Nisan 2013 Sayı: 2 Fiyatı: 20 TL / Kurum ve kuruluşlar için: 30 TL Yerel süreli yayın ISSN 2147-6616

Büyükharf Bas. Yay. Tan. Dan. ve Org. Ltd. Şti. adına TPB Parlamento Dergisi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü TÜRK PARLAMENTERLER BİRLİĞİ Eren Safi GENEL BAŞKAN Nevzat PAKDİL Yayın Koordinatörü Erbay Kücet Kahramanmaraş Milletvekili

Editör Songül Baş

Haber Merkezi YAYIN KURULU Bilge Yavuz Cahit Yıldız Yahya AKMAN Elif Çelik Şanlıurfa Milletvekili Gökçe Doru Pınar Ünsal Cahit BAĞCI Zeynep Yiğit Çorum Milletvekili Katkıda Bulunanlar Hakan Arslanbenzer Kadir Ramazan COŞKUN Dr. Polat Safi Genel Sekreter Tasarım 19. Dönem İstanbul Milletvekili Sinan Günçiner

Koordinasyon İlknur İNCEÖZ İsmail Demir Aksaray Milletvekili

Alpaslan KAVAKLIOĞLU YAPIM Niğde Milletvekili

Nuri USLU Genel Sekreter Yardımcısı Büyükharf Bas. Yay. Tan. Dan. ve Org. Ltd. Şti. Uğur Mumcu Cd. 13/5 Çankaya / 23. Dönem Uşak Milletvekili T: 0312 446 15 72 F: 0312 446 15 82 www.buyukharf.com.tr

Yayımlanan yazıların hukuki sorumluluğu BASKI yazarlarına aittir. Makul alıntılar dışında izinsiz Özel Ofset iktibas yapılamaz. T: 0312 395 06 08 Nisan 2013 İçindekiler

KAPAKDOSYA 4 Yeni Anayasa için 18 Kurtuluş yolu: zamanımız daralıyor 5 Haberler Büyük Millet Meclisi 12 Dünyadan 16 Mehmet Mehdi Eker: Tarım; ekonomik, stratejik ve sosyolojik bir faaliyet alanıdır 23 Prof. Dr. Türkan Dağoğlu: Çocuk haklarına saygı gösterelim 30 Grup başkanvekillerinden 93. yıl mesajı 34 Çocuk edebiyatı üzerine 36 Benim için Meclis 37 Kutlu Doğum Haftası 42 Egemen Bağış: KAPAKSÖYLEŞİ AB üyeliğinin yolu TBMM Genel Kurulu’ndan geçer 24 TBMM Başkanı Cemil Çiçek ile söyleşi: 62 Vekillerin maçında dostluk kazanıyor Türkiye anahtar ülke 65 Sayılarla Meclis / Kaç yıl oldu? 74 İsmail Safi: KEİPA Kafkaslar ile Balkanlar arasında önemli bir köprü vazifesi görüyor 76 Tarih Sahnesi 78 Ayın Yasaları 79 Türk Parlamenterler Birliği’nden 92 Vekiller ne okuyor / ne izliyor 94 Sosyal Medya Günlükleri 96 Unutmayacağız DOSYA 38 48 Sağlıkta büyük dönüşüm 50 Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu: Sağlıkta küresel bir aktör olmayı hedefliyoruz 54 Obezite Mücadele Hareketi Kampanyası 56 Tütün ve Sigarayla Mücadele Kampanyası “Görkemli, sade ve güzel” 57 Her Şeyin Başı Sağlık, Sağlığın Başı Aşı Amerikan Kongresi

44 58 66 70

Ferruh Bozbeyli: Devlet eski Bakanı Miting meydanından Osmanlı’nın son incisi Bazı şeyler benimle Fikret Ünlü filoloji kürsüsüne Yıldız Sarayı birlikte gidecek ile söyleşi bir kadının portresi Halide Edip

KÜLTÜRSANATBİLİM

80 86 87 83 Kitap 84 Film 85 Müzik 90 Bilim ve Teknoloji

Her biri sır küpü: Şoray Uzun’la Yakarsa dünyayı Kavaslar Seksenler söyleşisi garipler yakar 4 Başkanın Mesajı

Yeni Anayasa için zamanımız daralıyor

BILINDIĞI üzere, demokratik olmayan süreç ve aşamalardan geçirilerek yürürlüğe konan 1982 Anayasası’nın zaman içinde yapılan kimi değişikliklere rağmen anti-demokratik ruhu ortadan kaldırılamamıştır. 1982 yılından günümüze kadar üzerinde değişiklikler yapılması- na rağmen, mevcut Anayasa geleceğin Türkiyesini kurmada en büyük engel olarak karşımız- da durmaktadır. Başta insan hakları olmak üzere Türkiye’nin kalkınmasıyla ilgili pek çok konuda engeller koyan ve yamalı bohça haline gelen bu Anayasa’nın artık rafa kaldırılarak yenisinin kabul edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Türk Parlamenterler Birliği olarak, toplumun tüm kesimlerinin geniş katılımı esas alına- rak sivil ve demokratik yeni bir anayasanın hazırlanması için pozitif bir zemine sahip, temsil gücü yüksek ve zinde bir parlamentomuz olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de ilk defa sivil top- Nevzat Pakdil lum örgütlerinin ve halkın katılımıyla bir anayasa yapılacak olması, yeni anayasanın hazırlık Kahramanmaraş Milletvekili, sürecini aslında olumlu yönde etkilemektedir. Türk Parlamenterler Birliği 12 Haziran 2011 seçimleri öncesinde bütün siyasi partilerimiz tarafından gündeme geti- Genel Başkanı rilen “yeni anayasa” konusu, seçim sonrasında da gündemin en önemli maddelerinden biri olmuştur. Yeni anayasa çalışmalarını yürütmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilen dört siyasi parti (AK Parti, CHP, MHP ve BDP) Komisyon’a üçer üye bildir- miştir. 2011 yılından bu yana geçen süre içerisinde yeni anayasanın yaklaşık üçte birinde uzlaşma sağlanmış olması ümidimizi ortadan kaldırmamaktadır. Önümüzdeki dönemde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı ilk kez halkımız seçecek- tir. Bu son derece önemli bir süreçtir. Fakat “seçilmiş başbakan ve seçilmiş cumhurbaşkanı yetki karmaşasına yol açar” tartışmalarını da beraberinde getirmektedir. Bu açıdan baktığı- mızda toplumun bütün kesimlerince benimsenecek, daha katılımcı, şeffaf ve demokratik bir anayasayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce TBMM’den çıkarma gibi bir mecburiyeti- miz bulunmaktadır. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan dergimize verdiği röportajda “Mevcut Anayasa, terör örgütünün eline çok büyük istismar imkanları veren bir anayasadır. Terör örgütü yıllar boyunca bu Anayasa’yı bir istismar aracı olarak kullanmış, gençleri bir şekilde kandırmış, Türk Parlamenterler bölge halkını bu şekilde istismar etmiştir” demiştir. Bu son derece önemli bir tespittir. 1982 Birliği olarak Anayasası’nın birçok eksikliğine rağmen belki de en çok sorun oluşturan kısmı budur. Bazı insanları ötekileştirirken bazı insanları inançlarından dolayı ikinci sınıf konumuna iten toplumun tüm bu anlayış toplumumuzda birlik ve beraberliği bozmuş, çatışmalara yol açmıştır. Anayasa toplumsal bir uzlaşma metni olmalıdır. Mevcut anayasa siyasete, millî iradeye alan tanıma- kesimlerinin geniş makta, siyasetin üzerinde gölgeler oluşturmakta, toplumsal barışa ve huzura, ülkenin büyü- katılımı esas alınarak mesine kapı aralamamaktadır. Böyle bir anayasayı kimse tasvip etmemektedir. Askerî vesayet sisteminin güdümünde kabul edilen 1982 Anayasası’nın vakit kaybedilme- sivil ve demokratik den millî iradenin temsilcileri olan milletvekilleri tarafından hazırlanması ve kabul edilmesi yeni bir anayasanın gerekmektedir. Hiçbir ötekileştirmeye imkan tanımayan; insanı ve emeği merkez alan; insan onurunu hazırlanması için yükselten; demokratik, özgürlükçü, katılımcı ve çoğulcu nitelikte; adalet ve eşitlik temeli olan; din, kanaat ve inanç özgürlüğünü güvence altına alan; yasama, yürütme ve yargının pozitif bir zemine her birinin kendi erkine dayanan ahenkli işleyişlerini sağlayan, dezavantajlı konumda bulu- sahip, temsil gücü nanları önceleyen; sosyal hakları, sosyal devlet olmanın gereklerine uygun şekilde düzenle- yen bir anayasayı kim istemez… yüksek ve zinde Bu düşüncelerle Türkiye’nin hedeflerine ulaşması için, yeni tartışmalara mahal vermemek bir parlamentomuz için öncelikle “sivil anayasa”yı hayata geçirme hususunda herkesin üzerine düşen sorumlu- luğu yüklenmesini, elini taşın altına koymasını istiyoruz. Herkesin emeği geçecek olan bu olduğuna inanıyoruz. anayasa millî irade tarafından kabul edilmiş bir anayasa olacaktır. Saygılarımla.

Nisan 2013 Haberler 5

“Her aile bir Yeşilay Yaşlılarımıza gönüllüsü olmalı”

Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nev- sahip çıkalım zat Pakdil, Yeşilay’ın toplumu her türlü kötü alış- kanlık ve bağımlılıktan kurtarma konusunda TÜRK Parlamenterler Birliği verdiği mücadeleyi desteklediklerini söyledi. Ye- Yönetim Kurulu, Yaşlılar Haftası şilay Haftası dolayısıyla Yeşilay Ankara Şubesi’ni dolayısıyla Ankara Seyranbağları ziyaret eden Pakdil, “Bağımlılık denince akla Huzurevi Yaşlı Bakım ve Reha- madde, sigara, alkol, kumar gelmekle birlikte bilitasyon Merkezi’ni ziyaret etti. gelişen teknoloji neticesinde bilgisayar ve in- Türk Parlamenterler Birliği Ge- ternet bağımlılığı da ortaya çıktı. Günümüzde nel Başkanı ve Kahramanmaraş teknoloji daha çok sanal bir yaşam malzemesi Milletvekili Nevzat Pakdil, Genel olarak kullanılıyor. Oysa insanların yüz yüze Sekreter Yardımcısı Nuri Uslu, görüşmeleri, merhabalaşmaları, sosyal diyalog Sayman ve Malatya Milletvekili içerisinde olmaları gerekiyor” dedi. Yeşilay ile Ömer Faruk Öz, Yönetim Kurulu ortak çalışmalar yapmaya hazır olduklarını be- üyeleri Aksaray Milletvekili İlk- lirten Pakdil, “Yeşilay’ın çalışmaları toplumun nur İnceöz, Şanlıurfa Milletvekili temel unsuru olan aileyi çökmekten kurtarıyor. Yahya Akman, Burdur Millet- Her ailenin bir Yeşilay gönüllüsü olması gereki- vekili Ramazan Kerim Özkan, yor” diye konuştu. Disiplin Kurulu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Sevim Savaşer ile Parlamento İnternet bağımlılığına dikkat Dergisi Yayın Koordinatörü Erbay Kücet huzurevindeki yaşlılarla bir araya geldi. Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, herkesin beşikten mezara kadar ömrünün her evresinde ilgiye, sevgiye, saygıya ve insanca yaşa- ma hakkına sahip olduğunu belirterek, “Çocuklarımız bize emanettir. Onların üzerine titriyoruz, en güzel şekilde yetişmeleri için mücadele veriyoruz. Fakat günümüzde yaşlılarımız için aynı hassasiyeti göstermediğimizi görüyoruz. Oysa yaşlılarımız da bize emanet” dedi. Türkiye’de yeni bir aile modelinin geliştiğini ifade eden Pakdil şunları söyledi: “Türk aile fotoğrafında artık dede ve nine yer almıyor, bu son derece sakıncalı bir durum. Çocukların teslim edilebileceği merhamet kucaklarının var olması lazım. Dede ve ninesinden uzakta büyüyen çocukların iletişim becerilerinin iyi olmadığı ortaya çıkıyor.”

Yeşilay’a üye olan Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil’e rozetini Yeşilay Ankara Şube Başkanı Şemsettin Toprak taktı. Toprak, “Biz her türlü bağımlılıkla mücadele ediyoruz. Şu anda internet bağımlılığı, ekran ba- ğımlılığı bir tehlike olarak karşımızda duruyor. ABD’de yapılan bir araştırma, her beş boşan- madan birinin internet bağımlılığından kay- naklandığını gösteriyor. Ülkemizde boşanma dilekçelerinde internet bağımlılığı da yer almaya başladı. Biz bağımlılara karşı çıkmıyoruz, onları dışlamıyoruz, bağımlılık yapan şeylere karşı mücadele veriyoruz” dedi.

Nisan 2013 6 Haberler

“Eğitimde çok Eski parlamenterler mesafe alındı” Paris’te buluştu

TÜRK Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pak- dil ve Yönetim Kurulu üyele- ri, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yı makamında ziyaret etti. Bakan Avcı, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile Avrupa Konseyi’ne Üye Ülkeler Eski Parlamenter- getirerek yeni çalışmalarla leri Avrupa Derneği’nin (FP-AP) Divan ve Genel ilgili açıklamalarda bulundu. Kurul toplantıları Paris’te yapıldı. Toplantılarda Nevzat Pakdil ise “Sayın Ba- Türk Parlamenterler Birliği’ni Vehbi Dinçerler kanımıza görevinde başarılar temsil etti. Divan Toplantısı’nda, 1 Kasım 2012’de diliyorum. 2023 yılında dün- Malta’daki toplantıda kabul edilen “Güney Akde- yanın en büyük on ekonomisi niz ve Ortadoğu’da Demokrasiye Geçiş Sürecinin arasına girmek istiyorsak top- Desteklenmesi” başlıklı Malta Bildirisi hakkında yekün bir eğitim seferberli- üye ülkelerde yapılan çalışmalar gözden geçirildi. ğinin başlatılması gerekiyor. Vehbi Dinçerler, Türk Parlamenterler Birliği’nin Eğitimde son yıllarda aldığı- temsil edilmediği Malta’daki toplantıda kabul mız mesafe herkes tarafından edilen bildiriye ilişkin görüşlerini ve çekincelerini takdirle karşılanmaktadır” dedi. dile getirdi. Üye derneklerden, bildirinin daha Ziyarette Türk Parlamenterler Birliği Genel Sekreteri Kadir Ramazan Coş- geniş kitlelere ulaştırılması konusunda gayret kun, Sayman ve Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz, Yönetim Kurulu üyeleri gösterilmesi, tepkilerin toplanması ve sonuçların Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akman, İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş, Ak- Haziran 2013’te Andorra’da yapılacak Divan saray Milletvekili İlknur İnceöz, Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Toplantısı’nda paylaşılması istendi. 20. Dönem Kastamonu Milletvekili Haluk Yıldız ve Milli Eğitim Bakan Yar- Türkiye’nin ev sahipliği talebi dımcısı Orhan Erdem ile Parlamento Dergisi Yayın Koordinatörü Erbay Kücet de yer aldı. Genel Kurul Toplantısı’nda 2012 yılındaki Genel Kurul tutanakları ve 2012 yılına ait harcamalar onaylandı, 2013 yılı faaliyet programı ve büt- çesi kabul edildi. Ayrıca 2014 yılında bir çalış- Ahıska Türklerine destek tay düzenlenmesi kararlaştırıldı. Konusunun Andorra’da tespit edilmesi öngörülen çalıştaya Dünya Ahıska Türkleri Birliği’nin yönetici ve üyeleri Prof. Dr. İlyas Doğan, Sa- Türkiye’nin ev sahipliği yapma talebi destek dir Eyübov, Prof. Dr. Hamit Hancı, Av. Cahit Doğan ve Hayati Başaran, Türk gördü. İlk tohumları 1984 yılında Belçika, Al- Parlamenterler Birliği’ni ziyaret ederek Ahıska Türklerinin sorunlarını dile manya, Fransa ve İtalya tarafından atılan Avrupa getirdiler. Ahıska Türklerinin vatansızlık nedeniyle ciddi sıkıntılar çektiğini Konseyi’ne Üye Ülkeler Eski Parlamenterleri Av- belirten Türk Parlamenterler rupa Derneği, 1988’de Türkiye’nin de katılımıyla Birliği Genel Başkanı Nevzat gayriresmi olarak çalışmalarını devam ettirdi, Pakdil, “Ahıska Türklerinin 1994 yılında ise resmen kuruldu. vatanlarına dönüş yolundaki Eski parlamenterlerin tecrübelerini toplum, tüm engeller kaldırılmalıdır. demokrasi, Avrupa’nın geleceği ve dünyanın ge- Bu bir insan hakkıdır. Ahıska lişimi doğrultusunda kullanabilmelerine imkan Türklerinin vatan ve hukuk tanımayı amaçlayan derneğin merkezi Fransa mücadelesine herkes destek Parlamento binasında yer alıyor. vermelidir” dedi.

Nisan 2013 Haberler 7

“Çalışma hayatındaki barış ve huzur kalkınmamızı sağlar”

TÜRK Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, çeşitli sendikaları ziyaret ederek hem sorunları dinledi hem de görüş “Tıp alanındaki başarılar alışverişinde bulundu. Pakdil, Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul’u ziyaretinde madenciliğin çok zor yankı uyandırıyor” bir işkolu olduğuna işaret ederek, “Madenciliği, dolayısıyla yer altı 14 Mart Tıp Bayramı’nda kaynaklarımızı işlemeyi ne kadar önemsiyorsak çalışanlarımızın TBMM Sağlık Merkezi’ni ziya- hak ve menfaatlerini de o kadar önemsiyoruz. Madenlerde ve ağır ret eden Türk Parlamenterler işkollarında çalışan işçilerimizin sorunlarının çözümü için ciddi Birliği Genel Başkanı Nevzat çalışmalar yapıyoruz” dedi. Pakdil, “Sorumluluk ve feda- Nurettin Akçul’un yanı sıra Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı karlıkla hizmet sunan hekim- Murat İnanç, Öz Gıda-İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin lerimiz ve sağlık çalışanlarının ve Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül’ü ziyaret eden Tıp Bayramı’nı kutluyorum” Nevzat Pakdil, Genç Memur-Sen üyeleriyle de bir araya geldi. dedi. Son yıllarda Türkiye’de tıp alanındaki başarıların Şeker-İş Sendikası Elbistan Şube Yönetim Kurulu ise Pakdil’le tüm dünyada yankı uyandırdığını ifade eden Pakdil, “Dok- makamında görüştü. Çalışma hayatında sağlanacak barış ve huzu- torlarımızın gerçekleştirdiği organ nakilleri, literatüre ge- run, ülke olarak kalkınmamıza büyük katkı sağlayacağını belirten çen buluşları uluslararası kamuoyunda dikkatle izlenmek- Nevzat Pakdil, “Bir sivil toplum örgütü olarak sendikaların çalış- tedir. Ayrıca son yıllarda Türkiye, dünyanın en çok yabancı ma hayatına katkılarını yakından biliyorum. Çalışma hayatının hasta çeken ülkelerinden biri haline geldi” diye konuştu. sorunlarının çözümü konusunda üzerimize düşeni yapmaktan mutluluk duyarım” dedi.

Nisan 2013 8 Haberler

Meclis’e mobil uygulama Özel sektöre TBMM, milletvekilleri ve Meclis personeli için Mec- TCDD demiryolu lis faaliyetleriyle çeşitli taşımacılığı ve bilgilerin bulunduğu bir işletmeciliğinin mobil uygulama başlattı. serbest- İlk etapta iPhone ve iPad önü açılıyor. gibi cihazlarda kullanıla- leşiyor bilecek uygulamada millet- vekillerinin listesi, özgeçmişi, sandalye dağılımı, Genel Kurul gündemi, Genel Kurul açılış ve kapanış saatleri yer alıyor. Meclis TV’nin de canlı olarak takip edilebileceği uygulama sayesinde sosyal medya- dan Anadolu Ajansı’na, lokanta mönüsünden hava durumuna kadar birçok bilgiye ra- hatça ulaşmak mümkün.

TÜRKIYE Demiryolu Ulaştırmasının Ser- bestleştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısı TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’nda kabul edildi. Tasarı ile TCDD, demir- Âşıklar Meclis’te atıştı yolu altyapı işletmecisi olarak yeniden yapılandırılırken mevcut hukuki statüsünde bir değişiklik yapıl- mıyor. TCDD’nin tren işletmesi ile ilgili birimleri ise ayrılarak Türkiye Cumhu- riyeti Devlet Demiryolları Taşımacılık Anonim Şirketi (TCDD Taşımacılık A.Ş.) kuruluyor. TCDD, ulusal demiryolu altyapı ağı içinde yer alan ve devletin tasarrufun- daki demiryolu altyapısının kendisine devredilen kısmı üzerinde demiryolu altyapı işletmecisi olarak görev yapacak. TCDD’nin yüksek hızlı ve hızlı tren taşımacılığı için yaptığı demiryolu altya- pı yatırımları, hatların çift veya çoklu hat haline getirilmesi ile demiryolu alt- TBMM’nin düzenlediği “Ozanların Dilinden Türk yapısının yenilenmesine ve iyileştirilmesine ilişkin yatırımları için Ulaştırma, Halk Şiiri” etkinliğine UNESCO’nun “Yaşayan Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda gerekli ödenek öngörülecek. İnsan Hazinesi” ilan ettiği Âşık Şeref Taşlıova ile Altyapı inşa edecek şirketler, taşınmazların kamulaştırma bedelini ödeyecek- birlikte ozanlar Âşık Kulnuri ve İsmail Aladağlı ka- ler. Karşılığında 49 yıllığına bedelsiz olarak bu hattı işletebilecekler. tıldı. Kendi yörelerinden “koşma”lar okuyan âşıklar, Demiryolu inşaatına belirlenen mesafeden daha yakın olan yapılar yıktırı- etkinliğin sonunda da “atışma” yaptılar. Renkli lacak. Demiryolu kazalarında bakanlık, altyapı işletmecisi ve tren işletmeci- anların yaşandığı etkinliğin ardından AK Parti lerinden oluşan bir komisyon kaza tespit tutanağı düzenleyecek. Demiryolu, Kars Milletvekili Yunus Kılıç, Âşık Şeref Taşlıova’ya karayolu ve benzeri yollarla kesişiyorsa demiryolu ana yol sayılacak ve geçiş plaket verdi. üstünlüğü olacak.

Nisan 2013 Haberler 9

Çin’de Meclis’te Zafer etkinlikleri Türk Kültür Yılı

Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Çin’de bir dizi temasta bulunarak önemli açılışlar gerçekleştirdi.

TBMM Destek Hizmetleri Başkanlığı tarafından Çanakkale Zaferi’nin 98. yıldönümü ve “Şehitler Günü” münasebetiyle bir etkinlik düzenlendi. Büyük Grup Salonu’nda gerçekleştirilen etkin- likte konuşma yapan TBMM İdare Amiri Salim Uslu, “Büyük zaferin 98. yıldönümünde hür ve bağımsız yaşama kararlılığımızın eşsiz bir kah- ramanlık destanı olduğu gerçeğini bir kez daha KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, hem yaşadık hem de tüm dünyaya haykırdık. Çin’in başkenti Pekin’de “Çin’de Türk Kültür Tarihin akışını değiştiren Çanakkale ruhu birlik Yılı” etkinliklerinin galasına katıldı. Açılış ve beraberliğin, inanmanın, güvenmenin nasıl öncesi Çin Kültür Bakanı Say Vu ile bir araya büyük zaferlere vesile olabildiği gerçeğini dünya- gelen Bakan Çelik, Türkiye’de geçen yıl “Çin ya gösterdi” dedi. Kültür Yılı”nın çok başarılı geçtiğini hatırlata- rak bu yıl da Çin’de başlayacak “Türk Kültür Yılı”nın başarılı geçmesini ümit ettiklerini söyledi. “Çin’de Türk Kültür Yılı” boyunca TBMM’de halk günleri yapılacak etkinlikleri de anlatan Bakan Çelik, “Doğu ve Batı sentezinin uyumunu yansıta- rak Türk kültürünü ve sanatını tanıtmayı” amaçladıklarını vurguladı. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, etkinliklerin Çin’in bir- çok kentinde sergileneceğinin altını çizdiği konuşmasında, geleneksel sanatların yanı sıra “Saraydan Kız Kaçırma” gibi önemli opera eserlerinin sahneleneceğini, birçok sergi ve gösterinin yapılacağını belirtti. Çin gezisi çerçevesinde Şanghay şehrine de giden Ömer Çelik, burada da önemli bir TBMM Başkanlığı artık her cumartesi “Halk Günü” açılış gerçekleştirdi. Dünyaca ünlü Şanghay düzenleyecek. Vatandaşların TBMM’yi tanıması Üniversitesi’nin kurduğu Türkiye Araştırmalar Merkezi’nin açılışını yapan ve bilgi edinmesi amacıyla hazırlanan etkinlikler Bakan Çelik, çalışmanın önemine değinerek böyle bir merkezin açılmasını çerçevesinde her cumartesi 11:00-16:00 saatleri ara- “tarihî an” olarak nitelendirdi. Çelik “Çinliler Türkleri Mısırlı araştırmacılar sında tanıtım turları düzenlenecek. İlki 16 Mart Cu- üzerinden tanıyor. Türkler de Çinlileri uzun zamandır İngiliz ya da Amerikalı martesi günü gerçekleşen uygulamada Genel Kurul araştırmacılar üzerinden tanıyor” diyerek bu merkezin açılışıyla Türklerin ve Salonu’nu gezen vatandaşlar TBMM Şeref Kapısı’nda Çinlilerin birbirlerini doğrudan tanıma fırsatı doğduğuna işaret etti. ve Atatürk Anıtı önünde fotoğraf çektirdiler.

Nisan 2013 10 Haberler

Seçimlere katılabilecek partiler açıklandı “Ekmek israf etme”

EKMEĞIN israfını önle- mek, doğru muhafazasını sağlamak, tam buğday ek- meği tüketilmesini teşvik et- mek ve toplum duyarlılığını sağlamak amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancı- lık Bakanlığı önemli bir kampanyaya imza atıyor. Kamu kurum ve kuruluşla- rı, yerel yönetimler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör işbirliğiyle Yüksek Seçim Kurulu (YSK), “Seçimlerin Temel toplumun tüm kesimlerine ulaşılacak şekilde Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun” yürütülmesi planlanan “Ekmek İsrafını Önleme gereği seçmen kütüklerinin verileceği, seçimlere Kampanyası”, 17 Ocak 2013 tarihinde Başbakan katılma yeterliliği taşıyan siyasi partileri belirledi. Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatıldı. Resmî Gazete’de de yayımlanan karara göre, kanun Başlangıç toplantısında yaptığı konuşmada gereği 1 Temmuz 2012 itibarıyla illerin en az yarısın- “Bir tarafta yiyecek bir dilim ekmek bulama- da teşkilatını kurmuş ve büyük kongrelerini yapmış yan yığınlar, diğer tarafta ise tıka basa doyan, 22 siyasi partiye seçmen kütükleri verilecek. yiyemediğini de çöpe atan bir kitle var” diyen Seçmen kütüklerinin verileceği siyasi partiler şöyle Başbakan Erdoğan, yaşanan ekonomik krizle- sıralandı: rin, çöküşlerin, savaş ve çatışmaların altında bu adaletsizliğin olduğunu ifade etti. Kampanya 1. Adalet ve Kalkınma Partisi çerçevesinde hem Türkiye hem de dünya gene- 2. Alternatif Parti linde tüketim ve israfa yönelik sayısal veriler ele 3. Bağımsız Türkiye Partisi alınırken ekmek israfı nedeniyle ülkemizin yıllık 4. Barış ve Demokrasi Partisi ekonomik kaybının 1,546 milyar TL olduğu vur- 5. Büyük Birlik Partisi gulandı. 6. Cumhuriyet Halk Partisi 7. Demokrat Parti 8. Demokratik Sol Parti 9. Doğru Yol Partisi Mehmet Akif, Birinci Meclis’te anıldı 10. Emek Partisi Ankara İl Kültür Müdürlüğü’nün dü- 11. Genç Parti zenlediği “İstiklal Marşı’nın Kabulü- 12. Hak ve Eşitlik Partisi nün 92. Yıldönümü ve Mehmet Akif 13. Hak ve Özgürlükler Partisi Ersoy’u Anma Programı” Birinci Meclis 14. Halkın Yükselişi Partisi Binası’nda gerçekleştirildi. Türkiye 15. İşçi Partisi Büyük Millet Meclisi ile Kültür ve 16. Liberal Demokrat Parti Turizm Bakanlığı yöneticilerinin ka- 17. Millet Partisi tıldığı etkinlikte İstiklal Harbi görün- 18. Milliyetçi Hareket Partisi tülerini içeren slayt gösterimi yapıldı. 19. Milliyetçi ve Muhafazakar Parti Etkinlik, Ankara Devlet Tiyatrosu 20. Özgürlük ve Dayanışma Partisi sanatçıları tarafından İstiklal Marşı’nın 21. Saadet Partisi kabul sürecini konu alan bir piyesin 22. Türkiye Komünist Partisi sahnelenmesiyle son buldu.

Nisan 2013 Haberler 11

AK Partili vekilden Meclis’e TBMM’de “Toplantı ve “muhteşem” teklif Zaman Yönetimi” eğitimi

AK Parti Malatya Milletvekili Ömer Faruk Meclis’te, TBMM idari teşkilat yöneticilerinin ka- Öz, AK Parti Grup Salonu olarak kullanılan tıldığı “Başarıyı Artırma Tekniklerinde Toplantı yerin isminin “Kanuni Sultan Süleyman Top- ve Zaman Yönetimi” konulu bir eğitim düzenlendi. lantı Salonu” olarak değiştirilmesi için kanun Prof. Dr. Ali Halıcı’nın yaptığı sunumda za- teklifi verdi. man tuzakları, öncelikleri bilmek ve sıralamak, Kanuni’nin Osmanlı Devleti’ni en geniş sı- ertelemek, kendini gereğinden fazla işe adamak, nırlara ulaştırdığını ve askerî başarıları kadar acelecilik, kırtasiyecilik ve verimsiz okuma, rutin bu topraklarda adaletli yönetimin tesisi için ve gereksiz işler, hayır diyememek, gündemsiz de çalışmalar yaptığını vurgulayan AK Partili Öz, Kanuni Sultan ve verimsiz toplantılar, kararsızlık, dağınık masa Süleyman’ın bu özelliğinin sadece Osmanlı coğrafyasında değil başlıkları yer aldı. dünyanın birçok yerinde takdir edildiğini belirtti. Öz, bunun en TBMM idari teşkilat yöneticileri ile karşılıklı soru- güzel örneklerinden birinin de ABD Temsilciler Meclisi binasında cevap şeklinde gerçekleşen “Toplantı ve Zaman Yöne- en ünlü 23 kanun koyucunun rölyefleri arasında Kanuni Sultan timi” eğitiminde Halıcı, toplantılarda herkese söz verilmesi gereğini Süleyman’a da yer verilmesi olduğunu ifade etti. dile getirerek “Toplantı, toplantıya katılanların fikrini almak için Öz, dünyada kanun yapıcılığında bir otorite olan Kanuni’nin yapılıyor. Bir kişinin hakimiyetine dönüştüğünde toplantının isminin kanun yapıcı olan Meclis’te bir salona verilmesinden daha verimliliği konusunda sıkıntı oluyor. Bunun arkasında da kültür doğal bir şey olmayacağını sözlerine ekledi. yatıyor” dedi.

Milletvekillerinden

CHP İZMIR MILLETVEKILI HÜLYA MHP HATAY MILLETVEKILI ADNAN ŞEFIK ÇIRKIN: GÜVEN’DEN ANLAMLI ZIYARET TÜRKMEN KARDEŞLERIMIZE ÇOK IYI BAKILIYOR

CHP İzmir Milletve- MHP Hatay Milletvekili Ad- kili Hülya Güven, Te- nan Şefik Çirkin, MHP Hatay pecik Eğitim ve Araş- İl Başkanı Adnan Akdaş, Yay- tırma Hastanesi’nde ladağı Belediye Başkanı Mus- tedavi gören lösemi tafa Kemal Dağıstanlı ve bera- hastası çocukları zi- berindeki heyet, Yayladağı’nda yaret etti. Başhekim Türkmenlerin yoğun olarak Yardımcısı Dr. Mus- bulunduğu çadır kenti ziyaret tafa Kurtuluş, Çocuk etti. Klinikleri Eğitim So- Çadır kente gelen heyeti, rumlusu Prof. Dr. Ali Yayladağı Kaymakamı Tolga Rahmi Bakiler, Doku Polat karşıladı. Bir süre bilgi Tipi Laboratuvarı, Kemik İliği ve Kordon Kanı Bankacılığı Sorum- alışverişinde bulunan Kay- lusu Prof. Dr. İbrahim Pirim ile de görüşen Güven’e CHP İzmir İl makam Polat ile heyet üyeleri, Başkan Yardımcısı Dr. Ülkümen Rodoplu, Konak Gençlik Kolları daha sonra çadır kentte incele- Başkanı Kemal Özdönmez ve LÖSYAD Başkanı Celal Demirtaş meler yaptı. Çadır kent ziyareti eşlik etti. sonrası basın açıklaması yapan Adnan Şefik Çirkin, ziyaretin ama- Lösemili çocukları ziyaretinin ardından Çocuk Onkoloji Uzmanı cının buradaki Türkmenlerin içinde bulunduğu durumu görmek; ve Kemik İliği Nakli Sorumlusu Uz. Dr. Haldun Öniz’den serviste eksiklikleri, sıkıntıları varsa bunları dinlemek; hatırlarını sormak yatan çocuklar hakkında bilgi alan Güven, kanser hastalarının ve moral vermek olduğunu belirtti. MHP’li vekil, “Gördüğümüz tedavisinde Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir onkoloji merkezine ihtiyaç kadarıyla devletimiz buradaki Türkmen kardeşlerimize çok iyi olduğunu belirtti ve onkoloji hastalarının bir merkez olarak ayrı bakıyor, dünya standartlarının üzerinde bir bakım yapılıyor. Bu binada bulunması gerektiğini söyledi. konudan çok memnun kaldık” dedi.

Nisan 2013 12 Dünyadan

İsrail’den “Mavi Marmara” özrü

GAZZE’YE insani yardım götürmek için yola çıkan Netanyahu’ya, Türk ve Yahudi halkları arasındaki ortak tarihe dayanan ve yüzyıl- “Mavi Marmara” gemisine 31 Mayıs 2010 tarihinde lardır süregelen güçlü dostluk bağlarına ve işbirliğine değer verdiğini söylemiştir. Akdeniz’de baskın düzenleyen İsrail, 9 Türk vatan- Bölgenin barış ve istikrarı için hayati stratejik öneme sahip olarak gördüğü iliş- daşının öldüğü olayla ilgili hem özür diledi hem de kilerin son dönemde bozulmuş olmasının üzüntü verici olduğunu ifade etmiştir. hayatını kaybedenler için tazminat ödemeyi kabul etti. Türkiye’nin, İsrail-Filistin ihtilafına iki devletli vizyon temelinde adil, kalıcı ve Dünya kamuoyunda da yankı bulan gelişme, ABD Baş- kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik uluslararası ve bölgesel tüm çabalara kanı Barack Obama’nın İsrail ziyareti sırasında yaşan- desteğini yinelemiştir. dı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Başbakan Sayın Netanyahu, İsrail tarafından hadiseyle ilgili olarak yürütülen ve bir dizi Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesinde operasyonel hatanın yapıldığına işaret eden soruşturma ışığında, can kaybına Mavi Marmara baskını dolayısıyla Türkiye’den özür veya yaralanmaya yol açan her türlü hatadan dolayı İsrail adına Türk halkından diledi. Erdoğan, Netanyahu’nun özrünü Türk halkı özür dilemiş; Sayın Başbakanımız da söz konusu özrü Türk halkı adına kabul et- adına kabul ettiğini bildirdi. miştir. İki başbakan, tazminat/âdemi mesuliyet konusunda bir anlaşma yapılması hususunda da mutabık kalmıştır. Sayın Netanyahu ayrıca İsrail’in, sivil halkın “İşbirliğine değer veriyoruz” kullanacağı malların Gazze dahil Filistin topraklarına girişine ilişkin kısıtlama- İki ülkenin ilişkileri açısından tarihî öneme sahip ları esas itibarıyla kaldırdığını ve sükunet devam ettiği müddetçe bu durumun da olduğu ifade edilen görüşmeyle ilgili Başbakanlık’tan devam edeceğini ifade etmiştir. İki lider, Filistin topraklarındaki insani durumun şu açıklama yapıldı: “Sayın Başbakanımız, Sayın iyileştirilmesi için birlikte çalışmak konusunda mutabık kalmıştır.”

Nisan 2013 Dünyadan 13

Tunus’ta Ali el-Ureyd Bulgar Parlamentosu liderliğindeki yeni son oturumunu yaptı hükümet güvenoyu aldı

Enndahda Partisi’nin önde gelen isimlerinden Ali el-Ureyd liderliğinde oluşturulan koalisyon, parlamentoda 217 üyeden 139’unun oyunu alarak BULGARISTAN Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev tarafından feshedilen 41. yeni hükümeti kurmayı başardı. Parlamento son oturumunu gerçekleştirdi. Güvenoyu sonrası hükümet başkent Tunus’taki Tüm siyasi sistemi reddeden ve siyasi partilerin yasaklanmasını talep eden so- Kartaca Sarayı’nda Cumhurbaşkanı Munsif el- kak protestolarının baskısı yüzünden Boyko Borisov hükümetinin istifa etmesi Merzuki’nin önünde anayasal yeminini etti. ve parlamentonun feshedilmesiyle ülkede yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanı Merzuki yaptığı konuşmada, Son oturumda siyasi partilerin grup başkanları ve bağımsız milletvekilleri “Herkesi açık hedeflere odaklanmaya çağırıyo- birer konuşma yaptı. Milletvekilleri, iktidar partisinin 4 yıllık görev süresini de- rum. Bu hedeflerin ilki ülkenin güvenliğini sağ- ğerlendirdi. Parlamento Başkanı Tzetzka Tzaçeva, kapanış konuşmasında kriz lamaktır” dedi. döneminde çalışan 41. Parlamento’nun başarı notunun halk ve tarih tarafından Tunus’un yeni başbakanı Ali el-Ureyd, güve- verileceğini söyledi. noyu oturumunda sayıları azaltılmış, tarafsız Tarihi 12 Mayıs olarak belirlenen erken seçime kadar iktidarda kalacak bir bakanlar kurulu hazırladığını vurgulayarak Bulgaristan’ın geçici hükümetine ise diplomat Marin Raykov başkanlık edecek. “Hükümetin gelecek dönemde ele alacağı önce- likler ortada” dedi. Ureyd, yeni hükümetin sek- teye uğrayan kalkınma projelerini uygulamaya koymayı, yeni yatırım alanları açmayı ve bin 250 Netanyahu koalisyon kişiyi istihdam etmeyi taahhüt ettiğini söyledi. kurmayı kabul etti

İ SRAIL’DE 22 Ocak 2013’te yapılan genel seçimlerin ardından bir karara varıla- mayan koalisyon hükümeti için Başbakan Netanyahu uzlaşmaya vardığını açık- ladı. Beş haftalık sürecin ardından Ortodoks partiler olan Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği ile işbirliğine son vermek zorunda kalan Netanyahu’nun liderliğini yaptığı Likud-Yisrael Beitenu partisi, merkez solcu Yeş Atid (Bir Gelecek Var), aşırı sağcı Yahudi Evimiz ve Hatnua partileriyle koalisyon oluşturacak. Bakan- lar Kurulu’nda Başbakan dışında 21 bakanın yer alması kararlaştırılırken Yesh Atid 5, Yahudi Evimiz Partisi 3 bakanlık aldı. Bununla birlikte önceki seçimlere oranla oy oranı oldukça düşen Netanyahu’nun partisi Likud-Yisrael Beitenu’nun 120 sandalyelik Parla- mento’daki sandalye sayısı 42’den 31’e düştü. Yesh Atid 19 sandalye, Naftali Bennett’in liderliğini yaptığı sağcı Yahudi Evimiz partisi ise 12 sandalye aldı.

Nisan 2013 14 Dünyadan

Berlusconi’ye hapis şoku Kırgızistan’da seçim kanunu değişiyor

KIRGIZISTAN Cumhurbaşkanlığı, Al- mazbek Atambayev’in seçim sisteminin iyileştirilmesi için seçim kanunundaki eksikliklerin tespit edilmesine ilişkin kararı imzaladığını açıkladı. Atambayev’in, konunun nisan ayında ya- pılacak 2013-2017 Sürdürülebilir Kalkınma Silvio Berlusconi Stratejisi toplantısının gündemine alınma- sını istediği ifade edildi. İtalya’nın eski başbakanlarından Silvio Berlusconi, Atambayev Japonya ziyareti sırasında ga- 2005 yılında bir bankanın devri sırasında yapılan zetecilerin sorularını yanıtlarken meclisin bazı telefon görüşmelerinin kayıtlarını yasa dışı bir feshedilmesine karşı olduğunu belirtmiş, şekilde ailesine ait Il Giornale gazetesinde yayımla- meclisin feshi durumunda milletvekille- masından ötürü 1 yıl hapis cezası aldı. rinin büyük bölümünün değişmeyeceğini Berlusconi’nin karara itiraz hakkı bulunmakla Almazbek Atambayev söylemişti. birlikte İtalya’daki yasalara göre itiraz süreci sonuç- Atambayev, yargı reform toplantısında da 2 yıl sonra yapılacak genel seçimle- lanmadan Berlusconi’nin hapse girmesi söz konusu re partilerin şimdiden hazırlanmasını istemişti. değil.

Çek milletvekillerinin ömür boyu dokunulmazlığı Florida’da Türk Günü kaldırılıyor ABD’NIN Florida Eyaleti Se- natosu, 21 Mart tarihini “Türk Günü” ilan etti. Senato üyesi Rene Garcia’nın teklifiyle alınan karar, eyaletin birçok şehrinde faaliyet gösteren İstanbul Kültür Merkezi’nin girişimleriyle sena- toya taşınmıştı. İstanbul Kültür Merkezi ta- rafından gerçekleştirilen faali- yetlerin kararda önemli bir rolü Çek Parlamentosu’nun üst kanadı Senato’daki oy- olduğunu söyleyen Florida Türk lamada, milletvekillerinin görev süreleri bittiğinde Amerikan Ticaret Odası (TACC) Başkanı Fatih Beyhan, “Düzenlenen Tür- dokunulmazlık haklarının da kaldırılmasına ilişkin kiye gezileri vesilesiyle kurulan güzel ilişkilerin bir noktaya gelmesi senato- öneri, 6’ya karşı 58 oyla kabul edildi. dan Türk Günü kararının çıkmasına imkan sağladı. Derneklerimizin 6 senedir Çek Cumhuriyeti’nde günümüze dek yürürlükte Türkiye’yi ve Türk kültürünü tanıtma amacıyla yaptığı faaliyetlerin büyük olan uygulama, milletvekillerini görevdeyken karşı katkısı oldu’’ dedi. karşıya kaldıkları suçlamalarla ilgili yargılanmaktan İstanbul Kültür Merkezi’nin Miami, Jacksonville, Tampa, Orlando, Ft Lau- ömür boyu koruyordu. derdale ve Tallahassee şehirlerinde şubeleri bulunuyor.

Nisan 2013

16

Tarım; ekonomik, stratejik ve sosyolojik bir faaliyet alanıdır

arım sektörü, dünyadaki doğal kaynakların azalması ve nüfusun Tçoğalmasına bağlı olarak gittikçe artan bir rekabet ile karşı karşıya kalmaktadır. Tüm dünyada tarım politikası, verimlilik ve insan odaklı kalkınma esasına dayalı uygulanarak kaynakların etkili kullanılmasını gerektirir. Türkiye, tarım arazisi geniş ve ürün çeşitliliği bol bir ülke olsa da ürün verimini ve kalitesini artıracak doğru politikaların uygulanması ve tarımsal tasarrufun sağlanması ile dünya klasmanında daha üst sıra- larda yer alacaktır.

Ekmeğini israf etme Mehmet Mehdi Eker Buğdayın anavatanının Anadolu olduğu düşünülürse bu ekonomik kay- Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı nağa erişim konusunda dünyanın diğer ülkelerindeki insanlardan daha avantajlı olduğumuz söylenebilir. Yılda 20 milyon tondan fazla buğday, 7,5 milyon ton arpa üreten bir ülke olarak un ve makarna ihracatında dünya genelinde üst sıralarda yer almaktayız. Ancak zenginleştikçe is- rafı artan bir ülke konumuna gelmek üzereyiz. Dünya genelinde yılda yaklaşık 10 milyon insan açlıktan ölürken, 1 milyar 300 milyon ton gıda çöpe atılmaktadır. Ekmeği nimet kabul eden bir toplum olarak bizler, en azından kendi ülkemiz için bu israfı önlemekle yükümlüyüz. Zira israf edilen ekmeğin her bir diliminde aç insanların hakkı vardır. Ekmeği nimet kabul eden Bakanlık olarak ülkemizdeki ekmek israfına ilişkin bir araştırma yap- bir toplum olarak bizler, tık ve çok üzücü sonuçlarla karşılaştık. Türkiye’de her yıl tam 550 bin ton ekmek çöpe atılıyor; bu 2 milyar adet, 1,5 milyar lira demek. Bununla 80 en azından kendi ülkemiz hastane, 500 okul yapılabilir. Bakanlığımızın başlatmış olduğu ve çeşitli için bu israfı önlemekle kuruluşlarla ortaklaşa yürüttüğü “Ekmeğini İsraf Etme” kampanyası ile yükümlüyüz. israf konusunda toplumsal duyarlık yaratmayı, üretim ve tüketim aşa- malarında israfı önlemeyi, dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sağlamayı hedeflemekteyiz.

Nisan 2013 17

Tarımsal destekler yerini buluyor den biridir. Türkiye son yıllarda su ürünlerinde hızlı bir büyüme sağlaya- Tarım gibi hayvancılık sektörü de ekonomik ve stratejik önemi olan rak dünyada 3. sırada yer aldı. Ülkemiz 27 Avrupa Birliği ülkesi arasında konulardan biridir. Bireylerin yeterli ve dengeli beslenmesinde önemli su ürünleri yetiştiricilik üretiminde 4. sırada, alabalık üretiminde 1. rolü bulunan hayvancılık aynı zamanda kırsal alandan kente nüfus göçü- sırada, levrek ve çipura üretiminde 2. sırada yer alarak Avrupa pazarında nün önlenmesi gibi sosyo-ekonomik bir öneme de sahiptir. Hayvancılık %25’lik bir paya ulaşmıştır. sektörünün gelişmesi ve verimliliğin artırılması amacıyla Bakanlığımız tarafından birtakım destekler verilmekte, bazı önemli projeler yürütül- Halkımızın sağlığıyla oynatmayız mektedir. Burada amaç, sektörü cazip yatırım konularından biri haline Bakanlığımızın yürüttüğü bir diğer önemli çalışma sucuk, salam, sosis getirmektir. İpek böcekçiliğinden arıcılığa, aşı temininden suni tohumla- gibi et ürünlerinde kırmızı ve beyaz et karışımının önlenmesi; fermente maya kadar geniş bir skalada olan hayvancılık desteklerinin toplam des- ve ısıl işlem görmüş et ürünlerinde et kaynaklı olmayan proteinler, tekler içindeki payı %4 iken çalışmalarımız sonucu son on yılda %28’e nişasta ve soya ürünlerinin kullanımının engellenmesidir. Bunun için çıktı. 2013 yılında ödenen desteğin 2,5 milyar lirası hayvancılık için tüm gıda maddelerinde olduğu gibi et ürünleri yapan firmalar denet- yapıldı. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların sayısı artırıldı, 50’den fazla lenmekte, Bakanlığımızın getirdiği kurallara uymayanlara cezai işlem hayvanı bulunan işletme sayısı 4 bin 300 iken 27 bin 865’e ulaştı. Ülke- uygulanmaktadır. miz coğrafyasına daha uygun olduğu için koyun ve keçi yetiştiriciliğini Türkiye özellikle güvenilir gıda konusunda mevzuat ve denetim daha fazla destekliyoruz. Küçükbaş ve büyükbaş hayvan ıslahına önem alanlarında önemli gelişmeler kaydetti. Bakanlığımız tarafından, ürünle- vererek damızlık ihtiyacının iç kaynaklardan karşılanmasını hedefliyoruz. rinde yazılı standartlara aykırı olarak taklit veya tağşiş yapan 50 firmaya Ülkemizde, önemli gelişmeler yaşanan diğer bir konu ise organik hem ceza uygulandı hem de bu firmalar kamuoyuna duyuruldu. Halkı- tarımdır. Kimyasal gübre, ilaç, hormon gibi çevreye ve insan sağlığına mıza sağlıksız yiyecekler sunan firmalara yasal prosedürler çerçevesinde zararlı maddeler kullanılmadan gerçekleştirilen organik tarım, sağlıklı gerekli işlemler yapılırken aldığımız bazı önlemlerle de sağlıklı beslen- beslenme konusunda tüm dünyada artan duyarlılık sebebiyle yükselen me alanına yenilikler getirdik. Obezite ile mücadele için ekmekteki ke- bir çizgi izlemektedir. Ülkemizde yaklaşık 1 milyon hektar alan organik pek oranını artırıp tuz oranını azaltmak yaptığımız çalışmalardan biridir. tarıma ayrılmış, bu konudaki çalışmalara hız verilmiş, yasal altyapı sağ- Tarım ve hayvancılık konusunda verdiğimiz destekler ve hayata geçir- lanarak organik ürün tarımı destekleme kapsamına alınmıştır. Bu alanda diğimiz projelerle en kaliteli ürünü elde etmek, yaptığımız denetimler ve yapılan çalışmalar sonucu son on yılda ürün çeşitliliği %50 artmış, üreti- çıkarılan yasalarla en sağlıklı ürünlerin tüketilmesini sağlamak Bakanlık len miktar 310 bin tondan 1,6 milyon tona çıkarılmıştır. olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz konulardır. Üreticimizi ve Dört yanı denizlerle çevrili, akarsular bakımından zengin ülkemizde tüketicimizi koruyarak Türkiye’yi gıda, tarım ve hayvancılıkta daha iyi su ürünleri de Bakanlığımızın destekleriyle gelişme gösteren sektörler- noktalara taşımak temel hedefimizdir.

Nisan 2013 Kurtuluş yolu: BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

Büyük Türk halkının mücadeleci ruhu, seçtiği mebuslarda vücut bulur ve Meclis tüm şartların aleyhine işlediği koşullarda, elindeki kıt imkanlarla büyük ihtilallerin nasıl yapılacağını tüm dünyaya gösterir. Meclis kazandığı zaferlerle, var olan sistemi baştan sona değiştirme başarısıyla, her alanda çok çalışarak imkansızı zorlama özelliğiyle adeta bir devrim yapar.

Nisan 2013 Nisan 2013 20 Kapak / Dosya

1920’ler... Bir millet uyanıyor...

Pınar Ünsal

atanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir... Meclis Vİşgalci devletlerin, I. Dünya Savaşı sonrası imzaladıkları anlaşmalara dayanarak yurdumuzu işgal etmeye başladığı ivedilikle zamanlar... Düşmanın arsızlık sebebi İstanbul’un sessizliği açılmalıydı! ve çaresizlik bahanesi... Zira düşmanın İstanbul, İngilizlere mi sığınsak Avrupa’ya mı yaransak kirli postalları derken memleket bir avuç eşkıyanın kolayca işgal edebileceği bir hale gelmiştir. Halk, savaşların getirdiği yoksulluk ve memleketin yorgunluktan mustarip, topraklarında gavur bayrağı dal- başkentine kadar galandırmamak uğruna canı dahil tüm varlığını vermeye uzanmıştı. hazırdır. Hükümet saray pencerelerinden işgalci ülkelerin gemilerini izleyedursun, dönemin paşaları ve aydınları mem- leketi kurtarma arayışlarına başlamıştır bile. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtara- caktır… Memleketin içinde bulunduğu vaziyeti görmezden gelmeyen, işgalci devletlerin saldırılarına boyun eğmek iste- meyen ve mandacılığı hiçbir şekilde kabul etmeyen Mustafa Kemal Paşa ve beraberindekiler, halkı örgütleyerek işgallere tarafından yürütülmesi gerekliliği karşı durmak ve milli kurtuluşu sağlamak için Anadolu’ya vurgulanmıştı. Tam bağımsızlığın geçmeye kararlıdır. Tam bağımsızlık için belirledikleri yolun sağlanması, Ankara’da açılacak millî dayandığı tek bir temel vardır: millî irade... bir meclis sayesinde mümkün olacaktı. Meclis ivedilikle açılmalıydı! Zira Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini düşmanın kirli postalları memleketin Bulunur kurtaracak elbet bahtı kara mâderini... başkentine kadar uzanmıştı. Vatan sevdalıları tarafından meclisin açılma Halkın işgallere en büyük tepkisi olan ve dalga dalga tüm süreci desteklenirken bazı kesimler Anadolu’ya yayılan mitingler, paşaların bağımsızlık mücade- bu sürece köstek olmak üzere olay lesinde halkı yanlarına aldıklarının en büyük göstergesiydi. çıkarıyor, bazıları ağızlarından kötü Yayımlanan bildirilerle tüm ülkeye millî beraberlik fikri sözü düşürmüyordu. Times gazetesi benimsetilmiş, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde memleketin bir yazısında “Bütün cihan kuvvetine kurtuluşu için gerçekleştirilecek her türlü faaliyetin “meclis” karşı millî bir hareket yaratmak... Ne

Nisan 2013 Kapak / Dosya 21

çocukça bir hayal!” demiş ve bu fikrin Milletvekili Yunus Nadi Bey’in “Yerli dine yakışır olmalıydı. Mustafa Kemal imkansızlığını vurgulamıştı. Bazıları yabancı bütün Ankara bu muhit içine Paşa yayımladığı bir tebliğde Meclis-i ise Anadolu’daki kurtuluş mücadele- sıkışmaya çalışıyor, fakat mümkün Müessiân (Kurucu Meclis) derken, sini din düşmanlığı olarak gösteriyor olmadı gı için taşıyor, taşıyordu. Bir ha- Antalya Milletvekili Hamdullah Suphi ve bu mücadelede görev alanların yat manzarası ki, mütemadi dalgaları Bey Kurultay, Erzurum Milletvekili imandan yoksun kişiler olduklarını ve mütevali med ve cezirleri ile hakika- Celalettin Arif Bey ise Meclis-i Kebir-i öne sürüyordu. ten heyecan vericiydi” diye tasvir ettiği Millî adının kullanılmasını uygun gör- Meclis tüm olumsuzluklara rağmen manzara, kuşkusuz millî bir bayram müşlerdi. Yapılan toplantılar sonrası 23 Nisan 1920 günü, Hacı Bayram havasında geçmişti. Büyük Millet Meclisi adında karar kı- Camii’nde kılınan Cuma namazı lındı ve bu ad yazışmalara yerleşti. Bazı sonrası açıldı. İstanbul’dan Ankara’ya İmkansızı başarmak araştırmacılara göre Meclis’in “büyük” gelen mebuslar, hükümet memurları Ülkenin bağımsızlık sembolü olan, olarak nitelenmesi bir kanun veya ve Ankara halkı bu açılışı ellerinde millî iradeyi egemen kılan yönetim kararla olmamış, bu olgu kendiliğin- sancaklarla, coşkuyla izlediler. İzmir merkezi Meclis’in adı da etkili ve ken- den doğmuştu; Büyük Türk milletinin

Nisan 2013 22 Kapak / Dosya

meclisi… 1921 yılında Meclis’in adının Hepsi bu milletin mebusuydu, ama beklentileri farklıydı. Kimi padişahı ve halifeliği önüne “Türkiye” sözcüğü getirildi. içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için buradaydı, kimi modern Türkiye’nin Mustafa Kemal yaptığı yazışmalarda temellerini atmak için. 437 vekilin tek ortak düşüncesi ise memleketi düşmandan ve gönderdiği tebliğlerde meclis için temizlemekti. “Türkiye Büyük Millet Meclisi” ibare- Yeni meclis tarafından düzenli ordunun kurulmasıyla, İslamın Hıristiyanlığa, sini kullandı ve bunları “TBMM Reisi” Doğu’nun Batı’ya, Asya’nın Avrupa’ya ve Türkiye’nin emperyalizme karşı kazandığı olarak imzaladı. zaferler de ardı ardına geldi: I. İnönü, II. İnönü, Sakarya ve Büyük Taarruz... Türk, Üyelerini çift seçimle belirleyen uzandığı yerden doğrulmuştu ve Meclis’in başarıları hem Türkiye’de hem dış ba- Meclis’te çiftçiden avukata, askerden sında yankılanıyor, gazetelerde Türk ordusunu öven yazılar ve şiirler yer alıyordu. tarikat şeyhine, doktordan aşiret Büyük Türk halkının mücadeleci ruhu, seçtiği mebuslarda vücut bulmuştu ve reisine kadar çok çeşitli mesleklerde Meclis tüm şartların aleyhine işlediği koşullarda, elindeki kıt imkanlarla büyük mebuslar bulunuyordu. Bazıları oku- ihtilallerin nasıl yapılacağını tüm dünyaya göstermişti. Meclis kazandığı zaferler- ma-yazma bilmezken, bazıları yüksek le, var olan sistemi baştan sona değiştirme başarısıyla, her alanda çok çalışarak tahsilli, yurt dışında eğitim görmüş imkansızı zorlama özelliğiyle adeta bir devrim yapmıştı. kişilerdi. Bir kısmı siyaseti biliyordu, Tüm bunlar sadece 500 kişiyle değil, arkasında milyonların desteği bulunan 500 çünkü Osmanlı Mebuslar Meclisi’nden kişiyle yapılmıştı. Ülkenin kaderini değiştiren, geleceğine yön veren Meclis azmini gelmişti; bir kısmı ise hayatında ilk ve kararlılık gücünü milletten almıştı. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindi ve kur- defa profesyonel siyasetin içindeydi. tuluşa giden yolda Anadolu insanının emeği, yüreği, inancı ve fedakarlığı vardı.

Nisan 2013 Kapak / Dosya 23

Çocuk haklarına saygı gösterelim Prof. Dr. Türkan Dağoğlu

Çocuklar geleceğimiz… Yaşadığımız hayat onlarla güzel, onlarla anlamlı... Çocuklarımızı yarınlara hazırlarken atacağımız her adım önemli. İyi eğitim almış, sağlıklı nesiller ye- tiştirmek bizim elimizde. Ne ekersek onu biçeceğiz. Çocuklarımıza ayna tuttuğumuzda aslında kendimizi göreceğiz… Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ulu Önder Atatürk’ün “bay- ram” armağan ettiği çocuklarla ilgili önemli çalışmalara imza atıyor. Bunlardan biri, 2008 yılında kurulan TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi. Meclis’teki farklı siyasi partilerden milletvekillerinin yer aldığı Komite’nin başkanlığını AK Parti İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Türkan Dağoğlu yürütüyor. Dağoğlu, TBMM Çocuk Hakları İzleme Komitesi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

Çocuk Hakları İzleme Komitesi ne zaman, Akademisi gibi konusunda uzman kuruluşların yetkilileriyle bir araya geldi. hangi amaçla kuruldu? Bu toplantılarda, çocukların sorunları ele alındı ve çözümler konusunda görüş TBMM Çocuk Hakları İzleme Komi- alışverişinde bulunuldu. Çocuk Hakları İzleme Komitesi, UNICEF ile yakın iş- tesi, çocuk hakları ile ilgili çalışmaları birliği içerisinde. Gerek UNICEF’in düzenlediği gerekse yurt dışında Türkiye’nin kurumsal bir yapıya kavuşturmak üze- davet edildiği çeşitli toplantılara mutlaka katılım sağlıyoruz. En son geçen sene re 2008 yılında kuruldu. Komite’nin Brüksel’de katıldığım toplantıda, Türkiye’nin de taraf olduğu bir anlaşma imza- tanıtımı için oluşturulan internet site- landı. Bu anlaşmayla çocukların internet üzerinden istismara uğramasını önlemeye si, çocukların ve çocukla ilgili alanlar- ilişkin olarak küresel düzeyde bir ittifak kuruldu. da çalışan kişi ve kurumların, yasama organı üyeleri ile doğrudan iletişim Çocuk Hakları İzleme Komitesi çocuklarla iletişimi nasıl sağlıyor? kurarak sorunlarını ve görüşlerini Komitemiz çocuklarla doğru ve etkin iletişimi, çocuk hakları savunucusu sivil aktarmalarına imkan sağlıyor. toplum kuruluşlarının temsilcileri aracılığıyla sağlıyor. Ayrıca, çocuklarla ilgili tüm ulusal ve uluslararası toplantılara katılarak çocuk sorunlarını güncel bir Komite’nin gerçekleştirdiği çalışmaları bakış açısıyla takip ediyoruz. Komite üyesi milletvekilleri, seçim bölgelerindeki ana hatlarıyla belirtir misiniz? çocukların sorun ve taleplerine duyarlılıklarını sürdürüyor ve çözüm önerileri Komitemiz bugüne dek birçok sivil geliştiriyorlar. Çocuklarımızın her türlü sorununa çağdaş ve etkin çözümler üre- toplum kuruluşu temsilcisi ve Polis tilmesini çok önemsiyorum. Çocuklarımızı sağlıklı ve özgüvenli şekilde yarınlara hazırlamamız büyük önem taşıyor.

En çok hangi istek ve sorunlarla Komite’ye başvuruluyor? Çocuklarımızı Çocuk istismarı, çocuk adaleti, çocuk işçiliği, çocuk gelinler gibi konular, temel sağlıklı ve çalışma alanlarımız arasında yer alıyor. Bu alanlarda söz ve uzmanlık sahibi kişi özgüvenli ve kurumları görüş alışverişinde bulunmaları için toplantılarımıza davet ediyoruz. şekilde Ülkemizde çocuklarla ilgili en önemli sorunlar nelerdir? yarınlara Çocuk işçiler, henüz 15’indeyken dedesi yaşındaki biriyle evlendirilen çocuk gelin- hazırlamamız ler, aile fertlerinden kaynaklanan istismarı itiraf edemediği için en mutlu olması büyük önem gereken yılları kabus gibi geçiren çocuklar… Tüm bunların kökeninde, toplumsal düzeyde çocuk odaklı bakış açısı geliştirmede yaşadığımız sorunlar yatıyor. Bu taşıyor. noktada birçok kademede sorun odaklı çalışmalar yürütülüyor. Çocuklarımızın sahip oldukları haklardan yararlanmaları için uygun şartlar oluşturuluyor.

Nisan 2013 Nisan 2013 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek: TÜRKİYE ANAHTAR ÜLKE

Türkiye bulunduğu bölgenin huzu- ru, refahı ve güvenliği için anahtar ülke konumundadır. 93 yıl boyunca olduğu gibi bugün de sorun değil, çözüm üreten bir ülkedir. Barışı, demokrasiyi ve hukukun üstün- lüğünü savunan bir devlettir. Bu kimliğiyle dünya tarafından takdir- le takip edilmektedir.

Söyleşi: Songül Baş

Nisan 2013 26 Kapak / Söyleşi

TBMM’nin 93. yılını kutluyoruz. Size göre 1920’den günümüze uzanan TBMM tari- hinin dönüm noktaları nelerdir? Türkiye Büyük Millet Meclisi, dün- yadaki pek çok parlamentodan farklı olarak gazi bir meclistir ve devlet kuran bir meclistir. Dolayısıyla mük- tesebi olan bir meclistir. Devletimizin kurucusu olan meclisimizin, devletin değişim dönemlerine paralel çeşitli değişimler geçirmesi gayet tabiidir. Bu süreç salt bizim parlamentomuza özgü değildir, dünyada da böyle olmuştur. Her şeyden önce 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin önemli bir bölümü tek parti ile geçmiştir. Kalan yarısında da çok partili bir tablo söz konusudur. Bu süreç aynı zamanda dünyada soğuk savaş yıllarıdır. Bu yıllar kutuplar arası çekişmelere sahne olmuştur. Dolayı- sıyla parlamentomuz ve siyasetimiz de kendini içinde bulunduğu şartlara göre konumlandırmıştır. Bu noktada döneme feler almıştır. Aynı zamanda Anadolu, damgasını vuran olaylar yaşanmıştır. TBMM açısından bunların en önemlisi 23 kıtalar arası geçiş güzergâhındadır. Nisan 1920, 14 Mayıs 1950, 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat Dolayısıyla coğrafyamızda önemli öl- 1997’dir. Bu tarihler parlamentomuzun sevinç ve hüzün günleridir. çüde ulaşım ağı ihtiyacı söz konusu idi. Çok şükür ülkemiz bu noktada kara, TBMM 93. yılına girerken sizin gözünüzdeki “Türkiye fotoğrafı” nedir? hava, deniz ve demir yolu olmak üzere Zor bir coğrafyada devlet kurduğumuzu halka hitaben yaptığım birçok konuşmada ciddi mesafeler almıştır. Diğer yandan dile getirmişimdir. Bu coğrafyada devlet kurmak ve ayakta tutmak ancak güçlü 100 bin kişiye 1 doktorun düştüğü milletlerin başarabileceği bir iştir. Bizim bu coğrafyada 1000 yıllık bir geçmişimiz dönemden, bugün en ücra köşelere söz konusu. Bu coğrafyadaki varlığımızı devam ettirebilmemiz, devletin milletini, kadar sağlık ocakları, poliklinikler ve milletin devleti yapmamızla mümkün olacaktır. Birbirinin antitezi gibi algılanan hastanelerle sağlık hizmetini götürmüş yapıların el ele vermesi lazımdır. Aynı şekilde, iç barışını tesis etmiş ve çevresinde durumdayız. de barış ile huzuru hâkim kılmış bir Türkiye en büyük hayalimizdir. Maddi ve Dinamik bir nüfusa sahibiz. Bu manevi değerleriyle kalkınma yolunda ilerleyen bir Türkiye’dir benim gördüğüm. nüfusun iş ve istihdam ihtiyacı olduğu Eğitim, sağlık, haberleşme, ulaştırma ve enerji alanında atılan adımlar Türkiye gibi sağlıklı konutlarda oturma ihtiyacı fotoğrafını pozitif hale getirmektedir. Baktığım fotoğrafa gölge düşüren tek unsur, da söz konusu. Bu noktada attığımız çevremizin sorunlar yumağıyla sarmallanmış olmasıdır. Irak’ta, Suriye’de mey- her adım, aldığımız her tedbir yeni dana gelen gelişmeler bizi de doğrudan etkilemekte ve sınır güvenliğimizi tehdit adımları ve yeni tedbirleri gerekli etmektedir. Buna rağmen Türkiye, geçmişte olduğu gibi kendine sığınanlara kucak kılmaktadır. Nitekim her sorun kendi açıp yaralarını sarmak için çaba göstermektedir. çözümünü üretirken, bir zaman sonra her çözüm yeni sorunları gündeme Ülkemiz TBMM’nin 93. yılına hangi sorunları geride bırakmış olarak giriyor? Size göre getirmektedir. Elbette ülkemizin somut Türkiye’nin çözülmeyi bekleyen önemli sorunları nelerdir? sorunları olduğu kadar soyut sorunları İmparatorluk bakiyesi genç bir ülkeyiz. İmparatorluğun varisi olarak yeni bir da vardır. İnsanlarımızın ciddi oranda Cumhuriyet kurduk. Kurduğumuz Cumhuriyet’in çözüm bekleyen en önemli kendi tarihsel kimliğine yakışır bir sorunu eğitim ve okullaşma idi. Ülkemiz bu noktada bugüne kadar önemli mesa- kültürlenme ihtiyacı söz konusudur.

Nisan 2013 Kapak / Söyleşi 27

Ön yargısız ve hoşgörülü insanlara ih- Türkiye tiyacımız var. Bu konu ciddi bir zihni- yet değişimini gerektirmektedir. Bunu sıradan, başardığımız takdirde Türkiye’nin basit bir muasırlaşma hedefine ulaşması kaçı- devlet değildir. nılmaz olacaktır. Kurulduğu Türk demokrasisinden söz ederken tarihten itibaren “darbeler tarihi”yle de karşılaşıyoruz. temel prensibi TBMM’nin olağanüstü dönemlerde nasıl “Yurtta sulh bir sınav verdiğini düşünüyorsunuz? cihanda sulh” Ülkemiz 93 yıllık parlamento tarihi olmuştur. 93 boyunca doğrudan ya da dolaylı ola- rak darbelere maruz kalmıştır. Bu yıllık TBMM darbeler parlamentomuzun manevi tarihi aynı şahsiyetini ayaklar altına alırken, ül- zamanda Türk kemizin demokrasi tarihine kara bir tarihinin en leke olarak geçmiştir. 27 Mayıs 1960 ve uzun barış 12 Eylül 1980 ihtilalleri doğrudan bir darbe iken, 12 Mart 1971 ve 28 Şubat dönemidir. 1997’de yapılanlar dolaylı darbeler olmuştur. Halkın iradesinin vesayet altına alındığı bu darbeler karşısında yazık ki parlamentomuz iyi bir sınav verememiştir. “Millî hakimiyet” ilkesi ayaklar altına alınırken sivil inisiyatif geliştirilememiş ve millî iradeye sahip çıkılamamıştır. Ancak 1946’da başla- yan demokrasiye geçiş sürecinde, gü- nümüzde önemli bir mesafe alınmıştır. Türkiye, çağdaş devletler gibi darbe hevesinin canlı tutulduğu bir ülke ol- geleri olan Kafkaslar, Balkanlar ve Ortadoğu’nun ortasında masın diye ekonomik, sosyal ve siyasal bulunmaktadır. Bu bölgelerde meydana gelen gelişmelerden olarak önemli bir değişim geçirmiştir. doğrudan etkilenen Türkiye, bulunduğu bölgenin huzuru, refahı ve güvenliği için anahtar ülke konumundadır. 93 yıl 93. yıl, dünyanın ülkemize bakışı açısın- boyunca olduğu gibi bugün de sorun değil, çözüm üreten dan geçmiş yıllara göre nasıl bir farklılık bir ülkedir. Barışı, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü ortaya koyuyor? savunan bir devlettir. Suriye gibi ülkelerde meydana gelen iç Türkiye sıradan, basit bir devlet değil- çatışmaların sona ermesine ilişkin savunduğu temel ilkeler dir. Kurulduğu tarihten itibaren temel bunlardır. Bu kimliğiyle dünya tarafından takdirle takip prensibi “Yurtta sulh cihanda sulh” edilmektedir. olmuştur. 93 yıllık TBMM tarihi aynı zamanda Türk tarihinin en uzun barış Türkiye - Avrupa Birliği ilişkilerinin geldiği noktayı nasıl değer- dönemidir. Bu dönem Türk milletinin lendiriyorsunuz? restorasyon dönemi olmuştur. Ateş Bir dargın bir barışık demek kifayet eder aslında. Ne içinde- çemberinin içinden geçerek kurulan yiz ne dışında; hem içindeyiz hem dışında. Tabii sitem eder devletimiz, dünyanın en sorunlu böl- gibi bunları söylesem de Türkiye-AB ilişkileri birkaç cümle

Nisan 2013 28 Kapak / Söyleşi

ile özetlenemeyecek kadar derinliğe kavuşmuştur. Ömrünün yarısı siya- sette geçmiş bir kişi ve TBMM’nin Başkanı olarak şunu belirtmek isterim ki, ülkemizin demokratikleşmesinde AB’nin önemli bir itici ve motive edici etkisi olmuştur. Ülkemizde sivil siyaset üzerindeki vesayetin kaldırılmasında da AB ile ilişkilerin büyük katkısı vardır. Gelinen bu aşamadan itibaren bizim AB’den beklentimiz, tam üyelik konusunda bir karar vermeleridir. Türkiye, bu şekilde kapı eşiğinde daha fazla bekletilecek bir ülke değildir.

Yeni anayasa hazırlık çalışmaları TBMM 24. Dönem’in en önemli gündem mad- deleri arasında bulunuyor. Siz anayasa çalışmalarının geldiği noktayı ve gelece- ğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeni anayasaya ilişkin kamuoyuna ilan edilen takvimde şu an itibarıyla herhangi bir değişiklik yok. Anayasa Uzlaşma Komisyonu olarak 19 Ekim 2011’de başladığımız çalışmalarımızı 30 Mart 2013’te bitireceğimizi daha önce ilan etmiştik. Biz çalışmalarımızı yetkilerimiz çerçevesinde yürütüyoruz. TBMM olarak, kurulduğu günden sonra ilk sivil anayasa yapma çabamı- zın olumlu sonuçlanmasını istiyorum. “Hayırlı işlerde acele etmek lazım” derler. Parlamentoda grubu bulunan dört partinin bu konuda halkımızı hayal kırıklığına uğratmayacak bir so- nuca ulaşacağına inanmak istiyorum. Türkiye’nin ilk defa yakaladığı sivil anayasa yapma fırsatını doğru değerlendirece- “Kürt Sorunu” gibi değişik şekillerde ğini düşünüyorum. Bu çalışma, ülkemiz için son derece önemli bir tecrübe ve ka- adlandırılan bu sorunu çözmektir. zanım olacaktır. Parlamentomuz ve halkımız sağduyuludur. Ülkemizin geleceğini Bunun tarihselliğini tartışacak olan inşa edecek bu çalışmadan hayırlı bir sonuç çıkacağına inanıyorum. bizler değiliz. Bir şekilde sorun getiri- lip önümüze konulmuştur. Bu sorunu TBMM 24. Dönem’in “Kürt sorunu”nun çözümüne ilişkin olarak siyaset tarihimizde nasıl çözen Türkiye, ayağındaki prangadan bir iz bırakacağını düşünüyorsunuz? kurtulmuş olacaktır. Sürekli güvenlik Şunu peşinen ifade edeyim ki Türkiye’de bir sorun var ise, adı ne olursa olsun, sendromu yaşamaktan uzaklaşacak ve bunu çözecek biz olmalıyız. Sorunlarımızı biz çözmez isek çözüme ilişkin dayat- geleceğe daha güvenli bakacaktır. İç malara maruz kalacağımızı unutmamalıyız. Sorun bizdeyse çözümü bulacak olan barışın tesisinde bu sorunun çözümü, da biziz. O halde bizim üzerimize düşen “Terör Sorunu”, “Güneydoğu Sorunu”, ülkede görev yapan bütün siyasilerin

Nisan 2013 Kapak / Söyleşi 29

kültürünü özümsemiş bir kişiliğe sahip olmaları bizim en büyük hedefimizdir. TBMM’nin başlattığı “Çocuk Meclisi” çalışması bu konuda önemli bir demokrasi laboratuvarıdır. Demokrasinin tabana yayılması ve demokrasi bilincinin kökleşmesi, yürütülen bu çalışmalarla mümkün olacaktır.

Halkımız sorunlarının çözüm noktası olarak TBMM’yi görüyor ve 81 ilden vatandaşlar adeta Meclis’e akın ediyor. Ziyaretçi yoğunluğu Meclis çalışmalarını nasıl etkiliyor? Bu konuda yeni bir uygulama söz konusu olacak mı? Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ziyaretçi akını bizim çok da arzu ettiğimiz bir durum değil. İstiyoruz ki sorunlar yerinde çözülsün. Tabii sorunlar yerinde çözülemeyince çözüm mercii olarak parlamento görülüyor. Özellikle parti- lerin grup toplantılarının olduğu günlerde parlamentomuza gelen ziyaretçi sayısı 12 bine ulaşmaktadır. Bu kadar yoğun ziyaretçinin Meclis kampüsünde karşılanması, ağırlanması giriş kapılarından itibaren çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Vatandaşlarımız kendi sorunlarına çözüm aramak için Meclis’e akın ederken, bu durum parlamentomuzda ziyaretçi sorunu yaratmaktadır. Çoğu kez milletvekilleri, yasama ça- sorumluluğudur. Çeşitli kaygıların Türkiye lışmalarını aksatmak durumunda kalmaktadırlar. Bu konuda dile getirildiği bu konuda iktidarıyla, geçtiğimiz günlerde partilerimizin grup başkanvekilleri ile muhalefetiyle herkesin bu sorunun Büyük bir toplantı yaptık. Toplantıda aldığımız kararları da kamuo- çözümüne katkı sunması milletimizin Millet Meclisi yu ile paylaştık. Hatta hafta içi ziyaretçi akınını azaltmak için menfaatinedir. Başkanı olarak cumartesi günlerini “halk günü” ilan edip parlamentomuzu görevimi her vatandaşlara açtık. Yaptığımız bu düzenlemelerden sonra 23 Nisan’da Ulusal Egemenlik ve Çocuk ziyaretçi yoğunluğunun aynı ağırlıkla devam etmemesi en Bayramı’nı kutlayacağız. Geleceğimizi zaman tarafsız büyük dileğimizdir. emanet edeceğimiz çocuklarla ilgili bir şekilde Meclis’in özellikle üzerinde durduğu yürütmeye Sizin siyaset yaşamınızda TBMM Başkanlığının yeri ve önemi konular nelerdir? çalışıyorum. nedir? 23 Nisan, Türkiye Büyük Millet Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı, bir siyasetçi için Meclisi’nin doğum günüdür. O gün onurlu bir görevdir. Oturduğum koltuk Gazi Mustafa Kemal aynı zamanda ülkemizde Çocuk Bay- Atatürk’ün koltuğudur. Üzerimizde milletin sorumluluğu ramı olarak ilan edilmiştir ve geleceği- vardır. Milletin haklarını korumak ve devletimizi daha güzel mizi emanet edeceğimiz çocuklarımı- yarınlara taşımak hepimizin sorumluluğudur. 12 Haziran zın bağımsızlık bilinciyle yetişmeleri 2011 tarihinde yapılan seçimlerde halkımızın yüzde 95’inin için uluslararası düzeyde etkinlikler tercihi parlamentomuzda temsil edilmektedir. Onlar adına düzenlenmektedir. Türkiye Büyük yürüttüğümüz bu görevin sorumluluğu ağırdır. Bu ağırlığın Millet Meclisi, her yıl olduğu gibi altından kalkmak, zaman zaman çıkan krizleri çözmek bizim bu yıl da bu etkinliklere ev sahipliği ödülümüzdür. Burada şunu da belirtmek isterim ki, Türkiye yapacaktır. Ülkemizin geleceği bilim, Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak görevimi her zaman kültür ve sanatla uğraşan gençlerimiz tarafsız bir şekilde yürütmeye çalışmaktayım. Bu konuda en tarafından şekillendirilecektir. Onla- küçük bir taraflılık imasında dahi bulunulmaması için azami rın ön yargılardan uzak, birbirlerini gayret göstermekteyim. Bu konudan hiç kimsenin kuşkusu “öteki” olarak görmeyecek, demokrasi olmamalıdır.

Nisan 2013 30 Kapak / Dosya

Grup başkanvekillerinden 93. yıl mesajı

Türkiye’nin bunu millet için yaptıklarını söylemek- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 93. yılında siyasi partilerin ten geri durmamışlardır. Meclisimiz grup başkanvekilleri dergimizin konuğu... AK Parti Adıyaman büyük kurduğu “Darbeleri Araştırma Komis- Milletvekili Ahmet Aydın, CHP İstanbul Milletvekili Akif Ham- sorunları yonu” ile iradesini askıya alan oluşum zaçebi, MHP Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ve BDP Iğdır ancak güçlü, ve geçmiş darbe suçlarıyla hesaplaş- Milletvekili Pervin Buldan’a “93. yıl mesajları”nı sorduk. Grup istikrarlı siyasi maktadır. Ülkemizde hâlen kendisini başkanvekilleri, “TBMM’nin 93. yılındaki Türkiye fotoğrafı”nı millet iradesinin üzerinde görenlerin ortaya koyarken, sorunlar ve çözüm önerilerini de dile getirdi. iradenin ilk yaptıkları işlerden biri TBMM’nin Meclisimize ve milletin vekillerinin itibarını zede- yansıdığı lemeye çalışmaktır. Bilirler ki millet Ahmet Aydın dönemlerde iradesinin temsil makamı geriletilir, AK Parti Grup Başkanvekili çözüm yoluna gözden düşürülürse kendi seslerini daha çok duyurur, üzerlerine vazife Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığın- girmiştir. olmayan işleri daha kolay yapabilirler. da dünyada millî iradeye dayalı temsil meclisi neredeyse yoktu. TBMM tüm “Çok mesafe kat ettik” sınırlarından kovulmak ve boğulmak TBMM’nin 93. yılındaki Türkiye istenen milletimiz adına dünyada em- fotoğrafına baktığımızda gördüğü- sali görülmemiş bir görev üstlenmiştir. müz şudur: 10 yıl önceye göre bugün Bu Yüce Meclis önce ordusunu kurmuş, ekonomide, sağlıkta, insan hakları ve sonra İstiklal Savaşı’nı yönetmiştir. Bu bakımdan da eşsiz demokraside çıtasını örnek alınacak bir örnek ve Gazi unvanlı bir parlamentodur. seviyelere çıkarmış bir Türkiye var. Millet iradesinin tecelligahı TBMM çeşitli darbeler ve Bugün ülkemiz tarihî süreçlerden ge- çiyor; büyük değişimlere, gelişimlere, müdahalelerle devre dışında bırakıldığı zamanlar yaşamıştır. başarılara imza atıyor. Hazinemiz Üstelik halk iradesinin merkezi bu meclisi by-pass edenler

Nisan 2013 Kapak / Dosya 31

güçlü, ekonomimiz dünya küçülürken ralayıcı sorununu barış içinde çözeceğiz. Biz meseleyi bir temel hak ve özgürlük büyümekte. Siyasi yapı, güçlendikçe sorunu olarak gördük. 75 milyon insanın bu ülkede birinci sınıf olması gerektiğinin sorun çözen bir kurum haline geldi. mücadelesini verdik. Çünkü terör sorunu ancak bu şekilde çözülür. Geldiğimiz Türkiye’nin, bölgesinde lider ve nokta doğru şeyler yaptığımızı gösteriyor. dünyada söz sahibi olması için önce- Ülkemiz açısından bir başka önemli süreci sivil anayasa yapımı oluşturuyor. likle iç barışını, birliğini, bütünlüğünü Mevcut sistem vesayet paradigması ile kurulduğundan her türlü düzenlemeye rağ- sağlaması gerekiyor. Bunun en temel men sorunları devam ediyor. Türkiye bu durumu kökten değiştirecek bir anayasa şartı millî birlik ve kardeşliğin tahkim değişikliği yapmak zorunda. Bütün çabamız milletimizin sivil, özgürlükçü, hak edilmesidir. Bu yolda çok mesafe kat ve özgürlükleri zenginleştiren bir anayasaya kavuşmasıdır. ettik. Birlik ve bütünlüğünü sağlamış, iç barışına kavuşmuş, 2023 ve 2071 Akif Hamzaçebi hedeflerine odaklanmış bir Türkiye CHP Grup Başkanvekili tablosu oluşturmalıyız. Türkiye’nin büyük sorunları an- Üyesi olmaktan onur duyduğum bu Meclis, tarih sahnesin- cak güçlü, istikrarlı siyasi iradenin den silinmek istenen ulusumuzun adına dünyada örneği Meclisimize yansıdığı dönemlerde olmayan bir görev üstlenerek Kurtuluş Savaşımızı yönetmiş, çözüm yoluna girmiştir. “Kürt soru- devletimizi kurmuş ve çok kısa bir sürede Cumhuriyetimizi nu” ve yeni sivil anayasa, ülkemizin ilan etmiştir. “Cumhuriyet” dediğimiz devrim bu Meclis’in çözüm bekleyen konularıdır. Millet bu eseridir. 20’nci yüzyılın başlarında yapılan diğer bütün dev- sorunların çözümü için irade ortaya rimler tarihe karıştığı halde Türkiye Cumhuriyeti Devrimi tarih koymuştur. “Milli Birlik ve Kardeşlik yazmaya devam etmektedir. Bunun yegane nedeni, Meclis’in “hakimiyet-i milliye” Projesi” ile ülkemizin en yakıcı, ya- prensibine bağlı kalmasıdır. Halkımız emin olmalıdır ki “hakimiyet-i milliye” esasına dayalı toplumsal sözleşmeye bağlı kalındığı müddetçe devletimiz ve mil- letimiz Cumhuriyet devrimlerinin kazanımlarıyla birlikte ilelebet var olacaktır. 23 Nisan tarihi, milletimizin parlamenter sisteme inancının, bu milletin bir meclisle yönetilmek için gösterdiği cesaret ve kararlılığın simgesidir. Kurtuluş Savaşı’na ve Cumhuriyet’in kuruluşuna öncülük edenler, o günün zor şartlarında dahi mücadelelerini hukuk içinde yürütme iradesini göstermişlerdir. Millet haki- miyetine duydukları inanç sayesinde Cumhuriyet’in kuruluşunun hemen ardından demokrasi denemelerine girişmişler, birtakım hak ve özgürlükleri tanımakta Kıta Avrupası’nın önünde olmuşlar ve genç Cumhuriyet’i 27 yılın sonunda çok partili demokrasiyle buluşturmuşlardır. Yeni bir toplumsal sözleşme Bugüne baktığımızda Türkiye’nin zor bir süreçten geçtiğini görmekteyiz. Güçler ayrılığı ilkesi, güçler birliğine dönüşmüştür. Yargı bağımsız değildir. Demokrasi ayağımızın altından kaymakta, özgürlük alanları her geçen gün daralmaktadır. Otoriter bir yapılanma kendini hissettirmektedir. Halkın iradesiyle seçilen mil- letvekilleri tutukludur. Üniversitelerimiz özerkliğini ve özgürlüğünü yitirmiştir. Anayasa’nın açık hükmüne rağmen basın sansür altındadır. Vatandaşın haberleşme özgürlüğü sınırlandırılmıştır. 2002 yılı sonunda sorun olmaktan çıkan terör, 10 yıl boyunca Türkiye’yi etkisi altına almıştır. Bugün sorun karmaşık bir hale gelmiş, terör sorunu ile “Kürt soru- nu” iç içe geçmiştir. Bu sorunları toplumsal uzlaşmayla çözecek bir irade hükümet tarafından ortaya konulmamıştır. Hükümetin parlamentoyu dışlayan bir anlayışla çözüm bulmaya çalışmasının birleştirici değil, ayrıştırıcı sonuçlar yaratmasından endişe ediyoruz.

Nisan 2013 32 Kapak / Dosya

Türkiye’nin önünde eğitimden sağlığa, adaletten dış po- Türkiye litikaya, işsizlikten yoksulluğa, terörden yolsuzluğa kadar çözülmeyi bekleyen birçok sorun vardır. Kuvvetler ayrılığı Büyük ilkesi gözetilerek yargının bağımsızlığı yeniden tesis edilme- Millet Meclisi lidir. Meclisimiz toplumsal uzlaşmaya dayalı yeni bir anayasa kuruluşu, işleyişi yapmalıdır. Yeni bir toplumsal sözleşme için öncelikle özgür- ve sonuçları lüklerin önündeki engellerin kaldırılması, karşılıklı diyalog ve uzlaşı ortamının sağlanması ve gerçek demokrasinin itibarıyla Türk hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ancak görüyoruz ki yeni milletinin anayasa sürecinde AKP “başkanlık sistemi” arayışı içindedir. karakterinin Parlamenter sistemden vazgeçilme düşüncesi vardır. Aslında ifadesidir. yapılmak istenen, Sayın Başbakan’a Başkanlık yolunu aç- maktır. Anayasa bireyin hak ve özgürlüklerini merkeze alan, Cumhuriyet’in kazanımlarını, “laiklik ilkesi”ni muhafaza eden bir anlayışta olmalıdır.

Mehmet Şandır MHP Grup Başkanvekili ile diplomatlarımıza saldırı şeklinde Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruluşu, işle- baş gösteren tehlike, şimdi de terör yişi ve sonuçları itibarıyla Türk milletinin sorunu olarak başımıza sarılmıştır. karakterinin ifadesidir. Meclis’in açılma Türkiye ve Türk milletinin bana göre tarihi olan 23 Nisan 1920 mübarek cuma temel sorunu, yaratılıştan ve yaşanan günü, Haçlı zihniyetin yüzyıllardır rü- tarihten kaynaklanan “büyüklüğün” yalarını süsleyen emellerinin kursakla- farkında olmayan ruh halidir. Türki- rında bırakıldığı kutsal bir gündür. Os- ye öncelikle bu “büyüklük” şuurunu manlı Devleti’nin idam fermanı sayılan yeniden keşfetmelidir. Sevr Antlaşması’nın şartlarını o yıllarda Meclisimizin 93. yılında, zamanın kabul ettiremeyen Haçlı ruhu, bugün hüvi- ruhuna uygun, insanı merkezine alan yet değiştirmiş bir şekilde karşımızdadır. ve özgürleştiren bir hukuk belgesi Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Kurtuluş Savaşı’ndan kapsamında yeni anayasayı inşallah “ezelden beridir hür yaşamış” bir millet olduğunu ispat- birlikte yapacağız. MHP olarak buna layarak çıktı ve Lozan’la birlikte Türkiye Cumhuriyeti inanıyoruz. Sözde “Kürt sorunu”nu Devleti’nin ebedi yurdunun sınırları çizildi. Lozan sonra- çözmek için bir anayasa yapma ham sında Lord Curzon, “İleride dara düşüp bize yardım için geldiğinizde, burada reddettiğiniz her şeyi cebimden çıkar- tıp önünüze koyacağım ...” demiştir. Batı, bu sözünü yerine getirmek için Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana fırsat kollamıştır ve o gün tankla, tüfekle başaramadığı Sevr’i bugün diplomasi yoluyla hortlatma gayreti içindedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 93. yılında Türk milletinin çözülmeyi bekleyen en önemli sorunu, deruni manada bir terör sorunu olmayıp, yüzyıllardır Batı’nın İslam’a karşı yürüttüğü Türk’ü dolayısıyla İslam’ı yok etme sorunudur. Batı bunu her fırsatta Türkiye üze- rinde denemekten geri durmamıştır. 1970’lerde kardeş kavgası ve mezhep çekişmesi, 1980’lerde Ermeni maşaları

Nisan 2013 Kapak / Dosya 33

hayalleri birilerinin başını yakacaktır. Sonunda mutlaka ve özgürlüklerin geliştirilmesi gerekiyor. Bugünkü “Türkiye doğruda ittifak edecek, bize ve çağa yakışan bir anayasa fotoğrafı” değişim sancısı çekiyor ve değişmesi gerektiğini yapacağız. 23 Nisan 1920’den itibaren Misak-ı Milli sınırları anlamış olmanın şaşkınlığını yaşıyor. Bunun için tarihiyle içinde yaşayan tüm vatandaşlar Cumhuriyet’in kurucusu yüzleşmek zorundadır. Sanırım buna dair korku hâlâ bitmiş ve asli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu bir gerçek olarak değil. karşımızda dururken terör sorununun adını “Kürt sorunu” TBMM’nin 93. yılında Türkiye’nin en önemli sorunu koyup, Batı’nın o dönemde kabul ettiremediği Sevr’i, yedi Kürt sorunu, dolayısıyla demokratikleşme sorunudur. Eğer düvele meydan okumuş milletin meclisinden yasayla geçir- bu dönem Meclis bu sorunun üstesinden gelirse bana göre meye kalkmak en hafif ifadesiyle gaflettir. Türkiye’nin üze- Cumhuriyet’in kuruluşunda üstlendiği sorumluluk kadar ağır rinde oynanan tüm ihanet projeleri karşısında milletimizi bir tarihsel sorumluluğu yerine getirmiş olacaktır. Çözemezse uyanık olmaya davet ediyoruz. Türkiye her türlü güçlüğün bundan önceki parlamento grupları gibi unutulup gidecektir. altından kalkacak bir yapıdadır ve bu yapının ebedi- Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 93. yılında Türkiye’nin yete kadar yaşaması konusundaki azim ve kararlı- diğer sorunları ekonomik eşitsizlik, emek dünyasının so- lığımız devam edecektir. runları, işsizlik, kadın-erkek eşitsizliği, ekolojik yıkım şeklinde sıralanabilir. Pervin Buldan Her yıl 23 Nisan’da TBMM’nin kuruluşu ve Çocuk Bayramı birlikte kutlanmaktadır. Çocuk- BDP Grup Başkanvekili larımıza savaşsız, kayıpsız, huzur ve barış içinde Cumhuriyet tarihi boyunca parlamentonun kardeşçe yaşanan özgür bir ülke bırakmalıyız. en büyük sorumluluğu alması gereken bir dö- Bugün bunun yolu Kürt sorununun çözümünden nemdeyiz. Çünkü Ortadoğu ve dünyadaki hızlı geçmektedir. Kürt sorunu, Türkiye tarihinin en ağır değişimlere ayak uydurmak, Türkiye’nin iç ve dış ve en yakıcı sorunudur. Bu sorunu çözmek için barış sorunlarını çözüp barışı yeniden inşa edebilmek için tarihsel dilini yeniden kurmak, halkların bir arada özgürce ve eşit bir fırsatın doğduğu süreçteyiz. Benim en büyük beklentim, koşullarda yaşamaları için yürütülen çalışmaları desteklemek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu tarihsel sorumluluğu en hem insani hem de tarihî bir görevdir. Bu konuda diğer siyasi üst düzeyde yerine getirmesidir. partilere derginiz aracılığıyla bir çağrı yapmak istiyorum: Türkiye küresel, bölgesel ve iç sorunlarını çözmek için Bu sorunun çözümünde herkes elini taşın altına koymak Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte başlayan yapısal sorun- zorundadır. Aksi takdirde çocuklarımızın iki eli yakamızda larını aşmak zorundadır. Bunun için demokrasi kültürünün olacaktır.

Nisan 2013 34 Kapak / Dosya

Erbay Kücet

ocuğun toplumda bir yere sahip Çocuğun karşı bir sevgi doğmasını, kitabın eğlence ve bilgi kaynağı Çolduğu, ona iyi bir eğitimle anla- olduğunun anlaşılmasını sağlar. Masal ve hikaye kitapla- tılabilir ve uygun edebi eserler ara- kitapla rının hem niteliği hem çeşitliliği çocukların gelişimi için cılığıyla öğretilebilir. Türkiye Dede tanışma- istenilen düzeyde olsa dahi, kitaplarla olan ilişkiler aile ve Korkut hikayeleri, Nasreddin Hoca sında, onu eğitimciler aracılığıyla kurulmaktadır. Dolayısıyla okuyaca- fıkraları, Karagöz-Hacivat gibi çocuk sevmesinde, ğı kitabı kendisi seçecek duruma gelinceye kadar çocuğun edebiyatı adına zengin bir mirasa yaşı, eğitim durumu, zeka düzeyi ve ilgileri göz önünde sahip olmasına rağmen hızla gelişen kitapla geçirdiği bulundurulmalı, kitap bu kriterlere göre seçilmelidir. görsel medya karşısında olması gere- sürenin uzun Günümüzde kitapçıya giren bir çocuk resimli-resimsiz ken yerde değildir. olmasında aile, macera romanları, masallar ve efsaneler, bilimkurgu, hayat Çocuk edebiyatını, “Çocukların öğretmen, öyküleri, tarih kitapları, tabiatla ilgili kitaplar, şiirler... gibi hayal, duygu, düşünce, duyarlık ve yeryüzünde var olan hemen her şeyle ilgili yüzlerce kitabı zevklerine eğilirken eğlenmelerini okul ve bulabilmektedir. de sağlamak, aynı zamanda büyüme kurumlara görev Önceleri çocuk kitapları, baştan sona iyi davranış kural- ve gelişimlerine katkıda bulunmak düşmektedir. ları ile doluydu ve ders kitabı niteliğindeydi. Yakın zamanda amacıyla yapılan edebiyat” olarak ta- çocuklara yönelik eğlendirici ve ilginç konuları içeren ki- nımlayabiliriz. tapların raflarda yer alması bu alanda bir sektör oluşmasını Uzmanlar, çocuğa sağlam bir eğitim sağladı. Dolayısıyla “çocuk edebiyatı” bir alt kategori olarak verebilmenin, onun kitapla iyi ilişki kabul edilmeye başladı. kurmasına bağlı olduğunu belirtmek- Çocuğun kitapla tanışmasında, onu sevmesinde, kitapla tedir. Çocukların ilk olarak masal ve geçirdiği sürenin uzun olmasında aile, öğretmen, okul ve hikaye ile tanıştığı düşünülürse, söz kurumlara görevler düşmektedir. Çocuğun kitap okuması konusu ilişkinin kurulmasında bu isteniyorsa aile içinde kitapla tanıştırılmalı, kitap okumaya tür kitapların önemli bir yeri vardır. özendirilmelidir. Kitap okumayan bir ailenin çocuğu da Küçük yaşlarda kitapla tanışılması ona büyük bir ihtimalle kitap okumayacaktır.

Nisan 2013 Kapak / Dosya 35

Meclis’in çocuk kitapları Tarancı, Rıfat Ilgaz, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cahit Külebi, Ülkemizde bu amaçlar doğrultusunda Kültür Bakanlığı Can Yücel, Cahit Koytak, Beşir Ayvazoğlu, Cemal Süreya, başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı, diğer bazı ba- Ataol Behramoğlu gibi ünlü şairlerin çocuklar için yazdığı kanlıklar ve yerel yöneticilerimiz üstlendikleri projeler şiirler bulunuyor. Kitapla birlikte verilen CD’de ise bu şiir- kapsamında zaman zaman çocuklara yönelik yayınlar lerin Metin Serezli, Müşfik Kenter, Tamer Karadağlı, Cem yapmaktadırlar. Davran, Bülent Arınç, Kenan Işık, Ataol Behramoğlu, Erkan Türkiye Büyük Millet Meclisi de hem açılış günü hem de Tarhan gibi ünlüler tarafından seslendirmeleri yer alıyor. Atatürk tarafından çocuklara hediye edilen bayram günü Karikatürist Necdet Kuru’nun çizgisiyle basılan olan 23 Nisan’da bir dizi etkinliğe imza atmaktadır. 23-30 TBMM’de Bir Gün adlı kitap, Meclis’i gezmeye gelen bir Nisan haftası “çocuk haftası” olarak kutlanmakta, bu haf- grup öğrencinin yaşadıklarını anlatıyor. talarda ülkemizin çeşitli yerlerinden Meclis’i gezip görmeye TBMM’ye bağlı bir kurum olan Milli Saraylar Daire gelen öğrencilere hediye olarak kitap verilmektedir. Bu Başkanlığı tarafından yayımlanan Adım Adım Dolmabahçe etkinliğin çocuklarımıza Meclis’i tanıttığı, onlarda demok- kitabında ise sarayı gezen miniklerin gözüyle Dolmabah- rasi bilincini geliştirdiği ve edebiyata katkı sağladığı açıktır. çe anlatılmaktadır. Padişahların devletin işlerini sarayın Ne var ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce çocuklar için Selamlık kısmında görmeleri, Harem kısmında aileleri ile hazırlatılan yayınların sayısı pek fazla değildir. Daha önce birlikte özel hayatlarını sürdürmeleri gibi konuların anla- yayımlanan ve görselliği olmayan kitapçıkları bir kenara bı- tıldığı kitap, yakın tarihimize de ışık tutmaktadır. rakırsak Limon ile Zeytin Meclis’te kitabını başlangıç kitabı Bu eserlerde, TBMM ve yasama ile ilgili bilgilerin ilköğ- olarak kabul edebiliriz. Meclis Başkanlığı’nca öğrencilere retim çocuklarının rahatlıkla anlayabileceği biçimde, sıcak dağıtılan bu kitapta, karikatürist Salih Memecan’ın çizgi ve masalsı bir üslupla anlatılması çok önemlidir. kahramanları Limon ile Zeytin, TBMM içinde yaptıkları Meclis’i, demokrasiyi ve temel vatandaşlık görevlerini geziyi kendi üslupları ile anlatıyorlar. Bir diğer kitap Güneşe tanıtmak için hazırlanan bu kitaplarla ilgili ayrıntılı bilgi Aşık Çocuk’tur. Osman Turhan’ın çizgileriyle yayımlanan TBMM Kültür, Sanat ve Yayın Kurulu Başkanlığı’ndan kitapta Necip Fazıl Kısakürek, Behçet Necatigil, Cahit Sıtkı alınabilir.

Nisan 2013 36 Kapak / Dosya

Benim için Meclis...

Hakan Aysev / Opera Sanatçısı Yaşar Taşkın Koç / Kanal 24 Yıldız İbrahimova Ankara Temsilcisi ve Yeni Şafak Parlamento, demokrasi de- Dinçer / Caz Sanatçısı gazetesi yazarı mektir; bir ülkede demok- Türkiye Cumhuriyeti ta- rasinin doğru işlediğini Milletin hakkını yemek rihinde en önemli olay gösteren bir olgudur. isteyenlerin daima kü- bence Türkiye Büyük Benim için en önem- çümsemeye çalıştığı; Millet Meclisi’nin Mus- lisi parlamentomuzun İdeal halinin 1. Mec- tafa Kemal Atatürk’ün Mustafa Kemal Atatürk lis olduğunu düşündü- önderliğinde 23 Nisan tarafından kurulmuş ol- ğüm; 1920’de açılmasıdır. ması ve ülkemizin çağdaş uygarlık dü- Yeni binasının kendisi- Türk milletinin geleceği, zeyine ulaşması için gerekli adımların o ne yakıştığına inandığım; uygarlık ve çağdaşlık yolundan ilerleme- yıllarda atılmasıdır. Türkiye Büyük Millet Ne olduğumuzu, ne yaptığımızı, nereye sidir. Benim için TBMM’nin duygusal bir Meclisi’ndeki değerli milletvekillerimizin doğru gittiğimizi en iyi gösteren “şey”dir önemi de var. 1992’de eşim Ali Dinçer’le kültür ve sanata daha fazla ilgi gösterme- benim için... (o zaman CHP milletvekili ve grup başkan- sini, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ayrılan vekiliydi) Meclis’te tanıştık. Benim hayatı- bütçenin artırılmasını diliyorum. mı değiştiren bir olaydı bu. Safiye Soyman/ Türk Sanat Müziği Sanatçısı Yalçın Gökçebağ / Ressam Zekai Tunca / Türk Sanat TBMM benim için ön- Türkiye Büyük Millet Müziği Sanatçısı celikle Cumhuriyet, Meclisi benim için ön- demokrasi, laiklik ve celikle Atatürk’ü ifade Türkiye Büyük Millet Mec- sanat demektir. Ülke- ediyor. Büyük zorluk- lisi bence büyük milletin mizde sanatın geliş- ların yaşandığı yıllar- meclisidir. TBMM, va- mesi, geniş halk kitle- da Atatürk’ün engin tandaşın kendine dert lerine ulaşması TBMM bilgisi ve zekası sayesinde edindiği fakat çare sayesinde olmuştur. Bu- TBMM’nin açılması çok önemli. Canla- bulmak için bireysel gün İbrahim Çallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, rını feda ederek bize bu güzel ülkemizi çabasının yetmediği Turan Erol, Burhan Doğançay gibi sanat- kazandıran, özgürlüğe kavuşmamızı sağ- ülke sorunlarının çözüm çılarımız varsa bunu TBMM’ye borçluyuz. layan Ulu Önder Atatürk’ü, şehitlerimizi yeridir. Millet iradesini temsil etmek üzere minnetle ve saygıyla anıyorum. Bir sanatçı Meclis çatısı altında yer alan vekillerimizin olarak ben de ülkemi en iyi şekilde temsil seçim kampanyalarındaki gayreti ülke etmek, tanıtımına katkı sağlamak için sorunlarının çözümünde de sürdürmeleri Turgut Özakman / Yazar elimden geleni yapmaya gayret ediyorum. önem taşımaktadır.

TBMM zaferi sağla- yan, Cumhuriyet’i ilan eden ve çağdaş devleti Nazlı Eray / Yazar kuran, millî iradeyi temsil eden büyük ku- TBMM, Türkiye Cumhuriyeti’nin 23 Nisan 1920’de kurulan yasama ruluştur. Bu duruşunu organıdır. Hepimizin bildiği gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sürdürmek, herkes de birçok karar alma yetkisi ve görevi vardır. Millet iradesine dayanan TBMM’ye saygı göster- ve seçimle işbaşına gelen bir kuruluş olması nedeniyle benim için mek zorundadır. kutsaldır.

Nisan 2013 37

14-20 Nisan: Kutlu Doğum Haftası

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu yıl “Hz. Peygamber ve İnsan Onuru” temasının işleneceği Kutlu Doğum Haftası mesajında, “İslâm’ın, insan onurunu merkeze alarak tesis ettiği insan anlayışının esaslarını Hz. Peygamberin (s.a.s) çağlar üstü örnek hayatında, sünnet-i seniyyesinde, söz ve davranışlarında, en genel hatlarıyla da Veda Hutbesi’nde görmek mümkündür. Rahmet Peygamberi (s.a.s), on binlerce insana hitaben yaptığı o tarihî konuşmasında insanların canlarının, mallarının ve ırzlarının yani kişilik değerlerinin ve insanlık onurlarının dokunulmaz olduğunu bildirmiştir” dedi.

Bir Gece

On dört asır evvel, yine bir böyle geceydi, Kumdan, ayın ondördü, bir öksüz çıkıverdi! Lâkin o ne hüsrandı ki: Hissetmedi gözler; Kaç bin senedir, halbuki, bekleşmedelerdi! Nerden görecekler? Göremezlerdi tabî’î: Bir kere, zuhûr ettiği çöl en sapa yerdi; Bir kere de, ma’mure-i dünyâ, o zamanlar, Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi. Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta; Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi! Fevzâ bütün âfâkını sarmıştı zemînin Salgındı, bugün Şark’ı yıkan, tefrika derdi.

Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki öksüz, Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi! Bir nefhada kurtardı insanlığı o ma’sum, Bir hamlede kayserleri, kisrâları serdi! Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi; Zulmün ki, zevâl akılına gelmezdi, geberdi! Âlemlere, rahmetti, evet, Şer’-i mübîni, Şehbâlini adl isteyenin yurduna gerdi. Dünya neye sâhipse, onun vergisidir hep; Medyûn ona cem’iyyeti, medyûn ona ferdi. Medyûndur o ma’sûma bütün bir beşeriyyet... Yâ Rab, bizi mahşerde bu ikrâr ile haşret.

Mehmet Akif Ersoy

Nisan 2013 38 Dünya Parlamentoları

“Görkemli, sade ve güzel” AMERİKAN KONGRESİ

merikan Kongre Binası, Temsilciler Meclisi ve Senato’dan Elif Çelik Aoluşan ABD Parlamentosu’na ev sahipliği yapıyor. Bina- nın orijinal ismi olan “Capitol” Latinceden geliyor ve mima- risi de Capitol Tepesi’ndeki Roma tapınağına benziyor. Her ne kadar özgün bir mimariye sahip olmasa da Kongre Binası Tarih sahnesinin başrol Roma’daki örneğinden çok daha ihtişamlı ve kendi çapında oyuncularından biri olan ve bir sanat eseri. dünya siyasetinde önemli bir 1793’te inşasına başlanan Amerikan Kongre Binası, ne- redeyse ABD ile yaşıttır. O günden beri büyük bir yangın konum işgal eden Amerika atlatan, yeniden inşa edilen, genişletilen, defalarca restore Birleşik Devletleri’nin Kongre edilen binanın bugün gördüğümüz hali mahir ellerden çık- Binası da hem siyasi hem mış bir abide olarak ayakta durur. Binaya en son 1960 yılında sosyal pek çok işlevi yerine birtakım yenilemeler yapılmış, ardından 19 Kasım 1960 günü “ulusal öneme sahip tarihî eser” seçilmiş. 2007 yılında ise getiriyor. Amerika Mimarlar Enstitüsü tarafından “Amerika’nın favori mimari eserleri” listesinde ilk sıralarda yer almış.

Nisan 2013 Dünya Parlamentoları 39

1792 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nin üçüncü başkanı Thomas Jefferson’ın isteği üzerine Kongre Binası’nın inşası için bir tasarım yarışması düzenlenir ve yarışmacılara dört aylık süre verilir. 500 dolar ve bir arsa ödülü konulan yarışmaya on tane proje sunulur. 1792 yılında, Amerika Birleşik dan oldukça beğenilir, “görkemli, sade ve güzel” övgüsüyle Devletleri’nin üçüncü başkanı Tho- karşılanır. Bununla birlikte Thornton’ın orijinal tasarımı mas Jefferson’ın isteği üzerine Kongre daha sonra Benjamin Henry Latrobe ve Charles Bulfinch Binası’nın inşası için bir tasarım yarış- tarafından değiştirilir. ması düzenlenir ve yarışmacılara dört Kongre Binası için temel atma törenleri 18 Ekim 1793’te aylık süre verilir. 500 dolar ve bir arsa yapılır ve bu tarihin yazılı olduğu taşı, ritüel gereği Mason ödülü konulan yarışmaya on tane proje kıyafetleri giyen George Washington yerleştirir. Binanın sunulur. Bunlardan beklentileri karşı- Senato kanadı 1800, Meclis ise 1811 yılında tamamlanır. layan sadece eğitimli Fransız mimar Binanın inşası henüz tamamlanmamış iken, 17 Kasım 1800 Stephen Hallet’e ait tasarımdır, ne var tarihinde ABD Kongresi’nin ilk oturumu gerçekleştirilir. Her ki Fransız üslubu ağır bastığı, çok süslü iki kanadın da tamamlanmasının üzerinden çok geçmeden, ve pahalıya mal olduğu için sonradan 24 Ağustos 1814’te Kongre Binası İngilizler tarafından yakılır bu tasarım kabul edilmez. Yarışmaya ve 1815’te başlayan yenilemeler 1819’da tamamlanır. son anda katılan William Thornton’ın 1850 dolaylarında, yeni eyaletlerden gelen meclis üye- 19. yüzyıl neo-klasik üslubundaki tasa- lerinin sayısı arttıkça Kongre Binası’nın yetersiz olduğu rımı hem halk hem de Başkan tarafın- düşünülür ve yeni bir tasarım yarışmasının ardından Phila-

Nisan 2013 40 Dünya Parlamentoları

delphialı mimar Thomas U. Walter tarafından binanın güney ucuna Temsilciler Meclisi, kuzey ucuna ise Senato olmak üzere iki kanat eklenir. Bu inşa sırasında başta planlandığı gibi Avrupa’dan getirilen ücretli işçiler değil, zenci köleler kullanılmıştır. Yenilemeler sırasında binanın orijinal tasarımındaki kub- be de yıkılır ve “düğün pastası” şeklindeki yeni kubbe yapılır. Yine Mimar Walter tarafından tasarlanan kubbe, eski kub- beye ait kâgir ayaklar üzerinde oturmasına rağmen ondan üç kat daha ağırdır ve 30 metre daha geniş çapa sahiptir. Kubbe vakur bir şekilde taçlandırdığı binaya öyle yakışır ki oraya sonradan eklenmiş olması şaşırtıcıdır. Bununla birlikte, ilk bakışta görüleceği üzere Kongre Binası’nın Vatikan’daki Aziz Petrus Bazilikası’na ve Londra’daki Aziz Paul Katedrali’ne çok benzemesine neden olmuştur. İki katlı olan bu kubbenin alt katında, en güzel örneğini Roma mimarisindeki Pantheon’da görebileceğimiz bir göz (pencere) vardır. Normalde göğe açık olması gereken bu göz, kubbenin ikinci katındaki “Washington’ın ilahlaştırılması”nı anlatan resime, yani temsilî gökyüzüne açılır. Kubbenin tepe noktasında yer alan ve Tanrı katını temsil eden bu eser, masonluğun simgelerinden biri olan ve Roma İmparatorluğu için de önem taşıyan “Tanrı’nın gözü”nün bir tasviridir. Ge- orge Washington’ı Roma ve Yunan tanrıları ile çevrelenmiş olarak gösteren bu resimle, ABD’de ilk kez henüz hayatta olan bir kurucunun ilahlaştırıldığı rivayet edilir. Binanın böyle ezoterik simgelerle bezeli oluşu, pek çok komplo teo- risyeni için de ilham kaynağı olmuştur. Görülmeye değer bir sanat merkezi Binanın içinde özellikle resimlerden oluşan pek çok sanat eseri bulunmakla birlikte bunların büyük bölümü ziyaret- çilerin görebileceği yerlerde bulunmuyor. Ulusal ülkülerin, yerleştirilmiş. Kubbedeki “Washington’ın İlahlaştırılması” ile vatanseverlik gibi değerlerin temsil edildiği bu resimler, “Birleşik Devletler Tarihi” adlı resimleri de Brumidi yapmış- esasında parlamenterlere ilham veren, kılavuzluk eden, tır. Bunların dışında, kubbenin içinde Birleşik Devletler’in hatta nasihatte bulunan sanatsal betimlemelerden oluşuyor bir ulus olarak gelişmesini gösteren sekiz büyük resim yer ve kronolojik olarak Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfi ile alıyor. Doğu tarafında “Pocahontas’ın vaftizi”, “seyyahların başlıyor. İlk olarak İtalyan/Yunan kökenli Amerikan sanatçı gemiye binişi”, “Mississippi’nin keşfi” ve “Kristof Kolomb’un Constantino Brumidi tarafından 1856 yılında Senato kanadı- karaya ayak basışı” temalı resimler yer alırken batı tarafını nın ilk katındaki koridorlara yapılan duvar resimleri, Birleşik “bağımsızlığın ilanı”, “General Burgoyne’un teslim oluşu”, Devletler tarihindeki çok önemli olay ve kişileri betimliyor. “Lord Cornwallis’in teslim oluşu” ve “George Washington’ın Bu çalışmalar arasında Benjamin Franklin, John Fitch, komiteden çekilmesi” temalı resimler süslüyor. Kubbenin Robert Fulton gibi isimler ile “Louisiana’nın alınması” gibi tepesindeki “Özgürlük Heykeli” ise 1863 yılında eklenmiş. sahneler yer alır. Bölgeye özgü bitki örtüsü ile hayvan betim- Kongre Binası, ABD’nin elli eyaleti tarafından bağışlanan lemelerinin de duvarları süslediği görülür. Brumidi, gelecek ikişer heykelle birlikte ulusal heykel koleksiyonuna da ev olay ve kişiler için de pek çok boş yer bırakmış, örneğin Apol- sahipliği yapıyor. Bu heykellerden biri, Hawaii adalarını fet- lo 11 ve Challenger adlı uzay mekiklerinin tasvirleri buralara heden Kral Kamehameha’nın tunç heykelidir. Koleksiyonun

Nisan 2013 Dünya Parlamentoları 41

ların misafirleri tarafından kullanılan releriyle süslenmiş; bunlardan sadece spa benzeri banyolar mevcutmuş. Za- Hz. Musa’nın bir bütün olarak betim- manında masaj ve berber salonları da lendiği temsilî heykel meclis başkanı barındıran bu banyolardan günümüze kürsüsünün karşısında yer alıyor. Mec- sadece iki tane mermer küvet kalmış. lis kanadının ilk katında kuzey-güney Bodrumdan Kongre Binası’nın kubbe mihverinde uzanan 30 buçuk metrelik kısmına çıkan merdivenin, bir yılın koridorda, beyaz mermerden yapılmış günlerini temsilen 365 tane basamağı 28 tane oluklu sütun yer alıyor. bulunuyor. Senato ilk olarak dışarıdan gürültü Kubbenin kuzeyindeki kanat Sena- gelmemesi için penceresiz olarak yapıl- to, güneyindeki kanat ise Temsilciler mış, ışık ise tavandaki bir pencere ile Meclisi’dir. Bunların üst kısımlarında, sağlanıyormuş. Daha sonra bu pencere ziyaretçilerin her iki meclisi de görebi- kaldırılmış, tavan ve duvarlar restore yüzüncü ve son parçası ise New Mexico leceği salonlar bulunan yapı neo-klasik edilmiş. Bugün senatörler yarım daire eyaletinin 2005’te bağışladığı, 1680 yı- mimariye örnektir. Ana binayı ofisle- oluşturan tasarımıyla yüz koltuklu ve lında İspanyol sömürgesine karşı çıkan rin olduğu ek binalara yeraltı tünel- iki katlı bir salon kullanıyor. ruhani lider Popé’nin heykelidir. leri ve özel alt geçitler bağlar. Kongre Tarih sahnesinin başrol oyuncula- Kubbenin hemen altında bir yeraltı Binası’nın içindeki odalardan Senato rından biri olarak dünya siyasetinde mezarı yer alıyor; burası başta George kanadındakiler “S” (İngilizce: Senate), önemli bir konuma sahip Amerika Washington’ın ebedi istirahatgahı Meclis kanadındakiler ise “H” (İngiliz- Birleşik Devletleri... Kongre Binası ise olarak düşünülmüş, ama vasiyeti üze- ce: House) harfleriyle tayin edilmiştir. ünlü e pluribus unum (Birlikten kuvvet rine Washington’daki Vernon dağında Kongre Binası’nın Temsilciler Mec- doğar) mottosunun vuku bulduğu, par- ziyaretçilere de açık olan bir mezara lisi bugün 448 koltuğa sahip ve sena- lamentonun görevini yerine getirdiği gömülmüş. Söz konusu yeraltı mezarı törlerden farklı olarak temsilcilerin yer olmakla birlikte sosyal bir işleve günümüzde sergiler için kullanılıyor. kendileri için tahsis edilmiş koltukları de sahip; yabancı siyasetçiler burada Kongre Binası’nın bodrumunda, yok. Meclis salonu, Kanuni Sultan ağırlanıyor, Amerikan sanatının na- şehirde henüz modern su tesisatı bile Süleyman’ın da aralarında bulunduğu dide örnekleri sergileniyor ve bina her mevcut değilken Kongre üyeleri ve on- yirmi üç ünlü yasa koyucunun port- yıl binlerce turistin akınına uğruyor.

Nisan 2013 42

AB üyeliğinin yolu TBMM Genel Kurulu’ndan geçer

ürkiye ile Avrupa Birliği arasındaki bağların en güçlü yansımasını par- Tlamentolar oluşturuyor. Millet iradesinin tecelli ettiği parlamentolar arasındaki güçlü diyalog ve işbirliği, esasen halklar arasındaki güçlü diya- loğun ve etkileşimin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk milletinin iradesinin yansıdığı aziz bir meclistir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesini gururla taşıyan yüce bir meclistir. Her zaman, her platformda vurguladığım bir hususu Parlamento Egemen Bağış dergisi aracılığıyla da hatırlatmak isterim. Türkiye’nin Avrupa Birliği üye- liğinin yolu belirli minvallerden, belirli mekanlardan, belirli kesimlerin Avrupa Birliği Bakanı ve onayından değil, bu yüce Meclis’in, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Genel Başmüzakereci Kurulu’ndan geçmektedir. TBMM Genel Kurulu’nda görüştüğümüz her mevzu, çıkarılan her yasa Avrupa Birliği sürecinde de mesafe almamız anlamına geliyor. Bu çerçevede, kuruluşundan bugüne yüce Meclisimizde Türkiye’nin AB reformları, AB’nin reformları muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkma hedefine katkı sağlamış değildir. Bu reformların her biri bütün üyelere şükranlarımı sunuyor, ebediyete intikal etmiş olan bütün parlamenterlerimizi de hayırla, rahmetle yad ediyorum. milletimizin yaşam kalitesini Bilindiği gibi milletimizin teveccühüyle 2002 yılında iktidara gelen Hü- yükselten, ülkemizi daha kümetimiz, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini öncelikli ve kararlı bir hedef olarak belirlemiş, yüce Meclisimizin yardımıyla bu kararlı hedefi somut demokratik, daha müreffeh, kazanımlara dönüştürmüştür. O günden, yani Hükümetimizin işbaşına daha dinamik ve şeffaf bir yapıya geldiği 2002 yılından bugüne kadar, TBMM’de yaklaşık 300 birincil düzen- leme, 1400’e yakın da ikincil düzenleme çıkarılmıştır. Şu anda Avrupa’da kavuşturan nitelik taşımaktadır. dahi ülkemizin reform hızını yakalayabilen, Parlamentomuzun hızına yetişebilen bir başka ülke olabileceğini zannetmiyorum.

Nisan 2013 43

Bu kararlılığımız sayesinde Türkiye, Hükümetimizin göreve gelmesin- ği, Fransa’nın Hollande yönetimiyle birlikte önceki Cumhurbaşkanı den iki yıl sonra 17 Aralık 2004’te müzakere tarihi almış, 3 Ekim 2005’te de Sarkozy’nin engel koyduğu 5 başlıktan birinde, 22. Fasıl’da (Bölgesel Avrupa’da saatleri durdurmak suretiyle müzakerelere başlamıştır. Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu) blokajı kaldıracağını açık- Şunu her platformda rahatlıkla dile getiriyorum: Türkiye bugün itiba- lamasıydı. rıyla Cumhuriyet tarihinde Avrupa Birliği standartlarına en yakın olduğu Bu gelişmenin ardından Fransa’ya bir ziyaret gerçekleştirmiş ve noktadadır. muhataplarımıza bunun sadece bir başlangıç olduğunu iletmiştik. Bu Biz Avrupa Birliği sürecimize reform perspektifinden bakıyor ve süreci mesajlarımızın ardından 22. Faslın açılması konusunda Avrupa Birliği ile asla karşımıza çıkarılan siyasi engellere endekslemiyoruz. de resmî temaslara başlanmıştır. İnşallah en kısa sürede bu Faslı müza- kerelere açmış olacağız. Durmak yok reforma devam Bu yeterli mi, elbette değil. Dediğimiz gibi bu bir başlangıç. Ancak iyi İleri demokrasi için, AB standartlarının da üzerinde bir Türkiye için, 2023 bitirmek, iyi başlamaktan daha önemlidir. hedeflerimiz için “İnadına reform” diyerek, “Durmak yok reforma devam” Sadece bir fasılda böyle olumlu bir tutum takınılması, diğer fasıllarda- diyerek yolumuza devam ediyoruz. ki blokajların kaldırılması zaruretini ortadan kaldırmaz. Önümüzdeki dönemde de TBMM Genel Kurulumuzun ve Komisyonla- Hükümetimiz reform sürecindeki tavizsiz ve kararlı duruşuyla rımızın, AB uyum sürecimizin bir aktörü olarak reform sürecine bağlılığını Avrupa’nın Türkiye’ye karşı gösterdiği dirençleri bir bir kırmaya başla- muhafaza edeceğine şüphe yoktur. Sadece AB ile katılım müzakerelerimi- mıştır. Önümüzdeki süreçte de Türkiye’nin önüne koyulan duvarların bir zin ilerlemesi için değil, vatandaşlarımızın yaşam standartlarının yükseltil- bir yıkılmaya devam edeceğini ümit ediyoruz. Zira bu, hâlihazırda birçok mesi için de reformlar olmazsa olmaz bir unsurdur. krizle aynı anda mücadele etmek durumunda kalan Avrupa Birliği için AB reformları, AB’nin reformları değildir. Bu reformların her biri milleti- aklın ve mantığın gereğidir. mizin yaşam kalitesini yükselten, ülkemizi daha demokratik, daha müref- Türkiye Avrupa Birliği sürecinin temelini reform sürecine bağlılık üze- feh, daha dinamik ve şeffaf bir yapıya kavuşturan bir nitelik taşımaktadır. rine bina etmiştir, Hükümetimiz yoluna bu temel üzerinde ve kararlılıkla Biz bu zamana kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de üzerimize devam edecektir. düşenleri, milletimizin bize verdiği ödevleri yerine getirmeye ve reform Bu çerçevede, Bakanlar Kurulu’nun yeniden yapılandırılması kap- sürecimize sahip çıkarak kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. samında Hükümetimizin ihdas ettiği Avrupa Birliği Bakanlığı, aynı Son günlerde Türkiye’nin bu kararlılığının artık somut kazanımlara zamanda Türkiye’nin bir reform mutfağı anlayışıyla çalışmaya devam dönüştüğü gelişmelere hep birlikte şahit oluyoruz. Bunun son örne- edecektir.

Nisan 2013 44 Röportaj

Zor yılların Meclis Başkanı Ferruh Bozbeyli Bazı şeyler benimle birlikte gidecek

Röportaj: Songül Baş | Fotoğraflar: İsmail Demir ani “kitap gibi adam” denir ya bazıları için… Ya da H“Hayatımı yazsam roman olur” der kimileri… Karşı- mızda hem “kitap gibi bir adam” vardı, hem de roman gibi bir hayat… Her sorumuza öyle derinlikli yanıtlar verdi ki, yalnız kendi siyasi yaşamının değil, Türk siyasetinin de bir “Türk sağının kara kutusu” fotoğrafını koydu önümüze. Onu dinlerken 1960’lı yıllardan Ferruh Bozbeyli’nin siyaset günümüze uzandık; kâh renkli kâh acı hatıralara kulak ver- yaşamı birbirinden çarpıcı dik. “Türk sağının kara kutusu” Ferruh Bozbeyli, siyasette dolu dolu geçirdiği 17 yıla ilişkin öyle şeyler anlattı ki, “Gü- notlarla dolu. Türkiye’nin leriz ağlanacak halimize” demekten kendimizi alamadık. zor yıllarına tanıklık eden Röportajımız sırasında Bozbeyli’nin söylediği bir cümle Bozbeyli, “Bazı şeyler ise dikkatlerden kaçacak gibi değildi: “Bazı şeyler benimle benimle birlikte gidecek” birlikte gidecek.” Siyasetin duayen ismi Ferruh Bozbeyli ile sohbet ederken diyor. 86 yıllık yaşamının dönüm noktalarına değindik. 1927’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık kazasında başlayıp Ankara’ya

Nisan 2013 Röportaj 45

uzanan hayat yolculuğunun ilk ipuç- Yassıada’da İETT’de gece bekçisi, matbaalarda kağıt kırıcı, film setlerinde larını çocukluk yıllarında aradık. figüran olarak çalışmış. “İETT’de gece bekçisiyken sokak Bozbeyli, o günleri şöyle anlatıyor: “Bir karşılaş- lambalarının yanıp yanmadığını kontrol ediyordum. 186 lira köy ortamında büyüdüm. Rahmetli ba- tığım maaş alıyordum; o zaman için iyi bir paraydı, arkadaşlarıma bamın memuriyeti dolayısıyla ilkokulu olaylar borç bile veriyordum. Benim okumamda İETT’nin çok payı Islahiye’de, ortaokulu İskenderun’da, beni siyasete vardır” diyen Bozbeyli, figüranlık işinden de keyifle söz liseyi Antakya’da okudum. Ailemde ediyor: “Arkadaşlarımla birlikte Yavuz Sultan Selim Ağlıyor, okuma şansını yakalayan ilk ben ol- yönlendirdi, İstanbul’un Fethi, İngiliz Kemal gibi birkaç filmde figüranlık dum. Çok iyi bir talebeydim. Liseyi yaşananlara yaptık. Günlük 5 lira veriyorlardı. Bir öğrenci için önemli bitirdiğimde, babam yüksek tahsil için seyirci bir paraydı.” imkanımızın olmadığını söyledi. Ben kalamayacağımı Ferruh Bozbeyli, Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra de askere gittim. Döndüğümde beledi- düşündüm. 1962’ye kadar İstanbul’da avukatlık yapmış. 27 Mayıs askerî yede memur olurum diye düşünüyor- darbesinin zor günlerinde Yassıada’da dum. Askerliği bitirdim, o sırada İstan- ve arkadaşlarının yargılanma sürecinde Prof. Dr. Osman bul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde Turan’ın avukatlığını üstlenmiş. Yassıada mahkemelerin- okuyan arkadaşım Fatin Baki geldi, de yaşananlar Ferruh Bozbeyli’yi siyasete yönlendirmiş. ‘Memurluk yapacaksan İstanbul’da Bozbeyli, yaşamındaki dönüm noktalarından biri olarak da belediye var. Belki orada okuma değerlendirdiği Yassıada günlerini şöyle anlatıyor: “Ben şansın da olur’ dedi. Bana yol parası ve Türkiye’de bazı şeylerin varlığını Yassıada münasebetiyle başlangıçta harcamalara yetecek kadar fark ettim. Gördüm ki, ülkemizde siyasi parti veya dernek para verdi. Böylece İstanbul’a gittim.” kurulduğunda, bunların maksadına mani olmak isteyenler, yani hasımları da Türkiye’de. Oysa biz hep beraber olmalıyız, Gece bekçiliği ve figüranlık hasımlarımız varsa hudutlarımızın dışında bir yerde olmalı. Ferruh Bozbeyli, İstanbul’da hem Biz birbirimizle uğraşırsak başkalarının eğitimine devam etmiş hem de çeşitli uğraşmasına lüzum yok. Ben bunu işlerde çalışarak para kazanmış. İs- Yassıada’da fark ettim; insanlar birbir- tanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi lerine düşmüşler, biri diğerini düşman mezunu Bozbeyli, öğrencilik yıllarında biliyor... Bugün dahi bundan yakamızı kurtaramadığımızı düşünüyorum ve “Dokunulmazlık üzülüyorum. Siyasi görüşü birbirine benzemeyen insanlar komşuluk bile kaldırılmamalı” yapmayabiliyor. Şu hale bakın... Hani demokrasi? Farklı düşünceye niye ta- Ferruh Bozbeyli, milletvekili doku- hammül edilemiyor? Türkiye’nin insanı nulmazlığı ile ilgili tartışmaları şöyle birbirine sevgiyi çok görüyor, birbirinin değerlendirdi: “Anayasa milletvekili eksiğini, kusurunu arıyor. Cennet gibi dokunulmazlığı demiyor ki, yasama bir vatanımız var ama bunun yeterince dokunulmazlığı diyor. Dokunulmaz kıymetini bilmediğimizi düşünüyorum.” olan yasamadır, yasama faaliyetlerdir. Bunun bir manası var, durduk yere “Yaşananlara seyirci değil... Ben dokunulmazlığın kaldırıl- kalamazdım” maması lazım geldiği kanaatindeyim. Ancak ‘dokunulmazlık kalksın’ diye Ferruh Bozbeyli, söz Yassıada’dan açı- savcı müracaat etmişse Meclis’in de lınca pek çok konuya değiniyor. Belli bunu yapması gerekir, yani Meclis de ki o olağanüstü dönemlerin izleri hafı- adamını korumayacak.” zasında ilk günkü canlılığıyla duruyor. Bozbeyli’nin o günlere ait hatıralarından biri şöyle: “Yassıada’da duruşmalar

Nisan 2013 46 Röportaj

bitince iddiaya bir ay süre verdiler, mü- dafaaya ise on gün… Üstelik bu on gü- nün bir günü müvekkillerle görüşmeye ayrıldı. Fenerbahçe Vapuru her gün saat sekizi çeyrek geçe kalkıyor, 45 dakikada bizi oraya götürüyordu. Fakat müvek- killerimizle görüşeceğimiz gün vapur bozuldu. Bize ‘Kendiniz bir motor bulup gidebilirsiniz’ diyorlar. Bu amme hizme- tiyse motoru niye ben bulacağım? Neyse sonunda bir motor bulundu, gittik. Saat öğleyi bulmuştu. İçeri girdik, Demokrat Parti’nin 10 yıllık Meclis zabıtlarını bir yere yığmışlar. Onun yanına da 10 yıllık grup zabıtlarını koymuşlar. Bir üsteğ- men var. Bu üsteğmen, 72 avukatın her birine istediği belgeleri bulup verecek. Bu mümkün mü? Üstelik müvekkillerle görüşme de aynı gün olacak. İnsan insa- na bunu yapar mı? Çok acı bir şey. Fakat hâlâ bu acıyı yüreğinde hissetmeyen insanların Türkiye’de yaşadığını biliyorum. kurulu üyelerimizi seçmeliyiz’ demeyi Yassıada’da karşılaştığım olaylar beni siyasete yönlendirdi; yaşananlara seyirci düşünüyordum. Kürsüye çıktığım sı- kalamayacağımı düşündüm. Türkiye Yayınevi’nin sahibi Tahsin Demiray, ‘Senin rada önde oturan biri ceketini çıkarıp siyasete girmen lazım’ dedi ve beni Adalet Partisi İstanbul İl İdare Heyeti’ne yaz- benim mikrofonun üzerine örttü. Son- dırdı. Böylece siyasete girdim.” radan Maliye Bakanlığı yapan Sadık Tekin Müftüoğlu’na, ‘Niye mikrofonu “Korka korka milletvekilliği yapılmaz” örttün?’ diye sordum. ‘Bu mikrofonun ucunu bir yere bağlarlar, komiteciler Ferruh Bozbeyli, 1961 genel seçimlerinde Adalet Partisi İstanbul Milletvekili oldu. dinler’ dedi. Ben de ceketi topladım, Henüz 34 yaşında genç bir siyasetçiydi. Adalet Partisi’nin ilk grup toplantısında yüzüne doğru attım ve düşündü- yaşanan olay onu Grup Başkanvekili yaptı: “Tahsin Demiray kürsüde hoş geldiniz ğümden çok daha farklı bir konuşma konuşması yapıyor. Bu sırada bir kargaşa oldu. Meğer bir gazeteci de girmiş grup yaptım. ‘Ben milletvekiliyim. Benim toplantısına, hiçbirimizin haberi yok. O telaş sırasında konuşmak için söz istedim. söylediğimi Cemal Gürsel de duysun, ‘Bir grup önce organize olur. İlk iş olarak grup başkanvekillerimizi ve grup yönetim komiteciler de duysun, herkes de duy- sun. Öyle korka korka milletvekilliği “Grup toplantısına ziyaretçi giremezdi” yapılmaz’ dedim. Bir alkış koptu. ‘Grup Başkanvekili seçilsin’ dediler ve seçtiler. Ferruh Bozbeyli’ye “Meclis’te sizin döneminizle bugün arasında büyük farklar var mı?” Babamın yanına geldim, ‘Beni Grup diye sorduk. “Bizim zamanımızda olmayan birkaç şeyi bugün Meclis’te görüyorum. Bu Başkanvekili seçtiler’ dedim. Babam, beni ciddi şekilde kaygılandırıyor” diyen Bozbeyli, şöyle devam etti: “TBMM’deki parti ‘Bu memlekette bir yere isabetle de grupları, partinin değil, Meclis’in organıdır. Oraya milletvekillerinden başkası giremez. gelinir, şansla da gelinir. Ama o yerde Oysa ziyaretçileri dolduruyorlar. Bu, içtüzüğe aykırıdır ve yanlış bir harekettir. Bizim şansla kalınmaz, madem ki geldin, zamanımızda grup toplantısına evrakı getirip götüren sağır ve dilsiz bir hademeden çalışacaksın’ dedi, ben de öyle yaptım.” başkası giremezdi. Meclis grupları parti organı olmadığı için parti amblemi, bayrağı da Ferruh Bozbeyli’nin milletvekilliği asılamaz. Meclis’in çatısı altında bunu yapamazsın. Ama ne yazık ki bunun da örneklerini döneminden ilginç bir not daha akta- görüyorum.” ralım. Öğrencilik yıllarından itibaren kitap okumayı çok seven, İstanbul’da

Nisan 2013 Röportaj 47

sahafları sık sık ziyaret eden Bozbeyli, araştırma-inceleme merakını Meclis’te de sürdürmüş. Grup Başkanvekili olun- ca 36 isim belirlediğini anlatan Bozbey- li, “Tekrar tekrar milletvekili seçilmiş, bakan olmuş, Meclis’te itibar görmüş 36 kişi tespit ettim. Bunların icraatla- rını, konuşmalarını Meclis zabıtlarında okudum, önemli bulduğum yerleri not aldım. Bu çalışma 6 ay sürdü. 4 nüsha yaptım, arkadaşlarıma da dağıttım. Bir tanesi hâlâ durur bende” diyor. Bozbeyli’yi şaşırtan manşet Milletvekili seçilip İstanbul’dan Anka- ra’ya geldiğinde Ferruh Bozbeyli’yi hayrete düşüren konulardan biri “siya- setin dili” olmuş. Bozbeyli, o dönemde yaşadığı şaşkınlığı şöyle anlatıyor: “İstanbul’da öyle bir muhitten geldim ki, konuşmanız sırasında ‘at’ demeniz diye anılan Bozbeyli, 1970’e kadar üç dönem bu görevi yürüttü. Hem Adalet Partisi icap etse önce ‘affedersiniz’ der, sonra hem de Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin oyuyla başkanlık koltuğuna ‘at’ kelimesini söylerdiniz. Milletvekili oturan Bozbeyli, “Meclis’teki bütün milletvekilleri bana güveniyordu, yönetimde olarak Ankara’ya geldiğim ilk günlerde taraf tutmayacağıma, dürüst davranacağıma, hukuk dışına çıkmayacağıma ina- Ulus Gazetesi’nde bir manşet gördüm: nıyorlardı. Öyle de oldu. Bunu kendi kendime söylemiş olmak istemem ama bunu ‘Gümüşpala deli dana gibi dolaşıyor.’ bana ifade edenler çok olmuştur” diyor. 1970 yılında önce TBMM Başkanlığı’ndan, CHP Genel Sekreteri Kemal Satır böyle ardından Adalet Partisi’nden istifa eden Bozbeyli, bunun nedenini sorduğumuz- demiş, gazete de manşet yapmış. Bir da şu yanıtı veriyor: “Ben bulunduğum yerde ısrar ettiğim takdirde bu durumun arkadaşıma, ‘Böyle bir ifade nasıl kul- çevrem için bir problem haline geleceği kaygısını taşıdığım andan itibaren orada lanılabilir? Siyaset böyle mi yapılıyor? durmuyorum. O zaman Adalet Partiliydim ve orada kalmakta ısrar ederek parti Biz bunun için mi buraya geldik?’ diye içinde ayrılıklara, çözülmelere yol açmak istemedim. Adalet Partisi, 1970’e kadar yakındım. O da ‘Biraz sabırlı ol, yarın çok başarılı bir partidir, Süleyman Demirel de o dönemde memlekete çok önemli cevap verirler’ dedi. Ben cevap verirler hizmetler yapmıştır. Ama ondan sonra kendi içinde birçok sıkıntısı oldu. Kurulu mi vermezler mi ona bakmıyordum, bir parti benim yüzümden zarar görmemeli diye düşündüm.” seçilen kelimeye itiraz ediyordum. Bir gün sonra Adalet Partisi’ni tutan bir “Hepimiz imtihandan geçtik” gazetede ‘İsmet Paşa da koca öküz gibi Ferruh Bozbeyli, istifaların ardından parti genel başkanı olarak siyaset yolculuğunu oturuyor’ diye yazdılar. Bu nasıl bir sürdürdü. 1970-1978 yılları arasında Demokratik Parti Genel Başkanlığı’nı üstlenen iştir? Biz birbirimizle tartışamıyoruz, Bozbeyli, 16 Mayıs 1978’de istifa ederek siyasi hayattan çekildi. Türkiye’nin zor dövüşüyoruz. Türkiye’nin bugün de yıllarında siyaset yaptığını ifade eden Ferruh Bozbeyli, “27 Mayıs’ın rüzgarı de- yarın da en önemli meselesi budur.” vam ediyordu. Biz, 27 Mayısçılar ne yapmışsa hepsini tersine çevirmek istiyorduk, 1961-1962’de Adalet Partisi Grup Halk Partisi ise hiçbir şeye dokundurmak istemiyordu. Bu bir zorluk yaratıyordu. Başkanvekili, 1962-1965 yılları arasında 22 Şubat, 21 Mayıs, 12 Mart… Hepsi arka arkaya geldi. Hepimiz bir imtihandan üç dönem TBMM Başkanvekili olan geçtik bu zor yıllarda” diyor. Ferruh Bozbeyli, 1965’te ise TBMM Ferruh Bozbeyli’ye “Sizin için ‘Türk sağının kara kutusu’ deniyor. Kendinize Başkanı seçildi. O sırada henüz 38 ya- sakladığınız çok şey var mı?” diye sorduğumuzda, “Evet, var. Başka kimse bilmiyor, şında olması nedeniyle “genç başkan” tek şahidi Allah… Bazı şeyler var, benimle birlikte gidecek” diyor.

Nisan 2013 Sağlıkta büyük dönüşüm

Kanserle Savaş Haftası, Dünya Sağlık Günü, Sağlık Haftası, Ebeler Haftası... Bol bol sağlığı konuşacağımız bir aydayız. Her şeyin başı sağlık olunca bu alandaki çalışmalar ön plana çıkıyor, kamuoyunda dikkatle izleniyor. “Sağlıkta Dönüşüm” yeni düzenlemelerle devam ediyor. Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu ile hem “Sağlıkta Dönüşüm Programı”nı hem de bakanlığın yeni projelerini konuştuk. Çarpıcı açıklamalar yapan Müezzinoğlu, “Biz 2023 hedefimizi dünyanın en mükemmel sağlık sistemleri içerisinde ilk 10’a girmek olarak belirledik. Sağlık hizmetlerini bu hedefe ulaştırmak için kararlılıkla çalışacağız” diyor.

Nisan 2013 Nisan 2013 50 Dosya / Söyleşi

Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu: Sağlıkta küresel bir aktör olmayı hedefliyoruz

Nisan 2013 Dosya / Söyleşi 51

“Sağlıkta Dönüşüm”ün dinamik bir süreç olduğunu belirten Sağlık Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, “Bedenen ve ruhen sağlıklı bir toplumu kalıcı kılmayı hedefliyoruz. Türkiye sağlıkta küresel bir aktör olma hedefinde yoluna emin adımlarla devam edecektir” dedi.

Söyleşi: Elif Çelik

Hükümetiniz döneminde uygulamaya gerçekleştirdi. “Sağlıkta Dönüşüm”, de- konulan “Sağlıkta Dönüşüm Programı”, vam eden, kendini yenileyen dinamik ülkemize ne tür kazanımlar sağlamıştır? bir süreçtir. Bedenen ve ruhen sağlıklı “Sağlıkta Dönüşüm Programı” sağlık bir toplumu kalıcı kılmayı hedefliyo- hizmetlerinde tarihî bir değişimi ge- ruz. Türkiye sağlıkta küresel bir aktör tirdi. Halkın sağlık hizmetlerine eşit olma hedefinde yoluna emin adımlarla koşullarda erişebildiği; acil hizmet- devam edecektir. lerden halk sağlığı hizmetlerine kadar Bu soruya son cümle olarak her ko- her alanda ülkemizin en ücra köşesinde nuşmamda vurguladığım bir gerçeği yaşayan vatandaşlarımızın ayağına sağ- eklemek istiyorum. Bizim hükümet lık hizmeti götürülebilen bir dönüşümü olarak sağlıkta belirlediğimiz hedef- gerçekleştirdik. lerde elde edilen başarıda, halkın yü- Ana-çocuk sağlığı, aşılama faaliyet- zünün gülmesinde, özveri ile çalışan leri, bulaşıcı hastalıklarla mücadele gibi hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımızın sağlıkla ilgili gelişmişlik kriterlerinin büyük payı bulunmaktadır. Onlara bir pek çoğunda önemli mesafeler alındı. kez daha halkımız adına şükranlarımı Dünyada sağlığa hakkaniyetli erişim sunuyorum. ve sürdürülebilirlik önemli bir sorun iken, hükümet olarak yürüttüğümüz Bakanlığınız döneminde “Sağlıkta Dönü- sistemle dünyaya örnek olduk. şüm Programı”nın nasıl bir yol haritası Bugün “Sağlıkta Dönüşüm Progra- olacaktır? Bu çerçevede yaşama geçirmeyi mı”nın ülkemiz adına en büyük kaza- planladığınız uygulamalar nelerdir? nımı halkın gülen yüzü ve memnuni- Söylediğim gibi dönüşüm dinamik bir yetidir. Sağlık altyapısı ve teknolojik süreç. Sağlık politikalarımızın temel donanımın yanı sıra dünya çapında amacı vatandaşlarımızın ekonomik ve değere sahip sağlık tecrübesine ulaşıl- sosyal hayata sağlıklı bireyler olarak mıştır. katılımlarını sağlamak ve yaşam kalite- Başbakanımızın büyük desteği ile lerini yükseltmek. Biz 2023 hedefimizi hükümetimiz, sağlıkta “İnsanı yaşat dünyanın en mükemmel sağlık sistem- ki devlet yaşasın, insanı yücelt ki dev- leri içerisinde ilk 10’a girmek olarak be- let yücelsin” anlayışının Cumhuriyet lirledik. Sağlık hizmetlerini bu hedefe tarihindeki en somut yansımalarını ulaştırmak için kararlılıkla çalışacağız.

Nisan 2013 52 Dosya / Söyleşi

Sağlık Bakanlığı tütün, sigara ve obeziteyle mücadelenin de ara- larında bulunduğu çeşitli kampanyalar düzenliyor. Sizin özellikle üzerinde durduğunuz konular nelerdir? İnsan sağlığını tehdit eden en önemli etkenlerin başında obezite ve tütün ürünlerinin kullanımı gelmektedir. Bunların ortak özellikleri ise kontrol altına alınabilen ve önlenebilen risk faktörleri olmalarıdır. Mevcut kampanyalarla bu risk faktörleri konusunda toplum bilgilendirilmiş ve farkındalık oluşturulmuştur. Obezite ile mücadelede vatandaşlarımıza porsiyonlarını küçültmelerini ve hareketlerini artırmalarını tavsiye ediyoruz. Sağlıklı yaşamın bir diğer olmazsa olmazı ise tütün ürünlerini kullanmamaktır. Dumansız Hava Sahası uygulaması ile 2012 yılında dünyaya örnek olduk. Yeni dö- nemde sigara yasağının denetimleri ve önlemler konusunda tedbirleri geliştireceğiz. Sağlık tiyoruz. Sürdürülebilir ve geliştirilebilir Ayrıca Bakanlığımız tarafından yürütülmekte olan “Sağ- çalışanları bir sistemin önünü açmaya çalışıyoruz. lıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” kapsamında tuz Üniversite hocalarımızın tam gününü ve şeker tüketiminin azaltılmasını, başta obezite olmak üzere son 10 yılda eğitime ve sağlık hizmetlerine ayır- diyabet, kalp hastalıklarının önlenmesi için ekmeğin tam gerçekten malarını istiyoruz. Hocalarımızın saat buğday unundan yapılmasını öneriyoruz. çok büyük 17:00’den sonra veya cumartesi-pazar işler başardı. ilave zamanlarını da yine kurumla- Mevcut kampanyalara yenilerini eklemeyi düşünüyor musunuz? rında kullanmalarını ve değerlendir- Kampanyaların kamuoyundaki yansımalarını nasıl değerlendiri- Halkımızın melerini istiyoruz. Bir taraftan kurum yorsunuz? devlet ve gelişirken diğer taraftan hocamız orada Mevcut kampanyalarımız kamuoyunda büyük oranda kabul hizmet algısı hem mesleğini icra edecek, hem de ilave görüyor. Gerek kamu spotları gerekse kampanyalarla ilgili kökten değişti. kazanç elde edecektir. Amacımız marka faaliyetlerimiz kamuoyu tarafından yakinen takip ediliyor. değeri olan fakültelerimizin, marka Özellikle obezite ve tütün konusundaki kampanyalarımızla değeri olan hocalarımızla hizmet ver- toplumun büyük kısmında farkındalık oluştuğuna inanı- mesidir. yorum. Tam Gün Yasası ile ilgili yapaca- Önümüzdeki dönemde toplum sağlığı açısından önemli ğımız düzenlemeler mevcut sistemde bir mücadele alanının da ruh sağlığı olduğunu düşünüyo- kalan hocalarımızın daha dinamik, rum. Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı “ruhen ve fiziken sağlıklı daha motive olmalarını sağlayacaktır. olma hali” olarak tarif etmektedir. Bugün toplumun geneli- Mevcut dinamikler üzerinden yüzde 50 ne baktığımızda ruhen sağlıklı olma kısmını ciddi oranda kazanım sağlamayı planlıyoruz. Ayrıca ihmal ettiğimiz görülüyor. Ruhen sağlıklı nesiller yetişmesi sistemden ayrılan hocaların en az yüz- için önümüzdeki dönemde “Sağlıklı toplumu, sağlıklı bireyi, de 50-60’ının döneceği inancındayız. sağlıklı bir aile ortamını nasıl oluştururuz” sorusuna yanıt Ayrılanların yarısı dönüyorsa, kalanlar arayacağız. da daha çok motive oluyorsa daha sağ- lıklı hizmet vermemiz kaçınılmazdır. “Tam Gün Yasası” sağlık sektörünün en önemli gündem maddeleri Biz ortak, uygulanabilir ve sürdürülüp arasında yer alıyor. Kısa süre önce açıkladığınız yeni düzenlemele- geliştirilebilir bir yol bulmak için ça- rin sağlık sektörüne katkıları hakkında görüşleriniz nelerdir? lışıyoruz. Tam Gün Yasası’na ilişkin şimdilik ilkesel bakış açımızı dek- lare ediyoruz. Yasal düzenlemeler konusunda çalışmalarımız Sağlık kadrolarını nicelik ve nitelik açı- devam etmektedir. Tüm meslektaşlarımızın birikimlerinden sından yeterli görüyor musunuz? Hasta- bu millet ve kurumların azami derecede istifade etmesini is- nelerimizde doktor açığı söz konusu mu?

Nisan 2013 Dosya / Söyleşi 53

Sağlık çalışanları son on yılda gerçekten çok büyük işler Şehir Hastaneleri projesinde gelinen nokta nedir? Bu projenin başardı. Halkımızın devlet ve hizmet algısı kökten değişti. yaşama geçmesiyle birlikte sağlık sektörünün kazanımları neler Sayıları az ama mesleğine âşık, merhamet duygusuna sahip, olacaktır? yürüttüğü hizmetin ertelenemez olduğunu bilen hekim- Şehir Hastaneleri, bünyesinde farklı alanlarda uzmanlaşmış lerimiz ve sağlık çalışanlarımız gerçekten tüm dünyanın ihtisas hastaneleri, Ar-Ge laboratuvarları ve merkezleri, imreneceği başarılara imza attı. teknopark, sosyal tesisler, otel, alışveriş merkezi, konaklama Ülkemizde sağlık personeli açığı maalesef kökü geçmişe ve açık alan kullanımlarının bir bütün olarak barındırıldığı dayanan plansızlığın sonucunda halen önemli bir sorun ola- sağlık kompleksleridir. Tüm dünyada yaygın olarak kulla- rak karşımızda duruyor. Pek çok kere ifade ettiğim gibi bizim nılan bir modeldir. 20 bin uzman hekime, 30 bin pratisyen hekime ihtiyacımız Ülkemiz genelinde 44 bin 635 yatak kapasiteli Şehir Has- var. 50 bin hemşire açığımız var. Önümüzdeki dönemde bizi taneleri, Kamu-Özel Ortaklığı modeli ile planlanmış, 18 en çok zorlayacak konu istihdam açığı. Ancak elbette şikayet adet projenin onayı alınmıştır. Bakanlığımız, Kamu-Özel edecek değiliz. Başta üniversitelerimiz olmak üzere sağlığın Ortaklığı modelinde arsayı temin etmekte, yüklenicilere tüm paydaşları ile el ele vererek, sağlıkta insan gücü açığını arsa üzerinde üst hakkı tesis etmekte, 3 yıl ödemesiz 25 yıl giderme gayreti içinde olacağız. Bizim 2023’e kadar sağlık süreyle kira ödemektedir. Tesisin 25 yıl süreyle yenileme hizmetlerindeki personel ihtiyacını giderecek, işleyen, reel bir de dahil bütün bakım onarımı, proje ve finansman riskleri projeksiyonumuz var. İnşallah sağlıkta insan kaynağı kapasi- yüklenicilere bırakılmaktadır. tesini gelişmiş ülke standartlarına taşıyacağız. Ülkemizin sağlık altyapısı ihtiyacı dikkate alındığında, kamunun kendi kaynaklarıyla gerçekleştirmesi zor olan sağlık kentleri gibi önemli ve acil büyük yatırım projeleri ile bunlarla ilişkili hizmetlerin tasarım ve yönetim süreç- lerinde özel sektörün sermaye, tecrübe ve becerilerinden istifade edilerek sağlık hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde sunulması bu metotla mümkün kılınmaktadır. İdarenin sağlık tesisinden sağlayacağı işletme kârı, kamuya bu proje sebebiyle çok fazla yeni maliyet yüklememiş olacak- tır. Dolayısıyla bu proje sağlık alanında önemli bir ihtiyaca cevap verecektir.

Sağlık Bakanlığı’nın “Anne Sütü Merkezi” projesi de ilgi uyan- dırdı. Bu projenin amaçları ve ne zaman yaşama geçirileceği konusunda bilgi aktarabilir misiniz? Anne Sütü projesiyle, anne sütü alamadığı için her yıl ölen binlerce prematüre bebeği hayatta tutmayı amaçlıyoruz. Bu bebeklerin en büyük ilacı ve en hayati gıdası anne sütüdür. Ancak annelerinde, erken doğum yapmaları nedeniyle süt üretimi olmamaktadır. Bizim burada sütannelerine ihtiyacı- mız var. Bu bebekleri yaşatabilmek Sağlık Bakanlığı olarak bizim sorumluluğumuzdadır. Bebek Yoğun Bakım Ünitelerinin olduğu birimlere Sü- tanne Merkezleri kuracağız. Bizim inanç değerlerimizde sütanne ve süt kardeşliğinin zaten bir hukuku vardır. Kültü- rümüzde olan bir şeyi daha reel, daha yasal, daha takip edi- lebilir ve daha faydalı bir hale getirmek istiyoruz. Bu konuda toplumsal güveni üst noktaya taşımak istiyoruz. Bununla ilgili bir yasal düzenleme yapacağız ve sistemi bu millete ait bir medeniyet projesi haline getirmeye çalışacağız.

Nisan 2013 54 Dosya

Obezite Mücadele Hareketi

Kampanyasıürkiye Obezite (Şişmanlık) ile Mücadele ve Kontrol “TProgramı” ülkemizde de görülme sıklığı giderek artan obezitenin önlenmesine yönelik bilimsel ve siyasi kararlılığın oluşturulması, toplumsal farkındalığın artırılması ve sektör- ler arası faaliyetlerin güçlendirilmesi amacıyla hazırlanmış bir kampanya. Program, özellikle obezitenin nedenleri ve yol açtığı sağlık problemlerine vurgu yapıyor. Genetik, çevresel, nörolojik, fizyolojik, biyokimyasal, sosyo-kültürel ve psikolojik pek çok faktör obezitede etkili olurken aşırı ve yanlış beslenme ile fiziksel aktivite yetersizliği bu rahatsızlığın en önemli nedenleri arasında kabul ediliyor. Kampanya çalışmalarında, obezitenin gelişmesinde dikkat edilmesi gereken faktörlerden birinin de yaşamın ilk yıllarındaki beslenme şekli olduğu vurgulanıyor. Araştırmalara göre obezitenin görülme sıklığı anne sütü ile beslenen çocuklarda, anne sütü ile beslenme- yenlere göre daha düşük oranlarda iken anne sütü verme süresi, tamamlayıcı besinlerin türü, miktarı ve başlama zamanları da obezite oluşumunu etkiliyor. Obezite kalp damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, bazı kanser türleri, kas-iskelet sistemi hastalıkları, solunum Günümüzde dünyanın zorluğu, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, felç gibi sağlık sorunlarının oluşmasına, yaşam kalitesinin azalmasına ve neredeyse her bölgesinde ölümlere yol açıyor. Kampanyanın dikkat çektiği bir diğer obezite yaygınlaşıyor. Üstelik nokta ise obezitenin toplumsal uyumsuzluklara neden ol- bu durum sadece yetişkin ması. Peki, bu tehlike Türkiye’yi ne ölçüde etkiliyor? Sağlık Ba- kadın ve erkekleri değil, kanlığınca yapılan ön çalışma raporu, diğer ülkelerde olduğu çocukları ve gençleri de gibi Türkiye’de de obezite görülme sıklığının gün geçtikçe etkiliyor. Tehlikeyle hem arttığını ortaya koyuyor. Oranlar erkeklerde %20.5, kadınlar- gelişmiş hem gelişmekte olan da %41, toplamda ise %30.3 olarak açıklanmış. Obezitenin nedenleri, sağlığa ve yaşama olumsuz etkileri, ülkeler yüzleşiyor. tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgilendirme, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu’nun “Obezite, Diyabet ve Metabolik

Nisan 2013 Dosya 55

Hastalıklar Daire Başkanlığı” tarafın- Minimum hastalık riski, maksimum sağlık dan düzenlenen kampanya etkinlikleri, Yeterli ve dengeli beslenme sağlığın teme- Maksimum sağlık için; kongreler, sempozyumlar, afişler ve lidir. Beslenme; sağlığı korumak, geliştir- • Yeterli ve dengeli beslenme kamu spotları aracılığıyla yapılıyor. mek ve yaşam kalitesini yükseltmek için • Düzenli fiziksel aktivite Ayrıca Sağlık Bakanlığı’na bağlı in- vücudun gereksinimi olan besin öğelerini ternet sitesinden (www.beslenme.gov. • Sigarasız yaşam yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda tr) konu hakkında daha fazla ayrıntı almak için bilinçli yapılması gereken bir • Stresten uzak durma almak mümkün. Sitede obezite, yeterli davranıştır. • Düzenli sağlık kontrolü şarttır. ve dengeli beslenme, okul sağlığı, fi- ziksel aktivite, tuz tüketimi, diyabet hakkında bilgi ve yönlendirmelere ula- Tuz tüketimini azaltın şabilir, ayrıca beden kitle endeksinizi, yaptığınız aktiviteye göre harcadığınız Birçok kronik hastalığın temelinde yatan aşırı tuz tüketimi, değiştirilebilir bir sağlıksız bes- kaloriyi hesaplayabilirsiniz. lenme alışkanlığıdır. Yapılan bilimsel çalışmalar, ülkemizde tuz tüketiminin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği değerin yaklaşık üç katı olduğunu gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nca aşırı tüketildiğinde sağlığımızı olumsuz etkileyebilen tuzun daha az kullanılmasını sağlamak amacıyla “Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” uygulanıyor.

“Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı” kapsamında; • Toplumda tuzun aşırı tüketimi ve sağlığa etkileri konusunda farkındalık oluşturmak ama- cıyla spot filmler hazırlandı. • Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yapılan işbirliği çalışması sonucunda ekmekteki tuz miktarı % 1,75’ten % 1,5’e düşürüldü. • Milli Piyango İdaresi genel müdürlüğü ile yapılan işbirliği sonrasında 9 Şubat 2013 tarihli piyango çekilişinde tuz tüketiminin sağlığa etkisini vurgulayan bir mesaj yer aldı.

Fiziksel aktivite için vakit ayırın

Son yıllarda tüm dünyada mücadelesi durum ise kalp krizi veya felce neden olur; yoğun bir şekilde devam eden, uzun süreli reflekslerimiz ve reaksiyonlarımız daha enerji dengesizliği sonucunda oluşan ve yavaş hale gelir. birçok hastalığın ortaya çıkmasına zemin Düzenli fiziksel aktivitenin bu olum- hazırlayarak yaşam süresini ve suzluklar üzerindeki faydaları nelerdir? kalitesini olumsuz yönde etki- • Kas gücü ve vücut esnekliğini geliştirir. leyen şişmanlığın (obezite) en • Kalp-damar sistemini güçlendirerek önemli sebeplerinden biri fizik- dayanıklılığı artırır. sel aktivitenin yetersiz olması. • Akıl ve ruh sağlığı açısından da faydalı- Yaşımız ilerledikçe kas doku- dır. Düzenli egzersizle kişi gerilimini azal- sunda azalma, yağ dokusunda tabilir, günlük baskılardan uzaklaşabilir ve artma meydana gelir; kemikler zihnini zinde tutabilir. mineral içeriklerini (kalsiyum ve • İdeal vücut ağırlığına ulaşmayı ve yağ fosfor) kaybeder; kan damarları dokusunda azalmayı sağlar. içinde kalsiyum, kolesterol ve • Daha iyi motor koordinasyon sağlar. yağlar birikerek tıkanıklığa, bu • Çevikliği artırır.

Nisan 2013 56 Dosya

Tütün ve Sigarayla Mücadele Kampanyası

ünyada yaşı 15’in üzerinde olan Tütün Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Tüberküloz ve Akciğer Has- D1,2 milyar kişi (her üç erişkinden talıklarına Karşı Uluslararası Birlik (UNION) ve Sigarasız biri) tütün bağımlısı ve bunların %80’i kullanımı, Çocuklar Kampanyası (CTFK) tarafından çeşitli poster, afiş, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Ül- dünya çapında broşür ve kitapçıklar, reklam filmleri, radyo-gazete reklam- kemiz ise sigara tüketiminde Avrupa önemli bir halk ları, sloganlar, logolar, posterler hazırlandı. ülkeleri arasında üçüncü sırada, dünya sağlığı sorunu Kampanya ile her sosyo-ekonomik konumdan ve görüş- genelinde yedinci sırada yer alıyor ten bireyin, rol modelin ve siyasetçinin kampanyanın ortak Tütün kullanımı, dünya çapında olmakla birlikte sözcülüğünü yapması hedefleniyor. Bu kapsamda “Dumansız önemli bir halk sağlığı sorunu olmakla bu sorunun Hava Sahası Kampanyası” ile kapalı alanlarda sigara tüketi- birlikte bu sorunun önlenebilir oldu- önlenebilir minin engellenmesi ve yasaya geniş bir kamuoyu desteği sağ- ğunu unutmamak gerekir. olduğunu lanması için sanatçılar, kanaat önderleri, sporcular ve siyasi Sağlık Bakanlığı, 19 Ocak 2008 unutmamak parti liderlerinin kampanyaya desteği alındı. Yasa kafe, bar, tarihinde “Tütün Mamullerinin Za- restoran, eğlence mekanları ve kahvehaneleri de kapsadığı için rarlarının Önlenmesine Dair Kanunda gerekir. “%100 Dumansız Hava Sahası” konsepti üretildi. Pasif içicili- Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa” ğin zararlarına değinen 2 reklam filmi ve kadın sağlığını öne ile bu mücadelede önemli bir adım çıkaran afişler kullanıldı. Sigara içmenin ölümcül sonuçlarına attı. Kapalı alanlarda sigara içilmesini vurgu yapılarak, bu davranıştan vazgeçirmek amacıyla tütün yasaklayan mevzuat düzenlemesi ile kullanımının yol açtığı negatif sonuçlar gösterildi, destek için ilgili olarak halkın bilgilendirilmesi Sağlık Bakanlığı’nın Sigara Bırakma Danışma Hattı ALO 171’e ve bilinçlendirilmesi, yasayla ilgili yönlendirme yapılmaya başladı. farkındalığı artırma, yasaya uyum ve Yasa hakkında kamuoyunun bilgi ve farkındalık dü- kabulü sağlama amacıyla “Dumansız zeyi, kapalı ortamlarda hava kalitesi, gençlerin ve yetiş- Hava Sahası” ve “Havanı Koru” slogan- kinlerin sigara içme alışkanlıkları, sağlık çalışanlarının ları eşliğinde yürütülen Ulusal Medya sigara içme durumları gibi konularda Bakanlığın yaptığı Kampanyası halen devam ediyor. araştırmalara dair rapor ile istatistiklere “Havanı Koru” Kampanya çerçevesinde hem Sağlık (www.havanikoru.org.tr) adlı internet sitesinden ulaşılabilir; Bakanlığı hem de Tütün ve Alkol Pi- yasa hakkında kampanyalar, haberler, bilgi dokümanları yasası Düzenleme Kurumu (TAPDK), incelenebilir.

Nisan 2013 Dosya 57

Her Şeyin Başı Sağlık, Sağlığın Başı Aşı

Türkiye aşı programını genişleterek uyguluyor.

Hepatit A

Aşı takvimindeki aşılar ücretsiz uygulanmaktadır. Aile hekiminize başvurunuz. www.saglik.gov.tr

ağışıklama hizmetleri, aşıyla korunulabilir hastalıkların risklerinden korunmak ve sağlık enformasyonu sağlamak Bve ölümlerin önlenmesi açısından çocuklara yönelik en için “Her Şeyin Başı Sağlık, Sağlığın Başı Aşı” sloganıyla, önemli toplum sağlığı müdahaleleri arasında yer alıyor. aşı takvimine eklenen aşılar için iletişim kampanyaları Ülkemizde yürütülmekte olan Genişletilmiş Bağışıklama düzenlendi. Programı’nın amacı; difteri, boğmaca, tetanoz, kızamık, 2002 yılında 7 antijene karşı korunma sağlanırken bu sayı kızamıkçık, kabakulak, verem, çocuk felci, Hepatit B gibi Hepatit-A ve suçiçeği aşılarının takvime girmesiyle 2013 hastalıkları kontrol altına alarak hasta sayısını ve bu has- yılında 13 antijene yükseldi. Türkiye yeni aşıların rutin talıklar sonucu meydana gelen ölümleri azaltmak, hatta aşılama programına dahil edilmesi için kararlı ve bu konuda hastalık etkenini tamamen ortadan kaldırmaktır. çaba sarf etmekte. Hepatit-A aşısının çocukluk çağı aşı tak- Sağlık Bakanlığı’nın bu amaçla yürütmekte olduğu vimine dahil edilmesi ile Sağlık Bakanlığı, Hepatit-A aşısı Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla koruyucu ve temel sağlık için “Aşıyla Hastalıkları Aşıyoruz” ve suçiçeği için “Aşıyla hizmetleri alanında önemli değişiklikler yapıldı; koruyucu Korunuyoruz” sloganları altında bir farkındalık kampanyası sağlık hizmetleri güçlendirildi, birinci basamak sağlık hiz- başlattı. Kampanyanın amacı, çocukluk dönemi aşı takvi- metleri etkinleştirildi. Gelinen noktada, rutin bağışıklama minin uygulanmasının önemine dikkat çekmek ve aşılar çalışmaları sağlık politikaları alanında titizlikle yürütülü- konusunda ülkemizde bilinç ve farkındalık oluşmasına yor. Toplumun ve bireylerin sağlıklarını geliştirmek, sağlık katkıda bulunmak.

Nisan 2013 58 Söyleşi Siyasetten uzakta, sporla ic ice

Söyleşi: Songül Baş

Bülent Ecevit hükümetlerinin alatasaray’ın UEFA Şampiyonu olduğu, “12 Dev Adam”ın GAvrupa ikinciliğine adını yazdırdığı, futbolda dünya Gençlik ve Spordan Sorumlu üçüncülüğünün kazanıldığı yıllardı. Sporda birbiri ardına Devlet Bakanı Fikret Ünlü, gelen zaferler büyük sevinç yaratmıştı. Futbol ve basketbol aktif siyasetten uzakta, sporla başta olmak üzere çeşitli branşlarda “tarih yazdığımız” o yılları dün gibi hatırlayan isimlerden biri Fikret Ünlü… iç içe bir hayat sürüyor. Golf, Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet Bakanı olduğu dönemde kayak ve dağcılığa tutkuyla bu başarılara ulaşılmasının mutluluğunu yaşayan Ünlü, şu bağlı olan Ünlü, “Spor yapmayı sıralar aktif siyasetten uzakta, sporla iç içe bir hayat sürüyor. ihmal etmeyelim” çağrısında En son TBMM 22. Dönem’de Meclis çatısı altında yer alan Fikret Ünlü ile hem siyaseti hem sporu konuştuk. Dergimi- bulunuyor. ze önemli açıklamalar yapan Ünlü, bir de çağrıda bulundu: “Spor yapmayı ihmal etmeyelim.”

Nisan 2013 Söyleşi 59

Siyaset hayatınız nasıl başladı? Sizi poli- Siyasi tikaya yönlendiren ne oldu? hayatım Siyasi hayatım SODEP Parti Meclisi üyeliğiyle 1984’te başladı ama önceki dolu dolu yıllarda sivil toplum örgütlerindeki gö- geçti. Kendime revlerim nedeniyle bir ölçüde siyasetin bir hedef içindeydim. Örneğin, 1965-66-67 Gazi koymuş Eğitim Öğrenci Derneği başkanlığım değildim. sırasında günlük gazetelerin man- şetlerinde adı geçen bir öğrenciydim. Ancak spor Meslek hayatımda Konya TÖB-DER yönetimi başkanlığım, Beden Eğitimi Öğret- konusunda menleri Derneği genel başkanlığım iddialı bir insan ve Amatör Sporcular Derneği genel olduğum için başkanlığım sırasında da ister istemez 56. ve 57. hükümetlerde Gençlik ve Spordan Sorumlu Devlet siyasetle ilgilenmiş oldum. Bunlar bir bu misyonumla Bakanı olarak görev yaptınız. Geçmişe dönüp baktığınızda o ölçüde ısınma turları gibi oldu. Beni gündemden dönemleri nasıl değerlendiriyorsunuz? siyasete zorlayan asıl gelişme ise Be- düşmemeye Başarılı yıllardı diye düşünüyorum. Koalisyon dönemi olsa den Terbiyesi Genel Müdürlüğü göre- çalıştım. da ufak tefek sıkıntılara rağmen toplumsal barışın sağlandığı, vimden alınışımla yaşandı. O günleri terörün durma noktasına geldiği günlerdi. hatırlayanlar bilirler. Her gün gazeteler ve TRT televizyonu, istifa eden federas- Bakanlığınız döneminde sporda önemli başarılar elde edildi. yon başkanlarının ve millî sporcuların Sizde iz bırakanlar nelerdir? direnişleriyle ilgili haber üstüne haber Futboldaki dünya üçüncülüğümüz Türkiye’ye olağanüstü üretiyorlardı. Günün konusu olup sevinç yaşatmıştı. Galatarasay’ın UEFA Şampiyonluğu ve çıkmıştık. İlgi odağı haline gelmiştim. Süper Kupa’yı kazanması, basketboldaki Avrupa ikinciliği- İşin ilginç yanı, beni göreve Ecevit miz, kadın voleybolcularımızın üstün başarıları, güreş ve getirmiş, Ecevit almıştı. Dostlarla halterdeki kazanımlar, judo ve atletizmde öne çıkan yıldız dertleştiğimiz bir gün Hıncal Uluç’un sporcular büyük bir moral güç ve motivasyon kaynağı ol- şu uyarısını hiç unutmam: “Arkadaş, muştu. Dünya çapında elde edilen başarılar, “Türk sporunun bundan sonra ben Spor Bakanı olsam altın yılları” değerlendirmesinin yapılmasını, bu yönde bir seni genel müdür yapmam. Artık senin kanaat oluşmasını sağladı. yapacağın iş siyasettir. Milletvekili olacaksın, bakan olacaksın…” Kadere Siz Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki hükümetlerde bakanlık bakın ki dediği gibi de oldu. yaptınız. Sayın Ecevit’le ilgili değerlendirmeleriniz ya da anıla- rınız nelerdir? Siyasete hangi hedef ve umutlarla girdi- Ben rahmetli Bülent Ecevit’in başbakanlık dönemlerinde niz? Siyaset yaptığınız dönemde hedefle- hem genel müdürlük hem de bakanlık yaptım. İki dönem de rinizi gerçekleştirebildiniz mi? milletvekili olarak çalıştık. Birikimlerini, niteliklerini de- Siyasi hayatım dolu dolu geçti. Kendi- ğerlendirmek bana düşmez. Ancak tabii ki kişilik özellikleri me bir hedef koymuş değildim. Ancak açısından gözlemlerim, tespitlerim var. Şöyle söyleyeyim; spor yönetimi konusunda iddialı bir Bülent Bey odasına giren her insan için ayağa kalkan bir insan olduğum için bu misyonumla başbakandı. Sakin ve kontrollü bir insandı. Dinlemeyi bilen, gündemden düşmemeye çalıştım. çevresinin ve çalışma arkadaşlarının fikirlerine değer veren Allah’a şükür vatanıma hizmet etme biriydi. Önceden danışmanlarının görüşlerini almadan grup olanaklarına kavuştum. konuşmasını yapmazdı.

Nisan 2013 60 Söyleşi

Rahmetli Ecevit, yaptığınız işi sorgulamaz, özgür bırak- maya özen gösterirdi. Ancak bir gün odasına çağırıp “Sayın Ünlü, size rağmen bir federasyon başkanı nasıl böyle davra- nabiliyor?” diye sordu. Futbol Federasyonu Başkanı Sayın Ulusoy’la tartışmalardan rahatsız olmuştu. Ben de “Sayın Başbakanım, Bakanlar Kurulu’ndaki bazı arkadaşlardan cesaret alıyorlar” diye yanıtladım. “Kimlerden?” dedi, sus- tum. Tekrar sorunca “Sizi üzmek istemem” dedim. Güldü ve ayrıldık.

En son TBMM 22. Dönem’de (2002-2007) milletvekili olarak gö- rev yaptınız. Gelecek planlarınız arasında siyaset var mı? Aktif siyasetten çok uzaklaştım. Gelecek için de hiçbir bek- lentim yok. Ülkemizin huzur ve güvenliği adına söyleyecek sözümüz olursa bir vatandaşlık görevi olarak ilgi duyanlara iletiyorum o kadar. Sohbet tarzında yani...

Meclis ve Hükümet çalışmalarını takip ediyor musunuz? Bugü- nün siyasetine ilişkin gözlemleriniz nelerdir? “Kürt sorunu”nun çözümüne yönelik başlatılan çalışmaların Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümet’in çalışmalarını gelecek yıllara pürüz bırakmayacak biçimde sonuçlanması en medyadan takip ediyorum. Sorunlu yıllar... Yapılacak çok iş büyük dileğimdir. Toplumun çoğunluğunda “Bu işin sonu var. Toplumsal barışa her zamankinden daha fazla ihtiyacı- nereye varacak?” kaygısı hakim. Bu algıyı değiştirebilmeliyiz. mızın olduğu günleri yaşıyoruz. Ne var ki lider kadrolarının söylem biçimleri bu acil hedefe ulaşmayı geciktiriyor. Yoksa Siyasetten ayrıldıktan sonra zamanınızı nasıl geçirmeye başla- çalışılıyor tabii ama bir taraftan da gereksiz bir enerji kaybı dınız? yaşanıyor. İlk işimiz Ankara’dan İstanbul’a taşınmak oldu. En büyük kazancımız ve mutluluk kaynağımız, torunumuz Ömer’le Gençlik ve Spordan Sorumlu eski Devlet Bakanı olarak günümüz- geçirdiğimiz günler. Lisanslı golf oynuyorum. Kayak vazge- de bu alanda yürütülen çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz? çilmez tutkum, dağcılık da öyle. Bol bol seyahat ediyoruz, Bizim spor camiasında öteden beri gelen ve yaşatmakta oldu- kitap-gazete okuyoruz, sinemaya gidiyoruz. ğumuz iyi bir geleneğimiz vardır. Sporu siyasete karıştırma- mak gibi... O nedenle gelip geçenler birbirlerini pek eleştir- Sporla iç içesiniz. Bu alanda elde ettiğiniz başarılar var mı? mezler. Ben de kendimi bu kurala uymaya zorluyorum. Zaten 12 yıldır golf oynuyorum. Çok sayıda kupa aldım. En son işin başında olanlar ne yaptıklarını çok iyi biliyorlardır. Yani geçen ocak ayında Antalya’da düzenlenen uluslararası Calista işlerin tatmin edici olmadığını… Genç Bakan arkadaşımı- turnuvasında birinci oldum. Her gün düzenli olarak spor zın gençlik kamplarına yönelik değerlendirmelerinden çok yapıyorum. Ayrıca yüzme, kayak gibi mevsimsel sporlarımı rahatsız olduğumu da söylemeden geçemiyorum. ihmal etmem.

Şu sıralar Meclis’te yeni anayasa hazırlık çalışmaları yürütülü- Milletvekilliğiniz döneminde Ankara’da resim sergilerini takip yor. Bu çalışmalarla ilgili görüşleriniz nelerdir? ediyordunuz. Sanata ilginiz sadece izleyici olarak mı, yoksa bu Yeni anayasa çalışmalarının bir an önce ve büyük bir top- alanda da çalışmalarınız var mı? lumsal mutabakatla sonuçlanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Ankara’dayken sanat faaliyetlerini kaçırmamaya çalışıyor- duk. İstanbul’da ise henüz sergileri izlemeye ve tiyatroya Türkiye’nin gündemindeki en önemli konulardan biri “Kürt gitmeye başlayamadık. Çünkü İstanbul’da trafik büyük sorunu”nun çözümüne yönelik atılan adımlar. Siz bu süreci nasıl sorun, insanın gözünü korkutuyor. Benim ek branşım resim. değerlendiriyorsunuz? Torunumuz Ömer’le zaman zaman çalışıyoruz.

Nisan 2013

62

Vekille- rin ma- çında dostluk kazanı- yor

nkara’da ılık bir bahar sabahı… Saatler 7:30’u gösteriyor. Bulunduğumuz Zeynep Yiğit Ayer Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü Futbol Tesisleri. Yeşil sahaya doğru ilerlerken AK Parti Konya Milletvekili Harun Tüfekci ile karşılaşıyoruz. “Günaydın” deyip kısa bir sohbet ediyoruz. İçimizi aydınlatan bahar güneşi eşli- ğinde sahaya geldiğimizde ise çoktan ısınma turlarına başlamış milletvekilleriyle selamlaşıyoruz. Her zaman takım elbiseli, kravatlı görmeye alıştığımız vekiller, bu kez eşofmanları ve formalarıyla karşımızda duruyor. Milletvekilleri Neşeli antrenman yoğun Meclis Meclisspor’da top koşturan milletvekilleri, birazdan başlayacak maça hazırlanıyor. çalışmalarının Sahanın etrafında önce yavaş sonra giderek hızlanan adımlarla birkaç tur atılıyor. Ardından ısınma hareketlerine geçiliyor. Bu sırada milletvekillerinin neşesi dikkat- stresini futbolla lerden kaçmıyor. Karşılıklı espriler ve şakalaşmalar eşliğinde maç başlıyor. Farklı atıyor. Siyaset partilerden vekiller, karşılaşma sırasında sportmenliği elden bırakmıyor. Siyaset sahnesinde farklı sahnesinde kimi zaman tamamen zıt görüşleri savunan milletvekilleri, yeşil sahada görüşleri savunan yan yana, omuz omuza mücadele ediyor. vekiller, yeşil 2005’te dernek kuruldu sahada yan yana Kısaca Meclisspor diye bilinse de aslında tam adı Parlamenterler Spor Kulübü Der- omuz omuza neği Futbol Takımı. 2005 yılında kurulan derneğin başkanlığını 2007’den bu yana AK Parti Giresun Milletvekili Adem Tatlı yürütüyor. Tatlı, Meclis futbol takımının mücadele ediyor. 1999’da dönemin ANAP İstanbul Milletvekili Yusuf Namoğlu’nun girişimleriyle oluştuğunu belirtiyor. 2005 yılına kadar Meclisspor adı altında yürütülen çalışma-

Nisan 2013 63

lerinde bulunmayı, Türkiye’nin uluslararası alanda kazandığı ivmeye katkı sağlamayı da amaçlıyoruz. Bu hedefler doğrultusunda Adem Tatlı organizasyonlar yapıyoruz” diyor. Milletve- killerinin hem spor yapması hem stresten uzaklaşması amacıyla gerçekleştirilen antrenmanlar ve maçların Meclis çalışmalarını engellemeyecek şekilde düzenlendiğini vurgulayan Tatlı, şu görüşleri dile getiriyor: “Spor saye- sinde birbirimizi daha yakından tanıma imkanı buluyoruz. Farklı partilerden milletvekilleri arasın- ların Parlamenterler Spor Kulübü Derneği’nin kurulmasıyla da çok güzel dostluklar oluşuyor. kurumsal bir kimlik kazandığını ifade eden Tatlı, şunları Türkiye, Meclis futbol takımı ko- söylüyor: “2002 yılında milletvekili seçildiğimde takımın nusunda diğer ülkelere öncülük etti. antrenmanlarına katılmaya başladım. O zamanlar Meclis’te Pek çok ülke bizden sonra Meclis takımlarını yalnızca AK Parti ve CHP olduğu için takımda bu iki par- oluşturdu. Yabancı parlamenterlerle yaptığı- tiden yaklaşık 20 milletvekili vardı. 2005 yılında Meclis mız maçlar, uluslararası dostluk ilişkilerinin futbol takımına kurumsal bir kimlik kazandırmak istedik ve kurulması, ülkemizin tanıtımı açısından derneğimizi kurduk. Yalnızca futbol organizasyonları değil, büyük önem taşıyor. Uluslararası maçlarda parlamentolararası golf turnuvası gibi etkinlikler yaptık.” İstiklal Marşımızın okunması sırasında his- settiklerimizi kelimelerle anlatmak mümkün Meclis çalışmalarını engellemiyor değil. Milli takımın futbolcusuymuşuz gibi bir Adem Tatlı, derneğin sadece futbol amaçlı kurulmadığına duyguya kapılıyoruz. Ülkemizi en iyi şekilde işaret ederek, “Ülkemizin tanıtımını yapmayı, lobi faaliyet- temsil etmek için mücadele ediyoruz.” Soruşturma

“Gençler takıma dinamizm kattı” Mevlüt Akgün AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili AK Parti Karaman Milletvekili: Mevlüt Çavuşoğlu, Meclisspor’un en deneyimli isim- Üç dönemdir milletvekiliyim ama Meclisspor’da lerinden biri. 2002’den bu yana takımda yer alan 2010 yılından bu yana yer alıyorum. Hem spor Çavuşoğlu, “Zaman zaman çeşitli ülkelerin yapmak hem Meclisimizi bu alanda da temsil Meclis takımlarıyla maç yapıyoruz. Bu orga- etmek çok güzel. Antrenmanlar sayesinde güne nizasyonlar, parlamenterler arasında dost- enerjiyle ve çok olumlu duygularla başlıyoruz. Takı- lukların kurulmasına, Türkiye’nin tanıtımına ve ülkemiz mımızda dostluk ortamı ve ekip ruhu var. Bu durum Meclis hakkında eğer önyargılar varsa bunların giderilmesine çalışmalarına da yansıyarak verimliliği artırıyor. Sporun yarar sağlıyor” diyor. Mevlüt Çavuşoğlu, Meclisspor’da centilmenlik, kardeşlik, dostluk olduğunu düşünüyorum. çok iyi oyuncular olduğunu belirterek, “Bu dönem pek 45’inden sonra futbola başladım, geç oldu ama güzel oldu. çok genç milletvekili var. Genç arkadaşlarımız takıma Geçen aralık ayında Türkiye-Romanya maçında bir talih- dinamizm katıyor; tecrübeyle enerjiyi birleştiriyoruz” sizlik yaşadım. Maalesef 5. dakikada sakatlandım ve çok görüşünü dile getiriyor. istememe rağmen oyuna devam edemedim. Şu anda gayet iyiyim, kendimi uluslararası maçlara hazır hissediyorum. Mevlüt Çavuşoğlu Mevlüt

Nisan 2013 64

Harun Tüfekci AK Parti Konya Milletvekili: Millletvekili seçildiğim 2002 yılından bu yana ta- kımdayım. En eski oyunculardan biriyim. Sporun faydasını her alanda gördük. Hem sağlığımız hem de arkadaşlarımızla ilişkilerimiz açısından çok olumlu etkileri oldu. Meclis’te yoğun bir temponun içindeyiz, stresli bir iş yapıyoruz. Sporla stresimizi atıyoruz. Meclis’e daha dinç ve moral depolamış olarak gidiyoruz. Bu da çalışma verimimizi artırıyor. Uluslararası maçlarda ülke- mizi temsil etmek ise bize büyük gurur veriyor.

Fatih Şahin AK Parti Ankara Milletvekili: rucu bir günün ertesinde spor yaparak stres atmak çok iyi geliyor. Havalar güzel olduğunda antrenmanlara katılanların Antrenmanlar, milletvekili arkadaşlarımızla bir sayısı artıyor, bazen 25’i buluyor. araya gelerek ilişkilerimizi derinleştirmek, dost- luk bağlarımızı güçlendirmek için çok güzel bir ortam. Hepimiz çok yoğun çalışıyoruz. Çalışma Hasan Hüseyin Türkoğlu stresimizi bu vesileyle atmış oluyoruz. Bedenen ve MHP Osmaniye Milletvekili: ruhen kendimizi daha iyi, daha dinç hissediyoruz. Meclis’teki Yoğun parlamento çalışmalarının stresini atmak, ilk dönemim olduğu için takımın en yeni oyuncularından zihinsel yorgunluğu gidermek, farklı partilerden ar- biriyim. Orta sahada oynuyorum. Bu dönem yapılan tüm kadaşlarla diyalog kurabilmek için sporun önemli maçlarda yer aldım. katkılar sağladığını düşünüyorum. Beşeri ilişkiler yoğunlaştıkça fikir alışverişi artıyor, sorunlar daha Aydın Şengül kolay çözümleniyor. Meclis çalışmaları sırasındaki AK Parti İzmir Milletvekili: sert tartışmalar ya da olumsuz diyaloglar nedeniyle yaşanan kırgınlıkların burada giderildiğini gördüm. Zaman zaman Meclis’teki ilk dönemim. Milletvekili seçildiğim- başka ülkelerin parlamenterlerinden oluşan takımlarla mü- den bu yana takımdayım. Antrenmanlar, hem sabakalar yapıyoruz. Geçmişte Türk futbolu için çok önemli arkadaşlarla kaynaşmak hem spor yapmak için iyi yabancı oyunculardan biri olan Kosecki şu anda Polonya’da bir imkan sunuyor. Bunu değerlendirmek istedim. parlamenter. Üniversite yıllarında spor medyasından tanı- Maçlar çok keyifli geçiyor. Spora başladıktan sonra dığımız futbolcularla şimdi birlikte maç yapıyoruz. Bu da yaşam tarzım değişti. Eskiden günde yaklaşık 2 paket ayrı bir güzellik. sigara içiyordum. Sporla birlikte sigarayı bıraktım.

Osman Aşkın Bak Saadettin Aydın AK Parti İstanbul Milletvekili: 23. Dönem Erzurum Milletvekili: Uzun yıllar hem sporcu hem yönetici olarak sporun 2007’de parlamentoya girdiğimden beri takımdayım. içerisinde yer aldım. 2007-2011 yılları arasında Sağlıklı olmak, dinç kalabilmek için düzenli bir şe- Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı yaptım. Bu kilde spor yapmak gerekiyor. Siyaset, çok yoğun tem- dönem milletvekili seçilince Meclis’in futbol takı- posu olan bir alan. Biz de spor yaparak bu yoğunluğun mında yer aldım. Burası spor yapmamız, arkadaşla- karşısında daha dirençli olmaya çalışıyoruz. Takımdaki rımızla kaynaşmamız için güzel bir ortam. Futbol oynuyoruz, arkadaşlarımızla disiplinli, planlı, programlı bir şekilde ha- şakalaşıyoruz, eğleniyoruz, birbirimize sevgimiz ve saygımız reket ederek, pek çok kişinin uykuda olduğu saatlerde spor artıyor. Antrenman yaptığımız günleri iple çekiyoruz. Yo- yapıp zamanımızı çok iyi değerlendiriyoruz.

Nisan 2013 65 SAYILARLA MECLİS

MECLIS’TEKI kadın 79 milletvekili sayısı

31 Mart 2013 itibarıyla Meclis’in twitter 65 58.048 resmî hesabındaki takipçi sayısı

YEREL seçimlerin 1 yıl erkene alınması için 25 Eylül 1988 tarihinde yapılan halk oylamasında seçmenlerin MECLIS’IN I. Dönem’de kabul verdiği “hayır” cevabı yüzdesi 338 ettiği kanun sayısı

TÜRK kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınması için Genel Kurul’da yapılan görüşmelerin sonunda kabul oyu 2002 yılı Milletvekili 258 veren milletvekili sayısı (Genel Kurul’a 258 milletvekili 89 Genel Seçimleri sonucunda katılmıştı.) TBMM’nin yenilenme yüzdesi

KAÇ YIL OLDU?

MALIYE Bakanlığı’na bağlı olarak görev yapan ve Osmanlılardan kalan saray, köşk ve kasırların idaresi, bakımı ve restorasyonundan sorumlu olan Milli Saraylar Müdürlüğü, TBMM Başkanlığı emrine verileli 80YIL

TBMM tarihinde ilk defa bir grup milletvekili kendi hü- kümetlerince hazırlanan bütçe teklifine “ret oyu” vereli 43YIL

TÜRKIYE’DE ilk defa bir ka- dın, “bakan” olarak atanalı 42YIL

1. TBMM Spor Oyunları düzenleneli 9YIL

TBMM, ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi’ni almaya hak kazanan ilk parlamento olalı 7YIL

TBMM tarihinde ilk defa bir hükümet, güvenoyu 38YIL alamadığı için kısa bir süre sonra görevi bırakalı olmuş...

Nisan 2013 66

Miting meydanından filoloji kürsüsüne bir kadının portresi Halide Edip

Hakan Arslanbenzer

air Nigar Hanım ve Şükufe Nihal bu aralar daha moda, Şama kadın yazar denince modası hiç geçmeyen biri varsa bu, Halide Edip olmalı. Halide Edip için internette İngilizce yazılmış (bence bir Türk yazmıştır) bir not gördüm: “feminist political leader”. Feminist siyasi lider… Öyle miydi gerçek- ten? Siyasi olduğu kesin, ama feministliği, liderliği konuşulur. Feminist denmesine şaşmamak lazım bir yerde. Millî Edebiyat akımının tek kadın yazarı Halide Edip ne de olsa. Bu akımın önde gelen on yazarı arasında Halide Edip mut- laka sayılır. “100 Temel Eser” (bir an “temel” yerine “tekel” yazacak oldum) listesine baktım; Mor Salkımlı Ev’i almışlar Halide Edip’ten. Halide Edip deyince, Millî Edebiyat deyince akla Mor Salkımlı Ev mi gelir? Sanmıyorum. 1963 gibi geç bir vakitte kaleme alınmış bir anı kitabıdır ve temsil hüviyetini haiz değildir. Ama sonranın karizmatik kadın yazarının, politikacısının hayatının ilk yıllarına yaşlılığındaki bakışını yansıtması bakımından bir değeri mutlaka vardır. Mor Salkımlı Ev’i tipik Tanzimat ailesine doğan, bahtsız çünkü annesiz büyüyen bir kadın yazarın sonradan içine doğduğu bu kozmopolitizmi kısmen aşarak yerlileşmesinin belgelerinden biri olarak okumak da mümkün. Şahsen, Mor Salkımlı Ev’i Ayşe Şasa’nın birkaç yıl önce çıkan, şahsi hi- kayesini anlattığı Bir Ruh Macerası’na benzetiyorum. Daha doğrusu Ayşe Şasa ve eserinin Halide Edip’ten aldığı bir şeyler olduğunu söylemek lazım. Böyle bakılınca, Halide Edip bir örnektir, hatta bir rol modelidir. Şasa, İslam yolunda yürümüştür, Halide Edip için Türklüktür bu yol. Küçük Halide, babası ve üvey annesinin ona sunduğu seç- Halide Edip o zamanın kin, rahat, fakat aşırı Batılılaşmış ev-aile ortamına tahammül imkanlarına göre çoğu edemediği için anne tarafına gönderilir. Beşiktaş’taki mor erkekten daha iyi salkımlı evde başlayan çocukluğu Üsküdar’daki İbrahim Efendi Konağı’nda devam eder. Halide Edip, burada Hasan yetiştirilmiş bir Osmanlı Ağa adında bir yakınlarının ona Battal Gazi, Ebu Müslim kadınıydı. Horasani gibi destanları okuttuğunu kaydediyor. Karagöz de küçük Halide’nin yerli meraklarından biridir.

Nisan 2013 67

Halide Edip’in birçok portresi var. Kimine göre ilerici, laik, Batılılaşmış bir Türk kadın aydını. Kimine göre kozmopolit liberal bir feminist. Kimine göre milliyetçi bir gazi ana.

Üsküdar Amerikan Koleji’nde okuyan Halide, burada hocası Rıza Tevfik’ten tasavvuf ve halkbilim öğre- nir. Bunlar önemli, çünkü Amerikan Koleji’nde okuyan, konakta büyü- müş bir genç kız olduğu halde Halide Edip’in kendini Millî Mücadele’nin ortasında nasıl bulduğunu anlamamıza yardımı olacak şeyler. Eğitimi, aile hayatı ve karakteriyle il- gili bilgilerimizden yola çıkarak Halide Edip portremizin eskizini çizebiliriz. Buna göre, Halide Edip’in birbiriyle pek çatışmadan bir arada durabilen birkaç yönü vardır. Birincisi, karma diyebile- ceğimiz bir siyasi ve kültürel ortamda bulunmuştur, ki bu da Meşrutiyet dö- nemi için tanıdık bir şey. Bir taraftan pozitivizm seviyesinde bir Avrupalılığı edinirken diğer yandan kendi ülkesini ve vatandaşlarını her şeyin üzerinde tutma eğilimi göze çarpıyor. İlginç olan, bu ikisinin şizofrenik diyebilece- ğimiz bir karaktere yol açmaması. Tevfik Fikret kısmen şizofrendi, Abdullah Cevdet hakeza. Halide Edip belki Osmanlı kadını olmanın çok yönlülüğü sayesinde bu tutarsızlıkları otoriter tavra yabancı duruşu. İngilizce yazdığı siyasi kitaplarından birinde (The bir çile veya beyin işkencesi halinde Turkish Ordeal) şiddete karşı olmakla iftihar ediyor ve Mustafa Kemal’in, bu yönü- yaşamamış görünüyor. Halide Edip o nü “zayıflık” olarak eleştirdiğini vurguluyor. İstiklal Harbi sırasında, genel olarak zamanın imkanlarına göre çoğu erkek- savaş söz konusu olduğunda meşru müdafaa dışında kalan şiddet hareketlerini ve ten daha iyi yetiştirilmiş bir Osmanlı katı tedbirleri, mesela idam cezasını telin ve şikayet ediyordu. kadınıydı. Hem milliyetçi hem şiddet karşıtı… Bugün şaşırtıcı görünebilecek (kafamıza Bunun bir sonucu, birlikte çalıştığı işledikleri klişeler yüzünden elbette) bu tutum Halide Edip’te çatışmadan bir arada İttihatçılara ve Kemalistlere oranla bulunan uyumsuzlukların çarpıcı olanlarından biri. Hem Halide Onbaşı hem de

Nisan 2013 68

İstiklal Harbi boyunca yanında tüfek taşıyor; fakat bu tüfeği eğlence olsun diye çekmediğini biliyoruz. Doğu-Batı kavrayışı da bununla paralel Halide Edip’in. Doğu’yu ruh, Batı’yı maddi varlık gibi algılıyor ve bu ikisini bir arada yaşatacak, biri diğerini yok etmeden kardeşçe bir dünya yara- tabilecek bir formül arıyor. Gözlerini ilk defa 1920’de Anadolu’da, TBMM açıldığı vakit parlamentonun beşiği sayılan İngiltere’nin TBMM’yi yıkma- ya çalışması üzerine açtığını söylüyor bir yerde. Daha doğrusu kocası Adnan Adıvar’ın dikkatini buna çektiğini ve o zaman Batı’nın da ideal olmadığını gördüğünü… Modern demokrasiyi yaratanlar, kendi ülkelerinde işlettik- leri barışçı demokratik yollar Anadolu toprağında yeşerince onu hemen yok etmeye yönelecek kadar hunharlaşa- biliyordu. Halide Edip bunu İngilizce olarak hem de İngiltere toprağında olması gereken, doğal bir hareketmiş tenkit etmekten çekinmiyordu. gibi (gerçekten de öyleydi) kürsüye çı- Halide Edip’in birçok portresi var. kıp İzmir’in işgaline karşı halka hitap Kimine göre ilerici, laik, Batılılaşmış ediyordu. bir Türk kadın aydını. Kimine göre Bu feminist bir rol müdür? Mil- kozmopolit liberal bir feminist. Kimine liyetçi tarafı o kadar ağır basıyor ki göre milliyetçi bir gazi ana. Bunların Sultanahmet Mitingi’nde veya İstiklal hiçbiri tam değil. Yanıltıcı oldukları Harbi’nde, genel olarak Halide Edip’in da söylenebilir. Her birinden bir şeyler taşıyordu Halide Edip. Ve bunlar ara- siyasi kariyeri boyunca feminist bir sındaki kanlı çatışmaları o bir ruh bu- çalışma yürüttüğü kolayına söylene- nalımı veya söylem karmaşası halinde mez. Kadınların sosyal hayata ölçülü bile yaşamıyordu. bir şekilde katıldığı, siyasi toplumda Tuzu kuruluğunun bir yere kadar ise hemen hiç rol almadıkları bir top- bunda rolü var bence. İstiklal Harbi’ni lumda, son Osmanlı yıllarında görev idare eden ve yeni kurulacak rejimin ve ödev almış bir kadın olarak, belki, başına geçeceği hesaplanabilecek pa- kendisi feminist olmasa da sırf orada şaları burunlarının dibinde eleştirebi- bulunması ve var olmasıyla kadın hare- liyordu. Böyle bir lükse her zaman sa- ketine etki ve katkı yaptığı söylenebilir. hipti. Meşhur Sultanahmet Mitingi’nde Liberalizmi için de benzeri biçimde konuştuğunda otuz beş yaşında genç akıl yürütebiliriz. İngiliz hayranı, bir anneydi. Çoğunlukla Millî Edebi- Amerikan mandasını müdafaa eden yat akımının erkek yazarlarından ve bir görüntüsü var, ama bu onun doğal İttihat-Terakki mensuplarından olu- görüntüsü değil, memleketi bırakıp şan çevresi sayesinde zaten beklenen, İngiltere’ye yerleşmesine neden olan

Nisan 2013 69

tek parti rejiminin, hassaten Mustafa Kemal yönetiminin Türkçe de sağladığı bir görüntü bu. Yoğun bir İngilizce yazma tecrübesi olmasına ve çok sayıda İngiliz arkadaşı bulunmasına, Ang- yazsa lo-Sakson yetişme tarzına vesaireye rağmen Halide Edip’in İngilizce de dilinde tükenmeyen mesele hep Türkiye’dir, Türkiye’nin yazsa hep siyasetidir, Türk halkıdır. İstanbul’dan, Türkçe de yazsa İngilizce de yazsa hep İstanbul’dan, Ankara’dan ve buralı olmanın nasıl bir şey olduğundan veya Ankara’dan ve olması gerektiğinden söz eder. Belli bir üst sınıf lüksüne sa- buralı olmanın hip olsa da, Nutuk’a cevap yazacak kadar siyasi sorumluluk nasıl bir şey ve cesarete sahip olması nadir görülen bir şey. Ve son derece olduğundan kıymetli. Hocası Rıza Tevfik cevabında (Biraz Da Ben Ko- veya olması nuşayım) sadece ve sadece nefsini müdafaa eder. Büyük bir beklentiyle okuduğum kitabın bende aynı büyüklükte hayal gerektiğinden kırıklığı yarattığını itiraf etmeliyim. O kadar ehemmiyet ver- söz eder. meden göz attığım, Halide Edip’in 1926 ve 28’de kaleme al- Belli bir üst dığı İngilizce notlarda çok daha ciddi çözümlemeler görmek, sınıf lüksüne fakat bunları biraz geç okumuş olmak benim için bir kayıp. tesi İngiliz Filolojisi bölümünü kurdu. Halide Edip’in sürgünde geçen yılları ise kendisi için sahip olsa Bunun yanında Türkiye-Batı ilişkileri olduğu kadar, belki daha çok memleket için bir kayıp. Dön- da, Nutuk’a ve modernleşme meseleleri konusunda dükten sonra da her hareketinde görmeye alışık olduğumuz cevap yazacak eski eserlerini gözden geçirip yenile- sorumluluk ve kendinden eminlik içinde İstanbul Üniversi- kadar siyasi yerek yayımlamaya devam etti. 1955 tarihli Türkiye’de Şark-Garp ve Ameri- sorumluluk ve kan Tesirleri kitabı bu bakımdan kilit cesarete sahip kitapları arasındadır. olması nadir “Amerikancı”, “İngilizci” gibi yaf- görülen bir şey. talara rağmen Halide Edip ölçülü bir Ve son derece Batılılaşmayı savunur. Toplumun bir anda değişmesinin ve dünyada tek kıymetli. hakim güç olmasının insanları ro- botlaştıracağını düşünür. Maneviyatı olmayan maddi medeniyetin tahrip edici olduğuna inanır. Toplumun şe- killenmesinde aileye çok büyük önem verir. Tarih de önemsediği başka bir keyfiyettir. Böyle bakınca Halide Edip muhafazakar bir görüntü de vermiyor değil. Halide Edip’in karakterine yakın- dan bakmak isteyecekler için ipucu değerinde bir hikayemiz var, onunla tamamlayalım: Vurun Kahpeye roma- nının sonunda (biz çocukken filmini izlemiştik tabii), modernleşmeyi temsil ettiği için köylü tarafından öldürü- len Aliye Öğretmen’in koynundan Kur’an-ı Kerim çıkar.

Nisan 2013 70 Milli Saraylar

Osmanlı’nın son incisi YILDIZ SARAYI

Gökçe Doru smanlı’nın son yüz yılına tanıklık etmiş sarayların çoğu OBeşiktaş’tan Ortaköy’e uzanan yolda. Bu yüzden insan kendini buralarda bir tuhaf hissediyor. Bir zamanlar dünyaya Osmanlı’nın çöküşünden önce hükmetmiş koskoca İmparatorluk, kaderini belirleyecek ka- inşa edilen son saray olan rarları burada veriyor, çeşitli anlaşmaları burada imzalıyor. Yıldız, deyim yerindeyse adı Bölge, İmparatorluğun çöküşüne tanık oluyor. Bu bölgedeki sarayların en bahtsızı belki de Yıldız Sarayı. gibi parlayamamış, döneminin Osmanlı’nın en entrikalı dönemlerinde yönetim merkezi en talihsiz sarayı olmuştur. olan Saray, bir zamanlar Hazine-i Hassa’ya ait koruluklar- da bulunuyor. Önceleri “Beşiktaş Tepesi” denen bölge, II.

Nisan 2013 Milli Saraylar 71

Yıldız Sarayı etrafındaki kalın ve yüksek duvarlar II. Abdülhamid zamanında yaptırılır. Sultan, cuma selamlığı sonrası uğradığı Şehr-i Hümâyûn suikastin ardından Saray’ı Yıldız Sarayı’nın en şaşaalı dönemini Sultan II. Abdülhamid (1876-1909) zamanında yaşadığı söylenebilir. I. Meşrutiyet’in daha güvenli ilanından sonra kendini Dolmabahçe’de güvende hissetme- hale getirmek yen Sultan, 7 Nisan 1877 tarihinde Yıldız’a taşınır. Bu olay, için böyle bir Saray arazisinde yıllarca süren inşa faaliyetlerinin başlangıcı- önlem alır. nı oluşturur. İlk iş olarak Yıldız’dan Ortaköy’e kadar uzanan arazi Yıldız Parkı’na katılır ve zaman içinde saray kompleksi- ne Seyir Köşkü (Set Köşkü), Harem iç kapısı, Küçük Mabeyn Köşkü, tiyatro, Yaveran Köşkü, Cihannüma Köşkü, Limonluk Köşkü, Küçük Pavyon, Silahhane, marangozhane, kütüpha- ne, hamam, harem binaları ve bir süre saray eczanesi olarak kullanılan Güvercinlik Köşkü ekletilir. O dönemde Saray, “Yıldız Saray-ı Hümâyûn” olarak anılır. Yıldız Sarayı etrafındaki kalın ve yüksek duvarlar da II. Abdülhamid zamanında yaptırılır. Sultan, cuma selamlığı sonrası uğradığı suikastın ardından Saray’ı daha güvenli hale getirmek için böyle bir önlem alır. Halk tarafından “duvar- ların arkasına saklandığı” şeklinde eleştiri alsa da Padişah, yüksek duvarlar içinde kendini daha güvende hisseder. Has- bahçe ve Dışbahçe ayrı ayrı duvarlarla birbirinden ayrılmış, Saray kompleksine açılan beş büyük kapı da sıkı denetim altına alınmıştır. II. Abdülhamid döneminde saray nüfusu 12 bin kişiye Mahmud’un (1808-1839) yaptırdığı “Yıldız” adındaki köşkten ulaşır. Buna bir de saray güvenliğinden sorumlu ve 14 bin sonra “Yıldız” olarak anılmaya başlamış. Korulukların bulun- nüfuslu kışla eklenince saray adeta bir şehir haline gelir. duğu arazi uzun yıllar padişahların avlanma yeri, II. Mahmud Yıldız yaklaşık yüz adet köşk, kasır, pavyon ve eklenti döneminde ise “Asakir-i Mansure-i Muhammediye”nin talim binaların arasındaki minik sokakları ve bahçeyi dolaşan yeri olarak kullanılmış. Zaman içinde padişahlar savaşmak- akarsuyuyla başkent İstanbul’un göbeğinde adeta başka bir tan ve avlanmaktan elini eteğini çekince bölge eski önemini şehir oluşturur. kaybetmiş. Buraya ilk köşkü Sultan I. Ahmet (1603-1617) yaptırmış. Bölgenin büyüklüğü ve konumu nedeniyle, takip Yaşayan saray eden yıllarda çeşitli padişahlar tarafından büyüklü küçüklü Saray’ın büyük bir alan üzerine kurulu birçok yapıdan köşkler yaptırılmış, daha önce yapılanlar yıktırılmış... oluşması, bu yapılardaki üslup çeşitliliği ve son otuz yılı

Nisan 2013 72 Milli Saraylar

daha aktif olmak üzere yaklaşık üç ilanı sonrası milletvekillerine burada yemek verilmiştir. 7 kapısı ve 64 odası bulu- yüz yıl boyunca farklı mimarilerden nan Köşk’ün Muayede Salonu’nda, dünyanın en büyük halılarından biri olan 124 etkilenilmesi, Saray’da emeği geçen metrekare ve 7 ton ağırlığındaki Hereke halısı bulunur. mimarların kimler olduğu konusunda Günümüzde Yıldız’ın Seyir/Set Köşkü, Çit Kasrı, Yaveran Köşkü ve Silahhane görüş ayrılıklarına neden olmuş. Yıldız Binası İslam Tarihi, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi’nin (IRCICA) kullanımı- Sarayı’nın çeşitli bölümlerinde çalıştığı na tahsis edilmiştir. Bu yapılardan Seyir Köşkü, II. Abdülhamid’in isteği üzerine kesin olarak bilinen mimarlar Sarkis ve Yıldız (Hamidiye) Camii’ni görecek şekilde konumlandırılmıştır. Sultan’ın misa- Agop Balyan ile Raimondo d’Aronco. firlerinin bu köşkten Cami’deki cuma selamlığını izledikleri rivayet edilir. Bazı kaynaklara göre Garabet Balyan, Şehzade Köşkleri, Çukur Saray, Hünkar Kasrı, Bekar Sultanlar, Sünnet Köşkü, Alexandre Vallaury, Vasilaki ve Yanko Damatlar Dairesi, Avagat ve Kiler-i Hümayun Yıldız Teknik Üniversitesi’nin kul- Ioannidis de Saray’a katkısı bulunan lanımındadır. mimarlar. Yıldız Sarayı, son dönem Osmanlı saraylarının taşıdığı mimari özellikler- Osmanlı’da ilk sinema gösterimi 1896 yılında Yıldız Sarayı’nda den kısmen uzaktır ve Topkapı Sarayı yapıldı. Gösterilen film II. Abdülhamid tarafından ara sıra yurt dı- gibi yapılar bütünü şeklindedir. Komp- şına gönderilerek oradaki yenilikleri takip etmesi istenen Bertrand leks yapısı ve yakınına inşa edilen isimli bir Fransız tarafından getirilmişti. iki büyük kışla nedeniyle çok büyük bir alan üzerine yayılmış durumda Saray düğünlerinde sultanların giydiği koyu kırmızı olan Saray, yıllar içinde bütünlüğünü gelinlik yerine Avrupa modası olan beyaz kumaştan gelinliği ilk kez II. koruyamamış, içerdiği yapılar çeşitli Abdülhamid’in kızı Naime Sultan giydi. Sultan, 1898 yılında Mehmet kurumların kullanımına verilmiştir. Kemaleddin Paşa ile Yıldız Sarayı’nda evlenmişti. Yıldız’ın bugün Milli Saraylar’a bağlı olan Şale Köşkü, Saray’ın en önemli olaylarına tanıklık etmiş bölümdür. Yıldız Sarayı Osmanlı’da elektrikle Alman İmparator II. Wilhelm ve eşi aydınlatılan ilk mekanlardan biriydi. burada ağırlanmış, II. Meşrutiyet’in

Nisan 2013 Milli Saraylar 73

Yıldız Yıldız sözlüğü yağması Yıldız mahkemesi: 27-29 Haziran 1881 tarihlerinde Yıldız Sarayı’nın bahçesinde kurulan bir çadırda yapılan, Osmanlı pa- sırasında dişahı Abdülaziz’i öldürmekle suçlanan sanıkların yargılandığı yağmacıların özel amaçlı ve geçici mahkeme. II. Abdülhamid’in kütüphanesindeki Yıldız suikastı: 21 Temmuz 1905 Cuma günü, II. Abdülhamid’in cuma selamlığı sırasında Hamidiye Camii’nde çoğu kitabı uğradığı ve kıl payı kurtulduğu bombalı suikast. Suikastı Ed- yaktıkları, tarihî ward Jorris adında bir Belçikalı gerçekleştirmiş, 26 kişi ve 20 at Yıldız Sarayı’nın bahçesindeki Yıldız önemi olan ölmüş, 58 kişi yaralanmıştır. Çini Fabrika-i Hümayunu, Saray’ın bazı belgeleri porselen ve çini malzeme ihtiyaçla- yok ettikleri Yıldız yağması: Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilme- rını karşılamak için II. Abdülhamid sinden sonra yaşanan olay. Padişah’a düşman bazı çeteler Yıldız tarafından kurulmuş. Çini ve seramik rivayet edilir. Sarayı’nı basıp binaları tahrip etmişler, pek çok değerli eşyayı sanatının canlandırılmasını da amaçla- çalmışlardır. Yağmacıların II. Abdülhamid’in kütüphanesindeki yan fabrikanın tüm teknolojik gereçleri çoğu kitabı yaktıkları, tarihî önemi olan bazı belgeleri yok ettik- o dönemde oldukça meşhur olan Sèvres leri rivayet edilir. ve Limoges fabrikalarından getirilmiş. Sultan’ın tahttan indirilmesinden sonra Yıldız yasağı: Doğruluğu ispatlanmış bir bilgi olmasa da, II. üretimi durduran Fabrika, 1911 yılın- Abdülhamid’in “yıldız” kelimesinin kullanımını yasaklattığı da tekrar üretim yapmaya başlamış. söylenir. Meşrutiyetin askıya alındığı, imparatorluğun en çal- Günümüzde fabrika Milli Saraylar’a kantılı dönemini yaşadığı günlerde “yıldız”ın kullanıldığı her bağlıdır ve halen modern ihtiyaçlara cümle aslında bir eleştiri cümlesidir ve o dönemde her eleştiri göre porselen üretmekte, eski saray “yönetim”e yapılmaktadır. porselenlerinin kopyasını yapmaktadır. Yıldız yeniden parlıyor Osmanlı’nın çöküşünden önce inşa edilen son saray olan Yıldız, deyim yerindeyse adı gibi parlayamamış, döneminin en talihsiz sarayı olmuş. Tanık olduğu olaylar yeterince acıyken bir de zaman içinde fiziksel tahribata uğramış, yağmalanmış, hatta birkaç büyük yangın geçirmiş. Şimdi ise AB destekli bir proje ile küllerinden doğuyor denebilir. “Os- manlı İmparatorluğu Yıldız Sarayı Hazinelerini Gün Yüzüne Çıkarıyor” adlı proje ile Saray bünyesindeki birçok yapı yenileniyor. Saray mobilyalarının, duvar resimlerinin, tabloların ve süsle- melerin orijinallerine sadık kalınarak restore edildiği proje ile ziyaretçi sayı- sının artırılması ve Saray’ın dünyaya tanıtılması hedefleniyor.

Nisan 2013 74 Söyleşi

KEİPA Türk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Safi: KEİPA Kafkaslar ile Balkanlar arasında önemli bir köprü vazifesi görüyor

Söyleşi: Cahit Yıldız | Fotoğraflar: İsmail Demir

Haziran 1992 tarihinde kurulan ler aracılığıyla sürece siyasi destek sağlama görevlerinin yanı sıra bölgede sosyal ve 25 Karadeniz Ekonomik İşbirliği kültürel alanlarda işbirliği, dayanışma ve diyalogları artıracak çalışmalarda bulun- Örgütü (KEİ), Karadeniz’de uluslara- ma, siyasi, ekonomik, ticari ve sosyal alanlarda izleyeceği istikrarlı faaliyetlerle bölge rası alanda önemli faaliyet ve işbirlik- halkları arasında dostluk ve barış ilişkilerinin kurulup geliştirilmesine çalışıyor. lerine imza atıyor. KEİPA Türk Grubu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Safi’yle Türkiye, Karadeniz Bölgesi işbirliği KEİPA çalışmaları çerçevesinde görüştük. imkanlarının değerlendirildiği, böl- genin en kapsayıcı ve tam teşekküllü KEİPA’nın ekonomiden demokrasiye, yerel yönetimlerden sosyal medyaya birçok faaliyet ekonomik kuruluşu olan KEİ’nin ku- alanı var. Başkanlığınız döneminde ne gibi çalışmalar yaptınız? ruluşunda aktif rol almıştır. Ülkemiz, Karadeniz Bölgesi, dış politikamızda önemli yer tutan Kafkaslar ile Balkanlar Genel Sekreterlik görevini de bizzat arasında önemli bir köprü vazifesi görmektedir. Parçası olduğumuz Karadeniz sürdürdüğü KEİ’nin somut işbirliği Bölgesi’ne duyulan uluslararası ilgi gün geçtikçe artmaya devam etmektedir. projelerinin hayata geçirilmesinde ve KEİPA Türk Delegasyonu olarak en büyük hedefimiz, 20 yıllık geçmişine rağmen etkinliğinin artmasında büyük çaba yeteri kadar gelişme gösterememiş KEİ’yi ve onun alt organlarını canlandırmaktır. sarf etmekte, önemli görevler üstlen- İçinde bulunduğumuz 2013 yılı KEİPA’nın 20. kuruluş yılı. Biz bu yıl KEİ’ye üye mektedir. 12 ülkenin parlamentolarıyla ilişkileri artırıp Karadeniz’deki ekonomik potansiyeli 26 Şubat 1993 tarihinde kurulan harekete geçirmek istiyoruz. ve bu yıl 20. yılını kutlayan Karade- Balkanlarda kimi ülkeler hâlâ KEİPA’ya üye değil… Bizim için tarihsel önemi olan niz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Balkanlardaki Bosna-Hersek, Kosova, Karadağ ve Makedonya’yı en kısa zamanda Asamblesi (KEİPA) ise KEİ sürecine KEİPA ailesi içinde görmek istiyoruz. Bu amaçla özellikle Balkanlarda KEİPA Türk hukuki zemin hazırlama, parlamenter- Delagasyonu olarak önemli projelere imza attık. Örneğin geçtiğimiz yıl Türkiye’den

Nisan 2013 Söyleşi 75

milletvekili arkadaşlarımız, iş adam- Avrupa ülkeleri bir araya gelerek ekonomik bir dev oluşturdular. Fazladan refah ları, basın mensupları ve sanatçılar ile alanı oluşturdular. Çünkü ölçek ekonomisinin gereğini yaptılar. Günümüzde Makedonya’ya “Bir Dost Selamı” gö- bölgesel işbirliklerinin önemi ortadadır ve Karadeniz bunun için en uygun zemin. türdük. Türkiye’nin çayı ÇAYKUR’un Karadeniz’deki işbirliğini yasal düzenlemelerle hayata geçirebiliriz, yeni dönemde tanıtım tırı ile Makedonya’nın deği- KEİPA özellikle bu konuya eğilecek. şik şehirlerinde dolaştık, çay ikram KEİPA Türk Delegasyonu olarak projelerimizin büyük bir çoğunluğunu “kamu ettik. İkili görüşmeler ve ekonomik diplomasisi” alanında gerçekleştireceğiz. Temmuz ayında tüm dünyadan gelen işbirliği toplantıları düzenledik. Üsküp gençlerle Trabzon’da barış güvercinleri uçuracağız. Düzenleyeceğimiz Küresel Havalimanı’nda bir fotoğraf sergisi Barış ve Gençlik Çalıştayı’nda dünyanın farklı ülkelerinden gelen gençler yine açtık. dünyanın farklı ülkelerinden gelen Aynı şekilde bu organizasyonun bir akademisyenlerle evrensel barış süre- benzerini KKTC’de gerçekleştirdik. İçinde bulunduğumuz cini konuşacak, tartışacaklar. Üniversitelerde öğrencilerle buluştuk. 2013 yılı KEİPA’nın 20. Resmî temasların yanı sıra ticari görüş- kuruluş yılı. Biz bu yıl KEİ’ye üye Medeniyetler İttifakı KEİPA ülkelerini de kapsayacak melere vesile olduk. Bütün bu çalışma- 12 ülkenin parlamentolarıyla larla hem KEİPA’yı hem de Türkiye’yi Ayrıca, 2013 yılı içerisinde, KEİPA dünyaya tanıttık. ilişkileri artırıp Karadeniz’deki Türk Grubu olarak gerek KEİPA’nın ekonomik potansiyeli harekete 20. kuruluş yılı olması ve gerekse Sivil toplumun desteğini oldukça önem- geçirmek istiyoruz. Karadeniz’de üstlenmiş olduğumuz siyorsunuz. KEİPA’nın sağlamaya çalıştığı misyon nedeniyle Avrasya Sivil Toplum işbirliğine halkın katılımını nasıl buluyor- İşbirliği Derneği, Recep Tayyip Erdo- sunuz? ğan Üniversitesi ve TÜRKSOY’un katı- Katılımcı ve çoğulcu bir toplumun lımıyla Karadeniz’de büyük bir projeye oluşmasına katkıda bulunan sivil top- imza atmayı planlıyoruz. Farklı kültür- lum kuruluşları modern toplumların en ler ve dinler arası anlayış eksikliğinin etkin toplumsal aktörleri konumunda- günümüzde giderek daha derinleşen dır. Sivil toplum kuruluşları geleneksel bir hal alması ve buna bağlı şiddet olay- devlet anlayışının değiştiği ve sınırların larının insanlığı tehdit eden bir nitelik kalktığı günümüzde, devletlerin ulaşa- kazanması karşısında, dinler/kültürler madığı sahalara ulaşıp oldukça önemli arası diyaloğun geliştirilmesi amacıyla çalışmalara imza atmaya başladılar. son dönemde birçok girişim başlatıldı. Şu anda bankası ve üniversiteler ağı Bu girişimlerin en somut ve en ulusla- bulunan KEİ’ye bir de sivil toplum aya- rarası boyutlusu olanı “Medeniyetler ğı kazandırmak istiyoruz. Bu amaçla İttifakı Projesi”dir. Karadeniz Sivil Toplum Forumu’nu “Karadeniz Medeniyetler Diyaloğu” oluşturduk. 12 ülkenin en önemli sivil projesi, Sayın Başbakanımız ile İs- toplum kuruluşlarını bir araya geti- panya Başbakanı Jose Luis Rodriguez riyoruz. İlkini İstanbul’da ikincisini Zapatero’nun başlatmış oldukları “Medeniyetler İttifakı Girişimi” ruhuna uygun Bakü’de gerçekleştirdiğimiz Karadeniz olarak Karadeniz Havzası’nda kıyısı olan KEİPA ülkelerini kapsayacak. Proje kap- Sivil Toplum Forumu’nun üçüncüsünü samında Rize’den bir gemi hareket edecek ve 12 gün boyunca Karadeniz’e limanı bu yıl Ankara’da düzenleyeceğiz. Fo- olan kentlerde demir atacak. Gemide farklı ülkelerden öğrenciler, sanatçılar, din rum, Karadeniz toplumlarının birbirini adamları yer alacak. İstanbul’da ve Rize’de KEİPA ülkelerini tanıtan etkinlikler, daha iyi tanıması ve diyaloglarının konserler, film gösterimleri gerçekleştirilecek. gelişmesi için projeler geliştiriyor. Küresel barış, diyalog ve işbirliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç du- yulan günümüzde bu proje ile Karadeniz etrafında yer alan ve köklü bir tarihi KEİPA olarak önümüzdeki günlerde ger- olan tüm medeniyetlerin buluşmasını, kaynaşmasını ve işbirliklerinin artmasını çekleştireceğiniz çalışmalar nelerdir? planlıyoruz.

Nisan 2013 76 Tarih Sahnesi

8 Nisan 1923 - Ana- dolu ve Rumeli Müdafaa-i Hu- kuk Cemiyeti’nin seçim bildirisi niteliğindeki “9 Umde”, Mustafa Kemal tarafın- 1 Nisan 1949 - Türkiye, İnsan Hakları dan açıklandı. Evrensel Beyannamesi’ne imza attı.

1 3 6 8 11 12

12 Nisan 1961 - Uza- ya ilk insan gönderildi. 6 Nisan 1896 - İlk Sovyetler Birliği’nin aracı uluslararası Olimpiyat Vostok 1’le uzaya giden Oyunları Yunanistan’ın Yuri Gagarin, uzayda top- başkenti Atina’da başladı. lam 108 dakika kaldı. 3 Nisan 1930 - Yeni Belediyeler Kanunu kabul edildi. Böylece Türk kadın- larına belediye seçimlerin- 11 Nisan 1920 - Urfa de seçme ve seçilme hakkı Fransız işgalinden kurtuldu. tanındı.

Nisan 2013 77

27 Nisan 1988 - Efsane sporcu Naim Süleymanoğlu, Cardiff’te yapı- lan Avrupa Halter Şampiyonası’nda üç altın madalya kazan- dı. Ayrıca 62 kiloyla yarıştığı koparmada 30 Nisan 150 kg kaldırarak 18 Nisan 1951 - Paris Antlaşması 1945 - Adolf dünya rekoru kırdı. imzalanarak Avrupa Birliği’nin temel- Hitler, iki gün lerini oluşturan Avrupa Kömür ve Çelik önce evlendi- Topluluğu kuruldu. ği karısı Eva Braun’la birlikte intihar etti.

15 18 23 27 30

23 Nisan 1920 - Türkiye Büyük Millet Meclisi, halkın yoğun katılımıyla açıldı.

15 Nisan 1865 - ABD’nin 14 Nisan akşamı bir casus tarafından vurulan 16. Başkanı Abraham Lincoln öldü.

Nisan 2013 78

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Mart 2013’te kabul edilen yasalar

Kanun Numarası Kabul Tarihi Başlığı 6444 06/03/2013 Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değer- lendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun ile Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 6445 12/03/2013 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında 13 Aralık 1993 Tarihli Türkiye Cum- huriyeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Arasında Antalya İlinin Kemer İlçesindeki Taşınmazın Kazakistan Cumhuriyetine Kullandırılmasına İlişkin Protokole Değişikliklerin ve Eklemelerin Yapılmasına Dair Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun 6446 14/03/2013 Elektrik Piyasası Kanunu 6447 14/03/2013 On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde De- ğişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun 6448 19/03/2013 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bilim ve Teknoloji Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6449 19/03/2013 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Bilimsel ve Teknolojik İşbirliği An- laşması ile Anlaşmaya İlişkin Mektupların ve Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notaların Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun 6450 19/03/2013 Stratejik Deniz Taşımacılığı Taahhütlerine İlişkin Çok Uluslu Uygulama Düzenlemesine Katılmamızın Uygun Bulundu- ğuna Dair Kanun 6451 19/03/2013 Federal Almanya Cumhuriyeti Federal Savunma Bakanlığı, Fransa Cumhuriyeti Savunma Bakanı ve Türkiye Cumhuriyeti Milli Savunma Bakanlığı Arasında İmzalanan Cobra Topçu Tespit Radarı 2013-2015 Arası Hizmet Desteği ile İlgili Muta- bakat Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6452 19/03/2013 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Somali Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanma- sının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6453 19/03/2013 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanlarında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun 6454 19/03/2013 Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun

Nisan 2013 79

Türk Parlamenterler Birliği’nden

Üye aidatlarımız 16. Olağan Genel Kurul kararıyla 2013 yılında yıllık 120 TL’dir.

Bankalar tarafından müşterilerine, uluslararası Banka Hesap Numarası (IBAN) verilmektedir. Üyelerimizin aidatlarını yatırırken problem yaşamamaları için Birliğin IBAN Numarası aşağıda belirtilmiştir.

Bilindiği gibi 2002’de yıllık 30 TL olan üye aidatları 2004 yılından beri 60 TL ve 2013 yılından itibaren 120 TL’dir. Geriye doğru aidat borçlarının buna göre hesaplanması ve Birliğimizin aşağıdaki hesap numarasına yatırılması,

5253 sayılı Dernekler Kanunu’na göre, alınan aidatların belgesine üyelerin TC Kimlik Numarasının yazılması gerekmektedir. Sağlık

Üyelerimizin TC Kimlik Numaralarını mektup veya telefonla Birliğe bildirmeleri rica olunur. Hattı

Sağlık uygulamaları, Türk Parlamenterler Birliği hastaneler ve anlaşmalı TBMM B. Blok 2. Asma Kat 06540 Bakanlıklar / ANKARA eczanelere ilişkin her türlü bilgi Tel: 0 312 420 66 21 Fax: 0 312 420 66 24 için 0312 420 0 112 numaralı Türk Parlamenterler Birliği telefonu arayabilirsiniz. Ziraat Bankası TBMM Şubesi IBAN: TR 33 0001 0009 0303 296732 6001

Fax Hattı: 0312 420 6624 Sayın Üyelerimiz, her konuda TPB Haber Portalı bize ulaşabilirsiniz. www.tpb.org.tr

Nisan 2013 Meclis Çalışanları

Her biri sır küpü: KAVASLAR

avas” kelimesini daha önce hiç duydunuz mu? Zeynep Yiğit “Kİtiraf edeyim, gazeteci olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde görev yapmaya başlamadan önce ben duyma- Onlar, TBMM Genel Kurul mıştım. Meclis’te kavas çalıştığını öğrendiğimde küçük bir araştırma yaptım. Karşıma oldukça ilginç bir meslek çıktı. Salonu’nda evrak akışını “İlginç” diyorum, çünkü gördüm ki TBMM’de “sır küpü” de- sağlıyor. “Sır küpü” olma nince ilk akla gelen kavaslar oluyor. Ben de bu “sır”rın peşine özellikleri ve şık kıyafetleriyle düşüp soluğu kavasların yanında aldım. “Ne öğrendin?” diye dikkat çeken kavaslar, “Sıfır sorarsanız, yanıtım çok da uzun olmaz. Dedim ya, her biri “sır küpü”. Ne iş yaptıkları ve ne kadar zamandır Meclis’te hatayla çalışmak zorundayız” çalıştıkları dışında onlardan bilgi almak pek kolay değil. diyor. Anlayacağınız ser verip sır vermiyorlar. Bir başka ortak nok- taları ise TBMM çatısı altında çalışmaktan duydukları onur...

Nisan 2013 Meclis Çalışanları 81

Kıyafetleri çok şık

Kavaslar, Meclis’in en şık personeli… Görevlerini yaparken özel kıyafetler giyiyorlar. Erkek kavaslar frak, gömlek ve papyon; kadınlar ise etek, ceket, gömlek ve fulardan oluşan kıya- fetleriyle Genel Kurul Salonu’nda yer alıyor. Özel giysinin en dikkat çekici yanlarından biri gümüş zincirler. Üzerinde ay-yıldız motifli halkaların bulunduğu zincirler, Türk milletinin birlik ve beraberliğini simgeliyor. Zincirin, “duyduklarım ve gördüklerim burada kalacak” anlamını taşıdığı da belirtiliyor. Kavaslar, Genel Kurul Salonu’nda görev yaptıkları için sık sık televizyon ekranında gö- rünüyorlar. Bu durum nedeniyle yaşadıkları ilginç anıları olup olmadığını sorduğumuzda, “Aslında tanınan biz değiliz, kıyafetlerimiz… Özel giysilerimizi çıkardıktan sonra Meclis içinde bile bizi tanıyamayanlar oluyor” yanıtını veriyorlar.

Kavaslar, Türkiye Büyük Millet yazılı ya da sözlü not iletmek istediklerinde kavasları çağırıyor. Talep edildiğinde Meclisi Genel Kurul Salonu’nda görev evrak fotokopisini çekmek, Meclis arşivinden çeşitli belgeleri getirmek, oy pusula- yapıyor. Ülkemizin geleceğine yön larını taşımak gibi hizmetler de kavaslar tarafından yerine getiriliyor. Genel Kurul veren kararların alındığı bu salona Salonu’nun dört bir yanını dikkatle izleyen kavaslar milletvekilleri, bakanlar veya milletvekillerinin dışında yalnızca Başkanlık Divanı’ndan gelen bir işaretle hemen harekete geçiyor. kavaslar ve stenograflar girebiliyor. Genel Kurul’daki konuşmalar ste- 7 kavas çalışıyor nograflar tarafından anında kayda Kavasların görevi evrak akışını sağlamakla sınırlı değil. TBMM Genel Kurul geçiriliyor. Kavaslar ise evrak akışını Salonu’nun her şeyiyle ilgileniyorlar. Salonun temizliği, düzeni, toplantılara hazır sağlıyor. Bu cümleyi biraz açarsak ka- hale getirilmesi de kavasların görevleri arasında. Kürsüde her konuşmacı için vasların görevini daha iyi anlayabiliriz. yenilenen su bardağından da onlar sorumlu. Genel Kurul Salonu’nda sürekli ha- Genel Kurul Salonu’nda milletvekilleri reket halinde bulunan kavasların bir başka görevi ise TBMM Başkanı ve Başkan- birbirlerine veya Başkanlık Divanı’na vekillerinin kıyafetlerinin Genel Kurul toplantısı öncesinde hazır hale getirilmesi.

Nisan 2013 82 Meclis Çalışanları

Sözlük anlamı TBMM’de beşi erkek ikisi kadın olmak üzere yedi kavas çalışıyor. Genel Kurul’un toplandığı günlerde hepsi aynı anda Türk Dil Kurumu, kavas kelimesini şöyle tanımlıyor: “1. Elçilik görevlerinin başında oluyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi, veya konsolosluklarda görev yapan hizmetli 2. Banka, patrikha- kavasları kendi personeli arasından seçiyor. Değerlendirme ne, otel vb. yerlerde hizmetli veya koruma görevlisi 3. Elçilik ve yapılırken tarafsızlık, dürüstlük, çalışkanlık, iş disiplini, konsolosluklarda koruma görevlisi.” TBMM’de kavas kelimesi, tecrübe, genel görünüş, iletişim kurma becerisi gibi özellik- sözlük anlamından farklı şekilde, bir parlamento geleneği ola- ler dikkate alınıyor. Kavas olması uygun görülenler, TBMM rak kullanılıyor. Genel Kurul Salonu’nda milletvekilleriyle bire bir çalışıyor. Görevlerini en iyi şekilde yerine getirebilmeleri için hizmet içi eğitim verilen kavaslar, işlerini yaparken pek çok şeyi görüyor, duyuyor, ancak bunları hiç kimseyle paylaşmıyor. Mesleğe adım atmadan önce “kapalı oturumlardaki görüşmeleri hiçbir şekilde açıklamayacaklarına ve bunları devlet sırrı olarak saklayacaklarına” dair yemin eden kavaslar, bu nedenle “sır küpü” olarak anılıyor. Geçmişte TBMM Genel Kurulu’nun kapalı oturumlarında sağır ve dilsiz kavaslar görev yapıyordu. Kavaslık yemini edilmeye başlanmasının ardından bu uygulamaya son verildi. En deneyimlisi 20. yılında Meclis’teki kavasların en deneyimlisi Erol Nazlı. 52 yaşında- yaşıyoruz. Meslekte yeni olmama rağmen kısa sürede alıştım ki Nazlı, 20 yıldır bu işi yaptığını belirterek “TBMM’de 19. ve kavaslığı çok sevdim.” Dönem’den bu yana kavas olarak çalışıyorum. Müdürlüğü- müz tarafından bu görev için seçildiğimde mesleği tanımı- “Burası Türkiye’nin kalbi” yordum. Deneyimli arkadaşlarımızın yanında yetiştik. Ka- Adem Demirtaş, 6 yıldır kavas olarak çalışıyor. Onun görevi, vaslık, onur ve gurur verici bir meslek. Milletvekillerimizle TBMM Başkanı ve Başkanvekillerinin kıyafetleriyle ilgilen- birlikte çalışmak çok güzel” diyor. “Mesleğinizin zor yanları mek. Genel Kurul toplantısı öncesinde kıyafetleri temizletip nedir?” diye sorduğumuz Erol Nazlı şu yanıtı veriyor: “Bu ütülettiğini ve TBMM Başkanı ile Başkanvekillerine giyin- işi yaparken milletvekillerinin hepsini adı, soyadı, partisi ve meleri sırasında yardımcı olduğunu anlatan Demirtaş, işini seçim bölgesiyle bilmeniz gerekiyor. Sıfır hatayla çalışmak büyük bir özenle ve severek yaptığını dile getiriyor. Sinan zorundasınız. O nedenle görevimizi yaparken çok dikkatli Kayıpoğlu, Hüseyin Bartan ve Ersin Kahraman, 2009’dan davranıyoruz ve işimize büyük özen gösteriyoruz.” bu yana kavaslık yapıyor. Sinan Kayıpoğlu, mesleğe başla- Erol Nazlı, 20 yıl boyunca pek çok olaya tanıklık etmiş, dığında büyük heyecan duyduğunu ifade ederek, “Zaman nice anı biriktirmiş. Bunlardan birkaçını bizimle paylaşma- içerisinde hem kavaslığa alıştım hem de heyecanım yatıştı. sını rica ettiğimizde, “Yaşadığımız olaylar, gördüklerimiz, Burası Türkiye’nin kalbi. Hata götürmeyen bir iş yapıyoruz duyduklarımız bizde saklı. Bunları eşimizle bile paylaşma- yız” diyor. ve görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz” Meclis’in en genç kavası Tuğçe Özdemir henüz 23 yaşında. diyor. Hüseyin Bartan, kavaslığın eski bir meslek olduğunu 4 yıldır bu mesleği yapıyor. “Türkiye Büyük Millet Meclisi ve günümüzde yalnızca Meclis’te uygulandığını dile getirir- çatısı altında milletvekillerimizle birlikte çalışmaktan onur ken işini severek yaptığının altını çiziyor. Ersin Kahraman duyuyorum. İşimizi severek ve büyük bir mutlulukla yapı- ise Osmanlı zamanında “silahlı vezir koruması” anlamına yoruz” diyen Özdemir, kavaslığın zor ama keyifli olduğunu gelen kavaslığın günümüzdeki uygulanışının çok farklı vurguluyor. Meclis’teki 7 kavas içinde en yenisi ise Lale olduğuna işaret ederek şu bilgileri aktarıyor: “Bizler Genel Yavuz. 6 aydır kavaslık yaptığını ifade eden Yavuz, şunları Kurul Salonu’nda milletvekillerimizin taleplerini yerine söylüyor: “TBMM Genel Kurul Salonu’nda çalışmak bir ay- getiriyoruz. Birbirlerine ya da dışarıya iletmek istedikleri rıcalık. Çünkü bu salona dışarıdan kimse giremiyor. Bizler notları, dosyaları ulaştırıyoruz. TBMM Başkanı’yla millet- milletvekillerimizle birlikte çalışıyor olmanın mutluluğunu vekili arasındaki koordinasyonu sağlıyoruz.”

Nisan 2013 Kitap 83

İmparatorluktan Cumhuriyete Hitler Almanyası Ali Fuat Paşa Jane Caplan Aksel Keskin İnkılap Yayınları, 2012, Çev: İdem Erman, 278 sayfa Paraf Yayınları, Şubat 2013, 376 sayfa

Ali Fuat Cebesoy yakın tarihimizin en önemli şahsiyetlerinden biri 20. yüzyıla damgasını vuran dönemin baş aktörü olarak Adolf Hit- şüphesiz. Bu tarihî kişiliği kendi anılarından tanımak isteyenler ler ve Nazi ideolojisi üzerine yayımlanan yüzlerce eser mevcut. Son için daha önce yayımlanmış kitaplar mevcut, fakat Ali Fuat Paşa dönemde yayımlananlar ise genellikle o dönemin gizli yönlerini üzerine yapılan çalışmalar çok yetersiz. Aksel Keskin böyle bir açığa çıkarma iddiasını taşıyan kitaplar. Hitler Almanyası onlardan açığı kapatma gayretiyle Ali Fuat Paşa’nın hayatını ele alan bir kitap biri değil. Modern Avrupa Tarihi profesörü Jane Caplan’ın kendisi hazırlamış. Çocukluk yıllarından ölümüne kadar Paşa’nın hayatın- gibi on akademisyenin daha yazılarından derlediği kitap, 1933-1945 daki bütün kritik noktaları sırasıyla anlatan yazar, roman tadında yıllarında Nazi ideolojisinin sosyal ve siyasi etkilerini ele alıyor. bir biyografi sunmuş. I. Dünya Savaşı’ndan Moskova anılarına, Kitabın bazı başlıkları bile yazarların yanlı bir tutum sergilediğini Lozan’dan Ankara yıllarına kadar Paşa’nın bütün hayatını ince- anlamaya yeter. Yine de bu kitapta dönemin Almanyası hakkında leyen kitap, aynı zamanda Cumhuriyet’in ilk yıllarına dair birçok birçok önemli detay var. Hitler Almanyası’nda ilk Naziler, Nazi re- bilgiyi de barındırıyor. jiminin ekonomi politikası, dış politika ve tabii ki Nazilerin ırk ve nüfus politikası hakkında bolca bilgi ile ilginç rakamlara ulaşmak mümkün.

Türkiye’nin klasik müzik dergisi An- dante, 2002 Ekiminde başladığı yol- Balkan Savaşları Günlüğü culuğuna ara vermeksizin devam Andante ediyor. Derginin uzun yıllar Genel Boğdan Filov Yayın Yönetmenliğini üstlenen Serhan Aylık Süreli Yayın Bali bu görevini Ahu Ünalp’e bıraktı. Timaş, 2013, Haz: Hüseyin Mevsim, 144 sayfa Ama Andante hız kesmedi. 10 yıl ve 78 sayıya ulaşan dergi, yaptıklarıyla Türkiye’de klasik müzik adına büyük Balkan Savaşlarının 100. yılı dolayısıyla birçok kitap, film, belgesel bir boşluğu dolduruyor. Derginin son hazırlanıyor. Bunlar arasında ilgi çekici bir kitap, Balkan Savaşları sayısında Türkiye’nin oda müziği kül- Günlüğü Timaş Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu. Kitabın ya- türü detaylı bir dosya ile okuyucuya zarı Boğdan Filov, Bulgaristan’ın yer aldığı Birinci Balkan, İkinci Bal- sunulmuş. Bunun yanı sıra Devlet kan ve Birinci Dünya Savaşı yıllarında (1912-1918) Doğu Trakya, Ege Sanatçısı Verda Erman ile röportaj, ve Vardar Makedonyası’nı kapsayan bölgelere arkeolojik ve etnografik geçtiğimiz yüzyılın önemli bestecisi materyallerin ortaya çıkarılması, derlenmesi ve korunması amacıyla Vaughan Williams portresi ve bu yıl bilimsel gezilere çıkar. Ulusal Arkeoloji Müzesi Müdürü sıfatıyla ka- on yedincisi düzenlenen dünyaca tıldığı ve bir ya da birkaç ay süren bu geziler sırasında Filov, titizlikle ünlü Beethoven Paskalya Festivali’nin günlükler tutar. 1912 ile 1916 yıllarını kapsayan ve ilk kez Bulgarca sanat yönetmeni Elzbieta Penderec- dışında bir dilde Timaş Tarih Kitaplığı Hatırat Dizisi’nde yayımla- ka ile yapılan söyleşi bu sayının öne nan günlükler, hem arkeoloji disiplininin siyasi işlevlerini kavrama çıkanları. Derginin hazırladığı ek ise hem de Osmanlı’nın Balkan coğrafyasındaki kültürel mirasıyla ilgi- Ankaralıları ilgilendiriyor. 4-30 Nisan günleri arasında düzenle- lenen okurlara önemli ipuçları ve bilgiler sunma bağlamında eşsiz bir necek 30. Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin programı ve değere sahip. Balkan Savaşları Günlüğü, Filov’un çektiği ve ilk defa müzisyenleri hakkında bilgiler sunulan ek, festivale katılacaklar yayımlanan fotoğraflarla görsel açıdan da oldukça zengin bir kitap. için iyi bir rehber.

Nisan 2013 84 Film

Kelebeğin Rüyası

Yönetmen : Yılmaz Erdoğan Oyuncular : Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat, Yılmaz Erdoğan, Belçim Erdoğan

Yılmaz Erdoğan filmlerinin en belirgin özelliği birbirine benzememeleri. Vizontele’den bu yana yönetmen koltuğunda dört filme imza atan Erdoğan, son filminde de öncekilerden farklı bir üs- lupla karşımıza çıktı. Vizontele serisi ve Organize İşler gibi mizah yüklü filmlerden sonra Neşeli Hayat ile kendisinden yoğun mizah bekleyenlerin eleştirisine maruz kalsa da trajik kurgudaki başarısı yadsınamaz. Kelebeğin Rüyası ise daha ağır bir dramı beyazperdeye taşımış. Film, II. Dünya Savaşı sırasında Zonguldak’ta yaşayan iki genç şairin, Muzaffer Tayyip Uslu ve Rüştü Onur’un hikayesi üzerinden dönemin Türkiyesini anlatıyor. Gerçek hikayeden esinlenen filmde Muzaffer Tayyip Uslu (Kıvanç Tatlıtuğ) ve Rüştü Onur (Mert Fırat) modernleşme çabasındaki Türkiye’de savaşın etkisiyle kapıldığı umutsuzluğu şiirle bertaraf etmeye çalışan iki genç şair- dir. Aşk ve edebiyatın hızlandırdığı hayatları vereme yakalanmalarıyla farklı bir boyut kazanır. Her sahnesi dolu dolu işlenmiş filmde oyuncuların performansları Türk Sineması’nın yakın gelecekte oyuncu sıkıntısı çekmeyeceği yönünde umut verici işaretler taşıyor.

Django Unchained – Zincirsiz Lincoln

Yönetmen : Quentin Tarantino Yönetmen : Steven Spielberg Oyuncular : Jamie Foxx, Leonardo DiCaprio, Samuel L. Oyuncular : Daniel Day-Lewis, Sally Field, David Strathairn, Jackson, Christoph Waltz, Kerry Washington Joseph Gordon-Lewitt

Amerikan sinemasının asi ve ilginç Bu yılın Oscar adaylarından biriydi çocuğu Quentin Tarantino, Django ka- Lincoln. Yönetmen Steven Spielberg, rakterini yeniden beyazperdeye taşımış. siyasi konjonktürü ıskalamayan bir Spaghetti Western filmlerinin efsane yönetmen. Amerika’da başkanlık se- yönetmenlerinden Sergio Corbucci’nin çimlerini Obama ikinci kez kazanma- 1966 yılında çektiği Django’dan son- saydı bu film hiç olmayabilirdi ya da bir ra belki yirmi filmde daha bu karak- süre daha bekleyebilirdi. Ama Obama teri izledik. Ama en etkilisi Franco kazandı ve Spielberg Lincoln’ü patlattı. Nero’nun canlandırdığı Corbucci’nin Uzun diyalogları ve Spielberg’den bek- Django’su oldu. Daha önceki filmlerinde lenmeyen durağanlığı bazı izleyicileri Django’nun birçok sahnesinden alıntılar hayal kırıklığına uğratsa da usta yönet- yapan Tarantino, bu sefer bu karakteri men bir kenara bırakamayacağımız bir kendi gözünden anlatmaya koyulmuş. Kahramanımız Django (Ja- film sunmuş izleyiciye. Başroldeki Daniel Day-Lewis, Lincoln’ün mie Foxx), bir köle olarak Güneyli bir efendinin çiftliğinde karısı kendisi olmuş adeta, filmografisini hiç de hafife alınmayacak bir Broomhilda (Kerry Washington) ile birlikte yaşamaktadır. Efendi- oyunculuk sergileyerek genişletmiş. Filmin konusu ABD’nin 16. lerinin evinden kaçarken yakalanırlar ve efendileri Django’yu başka Başkanı Abraham Lincoln’ün hayatının son döneminde yaşadıkları birine karısını ise Candle’a (Leonardo DiCaprio) satar. Django’nun çerçevesinde şekilleniyor. 1861-1865 arası yaşanan iç savaşın son- karısını kurtarma çabası etrafında dönen filmde tam bir Spaghetti landırılması ve arkasından köleliğin kaldırılması konusunda ısrarlı Western tarzı hakim. Leonardo DiCaprio’nun oyunculukta yapa- bir başkanın yaşadığı zorluklar, gösterdiği dirayet ve onu ölüme caklarını bitirmediğini gösterdiği Django Unchained, Western sine- götüren sebepleri işleyen film, Amerikalıların en sevdikleri başkan- masında adı anılacak filmlerden biri olmayı hak ediyor. larının hayatının son dönemini yakından tanıma fırsatı sunuyor.

Nisan 2013 Müzik 85

Kara Balım İşte Kanun TRT Arşiv Serisi piyasaya harika albüm- Son dönemin önemli kanunîsi Ahmet Sezgin ler sundu. Türkiye’nin zengin müzik Göksel Kartal Göksel Kartal’ın muhteşem so- TRT Arşiv Serisi kültürünün unutulmaya yüz tutmuş Ati Müzik loları ve kanun taksimlerinin bu- birçok sanatçısı ve eserleri bu seride yer lunduğu yeni albümü İşte Kanun alıyor. Bunlardan birisi de Ahmet Sezgin. – The Kanun piyasadaki yerini aldı. 60’lı yıllarda TRT Ankara Radyosu’nun önemli Albümün yönetmenliğini ve aranjör- sanatçılarındandı Ahmet Sezgin. 400’ün üzerinde lüğünü başka birçok başarılı yapıma da imza kaset ve plak çalışması bulunan müzisyen, 100’den fazla atan Hakan Polat üstlenmiş. Albüm türkünün de derlemesini yaparak TRT repertu- 19 şarkıdan oluşuyor. “Gamzedeyim arına kazandırmış önemli bir isim. Kara Balım, Deva Bulmam”, “Yemenimde Hare bu önemli müzik adamının seslendirdiği 17 Var”, “Gülşen-i Hüsnüne Kimler türküden oluşan bir albüm. Albümde “Bir Of Varıyor” gibi klasik eserlerin çok Çeksem”, “Hey Onbeşli Onbeşli” gibi hepimizin farklı icraları yer alan albüm, ens- ezbere bildiği türkülerin yanı sıra bu günlerde trümantal sevenlerin ilgilerini boşa pek seslendirilmeyen bazı türkülere de yer veril- çıkarmayacak kalitede. miş. Kara Balım asla eskimeyecek bir çalışma.

Schumann: Szenen Aus To Be Free: The Goethe’nin Faust’undan sahneler... Nina Simone Story Sisteme muhalif bir sanatçı olarak Goethes F Aust Almanya’daki romantik akımın öncü- Nina Simone, çeşitli müzik türle- lerinden olan besteci Robert Schumann’ı Sony Müzik rini kendi dünya görüşü ve kimliği Claudio Abbado zirveye taşıyan oratoryo, 1844-1853 yılla- çerçevesinde dönüştüren bir isimdi. Sony Müzik rı arasında yazılır ki bu Johann Wolfgang Bir döneme sesiyle damgasını vuran von Goethe’nin ölümünden 10 yıl sonraya ve gelmiş geçmiş en beğenilen kadın denk gelir. Goethe, eğer hayatta olsa Faust’u bes- vokaller arasında gösterilen Nina telemek için en uygun kişinin Mozart olduğunu söylerken “Szenen Simone’un şarkılarında folk, jazz, Aus Goethes F Aust”un magnum opus (şaheser) olarak nitelenece- blues, pop ve melankolik aşk şarkı- ğinden habersizdir... larından öğeler görmek mümkün. Goethe’nin eserinin kalbini oluş- Sony Müzik etiketiyle çıkan “To turan “iyi” ile “kötü” arasındaki Be Free: The Nina Simone Story” çatışkıyı ve Faust’un aydınlanma albümünde, Simone’un 1957-1993 ile huzur arayışını Schumann’ın yılları arasında çıkardığı “Feeling besteleriyle kulaklarımıza çalan Good”, “Ain’t Got No”, “I Put A “Schumann: Szenen Aus Goethes F Spell On You”, “Ne Me Quitte Aust”, Sony Müzik tarafından din- Pas” gibi en sevilen şarkılarının leyicilere sunuldu. Albüm, Viyana ve çeşitli konser kayıtlarının yer Filarmoni Orkestrası şefliği, Viyana aldığı 3 CD ile 1970 tarihli Emmy Devlet Operası müzik yönetmen- Ödülü adayı Nina Simone belgeseli liği, Milano La Scala Operası şefliği, Londra Filarmoni Orkestrası DVD’si bulunuyor. Albüm, Nina müzik yönetmenliği, Berlin Filarmoni Orkestrası müzik yönetmen- Simone hayranları için tam bir liği, Berlin Gustav Mahler Orkestrası yöneticiliği gibi görevlerde arşiv niteliğinde. bulunan İtalyan orkestra şefi Claudio Abbado’nun imzasını taşıyor.

Nisan 2013 86 Televizyon

Şoray Uzun: Sette kim hangi rolü oynuyor ise gerçek hayatta da sanki benim için o oluyor

Türk dizileri altın çağını yaşıyor. Yıllarca Latin Amerika menşeli diziler yayınlayan Türk televizyonları uzun süredir yerli yapımlara ağırlık veriyor. Birol Güven’in Made in eti- ketiyle ekrana taşıdığı diziler bu sürecin en önemli yapımları arasında yer aldı. Bunlardan birisi de son döneme damgasını vuran Seksenler. Dönem dizisi çekmenin tüm risklerini ve zorluklarını bertaraf eden Seksenler, yakın tarihimizi mizahi bir dille ele alan başarılı bir yapım. Gerçekçi karakterleri ve oyuncu performansları sayesinde bu başarıyı yakalayan dizinin “Ahmet” karakteri Şoray Uzun’la Seksenler üzerine konuştuk.

Seksenler dizisi 50 bölümün üzerine çıktı. Dizinin başarısını neye bağlıyorsunuz? birebir yaşamadı, ama darbe günlerini Bence dizinin başarısı dizinin kendisi. Yani projenin, konseptin doğruluğu. Castın çok iyi bir şekilde kaleme aldı. Bura- olabilecek en doğru, en uygun cast olması, dizinin TRT’de yayınlanması, güzel dan “darbe bu ülkenin çocuklarının yazılması, güzel çekilmesi, güzel oynanması, güzel montajlanması... İşin teknik genlerine işledi” sonucunu pekala kısmının dışında, öykünün yakın dönemin en ilgi çekici bölümünü işlemesi... Yine çıkarabiliriz. bana göre dizinin ilgi görmesinin en büyük nedenlerinden biri de insan ilişkilerinin İzleyici çok sıcak, kendinden birilerini insanca yaşandığı son zaman dilimini ele alması. Metropoldeki modern zaman in- bulduğu bir dizi izliyor. Set ortamından sanı yalnızlaşmadan önceki son sosyal aktivitelerin olduğu zaman dilimini işlemesi. bahseder misiniz biraz? Bu dizinin oyunculuk kariyerinizdeki yeri nedir? Set ortamı belki de en az dizi kadar çe- Bu dizi benim kariyerime, daha önceki yapmış kici benim için. Her şeyden önce sevgili olduğum işler gibi çok büyük bir deneyim, bü- Müfitcan Saçıntı var. Aranan adam, yük bir keyif ve her zaman bir önceki işimin Mandıra Filozofu, yönetmenimiz ve üstüne daha da ilave ederek yoluma devam etme eğer kabul ederse 1987’den itibaren noktasında çok büyük artılar getirdi. Her şeyden arkadaşım. Setteki büyüğümüz Ra- önce benden sonraki kuşakla tanışma, mesai sim Ağabey’dir. Geçenlerde bir tweet arkadaşlığı etme şansım oldu ve moralim tavan atmış; “Bütün ustalarımızı bir bir kay- yaptı. Çünkü son derece yetenekli, iyi yetişmiş bediyoruz. Bundan sonra ben kime da- bir yeni jenerasyon var ve onlar kendilerinden nışacağım?” diye. Şöyle cevap yazdım: önceki jenerasyonun ortaya koyduklarını çok “Valla orasını sen düşüneceksin. Bizim daha ileriye taşıyacaklar. aslan gibi Rasim Ağabeyimiz var.” Set- te kim hangi rolü oynuyor ise gerçek Siz de seksenli yılları yaşamış birisiniz. Sosyal ve hayatta da sanki benim için o oluyor. siyasi açıdan neler kaldı aklınızda? Dizinin anlattık- Müthiş, ama herhalde bu da bir MinT larıyla hatıralarınız arasında bir bağ var mı? geleneği. Sanıyorum Arzu Film ekolü Dizinin anlattıkları ile benim o dönem yaşadık- günümüzde de devam ediyor. MinT bu larım paralellik gösteriyor. Sadece benim için ekolün günümüzdeki karşılığıdır. Bana değil, benim yaş grubumdan herkesin o dönemi da bunun bir parçası olmanın keyfini ile ilgili paralellik gösteriyor. Zaten özellikle 12 sürmek kalıyor. Allah her oyuncuya çe- Eylül’ü anlattığımız bölümlerdeki öykülerin kim günü olmadığı halde sete gidecek bazıları gerçek öykülerdir. Burada ilginç olan şu- kadar arkadaşlarını özleyen ekiplerde dur; senaristimiz Murat Aras belki 80 darbesini yer almayı nasip etsin. Biz öyleyiz.

Nisan 2013 87

Yakarsa dünyayı garipler yakar

Pınar Ünsal

’ler… Kentsel nüfus hızla rültünün, suç oranının yükselmesinin, 1970artmaya devam etmekte- kültürel yozlaşmanın, hatta Batı’nın Hızla dir, yani Türkiye daha da moderndir (!) kapısında bekletilmenin(!) Hızla mo- modernleşiyor Arabesk… Adı çok daha önceleri dernleşiyor Türkiye, elinde bir elek. anılsa da 70’lerde yaygınlaşır; o yıllar- Eleğin tellerine tutunabilen varoş Türkiye, elinde da bir müzikal üslup olmaktan çıkıp kesimi bir de feleğin çemberi bekliyor bir elek. Eleğin bir yaşam biçimi halini alır. sonraları... tellerine Büyük şehirlerin, kırsal kesim bi- Türkiye’nin “yaranamayanlar”ı, reylerini ekmek parası uğruna kendine halinden anlayacak birilerini arıyor. tutunabilen çektiği ve onları şehir hayatına uyum Sorunlarını çözsün diye değil, dertle- varoş kesimi sağlamaya zorladığı yıllar... “Yeni” şe- rine ortak olsun diye... Sığınacak bir bir de feleğin hirliler, cismen kendilerine benzeyen liman, belki bir baba... Müslüm Baba... ama ruhen yüzlerce basamak uzaktaki Hor görülenlerin isyanıdır bu, sevip çemberi bekliyor “eski” şehirlilerle aynı hayat kavgasının sevilmeyenlerin isyanı; düzensiz dün- sonraları... içindeler, ama itiliyorlar. Çünkü onlar yanın günahıdır bu, yakarsa dünyayı çarpık kentleşmenin sorumlusu, gü- garipler yakar…

Nisan 2013 Nereden sevdim o zalimi diye ağlayan binlerce insan, beterin beteri var haline şükret dostum ile teselli bulur.

“Baba”lıktan “Bey”liğe Blues, Amerika’ya gelen köle Afrika- lıların müziğiydi. Sosyolojik olarak düşünüldüğünde bizim kültürümüzde bu, arabesk müziğe karşılık gelir; şehre uyum sağlama çabasındaki gariban- ların müziği. İyimser bir çerçeveden bakacak olursak aslında bir terapidir arabesk. Sıradan müzik dinleyicisini dertlerden dertlere sürükleyip buhranlı Müslüm Gürses 80’lerde hatırı çiğne- ve melankolik anlar yaşatan Müslüm nenlerin, kalbi kırılanların meselesiy- Gürses şarkıları, “tutunamayanlar” ken 2000’lerde jiletle tıraş haricinde işi tarafından dinlendiğinde “aynı şeyleri olmayanların meselesi haline gelir. Adı başkaları da yaşıyor, yalnız değilim” Björk, Garbage, David Bowie gibi, hay- ya da “aynı dertlere ağlamasak da her- ranlarının telaffuz dahi edemediği ve kesin bir derdi var” hissi yaratır ve bu Murathan Mungan, Orhan Atasoy, Ah- müziği dinleyen kesimin kendini daha met Güntan, Ayşe Kulin gibi bu kesime iyi hissetmesini sağlar. Nereden sevdim tamamen yabancı isimlerle anılmaya o zalimi diye ağlayan binlerce insan, başlar. Bazı kesimlerce Müslüm Baba beterin beteri var haline şükret dostum Türkiye’nin Louis Armstrong’u, bazıla- ile teselli bulur. rına göre Jim Morrison’ıdır. Bazıları ise

Nisan 2013 89

şarkı sözlerinin İngilizceye çevrilmesi yacağı korkusudur. Hayranları kızgın doğmuşum” diye anlatmaya başladığı halinde en sağlam metal grupların şar- değildir ona, sadece biraz dargındır; hayatında bir dolu dert yüklenmiş. kı sözlerine taş çıkaracağını iddia eder. dünya tersine dönse vazgeçmeyecekleri Çocukluğunu yaşayamamış, gençliğin- Müslüm Gürses bir anda adı tezlere Müslüm Babaları, öyle yer etmiştir kalp de bir sürü sorunla uğraşmış diyelim konu olan, ses özellikleri mutlaka araş- otağlarında… kısaca; ama senin benim sorunlarımız tırılması gereken, reklam filmlerinin gibi değil. Senin derdin dert midir olmazsa olmazı biri haline gelir. “Eski” İyi bilirdik… benim derdim yanımda dediği kadar hayranlarının ona dargınlığı, sanılanın Hiçbir derdi olmayan insan yoktur var Baba’nın… İşte tüm bu dertleri aksine müzik tarzını değiştirmesi değil elbet. Ama Baba’nın yaşadıklarını bilip de onun nevi şahsına münhasır onu başka bir kesimin sahiplenmesi, öğrenince dudağı uçukluyor insanın. kahkahasını bir yerlerde duyunca kendilerine artık “baba”lık yapama- “Allah’ı çok, insanı yok bir köyde “Gittiğin yerde mutlu ol Baba” diyesi geliyor insanın. On dört yaşında başladığı müzik ha- yatı, kırk küsur sene çeşitli başarılarla devam etmiş Müslüm Gürses’in. Türk sanat müziği de söylemiş, türkü de. Ancak Baba, en çok arabesk söylediği dönemde sevilmiş; hayranlarının ona layık gördüğü ve sonuna kadar hak et- tiği “baba”lık mertebesine bu dönemde ulaşmış. Alçakgönüllü ve efendi kişiliğiyle kendini eleştiren kesimin bile saygısını kazanan Müslüm Gürses güzel adam- dı. Ona yakın olanlar kalp kırmayı hiç bilmediğini söyler. Hayranlarının taş- kınlıklarını kastederek “çok kan akıttı” derler arkasından, şakayla karışık. Çok da gözyaşı döktü Müslüm Baba; herke- sin acısı sevgisi kadardı... Çok sevildi. Her büyük yıldızın ardından söy- lendiği gibi, “ölmedi aslında, şöhretten yoruldu ve dinlenceye çekildi” tesellisi onun ardından da sürecek kim bilir kaç yıl. Doğru, Baba’da yılların yorgunlu- ğu vardı, ama bünye ta çocukluktan gelen dertlerle mahvolmuştu bir kere. 1978’de olduğu gibi, keşke yine öldü sansaydık. Onunla özdeşleşmiş beyaz takım elbise ve doğal kahkahasıyla hatırla- nacak bu yüce gönüllü insanı bizler iyi bilirdik... Nesimî’nin dediği gibi Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi, kâh inerim yeryüzüne seyreder alem beni… Baba için artık alemi seyretme vaktidir…

Nisan 2013 90 Bilim ve Teknoloji

Kot pantolondan yalıtım malzemesi

ABD Enerji Bakanlığı ile Çin Ulusal Enerji İdaresi tarafından düzenlenen ve enerji tasarruflu binalar yapılma- sını amaçlayan “Solar Decathlon” adlı yarışmaya ODTÜ de katılıyor. Yüzlerce takım arasından seçilerek ilk 20’ye giren ODTÜ’lü öğrenciler, enerjisini tümüyle güneşten alan bir ev dizayn edecek. Bu evde yalıtım malzemesi olarak kot kullanılacak. Kotu geri dönüşümlü doğal bir madde olduğu için de tercih ettiklerini söyleyen öğrenciler, “Kotu- nuzu Evimize Giydirelim” kampanyasıyla topladıkları atık kotları proje için değerlendirecek. Tasarım aşaması biten, kolayca sökülüp tekrar yapılabilen ve öğrencilerin “eCOurt” adını verdikleri ev, ODTÜ’de sergilendikten sonra Çin’de tekrar kurulacak. Datong şehrinde düzenlenecek ya- rışmanın kazananı ise ağustos ayında belli olacak.

Doku naklinde 3 boyutlu mucize

KOÇ Üniversitesi profesör- leri tarafından hasarlı kemik dokuları ve yanmış deri böl- gelerinde kullanılmak üzere “doku iskeleti sistemi” geliş- tirildi. 3 boyutlu bir iskelet üzerine hastanın kendinden alınan deri veya kemik hücre- lerinin ekilmesiyle oluşturu- lan dokular, kemik yaması ve deri nakli gereken hastaların da umudu oldu. TÜBİTAK desteğiyle geliştirilen sistem, nakil yapıla- cak hastanın kendi hücrelerinden üretildiği için vücut tarafından reddedilme oranı dü- şüyor. Kullanılan doku iskeleti biyo-uyum- lu özelliği sayesinde vücutta eriyor ve son- radan çıkarılması gerekmiyor.

Nisan 2013 Bilim ve Teknoloji 91

Denizlerdeki petrol kirliliğini Ağızda gül ferahlığı temizleyecek sünger geliştirildi SÜLEYMAN Demirel Üniversitesi Gül ve Gül Ürünleri Araştırma Uygulama Merkezi (GÜLAR), gül yağının ağızda bulunan bakteriler üzerinde öldürü- cü etkisi olduğunu tespit etti. Gülün Osmanlı döneminde de hekimlerce tedavi amaçlı olarak kullanıldığını ifade eden GÜLAR Müdürü Fatih Ali Canlı, yağı alınmamış gül suyundan gargara yapma projesini hayata geçirdi. Yüzde 100 doğal bir ürün olan gargara, antibakteriyel etkisinin yanında ağız ve diş eti kanamalarına da iyi geliyor.

İ TÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü öğretim üyeleri, pet- rol emici özel bir madde geliştirdi. Gemilerden denizlere dökülen Kömürden doğalgaz üreten tesis ve ciddi çevre problemlerine yol açan petrolün bu özel madde ile temizlenebileceğini ifade eden bilim adamları, maddenin suyu em- KÜTAHYA Tunçbilek’te açılan Türkiye’nin ilk kömür gazlaştır- mediğini sadece petrol ve türevlerine özgü olduğunu vurguluyor. 1 ma pilot tesisi, kalorisi düşük yerli kömürden doğalgaz üretecek. gramı 25 gram petrol emebilen bu özel madde, emme kapasitesinin Tamamı Türk mühendisler tarafından tasarlanan ve yerli kay- yüksek olması ve bir kereden fazla kullanılabilmesi gibi özellik- naklarla imal edilen tesis, kalitesi düşük linyiti verimli bir şekilde leriyle daha önce geliştirilmiş petrol sorbentlerinden ayrılıyor. değerlendirmeyi amaçlıyor. Kömürü gazlaştırma yöntemi sayesinde Emilen petrolün geri kazanımına da imkan veren sorbent için Türkiye’nin enerji konusundaki dışa bağımlılığı bir ölçüde azala- TÜBİTAK’tan yaklaşık 450 bin TL destek alınmış. cak.

Kalp yetmezliği için minyatür pompa YEDITEPE Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nden bazı öğretim üyeleri yürüttükleri ortak proje neticesinde yapay kalp pompası geliştirmeyi başardı. 5 cm çapın- da olan minyatür pompa, kalp yetmezliği bulunan hastalarda kalbin sol karıncığına yerleştirilerek dakikada 8 litreye kadar kan pompalayabilecek. İthal pompalara oranla yüzde seksen daha ucuza mal edilen pompa, yapılan hayvan deneylerinin ardından insan için kullanılmaya hazır hale gelecek.

Nisan 2013 92

Vekiller Ne Okuyor Ne İzliyor

Safiye Seymenoğlu Özcan Yeniçeri AK Parti Trabzon Milletvekili MHP Ankara Milletvekili

ŞU sıralar Nazan Bekiroğlu’nun Nar Ağacı adlı kitabını okuyorum. SOROKIN’IN Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri ile Mehmet Merak ettiğim bir romandı, çok beğendim. Trabzon’u anlatması Kaplan’ın Nesillerin Ruhu kitabını okuyorum. Milli Eğitim, Kültür, nedeniyle kitabın benim için özel bir yeri var. En son “Gelmeyen Gençlik ve Spor Komisyonu üyesiyim. Komisyonda eğitimle ilgili Bahar” adlı filmi izledim. 8 Mart Dünya Kadınlar yapacağım konuşmaya hazırlık için TBMM Kütüphanesi’nden al- Günü’nde vizyona giren ve kadına yönelik dığım kitapları da okuyorum. Başucumda daha çok felsefe ve din şiddeti konu alan filmin galasına katıldım. kitapları bulunuyor. Geniş bir kütüphaneye sahibim. Her hafta mut- Müzik dinlemeyi seviyorum. Her türden güzel laka kitabevlerini dolaşırım. Klasik Türk Müziği’ni severim. Itri’nin müziği dinlerim, ancak Türk Sanat Müziği’ne Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil eserini çok beğenirim. özel bir ilgim var. Alpaslan Kavaklıoğlu AK Parti Niğde Milletvekili

SON dönemde okuduğum üç kitap var. John Perkins’in yazdığı Bir Ekonomik Te- tikçinin İtirafları, üçüncü dünya ülkelerinin kalkınma ve gelişme yalanı ile nasıl borçlandırıldığını ve dış borç- Erdal Aksünger lanmalarla kaybedilen ekonomik özgürlüğün ülkelerin egemenlik CHP İzmir Milletvekili ve bağımsızlıklarını nasıl ortadan kaldırdığını an- latıyor. Platon’un Sokrates’in Savunması adlı eseri, SON bir ay içinde 20’ye yakın kitap aldım. Şu sıralar Gelecek 50 Yıl onurlu bir hak ve hukuk mücadelesinin en güzel ve Gladio: NATO’nun Gizli Terör Örgütü adlı kitapları okuyorum. örneklerinden biri. Fırat Sunel’in imzasını taşıyan Ayrıca Beyaz Zambaklar Ülkesinde’yi yeniden okumaya başladım. Salkım Söğütlerin Gölgesinde ise heyecanla okudu- Sinemaya fırsat buldukça gitmeye çalışıyorum. En son oğlumla ğum bir Ahıska romanı. Bence hemen dizi veya film birlikte “Pi’nin Yaşamı” adlı filmi izledim. Müzikte ise bu sıralar yapılmalı. en çok Musa Eroğlu’ndan “Anadolu’ya Ağıt”ı dinliyorum. “Yanar En son ailemle birlikte Quentin Tarantino’nun Anadolum sana yanarım” diyen türkünün bugünü özetlediğini dü- filmini izledim: Django Unchained-Zincirsiz. şünüyorum. Türk Halk Müziği’ne büyük ilgim var. Güney Amerika Film, köleliğin ve ırkçılığın çirkinliğini başarılı müziklerini de ön planda tutuyorum. şekilde anlatmış. Son aldığım albümlerden biri Pink Floyd-The Wall. Müzik tarihinin önemli noktalarından birinde duran bu albümü, ufak plak koleksiyonuma katmak beni çok mutlu etti. Ailece hiç bıkmadan dinlediğimiz “Orhan Gencebay ile Bir Ömür” ise bana göre müzik sektörümüzde şimdiye kadarki en başarılı derleme albüm.

Nisan 2013 93

Kadir Ramazan Ahmet Kenan Yahya Akman Coşkun Tanrıkulu AK Parti Şanlıurfa Milletvekili Türk Parlamenterler Birliği MHP İzmir Milletvekili YOĞUN siyasi trafikten fırsat buldukça kitap okumayı ve tiyatro izlemeyi severim. Genel Sekreteri YOĞUN siyasi çalışmalarımız nedeniyle Henüz bitirdiğim Fatıma’nın Eli adlı 16. OKUMAYA değer her türlü kitabı okurum, ancak çok kısıtlı vakitlerde kitapçıları yüzyıl Endülüsü’nü anlatan kitap, bugüne ancak bana hitap etmezse olduğu yerde bı- dolaşıp okumak istediğimiz ve takip etti- kadar okuduğum ve etkilendiğim eserler- rakırım. Şu sıralar Saygı Öztürk’ün Dünden ğimiz yayınları alabiliyoruz. Tercihlerim den biri oldu. Şu sıralar birkaç tane daha Bugüne Belgelerle 28 Şubat kitabını okuyo- genellikle Türk siyasi tarihi, ekonomi, bitirilmeyi bekleyen kitap başucumda du- rum. En son “Çanakkale Yolun Sonu” adlı siyaset ve sosyal içerikli yayınlar oluyor. ruyor. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun filmi izledim. Filmin konusu ve iki kardeşin Bu bağlamda en son Turgut Özakman’ın sahnelediği “Venedik Taciri” adlı Çanakkale harbindeki birlikteliği ilginç- Diriliş Çanakkale 1915 kitabını okudum. oyunu seyrettim. Sinemada ise ti. Sahne çekimleri güzeldi. Kemal Son seyrettiğim film ise “Fetih son izlediğim film, müzikal Uzun’un yönettiği filmi seyredilmeye 1453”. Zaman zaman Türk mü- olarak beyazperdeye uyar- değer buldum. Müzikteki tercihim ise ziği dinliyorum, vakit buldukça lanan “Sefiller”. Filmi çok Türk Sanat Müziği ve Türk Halk Müziği. da bu müziklerin hikayelerini beğendim, küçük kızımın öğrenmeye çalışıyorum. İngilizcesini geliştirmesi için de faydalı oldu.

Dilek Akagün Yılmaz Aydın Ayaydın CHP Uşak Milletvekili CHP İstanbul Milletvekili

DAHA çok bilimsel nitelikli kitaplar okumaya çalışıyorum. Çünkü EKONOMI, siyasi tarih, eko-politik ve anı kitaplarını okumayı bizim her konuda belli bir donanım kazanmamız gerekiyor. Son severim. Yoğunluktan dolayı son dönemlerde kitap okumaya pek dönemde TBMM Kütüphanesi’nden Ege adalarıyla ilgili kitaplar al- vakit ayıramasam da okumayı seven, okumanın değerini bilen dım. Bu konuda bir araştırma önergesi hazırlamayı düşünüyorum. biriyim. Sanırım akademisyenliğe bu kadar emek vermemin se- O nedenle Ege adalarıyla ilgili kitapları, tutanakları, anlaşmaları, beplerinden biri de budur. Gerek ilgi alanı gerekse bilgi dağarcığı çeşitli değerlendirmeleri okuyorum. Sinemada en son Çağan itibarıyla okumanın hayatın olmazsa olmazlarından biri olduğunu Irmak’ın yönettiği, Çetin Tekindor’un rol aldığı “Dedemin düşünmekteyim. En son Türkiye İktisat Tarihi 1908-2009 İnsanları” filmini izledim. Ege’nin iki kıyısındaki insanla- adlı kitabı okudum. Tarihî, aksiyonlu ve yerli filmleri seve- rın mübadelesini anlatan çok etkileyici bir filmdi. Müba- rim. En son “Fetih 1453”ü izledim. Kaliteli her müziği din- dele nedeniyle yaşanan acılar, dost olmalarına karşın iki lerim ancak öncelikli tercihim halk müziği ve sanat müziği. halkın birbirine nasıl yabancılaştırıldığı çarpıcı bir şekilde En son “Orhan Gencebay ile Bir Ömür” albümünü aldım. beyazperdeye aktarılmış.

Nisan 2013 94

sosyalmedya

HAYATIN her alanında hak düşünen, ÇAYIN belki kahve gibi 40 yıl hatırı yok- hakkıyla çalışan, düşündüğünü hakka- tur ama en hatırı sayılır içeceğimiz çaydır! niyetle gerçekleştiren kişilerin önünde Hiç vaktimiz yoksa, dostlarımıza çay içme- engel olamayacağına inanıyorum. ye gideriz. @FatmaSahin_ASPB @necdetunuvar

HAFTADA 3-4 kez yapılan, 30-60 da- BARIŞ ve güvenlik içinde Güneydoğu kikalık orta şiddette fiziksel aktivite bile Anadolu... Tarihî şehirleri, arkeolojisi, mut- sağlığımız üzerinde olumlu etkileri açığa fağı ve müziğiyle dünya kültür turizmi için çıkarmaya yeterlidir. yeni bir Endülüs. @MuezzinogluDR @ErtugrulGunay

MILLETVEKILI olarak keza bir er- BEMBEYAZ karlar üzerinden masmavi kek olarak kadın cinayetleri karşısında Van Gölü’ne doğru kaymak. Müthiş bir insanlığımdan utanıyorum. Bu meseleyi keyif. önemseyelim. @vedatdemiroz @burhankuzu

“SÜT Anneliği Projesi”, bir “CAN SÜTÜ” DUA, yaratıcıdan istekte bulunmaktır. projesidir… Bediüzzaman der ki, “Vermek istemesey- @Salih_Kapusuz di, istemeyi vermezdi.” @hc_huseyincelik ARKADAŞLARIMIZLA birlik te Buca’da güzel bir çalışma yaptık. Kurtlar IĞDIR’DA Kadınlar Günü muhteşemdi. Vadisi’nden değil Buca’daki çalışmamız- dan bir görüntü. Arkadaşlarımıza maşal- @PervinBuldan ZALIM olup galip olmaktansa, haklı lah diyorum ve tebrik ediyorum. olup mağlup olmak iyidir. @saitrifat @mehmeterdogan27

OLIMPIYATLAR için en güçlü yönü- İ SLAM ülkeleri arasında dinini en güzel müz sağlam olan bütçemizdir, kaynağımız yaşayan ülke Türkiye’dir. Bu da Cumhuri- var. İstanbul ise olimpiyatları çok hak yet sayesindedir. ediyor... @ahmet_toptas @memetsimsek

Nisan 2013 95

“UYUYABILENLER ne bilsin bizi, uyu- yamayanlara selam olsun...”

“MAÇ için kral ile birlikte koltuklardaki yerimizi aldık. Milli takımımıza başarılar diliyoruz.”

POZITIVIZM yoktur, az çay vardır...

DÜN Çanakkale’deydik... Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda Fatih Şahin fışkıracak toprağı sıksan şüheda. ARKADAŞLAR bu kadar üzerime @_fatihsahin gelmeyin, hesabı kapatır giderim, faksla AK PARTi Ankara Milletvekili, Hukukçu sohbet ederiz sonra. Ankara, Türkiye · fatihsahin.net @_fatihsahin

Twitter’ı aktif biçimde kullanan siyasetçilerimiz arasında ilk sıra- kamuoyunun nabzını tutma imkânı sunan, gündemi takip larda yer alıyorsunuz. Twitter’ı ne zamandır ve gün içinde hangi ettiğimiz bir mecra. Ayrıca bu mecra yeni arkadaşlıklar, sıklıkla kullanıyorsunuz? dostluklar kurmama vesile oldu. Twitter sayesinde yeni ve Hesabımı 2010 yılının nisan-mayıs aylarında açtım. 5-6 ay çok değerli insanlar tanıdım. Yani benim için hiç de “sanal” hiç kullanmadım. 2010 yılı ekim ayından bu yana ise aktif bir âlem değil. bir şekilde kullanıyorum. Gündüzleri yoğun olduğum için Twitter dışında ise başkaca bir sosyal medya mecraını genelde geceleri kullandığımı söyleyebilirim. kullanmıyorum.

Sosyal medya sizin için ne ifade ediyor, Facebook veya diğer Sizce siyasetçilerin sosyal paylaşım sitelerini etkin ve doğru sosyal paylaşım siteleri de ilgi alanınıza giriyor mu? olarak kullanması ne gibi bir önem taşıyor? Sosyal medya mesajlarımızı daha geniş kitlelere ulaş- Derdinizi, söylemek istediklerinizi yurdun, hatta dünyanın tırabildiğimiz, kendimizi anlatma fırsatı bulduğumuz, dört bir yanına ulaştırabiliyorsunuz. Yine yurdun ve dünya- nın dört bir yanından haberler alabiliyorsunuz. Oluşturdu- ğunuz takip edilen listesi ile hem gündemi takip edebiliyor, hem de merkez medyada yer almayan gelişmelerden haberdar olabiliyorsunuz. Ancak tabii ki birçok bilgiye ihtiyatla yak- laşmak gerekiyor. Ayrıca benim gibi biraz daha “eğlenceli” kullananlar için bulunmaz fırsatlar sunuyor Twitter.

Sosyal paylaşım ortamında ilginç anılarınız oldu mu? Twitter aracılığı ile 15-20 yeni dost edinip, kurduğum bu dostlukları gerçek hayata taşıma imkânım oldu. Fırsat buldukça bu yeni dostlarımla bir araya geliyorum. Eğitimci- sinden hukukçusuna, üst düzey yöneticisinden reklamcısına, öğrencisinden akademisyenine, gazetecisinden bankacısına ve mimarına geniş bir yelpaze bu. Her yeni insan yeni bir dünya demek. Onlarla aramızda derin ve güçlü bir bağ oluş- tu. Onlardan ve Twitter’dan çok şey öğreniyorum.

Nisan 2013 Bahtiyar Uzunoğlu Refaiddin Şahin 1981-1983 Danışma Meclisi Giresun Üyesi Bahtiyar 19. Dönem Ordu Milletvekili Refaiddin Şahin, 1939 Uzunoğlu, 1929 Giresun doğumludur. Yüksek öğreni- Samsun doğumludur. Ankara İktisadi ve Ticari İlim- mini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde ler Akademisi mezunu olan Şahin, Beden Terbiyesi yapan Uzunoğlu, Maliye Bakanlığı Vergiler İtiraz Ko- Genel Müdürlüğü, İzmir Akdeniz Oyunları Genel misyonu Memurluğu ve Ticaret Bakanlığı Başmüfet- Müdürlüğü yapmıştır. Büyük Türkiye Partisi, Doğru tişliği görevlerinde bulundu. Yol Partisi ve Demokrat Türkiye Partisi Kurucu Üyesi 9 Mart 2013 tarihinde vefat eden Uzunoğlu’nun ce- olan Refaiddin Şahin, 50. Hükümet Tarım ve Köyişleri nazesi 11 Mart Pazartesi günü İstanbul Fenerbahçe Camii’nde kılınan öğle Bakanlığı ile 51 ve 55. Hükümetlerde Devlet Bakanlığı yapmıştır. namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi. 16 Mart 2013 tarihinde vefat eden Refaiddin Şahin için 18 Mart günü TBMM’de tören düzenlendi. Şahin’in cenazesi 19 Mart Salı günü Ordu’nun Mustafa Kemal Yılmaz Ünye ilçesi Merkez Büyük Camii’nde kılınan öğle namazının ardından 13 ve 14. Dönem Aydın Milletvekili Mustafa Kemal toprağa verildi. Yılmaz, 1921 Aydın doğumludur. Yüksek öğrenimini Gazi Eğitim Enstitüsü ve Paris Üniversitesi’nde ta- Ünal Yaşar mamlayan Yılmaz, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek 17, 18 ve 20. Dönem Gaziantep Milletvekili Ünal Yaşar Öğrenim Genel Müdürlüğü Şube Müdür Yardımcılığı, 1941 Gaziantep Nizip doğumludur. İstanbul Üniversi- Londra Büyükelçiliği Eğitim Ataşe Yardımcılığı, Milli tesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Yaşar, bir dönem Eğitim Bakanlığı Dış İlişkiler Şube Müdürlüğü, Milli serbest avukatlık yaptı. Eğitim Bakanlığı Orta Öğretim Genel Müdürlüğü ile Ankara Yüksek Öğret- 23 Mart 2013 tarihinde vefat eden Yaşar’ın ce- men Okulu’nda Fransızca ve İngilizce Öğretmenliği görevlerinde bulundu. nazesi, 25 Mart Pazartesi günü Nizip Mezarlık 10 Mart 2013 tarihinde vefat eden Yılmaz’ın cenazesi Aydın Bey Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Nizip Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Umurlu’da toprağa verildi. Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Necat Tunçsiper Abdülmümin Kavalalı 17. Dönem Balıkesir Milletvekili Necat Tunçsiper, 1981-1983 Danışma Meclisi Üyesi Abdülmümin Kava- 1927 Mersin doğumludur. Ankara Üniversitesi Siyasal lalı, 1925 Gümüş doğumludur. Yüksek öğrenimini İs- Bilgiler Fakültesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakül- tanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamlayan tesi ile İstanbul Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Kavalalı, Tirebolu Hâkim Yardımcılığı, Araklı Akademisi mezunu olan Tunçsiper, serbest avukatlık, Hâkimliği, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi Üye ve İl Genel Meclisi İdari Komisyon Başkanlığı, İl Genel Başkanlığı, Kalkandere Yetkili Hâkimliği, Kars Ağır Meclisi Başkanvekilliği ve TBMM İçişleri Komisyon Ceza Mahkemeleri Başkanlığı, Yargıtay Üyeliği, Yar- Başkanlığı görevlerinde bulundu. gıtay 8. Ceza Dairesi Üyeliği görevlerinde bulundu. 11 Mart 2013 tarihinde tedavi gördüğü hastanede vefat eden Necat 16 Mart 2013 tarihinde vefat eden Kavalalı’nın cenazesi, 17 Mart Pazar Tunçsiper’in cenazesi, 12 Mart Salı günü Balıkesir Valiliği’nde yapılan tö- günü Kocatepe Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Cebeci Asri ren ve Zağnospaşa Camii’nde kılınan öğle namazının ardından Başçeşme Mezarlığı’nda toprağa verildi. Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Mart ayında aramızdan ayrılan arkadaşlarımız için Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, kederli aileleri için kalpten duygularla sabr-ı cemîl niyaz ediyoruz.

Nisan 2013