1890-1901 ERMENİ 1890-1901 ARMENIAN EVENTS AND HALIL OLAYLARI VE HALİL RIFAT PAŞA RIFAT

SUMMARY

It has never been widely the revolts of Armenians living under Ottoman domination until 1877-1878 Ottoman-Russian War. Because, The Ottoman Society had a tolerant administration. For this Nurettin BİROL * reason, they constitute one of the most prosperous areas with the effect of the economic life experiences of Armenians. The 19th century was a difficult period for the . Because, this period was the sharing fight of the Ottoman heritage before it died which the western big states said to it “a sick man”. The Ottoman Empire lost ÖZET the wars and with the support of the Christian Balkan communities under the domination of the Russians

turned into slowly as the independent States, Armenians Osmanlı hâkimiyeti altında yaşayan has also referred to the rebellion. They tried to perform Ermenilerin 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşına kadar their own interests mainly through the Ottoman geniş çapta isyanları olmamıştı. Çünkü Osmanlı minorities, especially in the states such as Russia and toplumu hoşgörülü bir yönetim anlayışına sahipti. Bu England which had the ideals on The Ottoman lands. sebeple Ermeniler İktisadi hayattaki tecrübelerinin de However, unlike the Balkans, The Armenians were a etkisiyle toplumun en müreffeh kesimlerinden birini minority with regard to the population in each province teşkil ediyorlardı. of Anatolia. 19. yüzyıl Osmanlı Devleti için zor bir In the end, the rebellions became almost in all The dönemdi. Zira bu dönem batılı büyük devletlerin hasta Anatolian provinces especially in six provinces in the adam dedikleri Osmanlı’nın ölmeden mirasını paylaşma 2067 years of 1890 with the independent state dreams of The mücadelesine sahne oluyordu. Osmanlı Devleti’nin Armenian Committees and the foreign provocations. savaşları kaybetmesi ve hâkimiyeti altındaki Hristiyan These rebellions had became in the periods of The internal Balkan topluluklarının Rusların desteğiyle yavaş- yavaş Ministry and the grand vizier of Halil Rıfat Pasha. They bağımsız devletlere dönüşmesi, Ermenileri de isyana sevk were completely inactivated in the 1901s with the etti. Osmanlı toprakları üzerinde idealleri bulunan Rusya precautions of the statesmen inside and the foreign policy ve İngiltere gibi devletler başta olmak üzere Osmanlı of II. Abdülhamit. Even the rebellions, which will leave azınlıkları vasıtasıyla kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye the diffucult position of the state until the First World çalıştılar. Ancak Balkanların aksine Anadolu’nun hemen War, weren’t seen. her vilayetinde Ermeniler nüfus bakımından This study is important to demonstrate in a better way azınlıktaydılar. the reason of the matter to understand The Armenian Neticede Ermeni komitelerinin bağımsız devlet relocation especially and the events of The First World hayalleri, dış mihrakların kışkırtmaları 1890’lı yıllarda War. başta 6 vilayet olmak üzere hemen bütün Anadolu

şehirlerinde isyanlar çıktı. Keywords: Armenian, II. Abdulhamit, Halil Bu isyanlar Halil Rıfat Paşa’nın Dâhiliye Rifat Pasha, Missionary, Committees Nazırlığı ve Sadrazamlığı dönemlerinde olmuştu. II.

Abdülhamit’in takip ettiği dış siyaset ve içeride devlet adamlarının aldığı tedbirlerle 1901’lerde bu isyanlar tamamen etkisiz hale getirildi. Hatta I. Dünya savaşına kadar devleti zor durumda bırakacak isyanları görülmedi. Bu çalışma daha çok I. Dünya Savaşı esnasındaki olayları ve bilhassa Ermeni Tehcirini daha iyi anlayabilmek için meselenin sebeplerini ortaya koyma ______açısından önemlidir. * Yrd. Doç Dr. Erzincan Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Böl. Sosyal Bilg Anabilim Dalı. Anahtar Kelimeler: Ermeni, II. Abdulhamid, Halil Rıfat Paşa, Misyoner, Komiteler

Ermenilere Osmanlı Giriş İmparatorluğu’nun her tarafında rastlanmakta idi. Anadolu'nun doğusunda ve güney Ermeni Meselesine Genel Bir Bakış doğusunda oldukça toplu halde bulunuyorlardı. Fakat hiçbir yerde, Türklere

nazaran çoğunluk teşkil etmiyorlardı. Orta ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan Batı Anadolu ile Rumeli'deki bazı şehirlerde II. Abdülhamid devrine gelinceye kadar oturan Ermenilere gelince, Rumlardan daha Türkiye'de bir Ermeni meselesi yoktu. Osmanlı düşük nispette azınlık halinde ülkesinde bulunan Ermeniler eskiden beri bulunmaktaydılar. Bundan başka Osmanlı ahâlînin zengin tabakasını teşkil ediyordu. Devleti’ne komşu olan İran ve Rus Bunlar sanayi, ticaret ve çiftçilikle topraklarında daha kesif Ermeni toplulukları uğraşıyorlardı.1 Dinî yönden hiçbir baskı yaşamaktaydı6. Ermeniler mezhep yönünden görmeyen Ermeniler, hayatî konularda da her de birlik göstermemekteydiler. Bunlar hangi bir baskıya maruz bırakılmamış, aile ve Gregoryen, Katolik ve Protestan Kiliseleri iş hayatı, ticaret, mülk ve servet edinme, devlet etrafında toplanmıştı. Ermenilerin çoğunluğu memuriyetlerine girmede devlet desteği ise, Gregoryen Kilisesi’ne bağlıydı. Bundan görmüşlerdir. Mabeyn-i Hümâyun'da, Hazine- sonra Ermeni Katolik Kilisesi gelmekteydi. i Hassa'da ve Babıâli'de pek çok Ermeni Ermeni Protestan Kilisesi’ne gelince, XIX. bürokratı mevcuttu2. Bu sayede bilhassa yüzyılın ilk yarısında kurulduğu için henüz ticaret ve zanaat sahalarında ilerleyip gelişme safhasındaydı7. zenginleşmişlerdi3. Özellikle Yunan isyanıyla, 1877–1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Yunanlıların bağımsızlık kazanmalarından bir Ermeni meselesi meydana geldi ve çeşitli sonra, yabancı dil bilmeleri sayesinde devlet şekillere girmek suretiyle gelişerek işlerinde Rumların yerini almaya imparatorluğun yıkılmasına kadar sürdü. başlamışlardı4. Mesele, Rusya’nın söz konusu savaşta, 1877–78 Osmanlı-Rus Savaşı'na 2068 Anadolu’nun kuzey-doğusunda bazı Türk kadar bir Ermeni meselesi olmadığı gibi Şehirlerini işgal ederek bu şehirlerde yaşayan devletin sadık bir tebaası idiler bu bakımdan Ermenileri istiklâl emeliyle Babıâli’ye karşı kendilerine “millet-i sadıka” deniliyordu. tahrik etmesiyle başladı8. Ermenilerin kendi aralarında, mezhep Rus Orduları kapılarına farklılıklarına dayanan anlaşmazlıkları vardı, dayanınca bundan faydalanmak düşüncesine fakat Osmanlı devlet ve yönetimiyle bir kapılan Ermeni Patriği Nerses, bir heyetin anlaşmazlıkları olmamıştır. Açıklanan tarihten başında bulunduğu halde Grandük Nikola’nın önce, doğu hudutlarında ve bu hudutlara karargâhına koşmuş ve –o zamana kadar yakın bölgelerde bulunan Ermeni mevcut olmayan- Ermeni isteklerini ortaya topluluklarının Rusya veya İran’ın etkisiyle atmıştı. Bu istekler, Ermenilerin oturduğu göçlere başladıkları, savaşlarda Rusya’ya vilâyetlerde ıslahat yapılması ve onların yerli çeşitli destekler sağladıkları gibi faaliyetlerin Müslüman halka karşı müdafaasıydı9. hemen tamamı mahallî olup, bir isyan veya 1877–78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan ihtilâl niteliğinde değildi5. sonra Ermenilerin durumu bazı antlaşmalarla milletlerarası bir konu haline getirilmiştir. 3 1 General Mayewski, Van Bitlis Vilâyetleri Askeri Mart 1878 tarihinde imzalanan Ayastefanos İstatistiği, İstanbul 1330, s. 121. Antlaşması ile ilk defa Rusya tarafından siyasî 2 Osman Nuri, Adülhamid-i Sâni ve Devr-i Saltanatı gündeme sokulan Ermeni meselesi 13 Temmuz III, İstanbul 1327, s. 820. 3 A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa. (1838-1899), İstanbul 1993 s. 39. 6 E. Z. Karal, Osmanlı Tarihi VIII, Ankara 1983. s. 4 S. J., Shaw-E. K. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve 126. Modern Türkiye II,(Çev: Mehmet Harmancı), 7 E. Z. Karal, a.g.e., s. 126–127. İstanbul 1983. s. 250. 8 E. Z. Karal, a.g.e., s. 126. 5 Ertuğrul Zekai Ökte, Osmanlı Arşivi Yıldız 9 Midhat Sertoğlu, Mufassal Osmanlı Tarihi VI, Tasnifi-Ermeni Meselesi I, İstanbul 1989, s. XIV. İstanbul 1972. s. 3363.

1878 tarihli Berlin Antlaşmasıyla milletlerarası önüne geçmek için, İngiltere 4 Haziran 1878 bir mesele haline geldi10. tarihinde Kıbrıs Antlaşması’nı imzaladı. Buna Ayastefanos Antlaşması’nın 16. ve göre Babıâli’ye şark vilâyetlerinde ıslahat Berlin Antlaşması’nın 61. maddelerinde Babıâli icrasını taahhüt ettirmek suretiyle Ermeni Anadolu’nun Ermenilerle meskûn meselesinde Rusya’yı yalnız bırakmamak ve vilâyetlerinde “ıslahat” icrasıyla mükellef İskenderun Körfezi’ne doğru muhtemel bir tutulmuştur. (Vilâyet-i sitte denilen bu altı Rus yayılmasına karşı bir Ermeni setti çekmek vilâyet: Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, siyasetini tâkip etmiş ve o antlaşmayla Mamuretü’l-Aziz= Harput ve Sivas). Avrupa Anadolu’yu Ruslara karşı Türkler ile beraber Devletlerinin nazarında Türkiye’de “ıslahat” müdafaa etmeyi deruhte etmiş olduğu halde demek, herhangi bir Hıristiyan unsurun nihayet Türklere karşı Ermeni isteklerinin en muhtariyetini temin edecek müesseselerle müthiş temsilcisi kesilmiştir. Fakat buna imtiyazların toplamı demektir. Lübnan’da, mukâbil Ayastefanos ile Berlin’de Ermeni Sisam’da, Girid’de, Şark-î Rumeli’de, davasını benimsemiş olan Rus siyasetinde Bulgaristan’da yapılan ıslahat hep bu mühim bir değişiklik olmuştur; Kendi eseri mahiyettedir. Fakat arada büyük fark vardır: olan Romanya ve Bulgaristan gibi yeni Balkan Bu yerlerde Müslümanlar ekalliyette peyklerinin hemen nankörlüğe başlayıp bulundukları halde, Anadolu’nun her kendisinden yüz çevirdiklerini ve bu suretle tarafında çoğunluktaydılar. Avrupa kendisi için artık Balkanlar üzerinden Devletlerinin ve Ermeni Komitelerinin de Akdeniz’e inmek imkânı kalmadığını gören düşünmedikleri veyahut düşünmek Rusya, aynı hatayı Anadolu’da da tekrarlayıp istemedikleri en mühim nokta işte budur. günün birinde o taraftan da yolunu Rusya’nın bu savaş sırasında Doğu kesebilecek bir Ermenistan teşkilini tehlikeli Anadolu’nun birçok şehrini ele geçirmesi görmeye başlamış ve hatta Rus Hariciye Nâzırı İngiltere’yi telaşlandırdı. Çünkü Rusya güneye Prens Lobanof işte bundan dolayı: inme politikasında başarılı olabilir ve Basra “—Biz garptaki hatamızı şarkta da 2069 Körfezi ile İskenderun’a inebilirdi. Bunun tekrar etmeyeceğimiz için bir Ermeni Bulgaristan’ı istemeyiz” demekte tereddüt etmemiştir. Zaten

o sırada Çarlığın Kafkasya’yı Ruslaştırma 10 Ayastefanos Antlaşması’nın 16. Maddesi: “ Ermenistan’da Rusya’nın taht-ı istilasında siyaseti en şiddetli devresindedir. Güney bulunup Devlet-i Aliyye’ye iadesi lâzım gelen Kafkasya’da ise Anadolu’dan fazla Ermeni mahallerin tahliyesi oralarca devleteynin vardır ve Rus Hükümeti’nin en mühim münasabâ-ı hasenesini muzır karışıklıklara hedeflerinden biri de Ermeni Kilisesi’ni, dilini mahal verileceğinden, Devlet-i Aliyye, ve kültürünü yıkmaktır. Bundan dolayı Sultan Ermenilerin meskûn bulunduğu eyâletlerde, Abdülhamid Doğu Anadolu meselesinde menâfi-i mahalliyenin icâb ettiği ıslahat ve muhtariyetçi İngiliz politikasına karşı Rus te’sisaâtı bilâ ifâte-i vakt icra etmeği ve siyasetine temayül göstermiştir. Ermenilerin, Kürtlere ve Çerkeslere karşı Milletlerarası çıkarların çarpıştığı emniyetlerini istihsal etmeği taahhüt eder.” Berlin Antlaşması’nın 61. Maddesi: “Babâli, Doğu Anadolu’da II. Abdülhamid’in ahâlîsi Ermeni bulunan eyâlatta ihtiyacât-ı politikasının temeli Ermeni Devleti’nin mahalliyenin icab ettiği ıslâhâtı bilâ-tehir icra ve kuruluşunu önlemek ve Doğu Anadolu’yu Ermenilerin, Çerkes ve Kürtlere karşı huzur ve İmparatorluk sınırları içinde tutmaktı11. Ancak emniyetlerini temin etmeyi taahhüt eder ve ara Rusya ve İngiltere arasındaki emperyalizm sıra bu babda ittihaz duracak tedâbiri, mücadelesinin kurbanı Ermeniler olacaktır. devletlere tebliğ edeceğinden, düvel-i müşarüleyhin, tedâbir-i mezkûrenin icrasına Ermenilerin çıkardıkları olaylar ve nezaret eyleyeceklerdir. (Berlin Kongresi, isyanların en önemli sebepleri dışarıdan Matbaayı Amire, H. 1298, s. 271–282; Osman desteklenen misyonerlerin ve komitelerin Nuri, Abdülhamid-i Sani ve Devr-i Saltanatı III, s. 818–819; Mahmud Celaleddin Paşa, Mir’ât-ı faaliyetler idi. Bunun için içte ve dışta Ermeni Hakikat. Haz. İsmet Miroğlu. İstanbul 1983 s.578,579...697.), Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl 11 Bayram Kodaman, Sultan II. Abdülhamid Devri Siyasi Tarihi (1789-1914) İstanbul 2007 s.516-532 Doğu Anadolu Politikası, Ankara 1987, s. 28.

Kilisesi ve misyonerlerce desteklenen Anadolu’daki misyonerler siyasî ajanların propagandalar yapmaya ve gizli-açık birer haber toplama elemanı gibi hareket cemiyetler kurmaya başlamışlardı12. ediyorlardı16. XIX. yüzyılda bölgedeki misyoner faaliyetleri de yaygınlaştı. Gerçi bölgede ilk Ermenilerin Çıkardıkları İç misyonerler XVII. yüzyılda gelmişlerdi. Bunlar Karışıklıklar İsyanlar ve Alınan Fransız ve İtalyan asıllı Katolik misyonerlerdi. Tedbirler Fakat XIX. yüzyıl başlarından itibaren bunlara

İngiliz, Alman, Amerikan ve İsveç gibi Birinci Dünya Savaşı’ndan önceki milletlere mensup misyonerler de katıldı13. Ermeni ayaklanmalarının en önemlileri Halil Bunlar bölgedeki azınlıkları çeşitli yönden Rıfat Paşa’nın Dâhiliye Nâzırlığı ve etkilemeye başladılar. Anadolu’nun birçok Sadrazamlığı döneminde meydana gelmiştir. yerlerinde okullar açtılar. Şüphesiz bunlar dinî Ancak, konu bir bütün olarak ele alındığından, faaliyetlerinin yanında, aynı zamanda mensup önceki ayaklanmalar hakkında da kısa bir bilgi oldukları devletlerin bölge üzerindeki vermeyi uygun bulduk. menfaatlerini temin etmeye çalışıyorlardı.

Osmanlı Devleti’nde daha önce kurulmuş Ermeni Cemiyetleri bulunmakla A. Halil Rıfat Paşa’nın Dâhiliye beraber, bağımsız bir Ermenistan Devleti kurmak maksadıyla 1880 yılından itibaren Nâzırlığı’ndan Önceki Olaylar silahlı Ermeni Komiteleri ve Cemiyetleri İlk olay 21 Ekim 1880 günü Hacı teşkilatlanmaya başlandı. Bunlar arasında en İskender Ağa adlı bir Ermeni’nin Sivas meşhurları “Hınçak” ve “Taşnaksutyun” yakınlarında öldürülmesi üzerine 23 Ekim Cemiyetleri idi. Nitekim meydana gelecek 1880 günü, valilik konağının önünde Ermeni olayları, genellikle bu iki cemiyete Ermenilerin, toplanıp gösteri yapmalarıyla mensup komiteciler tarafından organize başladı. Bu gösterilerde valilik konağına 2070 edilecektir. Bu ayrılıkçı cemiyetleri hem saldırarak cam ve çerçeveleri kırdılar. Ertesi misyonerler hem de büyük devletler gün hükümet kuvvetleri elebaşları desteklemişlerdir. yakalayarak hapsetti. Daha sonra bunlar Ülkemiz ve Yakın Doğu, çeşitli adlar yargılanarak çeşitli hapis cezalarına altında (din adamı, öğretmen, teknisyen, çarptırıldılar. doktor, barış gönüllüsü, vs. gibi) gelen Bundan sonra İngiltere’nin İstanbul Amerikan misyonerleriyle doldu14. Büyükelçisi ve Sivas Başkonsolosu Babıâli’ye Misyonerler gerek Ermeni Komitelerinin baskı yaparak Sivas Valisi İsmail Hakkı Paşa kuruluşlarında, gerek isyanların çıkmasında ile Sivas Savcısı Mehmet Efendi’nin görevden önemli rol oynamaktaydılar. Nitekim alınmasını sağladılar17. Sonuç olarak isyanların çıkmasından önce veya isyanlardan Ermenilerin baskısına boyun eğilmiş ve sonra vilâyetlerden Babıâli’ye gelen Osmanlı Devleti Sivas’taki valiyi ve savcıyı raporlarda, misyonerlerin faaliyetlerinden feda etmişti. geniş şekilde söz ediliyordu15. Kısaca Diğer bir olay da Musa Bey olayıdır. Musa Bey, Mutki aşiretine mensup, Muş’ta bir takım yolsuzluklar yapan bir hayduttu. Muşlu 12 B. Kodaman, a.g.e, s. 136. bir papazın kardeşinin kızı olan Gülizar’ı 13 Abdülhalûk Çay, Her yönüyle Kürt Dosyası. kaçırmış ve tecavüz etmişti. Daha sonra da Ankara 1996. s.390 Müslüman olması için baskı yaparak 14 Necmettin Tozlu, Kültür ve Eğitim Tarihimizde Yabancı Okullar, Ankara 1991. s. 72. (Bu konuda geniş bilgi için bkz. Uygur Kocabaşoğlu, Kendi 16 BOA, Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, XXVII, Belgeleriyle Anadolu’daki Amerika, 19. yüzyılda İstanbul 1991, s. XXXIV. Osmanlı İmparatorluğundaki Amerikan Misyoner 17 Geniş bilgi için bkz. B. Şimşir, “Tarihte Ermeni Okulları, İstanbul 1989.) Terörü ve Sivas Vilayeti.” Uluslararası Terörizm 15 Cevdet Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni ve Gençlik Sempozyumu Bildirileri (24-26 Nisan Meselesi,1878–1897, İstanbul 1984 s. 100. 1985) Sivas 1986. s. 85–93.

dövmüştü. Bir fırsatını bularak kaçan Gülizar hesapladıkları ölçüde ilgilendirmediğini İstanbul’a gelerek Muşlular ile beraber anlayınca İstanbul’da bir gösteri yapmaya adliyeye müracaatta bulundu. Karşılık karar verdiler. 15 Temmuz 1890 tarihinde alamayınca Patrikhane’yi devreye sokup olayı yapılan Kumkapı Ermeni Ayaklanması’nı dış basında aleyhimizde kullanmaya Hınçak Komitesi düzenledi. Ayaklanmanın başladılar. Bunun üzerine Musa Bey, elebaşları ise bu komitenin ileri gelenlerinden İstanbul’a getirilerek, Yabancı siyasî Murat takma adlı Hamparsum Boyacıyan ile temsilcilerin, gazetecilerin de hazır bulunduğu Cangülyan ve Kafkasya’dan gelmiş dört büyük bir dinleyici kitlesi önünde yargılandı Ermeni’dir. ve delil yetersizliğinden beraat etti. Ancak bu Bu tarihlerde Ermeni Patriği mesele, kuvvetli bir propaganda aracı haline Aşıkyan, bu olayların Ermenilere bir fayda geldi. Ermeni kızı Gülizar’ın anası ve amcası sağlamayacağını belirterek olayların dışında olan papazla birlikte fotoğrafları çekilerek her kalmak istemişti. tarafa, özellikle yabancı ülkelere gönderilerek. Ermeniler 15 Temmuz 1890 gününün Hıristiyanlar tahrik edildi18 sabahı Kumkapı Kilisesi’nde toplandılar. İlk Ermeni Ayaklanması, 20 Haziran Yapılan ayinden sonra Hamparsum Boyacıyan 1890 tarihinde Erzurum’da çıktı. Vali Sâmih ile Cangülyan patrik Aşıkyan’ı yanlarına Paşa’ya, Ermenilerin Rusya’dan getirdikleri alarak saraya götürmek istediler. O gün silahları Sansaryan Ermeni Okulu’nda ve bayramdı. Patrik Aşıkyan gitmek istemeyerek kiliselerinde sakladıkları haberi verildi. Bunun Patrikhane’ye kaçtı. Patrik Aşıkyan’ı zor üzerine Ermeni okullarıyla kiliselerin aranması kullanarak bir arabaya yerleştirerek emredildi. Ermeniler, bunu önceden haber patrikhaneyi işgal ettiler ve saraya alarak silahları ve diğer suç unsurlarını gönderdiler. Durumu öğrenen Hükümet saklayıp direnmeye karar verdiler. Polis ve kuvvetleri polis ve jandarma vasıtasıyla jandarma arama için geldiklerinde ise ateşle patriğin arabasını yoldan geri çevirdiler. karşılık verdiler. İlk çatışmada bir subay, bir Bunun üzerine güvenlik kuvvetlerinin üzerine 2071 polis ve iki asker şehit oldu. Daha sonra ateş açtılar. Altı asker ağır, on asker hafif Ermeniler tarafından dükkânlar kapandı, yaralandı. İki Ermeni de öldürüldü20. çanlar çalınmadı ve ayinler yasak edildi. Neticede Ermeniler dağıtıldı ve Böylece Ermeniler isyana hazır hale getirildi. olaylar genişlemeden bastırıldı ve Ermeniler Ermeniler üç-dört gün evlerine gitmediler. yapmak istediklerini yapamadıkları gibi, Mezarlıklarda ve kiliselerde kaldılar. Olayları Avrupa’dan bekledikleri müdahale yatıştırmak isteyen Ermeni ileri gelenleri gerçekleşmedi. Başta Cangülyan olmak üzere dövüldü. Hükümetin, emrini dinlemedikleri elebaşları yakalanıp mahkemeye sevk gibi askerlere ateş açtılar ve iki eri daha şehit edildiler. 20 Ağustosta Cangülyan idama, ettiler. İki taraf arasında iki saat kadar bir diğerleri çeşitli cezalara çarptırıldı. çarpışma oldu. Ertesi gün konsoloslar şehri Abdülhamid idam cezasını müebbet hapse gezerek, İki taraftan yüzden fazla ölü, üç yüze çevirdi21. yakın yaralı tespit ettiler. Sonuçta olaylar II. Abdülhamid, 1891 yılı başlarında bastırıldı.19 Ermeniler için umumi bir af ilân etti. Tutuklu Ermeniler, Erzurum’daki Ermeniler bunun sonucu serbest bırakıldılar. ayaklanmanın Avrupa Devletleri’ni İstanbul’da bu şekilde serbest bırakılan yetmiş altı Ermeni, patrikhaneye giderek bir daha böyle hareketlere karışmama yemini ettiler22. 18 Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi. İstanbul 1987 s. 460–461, Nurşen Mazıcı, Belgelerle Uluslararası Rekabette Ermeni Sorununun Kökenleri. 1878–1918 İstanbul 1987 s. 34. 19 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler, İstanbul 1976 s. 191, E. 20 M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 192–193. Uras, a.g.e. s.458–459; N. Mazıcı, a.g.e., s. 34–35; 21 Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası. Ankara 1983. s. E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi Yıldız Tasnifi-Ermeni 143. Meselesi I, s. XXII. 22 K. Gürün, a.g.e. s. 144–145.

B. Halil Rıfat Paşa’nın Dâhiliye Üstelik bu meseleler milletlerarası bir mahiyet Nâzırlığı Dönemindeki Olaylar ve kazanmıştı.

Alınan Tedbirler 1. Merzifon-Yozgat ve Tokat Olayları Sultan II.Abdulhamit döneminin başarılı valilerinden biri olan Halil Rıfat Paşa 4 a. Merzifon Olayları Eylül 1891 tarihinde Dâhiliye Nâzırlığı’na tayin edildi23 Halil Rıfat Paşa’nın bu makama 1890 yılındaki Kumkapı tayininde, valilik dönemlerindeki -bilhassa Gösterisi’nden 1895 yılındaki Babıâli Sivas, Aydın ve Manastır- başarılı icraatları ve Gösterisi’ne kadar İstanbul’da Ermeniler Padişah’a sadakati etkili olmuştur. herhangi bir toplu eyleme cesaret edemediler, Halil Rıfat Paşa’yı bu vazifede en ancak gayeleri büyük devletleri harekete fazla meşgul eden mesele, iç güvenlik idi. geçirmek olduğundan Anadolu’daki Anadolu'da ve İstanbul'da Ermenilerin hazırlıklarına hız verdiler. çıkardıkları isyanlar, Balkanlarda Bulgar Hınçak Komitesi’nin faaliyetini eşkıyalarının faaliyetleriyle karşılaşmıştı. yöneten merkez Merzifon’du. Burası, “Küçük Ermenistan İhtilâl Komitesi Merkezi” adını 23 BOA., Sicill-i Ahval I/I., s. 50, İbnü’l Emin Nahmut taşıyordu. Komitenin reisi, Merzifon Amerikan Kemal İnal, Son Sadrazamlar III İstanbul 1969 s. Koleji’nde öğretmen Karabet Tomayan, 1539. sekreteri de yine aynı okulda öğretmen Halil Rıfat Paşa, Osmanlı Devletinde bürokrasi Ohannes Kayayan idi. Bunların her ikisi de kademesinin en altı olan tahrirat kaleminden, en Protestan Ermeni idiler.24 1892–1893 yıllarında üst makam olan Sadrazamlığa kadar yükselmiş Kayseri, Develi, Yozgat, Çorum, Merzifon, önemli bir devlet adamıdır. Tenüs, Aziziye ve Öteki bazı bölgeler Hınçak 1827 yılında Selanik vilayetinin Siroz sancağına Komitesi’nin faaliyet alanıydı25. 1892 yılı bağlı Lika köyünde doğdu. Okuduğu tek okul yazında teşkilatın faaliyetleri ile ilgili çeşitli 2072 sıbyan mektebidir. 16 yaşında kâtip olarak memuriyete başlayarak bürokrasi içinde yetişen kararlar alındı. Halil Rıfat, çeşitli vilayetlerde divan katipliği, Merzifon ve buradaki komitenin mektupçuluk, mutasarrıflık, valilik ve sonra diğer şubelerinde olaylar başlamadan evvel dahiliye nazırlığı ve Sadrazamlık vazifelerinde Osmanlı idarecileri Ermenilerin karışıklıklar bulundu. Yetişmesinde özellikle ünlü devlet çıkartmak için yaptıkları hazırlıkları takip adamı Mithat Paşa’nın yardım ve desteğini ediyorlardı. 14 Aralık 1892 (H. 24 Ca 1310) gördü. tarihinde Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’nın Memuriyet hayatındaki en parlak icraatlarını Sadrazam’a sunduğu takrirde özet olarak; Sivas, Aydın ve Manastır valilikleri “Sivas ve Ankara’ya bağlı çeşitli kasaba, nahiye ve dönemlerinde gerçekleştirdi. Balkanlarda eşkıyaya karşı orijinal mücadele taktikleri ve köylerde Hınçak Cemiyeti’nin şubelerinde ve Anadolu’da bayındırlık alanında vatandaş- Komitecilerin ellerinde bir hayli cephane ve silâh devlet işbirliği ile gerçekleştirdiği çalışmalarla bulunduğundan bunlar patlayıcı maddeler şöhrete ulaştı. XIX.yy.da yüzlerce vali arasında yapmaya başladıklarına dair haberler alındığından özellikle yol yapımı konusunda isim bırakan tek 12 Aralık 1892 (R. 30 T. Sâni 1308) tarihinde çıkan şahsiyet Halil Rıfat Paşadır. Bir atasözü haline İrade-i Seniyye mucibince her hangi bir olayın gelen “Gidemediğin yer senin değildir” sözü çıkmaması için Sivas ve Ankara Vilâyetlerine ona aittir. Dahiliye nazırlığı ve Sadrazamlığının ilk yıllarında en fazla meşgul olduğu mesele Ermeni isyanlarıydı. II.Abdulhamid döneminde bütün işlerin saraydan yürütüldüğü ve 24 N.Birol; “XIX. yüzyılın Sonlarında Sivas Vilâyeti’nde Sadrazamların neredeyse hiçbir rolünün Azınlık ve Yabancı Eğitim-Öğretim bulunmadığı bir zamanda, yumuşak huyluluğu Kurumları ve Faaliyetleri” International Periodical ve Padişaha sadakati sayesinde 9 Kasım 1901’de For the Languages, Literature and History of vefat edene kadar makamını muhafaza Turkish or Turkic Volume 3/4 Summer 2008 s.261- edebilmiştir. Daha geniş bilgi için bkz. Nurettin 268 Birol, Halil Rıfat Paşa Dönemi ve İcraatı 1827-1901. 25 E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. Cedit yay. Ankara 2009 466.

gereken tebligâtın yapıldığı” 26 bildirmişti. Merzifon’daki Ermeni Komitesi 1893 yılı Ocak ayı başında, hemen tarafından tertip edilip Sivas ve Ankara’ya hemen aynı gecede, Amasya, Merzifon, bağlı kaza, nahiye ve köylere kadar yayılan bu Çorum, Tokat, Yozgat, Ankara, Kayseri ve isyan teşebbüsünün bastırılması ileride Diyarbakır Şehirleri binalarına ve ayrıca Anadolu’nun muhtelif yerlerinde de bu tür Merzifon Koleji duvarlarına Ermeni İhtilâl isyanların hazırlandığının sinyallerini bildirileri yapıştırıldı. Bu bildirilerle Bütün veriyordu. Bunun üzerine II. Abdülhamid Orta Anadolu Ermenileri isyana çağırılıyordu. Ermeni meselesiyle ilgili olarak Sadrazam Bu ayaklanma teşebbüsünün arkasında Hınçak Cevat Paşa’nın başkanlığında Adliye ve Komitesi ve Merzifon Amerikan Koleji vardı. Dâhiliye Nâzırlarının bulunduğu bir Afişler muhtemelen Merzifon’daki kolejde komisyonu çözüm yolları araştırması için basılmıştı27. Bu hadiseden kısa bir süre sonra vazifelendirdi. Bu komisyon ilk önce Dâhiliye 1.800’e yakın Ermeni tutuklandı28. Nezâreti Müsteşarı’nın başkanlığında bir Tutuklananlar arasında Merzifon Amerikan araştırma komisyonu kurdurarak gerekli bilgi Kolejinde öğretmenlik yapan Tomayan ve ve malzemeleri toplattırdı. Bu araştırma Kayayan da vardı. Özellikle bu iki kişi, komisyonu üç kıt’a mazbata hazırlayarak hareketin elebaşları olarak mahkemeye sevk Sadrazam’ın başkanlığındaki komisyona edildiler29. II. Abdülhamid pankart asma takdim etti. Komisyon bu raporları eylemi yüzünden çeşitli yerlerde tutuklanan inceleyerek, Ankara ve Sivas çevresinde Ermeniler için Nisan 1893 tarihinde genel af meydana gelen olayların tertipçilerinin ilân etti30. Ancak komitenin elebaşları ve Merzifon’daki Protestan Okulu’nun olduğunu cinayet işleyenler af kapsamı dışında bırakıldı. ve bu okuldaki misyonerlerin buradan Ankara’da yargılanan Tomayan ve Kayayan çıkarılarak yargılanmaları fikrinde adlı Ermeniler hareketin elebaşları olarak 21 birleşmişlerdir. Ayrıca bu tür olaylara meydan Haziran 1893 günü idam cezasına verilmemesi için on maddelik bir teklif çarptırıldılar. paketini de hazırladılar ve 26 Şubat 1893 (H. 8 2073 Bu olay İngiltere’de Osmanlılar Ş 1310) tarihinde de irâdesini çıkarttılar. Halil aleyhinde büyük bir kampanyanın Rıfat Paşa’nın da Dâhiliye Nâzırı olarak başlamasına neden oldu. “Hıristiyan Ermenileri bulunduğu komisyonun hazırlamış olduğu Savunma Komitesi” kuruldu ve bu komite teklifler şöyleydi: Londra’da mitingler tertip etti. İngiltere “1. Ankara, Sivas, Van, Bitlis, Erzurum, Başbakanı ünlü Türk düşmanı Gladstone Mamuretü’l-Aziz, Trabzon, Adana ve Halep Osmanlı Hükümeti’ne baskı yaptı. Bunlar Vilâyetlerinde bulunan valiler, mutasarrıflar, serbest bırakılmazsa Mısır’ı tamamen memurlar ve müstahdemler içerisinde yetersiz ve Osmanlılardan koparacağı tehdidini savurdu. emniyetsiz olanların değiştirilmesi ve dirayetli Bu tehdit ve şantaj karşısında II. Abdülhamid 4 idarecilerin tayini, ayrıca Protestan mektepleri Temmuz 1893 günü Tomayan ve Kayayan adlı bulunan kazalarda istihdam olunacak komitecileri serbest bırakıp İngilizlere teslim kaymakamların İngilizce veya Fransızca bilenlerden etti ve bunlar Londra’ya gittiler31. seçilmesi ve sürekli teftiş yapacak ikişer müfettişin adı geçen vilâyetlere tayin edilmesi. 26 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XII, 2. Ermeni komite üyelerinin Yunanistan, İstanbul 1988, s. VII-IX. Amerika, İngiltere ve Kafkasya bölgesi gibi ecnebî 27 BOA., Y. Mtv. 74/14; B. Şimşir, “Tarihte Ermeni memleketlerdeki komitelerle kimler vasıtasıyla ne Terörü ve Sivas”. s. 95. şekilde haberleştiklerinin, bunların kimler 28 Stafenos Yerasimos, Az Gelişmişlik Sürecinde olduğunun belirlenmesi için sefarethânelere bağlı Türkiye II., İstanbul 1980 s. 388 memurlar tarafından tâkip ve tespit edilmeleri; 29 B. Şimşir, “Tarihte Ermeni Terörü ve Sivas” s. 95. bunun için de emniyetli olmayan memurların 30 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi... s. 109; K. Gürün, Ermeni Dosyası. s. derhal değiştirilmeleri. 140; S. Yerasimos, Az Gelişmişlik Sürecinde 3. Çeşitli silâh ve patlayıcı maddeler ile Türkiye II., s. 388. zararlı fikirler içeren gazete, dergi ve kitapların 31 B. Şimşir, “Tarihte Ermeni Terörü ve Sivas.” s. 95– ülkeye girişine mâni olmak için gümrük kapılarını 96.

ıslah etmek, buraları zaptiyelerle güçlendirmek ve mâni olmak için bazı tedbirler alındı. Meselâ; ecnebî postalarının lağv edilmesi çarelerini Ermenilere ait bazı mektupların elde araştırmak. edilmesiyle Amasya’da Doktor Karakin, 4. Pasaport memurlarının vazifelerinin Samsun’da öğretmen Proman’ın komiteci gerektirdiği şekilde dikkatli olmaları ve bu yolda oldukları ve yakından takip edilerek suistimali görülenlerin derhal azli ve haklarında kaçmalarına fırsat verilmemesi için Halil Rıfat kanunî muamelenin yapılması. Paşa tarafından 20 Temmuz 1893 tarihinde 5. Vilâyetlerde görülen ihtiyaca binaen Sivas Valiliği’ne bilgi verildi34. Nihayet, 20 yirmişer seyyar polisin istihdam edilmesi. Eylül 1893 tarihinde komitecilerin Merzifon’da 6. bir yerde muhtelif silahların çalıştıkları ev tespit edilerek basıldı. Evin bulunduğu ihbar edildiğinde kanun dairesinde içindeki Ermenilerin açtığı ateş ve attıkları arama yapılması ve bu yer ecnebîlere ait bir mahal bombalardan yirmi beş asker şehit oldu. ise bunların protestolarına fırsat vermeyecek bir Neticede içerdekilerden dördü ölü, dördü sağ titizliğin gösterilmesi. olarak ele geçirildi35. 7. Özel yabancı okullar hakkında Maarif Hükümet Merzifon çetesiyle uzun Nizamnâmesi’nin teftişe ait hükümleri yetersiz zaman savaştı, polis üç yüz askerle takviye olduğundan, Hariciye ve Maarif Nezaretlerince bu edildi ve sekiz ay içinde şehirden babda yeni bir nizamnâme lâyihasının sefaretlerin temizlendiler. Bazıları da şehri terk etti, fakat muvafakatları ile hazırlanarak icraya konması çoğu polis kordonundan kurtulamadı36. 8. Ruhsatlı veya ruhsatsız açılmış olan özel okulların teftişi, Dersaadette Maarif b. Yozgat Olayları Nezareti’ne ve taşrada maarif idarelerine ait ise de dâhilî durumun özelliklerinden dolayı daha iyi Yozgat Ermenileri, Merzifon’daki haber alabilmek için valiler tarafından özel yetişmiş komitenin direktifleri doğrultusunda hareket dil bilen hafiyeler istihdam edilmesi. ediyordu. Yukarıda bahsedildiği gibi ihtilâlci 9. Vilâyetlerde istihdam edilecek bildiri asma hadisesi burada da görülmüş 2074 kaymakamların mahallî dillere vâkıf olmaları için ancak daha sonraki aftan faydalanan Mekteb-i Mülkiye-i Şahane öğrencilerinin üç kısma Ermeniler serbest kalmışlardı. ayrılarak her bir kısmının şifahen meramını Hınçak Komitesi’nden, I. anlatacak kadar Arap, Rum ve Ermeni dillerinden Sason(Talori) ayaklanmasını çıkaran birinin tahsiline mecbur tutulması (Daha sonra Hamparsum Boyacıyan’ın kardeşi Moruk buna Bulgarca da ilâve edildi). diğer adı Jiraz 1893 (H. 1309) senesinde 10. Bir takım zararlı yayınların basımına Yozgat’ta ayaklanma çıkarmıştır. meydan vermemek için Dersaadet’te ve taşralarda Önce Hamparsun Papazyan adında ruhsatsız açılmış olan matbaaların ruhsatlı hale bir Ermeni arkadaşlarıyla Yozgat’ın getirilmesi suretiyle teftiş edilmelerinin sağlanması Karayakup, Bebek ve Terzi köylerine gitmiş ve gerekli olduğundan, hazırlanmış olan Matbaalar Ermenileri kiliselere toplayarak kışkırtıcı Nizâmnâmesi’nin bir an evvel uygulamaya nutuklar atarak ihtilâl ve isyanın zeminini konması kararlaştırılmıştır”32. hazırladıktan sonra Moruk Yozgat’a gelerek Bu sıralarda komiteciler köyleri gezmeye, papazların yardımıyla Merzifon’daki faaliyetlerini sürdürüyorlardı. Ermenileri kiliselerde toplamaya ve isyana Özellikle idâm mahkûmu Komitecilerinin kışkırtmaya başlamışlardır. Bundan sonra Gladstone Hükümeti’nin ağır baskısıyla Ermeni köylerinden silâh parası toplanmış, bu serbest bırakılmaları Ermeni Komitecilerinin paralarla İngiltere’den getirilen silahlar cür’etleri artırdı. Bundan böyle Ermeni Ermenilere dağıtıldıktan sonra eylem Komiteleri Anadolu’da kanlı eylemlere girişmeye başladılar33. Merzifon ve çevresinde 34 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, XIII, Ermenilerin çıkarabilecekleri yeni isyanlara İstanbul 1988, Bel. No: 49, s. 224. 35 K. Gürün, Ermeni Dosyası... s. 146, C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi... s. 109. 32 BOA., İ. Dh. 1310-Ş/42. 36 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XVII, 33 B. Şimşir, “Tarihte Ermeni Terörü ve Sivas”. s. 96. İstanbul 1989, s. XXII.

plânlarını hazırlamaya başlamışlardı. cüret etmeleri üzerine, gerekli tedbirler Ermeniler ilk önce aralarında aldıkları alındığı gibi, olayları Türkiye aleyhinde kararları haber verenleri, emirlere itaat kullanmamaları için sefaretlere de gerekli etmeyenleri ve kendilerine katılmayan bilgiler ulaştırılmıştı42. Yozgat olaylarından Ermenileri öldürmeye başladılar. Bebek Köyü dolayı Babıâli’ye yapılan baskı neticesinde Ermeni âsilerin merkezi oldu37. Bu olayları araştırmak amacıyla bölgeye bir tahkik hazırlıklardan sonra Ermeniler harekete heyeti gönderilmiş, bu tahkik heyetinin ilk geçmeye karar verdiler. önce Ermeni ileri gelenleri ile yaptığı Ermeni Komitecileri her ne kadar görüşmeler neticesinde dükkânları açmaya kendi aralarından çıkan muhbirleri razı olmuşlar43 ve bir müddet sonra da temizliyorlarsa da Babıâli’nin haber alma dükkânlar açılarak44 hayat normale dönmeye teşkilatı gene de ayrıntılı bilgiler elde başlamıştır. Tahkik heyetinin yaptığı edebiliyordu. Bu bilgiler valiler aracılığıyla çalışmalar neticesinde olayların sorumluları ve önce Dâhiliye Nezâreti’ne oradan da Sadaret’e katiller tutuklanmaya başlamıştı45. 3 Ocak 1894 ulaştırılıyordu. Gelen bilgilerde; “Komitelere (H. 25 C 1311) tarihine kadar komitenin katılan Ermenilerin toplamı birkaç yüzü geçmeyen elebaşlarından altısı yakalandığı ve tahkikâtın cahil gençler olup, Müslüman kıyafeti giyerek devam ettiği Dâhiliye Nezareti’ne eylemler yapacakları” şeklindeydi38. bildirilmişti46. Tahkikât neticesinde Yozgat Komitenin Deverenk ve Merzifon Ermeni Kilisesi’nde ve bir Ermeni’nin merkezinden yönetilen çeteleri, Osmancık ve mağazasında silâh ve cephane saklandığı ihbar Yozgat Postası’nın önünü keserek, posta edilmiş ve buraların aranmasına dair 4 Ocak sürücüsü ve muhafızlarına saldırarak 1893 (H. 26 C 1311) tarihinde irâde çıkmış ise sürücülerini ve muhafızlarını öldürmüşlerdi. de47 önemli bir şey elde edilememişti. Aynı kişiler Derbent Karakolu’nu da basarak Bu olaylar sırasında Dâhiliye Nâzırı buradaki muhafızları öldürmüşlerdi. Diğer bir Halil Rıfat Paşa’nın teklifiyle Yozgat Ermeni çetesi de, Panos Tuzlası’nın postasını Mutasarrıflığı’na Bahattin Efendi tayin edilmiş 2075 soymuşlardı. Ayrıca Maden Postası’nın ve bu mutasarrıfın teklifiyle de olayların sürücüsü ile bu postanın muhafızı da yayılmasına binaen Yozgat Sancağı 28 Ocak öldürülmüştü. Başka bir komite grubu, 1894 (H. 21 B 1311) tarihli irâde ile birinci sınıfa İstanbul’dan dönen bir arabanın sürücüsünü yükseltilmiştir48. Yozgat yolunda boğmuşlardı39. 1894 yılı Ocak ayı içerisinde ise 1893 yılı Aralık ayında Yozgat’ta bir Yozgat’a bağlı Boğazlıyan Kazası’nın Menteşe Ermeni ayaklanması oldu. Burada da Köyü’nde başlayan olaylar diğer köylere de askerlerin üzerine atış açıldı, Olayların sıçrayarak genişlemeye başlamıştı49. büyümemesi için, 13 Aralık 1893 (H. 4 C 1311) Ermenilerin bazı köylere baskın yapmaya tarihinde bir tabur redif askeri buraya sevk başlamaları ve Ermeni köylerinde tahsildarlara edilmiştir40. Bu olaylar sırasında Ermeniler kötü muamelelerin yapılması üzerine, o dükkânlarını kapatarak direnişe geçmişlerdi, sıralarda Tahkik Heyeti Reisliği’ne yeni ancak hadise büyümeden bastırıldı41. Bu arada gönderilen Ferik Mustafa Paşa’nın tavsiyesiyle Yozgat’ta bazı Ermenilerin tabur ağasından Boğazlıyan ve Akdağmadeni Kazalarında şikâyetle kilisede toplanarak silah atmaya Şubat 1894’te sıkıyönetim ilân edildi.50 Ayrıca

37 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 42 BOA., Y. A. Hus. 287/4 Mezalimi... s. 195–196 43 BOA., Y. A. Hus. 287/20 38 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XII, s. VII- 44 BOA., Y. A. Hus. 287/29 IX. 45 BOA., Y. A. Hus. 287/62 39 E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi... s. 46 BOA., Y. A. Hus. 287/93 466; M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte 47 BOA., İ. Hus. 1311, C/ 87 Ermeni Mezalimi... s. 196; Necati Fahri TAŞ, Milli 48 BOA., İ. Hus. 1311 B/54 Mücadele’de Yozgat, Ankara 1989, s. 25–26. 49 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XVII, 40 BOA., İ. Hus. 1311. C/15. İstanbul 1989, Belge No: 7, s. 15. 41 K. Gürün, Ermeni Dosyası... s. 146. 50 BOA., Y. A. Hus. 290/50

yollarındaki emniyet ve asayişin sağlanması Bu tedbirlere rağmen Ermeni için de bir süvari bölüğünün Mustafa Paşa ile Komitelerinin cinayetleri artarak devam beraber gönderildi ve bunların mahallerine ediyordu. Bunun üzerine Sadrazam Cevad giderek gerekli tedbirleri almaları yolunda 5 Paşa 18 Mart 1894 tarihinde Adliye Nâzırı Rıza Şubat 1894 (H. 29 B 1311) tarihinde de bir irâde Paşa’ya ve Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’ya çıkarıldı51. Bu olayların bastırılması sırasında bir yazı göndererek; “Ermeni komitelerinin ölü ve yaralı sayısı tam olarak cinayetlerini artırdıkça hükümetin de şiddetini öğrenilememekle beraber 9 Şubat 1894 artırması, onlar silah kullandıkça bizim de aynı tarihinde Sadrazam Cevad Paşa’dan Ankara şekilde mukabele etmemiz gerektiğini” Valisi Memduh Bey’e gönderilen bir yazıda, bildirmişti56. Yozgat’ta Ermenilerden ölü ve yaralıların bu Neticede emniyet kuvvetleri duruma kadar çok olduğunun dikkat çektiği ve daha hâkim olarak isyanları bastırdı. Bu arada 6 sonradan şikâyetlere ve aleyhimizde delil Mayıs 1894 (H. 1 Z 1311) tarihinde yapılan olarak kullanılabilecek yolsuzlukların aramalarda Yozgat’ta bazı Ermeni evlerinde yapılmasına meydan verilmemesinin gizli geçitler bulunmuş ve bunlarda Padişah’ın emri olduğu bildirilmişti52. Şubat kapattırılmıştı57. Suçlular yakalanarak 1894’te Yozgat Ermenileri tarafından Yozgat’taki Divan-ı Harpte yargılanarak mütemadiyen verilen arzuhallerde yağma, haklarında gerekli cezalar verilmişti. Ancak 3 yaralama ve öldürme gibi hareketlerde Eylül 1894’de Sadrazam Cevad Paşa’dan bulunan Müslümanların isimlerinin verildiği Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’ya gönderilen halde, bunlar hakkında her hangi bir işlem bir emir ile Padişah’ın tahta çıkışının yıl yapılmamasının kötü sonuçlar meydana dönümü nedeniyle çıkarılan genel aftan dolayı getireceği Ankara Vilâyeti’nden bildirilmesi idâm cezalarının müebbet hapse çevrilmesi üzerine mücrimler hakkında, istisnasız diğerlerinin de, bir papazın huzurunda bir muamele yapılması istenmişti53. Ancak bu daha böyle bir işe kalkışmayacakları şeklinde konuda Ermenilerin Müslümanları şahit yemin edenlerin serbest bırakılmasına karar 2076 göstermelerinden dolayı tahkikatın dikkatli verildiği bildirilmesiyle58 mahkûmların büyük yapılması istenmiştir54. bir kısmı salıverilmişti. Yine bu sıralarda Yozgat Sancağı’nın muhtelif bölgelerinde olaylar devam ediyordu. c. Tokat Olayı 25 Şubat 1894 tarihinde Sadrazam Cevad Paşa’nın Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’ya 1894 yılında Hınçak Komitesi’nin, gönderdiği yazıda; Yozgat Sancağı’na bağlı Tokat sorumlusu olarak Dırdıryan Serkis Boğazlıyan Kazası dâhilinde Yerköy’e vergi bulunuyordu. Temmuz 1894 tarihinde almaya gelen memurlara karşı Ermenilerin Amasya’dan yanlarında komite talimatı olan vergi vermedikleri ve bundan böyle de iki Rus gelerek Dırdıryan'ın evinde toplanarak vermeyeceklerini beyan ettikleri Tokat’tan İstanbul’a gidecek postayı vurmaya, mutasarrıflıktan vilâyete bildirilmesi üzerine posta tatarını öldürmeye, paraları ve eşyaları elebaşları tutuklanarak haklarında kanunî gasp etmeye karar verdiler. Bu işi yapmayı, muamele yapılmıştır. Yozgat Tahkik Heyeti eşkıya olarak dağlarda gezen yedi Ermeni’ye Reisi Mustafa Paşa tarafından da devriye vererek, paralarını da komite sandığından görevi görmek üzere ikisi yirmişer, biri on ödediler. atlıdan mürekkep üç grubun kurulması 16 Ağustos 1894 (R. 4 Ağustos 1310) sağlanmıştı55. tarihinde Tokat’tan İstanbul’a giden posta arabası gece Tokat’a bir buçuk iki saat uzaktaki

Gömeç köyü yakınında saldırıya uğradı. Posta 51 BOA., İ. Hus. 1311, B/85 52 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XVIII, Bel. tatarı Mehmet Efendi öldürülerek para ile No: 14, s. 48. 53 BOA., Y. A. Hus. 291/6 56 BOA., a.g.e., Bel. No: 63, s. 323. 54 BOA., Y. A. Hus. 291/104 57 BOA., Y. A. Hus. 296/5 55 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XVIII, Bel. 58 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XXI, Bel. No: 40, s. 180. No: 117, s. 192.

eşyaları gasp edilip, komite başkanına teslim çeteler arasında kanlı olayların başlaması edildi. üzerine hükümet bölgeye asker göndererek Olayın duyulması üzerine bir askerî duruma hâkim oldu. Damadyan yaralı olarak müfreze Ermeni eşkıyasının takibine çıktı. yakalanarak İstanbul’a gönderildi, fakat Çatışmalarda bir asker şehit olurken diğer İstanbul’da serbest bırakıldı65. çeteler teslim oldular59. Daha sonra bunlar 1894 Ermeni isyanı Talori merkez Sivas’ta Divan-ı Harp’de yargılandılar60. yerleşim biriminde, bu birime bağlı bölgelerde Ayrıca Padişah tarafından 17 Eylül 1894 (H. 16 meydana gelmiştir. Bölgede bulunan Anduk Ra 1312) tarihinde çıkartılan irâdede: “Tokat Dağı ise isyancıların toplanma yeri olmuştur66. postasını vuran eşkıyaların muhakemesinde ibret-i Asıl büyük isyan, Kumkapı müessire olacak şekilde karar verilmesi Gösterisi’nin elebaşlarından olan ve Murat istenmişti” 61. 10 Kasım 1894 tarihli Divan-ı takma adını kullanan Hamparsum Harp Mazbatasına göre bu olaylar sebebi ile 14 Boyacıyan’ın tahrik ve teşviki ile başlamıştır. kişi idam, 6 kişi on yıl, 5 kişi sekiz yıl, 15 kişi İhtilâlcı Hamparsum Boyacıyan, Talori’de yedi yıl, 12 kişi altı yıl ve 3 kişi de beş yıl Ermenilere Avrupa’dan geldiğini, isyan kalebentliğe mahkûm edildi62. ettikleri takdirde balonla İngiltere’den asker getireceğini ve bütün Avrupa Devletlerinin 2. Birinci Sason (Talori) İsyanı Ermenileri sevdiklerini, isyanı destekleyeceklerini, böylece bir Ermeni Sason, Van Gölü’nün batısında Muş Devleti’nin kurulabileceğini propaganda ve Diyarbakır ovaları arasında dağlık bir etmeye başladı67. mıntıkadır63.Talori vadisi ise Muş, Sason ve 1894 yılında baharın gelmesiyle ve Kulp Kasabaları arasında sarp dağlarla çevrili Boyacıyan’ın kışkırtmasıyla Ermenilerde bir doğudan batıya doğru seksen kilometre hareketlenme görülmeye başlandı. Dâhiliye uzunluğunda bir vadidir. 1875 senesinden Nezâreti özellikle Muş Sancağı’ndaki sonra bu vadide üç Ermeni köyü varken tam kazalarda gezici güvenlik kuvvetleri 2077 on dört Ermeni köyü ortaya çıktı. yerleştirmişti. Daha sonra Bitlis Vilâyeti’nden, Ermeniler çoğaldıktan sonra Dâhiliye Nezâreti’ne gönderilen telgraflarda aralarına hiçbir devlet memurunu sokmadılar, gezici güvenlik kuvvetlerinin takviye edilmesi devlete vergi de vermediler. Ara sıra buraya istenmişti. Bunun üzerine Dâhiliye Nâzırı Halil uğrayan memur ve jandarmaları döverek ağza Rıfat Paşa 13 Mayıs 1894 tarihinde Seraskerliğe alınmayacak küfürlerle kovmaya başladılar64. bir tezkere göndererek, gezici güvenlik Kumkapı gösterisinin kuvvetlerine yardımcı olması için askerî tertipleyicilerinden biri olan Mihran birliklerden birer müfreze gönderilmesini Damadyan, İstanbul’dan Atina’ya kaçmış ve istemişti. Durum IV. Ordu Müşîri Zeki Paşa’ya bir müddet sonra Türkiye’ye geçerek Sason’a iletilmiş ise de, Zeki Paşa bu bölgede eşkıyanın gelmiş ve burada bir çete kurarak halkı isyana hareketinin zaten beklenildiğini, şimdilik teşvike başlamıştı. Çete çeşitli yerlere baskınlar gezici güvenlik kuvvetlerinin yeterli olduğunu düzenleyerek masum insanları öldürmeye ve gerektiği takdirde askeri birliklerin hazır başladı. 1893 yılı içinde aşiretler ile silahlı vaziyette hemen yetişebileceğini bildirmesiyle askerî müfreze verilmesinden vazgeçilmiştir68. Zaten bu bölgede sivil idareden ziyade, 59 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi... s. 197–198. 60 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XXIII, 65 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni İstanbul 1990, s. LIV. Meselesi... s. 109–110. 61 BOA., İ. Hus. 1312 Ra/104. 66 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni 62 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XXIII, s. Meselesi I, s. 356. LIV. 67 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 63 Osman Nuri, Abdülhamid-i Sâni ve Devri Saltanatı Mezalimi... s. 201–202. III, s. 827. 68 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni 64 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Meselesi I, s. 58; BOA., Osmanlı Belgelerinde Mezalimi... s. 200. Ermeniler XX, Bel. No: 54, s. 159.

olağanüstü durum nedeniyle tüm inisiyatif IV. Rusya’nın ve diğer Avrupa Ordu’nun elinde idi. Devletlerinin baskısına maruz kalan II. Ağustos 1894’de Ermeniler ele Abdülhamid, hadiseyi yerinde incelemek geçirdikleri Müslümanları katlederek silahlı maksadıyla bir komisyon görevlendirdi.75. ayaklanmayı süratle yaymaya başladılar69. 18 Aralık 1894 tarihinde oluşturulan 3.000 kişilik bir çete rastladıkları Türk tahkik heyeti şu kişilerden kuruldu: köylerini tahrip ederek, insanları en ağır “Hükümet tarafından: Yargıtay Dilekçe işkencelerle öldürerek, Müslüman halkın Dairesi Başkanı Şefik Bey’in başkanlığında; inançlarına, kutsal saydıkları bütün değerlere Emniyet Sandığı Müdürü Ömer Bey, İstinaf en ağır hakaretlerde bulunmuş, devleti ve Cinayet Mahkemesi Reisi Celaleddin Bey ve devlet kuvvetlerini hiçe saymıştı. Olaylar, Dâhiliye Nezâreti Memuru Mecid Efendi. Talori bölgesinden çeşitli istikametlere Konsoloslardan; Fransız Konsolosu yayılması üzerine 21 Ağustos 1894 tarihinde Vilbert, Rus Konsolosu General Pr. Jevalsky ve bölgeye gönderilen ilk askerî birlikle çatışma İngiliz Konsolosu Shipley” başlamıştı. Bu arada asiler Anduk Dağı’nda Komisyon, 4 Ocak 1895 tarihinden 21 toplanmışlardı. 25 Ağustos 1894 tarihinde Temmuz 1895 tarihine kadar altı ay askerler bu bölgeye sevk edildi. 27 Ağustos incelemelerde bulundu.76. Bu tahkik heyetinin 1894 tarihinde başlayan askerî hareket70. “3 ve konsolosların ayrıca tanzim ettikleri Eylül 1894 tarihinde Asâkir-i Şahane raporlarda Damatyan ve Boyacıyan’ın bölgeye tarafından bastırıldı”71. 9 Eylül 1894 tarihinde gizli bir siyasî emelle geldikleri ve Ermenilerle Ermeni eşkıyasının reisi Boyacıyan ve bölgedeki diğer halk arasında çatışmalar arkadaşları sağ olarak yakalandı72. 17 Eylül yaratmaya çalıştıkları zikredilmişti. Ölü sayısı 1894 tarihinde ise bölge asilerden tamamen ise 265 kişi olarak gösterilmişti. İngiliz temizlenmişti73. temsilcinin ayrı olarak aleyhe verdiği raporda Sason İsyanı bütün Avrupa’nın bile sayı 900’ü geçmiyordu. Bu arada her dikkatini çekip, müdahalelerini sağlamak için zamanki gibi ne kadar Müslüman’ın öldüğü 2078 komitelerce yapılmış plânlı bir isyan konusunda ise kimse ilgilenmemişti.77 hareketiydi. Zaten komiteciler nereye Bu arada Tahkik Heyeti’nin teşekkül gitmişlerse oralarda hemen yağma ve kıtaller etmesinden sonra Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat başlamıştı. Bunun en bâriz delili Sason Paşa Van, Bitlis ve Erzurum Vilâyetlerine olayıdır. Komitecilerin gitmediği yerlerde ise gönderdiği talimatta; Ermeniler pek rahat hayat sürmüşlerdir74. “1. Sadık tebaanın eşitlik ve güveninin sağlanması, Ancak bu olay dolayısıyla Avrupa’da Türk 2. Ermeni fesat hareketlerine neden aleyhtarı büyük bir propaganda kampanyası olacak idarî yolsuzlukların önlenmesi, açıldı. Çatışmalarda ölen Ermenilerin sayısı 3. Kürtlerin ve Ermenilerin birbirine son derece mübalağalı rakamlarla verilmeye düşmanlığının önlenmesi, başlandı. Hâlbuki Ermenilerden daha fazla 4. Yargının süratli ve adil olması, olan Müslümanların ölü sayısı ile hiç kimse 5. İlköğretimin (İslâm ve Hıristiyan) ilgilenmiyordu. denetimi, 6. Hıristiyan din adamlarından fesadı 69 E. Z. Karal, Osmanlı Tarihi VIII, s. 137–138. önlemeyenlerin tespiti, 70 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni 7. Yurt dışındaki Ermeni komiteleriyle Meselesi I, s. 356. haberleşmeye engel olunması” hususlarına 71 BOA., Y. A. Hus. 308/45 uyulması istenmişti78. 72 BOA., Y. A. Hus. 308/73 73 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni Meselesi I, s. 356. 75 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni 74 General Mayewski, Van ve Bitlis Vilâyetleri Askeri Meselesi, s. 110–113. İstatistiği, s. 215. Sason (Talori) Olaylarının askeri 76 E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. harekâtı hakkında geniş bilgi için bkz. Cengiz 473. Çakaloğlu, Müşîr Mehmed Zeki Paşa, Atatürk 77 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 147–149. Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum 78 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XXV, 1999, (Yayınlanmamış Doktora Tezi).s.167–198 İstanbul 1990, Bel. No: 40, s. 153.

Bütün bunlara rağmen İngiltere, olmaya çalışmasını, Ermenilere de rahat Fransa ve Rusya 11 Mayıs 1895 tarihinde durmalarını tembih etmesini emretmişti84. Babıâli’ye ıslahatların derhal yapılması için Hınçak Komitesi ve Patrikhane’nin müşterek bir muhtıra verdiler. 3 Haziran 1895 işbirliği ile önceden, uzun çalışmalar ve ince de bu teklifler toptan reddedildi. Bunun hesapla hazırlanmış, plânlanmış bu iş için, üzerine Ermeniler İstanbul’da bir karışıklık Van, Muş, Bitlis ve daha birçok yerlerden cahil çıkarmaya karar verdiler79. Ermeniler İstanbul’a getirilmişti85. “Sultan II. Abdülhamid Sason Tahkik İstanbul’da iki ayrı Hınçak Komitesi Heyeti’nin raporunu yayınlamasından sonra bulunuyordu. Birisi “Yönetim Kurulu”, diğeri Ermenilere ait olup hükümetçe ele geçirilen “İcra Komitesi” idi. Türkiye’deki isyankâr malzemelerin ve silahların bir koleksiyonunun bütün hareketler için talimat Yönetim tanzim edilmesini emretmişti. Bu koleksiyon Kurulu’ndan çıkıyordu. İcra Komitesi, yapılmış ve teşhir edilmek üzere Londra’ya Yönetim Kurulu’ndan aldığı direktifler gönderilmişti. Londra’da Avam Kamarası çerçevesinde organizasyonu hazırlıyordu. civarında teşhir olunan bu cinayet aletleri o Gösteri kararı Yönetim Kurulu’nca alındı. İcra vakit aleyhimizde bulunan İngiliz efkâr-ı Komitesi bunu organize etmek için, üç kişilik umumiyesini biraz olsun yatıştırmış ve bir heyet kurdu. Birkaç ay süren hazırlık bilhassa İngiliz kadınlarının ön ayak oldukları safhası 28 Eylül 1895 tarihinde bitirildi. O gün galeyanı bir dereceye kadar lehimize Hınçaklar, Fransızca kaleme alınmış bir döndürmeye hizmet etmişti”80. mektubu İstanbul’daki sefaretlere ve Türk Hükümeti’ne gönderdiler. İhtilâl Komitesi’nin 3. Babıâli Gösterisi mührünü taşıyan bu mektupta “İstanbul Ermenileri, Ermeni Vilayetlerinde yapılacak Ermeni Komiteleri Sason olayı ıslahatla ilgili taleplerini bildirmek üzere tamamen sonrasındaki gelişmelerden umduklarını barışçı bir nümayiş tertipleyeceklerinden ve bu, bulamamışlardı. Bu kere Avrupalıların hiçbir şekilde saldırgan bir hüviyet 2079 gözünün önünde olsun diye İstanbul’da bir taşımayacağından polisin veya silahlı kuvvetlerin karışıklık çıkarmayı plânladılar81. bunu önlemek maksadıyla müdahaleleri şayân-ı 27 Nisan 1894 tarihinde İstanbul’da teessüf neticeler yaratabilir ve bunun mes’uliyeti Patrik Âşıkyan’a bir suikast teşebbüsü yapıldı. bize raci olmaz” deniliyordu. Bu olaydan sonra patrik istifa etti82. Bundan Bu mektupta iki nokta dikkati sonra komitecilerin isteğiyle, İzmirliyan çekmekteydi. Evvela İstanbul’da böyle patrikliğe seçilmiş ve bu seçim Abdülhamid nümayişler yasak olmasına rağmen, Hınçaklar tarafından da onaylanmıştı83. İzmirliyan izin filan almaya gerek görmeyip, kararlarını patriklik görevinin sürdürürken dinî tebliğ ediyorlardı. İkinci husus ise müdahale faaliyetlerinden çok siyasî çalışmalara halinde şayân-ı teessüf olaylar olacağını da yönelmiş, adeta Hınçak Komitesi’nin önde peşinen beyan ediyorlardı86. gelenleri arasına girmişti. Sultan’ın seçimi Said Paşa hatıralarında; İsmini onaylamasına karşılık teşekkür edeceği yerde gizleyen bir Ermeni’nin daha önceden bu kilise ve milletine karşı vazifesini ifa edeceğini tertibi Temyiz Mahkemesi Başkanı’na yazılı ifade etmesi üzerine, Sultan, patriğin sözünü olarak gönderdiğini yazmıştı. Bu bilgiler sert bir şekilde keserek, sadık bir bende üzerine Sadrazam Said Paşa, Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’yı konağa davet ederek meseleyi enine boyuna görüştüler. Sonuçta; 79 A.Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa., Ermenilerin kilisede toplanmalarına s.46–47. karışmamaya fakat bundan sonraki toplu 80 Tahsin Paşa, Yıldız Hatıraları ve Sultan Abdülhamid, İstanbul 1990, s. 331. 81 S. J. Shaw, E. K. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye II, s. 254. 84 BOA., a.g.e., s. XXXIV 82 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 146. 85 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 83 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XXVI, Mezalimi, s. 215 İstanbul 1990, s. XXXIII. 86 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 149–150

eylemlerine izin vermemeye karar verdiler87. istediler91. Aslında Ermenilerin İstanbul’da bir karışıklık Ermenilerin şiddet kullanmadan çıkarmak için gelecekleri bir sene öncesinden dağıtılmaları için Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat haber verildiğinden 29 Eylül 1894 (H. 28 Ra Paşa bir beyannâme hazırlayarak halka 1312) tarihinde Padişah bir irâde çıkararak okunmak üzere Zaptiye Nâzırı’na verdi. gerekli tedbirlerin alınmasını istemişti88. Beyannâme Yaver Halit Bey tarafından Nihayet beklenen olmuş ve Van, Muş...vb. kalabalığın önünde okundu92. 30 Eylül 1895 yerlerden gelen Ermenilerin bir gösteri tarihli beyanname şöyleydi: hazırlığı içinde oldukları öğrenilmiş ve “Ermeni Patriği Efendi ve Ermeni yaklaşık bir sene sonra 19 Eylül 1895 (H. 28 Ra mu’teberanı ve Patrikhane kilisesinde ictimâ etmiş 1313) tarihinde yayınlanan irâdede İstanbul’a olan ahâlî! gelen bu Ermenilerin gösterilerine zaptiyece Devlet-i Aliyye’de kanûnen ictimâ engel olunması istenmişti89. memnu’dur. Şimdi dağılınız. Dağılmaz iseniz 30 Eylül 1895 sabahı Ermeniler çeşitli mes’uliyet sizlere ait olur ve kanûnen ağır ceza semtlerde toplanmaya başlamışlardı. En görürsünüz. Herkesin haklı ve haksız, sahîh ve büyük kalabalık Kumkapı Semti’nde gayr-i sahîh, bir şikâyeti olduğu halde Bab-ı toplanmıştı. Babıâli’ye doğru iki bin kişi Hükümet açıktır. Fakat bunu kanun dairesinde civarında yürümeye başlamışlardı. Bu beyan etmek lâzım gelir. Kanun dairesinde beyan-ı sıralarda sokaklarda medrese talebelerinden hal için Partrik Efendi biri Meclis-i Ruhâni ve ve esnaftan ellerinde sopalar bulunduğu halde diğeri Meclis-i Cismâni azasından iki zat ile bir hayli insanın alışılmamış vaziyette beraber şimdi Babıâli’ye gelmelidir. dolaştıkları görüldüğünden, zaptiyeler karşı Yukarıdaki ilânı fehametlü, devletlü bir nümayiş için de tedbirler almıştı90. Sadrazam Hazretleri’yle bil-müzâkere iş bu Toplanan göstericiler, Erzurum Pazartesi günü saat altı buçukta tanzim ve sizlere olayları dolayısıyla çıkarılmış olan “Erzurum kıraat etmeye ve edeceğiniz muameleye göre Ermeni dağlarından bir ses çınladı” marşını hükümet namına lâzım gelen tedbiri ittihaz etmeye 2080 söyleyerek Kumkapı’dan Babıâliye doğru Zaptiye Nâzırı Devletlü Paşa Hazretleri’ni memur ilerlemeye başladılar. Yollarda sık sık silah ettim. atarak, bıçak ve tabancalarla etrafa saldırdılar Dâhiliye Nâzırı Rıfat 10 Rebiyülâhır 1313”93 ve “Yaşasın Ermenistan!” diye bağırdılar. Sultan Mahmut Türbesi yakınlarında Bundan sonra, yine aynı gün Jandarma binbaşısı Servet Bey bunların Sadrazam Said, Adliye ve Mezahib Nâzırı hücumuna uğradı ve şehit edildi. Bir taraftan Rıza, Dâhiliye Nâzırı Rıfat ve Harbiye Nâzırı da Galata’dan, Üsküdar’dan çeşitli yerlerden Turhan imzasıyla şu bildiri gönderildi: yüzlerce Ermeni göstericilere katıldı. Özellikle “Ermeni Patrikliği’ne ve Patrikhane Çatalhan’dan gelen beş yüz Ermeni jandarma Ruhani ve Halk Meclisi Üyelerine: ve polise ateş ettiler. Yürüyüşçülerin sayısı Toplanan halkın dağıtılmasını Osmanlı Babıâli yakınında beş bini bulmuştu. Bu arada Hükümeti adına bildirmek için Zaptiye Nâzırı Patrik İzmirliyan, Sadrazam Said Paşa Hazretleri Patrikhane’ye gönderilmişti. tarafından Babıâli’ye davet edildi ise de Patrik Efendi sözü geçen Nâzırla hastalığını bahane ederek gitmedi ve ayağına görüşmekten kaçındı. Daha sonra bu iş için kadar gönderilen Zaptiye Nâzırı’nı da kabul yaverlerden Halit Bey tarafından, hazırlanan bildiri etmedi. Bunun üzerine Zaptiye Nâzırı, okunmuştu. Yine halk dağılmadı. Yalnız Patrikhane üyelerinden bazılarıyla görüştü. Patrikhane üyelerinden birinin verdiği cevapla geri Onlar da halkın dağıtılmasına çalışacaklarını döndü. Cevap toplananların dağıtılmasına söyleyerek halkın üzerine ateş açılmamasını çalışılacağı, fakat Zaptiye Nâzırı aracılığıyla

87 Said Paşa, Anılar, (Çev: Şemseddin Kutlu), 91 E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. İstanbul 1977, s. 194. 481. 88 BOA., İ. Hus. 1312. Ra/106. 92 Said Paşa, Anılar, s. 105. 89 BOA., İ. Hus. 1313. Ra/55 93 Hüseyin Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, 90 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 152. Ankara 1994, s. 75; Said Paşa, a.g.e., s. 111.

Babıâli’den ricada bulunmalarına izin verilmesi şiddetle cezalandırılacakları ilân edilmişti97. konusundadır. Zaptiye Nâzırı’nın verdiği bilgiye Bu arada Ermenilerin Babıâli’ye göre, bu ricanın toplanan halka ateş açılmaması girmeleri engellenmişti. Ancak, Ermeniler olduğu anlaşılıyor. Osmanlı Hükümeti’nin kargaşalıkları İstanbul’a yaymak niyetinde kanunen yasaklanmış olan toplanmalara aykırı olduklarından civardaki camii, mektep ve hareket eden kişileri, Patrikhane’nin ricasıyla ılımlı medreselerin önündeki hoca, din adamları ve bir şekilde davranması ve zorla dağıtılmaması iyi talebelere saldırdılar. Müslümanlar ile Ermeni niyetin ispatıdır. Bu topluluğa askerler karışmamış asileri arasındaki sokak kavgaları üç gün gece olup toplananların amaçları ne hükümetin gündüz İstanbul’un muhtelif semtlerinde menfaatine ve nede cemaatin haklı ve kanunî devam etti98. menfaatlerine uygundur. Sayıca az olanların Ermenilerin uzun zamandır kışkırtması yüzünden bu hareketin yapıldığı yaptıkları hazırlıklarını ve Anadolu’dan bir bilinmektedir. Bundan dolayı bu bildirinin sürü adam getirip silahlandırmalarını yetkililer verilmesi zamanından başlayarak bir saate kadar yakından takip ediyorlardı. Türk yetkililerinde toplananların dağılması teklifi oybirliğiyle karar aynı şekilde ne olur ne olmaz düşüncesiyle vermiştir”94. halkı silahlandırdıkları da99 ileri sürülmüştü. Said Paşa hatıratında Seraskerlik’ten Serasker Rıza Paşa Alman defalarca bir tabur asker istenmiş ise de danışmanlarının tavsiyesiyle bir iç harp çıkma Serasker Rıza Paşa sürekli oyalayıcı cevaplar ihtimaline karşı askerî birlik göndermemesi verdiği gibi, Mabeyn’in de askerin işe fikrini ileri sürmüş ve Padişah da bu fikri karıştırılmamasını ve zaptiyelerle hadisenin kabul etmişti. Bunların düşüncesine göre, önlenmesini istediğini95 belirtmiştir. Bu arada askerî birlik sevk edilirse, halk da askerlere Sadrazam Said Paşa’ya Meclis-i Vükela’nın katılarak vahim olaylar meydana sarayda toplanması yolunda bir irâde gelir. getirebilirlerdi. Ancak askerî birliklerin Said Paşa ise Ermenilerin bu hareketinden çok kullanılmaması bir taraftan Ermenilere cesaret etkilendiğinden korkular içinde kalmış ve verdi, öte yandan da Müslüman halkın, 2081 Saray’a gitmek için kendi arabasını önceden Ermenilere karşı harekete geçmesine sebep boş olarak gönderip Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat oldu. Bu suretle İstanbul, üç gün kadar anarşi Paşa’nın arabasına binmişti. Saray’a içinde kaldı100. Bu olaylarda beş on vardıklarında ise hadisenin bastırılıp Müslüman’a karşılık birkaç yüz Ermeni bastırılmadığı irâde ile sorulunca Sadrazam, hayatını kaybetti101. Ermeni Patrikhanesi’nin topa tutulmasını ve Avrupa’nın büyük devletleri bu kendi evlâd-ı iyâlinin suikasta uğramaması olaylar üzerine hükümet nezdinde şiddetli için merhameten saraya naklini isteyecek protestoda bulundular. İngiltere, bundan kadar telaşlanmıştı96. başka eskiden olduğu gibi hükümet işlerinin Ertesi gün Sadrazam’la beraber Yıldız’dan değil Babıâli’den idare edilmesini Dâhiliye, Hariciye ve Adliye Nâzırları Saraya istedi102. çağırıldı. Bu arada Ermenilerin gösterilerinin II. Abdülhamid ise, Ermeni olayları yayıldığı ve Müslüman halkın da bunlara karşı çıktığı sırada gerekli tedbirleri alıp hadiseyi çıktığı ve kanlı çatışmalar olduğu yolunda hemen yerinde bastırmadığı görüşünden haberlerin gelmesi üzerine bu heyet bir bildiri hareketle, fakat aslında İngiltere’yi yatıştırmak daha yayınlayıp bunları çoğaltarak işlek cadde için, Sadrazam Said Paşa’yı 1 Ekim 1895 ve sokaklara astırdılar. Bu bildiride Müslüman veya Gayr-i Müslim her sınıf halkın, Devletin 97 emirlerine itaat etmeleri ve kanun Said Paşa, Anılar, s. 119–120. 98 çerçevesinde hareket etmeleri aksi halde M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi, s. 221–230. 99 S. Yerasimos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye II, s. 94 Said Paşa, a.g.e., s. 112; E. Uras, Tarihte Ermeniler 294. ve Ermeni Meselesi... s. 482. 100 E. Z. Karal, Osmanlı Tarihi VIII, s. 142. 95 Said Paşa, a.g.e., s. 113 -14. 101 İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi 96 M. Z. Pakalın, Son Sadrazamlar ve Başvekiller V, Kronolojisi IV, İstanbul 1972. s. 335. İstanbul 1948, s. 99–100. 102 E. Z. Karal, Osmanlı Tarihi VIII, s. 142–143.

tarihinde azlederek İngiliz politikasına bulunduklarını ve ayrıca Atina Ermeni yakınlığı ile bilinen Kâmil Paşa’yı Komitesi’nin Zeytun’a üç yüz tüfek gönderdiğini” Sadrazamlığa getirdi103. bildirmişti106. İsyandan az önce de, Maraş’ta İdare 4. Zeytun İsyanı Meclisi Üyesi Agop Çorbacıyan’ın evinde şüphe üzerine emniyet tarafından yapılan Zeytun isyanı Halil Rıfat Paşa’nın aramada, Hınçak Komitesi Nizamnâmesi, Dâhiliye Nâzırlığı devrinde başlamıştı. Ancak mühürleri ve mektupları ele geçirilmişti. Bu isyan devam ederken Halil Rıfat Paşa mektupların tetkikinden Zeytun Ermenileri ile Sadrazamlığa tayin edilmiş bu vazifede iken Hınçak Merkez Komitesi’nin devamlı irtibatta de isyan sona ermişti. oldukları ve isyana teşvik edildikleri Hemen hemen bütün tarihi, isyanlar anlaşılmaktaydı107. ile geçmiş olan Zeytun104 O tarihlerde Halep Zeytun’da çıkarılan isyanların en Vilâyeti’nin Maraş Sancağı’na bağlı bir kaza büyüğü, en tehlikelisi ve en mühimi 1895 yılı idi. Nüfusu 1897 tarihine göre 8.000 sonlarında başlayan isyandır. Buna, Hınçak Müslüman, 9.000 Ermeni olmak üzere 17.000 liderlerinden başka hemen bütün dağlı kişi idi105. Ermenilerin de katılması, isyanın ve silah Zeytun Ermenilerinin hazırlıkları, temininin hem Patrikhane ve hem de yabancı isyandan birkaç sene öncesine kadar devletler tarafından desteklenmesi, olayların dayanıyordu. Zira 13 Aralık 1892 tarihinde çok kanlı olmasına sebep olmuştur. Zaptiye Nâzırı Nazım Paşa tarafından 23 Temmuz 1895 tarihinde, II. Sadrazam Cevad Paşa ve Dâhiliye Nâzırı Halil Abdülhamid’in Ermeniler hakkında çıkardığı Rıfat Paşa’ya gönderilen yazıda; “Mersin ve genel aftan faydalanan Hınçak Komitesi’nin İskenderun’dan kalkan Nemçe adlı vapurun her Londra’daki genel merkezi, Agashi (Garabet seferinde Zeytun’lu üç-beş Ermeni’yi Tursargisyan) adlı teröristi Klikya İskenderiye’ye ve oradan da Amerika”ya (Çukurova)’ya gönderdi. Buradan Zeytun’a 2082 kaçırdığını, bunun Mısır’daki Ermeni Komitesi bağlı Alabaşlı köyüne giden Aghasi Ermenileri tarafından finanse edildiğini, Mısır’daki Ermeni kışkırtarak ayaklanma başlar başlamaz İngiliz Komitecilerinin gayet rahat faaliyette donanmasının İskenderun’a geleceği propagandasını yaptı. Ayrıca Aghasi, Haleb’deki İngiliz Konsolosu ile de devamlı 103 M.Sertoğlu, Mufassal Osmanlı Tarihi VI, s. 3365. temas halinde bulunuyordu. 104 Zeytun isyanlarının tarihçesi hakkında geniş Aghasi ve arkadaşları, 16 Eylül 1895 bilgi için bkz. Erdal İlter, Ermeni Meselesinin tarihinde Karanlık Dere denilen yerde Perspektifi ve Zeytun İsyanları (1780–1915) Ankara toplanarak yapacakları isyanın plânını 1995; E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni hazırladılar. Aghasi’nin emrinde toplanan Meselesi, s. 487–499; M. Hocaoğlu, Arşiv Zeytun, Firnus, Geben, Sis (Kozan), Londak, Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi, s. 296–313; Karamanlı, Döngele ve Şevilki Ermenilerine K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 157–161; Zeytunlular çok fakir bir bölgede yaşadıkları ve daha sonra Maraş, Antep, Urfa, Halep, imkânları bulunmadığını ileri sürerek IV. İskenderun, Adana, Haçin, Kayseri, Gürün, Murat’tan vergiden muaf kılınmaları için bir Sivas, Elazığ, Diyarbakır, Van ve Bitlis ferman aldıklarını iddia ederlerdi. Onların Ermenilerinden de katılanlar oldu. Böylece iddiasına göre 1884 senesinde yanmış olduğunu sayıları on bine ulaşan Ermeniler isyana hazır söyledikleri bu fermanla, Osmanlı Padişahı hale geldiler108. Zeytun Kasabası’nın yıllık vergisini 15.000 kuruş Ermeniler 14 Ekim 1895 (R. 2 T. Evvel olarak tespit etmiş, başka hiçbir hükümdarın 1311) tarihinde Zeytun Kaymakamı’nın evini buna karışmamasını, Osmanlı memurlarının kurşunladılar. 19 Ekim 1895 tarihinde de isyan kasaba içinde bulunmamasını emretmiş imiş. Bu uydurma belgeye dayanarak XIX. yüzyılın sonlarına kadar Zeytun Ermenileri zaman 106 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XI, İstanbul zaman isyan etmişlerdi. (K. Gürün, Ermeni 1988, Belge No: 85, s. 263. Dosyası, s. 157.) 107 E. İlter, Zeytun İsyanları, s. 139–140. 105 E. İlter, a.g.e., s. 79. 108 E. İlter, a.g.e., s. 145–147.

ettiklerini ilân ettiler109. Harekete geçen Umum Kumandanlığına tayin edilen Mustafa Ermeniler telgraf hatlarını keserek Remzi Paşa’ya, ilk önce ellerindeki silahları teslim haberleşmeye engel oldular. Bu arada iki bini edip hükümete teslim olmaları, kabul etmezlerse silahsız, dört bini silahlı olarak Zeytun gereğinin yapılması yolunda talimat verildi. Çünkü kışlasını ve hükümet konağını kuşatarak; Zeytun kazası iki dağ arasında ve evleri ahşaptan Kaymakam, elli subay ve altı yüz askeri esir birbirine bitişik şekilde ve sokakları da dar idi. aldılar. Esirler sonradan Zeytun kadınları Burada yapılacak bir savaşta evlerin ve içindeki tarafından öldürüldüler110. 1 Kasım 1895 (R. 20 kadın, çocuk ve yaşlıların da yanacakları tahmin T. Evvel 1311) tarihinde Maraş ile Zeytun edildiğinden, Zeytun’a askerin girmeyip muhasara arasındaki köprüyü yakarak Maraş’tan altında tutulmasının ve Ermenilerin nasihatlerle Zeytun’a asker sevkini engellemeye çalıştılar. itaate davet edilmeleri, kabul etmezler ise en son Ermeniler Zeytun çevresinde toplanmaya askeri harekete geçilmesi ve böyle bir durumda ise çalışırlarken Maraş’taki Ermeniler 4 Kasım kadın, çocuk, sakat ve yaşlıların zarar 1895 tarihinde ayaklanma çıkardılar. Zeytun’lu görmemelerine dikkat edilmesi yolunda eşkıyalar 12 Kasım 1895 tarihinde Maraş’a kumandanlığa talimat verilmesine karar verilerek” bağlı Körtel köyünü basarak evleri aynı gün irâdesi de çıkarılmıştı113. yakmışlardı. 18 Kasım 1895 tarihinde yedi yüz Zeytun’a asker gönderilmesine karar kişilik Zeytun’lu ve Alabaşlı Ermeni eşkıyası verildiği andan itibaren Padişah bir an evvel Andırın Kasabası’na hücum etmiş, mallarını askerin yetişerek asilerin cezalandırılmasını yağmalamış, kadınları esir ederek Zeytun’a istemiş, aksi takdirde gecikme halinde, daha götürmüş ve hükümet konağını da önceki Ermeni olaylarında görüldüğü gibi yakmışlardı111. Bu arada Haleb Vilâyeti’nden yabancı devletlerin arabuluculuk girişiminde Babıâli’ye gelen telgrafta Ermeniler tarafından bulunabileceklerini belirtmişti114. birçok İslâm köyünün yakılıp çocukların dahî Bu arada 7 Kasım 1895 (H 19 Ca öldürüldüğü, Müslüman kadınların 1313) tarihinde Sadrazam Kâmil Paşa, memelerinin kesilerek ve kaçamayan azledilmiş ve Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa 2083 köylülerin de toplu olarak öldürüldüğü Sadrazamlığa tayin edilmişti115. anlaşılmıştı. Bundan başka Zeytun kışlası ele Askerî birliklerin Zeytun üzerine geçirilerek yakılmış, birkaç kişi dışında harekete başlayacakları sıralarda İngiltere subaylar ve askerler öldürülmüş, silah ve Hariciye Nâzırı ve bir müddet sonra da cephaneleri ele geçirilmişti112. İngiltere Başbakanı Lord Salisbury de telgrafla Zeytun’daki olaylar bu şekilde askeri harekâtı durdurmak için teşebbüste devam ederken 3 Kasım 1895 (H. 15 Ca 1313) bulundular. Bunun üzerine Padişah’ın emriyle tarihinde Sadrazam Kâmil Paşa’nın Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın başkanlığında başkanlığında Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Meclis-i Vükelâ 23 Kasım 1895 (H. 5 C 1313) Paşa’nın da bulunduğu Meclis-i Vükelâ tarihinde toplanarak; “Askerî harekâtın tehirinin toplanarak, Diyarbakır ve Zeytun olaylarını şimdilik doğru olmayacağı, birliklerin Zeytun’a görüştü. Bu toplantı sonunda özet olarak; hareketlerinin devam etmesinin yapılacak “Zeytun’daki eşkıyanın tenkili ile ilgili olarak anlaşmada lehimize kararların alınmasına hizmet Maraş’a sevk edilmekte olan on dört tabur askerin edeceği ve zaten daha önceki Meclis-i Vükelâ’da da iki taburunun Maraş’ta kalmasının uygun olacağı ilk önce hükümete teslim olmalarının teklif geriye kalan on iki tabur asker ve on topun edileceğinin kararlaştırılacağı belirtilerek, Zeytun’a hareketine karar verildi. Maraş Havalisi komitecilerin ve canilerin teslimi, yakılan kışlanın yaptırılması, askerin kışlaya tekrar yerleşmesi ve ele geçirdikleri top ve silahların teslimi şartlarının ileri 109 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi, s. 309. 110 E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. 491. 113 BOA., Y.A. Res. 77/14 111 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 114 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni Mezalimi, s. 309. Meselesi II, s. 377. 112 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni 115 İ. H. Danişmend, Osmanlı Tarihi Kronolojisi IV, Meselesi II, s. 381. İstanbul 1972, s. 335.

sürülmesi” kararlaştırıldı116. Osmanlı Hükümeti’nin ise sabrı taşmak Daha sonra Serasker Rıza Paşa üzereydi. Nitekim 8 Şubat 1896 (H. 23 Ş 1313) Sadrazam Halil Rıfat Paşa’ya gönderdiği tarihinde Sadrazam Halil Rıfat Paşa’dan yazıda Zeytun’daki Ermenilere bir heyet komutanlara gönderilen tezkerede özetle: gönderilerek yukarıdaki tekliflerin iletildiği ve “Zeytun’un ileri gelenlerinden on üç imza ile Ermenilerin heyeti iyi karşılamalarına rağmen, arabulucu devletlerin temsilcilerine gönderilen kendilerine bir hükümet süsü vererek yazıda, Müslümanların silahları toplatılır ise menfaatlerine bir netice çıkması için işi kendileri de Asakîr-i Şahane”den ele geçirdikleri uzatmaya çalıştıkları bildirilmişti. silahları teslim edeceklerini, kışlayı tamire muktedir Bu konu tekrar görüşülmek üzere olmadıklarını, komitecilerin af edilmelerini ve Meclis-i Vükelâ’ya havale edildi. 5 Aralık 1895 Zeytun’a Hıristiyan bir kaymakam tayin edilmesini (H: 17 C 1313) tarihinde toplanan Meclis, işin istediklerini, ancak bu tekliflerin kabulünün uzamasının devletin aleyhine olacağı için mümkün olmayacağını, buna karşılık üç gün Mustafa Remzi Paşa’nın hemen Zeytun’a zarfında hükümetin tekliflerinin kabul olunmadığı hareket etmesi ve tekliflerin kabul edilmemesi takdirde askerî harekâtın başlatılabileceğinin halinde gerekli askerî müdahalenin bildirilmesini ve bu arada Müslümanların elinde yapılmasını kararlaştırılmış ise de, aynı tarihli silah bulunmadığı ve bunların zaten ıslahata giden Padişah’ın irâdesinde İngiltere, Almanya ve memurlar tarafından vaktiyle toplanmış olduğu” İtalya sefirlerinin devreye girmesi yüzünden, bildirilmişti120. işi barış yoluyla halletmenin uygun olacağı, Nihayet 7 Ekim 1895 tarihinde ancak en son çare yine askerin müdahale Hınçak Komitesi tarafından çıkarılan ve edebileceği şeklindeydi117. İngiltere tarafından desteklenen Zeytun isyanı 24 Aralık 1895 tarihinde Osmanlı 11 Şubat 1896 tarihinde Babıâli ile Zeytun kuvvetlerinin Zeytun’u muhasaraya asileri arasında yapılan121 “İsyancıların başladıkları sıralarda Zeytun’daki Ermenilerin silahlarını teslimi, genel af çıkarılması, sayısının on beş bin civarında olduğu İngiltere’den gelenler de dâhil komitecilerin yurt 2084 bildirilmişti118. Bu tarihlerde beş bin kadar asi dışına çıkarılması... “gibi şartlarla sona erdi122. kasabadan ve kışladan Kilis istikametine kaçtı 12 Şubat 1896 (H. 27 Ş 1313) tarihinde ise de, bir kısmı yakalandı. Büyük devlet Ethem Paşa ile Maraş Mutasarrıfı Abdulvahap elçilerinin Babıâli’ye müracaatları, Saray Efendi’nin müştereken Sadrazam Halil Rıfat tarafından kabul olunduğundan, Zeytun’a Paşa’ya çektikleri telgrafta Zeytun’da girmek üzere olan ordunun harekâtı antlaşmanın yapıldığı ve asayişin sağlandığı durduruldu. Bu sırada, Mustafa Remzi Paşa, bildirilmişti123. yavaş hareket ettiğinden azledildi, yerine tayin İsyan çıkaran Hınçak Komitesi’nin edilen Halep Nizâmiye Fırkası Kumandanı altı lideri 13 Şubat 1896 tarihinde İngiliz Ethem Paşa Maraş’a geldi ve teslim şartlarını Subaylarının himayesinde Zeytun’u terk ettiler görüşmek üzere derhal Zeytun’a hareket etti. ve 12 Mart 1896 tarihinde Mersin’den Müzâkerelere memur edilen Halep’deki Rus, Marsilya’ya hareket ettiler124. İtalyan (Almanya ve Avusturya’yı da Bu isyan sonunda Hınçak temsilen), Fransız ve İngiliz konsolosları da, Komitesi’nin Türkiye’deki faaliyetleri de, Zeytun’a hareket ettiler. 1 Şubat 1896 tarihinde isyanlar açısından aktif bir kuvvet olarak sona başlayan ilk görüşmeler 5 Şubat 1896 tarihine ermiş oluyordu. 1897 yılında ikiye ayrılan ve kadar devam etti119. Yabancıların devreye artık kendi iç meseleleri ile uğraşan Hınçak girmesi Ermenileri kurtarmıştı. Tahmin Komitesi’nin yerini Taşnak Komitesi edildiği gibi büyük devletleri arkalarına alan Ermeniler oyalama taktiğine başvuruyorlardı.

120 BOA., Y.A Hus. 345/59–3 116 BOA., İ. Dh. 1313. C/61. 121 E. İlter, Zeytun İsyanları, s. 160. 117 BOA., İ. Dh. 1313. C/63. 122 E. Z. Ökte, Osmanlı Arşivi, Yıldız Tasnifi, Ermeni 118 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, Ankara Meselesi II, s. 434. 1994, s. 146. 123 BOA., Y.A Hus. 345/102 119 E. İlter, Zeytun İsyanları, s. 155. 124 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 148.

alacaktır125. bu arada Ermenilerin çıkardıkları yangında 410 Ermeni evi 13 Müslüman evi 95–137 5. İsyanların Anadolu’ya Yayılması arasında Müslüman dükkânı yanmıştı. Olaylar yirmi dört saat içinde bastırılarak asayiş Ermeniler bir dış müdahale ümidiyle sağlanmıştı. Bu olaylarda Ermenilerden 581 1895 yılı yaz aylarında isyanlarını ölü, 48 yaralı Müslümanlardan 11 ölü 26 yaralı yaygınlaştırmaya başladılar. İstanbul’daki tespit edilmişti127. Babıâli yürüyüşünden sonra ise, umduğunu 7 Ekim 1895 (R. 25 Eylül 1311) bulamayan Ermeniler Anadolu’nun neredeyse tarihinde Kayseri Sancağı’na bağlı Develi her yerinde komiteler vasıtasıyla olaylar Kazası’nın Everek Kasabası’ndaki olaylarda çıkardılar. Bunlardan en tehlikelisi ve uzun Ermenilerden 12 ölü, Müslümanlardan 2 yaralı sürelisi yukarıda bahsettiğimiz Zeytun İsyanı tespit edilmiştir128. idi. Aynı tarihlerde Anadolu’nun diğer 9 Ekim 1895 (R. 27 Eylül 1311) vilâyetlerinde çıkan olayların hepsinde de tarihinde İzmit Sancağı, Geyve Kazası’nda görülen ortak nokta ilk saldırıya başlayan pazar yerinde iki Ermeni Komiteci gencin tarafın Ermeniler olmasıdır. Müslümanlar ise Müslümanlara rastgele ateş açmasıyla olaylar galeyana gelerek emniyet kuvvetleri ve askerin başlamış; Müslümanlar ile Ermeniler arasında müdahalesini beklemeden harekete geçmesiyle çıkan kavgada 33 Ermeni ölmüş ve bir o kadarı olaylar daha da artmış ve bu yüzden ölü sayısı da yaralanmıştı129. da fazla olmuştur. Bu olaylar birkaçı dışında 21 Ekim 1895 (R. 9 T. Evvel 1311) bir-iki gün içerisinde bastırılmıştır. tarihinde Erzincan’da Ermenilerin Anadolu’da meydana gelen olayların Müslümanlara silah atmaları sonucu çıkan en önemlileri ve bu olaylarda Ermenilerden ve kavgada Ermenilerden 50, Müslümanlardan 5 Müslümanlardan ölen ve yaralananların kişi ölmüştür130. Bir hafta sonra Ermenilerin miktarı şöyledir: çıkardığı bir başka olay ile beraber ölü ve 3 Ekim 1895 (R. 21 Eylül 1311) yaralı sayısı Ermenilerin 111 ölü 157 yaralı, 2085 tarihinde Trabzon’da bulunan eski Van Müslümanlarınki 10 ölü 107 yaralıya Valisi’ne suikast düzenlenmesiyle olaylar çıkmıştır131. başlamış 8 Ekim 1895 (R. 26 Eylül 1895) 25 Ekim 1895 (R. 13 T. Evvel 1311) tarihinde de Ermenilerin dükkânlarını Cuma günü Gümüşhane’de yine Ermeniler kapatarak Müslümanlara ateş açmasıyla tarafından başlatılan olaylar aynı gün olaylar büyümüş ve alınan tedbirlerle olaylar bastırılmış olaylarda Ermenilerden 9 ölü 6 önlenmişti. Bu olaylarda Ermenilerden, şehir yaralı, Müslümanlardan 2 ölü 4 yaralı tespit merkezinde 182, köylerde 21 ölü 18 yaralı, edilmiştir132. Müslümanlardan 21 ölü, Rumlardan 1 ölü 25 Ekim 1895 (R. 13 T. Evvel 1311) tespit edilmiştir126. Cuma günü Bitlis’te Müslümanlar Cuma 6 Ekim 1895 (24 Eylül 1311) tarihli namazı kılarken Ermenilerin saldırılarıyla Mamurat’ül aziz Vilâyeti’nden Dâhiliye başlayan olaylar çevre köylere de sıçramış ve Nezâreti’ne gönderilen tezkirede 25 Eylül 1895 olaylar bir-iki gün içinde bastırılmıştı. Bu (R: 13 Eylül 1311) tarihinden beri Ermenilerin olaylarda Ermenilerden 136–139 arası ölü 40 kilisede toplanarak uzun süre burada yaralı, Müslümanlardan 38 ölü 135 yaralı kaldıktan sonra askerlere silah atmaya tespit edilmişti. Bu olay daha sonra, köylere de başlamaları ile olaylar büyümüş, askerlerin ateşe mukabele etmesiyle olayların büyümesi 127 M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 243. engellenmiş ve asiler kaçmışlardı. Ancak 128 M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 234. olayların duyulması üzerine Müslüman 129 M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 232. aşiretler Ermenilerin üzerlerine saldırmışlar ve 130 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 96; M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 281. 125 E. İlter, Zeytun İsyanları, s. 160 131 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 171; M. Hocaoğlu, a.g.e., 126 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 166; M. s. 288. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 132 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 100; M. Hocaoğlu, a.g.e., Mezalimi, s. 269–270. s. 271.

sıçramış ve bu olaylarda Ermenilerden 171 ölü yaralı, Eleşkirt’te Ermenilerden 4 ölü 2 yaralı, 49 yaralı, Müslümanlardan 86 ölü 38 yaralı Hınıs’ta Ermenilerden 32 ölü Müslümanlardan tespit edilmiştir133. 6 ölü tespit edilmişti. Erzurum olaylarında 26 Ekim 1895 (R. 14 T. Evvel 1311) toplam ölü ve yaralı sayısı ise Ermenilerden tarihinde Bayburt’un Ermeni mahallesinden 598 ölü 406 yaralı, Müslümanlardan ise 116 ölü silahların atılması üzerine Müslümanlar 183 yaralı tespit edilmiştir136. heyecanlanmış ve kasaba birden bire 1 Kasım 1895 (20 T. Evvel 1311) karışmıştır. Asker, polis ve jandarma tarihinde Diyarbakır’da Müslümanlar Cuma kargaşalığı önlemeye çalışmışsa da, karışıklık namazı kılarlarken Ermenilerin ateş açmasıyla akşama kadar devam etmiştir. Bu olaylarda ve cemaatin dışarı çıkmasıyla olaylar başlamış, Ermenilerden 177 ölü 35 yaralı, aynı gün hükümet kuvvetleri tarafından Müslümanlardan 2 asker 3 sivil olmak üzere 5 zorlukla bastırılabilmiştir. 8 Kasım 1895 (R. 27 ölü 12 yaralı tespit edilmiştir. Ertesi gün T. Evvel 1311) tarihinde İstanbul’a gönderilen olaylar çevre köylere sıçramış ve Ermenilerle telgrafta Ermenilerden 300’den fazla ölü 100 Müslümanlar arasındaki çatışmalar birkaç gün yaralı, Müslümanlardan 70 ölü 80 yaralı devam etmiştir. Bu çatışmalarda Ermenilerden olduğu bildirilmiştir. Bundan başka aynı gün 544 kişi ölmüş 72 kişi de yaralanmıştır. Siverek’te de Müslümanlar ile Ermeniler Müslümanlardan da 17 ölü 22 yaralı tespit arasında olaylar olmuş ancak ölü ve yaralı edilmiştir134. sayısı tespit edilememiştir137. 28–30 Ekim 1895 (R. 16–18 T. Evvel 4 Kasım 1895 (R. 23 T. Evvel 1311) 1311) tarihleri arasında Urfa’da Müslümanlar tarihinde Malatya’da Ermeni bir berberin tıraş ile Ermeniler arasında silahlı çatışmalar olmuş, ettiği Müslüman müşterisinin kafasını ustura fakat ölü sayısı tespit edilememiştir135. ile keserek öldürmesi üzerine başlayan olaylar 30 Ekim 1895 (R. 18 T. Evvel 1895) büyümeden önlenmişti. tarihinde Erzurum’da Ermenilerin önce 7 Kasım 1895 (R. 26 T. Evvel 1311) hükümet konağını basmaları arkasından da tarihinde Harput’ta Ermenilerin ateş açmasıyla 2086 buraya gönderilen askerlerin üzerine ateş olaylar başlamış, bu arada çevre köylerdeki açmalarıyla olaylar büyümüş, çevre kaza ve Müslüman aşiretler olayı duyunca harekete köylere sıçrayarak Müslümanlarla Ermeniler geçmişlerse de askerlerin gayretiyle olayların arasında silahlı çatışmalar çıkmıştır. Neticede büyümesine fırsat verilmemiştir. olaylar hükümet kuvvetleri tarafından 9 Kasım 1895 (28 T. Evvel 1311) bastırılmıştır. Bu olaylar da Ermenilerden 264 tarihinde Ermenilerin yoğun bulunduğu ölü 179 yaralı, Müslümanlardan 41 ölü 43 Arapkir Kasabası’nda yine komiteciler yaralı tespit edilmiştir. Müslümanların üzerine ateş açarak olaylar Olaylar daha sonra Erzurum’un bazı başlatmışlardı. Müslümanların evlerine kazalarına da yayılmış buralardan; çekildikleri sırada çevredeki aşiretler Refahiye’de Ermenilerden 18 ölü, silahlanarak kasabaya yürüdüler. Bu sırada Müslümanlardan 1 ölü 16 yaralı, Kuruçay’da Ermeniler kendi ev ve dükkânlarıyla Ermenilerden 9 ölü 5 yaralı Müslümanlardan 2 Müslümanların ev ve dükkânlarını ateşleyip ölü 3 yaralı, Kemah’ta Ermenilerden 4 ölü 5 yangın çıkardılar. Birçok Müslüman’ın evi, yaralı, Tercan’da Ermenilerden 140 ölü 42 dükkânı, mağazası, cami, medrese, kütüphane yaralı, Müslümanlardan 25 ölü 5 yaralı, ve dershanesi yandı. Yanan binalardan Pasinler’de Ermenilerden 28 ölü 13 yaralı Ermenilere ait olanlar Müslümanlarınkine göre Müslümanlardan 1 ölü, Kığı’da Ermenilerden yok denecek kadar azdı. Bu arada Ermeniler 20 ölü13 yaralı Müslümanlardan 56 ölü 19 suçu Müslümanların üzerine yıkmak için kiliselerini ateşe verdilerse de askerler

tarafından kısa sürede söndürüldü ve askerler 133 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 172–175; M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 272–276. 134 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 103, 168–169; M. 136 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 170–172; M. Hocaoğlu, Hocaoğlu, a.g.e., s. 282–283. a.g.e., s. 287–289. 135 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 107; M. Hocaoğlu, a.g.e., 137 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 102; M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 254–255. s. 234.

kasabada duruma hâkim oldular138. edilmiştir144. 12–14 Kasım 1895 (R. 31 T.Evvel- 2 T. 22 Kasım 1895 (R. 10 T. Sâni1311) Sâni 1311) tarihlerinde Sivas merkezinde iki tarihinde Ermenilerin saldırısı ile Muş’ta kere çarşıda, Ermeniler ile Müslümanlar başlayan olaylar köylere de yayılmış ise de arasında çıkan kavga büyümüş iki taraftan da kısa bir sürede bastırılmış bu olaylarda ölenler olmuş ve olaylar kısa sürede Ermenilerden 17 ölü, 45 yaralı bastırılmıştır. Bu karışıklıklarda Ermenilerden Müslümanlardan 5 ölü 6 yaralı tespit 438 ölü 88 yaralı, Müslümanlardan 5 ölü 17 edilmiştir145. yaralı tespit edilmiştir. Olaylar daha sonra 30 Kasım 1895 (R. 18 T. Sâni 1311) Sivas’a bağlı diğer sancak ve kazalara da tarihinde Kayseri’de Ermenilerin ateşiyle sıçramıştır. Bunlardan Gerüme (Gürün?) ‘deki başlayan karışıklıklar kısa sürede bastırılmış olaylarda 476 Ermeni ölü 35’i yaralı, bu olaylarda Ermenilerden 270 ölü 40 yaralı Müslümanlardan ise 64 ölü 56 yaralı, Divriği Rumlardan 2 ölü, Katoliklerden 10 ölü 3 yaralı, ve köylerinde Ermenilerden 114 ölü 29 yaralı, Protestanlardan 7 ölü 3 yaralı ve Darende’de Ermenilerden 20 Müslümanlardan Müslümanlardan 6 ölü 3 yaralı tespit 2 ölü, Tokat’a bağlı birkaç köyde çıkan edilmiştir146. olaylarda Ermenilerden 89 ölü tespit 15–16 Aralık 1895 (R. 4–5 K. Evvel edilmiştir139. Şark-î Karahisar’daki olaylarda 1311) tarihinde Amasya’ya bağlı Köprü ise Ermenilerden 221 ölü 120 yaralı, Kasabası’nda Pazar gecesi yatsı namazından Müslümanlardan 9 ölü 4 yaralı tespit çıkan cemaatten birkaç kişiye, Ermenilerin ateş edilmiştir140. açmasıyla çatışmalar çıkmış ve ertesi gün 15 Kasım 1895 Cuma günü yine öğlene kadar devam etmiştir. Bu Sivas’ta Müslümanlar camide iken Ermenilerin karışıklıklarda Ermenilerden 50 ölü 15 yaralı, ateşiyle, galeyana gelen Müslümanlarla Müslümanlardan 2 ölü 4 yaralı tespit Ermeniler arasında çıkan kavgalarda 80 edilmiştir147. Ermeni ölmüştü. Müslümanların ölü ve yaralı 17 Aralık 1895 (R. 5 K. Evvel 1311) 2087 sayıları 20 kişi idi141. tarihinde Sivas’a bağlı Hafik Kazası 16 Kasım 1895 (R. 4 T. Sâni 1311) dolaylarında dolaşan 10 dağ eşkıyası 16’sı tarihinde Antep’te Ermenilerin ateş açmasıyla çocuk olmak üzere 17 kişiyi öldürmüşlerdi. Bu başlayan olaylarda Ermenilerden 111 ölü 97 eşkıyalar Suşehri-Koyulhisar arasındaki yaralı, Müslümanlardan da 59 ölü tespit Karabayır mıntıkasında kıstırılmış ve 6’sı ölü edilmiş ve olaylar aynı gün bastırılmıştır142. 4’ü sağ olarak ele geçirilmişti148. Aynı gün Halep’te çıkan 20 Haziran 1896 (R. 8 Haziran 1312) çatışmalarda Ermenilerden 111 ölü 97 yaralı, tarihinde Niksar’ın pazarının kurulduğu Müslümanlardan 59 ölü 110 yaralı tespit Cumartesi günü Ermenilerin kışkırtması ile edilmiştir143. çıkan çatışmalarda Ermenilerden 132 ölü 15 20 Kasım 1895 (8 T. Sâni 1311) yaralı, Müslümanlardan ise 40 ölü 40 kadar da tarihinde Zeytun olayları devam ederken yaralı tespit edilmiştir149. Maraş’ta Ermenilerin saldırısıyla başlayan Ermeni isyanlarının artması ve dış çatışmalarda Ermenilerden 98 ölü 83 yaralı, baskılar neticesinde bu sıralarda Anadolu’ya Müslümanlardan 27 ölü 31 yaralı tespit

144 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 126. 138 M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 24–245. 145 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 139 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 117– Mezalimi, s. 277–278. 119. 146 BOA., İ. Dh. 1313 C/60–1; H. Nazım Paşa, Ermeni 140 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Olayları Tarihi I, s. 132; M. Hocaoğlu, Arşiv Mezalimi, s. 258. Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi, s. 233. 141 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 136– 147 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 133; M. Hocaoğlu, a.g.e.,s. 137. 258. 142 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni 148 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 133; M. Hocaoğlu, a.g.e., Mezalimi, s. 255. s. 258. 143 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 131. 149 M. Hocaoğlu, a.g.e., s. 259–260.

gönderilen teftiş heyeti 16 Ocak 1896 (R. 3 K. sağlamaktı. Bu uğurda binlerce insanın Evvel 1311) tarihinde verdiği bir raporda; ölümüne sebep oldular. Bekledikleri dış Ermeni isyanlarını bastırmak vazifesinin müdahaleler ise devlet adamları tarafından ahâlîye ait olmayıp devletin askerine ait bazı tavizler verilerek engellendi. olduğu belirtildikten sonra bazı tedbirler hakkında da görüş bildirir. Buna göre, bir 6. Islahat Projeleri taraftan halka nasihatler edilirken bir yandan da vilâyet, liva ve kaza merkezlerinde bir Berlin Antlaşması’nın 61. maddesi kolağası kumandasında iki bölükten aşağı uyarınca Ermeniler lehine bazı ıslahatlar olmamak üzere Asakîr-î Şahâne yerleştirilmesi yapılması öngörülmüştü. Batı, Osmanlı ve köyler arasında süvarî birliklerinden oluşan Hükümeti’nin bu yükümlülüğü yerine devriyelerin gezdirilmesi ve bu askerlere halka getirdiği takdirde onun toprak bütünlüğünü nasıl davranılacağına dair talimatlar korumayı üzerine alıyordu. ezberlettirilip ona göre davranmalarının II. Abdülhamid, ıslahat konusunda sağlanmasıyla asayişin sağlanacağı söz vermiş, fakat Avrupa Devletlerinin belirtilmiştir150. ilgilenmemeleri sonucunda bu tasarılar rafa 1895 yılındaki karışıklıklar sonucu kaldırılmıştı. Büyük devletler Sason olayları Müslüman veya Gayr-i Müslim kaç kişinin karşısında II. Abdülhamid’i kınamakta ölüp kaç kişinin yaralandığı Osmanlı gecikmemişlerdi. İngiltere adına Lord Hükümeti tarafından tespit edilmiştir; buna Salisbury, Osmanlı Hükümeti’nin Berlin göre, Müslümanlardan 1.828 ölü, 1.433 yaralı, Antlaşması’nın gereklerini yerine getirmediği Gayr-i Müslimlerden 8.717 ölü 2.238 yaralı takdirde Avrupa Devletlerinin Osmanlı olmak üzere toplam 10.535 ölü 3.671 yaralı Devleti’ne yaptırım uygulamalarını önerecek tespit edilmiştir. Ancak bu rakamlara kadar ileri gitmişti153. Sason İsyanı ile ilgili Zeytun’da ölenlerin dâhil edilmediği de tahkikat heyetinin çalışmaları devam ederken belirtilmiştir. Çünkü Zeytun isyanı 1896’da İngiltere, Fransa ve Rusya’nın İstanbul’daki 2088 sona ermiş ve 1896 istatistiğinde verileceği büyükelçileri hazırladıkları bir memorandum bildirilmişti151. 1896 yılı Şubat ayı sonunda ile “Vilâyât-ı Sitte”de yapılmasını istedikleri büyükelçiliklerce tutulan hesaba göre ise ölü ıslahatları içeren 40 maddelik bir Islahat sayısı yaklaşık olarak 40.000’dir. Buna rağmen Projesi’ni 11 Mayıs 1895 tarihinde Osmanlı Ermeni Komitecilerinin umduğu bütün Hükümeti’ne verdiler154. Bu Islahat Projesi’nde yabancı müdahale imkânları kesin olarak ise başlıca şu maddeler yer almaktaydı: önlenmişti152. “1. Valilerin tayini ile ilgili teminat verilmesi, Bu isyanların birbirine yakın 2. Siyasi suçlulardan hüküm giyen tarihlerde meydana gelmesi, birçoğunda ise Ermenilerin affedilmesi, özellikle Cuma günü Müslümanlar Cuma 3. Göç eden ve sürgün edilen Ermenilerin namazında ya da Pazar yerinde iken yerlerine döndürülmesi, başlaması, bir tesadüf eseri olmaktan ziyade 4. Hapishanelerin ve mahkûmların komitecilerin plânlı hareketinin neticesinde durumunun kontrol edilmesi, gerçekleştiğini göstermektedir. Üstelik 5. Vilâyetlerde yapılacak ıslahatın kontrolü başladığı yerlerin hiç birinde Ermeniler için Fevkalâde komiser atanması, çoğunluğu teşkil etmedikleri gibi 6. Sason ve başka yerlerde zarar gören Müslümanlara karşı üstünlük sağlamaları da Ermenilerin zararlarının devletçe mümkün değildi. Bu isyanlarda komitecilerin karşılanması, amacı Müslüman halkın tahrik edilip Ermeniler üzerine saldırtarak dış müdahale 153 M. Kemal Öke, “Şark Meselesi ve II. Abdülhamid’in Garp Politikası–1876–1909” Osmanlı 150 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 175– Araştırmaları III, İstanbul 1982, s. 259–260. 178. 154 Osman Nuri, Abdülhamid-i Sâni ve Devri Saltanatı 151 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 157. III, s. 831; A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet 152 S. Yerasimos, Azgelişmişlik Sürecinde Türkiye II, s. Şâkir Paşa, s. 46; C. Küçük, Osmanlı 394–395. Diplomasisinde Ermeni Meselesi, s. 114–115.

7. İstanbul’da daimi bir kontrol vilâyetlere bir Avrupalı komiser tayin komisyonunun kurulması, edilmesini teklif etti. Fakat bu teklif diğer 8. Din değiştirme meselesinin bir nizâma devletlerce kabul edilmedi. Bununla birlikte bağlanması, büyükelçiler, 9 Haziran 1895 tarihinde 9. Ermenilere verilen hukukî imtiyazların Babıâli’ye verdikleri bir ültimatomla 11 bütünüyle korunması ve uygulanması, Mayısta yapılan tekliflere, daha açık ve tatmin 10. Anadolu’nun başka yörelerindeki edici cevap verilmesini istediler. Bu sırada II. Ermenilerin durumlarının da dikkate Abdülhamid, büyük devletlerin isteklerine alınması”155. daha yatkın görünen Cevad Paşa’yı, Genel üslûp ve muhteva bakımından Sadrazamlık’tan azlederek, yerine Said Paşa’yı devletin istiklâliyle bağdaşmayan bu tayin etti (9 Haziran 1895)158. memorandum ve Islahat projesi hakkında Said Paşa, ilk iş olarak, üç devletin Osmanlı Hükümeti hiçbir teşebbüse müşterek verdikleri ültimatomun sonucunda girmeyerek bir kenara attı. Bu arada II. ortaya çıkan kritik durumla meşgul oldu ve Abdülhamid; Sadrazam Cevad Paşa, Hariciye Hariciye Nâzırı ile birlikte hazırladıkları cevap Nâzırı Said Paşa ve Kâmil Paşa’dan ayrı ayrı notası Padişah tarafından uygun görülerek konu ile ilgili görüşler aldı. Sadrazam ve hemen 17 Haziran 1895 (H. 23 Z 1312- R. 4 Hariciye Nâzırı sefirlerin tekliflerini kabule Haziran 1311) tarihinde Fransız, İngiliz ve Rus meyyal görünüyorlardı. Cevad Paşa ise bir elçilerine takdim edildi. teklifte daha bulundu. Buna göre Saray’da bir Cevabî notada hükümet tekliflerden heyet kurulacak ve Babıâli’nin mühim Osmanlı kanun ve nizâmlarına aykırı maruzatı o heyet tarafından tetkik ve tasdik olmayanların esasen kabul edilmiş olduğunu, edilecekti. Cevad Paşa’nın bu teklifi Padişah’ın fakat bazı noktaların tetkike muhtaç olduğunu onun hakkında duyduğu itimatsızlığı ileri sürmektedir. Devletlerin büyük komiser büsbütün artırdı. tayini konusundaki tekliflerine karşılık, cevabî Padişah’ın işi yavaştan aldığını iddia notada, vazifesi münhasıran ve hasseten tatbik 2089 eden İngiltere ise Islahat Projesi’ni zorla kabul sahasına konulacak ıslahatı teftiş etmek üzere ettirmek için İskenderiye’de bulunan dirâyetli bir memurun Doğu Anadolu’ya donanmasını harekete geçirdi. İngiliz gönderileceği bildirilmektedir. Ayrıca Islahat Donanması Boğazlara doğru yol aldığı bir lâyihasının tatbiki sırasında, mahallî sırada Babıâli büyük devletler arasında tam bir özelliklerin dikkate alınacağı ve gerekli uyuşma olmamasından cesaret alarak, onların değişikliklerin yapılacağı ve bu değişikliklerin tekliflerinin ekserisini, Padişah’ın hükümranlık mucip sebeplerinin devletlere tebliğ edileceği haklarını ihlâl ettiği gerekçesiyle reddetti156. Bu taahhüt edilmektedir159. Ancak İngiltere maksatla hazırlanan 23 Mayıs ve 3 Haziran Başbakanı Salisbury’nin, proje üzerindeki 1895 tarihli iki şifahi cevap büyükelçilere hiçbir değişikliği kabul etmeyeceklerini verildi157. bildirmesi ve bu görüşü Fransa’nın Babıâli’nin bir lâyiha şeklinde desteklemesine rağmen, II. Abdülhamid’in hazırlayıp verdiği bu cevaplar büyük direktifi ile Avrupalı Devletler tarafından devletlerce kabul edilmedi. Babıâli’nin yapılan uygulanılması istenilen 40 maddelik bu proje teklifleri kabulde yavaş davrandığını ileri üzerinde çalışmalar başladı160. Bu proje süren İngiltere büyükelçisi, Fransa ve Rusya üzerindeki çalışmalar yapmak üzere, Padişah büyükelçilerine Anadolu’da ıslahat yapılacak tarafından bir komisyon kuruldu. Bu komisyona Meclis-i Vükelâ’dan Adliye Nâzırı Hüseyin Rıza Paşa, Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat 155 A. Karaca, a.g.e., s. 47. Geniş bilgi bkz. E. Uras, Paşa, Hariciye Nâzırı Turhan Paşa, Maarif Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. 149–417. ve M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi, s. 405–4077. 158 A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa, s. 156 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi, 48. s. 119–123. 159 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi, 157 Osman Nuri, Abdülhamid-i Sâni ve Devri Saltanatı s. 123–131. III, s. 861. 160 A. Karaca, a.g.e, s. 48.

Nâzırı Ahmet Zühtü Paşa ve Sadaret uygundur. Müsteşarı Hüseyin Tevfik Paşalar katıldılar161. 8- Daimî muayene komisyonu: Müslim II. Abdülhamid, elçilerin teklif ettiği ve Gayr-i Müslim devlet görevlilerinden seçilmiş 40 maddelik proje üzerinde çalışmalar devam bir denetim komisyonu daha önce Babıâli’de ettiği bir esnada, 27 Haziran 1895 tarihinde, kurulmuştur. Görevleri bu maddede istenen Yaver-i Ekrem Müşîr Ahmet Şâkir Paşa’yı, hususları da kapsamaktadır. Elçilikler, eskiden beri “Anadolu Vilâyâtı Umum Müfettişliği”ne tayin olduğu gibi, tercümanları vasıtasıyla etti. Böylece İngiltere’nin büyük bir komiser müracaatlarını Hariciye Nâzırı’na yapabilirler. tayini teklifine bir nevi cevap vermiş oldu162. Azınlıkların müracaat yeri Mezahip Nâzırlığı Derhal çalışmalara başlayan olduğundan, komisyona müracaatları gerekmez. komisyon ise, elçilerin Islahat Projesi ve 9- Sason’da zarar gören Ermenilere memorandumda belirtilen isteklerin Osmanlı tazminat konusu: Padişah şimdiye kadar 1500 lira kanun ve nizâmlarına uygun olup ihsan buyurmuştur. Hangi mezhepten olursa olsun olmadıklarını madde madde tespit ederek 10 valilik tarafından bildirildiği takdirde yardıma Temmuz 1895 tarihinde Sadarete, Sadaret de muhtaç olanlara yardım edilecektir. bunu 11 Temmuzda Padişah’ın görüşüne arz 10- Mezhep değişimi: Osmanlı ülkesinde etti. 18 Temmuz’da, II. Abdülhamid rapor din ve mezhep hürriyeti her ülkeden fazladır. üzerinde gerekli gördüğü düzeltmeleri Mezhep değiştirme vicdani bir konudur. Bu konuda yaparak gereğinin yapılmasını irâde etti. hiçbir yer ve zamanda zorlama olmamıştır. Islahat Komisyonu, elçilerin 11 Mayıs Müslümanlığı seçenlere her hangi bir baskı olup 1895 tarihinde verdikleri memorandum ve olmadığı araştırılmaktadır. Bir hafta müddetle Islahat Projesini madde madde tedkik ederek güvenilir yerde tutulması teklifi kabul edilebilir. özetle şu kararı aldı:163 11- Ermenilerin imtiyazlarının “Memorandum hakkındaki görüşler: korunması: Şimdiye kadar Gayr-i Müslim cemaate 1-Adı geçen altı vilâyette halk sınıfları verilen imtiyazlar korunmuştur. Bundan böyle de karışık yerleşmişlerdir. Her biri için ayrı ayrı korunacaktır. 2090 teşkilat kurulması imkânsızdır. 12- Anadolu’nun diğer vilâyetlerinde 2- Valilerin tayininde elçilere danışılması yaşayan Ermenilerin durumu: Vilâyet Meclisi’nde Padişah’ın haklarına ve devletin bağımsızlığına Gayr-i Müslim üyeler olduğu gibi, mahalle ve köy aykırı bulunduğu için kabul edilemez. muhtarları da bulunmaktadır. Nizâmî 3- Af konusunda, şimdiye kadar Padişah mahkemelerde de Hıristiyan üyeler mevcuttur. pek çok kimseyi affetmiştir. ‘Herkes hukuk önünde eşittir’ ilkesine aykırı olarak 4- Göç edenlerin dönüşü: Bunların Ermenilere ayrıcalık tanımak idarî bütünlüğü ekserisi devlet aleyhinde çalışmışlardır. Tedkik bozacağından kabul edilemez”164. edilerek ve karışıklık çıkarmayacağına inanıldıktan Elçilerin 40 maddeden oluşan Islahat sonra müsaade edileceklerdir. Projesi de aynı şekilde madde 5- Mahkemelerdeki davaların cevaplandırılmıştı165. hızlandırılmasını Padişah da istemektedir. Gerekli Özel komisyon tarafından hazırlanan tedbir alınmıştır. Biri Müslüman, diğeri Hıristiyan ve Padişah’ın onayından geçen Islahat projesi iki müfettişin gönderilmesi uygundur. 2 Ağustos 1895 tarihinde üç devletin elçilerine 6- Hapishanelerin durumu: tebliğ edildi. Ancak İngiltere Başbakanlığı’na Hapishanelerin denetimi zaten vali, mutasarrıf ve gelen Salisbury, Londra’daki Osmanlı elçisi savcı yardımcılarına verilmiştir. Yeni memur Rüstem Paşa ile yaptığı görüşmede üç devletin yollanmasına gerek yoktur. 11 Mayıs’ta verdikleri tekliflerin hepsinin 7- Islahatın uygulanışını denetleyecek kabul edilmesini istedi. Eğer bunlar kabul yüksek komiser: Bu konuda müfettiş unvanıyla bir edilmeyecek olursa Osmanlı Devleti’nin görevlinin, Padişah’ın irâdesi ile seçilmesi ve tayini

161 BOA., DUİT 74–2/3–1. 164 Daha geniş bilgi için bkz. E. Uras, Tarihte 162 A. Karaca, a.g.e., s. 55. Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. 296–417. 163 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi, 165 C. Küçük, Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi, s. 133–134. s. 134.

bundan zarar göreceği tehdidinde bulundu166. tarihinde Ermenilerin İstanbul’da “Babıâli Nihayet mesele bütün yönleriyle Gösterisi” ile ortaya çıkmış oldu167. Halil Rıfat Paşa’nın da Dâhiliye Nâzırı olarak Babıâli olayının ortaya çıkması bulunduğu Meclis-i Mahsus-u Vükelâ’da üzerine, bu meselenin bir Avrupa meselesi görüşüldü. Alınan kararlar 3 Eylül 1895 tarihli halini almasından çekinen II. Abdülhamid, mazbata ile Padişah’a arz edildi. Padişah 4 problemin halli için gereğinin yapılmasını Eylül 1895 tarihli irâdesiyle alınan kararları hükümetten istedi. Ermeniler ise Babıâli’ye tasdik etti. Babıâli, Padişah’ın irâdesi gereğince verdikleri protesto notasında, ıslahat istekleri aldığı kararları devletlerin sefirlerine tebliğ ile beraber altı vilâyetin bir Umûmî Vali etti. yönetimine verilmesini de istediler. Ayrıca, Salisbury’nin görüşleri, İngiliz İstanbul’daki büyükelçiler, hükümetin tavrını Hariciye Nâzırı tarafından bir muhtıra ile protesto ettiler. Bütün bu gelişmeler, Babıâli’de Osmanlı elçisine bildirildi. Bu muhtıra da bir hükümet değişikliğine yol açtı. Sadrazam Salisbury, Islahat konusunda yeni bir takım Mehmed Said Paşa (Küçük) görevden alınarak, isteklerde bulunmaktaydı. Ermeni meselesinin yerine Mehmet Kâmil Paşa atandı. (3 Ekim Padişah tarafından bazı özel teminat 1895) Ermeniler, Babıâli olayları ile bir kere verilmedikçe son bulmayacağını ileri süren daha Avrupa’nın dikkatini, Osmanlı Lord, iki yol tavsiye etmekteydi: Devleti’ne yöneltmeyi başardılar. Verdikleri “1- Üç elçi tarafından daha önce Islahat Projesi’nin bir an önce tatbikini şiddetle Babıâli’ye verilen lâyihada da açıklandığı gibi, istemeye başladılar; II. Abdülhamid’in bir red bütün Osmanlı devlet memurları arasında cevabı ile karşılaşmamak için de 11 Mayıs Hıristiyanların da belli bir nispet dâhilinde tarihli muhtıranın, birçok ibaresini çıkardılar. memurlarının bulunması. Büyük memurlar hangi Özellikle Padişah’ın hükümranlık haklarına dinden ise, yanlarına karşı dinden birer muavin tamamen riayet ettikleri gibi valilerin tayini verilmesi. hususunda da Osmanlı Hükümeti’ni tamamen 2- Osmanlı Devleti’nin idarî usulü, serbest bıraktılar. Böylece sefirlerin teklifleri 2091 Avrupalı komiserlerden mürekkep bir komisyonun kabul edilerek; 20 Ekim 1895 tarihinde teftiş ve nezareti altında bulunması. Vilâyetlerde Ermeniler için uygulanacak kararları ihtiva oturacak olan bu komisyonların vazifelerinin, eden, Islahat Lâyihası, bir irâde ile gerekli vilâyetlerde görülen suiistimalleri İstanbul’daki yerlere gönderildi168. sefirlere bildirmeleri.” Vilâyat-ı Sitte’de uygulanması Abdülhamid’in korktuğu husus istenen ıslahatın mühim maddeleri şunlardır: tecelli etmekteydi. İngiltere, Osmanlı “M.1- Her valinin yanında bir Devleti’ne karşı tam bir sömürge muamelesi Hıristiyan muavin tayin edilecektir. yapmaya hazırlanmaktaydı. Babıâli’nin bu M.2- Hıristiyan halk oranının yüksek teklifleri kabul etmesine imkân yoktu. Derhal olduğu sancak ve kazalarda Müslüman mutasarrıf Londra’daki elçiye talimat yazılarak, ve kaymakamlara Hıristiyan muavin tayin Salisbury’nin ikinci yol olarak tavsiye ettiği edecektir. komisyonun kurulması, üç devletin riayet M.3- Kaymakamlar din ve mezhebe edeceklerini defalarca temin etmiş oldukları, bakılmadan Mülkiye Mektebi mezunlarından Padişah’ın hükümranlık haklarına zarar seçilip Padişah’ın irâdesiyle tayin edilecektir. vereceğini ve bunun Osmanlı Devleti’nin M.5- Altı Vilâyette idareye ait dâhili işlerine açıktan açığa müdahale etmek memuriyetler nüfus oranına göre verilecektir. olacağını, bundan dolayı asla kabul M.9- Bir bucak halkı tek bir sınıf halktan edilmeyeceğinin Salisbury’ye bildirilmesini oluşuyorsa, meclis üyeleri yalnız o halktan istedi. seçilecektir. İngilizler, Babıâli’ye istedikleri M.20- Polis memurları vilâyetin nüfus ıslahatı kabul ettirebilmek için müsait zaman oranına göre Müslüman ve Hıristiyan olacaktır. kollamaktaydılar. Nihayet bu da 30 Eylül 1895 167 C. Küçük, a.g.e., s. 154–158. 168 A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa, s. 166 C. Küçük, a.g.e., s. 146–147. 52–53.

M.22- Jandarma subayları ile küçük ederim” demiştir171. Ermeni olaylarının en subay ve erler nüfus oranı ölçüsünde olacaktır. yoğun olduğu dönemlerde Halil Rıfat Paşa M.28- Hamidiye süvarilerinin eğitim Dâhiliye Nâzırlığı yapmış sonra da dışında silah taşımaları ve üniforma giymeleri Sadrazamlığa tayin edilmişti. Bu meselenin bir yasaktır. dış müdahale olmadan kâğıt üzerinde M.31- Aşar, vergi müteahhitleri aracılığı halledilmesinde onun, Padişah’la uyum içinde ile toplanacaktır. çalışmasının da büyük etkisi vardır. M.32- Müslüman bir reis ve yarı yarıya Müslim ve gayri Müslim üyelerden oluşan 7. Ermeni Basınının Denetlenmesi ‘Denetim Daimi Komisyonu’ kurulup, Babıâli’de çalışacak ve ıslahatı kontrol edecektir.” Dâhiliye Nezâreti’ne Bağlı “Matbuat-ı Bu kararlar resmen kabul edildi, ama Dâhiliye” adlı daire aynı zamanda basınla da konu kapanmadı. Anadolu’da hemen her ilgileniyordu172. Bu tarihlerde bilhassa şehirde isyanlar alıp yürümüştü. Padişah’ın Ermeniler ile ilgili yapılan yayınlar dikkatle Denetim Komisyonu’nu tespit ve ilân etmesi takip edilerek denetleniyordu. Yine yurt de fazla bir şey değiştirmedi. Devletler bu dışında Türkler aleyhinde ve Ermeniler irâde metninin resmen ilân edilmesi için ısrar lehindeki yazılar da yakından takip edilerek ediyorlar, fakat Abdülhamid de bunu her bunlara doğru bilgiler ulaştırılmaya veya defasında geciktiriyor, kararın Düstur’da tekzip edilmeye çalışılıyordu. neşredilmiş olmasının kâfi olduğunu, ayrıca Halil Rıfat Paşa’nın Dâhiliye ilânının Müslüman halk arasında huzursuzluk Nâzırlığı döneminde İstanbul’da yayınlanan yaratabileceğini ileri sürüyordu169. gazeteler içerisinde de bilhassa Ermeni İngiltere Anadolu Islahatı için gazeteleri, bu Nâzırlığa bağlı sansür teşebbüslerine devam etti. Diğer devletleri de memurları tarafından bir nev’i kontrol altında bu konuda ikna ederek, İstanbul’daki sefirler tutularak kışkırtıcı yayın yapmalarına engel arasında yeniden toplantılar başladı. olunmaya çalışılıyordu. Meselâ; 1892 tarihinde 2092 İngiltere’nin dışında, diğer devletler de pek Ermenice “Hirenik Gazetesi” zararlı yayınlardan eski isteklerin kalmadığı görüldü. 23 Aralık dolayı süresiz kapatılmıştı. Gazete imtiyaz 1896’da yapılan bir toplantı galiba sonuncu sahipleri gazeteyi tekrar yayınlamak için 12 oldu. 1897 yılı yeni problemler ortaya çıkardı. Mayıs 1892 (H. 14 L 1309) tarihinde Dâhiliye 18 Nisan 1897 tarihinde Türk-Yunan Savaşı Nezâreti’ne müracaat etmişlerse de gerekli izni başlayınca ıslahat meselesi Balkan Harbi’nin çıkartamamışlardır173. 29 Aralık 1892 (H. 9 C sonuna kadar bir kenara bırakılmış oldu170. 1310) tarihinde Halil Rıfat Paşa tarafından Sonuç olarak; görüldüğü üzere II. Sadrazam’a gönderilen yazıda ilginç bir olay Abdülhamid devrinde bütün çabalara rağmen anlatılır. Daha önce “Levant Herald Ermeniler gayelerine ulaşamadılar. 1896 Gazetesi”nde yayınlanmak üzere sansür yılının sonlarına kadar binlerce insanın memurlarına gönderilip izin alındıktan sonra ölümüne sebep oldular. yayınlanan bir yazı, bir müddet sonra Osmanlı Hükümeti ıslahata karşı Ermenice “Manzume-i Efkâr” adlı gazetede değildi, hatta bu konuda daha önce de “Dünyanın Sonu” başlığıyla daha önce sansür görüldüğü gibi din ve mezhep ayrımı edildiği için tekrar sansür memurlarına yapmadan vilâyetlerde ıslahatlar yapılıyordu. gösterilmeden yayınlanır. Ancak; daha sonra Ancak Ermenileri bağımsızlığa götürecek bir bu yazı, zararlı yayın sayılarak gazete ıslahata kesinlikle karşı idi. İşte bundan dolayı kapatılır. Gazete sahibinin itirazı sonucunda Sultan II. Abdülhamid, Alman sefirine: durum anlaşılır. Üstelik bu yazı “Monitor “Doğu Anadolu’yu muhtayriyete götürecek ıslahatı kabul etmektense ölmeyi tercih 171 İ. H. Danişmend, Osmanlı Tarihi Kronolojisi IV, s. 332. 172 C. V. Findley, Osmanlı Devletinde Bürokratik 169 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 171. Reform. Babıali (1789-1922), Çev: Latif Boyacı- 170 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 172; C. Küçük, İzzet Akyol) İstanbul 1994 s. 214. Osmanlı Diplomasisinde Ermeni Meselesi, s. 162. 173 BOA., Y. Mtv. 62/54.

Gazetesi”nde de izin alınarak yayınlanmıştı. düşüncelerinin de ilâvesiyle ve gazetelerin bu Bunun üzerine gazeteye yayın izni verilmesi bilgileri nereden topladıklarının ve bunların beklenirken, bu izin verilmeyip daha önceki hangi siyasî gruplara dâhil olduklarının yayınlara izin veren sansür memurları belirtilmesini istemiştir178. Halil Rıfat Paşa, görevlerinden alınmışlardır174. 12 Haziran 1894 Said Paşa’nın kısa süren Sadrazamlığı (H. 7 Z 1311) tarihinde Mabeyn’den, Dâhiliye döneminde haftalık yabancı basınla ilgili Nâzırı Halil Rıfat Paşa’ya gönderilen bir bilgiler verilmiştir. Ermeni meselesinde, yazıda ise, İstanbul’da yayınlanan Ermenice Avrupa devletlerinin bakışı, basına da “Avbdapir Gazetesi”nde çıkan “Yol Üzerindeki aksetmiş ve Osmanlıları sıkıştırmak için Dikenler” başlıklı tahrikkâr makale nedeniyle olaylar abartılı bir şekilde verilmiştir179. gazetenin toplatılması ve çıkan Ermeni gazetelerin sansür memurları tarafından 8. Devlete Sadık Ermenilerin dikkatli bir şekilde incelenmesi istenmişti175. Mükâfatlandırılması Aynı tarihte çıkan irâde de sansüre dikkat edilmesinden başka, neşr olunan Ermenice Osmanlı Hükümeti bir taraftan gazetelerden bir nüshasının Saray’a komiteciler tarafından kışkırtılan Ermeniler ile gönderilmesi emredilmişti. 13 Haziran 1894 mücadeleyi sürdürürken, diğer taraftan (H. 9 Z 1311) tarihinde Halil Rıfat Paşa, adı devlete sadık olan Ermenileri de geçen gazetenin nüshalarının toplatılması için mükâfatlandırarak, bunları komitecilerin gerekenin yapılmaya başlandığını ve Ermenice tesirinden uzak tutmaya çalışıyordu. Bu yayınlanan gazetelerin birer nüshasının şekilde mükâfatlandırılan Ermeniler hakkında Saray’a gönderileceğini bildirmişti176. yüzlerce olay arasından biz sadece Halil Rıfat Bu sıralarda dış basında Türkiye Paşa’nın Dâhiliye Nâzırlığı döneminde bu aleyhinde ve Ermeniler lehine yapılan konuda yaptığı faaliyetlerden bir kaçını örnek yayınlarda elçilikler vasıtasıyla dikkatle takip olarak vermek istedik: ediliyordu. 18 Kasım 1894 (H. 19 Ca 1312) 14 Aralık 1893 tarihinde Dâhiliye 2093 tarihinde çıkan irâde de Sason hadisesinden Nâzırı Halil Rıfat Paşa’nın, Sadrazam Cevad sonra Avrupa gazetelerinde Türklerin Ermeni Paşa’ya yaptığı yazılı teklifle, Sinop Sancağı köylerine taarruz ederek altı bin Ermeniyi Belediye Tabibi Aram Boşnakyan’ın ve Biga katlettikleri ve Ermenilere ağır hakaretlerde Kazası Belediye Tabibi Bogos Avakin’in bulundukları şeklinde yazılar neşredilmişti. çalışmalarından dolayı Rütbe-i Salise nişanı ile Buna karşılık Ermenilerin Müslümanlara mükâfatlandırılmalarını sağlamıştı.180 30 Ocak hakaretleri ve cinayetlerinden ise hiç 1894 tarihli yazısında da; Haçin İdare Meclisi bahsedilmemesi üzerine II. Abdülhamid, üyesi Riçiyan Hamparsun’un hükümet konağı Dâhiliye Nezâreti vasıtasıyla Ermenilerin ve Telgrafhane inşaatında gösterdiği gayret ve yaptıkları ile ilgili Avrupa’yı bilgilendirmek mesaisinden dolayı nişanla için sefaretlere ve Avrupa basınına sürekli mükâfatlandırılmasını istemiştir181. 13 Haziran belge gönderilmesine dair emir vermişti177. 1894 tarihli yazısında ise Osmanlı Bankası Ermeni olaylarının alevlenmesi bahane memurlarından Ohannes Tokatlıyan’ın Paris’te edilerek Cevad Paşa’nın Sadrazamlıktan yayınlanan (ETA) gazetesindeki dostça azledilerek Said Paşa’nın Sadrazamlığa yazılarından dolayı dördüncü rütbeden getirildiği sıralarda 7 Temmuz 1895 tarihinde Osmanlı nişanı ile taltifini sağlamıştır182. Said Paşa, Dâhiliye Nâzırı Rıfat Paşa’ya bir yazı göndererek bu tarihten itibaren yabancı 178 basında hakkımızda yayınlanacak her türlü BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XXX, makalenin özetlerinin alınıp bunlara kendi İstanbul 1990, Belge No: 130, s. 464. 179 BOA., a.g.e., XXXII, İstanbul 1991, Belge No: 7, s. 8. 174 BOA., Y. Mtv. 73/68. 180 BOA., a.g.e., XVI, İstanbul 1989, Belge No: 97 ve 175 BOA., Osmanlı Belgelerinde Ermeniler XX, İstanbul 101 s. 510 1990, Belge No: 81, s. 231. 181 BOA., a.g.e., XVIII, İstanbul 1989, Belge No: 4, s. 176 BOA., Y. Mtv. 97/59. 11. 177 BOA., İ. Hus. 1312. Ca/121. 182 BOA., a.g.e., XX, İstanbul 1990, Bel. No: 88, s. 246.

14 Ekim 1894 tarihinde Sadrazam C. Halil Rıfat Paşa’nın Sadrazamlığı Cevad Paşa Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’ya Dönemindeki Olaylar ve Alınan gönderdiği yazıda Marsilya’dan Mersin’e Tedbirler gelen onbir Ermeni’nin ticaret maksadıyla Avrupa’ya gitmiş oldukları ve kendilerinin ehli namustan olmaları cihetiyle diğer 1. Ermeni Olaylarının Yayılması Üzerine Ermenilere uygulandığı gibi geriye iade Alınan Tedbirler edilmeyerek, bir önlem olarak bir süre kefalete rapten Zabıta Nezareti’nde tutulmaları Halil Rıfat Paşa’nın 7 Kasım 1895 istenmişti183. tarihinde Sadrazam olduğu sıralarda, Ermeni 12 Ocak 1895 tarihinde yine Halil olayları Anadolu’nun hemen her yerine Rıfat Paşa’nın Sadrazam Cevad Paşa’ya yaptığı yayılmış bir vaziyette idi. Bu sebeple O, ilk başka bir yazılı teklifte; Aslen Kayserili olup, önce Ermeni meselesini ele aldı. 10 Kasım 1895 uzun zamandan beri İstanbul’da ticaret ile (H. 22 Ca 1313) tarihinde Şura-yı Devlet Reisi uğraşan Bedrik Gülbenkyan ve Karabet ve Hariciye Nâzırı ile bir araya gelerek Ermeni Kazazyan Efendilerin gösterdikleri sadakatten meselesine bir çare bulmak maksadıyla dolayı ödüllendirilmeleri gerektiğini ve Bedrik vilâyetlerden Dâhiliye Nezâreti’ne, Gülbenkyan Efendi’ye evvelce aldığı ikinci Avrupa’daki Osmanlı sefirlerinden Hariciye rütbenin bir derece terfii ve Karabet Kazazyan Nezareti’ne ve İstanbul’da Zaptiye Nezareti’ne Efendi’ye de dördüncü derece rütbenin ulaşan tüm bilgiler ve alınan tedbirler veya verilmesinin uygun olacağını istemişti184. alınması gereken tedbirler günlük raporlar Bundan başka bir hoşgörü ülkesi halinde Sadârete ulaştırılması istenmiş ve olan Osmanlı Devleti’nde Gayr-i Müslimlerin Padişah’ta bunu onaylamıştı187. Bu tarihten inançlarına saygı gösterildiği gibi dini itibaren içerde ve dışarıda meydana gelen bayramlarında onlara ihsanlarda da olaylarla ilgili günlük raporların bir nüshası bulunuluyordu. Nitekim 3 Şubat 1895 Mabeyn-i Hümâyun’a gönderilirken bir 2094 tarihinde Dâhiliye Nâzırı Halil Rıfat Paşa’dan nüshası da Sadâret’e gönderilmeye Sadrazam Cevad Paşa’ya gönderilen yazıda; başlanmıştı. geçen sene olduğu gibi bu sene de yılbaşı Bu sıralarda Van ve Sivas dolayısıyla Padişah’ın ihsanlarından olarak Vilâyetlerinden ulaşan telgrafnâmelere göre üç Rum Patrikhanesi’ne 75.000, Ermeni yüzden fazla Ermeni’nin İran’ın Kutur Patrikhanesi’ne 40.000 ve Ermeni Katolik cihetinden, Mahmudî Kasabası’na Patrikhanesi’ne 25.000 kuruş verilebilmesi için saldıracakları ve bazı bölgelerde ise Kürt Maliye Nâzırlığı tarafından gerekli paranın aşiretlerinin Ermeni köylerine saldırılarını aktarılmasını185, ve 24 Nisan 1895’de de yine artırdıklarına dair bilgilerin alınması üzerine Sadrazam’a gönderdiği yazıda Paskalya ve bu konular 14 Kasım 1895 (H. 26 Ca 1313) Hamursuz Bayramları nedeniyle Rum, Musevi tarihinde Sadrazam Halil Rıfat Paşa ve Ermeni cemaatlerine ödenmesi emredilen başkanlığında toplanan Meclis-i Vükelâ’da toplam 180.000 kuruşun ödenebilmesi için görüşüldü ve özetle: “Asayişin temini IV. bütçede yeterli paranın bulunmaması Orduya bağlı birliklere havale edilmesine karar nedeniyle, Maliye Nâzırlığı tarafından verilerek bunun için güvenilir liva eksikliğin giderilmesi için gerekli paranın komutanlarından gezici kuvvetler tertip edilmesine aktarılmasını istemiştir186. ve ahâlîye de bir tenbihnâme neşredilerek asayişin ihlâli halinde kim olursa olsun silahla tenkil edileceğinin duyurulmasına” karar verilmişti. Padişah’a arz edilen bu kararlar bir gün sonra

15 Kasım 1895 (H. 27 Ca 1313) tarihinde 183 BOA., a.g.e., XXII, İstanbul 1990, Bel. No: 48, s. 188 103. onaylanarak irâdesi çıkarılmıştır . 184 BOA., a.g.e., XXVI, İstanbul1990, Bel. No: 9, s. 75. Anadolu Vilâyetlerindeki 185 BOA., a.g.e., XXVI, Bel. No: 112, s. 397. 186 BOA., a.g.e, XXVIII, İstanbul 1991, Bel. No: 109, s. 187 BOA., Y.A. Hus. 339/36. 371. 188 BOA., Y.A. Res. 77/25–1,2.

kargaşalıklar ise bu sıralarda devam ediyordu. Ermeni ahâlîye bir beyanname yayınlayarak fesadın 20 Kasım 1895 (H. 2 C 1313) tarihinde bir önünü almak, tedbir olarak Encümen-i Mahsus-u Vükelâ189 2- Asakîr-i Nizâmiye-i Şahane ile toplantısında asayişin muhafazası için jandarmadan münâsıb zevâd idaresinde devriye vilâyetlerden gelecek bilgileri değerlendirerek kolları tertip ederek bunların dâhilen, hâricen, tedbirler almak üzere Dâhiliye Nâzırı berren ve sahilen bu devriye kollarını gezdirerek Memduh Paşa başkanlığında Şura-yı Devlet komitelerin Memâlik-i Şahâne’ye girmeleri ve silah, azasından Hacı Reşid Bey ile Ahval-i cephane... vs. nakillerine mâni olmak, Umumiye Komisyonu azasından Nafi 3- Kanunların ceza ile ilgili kısımlarına Efendilerden kurulu yeni bir komisyon daha şiddetli maddeler ilâve etmek, kurulmasına karar verilerek aynı gün irâdesi 4- Anadolu’ya bir tahkik heyeti göndermek, çıkarılmıştı. Ayrıca Anadolu olayları 2 Aralık 5- İstanbul’da fevkalâde bir mahkeme kurmak, 1895 (H. 14 C 1313) tarihinde Meclis-i Vükelâ 6- Memâlik-i Şahane’ye anarşistlerin girmesine ve toplantısında da görüşüldü. Bu toplantıda komitelerin teşkiline ve silahlanmasına kayıtsız Sivas ve Kayseri olaylarında çok sayıda kalarak yardım etmiş memurların tespit edilip insanın ölmesini idarecilerin yetersizliğine cezalandırılmaları için Dâhiliye Nezâreti’ne bağlamış ve toplantıda Sivas Valisi, Kayseri havalesiyle; Seraskerliğe, Adliye, Bahriye ve Mutasarrıfı, Zile ve Bayburt Kaymakamlarının Zaptiye Nezaretleri’yle, Rusûmat Emaneti’ne hemen azledilmeleri sağlanmıştı190. gereğinin yapılmasının bildirilmesi, Daha sonra, adı geçen komisyon ile 7- Mısır Hidivliği’ne ve Bulgaristan Emareti’ne ilgili olarak 12 Mart 1896 (H. 27 N 1313) komitelerin teşkilatlanmalarına ve diğer tarihinde toplanan Encümen-i Mahsus-u faaliyetlerine müsamaha edilmemesi yolunda Vükela’da bu komisyona Şura-yı Devlet tavsiyede bulunulmasına” karar verilmiştir. azasından İsmet Bey’in dâhil edilmesi ve Aynı gün Sadrazam Halil Rıfat Paşa Zaptiye Nâzırı’ndan Ermeni meselesi ile ilgili ile Meclis-i Vükelâ üyelerinin imzalarının Babıâli’ye gönderilen evrakın dahî bu bulunduğu bir beyannâme kaleme alınarak 2095 komisyona gönderilmesine karar verilir. Bu halka duyurulması istenmişti. Bu beyannâme konu ile ilgili 22 Mart 1896 (H: 7 L 1313) özet olara şöyledir: tarihindeki irâdede; ayrıca Ermeniler ile ilgili “Devlet-i Aliye’ce her ferdin mal, can, alınan bilgilerin değerlendirilmesinden sonra ırz ve namusu himaye edildiği, din ve mezhepleri her hafta üç nüsha bir rapor hazırlanarak ile beraber servet ve memuriyetçe her türlü birinin Padişah’a arz edilmesi, birinin ilerlemelerine yardımcı olunduğu gibi Sultan Sadrazam’a gönderilmesi, birinin de Dâhiliye Abdülmecit Han zamanındaki Islahat Fermanı’nda Nezâreti’nde saklanması emredilmiştir191. da her türlü halkın kanun önünde eşitliğine dair Bundan başka, yine Padişah II. kanunlar düzenlenmişti. Buna rağmen komitelerin Abdülhamid’in irâdesiyle Ermeni ektikleri fesad tohumları yüzünden bir sürü olaylar fesadçılarının, dâhili ve harici hareketlerine meydana gelmiş ve bu durum, halkın mutluluğuna, karşı Meclis-i Vükelâ’nın yeni tedbirler alması servet, ticaret ve memuriyetlerinde kendi için toplanması istendi. 27 Ocak 1896 (H. 11 Ş aleyhlerinde gedikler açmıştır. Ancak alınan mülkî 1313) tarihinde Sadrazam Halil Rıfat Paşa ve askerî tedbirler sayesinde emniyet ve asayiş başkanlığında toplanan Meclis-i Vükelâ özet sağlanmıştır. olarak şu kararları aldı: Bu emniyetin sağlanmasından dolayı, “1- İstanbul ve Anadolu’da sâkin her taraftan teşekkür yazılarının gönderildiği bilinmekle beraber, bu durumu çekemeyen bazıları tarafından ortalığı karıştırmak için çalışmaların 189 Encümen-i Mahsus-u Vükelâ: Sadrazam’ın yapıldığı müşâhade olunmaktadır. Emniyet ve başkanlığında, Şura-yı Devlet Reisi, Dâhiliye asayişi bozanlar hakkında mevcud kanunlar Nâzırı ve Hariciye Nâzırları’nın katıldıkları bir üst kurul, bu kurula görüşülecek konulara göre yürürlükte olduğu gibi bunlara daha şiddetli zaman zaman Ticaret ve Nafia Nâzırı ve Adliye hükümlerin ilâve edileceği herkesin malûmu Nâzırı da katılıyordu. olmalıdır. 190 BOA., İ. Dh., 1313. C./60–1,2. Ahâlînin huzurunu bozmak için 191 BOA., I. Dh. 1313. L/49.

çalışanlar ve bunlara göz yuman veya gevşeklik gösteren memurların da şiddetli bir şekilde 2. Misyonerlerin Çalışmaları ve Alınan cezalandırılmaları için İstanbul’da geçici fevkalade Tedbirler bir mahkeme kurulacağından herkesin Padişah’ın irâdesine göre hareket etmeleri tenbih ve tavsiye Halil Rıfat Paşa’nın üzerinde olunur”192. hassasiyetle durduğu bir konu da Anadolu’nun birçok vilâyetinden ve misyonerlerin faaliyetleri idi. Sadrazamlığa Tahran Sefiri’nden Mabeyn-i Hümâyun’a tayininden kısa bir süre sonra 17 Aralık 1895 gelen telgraf ve tahriratlar, baharla birlikte (H. 29 Ca 1313-R. 5 K. Evvel 1311) tarihinde özellikle Doğu Anadolu’da Ermenilerin bazı Sultan II. Abdülhamid’e misyonerlerle ilgili olaylar çıkarmak için hazırlıklar yaptıkları aşağıdaki hususî arîzayı sunmuştu: bildiriliyordu. 21 Mart 1896 (H. 6 L 1313) “Anadolu Vilâyetlerinin ekser tarihinde Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın mahallerine Amerika, İngiltere ve Fransa’dan gelip başkanlığında Encümen-i Mahsus-u Vükelâ, yerleşmiş, mektep ve kilise gibi bir takım müessesat vilâyetlerden ve sefaretlerden gelen istekleri vücuda getirmiş olan Protestan misyonerleriyle değerlendirerek bazı kararlar aldı. Tahran Cizvit papazları görünürde Gayr-i Müslim Sefiri; Rusya’daki Ermeni Komitesi’nin, Tebriz çocuklarına talim-i fünun ile neşr-i medeniyet ve Bakü Şehirlerini merkez olarak etmek ve hakikatte bunları Protestan veya Katolik seçtiklerinden, baharın gelmesi ile Rusya ve mezheplerine idhal ile fikirlerini mensup oldukları İran sınırından içeriye silah nakletmeye devletler cihetiyle meyl ettirmek ve o mahallere o başladıklarını, İran’ın Van hududuna yakın devletin nüfuzunu yürütmek emelinde Hoy ve Selmas bölgelerinde ise Ermenilerin bulundukları malûm olup, eğerçi iş bu misyonerler, toplanarak, Van cihetine taarruz kırk- elli seneden beri refte refte ve cizvit papazları edebileceklerini bildirilmişti. Ayrıca Van’da dahî andan ve daha doğrusu Fransa’dan bulunan Anadolu Islahatı müfettişlerinden çıkarıldıklarından sonra peyder pey Memalik-i Ferik Sadettin Paşa’nın gönderdiği raporda; Şahâne’nin muhtelif mahallerine yayılıp, bazı 2096 köylerde Ermeniler ile aşiretler arasında mahallerde hükümetten ruhsat alarak ve ekser çatışmalar olduğu, Ermenilerin şehir cihetlerde de ruhsatsız mektep ve mabetler yapmış merkezine toplanarak Amerikan misyonerleri ve hatta bazı yerlerde ihdas ettikleri mektepler tarafından ihtiyaçlarının karşılandığı, tekrar içerisine mükemmel matbaalar tesis ve Memalik-i bunların köylerine gönderilmesine çalışıldığını Ecnebiye’den gerekli malzemeleri getirerek muzır ve eğer sınır boyları iyi tutulursa Ermenilerin kitaplar basmaya kadar varmış oldukları halde Van’da isyan çıkaramayacaklarını bildirmiş ve mahalli idareciler ekseriya gerek bu mekteplerin ve İran sınırının iyi muhafaza edilmesini gerek matbaaların açılmasına, nazar-ı müsamaha istemişti. Bunun üzerine Encümen, sınır ile bakarak, işte anın neticesi olmak üzere iş bu boylarının askerle tutulmasına karar verdi. papazlar memleketin çoğu yerlerinde yerleştikten Bitlis Vilâyeti, Urfa ve Mardin Mutasarrıflığı başka Gayr-i Müslim çocukları parasız tedris ve ise Asakir-i Redife yerine daha etkili olacağını talim etmekle beraber, misyonerlerin ekserisi fenni düşündükleri Nizâmî taburların bölgeye tıbba aşina olduklarından, ayırım yapmadan gönderilmelerini istemiş; ancak, redif Müslüman ve Hıristiyan hastaları parasız tedavi kuvvetlerinin yeterli olacağı düşüncesiyle bu etmek ve parasız ilaç vermek, Hıristiyan ahâlî istek kabul edilmemişti. Mamuret’ül-aziz fukarasına yardım toplamak gibi haller ile kalplerini Vilâyeti’nin baharın gelmesiyle Dersim kazanmakta başarılı oldukları aşikâr ise de, Ekradı’nın muhtemel tecavüzlerine karşı bunların gizli maksatları Osmanlı toplumu içinde istediği iki tabur Asâkir-i Nizâmiye’nin fitne ve fesat çıkarmak olduğu geçenki karışıklık gönderilmesi ise kabul edildi193. esnasında Ermeni teb’a taraflarından ve ekser mahallerden gelen telgraflarda kendilerinin misyonerler tarafından aldatıldıkları tespit edilmiş olup ancak senelerden beri Memalik-i Şahane’ye gelip yerleşmiş ve birtakım tesisat vucûda getirmiş 192 BOA., Y.A. Res. 77/79–1,2,3. olan ve tabîyet-i ecnebiyede bulunan şahısların bir 193 BOA., İ. Dh. 1313. L/47–1, ....14.

anda memleketten çıkarılmaları mümkün Protestan Misyoner okulu öğretmenleri misali görünmediğinden, şimdi bunun için yapılacak şey cezalandırmaktan çekinmedi. Söz konusu bu Gayr-i Müslim çocukların bu mekteplere devam öğretmenler, zararlı yayın yapmaları sebebiyle ettirilmemesi için velilere münasip şekilde ve beşer sene kürek cezasına mahkûm misyonerler ve Cizvit papazlarının hissedemeyeceği edilmişlerdi197. 21 Mart 1896 (6 L 1313) suretle, telkînat icrası ve bundan sonra böyle tarihinde Sadrazam Halil Rıfat Paşa mektepler için oralara gidecek olan misyonerler başkanlığında toplanan Encümen-i Mahsus-u vesair bu nevi papazların arzularına muvaffak Vükelâ’da misyonerler meselesi görüşülerek, olamamaları için hükümetçe tedâbir-i hakimane icra Anadolu vilâyetlerinde bulunan İngiltere ve ve tesis etmek, mektep ve mabetlerden, evvelden Amerika misyonerlerinden olup asayişi olduğu gibi ruhsatsız açılan bu gibi tesislere bozucu faaliyetlerde bulundukları tespit müsamaha ile bakan memurların şiddetli bir şekilde olunanların mahallî idarecilerce pasaportları mesul tutulması hususlarından ibaret olduğu alınarak Memalik-i Şahâne’den ihraç valilere gizlice tavsiye ve valiliklerde değişiklik edilmeleri için valilere ve Şâkir Paşa’ya yetki vuku buldukça, bu emir seleften halefe gizlice devr verilmesi istenmiş ve bir gün sonra da irâdesi olunmak hususunun dahi ilâvesi bir çare olarak alınarak yürürlüğe girmiştir198. varid-i hatır olunmuştur efendim. Ermeni olaylarının sona ermesinden 29 Cemaziyel Ahır 1313 sonra Anadolu’da meydana gelen hasarların 5 Kanun-î Evvel 1311 tespiti neticesinde, tamirata başlanarak Sadrazam: Rıfat”194 yaraların sarılma dönemi başladı. Bu arada misyonerlerin yıkıcı faaliyetlerine karşı da Anadolu Islahatı Umum Müfettişi tedbirler alındı. Şâkir Paşa’nın da misyonerlerin faaliyetlerine 2 Aralık 1897 (H. 7 B 1315) tarihinde dikkat çekmesi üzerine II. Abdülhamid, Sadrazam Halil Rıfat Paşa başkanlığında Müslüman çocuklarının, dinlerini terk etmeleri toplanan Encümen-i Mahsus-u Vükelâ’da ve millî terbiyelerini kaybetmeleri tehlikesi Anadolu’da daha önceleri meydana gelen 2097 sebebiyle, misyonerler ve diğer ecnebiler karışıklıklarda zarar gören kilise, mektep ve tarafından kurulan okullara devam etmelerine diğer mekânlardaki rivâyet olunan hasarların meydan verilmemesini, Anadolu’da ruhsatlı teftişine memur bir heyet tertip edilmesi irâde veya ruhsatsız açılan okulların sayılarının mucibince kararlaştırıldı. tespitini ve ayrıca bu maksatla, lâzım gelen Buna göre: “Padişah tarafından tedbirlerin alınması için gereken yerlere kesin seçilecek Ferik rütbesinde bir zatın riyasetinde bir emirlerin verilmesini, lüzumlu görerek komisyon teşkil edilecekti. Bu komisyona Bab-ı başvurulan çözümlerin ve yapılan Meşihat’tan Osman Nuri, Dâhiliye Nezâreti’nden uygulamaların da sonuçlarının bildirilmesini maliye işiyle de iştigal etmek şartıyla Muhasebe-i Şâkir Paşa’dan istemişti195. Nezaret Mümeyyizleri’nden Nafiz ve Maarif Bu arada yapılan tahkikat sonunda Nezareti’nden Meclis-i Maarif Azası Şâkir Efendi, 1895 yılı Bitlis hadiselerinde, misyonerlerin Patrikhanelerden, Ermeni cemaatinden, adliye etkisi olduğu anlaşıldı196. Bitlis Valisi, memurlarından Trusyan Ohannes, Ermeni Katolik Babıâli’den, buradaki bütün misyonerlerin cemaatinden Patrikhane Kapı Kethüdası Mükrediç uzaklaştırılmasını, hiç olmazsa bunların en Eşciyan ve Rum cemaatinden Nikolaki Efendiler zararlısı olan Mister Corci’nin Vilâyet sınırları seçilmişler ve bunlara beşer bin kuruş maaş ve dışına çıkartılmasını istedi. Osmanlı Devleti ise gezecekleri yerlere göre ayrıca harcırah verilmesi”. misyonerlerin yıkıcı faaliyetlerine fazla Uygun görülmüştür. müsamaha göstermediği gibi, zaman zaman Anadolu’daki hasârâtı tespit ve birlik ve düzeni tehlikeye sokanları da Mardin teftişe memur edilen bu komisyonun vazifesine dair verilen talimatlar da şunlardı: “1. Bu heyet bundan önce karışıklık 194 BOA., Y.A. Hus. 341/124. çıkan vilâyetleri teftiş ile sona ermiş olan 195 A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa, s. 73–74. 197 BOA., İ. Dh. 1313. L/47. 196 A. Karaca, a.g.e., s. 76. 198 BOA., İ. Dh. 1313. L/48; Y.A. Res., 78/54–1,2.

hadiselerden harap olmuş veya zaten noksan çalışılacağı halka ilân edilerek bu hususta gereken bulunmuş mekteplerden Müslüman çocuklarına yardımların toplanmasına gayret edilecektir. mahsus olanları yine Müslüman çocuklarına ve 6. Komisyonun bir vazifesi de Gayr-i Müslim çocuklarına mahsus olanları yine İstanbul’da teşkil olunan yardım komisyonu için, Gayr-i Müslim çocuklarına ait olmak üzere tamir şube olmak üzere vilâyetlerde tertip edilen yardım edilme veya yeniden inşa edilmesi gibi durumları heyetleri vasıtasıyla komisyonun göndereceği tetkik edecektir. yardım makbuzlarının dağıtılması hakkında ve 2. Müslim ve Gayr-i Müslim toplanan yardımların Müslüman ve Hıristiyanlara çocuklarının talim ve terbiyeleri kendi mahallinde mahsus binaların tamir ve inşasına kendileri tarafından yapılması uygun olduğundan, kullanılacağının duyurulması ve toplanacak Osmanlı Devleti tebaasından olan çocukların ecnebî yardımlar hakkında merkezdeki komisyona bilgi mekteplerine girmelerine engel olmak için icâb eden verilmesi sağlanacaktır. tedbirler merkeze bildirilecektir. 7. Teftiş esnasında, hasara uğramış fakat 3. Ecnebiler, bir takım yardımlarla fakir o zamana kadar dağıtılan yardımlardan hiç istifade halkın gönlünü kazanarak, çocukların ecnebî edememiş olanlar görülürse derhal Anadolu mekteplerine girmesini sağlamaya çalışmakta ve Vilâyetlerine mahsus yardım komisyonlarına istedikleri şekilde talim ve terbiye ederek millî bildirilecektir. ahlâklarını ifsâd eylemekte olduklarından, ahâlîyi, 8. Bu heyetin vazifesi sadece bu talimat ecnebî yardımlarından kurtaracak ve ecnebî ile sınırlıdır. Bu bakımdan kendilerini nüfuzunun tesirini yok edecek çareler araştırıp ilgilendirmeyen konularda halkın şikâyet ve diğer merkeze bildirecektir. müracaatların kendilerinin dışındaki yerlere Özellikle yetim çocukların talim ve yapılmasını söylemeleri ve başka bir işe terbiyesi hükümete ait olduğu halde, Anadolu’da karışmamaları tembih olunmuştur. meydana gelen karışıklıklarda kimsesiz kalan, 7 Recep 1315–20 Teşrin-i Sâni 1313 (2 Ermeni yetimlerinin Amerikan misyonerleri Aralık 1897) tarafından toplanıp talim ve terbiye edildikleri Sadrazam- Rıfat, 2098 haber alındığından ve bu misyonerlerin hizmet Adliye Nâzırı –Abdurrahman, Hariciye Nâzırı etmekte oldukları yerlerde görüldüğü gibi, bu – Tevfik, kimsesiz yetimler de bunların elinde talim ve Dâhiliye Nâzırı-Memduh, Ticaret ve Nafia terbiyede kaldıkları takdirde ahlâkları bozularak, Nâzırı- Mahmud”199 ecnebîlerin ideallerine hizmet edeceklerinden, bunların misyonerlerin ellerinden kurtarılarak Bütün tedbirlere rağmen memleket ve hükümetin menfaatine muvafık surette misyonerlerin faaliyetlerinin önü talim ve terbiyelerinin sağlanabilmesi için, ilk önce alınamamaktaydı. 1898 yılı başlarında Şâkir misyonerlerin eline geçen Ermeni çocuklarının Paşa’ya ulaşan bilgilerden Dersim, Akçadağ, nerelerde kaç kişi oldukları ve ne suretle idare ve Erguvan, Hasan Çelebi gibi yerlerde terbiye olundukları etraflıca tetkik edilerek peyder misyonerlerin Alevileri Hıristiyanlığa pey bildirilecektir. yöneltmeye çalıştıkları görülmekteydi. Tokat 4. Ecnebiler en fazla Gayr-i Müslim Mutasarrıflığından gelen haberlerde ise, ahâlî arasında mezhep değiştirme işinde gayretli ve Alevilerin Ermeni ve Protestanlar ile gayet iyi başarılı olduklarından, Gayr-i Müslim tebaanın ilişkiler kurdukları ve Ermenilere olan Protestan vesair mezheplere girmelerine engel yakınlıkları dolayısıyla onların fikirlerine olarak herkesin kendi mezhebinde kalmasına dikkat meylettikleri anlaşılmaktaydı200. ve itina olunmasıyla, ecnebilerin çıkarlarına engel Bu arada misyonerlerin yıkıcı ve olacak gereken tedbirler alınarak bildirilecektir. bölücü faaliyetlerine engel olmak için bazı 5. İsyanlar esnasında harap olmuş kilise, tedbirler düşünüldü. 6 Mayıs 1899 (H. 25 Z mektepler vesaire mekânların tamir ve inşası için 1316) tarihli Sadrazam’ın tezkiresi mucibince, meccanen miri ormanlardan, kereste ve taş Hariciye Nâzırı Tevfik Paşa başkanlığında, ocaklarından, taş ve kireç temin edilebileceğinin duyurulması. Ayrıca zenginlerden yardım 199 BOA., Y.A.Res. 90/22. toplanabileceği ve bunlarla da mekteplerin inşasına 200 A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa... s. 77.

Maarif Nâzırı Zihni Paşa ve Hukuk Müşaviri edilmeye başlanmıştı. Hakkı Bey ve Rüştiye Mektepleri İdaresi Müdürü Celal Bey’den mürekkep bir 3. Van İsyanı komisyon kuruldu. Bu komisyondan Sadarete çeşitli raporlar gönderildi. Uzun yıllardır hazırlanan Van Sadrazam Halil Rıfat Paşa 29 Haziran Ermenileri nihayet 4–5 Haziran 1896 gecesi 1899 (H. 19 S 1317) tarihinde, bu raporları isyan ettiler. 1895 yılında Van ihtilalcileri, tedkik ettikten sonra Padişah’a bir maruzat Avrupa’nın ilgisini Ermeni meselesi üzerine takdim etti. Buna göre misyonerlerin yeniden çekmek için çalışıyorlardı. faaliyetleri hakkında, Diyarbakır’ın Palu Komiteciler, zengin Ermenilere ölüm tehdidi Kazası ve Çünkeş Nahiyesi’nde gözetim ile para yardımı isteyen mektuplar altında tutulan misyoner yetimhaneleri ve gönderiyorlardı. Bu süre zarfında Van ihtilâl diğerleri için, daha önce 30 Nisan 1899 (H. 19 Z Komitesi kararı ile bazı politik cinayetler de 1316) tarihinde misyonerlerin teşebbüslerine işlendi. Bu cinayetlerin en mühimi 6 Ocak 1895 mâni olmak maksadıyla Anadolu’nun günü, yani Ermenilerin en büyük bayram münasip bir mahalline her sınıf tebaanın günü, mukaddes ayini icra için kiliseye çocuklarının istifade edeceği büyük bir gitmekte olan papaz Bagos’un şahsında yetimhâne inşası hakkındaki irâde-i seniyye işlendi. Zavallı ihtiyar, bazı ihtilâlcilerin adi gereğince, bu nevi yerlere de yine devlet davranışlarına karşı koyduğu için ölüme tarafından yetimhaneler yapılması talep mahkûm edilmişti202. edilerek uygulama için irâdesi alındı. Buralara 1895–96 kışında Ermeni gençleri Rus her sınıf halkın çocuğu alınacak ve ders konsolosluğu yakınındaki evlerin geniş programları da bu çocukların milliyetlerini odalarında toplanıp müfreze, hatta kıta koruyacakları şekilde düzenlenecekti. Bu esasa talimleri yapıyor ve bazen heyecana gelerek göre hazırlanan ders kitaplarının okutulması atış denemelerine girişiyorlardı. halinde, misyonerlerin bu noktayı istismar Her yerde olduğu gibi, baharla 2099 ederek yol açtıkları yıkıcı etkiler de ortadan birlikte ihtilâl hareketleri de önem kazanmaya kalkacaktı201. başladı. Şehrin yakınlarında öldürülüp Ermeni olaylarının en önemli vücutları parçalanan insanlardan sebeplerinden biri olan misyonerlerin bahsedilmeye başlandı. Komiteciler, Bu gibi faaliyetlerine karşı, görüldüğü gibi Osmanlı cinayetlere karşı bir tâkibat yapılmadığını Devleti biraz geç de olsa etkili tedbirler almaya gördükçe, günden güne daha da cesaret başlamıştı. Bu tedbirlerin genel özelliği büyük kazandılar. Bununla beraber Ermenilerin devletlerin müdahalelerine fırsat vermeyecek cüretleri arttığı ölçüde Müslümanların da sabrı şekilde yavaş-yavaş bu okulları etkisiz hale azalıyordu203. getirmek şeklinde idi. Bunun için, Öncelikle Bu tarihlerde Van Vilâyeti genelinde ruhsatsız okullara karşı bir sıkı bir denetim 147.623 Müslüman, 70.916 Ermeni, 9.650 yaparak mücadele edilmeye başlanacaktı; daha Nesturî ve 1.423 Yahudi nüfus bulunuyordu. sonra da ruhsatlı okullara Osmanlı Van merkez Sancağı’nda ise 27.950 Müslüman, tebaasından öğrencilerin gitmesine mâni 35.000 Ermeni ve 748 Nesturî bulunuyordu204. olacak tedbirler alınması düşünülmüştü. Altı yıl süre ile Van’da Rusya’nın Misyonerlerin yaptığı gibi, yeni okullar ve konsolosluğunu yapan General Mayewski’ye yetimhaneler açarak misyonerlerin çalışma göre205 1895–1896 senelerinde meydana gelen alanlarını daraltmak şeklinde faaliyetlerin yürütülmesi planlanmıştı. Bunun için de 202 Anadolu Islahatı Umum Müfettişliği’ne tayin General Mayyewski, Ermenilerin Yaptıkları Katliamlar, Terc. Azmi Süslü, Ankara 1986. s.36; edilen Ahmet Şâkir Paşa ve müfettişlerden Hüseyin Çelik, Görenlerin Gözü ile Van’da Ermeni Saadettin Paşa’nın verdikleri raporlar Mezalimi. Ankara 2005. s. 22–23 mucibince misyonerler adeta adım adım takip 203 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 161. 204 A. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa, s. 201 BOA., Y.A. Res. 101/39; İ. Hus., 1316. Z/59; A. 141. Karaca, Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Paşa, s. 75. 205 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 161.

isyanların sebebi Ermeni köylülerin son derece alması için talimat vermişti210. Ayrıca 12 Mayıs fakr-u zaruret ve baskı altında bulunmaları 1896 (R. 30 Nisan 1312) tarihinde Van Polis değildi. Çünkü bu köyler komşularından daha Başkomiserliği’nden Sadrazam ve Dâhiliye’ye zengin idiler. Ona göre Ermeni vukuatının üç gönderilen jurnalde; bazı zevata Mayıs ayı sebebi vardır: 1- Bunların mâlum olan içinde Ermeniler tarafından suikast politikacılıktaki terakkîleri, 2- Ermeni yapılacağına dair ihbar geldiğini Hükümet’e toplumunda, bağımsızlık, millet olma şuuru ve bildirmişti. Buna karşı Sadrazam, böyle bir hürriyet fikirlerinin gelişmesi, 3- Batılı olay halinde diğerlerine emsal olacak sert ülkelerin teşviki, papazların kışkırtmaları ve tedbirlerin alınmasını istemiştir211. İsyancı komitelerin ağır baskısı206. komiteler Van’da fazlası ile mevcut idi. İsyan komiteleri özellikle Van’da, Bilhassa İran ve Rusya üzerinden gelen diğer yerlerden daha kuvvetliydiler. Buraya, isyancılar Van’da faaliyetlere başlamışlardı. İran ve Kafkasya yollarıyla bol miktarda silah Hınçak, Armenaga ve özellikle Taşnaksutyun ve cephane getirilmiş ve Ermeni halk arasında mensuplarının faaliyet sahası olan Van düzenli bir örgüt kurulmuştu. Van’da, Vilayeti hududa yakın olması hasebiyle Hınçakların ve 1895’de Taşnaksutyun’a Ermenilerin silâh temininde elverişli bir zemin katılmış olan Portakalyan’ın adamlarından haline gelmişti212. olan Armenaganların özellikle Taşnaksutyun Şehir haricinde birkaç Türk’ün mensuplarının teşkilatı vardı. öldürülmesi, cesetlerinin parçalanması gibi İsyan için hemen bir yıldan beri olaylar sonucunda Ermeni Komitecileri hazırlıklar yapılmıştı. Ermeni halktan toplanan günden güne cesaretlendiler. Bunların “silah vergisi” ile silah ve cephane yığılmış, cesaretleri derecesinde Müslümanların da isyanı yönetecek olanlar da İran ve Rusya sabır ve tahammülü tükenmeye başladı. En yoluyla gelerek isyanın idaresini ele almış nihayet 3 Haziran 1896 tarihinde şehir bulunuyorlardı207. dâhilinde her iki taraf çarpışmaya başladı. Ermenilerin isyan hazırlıklarının Ertesi gün çarpışmalar hız kazandı. Olaylar 2100 farkında olan Osmanlı Hükümeti bazı ancak 5 Haziran 1896’da biraz olsun tedbirler almaya başlamıştı. Daha 15 Ocak bastırılmış ve şehirde bir ara sessizlik hâkim 1896 (H. 29 B 1313) tarihinde Sadrazam Halil olmuştur. Rıfat Paşa başkanlığında toplanan Meclis-i 6 Haziran 1896 günü İngiltere, Vükelâ’da ilkbaharda Van’a İran ve Rusya Fransa, Rusya ve İran Devletleri’nin konsolos istikâmetinden bir hayli Ermeni’nin tecavüz vekilleri vasıtasıyla Ermenilere silahlarını edeceği hakkında bilgiler geldiğinden bırakmaları teklif edilmiş ise de Ermeniler şimdiden silah ve mühimmat tedarik edilerek bunu reddederek, askere ateşle karşılık gerekli tedbirlerin alınması208 ve 21 Mart 1896 vermişlerdi. Bunun üzerine askerî birlikler (H. 6 L1313) tarihindeki Encümen-i Mahsus-u harekete geçti. İsyana katılmayan Ermenilere Vükelâ’da ise sınır boylarının iyi tutulması hiçbir şey yapılmadı. İngiliz Konsolosluğu halinde Van’daki Ermenilerin dışarıdan destek aracılığı ile bunların isyan olamayan yerlere alamadığı müddetçe muvaffak olamayacakları taşınmalarına müsaade edildi. Ancak isyana bildirilmişti209. Tebriz Ermenilerinin Van’daki girişenler ile askerî birlikler arasında meydana Ermenilere gönderdikleri telgraflar elde gelen müsademede, Her iki taraftan da edilmiş ve bunlardan anlaşıldığına göre ise yüzlerce kişi telef oldu. İlk çatışmalar 10 baharda Van’da isyan hazırlıklarının yapıldığı Hazirana kadar devam etti. Bu tarihe kadar Sadrazam’a bildirilmiş ve Sadrazam Halil Rıfat şehirdeki çatışmalarda ölenlerin sayısı Paşa da, Dâhiliye Nâzırı’na gerekli tedbirleri Osmanlı kaynaklarında Türk tarafından 324 şehid 255 yaralı, Ermenilerden 356 ölü ve

birçok yaralı olduğu şeklinde verilmişti. 206 General Mayewski, Van ve Bitlis Vilâyetleri Askeri İstatistiği, s. 128–129. 207 E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. 210 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 137. 499. 211 H. Nazım Paşa, a.g.e., I, s. 210. 208 BOA., Y.A.Res. 77/71–2 212 H. Çelik, Görenlerin Gözü ile Van’da Ermeni 209 BOA., İ.Dh., 1313.L./47 Mezalimi. s. 22

Ermeniler 10 Haziran ile 16 Haziran çıkarılarak Temmuz 1896’da Erzurum arasında vurup kaçma taktikleri veya üzerinden İstanbul’a gönderilmişlerdir217. evlerdeki mazgallardan açtıkları ateşlerle Van’daki isyan hazırlıklarını bir sene Müslümanları vurmaya devam ederken 16 önceden haber alan Osmanlı Hükümeti, Hazirandan sonra durumun nispeten bilhassa Ermenilerin en fazla güvendiği sınır sakinleştiği görülmüştür213. boyundan gelecek kuvvetlerin önemli bir Bundan sonra şehir merkezindeki kısmına mâni oldukları gibi, bekledikleri dış olaylar Adilcevaz ve Erciş gibi kazalara da müdahaleyi de önleyerek milletlerarası bir sıçradı. Olayların yayılma eğilimi göstermesi mesele haline gelmesine imkân üzerine, buna manî olmak maksadıyla 16 vermemişlerdir. Üstelik Ermeni olaylarının Haziran 1896 (R.4 Haziran 1312) tarihinde tertipleyicilerinden olan İngilizler bile Van Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın başkanlığında Ermenilerinin isyanını sona erdirmeye toplanan Encümen-i Mahsus-u Vükelâ, o çalışmaları Osmanlı Hükümeti’nin bir başarısı sıralarda Tokat’ta bulunan IV. Ordu Müşîr’i olarak kabul edilebilir. Zeki Paşa’nın ordu merkezi Erzincan’a dönerek bölgeye lüzûm görülecek piyade ve 4. Osmanlı Bankası Baskını süvarî askeri sevk etmesi kararlaştırıldı ve 18 Haziran 1896 tarihinde de irâdesi çıktı214. Ermenilerin, Van’daki ayaklanmadan Erzincan’a gelen Zeki Paşa asayişin umdukları Avrupa müdahalelerini elde sağlanması maksadıyla Van’a 20 tabur edememeleri üzerine, İstanbul’da büyük bir civarında birlik sevk etti. Neticede bu sayede olay çıkarmaya karar verdiklerini Rusya’daki Van ve çevresindeki olaylar 24 Haziran 1896 şehbenderliklerimizden Hariciye Nâzırlığı’na tarihinde kontrol altına alındı215. bildirmişti. “Osmanlı Bankası Baskını” adıyla Olaylar 10 Eylül–15 Eylül 1896 tarihe geçen olay Ermenilerin sadece tarihleri arasında yeniden şiddetlenmiş ve Galata’daki Osmanlı Bankası’nı basmalarından asker olaylara müdahaleye devam etmiştir. ibaret değildi. İstanbul’un çeşitli semtlerinde 2101 Bundan başka Haziran ayından itibaren Van’ın hadiseler çıkarmayı, başkenti büyük bir kaza ve köylerinde de Ermeniler ile bilhassa karışıklık içinde bırakarak Avrupa’nın Aşiretler arasında başlayan çatışmalar uzun dikkatini çekmeyi, böylece Avrupa süre devam etmiştir. Devletlerinin müdahalelerini kolaylaştırmayı Van İsyanı’nın Ekim ayında sona düşünmüşlerdir. Ermeni Komiteleri bu olayın erdiğinin ve isyanların bastırıldığının bir plânlarını Avrupa’da yaptıkları toplantılarda raporla Babıâli’ye bildirilmesine rağmen kararlaştırmışlardı. Bu hadiseye Taşnak 1897’de de çatışmaların devam ettiği Komitesi öncülük ettiğinden İstanbul’daki Rus anlaşılıyor. 1897’den sonra I. Dünya Savaşı’na elçiliği Ermenileri himayede İngiltere’den daha kadar Van çevresinde olay olmamış ve sakin ileri gitmiştir. geçmiştir. I. Dünya Savaşı’nda ise Rusya’nın Ermeniler bu sefer İstanbul’da desteğiyle bölgede kanlı olaylar yeniden yaklaşık bir sene önceki Babıâli yürüyüşünden başlamıştır216. daha büyük bir olay çıkartmak niyetinde Olaylar esnasında yakalanan idiler. Çünkü Osmanlı Bankası, hedeflerinden elebaşları hakkında, Halil Rıfat Paşa’nın sadece birisi idi ve ancak onu başkanlığında toplanan ve Van olaylarının gerçekleştirebildiler. Ermenilerin taarruz değerlendirildiği Encümen-i Mahsus-u Vükelâ etmek için plânladıkları mekânlar şunlardı: “1- toplantısında, yargılanmak üzere İstanbul’a Babıâli, 2-Ermeni Patrikhânesi, 3-İstanbul’un nakledilmeleri istenmiş ve irâdesi de Bakırköy’e kadar olan bölümü, 4-Osmanlı Bankası, 5-Kredit Lyonais Bankası, 6-Voyvoda Karakolu, 7- 213 Ergünöz Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni Galatasaray Karakolu ve 8-Aya Tiryada Rum 218 İsyanları (1896–1916), İstanbul 1994, s. 108–117. Kilisesi” . 214 BOA., Y.A.Res., 80/15 215 C. Çakaloğlu, Müşîr Mehmed Zeki Paşa, s.224 217 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 306. 216 E. Akçora, Van ve Çevresinde Ermeni isyanları, 218 M. Hocaoğlu, Arşiv Vesikalarıyla Tarihte Ermeni s.110–117 Mezalimi, s. 354–355.

Ancak, Osmanlı Hükümeti 2- Vali, mutasarrıf ve kaymakamların muhtemel olaylara karşı tedbirli hareket yüksek komiser tarafından tayin ve Padişahça ediyordu. Nitekim 6 Haziran 1896 (R: 25 Mayıs tasdik olunması, 1312) tarihinde Sadrazam Halil Rıfat Paşa’ya 3- Milis, jandarma ve polisin yerli gönderilen tezkîrede; “dört yüz kişilik bir Ermeni halktan ve Avrupalı bir subay komutasında olması, Komitesi grubu İstanbul’da bir olay çıkarmak için 4- Avrupa sistemine göre adlî reform, Kasımpaşa’daki Kulaksız Ermeni Kilisesi’nde 5- Mutlak bir din, eğitim ve basın toplantı halinde iken tutuklanmışlar ve yapılan hürriyeti, soruşturmada suçlarını itiraf ederek gerekli 6- Ülke gelirinin ¾’ünün mahallî soruşturma başlatılmıştı”219. ihtiyaçlara sarfı, Osmanlı Bankası Baskını hariçteki 7- Beş yıl vergiden muafiyet, ondan komiteciler tarafından tasarlandıktan sonra sonraki beş yıl ödenecek verginin son hain Patrik İzmirliyan’ın tasvibiyle tatbik karışıklıklardan görülen zararlara tahsisi, edilmiş bir tedhiş hareketidir220. 8-Birikmiş vergi borçlarının silinmesi, Babıâli yürüyüşünün 9- Gasp olunmuş malların derhal iadesi, plânlayıcılarından olan Ermeni Patriği 10- Göçmenlerin serbestçe geri İzmirliyan, bu hadiseden önce de yakından dönmeleri, takip ediliyordu. Rahat durmadığı anlaşılınca 11- Politik suçlardan mahkûm baskılar neticesinde 3 Ağustos 1896 (H. 23 S Ermenilerin affı, 1314) tarihinde istifa etmek mecburiyetinde 12- Avrupa Devletleri temsilcilerinden bırakıldı221. Üstelik bu adamın İstanbul’da geçici bir komisyon kurularak yukarıdaki kalması mahzurlu görülerek Banka hususların gerçekleştirilmesini kontrol etmeleri”.225 Baskını’ndan bir gün önce Kudüs’e sürgün edilmesi kararlaştırılmış,222 ancak birkaç ay Banka genel müdürü Edgar Vincent sonra Kudüs’e gitmek mecburiyetinde telaş içinde Saray’a gelerek komitecilerin bırakılmıştı223. isteklerini Padişah’a bildirdi. Sultan 2102 Aylarca süren hazırlıkların ardından, Abdülhamid derhal Meclis-i Vükelâyı komitecilerden yirmi kişilik bir grup 26 Saraydaki Sadrazam’ın odasında toplattı. Ağustos 1896 günü Osmanlı Bankası’na Bütün fikirler komitecilerin kuvvet bombalarla saldırarak işgal ettiler ve kullanılarak bankadan çıkarılması şeklinde idi. içeridekileri rehin aldılar. Doğruca Banka Fakat Padişah bu fikri kabul etmedi. Bu sırada Genel Müdürü Sir Edgar Vincent’in odasına olayın tertip ve destekleyicilerinden Rusya girerek isteklerini bildirdiler, istekleri kabul Sefareti Baştercümanı Maksimof, hiçbir şeyden edilmezse Bankayı havaya uçuracaklarını haberi yokmuş gibi Saray’a geldi. Kendisine; bildirdiler. Bu arada emniyet kuvvetleri de Banka’ya giren Ermenilerin çıkarılması teklif Bankayı kuşatarak gerekli tedbirleri almıştı224. olundu. Israr üzerine (veya rüşvetle) kabul Komitecilerin talepleri ise şunlardı: ettirildi. Maksimof Banka’ya geldi. Haklarında “1- Altı devlet tarafından seçilecek ceza yapılmamak ve vapura binip yurt dışına Avrupalı bir yüksek komiser tayini, gitmelerine müsaade olunmak şartıyla Banka’yı terk edeceklerini söyledi226. Padişah 219 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 236. da bunu kabul etmesiyle, Osmanlı ülkesinden 220 İ. H. Danişmend, Osmanlı Tarihi Kronolojisi IV, s. serbest çıkışları garantiye bağlandı. Sağ kalan 335. 17 kişi, Maksimof ile birlikte Banka’dan çıkıp, 221 BOA., Y.A. Res. 80/106. Sir Edgar’ın yatına gittiler. Oradan da 222 BOA., Y.A. Res. 81/29 Fransızların Gironde gemisi ile Marsilya’ya 223 BOA., Y.A. Res. 81/55. 224 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 164; İ. H. Danişmend, Osmanlı Tarihi Kronolojisi IV, s. 335– 225 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 164–165. 336; M. Sertoğlu, Mufassal Osmanlı Tarihi VI, s. 226 Tahsin Paşa, Yıldız Hatıraları ve Sultan 3366. Geniş bilgi için bkz. M. Hocaoğlu, Arşiv Abdülhamid, s. 62–63; Necip Fazıl Kısakürek, Ulu Vesikalarıyla Tarihte Ermeni Mezalimi, s. 354–376; Hakan II. Abdülhamid Han, İstanbul 1965. s. 237; E. Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. Michael De Grèce, II. Abdülhamid Yıldız Sürgünü, 506–1519. Çev: Derman Baydalı, İstanbul 1995. s. 220.

hareket ettiler. yığın sopa göstererek: Banka Baskını böylece sona erdi, “- Kendilerine şunu anlatınız ki; tebaam ancak Ermenilerin o gün asker, polis ve halk da bu sopalarla müdafaa-i nefiste bulunmuştur. Bu üzerine boşalttıkları bomba ve kurşunlar, değnekler bizim ormanlarımızdan tedarik İstanbul Müslüman ahâlîsini ayağa kaldırdı. edilmiştir.” İstanbul’daki karışıklık birkaç gün sürdü227. Sultan Abdülhamid’in bu mantıkî Ermeni evlerinin pencerelerinden, izahı karşısında söyleyecek bir şey bulamayan balkonlarından, sokaklardaki Türkler üzerine sefirler, Padişah’ı hürmetle selamlayarak silah atılmaya başlandı. Hadise yerine gelen çekilmişlerdi231. Emniyet kuvvetlerine de aynı şekilde kurşun Yine bu hadiseden sonra İngiltere; yağdırdılar228. Bir kısmı da Babıâli’ye gelerek Rusya ve Fransa’yı da yanına alarak Doğu Babıâli’yi bombalama teşebbüsünde Anadolu için bazı isteklerde bulundu. bulundular. Bu arada Sadrazam Halil Rıfat “Ermenistan’a bir Avrupalı komiser tayini, Paşa’ya suikast teşebbüsünde bulunuldu, bölgedeki güvenlik kuvvetlerinin yerli halktan ancak isabet ettiremediklerinden olması ve Avrupalı subaylar tarafından gerçekleşemedi229. düzenlenmesi, vergilerin mahalli ihtiyaçlar için Osmanlı Padişahı olayların bu harcanması, ıslahatların tatbikine büyük devletlerin şekilde gelişeceği ihtimalini hesap ederek nezaret etmesi” gibi daha önce devletten önceden bazı tedbirler almıştı. Asker ve polisi koparılan eyâletlerdeki ilk isteklere benzeyen işe karıştırmadan Ermenilerin terbiyesini ıslahat tekliflerini Padişah kesin olarak vermek için limandaki hamallara Zaptiye reddetti232. Ancak Ermeniler lehine ıslahat Nâzırı aracılığı ile el altından Yıldız Sarayı yapılacağı hususunda büyük devletlere atölyelerinde yapılmış sopalar dağıttırılmıştı. yeniden teminat verdi ve genel af ilân edildi. Ermenilerin ateşli silahlarına karşı halk Ermeni Patrikliği’ne de Ormanian adında bunlarla kendilerini müdafaa ettikleri gibi, uysal bir papaz tayin edildi ve sükûnet yavaş İstanbul’un değişik semtlerine yayılan bu yavaş tesis edildi233. 23 Aralık 1896 tarihinde 2103 isyanı da böylece birkaç gün içinde genel af çıkarıldı. Buna göre, idâma mahkûm bastırdılar230. olanlar dışındaki siyasi suçlular serbest Bu hadiseden birkaç gün sonra, bırakıldı. idâma mahkûm olanlar ise bir kaleye Sultan Abdülhamid’i, Saray’ında ziyaret eden gönderildi, daha sonra bunlar da serbest büyük devletlerin sefirleri, Padişah’ı yemekten bırakıldı234. kaldırıp görüşmeye mecbur etmişlerdi. Bundan başka yine İngiltere ve Abdülhamid soğukkanlılıkla sefirleri bir Rusya sefirleri olayların Anadolu’da salona götürmüş, burada duran ve yığınlar yayılmaması için Hariciye Nezareti aracılığı ile teşkil eden Ermenilerden alınan silah ve Hükümeti ikâz ettiler. Zira artık olayları tabancaları göstererek, tercümanlara: Ermeniler çıkarmalarına rağmen yine “- Bu efendilere şunu söyleyiniz ki; Ermenilerin aleyhinde çok sayıda can kaybına Rusya tebaası Ermeniler, Tebaa-yi Şahanem olan mal oluyordu. 1 Eylül 1896 (H. 23 Ra 1314) ve 7 Müslümanlara bu silahlarla tecavüz etmişlerdir. Eylül 1896 (29 Ra 1314) tarihinde Sadrazam Bunların fabrikası Memalik-i Şahanemizde Halil Rıfat Paşa başkanlığında toplanan yoktur.” Encümen-i Mahsus-u Vükelâ’da bu konu ile Sonra misafirlerini ikinci bir odaya ilgili olarak askerî tedbirlerin Seraskerlikçe götüren padişah, bu odada istif edilmiş bir artırılması ve bunun yanında halkın itimadını kazanmış kimselerden ve ulemadan nasihat

227 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 165. 228 Osman Karabıyık, Türk-Ermeni Münasebetlerinin 231 Hüsamettin Ertürk, İki Devrin Perde Arkası, Dünü-Bugünü, İstanbul 1984 s. 92. Hatıraları kaleme alan: Samih Nafiz Tansu, 229 Osman Nuri, Abdülhamid-i Sâni ve Devri Saltanatı İstanbul 1996, s. 44–45. III, s. 839; İ. H. Danişmend, Osmanlı Tarihi 232 Doğuştan Günümüze Büyük İslâm Tarihi XII, Kronolojisi IV, s. 336; O. Karabıyık, a.g.e., s. 92. İstanbul 1993, s. 103. 230 Michael De Grece, II. Abdülhamid Yıldız Sürgünü, 233 E. Z. Karal, Osmanlı Tarihi VIII, s. 144. s. 220–221; O. Karabıyık, a.g.e., s.92. 234 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 172.

heyetleri tertip ederek vilâyet merkezleri ve 5. Ermenilerin İstanbul’da Yeni Olaylar çevrelerindeki kaza köy ve aşiretleri, yeni Çıkarma Teşebbüsleri ve Bunun olayların devlete zarar vereceği yolunda halkı Önlenmesi 235 aydınlatmak kararı alınmıştır . Daha önceki Babıâli yürüyüşünden Çok gizli ve geniş çaplı bir hazırlık tecrübeli olan Osmanlı Hükümeti bu sefer yapmalarına rağmen hesapları tutmayan ve daha ciddi tedbirleri aldığını görüyoruz. Ali Osmanlı Bankası Baskını’ndan da umdukları Said’in hatıralarında Osmanlı Bankası Baskını neticeyi elde edemeyen Ermeni Komiteleri hakkında verdiği bilgide: “Zamanın Sadrazamı İstanbul’da yeni olaylar çıkarmak için Halil Rıfat Paşa’nın ve vekillerinin dünyadan faaliyetlerine devam ettiler. Avrupa’daki haberi yok. Olay, eski devirlerdeki şehzadelerin komiteler ise İstanbul’daki komiteyi münasip doğumlarındaki top şenliği gibi kabul göreceği icraatta tamamen serbest bıraktılar239. .236 ediliyordu” . İfadelerine katılmıyoruz; çünkü Komiteler, bu sıralarda İstanbul’da sekiz ayrı yere baskın yapmak için aylarca silah ve cephane nakli, bazı cephanelerin önce büyük hazırlıklarla yapılan çalışmalardan İstanbul’da imal edilmesi ve kiliseleri silah Ermeniler umduklarını bulamadıkları gibi, deposu haline getirme gibi faaliyetler plânladıkları baskından ancak birini yürüterek, yeni olaylar çıkarmak istediler. gerçekleştirebildiler. Buna rağmen sonucunda Bunlardan Sadrazam Halil Rıfat Paşa’ya her hangi bir dış müdahale olmadığı gibi, bildirilenlerden bazıları şunlardır: yüzlerce Ermeni’nin hayatına da mal oldular. 2 Eylül 1896 (R. 21 Ağustos 1312) İki topluluk arasında birkaç gün tarihli Sadaret’e verilen tezkîrede Ermenilerin devam eden çatışmalarda ölen Ermenilerin bir ihtilâl yapmaları için, zeytinyağı fıçıları sayısını batı kaynakları 4.000–6.000 olarak içinde dinamit, humbara gibi silahları Kıbrıs zikreder, Osmanlı kaynakları ise ölü sayısı ile yoluyla İstanbul’a nakletmekte oldukları ve bu ilgili bir rakam vermiyor. Buna karşılık durumun önlenmesi için gerekli tedbirlerin Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın 120 askerin alınması tavsiye edilmişti240. 2104 öldüğü 25 kadar yaralı bulunduğunu ifade 7 Eylül 1896 (R. 26 Ağustos 1312) 237 ettiği İngiliz dokümanlarından anlaşılıyor . tarihinde Sadrazam’a verilen tezkirede Batum Banka Baskını olayının sona dolaylarından İstanbul’a gelen Rusyalı erdirilmesinden bir müddet sonra Sadrazam kadınlar sandık ve bohçaları içinde humbara Halil Rıfat Paşa, Ermeni meselesi ile ilgili ve dinamit getirmekte oldukları ve Rusya’dan olarak 14 Eylül 1896 (R. 2 Eylül 1312) tarihinde kırk kadar Ermeni komitecinin bir aya kadar Padişah’a sunduğu arîzada şu görüşleri ileri İstanbul’a gelerek pek büyük bir yeri sürüyordu: “Bu günlerde mevcut olan Ermeni bombalayarak tahrip etmeyi plânladıkları meselesine kesin olarak son verebilmek için, Ermeni Babıâli’ye bildirilmişti241. fesadına ön ayak olanların birer birer tahkîki ile 10 Eylül 1896 (R.29 Ağustos 1312) zâhire ihracı ve her türlü teşebbüslerinin neticesiz tarihinde hükümete gelen bir istihbarat bırakılması için çeşitli tedbirler düşünülmeli ve üzerine Hasköy Ermeni Kilisesi mektebinde uygulanmalıdır. Diğer yandan polis sınıfının arama yapılmış ve çok sayıda humbara, muntazam bir şekilde ıslahı sayesinde her hangi bir tabanca ve mermiler elde edilmişti242. olay meydana gelse veya cü’zi bir şey hissolunsa Bu tarihlerde İstanbul’da Ermenilere derhal bunun hakkında bilgi alınarak hemen olayın ait şüpheli yerler didik didik aranıyordu. üzerine gidilip gereken tedbirleri uygulamaya Ermenilere ait işyerlerinden Üsküdar’daki 238 koymak gereklidir” . Selamsız Mahallesi’nde, Karabet’in atölyesinde 16 Eylül 1896 (R. 4 Eylül 1312) tarihinde yapılan araştırmada, mesleğiyle ilgili olmayan 235 BOA., YA. Res., 81/54–1,2; Y.A. Res., 81/64. 236 Ali Said, Saray Hatıraları ve Sultan Abdülhamid’in Hayatı. Haz: Ahmet Galitekin, İstanbul 1994, s. 239 BOA., Y.A. Res. 90/3. 111. 240 H. Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, s. 376. 237 K. Gürün, Ermeni Dosyası, s. 165–166. 241 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 371. 238 İbnü’l Emin, Son Sadrazamlar III, s. 1585. 242 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 377.

bir sürü alet ve edevat ele geçirildiği Sadâret’e Bundan sonra Halil Rıfat Paşa’nın bildirilmişti243. Daha sonra bu alet ve edevat Sadrazamlığı döneminde her hangi bir Ermeni Tophane-i Amire’ye getirilmiş ve fen isyanının çıkmasına fırsat verilmemiştir. memurları vasıtasıyla tetkik edildikten sonra Ancak 1898–1899 senelerinde, daha önce 1877– bu atölyede humbara imal edildiği ortaya 78 Osmanlı-Rus Savaşı’ndan sonra özellikle çıkarılmıştı244. 1880’li yıllarda Rusya’ya plânlı bir şekilde göç Ermeniler özellikle Türklerin eden Ermeniler, umduklarını bulamayınca eski mabetlere müdahale etmeyecekleri yurtlarına dönmek istediler. Hâlbuki Osmanlı düşüncesiyle kiliselerini de silah deposu haline Devleti gidenlerin yerine Müslüman getirdikleri, Ermenilerden elde edilen adamlar muhâcirleri yerleştirmişti. Bir kısmına da vasıtasıyla haber alındı. Bunun üzerine çevredeki Müslüman köylüler sahip Zaptiye Nâzırı’nın emrinde bir heyetle olmuşlardı. Bu tarihlerde Rusya, Osmanlı kiliselere ani baskınlar düzenlendi. Bunlardan Hükümeti’ne baskı uygulayarak sayıları elli Beyoğlu Ermeni Kilisesi’nin gizli bir yerinde bini bulan bu mülteci topluluğunun kabul duvar içerisinde silahların saklandığı ancak edilmesini istiyordu. duvar yıkıldıktan sonra ortaya çıkarıldı. Bu Osmanlı Hükümeti ise bunları kabul silahlar sefaretlerden çağırılan zatlara etmemek için Rusya’ya karşı oyalama siyaseti gösterildiği gibi, daha sonra Ermeni yanlısı takip ediyordu. Nitekim 4 Haziran 1898 tarihli İngiliz kamuoyunu teskin etmek için Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın arîzasında Londra’da Parlamento’ya yakın bir yerde “Ermenilerin zorla sınır dışı edilmedikleri, kendi teşhir edildi ve bunun etkisi de görüldü245. istekleriyle gittikleri ve bu insanların terk ettikleri 27 Kasım 1897 (15 T. Sâni 1313) emlâk ve arazilerin şu anda Müslümanların elinde tarihinde ise Üsküdar Selamsız Mahallesindeki olduğunu ve bunları geri vermenin mümkün Surpe adlı Ermeni Kilisesi’nde yapılan olamayacağını” bildirmiştir. Osmanlı Hükümeti aramada çok sayıda dinamit, humbara, yanıcı bir ara bu Ermenileri Girid Adası’na ve patlayıcı maddeler ile silahlar elde yerleştirmek istemişse de kabul edilmemişti. 2105 edilmişti246. Karşılıklı yazışmalar 1900’lü yıllara kadar Elde edilen silahlar ve hükümete devam etti. Bu tarihlerde Rus-Japon gerginliği, ulaşan istihbaratlar İstanbul’da yeni olayların Rusya’nın geri adım atmasına sebep oldu. plânlarının ve hazırlıklarının yapıldığını Rusya bundan sonra ancak bir prestij meselesi gösteriyordu. Ancak alınan tedbirler olarak, ticaret maksadıyla gidenlerin kabulünü Ermenilere bu fırsatı vermemiştir. istedi. Sadrazam Halil Rıfat Paşa’nın 21 Mayıs 1897 tarihinden sonra yeni meseleler 1900 tarihli arîzasından anlaşıldığına göre Avrupa gündemini işgal etmeye başladı. sadece ticaret maksadıyla gidip daha sonra Bunlar Osmanlı-Yunan Harbi, Makedonya dönüşlerine izin verilmeyen tüccarların Meselesi ve Avrupa devletlerinin kendi iç dönmesine izin verildi248. meselesi idi. Bu yüzden Ermeni meselesi batı devletlerinin gündeminden düşmeye Halil Rıfat Paşa’nın vefatından sonra, başladı247. -I. Dünya Savaşı öncesinde- iki önemli hadise daha olmuştur. Bunlardan biri Nisan 1904’deki 243 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 381. II. Sason İsyanı ve 21 Temmuz 1905 Cuma 244 H. Nazım Paşa, a.g.e., s. 388. günü II. Abdülhamid’e yapılan Yıldız 245 Tahsin Paşa, Yıldız Hatıraları ve Sultan Suikastı’dır. Abdülhamid, 59–60. “Sultan Abdülhamid, Ermeni 246 BOA., Y.A. Res. 90/3. Osmanlı Bankası ihtilâlinden sonra Ermenilere kaşı şiddetli bir Baskınından sonra yapılan aramalarda elde siyaset takibine karar vermiş ve bu siyasetinde edilen silah ve cephanelerin listesi o tarihlerde muvaffak olmak için Ermeni milletine iktisadi Zaptiye Nâzırı olan Hüseyin Nazım Paşa’nın Ermeni Olayları Tarihi adlı eserinin III. Cildinde s. 397–401 sayfaları arasında bulunmaktadır. 248 Cezmi Eraslan, “I. Sason İsyanı Sonrasında Osmanlı 247 Ludovik de Kontanson, Anadolu’da Islahat Devletinin Karşılaştığı Siyasi ve Sosyal Problemler” “Ermeni Meselesi-Suriye Meselesi” (Mütercim Kafkas Araştırmalar Dergisi II, İstanbul 1996, s. 69– Ragıp Rıfkı) İstanbul 1329 s. 47–48. 88.

sahada darbe vurmak yolunu tutmuştu. O 5. İradeler tarihte Ermeniler gerek ticaret âleminde ve İ. Hus. (İrade-i Hususiye): 1311.C/15, gerek hükümetle müteahhitlik işlerinde çok 1311.C/87, 1311.B/54, 1311.B/85, 1312.Ra/104, esaslı ve kuvvetli mevkileri işgal ediyorlardı. 1312.Ra/106, 1312.Ca/121,1313.Ra/55, Sultan Abdülhamid, Ermeni ihtilâlinin bu 1316.Z/59. kaynaklarından kuvvet ve para aldığına kâni ve hakikat da bu merkezde olduğundan ilk İ.Dh. (İradei- Dâhiliye): 1310.Ş/42,1313.C/60, tedbir olmak üzere Ermenilerin bundan böyle 1313.C/61, 1313.C/63,1313.L/47, 1313.L/48, hiçbir ihâleye ve muameleye kabul 1313.L/49. edilmemelerini emretti. Hünkâr’ın bu irâdesi, 6. DUİT. (Dosya Usûlü İrade Tasnifi): lâyıkı vechile tatbik edilip edilmediği sık sık 74–2/3–1. kontrol olunmakta idi. O vakit Saray’ın Kuyumcubaşılığı Ermenilerde idi ve bu II. Yayınlanmış Vesikalar, Eserler ve yüzden külliyetli istifade ederlerdi. Sultan Makaleler Abdülhamid bunları da Saray’dan çıkardı. Bu dışlama İstanbul’dan vilâyetlere de teşmil Akçora, Ergünöz; Van ve Çevresinde Ermeni edilerek bilumum vali ve mutasarrıflara tebliğ İsyanları (1896–1916), İstanbul 1994. edildi. Bu tedbir Ermenileri fevkalade Ali Said; Saray Hatıraları (Sultan sarsmıştı. Ermeni Milleti yıllarca çalışıp Abdülhamid’in Hatıraları.) (Haz: kazandığı ticaretten, piyasadan, hükümet Ahmet, Galitekin.) İstanbul 1994. kapısından mahrum oluyordu. Ermeniler bu Armaoğlu, Fahir; 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi yasağı kaldırtmak ve eski mevkilerini tekrar (1789–1914), İstanbul 2007 ele geçirebilmek için çok çalıştılar, birçok Berlin Kongresi, Matbaayı Amire, 1298. istirhamla Hünkâr’ın merhametine müracaat Birol, Nurettin; Halil Rıfat Paşa Dönemi ve ettiler. Fakat Hünkâr Ermeni ihtilâlcilerine ve İcraatı 1827-1901, Ankara 2009 bu ihtilâlcilere yardım eden Ermeni Milletine o ______; “XIX. yüzyılın Sonlarında Sivas 2106 kadar gayz ve gazap taşıyordu ki, o istirham Vilâyeti’nde Azınlık ve Yabancı Eğitim- ve niyazlara, semere bahşolmak şöyle dursun, Öğretim Kurumları ve Faaliyetleri” bazen buna tavassut edenler bile fena International Periodical For the 249 muamele görüyorlardı” . Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 3/4 Summer Bibliyografya 2008 BOA.; Osmanlı Belgelerinde Ermeniler C.I - I. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) Vesikaları XXXIII., İstanbul 1987–1991 Çağ Yayınları; Doğuştan Günümüze Büyük 1. Sicill-i Ahvâl Defteri I/I. s. 50–51. İslâm Tarihi. XII., İstanbul 1993. 2. Y. Mtv. (Yıldız Tasnifi, Mütenevvi Çakaloğlu, Cengiz; Müşîr Mehmed Zeki Paşa Mâruzat Evrakı): (1835–1929) Ata. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayınlanmamış Doktora 62/54, 73/68, 74/14, 97/59, Tezi) Erzurum 1999. 3. Y.A. Res. (Yıldız Tasnifi Sadaret Resmi Çay, Abdülhalûk; Her yönüyle Kürt Dosyası, Mâruzat Evrakı): 77/14, 77/25, 77/71, 77/79, Ankara 1996. 78/54, 80/15, 80/106, 81/29, 81/54, 81/55, Çelik, Hüseyin Görenlerin Gözü ile Van’da 81/64, 90/3, 90/22,101/39. Ermeni Mezalimi. Ankara 2005. 4. Y.A. Hus. (Yıldız Tasnifi Sadaret Hususi Mâruzat Evrakı): 287/4, 287/20, 287/29, 287/62, Danişmend, İsmail Hami; İzahlı Osmanlı 287/93, 290/50, 291/6, 291/104, 296/5, 308/45, Tarihi Kronolojisi IV., İstanbul 1972. 308/73, 339/36, 345/59, 341/124, 345/102. Ertürk, Hüsamettin; İki Devrin Perde Arkası, (Haz. Samih Nafiz Tansu), İstanbul 1996. Eraslan, Cezmi; “I. Sason İsyanı Sonrasında 249 Tahsin Paşa, Yıldız Hatıraları ve Sultan Osmanlı Devletinin Karşılaştığı Siyasi ve Abdülhamid. s. 182.

Sosyal Problemler” Kafkas Araştırmalar (1878–1918) İstanbul 1987. Dergisi, II., İstanbul 1996. Michel De Grece; II. Abdülhamid Yıldız Findley, Carter V.; Osmanlı Devletinde Sürgünü, (Çev: Derman Baydalı), Bürokratik Reform. Babıâli (1789–1922), İstanbul 1995. (Çev: Latif Boyacı-İzzet Akyol) İstanbul Osman Nuri; Abdülhamid-i Sâni ve Devri 1994. Saltanatı I-II-III, İstanbul 1327 (III. Cild Gürün, Kamuran; Ermeni Dosyası, Ankara Ahmet Refik tarafından 1983. tamamlanmıştır). Hocaoğlu, Mehmed; Arşiv Vesikalarıyla Öke, Mim Kemal; “Şark Meselesi ve II. Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler. Abdülhamid’in Garp Politikası–1876-1909” İstanbul 1976. Osmanlı Araştırmaları III., İstanbul Hüseyin Nazım Paşa; Ermeni Olayları Tarihi I- 1982. II., Ankara 1994. Ökte, Ertuğrul Zekai; Osmanlı Arşivi Yıldız İlter, Erdal; Ermeni Meselesinin Perspektifi ve Tasnifi-Ermeni Meselesi I-II, İstanbul Zeytun İsyanları (1780-1915) Ankara 1989. 1995. Pakalın, Mehmet Zeki; Son Sadrazamlar ve İbnü’l Emin Mahmut Kemâl İnal; Son Başvekiller V., İstanbul 1948. Sadrazamlar III., İstanbul 1969, Said Paşa (Sadrazam); Anılar, (Çev: Şemseddin Karabıyık, Osman; Türk-Ermeni Kutlu), İstanbul 1977. Münasebetlerinin Dünü-Bugünü, Sertoğlu, Midhat, Mufassal Osmanlı Tarihi VI, İstanbul 1984. İstanbul 1972. Karaca, Ali; Anadolu Islahatı ve Ahmet Şâkir Shaw Stanford J. - Ezel Kural SHAW, Osmanlı Paşa (1838–1899) İstanbul 1993. İmparatorluğu ve Modern Türkiye, II., Karal, Enver Ziya; Osmanlı Tarihi, VII-VIII., (Çev: Mehmet Harmancı), İstanbul 1983. Ankara 1977–1983. Şimşir, Bilal, “Tarihte Ermeni Terörü ve Sivas 2107 Kısakürek, Necip Fazıl; Ulu Hakan II. Vilâyeti” Uluslararası Terörizm ve Abdülhamid Han, İstanbul 1965 Gençlik Sempozyumu Bildirileri (24–26 Kocabaşoğlu, Uygur; Kendi Belgeleriyle Nisan 1985) Sivas 1986, (s.77–102.) Anadolu’daki Amerika, XIX. yy.’da Tahsin Paşa; Yıldız Hatıraları ve Sultan Amerikan Misyoner Okulları. İstanbul Abdülhamid, İstanbul 1990. 1989. Taş, Necati Fahri; Milli Mücadele’de Yozgat, Kodaman, Bayram; Sultan II. Abdülhamid Ankara 1989. Devri Doğu Anadolu Politikası, Ankara Tozlu, Necmettin; Kültür ve Eğitim 1987. Tarihimizde Yabancı Okullar, Ankara Küçük, Cevdet; Osmanlı Diplomasisinde 1991. Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkışı (1878– Uras, Esat; Tarihte Ermeniler ve Ermeni 1897), İstanbul 1984. Meselesi, İstanbul 1987. Ludovik De Kontanson; Anadolu’da Islahat Yerasımos, Stefanos; Azgelişmişlik Sürecinde “Ermeni Meselesi-Suriye Meselesi” Türkiye II., İstanbul 1980. (Mütercim Ragıp Rıfkı.) İstanbul 1329. Mahmud Celaleddin Paşa; Mir’at-ı Hakîkat (Haz: İsmet Miroğlu), İstanbul 1983. Mayewski, (General); Van ve Bitlis Vilâyetleri Askeri İstatistiği, İstanbul 1330. ______; Ermenilerin Yaptıkları Katliamlar, Terc. Azmi Süslü, Ankara 1986 Mazıcı, Nurşen; Belgelerle Uluslararası Rekâbette Ermeni Sorununun Kökenleri.