DOĞU BATI EKSENĐNDE PETER BROOK’UN MAHABHARATA ’SI Hasibe Kalkan Kocabay ∗∗∗ Peter Brook için, oyunlarının farklı kültürlerde gösterilebilmesi büyük önem ta ımaktadır. Brook her tiyatral geleneğin içinde farklı kültürlerde anlamlandırılma potansiyeline sahip öğelerin bulunduğu dü üncesinden yola çıkmaktadır. Brook, farklı gelenek ve kültürlerden gelen, ancak herhangi bir kültürde tiyatral bir öğe olarak i lev görebilen, alımlanabilen ve yorumlanabilen öğelerden olu an bir tiyatro olu turma çabasındadır. Brook’un yabancı tiyatro kültürlerine duyduğu ilgi onun “evrensel bir tiyatro dili” üzerine sürdürdüğü arayı ının bir parçasıdır.1
1985 yılında ilk kez Avignon Festivali’nde bir ta ocağında sahnelenmi olan Mahabharata , Peter Brook’un evrensel bir tiyatro dili geli tirme çabasını çok iyi yansıtan bir örnektir. Oyun Sanskrit destanı Mahabharata ’dan yapılan bir uyarlamadır.
Sanskrit destanı Mahabharata , Pandava karde leri ile kuzenleri Kauravalar arasında Kuzey Hindistan’ın bir bölgesinin kontrolünü ele geçirmek için yapılan sava ın öyküsüdür. Büyük bir olasılıkla Mahabharata M.Ö. V. ile II. yüzyılları arasında yazılmı tır. Destanın toplam uzunluğu Đlyada ve Odysseia’ nın sekiz katıdır. Peter Brook sahne uyarlaması için destanın en bilinen bölümü olan Bagavad Gita’ yı temel almı tır. Kauravalar’ın en büyüğü Duryodhana, Pandu karde lerinin en büyüğü ve kumar dü künü olan Yudi tra’yı bir oyuna davet eder. Duryodhana kendisinin yerine bir hilebaz olan akuni’ye zar attırır. Yudi tira her eyini kaybeder: servetini, krallığını ve karısını. Yudi tra krallığını yeniden kazanmak için, dört karde i ve ortak e leri Draupadi ile ormanda on iki yıllık bir sürgüne gitmek ve bir on üçüncü yılı da Kaurava’ların toprağında yakalanmadan, gizlenerek geçirmek zorundadır. Bütün bunları yerine getirirler ama Yudi tra krallığını geri istediğinde, Duryodhana buna yana mayacaktır. Yudi tra taleplerini giderek azaltır ama Duryodhana, Pandavalar’a hiçbir ey vermez. Ve büyük sava patlar.
∗ Yrd. Doç. Dr., Đ.Ü. Ed. Fak., Tiyatro Ele tirmenliği ve Dramaturji Bölümü 1 Fischer Lichte, Erika, Das Eigene und das Fremde Theater , Francke Verlag, Tübingen u. Basel 1999, s. 111
31 Richard Schechner, Erika Fischer Lichte, Maria Shetsova’dan Patrice Pavis’e değin kültürlerarası tiyatro bilimi ile uğra an onca batılı bilim adamı için Peter Brook’un Mahabharata’ sı 20. yüzyılın son çeyreğinde üretilmi en önemli inceleme nesnesi olmu tur. Ancak Mahabharata’ nın kültürlerarası tiyatro içindeki yerini gerçekten değerlendirebilmek için, bu bağlamda oyunla ilgili Doğu’da, özellikle Hindistan’da öne sürülmü olan görü leri de göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu çalı manın amacı, Peter Brook’un evrensel bir tiyatro diline ula ma çabasında ba vurduğu temel unsurları ortaya çıkarmak, ayrıca yukarıda isimleri geçen bilim insanlarının Mahabharata’ ya yakla ımlarını sorgulamak ve bunları Doğu’da bu oyun üzerine yapılmı olan tartı malarla kar ıla tırmaktır.
Çalı manın birinci bölümü sahneleme üzerine yoğunla ırken, ikinci bölümü oyun üzerine yapılmı kuramsal incelemeleri değerlendirmektedir. Birinci bölümün kuramsal temelini Patrice Pavis’in bir malzemenin kaynak kültürden hedef kültüre ula ana değin geçirdiği evreleri incelemek için geli tirdiği “kum saati” modeli olu turmaktadır.
Kültürel modellendirmeler, toplumsal ve/ya da insanbilimsel kodlamalar:
Mahabharata Destanı birkaç yüzyılda meydana gelen ve sözlü olarak aktarılan iki büyük Sanskrit destanından biridir. Destan hayali bir Hindistan’ın öyküsünü anlatır, ancak geçmi ile imdi arasında elle tutulur bir ili ki kuran bir öyküdür bu. Brook aynı zamanda çağda gündelik kültürden parçalar gösterir ve Hint kültürünü insani deneyimin kodlanmı hali olarak değerlendirir. Brook çalı masına Hint medeniyetinin tüm sanatsal biçimlerini katar, ancak yönetmen bunları Hindistan’ın kırsal, ama aynı zamanda ebedi bir dü üne dahil eder. Pavis’e göre bu gerçek Hindistan’ı değil, Hindistan’ın tadını veren bir yakla ımdır. Sahne ve kostüm tasarımcıları da hiçbir coğrafi, ekonomik ya da etnolojik yakınlık kurmaz. Hindistan, tutsak edilmi toprak, deniz ye ili su ve ate ile ima edilir. 2
2 Pavis, Patrice, “Interculturalism in Contemporary Mise En Scene: The Image of India in the Mahabharata. The Indiade, Twwlth Night and Faust” , in Theatre at the Crossroads of Culture , Routledge, London 1992, S. 186
32 Peter Brook’un insanların köklerinden yola çıkarak dü sel ve evrensel bir dünya kurma çabası Edward Said’in Oryantalizm adlı çalı masını akla getirmektedir. Adı geçen çalı mada Said, Avupalılar’ın gerçeklikle hiçbir ilgisi bulunmayan hayali bir Doğu yaratmı olduklarını söyler. “Oryantalizm, tümüyle farklı (ya da alternatif ya da yeni) bir dünyayı anlama, bazı durumlarda müdahale etme ve kendine dahil etme arzusu ya da isteğidir.” 3
Sahnede gösterilen de gerçek Hindistan değil, yönetmen Brook ve sahne metninin yazarı Jean Claude Carriere tarafından yaratılmı olan Hindistan’dır. Brook’un Mahabharata’ sının ne oranda Said bağlamında iktidar söylemi içinde değerlendirilebilecek ili kiler ürettiğini çalı manın sonunda irdelenecektir.
Sanatsal Modellendirme
Mahabharata’nın sahnelenmesiyle Brook, Hindistan’ı ve kültürünü Batılı izleyiciye tanıtmayı amaçlamakta, yani izleyiciye bilmediği bir gerçekliği aktaracak göstergeler üretmeye çalı maktadır. Evrensel bir dil arayı ında Brook özel ile tüzel, somut ile soyut olanı yakalama çabasındadır .4
Brook’un yukarıda aktarılan amacına ula ma çabasında Mahabharata ’nın dinsel niteliği önemli bir yer tutmaktadır. Brook’a göre modern dünyanın en önemli sorunlarından birisi manevi yozla madır. Batı toplumlarındaki manevi ve sosyal çöküntüyü ritüel ve tören duygusunun yitirilmesine bağlar Brook. Diğer oyunlarla olduğu gibi Mahabharata ile de Brook, izleyicisine bir cemaate ait olma duygusunu vermeye çalı ır, hatta onu bir ritüelin parçası haline getirmeyi amaçlar. Böylece Brook, Batı’nın hastalıklı sosyal yapısını iyile tirebileceğini umar.
Farklı kültürler arasındaki köprüyü kuran ise, Gadamer’in sözleriyle ifade edecek olursak, “her öteki, içimizdeki ötekidir ve yabancı olan her ey içimizdeki yabancıdır.” 5
Mahabharata , Homer’in Đlyada ’sı gibi bir sava öyküsüdür. Mahabharata ’da bulunan tanrılar ve mitolojik varlıklar Batılı için yabancı, ancak sahnelemedeki bazı
3 Said, Edward W, Orientalismus , Verlag Ullstein GmbH, Frankfurt, 1981, s. 20 4 Pavis, Patrice, a.g.e . s. 186 5 Gadamer 1965, in Bernhard Waldenfels, Verschraenkung von Heimwelt und Fremdwelt , Studien zur interkulturellen Philosophie Bd. 1, 1993, s.62
33 cümleler ya da resimler izleyicinin Hindistan’a yaptığı yolculukta sürekli yabancının içinde kendine ait bir ey yakalamasına olanak tanımaktadır. Kör kral Dritara tra’nın oğlu Duryodhana dünyaya gelirken, öldürülmesi istenir, çünkü “onun doğumu size felaket getirecektir”. 6 Batılı izleyici burada hemen Yunan mitolojisinin en renkli figürlerinden biri olan Paris’i anımsayacaktır. Hemen her Batılı izleyicinin bildiği gibi, Hekabe doğumdan önce dü ünde ehri yok edecek bir ate topu doğurduğunu görür. Bilici bunun felaket yaratacağını, bunun için doğacak olan çocuğun ölmesi gerektiğini söyler. Duryodhana’nın annesi, çocuğunun ölmesine izin vermezken, Priamos çocuğunu, onu Đda Dağı’nda bırakacak olan bir çobana verir. Ancak Paris hayatta kalmayı ba arır. Onun hayatta kalmasının ailesi ve Truva için ne anlama geldiğini biliyoruz. Đkisi de Duryodhana ve Paris, aileleri ve ehirlerini felakete sürükleyerek kehanetlerin gerçekle mesini sağlarlar.
Yabancının içinde tanıdık bir ba ka örnek iva’nın parmak duru udur. Ortodoks ikonografide bu jest Đsa’nın kutsama hareketi olarak çıkar Batılı izleyicinin kar ısına. Oyunda yer alan Karna’nın öyküsü hristiyanlığı çağrı tıran bir ba ka öğedir. Kunti’nin kocası olan Kral’ın e ine dokunması yasaktır, yoksa ölecektir. Đnsan üstü güçlere sahip olan Kunti, çocuk sahibi olmak için güne e yalvarır. Burada Meryem’in de e inin katkısı bulunmadan hamile kaldığını anımsarız. Kunti hamile kalır, ancak kocasının öfkesinden korktuğu için oğlunu dünyaya getirdikten sonra onu bir sepetle nehre bırakmaya karar verir. Tevrat ’ın Çıkı ba lığını ta ıyan Musa’nın 2. Kitabı’nda (Bap 1, Bap 2) u öyküyü okuruz: “Firavun, bütün kavmine emredip dedi: Her doğan erkek çocuğu ırmağa atacaksınız; ve her kızı sağ bırakacaksınız. Ve Levi evinden bir adam gitti, ve bir Levi kızını aldı. Ve kadın gebe kalıp bir erkek çocuk doğurdu; ve onun güzel olduğunu gördü ve üç ay onu gizledi. Ve onu artık gizleyemeyince, onun için sazdan bir sepet alıp haç ve ziftle sıvadı; ve içine çocuğu koyup ırmağın içine bıraktı.” 7
Hristiyanların dua için kullandıkları el duru u Hinduların dinsel ve dünyevi selam hareketi olarak kar ımıza çıkmaktadır. Özetle, Brook’un çalı malarında tiyatro için evrensel bir dil olu turma çabasında, insanların köklerine dönmelerini sağlayacak dinsel metinler önemli bir yer tutmaktadır.
6 Mahabharata , Televizyon çekimi, Reji: Peter Brook, Metin: Jean Claude Carriere 7 Kitabı Mukaddes , Kitabı Mukaddes Cemiyeti, Đstanbul 1993, s. 54 55
34
Uyarlama Biçimi ve Stratejiler
Jean Claude Carriere, sahne metnini olu tururken Mahabharata ’nın basit bir çevirisiyle ya da adaptasyonuyla yetinmemi tir. Carriere metnine epik iirin havasını koruyacak sahneler eklemi tir. Carriere, Fransızca’da Hindu dü üncesini en iyi biçimde ifade edecek sözcüğü bulana dek arayı ını sürdürmü , uygun sözcüğü bulamadığı yerde “Darma” gibi özgün sözcüğü bırakmayı yeğlemi tir. Patrice Pavis’e göre Carriere böylece kolonyal bir sömürünün önüne geçmek istemi tir. 8
Sahne metni ile oyunculuk biçeminin evrensel bir nitelik kazanmasını sağlayan bir ba ka öğe Shakespeare’den esinlenmi olmasıdır. Metafizik ve fantastik olandan, evrensel çatı malardan, derin karakter yapılarına değin birçok ey bize Shakespeare’i anımsatmaktadır. Krallığı kendi çocukları ve karde inin çocukları arasında bölme kararının akrabalar arasında nasıl bir sava nedeni haline geldiğini izlemek zorunda olan kör kral Dritaraschtra, bize Kral Lear’i anımsatmaktadır. Kör kralın en büyük oğlu Duryodhana, krallığının yarısıyla yetinmek istemediği için, kimseyi öldürmese de kuzenleri Pandu karde lerini saf dı ı bırakmak için elinden geleni yapmaktadır. Macbeth’e modellik yapmı gibi görünen Duryodhana, hırsı ve içsel yok etme güdüsüyle, Mahabharata ’nın en yalnız ki isidir. Pandu karde lerinin en büyüğü Yudi tra, krallığın yarısını yönettiği sürece iyi bir kraldır, ancak en büyük zaafı kumarı sevmesidir. Oyunda krallığını kaybettikten sonra karde leri ve ortak e leri ile birlikte on iki yılını sürgünde geçirmek zorundadır. Krallığına yeniden kavu mak için yapılması gerekenlere karar vermek için çok uzun süre dü ünür Yudi tra ve bu dü ünceli, kararsız haliyle bize Hamlet’i anımsatır.
Brook’un farklı yerlerden ödünç aldığı ve dönü türdüğü unsurlar eklektik bir tiyatronun parçalarıdır. “Brook’da görülen bu eklektizm, büyük ölçüde yapısalcı antropolog Claude Levi Strauss’un, ‘brikolaj’ kavramının kendince yorumuna dayanır. Kültürün de tamamıyla yapısal ili kiler uyarınca düzenlenmi unsurlardan olu an bir dizge olduğunu ileri süren Levi Strauss’a göre, tüm kültürel eserler ve nesneler, varolan kültürel malzemeden, parçalarından ya da kalıntılarından yeni
8 Pavis, Patrice, a.g.e., s. 188
35 yapıtlar olu turarak üretilir.” 9 H. Ata Ünal “Yirminci Yüzyıl Sonunda Tiyatroda Arayı lar: Postmodern Tiyatro” ba lıklı çalı masında, brikolajın postmodern sanatın belirleyici özelliklerinden melezle tirmenin temelinde yatan yöntem ve yakla ım olduğunu öne sürmektedir. 10 Buna göre Brook’daki eklektizm bu tür bir melezle tirme ile ko uttur. “Melezle tirmede söz konusu olan postmodernizmin tür sistemini yapıbozumuna uğratarak türler arasındaki sınırları “ne olsa gider” mantığının dolaylı bir sonucu olarak muğlakla tırması ve giderek kaldırmasıdır. Türler arasında sınır geçirgenle ir ve “kirlenme ilkeleri ve saf olmayanın yasaları” yoluyla türün karakteristik özellikleri yitirilmeye ba lanır.” 11 Bu süreç Brook’un diğer oyunlarında olduğu gibi farklı tarzlardan, kültürlerden ve araçlardan yararlanmasında ortaya çıkar.
Oyuncuların Hazırlık Çalı ması ve Tiyatral bir Forumun Seçilmesi
Brook’un uluslararası ekibi Hindistan ve Paris’te Hint Katakali ’sini çalı tı. Bu çalı mayla oyuncuların bedenlerini farklı biçimde kullanmaları ve Katakali ’nin olu umunu anlamaları bekleniyordu. Pavis’e göre Brook, yabancı bir kültürün biçimlerini ve geleneklerini asimile etmek için onları ara tırmaz. Ona göre Brook’un amacı yabancı bir biçime ya am veren ruhun kaynağını bulgulamaktır. 12
Bir söyle ide Duryodhana’yı oynayan oyuncu Seweryn, Hindistan’da yapılan bir çalı malarından örnek verir. “Peter, her birimizden ormana gidip bir eyle geri dönmemizi istedi. Kimimiz yapraklarla, kimimiz kuru dallar ve çiçeklerle, ben de bir parça kumla birlikte geri döndük. Hepsini bir kö eye koyduk. Çalı maya ba ladık. Bu, gözler kapalı olarak yapılan bir alı tırmaydı. Alı tırmayı uyguladım ve bir anda birinin mevcudiyetini hissettim. Gözlerimi açtığımda bizim yaptığımız sunağa yakla an ve önünde diz çökmü , tapınma jestleri yapan Hintli bir kadın gördüm.
9 C.Levi_Strauss, The Savage Mind , London, Methuen, 1966, aktaran: H.Ata Ünal, Yirminci Yüzyıl Sonunda Tiyatroda Arayı lar: Postmodern Tiyatro , Yayınlanmamı Doktora Tezi, Đstanbul 2004, s.176 10 Ünal, H.Ata, Yirminci Yüzyıl Sonunda Tiyatroda Arayı lar: Postmodern Tiyatro , Yayınlanmamı Doktora Tezi, Đstanbul 2004, s.176 11 Ihab hassan, The Postmodern Turn: Essays in Postmondern Theory and Culture , Columbus, Ohio State University Press, 1987, s.32, aktaran H.Ata Ünal, a.g.e., s.80 12 Pavis, Patrice, a.g.e., s. 189
36 Kadın bize yalnızca kutsal bir ey ortaya çıkardığımızı göstermedi, aynı zamanda Tanrının her yerde olduğunu kanıtladı.” 13
Kültürün Teatral Olarak Temsili
Brook için tiyatro ba ka hiçbir aracın sahip olmadığı güçte bir anlam aktarıcısıdır. “Tiyatro’nun sorumluluğu budur: Hiçbir kitabın anlatamayacağı, hiçbir filozofun açıklayamayacağı eyleri, tiyatro bize aktarabilir. Tercüme edilemeyeni tercüme etmek tiyatronun görevlerinden birisidir.” 14 Tercüme edilemeyeni tercüme etmek, bir konsepti soyut ve tercüme edilemeyecek biçimde sahneye ta ıyacak jestler, atmosfer ve sembolik öyküler bulmaktır.
Sahnelemenin Alımlama Adaptörleri
Mahabharata ’yı Batılı izleyiciye a ina kılabilmek için, Brook popüler bir anlatım biçimi seçmi tir. Brook, miti bir anlatıcı ile aktarır. Đki Fransız oyuncu mit ile izleyici arasında aracılık eden anlatıcı görevini üstlenmi lerdir. “ iirdeki 16 temel karakteri budadık ve Vyasa’ya büyük önem atfettik. Öykü anlatıcı Vyasa, masalı bir delikanlıya anlatırken, bir yazıcı hepsini kaydeder. Ba langıçtan itibaren, birçok perspektif, birçok bakı açısı sağlayan bu Brechtyen teknikleri kullandık.” 15 Öykü, izleyicinin özde le ebileceği bir erkek çocuğuna anlatılmaktadır. Tüm bu anlatıcılarının kullanılması destanın aktarımını kolayla tırır ve seyirciyi öykünceyi kendi ki isel tarihine uyarlamaya yürklendirir. “ Mahabharata insanlığın iirsel öyküsüdür. Đyi bir dinleyici olursan, öykünün sonunda ba ka birisi olacaksın.” 16
Okunabilirlik için Ko ullar
Mahabharata ’nın dinsel ve siyasal ayrıntılarının Batılılar tarafından okunabilmesi çok zordur. Bu nedenle Brook iirsel öyküyü mistik bir atmosfere ta ır ve evrensel öğelerin altını çizerek anlatır. Brook’a göre her kültürel transferde
13 Andrzej Seweryn, “Alternativ Theatrales”, in Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, s.46 14 Brook, Peter, aktaran Pavis, Patrice, a.g.e ., s.201 15 Brook, Peter, “Peter Brook ile Söyle i”, Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, s.18 16 Mahabharata , Televizyon çekimi, Reji: Peter Brook, Metin: Jean Claude Carriere
37 okunabilirlik için hangi noktaların, hangi oranlarda vurgulanacağına karar vermek gerekir: güncel ya da uzun vadeli olanı, tematik ya da biçemsel olanı, sentetik ya da analitik olanı, özel ya da genelleyici olanı, vs… Brook’a göre kültürlerarası ileti im ancak bir kültürü diğerine transfer etme ko uluyla olu an okunabilirlik ile olanaklıdır. Mahabharata ’nın anlatısal ve felsefi okunamazlığı, Brook’un versiyonunda, temsilden çok sonra bile izleyiciyle kalan mitolojik ve ‘atmosferik’ bir okunabilirliğe dönü türülmü tür. 17
Hedef Kültürde Alımlama
Brook’un izleyicilerine bir ritüel ya atma çabası H. Ata Ünal’a göre, onların imgelemini harekete geçirmekle bir ölçüde gerçekle ir. Yani Brook’da izleyicinin imgeleminin harekete geçmesi bir yorum ortaklığına dönü erek cemaat deneyimine evrilmektedir. 18 Bununla birlikte Brook ba ı sonu olan bir öyküyü güçlü oyuncuların ifade zenginliği ile aktarmakta, izleyicinin gerçeklik ile dü arasında gidip geldiği, yabancının içinde sürekli kendine ait parçalar yakaladığı bir atmosfere ta ımaktadır. Oyunun bu yönü yalnızca dinsel motifler aracılığıyla değil, aynı zamanda toplam yirmi be oyuncunun on altı farklı ülkeden getirdikleri kültürel çe itlilikle sağlanmaktadır. Örneğin, Türk izleyicisi hemen Tuncel Kurtiz’in oyunculuğu ve Kudsi Erguner’in müziği sayesinde yabancının içinde kendine ait bir ey bulabilmektedir.
Her oyuncunun sahnede Fransızca ya da televizyon versiyonunda Đngilizce konu ması, izleyicinin dinleme alı kanlığını deği tirmeyi amaçlayan ayrı bir yabancıla tırma efektidir.
Ortaya Çıkan ve Çıkabilecek Sonuçlar
Brook, birlikte çalı an uluslararası ekibin deği ime uğradığına inanmaktadır ve bu deği imin izleyicilere de yansımasını arzular. Seweryn de, yukarıda sözü edilen söyle ide, Brook’un bu amacını vurgulamaktadır. Ona göre “oyunda çalı mak onlara
17 Brook. Peter, a.g.e ., s.205 18 Ünal, H. Ata, a.g.e . s. 195
38 yalnızca mesleği öğretmemi , aynı zamanda daha disiplinli, açık ve saygılı olmayı öğretmi tir.” 19
Oyuncunun geçirdiği deği imin izleyicilerde gerçekle mesi daha zordur, çünkü Batı kültürünün etkisi altındaki izleyicilerine gerçek bir ritüel yaptıramaz, çünkü ritüellerin de temelinde kültür vardır. “Bir ritüele ait olan herhangi bir unsurun aynı ekilde yorumlanması, izleyiclerin hepsinin aynı kültürel özgeçmi e sahip olmalarına bağlıdır. Bazı göstergeler farklı kültürlerden insanlarda benzer veya genel dü ünceler uyandırabilir, ancak bu etki hep ‘genel’ düzeyinde kalır.” 20
Patris Pavis, tiyatroda kültürlerarası etkile imin her zaman çe itli göstergeleri bir kültürden diğerine çeviren bir çe it çeviri etkinliği olduğunu ifade eder. Ancak kültürlerarası etkile imin birçok iyi yönetmen için olmazsa olmaz bir söylem haline gelmi olmasını sorgulamadan edemez Pavis. “Bu gerçekten insanlar arası ho görüyü vurgulayan bir etik, yeni, etkin, tiyatral bir estetik olarak kar ımıza çıktığı için midir? Bu aynı zamanda tiyatronun bir gereksinimini kar ıladığı ve demokratik kamuoyu görüntüsü ardında tüm dünya kültürlere kar ı açık olmak adına bir çe it ideolojik arınma i levi ta ıyor olmasın?” 21
Patrice Pavis, “ Mahabharata ” için, tüm kültürlerin e it oranda katıldıkları bir dünya kültürünün olu abileceğine ku ku ile baksa da bu amaca bir ölçüde yakla abilen istisnai bir örnek olduğunu dü ünmektedir
Mahabharata ’nın kültürlerarası niteliği üzerine Doğu’da yapılmı incelemelere bakıldığında ise çok farklı bir tablo ile kar ıla ırız. Hintli bir yönetmen ve aydın olan Rustom Bharucha, genelde kültürlerarası tiyatroyu ve özelde Mahabharata ’yı Batılı olmayan kültürleri Avrupa merkezli bir tavırla sahiplendiklerini, hatta sömürdüklerini iddia etmektedir. Barucha’ya göre, bu türden tiyatro estetik maskesine bürünmü neo kolonyalizmdir. Bharucha, Brook’u, Hint kültürünü basitle tirmek ve Hint felsefesini basit ablonlara indirgemekle suçlar. Bharucha’nın ortaya attığı bir ba ka suçlama ise Brook’un iirsel öyküyü Hintli bağlamında anlamak yerine dekonstrükte etmi olmasıdır. Hint kültürü Brook için
19 Seweryn, Andrzej, “Mahabharata’nın Üç Oyuncusu Đle Söyle i”, Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, s. 49 20 Ünal, H. Ata, a.g.e . s. 188 21 Pavis, Patrice, a.g.e ., s. 210
39 anlayamayacağı denli uzak ise Đlyada ya da Odysseia gibi daha iyi anlayacağı konulara eğilmesi daha doğru olurdu, ona göre. 22
Bharucha’nın Brook’a yönelttiği ele tirileri tartı tığı makalesinde Maria Shetsova, Bharucha’ya kar ı sorular geli tirmi tir. Bir sorusu, belirli bir kültürde ortaya çıkmı olan ürünler ancak aynı kültürde yorumlandığı takdirde mi yanlı anla ılmaktan korunacağına ili kindir. On dört dilin ve 220 ivenin konu ulduğu, Hinduizm, Sikhs, Budizm, Đslamiyet ve Hristiyanlık gibi birçok dinin var olduğu bir ülkede, Mahabharata ’nın, hangi kültürü temsil ettiği de tartı maya açık bir konudur. Ayrıca bu destan Hindistan’da bir çok filme ve sahnelemeye konu olmu , böylece kutsal niteliğini çoktan yitirmi tir, Shetsova’ya göre. Đncelemeci, Bharucha Brook’u kendi kültürüyle yetinmesi gerektiği yönünde uyardığı için, kültür varlıklarının aidiyetinin nasıl belirlenebileceğini de sorgular. Lokal kültür varlıklarının ambargosu anlamına gelen bu tutum, Bharucha’nın Peer Gynt gibi bir oyunu, metnin Norveç’de ortaya çıktığı dönemin ruhunu anlamadan sahneleyemeyeceği anlamına gelmektedir. Shetsova’ya göre, bu türden bir köktenciliğin sonucunda müzelik sahnelemelerden ba ka bir eyin ortaya çıkması mümkün değildir. Performans sanatları yoruma dayalı sanat dallarıdır. Yanlı yorumlara yol açsa bile, bu, her malzemeyi herkesin özgürce kullanabileceği anlamına gelmektedir. Tiyatronun özünü yorum özgürlüğünde gören Maria Shetsova’ya katılmamak elde değil. Ancak Shetsova’nın Bharucha’yı tartı ma biçimi ilginç bir kar ıtlık yaratmaktadır. Batılı bir tiyatro uzmanı ile Doğulu bir tiyatro uzmanının görü lerinin çarpı tığı yazıda, Shetsova, Mahabharata ’yı kültürlerarası ileti im açısından ba arılı bir örnek olarak değerlendirmekte ve Bharucha’nın etikle ilgili görü lerini tümüyle sanatsal özgürlükle ilgili bir tartı ma zeminine çekmektedir. 23
Maria Shetsova, Erika Fischer Lichte, Patrice Pavis ve Richard Schechner gibi Batılı bilim adamlarına göre Mahabharata kültürlerarası tiyatro için model olu turacak denli ba arılı bir örnektir. Dev uluslararası oyuncu kadrosu ve i lediği konunun evrensel niteliği ile Brook oldukça etkileyici bir yapıt ortaya çıkartmı tır. Özellikle dinsel motifler, Batılı izleyicinin yabancının içinde kendisine ait bir eyler
22 Bharucha, Rustom, aktaran Shetsova, Maria, “Interculturalism, Aestheticism, Orientalism: Starting from Peter Brook’s Mahabharata” , in Theatre Research International, Vol. 22 No 2 pp, s. 98 104 23 Shetsova, Maria, a.g.e.
40 bulmasına yardımcı olmaktadır. Mahabharata ’nın dinsel malzemesi, Brook’un evrensel bir tiyatro diline ula mada önemli bir destek olmaktadır.
Mahabharata ’yı kültürlerarası etkile im açısından örnek bir çalı ma olarak değerlendiren incelemecilerin tümünün saptamaları, yönetmen, ı ıkçı, müzisyen ve oyuncu gibi oyunda doğrudan görev almı ki ilerle yapılmı söyle iler ve sahnelemeye dayanmaktadır.
Norbert Mecklenburg’un kültürlerarası edebiyat bilimi için geli tirdiği ölçütlere göre, yalnızca yapıttan yola çıkılarak bir yapıtın kültürlerarası niteliğine dair değerlendirmeler yapmak mümkündür. 24 Oysa kültürlerarası ileti imi hedefleyen bir yapıtın bu niteliğini doyurucu bir ekilde inceleyebilmek için bunun yeterli olmadığını dü ünüyorum. Ancak üretim ko ullarının incelemeye dahil edilmesiyle yapıtın kültürlerarası niteliği tam anlamıyla ortaya çıkacağı için özellikle kaynak kültürün temsilcilerine kulak vermek gerekmektedir.
Peter Brook’un, Hint kültürü ve sanatının özünü kavrayabilmek ve destanı daha iyi anlayabilmek için, yerli sanatçıların desteğine ihtiyacı vardı. Asya’da deneysel tiyatrodan sorumlu olan Philip Zarilli ve Wisconsin Üniversitesi Madison’da Antropolog olan Deborah Neff, bir alan ara tırması çerçevesinde Mahabharata ’nın olu masında katkıda bulunmu olan Hintli sanatçılarla yaptıkları bir söyle ide, Brook ve ekibinin ülkeyi terk ettikten sonra Hindistan’da bıraktıkları sosyo ekonomik, politik, kültürel ve özel izleri ortaya çıkarmayı amaçlamı lardır. Zarilli kültürlerarası etkile im söylemi çerçevesinde sorumluluk, iktidar ve etik kavramlarının altını çizmektedir. 25
Peter Brook’a Hindistan’daki çalı malarında destek olanların yönetmene yönelttikleri en büyük suçlama, onun konuk olduğu ülkenin kültürünü hiçe saydığıdır. Brook’a geleneksel Hint tiyatrosu incelemelerinde yardımcı olan yönetmen Probir Guha bir söyle ide, özellikle Peter Brook ve ekibinin kendilerine kar ı duydukları üpheden dolayı çok rahatsız olduklarını dile getirir. Brook, Mahabharata hakkında her eyi öğrenmek ve ya amak istiyordu. Dinsel takvimin dı ındaki tarihlerde sırf Brook’un ve ekibinin merakını gidermeyi amaçlayan özel
24 Mecklenburg, Norbert, “Interkulturelle Lieteraturwissenschaft”, in UTB Handbuch Interkulturelle Germanistik , hg. Vo.A.Wierlacher, München 1998 25 Zarilli, Philip, “Enkaz”, in Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, s. 59
41 gösteriler düzenleniyordu. Guha herkesin dört elle bu ünlü yönetmene yardıma ko tuğunu, ancak gerekli paralar istendiğinde Batılıların sürekli aldatılmak endi esiyle onlara ku ku ile yakla tıklarını anlatır. Çok genç ve yetenekli bir dansçının öyküsünde ise Brook ve ekibinin yerel adetleri ve ki isel duyguları pek önemsemedikleri açıkça ortaya çıkar. Genç dansçının yeteneğinden çok etkilenen Brook, onu birlikte çalı abilmek için Paris’e çağıracağını söyler. Dansçıya gitmesi için izni çok çekinerek veren köyün ya lıları ile birlikte tüm köy Brook’un çağrısını beklemeye koyulur. Ancak Brook, Hindistan’dan ayrıldıktan sonra vermi olduğu sözü tümüyle unutur. Genç dansçı dü kırıklığını uğramakla kalmayıp, aynı zamanda gidi ine ku kuyla bakan köylülere kar ı da zor durumda kalmı tır. “Bence Batı’dan gelen birçok ki i için geçerli olan ortak bir sorun var. Đçine girdikleri kültürü nasıl kabul edeceklerini gözonünde tutmalılar.” 26
Ekipten bazılarının Hintlilere giyilecek hali kalmamı eskilerini büyük bir iyilik yaptıklarını dü ünerek armağan etmeleri, Hintlilerin onurunu hiçe sayan ba ka bir davranı tır, Guha’ya göre 27 . Bütün bu öznel gibi görünen suçlamaların dı ında, Brook’un Hint kültürünü ve halkını yalnızca sömürdüğüne dair en önemli kanıt ise, söyle iye katılanlara göre, Mahabharata ’nın ne Hindistan’da, ne de ba ka bir Doğu ülkesinde sahnelenmi olmasıdır. Brook ve ekibinin Hindistan’da edindikleri tüm deneyim ve izlenimleri yalnızca Batılı izleyiciye aktarılmı tır.
Brook, özellikle 70’li yıllarda sahnelediği tüm oyunlarında ( Bir Yaz Gecesi Rüyası, The Iks, Orghast, Fırtına, Mahabharata, vs.) Batı’nın akılcılığına daha yeni maruz kalan toplumların geleneklerinden yararlanmı tır, çünkü ona göre buradan alınan öğeler Batı tiyatrosundan alınan öğelerle çarpı tığında kültürleri a an, ritüel tadında evrensel bir tiyatro olu abilmektedir. Tek tek öğeleri farklı gelenek ve kültürlerden gelen, ancak her kültürde tiyatral bir öğe olarak alımlanabilen bir tiyatro diline sahip olan “kültürlerüstü” tiyatrosunun farklı kültürlerdeki alımlanma biçimini Peter Brook, yalnızca Batılı izleyici üzerinde denemektedir. Brook’un geli tirdiği tiyatro dilinin evrensel niteliği tartı maya açık bir durum olduğu gibi, Brook’un tiyatrosunun hedef kitlesinin yalnızca Batlı izleyici olduğu açıktır. Hem gelenek hem de insan gücü açısından yararlandığı kaynak kültürü hiçbir ekilde ortaya çıkan üründen yararlandırmayan Brook ve ekibinin eserin ortaya çıkı sürecinde
26 Guha, Probir, “Enkaz”, Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, s. 63
42 sergiledikleri yakla ımı neokolonyalist açıdan değerlendirmek gerekmektedir. Neokolonyalist sömürü ise buradan bakıldığında, Rustom Bharucha’nın ortaya attığı gibi Mahabharata ’nın dinsel malzemesinin sömürülmesiyle değil, yerel insanların gelenek ve adetlerinin sömürülmesiyle gerçekle mektedir.
Batıdan gelen ünlü yönetmen iktidar sahibidir. Hintli sanatçılar için Peter Brook gibi ünlü bir yönetmen ile çalı mak, prestijli olmu tur. Ancak Zarilli, Neff ve Guha arasında yapılmı olan söyle ide, Hintlilerin misafirperverliği ve Brook ile birlikte çalı maktan dolayı duydukları onurun, ekip ve yönetmen tarafından da sonuna kadar sömürüldüğü izlenimini vermektedir. Brook ve ekibinin bu tutumu, Edward Said’in oryantalizm tanımına da uygun dü mektedir: “Oryantalizm coğrafi bir ayırım değil – dünya Doğu ve Batı olmak üzere e it olmayan iki bölüme ayrılmı tır – bir seri ‘çıkarlar’ toplamıdır. Bu çıkarlar sadece yaratılmı değillerdir. (...) Bu sistem açıkça ayrı bir dünyanın yönlendirilmesi, kullanılması, hatta eritilmesi için gösterilen gayretlerin tamamını kapsar. Oryantalizm bilhassa brüt politik iktidarla ili kili gibi görünmeyen bir hitap ekli, fakat çe itli iktidarların kuvvet farklarından doğan ve varlığını öylece sürdüren dengesiz bir alı veri düzenidir. (...) Sonuçta benim Oryantalizm konusunda ileri sürdüğüm tez, onun kültür, politika ve moda modern aydın dü ünceler çerçevesinde çok geni bir alana yayıldığı fakat ‘bizim’ dünyamızla gerçek ‘Doğu’ arasında çok az ili kili olduğu noktasında toplanmaktadır.”28
Bu bakı la tiyatroda kültürlerarası etkile im, Patrice Pavis’in dü ündüğü gibi, vicdan temizliğini hedefleyen ideolojik bir i lev değil, Oryantalizmin içinde yer alan iktidar söylemi bağlamında incelenmesi gereken bir olgudur. Mahabharata böylece Hindistan’dan çok Batı’yla ilgili bir konudur. Peter Brook tarafından geli tirilmeye çalı ılan evrensel tiyatro dili, geleneksel hiyerar iyi kıramayan bir ili ki ağı içinde ba ka bir kültürün ve temsilcilerinin sömürülmesiyle yaratılmaktadır.
Kaynakça
* FISCHER LICHTE, Erika, Das Eigene und das Fremde Theater , Francke Verlag, Tübingen u. Basel 1999
27 Guha, Probir, a.g.e., s. 63 28 Said, Edward, Oryantalizm , Đrfan Yayımcılık, Đstanbul 1995, S. 26 27
43 * GADAMER 1965, in Bernhard Waldenfels, Verschraenkung von Heimwelt und Fremdwelt , Studien zur interkulturellen Philosophie Bd. 1, 1993
* Kitabı Mukaddes , Kitabı Mukaddes Cemiyeti, Đstanbul 1993
* LEVI STRAUSS, C., The Savage Mind , London, Methuen, 1966, aktaran: H.Ata Ünal, Yirminci Yüzyıl Sonunda Tiyatroda Arayı lar: Postmodern Tiyatro , Yayınlanmamı Doktora Tezi, Đstanbul 2004
* Mahabharata , Televizyon çekimi, Reji: Peter Brook, Metin: Jean Claude Carriere
* MECKLENBURG, Norbert, Interkulturelle Lieteraturwissenschaft , in UTB Handbuch Interkulturelle Germanistik , hg. Vo.A.Wierlacher, München 1998
* PAVIS, Patrice, Interculturalism in Contemporary Mise En Scene: The Image of India in the Mahabharata. The Indiade, Twwlth Night and Faust, in Theatre at the Crossroads of Culture , Routledge, London 1992
* SAID, Edward W, Orientalismus , Verlag Ullstein GmbH, Frankfurt, 1981
* SAID, Edward, Oryantalizm , Đrfan Yayımcılık, Đstanbul 1995
* SEVERYN, Andrzej, Alternativ Theatrales , in Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları
* SHETSOVA, Maria, Interculturalism, Aestheticism, Orientalism: Starting from Peter Brook’s Mahabharata, in Theatre Research International, Vol. 22 No 2 pp
* ÜNAL, H.Ata, Yirminci Yüzyıl Sonunda Tiyatroda Arayı lar: Postmodern Tiyatro , Yayınlanmamı Doktora Tezi, Đstanbul 2004
* ZARILLI, Philip, Enkaz , in Mimesis 6 , Boğaziçi Üniversitesi Yayınları
Summary:
When intercultural theatre is of question one of the first directors to be remembered is Peter Brook and his play “Mahabbarata” is one of the works which has been analysed most by the theatre academics.
In the fisrt part of the article the play which was adopted from an Indian epic by Brook has been evaluated and analysed with a method developed by Patrice
44 Pavis thus, the connection Brook made with religious elements when he was trying to form a special language which would cover many cultures in theatre has been traced.
The second part of the article has been focused on some Western scientists and Indian theatre people; their evaluations and perceptions on Mahabbarata have been compared, thus an answer to the question “if we could talk about a postcolonial colonialism on an artistic level” has been seeked.
45