SEMPOZYUM // SYMPOSIUM

ORTA ÇAĞ’DA ANADOLU’DA KÜLTÜREL KARŞILAŞMALAR: 12 - 15. YÜZYILLARDA ANADOLU’DA İTALYANLAR

CULTURAL ENCOUNTERS IN IN THE MEDIEVAL PERIOD: THE ITALIANS IN ANATOLIA DURING 12TH - 15TH CENTURIES

13 Mayıs // May 2016, Ankara Bağ Evi Bilimsel Komite // Scientific Committee Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu Koç Üniversitesi // University, VEKAM Direktorü // Director Doç. Dr. // Assoc. Prof. Dr. Aygül Ağır Teknik Üniversitesi // Istanbul Technical University Doç. Dr. // Assoc. Prof. Dr. V. Macit Tekinalp Hacettepe Üniversitesi // University

Organizasyon Komitesi // Organisation Committee A. Beril Kırcı Koç Üniversitesi // University, VEKAM Mehtap Türkyılmaz Koç Üniversitesi // University, VEKAM Sunuş // Introduction

Koç Üniversitesi bünyesinde akademik ve kültürel bir mer- Vehbi Koc Ankara Studies Research Center (VEKAM) is a kez olarak faaliyet gösteren Vehbi Koç Ankara Araştırmaları research center of Koc University that supports research of Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) high- quality on Ankara and its environs. Ankara ve çevresi üzerine yeni veriler ortaya koyan VEKAM maintains an extensive library and archive that araştırmaları desteklemekte ve geliştirmektedir. Zengin specializes in the history and culture of Ankara, the capital bilgi kaynaklarını barındıran kütüphanesi ve arşivi ile of Modern and has managed to become the primary Ankara’nın kent belleği işlevini üstlenen VEKAM, nadir reference center for urban studies on Ankara. Since 1994, kitaplar ve haritalar da dâhil olmak üzere Ankara ile ilgili the center organizes panels, symposiums, exhibitions, con- her türlü yayını dermesine katarak birincil başvuru merkezi ferences and seminars that contribute to the academic life olmayı başarmıştır. in Turkey; and publishes scientific publications and a twice 1994 yılında kapılarını bilim dünyasına açan VEKAM, yearly peer-reviewed journal: Journal of Ankara Studies. kuruluşundan bu yana akademik çalışmalara katkıda Starting from Spring 2014, VEKAM has been organizing bulunmak amacıyla sempozyum, panel, konferans, sergi ve yearly international symposiums to introduce various cul- seminerler düzenlemekte, bilimsel yayınlarının yanı sıra tures that lived in Anatolia and support research in these Ankara Araştırmaları adıyla yılda iki kez hakemli bir dergi fields of study under the name of Cultural Encounters in de yayınlamaktadır. Anatolia in the Medieval Period. This year’s theme is on the VEKAM, 2014’ten bu yana Anadolu’da yaşamış değişik Italians in Anatolia during 12th-15th Centuries (Istanbul ex- uygarlıkları tanıtmak ve bu alanda araştırmaları destekle- cluded) and will take place on May 13th, 2016 at the premises mek üzere Orta Çağ’da Anadolu’da Kültürel Karşılaşmalar of VEKAM in Ankara/Turkey. teması altında, yılda bir kez uluslararası sempozyum We believe that the Italians in Anatolia during 12th-15th düzenlemektedir. 2016 yılının teması 12 - 15. yüzyıllarda Centuries symposium will fill an important gap. Anadolu’da İtalyanlar olarak belirlenmiştir. 13 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen “12-15. yüzyıllarda Anadolu’da İtalyanlar” sempozyumunun büyük bir eksiği gidereceğine inanıyoruz.

Prof. Dr. Filiz Yenişehirlioğlu

Konferans // Conference

Emeritus Prof. David Jacoby The Hebrew Üniversitesi // University 11 - 13. Yüzyıl Anadolu’sunda Italian Trade in Anatolia, İtalyanlarla Ticaret 11th - 13th Centuries

İtalyanların Küçük Asya’da yaptıkları ticaretteki geniş- We may distinguish three phases in the expansion of leme üç aşamada ele alınabilir. 11. yüzyılda başlayan ilk Italian trade in Asia Minor. In the first one, which began aşamada ticaret, İtalya’dan İstanbul veya İskenderiye’ye in the 11th Century, trade was limited to Anatolian ports uzanan ticaret yolları üzerindeki Anadolu limanları ile along the way from Italy to or Alexandria. sınırlıydı. 12. yüzyılın ikinci yarısından 13. yüzyılın başları- In the second phase, which extended over the second half na kadarki ikinci aşamada İtalyan tüccarlar bu limanların of the 12th and the early 13th Century, Italian merchants hinterlandına doğru da uzanmaya başlar. 13. yüzyılın son- also ventured into the hinterland of these ports. The third larına gelen üçüncü aşamada ise Anadolu’nun genelinde phase, later in the 13th Century, witnessed a considerable İtalyanların ticari faaliyetlerinde ciddi bir artış görülür. Bu expansion of Italian commercial operations throughout gelişmenin altında üç etken yatmaktadır: Tahıllar, pamuk, Anatolia. Three factors account for this development: ipek, ipekli kumaşlar, şap, kereste ve demir gibi emtialara growing Western demand for commodities such as grain, Batı’nın artan talebi; İtalyanların Dördüncü Haçlı Seferi cotton, silk, silk textiles, alum, timber and iron; the exten- sonrasında Karadeniz’e uzanan ticaret hatlarının genişle- sion of Italian shipping and trade into the fol- mesi ve son olarak Selçuklu hükümdarlarının Doğu’nun lowing the ; finally, the commercial policy pahalı mallarının Bağdat’tan Antalya’ya kadar uzanabil- of the Seljuk rulers, which furthered the transit of costly mesini sağlayan ulaştırma alanındaki politikaları. oriental commodities arriving from Baghdad to Antalya. 1243’te Moğolların Selçukluları mağlup etmesi ve The Mongol victory over the Seljuks in 1243, the 1258’de Bağdat’ın Moğollarca yağmalanması, takip Mongol sack of Baghdad in 1258, which led to the com- eden dönemde Tebriz’in ticaret sahnesindeki gelişimi, mercial rise of Tabriz, and the rapprochement between Kilikya’daki Ermenilerle Moğollar arasındaki gelişen Cilician Armenia and the Mongols resulted in a shift of ilişkiler Anadolu aşırı ticaret hatlarında da bir kaymayı the trade route across Anatolia. Ayas in Cilician Armenia beraberinde getirmiştir. Kilikya Ermenistanı’ndaki Ayas replaced Antalya as its Mediterranean outlet. Mongol (Yumurtalık) bu ticaret hattının Akdeniz’deki çıkış noktası rule also furthered trade between Tabriz and the Black olarak Antalya’nın yerini almıştır. Moğol yönetimi ayrıca Sea port of Trebizond. It is along these itineraries that Tebriz ile Karadeniz’deki Trabzon limanı arasındaki tica- Italian merchants travelled to and from Mongol territo- reti de geliştirmiştir. İşte bu güzergâhlar üzerinde İtalyan ries, as illustrated by the journeys of the father and uncle tüccarlar, Moğol hâkimiyeti altındaki topraklara seyahat of Marco Polo and of Marco himself in the second half of etmişlerdir. Bunların en çarpıcı örnekleri ise Marco the 13th Century. Polo’nun babası ve amcasının seyahatleri ile 13. yüzyılın ikinci yarısında bizzat Marco Polo’nun kendisinin gerçek- leştirdiği seyahattir. I. Oturum // Session I Oturum Başkanı // Chair Prof. Dr. Suraiya Faroqhi İstanbul Bilgi Üniversitesi // University

Yrd. Doç. Dr. // Assist. Prof. Dr. Sercan Yandım Aydın Hacettepe Üniversitesi // University 12. Yüzyılda Avrupa’nın The Economic and Social Ekonomik ve Sosyal Gelişimi: Blossoming of Europe in the Anadolu’da Bulunan 12th Century: The Role of the İtalyanların Rolü Italians in Anatolia

Ticaret, tarih boyunca kültürlerin gelişmesinde önemli bir Trade and commerce played an important role in the de- rol oynamış; farklı insan ve insan topluluklarını, devletleri, velopment of cultures throughout history, linking different bir etkileşim ağı ile birbirlerine bağlamıştır. Aynı zamanda people and communities in a network of interactions and günlük hayata ilişkin gelişmelere etkisi açısından önemli bir also has a considerable impact in advancements of the daily konuma sahip olan ticaret; Orta Çağ dünyasında ise büyük life. In the medieval world, however, trade and commerce oranda özellikle Akdeniz kıyı bölgelerinde yoğunlaşmıştır. were concentrated for a while primarily on the coastal re- Öte yandan 12. yüzyıl, Cluny manastırı başrahibi Petrus gions of the Mediterranean. Venerabilis tarafından, Kuran-ı Kerim metninin Hristiyan It is the 12th Century that Peter the Venerable, abbot of din adamı ve âlimlerinin daha iyi kavrayabilmeleri amacıyla Cluny, decided to have the Quran translated into so Latinceye çevrilmesinin sağlandığı dönemdir. Aynı dönemde that he other Christian scholars might better understand Latinceye çevrilen diğer eserler arasında Konstantinopolis’te it. Other texts produced in Constantinople were also trans- imparator Alexios I. Kommennos’un kızı Anna Komnena, ta- lated into Latin such as the commentaries on Aristotles’s rafından desteklenerek ele alınan Aristoteles’in Nicomakhos Nicomachaean Ethics commissioned by Anna Komnene, Etiği metni ve yorumları yer almaktadır. Eser Domenikan daughter of Alexios I, which at the end found their way to Thomas Aquinas’ın çalışmaları ile Hıristiyan/Din felsefe- Thomas Aquinas and hence into the mainstream of Christian sinde kendine geçerli ve sağlam bir yer edinmiştir. Bizans philosophy. It is this time that the Venetians acquired great imparatoru Alexios I tarafından (1081-1118) 1082 yılında trading privileges due to the treaty, an imperial chrysobull çıkarılan chrysobull ile Venedik önemli ticari imtiyazlar issued by Alexios I (1081-1118) in 1082. Already in the 12th kazanmıştır. 12. yüzyılda artık başkent Konstantinopolis ve century the Italian communes had permanent colonies of imparatorluğun diğer kentlerinde süreli faaliyet gösteren merchants in the capital of , as well as in other İtalyan tüccar ve ticaret kolonileri karşımıza çıkmaktadır. of the empire. Wealthy citizens were being generated Aynı bağlamda 11. yüzyılın sonunda Pisa’da varlıklı, zengin in Pisa already in the late 11th Century. nüfus göze çarpar. Kısaca Doğu Akdeniz’de ticarete yönelik They reveal their growing interest in trade with the east- artan ilgi, ekonomik refah ve varlığı tetikleyen önemli unsur- ern Mediterranean, and ultimately an economic growth in lardan biri olmuştur. Italy is stimulated. The surviving documents illustrate that Günümüze ulaşabilen belgeler ışığında Venedik’in ulus- half of the international trade of Venice was with the eastern lararası ticaretinin yarısını Doğu Akdeniz ile gerçekleştirdi- Mediterranean. In the meantime the port of Antioch ğini görmekteyiz. Aynı çerçevede liman kenti Antakya batı established itself as a trading center where materials could Avrupa’ya mal ihraç eden önemli bir ticaret merkezi olduğu be shipped to west Europe, but also became known as a pro- gibi, önemli bir üretim yeri, özellikle tekstil alanında, olarak duction center, in its own right, especially of textile. Branded göze çarpmaktadır. Antakya dokuması/kumaşı/pamuğu as Cloth of Antioch in the international trade, textiles were marka haline gelmiş ve bir arzu nesnesine dönüşmüştür. marketed so successfully so that they became an object Bu durum en güzel İngiltere kralı Henry III’ün (1216-1272) of desire, as it is well illustrated by the king Henry III of saraylarında yarattığı Antakya Odaları ile örneklendirilebilir, England (ruled 1216-1272). In his principal residencies there “Tower of London/Londra kulesi” Clarendon, Winchester are “Antioch Chambers”, in the Tower of London, Clarendon sarayları ve Westminster’da karşımıza çıkmaktadır. and Winchester and Westminster. Venedik ve Ceneviz gibi İtalyan şehir devletlerinin ticari Although extensive research and significant amount of faaliyetlerine ilişkin çok sayıda araştırma ve çalışma bulun- studies have documented the nature of trade and commerce maktadır. Ancak Antakya ve Antakya pamuğu örneğinde of the Italian city states i.e. Venetians and Genoese, with the görüldüğü üzere Akdeniz limanlarını detaylı olarak ele alan Levant and the eastern Mediterranean. There are limited çalışmalar daha az ve kısıtlıdır. Bu çalışmanın amacı Doğu number of studies providing a detailed investigation about Akdeniz’de pamuk ticaretinin kritik rolünü ele almak ve ilk the importance of the Mediterranean ports, such as Antioch olarak 12-14. yüzyıllar arası gerçekleşen ticari aktiviteleri göz- and the role of cotton. This study recognizes the critical role den geçirmektir. Ardından Antakya’nın üretim yeri ve liman of trading cotton and cloth within the regions of eastern kenti olarak önemi vurgulanarak bu bağlamda İtalyanların Mediterranean and first attempts to provide an overview of rolünün tartışılmasıdır. trading activities between 12th and 14th Centuries. Second it puts a special emphasis on Antioch as a production center and as an important port. While doing so the role of the Italian communes will be discussed as well.

Doç. Dr. // Assoc. Prof. Dr. Thomas Sinclair University of Cyprus // Kıbrıs Üniversitesi İlhanlı İmparatorluğu ve The Venetian Merchants in Bağlı Devletlerinde Venedikli the Il-Khanid Empire and Its Tacirler Vassal States

Bu bildiride Venedikli Tacirlerin, İlhanlılarda ve onlara bağlı In this paper we look at the commercial role of Venetian varlıklarını sürdüren iki devletteki (Ermeni Kilikya Krallığı merchants in the Il-Khanid empire and its two vassal states ve Trabzon Rum Devleti) ticari rolü ile buralardaki Venedik of Armenian Cilicia and the empire of Trebizond, examining toplulukları tek tek ele alınmaktadır. the Venetian communities one by one. Venedik, Kilikya sahillerindeki Ayas’ta (Yumurtalık), At Ayas on the shore of Cilicia Venice received trading Cenevizlilerin Ermeni krallığı ile yaptıkları ilk anlaşmadan privileges in 1261, well after Genoa’s first treaty with the (1201) çok sonra, 1261’de ticari ayrıcalıklar elde edebilmiştir. Armenian kingdom (1201). The Venetian element in Ayas’ Ayas’taki yabancı tacir toplumu içinde Venedik unsurları, ti- foreign merchant community grew with the general increase caretin yoğunluğundaki genel artış ve incanto adıyla bilinen in the intensity of trade and with the inception of the state devletin başlattığı ticaret seferleri ile hızlı bir büyüme içine galley run or incanto. But international trading activity at girmiştir. Ancak Ayas’taki uluslararası ticaret ve Sivas’a uza- Ayas, and the use of the tracks to Sivas, seems to have been nan ticaret yollarının kullanımı 1337’de limanın Memlûklerin cut short by the Mamluks’ acquisition of the port in 1337. eline geçmesi ile son bulur. At Trebizond Venice reached a commercial agreement Venedik, Trabzon’da ise Cenevizli tacirlerin kentte boy with the little empire of the same name only in 1319, again göstermesi ve Cenevizlilerle anlaşmalar yapılmasına kıyasla somewhat after Genoese merchants are known in the city, 1319 gibi geç bir tarihte Trabzon Rum Devleti ile bir ticaret and treaties were signed with the Genoese. Like Ayas, anlaşması yapmıştır. Ayas gibi Trabzon da İlhanlıların ticari Trebizond was a principal gateway for trade with the Il- başkenti olan Tebriz’le ticaretin başlıca kapılarından biridir. Khanid commercial capital of Tabriz. Towards Europe and Avrupa ve Bizans’ın başkenti İstanbul yönünde ticaret bağ- the Byzantine capital of Constantinople, Trebizond traded lantıları çerçevesinde Trabzon, Kefe ve -1313’te Venediklilerin with Caffa and Tana (Venetians settled in the latter port in yerleştiği- Tana’nın yanında Cenevizlilerin ticareti yürüttüğü 1313) and with Samsun and Sinop, where Genoese handled Samsun ve Sinop’la da ticaret yapmıştır. the trade. Ayas’tan Tebriz’e uzanan hattın merkezinde yer alan At Sivas, node city on the whole line from Ayas to Tabriz, Sivas’ta ise bu dönemde herhangi bir Venediklinin varlığı bi- no Venetians are known in the period and Genoa seems to linmemektedir. Burada Cenevizliler ticari faaliyetlerin ve ta- have retained control over exchange activity and the accom- cirlerin konaklama olanaklarının üzerindeki egemenliklerini modation of merchants in the city. At Erzincan a treaty of muhafaza etmişlerdir. 1320 tarihli bir anlaşma ile Erzincan’da 1320 gives Venice the right to protect a Latin and Venediklilere bir Latin kilisesi ve Fransisken manastırının a Franciscan monastery; the treaty points to a probable hamiliği hakkı tanınmıştır. Bu anlaşma son derece zengin Venetian presence in that highly prosperous city. Strangely bu kentte Venediklilerin faaliyet göstermekte olabileceğini no European merchants at all are known in Erzurum, the next ortaya koymaktadır. İlginç bir biçimde, Trabzon’a uzanan city east and point of junction of the tracks from Trebizond yollarla Sivas-Ayas yolunun kesişme noktasında, daha doğu- with the Sivas-Ayas road. da yer alan Erzurum’da herhangi bir Avrupalı tacirin varlığı In Tabriz the first evidence for a Venetian community bilinmemektedir. comes in 1288 and the Venetians here had a consul first in Tebriz’de Venedik varlığına dair ilk emareler 1288’e 1324. Again they established themselves here rather later dayanmakta olup, 1324’te Venediklilerin burada bir konsül than the Genoese (1280 and a consul by 1304). The Venetian bulundurduğu anlaşılmaktadır. Burada da Venedik mev- presence in Tabriz seems to have expanded with the general cudiyeti -1280’de ilk defa görülen ve 1304’te konsül atayan- development of trade between Europe on the one side and Cenevizlilerden sonraki döneme rastlar. Tebriz’deki Venedik the Indies and China on the other; the increase in the num- mevcudiyeti Avrupa ile Hindistan ve Çin arasındaki ticaretin ber and trading activity of the Venetian community seems genel gelişimi ile büyüme göstermiş ve bir yandan da kentin to be associated also with an expansion in the size of the büyümesine paralel bir biçimde Venedik varlığının rakam- city itself. sal ve ticaret faaliyetlerinin ölçeği bağlamındaki vurgusu In general Venetians came late to the nodal emporia of belirginleşmiştir. the Il-Khanid empire and its vassals, but seem ultimately Genel itibarıyla Venedikliler, İlhanlıların belirli merkezler to have played a more active role than the Genoese, who üzerinden varlığını sürdüren imparatorluğuna daha geç bir had been quicker to arrive. Like the merchants of the other dönemde gelmişlerse de, son tahlilde buralara daha önceleri Italian cities, they were engaged in bringing valuable east- gelen Cenevizlilere nazaran daha aktif bir rol oynadıkları ern goods to European destinations and correspondingly söylenebilir. Diğer İtalyan kentlerinden gelen tacirler gibi transporting European coin and bullion to cities on the Venedikliler de doğunun kıymetli mallarını Avrupa’daki territory of the empire and of its vassals. Like the other merkezlere, Avrupa’nın para ve altınını da imparatorluğun cities they maintained what was in effect a banking network ve bağlı devletlerinin topraklarına taşımakla meşguldür which must have greatly facilitated the relevant payments, bu dönemde. Yine diğer kentler gibi, gereken ödemeleri and a transport system which contributed to the general oldukça kolaylaştırmış olabilecek ve bir bankacılık ağı olarak movement of goods in the period, commercially the most nitelendirilebilecek bir yapılanmayı; ilgili dönemde malların active in the whole Middle Ages. After the demise of the genel taşıma faaliyetlerini mümkün kılan bir taşımacılık Il-Khanid empire and the crash of the European economy in sistemini, Orta Çağ boyunca görülmüş ticari açıdan en the mid-14th century such networks and systems were swept aktif yapı içerisinde sürdürmüşlerdir. İlhanlıların yıkılması away: neither the Venetians nor any other European city ve 14. yüzyıl ortalarında Avrupa’daki ekonominin çöküşü maintained permanent trading communities on what had ile bu ağlar ve yapılanmalar da tarihin raflarındaki yerini been Il-Khanid territory. almıştır. Takip eden dönemde ne Venedikliler ne de başka bir Avrupa şehir devleti, geçmişte İlhanlıların yönetiminde kalmış topraklarda daimi ticaret topluluklarını muhafaza edebilmişlerdir. Prof. Dr. Michele Bernardini Università di Napoli “l’Orientale” 12 - 15. Yüzyıllarda Italians in Anatolia during Anadolu’da İtalyanlar 12th - 15th Centuries

Orta Çağ’ın sonlarında ve modern dönemin başlangıcında, The so called Italian Maritime Republics, Venezia, Genova, İtalya’nın Denizci Cumhuriyetleri olarak bilinen Venedik and in a lesser extent Pisa and Amalfi, played a significant ve Ceneviz, bir ölçüde de Pisa ve Amalfi; Avrupa ülkeleri role during a three centuries period of the Late Middle ile Doğu’nun İslam dünyası arasındaki ilişkiler bağlamında Ages and Early Modern Time in the relations between the ciddi birer rol oynamışlardır. Bu çerçevede Venedik ve European countries and the Eastern Islamic world. In this Ceneviz’in rolü özellikle önemlidir. Haçlı Seferleri sırasında frame the role of Venice and Genoa, was particularly impor- Batı Anadolu’da, özellikle de İstanbul ve Ege sahillerinde tant. During the period a great number of maonas çok sayıda maona ve temsilcilik kurulmuştur. Pera, Sakız and agencies were established in Western Anatolia, in par- ve Midilli’deki yapılanmalar bunların en net örnekleridir. ticular those of Constantinople and the coasts of the Aegean 1204’teki Latin Haçlı Seferi bu tabloyu Anadolu’nun içlerine sea. This is the cases of Pera, Chios (Saqqez) and Mytilenes uzanan yeni bir yapılanma ile daha da güçlendirmiştir. (Midilli). The Latin Crusade of 1204, strengthened this 1243’te Kösedağ Savaşı sonrasında Anadolu’da Moğolların presence with a new penetration in the Anatolian Mainland. artan nüfuzu ise bu çerçevede yeni bir aşamaya işaret eder. After the battle of Köse Dağ in 1243, the Mongol pene- Sıklıkla doğunun İslam dünyası ile İtalya arasındaki ilişkile- tration in Anatolia, marked a new phase of this relations. rin bir nevi Altın Çağı olarak anılan bu dönemde, Anadolu Frequently considered as a sort of Golden Age of the Italian pazarında; İstanbul, Kırım ve Tebriz’deki esas merkezlerle relations with the Eastern Islamic World, this period is sıkı ilişki içinde faaliyet gösteren çok sayıda girişimciden characterised by a large number of entrepreneurs who bahsetmek mümkündür. Bu bağlamda, özel statülerinden ya- acted in the Anatolian Market in a strict relation with the rarlanan ve Papa’nın bağımsız temsilcileri olarak davranan main agencies established in Costantinople, Crimea and misyonerlerden de bahsetmeden geçmek doğru değildir. Tabriz. Together with them, we can consider the presence of 1248’de Anadolu’da Baycu Noyan ile görüşen Ascellino religious missionaries who benefited of a special status and da Cremona ya da 2. Hetum’un maiyetinde adı geçen ve acted as independent envoys of the Pope.This is the case muhtemelen İlhanlılarla Ermenilerin bir arada Memlûklerle of Ascellino da Cremona who met in Anatolia the Bayju in mücadelesine destek veren Angelo Clareno bu çerçevede 1248 or later other such as Angelo Clareno who was at the akla gelen ilk isimlerdir. court of Hetum II and probably assisted to the fight against Tacirler söz konusu olduğunda ise Anadolu ürünlerinin the Mamluks by a joined force composed by Ilkhanids and İtalya’ya büyük ölçekli ihracından bahsetmek ve bunun Armenians. özellikle metal eşyalar ve tekstil ürünleri alanında dikkat As for the merchants, we can assume the large exportation çekici boyuta geldiğini söylemek mümkündür. İlhanlıların of Anatolian products in Italy in this period this is certainly Müslüman oluşu ise bu tabloyu ciddi bir biçimde değiştir- the case of several metalwork and textiles. The conversion memiştir. Ancak Hülagü tarafından kurulan imparatorlu- of the Ilkhanids represented not a radical change in the ğun 1335’te Ebu Sait’in döneminde yıkılması sonrasında situation. It is only after the fall of the empire founded by Anadolu’da Beyliklerin, İran’da da çok sayıda bağımsız Hulegu in 1335 during the reign of Abu Sa‘id that the Italian devletin kuruluşu sonrasında, İtalyanların seyahatlerinde bir travel activity changed with the formation of the Beyliks in değişikliğin yaşandığı söylenebilir. 15. yüzyılın başlarında Anatolia and various independent states in Iran. A new per- Timur’un Anadolu’ya gelişi ile bu tabloda yeni bir perspektif spective was opened by the Timur penetration in Anatolia de kendini hissettirir. Bu gelişme, ilişkilerde yeni bir açılımın at the beginnings of the 15th century. This new circumstance olabileceği yönünde bazı kısa ömürlü umutlar doğurmuşsa implied the short-lived hope of a new opening in the rela- da, Timur’un Orta Asya’ya dönüşünün ardından, özellikle tions even though the return of Timur in Central Asia rein- Osmanlılar ve Karamanlılar ile tekrar eski dönemdeki gibi stituted the old established conditions especially with the bir yapılanma yine kendisini hissettirmiştir. Ardından, II. Ottomans and the Karamanid powers. The later Ottoman Murat ve Fatih dönemlerinde Osmanlıların yeniden genişle- expansion during the reigns of Murad II and Mehmed II, meye başlaması, Anadolu’da İtalyanların faaliyetleriyle ilgili implied a modification of all the previous agreements with a eski düzenlemelerin tümüyle elden geçmesi sonucunu da new framing of the Italian presence in Anatolia. doğurur.

II. Oturum // Session II Oturum Başkanı // Chair Doç. Dr. // Assoc. Prof. Dr. Aygül Ağır İTÜ // Istanbul Technical University

Damla Çinici Hacettepe Üniversitesi // University 15. Yüzyılın Sonuna Doğru Anatolian Cities in the Eyes Doğu’ya Yolculuk Yapan of the Italian Voyagers Who İtalyan Gezginlerin Gözünden Travelled to East During Late Anadolu Kentleri 15th Century

Antik Dönem’den itibaren önemli ticaret yollarının geç- Anatolia, where was an important region in which commer- tiği bir bölge olan Anadolu, Orta Çağ’da da bu konumunu cial routes were passed since the Ancient Ages has also korumuştur. Ticari, diplomatik, askeri ya da dini neden- maintained its said location during Medieval Age as well. lerle Anadolu’dan geçen gezginler üç ana yol güzergâhını Voyagers who passed through Anatolia for commercial, kullanmışlardır: diplomatic, military or religious reasons have used one of İstanbul’dan başlayarak Eskişehir, Akşehir, , Adana, the three major routes as shown below: Antakya üzerinden Halep, Şam ve Hicaz’a ulaşan sağ kol; By starting from Istanbul the right route has passed İstanbul, , Düzce, Bolu, Merzifon, Amasya, Tokat, from Eskişehir, Akşehir, Konya, Adana, Antakya and then Sivas, Malatya, Harput ve Diyarbakır güzergahını izleyerek headed to Aleppo, Damascus and thereby finally arrived to Nusaybin, Musul ve Kerkük üzerinden Bağdat ve Basra’ya Hedjaz; whereas the middle route passed through Istanbul, uzanan orta kol; Merzifon’a kadar orta kolla aynı güzergâhı Iznik, Düzce, Bolu, Merzifon, Amasya, Tokat, Sivas, Malatya, takip ederek, buradan Ladik, , Şebinkarahisar, Akhisar, Harput and Diyarbakır and then extended to Nusaybin, Giresun, Erzurum ve Hasankale üzerinden iki kola ayrılarak Mosul and Kirkuk and then arrived to Baghdad and Basra; biri Kars ve Tiflis’e diğeri Tebriz’e varan sol kol. The left route shared the middle route until Merzifon and Gezginler yolculukları boyunca geçtikleri şehirlerin bir- thereafter passed through Ladik, Niksar, Şebinkarahisar, birlerine olan uzaklıkları, yeryüzü şekilleri, yapıları, üretilen Akhisar, Giresun, Erzurum and Hasankale and then divided ürünleri ve yetiştirilen hayvanları ile ilgili bilgiler içeren seya- into two sub-routes of either Kars and Tbilisi or the other, hatnameler kaleme almışlardır. Çalışmada 15. yüzyılın ikinci to Tabriz. yarısında Anadolu’dan geçen Josaphat Barbaro, Caterino The voyagers have occasionally written travel books Zeno, Giovan Maria Angiolello, Jacopo de Promontorio de telling the distances between the cities where they have Campis ve Bernardo Michelezzi gibi İtalyan gezginlerin passed from, and explaining the land forms, structures, the gözünden Anadolu kentleri tanıtılmaya çalışılmıştır. products that are produced and the animals that are raised. In this study, the Anatolian cities in the eyes of the Italian voyagers who passed from Anatolia during the second half of the 15th century including Josaphat Barbaro, Caterino Zeno, Giovan Maria Angiolello, Jacopo de Promontorio de Campis and Bernardo Michelezzi are introduced. Yrd. Doç. Dr. // Assist. Prof. Dr. Cenk Berkant Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi // University Kalesi’nin İtalyan The Italian Grand Masters of Büyük Üstadları ve Fra Sabba St. Peter’s Castle in Bodrum da Castiglione and Fra’ Sabba da Castiglione

St. John Şövalyeleri mezhebinin doğuşu 1048 yılına; İtalyan The Order of St. John was founded in around 1048. Merchants Deniz Cumhuriyetlerinden Amalfi’nin, Mısır’daki Halife’den, from the ancient Italian Republic of Amalfi obtained per- Hristiyan hacılar için Kudüs’te bir kilise, manastır ve hastane mission from the Caliph of Egypt to build a church, convent inşası için izin almasına kadar inmektedir. 14. yüzyılın baş- and hospital in to care for Christian pilgrims. The larında Rodos’a yerleşen St. John Şövalyeleri, 1402 yılında institutions of the Order and the knights came to in Bodrum’daki St. Peter Kalesi’ni Mausoleum’dan aldıkları the early 14th century, and in 1402 they used square green devşirme malzemeler ve yöredeki yeşil volkanik taşlarla inşa volcanic stones, marble columns and reliefs from the nearby etmişlerdir. St. John Şövalyeleri, konuşuldukları bölgelerle Mausoleum of Maussollos to fortify St. Peter’s Castle in temsil edilen yedi dil grubuna ayrılmışlardı. Bunlar Provence, Bodrum (also known as ). The knights of the Auvergne, Fransa, İtalya, Aragon (Navarre), İngiltere (İskoçya Order of St. John were grouped based on the languages ve İrlanda ile birlikte) ve Almanya’ydı. Bunlara sonradan they spoke. There were initially seven groups: Provence, Portekiz ve Castille bölgesi dil grubu da dâhil edilmiştir. Her Auvergne,France, Italy, Aragon (Navarre), England (with dil grubu kendi içinde alt idari bölümlere ayrılmıştı. Scotland and Ireland) and Germany, and later on an eighth Bu bildiride İtalyan kaynaklarını kullanarak, her biri soylu was added: Castille and Portugal. Each “Langue” included İtalyan ailelerinden gelmiş, Bodrum Kalesi’nin İtalyan büyük Priories or Grand Priories, Bailiwicks and Commanderies. üstadları incelenecektir. Bunlar Angelo Muscettola (1431- In this paper, making use of Italian sources, the Italian 1434), Battista Orsini (1467-1476), Tommaso Provano (ölümü Grand Masters of St. Peter’s Castle in Bodrum will be analyz- 1499), Costanzo Operti (1505-1506), ed, such as Angelo Muscettola (1431-1434), Battista Orsini (1513-1521) ve Bernardino Piossasco di Airasca (1521-1522)’dır. (1467-1476), Tommaso Provano (died in 1499), Costanzo Bütün bu büyük üstadların Bodrum Kalesi’nde armaları Operti (1505-1506), Fabrizio Del Carretto (1513-1521) and bulunmaktadır. Bernardino Piossasco di Airasca (1521-1522). They all came Bildiride ayrıca, Bodrum Kalesi ve St. John Şövalyeleri’yle from noble Italian families whose coats of arms are found in ilgili en önemli kişilik Fra Sabba da Castiglione’den bahsedi- Bodrum Castle. lecektir. Fra Sabba da Castiglione bu mezhebe girmiş bir kişi Finally, Fra’ Sabba da Castiglione, whom I believe to be a olmasının yanında bir felsefeci, araştırmacı ve her şeyden more significant individual for art history will be examined. önemlisi bir Rönesans insanıdır. Castiglione, Rönesans Fra’ Sabba da Castiglione was a Renaissance scholar, phi- dönemi sanat koruyucusu Mantova Markizi Isabella d’Este losopher and Knight of St. John. He was employed by the Gonzaga (1474-1539) tarafından Bodrum, Rodos ile ’taki Marchioness Isabella d’Este Gonzaga (1474-1539), a noble arkeolojik eserleri incelemesi için görevlendirilmiştir. patron of artists and collectors, to examine archeological works discovered in Bodrum, Rhodes and Kos. H. Sercan Sağlam Politecnico di Milano Anadolu’daki Armalı Crested Genoese Inscriptions Ceneviz Yazıtları in Anatolia

Anadolu’da 13. yüzyılın ikinci yarısından 15. yüzyılın ortala- Some of the most significant remnants of the Genoese rına kadar süren Ceneviz hâkimiyetinden geriye kalan kayda colonial expansion to Anatolia, which lasted between the değer izlerden birisi de, çeşitli hanedan armalarına sahip second half of the 13th century and the mid-15th century, are ve genellikle surların üzerine yerleştirilmiş olan yazıtlardır. inscriptions featuring the coats of arms of various families, Ender olarak armasız olanlarına da rastlanan bu eserler which are generally found on walls. Occasionally also found hem mimari, hem de tarihi açıdan önem taşımakta olup without crests, these epigraphs have both architectural and Anadolu’daki Ceneviz dönemine ışık tutmakta ve bu coğraf- historical importance, giving us much information about the yadaki imar faaliyetlerine dair ipucu vermektedir. Genoese period in Anatolia and their works of architecture. Ceneviz yazıtlarının sayı ve önem bakımından önde ge- The leading group of Genoese inscriptions in mod- lenlerinden kabul edilebilecek 27 adedi İstanbul/Galata’da ern-day Turkey -27 in total- were to be found in the Galata bulunmuş olup, günümüzde bu eserlerin 2 adedi halen district of Istanbul, which was formerly a Genoese colony. sur kalıntıları üzerinde bulunmakta, 6 tanesi de İstanbul Two are still on the Galata city walls, while 6 are on display Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Geriye kalanların in the Istanbul Archaeology Museum. The fate of the rest is akıbeti meçhul olmakla birlikte bazılarının çoktan kayboldu- uncertain, although it is known for sure that some were lost ğu bilinmektedir. Konumları sebebiyle görece daha fazla ilgi long ago. These Istanbul inscriptions naturally attracted the çekmiş ve çeşitli çalışmalara konu olmuş bu kitabelere ek interest of scholars, mostly due to their renowned location, olarak Anadolu’nun diğer bölgelerinde bulunan eski Ceneviz but many significant similar epigraphs were also discovered kolonilerinin yer aldığı yerleşimlerde de benzer türde birçok in other former Genoese colonial settlements in Anatolia. yazıt ortaya çıkmıştır. Bunların 15 adedi Amasra’da olup aynı 15 of them were found in Amasra, constituting the second zamanda Galata’dan sonraki en kalabalık ikinci grubu teşkil most significant group by quantity. Two of these have not etmektedir. 2 adedi henüz çalışılmamış olan bu eserlerin ne- had any work carried out on them before, and the majority redeyse tamamı halen Amasra surları üzerinde bulunmakta of Amasra inscriptions either remain on the city walls or ya da Amasra Müzesi’nde sergilenmektedir. Yine burada bu- are on display at . An exceptional piece, lunmuş olan fakat istisnai bir şekilde Floransa Cumhuriyeti again from the same city, was dated to the Genoese period ile bağlantılı olduğu saptanmış tek bir yazıt ise dikkat but linked to the Republic of Florence. Other documented çekicidir. Amasra’ya ek olarak Enez’de 5 (ikisi surların üze- Genoese epigraphs in Anatolia outside Amasra are: five rinde, diğerlerinin akıbeti bilinmiyor), Foça’da 2 (biri mevcut, in Enez (two still on the city walls and the rest unknown), öteki kayıp), Gökçeada, Anadolu Kavağı (Yoros Kalesi) ve two in Foça (one existing and one lost), and one each in Trabzon’da ise 1’er Ceneviz kitabesi (tümü kayıp) günümüze Gökçeada, Anadolukavağı () and Trabzon (all değin kayıt altına alınmıştır. Özellikle Foça’nın çeşitli Orta disappeared). Foça in particular was marked with a coat Çağ portolan haritalarında Ceneviz Cumhuriyeti bayrağına of arms in addition to the flag of Genoa in many medieval ek olarak bir armayla daha işaretlenmiş oluşu, Cenova men- portolan charts, showing the strong presence of certain subu soylu ailelerin Anadolu’da bulunan ticari kolonilerdeki noble Genoese families at commercial colonies in Anatolia. etkilerini vurgulamaktadır. Yakın zamanda Sinop’da surların A recently discovered marble piece on the Sinop city walls üzerinde keşfedilen ve Cenevizliler ile ilişkilendirilen armalı displaying a coat of arms has allegedly been linked with the mermer parçasının kökeni ise kesin değildir. Genoese, but it is still not certain. Küçük bir kısmı halen orijinal kabul edilebilecek yerlerin- There is no resource which covers all the documented de bulunan, çoğu müzelerde sergilenen, önemli bir bölümü Genoese inscriptions in Anatolia: a few remain in situ, many ise belgelenmesine karşın ortadan kaybolmuş olan bu others are on display at museums, while a large number eserlerin tamamını bir arada bulunduran bir envanter çalış- of them have disappeared despite being documented. ması mevcut değildir. Bununla birlikte özellikle de İstanbul However, it is thought that when Genoese inscriptions with dışındaki yerleşimlerde tespit edilmiş yazıtların birlikte ele coat of arms are all considered together (especially those alınarak, Anadolu’daki Ceneviz döneminin daha farklı bir outside Istanbul), they might describe the Genoese period açıdan ve de bütüncül bir şekilde değerlendirilebileceği in Anatolia from a different perspective and lead us to be düşünülmektedir. able to evaluate them as a whole.

III. Oturum // Session III Oturum Başkanı // Chair Yrd. Doç. Dr. // Assist. Prof. Dr. Suzan Yalman Okurer Koç Üniversitesi // University

Yrd. Doç. Dr. // Assist. Prof. Dr. B. Tolga Uyar Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi // University 13. Yüzyılda İç Anadolu’da in 13th Century Anatolia: Latinler: Tarihi Veriler ve Some Perspectives in the Kapadokya Sanatı Bağlamında Context of Historical Data and Bazı Düşünceler Cappadocian Art

İtalyan kolonilerinin Orta Çağ’da Bizans İmparatorluğu The economic, historical, military, political, even artistic topraklarındaki ekonomik, dini, askeri, siyasi hatta sanatsal activities Italian colonies had on the lands of the Byzantine etkinlikleri; yazılı kaynaklar ve sınırlı sayıda da olsa günümü- Empire during the Middle Ages are described in a number ze ulaşmış maddi kültür öğeleri üzerinden takip edilebilir. of documents, as well as evidenced in some –albeit a lim- İmparatorluğun doğu eyaletlerinde 11.yüzyılın sonlarında ited number of– material elements of culture. The state of ortaya çıkan yeni politik aktörlerin yarattığı durum ve bunu affairs brought about by new political actors which showed izleyen çalkantılı dönemin ardından 13. yüzyıl başlarında up in the eastern provinces of the empire by the end of the Selçuklu Sultanlığı’nın “Rum İlinde” siyasi birliği sağlayarak 11th century, and the turbulent times which followed them, oluşturduğu Pax Turcica ve sonrasında Pax Mongolica da evolving into first the Pax Turcica imposed on the “Rum İli” Latinler için önemli bir devinim alanı oluşturmaktaydı. (Greek Land) by Seljuk Sultanate in early 13th century, and Sayıları çok fazla olmasa da, birincil tarihi metinler Rum then to Pax Mongolica, provided Latins significant room Selçuklu ve İlhanlı-Selçuklu yönetimindeki Anadolu’da for mobility. Even though nothing to brag about in terms of Latinlerin, askerlik ve ticaret alanındaki varlıkları konusunda numbers, primary records provide concrete insights into the somut veriler sağlar. Ancak söz konusu azınlıklara mal edi- military and commercial presence of Latins in the Anatolia lebilecek sanatsal ve kültürel üretim konusunda bilgiler yok under Anatolian Seljuk and Ilkhanate-Seljuk rule. Yet, our denecek kadar azdır. knowledge of the artistic and cultural products of such Bu bildiri kuramsal bir yaklaşımla, 13. yüzyıl minorities is next to nothing. Kapadokya’sındaki, konunun uzmanı tarihçilerin bugüne This paper intends, through a theoretical perspective, to kadar ilgisini çekmemiş ve az bilinen duvar resimlerini, come up with a reading of 13th century Cappadocia frescoes, döneme ait ilk elden tarihi kaynaklar ışığında okuyarak which had not drawn attention of the experts to date, in the Latinlerin İç Anadolu’daki varlığı konusunda bazı öneriler light of primary historical documents of the age, and to de- sunmak amacındadır. velop certain proposals regarding the presence of the Latins in Central Anatolia. Dr. Rafał Quirini Popławski Jagiellonian Üniversitesi // University 15. Yüzyılın İlk Yarısındaki New Researches on the Ceneviz Kolonileri Samastri Genoese Colonies Samastri ve Simisso Hakkında Yeni and Simisso in the First Half of Araştırmalar the 15th Century

Karadeniz’in güney sahillerinde, İstanbul Boğazı ile Trabzon On the south coast of the Black Sea, between the Bosphorus arasında iki Ceneviz kolonisi bulunmaktaydı: Simisso and Trebizond, two Genoese outposts stood out, namely: ve Samastri. Cenevizliler Simisso’yu (bugünkü Samsun Simisso and Samastri. Genoese founded the colony of kenti içinde kalır) 1289 dolaylarında kurmuşsa da merkez, Simisso (now within the city of Samsun) in ca 1289, but it I. Mehmet’e bağlı güçlerin saldırısı sırasında yanmıştır. was burnt down during the assault by the troops of Mehmed Kırım’daki başlıca Ceneviz merkezi olan Kefe’nin (Massaria I in 1420. In the bills of Massaria di Caffa, account books di Caffa) Cenova Devlet Arşivi’nde muhafaza edilen muha- of the major Genoese metropolis in the Crimea, preserved sebe defterlerinde, 1423-1425 arasında castrum Simiso’nun in the Archivio di Stato in Genoa, we find interesting infor- yeni sultan II. Murat tarafından verilen izin sonrasında, mations on the reconstruction of castrum Simiso between hatta belki onun da mali boyutta katkılarıyla yeniden inşa 1423 and 1425, that followed the permission granted to the edildiğine dair ilginç ipuçlarına rastlanır. Bu çalışmalar için Genoese by the new Sultan Murad II, maybe also with his kullanılan malzeme ve fonlar Kefe’den commisarii delegati financial participation. Materials for the reconstruction, et ordinati pro redificatione castri Simiso görevini yürüten along with the funds for this purpose, were directed from Giovanni Adorno, Carlo Guarco ve Battista Airolo emrine Caffa to the hands ofcommisarii delegati et ordinati pro yönlendirilmiştir. Bu kişilerin gözetimi altında faaliyetler redificatione castri Simiso: Giovanni Adorno, Carlo Guarco Kefe’den gönderilen Rum inşaat ekibi (usta Theodore, and Battista Airolo. Under their supervision the work was oğlu Caloiane ve Nicolla de Coihaise murator) tarafından carried out by the team of Greek builders sent there from yürütülmüştür. Caffa – protomaster Theodore, his sonCaloiane and Nicolla Samastri (bugünkü Amasra) ise İstanbul’a daha yakın bir de Coihaise murator. konumdadır. Burada 1378’den önceki dönemde düzenli bir Samastri (today Amasra) was situated closer to koloni kurulmuş ve 15. yüzyılın ilk yarısında da Cenevizliler, Constantinople. An organized colony was established yöredeki eski savunma binalarını yeniden tesis etmişler- there before 1378 and in the first half of the 15th century dir. Massaria defterlerinde Kefe’deki Ceneviz makamları Genoese rebuilt its earlier fortifications. TheMassaria tarafından sağlanan bütçelerle burada çalışan Rum ve books mention Greek and Italian builders working there, İtalyan inşaat ustalarından bahsedilir. Bu çalışmalar taş who were paid by the Genoese authorities in Kaffa. These levhalarda da vurgulanmıştır. Bu kitabeler arasında konsül works were also commemorated by the stone slabs. These Ansaldo Doria’nın 1407 tarihini ve dört hanedan armasını include the marble slab of consul Ansaldo Doria (Istanbul, içeren mermer levhası (İstanbul Arkeoloji Müzesi, env. 2353) Archaeological Museum, inv. 2353), containing the date 1407 yorumlanması güç olanlardandır. Bu hanedan armaları ara- and a set of four coats of arms, difficult for interpretation. sında bilhassa zorlayıcı olanlardan biri, Ceneviz’in pratikte One of problematic coats of arms could be attributed to the Fransız işgali altında olduğu 1401-1409 döneminde Ceneviz French Marshal Boucicaut, who served as the governor of valisi olarak görev yapan Fransız Mareşali Boucicaut’a Genoa in the years from 1401 to 1409 when Genoa was de ait olabilir. Yerel müzede ayrıca yine aynı döneme ait ve facto under French occupation. In the local museum there muhtemelen daha önce yayınlanmamış bir başka levha also another, most probably unpublished, slab from the daha bulunmakta ve bu levhada Fransız Kralı VI. Charles ve same period containing coat of arms parted per pale with Mareşal Boucicaut’un hanedan armaları bir çizgi ile ayrılmış the emblems of the French King Charles VI and Marshal olarak yer almaktadır. Aynı hanedan armasına Simisso’dan Boucicaut. The same coat of arms is represented on a slab 1402 (?) tarihli bir levhada da rastlanır. (Gerek Karadeniz from Simisso, dated 1402 (?). All of these three slabs are the gerek Akdeniz’deki) Ceneviz kolonilerinden Fransız Kralı ve more interesting as we do not know any other preserved Mareşal Boucicaut’un hanedan armalarını ya da bölünmüş slabs from the Genoese colonies (both in the black Sea and herhangi bir hanedan armasını içeren başka bir levhanın in the Mediterranean) with the emblems of the French King elimizde bulunmadığını da dikkate aldığımızda bu üç levha and Marshal Boucicaut as well as any parted coats of arms. özellikle önemlidir. Yrd. Doç. Dr. // Assist. Prof. Dr. Luca Zavagno Bilkent Üniversitesi // University Bir Zamanlar Anadolu’da: Once Upon a Time in Anatolia: 13 ve 14. Yüzyılda Selçuklu, 13th and 14th Century Venetian Anadolu Beylikleri ve Ermeni Communities in The Seljuq Kilikya Krallığında Venedik Sultanate, the Anatolian Toplulukları Beyliks and the Armenian Kingdom of Cilicia

1204’te Venedik donanmasının liderliğindeki dördüncü Haçlı The sack of Constantinople in 1204 by the armies of the Seferi sırasında İstanbul’un yağmalanması ve bunu takip Fourth Crusade led by the Venetian fleet and the following eden dönemde Bizans topraklarının Partitio Romaniae olarak partitio Romaniae which divided the Byzantine lands among anılan olay sonrasında galip taraflar arasında paylaşılması, the victors, have always been regarded as a turning point in her zaman için Venedik tarihinin dönüm noktası olarak the history of Venice; indeed, the Most Serene Republic was görülmüştür. Nitekim bu hadiseler sonrasında Venedik (Girit left in control of the main islands and ports of the Aegean de dâhil olmak üzere) Ege denizindeki başlıca adaların ve (including Crete) and free to expand its commercial and po- limanların hâkimi haline gelmiş ve Doğu Akdeniz’de ticari ve litical influence in the Eastern Mediterranean (as proved, for siyasi nüfuzunu genişletebilme imkânını bulmuştur. Bunun instance, by the increasing Venetian presence in Cyprus). en açık örneği Kıbrıs’ta artan Venedik etkisinde görülebilir. Indeed, these events added to the “the victories of Genghis Bu gelişmelerin “Cengiz Han’ın Çin’de ve batıda elde ettiği ve Khan in China and westward allowing stable trade routes İpek Yolu ekseninde ticaret yollarında istikrarı sağlayan zafer- to develop along the Silk Road, [while] at the same time the leriyle [eşzamanlı olarak] Batı Avrupa’da kentlerin gelişimi, growth of towns, revival of trade, and return of capital in ticaretin tekrar canlanması ve sermayenin kendini yeniden western Europe meant that there was now a ready market hissettirmeye başlaması bir arada değerlendirildiğinde artık for Eastern luxury goods the Venetians were in an ideal Doğu’nun lüks malları için tam da Venediklilerin aradığı position to exploit”. ideal bir pazardan söz etmeyi” mümkün kıldığı söylenebilir. In fact, traditionally historiography on post-1204 Venice Aslına bakılırsa 1204 sonrası Venedik’in geleneksel tarih has mostly focused on the increasing fortune of the long-es- yazımında İstanbul’daki köklü Venedik kolonisinin artan zen- tablished Venetian colony in Constantinople, and the ginliği ve Doğu Akdeniz’de (bilhassa Halep’teki Eyyûbiler ve building up of commercial infrastructures and trading re- sonraki dönemde de Mısır’daki Memlûklerle) ticaret altyapı- lationship across the Levant (in particular with the Ayyubid sının ve ticari ilişkilerin tesis edilmesine odaklanıldığı görül- rulers of Aleppo or -later- the Mamluk Sultanate of Egypt). mektedir.2 Bunun sonucu olarak da Venedik ile Anadolu’nun As a result, the political and commercial relations between 13. (Anadolu Selçukluları ve Kilikya Ermeni Krallığı) ve 14. Venice and the most important polities ruling Anatolia in yüzyıllardaki (dağınık bir yapı arz eden Anadolu Beylikleri) the 13th century (the Seljuq Sultanate of Rûm and Armenian hâkimleri arasındaki siyasi ve ticari ilişkiler çoğu zaman pek Kingdom of Cilicia) and 14th century (the pulverized cosmos dikkatli bir biçimde ele alınmamıştır. of Anatolian Beyliks) have often been overlooked. Bu bildiride, bu tablonun aksine Venedik’in Anadolu’daki By contrast, this paper aims at reassessing the Venetian faaliyetlerinin yeniden değerlendirilmesi yapılacak olup, presence in Anatolia by both documenting the presence of aynı zamanda yukarıda değinilen devletlerin (Konya, Ayas Venetian “national” communities in the main urban centers (bugünkü Yumurtalık), Aydın gibi) önemli merkezlerin- (like Konya, Ayas and Aydin) of the abovementioned polities deki Venedik “tabiyetindeki” toplulukların mevcudiyetini and presenting evidence for the establishment of fruitful belgelemek ve Venedik Cumhuriyeti, Anadolu’daki Türkler trading relations between the Republic, Turks of Anatolia ve Kilikya’daki Ermeniler arasındaki verimli ticaret ilişkile- and Cilician Armenians. In particular, attention will be rinin tesisini delilleriyle ortaya koymak hedeflenmektedir. given to the legal privileges and trading agreements (pacta) Bilhassa Venedik’in diplomatik temsilcilerinin müzakere negotiated by Venetian diplomatic envoys and the pos- ettiği ticaret anlaşmalarıyla (pacta) tanınan yasal ayrıcalık- sessions granted to Venetian merchants as encompassing lar ve Venedikli tacirlere sunulan ticari tesisler, konaklama commercial facilities, lodgings and even religious buildings. yerleri, hatta dini yapılar gibi varlıklar dikkate alınacaktır.

IV. Oturum // Session IV Oturum Başkanı // Chair Prof. Dr. Ömür Bakırer ODTÜ // Middle East Technical University

Prof. Dr. Şule Pfeiffer Atılım Üniversitesi // University Aydınoğullarının Liman Kenti Italians at Aydınid Port of Ayasuluk’ta İtalyanlar Ayasuluk

Ayasuluk, Aydınoğulları döneminde İtalyan şehir devletle- Ayasuluk was one of the important centers of trade in the rinden gelen tüccarların yerleştiği önemli bir ticaret merke- Aydınid era, where merchants from Italian city states came ziydi. Ayasuluk’ta, Aydınoğulları‘nın verdikleri ahidnameler to settle. Within the framework of the treaties extended çerçevesinde; 1337’den itibaren Venediklilerin, 1351’den by Aydınids, from 1337 on Venetians, and from 1351 on itibaren de Cenevizlilerin konsoloslukları ve kendi yargı Genoans had consulates, as well as courts to impose their sistemlerinin geçerli olduğu mahkemeleri vardı. Kendilerine own judicial systems. In addition to their assigned churches, tahsis edilen kiliselerinin yanı sıra, mülk edinme hakları ol- these extraterritorials had their own shops, residences, even duğu için müstakil yerleşimleri içinde dükkânları, konutları, bakeries in their independent settlements, developed on the hatta fırınları bulunmaktaydı. Pisa, Napoli, Ancona, v.b. şe- basis of property rights granted to them. Furthermore, many hirlerden de çok sayıda tüccar Ayasuluk’ta önemli bir varlık merchants from cities such as Pisa, Napoli, Ancona etc. oluşturuyor ve burada temsilcilikleri bulunuyordu. Yazılı had also posed a significant presence in Ayasuluk, and had kaynaklarda İtalyan Ayasuluğu olarak adlandırılan ayrı bir representation offices. Written sources on the other hand, bölgeden bahsedilmektedir. Bu yerleşkenin ve limanın yeri- mention a separate district called Italian Ayasuluk. Our nin bugünkü Pamucak sahilinde olduğu görüşü daha önceki previous studies revealed that, said settlement and the port çalışmalarımızda ortaya konmuştur. was probably located on what is known as Pamucak shore. Ahidnamelerle verilen imtiyazlar arasında bulunan The right to and assurances for free trade, among the serbest ticaret yapma hakkı ve güvencesinin yanı sıra, bir concessions granted in the treaties, combined with customs çok mal için gümrük muafiyeti özellikle İtalyan tüccarlara exemptions granted for many goods, made the place a önemli bir pazar oluşturmaktaydı. Ayasuluk’ta deri, at, sürü significant market for Italian merchants. Leather, horses, hayvanları, Kütahya şapı, tahıl, pirinç, balmumu, kenevir, bovine and ovine, alum from Kütahya, cereals, rice, wax, kuru meyve ve köle ihracatı önde geliyordu. İthal ürünler hemp, dried fruits, and slaves were the major items traded at arasında ise gümüş eşyalar, şarap, sabun ve kaliteli kumaş Ayasuluk. Among the imported products, on the other hand, önemli bir yer alıyordu. Ayasuluk’un hinterlandı da tarım ve silverware, wine, soap, and high-quality fabrics took the lead. zanaat merkezleri olarak üretimde önemli bir yere sahipti ve The hinterland of Ayasuluk was rich in terms of agriculture ticaret için önemli bir ağ oluşturmaktaydı. and artisanship, which provided it with a robust commercial Bu bildiri kapsamında, çağdaş İtalyan tüccarların, network. Avrupalı gezginlerin, Ayasuluk hakkında verdiği bilgiler; This paper will attempt to review the information pro- tarihi belgeler, arkeolojik veriler ve mimari kalıntılar ile bir- vided by the Italian merchants and European travelers of likte değerlendirilerek kentsel, sosyo-ekonomik ve kültürel the day about Ayasuluk, as well as historical documents, bir analiz yapılmaya çalışılacaktır. Günlük yaşamları ve ti- archeological data and architectural remains, with a view to cari faaliyetleri ile bağlantılı olarak İtalyan Ayasuluğu, nefs-i achieving an urban, socio-economic and cultural analysis. Ayasuluk ve hinterlandı konusunda yorumlar getirilecektir. The study will also try to reach to some comments on Italian Ayasuluk (nefs-i Ayasuluk) and its hinterland, in connection with daily life and trade activity. Doç. Dr. // Assoc. Prof. Dr. Gülgün Yılmaz Trakya Üniversitesi // University Kazı Buluntuları Işığında Italian Commercial Activities İtalyanların Ayasuluk’taki at Ayasuluk in the Light of Ticari Faaliyetleri Excavation Discoveries:

İzmir Selçuk ilçesinin, Aziz İoannes’in (İncilci Yahya) unva- The name of the district of Selçuk, İzmir, was changed from nından ve mezarının da bulunduğu büyük kiliseden ötürü al- “Hagios Theologos”, after the appelation given to Saint dığı “Hagios Theologos” adı; Türk hâkimiyetinde Ayasuluk’a John the Apostle, whose grave is housed in the town’s dönüşmüştür. Ayasuluk limanından ötürü Aydınoğulları large church, to Ayasuluk after it came under Turkish rule. Beyliği, dönemin Latin kaynaklarında, Altoluogo Beyliği Aydınoğulları Principality is referred to as Altoluogo Beyligi adıyla anılır. Avrupalı seyyahlar 14. yüzyılda Ayasuluk’un in Latin resources of the period due to the Ayasuluk harbor. özellikle İtalyan tüccarların faal oldukları önemli bir European travelers defined Ayasuluk as an important port liman kenti olduğunu belirtir. Floransalı tacir ve politikacı city where Italian traders in particular were active in the 14th Francesco Balducci Pegolotti’nin (1310-47), Ayasuluk’daki century. The fact that the Florentine trader and politician ticari prosedürü anlatan, ağırlık ve uzunluk ölçülerinin Francesco Balducci Pegolotti (1310-47), wrote a trade manu- karşılaştırmalı cetvelini sunan bir ticaret el kitabı yazmış al describing the trading procedure at Ayasuluk and giving olması, İtalyanlar için Ayasuluk’un taşıdığı ticari önemi a comparative list of units of weight and length, indicates göstermektedir. the importance of trade at Ayasuluk for the Italians. Aydınoğulları’nın Batılılar ile ilk ticari antlaşması, ticaret- The first trade treaty made by the Aydınoğulları was lerini Aydın sahasına yaymak isteyen Venedikliler ile 1337 signed in 1337 with the Venetians, who wished to expand yılında imzalanır. Ayasuluk’ta Venedikli tacirlerin yerleşip their trade into the Aydın area. Among the articles of the ticaret yapacakları bir yer ve bir kilise tahsis edilmesi, ayrıca treaty are the allocation of a church and land at Ayasuluk for bir Venedik konsolosunun bulundurulması antlaşma madde- the Venetian traders to settle and trade and the establish- leri arasında yer alır. ment of a Venetian consulate. Ayasuluk limanını Venediklilerden başka Cenevizliler Apart from the Venetians, traders from Genoa and Pisa ve Pisalılar kullanmıştır. Umur Bey’in 1329 yılında İzmir’in also used the port at Ayasuluk. Some of the Genoese trad- Liman Kalesi’ni de ele geçirmesinden sonra İzmir’deki ers at İzmir migrated to Ayasuluk after the siege of İzmir Cenevizli tacirlerden bir kısmı Ayasuluk’a göç etmiş; Port Castle by Umur Bey in 1329, and the establishment of Cenevizlilerin 1346 yılında Sakız Adası’na tamamen sahip complete Genoese ownership of Chios Island also increased olmaları da Ayasuluk’taki ticari etkinliklerini arttırmalarına their trade activities at Ayasuluk. A Genoese consulate neden olmuştur. 1351’den önce Ayasuluk’ta bir Ceneviz was established in Ayasuluk before 1351 and Genoa gained konsolosluğu kurulmuş ve Cenevizliler Ayasuluk’ta özel bir a special district in Ayasuluk. Even though the vibrant mahalleye de sahip olmuştur. 13. yüzyıl sonlarından 14. yüzyıl commercial life in the town at the end of the 13th century ortalarına dek süren bu parlak ticari yaşam, Osmanlı idaresi- and the middle of 14th century went into decline due to the nin başlaması ve ticaretin bir bölümünün Mısır’a kaymasıyla start of Ottoman administration and to the fact that much sönükleşmişse de; 15. yüzyıl sonlarıyla 16. yüzyıl başlarına trade was redirected to Egypt, documents from the end of ait belgeler, liman gelirlerinin yeniden arttığını ve yeni bir the 15th century and the start of the 16th century indicate that iktisadi sıçrayışın gerçekleştiğini gösterir. port income rose again and that a new economic leap was Ayasuluk Kalesi ve St. Jean Kilisesi kazılarında bulunan accomplished. 15. yüzyıl Mayolikaları ve Valencia seramikleri İtalyanlar ile 15th century Italian Mayolicas and Valencian ceramics yapılan ticarete konu olan mallardır. Yapılan kazılarda sera- found during the excavation of Ayasuluk Castle and Saint miklerin yanı sıra 15. yüzyıl tabakalarından Aydınoğulları John’s Church are among goods that traded with the Beyliği sikkeleri ile beraber İtalyan sikkeleri de ele geçmek- Italians. Apart from the ceramics, Italian coins were found tedir. Kazı buluntuları yazılı kaynakları destekleyen maddi together with Aydınoğulları and Ottoman coins in the kültür kalıntıları olarak 15. yüzyıldaki ikinci parlak dönemi 14th and 15th century layers. Excavated artifacts of material belgelemektedir. culture support the claims of written sources that document a second period of economic expansion in the 15th century. Prof. Dr. Ayşe Çaylak Türker Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi // University Seramik Buluntulara Göre The Commercial Activities İtalyanların Çanakkale of Italians in the Boğazındaki Ticari Faaliyetleri According to Pottery Finds

Karadeniz ve Akdeniz arasındaki ekonomik ilişkilerde Due to its geographical location, the Dardanelles strait Çanakkale Boğazı, uzak mesafede coğrafi konumu ile ön stands out in long-haul economic relations between the plana çıkar. Bu konum Boğaz’ın yakın mesafede ise baş- Mediterranean and Black Sea. In more localized terms, its kent İstanbul ile kolay ilişki kurmasını sağlar. Çanakkale location enabled it to form a close relationship with the cap- Boğazı’ndaki kıyı şehirleri için ticari açıdan çok önemli olan ital city, Istanbul. This is of true commercial importance for bu hususa tarihi veriler de işaret eder. Ancak arkeolojik veri- the coastal cities of the Dardanelles. The historical data also lerin çok az oluşu, bölgenin Bizans Dönemi’nin anlaşılmasın- provides an indication of this importance. However, there is da önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bu sorunun çözümüne very little archaeological data. This has led to serious prob- katkı sağlamak amacıyla, Bizans Dönemi’nde Çanakkale lems in understanding the Byzantine period of the region. Boğazı kıyısındaki yerleşim alanlarının belirlenmesi ve To contribute to solving this problem, a study was carried yerleşim modellerinin anlaşılması üzerine çalışılmıştır. Bu out to determine the settlement areas and to understand çalışmalarda elde edilen arkeolojik buluntuların önemli bir settlement patterns in the Dardanelles during the Byzantine grubunu sırlı seramikler oluşturmaktadır. period. A significant group of the archaeological finds we Bildiride, elde edilen seramiklerin bir değerlendirmesi obtained during these studies are comprised of glazed yapılarak 12. ve 13. yüzyıllarda İtalyanların Çanakkale pottery. Boğazı’ndaki ticari faaliyetlerine dair ulaşılan tespitlere yer By evaluating this pottery, we made important findings verilecektir. regarding the commercial activities of Italians in the Dardanelles over the 12th and 13th centuries. These findings constitute the subject of this paper. Katılımcılar // Participants

Aygül Ağır Michele Bernardini [email protected] [email protected]

Ayşe Çaylak Türker Ömür Bakırer [email protected] [email protected]

B. Tolga Uyar Rafał Quirini-Popławski [email protected] [email protected]

Cenk Berkant Sercan Yandım Aydın [email protected] [email protected]

Damla Çinici Suraiya Faroqhi [email protected] [email protected]

David Jacoby Suzan Yalman Okurer [email protected] [email protected]

Filiz Yenişehirlioğlu Şule Pfeiffer [email protected] [email protected]

Gülgün Yılmaz Thomas Sinclair [email protected] [email protected]

Hasan Sercan Sağlam V. Macit Tekinalp [email protected] [email protected]

Luca Zavagno [email protected]

VEKAM Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Koç University Vehbi Koç Ankara Studies Research Center T: +90 312 355 20 27 E: [email protected] www.vekam.org.tr