STADIASMUS PATARENSIS’TE YOLLAR, YERLEŞİMLER VE TERİTORYUMLAR

Fatih ONUR Saygıdeğer hocam Prof. Dr. Sencer ŞAHİN’in anısına adanmıştır.

 Doç. Dr. Fatih Onur, Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü, Antalya ([email protected]). Bu çalışma, T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca verilen izin çerçevesinde 2014 yılına kadar merhum Prof. Dr. Sencer Şahin, 2015 yılından itibaren de Prof. Dr. N. Eda Akyürek Şahin başkanlıklarında devam eden araştırmalar kapsamında yazıl- mıştır. Çalışmalar Akdeniz Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinas- yon birimi tarafından desteklenmektedir (SBA-2015-937, yürütücü: Prof. N. Eda Akyürek Şahin). Stadiasmus Patarensis üzerine çalışmak üzere burslu olarak bu- lunduğum Koç Üniversitesi, Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’ne (ANA- MED) bu çalışmanın yazım sürecine yaptığı büyük katkı nedeniyle minnettarlığı- mı sunarım. Bilim Akademisi Genç Bilim İnsanları Ödül Programı (BAGEP) çer- çevesinde tarafıma verdiği ödülle bu araştırmaya katkıda bulunmuştur. Yazının hazırlanma sürecindeki desteği ve önerileri için Selim F. Adalı’ya teşekkür ederim.  Bu yazının “The roads, settlements and territories in Stadiasmus Patarensis” baş- lıklı İngilizce aslı, Prof. Dr. Sencer Şahin için çıkarılması planlanan “Vir Doctus Anatolicus. Studies in memory of Sencer Şahin” başlıklı armağan kitabında (artık bir anı kitabı) basılmak üzere teslim edilmişti. Bu teslimin üzerinden aşağı yukarı 2,5 yıl geçmiştir (ve kitap hala basılamamıştır). Hocamız için derlemeye karar ver- diğimiz bu “armağan” kitabının hazırlanış süreçlerini aşağı yukarı 4 yıl önceki or- tak toplantılarda kararlaştırmıştık. Bununla birlikte sonradan “” adlı bir der- ginin ek yayın dizisinde basılmasına yönelik karar alındığı öğrenilmiştir. Bu ne- denlerle, yazı söz konusu anı kitabından geri çekilmiştir. Yazıda üzerinde durulan hususlar Prof. Dr. Sencer Şahin henüz hayatta iken kaleme alınmış olup, kendisiyle çok kere konuşulmuş ve tartışılmıştır. Bu vesile ile üzerimdeki emeğini her zaman hatırlayacağım doktora danışmanım sayın hocamı saygı ve özlemle anıyorum. Ma- kalenin güncellenmiş İngilizce aslı Gephyra’nın 13. sayısında basılacaktır.

74 Fatih ONUR

Bu yazı, Stadiasmus Patarensis’te1 (SP) geçen yollar, yerleşimler ve yer- leşim teritoryumları arasındaki ilişkiye yönelik bazı meseleleri ele almakta- dır. Çalışmada, SP’yi bir yolculuk rehberi değil ve sadece neredeyse tüm büyük kentlerin ve bazı küçük yerleşimlerin arasında yapılan ya da yenile- nen, ama her koşulda ölçülen yolların (Y) resmî bir dökümü ve sunumu olduğunu kabul ederek şunları öneriyorum:

1. Yerleşimler arasında verilen bu yol ölçülerinin başlangıç ve bitiş noktaları kent merkezinin sınırları içerisindeydi. 2. Yerleşimlerin teritoryumları yol listesi oluşturulurken dikkate alınmıştı. 3. SP’te verilen tüm yerleşimlerin en azından belli bir seviyede bağımsız bir yapısı vardı.

Yazı, SP’te prepozisyonların (edatların) ve artikellerin kullanımı ile baş- lamakta, yolların güzergâhlarıyla devam etmektedir. Daha sonra yolların muhtemel başlangıç ve bitiş noktalarını tartışılmakta, son bölümde ise yer- leşimlerin politik statüleri ve bununla bağlantılı olarak teritoryumlar ile il- gili unsurlar değerlendirilmektedir. SP bağlantılı yer isimlerinin coğrafi ta- kibi için Res. 3’teki (aş. s. 113) şematik harita kullanılabilir.

Bu konulara başlamadan önce, SP’te B yüzünün üst kısmında kullanılan ὁδός kelimesiyle ne kastedildiğinin ve bu bağlamda metnin ne sunduğu- nun anlaşılması gerektiğini düşünüyorum. Yunancada ὁδός sözcüğü genel olarak “yol (Lat. via)” anlamına gelse de, “güzergâh (Lat. iter)” anlamında da kullanılır.2 Araştırma ve yayınlarımızın başından beri SP’teki “ἀπό (- den/-dan) ... εἰς (-e/-a) x stadion” ifadesiyle verilen bu her bir yol bağlantı- sını “güzergâh” (iter, çoğul: itinera) olarak adlandırmıştık, hâlbuki SP’teki

1 Anıt hakkında yazılan temel monografiler: Işık – İşkan – Çevik 2001, Şahin – Adak 2007 ve Şahin 2014. 2 Bkz. LSJ, s.v. ὁδός, ἡ (“I. of Place, way, road … II. as an Action, travelling, jour- neying, whether by land or water, journey, voyage”).

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 75 metnin amacı aslında bir seyahat düzenleyiciliği değildi (bkz. s. 90, dn. 60). Latincede iter “yön; güzergâh; seyahat”, via ise doğrudan “yol”un kendisine işaret etmekte olup, bu iki terim arasında belli bir ayrım vardır.3 SP’te veri- len ὁδός sözcüğünün hangi anlamda kullanıldığını gösteren veri, C yü- zünde sat. 5’te ’tan Kitanaura’ya giden yol için κατεσκεύασται ifa- desinin kullanımıdır, yani doğrudan SP’in kendisinden gelmektedir. Doğ- rudan bir “inşa” anlamını içeren bu fiilin (κατασκευάζω), Yunanca’da ὁδός sözcüğünün yanı sıra πορεία, ὁδοιπορία, ἀνοδία sözcükleriyle de verilebi- lecek4 iter (güzergâh) çizme/oluşturma için değil, sadece yolun – yani via – kendisinin fiziksel inşası için kullanılabilir. Aynı şekilde, Bonda Tepesi üzerindeki Claudius Anıtı’nda geçen “κατασκευὴ τῶν ὁδῶν” ifadesinde de ὁδός sözcüğü yolun kendisinden başka bir anlam içermemektedir (bu anıta ilişkin referans için bkz. dn. 37). Dolayısıyla SP üzerindeki, “ ‘a’ yerleşimin- den ‘b’ yerleşimine (‘c’ üzerinden) ‘x’ stadion” temel formülünde verilen her bir yol bilgisini, Lat. “iter” (çoğ. itinera; Tr. “güzergâh”) olarak anlamamak gerektiği kanaatindeyim. Geleneksel “iter” kavramı bir yerden bir yere nasıl, yani nerelerden geçerek gidildiği üzerine kuruludur. SP’te ise böyle bir amaç güdülmemiştir. Bu bağlamda, Antoninus Pius dönemine kadar geri giden Itinerarium Antonini ve ilk Hıristiyan yol rehberi örneği olan Itinerarium Burdigalense/Hierosolymitanum metinlerindeki5 “iter” örneklerine bakılabi- lir.

3 Bkz. LS ve OLD s.v. via ve iter. 4 Lex. Corn. Schrev., s. 51, s.v. Iter; Nov. Lex. Man., s. 455-456, s.v. Iter. 5 Bu iki “itinerarium”un bazı edisyonları için bkz. P. Wesselingo (ed.), Vetera Ro- manorum Itineraria, sive Antonini Augusti itinerarium, Itinerarium Hierosolymi- tanum, et hieroclis grammatici synecdemus, Amsterdam 1735; G. Parthey - M. Pinder (edd.), Itinerarium Antonini Augusti et Hierosolymitanum, Berlin 1848; P. Geyer (ed.), Itinera Hierosolymitana. Saeculi IIII-VIII, Viyana 1898; G. Sartin, Iti- nerarium Burdigalense uel Hierosolymitanum. (Itinerário de Bordeaux ou de Jerusalém): texto latino, mapas e tradução comentada, Scientia Traductionis 15,

76 Fatih ONUR

Örneğin Itinerarium Antonini’nin Italia kısmının girişinde Mediolanum’- dan Columna’ya verilen “iter”in başlangıç ve bitiş kısmı şöyledir:6 Iter quod a Mediolano per Picenum et Cam- Mediolanum’dan Picenum ve Campania üzerin- paniam ad Columnam, id est Traiectum Sici- den Traiectum Siciliae olarak da bilinen Colum- liae ducit mpm DCCCCLVI sic na’ya ilerleyen güzergâh (toplam) 1456 mil: A Mediolano Laude civitas mpm XVI Mediolanum’dan Laude kentine 16 mil Placentia civitas mpm XXIIII (oradan) Placentia kentine 24 mil Fidentiola vicus mpm XXIIII (oradan) Fidentiola mahallesine 24 mil … … Ad fluvium Angitulam mpm XIII (oradan) Angitula nehrine kadar 13 mil Nicotera mpm XXV (oradan) Nicotera’ya 25 mil Ad Mallias mpm XXIIII (oradan) Mallia’ya kadar 24 mil Ad Columnam mpm XIIII (oradan) Columna’ya kadar 14 mil Örnekte çıkış ve varış noktaları, ayrıca önceden toplam mesafe, hedefe ulaşmak için de nerelerden geçileceği mesafeleriyle birlikte verilmektedir. Ayrıca sadece yerleşimler değil, yerleşimlerin iç birimleri ve nehirler de ve- rilmektedir. Diğer bir örnek de mutatio’ların (at/araç değişim mevkileri) ve mansio’ların (konaklama mevkileri) daha çok görülebileceği Itinerarium Burdigalense’den verilebilir. Nikomedeia’dan Ankyra’ya verilen “iter”in (güzergâhın) bir kısmı şu şekildedir7: mutatio Hyribolum mpm X (Nikomedeia’dan) mutatio Hyribolum’a 10 mil mansio mpm XI (oradan) mansio Libum’a 11 mil mutatio mpm XII (oradan) mutatio Liada’ya 12 mil civitas Nicia mpm VIII (oradan) Nikaia kentine 8 mil … … mansio Mnizos mpm X (oradan) mansio Mnizos’a 10 mil mutatio Prasmon mpm XII (oradan) mutatio Prasmon’a 12 mil mutatio Cenaxem Palidem mpm XXIIII (oradan) mutatio Cenaxis Gölü’ne 24 mil civitas Anchira Galatia mpm XIIII (oradan) Galatia’daki Ankyra’ya 14 mil fit a Anchira Galatia usque milia Nikomedeia’dan Galatia’daki Ankyra’ya kadar CCLVIII, mutationes XXVI, mansiones XII. (toplam) 258 mil, 16 mutatio, 12 mansio.

2014, 293-379; Bu edisyonların yanı sıra bu tip örnekler için bkz. Salway 2007, 185- 186 (Itinerarium Antonini) ve 189 (Itinerarium Burdigalense). 6 Itin. Ant. (Wesselingo, bkz. dn. 5) 98.3-106.4. 7 Itin. Burd. (Wesselingo, bkz. dn. 5) 573.1-575.6.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 77

Sonuç olarak SP örnekleri verilen geleneksel itineraria ile benzeşme- mektedir ve herhangi bir şekilde doğrudan itinera vermek gibi bir amaç güdülmemiştir. Fakat tabi ki, anıtın ana amacının dışında bir işlem olmakla birlikte, anıttan dolaylı olarak güzergâhlar (itinera) çıkarmak da mümkün olabilir.8

I. Prepozisyonlar (Edatlar) ve Artikeller SP’teki prepozisyonlar, özellikle διά, εἰς, ἐπί yolların ilerleyiş hatlarına ilişkin ipuçları vermektedir. SP’in metninde hiçbir yerleşim adının önünde artikel olmadığı açıktır, ki bu Yunanca’da tipik bir durumdur. Artikeller örn. doğal oluşumlar (ova, dağlık alan), dağ isimleri, bölge isimleri gibi di- ğer durumlarda görülebilmektedir. Konuya ilk olarak prepozisyonların iş- levi ve διά9 ile başlamak en uygunudur. Bu prepozisyonun SP’teki işlevinin çoğu zaman yerleşim teritoryumlarıyla ilgili olduğuna daha önce dikkat çe- kilmişti.10 Bu çalışmanın amacı doğrultusunda konu ayrıntılı olarak açık- lanmıştır.

SP’in önemli bir özelliği, yolların çoğunlukla komşu yerleşimler ara- sında verilmiş olmasıdır. Bu sadece coğrafik konumdan değil, aynı zaman- da her bir yolun sadece ilişkide verildiği yerleşimlerin teritoryumlarından geçmiş olması nedeniyledir. Bu durum, çıkış ve varış noktalarının yanı sıra ara istasyonlar içeren yol bağlantılarından anlaşılabilir. Bu tip durumları SP yolun başka bir yerleşimin arazisinden geçtiğini vurgulamak için διά

8 Şahin – Adak 2007, 14-15; Şahin 2014, 19-20; ayrıca bkz. aş. s. 92 dn. 65 ile birlikte. 9 διά’nın kullanımı için, bkz. Harrison 1858, 187-192 (özl. 189-190) ve 195; διά’nın erken dönemlerdeki kullanım için, bkz. Luraghi 2003, 168-187 ve Luraghi 2012, 367-374. 10 Genel hatlar olarak bkz. Onur – Alkan 2011, 69; Şahin 2014, 25.

78 Fatih ONUR prepozisyonu ve artikelsiz olarak genitif halde “ilgili yerleşim adı” şeklin- de11 vermektedir (örnekler için bkz. aş. s. 78-82). Teritoryumlar arası ge- çişler hakkındaki bu bilgi rastgele olmayıp, coğrafik konumların yanı sıra, sınır geçişleriyle ilgili olabilir.12 Her ne kadar bu bilginin, aynı yere giden başka güzergâhlar olması ya da bu yolların Claudius tarafından (yeniden) inşa edilmesi nedeniyle verilmiş olabileceğine13 yönelik fikirler varsa da, bu bilginin daha çok otonom yerleşimlerin14 teritoryumlarına işaret ettiğini düşünüyorum. Bu durum, kısmen de olsa, yerleşimlerin Claudius Döne- mi’ndeki teritoryumlarını ve arazideki yol güzergâhlarını tespit etmemize yardımcı olabilir. SP’te διά’nın 5 tane yerleşimler, 3 tane de diğer durumlar için olmak üzere toplam 8 kullanımı vardır: A. ∆ιά’nın yerleşimler için kullanımı 1. Trimilinda Y 24 (B yüzü, sat. 32): ἀπὸ Βαλβ[ούρω]ν εἰς Κιβύραν διὰ Τριµιλίν[δω]ν στάδια ρλϛʹ Balboura’dan ’ya Trimilinda (teritoryumundan) geçerek (götüren yol): 136 stadion.

11 Şahin bu durumu Y 25 (Şahin – Adak 2007, 176; Şahin 2014, 211) ve Y 52 (Şahin 2014, 332) için vermektedir. 12 Ürünlerin gümrükten geçirilmesi için belli kurallar ve tüccarlar için kentler ara- sındaki sınırlarda geçiş noktaları vardı, bkz. IKaunos s. 214-215; Takmer 2007, 172 ve 176. 13 Salway 2007, 202: “Daha da önemlisi bu bilgi, şüphesiz, alternatif yolların bulun- duğu yerlerde hangisinin Claudius tarafından (yeniden) inşa edilen yol olduğunu ayırt etmeye de yaramaktadır (yazar çevirisi; aslı: More importantly, this informa- tion also no doubt served to distinguish, where alternative routes existed, which road had been (re)built by Claudius.). 14 Zimmermann (1992, 141) Orta Lykia’da yerel demos’ların ve yerel kült gelenek- lerinin olmasını bir çeşit kısmi otonomiyle ilişkilendirmektedir. Ayrıca yerleşim tipleri hakkında bkz. Schuler 1998, 17-32 (polis), 41-45 (demos) ve 45-49 (peripo- lion).

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 79

Trimilinda SP’ten anlaşıldığına göre o dönemde bağımsız bir yerleşimdi ve yol bu yerleşimin içinden değil, onun çevre teritoryumundan geçmekteydi. Bu yol Dirmil/Altınyayla içinden geçmiş olmalıdır15 ve bu bölge büyük ih- timalle, en azından Claudius Dönemi’nde, Trimilinda adında bir yerleşi- min teritoryumunda kalmaktaydı. Boubon’un teritoryumunun en azından 5-6 km doğuya, Dirmil/Altınyayla’nın güneybatısına ve 7 km kuzey-kuzey- batıya kadar uzadığı kabul edilmektedir.16 Bean, Dirmil/Altınyayla’nın 1,5 km doğusunda, Balboura’nın 6 km kuzeyinde ve Boubon’un 12 km doğu- sunda ve Boubon’a değil, Balboura’ya ait olarak gösterdiği bir yerleşimden bahsetmektedir.17 Fakat Boubon ve bu köy yerleşimi arasındaki yol üze- rinde bulunan iki yazıtta, kentlerine söz verdikleri üzere Ares’e olan adak- larını yerine getiren Boubonlu pazar denetçileri (ἀγορανόµοι) anılmakta- dır.18 Bu veri bu yazıtların bulunduğu bölge çevresinin, belki de bahsi geçen Dirmil yakınındaki köy yerleşiminin Boubon teritoryumunda kaldığını gösterebilir. Bununla birlikte, “Survey results in Boubon (Cibyratis, nort- hern )” başlıklı web sitesinde, Dirmil/Altınyayla’nın Boubon teritor- yumunda olmasına şüphe ile bakılmaktadır.19 Bean tarafından bahsedilen kalıntılar Trimilinda’ya ait olabilir. Değilse, Balboura’dan Kibyra’ya giden yolun üzerinde olan Dirmil ve onun çevresindeki teritoryuma sahip olan bir başka otonom yerleşim beklenmelidir. Dirmil gerçekten Boubon teri- toryumunda kalmış olabilir.20 Bu aynı zamanda, Lykia’nın önemli kentle-

15 Şahin – Adak 2007, 171-172; Şahin 2014, 203-204. 16 Kokkinia 2008, 13. 17 Bean 1971, 10; krş. Kokkinia 2008, 13. 18 Kokkinia 2008a, 101-106 no. 71-72. 19 Bkz. http://www.eie.gr/nhrf/institutes/igra/projects/boubon/territory.asp. (Eri- şim tarihi: 23.01.2014). 20 Krş. Coulton 2012, 27 res. 2.11; 30.

80 Fatih ONUR rinden birisi olan ve SP’te adı geçmesi beklenen Boubon’un listedeki yok- luğuna da bir cevap olabilir. Böyle bir durum, ancak, en azından Claudius Dönemi’nde Boubon, aynı zamanda “Trimilinda” olarak da adlandırılmış- sa21 mümkündür (belki de Korykos ve Olympos adlandırmalarına benzer şekilde22). SP’in bu düşünceyi akla getiren kullanımı dışında, maalesef Bou- bon’un diğer adının Trimilinda olabileceğine dair veri yoktur. Diğer bir ih- timal ise, Gölhisar Gölü’nün kuzeydoğu kıyılarındaki yerleşim olabilir. Bu yerleşim “Eski-Kibyra” olarak tanımlanmıştır.23 Strabon’a göre (13.4.17), buranın halkı Pisidialılar tarafından uzaklaştırılmış ve Pisidialılar da Kiby- ra’yı kurmak üzere buraya yerleşmişlerdir.

2. Plata... Y 25 (B yüzü, sat. 33): ἀπὸ Τλῶ εἰς Οἰνέανδα (sic) διὰ Πλατα[...] στάδια σ..ʹ ’tan Oineanda’ya Plata... (teritoryumundan) geçerek (götüren yol): 2.. sta- dion.

Tamamlama önerileri διὰ Πλατα[ίας, -ιῶν], Πλατά[νης, -νῶν], Πλατα- [σης, -σων] şeklindedir.24 Rousset tamamlamanın διὰ πλατα[ίας] = διὰ πλατε[ίας] şeklinde ve “par la grand-route” (“anayol üzerinden”) anlamın- da olabileceğini de önermiştir, fakat bu διά ile kullanılışı açısından olası görünmemektedir.25 Burası Tlos ve Oinoanda arasında bir yerleşimdi, belki

21 Belki de kentin ve bölgenin daha erken tarihine atfen, krş. Şahin – Adak 2007, 171-172; Corsten – Hülden 2012, 10; Corsten 2013, 80-82; Şahin 2014, 203-205. 22 Ayrıntılar için bkz. Adak 2004. 23 Corsten – Hülden 2012, 37-38, yerleşim hakkında daha fazla arkeolojik ve epig- rafik veri için bkz. age., 19-41. 24 Şahin – Adak 2007, 176; Şahin 2014, 210. 25 Rousset 2010, 142; krş. Şahin 2014, 211.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 81 de Köristan, Dikmen Tepe ya da Çökek kalıntıları bu yerleşime aitti.26 Tlos ve Oinoanda’daki arasındaki sınır meselelerine ilişkin Hellenis- tik yazıtta, taraflar arasında paylaşılması gereken asıl yer olarak, “Masa” adında bir dağ/tepe verilmektedir.27 Masa Dağı ayrıca İ.Ö. 46 yılında Cae- sar ve Lykia Birliği arasında imzalanan ve sınırlara ilişkin bilgilerin yer al- dığı antlaşmada da anılmaktadır.28 Hellenistik Dönem’de Tlos ve Oinoanda arasında sınır olan Masa’nın, Erken İmparatorluk Dönemi’nde aynı iki kent arasında otonom bir yerleşim olarak görünen Plata... ile aynı bölgede olup olmadığını anlamak için, özellikle Köristan – Dikmen Tepe ve Çökek civarında olmak üzere, bu bölgede daha geniş bir arazi araştırması gerek- mektedir.29

3. Kollyba Y 51 (C yüzü, sat.13): ἀπὸ Λυ[κ]ῶν διὰ Κολλύβων εἰς Πύγε[λα στά]δια ρ[..ʹ] Lykai’dan Kollyba (teritoryumundan) geçerek ’ya (götüren yol): 1.. sta- dion.

26 Şahin 2007, 177-179; Şahin 2014, 212-215; Köristan, Dikmen Tepe ve araların- daki yol kalıntıları için bkz. Yılmaz – Çevik 1996, 193; Korkut 2014, 506-510; Kor- kut 2015, 176-188; Çevik 2015, 260. 27 Masa Dağı hakkında detaylı bilgi için bkz. Rousset 2010, 43-61 ve 123-126. 28 Mitchell (2005, 215-216) Masa Dağı’nın Oinoanda’nın güneyi ile Girdev’in do- ğusu arasında olabileceğini belirtmektedir, krş. Rousset 2010, 123. 29 Yukarıda bahsi geçen Tlos ve Oinoanda’daki Termessos arasındaki Hellenistik sınır sözleşmesi (Rousset 2010) Masa Dağı üzerinde bir sınır belirleme işlemini içermektedir. 2015 yılı yüzey araştırmalarımızda, iki grup halinde sınır işaretlerine rastlanmıştır. Bir grup her biri bir ana kaya üzerine harf olarak kazınmış şekilde Köristan’ın hemen doğusunda yer alırken, yine ana kayaya kazınmış iki işaret içe- ren diğer grup Tezli Dere’nin kuzeyindeki dağlık alandadır. Fakat ne yazık ki, bu işaretlerin sözleşmede bahsi geçen sınır işaretleri olup olmadığı henüz belli değil- dir ve Masa Dağı’nın coğrafi konumunu tespit etmeye yetmemektedir.

82 Fatih ONUR

Gödene’de (Altınyaka) önemli bir antik kalıntı olmadığından, oranın 3 km kuzeyindeki Bozbelen’de bulunan kalıntılar Kollyba olarak önerilmiştir.30

4. Y 55 (C yüzü, sat. 17): ἀπὸ Φελλοῦ εἰς [Νεῖσα διὰ Κανδύβων στάδια ..ʹ] Phellos’tan Neisa’ya Kandyba (teritoryumundan) geçerek (götüren yol): .. sta- dion.

Phellos yakınındaki Dereköy ile Neisa yakınındaki Sütleğen arasında yer alan Çataloluk’taki kalıntılar antik Kandyba’ya aittir. Fakat ilgili kısmın ta- mamlama olmasından dolayı, burada başka bir yerleşimin anılmış, hatta, düşük bir ihtimal de olsa, Antiphellos’un bile bulunmuş olması mümkün- dür (bkz. aş. s. 107-110).

5. ve Madamyssos Y 62/63 (C yüzü, sat. 24-25): ἀπὸ Κορυδ[ά]λλων διὰ Ῥοδίας πόλεως [κ]αὶ Μα- δαµυσσ[οῦ] εἰς Ἀκαλισσ[ὸ]ν στάδια ϙϛʹ Korydalla’dan, Rhodiapolis ve Madamyssos (teritoryumlarını) geçerek Akalis- sos’a (götüren yol): 96 stadion.

Madamyssos, Rhodiapolis’in 7-8 km kadar kuzeyinde yer alan Baysı köyü- ne yerleştirilmiştir.31 Fakat Korydalla ve Akalissos arasındaki yol Şahin ta- rafından tam anlaşılamayan bir nedenle iki güzergâha bölünmüştür.32 Bu, Rinner tarafından da ima edildiği gibi,33 tabi ki Korydalla’dan başlayıp Rhodiapolis ve Madamyssos kentlerine girmeden onların teritoryumların- dan geçerek Akalissos’a ulaşan tek bir yoldur. Bu ifade güzergâhlara bölün-

30 Şahin 2014, 330-331. 31 Şahin 2014, 396-397; ayrıca bkz. aş. s. 95. 32 Şahin – Adak 2007, 41 ve 270-272 [STR 62-63]; Şahin 2013, 47 ve 394-397 GZR 62-63. 33 Rinner 2009b, 222 ve harita VIII.4; 224-225 ve harita VIII.5. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 83 mek istense bile ikiye değil üçe bölünmesi gerekecekti: 1. Korydalla – Rho- diapolis, 2. Rhodiapolis – Madamyssos, 3. Madamyssos – Akalissos. O za- man SP’teki liste içinde διά geçen bütün yolları da bölmek gerekirdi. Eğer yollar önüne διά almış olan yerleşimlerin merkezine giriyor olsaydı, bu yer- leşimler yolun ortasında geçip gidilen bir yer olarak değil, varış yeri olarak verilirdi. Örneğin, Korydalla ve Akalissos arasındaki yol bilgisi için tek bir ifade olmazdı, onun yerine olasılıkla taşta şunları okurduk: *ἀπὸ Κορυδάλ- λων εἰς Ῥοδίαν πόλιν στάδια ... ʹ | *ἀπὸ Ῥοδίας πόλεως εἰς Μαδαµυσσὸν στάδια ...ʹ | *ἀπὸ Μαδαµυσσοῦ εἰς Ἀκαλισσὸν στάδια ...ʹ

B. ∆ιά kullanılan diğer durumlar: 6. Ovalık alan Y 22 (B yüzü, sat. 30): ἀπὸ Οἰνοάνδων εἰς Βάλβουρα διὰ τοῦ π[εδί]ου στάδια ρξʹ. Oinoanda’dan Balboura’ya ovalık alandan (götüren yol): 160 stadion.

7. Dağlık alan Y 23 (B yüzü, sat. 31): (ἀπὸ Οἰνοάνδων εἰς Βάλβουρα) διὰ δὲ τῆς ὀρεινῆς στά- δια ρκηʹ. (Oinoanda’dan Balboura’ya) dağlık alandan (götüren yol): 128 stadion.

8. Masikytos Y 59 (C yüzü, sat. 21): ἀπὸ Μύρων εἰ[ς Λί]µ[υρ]α δ[ι]ὰ το[ῦ] Μασικύτου σ[τά]δια ..ʹ ’dan ’ya Masikytos (Dağı) üzerinden (götüren yol): ... stadion.

Burada neyi kastettiği net olarak anlaşılamayan Masikytos sözcüğü geç- mektedir.34 Bunun bir yerleşim adı olabileceğini düşünmüyorum, bu ad- landırma yolun geçtiği dağın ya da dağın bir kısmının adı olmalıdır. Eğer

34 Şahin Orta ve Doğu Lykia’da pek çok yolun Masikytos Dağı’nı geçmesine rağmen, “Masikytos üzerinden” ifadesinin neden sadece bu yol için kullanıldığını sorgula-

84 Fatih ONUR dağın ismi ise ifadeyi διὰ τοῦ Μασικύτου (ὄρους) şeklinde anlamamız ge- rekir. Benzer kullanımlar Ptolemaios’ta Masikytos sözcüğünün cinsiyeti ve çekimi muğlak olmakla birlikte διὰ τοῦ Μασικύτου ὄρους (5.3.1.4-5), πρὸς δὲ τῷ Μασικύτει ὄρει (5.3.6.1) şeklinde görülebilir. Masikytos adlandırma- sının SP’te sadece bu yolda kullanılmasının nedeni diğerlerinden farklı ola- rak bu yolun oldukça zahmetli bir şekilde deniz seviyesinden 900 m yuka- rıya kadar pek çok zikzakla çıkarılması35 ya da Antik Dönem’de Masikytos adlandırmasının aslında sadece Beydağları’nın güneydeki bu kısmı için kullanılması olabilir.36 Myra ve Limyra arasında bu kısımda muhtemelen

maktadır. Bu yüzden, SP’teki Masikytos’un dağ ile aynı adı taşıyan bir yerleşim ola- bileceğini de düşünmekte, bunun için de sekiz zirvesi ve aynı adda bir kenti olan Kra- gos ifadesini kullanan Strabon’a (14.3.5.3: ὁ Κράγος, ἔχων ἄκρας ὀκτὼ καὶ πόλιν ὁµώνυµον) atıfta bulunmaktadır (Şahin – Adak 2007, 265; Şahin 2014, 383-384). 35 Ayrıca bkz. Şahin – Adak 2007, 263; Şahin 2011, 55-56; Şahin 2014, 380; krş. Mit- tenhuber 2009b, 50. 36 Masikytos isminin aslında dağ silsilesinin sadece bu kısmını (Alacadağ) kapsamış olabileceğine işaret eden meslektaşım Mehmet Alkan’a teşekkür ederim. Krş. Marks- teiner – Wörrle 2002, 561; Kaynaklar ve diğer detaylar için bkz. Takmer 2002, 35-36. Plin. NH 5.100.4-6’da (... nunc sunt montana , Corydalla, Rhodiopolis. Iuxta mare Limyra cum amne, in quem Arycandus influit, mons Masicytus, Andria civitas, Myra, ...) Masikytos’un yeri için Limyra ve Myra arasını göstermektedir. Ptolema- ios’un (5.3.6) Masikytos etrafına koyduğu kentler Korydalla, (Akalissos olarak kabul edilmektedir), Rhodiapolis, Trebendai, Phellos, Myra ve Limyra’dır (krş. Şahin 2014, 100). Bu kentler arasında Phellos Alacadağ’dan uzak bir yerdedir. Aslen Akalissos olması gerektiği düşünülen Sagalassos, Alacadağ’da bir yerleşim olan Tragalassos olarak da düşünülebilir, bkz. Alkan 2011, 101-105. Quintus Smyr- naeus, Masikytos’u Gelidonya Burnu’nun karşısında, Limyros ve Phoiniks civarında anmaktadır (3.234: ναῖε δ᾽ ὅ γ᾽ αἰπεινὸν Μελανίππιον ἱρὸν Ἀθήνης ἀντία Μασσι- κύτοιο Χελιδονίης σχεδὸν ἄκρης; 8.103-107: ὅς ῥά τε ναιετάεσκε παρὰ προχοῇς Λι- µύροιο καί ῥά µιν ὡς βασιλῆα περικτίονες τίον ἄνδρες, Γλαύκου ἀποκταµένοιο καὶ οὐκέτι κοιρανέοντος, πάντες ὅσοι Φοίνικος ἕδος περὶ πάγχυ νέµοντο αἰπύ τε Μασ- σικύτοιο ῥίον βωµόν τε Χιµαίρης).

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 85

çok zayıf bir karayolu bağlantısı vardı belki de hiç yoktu. Burası, Lykialıla- rın yolların inşası için minnettarlıklarını Bonda Tepesi üzerindeki Clau- dius Anıtı’nı dikerek sundukları yerdir.37

Bu örnekler artikellerin kullanımındaki farkları açıkça göstermektedir. Bu ayrıca SP’teki diğer kullanımlarla da desteklenebilir. Bölge isimleri her zaman artikelle kullanılmaktadır: Κόδοπα τῆς Μυλιάδος (B, sat. 37), Ἀττα- λεία τῆς Παµφυλίας (C, sat. 8), ἐν τῆι Ἀσίαι (C, at. 28), ἐν τῶι Ἐπικαλ... (C, sat. 29) ve Κόσαρα τῆς Μναρικῆς (C, sat. 11 ve 14; fakat muhtemelen satıra sığdırma amacıyla sat. 5’te artikelsiz, sat. 6’da bölge ismi olmaksızın yazıl- mış). Bu tip bir kullanımın geçtiği bir başka epigrafik örnek Myra’dan Li- myra’ya gemiyle taşıma hususlarını ve kaçakçılığa karşı önlemleri içeren bir dekrette gözlemlenebilir.38 Yazıtın bir bölümünde şöyle bir ifade geç- mektedir: ... ἀπὸ τῆς ∆ασ[εί]ας µήτε ἀπὸ τοῦ στόµατος τῆς λίµνης ἢ ἀπὸ Ἀνδριακῆς. Burada, Myra’nın limanı olan ’nin önünde artikel yokken, ἡ ∆ασεία (Daseia) ve τὸ στόµα τῆς λίµνης (gölün ağzı) olarak ön- lerine artikel almışlardır. Böylece Daseia burada doğal bir oluşum ya da bölge ismi olarak durmaktadır. Nitekim yakın zamanda bölgenin coğrafi özellikleri dikkate alınarak Daseia’nın bir bölge adı olması gerektiği sonu- cuna ulaşılmıştır.39

37 Anıtın detayları ve yazıtı için bkz. Marksteiner – Wörrle 2002; Marksteiner, bu alanda Roma öncesi kısmi bir yol bağlantısı olduğunu düşünmektedir. Fakat batı yamaçtaki yolun homojen bir yapıya sahip olduğunu belirtmekte, bunun da tama- men yeni bir Claudius Dönemi yoluna ya da çok kapsamlı bir yenilemeye işaret ettiğini düşünmektedir (Marksteiner – Wörrle 2002, 553). 38 LBW III 1311 = OGIS 572 = CIG 4304a; yazıtın içeriği için bkz. Robert 1963, 35- 37; Robert 1966, 52; Zimmermann 1992, 233-235; Marksteiner – Wörrle 2002, 561; Takmer 2004, 112. 39 Şahin 2011, 58; krş. Marksteiner – Wörrle 2002, 561. 86 Fatih ONUR

Şimdi kısaca, SP’te varış yerlerinin önüne duran διά’nın tersine bir an- lam içeren ‘εἰς’ prepozisyonuna değinelim. Yukarıdaki tartışmada, yerleşi- min adının önünde duran διά’nın yerleşim merkezine girmeyip çevreden giden yollara işaret ettiğini göstermiştik. ∆ιά ile olan durum bu ise, o halde εἰς prepozisyonu da, yollar için verilen mesafelerin yerleşimin kendisine, en azından Roma geleneğine uygun şekilde mil taşlarının sıralanmaya baş- ladığı kent kapılarına, merkeze yakın bir yere, hatta yerleşim merkezine ka- dar ölçüldüğü anlamına gelmelidir. Örneğin Kyrene’den kuzeye Apollo- nia’ya giden yol üzerinde ilk miltaşı olarak dikilen ve Traianus Dönemi’ne ait olan bir miltaşı, üzerinde 1 MP (yak. 1472-80 m) yazdığından, sıfır nok- tasının kent merkezinde bir yer olduğunu göstermektedir. Bu sıfır noktası, Kyrene’den güneye Balagrae’a giden yol üzerindeki, Hadrianus Dönemi’ne ait (üzerinde 1 MP yazan) bir başka miltaşı ile de doğrulanmıştır.40 Britan- nia’daki Lincoln miltaşı (RIB 2241) da, Antik Dönem’de şu anda durduğu yerde olup olmadığı hakkında şüpheler olsa da, ölçümlerin kent merkezle- rinden yapıldığına dair kanıt olarak kabul edilmektedir.41 Rodwell, Itinera- rium Antonini’nin Britannia kısmı üzerine yaptığı çalışmanın sonucu ola- rak, Itinerarium Antonini’deki güzergâhların, kent merkezlerinde değil, (yerleşime ve döneme göre genişliği değişken olabilen) kent merkezlerinin kenarlarındaki bir yerlerde başlayıp bittiğini belirtmektedir.42 Ayrıca Bri- tannia’daki yerleşimlerin kent merkez sınırları için şunları yazmaktadır: “... Kentsel alanın kendisinin niteliğini değerlendirmek gerekmektedir. Civitas -başkentler ve daha düşük statüdeki kentlerde, (kentsel alan olarak) hemen etrafındaki çevre (temel olarak mezarlıklar ve muhtemelen sur dışı en- düstri alanları) içerilmektedir. Dolayısıyla, itinera ile gösterilen sınırı (sivil kontrol altındaki) kentsel alanlar ve (özel çiftlikler ve arazilerden oluşan)

40 Goodchild 1950, 83-84 ve res. 1. 41 Rodwell 1975, 77 ve 86-87. 42 Rodwell 1975, 76-79 ve 97-98.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 87 kırsal arasında bulunan bir kavşak olarak düşünmek en kolayıdır. Kentsel alanın büyüklüğü kuşkusuz kapsadığı yerleşimin genişliği ve statüsü ile il- giliydi...”.43 Rivet ve Jackson ölçümlerin kent merkezlerinden başladıklarını düşünmektedirler.44 Başka bir örnek olarak, Augustus tarafından Roma’da forum’a dikilen milliarium aureum’da belirtilen mesafelerin hedef kentle- rin yönünde çıkış yapılan kent kapılarından başlamaktaydı.45 Van Tilburg Plinius’ta geçen bir ifadeye göre bu fikri desteklemektedir46 (Plin. NH 3.66: ... a miliario in capite Romani fori statuto ad singulas portas...). Aynı amaç için Konstantinoupolis’te Büyük Constantinus tarafından bir başka milia- rium (milion) dikilmişti.47 Myra’da Aziz Nikolaos Kilisesi’nde bulunmuş olan miltaşı48 da büyük ihtimalle Myra’ya ulaşan yolların birinden getiril- mişti49 ve muhtemelen batıya giden yolun başladığı bir noktada durmak- taydı. Ayrıca, Rhodiapolis’ten yayımlanmamış bir miltaşı kentin doğu çı- kışındaki kapıda in situ olarak durmaktadır. Mittenhuber SP’teki yolların başlangıç ve bitiş noktaları için kent kapılarını temel almakta, fakat kentle- rin kapıları her zaman net tespit edilemediği için yerleşimler arası ölçüm- lerin GIS üzerindeki nirengi noktaları olarak genellikle ’lar ve bazen

43 İngilizce aslı: “... it remains to consider the nature of the town-zone itself. In the case of civitas-capitals and towns of lesser status only the immediate environs (principally cemeteries and probably extra-mural industrial areas) are included. Hence, it is simplest to regard the boundary revealed by the itinera as the junction between town lands (under civic control) and the countryside (composed of pri- vate farms and estates). The extent of the town-zone was clearly related to the size and status of the settlement which it surrounded ...” (Rodwell 1975, 98). 44 Rivet – Jackson 1970, 38-39. 45 DRGA 762-763, s.v. Milliare; Platner 1929, 342, s.v. Milliarium Aureum. 46 van Tilburg 2007, 20. 47 Cedr. 1.564; Suda mu.1065; Parastaseis 16. 48 Takmer 2004, 109. 49 Şahin 2014, 118.

88 Fatih ONUR tiyatrolar, hatta yerleşimin tanımlanabilirliğine göre genel bir yeri kullan- maktadır.50 SP’teki ölçüler, Ksanthos ve Neisa arasındaki yol üzerine yapı- lan son incelemeye göre, Rodwell’in yukarıda verilen sonucuna benzer şe- kilde, muhtemelen, döneme göre değişiklik sunabilecek kentsel alan sınır- ları arasındaydı.

Y 48’de, Onobara’dan “deniz”e ifadesinde (ἀπὸ Ὀνοβάρων ἐπὶ θάλασ- σαν), θάλασσα (deniz) sözcüğü önüne artikel ve ilk anlamı “-e; içine; içine doğru”51 olan εἰς prepozisyonunu almadığı, sadece “-e/-a kadar; -e/-a; -e/- a değin; kadarıyla; -e/-a doğru” anlamlarındaki ἐπί ile hareket ifade eden akusatif halde kullanıldığına52 dikkat edilmelidir. Artikelin yokluğu θάλασ- σα’nın aslında bir yerleşim adı olabileceğini düşündürebilir. Fakat ἐπί’nin buradaki kullanımı, Y 42’deki Idebessos ve Termessoslulara ait olan Kita- naura arasındaki yol yapımının 32 stadion ile sınırlandığını ifade eden ben- zer kullanımda olduğu gibi, yolun “deniz”e kadar olduğunu göstermekte- dir. Eğer θάλασσα bir yerleşimin ya da limanın ismi olsaydı, büyük ihti- malle ἐπί yerine tıpkı , , Gagai, Korykos ve belki Kalaba- tia’nın (bkz. aş. s. 110-111) kullanımlarında olduğu gibi εἰς alması bekle- nirdi. O zaman ayrıca bu kıyı yerleşiminin otonom olmasını da bekleme- miz gerekirdi. TLG’de yapılan bir arama θάλασσα’nın ἐπί ile ve artikelsiz kullanımı (ἐπὶ θάλασσαν/θάλατταν) için %60’lık bir sonuç verirken, %40’lık kalan kısım ἐπὶ τὴν θάλασσαν/θάλατταν içindir. Şahin θάλασ- σα’nın, Onobara yakınlarında bu bağlamda yerleşime uygun bir teritoryum ya da coğrafik alanlar bulunmadığından bir liman yerleşimi olabileceğini

50 Mittenhuber 2009c, 102-103. 51 εἰς’in kullanımı için genel olarak bkz. Harrison 1858, 209-212; erken kullanımı için bkz. Luraghi 2003, 107-117. 52 ἐπί’nin akusatif halde bu anlamda kullanımı için genel olarak bkz. Harrison 1858, 296-299; erken kullanımı için bkz. Luraghi 2003, 305-308.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 89 kabul etmeme eğilimindedir.53 Bu nedenle, belki de bu, sahildeki bir başka güzergâha (örn. ’ten Attaleia’ya giden yol) bağlantı niteliğinde bir yoldu.54

Εἰς (liman ya da deniz sığınakları için) ve ἐπί (doğal nirengi noktaları için) arasındaki anlam farkı Eski Yunan deniz seyahat rehberlerinde (periploi) gözlemlenebilmektedir. Örneğin, SMM 235-238’deki Lykia’ya ilişkin bir kısım şu şekildedir: Ἀπὸ δὲ Μελανίππης εἰς Γάγας στάδιοι ξʹ. Ἀπὸ δὲ Γαγῶν ἐπὶ ποταµὸν Λάµυρον στάδιοι ξʹ· ... Ἀπὸ Λαµύρου ποταµοῦ εἰς πύργον τὸ Ἴσιον καλούµενον στάδιοι ξʹ. Ἀπὸ τοῦ Ἰσίου πύργου εἰς Ἀνδριακὴν στάδιοι ξʹ. ’den Gagai’a 60 stadion. Gagai’dan Limyros Nehri’ne kadar 60 stadion... Limyros Nehri’nden Ision olarak söylenen kuleye 60 stadion. Ision Kulesi’nden Andriake’ye 60 stadion.

“εἰς πύργον τὸ Ἴσιον” ifadesi burada sunulan çıkarımlar açısından so- runlu görünüyor olabilir, yani “bir gemi bir kuleye nasıl girebilir?” sorusu- nu gündeme getirmektedir. Fakat bu, bir deniz feneri kulesi olan bir limanı ya da denizden bir kuleyle korunan bir limanı ifade ediyor olmalıdır. SMM’deki bu veriye dayanarak, yukarı Beymelek’teki Hellenistik kulenin Ision Kulesi olabileceği önerilmişse55 de, bu öneriye denizden uzak olan kulenin bir deniz seyahat rehberinde istasyon olamayacağı düşüncesiyle şüphe ile bakılmıştır.56 SMM’deki mesafenin abartılı olabileceğinin belirtil-

53 Şahin – Adak 2007, 237-238; Şahin 2014, 320-321. 54 Şahin – Adak 2007, 237-238; Salway 2007, 200; Şahin 2009, 104 dn. 14; Şahin 2014, 321. 55 McNicoll – Winikoff 1983, 320-321. 56 Zimmermann 1992, 99 dn. 187; Hellenkemper – Hild 2004, 573, s.v. Ision Pyr- gos; Çevik – Pimouguet-Pédarros 2010, 267.

90 Fatih ONUR diği ve Ision Kulesi’nin Gök Burnu’nda aranabileceğine ilişkin yeni öne sü- rülen bir düşüncede57 de problemler bulunmaktadır. SMM’de Limyros Nehri’nden Ision Kulesi’ne olan mesafe 60 stadion, yani yak. 11-12 km’dir. Fakat Limyros Nehri ve Gök Burnu arasındaki gerçek uzaklık 5 km kadar- dır. Eğer SMM’nin bunu abartılı verdiği düşünülse bile, başka bir problem daha vardır. Gök Burnu ile Andriake arasındaki mesafe 20 km’den az de- ğildir, fakat SMM’ye göre Ision Kulesi ile Andriake arası 60 stadion, yani 11-12 km’dir. Beymelek’teki lagün Roma Dönemi’nden bir yazıtta sadece στόµα τῆς λίµνης (gölün ağzı) olarak anılmaktadır.58 Diğer taraftan bu la- gün, İ.S. 6. yy’da yaşayan Aziz Nikolaos’un hayatında bahsi geçen Symbo- lon olabilir.59 Fakat eğer Beymelek’teki lagünün kıyısındaki liman, adını Yukarı Beymelek’teki Hellenistik kuleden ya da vaktiyle lagünün girişinin yakınlarında olabilecek bir başka kuleden almış ise, o zaman SMM’deki mesafeler ve εἰς’in kullanımı anlam kazanabilir.

II. Mesafeler ve Yerleşimler SP’te verilen listenin seyahat açısından hiçbir pratik amaca hizmet et- mediği kabul edilmektedir.60 SP’in resmi bir rapor olarak yolların uzunluk- larının bir dökümü niteliğinde olması gerektiğinden, anıt üzerinde verilen mesafelerin hassas ve hatasız olması beklenmelidir.61 Bununla birlikte, SP’-

57 Şahin 2014, 380. 58 Yazıtın referansı için bkz. dn. 38. 59 Alkan 2011, 107-108; Alkan 2013, 89-97. 60 Şahin – Adak 2007, 14; Rinner (2009b, 212, 243, 248-249) bazı yerlerin arasın- daki mesafelerin yokluğuna, örn. Lesei ve Idebessos, dikkati çekmektedir ve bu da SP’nin bir seyahat planlaması için güzergâh belirleme kaynağı sağlayamayacağını göstermektedir; Şahin 2014, 19; krş. Işık – İşkan – Çevik 2001, 30. 61 Mittenhuber 2009a, 7.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 91 te kayıtlı elimize ulaşan uzunlukların hemen hepsi, Şahin tarafından 177’- den 176’ya düzeltilen62 ’dan Telmessos’a giden yolun uzunluğunu da sayarsak tamsayı verecek şekilde sekize bölünebilmektedir. Zira bir stadion bir Roma milinin sekizde biridir. İki örnek ise, sekize bölündüğünde tam- sayı vermeyip buçuklu çıkmaktadır. Bunlar Tlos’tan Telmessos’a (188/8 = 23,5 MP) ve Kadyanda’dan Araksa’ya (108/8 = 13,5 MP) giden yollardır. Anlaşıldığı kadarıyla, ölçüm işi arazide tam olarak yapılmış olmakla birlik- te, Romalı ölçümcüler bir mil ya da yarım mil temelinde çalışarak63, kayde- dilen uzunlukları daha sonradan tamsayı ya da buçuklu olacak şekilde yu- varlamışlardır. Böylelikle anıt üzerindeki uzunluklar yukarı ya da aşağı yu- varlandığından, arazideki gerçek ölçümlerden biraz uzun ya da biraz kısa olabilir.

SP yerleşimler arası yolları ve yolların uzunluklarını vermektedir ve yol- lar pek çok yerde kesişmiş olduğundan bu uzunlukların toplamı tüm inşa işini yansıtamaz.64 Dolayısıyla, eğer tüm yol inşasının toplam uzunluğu ele geçmeyen ya da tam okunamayan blokların birinde kayıtlı değilse – ki bu çok küçük bir ihtimaldir – yapılan toplam işi uzunluk olarak çıkarmamız mümkün değildir. SP’te gösterilen hassasiyet yapılan işin toplam uzunlu- ğunda değil, her bir yolun kendi uzunluğunda olmalıdır. Anıtın aslında ne olduğu ya da adı yazıtta yoktur, sadece B yüzünün üst kısmındaki yol listesi başlamadan önceki giriş kısmında bir yol listesi olduğu ima edilmektedir:

62 Şahin 2014, 146. 63 Salway 2007, 202. 64 Örneğin SP’te Tlos’a verilen yollar arasında Ksanthos, Pinara, Kadyanda ve Araksa’dan gelen yollar bulunmaktadır. Fakat bunlar birbirinden bağımsız değil- dir. Bu yolların Ksanthos Nehri üzerinde bir yerde birleşip, Tlos’a tek bir yol olarak ulaşmış olması gerekmektedir (Şahin 2014, 25); Ksanthos Vadisi’ndeki kesişmeler için bkz. Rinner 2009a, ayrıca bkz. Rinner 2009b, 226-227 ve harita VIII.6.

92 Fatih ONUR

... ὁδοὺς .... ἐποίησεν ... ὧν ἐστιν µέτρον τὸ ὑπογεγραµµένον, yani “... uzun- luğu aşağıda yazılmış olan ... yolları ... yaptırdı”. Salway, SP’in sunmuş ol- duğundan farklı bir işlev arayışında, bu yol listesinden 30 güzergâh (iti- nera) çıkarmıştır.65 Ὁδούς için kullanılan ποιέω fiili genel bir anlam sun- maktadır. Bununla birlikte bu fiilde, tamamen olmasa da, C yüzünde sat. 5’te Idebessos’tan Kitanaura’ya verilen yolda geçen κατεσκεύασται sözcü- ğünde olduğu gibi, “inşa” anlamı da bulunmaktadır. Bonda Tepesi’ndeki Claudius Anıtı’nda da “κατασκευὴ τῶν ὁδῶν” ifadesi geçmektedir.66 Dola- yısıyla, yapılan işte yol “inşası” da vardır.67 Biagi, Claudius’un aslında hiç yol inşa ettirmediğini, fakat Roma’nın hakimiyetini simgelemek üzere yer- leşimler arası mesafeleri listeleyerek cursus publicus’a dahil olan bir yol ağı kurdurduğunu düşünmektedir.68 Biagi, ölçüm işlerini vurgulayarak doğru bir noktaya temas etse de, çalışmasında bazı kaynaklar ve Lykia’nın tarihi ve coğrafyası üzerindeki son gelişmeler eksiktir. Olasılıkla Şahin – Adak 2007’yi okuma şansı olmadığından (zira biblioğrafyasında “non vidi” ola- rak göstermiştir, bkz. Biagi 2008, 299 dn. 1) da bazı noktaları göz ardı etmiş gözükmektedir. Makalesinin başlığındaki “...nouvelle province de Lycie- Pamphylie” kısmı, Stadiasmus’un kendisinin dahi doğrudan yeni eyaletin

65 Salway 2007, 198-199 tablo 1; Salway 2012, 207-208. 66 Yol inşası geçen pek çok yazıt bulunmaktadır. Örn. Thyateira’da bulunan mil- taşlarındaki çeşitli epigrafik örnekler yapılan işi tanımlamak için kullanılan değişik fiillerle yol inşasını yansıtmaktadır. Ποιέω (yapıyorum): ... Οὐεσπασιανὸς ... τὰς ὁδοὺς ἐποίησεν (TAM V,2 869, İ.S. 75). Κατασκευάζω (inşa ediyorum): Θυατερη- νῶν πόλις κατεσκεύασεν τὰς ὁδοὺς... (TAM V,2 871, İ.S. 220). Ἀποκαθίστηµι (ona- rıyorum, yeniliyorum): [∆οµιτιανὸς] ... τὰς ὁδο[ὺς] ἀποκατέστησεν (TAM V,2 870, İ.S. 92). 67 Polla – Rinner 2009, 85-86; Şahin 2014, 23, 25, 111; Işık – İşkan – Çevik 2001, 28-29 ve 50. 68 Biagi 2008, 306-307.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 93 sadece Lykia’yı kapsadığına işaret etmesine rağmen, onun hâlâ eski com- munis opinio’yu benimsediğini göstermektedir. “ὁδοὺς ... ἐποίησεν” ifade- sini doğrudan bir yol inşası şeklinde anlamamak gerektiğini belirterek, “Eğer Patara Stadiasmos’u Claudius tarafından yolların ‘inşa’sını ilan edi- yorsa, bu pek çok yolla Roma gücü tarafından sahiplenilişi, bu yolların ağı- nın düzenlenmesi ve Lykia’nın imparatorluğa dâhil edilişinin başladığı an- lamındadır”69 şeklinde not düşmüş, Bonda Tepesi’ndeki Claudius Anı- tı’nda (bkz. yuk. dn. 37) gerçekten yol inşası ya da büyük çapta yenileme olduğunu70 gösteren “περὶ τῆς κατασκευῆς τῶν ὁδῶν” ifadesine değinme- miştir. Polla ve Rinner de her yolun yeni inşa edilmediği sonucuna varmış- lardır.71 Lebreton Lykia’nın eyalet yapıldığı İ.S. 43 ve SP’in dikildiği İ.S. 46 yılı arasındaki süreçte tüm ülkenin yollarının inşa edilemeyeceğini iddia etmektedir.72 Rousset yollar inşa edilmeden sadece ölçüm yapmanın dahi Roma’nın gücünü ve bölgeyi eyaletleştirmesini simgelemek için yeterli ola- cağını ve SP’teki listenin aslında Lykia’daki mevcut yol ağı üzerinde temel- lendiğini ve listenin ancak geliştirme, iyileştirme ve inşa içerdiğini belirt- mektedir.73

SP’teki yolların, başlangıç ve bitiş noktalarının belirlenmesi gereken mutlak uzunlukları vardır. Bununla ilgili yaygın öneri, bu ölçülerin her za- man yerleşim merkezinde başlayıp bitmediği, bazı durumlarda, özellikle

69 Fransızca aslı: “Si le stadiasmos de Patara claironne la «construction» des voies par Claude, c’est dans le sens de l’appropriation par le pouvoir romain d’un certain nombre de voies, de l’organisation romaine du réseau, et ce dès l’ incorporation de la Lycie à l’empire” (Biagi 2008, 306). 70 Marksteiner – Wörrle 2002, 553 ve 561 dn. 58. 71 Polla – Rinner 2009, 85-86. 72 Lebreton 2010, 67-74. 73 Rousset 2013, 68-70.

94 Fatih ONUR dağlık yerleşimlerde, ölçüm noktaları olarak anayollarda yerleşimle hiza- lanmış olan mansiones’in kullanıldığı yönündedir (bkz. Res. 1).74

Bu öneri, güzergâh gösterme amaçlı olan Tabula Peutingeriana gibi kay- naklara uygulanabilir. Fakat bu durumu SP için kanıtlamak, uzunlukların aslında kentlerin kendileri arasındaki mesafeler olduğunu kabul etmekten daha zordur. SP’in ifadeleri kanımca daha kesin durumdadır. Örneğin SP ἀπὸ Φελλοῦ εἰς Κυανέας στάδια (Y 56) şeklinde bir bilgi verdiğinde, Phellos kentinden başlayan yolun stadion sonra, kent dışındaki bir düz- lükte değil75, Kyaneai kentinde sonlanacağını söylemiş olmaktadır. SP’in amacına uymayan diğer öneri, anıt üzerinde titizlikle verilmiş olan uzun- lukları doğrulanamaz kılacaktır. Bunu, aynı örnekleri, yani Phellos, Kya- neai ve Myra arasındaki yolları (Y 56 ve Y 57) kullanarak açıklamaya çalı- şalım.

Res. 1) Şahin’e göre şematik olarak Kyaneai çevresindeki yol ağı (Şahin 2014, 123)

Y 56’nın Phellos’tan Nadarlar olarak bilinen yerin yakınlarında ulaştığı bir noktadan sonra Kyaneai’a farklı hatlardan giden ve bir tanesi Y 56’nın devamı olması gereken iki olası yol mevcuttu. Aynı zamanda transit bir yol

74 Bu konu hakkında bkz. Şahin 2014, 123. Bununla birlikte Şahin’in, Korydalla ve Akalissos arasındaki yolu değerlendirdiği metnin ilgili kısmında daha sonradan bir fikir değişikliğine gittiği görülmektedir (s. 395; krş. s. 25). 75 Bu, aynı güzergâhı örneklendiren Şahin (2014, 123) tarafından belirtilmişti. Fa- kat durumun daha özel bir çalışma gerektirdiğini düşündüğüm için bu husustaki tereddüdümü Onur – Oktan 2013, 98 dn. 10’da belirtmiştim.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 95

Kyaneai’ın güneyindeki Yavu düzlüğünden ilerlemekteydi. Fakat kanımca, SP’te geçen “Phellos’tan Kyaneai’a” ifadesi bu yol üzerinden verilmiş ola- maz, çünkü yol Kyaneai’a değil kentin güneyindeki yakın teritoryumuna ulaşmaktadır.76

Eğer Phellos ve Kyaneai arasında verilen yol, Kyaneai’ın teritoryumun- dan geçiyor olsaydı, Kyaneai ilgili yolun hedefi olarak verilmez, onun ye- rine διά kullanılarak yolun Kyaneai’ın teritoryumundan geçtiği belirtilir ve hedef olarak da Myra verilirdi (yani ἀπὸ Φελλοῦ διὰ Κυανεῶν εἰς Μύρα στάδια ). SP’te bu duruma, yukarıda bahsi geçen Korydalla ve Akalissos yolunda (bkz. s. 82, no. 5), benzer bir yol geçişini gösteren güzel bir örnek vardır. Coğrafi açıdan bu yol Alakır Vadisi boyunca, Rhodiapolis’e çok ya- kın bir hattan ilerlemek durumundadır. Mansiones teorisine göre, SP’te Korydalla’dan başlayıp hat üzerindeki bir mansio ile temsil edilen Rhodia- polis’e giden bir yol verilmeliydi (ayrıca bkz. yuk. s. 82). Fakat durum böyle olmayıp, Korydalla’dan doğrudan Rhodiapolis’e verilmiş bir yol bulunma- maktadır. Muhtemelen, birbirlerine sadece yak. 2,5 km uzaklıktaki bu yer- leşimler arasında bir yol yapımı ya da ölçümü ihtiyacı duyulmamıştı. Aynı hat üzerinde διά ile Rhodiapolis’le birlikte verilen Madamyssos için de du- rum böyledir (bkz. aş. Res. 3).

76 Her ne kadar, Yavu düzlüğünden Kyaneai’ın Güney Nekropolü’ne ulaşarak kent merkezine giden ve Kolb’un (1995, 247) Klasik Dönem’deki önemini belirttiği kes- tirme bir yol olsa da, bu yol çok sarptır ve Roma İmparatorluk Dönemi’nde kent merkezine ana ulaşım kentin kuzey ve doğusundaki girişlerden sağlanmış olmalı- dır. Yavu düzlüğünden giden transit bir yol mutlaka vardı, fakat bu yol batı ya da doğudan Kyaneai’a ana ulaşım için kullanılamazdı. SP’te ölçüsü verilen yol, muh- temelen günümüzde hâlâ eski izleri görülebilen, Köte yakınlarındaki berkitme yol- du. Tiyatronun 60-70 m doğusunda başlayan daha kısa bir yolun izleri ise Kyaneai ve Nadarlar arasındaki kaya mezarlarının arasında görülebilir. Benzer şekilde, Kyaneai’dan Myra’ya verilen yol mesafesi de Roma lahitleri arasından ilerleyen ve Kyaneai’a doğudan ulaşım için en rahat imkânı sağlayan iyi korunmuş bir yolun bulunduğu (Kolb 1995, 247; Kolb 2008, 185; Hülden 2010, 185-186; Onur – Oktan 2013, 100) doğu kent çıkışından/girişinden itibaren verilmiş olmalıdır. 96 Fatih ONUR

Res. 2) SP’nin Kyaneai’a ilişkili verdiği yolların şematik hattı (yuk. Res. 1 üzerinden).

Üstelik Y 56 ve 57’de verilen mesafeler Kyaneai’a uğramadan doğrudan Myra’ya gidecek olanların yararına da verilmiş olamaz. Aynı şekilde Pa- tara’dan yine bir dağ yerleşimi olan Phellos’a giden yol (Y 54) için de geçerli olmalıdır ve verilen yol ölçüsü Phellos’a çıkmadan aşağıdaki olası bir man- sio’ya verilmemiştir.77 Çünkü yol listesi böyle bir durumu yansıtmamakta- dır. Sadece gerektiğinde yapılan/yenilenen (bkz. yuk. s. 91-93) ama her ko- şulda ölçülen tüm yolların dökümünü bir ilan, örn. bir γνῶσις/notitia şek- linde sunmaktadır. Başka bir deyişle, SP ancak yolları ve onların uzunluk- larını göstermekte olup, seyyahlar için bir kılavuz olarak tasarlanmamıştır.

Schuler’in Köybaşı’ndaki yerleşimin Patara teritoryumunda olduğunu iddia etmesini,78 SP’teki sisteme aykırı bir fikir olarak göstermiş, SP’te ve- rilen yol eğer gerçekten Köybaşı Tepesi’nin dibindeki Alacaışık Gediği’n- den geçiyorsa, yerleşimin Patara teritoryumunda kalmasının imkânsız ol- duğunu belirtmiştik.79 Çünkü Ksanthos ve Neisa arasındaki yolun doğru- dan verilmesi, yolun sadece Ksanthos ve Neisa teritoryumlarından geçti- ğini göstermektedir.80 Fakat SP’te verilen bu yolun Alacaışık Gediği’nden geçmesi, özellikle modern yolun SP’te verilen mesafeyi yak. 10 km kadar

77 Y 54’ün detayları için bkz. Onur – Alkan 2011. 78 Schuler 2010, 81. 79 Şahin 2010, 141-143; Onur – Alkan 2011, 67 dn. 5 ile birlikte. 80 Ayrıca bkz. Şahin 2010a, 143-144 ve Onur – Alkan 2011, 69.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 97 aşması gibi birtakım önemli soruları da beraberinde getirmekteydi. Bu ko- nuda yaptığımız son araştırmada yolun gerçekten de Dumanlı Dağ’dan geçtiği ve çok daha kısa bir şekilde Neisa’ya ulaştığı tespit edilmiştir.81

III. Yerleşimlerin Statüleri ve Teritoryumları SP’te anılan kentlerin statüsüne geçmeden önce, bazı kentlere eklenen bölgesel tanımlamalardan bahsetmek uygun görünmektedir. Bunun nede- ninin aynı adlı diğer yerleşimlerle karıştırılmasını engellemek olduğu be- lirtilmiştir.82 Fakat herhangi bir karıştırmanın yaşanabilme ihtimali oldu- ğunu sanmıyorum, zira SP zaten yolların καθ’ ὅλην Λυκίαν inşa edildiğini belirtmektedir. Hiç kimse Khoma’ya ve Akarassos’a yol bağlantısı verilen Kodopa’nın başka bir Kodopa olabileceğini düşünmezdi. Kodopa’nın My- lias ile birlikte verilmesinin nedeni yol ağının Khoma’dan Kodopa’ya giden yolla birlikte Mylias’a ulaştığını göstermek için olabilir. Zira bir sonraki yolda Kodopa yalnız başına durmaktadır. Bu durum bir sonraki örnek olan Kalynda’dan Oktapolis’teki Lyrnas’a verilen yol (B yüzü, sat. 21) için de geçerlidir. Bu yolun hemen ardından gelen yol bilgisinde Lyrnas, Kodopa gibi yalnız verilmiştir. Mnarike (Mnara83 kentinden türetilmiş ktetikon/ ai- diyet formunda) bölgesindeki Kosara’nın durumu biraz daha karışıktır. Kosara’nın ilk kullanımı Idebessos’tan Termessoslulara ait olan Kitana- ura’ya giden yoldan (bkz. s. 98) hemen sonradır ve Mnarike ile birlikte ve- rilmiştir. Bir sonraki yol bilgisinde ise Kosara’nın adı tek başına durmak- tadır. Daha sonra, Onobara’dan denize verilen yoldan (C yüzü, sat. 10) sonra, SP tekrar Mnarike bölgesine dönmekte ve burada Kosara’nın ikinci

81 Konu hakkındaki ayrıntılar için bkz. Onur 2016. 82 Şahin 2014, 174 ve dn. 255 (Oktapolis’teki Lyrnai için); 223 (Mylias’taki Kodopa için); krş. Salway 2007, 203 ve Rousset 2013, 72. Örn. Kodopa’nın Mylias bölgesel tanımlamasının (B yüzü, sat. 37), yerleşimin coğrafik olarak doğru yerinin göste- rilmesi için verilmiş olabileceği belirtilmiş (Şahin 2014, 223) ve Kilikia’da aynı adlı bir yerleşim örneği verilmiştir (Şahin 2014, 229 ve dn. 462c). 83 Mnara için bkz. Tüner 2002, 68-70. 98 Fatih ONUR kullanımında görünmektedir. Benzer şekilde, Kosara’nın üçüncü kullanı- mı yine Mnarike ile birlikte olup, muhtemelen Mnarike’de olmayan Pyge- la’dan sonra verilmektedir. SP’nin bu bilgiyi tekrar vermesi, SP’teki yol ağı- nın Mnarike dışından tekrar Mnarike’ye girmesiyle ilişkili olabilir. Bunun- la birlikte SP düzenlenirken mutlaka buna dikkat edildiği gibi sonucu da kesin olarak söyleyemiyorum, görünüşe göre bu durumun kısmi muğlak- lığı yeni veriler bulunana kadar devam edecek gibidir. Attaleia’nın Pam- phylia ile birlikte verilmesi (C yüzü, sat. 8: ἀπὸ Τραβέννων εἰ[ς] Ἀτταλείαν τῆς Π[αµφυλίας]) de benzer bir durum sergiliyor olabilir. Kibyra’nın Asia ile ilgili bir kapsamda verilmesi farklı bir durum nedeniyledir ve bu bağ- lantı Quintus Veranius’un Asia’da yaptığı birtakım diğer işlerle ilgilidir (C yüzü, sat. 28-29: καὶ ἐν τῆι Ἀσία[ι]· µεταξὺ Κ[ιβ]ύρας κ[αὶ] Λαοδικήας, ἐν τῶι Ἐπικα...).84 Bu kısımda Kibyra ve Laodikeia arasında, yazıtın ilgili kıs- mının okunamamasından dolayı içeriği anlaşılamayan bir faaliyet anıl- maktadır. A. SP’te Lykia dışı kentler SP’te Lykia sınırları dışında kayıtlı olan, üçü kesin biri şüpheli () dört kent bulunmaktadır. Bunlardan herhangi bir bölgesel ilişkide verilme- miş olan iki tanesi Kaunos ile Kitanaura’nın ait olduğu Termessos’tur. Di- ğer ikisi Asia’daki Kibyra ve Pamphylia’daki Attaleia’dır. Termessos’un durumu C yüzü sat. 3-9 şu şekilde verilmiştir: ἀπὸ Ἰδεβησσοῦ ἡ εἰς Κιτάν[αυρ]α τῶν Τερµησσέων φέρουσα κατεσκεύασται ἐ[πὶ σ]τάδια λβʹ ἀπὸ Κιταναύρων εἰς Κό[σ]αρα Μν[αρικῆς ? σ]τάδια ...ʹ [ἀπ]ὸ Κοσά[ρ]ων ε[ἰ]ς Τ[υ]πάλλι[α στάδια ... ʹ] ἀπὸ Τυπαλλίων εἰς Τράβεννα [στάδια ...ʹ] ἀπὸ Τραβέννων εἰ[ς] Ἀτταλείαν τῆς Π[αµφυλίας στάδια ...ʹ] ἀπὸ Τραβέννων εἰς Ὀνόβαρ[α στάδια ...ʹ] ἀπὸ Ὀνοβάρων ἐπὶ θάλασσα[ν στάδια ...ʹ]

84 Bkz. Şahin – Adak 2007, 290-294; Şahin 2014, 422-428. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 99

Idebessos’tan Termessoslulara ait olan Kitanaura’ya götüren (yol) 32 stadion’a kadar inşa edildi. Kitanaura’dan Mnarike’ye ait olan Kosara’ya (götüren yol): ... stadion Kosara’dan Typallia’ya (götüren yol) ... stadion Typallia’dan Trabenna’ya (götüren yol) ... stadion Trabenna’dan Pamphylia’ya ait olan Attaleia’ya (götüren yol) ... stadion Trabenna’dan Onobara’ya (götüren yol)... stadion Onobara’dan denize kadar (götüren yol)... stadion

Bu kısımdan doğrudan çıkarabileceğimiz sonuç sat. 3-4’teki Kitanaura’- nın SP döneminde Termessoslulara ait olduğudur (diğerleri gibi bölgesel bir aidiyet değil, ethnikon olarak verilmiştir). Kitanaura’nın diğer kulla- nımlarında (C yüzü sat. 5 ve sat. 12) Termessos’la ilgili tanımlama verilme- miştir. Fakat benzer bir Termessos bağlılığının, sadece Kitanaura’nın ku- zeyinde kaldıklarından dolayı diğer kentler için çıkarılamayacağını85 düşü- nüyorum. Kitanaura, Oinoanda’daki Termessos86 gibi bir koloni olabilir. Pisidia’daki Termessos ile Oinoanda ve Kitanaura arasındaki arazinin bü-

85 Şahin – Adak 2007, 218, 230-232; Şahin 2014, 297, 313-314. 86 Coulton (1982, 127-129) iki topluluğun tek bir kentte kamu işlerini paylaştığını kabul etmektedir. Oinoandalılar binalar ve mezarlıklarla ilgilenirken, kendilerini Pisidia’daki Termessos’tan gelen kolonistlerin ardılları olarak tanımlayan vatan- daş kümesinin tam resmi unvanı olan “Oinoanda’daki Termessosluların” ise onur- landırma heykelleri, resmi yazışmalar ve sikke basımından sorumlu olduklarını ve Oinoanda kentinin, Oinoandalıların yanı sıra Termessos halkını da içerdiğini be- lirtmektedir. Krş. Wörrle 1988, 45-53; Milner – Eilers 1995, 85; Milner – Eilers 2006, 66; Fakat Rousset (2010, 87-88) Oinoanda Termessosluları ile Oinoandalıları farklı iki topluluk olarak saymanın pek mümkün olmadığını belirtmekte, en erken kaynaklarda Oinoanda’nın bir kent olarak değil İncealiler üzerindeki yerleşimde yaşayan Termessoslulara yakın bir bölgenin ismi olarak göründüğüne ve Oinoan- da Termessoslularının kentinin İncealiler üzerindeki kalıntılar olduğuna işaret et- mektedir.

100 Fatih ONUR yük bir kısmı, Oinoanda’daki Termessos Lykia’da kalmak üzere, büyük ih- timalle Pisidia’daki Termessos’a aitti.87 Bununla birlikte, SP döneminde Kosara, Typallia, ve Onobara Termessos teritoryumunun dışın- da kalmış olmalıdır. Çünkü SP’nin başındaki kısımda “ὁδοὺς καθ’ ὅ[λην Λυ]κίαν ἐποίησεν” şeklinde Claudius’un tüm Lykia’nın yol ağını yaptırdığı ifadesine ters düşmektedir. Lykia; Asia ve Galatia olmak üzere iki eyalete ve büyük ihtimalle bağımsız olan Termessos’a komşuydu. SP’te Kitanaura’- nın Termessoslulara ait olarak verilişi, Claudius Dönemi’nde hem Roma hem de Lykia Birliği tarafından Termessos’un otonomisinin88 tanındığını göstermektedir. Aksi takdirde, Kitanaura Termessos ile böyle bir ilişki çer-

87 Termessos teritoryumu hakkında bkz. Heberdey 1929, 5-15; Heberdey 1934, 734-737; İplikçioğlu 1999; İplikçioğlu 2004; Hellenkemper – Hild 2004, II, 878; Porcher 2009; Çelgin 2009, 102-103; Çelgin 2013, 115-116 ve dn. 1-2. 88 Termessos I. Mithradates Savaşı (İ.Ö. 89-85) esnasında kaybettiği bağımsızlığını, İ.Ö. 72 (ya da 68) yılında Lex Antonia de Termessibus (CIL 12, 2, 589) aracılığıyla yeniden sağlamlaştırmıştır. Detaylar için bkz. Mattingly 1997, ayrıca bkz. Arslan 2007, 184 ve dn. 835-836; 254-255. Nollé (1996, 25), Saraycık’la özdeşleştirdiği Ki- tanaura’nın bu dönemde, Isauricus’un seferleri sonrasında Termessos kontrolüne geçtiğini düşünmektedir, krş. İplikçioğlu 1999, 310. Roma İmparatorluk Döne- mi’nde Termessos tarafından basılıp üzerinde imparator portresi bulunmayan ve yerel tanrıları Zeus Solymeus’u betimleyen sikkeler de Termessos’un bağımsızlığı- nı göstermektedir, bkz. SNGBN 2184 (İ.S. 41-96), SNGBN 2146 (İ.S. 1-200). Ter- messos ayrıca geç dönemde AYTONOMΩN lejandı taşıyan sikkeler basmıştı, örn. bkz. BMC 39 (İ.S. yak. 150-250), BMC 54 (İ.S. yak. 238-268). Çevik ve Pimouguet- Pedarros (2013, 288) Kitanaura’daki ’u İ.Ö. 1.-İ.S. 1. yy’lar arasında bir sü- rece tarihlemekte, ayrıca heroon inşa edildiği sırada kentin politik statüsünün belli olmadığını belirtmektedirler. Fakat heroon’un yazıtında geçen “τῷ τοῦ κυρίου Καί- σαρος ταµείῳ ✳ µ(ύρια) ͵βφʹ / efendi(miz) Caesar’ın hazinesine 2.500 denarius” ifa- desi, yazıtın Kitanaura’nın Roma kontrolüne geçtikten sonraki bir döneme ait ol- duğunu açıkça göstermektedir. O yüzden, heroon İ.S. 1. yy’ın ortalarından öncesi- ne tarihlenemez, çünkü İ.S. 46 tarihinde dikilen SP, Kitanaura’nın Termessos’a ait olduğunu gösteren elimizdeki en geç veridir.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 101

çevesinde sunulmazdı. Eğer Kosara, Typallia, Trebenna ve Onobara Ter- messosluların himayesinde olsaydı, SP’te listelenen Lykia yol ağı önce Ter- messos topraklarına girmiş olacak ve sonra da Pamphylia’daki Attaleia’ya ulaşmak üzere Galatia eyalet sınırları içerisine ulaşmış olacaktı.

Kaunos (bkz. aş.), Kibyra89 ve Attaleia örneklerinde yol ağının bir kez Lykia dışına çıktığında herhangi bir eyalet ya da kent teritoryumuna ilerle- mediği görülmektedir (fakat Laodikeia’nın SP’teki geçişi hakkındaki açık- lama için bkz. yuk. s. 98). Üstelik Kitanaura Termessoslulara aitken, Kiby- ra, Attaleia ve belki de Kaunos Roma egemenliği altındaydı. Belki de Kita- naura Termessos topraklarının bu kısmının en doğu ucunda kalan bir yer- leşimdi ve buradan itibaren daha doğuda Termessoslulara ait bir toprak bulunmamaktaydı. SP’te Lykia tarafındaki Milyas içerisinde kalan Akaras- sos ya da Soklai’dan Trebenna’ya – önemli yolların olduğuna işaret eden Gilevgi ve Ovacık istihkâmlarının90 mevcudiyetine rağmen – yol verilme- yişinin nedeni büyük ihtimalle Termessos teritoryumuydu. Gilevgi ve Ova- cık istihkâmlarına yakın olan Müğren’de bulunmuş bir Claudius Dönemi yazıtı, Lykia ve Termessos arasındaki bir sınır sorununu (ἀµφισβήτησις) içermekte91 ve Termessos’un otonomisinin hem Lykialılar hem de Roma- lılar tarafından tanındığına işaret etmektedir. Şahin söz konusu yazıttaki

89 Kibyra, provincia Lycia kurulurken Asia’da kalmıştı, kentin Asia eyaleti içeri- sinde kaldığına dair veriler için bkz. Corsten 2007, 179-181 = Corsten 2014, 11-14 (Türkçe çeviri); krş. Rousset 2010, 109. 90 Bkz. Harrison 2001, 54-60; Porcher (2009, 290-296) Ovacık’ı bir Termessos köyü ve Lykia topraklarıyla ilişki içerisinde olup Termessos teritoryumunun ekonomik bir merkezi olarak tanımlamaktadır. 91 İplikçioğlu 2007, 81-82; Rousset (2010, 110-115) Müğren yazıtında bahsi geçen Termessosluların Oinoanda’daki Termessoslular olabileceğini not düşmüştür. Bu düşünce iki nedenden dolayı pek olası gözükmemektedir: 1) Rousset’in kendisinin de kentin Lykia Birliği üyesi olduğunu belirttiği gibi (s. 110) Termessos/Oinoanda o dönemde zaten Lykia’da idi. Dolayısıyla Lykia Birliği’nin kendi üyelerinden biri

102 Fatih ONUR

περὶ τῆς ἐν τῇ Μεικρο[...ve İ.Ö. 46 yılında Caesar ile olan antlaşmada92 ge- çen Μεικρὸν Ὄρος Ἀκαρασσός ifadelerini karşılaştırarak Lykia ve Termes- sos toprakları arasındaki sınırın Μεικρὸν Ὄρος Ἀκαρασσός olarak tanım- ladığı Nohutlu Dağ’ın hemen kuzeydoğusunda olduğu sonucuna ulaşmış- tır.93 Eğer Kosara, Typallia, Trebenna ve Onobara Claudius Dönemi’nde Termessos kontrolünde olsaydı, SP’te Kitanaura ile bölge bitirilir ve ondan sonra bu yerleşimler sayılmazdı. Kosara, Mnarike adlı bir bölgede veril- mektedir ve bu bölge Termessos topraklarında olamaz, çünkü böyle bir bilgi SP’te verilmemiştir. Typallia’nın İ.Ö. 30 civarlarında bağımsız olduğu bir yazıttan94 bilinmektedir. İ.S. 3. yy’a tarihlenen bazı yazıtlara göre ise Ty- pallia Termessos etki alanına girmiş görünmektedir.95 Onobara, Treben- na’nın altında bir sympoliteia üyesiydi,96 fakat mevcut verilerle bu yine geç bir dönem olan İ.S. 3 yy için geçerlidir.

Kaunos’un hangi eyalette kaldığı, Kibyra ve Attaleia ile karşılaştırmalı olarak son zamanlarda tartışma konusu olmuştur. Marek Kaunos’taki,

ile sınır çatışması ve anlaşma yapması anlamlı değildir. 2) Pisidia’daki Termes- sos’un teritoryum sınırları Mylias’a kadar uzanmaktadır, bkz. yuk. s. 98-102 ve dn. 87-88. 92 Mitchell 2005, 169, sat. 69. 93 Adak – Şahin 2004, 69; Şahin 2010b, 155: “In dieser Eigenschaft ist dieser Berg- stock nicht nur eine Trennlinie zwischen den beiden Poljen, sondern auch eine natürliche Grenze zwischen Lykien und Asien, so daß die westlich gelegene Polje in Lykien, die östliche aber in Asien blieb.” Fakat mevcut verilere göre, söz konusu sınır, en azından Claudius Dönemi’nde Lykia ve Asia arasında değil bağımsız Ter- messos ve Lykia arasındaydı; krş. Şahin 2014, 221-223. 94 Mitchell 1995 = SEG 44, 1113. 95 İplikçioğlu – Çelgin – Çelgin 2001, 242-244; SEG 51, 1838-1839; Onur 2005, 9, dn. 33. 96 Heberdey – Kalinka 1897, 37 no. 47; İplikçioğlu – Çelgin – Çelgin (tarihsiz), no. 32-39; Onur 2005, 9, dn. 26.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 103

Hadrianus Dönemi’ne ait olan gümrük yazıtındaki97 eponim Lykiarkhes Li- cinius Stasithemis98 tarihlemesine dayanarak Kaunos’un Lykia’da kaldığına işaret ederken,99 Şahin ve Adak Kaunos’un yeni kurulan Lykia eyaletinde olmadığını kabul etmektedir.100 Takmer Kaunos’un Andriake gümrük ya- zıtında anılmasını Kaunos’un Lykia’ya dâhil edildiğine dair bir kanıt olarak görmüştür.101 Kaunos’un Andriake gümrük yazıtındaki yerinin tam kap- samı ön raporda belirtilmediğinden bu konu üzerine daha fazla bir şey söy- lemem henüz mümkün değildir. Marek (2011) Şahin’in görüşünü reddet- miş ve aralarında provincia Lycia ile çağdaş olarak sadece SP ve Andriake gümrük yazıtının bulunduğu çeşitli yazıtlara (zira diğer yazıtların hepsi Flaviuslar Dönemi ve sonrasına aittir) dayanarak yeni Lykia eyaletinde Ka- unos’un da bulunduğunu belirtmiştir. SP ile ilişkili durumda ise Marek te- mel olarak, SP’te Attaleia Pamphylia’ya ait olarak ve Kibyra da Asia ile iliş- kilendirilerek gösterilirken, Kaunos’un herhangi bir bölgeye/eyalete ait olarak gösterilmemesinden hareketle (daha önce IKaunos, 101’de belirttiği gibi) Claudius Dönemi’nde Lykia’da olduğunu iddia etmektedir. Marek bir taraftan “Antik coğrafya adlandırmalarının bölgesel ya da politik birimlerle ilgili olup olmadığı ayırt edilmelidir”102 ifadesiyle doğru bir yaklaşımda bu- lunurken, diğer taraftan Diocletianus Dönemi’ne kadar resmi bir eyalet ad- landırması olmayan “Provinz Pamphylia” (s. 58) ifadesini kullanmaktadır. Daha sonra Adak, Via üzerinde bulunan bir Flaviuslar Dönemi ya-

97 Bean 1954, 87-105 no. 38; IKaunos, 175-221 no. 35. 98 Bu Lykiarkhes hakkında bkz. Reitzenstein 2011, 182-183, no. 28. 99 IKaunos, 101, 188-189. 100 Şahin – Adak 2007, 93 ve 291; Şahin 2014, 423. 101 Takmer 2007, 173. 102 Almanca aslı: “Man muß bei den antiken geographischen Namen unterschei- den, ob sie sich auf landschaftliche oder politische Einheiten beziehen” (Marek 2011, 57).

104 Fatih ONUR zıtından hareketle ve Marek ile Takmer’in belirttiklerine dayanarak Kau- nos’un Asia eyaletinde değil, İ.S. 43 yılındaki kuruluşundan itibaren Lykia eyaletinde bulunduğuna dair genel bir sonuç çıkarmıştır.103 Konuya ilişkin son yazı Şahin’e (2013) aittir. Yazıda Kaunos’un Lykia’ya dâhil edilme sü- recinin Lykia ve Pamphylia’nın birleştirilerek yeni provincia Lyciae et Pam- phyliae’ın oluşturulduğu Vespasianus Dönemi’nden itibaren olması gerek- tiği ve Flaviuslar Dönemi’nden önce Kaunos’un Lykia’ya dâhil olduğuna dair açık bir delilin bulunmadığı belirtilmektedir. Kanaatimce bu tartışma- da kullanılan hiçbir belge Kaunos’un Lykia eyaletinde olduğunu kanıtlaya- mamaktadır. Sadece, Kaunos’la ilgili kısımları önemli bilgiler içeren ve he- nüz sadece bir ön raporu yayımlanmış olan Andriake gümrük yazıtının bu konuyu aydınlatma ihtimali oldukça yüksektir. Vespasianus Dönemi’nde gerçekleşmiş olabilecek Kaunos’un cezalandırılmasını (yani libera civitas sta- tüsünü kaybetmesini) dile getiren Dion Khrysostomos’un pasajı (31,50. 124- 125) tartışma açısından önem arz edebilir. Çünkü Kaunos bu statüsünü Iuli- us-Claudius hanedanlığı boyunca korumuş olabilir.104 Sanıyorum, Andriake gümrük yazıtı ve Kaunos gümrük yazıtıyla yapılacak ayrıntılı bir karşılaştır- ma konuyu daha iyi anlamamızı sağlayacaktır. Bu nedenle, Andriake yazıtı- nın tam yayımı gerçekleşene kadar bu konuda şimdilik çekimser kalmayı ter- cih ediyorum. B. SP’te Lykia’daki kentler ve politik statüleri SP’teki yerleşimlerin statüleri bilim insanları tarafından tartışma konu- su olmuştur. Tietz SP’te, başlangıç ve bitiş noktalarının polis statüsünde ol- duğunu belirterek, herhangi bir aitlik bilgisi (ör. Pamphylia’ya ait olan At- taleia, Mnarike’ye ait olan Kosara gibi) bulunmayan tüm yerleşimlerin oto- nom olduğunu ve SP’te adı bulunmayan yerleşimlerin, örn. Telmessos ve

103 Adak – Wilson 2012, 13-14. 104 Krş. Dräger 1993, 28-29 ve dn. 13.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 105

Kaunos arasındaki güzergâh üzerinde olmalarına rağmen adı geçmeyen Daidala ve Telandros’un ise polis olmadıklarını savlamıştır.105 Schuler iki yerde SP’teki tüm yerleşimlerin polis statüsünde olduğunu belirtmiştir. Bunlardan ilkinde, savını desteklemek üzere, Arykanda’dan bir yazıtta ge- çen Κοδοπηνή ethnikon’unu106 Kodopa’nın otonom olduğuna delil olarak göstermiştir.107 İkinci ifadesi ise SP’nin yan yollar üzerinde kalan yerleşim- leri değil sadece polis’ler arasındaki yolları içerdiğini ve eğer bir yerleşim SP’te geçen yollardan biri üzerinde olup da SP’te belirtilmemişse o yerleşi- min polis statüsünde olmadığını belirtmektedir.108 Bu düşünce Şahin tara- fından makul bulunmamıştır. Çünkü Şahin SP’teki yerleşimlerin tümünün de polis olamayacağını ve ’ya bağlı Kalabatia, Mnara’ya bağlı Kosara ve Trebenna’ya bağlı Onobara örneklerini vererek kimi yerleşimlerin o dö- nemde zaten başka büyük kentlerin teritoryumunda olduğunu düşünmek- tedir.109 Şahin’in tüm yerleşimlerin statülerini polis olarak kabul etmede zorluklar görmesi haklı bir yaklaşım olsa da, SP ile çağdaş olmayan verileri, örneğin “sympoliteia”ya yönelik veri içeren ve çoğunlukla İ.S. 2.-3. yy’a ta- rihlenen yazıtları bu bağlamda kullanırken dikkatli olmak gerektiğini dü- şünüyorum. Üstelik “sympoliteia” sisteminin, özellikle de otonom yapıla- rını idarede, politik organizasyonda ve mali işlerde bir noktaya kadar ko- rumuş görünen üyelerin politik hakları bakımından tam olarak nasıl çalış- tığını bilememekteyiz, nihayetinde başka bir polis’in başkanlık ettiği bir

105 Tietz 2003, 276 dn. 207; 292. 106 TAM II 794 = IArykanda 147 yazıtındaki Κολοπηνή ifadesi Mitchell (2005, 221) tarafından Κοδοπηνῇ olarak düzeltilmiştir (... τῇ εὐεργέτιδι Γῇ τῇ καὶ ∆[.]ανῃ Μο- σχίωνος Κοδοπηνῇ [καὶ] Ἀρυκανδίδι). 107 Schuler 2007, 77. 108 Schuler 2010, 81 dn. 79. 109 Şahin 2010a, 144 dn. 11.

106 Fatih ONUR sympoliteia’nın üyesi olmak büyük ihtimalle o üyenin otonom yapısını de- ğiştirmemekteydi.110

SP, kendi kapsamındaki yerleşimlerin statülerine dair doğrudan ipucu vermese de, bu yerleşimlerin hepsinin de, her zaman net olarak tanımlaya- madığımız belli bir otonom yapıya sahip olduğunu düşünüyorum. Yuka- rıda διά + “(artikelsiz ve genitif olarak) yerleşim adı” kullanımının ilgili yerleşimin otonom yapısına işaret ettiği belirtilmişti (bkz. yuk. s. 77-85). Bunu, yerleşimlerin statüsü ve teritoryumlarının SP’te göz önüne alındığı- na dair doğrudan bir kanıt olarak görüyorum. SP’teki yollar arasında kom- şu olmayan kentler arasında olup aynı zamanda bir başka yerleşimin teri- toryumundan geçen ve bu geçiş bilgisinin (διά ile) verilmediği bir yol ör- neği bulunmamaktadır. Yukarıda verilen beş yol dışında (bkz. yuk. s. 78, ki bu yollarda ilgili teritoryum bilgisi verilmiştir), tüm yollar komşu yerleşim- ler arasındadır. SP’te bazı limanların (örn. Andriake) liste dışında kalma- sında da, bu duruma ilişkin ipuçları bulunabilir. SP’te limanların yoklu- ğuna ilişkin getirilen temel öneriler şöyledir: 1) Bu yollar ekonomik, sosyal ve kamusal nedenlerden dolayı yapılmayıp askeri öncelik gözetilmiştir, do- layısıyla topoğrafya zorlamadığı sürece yollar limanlara verilmemiştir.111 2) Limanlara ulaşım gemi yoluyla daha rahattır ve SP kara yolları üzerinde odaklanmıştır.112 3) Limanlar anıtın dikildiği dönemde polis statüsünde de- ğildir.113 Aslına bakılırsa, böyle bir durum sadece limanlar için geçerli de- ğildir. SP hiçbir zaman aynı teritoryum içerisinde kalan iki yerleşim birimi arasına ya da bir başka yerleşimin teritoryumunda kalan bir yerden başka

110 Zimmermann 1992, 125 dn. 10 ile birlikte (Mylasa altındaki ve örneklerini vermektedir), ayrıca 136 ve 140-141. 111 Işık – İşkan – Çevik 2001, 47; Şahin 2014, 25. 112 Mittenhuber 2009b, 62; ayrıca bkz. Polla – Rinner 2009, 85-88. 113 Schuler 2010, 81 dn. 79.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 107 yerleşime yol vermemektedir. Üstelik SP’te zaten en azından beş liman yer- leşimi bulunmaktadır: Telmessos, Patara, Gagai114, Korykos ve Phaselis. Kalabatia da altıncı olabilir115 (bkz. aş. s. 110 - 111). Dolayısıyla bazı liman- ların SP’te yer almaması, bu limanların zaten mevcut yerleşimlerin teritor- yumlarında olmasından dolayı olabilir, örn. Andriake’nin Myra sınırları içerisinde olması gibi.

SP’te Antiphellos’un yokluğu da bir merak konusudur. Fakat öncelikle Phellos’tan çıkan ikinci yol olan Y 55’in hedefinin Antiphellos da olabile- ceği unutulmamalıdır, çünkü bu kısım editörün limanların yokluğuna yö- nelik verdiği nedenlerden dolayı “Kandyba üzerinden Neisa” şeklinde yap- tığı bir tamamlamadır. Antiphellos’un Iulius-Claudiuslar Dönemi’ndeki politik statüsü ile ilgili doğrudan bir veri bulunmamaktadır. SP’te adının geçmemesi nedeniyle Antiphellos’un o dönemde Phellos kontrolünde ol- duğu düşünülebilir ya da henüz bilinmeyen bir nedenden dolayı SP bu yer- leşimi içermemiştir. Klasik Dönem’de Phellos116 bir limanla birlikte göste- rilmektedir.117 Bununla birlikte, bunun Kaş’taki Bucak veya Limanağzı/Ba- yındır (Sebeda?)118 limanlarından hangisini kastettiği belli değildir. Asar Tepesi, Asar Gediği Tepesi, Bayındır, ayrıca güney kıyıdaki Fakdere ve

114 SMM Gagai’ı Lykia’nın limanlarından birisi olarak vermektedir (235-236: Ἀπὸ δὲ Μελανίππης εἰς Γάγας στάδιοι ξʹ. | Ἀπὸ δὲ Γαγῶν ἐπὶ ποταµὸν Λάµυρον στάδιοι ξʹ). Deniz kıyısında yer almasına rağmen yakın çevresinde liman olabilecek bir alan görünmemektedir. Fakat Karaöz koyundaki Melanippe’nin yakınlarında ya da karşı taraflarında bir limanı olabilir. 115 Işık – İşkan – Çevik 2001, 32; Şahin 2014, 137-141. 116 Phellos ve çevresindeki araştırmalar için bkz. Zimmermann 2004a, 2004b, 2005a, 2005b ve 2006. 117 Ps. Skylax, Peripl. 100.4-5: Φέλλος πόλις καὶ λιµήν. 118 Referanslar ve yorumlar için bkz. Uzunoğlu – Taşdelen 2011, 83-84.

108 Fatih ONUR

Üzüm İskelesi’nde bulunan Roma Dönemi yazıtları bu bölgelerdeki Phel- los kontrolüne işaret etmektedir.119 Buna uygun olarak, Skylaks tarafından anılan Φέλλος λιµήν bugünkü Bayındır Limanı olabilir, çünkü bu liman büyük yelkenli gemiler için daha pratik ve daha uygunken, Bucak Limanı muhtemelen daha küçük kayıklar içindi ve büyük yelkenliler için tehlike- liydi.120 Diğer taraftan, çift dilli bir mezar yazıtında (TAM I 56) sahibinin Ἀντιφελλίτης (Antiphelloslu) olarak verilmesi İ.Ö. 4. yy’da Antiphellos’un bağımsız bir kent olduğuna işaret edebilir. Bununla birlikte Bean Antiphel- los’un Hellenistik Dönem öncesinde küçük bir yerleşim olduğunu düşün- mektedir.121 Dahası, bazı Antiphellos sikkeleri kentin Hellenistik Dönem’- de otonom olduğunu göstermektedir.122 Aleksandros Polyhistor (FHG Frg. 78-80 sat.12) ve Aleksandros Polykharmos (FGH Frg. 4.3-4) hem Phellos’u hem de Antiphellos’u İ.Ö. 2. yy’da Lykia’nın iki polis’i olarak göstermekte- dirler. Ayrıca Kos’tan bir yazıtta Menophilos adlı bir kişi Antiphellos va- tandaşı olarak görünmektedir.123 Erken İmparatorluk Dönemi’ndeki tam statüsü bilinmese de Antiphellos İ.S. 2. yy’dan itibaren bağımsız görün- mektedir.124 Bean referanslarını göstermediği bazı geç dönem coğrafyacıla-

119 Zimmerman 1992, 61-62; Uzunoğlu – Taşdelen 2011, 85 ve 96 res. 2. 120 Bean 1958, 56 dn. 24. 121 Bean 1958, 55. 122 Kirsten 1985, 27-28; Zimmermann 1992, 187; Troxell 1982, 39, lev. 4, no. 21- 23; lev. 13, no. 71-74. 123 Klee 1918, 8.II = SEG 41 685, C 41-42: Μηνόφιλος ∆η[µητρίου Λύκιος] ἀπὸ Ἀντιφέλλου. 124 Örn. TAM II 905: Opramoas’ın yardım ettiği kentlerden birisiydi; IGR III 704: Antiphellos Kyaneailı Iason için bir dekret çıkarmıştır; ayrıca krş. Uzunoğlu – Taş- delen 2011, 81-82.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 109 rına dayanarak, Antiphellos’un bölgedeki en önemli kent olduğunu belirt- mektedir.125 Fakat aslında, geç dönem coğrafyacıları olarak Strabon ve Pli- nius Antiphellos’a yönelik dikkate değer ciddi bir bilgi sunmamaktadırlar. Strabon (14.3.7.6-7) Antiphellos’u ἐν δὲ τῇ µεσογαίᾳ χωρία Φελλὸς καὶ Ἀντίφελλος καὶ ἡ Χίµαιρα şeklinde verirken, Plinius (NH 5.43) iuxta mare Limyra cum amne, in quem Arycandus influit, mons Masicytus, Andria ci- vitas, Myra, oppida et Antiphellos, quae quondam Habesos, atque in recessu Phellos olarak anmaktadır. Plinius ayrıca onun kent duvarları et- rafında bulunan ünlü yumuşak süngerinden bahsetmektedir.126 Kaş’ta bu- lunan ilginç bir yazıtta ἀποτεισάτω τῷ δήµῳ τῷ Μυρέων καὶ Ἀντιφελλει- τ[ῶν δηνάρ]ια ͵ε ifadesi geçmektedir.127 Yazıt Veranius Tlepolemos’un128 arkhiereus olduğu yıl olan İ.S. 149’a tarihlenmektedir. Yazıtı yayımlayanlar İ.S. 141 yılındaki depremden sonra Myra ve Antiphellos arasında bir sym- politeia kurulmuş olabileceğini belirtmektedirler.129 Fakat SEG editörleri bu öneriye şüphe ile yaklaşmaktadırlar. Zimmermann, Antiphellos’un Hel- lenistik Dönem kent yapılaşmasına işaret eden tiyatro, bouleuterion, agora, nekropolis gibi yapılardan bahsederek, Phellos’tan bağımsız olduktan son- raki gelişimine dikkat çekmektedir.130 Her durumda, SP’te Phellos ile An- tiphellos arasında bir yol bağlantısı verilmeyişinin nedenine, mevcut veri- ler doğrultusunda tam tatmin edici bir cevap bulunamamaktadır. Bu konu biraz daha araştırma gerektirmektedir ya da çıkış noktası Phellos olan ve

125 Bean 1958, 55. 126 Plin. NH 31.39: nunc autem mollissimae (spongiae) circa muros Antiphelli urbis reperiuntur. 127 Nollé – Sayar 1983, 219 no. 1 = AE 1987 946 = SEG 33 1169. 128 Bu Lykiarkhes için bkz. Reitzenstein 2011, 203-204, no. 53, fakat bu yazıta refe- rans verilmemiştir. 129 Nollé – Sayar 1983, 220-221. 130 Zimmermann 2006, 911; Phellos ve Antiphellos arasındaki kültürel ve kentsel bağlantılar için ayrıca bkz. Zimmermann 2005b, 248-250. 110 Fatih ONUR bir tanesinin hedefi Antiphellos olabilecek iki güzergâhın kayıtlı olduğu bloğun Patara’da bulunmasıyla bu konu aydınlanacaktır.

Şahin SP’te Sidyma’dan çıkan Y 3’ün vardığı nokta olarak tamamladığı Kalabatia Limanı bağlantısının yol listesinde limanların durumu açısından bir istisna olduğunu belirtmektedir. Çünkü bu yolun Lykia’da çıkmış olan iç karışıklık sırasında isyancıların sığındığını varsaydığı Sidyma kentinin kuşatılması amacıyla askeri bir hedef olarak inşa edildiğini kurgulamakta- dır.131 Fakat bu açıklamalardan bazılarının yeniden gözden geçirilmesi ge- rektiğini düşünüyor ve ilerdeki araştırmalarda göz önünde bulundurmak üzere şu noktalara dikkat çekmek istiyorum:

1- Kalabatia tamamlaması kesin değildir. Şahin ε[ἰς Καλαβατί]αν ta- mamlamasını temel olarak SMM’de verilen bilgiye (250-251 Ἀπὸ Ἱερᾶς ἄκ- ρας εἰς Καλαβαντίαν στάδιοι λʹ. Ἀπὸ Καλαβαντίων εἰς Περδικίας στάδιοι νʹ) ve yazıt üzerinde ilgili yerdeki boşluğa dayandırmaktadır.132 SP’nin B yüzü, sat. 11 (Y 3) üstündeki ve altındaki satırlara göre yarı ölçüde küçük yazıl- mıştır ve gerçekten ε[ἰς Καλαβατί]αν tamamlaması için fazlasıyla – hatta önerilenden de fazla – boşluk vardır, bununla birlikte yine de, daha önce SP’te Y 48 örneğinde (bkz. s. 88-89) olduğu gibi, ἐ[πὶ θάλασσ]αν ya da ἐ[πὶ τὴν θάλασσ]αν önerisi göz ardı edilmemelidir.133

2- Eğer Kalabatia tamamlaması doğru ise, yerleşimin politik statüsüne açıklık getirmek gerekmektedir. Zira Kalabatia’nın Claudius Dönemi’nde

131 Bu yol bağlantısının yapılış amacına yönelik gösterilen nedenler için bkz. Şahin 2009; Şahin 2014, 140-141. Bununla birlikte Quintus Veranius’un Sancaklı Lima- nı’nı (Kalabatia?) kullanarak Sidyma’yı kuşatmış olabileceği varsayımı çeşitli yön- lerden zayıf kaldığından, konu ayrı bir çalışmada incelenecektir. 132 Şahin – Adak 2007, 128; Şahin 2009, 102-103; Şahin 2014, 139. 133 Krş. Şahin 2009, 103.

Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 111 bağımsız bir yerleşim olması beklenir. Yazıtlardaki ethnikon kullanımı Ka- labatia’nın erken dönemlerde bağımsız olduğuna dair delil sayılabilir. Bun- lardan bir tanesi Sidyma’da bulunan bir yazıtta134 [Κα]λαβατιανοί şeklinde görünmektedir. Bu yazıtta söz konusu “Kalabatialılar”ın geçtiği kehanet kısmı, yazıtın genel tarihlemesine göre,135 en geç İ.S. 1. yy ortalarına denk gelmektedir. Diğeri ise yakın zamanlarda yayımlanmış olan ve Sidyma’da bir mezar yazıtında geçen Hoplon için Καλαβαττιανός ethnikon’udur.136 Takmer – muhtemelen harf tiplerine bakarak – yazıtı İ.S. 2. yy’ın ikinci ya- rısına tarihlemektedir. Fakat bu yazıt harf tipleri bakımından, hatta SP’in harflerine benzer şekilde (örn. sigma harflerinin iç çizgilerinin eğik şeklin- de verilmesi gibi) daha erken özellikler göstermektedir. Benzer şekilde Schuler, Arykanda’daki bir mezar yazıtında geçen Κοδοπηνή (Kodopa va- tandaşı) ethnikon’una dayanarak, Kodopa’nın polis olduğu sonucuna var- mıştı (bkz. yuk. dn. 107).

3- Kalabatia’nın Sancaklı Limanı’na yerleştirilmesi kesin değildir. Kesin olarak söylenebilecek şey, Sancaklı’daki liman yerleşimindeki mezar ceza- larının Sidyma’ya ödenmesi gerektiğini bildiren yazıtların gösterdiği üzere limanın İ.S. 2.-3. yy’larda Sidyma’ya ait olduğudur.137

4- SP’te Y 3 (Sidyma – [Kalabati]a arası) için verilen uzunluk 24 stadion, yani yak. 4,5 km’dir. Şahin tarafından dikkat çekildiği üzere,138 bu uzunluk Sidyma ve Sancaklı Limanı arasındaki gerçek uzunluk olan 7-8 km’nin çok altında kalmaktadır.

134 TAM II 174 sat. E1; Merkelbach 2000; Merkelbach – Stauber 2002, 31 no. 17/08/01 sat. 97. 135 Söz konusu kehâneti içeren yazıt İ.S. 2. yy’ın ikinci yarısına tarihlenmektedir, bkz. Merkelbach 2000, 125; Merkelbach – Stauber 2002, 33; Takmer 2010, 113 dn. 159 ile birlikte; Reitzenstein 2011, 76 dn. 8 ile birlikte. 136 Takmer 2010, 120 no. 3. 137 TAM II 249-253. 138 Şahin 2014, 137. 112 Fatih ONUR

Sonuç Yollar, yerleşimler ve teritoryumlar arasındaki ilişki, özellikle Lykia’da- ki Roma yolları üzerine devam eden yüzey araştırmaları açısından oldukça önemlidir. SP’te verilen uzunlukların yerleşimlerin kentsel alanları arasın- daki mesafelere işaret etmesinden dolayı, yerleşimler arasındaki yolları ararken artık daha dikkatli olmamız gerektiğine inanıyorum. Yüzey araş- tırmalarında çözülebilecek, örneğin Sidyma ve Kalabatia, Antiphellos ve Phellos, Boubon ve Trimilinda, Oinoanda/Termessos ve Tlos (ve ikisi ara- sındaki Masa Dağı ve Plata...), Termessos ve Lykia meseleleri gibi pek çok sorun mevcuttur. SP’te yollar çoğunlukla komşu kentler arasında verilmiş- tir ve iki nokta arasında bir yerleşim teritoryumu olduğunda bu bildiril- mektedir. Dolayısıyla, Lykia’nın eyalet yapıldığı Claudius Dönemi’nde, yerleşimler ve diğer idari birimler (eyaletler, bağımsız kentler vs.) arasın- daki coğrafik ve bölgesel ilişkiler bu bakış açısıyla daha iyi anlaşılabilir. Bu durum aynı zamanda SP’te geçen yerleşimlerin bağımsız yapısına da işaret etmektedir. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 113 Res. 3) Stadiasmusyollarınüzerindeki Patarensis şematik haritası (Şahin 2014).

114 Fatih ONUR

Kaynakça ve Kısaltmalar

Adak 2004 M. Adak, Lokalisierung von Olympos und Kory- kos in Ostlykien, Gephyra 1, 2004, 27-51. Adak – Şahin 2004 M. Adak – S. Şahin, Das römische Strassen- und Siedlungssystem in der lykischen Milyas (Elmalı – Hochebene), Gephyra 1, 2004, 67-83. Adak – Wilson 2012 M. Adak – M. Wilson, Das Vespasiansmonument von Döşeme und die Gründung der Doppelpro- vinz Lycia et Pamphylia, Gephyra 9, 2012, 1-40. Alkan 2011 M. Alkan, Parerga to the Stadiasmus Patarensis (8): On the named places in the journeys of sacri- fice recorded in the Vita of Saint Nicholas of Holy Sion, Gephyra 8, 2011, 99-124. Alkan 2013 M. Alkan, Toponym Olarak “Symbolon” ve Lyki- a’daki İki Lagün, şurada: N. E. Akyürek Şahin – B. Takmer – F. Onur (edd.), Eskiçağ Yazıları 5 [Ak- ron 7], 2013, 83-101. Arslan 2007 M. Arslan, Mithradates VI Eupator: Roma’nın Büyük Düşmanı, İstanbul 2007. Bean 1954 G. E. Bean, Notes and Inscriptions from Caunus II, JHS 74, 1954, 85-110. Bean 1958 G. E. Bean, Die Lage von Phellos, Anz. ÖAW 95, 1958, 49-58. Bean 1971 G. E. Bean, Journeys in Northern Lycia 1965- 1967, Viyana 1971. Biagi 2008 S. Biagi, Le stadiasmos de Patara et la définition de l'espace romain dans la nouvelle province de Lycie -Pamphylie, Res Antiquae 5, Brüksel 2008, 299-307. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 115

Corsten 2007 Th. Corsten, Kibyra und Lykien, şurada: Ch. Schuler (ed.), Griechische Epigraphik in Lykien. Eine Zwischenblanz. Akten des int. Kolloquiums, München, 24-26. Februar, Viyana 2007, 175-181. Corsten 2013 Th. Corsten, Termessos in Pisidien und die Grün- dung griechischer Städte in Nord-Lykien, şurada: P. Brun – L. Cavalier – K. Konuk – F. Prost (edd.), Euploia. La Lycie et la Carie antiques. Actes du colloque de Bordeaux 5, 6, 7 novembre 2009, Bordeaux 2013, 77-83. Corsten 2014 Th. Corsten, Kibyra ve Lykia, şurada: N. E. Akyü- rek Şahin – M. E. Yıldız – M. Alkan (edd.), Eski- çağ Yazıları 6 [AKRON 8], İstanbul 2014, 1-16. Corsten – Hülden 2012 Th. Corsten – O. Hülden, Zwischen den Kultu- ren. Feldforschungen in der Kibyratis. Bericht zu den Kampagnen 2008-2011. Mit Beiträgen von Jörg Gebauer und Kathrin B. Zimmer, Ist.Mit. 62, 2012, 7-117. Coulton 1982 J. J. Coulton, Termessians at Oinoanda, AS 32, 1982, 115-131. Coulton 2012 J. J. Coulton, Balboura Survey and Settlement in Highland Southwest Anatolia I-II, Londra 2012. Çelgin 2009 A. V. Çelgin, Termessos Teritoryumu, Rudolf Heberdey ve Bir Toponim Önerisi Hakkında De- ğerlendirmeler, şurada: O. Tekin – A. Erol (edd.), Ancient History, Numismatics and Epigraphy in the Mediterranean World. Studies in memory of Clemens E. Bosch and Sabahat Atlan and in hon- our of Nezahat Baydur, İstanbul 2009, 99-111. Çelgin 2013 A. V. Çelgin, Termessos Teritoryumundan Yeni Bir Adak Yazıtı, şurada: O. Tekin – M. H. Sayar – 116 Fatih ONUR

E. Konyar (edd.), Tarhan Armağanı. M. Taner Tarhan’a Sunulan Makaleler / Essays in Honour of M. Taner Tarhan, İstanbul 2013, 115-129. Çevik 2015 N. Çevik, Lykia Kitabı, İstanbul 2015. Çevik – Pimouguet- N. Çevik – I. Pimouguet-Pédarros, Fortifications Pédarros 2010 et système défensif de Myra: Recherches 2009, Anatolia Antiqua 18, 2010, 243-275. Çevik – Pimouguet- N. Çevik – I. Pimouguet-Pédarros, Kelbessos et Pédarros 2013 Kitanaura sur le territoire de Termessos de Pisidie, şurada: H. Bru – G. Labarre (edd.), L’ Anatolie des peuples, cités et cultures (IIe millénaire av. J.-C.-Ve siècle ap. J.-C.). Autour du projet d’Atlas histo- rique et archéologique de l’ Asie Mineure antique. Actes du colloque international de Besançon (26- 27 novembre 2010), Besançon 2013, 273-288. Dräger 1993 M. Dräger, Die Städte der Provinz Asia in der Fla- vierzeit [Studien zur kleinasiatischen Stadt- und Regionalgeschichte, Bd. 576], Frankfurt am Main-Berlin-Bern-New York-Paris-Viyana 1993. DRGA W. Smith (ed.), A Dictionary of Roman and Greek antiquities, Londra 1860. FGH K. W. Müller, (ed.), Fragmenta historicorum Graecorum, Paris 1841-1870. Gander 2014 M. Gander, Tlos, Oinoanda and the Hittite Inva- sion of the Lukka lands. Some Thoughts on the History of North-Western Lycia in the Late Bronze and Iron Ages, Klio 96/2, 2014, 369-415. Goodchild 1950 R. G. Goodchild, Roman Milestones in Cyrenaica, PBSR 18, 1950, 83-91. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 117

Graßhoff – G. Graßhoff – F. Mittenhuber (edd.), Untersu- Mittenhuber 2009 chungen zum Stadiasmos von Patara: Modellie- rung und Analyse eines antiken geographischen Streckennetzes, Bern 2009. Harrison 1858 G. Harrison, A treatise on the Greek prepositions, and on the cases of nouns with which these are used, 1858. Harrison 2001 M. Harrison, Mountain and Plain: from the Ly- cian Coast to the Phrygian Plateau in the Late Ro- man and Early Byzantine Period. (ed. W. Young), Ann Arbor 2001. Heberdey 1929 R. Heberdey, Termessische Studien [Akademie der Wissenschaften in Wien. Philosophisch-his- torische Klasse.], Viyana-Leipzig 1929. Heberdey 1934 R. Heberdey, Termessos, şurada: RE 5 A/1, 1934, 732-775. Heberdey – Kalinka R. Heberdey – E. Kalinka, Bericht über zwei Rei- 1897 sen im südwestlichen Kleinasien, Viyana 1897. Hellenkemper – Hild H. Hellenkemper – F. Hild, Lykien und Pamphy- 2004 lien I-III [Tabula Imperii Byzantini 8; Österrei- chische Akademie der Wissenschaften. Philoso- phisch-historische Klasse. Denkschriften 320], Viyana 2004. Hülden 2010 O. Hülden, Die Nekropolen von Kyaneai. Studien zur antiken Grabkultur in Lykien II [Lykische Studien 9/2, Tübinger Althistorische Studien 5/2], Bonn 2010. Işık – İşkan – Çevik F. Işık – H. İşkan – N. Çevik, Miliarium Lyciae. 2001 Patara Yol Kılavuz Anıtı / Das Wegweisermonu- ment von Patara, Lykia IV 1998/1999, İstanbul 2001. 118 Fatih ONUR

İplikçioğlu 1999 B. İplikçioğlu, Zum Territorium von Termessos in Pisidien, şurada: P. Scherrer – H. Täuber – H. Thür (edd.), Steine und Wege. Festschrift für Dieter Knibbe zum 65. Geburtstag, Viyana 1999, 309-314. İplikçioğlu 2004 B. İplikçioğlu, Ländliche Siedlungen und das Ter- ritorium von Termessos (Pisidien), şurada: F. Kolb – E. Müller-Luckner (edd.), Chora und Polis [Schriften des Historischen Kollegs, Kolloquien 54], Münih 2004, 103-125. İplikçioğlu 2007 B. İplikçioğlu, Entscheidung eines Statthalters von Lykien in einem Rechtsstreit zwischen Termessos und dem Koinon der Lykier, şurada: Ch. Schuler (ed.), Griechische Epigraphik in Lykien, Eine Zwi- schenblanz. Akten des int. Kolloquiums, Mün- chen, 24-26. Februar, Viyana 2007, 81-83. İplikçioğlu – Çelgin – B. İplikçioğlu – G. Çelgin – A. V. Çelgin, Doğu ve Çelgin 2001 Kuzeydoğu Lykia-Güneybatı Pisidia Epigrafik- Tarihi Coğrafi Yüzey Araştırmaları Projesi 1999, AST 18, 2001, 242-244. İplikçioğlu – Çelgin – B. İplikçioğlu – G. Çelgin – A. V. Çelgin, Epigra- Çelgin (tarihsiz) phische Forschungen in Termessos und seinem Territorium IV: Epigraphische Forschungen in Ostlykien. Forschungsjahr 1999 (yayımlanmamış makale). Kirsten 1985 E. Kirsten, Phellos und Antiphellos, şurada: M. Kandler – S. Karwiese – R. Pillinger (edd.), Le- bendige Altertumswissenschaft, Festgabe zur Vollendung des 70. Lebensjahres von Hermann Vetters, Viyana 1985, 24-29. Klee 1918 T. Klee, Zur Geschichte der gymnischen Agone an griechischen Festen, Leipzig-Berlin 1918. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 119

Kokkinia 2008 Ch. Kokkinia (ed.), Boubon: The Inscriptions and Archaeological Remains; A Survey 2004-2006 [Meletemata 60], Atina 2008. Kokkinia 2008a Ch. Kokkinia, The Inscriptions of Boubon: a cat- alogue, şurada: Kokkinia 2008, 27-126. Kolb 1995 F. Kolb, Kyaneai ve Çevresi Yüzey Araştırması 1994 Yılı Sonuçları, AST XIII/1, 1995, 245-269. Kolb 2008 F. Kolb, Burg – Polis – Bischofssitz. Geschichte der Siedlungskammer von Kyaneai in der Süd- westtürkei, Mainz am Rhein 2008. Korkut 2014 T. Korkut, Tlos Antik Kenti ve Çevresi Yüzey Araştırmaları, AST 32/1, 2014, 505-524. Korkut 2015 T. Korkut, Tlos, İstanbul 2015. Lebreton 2010 S. Lebreton, Les géomètres de Quintus Veranius. À propos du stadiasmos de Patara, Dialogues d’ histoire ancienne 36/2, 2010, 61-116. Lex. Corn. Schrev. C. Schrevel, Lexicon manuale græco-latinum et latino-græcum, New York 1832. LS Ch. T. Lewis – Ch. Short, A Latin Dictionary, Ox- ford 1879. LSJ H. G. Liddell – R. Scott, A Greek-English Lexicon. revised and augmented throughout by Sir Henry Stuart Jones with the assistance of Roderick Mc- Kenzie, Oxford 1940. Luraghi 2003 S. Luraghi, On the meaning of prepositions and cases: the expression of semantic roles in , Amsterdam 2003. Luraghi 2012 S. Luraghi, The Spatial Meaning of διά with the Accusative in Homeric Greek, Mnemosyne 65/3, 2012, 357-386. 120 Fatih ONUR

Marek 2011 Ch. Marek, Kaunos und Lykien, Adalya 14, 2011, 57-60. Marksteiner – Wörrle T. Marksteiner – M. Wörrle, Ein Altar für Kaiser 2002 Claudius auf dem Bonda, Chiron 32, 2002, 545-564. Mattingly 1997 H. B. Mattingly, The Date and Significance of the ‘Lex Antonia de Termessibus’, Scholia: Studies in Classical Antiquity 6, 1997, 68-78. McNicoll – Winikoff A. McNicoll – T. Winikoff, A Hellenistic Fortress in 1983 Lycia-The Isian Tower?, AJA 87/3, 1983, 311-323. Merkelbach 2000 R. Merkelbach, Der Glanz der Städte Lykiens. Die Festrede des Literaten (TAM II 174), EpigrAnat 32, 2000, 115-125. Merkelbach – Stauber R. Merkelbach – J. Stauber, Steinepigramme aus 2002 dem griechischen Osten IV: Die Südküste Klein- asiens, Syrien und Palaestina, Münih-Leipzig 2002. Milner – Eilers 1995 N. P. Milner – C. F. Eilers, Q. Mucius Scaevola and : A New Inscription, AS 45, 1995, 73-89. Milner – Eilers 2006 N. P. Milner – C. F. Eilers, L. Calpurnius Piso, Moles Son of Moles, and Emperor Worship: Stat- ue Bases from the Upper Agora at Oinoanda, AS 5, 2006, 61-76. Mitchell 1995 St. Mitchell, Termessos, king Amyntas, and the war with the Sandaliôtai. A new inscription from Pisidia, şurada: D. French (ed.), Studies in the History and Topography of Lycia in Memoriam A. S. Hall, Londra 1995, 95-105. Mitchell 2005 St. Mitchell, The Treaty between Rome and Lycia of 46 BC (MS 2070), şurada: R. Pintaudi (ed.), Pa- pyri Graecae Schøyen [Papyrologica Florentina 35], Floransa 2005, 164-259. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 121

Mittenhuber 2009a F. Mittenhuber, Literarischer und geographischer Kontext, şurada: Graßhoff – Mittenhuber 2009, 7-29. Mittenhuber 2009b F. Mittenhuber, Untersuchungen zum Stadias- mos von Patara: Modellierung und Analyse eines antiken geographischen Streckennetzes, şurada: Graßhoff – Mittenhuber 2009, 27-62. Mittenhuber 2009c F. Mittenhuber, Identifizierung und Lokalisie- rung der im Stadiasmos aufgeführten Orte, şura- da: Graßhoff – Mittenhuber 2009, 89-147. Nollé 1996 J. Nollé, Kitanaura: Münzen und Geschichte einer kleinen Stadt in den ostlykischen Bergen, JNG 46, 1996, 7-29. Nollé – Sayar 1983 J. Nollé – M. H. Sayar, Drei Inschriften aus Anti- phellos in Lykien, ZPE 52, 1983, 219-223. Nov. Lex. Man. B. Hederich, Novum lexicon manuale Graeco- Latinum et Latino-Graecum, Leipzig 1827. OGIS W. Dittenberger (ed.), Orientis Graeci Inscripti- ones Selectae I-II, Leipzig 1903-1905. OLD P. G. W. Glare (ed.), Oxford Latin Dictionary, Oxford 20122. Onur 2005 F. Onur, Trebenna Tarihi / History of Trebenna, şurada: N. Çevik – E. Akyürek – B. Varkıvanç (edd.), Trebenna. Tarihi Arkeolojisi ve Doğası/ Its History, Archaeology and Natural Environment, İstanbul 2005, 7-20 ve 161-166. Onur 2015 F. Onur, Parerga to the Stadiasmus Patarensis (16): The road network around Kasaba Plain, Ge- phyra 12, 2015, 89-109. 122 Fatih ONUR

Onur 2016 F. Onur, Parerga to the Stadiasmus Patarensis (17): A Correction to the Course of the Road be- tween and Neisa, Gephyra 13, 2016 (bas- kıda). Onur – Alkan 2011 F. Onur – M. Alkan, Parerga to the Stadiasmus Patarensis (6): Route 54 (Patara – Phellos) and New Inscriptions, Gephyra 8, 2011, 64-80. Onur – Oktan 2013 F. Onur – M. Oktan, Parerga to the Stadiasmus Patarensis (12): The routes 56-57 (Phellos – Kya- neai – Myra), Gephyra 10, 2013, 97-108. Platner 1929 S. B. Platner, A Topographical Dictionary of An- cient Rome, Londra 1929. Polla – Rinner 2009 S. Polla – E. Rinner, Der Stadiasmos und das lyki- sche Strassennetz, şurada: Graßhoff – Mittenhu- ber 2009, 63-88. Porcher 2009 A. Porcher, Campagnes et habitats du territoire de Termessos (Pisidie): quelques repères pour l’ époque impériale, şurada: H. Bru – F. Kirbihler – S. Lebreton (edd.), L’Asie mineure dans l’ anti- quité: échanges, populations et territoires: regards actuels sur une péninsule: actes du colloque de Tours, 21-22 octobre 2005, Rennes Cedex 2009, 289-300. Reitzenstein 2011 D. Reitzenstein, Die lykischen Bundespriester: Representation der kaiserzeitlichen Elite Lykiens, Berlin 2011. Rinner 2009a E. Rinner, Implizite Informationen des Stadias- mos zur Kreuzungssituation im Xanthostal, şura- da: Graßhoff – Mittenhuber 2009, 167-207. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 123

Rinner 2009b E. Rinner, Die Wiedergabe eines Strassennetzes in der Inschrift des Stadiasmos, şurada: Graßhoff – Mittenhuber 2009, 209-251. Rivet – Jackson 1970 A. L. Rivet – K. Jackson, The British Section of the Antonine Itinerary, Britannia 1, 1970, 34-82. Robert 1963 L. Robert, Noms indigènes dans l’Asie Mineure gréco-romaine, Paris 1963. Robert 1966 L. Robert, Documents de l’Asie Mineure méridio- nale, Cenevre-Paris 1966. Rodwell 1975 W. Rodwell, Milestones, Civic Territories and the Antonine Itinerary, Britannia 6, 1975, 76-101. Rousset 2010 D. Rousset, De Lycie en Cabalide: la convention entre les Lyciens et Termessos près d’ Oinoanda [Fouilles de Xanthos X. Hautes études du monde gréco-romain 45], Cenevre 2010. Rousset 2013 D. Rousset, Le stadiasme de Patara et la géogra- phie historique de la Lycie: itinéraires et routes, localités et cités, şurada: P. Brun – L. Cavalier – K. Konuk – F. Prost (edd.), Euploia. La Lycie et la Carie antiques. Actes du colloque de Bordeaux 5, 6, 7 novembre 2009, Bordeaux 2013, 63-75. Salway 2007 B. Salway, The perception and description of space in Roman itineraries, şurada: M. Rathmann (edd.), Wahrnehmung und Erfassung geographi- scher Räume in der Antike, Mainz am Rhein 2007, 181-209. Salway 2012 B. Salway, Putting the World in Order: Mapping in Roman Texts, şurada: R. J. Talbert (ed.), An- cient Perspectives: Maps and their Place in Meso- potamia, Egypt, Greece, and Rome, Chicago 2012, 193-234. 124 Fatih ONUR

Schuler 1998 Ch. Schuler, Ländliche Siedlungen und Gemein- den im hellenistischen und römischen Kleinasien [Vestigia 50], Münih 1998. Schuler 2007 Ch. Schuler, Ein Vertrag zwischen Rom und den Lykiern aus Tyberissos, şurada: Ch. Schuler (ed.), Griechische Epigraphik in Lykien. Eine Zwi- schenblanz. Akten des int. Kolloquiums, Mün- chen, 24-26. Februar, Viyana 2007, 51-79. Schuler 2010 Ch. Schuler, Priester πρὸ πόλεως in Lykien: Eine neue Inschrift aus dem Territorium von Patara, ZPE 173, 2010, 69-86. SMM Stadiasmus sive periplus Maris Magni SNGBN Sylloge Nummorum Graecorum Cabinet des Mé- dailles, Banque Nationale de Paris. Şahin 2009 S. Şahin, Parerga zum Stadiasmus Patarensis (1). Überlegungen zur Strecke 3 von Sidyma nach Ka- labatia, Gephyra 6, 2009, 101-112. Şahin 2010a S. Şahin, Parerga zum Stadiasmus Patarensis (3): Die Inschrift von Köybaşı in Zentrallykien, Ge- phyra 7, 2010, 137-152. Şahin 2010b S. Şahin, Parerga zum Stadiasmus Patarensis (4): Mikron Oros Akarassos in Milyas, Gephyra 7, 2010, 153-159. Şahin 2011 S. Şahin, Parerga zum Stadiasmus Patarensis (5). STR 59 und Daseia von Bonda, Gephyra 8, 2011, 55-63. Şahin 2013 S. Şahin, Parerga zum Stadiasmus Patarensis (9): Kaunisch-lykische Frage, Gephyra 10, 2013, 32-37. Şahin 2014 S. Şahin, Stadiasmus Patarensis. Itinera Romana Provinciae Lyciae / Likya Eyaleti Roma Yolları (Tarihi İçerik: M. Adak), İstanbul 2014. Stadiasmus Patarensis’te Yollar, Yerleşimler ve Teritoryumlar 125

Şahin – Adak 2007 S. Şahin – M. Adak, Stadiasmus Patarensis. Itine- ra Romana Provinciae Lyciae, İstanbul 2007. Takmer 2002 B. Takmer, Lykia Orografyası, şurada: S. Şahin – M. Adak (edd.), Likya İncelemeleri 1, İstanbul 2002, 33-51. Takmer 2004 B. Takmer, Two Milestones on the Road from Myra to Limyra, Gephyra 1, 2004, 107-117. Takmer 2007 B. Takmer, Lex Portorii Provinciae Lyciae. Ein Vorbericht über die Zollinschrift aus Andriake aus neronischer Zeit, Gephyra 4, 2007, 165-188. Takmer 2010 B. Takmer, Stadiasmus Patarensis için Parerga 2: Sidyma I. Yeni Yazıtlarla Birlikte Yerleşim Tarih- çesi, Gephyra 7, 2010, 95-136. Takmer – Alkan 2013 B. Takmer – M. Alkan, Parerga to the Stadiasmus Patarensis (13): The road system in the moun- tainous area of Alacadağ in central Lycia and the roads indicated in the Vita of Nicholas of Sion, Gephyra 10, 2013, 106-120. Tietz 2003 W. Tietz, Der Golf von Fethiye, Bonn 2003. Troxell 1982 H. A. Troxell, The Coinage of the Lycian League. New York 1982. Tüner 2002 N. Tüner, Lykia’nın Yerleşim Coğrafyasında Yeni Lokalizasyonlar, şurada: S. Şahin – M. Adak (edd.), Likya İncelemeleri I, İstanbul 2002, 63-78. Uzunoğlu – Taşdelen H. Uzunoğlu – E. Taşdelen, Parerga to the Stadi- 2011 asmus Patarensis (7): New inscriptions from the territory of Phellos, Gephyra 8, 2011, 81-98. van Tilburg 2007 C. van Tilburg, Traffic and Congestion in the Ro- man Empire, Abingdon 2007. Wörrle 1988 M. Wörrle, Stadt und Fest im kaiserzeitlichen Kleinasien, Münih 1988. 126 Fatih ONUR

Yılmaz – Çevik 1996 H. Yılmaz – N. Çevik, Tlos 1994, AST 13/1, 1996, 185-203. Zimmermann 1992 M. Zimmermann, Untersuchungen zur histori- schen Landeskunde Zentrallykiens, Bonn 1992. Zimmermann 2002 M. Zimmermann, Trebendai, şurada: DNP 12/1, 2002, 776. Zimmermann 2004a M. Zimmermann, Feldforschungen in Phellos (Lykien) 2003, AST 22/1, 2004, 45-52. Zimmermann 2004b M. Zimmermann, Survey at Phellos 2003, AN- MED 2, 2004, 101-104. Zimmermann 2005a M. Zimmermann, Feldforschungen in Phellos (Lykien) 2004, AST 22/1, 2005, 63-68. Zimmermann 2005b M. Zimmermann, Eine Stadt und ihr kulturelles Erbe. Vorbericht über Feldforschungen im zent- rallykischen Phellos 2002-2004, MDAI (I) 55, 2005, 211-266. Zimmermann 2006 M. Zimmermann, Phellos in Zentrallykien und die Grundmuster lykischer Siedlungsgeschichte, şurada: K. Dörtlük – B. Varkıvanç - T. Kahya – J. De Courtils – M. Doğan Alparslan – R. Boyraz (eds.), III. Uluslararası Likya Sempozyumu / The IIIrd Symposium on Lycia (07-10 Kasım 2005 / 07-10 November 2005, Antalya) Sempozyum Bil- dirileri / Symposium Proceedings, II. Cilt, İstan- bul 2006, 907-916.