OSMANLI TÜRKÇESİ SÖZLÜĞÜ Prof. Dr. Mehmet KANAR www.webturkiyeforum.com 1 www.webturkiyeforum.com A ünlem edatı ey, hey. 2.iki kelimenin arasına girerek, anlamı.1 [ﺁ] (.â (F pekiştiren yeni kelimeler türetmeye yarayan orta ek. .düşmanlar [اﻋﺪا] (.a’dâ (A .sayılar [اﻋﺪاد] (.a’dâd (A .engel [ﻋﺎﺋﻖ] (.â’ik (A .en yüksek, en yüce [اﻋﻠﯽ] (.a’lâ (A .otlar [ﺁﻻف] (.a’lâf (A .hastalıklar. 2.sebepler.1 [اﻋﻼل] (.a’lâl (A .bayraklar. 2.özel isimler.1 [اﻋﻼم] (.a’lâm (A .en iyi bilen [اﻋﻠﻢ] (.a’lem (A .kör [اﻋﻤﯽ] (.a’mâ (A .derinlikler [اﻋﻤﺎق] (.a’mâk (A .işler, ameller, davranışlar [اﻋﻤﺎل] (.a’mâl (A .ömürler. 2.yaşlar.1 [اﻋﻤﺎر] (.a’mâr (A .yani [اﻋﻨﯽ] (.a’nî (A .Araplar, çöl arapları [اﻋﺮاب] (.a’râb (A .çöl arabı [اﻋﺮاﺑﯽ] (.a’râbî (A .belirtiler [اﻋﺮاض] (.a’râz (A 2 .sinirler [اﻋﺼﺎب] (.a’sâb (A .yüz yıllar [اﻋﺼﺎر] (.a’sâr (A .öşür vergileri, onda birler [اﻋﺸﺎر] (.a’şâr (A .ondalık [اﻋﺸﺎری] (.a’şârî (A .yamuk, eğri büğrü [اﻋﻮج] (.a’vec (A .tek gözlü [اﻋﻮر] (.a’ver (A .bayramlar [اﻋﻴﺎد] (.a’yâd (A .ileri gelenler, eşraf, sosyete. 2.gözler.1 [اﻋﻴﺎن] (.a’yân (A .gözler. 2.pınarlar.1 [اﻋﻴﻦ] (.a’yün (A .üyeler. 2.organlar.1 [اﻋﻀﺎ] (.a’zâ (A .en büyük [اﻋﻈﻢ] (.a’zam (A .su. 2.deniz. 3.ırmak. 4.tükürük. 5.özsuyu. 6.ter. 7.döl suyu.1 [ﺁب] (.âb (F 8.sidik. 9.parlaklık. 10.yüzsuyu. 11.letafet, hava. .Ağustos [ﺁب] (.âb (F .meni; 2.bitkilerin yetişmesine neden olan su.1 [ﺁب ﺁﺑﺴﺘﻨﯽ] âb -ı âbistenî .adalet suyu; 2.doğruluğun bereketi.1 [ﺁب ﻋﺪاﻝﺖ] âb -ı adâlet .kızıl su. 2.kırmızı şarap. 3.gözyaşı.1 [ﺁب اﺣﻤﺮ] âb -ı ahmer .ateşli su; 2.kırmızı şarap; 3.gözyaşı.1 [ﺁب ﺁﺕﺸﻴﻦ] âb -ı âteşîn .kızıl su. 2.gözyaşı, kanlı gözyaşı.1 [ﺁب ﺑﺎدﻩ رﻥﮓ] âb -ı bâdereng .üzüm suyu. 2.şarap.1 [ﺁب اﻥﮕﻮر] âb -ı engûr .meyhane suyu) şarap) [ﺁب ﺧﺮاﺑﺎت] âb -ı harâbât .cennet suyu, 2.şarap.1 [ﺁب ﮐﻮﺛﺮ] âb -ı kevser .vantrolog [ﻋﺒﻌﺎب] (.ab’âb (A 3 .kaba yün kumaş. 2.aba.1 [ﻋﺒﺎ] (.abâ (A .babalar. 2.gezegenler.1 [ﺁﺑﺎء] (.âbâ’ (A .ebedler [ﺁﺑﺎد] (.âbâd (A .bayındır, mamûr [ﺁﺑﺎد] (.âbâd (F âbâd etmek/eylemek 1.mamûr etmek. 2.zenginleştirmek. 3.huzur vermek. âbâd olmak 1.mamûrlaşmak. 2.zenginleşmek. 3.huzura kavuşmak. .bayındır [ﺁﺑﺎدان] (.âbâdân (F .bayındırlık [ﺁﺑﺎداﻥﯽ] (.âbâdânî (F .bayındırlık. 2.ince Hint kağıdı.1 [ﺁﺑﺎدی] (.âbâdî (F .develer [ﺁﺑﺎل] (.âbâl (A .Âbân ayı [ﺁﺑﺎن] (.âbân (F .abalı. 2.derviş. 3.yoksul.1 [ﻋﺒﺎﭘﻮش] (.abâpûş (A.-F .kuyular [ﺁﺑﺎر] (.âbâr (A .su kabı [ﺁﺑﺠﺎﻡﻪ] (.âbcâme (F .peştemal [ﺁﺑﭽﻴﻦ] (.âbçîn (F .kul. 2.köle.1 [ﻋﺒﺪ] (.abd (A .su kabı. 2.mesane.1 [ﺁﺑﺪان] (.âbdân (F sulu. 2.parlak. 3.hoş.1 [ﺁﺑﺪار] (.âbdâr (F .bön. 2.âciz.1 [ﺁﺑﺪﻥﺪان] (.âbdendân (F .abdest. 2.paylama.1 [ﺁﺑﺪﺱﺖ] (.abdest (F .tuvalet. 2.abdest alınan yer.1 [ﺁﺑﺪﺱﺘﺨﺎﻥﻪ] (.abdesthâne (F abdestlik (F.-T.) kısa cübbe. .sulu. 2.cıva.1 [ﺁﺑﮏ] (.âbek (F 4 .saçma, abes [ﻋﺒﺚ] (.abes (A .kristal. 2.kadeh. 3.sürahi. 4.ayna. 5.gözyaşı.1 [ﺁﺑﮕﻴﻨﻪ] (.âbgîne (F .havuz. 2.su birikintisi.1 [ﺁﺑﮕﻴﺮ] (.âbgîr (F .su rengi. 2.mavi.1 [ﺁﺑﮕﻮن] (.âbgûn (F .nergis. 2.zerrinkadeh çiçeği. 3.yasemin.1 [ﻋﺒﻬﺮ] (.abher (A .büyük dalga [ﺁﺑﺨﻴﺰ] (.âbhîz (F .nasip [ﺁﺑﺨﻮرد] (.âbhord (F .yüzsuyu [ﺁﺑﺮو] (.âbırû (F .mavi [ﺁﺑﯽ] (.âbî (F .ibadet eden. 2.erkek adı.1 [ﻋﺎﺑﺪ] (.âbid (A .kullar. 2.köleler.1 [ﻋﺒﻴﺪ] (.abîd (A .anıtlar [ﺁﺑﺪات] âbidât .anıt [ﺁﺑﺪﻩ] (.âbide (A .anıtsal [ﺁﺑﺪوی] (.âbidevî (A .su çiçeği. 2.sivilce. 3.su kabarcığı.1 [ﺁﺑﻠﻪ] (.âbile (F .yaya [ﻋﺎﺑﺮ] (.âbir (A .gebe [ﺁﺑﺴﺘﻦ] (.âbisten (F .döl yatağı [ﺁﺑﺴﺘﻨﮕﺎﻩ] (.âbistengâh (F .sulama yeri. 2.nasip.1 [ﺁﺑﺸﺨﻮر] (.âbişhor (F .saka. 2.ayyaş.1 [ﺁﺑﮑﺎر] (.âbkâr (F .saka, su çeken. 2.kevgir.1 [ﺁﺑﮑﺶ] (.âbkeş (F .abanoz [ﺁﺑﻨﻮس] (.âbnûs (F .su yolu, kanal [ﺁﺑﺮاﻩ] (.âbrâh (F 5 .alacalı [اﺑﺮش] (.abraş (A .tuvalet. 2.ıbrık.1 [ﺁﺑﺮیﺰ] (.âbrîz (F .çağlayan [ﺁﺑﺸﺎر] (.âbşâr (F .somurtkan [ﻋﺒﻮس] (.abûs (A .iklim [ﺁب و هﻮا] (.âbühava (F.-A .su kaynağı. 2.gözyaşı.1 [ﺁﺑﺰﻩ] (.âbzih (F .fildişi [ﻋﺎج ] (.âc (A .ılgın ağacı [ﺁج] (.âc (F .tuhaf, ilginç, acaip [ﻋﺠﺎﺋﺐ] (.acâib (A .alelacele [ﻋﺠﺎﻝﺔ] (.acâleten (A .tuhaflık. 2.acaba.1 [ﻋﺠﺐ] (.aceb (A .acaba [ﻋﺠﺒﺎ] (.acebâ (A .acele [ﻋﺠﻠﻪ] (.acele (A .çarçabuk, alelacele [ﻋﺠﻠﺔ] (.aceleten (A .arap olmayan. 2.İranlı, acem.1 [ﻋﺠﻢ] (.acem (A .Türk mûsikisinde bir makam [ﻋﺠﻢ ﻋﺸﻴﺮان] (.acemaşîran (A acemce (A.-T.) Farsça. .deneyimsiz, acemi. 2.İranlı.1 [ﻋﺠﻤﯽ] (.acemî (A .İran [ﻋﺠﻤﺴﺘﺎن] (.acemistan (A.-F .deneyimsizler. 2.İranlılar.1 [ﻋﺠﻤﻴﺎن] (.acemiyân (A.-F .düşkünler, âcizler [ﻋﺠﺰﻩ] (.aceze (A .tuhaf, acayip, ilginç [ﻋﺠﻴﺐ] (.acîb (A .şaşılacak şey [ﻋﺠﻴﺒﻪ] (.acîbe (A 6 .acil [ﻋﺎﺝﻞ] (.âcil (A .derhal, acil olarak [ﻋﺎﺝﻼ] (.âcilen (A .macun, yoğurulmuş [ﻋﺠﻴﻦ] (.acîn (A .aciz. 2.ben.1 [ﻋﺎﺝﺰ] (.âciz (A .acizce. 2.alçakgönüllüce.1 [ﻋﺎﺝﺰاﻥﻪ] (.âcizâne (A.-F .acizlik [ﻋﺎﺝﺰی] (.âcizî (A.-F .acizlik [ﻋﺎﺝﺰیﺖ] (.âciziyyet (A âcizleri (A.-T.) bendeniz, ben. .aceleci [ﻋﺠﻮل] (.acûl (A .acele acele [ﻋﺠﻮﻻﻥﻪ] (.acûlâne (A.-F .kocakarı. 2.cadı.1 [ﻋﺠﻮز] (.acûz (A .kocakarı. 2.cadı.1 [ﻋﺠﻮزﻩ] (.acûze (A .tuğla. 2.kiremit.1 [ﺁﺝﺮ] (.âcür (F .acizlik, çaresizlik, bir şey yapamama [ﻋﺠﺰ] (.acz (A .edepler, terbiyeler. 2.yol yordam.1 [ﺁداب] (.âdâb (A .kaslar [ﻋﻀﻼت] (.adalât (A .kas. 2.kaslar.1[ﻋﻀﻠﻪ] (.adale (A .adalet [ﻋﺪاﻝﺖ] (.adâlet (A .adil, adaletli [ﻋﺪاﻝﺘﮑﺎر] (.adaletkâr (A.-F .âdetler, alışkanlıklar [ﻋﺎدات] (.âdât (A .düşmanlık [ﻋﺪاوت] (.adâvet (A adâvet etmek/eylemek düşmanlık gütmek. .sayma, görme, değerlendirme, kabul etme [ﻋﺪ] (.add (A 7 addedilmek sayılmak, görülmek, değerlendirilmek. addetmek/eylemek saymak, görmek, değerlendirmek. addolunmak sayılmak, kabul edilmek. .sayı [ﻋﺪد] (.aded (A .sayıca [ﻋﺪدا] (.adeden (A .sayısal [ﻋﺪدی] (.adedî (A .ilk insan, Adem Peygamber. 2.insan, adam.1 [ﺁدم] (.âdem (A .yokluk, bulunmama, adem [ﻋﺪم] (.adem (A .başarısızlık [ﻋﺪم ﻡﻮﻓﻘﻴﺖ ] adem -i muvaffakiyet .dengesizlik [ﻋﺪم ﻡﻮازﻥﺖ ] adem -i muvazenet ..uymama [ﻋﺪم رﻋﺎیﺖ ] adem -i riâyet .uzlaşamama, bir araya gelememe [ﻋﺪم ﺕﺄﻝﻴﻔﻴﺖ ] adem -i te’lîfiyet .ilgisizlik [ ﻋﺪم ﺕﻮﺝﻪ] adem -i teveccüh .yokluk ülkesi [ﻋﺪم ﺁﺑﺎد] (.ademâbâd (A.-F .yamyam, insan yiyen [ﺁدم ﺧﻮار] (.âdemhâr (A.-F .insanoğlu. 2.insanlık.1[ﺁدﻡﯽ] (.âdemî (A.-F .insanlar [ﺁدﻡﻴﺎن] (.âdemiyân (A.-F .insanlık. 2.adamlık.1 [ﺁدﻡﻴﺖ] (.âdemiyyet (A .mercimek [ﻋﺪس] (.ades (A .mercek [ﻋﺪﺱﻪ] (.adese (A .alışkanlık, âdet [ﻋﺎدت] (.âdet (A .basbayağı [ﻋﺎدﺕﺎ] (.âdeta (A .âdet olarak, geleneklere göre [ﻋﺪﺕﺎ] (.âdeten (A 8 .kurbanlar [اﺽﺤﯽ] (.adhâ (A .sıradan, âdi, değersiz [ﻋﺎدی] (.âdi (A .birçok [ﻋﺪیﺪ] (.adîd (A .birçok [ﻋﺪیﺪﻩ] (.adîde (A .adaletli [ﻋﺎدل] (.âdil (A .eşit, denk [ﻋﺪیﻞ] (.adîl (A .adilce [ﻋﺪﻻﻥﻪ] (.âdilâne (A.-F .yok olan [ﻋﺪیﻢ] (.adîm (A .imkânsız [ﻋﺪیﻢ اﻻﻡﮑﺎن] (.adîmülimkân (A .alışılmış, sıradan [ﻋﺎدیﻪ] (.âdiye (A .adalet [ﻋﺪل] (.adl (A .kenarlar [اﺽﻼع (.adlâ’ (A .adalet ile ilgili [ﻋﺪﻝﯽ] (.adlî (A .mahkeme, adliye [ﻋﺪﻝﻴﻪ] (.adliyye (A .cennet [ﻋﺪن] (.adn (A .düşman [ﻋﺪو] (.adû (A .ufuklar [ﺁﻓﺎق] (.âfâk (A .nesnel. 2.şuradan buradan konuşma.1 [ﺁﻓﺎﻗﯽ] (.âfâkî (A .afetler, belalar [ﺁﻓﺎت] (.âfât (A .yaratık, yaratılmış, mahluk [ﺁﻓﺮیﺪﻩ] (.âferîde (F .yaratan, Tanrı [ﺁﻓﺮیﺪﮔﺎر] (.âferîdgâr (F .bravo, çok yaşa, aferin [ﺁﻓﺮیﻦ] (.âferîn (F .yaratan [ﺁﻓﺮیﻦ] (.âferîn (F 9 .yaratıcı [ﺁﻓﺮیﻨﻨﺪﻩ] (.âferînende (F .yaratılış [ﺁﻓﺮیﻨﺶ] (.âferîniş (F .afet, bela, felaket. 2.güzel sevgili.1 [ﺁﻓﺖ] (.âfet (A .can belası. 2.güzel.1 [ﺁﻓﺖ ﺝﺎن ] âfet -i cân .güzel, dilber.1 [ﺁﻓﺖ دوران ] âfet -i devrân .afet getiren [ﺁﻓﺖ اﻥﮕﻴﺰ] (.âfetengîz (A.-F .bela getiren [ﺁﻓﺖ رﺱﺎن] (.âfetresân (A.-F .belaya uğramış, afet görmüş [ﺁﻓﺖ زدﻩ] (.âfetzede (A.-F .iffetli [ﻋﻔﻴﻒ] (.afîf (A .batan. 2.görünmez olan.1 [ﺁﻓﻞ] (.âfil (A .güneş [ﺁﻓﺘﺎب ] (.âfitâb (F güzel yüzlü, parlak yüzlü, yüzü güneş gibi [ﺁﻓﺘﺎب ﺝﻤﺎل ] (.âfitâbcemâl (F.-A parlayan, sevgili, maşuk. .esenlik [ﻋﺎﻓﻴﺖ] (.âfiyet (A âfiyet bulmak sağlığına kavuşmak. .afiyet verici [ﺁﻓﻴﺖ ﺑﺨﺶ ] afiyetbahş .Afrika kıtası [اﻓﺮیﻘﺎ] (.afrika (A .büyü, efsun [اﻓﺴﻮن] (.afsun (F .güneş [ﺁﻓﺘﺎب] (.âftâb (F .ıbrık, su kabı [ﺁﻓﺘﺎﺑﻪ] (.âftâbe (F .güneş alan, güneş gören [ﺁﻓﺘﺎﺑﮕﻴﺮ] (.âftâbgîr (F .güneşlik [ﺁﻓﺘﺎﺑﯽ] (.âftâbî (F .parlak yüzlü [ﺁﻓﺘﺎب رو] (.âftâbrû (F 10 .bağışlama, af [ﻋﻔﻮ] (.afv (A .haberdar [ﺁﮔﺎﻩ] (.âgâh (F âgâh etmek haberdar etmek. âgâh olmak haberdar olmak. .haberdarlık [ﺁﮔﺎهﯽ] (.âgâhî (F .haberdar [ﺁﮔﻪ] (.âgeh (F .haberdarlık [ﺁﮔﻬﯽ] (.âgehî (F .dolu [ﺁﮔﻴﻦ] (.âgîn (F .kucak [ﺁﻏﻮش] (.âgûş (A .kışkırtma [ﺁﻏﺎﻝﺶ] (.âğâliş (F .ağalar [ﺁﻏﺎیﺎن] (.ağayân (T.-F .başlama. 2.başlangıç.1 [ﺁﻏﺎز] (.âğâz (F .kalın kafalılar [اﻏﺒﻴﺎ] (.ağbiyâ (A .bulaşmış, bulanık [ﺁﻏﺸﺘﻪ] (.âğişte (F .boyunduruklar. 2.zincirler.1 [اﻏﻼل] (.ağlâl (A .hatalar [اﻏﻼط] (.ağlât (A .çoğunlukla, genellikle, sık sık [اﻏﻠﺐ اﺣﺘﻤﺎل] (.ağleb [(A .büyük bir ihtimalle, büyük bir olasılıkla [اﻏﻠﺐ اﺣﺘﻤﺎل] ağleb -i ihtimâl .en zengin [اﻏﻨﯽ] (.ağnâ (A .koyunlar [اﻏﻨﺎم] (.ağnâm (A .zenginler [اﻏﻨﻴﺎ] (.ağniyâ (A .şarkılar [اﻏﻨﻴﻪ] (.ağniye (A .fidanlar [اﻏﺮاس] (.ağrâs (A 11 .maksatlar [اﻏﺮاض] (.ağrâz (A .dallar [اﻏﺼﺎن] (.ağsân (A .perdeler. 2.zarlar.1 [اﻏﺸﻴﻪ] (.ağşiye (A .yabancılar [اﻏﻴﺎر] (.ağyâr (A .kardeş. 2.dost.1 [اخ] (.ah (A .feryat etme, feryat. 2.ilenme.1 [ﺁﻩ] (.âh (F âh almak biri tarafından kendisine ilenilmek. .âh edip inleme [ﺁﻩ و زار ] âh ü zâr .birler [ﺁﺣﺎد] (.âhâd (A .bir [اﺣﺪ] (.ahad (A .halk, ahali, insan topluluğu [اهﺎﻝﯽ] (.ahali (A .kızkardeşler [اﺧﻮات] (.ahavât (A .dostlar. 2.dost.1 [اﺣﺒﺎب] (.ahbâb (A .dostlar, sevdikler [اﺣﺒﺎب] (.ahbap (A .haberler [اﺧﺒﺎر] (.ahbâr (A .taşlar [اﺣﺠﺎر] (.ahcâr (A .yemin, and. 2.çağ, devir. 3.söz verme.1 [ﻋﻬﺪ] (.ahd (A .Tevrat, Zebur ve Mezâmir [ﻋﻬﺪ ﻋﺘﻴﻖ] ahd -i atîk .İncil ve ekleri [ﻋﻬﺪ ﺝﺪیﺪ] ahd -i cedîd .yemyeşil [اﺣﻀﺮ] (.ahdar (A .yeni olaylar. 2.dertler. 3.gençler.1 [اﺣﺪاث] (.ahdâs (A .kambur [اﺣﺪب] (.ahdeb (A .ahitname, antlaşma metni [ﻋﻬﺪﻥﺎﻡﻪ] (.ahdnâme (A.-F 12 .and [ﻋﻬﺪ و ﭘﻴﻤﺎن] (.ahdüpeymân (A.-F .kireç [ﺁهﮏ] (.âhek (F .demir [ﺁهﻦ] (.âhen (F .acımasız [ﺁهﻦ دل] (.âhendil (F .uyum, ahenk. 2.eğlence.1 [ﺁهﻨﮓ] (.âheng (F .ses uyumu [ﺁهﻨﮓ اﺹﻮات] âheng -i esvât .uyumlu [ﺁهﻨﮕﺪار] (.âhengdâr (F .demirci [ﺁهﻨﮕﺮ] (.âhenger (F .uyumlu, ahenkli [ﺁهﻨﮓ ﮔﺬار ] (.âhenggüzâr (F .demirden.
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages536 Page
-
File Size-