Bolu Ili Florasina

Total Page:16

File Type:pdf, Size:1020Kb

Bolu Ili Florasina BOLU İLİ FLORASINA KATKILAR n Bilge Tunçkol Bartın Üniversitesi Ulus Meslek Yüksekokulu Ormancılık Bölümü 74100 Ulus/Bartın E-mail: [email protected] Giriş Bolu ili sahip olduğu bu zengin floristik çeşitlilik nedeniyle çok sayıda bilim adamı için lkemizin sahip olduğu doğal bir araştırma merkezi olmuş ve 1900’lü yılların miras varlıklarından biri de başından günümüze değin birçok araştırmacı Bolu barındırdığı zengin floristik ili ve yakın çevresinden bitki örnekleri toplayarak çeşitliliğidir.Ü Türkiye genelinde bu güne değin flora tespitinde bulunmuştur. Bu bağlamda yabancı yapılan çalışmalarda, 11.466’sı doğal olmak üzere araştırmacılardan; başta Türkiye florasının yazımını 11.707 takson tespit edilmiş olup bu taksonların gerçekleştiren Davis, olmak üzere; Wagenitz, %31,82 (3.649)’i endemiktir (Güner ve diğ., Zohary, Hub-Mor ve Sorger gibi birçok tanınmış 2012). Ülkemizin barındırdığı floristik çeşitliliğin botanikçi ilimiz florasına katkı sağlamışlardır. ne kadar zengin olduğu Avrupa anakarası ile Bunun yanı sıra Türk botanikçilerden; Akman, kıyaslandığında net bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Ketenoğlu, Baytop, Ekim ve Aksoy da Bolu ilinden Tüm Avrupa’da yayılış gösteren toplam takson bitki toplayan bazı araştırmacılardır. sayısı yaklaşık 12.500 olup endemik tür sayısı ülkemizdeki sayının yarısı kadardır (Atik ve diğ., Avrupa Sibirya flora bölgesinin, daha çok 2010; Avcı, 2005). öksin elemanı bitkilerinin bulunduğu Bolu’da, otsu ve odunsu toplam 1183 bitki türü bulunmaktadır. Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz Bölümü’nde bulunan Bolu ili de konumu Bu bitkilerin 88 tanesi endemiktir (%7,4). Son itibariyle zengin bir floristik çeşitliliğe sahiptir. verilere göre yaklaşık 11.466 bitki taksonuna sahip Bu zenginliğin temelindeki önemli etkenlerden olan ülkemizde her 8-9 bitkiden bir tanesi Bolu’da biri de üç farklı iklim tipinin etkilerinin bölgede doğal olarak bulunmaktadır. Ama asıl önemlisi görülmesidir. İlin kuzeyinde Avrupa-Sibirya flora Bolu’nun, ülkemizdeki üç farklı bitki coğrafya alanı etkileri, güneyinde ise Iran-Turan flora alanı alanının (Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran Turan) etkileri görülmektedir. Bunun yanında akarsu bitkilerini barındırmasıdır (Anonim, 2007). vadilerinin batıya ve kuzeye açılan kesimlerinde Materyal ve Yöntem kısmen Akdeniz Flora alanı etkileri görülmektedir. İlaveten, değişken yükselti vadi içlerinde oluşan Arazi çalışmaları sırasında araştırma lokal iklim özellikleri de yörede görülen iklim materyali olarak Bolu ili sınırları içerisinden çeşitliliğini daha zengin hale getirmektedir. Yörenin çiçeksiz bitkiler (eğreltiler) ve çiçekli bitki genel topoğrafik yapısının karakteristik özellikleri taksonları toplanmıştır (Şekil 1.1). Bu bitki ve diğer tali etkenler de bu iklim özelliklerine örnekleri toplanırken teşhiste yardımcı olacak eklendiğinde doğal olarak floristik çeşitlilik de özelliklerine göre çiçek, meyve, tomurcuk, yaprak, 68 büyük bir zenginlik ve çeşitlilik göstermektedir. gövde ve kök gibi organları taşımalarına dikkat Şekil 1.1: Bitki toplama noktaları edilmiştir. Toplanan örneklerin familya, cins, tür APIACEAE ve tür altı kategorilerinin belirlenmesinde; “Flora Chaerophyllum L. of Turkey and East Eagean Islands” (Davis, 1965- 1. L. 1985; Davis vd., 1988; Güner vd., 2000, Baytop, C. aureum 1998) eserleri temel kıstas olarak alınmıştır. A3 Bolu: Sultanbey Köyü yayla gölü üstü, nemli çayır alan, 1500 m, 40°37’50”K 31°36’01”D, Bununla beraber Flora Europaea (Tutin ve 15.06.2017, T 3801. Heywood, 1964-80), flora kaynaklarından, resimli BRASSICACEAE ve çizimli atlaslardan (Bonnier, 1886; Fiori, 1933) ve teşhiste diğer kaynaklardan (Yaltırık ve Efe 1996; Aethionema R. Br. Kaynak vd., 2007; Uluocak, 1994; Tekin, 2005; 2. A. arabicum (L.) Andrz. ex DC. Aksoy, 2001, 2006; Tunçkol, 2012; İkinci, 2000; A3 Bolu: Çamyayla Köyü, tarla kenarı, çayır Uçar, 1996; Özkan, 2016)’dan yararlanılmıştır. alan, 830 m, 40°41’23”K 31°39’47”D, 10.05.2017, Teşhis edilen taksonlardan endemik ve nadir T 3805. olanların tehlike durumları Türkiye Bitkileri Malcolmia R. Br. Kırmızı Listesi’ ne (Ekim vd., 2000) ve IUCN 3. M. africana (L.) R.Br. tehlike kategorilerine göre belirlenmiştir. A3 Bolu: Bakırlı Köyü yolu üzeri, Bulgular terk edilmiş tarla kenarlarında yaygın, 870 m, 40°46’26”K 31°37’34”D, 10.05.2017, T 3834. 2017 yılı Mayıs-Ağustos ayları arasında yapılan arazi çalışmaları sonucunda yaklaşık 230 COMPOSITAE bitki örneği toplanmıştır. Bitkilerin teşhis edilmesi Jurinea Cass. sonucu 28 familya ve 45 cinse ait 186 takson 4. J. pontica Hausskn. & Freyn ex Hausskn. belirlenmiştir. Bu 186 taksondan 15’i ise Bolu ili A3 Bolu: Kızık Yaylası çayır alan, 1340 için ilk defa tespit edilmiştir. Bu çalışmada Bolu ili m, 40°35’53”K 31°38’01”D, 18.07.2017, T 3851, için ilk defa tespit edilen 9 familya 15 cinse ait 3’ü ise ENDEMİK. endemik olan 15 taksonun listesi ve fotoğraflarına Xeranthemum L. yer verilmiştir (Şekil 1.2 ve 1.3). Bu listede sırasıyla bitkinin toplandığı karelaj sistemi (A3), toplandığı 5. X. cylindraceum Sm. il, mevkii ve habitat bilgisi, yükselti, enlem-boylam A3 Bolu: Kıbrısçık, Alemdar Köyü, tarla bilgileri, tarih ve toplayıcı numarası (T: Tunçkol) kenarı, kurak alanlarda yaygın, 1210 m, 40°24’46”K yer almaktadır. 31°56’48”D, 10.08.2017, T 3859. mudurnululardernegi.com 69 CRASSULACEAE Trifolium L. Sempervivum L. 11. T. badium Schreb. 6. S. gillianiae Muirhead A3 Bolu: At Yaylası yolu, çayır alan, 1035 m, 40°45’29”K 31°31’23”D, 15.06.2017, T 3819. A3 Bolu: Kıbrısçık, Deveören Köyü, kayalık alan, 1190 m, 40°25’32”K 31°55’46”D, 10.08.2017, Vicia L. T 3861, ENDEMİK. 12. V. pallida Hook. & Arn. LAMIACEAE A3 Bolu: Seben, Korucuk Köyü, Korucuk Stachys L. Yaylası, çayır alan, 1380 m, 40°29’07”K 31°35’51”D, 19.08.2017, T 3887. 7. S. cretica subsp. anatolica Rech.f. A3 Bolu: Seben, Korucuk Köyü, Hambar PAPAVERACEAE Kaya mevkii, çayır alan, 1140 m, 40°27’51”K Papaver L. 31°35’34”D, 19.08.2017, T 3882, ENDEMİK. 13. P. hybridum L. Thymus L. A3 Bolu: Aşağısoku, tarla kenarlarında 8. T. sipyleus Boiss. yaygın, 760 m, 40°45’01”K 31°36’01”D, A3 Bolu: Seben, Korucuk Köyü, Hambar 15.06.2017, T 3811. Kaya mevkii, kayalık alan, 1140 m, 40°27’51”K POLYGALACEAE 31°35’34”D, 19.08.2017, T 3885. Polygala L. LEGUMINOSAE 14. P. comosa Schkuhr Cytisus L. A3 Bolu: Abant Pelitözü Yaylası, çayır alan, 9. C. eriocarpus Boiss. 1380 m, 40°36’12”K 31°14’57”D, 10.05.2017, T A3 Bolu: Köprücüler Köyü Yaylası, kayalık 3839. yamaç alan, 1120 m, 40°38’05”K 31°33’55”D, 13.06.2017, T 3840. PRIMULACEAE Onobrychis Adans. Lysimachia L. 10. O. hypargyrea Boiss. 15. L. dubia Aiton A3 Bolu: Karapınar Yaylası altı, meşe A3 Bolu: İmam Çayırı mevkii, yol kenarı, ormanı çayırlığı, 1250 m, 40°37’34”K 31°45’22”D, 800 m, 40°46’32”K 31°38’39”D, 19.08.2017, T 19.07.2017, T 3855. 3889. Şekil 1.2: 1. Chaerophyllum aureum L. 2. Aethionema arabicum (L.) Andrz. ex DC. 1 2 70 3 4 Şekil 1.3: 3. Malcolmia africana (L.) R.Br. 4. Jurinea pontica Hausskn. & Freyn ex Hausskn. 5. Xeranthemum cylindraceum Sm. 6. Sempervivum gillianiae Muirhead 7. Stachys cretica subsp. anatolica Rech.f. 8. Thymus sipyleus Boiss. 5 6 7 8 mudurnululardernegi.com 71 9 10 Şekil 1.4: 9. Cytisus eriocarpus Boiss. 10. Onobrychis hypargyrea Boiss. 11. Trifolium badium Schreb. 12. Vicia pallida Hook. & Arn. 13. Papaver hybridum L. 14. Polygala comosa Schkuhr 15. Lysimachia dubia Aiton 11 12 13 14 15 72 Sonuçlar ve Tartışma konumundadır. Ancak bu zengin çeşitliliğin doğa koruma ve yönetimi açısından üst düzeyde Araştırma alanı bitki coğrafyası yönünden olduğu noktalarının belirlenerek milli park, tabiat Holoarktik bölgenin Avrupa-Sibirya fitocoğrafik parkı gibi alanlarla koruma statüsünün arttırılması alanının Karadeniz provensinin öksin kesimine gerekmektedir. Bu bağlamda belirlenen noktaların dahildir. Bu çalışmada Bolu il florasına katkı biyolojik rezerv alanı veya milli park olarak sağlamak amacıyla yapılan arazi çalışmalarında ayrılması gerekmektir. 230 bitki örneği toplanmıştır. Bitkilerin teşhis edilmesi sonucu 15 takson Bolu ili için ilk defa Ayrılan bu alanlarda doğa koruma ve tespit edilmiştir. Bu 15 taksonun 3’ü ise endemiktir. ekoturizm açısından koruma önlemleri alınması ve uygulanması gerekmektedir. Biyolojik çeşitliliğin Ülkemizde flora tespit çalışmaları yoğun yüksek olduğu; sulak alanlar, kıyı şeritleri, yayla olarak devam etmektedir. Bu bağlamda yeni ve mera alanlarında ortaya çıkacak baskılar türlerin ve kayıtların bulunması olasıdır. Bolu önceden belirlenmeye çalışılmalı, çevre koruma ili sahip olduğu zengin biyolojik çeşitlilik ile yasaları özenle uygulanmalı ve ÇED raporlarının ülkemizin önemli gen merkezlerinden biri hazırlanmasının gerekliliği göz önüne alınmalıdır. Kaynaklar Akman Y. & Yurdakulol E., Semen (Bolu) Dağı Florasının İncelenmesi, Communications, De la Faculté Des Sciences de L’université d’Ankara. Série C, Tome 24, 3, (1981) 1-43. Akman, Y, Yurdakulol, E. Demirörs, M, A Phytosociolgical Research on the Vegetation of the Semen Mountains (Bolu), Communications, De la Faculté Des Sciences de L’université d’Ankara. Série C, Tome 1, (1983b) 71- 86. Aksoy, N., Elmacık Dağı (Düzce) vejetasyonu. Doktora Tezi. İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, (2006). Aksoy, N., Karakiriş Dağı (Seben-Nallıhan) Florası, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul, (2001). Anonim, Doğal Güzellikleriyle Bolu, TC Bolu Valiliği ve Bolu İl Çevre Orman Müdürlüğü Bolu, (2007). Atik, A. D., Öztekin, M, Erkoç, F., Biyolojik çeşitlilik ve Türkiye’deki Endemik Bitkilere Örnekler, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 30, Sayı 1, (2010)
Recommended publications
  • 1944 Bolu-Gerede Depremi Ve Sonuçları 1944 Bolu-Gerede Earthquake and Results Fatih Özçelik
    Akademik İncelemeler Dergisi (Journal of Academic Inquiries) 91 Cilt/Volume: 12, Sayı/Issue: 2, Yıl/Year: 2017 (91-113) 1944 Bolu-Gerede Depremi ve Sonuçları 1944 Bolu-Gerede Earthquake and Results Fatih Özçelik Öz Türkiye dünyanın en etkin deprem kuşaklarından biri üzerinde yer almakta- dır. Geçmişte pek çok yıkıcı depremle karşı karşıya kalan ülkemiz, şüphe- siz gelecekte de yıkıcı depremlerle karşı karşıya kalacaktır. Birinci derece deprem kuşağı üzerinde yer alan Gerede ve civarında, cumhuriyet öncesi ve sonrasında çok sayıda deprem meydana gelmiştir. Gerede bu deprem- lerden dolayı büyük kayıplara uğramış, kalkınması olumsuz etkilenmiştir. 1 Şubat 1944 tarihinde, sabah saat 06.23’de 7.4 şiddetinde meydana gelen deprem, başta Gerede olmak üzere, Bolu’nun bütün ilçelerinde, Ankara’nın bir bölümünde, Zonguldak ve Çankırı’da şiddetli bir biçimde hissedilmiştir. Bu deprem neticesinde halk büyük kayıplara uğramış, emekler bir anda yok olmuştur. Depremle ortaya çıkan bu olumsuz durum uzun yıllar etkisini his- settirmiştir. Bu çalışmamız da 1944 Bolu - Gerede Depremi arşiv kaynakları ve dönemin ulusal basını temel alınarak hazırlanmıştır. Anahtar Kelimeler: Deprem, Bolu, Gerede, Bolu-Gerede Depremi, 1944 Bolu-Gerede Depremi Yrd. Doç. Dr., Düzce Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, fatihozce- [email protected] Bu makale iThenticate sistemi tarafından taranmıştır. Makale gönderim tarihi: 9.10.2017 DOİ: 10.17550/akademikincelemeler.336656 92 Fatih Özçelik Abstract Turkey is located in one of the most active seismic zones of the world. Our country, which suffered from many devastating earthquakes in the past, will undoubtedly face destructive earthquakes in the future, as well. In pre- republican and post-republican times, a number of earthquakes occurred around and in the center of Gerede, which is located in the first-degree seismic zone.
    [Show full text]
  • T.C. BOLU VALİLİĞİ İl Özel İdaresi 2020 YILI FAALİYET RAPORU
    T.C. BOLU VALİLİĞİ • •• • İl Özel İdaresi 2020 YILI FAALİYET RAPORU 1 2 İÇİNDEKİLER SUNUM......................................................................................................................................................... 5 I- GENEL BİLGİLER A - Misyon ve Vizyon................................................................................................................................. 9 B - Yetki, Görev ve Sorumluluklar....................................................................................................... 9-15 C - İdareye İlişkin Bilgiler 16 1 - Fiziksel Yapı....................................................................................................................... 16-18 2 - T eşkilât Yapısı......................................................................................................................... 19 3 - Bilgi ve Teknolojik Kaynaklar................................................................................................. 20 4 - İnsan Kaynakları................................................................................................................. 22-23 5 - Sunulan Hizmetler.................................................................................................................... 24 6 - Yönetim ve İç Kontrol Sistemi................................................................................................ 24 II- AMAÇ ve HEDEFLER A - İdarenin Amaç ve Hedefleri................................................................................................................27
    [Show full text]
  • T.C. BOLU VALİLİĞİ İl Özel İdaresi 2014 YILI FAALİYET RAPORU
    T.C. BOLU VALİLİĞİ İl Özel İdaresi 2014 YILI FAALİYET RAPORU İÇİNDEKİLER SUNUM 4 I-GENEL BİLGİLER A – Misyon ve Vizyon 7 B – Yetki, Görev ve Sorumluluklar 7-13 C – İdareye İlişkin Bilgiler 14 1 – Fiziksel Yapı 14-53 2 – Örgüt Yapısı 54 3 – Bilgi ve Teknolojik Kaynaklar 55 4 – İnsan Kaynakları 55-57 5 – Sunulan Hizmetler 58 6 – Yönetim ve İç Kontrol Sistemi 58 II-AMAÇ ve HEDEFLER A – İdarenin Amaç ve Hedefleri 59 B – Temel Politikalar ve Öncelikler 59 III-FAALİYETLERE İLİŞKİN BİLGİ VE DEĞERLENDİRMELER A – Mali Bilgiler 61 1 – Bütçe Uygulama Sonuçları 61-63 2 – Temel Mali Tablolara İlişkin Açıklamalar 64-65 B – Performans Bilgileri 66 1 – Faaliyet ve Proje Bilgileri 66-167 IV-KURUMSAL KABİLİYET VE KAPASİTENİN DEĞERLENDİRİLMESİ A – Üstünlükler 169 B – Zayıflıklar 170 C – Değerlendirme 171 V-ÖNERİ VE TEDBİRLER İÇ KONTROL GÜVENCE BEYANI 172-183 2 Ahmet ZAHTEROĞULLARI Vali 3 SUNUŞ Bolu İl Özel İdaresi bütçesinden 2014 yılında gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin olarak, 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 39. ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun 41. maddeleri gereğince İl Genel Meclisinin almış olduğu kararların uygulanmasını ve gerçekleşmesini içeren Valilik faaliyet raporu tasviplerinize sunulmuştur. İl Genel Meclisimizin değerli üyeleri, hazırlanmış olan ve size örneği sunulan İl Özel İdaresi Faaliyet Raporunda İl Genel Meclisimizce kabul edilen bütçe ve yapılan program doğrultusunda İl Özel İdaresinin imkanları en iyi şekilde değerlendirilmiş, İlimizin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak İlin gelişmesine, kalkınmasına ve tanıtımına katkı sağlayacak Eğitim, Kültür-Turizm, köylere yapılan çeşitli hizmetler, Tarım, Sağlık, Gençlik Spor ve Bayındırlık alanında hizmetler gerçekleştirilmiştir. 2014 yılı çalışmalarında İl Genel Meclisimizin siz değerli üyelerine içtenlikle teşekkür ederim.
    [Show full text]
  • Gökçesu ‒ Bolu
    S.Ü. Müh.-Mim. Fak. Derg., c.19, s.2, 2004 J. Fac.Eng.Arch. Selcuk Univ., v.19, n.2, 2004 ÇAKIRKÖY CİVARI (GÖKÇESU – BOLU) BİTÜMLÜ KAYAÇLARININ ORGANİK JEOKİMYASAL İNCELEMESİ Ali SARI1, Derya KOCA1, Saday Azadoğlu ALİYEV2 1Ankara Ün., Mühendislik Fak., Jeoloji Müh. Böl., 06100-Beşevler, Ankara 2 Ankara Ün., Bilimsel Araştõrmalar Merkezi, 06100-Beşevler, Ankara Makalenin Geliş Tarihi: 05.01.2004 ÖZET: Gökçesu Havzasõ Eosen yaşlõ tortullarõndan derlenen bitümlü kayaç örnekleri organik jeokimyasal, organik petrografik, gaz kromatografik ve ince tabaka kromatografik analizlere tabi tutularak hidrokarbon potansiyelleri değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar bitümlü kayaçlarõn sahip olduklarõ organik madde miktarõ, organik madde tipi, olgunlaşma, kaynak kaya litolojisi, çökelme ortamõ ve hidrokarbon potansiyeli yönlerinden değerlendirilmiştir. Organik maddeler çoğunlukla petrol ve gaz türetebilecek (Tip I ve Tip II kerojen) tiptedir. Bitümlü kayaçlarõn õsõsal olgunlaşmalarõ piroliz analizleri: Tmax, üretim indeksi (PI) ve spor-renk indeksi (SCI) ile belirlenmiş ve õsõsal olgunlaşmalarõn diyajenetik ve erken olgun petrol türüm evresinde olduğu belirlenmiştir. Gökçesu havzasõna ait bitümlü kayaçlar organik karbon yönüyle zayõf-mükemmel kaynak kaya potansiyeline sahiptirler. Ancak incelenen örneklerin õsõsal olgunlaşmalarõnõn düşük olmasõ nedeniyle henüz hidrokarbon potansiyelleri bulunmamaktadõr. Anahtar kelimeler: Bitümlü kayaç, organik madde, Mengen, alg Organic Geochemical Investigation of Oil Rocks from Çakõrköy (Gökçesu-Bolu) Area ABSTRACT: Hydrocarbon potential of oil rock samples collected from the sediments of Gökçesu basin of Eocene age were evaluated through the organic geochemical, organic petrographical, gas chromatographic and iatroscan chromatographic analysis. The results were interpreted according to the amount of organic matter, type of organic matter, organic maturation, lithology of depositional environment and hydrocarbon potential. Organic matters are mostly of oil and oil/gas prone type Type I and Type II kerogen.
    [Show full text]
  • Bolu Ilinin Genel Durumu
    1 www.bolu.ticaret.gov.tr MART - 2021 2 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ……………………………………………………………………………….…….8 BOLU İLİ…………………………………………………………………………………...8 Bolu İlinin Tarihi……………………………….…………………………………………..9 1. İÇ TİCARET ...................................................................................................................... 12 1.1. İÇ TİCARETE İLİŞKİN TEMEL BİLGİ VE İSTATİSTİKLER .............................................................12 1.1.1. Bolu Ticaret İl Müdürlüğü İç Ticaret İle İlgili İş Ve İşlemleri ........................................................... 14 1.1.2. Ticaret ve Sanayi Odaları ............................................................................................................... 15 1.1.3. Kurulan Ve Kapanan Şirket Sayıları ............................................................................................... 17 1.1.4. Coğrafi İşaret .................................................................................................................................. 18 1.1.5. Gerede Ticaret ve Sanayi Odasının Değerlendirme ve Önerileri ................................................... 20 1.1.6. Ticaret İl Müdürlüğünce Katılım Sağlanan Şirket Genel Kurul Sayıları .......................................... 20 1.1.7. Hal Kayıt ve Yaş Meyve ve Sebze Hizmetleri ................................................................................. 20 1.1.8. Taşınmaz Ticareti İşleri .................................................................................................................. 21 1.1.9. İkinci
    [Show full text]
  • Evaluation of Patients with Tularemia in Bolu Province in Northwestern Anatolia, Turkey
    Original Article Evaluation of patients with Tularemia in Bolu province in northwestern Anatolia, Turkey Zafer Mengeloglu1, Arif Duran2, Ismail Necati Hakyemez3, Tarik Ocak2, Abdülkadir Kücükbayrak4, Mustafa Karadag5, Tekin Tas1, Hayrettin Akdeniz4 1 Department of Medical Microbiology, Abant Izzet Baysal University, Faculty of Medicine, Bolu, Turkey 2 Department of Emergency, Abant Izzet Baysal University, Faculty of Medicine, Bolu, Turkey 3 Department of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Bezmialem University, Faculty of Medicine, Istanbul, Turkey 4 Department of Infectious Diseases and Clinical Microbiology, Abant Izzet Baysal University, Faculty of Medicine, Bolu, Turkey 5 Department of Contagious Diseases, Bolu Provinceal Health Directorate, Bolu, Turkey Abstract Introduction: Tularemia is a zoonotic disease caused by Francisella tularensis. Here we present an epidemic occurring in Bolu province, located in northwestern Anatolia in Turkey, and some features of the cases. Methodology: The data was provided by the Bolu Provincial Health Directorate. All of the antibody response tests were studied in the National Health Institute (formerly named Refik Saydam Hygiene Department), the reference laboratory of the Ministry of Health of the Turkish Republic. A total of 393 individuals were tested by microagglutination test (MAT) for tularemia between 2006 and 2011. A total of 218 patients whose demographical data were available were included in the study; 83 were accepted as the patient group and 135 were the controls. Of the patients, 31 (37.3%) were male and 52 (62.7%) were female. Results: Fever (p < 0.001), URTI symptoms (p = 0.047), conjunctivitis (p = 0.004), and rash (p = 0.026) were significantly higher in the patient group. A positive association was found between MAT and fever (r = 0.324; p < 0.001), and a negative association was found between MAT and both lymphoadenopathy (r = -0.25; p = 0.013) and chills (r = -0.218; p = 0.035).
    [Show full text]
  • The Vegetation of Sultan Serisi Forests in Bolu-Turkey
    Bartın Orman Fakültesi Dergisi 2012, Cilt: 14, Sayı: 21, 62-73 ISSN: 1302-0943 EISSN: 1308-5875 THE VEGETATION ANALYSIS OF MIXED ULUDAG FIR (Abies bornmülleriana Mattf.) FORESTS IN BOLU AYIKAYA REGION/TURKEY Süleyman ÇOBAN*, Gülen ÖZALP Istanbul University Faculty of Forestry Deparment of Silviculture, TR-34473, Bahçeköy/İstanbul, Turkey. *Corresponding author: [email protected] ABSTRACT Uludag fir (Abies bornmülleriana Mattf.) forests which covers great part of the region, forms mixed stands mostly with Oriantal beech (Fagus orientalis Lipsky) and Scots pine (Pinus sylvestris L.) in addition to its pure stands. Defining natural tree composition of mixed fir forests are important in terms of selecting appropriate silvicultural methods. Stand structure change considerably along different altitudinal zones in the study area. In addition, soil type and topographical features effect species distribution. Increasing precipitation and high atmospheric humidity in upper altitudinal zones create favourable conditions for A.bornmülleriana. However, it occurs in the shrub layer of most of the plant communities. The application of methods that create pure stands (shelterwood method, strip clear cutting method), may change forest tree composition of mixed stands. Tree mixture which is not close to natural mixture combinations result in more vulnerable forests. Current and changing climatic conditions are combining with such changes in stand structure increase vulnerability of forests to biotic and abiotic disturbances. In order to decrease the
    [Show full text]
  • Anadolu Otoyolu Bolu Tünelinde Litolojik Ve Yapısal Unsurların Dağılımı Distribution of Lithological and Structural Features Along Bolu Tunnel, Anatolian Motorway
    Türkiye Jeoloji Bülteni, C.40, Sayı 2,39-48, Ağustos 1997 Geological Bulletin of Turkey, V.40,No.2, 39-48, August 1997 Anadolu otoyolu Bolu tünelinde litolojik ve yapısal unsurların dağılımı Distribution of lithological and structural features along Bolu tunnel, Anatolian motorway Süleyman DALGIÇ Istanbul Üniversitesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, 34850 Avcılar, İstanbul Öz Bolu tüneli yaklaşık 3250 m uzunluğu ile ülkemizin en uzun otoyol tüneli olacaktır. Tünel güzergahı değişik litolojilerden ve doğ- rultu atımlı faylar ile bindirme zonlarından geçmektedir. Anadolu otoyolu Bolu tünelindeki en yaşlı birim, başlıca amfibolit, gnays, metadiyorit, metakuvarsdiyoritten oluşan Prekambriyen öncesi, Yedigöller formasyonudur. Bu birimleri Devoniyen yaşlı kayraktaşı, metakuvarsit ile Çatak kireçtaşı üyesinden oluşan îkizoluk formasyonu tektonik dokanakla üzerlemektedir. Tünel güzergahına yakın alanlarda Üst Kretase kaotik bir topluluk olan Abant karmaşığı ile başlar. Bu topluluk içerisine karmaşıkla yaşıt veya daha genç, El- malık granitoidleri sokulum yapmıştır. Breşik mermer ve kayraktaşından oluşan Atyayla formasyonu Üst Kretase sonunu temsil et- mektedir. Bu birimin üzerinde Paleosen-Alt Eosen yaşlı kumlu kireçtaşı ve karbonatlı kumtaşmdan oluşan Bayramışlar formasyonu ile kumlu kireçtaşı, karbonatlı kum taşı, breşik çakıltaşı, kum taşı, silttaşı, kil taşı, marn ve kireçtaşından oluşan Fmdıcak formasyonu bulunmaktadır. Güzergahın en genç birimleri kil, kiltaşı, killi kireçtaşı, jips, marn ardalanması ile temsil edilen Orta-Üst Eosen yaşlı Apalar formasyonu ile tutturulmamış ve/veya tane tutturmalı çökellerden oluşan, Pliyosen yaşlı Asarsuyu formasyonudur. Bu birim- ler Üst Kretase'den başlayarak Üst Miyosen'e kadar K-G yönlü sıkıştırma kuvvetleri ile itilerek üst üste yığılmışlardır. Bu sıkıştırma rejimi Üst Miyosen'den sonra değişmiş ve tünel güzergalımı da içine alan bölgede Kuzey Anadolu fay zonu ile ilişkili doğrultu atım- lı faylar gelişmiştir.
    [Show full text]
  • Mengen (Bolu) Civari Bitümlü Şeyllerinin Hidrokarbon Potansiyeli
    İstanbul Üniv. Müh. Fak. Yerbilimleri Dergisi, C. 17, S. 2, SS. 91-102, Y. 2004 91 MENGEN (BOLU) CİVARI BİTÜMLÜ ŞEYLLERİNİN HİDROKARBON POTANSİYELİ HYDROCARBON POTENTIAL OF THE BITUMINOUS SHALESAROUND MENGEN (BOLU) Ali SARI1, Burak ÜZMEZ1, Saday Azadoğlu ALİYEV2 1) Ank. Üni. Müh. Fak. Jeoloji Müh. Böl., 06100, Beşevler-Ankara/Türkiye 2) Ank. Üni. Bilim ve Teknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi, 06100, Beşevler-Ankara/Türkiye ÖZ: Mengen-Gökçesu Havzası Eosen yaşlı tortullarından derlenen şeyl örnekleri organik jeokimya, organik petrografi ve ince tabaka kromatografisi analizlerine tabii tutularak bunların hidrokarbon potansiyelleri değerlendirilmiştir. Organik maddeler çoğunlukla petrol ve az miktarda gaz türetebilecek (Tip I ve Tip II kerojen) tiptedir. Örneklerin ısısal olgunlaşma düzeyleri piroliz analizleri (Tmax), üretim indeksi (PI) ve spor-renk indeksi (SCI) ile belirlenmiş ve ısısal olgunlaşma düzeyinin diyajenetik ve erken-orta olgun petrol türüm evresinde olduğu belirlenmiştir. Mengen havzasına ait şeyller organik karbon yönüyle orta-mükemmel kaynak kaya potansiyeline sahiptirler. Organik maddenin bileşimi, oluşumu ve diyajenetik durumu göz önüne alınarak yedi ayrı organik fasiyes ayırtlanmaktadır. Yapılan organik jeokimyasal analizler ve mikroskopik incelemelere göre Tokmaklar formasyonunun organik fasiyeslerinin A, AB ve B olduğu ve bu birimin petrol ve gaz türetebileceği belirlenmiştir. Anahtar kelimeler: Bitümlü şeyl, organik madde, organik karbon, kerojen, organik fasiyes ABSTRACT: Hydrocarbon potential of shale samples collected from the sediments of Mengen-Gökçesu basin of Eocene age were evaluated through the organic geochemical, organic petrographical and iatroscan chromatographic analysis. Organic matters are mostly of oil prone type (Type I and Type II kerogen). The thermal maturation of the samples were determined through pyrolysis analysis (Tmax), production indeks (PI) and spor-colour index (SCI) and it falls into the diagenetic and at the beginning of oil generation zone.
    [Show full text]
  • The Effects of Trekking Activities on Physical Soil Properties in the Bolu
    DOI: 10.5152/forestist.2018.004 Forestist 2018, 68(1): 36-41 Original Article The effects of trekking activities on physical soil properties in the Bolu-Aladağ fir forests Bolu-Aladağ göknar ormanlarında doğa yürüyüşü faaliyetlerinin bazı fiziksel toprak özelliklerine etkisi Ahmet Duyar1 , Seyfettin Kiniş2 1Department of Forest Engineering, Karabük University Faculty of Forestry, Karabük, Turkey 2Division of Non-Wood Forest Products and Services, Bolu Regional Forest Directorate, Bolu, Turkey ABSTRACT In this work, we study the effects of trekking on the soil physical properties in the Turkish Bolu-Aladağ fir forests. One hundred people walked in a straight line in the case study area, and their effects on a number of soil physical properties, such as litter fall thickness, soil bulk density, soil moisture, and soil compaction, were investigated. The study comprised three replicates over two tracks in two consecutive years. The thickness of the surface litter fall (mm) was measured and its amount determined in (gr/m2) as the dry weight of the soil samples collected in the sampling area. Soil bulk density (g/L) was measured using cylindrical samples. Soil moisture (%) was determined based on the difference between the fresh and dry weights. The results indicate that the surface litter thickness decreased on trekking routes (r=0.568), and the fresh (r=0.440) and dried (r=0.423) soil bulk densities increased. However, there appeared to be no effect on soil moisture. Compared to the control samples, an average of 14% compaction was detected in trampled soils as a result of human pressure. Furthermore, the physical effects of trekking caused compaction of the litter fall and soil.
    [Show full text]
  • Yer-20-1-1-0803-6:Mizanpaj 1
    Turkish Journal of Earth Sciences (Turkish J. Earth Sci.), Vol. 20, 2011, pp. 1–26. Copyright ©TÜBİTAK doi:10.3906/yer-0803-6 First published online 09 March 2009 Faulting and Stress Distribution in the Bolu Pull-apart Basin (North Anatolian Fault Zone, Turkey): The Significance of New Dates Obtained from the Basin Fill ERGUN GÖKTEN1, RAMAZAN DEMİRTAŞ2, VOLKAN ÖZAKSOY3, ERDAL HERECE4, BAKİ VAROL5 & UĞUR TEMİZ6 1 Ankara University, Engineering Faculty, Geological Engineering Department, Tectonic Research Group, TR−06100 Ankara, Turkey (E-mail: [email protected]) 2 Disaster and Emergency Management Presidency, Department of Earthquake, Eskişehir Yolu 9. km, Lodumlu, TR−06530 Ankara, Turkey 3 Akdeniz University, Geological Engineering Department, Engineering Faculty, Dumlupınar Bulvarı, Kampus, TR−07058 Antalya, Turkey 4 General Directorate of Minereal Research and Exploration (MTA), Geological Research Department, Balgat, TR−06800 Ankara, Turkey 5 Ankara University, Engineering Faculty, Geological Engineering Department, TR−06100 Ankara, Turkey 6 Bozok University, Engineering and Architectural Faculty, Geological Engineering Department, Atatürk Yolu, TR−66100 Yozgat, Turkey Received 12 March 2008; revised typescript receipt 02 December 2009; accepted 08 March 2010 Abstract: The Bolu Basin in northwestern Turkey, situated in the western part of the North Anatolian Fault Zone (NAFZ), displays the neotectonic features of a pull apart basin. The long axis of the basin extends east–west, parallel to the fault zone and Bolu city, situated in the central part of this basin, was extensively damaged during the 17 August 1999 M= 7.4 and 12 November 1999 M= 7.2 earthquakes. The master strand of the North Anatolian Fault Zone cuts through the basin close to its southern edge and movement on this strand has caused tilting of the basin floor towards the south because of a small dip slip component.
    [Show full text]
  • Sustainable Regional Development and Provincial Development Planning: the Case of Bolu
    The Sustainable City IV: Urban Regeneration and Sustainability 105 Sustainable regional development and provincial development planning: the case of Bolu O. Özbek Department of City and Regional Planning, Selcuk University, Turkey Abstract This paper aims at analysing the possibilities of a development strategy for the realization of sustainable spatial development in Bolu (as an important tourism centre and transit point of Northwestern Anatolia in Turkey) and the principles and limitations of the 2023 Provincial Development Plan of Bolu (BIGEP). In Bolu province, where the co-existence of nature protection areas, a rich flora and fauna and historical settlements has provided suitable conditions for the development of mass tourism facilities, the earthquakes in the Eastern Marmara and Duzce in 1999 accelerated the urbanization of agricultural lands for housing needs at the sub-regional level. Both the need for spatial and economic planning of the future development of urban and rural settlements and the priorities of pre-disaster planning in the provincial area made necessary the preparation of a sub-regional development plan in Bolu. The BIGEP plan comprising the economic and spatial development strategies of Bolu province for 2023 can be evaluated as an effort to reveal the sub-regional development dynamics under the heading of a “provincial development plan”. However, the content of the BIGEP requires elaboration in terms of the priorities of sustainable development. The implementation scope of the plan as a region under constant
    [Show full text]