOT SPOT - Setin bir bölümünün aşırı aydınlatılması IATSE - 'International Alliance of Theatrical and Stage sonucu filmdeki görüntüde meydana gelen parlaklık, Employees' sözcüklerinin kısaltılmışı. Kuzey Amerika'da uçma. yapım, dağıtım ve gösterim dallarında çalışanların 1000 HOUSE NUT - Bir sinema salonunun bir haftalık işletme den fazla yöresel meslek kuruluşlarının bağlı olduğu ana giderlerini belirten gösterimci terimi. 90/10 şartlı bir kuruluş. anlaşmada, salon masrafları çıktıktan sonra gişe gelirinin IDIOT CARDS - Bak. CUE CARDS. %90 ı dağıtımcıya ödenir. ILLUMINATION - AYDINLATMA - Doğal veya yapay HYPERFOCAL DISTENCE - HİPERFOKAL UZAKLIK - Objektif kaynaklarla, filmin saptayabileceği bir görüntünün sonsuza odaklandığında, objektife en yakın net alanla oluşabilmesini sağlayacak ışığın elde edilmesi. objektif arasındaki uzaklık. Objektifin odak uzunluğuna ve kullanılan diyaframa göre değişir. Bu uzaklık belirlenip IMAGE - GÖRÜNTÜ - Film üstündeki fotoğrafik kopya. objektif buraya odaklandığında, bu uzaklığın yarısıyla Çekim sırasında görüntüde nelerin belireceğine, sonsuz arasındaki alanda kabul edilebilir bir netlik elde görüntü yönetmenine danışarak, yönetmen karar verir. edilir. IMPROVISE - DOĞAÇLAMA, TULUAT HYPHENATE - Bir filmde büyük sorumlulukların birden 1) Öngörülmemiş sözcükler veya hareket yaratmak, fazlasını yüklenen kişi. Woody Allen, Orson Welles, senaryoda yazılı olanların dışına çıkmak. Charlie Chaplin, Buster Keaton, Barbra Streisand ve 2) Yapımda sorunlarla karşılaşıldığında hemen yeni Warren Beatty, bunların en ünlülerindendir. (Yazar, seçenekler üretmek. Bak. WING IT. yapımcı, yönetmen, oyuncu.) IN CAMERA - Çekimin herhangi bir anında sahnenin, kameranın gördüğü bölümü. INCANDESCENT LIGHT - AKKOR IŞIK - Cam ampulün içinde akkor hale gelmiş telin yaydığı ışık. Soğuk ve sert olan flüoresan ışıktan daha sıcak ve yumuşaktır. Kuartz/ Halojen ışıkla karıştırılmamalıdır. INCIDENT LIGHT - GELEN IŞIK - Yansıyan ışığın (REFLECTED LIGHT) karşıtı olan, konunun üstüne gelip onu aydınlatan ışık. Bu ışığı ölçmek için kullanılan

47 ışıkölçer (pozometre), konuya gelen ışığın yoğunluğunu INKIE - Sette kullanılan akkor (INCANDESCENT) ölçer. lambaları belirten argo terim. INDEPENDENT CONTRACTOR - Hizmet veren, fakat aylıklı IN-PHASE - İki ayrı motorun eşzamanlı (senkron) çalıştığı olmayan kişi. Bak. FREELANCE. durum. INDEPENDENT PRODUCER - BAĞIMSIZ YAPIMCI - - ARA PLAN - Bir sekansta olayı açıklamak veya Başlangıçta, birliğe bağlı olmayan ve sınırlı bir dağıtım devamlılığı sağlamak için araya konan kısa süreli ayrıntı için yapılan küçük bütçeli filmleri gerçekleştiren kişileri plan. (Bir listede bir adı işaretleyen kalem, döşemeye belirtirdi. Günümüzde, büyük bir stüdyoya kontratla damlayan kan damlası gibi) bağlı olmayan bir yapımcıyı da belirtir. INSERT STAGE - Ara planların çekildiği plato, stüdyo. INDEPENDENT PRODUCTION - BAĞIMSIZ YAPIM - Büyük Sinema filmi ve televizyon yapımlarında kullanılacak ara stüdyoların finanse etmediği yapım. Gene de, bağımsız planlar için hizmet veren uzmanlaşmış firmalar vardır. bir filmin dağıtımını büyük şirketler yapabilir. INSURANCE COVERAGE - Çok değişken şartlar içerdiği INDIE PROD - Bağımsız yapımcı (INDEPENDENT için bir filmin sigorta maliyeti kesin olarak PRODUCER) veya bağımsız yapım (INDEPENDENT belirlenemediğinden, toplam negatif maliyetinin yüzde PRODUCTION) sözcükleri için kullanılan argo terim. 2 ile 4 ü kadar bir miktar, sigorta masrafı olarak bütçeye konur. Bu yüzde, çekim programı, mekânlar, oyuncu INDIE PROD WITH A (FIVE) PIC PACK - Sinemayla ilgili kadrosu gözönüne alınarak belirlenir. ticari basının (TRADE PAPERS), bağımsız bir yapımcının, yapımı için anlaşma imzaladığı film sayısını belirtmek için INSURANCE TAKE - Bak. COVER SHOT. kullandığı terim (yukarıdaki örnekte 5 film). IN SYNC - Görüntü ve ses şeritlerinin uyuşarak eşzamanlı INFINITY - SONSUZ (UZAKLIK) - Öyle bir uzaklık ki, oradaki akışı. Bunun gerçekleşmediği durum, nonsenkron (OUT bir noktadan objektife yansıyan ışık ışınları paralel kabul OF SYNC.) kabul edilir. Bak. SYNCHRONIZATION. edilebilir. Bir objektifin netlik ayarı halkadaki sonsuz INT - INTERIOR için kullanılan kısaltma. noktasına getirildiğinde, o objektifin odak uzunluğuna özgü bir uzaklıktan sonra her alan nettir. INTEGRAL TRIPACK - Ayırım negatifleri (SEPARATION NEGATIVES) üretmek için kullanılan ve her biri bir asal INFRARED - KIZILALTI - Görülebilir ışıkların dalga renge duyarlı üç kat duyartabaka (emülsiyon) kaplı boyundan daha uzun (ve yavaş) dalga boyunda ve renkli film. gözle görülemeyen ışınlar. Kızılaltına duyarlı özel ham film ve özel filtreler kullanılarak cisimlerin karanlıkta INTENSIFICATION - Görüntünün yoğunluğunu ve fotoğrafı çekilebilir. kontrastını arttırarak, az pozlanmış bir negatifin kalitesini

48 Gösterim için kullanılmaz. Tabanı turuncu renklidir ve iyileştirmek için yapılan kimyasal bir işlem. Bak. THIN normal kopyalardan daha yoğundur. Bak. CRI. NEGATIVE. IN THE CAN INTENSITY - Bir ışık kaynağının mum (CANDELA) veya 1) Ana çekimleri () bitmiş film futkendıl (FOOTCANDLES) olarak ölçülen gücü. veya çekimi bitmiş sahne. INTERCUT - PARALEL KURGU - Değişik sekansları içiçe 2) Yıkanmak için laboratuara yollanmaya hazır kurgulayarak bu sekanslardaki olayların aynı zamanda pozlanmış film. geçtiği duygusunu yaratan kurgu tarzı. Bu tarzı D. W. INTROVISION - Görsel etki için kullanılacak bir planı Griffith icat etmiştir. En görkemli örneği de 'The Birth of a çekerken matını (maskesini) da izleme olanağı Nation' filmindeki Ku Kluks Klanın saldırı bölümüdür. sağlayan yeni bir sistem. INTEREST - FAİZ - Belirli bir süre için borç alınan bir INVERSE SQUARE LAW - TERS KARE KURAMI - Işığın veya paraya belirli bir yüzde oranında ödenen ücret. sesin gücü, konu ile lamba veya mikrofon arasındaki uzaklığın karesi ile ters orantılıdır. Örneğin, lambadan iki INTERIOR - İÇ, DAHİLİ - Herhangi bir binanın içinde ve metre uzaktaki bir kişi 10 kandela ışık alıyorsa, genellikle lamba ışığı kullanılarak yapılan çekim. lambadan dört metre uzakta 2,5 kandela ışık alacaktır. INTERLOCK - Ayrı şeritlerdeki görüntü ve sesin eşzamanlı INVISIBLE SPLICE - Bak. A AND B CUTTING. olarak izlenebilmesini sağlayan düzenek. Genellikle kurguda eşleme sırasında kullanılır. IP - Ara pozitif (INTERPOSITIVE) için kullanılan kısaltma. INTERLOCK MOTOR - Bak. MOTOR, SELSYN MOTOR. IPS - İnç/saniye (Inches per Second) için kullanılan kısaltma. Ses kaydında bandın akış hızı birimidir. Müzik INTERMITTENT MOVEMENT - DURAKSAMALI HAREKET kaydı için 7,5 inç/saniye ve daha yüksek hızlar kullanılır. Sürekli akan film şeridinin her bir karesinin kamerada pozlanmak, projektörde yansıtılmak için objektifin IRIS - Bak. DIAPHRAGM. arkasında bir an duraklaması. INTERNEGATIVE/INTERNEG (= CRI, COLOR REVERSAL INTERNEGATIVE) - ARA NEGATİF - Dönüşken ham film (REVERSAL FILM STOCK) kullanarak özgün negatiften alınan negatif kopya. Ara pozitif (INTERPOSITIVE) aracılığı ile alınan negatif olan dup negatif (DUPE NEGATIVE) ile karıştırılmamalı. INTERPOSITIVE (IP) - ARA POZİTİF - Dup negatifler üretmek için özgün negatiften alınan pozitif kopya.

49 JJ KK

JELLY - Bak. GEL. KEG - Bira fıçısına benzeyen 750 vatlık spot. JENNY - Jeneratörün takma adı. KEM - Bir yatay kurgu masası markası. Bak. STEENBECK, JUICER - Sette lambaları yerleştirmek ve yakıp MOVIOLA. söndürmekle görevli ışık ekibi elemanı. KEY GRIP - Işık şefi ve görüntü yönetmeni ile doğrudan JUMP CUT - SIÇRAMALI KURGU - Bir sahnede veya temas halinde olan ışık ekibi elemanı. sahnelerin arasında hareketin ani ve olağandışı değişmesini doğuran kurgu tarzı. Bir planın ortasından KEY LIGHT - Sahnenin havasını vurgulayan ana ışık bir bölüm çıkararak veya peşpeşe planlarda bakış kaynağı. Görüntü yönetmeni genellikle önce bu ışığı açısını değiştirmeden kamerayı konuya yaklaştırarak yerleştirir, sonra öbür ışıkları düzenler. Bak. LIGHTING. veya uzaklaştırarak gerçekleştirilir. Kuramsal olarak kötü KEY NUMBER (= EDGE NUMBER) - FİT NUMARASI - Üretim sinema dili kabul edilen bu tarz, kimi yönetmenlerce sırasında filmin kenarına basılan seri numaraları. Negatif özel etki yaratmak için bilinçli olarak kullanılır kesimci negatifi kesmek için iş kopyasıyla karşılaştırırken, (Antonioni'nin Blow Up filmindeki gibi.). Bu teknik, Yeni bu numaralardan yararlanır. Kurgucu da özel etkilerin Dalga’cı Fransız yönetmenlerce, özellikle Jean-Luc yerlerini, bu numaraları belirterek bildirir. Kod numaraları Godard tarafından moda hale getirildi. ile karıştırılmamalıdır. JUNIOR - 1000 - 2000 vatlık lamba. Bak. SENIOR. KEY SECOND A.D - Birden çok ikinci yönetmen yardımcısı çalıştıran yapımlarda, öbür ikinci yardımcıların çalışmasını düzenleyen baş ikinci yardımcı. Birinci yardımcının veya yapım yönetmeninin emrindedir. Bak. SECOND ASSISTANT DIRECTOR. KEYSTONE - Perdeye dikaçılı bakmayan bir projektörün yansıttığı şekli bozuk çerçeve. Bazen kameranın kötü yerleştirilmesiyle de meydana gelebilir. KICKER (= SLICE LIGHT) - KONTUR LAMBASI - Ön plandaki bir cismi geri plandan ayırmak için kullanılan küçük lamba.

50 KILL - Bir lambayı söndürmek, kapatmak. LL KINESCOPE - Canlı bir televizyon yayınını ekrandan filme almak. Videonun icadından önce, bir televizyon yayınını kaydetmek için kullanılan tek yoldu. LABORATORY (LAB) - LABORATUAR - Pozlanmış filmin banyo edilip kopyaların basıldığı yer. KIT RENTAL - Bak. BOX RENTAL. LACQUERING - LAKLAMAK - Film şeridinin yüzeyini, KLEIG LIGHTS - Filmlerin galalarında salonların önünde zedelenmekten koruyan bir tabaka ile kaplamak. kullanılan güçlü ark lambası. Çekimlerde etki için de kullanılır. LAP DISSOLVE - Bak. DISSOLVE, A AND B CUTTING. KOOK (= COOKIE, CUCALORIS, KUKALORIS) - Düz bir LATENSIFICATION - Bak. FLASH. yüzeye gölgeler düşürerek monotonluğunu kırmak için LATENT IMAGE - GİZLİ GÖRÜNTÜ - Pozlanmış fakat bu yüzeyi aydınlatan lambanın önüne konulan, içi çeşitli yıkanmamış filmde kimyasal olarak oluşmuş görüntü. şekillerde oyulmuş maden, tahta veya plastik levhalar. Film banyo edilince bu görüntü, görülebilir görüntü haline dönüşür. LATERAL FLICKER - YATAY OBTÜRASYON - Fazla hızlı bir pan (yatay çevrinme) yüzünden oluşan ve görüntünün titremesi gibi algılanan olay. LATITUDE - POZLANMA TOLERANSI - Bir filmin, normalden az veya çok pozlandığı halde hâlâ işe yarar bir görüntü verebilme sınırları. Filmin hızı ne kadar yüksekse, pozlanma toleransı da o kadar fazladır. LAVENDER - Tabanının rengi yüzünden ince gren ana pozitife verilen argo isim. LAY IN - Katmayı, eklemeyi belirten kurgu terimi ('Lay in effects, lay in the sound' gibi.) LAYOUT - Bir sahnedeki hareketin, özel etkinin, ışıkların vd. çekimden önce hazırlanan ayrıntılı planı. LEAD - Baş oyuncu. LEADER - Bak. FILM LEADER.

51 LEAD MAN - Set dekoratörünün yönetiminde çalışan ve dekor işçilerinin şefi olan kişi. LENS HOOD - PARASOLEY - Objektifin ön elemanına kaçak ışık gelmesini engelleyen gölgelik. LEAK LIGHT - KAÇAK IŞIK - Sette, aydınlatılmaması gereken bir yere düşen ve bir tekkapak veya gobo ile LENS SPEED - OBJEKTİF HIZI - Bir objektifin ışık geçirme maskelenebilen ışık. yeteneği. Açıklık ne kadar büyükse (ve ters orantılı olarak, diyafram numarası ne kadar küçükse), objektif o LEGS - AYAK - Kamera sehpası. kadar hızlıdır. Hızlı bir objektif, düşük ışıkta bile görüntü LENS - OBJEKTİF - Görüntüyü filmin üstüne odaklayan verir. optik araç. Odak uzunluklarına göre üç ana bölümde LENS TURRET - TARET - Kameranın önünde, üzerine gruplanırlar: ortalama bir görüş açısı olan NORMAL, birkaç objektif takılabilen döner plaka. Taret geniş bir görüş açısı olan GENİŞ AÇI (WIDE ANGLE), dar döndürülerek istenen objektif pencerenin önüne getirilir. bir görüş açısı olan TELEOBJEKTİF (TELEPHOTO). Zum Yeni model kameralarda kullanılmıyor. objektifler bunların hepsinin özelliklerini taşır, fakat görüntü kalitesi biraz düşüktür. Ana objektifler (PRIME LEVEL - LENS) tek özellik taşır fakat görüntü kaliteleri yüksektir. 1) Kamerayı yerleştirirken yatay alanının doğru olması. Bunu kontrol etmek için sehpa başlığında bir su terazisi LENS ABERRATION - OBJEKTİF SAPINCI - Görüntünün bulunur. (IMAGE) şeklinde çarpılmaya neden olan mercek 2)Ses kaydında, en kaliteli kayıt için desibel değeri. hatası. LIBRARY – LENS ADAPTER - OBJEKTİF ADAPTÖRÜ - Kameradaki 1) Filmlerin ve stok şutların (STOCK FOOTAGE) depolanıp objektif yuvasıyla objektif arasına takılan parça (2x izlenebildiği yer. extender gibi.) 2) Önceden kaydedilmiş müzik parçalarının LENS BARREL - Bir objektifin elemanlarını barındıran ve depolandığı ve dinlenebildiği yer. koruyan silindir tüp. LIBRARY SHOT - Bak. STOCK FOOTAGE. LENS COVER (= LENS CAP) - OBJEKTİF KAPAĞI - LIGHT BOX - IŞIK KUTUSU - Filmleri incelemek için Kullanılmadığı zamanlarda bir objektifin ön ve arka kullanılan, bir yüzeyi ışık geçirgen bir plakadan oluşan elemanlarını koruyan kapaklar. ve içinde lamba yanan kutu. LENS COATING - Bir objektifin kalitesini arttırmak için LIGHTING - IŞIKLANDIRMA - Bir setin, görüntüde belli bir merceklerine uygulanan özel kaplama tabakaları. tarz veya hava yaratacak şekilde aydınlatılması. LENS ELEMENTS - OBJEKTİF ELEMANI - Bir objektifi Yönetmenin de katılımı ile görüntü yönetmeninin oluşturan içbükey ve dışbükey mercekler. sorumluluğuna girer. Çekim malzemesi içinde lambalar en hantal parçalar olduğu için, ışıklandırma zordur ve çok zaman alır. Dört ana ışıklandırma şekli vardır: Ana

52 ışıklar (KEY LIGHTS), dolgu ışıkları (FILL LIGHTS), fon ışıkları LIQUID GATE (= WET GATE, SUBMERGED PRINTING) - (BACK LIGHTS) ve kontur ışıklar (KICK LIGHTS). Ana ışıklar, ISLAK BASKI - Bir kopyayı basarken çiziklerin ve bir sahnedeki genel havayı veren temel ışıklardır. Dolgu aşınmadan doğan izlerin görünmesini en aza indiren ışıkları, ana ışıkları destekleyen ve tamamlayan, kontrastı baskı sistemi. azaltan, gölgeleri aydınlatan ışıklardır. Fon ışıkları, geri LIVE ACTION - CANLI ÇEKİM - Canlandırma sineması planları aydınlatarak görüntüye derinlik kazandırır. ve özel etkilerin tersine, gerçek oyuncularla gerçek Kontur ışıklar saç ve yüz hatlarını meydana çıkarır ve mekânlarda veya stüdyoda çekilen sahneler. ayrıntıları vurgular. LIGHTING CAMERAMAN - Görüntü yönetmeni için LIVE SOUND (= LIVE RECORDING) - Çekim anında İngilizlerin kullandığı terim. kaydedilen diyalog ve çevre sesleri. LIGHT METER - Bak. EXPOSURE METER. LIVING ALLOWANCE (= PER DIEM) - Gecelenen uzak LILY - Bak. GREY CARD. mekânlarda çalışırken çalışanlara verilen sabit miktarda LIMBO SET - Olayın belirgin bir mekânda geçtiğini ek ücret. anlatmaya yetecek en az dekor, geri plan ve aksesuar LOAD - Çekimden önce kameraya veya kasete film kullanılan set. doldurmak. LIMITED RELEASE - SINIRLI GÖSTERİM - Bir filmin, LOADER - Birden fazla kamera kullanıldığında, kasetlere tepkilerini ölçmek için sınırlı bir izleyici kitlesine yapılan film dolduran ve ikinci kamera asistanına yardımcılık gösterimi. Buna, deney pazarlaması denir. Bir filmin sınırlı yapan kamera ekibi elemanı. bir izleyici kitlesine hitap ettiği veya fazla izleyici çekmeyeceği önceden biliniyorsa, ekonomik kayba LOADING ROOM - ŞARJ ODASI - Sette veya bir araçta uğramak tehlikesini azaltmak için sınırlı gösterime gidilir. filmleri doldurup boşaltmak için kullanılan küçük karanlık - Bir yapımdaki çizgiüstü ve çizgialtı oda. elemanları için denetleyici ve danışman. Yapım LOCAL LOCATION - YEREL MEKAN, YAKIN MEKAN - Birlik yönetmeni, çizgialtı unsurlar için bu kişiye danışır. kurallarına göre merkeze 45 km den fazla uzak LINING UP – olmayan, oyuncuların ve ekibin gecelemek zorunda 1) Çekimden önce kamera ve oyuncuları yerleştirip kalmadığı çekim mekânları. Bak. STUDIO ZONE. ışıkları ayarlamak. LOCATION - MEKÂN - Stüdyo dışında çekim yapılan 2) Optik etkide, interpozitifi iş kopyasıyla eşlemek. yer. Mekânda çekim yapmak, yapım sorumlusuna LIP SYNC - AĞIZ SENKRONU barınak, yiyecek temini, tuvalet, temizlik, ekip ve 1) Bir oyuncunun, ağız hareketlerini pleybek yapılan malzemelerin ulaşımı gibi ek sorunlar yaratır. Yerel veya müziğe uydurarak şarkı söylüyormuş gibi yapması. yakın mekânlar, stüdyoya yakın yerlerdir. Oyuncular ve 2) Dublajda, perdedeki ağız hareketlerine uydurarak bir ekip, çalışmadan sonra gece evlerine dönerler. Uzak konuşmayı seslendirmek. Bak. LOOP.

53 mekânlarda oyuncular ve ekip gecelemek zorundadır algılamayacak bir uzaklığa yerleştirilir. Tanıtım planı ve haftalık çalışma süresi altı gündür. veya ana planlar (MASTER SHOT) için kullanılır. LOCATION ACCOUNTANT (=PRODUCTION LOOP (i) - BUKLE, LUP ACCOUNTANT, LOCATION AUDITOR) - Bir mekânda 1) Kamera ve projektörde filmin, tamburların arasında çekim yapılırken harcanan bütün paranın hesabından kalan ve pencere kızağından geçen kısmı. Tamburların sorumlu kişi. filme verdiği sürekli akış hareketinin, penceredeki duraksamalı hareketi bozmaması ve filmin kopmaması LOCATION AUDITOR - Bak. LOCATION ACCOUNTANT. için belirli bir uzunlukta tutulur. LOCATION FEE - MEKÂN KİRASI - Bir mekânda çekim 2) Dublajı yapılacak sahnenin projeksiyonda devamlı yapılırken orasının kullanımı ve sağladığı şeyler için yansıtılabilmesi için başı ile sonu birbirine eklenerek ödenen ücret. halka haline getirilmiş film şeridi. - MEKÂN SORUMLUSU - LOOP (f) - DUBLAJ - Yeni kaydedilen ses veya Senaryoyu okuyarak nasıl mekânlar gerektiğini çıkaran, konuşmaların, eskilerinin yerine konması. İyi bu mekânları arayıp bulan, olanaklarını ve elverişliliğini kaydedilmemiş veya değiştirilmek istenen konuşmaları inceleyen, yönetmen ve yapım tasarımcısına kaydetmek için oyuncular, yapım sonrası çalışmalarda göstermek için fotoğraflarını çeken kişi. Bir mekân dublaja çağrılır. onaylandıktan sonra bu mekânda çekim yapabilmek LOSE - Yoket, kapat, söndür. Bak. EIGHTY SIX. için gerekli izinleri alır, şartları görüşür. Bundan sonra bu mekânla ilgili bütün ayrıntıların (izinler, park sorunu, LOT - Stüdyo binalarının (bürolar, platolar, soyunma yemek servisi, polis, itfaiye gibi) organizasyonundan odaları vb.) bulunduğu ve işi olmayanların içeri girmesini sorumludur. Bütün mekânlar için bir bütçe yapmakla da engellemek için kapısında bekçiler bulunan alan. Bak. görevlidir. STUDIO.

LONG FOCUS LENS (= TELEPHOTO LENS) - TELEOBJEKTİF - LOW-ANGLE SHOT - ALT AÇI ÇEKİM, KONTRPLONJE - Normal bir objektiften daha uzun odaklı objektif. Ana Yere yakın yerleştirilen kameranın konuya alttan yukarı özelliği, uzaktaki cisimleri yakındaymış gibi doğru baktığı çekim. görüntüleyebilmesidir. Teleobjektif kullanıldığı zaman LOW KEY - Bir sahnenin, bol gölgeler yaratan loş ışıklar görüntüdeki net derinliği azalır. kullanarak gri skalanın alt bölümü değerinde LONG SHOT (LS) - UZAK ÇEKİM - Ana konunun genel ışıklandırılması. çekimi. Kamera, çevresi içinde ana konuyu veya LS - Uzak çekim (LONG SHOT) için kullanılan kısaltma. oyuncuyu ayırdedebilecek, ama fazla bir ayrıntıyı

54 LUMINAIRE - Sehpası, lambası ve ampulü ile komple ışık aracı. MM

MACHINE SPLICER - El ve ayakla kumanda edilen negatif kesim makinesi. En tanınmış marka, GRISWOLD'dur. Bak. SPLICER. MAGAZINE - KASET - Ham film ve pozlanmış film için bölümleri olan ve kameraya takılan ışık geçirmez film kutusu. 60, 120 ve 300 metre film alan çeşitleri vardır. Çok sayıda kaset önceden doldurulur, kamerada film bittikçe yeni kaset takarak çekim aksatılmadan sürdürülür. Kasetler, karanlık odada veya şarj torbasında doldurulup boşaltılır. MAGIC HOUR - Alacakaranlık. Işığın sıcak, göğün koyu mavi ve gölgelerin uzun olduğu gün batımı ile karanlık arası saat. Bu saatlerde çekilmiş filme örnek, Terrence Malik'in “Days of Heaven” filmidir. MAGNETIC FILM (MAG FILM) - MANYETİK FİLM - Duyartabaka yerine demir oksit ile kaplanmış, ses kaydı için kullanılan film şeridi. Bu şeritler yalnız kurgu sırasında kullanılır. Görüntü şeridi ile aynı boyutlarda olduğu için eşleme sağlıklı olur. MAGNETIC RECORDING - MANYETİK KAYIT - Çekim sırasında teyp bandına yapılan ses kaydı. Bu bant kurgu için manyetik filme aktarılır. Kurgu ve miksaj bittikten sonra manyetik filmdeki sesler, optik şeride aktarılır. MAGNETIC STRIPE - Dolbi ses sistemli 70 mm kopyalarda ses kaydı için film şeridinin kenarlarına kaplanan manyetik tabaka.

55 MAGNETIC TAPE - Genelde ses, videoda ise ses ve MARKS - İŞARET - Kaydırma yaparken arabanın görüntü kaydı için kullanılan, plastik tabanlı, demir oksidi duracağı noktayı, yer değiştiren oyuncunun netliğini kaplı şeritler. Profesyonel tipleri 1/4 inç enindedir ve izleyebilmek için önemli noktaları ve benzeri yerleri yüksek kaliteli kayıtlar için 7,5 ve 15 inç/saniye hızda belirlemek için yapışkan bez bant veya tebeşirle yere akarlar. konulan işaretler. Çok sayıda oyuncunun olduğu sahnelerde, her oyuncu için değişik renkli bant veya MAG/OPTICAL PRINT - Hem manyetik, hem optik ses tebeşir kullanılır. Çekim başlarken işaretler kaldırılır. sistemleri ile donatılmış salonlar için hazırlanan, optik ve manyetik ses bantları olan kopya. MARRIED PRINT - COMPOSITE PRINT için İngilizlerin kullandığı terim. MAIN TITLE - BAŞLIK, BAŞLIK YAZILARI - Özel olarak filmin MASK – adının, genel olarak film başlamadan önce jenerik 1) Bir film perdesini değişik görünüm oranlarında yazılarının göründüğü bölüm. DGA kurallarına göre çerçevelemek için perdenin yanlarındaki hareketli siyah yönetmenin adı, film başlamadan önce görünen son panolar. yazıdır. 2) Teleskop, dürbün, fotoğraf makinesi vizöründen MAKE-UP - MAKYAJ - Krem, pudra, göz farı vb. bakılıyormuş duygusu uyandırmak için görüntünün bir malzemelerle oyuncuların ve figüranların yüz ve bazen bölümünü örtüp karartan parça. Bu işlem film çekilip vücut görünüşünde yapılan düzeltme ve değişiklik. yıkandıktan sonra optik laboratuarda gerçekleştirilir. Oyuncunun görünüşünü güzelleştirebilir, bir etki 3) Kamera objektifine gelen bir ışığı kesmek için yaratabilir (yaşlılık gibi), ciltteki iz veya bozuklukları kullanılan tekkapak. örtebilir veya tamamen değişik görünüşlü bir kişilik MASTER (= MASTER POSITIVE) - Kopya basımı için yaratabilir. Uzun sürecek makyajlar için (Little Big Man - kullanılacak dup negatifin alındığı ana pozitif. Videoda, Dustin Hoffman, Planet of The Apes - tüm oyuncular) kopyaların çoğaltımı için kullanılacak kurgulanmış ana oyuncular sete çok erken çağırılır. kopya. MAKE-UP ARTIST - MAKYAJCI - Oyunculara makyaj MASTER SCENE - Tiplerin tanıtıldığı, olayın girişinin yapmakla görevli ekip elemanı. Bak. BODY MAKE-UP, yapıldığı başlangıç sahneleri. SPECIAL EFFECTS. MASTER SHOT - ANA PLAN - Bir sahnenin başından MAKE UP CALL - MAKYAJ ÇAĞRISI - Bir oyuncunun, sonuna kesintisiz çekiminin yapıldığı plan. Örneğin, iki makyajı yapılması için sete gelmesi gereken zaman. oyuncunun karşılıklı konuştukları bir sahnede, tüm Makyaj süresi 15 dakikadan 7 saate kadar (ENEMY MINE konuşmayı kesintisiz saptayan plan, ana plandır. Bu plan filminde Lou Gosset Jr. için) değişebilir. Makyaj çağrısı, istendiği gibi çekildikten sonra yakın planlar, tepki oyuncunun sette bulunması gereken saatten geriye planları, amorslu (omuz üstü) (OWER-THE-SHOULDER) doğru sayılarak yapılır. planlar gibi dolgu ve örtü planlar (COVERAGE) çekilir. MATCH

56 1) Ana planın arasına girecek örtü planları çekilirken devamlılığın sağlanması için sözleri ve hareketleri, ana MEAL PENALTY - YEMEK TAZMİNATI - Yemek molası planda oldukları gibi tekrarlamak. sendikanın tanıdığı süreden fazla geciktiğinde veya 2) Negatif kesimi yapılırken son kurgusu bitmiş iş kopyası yemek molasında kendisine gerektiği kadar vakit ile negatifi eşlemek, çakıştırmak. verilmeyen bir oyuncu veya ekip elemanına ödenen MATRICES - Üç şerit teknikolor (THREE STRIP tazminat. TECHNICOLOR) sistemde kopya basmak için kullanılan MEAT AXE - Tekkapak veya filtre çerçevelerini tutturmak üç ana şerit. Her şerit, asal renklerden (PRIMARY için kullanılan darağacı şeklindeki sehpa. COLORS) birine (kırmızı, yeşil ve mavi) duyarlıdır ve her MEDIUM CLOSE UP (MCU) - Yakın planla orta plan biri, nihai görüntünün bir bölümünü taşır. Baskıda, her arasında plan. şerit duyarlı olduğu renkteki boyayı emer ve temas ettiği pozitif kopyanın uygun yerine aktararak kopyayı MEDIUM LONG SHOT (MLS) - Oyuncunun ön planla arka renklendirir. plan arasında orta uzaklıkta olduğu, uzak planla orta plan arası plan. MATTE - Kameranın veya baskı makinesinin objektifi önüne konulduğu zaman karenin kimi kısımlarının MERCURY VAPOR LAMP - Mavimsi ışık veren küçük ark pozlanmasını önleyen özel şekillerde kesilmiş veya lambası. oyulmuş maske. Değişik yer ve zamanlarda çekilmiş M&E TRACK - Müzik ve etki şeridi (Music and Effects görüntüleri tek bir görüntüde birleştiren özel etki Track) için kullanılan kısaltma. Konuşmalar dışındaki aracıdır. Bak. MATTE BOX, MATTE SHOT, SPECIAL bütün sesleri içerir. Özellikle yabancı dilde dublaj EFFECTS. yapılırken çok işe yarar. MATTE ARTIST - Mat planı (MATTE SHOT) için fon METTEUR-EN-SCENE - Yönetmen için kullanılan “Sahneye (BACKGROUND) veya mat (MATTE) tasarlayan ve Koyan” anlamında tiyatrodan gelme Fransızca terim. yapımına yardım eden özel etki bölümü elemanı. Günümüzde daha çağdaş olan REALISATEUR MATTE BOX (= SPECIAL EFFECTS BOX) - PARASOLEY - (Gerçekleştiren) kullanılmaktadır. Kamerada objektifin önüne takılan ayarlanabilir filtre MICRO-CINEMATOGRAPHY - Normal objektifler için çok taşıyıcı. Objektifi kaçak ışıklardan korur ve mat planı küçük olan cisimlerin filminin, bir mikroskop aracılığı ile çekilirken matı yerinde tutar. Bak. MATTE SHOT. çekilmesi. MATTE SCREEN - Bütün bakış açılarından görüntünün BOOM (= BOOM) - BUM - Çekim aynı parlaklıkta izlendiği özel yansıtıcı perde. sırasında bum operatörünün kullandığı, mikrofonu MATTE SHOT - MAT PLANI - Çekilen sahnenin, önceden kameranın görüş alanının dışında tutmaya yarayan çekilmiş fon veya hareketli elemanlarla birleştiği plan. uzun kol. Bak. TRAVELING MATTE. MIDGET - 50 - 200 vat ampul kullanan küçük dolgu ışığı MCU - MEDIUM CLOSE UP için kısaltma. lambası.

57 MODELING LIGHT - Bir cismin dokusunu ve sınırlarını MILEAGE MONEY - KİLOMETRE PARASI - Mekânlara gidip ortaya çıkaran ışık. Contour Key de denen bu ışık, ana gelirken kendi arabasını kullanan oyunculara veya ekip ışığın ters yönünden verilir. elemanlarına ödenen para. - Sürekli ses dalgalarındaki yoğunluk, faz MINIATURE - MODEL, MİNYATÜR - Özel etki çekimleri için veya frekans değişikliği. bir setin küçük boyda hazırlanmış modeli. Normal boyda hazırlandığı zaman çok pahalıya mâlolacak MONITOR - MONİTÖR - Kamera objektifinin verdiği setler için yapılır. görüntünün kalitesini veya oyuncunun oyununu izlemek için kullanılan video ekranı. MINIBRUTE - Dış çekimlerde gün ışığını desteklemek için, gündüz çekimi yapılan iç çekimlerde dolgu ışığı olarak MONOCHROMATIC - Genelde siyah-beyaz görüntü için kullanılan 650 vatlık ark lambası. kullanılan, aynı zamanda tek bir renkten veya tek bir MINILIGHT - Yansıtıcısı ve kapakları olan ve genellikle rengin tonlarından oluşan görüntüyü de belirten terim. dolgu ışığı için kullanılan lamba. MONOPACK - Duyartabakası, her biri asal renklerden MINIMOUNT - Uçak, helikopter, otomobil ve teknelerde (PRIMARY COLORS) birine duyarlı üç katmandan oluşan kullanılan kamera montürü. renkli film. MIRROR SHUTTER - AYNALI OBTÜRATÖR - Kamera MONOPOLE - Stüdyoda lambaları asmaya yarayan operatörünün paralaks hatasını düzeltmesine gerek ayarlanabilir aygıt. kalmadan, çektiği görüntüyü vizörden izlemesini MONTAGE sağlayan yansıtıcı aynalı kamera obtüratörü. 1)- Hikâye içinde hikâye anlatan veya zaman geçişini MISE-EN-SCENE - MİZANSEN - Yönetim, sahne düzeni belirten, kesme veya geçmelerle birbirine bağlanmış, anlamında Fransızca terim. genellikle birbirinden kopuk ve sözsüz planlar. 2)- Kurgu anlamında Fransızca sözcük. Bak. EDITING. MITCHELL - Büyüklüğü ve ağırlığından dolayı genellikle stüdyoda kullanılan bir kamera markası. MOO PRINT - Mükemmel bir kopyayı belirtmek için MIX - MİKS - Çeşitli ses bantlarını, üç veya dört kanallı laboratuarcıların argo terimi. bir tek manyetik şerit üzerinde birleştirmek. Bu şeritteki MORTARS - Çekim sırasında patlamalar gerçekleştir- sesler sonra optik şeride aktarılır. mek için özel etki elemanlarının kullandığı çelik kutular. MLS - MEDIUM LONG SHOT için kullanılan kısaltma. MOS (= WILD PICTURE) – “Mit Out (without) Sound” MOCK-UP - Bir cismin sette kurulan tam boy modeli. (Bir sözcüklerinin kısaltması. Eşzamanlı ses kaydı yapılmayan uçak kabini gibi.) çekimi belirtir. Bu çekimlerde klakete, öbür bilgiler yanında MOS harfleri de yazılır. Ses mühendislerinin MODEL - Gerçeğini bulmak çok zor veya pahalı olduğu çoğunun Alman olduğu zamanlardan kalmadır. zaman kullanılan, gerçek bir cismin ölçekli kopyası. Söylenceye göre, deyimin yerleşmesini sağlayan kişi,

58 çekilecek planın sessiz çekileceğini ekibe belirtirken “mit MS - (orta plan) sözcüklerinin kısaltması. out sound” diyen, kendisi de Alman olan yönetmen Lothar Mendes'tir. MULTI-BEAM - Küçük kuartz iodin lamba. MOTOR - Hareket sağlayan mekanik araç. Profesyonel MULTIBROAD - Işık huzmesi (puanı) daraltılıp kameraların çoğu, eşzamanlı ses kaydına olanak toplanabilen lamba. sağlayan sabit hız motorları ile çalışır. Değişken hızlı MULTICAMERA - Bir sahneyi değişik açılardan aynı anda motorlar (VARIABLE SPEED MOTORS), yüksek veya çekmek için birden fazla kamera kullanmak. Geniş bir düşükkare (SLOW MOTION, ACCELERATED MOTION) alana yayılmış veya tekrarlanması zor olan sahnelerin planlar (MOS çekim) için kullanılır. çekimi için yaygın bir tarzdır. MOW - Movie of Week (Televizyon Filmi ) sözleri için kullanılan kısaltma. MULTI-DUTY MOTOR - Bak. CRYSTAL SYNC. MOVIOLA - Görüntü ve ses şeritlerini eşzamanlı izlemek MULTI-HEAD PRINTER - Bir filmden aynı anda birden için kullanılan bir aracın markası. Kurguda kullanılan bu fazla kopya basabilen baskı makinesi. araçta film şeritleri dikey akar. MULTI-LAYER COLOR FILM - Bak. MONOPACK. MOVEMENT LIST - HAREKET LİSTESİ - Yapımla ilgili MULTIPLE-IMAGE SHOT- Aynı görüntünün bir karede herkesin bir mekâna hangi araçlarla gidip geleceğini birden çok göründüğü plan. Optik basıcıda veya özel gösteren liste. bir objektifle, kamerada yapılır. MPAA - Filmlere ve filmlerin reklam malzemesine MULTI-SCREEN - Uyumlu çalışan çok sayıda projektörle sınıflandırma damgaları veren kuruluşun adı olan yapılan gösterim. Bak. CINERAMA. 'Motion Picture Association of America' sözcüklerinin kısaltması. Bütün büyük dağıtımcılar kuruluşa üyedir. MURAL - İç veya dış çekimlerde fon olarak kullanılan MPAA, Birleşik Devletler'de ve dış ülkelerdeki korsan büyük boy fotoğraf veya elle boyanmış resim. filmciliği kovuşturmak için Federal Araştırma “MURDER YOUR WIFE” BRICK - İlk olarak Jack Bürosu'ndan emekli olmuş elemanları da görevlendirir. Lemmon'un bu adlı filminde kullanılmış ve adı böyle Film endüstrisindeki en büyük lobi koludur. Film kalmış sahte tuğla. endüstrisinin en büyük dağıtım şirketlerinin ticari, hukuki, iç ve dış temsilcilik çıkarlarını temsil eder. 'Motion Picture MUSIC BRIDGE - Sahneler arasındaki geçişi sağlayan Export Association' (MPEA), MPAA'nın dış ülkeler koludur. müzik parçası. Bak. SEGUE. MPAA CODE SEAL - Bir filmin, fragmanının ve reklam MUSIC CONTRACTOR - Müzisyenleri işe alan ve müzik malzemesinin MPAA standartlarına göre üretildiğini kayıt seansının bütün organizasyonundan sorumlu kişi. belirten belge. Bütün kayıt seanslarında hazır bulunmak zorundadır.

59 MUSIC CUE SHEET - Bir bobindeki tüm müzik parçalarının NN besteci ve yayımcısını gösteren patent ve lisans hakları ile ilgili liste.

MUSIC MIXER - Filme eşlik eden müzik kaydının kontrolu, NABET - NATIONAL ALLIANCE OF BROADCAST dengelenmesi ve miksinden sorumlu ses ekibi elemanı. ENGINEERS AND TECHNICIANS sözcüklerinin kısaltması. MUSIC TRACK - Diyalog ve ses etkisi şeritlerinden ayrı NAGRA - Stüdyo ve mekânlarda ses kaydı için olarak müziğin kaydedilmiş olduğu ses şeridi. kullanılan kristal motorlu kayıt araçlarından en tanınmış MUTE - Ses bandı olmayan kopyaları belirten İngiliz olanın markası. Bu aracı geliştirdiği için Stefan Kudelski, terimi. bir Akademi ödülü kazanmıştır. MYLAR - Ses ve video bantlarında taban olarak NARRATION - ANLATIM - Dış sesin öykü veya açıklama kullanılan çok sağlam plastik malzeme. anlatması. - ANLATI, METİN - Öykü, açıklama sözleri. NARROW GAUGE FILM - DAR FİLM - En yaygın olanı 16 mm. dir. 35 mm kadar kaliteli değildir ama ucuzdur. Genellikle belgesellerde, öğrencilerin yaptığı filmlerde veya araştırma filmlerinde kullanılır. NATIONAL ALLIANCE OF BROADCAST ENGINEERS AND TECHNICIANS (NABET) - Önce radyo teknisyen ve mühendislerinin kurduğu, sonra televizyon teknisyen ve mühendislerinin katıldığı, AFL-CIO ile yakın ilişkili işçi kuruluşu. Televizyoncular, yayınlayacakları filmleri kendileri çekmeye başladıklarında, IATSE (film sanatçı ve teknisyenleri birliği) ile anlaşmaya varıldı. Şimdi genellikle televizyon yapımları ile NABET, film yapımları ile IATSE ilgilidir. Gene de küçük bütçeli filmlerde (özellikle New York'ta) daha çok NABET'e bağlı ekipler çalışmaktadır. NATURAL LIGHT - DOĞAL IŞIK - Güneş ışığı, ay ışığı gibi doğal ışık.

60 ND – 1) Non Descript (Tarif edilmemiş, herhangi) sözcüklerinin NETWORK - TELEVİZYON AĞI - Televizyon programlarını kısaltması. 'This scene will require 25 ND office worker yaratıp gerçekleştiren ve bu programları kendine bağlı extras' gibi. istasyonlarda yayınlayan büyük televizyon şirketi. Birleşik 2) NEUTRAL DENSITY FILTER sözcüklerinin kısaltması. Devletler'deki başlıca şirketler: ABC, CBS, NBC ve PBS. NEGATIVE - NEGATİF - 'Arap' görüntüler içeren, NEUTRAL DENSITY FILTER - NÖTRAL DANSİTE FİLTRESİ, pozlanmış ve yıkanmış film şeridi. Çekim için kullanılan YOĞUNLUK FİLTRESİ - Kamera objektifi önüne konarak pozlanmamış ham filmi veya çekilmiş ama yıkanmamış renkleri bozmadan pozu, lambaların önüne konarak ışık filmi de belirtir. yoğunluğunu azaltan filtre. NEGATIVE COST - NEGATİF MALİYETİ - Kopyaların NEWTON RINGS - NEVTON HALKALARI - Birbiriyle temas basılacağı negatifin son halini almasına kadar yapılan halinde iki parlak yüzey arasındaki hava tabakasının tüm masraflar. Finansman ve ortaklığa katılım yarattığı ışık kırılması yüzünden oluşan renk halkaları. sözleşmelerinde madde olarak açıklanır. Sözleşmeden Objektifin önünde birden fazla cam filtre kullanıldığında sözleşmeye, özellikle sabit masraflar ve ihtiyatlar gibi oluşabilir. dolaylı harcamalar konusunda farklılık gösterir. NG - 'No Good' sözcüklerinin kısaltması. Kötü bir çekimi NEGATIVE CUTTER - NEGATİF KESİMCİ - Kurgusu bitmiş iş belirtmek için kullanılır. kopyasına göre negatifi kesip yapıştıran kişi. NIGHT EFFECT - GECE ETKİSİ - Bak. DAY FOR NIGHT. NEGATIVE CUTTING - NEGATİF KESİMİ - Negatifi, NIGHT-FOR-NIGHT - GERÇEK GECE - Gece kurgusu bitmiş iş kopyası ile eşleyerek kesme ve ekleme sahnelerinin gerçekten gece çekilmesi. Genellikle dış işlemi. Negatif kesimci bu işi yaparken fit gece sahnelerin veya pencere ve kapıdan dışarıda numaralarından yararlanır. gece olduğunun göründüğü iç gece sahnelerin çekimi NEGATIVE PICK-UP - NEGATİFİ ALMA - Dağıtım şirketi ile böyle yapılır. bir filmin yapımcısı arasında, dağıtım şirketinin, filmin NIGHT PREMIUM - GECE PRİMİ - Belirli saatlerden sonra dağıtım hakları için yapımcıya belirli bir miktar para (genellikle akşam 8.00) yapılan çalışma için çalışanların ödeyeceği konusunda anlaşmaya varıldığını belirten temel ücretinde yapılan arttırma. terim. Sözü edilen para, yapım öncesi (PREPRODUCTION) finansmanın tersine, genellikle film NITRATE BASE - NİTRAT TABAN – 1950’ye kadar üretilen bitip negatif teslim edildikten sonra ödenir. Negatifi filmlerde kullanılan ve günümüzde artık üretilmeyen, alma sözleşmesi büyük dağıtım şirketlerinden biriyle kolay yanıcı film tabanı. Bak. ACETAT BASE, SAFETY yapılmışsa, yapımcı genellikle bunu bir bankada kırdırır. BASE. Pek çok yapım bütünüyle veya kısmen böyle finanse NOISE - GÜRÜLTÜ - Kayıt sırasında mikrofonun edilir. duyduğu, duyulması istenmeyen sesler. NET PROFITS - NET KÂR - Bak. PROFITS.

61 NON-THEATRICAL - SALON DIŞI - Sinema salonları pazarı dışında, belirli izleyici gruplarını ilgilendiren sınırlı OO dağıtımlı film pazarı. Televizyon, kablolu televizyon, film müzeleri, sinema kulüpleri, okullar, hava yolları, silahlı OBJECTIVE - OBJEKTİF - Bir cisimden gerçek bir görüntü kuvvetler bunların başlıcalarıdır. Bugün en yaygın olanı, yansıtan bir merceğe veya mercekler grubuna verilen video kaset pazarıdır. ad. NOTCH - ANKOŞ - Baskıda yoğunluk düzeltmesinin OFF CAMERA (OC) - GÖRÜNTÜ DIŞI - Kameranın otomatik olarak yapılması için film şeridinin kenarına görmediği yer. konan işaret. Günümüzde bu işlem bilgisayarla OFF MIKE - Mikrofonun yakın menzili dışı. yapılmaktadır. OFF-REGISTER - TİTREME - Kameranın bilinçli veya NUMBERING MACHINE (= ENCODING MACHINE) - bilinçsiz titremesinden doğan sallanma etkisi. Bilinçli KODLAMA MAKİNESİ - İş kopyasının kenarına belirli yapıldığında, patlama sahneleri daha inandırıcı olabilir. aralıklarla küçük numaralar basmak için kurgu OFF-SCREEN (OS) - PERDE DIŞI - Görüntü dışı (OFF yardımcısının kullandığı araç CAMERA) alandan gelen ses veya filmin projeksiyonu sırasında perdede görünmeyen hareket. OLD-TIMER - Tekkapak veya tülleri taşıyan esnek kol. OMNIDIRECTIONAL MICROPHONE (OMNIMIKE) - Her yönden gelen sesleri alabilen mikrofon. ON A BELL - Çekim için kamera çalışmazdan önce sesçi bir zili çalar ve sesli stüdyonun kapısında, stüdyo çevresindeki tüm hareketlerin durması ve stüdyo kapısının giriş-çıkış için açılmamasını belirtmek amacıyla kırmızı bir ışık yanar. Mekânda çalışırken kırmızı ışık yoktur, ama çekimin başlamak üzere olduğunu belirten zil çalınır. Çekim bitince, zil iki kere çalınır. ON-CALL - Ertesi gün çalışıp çalışmayacağı belli olmayan, fakat sette olması istenen oyuncu veya ekip elemanı. ON CAMERA - Çekim sırasında kameranın gördüğü her kişi veya cisim. ONE-LIGHT PRINT - İş kopyası olarak kullanılmak için tek bir ışık ayarıyla basılmış, düzeltilmemiş kopya.

62 ONE SHEET - Film afişi. OPTION - OPSİYON - Müstakbel bir alıcının, bir ücret ONE SHOT (= SINGLE) - TEK - Tek kişiyi gösteren plan. karşılığı belirli bir süre için bir mülkiyeti veya bir kişinin hizmetini temsil etme haklarına sahip olması. Teknik OPACITY - OPAKLIK - Bir cismin ışık geçirmeye karşı olarak, sadece bir kontrata bağlama önerisidir fakat direnci. müstakbel satıcı, opsiyon süresince öneriyi feshedemez, OPAQUE - OPAK - Işık geçirmeyen. çünkü müstakbel alıcı bunun için ödeme yapmıştır. OPEN UP - AÇMAK – ORCHESTRATION - Bir müzik parçasından film için müzik 1) Objektifin diyaframını açmak. düzenlemek. 2) Bir sahne oyununun filme uyarlanmasını belirtirken ORCHESTRATOR - Bir besteci veya aranjörün parçalarını, kullanılan terim. Hikâye sahnenin olanak sınırlarından değişik seslere veya müzik aletlerine uyarlayan kişi. kurtulup, yaşama açılmıştır. ORIGINAL - ORİJİNAL - Genellikle özgün negatifi OPERATOR - Bak. CAMERA OPERATOR. belirtir. OPTICAL HOUSE - OPTİK LABORATUAR - Optik etkiler ve ORIGINAL - ÖZGÜN SENARYO - Başka bir optik baskı alanında uzmanlaşmış laboratuar. kaynaktan yararlanmadan film için yazılmış senaryo. OPTICAL PRINT - OPTİK KOPYA - Kontak baskı dışındaki ORTHOCHROMATIC (ORTHO) - ORTOKROMATİK - Kırmızı yollarla basılmış kopya. Optik laboratuarda yapılır. Bak. dışında, gözün gördüğü bütün renklere duyarlı siyah- WET GATE. beyaz film. Pankromatik (PANCHROMATIC) filmin OPTICAL PRINTER - OPTİK BASKI MAKİNESİ - Birbirine üretiminden önce kullanılan film tipi. bakan bir kamera ve projektörden oluşan baskı sistemi. OS - OFF SCREEN sözcüğünün kısaltması. Birden fazla görüntüyü tek film şeridinde birleştirmek, görüntüleri büyütüp küçültmek, yazılar, bindirmeler OSCAR - Akademi ödülünü temsil eden heykelciğe yapmak gibi özel etki işlemleri için kullanılır. verilen takma ad. Bu adın nereden kaynaklandığı kesinlikle bilinmiyor. En yaygın söylenti, bu ad ortaya OPTICALS (= OPTICAL EFFECTS) - OPTİK ETKİ - Optik baskı çıktığı sıralarda Akademinin kitaplık memuru olan makinesinde yapılan her türlü etki. Bak. DISSOLVE, FADE, Margaret Herrck'in, heykeli görünce, “Oscar amcama WIPE, MATTE SHOT. ne kadar çok benziyor” dediğidir. Bu adın takılmasını OPTICAL SOUND TRACK - OPTİK SES KANALI - Optik Bette Davis ve yazar Sidney Skolsky'ye atfeden yoldan kaydedilen ses şeridi. Optik okuyucu önünden söylentiler de vardır. geçerken fotoselin algıladığı ışık dalgaları, elektronik OUT OF FRAME – yoldan ses dalgalarına dönüşür. 1) Kameranın görüş alanı dışındaki şeyler.

63 2) Filmin projektör kızağına kötü yerleştirilmesi sonucu OVERLAP - SES BİNDİRME karelerin kesilmiş veya iyi ortalanmamış şekilde perdeye 1) Devamlılık için bir sahnedeki etkilerin sonraki sahneye yansıtılması, dekadraj. de uzatılması. Geçme yapabilmek için bir planın OUT OF SYNC - NONSENKRON - Eşzamanlı olmayan ses sonunun uzun tutulan kısmını belirtmek için de kullanılır. ve görüntü. Bak. IN SYNC, SYNCHRONIZATION. 2) Seste, bilinçli olarak veya kaza eseri, bir oyuncunun sözleri üstüne başka bir oyuncunun sözlerinin binmesi. OUTTAKES - NEGATİF ŞUTLAR - Çekilip yıkanan, fakat OVERSCALE - ÖLÇEK ÜSTÜ filmin son kurgusunda kullanılmayan planlar. 1) Sendikanın belirlediği en az miktarın üstündeki ücret. OVERAGES (= COST OVERRUNS) - AŞMA - Bütçede 2) Sette kullanmak için yapılmış, normalden büyük öngörülen miktarları aşan yapım masrafları. boydaki cisimler. OVERCRANK - YÜKSEKKARE - Yavaşlatılmış hareket OVER-THE-SHOULDER SHOT - AMORSLU PLAN, OMUZ etkisi için kamerayı 24 kare/saniyeden daha hızlı ÜSTÜ PLAN - Sahnenin, bir oyuncunun ensesinden, bu çalıştırmak. Kameraların, elle bir kolu çevirerek oyuncunun başının ve omzunun bir kısmını da görerek çalıştırıldığı devirden kalma bir terim. çekildiği plan. OVERDEVELOPED - AŞIRI YIKAMA - Normal süreden OVERSHOOT - FAZLA ÇEKİM - Bir sahne için uzun süre veya normalden daha sıcak bir banyoda gereğinden faza örtü planı çekmek. Pahalıya mâlolur, yıkanmış film. ama az çekim (UNDERSHOOTING), yeniden çekimler OVEREXPOSURE - AŞIRI POZ gerektireceği için, daha da pahalıya malolur. 1) Kamerada filmin normalden fazla pozlanması. 2) Bir oyuncunun, seyircinin kendisinden bıkmasına sebep olacak kadar fazla reklam yapması. OVERHEAD - Bir stüdyonun veya yapım şirketinin bürolar, hizmetler ve personel için sabit giderleri. OVERHEAD CLUSTERS - Yukardan sarkıtılmış çok sayıda lamba.

OVERHEAD SHOT - TEPEDEN ÇEKİM - Kameranın sahneyi tepeden gördüğü plan. OVERHEAD STRIPS - TEPE IŞIKLAR - Geniş bir alanı tepeden aydınlatan lambalar.

64 PP PAN AND TILT - Kameranın pan (yatay çevrinme) veya tilt (dikey çevrinme) yapabilmesi için sehpaya takılan parça. PA - PRODUCTION ASSISTANT (= GOFER, RUNNER) sözcüklerinin kısaltması. PANAVISION - Bir kamera sistemi markası. 35 mm film ve anamorfik objektif (ANAMORPHIC LENS) kullanan geniş PACING - Filmdeki tema gelişmesinin veya belirli bir perde (WIDE SCREEN) sistemidir. Panavision 70 (Super sahnedeki (SCENE) konuşmaların (DIALOG) veya Panavision), 65 mm negatif ve anamorfik objektifler hareketin hızı veya ritmi. Önceden senaryoda kullanır. Bu negatif, 70 mm pozitiflere basılır. Boş kalan 5 zamanlama (TIMING) yapmak, hız ve ritim sorunlarını mm.lik kısma manyetik ses bantları konur. bulup, çekimden önce çözümleme olanağı sağlar. Bak. TIMING. PANAVISION 70 WITH TODD A-O SOUND - Sıkıştırılmamış 65 mm negatif kullanır. Kopyalar 70 mm filme basılır. PACKAGE - PAKET - Bir projeyi satılabilir kılan senaryo Aradaki 5 mm.lik fark, optik ses bandı (OPTICAL SOUND yazarı, yönetmen, oyuncular, yapımcı gibi elemanları TRACK) yanında, perforasyon deliklerinin biraraya getirmek. Kimi menajer ve ajanlar bu işte (PERFORATIONS) dışındaki kısımlara konulan stereofonik uzmanlaşmıştır. Kendi müşterilerinden oluşan bir paket manyetik ses bantları (STEREOPHONIC SOUND) için yapıp, bir projeden alabilecekleri en yüksek menajer kullanılır. 35 mm filmde her karenin yanında 4 diş deliği ücretini elde ederler. (SPROCKET HOLES) varken, bu filmde delikler her kare PAN - PAN, YATAY ÇEVRİNME için 5 tanedir. 1) Kameranın dikey aks etrafında bir yandan öbür yana PANCHROMATIC (PAN) - PANKROMATİK - İnsan gözünün doğru dönerek yaptığı hareket. Bak. TILT. gördüğü bütün renklere duyarlı olan siyah-beyaz film. 2) Kötüleyen yazı (such-and-such film was panned in the TRADES.) PAN GLASS - Çoğunlukla yönetmen veya görüntü yönetmeninin kullandığı mavimsi yeşil veya sarımsı PANACLEAR - PANAVISION firmasının geliştirdiği, kahverengi cam filtre. Bu filtreden bakarak bir sahnenin objektifin önünde hızla dönerek yağmur kalkanı görevi ışıklandırılmasının veya renklerinin filmde nasıl çıkacağı yapan ve 60 sm. çapında bir cam diskten oluşan araç. görülür. PANAGLIDE - Kamera operatörünün elde kullandığı PARALLAX - PARALAKS - Kameranın gördüğü alanla kamera ile sarsıntısız çekim yapabilmesi için objektiften görmeyen bir vizörden bakılınca görülen PANAVISION firmasının geliştirdiği araç. Bak. alan arasındaki çerçeve farkı. Bu fark yakın planlarda STEADICAM. çok belirgindir ve düzeltilmesi gerekir. Objektiften gören vizörlerde bu sorun yoktur.

65 PENCIL TEST - Hareketlerin düzgün ve doğru olup PARALLEL - PRATİKABL, ESTRAD, YÜKSELTİ - Üstaçı olmadığını kontrol etmek için boyanmamış ve çekimlerde kamera ve kamera ekibinin üstüne çıkması mürekkeplenmemiş canlandırma çizimlerinin için yapılmış özel yükselti. Lambaları yükseltmek için de (ANIMATION CELLS) prova çekimi. kullanılır. PER DIEM - HARCIRAH - Mekânda çekim yapılırken, şirket PARALLEL ACTION - EŞZAMANLI OLAY - Paralel kurgu elemanlarının masraflarını karşılamak için kendilerine ile gösterilen aynı anda ama iki değişik yerde geçen iki ödenen sabit bir miktar para. Bu masraflar yemek, olay veya sahne. barınak, kuru temizleme vb. olabilir. Yolculuk masrafları PARI PASSU - Latincedeki tam karşılığı “yan yana eşit bunun dışındadır. gelişme ile”. Bir filmin yatırımcı ve kâr ortakları ile PERFORATIONS (PERF) (= SPROCKET HOLES) - PERFORE, bunların yatırımlarının ve kâr paylarının ödenmesi DİŞ DELİĞİ ?- Film şeridinin iki kenarında, 35 mm de kare arasındaki ilişkiyi belirtmek için kullanılır. İki yatırımcının (FRAME) başına 4 adet olan eşit ve düzgün aralıklarla 'pari passu' olduğunu kabul edelim. Her biri 100.000 $ açılmış delikler. Kamera, projektör, baskı makineleri ve yatırmıştır ama birincisi %10, ikincisi %12 faizle anlaşmıştır. diğer aletlerde çeşitli dişlerin ve pimlerin bu deliklere Bir yıl sonra dağıtılabilecek 100.000$ vardır. %10 ile girip çıkmasıyla, film şeridinin makinelerdeki sürekli ve anlaşmış olanın hesabı şöyle bulunur: 110.000$ duraksamalı hareketi sağlanır. Negatif ve pozitif diye (anapara ve faiz)/222.000$ (toplam yatırım ve adlandırılan iki değişik şekli vardır. Negatif perforenin faiz)x100.000$ (dağıtılacak para) = 49.549.55 $. kısa kenarları bir dairenin çemberleri şeklindedir ve PASSING SHOT - GEÇİŞ PLANI - Kameranın hareketsiz kamerada kullanılacak filmler için belirlenmiştir. kalıp oyuncunun çerçeveden geçtiği veya oyuncunun Kameralardaki grifler ve kontrgrifler, bu delikleri tam hareketsiz kalıp, kameranın hareket ettiği plan. Pan ve dolduracak ve filmin pencerede hep aynı uzunlukta tiltten farklıdır, çünkü kamera hareketi izlemez. Bak. hareket etmesini, pozlama sırasında da hiç RUN-BY. kıpırdamadan durmasını sağlayacak şekilde yapılmıştır. PANEL/PATCH PANEL - TABLO, ELEKTRİK TABLOSU - Bir Pozitif perfore ise, köşeleri yuvarlatılmış bir dikdörtgendir yapımdaki elektrik malzemelerinin bağlantısını yapmak ve filmin projektörlerde çok sayıda geçişi sırasında en az için gereken elektrik bağlantı tablosu. zarar görecek şekilde tasarlanmıştır. Bir şeritteki diş deliklerinin negatif veya pozitif diye adlandırılması, o PAY OR PLAY - Hizmet verilsin verilmesin, çalıştıranın, şeridin de negatif veya pozitif olmasını gerektirmez, çalışanın ücretini ödeyeceğini garantileyen bir kontrat çünkü değişik amaçlarla kullanabilmek için her tür film, şartı. Bu tarz garanti, genellikle endüstrinin yüksek her tür perfore ile üretilebilmektedir. 16 mm filmler, yerlerindeki kişiler (yıldızlar, yönetmenler, yazarlar) için kullanım amaçlarına göre hem iki kenarı, hem tek geçerlidir. kenarı perforeli üretilmektedir.

66 1) Ana görüntüler (PRINCIPAL PHOTOGRAPHY) PERFORMER - OYUNCU - Bir yapımda konuşan, dans çekildikten sonra, devamlılıktaki boşlukları doldurmak eden veya şarkı söyleyen oyuncu. Figüranlar (EXTRAS, için çekilen sahne veya plan. WALK-ONS) bu tanıma girmez. Bak. FEATURED PLAYER, 2) Bir stüdyonun (STUDIO) bir projeyi gerçekleştirme SUPPORTING PLAYER. kararı. 3) Bir yayın ağının (NETWORK), bir pilot filmi (PILOT) dizi PERK - İKRAMİYE - Perquisite sözcüğünün kısaltması. yapmak veya yayınlanan bir diziye devam etmek için Yan ödeme (FRINGE BENEFIT). Ücretin dışında kazanç karar alması. veya ayrıcalık. Film işinde, bir kişinin işi kabul etmesini 4) Bazı sözleri değişik söylemek veya oyunda ufak tefek veya çalışan birinin işe devam etmesini özendirmek için değişiklik yapmak için daha önce çekilmiş bir planın bir pek çeşitli ikramiye vardır: araba, masrafların ödenmesi, parçasını yeniden çekmek. Buna PRINT AND PICK UP filmdeki kostümleri dağıtmak gibi. denir. PERSISTENCE OF VISION - GÖRÜŞ SÜREKLİLİĞİ - İzlenen PICTURE DUPLICATE NEGATIVE - Bak. DUPE NEGATIVE. bir şey yok olduktan sonra da insan gözünde onun görüntüsü bir süre devam eder. Bu olay sonucu, PICTURE CAR - GÖRÜNTÜ ARABASI - Yapım ekibinin durağan resimlerin 16 veya daha fazla kare/saniye yapım hizmetleri için kullandığı arabaların aksine, (FRAMES PER SECOND) hızla yansıtılması, hareket kameranın görüntüleyeceği çerçevelerde görünecek, izlenimi yaratır. yani filmde oynayacak araba. - PERSPEKTİF - İki boyutlu bir yüzeyde PICTURE NEGATIVE (= NEGATIVE) - NEGATİF - Pozlanan yaratılan üç boyutluluk duygusu. film laboratuarda yıkandıktan sonra ortaya çıkan negatif görüntülü film şeridi. Pozlanmış olsun veya PG - 'Parental Guidence' sözlerinin kısaltması. Bak. olmasın, yıkanmamış ham filmi belirtmek için kullanılması RATING. yanlıştır. Bak. ORIGINAL. PG 13 - 13 yaşından küçük çocukların, büyüklerinin PICTURE PRINT (= SILENT PRINT) - Pozitif görüntü (IMAGE) eşliğinde seyredebilecekleri filmleri belirten sınıflama taşıyan ama ses bandı (SOUND TRACK) olmayan film damgası. 1984 yılında başlatılan bir uygulamadır. Bak. şeridi. RATING. PICTURE RELEASE NEGATIVE - KOPYA NEGATİFİ - PHOTO DOUBLE - DUBLÖR - Yerine geçtiği oyuncuya Kurgulanmış iş kopyası ile eşlenmiş ve gösterim görüntü olarak çok benzeyen veya benzetilen dublör. kopyalarının (RELEASE PRINTS) basımı için kullanılacak Bak. STUNT DOUBLE, DOUBLE. olan negatif. PHOTOFLOOD - Yoğun ışık veren akkor tungsten ampul. PILOT - PİLOT FİLM - Bir televizyon dizisinin öncüsü olan, PHOTOMETER - Işıkölçere (pozometreye) benzeyen bu genellikle 90 dakika veya 2 saatlik film. Bu film iyi bir alet, özellikle parlaklığı ölçer. seyirci tepkisi alırsa, dizinin yapımına girişilir. PICK-UP –

67 PILOT PINS (= REGISTER PINS) - CONTRGRİF - Film, kamera veya baskı makinesinin kızağından geçerken yönetmenin, bazan da, gücüne göre, yazarın veya durakladığı anda, diş deliğine (perforasyona) girerek oyuncunun sözleşmesinin bir parçası olarak ele alınır. Bir penceredeki karenin hareketsiz kalmasını sağlayan diş. yıldız (STAR) bu şartı ileri sürebilirse, puanları genelde olduğu gibi net kâr değil, brüt kâr üzerinden hesaplanır. PINCUSHION DISTORTION - YASTIK ÇARPILMASI - Birbirlerine dikey düz çizgilerden oluşan bir kafesin POINT OF VIEW (SHOT) (POV) - OYUNCUNUN görüntüsünde, karenin kenarlarındaki çizgilerin içe eğik GÖZÜNDEN - Bir oyuncunun gözüyle bakılıyormuş etkisi hale gelmesine neden olan objektif hatası. uyandıran çekim. PITCH - Film şeridinde bir diş deliğinin alt kenarından POLAROID FILTER - Bak. FILTER, DEPOLARIZER. peşindeki diş deliğinin alt kenarına kadar olan uzaklık. Kamerada normal şekilde kullanılacak negatiflerde kısa POLECAT - Lamba ayağı. olan bu uzaklığa “Short pitch” denir. Projektörlerde POLISH - CİLA - Bir senaryonun elden geçirilerek kullanılacak pozitif filmlerde uzaklık daha uzundur ve hafifçe değiştirilmesi. GUILD OF AMERICA buna da “Long pitch” denir. 35 mm filmlerin her türü kurallarına göre bu iş için ayrı bir ödeme yapılır. Cila çok hem uzun, hem kısa uzaklıklarla üretilir. kapsamlı olursa, bir revizyon haline gelir. PLAY (i) - OYUN POLYVISION - CINERAMA'nın öncü sistemi. Bu üç 1) Genellikle perde ve sahnelere bölünmüş, diyaloglar perdeli projeksiyon sistemini 1927’de yaptığı Napoleon ve kısa sahne açıklamaları içeren ve bir tiyatro filmi için Abel Gance icat etmişti. gösterisinin temeli olan kitap. 2) Oyuncuların, seyirciler önünde oynadığı tiyatro POSITIVE - POZİTİF - Bir negatiften basılan veya gösterisi. kamerada dönüşümlü (REVERSAL) hamfilmle çekilen ve gerçek renklerin doğru şekilde göründüğü film. PLAY (f) - İyi işlemek (This scene will play). POST-PRODUCTION - POSTPRODÜKSİYON, YAPIM PLAYBACK - Bir müzikal sahne çekilirken çalınan, SONRASI - Yapımdan sonra, kurgu (EDITING), dublaj önceden kaydedilmiş müzik veya şarkı. (LOOP), müzik kaydı (SCOR), ara planlar (INSERTS), ses PLOT - KONU - Bir hikâyenin, birkaç cümleyle etkisi (FOLEY), miksaj (MIX) vb.nin, başka bir deyişle, filmi özetlenebilecek ana çizgisi. bitirmek için gerekli her şeyin yapıldığı süre. PLOT POINT - Bir senaryodaki (SCREENPLAY) olayın POST-SYNCHRONIZATION - DUBLAJ - Konuşmaları dönüm noktası. (DIALOGUE) veya sesleri, özel akustikli bir yerde yeniden POC - COORDINATOR kaydetmek. Çekim sırasında alınan seslerin yetersiz sözcüklerinin kısaltması. kaldığı veya çekim sırasında ses alınamadığı zaman POINT - PUAN - Bir film veya televizyon projesinin net yapılır. Konuşmaları yabancı bir dile çevirerek veya brüt kârının yüzde parçası. Puanlar genellikle

68 kaydetmek için de bu sistem kullanılır. Bak. ADR, DUB, LOOP. çıkınca da yönetmen ve oyuncular gösterimin yapıldığı POT - Bak. DIAL. yere yollanarak filmin reklamı yapılır. Masraflı bir yol PRACTICAL - İŞLEYEN, KULLANIMLI - Gerçekten çalışan, olduğundan, çok reklam isteyen büyük bütçeli filmler işleyen bir aksesuar veya dekor parçası (duş kolu, kapı için uygulanır. kilidi, silah gibi). Sette yanan bir lamba için de söylenir. PRESS KIT - BASIN PAKETİ - Belirli bir film hakkında PRE-MIX (= PRE-DUB) - Bileşik ses bandı hazırlamanın ilk yazmalarını teşvik etmek için çeşitli basın üyelerine basamağı. Birçok ses bandı tek bantta birleştirilerek son yollanan fotoğraf, dergi, basın bülteni gibi malzeme miksaj basitleştirilir. paketi. Bu malzemeyi, ekip reklamcısı ve Halkla İlişkiler PRE-PRODUCTION - YAPIM ÖNCESİ - Çekimler Bölümü hazırlar. başlamadan önceki hazırlık süresi. Senaryo yazımı, senaryo dökümü, bütçe hazırlanması, mekân PREVIEW - ÖNGÖSTERİM - Film gösterime (vizyona) araştırması, kostüm tasarımı, setlerin kurulması gibi işler girmeden önce sınırlı bir gruba yapılan özel seans. Film, bu devrede yapılır. hakkında iyi bir söylenti yaymaları için davetlilere (basın, sinemacılar, dostlar) ya da, tepkilerini ölçmek için, para PREQUEL - Bir özgün filmden sonra yapılan, fakat o ile bilet alan seyircilere izletilir. Bir öngösterimden sonra, filmdeki olaylardan önceki olayları anlatan film. 'Baba' filmde kimi değişiklikler yapıldığı sık görülür. Pek çok filminden sonra yapılan 'Baba 2' filmi buna iyi bir yönetmen, bir veya iki öngösterim hakkını kontratlarına örnektir. yazarlar. Bak. SNEAK PREWIEW. PRE-SCORING - Film çekilmeden önce müziğinin kaydını yapmak. PRIMARY COLORS - ASAL RENKLER - Turuncu-kırmızı, yeşil ve mor-mavi renkler. Renkli fotoğraf deyimiyle, renk PRESSURE PLATE - yaratmanın iki yolu vardır: 1) PENCERE KAPAĞI - Kamera veya projektörde filmin 1) Katmalı yöntem, asal renkli ışıkları alıp belirli oranlarda kızaktan çıkmasını önleyen kapak. karıştırarak istenen rengi elde eder. 2) BASKI TABLASI - Bir kamera, projektör veya optik 2) Çıkartmalı yöntem, beyaz ışıkla, yani tayftaki tüm printerin kızağındaki film karesini kızağa bastırarak renklerle başlar ve bir kısmını filtre ederek (eksilterek) filmdeki görüntü alanını objektifin odak alanında tutan istenen rengi bırakır. çerçeve veya tabla. Katmalı yöntemdeki asal renkler biraraya gelince PRESS AGENT - Bak. PUBLICIST. beyazı oluşturur. Karışımdaki oranların değişmesi ile bütün renkler elde edilebilir. Çıkartmalı yöntemin renkleri PRESS JUNKET - Halkla İlişkiler Bölümünün (Public (ikincil renkler) siyan, sarı ve magenta, katmalı Relations Dep.) oyuncular, yönetmen, yapımcı ile yöntemdeki asal renklerden ikisinin birleşmesiyle söyleşi yapmaları için çok sayıda basın üyesini bir araya oluşurlar. Bu renkler kırmızı, yeşil ve mavi dalgaboylarını getirip çekim mekânına düzenlediği gezi. Film gösterime emerek beyaz ışıktan eksiltirler. Değişik oranlarda

69 kullanıldıklarında, tayfın tüm renkleri, hatta siyah elde edilebilir (ışığın tüm renkleri emildiği için). aracılığıyla ham filmin (RAW STOCK) üstüne yansıtılırken, PRIME LENS - SABİT OBJEKTİF - Değişken odaklı zum ikinci çeşit olan kontak basıcıda (CONTACT PRINTER) objektifin () tersine, belirli bir sabit odak ham film, görüntülü filmle yüz yüze temas halinde uzunluğu (FOCAL LENGTH) olan objektif. pozlandırılarak kopya elde edilir. Kontakt basıcıda baskı işlemi de iki türlüdür: duraksamalı baskıda her görüntü PRINCIPAL PHOTOGRAPHY - ANA ÇEKİMLER - karesi duraksayarak basılırken, akar baskıda film şeritleri Senaryodaki konuşmalı bölümleri kapsayan tüm sürekli hareketlidir. sahnelerin çekiminin yapıldığı zaman bölümü. İkinci ekip PRINTER LIGHT - BASKI IŞIĞI, ANKOŞ - Basıcıda bir () sahneleri de aynı zamanda çekilebilir, kontrol düzeneği. Baskı sırasında değişik ayarlar ama bu çekimler çoğunlukla ana çekimden önce veya uygulanarak negatifteki yoğunluk farklarını düzeltir. sonra yapılır. PRINT IT - BASILSIN - Başarılı bir çekimden (TAKE) sonra PRINCIPAL PLAYERS - BAŞROL OYUNCULARI - Bir film yönetmenin verdiği emir. Kamera raporuna (CAMERA veya televizyon şovunda başlıca karakterleri REPORT) ve devamlılık asistanının (SCRIPT SUPERVISOR) canlandıran aktör ve aktrisler. raporuna yazılır ve o çekimin negatifinden bir iş kopyası PRINT (i) - KOPYA - Özgün (ORIGINAL) veya dup (WORK PRINT) basılması sağlanır. negatiften (DUPE NEGATIVE) alınan ve gösterim PROCESS BODY-İŞLEMLİ KASA? - Özel şekilde yapılmış, (PROJECTION) için kullanılan pozitif (POSITIVE) kopya. önü ve yanları açılabilen ve böylece içi PRINT (f) - BASMAK - Bir negatiften bir pozitif ya da bir görüntülenebilen taklit taşıt otomobil, vagon vb.). İşlemli pozitiften bir negatif elde etmek için yapılan laboratuar plan (PROCESS SHOT) için kullanılır. işlemi. Dönüşümlü film (REVERSAL FILM) yöntemi ile PROCESSING- Filmi yıkamayı (DEVELOPING) ve bas-mayı negatiften negatif, pozitiften pozitif de elde edilebilir. (PRINTING) belirten terim. Bak. CRI PROCESS SHOT - İŞLEMLİ PLAN ? - Hareket halindeki tren, otomobil, uçak planları için kullanılan yöntem. PRINT AND PICK UP - Farklı bir bakış veya oyunda ufak Önceden çekilmiş arka plan (BACKGROUND) bir değişiklik için, çekimi tamamlanmış bir planın tümünü perdeye yansıtılırken, bunun önündeki 'işlemli kasa' tekrarlamadan sadece bir parçasını yeniden çekmek. (PROCESS BODY) içinde oturan oyuncular rollerini yaparlar. Bak. BACK PROJECTION, REAR PROJECTION. PRINTER - PRİNTER, MATİPO, BASICI - Negatif veya pozitiften kopyalar (PRINT) veya nesiller (GENERATIONS) PRODUCER - YAPIMCI - İdeal olarak, bir projeye ilk üreten makine. Başlıca iki çeşitten biri olan optik başlayan ve o projeden son ayrılan kişi. Yapımcının rolü basıcıda (OPTICAL PRINTER) görüntü, bir optik sistem bir proje bulup onu geliştirmek, senaryo yazarını veya yazarlarını kiralayıp senaryoyu yazdırmak, yönetmeni,

70 aktörleri vd. kiralamak, para kaynağını sağlamak, yapımı planlamaktır. Filmin dağıtım ve işletimine de katılabilir. Kişisel projelerini gerçekleştiren kimi yönetmen PRODUCTION MANAGER - Bak. UNIT PRODUCTION ve oyuncular, kendi yapımcılıklarını da üstlenirler. Bak. MANAGER. HYPHENATE. PRODUCTION MIXER (= SOUND RECORDIST) - SESÇİ - PRODUCTION - YAPIM Sette çekim sırasında olabilecek en iyi ses kaydını 1) Gerçekleşmekte olan bir film veya televizyon şovu. yapmakla sorumlu ses mühendisi. 2) Bir film veya televizyon şovunun çekiminin PRODUCTION NUMBER - YAPIM NUMARASI, gerçekleştirildiği zaman bölümü. ATRAKSİYON - Bir film veya televizyon şovunda müzik, PRODUCTION ASSISTANT (PA) (= GOFER, RUNNER) - dans ve şarkılı numara, atraksiyon. Yapım içinde küçük YAPIM YARDIMCISI - Yapım ekibine yeni katılan çıraklık bir yapımdır. Numaralar için genellikle özel setler ve evresindeki eleman. Görevi, yapımcı (PRODUCER), kostümler vardır. Genelde bunları ayrı bir yönetmen yönetmen (DIRECTOR), yapım yönetmeni yönetir. (PRODUCTION MANAGER), yapım büro koordinatörü PRODUCTION OFFICE COORDINATOR (POC) - Doğrudan (PRODUCTION OFFICE COORDINATOR) için ufak tefek yapım yönetmenine (PRODUCTION MANAGER) bağlı ama gerekli işleri yapmaktır. yapım ekibi elemanı. Yapım süresince, yapım bürosu ile PRODUCTION AUDITOR (= LOCATION AUDITOR, bütün öbür gruplar arasında bağlantı kurar. LOCATION ACCOUNTANT) - YAPIM MUHASEBECİSİ - Ana görevi, bir yapımın giderleri ve maliyetini günü - YAPIM RAPORU - Her gün gününe kaydetmek olan yapım kadrosu elemanı. yazılan ve o günkü veya geceki çekim hakkında her Doğrudan yapım yönetmeni ve yatırımcı gruba bağlıdır. türlü bilgiyi içeren günlük rapor. Bu raporu yazmak, baş ikinci yönetmen yardımcısının (KEY SECOND A. D.) PRODUCTION BOARD - Bak. PRODUCTION STRIP BOARD. görevidir. Raporun kopyaları yapım yönetmeni PRODUCTION BREAKDOWN - Bak. BREAKDOWN. (PRODUCTION MANAGER) tarafından onaylandıktan sonra yapımcıya (PRODUCER), yönetmene (DIRECTOR), PRODUCTION COMPANY - YAPIM ŞİRKETİ - Bir film veya yapım muhasebecisine (PRODUCTION AUDITOR), yapım televizyon şovu projesini gerçekleştirmek amacıyla bir stüdyo adına gerçekleşiyorsa stüdyoya (STUDIO) ve kurulan organizasyon. yapımın günlük harcamalarıyla ilgili diğer yerlere iletilir. - YAPIM TASARIMCISI - Rapor şu bilgileri içerir: çekilen sahneler, çekimi yapılan Yapımcının, sanat yönetmenine verdiği onur payesi. senaryo sayfaları, kullanılan hamfilm metrajı, bu Büyük bütçeli yapımlarda, bir veya birkaç sanat sahneler için öngörülenden fazla veya eksik yapılan yönetmeni, yapım tasarımcısına bağlı olarak çalışır. harcamalar ve nedenleri, o gün çalışan çekim ekibi elemanları ve oyuncular. PRODUCTION STRIP BOARD - YAPIM ŞEMASI - Bir filmin çekiminin ne kadar süreceğini ve hangi sahnelerde

71 PROJECTION BOOTH - MAKİNE DAİRESİ - Sinema kimlerin bulunacağını kesin olarak belirlemek için yapım salonunun gerisinde, içinde projeksiyon makinesinin yönetmeni (PRODUCTION MANAGER) ve birinci bulunduğu ve buradan filmin perdeye yansıtıldığı küçük yönetmen yardımcısının kullandığı planlama şeması. oda. Senaryodaki her sahne iç, dış, gün veya gece oluşuna PROJECTIONIST - MAKİNİST - Projeksiyon makinesini göre ayrı bir şeride yazılır. Bu şeritler, projenin en verimli kullanan kişi. ve ekonomik şekilde çekilmesini sağlayacak yönde PROJECTION PRINTER - Bak. OPTICAL PRINTER. sıralanarak birkaç bölümden oluşan bir panoya iliştirilir. PROJECTION SYNC - PROJEKSİYON SENKRONU - Ses PRODUCTION VALUE - YAPIM DEĞERİ - Bir filmde yapım bandındaki sesle onun eşlendiği kare arasındaki tasarımı, mekânlar, kostümler, ışıklandırma ve ses kaydı mesafe: ses, 35 mm.de 20 kare, 16 mm.de 26 kare gibi unsurlardaki kaliteli birleşim, bütçeye ek harcama öndedir. getirmeden filme artı değer katar. Bir servet harcamaya gerek kalmadan film, yüksek yapım değeri kazanır. PROJECTOR - PROJEKTÖR - Filmdeki görüntüleri bir perdeye yansıtan aygıt. Yansıtma hızı 24 kare/saniyeye PROFITS - KÂR, KAZANÇ - Bu çeşit terimler her yeni erişince, hareket duygusu doğar. kontratta, gelirden alınan payla ilgili olarak, yeniden belirlenir. Kimi şirketler standard tarifi veya kendi PROP - AKSESUAR - PROPERTY sözcüğünün kısaltma-sı. alıştıkları tarifi kabul etmiş olsalar da tanımlar hâlâ Bir filmin belirli bir sahnesinde kullanılan her türlü pazarlık ve tartışma konusudur. Her tür tanımı iki soru hareketli malzeme. Bir oyuncunun ateşlediği tabanca belirler : aksesuar, duvarda asılı duran tüfek, kılıç gibi şeyler set 1) hangi gelirler hesaba katılacaktır, malzemesidir (SET DRESSING). 2) katılımcılara paylaştırılmadan önce bu gelirden neler PROPERTY – düşülebilir. Bu işteki çok kişi bir filmin gelirinde gerçek kârı 1) Bak. PROP. belirleme konusunda çıkarcıdır. Bu yüzden, müstakbel 2) Bir sinema filminin temelini oluşturan herhangi bir fikir, bir yatırımcı, kâr konusu tartışılırken, becerikli, deneyimli roman, kısa hikâye, makale, senaryo vb. bir danışmana başvurmalıdır. PROJECTION - PROJEKSİYON – PROP PERSON/ - AKSESUARCI - Bir 1) Bir kişinin, sesini uzak bir mesafeye eriştirebilme setteki tüm aksesuarların bakımı, korunması ve yeteneği. yerleştirilmesinden sorumlu kişi. 2) Bir filmi projektörden geçirerek, bunun ışığının yardımı PROP MAKER - Bir filmde gerekli aksesuarları yapmakla ile görüntüleri çok büyüterek bir perdeye yansıtmak. görevli inşaat bölümü (marangoz vb. gibi) elemanı. 3) Bir filmin gişe ve pazar gelirini tahmin etmek. Aksesuarcı ile karıştırılmamalı. Bak. REAR SCREEN PROJECTION, BLUE SCREEN PROJECTION

72 PROPERTY SHEET - AKSESUAR LİSTESİ - Filmde kullanılacak tüm aksesuarların liste ve kullanım programı. PROTECTION MASTER - Bak. CRI, INTERPOSITIVE, MASTER POSITIVE. PUBLICIST (= PRESS AGENT) - REKLAMCI - Bir kişi, bir yer veya bir şeyin radyo, televizyon, gazete, dergiler gibi araçlarla tanıtımı ve reklamını yapan kişi. Reklamın amacı, reklamı yapılanı daha tanınan ve aranan hale getirmektir. Bir yapımdaki reklamcıya ekip reklamcısı (Unit Publicist) denir. PUBLICITY STILL - REKLAM FOTOĞRAFI, LOBİ - Filmin reklamında kullanılmak için çekim öncesi, çekim sırasında ve çekim sonrası çekilen fotoğraf. PULLBACK - GERİLEME - Yakın planla başlayan bir çekim sırasında kameranın araba üzerinde geriye doğru uzaklaşıp orta plan veya uzak plana geçmesi. PULL FOCUS - NET GEÇİŞİ - Ön plan net, arka plan flu (bulanık) iken (veya tam tersi), net olanın flu, flu olanın net hale geldiği yarı sanatsal plan. PUP - Puanı toplanabilen 500 vatlık küçük lamba. PUSH (= FORCE DEVELOP) - ZORLAMA, FORSE ETME - Bir filmi, daha yüksek bir duyarlıktaymış gibi banyo etmek (100 ASA bir filmi 200 veya 400 ASA imiş gibi yıkamak). Sonuçta görüntüler daha grenli (tanecikli) olacaktır ama kimi durumlarda çok zayıf ışık çekimi yapabilmek için tek çözüm olabilir.

73 QQ RR

QUARTER APPLE - Normal takozun çeyrek yüksekliğin- R - KISITLI - RESTRICTED RATING sınıflamasını belirten deki takoz. damga. Yanında ailesinden bir yetişkin olmayan 17 yaşından küçük seyirciler, bu sınıfa giren filmin QUARTER LOAD - Silah ve patlayıcı cisimlerde normalin gösterildiği salona alınmazlar. çeyreği kadar patlayıcı doldurulduğunu belirten terim. Bak. HALF LOAD. RACK – 1) Bir filmi kurgu masasından veya projektörden QUARTZ LIGHT - KUARTZ LAMBA - Tungsten halojen geçirmeyi belirten eski bir terim. lamba ampulünü belirten genel terim. Ampule 2) Bir kareyi kamera, kurgu masası veya projektörün doldurulan bir halojen gaz (iyodin, klorin, bromin, flüorin penceresine yerleştirmek. veya astatin) ampulün kararmasını geciktirir ve doğru 3) Görüntü yönetmeninin, net ayarını önceden renk ısısını korur. belirlenmiş bir noktaya yapması için kamera QUICK CUT - Bak. JUMP CUT. operatörüne verdiği kestirme komut. QUIET ON THE SET - SETTE SESSİZLİK - Kamera çekime RACK FOCUS - MİZOPUAN - Konunun devamlı net olması başlamadan önce yönetmen yardımcısının verdiği için çekim sırasında objektifin netliğini sürekli ayarlamak. komut. Yönetmen veya oyuncuların çalışmasını RACKOVER - İlk model film kameralarında, üstündeki engelleyecek kadar gürültü olduğu zamanlar da bu filmle beraber kızağı yana çekerek objektifin ardına komut verilir. buzlu cam getiren mekanizma. Kamera operatörü provaları bu buzlu camdaki görüntüden izlerdi. Bugünkü modern kameralarda çekimi objektiften izleme olanağı vardır. RAILS – RAY 1) Sette tepeden aydınlatma için kullanılacak lambaların asıldığı yüksek sehpalar. 2) Kaydırma arabası rayları. RAIN EFFECT - YAĞMUR ETKİSİ - Bir sette (içerde veya dışarıda) yağmur etkisi yaratmak için hortumlar, delikli

74 borular ve fıskiyeler kullanılır. Çeşitli sistemler vardır. En RAW STOCK - HAM FILM - Pozlanmamış ve yıkanmamış yaygın olan, standard yağmur sistemidir. Yaklaşık 10 film. metre boyunda bir hareketli direğe bağlanan büyük bir REACTION SHOT - TEPKİ PLANI - Bir önceki planda veya püskürtücüden oluşur. Daha gerçekçi olması için bütün çerçeve dışında söylenen veya yapılan şeye tepki alanı önceden ıslatarak su birikintileri oluşması sağlanır, gösteren kişinin yakın planı. yerlere ve dış duvarlara ıslak görünümü veren parlak bir madde sürülür. READ – OKUMAK 1) Işıkölçerle ölçmek. RAMP – RAMPA 2) Setteki bir cismin perdede görünüp 1) İnişli çıkışlı alanda yürüyen oyuncuları izleyecek görünemeyeceğini gözle kararlaştırmak.( Is that sign too kaydırma arabasının düzgün gidebilmesi için kurulan small to read on film?) meyilli platform. 3) Senaryodaki bir sahne için kullanılmışsa, o sahnenin 2) Bir dublörün, kaskadörün (STUNTDOUBLE) kullandığı yumuşak, kolay anlaşılır şekilde oynanacağını belirtir. taşıtın başka bir taşıt üzerinden atlayabilmesi için 4) Oyuncu seçiminde kişilere kısa pasajlar okutarak bir kullanılan malzeme. çeşit sınavdan geçirmek. RANK CINTEL - Telesine olarak bilinen, filmin video READER - OKUYUCU - Bir stüdyo veya yapım şirketine banda aktarım işlemini yapan makinenin markası. sunulan proje malzemesini okuyup bunun bir özetini RATING - SINIFLAMA - Motion Picture Association of çıkartmak ve kendi görüşlerini yazmakla görevli hikâye America'nın, sinema filmlerini seyirciye göre bölümü elemanı. sınıflandırma sistemi. Sınıflandırma basamakları şöyledir: READING – OKUMA G - (General Audience) Serbest, herkes seyredebilir. 1) Mevcut ışık değerinin ölçüsü. PG - (Parental Guidence suggested) Anne-Baba 2) Okuma provası. refakati önerilir. 3) Bir sahnenin sözlü bölümü. (I liked the reading in take PG 13 - 13 yaşın altındaki çocuklar için anne-baba 3 the best) refakati şarttır. R - (Restricted) Kısıtlı. 17 yaş altındakiler için anne-baba REALISATEUR - Yönetmen sözcüğünün Fransızca karşılığı. refakati şarttır. Bak. METTEUR-EN-SCENE. X - 21 yaşından küçükler seyredemez. REAR SCREEN PROJECTION-ARKADAN PROJEKSİYON - MPAA, fragmanları da sınıflandırır. İki kategori vardır: Genel olarak perdenin ön tarafından yapılan Serbest ve Kısıtlı. Kısıtlı bir fragman, ancak R veya X sınıfı projeksiyonun tersine, ışıkgeçirgen bir perdeye arka bir filmle gösterilebilir. taraftan yapılan projeksiyon. Bu sistem, sinema RATIO - Bak. ASPECT RATIO, SHOOTING RATIO salonlarında çok ender olarak kullanılır. Asıl kullanımı,

75 yapım sırasında görülür. Yolda giden bir arabadaki iki kişiyi gösteren bir plan gibi dış geriplanlı bir sahneyi REFLECTED LIGHT - YANSIYAN IŞIK - Aydınlatılan konudan stüdyoda çekmek daha kolaydır. Arabanın objektife yansıyan ışık. Bak. EXPOSURE METER. camlarından yollar, binalar, ağaçlar gibi akıp giden manzaralar görürüz. Stüdyoda bu geriplanın yansıtıldığı REFLECTOR - REFLEKTÖR, YANSITICI - Işığı istenilen yere özel perdenin önündeki arabanın içinde oyuncular yansıtmak için gümüş veya altın renkli yaldız rollerini oynar. Yansıtılan geriplan ya stok şutlardan tabakalardan yapılan yansıtıcı pano. Beyaz kartondan (STOCK FOOTAGE) seçilir, ya da ikinci ekip (SECOND veya tabaka köpükten yapılmış reflektöre BOUNCE UNIT) tarafından çekilir. Bu tür çekimlere işlemli plan BOARD denir. (PROCESS SHOT) adı verilir. Görüntü çok geniş bir alanı REFLEX CAMERA - REFLEKS KAMERA - Bir aynalar sistemi kapsıyorsa, daha karmaşık olan mat plan (MATTE SHOT, yardımıyla objektiften gelen görüntüyü çekim sırasında TRAVELLING MATTE) kullanılır. da izleme olanağı veren kamera. Bu sistem, paralaks RECORDING - KAYIT - Önceden çekilmiş veya canlı hatasını ortadan kaldırır. çekilen resim veya sesi manyetik banda kaydetme REGISTRATION PINS (= PILOT PINS) - KONTRGRİF - işlemi. Obtüratörün açıldığı pozlanma sırasında kamera RECORDIST (= PRODUCTION MIXER) - KAYITÇI, SESÇİ - kızağının penceresindeki filmin diş deliğine girerek onun Çekim sırasında sette ses kaydetmekle görevli ekip kıpırdamasını önleyen tırnak, pim. elemanı. RELEASE – RECOUPMENT - Bir yatırımcının parasının geri ödemesi. 1) Bir filmi genel veya sınırlı dağıtıma sokmak. RE-DRESS - Bir setin görünümünü değiştirmek. Bak. 2) Serbest bırakmak (günlük işi biten bir oyuncuyu). DRESS. 3) Kontrat bağlantısını çözmek (işten çıkarmak). REDUCTION PRINT - DAR KOPYA - Geniş bir negatiften 4) (Basın) Reklam bölümünün gönderdiği bildiri, haber. daha dar bir şeride, örneğin, 35 mm negatiften 16 mm 5) Filmi çekilen bir kişinin, filmdeki görüntüsünün şeride basılan kopya. Tersi işleme büyütme, kullanılması için yapım şirketine verdiği izin belgesi. agrandisman (BLOW-UP) denir. RELEASE NEGATIVE - Dağıtım kopyalarının (RELEASE REEL - BOBİN, KISIM - Film şeritleri, projeksiyon makinesine PRINTS) basımında kullanılacak ana negatif. takılmak veya depolanmak için plastik veya madeni RELEASE PRINT - DAĞITIM KOPYASI - Sinemalarda makaralara sarılır. Standard boyda bir 35 mm film gösterime hazır kopya. makarası 300 metre (10 dakikalık) film alır. Çift kısım denen 600 metrelik makaraların kullanımı daha REMAKE - YENİDEN YAPIM - Daha önce yapılmış bir filmin yaygındır. 10 dakikalık kısım anlayışı öylesine yerleşmiştir yeniden çekimi. 'A star is borne - Bir Yıldız Doğuyor' ki, bir filmin uzunluğu hâlâ kısım sayısıyla belirtilmektedir filminin Judy Garland/James Mason ve Barbra (36 kısım tekmili birden gibi). Streisand/Kris Kristofferson'un oynadığı her iki yapımı da,

76 1937'de çevrilen ve Janet Gaynor/Fredric March'ın oynadıkları orijinalin yeniden yapımlarıdır. RESIDUALS - Sendikanın kontratına göre oyunculara, yönetmenlere vb. ödenen ve bir yazarın telif ücretine REPLAY (= PLAYBACK) – tekâbül eden ek ücret. 1) Kaydın iyi yapılıp yapılmadığını kontrol etmek için bir görüntü veya ses bandını başa sarıp tekrar izlemek. RESOLUTION (= RESOLVING POWER) - ÇÖZÜMLEME 2) Filmin ses bandına konacak olan müzik parçasını GÜCÜ – önceden kaydedip, oyuncuların bu müziğe göre dans 1) Bir objektifin görüntüye aktarabildiği ayrıntı miktarı. etmelerini veya davranmalarını sağlamak için çekim 2) Bir duyarkatın tespit edebildiği ayrıntı miktarı. sırasında izletmek. RE-TAKE - YENİDEN ÇEKİM - Daha önce çekilmiş bir REPORT SHEETS - RAPOR - Kamera ve ses bölümlerinin, sahnenin herhangi bir nedenle beğenilmeyip yeniden her çekim (TAKE) hakkında bilgileri yazdığı, hangi çekilmesi. çekimlerin basılacağını, hangilerinin kötü olduğunu RETICULATION - BURUŞMA - Banyodaki ani ısı farkları belirttiği günlük rapor. veya kimyasal maddelerin etkisiyle, yıkanan filmin jelatin REPORT TO - Ekip elemanlarının stüdyoda veya yerel tabakasında oluşan ve insan cildindeki çizgi ve kırışıkları mekânda (LOCAL LOCATION) çalışacağını ve andıran buruşma. mesailerinin, sete geldikleri anda başlayacağını RE-VAMP - Bir seti yeni bir sekans (SEQUENCE) veya yeni belirtmek için çağrı kağıdına yazılan uyarı. bir yapım için yeniden düzenlemek. RE-RECORD – - Karanlıktan açılarak veya kamerayla 1) Görüntüleri veya sesleri bir malzemeden başka bir gerileyerek henüz görülmemiş bir şeyi ortaya çıkaran malzemeye (film, bant, disk) aktarmak, kopyalamak. plan. 2) Son miksajda birçok ses kanalını biraraya getirmek. REVERSAL DUPE - Bir pozitiften alınan dup pozitif. Bak. RE-RECORDING MIXER - Bütün diyalog, müzik ve ses DUPE. etkisi bantları hazırlandıktan sonra bunların biraraya getirilip yoğunluk dengelerinin düzenlendiği son miksten REVERSAL FILM – DÖNÜŞLÜ FİLM Pozlanıp banyo sorumlu ses mühendisi. edildikten sonra doğrudan pozitif görüntü veren film. RE-RELEASE - YENİDEN DAĞITIM - Sinemalarda bir süre REVERSE ACTION () - Filmdeki gösterildikten sonra dağıtımdan kaldırılmış bir filmin hareketleri geriye doğru gösteren teknik. Özel etki yeniden dağıtıma sokulması. () veya komik unsur olarak kullanılır. REVERSE ANGLE SHOT/REVERSE - KARŞI AÇI - Bir önceki planın yaklaşık 180 derece karşı açısından çekilen plan.

77 Genellikle, karşılıklı konuşan iki kişiyi veya kapıyı açıp bir odaya giren oyuncuyu gösteren sahnelerde kullanılır. ROLE - ROL - Bir oyuncunun canlandırdığı oyun. REVERSE SCENE - Baskıda sağ-sol yönü ters döndürülen, ROLL - BOBİN - Takoza (CORE) sarılı film şeridi. Herhangi böylece görüntünün, bir aynadan yansıyormuş gibi ters bir uzunlukta olabilir. göründüğü plan. ROLLING TITLE (= CRAWL, CREEPING TITLE, RUNNING REVISION - REVİZYON - Senaryonun, ciladan (POLISH) TITLE) - AKAN YAZI – Perdenin (SCREEN) altından yukarı daha geniş, yeniden tasarlamadan daha dar bir doğru hareket eden jenerik yazıları (CREDITS). Bu tarz ölçüde elden geçirilmesi. yazı baş jenerikten (FRONT CREDITS) çok son jenerik REWIND (i) - ANRULÖZ - Film bobinini bir makaradan (END CREDITS) için kullanılır. diğerine aktarmak için kullanılan ve biri boşaltan, diğeri ROLL IT/ROLL CAMERA/ROLL PLEASE/ROLLING - Bir saran makarayı taşıyan iki koldan oluşan düzenek. çekimin (TAKE) başlamak üzere olduğunu belirtmek için Elektrik motoruyla çalışanları da vardır. birinci yönetmen yardımcısının yüksek sesle söylediği REWIND (f) - SARMAK - Bir anrulöz kullanarak filmi uyarı. Kamera ve ses kaydının başlaması için verilen makaraya veya takoza (CORE) sarmak. işarettir (CUE). Ses kayıt makinesi tam devrini bulunca sesçi “Speed” der, kamera çalışmaya başlayınca RE-WRITES - Bak. REVISION. kamera asistanı “Rolling” diye seslenir. Ancak bundan RIFLE MIKE - Bak. SHOTGUN MIKE. sonra yönetmen “ACTION!” (hareket, oyun) komutu verir. RIFLE SPOT - Uzun, dar bir huzme veren spot lamba. ROLL NUMBER - BOBİN NUMARASI - Bir filmin bobinlerinin RIGGERS - Bir sette iskele ve köprüleri kurmak ve sırasını belirleyen numara. buralara lambaları yerleştirmekle görevli ekip elemanları. ROOM TONE - ODA SESİ - Bir odada hareket veya konuşma olmadığı halde var olan hava veya ambiyans RIGGING (i) - İSKELE, KÖPRÜ - Sette lambaların asılacağı sesi. Vızıltı bandına (BUZZ TRACK) kaydedilen bu ses, son iskele veya köprü. miksajda konuşma bandıyla (DIALOGUE TRACK) RIGGING (f) - Çekimden önce stüdyoda köprülere ve birleştirilince, konuşmalar arasındaki boşlukları iskelelere lambaları asmak. doldurarak bir sahnenin seslerinin daha gerçekçi olmasını sağlar. RIM LIGHT - Konunun arkasından verildiği zaman halo etkisi yaratan ışık. ROSTER - Çeşitli birlik ve sendikaların, işe başlamaya hazır olan üyelerinin gösterildiği liste. RISER - Oyuncuları, aksesuarları vb. yükseltmek için kullanılan basamaklı yükselti, platform. ROSTRUM - PRATİKABL, YÜKSELTİ - Katlanabilen ayaklar RITTER - Bak. WIND MACHINE. üzerine kurulan ve kamera veya bir lambayı yükseltmek için kullanılan yükselti.

78 gün çalıştığına bakılmaksızın- işe alındığını belirten ROUGH CUT - KABA KURGU - Bir filmin bütün sahnelerinin kontrat terimi. (SCENES), hikâyeyi kabaca anlatacak şekilde, sırayla peşpeşe eklendiği ilk kurgu (EDITING) basamağı. RUN-THROUGH (=WALK-THROUGH) - Bir sahnenin oyuncular ve kamerayla yapılan provası. ROYALTY - TELİF ÜCRETİ - Satışlardan alınan ve pazarlığa açık gelir yüzdesi. Bak. RESIDUALS. RUSHES - Bak. DAILIES. RUN-BY - Hareketli bir arabanın (ya da başka bir taşıtın) duran kameranın önünden geçtiği plan. RUN LINES - Çekimden önce oyuncunun sözlerini prova etmesi, ezber geçmesi. RUNNERS – 1) Lamba, dekor parçaları vb. asılabildiği köprü ve iskele. 2) Yapımcı, yönetmen, yapım yönetmeni için ufak tefek işlere koşan yapım yardımcısı (PRODUCTION ASSISTANT) RUNNING SHOT - Hareket eden bir kişi veya cismi izlerken kendisi de hareket eden kamera ile çekilen plan. Bak. TRACKING SHOT, DOLLY SHOT, TRAVELING SHOT. RUNNING SPEED - GEÇİŞ HIZI - Filmin kamerada veya projektörde, ses bandının kayıt veya dinleme sırasında makinede geçiş hızı. Filmin hızı kare/saniye (FRAMES PER SECOND),bandın hızı santimetre/saniye veya inç/saniye (INCHES PER SECOND) birimiyle ölçülür. RUNNING TIME - GÖSTERİM SÜRESİ - Normal hızda gösterilen bir filmin toplam gösterim süresi. Bir sinema filminin gösterim süresi genellikle 85-110 dakikadır. RUN-OF-SHOW - Günlük ve haftalık sözleşmelerin tersine, bir kişinin (genellikle bir oyuncunun) belirli bir ücretle belirli bir süre için (tüm yapım süresi) -bu süre içinde kaç

79 kullanılmaktadır. Eski sözcük bugün daha çok 'hikâyenin SS ana çizgisi, özeti' anlamında kullanılmaktadır. SCENE - SAHNE 1) Bir sahne, belirli bir mekânda (LOCATION) geçen SAFE ACTION AREA - Film televizyonda gösterildiği veya kendi içinde bir hareket bütünlüğü olan tek zaman, karenin ekranda izlenebilen bölümü. plandan veya planlar dizisinden oluşabilir. SAFETY BASE (= SAFETY FILM) - YANMAZ FİLM - Asetat 2) Senaryo dökümünde (BREAKDOWN) sahne, mekân selülozdan yapılan ve yavaş alev alan film tabanı. 1950 ve zaman birliği içinde oluşan olay veya söylenen sözler öncesinde filmler, çabuk alev alan nitrat tabanlıydı. anlamına gelebilir. Her sahneye bir numara verilir. SAG - SCREEN ACTORS GUILD sözcükleri için kısaltma. Genellikle bir oyuncunun sahneye girmesi veya sahneden ayrılmasıyla sahne numarası değişmez ama SAMPLE PRINT - Bak. CHECK PRINT. bu, kesin bir kural değildir. SANDBAG - KUM TORBASI - Set malzemesinin (GRIP SCENE DOCK - DEKOR DEPOSU - Dekorda kullanılan PACKAGES) ana unsurlarından biri. Heybe gibi iki cepli malzemenin depolandığı alan. ve her cebi kum doldurulup ağzı dikilmiş, branda veya plastikten yapılmış küçük torba. Sette kimi malzemenin SCENE NAME - SAHNENİN ADI - Olayın geçtiği mekânın (lamba ayağı gibi) devrilmesini önleyen ağırlık olarak adı veya bir olaya verilen ad (Amy'nin odası, bıçak kullanılır. atma sahnesi). SATURATION - DOYGUNLUK - Bir fotoğrafta görüntünün SCENERY - Bir dekorun, mekân duygusu uyandıran rengindeki yoğunluk derecesi. Doygunluk ne kadar herhangi bir bölümü. fazla olursa, renkler o kadar canlı ve zengin olur. SCENIC ARTIST - Dekorda kullanılacak bez panoları Doygunluk azaldıkça renkler zayıflar, pastelleşir. Az veya fon resimlerini boyayan sanatçı. Aynı zamanda doymuş renkler çoğu zaman belirli bir etki yaratmak için dekorları ve eşyaları retuşlayıp onları yaşanmış, kullanılır. kullanılmış, eskimiş hale de getirir. SCALE - Sendika veya meslek gruplarınca belirlenen asgari ücret. Deneyimli ekip elemanı, belirlenen bu SCOOP - Geniş bir alanı aydınlatabilen lamba. ücretin üstünde para alır. SCORE (i) - FİLM MÜZİĞİ - Filme eşlik ederek görüntüleri SCALE PLUS TEN - Genellikle oyuncu ücretinde yapılan destekleyen müzik. bir uygulama. Kişiye ücretinden başka, menajerinin SCORE (f) - Belirli bir filme müzik bestelemek. ücretini ödemesi için, ücretinin yüzde onu kadar fazla ödeme yapılır. SCORING STAGE - MÜZİK STÜDYOSU - Müzisyenlerin, perdede gösterilen film bölümlerini izleyerek film SCENARIO - SENARYO - İtalyan kökenli bu sözcük müziğini seslendirdikleri ve bu müziğin kaydedildiği ses yerine günümüzde SCREENPLAY sözcüğü stüdyosu (SOUND STAGE).

80 SCRAPER - KAZIYICI - Yapıştırıcı ile film eklenirken duyartabakayı kazımak için kullanılan araç. SCREENPLAY (=SCRIPT, SCENARIO) - SENARYO - Karakterlerin davranışlarının, sözlerinin (DIALOGUES) ve SCRATCHES - ÇİZİK - Film şeridinin yüzeyinde oluşan çoğu zaman kamera hareketlerinin belirtildiği, kazıntı izleri. Kamerada, laboratuar işlemleri sırasında, en sahnelere ayrılmış, özel bir sayfa düzeninde yazılmış olan çok da projeksiyon makinesinde meydana gelebilir. ve bir filmin temelini oluşturan metin. Çekim sırasında Aşınmaya (ABRASIONS) göre daha ciddi bir durumdur senaryoda değişiklikler yapılması sık rastlanan bir çünkü izler derindir ve duyartabakaya (EMULSION) zarar olaydır. verebilir. SCREENPLAY BY - SENARYOYU YAZAN - Senaryo SCRATCH PRINT (= SLOP PRINT) - Kurgulanmış iş yazarına jenerikte verilen unvan. 'Yazan' (WRITTEN BY) kopyasından (WORK PRINT) basılan kopya. Zaman unvanından farkı, senaryoyu yazanın, özgün hikâyeyi kazanmak isteyen kurgucunun isteği ile yapılır ve bir yazandan ayrı kişi veya kişiler olduğunu göstermesidir. kopya negatif kesimciye, bir kopya da miksaj ve 'Yazan' (WRITTEN BY), hem özgün hikâyeyi, hem de senkron için sesçiye gönderilir. senaryoyu aynı kişinin yazdığını belirten unvandır. SCREEN - PERDE - Film gösterimi sırasında üzerine SCREEN TEST - DENEME FİLMİ - Bir oyuncunun role uygun görüntünün yansıtıldığı yüzey. olup olmadığını anlamak veya bir kişinin perdede nasıl göründüğünü izlemek için yapılan deney filmi. SCREEN ACTORS GUILD (SAG) - OYUNCULAR SENDİKASI - Ücret, çalışma şartları vb. belirleyen oyuncular birliği. - SENARYO YAZARI - Sinema filmleri ve televizyon için film hikâyesi, tretman, senaryo yazan kişi. SCREEN EXTRAS GUILD (SEG) - FİGÜRANLAR SENDİKASI - SAG veya AFTRA kadar güçlü olmamakla birlikte, kendi SCRIM - Işık yoğunluğunu azaltmak için ışık kaynağının üyelerine öbür birlik ve sendikaların verdiği hizmetlere önüne konulan, aralıklı örülmüş tel kafes. benzer hizmetler verir. SCRIPT - SENARYO - Bak. SCREENPLAY. SCREENING - Davetli bir seyirci grubuna (arkadaşlar, SCRIPT BREAKDOWN - SENARYO DÖKÜMÜ - Bak. akademi üyeleri, dağıtımcılar vb.) bir filmin tamamı BREAKDOWN. veya bir bölümünün izletildiği gösterim. SCRIPT SUPERVISOR (=CONTINUITY CLERK) - DEVAMLILIK SCREENING ROOM - GÖSTERİM ODASI - Küçük bir film YAZMANI - Her çekimde sözler (DIALOGUE), jestler, izleme salonu. Her büyük stüdyonun, her laboratuarın hareket, kostümler, makyaj, kullanılan objektif vb. en az bir gösterim odası vardır. Çekilmekte olan bir konularında ayrıntılı notlar tutarak bunların plandan filmin günlükleri (DAILIES) veya her işlem safhasında plana ve sahneden sahneye farklılıklar göstermesini kontrol edilmek istenen bölümleri burada izlenir. önleyip, devamlılığın sağlanmasıyla görevli ekip elemanı.

81 SECONDERY COLORS - İKİNCİL RENKLER - İki asal rengin birleşmesinden oluşan renkler: sarı, macenta ve siyan. SECOND CAMERA - İKİNCİ KAMERA - Bir sekansı (SEQUENCE) ana kamerayla aynı zamanda çeken ek SECONDERY LOCATIONS – TÂLÎ MEKÂN - Başoyuncular kamera. Zor veya tekrarlanması imkânsız sahnelerde (bir (PRINCIPAL PLAYERS) ve yardımcı oyuncularda binanın yıkılışı, bir benzin istasyonunun havaya uçması (SUPPORTING PLAYERS) olduğu gibi, mekânlar da ana vb.) kullanılır. Bak. MULTICAMERA. mekânlar ve ikinci derecede mekânlar diye sınıflandırılabilir. Mekân aranırken önce ana mekânları, SECOND CAMERAMAN - İKİNCİ KAMERAMAN - Bak. sonra bunların yakınında tâli mekânları aramak doğru CAMERA OPERATOR. olur. SECOND FEATURE (= B PICTURE) - İKİNCİ FİLM - İki film SECOND ASSISTANT CAMERAMAN - İKİNCİ KAMERA gösteren sinemada ikinci değerdeki film. YARDIMCISI - Birinci kamera yardımcısının (FIRST SECOND SECOND - Bir yapımda tek ikinci yönetmen ASSISTANT CAMERAMAN) yardımcısı. Kamera yardımcısının yetişemeyeceği yoğunlukta kalabalık malzemesini hazırlar, kasetleri doldurup boşaltır, kamera sahneler olduğu zaman, onun yönetiminde çalışacak raporlarını (CAMERA REPORTS) yazar ve her çekimin bir veya birkaç ikinci yardımcı daha birkaç günlüğüne başında veya sonunda klaket verir. işe alınır. 'Taksi Şoförü' (Taxi Driver) filmi New York SECOND ASSISTANT DIRECTOR - İKİNCİ YÖNETMEN sokaklarında ve gece çekildiği için çok karmaşık bir YARDIMICISI Birinci yönetmen yardımcısına (FIRST yapım düzeni vardı ve bir ayrıcalık olarak filmin ASSISTANT DIRECTOR) ve yapım yönetmenine bağlı ve tamamında iki ikinci yönetmen yardımcısı çalıştı. genellikle oyuncu ve ekipten sorumlu yapım bölümü SECOND UNIT - İKİNCİ EKİP - Uzak yerlerde çekilen geri elemanı. İş davetiyeleri (CALL SHEETS), yapım raporu planlar (BACKGROUND), işlemli planlar (PROCESS SHOT) (PRODUCTION REPORTS), oyuncu raporu (ACTOR'S TIME için çekilen geri planlar, ara planlar gibi baş oyuncuların SHEETS), figüranların makbuzları gibi günlük kırtasiye bulunmadığı veya çok kameralı çekimin yapıldığı işlemlerini yapmak ve gerekli yerlere dağıtmak, birinci sahnelerde çalışan ek yapım ekibi. Bu ekibi, ikinci ekip yönetmen yardımcısı ile yapım yönetmeni ve yapım yönetmeni (SECOND UNIT DIRECTOR) yönetir. Çoğu bürosu arasında bağlantı kurmak, figüranların ve zaman, ikinci yönetmen yardımcısı, ikinci ekibin birinci kalabalığın yerleştirilmesi ve kontrolunda birinci yönetmen yardımcılığını yapar. Sendikaya bağlı yardımcıya (FIRST AD) yardım etmek, eğer varsa, olmayan yapımlarda kamera operatörü, ikinci ekibin birlikten gönderilen yönetmen yardımcısı stajyerinin görüntü yönetmenliğini üstlenebilir. (DGA TRAINEE) çalışmasını düzenleyip kontrol etmek de görevleri arasındadır. İkinci ekipte (SECOND UNIT) birinci SECOND UNIT DIRECTOR - İKİNCİ EKİP YÖNETMENİ - yardımcılık görevi yapabilir. Bak. KEY SECOND AD, Başoyuncuların (PRINCIPAL PLAYERS) bulunmadığı SECOND SECOND. sekansları yönetmekle görevli kişi. Bak. SECOND UNIT, INSERT.

82 SECOND UNIT DIRECTOR OF PHOTOGRAPHY - İKİNCİ EKİP SERIES - DİZİ - Yarım veya bir saatlik bölümler halinde GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ - İkinci ekip sınıfına giren haftalık veya günlük yayınlanan televizyon programı. sahneleri çekmek için işe alınan kameraman. Ana SET - SET - Film veya televizyon programının çekildiği iç ekibin çekmeye zamanı olmadığı, özel beceri ve veya dış mekân. Bir setin görünümünden yapım malzeme gerektiren (sualtı çekimleri gibi), uzak bir tasarımcısı (PRODUCTION DESIGNER) veya sanat mekânda çekilecek sahneler veya ara planlar, ikinci yönetmeni (ART DIRECTOR) sorumludur. ekip görüntü yönetmeni kiralama nedenleridir. Birinci ekibin kamera operatörü ve birinci kamera yardımcısı, - SET DEKORATÖRÜ - Bir seti, sahnenin ikinci ekibin görüntü yönetmeni ve kamera karakterine uyacak şekilde mobilya ve aksesuarlarla operatörlüğüne terfi ettirilebilir. dekore eden, 'giydiren' (DRESSING) kişi. SEG - SCREEN EXTRAS GUILD sözcüklerinin kısaltması. SET DESIGNER - SET TASARIMCISI - Sanat yönetmeni (ART DIRECTOR) veya yapım tasarımcısının (PRODUCTION SEGUE - Radyodan ve televizyonun ilk günlerinden DESIGNER) tarifi ve çizimine göre bir setin yapımını gelen bir terim. Kısa bir müzik parçası eşliğinde bir planlayan kişi. sahneden öbür sahneye geçmeyi belirtir. Bak. MUSIC BRIDGE. SET DRESSING - Bir seti dekore etmek için kullanılan mobilya, perde vb. malzeme. SELSYN MOTOR - İki makineyi (kamera ve ses kayıt makinesi gibi) uyumlu ve eşzamanlı çalıştırmak için SET ESTIMATOR - Setlerin yapımının maliyet tahminlerini kullanılan motorun markası. yapmakla görevli sanat bölümü elemanı. SENIOR - 5000 vatlık spot lamba. SET-UP - Çekimden önce kamera, ışıklar ve diğer malzemeyle oyuncuları yerlerine yerleştirip seti SENSURROUND - Universal stüdyoları tarafından düzenlemek. geliştirilen ses sistemi. Ses bandına düşük frekanslı titreşimler katarak olayın inandırıcılığını arttırır SFX - SOUND EFFECTS sözcüklerinin kısaltması. (EARTHQUAKE filminde olduğu gibi). SHARED CARD - ORTAK KARTON - Jenerikte bir seferde SEPARATION NEGATIVES - Üç şeritli (THREE-STRIPE) birden çok ismin göründüğü yazı. TECHNICOLOR sisteminde kullanılan ve her biri bir asal SHARP - NET - Doğru odaklanmış objektifin verdiği renge duyarlı üç ayrı şeritten oluşan negatif. keskin-berrak görüntü. SEQUENCE - SEKANS - Mekân (LOCATION), olay SHOOT (i) - ÇEKİM - Bir filmi veya televizyon programını (ACTION), zaman veya hikâye bütünlüğü içindeki görüntüleme çalışması. planların oluşturduğu bölüm.

83 SHOOT (f) - ÇEKMEK - Bir filmin veya televizyon programının bir bölümünü veya tamamını Tevcihli mikrofonu normal objektif kabul edersek, tüfek görüntülemek. mikrofon teleobjektiftir. SHOOTING COMPANY - Bir filmin çekimini gerçekleştiren SHOW CARDS - Bak. CUE CARDS. ekip. SHRINKAGE - DARALMA, BÜZÜLME - Uzun süre SHOOTING RATIO - ÇEKİM ORANI - Çekilen negatifin depolanma veya laboratuar işlemleri sırasında nem uzunluğunun, gösterim kopyasının (RELEASE PRINT) kaybı yüzünden filmin boyutlarında meydana gelen uzunluğuna oranı. 4:1 ekonomik oran, 20:1 müsrif oran daralma. Bunun sonucunda görüntünün şekli bozulabilir olarak kabul edilir. Luis Bunuel, 1:1 çekmesiyle ünlüydü. ve gösterim sırasında film yırtılmaya yatkındır. - ÇEKİM PLANI - Senaryodaki her SHUTTER - OBTÜRATÖR - Film kamera kızağında hareket sahnenin ne zaman çekileceğini, çekimde nelerin, halindeyken pencereyi kapatan, kare yerinde kimlerin gerekli olduğunu ayrıntılarıyla gösteren liste. hareketsiz kaldığı an pencereyi açarak duran karenin Döküm sayfaları ve yapım tablosundaki (PRODUCTION pozlanmasını sağlayan kamera parçası. BOARD) bilgilerden yararlanılarak hazırlanır. SHUTTLE - MEKİK - Kamerada grifi taşıyan ve onun değişik SHOOTING SCRIPT - ÇEKİM SENARYOSU - Tüm diyaloglar yönlerdeki hareketlerini sağlayan parça. (DIALOGUE), ayrıntılı kamera pozisyon ve hareketleri ve SIDE CAR MOUNT - ARABA YANI MONTÜR - Kamerayı bir diğer bilgileri içeren son şekliyle onaylanmış ve arabanın yanına tutturmak için kullanılan araç. yönetmenin kullandığı senaryo. SIGNATORY - Bir birlik veya sendika ile uyuşma SHORT SUBJECT (= SHORT) - KISA FİLM - 30 dakika veya anlaşması imzalamış olan şirket. daha kısa süren film. SILENT (= SILENT BIT) - SESSİZ ROL - Söz söylemeyen, SHORT END - PARÇA - Pozlanmış bölüm kesilip kasetten fakat sahnedeki olaya katılan oyuncu. Örneğin, çıkarıldıktan sonra artan pozlanmamış kısa film parçası. başoyuncunun tabağına çorba dolduran garson, sessiz Pek çok öğrenci filmi ve deneysel film, parçalarla roldür. Masalar arasında dolaşan başka bir garson, yapılmıştır. figüran (EXTRA) kabul edilir. SHOT - PLAN - Kesintisiz tek bir çekimle (TAKE) SILENT PRINT (= PICTURE PRINT) - Ses bandı (SOUND görüntülenen bölüm. Bak. SEQUENCE, SCENE. TRACK) olmayan pozitif kopya. SHOTGUN MIKE - TÜFEK MİKROFON - Çok dar bir SILENT SPEED - Görüntülerin yanında ses alandaki sesi alan tevcihli mikrofon (DIRECTIONAL MIKE). kullanılmayacaksa, filmin hızının 16-18 kare/ saniye Alan açısı, tevcihli mikrofondan çok daha dardır. olması yeterlidir.

84 SILHOUETTE - SİLÜET - Arkadan aydınlatıldığı için kameraya bakan tarafında ayrıntı görülmeyen, sadece SKIP FRAMING - KARE ATLAMA - Her iki veya üç karede kütlesinin çevre çizgisi ile ayırdedilen kişi veya cisim. bir kareyi (FRAME) basarak hareketi hızlandıran optik baskı tekniği. Bak. DOUBLE PRINTING. SILK (= BUTTERFLY) - İPEK - Çekim sırasında sert ışığı yumuşatmak için kullanılan büyük dikdörtgen beyaz SKY FILTER - GÖKYÜZÜ FİLTRESİ - Siyah-beyaz çekimlerde kumaş. Çoğunlukla dış çekimlerde kullanılır. kullanılan ve görüntüde fazla aydınlık olan gökyüzünü koyulaştıran filtre. SINGLE BROAD - Bak. BROAD. SLATE (= CLAPSTICKS, CLAPPERBOARD) - KLAKET - Üst SINGLE CARD - TEK KARTON - Jenerikte perdede tek kenarıda menteşeli bir çubuk bulunan yazı tabelası. kişinin adını gösteren yazı. Ortak kartona göre daha Üzerine filmin, yönetmenin, görüntü yönetmeninin avantajlıdır. adları, bobin, sahne ve plan numarası, çekim sayısı ve SINGLE FRAME EXPOSURE - TEKKARE ÇEKİM - Filmin, her tarih yazılır. Kurguda her çekimin görüntü ve sesinin seferinde bir (veya iki) kare pozlandırıldığı canlandırma eşlenmesini sağlar. Ancak klaket verildikten sonra 'başla' (ANIMATION) sineması ve duraksamalı çekim (TIME veya 'hareket' komutu verilir. LAPSE) tekniği. SLEEPER - Herkesin beklediğinin tersine, büyük gişe başarısı sağlayan film.

SINGLES - TEKLER - Bir sahnenin (SCENE) destek-örtü SLOP PRINT - Bak SCRATCH PRINT. plânları (COVERAGE) çekilirken yönetmen, sözünü SLOW MOTION - YÜKSEKKARE - 24 kare/saniyeden söyleyen veya söyleneni dinleyen (REACTION SHOT) yüksek hızla çalışan kamerayla çekilen görüntülerde oyuncuları tek tek görüntüleyen planlar çeker. Bu elde edilen etki. Tersi düşük karedir (ACCELERATED planlara, o oyuncunun tekleri denir. Tekler, yakın plan, MOTION). bel plan veya boy plan gibi değişik ölçeklerde olabilir, yeter ki tek oyuncuyu görüntülesin. SLUG - AMORS - İş kopyasında yırtılmış, eksik veya sonradan yerine konacak bir planın yerine geçici olarak SINGLE SYSTEM - TEKLİ SİSTEM - Aynı film şeridine hem konan yanık veya bozuk film şeridi. Bak. FILL. görüntü, hem de ses kaydedilen tarz. Ses kalitesi, görüntü ve sesin ayrı ayrı kaydedildiği ikili sistemdeki SMOKE/FOG EFFECTS - DUMAN/SİS ETKİSİ - İç veya dış (DOUBLE SYSTEM) kadar iyi olmadığı ve kurguda mekânda makineyle yapılan, gerçekçi ve çabuk elde sorunlar yarattığı için günümüzde yalnız haber edilen sis veya duman etkisi. Tehlikesiz ve uzun süre filmlerinde ve kimi belgesellerde (DOCUMENTARY) kalıcıdır. kullanılmaktadır. SMPTE - SOCIETY OF MOTION PICTURE AND TELEVISION ENGINEERS sözcüklerinin kısaltması.

85 SNEAK PREVIEW - İzleyicinin tepkisini ölçmek veya piyasada söylenti yaymak için bir filmi vizyona SOUND - SES - Bir filmin, manyetik bant veya şeride çıkmadan önce bir sinemada oynatmak. Bu kaydedilen işitsel (AUDIO) kısmı. Müzik, etki, konuşma gösterimden sonra izleyicinin tepkisine göre filmde gibi değişik bağımsız kanallara (TRACK) kayıt yapılır, değişiklik yapılması çok rastlanan bir şeydir. sonra bunlar tek kanalda birleştirilip 'bileşik ses kanalı' (Composite Sound Track) elde edilir. SNOOT - BORU - Işığı sette belirli bir yere yöneltmek için ışık kaynağının önüne takılan koni şeklinde boru. SOUND CAMERA - SESLİ ÇEKİM KAMERASI - Özel tasarlanmış, çekim sırasında mekanik kısımların sesini SNOW EFFECT - KAR ETKİSİ - Kar yağması gereken mikrofonun duyamayacağı kadar iyi ses yalıtımı yapılmış sahnelerde kuştüyü veya rendelenmiş plastik köpükle kamera. Bak. BARNEY. yapılır. SOUND CREW - SES EKİBİ - Genellikle üç kişiden - ses SOCIETY OF MOTION PICTURE AND TELEVISION kayıtçı (PRODUCTION MIXER/ SOUNDMAN/ RECORDIST), ENGINEERS (SMPTE) - Sinema ve televizyon endüstrisinde bum operatörü (BOOM OPERATOR) ve kablocu (CABLE teknik standartlar koyan meslek kuruluşu. PULLER) - oluşan ses kayıt ekibi. SOFT - YUMUŞAK - Düşük kontrastlı negatifi veya kopyayı belirten terim. SOFT FOCUS - FLU, BULANIK - Kamera yardımcısı (FOCUS PULLER) objektifi (LENS) gerekli yere odaklamadığı SOUND EFFECTS (SFX) - SES ETKİSİ - Ses bandında, müzik zaman görüntünün (IMAGE) berrak olmadığını, bulanık ve konuşmalar dışındaki her türlü yapay veya doğal göründüğünü belirtmek için kullanılan terim. Bu durum, seslerin kayıtlı olduğu bölüm. Kapı açılması, kuş cıvıltısı, bilinçli olarak romantik bir etki veya pus etkisi elde bardak kırılması gibi sesler ayrı olarak kaydedilir (WILD etmek için tül, vazelin veya yumuşatma filtresi SOUND) veya arşiv bantlarından aktarılır. (DIFFUSION FILTER) kullanılan durumlarla SOUND SPEED - SES HIZI - Eşzamanlı (IN SYNC) ses çekimi karıştırılmamalıdır. yapılırken filmin kameradan geçiş hızı. SOFT LIGHT - YUMUŞAK IŞIK, SOFT LAMBA - Işık SOUND STAGE - SESLİ ÇEKİM STÜDYOSU - Genellikle kaynaklarının önüne konan dağıtıcılarla (DIFFUSERS) filmlerin iç sahnelerinin çekimlerinin yapıldığı geniş, ses veya filtrelerle (GELS) sağlanan, gölgelerin en az belli yalıtımlı film stüdyosu. olacağı ışık tarzı. Aynı zamanda özel türde bir lambanın SOUND STRIPE - Film şeridinin kenarına kaplanan ince da adı. manyetik tabaka. SOFT WIPE - YUMUŞAK SİLME - Sınır çizgisi keskin olmayan SOUND TRACK – silme (WIPE).

86 1) Bir filmin üç veya dört kanala ayrılan işitsel bölümü: sözler (DIALOGUE), müzik, etki (EFFECT) ve ek etkiler için yedek bir kanal. Bu kanallar birleştirilip (MIX) optik ses kaydırma arabası (DOLLY) üstündeki kamera ile kanalı üretilir ve laboratuarda film şeridinin kenarına çekilemeyecek sahneleri çekmek için kullanılır. aktarılır. SPEED (i) - HIZ 2) Bir filmin müzikleri kaydedilerek satışa çıkarılan plak, 1) Filmin kamera, projektör veya basıcının kızağından bant ve kompakt disk. geçerken kare/ saniye (FRAMES PER SECOND) birimi ile SOUP - Filmlerin yıkandığı (DEVELOPMENT) kimyasal ölçülen geçiş hızı. 35 mm filmin normal geçiş hızı 24 banyolar (DEVELOPER) için kullanılan argo terim. kare/saniyedir. Bak. FOOTAGE. 2) Bir ham filmin ASA, DIN, ISO sayılarıyla ölçülen ışığa SPAGHETTI WESTERN – 1960’larda pek yaygın olan bir duyarlığı. film türü, İtalya'da küçük bütçelerle çekilen kovboy filmleriydi. Oyuncu Clint Eastwood ve yönetmen Sergio SPEED! (f) - HIZ! - Çalışmaya başlayan ses kayıt aracı Leone bu filmlerle ün kazandılar. istenen hıza ulaştığında, ses teknisyeninin yönetmen SPECIAL CAMERA OPERATOR - Sualtı, stedikam, hava için yüksek sesle verdiği uyarı. çekimleri gibi özel kamera şartlarında uzmanlaşmış SP-FX - SPECIAL EFFECTS sözcüklerinin kısaltması. kamera ekibi (CAMERA CREW) elemanı. İşin uzunluğu SPIDER - ÜÇGEN - Kamera sehpasının yerde kaymaması ve karmaşıklığına göre genellikle günlük ücretle işe için kullanılan bağlantı parçası. alınırlar. SPIDER BOX - BAĞLANTI KUTUSU - Birçok kabloya elektrik SPECIAL EFFECTS (SP-FX) - ÖZEL ETKİ - Özel, olağanüstü bağlantısı sağlamak için kullanılan ara bağlantı parçası. olan ve yaratılması gereken etki. Dekorda normal çalışan bir lavabodan 'Yıldız Savaşları'ndaki karmaşık SPILL LIGHT - Sette, olmaması gereken bir yere veya etkilere kadar çok çeşitli tarzlarda olabilir. Hava, su, ateş cisme düşen aşırı ve istenmeyen ışık. ve bunların her türü (yağmur, çamur, kar, fırtına, çığ SPLICE - EK - İki film şeridinin birleştirilmesi. İki şekilde vb.), özel etki bölümünün (SPECIAL EFFECTS yapılabilir: Sıcak ek (HOT SPLICE) veya yapışkanlı ekte DEPARTMENT) sorumluluğundadır. Bak. BLUE SCREEN (CEMENT SPLICE) parçaların birleşecek uçları kazınarak SHOT, CHROMA KEY, MATTE SHOT, MINIATURE. özel bir yapışkanla yapıştırılır. Bantlı ekte (TAPE SPLICE) SPECIAL EFFECTS DEPARTMENT - ÖZEL ETKİ BÖLÜMÜ - Bir uçlar, yapışkan bantla birleştirilir. yapımdaki bütün özel etkilerden sorumlu yapım ekibi SPLICER - YAPIŞTIRICI - Filmleri eklemek için kullanılan (PRODUCTION CREW) bölümü (bazan da özel bir yapım araç. Yapışkanlı ek ve bantlı ek için ayrı türleri vardır. şirketi). SPLIT FOCUS - ARA NET - Biri ön, biri arka plandaki iki kişi SPECIAL PORTABLE CAMERA - Çekimde akıcı hareketler veya cismi de net görüntüleyebilmek için objektifi bu iki yapabilmek için PANAGLIDE ve STEADICAM gibi nokta arasında bir yere odaklama yöntemi. sistemlere bağlanabilen kamera. Sehpa (TRIPOD) veya

87 üstünde kullanılacaksa, oyuncunun vücudu ile fünye arasına bir koruyucu tabaka konur, böylece patlama SPLIT REEL - AYRILIR BOBİN - İki yanağı göbekten dışarı doğru olur. Fünyenin yanına kan dolu küçük bir ayrılabilen makara. Filmi sarıp yanakları ayırınca bobin torba konarak 'vurulmanın' gerçekçi olması sağlanır. takozun (CORE) üstünde kalır. STAGE – SPLIT SCREEN - BÖLÜNMÜŞ RESİM - Birden fazla 1) Tiyatro sahnesi. görüntünün (IMAGES) aynı karede (FRAME) birleştirilmesi 2) Dekorların kurulup film çekiminin yapıldığı iç veya dış temeline dayanan özel etki (SPECIAL EFFECT). 'Thomas mekân. Crown Affair', bu tekniğin örnekleri yönünden zengin bir STANDARD SCRIPT FORMAT - STANDART SENARYO filmdir. 1960-1970 yılları arasında çok kullanılan bu etki, FORMU - Senaryonun daktilo edilmesinde tercih edilen optik basıcıda gerçekleştirilir. tarz. Değişik bir tarzda yazılacak olursa, yapım SPOTLIGHT (= SPOT) - SPOT - Işık huzmesi daraltılıp yönetmeni (PRODUCTION MANAGER) için sahnelerin genişletilebilen lamba. Film çekiminde en çok kullanılan çekim süresini hesaplamakta zorluk çıkabilir. lamba türüdür. STANDARD STOCK - STANDARD HAMFİLM - 35 milimetre SPOTTING SESSION - Yapım sonrasında (POST genişliğindeki film. PRODUCTION) yönetmen, besteci ve kurgucunun, filmin STAND-IN - PROVA DUBLÖRÜ - Bir sahne hazırlanıp ışıklar müziklerinin hangi görüntüler üzerine düşeceğini düzenlenirken, bir yıldızın dublörlüğünü yapan kişi. kararlaştırdıkları toplantı. SPROCKET HOLE - PERFORE, DİŞ DELİĞİ - Bak. STANDING SET - SÜREKLİ DEKOR - İçerde veya dışarıda PERFORATIONS. sürekli korunan dekor. SPROCKETS - TAMBUR - Kamera, projektör veya STAR - YILDIZ - Baş roldeki ünlü oyuncu. Çoğu zaman basıcıda (PRINTER) film şeridinin ilerlemesini sağlayan sadece bir yıldızın rolü kabul etmesi, projenin finans dişli makaralar. sorunlarının çözülmesini sağlar. SPUN - CAM YÜNÜ - Işıkları yumuşatmak için ısıya STARTED - Bir oyuncunun çalışmaya başladığı ilk iş dayanıklı olan cam yünü tabakalar kullanılırdı. Bugün gününü belirtir. Bir takım kurallar bu günü temel alarak bu iş için plastik tabakalar kullanılıyor. uygulanacağından, ilk iş gününü doğru saptamak SQUEEZE LENS - SIKIŞTIRAN OBJEKTİF - Anamorfik objektif önemlidir. için kullanılan endüstri terimi. START MARK - START, BAŞLAMA İŞARETİ - Eşlemeyi SQUIB - FÜNYE - Bir hedefe kurşun isabet etmesi etkisi (SYNCHRONIZATION) sağlamak için bobinin amorsuna yaratmak için kullanılan, elektrikle uyarılan düzenek. İki (LEADER) ve ses şeridine (SOUND TRACK) konan işaret kablonun uçları kimyasal bir maddeye bağlanır. Elektrik (CUE). verildiğinde kablo uçlarında kısa devre olur ve küçük bir patlama meydana gelir. Bu düzenek bir oyuncunun

88 STATIC MARKS - STATİK İZLERİ - Hızla açılan pozlanmamış STILL PHOTOGRAPHER - SET FOTOĞRAFÇISI - Devamlılığın film bobininde oluşan statik elektrik izleri. Genellikle sağlanması veya reklamda kullanmak amacıyla sette soğuk havada oluşur. fotoğraf çekmekle görevli kişi. STEADICAM - STEDİKAM - Sehpasız kullanılan kameranın STOCK (= RAW STOCK) - HAM FİLM - Pozlanmamış ve sarsılmaması için yapılmış özel araç. Bu buluş 1977 yıkanmamış film. yılında özel bir Akademi (Oskar) ödülü aldı. STOCK FOOTAGE (= LIBRARY FOOTAGE) - STOK ŞUT, STEENBECK - Bir kurgu masası markası. ARŞİV PLAN - Çok değişik konuların önceden çekilip arşivlenmiş ve yeni bir yapımda kullanılabilecek planları. STEP DEAL - AŞAMALI ANLAŞMA - Her basamağın Yeniden çekimleri pahalı, zor veya imkânsız olan sonucuna göre öbür basamağa devam edip durumlarda kullanılır. etmemeye karar verilen senaryo geliştirme yöntemi: sinopsis, tretman, ilk yazım gibi. STOP - DİYAFRAM - Bak. APERTURE, F-STOP, T-STOP. STEP OUTLINE - Bak. SYNOPSIS. STOP DOWN - DİYAFRAM KAPAMAK - Objektiften geçen ışık miktarını azaltmak ve alan derinliği (DEPTH OF FIELD) STEP PRINTING - TEKKARE BASKI - Olası kıpırdamaları sağlamak için diyaframı kısarak objektifin açıklığını kesinlikle önlemek için her karenin kontrgrifle azaltmak. (REGISTRATION PINS) tutularak teker teker basıldığı optik baskı yöntemi. Özellikle geriplan projeksiyonunda ve STOP FRAME - DONUK KARE - Bak. FREEZE FRAME, HOLD travelig matta kullanılacak planların baskısı böyle yapılır. FRAME. STEREOPHONIC SOUND - STEREO SES - 1950’den beri - DURAKSAMALI ÇEKİM - Her bir veya iki pek çok geniş perde (WIDE SCREEN) filmde kullanılan kare pozlamadan (EXPOSURE) sonra çekilen cismin ses düzeni. Günümüzde pek çok standart formatlı film kıpırdatıldığı canlandırma sineması (ANIMATION) tekniği. (düz film) de stereo sesli kopyalarla dağıtıma Cansız cisimlerin hareket ettiğini gösteren reklam girmektedir. Sese gerçeklik ve hareket duygusu katar. filmlerinde sıkça kullanılır. Özellikle müzik ve ses etkileri için önemlidir. STORY ANALYST - HİKAYE ARAŞTIRICI - Bir stüdyonun STEREOSCOPIC CINEMA (= 3-D) - ÜÇBOYUTLU SİNEMA veya şirketin hikâye bölümüne her hafta verilen film Özel camlı gözlüklerle seyredildiği zaman perdedeki konusu içerebilecek edebi eserleri (senaryo, tretman, görüntüye üç boyutlu etkisi veren teknik. Bu filmlerin roman, hikâye vb.) okuyup inceleyen hikâye bölümü çekimi de özel kameralarla yapılır. elemanı. Bak. READER. STILL – FOTOĞRAF – - STORİBORD, TASLAK - Bir filmin kimi 1) Fotoğraf makinesi ile saptanmış görüntü. sekanslarının veya tamamının görüntülerinin çekildiği 2) Bir oyuncunun veya filmdeki bir sahnenin reklam zaman nasıl görüneceklerini gösteren çizim veya amacıyla kullanılan 18x24 boyutta fotoğrafı. fotoğraflardan oluşan taslak. Alfred Hitchcock, filmin

89 SUBJECTIVE CAMERA - KAMERA-GÖZ - Bak. POINT OF VIEW. SWISH PAN (=WHIP PAN, ZIP PAN) - YILDIRIM PAN, HIZLI tüm planlarının taslağını yapmadan çekime STUDIO - STÜDYO (YAPI) - Ön hazırlıklar, yapım ve yapım SUBMERGED PRINTING - ISLAK BASKI - Bak. LIQUID GATE. ÇEVRİNME - Bulanık görüntüler elde etmek için başlamamakla ünlüydü. Taslaklar, reklam filmlerinde kameraylasonrası için sağa yapım veya şirketlerine sola hızla hizmet pan veren (çevrinme) bürolar, çokSUBTITLES kullanılır. - ALTYAZIReklam ajansı - Yabancı bunları müşterisine dildeki bir gösterip filmde yapmak.çekim platoları, Dramatik kurgu etki odaları, için kullanılır. seslendirme salonları gibi konuşmalarınonayını alır, sonraçevirisini çekimi veren, gerçekleştirmesi görüntü üzerine için bindirilmiş yapım birarada kurulmuş yapılar. yazılar.şirketine verir. SYNC - SYNCHRONISATION sözcüğünün kısaltması. STUDIO - STÜDYO (KURULUŞ, ŞİRKET) - Film ve televizyon SUBTRACTIVESTORY EDITOR PROCESS - Bir stüdyonun - EKSİLTMELİ hikâye BASKI araştırmacılarının - Renkli filmde gösterileriSYNCHRONIZATION geliştiren, - yapanSENKRON, ve EŞLEME dağıtan - Bir kurum, görüntü şirket. ve kopyayıdanışmanı doğru olan renkte basmak hikâye için bölümü beyaz ışıktan elemanı. renk Hollywood'unona ait olan seseski eşzamanlıysa,günlerinde stüdyolar film senkrondur. çok daha Bunungüçlü eksilterekAraştırmacıların baskı yapma raporlarını metodu. okuyup, geliştirmek için eserin vedışındaki kendilerine her durum, yeter non haldeydi. senkrondur. Yapımcı, yönetmen, satın alınıp alınmaması önerisiyle patrona iletir. SUNGUN - SANGAN - Çoğunlukla belgesel veya haber SYNCHRONOUSoyuncu ve yazarları SOUND maaşla - EŞZAMANLI ve kontratla SES kendilerine çekimlerindeSTRAIGHT CUT kullanılan, - KESME - aküAraya veya bir optikpille beslenen etki katmaksızın güçlü, 1)bağlar, Bir filmde sanat, görüntüyle kostüm, doğrudan makyaj, ilişkili reklam ses (bir ayak bölümleri fren portatifbir plandan lamba. öbürüne geçmek. pedalınakurarlardı. basarken Proje duyulan tasarımından, fren sesi). bitmiş Yolun ortasında kopyanın dehşetdağıtımına içinde kadar, bakan film kadın yapımının görüntüsü her safhasıüstüne içindüşen gerekli fren STREAMER - Erime (FADE), ses erimesi, geçme SUNLIGHT - GÜNEŞ IŞIĞI - Gökyüzünden gelen günışığı gıcırtısı,her şeyi, asenkron hatta ses gösterimörneğidir. salonlarını bile kendi (DISSOLVE), yazılar (TITLE) gibi özel etkilerin nerelerde (DAYLIGHT) dışında, güneşten doğrudan gelen ışık. 2)bünyelerinde Kamera sahneyi tutarlardı. görüntülerken Bugün stüdyolar eşzamanlı bütün olarak bu uygulanacağını optik baskı laboratuarına, ses SUNSHADE - PARASOLEY - Bak. MATTE BOX. kaydedileninsanları maaşla ses. bağlamak yerine gerekli süre için mühendisine, efektöre belirtmek için kurgucunun, iş kiralamak yöntemini seçmektedir. kopyasıSUPERIMPOSITION üstüne çizdiği - Kamerada işaretler. veya optik basıcıda filmi SYNC MARK - EŞLEME İŞARETİ - Bak. START MARK. birkaç kere pozlayarak her kareye üstüste birkaç STUDIO ZONE - STÜDYO BÖLGESİ - Her stüdyonun STRESS MARKS - Negatifteki sürtünme veya sıkıştırmadan SYNC MOTOR - SENKRON MOTOR - Sesli çekimler için görüntü çekmek. bulunduğu şehirde bir stüdyo bölgesi belirlenmiştir. Los dolayı kopyada oluşan çizik. Bak. ABRASIONS. Angeles'dekullanılan sabit bu devirlibölge, motor. La Cienega Doğru akımınve Fairfax 50 veya merkez 60 SUPPORTING PLAYERS - YARDIMCI OYUNCU - Bir film frekansından aldığı uyarı, motor devrinin değişmemesini STRIKE – olmak üzere 30 mil yarı çaplı alandır. Bu alanın dışındaki veya televizyon gösterisinde ikinci derecedeki rolleri sağlar. 1- Çekim tamamlandıktan sonra bir seti yıkmak. Günlük her yer uzak mekân kabul edilir. Daha belirgin söylemek oynayan oyuncu. iş kopyalarını görmeden dekor yıkılmaz. SYNCgerekirse, PULSE oyuncuların - EŞLEME ve UYARISI ekibin gecelemek - Görüntüyle zorunda sesi 2-SWASHBUCKLER Grev. - MACERACI, KAHRAMAN (HAFİYESİ, eşzamanlıkaldığı mekânlar, tutmaya uzak yarayan mekân 50 olarak veya 60tanımlanır. frekanslık uyarı. 3-ASIL Bir OĞLAN)negatiften - Errolkopya Flynn, basmak. John Barrymore ve Harrison SYNOPSISSTUNT (= GAG) - SİNOPSİS - GAG - -Tasarlanan Bir oyuncu veyabir filmin özel hikâyesinin eğitimli bir Ford gibi atılgan, yakışıklı, serseri tip. Bu tiplerin filmleri STRIPE - Manyetik sesli kopya yapılacağı zaman film kısadublörün özeti. yaptığı Aşamalı tehlikeli anlaşmada veya muhtemelenönce sinopsis, tehlikeli sonra macera, heyecan ve eğlence doludur. My Favorite şeridinin kenarına kaplanan manyetik tabaka. Son tretmanoyun veya (TREATMENT), hareket. peşinden senaryo (SCREENPLAY) Year filminde Peter O'Toole, eski bir kahraman tipini şeklini alan ses şeridi, bu manyetik tabakaya aktarılır. STUNTyazılır. COORDINATOR - GAG DÜZENLEYİCİ - Bir yapımda başarıyla oynamıştı. gagların düzenlenmesi ve uyumundan sorumlu ekip STROBE - STROBO - Kısa aralıklarla yanıp sönen ışık SWEETEN - Ses şeridinde küçük düzeltmeler yapmak. elemanı. altındaki hareketli cismin filmi çekildiğinde beliren sarsak, kopuk - hareket Set dekoratörünün etkisi. Bu yönetimi etki genellikle, altında STUNT DOUBLE (= STUNTMAN, STUNT PHOTO DOUBLE) - pozlamalardekorları hazırlayan arasındaki ve yıkan aralıklarla ekip. cismin hareketi DUBLÖR - Bir oyuncuya benzeyen veya benzetilen ve arasındaki uyumsuzluktan doğar. tehlikeli sahnelerde onun yerine oynayan kişi.

90 TT

TACHOMETER - TAKOMETRE - Kamera çalışırken saniyede kaç kare pozladığını gösteren gösterge. TAFT-HARTLEY - TAFT-HARTLEY KANUNU - Bir birlik veya sendikaya katılmaya çağrılmazdan önce bir kişinin bir işte otuz gün çalışabileceğini belirten iş kanunu. TAG - Televizyon şovlarının sonunda sonsöze benzer kısa bir sahne. TAIL - BOBİN SONU - Bir film bobinin sonu. TAILS OUT - BOBİN SONDA - Kurgu masasında veya projektörde bir gösterimden sonra bobinin dışta kalan ucu, filmin sonudur. Yeni bir gösterim yapmak için bobini başa sarmak gerekir. TAKE - ÇEKİM - Kamerayla bir seferde yapılan çekim. Yönetmen, oyuncular ve teknik ekipten istediği sonucu alana kadar bir planın pek çok çekimi yapılır. TAKE-UP REEL - SARICI BOBİN - Projektörden veya kurgu masasından geçen filmin sarıldığı makara. TALENT - Çerçeve içi veya çerçeve dışı oyuncular (hayvanlar dahil). TAPE - BANT - Bak. MAGNETIC TAPE. TAPE SPLICE - Bak. SPLICE. TARGET - Bak. GOBO, FLAG. TEACHER - Bak. WELFARE WORKER. TECHNICAL ADVISOR - TEKNİK DANIŞMAN - Bir filmde, kendi meslek alanına giren bölümlerin doğru gösterilmesi için yardımına başvurulan uzman (747’nin

91 TEMPO - TEMPO - Bir filmde olayların gelişme hızı ve pilot kabininde geçen sahnelerde, bu uçağı kullanmış ritmi. emekli bir pilota başvurmak gibi). Senaryo hazırlığında kostüm, diyalog, makyaj için de teknik danışmanlara TENNER - ONLUK - 10 kilovatlık spot lamba. ihtiyaç duyulabilir. THEME – TEMA TECHNICAL COORDINATOR - TEKNİK KOORDİNATÖR - 1) Bir filmdeki temel fikir. Çok kameralı çekimlerde yönetmene yardım eden kişi. 2) Bir yer veya kişiyle özdeşleşen müzik parçası (Dr. Başlıca görevi, olaya ve birbirlerine göre kameraların Jivago filminde Lara'nın temi). hareketini düzenlemektir. THIN NEGATIVE - ZAYIF NEGATİF - Az pozlanmış TECHNICOLOR - TEKNİKOLOR - Birinci dünya savaşı (UNDEREXPOSED) negatif. sırasında Herbert T. Kalmus ve Daniel F. Comstock THREAD - Filmi kamera, projektör veya basıcıda tarafından icat edilen renkli film tekniği. Başlangıçta, tamburlar (SPROCKETS), pencere kızağı (GATE) ve film özel bir projektör yardımı ile perdede yalnız iki rengi geçiş yoluna yerleştirmek. (kırmızı ve yeşil) yansıtabilen sistem çok pahalıydı ve 3-D - ÜÇ BOYUTLU - Bak. STEREOSCOPIC. doyurucu olmaktan uzaktı. 1932 yılında daha göz THREE-STRIP - TECHNICOLOR sisteminin temel yapısı. doyurucu bir sonuca ulaşılabildi: her biri bir asal renge (PRIMARY COLORS) duyarlı üç negatif şerit, tek bir THROW - Üstüne görüntünün düştüğü perde ile pozitife basılarak çok renkli kopya elde edildi. projektörün objektifi arasındaki uzaklık. TELECINE - TELESİNE - Bir filmi manyetik banda aktarma TIGHT SHOT - Oyuncu veya cismin yakın planı. Bak. işlemi. CLOSE-UP. TELEPHOTO LENS - TELEOBJEKTİF - Normal objektife göre TILT - TİLT, DİKEY ÇEVRİNME - Kameranın, yatay aks daha uzun bir odak mesafesi olan objektif. Ana özelliği, üzerinde yukarı ve aşağı doğru dönmesi. uzaktaki cisimleri yakındaymış gibi TIME LAPSE - ARALIKLI ÇEKİM - Filmde kareleri belirli görüntüleyebilmesidir. Bu objektiflerde alan derinliği aralıklarla pozlama sistemi. Film izlenirken hareketin azdır. hızlandığı görülür (topraktan hızla çıkıp büyüyen bitki, TELEPLAY - TELEVİZYON SENARYOSU - Televizyon için çok kısa sürede ağını örüp bitiren örümcek gibi). yazılmış senaryo. TIMER - Planların renk dengesini değerlendiren ve TELEPROMPTER - Replik kartonunun (CUE CARDS) yerini gereken renk düzeltmelerini (COLOR CORRECTIONS) alan elektronik sistem. Kamera objektifinin yanına yapan laboratuar teknisyeni. konulan bir monitör ve objektifin önüne açılı yerleştirilen TIMING – ZAMANLAMA bir yarı-ayna yardımıyla, objektife bakarak konuşan 1) Bir oyuncunun, oyununun ritim ve akışıyla, bir sahneye oyuncu veya spikerin, monitörde beliren yazıları gereken doğru tempoyu yaratabilme yeteneği. okuması sağlanır.

92 2) Laboratuar teknisyeninin, planların yoğunluk ve renk dengesini değerlendirmesi. TOP SHEET - BAŞ SAYFA, ÖZET SAYFASI - Bir bütçede 3) Bir senaryodaki sahnelerin, film bitip gösterildiğinde bütün kalemlerin toplamını ve sonunda da genel ne uzunlukta olacaklarını hesaplamak. Zamanlaması iyi toplamı veren özet sayfası. yapılmış bir projede pek çok gereksiz masraftan kaçılmış TRACK – olur. Çok uzun sahneler, kurguyu beklemeden senaryo 1) Ses Şeridi - Bak. SOUND TRACK. aşamasında kısaltılır. 2) Kaydırma arabasının (DOLLY) tekerlekleri altına TITLES - JENERİK - Filmin başında ve sonunda görünen döşenen ağaç veya madeni raylar. yazılar. Filmin adını gösteren yazıya 'başlık' (MAIN TITLE) TRACKING SHOT - TAKİP PLANI - Bak. DOLLY SHOT. denir. Konuşmaları yabancı bir dile çevirerek görüntünün altında gösteren bindirme (SUPERIMPOSED) TRADES/TRADE PAPERS - Gösteri endüstrisiyle ilgili günlük yazılara 'altyazı' (SUBTITLES) denir. veya haftalık yayınlanan gazete. TRAILER - FRAGMAN - Bir sinema filminin, kendine özgü T-NUMBER - Bak. T-STOP. kurgusu olan kısa film halinde özeti. Kısa bir süre sonra TONAL KEY - Görüntünün aydınlık ve karanlık gösterilecek olan filme izleyicide ilgi ve talep bölgelerinin değer oranı. Parlak ışık (HIGH KEY), bol ışıkla uyandırmak amacını güder. Süreleri genellikle iki aydınlatılmış, sert gölgeleri olmayan, 'zayıf ışık' (LOW dakikadan kısadır. Günümüzde fragmanlar, kendi KEY) ise loş aydınlatılmış, bol gölgeli görüntüler verir. Bak. yapıları içinde bir sanat tarzı kabul edilmekte, gelişmiş HIGH KEY, LOW KEY. teknikle estetiği birleştirerek pazarlama alanında etkili olmaktadır. TONE - TON - Doğrusu, bir fotoğrafik görüntünün rengidir ama çoğunlukla (yanlış olarak) gri tonun değişik TRAINER - HAYVAN EĞİTİCİ - Filmlerde oynayan değerlerini belirtmek için kullanılır. hayvanları eğiten kişi. Genellikle, eğittiği ve numaralar yapmayı öğrettiği hayvanların sahibidir. Bir hayvanın TONING - TONLAMA - Kimyasal işlemle bir filmin rengini oynadığı bölümler çoğu zaman her biri değişik veya tonunu değiştirmek. numaralar öğrenmiş birkaç benzer hayvan kullanılarak TOP BILLING - Bir oyuncu veya ekip elemanının adının, tamamlanır. jenerikte veya afişlerde, filmin başlığına (MAIN TITLE) TRANSFER - TRANSFER, AKTARMA - Görüntü veya sesin oranla avantajlı yerde gözükmesi (tek isimse, başlık manyetik banda kopyalanması işlemi. öncesi ve ortalanmış, iki isimse, başlık öncesi ve solda). TRANSITIONAL EFFECTS - GEÇİŞ ETKİSİ - Bak. DISSOLVE, Eş değerdeki iki kişinin adlarının yazıldığı tek kartonda FADE, WIPE. eşitlik sağlamak için sağdaki isim, soldakine göre daha yukarda yer alır. TRANSLITE - Bak. BACKING. TOP HAT - Bak. HIGH HAT.

93 TRANSPARENCY - SAYDAM - Projeksiyon yapılabilen, cam veya film üzerindeki görüntü. İşlemli planlarda TROMBONE - Lambaları setin duvarlarına asmaya (PROCESS SHOT) sahnenin hareketsiz geri planının yarayan maşa. yansıtılmasında sık sık kullanılır. TRUCKING SHOT - KAYDIRMA PLANI - Bak. DOLLY SHOT. TRANSPORTATION - ULAŞTIRMA - Yapımla ilgili olarak T-STOP/T-NUMBER - Her objektifin kendine özgü ışık ekip ve malzemelerin nakliyesinden ve araçlardan geçirgenliğine göre hesaplanmış diyafram değerleri. sorumlu yapım bölümü. Kimi durumlarda görüntü arabaları (PICTURE CARS) aksesuar bölümünün TURNAROUND TIME - Bir iş günündeki çalışmasını bitiren sorumluluğundadır. kişinin yeniden işbaşı yapması için geçmesi gereken en az tatil süresi. Cuma günü işini bitiren bir oyuncunun TRAVELING MATTE - Değişik zamanlarda çekilmiş iki veya pazartesi günü işe başlaması için 58 saat tatil yapması daha fazla hareketli planın tek planmış gibi birleştirildiği gerekir. Bu süre kısalacak olursa, kişiye bir tazminat karmaşık işlem. ödenir. TRAVELING SHOT - Bak. DOLLY SHOT. TURRET - TARET - Zum objektifin icadından önceki TREATMENT - TRETMAN - Anlatımı geliştirilmiş ve sözlerin kamera modellerinde (genellikle televizyon ve 16 mm) (DIALOGUE) ilk şekli yazılmış ayrıntılı sinopsis. birkaç objektifin takıldığı ve döndürülünce, bu TRIANGLE - ÜÇGEN - Bak. SPIDER. objektiflerin çabucak yer değiştirmesini sağlayan tabla. TRICK PHOTOGRAPHY - HİLELİ GÖRÜNTÜ - Bak. SPECIAL TWO-SHOT - İKİLİ PLAN - İki kişinin çerçeve sınırlarını EFFECTS. doldurduğu yakın plan. TRIM (i)- ŞUT - Bir filmin, kurgucunun kesip çıkardığı kullanılmayan bölümleri. TYPECAST - Bir oyuncuyu, canlandıracağı karaktere benzerliği veya daha önce benzer roller oynadığı için TRIM (f)- bir role seçmek (Roger Moore'u uluslararası casus rolüne 1) Kurgu sırasında bir sahneyi kesip kısaltmak. seçmek gibi). 2) Bir ışığın parlaklığını azaltmak için lambanın önüne tül takmak. TYLER MOUNT - Helikopter veya uçaktan sarsıntısız çekim yapabilmek için kullanılan aygıt. TRIM BIN - Bak. BIN. TRIPACK - Her biri asal renklerden birine duyarlı üstüste üç kat duyartabaka kaplı film şeridi. TRIP GEAR - ENTERVALOMETRE - Kameranın, önceden belirlenmiş zamanlarda ve belirli aralıklarla tek veya birkaç karelik çekimler yapmasını sağlayan aygıt. TRIPOD - KAMERA SEHPASI - Yüksekliği ayarlanabilir üç bacağı olan ve kamerayı taşıyan sehpa.

94 sayısından az sayıda plan çekmek. Fazla çekim UU bütçede aşırı masraf yaratabilir, ama az çekim, çok daha büyük masrafa sebep olur. Planların eksikliği ancak yapım sonrasında (POST PRODUCTION) anlaşılır ve eksik malzemenin tamamlanması için yeniden UHER - Bir taşınabilir ses kayıt cihazı markası. Bugün pek çekime girmek gerekir. Kurgucu ile yakın işbirliği içinde fazla kullanılmıyor. çalışan deneyimli bir devamlılık yazmanı, bu tehlikeli ULTRAVIOLET - MORÜSTÜ - Gözle görülmeyen, fakat durumu önleyebilir. fotoğraf filminde mavimsi ton yaratan ışın. UNDERWATER HOUSING - SUALTI KUTUSU - Su altında UMBRELLA (= BOUNCE BOARD) - Konuya ışık yansıtmak güvenlikle çekim yapabilmek için kameranın içine için kullanılan yansıtıcı. Patlak nokta (HOT SPOT) konduğu su geçirmez kutu. yaratmadan yumuşak bir ışık sağlar. UNDERWATER PHOTOGRAPHY - SUALTI FOTOĞRAFÇILIĞI UNDERCRANK - DÜŞÜK DEVİR - Kameraların elle - Özel kameralar, ışıklar ve mercekler kullanarak su çalıştırıldığı devirden kalma bir sözcük. Hızlandırılmış altında çekim yapmak için geliştirilen fotoğrafçılık dalı. hareket (ACCELERATED MOTION) yaratmak için UNION (= GUILD) - BİRLİK, SENDİKA - Çalışma şartlarını kamerayı normalin altında bir hızla çalıştırmayı belirtir. belirleyerek üyelerinin çıkarlarını koruyan işçi kuruluşu. UNDERDEVELOPED - AZ YIKANMIŞ - Normalden kısa Güçlerine ve ne kadar iyi teşkilatlanmış olmalarına bağlı sürede veya normal ısısının altındaki banyoda yıkanmış olarak hukuki danışmanlık, sağlık ve emeklilik yardımı, negatif. Sonuç, zayıf negatiftir (THIN NEGATIVE). eğitim programları gibi hizmetler verenleri, film şirketi sahibi olanları vardır. UNDEREXPOSED - AZ POZLANMIŞ - Gereğinden az ışıkla veya gereğinden az süre pozlanmış negatif. Sonuç, UNIT - Bir filmin çekiminde çalışan ekip (CREW). zayıf negatiftir (THIN NEGATIVE). UNIT MANAGER - EKİP AMİRİ, PRODÜKSİYON AMİRİ - UNDERGROUND FILM - Konuları deneysel, başkaldırıcı, Belirli bir film ekibinde yerel yönetim ve yapım bohem veya dar bir izleyici kitlesine hitap eden filmleri yönetmenliğiyle görevli yapım bölümü elemanı. belirtmek için 50’li yılların sonundan 70’li yılların başına UNIT PRODUCTION MANAGER (UPM) (= PRODUCTION kadar kullanılan terim. MANAGER) - YAPIM YÖNETMENİ - Yapımcı (PRODUCER) UNDERLINE - Bak. BREAKDOWN. adına bir yapımın (PRODUCTION) tüm yönetim, mali, teknik ayrıntılarını düzenleyip yönetmek ve tüm ekibin

(CREW) çalışmasını gözetmekle görevli yönetici. UNDERSHOOT - AZ ÇEKİM - Fazla çekimin (OVERSHOOT) tersi. Bir sahneyi bütünleyebilmek için gereken plan

95 UNIVERSAL LEADER - EVRENSEL AMORS - Gösterim VV kopyalarında her bobinin başına ve sonuna eklenen amors. Makiniste, şanjmanın yaklaştığını haber verir. Giderek akademi amorsunun yerini almaktadır. Bak. ACADEMY LEADER, FILM LEADER. VARIABLE-AREA SOUND TRACK - DEĞİŞKEN YOĞUNLUKLU SES BANDI - Seslerin, siyahtan açık griye UNSQUEEZE - GENİŞLETMEK - Anamorfik mercekle kadar değişik yoğunluklarda yatay çizgiler halinde (ANAMORPHIC LENS) çekilen bir filmde yanlardan kaydedildiği optik ses bandı. sıkıştırılan görüntünün düzgün izlenebilmesi için projeksiyonda da anamorfik bir objektifle genişletilmesi VARIABLE FOCUS LENS - DEĞİŞKEN ODAKLI OBJEKTİF - gerekir. Bak. WIDE SCREEN. Bak. ZOOM LENS. UPSTAGE (i) - Bir setin en gerideki, kameraya en uzak VARIABLE SHUTTER - AYARLANIR OBTÜRATÖR - Film bölümü. karesinin pozlanmasını kontrol eden ve açıklığı dereceyle belirtilen özel obtüratör. Sabit parçası UPSTAGE (f) - MASKELEMEK, ROL ÇALMAK - İsteyerek yanında, açıklığı değiştiren hareketli bir parçası da veya istemeden bir oyuncunun başka bir oyuncuyla olduğu için, kamerada erime ve geçme yapmayı kamera arasına girip onu maskelemesi ya da oyun mümkün kılar. sırasında seyircinin dikkatini kendi üzerine çekecek hareket veya mimikler yapması. Çocuklar ve hayvanlar VARIABLE SPEED MOTOR (=WILD MOTOR ) - DEĞİŞKEN en büyük rol hırsızlarıdır. MOTOR - 4 kare/saniye ile 50 kare/saniye arasında hızlarda çalışabilen ve düşükkare veya yüksekkare UTILITY PERSON - Sette değişik bölümlerde yardımcılık çekimlerde kullanılan kamera motoru. Bak. yapan ekip elemanı. OVERCRANK, UNDERCRANK. VAULT – DEPO - Genellikle negatiflerin ve bantların saklanması için nem ve ısısı kontrollü ve yangına karşı emniyetli depo. VEHICLE - Yapımda kullanılan her türlü taşıt. VELOCILATOR - Bak. CRANE. VIDEO - 1) Manyetik bant üzerine elektronik görüntü kaydeden sistem. 2) Bir video bandının görüntü bölümü.

96 VIDEO ASSIST - VİDEO KONTROLU - Çekim sırasında kamera objektifinin verdiği görüntüyü aynı zamanda bir WW video cihazına da aktaran ve çekilen planın videoda izlenerek kontrolunu sağlayan araç. VIEWER - Kurgu masasında filmi izleyebilmeyi sağlayan WA - GENİŞ AÇI - WIDE ANGLE sözcüklerinin kısaltması. ekran. WALLAH - RABARBA - Geri plandaki kişilerin ne dedikleri VIEWFINDER - VİZÖR, BAKAÇ - Film karesine düşen anlaşılmayan konuşma sesleri. görüntüyü izlemeyi sağlayan kamera parçası. Bak. WALKIE-TALKIE - EL TELSİZİ - Genellikle yönetmen RACKOVER, PARALLAX. yardımcıları sette hızlı haberleşme için kullanır. VIGNETTE - VİNYET - Görüntüdeki ilgi alanını net bırakıp, WALK-ON - YÜRÜYÜŞ, GEÇİŞ - Bir filmde oyun onun etrafındaki alanı bulanıklaştırmak. gerektirmeyen, sözsüz kısa bir rol, görünüş. - GÖRSEL EFEKT, GÖRSEL ETKİ - Geniş WALK-THROUGH - Bak. RUN-THROUGH. anlamda özel etkiyi, bazan da özel laboratuar işlemi, WARDROBE - KOSTÜM - Bir film, sahne oyunu veya özel aydınlatma, set, filtreler ve filmin zorlanması gibi televizyon şovunda bir oyuncunun, üzerinde taşıdığı her belirli bir hava sağlayacak yolları belirten terim. Büyük türlü kumaş eşya. bütçeli yapımlarda çoğu zaman bir görsel etki danışmanı da bulunur. WARDROBE MISTRESS/MASTER - Bak. COSTUMER. VOICE OVER (VO) - DIŞ SES - Konuşan kişinin görüntüde WARNING BELL - UYARI ZİLİ - Tek zil, çekimin başlamak gözükmediği diyalog veya anlatım. üzere olduğunu, herkesin ve herşeyin sessiz olması gerektiğini belirtir. İki zil, çekimin bittiğini, herkesin rahat edebileceğini bildirir. WASH - YIKAMA, DURULAMA - Banyodan çıkan filmin üstündeki kimyasal maddelerin temizlendiği 'su banyosu'. WAXING - CİLALAMAK - Banyodan yeni çıkan kopyaların projektörden rahat geçmesi için bobinlerin kenarları hafifçe yağlanarak cilalanır. WEAVE - Film şeridinin kamera veya projektör kızağından geçerken iki yana doğru kıpırdaması.

97 WEDGE (= CINEX STRIP) - Laboratuarın, günlük kopyaların yanında yolladığı kısa prova parçaları. WIDE-SCREEN PROCESSES - GENİŞ PERDE SİSTEMİ - Görüntü yönetmeni bunlara bakarak, bir gün önce Normalden daha geniş görüntüler veren sistem. Bak. kullandığı negatifin kalitesini ve yaptığı pozlamanın ASPECT RATIO, CINEMASCOPE, ANAMORPHIC. doğruluk derecesini anlar. WIGWAG (= WARNING LIGHT) - UYARI IŞIĞI - İçerde film çekildiğini belirtmek için stüdyonun dışında yanan, WELFARE WORKER/TEACHER - Reşit olmayan çocuk genellikle kırmızı renkli ışık. oyuncularla çalışırken uyulması gereken kurallara uyumu kontrol ve sağlamakla görevli kişi. WILD MOTOR - Bak. VARIABLE SPEED MOTOR. WESTERN - VESTERN, KOVBOY FİLMİ - Amerikan WILD PICTURE - SESSİZ ÇEKİM - Beraberinde ses sinemasına özgü bir film türü. Kovboylar, kızılderililer, kaydedilmeyen film çekimi. Bak. MOS. atlar, kötü adamlar, iyi adamlarla doludur. Hikâyeleri WILD SOUND/WILD RECORDING - ÇIPLAK SES - hep Amerika'nın batısında geçer. John Ford ve Howard Beraberinde film çekilmeyen ses kaydı. Yapım sonrası Hawks, bu türün en büyük ustaları idi. miksajda kullanılacak ses malzemesini zenginleştirmek WESTERN DOLLY - Bozuk, engebeli alanlarda kullanılan, için kaydedilen bir mekânın doğal sesleri (oda sesi, büyük lastik tekerlekli kamera kaydırma arabası. rabarba, çevre sesi vb). Bak. . WET GATE - Bak. LIQUID GATE. WILD TRACK - Bak. WILD SOUND. WIND - SARIM - A-sarım (A-WIND) = duyartabaka dışta. WGA - WRITERS GUILD OF AMERICA sözleri için kısaltma. B-sarım (B-WIND) = duyartabaka içte. WHIP SHOT - Bak. SWISH PAN. 35 mm.de a-sarım baskıda, b-sarım kamerada kullanılır. WHIRLY - Bak. CRANE. WINDING - SARMAK - Film şeridi veya ses bandını bir WIDE ANGLE - GENİŞ AÇI - Normal objektifin makaradan (REEL) öbürüne aktarmak, ya da takozun gördüğünden daha geniş bir alanı kapsayan ve geniş (CORE) üstüne geri sarmak. açı objektifle çekilen plan. WIND MACHINE (= RITTER) - FAN - Bir sette rüzgâr etkisi WIDE ANGLE LENS - GENİŞ AÇI OBJEKTİF - Normal yaratmak için kullanılan araç. objektifin gördüğünden çok daha geniş bir alanı gören WING IT- Bak. AD-LIB. objektif. Perspektifi iyice zorladıkları için ön plandaki WIPE - Bir görüntüyü iterek veya silerek onun yerine cisimler normalden büyük ve yakın, geri plandakiler geçen yeni bir görüntü yaratan optik etki. İki normalden küçük ve uzak görünür. Normal objektiflerin görüntünün yer değiştirme şeklinin sonsuz çeşitleri görüş açısı 45-50 derece iken, geniş açıların 60-65 ve olabilir. daha üstüdür. WORD OF MOUTH - SÖYLENTİ, DEDİKODU - Bir film hakkında eşe dosta kulaktan kulağa yayılan, beğenen ya da kötüleyen sözler.

98 WORKING TITLE - ÇEKİM ADI - Kesin adı belirlenene XX kadar bir filme takılan ad. Kimi zaman gizliliği sağlamak ve korsanlığı önlemek için film gösterime girene kadar çekim adı kullanılır. Woody Allen'in pek çok filminin X - Tek bir kareyi belirten kısaltma. çekim adı, 'Woody Allen Movie'dir. X-COPY - İlk dup master ses bandı. WORK PRINT - İŞ KOPYASI - Günlük kopyaların X-DISSOLVE - Çapraz geçmeyi belirten kısaltma. eklenmesiyle meydana gelen çalışma kopyası. Bu kopya üzerinde kurgu son halini alınca, negatif onunla XFR/XFER - TRANSFER'i belirten kısaltma. eşlenerek kesilir. XLS - EXTRA LONG SHOT - (çok uzak plan) için kısaltma. WRANGLER - Bak. TRAINER. X-RATED - 21 yaşından yukarı kişilerin seyredebileceği WRAP - TOPLANIN, PAYDOS - Genellikle, o günkü film. Aşırı şiddet ve seks sahneleri içerirler. çekimin sona erdiğini belirtir. Ama belli bir mekândaki çalışmanın sona erdiğini belirtmek için de kullanılır. WRITERS GUILD OF AMERICA - Sinema ve televizyon endüstrisindeki senaryo yazarlarının meslek kuruluşu. WRITTEN BY - Yazarın, hem özgün hikâyeyi, hem de senaryoyu yazdığını belirtir.

99 YY

Y-CABLE/Y-JOINT - Bir kabloya iki kablo bağlayabilmek için ara parça. YELLOW - SARI - Asal renklerden biri. ZZ

ZEPPELIN (= ZEPPELIN WINDSCREEN) - Rüzgâr sesini azaltmak için bir mikrofona takılan parça. ZIP PAN - Bak. SWISH PAN. ZOETROPE - Sinemadan önceki zamanlarda hareket duygusu elde etmek için bir dizi resmi döndürerek izlemeye yarayan araç. ZOOM - ZUM - Bir objektifin odak uzunluğunu değiştirerek görüntüdeki cismin boyutunu değiştiren sistem. Kamera ileriye zum (ZOOM IN) yaptığı zaman cisim büyür fakat alan derinliği azalır, görüş açısı daralır. Geriye zumda da (ZOOM OUT) bunun tersi olur. İleri veya geri kaydırma hareketinde ise objektifin görüş açısı değişmez. ZOOM LENS - ZUM OBJEKTİF - Sinema, video ve fotoğraf kameralarında kullanılan, normal, genişaçı ve teleobjektif özelliklerini taşıyan odak uzunluğu değişken objektif. Değişik odaklı objektifler kullanmak için objektif değiştirmeyi gereksiz kılar. İleri veya geri zum yaparak kamerayı yerinden oynatmadan ve net ayarını değiştirmeden bir cisme yaklaşma veya ondan uzaklaşma etkisi sağlar.

100