Bingöl Çapakçur Livası 01 Ocak 2016 Cuma 1550
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
Bingöl Belediyesi Kültür Yayınları: 3 1550 Tarihli Tahrir Defterine Göre Çabakcur Livası Nüfus ve İskan M. Mahfuz Söylemez-Abdullah Demir Gözden Geçirilmiş 2. Baskı 1550 Tarihli Tahrir Defterine Göre Çabakcur Livası: Nüfus ve İskan M. Mahfuz Söylemez/Abdullah Demir ISBN: 978-975-6788-82-0 Bingöl Belediyesi Kültür Yayınları Bingöl Belediyesi Kültür Yayınları Bingöl Belediyesi Mayıs 2010 0 426 213 10 23-213 45 06 İÇİNDEKİLER TAKDİM .............................................................................................7 ÖNSÖZ ...............................................................................................9 GİRİŞ ...............................................................................................13 KAVRAMLAR SÖZLÜĞÜ ................................................................71 KAYNAKÇA .....................................................................................81 1550 TARİHLİ MUFASSAL TAHRİR DEFTERİ (Dizin ve Tıpkı Basım)......................................................................85 1550 TARİHLİ MUFASSAL TAHRİR DEFTERİ (Osmanlıca Tıpkı Basım) ................................................................201 EK ÇAPAKÇUR LİVASI İCMAL DEFTERİ 309 No’lu Defterin Dizin ve Tıpkı Basımı ........................................275 ÇAPAKÇUR LİVASI İCMAL DEFTERİ 309 No’lu Defterin Osmanlıca Dizin ve Tıpkı Basımı.......................287 TAKDİM Geçmiş, geleceğin kodlarına sahip olduğu için, dününü bilmeyen birey- lerin geleceklerine ışık tutmaları imkansızdır. Dünden ödünç alınan ışıkla önünü aydınlatmaya çalışan bireylerin ayakta durduğu bir dünyada düne sırt çevirmek, onu görmezlikten gelmek tarihe karşı vefasızlıktır. Bunun bilincinde olan akademisyenlerimiz, birkaç yıl öncesine kadar tarih, kültür ve diğer yönleriyle ilgili, eser ya da makale bir yana; bir iki sayfalık yazı bulmakta bile zorlandığımız Bingöl’ümüze karşı sorumluluklarını yerine getirmeye başlamış, bir taraftan bir dizi akademik toplantı (sempozyum, panel ve kolokyum) diğer taraftan da hakemli ve YÖK kriterlerine uygun dergi çıkarmaya başlamışlardır. Bu yıl 1-2 Ağustos’ta gerçekleştirilecek olan Arşiv Belgelerine Göre Bin- göl Kolokyumu bu çalışmaların hızını kesmeden nitelikli bir şekilde devam edeceğine ve Bingöl’ümüzle ilgili oluşan literatür sonucunda dünümüze daha ulaşılabilir noktaya doğru ilerlediğimize olan ümidimizi artırmıştır. İnanıyoruz ki bütün bu çalışmalar Bingöl’de çok olumlu gelişmelere sebep olacaktır. Son yıllarda Bingöl üzerine yazılan eser sayısındaki artış; yine çeşitli üniversitelerde Bingöl merkezli yapılan ve yapılmakta olan yüksek lisans ve doktora çalışmalarındaki yükseliş bunu göstermektedir. 8 1550 Tarihli Tahrir Defterine Göre Çabakcur Livası Belediye olarak, her zaman, bu tür çalışmaların destekçisi olmanın top- Önsöz lumsal bir sorumluluk olduğu inancını taşıdık. Bu nedenden ötürü hem I. hem de II. Bingöl Sempozyum’larının düzenleme kurullarında yer aldık ve yapılması gereken her katkıyı sağlamayı ödev bildik. Hatta II. Bingöl Bilindiği gibi tarih ilminin iki yönü bulunmaktadır. Bunlardan biri dünde Sempozyum bildirilerinin Bingöl Belediyesi Kültür Yayınları arasında çık- cerayan eden, olmuş bitmiş olaylara dönük iken, diğeri ise bugün ve hatta masını üstlenerek yapılan çalışmaların ilgililerine ulaşmasını sağlamayı yarınlara bakmaktadır. Tarihin bugün ve yarına bakan yönünü öncelemek- manevi bir sorumluluk kabul ettik. Bu anlayışını sürdüren Belediyemiz, le tanınan İbn Haldun’a göre tarihin bu güne bakan ve yarınları oluştur- 1-2 Ağustos’a gerçekleştirilecek olan Arşiv Belgelerine Göre Bingöl Kolok- mamıza yarayan yüzü olmamış olsaydı, duygu dünyamızı şekillendiren bir yumu için de her türlü katkıyı yapmayı da bir sorumluluk addetmektedir. alan olmaktan öteye geçmez, hatta edebiyatın bir parçası olarak kalmaya Daha önemlisi Bingöl Belediyesi elinizdeki kitabın Bingöl Belediyesi Kültür mahkum olurdu. Öyleyse tarihi, geçmiş olayları inceleyen bir bilim olduğu Yayınları’ndan çıkmasını sağlamakla önemli bir kültürel hizmeti yaptığı kadar, “an” veya “müstakbel” ile ilgili verilerin saklı bulunduğu, depolan- inancını taşımaktadır. Çünkü bu kitap Bingöl’ün 500 yıllık tarihine ışık tut- dığı bir bilgi hazinesi olarak da görmek gerekir. Bu bilgi hazinesi bugünü maktadır. Neredeyse her bir Bingöllünün dedesinden bahseden böyle tarihi şekillendiren ışığın, deneyim ve tecrübelerin saklandığı bir veri bankası ve de tarihimizi aydınlatan bir eserin yayınlanmasına katkı sağlamanın mahiyetindedir. Annales tarih ekolünün ünlü temsilcilerinden L. Febvre, onurunu taşıdığımızı ifade etmeliyiz. “tarih, geçmişten ziyade şimdinin bilimidir” derken buna işaret etmektedir. Dolayısıyla her birey, dünün, bir başka ifade ile geçmiş veya tarihin ürünü Bu çalışmanın öncelikle her Bingöllü için, dahası Bingöl üzerinde çalı- olduğu için, oradan edindikleri ile bugününü yaşarken, yarınını kurgular, şan her bir araştırmacı için çok önemli veriler içerdiğini düşünüyorum. Bu şekillendirir veya yönlendir. Adını, ailesini, çevresini, işini, dostlarını, düş- vesile ile söz konusu çalışmayı Sayın Prof. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLE- manlarını, hatta arkadaşlarını, hep dün bilgisi ile kavrar veya tanımlar. MEZ ile Sayın Abdullah DEMİR beylere teşekkür eder; bundan sonra da Bingöl için yapılacak kültürel faaliyetlerin her zaman destekçisi olacağımı- Tarihin bu başat fonksiyonunun farkında olan İslam tarihçileri onu, en zı burada bir daha ifade ediyor ve siz okurların bu nitelikli eserden istifade önemli bilgi kaynaklarından biri olarak kabul etmişlerdir. Nitekim Ünlü ta- etmelerini temenni ediyorum. rihçi Mirhond, bilgi kaynaklarını müşâhedât ve mesmûât şeklinde temelde ikiye ayırdıktan sonra “dünyanın durumunu akıl yoluyla öğrenmek im- Serdar ATALAY kânsızdır. Keza bir insan, ne kadar yaşarsa yaşasın, dünyanın yaratıldığı Bingöl Belediye Başkanı andan itibaren cereyan eden hadiselerin tamamını müşahede ederek veya hayır ile şerrin tamamını inceleyerek keşfetmesi mümkün değildir. Öyleyse evren ve evreni tanıma bilgisi, konum ve tavırlarını bilme yolu sadece ve sadece “mesmû’âta” dayalı olan tarih ilmi ile mümkündür. Tarih dışında hiçbir ilim bunu tekeffül edemez” demekte, tarihe müstağni kalınamayaca- ğını vurgulamaktadır.1 İslam kelamcıları da tarih ilmi ve onun bilgi vasıtası olan haber için benzer ifadeler kullanmışlardır. Ünlü tarihçi Karamanî de dün bilgisini sağlayan yegâne alanın tarih ol- duğunu söyledikten sonra “eğer tarih ilmi olmamış olsaydı, dün hakkında hiçbir bilgiye sahip olamazdık” demiştir. Kafiyecî de “tarih olmasaydı bize hiçbir şey ulaşmazdı” diyerek onu tamamlamaktadır. Öyleyse tarihi, sade- ce olmuş, bitmiş hadiselerin gerçekleştiği bir zemin olarak değil; aksine sa- hip olduğumuz bilgilerin büyük bir kısmını borçlu olduğumuz bir kaynak olarak kabul etmek gerekir. Böylesi bir kaynağı kullanmamak önemli bir 1 Bkz. Mirhond, Revzaru’s-safa fi sireti’l-enbiya ve’l-Muluk ve’l-Hulefa, (nşr. Sadık Ay- inevendi, İlm-i Tarih der gosterde-I Temeddun-I İslamî’nin içinde) Tahran 1377, II, 58. 10 1550 Tarihli Tahrir Defterine Göre Çabakcur Livası Önsöz 11 bilgi hazinesine kendini kapatmak olur. Nitekim İbnu’l-Esîr, “insan geç- Bu vesileyle Prof. Dr. Ziya KAZICI, Doç. Dr. İbrahim ÇAPAK, Yrd. Doç. miş olayların sonucuna bakarak karşısında bir ibret dersinin açıklandığını Dr. Mehmet Salih ERPOLAT, Mevlüt CAN ve Murat CEBEC‹O⁄LU başta ol- görmüş olur. Böylece insan geçmişe bakarak hangi yolu izleyeceğine dair mak üzere olmak üzere, eserin elinizdeki hale gelmesinde katkısı bulunan tecrübe ve bilgisini artırmış olur. Tarih iyi ve kötü yönleri ile tekerrür eden dostlara, yine birinci ve ikinci baskısını üstlenen Bingöl Belediyesi Başkanı bir dersten ibarettir. Bundan faydalanan bir kimsenin akıl ve idraki güç- Serdar ATALAY bey’e teşekkür ediyoruz. lenmiş olur” diyerek tarihin bir deneyim alanı olduğunu, oradan yeterli Prof. Dr. Mehmet Mahfuz SÖYLEMEZ dersler çıkarılarak yarına bakılması gerektiğini, bunu yapmayanların eksik Abdullah DEMİR kaldıklarını vurgulamaktadır. 2010 İstanbul Tarih yani “dün bilgisi” aynı zamanda bir kişiye değil, bir kitleye, mil- lete hatta ülkeye ait ortak bir alandır. Bir başka ifade ile devletleri ve mil- letleri oluşturan, bir arada tutan, harmanlayan, onları birbirine ayrılmaz bağlarla bağlayan bir hamur mahiyetindedir. Yokluğa, hiçliğe, yıkıma dur diyebilen yegane güç kaynağı da burada gizlidir. İmkansız olmakla birlik- te tarihinden yalıtık yaşamaya çalışan, tarihini sırtında yük gördüğü için kabullenemeyen ve onu sırtından atmaya çabalayan ulus ve bireylerin var- lık dünyasında boy gösterdikleri görülmemiştir. İşte elinizdeki çalışma bu mülahazalarla kaleme alınmıştır. Bingöl’ün beş yüzyıl öncesini anlatan söz konusu çalışma bir döneme mercek tutmakta, orada yaşayan halkın yaşam biçimi, hayat standardı, dini durumu ve kültürel yapısını bize anlatmak- tadır. Bingöl’ün bir arada yaşama kültürüne sahip, hoşgörünün egemen olduğu, farklılıkları zenginlik kabul eden, farklılıklarını diğerlerine dayat- mayı düşünmeyen bir bölge olduğunu anlamamızı sağlayan çalışmanın yöre tarihini çalışanlara veya ilgi duyanlara önemli katkılar sağlayacağını düşünüyoruz. 1550 Tarihli Tahrir Defterine Göre Çabakçur Livası başlığını koy- duğumuz çalışmamız siz aziz okurlarımızdan beklentimizin üstünde bir teveccühe mazhar oldu. İlk baskısı kısa süre içerisinde de tükendi. Dolayı- sıyla çalışmayı okuyup katkı sağlayan, eksiklerimizi ve hatalarımızı lisan-ı münasip ile bize bildiren, eser ile ilgili tanıtım, tahlil ve tenkit yazıları yaza- rak ikinci baskı için destek olan her kese müteşekkiriz. Nitekim bu katkılar