The Journal of Academic Social Science Studies

International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/JASSS7385 Number: 62 , p. 195-204, Winter I 2017 Yayın Süreci / Publication Process Yayın Geliş Tarihi / Article Arrival Date - Yayınlanma Tarihi / The Published Date 10.11.2017 15.12.2017

FAKİR BAYKURT YAZININDA KÖY ENSTİTÜLERI VE SENDİKAL YAŞAMIN İZLERİ* TRACES OF VILLAGE INSTITUTES AND TRADE UNION LIFE IN THE WORKS OF FAKIR BAYKURT Yrd. Doç. Dr. Sevim Karabela Şermet ORCID ID: orcid.org/0000-0001-8990-2278 Sinop Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü

Öz Türk edebiyatında Fakir Baykurt ismi 1950 sonrası eserleri ile dikkat çeker. Özellikle “Köy Romanı” başlığının öncü isimlerinden biri olan Fakir Baykurt yaşam ile yazının örtüştüğü yazarlardandır. Türk edebiyatında köy romanı 1950'lerin başından 1970'lerin sonuna kadar revaçtadır. Fakir Baykurt'un eserlerinin ana amacı köyü ve köy- lü hayatını aydınlatmaktır. Fakir Baykurt’un köye yönelmesinin temelinde köy kökenli bir yazar olmasının dışında onun için bir eğitim ocağı olan Köy Enstitüleri ve mesleki hayatında oldukça önemli bir yere sahip olan sendikal yaşamı yer alır. Fakir Baykurt Türk edebiyatı için önemli olduğu kadar Türk eğitim tarihi açı- sından da önemli bir isimdir. Fakir Baykurt asıl mesleği olan öğretmen/yazar rolü ile ye- tinmeyerek öğretmenlerin yürüttüğü sendikal faaliyetlerde uzun süre aktif rol oynamış- tır. İlk öğretmen örgütlenmesi olan Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) hareketi içeri- sinde uzun süre kurucu ve yönetici kimliği ile yer almıştır. Fakir Baykurt ismi sadece edebiyat tarihi için değil Türk Milli Eğitim Tarihi ve Türk Sendikacılık Tarihi için de önemlidir. Öğretmen örgütlenmesine öncülük ederek bir anlamda öğretmenlere rehber- lik eden Fakir Baykurt’un öğretmenlerin giriştiği mücadelede başat rol üstlendiği bilin- mektedir. Onun hayatını şekillendiren Köy Enstitüleri ve öğretmenlik süresi içerisinde giriştiği sendikal faaliyetlerin özel hayatında olduğu kadar yazın hayatı üzerinde de çok büyük etkisi olmuştur. Bu çalışmada Fakir Baykurt’un örgütlenme hareketi içerisinde bir öğretmen-yazar kimliğiyle tanımı ve bu tanımın eserlerine yansıması ortaya konulacak- tır. Anahtar Kelimeler: Fakir Baykurt, Özyaşam, Köy Enstitüleri, Türk Eğitim Ta- rihi, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS)

* Bu makale kaynakçada künyesi yer alan yayınlanmamış doktora tezinden esinlenerek üretilmiştir.

196

Sevim Karabela Şermet

Abstract Fakir Baykurt name in attracts attention with its works after 1950. Fakir Baykurt, one of the pioneers of the title of "Village Novel" in particular, is the writer of life and literature. The village novel in Turkish literature is popular from the beginning of the 1950s until the end of the 1970s. It is to illuminate the village and peas- ant life of the main aim of the works of Fakir Baykurt. The fact that Fakir Baykurt's orientation to village literature is not merely a vil- lage-based writer; the Village Institute, which is an educational center for him, and the trade union life, which has a very important place in his professional life. Fakir Baykurt is an important name for Turkish literature as far as Turkish edu- cation is concerned. Fakir Baykurt has been a teacher throughout his life, but has long played an active role in union activities conducted by teachers, not content with the role of teacher / writer in life. He has been a founder and administrator for a long time within the movement of Turkish Teachers Union (TÖS) which is the first teacher organization. The name of the poor Baykurt is important not only for the history of literature but also for the History of Turkish National Education and History of Turkish Trade Unionism. It is known that Fakir Baykurt, which guides teachers in a sense by pioneering the organi- zation of teachers, assumes a primary role in the struggle that teachers engage in. The village institutes that shape his life and the union activities that he engages in during his teaching career have been a great influence on the life as well as in the private life. In this study, the definition of a teacher-writer within the organization movement of Fakir Baykurt and his reflection on his works will be revealed. Keywords: Fakir Baykurt, Autobiography, Village Instıtute, History of Turkish Education, Teacher Organizations of (TÖS)

FAKİR BAYKURT YAZININDA tirdiği eylemler yön verir. KÖY ENSTİTÜLERİ VE SENDİKAL YA- Bu sebeple Fakir Baykurt’un yaşam ŞAMIN İZLERİ öyküsü, enstitü hayatı ve sendikal yaşamı ile Köy Enstitüleri ruhu ile oluşturulmuş içiçedir. Fakir Baykurt’u özel yaşamında zor- Fakir Baykurt imzalı eserlerin Türk layan koşullar aynı zamanda geleceğine de Edebiyatına girişi 1950’li yıllarda Demokrat yön verir. Bu ifadeyi aydınlatabilmek, Fakir Parti dönemine rastlar. Bu yıllarda Fakir Baykurt biyografisine bakmayı gerekli Baykurt ve diğer enstitü kökenli yazarlar köy kılmaktadır. Fakir Baykurt 15 Haziran 1929’da romancıları olarak edebiyat dünyasında ses Burdur’un Yeşilova ilçesinin Akçaköy’ünde getirirler. Edebiyat tarihlerinde “tartışmaya doğar. Altı çocuklu yoksul bir ailenin ikinci açık bir konu” (Türk, 2015:43) olarak da yer çocuğu olan Fakir Baykurt’un asıl adı Ta- bulan köy romanı kavramına malzeme olan hir’dir. 1943’te Akçaköy İlkokulu’nu, 1948’de eserlere imza atan Fakir Baykurt, 1950'lerden Gönen Köy Enstitüsü’nü bitirdikten sonra 1970'lerin sonlarına kadar Türk edebiyatının Burdur’un Kavacık ve Dereköy köylerinde en popüler isimlerinden biridir. öğretmenlik yapar. Meslek yaşamı 1955’te Fakir Baykurt 1950 sonrasında yazdığı Gazi Eğitim Enstitüsü’nü bitirdikten sonra eserlerle adını duyurur, köyü konu alan ro- Sivas, Hafik ve Şavşat’ta Türkçe öğretmenliği manlarıyla dikkati çeker. Fakir Baykurt’un ile devam eder. 1959 yılında yayınlanan Yılan- yaşantı ve yazınının kodları Köy Enstitüleri ların Öcü romanından sonra hayatı sürgünler ve TÖS kelimelerinde gizlidir. Hem özel ya- ve memuriyetten uzaklaştırmalarla devam şamına hem de edebi yaşamına yön veren eder. 8 Temmuz 1965’te Türkiye Öğretmenler etkenlerin başında enstitüde aldığı eğitim ve Sendikası –TÖS Fakir Baykurt’un daha sonrasında TÖS’e bağlı olarak gerçekleş- başkanlığında kurulur. 1979 yılında Türki-

Fakir Baykurt Yazınında Köy Enstitülerı ve Sendikal Yaşamın İzleri 197

ye’de yaşanan siyasi ortamdan uzaklaşmak ve 1994: 192) Köy Enstitüleri’nin asıl fikir babası Almanya’daki işçi yaşamını yazmak için “Köy Enstitülerin kuruluşu hikayesine birçok araştırmak üzere Almanya’ya gider. 11 Ekim isim karışmış olmakla beraber, bunlardan bir 1999’da Almanya’nın Essen kentinde tanesi adeta Köy Enstitüleri ile özdeşleşmiş” ölmüştür. (Timur, 1994: 193) 1935 yılında İlköğretim Fakir Baykurt’un edebi yaşamını Genel Müdürlüğü’ne atanan İsmail Hakkı oluşturan eserler öncelikle Türk taşra in- Tonguç’tur. 28 Aralık 1938’de Hasan Ali Yü- sanına, hayatının ilerleyen dönemlerinde ise cel, Milli Eğitim Bakanı olarak göreve başla- Almanya’daki Türklere yönelir. Şiirle dığında eğitimde yenilik peşinde olan İsmail başlayan yazı hayatı öykü ve romanlarla de- Hakkı Tonguç kendisine büyük destek bulur. vam eder. Fakir Baykurt’un yayın grafiği Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de düşünüldüğünde yazarın Türk insanının tari- enstitülerin kurulmasında etkin rol oynar. 17 hsel serüveninin uzun bir dönemine tanıklık Nisan 1940’da 3803 Sayılı yasa ile Köy Öğret- ettiği görülür. İlk romanı Yılanların Öcü 1959 men Okulları, Köy Enstitülerine dönüştürüle- yılında yayınlanır, ancak yazma zamanı rek köye öğretmen yetiştirme hareketi de 1955’li yıllardır. Son romanı Eşekli Kütüphaneci başlatılmış olur. Böylece Hasan Ali Yücel ise ölümünden sonra ortaya çıkar. Bu durum- “Saffet Arıkan’ın Maarif vekillliği zamanında da yazar 1955’lerden 2000’li yıllara uzanan temeli atılmış olan köy enstitüleri teşkilatını dönemde Türk insanının yarım asırlık macer- tamamlamış” (Ülken, 1992: 468-469)tır. Yete- asının tanığı olmaktadır. Tek partili dönemin nekli zeki ve seçilmiş köy çocuklarının bu izlerine de rastlanmasına rağmen eserlerinde okullarda yetiştirilerek köylerine dönmeleri okurun tanık olduğu zaman dilimi çok partili ve öğretmen olarak köyü aydınlatmaları he- dönem ve sonrasında gelişen politikalardır. deflenmektedir. Köy Enstitüleri’nin kuruluş Bu süre içerisinde dönemlere damgasını amaçlarından ayrılmadan işleyişi 1946 yılına vuran tarihi olayları ve bu tarihi olayların kadar sürer. Çok partili dönemin ilk genel özellikle köy insanı üzerindeki yansımalarını seçimlerinden sonra kurulan hükümette Ha- eserlerine taşır. san Ali Yücel ve ardından İsmail Hakkı Ton- Fakir Baykurt, tarihî olarak Cumhuriyet guç görevden alınır. 1946’dan sonra Köy Ens- öncesine uzanan halka doğru hareketin bilinç- titüleri’nde ıslah çalışması adı altında yapılan li bir uzantısı ve amacı “bir cumhuriyet okur- değişiklikler bu kuruluşu aşamalı olarak sona yazarlığı türetmek” (Eyüboğlu, 1999: 15) olan doğru götürür. Enstitülere öğretmen yetiştir- Köy Enstitülü yazarların oluşturduğu grup mek üzere açılan Yüksek Köy Enstitüsü 26 içerisinde yer alır. Bu noktada Fakir Bay- Kasım 1947’de kapatılır. 1950 seçimlerini De- kurt’un enstitüde aldığı eğitim ile eserlerinin mokrat Partinin kazanmasının ardından Köy düşünsel altyapısında mevcut olan enstitü Enstitüleri 27 Ocak 1954 tarihli yasa ile öğ- ruhunun izlerinin tahliline girişmezden evvel retmen okullarına dönüştürülmek suretiyle Köy Enstitüleri üzerinde durmak gerekmek- resmi olarak sonlanmış olur. tedir. Fakir Baykurt’un tüm eserlerinin Cumhuriyetin ilk yıllarının en büyük düşünsel altyapısında enstitüde aldığı eğitim sorunsalı eğitimdir. Köy Enstitüleri de bu ve bu eğitimin eyleme dönüşen yüzü olan sorunsala getirilen çözüm önerilerinin bir sendikal yaşamın izleri mevcuttur. Hatta bazı parçası olmak üzere gerçekleştirilen faaliyet- eserlerini özellikle enstitü ve sendika lerin en önemlilerindendir. “Köy Enstitüleri yaşamını anlatmak üzere kullanmıştır. Özel- denemesi, siyasi hayatımızda en çok yankı likle Özyaşam Öyküsü içerisinde bu iki önem- uyandırmış uygulamalardan biridir.” (Timur, li unsur öncelik taşır. Enstitü hayatı ve

198

Sevim Karabela Şermet sendikal yaşamı ile ilgili malzeme Türk fikrinin temellerini burada oluşturur. Türk edebiyatında örneği nadir olan Özyaşam edebiyatında köklü bir yer edinen Fakir Öyküsü içinde gizlidir. Özyaşam Öyküsü adı Baykurt’un zihinsel kökeni Köy Enstitüsü’nde altında, özellikle 1999 yılında yayınlanan aldığı eğitime dayanır. Özyaşam 2: Köy Enstitülü Delikanlı ve 2000 Fakir Baykurt’un hayat öyküsü 1943 yılında yayınlanan Özyaşam 5: Bir TÖS Vardı, yılında Köy Enstitüleri ile kesişir. Beşinci sını- hayatının bu iki dönemini aydınlatmak ve fı bitirdiği 1943 yılının Mayıs ayında öğret- gelecek nesillere aktarmak üzere oluştu- menin eline verdiği belge ile birlikte - halası- rulmuştur. nın diktiği sarı çal bezinden ceketi, ders def- Fakir Baykurt’un roman hikaye ve di- terleri, şiir defteri ve köyden ona emanet edi- ğer edebi türlerdeki eserleri dışında söz konu- len enstitüye başvurmak isteyen diğer üç kişi su geniş hacimli Özyaşam Öyküsü adı altında ile birlikte- Isparta’nın Gönen köyüne doğru yazdığı ciltler dolusu eserler onun hayat öy- yıla çıkar. Enstitü açılalı henüz dört yıl olmuş- küsüne tanıklık ettiği gibi tarihe de tanıklık tur. Beş yıl öğrenim hayatı olan Enstitü sınav- eden belgelerdir. Recai Şeyhoğlu ile 1999 yı- la öğrenci almaktadır. Akçaköy’den sınava lında yaptığı bir röportajında “Kendi yaşa- giren dört kişiden sadece Tahir Baykurt sınavı mım gibi görünür, halkın yaşamıdır.” dediği kazanarak 14 yaşında “al atlı Hızır ve orada (Pultar&Sünter, 2002: 302) Özyaşam adlı sekiz akıl fikir baliğ oldum.” (Andaç, 2000: 89) de- ciltlik eser uzun bir sürede ortaya çıkmıştır. diği Gönen’de eğitime başlar. Enstitüde ders Bu eserlerde Fakir Baykurt, 65 yaşına kadar ve iş olmak üzere iki eşit kategoride ders gö- olan yaşamını yazarak pek çok olayı ve insanı rülmektedir. Haftalık 44 saatlik çalışmanın ölümsüzleştirmiştir. Türk edebiyatında bu yarısı kültür dersi, diğer yarısı iş saatidir. İş boyutta bir özyaşam öyküsü, hatırat ya da dersleri de Tarım ve Teknik Sanatlar olmak otobiyografik özellik taşıyan bir başka eser üzere ikiye ayrılmaktadır. Enstitünün ders bulmak zordur. Yazar Özyaşam’ın yazılma dışındaki hayatı da çok hareketli ve aktiftir. öyküsünü anlattığı 7. cildin sonunda 50 ya- Enstitüde boş zaman diye bir kavram yoktur. şında yazımına başladığı bu eserlerin 15 yılını Sabahları kalkar kalkmaz halk oyunları oy- aldığını söyler. 8 kitaptan oluşan Özyaşam’ın nanmakta, yurt türküleri söylenmektedir. yazımı 1995’te tamamlanmıştır. Kahvaltı topluca yapılmakta büyük alanda 1998, Özyaşam 1, Özüm Çocuktur. yoklama yapılarak iş dersi olanlar işliklere, 1999, Özyaşam 2, Köy Enstitülü kültür dersi olanlar da dersliklere dağılmak- Delikanlı. tadır. Akşamları ise yemekten önce ve sonra 1999, Özyaşam 3, Kavacık Köyünün olmak üzere iki etüt vardır. Birinde ders, di- Öğretmeni. ğerinde ise özgür okuma yapılmaktadır. Cu- 2000, Özyaşam 4, Köşe Bucak Anadolu. martesi akşamları toplu eğlence akşamıdır. 2000, Özyaşam 5, Bir TÖS Vardı. 1943 yılında kitaplığın yönetimi üstü- 2002, Özyaşam 6, Genç Emekli. ne verilen Türkçe öğretmeni Ali İhsan Bey- 2002, Özyaşam 7, Sıladan Uzakta. han’ın yardımcı olarak Baykurt’u seçmesi 2002, Özyaşam 8, Dost Yüzleri. Baykurt’un hayallerine daha da yaklaşmasına Özyaşam öyküsünün 2. cildi “Köy En- sebep olacaktır. Yazar kendi deyimiyle bir stitülü Delikanlı” adeta Köy Enstitülerinin kitap denizinin içine düşmüştür. Bu yazar için tarihçesi gibidir ve köy enstitüleri ile ilgili okuma alanının genişlemesi anlamına gel- çalışmalar için önemli bir kaynak niteliği taşır. mektedir. Dünya klasiklerini, yerli ve yabancı Onun hayat öyküsü enstitülerdeki eğitim ile tüm ürünleri okuma fırsatı yakalar. Tatil gün- ilgili geniş malzeme barındırmaktadır ve lerinde Baykurt’un bir uğraşı da çevre köyle- yazar bunu bu ciltle ölümsüzleştirmiştir. rini gezmek, köylünün sorunlarını yerinde Yazar hayatı boyunca ilke edindiği eğitim belirlemek ve bu şekilde bilinç kazanmaya

Fakir Baykurt Yazınında Köy Enstitülerı ve Sendikal Yaşamın İzleri 199

çalışmak olmuştur. İkinci Dünya savaşının en kaldırılır. Özgür okuma saatleri güdümlü etüt azgın yıllarında Baykurt ikinci sınıfta öğren- saatine dönüştürülür. cidir. İkinci sınıfın sonlarına doğru kitaplıkta- Fakir Baykurt bu değişikliklerden ki işi devam ederken enstitünün postacılığı sonra artık yazdığı şiirleri saklamakta, oku- görevini de üstlenir. Haftada bir Isparta’ya duğu kitapların üstüne gazete geçirerek oku- gidip enstitünün postasını almakta, enstitü- maktadır. Abone olduğu dergiler yönetimde nün anlaştığı evde bir gece kalmaktadır. Pos- iki gün incelendikten sonra verilmektedir. tacılık işi tıpkı kitaplık görevi gibi tam ona Posta işleri de sıkı denetime bağlanmıştır. göredir. Enstitü için postadan çıkan her kitap, Yazarın ifadesiyle enstitüde tam bir sıkıyöne- dergi önce Baykurt’un elinden geçmektedir. tim uygulanmaktadır. Yeni yönetimle sürekli Ayrıca bu görev Baykurt’a Isparta’daki kitap- zıt düşer. Fakir Baykurt’un yeni gelen okul çıları düzenli olarak gezme fırsatı da sağla- müdürünü öğrencilerin içinde eleştirmesi maktadır. Yazar için enstitüde sahip olduğu gerginliği tırmandıran bir olay olmuştur. Yeni mutlu hayatın bozulması üçüncü sınıftan müdür alkollü olarak sınıfta masanın üzerine dördüncü sınıfa geçtiği yaz tatiline rastlar. çıkmış ve tehditler savurmaktadır. Dayana- İkinci Dünya savaşı sonrası oluşan siyasi or- mayan Baykurt’un “Milliyetçi insan çamurlu tam enstitülerin de değiştirilmesine başlangıç postalla milletin masasına çıkmaz!” (Baykurt, oluşturur. Çok okuyanlara komünist adı ve- 1999: 190) sözleri bütün dikkatlerin üzerine rilmekte, şairler yazarlar sürgüne gönderil- çevrilmesine neden olur. Bu olaydan sonra mekte, aydınlar tutuklanmaktadır. Dergilere zaten mimli olan Baykurt sürekli gözetim ve gazetelere el konmakta ya da kapatılmak- altında tutulur. Dördüncü sınıfta kitaplık tadır. Türkiye’nin genelinde seçimleri Halk yönetimi yerine fotoğraf işliğinin yönetimi Partisinin kazanması Köy Enstitüleri için de verilir. Enstitüde özgür basın diyerek yöneti- adeta bir dönüm noktası, sonun başlangıcı min izni olmadan çıkardığı Yeni Köy gazetesi olur. Tek parti dönemi sona ermekle birlikte enstitüde ona karşı zaten mevcut olan tepkile- iktidarı süren Halk Partisi enstitüleri savu- rin artmasına neden olur. Türkiye haritasını nanlar ve enstitüleri savunmayanlar olmak yüklenmiş götüren bir köylü çizerek altına üzere ikiye ayrılmıştır. Enstitüler üzerinde “Seni sırtımda taşıyorum” (Baykurt, 1999: kara bulutlar dolaşmakta her yerde enstitüle- 200) yazar. Daha üzerinden üç gün geçmeden rin dedikodusu yapılmaktadır. Enstitülerin gazete, yönetim tarafından indirilir. Yeni an- can damarı olan Hasan Ali Yücel ve Hakkı layışın temsilcisi olan enstitü müdürü Bay- Tonguç’un yerini Reşat Şemsettin Sirer ve kurt’u enstitüden atmak ister. Ancak bunu Yunus Kazım Köni alır. Aynı yıl Ekim ayında başaramayınca yazarın ifadesiyle artık onu Gönen Köy Enstitüsü müdürü Ömer Uzgil ıslah etmek suretiyle kazanmaya çalışır. Bay- görevden alınır. Baykurt üçüncü sınıftan dör- kurt da artık daha temkinli davranmaktadır. düncü sınıfa henüz yeni geçmiştir. Yeni mü- Aranma ihtimalini göz önünde bulundurarak dür Nisan 1946’da göreve başlar. Bu Baykurt serbest okuma kitaplarının üstüne adını bile için tüm yaşamını değiştirecek olaylar zinciri- yazmaz. Bakanlar Kurulu kararıyla toplatılan nin de başlangıcı olur. Yeni müdür enstitüler- ’nin Sırça Köşk adlı eserini ya- deki yeni yapılanmayı anlatarak, onları bir takhanede yapılan aramada yakalatır ancak Türk milliyetçisi olarak yetiştirilmek üzere üzerinde isim olmadığı için işlem yapılamaz. plan ve programların değiştirildiğini duyurur. Son sınıfa geçtiği yıl köye giderken yapılan Sabah törenlerde milli içerikli şiirler okunma- aramada çantasındaki Sait Faik’in Medar-ı ya başlanır. Cumartesi eğlenceleri, sabah ha- Maişet Motoru, Stefan Zweig’in Yıldızın Parla- lay çekmeler son bulur. Özgür eleştiri saatleri dığı Anlar, Max Beer’in Sosyalizmin ve Sosyal

200

Sevim Karabela Şermet

Mücadelelerin Umumi Tarihi kitaplarına el ko- re öğretmenlik yapmak ona yetmez. Köyde nur. Köye giden Baykurt’u ikinci bir acı sürp- değişiklikler yapmak, köye yenilikler getir- riz beklemektedir. Enstitülerle ilgili söylenti- mek, köyü kalkındırmak ister. Köylülerin bir lerden korkan, enstitüde sürekli yapılan kitap yandan sorunlarını dinlerken bir yandan da aramalarını duyan ve evdeki kitapların da ani düşüncelerini ve dillerini öğrenmeye çalışır. bir arama sonucunda oğluna zarar vereceğini Öğrendiklerini de yazılarında kullanmak için düşünen anası Elifçe kitaplarının bir kısmını not eder. İlk öğretmenlik yıllarına rastlayan yakmıştır. Ahırda toprağı kazarak yer altına Sabahattin Ali’nin ölümü onu derinden sar- sakladığı kitaplar ise hayvan pisliğine batarak sar. Sendikalaşma fikri de yine Sabahattin okunamayacak duruma gelmiştir. Köydeki Ali’nin öldürülmesine dayalı olarak bu yıllar- öğretmeni de enstitülerde komünizm propa- da zihnini meşgul eder. gandası yapıldığını söyleyerek Baykurt’u Yazar için yükseköğrenim fikri ve ar- dikkatli olması konusunda uyarır. Tatil dönü- dından Gazi Eğitim ve hayatı yazınsal şü onu bir sürpriz de okulda beklemektedir. gelişimi adına kazanımlarla doludur. Yazarın Müdür Baykurt’un yakalattığı kitapları baha- yükseköğrenim yapmak istemesinin diğer bir ne ederek ve Baykurt’u suçlayarak durumu amacı da köye hizmeti köy dışından sürdür- bakanlığa bildirmiş ve bakanlıktan müfettiş me olanağı elde etmektir. Ankara’da Gazi istemiştir. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelen Eğitim Enstitüsü Edebiyat eğitimi yılları, öğ- müfettiş Hüseyin Özbay iyi niyetli bir insan- retmen örgütlenmesi üzerine de teoriler geliş- dır ve bir genci harcamaya vicdanı elvermez. tirmeye çalıştığı yıllar olmuştur. Esasen ilk Baykurt da yanlı okuma yaptığını söyleyen öğretmenlik gününden itibaren bu konuya müfettişin tavsiyelerine uyar ve onun önerdi- kafa yoran Baykurt Ankara’da kısa adı TÖ- ği Dede Korkut Hikayeleri ve Tek Çarık Yüzbaşı DMF olan Türkiye Öğretmen Dernekleri Milli adlı kitapları okur. Haziran sonunda müfettiş, Federasyonunu görmeye gider. Fakat bekle- raporun olumlu olduğunu söyleyerek ona diği hareketliliğe tanık olamayarak hayal kı- öğretmenlik hayatında başarılar diler. rıklığına uğrar. Son sınıfta, Burdur Ortaokul Müdürü Yazarın hayat öyküsü içerisinde An- Hikmet Dizdaroğlu’ndan üç ay yazın dersi kara yılları önemlidir. Esasen büyük şehirde alır. Sınavlar aynı yıl Temmuz sonunda biter. yaşamak yazarın hayallerinde yoktur. Yazar Fakir Baykurt enstitüyü doğrudan bitiren 18 Ankara yılları için “Kavacık öğretmeni iken kişi arasındadır ve Akçaköy’den mezun olan yaptığım plan elimden kaçtı. Büyük şehirli tek kişidir. Mühürlü çift imzalı belge ile 5 oldum.” (Baykurt, 2002: 287) “Oraya yirmi Ağustos 1948 günü Gönen’e hoşça kal der. 4 yılımı yatırdım. Köylerinde, ilçelerinde okul yıl, 6 ay, 5 günlük Gönen hayatı sona erer. denetledim. Kendimi orda geliştirmeye çalışıp Yazar hala tadı damağımda dediği ilk iki bu- romanlarımı, öykülerimi yazdım. Orda sendi- çuk yılın ardından baskı altında geçen iki kacılığa sıvandım. Orda tutuklanıp yargılan- yılını mutsuzluk ifadeleriyle anar. Mezun dım, askeri ya da sivil cezaevlerinin havasını olduğunu öğrenen anası saçını kınalar, Akça- soludum” (Baykurt, 2002: 287) diyecektir. köy’de adak paylaştırır. Fakir Baykurt’un Ankara yıllarının uzantısı Köy öğretmenliği tercihli atama usu- TÖS başkanı olduğu yıllardır. 1961 Anayasa- lüne göre gerçekleştirilmektedir. Eylül ayı sı'nın 46. maddesi sendikalaşma hakkını işçi- ortasında başöğretmen olarak gerçekleşen ilk lerle birlikte memurlara da tanır. Anayasanın ataması köyüne yakın mesafedeki Kavacık bu hükmü uyarınca, 1965'te çıkarılan 624 sayı- Köyü’nedir. Bir eğitmenle birlikte çalışacaktır. lı "Devlet Personeli Sendikaları Kanunu" yü- 1948 yazında üzerinde enstitünün son arma- rürlüğe girer girmez 8 Temmuz 1965’te Fakir ğanı yazlık giysilerle yola çıkar. Köy öğret- Baykurt’un başkanlığında kurulan ilk sendi- menliğine başladığı yıllarda sadece öğrencile- ka, kısa adı TÖS olan Türkiye Öğretmenler

Fakir Baykurt Yazınında Köy Enstitülerı ve Sendikal Yaşamın İzleri 201

Sendikası’dır. Başkanlığı eserlerine vakit ayı- kamlardan görev isteyen Baykurt’a Gazian- ramayacağı gerekçesi ile istemez. Ancak ar- tep, Islahiye Fevzipaşa Ortaokulu adres ola- kadaşlarının zorlamasıyla görev Baykurt’ta rak gösterilince 1969 Nisan ayında tekrar öğ- kalır. Siyasal ortam, sendika çalışmaları için retmenliğe başlar. 39 yaşındadır. 5.5.1969 elverişli değildir. Süleyman Demirel ve Ada- tarihli Mehmet Başaran’a Gaziantep Fevzipa- let Partisi tek başına iktidardır. Konuşmalar şa’dan yazdığı mektupta Türkçe, İngilizce, yapmak ve örgütlenmeyi hızlandırmak için Tarih, Coğrafya 30 saat ders yüklendiğini tüm Türkiye’yi dolaşır. TÖS’ün halka, öğret- yazar. (Andaç, 2000: 184) Ankara ve sendika menlere kültür hizmeti olmak üzere Tiyatro- ile ilişkisi kesilmez. Ankara’ya sık sık gider TÖS’ü kurar. Kısa bir süre sonra sendika faa- gelir, sendika faaliyetlerini yürütür. İki yıl liyetlerinden dolayı dikkatler üzerinde topla- çalışmak sözü ile üstüne aldığı sendika baş- nır ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından mü- kanlığında dört yılı dolmuştur ve artık görevi fettişlik görevi üzerinden alınır. İlk olağan devretmek istemektedir. genel kurulda başlangıçta olduğu gibi isteksiz 7- 11 Temmuz TÖS ve TÖDMF olağan olmasına rağmen oyların yüzde 85’ini alarak kongresi Kayseri’de Alemdar Sineması’nda ikinci kez başkan seçilir. TÖS olarak bir Eği- gerçekleştirilir. Alemdar Sinemasının kapatı- tim Şûrası ve eğitim yürüyüşü yapma kararı lan ve yakılmak istenen salonunda kongrenin alırlar. Programı hazırlama görevi Bay- ikinci günü 8 Temmuz’da ölümden döner. kurt’undur. Açılış ve kapanış konuşmalarını Başkanlığı ciddi olarak bırakmayı düşündüğü Baykurt’un yaptığı devrimci eğitimin amaçla- halde Kayseri olaylarını müteakip bırakamaz. rı, felsefesi ve yöntemleri üzerinde durulan Yine oyların yüzde 85’ i ile başkan seçilir. kısa adı DEŞ olan Devrimci Eğitim Şûrası 4-8 Kayseri sonrası yaptığı basın toplantısında Eylül 1968 günleri arasında Siyasal Bilgiler hükumete hakaret niteliği taşıyan açıklamalar Fakültesi konferans salonunda gerçekleştirilir. yaptığı için mahkemeye verilir. Cumhuriyet 15 Şubat 1968’de ise büyük eğitim yürüyüşü Gazetesi’nde yayınlanan “Bıçak Kemiğe Da- gerçekleştirilir. Baykurt’a göre o günkü eğiti- yanınca” adlı makalesi sebebi ile bakanlık min en büyük kusuru ulusal olmayışıdır. Eği- emrine alınır. Savunmanlar Baykurt adına timi ulusal bir temele oturtabilmek için ya- yürütmeyi durdurma davası açarlar. Danıştay bancı uzmanların görevden uzaklaştırılmaları yürütmeyi durdurma kararı vererek cezayı gerekmektedir. Öğretmenlerin de eğitim yö- kaldırır. Beş ay aradan sonra tekrar Fevzipaşa netimine katılmaları şarttır. Baykurt grev Ortaokulu’na döner. Fevzipaşa Ortaoku- hakkı da istemekte, grevsiz görev olamayaca- lu’ndaki öğretmenliğinin üçüncü yılında 28 ğını söylemektedir. Bu sefer de Şura ve ger- Ekim 1970’de Ortadoğu Teknik Üniversite- çekleştirilen yürüyüş onun Bakanlık emrine si’nin o tarihlerde rektörlüğünü sürdüren alınmasına sebep olur. Devrimci Eğitim Şurası Erdal İnönü’nün desteğiyle üniversitenin kitabını yayıma hazırlarken yeniden bakanlık Halkla İlişkiler ve Yayım Müdürlüğü’ne geti- emrine alınır. Danıştay’a dava açar ve hemen rilerek yeniden Ankara’ya gelir. 12 Mart 1971 arkasından yine sendika için bir yurt gezisine muhtırasından sonra 8-9 Mayıs gecesi, evine çıkar. Birecik’te 15 Ekim 1968 Salı günü Cey- baskın düzenlenerek tutuklanır. Tutuklanma lan Sineması’nda öğretmenlerle olan toplantı- gerekçesi 1968 yılındaki öğretmen yürüyüşü- da saldırıya uğrar. Bir grup insan tarafından ne katılarak gençleri özendirmek, öğretmenle- taşlanır. Ankara’ya döndüğünde Danıştay’a ri boykota teşvik etmek, Devrim ve Cumhuri- açtığı dava için duruşmaya çıkar. Danıştay, yet Gazetesi’nde yazdığı rejim aleyhtarı yazı- dava sonuçlanıncaya kadar yürütmeyi dur- lardır. Yazar “Kırk iki yaşındaydım, kapatıl- durma kararı alır. Bu durumda yetkili ma- mıştım.” (Baykurt, 2000: 431) der bu tutukla-

202

Sevim Karabela Şermet ma için. Sıkıyönetim mahkemesinde yargıla- lük Mamak Cezaevi’nden sonra Cebeci’deki nan yazar ortada ciddi bir kanıt ve gerekçe Ankara Merkez Cezaevi’ne kapatılır. Yazar bulunmadığı için salıverilmesine rağmen bunun sebebini dahi bilmez ve sebebi daha aradan henüz bir hafta geçmeden yine bir sonra öğrenecektir. Yirmi gün önce sonuç- gece yarısı baskınıyla ikinci kez 17 Mayıs lanmış bir basın davasından kesinleşen üç ay 1971’de gözaltına alınır. Yazarı asıl üzen tu- tutukluluk süresi vardır. İyi hal gösterirse iki tuklanmak değil, kendisi ile birlikte tutukla- ay yatacaktır. 1 Ocak 1972 günü Cebeci Ceza- nan roman öykü dosyaları, hazırlık notları, evindedir. 24 Şubat 1972’de tahliye edildiğin- yarı yazılmış bölümlerin olmasıdır. Profesör de ilk ziyaret ettiği yer TÖS’ün yerine kurulan Bahri Savcı, Profesör Muammer Aksoy, gaze- Demirtepe’deki TÖB Merkezi’dir. Fakir Bay- teci İlhami Soysal, Uğur Mumcu, Siyasal Bi- kurt'un öğretmen örgütçülüğü de böylece limler Fakültesi Dekanı Profesör Mümtaz noktalanmış olur. Soysal Mamak Askeri Ceza ve Tutukevi’nde Fakir Baykurt'un TÖS’e dair yargılan- hapishane arkadaşlarıdır. 14. Temmuz 1971 ması beş yıldan fazla sürer. O tarihlerde CHP tarihli kızı Işık Baykurt’a yazdığı mektupta ile MSP hükumetinin 1974’te çıkardığı aftan henüz iddianamelerinin gelmediğini ve mah- faydalanmak istemeyerek davada aklanmak kemeye çıkacakları günün belli olmadığını ve TÖS’ün tarihe aklanarak geçmesini sağla- söyler. (Andaç, 2000: 186) Yazarın davası so- mak için davanın devamını ister. Askeri Yar- nuçlanmamış ve tutukluluk hali sürerken gıtay’a başvurur. Yeni yargılamanın sonunda Başbakan Nihat Erim 1961 anayasasını değiş- Askeri Yargıtay 1976’da beraat kararı alır. 5 tirmeye girişerek kamu personelinin sendika yıl süren yargılanma sonunda TÖS de aklan- hakkını elinden alır. Bu değişiklikle sendika- mış olarak tarihe geçer. 1975 TÖB-DER kurul- ların yaşam hakkı elinden alınmaktadır, ancak tayı öncesinde bir grup öğretmenin isteğiyle kamu personelinin dernek kurma hakkı mev- başkanlığa aday olur ancak çok az oy farkı ile cuttur. Baykurt hapishaneden direktiflerle başkanlığı kaybeder. Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Fakir Baykurt’un özel yaşamında Derneği TÖB-DER’i kurdurur ve cezaevine olduğu kadar yazın yaşamı üzerinde de en- çağrılan noter önünde Türkiye Öğretmenler stitü ve sendikal yaşamın izleri mevcuttur. Sendikası’nın mallarını derneğe aktarır. Ana- Enstitüde aldığı eğitim ve sendikal yaşamla yasa değişikliği Resmi Gazete’de yayınlanınca pekişen devrimci zihniyet eserlerini derinden Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS de tarih etkiler. Özellikle Fakir Baykurt’u diğer köy sahnesinden çekilmiş olur. enstitülü yazarlardan farklı konumlandırmak TÖS yıllarına dayalı Fakir Baykurt du- gerekmektedir. Onun yazma hevesi sadece bir ruşmaları 25 Ekim 1971 de başlar. Baykurt 1 duygunun tatmini şeklinde ortaya çıkmaz. Kasım günü hazırladığı uzun ifade metnini Yazarlık mesleği yaşamına yön veren bir dört saatte özetleyerek mahkeme başkanına eylem olur aynı zamanda. Yazmak Fakir verir. Suçlamaları yanıtlar. 12.11.1971 tarihli Baykurt lügatinde durağan bir anlam içermez. çocuklarına yazdığı mektupta mahkemelerin Ona göre yazı bir düşünceyi beyinlere yer- devam ettiğini, sorgulama bitince serbest bı- leştirmenin aracıdır ve o bütün eserlerinde bu rakılacağını ümit ettiğini söyler. (Andaç, 2000: bilinci yerleştirme uğraşındadır. 1970 yılında 188) Hakkında 27 yıl ağır hapis istenmekte- Papirüs Dergisi’ne yazdığı Kendi Hikayem dir. Yazar duruşmaların sonunda tahliye ister. adlı biyografide “Edebiyat, tıpkı eğitim gibi, 1972 yılı yılbaşına bir gün kala salıverilme insanlarımızı hayata karşı devrimci tavırlı ve kararı çıkar mahkemeden. Yazar yılbaşında davranışlı yapmada önemli bir bilinçlendirme çocuklarıyla birlikte olacağı için mutludur. aracıdır.”(Baykurt, 1970: 33) diyerek bunu Ancak sevinci yarım kalır. Çünkü salıveril- daha sanat hayatının başında belirler. Yazma meyi beklerken tekrar içeri alınır. 9 ay 10 gün- eyleminde halkçı ve devrimci tavrını

Fakir Baykurt Yazınında Köy Enstitülerı ve Sendikal Yaşamın İzleri 203

değiştirmeyen Baykurt, bu anlayışın bir görev tar&Sünter, 2002: 319) olduğu bilincindedir. Yazar eserleriyle bir çağrı yapmakta Fakir Baykurt'un, eserlerinin temel ve insanları etkileyerek değiştirmeye çalış- amacı köyün ve köylülerin yaşamına ışık tut- maktadır. Amacı bir görüşü ya da fikri empo- maktır. Köy gerçeğini esas aldığı eserlerinde ze etmek olmayıp, inceleme ve analiz yapıp, yalnızca köy gerçeğini vermekle kalmaz, aynı durumunu kavramaya bir çağrıdır. “Bir çağrı zamanda öncelikle tanığı olduğu köy insanını yazarıyım, okurlara karşı. Onları daha çok da eserlerinin odağına yerleştirmeye çalışır. kendi durumlarını kavramaya çağırıyorum, Alpay Kabacalı ile 1978 yılında yaptığı Milli- öğrenmeye çağırıyorum, okumaya çağırıyo- yet Sanat Dergisi’nde yaptığı söyleşide: “Top- rum. Hatta zaman zaman bu yönde kışkırtı- lumda hiç konuşmayan ya da yeni yeni ko- yorum.” (Cevizoğlu, 2000: 34) nuşmaya başlayan bir katmandı biz yazmaya Okuru öğrenmeye çağıran ve hatta başladığımızda köylüler. Özellikle kadınların zaman zaman öğrenmeye kışkırtan yazarın ağızları var dilleri yok gibiydi. Hepsinin eline halkla ilişkisi tek yönlü değildir. Halka öğ- vur, lokmasını al. Giderek her şey gibi bu da retmeye çalıştığı değerleri halktan aldığı mal- değişti. Köylüler de konuşmağa başladılar. zeme ile yoğurarak tekrar halka sunar. Bir Kadınların dili çözüldü. Edebiyat dünyamıza anlamda halktan aldığını halka verir. Bu kar- yeni yeni kadın erkek tipleri, karakterleri gir- şılıklı etkileşimi gerektiren bir tutumdur. Bu di. Bilincini belki daha tam olarak bulamamış, sebeple Fakir Baykurt' un Türk edebiyatında- ama onu sürekli olarak arayan insanlardı ki ifade ettiği değer ve kıymet eserlerinde benim insanlarım. (Andaç, 1997: 180) kullandığı dile ait unsurlardan kaynaklanır. Fakir Baykurt’un sanat görüşü sü- Eserlerinde kullandığı bu dili ediniş tarzı da reklilik arzeder. Sanatta devrimci tavır ko- tıpkı eserlerini yazış tarzında olduğu gibi bir nusunda fikirleri hep aynı kalır. 1970’ li emeğe dayalı, emek ürünü olarak ortaya çı- yıllarda sanat yaşamına yön veren ilkelerle kar. İçinden çıktığı halkın dilini olağanüstü hayatının son yıllarındaki ilkeler arasında bir dikkatle inceleyerek zaten belleğinde mev- farklılık yoktur. 1970’li yıllarda yazar ünlü cut olan halk diline katmalar yapar. Sanatla, romanı Tırpan’ın önsözünde sanat ve devrim yapıtla halk arasındaki ilgiye değinen yazar kelimelerini birarada kullanır ve birbiri ile edebiyatta halkın yerini belirleyerek halkla ilişkilendirir. “Sanatta devrimci tavır, hayatı ilişki kuran sanatı ön plana çıkarır. Yazara değiştirme tavrıdır. Kitaplarımız, bize ün göre aklı başında, işini bilen bir sanatçı için sağlamaktan ya da kalıcı olmaktan önce, top- halk bitip tükenmez bir kaynaktır. Hangi sa- lumu devrim yönünde etkilemelidir. Hayatı nat halkın değerlerini kavramış, onun duru- değiştirme amacına yönelmiş bir sanat, in- muyla ilgilenmişse, halk o sanata sahip çık- sanın bilinçlenmesine ve birleşmesine yardım mıştır. Sanat halkla ilişki kurabildiği ölçüde eder.” (Baykurt, 1970: 7) ölmezleşir. Eserlerinin ana kaynağının halk Recai Şeyhoğlu ile 1999 yılında olduğunu söyleyen ve bu ilkesini ömür boyu yaptığı ropörtajda yine 1970’li yıllarda Tır- değiştirmeyen yazar hayatının her döneminde pan’ın önsözünde altını özenle çizdiği, bir aldığı eğitimle bunu destekler. Fakir Baykurt bildiri edasında yazılmış ilkeleri aynen tekrar eserlerinin malzemesini halktan adeta çalar. eder. “Sanatta devrimci tavır, yaşamı Yazarın amacı insanları edebiyat yolu değiştirme tavrıdır. Yazarlar yapıtları yoluyla ile değiştirmeye çalışmaktadır. Edebiyat ve okurları etkiler. Bu etki sanatın olanakları eğitim kelimelerini birbiri ile ilişkilendiren içinde, yaşamı değiştirme yönünde olabilir. yazar edebiyatın da tıpkı eğitim gibi bir bi- Sanatta devrimci tavır budur.” (Pul- linçlendirme aracı olduğu, bu bilinçlendirme

204

Sevim Karabela Şermet aracının ise insanları hayata karşı devrimci Andaç, F. (2000). Anadolu Aydınlanmacısı Fakir tavırlı ve davranışlı yapmada rol oynadığı Baykurt, İstanbul: Evrensel Basım Ya- üzerinde durur. Yazar eserleri ile bir çağrı yın. yapmakta ve insanları etkileyerek değiştirme- Baykurt, F. (1970). Tırpan, İstanbul: Remzi ye çalışmaktadır. Bu noktada kendini bir çağrı Kitabevi. yazarı olarak isimlendirmekte, okuru durum- Baykurt, F. (1970). Kendi Hikayem, Papirüs, larını kavramaya, öğrenmeye, okumaya ça- s.46-47. ğırmakta hatta bununla da yetinmeyerek bu Baykurt, F. (1999). Özyaşam 2, Köy Enstitülü yönde kışkırtmaktadır. Edebiyatta halkçı ve Delikanlı, İstanbul: Papirüs Yayınları devrimci tavrını ömür boyu değiştirmeyen Baykurt, F. (2000). Özyaşam 5, Bir TÖS Vardı, Baykurt bunu bir görev bilinci ile yapar. Sanat İstanbul: Papirüs Yayınları ile devrim kelimelerini birlikte kullanan ve Baykurt, F. (2002). Özyaşam 8, Dost Yüzleri, sanatta devrimci tavır, yaşamı değiştirme İstanbul: Papirüs Yayınları tavrıdır anlayışında olan yazarın amacı sanat Eyüboğlu, S. (1999). Köy Enstitüleri Üzerine, yolu ile yaşamları değiştirmektir. İstanbul: Yeni Gün Haber Ajansı Ba- Yazarın uzunca bir süre popüler ya- sın ve Yayıncılık A.Ş. zarlar sınıfında olmasında, enstitüde aldığı Karabela Şermet, S. (2007). Fakir Baykurt - eğitim ve sendikal yaşamla pekişen devrimci Hayatı ve Romanları Üzerine Bir zihniyet unutulmamalıdır. Yazar, enstitüden İnceleme, Yayınlanmamış Doktora Te- aldığı bilincin eyleme dönüşen yüzü sendika- zi, Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal nın ona kazandırdığı başat profil ile halkın Bilimler Enstitüsü. kültürünü birleştirmek suretiyle kullanarak, Pultar, G. & Sünter, S. (2002). Fakir Baykurt' u halkı uyandırma görevini yazı ile gerçekleş- Anarken Kardeşim Yaralısın, İstanbul: tirme yolunu tercih etmiştir. Bunu da halkın Tetragon Yayınları. kültürünü yoğurarak ve aydın süzgecinden Ülken, H. Z. (1992). Türkiye’de Çağdaş Düşünce geçirerek bilinçli hale dönüştüren Fakir Bay- Tarihi, İstanbul: Ülken Yayınları. kurt için başarı kaçınılmaz olmuştur. Bu sıra- Timur, T. (1994). Türk Devrimi ve Sonrası, An- dışı yaşam öyküsünün iki ana faktörü Köy kara: İmge Kitabevi Yayınları: 61. Enstitüleri ve TÖS adı ile somutlaşan sendikal Türk, H. (2015). Türk Edebiyatında Anado- yaşamdır. lu’ya Geri Dönüş: Hikaye ve Roman- da Kapsam ve Anlayış, Töre, Yıl. 3, nr. KAYNAKÇA 27 (Temmuz 2015) ss. 40-44. Andaç, F. (1997). Aydınlanmanın Işığında Sanat https://www.academia.edu/26067613/ adre- İnsanlarımız III Fakir Baykurt, İstanbul: sinden 13.11.2017 tarihinde erişildi. İde Yayınları.