EDİTÖR VRD. DOÇ. MEHMET SURUR ÇELEPİ PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ HATIRA KİTABI

Editör: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Surur Çelepi

ISBN 978-605-342-277-8

Akçağ Yayınlan: 1363 Armağan Kitap: 6

1. Bask ı : 2016

Sayfa Düzeni: Emel YALÇIN

Kitabın içeriği ile ilgili tüm hukuki sorumluluk editörüne aittir.

Kültür Bakanlığı Yayıncılık Sertifika No: 11382

© Akçağ Yayın l arı 2016 Fikir ve Sanat Eserleri Yasas ı gereğince bu eserin yay ın hakkı a nlaşma lı olarak Akçağ YayınJarı'na aittir. İzins i z kısmen ya da tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz.

Baskı ve Mücellit: Erek Matbaası Büyük Sanayi 1. Cad. Çim Sk. No. 17/1 İskitler-Ankara Tel: (312) 34231 Ol

Kapak Baskı : Poyraz Ofset İvedik OSB 2. Mtb. Sitesi 1534 sk. No.: 9 Ankara Tel: (3 12) 384 19 42

AKÇAG BASIM YAYIM PAZARLAMA A.Ş. Cumhuriyet Maballesi Selçuk İ ş Merkezi Tuna Cad. No.: 8/ 1 K ı zılay-Çankaya/Ankara

Tel. 0312 432 17 98-4338651 Fax. 0312 432 28 52 www.akcag.com.tr [email protected] HATIRA KİTABI 375

Koyun Atlatma Geleneği (Koyunu Suya Çekme)

Prof Dr. Tur9ut TOK' Yrd. Doç. Dr. Levent KURGUN"

1. Yukarı Menderes Bölgesi (Çal Yöresi)

1.1. Coğrafya

Koyun Atlatma Geleneğinin yaşatıldığı coğrafya, genel olarak Yukarı Menderes Bölgesi'nin s ınırları içinde kalmaktadır ki, bölge batıdan doğuya doğru, Çal, ve İlçeleri ile Çivril İlçesi'nin bir bölümünü kap­ samaktad ır . Yukarı Menderes Bölgesi'nin bu bölümleri için, daha belirleyici olacağı düşüncesiyle, bu çalışmada Çal Yöresi ifadesi kullanılacaktır.

Çal yöresinin, ilçe merkezleri bakımından genel özellikleri dikkate alın­ dığında coğrafi olarak şu özellikleri belirtilebilir: Çal İlçesi, idari bakımdan önceleri kendisine bağlı bulunan Baklan, Bekil­ li ve Güney İlçeleri ile Çivril İlçesi ile komşudur. Dalgalı bir arazi yapısına sahip olan ilçenin ortalama yüksekliği 850 m.dir. Baklan İlçesi, 950 metre yükseklikte, kendi adıyla anılan ve yaklaş ı k ola­ rak 92000 hektarlık bir alanı kaplayan ovanın doğu kenarında bulunmakta­ dır. İlçe Çal, Bozkurt ve Çivril İlçeleri ile Afyonkarahisar İli'ne komşud ur . Bekilli İlçesi'nin ortalama yüksekliği 850 m.dir. Güneyinde Çal, batısında Güney, doğusunda Çivril İlçesi ve kuzeyinde Uşak İli bulunan ilçenin enge­ beli bir arazi yapısı vardır. Çivril İlçesi, Büyükmenderes Irmağı'nın doğduğu bölgede yer almakta­ dır. Uşak ve Afyonkarahisar ile Bekilli ve Baklan'a komşu olan ilçe 850 met­ re yükseklikte bulunmaktad ı r. Yüzölçümü bakımından 'nin en büyük ilçesi durumunda olan Çivril'in yüksek dağlarla çevrili geniş verimli ovaları vardır.

Pamukkule Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected] •• Pamukkule Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected] 376 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ

1.2. Tarih

Tarihte merkezi Demirci Köyü olan Çal yöresi, adını bulunduğu bölgenin coğrafi konumu itibarıyla almıştır . Çal, Türkçe'de yüksek yer anlamında kullanıl an bir kelimedir ve bu anlamı ile yöreye ad o lmu ştu r. Çal kelimesi Anadolu'nun birçok yerinde ve Anadolu dışındaki Türk coğrafyasında da yer adı ve coğrafi terim olarak işletilmektedir.

Çal yöresi, Oğuz Türkleri tarafından XI. yüzyıl baş l ar ından itibaren yurt tutulmaya baş lanmıştır . Yöreyi Mahmut Bey (Mahmut Gazi), İ sa Bey, Hüsa­ mettin Bey, İlyas Bey, Seyit Bey gibi uç Oğuz beyleri fethetmiştir.

1176 Kumdanlı (Miryakefalon) Savaşı'ndan sonra yöreye Oğuz'un Yazır, Kayı, Beydili (B eğdili) , Avşar (Afşar), İ ğd ir, Kınık, Döğer (Döver), Peçenek, Yıva (Yuva), Bayat, Çavuldur (Çavundur, Çandır, Çavdır, Çavdur), Yüreğir (Üregir), Eymir (Eymür), Salur gibi boyları ve bu boylara bağlı Karamanlı, Çakırlar, Bahadınlar (Bahaeddinler), Kuyucak, Sülüler, Elvanlı, Kabalar, Hançalar, Alifakihler, Cabarlar, Şap çılar, Dayılar, İcikl er, Çatalobalılar, Ka­ çarlar, Horzumlar, Sakızc ılar, Toklar, Peynirciler, Sindeller, Kaplanlar, De­ mirciler, Köseliler, Seyitler, İki zli, Sarıkeçililer, Sarıtekeliler, Karalar, Hadım­ lar, Meller (Deliler), Büberler, İn allı (Eyneli) gibi oymaklar yerleşm i şti r.

1402'de Timur'un Anadolu seferi sonrasında yöreye ikinci Oğuz göçü gerçekl eş miş ve bölge tamamen Türkl eşmiştir. Çal yöresi, Türk fethinden sonra Selçuklu, Germiyanlı, İlh an lı ve Osmanlı hakimiyetindedir. Osmanlı Devleti'nin iskan siyaseti sonucunda yöreye 1700'lü yılların başlarında Danişme ndli Türkmenleri'nin yerl eştirilm es i, bölgede bugünkü Oğuz yerle­ şim ini şek ill endirmişti r .

Yörenin merkezi durumundaki Demirci Köyü, 1862 yı lınd a Çal adı ile il­ çe merkezi durumuna gelmi ş, 1923 yılında Denizli İli'ne bağlanmıştır. 20. yüzyılın başlarında bucak merkezi olarak Çal İlçesi'nde bağlanan Be­ killi, 1988 yılında teşki latl anm asın ı tamamlayarak İlçe merkezi durumuna gelmiştir. Baklan da ayn ı tarihte Çal İl çesi'nden koparak bir ilçe merkezi olmuştur. Çivril ise, 20. yüzyılı n ba ş ında Afyonkarahisar İli'ne bağlı bir kaza mer­ kezi iken, 1925 yılında Denizli İli'ne ilçe merkezi olarak bağlanmıştır.

1.3. Nüfus Çal Yöresi'nde 2014 yılı verilerine göre, 20218'i Çal İl çes i'nde, 7512'si Bekilli İlçesi'nde, 5800'ü Baklan İlçe s i'nde olmak üzere toplam 33530 ki şi yaşamaktadır. Bu sayıya Çivril İlçes i ' nin ilgili bölümünde yaşayan yaklaşık 15000 ki ş i de ekl e ndiğinde yöre nüfusunun yaklaşık 50000'in o ldu ğu gö­ rülmektedir. HATIRA KİTABI 377

1.4. Ekonomi Ortalama 850 metre yükseklikteki bir yayla üzerindeki Çal yöresinin ta­ rıma elverişli alan l arında genellikle bağcılıkla, dağlık bölgelerinde ise hay­ vancılıkla uğraşılmaktadır. Yöredeki özel ormancılık da diğer bir geçim kaynağıdır .

2. Türk Kültüründe Koyun 2.1. Türkistan

Türkistan'da yapılan arkeolojik kazılarda, özellikle kurganlarda, koyuna ve koyundan elde edilen ürünlere çokça rastlanmaktadır. Özbekistan Taşkent Anaua kazılarında 1. katmanda (M.Ö. 4000) koyun kemiklerine rastlanmıştır. Batı Türkistan'da Eneolitik kültürü temsil eden bir merkez olan Namazgah Tepe'de (M.Ö. 2250) yapılan kazılarda bolca koyun keçi kemiği bulunmu ş tur. Bu kalıntılarda koyunların yünlerinden de yararlanıldığı anlaşılmıştır. Ordos Bölgesi'nde yapılan arkeolojik kazılarda (M.Ö. 1300) Hunlara ait olduğu tespit edilen eserlerde koyun keçi resimleri vardır. Tann Dağları'ndaki Kargalı kurganının 1. katmanında (M.Ö. 1200) koçbaşı figürü ile süslenmiş bıçaklar bulunmuştur.

Kırgızlara ait Kopen buluntularında (M.S. 6. yüzyı l) mezarlarda ölüye sunulan etlerin genellikle koyun eti olduğu görülmektedir. Eski Kapçal kur­ ganlarında (M .S. 7. yüzyıl) bol miktarda koyun kemiği ve ağaçtan koyun figürleri bulunmuştur. Bu kurganlarda koyunlar ölülerle gömülmüşlerdir.

Arkeolojik kazıların yanı sıra tarihi bilgiler de Türk Kültürü'nde koyu­ nun önemini bildirir niteliktedir. M.S. 840 yılında Uygurlara tabi olan Karahıtaylar Doğu Türkistan'ı zapt edince Uygur Kağanı büyük bir mera­ simle Karahıtayları karşılar ve onlara 100 deve 600 at 3000 koyun hediye eder.

12 Hayvanlı Türk Takvimi'nin sekizinci yılı Koyun Y ılı dır. Koyun yılı gü• zel yıldır, beklenen yıldır. Bu yıl ile koyunun karakteri arasında benzerlik­ ler bulunur. Koyun yıllarında halk huzur, bereket, bolluk içinde yaşar . Sov­ yetler Birliği koyun yılında yıkılmış, Türk cumhuriyetleri koyun yılında kurulmuştur.

Tarihimizde koyun adını taşıyan gibi boy oymaklar vardır; Akkoyunlular ve Karakoyunlular aynı zamanda devlet adı olmuştur .

Türk coğrafyasının her yerinde Koyun Baba adını taşıyan alp-eren tipine rastlanır. 378 PROF. DR. İ SMAİL ÇETİŞLİ

2.2. Anadolu

Türkistan'da Hunların başlattığı büyük bozkır geleneğini Anadolu'da Oğuzlar sürdürdüler. Asya tarihine binlerce yıl yön veren Oğuzlar, aşılmaz dağları aşarak geçilmez çölleri geçerek at sırtında sürüleriyle en büyük kı­ tayı boydan boya kat ederek Anadolu'ya geldiler.

Asya bozkırlarında eskiden beri göçebe ekonomisinin üç önemli türü mevcuttu. Bu sistem Anadolu'ya da getirildi:

a. Göçebe Hayat Tarzı. Bütün boyun hayvanların peşinde sürekli mev­ simlik otlak aramakla yılı geçirdiği göçebe hayat tarzı. b. Yarı Göçebe Hayat Tarzı. Kışın köylerde yazın su kaynaklarının ve ot­ lakların bulunduğu yerlerde geçirildiği hayat tarzı. c. Yerleşik Hayat Tarzı. Kalıcı olmayan, mevsimlik göçlere dayalı hayat tarzı.

Bu hayat tarzlarını benimseyen Oğuzlara Anadolu'da Yörük, Türkmen, Kırlı, Dağlı gibi adlar verilmiştir.

12. yüzyılın başlarından itibaren Batı Anadolu Bölgesi yoğun Oğuz yer­ leşmesine sahne olmuştur. Kaynaklarda bahsedilen 200.000 çadır Türkmen, bu bölgeyi kültür bakımından etkilemiştir.

3. Koyun Atlatma Geleneği 3.1. Tarihçe

Bu törenlerin başlangıcı yöreye ilk yer l eşen Türkmenlere dayanmakta­ dır. Ancak 1698 yılında çıkarı l an zorunlu iskanla ilgili fermanın sonucu olarak Danişmendli Türkmenlerinin yöreye yerleştirilmesi ile gelenek daha da can l anmıştır . 1701 yılında Hanbad (Çardak Ovası), Çölabad (Dinar­ Dazkırı Bölgesi) ve Baklan Ovası'na Danişmendli Türkmenlerinin Gölegir, Sermayelü, Kaşıkçı, Büyük Süleymanlu, Küçük Süleymanlu, Sinde!, Civanşir, Harbendelü (Harmandalı) oymakları yerleşm i ştir. Sinde! Oymağı, Baklan Ovası'nın güney ucunda iskan edilmiştir. Hayvancılıkla geçinen Sinde! Oy­ mağı, coğrafi şartl arın uygun olmaması sebebiyle kısa bir süre sonra yakla­ şık olarak 8 km kuzeye, bugünkü Aşağıseyit ve Yukarıseyit köylerinin bu­ lundu ğu yere taşınmışlardır. Bu köyler, Büyükmenderes Irmağı'nın kena­ rında bulunmaktadır.

Koyun Atlatma Geleneği, yöre insanından edindiğimiz bilgilere göre, Türkmenlerin Baklan Ovası'na yerle şme süreciyle baş lar. Bu durumda Ko­ yun Atlatma Geleneği 800 yıldan beri devam etmektedir.

Törenlere, Yukarı Menderes Havzası ve Çökelez Dağı eteklerinde bulu­ nan Çal, Bekilli, Baklan Çivril, Karahallı (Uşak), Güney İlçeleri ve bağlı köy• lerden gelen sürü sahipleri katılmaktadır. HATIRA KİTABI 379

Koyun Atlama Geleneği ve buna bağlı törenler, Büyükmenderes lrma­ ğı'nın Çevrik adı verilen bölümünde gerçekleştirilmektedir. Çevrik, Aşağıseyit Köyü'nün yaklaşık 1 km do ğusundadır.

3.2.Amaç Koyun Atlama Geleneğinin temeldeki amacı, kırkım öncesi koyunun te­ mizlenmesidir. Koyun kırkımı törensel boyuta ulaşınca amaç daha geniş bir çerçeve kazanmıştır. Yöreye yerleşen Yörük-Türkmen boy l ar ının yılın belir­ li bir zama nınd a bir araya gelmesi, Aşağ ı seyit ve Yukarı seyit Köylerinin kurucuları olan Kurt Ali ve Seyid Gazi'yi anma, hayvancılıkla ilgili bilgi alış­ verişinde bulunma, eğ l enme gibi amaçlarla tören, günümüze kadar taşın­ mıştır.

3.3. Törenin Aşamaları 3.3.1. Yaşlı Çobanların Bir Araya Gelmesi Çobanlığı ev l atl arına bırakan tecrübeli ve yaşlı çobanlar, törenin zama­ nını ve kurallarını belirlemek için bir araya gelirler. Görev d ağ ılımı yapılır. 3.3.2. Duyurunun Yapılması Belirlenen gün ve kurallar, eskiden tutulan tellallar aracılığıyla duyuru­ lurken, günümüzde ilan, afişler ve diğer iletişim araç l a rıyl a gerçekleştiril­ mektedir. Ayrıca, kış ları Datça'da kı şlayan, yazın ise Denizli Çökelez Dağı Yüğlük Yaylası'na gelen Sarıkeçili ve Erkekli Yörükleri'ne de haber sa lınır. 3.3.3. Çobanların Hazırlığı

Çobanlar öncelikle sürülerinden, yarış l ara katacakları el koyunu (lider koyun) ve diğer koyunları seçerler. El koyununun özelliği, sürüyü çoba nın isteği doğrultusunda yönlendirmesidir. Çobanlar, el koyununu ve yarışa girecek koyunları yarışmaya uygun bir şe kilde süsleyerek ha z ırla rlar. 3.3.4. Tören Alanının Düzenlenmesi Öncelikle suyun yaylan olduğu bölge belirlenir. Koyunların suya atlaya­ cağ ı yer düzenlenir. Hakem heyetinin ve seyircilerin bulun acakları yerler tespit edilir. Yemek pişirilecek ve d ağ ı tılacak alan ile şölen a l a nı tanzim edilir. Şö l en alanına kıl ça dırlar, sa lıncakl ar, gangırgıçler (gındırgeç, gınnırgeç) kurulur. 3.3.5. Tören 3.3.5.1. Türbe Ziyareti

Törenler türbe ziyareti ile ba ş lar. Aşağıseyit ve Yukarıseyit köylerinin kurucuları olan Kurt Ali ve Seyit Gazi'nin türbelerinin ziyaret edilir ve dua­ lar okunur, kurbanlar kesilir. 380 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ

3.3.5.2. Keşkek Hazırlığı

Bir gün önceden dibek taşlarında gençler tarafından keşkeklik buğdaylar davul zurna eşliğinde dövülür. Dövülen buğdaylar genç kızlar tarafından ayıklanır. Tören günü, sabah namazından sonra ocaklara kazanlar vurulur, yaşlı kadınların tarifleriyle genç erkekler keşkeği döverek pişirirler. Kurban etleri de keşkeğe ilave edilir. 3.3.5.3. Temsili Yörük Göçü

Şölenin ilbeyi ve beyleri deve sırtında göçü başlatırlar. Temsili yörük gö• çünde atlar, çoban köpekleri ve sürülerle, çan ve kaval sesleri eşliğinde ça• dırların kurulduğu alana doğru bir yürüyüş yapılır, katılanlar selamlanır. Temsili Yörük göçünün yapılması, yarışların başlamasının işaretidir.

3.3.5.4. Hakem Heyetinin Oluşturulması

Yarışmaların sağlıklı bir ortamda ve düzenli bir şekilde gerçekleştirile­ bilmesi için, katılan bölgeler de göz önünde tutularak herkesin itimat ettiği ve çobanlığına güvendiği tek sayıdan (5 veya 7 kişi) oluşan bir heyet oluştu­ rulur. Son yıllarda bu heyete Tarım İl Müdürlüğü'nden ve üniversiteden bir temsilci dahil edilmektedir.

3.3.5.5. Heyetlerin Çobanları ve Sürüleri Ziyaret Etmesi

Seçilen heyet ve düzenleme heyeti, yarışmaya katılacak çobanları ve sü• rüleri ziyaret eder, el koyunlarına nazar boncuğu takar, hayır dualar eder ve başarılar diler. Çobanlara yarışma sıralarını bildirir.

3.3.5.6. Yarışlar

3.3.5.6.1. Koyunun Suya Atlaması

Tören cazgırı tarafından her sürü ve çobanı için okunan manilerle ya­ rışmacılar sırası geldikçe el koyunu önderliğinde atlama yerine gelirler. Kurallar gereği çoban suya atlar. Çobandan sonra el koyunu ve daha sonra da sürü suya girmelidir. En kısa sürede, tereddüt etmeden suyun içinde belirli bir düzen içerisinde hareket ederek varış noktasına gelen sürüler, ikinci ve üçüncü tur yarış hakkını elde ederler. İkinci ve üçüncü turda süre daha önemlidir.

Bu turları en iyi sürede ve en göze hoş gelen şekilde bitiren çoban ve sü• rü dereceye girmiş olur. 3.3.5.6.2. En İyi Çoban Köpeği Seçimi

Gün boyunca yapılan etkinliklerde sürü ile olan ilişkisi göz önünde bu­ lundurularak sadakat ve bakım yönlerinden değerlendirilerek en iyi çoban köpeği seçilir.

3.3.5.6.3. En Güzel Çoban Kıyafeti Seçimi HATIRA KİTABI 381

Bu yarışma, katılımcılar arasında Türk kültürüne ait özellikleri en iyi şe­ kilde yansıtan çoban kıyafetini değerlendirmek üzere düzenlenir.

3.3.6. Yörük Şöleni

Yarışm alar tamamlandıktan sonra hep birlikte şölen alanına geçilir. Bu­ rada hazırlanmış olan keşkek misafirlere çadırlarda ikram edilir. Yarışma­ larda dereceye girenler, ilan edilir ve ödüllendirilir. Daha sonra mahalll sanatçılar ve oyun ekipleri gösterilerini sunarlar, gece olana kadar eğlence­ ler devam eder.

4. KAYNAKLAR AGACANOV, S.G., (2003), Oğuzlar, Selenge Yayınları, lstanbul ATALAY, Besim (Çeviren), (1992), Divanu Lugati't-Türk, TDKY., Ankara. BAYKARA, Tuncer, (1969), Denizli Tarihi-il. Kıs ı m , Fakülteler Matbaası , İstan- bul. Dünden Bugüne Çivril Sempozyumu, {2001). Çivril Kaymakamlığı, Çivril. ERÖZ, Mehmet, (1991),Yörükler, TDAV Yayınları, GÖKÇE, Turan (2000), XVI. Ve XVll. Yüzyıllarda Lazıkıyye (Denizli) Kazası , TIK Yay., Ankara. GÖN EY, Süha, (1975), Büyük Menderes Bölgesi, İÜ Yay., lstanbul. GÜNDÜZ, Tufan (Yayına Hazırlayan), (2000), Anadolu'da ve Rumeli'de Yörük• ler ve Türkmenler Sempozyumu Bildirileri, Ankara. GÜREL, Zeki, {2000), Koyun Baba, Yörtürk Yörük Türkmen Vakfı Yayınları, An­ kara. JOHANSEN, Ulla, (2005), 50 Yıl Önce Türkiye'de Yörüklerin Yayla Hayatı , KBY, Ankara KAYMAKÇI, Mustafa, (2004), Koyun Yetiştiriciliği El Kitabı , TİGEM, Bornova. KÖSTÜKLÜ, Nuri, (1990), Milli Mücadele'de Denizli, Isparta ve Burdur San­ cakları , KBY, Ankara ORHONLU, Cengiz, (1987), Osmanlı lmparatorluğu'nda Aşiretlerin İskanı , Eren Yay., İstanbul. ÖGEL, Bahaeddin, (1984) İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi, TIK Yayınları, Ankara. SÜMER, Faruk, (1980), Oğuzlar (Türkmenler), Tarih- Boy Teşkilatı- Destan­ lar, Ana Yayıncılık, İstanbul. TUGRUL, Mehmet, (1969), Mahmutgazi Köyünde Halk Edebiyatı, MEB Bası­ mevi, İstanbul. TURAN, Osman, (1996), Selçuklular Zamanında Türkiye, Boğaziçi Yayınları, lstanbul. YALMAN (Yalkın), Ali Rıza, (1977), Cenupta Türkmen Oymakları - !, il (haz. Sabahat Emir). KBY, Ankara. Yörük ve Türkmenlerde Günlük Hayat Sempozyumu, Ankara 17-18 Mayıs 2002 382 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ

5. RESİMLER

Resim 1: Çal ve yöresi haritası.

Levha 21 - Kırgızlara ait Kapçal I ve Kapçal JI külturü eserleri.

Resim 2: Türkistan 'dayapılan kazılarda çıkan baz ı buluntular. HATIRA KİTABI 383

= =~

Resim 3: Türkistan'dayapılan kazılarda çıkan koyun figürü.

Proöram:

""00 '. 00 s.ıo... ~ Geçırme )llnşması El' G::eı Çotıo.ı ~ Seç-. Ga.L.,...... COOon ... ~-.. s.ç,,.....

~.:oo l~OO ,.....,.....,.

'5 OC 20 00 )or,,. Şo;eno

' • Goçv Ocu. TCNnı Su:._., tiu0,'1W.tn.E"ıbt o.t.: S.O.fti ~-atıJIM ~ M.ll""'IOE\ 0,::.,, .. .ıt

Resim 4: Etkinliklerin davetiyesi. 384 PROF. DR İSMAIL ÇETİŞLİ

Resim 5: Çöke/ez Dağına yaylağa gelen Erkekli Yörükleri.

Resim 6: Erkekli Yörüklerinin çadırının içi. HATIRA KİTABI 385

Resim 7: Koyun çobanlığının son temsilcilerinden Kayış Hasan ve Musa Erkekli.

Resim 8: Geleneğin gerçekleştiği alan.

Resim 9: Geleneğin gerçekleştiği alan. 386 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ

Resim 10: Yörük çadırları, //beyi çadırı.

Resim 11. Keşkeklerin pişirilmesi.

Resim 12: Keşkek karıştırılması. HATIRA KİTABI 387

Resim 13: Yörük Göçü.

Resim 14: Hakem heyeti ve Caz9ır Beşli Dayı.

Resim 15: Unesco temsilcisi Prof Dr. Metin EKİCİ. 388 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ

Resim 16: Yarışlardan 9örüntü.

Resim 17: Yarışlardan 9örüntü.

Resim 18: Yarışlardan 9örüntü. HATIRA KİTABI 389

Resim 19: Yarışlardan görüntü.

Resim 20: Yarışlardan görüntü.

Resim 21: Yarışlardan görüntü. 390 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ

Resim 22: Yarışlardan görüntü.

Resim 23: Yarışlardan görüntü.

Resim 24-25: En iyi çoban köpeği seçimi. HATIRA KİTABI 391

Resim 26: Dereceye giren çobanlar.

Resim 27: Dereceye giren çobanlar.

Resim 28: Yörük Şöleni 'nden görüntü.