John Zerzan John Zerzan 1944 yılında ABD'nin Oregon kenti yakınların­ da küçük bir kasabada doğdu. Stanford Üniversitesi Siyasal Bi­ limler Fakültesi'ni bitiren Zerzan, daha sonra San Francisco Eyalet Üniversitesinin tarih bölümünden mezun oldu. Üni­ versite öğrenciliği yıllarında devrimci faaliyetlere katılan ve Vietnam Savaşı karşıtı eylemlerinden dolayı kısa bir süre hapis yatan Zerzan, daha sonra akademik çevreleri terk edip, kamyon şoförü ve marangoz olarak San Francisco bölgesindeki sendikal çalışmalar içinde yer aldı. Bundan sonrasını Zerzan'ın kendi an­ latımından aktaralım: "O global mücadele günlerinin yenilgiye uğramasından son­ ra, bir kısmımız, yavaş yavaş 60'lı yıllardaki yükselişin sınırlı­ lığını fark etmeye başladık. Sisteme yönelik eleştirimizin ye­ terince derin olmadığını kısa bir süre sonra daha iyi anladım. Devrim olgusunu sorgulamaya başladığım 70'li yıllarla birlikte, sanayileşmenin kökeni ve teknolojinin doğası üzerinde yoğun­ laşan tarih çalışmalarıma başladım. Modern tarih üzerine yap­ tığım çalışmalar 80'li yıllardan sonra yerini giderek antropolojik çalışmalara bıraktı. İşte bu dönemde yabancılaşmanın ve uygar­ lığın kökenlerine inerek, zaman, dil, sayılar, sanat ve tarım üze­ rinde yoğunlaşmaya başladım." Halen ABD'nin Eugene kentinde yaşayan Zerzan, bir bütün olarak uygarlığı ve sembolik kültürü sorgulayan genel çalışma­ larının yanı sıra, yerel anarşist hareket içinde de aktif bir şekil­ de yer almaktadır. Amerika'daki başlıca anarşist yayınlardan biri olan Anarchy dergisinin sürekli yazarları arasında olan Zer­ zan'ın diğer çalışmaları şunlardır: Elements Of Refusal (1988); Alice Carnes ile birlikte derlediği Questioning Technology (1988); Against Ciuilization (1999); Running on Emptiness: The Patho­ logy of Ciuilization (2002); Makinelerin Alacakaranlığı (2008). Ben Afrika'da kanat çırpan kelebeğin KuzeyAmerika'da yarattığı kasırgayı istiyorum. Ben kaos istiyorum! Gelecekteki İlkel John Zerzan İngilizce'den Çeviren: CemalAtila Kitabın Özgün Adı ve Basımı: Future Primitive, Autonomedia&Anarchy, New York, 1994 2, 3, 4, 5, ve 6. bölümler, yazarın Elements of Re{ıısal adlı kitabının C.A.L. Press, Columbia, 1999 baskısından alındı. "Gelecekteki İlkel" bölümünü redakte eden Sayın Sibel Özbudun'a, "Tonalite ve Totalite" bölümünü redakte eden Sayın Halil Turhanlı'ya teşekkür ederiz. Kaos Yayınlan: 19 1. Baskı: Nisan 2000, İstanbul 5. Baskı: Aralık 2013, İstanbul Kapak Resmi: Jerome Bosch, Dünyevi Zevkler Bahçesi Kapak Tasarım-Uygulama: Metin Tekeroğlu Yayıma Hazırlayan: Kaos Baskı: Sena Ofset Ambalaj, Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi B Blok Kat: 4 No. 20 Topkapı-İstanbul Sertifika No: 12064 Kaos Yayınlan Sertifika No: 21440 Ferid.iye Cd. No. 2111 Fidan Apt. Taksim-İstanbul Tel: (212) 297 38 75 www.kaosyayinlari.com [email protected] ISBN 978-975-7005-39-1 John Zerzan Gelecekteki İlkel Çeviren: Cemal Atila içindekiler türkçe baskıya önsöz 1. kısım: denemeler gelecekteki İlkel -11 zamanın başlangıcı, zamanın sonu -43 dil: kökeni ve anlamı -65 sayı: kökeni ve evrimi -83 tarım -109 gerçeklik sanata karşı -131 tonalite ve total ite - 145 kitleselleşen sıkıntı psikolojisi -171 postmodernizm felaketi -198 2. kısım: nihilistin sözlüğü �hoşçuluk -235 noloji -237 tür -240 banıl -243 ölümü -246 ilerleme - 2 5 O yapay zeka, yapay yaşam -253 cemaat -256 toplum -259 bir devlet düşmanı ile röportaj -263 notlar -282 kaynakça -295 yayımcının notu Elinizdeki kitap, yazarın Future Primi­ tive (Gelecekteki İlkel) adlı kitabının çevi­ risidir. Ancak, yazarın da onayım alarak Elements of Refusal (Reddedişin Unsurları) adlı kitabından "Zamanın Başlangıcı, Za­ manın Sonu", "Dil: Kökeni ve Anlamı", "Sayı: Kökeni ve Evrimi", "Tarım", "Ger­ çeklik Sanata Karşı" başlıklı beş bölümü, konuyla bağlantılı olmalarından ötürü bu kitaba ekledik. Aynca, Zerzan'ın çalışma­ larının ABD'de yarattığı yankıyı ve genel eleştirilere verdiği yanıtlan içermesi bakı­ mından ilginç olan bir röportajı da kitabın sonuna eklemeyi uygun bulduk. Future Primitive'in orijinal baskısında, metnin içinde paranteze alınarak verilmiş ve anılan çalışmaların kim tarafından ya da hangi yılda yapıldığına ilişkin kısa not­ ları, okumayı zorlaştırdığı düşüncesiyle, numara vererek sayfa altına aldık. Bu e­ serlere ilişkin detaylı bilgi, kitabın sonun­ daki kaynakçada bulunabilir. türkçe baskıya önsöz İlk kez 1990'lı yıllarda İngilizce olarak yayımlanan bu ça­ lışmalarımın şimdi de Türkiyeli okurla buluşmasından ötürü son derece sevinçliyim. İleriki sayfalarda okuyacağınız yazı­ lar, yaşadığımız krizin derinleşmesiyle birlikte giderek daha fazlagüç toplayan İlerleme karşıtı büyük bir muhalif hareke­ te sunulan küçük katkılardır. İçinde bulunduğumuz genel durum kötüleştikçe, bizler de giderek daha fazla olguyu sorgulamaya başlıyoruz. Artık da­ yanılmaz bir düzeye ulaşmış olan toplumsal koşullar, sorun­ ların kaynağını görebilmek için, çok daha derinlere bakma­ mızı gerektiriyor. Bu seçkide savunmaya çalıştığım düşünce­ lerin odak noktası, günümüzün globalleştirici kültürü içinde yaşamın dehşet verici bir Ölüm Bölgesi haline getirilmesinin nedenlerinin ve çözümlerinin bir hayli derinlerde olduğu ger­ çeğidir. Tekno-sermaye tarafından yaratılan ve her şeyi silip sü­ püren Mega-makinanın kökeni, bana kalırsa, bizzat uygarlı­ ğın kendisine, işbölümü ve evcilleştirme mantığından doğan ilerleme saplantısına dayanmaktadır. Böyle bir temele sahip olan sembolik� kültürün kendisi, sonuçlarını görmekten artık hiçbir şek"lde kaçınamayacağımız İlerleme virüsünün baş­ langıcı olsa erek. Tartışmaya açık olan bu görüşlerimin, gü­ nümüzün s ·züm ona "gelişmekte olan" toplumunun kapıldığı ölüm yürü üşünün dayanaklarını ortaya çıkarması bakımın­ ' dan bir işe yaramasını umuyorum. Bitki ve hayvan nesillerinin hızla tükenmesi, ozon delik­ leri, global ısınma, dünyadaki yağmur ormanlarının ortadan kaldırılması -ki 1998'te Honduras'ta yaşanan felaket bunun ne anlama geldiğini gözler önüne sermiştir- ve hızla artan genel bir çevresel zehirlenme; tüm bunlar, öngörülebilir kriz silsilesinin yalnızca birkaç öğesidir. 6 Batı toplumlarında toplumsal yaşam alanlan günbegün hiper-yabancılaşmanın yeni zirvelerine erişmektedir. Sana­ yileşmiş ülkelerde baş gösteren ciddi ve yıkıcı bunalımın bo­ yutları, her on yılda bir ikiye katlanmaktadır. ABD'de genç­ ler arasındaki intihar oram son otuz yıl içinde üç katına çı­ karken, aynı dönemdeki sosyal ve siyasal katılım hızlı bir şe­ kilde baş aşağı gitmiştir. Yalnızlık, anlamsızlık ve huzursuz­ luk duygulan giderek derinleşmekte, birbirinden çarpıcı ci­ nayet serüvenleri olağan olaylar haline gelmekte ve bu olgu­ lar eskiden şiddetin pek yaygın olmadığı toplumlarda da ar­ tık karşımıza çıkmaktadır. Postmodernizmin derin sinikliği her yam sarmakta ve toplumun hiçbir kurumu, göstermelik bir sadakatten başka bir işe yaramamaktadır. Bu toplumsal acılar listesini uzatmak elbette zor değil. Bireysel düzleme gelince, ruhsal sıkıntılar tarihin hiçbir döneminde bugünkü kadar yoğun olmamıştır. Yepyeni psiko­ sosyal histerik sendromlar, geleceğe ilişkin tüm umutlarını yi­ tirdikleri için zaten çöküntü içinde olan insanları, bir veba salgım gibi kırıp geçirmektedir. Yukarda sözünü ettiğim yo­ ğun bunalıma, kronik yorgunluk sendromu, beslenme bozuk­ lukları ve panikten kaynaklanan ani saldırganlık gibi hasta­ lıklar eşlik etmektedir. Toplumsal alanın, karşı durulmaz bir şekilde kötüleşen bir alana dönüştüğü böyle bir çağda, çarpı­ cı bir içe kapanma eğilimi ortaya çıkmıştır. Mevcut krizi da­ ha da derinleştirmekten başka bir işe yaramayan bu kaçışın yöneldiği sağlıksız alanların başında çeşitli tarikatlar, kök­ tendincilik ve tüketim çılgınlığı gelmektedir. Öte yandan, yeni bir direniş biçiminin de filizlenmeyebaş­ ladığını düşünüyorum; dayanılmaz güncelliğimizin tam da or­ ta yerinde uç vermeye başlayan bu direniş, hedef tahtasına, yegane gerçek sorun olan mevcut totaliteyi koymuştur. Red ve inkar bu ölüm yürüyüşünü ancak buraya kadar gizleyebi­ lirdi. Nitekim, eğer mevcut toplumsal tablo rahattan ve huzur­ dan ibaret olsaydı, bunca mutsuzluk açığa çıkar mıydı hiç? Belki de en büyük umudumuz bu mutsuzluğun fark edilme­ sidir ve gerçekliğin bu yeni şafağı, Kirkpatrick Sale'in deyimiy­ le, geleceğe karşı savaşan isyancılar olmamızı gerektiriyor. 7 Teknolojik yaşamın kanseri her zamankinden çok daha çarpıcı bir şekilde ortaya çıktığı ve çocuklarımız için otantik yaşam tarzından geriye hiçbir şeyin kalmayacağı artık iyice anlaşıldığı için, olup bitenlere seyirci kalmak artık mümkün değil. Bu basit nedenden dolayı, dostlarımızın ve müttefikle­ rimizin farklı kesimlerden çıkması pekala da mümkündür: Bu yelpaze, kent yoksullarından tutun da geleneksel yaşam tarzını savunan dostlara, radikal İslamcılar'dan tutun da çe­ şitli aydınlara kadar genişletilebilir. Yıkıcı bütünü bu dost ve müttefiklerle birlikte anlayabilir ve onu tamamen ortadan kaldırma gerekliliği üzerinde anlaşabiliriz. İnsanlık binlerce kuşak boyunca hiyerarşi ve tahakküm olmaksızın yaşadı. Bu bütünlük dönemi hakkında artık daha belirgin bir tabloya sahibiz ve bugünkü hesaplaşma için o yaşamın yansımalarından yararlanabiliriz. Kısa bir süre ön­ ce bilgisayar sistemlerinde baş gösteren 2000 yılı (Y2K) soru­ nu ve tamamen iç içe geçerek globalleşmiş bir ekonomik sis­ temin kırılganlığı, karşı karşıya olduğumuz Canavarın, as­ lında sandığımız kadar güçlü olmadığını birdenbire gözler ö­ nüne sermektedir. Her şeyin ortaya sürüleceği ve koca bir dünyanın kazanılacağı, muazzam ve nihai bir hesaplaşma a­ nına yaklaşmakta olduğumuza inanıyorum. John Zerzan Eugene, Şubat
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages305 Page
-
File Size-