T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ FEN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Erdal POLAT

ADLİ ENTOMOLOJİDE KULLANILAN SİNEK TÜRLERİNİN

SAMSUN’DA MEVSİMLERE GÖRE DURUMUNUN

BELİRLENMESİ

DOKTORA TEZİ Uzm. Biol. MELTEM BİLDİRİCİ KÖKDENER

İSTANBUL 2012

Bu çalışma İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiştir. Proje no: 3943

ii

TEŞEKKÜR

Yüksek lisans eğitimim boyunca bilgilerinden faydalandığım değerli hocalarım, Adli Tıp Enstitüsü

Müdürü Sayın Prof. Dr. İmdat ELMAS’a, Fen Bilimleri Anabilim Başkanı Sayın Prof. Dr. Salih

CENGİZ’e, tez çalışmamın fikir aşamasından sonuçlanmasına kadar geçen süreçte, üstün bilgi ve deneyimleri sayesinde çalışmamı yönlendiren, değerli vaktini ve desteğini benden esirgemeyen, değerli hocam, tez danışmanım Yrd. Doç. Dr. Erdal POLAT’a, ayrıca, bilgilerinden ve her zaman desteğini gördüğüm değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Hüseyin ÇAKAN’a ve Adli Tıp Enstitüsü’nde bulunan değerli hocalarıma,

Çalışmalarım süresince deneyimlerini, maddi ve manevi desteğini benden esirgemeyen üstün bilgi ve deneyimleri sayesinde çalışmamı yönlendiren, bilimsel ve hayata dair birçok konuda benim için büyük

örnek teşkil eden hocam, ablam, dostum Prof.Dr. Melike BİLDİRİCİ’ye Tez çalışmamda her konuda yardımlarını gördüğüm Emniyet Amiri Şırnak Olay Yeri İnceleme Sorumlusu Dr. Ersin

KARAPAZARLIOĞLUN‘ a, deney çalışmalarımda köpek temininde yardımcı olan İlkadım Belediyesi görevlilerinden Mehmet TEMİZ’e

Bugünlere gelmemde gerçek pay sahibi olan, eşsiz ve mükemmel aileme sabrı, özverisi ve desteği için için minnet ve teşekkürlerimi sunarım.

Meltem Bildirici KÖKDENER

iii

ÖZET

Bu çalışmada 2009-2010 yılları arasında Samsun ilinde 3 farklı alanda köpek cesetleri model olarak kullanılıp, böcek türlerinin mevsimsel dağılımlarının belirlenmesi ve sistematik yönden incelenmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle bir yıl boyunca çalışma alanına bırakılan 12 köpek ceseti üzerinden Diptera ve

Coleoptera takımına ait örnekler toplanmış ve tür teşhisleri yapılmıştır. Bu türlerin mevsimlere göre dağılımı ve hangi çürüme evrelerinde bulundukları tespit edilmiştir. Köpek cesetinin beş çürüme evresi geçirdiği (taze,

şişme, aktif çürüme, ileri çürüme, kuruma evreleri) görülmüştür. Çürüme evrelerin süresi hava sıcaklığına ve nem oranına bağlı olarak değişmiştir. Yaz ve sonbahar mevsiminde taze evrenin 1-1,5 gün, kış ve ilkbahar mevsiminde ise 4,5-5 gün sürdüğü, şişme evresinin yazın ve sonbaharda 1,5- 2 gün, kışın ve ilkbaharda 6- 7 gün sürdüğü gözlemlenmiştir. Aktif çürüme evresinin yazın ve sonbaharda 8-10 gün, kışın ve ilkbaharda 26-30 gün sürdüğü, ileri çürüme evresinin yazın 12, sonbaharda 30, kışın 45, ilkbaharda 35 gün sürdüğü gözlemlenmiştir.

Hava sıcaklığının yüksek olduğu yaz mevsiminde (ortalama sıcaklık 75 °C, nemin ise ortalama % 76) çürümenin hızlandığı, hava sıcaklığının düştüğü kış mevsiminde ise (ortalama sıcaklık 10. 6 °C nemin ise ortalama % 64)

çürüme evresinin uzadığı görülmüştür. Çürümenin ilk aşamalarında Diptera takımına ait türler baskın olurken, daha sonraki aşamalarında ise Coleoptera takımına ait türler baskın olmuştur. Çürüme aşamalarına ve mevsimlere göre değişen, 29 böcek türü tespit edilmiştir. Yaz mevsimi boyunca Chrysomya albiceps,

Sarcophaga argyrostoma, Lucilla sericata, rufipes, Necrobia violacea, Creophilus maxillosus,

Dermestes frischii, maculatus, Dermestes undulatus, brunneus, caerulescens,

Saprinus subnitescens türleri görülmüştür. Sonbahar mevsiminde; Chrysomya albiceps, Lucilla sericata,

Calliphora vomitoria, Calliphora vicina, , Necrobia violacea, Necrobia ruficollis, Creophilus maxillosus, Dermestes frischii, Dermestes undulatus, Margarinotus brunneus, Saprinus caerulescens, Saprinus vermiculatus, Ontholestes murinus, Philonthus politus, Philonthus concinnus, Aleochara intricata, Necrodes littoralis türleri görülmüştür. Kış mevsimi boyunca her üç bölgede Calliphora vomitoria, Calliphora vicina türleri görülmüştür. Kış mevsiminde Atakum bölgesinde diğer iki bölgeden farklı olarak, Fannia scalaris,

Fannia canicularis, Fannia manicata, Hellomyzidae ssp türleri görülmüştür. Kış mevsiminde Şehir merkezi hariç diğer bölgelerde Coloeptera takımına ait tür görülmemiştir. İlkbahar mevsiminde; Calliphora iv

vomitoria, Calliphora vicina, Necrobia rufipes, Necrobia violacea, flavomaculata, Dermestes frischii,

Margarinotus brunneus, Saprinus caerulescens Saprinus vermiculatus, Thanatophilus rugosus, Necrodes littoralis, Thanatophilus sinuatus, Philonthus concinnus, Aleochara lata Ontholestes murinus, Creophilus maxillosus türleri görülmüştür. Tür çeşitliğinin en bol ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülmüştür.Yaptığımız çalışma sonucu tespit ettiğimiz türlerden Calliphoridae familyasına ait Chrysomya albiceps yaz mevsimi başından sonbahar mevsimi sonuna kadar görülen en yoğun türdür. Hava ısısının iyice düştüğü kış mevsiminde bu tür görülmemektedir, bu yüzden Chrysomya albiceps yaz ve sonbahar mevsiminde

Samsunda ölüm zamanı tespitinde kullanılabilir. Calliphora vicina ve Calliphora vomitoria hava sıcaklığı düştüğü zaman görülmeye başlanmakta mayıs ayına kadar görülmektedir, dolayısıyla kış mevsimi ve ilkbaharda meydana gelebilecek bir ölüm olayında ölüm zamanı tespitinde kullanılması uygun olacaktır.

Anahtar Kelime: Adli Bilimler, Adli Entomoloji, Böcekler, Fauna, Köpek ceseti, Samsun

v

ABSTRACT

ACCORDING TO THE SEASON IN SAMSUN , DETERMINATION OF SITUATION OF SPECIES USED

IN

In this study dog carcasses using as a model at 3 different areas in the province of Samsun between 2009-2010, it has been purposed to determine seasonal distribution of species of insect and studies of systematic aspect in three difrent area at

Samsun province. In this reason during one year samples has been collected belonging to order of Diptera and Coloeptera from 12 dog carcass which was put in the experiment area and the species are identified. These species were determined according their distribution over the seasons and which decomposition stages they were found. It was determined that the dog carcasses had pass five decomposition stage and 29 insect species changed according to state of decay.

Chrysomya albiceps, argyrostoma, Lucilla sericata, Necrobia rufipes, Necrobia violacea, Creophilus maxillosus, Dermestes frischii, Dermestes maculatus, Dermestes undulatus, Margarinotus brunneus, Saprinus caerulescens,

Saprinus subnitescens species were seen during summer season.

In fall season it was observed to species : Chrysomya albiceps, Lucilla sericata, Calliphora vomitoria, Calliphora vicina,Necrobia rufipes, Necrobia violacea, Necrobia ruficollis, Creophilus maxillosus, Dermestes frischii, Dermestes undulatus, Margarinotus brunneus, Saprinus caerulescens, Saprinus vermiculatus, Ontholestes murinus, Philonthus politus,

Philonthus concinnus, Aleochara intricata, Necrodes littoralis. Calliphora vomitoria, Calliphora vicina species were seen in all region during winter period,. During winter season, Fannia scalaris, Fannia canicularis, Fannia manicata, Hellomyzidae ssp were observed unlike other region in Atakum region. Species belonging to Coloeptera were not observed to other region except of city center in winter season. During spring season, species of Calliphora vomitoria, Calliphora vicina, Necrobia rufipes, Necrobia violacea, Nitidula flavomaculata, Dermestes frischii, Margarinotus brunneus, Saprinus caerulescens

Saprinus vermiculatus, Thanatophilus rugosus, Necrodes littoralis, Thanatophilus sinuatus, Philonthus concinnus, Aleochara lata Ontholestes murinus, Creophilus maxillosus were viewed. Diversity of species was the most abundant in spring and fall seasons. According to this study, Chrysomya albiceps belonging to Calliphoridae‘s family were most intense species that were observed in the beginning of summer season until the end of the autumn season. In winter season decrease of air temperatures

These species were not observed to in winter season that air temperatures was decrease therefore Chrysomya albiceps can be used to determining time of death in Samsun during summer and fall season. Calliphora vicina and

Calliphora vomitoria is start to be seen when air temparature is fall, these species were seen until May, the event of a death that may occur due to winter and spring would be appropriate to use the time of death determination.

Key Words: Forensic Sciences, Forensic Entomology, Dog carcass, , Samsun, Fauna.

vi

İÇİNDEKİLER

1 GİRİŞ VE AMAÇ ...... 1

2 GENEL BİLGİLER ...... 3

2.1 ADLİ ENTOMOLOJİNİN BÖLÜMLERİ ...... 3

2.2 TARİHÇE ...... 3

2.3 SÜKSESYON VE CESET ÇÜRÜME EVRELERİ ...... 5 2.3.1 SÜKSESYON ...... 5 2.3.2 SÜKSESYON DÜZENİ...... 5 2.3.2.1 NEKROFAJ TÜRLER ...... 6 2.3.2.2 PREDATÖR/PARAZİTİK TÜRLER ...... 6 2.3.2.3 SAPROFAJ (OMNİVOR) TÜRLER ...... 6 2.3.2.4 TESADÜFİ TÜRLER ...... 7

2.4 SÜKSESYONUNA ETKİ EDEN FAKTÖRLER ...... 7 2.4.1 COĞRAFİK YAYILIŞ ...... 7 2.4.2 MEVSİMSEL FAKTÖRLER ...... 7 2.4.3 SICAKLIK VE NEM ...... 7 2.4.4 HABİTAT FAKTÖRLERİ ...... 8 2.4.5 DİĞER FAKTÖRLER ...... 8

2.5 ÇÜRÜME ...... 8 2.5.1 CESET ÇÜRÜME EVRELERİ ...... 8 2.5.1.1 TAZE EVRE ...... 9 2.5.1.2 ŞİŞME EVRESİ ...... 9 2.5.1.3 AKTİF ÇÜRÜME EVRESİ ...... 9 2.5.1.4 İLERİ ÇÜRÜME EVRESİ ...... 10 2.5.1.5 KURUMA EVRESİ ...... 10

2.6 ÇÜRÜME HIZINA ETKİ EDEN ETMENLER ...... 11 2.6.1 YERALTINA/TOPRAĞA GÖMÜLME ...... 11 2.6.2 SU ALTINA GÖMÜLME ...... 11 2.6.3 ÖLÜM ZAMANI VE ISI ...... 11 2.6.4 YANMA ...... 11 2.6.5 GÜNEŞ IŞIĞINA MARUZ KALMA ...... 12

2.7 BÖCEKLER ...... 12 2.7.1 BAŞ ...... 14 2.7.2 GÖĞÜS ...... 17 2.7.3 KARIN ...... 20

2.8 BÖCEĞİN GENEL YAŞAM SİKLUSU ...... 21

3 MATERYAL METOD ...... 24 vii

3.1 SAHA ÇALIŞMASI ...... 24

3.2 LABORATUVAR ÇALIŞMASI ...... 30

4 BULGULAR ...... 33

4.1 ADLİ ENTOMOLOJİK VERİLER ...... 33 4.1.1 KÖPEK SÜKSESYON EVRELERİ ...... 33 4.1.1.1 YAZ MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ ...... 37 4.1.1.1.1 SAMSUN İLİ YAZ MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM BULGULARI ...... 37 4.1.1.1.2 YAZ MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN TÜRLER ...... 37 4.1.1.2 SONBAHAR MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ...... 40 4.1.1.2.1 SAMSUN İLİ SONBAHAR MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM BULGULARI ...... 40 4.1.1.2.2 SONBAHAR MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN TÜRLER ...... 41 4.1.1.3 KIŞ MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ ...... 44 4.1.1.3.1 SAMSUN İLİ KIŞ MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM BULGULARI ...... 44 4.1.1.3.2 KIŞ MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN TÜRLER ...... 45 4.1.1.4 İLKBAHAR MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ ...... 48 4.1.1.4.1 SAMSUN İLİ İLKBAHAR MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM BULGULARI ...... 48 4.1.1.4.2 İLKBAHAR MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN TÜRLER ...... 48

4.2 KÖPEK CESEDİ ÜZERİNDEN ELDE EDİLEN TÜRLER ...... 51 4.2.1 SİSTEMATİK BULGULAR ...... 51 4.2.2 TEŞHİS EDİLEN TÜRLERİN TAKSONOMİK VE DİAGNOSTİK ÖZELLİKLERİ ...... 53 4.2.2.1 DİPTERA TAKIMI ...... 53 4.2.2.1.1 Tür: Chrysomya albiceps (Wiedemann, 1819) ...... 54 4.2.2.1.2 Tür: Lucilia sericata (Meigen, 1826) Towsend, 1908 ...... 54 4.2.2.1.3 Tür: Calliphora vicina (Robineau-Desvoidy, 1830) ...... 55 4.2.2.1.4 Tür: Calliphora vomitoria (Linnaeus, 1758) ...... 56 4.2.2.1.5 . Tür: Sarcophaga (Liopygia) argyrostoma(Robineau-Desvoidy 1830) ...... 57 4.2.2.1.6 Tür: Fannia cannicularis (Linnaeus, 1761) ...... 58 4.2.2.1.7 Tür: Fannia scalaris (Fabricius, 1794) ...... 59 4.2.2.1.8 Tür: Fannia manicata (Meigen, 1826) ...... 59 4.2.2.1.9 Tür: Hellomyzidae ssp ...... 60 4.2.2.2 COLEOPTERA TAKIMI ...... 61 4.2.2.2.1 Tür: Creophilus maxillosus (Linneaus, 1758) ...... 62 4.2.2.2.2 Tür: Ontholestes murinus (Linnaeus, 1758) ...... 62 4.2.2.2.3 Tür: Philonthus concinnus (Gravenhorst, 1802) ...... 63 4.2.2.2.4 Tür: Philonthus politus (Linnaeus, 1758) ...... 64 4.2.2.2.5 Tür: Aleochara lata Gravenhorst nec Kirby 1832, 1802 ...... 65 4.2.2.2.6 Tür: Aleochara intricata Mannerheim, 1830 ...... 65 4.2.2.2.7 Tür: Necrobia rufipes (De Geer, 1775) ...... 66 4.2.2.2.8 Tür: Necrobia violacea (Linnaeus, 1758) ...... 66 4.2.2.2.9 Tür: Necrobia ruficollis (Fabricius, 1775) ...... 67 4.2.2.2.10 Tür: Margarinotus (Ptomister) brunneus (Fabricius, 1775) ...... 67 4.2.2.2.11 Tür: Saprinus caerulescens (Hoffmann, 1803) ...... 68 4.2.2.2.12 Tür: Saprinus subnitescens Bickhardt, 1909 ...... 69 4.2.2.2.13 Tür: Saprinus vermiculatus Reichardt, 1923 ...... 70 viii

4.2.2.2.14 Tür: Thanatophilus sinuatus (Fabricius, 1775)...... 70 4.2.2.2.15 Tür: Thanatophilus rugosus (Linnaeus, 1758) ...... 71 4.2.2.2.16 Tür: Necrodes littoralis (Linnaeus, 1758)...... 72 4.2.2.2.17 Tür: Dermestes frischii (Kugelann 1792) ...... 73 4.2.2.2.18 Tür: Dermestes undulatus Brahm, 1790 ...... 74 4.2.2.2.19 Tür: Dermestes maculatus DeGeer, 1774 ...... 75 4.2.2.2.20 Tür: Nitidula flavomaculata Rossi, 1790 ...... 76

5 TARTIŞMA VE SONUÇ...... 78

6 KAYNAKLAR ...... 85

ÖZGEÇMİŞ ...... 98

ix

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 1. Bir sineğin vücudunun kısımları (39)...... 13

Şekil 2. Bir böceğin vücudunun anatomik kısımları (82) ...... 14

Şekil 3. Bir sineğin başının önden görünüşü (84) ...... 15

Şekil 4. Bir sineğin başının yandan görünüşü (84)...... 15

Şekil 5. Farklı böceklere ait anten yapıları (83) ...... 16

Şekil 6. Bir sineğin ağız aletlerinin önden görünüşü (83) ...... 17

Şekil 7. Erişkin bir sineğin göğsünün dorsal görünümü (84) ...... 18

Şekil 8. Erişkin bir sineğin göğsünün yandan görünümü (85)...... 18

Şekil 9. Erişkin bir sineğin bacağın genel görünümü (85)...... 19

Şekil 10. Erişkin bir sineğin kanadının genel görünümü (87)...... 20

Şekil 11. Erişkin bir sineğin karnının A ventral, B dorsal görünümü (86) ...... 21

GRAFİKLER DİZİNİ

Grafik 1. Samsun ilinin bir yıllık ortalama nem miktarları ve hava sıcaklıkları ...... 33

Grafik 2. Samsun ilinin yaz mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri ...... 37

Grafik 3. Yaz mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları ...... 38

Grafik 4.Samsun İli Taflan bölgesinde yaz mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 39

Grafik 5. Samsun İli Atakum bölgesinde yaz mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 39

Grafik 6.Samsun İli şehir merkezinde yaz mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 40

Grafik 7. Samsun ilinin sonbahar mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri ...... 41

Grafik 8. Sonbahar mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları ...... 41

Grafik 9.Samsun İli Taflan bölgesinde sonbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 43

Grafik 10. Samsun İli Atakum bölgesinde sonbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 43

Grafik 11. Samsun İli şehir merkezinde sonbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 44

Grafik 12. Samsun ilinin kış mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri ...... 45

Grafik 13. Kış mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları ...... 45 x

Grafik 14. Samsun İli Taflan bölgesinde kış mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 46

Grafik 15. Samsun İli Atakum bölgesinde kış mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 47

Grafik 16. Samsun İli şehir merkezinde kış mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 47

Grafik 17. Samsun ilinin ilbahar mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri ...... 48

Grafik 18. İlkbahar mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları ...... 49

Grafik 19. Samsun İli Taflan bölgesinde ilkbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 50

Grafik 20. Samsun İli Atakum bölgesinde ilkbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 50

Grafik 21. Samsun İli şehir merkezinde ilkbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri ...... 51

ÇİZELGE DİZİNİ

Çizelge 1. Adli entomoloji arazi çalışması günlük bilgi formu……………….…………….………29

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. Samsun İli yaz mevsiminde her üç bölgede görülen türler ...... 38

Tablo 2. Samsun ili sonbahar mevsiminde her üç bölgede görülen türler ...... 42

Tablo 3. Samsun İli kış mevsiminde her üç bölgede görülen türler ...... 46

Tablo 4. Samsun İli ilkbahar mevsiminde her üç bölgede görülen türler ...... 49

Tablo 5. Çalışmada tespit edilen böcek türleri ...... 52

FOTOĞRAFLAR DİZİNİ

Fotoğraf 1. Sineğin gelişim evreleri ...... 22

Fotoğraf 2. III. evre larvanın görünümü (orijinal fotoğraf) ...... 23

Fotoğraf 3. Calliphoridae familyasına ait pupa şekli (orijinal fotoğraf) ...... 23

Fotoğraf 4. Samsun ilinin uydu görüntüsü (88)...... 24

Fotoğraf 5. Taflan ilçesinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin uydu görünümü (89) ...... 25

Fotoğraf 6. Taflan ilçesinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin genel görünümü ...... 25

Fotoğraf 7. Oyumca köyünde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin uydu görünümü (89) ...... 26 xi

Fotoğraf 8. Oyumca köyünde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin genel görünümü ...... 26

Fotoğraf 9. Samsun şehir merkezinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin uydu görünümü ...... 27

Fotoğraf 10. Samsun şehir merkezinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin genel görünümü ...... 27

Fotoğraf 11. Köpek cesetlerinin yerleştirildiği kafesler ...... 28

Fotoğraf 12. Üçüncü dönem Calliphoridae larvasının A, posteriyor spiracle B, anteriyor spiracle ...... 31

Fotoğraf 13. Üçüncü dönem Calliphoridae larvasının pharyngeal iskeleti ...... 31

Fotoğraf 14. Taze evre...... 34

Fotoğraf 15. Şişme evresi ...... 34

Fotoğraf 16. Aktif çürüme evresi ...... 35

Fotoğraf 17. İleri çürüme evresi ...... 35

Fotoğraf 18. Kuruma evresi ...... 36

Fotoğraf 19. Chrysomya albiceps’ in (Wiedemann, 1819) lateralden görünümü ...... 54

Fotoğraf 20. Lucilia sericata’ nın (Meigen, 1826) lateralden görünümü ...... 55

Fotoğraf 21. Calliphora vicina‘ nın (Robineau-Desvoidy, 1830) lateralden görünümü ...... 56

Fotoğraf 22. Calliphora vomitoria’ nın (Linnaeus, 1758) lateralden görünümü ...... 57

Fotoğraf 23. A; Sarcophaga (Liopygia) argyrostoma’ nın (Robineau-Desvoidy 1830) genel görünümü, B; ...... 57

Fotoğraf 24. Fannia cannicularis’ in (Linnaeus, 1761) lateralden görünümü ...... 58

Fotoğraf 25. Fannia scalaris’ in (Fabricius, 1794) lateralden görünümü ...... 59

Fotoğraf 26. Fannia manicata’ nın (Meigen, 1826) lateralden görünümü ...... 60

Fotoğraf 27. Hellomyzidae ssp’ nin lateralden görünümü ...... 61

Fotoğraf 28. Creophilus maxillosus’un (Linneaus, 1758) lateralden görünümü ...... 62

Fotoğraf 29. Ontholestes murinus’ un (Linnaeus, 1758) dorsalden görünümü ...... 63

Fotoğraf 30. Philonthus concinnus’ un (Gravenhorst, 1802) dorsalden görünümü ...... 63

Fotoğraf 31. Philonthus politus’ un (Linnaeus, 1758)dorsalden görünümü ...... 64

Fotoğraf 32. Aleochara lata' nın Gravenhorst nec Kirby 1832, 1802dorsalden görünümü ...... 65

Fotoğraf 33. Aleochara intricata’ nın Mannerheim, 1830 A lateralden, B dorsal den görünümü ...... 66

Fotoğraf 34. Necrobia rufipes’ in (De Geer, 1775) A dorsalden, B ventralden görünümü ...... 66 xii

Fotoğraf 35. Necrobia violacea (Linnaeus, 1758) A dorsalden, B ventralden görünümü ...... 67

Fotoğraf 36. Necrobia ruficollis’ in (Fabricius, 1775) A dorsalden, B ventralden görünümü ...... 67

Fotoğraf 37. Margarinotus (Ptomister) brunneus’ in (Fabricius, 1775) A dorsalden, B ventralden görünümü ...... 68

Fotoğraf 38. Saprinus caerulescens’ in (Hoffmann, 1803) A dorsalden B ventralden görünümü ...... 69

Fotoğraf 39. Saprinus subnitescens' in Bickhardt, 1909 dorsalden görünümü ...... 69

Fotoğraf 40. Saprinus vermiculatus' un Reichardt, 1923 A dorsalden, B ventral görünümü ...... 70

Fotoğraf 41. Thanatophilus sinovatus' un (Fabricius, 1775) dorsalden görünümü ...... 71

Fotoğraf 42.Thanatophilus rugosus' un (Linnaeus, 1758) dorsalden görünümü ...... 72

Fotoğraf 43. Necrodes littoralis’ in (Linnaeus, 1758) dorsalden görünümü ...... 73

Fotoğraf 44. Dermestes frischii’ nin (Kugelann 1792) A dorsalden, B ventralden görünümü ...... 74

Fotoğraf 45. Dermestes undulatus’ un Brahm, 1790, A dorsalden, B ventralden görünümü ...... 75

Fotoğraf 46. Dermestes maculatus’ un DeGeer, 1774 A dorsalden, B ventralden görünüm ...... 76

Fotoğraf 47. Nitidula flavomaculata' nın Rossi, 1790 dorsalden görünümü ...... 77

xiii

KISALTMALAR A1: 1. Anal damarlar A2: 2. Anal damarlar ant2: İkinci anten ant3: Üçüncü anten ar: Arista bc: Basicosta bm-cu: Bazalmedial- kübital çapraz damar cu1: Cubital damar cu2: Cubital damar CuA1: Kübitusun anteriör dalı dm- cu: Diskal- medial çapraz damar e: Göz forb: Fronto-orbital plaka fpl: Yüz plakası fr: Yüz çizgisi frb: Frontal bristıl (setalar) fvt: Frontal vita gn: Gena gnbr: Genal seta gngr: Genal oyuk iv: İç-vertikal setalar lab: Labellum ln: Lunula M: Media mmrg: Media-marjinal setalar mrg:Marjinal setalar oc: Ocellar bristles occ: Occiput ov: Dış vertikal setalar pal: Palpi pf: Parafacial plaka pgn: Postgena PMI: Postmortem interval poc postocular seta porb: Proclinate orbital kıllar prm: Prementum R1: Radyal damarlar R2+3: 1, 2 ve 3. radial damarlar R4+5: Radyal damarlar 4 ve 5 r4+5: Radyus 4+5 hücresi rorb: Eğik orbital setalar Sc: Subcosta ST1-5: 1-5 sternitleri T1-5: 1-5 tergitleri Vtx: Vertex

1

1 GİRİŞ ve AMAÇ Adli tıp; adaletin gerçekleşmesinde büyük rol oynayan, birçok uzmanlık alanı ile ortak çalışan bilim dalıdır (1). Adli entomoloji ise böcek ve eklembacaklı bilgisinin suç olaylarında ve hukuk davalarında kullanıldığı bilim dalıdır (2-12). Adli entomoloji ölüm olaylarının çözümünde kullanılan yeni bir disiplindir ve klasik metodların kullanılmadığı durumlarda, suçun aydınlatılmasında kullanılan sessiz tanıklardır (13-18). Uzun yıllardır kriminal olaylarının çözümünde yararlanılan delil böcekleri (19) en çok ölüm zamanı tayini için kullanılmaktadır (20-24). Cesetin bulunduğu yerdeki böceklerin davranışı, biyolojisi ve dağılımı bilgisinden yararlanılarak olayın çözülmesine çalışılır (9, 25). Ölümden sonra 72 saat veya daha uzun süre geçince tıbbi parametreler sağlıklı kullanılmaz (21, 22, 26). Özellikle insan kalıntıları günler, haftalar veya aylar sonra bulunmuşsa veya rigor mortis yada livor motris başlamışsa ölüm zamanının tespiti zordur (26, 27). Entomolojik veriler, bozulmanın erken safhalarından başlayarak, ilerlemiş safhalarına kadar ölüm sonrası geçen zamanın tespit edilmesinde sıklıkla kullanılan neredeyse tek delildir (21, 28, 29, 30, 31, 32). Entomolojik deliller ölüm yerinin ve ölüm şeklinin aydınlatılmasınada ışık tutarlar (9). Böceklerin yaşadığı ortam farklıkları örneğin; suda, karada, ormanda yaşayan böceklerin kendi ortamlarından başka bir ortamda bulunmaları, cesetin bir yerden bir başka yere taşındığını göstermesi açısından çok önemlidir (9, 27, 32, 33). Ceset üzerinde hiç böcek olmaması, kişinin çok soğuk bir yerde öldüğünü, aşırı bir şekilde yandığını veya kapalı bir alanda kaldığını, düşündürebilir

(33). Dış hasarları, incilmeleri olan ceset diğerlerinden daha fazla sinekleri çeker, buna bağlı olarak da hem ölüm

şekli hakkında hemde vücutta travmanın meydana geldiği alanlar hakkında fikir sahibi olunur (9, 34, 35). İlk olarak 13.yüzyılda suç aletinin tespitinde kullanılan entomolojik deliller, günümüzde çürümüş ve iskeletleşmiş ceset analizinde, kaçakçılık olaylarında, cinsel saldırı olaylarında (32, 34-36), zehirlenmelerde (9), trafik ve uçak kazalarında, ihmal ve istismar gibi bir çok adli vakanın aydınlatılmasında kullanılmaktadır (34, 37). Günümüzde adli entomoloji; sigorta ve miras sorunlarının çözümlenmesinde, tanıkların ifadelerin teyit edilmesinde, kurban ve şüpheli bağlantısının ortaya konması gibi pek çok konuda yargıya yardım eder (19).

Entomolojik delillerin adli olayların çözümünde kullanılması için, cesete gelen sinek türlerinin bilinmesi ve tür tayininin doğru bir şekilde yapılması gerekir (14). Ancak bunun için öncelikle coğrafik

özelliklere göre o bölgenin veya alanın böcek faunası ve çürüme evrelerine göre cesete gelen böceklerin geliş sırası doğru olarak bilinmelidir (böcek süksesyonu). Böcek türleri yaşadığı ortamlara göre (orman, kıyı, tepe,

şehir gibi) farklı ve özgündür (27). Dolayısıylada her bölgenin böcek faunası diğeriden farklıdır ve bir bölgeye ait böcek faunası başka bir bölge için kullanılamaz. 2

Bu çalışmada Samsun ilinde adli entomoloji açısından önemli olan böcek faunasının mevsimsel dağılımlarının belirlenmesi ve sistematik yönden incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmamız bir yıl boyunca, 3 farklı alanda, böcek faunasının incelendiği Türkiyede yapılan ilk tez çalışmasıdır ve şimdiye kadar yapılmış diğer tez çalışmaları tek bir bölgede yapıldığından bu yönüyle diğer çalışmalardan farklıdır. Elde edilen verilerle

ülkemiz sinek ve böcek faunasına yeni türlerlerin katılması sağlanmış, bölgenin mevsimlere göre sinek ve böcek faunası belirlenmiştir. Çalışmamız bölgedeki bir çok adli olayın çözümüne katkı sağlayacak ve ileride yapılacak olan diğer çalışmalara ışık tutacaktır.

3

2 GENEL BİLGİLER

2.1 ADLİ ENTOMOLOJİNİN BÖLÜMLERİ

İkinci dünya savaşından sonra bazı bilim adamları ve olay yeri araştırma uzmanları adli entomolojinin gelişmesine öncülük etmişlerdir. Takip eden yıllarda yerel otoritelerin ve bilim adamlarının desteğiyle olay yeri araştırmalarında eklembacaklıların kullanımının yararı anlaşılmıştır. Çok sayıda mahkeme ve hakim özellikle vahşice işlenen şiddet suçlarında ve yüksek profilli cinayetlerde adli entomolojinin kullanılmasını uygun bulmuştur (38).

Adli entomolojinin çalışma alanı, eklembacaklı bilimi ile adli sistemin etkileşim halinde bulunduğu oldukça geniş bir alandır (14) ve üç ana başlık altında incelenmektedir (32, 39, 40).

Şehir Entomolojisi: Böcekler ve ilgili hayvanların, evlere, bahçelere ve binalara olan istilasını içerir

(34). Şehir entomolojisi, doğadaki sivil ve zararlı böcek türlerine odaklanır, bahçe zararlıları, karınca, pire, termit gibi (32, 34).

Depolanmış Ürünler Entomolojisi: Depolanmış besin ve besin parçalarının içlerinde ya da üzerinde gözlenen böcekler ve diğer eklembacaklılarla ilgili alanları kapsar (32, 34). Bu alan açıkta ve restoranlarda satılan yiyecek ve içecek ürünlerinin kontaminasyonu ile de ilgilenmektedir (34).

Medikokriminal Entomoloji: Uyuşturucu kaçakçılığı, zehirlenmeler, cinayet olayları, şüpheli ölümler gibi pek çok olayların çözümlemesinde (32, 39, 41) ve ölüm sonrası geçen zamanın tespit edilmesinde, böceklerden elde edilen verilerin kullanılmasıdır (42). Medikokriminal entomoloji adli bilimler için güçlü bir silahtır, en sık ölümden sonra geçen zamanın tahmininde (Posmortem İnterval= PMI) kullanılmaktadır (39, 32).

2.2 TARİHÇE

McKnight 1981 yılında, adli entomolojinin en eski kayıtlarının 13.yüzyılda Çin’e dayandığını bildirmiştir (39), Çinli kriminolog Sung Tz’u ‘Yanlışların Temizlenmesi (Washing Away of Wrongs)’ isimli kitabında bir köyde kurbanın kesilerek öldürüldüğü bir cinayeti nasıl çözdüğünden bahsetmiştir. Olayda köyde yaşayan bütün köylülere tırpanlarını getirmeleri söylenmiş, tırpanların hepsi bir yerde toplanınca, sadece bir tırpanın üstüne sineklerin toplandığı görülmüş ve şüpheli suçunu itiraf etmiştir (14, 39). Orta çağ boyunca çok fazla bilgi kaydedilmemiştir, ancak 15. yüzyılda “ölüm dansı” diye adlandırılan resimlerde, cesetler üzerindeki 4

larvalar abartılarak resmedilmiştir (5, 14, 20, 39). 16. yüzyılda Tumba’nın iskeleti diye adlandırılan resimdede tüm iskeletin larvalarla kaplı olduğu görülmüştür (1, 39, 43, 44).

Avrupa'da tıbbi bilginin ilerlemesi yüzyıllar boyunca yavaş olmuştur (2). Redi 1668 yılında açık alana koyduğu etlerin üzerinde sineklerin bıraktığı yumurtalardan larvaların geliştiğini göstermiş, Chapenoire ve

Benezech 1700 li yıllarda adli tıbın ayrı bir branş olarak görülmeye başlandığını ifade etmişlerdir. Linnaeus 1775 yılında sınıflandırma sistemini getirmiştir (45). Fransız hekim Francois-Emanuel Foderé 1799 yılında yayımladığı ‘Les lois éclairées par les sciences physiques: ou Traité de médecine-légale et d’hygiène publique’ adlı 3 ciltlik kitabında, adli tıptaki temel konuları tanımlamıştır (2). Blankaart 17. yüzyıldan itibaren, böceklerin başkalaşımının yaygın olarak anlaşılmaya başlandığını bildirmiştir (1, 5, 39, 43, 44). 1800’ li yıllarda Bergeret tarafından yazılan ve mahkemece kabul edilen rapor; PMI tahminini içeren ilk adli entomoloji vakasıdır ve böcek süksesyonu uygulamasının ilk örneğidir. Bergeret yaptığı otopside bebeğin mumyalaşmış cesetinden

Sarcophaga carnaria larvaları ve güveler bulup incelemiştir (1, 4, 39, 45). John Gordon Smith 1821 yılında,

‘The Principles of Forensic Medicine’ adlı adli tıp hakkındaki ilk ingilizce kitabını yazmıştır (2). Mende 1829 yılında nekrofaj böceklerin listesini yapmıştır (2, 14).

Weismann 1864 yılında iki nekrofaj sinek türünü yayınlamıştır (14). Yovanovich 1888 ve Megnin 1894 yıllarında cesette böcek süksesyonunu ile ilgili çalışmalar yapmışlardır. Takip eden yıllarda Reinhard 1882,

Schmitz 1928 yıllarında, mezar faunası gibi konularda çalışmışlardır (14). Mégnin 1894 yılında ölümden sonra cesete kolonize olan böcek süksesyonunun incelemiş 7 çürüme evresi gözlemlemiş ve bulgularını ‘La Faune des

Cadavres: Application de l’Entomologie à la Médicine Légale’ kitabında yayınlamıştır (38, 45). Horoszkiewicz

1902, Hauser 1926, Schneider 1936 yılında böceklerin neden olduğu cesetlerin modifikasyonunu incelemişlerdir. Fuller 1934, Bornemissza 1957 yılında nekrofaj böceklerin süksesyonu, biyolojisi, ekolojisiyle ilgili verileri adli olaylarda uygulamıştır (14). Davidson 1944 yılında leş sineklerinin gelişim zamanlarının sıcaklıkla bağlantılı olarak değiştiğini göstermiştir (14). Green 1951 yılında sinek davranışları hakkındaki

çalışmasında yayılma merkezinden 6–10 m uzağa larvaların gittiğini göstermiştir (14, 15). Nuorteva 1959 yılındaki iki ayrı çalışmasında posmortem interval tespitinde adli entomolojiyi kullanmışlardır (14). Nuorteva

1977 yılında doğal şartlar altında birkaç Diptera türünün pupalarını hayvan cesetinin altında ve 6 m uzağında bulmuştur (30). Coe 1978 yılında Kenyada fil karkasıyla beslenen 2 Chrysomya türü bulmuştur (14). Smith 1986 yılında, Lucilia cuprina larvalarının cesetten göç zamanını araştırmıştır (14) ve aynı yıl ‘A Manual of Forensic

Entomology’ adlı ilk kitabını yayınlanmıştır (1, 39). Takip eden yıllarda Schoenly ve ark. 1992, Byrd 1998 de adli entomoloji hakkında aktif çalışmalar yapmışlar; daha sonraki çalışmalar bilgisayar teknolojisindeki 5

gelişmelerinde etkisi ile hız kazanmıştır (39, 43). Goff ve ark. 1986 ve 1988 yıllarında, Goff ve Flynn 1991 yılında ceset ve kadavrada böcek süksesyonu hakkında çalışmalar yapmışlardır. 20 yüzyılın başından günümüze kadar pek çok ülkede adli entomoloji önemli bir adli araç olarak kabul edilmiştir (14). Hall 2001 yılında çürüme sürecinin adli entomolojide aktif bir araştırma alanı olarak çalışıldığını belirtmiştir (39, 43). Son yıllarda moleküler genetik tekniklerinin ilerlemesiyle aşırı derecede çürümüş cesetlerden, hatta böceklerin barsak içeriğinden failin kimliklendirmesi yapılabilmektedir (33, 46). Günümüzde suç araştırmalarında böceklerden elde edilen DNA örnekleri sıkça kullanılmaktadır (47, 48). Lord ve ark. 1998 yılında yengeç bitinin barsak içeriğinden (14, 44), Introna ve ark. 1999 yılında et sineği larvasından insan mtDNA sını izole etmiştir (1, 20,

44).

Ülkemizde adli entomoloji alanında yapılan çalışmalara baktığımızda; çok fazla çalışma göze

çarpmamaktadır. Yapılmış olan çalışmalar genellikle bir bölgedeki belli tür eklembacaklı faunasının tespiti için yapılan tez çalışmalarıdır. Bu çalışmalar; Karapazarlıoğlunun (49) 2004 yılında, Aslan (50) 2006 yılında,

Pekbey (51), Şabanoğlu (5) ve Özdemir´ in (43) 2007 yılında, Açıkgöz´ ün (52) 2008 yılında, Çoban´ nın (53) ve

Yuca´ nın (54) 2009 yılında, Bana´ nın (55) 2010 yılında ve Karapazarlıoğlu´ nun (56) 2011 yılında yaptıkları tez çalışmalarıdır.

2.3 SÜKSESYON VE CESET ÇÜRÜME EVRELERİ

2.3.1 SÜKSESYON

İnsan veya diğer canlıların cesetleri, böcekler için oldukça büyük bir besin kaynağıdır (20, 39) dolayısıylada ölümden çok kısa süre sonra, hatta birkaç dakika içinde böcekler cesete doğru çekilirler (39, 57).

Böcekler farklı çürüme evrelerinde farklı yoğunlukta bulunurlar buda ölümden sonra geçen zamanın tespiti için

önemli ipucu sağlar (58). Cesetin farklı çürüme evresine bağlı olarak böceklerin belli bir sırada cesete ulaşmasına böcek süksesyonu veya faunal süksesyon denir (8, 41, 47).

2.3.2 SÜKSESYON DÜZENİ

Çürümeye başlayan vücut çok sayıda biyolojik, fiziksel ve kimyasal değişimler geçirir (39, 47), bu değişimler boyunca cesetten farklı kokular yayılır ve yayılan bu kokular bazı türler için çok çekici gelirken, bazı türler için daha az çekici olur (39). Böceklerin ceset üzerindeki kolonileşmesi tahmin edilebilir düzendedir (14,

47). Örneğin; et sinekleri ilk kolonizerlerdir bu gruptan olan Calliphoridae ve Sarcophagidae ailesine ait türler 6

çürümenin başlangıç evresini tercih ederler (59) ve koku yüzünden büyük mesafeler katederler. Güney Afrikada yapılan incelemede işaretli Chrysomya cinsinden bir tür bırakıldığı yerden yaklaşık 63. 5 km uzakta bulunmuştur

(60). Ceset kalıntılarındaki renk, görünüm, aynı türden canlıların varlığı çok sayıdaki türlerin cesete gelmesinde

önemli rol oynar (11, 61). Nem, amonyakça zengin komponent varlığı, feromanlar ve dokunsal uyaranlar böceklerin yumurtlamasını etkiler. Dişi sinekler yumurtalarını cesetteki yaralara, doğal açıklıklara bırakılırlar, böylece yumurtadan çıkacak larvaların gelişimi için hem ısı hemde beslenmesi için kaynak sağlanmış olur (8, 10,

11, 26, 61). Her böceğin yaşadığı ortam farklıdır (33) ve kendine özgü bir gelişim hızı vardır (13). Smith 1986 yılında cesetteki böcek faunasını 4 ekolojik gruba ayırmıştır; nekrofajlar, saprofajlar (omnivorlar), predatör/parazitik ve tesadüfi türler (13, 14, 26, 31).

2.3.2.1 NEKROFAJ TÜRLER

Nekrofajlar ölümden hemen sonra çürüyen cesetlere gelen, kolonize olan (26) ve cesetten beslenen türlerdir (14, 26, 57). Nekrofaj faunası mevsimlere, coğrafik bölgelere göre değişir. İlkbahar ve yaz mevsiminde cesete gelen böcek faunası kış mevsimine göre daha zengindir (62). Bu gruba Silphidae, ,

Calliphoridae, Sarcophagidae (57), Muscidae, Nitidulidae, Scarabaeidae ve Formicidae (Hymenoptera) familyaları örnek olarak gösterilebilir (14).

2.3.2.2 PREDATÖR/PARAZİTİK TÜRLER

İkinci grupta yer alan bu böcekler cesetle ilişkili böceklerin en önemli grubu olup, direkt cesetten beslenmezler (57). Cesette bulunan diğer eklembacaklıların larva ve pupalarını yerler. Bu gruba dahil olan schizophagous türleri, ilk olarak cesetten beslenir daha sonra larval evrede predatör olurlar (4, 14). Bu kategoriye

çok sayıda familya dahildir; Silphidae, Staphylinidae, (57), , Carabidae, Vespidae,

Foficulidae, Gelastocaridae, Syrphidae (13) ve Stratiomyidae örnek gösterilebilir (57).

2.3.2.3 SAPROFAJ (OMNİVOR) TÜRLER

Bu gruptaki türler hem cesetten, hemde cesette bulunan diğer türlerden beslenirler (57). Bazı

Coloepteralar, Vespidae, Formicidae, Blattidae ait türler, karınca ve arılar bu gruba dahil olurlar (14). Pratikte nekrofajlarla aynı zamanda görülürler çürüme evresi boyunca kalırlar. 7

2.3.2.4 TESADÜFİ TÜRLER

Bu gruptakiler cesetten beslenmez, kendilerine uygun barınak, yer ararlarken tesadüfi olarak cesette bulunurlar. Bu gruba; Centipedes, Collembola (57), Springtail (4, 14, 57), Hesperiidae, Coreidae, Nitidulidae,

Passalidae, Halictidiae familyaları dahil edilirler.

2.4 SÜKSESYONUNA ETKİ EDEN FAKTÖRLER

Böcek süksesyonuna etki eden çok sayıda faktör vardır. Cesetin bulunduğu coğrafik bölge, mevimsel faktörler, sıcaklık, nem, habitat gibi faktörler böcek süksesyonunu değiştirir (11, 13, 37).

2.4.1 COĞRAFİK YAYILIŞ

Cesetteki böcek kolonizasyonu çok sayıda faktöre bağlıdır, bunların en önemlilerinden biri coğrafik bölgedir (14). Coğrafik zon vegetasyonu, toprak tipi, iklim ve yiyecek kaynağıda, bölgedeki böcek türlerini etkiler (37). Böcek türlerinin cesete ulaşma zamanı bölgesel farklılık gösterir.

2.4.2 MEVSİMSEL FAKTÖRLER

Böcek süksesyonu mevsimlere ve habitatlara göre değişir (14, 58) Maryland da Calliphora vicina,

Calliphora. livida, Lucilla illustris yalnız sonbahar mevsiminde bulunurken, Lucilla sericata yalnızca yaz mevsiminde bulunmaktadır (63). Finlandiya' da et sineklerinin mevsim ve bölgelere göre değiştiği görülmüştür

(64). Yağmurlu ve soğuk hava böceklerin aktivitesini, kolonizasyonu ve cesetin çürüme hızını etkiler (14).

Introna (65) 1989 yılında, Chen (66) 1991 yılında, Archer (67) 2003 yılında, Tabor (68) 2004 yılında, Wang

(69) 2008 yılında yaptığı çalışmalarda sinek aktivitesinde mevsimlerin etkili olduğunu göstermişlerdir.

2.4.3 SICAKLIK VE NEM

Cesetin bulunduğu yer, faunal kolonizasyonu (70) ve çürümeyi etkiler. Shean ve ark. (71) 1993 yılında yaptıkları çalışmalarda, güneş ışığına maruz kalındığında (sıcak havalarda), çürümenin daha hızlı gerçekleştiği ve böcek süksesyonu için sürenin kısa olduğunu görmüşlerdir. Isı böceğin gelişim hızını ve metabolik hızını etkiler (27, 41, 59). Böcek gelişim hızı artınca çürümede hızlanır (57). Çevre ısısı larval gelişimini etkileyen temel faktördür. Sineklerin yaşam siklusunu devam ettirmeleri için belli sıcaklık değerinde bulunmaları gerekir, bu değerlerin dışında gelişim görülmez veya çok yavaştır (41). Güneş ışığına maruz kalan bir cesetin ısısı hızla artar ve cesetin çürümesi hızlanır. Hızla çürüyen ceset hızla biyokütlesini kaybeder (39). 8

2.4.4 HABİTAT FAKTÖRLERİ

Bazı sinekler spesifik habitatları tercih ederler (41), bazı türleri kırsal alanları, diğer bazıları şehir merkezini tercih ederler (39, 14, 16). Ayrıca belli böceklerin belli ortamlarda yaşamaları tanı koydurucudur. Bazı böcek türleri ormanlık arazide veya kırsal alanda bulunurken diğer bazıları spesifik bölgelerde bulunurlar (27).

Kırsal bölgeye ait olan bir böcek türü şehir merkezinde bulunursa, bu kalıntıların kırsal alandan şehir merkezine taşındığını gösterir (16, 27, 59).

2.4.5 DİĞER FAKTÖRLER

Cesetin asılması ve yanması böcek kolonizasyonunu değiştirir (72). Avila ve Goff (70) 1998 yılında

Hawai' de yaptığı çalışmada yanan cesette böcek kolonizasyonun daha erken başladığını ve çok daha fazla sineğin yumuta bıraktığını görmüşlerdir. Böceklerin erken kolonizasyonuna çatlayan derinin neden olduğu sanılmaktadır. Böcek süksesyonunu etkileyen diğer faktörlerde cesetin sarılması, paketlenmesi, cesetin üzerinde kıyafetlerinin olmasıdır. Golf yaptığı çalışmada battaniyeye sarılmanın sinek kolonizasyonunun 2.5 gün geçiktirdiğini göstermiştir (39, 57).

2.5 ÇÜRÜME

Vertebra cesetleri çok sayıda sinek türü için mükemmel bir yiyecek kaynağıdır. İnsan vücudu, ölümden sonra çürümekte ve ekolojik sisteme katılmaktadır (7). Çürüme ölen vücut parçacıklarının bakteri, mantar ve mikroorganizmalar tarafından istilasıyla başlar, onları çeşitli türde sinek ve böcek istilası takip eder (7, 27).

2.5.1 CESET ÇÜRÜME EVRELERİ

Çürüme evresi boyunca fiziksel, biyolojik, kimyasal değişimler görülür (2, 39, 73, 74). Çürüme aslında kademeli bir prosestir, vücudun farklı kısımları farklı hızda çürür (19). Birçok araştırıcı tarafından çürüme süreci farklı evrelere bölünmüştür: Reed çürümede 4 evre belirlerken, Goff (41) 5. evreyi ilave etmiştir (iskelet, kuruma evresi). Çürüme evrelerini kesin sınırlarla birbirlerinden ayırmak çok zordur (2). Çürümenin her evresinde farklı grup böcekler çekilir. Bazı sinekler taze cesete hücum eder ve onunla beslenirken, diğerleri kurumuş ceseti tercih ederler (39, 41). 9

2.5.1.1 TAZE EVRE

Ölümün meydana gelmesiyle başlayan ve şişmenin ilk olarak görüldüğü zamana kadar devam eden evredir (2, 18, 57). Kalp popalamayı durdurunca doku ve hücreler oksijensiz kalır, hızla ölmeye başlarlar. Ölümü takiben kaslar ve eklemler serbest kalır, relaks olur, kişinin ağırlığı 3 kat artar. Ölümden sonra 20-120 dakika arasında livor motris görülür. Livor motris kan dolaşımı durduktan sonra, yerçekimi etkisiyle, kanın cesetin alt bölümlerinde birikmeye başlamasıyla oluşan lekelerdir. Deride önce küçük noktacıklar şeklinde başlar ve tüm vücudu kaplar. Ölümden sonra yara oluşunca kanama olmaz çünkü kalp kanı pompalayamaz ve kan basıncı ortadan kalkar. Ölümden 10-12 saat sonra aynı pozisyonda kalan cesette livor motrisin neden olduğu renk sabitlenir, eğer vücut hareket ettirilirse farklı bir pozisyonda ikinci bir renk formu oluşur. Buda bize cesetin

ölümden sonra taşındığını gösterir. Ölümden 12 saat sonra vücut katılaşır (2). Taze evrede cesette sarı ceketliler

(54), çayır örümceği, karıncalar (57) ayrıca Calliphoridae (39, 14, 45, 57, 76) Muscidae, Sarcophagidae (14, 57,

59), Silphidae, Histeridae, Staphylinidae familyaları erişkinleri bulunur (39, 14).

2.5.1.2 ŞİŞME EVRESİ

Bağırsak bakterileri ile doludur, ölümden sonra bu mikroorganizmalar bağırsak ölü hücrelerini yıkmaya başlar. Aynı zamanda vücut kendi iç yıkımına başlar, otoliz denen bu olayda lizozim enzimlerinin serbestlenmesiyle sonuçlanır ve hücreler sindirilmeye başlar. Çürüyen dokudan yeşil madde ve gaz serbest bırakılır, ten renksiz ve kabarmış hale gelir, cecenumun üst kısmında abdomende birikmeye başlar. Vücudun ön kısmı şişer, sıvı ağız ve burun deliklerinin dışında akciğerlerinizden dışarı sızar, hidrojen sülfid ve merkaptan bakteriyel metabolizma sonucu oluşur ve kötü kokuya neden olur. Şişman insanlarda çürüme daha hızlı olur, hacım çürümede önemlidir. Şişmenin ilk evresi, saç kaybıyla başlar (18, 45, 57). Şişme evresinde et sinekleri ceseten çıkan kokular yüzünden cesete hücum eder (14, 39, 45). Bu evrede cesete hücum eden böceklerden bazıları şunlardır; Calliphoridae, Staphylinidae (14, 45, 57, 59, 76), Muscidae, Silphidae, Sarcophagidae,

Histeridae (14, 57, 59, 75), Nitidulidae, Dermestidae ve Cleridae familyalarına ait erişkinler (39, 14), sarı ceketliler ve karıncalar bulunur (57, 75).

2.5.1.3 AKTİF ÇÜRÜME EVRESİ

Aktif çürüme evresi, karın duvarının yarılıp cesetin sönmesiyle başlar (57, 58). Baş ve anüsün

çevresindeki yumuşak dokular sinek larvaları tarafından bitirilir. Sıvılaşma ve parçalanma belirgin hale gelir.

Şişme evresinin sonu, aktif çürüme evresinin başlangıcıdır. Cesetin etrafındaki yer ıslanmaya başlar, gaz basıncı 10

nedeniyle doğal açıklıklardan dışarı sıvı çıkar (57). Bu olay patlama şeklinde sıvı çıkışı ve peşine larvaların istilasıyla bağlantılıdır. Böceklerin, baş, anüs, kol ve bacakları yemesiyle geriye delinmiş deri kalır (57, 58) ve bu evrede koku yoğundur. Elbiseler çürüme sıvılarıyla ıslanır, omuz bölgesi ve ekstremitelerdeki deri kısımları kemikten ayrılır (1, 58). Çürüme evresi sonuna doğru koku karekteri değişir (45, 57, 58). Aktif çürüme evresi sonunda ilk pupa oluşur, prepupal göç olur (57, 58). Deri, çürümenin olduğu bölgelerde siyah bir renk almıştır

(1, 57, 58). Bu evrede Calliphoridae, Silphidae, Histeridae, Muscidae (14, 39, 45, 75), Sarcophagidae,

Nitidulidae, Dermestidae, Staphylinidae, Cleridae, Scarabaeidae erişkinleri (14, 39, 44, 57, 76), hamamböceği ve karınca bulunur (57). Ayrıca bu evrede Muscidae, Calliphoridae, Sarcophagidae, Silphidae, Dermestidae,

Scarabaeidae (14, 39), Phoridae, Piophilidae familyalarına ait larvalar görülmüştür (2).

2.5.1.4 İLERİ ÇÜRÜME EVRESİ

Bu evrede koku zayıflar, ekşimsi peynir kokusu hissedilir (1), ancak karın boşluğunda bir miktar yumuşak dokuya rastlanabilir ve bu evrenin sonuna doğru artık kuruma başlar (76). Ergin sinek artık çok az sayıda vardır. Silphidae ve Scarabaeidae familyası üyeleri cesetten ayrılmaya başlarken, Staphylinidae ve

Histeridae familyası üyeleri varlıklarını devam ettirmekte, Dermestidae (14, 39, 57, 76) ve Nitidulidae familyası

üyelerinin yoğunlukları artmaktadır. İleri çürüme evresi, sinek larvalarının ceseti terk etmesiyle başlar (76). Bu evrenin en büyük belirtisi, sinekler azalırken böcekler artar (14, 39, 44, 45, 57, 75). Bu evrede Muscidae,

Calliphoridae, Sarcophagidae, Silphidae, Staphylinidae familyalarına ait larvalar bulunur (59). İç organların hepsi macunumsu bir hal alır (5, 46, 75, 76, 77). Cesetten geriye deri, kıkırdak, kemik, barsak gibi birkaç kalıntı kalır.

2.5.1.5 KURUMA EVRESİ

Kuruma evresiyle birlikte çürüme olayı sonlanır (13). Kemik (kafatası, ayak, bacak ve kaburga kemikleri) kalmıştır saç ve kurumuş deri kalıntıları görünür (45). Ancak bu evrenin bitişi diğer evrelere oranla tam olarak belli değildir. Varolan az miktardaki koku artık ıslak kürkün kokusudur. Calliphoridae, Muscidae,

Silphidae, Sarcophagidae, Histeridae, Staphylinidae, Cleridae, Scarabaeidae, Dermestidae (14, 59) Nitidulidae

(14, 59, 44, 77), Carabidae, Piophilidae, Stratiomyidae (14, 57, 59), Sphaeroceridae, Psocidae, Trogidae familyalara ait erişkinler ve birkaç tür geri gelir (62). Bunun yanında kırkayak, salyangoz ve isopodlar cesetin altında bulunurlar (75). Muscidae, Sarcophagidae, Silphidae, Dermestidae, Scarabaeidae, Staphylinidae (14, 59),

Stratiomyidea, Tineidae, Pyralidae larvaları vardır (2), Calliphoridae larvası ise yok denecek kadar azdır (2, 59). 11

2.6 ÇÜRÜME HIZINA ETKİ EDEN ETMENLER

2.6.1 YERALTINA/TOPRAĞA GÖMÜLME

Et sinekleri ve leş sinekleri bir kişi öldükten dakikalar sonra çok uzak mesafeler katederek cesete gelirler. Cesetin yer altına gömülmesi sineklerin cesete ulaşmasını dolayısıylada cesetin çürüme hızını etkiler.

Gömülmüş cesetin çürüme hızı gömülmemiş olana göre 4 kat daha yavaştır. Gömülen zeminin ıslak olmaması

şartıyla, ceset nekadar derine gömülürse o kadar uzun süre bozunmadan korunur. Cesetin toprakla örtülü olması cesete sinek kolonizasyonunu engeller ama tabut sinekleri denen (Conicera tibialis) bazı sinek türleri yerin bir metre altında hatta çok daha derinlerde cesete kolonize olabilirler. Hava almayan konteynır içinde cesetin, oksijen azalması ve omugasızların cesete ulaşamasının engellenmesinden dolayı çürüme hızı yavaşlar. Asılı durumda olan cesetin çürüme hızı toprak üzerinde olan cesetten daha yavaştır. Cesetin çürümesinde toprağın tipi, coğrafik bölgenin özelliği (77, 78, 79) ve gömülen derinlikte önemlidir (77, 80, 81).

2.6.2 SU ALTINA GÖMÜLME

Su altındaki cesetin çürüme hızı, daha yavaştır, çünkü düşük oksijen seviyesi ve düşük ısı çürümeyi yavaştır. Derin su altı–deniz şartlarında çürüme uzar, balık, yengeç, deniz yıldızı, su altı omurgasızları mikrobiyal çürümede çok daha önemli olabilir.

2.6.3 ÖLÜM ZAMANI VE ISI

Çok sayıda omurgasız farklı mevsimsel aktivite gösterirler. Örneğin farklı ülkelerde çok sayıda et sineği kışın aktif değildir, sonuç olarakta bu aylarda cesetin çürümesi yavaşlar. Isı çok yüksek yada çok düşük olduğunda omurgasızların ve mikrorganizmaların aktivitesini sınırlanır ve bu yüzden çürüme yavaşlar (70).

2.6.4 YANMA

Katiller kurbanın vücudunu yakarak ondan kurtulmak isterler, nadirende bunu başarırlar. Çünkü cesetin yok olması için yaklaşık 1000 °C üzerinde ısı gerekir. Yakılan cesette küller arasında insan kalıntıları hala vardır. Ayrıca uçak, otomobil kazaları gibi patlama sonucu kurbanın yanması gerçekleşir. Bu konu hakkında çok fazla çalışma yoktur ve çeşitli kaynaklarda bir birinden farklı ifadelerde yer almaktadır (14, 59). Bazı

çalışmalarda yanan cesete et sineklerinin gelmeye devam ettiği ifade edilirken, diğer bazı çalışmalarda ise et sineklerinin yanan cesete çok az geldiği söylenmektedir (70) 12

2.6.5 GÜNEŞ IŞIĞINA MARUZ KALMA

Çoğu omurgasızlar cesette direkt güneş ışığına maruz kalan bölgelere kolonize olmaktan ve yumurta bırakmaktan kaçınırlar. Bununla birlikte yumurtalar yüzey altındaysa ve ceset giyinikse (kıyafetliyse) yada

örtülüyse yumurta bırakırlar çünkü örtülü kısımlar fazla güneş ışığından korunur ve nemli bir ortam oluşur. Çok sıkı olmayan kıyafetler hava sirkülasyonu sayesinde omurgasızların girişini kolaylaştırır (39).

2.7 BÖCEKLER Böcekler, hayvanlar aleminin eklembacaklılar (arthropoda) şubesi, insecta sınıfında yer alırlar (33).

Eklembacaklılar omurgasız hayvanlar olup, kitin yapılı bir dış iskelete sahiptirler (59). Böcekler dünyada yaşayan organizmaların yarısından daha fazlasına sahiptirler. Araştırıcılar tarafından yaklaşık olarak bir milyon türü tanımlanmıştır, bunların bir kısmı karada bir kısmı suda yaşamaktadır. Kanatlarının olması ile diğer omurgasızlardan ayrılırlar. Insectaların 2 büyük grubu ölümden kısa bir süre sonra cesete yönelmekte ve adli araştırmalarda önemli ipuçları sağlamaktadır. Bunlardan biri; Coloepter takımı (böcekler), diğeri Diptera takımıdır (sinekler) her iki takımdaki türler çoğunlukla ölüm zamanı tahmininde kullanılırlar

Coloeptera takımı ise özellikle ölümünün üzerinden uzun süre geçmiş olan vakalarda ölüm zamanının tahmininde kullanılırlar (31, 39). Coleoptera yani kınkanatlılar, boyları 1 mm ile 15 mm arası olan en kalabalık böcek takımıdır. Diğer böceklere göre daha tıknaz ve daha kuvvetli yapıda olan bu hayvanlar; darbelere, vurmalara, basınca, neme ve kuraklığa karşı oldukça dayanıklıdırlar (53). Antenleri çoğunlukla 11 sementlidir.

Vücut baş, gögüs (toraks) ve karın (abdomen) kısmından oluşur (Şekil 1). Gögüs üç kısımdan oluşur. Arka kanatlarının uçma işlevi vardır, ön kanatlarının uçma sırasında hareket yeteneğini yitirerek “elitra” yı oluşturması bu takımın en tipik özelliğidir. Elitra, narin yapılı arka kanatları ve karın bölgesini koruyan bir örtü halindedir (Şekil 2). Elitra genellikle bütün karnı örter, bazen bir ya da daha fazla karın segmenti açıkta kalır (45,

53). Böcek vücut duvarı ekseleton denilen kabuksu yapıdan oluşur (Şekil 1) ve bu yapının 2 fonksiyonu vardır

(2, 59). Biri kaslar için bağlantı noktası oluşturur, diğeri ise onu dış etkilerden korur (59). Bir böceğin vücut duvarı başlıca üç tabakadan ibarettir: Kütikula, epidermis ve asal zar. Kutikula kitin, protein ve pigmentleri içeren bir tabakadır. Kütikula başlıca 2 kısıma ayrılır; epikütikula ve prokütikula (86). Epidermis ise hücrelerden meydana gelmiş, canlı bir tabakadır, kütikülarının altında yer alır ve onu oluşturur. Asal zar epidermisin altında yeralan ince, hücresel olmayan bir tabakadır (39).

13

Şekil 1. Bir sineğin vücudunun kısımları (39)

14

Şekil 2. Bir böceğin vücudunun anatomik kısımları (82)

2.7.1 BAŞ

Baş duyusal temel algı alanı ve yeme organıdır (14). Başın üzerinde dorslateral olarak bir çift bileşik göz bulunur ayrıca ocelli denilen üç adet basit göz, bileşik gözlerin arasında yer almaktadır. Gözler dışında baş

üzerinde yer alan en önemli organlar antenler ve ağız parçalarıdır (39, 83). Yanlardaki bileşik gözlerin arasında ve başın ön tarafında kalan bölge alın (frons) adını alır (Şekil 3, 4). Alın ile ağız parçaları arasında kalan bölüm klepsus (clypeus) tur. Başın yanlarında yanaklar (gena) olarak adlandırılır (83). 15

Şekil 3. Bir sineğin başının önden görünüşü (84)

(forb: Fronto-orbital plaka, fpl: Yüz plakası, fr: Yüz çizgisi, frb: Frontal bristıl (setalar), fvt: Frontal vita, oc: Ocellar bristle, ov: Dış vertikal setalar, ant2: İkinci anten, ant3: Üçüncü anten, pf: Parafacial plaka, ar: Arista,

Vtx: vertex, ln: Lunula, porb: Proclinate orbital kıllar, poc postocular seta, iv: İç-vertikal setalar)

Şekil 4. Bir sineğin başının yandan görünüşü (84)

(gn: Gena, gnbr: Genal seta, gngr: Genal oyuk, iv: İç-vertikal setalar, lab: Labellum, occ: Occiput, ov: Dış vertikal setalar, pal: Palpi, pgn: Postgena, ant2: İkinci anten, ant3: Üçüncü anten, porb: Proclinate orbital kıllar, prm: Prementum, poc postocular seta. rorb: Eğik orbital setalar) 16

Böceklerde bulunan bir çift anten baş üzerinde, gözlerin önünde ve arasında yer almaktadır. Anten

şekillleri türlerinin taksonomik sınıflandırılmalarında önemlidir (Şekil 5). Tipik bir böceğin anteninin 3 kısımı vardır: Scape, pedicel ve flagellumdur. Scape ilk ve en büyük segmenttir. Pedicel antenin ikinci segmentidir.

Antenin son segmenti flagellumdur, bazı türlerde oldukça kısalmıştır. Böcek anteni sensör organıdır, dokunma, koklama ve bazı durumlarda da işitme organı olarak vazife görürler (83). Antenlerin hepsi aynı amaca hizmet ederler ancak şekilleri ve fiziksel görünümleri farklıdır (59).

Şekil 5. Farklı böceklere ait anten yapıları (83)

(a ;filiform, b; monoliform, c; clavate, d; serrate, e; peclinate, f; flabellate, g; geniculate, h; pulmose, i; arista)

Baştaki bir diğer önemli yapıda ağız aletleridir (Şekil 6). Çoğu ergin türde farklı şekilde ve morfolojide beslenme şekillerine göre değişen ağız aletleri bulunur (35, 59, 86), bunlar; çiğneyici, yalayıcı-emici, emici, sokucu-emici tipdedir. Bazı türlerin erginleri beslenmez bunlarda ya ağız aletleri yoktur yada körelmiştir.

Sineklerin ağız aletleri sokucu ve emici şekildedir (59). 17

Şekil 6. Bir sineğin ağız aletlerinin önden görünüşü (83)

2.7.2 GÖĞÜS

Göğüs üç segmentten oluşur (Şekil 7, 8). Bu segmentler önden arkaya doğru protoraks, mesotoraks ve metatoraks adını alır (39, 83). Göğüste bacaklar ve kanatlar yer alır (83). Ergin bireylerde her göğüs segmentinin ventralinde bir çift yürüme bacağı çıkar. Mesotoraks’tan ön, metatoraks’tan ise arka kanatlar çıkar (14, 59, 82,

83). 18

Şekil 7. Erişkin bir sineğin göğsünün dorsal görünümü (84)

Şekil 8. Erişkin bir sineğin göğsünün yandan görünümü (85).

19

Böceklerin çoğu 6 bacaklıdır, bunun için böcek sınıfına heksapoda (6 bacaklılar) denir. Göğüsteki her segmentten bir bacak çıkar. Tipik böcek bacağı 5 segmentlidir (koksa, trochanter, femur, tibia ve tarsus).

Bacaklar erginde üç çifttir (Şekil 9). Femur ve tibia en uzundur, bacağın son kısmındaki tarsus 1-5 segmentten oluşur, terminal kısımdaki tarsus 5 segmenten yapılmıştır, en son tarsal segment sık sık tarsal pençe şeklindedir.

Tarsustaki segment sayısı tür teşhisinde önemli rol oynar (39, 83 ).

Şekil 9. Erişkin bir sineğin bacağın genel görünümü (85).

Böcekler için belkide en karekteristik organ kanatlardır (Şekil 10). Böceklerin bacak sayısı sabit iken, kanat durumu değişiklik gösterir. Bazı böcekler 2 çift kanada sahipken bazılarında hiç kanat yoktur (39).

Kanatlar notum ve pleurum arasından vücut duvarının dışa doğru büyümesi ile meydana gelmişlerdir ve iki tabakalıdırlar. Bu tabakalar arasında kanat damarları vardır. Damarlar içerisinde trake (solunum borucuklan) boşluğu, vücut sıvısı ve sinir kolu bulunur. Kanatlar göğüs bölgesindeki kasların kasılma ve uzamaları sayesinde hareket ederler (83).

20

Şekil 10. Erişkin bir sineğin kanadının genel görünümü (87).

(Sc: Subcosta, R1: Radyal damarlar R2+3: 1, 2 ve 3. radial damarlar, R4+5: Radyal damarlar 4 ve 5, r4+5: Radyus 4+5, hücresi, bc: Basicosta, bm-cu: Bazalmedial- kübital çapraz damar, cu1: Cubital damar, cu2:

Cubital damar, CuA1: Kübitusun anteriör dalı, dm- cu: Diskal- medial çapraz damar)

2.7.3 KARIN

Karında sindirim, üreme, solumun ve dolaşım ile ilgili organlar bulunur. Tipik olarak 11 segment varken bazılarında bu sayı azalmıştır (Şekil 11). Her segment üst ve alt segmentlerle, bunlar arasındaki membranlarla ayrılırlar. Birincisi hariç her görünür segment her iki tarafında bir adet solunum deliği (spiracle) taşır. Spiracleler kas hareketleri ile açılır ve kapanırlar (39, 83).

21

Şekil 11. Erişkin bir sineğin karnının A ventral, B dorsal görünümü (86)

(mmrg: Media-marjinal setalar, mrg:Marjinal setalar, ST1-5: 1-5 sternitleri, T1-5: 1-5 tergitleri)

2.8 BÖCEĞİN GENEL YAŞAM SİKLUSU Böcekler ovipar veya ovivipar olup yumurtalayarak çoğalırlar. Böcek yumurtalarının şekli ve sayısı türlere göre değişiklik gösterir (82). Diptera genelde bir seferde 150-200 yumurta yumurtlar, Hinton

Calliphoranın yaşam siklusu boyunca 2000-3000 yumurta yumurtladığını söylemiştir. Böcek yumurtaları renk bakımından da büyük değişiklikler gösterirler. Yumurtalar; yumurtadan çıkacak genç larva için en uygun koşullara sahip yerlere bırakılırlar. Embriyonik gelişme yumurtlamadan hemen sonra başlar veya gelişme kısmen veya tamamen ebeveyn böcek içinde olabilir (Fotoğraf 1). Yumurta döneminin süresi türlere göre oldukça değişkendir. Embriyo gelişmesinden sonra yavru yumurtadan dışarı çıkar, larval evre başlar (83).

22

Fotoğraf 1. Sineğin gelişim evreleri

Larvalar çoğunlukla ergin böceklere benzemezler, beslenme şekil ve yapı bakımından çeşitli farklılıklar gösterirler. Yumurtadan yeni çıkan larvalar oldukça küçüktür. Beslenmeyi takiben büyür, deri değiştirme yoluyla

çeşitli dönemleri geçirir ve ergin böceğe dönüşürler (87). Larvanın anteriyor kısmında ağız ve anteriyor spiracle, posteriyor kısmında ise posteriyor spiracle bulunur. Anteriyor spiracle’nin kaç dala ayrılmış olduğu ve posteriyor spiracle’de peritreme adı verilen yapının durumu tür teşhisi için önemli olan karakterlerdendir (59).

Larvanın gelişim evresi iklim, ısı ve neme bağlıdır. Larva yaklaşık 12 segmentlidir. Her larva evresi posteriyor spiralce yarıklarla belirlenir. Sineklerde 3 larval evresi vardır; 1. evredeki larvada 1 yarık, 3. evre larvada 3 yarık gibi. Larval evrelerin süresi türler arası farklılığa göre değişmekle birlikte 1.evre larva vücudun sıvı kısımlardan beslenir, yaklaşık 1 gün sürer, 1.8 gün sonra 5 mm uzunluğunda olur. 2.evre larva hacmını arttırır ve yaklaşık olarak 2 gün sürer, 2.5 gün sonra 10 mm olur. 3. evre larva 4-5 gün sonra 17 mm olur. 3. evre larva en büyüktür (Fotoğraf 2). Bu evrenin yarısında beslenme durur ve larva göç edip pupa evresi için uygun yer arar. Bu larval evreye post-feeding evre denir. Post-feeding evredeki larva yaklaşık 30 m hareket edebilir.

Larva koyulaşır pupa evresi başlar (39). 23

Fotoğraf 2. III. evre larvanın görünümü (orijinal fotoğraf)

Pupa evresi beslenmenin olmadığı evredir, canlılığını kaybeden larva ergin ferdi oluşturmak üzere

şekillenir. Pupa evresi ön şekillenme evresi olarak adlandırılır (Fotoğraf 3). Pupayı çevreleyen yapıya kokon denir. Pupa dönemi iç organların kaynaşarak ergine has şekil aldıkları bir nevi uyku dönemidir (39, 82). Pupadan yaklaşık 10 gün sonra erişkin sinek çıkar, hava soğuyunca bu evre uzayabilir (39, 83).

Fotoğraf 3. Calliphoridae familyasına ait pupa şekli (orijinal fotoğraf) 24

3 MATERYAL METOD Adli entomolojide kullanılan sinek ve böcek türlerinin Samsun ilindeki mevsimsel dağılımlarının belirlenmesi, morfolojilerinin sistematik yönden incelenmesi amacıyla planladığımız çalışmamızda, cesetin

çürüme evresi boyunca gelecek olan böcek türleri 4 mevsim (ilkbahar, yaz, sonbahar, kış) boyunca takip edilmiştir. Cesete gelen böcek türlerinde mevsimsel farklılığının olup olmadığı araştırılmıştır.

3.1 SAHA ÇALIŞMASI Çalışma haziran 2009-haziran 2010 tarihleri arasında Samsun il merkezinde seçilen 3 alanda gerçekleştirilmiştir (Fotoğraf 4). Çalışmanın gerçekleştiği arazi seçimi yapılırken alanların birbirinden farklı coğrafik konuma sahip olmasına dikkat edilmiştir. Seçilen bölgelere kapanlar kurulmuştur, kurulan kapanların

çevreye rahatsızlık vermemesine, insanlar ve diğer hayvanlar tarafından bozulmamasına özen gösterilmiştir.

Çalışma alanlarının ilki Samsunun ilinin Taflan ilçesinde, şehir merkezine 40 km mesafede ve deniz seviyesinde bir alandadır (denize 300 m mesafededir) Çalışma alanının kordinatları 41° 26' K 36° 0.8' D (Fotoğraf 5).

Çalışma alanının bitki örtüsüne baktığımızda: Saliks alba (söğüt) ve Populus canadensis moench (kavak) ağaçları, yabani otlar ve çalılıklar baskın durumdadır, çevre arazilerde hayvan yetiştiriciliği yapılmakta ve seralar bulunmaktadır (Fotoğraf. 6)

Fotoğraf 4. Samsun ilinin uydu görüntüsü (88) 25

Fotoğraf 5. Taflan ilçesinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin uydu görünümü (89)

Fotoğraf 6. Taflan ilçesinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin genel görünümü

İkinci çalışma alanı olarak, şehir merkezine 18 km mesafede, denizden yaklaşık 70 metre yükseklikte ve deniz kenarına 4 km uzaklıkta olan Oyumca köyü seçilmiştir (Atakum bölgesi). Çalışma alanının kordinatları

41°15′ K, 36°19′ D (Fotoğraf 7). Bölgenin kuzey ve güneyi engebeli olup çalılar ve Pinus nigrayla (çam ağacı) kaplıdır, çevre arazilerde at haraları bulunmakta ve tarım alanı olarak kullanılmaktadır (Fotoğraf 8) . 26

Fotoğraf 7. Oyumca köyünde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin uydu görünümü (89)

Fotoğraf 8. Oyumca köyünde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin genel görünümü

Üçüncü çalışma alanımız Ankara Ordu kara yolu üzerindedir, çalışma alanının kordinatları 41° 16.

2' K 36°17 '(Fotoğraf 9). Çalışma alanı deniz kenarına yaklaşık 3 km uzaklıkta, etrafında çalılıklar ve tarımsal alanlar vardır (Fotoğraf 10). 27

Fotoğraf 9. Samsun şehir merkezinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin uydu görünümü

Fotoğraf 10. Samsun şehir merkezinde çalışmanın gerçekleştirildiği arazinin genel görünümü

Çalışmada hayvan modeli olarak, her biri 25-40 kg ağırlıkta olan 12 adet köpek kullanılmıştır.

Çalışmada kullanılan köpekler Samsun İlkadım belediyesinden alınmıştır. Belediyeden doğal nedenlerle ölen köpek cesetleri temin edilmiştir. Köpekler herhangi bir böcek kontaminasyonunu önlemek için naylon poşetlere 28

sarılıp Samsundaki çalışma alanlarına bırakılmıştır. Köpekler öldükten en geç 2 saat sonra çalışma alanına getirilmiştir.

Çalışma alanlarına, 90x90x130 cm ebadında kenarları ahşaptan yapılmış, 1’er adet kafes yerleştirilmiştir. Yabani ve kemirici hayvanların, deneklere zarar vermesini engellemek için, kafeslerin etrafı,

2.0x2.0 cm’lik delikleri olan metal telle çevrilmiştir. Kafes içerisinden numune alabilmek ve çürüme evrelerini gözlemlemek için, kafesin bir tarafı açılıp kapanabilen kilitli kapı yapılmıştır. Her kafese yaklaşık 25-40 kg’lık birer adet köpek ceseti yerleştirilmiştir (Fotoğraf 11).

Fotoğraf 11. Köpek cesetlerinin yerleştirildiği kafesler

İncelemede kolaylık sağlaması için çalışmamız; ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış deneyleri olmak üzere dört kısma ayrılmıştır. Çalışma alanına her gidildiğinde standart bir uygulamanın yapılabilmesi için adli entomoloji arazi çalışması günlük bilgi formu (Çizelge 1) hazırlanmıştır. Çalışma alanına gidildiğinde; hava sıcaklığı, havanın durumu (bulutlu, açık, yağmurlu, kar yağışlı v.b) bu forma kaydedilmiştir. Ayrıca adli entomoloji arazi çalışması günlük formuna cesetin üzerinde görülen sinek ve böcek türleri, cesetin hangi kısımlarında bulundukları, cesette meydana gelen fiziksel değişimler ve hangi çürüme safhasında olduğu kaydedilmiştir.

29

ADLİ ENTOMOLOJİ ARAZİ ÇALIŞMASI GÜNLÜK BİLGİ FORMU

İl: İlçe:

Köpek No: ...... Kg: ......

Örneğin Alındığı Saat: Sıcaklık: Tarih:

Örneğin Hava Durumu Alındığı Zaman

Güneşli Bulutlu Rüzgarlı Yağmurlu Karlı

Az Çok Az Kar Çok Kar Yağmurlu Yağmurlu

Sabah

Öğlen

Akşam

Toplanan Örneğin toplandığı yer ve miktarı Çürüme Evresi Örnek

Örnek Doğal Diğer Miktarı Taze Şişmiş Aktif İleri Kuruma Boşluklar kısımlar Çürüme Çürüme

Yumurta

Larva

Pupa

Ergin

Renk

Gözlem

Çizelge 1. Adli entomoloji arazi çalışması günlük bilgi formu

30

Örnekler alırken böceklerin gelişim aşamaları dikkate alınarak (yumurta, larva, pupa ve ergin gibi)

örnekleme yapılmıştır. Ceset üzerinden ergin örnekler; atrapla, elle veya pensetle, yumurta, larva ve pupa

örnekleri ise zarar vermemek için plastik pensetle toplanmıştır. Örnekler tek bir yerden değil cesetlerinin farklı yerlerinden alınmıştır. Böcek aktivitesinin yüksek olduğu öğlen saatlerinde çalışma alanına gidilerek örnekler alınmıştır. Deney alanına gitme sıklığı yaz ve bahar aylarında; çürümenin hızlı olduğu taze aşaması, şişme aşaması ve aktif çürüme aşamasında günde 2 kez, ileri çürüme aşamasında her gün, ve kuruma aşamasında ise iki günde birdir, kış aylarında; çürüme yavaş olduğu için haftada iki kez deney alanına gidilmiştir.

Her arazi uygulamasında, cesette meydana gelen değişiklikler fotoğraflanmış ve saat tarih olarak kayıt edilmiştir. Bunun sonucu ceset üzerine gelen türler ve cesette meydana gelen fiziksel değişimler düzenli olarak kaydedilmiştir. Fotoğraf çekimlerinde Kodak Easy Share C813 marka dijital fotoğraf makinesi kullanılmıştır.

Tüm deney sürecinin sağlık ve temizlik koşullarına uygun olmasına dikkat edilmiştir. Çalısma süresince bölgenin hava sıcaklığı ve nem oranına ait verilerinin bir kısmı devlet meteoroloji istasyon’undan alınmıştır.

3.2 LABORATUVAR ÇALIŞMASI

Örneklerin analizleri İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi TÜBİTAK Biyoterapi Araştırma ve

Geliştirme Laboratuvarında yapılmıştır. Sinek türlerinin tanımlanmasında genellikle erişkin ve larva evrelerinden yararlanılmıştır. Çalışma alanından erişkin sinekler ve böcekler steril, 50 ml’lik falkon tüplerine alınmış ve tüplerin üzerine toplandığı saat, tarih yazılarak laboratuvara getirilmiştir. Erişkin sinekler ve böcekler, öldürme kaplarında öldürüldükten sonra iğnelenip saklanmış ve tayin anahtarları yardımıyla teşhis edillmiştir. Tür teşhisi için değişik tayin anahtarları kullanılmıştır (90-106). Köpek cesetlerinden alınan larvaların yarısı öldürülüp saklanmış, diğer yarısından erişkin yetiştirilmiştir. Erişkin elde etmek için, yumurtaların tamamı, larvaların yarısı içine tavuk ciğeri konmuş steril 50 ml’lik falkon tüplerine alınmıştır. Böylece larva evresinde tanımlanmayan türler erişkin evrede tanımlanmaya çalışılmıştır. Larva ve yumurtaların yaşam döngülerini sürdürmeleri için, steril falkon tüplerinin burgulu kapaklarına delikler açılmıştır. Larvaların kaçmasını önlemek için falkon tüplerinin üst kısmına tül parçası konarak kapak kapatılmış ve tüplerin üzerine örneklerin toplandığı saat ve tarih yazılarak 24 °C’ lik sıcaklık ve % 45-50 nem olan yetiştirme odalarında alınmıştır. Beslenme evresini tamamlayan larvalar prepupa döneminde içinde talaş olan yetiştirme kaplarına alınmıştır. Yetiştirme kabı olarak

şeffaf plastik kaplar kullanılmış ve bu kaplara sineklerin hava almalarını sağlamak amacıyla delikler açılmış ve açılan deliklerden sineklerin kaçmalarını önlemek için ise kap büyüklüğünde kesilen tül parçaları kullanılmıştır.

Yetiştirilen erginler öldürme kabında öldürüldükten sonra teşhis için iğnelenmiştir. 31

A B

Fotoğraf 12. Üçüncü dönem Calliphoridae larvasının A, posteriyor spiracle B, anteriyor spiracle

Fotoğraf 13. Üçüncü dönem Calliphoridae larvasının pharyngeal iskeleti

Ergin olmayan türlerin diğer yarısı ise % 80’ lik alkol bulunan 50 ml’lik falkon tüplerine alınmıştır

(107). Larvaların kararmaması için, önce kaynar suya daldırılarak, yağlarının erimesi sağlanmış, daha sonra kurutma kâğıdı üzerinde kurutulduktan sonra alkol içerisine alınmıştır. Larvaların teşhisi 3. dönem larvaları kullanılarak yapılmıştır. Larvaların dış görünümleri, posteriyor spiracle yapıları, anteriyor spiracle yapıları

(Fotoğraf 12) çıkarılmış, pharyngeal iskelet yapıları incelenmiş daha sonra bu yapılar fotoğraflanmıştır (Fotoğraf

13).

Cesetten toplanan pupalar içerisinde odun talaşı bulunan 9 cm çapındaki steril plastik petrilere alınmış

üzerlerine toplandığı saat, tarih yazılarak labratuvara getirilmiştir. Pupalar laboratuvara getirilince içinde talaş olan yetiştirme kaplarına alınmıştır. Laboratuvara getirilen pupalar 24 °C’lik ve % 45-50 nem olan yetiştirme odalarında erikşin hale gelinceye kadar tutulmuştur. Böcek ve sinek teşhisleri için binoküler mikroskop ve 32

Olympus SZX10 steryo mikroskop kullanılmıştır, böcek ve sinek fotoğrafları dijital kamera E330M, 7. 5

MPIXEL ile çekilmistir. Köpek cesetinin çürüme evreleri ise Kodak Easy Share C813 dijital fotoğraf makinesi kullanılarak görüntülenmiştir.

33

4 BULGULAR

4.1 ADLİ ENTOMOLOJİK VERİLER

4.1.1 KÖPEK SÜKSESYON EVRELERİ

Çalışma süresi boyunca bulguları daha kolay inceleyebilmek amacı ile çalışma; ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış deneyleri olmak üzere dört kısma ayrılmıştır. Her deney döneminde 3 farklı araziye toplam 12 adet köpek ceseti konulmuştur. Çalışma boyunca ortalama günlük sıcaklık ve nem değerleri kaydedilmiştir, aylık sıcaklık ve nem bulguları hesaplanmıştır (Grafik 1).

11

9

7 Nem % Sıcaklık °C 5

3

1 0 20 40 60 80 100

Grafik 1. Samsun ilinin bir yıllık ortalama nem miktarları ve hava sıcaklıkları

Çalışmada, cesetlerde taze evre, şişme evresi, aktif çürüme evresi, ileri çürüme evresi ve kuruma evresi olmak üzere beş evre gözlenmiştir (Fotograf 14-18)

34

Fotoğraf 14. Taze evre

Fotoğraf 15. Şişme evresi

35

Fotoğraf 16. Aktif çürüme evresi

Fotoğraf 17. İleri çürüme evresi 36

Fotoğraf 18. Kuruma evresi

Çürüme evrelerinin süresi hava sıcaklığına ve nem oranına bağlı olarak değişmiştir. Hava sıcaklığının ortalama 20 °C ’nin üstünde olduğu haziran, temmuz ve ağustos, aylarında taze evrenin cesetin

çalışma alanına bırakıldığı gün sona erdiği hatta birkaç saat sürdüğü tespit edilmiştir. Hava sıcaklığının azaldığı aralık, ocak ve şubat aylarında ise bu sürenin 4-5 gün arasında değiştiği belirlenmiştir. Şişme evresinin sıcaklığın yüksek olduğu yaz deneyleri sırasında 1-2 güne kadar düştüğü, sıcaklık ortalamalarının düştüğü kış deneyleri sırasında 5-10 gün sürdüğü görülmüştür. Aktif çürüme evresi, yaz mevsiminde 5–9 gün, kış mevsiminde 30-35 gün sürmüştür. İç organlarının macunlaşmaya başladığı evre olan ilerlemiş çürüme evresinin yaz mevsiminde

10–20 gün, kış mevsiminde yaklaşık 20-45 gün sürdüğü tespit edilmiştir. Kuruma evresi cesedin çalışma alanına bırakılmasından sonra yaz aylarında en erken 20-40 gün sonra, kış mevsiminde ise bu sürenin 60-90 gün sonra başladığı tespit edilmiştir.

37

4.1.1.1 YAZ MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ

Yaz mevsimi deneyleri kapsamında köpekler, her 3 çalışma alanına 18 Temmuz 2009 tarihinde bırakılmıştır.

4.1.1.1.1 SAMSUN İLİ YAZ MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM BULGULARI

Haziran ayında günlük ortalama sıcaklığın 22. 4 °C, nemin ise ortalama % 80. 9 oranında; temmuz ayında günlük ortalama sıcaklığın 25. 5 °C, nemin ise ortalama % 75. 6 oranında; ağustos ayında günlük ortalama sıcaklığın 27. 0 °C, nemin ise ortalama % 71. 5 oranında olduğu görülmüştür (Grafik 2).

100

80

60 Sıcaklık °C 40 Nem %

20

0 haziran temmuz ağustos

Grafik 2. Samsun ilinin yaz mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri

Köpeğin alana bırakıldığı gün hava sıcaklığının 23. 8°C nemin ise % 86. 7 olduğu kaydedilmiştir.

Çürüme ve böcek faliyetindeki mevsimsel farklarını ortaya koymak amacıyla başlattığımız çalışmamızda yaz mevsimi boyunca çok sayıda böcek ve sinek türleri elde edilmiştir.

4.1.1.1.2 YAZ MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN TÜRLER

Yaz mevsimi boyunca her üç bölgedeki çürüme evreleri süreleri (Grafik 3) ve görülen türler Tablo 1 de gösterilmiştir.

38

Çürüme evreleri

25 20 15 10 Çürüme evreleri 5

0 Zaman (gün)

taze şişme kuruma

aktif çürümeileri çürüme

Grafik 3. Yaz mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları

Tablo 1. Samsun İli yaz mevsiminde her üç bölgede görülen türler

TÜRLERİN ÇÜRÜME GÖRÜLDÜĞÜ EVRELERİNİN TAKIM FAMİLYA TÜR ÇÜRÜME UZUNLUĞU EVRELERİ (GÜN) Calliphoridae Chrysomya Taze, Şişme, Aktif ve Taze Evre 1 albiceps İleri Çürüme Evresi DİPTERA

Sarcophaga Taze, Şişme, Aktif, Sarcophagidae Şişme Evresi 1,5 argyrostoma İleri Çürüme Evresi

Necrobia İleri Çürüme ve Aktif Çürüme Evresi violacea Kuruma Evresi 8 Cleridae İleri Çürüme ve Necrobia rufipes Kuruma Evresi COLEOPTERA İleri Çürüme Evresi Creophilius Aktif, İleri Çürüme ve Staphilinidae 12 maxillosus Kuruma Evresi Dermestes Aktif, İleri Çürüme ve Kuruma Evresi Dermestidae frischii Kuruma Evresi Başlangıcı 23

Samsun ilinde her üç bölgede görülen türler ilaveten Calliphoridae familyasından Lucilla sericata şişme, aktif çürüme ve ileri çürüme evreleri boyunca sadece Atakum bölgesinde bulunmuştur. Taflan bölgesinde ve

Atakum bölgesinde Şehir merkezinden farklı olarak; aktif, ileri çürüme ve kuruma evreleri boyunca Histeridae familyasından Margarinotus brunneus, Saprinus subnitescens, Dermestidae familyasından Dermestes maculatus, Dermestes undulatus görülmüştür. Şehir merkezinde diğer iki bölgeden farklı olarak aktif, ileri 39

çürüme ve kuruma evreleri boyunca Histeridae familyasından kuruma evreleri boyunca Histeridae familyasından

Saprinus caerulescens görülmüştür (Grafik 4, 5, 6 ).

Grafik 4.Samsun İli Taflan bölgesinde yaz mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri 2-3 aralığındaki türler ise yaz mevsiminde Taflan bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

Grafik 5. Samsun İli Atakum bölgesinde yaz mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri 2-3 aralığındaki türler ise yaz mevsiminde Atakum bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir) 40

Grafik 6.Samsun İli şehir merkezinde yaz mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri 2-3 aralığındaki türler ise yaz mevsiminde şehir merkezinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

4.1.1.2 SONBAHAR MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ

Sonbahar deneyleri kapsamında köpek, çalışma alanına 21 eylül 2009 tarihinde bırakılmıştır.

4.1.1.2.1 SAMSUN İLİ SONBAHAR MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM

BULGULARI

Eylül ayında günlük ortalama sıcaklığın 22. 3 °C nemin ise ortalama % 76. 8 oranında; ekim ayında günlük ortalama sıcaklığın 15. 7 °C, nemin ise ortalama % 74. 1 oranında; kasım ayında günlük ortalama sıcaklığın 16. 3 °C, nemin ise ortalama % 57. 0 oranında olduğu görülmüştür (Grafik 4). Köpeğin alana bırakıldığı gün hava sıcaklığı 16. 9 °C ve nem değeri % 64, 3 olduğu görülmüştür. 41

90

80

70

60

50 Sıcaklık °C

40 Nem %

30

20

10

0 eylül ekim kasım

Grafik 7. Samsun ilinin sonbahar mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri

4.1.1.2.2 SONBAHAR MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN

TÜRLER

Sonbahar mevsimi boyunca her üç bölgedeki çürüme evreleri süreleri (Grafik 5) ve görülen türler Tablo 2 de gösterilmiştir.

Çürüme evreleri

50 40 30 20 Çürüme evreleri 10

0 Zaman (gün)

taze şişme kuruma

aktif çürümeileri çürüme

Grafik 8. Sonbahar mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları

42

Tablo 2. Samsun ili sonbahar mevsiminde her üç bölgede görülen türler

ÇÜRÜME TÜRLERİN EVRELERİNİN TAKIM FAMİLYA CİNS GÖRÜLDÜĞÜ ÇÜRÜME UZUNLUĞU EVRELERİ (GÜN) Taze 1. 5 Chrysomya Taze, Şişme, Aktif ve İleri DİPTERA Calliphoridae albiceps Çürüme Şişme 2

Creophilus Aktif, İleri Çürüme ve Staphylinidae Aktif Çürüme 10 maxillosus Kuruma Evresi Dermestidae Dermeste frischii Aktif ve İleri Çürüme Evresi İleri Çürüme 30 COLEOPTERA Aktif ve, İleri Çürüme Necrobia violacea Cleridae Evresi Kuruma Evresi 44 Necrobia rufipes Aktif ve İleri Çürüme Evresi

Samsun ilinde her üç bölgede görülen türlere ilaveten Calliphoridae familyasından Lucilla sericata

şişme, aktif, ileri çürüme evreleri boyunca sadece Taflan bölgesinde görülmüştür. Cleridae familyasından

Necrobia ruficollis, Staphylinidae familyasında Philonthus politus, Philonthus concinnus ve Aleochara intricata, ayrıca Histeridae familyasından Saprinus vermiculatus ve Saprinus caerulescens aktif ve ileri çürüme evreleri boyunca sadece Taflan bölgesinde görülmüştür. Atakum ve Taflan bölgesinde Şehir merkezinden farklı olarak aktif ve ileri çürüme evreleri boyunca Histeridae familyasından Margarinotus burunnes, Dermestidae familyasından Dermestes undulatus türü görülmüştür. Şehir merkezinde ve Atakum bölgesinde taze, şişme ve ileri çürüme evreleri boyunca Calliphoridae familyasından Calliphora vicina ve Calliphora vomitera, ayrıca

Atakum bölgesinde diğer bölgelerden farklı olarak Silphidae familyasından ileri çürüme evresinde Necrodes littoralis türleri görülmüştür.

Atakum bölgesi ve Şehir merkezinde Calliphoridae familyasından Calliphora vomitera ve Calliphora vicina şişme, aktif ve ileri çürüme evreleri boyunca görülmüştür. Ayrıca ileri çürüme evresi boyunca Silphidae familyasından Necrodes littoralis, aktif çürüme ve ileri çürüme evreleri boyunca Staphylinidae familyasından

Ontholes murines türü sadece Atakum bölgesinde görülmüştür. Şehir merkezinde Histeridae familyasından hiçbir tür sonbahar mevsimi boyunca görülmemiştir (Grafik 9, 10, 11). 43

Grafik 9.Samsun İli Taflan bölgesinde sonbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise sonbahar mevsiminde Taflan bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

Grafik 10. Samsun İli Atakum bölgesinde sonbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise sonbahar mevsiminde Atakum bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir) 44

Grafik 11. Samsun İli şehir merkezinde sonbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise sonbahar mevsiminde şehir merkezinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

4.1.1.3 KIŞ MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ

Kış mevsimi deneyleri kapsamında köpek, çalışma alanına 22 kasım 2009 tarihinde bırakılmıştır.

4.1.1.3.1 SAMSUN İLİ KIŞ MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM BULGULARI

Aralık ayında günlük ortalama sıcaklığın 13. 2 °C, nemin ise ortalama % 61. 0 oranında; ocak ayında günlük ortalama sıcaklığın 9. 7 °C , nemin ise ortalama % 61. 6 oranında; şubat ayında günlük ortalama sıcaklığın 9. 8 °C, nemin ise ortalama % 69. 0 oranında olduğu görülmüştür (Grafik 6). Köpeğin alana bırakıldığı gün hava sıcaklığı 10. 7 °C ve nem % 65. 3 olduğu görülmüştür. 45

80

70

60

50 Sıcaklık °C 40 Nem % 30

20

10

0 aralık ocak şubat

Grafik 12. Samsun ilinin kış mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri

4.1.1.3.2 KIŞ MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN TÜRLER Kış mevsimi boyunca her üç bölgedeki çürüme evreleri süreleri (Grafik 7) ve görülen türler Tablo 3 de gösterilmiştir.

Çürüme evreleri

100 80 60 40 Çürüme evreleri 20

0 Zaman (gün)

taze şişme kuruma

aktif çürümeileri çürüme

Grafik 13. Kış mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları

46

Tablo 3. Samsun İli kış mevsiminde her üç bölgede görülen türler

TÜRLERİN ÇÜRÜME TAKIM FAMİLYA TÜR GÖRÜLDÜĞÜ EVRELERİNİN ÇÜRÜME EVRELERİ UZUNLUĞU (GÜN)

Calliphora Taze, Şişme Aktif Ve İleri Taze 5 vicina Çürüme Evresi Şişme 7

Diptera Calliphoridae Aktif Çürüme Evresi 30 Calliphora Aktif ve İleri Çürüme İleri Çürüme Evresi 45 vomitera Evresi Kuruma Evresi 87

Samsun ilinde kış mevsimi boyunca görülen türler Tablo 3 de verilmiştir. Bu türlere ilaveten

Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus türü aktif çürüme evresi boyunca sadece Şehir merkezinde görülmüş, Atakum bölgesi ve Taflan bölgesinde kış mevsiminde hiçbir Coloeptera türü görülmemiştir. Fanniidae familyasından Fannia scalaris, Fannia manicata, Fannia canicularis ve Hellomyzidae Hellomyzidae ssp türleri aktif çürüme evreleri boyunca sadece Atakum bölgesinde görülmüştür (Grafik 14, 15, 16).

Grafik 14. Samsun İli Taflan bölgesinde kış mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise kış mevsiminde Taflan bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir) 47

Grafik 15. Samsun İli Atakum bölgesinde kış mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise kış mevsiminde Atakum bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

Grafik 16. Samsun İli şehir merkezinde kış mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise kış mevsiminde şehir merkezinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

48

4.1.1.4 İLKBAHAR MEVSİMİ SÜKSESYON DENEYLERİ

İlkbahar mevsimi deneyleri kapsamında köpek, çalışma alanına 24 Mart 2010 tarihinde bırakılmıştır.

4.1.1.4.1 SAMSUN İLİ İLKBAHAR MEVSİMİ SICAKLIK VE NEM

BULGULARI

Mart ayında günlük ortalama sıcaklığın 7. 9 °C, nemin ise ortalama % 76. 5 oranında; nisan ayında günlük ortalama sıcaklığın 11. 5 °C, nemin ise ortalama % 79. 9 oranında; mayıs ayında günlük ortalama sıcaklığın 17. 0 °C, nemin ise ortalama % 77. 4 oranında olduğu görülmüştür (Grafik 8). Köpeğin alana bırakıldığı gün hava sıcaklığı 8. 6 °C ve nem % 86 olduğu görülmüştür.

90

80

70

60

50 Sıcaklık °C

40 Nem %

30

20

10

0 mart nisan mayıs

Grafik 17. Samsun ilinin ilbahar mevsimi boyunca ortalama sıcaklık ve nem değerleri

4.1.1.4.2 İLKBAHAR MEVSİMİ ÇÜRÜME EVRELERİ VE GÖRÜLEN

TÜRLER

İlkbahar mevsimi boyunca her üç bölgedeki çürüme evreleri süreleri (Grafik 9) ve görülen türler Tablo 4 de gösterilmiştir.

Çürüme evreleri

80 60 40 Çürüme evreleri 20

0 Zaman (gün)

taze şişme kuruma

aktif çürümeileri çürüme

49

Grafik 18. İlkbahar mevsimi boyunca her üç bölgede görülen çürüme aşamaları

Atakum bölgesinde bu iki bölgeden farklı olarak aktif çürüme evresi 27 gün sürmüştür.

Tablo 4. Samsun İli ilkbahar mevsiminde her üç bölgede görülen türler

TÜRLERİN ÇÜRÜME TAKIM FAMİLYA TÜR GÖRÜLDÜĞÜ EVRELERİNİN ÇÜRÜME EVRELERİ UZUNLUĞU (GÜN) Taze,Şişme, Aktif,İleri Calliphora Taze 4,5 Çürüme Evreleri Ve vicina Kuruma Evresi Calliphoridae Şişme, Aktif,İleri Calliphora Çürüme Evreleri ve Şişme 6 vomitera Kuruma Evresi Aktif, İleri Çürüme ve Necrobia rufipes Kuruma Evresi Cleridae Aktif Çürüme Evresi 26 DİPTERA Necrobia Aktif, İleri Çürüme ve violacea Kuruma Evresi Dermestes Aktif, İleri Çürüme ve Dermestidae İleri Çürüme Evresi 35 frischii Kuruma Evresi

Thanatophilus Aktif , İleri Çürüme Ve Silphidae rugosus Kuruma Evresi Kuruma Evresi 71 Creophilus Aktif, İleri Çürüme ve Staphylinidae maxillosus Kuruma Evresi

Samsun ili ilkbahar mevsiminde görülen türler tablo 4 de verilmiştir. Bu türlere ilaveten Taflan bölgesinde aktif, ileri çürüme ve kuruma evreleri boyunca Histeridae familyasından, Saprinus caerulescens,

Saprinus vermiculatus, Nitidulidae familyasından Nitidula flavomaculata, Silphidae familyasından Necrodes littoralis, Thanatophilus sinuatus, Staphylinidae familyasından Aleochara lata, Philonthus concinnus,

Ontholestes murinus, sadece Taflan bölgesinde görülmüştür. Atakum bölgesinde ve Şehir merkezinde aktif, ileri

çürüme ve kuruma evreleri boyunca Histeridae familyasından Margarinotus (Ptomister) brunneus görülmüştür.

Şehir merkezinde ayrıca Histeridae familyasından Margarinotus (Ptomister) brunneus ve Saprinus caerulescens aktif, ileri çürüme ve kuruma evreleri boyunca türleri görülmüştür (Grafik 19, 20, 21). 50

Grafik 19. Samsun İli Taflan bölgesinde ilkbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise ilkbahar mevsiminde Taflan bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

Grafik 20. Samsun İli Atakum bölgesinde ilkbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise ilkbahar mevsiminde Atakum bölgesinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

51

Grafik 21. Samsun İli şehir merkezinde ilkbahar mevsimi boyunca görülen böcek türleri

(1-2 aralığı görülen türleri, 2-3 aralığındaki türler ise ilkbahar mevsiminde şehir merkezinde görülmeyen türleri ifade etmektedir)

4.2 KÖPEK CESEDİ ÜZERİNDEN ELDE EDİLEN TÜRLER 4.2.1 SİSTEMATİK BULGULAR

Çalışma kapsamında Samsun İlinde tespit edilen farklı coğrafik konuma sahip 3 alandan iki böcek takımına ait toplam 29 tür böcek elde edilmiştir (Tablo 5). Bunlar: Calliphoridae familyasından Calliphora vomitoria ve Calliphora vicina, Lucilinae altfamilyasına ait Lucilia sericata ve Chrysomyinae altfamilyasına ait

Chrysomya albiceps türleri tespit edilmiştir. Calliphoridae familyası dışında ceset üzerinde Sarcophagidae altfamilyasına ait Sarcophaga argyrostoma türleri, Fanniidae familyasına ait Fannia scalaris, Fannia canicularis, Fannia manicata ve Hellomyzidae familyasından Hellomyzidae ssp.türlerine rastlanmıştır.

Ayrıca Coleoptera takımının Cleridae familyasına ait Necrobia ruficollis, Necrobia rufipes, Necrobia violacea,

Dermestidae familyasına ait Dermestes frischii, Dermestes maculatus, Dermestes undulatus, Silphidae familyasına ait Thanatophilus rugosus, Necrodes littoralis, Thanatophilus sinuatus, Nitidulidae familyasına ait

Nitidula flavomaculata, Staphylinidae familyasına Creophilus maxillosus, Ontholestes murinus, Philonthus politus, Philonthus concinnus, Aleochara lata, Aleochara intricata, Histeridae familyasına ait Margarinotus

(Ptomister) brunneus, Saprinus caerulescens, Saprinus subnitescens, Saprinus vermiculatus, türleri tespit edilmiştir.

52

Tablo 5. Çalışmada tespit edilen böcek türleri

TAKIM FAMİLYA TÜR

Chrysomya albiceps Lucillia sericata Calliphoridae Calliphora vicina Calliphora vomitera

Fannia scalaris DİPTERA Fanniadae Fannia canicularis Fannia manicata

Sarcophagidae Sarcophaga argyrostoma

Hellomyzidae Hellomyzidae ssp.

Thanatophilus rugosus Silphidae Thanatophilus sinovatus Necrodes Littoralis Nitidulidae Nitidula flavomaculata Necrobia rufipes Cleridae Necrobia violacea Necrobia ruficollis Dermestes maculatus Dermestidae Dermestes frischii Dermestes undulatus COLOEPTERA Margarinotus (Ptomister) brunneus Saprinus caerulescens Histeridae Saprinus subnitescens Saprinus vermiculatus Creophilus maxillosus Ontholestes murinus Philonthus politus Staphylinidae Philonthus concinnus Aleochara lata Aleochara intricata

53

4.2.2 TEŞHİS EDİLEN TÜRLERİN TAKSONOMİK VE DİAGNOSTİK ÖZELLİKLERİ

Alem: Animalia (Hayvanlar)

Şube: Arthropoda (Eklembacaklılar)

Sınıf: Insecta (İnsecta)

4.2.2.1 DİPTERA TAKIMI Takım: Diptera (Sinekler) (54)

Familya: Calliphoridae

Alt familya: Chrysomyinae

Tür: Chrysomya albiceps

Alt familya: Luciliinae Tür: Lucilia sericata Alt familya: Calliphorinae

Tür: Calliphora vicina

Tür: Calliphora vomitera

Familya: Sarcophagidae Alt familya: Sarcophaginae Cins: Sarcophaga

Tür:Sarcophaga (Liopygia) argyrostoma

Familya: Fanniidae Cins: Fania Tür: Fannia cannicularis Tür: Fannia scalaris Tür: Fannia manicata Familya: Heleomyzidae

Tür: Hellomyzidae ssp

54

4.2.2.1.1 Tür: Chrysomya albiceps (Wiedemann, 1819)

Kanadın stem vein (R) nin bazal bölümü dorsalden bakılınca silli, ampulla büyük ve böbrek şeklinde, anteriyor spiracle beyaz, vücut metalik yeşil, abdomen segmentlerinin posteriyor sınırları koyu renkli (Fotoğraf

19), proepimeral seta yok, anteriyor kanat uçları transparan, genel dilatasyon sarı yada beyaz ve abdomende

özellikle son segmentte son derece belirgin beyaz kıllar vardır (45, 90, 91, 92, 107, 108).

Fotoğraf 19. Chrysomya albiceps’ in (Wiedemann, 1819) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Avusturya, Bulgaristan, Kıbrıs, Çekoslovakya, Fransa, Yunanistan, Kanarya

Adaları, Slovakya, Sicilya, Sina Yarımadası, Macaristan, İtalya, Romanya, İspanya, İsviçre, Ukrayna, Kuzey

Afrika, Afrotropikal, Oryantal ve Neotropikal Bölge, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Arap Yarımadası, Irak,

İran, İsrail, Mısır, Ürdün (109).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Elazığ (110), Şanlıurfa (111), Ankara (5), Edirne (49), İstanbul (53),

Samsun (54, 56).

4.2.2.1.2 Tür: Lucilia sericata (Meigen, 1826) Towsend, 1908

Vücut mavi, yeşil renk, arista tümüyle plumose, toraks parlak yeşil renkli, protoraksta iki sıra acrostical kıl dizisi var, mesotorakstaki posteriyor acrostical kıl dizisi üç çift, protoraks ve mesotoraksta dorsosentral kıl dizisi var, toraksta 6, 8 humeral set vardır, alt calyptra üstü çıplak, basicosta sarı renklidir (Fotoğraf 20), abdomen metalik yeşil renkte, yer yer bronz, sarı, tüm abdomen segmentlerinin notum kısmı çok sayıda siyah kıllarla kaplı, sternum kısmında ise çok sayıda uzun kıllar vardır (45, 90, 91, 92, 107, 108). 55

Fotoğraf 20. Lucilia sericata’ nın (Meigen, 1826) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, Danimarka,

İngiltere, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Kanarya Adaları, Litvanya, Macaristan, Kuzey İrlanda,

İtalya, Makedonya, Norveç, Polonya, Romanya, Rusya (merkez ve kuzeybatı), İspanya, Çekoslovakya, Sicilya,

Slovakya, Hollanda, İsveç, İsviçre, Ukrayna, Avustralya, Doğu Palearktik Bölge, Nearktik Bölge, Afrotropikal

Bölge, Oryantal Bölge, Neotropikal Bölge (107, 108).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Elazığ (110), Van (112), Şanlıurfa (Sevgili ve ark. 2004), Ankara (5),

Edirne(49), İstanbul (53), Samsun (54, 56).

4.2.2.1.3 Tür: Calliphora vicina (Robineau-Desvoidy, 1830)

Thoraks metalik mavi, dört adet boyuna çizgi var, anteriyor ve posteriyor acrostical kıllar üç sıra halinde, abdominal tergitin, posteriyor ucu boyunca koyo mavi, anterior spiracle sarı, basicosta sarımsı, toraks metalik değil, alt calyptra kıllı, ağız kenarı (Fotoğraf 21), genal dilatasyonun anteriyor kısmı, yüz çıkıntısı, bucca turuncu, vücut çok kıllı (45, 90, 91, 92, 107, 108). 56

Fotoğraf 21. Calliphora vicina‘ nın (Robineau-Desvoidy, 1830) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Bulgaristan, Hırvatistan, Danimarka,

Andora, İngiltere, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Kanarya Adaları, Çekoslovakya, Sardunya, Sicilya,

Slovakya, Hollanda, Kuzey Afrika, Macaristan, İrlanda, İtalya, Makedonya, Norveç, Polonya, Romanya, Rusya,

İspanya, İsveç, İsviçre, Ukrayna Avustralya, Doğu Palearktik Bölge, Nearktik Bölge, Afrotropikal Bölge,

Oryantal Bölge, Neotropikal Bölge (109).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Elazığ (110), Van (111), Şanlıurfa (112), Ankara (5), Edirne (49),

İstanbul (53), Samsun (54, 56).

4.2.2.1.4 Tür: Calliphora vomitoria (Linnaeus, 1758)

Boy 7-13 mm, alt calyptra kıllı, ağız kenar, genal dilatasyonun anteriyor kısmı, yüz çıkıntısı koyu renkli, basicosta siyah, postgena ve genal dilatasyonun alt kısmında turuncu kıl vardır. Bucca siyah, toraks metalik mavi, anteriör ve posteriyor acrostical kıllar üç sıra oluşturuyor, anteriyor torasik spiracle turuncu, kostal damarın basicostaya yakın kısmında üstte kıllar var (Fotoğraf 22), abdomen parlak metalik mavi, üzeri grimsi pudramsı bir madde ile kaplı gibi görünür, tergum ve sternumda çok sayıda kıllarla örtülü, ayaklar siyah (39, 45,

86, 90, 91, 92, 107, 108). 57

Fotoğraf 22. Calliphora vomitoria’ nın (Linnaeus, 1758) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturya, Andora, Belçika, Bulgaristan, Kanarya Adaları,

Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, İngiltere, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, Litvanya, Sicilya,

Slovakya, Macaristan, İrlanda, İtalya, Makedonya, Norveç, Polonya, Romanya, Yugoslavya, Rusya, İspanya,

İsveç, İsviçre, Hollanda, Ukrayna, Avustralya, Doğu Palearktik Bölge, Nearktik Bölge (109).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Elazığ (110), Şanlıurfa (111), Ankara (5), Edirne (49), İstanbul (53), Samsun (54, 56).

4.2.2.1.5 . Tür: Sarcophaga (Liopygia) argyrostoma(Robineau-Desvoidy 1830)

Hind koksa’ nın posteriyor yüzeyi kıllı, abdomen damalı, 4–6 postdorsocentral setası var, frontal kıl dizisi lunulada bariz sekilde dışa doğru eğimli (Fotoğraf 23). 4–6 postdorsocentral seta ve 1–3 anteriyor seta oldukça zayıf ve birinci sert seta sutura ikincisinden daha yakın, epandrium kırmızı veya sarımsı renkte, prescutellar acrostical seta kuvvetlidir (45, 96, 97, 98, 107).

A B

Fotoğraf 23. A; Sarcophaga (Liopygia) argyrostoma’ nın (Robineau-Desvoidy 1830) genel görünümü, B;

genital organın şekli 58

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Belçika, Avusturalya, Bulgaristan, Kanarya Adaları, Hırvatistan,

Kıbrıs, Çekoslovakya, Danimarka, İtalya, Makedonya, Madeira, Moldova, Rusya, Polonya, Portekiz, Romanya,

Sicilya, Slovakya, İspanya, İsviçre, Hollanda, Ukrayna, Yugoslavya (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Türkiye (113), Samsun (49, 56), Erzurum (51).

4.2.2.1.6 Tür: Fannia cannicularis (Linnaeus, 1761)

Erişkini siyah gri renkte ve 4-6mm uzunluğunda, ince bir sinektir. A2 damarı A1 apeksine doğru kavisleniştir (Fotoğraf 24). Erkek bireylerde mid ve hind koksa’ nın posteriyorunda setalar vardır. Dişilerde, fronstaki setalar arista ya kadar uzanır (114).

Fotoğraf 24. Fannia cannicularis’ in (Linnaeus, 1761) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Belçika, Avusturya, Azores, BalaerikAdaları, Bosna Hersek,

İngiltere, Korsika, Girit, Bulgaristan, Kanarya Adaları, Hırvatistan, Kıbrıs, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya,

Finlandiya, İtalya, Makedonya, Maceristan, İrlanda, Litvanya, Letonya, Madeira, Moldova, Malta, Kuzey

İrlanda, Norveç, Polonya, Rusya (kuzey, güney, doğu ve kuzeybatı), San Marino, Slovenya, Slovakya, İspanya,

İsviçre, İsveç, Yugoslavya, Afrotropikal, Kuzey Afrika, Netropik Bölge, Nearktik Bölge, Doğu Palaekratik

Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya, Azerbaycan, Arap Yarımadası, Ermenistan, Suriye, İsrail, Ürdün, Sina

Yarımadası, İran, Irak, Mısır (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Türkiyede farklı bölgelerde görülmüştür (113).

59

4.2.2.1.7 Tür: Fannia scalaris (Fabricius, 1794)

Erişkini siyah gri renkte ve uzunluğu 6-7 mm dir. Erkek bireylerde mid koksada çengel şeklinde 2-3 seta vardır (Fotoğraf 25). Dişilerde hind koksa’ nın posteriyorunda kıllar vardır ve ön tibiada yanlızca az bir kısmında sarımsı alan vardır (114).

Fotoğraf 25. Fannia scalaris’ in (Fabricius, 1794) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı : Arnavutluk, Belçika, Avusturya, Azores, Bosna Hersek, İngiltere, Korsika,

Bulgaristan, Kanarya Adaları, Hırvatistan, Kıbrıs, Çekoslovakya, Danimarka, Finlandiya, İtalya, Almanya,

Makedonya, Maceristan, İrlanda, Madeira, Moldova, Norveç, Polonya, Slovakya, Sicilya, İspanya, İsviçre, İsveç,

Yugoslavya, Hollanda, Afrotropikal, Kuzey Afrika, Netropik Bölge, Nearktik Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya,

Azerbaycan, Arap Yarımadası, Ermenistan, Suriye, İsrail, Ürdün, Sina Yarımadası, İran, Irak, Mısır (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Samsun (56).

4.2.2.1.8 Tür: Fannia manicata (Meigen, 1826)

Erişkini siyah gri renkte ve erkek bireylerde 1 tane mid tibiada çengel şeklinde seta vardır. Ön tibianın apeksinde fırça şeklinde kıllar vardır (Fotoğraf 26). Dişilerde hind koksa' nın posteriyorunda kıllar vardır ve ön tibiada yaklaşık 1/3 lük kısmı sarımsı alan vardır (114). 60

Fotoğraf 26. Fannia manicata’ nın (Meigen, 1826) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Belçika, Avusturya, Bosna Hersek, İngiltere, Korsika,

Bulgaristan, Kanarya Adaları, Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, Finlandiya, İtalya, Almanya, Maderia,

Kaliningrad Bölge, Polonya, Rusya (kuzey ve kuzeybatı), İsveç, İsviçre, Yugoslavya, Hollanda, Ukrayna,

Slovakya, Slovenya, Kuzey Afrika, Nearktik Bölge, Doğu Palaekratik Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya,

Azerbaycan, Arap Yarımadası, Ermenistan, Suriye, İsrail, Ürdün, Sina Yarımadası, İran, Irak, Mısır (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Türkiyede herhangi bir kayda rastlanmamıştır.

4.2.2.1.9 Tür: Hellomyzidae ssp

Hellomizidler 3-7 mm uzunluğunda, güçlü ve kıllı sinekler, sarımsı kırmızı veya koyu kiremit rengindir

(Fotoğraf 27). Kutikül gri, parlak değil, erkeklerin vücutlarının bir kısmı yoğun setalı, baş geniş, yüz küçük parafacial çıkıntı parlak, gena geniş, dişide setalı, genanın posteriyor alt ucu genişlemiş ve postvertikal bristle uzun. Kafada 1-3 arası orbital bristle vardır. 1-2 çift oral ağız kılı vardır, postocelar bristle kuvvetli ve arista plumose'lı değil. Sternopleural sutur posteriyora doğru artmaz hipoplevral kanal daralmaz, metatorasik spiracle ve metepisternum setasız, proepisternal ve proepimeral seta küçük ve duplikedir. Dişide her tibiada 1-2 preapikal seta ve 7 abdominal spiracle vardır (115).

61

Fotoğraf 27. Hellomyzidae ssp’ nin lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Avrupa(doğu ve batı), Nekratik Bölge, Doğu Palaekratik Bölge, Oryantal

Bölge (109).

Türkiyedeki Dağılımı: Türkiyede bu familyaya ait örnekler bulunmaktadır.

4.2.2.2 COLEOPTERA TAKIMI

Alem: Animalia (Hayvanlar)

Şube: Arthropoda (Eklembacaklılar)

Sınıf: Insecta (İnsecta)

Takım: Coleoptera

Superfamilya: Staphylinoidea Familya: Staphylinidae Cins: Creophilus Tür: Creophilus maxillosus Tür: Ontholestes murinus Tür: Philonthus concinnus Tür: Philonthus politus Tür: Aleochara lata Tür: Aleochara intricata Superfamilya: Cleroidea Familya: Cleridae Tür: Necrobia rufipes Tür: Necrobia violacea Tür: Necrobia ruficollis Superfamilya: Hydrophiloidea Familya: Histeridae Tür: Margarinotus (Ptomister) brunneus Tür: Saprinus caerulescens Tür: Saprinus subnitescens Tür: Saprinus vermiculatus Superfamilya: Staphylinoidea Familya: Silphidae Alt Familya: Silphinae Superfamilya: Bostrichoidea Tür: Thanatophilus sinuatus Tür: Thanatophilus rugosus Tür: Necrodes littoralis 62

Familya: Dermestidae Altfamilya:Dermestinae Superfamilya: Cucujoidea Tür: Dermestes frischii Tür: Dermestes undulatus Tür: Dermestes maculatus Familya: Nitidulidae Tür: Nitidula flavomaculata

4.2.2.2.1 Tür: Creophilus maxillosus (Linneaus, 1758)

Vücut uzunluğu 12–18 mm parlak siyah renkte. Elitra karekteristiktir sarı-siyah kıllarla kaplı, anten baştan uzun 11 segmentli (Fotoğraf 28), son beş segment kademeli olarak uca doğru hafifçe genişler, pronotum pürüzsüz, parlak siyahtır (45, 102, 105, 107).

Fotoğraf 28. Creophilus maxillosus’un (Linneaus, 1758) lateralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Doğu Paleraktik Bölge, Yakın Doğu, Nearktik Bölge, Neotropikal Bölge,

Kuzey Afrika, Oryantal Bölge, Avrupa (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Ankara (43), Adana, Gaziantep, Hatay, İzmir, Kayseri, Manisa ve Mersin

(116), İstanbul (54), Edirne (55), Samsun (49, 56).

4.2.2.2.2 Tür: Ontholestes murinus (Linnaeus, 1758)

Vücut siyah-turuncu ve altın sarısı kıllarla kaplı, yaklaşık 15 mm boyunda, baş kareyi andırır biçimde, anten baştan uzun 10 segmentli, son segment farklı şekilde, pronotum kareye benzer şekilde, yüzey turuncu, siyah kıllarla kaplı, elitra pronotumdan belirgin şekilde geniş turuncu siyah aralarında düzenli beyaz kıl

öbekleriyle kıllarla kaplı, abdomende görünür altı tergit var, sarımsı siyah kıllarla kaplı (Fotoğraf 29), bacaklar 63

tamamen siyah-altın sarısı kıllarla kaplı, bacağın bazı kısımlarda çok siyah diken ve kıllar vardır (45, 102, 105,

107).

Fotoğraf 29. Ontholestes murinus’ un (Linnaeus, 1758) dorsalden görünümü

Genel Coğrafi Dağılımı: Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, İngiltere, Bulgaristan, Hırvatistan,

Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransız Adaları, Yunan ve İtalya Adaları, Maceristan, Norveç

Adaları, Polonya, Romonya, Kuzey, Güney, Merkez Rusya, Slovakya, Slovenya, İspanya Adaları, İsveç, İsviçre,

Hollanda, Ukrayna, Yugoslavya, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve Arap

Yarımadası, Irak, İran, Ürdün, Doğu Palaeraktik, Yakın Doğu, Nearktik Bölge (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), Edirne (55).

4.2.2.2.3 Tür: Philonthus concinnus (Gravenhorst, 1802)

Vücut parlak siyah, 5-7 mm boyunda, baş küreye benzer biçimde; anten baştan uzun 10 segmentli, son segment sivri, pronotum parlak siyah, pronotumda medialde beş çift, medio-lateralde dört çift, lateralde iki çift

çukur sırası var, sukutellum ve elitra siyah (Fotoğraf 30), abdomende görünür altı tergit var, sternit kenarları yukarı doğru uzayarak tergitle birleştiği bölümde lateral bir çizgi oluşturur, yüzeyi pürüzlü; bacaklar siyah ve dikenler vardır (45, 102, 105, 107).

Fotoğraf 30. Philonthus concinnus’ un (Gravenhorst, 1802) dorsalden görünümü 64

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturalya, Azores, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan,

İngiltere, Kanarya Adaları, Hırvatistan, Kıbrıs, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fareo Adaları,

Fransız ve Yunan Adaları, Lüksemburg, Maderia, Maceristan, İtalya Adaları, Litvanya, Letonya, İzlanda,

Polonya, Romanya, Norveç Adaları, Portekiz Adaları, Rusya (kuzey, güney, merkez), Slovakya, Slovenya,

İspanya Adaları, İsveç, İsviçre, Hollanda, Ukrayna, Yugoslavya, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan,

Suriye, İsrail, Sina ve Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün, Doğu Paleraktik Bölge, Yakın Doğu, Avrupa,

Nearktik Bölge, Neotropikal Bölge, Kuzey Afrika (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Ankara (43).

4.2.2.2.4 Tür: Philonthus politus (Linnaeus, 1758)

Vücut metalik bronz-kahverengi, 12-15 mm boyunda; baş küreye benzer biçimde,anten baştan uzun 10 segmentli, son segment sivri, pronotum ovalimsi metalik yeşil, pronotumda medialde üç çift, medio-lateralde iki

çift, lateralde iki çift de çukur sırası var, skutellum siyah, elitra metalik yeşil renkli, abdomende görünür altı tergit var, sternit kenarları yukarı doğru uzayarak tergitle birleştiği bölümde lateral bir çizgi oluşturur (Fotoğraf

31), bacaklar siyah-kahverengi ve yer yer siyah dikenlerle kaplıdır (45, 102, 105, 107).

Fotoğraf 31. Philonthus politus’ un (Linnaeus, 1758)dorsalden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturalya, Azores, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan,

İngiltere, Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fareo Adaları, Maceristan, İtalya Adaları,

Litvanya, Letonya, İzlanda, Polonya, Romanya, Norveç Adaları, Portekiz Adaları, Kuzey Rusya, Slovakya,

Slovenya, İspanya Adaları, İsveç, İsviçre, Hollanda, Ukrayna,Yugoslavya, Kafkasya, Ermenistan, Azarbaycan,

Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün, Yakın Doğu, Nearktik Bölge, Avrupa, Doğu

Palaeratik Bölge, Neotropikal Bölge, Kuzey Afrika (109).

Türkiye ’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43). 65

4.2.2.2.5 Tür: Aleochara lata Gravenhorst nec Kirby 1832, 1802

Vücut mat siyah, iğ şeklinde 5-9 mm boyunda; anten baştan uzun 11 segmentli, bazalden başlayarak apikale doğru kademeli genişler; laterali bazalden apikale doğru daralan şekilde, pronotum parlak siyah ve um bir merkezden dışarı doğru dairesel biçimde halkalar oluşturan kahverengi kıllarla kaplı, elitra mat siyah,

çukurlarla kaplı, posteriyor kenar orta kısmı hafif iç bükey, abdomende görünür yedi tergit var (Fotoğraf 32), sternit kenarları yukarı doğru uzayarak tergitle birleştiği bölümde lateral bir çizgi oluşturur, çukurlarla kaplı, bacaklar kahverengi, tibialar sık dikenlerle kaplıdır (45, 102, 105, 107).

Fotoğraf 32. Aleochara lata' nın Gravenhorst nec Kirby 1832, 1802dorsalden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı:Avrupa, Kuzey Asya (Çin hariç), Kuzey Amerika (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Ankara (43).

4.2.2.2.6 Tür: Aleochara intricata Mannerheim, 1830

Vücut kahverengi-siyah, yaklaşık 5 mm boyunda; anten baştan uzun 11, segmentli, pronotum mat siyah, ve bir merkezden dışarı doğru dairesel biçimde halkalar oluşturan kahverengi kıllarla kaplı; elitra mat siyah, her elitronda bir tane posteriör büyük geniş üçgenimsi kırmızı kahverengi lekeyle (Fotoğraf 33), posteriyor kenar düz, abdomende görünür yedi tergit, sternit kenarları yukarı doğru uzayarak tergitle birleştiği bölümde lateral bir

çizgi oluşturur, bacaklar kahverengi ve dikenlerle kaplıdır (45, 102, 105, 107).

A B 66

Fotoğraf 33. Aleochara intricata’ nın Mannerheim, 1830 A lateralden, B dorsal den görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Avrupa ve Amerika (109).

Türkiyedeki Bilinen Dağılımı: Ankara (43).

4.2.2.2.7 Tür: Necrobia rufipes (De Geer, 1775)

Bu tür, küçük, vücutları metalik yeşil renkli, uzun oval şekildedir, baş, pronotum ve elitra (Fotoğraf 34), zemini deliklerle ve kıllarla kaplıdır, antenin son 3 segmenti genişlemiş (topuz şeklinde) bacaklar açık kahverengidir (45, 102, 105, 107, 117).

A B

Fotoğraf 34. Necrobia rufipes’ in (De Geer, 1775) A dorsalden, B ventralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Afrotropikal Bölge, Avusturalya Bölgesi, Doğu Palaeratik Bölge, Nearktik

Bölge, Neotropikal Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve

Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), İstanbul (54), Edirne (55), Samsun (49, 56).

4.2.2.2.8 Tür: Necrobia violacea (Linnaeus, 1758)

Bu tür, küçük uzunluğu yaklaşık 5 mm vücut metalik, mavi, baş, pronotum ve elitra' nın zemini delikli ve yoğun kıllarla kaplı (Fotoğraf 35), Necrobia rufipes’ten anten ve bacaklarının koyu renkli olmasıyla ayrılmaktadır (45, 102, 105, 107, 117).

A B 67

Fotoğraf 35. Necrobia violacea (Linnaeus, 1758) A dorsalden, B ventralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Afrotropikal Bölge, Avusturalya Bölgesi, Doğu Palaeraktik Bölge, Nearktik

Bölge, Neotropikal Bölge, Oriental Bölge, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve

Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), Samsun (49, 56).

4.2.2.2.9 Tür: Necrobia ruficollis (Fabricius, 1775) Bu türün erginleri yaklasık 5-6 mm boyunda ve başın ön tarafı ile elitranın 3–4. apikal kısmı metalik mavi renktedir (Fotoğraf 36). Baş ve pronotum benekli, delikli ve kıllı, başın ventral kısmı ile bacaklar kahverengimsi kırmızıdır, anten ve abdomen koyu kahverengidir (45, 102, 105, 107, 114).

A B

Fotoğraf 36. Necrobia ruficollis’ in (Fabricius, 1775) A dorsalden, B ventralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Afro-tropikal Bölge, Avusturalya Bölgesi, Doğu Palaeraktik Bölge, Nearktik

Bölge, Neotropikal Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve

Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Samsun (56).

4.2.2.2.10 Tür: Margarinotus (Ptomister) brunneus (Fabricius, 1775)

Vücut siyah, 5,5-8,5 mm boyunda, pronotum parlak siyah, noktasız, anten oyuğu pronotumun anterior kısmının altında,antenler topuzu halkasal, elitra yüzeyi beş tane boyuna oluklu, bacaklar siyah, bu familya

üyeleri genişlemiş prosternal lobu (Fotoğraf 37), tırtıklı protibia sahiptir (102, 103, 104, 105). 68

A B

Fotoğraf 37. Margarinotus (Ptomister) brunneus’ in (Fabricius, 1775) A dorsalden, B ventralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Andora, Avusturalya, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan,

İngiltere, Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, İrlanda, İtalya Adaları, Kalingrad Bölgesi,

Litvanya, Letonya, Lüksemburg, Makedonya, Moldova, Norveç Adaları, Polonya, Romanya, Rusya (kuzey, kuzeybatı ve güney), Sardunya, Sicilya, Slovenya, Slovakya, İsveç, İsviçre, Hollanda, Ukrayna, Yugoslavya,

Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Nevşehir, Kapadokya, Göreme, Erzurum, (118), Ankara (43), Edirne

(55).

4.2.2.2.11 Tür: Saprinus caerulescens (Hoffmann, 1803)

Vücut metalik siyah-yeşil, 6-8,5 mm boyunda, pronotum metalik yeşil-siyah (Fotoğraf 38), pronotumun anteriör kenarı hariç kenarları noktalardan oluşan bir bantla çevrili, elitra dört kısa çapraz konumlu dorsal çizgili

2. ve 3. çizgiler bazalde çok hafif kıvrımlı, humeral çizgi 1. ve 2. dorsal çizgiler üzerinden içeri doğru kıvrımlı ve elitra yüzeyi delikli (102, 103, 104, 105, 106). 69

A B

Fotoğraf 38. Saprinus caerulescens’ in (Hoffmann, 1803) A dorsalden B ventralden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Azora, Avusturalya, Balaerik Adaları, Bosna Hersek, Bulgaristan,

Kanarya Adaları, Korsika, Kıbrıs, Hırvatistan, Çekoslovakya, Almanya, Fransız Adaları, Maceristan, İtalya

Adaları, Maderia, Malta, Moldova, Romanya, Portekiz Adaları, Güney Rusya, Sardunya, Slovenya, Slovakya,

Yugoslavya (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), Edirne (55), Samsun (56).

4.2.2.2.12 Tür: Saprinus subnitescens Bickhardt, 1909

Vücut siyah, renkte, 3,2-5 mm boyunda, marginal çizgi belirgin değil pronotumda noktalardan oluşan bir bant var, elitra mat siyah ve dört dorsal çapraz çizgili (Fotoğraf 39), 3. ve 4. çizgiler belirgin küçük noktalarla

çevrili, 4. çizgi bazalde çengel biçiminde, humeral çizgi dorsal çizgilerle ile aynı eğimde ve düz, propygidium ve pygidiumda noktalar küçük ve eşit dağılımlıdır (102, 103, 104, 105).

Fotoğraf 39. Saprinus subnitescens' in Bickhardt, 1909 dorsalden görünümü 70

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturya, Azora, Bosna Hersek, İngiltere, Bulgaristan, Kanarya

Adaları, Korsika, Kıbrıs, Çekoslovakya, Almanya, Fransız Adaları, Macaristan, İtalyan Adaları, Makadenya,

Maderia, Malta, Moldova, Polonya, Rusya (merkez), Portekiz Adaları, Sardunya, Sicilya, Slovakya, Slovenya,

İspanya Adaları, İsviçre, Hollanda, Ukrayna, Yugoslavya (109).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Antalya, Alanya, Nevşehir, Kapadokya, Göreme, Balıkesir, Gündoğan

(118).

4.2.2.2.13 Tür: Saprinus vermiculatus Reichardt, 1923

Vücut siyah kahverengi, 4.7-6 mm boyunda, antende pedisel dışa doğru hafif köşeli, pronotum parlak siyah, marginal çizgi belirgin değil ve bazalinde çok hafif kıvrımla biten biçimde, pronotum kenarları noktalardan oluşan bir bantla (Fotoğraf 40), elitra kahverengi siyah, dört dorsal çapraz çizgili, 4. çizgi bazalde hafif kavisli, 3. çizgi iki parça halinde, humeral çizgi hafif iç bükey bir kavisle, propygidium ve pygidiumda noktalar küçük ve eşit dağılımlı (102, 103, 104, 105).

A B

Fotoğraf 40. Saprinus vermiculatus' un Reichardt, 1923 A dorsalden, B ventral görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Bulgaristan, Korsika, Kıbrıs, Çekoslovakya, Yunan Adaları, İtalyan Adaları,

Yugoslavya (109).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Ankara (43).

4.2.2.2.14 Tür: Thanatophilus sinuatus (Fabricius, 1775)

Uzunluğu yaklaşık 8-12 mm, vücut mat siyah renkli, düz yüzeyli vücut (Fotoğraf 41), Thanatophilus dispar’ a göre daha az kıllı, antenler terminal uçta hafif geniş, pronotum siyah benekli, elitra yüzeyinde bulunan

3 tane boyuna oluğun arası düzdür (45, 101, 102, 105, 107).

71

Fotoğraf 41. Thanatophilus sinovatus' un (Fabricius, 1775) dorsalden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturulya, Belçika, Bosna Hersek, İngiltere, Bulgaristan,

Hırvatistan, Kıbrıs, Estonya, Danimarka Adaları, Finlandiya, Fransız, Yunan Adaları, Litvanya, Letonya,

Lüksemburg, Moldova, Norveç, Polonya, Romanya, Portekiz Adaları, Moldova, Rusya (kuzey ve güney), İsveç,

İsviçre, Slovakya, Slovenya, Sicilya, İspanya Adaları, Ukrayna, Yugoslavya, Afrotropikal Bölge, Avusturalya,

Doğu Palaeraktik Bölge, Nearktik Bölge, Neotropikal Bölge, Oryantal Bölge, Kuzey Afrika, Kafkasya,

Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve Arap Yarımadası, Irak, İran, Ürdün (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Trabzon, Artvin, Van, Erzurum (119), İzmir (120), Edirne (55).

4.2.2.2.15 Tür: Thanatophilus rugosus (Linnaeus, 1758)

Vücut mat siyah, lekeli gibi, 9-11 mm boyunda, anten 10 segmentli, son üç segment geniş, pronotumda siyahımsı kıllarla desenli bir görünümdedir (Fotoğraf 42). Uzunluğu 10–14 mm, vücut kısa ve oval olup mat siyah renkli, baş çok küçük, skutellumun ortası sarımsı kıllı, elitranın posterior marjini düz ve yüzeyinde bulunan

3 tane oluğun arası düzensiz olarak buruşuk bacaklar siyah (45, 101, 102, 105, 107). 72

Fotoğraf 42.Thanatophilus rugosus' un (Linnaeus, 1758) dorsalden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturalya, Balarik Adaları, Belçika, Bosna Hersek, İngiltere,

Bulgaristan, Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransız, Yunan Adaları, Maceristan,

İrlanda, İtalya Adaları, İrlanda, Lİtvanya, Letonya, Moldova, Norveç Adaları, Polonya, Romanya, Portekiz

Adaları, Rusya (kuzey ve güney), Sicilya, Slovakya, Slovenya, Sardunya, İsveç, İsviçre, Ukrayna, Yugoslavya,

Hollanda, Doğu Palaeraktik Bölge, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve Arap

Yarımadası, Irak, İran, Ürdün (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), Isparta, Adana, Kahramanmaraş, Erzurum, Adıyaman

(119), Edirne (55).

4.2.2.2.16 Tür: Necrodes littoralis (Linnaeus, 1758).

Siyah, parlak, kalınca vücudu var. Antenleri sağlam, son 3 segmenti turuncu renkte, torakstaki oluklar merkeze doğru daralan şekildedir, yanlardakilerden biri S harfi şeklindedir. Elitra hafif eğimli, güçlü ve büyük

çıkıntılı, her yanda 3 boyuna çizgi vardır ve apekse yetişmez (Fotoğraf 43), ayaklar parlak posteriyor kısmı güçlü

çıkıntılı, arka tibia kıvrılmıştır, ortadaki tarsi anteriyordan daha fazla kıvrılmıştır (45, 101, 102, 105, 107). 73

Fotoğraf 43. Necrodes littoralis’ in (Linnaeus, 1758) dorsalden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Avusturalya, Belçika, Bosna Hersek, İngiltere, Bulgaristan,

Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransız, Yunan Adaları, Maceristan, İrlanda, İtalya

Adaları, İrlanda, Lİtvanya, Letonya, Moldova, Norveç Adaları, Polonya, Romanya, Portekiz Adaları, Rusya

(kuzey ve güney), Sicilya, Slovakya, Slovenya, Sardunya, İsveç, İsviçre, Ukrayna, Yugoslavya, Hollanda, Doğu

Palaeraktik Bölge, Kafkasya, Ermenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suriye, İsrail, Sina ve Arap Yarımadası, Irak,

İran, Ürdün (109).

Türkiyeden Bilinen Dağılımı: Kahramanmaraş (119), Kırklareli(120).

4.2.2.2.17 Tür: Dermestes frischii (Kugelann 1792)

Vücut kahverengi, uzunluğu 6-10 mm yoğun kıllarla kaplı baş ve tüm vücut sarımsı tüylü, pronotumun laterali geniş beyaz tüylü, posteriyo-medial kenarı turuncumsu seyrek kıllar ile elitra koyu kahverengi ve elitranın apikal marjini dişli değil abdomenin ventrali beyaz renkli zemin üzerinde siyah tüylerle benekli görünüm oluşturur (Fotoğraf 44), abdomenin 5. segmentinin anteriyorunda kılsız geniş bir alan var her iki tarafının alt kısmı siyah tüylü benekli, 3. çift bacağın femuru kalın beyaz kıl bandı görünür (45, 100, 102, 105,

117). 74

A B

Fotoğraf 44. Dermestes frischii’ nin (Kugelann 1792) A dorsalden, B ventralden görünümü

Genel Coğrafi Dağılımı: Arnavutluk, Andora, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, İngiltere, Korsika

Bulgaristan, Hırvatistan, Çekoslovakya, Danimarka, Finlandiya, Estonya, Almanya, Maceristan, İrlanda, İtalya,

Litvanya, Letonya, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya (kuzey, güney, merkez ve doğu), Sardunya, Slovakya, Slovenya, İspanya, Ukrayna, İsveç, Yugoslavya, Kuzey Afrika,

Nearktik Bölge, Afrotropikal, Doğu Palaekratik Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya, Azerbaycan, Arap

Yarımadası, Ermenistan, Suriye, İsrail, Ürdün, Sina Yarımadası, İran, Irak, Mısır (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), İzmir (121), Edirne (55), Samsun (49)

4.2.2.2.18 Tür: Dermestes undulatus Brahm, 1790

Vücut kahverengi yoğun kıllarla kaplı, ventrali beyaz kıllarla örtülü, 5-7 mm boyunda, baş pronotum elitranın anteriyor kısmı sarımsı kıllarla kaplı, scutellum çok yoğun sarımsı kıllarla, elitranın bazal ve humeral kenarı sarımsı-turuncu hat biçiminde kıllarla, anten kırmızımsı kahverengi, geri kalan yüzey düzensiz beyaz kıllarla kaplı, abdomen ventrali çok yoğun beyaz kıllarla leke oluşturur her sternumun lateralinde kılsız alanlar kahverengi leke oluşturur (Fotoğraf 45), son sternumun bazalinde beyaz kıllar dalgalı bir bant oluşturur, 3. çift bacağın femuru ince beyaz kıl bandıyla çevrilmiştir (45, 100, 102, 105, 107, 116). 75

A B

Fotoğraf 45. Dermestes undulatus’ un Brahm, 1790, A dorsalden, B ventralden görünümü

Genel Coğrafi Dağılımı: Arnavutluk, Avusturya, Bosna Hersek, Kıbrıs, Bulgaristan, Hırvatistan,

Çekoslovakya, Danimarka, Yunan Adaları, Fransız Adaları, Almanya, Maceristan, İtalya Adaları, Litvanya,

Letonya, Makedonya, Malta, Moldova, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Rusya (güney, merkez ve doğu),

Sicilya, Slovakya, Slovenya, İspanya, Ukrayna, İsveç, Yugoslavya, Kuzey Afrika, Nearktik Bölge, Doğu

Palaeraktik Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya, Azerbaycan, Arap Yarımadası, Ermenistan, Suriye, İsrail, Ürdün,

Sina Yarımadası, İran, Irak, Mısır (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43), Samsun (49).

4.2.2.2.19 Tür: Dermestes maculatus DeGeer, 1774

Erginleri yaklaşık 5-10 mm uzunluğunda sırt ve üst yüzeyinde kahveringimsi, koyu kırmızımsı lekeler vardır. Ventral yüzeyinde siyah beyaz lekeler vardır (Fotoğraf 46). Elitranın apeksi tırtıklı veya testere dişlidir

(25, 114) Dermestes lardarius benzer fakat elitrada sarımsı beyaz bantlar ve ventral yüzünün sarı olmaması ile ayrılır. Yüzü beyazdır (114). 76

A B

Fotoğraf 46. Dermestes maculatus’ un DeGeer, 1774 A dorsalden, B ventralden görünüm

Genel Coğrafi Dağılımı: Arnavutluk, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, İngiltere, Kanarya

Adaları, Kıbrıs, Korsika, Çekoslovakya, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Yunan Adaları, Fransız Adaları,

Almanya, Maceristan, İrlanda, Litvanya, Letonya, Makedonya, Malta, Moldova, Norveç, Portekiz, Romanya,

Rusya (güney, kuzey, merkez, kuzeybatı ve doğu), Sicilya, Slovakya, İtalya Adaları, Slovenya, İspanya,

Ukrayna, İsveç, Yugoslavya, Avusturalya, Afrotropikal Bölge, Doğu Palaeraktik Bölge, Kafkasya, Ermenistan,

Azerbaycan, Lübnan, Suriye Ürdün, Mısır, Sina Yarımadası, İran, Irak, Mısır, Kuzey Afrika, Oryantal Bölge,

Neotropikal ve Nearktik Bölge.

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Batı ve Doğu Türkiye, Gökçeada, (109).

4.2.2.2.20 Tür: Nitidula flavomaculata Rossi, 1790

4-6 mm boyunda, pronotum kahverengi, lateral kenardaki sarı-turuncu kısım boyuna kalın bant oluşturur, scutellum küçük oval biçiminde (Fotoğraf 47); elitra anteriörde“U” harfine benzer sarımsı bir kısım var, geri kalan kısımlar kahverengi, bacaklar açık kahverengidir (45, 107). 77

Fotoğraf 47. Nitidula flavomaculata' nın Rossi, 1790 dorsalden görünümü

Genel Coğrafik Dağılımı: Arnavutluk, Andora, Avusturya, Bosna Hersek, Kıbrıs, Bulgaristan,

Hırvatistan, Çekoslovakya, Korsika, Danimarka, Yunan Adaları, Fransız Adaları, Almanya, Maceristan, İtalya

Adaları, Letonya, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Moldova, Monoka, Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya,

Rusya (doğu, merkez, güney), Sicilya, Slovakya, Sardunya, Slovenya, İspanya, Ukrayna, İsveç, Yugoslavya,

Nearktik Bölge, Doğu Palaekratik Bölge, Oryantal Bölge, Kafkasya, Azerbaycan, Arap Yarımadası, Ermenistan,

Suriye, İsrail, Ürdün, Sina Yarımadası, İran, Irak, Mısır (109).

Türkiye’den Bilinen Dağılımı: Ankara (43).

78

5 TARTIŞMA VE SONUÇ Adli entomolojinin adli tıp bilimine büyük katkılarından dolayı, son yıllarda bu konudaki çalışmalar büyük önem ve hız kazanmıştır. Adli entomolojik veriler en çok ölüm yeri ve ölüm zamanının belirlenmesinde kullanılmaktadır. Adli entomoloji açısından önemli böcek türlerinin pek çoğu canlı organizmalar üzerinde bulunmaz, ölümden çok kısa bir süre sonra ceset üzerine gelirler ve yerleşirler (1, 14). Ölümünden haftalar, aylar hatta yıllar sonra bulunan ceset kalıntılarında, böcekler posmortem intervalin tespiti için neredeyse kullanılacak tek delildir (14). Kısaca böcekler adli materyalin mekansal ve zamansal bilgi kaynağıdır (47). Günümüzde tıbbi kriminal uygulamalarda böcek delilleri rutinde kullanılmaya başlamıştır (38). Entomolojik delillerin adli olayların çözümünde kullanılması için, cesete gelen böcek türlerinin bilinmesi ve doğru tür tayininin yapılması gerekir (42). Cesetin çürüme hızı ve böcek süksesyonu çok çeşitli çevresel faktöre bağlıdır. Bu yüzden araştırmacılar belirli bir bölgedeki böcek faunasının belirlemek için çeşitli hayvanları model olarak kullanmışlardır, bunlar: köpek, fare, sıçan, sincap, tilki, domuz, fok, hint domuzu, kertenkele, kara kurbağası , rakun, kaplumbağası, kümes hayvanları, tavşan, fil, siyah ayı, impala. İnsandaki faunal suksesyon çalışmaları

1990’ lı yıllarında yapılmıştır (16, 32).

Bu tez kapsamı içerisinde, Samsun ilinde köpek cesetleri üzerine gelen adli açıdan önemli olan sinek ve böcek türleri tespit edilip, mevsimsel dağılımları belirlenmiş ve bu türlerin hangi çürüme evresinde ne kadar süre ile bulunduğu tespit edilmiştir. Süksesyon çalışması yapan değişik araştırıcılar çürüme evrelerini farklı şekilde kategorize ederek incelemişlerdir. Payne yaptığı çalışmasında altı çürüme evresi (taze, şişmiş, aktif çürüme, ileri

çürüme, kuruma evresi, kalanlar) görmüştür (75). Tantawi ve ark. (46), Wolff ve ark. (13), Centona ve ark. (122) yılında, Carvalho ve ark. (27) Karapazarlıoğlu (49, 56), Watson ve Carlto (123), Özdemir ve Şabanoğlu (5, 43),

Sharanowski (58), Yuca (54), Bana’ nın yaptıkları çalışmalarında (55) beş çürüme evresi (taze, şişmiş, aktif

çürüme, ileri çürüme, kuruma evresi) gözlemlemişlerdir. Reed (43), Grassberger ve Frank (124), Koçarek (125) ve Lee ve Marzuki’ nin (126) yaptıkları çalışmalarda ise dört çürüme evresi (taze, şişmiş, çürüme, kuruma) gözlemlemişlerdir. Michaud ve Moreau yaptığı çalışmada bizim çalışmamızdaki gibi 5 çürüme evresi tespit etmişlerdir (127). Çürüme evrelerinin süresi mevsimelere bağlı olarak değişmektedir (14). Yaptığımız

çalışmalarda çürüme evrelerinin yaza doğru kısalmakta olduğu, sonbaharda ise yeniden uzamaya başladığı görülmüştür. Yaz mevsimi gibi sıcak mevsimlerde direkt olarak güneş ışığına maruz kalan cesetlerde çürüme hızının arttığı tespit edilmiştir. Çünkü yüksek sıcaklıklar böcek aktivitesini ve buna bağlı olarak çürümenin hızını artırırken, düşük sıcaklıklar yavaşlatmaktadır (28). Sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinin bol yağmurlu olması cesetin nemli olmasını ve yumuşamasını sağlayarak daha uzun larval faliyetlere izin vermektedir. 79

Tantawi ve ark.’ nın (46), Şabanoğlu ve Özdemir‘ in yaptıkları çalışmalarda, sonbahar ve ilkbahar mevsimlerinde çürüme evresinin uzadığını gözlemlemişlerdir (5, 43), bu bulgular bizim çalışmalarımızdan elde ettiğimiz bulgularla benzerlik göstermektedir.

Kriminal entomolojide yararlanılan sineklerin ve böceklerin cesetteki kolonizasyonu, mevsimlere bağlı olarak belli sırada gerçekleşmektedir (39, 33, 127). Bu düzen çerçevesinde cesede gelen ilk böcekler Diptera takımına ait türlerdir (14, 107). Calliphoridae, Sarcophagidae ve Muscidae familyalarına ait türlerin ölümden çok kısa bir süre sonra (30 dakika içinde) cesede gelirler (13, 14). Samsun bölgesine ait böcek türlerinin mevsimsel dağılımının belirlendiği çalışmamız süresince, 12 köpek ceseti kullanılmış ve 29 böcek türü tespit edilmiştir.

Yaptığımız çalışmamızda Diptera takımının kolonileşmesinden sonra Coleoptera takımına ait türlerin ceset

üzerine geldiği görülmüştür. Bu böcek türlerinin bir düzen çerçevesinde cesede geldiği, ayrıca tüm mevsimler boyunca ceset üzerine gelen ilk böcek grupların Calliphoridae familyasına ait türler (Diptera takımı) olduğu görülmüştür. Yaz mevsiminde bu sineklere ilavaten Sarcophagidae familyasına ait türler görülmüştür.

Karapazarlıoğlu’nun Samsunda (49, 56), Yuca’ nın İstanbulda (54), Kocarek’ in Çekoslovakya da (125) yaptığı

çalışmalar da Diptera takımına ait türleri Coloeptera takımına ait böcekler takip etmiştir.

Her 3 bölgede ilkbahar, yaz ve sonbahar mevsimlerinde Cleridae, Dermestidae, Histeridae, Silphidae ve

Staphylinidae familyaları düzenli olarak bulunmuştur. Kış mevsiminde ise şehir merkezi hariç (tek bir tür görülmüştür) hiçbir Coloepter türü görülmemiştir. Ancak gelen türler açısından mevsim bazında karşılaştırma yapıldığında bazı farklılıklar tespit edilmiştir.

Dört mevsim ve 3 farklı alanda yaptığımız çalışmada, yaz mesiminde her 3 bölgede Diptera takımından

Chrysomya albiceps ve Sarcophage argyrostoma türleri görülmüştür. Yaz mevsimi boyunca Chrysomya albiceps daha yoğun olarak görülmüştür. Atakum bölgesinde bu iki türe ilave olarak Calliphoridae familyasından Lucilla cericata türü görülmüştür. Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus, Cleridae familyasından Necrobia rufipes, Necrobia violence, Dermesidae familyasından Dermestes frischii her 3 bölgede görülmüştür. Taflan bölgesinde bu türlere ilavaten Dermesidae familyasında Dermestes undulatus ve Dermestes maculatus, Histeridae familyasından Margarinotus brunneus ve Saprinus subnitescens görülmüştür. Atakum bölgesinde de Dermesidae familyasında Dermestes undulatus ve Dermestes maculatus ve Taflan bölgesinde görülen Histeridae familyasından Margarinotus brunneus ve Saprinus subnitescens görülmüştür. Şehir merkezinde ise diğer bölgelerden farklı olarak Histeridae familyasından Saprinus caerulescens görülmüştür.

Karapazarlıoğlu’ nun Samsunda farklı bölgede açık alanda yaptığı çalışmasında bulduğu 8 tür, kapalı alandaki 80

çalışmasında bulduğu 7 tür bizim çalışmamızdaki türlerle aynıdır (49, 56). Çalışmanın yapıldığı yerin denize olan mesafesi, bitki örtüsü, etrafındaki yerleşim alanın yapısı (tarımsal alan, çiftlik, hayvan ahırları olup olmaması) cesede gelen türleri etkilediği için, farklı türlerin görülmesi doğaldır. Zoocoğrafik bölge, mevsim, ekolojik koşullar ülke ve arazi tipi, çürüme oranını ve faunal süksesyonu etkilemektedir (14). Şabanoğlu’ nun

Ankara da yaptığı çalışmasında, yaz mevsiminde yoğun şekilde Calliphoridae familyasından Chrysomya albiceps daha az oranda Lucilla sericata türünü gözlemlemiştir bizim bulgularımızla uyumludur (5). Yine aynı yıl Ankara da Özdemir’ in yaptığı çalışmada gördüğü Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus,

Histeridae familyasından Margarinotus brunneus ve Saprinus subnitescens, Saprinus caerulescens, Cleridae familyasından Necrobia violacea, Necrobia rufipes, Dermestidae familyasından Dermestes frischii, Dermestes undulatus türleri bizim çalışmamızla uyumludur (43). Pekbey Erzurum da yaz mevsimini kapsayan çalışmasında bizim çalışmamızdada gördüğümüz Sarcophaga argyrostoma türünü görmüştür (51). Sharonowski’nin

Saskatchewan de yaz mevsiminde yaptığı çalışmasında Lucillia sericata, Staphylinidae familyasından

Creophilus maxillosus, Cleridae familyasından, Necrobia rufipes türlerini görmüştür (58). Kelly’ nin Güney

Afrika da yaz mevsiminde yaptığı çalışmasında Calliphoridae familyasından Chrysomya albiceps, Lucillia sp ve

Sarcophagidae familyasına ait türler, Dermestidae familyasından Dermestes maculatus, Cleridae familyasından

Necrobia rufipes türlerini görmüştür (128). Wolf ve ark. Kolombiyada yaptığı çalışmalarda hava sıcaklığının 18-

24 °C olduğu zamanlarda Chrysomya albiceps türünün erginine rastlamıştır (13). Arnoldosa ve ark.’nın yaptığı

çalışmada Chrysomya albiceps türü yaz ve sonbahar mevsiminde görülmüştür (129). Centona ve ark. Arjantinde yaptığı çalışmasında ilkbahar, sonbahar ve yaz mevsiminde Chrysomya albiceps türünü görmüştür (122).

Sonbahar mevsiminde yaptığımız çalışmamızda her 3 bölgede Calliphoridae familyasından Chrysomya albiceps, Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus, Dermesidae familyasından Dermeste frischii,

Cleridae familyasından Necrobia rufipes, Necrobia violacea görülmüştür.

Atakum ve Taflan bölgelerinde bu türlere ilaveten Dermestes undulatus bulunmaktadır. Taflan bölgesinde bu türlere ilaveten Callliphoridae familyasından Lucilia sericata, Staphylinidae familyasından Philonthus politus, Philonthus concinnus, Aleochara intricata, Histeridae familyasından Saprinus caerulescens, Saprinus vermiculatus, Margarinotus burunnes, Dermesidae familyasından Dermestes undulatus ve Cleridae familyasından Necrobia ruficollis görülmüştür. Lucilia sericata daha çok hayvan dışkılarını tercih etmektedir.

Bu tür yaz mevsiminde Atakum bölgesinde ve sonbahar mevsiminde Taflan bölgesinde görülmüştür. Bu her iki bölgede büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır, dolayısı ile bu türe bu bölgelerde 81

rastlanması doğaldır. Atakum bölgesinde ise farklı olarak Calliphoridae familyasından Calliphora vicina ve

Calliphora vomitera, Staphylinidae familyasından Ontholes murinus ve Silphidae familyasından Necrodes littoralis, Dermesidae familyasından Dermestes undulatus ve Taflan bölgesindede gördüğümüz Histeridae familyasından Margarinotus burunnes görülmüştür. Yaptığımız çalışmada tür çeşitliğinin en bol bulunduğu mevsim ilkbahar ve sonbahar mevsimleridir. Şehir merkezinde ekim ayında çok düşük yoğunlukta (birkaç tane)

Calliphora vicina ve Calliphora vomitera türleri görülmüştür. Calliphora vicina ve Calliphora vomitera türleri hava sıcaklıkları düşmeye başlayınca görülürler, çok sıcak mevsimlerde görülmezler (14).

Şabanoğlu‘ nun Ankara da yaptığı çalışmasında sonbahar mevsiminde Calliphoridae familyasından

Calliphora vicina ve Calliphora vomitera, Chrysomya albiceps, Lucilia sericata türlerini görmüştür (5).

Samsunda ekim ayında hava sıcaklıkları düşmeye başladığından bu iki tür azda olsa görülmeye başlanmıştır.

Ankara da Özdemir’ in yaptığı çalışmasında (Dermestidae familyasından Dermestes frischii, Dermestes undulatus ile Histeridae familyasından Saprinus caerulescens ve Saprinus subnitescens, Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus, Aleochara lata, Philonthus politus ve Aleochara intricata, Cleridae familyasından Necrobia rufipes, Necrobia violaceae bizim çalışmamızda görülen türlerle aynıdır (43). Yuca’nın sonbahar mevsiminde yaptığı çalışmasında görüdüğü Calliphora vicina, Lucilia sericata bizim çalışmamızda gördüğümüz türlerle ortaktır (54). Sharonowski’nin Saskatchewan da sonbaharda yaptığı çalışmasında

Calliphoridae familyasından Lucilia sericata, Calliphora vicina, Cleridae familyasından Necrobia rufipes,

Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus türlerini görmüştür (58). Introna ve ark. 1991 yılında

Maryland’da yaptıkları çalışmalarında özellikle sonbaharda Calliphora vicina örneklerini tespit etmişlerdir (63).

Kış mevsiminde tür çeşitliliği ve sayısı sonbahar ve yaz mevsimlerine göre daha azdır. Diptera türleri hava sıcaklığı 5-13 °C arasında olduğunda cesede gelmeye devam ederler, ısı dahada düşüp 0 °C yaklaşınca bazı türlerin larvaları bu sıcaklıkta yaşamlarını sürdüremez ve ölürler (130). Yaptığımız çalışmada Calliphoridae familyasından Calliphora vicina, Calliphora vomitera her 3 bölgede görülmüştür. Coloepter takımımının hiçbir türü Taflan bölgesinde ve Atakum bölgesinde görülmemiştir. Sadece Şehir merkezinde Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus görülmüştür. Bu türlere ilavaten Atakum bölgesinde Fanniidae familyasından Fannia scalaris, Fannia manicata, Fannia canicularis türlerine rastlanmıştır. Karapazarlıoğlu’ nun Samsun da yaptığı çalışmasında mayıs ayının son haftalarından itibaren haziran ayı son haftasına kadar

(hava sıcaklığı ortalama 16 °C) Fannia scalaris türlerine raslamıştır (56). Wolf ve ark. Kolombiya da yaptığı

çalışmada, hava sıcaklığının 18-24 °C olduğu aylarda Fanniadae familyasına ait türler görmüştür (13). Benecle 82

ve Lessing’ in 2000 yılında haziran ayında (ortalama sıcaklık 14, 5 °C) Almanya da yaptıkları çalışmalarında

Fannia cannicularis türlerini görmüştür (131). Eberhardt ve Elliot 2008 yılında Yeni Zelanda da yaptığı

çalışmada ortalama günlük sıcaklığının (11. 1 °C) olduğu Auckland bölgesinde Fannia spp. gözlemlemiştir

(132). Bizim çalışmamızdada Fanniadae familyasına ait türler kış mevsiminde görülmesine rağmen, türlerin görüldüğü günlerde hava sıcaklığı 13,4 °C dir ve diğer çalışmalarla uyumludur. Staerkeby’ nin 1996 yılında

Norveçte yaptığı otopside Hellomyzidae familyasın ait örnekler toplamıştır, yapılan incelemede maktülün kış mevsiminde öldüğü ortaya çıkmıştır (133). Şabanoğlu’nun Ankara da kış mevsiminde yaptığı çalışmada

Calliphoridae familyasından Calliphora vicina, Calliphora vomitera türlerini görülmüştür (5). Özdemir’in kış mevsiminde yaptığı çalışmada hiçbir Coloepter türüne rastlamamıştır (43). Yaptığımız kış mevsimi deneylerinde en bol bulunan tür Calliphora vicina ve Calliphora vomitoria dır. Calliphora vomitoria ve Calliphora vicina’ nın soğuk seven türlerden olduğu için hava sıcaklıklarının yüksek olduğu yaz aylarında ceset üzerinde görülmemiştir. Köpek ceseti üzerinde uzun süre görülen bir diğer tür de Calliphora vomitoria’dır. Calliphora vicina ve Calliphora vomitoria kışın her üç çalışma sahasındada görülmüştür. Wells ve ark.’ nın San Franciscoda sonbahar ve kış mevsiminde yaptığı çalışmalarda Calliphora vicina, Calliphora vomitera, Lucilla sericata

(Meigen) türlerini görmüştür (134). Bonacci ve ark.’nın yaptığı çalışmada şubat ayının ilk haftasında İtalya da bulunan kimsesiz bir erkek cesedinde Calliphora vicina larvalarını ve yumurtalarını bulmuşlardır (135). Deonier yaptığı çalışmalarda Calliphoradia familyasının 4.5 °C Hamburg (Almanya)da aktif olduğunu görmüştür, en sık olarakta aralık, ocak, şubat aylarında rastlanmıştır (136). Arnoldosa ve ark’nın 2004 yılında yaptığı çalışmada

Calliphora vicina türünü en çok kışın daha az ilkbahar ve sonbaharda görülmüştür (137).

İlkbahar mevsimi deneylerinde her üç bölgede Calliphoridae familyasından Calliphora vicina,

Calliphora vomitera, Staphilinidae familyasından Creophilus maxillosus, Silphidae familyasından Thanatophilus rugosus, Dermestidae familyasından Dermestes frischii, Cleridae familyasından Necrobia rufipes ve Necrobia violacea türleri görülmüştür. Bu türlere ilavaten Taflan bölgesinde Nitidulidae familyasından Nitidula flavomaculata türüne, Silphidae familyasından Thanatophilus sinuatus ve Necrodes littoralis, Staphilinidae familyasından Aleochara lata, Philonthus concinnus ve Ontholestes murinus ve Histeridae familyasından

Saprinus caerulescens, Saprinus vermiculatus görülmüştür. Atakum bölgesinde farklı olarak Histeridae familyasından Margarinotus (Ptomister) brunneus, Şehir merkezinde ise Histeridae familyasından Margarinotus

(Ptomister) brunneus ve Saprinus caerulescens bulunmuştur. Şabanoğlu’nun ilbahar mevsiminde yaptığı

çalışmasında gördüğü Calliphoridae familyasından Calliphora vicina, Calliphora vomitera türlerini görmüştür 83

(5). Özdemir' in Ankarada yaptığı çalışmada Staphylinidae familyasından Philonthus concinnus, Aleochara lata,

Creophilus maxillosus, Philonthus politus, Ontholetes murinus, Silphidae familyasından Thanatophilus rugosus,

Histeridae familyasından Margarinotus brunneus, Saprinus subnitescens, Saprinus vermiculatus, Nitidulidae familyasından Nitidula flavomaculata, Cleridae familyasından Necrobia violacea ve Necrobia rufipes türlerini görmüştür (43). Yuca’ nın İstanbulda yaptığı çalışmasında Calliphora vicina, Calliphora vomitora, Dermesidae familyasından Dermestes frischii, Cleridae familyasından Necrobia rufipes, Silphidae familyasından

Thanatophilus rugosus türlerini görmüştür (54). Sharonowski’ nin 2008 yılında Saskatchewande ilkbahar mevsiminde yaptığı çalışmasında Calliphoridae familyasından Calliphora vicina, Calliphora vomitera, Lucilla sericata, Staphylinidae familyasından Creophilus maxillosus türleri, bizim çalışmamızdaki türlerle aynıdır (58).

Matuszewski ve ark.’ nın Polonya da yaptığı çalışmasında Calliphora vomitera ve Calliphora vicina türlerini ilkbahar ve sonbahar mevsimide görmüştür (138, 139).

Gözlemlediğimiz türlerden, Diptera takımından Faniia manicata ile ilgili Türkiyede herhangi bir kayda rastlanmıştır. Çalışmamız sonucunda teşhis ettiğimiz türler hem ülkemiz böcek faunasına katkı sağlamış olup hemde ileride bu bölgede gerçekleşecek adli bir olay çözümlenmesine yardımcı olacaktır. Her mevsim ve farklı

çürüme aşamaları farklı böcek türlerinin gelişim ve süksesyonu için idealdir (75). Bu çalışmada, Coleoptera takımına ait türlerin aktif çürüme, ileri çürüme ve kuruma aşamalarında cesede geldikleri görülmüştür. Diptera takımına ait türler çürüme aşamalarının taze evresinden itibaren cesette bulunmakta ve PMI tespiti için daha uygun oldukları düşünülmektedir. Yaptığımız çalışma sonucu tespit ettiğimiz türlerden Calliphoridae familyasına ait Chrysomya albiceps yaz mevsimi başından sonbahar mevsimi sonuna kadar görülen en yoğun türdür. Hava ısısının iyice düştüğü kış mevsiminde bu türü görülmemektedir, bu yüzden Chrysomya albiceps yaz ve sonbahar mevsiminde Samsunda ölüm zamanı tespitinde kullanılabilir. Chrysomya albiceps’ i takiben her üç bölgede görülen diğer tür olan Sarcophage argyrostoma türü yaz mevsimi boyunca PMI tespiti için kullanılabilir. Calliphora vicina ve Calliphora vomitoria hava sıcaklığı düştüğü zaman görülmeye başlanmakta ve mayıs ayına kadar görülmektedir, dolayısıyla kış mevsimi ve ilkbaharda meydana gelebilecek bir ölüm olayında ölüm zamanı tespiti için bu 2 türün kullanılması uygundur

84

Kriminal araştırmalarda entomolojik bulguları tercih etmemizi sağlayan ve bizi bu çalışmaya iten en büyük etken, entomolojik çalışmaların diğer adli çalışmalara nazaran güvenilir, maliyetinin ucuz olması ve uzun süre kullanılmalarıdır. Elde edilen entomolojik veriler ile hem ülkemiz böcek faunasına yeni türlerlerin katılması sağlanmış hemde bu konuda yapılacak olan diğer çalışmalara ışık tutması sağlanmıştır.

Adli olayların çözümünde entomolojik verilerin kullanımının yaygınlığını arttırmak için Türkiye genelinde tüm bölgelerde adli entomoloji açısından önemli olan böcek faunasının tespit edilip, süksesyon

çalışmalarının yapılması gerekmektedir. Bu amaçla farklı bölgelerde ve illerde yapılacak araştırmalarda ve tez

çalışmalarında bu konuya öncelik verilmesi tavsiye edilmektedir.

85

6 KAYNAKLAR 1. Tüzün, A., Yüksel, S. (2007) Postmortem intervalin saptanmasında adli entomoloji, Türkiye Klinikleri,

J Foren Med., 4: 23- 32.

2. Gunn, A. (2009) Invertebrates in forensic science: Essential Forensic Biology, 2nd edtition, pp. 213,

John Wiley and Sons, West Sussex

3. Gupta, A., Setia, P. (2004) Forensic Entomology, Past, Present and Future, Aggrawal’s Internet

Journal of Forensic Medicine and Toxicology., 5(1): 50- 53.

4. Aggarwal, A. D. (2005) Estimating the Postmortem İnterval With The Help Of Entomological

Evidence, Master thesis, Baba Farid University of Health Sciences, Faridkot, India.

5. Şabanoğlu, B. (2007) Ankara İli’nde (Merkez İlçe) Leş Üzerindeki Calliphoridae (Diptera) Faunasının

Belirlenmesi Ve Morfolojilerinin Sistematik Yönden İncelenmesi, Yüksek Lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

6. Rajagopa, K., Dhang, C. C., Lim, L. H., Ahmad, N. W., Ibrahim, S., Aris, E.M. (2008) Estimated Post- mortem Intervals (PMI) of Pathologist and Entomologist in Malaysia:a Comparison, Proc Asean Congr Trop

Med Parasitol., 3: 21- 7.

7. Turchetto, M., Vanin, S. (2004) Forensic entomology and climatic change, Forensic Science

International., 146: 207– 209.

8. Lamia, A. A., Galal, M. D., Hameed, S. Y. (2009) An initial study of succession on exposed human left over parts in Assiut, Egypt, J Forensic Med Clin Toxicol., 17(1): 55- 74.

9. Sumodan, P.K. (2002) Insect dedectives, Resonance., 7(8): 51- 58.

10. Gaudry, E., Blais, C., Maria, A., Villemant, C. D. (2006) Study of steroidogenesis in pupae of the forensically important blow fly Protophormia terraenovae (Robineau-Desvoidy) (Diptera: Calliphoridae),

Forensic Science International., 160: 27– 34.

11.Voss, S. C., Spafford, H., Dadour, I. R. (2009) Annual and seasonal patterns of insect succession on decomposing remains at two locations in Western Australia, Forensic Science International., 193: 26– 36. 86

12. Deoskar, A.S., Dutta, A. (2009) Training Note on Forensic Entomology, The Indian Police Journal.,

151(1): 12- 15.

13. Wolff, M., Uribe, A., Ortiz, A. (2001) A preliminary study of forensic entomology in Medl in

Colombia, Forensic Science İnternational., 120: 53- 59.

14. Amendt, J., Krettek, R., Zehner, R. (2004) Forensic entomology, Naturwissenschaften., 91: 51– 65.

15) Gomes, L., Von Zuben, C.J. (2006) Forensic Entomology and Main Challenges in Brazil, Neotropical

Entomology., 35(1): 1- 11.

16. Erzinçlioğlu, Y. Z. (1983) The application of entomology to forensic medicine, Med Sci Law., 23(1):

57- 63.

17. Catts, E. P., Goff, M. L. (2008) Forensic entomology in criminal investigations, Annu Rev Entomol.,

37: 253– 272.

18. Dadour, I. R., Harvey, M. L. (2008) The Use of Insects and Associated in Legal Cases, A

Historical and Practical Perspective: Forensic Approaches to Death, Disaster and Abuse (M. Oxenham Eds)., pp.

225- 232, Australian Academic Press, Syndney.

19. Amendt, J., Campobasso, C. P., Gaudry, E., Reiter,C., LeBlanc, H. N., Hall, M. J. R. (2007) Best practice in forensic entomology—standards and guidelines, Int J Legal Med., 121(2): 90- 104.

20. Richards, C. S., Paterson, I. D.(2008) Estimating the age of immature Chrysomya albiceps (Diptera:

Calliphoridae), correcting for temperature and geographical latitude, Int J Legal Med., 122: 271– 279.

21. Anderson, G. S. (2004) Determining time of death using blow fly eggs in the early postmortem interval, Int J Legal Med., 118: 240– 241.

22. Ames, C., Turner, B. (2003) Low temperature episodes in development of blowflies: implications for postmortem interval estimation, Medical and Veterinary Entomology., 17: 178– 186.

23. Bachmann, J., Simmons, T. (2010) The Influence of Preburial Insect Access on the Decomposition

Rate, Journal of Forensic Sciences., July, 55(4): 893- 899. 87

24. Mello, R. S., Aguiar-Coelho, V. M. (2009) Durations of immature stage development period of

Nasonia vitripennis (Walker) (Hymenoptera: Pteromalidae) under laboratory conditions: implications for forensic entomology, Parasitology Research., 104(2): 41- 418.

25. Anderson, G. S. (2001) Succession on carrion and its relationship to determining time of death,

Forensic entomology: The utility of arthropods in legal investigations (J. H. Byrd, J. L. Castner, eds ), 2 rd edt.,

Vol 3 pp. 143- 175, CRC Press, Boca Raton FL.

26. Zehner, R., Amendt, J., Svenja, S., Sauer, J., Krettek, R., Povolny, D. (2004) Genetic identification of forensically important flesh flies (Diptera: Sarcophagidae), Int J Legal Med., 118: 245– 247.

27. Carvalho, L. M. L., Thyssen, P. J., Linhares, A. X., Palhares, F. A. B. (2000) A checklist of

Arthropods Associated with Pig Carrion and Human Corpses in Southeastern Brazil, Mem Inst Oswaldo Cruz.,

95(1): 135- 138.

28. Goff, M. L., Omori, A. I., Gunatilake, K. (1988) Estimation of Postmortem Interval by Arthropod

Succession: Three Case Studies from the Hawaiian Islands, The American Journal of Forensic Medicine and

Pathology., 9(3): 220- 225.

29. Greenberg, B. (1991) Flies as Forensic Indicators, Journal of Medical Entomology., 28(5): 565- 577.

30. Nuorteva, P. (1977) Sarcosaphrophagous Insects as Forensic Indicators, Forensic Medicine: A Study in Trauma and Environmental Hazards (C. G. Tedeschi, W. G. Eckert, L. G. Tedeshi, Eds ), Vol 3., pp. 1072-

1095, W. B. Saunders Company, Toronto.

31. Smith, K. G. V. (1986) A Manual of Forensic Entomology., British Museum of Natural History,

Cornell University Press, London.

32. Slone, D., Gruner, S., Allen, J. (2005) Assessing Error In Pmı Prediction Using A Forensıc

Entomologıcal Computer Model. http://www. ncjrs.gov/ pdffiles1/nij/ grants/ 211760.pdf. (Erişim tarihi: 3. 05. 2009).

33. Açıkgöz, N., Hancı, H., Çetin, G. (2002) Adli Olaylarda Böceklerden Nasıl Yararlanırız, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/38/285/2599. pdf. (Erişim tarihi: 3. 05. 2009). 88

34. Byrd, J. H. Forensic Entomology. http://www.forensiccareers.com.(Erişim tarihi: 3. 05. 2009).

35. Haskell, N. H., Hall, R. D., Cervenka, V. J., Clark, M. A. (1997) On the Body: Insects' Life Stage

Presence and Their Postmortem Artifacts, Forensic Taphonomy: The Postmortem Fate of Human Remains (W.

D. Haglund, M. H. Sorg) Forensic Taphonomy, pp. 415- 448. CRC Pres, Boca Raton, FL.

36. Benecke, M. (1998) Six Forensic Entomology Cases: Description and Commentary, Journal of

Forensic Sciences., 43(4): 797- 805.

37. Use of insects to help solve crimehttp://www.einsteins-emporium.com/life/animal- nfo/insects/insect_identification.htm (Erişim Tarihi: 11.01.2007).

38. Benecke, M. (2001) A brief history of forensic entomology, Forensic Science International., 120: 2-

14.

39. Hall, R. D. (2001) Introduction, Perceptions and Status of Forensic Entomology, Forensic

Entomology: The Utility of Arthropods in Legal Investigations (J. H. Byrd, J. L. Castner, Eds), 3 rd edt., Vol 1., pp. 1- 12, CRC Press, Boca Raton.

40. Lord, W. D., Stevenson, J. R. (1986) Directory of forensic entomologist, 2nd eds, pp. 42, Walter Reed

Army Medical Center, Washington, D. C.

41. Plessis, M., Walt L. M.V. (2004) Forensic entomology: relevant to legal dispute resolution?, Journal for Juridical Scien., 29(3): 100- 121.

42. Allaire, M. T. (2002) Postmortem Interval (PMI) Determınatıon At Three Bıogeoclımatıc Zones In

Southwest Colorado, Master thesis, Louisiana State University, Louisiana.

43. Özdemir, S. (2007) Ankara İli’nde (Merkez İlçe) Leş Üzerindeki Coleoptera Faunasının Belirlenmesi

Ve Morfolojilerinin Sistematik Yönden İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Fen Bilimleri

Enstitüsü, Ankara.

44. Goff, M. L. (2010) Early Postmortem Changes and Stages of Decomposition, Current Concepts in

Forensic Entomology (J. Amendt, M. L. Goff, P. Carlo, C. M Grassberger. Eds), Vol 1., pp. 1- 25, Springer

Dordrecht Heidelberg, New York. 89

45. Gennard, D. E. (2007) History of forensic entomology, The breadth of forensic entomology: Forensic

Entomology, Vol 1., pp. 1- 3, John Wiley Sons Ltd, West Sussex, England.

46. Tantawi, T. I., El-Kady, E. M, Greenberg, B., El-Ghaffar, H. A. (1996) Arthropod succession on exposed rabbit carrion in Alexandria, Egypt, Journal of Medical Entomology., 33: 566- 580.

47. Varatharajan, R., Sen, A. ( 2000) Role of entomology in forensic sciences, Current Scıence., 78(5):

544- 546.

48. Malgorn, Y., Coquoz, R. (1999) DNA typing for identification of some species of Calliphoridae: an interest in forensic entomology, Forensic Science International., 102: 111– 119.

49. Karapazarlıoğlu, E. (2004) Doğal Ortamda Domuz Karkasları Üzerine Gelen Arthroda’ların ve

Süksesyonlarının Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,

Samsun.

50. Aslan, A. (2006) Eskişehir Sarcophagıdae (Diptera) Faunası Üzerine Faunistik Çalışmalar, Yüksek

Lisans, Osmangazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.

51. Pekbey, G. (2007) Erzurum İli Sarcophagidae (Diptera) Türleri Üzerinde Faunistik Çalışmalar,

Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.

52. Açıkgöz, A. (2008) İnsan Cesetleri Üzerinden Toplanan Entomolojik Delillerle Ölüm Zamanı Tayini,

Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

53. Çoban, E. (2009) Edirne ili Trakya Üniversitesi Güllapoğlu Yerleşkesi’nde Adli Entomoloji

Yönünden Önem Taşıyan Diptera Faunasının Leş Üzerinden Toplanması ve Taksonomik Yönden İncelenmesi,

Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne.

54. Yuca, P. (2009) İstanbul, Pendik İlçesinđe Akfırat Beldesiđe Adli Entomolojide Kullanılan Sinek

Türlerinin Belirlenmesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü, İstanbul.

55. Bana, R. (2010) Edirne İli Trakya Üniversitesi Güllapoğlu (Balkan) Yerleşkesi’nde Adli Entomoloji

Yönünden Önem Taşıyan Coleoptera Faunasının Leş Üzerinden Toplanması ve Taksonomik Yönden

İncelenmesi,Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Edirne. 90

56. Karapazarlıoğlu, E. (2011) Kapalı Ortamda Domuz Karkasları Üzerine Gelen Böcek Türlerinin Ve

Süksesyonlarının Belirlenmesi ve Bir Örnek Vaka Çalısması, Doktora Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Fen

Bilimleri Enstitüsü, Samsun.

57. Merritt, R. W., Higgins, M. J., Wallance, J. R. (2000) Entomology, Encyclopedia of Forensic and

Legal Medicine: Encyclopedia of Forensic Sciences (J. Siegel, G. Knupfer, P. Saukko, Eds Vol.3,), pp. 700-

706,Springer- Verlag, http://www.sciencedirect.com/science/referenceworks/0123693993.

58. Sharanowski, B. J., Walker, E. G., Anderson, G. S. (2008) Insect succession and decomposition patterns on shaded and sunlit carrion in Saskatchewan in three different seasons, Forensic Science International.,

179: 219– 240.

59. Erzinclioglu, Y. Z. (1996) Blowflies: Naturalists' Handbook, pp. 71, Richmond Publishing,

Slough, UK.

60. Braack, L .E. O. (1981) Visitation patterns of principal species of the insect complex at carcasses in the Kruger National Park, Koedoe., 24: 33– 49.

61. Pujol-Luz, J. R., Marques, H., Ururahy-Rodrigues, A., Rafael, J. A., Fernando, H. A., Arantes, L. C.,

Constantino, R .A. (2006) Forensic Entomology Case from the Amazon Rain Forest of Brazial, Journal of

Forensic Sciences., 51(5): 1151- 1153.

62. Bonacci, T., Vercillo,V., Brandmayr, P., Fonti, A., Tersaruolo, C., Zetto, T. (2009) Blow Flies

Visiting A case of Calliphora vicina Robineau-Desvoidy, 1830 (Diptera, Calliphoridae) breeding in a human corpse in Calabria (southern Italy), Legal Medicine., 11: 30– 32.

63. Introna, F., Suman, T. W., Smialek, J. E. (1991) Sarcosaprophagous fly activity in Maryland, J

Forensic Sci.Int, 36: 238– 243.

64. Nuorteva, P (1959) Studies on the significance of flies in the transmission of poliomyelitis. III. The composition of the blow fly fauna and the activity of the flies in relation to the weather during the epidemic season of poliomyelitis in south Finland, Ann Entomol Fenn., 25: 137– 162. 91

65. Introna F, Altamura B. M, Dell’Erba A, Dattoli, V (1989) Time since death definition by experimental reproduction of Lucilia sericata cycles in growth cabinet, J Forensic Sci., 34: 478– 480.

66. Chen, C. P., Denlinger, D. L., Lee, R. E. (1991) Seasonal variation in generation time, diapause and cold hardiness in a central Ohio population of the flesh fly, Sarcophaga bullata, Ecol Entomol., 16: 155– 162.

67. Archer, M. S., Elgar, M. A. (2003) Yearly activity patterns in southern Victoria (Australia) of seasonally active carrion insects, Forensic Sci Int., 132: 173– 176.

68. Tabor, K. L, Brewster, C. C., Fell, R. D. (2004) Analysis of the successional patterns of insects on carrion in southwest Virginia, J. Med Entomol., 41: 785– 795.

69. Wang, J., Li, Z., Chen,Y., Chen, Q., Yin, X. (2008) The succession and development of insects on pig carcasses and their significances in estimating PMI in south China, Forensic Science International, 179(1): 11–

18.

70. Anderson, G. S. (2001) Succession on carrion and its relationship to determining time of death,

Forensic entomology: The utility of arthropods in legal investigations (J. H. Byrd, J. L. Castner, eds )., pp. 201-

242, CRC Press, Boca Raton FL.

71. Shean, B.S., Messinger, L., Papworth, M. (1993) Observations of differential decomposition on sun exposed shaded pig carrion in coastal Washington State, Journal of Forensic Sciences., 38: 938– 949.

72. Goff, M. L., Lord, W. D. (1994) Entomotoxicology: a new area for forensic investigation, Am J

Forensic Med Pathol., 15: 51– 57.

73. Coe, J. I., Curan, W. J. (1980) Definition and time of death, Modern Legal Psychiatry and Forensic

Science, (Curran, W. J., McGarry, A. L. ., Petty, C. S. Eds), pp. 141- 177, F. A. Davis Co, Philadelphia.

74. Van den Oever, R. (1976) A review of the literature as to the present possibilities and limitations in estimating the time of death, Med Sci Law., 16: 269– 276.

75. Payne, J. A. (1965) A summer carrion study of the baby pig Sus scrofa Linnaeus, Ecology., 46: 592-

602. 92

76. Richards, E. N., Goff, M. L. (1997) Arthropod succession on exposed carrion in three contrasting tropical habitats on Hawaii Island, Hawaii, J Med Entomol., 34: 328- 338.

77. Anderson, G. S., Van Laerhoven, S. L. (1996) Initial studies on insect succession on carrion in southwestern British Columbia, J. Forensic Sci., 41: 617- 625.

78. Rodriguez, W. C. (2006) Decomposition of buried and submerged bodies, Forensic Taphonomy: The

Postmortem Fate of Human Remains (W. D. Haglund , M. H. Sorg, Eds), pp. 459–467, CRC Press, Washington,

DC.

79. VanLaerhoven, S. L., Anderson, G. S. (1999) Insect succession on buried carrion in two biogeoclimatic zones of British Columbia, Journal of Forensic Sciences., 44: 31– 41.

80. Mann, R. W, Bass, W. M., Meadows, L. (1990) Time since death and decomposition of the human body: variables and observations in case and experimental field studies, Journal of Forensic Sciences., 35: 103–

111.

81. Rodriguez, W. C., Bass, W. M.(1985) Decomposition of buried bodies and methods that may aid in their location, Journal of Forensic Sciences.,30: 836– 852.

82. Ratcliffe, B. C. (1996) The Carrion (Coleoptera: Silphidae) of Nebraska, Bulletin of the

University of Nebraska State Museum, Vol.2, pp. 16- 41, Publishing University of Nebraska State Museum,

Lincoln, Nebraska.

83. Gullan P. J., Cranston, P. S. (2005) The Insects, An Outline of Entomology, Third edition, pp 21- 49,

Blackwell Publishing Ltd, Malden, USA.

84. Whitworth, T.(2006) Keys to the genera and species of blow flies (Diptera:Calliphoridae of America

North of Mexico, Proc. Entomol. Soc. Wash. 108(3): 689-725

85. Oosterbroek, P. (2006) The European Families of Diptera, Identification, dignosis,biology, pp. 1-208,

Publishing KNNV, Utrecht

86. Pape, T., (1987) The Sarcophagidae (Diptera) of Fauna Entomologica Scandinavica, pp. 181

Scandinavian Science Pres. Ltd., Leiden, Copenhangen. 93

87. Greenberg, B., Kunich, J. C. (2002) Entomology and the Law: Flies as Forensic Indicators. pp. 306,

Cambridge University Press, Cambridge.

88. http://www. uydu.info./samsun-uydu-goruntulerı -canlı-uydu-görüntüsü (Erişim tarihi:19. 09. 2011)

89. http:// www.google earth (Erişim tarihi:19. 09. 2011)

90. Whitworth,T. (2006) Keys to the genera and species of blow flies (Diptera: Calliphoridae)of America

North of Mexico, Proc Entomol Soc Wash., 108(3); 689- 725.

91. Scudder, G. G. E. (2006) Cannings The Diptera Families of British Columbia., 31, 1- 158.

92. Carvalho, C. J. B., Mello- Patiu, C. A. (2008) Key to the adults of the most common forensic species of Diptera in South America, Revista Brasileria de Entomologia., 52(3): 390- 406.

93. Curran, C. H. (1938) Afrıcan Muscıdae, The America Meuseum of Natural History., 974(4): 1- 17

94. Holloway, B. (1991) Identification of third-instar larvae of flystrike and carrion associated blowflies in New Zealand (Diptera: Calliphoridae), New Zealand Entomologist., I4: 24- 28.

95. Khoobdel, M., Jonaidi, N., Rashti, M. S. (2008) Blow fly and Flesh Fly iptera: Cyclororrhpa) Fauna in Tehran Iran, Journal of Entomology., 5(3): 185- 192.

96. Me´ndeza, J., Mello-Patiub, C. A., Pape, T. (2008) New flesh flies (Diptera: Sarcophagidae) from coastal mangroves of Panama with taxonomic notes and keys, Journal of Natural History, 42( 3–4): 249– 257.

97. Shazıa, M. T., Suhaıl, A., Yousuf, M. J.(2006) Systematics and Population of Sarcophagid Flies in

Faisalabad (Pakistan), Internatıonal Journal of Agrıculture Bıology., 8(6): 810- 812.

98. Cantrell, B. K. T. (1981) The Immature Stages of Some Australian Sarcophagınae (Dıptera:

Sarcophagıdae), JAMS. SOC., 20: 237- 248 237.

99. Gregor, F., Rozkošný, R., Barták, M., Vaňhara, J. (2002) The Muscidae (Diptera) of Central Europe.

Folia Facultatis Scientiarum Naturalium Universitatis Masarykianae Brunensis, Biologia., 107: 1– 280. 94

100. Háva, J. (2004) World Keys to the Genera And Subgenera Of Dermestıdae (Coleoptera),Wıth

Descrıptıons, Nomenclature And Dıstrıbutıonal Records , Acta Musei Nationalis Pragae, Series B, Natural

History., 60(3– 4): 149– 164.

101. Piloña, F. P., Valcárcel, J .P. (2002) Catálogo De Los Sılphıdae Y Agyrtıdae (Coleoptera), De La

Península Ibérıca E Islas Baleares., 30: 1- 32.

102. Almeida, L. M., Mise, K. M. (2009) Diagnosis And Key of The Main Families And Species Of

South American Coleoptera of Forensic İmportance, Revista Brasileira De Entomologia., 53(2): 227– 244.

103. Bajerleın, D. (2009) Coprophilous Histerid Community (Coleoptera: Histeridae) of Western

Poland, P o l ı s J o u rnal o f E n t o m o l o g y., 78: 201- 207.

104. Majka, C. G. (2008) Contributions to the Knowledge of Atlantic Canadian Histeridae (Coleoptera),

Zookeys., 2: 189- 200.

105. Choate, P. M. (2003) Introduction To The Identification of Beetles (Coleoptera)

Entnemdept.Ufl.Edu/Choate/Beetles.Pdf (Erişim Tarihi: 11 Mayıs 2011).

106. http://entomology.lsu.edu/lsam/Smokybeetlepages/Histeridae/Margar%20brunneus.htm

(Erişim Tarihi:31. 05. 2011).

107. Byrd, J. H., Castner, J. L. (2001) Insects of forensic importance: The Utility of Arthropods in Legal

Investigations, 2nd edition, Vol.2, pp. 43- 79, CRC Press, Boca Raton.

108. Rognes, K. (1991) Blowflies (Diptera, Calliphoridae) of Fennoscandia and Denmark: Fauna

Entomologica Scandinavica, No. 24, pp. 1– 272, Scandinavian Science Press, Denmark

109. www.faunaeur.org (Erişim Tarihi: 14. 09. 2011)

110. Şaki, C. E., Özer, E. (1997) Elazığ ve Çevresinde Sığır, Koyun ve Keçilerde Myiasisler ve Bunların

Tedavileri, Tr J of Veterinary and Sicences., 23: 261- 268. 95

111. Sevgili, M., Şaki, C. E., Özkutlu, Z. (2004) Şanlıurfa Yöresinde Tespit Edilen External Myiasis

Sineklerinin Yayılışı, Türkiye Parazitoloji Dergisi., 28(3): 150- 153.

112. Özdal, N., Değer, S. (2005) Van ve Yöresinde Travmatik Myiasis Larvalarının Gelişmeleri ve

İdentifikasyonları, Yüzüncü Yıl Üni. Vet. Fak. Derg., 16(2): 81- 85.

113. Dinçer Ş. (1997) İnsan ve Hayvanlarda Myiasis, Parazitoloji’de Artropod Hastalıkları ve Vektörler

(Özcel MA, Daldal N. Eds) pp. 169-234, Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir

114. Rozkosny, R., Gregor, F., Pont, A. C. (1997) The European Fanniidae (Diptera), Acta Sc.Nat., 31(2):

1- 80.

115. Mcalpıne, D. K. (1998) Families of Heleomyzoidea, Manual Of Palaearctıc Dıptera: Higher

Brachycera (L. Papp ,B. Darvas, Eds), Vol 3., pp. 341- 345, Science Herald, Budapest.

116. Anlaş, S. (2009). Distributional checklist of Staphylinidae (Coleoptera) of Turkey, with new and additional records, Linzer Biol Beitr. 41: 215- 342.

117. Robinson, W. H. (2005) Handbook of Urban Insects and Arachni, pp. 472, Cambridge University

Press, New York.

118. Rozner, I. (2010) Additional data to the hister beetle fauna of Turkey (Coleoptera: Histeridae),

Natura Somogyiensis., 17: 171- 176.

119. Hava, J., Ruzicka, J., Schneider, J. (1998) Faunistic records of Silphidae (Coleoptera) from Turkey,

Klapalekiana., 34: 173- 181

120. Açar, B. (2008) Bazı Sılphıdae (Coleoptera) Türlerinin Sistematiği Ve Morfolojisi, Yüksek Lisans

Tezi, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Ankara

121. Tezcan, S., Karsavuran, Y., Pehlivan, E., Hava, J. (2004) Contribution to the Dermestidae

(Coleoptera) fauna of Turkey along with new records, Turk Entomol Derg., 28 (1): 27- 37.

122. Centona, N., Maldonado, M., Oliva, A. (2002) Seasonal patterns of arthropodas occuring on sheltered and unsheltered pig carcases in Buenos Aires Province, Forensic Science International., 126: 63- 70. 96

123. Watson, E.J., Carlton, C. E. (2005) Insects succession and decomposition of wildlife carcasses during Fall and Winter in Louisiana, J Med Ent., 42(2): 193- 203.

124. Grassberger, M., Frank, C. (2004) Initial Study of Arthropod Succession on Pig Carrion in a Central

European Urban Habitat, J. Med Entomol., 41(3): 511- 523.

125. Koçarek, P. (2003) Decomposition and Coleoptera Succession on Exposed Carrion of Small

Mammal in Opava, the Czech Republic, European Journal of Soil Biology., 39: 31- 45.

126. Lee, H. L., Marzuki, T. M. (1993) Preliminary observations of the occurrence of arthropods on carrion and its application to forensic entomology in Malaysia, Tropical Biomedicine., 10: 5-8.

127. Michaud, J. P., Moreau, G. (2009) Predicting the visitation of carcasses by carrion-related insects under different rates of degree-day accumulation, Forensic Science International., 185(1- 3): 78- 83.

128. Kelly, J. A., Van der Linde, T. C., Anderson, G. S. (2009) The Influence of Clothing and Wrapping on Carcass Decomposition and Arthropod Succession During the Warmer Seasons in Central South Africa, J

Forensic Science International., 54 (5): 1105- 1112.

129. Arnaldosa, M. I., Garcı´aa, M. D., Romeraa, E., Presaa, J. J., Luna, A. (2005) Estimation of postmortem interval in real cases based on experimentally obtained entomological evidence, Forensic Science

International., 149: 57– 65.

130. Campobasso, C.P., Vella, G. D., Introna, F. (2001)Factors affecting decomposition and Diptera colonization, Forensic Science International., 120:18- 27.

131. Benecle, M., Lessing, R. (2001) Child neglect and forensic entomology, Forensic Science

Entomology., 120; 155- 159

132. Eberhardt, T. L., Douglas, A., Eliot, A. (2008) Preliminary investigation of insect colonisation and succession on remains in New Zealand, Forensic Science International., 176: 217– 223.

133. Staerkeby, M. (2001) Dead larvae of Cynomya mortuorum (Diptera Calliphoridae) as indicators of the posmortem interval a case history from Norway, Forensic Science İnternational., 120 :77- 78. 97

134.Wells, J. D., Kıng, J. (2001) Incidence of Precocıous egg development ın flies of forensic importance

(Calliphoridae), Pan- Pacific Entomologist., 77(4): 235- 239.

135. Bonacci, T., Vercillo, V., Brandmayr, P., Fonti, A., Tersaruolo, C., Brandmayr, T. Z. (2009)

A case of Calliphora vicina Robineau- Desvoidy, 1830 (Diptera, Calliphoridae) breeding in a human

corpse in Calabria (southern Italy), Legal Medicine., 11: 30– 32.

136. Deonier, C. C. (1940) Carcass temperatures and their relation to winter

blowfly populations and activity in the southwest, J Econ Entomol., 33: 166- 170.

137. Arnaldos, M. I., Romera, E., Presa, J. J., Luna, A., García, M. D. (2004) Studies on

seasonal arthropod succession on carrion in the southeastern Iberian Peninsula, Int J Legal Med.,

118:197– 205

138. Matuszewski, S., Bajerlein, D., Konwerski, S., Szpila, K. (2010) Insect succession and

carrion decomposition in selected forests of Central Europe. Part 1: Pattern and rate of decomposition,

Forensic Science International., 194: 85– 93

139. Matuszewski, S ., Bajerlein, D., Konwerski, S., Szpila, K. (2008) An initial study of insect

succession and carrion decomposition in various forest habitats of Central Europe, Forensic Science

International., 180: 61– 69.

ss(43) Whitworth, T. (2006) Keys to the genera and species of blow flies (Diptera: Calliphoridae)

98

ÖZGEÇMİŞ

KİŞİSEL BİLGİLER

DOĞUM YERİ: NİZİP /GAZIANTEP

DOĞUM TARİHİ 25. 04. 1972

EĞİTİM BİLGİLERİ

2007 - 2012: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ FEN BİLİMLERİ ANABİLİM

DALI DOKTORA

1993-1996: İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ADLİ TIP ENSTİTÜSÜ FEN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS

1988- 1992 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, FEN FAKÜLTESİ BİYOLOJİ BÖLÜMÜ

1985- 1988: ŞEHREMENİ LİSESİ

YABANCI DİL: İNGİLİZCE, İYİ SEVİYE

BİLGİSAYAR PROGRAMLARI : MICROSOFT OFFICE, SPSS

e-mail: [email protected]

99