Koyun Atlatma Geleneği (Koyunu Suya Çekme)
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
• EDİTÖR VRD. DOÇ. MEHMET SURUR ÇELEPİ PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ HATIRA KİTABI Editör: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Surur Çelepi ISBN 978-605-342-277-8 Akçağ Yayınlan: 1363 Armağan Kitap: 6 1. Bask ı : Ankara 2016 Sayfa Düzeni: Emel YALÇIN Kitabın içeriği ile ilgili tüm hukuki sorumluluk editörüne aittir. Kültür Bakanlığı Yayıncılık Sertifika No: 11382 © Akçağ Yayın l arı 2016 Fikir ve Sanat Eserleri Yasas ı gereğince bu eserin yay ın hakkı a nlaşma lı olarak Akçağ YayınJarı'na aittir. İzins i z kısmen ya da tamamen çoğaltılıp yayınlanamaz. Baskı ve Mücellit: Erek Matbaası Büyük Sanayi 1. Cad. Çim Sk. No. 17/1 İskitler-Ankara Tel: (312) 34231 Ol Kapak Baskı : Poyraz Ofset İvedik OSB 2. Mtb. Sitesi 1534 sk. No.: 9 Ankara Tel: (3 12) 384 19 42 AKÇAG BASIM YAYIM PAZARLAMA A.Ş. Cumhuriyet Maballesi Selçuk İ ş Merkezi Tuna Cad. No.: 8/ 1 K ı zılay-Çankaya/Ankara Tel. 0312 432 17 98-4338651 Fax. 0312 432 28 52 www.akcag.com.tr [email protected] HATIRA KİTABI 375 Koyun Atlatma Geleneği (Koyunu Suya Çekme) Prof Dr. Tur9ut TOK' Yrd. Doç. Dr. Levent KURGUN" 1. Yukarı Menderes Bölgesi (Çal Yöresi) 1.1. Coğrafya Koyun Atlatma Geleneğinin yaşatıldığı coğrafya, genel olarak Yukarı Menderes Bölgesi'nin s ınırları içinde kalmaktadır ki, bölge batıdan doğuya doğru, Çal, Bekilli ve Baklan İlçeleri ile Çivril İlçesi'nin bir bölümünü kap samaktad ır . Yukarı Menderes Bölgesi'nin bu bölümleri için, daha belirleyici olacağı düşüncesiyle, bu çalışmada Çal Yöresi ifadesi kullanılacaktır. Çal yöresinin, ilçe merkezleri bakımından genel özellikleri dikkate alın dığında coğrafi olarak şu özellikleri belirtilebilir: Çal İlçesi, idari bakımdan önceleri kendisine bağlı bulunan Baklan, Bekil li ve Güney İlçeleri ile Çivril İlçesi ile komşudur. Dalgalı bir arazi yapısına sahip olan ilçenin ortalama yüksekliği 850 m.dir. Baklan İlçesi, 950 metre yükseklikte, kendi adıyla anılan ve yaklaş ı k ola rak 92000 hektarlık bir alanı kaplayan ovanın doğu kenarında bulunmakta dır. İlçe Çal, Bozkurt ve Çivril İlçeleri ile Afyonkarahisar İli'ne komşud ur . Bekilli İlçesi'nin ortalama yüksekliği 850 m.dir. Güneyinde Çal, batısında Güney, doğusunda Çivril İlçesi ve kuzeyinde Uşak İli bulunan ilçenin enge beli bir arazi yapısı vardır. Çivril İlçesi, Büyükmenderes Irmağı'nın doğduğu bölgede yer almakta dır. Uşak ve Afyonkarahisar ile Bekilli ve Baklan'a komşu olan ilçe 850 met re yükseklikte bulunmaktad ı r. Yüzölçümü bakımından Denizli'nin en büyük ilçesi durumunda olan Çivril'in yüksek dağlarla çevrili geniş verimli ovaları vardır. Pamukkule Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected] •• Pamukkule Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, [email protected] 376 PROF. DR. İSMAİL ÇETİŞLİ 1.2. Tarih Tarihte merkezi Demirci Köyü olan Çal yöresi, adını bulunduğu bölgenin coğrafi konumu itibarıyla almıştır . Çal, Türkçe'de yüksek yer anlamında kullanıl an bir kelimedir ve bu anlamı ile yöreye ad o lmu ştu r. Çal kelimesi Anadolu'nun birçok yerinde ve Anadolu dışındaki Türk coğrafyasında da yer adı ve coğrafi terim olarak işletilmektedir. Çal yöresi, Oğuz Türkleri tarafından XI. yüzyıl baş l ar ından itibaren yurt tutulmaya baş lanmıştır . Yöreyi Mahmut Bey (Mahmut Gazi), İ sa Bey, Hüsa mettin Bey, İlyas Bey, Seyit Bey gibi uç Oğuz beyleri fethetmiştir. 1176 Kumdanlı (Miryakefalon) Savaşı'ndan sonra yöreye Oğuz'un Yazır, Kayı, Beydili (B eğdili) , Avşar (Afşar), İ ğd ir, Kınık, Döğer (Döver), Peçenek, Yıva (Yuva), Bayat, Çavuldur (Çavundur, Çandır, Çavdır, Çavdur), Yüreğir (Üregir), Eymir (Eymür), Salur gibi boyları ve bu boylara bağlı Karamanlı, Çakırlar, Bahadınlar (Bahaeddinler), Kuyucak, Sülüler, Elvanlı, Kabalar, Hançalar, Alifakihler, Cabarlar, Şap çılar, Dayılar, İcikl er, Çatalobalılar, Ka çarlar, Horzumlar, Sakızc ılar, Toklar, Peynirciler, Sindeller, Kaplanlar, De mirciler, Köseliler, Seyitler, İki zli, Sarıkeçililer, Sarıtekeliler, Karalar, Hadım lar, Meller (Deliler), Büberler, İn allı (Eyneli) gibi oymaklar yerleşm i şti r. 1402'de Timur'un Anadolu seferi sonrasında yöreye ikinci Oğuz göçü gerçekl eş miş ve bölge tamamen Türkl eşmiştir. Çal yöresi, Türk fethinden sonra Selçuklu, Germiyanlı, İlh an lı ve Osmanlı hakimiyetindedir. Osmanlı Devleti'nin iskan siyaseti sonucunda yöreye 1700'lü yılların başlarında Danişme ndli Türkmenleri'nin yerl eştirilm es i, bölgede bugünkü Oğuz yerle şim ini şek ill endirmişti r . Yörenin merkezi durumundaki Demirci Köyü, 1862 yı lınd a Çal adı ile il çe merkezi durumuna gelmi ş, 1923 yılında Denizli İli'ne bağlanmıştır. 20. yüzyılın başlarında bucak merkezi olarak Çal İlçesi'nde bağlanan Be killi, 1988 yılında teşki latl anm asın ı tamamlayarak İlçe merkezi durumuna gelmiştir. Baklan da ayn ı tarihte Çal İl çesi'nden koparak bir ilçe merkezi olmuştur. Çivril ise, 20. yüzyılı n ba ş ında Afyonkarahisar İli'ne bağlı bir kaza mer kezi iken, 1925 yılında Denizli İli'ne ilçe merkezi olarak bağlanmıştır. 1.3. Nüfus Çal Yöresi'nde 2014 yılı verilerine göre, 20218'i Çal İl çes i'nde, 7512'si Bekilli İlçesi'nde, 5800'ü Baklan İlçe s i'nde olmak üzere toplam 33530 ki şi yaşamaktadır. Bu sayıya Çivril İlçes i ' nin ilgili bölümünde yaşayan yaklaşık 15000 ki ş i de ekl e ndiğinde yöre nüfusunun yaklaşık 50000'in o ldu ğu gö rülmektedir. HATIRA KİTABI 377 1.4. Ekonomi Ortalama 850 metre yükseklikteki bir yayla üzerindeki Çal yöresinin ta rıma elverişli alan l arında genellikle bağcılıkla, dağlık bölgelerinde ise hay vancılıkla uğraşılmaktadır. Yöredeki özel ormancılık da diğer bir geçim kaynağıdır . 2. Türk Kültüründe Koyun 2.1. Türkistan Türkistan'da yapılan arkeolojik kazılarda, özellikle kurganlarda, koyuna ve koyundan elde edilen ürünlere çokça rastlanmaktadır. Özbekistan Taşkent Anaua kazılarında 1. katmanda (M.Ö. 4000) koyun kemiklerine rastlanmıştır. Batı Türkistan'da Eneolitik kültürü temsil eden bir merkez olan Namazgah Tepe'de (M.Ö. 2250) yapılan kazılarda bolca koyun keçi kemiği bulunmu ş tur. Bu kalıntılarda koyunların yünlerinden de yararlanıldığı anlaşılmıştır. Ordos Bölgesi'nde yapılan arkeolojik kazılarda (M.Ö. 1300) Hunlara ait olduğu tespit edilen eserlerde koyun keçi resimleri vardır. Tann Dağları'ndaki Kargalı kurganının 1. katmanında (M.Ö. 1200) koçbaşı figürü ile süslenmiş bıçaklar bulunmuştur. Kırgızlara ait Kopen buluntularında (M.S. 6. yüzyı l) mezarlarda ölüye sunulan etlerin genellikle koyun eti olduğu görülmektedir. Eski Kapçal kur ganlarında (M .S. 7. yüzyıl) bol miktarda koyun kemiği ve ağaçtan koyun figürleri bulunmuştur. Bu kurganlarda koyunlar ölülerle gömülmüşlerdir. Arkeolojik kazıların yanı sıra tarihi bilgiler de Türk Kültürü'nde koyu nun önemini bildirir niteliktedir. M.S. 840 yılında Uygurlara tabi olan Karahıtaylar Doğu Türkistan'ı zapt edince Uygur Kağanı büyük bir mera simle Karahıtayları karşılar ve onlara 100 deve 600 at 3000 koyun hediye eder. 12 Hayvanlı Türk Takvimi'nin sekizinci yılı Koyun Y ılı dır. Koyun yılı gü• zel yıldır, beklenen yıldır. Bu yıl ile koyunun karakteri arasında benzerlik ler bulunur. Koyun yıllarında halk huzur, bereket, bolluk içinde yaşar . Sov yetler Birliği koyun yılında yıkılmış, Türk cumhuriyetleri koyun yılında kurulmuştur. Tarihimizde koyun adını taşıyan gibi boy oymaklar vardır; Akkoyunlular ve Karakoyunlular aynı zamanda devlet adı olmuştur . Türk coğrafyasının her yerinde Koyun Baba adını taşıyan alp-eren tipine rastlanır. 378 PROF. DR. İ SMAİL ÇETİŞLİ 2.2. Anadolu Türkistan'da Hunların başlattığı büyük bozkır geleneğini Anadolu'da Oğuzlar sürdürdüler. Asya tarihine binlerce yıl yön veren Oğuzlar, aşılmaz dağları aşarak geçilmez çölleri geçerek at sırtında sürüleriyle en büyük kı tayı boydan boya kat ederek Anadolu'ya geldiler. Asya bozkırlarında eskiden beri göçebe ekonomisinin üç önemli türü mevcuttu. Bu sistem Anadolu'ya da getirildi: a. Göçebe Hayat Tarzı. Bütün boyun hayvanların peşinde sürekli mev simlik otlak aramakla yılı geçirdiği göçebe hayat tarzı. b. Yarı Göçebe Hayat Tarzı. Kışın köylerde yazın su kaynaklarının ve ot lakların bulunduğu yerlerde geçirildiği hayat tarzı. c. Yerleşik Hayat Tarzı. Kalıcı olmayan, mevsimlik göçlere dayalı hayat tarzı. Bu hayat tarzlarını benimseyen Oğuzlara Anadolu'da Yörük, Türkmen, Kırlı, Dağlı gibi adlar verilmiştir. 12. yüzyılın başlarından itibaren Batı Anadolu Bölgesi yoğun Oğuz yer leşmesine sahne olmuştur. Kaynaklarda bahsedilen 200.000 çadır Türkmen, bu bölgeyi kültür bakımından etkilemiştir. 3. Koyun Atlatma Geleneği 3.1. Tarihçe Bu törenlerin başlangıcı yöreye ilk yer l eşen Türkmenlere dayanmakta dır. Ancak 1698 yılında çıkarı l an zorunlu iskanla ilgili fermanın sonucu olarak Danişmendli Türkmenlerinin yöreye yerleştirilmesi ile gelenek daha da can l anmıştır . 1701 yılında Hanbad (Çardak Ovası), Çölabad (Dinar Dazkırı Bölgesi) ve Baklan Ovası'na Danişmendli Türkmenlerinin Gölegir, Sermayelü, Kaşıkçı, Büyük Süleymanlu, Küçük Süleymanlu, Sinde!, Civanşir, Harbendelü (Harmandalı) oymakları yerleşm i ştir. Sinde! Oymağı, Baklan Ovası'nın güney ucunda iskan edilmiştir. Hayvancılıkla geçinen Sinde! Oy mağı, coğrafi şartl arın uygun olmaması sebebiyle kısa bir süre sonra yakla şık olarak 8 km kuzeye, bugünkü Aşağıseyit ve Yukarıseyit köylerinin bu lundu ğu yere taşınmışlardır. Bu köyler, Büyükmenderes Irmağı'nın kena rında bulunmaktadır. Koyun Atlatma Geleneği, yöre insanından edindiğimiz bilgilere göre, Türkmenlerin Baklan Ovası'na yerle şme süreciyle baş lar. Bu durumda Ko yun Atlatma Geleneği 800 yıldan beri devam etmektedir. Törenlere, Yukarı Menderes Havzası ve Çökelez Dağı eteklerinde