DOI:http://dx.doi.org/10.16969/teb.75163 Türk. entomol. bült., 2016, 6 (2): 131-141 ISSN 2146-975X

Orijinal ara ştırma (Original article)

Reçine kelebe ği sylvestrella (Ratzeburg) (: )’nın Göller Bölgesi ormanlarında zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanları 1 Damage, biology and natural enemies of stem borer (Ratzeburg) (Lepidoptera: Pyralidae) in Lake’s District forests

Melike B İLENER 2 Mustafa AVCI 2*

Summary Dioryctria sylvestrella is a pest that causes significant damage on the brutian pine forests of the Lake’s District, plantation sites. The morphology of this , the damage it caused under the field conditions in the forests of the Lake’s District, and its biology were explored while its natural enemies that were effective on the population were determined. They were found mainly on the lower parts of the tree trunks and led to the intensive release of resin. It was observed to have one generation in a year. The larval development of the took about eleven months and thus they overwintered as larvae. Starting from the mid-May, the pupae develop inside the resin released and the pupal development took three weeks, the adults flew throughout June depending on the elevation and the climatic conditions. The young larvae emerged from the eggs in late June. The larvae were observed to start feeding first on the barks of the trunk. Throughout this study. Forficula auricularia (Dermaptera: Forficulidae) and Raphidia ophiopsis (Raphidioptera: Raphidiidae) fed with the larvae of D. sylvestrella were observed as the predatory species. As larval and pupal parasitoid, Brachymeria tibialis (Hymenoptera: Chalcididae) and Venturia robusta (Hymenoptera: Ichneumonidae) were determined. All of these predatory species and parasitoids were recorded for the first time in Turkey as the natural enemy of D. sylvestrella . Keywords: Dioryctria sylvestrella , damage, biology, natural enemy, Lake’s District

Özet Dioryctria sylvestrella Göller Bölgesi’ndeki kızılçam plantasyonlarında önemli zarara yol açan bir türdür. Zararlının morfolojisi, Göller Bölgesi’nde zararının yo ğun oldu ğu ormanlarda zararı ile biyolojisi ara ştırılmı ş ve do ğal dü şmanları tespit edilmi ştir. A ğaçların gövdelerinin ço ğunlukla alt kısımlarında bulundu ğu, a ğaçlarda yo ğun reçine salgısına sebep oldukları gözlenmi ştir. Böce ğin yılda bir nesil verdi ği belirlenmi ştir. Böce ğin larva geli şiminin yakla şık on bir ay boyunca sürdü ğü ve böylelikle kı şı larva döneminde geçirdi ği saptanmı ştır. Mayıs ayı ortasından itibaren reçine salgılarının içinde pupa olmaya ba şladı ğı ve pupa döneminin üç hafta sürdü ğü, erginlerin uçma zamanının yükselti ve iklim ko şullarına ba ğlı olarak haziran ayı boyunca sürdü ğü tespit edilmi ştir. Genç larvaların haziran ayı sonunda yumurtadan çıkmaya ba şladı ğı belirlenmi ştir. Larvaların ilk olarak gövde kabu ğunun altında beslenmeye ba şladıkları görülmü ştür. Çalı şma boyunca D. sylvestrella ’nın larvaları ile beslenen avcı türler Forficula auricularia (Dermaptera: Forficulidae) ve Raphidia ophiopsis (Raphidioptera: Raphidiidae) gözlemlenmi ştir. Larva ve pupa parazitiodi olarak ise Brachymeria tibialis (Hymenoptera: Chalcididae) ve Venturia robusta (Hymenoptera: Ichneumonidae) tespit edilmi ştir. Belirlenen avcı ve parazitoidlerin tamamı Türkiye’de zararlının do ğal dü şmanı olarak ilk kez kaydedilmi ştir. Anahtar sözcükler: Dioryctria sylvestrella , zarar, biyoloji, do ğal dü şman, Göller Bölgesi

1Bu çalı şma ilk yazarın yüksek lisans tezinden üretilmi ş olup SDÜ Bilimsel Ara ştırma Projeleri Koordinasyon birimi tarafından 4113- YL1-14 nolu proje ile desteklenmi ştir. 2Süleyman Demirel Üniversitesi, Orman Fakültesi, 32260, Isparta *Sorumlu yazar (Corresponding author) e-mail: [email protected] Alını ş (Received): 05.11.2015 Kabul edili ş (Accepted): 17.12.2015 131

Reçine kelebe ği Dioryctria sylvestrella ’nın Göller Bölgesi ormanlarında zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanları

Giri ş

Ormanlarımızda yıllar itibarıyla de ğişmekle beraber; yakla şık 30-50 dolayındaki zararlı türe kar şı yılda 300-500 bin hektarlık alanda mücadele edilmekte ve bu çalı şmalar için yıllık 6-7 milyon TL civarında harcama yapılmaktadır. Böceklerin ormanlara yaptıkları zararlar, orman yangınlarının yaptı ğı zararın en az 5 katı olduğu ifade edilmektedir. Böcek zararlarından dolayı ormanlarımızda yıllık ortalama 300-400 bin m³ ola ğanüstü kesim yapılmakta olup, bu rakam böcek popülasyonunun yo ğun oldu ğu durumlarda bir milyon m³’ün üzerine çıkmaktadır (OGM, 2013). Dioryctria sylvestrella (Ratzeburg) (Lepidoptera: Pyralidae) tüm Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya’nın büyük bir bölümünde yayılı ş göstermektedir. Yayılı ş yaptı ğı yerlerde daha çok güney bölgelerde çam plantasyonlarının en önemli zararlılarından biridir. Böcek genellikle çam ve daha az olmak üzere ladin ağaçlarının kozalak, sürgün, tomurcuk ve gövdelerinde zararlıdır (Lieutier et al., 2004). Dioryctria sylvestrella , Türkiye’de Antalya (Nebiler), Çanakkale, Edirne (Ke şan), İzmit (Kerpe), Bucak (Seydiköy), Adana (Saimbeyli, Pos, Pozantı), Artvin ( Şav şat, Borçka), Aydın (Söke, Ovacık), Denizli, Giresun (Kemerköprü), Kastamonu (Tosya) ve Mersin (Gülnar, Mersin, Mut, Tarsus)’de yayılı ş yapmaktadır. Yayılı ş yaptı ğı bu yerlerde P. brutia, P. maritima, P. radiata, P. taeda, P. pinaster, P. strobus, P. excelsa, P. canariensis, P. elderica ve Picea orientalis türleri konukçu olarak belirlenmi ştir (Tosun, 1975; Can, 1994; Yüksel, 1996; Çanakçıo ğlu & Mol, 1998, Aytar, 2001; Özkazanç, 2001; Selek, 2007). Göller Bölgesi ormanlarında zarar yapan önemli böcekler, çam kese böce ği ( Thaumetopoea wilkinsoni Tams), Akdeniz çam kabuk böce ği ( Orthotomicus erosus (Wollaston)), oniki di şli çam kabuk böce ği ( Ips sexdentatus (Boerner)), Akdeniz orman bahçıvanı ( Tomicus destruens (Wollaston)), sünger örücüsü ( Lymantria dispar L.), çam yaprak arıları ( Neodiprion sertifer (Geoffroy), Diprion pini (L.)), sedir yaprak kelebe ği ( Acleris undulana (Wlsghm.)), çam sürgün bükücüsü ( Rhyacionia buoliana (Den.& Schiff.)), sedir kabuk böce ği ( O. tridentatus Eggers), reçine kelebe ği ( Dioryctria sylvestrella (Ratzeburg)) ve göknar kabuk böce ği ( Pityokteines marketae Knížek)’dir. Yörede zayıf yeti şme ortamlarında yeti ştirilen kızılçam ve karaçam a ğaçlandırma sahalarında D. sylvestrella ’nın yo ğun tahribatı gözlenmektedir. Bu zararlı ile etkili bir mücadele yapılabilmesi için biyolojisinin tam olarak bilinmesi gereklidir. Ayrıca böceklerle sava ş yöntemlerinden biride böce ğin do ğal dü şmanlarından yararlanılarak yapılacak biyolojik mücadeledir. Bu amaçla böce ğin popülasyonu üzerinde etkili olan avcı ve parazitoidleri ile bu türlerin do ğal etkinliklerinin belirlenmesi gerekmektedir. Göller Bölgesi’nde daha önce bu zararlı tür hakkında detaylı bir ara ştırma yapılmamı ştır. Ancak, Tosun (1975) tarafından bazı kayıtlar bulunmaktadır. Çalı şmanın amacı; Göller Bölgesi (Isparta Orman Bölge Müdürlü ğü ile Denizli Orman Bölge Müdürlü ğü’nün bir kısmı)’nde özellikle kızılçam, kısmen karaçam ormanlarında zarar yapan D. sylvestrella ’nın zararı ve biyolojisi ile popülasyonun üzerinde etkili olan do ğal dü şmanlarını belirlemektir. Bu amaçla, 2014-2015 yıllarında yürütülen çalı şma ile böce ğin biyolojisinin arazi ko şullarında ortaya konulmasına ve konukçuları ile zararının belirlenmesine yönelik olarak farklı biyolojik dönemlerinde gözlem ve örnek toplama çalı şmaları yapılmı ştır. Zararlının do ğal dü şmanları ile potansiyel biyolojik kontrol etmenlerinin belirlenmesi hedeflenmi ştir. Materyal ve Yöntem Çalı şmanın materyalini D. sylvestrella ’nın farklı biyolojik dönemlerine ait örnekler ve zararlı ile bula şık çam a ğaçları olu şturmu ştur. Böce ğin zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanlarını belirlemeye yönelik olarak 2014 ve 2015 yıllarında nisan-kasım döneminde arazide gözlemler yapılmı ş ve örnekler toplanmı ştır. Çalı şma, Göller Bölgesi’nin önemli bir kısmını kapsayan Isparta Orman Bölge Müdürlü ğü’nün tamamı ve Denizli Orman Bölge Müdürlü ğü’nün bir kısmında kızılçam ve karaçam ormanlarında yürütülmü ştür. Böce ğin yayılı şını belirlemek için saha genelinde sürveyler yapılmı ştır. Böce ğin biyolojisini izlemek, zararını belirlemek ve do ğal dü şmanlarını elde etmek için materyal toplamak amacıyla böce ğin yo ğun oldu ğu alanlar tercih edilmi ştir.

132 Bilener & Avcı, Türk. entomol. bült., 2016, 6 (2)

Böce ğin son yıllarda yo ğun olarak zarar yaptı ğı alanlar, Isparta ve Denizli Orman Bölge Müdürlü ğü Orman Zararlılarıyla Mücadele Şube Müdürlükleri kayıtlarından elde edilmi ştir. Ar şivden “Zararlıyı Duyurma Formu” ve mücadele proje formlarından ilgili sahalar hakkında bilgi edinilmi ştir. Böceklerin larva ve pupa parazitoidlerinin belirlenmesi için araziden örnekler toplanmı ş, bunlar laboratuvarda kültüre alınarak parazitoidlerin çıkı şları takip edilmi ştir. Günlük olarak yapılan gözlemlerle çıkan parazitoidler alınarak etiketlenmi ş ve alkol içinde muhafaza altına alınmı ştır. Çıkan parazitoidler sayılarak, kap içine konan larva ya da pupa sayısına oranı bulunarak etkinlikleri tespit edilmi ştir. Ayrıca arazi gözlemleri ile özellikle larva döneminde etkili olan avcılar belirlenmi ştir. Çam a ğaçlarının gövdelerinden toplanan D. sylvestrella ’nın pupaları reçine kümeleri içinde laboratuvara getirilerek kavanozlara konulmu ş ve bu kavanozların a ğzı tülbentle kapatılarak bu pupaların tümü ergin haline gelene kadar her gün kontrol edilmi ş, bunlardan ergin ve parazitoid çıkma tarihleri kayıt altına alınmı ştır. Çıkan erginler müze materyali haline getirilmiş ve SDÜ Orman Fakültesi Entomoloji Müzesi’nde koruma altına alınmı ştır. Ara ştırma Bulguları ve Tartı şma Sistematikteki yeri Dioryctria sylvestrella ( Ratzeburg 1840) Pyralidae familyasının altfamilyası ve Dioryctria Zeller, 1846 cinsine mensuptur. Bu tür Ratzeburg tarafından 1840 yılında Dioryctria sylvestrella olarak tanımlanmı ştır. Fakat uzun süre türün adı Dioryctria splendidella (Herrich-Schaffer 1848) şeklinde kullanılmı ştır. Sınıf : Insecta Takım : Lepidoptera Üstfamilya : Pyraloidea Familya : Pyralidae Altfamilya : Phycitinae Tribe : Cins : Dioryctria Tür : sylvestrella Ratzeburg 1840 Morfolojisi Yumurta: D. sylvestrella ’nın laboratuvarda elde etti ğimiz yumurtalarında yaptı ğımız ölçümlere göre; yumurtaların ortalama 1.5 mm çapında, disk şeklinde ve kirli beyaz ile açık kahverengi arasında de ğişen renklerde oldu ğu belirlenmi ştir (Şekil 1a). Larva: Kırmızı kahverengi ba ş kapsülüne sahip genç larvalar sarımsı beyaz veya açık pembe renktedir. İleri safhalarda daha koyu kirli gri-ye şil bir görünümdedir ve bu evrede uzunlamasına şeridin izleri belli olmaya ba şlamaktadır. Larvalar üzerinde bulunan siyahımsı kahverengi tüylü si ğiller belirgindir. Olgunla şan larvaların ba şı siyah olup boyları 4 cm’ye kadar ula ştı ğı belirlenmi ştir (Şekil 1b). Pupa: Renkleri açık kahverengi ile kızıl kahverengi arasında de ğişmektedir. Pupanın son segmenti her iki taraftan hafif kabarık kubbemsi görünümdedir. Pupada son segmentin çengel kılı açıkça görünen bir tarak üzerindedir. Pupa boyu 13-17 mm arasındadır (Şekil 1c).

Ergin: Erkek erginlerin ön kanatları arasındaki açıklık 24-31 mm, di şi erginlerin ise 26-35 mm arasında ölçülmü ştür. Kanadın vücuda do ğru olan alt kısmında kırmızımsı kahverengi bir benek vardır. Ön kanatları koyu kahverengi olup üzerinde grimsi kahverengi ve sa ğlı sollu enine zikzaklı üçer adet şerit

133 Reçine kelebe ği Dioryctria sylvestrella ’nın Göller Bölgesi ormanlarında zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanları mevcuttur. Arka kanatlar ise açık gri kahverengi ve uçları saçaklıdır. Erkeklerde anten ba şa ba ğlandı ğı yerden itibaren kıvrımlıdır ve kıvrımın üzerinde şişkin pul bulunur. Anten erkeklerde tek taraflı tara ğımsı, di şilerde iplik şeklinde olup boyları 8-11 mm arasında ve filiform tipindedir (Şekil 1d). Öymen (1990), gerilmi ş ön kanatlar arasındaki açıklı ğın 27-30 mm, Yüksel (1996) 29-34 mm, Aytar (2007) 26-31 mm, Cebeci (2003) 28-33 mm, Can (1994) 30-32 mm ve Uslu et al. (2001) 30-34 mm oldu ğunu bildirmektedir. İspanya’da yapılan bir çalı şmada erginlerin 28-30 mm, pupanın 13-15 mm ve larvaların ise 30-35 mm oldu ğu tespit edilmi ştir (De Aizpurua, 1997). Görüldü ğü üzere erginlere ait bulgular arasında önemli bir fark bulunmamaktadır.

Şekil 1. Dioryctria sylvestrella ’nın yumurta (a), larva (b), pupa (c) ve ergini (d). Zararı: D. sylvestrella ’nın erginlerinin yumurta koymak için yaralanmı ş, budanmı ş, do ğal dal budanması olmu ş ve bundan dolayı reçine akıntısı olan yerleri tercih etti ği tespit edilmi ştir (Şekil 2a). Di şi erginler yumurtalarını ağacın kabuk çatlaklarına bırakmaktadır. Yumurtadan çıkan larvalar kabuk altında ve kambiyumda düzensiz yollar halinde ilerleyen galeriler açarak beslenmektedir (Şekil 2b).

Böce ğin a ğaç gövdesinde aktif zararı sonucunda olu şan reçine kümeleri parlak ve beyaz renkte görünmektedir. Reçine hunileri içindeki kanallarda larvalar bulunmakta ve zarar yapmaktadır. Böce ğin zararı a ğaç gövdelerindeki reçine hunileri ve üzerindeki kırmızı renkli pisliklerden kolaylıkla belli olmaktadır. Huniler larva aktif iken beyaz renkte, pupa olduktan sonra zamanla kurumakta ve sarımsı bir renge dönü şmektedir (Şekil 2c). Zarar nedeniyle kabuk üzerinde biriken reçine salgıları yukarıdan aşağıya do ğru akmaktadır. Hatta Gövdenin e ğik olması durumunda reçine birikmesi zemin üzerinde ölü örtü ve toprakta gerçekle şmektedir (Şekil 2d). Yaralanmı ş, dalları kırılmı ş a ğaçların böcek saldırısına daha fazla maruz kaldı ğı belirlenmi ştir. Ya şlı a ğaçlarda ölüm meydana gelmemekle birlikte larvaların odunda beslenmesi ile olu şan deformasyon ve yo ğun reçine salgıları a ğacın gövde kalitesini bozmaktadır. Ancak genç bireylerdeki zararlar a ğaçların kurumasına yol açmaktadır.

134 Bilener & Avcı, Türk. entomol. bült., 2016, 6 (2)

Şekil 2. Dioryctria sylvestrella ’nın dal koltu ğundaki zararı (a), larvanın reçine içindeki galerisi (b), zarar sonucu olu şan reçine salgısı (beyaz aktif zarar, sarı eski zarar) (c), yo ğun zarar sonucu zeminde reçine birikintisi (d).

Çalı şma bölgesinde zararlının yo ğun olarak bulundu ğu yerlerin genç kızılçam plantasyon sahaları oldu ğu gözlenmi ştir. Arazi gözlemlerimize göre kapalılık arttıkça böce ğin zararının azaldı ğı, yo ğunlu ğun me şcere kenarlarında daha fazla oldu ğu belirlenmi ştir. Do ğal ormanlarda ve özellikle geni ş yapraklı türlerle karı şık kızılçam me şcerelerinde zarar belirgin olarak azalmaktadır. Jactel et al. (1994), D. sylvestrella ’nın a ğaçlara bula şma dinami ğini Pinus maritima ormanlarında iki yıl boyunca, budanmı ş ve budanmamı ş a ğaçlarda çalı şmı şlardır. Budamanın dört farklı seviyesi incelenmi ş ve budamanın artmasıyla böcek zararının önemli ölçüde arttı ğı belirlenmi ştir. Budanmamı ş a ğaçların budanmı ş olan kom şu a ğaçlara olan yo ğun saldırıdan etkilenmedi ği görülmü ştür. Saldırıların ço ğunun dalların gövde ile birle şme yerleri ve 2-3 yıllık budak yerlerinde oldu ğunu tespit etmi şlerdir. Tosun (1975), Bucak-Seydiköy a ğaçlandırma alanında 7-8 ya şlarındaki kurumakta olan kızılçam fidanlarında gövdelerin a şağı kısımlarında reçine topluluklarını ve bu reçine toplulukları kaldırıldı ğında kabuk altında D. sylvestrella ’nın larvalarını ve zararını tespit etmi ştir.

135 Reçine kelebe ği Dioryctria sylvestrella ’nın Göller Bölgesi ormanlarında zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanları

Zararlının larvalarının kabuk altında beslenmesi ve reçine salgısından dolayı kimyasal mücadelesi zordur. Türe özgü feromonunun bulunmayı şı nedeniyle biyoteknik kontrol imkânı da yoktur. Böcekle mücadele için ancak mekanik mücadele önerilmektedir. Böcek zararına u ğramı ş fidanların kesilip yakılması, gövdedeki yeni akıntıların bıçakla sıyrılarak reçine akıntılarının toplanması ve böcek deliklerinin sert bir tel ile karı ştırılarak içindeki larvaların öldürülmesi önerilmektedir (OGM, 2011). Özkazanç (2001), zararlı görülen mıntıkalarda a ğaçların budanmaması, budanan a ğaçlarda ise budak yerinin katran veya beyaz tutkal ile kapatılmasının koruyucu bir önlem olaca ğını bildirmektedir. Aytar (2001), a ğaçlardaki taze reçine akıntısı içerisinde bulunan beyazımsı renkteki larvalar saptanarak ezilmek suretiyle mücadelesinin yapıldı ğını ve mücadelenin böce ğin larvalarının büyüyüp belirginle şti ği şubat- nisan döneminde yapılması gerekti ğini bildirmi ştir. Biyolojisi Yumurta: D. sylvestrella ’nın yumurtalarını a ğaçların gövdelerinde kabuk çatlaklarına ve dal koltuklarına bıraktı ğı gözlenmi ştir. Genel olarak yumurta döneminin haziran - temmuz ayları boyunca sürdü ğü ve bu dönemin yakla şık üç-dört hafta devam etti ği belirlenmi ştir. Laboratuvarda kültüre alınan pupalardan çıkan erginlerin kapların kenarlarına yumurtaları tek tek bıraktı ğı görülmü ştür. Güler (1998), böce ğin yumurtalarını gövde kabu ğunun girintileri içine tek tek koydu ğunu bildirmektedir. Larva: Gönen gölet çevresi a ğaçlandırma sahasında 15 Mayıs 2014 tarihinde D. sylvestrella ’nın kızılçam a ğaçlarının gövdelerinde larvaları görülmü ştür. Laboratuvara getirilen larvaların boyları ölçülmü ş ve ortalama 2.3 cm oldu ğu belirlenmi ştir. İğ decik köyü kızılçam ormanlarında 06 Haziran 2014 tarihinde larvaların olgunla ştı ğı ve zararına devam etti ği görülmü ştür. Artan bu zararın a ğaç gövdelerinde daha belirgin olmaya ba şladı ğı gözlenmi ştir. Kızılçam gövdelerinde bulunan reçine birikintilerinin içinde parazitlenmi ş pupalarına rastlanmı ştır. Gönen Gevges Deresi mevkiinde 26 Eylül 2014 tarihinde genç aktif larvalar görülmü ş ve zararın dalların gövdeyle birle şme noktalarında oldu ğu gözlenmi ştir. Bucak/Gündo ğdu ve A ğlasun/Çamlıdere köyü ile Köro ğlu belinde 28 Ekim 2014 tarihinde arazide aktif yuvalarda kı şlayan larvalar görülmü ştür. D. sylvestrella ’nın a ğaçta oldu ğu reçine birikintilerinin taze olmasından anla şılmı ştır. Zarar yerinin seçimini kabu ğun çatlaklı ğına göre yaptı ğı gözlenmi ştir. Bulundu ğu a ğacın kabu ğunun oldukça çatlaklı oldu ğu görülmü ştür. Atabey gölet çevresinde 04 Kasım 2014 tarihinde yuvaların yeni olmasına ra ğmen reçinelerin sertle şti ği görülmü ştür. Bu durum larvaların kı şlama durumuna geçtiklerini ve pasif halde olduklarını göstermi ştir. Larvaların yuvaların daha iç kesimlerinde oldu ğu gözlenmi ştir. Dinar/Körpeli ve Ba şmakçı/Sarıköy kızılçam sahalarında 09 Mart 2015 tarihinde yo ğun bir larva zararı gözlenmi ştir. Ba şmakçı/Sarıköy’de 28 Nisan 2015 tarihinde bol miktarda larva gözlenmi ş, laboratuvara getirilen larvaların boylarının ortalama 2.5 cm oldu ğu belirlenmi ştir. İğ decik köyünde 26 Mayıs 2015 tarihinde ço ğunlukla olgun larva ve az sayıda pupa görülmüştür. Larva boyları ortalama 2.7 cm olarak ölçülmü ştür. A ğlasun/Çamlıdere’de 05 Haziran 2015 tarihinde olgun larvalar görülmü ş ve boyları ortalama 2.6 cm olarak ölçülmü ştür. Uslu et al. (2001), Tosya kızılçam ağaçlandırma alanlarında böce ğin larvalarını 03 Mart 1999 ve 12 Mayıs 2000 tarihlerinde tespit etmi şlerdir. Aytar (2001), Hamidiye/Kamı şlı mevkiinde 02 Nisan 2001 tarihinde 30-35 ya şlarındaki kızılçamların gövdelerinin topra ğa yakın bölümlerindeki taze reçine akıntılarının altında larvalarına rastlamı ştır. Aynı tarihte Pozantı/Fındıklı’da, 7-14 ya şlarındaki kızılçamların yangınla mücadele amacıyla alt dallarının budandı ğı bölümlerde larvalarını tespit etmi ştir. Bürücek/Elmalıdere mevkiinde ise karaçam gövdelerinde de larvaların zarar yaptı ğını belirlemi ştir. Tüm bu sahalarda görülen larvaların, a ğaçta taze reçine akıntısı içerisinde bulundu ğu, renklerinin bazılarının kirli beyaz bazılarının gri renkli ve boylarının 8-23 mm uzunlukta oldu ğunu bildirmi ştir. 08 Mayıs 2001 tarihinde larva boylarının 17-29 mm’ye ula ştıkları ve renklerinin ten rengine dönü ştükleri görülmü ştür.

136 Bilener & Avcı, Türk. entomol. bült., 2016, 6 (2)

Pupa: Ba şmakçı/Sarıköy’den 28 Nisan 2015 tarihinde laboratuvara getirilen larvaların bir kısmının hemen prepupa olmaya ba şladı ğı, renklerinin ye şil-kahverengiye döndü ğü belirlenmi ştir. Pupaların etrafında ince bir koza olu şturdu ğu görülmü ştür. Bir iki gün içinde pupaların renkleri koyula şmı ş ve 21 Mayıs 2015 tarihinde ilk ergin çıkı şı gözlenmi ştir. İğ decik’te 26 Mayıs 2015 tarihinde ve Ağlasun yöresinde ise 05 Haziran 2015 tarihinde zararlının ergin uçu şlarının henüz ba şlamadı ğı, pupa döneminin sürdü ğü ve sadece çok az bir kısmının larva oldu ğu belirlenmi ştir. Burdur/Çendik’te 10 Haziran 2015 tarihinde D. sylvestrella ’nın pupaları ile birlikte az sayıda parazitlenmi ş pupalar görülmü ştür. Bu tarihte bazı a ğaçlarda az sayıda larvaların da bulundu ğu görülmü ş ve böce ğin pupa dönemine geçi ş sürecinin devam etti ği anla şılmı ştır. Aynı tarihte Burdur/Yassıgüme, Gölhisar/Çamköy ve Salda Gölü çevresi kızılçam sahalarında bol miktarda pupa tespit edilmi ştir. Ek olarak Salda Gölü çevresindeki a ğaçlarda daha yüksek rakımlarda az sayıda larvanın bulundu ğu görülmü ştür. Acıpayam/Küçükalan’da 10 Haziran 2015 tarihinde zararın oldu ğu reçine birikintileri içinde erginlerin yeni çıktı ğı bo ş pupa gömlekleri görülmü ştür. Burdur/Çavdır ve Karaçal’da arazide pupalar görülmü ş, az sayıda ergin çıkı şı belirlenmi ştir. Aytar (2001), Bürücek/Elmalıdere, Hamidiye/Kamı şlı, Pozantı/Fındıklı mevkilerinde 17 Mayıs 2001 tarihinde larvaların reçine salgısının dı şa yakın bölümlerinde olu şturdu ğu 3-4 mm çapındaki uçma deli ğinde koza içerisinde pupa olduklarını gözlemlemiştir. Pupaların boyu 13-17 mm uzunlu ğunda, renklerinin ise kızıl, kırmızımtırak kahverengi renkte oldu ğunu bildirmi ştir. Tosun (1975), Antalya/Nebiler a ğaçlandırma alanında 05 Mayıs 1971 tarihinde reçine toplulu ğu altında pupa evresini tespit etmi ştir. Fransa’da zararlının pupa periyodunun 21-30 gün kadar sürdü ğü tespit edilmi ştir (Kleinhentz et al., 1999). Ergin: Gönen’de 15 Mayıs 2014 günü toplanan larva ve pupalardan 28 Mayıs 2014 tarihinde laboratuvarda ergin çıkı şları gözlenmi ştir. 06 Haziran 2014 tarihinde arazide böce ğin ergin çıkı şı görülmü ştür. Ba şmakçı/Sarıköy’den 15 Mayıs 2015 günü getirilen olgun larva ve pupalardan ergin çıkı şları 21 Mayıs 2015 tarihinden itibaren gerçekle şmi ştir. Dinar/Dazkırı karayolu üzerindeki kızılçam plantasyon sahalarında 16 Haziran 2015 tarihinde bir yıl önce yapılan budama nedeniyle böcek zararının oldukça fazla oldu ğu gözlenmi ştir. Zarara u ğrayan ağaçlarda pupa ve ergin çıkı şları görülmü ştür. Zarar nedeniyle olu şan reçine kümelerinin artık kurumaya ba şladı ğı gözlenmi ştir. Aynı gün Dinar/Çakıcı köyü a ğaçlandırma sahalarında ergin çıkı şlarının büyük ölçüde tamamlandı ğı belirlenmi ştir. A ğacın gövdesi üzerinde yeni çıkmı ş ergin bireyler gözlenmi ştir. Ergin çıkı şları ile ilgili bulgularımıza göre böce ğin uçma zamanının mayıs sonunda ba şladı ğı, esas olarak haziran ayı boyunca devam etti ği gözlenmi ştir (Şekil 3). Cebeci (2003), İstanbul-Alemda ğ’da kızılçamlardan topladı ğı larvaların 11 Mayıs 2001 tarihinde pupa olduklarını ve 22 Mayıs 2001 tarihinden itibaren ergin çıkı şlarının gerçekle şti ğini bildirmektedir. Ayrıca, Gaziosmanpa şa kızılçam a ğaçlandırma sahasından aldı ğı örneklerden 16 Haziran 2002 tarihinde ergin elde etmi ştir. Aytar (2007), Pozantı işletmesine ait Bürücek/Elmalıdere mevkiinde laboratuvara getirilen örneklerde 10 Haziran 2001 tarihinden itibaren ergin çıkı şlarının oldu ğunu bildirmi ştir. Selek (2007), İstanbul-Poyraz’dan alınan larvaların 30 Haziran 2003 günü pupa oldu ğunu, 10 gün sonra ergin çıkı şlarını gözlemledi ğini ve di ğer örneklerin temmuz ayı içinde ergin oldu ğunu ve uçma zamanının temmuz ayı oldu ğunu bildirmi ştir. Böce ğin ergin çıkı ş ve uçma zamanı ile ilgili bulgularımızın literatür ile büyük ölçüde örtü ştü ğü görülmektedir. Çanakçıo ğlu & Mol (1998), böce ğin uçma döneminin temmuz ve a ğustos aylarına denk geldi ğini bildirmi ştir. Uslu et al. (2001), Tosya kızılçam a ğaçlandırma alanlarından toplanan örneklerin 16 Mart 1999’da pupa oldu ğunu ve 28 Mart 1999’da ilk ergin çıkı şını gözlemledi ğini bildirmi ştir. Can (1994), İzmit/Kerpe’de uçma zamanının haziran ayı sonundan ağustosa kadar sürdü ğünü bildirmi ştir. Tosun (1975), Antalya/Nebiler a ğaçlandırma alanında 31 Mayıs 1971 günü erginleri elde eti ğini ve uçma zamanının mayıs ayına rastladı ğını bildirmi ştir. Yüksel (1996), Do ğu Karadeniz Bölgesinde yaptı ğı çalı şmada Picea orientalis ’lerden topladı ğı örneklere göre erginlerin uçma zamanının temmuz ve a ğustos

137 Reçine kelebe ği Dioryctria sylvestrella ’nın Göller Bölgesi ormanlarında zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanları aylarına rastladı ğını bildirmi ştir. Güney Fransa’da uçma zamanı haziran ortasında ba şlamakta ve temmuz boyunca devam etmekte, gövdede kabukların arasına bırakılan yumurtalardan 15-20 gün içinde larvalar çıkmaktadır (Kleinhentz et al., 1999). Göller Bölgesi’nde böce ğin biyolojisi ile Wenmin et al. (1993) tarafından Çin’in Heilongjjiang bölgesinde yapılan çalı şmada elde edilen bulguların birbirine çok yakın oldu ğu, böce ğin larvalarının ağaçların kozalaklarında da zarar yaptı ğı bildirilmektedir. Böce ğin genel olarak yılda bir döl verdi ği saptanmı ş olmakla birlikte Güney Avrupa’da Akdeniz kıyı kesimlerinde ve uzun yaz dönemlerinde ikinci dölü verebildiği görülmü ştür (Ciesla, 2011). Görüldü ğü üzere uçma zamanı ile ilgili tespitler iklim, yükselti, rakım farklılı ğı gibi faktörler nedeniyle birebir örtü şmemektedir. Alt yükselti ve sıcak mıntıkalarda mayıs ayı sonunda ba şlayan uçma zamanının, daha serin mıntıkalarda a ğustos ayı boyunca devam etti ği bildirilmektedir.

Şekil 3. Dioryctria sylvestrella ’nın Göller Bölgesi’ndeki biyolojisi. Do ğal Dü şmanları Avcı türler: Isparta/Merkez ŞAİK ormanında 05 Haziran 2014 tarihinde larva galerileri içinde avcı tür olarak Raphidiidae familyasından Raphidia ophiopsis gözlenmi ştir (Şekil 4). Atabey-Gönen çalı şma alanlarında 06 Haziran 2014 tarihinde reçine kümelerinin içinde Forficula auricularia erginlerinin D. sylvestrella ’nın larvaları ile beslendi ği tespit edilmi ştir (Şekil 5).

Şekil 4. Raphidia (Raphidia ) ophiopsis (Linnaeus 1758). Şekil 5. Forficula auricularia (L. 1758).

138 Bilener & Avcı, Türk. entomol. bült., 2016, 6 (2)

Parazitoid türler: Isparta /Senirkent’ten getirilen pupalardan 28 Mayıs 2014 tarihinde parazitoid çıkı şı oldu ğu görülmü ştür. Yapılan te şhis sonucunda bu türün Chalcididae familyasından Brachymeria tibialis oldu ğu tespit edilmi ştir ( Şekil 6). Gönen çalı şma alanından 10 Haziran 2014 tarihinde toplanan örneklerden 23-28 Haziran 2014 günleri arasında parazitoid çıkı şı gerçekle şmi ş olup Ichneumonidae familyasından Venturia robusta oldu ğu tespit edilmi ştir ( Şekil 7). Elde edilen iki parazitoid türün toplam do ğal etkinliklerinin oldukça dü şük olduğu (<%2), zararlı üzerinde baskı kurabilecek seviyede olmadı ğı belirlenmi ştir.

Şekil 6. Brachymeria tibialis (Walker, 1834). Şekil 7. Venturia robusta (Ceballos, 1955). Uslu et al. (2001), Tosya kızılçam a ğaçlandırma sahalarında yapılan çalı şmada D. sylvestrella ’nın parazitoidleri olarak Musciana stabulans (Fallen 1887) (Diptera-Muscidae), Faniia incisurata (Zetterstedt 1838) (Diptera-Fanniidae), Venturia sp. (Hymenoptera-Ichneumonidae) türlerini tespit etmi şlerdir. Çalı şmamızda elde etti ğimiz türler D. sylvestrella ’nın do ğal dü şmanı olarak Türkiye’de ilk kez kaydedilmi ştir. Ayrıca B. tibialis dünyada ilk kez zararlının do ğal dü şmanı olarak bu çalı şmada elde edilmi ştir. Hymenoptera takımı Braconidae familyasından Macrocentrus linearis ’in İtalya’da zararlının önemli bir do ğal dü şmanı oldu ğu görülmü ştür (Güler, 1998; Colombo & Eoerdegh, 1995). D. sylvestrella ’nın asala ğı olarak Fransa ve İtalya’da yapılan çalı şmalarda türe özgü Macrocentrus sylvestrellae (Hymenoptera: Braconidae) 2001 yılında tanımlanmı ştır. Aynı türün, Münih’te Entomoloji Müzesi’nde bulunan Türkiye’den gelen örneklere çok benzedi ği, dolayısıyla Türkiye’de de bulundu ğu bildirilmektedir (Achterberg, 2001). Beyarslan & Aydo ğdu (2012), türün yayılı ş yaptı ğı ülkeler arasında Türkiye’yi de vermi şlerdir. Lieutier et al. (2004), zararlının do ğal dü şmanlarının ço ğunlukla Braconidae ve Ichneumonidae familyasından türler oldu ğunu, çalı şmamızda D. sylvestrella ’nın asala ğı olarak tespit etti ğimiz V. robusta ’nın D. abietella ’nın larva parazitoidi oldu ğunu bildirmektedirler. Sonuç ve Öneriler Göller Bölgesi’nde do ğal bitki örtüsünün a şırı derecede tahrip edilmesine paralel olarak erozyon önemli bir sorun durumundadır. Topraklarda köklerin geli şti ği ve bitki besin maddeleri ile suyun temin edildi ği bölgenin derinli ği, bitki yeti ştirme açısından önemli olup idare müddeti boyunca hastalık ve zararlılara kar şı dirençli orman kurabilmenin temelini olu şturmaktadır. Yörede 30-50 yıl önce yo ğun ağaçlandırma faaliyetleri yapılmı ş ve bundan sonra da yapılmaya devam edilmi ştir. Tesis edilen plantasyonlarda özellikle kızılçam ba şta olmak üzere ibreli türler tercih edilmi ştir. Bu çalı şmalar boyunca tür ve orijin seçimlerindeki hatalar günümüzde entomolojik sorunların sıkça ya şandı ğı sahaların önemli miktarda artmasına sebep olmu ştur. Türkiye’de bugüne kadar yapılan az sayıda çalı şmadan da anla şılaca ğı üzere reçine kelebe ği D. sylvestrella ibreli plantasyon sahalarında sıkça rastlanan önemli türlerden biridir. Göller Bölgesi ibreli

139 Reçine kelebe ği Dioryctria sylvestrella ’nın Göller Bölgesi ormanlarında zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanları ormanlarında bu zararlının yayılı şı, zararı, biyolojisi ve do ğal dü şmanlarını tespit etmek üzere ele alınan bu çalı şma ile tür hakkında bazı bilgiler ortaya konulabilmi ştir. Böce ğin, verim gücü yetersiz olan, yani bonitetin dü şük oldu ğu çam plantasyonlarında yüksek popülasyon seviyelerine ula şabildi ği gözlenmi ştir. Bunun aksine, do ğal ve karı şık ormanlarda yok denecek kadar az bulundu ğu belirlenmi ştir. Çalı şma sonucunda böce ğin biyolojisi arazi ko şullarında belirlenmi ş ve uygulayıcılara bu tür hakkında detaylı bilgi verilebilmesi mümkün olmu ştur. Zararlının yörede yılda bir nesil olu şturdu ğu, uzun bir larva dönemine sahip oldu ğu ve kı şı larva olarak geçirdi ği, ergin döneminin ve dolayısıyla üreme döneminin haziran ayı oldu ğu tespit edilmi ştir. Böce ğin bulundu ğu me şcerelerde daha çok kapalılı ğın dü şük oldu ğu yerleri veya me şcere kenarlarını tercih etti ği, kapalılı ğın yüksek oldu ğu yerlerde ise daha az bulundu ğu gözlenmi ştir. Erginlerin, a ğaçların gövdelerinde ve alt kısımlarda kabuk aralarına yumurtalarını bıraktı ğı, üç hafta dolayında yumurta döneminin sürdü ğü, larvaların kı şa kadar bir beslenme dönemi geçirdi ği, kı şlama boyunca pasif oldu ğu ve havaların ısınmasıyla tekrar aktif hale geldi ği, olgun larva döneminde reçine salgısı ve larva ö ğüntüleri ile böce ğin fazlasıyla belirgin hale geldi ği belirlenmi ştir. A ğaç üzerinde beyaz renkli ve yumu şak reçine salgılarının içinde aktif halde larvaların bulundu ğu, bununla beraber daha önceki yıllara ait sarı renkli ve oldukça sert reçine kümelerinin de ağaçta bulundu ğu gözlenmi ştir. Böce ğin ormanlarda genel olarak yaygın bir kurumaya sebep olmadı ğı, ancak bonitetin dü şük oldu ğu yeti şme ortamlarında zayıf genç fertleri kuruttu ğu belirlenmi ştir. Zararlı böcekler ve hastalıklara kar şı dayanıklı ve direnci yüksek me şcerelerin tesis edilmesi koruyucu önlem olarak son derece önemlidir. D. sylvestrella gibi mücadelesi zor olan türlerde özellikle koruyucu önlemler daha fazla önem ta şımaktadır. Bu nedenle gerek yeni ormanların tesis edilmesinde gerekse do ğal ve yapay ormanların bakımları esnasında teknik olarak dikkat edilmesi gereken ormancılık önlemlerine daha fazla özen gösterilmelidir. Yapılan hataların ba şında, geni ş alanlarda ibreli türlerle monokültür tesisleri gelmektedir. Ayrıca a ğaçlandırmalarda tür ve orijin seçimi büyük önem ta şımaktadır. D. sylvestrella ve di ğer sekonder zararlı türlerin epidemi olu şturamayaca ğı karı şık ormanların kurulması ve idare süresi boyunca usulüne uygun çalı şmaların yürütülmesi gereklidir. Te şekkür Bu çalı şma yüksek lisans tezinin özeti olup, 4113-YL1-14 no’lu proje ile çalı şmayı destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Ara ştırma Projeleri Yönetim Birimi Ba şkanlı ğı’na, parazitoid türlerin te şhisinde yardımcı olan Sayın Prof. Dr. Mikdat DO ĞANLAR (Mustafa Kemal Üniversitesi, Ziraat Fakültesi emekli ö ğretim üyesi), Sayın Doç. Dr. Mehmet Faruk GÜRBÜZ (Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi) ve Sayın Janko KOLAROV’a (University of Plovdiv/Bulgaria) te şekkür ederiz. Yararlanılan Kaynaklar Achterberg, C. Van, 2001. Macrocentrus sylvestrellae spec nov. (Hymenoptera: Braconidae: Macrocentrinae), a parasitoid of Dioryctria sylvestrellae (Ratzeburg) (Lepidoptera: Pryalidae). Zoologische Mededelingen, 75(4): 79-88. Aytar, F., 2001. Dioryctria splendidella Herrich-Shaeffer (Lepidoptera, Pyralidae) zararının belirtileri ve popülasyon artı şı ile silvikültürel müdahale zamanı arasındaki ili şki. Do ğu Akdeniz Ormancılık Ara ştırma Müdürlü ğü, DOA Dergisi (Journal of DOA), 7: 19-39. Aytar, F., 2007. Pozantı İş letmesi Ormanlarında Zarar Yapan Böcekler Ve Mücadelesi. İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi, Yayınlanmamı ş Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, IX+74s. Beyarslan, A. & M. Aydo ğdu, 2012. A preliminary study of the Macrocentrus Curtis, 1833 (Hymenoptera: Braconidae: Macrocentrinae) fauna of Turkey, with zoogeographical remarks. Journal of the Entomological Research Society, 14(1): 83-90. Can, P., 1994. İzmit Kerpe’de Hızlı Geli şen Türlerle Kurulan Adaptasyon Denemelerinin Entomolojik Problemleri. İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 70s.

140 Bilener & Avcı, Türk. entomol. bült., 2016, 6 (2)

Cebeci, H., 2003. İstanbul Orman Bölge Müdürlü ğü İstanbul İli Ağaçlandırma Alanlarındaki Entomolojik Sorunlar. İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul, 205s. Ciesla, W.M., 2011. Forest Entomology, A Global Perspective. Wiley-Blackwell. Oxford, 416p. Colombo, M. & F.R. Eoerdegh, 1995. Dioryctria sylvestrella Rtz. (Lep., Phycitidae) in nursery of Pinus cembra (Lombardy). Informatore Fitopatologico, Italy, 45: 38-40. Çanakçıo ğlu, H. & T. Mol, 1998. Orman Entomolojisi Zararlı ve Yararlı Böcekler, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayınları, Rektörlük No: 4063, Fakülte No: 451, s.302-303. De Aizpurua, C.G., 1997. Nota sobre cuatro Lepidópteros parásitos de los pinos, Actuelmente Poco Perjudiciales, en España. Boletín de Sanidad Vegetal. Plagas, 23(2): 189-199. Güler, N., 1998. Kuzey İtalya’da Dioryctria sylvestrella (splendidella ) konusunda yapılmı ş gözlemler (Basılmamı ş teknik gezi notu). Jactel, H., P. Menassieu & G. Raise, 1994. Infestation dynamics of Dioryctria sylvestrella (Ratz.) (Lepidoptera: Pyralidae) in pruned Maritime Pine Ait.). Forest Ecology and Management, 67(1): 11-22. Kleinhentz, M., H. Jactel & P. Menassieu, 1999. Terpene attractant candidates of Dioryctria sylvestrella in Maritime Pine ( Pinus pinaster ) oleoresin, needles, liber, and headspace samples. Journal of Chemical Ecology, 25(12): 2741-2756. Lieutier, F., K.R. Day, A. Battisti, J.C. Gregoire & H.F. Evans, 2004. Bark and wood boring insects in living trees in Europe, a synthesis. Kluwer Academic Publishers, 569p. Orman Genel Müdürlü ğü (OGM), 2011. Mersin Ormanlarında Zararlılarla Mücadele. Orman Genel Müdürlü ğü Yayınları, Mersin, 86s. Orman Genel Müdürlü ğü (OGM), 2013. De ğerlendirme Raporu. Orman Genel Müdürlü ğü, Orman Zararlıları İle Mücadele Dairesi Ba şkanlı ğı, Ankara, 140s. Öymen, T., 1990. Important Lepidoptera species damaging on coniferous species in Turkey, Review of the Faculty of Forestry, University of Istanbul, Serie B 40(3): 59-66. Özkazanç, O., 2001. Kızılçam ormanlarının zararlı böceklerden korunması ve mücadele. Ormancılık Ara ştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, s.119-120. Selek, F., 2007. Marmara Bölgesi’nde Hızlı Geli şen Egzotik Tür Plantasyonlarında Kar şıla şılan Koruma Sorunları. İstanbul Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, İstanbul, 191s. Tosun, İ., 1975. Akdeniz Bölgesi iğne yapraklı ormanlarında zarar yapan böcekler ve önemli türlerin parazit ve yırtıcıları üzerinde ara ştırmalar. Orman Bakanlı ğı Orman Genel Müdürlü ğü Yayınları, Sıra No. 62, Seri No. 24, VI + 201 s. Uslu, N., S. Ünal & Ö. Küçük, 2001. Tosya kızılçam a ğaçlandırma alanlarında Dioryctria splendidella H.S’nın biyolojisi ve zararı. Gazi Üniversitesi Kastamonu E ğitim Dergisi, 9(1): 181-188. Wenmin, L., T. Feng, B. Xianghong, S. Guotao, R.S. Luo & L.J. Xianzhen, 1993. Study on Dioryctria sylvestrella . Forestry Science and Technology, 3. Yüksel, B., 1996. Türkiye’de Do ğu Ladini ( Picea orientalis (L.) Link.)’nde Zarar Yapan Böcekler Ve Bazı Türlerin Yırtıcı Ve Parazitleri Üzerine Ara ştırmalar. Karadeniz Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Trabzon, 224s.

141