AÇIK TELGRAF Büyükelçi Anıları AÇIK TELGRAF Dışişleri Bakanlıklarında haberleşme en önemli işlemlerden biridir. Temin edilen bilgilerin bir an önce merkeze iletilmesi veya merkezden bir temsilciliğe gidecek talimatın zamanlaması bazen hayati bir durum alabilmektedir. Genelde iki türlü haberleşme vardır. Biri, gizli olmayan ve yabancı devletler veya üçüncü şahıslar tarafından okunsa bile zararsız sayılabilecek bilgilerin aktarılmasıdır. Bunlara, e-mail hayatlarımıza girene kadar açık telgraf denirdi. Diğer haberleşme türü ise saklanması gereken gizli bilgilere ilişkindir. Bunlara şifreli yazı veya kripto haberleşme denir. “Açık Telgraf” başlığını, bu kitapta toplanan yazılar, belki bir zamanlar gizli kalması gereken bilgileri ihtiva etmekle beraber, artık kamuoyunca bilinmesinde sakınca değil bilakis yarar olduğunu düşündüğümüz bilgiler içerdiği için kullandık. Önsöz Dışişleri memurlarının en önemli özelliği, mesleğe başladıkları kâtiplik unvanını, unvan değişse de içlerinde taşımalarıdır. Diğer bir deyişle mesleğe girdikten ayrılana dek hayat yazmakla geçer. Ya bir not, ya bir tutanak, ya da bir değerlendirme en gencinden en kıdemlisine kadar devam eder. Hiçbirimiz tarihçi değiliz ama tarihe meraklıyız. Tarihe, daha mesleğe girer girmez tanık olmaya başlarız. Bazen az da olsa katkıda bile bulunuruz. Mesleğe girdikten emekli olana kadar ortalama kırk yıl hizmet veren diplomatlar birçok olayla karşılaşır, devlet insanlarını yakından görme, izleme ve tanıma imkanına erişir. Görev yaptığı ülkelerde Türkiye’nin ilgilenmeye vakit bulamadığı olaylara ve gelişmelere tanık olur. En önemli artısı Türkiye’yi temsil etme şerefine nail olmaktır. Meslekten ayrıldıktan sonra ise çeşitli nedenlerden dolayı bu yazma alışkanlığı azalır. Gerçi artık anılarını kaleme alan veya çeşitli medya kuruluşlarına değerlendirme yazan emekli meslektaşlarımızın sayısı artmışsa da kanımca bu çalışmalar daha da zenginleşebilir. İşte bu düşünceyle, Global İlişkiler Forumuna üye Büyükelçilerimizin meslek hayatlarında tanık oldukları ve akıllarında kalan, yaşadıkları veya gözlemledikleri ilginç tecrübelerin kısaca da olsa aktarılmasının yararlı olacağını düşündüm. Burada yer alan yazılar bunun neticesidir. Kanımca çok değişik zaman ve yerlere ilişkin bilgi ve değerlendirmeler, çeşitli hikâyeciklerle birlikte ortaya çıkmıştır. Bunların arasında, Büyükelçilerimizin görev yaptıkları süreler boyunca Avrupa Birliği ile gelişen olaylara, Kıbrıs – Yunanistan ile yaşananlara, Balkanlarda olanlara, Katalanlarla olan tarihimizin İspanyollarla olandan eskiye gitmesine, Lübnan’daki gelişmelere, İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilere, Türki Cumhuriyetlerine, Uzak Doğu ziyaretlerine, protokol durumlarına, Avusturya toplumunun özelliklerine dair değerlendirmeler ile Türkiye’de yapılan bir Birleşmiş Milletler konferansına üç farklı bakış açısı sunan yazılar bulunmaktadır. Çalışmada, kapalı kutu Kuzey Kore ile ilgili olarak iki tane değerlendirmenin yer alması da sanırım ender bulunan bir husustur. Dışişleri Bakanlığına girdikten sonra ilk yıllarda yaşanan tecrübesizlikleri ve bir Türk diplomatının nasıl olması gerektiğini ortaya koyan yazılar ile her yıl düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’nda yapılan bir yemek konuşması birbirlerini tamamlayan parçalardır. Amacımız değişik görev yerlerinde bulunan değerli Büyükelçilerimizin hatırında kalan ve okuyucunun ilgisini çekebilecek bilgileri aktarmaktır. Dileriz ki buna benzer derlemeleri ileride daha da çeşitlendirebiliriz. Selim Yenel İçindekiler 6 Yiğit Alpogan - Bellekten Bir Kaç Anı 12 Ertuğrul Apakan - Yolun Başında: 1978-1979 Yılları 21 Ender Arat - Avrupa Birliği’nin Düşünce Grubu / Osmanlı - Katalan Dayanışması 41 Hilal Başkal - Kadın Diplomat Olarak Türkiye Cumhuriyeti’ni Temsil Etmenin Onuru 55 Yusuf Buluç - Tanıtma 62 Ali Bilge Cankorel - Türk Dışişlerinde Diplomat Olmak 73 Mehmet Fatih Ceylan - Pakistan’daki Görev Yıllarından Kalan Hatıralar 81 Nazif Murat Ersavcı - Montrö Sözleşmesi Hakkında Bilinmeyen Tarihi bir Olay / Avro Üzerinde Türkiye Haritası Nasıl Yer Aldı? / İrlanda’dan bir Anekdot: 1996 86 Hasan Göğüş - Onuncu Büyükelçiler Konferansı, En Kıdemli Büyükelçi Konuşması 91 Orhan Güvenen - OECD “Consensus” Kuralı 95 Erdoğan İşcan - Benzeri Olmayan bir Diplomasi Deneyimi: Kuzey Kore’ye Akredite Olmak 101 Selim Karaosmanoğlu - İki Anı, İki Temel İlke 106 Celalettin Kart - Lübnan Anı ve Gözlemlerim 116 Alev Kılıç - Belgrad’dan İki Anı 119 Üner Kırdar - Birleşmiş Milletler HABITAT-II Konferansı: İstim Arkadan Gelsin, Lûtfi Kırdar Spor ve Sergi Sarayı 123 Selim Kuneralp - Benim Tanıdığım Kenan Evren / Kuzey Kore Günlüğü 141 Mithat Rende - Müzakere Masalarından Kalan 154 Namık Tan - İsrail Başbakanı Olmert’in Türkiye’yi Ziyareti 163 Kaya Türkmen - Devlet Hizmetinde 171 Ahmet Üzümcü - Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku’nun Türkiye Ziyareti (Haziran 1976) / HABITAT-II Zirvesi / Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün İsrail’de Şimon Peres İle Görüşmesi (Ocak 2005) 178 Selim Yenel - HABITAT-II / Viyana Günleri 6 GRF/GİF Yiğit Alpogan Ödemiş’te 1945 yılında doğan Büyükelçi Alpogan, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuştur. 1968 yılında Dışişleri Bakanlığına girmiş ve Merkez’de şube müdürlüğünden müsteşar yardımcılığına kadar değişik kademelerde ve yurt dışında ise değişik ülkelerdeki Türk temsilciliklerinde görev yapmıştır. Büyükelçi Alpogan, bu çerçevede Tokyo’daki Türkiye Büyükelçiliğinde II. Kâtip ve Başkâtip (1972-75), Lefkoşa Büyükelçiliğinde Başkâtip (1975-77), Cenevre’de Birleşmiş Milletler Ofisi nezdindeki Türkiye Daimi Temsilciliğinde Müsteşar (1979- 1983), Lahey Büyükelçiliğinde 1.Müsteşar (1985-89) ve Atina Büyükelçiliğinde Elçi- Müsteşar (1991-95) olarak çalışmıştır. 1995 yılında Büyükelçiliğe yükselmiş ve Aşkabat ve Atina Büyükelçisi olarak hizmet ettikten sonra Türkiye’nin AB’ye üyelik süreci ışığında başlatılan reformlar çerçevesinde Türkiye’nin ilk sivil Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olarak 2004- 2007 yılları arasında görev yapmıştır. Bilahare Türkiye Büyükelçisi olarak Londra’ya atanan Büyükelçi Alpogan burada 2007’den 2010 yılına kadar hizmet etmiştir. Kendisi Londra’daki görevi esnasında 2009 yılında “Yılın Diplomatı” seçilmiştir. 2010 yılında emekliliğini takiben Barselona’da bulunan Akdeniz İçin Birlik Örgütü’nün Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanmıştır. Bu örgütteki görev süresinin 2016 yılında sona ermesini takiben Büyükelçi Alpogan Ankara’ya dönmüştür. Halen AVİM’de (Avrasya İncelemeleri Merkezi) danışman statüsünde çalışmaktadır. Türkmenistan Hükümeti ve Atina Kenti Belediyesi tarafından verilmiş madalyaları bulunmaktadır. Açık Telgraf 7 Bellekten Bı̇ r Kaç Anı Meslek hayatımda yaşadığım onca olay içerisinde iki tanesi bana Türk diplomatı olmanın onur, gurur ve ayrıcalığını özellikle yaşatmıştır. Dolayısıyla bunlar belleğimde adeta “anılar-üstü” bir yere sahip olmuşlardır. Bunlardan ilki, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’mızdır. Diğeri ise 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’deki Avrupa Birliği Zirvesi’nde ülkemizin siyasi kriterleri yeterli ölçüde karşıladığı belirtilerek, 3 Ekim 2005’de üyelik müzakerelerine başlanması kararının alınmasıdır. Kıbrıs’ta harekatımızın başladığı 20 Temmuz 1974 günü genç bir Başkâtip olarak görev yaptığım Tokyo Büyükelçiliğimize giderken de, 17 Aralık 2004’de Ankara’da Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri olarak masamda çalışırken de aynı ruh hali bana hakim olmuştu. Türk diplomatı olmanın engin hazzı içerisindeydim. Başım dikti. Gururlu idim. İçim sevinç doluydu. Bugün geriye baktığımda, ulus olarak 30 yıl içinde biri askeri, diğeri siyasi iki büyük zafer kazanmıştık. Bunların ilki olan Kıbrıs Barış Harekatı’nın, daha sonraki kariyerimin neredeyse yarısına damga vuracak olan Kıbrıs-Yunanistan konularına girişimin adeta bir önsözü olacağını tabii ki bilemezdim. Tıpkı Tokyo’yu takiben rotasyon tayini olarak Lefkoşa’ya atanmamın bunun ilk işareti olacağını bilemediğim gibi. Kadere inanmam. Ama zaman zaman “acaba mı?” dediğim olaylar olmuştur. Kıbrıs’ta görev yaptım. Yunanistan’da bir seferi Büyükelçi olmak üzere iki defa bulundum. Merkez’de Kıbrıs Dairesinde Şube Müdürü, bilahare Bakan Özel Danışmanı'nın Siyasi Konulardan (tabii ki başta Kıbrıs-Yunanistan işleri. Yıllar 1978-79. Kıbrıs Barış Harekatı ertesi ve Lefkoşa’dan dönüş sonrası) Sorumlu Yardımcısı olarak çalıştım. Belli başlı iştigal alanı Ege’deki sorunlar olan Denizcilik Dairesi Başkanlığı görevini yürüttüm. Aşkabat, Türkmenistan’daki ilk büyükelçilik görevime de Atina Büyükelçiliği Elçi- Müsteşarı iken tayin oldum. Aşkabat’ta iken her alanda gelişmekte olan ilişkilerimiz içerisinde Türkmen doğal gazının ülkemize bir boru hattı ile getirilmesi projesi özel bir yere sahipti. Her iki ülke Cumhurbaşkanları merhum Demirel ile merhum Saparmurat Türkmenbaşı ikili ilişkilerimizin geliştirilmesine daima büyük önem vermişlerdir. Türkmenbaşı, Cumhurbaşkanımıza büyük bir sevgi ve hürmet besler, kendisine “baba” diye hitap ederdi. Resmi ziyaretlerde el ele tutuşarak dolaştıklarına çok kez tanık olmuştum. 8 GRF/GİF Günlerden bir gün Türkmenbaşı beni çağırttı. Doğal gaz boru hattı konusunda Sayın Cumhurbaşkanımıza özel bir mektup göndermek istediğini, hassas niteliği dolayısıyla mektubu bizzat benim götürmemi rica ettiğini söyledi. Ankara’yı bilgilendirdim. Hareket tarihime kadar olan dönemde Sayın Türkmenbaşı ile çeşitli vesilelerle bir araya geldik. Türkmenbaşı, Cumhurbaşkanımıza benimle bir hediye göndermek istediğinden bahsetmeye başladı. “Gardaşına” hediyesini götürmemden memnun olacağını söylüyordu. Bunun benim için bir emir olması ötesinde şeref teşkil edeceği cevabını verdim. Ankara’ya
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages187 Page
-
File Size-