ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU TÜRK TARİH KURUMU YAYlNLAR! IV 1A-2-1.6. Dizi -Sayı I Erciyes Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Merkezi I. Uluslararası Selçuklu Sempozyum SELÇUKLU TARİHİ BİLİM VE DÜŞÜNCE (Bildiriler) 27-30 Eylü12010 Kayseri Yayına Hazırlayanlar Prof. Dr. M. Metin HÜLAGÜ Prof. Dr. Abdulkadir YUVALI Prof. Dr. Ali AKTAN Yrd. Doç. Dr. Erhan YOSKA Doç. Dr. Muhittin KAPANŞAHİN TÜRK TARİH KURUMl Ankara-2014 SELÇUKLULARIN DİNİ VE ASKERİ MERASİlvfLERİNDE MüZiK GELENEGİ SEBAHATIİN SİVRİKAYA* Milletierin hayatında, o milletin varlığını korumasında, devam ettir­ mesinde, geliştirmesinde ve güçlendirmesinde şüphesiz milli kültürün çok önemli bir yeri Bulunmaktadır. Milli kültür ise; bir milleti diğer milletler­ den ayıran yaşayış tarzı o millete has duygu ve düşünce birliğinin oluştur­ duğu ortak ruhtur. (Sivrikaya,2002: s.31) Müzik, milli kültürün temelini oluşturan en önemli dallardan birisi­ dir. Konuşma dilinin oluşmadığı dönemlerde çeşitli işaretlerle aniaşan ilk insanlar, tabiatta gördükleri olaylan ve varlıklan bir tala.m sesler çıkara­ rak, iki odunu birbirne vurarak ve hareket ederek taklit edip drama ya­ parlardı. Sonralan bu davranışlar, müzik ve çalgı ile birleşerek duygulann ve düşüncelerin anlatılınasına vasıta olmuştur. (Sivrikaya,2002:s.31) İlk önceleri bir motıvasyon aracı olarak ilkel törenlerir?-, dini ve siliri fa~yetlerin merkezinde oyunla birlikte yer alan müzik, dilin oluşumu ile birlikte ifade zenginliği kazandı. Toplu olarak yapılan ayinlerde ses ile birlikte yapılan bedensel hareketler, ölenin ruhunu dinlendirrnek ve kötü ruhlan kovmak, ölenin diğer canlılara verebileceği zararlan önlemek adı­ na yakılan ağıtlar, söylenen ilahiler ve türküler sbugünkü müzik geleneği­ nin temelini oluşturmuştur. (Sivrikaya,2002:s. 31) Müzik ilk insan toplum­ lannda ortaya çıkmış, din ve büyü ile ·ilgili fonksiyonlan olan tapınaklar­ da, dini tören ve şenliklerde 've doğayla mücadele ortamında oyunla bir­ likte gelişim göstermiştir. Türklerin hayatında müzik çok önemli bir yere sahiptir. İslamiyet öncesi Türk toplumlannda müzik aynı zamanda dini ve siliri faaliyetlerin, şaman törenlerinin merkezinde vücut bulur. Şiirle ınıısıkinin iç içe olduğu bu dönemlerde eski Türk toplumlannın Şölen, Sığın, Yuğ gibi dinsel tö- • Kırgızistan Türkiye Manas Üniversitesi, Konservaruan Md.Yrd, B~kek/ KIRGIZİS­ TAN. 288 SEBAHAITİN SİVRİKAYA renleri vardı. Kurban törenlerine "Şölen'~ genel sürgün avianna "Sığın',., yas törenlerine "Tuğ" adı verilirdi. (Demirsipahi,l975: s.l39) Altay Türk­ leri'nin "Kam", Yakutlar'ın "Qyun" , "Uyun" , Tonguzlar'ın "Şaman" , Oğuzlar'ın "Ozan", Kırgızlar'ın ve Kazaklar'ın "Baksı ", "Bahji" adını verdikleri sihirbaz, hekim, şair, müzisyen kişilikleri olan ruhani olağanüs ­ tü kişilerin bu törenlerde , savaş öncesi ve sonrası yapılan merasirnlerde, şaman ayinlerinin bütününde ayinleri ve törenleri yönettikleri, tef, davul, kopuz gibi çalgılar çaldıklan, bazen de bu ayinler sırasında ellerine aldık­ lan ucuna demir çubuklar ve parçalar geçirilmiş değneği sallayarak, bu değneklerden çıkan ahenkli seslerle birlikte bir taraftan ritmik hareketler yapıp, bir taraftan da ilahiler söyleyerek kitleleri heyecanlandırmak ve harekete geçirmek için şiir,müzik ve oyun gibi unsurlafın etkilerinden ve güçlerinden yararlandıkları görülür. (Sevengil, 1950: s.1 O) Eanarlı'ya göre; Türk Mılsilô 'sinin en eski şeklini de "bah§ı" ve "ozan"lann kopuzlarla çaldıkları nağmelerde aramak gerekir. (Banarlı, 1971 :s.279) Mı1silôyi temsil eden bu insanlar günümüzde bağlama, cura, bozuk gibi sazlann atası olan Tanbur, Pipa ve Kopuz denilen sazları ça• larak hakan saraylarında destanlar söylemişler, ordu içinde de askerlerin gayretlerini çalıp söyleyerek arttırmaya çalışmışlardır. (Köprülü, 1976 : s.11) Ayrıca Çin kaynaklarında da, H unlar' ın dini yaşantıları anlatılırken , Türklerin Çin Seddini aşan süvarilerini, davula benzer müzik aletleriyle savaşa teşvik ettikleri nakledilmektedir. (Köprülü, s. ll) Göktürkler Gök Tann'ya dua etmeden, dinsel ayin yapmadan savaşa gitmezlerdi. Savaş öncesi ve sonrası dinsel törenler yaparlardı. Bu tören• Ierin yöneticisi de Kam' lardı. Aynı merasimler Uygurlarda, Kırgızlarda da görülürdü. Bu dinsel merasimlerde Kanılar davullanyla baygın hale gelinceye kadar trans yapar, dualar eder, ilahiler söylerlerdi. Kam'lann bu dinsel ayinleri İslamiyet' le birlikte Karahanlıların dini törenlerinde ve Selçuklu tasavvuf adamlannın tekkelerde yapılan dini ayin ve merasirnle­ rinde müzik ve sema olarak İslami bir etki gösterir. Görüldüğü gibi, Türk topluluklannda şaman ve şaman ayinleri ile birlikte dini ve sihri faaliyetlerin merkezinde toplanan Türklerin müzikleri de tarihleri kadar eskidir. Altayhlar, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar dö• nemlerinde dinsel, törensel ve askeri müzik olarak gelişen Türk müzik kültürü, Karahanlılar Döneminde (840- 1212) İslamiyet'in topluca be­ nimsenmesi ve devletin resmi dini haline gelmesi ile yeni bir oluşum , de- DİN1 VE ASKERİ MESARİMLERDE MOZlK GELENEGt 289 ğişim, gelişim ve dönüşüm sürecine ginniştir.( http:/ /odtuktmt.com/7- genel.html/ e rişim tarihi 26/04/2010 T ürklerde İs l am 'ın yayılışı bir gönül meselesi olarak tezahhür etmiş ­ tir. H oca Ahmet Y esevi ve H orasan erenlerinin İslamiyet'in yayılmasında rolü çok büyüktür. Hoca Ahmed Y esevi, Horasan erenleri ile tekkelerde yetişen halk şairle ri, aşıklar ve ozanlar kopuzlanyla Oğuz menkibeleri, yani Oğuzların milli destaniamu çalıp söylüyorlardı. Bunlar ordularda, obalarda, kısaca her türlü toplantı yerlerinde mutlaka bulunuyorlardı. (Banarlı, 1971: s.276-277) Bu dönem boyunca Orta Asya'daki mfısiki hayatımız öncelikle Tür­ kistan'da gelişerek kendisini göstermiştir ... İlk Türk tarikati olan Yesevi' likte de vokai ve enstrümantal mfısiki ye müsamaha edilmesi nedeniyle, Hoca Ahmed Yesevı'ye bağlı müritler, irşat faaliyetlerini kopuz, rebah ve bağl ama gibi sazlanyla icra ederek devam ettirmişlerdir. Bu faaliyetlerde sesli (vokal) mfısikiye de enstrüman kullammına da temelde hayra kulla­ mlma amacı güdüldüğünden hor bakılmıyor, bilakis takdir görüyordu. Dolayısıyla bir takım dini içerik taşıyan şiirlerin bu sazlarla çalınıp söy• l enınesi ol ayı, Türk-İslam dünyasında, cami mfısikisi dışında ve tekke mfısikisi içerisinde değerlendirilen bir dini mfısiki çeşidini ortaya çıkarmış­ tır. ( Oztuna, TMA, 1 l/s.39) Hoca Ahmet Yesevı'nin maiyetinde yetişmiş, ondan ilim ve feyiz al­ mış saz şairleri ve mutasavvıf lôşilerin üstatlanndan alelıklan emir! e İslam­ 'ı tebliğ amacıyla yanlannda sazlan da olduğu halde Anadolu yörelerini adım adım dalaşmalan neticesinde, zaten buna yabancı olmayan Anado­ lu halkında din, saz, şiir üçlüsü konulannda bir sempati uyanclırmıştır. Kısaca esasta Hoca Ahmet Yesevı'ye dayanan birçok tarikat taraftarlan Anadolu'ya aralıksız olarak gelmişler ve H oca Ahmet Yesevı'nin şiir ve saz konusundaki tutumunu uygulamalı olarak bulunduklan yerlerde yayrnışlarclır. (Köprülü, 1976: ss. 163-179.) T asavvuf erbabının, tekke, dergah ve zaviyelerin ve orada icraat ya­ panlann İslam, sanat ve kültür anlayış tarzı da gün geçtikçe ulema, sufiye ve halk arasında böylece yayılıp gidiyordu. Hatta, Türkiye Selçuklu Dev­ leti kuwetlenerek birçok Türk-İslam merkezleri kurulunca, İslam memle­ ketlerinin umumi geleneklerine bağlı kalınarak, oralarda tekkeler meyda­ na geldi; etraftan gelen, veya orada yetişen dervişler, şeyhler Anadolu muhitinde de kuwetli bir tasavvuf cereyanı uyandırmaya muvaffak oldu- 290 SEBAHATTtNSnnliKAYA lar. Bilhassa Cengiz istilasından sonra, Türkistan ve İran'dan, • Harezm'den birçok mutasavvıf, alim, Cengiz istilası önünde batıdaki İs ­ lam memleketlerine çekildikleri sırada, birçoklan da Anadolu'ya yerleş­ mişler, yaşadıklan ülkelerdeki düşünce ve anlayışları da beraberinde ge­ tirmişlerdi. (Köprülü, s. 200) Görülüyor ki Anadolu müzik kültürü üzerindeki en önemli etkiyi Or­ ta Asya Türk kültürü ve inancı yapmıştır. Orta Asya Türkleri'nin kendile- ' rine verimli topraklar arama ve yeni vatanlar edinme çabalan, sürekli hareket halinde olan bir toplum olmaları, göçler, savaşlar, fiitühat, Sel­ çuklu hakimiyeti ve Anadolu'ya gelip yerleşen Türk boylarının irıanç ve kültür sistemlerini Anadolu'ya taşımaları, Orta Asya'dan gelen kültür dalgalannın yayılması, ticaret yollan, sosyal ve kültürel ilişkiler , asker ve kültür ocakları, dervişler, ozanlar, çalgıcılar, Anadolu müzik kültürü üze• rindeki en önemli etkiyi oluşturmuş; Anadolu müzik kültürünün gelişme­ sinde büyük rol oynamıştır. Selçuklulann Dini Merasimlerinde Müzik Gel eneği Türk müziğinin yayıldığı, yeni konular ve özellikler kazandığı en tij.­ namik dönem Selçuklular Dönemi' dir. Selçuklular Devri, her bakımdan Türk Tarihi'nin ihtişamla birlikte yürüyen en hareketli dönemidir. (http:/ /www.kultur.gov.tr /TR/Genel!BelgeGoster.aspx? F6E 1OF88924 33CFF7E7F2B691D9F0097272E3DAA94 7 4FE51) Orta-Batı Asya'da kurulmuş en güçlü Türk devleti olan Büyük Sel­ çuklular döneminde (1040-1157) Türk müziği, eski pentatonik-modal sınırlılığı genişleterek makamsal nitelik kazanma yoluna girmiş, dinsel müzik "kam" (şaman) müziğinden tekke müziğine dönüşmeye başlamıştır. Büyük Selçukluların İran ve Irak'ı ele geçirmesi sonucunda, Türk, İran ve Arap müziklerinin etkileşmesi, birçok yönden kaynaşmaya da yol açmış­ tır. (Turan,l999: s. 395) Ön Asya'ya tamamen yayılıp, kuvvetli bir devlet kuran Batı Anadolu Selçuklulan'nda musiki sanatı ve kültürü büyük rağ­ bet görerek gelişme göstermiştir. Türk Kültür Tarihçisi Prof Bahaeddin Ögel' e göre; "Selçuklular arasında görülen sazlar büt:Un Türk Dünyası'nda, Altay Dağlan'nın kuze­ yindeki hatta Tundralardaki
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages28 Page
-
File Size-