Mimar Vedat Tek Architect Vedat Tek Ümmügülsüm Erdoğan, Ebru Eynallı

imar Vedat Tek, Osmanlı M İmparatorluğunun son dönemlerinde mimarlık mesle- ğini icra eden ve hepimizin aşi- na olduğu önemli eserler veren bir ustadır. Aldığı Batılı eğitim- le, Osmanlı Klasik mimarlığını birleştiren eserler veren Vedat Tek, “Birinci Ulusal Mimari Akımı” olarak adlandırılan dö- nemin öncülerinden biri kabul edilmiştir. Çalışmamızda, genel hatla- rıyla Vedat Tek’in yaşamı, mi- mari kişiliği, I. Ulusal Mimarlık Akımı ve önemli eserlerinden bazılarına kısaca yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Mimar, Ve- dat Tek, ulusal, .

rchitect Vedat Tek is A an expert that we are all familiar with, who was per- forming his profession as an architect in the late Ottoman period. Vedat, who combined Mimar Vedat Tek his Western education with the education on Ottoman Clas- sical Architecture, is accepted Ümmügülsüm Erdoğan | Y. Mimar, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü as one of the pioneers of the Ebru Eynallı | SanatTarihçisi, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü period entitled “First National Architectural Trend”. In this paper, the life of Vedat Tek is illustrated in a ge- neral sense and First National Architectural Trend and some important architectural works are briefly explained.

Key words: Ottoman, Vedat Tek, First National Architectural Trend.

44 45 Mimar Vedat Tek Architect Vedat Tek Ümmügülsüm Erdoğan, Ebru Eynallı

Vedat Tek’in üç kardeşinden Yusuf Razi Bey, ’te inşaat mühendisliği okumuş, İstanbul Şehreminliği, «Pos- ta Telgraf Nazırlığı» ve «Nafia Nazırlığı» yapmış, devrinin ünlü isimlerinden biri olmuştur. Piyanist olan kız kardeşi Nezihe Beler, batı musikisi besteleri yapmıştır. Üçüncü kar- deşi ise elektrik mühendisidir (Özkan 1973). 1900 yılında, Musa Kazım Bey’in kızı Firdevs (Dino) Hanım ile evlenen Vedat Tek’in bu evlilikten dört çocuğu; Nihat Vedat Tek, Selime Yekta Işıtan, Saadet Ejder ve Belkıs dünyaya gelmiştir. Oğlu Nihat Vedat Tek, Almanya’da aldı- ğı mimarlık eğitiminin ardından babası ile ortak çalışmaya başlamıştır. 1942 yılında vefat eden Vedat Tek’in mezarı Edirnekapı Şehitliği’ndedir (Derviş 1999, Karahan 2007).

Eğitim Dönemi Vedat Tek’in Ailesi Vedat Bey, babasının valilik görevleri dolayısıyla ağa- Osmanlı vezirlerinden ve Bağdat Valilerinden Girit’li beyi Yusuf Razi Bey ve annesi ile beraber farklı yerlerde Sırrı Paşa ile şair ve besteci Leylâ Hanım’ın çocukları olan bulunmuş, İstanbul’da kaldıkları dönemlerde de babalarını Vedat Tek, 1873 Yılında İstanbul’da doğmuştur. Vedat Tek’in ziyaret için seyahatler yapmışlardır. Vedat Tek, Trabzon, elit bir ailede yetişmesi, aile çevresinde yaratılan sanatsever Diyarbakır ve Girit’ten sonra iki yıl Mekteb-i Sultani’de ortam onun gelişmesinin önemli etmenlerinden biri olmuş- (Galatasaray Lisesi) okumuştur. Daha sonra Paris’teki ağa- tur (Özkan 1973). beyi Yusuf Razi’in yanına giderek eğitimine devam etmiş- Ecole Nationale et Spéciale des Beaux Arts’ta Vedat Tek (Karahan, O. Annesi (1850/52–1936) Abdülmecit döne- tir. Paris’te önce Ecole Monge’da lise eğitimini tamamlayan “Sabit Bey Hanı’nın Restorasyon Projesi”, Yüksek Lisans Tezi). mi saray hekimlerinden İsmail Paşa’nın kızıdır. Münire Vedat Tek, Academie Julien’de resim, Ecole Centrale’de Vedat Tek dönemin ilk Türk mimarlarından biridir. Bu Sultan’ın nedimesi olarak saraya girmiş ve sultanlarla bir- mühendislik okumuştur (Derviş 1999, Karahan 2007). likte eğitilmiştir. Babasının Girit Valiliği boyunca Fransız- döneme dek genellikle yerli Hristiyan azınlık ile İtalyan, Daha sonra, yüzlerce kişinin katıldığı yarışma sınavını ca ve Yunanca öğrenmiş, Divan şiiri ve aruz dersleri almış, Fransız kökenli ustaların tekelinde olan mimarlık hizmeti kazanıp “Ecole National des Beaux Arts”a seçilen dokuz kişi Türklerin pek uğraşmadığı bir meslek olarak görülmektedir Vedat Tek 1 arasında yer almıştır. Özellikle matematik konularında çok (Özkan 1973). Hatta Vedat Tek mimar olmaya karar verdiğin- İstanbul’da öğrendiği piyanoya devam etmiştir. 16 yaşında yetenekli olduğundan ayrıca “Licenciee des Mathematique” de babasının dahi karşı çıktığı, onun askeri bir mektepte şiire başlayan Leyla Hanım devrin önde gelen yazar ve mü- derslerine de katılmıştır. Matematik dışında resim, heykel okumasını istediği bilinmektedir. O dönemde Türklerin mi- zisyenlerini evinde toplamış ve ihtiyacı olanlara yardım et- alanında da ilgili ve becerikli olduğu bilinmektedir (Özkan mar olması alışılmadık bir kavramdı ve bu meslek bir kal- miş, korumuştur. 1928’de ‘Solmuş Çiçekler ‘ adıyla bir de 1973). Ecole Mimarlık eğitimine National des Beaux Art’ta falık olarak algılanmıştır (Derviş 1999). Mimarlık bürosunu şiir kitabı yayınlamıştır (Karahan, 2007-Derviş, 1999). Profesör Moyaux’ nun atölyesinde başlar. Vedat Bey’in o açtığında önce hayretle karşılanmış, bir Türk’ün mimar ola- Babası Sırrı Paşa (1843/44–1895) Bağdat valiliği ve bir dönemde sadece Fransızların katılabildiği bir yarışma olan mayacağı düşüncesi, mimar Vedat’ın karşılaştığı ilk zorluk- dönem vezirlik yapmış olup, din adamı ve edebiyatçı olarak Prix de Rome hakkını kazanarak iki sene Roma’da eski lardan biri olmuştur. Vedat Tek kişisel çaba ve başarılarıyla da tanınmıştır. Kuran’ın tercümesi ve tefsirini yapan Sırrı eserler üzerine çalışmalarda bulunduğu kayıtlıdır (Derviş bu önyargıyı yok etmiştir. Bu nedenle yeni kurulan Türkiye Paşa’nın yazışma ve raporlarını içeren ‘Mektubat-ı Sırrı Paşa’ 1999). Vedat Tek, Fransızlarca ünlü ve geleneksel Roma Cumhuriyetinde Türk mimarlığına olağanüstü olanakların isimli birde kitabı bulunmaktadır (Derviş 1999, Karahan 2007). Ödülü (Prix de Rome) için yarışmaya girmek istemiş an- sağlanması, Vedat Tek gibi ilk mimarlara duyulan güvenle cak yabancı olduğu için bu istek kabul görmemiştir. Atölye olabilmiştir (Onur 1988). Hocası Moyaux’un Fransız Cumhurbaşkanı’na başvurması sonucu izin alınmıştır. Mimar Vedat’ın buradaki çalınması Mesleki Hayatı sonucu kazandığı ‘Legion d’honeur’ nişanı kendisine yurda Vedat Tek, İstanbul’a döndüğünde serbest bir çalış- döndükten sonra verilmiştir (Onur 1988). ma alanı istemiş ve Sirkeci’de bir iş hanında büro açmış; Vedat Tek, Batı’dan aldığı bu yoğun formel eğitime ilk işi olarak arkadaşı Heykeltıraş İhsan Bey için Üsküdar ve buradaki yapılardan etkilenmesine rağmen, ülkeye Paşalimanı’nda bir yalı projesi hazırlamak olmuştur (Batur döndüğünde gördüklerini taklit etmekten kaçınmış, 2003). Vedat Bey’in ilk mimarlık yılları hakkında ağabeyi yapıtlarına Türkiye’ye özgü bir nitelik kazandırmak Yusuf Razı Bey “... İlk defa görülen Mimar Mehmet Vedat’ın istemiştir. Bunun için de tarihsel Türk mimarlığı üzerinde ilanı bazılarının merakını, bazılarının taaccübüne mucib oldu. Türk’ten mimar olur mu? diyenler bile bulundu. Fakat Vedat Tek çocukluk yıllarında (Karahan, O. “Sabit Bey Hanı’nın Vedat Tek gençlik yıllarında (Karahan, O. “Sabit Bey Hanı’nın çalışmış, Arabesk, Osmanlı, Selçuk Mimarlığının Restorasyon Projesi”, Yüksek Lisans Tezi). Restorasyon Projesi”, Yüksek Lisans Tezi). ürünlerini kendi eserlerinde kaynak olarak kullanmaya halkın içinde kaynayan millîyet hissi o kadar derin, o kadar 1 Kaboğlu,A., “Hobyar Mescidi” Yüksek Lisans Tezi (Afife Batur’un “Kimliğin İzinde Bir Mimar” adlı Kitabının kapak sayfası). çalışmıştır. kuvvetli idi ki, bu ilk ve kısa tereddüt devri geçtikten sonra,

46 47 Mimar Vedat Tek Architect Vedat Tek Ümmügülsüm Erdoğan, Ebru Eynallı

Mimar Vedat’ın idarehanesine müracaatlar başladı...” ifade- Projelerini gerçekleştirmeye devam ederken bir taraftan yayılmıştır. 1896-1908 yılları arasında saray mimarı olarak Arif Hikmet Koyunoğlu, Alexander Valaury, Guilio Monge- lerini kullanmıştır (Seçkin-Sönmezer 2003). da Sanayi-i Nefise Mektebi’nde hocalık görevini sürdüren II. Abdülhamit tarafından görevlendirilen İtalyan mimar ri gibi mimarları, Osmanlı Dönemi’nin özelliklerini bulun- Vedat Tek, 13 Nisan 1899 tarihinde Sanayi-i Nefise Vedat Tek, kendi projelerinde uyguladığı ve benimsediği Raimondo D’Aranco bu akımın Osmanlı’daki en önemli dukları dönemle harmanlayarak, Birinci Ulusal Mimarlık Mektebi Sanat Tarihi hocalığına ve hemen ardından aynı görüşler çerçevesinde öğrenci yetiştirmiştir. 1927’de Mimar temsilcisidir (Kaboğlu 2010,Kuban 2007). Dönemi eserlerini oluşturmuşlardır (Ekinci 2015). yılın 1 Haziran’ında Şehremaneti Hey’et-i Fenniye mimar- Kemaleddin Bey’in ölümü ve ardından ’daki hızlı Yüzyılın sonunda mimaride yaşanan bu karmaşıklık ve I. Ulusal Mimarlık hareketini kesin çizgilerle belirlemek lığına atanmıştır (Batur 2003). Mimar Vedat Tek 1899 yı- yapılaşma sürecinde, Avrupa’dan gelen mimarların etkisiyle, çok başlılık Türk aydınları tarafından tartışmalara neden veya salt milli bir kimlik üzerinden değerlendirmek gü- lında, Cemil Topuzlu Paşa’nın İstanbul Şehremini olduğu uluslararası üslup hızla yayılmıştır. Çeşitli aralıklarla 27 yıl olmuştur. Osmanlı mimarlığının bu yüzyılda yozlaştığını nümüz düşünce sisteminde çok doğru bulunmamaktadır. dönemde “Heyet-i Fenniye Reisliğine (İmar Müdürlüğü) Akademi’deki hocalık görevini sürdüren Mimar Vedat Tek, düşünen aydınlar, bir çözüm arayışına girmişler ve sonunda Ulusal Mimarlık Dönemi, öncelikle Osmanlı Devletinin atanmıştır (Seçkin-Sönmezer 2003). 1905’te Posta ve Telgraf yabancı kökenli hocalarla çıkan anlaşmazlıklar sonucunda ortak bir payda da buluşmuşlardır. İlk olarak 1873 Viyana anonim mimarlığından yani Hassa Mimarlar Ocağı’ndan Nezareti baş mimarı olmuş ve bu görevini sürdürürken G. Mongeri ile atölyelerinin kapatılmasıyla istifa etmiş ve sergisinde Usul-i Mimari-i Osmani adlı eserle Osmanlı mi- sonra özellikle Vedat Tek ve Mimar Kemalettin gibi iki özne Sirkeci’deki Posta Telgraf Nezareti binasının yapımı ile gö- bununla birlikte I. Ulusal Mimarlık dönemi sona ermiştir. marisinin üstünlükleri İstanbul, Edirne ve Bursa’da bulunan odaklı, bireysel kimliklerin vurgulandığı bir dönemeç ola- revlendirilmiştir (Derviş 1999). Kendisi ile yapılan bir görüşmede Türk Mimarlığı ile başyapıtlarla yeniden anlatılmaya çalışılmıştır. Bu anlayışla rak kabul edilmektedir. Bu dönem, mimarlığın öznelerin 1909 Yılında 31 Mart ayaklanması sonrasında Osman- ilgili olarak «...Dedelerimiz, atalarımız yaptıkları mimarlık eski mimarinin yeniden canlanması için Türk mimarların yorumlarıyla şekillendiği ve mimarların yaptıkları işler üze- lı tahtına aileye yakınlığı ile bilinen ve Vedat Bey’in an- yapılarının sağlamlığına ve özel olmasına önem verirlerdi. yetiştirilmesi gerektiği, ancak bunu yaparken Batı’nın bi- rinden anılmalarını sağladığı, öznel deneyim kanallarının nesi Leyla Saz’ın yakın dostu, Şehzade Mehmed Reşad’ın Bu tür yapı, ulusun içinden yetişme mimarların, yapı usta- limsel yaklaşımından da kopulmaması gerektiğine de ina- açıldığı bir döneme öncülük etmiştir (Sönmez 2007). V. Mehmed olarak tahta çıkması ile Vedad Bey için yeni larının birbirinin ardı sıra dedikleri kural ve usullere göre nılarak, 1881 yılında Batı tarzında eğitim veren Sanayi-i Gerek Vedat Tek, gerekse Mimar Kemalettin’in ortak bir dönem başlamıştır. Vedat Bey, Sermimar-ı Hazret-i yapıldıklarından her tür yapıya özgü kusursuz bir mimarlık Nefise Mektebi kurulmuştur (Kaboğlu 2010). bir mimari dil oluşturma kaygısı taşıdıklarını söylemek Şehriyari (Saray Baş Mimarı) olarak atanmış ve Dolmabah- yaratılmıştır. Ulusal mimarlık beğenilmemeye ve Türk Sa- Bu sırada Ziya Gökalp’in önderliğinde doğmakta olan bazı aydınlarca çok doğru bulunmamıştır: «....Vedat Bey’in Paris’te, Kemaletin Bey’in de Berlin’deki eğitimlerine karşın çe Sarayı için yeni düzenlemeler ve ilave binaların inşaasıyla natları hor görülmeye başlandıkça ulusal sanat son bulmuş- Türk Milliyetçiliğinden etkilenen ve mimari alanda batının ulusal bir mimarlık arayışının sözcüsü olmaları da, yerliliğe görevlendirilmiştir (Batur 2003,Seçkin-Sönmezer 2003). tur..» şeklinde görüşlerini belirtmiştir (Seçkin-Sönmezer 2003). etkin olmasına karşı çıkan bir grup öğrenci 1. Ulusal Mi- bir kapanmadan çok kendi konumlarını belirlemiş özneler Vedat Bey, R. 14 Nisan 1325 [28 Nisan 1909] tarihinde mari akımın ortaya çıkmasına ve yeni bir sürecin başlama- Vedat Tek’ten Önce Dönemin Mimarlık Ortamı olarak evrensel söyleme katılma istemiyle ilgili olarak yo- başladığı Sermimarlık görevinden 7 Mayıs 1914 tarihinde sına neden olmuşlardır. Vedat Tek ve Mimar Kemalettin bu rumlanmıştır” (Sönmez 2007). istifa ederek ayrılmış,fakat yine saray yapılarıyla ilgili olan Fransız İhtilali ve yarattığı sosyopolitik değişimlerle döneme damgasını vuran iki öncü isimdir. Yurtdışında al- Emlak-i Hakani mimarı olarak çalışmaya başlamıştır. Saray dünya yeni bir rüzgârın etkisine girmiştir. Sanayi Devrimi dıkları eğitimi Osmanlı mimarisine uyarlamaya çalışmışlar Bu dönem, sadece cephelerdeki farklılıkla kendini gös- mimarlığı görevini sürdürdüğü sırada da Sabit Bey Hanı ve teknoloji alanında gelişmeler, el işçiliğinin yerini fabri- ve yeni bir derleme ortaya koymuşlardır. Bu iki öncü, üslup termemiş, iç mekânlarda da Osmanlı anonim mimarlığın- (1914-15), Muradiye Hanı (1915) ve Mesaret Hanı’nı (1915- kaların ve seri üretimin almaya başladığı bu dönemde ge- karmaşasına yeni bir çözüm ya da yeni bir üslup getirme- da olmayan yeni fonksiyon, konfor elemanlarına (kalorifer, 1916) inşa etmiştir (Seçkin-Sönmezer 2003). Ancak bir yıl lenekselden kopulmaya başlanmış, eski dönem sanatlarının mişlerdir. Şehremaneti Mimarlığı, Heyet-i Fenniye Reisli- banyo, elektrik gibi) ve özenle çözülmeye çalışılmış hava- sonra saltanat değişimi kuralları uyarınca Sultan Reşad’ın yeni üsluplarla yoğrulduğu bir harmanlama anlayışı hâkim ği, Saray Başmimarlığı, Harbiye Nezareti Başmimarlığı ve landırma sistemlerine ve detay çözümleri de dikkat çeken yeniliklerle olarak kendini göstermiştir. Mimari planlama ölümü ve Vahdettin’in tahta çıkışı nedeniyle 14 Mart 1915 olmuştur. Sanatın birçok dalında hissedildiği gibi özellikle Mustafa Kemal Atatürk’ün mimarlığını da yaparak, Müslü- anlayışında sağlık, konfor ve mahremiyet gibi batılı tasarım tarihinde bu görevinden de ayrılarak Saray mimarlığı döne- mimari alanda üsluplar arası kavram kargaşası başlamıştır. manlar arasında pek kabul görmeyen mimarlık mesleğini ölçütlerinin Vedat Tek tasarımlarında ele alındığı görülmek- mini bitirmiştir (Batur 2003). 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde hızlı kentleşme ile bir- üst seviyelere getirebilmiştir. Türkiye’de eksik olan, mimar- tedir. Hatta Vedat Tek’in konutlarında aile, hizmetli ve mi- Sonraları Kuruçeşme’deki köşkünü tasarlayacağı Enver birine benzeyen binalar inşa edilmiştir. Kullanım amaçları- lık ortamının kurumlaşmasında ve tanıtılmasında Mimar safir yaşam alanları ayrımları dikkate alınmıştır. Dönemin Paşa tarafından 1913’te Harbiye Nezareti baş mimarlığına nın dışında inşa edilen bu yapıların cepheleri tarihsel üslup Kemalettin Bey’le birlikte önemli bir paya sahiptir. Bu çaba- malzeme ve teknik anlayışı da Osmanlı geleneklerinden atanmış ve bu görevini üç yıl sürdürmüştür (Derviş 1999). kitaplarından aldıkları örnek süslemelerle donatıldığından sını eğitim verdiği kurumlar aracılığı ile gelecek nesillere de oldukça farklı ve ileri düzeydedir. Osmanlı’da modeller Bu görevi sırasında Veliefendi Hipodromu ve buna bağlı ek belirli bir üslubu olmayan karmaşık yapılar ortaya çıkmıştır aktarmıştır (Onur 1988). üzerinden planlanan yapılar, bu dönemde paftalar birimlerin inşası, savaş nedeniyle gerçekleşemeyen proje- (Gombrich 1995). I. Ulusal Mimarlık Döneminde Vedat Tek üzerinden batılı çizim teknikleri ile okunmaya başlanmıştır. lerinden olmuştur (Seçkin-Sönmezer 2003). 29 Ağustos 1916 Avrupa’da bu yeni arayışlar devam ederken, Osmanlı’da Dönemi itibariyle kullandığı inşaat teknikleri de kendinden tarihinde Levazımat-ı Umumiye Dairesi İnşaat Şubesi Ser- da Batı rüzgârları etkisini göstermeye başlamıştır. Yüzyılın Birinci Ulusal Mimarlık hareketi Osmanlı Devleti’nin sonraki dönem için öncülük etmiştir (Sönmez 2007). mimarlığına atanmıştır (Batur 2003). erken dönemlerinde, Avrupa’da etkin olan neo-klasik üslup; son yıllarından Cumhuriyet’in ilk yıllarına dek etkisini gös- 1924 yılında Atatürk’ün çağrısı üzerine Ankara’ya gi- Osmanlı’da yapılan askeri kışlalar, saraylar ve büyük ölçekli teren bir mimarlık akımıdır. Osmanlı yapılarında yer alan I.Ulusal Mimarlık Dönemi Sonrası yapılarda etkisini göstermiştir (Kaboğlu 2010). tipik mimari özellikler ve süslemelere geri dönüşler yapıla- den Vedat Tek, bugün Gazi Müzesi olan Çankaya’daki bağ Yeni kurulan cumhuriyetin yarattığı yeniden yapılan- rak, dönemin devlet özelliklerine bağlılık duygusu vurgu- evine sekizgen bir kule ekleyerek, burayı Gazi konutuna Avrupa’yı görmüş padişahlar, orada gördükleri mimari ma rüzgârı, kendini fazlasıyla mimaride hissettirmiş, Türk lanmıştır. Osmanlı Dönemi dini yapılarında daha sık tercih dönüştürmüştür. Sonraları ikinci Türkiye Büyük Millet yapılara benzer yapıların üretilmediğini düşündüğünden ve mimarlığı, cumhuriyetin ilk yirmi yılında çağdaş düzeyde edilen kubbe, saçak gibi mimari öğeler Birinci Ulusal Mi- Meclisi, Centro Genel Merkezi ve Kültür Bakanlığı olarak Hassa Mimarlar Ocağı etkisini yitirmiş olduğundan daha bir atılım içine girmiştir. Bu yenilik arama çabaları, «cu- marlık Dönemi’nde okul ve benzeri diğer kamu yapılarında kullanılacak Cumhuriyet Halk Fırkası Mahfelini tasarlamış donanımlı yabancı mimarlar ve Avrupa’da eğitim görmüş bism, constructivism, de stijl, bauhaus» akımlarının estetik da kullanılmaya başlanmıştır. ve uygulamıştır. azınlıklar önem kazanmışlardır (Özkan-Yavuz 2007). değerlerini Türkiye’ye uyarlamak olarak yorumlanmıştır. 1927 yılında Ankara’dan döndükten sonra 1928 yılın- Daha sonraki süreçte karmaşaya neden olan eklektik Bu dönemin karakteristik özellikleri arasında sivri ke- Mimar Vedat Tek’in eserlerini yoğun olarak ortaya çıkardığı da Teşvikiye’de kendisi için yaptığı apartmanla başlaya- üsluplara karşı çözüm olarak Art Nouveau (yeni sanat) adı merler, Selçuklu ve Klasik Osmanlı mimarisinde görülen dönemde mimarlık yayınları yoktur. İlk süreli mimarlık ya- rak, çoğunlukla Maçka-Teşvikiye-Nişantaşı bölgesindeki altında yeni bir üslup ortaya çıkmıştır. Bitkisel, eğrisel ni- geometrik hatlar ve sanatsal etkilerle yapıların içinde ve yını 1931’de çıkmaya başlamıştır. Bu dergiler genellikle batı apartman tasarım ve uygulamalarını gerçekleştirmiştir telikte yoğun bir bezeme anlayışını benimseyen ve tekno- özellikle dışında çininin kullanılması sayılabilmektedir. Dö- dünyasını yakından izlenmiş, batılı akım ve uygulamalara (Derviş 1999). lojiden uzak duran bu akım Avrupa ve Amerika’da hızla nemin önde gelen Kemalettin Bey, Vedat Tek, Muzaffer Bey, ağırlık vermişlerdir.

48 49 Mimar Vedat Tek Architect Vedat Tek Ümmügülsüm Erdoğan, Ebru Eynallı

Batıdaki mimari değişimin uzantısı olarak ortaya çıkan sıl modern olunacağını söyleyen parametrelerle modernlik, Mimarın büyük ve resmi yapılarının köşe kulelerindeki Eserleri «İkinci Nesil» Türk mimarları Türkiye’de eğitim görmüş tahayyül edilmiştir. II. Ulusal Mimarlık Dönemi’ne gelindi- kubbe eteklerinde, yapıların teras çatı olarak bırakılmış Vedat Tek’in tasarım ve uygulamaları aşağıdaki şekilde Güzel Sanatlar Akademisi mezunlarıdır. 1927 sonrası bu ğinde, I.Ulusal artık övgüyle bahsedilen bir dönemdir. An- bölümlerinin kenarlarında; dilimli palmet motifleriyle listelenmiştir (Derviş 1999) : yenilik arama çabaları döneminde Mimar Vedat 55 yaşın- cak I.Ulusal’dan farklı olarak bu dönemde “Şarklı olmayan bezeli, mukarnaslı, geniş profilli saçaklar kullanılmıştır. dadır ve ekol olarak farklılaşmıştır; ancak, etkin değildir. ulusalcı bir kimlik inşa edilmiştir” (Sönmez 2007). Diğer yapılarında ise kırma çatının uzantısı şeklinde geniş Deniz hamamları, Karaköy Rıhtımı “Mimar, Arkitekt”, sonra “Yapı” dergilerinde savunulan tu- saçak profilleri tercih edilmiş, bazılarına kalem işi nakış- Çiftlik Yapıları ve Müştemilatı, Gölcük Vedat Tek’in Sanatı ve Mimari Kişiliği tum, Kemalettin, Vedat, Arif Hikmet Beyler’in büyük bir larla bazılarında ise ahşap çıtalarla bezemeler yapılmıştır Çiftlik binası, Topkapı iyi niyetle yaratmaya çalıştıkları Türk seçiciliğine karşıdır. Mimar Vedat Tek Fransa’da aldığı mimari eğitim sıra- (Onur 1988). Ahşap iskele, Yenikapı Çağdaş Türk mimarlığı hemen hemen geçen yüzyıl sonun- sında kaldığı dokuz yıl içinde onu etkileyen Avrupa mima- Vedat Tek’e göre mimar, bir Rönesans mimarı gibi her Saat Kulesi, İzmit da Batı’da bile terkedilmiş olan üslup çabalarından öte, tek- risini, inşa ettiği yapılarda Osmanlı, Arabesk ve Selçuklu konuda yeteneklerini kullanan evrensel bir insan olmalıdır. Hükümet Konağı, nolojili toplum mimarlığının Türkiye’de de kendine özgü etkileriyle birleştirmiştir. Bu döneme dek içeride kullanılan Ona göre mimar, yemek pişirmeden musikiye kadar her Halit Bey Yalısı bir biçimde tanınabileceği yolundadır. Bu nedenle, «İkin- çiniyi dış cephe süslemelerinde kullanarak, unutulan çini- konuda yeteneklerini kullanan, en azından bu konuları ci Nesil»in 1900 sonrası Türk mimarlığına özel bir ilgileri ciliğin yeniden canlanmasında etkili olmuştur. Anadolu’yu işleyen evrensel bir adamdır. Zaten kendisi de bu anlayışla Büyük Postane Binası, Eminönü yoktur. Bu tutuculuk, «İkinci Nesil» tarafından önerilen dolaşarak, gördüğü abidelerden etkilendiği öğeleri kendi birçok alanda söz sahibi olmuştur. Şehirciliğin önemini Büyük Postane Camii (Hobyar Mescidi), Eminönü. «Kübik Mimari» ye karşıt, «Mürteci Mimari» olarak adlan- mimarisinde kaynak olarak kullanmıştır. vurgulayarak, topluma dönük bir çevre hizmetlerinin Vedat Tek Evi dırılmış, sonunda «Kübik» akım güç kazanmıştır» (Özkan Vedat Tek, yapılarında cepheye çok önem vermiş ve azlığından yakınarak, kent çevresinde sağlıklı ve düzenli Defter-i Hakani Binası, Sultanahmet. 1973). O dönemde Türk-Osmanlı seçici mimarlığını savun- cephelerin statik sağlamlığını da prensip edinerek, ön yüz bir yaşamın sağlanması gerektiğine inanmıştır (Özkan 1973). Dolmabahçe Sarayı Ekleri, Beşiktaş duğu iddia edilen Vedat Bey Atölyesi ile Avrupa-Lâtin seçi- düzenlemelerinde dengeli bir görünüm ortaya çıkarmış- Planlamada yayalara öncelik tanınması ya da İstanbul’da Milli Emlak Dükkanları, Akaretler, Beşiktaş ciliğini savunan Guilo Mongeri Atölyeleri 1930 yılında ka- tır. Binalarında çelik ya da betonarme tekniği ile gerçek- kamuya açık deniz olanaklarının oluşturulması gibi konu- patılmış, “Kübik Mimarlığı” savunan Ernst ile Sırrı Bilen’in leştirilmiş kırma çatılar, süs kubbeleri ve geniş saçaklar larda fikirlerini öne sürmüştür. İstanbul’un doğuya doğru Heykeltraş İhsan Bey Yalısı atölyeleri açık kalmıştır. kullanmıştır. Girişler; eğer arazi elverişli ise ön cephenin büyümesi gerektiğini, kentin ucuz alanlar üzerinde fazla Halit Ziya Uşaklıgil Villası Vedat Tek’in yapılarının tasarım ve yapım süreci üzerine ortasında yer almaktadır. Taş kaplama eserlerinde, dik spekülasyona alet olmadan planlı bir biçimde denetim al- Leyla Saz Hanım Villası bilgi almak için başvurulabilecek süreli yayınlar 60 yaşın- açılı köşelerin görünümünü yumuşatmak adına köşeleri tına alınabilme olanaklarının yaratılabileceğine inanmış- Feride Ayni Villası dan sonraki dönemi kapsadığı için yeterli değildir. Zaten pahlamıştır (Onur 1988). tır (Onur 1988). Vedat Tek Yazlık Evi kendisi de bu yayınlarla desteklenen akımlara pek sıcak Mimar Vedat Bey, yapıları planlarken, zemini kullan- Kendisinin modern anlamda denemeleri arasında Gü- Ziya Paşa Villası bakmamıştır. Dönemin mimari çevrelerince Mimar Vedat mayı iyi bilmiş, her köşeden yararlanmaya ve bir karış top- neş ve Halit Bey apartmanları gösterilmektedir. Ancak O, Büyükada’da bir villa ve Kemalettin, mimariyi öznel ve bireysel bir açıdan ele rağın dahi ziyan olmamasına özen göstermiştir. Eserlerinde apartman fikrine karşı çıkarak, değişen yaşam şartları se- almaları, bölgesel nitelikte bir ‘ulusal mimarlık’ arayışında kurguladığı temel prensip, binanın kurulmasındaki amaca bebiyle konak türü yaşamın terk edilmesinin gelenek ve Muradiye Han, Karaköy. olmaları ve 19. yüzyıldan bu yana süregelen “yapay” havayı ve inşa edileceği yere uygun olmasını sağlamaktır. En kü- göreneklerin sağladığı birçok olumlu ögenin yitirileceğini Mesadet (Liman) Han sürdürmek ile suçlanmışlar ve yabancı mimar ithalinin ne- çük ayrıntıya kadar değerlendirip, fazla masraftan kaçınma- savunmuştur. Yapılarda işlevciliğe önem vermiş, biçimdeki Selanik Bankası, İzmir denleri arasında gösterilmişlerdir. ya dikkat etmiştir. İyi bir statikçi olarak bütün eserlerinin dışavurumculuğun ancak iç tasarımın doğal bir sonucu ola- Cemil Topuzlu Köşkü Vedat Tek ve Mimar Kemalettin gibi mimarlar, statiğini ve tezyinatını kendisi yapmış, binada kullanılan rak belirmesi gerektiğine inanmıştır. Bunu şu sözlerle ifa- Belediye Binası, Kadıköy eğitimle edindikleri Fransız, Alman gibi yabancı kökenli bütün elemanların genel görünüş detaylarını, doğal büyük- de eder: “Ben, eserlerimde modern Türk mimarisini tercih Vedat Tek Evi 2 bilgi ve değerler sistemi ile Türkiye geleceğini ve koşulları- lükte konstrüksiyon detaylarını çizmiştir. Vedat Tek kendi ederim. Bunu Selçuk üslubu ile karıştırmamak lazımdır. İyi nı uzlaştırmak gibi güç bir görevle karşı karşıya kalmışlar- sözleriyle bu konuyu şöyle açıklar: “Bir proje çiziminde ev- mimar yetiştikçe, tecrübesi arttıkça, gitgide sadeliğe mey- Veliefendi Hipodromu, İstanbul dır. Vedat, Kemalettin, Arif Hikmet Beyler gibi öne çıkan vela planın kullanışlı olması düşünülerek, tanzim edilmeli. letmeye başlar. Ancak sadeliğin bir haddi var... Bu temiz sa- Enver Paşa Köşkü dönem mimarları, gerçekte Türkiye mimarlık ortamını Bütün teferruatlar çok iyi etüd edilmeli. İster konstüktif eser deliği, kübizm denen karmakarışık, abuk sabuk sadelikten Ahmet Cemal Bey Köşkü yaşatmış ve onu kurumlaştırmış ve bu mesleği ülkeye ta- ister estetik ve tezyinat bakımından, projelerde çok detay ayırt edince ortada mesele kalmaz» (Özkan 1973). Tayyare Şehitleri Anıtı nıtmış kişilerdir. Üstelik Vedat Bey, eğitim kurumlarında etüdleri yapılmalı” (Onur 1988). Bu kadar kısa bir sürede böylesine büyük ve Saraçhane Belediye Binası görevler alarak bu çabayı gelecek nesillere aktarmayı da Mimar Vedat Bey, cephe düzenlemelerinde ise serbest önemli yapıların tasarım ve uygulamalarını gerçekleşti- Karaköy Deniz Yolları Acentası amaçlamıştır (Özkan 1973). bir anlayışla dengeli bir görünüm sağlamaya özen göster- ren Vedat Tek, genç yaşına rağmen büyük başarılara imza Moda Vapur İskelesi Günkut Akın bu durumu şöyle özetlemiştir: «I. Ulusal miştir. Bu dengeyi sağlamak için yüzeyden dışarı taşan atmış ve adını duyurmayı başarmıştır. Ailesinin sarayla Mimarlık Dönemi’nin diğer dönemlerden bıçakla kesilmiş kapalı cumbalar biçiminde tasarlanan çıkmalardan yarar- ilişkisinin kazandırdığı olanakları kişiliği ve başarısı ile iyi Haydarpaşa Vapur İskelesi gibi olduğunu düşünüp, sonrasındaki 1930’lar Türkiye’si lanarak hareketlilik sağlanmıştır. Bazı çıkmalar saçak üze- değerlendirmiş, adını daha da yükseklere çıkarmayı ba- Kadıköy İskelesi için, bir anda ‘öteki’ olmuştur. 1930’lar her oluşumunu onun rinden taşırılarak, çatı örtüsü bu çıkmalara göre düzenlen- şarmıştır. Dönemin mimarlık mesleğine karşı olumsuz tu- Silah Müzesi, Harbiye yapmadığı gibi yapmaya çalışmıştır. 1930’lar Türkiye’si, do- miş, bazen de çıkmalar bir kat altta bitirilerek teraslar elde tumuna, babasının itirazlarına rağmen mimarlık okuması, Mezbaha, Sütlüce layısıyla I.Ulusalın ulus kimliğine karşı, Osmanlı mimari edilmiştir. Çatılarda örtü olarak genellikle ahşap, çelik ve kendi ofisini açması, kendi tanıtımını yaparak gazeteye Şadiye Sultan Apartmanı öğelerinden ayıklanmış bir moderni üretmiştir. Ayrıca böy- betonarme kullanılmış, dört yöne eğimli kırma çatı tercih ilan vermesi, Saray başmimarlığı yapması gibi ilkleriyle Kazım Emin Tütün Deposu, Bursa le modern olunacağını düşünmek, başka çıkmaz bir yoldur, edilmiştir. Bazı bölümlerde görselliği vurgulamak için dikkatleri üzerine çekmiştir. Bu ilgi ülkenin farklı ideo- hatta problemli bir bakış açısıdır, diyebiliriz. Çünkü moder- kubbe örtü kullanılmıştır (Sirkeci Büyük Postane Binası, lojilere yönelmesi ile son bulmuş ve Vedat Tek sahnenin Nemlizade Tütün Deposu, Üsküdar nizm kendi iç dinamikleri içinde deneyimlenmemiştir, na- Tapu Kadastro Binası, Kastamonu Hükümet Konağı). gerisinde kalmıştır (Derviş 1999). Ankara Palas, Ankara

50 51 Mimar Vedat Tek Architect Vedat Tek Ümmügülsüm Erdoğan, Ebru Eynallı

Gazi Köşkü genelindeki tüm tımar, zeamet, has, mülk, vakıf arazileri- Hobyar ismi 15. yüzyılda yaşamış olduğu bilinen, dö- Halk Fırkası Mehfeli Binası, Ankara ne ait toprak yazımlarına ait ana defterler Defterhane’de nemin önemli zatlarından Hoca Hubyar’dan gelmektedir. tutulmakta, gerektiğinde bu defterlerdeki kayıtlara başvu- Yapının diğer adı Büyük Postahane Camii’dir. Vedat Bey Apartmanı rulmaktadır. Defterhane, önceleri Divanı Hümayuna bağlı Mescidin yerinde, daha önce de bir mescit olduğu ka- Tarsus Belediye Tiyatrosu ve Gazinosu, Tarsus iken, Defter-i Hakani Nezareti’nin kurulmasıyla, 1871 yı- yıtlarda yer almaktadır. Fatih dönemine ait caminin (1473- Louıs Sangursky Villası lında Sultanahmet’teki Defteri Hakani binasına taşınmış- 74), 9 m. x 9 m. Boyutlarında, kare planlı ve merkezi kub- Güneş Apartmanı tır (İstanbul Ansiklopedisi). besi olduğu bilgisi kaynaklarda yer almaktadır (Batur 2003). Mr. I.Varber Villası 1908 yılında inşası tamamlanan yapı, 101 ada, 1 parsel- Büyük Postahane yapımı esnasında zarar gören cami yıkılıp 2 Pertev Apartmanı de yer almakta olup, tapu kaydında alanı 1634,00 m olarak yerine küçük bir mescit inşa edilmiştir. kayıtlıdır. 4 katlı yapı, enine dikdörtgen planlı 0,8 metre ka- Halit Ziya Uşaklıgil Apartmanı Sekizgen planlı olarak inşa edilen mescit, 7.50 m. x 7.50 lınlığında taş duvardan inşa edilmiştir. Kemer alınlıklarına m. boyutunda inşa edilmiş olup, kâgirdir. Caminin girişi, Tahir Han, Tophane yerleştirilen Türk çini motifleri, pencere altlarında yer alan kuzeydoğu köşesinde yer alan birkaç basamakla sağlan- Leyla Saz Kabri, Edirnekapı çini panolar, cephesindeki sivri kemerleri ile dikkat çeken maktadır. Geniş cephelerde pencerelerin büyük inşa edil- Yayla Apartmanı yapı, kesme taş işçiliğinin önemli yapılarından biri sayıl- mesi nedeniyle, iç mekanın geniş ve aydınlık olduğu görü- Anıtkabir Yarışması için Eskiz maktadır (Onur 1988). lür. Cephelerde, sivri kemerler ve çini ögeler birlikte kul-

Bu yapılardan en çok öne çıkanları hakkında kısaca bil- Büyük Postane Binası gi vermek istiyoruz: Büyük Postane, İstanbul Fatih’te, Sirkeci’deki Büyük Defter-i Hakani Binası Postahane Caddesi’ne cephelidir. Büyük Postane binasının inşaatına Posta ve Telgraf Nezareti binası olarak hizmet (Sultanahmet Tapu Müdürlüğü Binası) vermek üzere 1905 yılında başlanmıştır. 1909 yılında inşa- Sultanahmet Tapu Müdürlüğü Binası olarak bilinen atı tamamlanan bina, 1927- 1936 yılları arasında İstanbul Büyük Postane, yakından Defter-i Hakani binasının projeleri Vedat Tek tarafından Radyoevi olarak da hizmet vermiştir. Günümüzde İstanbul elemanlarının kullanımı ve geçmişe yönelik özellikleriyle, hazırlanmıştır. Osmanlı’nın tapu ve kadastro defterlerinin Avrupa Yakası PTT Başmüdürlüğü olarak hizmet vermek- Mimar Vedat’ın mimarlık kişiliği ile özdeşleşen en önemli arşivlendiği bu önemli yapı, Sultanahmet Meydanının batı te, giriş katında ise tam teşekküllü bir postane şubesi yer yapısıdır (Seçkin-Sönmezer 2003). kenarında, İbrahim Paşa Sarayının (Türk İslam Eserleri almakta olup, yapı Türkiye’nin en büyük postane binasıdır. 4 katlı ve 3200 metrekarelik binanın girişi basamaklarla Müzesi) yanında, eski binasının yerine yapıldı. İçinde ülkenin iletişim ve telekomünikasyon tarihi hakkın- yükseltilmiş ve ön cephesinin her iki köşesi de öne çıka- da bir müze de barındırır. Osmanlı Devletinin tüm tapu kayıtlarının tutulduğu rılıp, yükseltilerek üzerleri kubbe ile kapatılmıştır. Yapıya ve kütük defterlerinin saklandığı merkezi örgüt Defter-i Mimar Vedat yapının sürecini şöyle anlatmaktadır: geniş merdivenlerle girilir. Binanın içinde 3 kat boyunca Hakani Nezareti’dir. 1871’e kadar adı Defterhane’dir. Ülke “... beni çağıran Posta Nazırı Hasip Efendi, Meydancık’taki yükselen dikdörtgen bir orta mekan ve bunu çevreleyen tanzifat (temizlik) ahırlarının bulunduğu yerde yapılacak odalar vardır. Ana giriş çok büyük bir salona açılır. Çatıya Yeni Posta Nezareti Binasının tarafımdan inşasını münasip dek yükselen tavan, turuncu ve mavi renk ağırlıklı camlar- görüldüğünü ve derhal işe başlamamı tebliğ etti. Kollar la kaplıdır. Vedat Tek’in yaptığı önemli kamu binalarından sıvadık, fakat o devrin hali malûm. Adım başına bir olan postanenin, geniş bir sirkülasyon alanı, köşelerinde müşkülat; vaktinde para vermezler, günlerce durur bekleriz. anıtsal merdivenleri vardır. Büyük sirkülasyon alanının Tam yarı yerde akıllının biri çıkar “efendim der, üst katlar üstü, renkli camla örtülüdür. Yapı kitlesinin iki ucunda ku- ahşap olsa!...» Bir münakaşa mücadeledir, gider. Böyle- leler yer almaktadır. ce uğraşa, çabalaya nihayet beş senede binayı bitirdik...» Cephe yontma taş ve mermerdir. Ön cephede, sivri Anıtsal yapı kavramına millî mimari içerisinde yeni bir kemerler ve çiniler dikkat çekmektedir. Süslemelerde 16. boyut getiren bu yapı, Osmanlı klasik üslubunda süsleme Defter-i Hakani Binası yüzyıl Osmanlı üslubu hakimdir. Daha önce dış cephede Hobyar Mescidi çini kullanılmazken, 19. Yüzyılın son çeyreğinden itibaren kullanılmaya başlanmıştır (Batur 2003). Giriş kapısı üst tara- fında çini işlemeli olarak eski yazı ile “Posta Telgraf Neza- reti” yazılıdır. Hobyar Mescidi Vedat Tek’in yaptığı az sayıda caminin en bilineni, Postane binasına bağlı olan Hobyar Mescididir. Mescit, Eminönü’nde Sirkeci semtinde, Büyük Postahane Bina- sı için düzenlenen arka avlunun yüksek istinat duvarı üzerinde, 424 ada, 3 parselde, Aşir Efendi Caddesi ile Posta- Defter-i Hakani Binası Büyük Postane binası ne Sokağı kesişiminde yer almaktadır. Hobyar Mescidi

52 53 Mimar Vedat Tek Architect Vedat Tek Ümmügülsüm Erdoğan, Ebru Eynallı

lanılmıştır. Üst örtüsü, soğan kubbeye benzeyen yapının, düşmesi üzerine inşa ettirilmiştir. Beyaz mermerden yapı- ilk proje olan Kastamonu Hükümet Konağı projesinde gö- geniş saçakları ve ahşap payandaları dikkat çekmektedir. lan anıt, sade bir görünüme sahiptir. Yekpare mermerden rülen Osmanlı geleneksel mimarisinin klasik ögeleri, son- Mescidin tek şerefeli, silindir gövdeli minaresi, güneydoğu inşa edilen kare kaide üzerine oturan silindirik bir mermer- raki yapıtlarında sıkça başvurduğu unsurların işareti olarak köşesinde yer almaktadır. den oluşmaktadır (Onur 1988). Anıtın üstünde, İstanbul’un görülmektedir. Saat Kulesi, İzmit minareleri, İstanbul Üniversitesi’nin kapıları, Beyazıt Ku- Girişi öne çıkarılarak vurgulanan yapı, her iki köşesi Mimar Vedat’ın tasarladığı anıtsal yapılardan biri de lesi, bir uçak ve Mısır Piramitlerinin kabartma resimleri öne doğru çıkıntılıdır. Yapı, 80 cm.lik taş duvarlardan, iç İzmit’te bulunan saat kulesidir. Kule, Atatürk heykeli ile bulunmaktadır. Mermerin üzerinde yükselen ucu kırık bölme duvarlar ise tuğladan yapılmıştır (Onur 1988). Yapı- Küçük Saray arasında, 219 ada, 22 parselde yer almaktadır. sütun, havacılarımızın yarım kalan yolculuklarını simgele- nın bodrum katı, depo ve arşiv olarak, 1. Katı ise valilik katı Sultan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. Yıldönümü ne- mektedir. Kaideye işlenen tunç madalyalar ise, görevlerinin olarak tasarlanmıştır. Girişin üstü, valinin odası olarak gös- deniyle, 1902 yılında yaptırılmıştır (Onur 1988). başarıyla tamamlayıp Kahire’ye ulaşmaları halinde, onlara terilmektedir. Pencerelerin üstünde çini işçiliği göze çarp- verilecek madalyaların kopyasıdır. maktadır. Yapının cephesinde, basık kemerli, sivri kemerli ve dikdörtgen pencereler bir arada kullanılmıştır. Vedat Tek Evi

İstanbul, Nişantaşı, Vali Konağı Caddesi, 665 ada, 1 parselde yer alan yapı, Vedat Tek’in ikinci ikametgâhıdır. Giriş cephesinde 3 adet sivri kemerli pencere yer almakta- dır. Zemin kat ve teras katı ile birlikte 4 katlıdır. Girişi Vali Konağı Caddesinden sağlanan yapı, kesme taştan inşa edil- miştir. Girişin üstünde büyük bir rozet pencere yer almak- Liman Han giriş detayı tadır. Rozet pencerenin üstünde, korkuluklu küçük bir pen- Kastamonu Hükümet Konağı cere yer almaktadır. Yapının en belirgin kısmı, Vali Konağı Kastamonu merkezinde, 173 ada, 5 parselde yer alan Caddesi ile Süleyman Nazif Sokağın kesişiminde yer alan yapı, 1898 yılında inşa edilmiştir. Bir bodrum kat ve iki nor- balkonlardır. Balkonların mermer korkuluklarında baklava mal kattan oluşan yapı, kagirdir. Anıtsal nitelikte hazırladığı Kastamonu Hükümet Konağı (www.kastamonugazetecilercemiyeti.com). dilimi motifleri görülmektedir. Pencerelerin kemer alınlık- larında özel desenli çiniler dikkati çekmektedir.

Mesadet (Liman) Han Kaynakça Mimar Vedat’ın yaptığı ticari amaçlı yapılardan biri Batur 2003: A.Batur, M. Vedat Tek Kimliğinin İzinde Bir Mimar, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. de Eminönü merkezinde, Yalı Köşkü Caddesi’nde, 406 Derviş 1999: A.P.Derviş, Mimaride Vedat Tek Konutlarının İşlevsel Analizi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik ada, 24 parselde yer almaktadır. 1912 yılında inşa edilen Üniversitesi. yapı, Osmanlı padişahlarından Mehmet Reşat tarafından, Ekinci 2015 Selen Ekinci, I. Ulusal Mimarlık Dönemine Ait Yapıların Deneysel ve Sayısal Olarak Saat Kulesi, İzmit (www.en.wikigogo.com). oğullarına gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır (Onur İncelenmesi, İ.T.Ü. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Dört katlı olarak inşa edilen yapının, bir cephesinde gi- 1988). Oğullarının ölümünden sonra tek tek satılan odalar Gombrich 1995: E.H.Gombrich, Sanatın Öyküsü, İstanbul: Remzi Kitabevi. riş kapısı, diğer 3 cephesinde ise çeşme yer almaktadır. 4. nedeniyle, han bugün çok mülkiyetlidir. Kaboğlu 2010: Arzu Kaboğlu, Hobyar Mescidi, Marmara Üniversitesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul. Katında her cephede bir saat bulunan yapının, çatısında ise Yapı, betonarme karkastır. Duvarlar, dolgu tuğladan ya- Karahan 2007: 0.Karahan, Sabit Bey Hanı’nın Restorasyon Projesi, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik çan bulunmaktadır. pılmıştır. 4 katlı olan yapının, giriş katı yüksek tutulmuştur. Üniversites,İstanbul. Tayyare Şehitleri Anıtı Bu katta, asma katlı dükkânlar yer almaktadır. Binanın dış Kuban 2007: Doğan Kuban, Osmanlı Mimarisi, İstanbul: Yem Yayınları. cephesinde sivri kemerler, pencerelerin etrafında görülen Onur 1988: Tülin Onur, Mimar Vedat Tek Mimari Kişiliği ve Dönemin Mimarlık Sorunları, Yayınlanmamış Fatih’te, Fatih Belediyesi, yahut Kaymakamlığı önün- çiniler yapının dikkat çeken özelliklerindendir. Doktora Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü, deki Tayyare Şehitleri Anıtı, Vedat Tek’in eserlerindendir. Ankara. İstanbul’dan Kahire’ye gidecek uçakların, Şam yakınlarında Özkan 1973: Süha Özkan, Mimar Vedat Tek (1873-1942), Arkitekt Dergisi, Cilt:1973, Sayı 121-122, Ankara. Selçuk vd. 2007: S.Selçuk/Ş.Sönmezler, Vedat Tek ve Mimarlığı, Eyüp Sempozyumu VI, İstanbul. Sönmez 2007: Filiz Sönmez, İnşa Edilen Kimlik Düşü, Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Tarihi Lisansüstü Programı, Doktora Araştırmaları Sempozyumu V, Ankara. Yavuz vd. 2007: Yıldırım Yavuz/S.Özkan, Osmanlı İmparatorluğunun Son Yılları, Modern Türk Mimarlığı, Ankara: TMMOB. İstanbul Ansiklopedisi, Defteri Hakani Nezareti, C 8, S.118.

İnternet Kaynakçası

http://istanbul-2010.tr.gg/b.ue.y.ue.k-postane.htm

Tayyare Şehitleri Anıtı Liman Han Ön cephe (www.tures.com)

54 55