Türk Dünyası Araştırmaları Haziran 2003

XIX. YÜZYILIN SONLARINDA SANCAGINDA MÜSLÜMANLAR VE GAYRİMÜSLİMLER

Adem TUTAR*

ÖZET X1X. yüzyılın soıılarında Adana sancağı, Adana vila­ yetine bağlı olup, Adaııa ve Karaisalı kazalarından meyda­ na gelmekteydi. Bu dönemde Adana sancağı dahilinde, Miisliiman Türkler ve Gayrimüslim Enneniler ile Rum-Or­ todokslar yaşamaktaydılar. Müsliimaıılar ve Gayrimüslim• ler keııdileriııe ait ibadethane, okııl gibi dini ve sosyal kıı ­ rumlarmda kendi kültürlerini sürdürmekteydiler. Bölgedeki Miisliiman/ar ve Hıristiyanlar, geçmişte oldıığıı gibi, o dö­ nemde de iyi bir diyalog içerisiııde yaşamaktaydılar.

A11alıtar Kelimeler: Adana. Türk, Emıeni, Müslüman, Gayrimiislim, Hıristiyan.

İnsanlık tarihinde milletleri etkileyen en önemli unsurlardan birini din oluşnırmakta­ dır. Milletlerin mensup oldukları dinler, geçmişte toplum hayatını etkilediği gibi, millet­ lerarası siyasi olaylara da yön vermiştir. Semavi dinlerden olan, Yahudilik Hıristiyan!ık ve İslamiyet, ortaya çıktıktan sonra, belirli coğrafyalarda yaşayan müntesipleri tarafından yaşatılmıştır. Adana yöresi, Hıristiyanlık ve İslamiyet'in ortaya çıktığı ilk dön~mlerden itibaren, bu din mensuplarının yaşadığı, önemli merkezlerden biri olmuştur. Adana ve hava)jsi, milattan önce XV. Asırda Hitit federasyonu içerisinde yer . alınış daha sonra sırasıyla Asur, İran, Büyük İskender, Seletkiler, Roma ve Bizans hakimiye­ tine geçrniştir. 1 Bizans hudutları içerisinde bulunan Adana ve havalisine, ilk İslam

• Yrd. Doç. Dr., Fırat Onive.rsiıesi, ilahiyat Fakültesi, Elazığ. 1 Besim Darkoı, "Adaııa", 1. A. 1, Esk işehir 1997, s. 127. 197 2 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI akınları Halife Ömer zamanında başlamış.2 Muaviye3 döneminde akınlara devam edil­ miş ve bölge Emevi Halifesi Abdülmelik zamanında feth olurunuştur.4 Adana ve civa­ rının Türk-İslam toplulukları tarafından iskana açılması ise, Abbasiler zamanında Ha­ runürreşid döneminde Horasanlı kumandan Ebu Süleym et-Türk! tarafından gerçekleş­ tirilmiştir.5 Adana, X. Yüzyı l da Rumların, XI. Yüzyılda Selçukluların~ve bir müddet de Haçlıların idaresine geçmiş, XII. Yüzy ı lda bir ara Konya Selçuklularının idaresine girmiş ise de bu hakimiyet uzun sünneyerek telcrar Bizans imparatorluğu ile Kilikya Ermenileri arasında el değiştirmiştir. Bundan sonra Adana, XIV. Yüzyıl ortalarından itibaren Memlüklerin ve bunlara bağlı ·olarak 13 78-1562 yıllan arasında Türkmenlerin Üçok koluna mensup Yüregir boyu beylerinden Ramazan Bey'e ve ailesine intikal et­ m i ştir. Uzun müddet Memlüklerle Osmanlıların nüfuz mücadelesine sahne olan Ada­ na, Yavuz Sultan Selim'in Mısır seferi esnasında Çukurova bölgesi ile birl~e Osman­ lı topraklarına katı l mıştır. Bununla birlikte uzun bir süre Ramazanoğullan vasıtasıyla idare edilmiştir. Adana, ·Osmanlı hakimiyetinde bazen Halep eyaletine bağlı bir sancak olarak, bazen de müstakil bir olarak idare edi lmjştir. Nitekim l 608-1833 yılları arasında Mütesellim'lik şeklinde idare edilen Adana, 1867'de Kozan, Cebelibereket ve İç-İl sancaklarının birleştirilmesiyle bir eyalet haline getiri lınişti r. 6 Önceleri ve Tarsus kazaları Adana sancağına bağlı iken; daha sonra 1305 (1887) tırrihinde yapılan idari düzenlemeyle, liva merkezi Mersin olmak üzere, Tar­ sus kazasının da iUıakıyla, Mersin sancağı, oluşturulmuştur. Böylece Adana vilayeti; Adana, İç-İl, Kozan, Cebel-i Bereket ve Mersin isimleriyle beş sancaktan oluşmuş ve yaklaşık 50000 km kare genişliğindeki bir alanı kapsamaktaydı. Adana vilayeti, Küçük Asya'nın güney tarafında olup, doğudan Halep, Diyarbekir, kuzeyden Sivas, Konya, batıdan yine Konya vilayetleriyle hem hudut olarak güneyden Akdeniz'e da- yanıyordu.7 ·

? • . - Hz. Ömer ile Hz. Osman ve onlardan sonraki devirlerde Müslümanların Şam hudutlan, Antakya ile Avasım diye adlandırılan diğer şehirlerdi. Müslümanlar bu şehirlerin arkasında savaşırlardı. lskenderun ve Tarsus arasında, Rumlann kaleleri ve silahları vardı. Bu şehirlerin halk lan, bazen buralan boşaltıyorlar ve korkudan Rum ülkesine kaçıyorlardı, bazen de bu şehirlere ve kalelere getirilen Rum askerleri yerleşt­ riyorlardı. Bkz. Bel5.zuô, Fliııılııı'l-Biildfın, Beyrut-LUbnan 1991- 1412, s. 168; Beliizuri, Fiiı11/ııı'l-Biİl./{111, (Çev: Mustafa Fayda), Ankara 1987, s. 234. 3 Muaviye, 25 (645) yılında Amuriyye savaşına gittiğinde, Antakya ile Tarsus arasındaki" kaleleri boşd­ mış buldu, bunun üzerine bu kalelere, savaşlarından dönünceye kadar Şam, el-Cezire veKınnnesrin halk­ larından bir topluluk bıraktı. Bkz. Bel5zuri, a.g.e., s. 169; Bel5zuô, Terciiıııesi, s. 235. 4 Abdullah b. AbdUlmelik b. Mervan, 84 (703) yılında, Misis kalesini eski temeli ilzerine bina etti. Oraya ilk defa kendisi asker yerleştirdi. Kalenin tepesine bir camii yaptırdı. Kaledeki kilise ambar yapıldı. Her yı l Antakya'dan kale muhafızl an buraya gelirler, kış ı geçirdikten sonra geri dönerlerdi, bunların sayıs ı bin beş yüz ile iki bin arasındayd ı . Bkz. Beliizuıi, a.g.e., s. 169; Bel5.zuri, Tercümesi, s. 236. Emeviler za­ manında Müsliimanlar tarafından tamaınerı fethedilen Çukurova bölgesi, uç beylerinin idaresine verlmiş­ ti Tarsus'ta oturan bu uç beyleri Halep yakınındaki Kinnesrin valilerine bağlı idiler. Bkz. Faruk Sumer, ··çubırova Tarilıitıe Dair Araştırmalar··. Tarih Araştırmaları Dergisi 1, Ankara 1963,s. 3. 5 Mehdi, 165 (781) yılında, oğlu HarunReşid'i savaşmak üzere Rum ülkesine gönderdi. O, Misis ve en· miini tamir ettirdi ve oradaki askerlerin sayısını artırdı. Seyhan üzerindeki Ezene (Adana) köprüsü keıa­ nnda bir köşk yaptırdı. Sonradan 194 (809) yılında, Ebu Süleym Ferec el-Hadim, Ezene'yi sağlam bir şe­ kilde yaptı ve şehri kale içine aldı. Buraya Muhammed b. Reşid'in emriyle, Horasan halkı ve başkabnn­ dan insanlan yerleştirdi ve maaşlannı artırdı. Bkz. Bel5.zuri, a.g.e., s. 172 vd.; Bel5.zuô, Terciiıııesi, s. 241; Hakkı Dursun Yıldız, lslômiyeı ve Türkler, lstıınbul 2000, s. 84 vd. Orıaasyadan getirilen TUrkler, Misis, Anavarza ve Adana şehirlerinde oturuyorlar ve diğer dindaşlarıyla birlik~e Bizanslılara karşı nilca­ dele ediyorlardı. Bkz. F. Sumer, a.g.ııı., s. 3. 6 Yusu fHalaçoğlu, "Adana" DIA. I, İstanb ul 1988,s. 349 vd. 7 Sa/11mııe-i vilayeı- i Adana 1309, s. 1 vd. 87 vd. 198 ADEM TUTAR / ADANA SANCAGINDA MÜSLÜMANLAR VE GAYRİMÜSLİMLER J

İlk çağlardan Osmanlılar dönemine kadar kesin bir nüfus kaydına rastlanmayan Adana'ya ilk Türk-İslam unsurlarının yerleştirilmesi, Abbasiler zamanında 809'da Ebu Süleym et-Türki tarafından gerçekleştirilmiştir. Adana'nın Türkler tarafından fethinden sonraki nüfusu hakkında ise ancak Osmanlılar döneminde sağlam bilgilere rastlanmaktadır. Bununla birlikte Osmanlı öncesinde, l 071 'den itibaren Çukuro­ va'ya Oğuzlardan bir çok topluluk ve aşiretle r yerleştirilmiştir. Osmanlı döneminde yapılan tahrirlere göre 1536-1 537 yıllannda çok sayıdak i Müslüman Türk nüfusa karşılık az miktarda Gayrimüslim nüfus bulunmaktaydı. 8 Adana sancağı , vilayetin ortasında bulunmakta ve merkezi olan Adana kazasıyla Karaisalı kazasından oluşmaktadır. Sancak coğrafi olarak; kuzeyinde ormanlar kaplı dağlar ve akarsular, doğusunda ufak tefek ağaçlı ağaçsız tepeler, güneyinde Akdeniz olup, batı tarafında yine dağlar ve tepeler bulunmakta ve içinde bir çok ırmağın aktı­ ğ ı geniş bir ovadan oluşmaktadır. Adana kazası,9 Adana şehri 10 ile sekiz nahiyeden mürekkep olup, adı geçen şehir vilayetin merkezidir.11 Adana kazasına bağlı nahiyelerden Muhacirin, Karataş, Misis, Sırkıntı, Karsandı nahiyelerinde atanmış müdürler bulunup, Yüreğir, Canib şehir, Karahacılı nahiyeleri yakınlıkları nedeniyle merkezden idare olunurlar. Zikredilen nahi:xeler Çukurova da­ hilinde en ziyade ziraat edilen mahaller olup, fakat Karsantı ve Kara Hacılı nahiyele­ rinin ziraatı mahalli i htiyaçlarına göredir. Mu/ıaciriıı nahiyesi Kının muharebesinin akabinde gelen muhacirlerin iskanıyla teşkil edi l miş 12 yeni bir yerleşim yeri olduğu halde, ziraat vb. yönlerden diğer nahiyelere nazaran üstünlük sağlamış ve merkezi

8 Y. Halaçoğlu, ..a.g . ın. ", s. 350 vd. 1572 ı:uihindc Adan~ ve çevresindeki nüfusun o/o 98'i Türklerle meskundu. Gayrimüslim nüfusun çoğunluğonu Ermeniler oluşturmaktaydı ve bunlar Adana,Ayas gibi yerleş im yerlerinde ve kalelerde bulunm aktaydı lar. Bkz. [Yı lmaz Kuıt, .. 1572 Tarilıli Mufassal Talırir Defterine Göre Ada11a'111n Sosyo-Ekmıomik Tarifıi Üzerine Bir Araştırma .., Belleten LIV. 209, Nisan- 1990 Ankara, s. 209.] 1671 tarihinde Hicaz'a giderken Adana'dan geçen Evliya Çelebi, şehirde çok sayı­ da cami, mescit, medrese, mektep vs. bulunduğunu, halkın çoğunlukla Türkmenlerden oluştuğunu ve ule­ masının çok olup halkın ehli sünnetten olduğunu beliıtiyor. Bkz. [Mehmet Zıllıoğlu Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seya/ıaıııamesi !X, lstanbul 1984, s. 138 vd.J 1309 ( 1891) yıllannda Adana vilayetinin 388475 olan toplam nüfusunun 345551 'ini Müsliimanlar teşkil ederken, 42924'ünü de (Rum, Ermeni, Süryani, Protestan, Katolik) Gayrimüslimler oluştunnakıadır. Bkz. Sa/ıınme-i vilnyeı-i Adnnn 1309, s. 4. 9 Adana kazası Adana ve sancağının merkez kazası olup, sancağın güneydoğu kısmından ibaret olmakla, güneyden Akdeniz'le, doğudan Ccbel-i Bereket sancağıyla kuzeydenisalu kazasıyla, batıdan da­ hi Tarsus kazasıyla sınırlıdı r. Bkz. Şemseddin Sami, Kiimils'ııl-A '/{ım /, lstanbul 1306, s. 220. ıo Adana şehri, Anadolu'nun güneydoğu tarafında merkezi bir şehir olup, Seyhan nehrinin sağ kenannda, deniz sahilinden 50 km içeride ve Tınus şehrinin 38 km doğusundadır. Yaklaşık 20000 ahalisi olup, Anadolu'nun en işlek ticaret merkezlerindendir. Ahalisinin çoğunluğu İslilm olup, Ermenileri dahi çoktur, bir miktar Rum ahalisi de vard ır. Şehir bir iki saatlik mesafede bağ ve bahçelerle çevrili ve Seyhan nehri boyunca kuzeyden güneye doğru uzanmıştır. Seylıan nehri üzerinde 21 gözlü ve 300 metreye yakın uzun güzel bir taş köprüsü vardır. On camii olup, en büyükleri Ramazanoğullannın bina etmiş olduktan Camii Kebir ile yiı:ıe kiliseden ilave ile beraber camiye çevrilen Camii Atik'tir. Bir idadi mektebi ile bir rüştiyesi ve 15 kadar medresesi, 2 kütüphanesi, bir eski ve metin bedesteni ve birkaç un ve pamuk fabrikası vardır. Şehrin içinde çeşitli mezheplere mahsus 8 kilise ile birkaç Ermeni, Protestan ve Cizvit mektepleri de var­ dır. Bkz. Şemseddin Sami, Klimıis'ııl-A 'ilim/, s.218 vd. 11 Salname-i vilnyeı-i Adn11a 1309, s. 74. 12 1276 (1859) tarihli belgeye göre: Nogay muhacirlerinden vapurla Mersin iskelesine gönderilen 175 ha­ ne ve 863 nüfusun iskan edilerek maişeti erinin temini istenmektedir. Bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, (BOA.), Sadfiret Mektübi Umum Villiy5t (A. MKT. UM.), Dosya No: 382, Vesika No: 71. 1285 (1868) tarihli belgeye göre; Adana'da iskan edilen Nogay muhacirleri için bir cami ile bir mektep inşa edilerek vergi ve aşar alınmak üzere kendilerine hususi bir memur tayin edilmesi ve Adana sancağında meskun Nogay muhacirleri müdürü Hacı İ smail Erendiye Mecidiye nişanı verilmesi beliıtilmektedir.Bkz. BOA .. Sadaret Milhimme (A. MKT. MHM.). Dosya No: 436, Vesika No: 86. · 199 4 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI olan Yarsuvat adlı kasaba gittikçe gelişme göstermekteydi.13 Kasabada geniş ve muntazam bir camii bulunduğundan dolayı Cuma günleri Cuma namazı için diğer köylerden toplanan halk burada Pazar dahi kurroaktaydı. 14 Karataş nahiyesi Adana'nın güneyinde on iki saat mesafede ve iskelesi olan bii nahiyedir. Karataş ahalisi ziraatla uğraştığı gibi, iskelesi olması sebebiyle, yörenin ürünlerini pazarlayarak ticaret de yapmaktadır. Yüregir'in hası las-ı arziye vesair se­ nenin mahrecidir. ·Bina bir yen ticaret edilir. Ahalisi tüccar ve ziraa sanatlarından ibarettir. Misis nahiyesi tarihi bir yerleşim yeri olup; kale, han, hamam, camii gibi tarihi eseri.ere sahiptir. Kasabanın batı taraflarında nehri üzerinde önemli bir köprü mevcut olup, ahalisi İslam ve Hıristiyan olarak umumen ziraatla meşguldür. 15 Sır!antı nahiyesinin16 merkezi Adana'ya doğudan dokuz saat mesafede bulunan Say­ geçit köyüdür ..Merkezinde camii ve mektepleri olduğu gibi, nahiye dahilinde Tumlu adlı bir kale ve Sançarn, Sanbahçelik isminde orman vardır. Sırlçıntı adı bölgedeki aşiretin is­ minden gelmektedir. Bu aşiret Kerimli ve Çerbpare vesair namlarıyla birkaç şubeye ayrı­ larak Fırka-i İslahiye iskaıuodan sonra ziraat ve ticaret yaptıkları gibi, koyun, keçi, sığır ve deve yetiştirerek, hayvancılık da yaparlar. Karsantı nahiyesi 17 kazanın kuzeyinde vaki olup ahalisi ancak.kendi yiyecekleri kadar ziraat edebilir. Ahali İslam ve Hıristiyan'dan ibaret olup, uzak mesafclieki dağından kereste ve çift aletleri imal ederek, Seyhan nehri vasıtasıyla, Adana'ya getirirlerdi. Geniş demir madeninin bulunduğu yörede halle, eski­ den cevher çıkarıp çift demiri, nal ve mıh gibi malzeme imal ederler idi. Canib şelıri ve Yiiregir nahiyeleri gerek yerli ve gerek sonralan yer!eşıniş çiftçilerin kurmuş oldukları. çiftliklerle köylerden ibaret olup, geniş ziraat alanlarına sahipti. 18 Karahacılı adı bu nahiye ahalisini oluşturan aşiretin isminde gelmektedir. Mev­ kileri, Adana 'nın kuzeyinde ve yakınında birtakım tepelerle güneye doğru biraz ara­ ziyi kapsamakta olup, aşiret adeti üzere deve ve keçi beslerler. Geçim kaynakların­ dan biri de, Adana'ya develerle tahta getirip satış yaproalarıydı. 19

13 Daha sonraki yıll~da kasabanın gelişmesiyle Muhacirin nahiyesiCerid nahiyesiyle birleştirilmiş üçüncü sınıf bir kaymakamlık oluşnırularak Hamidiye adında bii kaza oluşturulmuştur. Hamidiye kazası Çukurova dahilinde ve merkez vilayete on saat mesafede olup, 42 köyü vanlır. İdare merkeziYarsuvat kasabasıdır. Ka­ za ahalisi Kınm muharebesinden sonra gelen Nogay, Kınm, Rumili, Çerkez, Çeçen, Dağısıan muhacirleriı­ den ve Cerid nahiyesinin Türkmen aşiretle rinden ibarettir. 190l'li yıllardiıHamidiye kasabası 13 mahalle, 2407 hane, 90 dükkan, 6 han, ikisi ateş biri su ile idare olunan üç bab pamuk ve un fabrikası vardır. Kaza 7254 Müslüman nüfustan ibaret olup, bundan 3270 nüfusu kadındır ve Hıristiyan nüfus yoktur.Bkz. Salna­ me-i vi/ayeı-i Adana 1319, s. 74. Bu yöreye daha sonra 1908'de Urfıye ve Cumhuriyet döneminde 3 mayıs 1929 tarihinde Ceyhan ismi verilmiştir. Bkz. Komisyon, "Ad:ına", Yurt Ansiklopedisi l. İstanbul 1981. 14 Salname=i vilayeı-i Adana 1309, s. 77 ~d .. 15 Sal11ame-i vi/ayeı-i Adana 1309, s. 79 vd. 16 F ı rka-i İslahiye, Çukurova'da, Adana ile Sis kasabası a.rasındaki bölgede bulunanSırkıntı aşiretini yer­ l eştirdikten sonra, bir kısmını Adana, diğer kısmİnı da Kozan kazasına bağlamıştır.Bkz. [Y. Halaçoğlu, "Fırka-i İslôlıiye ve Yapmış Olduğu İskan", İÜEF. Tarih Dergisi, S. 27, fsıanbul 1973, s. 18 vd.] 1295 (1878) tarihli belgeye göre; Sırkıntı Aşiretinin Adana kazası dahilinde kalan kısmı, 700 hanede 1732 kişi­ dir. Bkz. BOA., Yıldız Esas Evrakı (Y. EE.). Dosya No: 37, Vesika No: 46. 17 Fırka-i İslahiye faaliyetleri öncesinde, Karsantı nahiyesinde Karsantıoğullan isyan halinde idi ve Z:ı­ mantı nehrinin sağ tarafında ve Aladağ'ın aşağısında Çakır ve Barazan adlanndaki iki köy ahalisi Kars:ın- tı aşiretinden olup tamamen isyan halinde olarak Adana hükümetini asla saymazlardı.Bkz. [Ahmet Cev­ det Paşa, Teıiıkir J/l, (Yay: C. Baysun), Ankara 1991, s. 115.] 1866 yılında, Karsantıoğullannm iskan ve islabı yapılabilmiştir. Bkz. [Y. Halaçoğlu, "a.g.m. ", s. 19.] 1295 tarihli belgeye göre; Kan;antı ve Sançam nahiyesinde, 50 hanede 171 Hıristiyan, 556 hanede 2742 Müslüman olmak üzere toplam 606 hanede 2913'"" kişi bulunmaktadır. Bkz. BOA., Y. EE., Dosya No: 37, Vesika No: 46. 18 Sa/11ame-i vilayeı-i Adana 1309, s. 80. 19 Sa/11ame-i ~ilayeı-i Adana 1309, s. 81. 200 ADEM TUTARI ADANA SANCA~INDA MÜSLÜMANLAR VE GAYRİMÜSLIMLER 5

Adana kazasının nüfusunu 1866-67 tarihi itibariyle veren Cevdet Paşa; kazanın toplam nüfusunu 6567 hane olarak vermiş ve bu·nüfusun 5800 hanesinin Müslim, 767 hanesinin de Gayrimüslim olduğunu belirtmiştir. Ayrıca Ceyhan nehri boyunca iskan ' olunan muhacirin 2500 Müslim haneden müteşekkil olduğunu belirtmiştir.20 1295 tarihli belgeye göre, Adana kazasında, 98 hanede 320 Kıpti, 833 hanede 3538 Hıristi­ yan, 4484 hanede 13439 Müslüman olmak üzere toplam 5415 hanede 17297 kişi bu­ lunmaktadır.21 1266 (1849) tarihli belgeye göre, Adana'da yaşayan Ennenilerden bir kısmının sonradan Katolik mezhebine geçmeleri münasebetiyle nüfuslarının bir defte­ re yazılmasının dedikoduya sebep olması nedeniyle, nüfuslarının ayrı ayrı defterlere yazılması istenmektedir.22 1891 tarihinde Adana kazasının nüfusu; 58049 Müslüman, 12616 Gayrimüslim olmak üzere toplam 70665 kişidir. Kazada 18 camii, 38 mescit, 8 tekke,23 35 medre­ se, 27 han, 1 bedesten, 1 redif-i debuyi, 1 debbağhane, 28 ma'sara,24 55 değirmen, 1988 dükkan, 90 mağaza, 4 hamam, 5 kilise, 25 sıbyan mektebi,2!5 1 rüşdiye mekte­ bi,2" 1 idadi mektebi,27 32 kahvehane, l silahhane, 7 fabrika, 54 meyhane, 145 bah­ çe, 33 fırın, 5 boya basmahane, 1397 bağ·bulunmaktayd1. 28

2 °Cevdet P<\şa, a.g.e. lll, s. 223. 21 BOA.. Y. EE., Dosya No: 37, Vesika No: 46. :ıı BOA., Hariciye Mektiibi Kalemi, (HR. MKT.). Dosya No: 33, Vesika No: 5. Osmanlılar dönemindeki Enncniler arasındaki dini ve siyasi mücadeleler içinbkz. Davut Kılıç, Osnıaıılı fdaresiııde Ermeniler Ara­ s111daki Dini ve Siyasi Müaıdeleler, Ankara 2000. 23 Tekke; Tarikattan olanların barındıkları, ibadet ve tören yaptıkları yer.Medrese; lslam ülkelerinde, ge­ nellikle lsıam dini kurallarına uygun bilgilerin okutulduğu yer, Fıı.külıe.Haıı; Yol üzerinde veya kasaba­ larda yolcuların konaklamaları yapı.Bedesıeıı; İçinde değerli eşya alınıp satılan kapalı p~ı.Redif-i debıı­ yi; Redif, son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er. Debboy, silah, giysi gibi asker eşyası ambarı.Debbağlıaııe; Tabakhane, hayvan postunu kullanılacak duruma getir­ me işleminin yap ı ldığı yer, sepi yeri. Bkz. Komisyon. Türkçe Söıliik 1-2, Türk Tarih kurumu Basım· Evi, Ankara 1988, s. 162, 343, 605, 1001, 1218, 1396, 1442. · 24 Üzüm, susam vesaire yi sıkacak yer. Bkz. Ferit Develioğlu, Osma11/ıca-Tıirkçe Aıısiklopedik Liigaı, (Yay: A. S. GUneyçal), Ankara 1996, s. 582. 25 Sıbyan mektepleri mahalle ve köylerde mevcut olup, camilere bitişik olarak yapılırlar, bazen caminin bir kö• şesinde bulunurlardı. Bu okuUan devlet adamlan yada varlıklı kişiler vakıf yoluyla kurarlar ve giderleri vakıf ge­ lirleriyle kaışılanudı. Köylerde veya mahallelerde halk elbirliği ile de mektep yapar, bu durumda öğreanen ücre• tini veliler öderdi. Müslüman toplumlarda, sıbyan mekteplerinin genellikle tek temel dersi vardı ki Kwan'ın an­ lanu açıklanmadan, yalnızca okwıuşunun öğrenilmesi idi. Tanzimaı'a kadar (1839-1876) yazı öğretilmesi nadir bir olaydı. 1847 Talimatı ise, okuma yanında yazının da öğretilmesini bu mekteplerin amaçlan arasında göstc• miştir. Mutlakıyet döneminde (1878-1908) yeni açılan okullann ders programlan zenginleştirilmiş ve isimlerine de iptidai mektepler denilmiştir. Bkz. Yahya Akyllz, Tıirk Eğitim Tarilıi, İstanbul 1997, s. 72, 140, 196 vct 26 Orta okul derecesinde olan eğitim kurumu. Bkz. Komisyon, Türkçe SiJılllk 2, s. 1232. Çocukların rüşt yaşına kadar bu yeni okullarda okumaları düşünüldüğü için bunlaraRüşdiye adını il. Mahmut vermiştir. Süresi o zamanlar iki yıl olan bu okullara sıbyan mektebini bitiren ve tanınmış ya da devlet hizmetinde bulunanların çocu~ları seçilerek alınacaktı. ilk kuruldukları zamansıbyan mekteplerinin daha iyi ögretim veren üst sınıfları gibi düşünülen rüşdiyeler, Tanzimat döneminde çok geçmeden genel orta öğretimin eiı alı düzeyindeki okullar haline gelmiştir. Bkz. Y. Akyüz, a.g.e., s. 129, 143. 27 Eskiden lise derecesindeki okullara verilen acL Bkz. Komisyon, Türkçe SiJılllk J, s. 680. İdadi teriminin bir orta öğretim kurumunun adı olarak tutunması 1869 ·tarihli Maarif-i Umumiye nizamnamesi ile kesin­ leşti. Bu nizamname, Müslüman ve Hırisıiyan Osmanlı tebaasını birbirine kaynaştınnak ve ortak bir kül• türde yetiştiniıek düşüncesiyle 4 yıllık Rüşdiyelerin üstünde, öğretim süresi 3 yıl olacak ve saİıcak mır­ kezlerinde açılacak idadi adı altında bir okul tipi düşünmüş ve bununla orta öğretim süresiniRüşdiye· ile birlikte 7 yıla ·çıkannıştır. 1882-1890 yıllan arasındaRüşdiyeyi de içine alan İdadilerin yaygın olarak taş­ rada da açı ldığı görülür. Bunlar il merkezlerinde rüştiye ile birlikte 7, sancak merkezlerindeRüşdiye ile birlikte 5 yıllık İdadilerdir. Bkz. Y. AkyUz, a.g.e., s. 145, 201. · 28 Salııaıııe-i vi/ayeı-i Adana 1309, s. 81 vd. 201 /

6 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI

Adana İdadi Mülkiye mektebinde bir müdür, iki mubassır,29 üç hademe ile 90 tale­ be vardı ve mektep beş yıl sürmektedir. Beş yıllık program dahilinde çeşitle dersler okutulmaktadır. Rüşdiye mektebinin dört hocası ve 120 talebesi bulunmaktaydı. Ada- 30 31 na'da sekiz İptidai mektebinde toplam 279 talebe öğrenim görmekteydi. · 1901 tarihli salnameye göre; Adana'da Kız Rüşdiye Mektebinde 137, Gülşen Edeb Kız Rüşdiyesinde 48, J:fadika-i Maarifet Kız Mektebinde 49 kız öğrenci öğre­ nim görmekteydi. Adana'daki 18 iptidai mektebinde 870 erkek öğrenci öğrenim gö• rür iken, 13 kız iptidai mektebinde 156 kız öğrenci öğrenim gönnekteydi.32 1898 tarihli maarif salnamesine göre; Adana'daki 23 medreseden 20 ·tanesinde toplam 395 öğrenci öğrenim görmekteydi.33 Adana'daki medreselerin banisi, talebe adedi, müderrisi, mahalli ve ismi Tablo: l 'de verilmiştir. Tabloda görüldüğü gibi, b1:1 medreselerin yirmi tanesi belli şahıslar tarafından yapılır iken, iki tanesinin banisi bilinmemektedir ve bir tanesi de ahali tarafından inşa edilmiştir.

Tablo: 1 Adaiıa'da Bulunan Medreseler

Medresenin Banisi Talebe Müderris M:ıh:ılli İsmi Erikzade Ali Efendi 40 Nuri Efendi Handan Mahallesi Erikzade Abdurrezz:ık Anıaki 25 Müfü Sadık Efendi Kuru Köprü Yeni Cami Sucuzade Hacı Musıafa 20 Halil lbrahim Efendi Bab-u Tarsus Kemeraltı Sivisoi!lu - - Eski Hamam Sivişoi!lu Darendeli Mahmut Ai!a 15 Sadık Efendi Ali Dede Ali Dede Salih Aii.a . - Pasa Nabi Amacızade Bayrakıarzade 40 Dede Efendi Yanan Mahallesi Bayrakdarzade Piri Mehmet Paşa ve Halil 40 Hacı Hüseyin Efendi Eski Hamam Mah. Eski Cami Bev Hasan Ai!a 15 Hacı lsmnil Efendi Eski Hamam Mııh. Hasan Ai!a Hacı Ahmet 10 Bekir Efendi - Hacı lsa Hoca Abdul Muin 5 Buhar.ılı Hacı Şeyhzade Şeyh oğlu Mehmeı Efendi Mechul 10 Lutfı Efendi Kayalı Bağ Kayalı Bağ Mehmet Pasa 15 Mustafa Efendi HaraoBahce Beg Deresi Mehmet Ağa 15 Halil Efendi Çukur Mescit Yeşil mescit Hacı Hasan Aiia 40 Hacı lbr:ıhim Efendi Seracan Yeni Dnire Ramazanzade 25 Hacı Zahit Efendi Camii Cedit Camii kebir Abdah Efendi 10 Osman Efendi CamiiCediı Kerimoi!.lu Cafer Paşa 20 Dabbağzade Hacı Ali Dabbağhane Caferi ye Efendi Mecliul . - K:ır:ısofu Pannaklı Mescidi Pasa 20 Abdulkadir Efendi Sisli Mahallesi Paşa Medresesi Şeyh Mehmeı Efendi 10 İbr:ıhim Efendi Kayalı Bağ Hunnalı Daire EmirYakuo 5 Mehmet Efendi TUcceran EmirYakuo Ah~li 15 Yusuf Efendi Eknar-ı Karsanıı Ek nar

29 Okullarda öğrencilerin durumu ile il~ilcncn ve düzeni sağlamakla görevli kimse. Bkz. Komisyon, Tiirkçe Sö;.Jiik ı, s. 1037. - 30 ilk Okul. Bkz. Komisyon, Tiirkçe Sözliik /, s. 715. 31 Sa/11ame-i vi/nyeı-i Adaııa 1309, s. 55 vd. 1898 ıariİıli maarif salnamesine göre; gece ve gUndUzlU olan idadi mekıebind.: l Gayrimüslim 212 Müslüman olmak üzere toplam 213 talebe öğrenim gönnekıeydi. Bkz. Salııame-i Nezareı-i Maarif-i Uııııımiye 1316, s. 831. 32 Salııaıııe-i vilnyeı-i Ada11a 1319, s. 104 vd. 33 Sa/11aıııe-i Nezareı-i Maarif-i Unııııııiye 1316, s. 836 vd_ 202 ADEM TUTARI ADANA SANCAGINDA MÜSLÜMANLAR VE GAYRiMÜSLİ M LER 7

Adaiıa'da Gayrimüslimlere ait, bir idadi derecesinde ve beş rüşdiye derecesin­ de erkek ve kızlar için toplam altı mektep bulunmaktaydı. Bu mektepler, 1875 ile 1894 yılları arasmda kurulmuş olup, ruhsatları 1892 ve 1894 yıllarında alınmıştır. Bu okullarda 613 kız, 481 erkek olmak üzere toplam 1094 talebe öğrenim görmek• teydi. Ayrıca Amerikalılara ait idadi ve rüşdiye derecesinde bir, Fransızlara ait idadi derecesinde iki olmak üzere toplam üç tane Ecnebi (yabancı) mektebi vardı. Bu okullardan Amerikalılara ait olan ve 1883 tarihinde kurulup 1891 yılında ruh­ satı alınan okulda, 83 kız, 27 erkek olmak üzere toplam 110 talebe öğrenim gör• mekteydi. Diğer iki okul ruhsatsızdı. Adana'da hükümet dairesinde Seyhan adlı bir matbaa bulunmaktaydı. Resmi olan bu matbaada Türkçe yayın yapılmakta ve gazete de neşr olunmaktaydı.:ı.ı · Karaisalı kazası35 vilayet merkezinin kuzeyinde on saat mesafede vaki Çeçeli kö• yü idare merkezi olup, itibari olarak Menemenci, Karaisalı, Yukarı ve Aşağı Dindarı ad l arında dört nahiyeden mürekkeptir. Bu kazadaki ahali yalnız ziraat ve kereste imaliyle meşgul olarak geçinirler. Pamuk ve susam mahsulleri zahirelerinden fazla olup, bu iki mahsulü satıp Adana'dan malzeme getirirler. Fakat kumaş ihtiyaçlarını kendi elleriyle dokudukları bez ve alaca ile karşılarlardı. Kaza dahilinde Güzel Dağ yaylağı Adana ahalisinin bir kısmının yaylağı olup muntazam bir kasaba halinde bu­ lunduğu gibi hüJ...iiınet dahi yazın oraya nakl olunurdu.36 Karaisalı kazasının nüfusuııu veren Cevdet Paşa; kazanın toplam nüfusunu 2735 hane olarak vermiş ve bu nüfusun 2730 hanesinin Müslim, 5 hanesinin de Gayrimüslim olduğunu belirtmiştir. 37 1878 tarihli belgeye göre, Karaisalı kazasın­ da, 16 hanede 41 Kıpti, 5 hanede 1O Hıristiyan, 2557 hanede 9522 Müslüman ol- 38 mak üzere toplam 2578 hanede 9573 kişi bulunmaktad ı r. · 1891 tarihinde Karaisalı kazasının nüfusu; 21581 Müslüman, 19 Gayrimüslim olm~ üzere toplam 21600 kişidir. Kazada 29 camii, 11 mescit, 15 medrese, 13 han, 35 dükkan, 40 sıbyan mektebi, 8 bahçe, 1 kilise, 16 değirmen, 7 fırın, 600 bağ, 1 ma'sara, vardır. 39

:ı.ı Salname·İ Neuıreı-i Maarifi Uımııııiye 1316, s. 842 vd. Fatih, İstanbul'u fethedince, Rumlara ve Galaıa Latinlerine inanç ve ibadetlerini sürdürmelerine imkan sağlayan imtiyazlar tanımışur. Ermeniler ve sonralan Yahudiler de aynı haklardan yararlandınlmışlardı. O dönemlerde eğitim, dini faaliyetlerden ayn düşünülm­ diğinden dolayı, azınlıklar böylece eğitimlerini de sürdüriip geliştirme imkanı bulmuşlardı. Yabancı okulların açılması ise, Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa'ya tanımış olduğu bir çok ayncalıklara dayanmaktadır. Ka­ pitülasyon adı ile tanınan bu ayncalıklardan, zamanla çeşitli batılı devletler de yaralanmıştır. Mutlakıyet dö• neminde (1878-1908) Azınlıklann açtığı okullar çoğalmış ve bu okullarda aynlıkçı emellerini güçlendirme politikalarını sürdiimıüşlerdir. Aynca bu dönemde yabancılar ıarafından açılan Katolik ve Protestan okullan hem sayısal açıdan büyük anış göstermiş hem de tam bir denetimsizlik içinde, çok zararlı propaganda lo­ nımlan olarak eylemlerini sürdümıüşlerdir. Bkz. Y. Akyüı, a.g.e, s. 87 vd, 209 vd. 35 Adana vilayet ve sancağında ve Adana 'nın kuzeybatısında vaki bir kaza olup, merkezi 500 ahalisi olan Çeçeli köyüdür. Kuzeyden Konya vilayetiyle, doğudan ve güneyden Adana kazasıyla, batıdan dahi T;r­ sus kazasıyla sınırlıdır. Bkz. Şemseddin Sami, K/iııuis'ııl-A '/ilııı V, İstanbul 1314, s. 3639. Fırka-i İslahiye faaliyetleri öncesinde, Karaisalı kazasında Menemencioğulları eski derebeyleri tavrında olup, Adana vali­ sinin emirlerine uymazlardı. Bkz. [Cevdet Paşa, a.g.e. JIJ. s. 115.] 1866 yılında Menemencioğullannın is­ kan ve islahı yapılabilmiştir. Bkz. Y. Halaçoğlu, "ag.ııL ", s. 19. 36 Salllame-i vilayeı-i Adıma 1309, s. 83. 37 Cevdet Paşa, n.g.e. JJJ, s. 223. 38 BOA., Y. EE., Dosya No: 37, Vesika No: 46. 39 Sa/11ame-i vilayeı-i Adana 1309, s. 83 vd; 1901'1i yıllarda Karaisalı kazasının 22405 nüfusu bulunmakta ve tamamı Müslüman'dır. Kazada 43 camii, 56mescid. 15 medrese. 89 sıbyan mektebi, 1 tekke, 30 dükkan, 5 han, 27 değimıen, 7 fınn, 600 bağ ve 1 ma'sara bulunmakıaydı.Bkz. Salııaıııe-i vilayeı-i Adan~ 1319, s. 73. l U3 t

8 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI

Adana sancağının nüfusı,ınu veren Cevdet Paşa; sancağın· toplam nüfusunu 14264 hane olarak vermiş ve bu nüfusun 1313 l hanesinin Müslim, 1133 hanesinin de Gay-. rimüslim olduğunu belirtmiştir.40 1878 tarihli belgeye göre Adana sancağındaki Müslim ve Gayrimüslim nüfus Tablo: 2'de verilmiştir.

Tablo: 2 Adana Sancağının Nüfusu41

Kıpti Hıristiv:ın Müslümaô Toılam Kaz:ı Hane Nüfus Hane NUfus Hane NUfus Hane Niİfus Adamı (Nahive ve Asiretlerle) 98 320 833 3538 4484 13439 5415 17297 Tarsus

Tablo: 2'de görüldüğü gibi, Adana sancağında, 145 hanede 499 Kıpti, 1168 ha­ nede 4921 Hrr-istiyan, 14257 hanede 51945 Müslüman olmak üzere toplam 15570 hanede 57365 kişi bulunmaktadır. Mersin ve Tarsus kazaları Adana sancağına bağlı iken; 1887 senesinde, liva merkezi Mersin olmak üzere, Tarsus kazasının da ilhakıyla, Mersin sancağı, oluşmuştur.42 1891 yılında Adana sancağındaki Müslim ve Gayrimüslim nüfus Tablo: 3'de ve­ rilmiştir. -'

Tablo: 3 Adana Sancağının Nüfusu43 Yerlesim veri Müslüman Gavrimüslim Toplam Adana kazası 58049 12616 70665 Karaisalı kazası 21581 19 21600 Toplam 79630 12635 92265

Tablo: 3'de görüldüğü gibi; Adana sancağında toplam 92265 nüfus bulunmakta­ dır, bu nüfusun 79630'unu Müslümanlar teşkil ederken, l2635'ini de Gayrimüslim• ler oluşturmaktadır. Vital Cuinet; 1891 tarihi·itibariyle Adana kazasının nüfusunu 93955 olarak ver­ miş, Karaisalı kazasının nüfusunu ise 9856 olarak vermiştir. Adana kazasının nüfu• sunu dini yönden tasnif ederek Müslüman nüfusu az göstermiştir. Özellikle Gayri­ müslim nüfusun çok az sayıda olduğu Karaisalı kazasınırı nüfusunu az göst~rdiği gi­ bi bu nüfusu dini yönden de belirtmemiştir.44

4 °Cevdet Paşa, a.g.e. ili, s. 223. 41 BOA., Y. EE., Dosya No: 37, Vesik:ı No: 46. 42 Saluaıııe-i vilayeı-i Adana 1309, s. 87; İ309 (1891) tarihinde Mersin kazasında toplam 21666 nüfus bulunmakla olup; bu nüfusun l 9737'sini Müslümanlar teşkil ederken, 1929'unu Gayrimüslimler oluştıı­ malctadır. Ayrıca Mersin'de, Fransa, Danimarka, Rusya, Felemenk, lngilıere, lspanya, Belçika, İsveç­ Norvcç, Portekiz, Avusturya-Macaristan, iıaJya, Yunan ve Amerika konsolostan bulunmaktaydı. Tarsus kazasında toplam 40410 nüfus bulunmakta' olup; bu nüfusun 38037 'sini Müslümanlar teşkil ederken, · 2284'ünü Gayrimüslimler oluştunnakıadır.Bkz. Salnanıe-i vilayer-i Adana 1309, s. 92, 100-101, 104. 43 Salııame-i vilayet-i Adaııa I 309, s. 8 I, 83. 44 Viıal Cuinet, La Turqııie d'Asıe il, Paıis 1891, s. 38, 44. 704 ADEM TUTAR/ ADANA SANCAGJNDA MÜSLÜMANLAR VE GAYRİMÜSLİMLER 9

Sonuç olarak, Hıristiyanlık ve İsliimiyet'e mensup milletlerin Adana yöresin­ deki hakimiyeti, bu coğrafyada yaşayan insanların dini yapılarını da oluşnırmuş­ tur. İlk İsliim fetihlerinin akabinde, Müslüman Türklerin Adana ve çevresine yer­ leşmesiyle, bu bölge bir Türk-İslam yurdu haline gelmiştir. İlk yerleşmelerinden itibaren uzun yıllar bir arada yaşayan Müslüman ve Hıristiyanlar, dini yapılarıoı muhafaza ile, XIX. asrın sonlarına ulaşmışlardır. XIX. yüzyılın sonlannd<. Adana sancağı, Adana vilayetine bağlı olup, Adana ve Karaisalı kazalarından meydana gelmekteydi. Bu dönemde Adana sancağı dahilinde, Müslüman Türkler ve Gayri­ müslim Ermeniler ile Rum-Ortodokslar yaşamaktaydılar. Sancak içerisinde yaşa­ yan Müslümanlar ve Gayrimüslimler, ibadethane, okul gibi dini ve sosyal müesse• selerinde, kendilerine ait kültürlerini sürdürmekteydiler. Adana sancağındaki nü• fusun büyük bir kısmı Müslüman Türklerden meydana gelmekteydi. Sancak dahi­ linde bulunan Gayrimüslim nüfusu Ermeniler ve Rum-Ortodokslar teşkil etmek­ teydi. Adana sancağındaki Müslümanlar ve Gayrimüslimler, XIX. yüzyılın sonla­ rına kadar, önemli bir etnik veya dini çatışma yer vermedikleri gibi, iyi bir diyalog içerisinde yaşamışlardır. KAYNAKLAR.

Ahmet Cevdet Paşa, Tezakfr 1-lll, (Yay: C. Baysun), Ankara, 1991.

Akyüz, Yahya, Türk Eğitim Tarihi, İstanbul, 1997.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, (BOA.), Sadaret Mektfibl Umfım Vilayiit (A. MKT. UM.), Dosya No: 382, Vesika No: 71. BOA., Sadaret Mühimme (A. MKT. MHM.), Dosya No: 436, Vesika No: 86.

BOA., Yıldız Esas Evrakı (Y. EE.), Dosya No: 37, Vesika No: 46.

BOA., Hariciye Mektfıbl Kalemi, (HR. MKT.), Dosya No: 33, Vesika No: 5.

Belfizuri, Fiitıılııı'l-Biildan, Beyrut-Lübnan, 1991-1412.

------, Terceıııesi, (Çev: Mustafa Fayda), Ankara, 1987.

Darkot, Besim, "Adana", İ.A. I, Eskişehir, 1997.

Develioğl u, Ferit, Osmanlıca-Tiirkçe Ansiklopedik Lügat, (Yay: A.S. Güneyçal), Ankara, 1996.

Halaçoğlu, Yusuf, "Adana" DİA. I, İstanbul, 1988. ------, "Fırka-i İsldlııye ve Yapmış Olduğu İskan", İÜEF. Tarih Dergisi, S. 27, İstanbul, 1973.

Komisyon, Türkçe Sözlük 1-2, Türk Tarih Kurumu Basım Evi, Ankara, 1988.

Komisyon, "Adana", Yurt Ansiklopedisi 1-V, İstanbul , 1981.

Kılıç, Davut, Osmanlı İdaresinde Eımeııiler Arasmdaki Dini ve Siyasi Miicade­ leler, Ankara, 2000.

205 10 TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI

Kurt, Yılmaz, "1572 Tarihli Mufassal Tahrir Defterine Göre Adana'mn Sosyo­ Ekonomik Tarihi Üzerine Bir Araştırma", Belleten LIV, 209, Nisan, 1990 Anlçara.

Mehmet Zıllıoğlu Evliya Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnamesi 1-X, İstanbul, 1984-1985.

Salname-i Nezareı-i Maarif-i Umıımiye 1316.

Saltıame-i vilayet-i Adana, 1309, 1319.

Sümer, Faruk, "Çukurova Tarihine Dair Araştırmalar", Tarih Araştınnaları Dergisi I, Ankara; 1963.

Şemseddin Sami, Klımfis'ııl-A'llım 1-VI, İstanbul, 1306-1314.

Vital Cuinet, lA Tıırq11ie d 'Asıe 1-V. Paris, 1891-1896. Yıldız, Hakkı bursun, İslômiyet ve Tiirkler, İstanbul, 2000.

206