HANEDÂN-I SALTANAT NIZAMNAMESI VE UYGULANMASI CEVDET KIRPIK* Giri~~ Osmanl~~ hanedan üyelerinin sosyal hayat~n~, ya~ay~~~m ve aile huku- kuyla ilgili baz~~ meselelerini düzenleyen ilk nizamname 16 Kas~m 1913 tari- hinde ç~kar~ld~. Nizamname, hanedan azas~n~~ ilgilendiren birçok meseleyi etrafl~ca ele almaktayd~. Düzenlemede yer alan hususlar~n önemli bir k~sm~~ teamül-ü kadimden olup baz~lar~~ ise kendi devrinde ortaya ç~kan bir tak~m sorunlar~n çözümüne yönelik yeni konulard~. Yüzy~llar boyu belirli geleneklerin ~~~~~nda ya~ay~p giden Osmanl~~ ha- nedarnyla ilgili bir nizamname ç~karmay~~ gerekli k~lan sebepler nelerdi? Nizamname kimler tarafindan, niçin haz~rland~, içeri~inde neler vard~~ ve en önemlisi de nas~l uyguland~? Hanedân-~~ Saltanat ~izâs~n~n~~ Hâl ve Mevkileri ile Vazâifini Tayin Eden Nizamnâme ad~yla haz~rlanan Nizamname, padi~ah~n 16 Kas~m 1913 tarih ve 243 say~l~~ iradesiyle yürürlü~e girdi2. Nizamname, kanun mahiyetinde düzenlenmedi~inden Meclis-i Meb'ilsân ve Meclis-i Ayân'da müzakere edilmemi~, dolay~s~yla da esbâb-~~ Erciyes Üniversitesi, E~itim Fakültesi Ö~retim Üyesi. Hanedan-1 saltanat ~izlis~ndan kas~t; padi~ah, ~ehzadeler ve onlar~n k~z ve erkek çoculdar~d~r. Ni- tekim bu husus Hanedan-1 Abi Osman Umüru Hakk~nda Kararname'de padi~ah ve ~ehzadelerin hanedan sicilinde kay~ tl~~ zevceleri ile sultanlar~n k~z ve erkek çocuklar~~ ve e~leri "efrad-~~ hanedandan olmayub haned5n-1 saltanata mensup" olarak adland~r~lmaktayd~. BOA, Hanedan Defteri, No:2, s.60. Yine ~ehzade Ali Vas~b Efendi, hanedan mensuplar~~ ile dzds: aras~nda fark~~ ~u ~ekilde dile getirmekte- dir: "Haneclarum~zda erkek nesline verilen ehemmiyetin bariz i~aretlerinden biri, padi~ah veya ~eh- zade k~z~~ olan sultanlar~n çocuklar~n~ n hanedan azas~~ de~il, hanedan mensubu say~lmas~~ ve bu men- subiyetin kendi çocuklar~na intikal edememesidir." Ali Vas~b Efendi, Bir ~ehztule'nin Hdtirdt~~ Vatan ve Menfdda Gördid~lerim ve i~ittilderirn, Haz~rlayan: Osman Selaheddin Osmano~lu, ~stanbul, 2005, s.12. BOA (Ba~bakanl~k Osmanl~~ Ar~ivi), ~.DU~T (Dosya Usulü ~radeler), 2/51, 3 Te~rinisani 1329/16 Kas~m 1913. Nizamnamenin ad~~ her ne kadar Haned5n-1 Saltanat Azasmm Hal ve Mevkileri ile Vazaifini Tayin Eden Nizamname ise de birçok resmi evrakta Haned5n-1 Saltanat Nizamnamesi olarak geçmektedir. BOA, ~.DU~T, 2/52, Lef:1, 12 Kanunusani 1329/25 Ocak 1914; BOA, ~.DU~T, 5/104, Lef:1, 5 Te~rinievvel 1332/18 Ekim 1916; BOA, ~.DU~T, 5/142 Lef:2, 1 Mart 1336/1 Mart 1920. 182 CEVDET KIRPIK mucibe layihas~~ bulunmamaktad~ r'. Bu durum, Nizamname'nin haz~rlanma gerekçesine ula~may~~ zorla~t~rmaktad~r. Nizamname'nin yürürlü~e girme- siyle ilgili ~radede; "hanedân-~~ saltanat-~~ seniyyeye âid husûsât ve muâmelât~ n temin-i intizam ve ~tt~ râd~~ z~mn~ nda baz~~ kavâid ve zavâb~ ta rabt~~ muktezi görünmesiyle olbabda tanzim..." ettirildi~i yaz~l~d~r4. Buradan hanedan üyeleriyle ilgili bir tak~ m hususlarda Nizamname'yi haz~rlayan yahut haz~ rlatanlar~~ rahats~z eden baz~~ meselelerin oldu~u anla~~lmaktad~r. Rahats~zl~ k verici sebeplerden ilki hanedan üyelerinin halk nazar~ nda itibarlar~ n~ n zay~flamas~yd~. itibar kayb~na yol açan en önemli sebep ise ha- nedan üyelerinin e~itimindeki yetersizlikler yahut e~itimden büsbütün mahrum kalm~~~ olmalarlyd~. Hanedan üyelerinin bu durumu, II. Abdülhamid devrindeki yasaklar nedeniyle pek gün yüzüne ç~kmam~~, do- lay~s~yla bilinmiyordu. Ancak Me~rutiyet'le, hanedan üyelerinin halk aras~ na kar~~ mas~~ gerçek durumu ortaya koydu. Sultan Re~ad devrinde Mabeyn Ba~kâtipli~i yapan Ali Fuat Türkgeldi, bu hususu ~u ~ekilde dile getirmekte- dir: "Abdülhamid zaman~ nda ~ehzadeler bir yere ç~kamaz ve hariçten kimse ile ihtilat edemez olduklar~ ndan hâl ve ~anlar~~ enzâr-~~ nâsdan mestûr kal~- yordu. Me~rutiyet ilan olunup ta bunlar meydana at~l~nca her halleri bütün üryânl~~~~ ile zâhire ç~ kt~~ ve baz~lar~n~ n büsbütün tahsilden mahrumiyetleri anla~~ld~ ."' Ayn~~ konuya dair Naciye Sultan'~ n de~erlendirmeleri de ilgi çekicidir: "Di~er saraylarla, di~er aile mensuplar~ m~zla, akrabalar~ m~z olan ~ehzadeler ve sultanlarla kar~~l~kl~~ ziyaretler olmazd~. /.../ Yan yana olan karde~~ saraylar~n~ n aras~ nda bile yüksek duvarlar vard~. Her aile kendi hustisi âleminde ya~ard~. Bir aile, di~eri ile alâkadâr olmazd~. Padi~ah, bay- ramdan bayrama ziyaret edilirdi." Naciye Sultan, karde~lerinin II. Me~ruti- yet öncesinde okula gidemediklerini de dile getirir6. Esas~ nda II. Abdülhamid döneminde sarayda ilkö~retimden yüksekö~- retim düzeyine kadar dersleri içeren ~ehzadegân Mektebi ya da Mekteb-i Ali 3 Bu husus Meclis-i Ayân'~n 1 Kânunuevvel 1332 (14 Kas~ m 1916) tarihli oturumunda meclis rei- sinin; "Hanedân-~~ Saltanat Nizamnâmesi kanun ~eklinde tanzim olunmad~g~~ için bize gelmedi." ~eklindeki konu~mas~ ndan da kolayl~ kla anla~~lmaktad~ r. Meclis-i ~iyân Zab~t Ceridesi, ~ctima:12, 1 Kânunuevvel 1332, I, Ankara, 1990, s. 155. BOA, ~.DU~T, 2/51, Lef:1, 3 Te~rinisani 1329/16 Kas~m 1913. 5 Ali Fuat Türkgeldi, Görüp ~~ittiklerim, Ankara, 1987, s.124. 6 ~evket Süreyya Aydemir, Makedonya'dan Ortaasya'ya Enver Pa~a, cilt: II, ~stanbul, 1971, s. 203- 205. HANEDAN-1 SALTANAT NIZAMNAMESI VE UYGULAMASI 183 ad~yla bir okul vard~. Ö~retmenlerin nitelikleri de devrin ~artlar~~ dikkate al~nd~~~nda iyi say~l~ rd~~ ama yeterli de~ildi'. Mehmet Re~ad döneminde Mabeyn Ba~katipli~i yapan ünlü yazar Halid Ziya U~akl~gil ile yine ayn~~ dönemde saray mabeyncisi olan Lütfi Simavi, padi~ah~n yeterli bir e~itim görmedi~ini belirtmektedirler. U~akl~gil, padi- ~ah~n ve hanedan üyelerinin e~itim durumuyla ilgili ~u görü~lere yer ver- mektedir: "Sultan Re~ad tahsil görmü~, görü~~ ufkunu geni~letecek malumat edinmi~, memleketin muhtelif k~talar~~ hakk~nda tetkikât yapm~~, dünya tarihine dair tetebbularda bulunmu~, harici siyasete müteallik görü~lere vas~l olmu~~ bir zat de~ildi elbette; hanedandan hiçbiri öyle de~ildi ki o öyle olsun."' U~akl~ gil, ifa etti~i görev nedeniyle padi~ah~ n ve baz~~ ~ehzadelerin e~i- timlerinin ne derece yetersiz oldu~unu yak~ndan mü~ahede etmi~ti. Yaza- r~ n, tahsil durumlar~~ hakk~nda bilgi verdi~i ~ehzadeler; padi~ah~ n Edirne ve Selanik gezisinde birlikte olduklar~~ veliaht Yusuf ~zzeddin, Vahdeddin, Ziyaeddin ve Ömer Efendilerdi9. U~akl~ gil'e göre ~ehzadelerin e~itimi son derece yetersiz olup, çok s~- radan ~eyleri bile bilmemekteydiler. O, ~ehzadelerin bu durumda olmalar~- n~ n mesuliyetini idarecilere yüklemekte ve "~ehzadeler öyle bir mai~et tarz~- Bu okul, ilk dönemlerde hanedan~ n birçok üyesine hitap ederken sonra bundan vazgeçilmi~, neredeyse tamamen II. Abdülhamid'in çocuklar~ na münhas~ r kalm~~t~. Abdülhamid ve sonras~ ndaki ~ehzade e~itimi hakk~ nda geni~~ bilgi için bkz. Cevdet Kirpik, "~ehzade E~itimini Ça~da~la~t~ rma Te~ebbüsleri", Belleten, say1:261, A~ustos 2007, s. 575-612. Il. Abdülhamid döneminde mabeyn ba~kt2- !ipli~i yapan Tahsin Pa~a, hat~ ralar~ nda padi~ah~ n kendi ~ehzadelerinin e~itimine büyük itina göster- mesine ra~men yeterli olmad~~~n~~ belirtmektedir. Tahsin Pa~a bunu ~ehzadelerin saray d~~~ na ç~ kma- lar~ = yasak denebilecek derecede k~s~ tlanm~~~ olmas~ na ba~lamaktad~ r. Zaten padi~ah da onlar~n e~itimlerinin yetersizli~inden s~ k s~ k ~ikayet etmekteydi. Tahsin Pa~a, Tahsin Pa~a'n~ n Y~ld~z Hat~ralar~~ Sultan Abdülhamid, ~stanbul, 1999, s.29-39,172. Halid Ziya U~akl~gil, Saray ve Ötesi, ~stanbul, 1965, s.336,343-344. Lütf~~ Simavi, Son Osmanl~~ Sa- ray~nda Gördüklerim Sultan Mehmed Re~ad Han~n ve Halifenin Saray~nda Gördüklerim, Günümüz Türkçesi: Sami Kara-Nurer U~urlu, ~stanbul, 2004, s.218-219. Simavi, Son Osmanl~~ Saray~nda Gördüklerim, s.123,125 ve 143. U~akl~gil, ~ehzadelerle ilgili 1910 y~l~nda gerçekle~en Edirne seyahati esnas~ ndaki gözlemini ~öyle aktar~ r: "Ya~lanmaya ba~lam~~~ bir ~ehzade Meriç nehrinden bahsederken bana: 'Meriç F~rat'la kar~~~ r de~il mi? Bu iki nehir nerede bulu~urlar?' dedi. E~er Dnieper ve Dniester nehirlerinden bahsedilseydi belki mazur görülebilirdi. Tashihe lüzum görmedim. Latife ediyor yahut beni imtihana çekiyor zann~nda bulunmu~ças~ na güldüm ve öyle geçi~tirdim". 1911 y~l~na ait ikinci konu~may~~ ise U~akl~gil ~öyle anlatmaktad~ r: "Bu Selanik yolculu~unda idi bu sefer genç ~ehzadelerden biri bana sordu: '~imdi Çanakkale Bo~az~'ndan gk~l~ nca Marmara'ya girmi~~ olaca~~z de~il mi?' Gülmemeye çal~~arak: 'Evet Selanik'ten dönerken Çanakkale'den geçip Marmara'ya girece~iz' dedim, anlad~~ m~~ bilmiyorum." U~akl~gil, Saray ve Ötesi, s.245-247. 184 CEVDET KIRPIK na mahkum idiler ki, saray muhitinden ba~ka bütün ufuklar kendileri için tamam~yla kapal~~ hükmündeydi" demektedir10 . II. Abdülhamid döneminde özgürlüklerin s~n~rland~r~lmas~~ noktas~nda padi~ah~n çocuklar~~ istisna tutulmam~~t~. Y~ld~z Saray~'nda oturan ~ehzade- ler, babalar~n~n ~iddetli disiplini alt~nda ya~ar, halk aras~nda serbestçe gezip dola~amazlard~. ~ehrin muhtelif yerlerine nadiren ancak izin alarak gidebi- lir fakat gidi~lerinden dönü~lerine kadar her ayr~ nt~~ padi~aha derhal bildiri- lirdi". II. Me~rutiyet'in ilan~~ ve bilhassa Abdülhamid'in tahttan inmesi, hane- dan üyelerinin eskiye oranla daha serbest hareket etmelerine yol açt~. Naci- ye Sultan, Me~rutiyet'in hanedan üyelerine etkisini ~u ~ekilde dile getirmek- tedir: "Hürriyet hepimiz için büyük bir de~i~iklik oldu. Bu kelimenin ta~~- d~~~~ mefhumu tam manas~yla kavrayamamakla beraber, bunun hayat~na getirebilece~i yenilikleri çocuk ruhum seziyordu. Kelimenin manas~n~~ an- lam~yorduk ama de~i~iklikleri seziyorduk. /.../ Hürriyet bizlere saadet ge- tirdi. Art~k arabaya binerek mesire yerlerine gitmek, ~ehir içinde dola~mak adet olmu~tu.
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages50 Page
-
File Size-