Çankırı İlinde Yerleşmelerin Yükselti Basamaklarına Göre Dağılışı
Total Page:16
File Type:pdf, Size:1020Kb
TÜCAUM Uluslararası Coğrafya Sempozyumu International Geography Symposium 13-14 Ekim 2016 /13-14 October 2016, Ankara Çankırı İlinde Yerleşmelerin Yükselti Basamaklarına Göre Dağılışı Dispersion of settlements according to level states in Çankırı Okan Türkan¹* ¹Çankırı Karatekin Üniversitesi, Uluyazı Kampüsü, Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Çankırı Öz: Yukarıda genel hatlarıyla değerlendirdiğimiz yerleşmeleri etkileyen bağlam içerisinde çalışma yükselti kavramına odaklanmaktadır. Çankırı ilinde köy, kasaba ve şehir yerleşmelerinin yükselti basamaklarına göre dağılışını ortaya koymayı amaçlayan bu araştırmada yükselti-yerleşme ilişkisi açıklanmaya çalışılmıştır. Yerleşmelerin yeryüzündeki dağılışına farklı bir açıdan bakmak suretiyle, yükselti basamaklarına göre yerleşmelerin nasıl bir dağılış gösterdiği, Çankırı ili ile örneklendirilmeye çalışılacaktır. Yerel yöneticilere, planlamacılara ve akademisyenlere Çankırı iline ilişkin yapacakları çalışma veya uygulamalarda katkı sunmayı da amaçlayan bu araştırma, büyük oranda birinci el kaynaklardan oluşmakta olup yerleşmelerin yükselti ile olan ilişkileri 1/25.000 ölçekli haritalar üzerinden analize tabi tutulmuştur. Bu amaçlar doğrultusunda öncelikle yerleşmeler katagorize edilmiş ve her bir yerleşme tipinin yükseltisi belirlenerek yükselti ile birlikte geçirdiği değişim değerlendirilmiştir. Her bir yükselti basamağında yer alan yerleşme sayısı ve yerleşme tipi, yükselti basamağının doğal koşulları göz önünde bulundurularak analiz edilmeye çalışılmıştır. Bunun yanında yerleşmelerin bulundukları yükselti basamakları ile bağlı oldukları idari üniteler de göz önüne alınarak idari bütünlük sağlanmaya çalışılmıştır. Çankırı ilinde yerleşmelerin yükseltiye bağlı olarak geçirdikleri değişim analiz edildiğinde, büyük ölçüde fiziki coğrafya koşullarının belirleyici olduğu göze çarpmaktadır. Çalışma alanında yükseltinin artması, yerleşme sayısında belirgin bir azalmaya ve nüfusu çok düşük olan köy yerleşmelerinin ön plana çıkmasına sebep olmuştur. Buna bağlı olarak, belirli yükseltilerin üzerindeki alanların insan tarafından etkin biçimde kullanılmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla fiziki koşulların insan yaşamına ve faaliyetlerine sağladığı olanakların arttığı kesimlerde hem yerleşme sayısında, hem de şehir ve kasaba tipindeki yerleşmelerde belirgin bir artış gözlenmiştir. Bu durum, insan-doğal ortam ilişkilerinin yükseltiyle birlikte geçirdiği değişimin izlenmesi açısından önem taşımaktadır. 1 Anahtar Kelimeler: Yerleşme, yükselti basamakları, köy, kasaba, şehir, Çankırı Abstarct: In this research that aims to reveal distribution of the town, village and city settlements according to altitude steps, has been tried to explain the relationship between the altitude and the settlement. By looking at the distribution of settlements on Earth from a different perspective, according to the steps how show a distribution of settlement, it tried to be exemplified by the province of Çankırı. This study aims to contribute local administrators, planners and academics who study or practice relating to the Çankırı, and it consist of primary sources and the relationship between upgrade and settlements are analysed through 1/25.000 scale maps. For this purpose, firstly settlements are categorized, elevation and changes are evaluated by determining the elevation of each settlement type. The number of settlements and the type of settlement, which situated in each step, have been tried to be analyzed according to the natural conditions of the upgrade steps. Besides, administrative integrity has been also providing by considering elevation steps which is found settlements and its registered administrative units. When the changes of settlements depend on elevation are analysed in the province of Çankırı, largely it stands out that physical Geographical conditions are determinant. The increase of elevation in working site has led to a significant *İletişim Yazarı: Okan Türkan, e-posta: [email protected]. 414 reduction in the number of settlements and the fore rural settlement which has very low population. Accordingly, the result of this study is that areas on a certain upgrade aren’t used by people effectively. Therefore, both the number of settlements and settlements types like city and towns where increase of provided opportunities of physical conditions to the human life and activities. This case is important in terms of following the changes of relationship with human and natural environment depending on elevation. Keywords: Settlement, level states, village, town, city, Çankırı. 1. Giriş Yerleşme, insanoğlunun dünya sahnesine çıktığı ilk andan itibaren önemli bir kavram olagelmiştir. Bu bağlamda yerleşme ve/veya barınma ihtiyacı insanoğlunun biyolojik varlığını sürdürebilmek için zaruret ortaya çıkaran bir olgudur. İnsanlar, yeme-içme ve diğer yaşamsal ihtiyaçlarına bağlı olarak, bu ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri alanlara meskenler inşa ederek yerleşirler ve bu yerleşmelerin de coğrafi şartların etkisi altında olduğu bilinmektedir (Tanoğlu, 1969: 212). İnsanoğlunun yerküre üzerinde ortaya çıkmasıyla, öncelikle gıda ve su temini hususunda kaynakları bol olan sahalarda bulunmuşlar, bu kaynaklardan daha fazla ve daha uzun süre istifade edebilmek, kendisini dış etkilerden korumak için de, bir barınak bulma ihtiyacını hissetmiştir. Önceleri doğal olarak hazır bulduğu mağara, oyuk, ağaç kovuğu gibi barınakları mesken olarak seçen insanlar, daha ileriki dönemlerde kendi bilgi birikimi ve doğal çevrenin özelliklerine bağlı kalarak mesken inşa etmek suretiyle kalıcı yerleşim birimleri oluşturmuşlardır. Neolitik dönemle birlikte yakın çevreden sağladıkları doğal malzemeleri kullanarak ilk taş, ahşap ve toprak meskenleri yapan insanoğlu coğrafi ortamın uygun olduğu sahalarda oturarak yerleşik düzene geçmişlerdir. Yerleşmelerin ortaya çıkması ve gelişimi üzerinde doğal coğrafi şartlarının doğrudan ve dolaylı etkilerinin olduğu tartışılmaz bir gerçekliktir. Doğal ortama ait unsurlar yerleşmelerin konumunda belirleyicidir. Eğim değerinin belirli seviyenin üzerine çıktığı (Tunçdilek, 1985:183), iklimin çok sıcak ve çok soğuk, bitki örtüsünün çok sık olduğu sahalar ile neredeyse bulunmadığı çöller ve kutuplar gibi alanlarda insan yaşamını ve geçimini sürdürebilmesi için yeterli düzeyde ekonomik kaynaklar bulmak zor olmaktadır. Doğal ortam şartlarını her şeyin üzerinde tutmak ve adeta insanoğlunu tabiatın oyuncağı olarak görmek de yanlış bir yaklaşımdır (Yücel, 1987: 1). Doğal ortam koşulları karşısında insanı edilgen kabul etmek, günümüzden yaklaşık yüz yıl öncesine ait olan ve günümüzde pek de bir geçerliliği olmayan bir görüştür (Taş ve Yakar, 2009: 146). Belirli bazı kültürlerin teknoloji kullanımıyla, çevrenin yarattığı baskıları ortadan kaldırabildiği (Özgüç ve Tümertekin, 2000: 215) bilinmektedir. Günümüzde insanoğlu geliştirdiği kültür ve teknoloji ile birlikte doğal ortama olan bağımlılığını azaltmıştır. Ancak dünyanın geri kalmış, hatta gelişmekte olan ülkelerinde özellikle de teknik ilerlemelerin yavaş olduğu ülkelerde insanlar doğal şartların etkisinden bütünüyle kurtulamamışlardır (Taş ve Yakar, 2009: 146). İnsanlar yerleşme yerini seçerken öncelikle iklimin elverişlilik düzeyi, toprağın verim durumu, suyun yeterli olup olmaması, jeomorfolojinin olanak verdiği ölçüde ulaşım ve savunma kolaylıkları gibi doğal çevre unsurlarının durumunu gözetmişler ve bu özelliklerin tamamına ya da birkaçına sahip olan alanları, yerleşmelerin kurulması için öncelikli tercih nedeni olarak görmüşlerdir. Yukarıda kısaca belirtilen bu alanların olanak düzeyleri yüksek olan kesimlerinin yerleşme yoğunlukları fazla olup bu yerlerdeki yerleşim alanlarının bir kısmının belli bir süre sonunda kentsel yerleşmeler biçimine dönüşmüş olduğu görülmektedir. Yerleşim alanlarının yeterlilik durumunu etkileyen birçok parametre içerisinde mekânın deniz seviyesiyle olan dikey mesafesi yani yükseltinin önemi büyüktür. Nitekim yükseklik kavramı bir mekânda ana belirleyici 415 olabileceği gibi yerleşme yer seçiminde etkili olan sıcaklık, yağış miktarı, bulutluluk durumu, nem miktarı ve oranı, hidrografik koşullar gibi diğer birçok parametreye de doğrudan ve/veya dolaylı olarak etki edebilmektedir. Bir sahanın yükseltisi günümüz dahil olmak üzere tarihin her döneminde bazen avantaj bazen de dezavantaj yaratmak suretiyle önemini hala korumaktadır. Bir alanın denizden yüksekliği o alanın hem fiziki hem de beşeri olaylarını derinden etkilediği için yerleşme yer seçiminde de üzerinde önemle durulması gerekir. Türkiye, özellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde olduğu gibi kısa mesafelerde büyük sayılabilecek yükselti farklarının gözlendiği bir fiziki yapıya sahiptir. Ayrıca çöküntü alanları, dağlık kütleler ve platolar arasında yükselti farkları ortaya çıkabilmektedir. Bu durumun doğal bir sonucu olarak farklı jeomorfolojik birimlerin bulunduğu alanlarda kurulmuş olan yerleşmelerin, yükseltiye bağlı olarak sayı ve tipleri yanında şekil ve dokuları da değişmektedir. Bunların yanında yükselti faktörü ile birlikte eğim şartlarının da yerleşmelerin dağılışında etkili olduğu söylenebilir. Eğimin fazla olduğu ve her türlü ekonomik faaliyetin gerçekleşemeyeceği yerlerde yerleşmeler, zorunlu olarak daha düşük yükseltilerde yer alırlar (Tunçdilek, 1967: 31). Türkiye’de nüfusun dağılışı, nüfus yoğunluğu ile kır ve şehir yerleşmelerinin dağılışı, büyük oranda yükseltiye bağlıdır ve farklı doğal şartların gelişimine etki eden yükselti, farklı ekonomik faaliyetlerin oluşumuna etki ettiği gibi yerleşme şekillerinin de değişiklik