Cumhuriyet AYRICA PARA ÎLE SATILMAZ ları, içinden kabaran direnme« kalabalık zenaatçt ailesini sür­ leri yenemeyişidir. düremez. Ezilir, pamuk tarlala­ Onun romanlarının ikinci bö­ rında yokluğun son basamakla­ lümünde, «Adana’da toprak ve rına kadar yuvarlanırlar. Yaş­ fabrika işçilerinin dünyası» m lı ve topal Eskici, oğul ve torun anlatan altı büyük roman var­ kalabalığı karşısında, eski öz­ dır, Bu bölümün ilk eseri ^ «Be­ lemleri ve tutkuları ile töreden reketli Topraklar Üzerinde» kalma eski baba tipinin gülünç (1954), Çukurova’ya inen mev­ bir kuklası hâline düşer, Or­ O. Kemal’in sim işçilerinin, tarlalarda, fab­ han Kemal’in geçim derdinden rikalarda, tanımaya ve anlama­ soluk alabildikçe güçlü eserle­ ya çabaladıkları karışık bir iş re ulaşabildiğini açıkça ortaya fahir dünyasının şartlarına ayak uy­ koyan bir örnektir bu eseri. durmaya çabalayışları tasvir e- «Kanlı Topraklar» (1963) de, diliyordu. Çırçır fabrikalarında­ 1934 yıllarını« Çukurova’sından, ki ağır çalışma koşullarını, ge­ bereketli topraklar ve fabrika­ önger ce işçilerinin makine gürültüle­ lar çevresinde, altta ezilen iş­ edebiyata ri arasında, oradan oraya koşuş çi ve ırgatlar kalabalığının üs­ malarını anlatırken, yeni ve bü tünde, birbirleriyle dalaşarak yük bir genişliğe ulaşıyordu. palazlanan tilki-soy iş adamları­ Okuyanları şaşırtan bir iş ce­ nın amansız, çetin, kanun ve henneminden, üstü yeni açılan töre dışı savaşlarını anlatıyor­ bir alt dünyadan haber veriyor­ du. Fabrika kâtipliğinden pat­ du. Bozkır’dan yeni inen şaş­ ron damatlığına, oradan ağalı­ kın gurbetçilerin, ejderhalar ğa ulaşan yolda yürüyen Topal girişi üzerine notlar gibi soluyan şirret makinalar Nuri, onun en canlı tiplerinden karşısında saf ve şaşkın bocala­ biridir. İş hayatında haşarılı yışlarını anlatırken, geride kal­ olanların ne ölçüde pis olabile­ mış bir çağın insanları ile ileri ceklerini anlatırken, çok iyi ta­ bir çağın tekniğinin karşı kar­ nıdığı çevreleri yansıtıyordu. şıya gelişindeki hazin ve acık­ Bütün bu evrimi kucaklayan lı dramı ortaya koyuyordu. Çu­ düzenin temelde nasıl işlediği­ İNSAN bîr bahar sabahında kuş emltdannı yıp, birinci gelmesine bir çeşit isyan yazısı. Ak­ lımda klişe halinde kalan, en kuvvetli etki bu. kurova’nın pamuk tarlalarında­ ni gösteremiyorsa da, gözler dinleyerek mi şair olur, yoksa bir şiirle coşarak ki ırgatlık, fabrikalarındaki iş­ önünde neler olup bittiğini ba­ mı kendini şiirin içinde bulur, kestiremiyorum. Ondan sonrakiler sanırım futbol üzerinedir ve tabii hep (haksızlık) saydığım şeylere isyan ma­ çilikten de çetindir. Bu eserin­ şarıyla tasvir ediyordu. Ama şiir çoğu edebiyata yönelen kişilerin ilk de Orhan Kemal, eski yumu­ Onun üçüncü bölümdeki ro­ gözağnsı olmuştur, sonradan başka yazın türle­ hiyetindedir. Ama bütün bunların da altında ha­ kim faktör (Fırlama), (Teferrüt etme) içgüdü­ şak anlatımından kopuyof, an­ manları (İstanbul’da küçük a- rinde ün kazanmış, güçlü yapıtlar ortaya koymuş damlann hayatları), İstanbul sü.» (2). lattığı gerçeklere uygun, sert ve nice sanatçının mayası şiirle yuğrulmuştur. Kim kesin, deyimler ve küfürlerle kenar mahalleleri, fabrika çev­ bilir, belki de şiir, insanoğlunu duygusal coşku­ Bu tür kalem denemeleri, babasının yurd dı­ şına çıkmasıyla, sona erecektir. O da babasıyla dolu, kısa tasvirli, hızlı ve ba­ releri, gecekondularını doldu­ larının dengesiz, düzensiz anlarında, bunalımına şarılı bir anlatıma da ulaşıyor­ ran, Anadolu ve Rumeli’den ko­ bir çare, bir çıkar yol gibi göründüğü için şiir­ birlikte Hatay, Suriye, Lübnan’da dolaşacak, mat­ baa işçiliği, garsonluk vb. işlerde çalışacak, Ada- du. Bu romanında, dört ayrı pup gelmiş, katlarını yitirmiş den başlanmıştır işe... Ne var ki şiire bir kez el hayat çevresini birbirine bağla­ insanların yaşama savaşlarım, attıktan sonra ondan caymak, vazgeçmek de ko­ na'ya dönüşünde yine bir süre ırgat, işçi olarak yaşamını sürdürdükten sonra, hesap memurluğu, yarak hızlı bir tempo akışı ila bu yoldaki kavgalarını anlatı­ lay olmamıştır yazarlar için. Şiiri bırakıp düzyazı­ yürütüyor, bağlıyor, zengin ve yordu. Orhan Kemal’in bu sı­ ya geçen yazarlarm eserlerine bakın, şiirsellik kâtiplik gibi işlere girebilecektir. Bir iplik fab­ rikasında kâtip olarak çalışırken, o fabrikanın değişik, güçlü bir anlatıma ula­ radaki romanları, diğer iki tutkularının düzyazılarında yansıdığını görürsü­ şıyordu. grupa bakımla, «Çala kalem» nüz. Edebiyatın düzyazı türlerinde başarı sağla­ «En güzel kızıydı» diye tanımladığı, bir hanıma sevdalanır. Yıl 1936 ya da 1937’nin başlarıdır. Onun «Vukuat Var» (1958) yazılmış, çoğu taslak hâlinde mış ne kadar sanatçı tanıyorsanız, bilin ki, on­ adındaki romanında, «Cemile» yayınlanmış eserlerdir. Bunla­ lar bir «şiir eğitiminden» geçtikleri için başarılı Yani Orhan Kemal’in karıştırdığı edebiyat kitap­ larından esinlenerek şiir yazmayı denediği sıra­ den sonra bütün eserlerinde rın gerekli araştırma ve çalış­ eserler vermişlerdir. Bundan öte, şiiri sürdürüp yer alan, o canlı, erkeğine bağ­ malardan yoksun kalmış «Ma» sürdürmemeleri bizi İlgilendirmez artık. lar... Bu sırada da o sevdiği kızla evlenir. (1937) (3). lı, çalışkan ve güzel işçi kızla sabaşı tasarlamaları» olduğu ORHAN KEMAL’de de ilk edebiyat tutkusu ORHAN KEMAL’in kişiliğini pekiştiren ve sevişen bir delikanlı, güneyde ilk bakışta görülür. Bunlardan şiirle başlamış... Kendisi bunu şöyle anlatıyor: onu edebiyata iten etmenler görüldüğü gibi çok «Arap uşağı» dedikleri esmer bir bölümünü, Orhan Kemal, bir genç tasvir edilmekteydi. «Şiir bende, yanılmıyorsam 936 - 937’lerde, bir yanlı ve çok çeşitlidir. Babası; avukat, gazeteci, Fotoğraf: Fikret OTYAM sonradan yeniden işlemiş ve ge­ iç coşkunluk halinde fışkırdı diyebilirim. Lise birinci dönem Kastamonu mebusu. Ahali Fırkası Eser tefrika edilirken adı se­ nişletme gereğini de duymuştu. bitirme sınavlarına hararetle hazırlandığım için, Lideri Abdülkadir Kemali Bey, annesi öğretmen... çim çekişmelerine karıştırılmış, Öldüğü sırada da bu kısır dön- öbür derslerin yanında lise edebiyat kitaplarını Ünlü ve aydın bir ailenin çocuğudur Orhan Ke­ 1954 yılında yazıldığı halde ki­ geden sıyrılıp daha olumlu bir da defalarca elden geçirmiştim. O kitaplardaki mal... Çocukluğundan ilk gençlik yıllarına aile tap düzeninde çıkması ancak aşamaya geçme hazırlıkları için­ şiir tariflerine uygun bir takım kalıplar içine ça­ çevresiaden aldıklarıyla erişir. Kişiliğini etkile­ çok sonraları mümkün olmuş­ deydi. «Serseri Milyoner» (1957), resiz girmeye çalıştım ve tabii coşkun heyecanla­ yen çizgilerden birisi budur. İkincisi, bunun tam tu. Orhan Kemal’in Adana top­ ayiak ve zengin insanların dün­ rım pis birer şekilde kanalize oldu. Bu 938, 939’a karşıtı bir yaşamın sert koşullarıyla savaşmak Orhan Kemal’in lum gerçeklerini anlatan roman yalarını, barlara düşen genç bir kadar sürdü.(.) îlk şiirimi Kayseri 19. Piyade zorunluğu, Üçüncüsü sanat ve yazı yazmak eği­ dizisinden, tepki uyandırmayan kızın hayatını anlatıyordu. Alayı hapishanesindeyken Reşat Kemâl imzasıyla limi. Dördüncüsü sevmek heyecanı. Beşincisi bü- piyasa romanlarına kaymasının «Suçlu» (1957) ve «Sokakların (7 Gün) dergisine yollamıştım. Çok övücü bir ya­ tür bu birikimin anlatıma dönüşmesini sağlayan bir nedeni de. bu romanın çev­ Çocuğu» (1963) romanlarında, resinde koparılan fırtına olmuş­ zıyla bu derginin heveskârlar sütununda çıkmış­ ra iti an tı... «Suç ve onun toplumdaki kay­ tı. Tarih: 938 veya 939 olacak.(.) 1939 yılının sa­ Ama Orhan Kemal’i şiire yönelten etmenlerin tu. «Vukuat Var» da, Adana’ nakları» sorununa eğiliyordu. nın işçi mahallelerindeki, çeşit­ nırım Kasım ortalarında Bursa Cezaevine Nâzım yalnız bunlar olduğu iddia edilemez. Yaşamının Bu iki eserinde, çocuk suçlulu­ li yerlerden gelmiş, sonunda Hikmet gelmişti. Onunla tanıştıktan sonra serbest bu döneminde henüz bilmediğimiz, daha bir çok Romancılığı ğu konusunu işlerken, «Suçlu «'oTtry’g Vmtbrdrtu kendimi. Bu da Nâzım’m kö­ . 5 «>»m lı)arı* ıt» mlü «lafaîtic... Elbette tam biyrığ- birleserek «Adanalı» denilen in­ ntnbaUelcr»i belirlemesi çok ba­ tü bir taklitçiliğinden öte gitmediği için, şiiri bı­ raiisi yazıldığı zaman bu noktalar geniş ölçüde san tipini meydana getiren olu­ şarılı olduğu halde, suçlu çocu­ raktım.» (1). aydınlığa çıkacaktır. şumu tasvir ediyordu. Çeşitli ğun komplekslerini anlatırken etnik zümrelerin aralarındaki ORHAN KEMAL’in şiire ilk yönelişi, yazdık­ 2 — Şiirlerin yayınlanması: kabataslak belirlemelerden öte­ karşıtlıklarını değil, yaşam 1- larım ilk kez (7 Gün), (Yeni Mecmua) gibi der­ Orhan Kemal’in şürlerini iki evrede İrdele­ ye geçemiyor, ikinci gruptaki si arasında bir denge, bazan da çlnde birleşerek evrilmelerinl gilerde yayımlaması, sonra serbest nazım'a geçi­ mek mümkündür: «... Çalışmak gerekiyordu, a Küçük hikâyeden büyük hi­ eserlerinde gösterdiği başarıya biri diğerine üstün getirilerek, anlatıyordu. Onun Adana ger­ şi, bu aşamada 939’dan 944’e kadar Orhan Raşit A ) Hece şairlerini taklid ederek yazdığı ve nta nasıl? Gene dokuma işçili kâyeye, oradan da romana ge­ ulaşamıyordu. romanları, hep bu iki uç ara­ çeklerini anlatan en değerli imzasıyla sanat, düşün, edebiyat dergilerinde gö­ (7 Gün) ile (Yeni Mecmua) gibi magazinlerde ği mi? Yapılarda kara amele­ çen Orhan Kemal’in, bu türde­ «Devlet Kuşu» (1958) nda, iş­ sında kurulacaktır. Bu denk­ eserlerinden biri olan bu roma­ rünmesi üzerinde kısaca durmak istiyorum. çıkanlar. Reşat Kemal imzasıyla yayımlanan bu lik mi? Pamuk tarlalarında, ki eserlerini üç bölümde göz­ çi ile serseri arasında, birinden lem üzerinde yürüyünce de, nın devamı «Hanımın Çiftliği» şiirlerin ilki. Kayseri Piyade
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages4 Page
-
File Size-