ED‹TÖRDEN

Birlikte Yeni Saylara...

Mart 2006 • Y›l: 6 • Say›: 19 Yay›n Türü: Yerel, süreli 2001 ylnn Ocak aynda çkarmaya başladğmz mimar.ist dergisinin bugün Yay›nlayan 19. says elinizde. Uzunca bir mayalanma sürecinden sonra çkma aşamasna TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi gelen dergiyi sevgili Şener Özler başta olmak üzere bir grup heyecanla tartşyor Sahibi ve hazrlyorduk. O günlerdeki beklentilerimizi sizlerle paylaşrken şunlar dile TMMOB Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi ad›na getirmişiz: Eyüp Muhcu “Mimarlar Odas’nn ve ona güç veren meslektaş dayanşmasnn 47 yllk Genel Yay›n Yönetmeni birikiminin üzerine yenilerini koymak, sadece kendininkiyle değil, tüm H. Bülend Tuna mimarlk ortamnn birikiminden güç almak ve katk koyanlarla birlikte Yay›n Koordinatörü mimarlk kültürünü geliştirmek beklentisindedir.” (mimar.ist, say 1, Fatma Öcal “Katkya ve Paylaşmaya Çağr”) Yaz› ‹flleri Sorumlusu Metin Karada¤ Geriye dönüp baktğmzda yaymladğmz onca yaznn bir birikim yarattğn söyleyebiliriz. Akademik çalşmalarda dergimizdeki yazlara referans verilmesi, Yay›n Kurulu Ayflen Ciravo¤lu, H. H. Günhan Dan›flman, Deniz ‹nceday›, meslektaşlarmzn ellerine ulaşmayan eski saylar srarla istemeleri, öte yandan T. Gül Köksal, Kubilay Önal yayn programnda zengin bir kaynak havuzunun oluşmas, bizleri bu bağlamda sevindirmektedir. Dan›flma Kurulu Zeynep Ahunbay, Nur Ak›n, Ülkü Alt›noluk, Bilge Ar›kan, “mimar.ist’in, Oda söyleminin zenginleştirilmesinin arac olacağn, böyle Cihan Ar›n (Almanya), Harun Bat›rbaygil, Afife Batur, bir gereksinmenin ve beklentinin giderek yoğunlaştğn da belirtmeliyiz. Cengiz Bektafl, ‹hsan Bilgin, Çelen Birkan, Feyza Cansever, Dergide genç mimarlarn çalşmalarna deneyimli kalemlerin yan sra yer Hasan Çak›r (Almanya), H. Besim Çeçener, Feride Çiçeko¤lu, vermek, böylece ortak katky özendirmek mümkün olabilecektir.” Hakan Dölgen, Oktay Ekinci, Cengiz Eruzun, Nuran Zeren Gülersoy, Sümer Gürel, Ersen Gürsel, Yücel Gürsel, Havva Kanbur (‹spanya), Mehmet Küçükdo¤u, Derya Oktay (K›br›s), mimar.ist’in çkş hedeflerine ulaşp ulaşmadğnn değerlendirmesini en iyi Sabri Orcan, Selim Ökem, Deniz Erinsel Önder, Hakk› Önel, sizler yapacaksnz. Bizim amacmz var olan bir potansiyeli yönlendirmek ve Hasan Cevat Özdil, Asl› Erim Özdo¤an, Derya Özkan, Y›ld›z Sey, ’a Odamza yakşan bir yayn birikimini ortaya çkartabilmekti. Mete Tapan, U¤ur Tarhan, Necdet Teymur, Rüksan Tuna, Türkiye’de yaymlanan pek çok mimarlk dergisinin yan sra Mimarlk başta Hülya Turgut, Y›ld›z Uysal, Mücella Yap›c›, Hüsnü Ye¤eno¤lu olmak üzere Odamz değişik birimlerinin yaymladğ dergiler de mevcuttu. (Hollanda), Zekiye Yenen, Asuman Yeflil›rmak, Müjgan Y›ld›r›m “mimar.ist bir İstanbul dergisidir, ‘ist’ eki bunu tanmlar. O nedenle, daha Yay›n Yönetim ve Yaz›flma Adresi Y›ld›z Saray› D›fl Karakol Binas›, Barbaros Bulvar› çok bölgenin sorunlarna ağrlk vermesi istenebilir. Ancak Türkiye’nin Befliktafl 34349 ‹stanbul sorunlar İstanbul’un da sorunlardr, İstanbul’dan kaynaklanmaktadr Tel: 0212 227 69 10 Faks: 0212 236 85 28 veya İstanbul’a yansmaktadr.” e-posta: [email protected] www.mimarist.org/mimarist Zaman zaman bölgemiz dşndan gelen katklara fazla yer verdiğimiz eleştirileri Mali Koordinasyon gelmiştir. Oysa dergiyi kurgularken böylesi katklara açk olduğumuzu Sami Y›lmaztürk belirtmiştik. 19 saynn birikimine baktğmzda gerek kentimizle ve bölgemizle Görsel Yönetmen ilgili, gerekse doğrudan mesleğimizle ilgili yazlarn çok geniş bir ilgi yelpazesi Zehra fieno¤uz içerisinde bir arada olduğunu görüyoruz. Hukuk konularndan, mimarlk Ofset Haz›rl›k ve Yap›m eleştirisine, tasarmn çeşitli alanlarndan farkl insanlk durumlarna kadar pek Ekol Tan›t›m çok bölüm kendi içerisinde zenginleştirilmiş bir birikim sağlad. Ayrca birçok Ondokuz May›s Cad. No: 32/12 fiiflli 34360 ‹stanbul saymzda belirli başlklarn farkl perspektiflerden ele alnabilmesi şansn Tel: 0212 212 68 02 (pbx) Faks: 0212 212 69 12 yarattk. e-posta: [email protected] “Yeni olmann heyecanyla, kurumlaşmşlğn olgunluğunu Bask›-Cilt harmanlamaya, güzellikler üretmeye çalşyoruz. Sizleri de birlikte Güzel Sanatlar Matbaas› Yenibosna-‹stanbul Tel: 0212 503 58 40 pbx üretmenin keyfini çkarmaya, katkya, paylaşmaya çağryoruz.” Bask› Tarihi Çağrmz hâlâ geçerlidir. Çkan ürüne, oluşan birikime, yaplmak istenene Mart 2006 gösterilen teşvik edici desteğiniz, övücü sözleriniz, hatalarmza karş Da¤›t›m gösterdiğiniz hoşgörülü yaklaşmnz ve yapc eleştirileriniz bizleri Tele Kurye cesaretlendirmektedir. Sat›fl Yaysat Dergimizin süregiden yaynnn böylesi bir yazda dile getirmeye çalştğmdan Reklam daha farkl değerlendirmeleri hak ettiğine inanyorum. Bu birikime katk koyan Mimarl›k Vakf› ‹ktisadi ‹flletmesi herkese içten teşekkürlerimi sunuyorum. Genel Yayn Yönetmeni sorumluluğunu Recep Pafla Cad. Nimet Abla ‹fl Merk. No: 18 K.2 bu saydan itibaren devrediyor, yeni görev alacak arkadaşlarma başarlar Taksim 34437 ‹stanbul diliyorum. Tel: 0212 253 45 35 pbx Faks: 0212 253 43 04

Fiyat›: 7,50 YTL (7.500.000.- TL) Hep birlikte nice mimar.ist’lere... Y›ll›k abone ücreti: 26,00 YTL (26.000.000.- TL) Ö¤rencilere % 50 indirim uygulan›r. Sayglarmla.

“mimar.ist” dergisi Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi üyelerine ücretsiz olarak gönderilir. Yaz›larda ileri sürülen görüfllerin sorumlulu¤u H. Bülend Tuna yazarlar›na aittir. Dergi ad› belirtilmek kofluluyla al›nt› yap›labilir.

mimar•ist 2006/1 1 mimar.ist Mart 2006/1 ISSN 1302-8219

4 HABER / ETK‹NL‹K DAM Notlar›... / Hasan Çak›r Prof. Erhan Balkan’› Kaybetik... / Ahmet Eyüce

6 KÜTÜPHANE Atmeydan› - Bizans Araba Yar›fllar›ndan Osmanl› fienliklerine / H. H. Günhan Dan›flman Mimaride Elefltirinin Konstrüksiyonu: Perspektif, Gerçeklik, Yöntem ve ‹lke / Selim Ökem Teknolojinin Baflyap›tlar› / T. Gül Köksal Reha Günay’›n Mimar Sinan› / H. H. Günhan Dan›flman Mimari Tasar›mda Konsept / Zühre Sözeri

10 ‹NCELEME Osmanl› Modernleflmesinde T›p Okullar› ve Hastane Binalar› / Afife Batur...... 10 Ayla Ödekan ile Söylefli: “Sedat Çetintafl ve 1930’lardan Bugüne Türkiye’de Koruma” / Söylefli: T. Gül Köksal 15 Kapal›çarfl› ve Bellek / ‹nci fiahin Olgun...... 19

24 PROJE / PROF‹L Prof. Kemal Ahmet Arû’nun Ard›ndan / Nuran Zeren Gülersoy ...... 24 Bir Hocan›n Ard›ndan: Kendi Dilinden Kemal Ahmet Arû / Necati ‹nceo¤lu ...... 30

2 mimar•ist 2006/1 ‹Ç‹NDEK‹LER

33 DOSYA: KIYI KULLANIMI, KIYI M‹MAR‹S‹ K›y›lar: Sorunlar, Potansiyeller... / Ayflen Ciravo¤lu ...... 34 Kültür Politikas› ve K›y›lar / Deniz ‹nceday›...... 38 K›y› Ya¤mas›: ‹yi Niyet - Kötü Sonuç / H. Besim Çeçener...... 44 ‹stanbul K›y›lar›ndaki Endüstri Miras›n›n Bugünü ve Gelece¤i / T. Gül Köksal...... 47 Kent Düflleri Anketi 1- Galata ve K›y›s›: Kente Dair Proje Üretmek / Asl› K›yak ‹ngin...... 51 Galataport ve “Haydarpaflaport”u Ne Kadar Biliyoruz? / Mücella Yap›c› ...... 56 Haydarpafla Gar› Otel Olursa Bu Yap›lara Ne Olacak? / Yonca Kösebay...... 59

65 E⁄‹T‹M ‹TÜ Mimarl›k Bölümü’nde Socrates-Erasmus Programlar›na Genel Bir Bak›fl / ‹pek Akp›nar - Asl›han Tavil .....65 Fransa-Lüksemburg S›n›r Bölgesinde Uluslararas› Bir Çal›flma: Kentsel Mekânlar›n Eflikler Do¤rultusunda Belirlenmesi / Cenk Hamamc›o¤lu - Senem Zeybeko¤lu ...... 68

72 KENT Geliflme Konut Alanlar›nda -Kentsel ‹maj Ba¤lam›nda- Kimlik Sorunlar› / Nilgün Ç. Erkan ...... 72 Aç›k Kamusal Alan Kullan›m›nda ‹ki ‹talyan Örne¤i: Piazza Del Campo ve Piazza Della Signorina / M. Ebru Erdönmez - Burak Haznedar ...... 77

84 KENT ARKEOLOJ‹S‹ Kentsel Katmanlar›n Boflluklar Arac›l›¤›yla Korunmas› / Senem Doyduk ...... 84 Ayasofya’n›n Mimarisi ve Kubbesinin Tan›m› / F›rat Düzgüner ...... 89

96 T ASARIM / UYGULAMA Korunmas› Gerekli 20. Yüzy›l Mimari Miras›n›n Restorasyon ve Restitüsyon Sorunlar› / H. H. Günhan Dan›flman ...... 96

101 HUKUK Kültür ve Tabiat Varl›klar›n›n Korunmas›nda Kurumsal Yap›ya ‹liflkin Yeni Bir Örgütlenme Aray›fl› / Elif Örnek Özden ...... 101

110 F ARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI Körler ‹çin Okul Tasar›m›: Görmeden Görmeyi Ö¤renmek / Rhys Phillips ...... 110

mimar•ist 2006/1 3 HABER 1 ETK‹NL‹K

DAM Notlar›

DAM 2006’ya iki sergiyle girdi: Minimalizm (Yal›nc›l›k) ve Duyarl›l›k: Peter Kulka. Alayl› Bir Mimar, Yap›laflm›fl Düfller 2 ve Özlemler: F. Hundertwasser.

Minimalizm ve Duyarl›l›k Minimalist mimari deyince hemen düz çizgi, dik aç›, basitlik falan akla gelir, ama P. Kulka’y› bu kliflelerle an- lamak zor. Kulka, minimalizmin bir mekân tasar›m› sorunu oldu¤unun mek küstahl›kt›r. DAM’›n bu sergiyi dik aç›, düz çizgi sorunu de¤il bir bilincinde ve ‹sidor, Sinan gibi yal›n yapmas›na bu kabul ve reddedilifl se- mekân esteti¤inin s›rr›na ermifl bir bep oldu.” mimar. ‹yi ki öyle oldu, Hundertwasser’› gör- Ludwig Mies van der Rohe “Yal›nl›k dük. basitlik de¤ildir,” demifltir. Kulka mi- Hundertwasser’in mimarisinde “imaj 1. Yaya köprüsü, Grimma, marisi bunun kan›t›d›r. maker”lar›n malum yenilik ve oriji- Kulka. 2. Olimpiyat stadyumu, nallik kriterleri rol oynam›yor. Onun Leipzig, Kulka. Yap›laflm›fl Düfller ve Özlemler arzusu, hüzün verici, can s›k›c›, gri 3. Grüne Zitadelle, Önce DAM’›n bas›n bildirisinden bir çevreyi de¤ifltirmek, güzellefltirmek. Magdeburg, Hundertwasser. iki sat›r aktaral›m: Hundertwasser mimarisinin kap›s›n› 4. ‹stasyon binas›, Uelzen, “2000 y›l›nda yeryüzünden ayr›lan Mimar Peichel flöyle aralam›fl: Hundertwasser. Hundertwasser, bükülüp giden çizgi- “Bir mimar olarak söylemeliyim ki 5. Kita, Heddernheim, Hundertwasser. leri, spiralleri severdi ve olas›l›d›r ki Hundertwasser özgün, al›fl›lm›fl d›fl› 3 DAM gibi, plan› kare flemaya oturan ifller baflarm›flt›r; o bir mimar de¤il, bir müzede projelerinin sergilenme- s›n›rlar› aflm›fl bir sanatç›, insana ce- sini muhtemelen reddederdi... saret veren ilginç bir kifliliktir.” Halk›n ço¤u Hundertwasser’in ma- ‹nsana cesaret veriyor Hundertwas- sals› mimarisini seviyor. Pek çok in- ser. san onun mimarisindeki form zen- “Süslemeci, bezemeci olmaktan gu- ginli¤ini ve renkli çeflitlili¤i be¤eni- rur duyuyorum. Bu çirkin, gri, kalpsiz yor. Mimarl›k medyas› ve mimarlar dünya süslenmeli. Daha insanc›l, da- onun mimarisini önemsiz buluyor. ha dostça ve daha nefleli bir ruh evle- Onlara göre Hundertwasser alayl› bir re, konutlara dolmal›.” 4 bezemecidir ve DAM’da onu sergile- “Düz çizgi Allahs›z ve ahlaks›zd›r. Düz çizgi yarat›c›l›k için de¤il, taklit içindir.” “Kentlerimiz Hipokrat yemini etme- mifl mimarlar›n betonlaflm›fl fikir- leridir. ‹nsan ruhuna ve do¤aya zarar veren bina yapmay› reddediyorum.” “Mimari, insan› yüceltmeli, küçük düflürmemeli.” Hundertwasser’i daha iyi anlamak is- terseniz kentlerimizi saran lingo lin- go siteleri, plazalar› göz önüne getirin... 5 Hasan Çak›r, [email protected]

4 mimar•ist 2006/1 HABER ETK‹NL‹K

Prof. Erhan Balkan’› Kaybettik...

De¤erli meslektafl›m›z Erhan Balkan’› Erhan Balkan say›s›z mimari proje ya- 10 fiubat 2006 günü kaybettik. Balkan r›flmas›na kat›lm›fl çok say›da ödüller bir süredir Çapa T›p Fakültesi Nörofli- alm›fl, son kat›ld›¤› Würth Otomotiv ve rurji bölümü yo¤un bak›m klini¤inde Montaj Sanayi Merkez Binas› s›n›rl› tedavi görmekteydi. mimari proje yar›flmas›nda birincilik Balkan’›n son akademik görevi, ödülü alm›flt›r. Çok say›da uygulanm›fl 2002’den vefat›na kadar sürdürdü¤ü projesi bulunmaktad›r. mimar.ist der- Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fa- gisinde de s›k s›k imzas›na rastlad›¤›- kültesi ö¤retim üyeli¤i ve 2004’ten ve- m›z Erhan Balkan’›n, befli kitap olmak fat›na kadar sürdürdü¤ü ayn› fakülte- üzere çok say›da makale, bildiri ve nin dekanl›¤› olmufltur. 40 y›ll›k mes- araflt›rma çal›flmalar› bulunmaktad›r. lek yaflam› süresince meslektafl›m›z Ahmet Eyüce

Kendi Dilinden... Bölümü’ne asistan olarak girdim ve Y. Mimar 1988 y›l›nda yeniden YTÜ’ye girdim, 1989’da 1942 y›l›n›n sonbahar›nda ‹stanbul’da do¤- Hasan Kuruyaz›c› ile Tünel’de mimarl›k büro- da profesör oldum. muflum. ‹lkokul birinci s›n›fa kadar Kad›köy- su kurdum. Çok yo¤un bir tempo ile çal›fl›yor- Akademik hayatta çeflitli alanlarda çal›flmala- Moda’da oturduk. En yak›n arkadafllar›m Rum dum, bir taraftan akademik çal›flmalar, di¤er r›m ve yar›flmalara kat›lma çabalar›m sürüyor- ve Ermeniydi. Babam subay oldu¤u için ilko- taraftan mimari projeler ve yar›flmalar tüm za- du. 1994-1996 y›llar› aras›nda hem kurucu kulu ‹stanbul, Konya, Kayseri, ’da, or- man› al›p götürüyordu. üye hem de ö¤retim üyesi olarak Uluda¤ Üni- taokul ve liseyi de ‹stanbul’da okudum. Baba- versitesi Mimarl›k Bölümü kurulufl çal›flmala- m›n vefat›ndan sonra hem aileme yük olma- r›n› yürüttüm. 1997-1998 y›llar› aras›nda da mak için, hem de yelken ve deniz tutkum ne- Do¤u Akdeniz Üniversitesi Mimarl›k Fakülte- deniyle Deniz Harp Okulu’na girmek istememe si’nde misafir ö¤retim üyesi olarak çal›flt›m. ra¤men annem bu iste¤ime karfl› ç›kt› ve ben Döndükten sonra YTÜ Mimarl›k Fakültesi’nde kendimi Haydarpafla Lisesi’nde buldum. ö¤retim üyeli¤imi sürdürdüm. Sanat ve mimarl›¤a ilgi duymam Haydarpafla Bu arada benim için önemli olan bir karar ile Lisesi’nde resim hocam›z olan, günümüzün dört y›l süren bir düflünme ve haz›rl›k aflama- de¤erli ressamlar›ndan Mehmet Pesen’in beni s›ndan sonra yelkenli bir tekne infla ettim. etkilemesiyle bafllad›. 1960 y›l›nda özel s›nav- Kuflkusuz tasar›m ve hesaplar› arkadafl›m la girilen Güzel Sanatlar Akademisi, Mimarl›k 1973’te asaletim onand›ktan sonra tezimi ça- Prof. Dr. Fatih Gorbon’a aitti ama onun gözeti- Bölümü’ne Haydarpafla Lisesi’nden giren tek l›flmaya bafllad›m ve 1974’te devlet bursu ile minde tüm çizim ve inflaat ifllerinde çal›flarak ö¤renci bendim. Akademi y›llar›, hat›rlad›kça, New York Columbia Üniversitesi’ne kabul ikinci bir k›z›m daha oldu sanki. belki de hayat›m›n en güzel günleri oldu. Ül- edildim. ‹stanbul’da bafllad›¤›m tezimi üniver- 2000’li y›llarda ne zaman emekli olurum, nere- kenin en de¤erli mimar ve hocalar›ndan e¤i- sitenin, benim için dayan›lmaz zenginlikteki ye yerleflirim, teknemi nereye ba¤lar›m düflün- tim alm›fl olmak hem benim hem de arkadafl- kütüphanesinden yararlanarak ve ilgili dersle- celeri kafamda dolafl›rken 2002 y›l›n›n sonba- lar›m için büyük bir flans say›lmal›. Kimler ri alarak gelifltirdim. Bursumun uzat›lmas› için har›nda Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fa- yoktu: Sedad Hakk› Eldem, Mehmet Ali Han- yapt›¤›m müracaat yenilenmeyince ‹stanbul’a kültesi Dekan› Prof. Dr. Ayflen Akp›nar’dan ye- dan, Seyfi Arkan, Nurullah Berk, fiadi Çal›k, döndüm ve tezimi verdim. Bundan sonraki ni kurulmufl ve ikinci s›n›f› aç›lacak olan Mi- Bedri Rahmi Eyübo¤lu, Burhan Toprak, Feri- dönem çok yo¤un bir çal›flmay› içermektedir. marl›k Fakültesi için ö¤retim üyeli¤i önerisi dun Akozan, As›m Mutlu, Utarit ‹zgi ve daha Pek çok yar›flmaya kat›ld›m ve özel projeler geldi. Yeni bir okulun kuruluflunda çal›flma pek çok de¤erli hoca... ürettim. heyecan›yla, kabul ettim. Yeni okulda tan›flt›- Akademi’den sonra ilk olarak Do¤an Tekeli- 1983’te sevgili k›z›m Gökçe Deniz do¤du. Bu ¤›m yeni ve de¤erli akademik kadro ile çal›fl- Sami Sisa Mimarl›k fiirketi’ne girdim. Buras› olay beni çok etkiledi, etkisi hâlâ sürmekte. man›n benim için yararl› ve ilginç olaca¤›n› benim için ikinci bir okul oldu, çünkü o döne- 1984’te maddi s›k›nt›lar nedeniyle YTÜ’den düflünüyorum. Yeni mekânlar, yeni ö¤renciler, min en parlak ve ifl yapan bürosunda hem ayr›larak dört y›l boyunca yurtd›fl›nda ve yurti- yeni olanaklar, yeni bir program ve flekillen- farkl› projelerde, hem yar›flmalarda, hem de çinde çeflitli projelerde çal›flt›m. Bu arada YTÜ mesinde benim de bir miktar katk›m›n olaca¤› uygulamada çal›flma f›rsat›m oldu. Ancak Mimarl›k Fakültesi benim üniversiteye geri bir e¤itim sistemi gerçekten çok heyecanlan- 1971 y›l›n›n sonlar›na do¤ru, daha sonra ad› dönmem için önerilerde bulunuyordu. ‹çim- d›r›c›. Baflar›l› olaca¤›m›z inanc› ile... YTÜ olan, o zamanki ad›yla ‹DMMA Mimarl›k deki e¤itimcilik dürtüsü yine galip geldi ve Erhan Balkan Bahçeflehir Üniversitesi taraf›ndan yay›mlanacak bir broflür için haz›rlad›¤› özgeçmiflinden k›salt›lm›flt›r.

mimar•ist 2006/1 5 KÜTÜPHANE

Atmeydan› - Bizans Araba Yar›fllar›ndan Osmanl› fienliklerine

Seza Sinanlar’›n Kitap Yay›nevi tara- maya devam ediyor. Bu aç›dan Kitap yatürlerinde meydan›n Bizans hipod- f›ndan yeni bas›lm›fl olan çal›flmas›, Yay›nevi’nin bu çabas›n› geniflleterek romundan Osmanl› flenlik alan›na “Önsöz”ünde belirtildi¤i gibi, Bo¤a- di¤er üniversitelerimizdeki bu tip dönüflümü aktar›lmakta ve sonraki ziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ö¤re- yüksek lisans çal›flmalar›n›n akade- befl bölüm ile 450 y›l boyunca Os- tim üyelerinden Dr. Çi¤dem Kafesçi- mik alan›n d›fl›nda genifl kesimlere manl› baflkentinde bu meydan›n kent o¤lu’nun yönetiminde haz›rlad›¤› ulaflmas›na yard›mc› olmas›n› des- merkezi ifllevini sürdürmesi yans›t›l- yüksek lisans tezinin Ça¤atay Ana- tekliyor ve ümit ediyoruz. maktad›r. Bu süreçte Osmanl› Hassa dol’un giriflimiyle yay›mlanarak Atmeydan› kitab›, iki bin y›ll›k bir mimarlar›n›n yo¤un imar faaliyetleri okurlara ulaflan bir eser. Al›fl›lm›fl›n meydan›n zaman içinde de¤iflen öy- s›ras›nda meydana müdahaleden d›fl›nda, 16,5x21 cm. ebad›nda, bol küsünün mevcut kaynaklardan usta- özenle kaç›nd›klar› ve antik hipodro- flekilli ve doyurucu bir kaynakças› ca derlenerek bir kent tarihi rehberine mun aç›k mekân›n› sayg›yla koruduk- (47 birincil ve 120 ikincil el kaynak) dönüfltürülmüfl olmas› aç›s›ndan il- lar› izlenmektedir. Kitab›n son iki bö- olan, okuyucunun kolayca ›s›n›p ça- ginç. Bugün Sultanahmet Meydan› lümünde ise 2000 y›ll›k öykünün son bucak okuyaca¤›, yaklafl›k 88 sayfal›k ve çevresini iyi tan›mak isteyen s›ra- döneminde, “Sultanlar Bo¤azlara Ta- bir “kitapç›k”. Ancak bu tan›mlama- dan bir ‹stanbul gezgini, bu kitab› eli- fl›n›rken” flenliklerin de K⤛thane ve m›n, eserin akademik niteli¤ini hafife ne alarak orada birkaç saat geçirdi- Göksu çay›rlar›na nakledildi¤ini ve ald›¤›m hissini vermemesi gerekir. ¤inde kendini bu konuda kolayca uz- “Bir Dönem Kapan›yor”ken Avrupa Her fleyden önce, 1970’li y›llarda Bo- manlaflm›fl hissedecektir. Kitab›n etkisinde kentin ilk imar planlar›n›n ¤aziçi Üniversitesi’nin kurucu rektör- metninin kurgusu bafltaki “Önsöz” ile yap›l›fl› s›ras›nda Atmeydan›’na lü¤ünü yapm›fl olan müteveffa Prof. sonda yer alan ve meydan dü¤ünleri- Dr. Aptullah Kuran, daha sonra nin listesini veren “Ek” ile “Kaynak- önemli bir rol biçildi¤ini, böylece ilk 1980’li y›llarda kurulufluna önayak ça” ve “Dizin” d›fl›nda 12 bölümden bilimsel kaz›lar›n bafllad›¤›n› ö¤reni- oldu¤u Tarih Bölümü bünyesinde oluflmaktad›r. Metnin tonunu ise “Bir yoruz. Yazar›n araflt›rmalar› sonucu oluflturdu¤u “Mimarl›k Tarihi Yüksek Roma fiehri Kurulurken” adl› Nea konuya en özgün katk›s› da bu bö- Lisans Program›” ile onlarca ö¤ren- Roma Hipodromu’nun kuruluflu ile lümde yer al›yor. cisine haz›rlatt›¤› yüksek lisans tezle- bafllay›p ‹stanbul Ansiklopedisi’nden Genç ve yetenekli kent tarihçisi Seza ri yoluyla bu kurumu hakl› bir üne al›nm›fl vaziyet plan› ve Do¤an Ku- Sinanlar’›n Atmeydan› kitab› Mimar- kavuflturmufltur. Bo¤aziçi Üniversite- ban’›n ‹stanbul Bir Kent Tarihi için lar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi si’nde mimarl›k e¤itimini bafllatmas› haz›rlanm›fl restitüsyon çizimi eflli- Kütüphanesi raflar›nda ve tüm kitap- yönündeki yo¤un bask›lara karfl›l›k, ¤inde eldeki arkeolojik bilgilerin ç›larda mimar meslektafllar›m›z›n il- Aptullah Kuran hocam›n, “‹stan- özetlendi¤i ilk bölüm belirlemektedir. gisini bekliyor. bul’da yeteri kadar iyi mimarl›k okulu Bu bölümde ayr›ca “Örme Sütun”, H. H. Günhan Dan›flman var, flimdi iyi bir lisans e¤itimi alm›fl “Burmal› Sütun” ve “Dikilitafl” çerçe- mimarl›k ö¤rencilerine alternatif yük- veler içinde ayr›nt›l› olarak anlat›l- sek lisans programlar› açmak gere- maktad›r. Devam eden bölümlerde, kir,” dedi¤ini çok iyi hat›rl›yor ve art›k önce hipodromdaki araba yar›fllar› hemen her vak›f üniversitesinin ilk dönemi, daha sonra yarg› ve infaz açt›¤› bölümlerden birinin “mimarl›k” mekân› oluflu, Bizans imparatorlar›- oldu¤unun alt›n› çizemeden geçemi- n›n meflruiyet aray›fllar›nda hipodro- yorum. Birço¤u Prof. Kuran’›n eski mun rolü, 4. Haçl› Seferleri s›ras›nda ö¤rencisi olan veya mimarl›k e¤itimi- kentin ve dolay›s›yla hipodromun ni tamamlad›ktan sonra yurtd›fl›nda ya¤malanmas› anlat›lmaktad›r. Bu Atmeydan› - Bizans önde gelen üniversitelerde doktora- anlat›ma paralel olarak erken ve geç Araba Yar›fllar›ndan lar›n› tamamlam›fl genç ve dinamik Bizans dönemlerinin k›sa tarihçeleri Osmanl› fienliklerine, bir kadroya sahip bu program hem ise meydan›n öyküsü merkez al›narak Seza Sinanlar, Kitap Yay›nevi, mimarl›k tarihi hem de kent tarihi verilmektedir. Bunu takip eden iki Ekim 2005, ‹stanbul, alanlar›nda seviyeli çal›flmalar›n or- bölümde, yabanc› seyyahlar›n gra- 88 sayfa, 16,5 x 21 cm. taya ç›kmas›nda önemli bir rol oyna- vürlerinde ve Osmanl› dönemi min-

6 mimar•ist 2006/1 KÜTÜPHANE

Mimaride Elefltirinin Konstrüksiyonu: Perspektif, Gerçeklik, Yöntem ve ‹lke

Teori ve Elefltiri, Hüseyin Su taraf›n- s›n›rl› kalmad›¤›, daha genifl bir ta- ve Walter Watson’a (The Architecto- dan haz›rlanan, Hece Yay›nlar›’nca rihsel erime uzanan çal›flmalar›n da nics of Meaning, The University of bas›l›p da¤›t›lan bir düflünce kitab›. Gür’ün düflüncelerinin oluflmas›na Chicago Press, 1985) dayal› olarak ‹çindekilere bak›lacak olursa Paul de katk›da bulundu¤u görülmektedir. infla etti¤i notunu düfltü¤ü bir yönte- Man, Réne Wellek, Edward W. Said, “Mimaride Elefltirinin Konstrüksiyo- mi de sunuyor. H. D. Zimmerman, Jurgen H. Peter- nu”, felsefe tarihinin genel bir özü ile Gür’ün ortaya koydu¤u ve elefltirel sen gibi yabanc› yazarlardan yap›lan bafllamaktad›r. Aristo’dan Kant’a, Hu- metnin sahip olmas› gerekti¤ini dü- çeviriler yan›nda, Fatih Altu¤ ve fien- me ve Descartes’a, Hegel’e sürüp gi- flündü¤ü temel ö¤eler, bir bak›fl aç›s› gül Öymen Gür’ün de yaz›lar›na yer den ve bilgiye vak›f olmada duyu ile tan›m›yla bafllay›p metnin gerçeklikle verildi¤i görülmektedir. Teori ve us aras›ndaki sinüzoidal önsellik ya- içine girdi¤i iliflki ve metnin temel al- Elefltiri asl›nda alan›n› edebiyat kura- r›fl›n› aktaran Gür, düflün tarihine öz- d›¤› ilkelerin ne (daha çok nas›l) ola- m› olarak çiziyor. Ancak mimari elefl- gü önemli anahtar sözcükler sunu- bilece¤inin ortaya konmas›yla sürü- tirinin nas›l›n›n irdelendi¤i fiengül yor. Mimari elefltiriye ilgi duyup “Ne- yor; ard›ndan bir yöntem aç›l›m›yla Öymen Gür metniyle, mimar.ist’in reden bafllanmal›? Hangi k›lavuza son buluyor. Elefltirel metnin yukar›- 2006 bahar say›s› “Kütüphane” say- bakmal›?” diye düflünenler için da sayd›¤›m›z temel ö¤elerinden her falar›nda gözden geçirilmesini ön- Gür’ün biçilmifl bir kaftan sundu¤u- biri (bak›fl aç›s›, gerçeklik, ilke ve gördü¤ümüz kitaplardan biri olarak nu belirtmek gerekir. yöntem) temel olarak dört ana bafll›k- varl›k gösteriyor. Gür’ün, düflün tarihinden ç›kar›p ta inceleniyor. Metin içerisinde iler- fiengül Öymen Gür, Teori ve Eleflti- önümüze koydu¤u isim ve terimleri leyip yöntem k›sm›na geldi¤inizde, ri’ye “Mimari’de Elefltirinin Konstrük- dilerseniz, Hançerlio¤lu’nun Remzi elefltirel metnin ö¤elerinin ayr›ld›¤› siyonu: Perspektif, Gerçeklik, Yön- Yay›nevi’nce bas›lm›fl, anlafl›l›r ve ar› bu alt bafll›klar›n birbirlerine karfl›l›k tem ve ‹lke” bafll›¤›yla kat›lm›fl. dili ile her zaman dönüp bakma gere- gelifllerini fark ediyor, Gür’ün neyi in- Gür’ün haz›rlad›¤› metin, yetmifle ¤ini duydu¤umuz Felsefe Sözlü- fla etmeye çal›flt›¤›n› daha iyi anl›yor- yaklaflan kaynak say›s›yla di¤er ça- ¤ü’nün aç›klamalar›yla birlefltirerek, sunuz. l›flmalardan ayr›l›veriyor. Yap› dergisi kendi bütünleflik düflün tarihinizi ra- Daha fazla aç›klama bir kitap gözden için 90’lar›n sonu ve 2000’lerin bafl›- hatça oluflturabilirsiniz. geçirmesi için fazlaya kaçm›fll›¤›n n› kapsayan süre içerisinde yazd›¤› Elefltiri, Gür için mimaride gelecek göstergesi olarak de¤erlendirilebilir. mimari elefltiri yaz›lar› yan›nda, Ei- gerçekli¤i fikrinin oluflmas›nda Ancak gerçekten bir fleylere de¤inen senman, Sorkin, Moss, Ghirardo, önemli bir araçt›r. Elefltirinin ifllevini ve kan› oluflturan metinlerle karfl›lafl- Papadakis, Cooke, Tschumi, Gideon, bu kadar az sözcükle anlatmay› bafla- t›¤›nda, hele de o metin için bir kan› Frampton gibi yüzy›l›n mimarl›k ku- ran çok az ifade gördü¤ümü belirt- oluflturma göreviyle yüklenmiflse in- ram›n› infla eden düflünür/mimarlar›n mek zorunday›m. Mimari alan›nda san, örtüyü ne kadar aralayaca¤›n› Teori ve Elefltiri, çal›flmalar›ndan da yararlan›ld›¤›, söz gerçekleflen elefltirilerin yoksunlu¤u- bilemeyebiliyor (baflka bir deyiflle, Haz›rlayan: Hüseyin Su, konusu kaynak listesinden izlenebili- nun, “kan› yaratamamak” biçiminde bilemedi¤ini biliyor ancak yine de bi- Hece Yay›nlar›, yor. Felsefe alan›nda yararlan›lan ça- ortaya konmas› da benzer kristallikte lemiyor). 2004, Ankara, 272 sayfa, l›flmalar›n ise sadece yüzy›l›m›z ile bir ifade. Gür bununla da yetinmiyor Selim Ökem 15,5 x 23,5 cm.

Teknolojinin Baflyap›tlar›

Illinois Northwestern Üniversitesi’ne lar›n güzelli¤i ve karmafl›kl›¤›n›n he- mak” bafll›kl› ilk bölümünde konuya, ba¤l› McCormick Mühendislik ve Uy- yecan verici hikâyesi”ni kaleme al- bir M›s›r gezisi izlenimlerini ve pira- gulamal› Bilimler Okulu’nda Makine m›fl. Ö¤renci ve velilerine mühendis- mitlerin infla yöntemini anlatmakla Mühendisli¤i Anabilim Dal› profesö- li¤in ne oldu¤unu, bilimden nas›l ay- bafllam›fl. Bu arada mühendis, mimar, rü olan Lewis bu yay›nla “mühendis- r›ld›¤›n› anlatmaya çal›fl›rken, insan›n tasar›mc› kavramlar›n› geçmifl ça¤lar- lik alan›ndaki ola¤anüstü bilgi biriki- teknoloji yaratma çabalar›n› betimle- dan bugüne süren teknolojik üretim minin, harika araçlar›n, ak›ll› makine- yen bir kitap yazmak iste¤iyle yola süreci ba¤lam›nda de¤erlendirmifl. lerin ve insan› hayrete düflüren yap›- ç›km›fl. Kitab›n “Yaratmak ve Anla- 11 bölümden oluflan kitab›n “Atalar›-

mimar•ist 2006/1 7 KÜTÜPHANE

m›z›n El Sanatlar›” bölümünde bir te- yor. Yazar özellikle Leonardo da Vinci de dizüstü bilgisayar, cep telefonu kerle¤in ö¤elerinden bafllayarak te- çizimlerinde mekanik bir ayg›t›n ve gibi teknolojik aletlerin ilk elektrik kerlekçi ustalar›na ve at arabalar›na hatta bir insan›n iç iflleyiflinin anlam- bataryas›ndan, telgrafa uzanan geli- de¤inirken, asl›nda modern bilimle l› bir biçimde görülebildi¤ini örnek- flim sürecini anlat›yor. Mikrodalga f›- zanaat gelene¤inin iliflkisinin alt›n› lerle gösteriyor. Di¤er yandan ahflap r›n, DVD gibi günlük hayatta fark›nda çizmifl. “Azami Yükseklik ve Azami gemi tasar›m›, bir evin plan-kesit- olmadan kullan›lan baz› aletlerin ger- Ifl›k” bafll›¤› alt›nda bu kez bir gotik perspektif çizimi, elektronik devre çekte savafl teknolojisi gibi baflka katedralinin mimarisini ve infla süre- sistemi flemas› veya ›s›l ak›flkan sis- kullan›m alanlar› için tasarlan›p daha cini ele alarak, en fazla yükseklik ve temi flemas› ile çizim-tasar›m aras›n- sonra gelifltirilen fleyler oldu¤unu ›fl›k amac›n› güden yap›lar› irdelemifl. daki iliflkiyi vurguluyor. Lewis, bu- söylüyor bu bölümde. Uçaklar›n geli- Bu kapsamda gotik mimari, infla gün bilgisayar ekran›nda yarat›lan flimi “Teknolojinin S›n›rlar›n› Zorla- Teknolojinin Baflyap›tlar› - malzemesi olarak tafl›n biçimlendiril- görsel imgelerin asl›nda Leonar- mak”, otomobillerin ve çok katl› bi- Yarat›c› Mühendisli¤in Mimarl›¤›n ve Tasar›m›n mesi, tonoz inflas›, kemerli payanda do’nun izini takip etti¤ini, mühendis- nalar›n üretimi “Yolda ‹lerlemek, Tarihi, E. E. Lewis, ile yük aktar›m›, katedral inflaatç›lar›- lik konseptlerinin hayal gücü ile Gökyüzüne Ulaflmak” bafll›kl› bölüm- Türkçesi: Bilal Çölgeçen, n›n çal›flma yöntemleri gibi konular› meydana geldi¤ini ifade ediyor. lerde ele al›n›yor. Son bölüm “Roket Güncel Yay›nc›l›k, da çeflitli çizim ve örneklerle anlat- “Her fley ölçü, say› ve a¤›rl›ktan iba- Bilimi ve Ötesi”nde ise, uzay çal›fl- ‹stanbul, 2005, m›fl. “‹lerlemenin Sponsorlar›”nda, rettir” derken, hemen hemen her mü- malar› inceleniyor. 365 sayfa, 13,5 x 21 cm. büyük boyutlu ve yüksek maliyetli hendislik-bilim dal›n›n temeline vur- Sonuç olarak söz edilen teknolojik yap›lar yer al›yor. Yazar bu bölümde gu yap›yor ve ekliyor: “Tarihsel ola- geliflmelerin, günlük hayatla mimar- askeri yap›, sur, hamam gibi yap›lar›n rak zanaattan seri üretime geçifl, hem l›k ve mühendisli¤e etkilerinin çizim- inflas› s›ras›nda farkl› mühendislik yaflam standartlar›n›n artmas›na, lerle gösterilmesi, kitab›n rahat anla- disiplinlerinin katk›s›n› vurgulam›fl. hem de toplumsal kar›fl›kl›klara ne- fl›lan bir içerik kazanmas›na neden Bölümde bir Roma hamam›n›n alttan den oldu.” Buradan yola ç›k›p bir olmufl. Lewis’in kendi yaflam›ndan ›s›tma sistemi ile bafllayan su kulla- otomobil montaj fabrikas›n›n iflleyifl gözlemledi¤i örneklerle teknolojik n›m›, su gücüyle dönen çarklar›n ifl- sistemi örne¤iyle bafllayarak seri aletlerin kullan›m alanlar›n› de¤er- leyifl prensipleri, yelkenliler, buhar üretimi, kökenlerini, mühendislik ve lendirmesiyle bafllayan ve zanaat-en- makinesine ve planörlere geçen tek- toplum üzerindeki ola¤anüstü etkisi- düstri devri aras›nda iliflki kurarak nolojik geliflim süreci ayr›nt›l› olarak ni inceledi¤i “Maddi Zenginli¤imizin anlatt›¤› fleyler, okumas›/düflünmesi çizimlerle verilmifl. “Hayal Gücü”nde Kökeni” isimli bölüm, sanayi devri- çok keyifli bir yay›na dönüflmüfl; tav- ise, mühendislikte hayal edilen fley- mini ve etkilerini konu al›yor. “Çekici siye edilir... lerin resimlerle aktar›m› konu edili- Dostlar” olarak bafll›k att›¤› bölümde Gül Köksal

Reha Günay’›n Mimar Sinan›

Yap› Endüstri Merkezi Yay›nlar›’ndan Türkiye’nin tart›flmas›z bafl› çeken mi- titiz foto¤raf üstad› müteveffa dostum Kas›m 2005 tarihinde piyasaya ç›kan marl›k foto¤raf› sanatç›s› olan Günay Mustafa Niksarl›’ya, neden renkliyi Reha Günay’›n Mimar Sinan kitab›, ayn› zamanda mimar ve akademisyen sevmedi¤ini sordu¤umda flöyle der- mesle¤imizin piri “Koca Usta” için kimli¤i ile renkli foto¤raf a¤›rl›kl› di: “Mimarinin renkli foto¤raflar› tu- haz›rlanm›fl ve say›lar› giderek artan Türkçe ve yabanc› dillerdeki kitaplar› rist rehberlerinde güzel oluyor. Mi- yay›nlar aras›nda yerini ald›. Ülke- yoluyla özgün Anadolu mimarl›¤› ör- marl›k eserlerinin cephe dokusunu, iç mizde ve yurtd›fl›nda mimarl›k tarihi neklerini ustaca tan›tmay› sürdürüyor. mekânlar›n gölge ve ›fl›k oyunlar›n› araflt›rmac›lar› taraf›ndan önemi geç Mimarl›k foto¤rafç›l›¤› bahsini burada ancak zor olan siyah beyaz filmle ifa- fark edilen ve halen uluslararas› or- k›sa bir an›m› aktarmadan b›rakmak de edebilirsin.” Bir yandan Günay’›n tamda hak etti¤i ilgiyi tam olarak bu- istemiyorum. Befl y›l önce 1 Nisan ta- Mimar Sinan kitab›ndaki kufle ka¤›d›- lamam›fl olan Mimar Sinan ile ilgili rihinde yitirdi¤imiz Sinan uzman› ho- na bas›lm›fl tümü renkli foto¤raflar›n- ne kadar çok seviyeli yay›n yap›l›rsa cam›z Prof. Dr. Aptullah Kuran’›n ki- daki ustal›¤›na hayran olurken, di¤er Mimar Sinan, Reha o denli yararl› olur bilincini tafl›mal›- taplar›ndaki tüm foto¤raflar›, Leica yandan özellikle önemli Sinan cami- Günay, Yap› Yay›n, Kas›m 2005, ‹stanbul, y›z ve bu alanda ürün verenleri kutla- marka profesyonel kameralar› ile si- lerinin iç mekân foto¤raflar›ndaki sa- 223 sayfa, 23 x 30 cm. mal›y›z. yah beyaz çekmekte hep ›srarc› olmufl kil yer hal›lar›n›n c›rtlak yeflil veya k›r-

8 mimar•ist 2006/1 KÜTÜPHANE

m›z› renklerinin mimar›n estetik kay- varsaymaktay›z. Kitap, k›sa tutulmufl “Tafl›y›c› Sistem” ve “Yap›m Tekni¤i g›lar›ndaki hazz› duyumsamam›z› flid- on sayfa civar›ndaki “Önsöz” ve ta- ve Malzeme Kullan›m›” alt bafll›klar› detle önledi¤ini belirtmek gerekiyor rihsel arka plan bilgileri, kronolojik halinde sunmakta ve kitab›n özgün diye düflünüyorum. Ayr›ca Kuran’›n tablo ile k›sa bir Sinan biyografisini foto¤raflar›na ek olarak Sinan’›n mi- baflyap›t› Mimar Sinan kitab›nda yer içeren “Girifl” bölümü ile aç›l›yor. Ki- marl›¤› üzerinde yap›lagelen tart›fl- alan Süleymaniye Külliyesi’nin veya tab›n a¤›rl›kl› k›sm›n› ise “Mimar Si- malara katk›s›n› koymaktad›r. Son Ah›rkap› Sokullu Külliyesi’nin siyah nan’›n Eserleri” ad› alt›ndaki, sekiz bölüm ise yaklafl›k 25 sayfal›k “Ay- beyaz hava foto¤raflar›ndaki arkitek- adedinin incelendi¤i “Külliyeler”, ta- r›nt›lar” ad› alt›nda minareden yap› tonik nitelikleri Günay’›n renkli hava fl›y›c› sistemlerine göre befl bafll›k al- elemanlar›n›n detaylar›na, kap› ve foto¤raflar›nda bulmak, Sinan’›n t›nda 20 adedinin incelendi¤i “Cami- pencerelerden bezeme örneklerine, eserlerinin etraf›ndaki çat›lar›n ve bit- ler” ve on ayr› bafll›k alt›nda verilmifl yine bir foto¤raf seçkisi olarak sunu- ki örtüsünün bask›n renkleri yüzün- “Di¤er Binalar” adl› alt bölümlere ay- lan, tarz› özgün bir k›s›m. “Notlar”, den, çok güçlefliyor. Ancak bu eleflti- r›lm›fl yaz›l› anlat›m›n asgaride tutu- “Kaynakça” ve “Dizin” k›s›mlar› ile rilerin bir mimar›n kiflisel tercihlerin- larak yap›lar›n daha çok foto¤raflarla tamamlanm›fl olan 223 sayfal›k bü- den kaynakland›¤›n› bir kez daha yi- betimlendi¤i yaklafl›k 150 sayfal›k yük boy kufle karton kapakl› bu kitap, nelemek gerekiyor. bölüm oluflturuyor. Bunu takiben mimar ve akademisyenler d›fl›ndaki Yaklafl›k 325 foto¤raf, çeflitli ölçek- yaklafl›k 15 sayfal›k bir “Mimari Ana- genifl toplum kesimlerine de hitap et- lerde birçok plan ve kesit çizimi ile liz” bölümü geliyor. Bu k›s›mda Gü- me niteli¤i ve kendi bak›fl aç›s›ndan haritalardan oluflan kitap dört bölüm nay, sanat tarihindeki doktora e¤itimi Reha Günay’›n “Mimar Sinan”›n› be- halinde sunulmufl. Foto¤raflar konu- ile Restorasyon Anabilim Dal›’ndaki timleyen de¤erli bir eser olmufl. Ese- sunda herhangi bir flüpheye yer ol- formasyonunun da yard›m›yla Sinan rin ortaya ç›kmas›ndaki hat›r› say›l›r mad›¤› gibi, al›nt› referanslar› veril- ile ilgili bilgi birikiminin sonuçlar›n› yat›r›m›ndan dolay› da Yap› Yay›n’› medi¤inden tüm plan ve kesit çizim- “‹ç Mekân Geliflimi”, “Mimari Çizim kutlar›z. lerinin de Günay’›n elinden ç›kt›¤›n› Sorunu”, “Mekân-Strüktür ‹liflkisi”, H. H. Günhan Dan›flman

Mimari Tasar›mda Konsept

Mimarl›k alan›nda tasar›m sürecinin t›rlanmas› gereken bilgiler. Tasar›m- lerde konsept tan›m› ve tasar›m süre- tan›mlanmas› ve iliflkilendirilmesi c›n›n plana gösterdi¤i zafiyet, mimar- ci içindeki konumu, gereksinimleri, her zaman ilgi gören bir konu olmufl- l›¤›n somut bileflenleri yan›nda he- ölçekleri aç›kland›ktan sonra; kon- tur. Bu anlamda Erhan A. Balkan’›n saplamaya dayanmayan di¤er bile- sept oluflturma süreci, süreç içinde Mimari Tasar›mda Konsept adl› yay›- flenlerin, yani konsepti oluflturan alt yarat›c›l›¤›n yeri ve karfl›lafl›lan prob- n› kitap bafll›¤› içinde vurgulanan üç elemanlar›n etkin rolü, –modern dü- lemlere ›fl›k tutmaya çal›fl›r. Yazar›n kavram› yeniden gözden geçirmeyi flünme al›flkanl›¤› içinde her zaman çok çeflitli örnekler kullanarak ilerle- amaçl›yor. Di¤er yandan meslek uy- matematiksel alg›lanan– ifllev kavra- mesi, kavramlara ayn› zamanda bir gulamalar› ve mimarl›k e¤itiminde m›n› insan/toplum yaflant›s›n›n so- esneklik ve kolay anlafl›labilirlik ka- kiflisel olarak hepimizin deneyimle- nucu ve kurallara ba¤lanamayan bir zand›rmaktad›r. Bu özellikleri nede- di¤i sorunlar› analitik bir örnekleme bileflen olmas› yazar›n mimarl›¤a ba- niyle özellikle e¤itmen ve ö¤rencilere yoluyla yeniden gözden geçirmemizi, k›fl›n› kavramam›z› sa¤layan kitap faydal› bir yay›n. Sonsöz yazar›n ken- hatta sorgulamam›z› sa¤l›yor. Bu ne- içindeki önemli saptamalar... Yazar disinden: “Binalar ço¤u kez yarat›c›- denle kitap, mimarl›kta yeni yol al- “Mimarl›k ve Felsefe” adl› bölümde lar›ndan daha uzun yaflarlar.” maya bafllayan ö¤rencilerin tasar›m di¤er disiplinlerle kurulmas› gerekli Kitaplar da... alan›ndaki farkl› bilgi ve görüfllere bir iliflkileri aç›klarken; “K⤛tla s›n›rlan- Zühre Sözeri arada ulaflmalar› aç›s›ndan oldukça d›r›lm›fl mimarl›k bir fantezidir,” diye- önemli. Tasar›m›n di¤er disiplinler ve rek duruflunu belirler. Ancak tasar›m Mimari Tasar›mda insan/toplum iliflkileri üzerinden ge- sürecinin asl›nda bir düflünme süreci Konsept, Erhan A. Balkan, Bahçeflehir Üniversitesi liflmesi konusunda kitab›n aktard›k- oldu¤unu vurgulayarak, günümüze Yay›nlar›, May›s 2005, lar›, hem ö¤rencilik ve e¤itmenlik dek mimarl›k alan›ndaki düflünür/ya- ‹stanbul, 90 sayfa, alan›nda hem de mesleki alanda ha- zar örneklerini aktar›r. Di¤er bölüm- 21 x 21 cm.

mimar•ist 2006/1 9 ‹NCELEME Osmanl› Modernleflmesinde T›p Okullar› ve Hastane Binalar› Afife Batur

›p, tarih boyunca mimarl›¤›n derinden il- las›’na tafl›nd›. Bu dönemin hiçbir görsel malze- TTgisini çeken ve ço¤u zaman an›tsal örnek- mesine sahip de¤iliz. lerle mimarl›k tarihinin zenginleflmesini sa¤la- 1850’de Haliç’te Tersane-i Amire’de, Ayna- yan bir alan oldu. Yaln›zca Anadolu’nun mima- l›kavak Saray›’n›n yak›n›ndaki Cezayirli Hasan ri miras› içinde bile Asklepeion’dan darüflflifala- Pafla Kona¤›’n›n yerinde ve saray›n bir k›s›m ka- ra ve t›p medreselerine çok say›da yap›t, bu ba- l›nt›s› üzerine infla edilmifl olan Bahriye Mekte- ¤›n örnekleridir. Günümüzde ise hastaneler ve bi’nin Heybeliada’ya tafl›nmas› üzerine binan›n t›p e¤itimi binalar›, çok özel bilgi ve birikim ge- T›bhane’ye dönüfltürüldü¤ü ve bir de “Spital- rektiren bir tasar›m alan›d›r. ya” (‹talyanca hastane) denilen e¤itim/uygula- Burada k›sa bir tan›t›m›n› yapmaya çal›flaca- ma hastanesinin yap›ld›¤› biliniyor. Terzio¤lu, ¤›m t›p okulu ve hastane yap›mlar›, tarihî bir sü- bu T›bhane ve Spitalya’n›n Viyana’daki Josep- recin tan›klar› olan ve o süreci okumam›za ve ir- hinum Akademisi örnek al›narak kuruldu¤unu delememize olanak veren belgesel yap›tlard›r. belirtiyor. D›fl görünümü Orta Avrupa’dan çok Burada hemen belirtmeliyim t›p tarihi uzman› Bat› etkilerini ve yerli veya Bat›l› (Frans›z, ‹tal- de¤ilim. Baflta Prof. Dr. Aslan Terzio¤lu ve yan) bir mimar› iflaret etmektedir. Prof. Dr. Nuran Y›ld›r›m olmak üzere t›p tarih- 1838’de Sultan II. Mahmud’un iradesiyle çilerinin çal›flmalar›ndan yararlanarak aktaraca- T›bbiye-i Adliye-i fiahane, Galatasaray’da mo- ¤›m bilgilere oturan bir mimarl›k serüvenini dern bir t›p okulu olarak kuruldu. Dr. Carl göstermeye çal›flaca¤›m. Ambros Bernard’›n övgüye de¤er katk›s› ile Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun, “Bat›’ya aç›l- T›bbiye, önemli bir e¤itim kurumu oldu. ma” veya “Bat›l›laflma” olarak adland›r›lan, be- 1848’de Dar ül Fünun-u T›bbiye olarak üniver- nim ise “modernleflme” demeyi tercih etti¤im site düzeyine ç›kar›ld›. Ne var ki daha sonra ya- sürece girifli bildi¤iniz gibi hayli erkendir. Örne- nan okula iliflkin görsel malzemeye ulafl›lamad›- ¤in Japonya’y› bile önceler. Burada kavramlarla ¤› için mimarisi hakk›nda görüfl belirtmek kolay oyalanmadan “modernleflme” ile Atatürk’ün de¤ildir. Ancak tasar›m›n› yapan W. Smith’in, ki aç›k ifadesiyle “ça¤dafl uygarl›k düzeyine erifl- Taflk›flla binas›n›n da mimar›d›r, Neo-Rönesans mek”i kastetti¤imi söylemeliyim. Ve hemen, üslubunda çal›flt›¤› bilindi¤inden s›radan bir çok önemli buldu¤um ve 18. yüzy›l›n bafl›nda olas›l›kla klasisist bir tasar›m düflünülebilir. Bu III. Ahmed’le bafllayan ça¤dafl düzeyi tan›ma ve okul bünyesinde 1867’de e¤itim dili Türkçe anlama giriflimini belirtmeliyim. Önce askerlik olan Mekteb-i T›bbiye-i Mülkiye aç›ld›. alan›nda bafllayan yenilenme iradesinin t›p ala- Bu noktada t›p tarihi literatüründe hiç ad› n›na uzanmas› 19. yüzy›l bafl›n› buldu, tabii yi- an›lmayan bir yap›dan söz etmek istiyorum. ne askerî çerçevede olmak üzere. Halen ‹stanbul Teknik Üniversitesi Mimarl›k Bilinen ilk kurumlaflma, donanman›n mo- Fakültesi’nin kullan›m›nda olan Taflk›flla binas› dernlefltirilmesi amac›yla ç›kar›lan Bahriye Ka- 1848-1850 y›llar›nda yine W. Smith taraf›ndan nunnamesi ile 18 fiubat 1805’te Bahriye T›bha- Mekteb-i T›bbiye binas› olmak üzere tasarland›. nesi’nin kurulmas›d›r. N. Y›ld›r›m Kas›mpa- Dönemin yay›n organlar›nda uzun uzun betim- fla’daki bu binan›n ahflap oldu¤unu belirtmek- lenen proje, bugün mevcut olmayan amfileri, tedir. Ayr›nt›l› yap›sal bilgilerine henüz ulafl›la- t›p müzesini, yemek ve yatak ünitelerini, hama- mam›fl olan bina Temmuz 1822’de yand›. Yan- m› vb. içeriyordu. Uygulaman›n bitiminde bil- g›ndan befl y›l sonra T›bhane, Vezneciler’deki medi¤imiz nedenlerle k›fllaya dönüfltürülmesine Tulumbac›bafl› kona¤›nda yeniden e¤itime bafl- karar verildi. Mecidiye K›fllas› olarak birtak›m lad›. T›phane ve Cerrahhane olarak iki bölümü de¤iflikliklerle günümüze kadar geldi. olan kurum, ö¤renci say›s›na dar gelince Sultan Abdülmecid’in Taflk›flla ve Gümüflsu- 1836’da Topkap› Saray›’ndaki Otlukçubafl› K›fl- yu K›fllas›’ndaki askerler için kurulmas›n› emret-

10 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME ti¤i hastane, 1849’da k›fllalar›n hemen yan›na netiminde, genifl bir mühendis subaylar kadro- infla edildi. Üç kollu klinik bölümlerin birleflti¤i su taraf›ndan haz›rlanm›fl ve uygulanm›flt›r. “E” formunda bir plan› vard›r. Bir W. Smith ta- T›p tarihçilerinin en çok araflt›rd›klar› ku- sar›m› olan hastane, stilistik olarak yine Neo- rumlardan biri olarak Mekteb-i T›bbiye’nin ya- Rönesans çizgiler tafl›r. Yaln›zca güneydeki girifl p›m›, kurucu rektör diyebilece¤imiz R. Rieder cephesinin çift kollu merdiveni, barok dönüfl- Pafla’n›n ünlü yap›t› Für die Türkei ile belgelen- lerle yükselir ve üstte eliptik planl› bir ç›kma ile mifltir. Arflivlerimizde de çok say›da belge bu- birleflir. lunmaktad›r. Yine 1845’te, Haydarpafla Askeri Hastanele- ri kuruldu. Bu hastanenin mimari özellikleri hakk›nda daha fazla bilgimiz var. Terzio¤lu, plan kurgusunun büyük ölçüde Münih’teki All- gemeine Krankenhaus ile benzerlikleri oldu¤u- nu söylemektedir. Hastanelerde halen de kulla- n›lmakta olan koridorlu sistemin yayg›n kullan›- m›ndan ötürü Münih ba¤lant›s› kan›mca tart›fl- mal›d›r. Ancak kütle ve d›fl görünümünün son- raki hastane yap›lar›na örneklik etti¤i söylenebi- lir. Hastane, 1894 depreminde hasar görmüfl ve ‹talyan mimar Raimondo D’Aronco taraf›ndan onar›lm›flt›r. 1843’teki fliddetli bir çiçek salg›n›nda acilen kurulmas›na giriflilen Bezmialem Valide Sultan Hastanesi, paras›z tedavi olana¤› veren ilk sivil Mekteb-i T›bbiye Binas›, yaklafl›k 80.000 Bezmi Alem Valide Sultan hastane idi. O dönemde kent d›fl›nda olan Yeni- m2 arsa içinde 140 x 80 m. boyutunda bir dik- Gureba Hastanesi, kurulufl: 1845. ‹dare ve bahçe çay›r›nda döneminin tan›nm›fl bürokrat dörtgen orta avluyu çevreleyen bir binad›r. Pla- poliklinik pavyonlar›, mimarlar›ndan Abdülhalim Efendi taraf›ndan n› yal›n ve ifllevseldir. Orta avlu dört kenar› bo- Mimar Kemaleddin Bey, 1911. infla edildi. Klasisist üslupta çal›flmalar› olan mi- yunca kesintisiz koridorlarla çevrelenmifl; gü- mar›n yap›t›, 1894 depreminde a¤›r hasar gören ney, bat› ve kuzey kenarlar›nda yap›n›n d›fl yü- yap›lardand›; yenilemeler yap›ld›. Ama as›l ciddi züne gelmek üzere s›n›flar, amfiler ve di¤er e¤i- mimari katk›, Evkaf Nezareti mimar› olan Ke- tim birimleri yerlefltirilmifltir. Ana giriflin yer al- maleddin Bey’in 1911’de tasarlad›¤› ve günü- d›¤› do¤u bölümü ise yönetim ve prestij alanla- müze de ulaflan idare ve poliklinik bölümleridir. r›na ayr›lm›flt›r. Bu binan›n t›p e¤itimine uygun Osmanl› mimarisini canland›rma ak›m›n›n, olup olmad›¤› çok tart›fl›lm›fl, k›flla benzetmesi Neo-Ottoman üslubun önemli örneklerinden- yap›larak elefltirilmifltir. En ciddi elefltiriler de dir. Özellikle çokgen kulesi ve genifl saçaklar›, Prof. Rieder Pafla’dan gelmifltir. Yap›ya hiçbir kemerli pencerelerinin ritmik düzeni, Kemaled- yeni düflüncenin tafl›nmad›¤›n›, projenin de¤ifl- din Bey’in bilinen biçim ö¤eleridir. tirilemez bir kat›l›kta oldu¤unu yazmaktad›r. T›p e¤itimi, uygulamal› olarak Gülhane’de Oysa Vallaury ve D’Aronco’nun tasar›m›, 1898’de aç›lan ve ünlü Rieder Pafla’n›n kurucu sürekli bir koridorun çerçevesini verdi¤i ve s›n›f, ve yönetici oldu¤u Seririyat (uygulama) Hasta- amfi, takdim salonu, kitapl›k, cami vb. hacimle- nesi’nde sürdürüldü. rin bu koridora ba¤land›¤› klasik bir model ola- T›p e¤itimi için as›l büyük giriflim, Haydarpa- rak –Taflk›flla binas› gibi– son derece okunakl›- fla’da kurulan Mekteb-i T›bbiye-i fiahane oldu. d›r. Mimarlar, askerî bir okul binas› yapt›klar›- Mekteb-i T›bbiye-i fiahane, imparatorlu¤un n›n bilincinde olarak orta avluyu bir referans büyük yap› yat›r›mlar›n›n son gösterilerinden motifi olarak de¤erlendirmifl olabilirler. Ayr›ca biri oldu¤u kadar dönemin en tan›nm›fl iki orta avlulu model, o y›llar›n en çok kullan›lan önemli mimar›n›n yap›t› olarak da öne ç›kar. ‹lk flemalar›ndan biridir. Mimarlar, k›flla tipolojisin- giriflimler 1890’larda bafllam›fl, ancak 1894 de hiç kullan›lmayan bir biçimde farkl› ifllevleri depremi flokunun ard›ndan sürdürülebilmifltir. olan kütleleri ana binaya çeflitli mafsal çözümle- Proje, D’Aronco ve Sanayi-i Nefise’nin ünlü riyle monte etmifllerdir. Bu eklemlenmede Ri- mimarl›k hocas› Alexandre Vallaury’nin ortak eder Pafla’n›n etkisi olup olmad›¤›n› bilmiyo- çal›flmas›d›r. Kavramsal projeye dayanarak ha- ruz. Ortaya ç›kan model, pavyonlar›n kompo- z›rlanan uygulama projesi, bu iki mimar›n yö- zisyonuna oturan Orta Avrupa hastane tipoloji-

mimar•ist 2006/1 11 ‹NCELEME

si ile klasik fleman›n birlefltirilme çabas›n› iflaret Mekteb-i T›bbiye, oryantalist karakteri be- ediyor. lirgin bir tasar›md›r. Avrupa’n›n kültür tarihin- Buradaki sorun, kan›mca, mimarlar›n Sul- de do¤u ilgisine ba¤l› olarak geliflen oryanta- tan’›n, iradelerde aç›kça belirtilen iste¤ine de lizm, Abdülhamid döneminin en karakteristik ba¤l› olarak, binaya yükledikleri temsil rolü ve sanat ak›m›d›r. Oryantalist karakter, özellikle “imperial bir an›t” olarak metaforik ifllevi ile Ri- T›bbiye Caddesi’ne aç›lan do¤u cephesinde eder Pafla’n›n günlük kullan›m›n ifllerli¤ini ön- egemendir. Mimarlar›n bu cephede zekice bir gören ifllev anlay›fl›n›n çeliflmesidir. çözüm denedikleri görülür. Arkadaki koridora Yap›, temsil rolünü hakk›yla yerine getirir. ba¤lanan dik konumlu befl kütleden oluflan dü- Önce t›p e¤itimine verilen önemin alt›n› çizer, zenleme, cepheye beklenmedik bir kütle hare- sonra da kentin morfolojik resminde yerini al›r. keti kazand›r›rken tasar›m› aç›k bir biçimde k›fl- ‹stanbul’un kentsel silueti içinde ald›¤› yer, Üs- la tipolojisinden ç›kar›r. Ortadaki an›tsal girifl küdar camilerinden sonra Selimiye K›fllas›’n›n bölümü hem daha genifl tutularak hem de iki yan› bafl›ndaki duruflu benzersizdir. (Tabii, Siya- yan›ndaki kütlelerden biraz daha öne ç›kar›larak mi Ersek gökdeleni yap›lmadan ve hele son cephede aksiyal bir vurgu sa¤lan›r. Bu befl Haydarpafla projesinden önce...) kütlenin cephe üzerindeki hiyerarflik dizilimi Okul, büyük bir özenle, para esirgenmeden bafll› bafl›na bir üslup denemesidir. ve h›zla infla edilmifltir. ‹lk tafl› koyma töreni 12 Do¤u cephesinden farkl› olarak denize ba- fiubat 1895’te yap›lm›fl, yap›m II. Abdülha- kan bat› cephesi monobloktur. Bu düzenleme, mid’in 25. cülus y›ldönümüne yetifltirilmifl ve genifl sivri kemerlerle Neo-Ottoman çizgilere kitabesine 18 Cemaziyülevvel 1318 (13 Eylül daha yak›nd›r. Saat kulesi çiftleri, deniz cephesi- 1900) olarak tarih düflürülmüfltür. E¤itim do- ne olanca saydaml›kla aç›lan büyük sivri kemerli nan›m›n›n tamamlan›p okulun aç›lmas› 7 Kas›m pencerelerle birlikte, Selçuklu medreselerinin 1903’tedir. çifte minareli an›tsal girifllerini an›msatan bir re- ferans motifi olarak de¤erlendirilebilir. Özetle, dönemin en yetenekli iki mimar›n›n ve çok say›da yard›mc›lar›n›n ortak çal›flmas› olan Mekteb-i T›bbiye-i fiahane binas›, döne- min en ileri yap›m tekniklerinin uyguland›¤›, egzotik motiflerden yerel olana zengin bir or- yantalist repertuvar›n sergilendi¤i ve as›l önem- lisi yetkin bir kompozisyonla birlefltirildi¤i ger- çek bir kültür ve mimarl›k miras›d›r. As›l önem- lisi, t›p e¤itimine verilen önemin mimarl›k diliy- le ifade edilmesidir.

Seririyat Hastanesi T›p e¤itiminin vazgeçilmez tamamlay›c›s› olan e¤itim hastanesinin yap›m›na, okulun inflaat› Haydarpafla Mekteb-i T›bbiye.

12 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME devam ederken baflland›. ‹lk tafl› koyma töreni k›z› Hatice Sultan’›n an›s›na yapt›rd›¤›, impara- 16 Ocak 1900 günü yap›ld›. torlu¤un bu ilk ve tek çocuk hastanesi, Bal- Klinikler kompleksinin tasar›m›, Prof. Ri- mumcu Çiftli¤i arazisinden yap›lan tahsisle elde eder Pafla’n›n direktifleri ve çal›flma/ifllev flema- edilen arsada 1899 y›l›nda yap›ld›. Orta Avru- lar› do¤rultusunda R. D’Aronco taraf›ndan ya- pa’da çocuk hastaneleri için özellikle tercih edi- p›ld›. D’Aronco’nun projesi, T›bbiye Cadde- len pavyonlar bileflimi modelinde, ’deki si’ne dönük olarak yerlefltirilmifl bir girifl binas› Kaiser und Kaiserin Frederich Kinderkranken- ile iki yan›ndaki kliniklerden bafllayarak arkaya haus örnek al›narak düzenlendi. Mimar› bilin- do¤ru art arda s›ralanan biri amfi olarak düzen- meyen hastanenin yal›n bir geometriye oturan lenmifl iki klinik ile orta alanda bir hamam bina- yerleflimi, döneminin sa¤l›k ve tedavi anlay›fl›n› s› ile s›n›rl›d›r. Orta Avrupa hastane konseptine birebir yans›t›r. Ama ayn› zamanda mimari bir dönük olarak tasarlanan ve toplam 13 tane ola- esteti¤i de devreye sokar. Pavyonlar›n mimarisi rak planlanan kliniklerden ancak dördü yap›la- de yal›nd›r. ‹fllevselci bir anlay›flla biçimlendiril- bildi. Tasarlanan kliniklerden üçünün amfi biçi- mifltir. Yönetim bölümünü içeren ana bina da minde aç›k ameliyathane olmas› öngörülmüfltü. ayn› klasik yal›nl›¤›n yan› s›ra, iki uçtaki kule Bunlardan da ancak biri, Prof. Rieder’in öneri- yükseltileri ile Orta Avrupa kökenini iflaret eder. siyle Leipzig Hastanesi’ndeki modele göre ta- Merkez binan›n iç dekorasyonu, ipek hal›lar› sarlan›p oradaki gibi Meunier sisteminde beto- yay›nlarda belirtilirken eczanenin ise temizli¤i narme olarak infla edilen genel cerrahi klini¤i övülmekte ve bir mücevher kutusuna benzedi¤i olarak gerçekleflti. anlat›lmaktad›r. Benzer övgüler, yerleflimi ve Hekimlere ayr›lm›fl odalar d›fl›nda girifl bölü- topografik durumu, bahçesinin güzelli¤i anlat›- mü, yüksek ve üstü kubbeyle örtülü bir geçit l›rken de kullan›lmaktad›r. mekân›d›r. Girifl cephesinde sivri kemer vb. Neo-Ottoman üslubun motifleri D’Aronchien barok k›vr›mlarla efllefltirilmifltir. Yüksek tutulan geçit bölümünün barok dalgal› genifl saça¤› üst kat teraslar›n›n üzerine uzan›r. Okul binas›na a¤›r elefltiriler yönelten R. Ri- eder Pafla, görüfllerine uygun infla edilen klinikle- ri be¤enmektedir: “Girifl, okulun en yal›n ve du- ru mimarisine sahiptir. Genifl saçakl› çat›s› ve ke- merleriyle Sultanahmet Çeflmesi’ni hat›rlat›r.” Halen Haydarpafla Numune Hastanesi ola- rak kullan›lan binalar, büyük ölçüde de¤ifltiril- mifl, yol cephesi d›fl›nda ilk projeden iz kalma- m›flt›r. Yaln›z proje de¤il, her fley de¤iflmifltir. Rieder Pafla’n›n özellikle çevreye iliflkin göz- Seririyat Hastanesi, Gülhane. lemleri ilginçtir. Mimarisinden satirik dokun- durmalar veya aç›k elefltirilerle söz etti¤i Mek- teb-i T›bbiye’nin konumunu ola¤anüstü bul- maktad›r: “Yeryüzünde bu kadar güzel bir pa- noramaya sahip çok da fazla bir yer yok.” Has- tanede “...her taraf çiçekli ve yeflil, bütün kori- dorlar sarmafl›klarla bezeli... Botanik bahçesi ... denize kadar iniyor. Kendinizi her mevsimde görkemli bir do¤a ortam›nda bulabilirsiniz. ...Sarmafl›k gülleriyle bezeli hastanenin arkas›n- da Karacaahmet’in çam ve servilerinin koyu ye- flil yo¤un fonu var. Geride yefliller içindeki Çaml›ca tepeleri yükseliyor.” Evet, kaybedilmifl bir rüyay› da anlat›yor Rieder Pafla... Ancak kaybedilmifl bir rüya daha var: Hami- diye Etfal Hastane-i Alisi, Abdülhamid’in 1898’de henüz sekiz ayl›kken difteriden ölen

mimar•ist 2006/1 13 ‹NCELEME

1907 y›l›nda yap›m› tamamlanan ve bahçe- Afife Batur, Prof. Dr., nin merkezinde yer almas› düflünülen saat kule- ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Ö¤retim Üyesi si ise bambaflka bir mimari konsepte sahiptir. 3 Ekim 2005 tarihinde fiiflli Etfal E¤itim ve Araflt›rma Proje için as›l Sultan’›n özel mimar› olan Ra- Hastanesi Oditoryumu’nda 2005-2006 döneminin imondo D’Aronco görevlendirilmifl, ancak ayn› aç›l›fl›nda yap›lan konuflma için haz›rlanan metindir. s›rada fiale Köflkü’nün yap›m›n› da yüklenmifl olan mimar, sadece tasar›m›n› yapabilmifltir. Ne Kaynakça: • Akpolat, M. S. (1991) Frans›z Kökenli Levanten Mimar var ki tasar›m de¤ifltirilerek bugünkü yap›t infla Alexandre Vallaury, bas›lmam›fl doktora tezi, HÜ, Ankara, edilmifltir. D’Aronco’nun kuflkusuz daha yeni- s.126-130. likçi bir anlay›fl› iflaret eden tasar›m›, mevcut ku- • Batur, A. (1993) “19 Yüzy›l ‹stanbul Mimarl›¤›nda bir lenin tarihselci üslubundan farkl›d›r. Daha Stilistik Karfl›laflt›rma Denemesi: A. Vallaury / R. D’Aronco”, Osman Hamdi Bey ve Dönemi, Tarih Vakf› özenli düflünülmüfl incelikli ve resimsel bir tasa- Yurt Yay›nlar›, ‹stanbul, s.152. r›md›r. D’Aronco’nun proje ve eskizleri Art • Can, Cengiz (1993), ‹stanbul’da 19. Yüzy›l Bat›l› ve Nouveau ve oryantalist çeflitlemeler, daha deko- Levanten Mimarlar›n Yap›lar› ve Koruma Sorunlar›, ratif ve daha sofistike öneriler içermekteydi. bas›lmam›fl doktora tezi, YÜ, ‹stanbul, s.229, 230 Uygulama ise baz› oryantalist motifler de içeren • Ekdal, Müfid (1982) T›bhane’den Nümune’ye, ‹stanbul, s.35-37. daha klasik ve dura¤an bir tasar›m› gösteriyor. • Konyal›, I. H. (1977) Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Dönemindeki yay›nlarda, yap› için “Türk üslu- Tarihi, Cilt II, ‹stanbul, s.309-314. bu” (style turc) terimi kullan›l›yor. Kulenin art›k • Nas›r, Ayfle (1991) Türk Mimarl›¤›nda Yabanc› mevcut olmayan saatinin hem alaturka hem de Mimarlar Üzerine bir Deneme, bas›lmam›fl doktora tezi, Hamidiye Etfal Hastanesi ‹TÜ, ‹stanbul, s.72. Saat Kulesi, R. D’Aronco, alafranga saati gösterdi¤i, “porcelaine diapha- • Nay›r, Z. (1982) “Raimondo D’Aronco and Ottoman 1907. ne”dan yap›ld›¤›, rakamlar›n porselen üzerine Revivalism”, Atti del Congresso Internazionale di studi su siyahla boyanm›fl oldu¤u ve geceleri de ayd›nla- “Raimondo D’Aronco e il suo tempo”, Udine, s.137 t›ld›¤›, bu yay›nlarda anlat›lmaktad›r. • Nicoletti, M. (1982) D’Aronco e l’architettura liberty, Roma-Bari, s.70. Bu an›t d›fl›nda Hamidiye Etfal Hastane- • Özbay, Kemal (1976) Türk Asker Hekimli¤i ve Asker si’nin tarihî binalar›n›n art›k hiçbiri mevcut de- Hastaneleri, Cilt II, ‹stanbul, s.99-130. ¤ildir. Zaten art›k çocuk hastanesi de de¤ildir. • Rieder, R. (1904) Für die Türkei, Cilt 2, Jena 1904, Bafll›calar›n› sunarak aktarmaya çal›flt›¤›m s.XII-XVIII • Saner, Turgut (1988) ‹stanbul 19. Yüzy›l Osmanl› örnekler yoluyla, önce askerî alan›n yenilenme- Mimarl›¤›nda Orientalist Ak›m, bas›lmam›fl yüksek lisans si iradesiyle bafllayan Osmanl› modernleflmesi- tezi, ‹stanbul, s.70-76. nin, bu önceli¤e ba¤l› olarak ve gecikmeden t›p • Schadewaldt, H. (1993) “Professor Dr. Rieder Pasha alan›nda da bafllat›ld›¤›n›, verilen yüksek öne- and the Merits of His Founding of the Medico-Military Academy Gülhane and The Western Approaches To min hastane yap›mlar›ndaki özenle belgelendi- Turkish Medicine” Türk T›bb›n›n Bat›l›laflmas› ¤ini göstermeye çal›flt›m. Tabii as›l alan›m olan Sempozyumu Bildirileri, ‹stanbul, s.19. mimarl›kta ne denli ço¤ul örneklerin yarat›lma- • Sözen, Metin (1984) Cumhuriyet Dönemi Türk s›na yol açt›¤›n›, çevreye nas›l özenildi¤ini, es- Mimarl›¤›, ‹stanbul, s.5, s.10-14. • Terzio¤lu, A. (1978) “Deutsche Einflüsse auf die tetize edilmesine verilen önemi de sergilemeye osmanischenKrankenhauser im 19. und beginnenden 20. çal›flt›m. Jahrhundert”, Die medizinischen Beziehungen zwischen Deutschland und der Türkei, München, s.35-47 • Topuzlu, Cemil (1982) ‹stibdat-Meflrutiyet-Cumhuriyet Schools of Medicine and Hospital Buildings in Devirlerinde 80 Y›ll›k Hat›ralar›m, ‹stanbul, 2. bask›, Ottoman Modernization s.43-46. • Y›ld›ran, Nefle (1989) ‹stanbul’da II.Abdülhamid Throughout the history medical science has been a point of interest of Dönemi (1876-1908) Mimarisi, bas›lmam›fl doktora tezi, architecture and an area that enriches the architecture history by monumental MSÜ, ‹stanbul, s.164-179. examples. Today the hospitals and the buildings of schools of medicine constitute an area of design that requires very special accumulation of knowledge. The author presents an architectural story based on the information she conveys from the studies of medicine historians. The Ottoman modernization, which started with the renewal in the military organization, was initiated immediately in the area of medicine and the high importance was proved through the careful attention given to the hospital buildings. The schools of medicine and hospital buildings introduced briefly in the article are documentary works which are the witnesses of a historical process and allow us to read and analyze this process.

14 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME Ayla Ödekan ile Söylefli: “Sedat Çetintafl ve 1930’lardan Bugüne Türkiye’de Koruma” Söylefli: T. Gül Köksal

az›lar› ve Rölöveleri ile Sedat Çetintafl kitab›n› haz›rlayan Prof. Dr. Ayla Ödekan ile yay›n›n ha- YYz›rl›k aflamalar›n›, “bir Rönesans adam›” olan Çetintafl’›n kiflili¤ini, mimarl›k tarihi yaz›m› so- runlar›n›, Türkiye’de 1930’lardan bugüne kültür, sanat, koruma, envanter konular›n› konufltuk. Çe- tintafl’›n mücadeleci, inançl› ve üretken meslek yaflant›s›n›n son günlerindeki hüznü ile benzer bir emekle üreten bir bilim insan›n›n en verimli ça¤›ndaki hüznü aras›ndaki paralellik gerçekten düflün- meye de¤er…

Ayla Han›m, Sedat Çetintafl’›n rölövelerini 1965’te ‹stanbul bir yay›na dönüfltürme karar› nas›l al›nd›? Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Nereden yola ç›kt›n›z? Bölümü Bizans 1970’lerde Sedat Çetintafl’›n efli bu malzemeyi Kürsüsü’nden mezun oldu. ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi’ne ba¤›fll›yor. Ba¤›flla- 1976’da doktor, 1982’de doçent unvan›n› ald›. 1988 nan yap›tlar›n hepsi fakültede kilitli bir depoda y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi yer al›yordu, fakat bu bize aç›k de¤ildi. Duvar- Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü larda birkaç örnek vard›. Tabii onlar› seyrede e¤itim kadrosuna kat›ld› ve seyrede bizde bir Sedat Çetintafl hayranl›¤› hep 1989’da profesör unvan›n› söz konusuydu. Bu arada ben 15 yap›t al›p Tek- ald›. Halen ‹TÜ Güzel Sanatlar Bölüm Baflkan›d›r. nik Üniversite ad›na Arkeoloji Müzesi’nde Ayn› zamanda Sosyal Anadolu Medeniyetleri Sergisi’ne bir sergi aç- Bilimler Enstitüsü Yüksek t›m. Böylece kamuya aç›lm›fl oldu bu yap›tlar. Lisans program›nda yer alan Sanat Tarihi Ana Bilim Sonra Gülsün Han›m, rektörlü¤ü döneminde ya bafllad›¤›m zaman Semavi Bey’in ansiklope- Dal› Baflkanl›¤›n› da yürütmektedir. bunlar›n bir yay›na dönüfltürülmesini istedi. Bir diye yazd›¤› maddede flöyle bir ifadeyle karfl›lafl- yöneticinin de¤er vermesi gerçekten önemli bir Mimarl›k ve Sanat Tarihi t›m: “Çetintafl sadece rölöve yapmam›fl, çeflitli konular›nda makaleleri fley. Gülsün Han›m, Profesör Y›ld›z Sey’in bafl- dergilerde Cumhuriyet vb. gazetelerde yaz› da d›fl›nda 1974’te Türkiye’de kanl›¤›nda bir yay›nevi kurdu. Bu yay›nevinin 50 Y›lda Yay›nlanan yazm›flt›r. Bu yaz›lar›n da gözden geçirilmesin- Arkeoloji, Sanat Tarihi ve prestij kitab› olarak Sedat Çetintafl’›n yap›tlar›- de yarar var.” Bu cümle benim için çok önemli Mimarl›k Tarihi Yay›nlar› n›n bir yay›n haline getirilmesi çal›flmalar› orada bir aç›l›m getirdi. Yaz›lar› toparlamak bu k›sa Bibliyografyas› (1923- bafllad›. 1973) adl› kitab› ç›kt›. süre içinde çok önemli bir problemdi. Çünkü Ayr›ca, Türkiye Tarihi adl› 4 Türkiye’de maalesef bir “Library Congress” ciltlik yay›n›n mimarl›k ve Rölövelerin durumu nas›ld›? Bu konuda na- yok. Bunu da söylemeden edemeyece¤im, çün- sanat tarihi bölümlerini s›l bir çal›flma yap›ld›? yazd›. Türk Mimarisinin kü içimde kalm›fl bir konudur. Örne¤in Ameri- Geliflimi ve Mimar Sinan, Mimarl›k Fakültesi Dekan› Hasan fiener ve ka’da bir profesör masas›nda oturur, kütüpha- Mimarbafl› Mimar Sinan, Dekan Yard›mc›s› Sinan fiener zaman›nda Me- neye bir mail atar ve ertesi gün ya da iki gün Yaflad›¤› Ça¤ ve Eserleri ile zunlar Derne¤i Baflkan› Do¤an Hasol’un da Yap› Kredi Yay›nlar› sonra istedi¤i her fleyi masas›nda bulur. Bizdeki taraf›ndan yay›na haz›rlanan katk›s›yla, yap›tlar, katalo¤u ç›kar›larak bilimsel altyap› yoklu¤u baflka türlü çal›flma zorunlulu¤u Selçuk Mimarl›¤› ve M. bir yaklafl›mla onar›m geçirdi. Çünkü 1970’li getirmifltir. Sizin kütüphane kütüphane dolafl›p Vedad Tek adl› yay›nda bölüm yazar› olarak yer y›llardan o güne birtak›m y›pranmalar söz ko- “orada ne var, burada ne var” diye araman›z, ald›. Habitat II nedeniyle nusuydu. fiimdi Taflk›flla’da genifl bir odada bir ipuçlar›n› yakalamak için kent içi veya kentler haz›rlanan ‹stanbul Sergisi Sedat Çetintafl arflivi as›l› olarak korunuyor. aras› bir yolculu¤a ç›kman›z gerekir. Bir iki ö¤- Bizans Bölümü’nün dan›flmanl›¤›n› yapt›. Tarih rencimle birlikte çal›flarak yaz›lar›n a¤›rl›kl› ol- Vakf›’n›n Cumhuriyet’in 75. Çal›flma yönteminiz neydi? du¤u Cumhuriyet gazetesine konsantre oldum. y›l› nedeniyle ç›kard›¤› Biz çal›flmay› 6-7 ayda tamamlamak mecburiye- ‹nan›lmaz bir olay, yaz›lar› çok s›kl›kla ç›kt› ga- yay›n dizisi aras›nda yer alan Cumhuriyet’in Renkleri tinde kald›k. ‹lk etapta çizimlerin, rölövelerin zetelerde. Bunu da vurgulamam›n nedeni flu: ve Biçimleri adl› yay›n›n de¤erlendirilmesi konusu vard›. Ancak çal›flma- 1930 ve 40’larda kültür medyan›n temel konu- editörlü¤ünü üstlendi.

mimar•ist 2006/1 15 ‹NCELEME

suydu, günümüzde ise s›n›rl› birkaç gazetenin Çetintafl’a ait bütün çizimler yay›nlara akta- ilgi alan›. r›ld› m›? Bizim burada 108 adet yap›t var. San›yorum Sedat Bey’in yaz›lar›n›n içeri¤i neydi? Yaz›- kaybolmufl daha bir sürü fley var. Bu 200’e ka- lar›ndan yola ç›karak kendisini nas›l tarifler- dar ç›kabilir. siniz? Mesela ‹stanbul’un de¤erlendirmesi, koruma, Çetintafl’›n hayat› ve eserleri hakk›nda dü- Mimar Sinan, mimari elefltiri, deprem tehlikesi, flünceleriniz nedir? Yaz›lar› ve Rölöveleriyle Türk mimarlar›, Türk kad›n›n›n hayat flartlar› Sedat Çetintafl, ailesiyle Anadolu’dan ‹stanbul’a Sedat Çetintafl, Ayla üzerine yaz›lar› var. Latin harflerine geçince, ör- geliyor, Güzel Sanatlar Akademisi’ne giriyor. Ödekan, ‹TÜ Yay›nevi, ‹stanbul, Haziran 2004, ne¤in 1922’de ‹kdam gazetesinde yaz›lar› ç›k›- Mimarl›k dönemi s›ras›nda dikkatimi çeken Ke- 27 cm. x 39 cm. yor, sonra 1930’lar›n bafllar›nda bafll›yor yaz- malettin Bey’le karfl›laflmas› oldu. Diploma ça- maya. Orada çok çeflitli konularda yaz›yor. Ne l›flmas› s›ras›nda Kad›rga Sokullu Mehmet Pa- kadar sorumlu bir kifli oldu¤unu orada görüyo- fla’n›n rölövesini yap›yor, çok be¤eniliyor ve ruz. Benim amac›m, nas›l bir kifli, nas›l bir zih- böylece yönünü belirlemifl oluyor. Çetintafl, niyeti oldu¤unu, nas›l düflündü¤ünü, kente ve Türk yap›tlar›n›n korunmas› gerekti¤i inanc›n- sanata nas›l bakt›¤›n› anlamakt›. Bu elefltiri yaz›- da, vurgusu da orada. 1932’lere kadar bu yap›t- lar›n rölövelerin yap›lmas› için yard›m istiyor, lar›, onun yap›s›n›, karakterini bir yerde a盤a fakat kimseden destek bulam›yor. Bu arada mi- ç›kar›yor. Çok inatç›, her fleye elefltirel gözle ba- marl›k yap›yor, mesela arada depremle ilgili bir kan ve her fleyin üzerine giden müthifl mücade- proje gelifltiriyor. Bu da kendi âleminde giden leci bir yap›s› var. de¤il, olaylara duyarl› bir insan oldu¤unu gös- Ben bu yaz›lar› kronolojik bir düzenle grup- teriyor. Güncel konular üzerinde duran ve bu land›rarak s›n›fland›rd›m. Gerçekten çok zor konularla ilgili olarak halk› ayd›nlatmaya çal›flan koflullarda bunlar de¤erlendirildi. Ancak çok sorumlu bir kifli olarak ortaya ç›k›yor. Bir de ge- memnunum, çünkü bunun sonucunda Sedat ne bu yaz›larda gördü¤üm zaman flafl›rd›m; Çetintafl’›, sadece çizim yapan teknik bir adam Türk sanat›na karfl› ilgisi var ve perde tasar›m› olarak de¤il, bu muazzam yap›tlar›n ortaya ç›k- yap›yor. Düflünebiliyor musunuz Selimiye Ca- mas›ndaki coflkusu, inad›, mücadeleci yap›s› ile misi’nin tepesinde rölöve yap›yor, sonra da bu- görüyorsunuz. O nedenle bana bir ipucu verdi- radaki flebekelerden perde tasar›mlar› yap›yor ¤i için Prof. Semavi Eyice’ye müteflekkirim. Cumhuriyet gazetesinde. Az bulunur bir fley; Gülsün Han›m bunun bir prestij kitab› olarak hem yaz› yaz›yor, hem çiziyor, hem onlar›n geç- ç›kmas›n› istedi, baflka türlü olamazd› zaten. miflini yeni bafltan de¤erlendiriyor, yani günlük Y›ld›z Han›m’›n da teflebbüsü ve çok iyi örgüt- hayat› yans›t›yor. Kendisini her fleyden sorumlu lenmesiyle, kitab›n tasar›m› konusunda bu tür hissediyor, foto¤raf çekiyor. Biz buna “çok yön- yay›nlarda önde gelen bir kifli olan Ersu Pekin lü Rönesans adam›” deriz, burada da kendi ça- Sedat Çetintafl, Selimiye Bey’le iliflkiye geçildi. p›nda çok yönlü bir Rönesans adam› var karfl›- kubbesinde ölçü al›rken. m›zda. Peki, üniversitede yay›mlanmas› düflünülen ‹stanbul Bak›rköy ya da yay›mlanacak baflka malzeme var m›? Bahçelievler’de son Çok ilginç bir kiflilik gerçekten... y›llar›n› geçirdi¤i konutu, Yay›nevi kapand›. Bu türden de¤il ama üniversi- Kendisini Türk sanat›na adam›fl çok yönlü biri. kendi tasar›m›. teyle ilgili baflka fleyler ç›kabilir ileride. Kaz›lar, rölöveler yapm›fl, onlar› an›tsal boyut- larda resmetmifl. Sedat Çetintafl’›n rölövelerinin hepsi ayr› bir sanat yap›t›. Mekanik çizim de¤il, isimsel de¤eri olan büyük boyutlarda yap›tlar bunlar; çekicili¤i orada. Mesela y›lbafl› gecesi çi- zim yapm›fl. Kendisini ifline o kadar vermifl ki, ondan baflka bir yaflant›s› yok. Cumhuriyet dev- rimlerine çok ba¤l›. Daha flapka tak›lmas› bir kanun maddesi olarak konulmadan kendisi An- kara’da flapka takarak dolaflm›fl; ayd›n bir kifli. 1920’lerde, 30’larda gençlik dönemlerini yafla- yanlarda bir moda var: “E¤itim için Avrupa’ya gitmek.” Sedat Çetintafl’› da göndermek iste- mifller. Fakat o s›rada 1933’teki Chicago sergisi

16 mimar•ist 2006/1 HABER 1 ETK‹NL‹K

DAM Notlar›

DAM 2006’ya iki sergiyle girdi: Minimalizm (Yal›nc›l›k) ve Duyarl›l›k: Peter Kulka. Alayl› Bir Mimar, Yap›laflm›fl Düfller 2 ve Özlemler: F. Hundertwasser.

Minimalizm ve Duyarl›l›k Minimalist mimari deyince hemen düz çizgi, dik aç›, basitlik falan akla gelir, ama P. Kulka’y› bu kliflelerle an- lamak zor. Kulka, minimalizmin bir mekân tasar›m› sorunu oldu¤unun mek küstahl›kt›r. DAM’›n bu sergiyi dik aç›, düz çizgi sorunu de¤il bir bilincinde ve ‹sidor, Sinan gibi yal›n yapmas›na bu kabul ve reddedilifl se- mekân esteti¤inin s›rr›na ermifl bir bep oldu.” mimar. ‹yi ki öyle oldu, Hundertwasser’› gör- Ludwig Mies van der Rohe “Yal›nl›k dük. basitlik de¤ildir,” demifltir. Kulka mi- Hundertwasser’in mimarisinde “imaj 1. Yaya köprüsü, Grimma, marisi bunun kan›t›d›r. maker”lar›n malum yenilik ve oriji- Kulka. 2. Olimpiyat stadyumu, nallik kriterleri rol oynam›yor. Onun Leipzig, Kulka. Yap›laflm›fl Düfller ve Özlemler arzusu, hüzün verici, can s›k›c›, gri 3. Grüne Zitadelle, Önce DAM’›n bas›n bildirisinden bir çevreyi de¤ifltirmek, güzellefltirmek. Magdeburg, Hundertwasser. iki sat›r aktaral›m: Hundertwasser mimarisinin kap›s›n› 4. ‹stasyon binas›, Uelzen, “2000 y›l›nda yeryüzünden ayr›lan Mimar Peichel flöyle aralam›fl: Hundertwasser. Hundertwasser, bükülüp giden çizgi- “Bir mimar olarak söylemeliyim ki 5. Kita, Heddernheim, Hundertwasser. leri, spiralleri severdi ve olas›l›d›r ki Hundertwasser özgün, al›fl›lm›fl d›fl› 3 DAM gibi, plan› kare flemaya oturan ifller baflarm›flt›r; o bir mimar de¤il, bir müzede projelerinin sergilenme- s›n›rlar› aflm›fl bir sanatç›, insana ce- sini muhtemelen reddederdi... saret veren ilginç bir kifliliktir.” Halk›n ço¤u Hundertwasser’in ma- ‹nsana cesaret veriyor Hundertwas- sals› mimarisini seviyor. Pek çok in- ser. san onun mimarisindeki form zen- “Süslemeci, bezemeci olmaktan gu- ginli¤ini ve renkli çeflitlili¤i be¤eni- rur duyuyorum. Bu çirkin, gri, kalpsiz yor. Mimarl›k medyas› ve mimarlar dünya süslenmeli. Daha insanc›l, da- onun mimarisini önemsiz buluyor. ha dostça ve daha nefleli bir ruh evle- Onlara göre Hundertwasser alayl› bir re, konutlara dolmal›.” 4 bezemecidir ve DAM’da onu sergile- “Düz çizgi Allahs›z ve ahlaks›zd›r. Düz çizgi yarat›c›l›k için de¤il, taklit içindir.” “Kentlerimiz Hipokrat yemini etme- mifl mimarlar›n betonlaflm›fl fikir- leridir. ‹nsan ruhuna ve do¤aya zarar veren bina yapmay› reddediyorum.” “Mimari, insan› yüceltmeli, küçük düflürmemeli.” Hundertwasser’i daha iyi anlamak is- terseniz kentlerimizi saran lingo lin- go siteleri, plazalar› göz önüne getirin... 5 Hasan Çak›r, [email protected]

4 mimar•ist 2006/1 HABER ETK‹NL‹K

Prof. Erhan Balkan’› Kaybettik...

De¤erli meslektafl›m›z Erhan Balkan’› Erhan Balkan say›s›z mimari proje ya- 10 fiubat 2006 günü kaybettik. Balkan r›flmas›na kat›lm›fl çok say›da ödüller bir süredir Çapa T›p Fakültesi Nörofli- alm›fl, son kat›ld›¤› Würth Otomotiv ve rurji bölümü yo¤un bak›m klini¤inde Montaj Sanayi Merkez Binas› s›n›rl› tedavi görmekteydi. mimari proje yar›flmas›nda birincilik Balkan’›n son akademik görevi, ödülü alm›flt›r. Çok say›da uygulanm›fl 2002’den vefat›na kadar sürdürdü¤ü projesi bulunmaktad›r. mimar.ist der- Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fa- gisinde de s›k s›k imzas›na rastlad›¤›- kültesi ö¤retim üyeli¤i ve 2004’ten ve- m›z Erhan Balkan’›n, befli kitap olmak fat›na kadar sürdürdü¤ü ayn› fakülte- üzere çok say›da makale, bildiri ve nin dekanl›¤› olmufltur. 40 y›ll›k mes- araflt›rma çal›flmalar› bulunmaktad›r. lek yaflam› süresince meslektafl›m›z Ahmet Eyüce

Kendi Dilinden... Bölümü’ne asistan olarak girdim ve Y. Mimar 1988 y›l›nda yeniden YTÜ’ye girdim, 1989’da 1942 y›l›n›n sonbahar›nda ‹stanbul’da do¤- Hasan Kuruyaz›c› ile Tünel’de mimarl›k büro- da profesör oldum. muflum. ‹lkokul birinci s›n›fa kadar Kad›köy- su kurdum. Çok yo¤un bir tempo ile çal›fl›yor- Akademik hayatta çeflitli alanlarda çal›flmala- Moda’da oturduk. En yak›n arkadafllar›m Rum dum, bir taraftan akademik çal›flmalar, di¤er r›m ve yar›flmalara kat›lma çabalar›m sürüyor- ve Ermeniydi. Babam subay oldu¤u için ilko- taraftan mimari projeler ve yar›flmalar tüm za- du. 1994-1996 y›llar› aras›nda hem kurucu kulu ‹stanbul, Konya, Kayseri, Ankara’da, or- man› al›p götürüyordu. üye hem de ö¤retim üyesi olarak Uluda¤ Üni- taokul ve liseyi de ‹stanbul’da okudum. Baba- versitesi Mimarl›k Bölümü kurulufl çal›flmala- m›n vefat›ndan sonra hem aileme yük olma- r›n› yürüttüm. 1997-1998 y›llar› aras›nda da mak için, hem de yelken ve deniz tutkum ne- Do¤u Akdeniz Üniversitesi Mimarl›k Fakülte- deniyle Deniz Harp Okulu’na girmek istememe si’nde misafir ö¤retim üyesi olarak çal›flt›m. ra¤men annem bu iste¤ime karfl› ç›kt› ve ben Döndükten sonra YTÜ Mimarl›k Fakültesi’nde kendimi Haydarpafla Lisesi’nde buldum. ö¤retim üyeli¤imi sürdürdüm. Sanat ve mimarl›¤a ilgi duymam Haydarpafla Bu arada benim için önemli olan bir karar ile Lisesi’nde resim hocam›z olan, günümüzün dört y›l süren bir düflünme ve haz›rl›k aflama- de¤erli ressamlar›ndan Mehmet Pesen’in beni s›ndan sonra yelkenli bir tekne infla ettim. etkilemesiyle bafllad›. 1960 y›l›nda özel s›nav- Kuflkusuz tasar›m ve hesaplar› arkadafl›m la girilen Güzel Sanatlar Akademisi, Mimarl›k 1973’te asaletim onand›ktan sonra tezimi ça- Prof. Dr. Fatih Gorbon’a aitti ama onun gözeti- Bölümü’ne Haydarpafla Lisesi’nden giren tek l›flmaya bafllad›m ve 1974’te devlet bursu ile minde tüm çizim ve inflaat ifllerinde çal›flarak ö¤renci bendim. Akademi y›llar›, hat›rlad›kça, New York Columbia Üniversitesi’ne kabul ikinci bir k›z›m daha oldu sanki. belki de hayat›m›n en güzel günleri oldu. Ül- edildim. ‹stanbul’da bafllad›¤›m tezimi üniver- 2000’li y›llarda ne zaman emekli olurum, nere- kenin en de¤erli mimar ve hocalar›ndan e¤i- sitenin, benim için dayan›lmaz zenginlikteki ye yerleflirim, teknemi nereye ba¤lar›m düflün- tim alm›fl olmak hem benim hem de arkadafl- kütüphanesinden yararlanarak ve ilgili dersle- celeri kafamda dolafl›rken 2002 y›l›n›n sonba- lar›m için büyük bir flans say›lmal›. Kimler ri alarak gelifltirdim. Bursumun uzat›lmas› için har›nda Bahçeflehir Üniversitesi Mimarl›k Fa- yoktu: Sedad Hakk› Eldem, Mehmet Ali Han- yapt›¤›m müracaat yenilenmeyince ‹stanbul’a kültesi Dekan› Prof. Dr. Ayflen Akp›nar’dan ye- dan, Seyfi Arkan, Nurullah Berk, fiadi Çal›k, döndüm ve tezimi verdim. Bundan sonraki ni kurulmufl ve ikinci s›n›f› aç›lacak olan Mi- Bedri Rahmi Eyübo¤lu, Burhan Toprak, Feri- dönem çok yo¤un bir çal›flmay› içermektedir. marl›k Fakültesi için ö¤retim üyeli¤i önerisi dun Akozan, As›m Mutlu, Utarit ‹zgi ve daha Pek çok yar›flmaya kat›ld›m ve özel projeler geldi. Yeni bir okulun kuruluflunda çal›flma pek çok de¤erli hoca... ürettim. heyecan›yla, kabul ettim. Yeni okulda tan›flt›- Akademi’den sonra ilk olarak Do¤an Tekeli- 1983’te sevgili k›z›m Gökçe Deniz do¤du. Bu ¤›m yeni ve de¤erli akademik kadro ile çal›fl- Sami Sisa Mimarl›k fiirketi’ne girdim. Buras› olay beni çok etkiledi, etkisi hâlâ sürmekte. man›n benim için yararl› ve ilginç olaca¤›n› benim için ikinci bir okul oldu, çünkü o döne- 1984’te maddi s›k›nt›lar nedeniyle YTÜ’den düflünüyorum. Yeni mekânlar, yeni ö¤renciler, min en parlak ve ifl yapan bürosunda hem ayr›larak dört y›l boyunca yurtd›fl›nda ve yurti- yeni olanaklar, yeni bir program ve flekillen- farkl› projelerde, hem yar›flmalarda, hem de çinde çeflitli projelerde çal›flt›m. Bu arada YTÜ mesinde benim de bir miktar katk›m›n olaca¤› uygulamada çal›flma f›rsat›m oldu. Ancak Mimarl›k Fakültesi benim üniversiteye geri bir e¤itim sistemi gerçekten çok heyecanlan- 1971 y›l›n›n sonlar›na do¤ru, daha sonra ad› dönmem için önerilerde bulunuyordu. ‹çim- d›r›c›. Baflar›l› olaca¤›m›z inanc› ile... YTÜ olan, o zamanki ad›yla ‹DMMA Mimarl›k deki e¤itimcilik dürtüsü yine galip geldi ve Erhan Balkan Bahçeflehir Üniversitesi taraf›ndan yay›mlanacak bir broflür için haz›rlad›¤› özgeçmiflinden k›salt›lm›flt›r.

mimar•ist 2006/1 5 KÜTÜPHANE

Atmeydan› - Bizans Araba Yar›fllar›ndan Osmanl› fienliklerine

Seza Sinanlar’›n Kitap Yay›nevi tara- maya devam ediyor. Bu aç›dan Kitap yatürlerinde meydan›n Bizans hipod- f›ndan yeni bas›lm›fl olan çal›flmas›, Yay›nevi’nin bu çabas›n› geniflleterek romundan Osmanl› flenlik alan›na “Önsöz”ünde belirtildi¤i gibi, Bo¤a- di¤er üniversitelerimizdeki bu tip dönüflümü aktar›lmakta ve sonraki ziçi Üniversitesi Tarih Bölümü ö¤re- yüksek lisans çal›flmalar›n›n akade- befl bölüm ile 450 y›l boyunca Os- tim üyelerinden Dr. Çi¤dem Kafesçi- mik alan›n d›fl›nda genifl kesimlere manl› baflkentinde bu meydan›n kent o¤lu’nun yönetiminde haz›rlad›¤› ulaflmas›na yard›mc› olmas›n› des- merkezi ifllevini sürdürmesi yans›t›l- yüksek lisans tezinin Ça¤atay Ana- tekliyor ve ümit ediyoruz. maktad›r. Bu süreçte Osmanl› Hassa dol’un giriflimiyle yay›mlanarak Atmeydan› kitab›, iki bin y›ll›k bir mimarlar›n›n yo¤un imar faaliyetleri okurlara ulaflan bir eser. Al›fl›lm›fl›n meydan›n zaman içinde de¤iflen öy- s›ras›nda meydana müdahaleden d›fl›nda, 16,5x21 cm. ebad›nda, bol küsünün mevcut kaynaklardan usta- özenle kaç›nd›klar› ve antik hipodro- flekilli ve doyurucu bir kaynakças› ca derlenerek bir kent tarihi rehberine mun aç›k mekân›n› sayg›yla koruduk- (47 birincil ve 120 ikincil el kaynak) dönüfltürülmüfl olmas› aç›s›ndan il- lar› izlenmektedir. Kitab›n son iki bö- olan, okuyucunun kolayca ›s›n›p ça- ginç. Bugün Sultanahmet Meydan› lümünde ise 2000 y›ll›k öykünün son bucak okuyaca¤›, yaklafl›k 88 sayfal›k ve çevresini iyi tan›mak isteyen s›ra- döneminde, “Sultanlar Bo¤azlara Ta- bir “kitapç›k”. Ancak bu tan›mlama- dan bir ‹stanbul gezgini, bu kitab› eli- fl›n›rken” flenliklerin de K⤛thane ve m›n, eserin akademik niteli¤ini hafife ne alarak orada birkaç saat geçirdi- Göksu çay›rlar›na nakledildi¤ini ve ald›¤›m hissini vermemesi gerekir. ¤inde kendini bu konuda kolayca uz- “Bir Dönem Kapan›yor”ken Avrupa Her fleyden önce, 1970’li y›llarda Bo- manlaflm›fl hissedecektir. Kitab›n etkisinde kentin ilk imar planlar›n›n ¤aziçi Üniversitesi’nin kurucu rektör- metninin kurgusu bafltaki “Önsöz” ile yap›l›fl› s›ras›nda Atmeydan›’na lü¤ünü yapm›fl olan müteveffa Prof. sonda yer alan ve meydan dü¤ünleri- Dr. Aptullah Kuran, daha sonra nin listesini veren “Ek” ile “Kaynak- önemli bir rol biçildi¤ini, böylece ilk 1980’li y›llarda kurulufluna önayak ça” ve “Dizin” d›fl›nda 12 bölümden bilimsel kaz›lar›n bafllad›¤›n› ö¤reni- oldu¤u Tarih Bölümü bünyesinde oluflmaktad›r. Metnin tonunu ise “Bir yoruz. Yazar›n araflt›rmalar› sonucu oluflturdu¤u “Mimarl›k Tarihi Yüksek Roma fiehri Kurulurken” adl› Nea konuya en özgün katk›s› da bu bö- Lisans Program›” ile onlarca ö¤ren- Roma Hipodromu’nun kuruluflu ile lümde yer al›yor. cisine haz›rlatt›¤› yüksek lisans tezle- bafllay›p ‹stanbul Ansiklopedisi’nden Genç ve yetenekli kent tarihçisi Seza ri yoluyla bu kurumu hakl› bir üne al›nm›fl vaziyet plan› ve Do¤an Ku- Sinanlar’›n Atmeydan› kitab› Mimar- kavuflturmufltur. Bo¤aziçi Üniversite- ban’›n ‹stanbul Bir Kent Tarihi için lar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi si’nde mimarl›k e¤itimini bafllatmas› haz›rlanm›fl restitüsyon çizimi eflli- Kütüphanesi raflar›nda ve tüm kitap- yönündeki yo¤un bask›lara karfl›l›k, ¤inde eldeki arkeolojik bilgilerin ç›larda mimar meslektafllar›m›z›n il- Aptullah Kuran hocam›n, “‹stan- özetlendi¤i ilk bölüm belirlemektedir. gisini bekliyor. bul’da yeteri kadar iyi mimarl›k okulu Bu bölümde ayr›ca “Örme Sütun”, H. H. Günhan Dan›flman var, flimdi iyi bir lisans e¤itimi alm›fl “Burmal› Sütun” ve “Dikilitafl” çerçe- mimarl›k ö¤rencilerine alternatif yük- veler içinde ayr›nt›l› olarak anlat›l- sek lisans programlar› açmak gere- maktad›r. Devam eden bölümlerde, kir,” dedi¤ini çok iyi hat›rl›yor ve art›k önce hipodromdaki araba yar›fllar› hemen her vak›f üniversitesinin ilk dönemi, daha sonra yarg› ve infaz açt›¤› bölümlerden birinin “mimarl›k” mekân› oluflu, Bizans imparatorlar›- oldu¤unun alt›n› çizemeden geçemi- n›n meflruiyet aray›fllar›nda hipodro- yorum. Birço¤u Prof. Kuran’›n eski mun rolü, 4. Haçl› Seferleri s›ras›nda ö¤rencisi olan veya mimarl›k e¤itimi- kentin ve dolay›s›yla hipodromun ni tamamlad›ktan sonra yurtd›fl›nda ya¤malanmas› anlat›lmaktad›r. Bu Atmeydan› - Bizans önde gelen üniversitelerde doktora- anlat›ma paralel olarak erken ve geç Araba Yar›fllar›ndan lar›n› tamamlam›fl genç ve dinamik Bizans dönemlerinin k›sa tarihçeleri Osmanl› fienliklerine, bir kadroya sahip bu program hem ise meydan›n öyküsü merkez al›narak Seza Sinanlar, Kitap Yay›nevi, mimarl›k tarihi hem de kent tarihi verilmektedir. Bunu takip eden iki Ekim 2005, ‹stanbul, alanlar›nda seviyeli çal›flmalar›n or- bölümde, yabanc› seyyahlar›n gra- 88 sayfa, 16,5 x 21 cm. taya ç›kmas›nda önemli bir rol oyna- vürlerinde ve Osmanl› dönemi min-

6 mimar•ist 2006/1 KÜTÜPHANE

Mimaride Elefltirinin Konstrüksiyonu: Perspektif, Gerçeklik, Yöntem ve ‹lke

Teori ve Elefltiri, Hüseyin Su taraf›n- s›n›rl› kalmad›¤›, daha genifl bir ta- ve Walter Watson’a (The Architecto- dan haz›rlanan, Hece Yay›nlar›’nca rihsel erime uzanan çal›flmalar›n da nics of Meaning, The University of bas›l›p da¤›t›lan bir düflünce kitab›. Gür’ün düflüncelerinin oluflmas›na Chicago Press, 1985) dayal› olarak ‹çindekilere bak›lacak olursa Paul de katk›da bulundu¤u görülmektedir. infla etti¤i notunu düfltü¤ü bir yönte- Man, Réne Wellek, Edward W. Said, “Mimaride Elefltirinin Konstrüksiyo- mi de sunuyor. H. D. Zimmerman, Jurgen H. Peter- nu”, felsefe tarihinin genel bir özü ile Gür’ün ortaya koydu¤u ve elefltirel sen gibi yabanc› yazarlardan yap›lan bafllamaktad›r. Aristo’dan Kant’a, Hu- metnin sahip olmas› gerekti¤ini dü- çeviriler yan›nda, Fatih Altu¤ ve fien- me ve Descartes’a, Hegel’e sürüp gi- flündü¤ü temel ö¤eler, bir bak›fl aç›s› gül Öymen Gür’ün de yaz›lar›na yer den ve bilgiye vak›f olmada duyu ile tan›m›yla bafllay›p metnin gerçeklikle verildi¤i görülmektedir. Teori ve us aras›ndaki sinüzoidal önsellik ya- içine girdi¤i iliflki ve metnin temel al- Elefltiri asl›nda alan›n› edebiyat kura- r›fl›n› aktaran Gür, düflün tarihine öz- d›¤› ilkelerin ne (daha çok nas›l) ola- m› olarak çiziyor. Ancak mimari elefl- gü önemli anahtar sözcükler sunu- bilece¤inin ortaya konmas›yla sürü- tirinin nas›l›n›n irdelendi¤i fiengül yor. Mimari elefltiriye ilgi duyup “Ne- yor; ard›ndan bir yöntem aç›l›m›yla Öymen Gür metniyle, mimar.ist’in reden bafllanmal›? Hangi k›lavuza son buluyor. Elefltirel metnin yukar›- 2006 bahar say›s› “Kütüphane” say- bakmal›?” diye düflünenler için da sayd›¤›m›z temel ö¤elerinden her falar›nda gözden geçirilmesini ön- Gür’ün biçilmifl bir kaftan sundu¤u- biri (bak›fl aç›s›, gerçeklik, ilke ve gördü¤ümüz kitaplardan biri olarak nu belirtmek gerekir. yöntem) temel olarak dört ana bafll›k- varl›k gösteriyor. Gür’ün, düflün tarihinden ç›kar›p ta inceleniyor. Metin içerisinde iler- fiengül Öymen Gür, Teori ve Eleflti- önümüze koydu¤u isim ve terimleri leyip yöntem k›sm›na geldi¤inizde, ri’ye “Mimari’de Elefltirinin Konstrük- dilerseniz, Hançerlio¤lu’nun Remzi elefltirel metnin ö¤elerinin ayr›ld›¤› siyonu: Perspektif, Gerçeklik, Yön- Yay›nevi’nce bas›lm›fl, anlafl›l›r ve ar› bu alt bafll›klar›n birbirlerine karfl›l›k tem ve ‹lke” bafll›¤›yla kat›lm›fl. dili ile her zaman dönüp bakma gere- gelifllerini fark ediyor, Gür’ün neyi in- Gür’ün haz›rlad›¤› metin, yetmifle ¤ini duydu¤umuz Felsefe Sözlü- fla etmeye çal›flt›¤›n› daha iyi anl›yor- yaklaflan kaynak say›s›yla di¤er ça- ¤ü’nün aç›klamalar›yla birlefltirerek, sunuz. l›flmalardan ayr›l›veriyor. Yap› dergisi kendi bütünleflik düflün tarihinizi ra- Daha fazla aç›klama bir kitap gözden için 90’lar›n sonu ve 2000’lerin bafl›- hatça oluflturabilirsiniz. geçirmesi için fazlaya kaçm›fll›¤›n n› kapsayan süre içerisinde yazd›¤› Elefltiri, Gür için mimaride gelecek göstergesi olarak de¤erlendirilebilir. mimari elefltiri yaz›lar› yan›nda, Ei- gerçekli¤i fikrinin oluflmas›nda Ancak gerçekten bir fleylere de¤inen senman, Sorkin, Moss, Ghirardo, önemli bir araçt›r. Elefltirinin ifllevini ve kan› oluflturan metinlerle karfl›lafl- Papadakis, Cooke, Tschumi, Gideon, bu kadar az sözcükle anlatmay› bafla- t›¤›nda, hele de o metin için bir kan› Frampton gibi yüzy›l›n mimarl›k ku- ran çok az ifade gördü¤ümü belirt- oluflturma göreviyle yüklenmiflse in- ram›n› infla eden düflünür/mimarlar›n mek zorunday›m. Mimari alan›nda san, örtüyü ne kadar aralayaca¤›n› Teori ve Elefltiri, çal›flmalar›ndan da yararlan›ld›¤›, söz gerçekleflen elefltirilerin yoksunlu¤u- bilemeyebiliyor (baflka bir deyiflle, Haz›rlayan: Hüseyin Su, konusu kaynak listesinden izlenebili- nun, “kan› yaratamamak” biçiminde bilemedi¤ini biliyor ancak yine de bi- Hece Yay›nlar›, yor. Felsefe alan›nda yararlan›lan ça- ortaya konmas› da benzer kristallikte lemiyor). 2004, Ankara, 272 sayfa, l›flmalar›n ise sadece yüzy›l›m›z ile bir ifade. Gür bununla da yetinmiyor Selim Ökem 15,5 x 23,5 cm.

Teknolojinin Baflyap›tlar›

Illinois Northwestern Üniversitesi’ne lar›n güzelli¤i ve karmafl›kl›¤›n›n he- mak” bafll›kl› ilk bölümünde konuya, ba¤l› McCormick Mühendislik ve Uy- yecan verici hikâyesi”ni kaleme al- bir M›s›r gezisi izlenimlerini ve pira- gulamal› Bilimler Okulu’nda Makine m›fl. Ö¤renci ve velilerine mühendis- mitlerin infla yöntemini anlatmakla Mühendisli¤i Anabilim Dal› profesö- li¤in ne oldu¤unu, bilimden nas›l ay- bafllam›fl. Bu arada mühendis, mimar, rü olan Lewis bu yay›nla “mühendis- r›ld›¤›n› anlatmaya çal›fl›rken, insan›n tasar›mc› kavramlar›n› geçmifl ça¤lar- lik alan›ndaki ola¤anüstü bilgi biriki- teknoloji yaratma çabalar›n› betimle- dan bugüne süren teknolojik üretim minin, harika araçlar›n, ak›ll› makine- yen bir kitap yazmak iste¤iyle yola süreci ba¤lam›nda de¤erlendirmifl. lerin ve insan› hayrete düflüren yap›- ç›km›fl. Kitab›n “Yaratmak ve Anla- 11 bölümden oluflan kitab›n “Atalar›-

mimar•ist 2006/1 7 KÜTÜPHANE

m›z›n El Sanatlar›” bölümünde bir te- yor. Yazar özellikle Leonardo da Vinci de dizüstü bilgisayar, cep telefonu kerle¤in ö¤elerinden bafllayarak te- çizimlerinde mekanik bir ayg›t›n ve gibi teknolojik aletlerin ilk elektrik kerlekçi ustalar›na ve at arabalar›na hatta bir insan›n iç iflleyiflinin anlam- bataryas›ndan, telgrafa uzanan geli- de¤inirken, asl›nda modern bilimle l› bir biçimde görülebildi¤ini örnek- flim sürecini anlat›yor. Mikrodalga f›- zanaat gelene¤inin iliflkisinin alt›n› lerle gösteriyor. Di¤er yandan ahflap r›n, DVD gibi günlük hayatta fark›nda çizmifl. “Azami Yükseklik ve Azami gemi tasar›m›, bir evin plan-kesit- olmadan kullan›lan baz› aletlerin ger- Ifl›k” bafll›¤› alt›nda bu kez bir gotik perspektif çizimi, elektronik devre çekte savafl teknolojisi gibi baflka katedralinin mimarisini ve infla süre- sistemi flemas› veya ›s›l ak›flkan sis- kullan›m alanlar› için tasarlan›p daha cini ele alarak, en fazla yükseklik ve temi flemas› ile çizim-tasar›m aras›n- sonra gelifltirilen fleyler oldu¤unu ›fl›k amac›n› güden yap›lar› irdelemifl. daki iliflkiyi vurguluyor. Lewis, bu- söylüyor bu bölümde. Uçaklar›n geli- Bu kapsamda gotik mimari, infla gün bilgisayar ekran›nda yarat›lan flimi “Teknolojinin S›n›rlar›n› Zorla- Teknolojinin Baflyap›tlar› - malzemesi olarak tafl›n biçimlendiril- görsel imgelerin asl›nda Leonar- mak”, otomobillerin ve çok katl› bi- Yarat›c› Mühendisli¤in Mimarl›¤›n ve Tasar›m›n mesi, tonoz inflas›, kemerli payanda do’nun izini takip etti¤ini, mühendis- nalar›n üretimi “Yolda ‹lerlemek, Tarihi, E. E. Lewis, ile yük aktar›m›, katedral inflaatç›lar›- lik konseptlerinin hayal gücü ile Gökyüzüne Ulaflmak” bafll›kl› bölüm- Türkçesi: Bilal Çölgeçen, n›n çal›flma yöntemleri gibi konular› meydana geldi¤ini ifade ediyor. lerde ele al›n›yor. Son bölüm “Roket Güncel Yay›nc›l›k, da çeflitli çizim ve örneklerle anlat- “Her fley ölçü, say› ve a¤›rl›ktan iba- Bilimi ve Ötesi”nde ise, uzay çal›fl- ‹stanbul, 2005, m›fl. “‹lerlemenin Sponsorlar›”nda, rettir” derken, hemen hemen her mü- malar› inceleniyor. 365 sayfa, 13,5 x 21 cm. büyük boyutlu ve yüksek maliyetli hendislik-bilim dal›n›n temeline vur- Sonuç olarak söz edilen teknolojik yap›lar yer al›yor. Yazar bu bölümde gu yap›yor ve ekliyor: “Tarihsel ola- geliflmelerin, günlük hayatla mimar- askeri yap›, sur, hamam gibi yap›lar›n rak zanaattan seri üretime geçifl, hem l›k ve mühendisli¤e etkilerinin çizim- inflas› s›ras›nda farkl› mühendislik yaflam standartlar›n›n artmas›na, lerle gösterilmesi, kitab›n rahat anla- disiplinlerinin katk›s›n› vurgulam›fl. hem de toplumsal kar›fl›kl›klara ne- fl›lan bir içerik kazanmas›na neden Bölümde bir Roma hamam›n›n alttan den oldu.” Buradan yola ç›k›p bir olmufl. Lewis’in kendi yaflam›ndan ›s›tma sistemi ile bafllayan su kulla- otomobil montaj fabrikas›n›n iflleyifl gözlemledi¤i örneklerle teknolojik n›m›, su gücüyle dönen çarklar›n ifl- sistemi örne¤iyle bafllayarak seri aletlerin kullan›m alanlar›n› de¤er- leyifl prensipleri, yelkenliler, buhar üretimi, kökenlerini, mühendislik ve lendirmesiyle bafllayan ve zanaat-en- makinesine ve planörlere geçen tek- toplum üzerindeki ola¤anüstü etkisi- düstri devri aras›nda iliflki kurarak nolojik geliflim süreci ayr›nt›l› olarak ni inceledi¤i “Maddi Zenginli¤imizin anlatt›¤› fleyler, okumas›/düflünmesi çizimlerle verilmifl. “Hayal Gücü”nde Kökeni” isimli bölüm, sanayi devri- çok keyifli bir yay›na dönüflmüfl; tav- ise, mühendislikte hayal edilen fley- mini ve etkilerini konu al›yor. “Çekici siye edilir... lerin resimlerle aktar›m› konu edili- Dostlar” olarak bafll›k att›¤› bölümde Gül Köksal

Reha Günay’›n Mimar Sinan›

Yap› Endüstri Merkezi Yay›nlar›’ndan Türkiye’nin tart›flmas›z bafl› çeken mi- titiz foto¤raf üstad› müteveffa dostum Kas›m 2005 tarihinde piyasaya ç›kan marl›k foto¤raf› sanatç›s› olan Günay Mustafa Niksarl›’ya, neden renkliyi Reha Günay’›n Mimar Sinan kitab›, ayn› zamanda mimar ve akademisyen sevmedi¤ini sordu¤umda flöyle der- mesle¤imizin piri “Koca Usta” için kimli¤i ile renkli foto¤raf a¤›rl›kl› di: “Mimarinin renkli foto¤raflar› tu- haz›rlanm›fl ve say›lar› giderek artan Türkçe ve yabanc› dillerdeki kitaplar› rist rehberlerinde güzel oluyor. Mi- yay›nlar aras›nda yerini ald›. Ülke- yoluyla özgün Anadolu mimarl›¤› ör- marl›k eserlerinin cephe dokusunu, iç mizde ve yurtd›fl›nda mimarl›k tarihi neklerini ustaca tan›tmay› sürdürüyor. mekânlar›n gölge ve ›fl›k oyunlar›n› araflt›rmac›lar› taraf›ndan önemi geç Mimarl›k foto¤rafç›l›¤› bahsini burada ancak zor olan siyah beyaz filmle ifa- fark edilen ve halen uluslararas› or- k›sa bir an›m› aktarmadan b›rakmak de edebilirsin.” Bir yandan Günay’›n tamda hak etti¤i ilgiyi tam olarak bu- istemiyorum. Befl y›l önce 1 Nisan ta- Mimar Sinan kitab›ndaki kufle ka¤›d›- lamam›fl olan Mimar Sinan ile ilgili rihinde yitirdi¤imiz Sinan uzman› ho- na bas›lm›fl tümü renkli foto¤raflar›n- ne kadar çok seviyeli yay›n yap›l›rsa cam›z Prof. Dr. Aptullah Kuran’›n ki- daki ustal›¤›na hayran olurken, di¤er Mimar Sinan, Reha o denli yararl› olur bilincini tafl›mal›- taplar›ndaki tüm foto¤raflar›, Leica yandan özellikle önemli Sinan cami- Günay, Yap› Yay›n, Kas›m 2005, ‹stanbul, y›z ve bu alanda ürün verenleri kutla- marka profesyonel kameralar› ile si- lerinin iç mekân foto¤raflar›ndaki sa- 223 sayfa, 23 x 30 cm. mal›y›z. yah beyaz çekmekte hep ›srarc› olmufl kil yer hal›lar›n›n c›rtlak yeflil veya k›r-

8 mimar•ist 2006/1 KÜTÜPHANE

m›z› renklerinin mimar›n estetik kay- varsaymaktay›z. Kitap, k›sa tutulmufl “Tafl›y›c› Sistem” ve “Yap›m Tekni¤i g›lar›ndaki hazz› duyumsamam›z› flid- on sayfa civar›ndaki “Önsöz” ve ta- ve Malzeme Kullan›m›” alt bafll›klar› detle önledi¤ini belirtmek gerekiyor rihsel arka plan bilgileri, kronolojik halinde sunmakta ve kitab›n özgün diye düflünüyorum. Ayr›ca Kuran’›n tablo ile k›sa bir Sinan biyografisini foto¤raflar›na ek olarak Sinan’›n mi- baflyap›t› Mimar Sinan kitab›nda yer içeren “Girifl” bölümü ile aç›l›yor. Ki- marl›¤› üzerinde yap›lagelen tart›fl- alan Süleymaniye Külliyesi’nin veya tab›n a¤›rl›kl› k›sm›n› ise “Mimar Si- malara katk›s›n› koymaktad›r. Son Ah›rkap› Sokullu Külliyesi’nin siyah nan’›n Eserleri” ad› alt›ndaki, sekiz bölüm ise yaklafl›k 25 sayfal›k “Ay- beyaz hava foto¤raflar›ndaki arkitek- adedinin incelendi¤i “Külliyeler”, ta- r›nt›lar” ad› alt›nda minareden yap› tonik nitelikleri Günay’›n renkli hava fl›y›c› sistemlerine göre befl bafll›k al- elemanlar›n›n detaylar›na, kap› ve foto¤raflar›nda bulmak, Sinan’›n t›nda 20 adedinin incelendi¤i “Cami- pencerelerden bezeme örneklerine, eserlerinin etraf›ndaki çat›lar›n ve bit- ler” ve on ayr› bafll›k alt›nda verilmifl yine bir foto¤raf seçkisi olarak sunu- ki örtüsünün bask›n renkleri yüzün- “Di¤er Binalar” adl› alt bölümlere ay- lan, tarz› özgün bir k›s›m. “Notlar”, den, çok güçlefliyor. Ancak bu eleflti- r›lm›fl yaz›l› anlat›m›n asgaride tutu- “Kaynakça” ve “Dizin” k›s›mlar› ile rilerin bir mimar›n kiflisel tercihlerin- larak yap›lar›n daha çok foto¤raflarla tamamlanm›fl olan 223 sayfal›k bü- den kaynakland›¤›n› bir kez daha yi- betimlendi¤i yaklafl›k 150 sayfal›k yük boy kufle karton kapakl› bu kitap, nelemek gerekiyor. bölüm oluflturuyor. Bunu takiben mimar ve akademisyenler d›fl›ndaki Yaklafl›k 325 foto¤raf, çeflitli ölçek- yaklafl›k 15 sayfal›k bir “Mimari Ana- genifl toplum kesimlerine de hitap et- lerde birçok plan ve kesit çizimi ile liz” bölümü geliyor. Bu k›s›mda Gü- me niteli¤i ve kendi bak›fl aç›s›ndan haritalardan oluflan kitap dört bölüm nay, sanat tarihindeki doktora e¤itimi Reha Günay’›n “Mimar Sinan”›n› be- halinde sunulmufl. Foto¤raflar konu- ile Restorasyon Anabilim Dal›’ndaki timleyen de¤erli bir eser olmufl. Ese- sunda herhangi bir flüpheye yer ol- formasyonunun da yard›m›yla Sinan rin ortaya ç›kmas›ndaki hat›r› say›l›r mad›¤› gibi, al›nt› referanslar› veril- ile ilgili bilgi birikiminin sonuçlar›n› yat›r›m›ndan dolay› da Yap› Yay›n’› medi¤inden tüm plan ve kesit çizim- “‹ç Mekân Geliflimi”, “Mimari Çizim kutlar›z. lerinin de Günay’›n elinden ç›kt›¤›n› Sorunu”, “Mekân-Strüktür ‹liflkisi”, H. H. Günhan Dan›flman

Mimari Tasar›mda Konsept

Mimarl›k alan›nda tasar›m sürecinin t›rlanmas› gereken bilgiler. Tasar›m- lerde konsept tan›m› ve tasar›m süre- tan›mlanmas› ve iliflkilendirilmesi c›n›n plana gösterdi¤i zafiyet, mimar- ci içindeki konumu, gereksinimleri, her zaman ilgi gören bir konu olmufl- l›¤›n somut bileflenleri yan›nda he- ölçekleri aç›kland›ktan sonra; kon- tur. Bu anlamda Erhan A. Balkan’›n saplamaya dayanmayan di¤er bile- sept oluflturma süreci, süreç içinde Mimari Tasar›mda Konsept adl› yay›- flenlerin, yani konsepti oluflturan alt yarat›c›l›¤›n yeri ve karfl›lafl›lan prob- n› kitap bafll›¤› içinde vurgulanan üç elemanlar›n etkin rolü, –modern dü- lemlere ›fl›k tutmaya çal›fl›r. Yazar›n kavram› yeniden gözden geçirmeyi flünme al›flkanl›¤› içinde her zaman çok çeflitli örnekler kullanarak ilerle- amaçl›yor. Di¤er yandan meslek uy- matematiksel alg›lanan– ifllev kavra- mesi, kavramlara ayn› zamanda bir gulamalar› ve mimarl›k e¤itiminde m›n› insan/toplum yaflant›s›n›n so- esneklik ve kolay anlafl›labilirlik ka- kiflisel olarak hepimizin deneyimle- nucu ve kurallara ba¤lanamayan bir zand›rmaktad›r. Bu özellikleri nede- di¤i sorunlar› analitik bir örnekleme bileflen olmas› yazar›n mimarl›¤a ba- niyle özellikle e¤itmen ve ö¤rencilere yoluyla yeniden gözden geçirmemizi, k›fl›n› kavramam›z› sa¤layan kitap faydal› bir yay›n. Sonsöz yazar›n ken- hatta sorgulamam›z› sa¤l›yor. Bu ne- içindeki önemli saptamalar... Yazar disinden: “Binalar ço¤u kez yarat›c›- denle kitap, mimarl›kta yeni yol al- “Mimarl›k ve Felsefe” adl› bölümde lar›ndan daha uzun yaflarlar.” maya bafllayan ö¤rencilerin tasar›m di¤er disiplinlerle kurulmas› gerekli Kitaplar da... alan›ndaki farkl› bilgi ve görüfllere bir iliflkileri aç›klarken; “K⤛tla s›n›rlan- Zühre Sözeri arada ulaflmalar› aç›s›ndan oldukça d›r›lm›fl mimarl›k bir fantezidir,” diye- önemli. Tasar›m›n di¤er disiplinler ve rek duruflunu belirler. Ancak tasar›m Mimari Tasar›mda insan/toplum iliflkileri üzerinden ge- sürecinin asl›nda bir düflünme süreci Konsept, Erhan A. Balkan, Bahçeflehir Üniversitesi liflmesi konusunda kitab›n aktard›k- oldu¤unu vurgulayarak, günümüze Yay›nlar›, May›s 2005, lar›, hem ö¤rencilik ve e¤itmenlik dek mimarl›k alan›ndaki düflünür/ya- ‹stanbul, 90 sayfa, alan›nda hem de mesleki alanda ha- zar örneklerini aktar›r. Di¤er bölüm- 21 x 21 cm.

mimar•ist 2006/1 9 ‹NCELEME Osmanl› Modernleflmesinde T›p Okullar› ve Hastane Binalar› Afife Batur

›p, tarih boyunca mimarl›¤›n derinden il- las›’na tafl›nd›. Bu dönemin hiçbir görsel malze- TTgisini çeken ve ço¤u zaman an›tsal örnek- mesine sahip de¤iliz. lerle mimarl›k tarihinin zenginleflmesini sa¤la- 1850’de Haliç’te Tersane-i Amire’de, Ayna- yan bir alan oldu. Yaln›zca Anadolu’nun mima- l›kavak Saray›’n›n yak›n›ndaki Cezayirli Hasan ri miras› içinde bile Asklepeion’dan darüflflifala- Pafla Kona¤›’n›n yerinde ve saray›n bir k›s›m ka- ra ve t›p medreselerine çok say›da yap›t, bu ba- l›nt›s› üzerine infla edilmifl olan Bahriye Mekte- ¤›n örnekleridir. Günümüzde ise hastaneler ve bi’nin Heybeliada’ya tafl›nmas› üzerine binan›n t›p e¤itimi binalar›, çok özel bilgi ve birikim ge- T›bhane’ye dönüfltürüldü¤ü ve bir de “Spital- rektiren bir tasar›m alan›d›r. ya” (‹talyanca hastane) denilen e¤itim/uygula- Burada k›sa bir tan›t›m›n› yapmaya çal›flaca- ma hastanesinin yap›ld›¤› biliniyor. Terzio¤lu, ¤›m t›p okulu ve hastane yap›mlar›, tarihî bir sü- bu T›bhane ve Spitalya’n›n Viyana’daki Josep- recin tan›klar› olan ve o süreci okumam›za ve ir- hinum Akademisi örnek al›narak kuruldu¤unu delememize olanak veren belgesel yap›tlard›r. belirtiyor. D›fl görünümü Orta Avrupa’dan çok Burada hemen belirtmeliyim t›p tarihi uzman› Bat› etkilerini ve yerli veya Bat›l› (Frans›z, ‹tal- de¤ilim. Baflta Prof. Dr. Aslan Terzio¤lu ve yan) bir mimar› iflaret etmektedir. Prof. Dr. Nuran Y›ld›r›m olmak üzere t›p tarih- 1838’de Sultan II. Mahmud’un iradesiyle çilerinin çal›flmalar›ndan yararlanarak aktaraca- T›bbiye-i Adliye-i fiahane, Galatasaray’da mo- ¤›m bilgilere oturan bir mimarl›k serüvenini dern bir t›p okulu olarak kuruldu. Dr. Carl göstermeye çal›flaca¤›m. Ambros Bernard’›n övgüye de¤er katk›s› ile Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun, “Bat›’ya aç›l- T›bbiye, önemli bir e¤itim kurumu oldu. ma” veya “Bat›l›laflma” olarak adland›r›lan, be- 1848’de Dar ül Fünun-u T›bbiye olarak üniver- nim ise “modernleflme” demeyi tercih etti¤im site düzeyine ç›kar›ld›. Ne var ki daha sonra ya- sürece girifli bildi¤iniz gibi hayli erkendir. Örne- nan okula iliflkin görsel malzemeye ulafl›lamad›- ¤in Japonya’y› bile önceler. Burada kavramlarla ¤› için mimarisi hakk›nda görüfl belirtmek kolay oyalanmadan “modernleflme” ile Atatürk’ün de¤ildir. Ancak tasar›m›n› yapan W. Smith’in, ki aç›k ifadesiyle “ça¤dafl uygarl›k düzeyine erifl- Taflk›flla binas›n›n da mimar›d›r, Neo-Rönesans mek”i kastetti¤imi söylemeliyim. Ve hemen, üslubunda çal›flt›¤› bilindi¤inden s›radan bir çok önemli buldu¤um ve 18. yüzy›l›n bafl›nda olas›l›kla klasisist bir tasar›m düflünülebilir. Bu III. Ahmed’le bafllayan ça¤dafl düzeyi tan›ma ve okul bünyesinde 1867’de e¤itim dili Türkçe anlama giriflimini belirtmeliyim. Önce askerlik olan Mekteb-i T›bbiye-i Mülkiye aç›ld›. alan›nda bafllayan yenilenme iradesinin t›p ala- Bu noktada t›p tarihi literatüründe hiç ad› n›na uzanmas› 19. yüzy›l bafl›n› buldu, tabii yi- an›lmayan bir yap›dan söz etmek istiyorum. ne askerî çerçevede olmak üzere. Halen ‹stanbul Teknik Üniversitesi Mimarl›k Bilinen ilk kurumlaflma, donanman›n mo- Fakültesi’nin kullan›m›nda olan Taflk›flla binas› dernlefltirilmesi amac›yla ç›kar›lan Bahriye Ka- 1848-1850 y›llar›nda yine W. Smith taraf›ndan nunnamesi ile 18 fiubat 1805’te Bahriye T›bha- Mekteb-i T›bbiye binas› olmak üzere tasarland›. nesi’nin kurulmas›d›r. N. Y›ld›r›m Kas›mpa- Dönemin yay›n organlar›nda uzun uzun betim- fla’daki bu binan›n ahflap oldu¤unu belirtmek- lenen proje, bugün mevcut olmayan amfileri, tedir. Ayr›nt›l› yap›sal bilgilerine henüz ulafl›la- t›p müzesini, yemek ve yatak ünitelerini, hama- mam›fl olan bina Temmuz 1822’de yand›. Yan- m› vb. içeriyordu. Uygulaman›n bitiminde bil- g›ndan befl y›l sonra T›bhane, Vezneciler’deki medi¤imiz nedenlerle k›fllaya dönüfltürülmesine Tulumbac›bafl› kona¤›nda yeniden e¤itime bafl- karar verildi. Mecidiye K›fllas› olarak birtak›m lad›. T›phane ve Cerrahhane olarak iki bölümü de¤iflikliklerle günümüze kadar geldi. olan kurum, ö¤renci say›s›na dar gelince Sultan Abdülmecid’in Taflk›flla ve Gümüflsu- 1836’da Topkap› Saray›’ndaki Otlukçubafl› K›fl- yu K›fllas›’ndaki askerler için kurulmas›n› emret-

10 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME ti¤i hastane, 1849’da k›fllalar›n hemen yan›na netiminde, genifl bir mühendis subaylar kadro- infla edildi. Üç kollu klinik bölümlerin birleflti¤i su taraf›ndan haz›rlanm›fl ve uygulanm›flt›r. “E” formunda bir plan› vard›r. Bir W. Smith ta- T›p tarihçilerinin en çok araflt›rd›klar› ku- sar›m› olan hastane, stilistik olarak yine Neo- rumlardan biri olarak Mekteb-i T›bbiye’nin ya- Rönesans çizgiler tafl›r. Yaln›zca güneydeki girifl p›m›, kurucu rektör diyebilece¤imiz R. Rieder cephesinin çift kollu merdiveni, barok dönüfl- Pafla’n›n ünlü yap›t› Für die Türkei ile belgelen- lerle yükselir ve üstte eliptik planl› bir ç›kma ile mifltir. Arflivlerimizde de çok say›da belge bu- birleflir. lunmaktad›r. Yine 1845’te, Haydarpafla Askeri Hastanele- ri kuruldu. Bu hastanenin mimari özellikleri hakk›nda daha fazla bilgimiz var. Terzio¤lu, plan kurgusunun büyük ölçüde Münih’teki All- gemeine Krankenhaus ile benzerlikleri oldu¤u- nu söylemektedir. Hastanelerde halen de kulla- n›lmakta olan koridorlu sistemin yayg›n kullan›- m›ndan ötürü Münih ba¤lant›s› kan›mca tart›fl- mal›d›r. Ancak kütle ve d›fl görünümünün son- raki hastane yap›lar›na örneklik etti¤i söylenebi- lir. Hastane, 1894 depreminde hasar görmüfl ve ‹talyan mimar Raimondo D’Aronco taraf›ndan onar›lm›flt›r. 1843’teki fliddetli bir çiçek salg›n›nda acilen kurulmas›na giriflilen Bezmialem Valide Sultan Hastanesi, paras›z tedavi olana¤› veren ilk sivil Mekteb-i T›bbiye Binas›, yaklafl›k 80.000 Bezmi Alem Valide Sultan hastane idi. O dönemde kent d›fl›nda olan Yeni- m2 arsa içinde 140 x 80 m. boyutunda bir dik- Gureba Hastanesi, kurulufl: 1845. ‹dare ve bahçe çay›r›nda döneminin tan›nm›fl bürokrat dörtgen orta avluyu çevreleyen bir binad›r. Pla- poliklinik pavyonlar›, mimarlar›ndan Abdülhalim Efendi taraf›ndan n› yal›n ve ifllevseldir. Orta avlu dört kenar› bo- Mimar Kemaleddin Bey, 1911. infla edildi. Klasisist üslupta çal›flmalar› olan mi- yunca kesintisiz koridorlarla çevrelenmifl; gü- mar›n yap›t›, 1894 depreminde a¤›r hasar gören ney, bat› ve kuzey kenarlar›nda yap›n›n d›fl yü- yap›lardand›; yenilemeler yap›ld›. Ama as›l ciddi züne gelmek üzere s›n›flar, amfiler ve di¤er e¤i- mimari katk›, Evkaf Nezareti mimar› olan Ke- tim birimleri yerlefltirilmifltir. Ana giriflin yer al- maleddin Bey’in 1911’de tasarlad›¤› ve günü- d›¤› do¤u bölümü ise yönetim ve prestij alanla- müze de ulaflan idare ve poliklinik bölümleridir. r›na ayr›lm›flt›r. Bu binan›n t›p e¤itimine uygun Osmanl› mimarisini canland›rma ak›m›n›n, olup olmad›¤› çok tart›fl›lm›fl, k›flla benzetmesi Neo-Ottoman üslubun önemli örneklerinden- yap›larak elefltirilmifltir. En ciddi elefltiriler de dir. Özellikle çokgen kulesi ve genifl saçaklar›, Prof. Rieder Pafla’dan gelmifltir. Yap›ya hiçbir kemerli pencerelerinin ritmik düzeni, Kemaled- yeni düflüncenin tafl›nmad›¤›n›, projenin de¤ifl- din Bey’in bilinen biçim ö¤eleridir. tirilemez bir kat›l›kta oldu¤unu yazmaktad›r. T›p e¤itimi, uygulamal› olarak Gülhane’de Oysa Vallaury ve D’Aronco’nun tasar›m›, 1898’de aç›lan ve ünlü Rieder Pafla’n›n kurucu sürekli bir koridorun çerçevesini verdi¤i ve s›n›f, ve yönetici oldu¤u Seririyat (uygulama) Hasta- amfi, takdim salonu, kitapl›k, cami vb. hacimle- nesi’nde sürdürüldü. rin bu koridora ba¤land›¤› klasik bir model ola- T›p e¤itimi için as›l büyük giriflim, Haydarpa- rak –Taflk›flla binas› gibi– son derece okunakl›- fla’da kurulan Mekteb-i T›bbiye-i fiahane oldu. d›r. Mimarlar, askerî bir okul binas› yapt›klar›- Mekteb-i T›bbiye-i fiahane, imparatorlu¤un n›n bilincinde olarak orta avluyu bir referans büyük yap› yat›r›mlar›n›n son gösterilerinden motifi olarak de¤erlendirmifl olabilirler. Ayr›ca biri oldu¤u kadar dönemin en tan›nm›fl iki orta avlulu model, o y›llar›n en çok kullan›lan önemli mimar›n›n yap›t› olarak da öne ç›kar. ‹lk flemalar›ndan biridir. Mimarlar, k›flla tipolojisin- giriflimler 1890’larda bafllam›fl, ancak 1894 de hiç kullan›lmayan bir biçimde farkl› ifllevleri depremi flokunun ard›ndan sürdürülebilmifltir. olan kütleleri ana binaya çeflitli mafsal çözümle- Proje, D’Aronco ve Sanayi-i Nefise’nin ünlü riyle monte etmifllerdir. Bu eklemlenmede Ri- mimarl›k hocas› Alexandre Vallaury’nin ortak eder Pafla’n›n etkisi olup olmad›¤›n› bilmiyo- çal›flmas›d›r. Kavramsal projeye dayanarak ha- ruz. Ortaya ç›kan model, pavyonlar›n kompo- z›rlanan uygulama projesi, bu iki mimar›n yö- zisyonuna oturan Orta Avrupa hastane tipoloji-

mimar•ist 2006/1 11 ‹NCELEME

si ile klasik fleman›n birlefltirilme çabas›n› iflaret Mekteb-i T›bbiye, oryantalist karakteri be- ediyor. lirgin bir tasar›md›r. Avrupa’n›n kültür tarihin- Buradaki sorun, kan›mca, mimarlar›n Sul- de do¤u ilgisine ba¤l› olarak geliflen oryanta- tan’›n, iradelerde aç›kça belirtilen iste¤ine de lizm, Abdülhamid döneminin en karakteristik ba¤l› olarak, binaya yükledikleri temsil rolü ve sanat ak›m›d›r. Oryantalist karakter, özellikle “imperial bir an›t” olarak metaforik ifllevi ile Ri- T›bbiye Caddesi’ne aç›lan do¤u cephesinde eder Pafla’n›n günlük kullan›m›n ifllerli¤ini ön- egemendir. Mimarlar›n bu cephede zekice bir gören ifllev anlay›fl›n›n çeliflmesidir. çözüm denedikleri görülür. Arkadaki koridora Yap›, temsil rolünü hakk›yla yerine getirir. ba¤lanan dik konumlu befl kütleden oluflan dü- Önce t›p e¤itimine verilen önemin alt›n› çizer, zenleme, cepheye beklenmedik bir kütle hare- sonra da kentin morfolojik resminde yerini al›r. keti kazand›r›rken tasar›m› aç›k bir biçimde k›fl- ‹stanbul’un kentsel silueti içinde ald›¤› yer, Üs- la tipolojisinden ç›kar›r. Ortadaki an›tsal girifl küdar camilerinden sonra Selimiye K›fllas›’n›n bölümü hem daha genifl tutularak hem de iki yan› bafl›ndaki duruflu benzersizdir. (Tabii, Siya- yan›ndaki kütlelerden biraz daha öne ç›kar›larak mi Ersek gökdeleni yap›lmadan ve hele son cephede aksiyal bir vurgu sa¤lan›r. Bu befl Haydarpafla projesinden önce...) kütlenin cephe üzerindeki hiyerarflik dizilimi Okul, büyük bir özenle, para esirgenmeden bafll› bafl›na bir üslup denemesidir. ve h›zla infla edilmifltir. ‹lk tafl› koyma töreni 12 Do¤u cephesinden farkl› olarak denize ba- fiubat 1895’te yap›lm›fl, yap›m II. Abdülha- kan bat› cephesi monobloktur. Bu düzenleme, mid’in 25. cülus y›ldönümüne yetifltirilmifl ve genifl sivri kemerlerle Neo-Ottoman çizgilere kitabesine 18 Cemaziyülevvel 1318 (13 Eylül daha yak›nd›r. Saat kulesi çiftleri, deniz cephesi- 1900) olarak tarih düflürülmüfltür. E¤itim do- ne olanca saydaml›kla aç›lan büyük sivri kemerli nan›m›n›n tamamlan›p okulun aç›lmas› 7 Kas›m pencerelerle birlikte, Selçuklu medreselerinin 1903’tedir. çifte minareli an›tsal girifllerini an›msatan bir re- ferans motifi olarak de¤erlendirilebilir. Özetle, dönemin en yetenekli iki mimar›n›n ve çok say›da yard›mc›lar›n›n ortak çal›flmas› olan Mekteb-i T›bbiye-i fiahane binas›, döne- min en ileri yap›m tekniklerinin uyguland›¤›, egzotik motiflerden yerel olana zengin bir or- yantalist repertuvar›n sergilendi¤i ve as›l önem- lisi yetkin bir kompozisyonla birlefltirildi¤i ger- çek bir kültür ve mimarl›k miras›d›r. As›l önem- lisi, t›p e¤itimine verilen önemin mimarl›k diliy- le ifade edilmesidir.

Seririyat Hastanesi T›p e¤itiminin vazgeçilmez tamamlay›c›s› olan e¤itim hastanesinin yap›m›na, okulun inflaat› Haydarpafla Mekteb-i T›bbiye.

12 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME devam ederken baflland›. ‹lk tafl› koyma töreni k›z› Hatice Sultan’›n an›s›na yapt›rd›¤›, impara- 16 Ocak 1900 günü yap›ld›. torlu¤un bu ilk ve tek çocuk hastanesi, Bal- Klinikler kompleksinin tasar›m›, Prof. Ri- mumcu Çiftli¤i arazisinden yap›lan tahsisle elde eder Pafla’n›n direktifleri ve çal›flma/ifllev flema- edilen arsada 1899 y›l›nda yap›ld›. Orta Avru- lar› do¤rultusunda R. D’Aronco taraf›ndan ya- pa’da çocuk hastaneleri için özellikle tercih edi- p›ld›. D’Aronco’nun projesi, T›bbiye Cadde- len pavyonlar bileflimi modelinde, Berlin’deki si’ne dönük olarak yerlefltirilmifl bir girifl binas› Kaiser und Kaiserin Frederich Kinderkranken- ile iki yan›ndaki kliniklerden bafllayarak arkaya haus örnek al›narak düzenlendi. Mimar› bilin- do¤ru art arda s›ralanan biri amfi olarak düzen- meyen hastanenin yal›n bir geometriye oturan lenmifl iki klinik ile orta alanda bir hamam bina- yerleflimi, döneminin sa¤l›k ve tedavi anlay›fl›n› s› ile s›n›rl›d›r. Orta Avrupa hastane konseptine birebir yans›t›r. Ama ayn› zamanda mimari bir dönük olarak tasarlanan ve toplam 13 tane ola- esteti¤i de devreye sokar. Pavyonlar›n mimarisi rak planlanan kliniklerden ancak dördü yap›la- de yal›nd›r. ‹fllevselci bir anlay›flla biçimlendiril- bildi. Tasarlanan kliniklerden üçünün amfi biçi- mifltir. Yönetim bölümünü içeren ana bina da minde aç›k ameliyathane olmas› öngörülmüfltü. ayn› klasik yal›nl›¤›n yan› s›ra, iki uçtaki kule Bunlardan da ancak biri, Prof. Rieder’in öneri- yükseltileri ile Orta Avrupa kökenini iflaret eder. siyle Leipzig Hastanesi’ndeki modele göre ta- Merkez binan›n iç dekorasyonu, ipek hal›lar› sarlan›p oradaki gibi Meunier sisteminde beto- yay›nlarda belirtilirken eczanenin ise temizli¤i narme olarak infla edilen genel cerrahi klini¤i övülmekte ve bir mücevher kutusuna benzedi¤i olarak gerçekleflti. anlat›lmaktad›r. Benzer övgüler, yerleflimi ve Hekimlere ayr›lm›fl odalar d›fl›nda girifl bölü- topografik durumu, bahçesinin güzelli¤i anlat›- mü, yüksek ve üstü kubbeyle örtülü bir geçit l›rken de kullan›lmaktad›r. mekân›d›r. Girifl cephesinde sivri kemer vb. Neo-Ottoman üslubun motifleri D’Aronchien barok k›vr›mlarla efllefltirilmifltir. Yüksek tutulan geçit bölümünün barok dalgal› genifl saça¤› üst kat teraslar›n›n üzerine uzan›r. Okul binas›na a¤›r elefltiriler yönelten R. Ri- eder Pafla, görüfllerine uygun infla edilen klinikle- ri be¤enmektedir: “Girifl, okulun en yal›n ve du- ru mimarisine sahiptir. Genifl saçakl› çat›s› ve ke- merleriyle Sultanahmet Çeflmesi’ni hat›rlat›r.” Halen Haydarpafla Numune Hastanesi ola- rak kullan›lan binalar, büyük ölçüde de¤ifltiril- mifl, yol cephesi d›fl›nda ilk projeden iz kalma- m›flt›r. Yaln›z proje de¤il, her fley de¤iflmifltir. Rieder Pafla’n›n özellikle çevreye iliflkin göz- Seririyat Hastanesi, Gülhane. lemleri ilginçtir. Mimarisinden satirik dokun- durmalar veya aç›k elefltirilerle söz etti¤i Mek- teb-i T›bbiye’nin konumunu ola¤anüstü bul- maktad›r: “Yeryüzünde bu kadar güzel bir pa- noramaya sahip çok da fazla bir yer yok.” Has- tanede “...her taraf çiçekli ve yeflil, bütün kori- dorlar sarmafl›klarla bezeli... Botanik bahçesi ... denize kadar iniyor. Kendinizi her mevsimde görkemli bir do¤a ortam›nda bulabilirsiniz. ...Sarmafl›k gülleriyle bezeli hastanenin arkas›n- da Karacaahmet’in çam ve servilerinin koyu ye- flil yo¤un fonu var. Geride yefliller içindeki Çaml›ca tepeleri yükseliyor.” Evet, kaybedilmifl bir rüyay› da anlat›yor Rieder Pafla... Ancak kaybedilmifl bir rüya daha var: Hami- diye Etfal Hastane-i Alisi, Abdülhamid’in 1898’de henüz sekiz ayl›kken difteriden ölen

mimar•ist 2006/1 13 ‹NCELEME

1907 y›l›nda yap›m› tamamlanan ve bahçe- Afife Batur, Prof. Dr., nin merkezinde yer almas› düflünülen saat kule- ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Ö¤retim Üyesi si ise bambaflka bir mimari konsepte sahiptir. 3 Ekim 2005 tarihinde fiiflli Etfal E¤itim ve Araflt›rma Proje için as›l Sultan’›n özel mimar› olan Ra- Hastanesi Oditoryumu’nda 2005-2006 döneminin imondo D’Aronco görevlendirilmifl, ancak ayn› aç›l›fl›nda yap›lan konuflma için haz›rlanan metindir. s›rada fiale Köflkü’nün yap›m›n› da yüklenmifl olan mimar, sadece tasar›m›n› yapabilmifltir. Ne Kaynakça: • Akpolat, M. S. (1991) Frans›z Kökenli Levanten Mimar var ki tasar›m de¤ifltirilerek bugünkü yap›t infla Alexandre Vallaury, bas›lmam›fl doktora tezi, HÜ, Ankara, edilmifltir. D’Aronco’nun kuflkusuz daha yeni- s.126-130. likçi bir anlay›fl› iflaret eden tasar›m›, mevcut ku- • Batur, A. (1993) “19 Yüzy›l ‹stanbul Mimarl›¤›nda bir lenin tarihselci üslubundan farkl›d›r. Daha Stilistik Karfl›laflt›rma Denemesi: A. Vallaury / R. D’Aronco”, Osman Hamdi Bey ve Dönemi, Tarih Vakf› özenli düflünülmüfl incelikli ve resimsel bir tasa- Yurt Yay›nlar›, ‹stanbul, s.152. r›md›r. D’Aronco’nun proje ve eskizleri Art • Can, Cengiz (1993), ‹stanbul’da 19. Yüzy›l Bat›l› ve Nouveau ve oryantalist çeflitlemeler, daha deko- Levanten Mimarlar›n Yap›lar› ve Koruma Sorunlar›, ratif ve daha sofistike öneriler içermekteydi. bas›lmam›fl doktora tezi, YÜ, ‹stanbul, s.229, 230 Uygulama ise baz› oryantalist motifler de içeren • Ekdal, Müfid (1982) T›bhane’den Nümune’ye, ‹stanbul, s.35-37. daha klasik ve dura¤an bir tasar›m› gösteriyor. • Konyal›, I. H. (1977) Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Dönemindeki yay›nlarda, yap› için “Türk üslu- Tarihi, Cilt II, ‹stanbul, s.309-314. bu” (style turc) terimi kullan›l›yor. Kulenin art›k • Nas›r, Ayfle (1991) Türk Mimarl›¤›nda Yabanc› mevcut olmayan saatinin hem alaturka hem de Mimarlar Üzerine bir Deneme, bas›lmam›fl doktora tezi, Hamidiye Etfal Hastanesi ‹TÜ, ‹stanbul, s.72. Saat Kulesi, R. D’Aronco, alafranga saati gösterdi¤i, “porcelaine diapha- • Nay›r, Z. (1982) “Raimondo D’Aronco and Ottoman 1907. ne”dan yap›ld›¤›, rakamlar›n porselen üzerine Revivalism”, Atti del Congresso Internazionale di studi su siyahla boyanm›fl oldu¤u ve geceleri de ayd›nla- “Raimondo D’Aronco e il suo tempo”, Udine, s.137 t›ld›¤›, bu yay›nlarda anlat›lmaktad›r. • Nicoletti, M. (1982) D’Aronco e l’architettura liberty, Roma-Bari, s.70. Bu an›t d›fl›nda Hamidiye Etfal Hastane- • Özbay, Kemal (1976) Türk Asker Hekimli¤i ve Asker si’nin tarihî binalar›n›n art›k hiçbiri mevcut de- Hastaneleri, Cilt II, ‹stanbul, s.99-130. ¤ildir. Zaten art›k çocuk hastanesi de de¤ildir. • Rieder, R. (1904) Für die Türkei, Cilt 2, Jena 1904, Bafll›calar›n› sunarak aktarmaya çal›flt›¤›m s.XII-XVIII • Saner, Turgut (1988) ‹stanbul 19. Yüzy›l Osmanl› örnekler yoluyla, önce askerî alan›n yenilenme- Mimarl›¤›nda Orientalist Ak›m, bas›lmam›fl yüksek lisans si iradesiyle bafllayan Osmanl› modernleflmesi- tezi, ‹stanbul, s.70-76. nin, bu önceli¤e ba¤l› olarak ve gecikmeden t›p • Schadewaldt, H. (1993) “Professor Dr. Rieder Pasha alan›nda da bafllat›ld›¤›n›, verilen yüksek öne- and the Merits of His Founding of the Medico-Military Academy Gülhane and The Western Approaches To min hastane yap›mlar›ndaki özenle belgelendi- Turkish Medicine” Türk T›bb›n›n Bat›l›laflmas› ¤ini göstermeye çal›flt›m. Tabii as›l alan›m olan Sempozyumu Bildirileri, ‹stanbul, s.19. mimarl›kta ne denli ço¤ul örneklerin yarat›lma- • Sözen, Metin (1984) Cumhuriyet Dönemi Türk s›na yol açt›¤›n›, çevreye nas›l özenildi¤ini, es- Mimarl›¤›, ‹stanbul, s.5, s.10-14. • Terzio¤lu, A. (1978) “Deutsche Einflüsse auf die tetize edilmesine verilen önemi de sergilemeye osmanischenKrankenhauser im 19. und beginnenden 20. çal›flt›m. Jahrhundert”, Die medizinischen Beziehungen zwischen Deutschland und der Türkei, München, s.35-47 • Topuzlu, Cemil (1982) ‹stibdat-Meflrutiyet-Cumhuriyet Schools of Medicine and Hospital Buildings in Devirlerinde 80 Y›ll›k Hat›ralar›m, ‹stanbul, 2. bask›, Ottoman Modernization s.43-46. • Y›ld›ran, Nefle (1989) ‹stanbul’da II.Abdülhamid Throughout the history medical science has been a point of interest of Dönemi (1876-1908) Mimarisi, bas›lmam›fl doktora tezi, architecture and an area that enriches the architecture history by monumental MSÜ, ‹stanbul, s.164-179. examples. Today the hospitals and the buildings of schools of medicine constitute an area of design that requires very special accumulation of knowledge. The author presents an architectural story based on the information she conveys from the studies of medicine historians. The Ottoman modernization, which started with the renewal in the military organization, was initiated immediately in the area of medicine and the high importance was proved through the careful attention given to the hospital buildings. The schools of medicine and hospital buildings introduced briefly in the article are documentary works which are the witnesses of a historical process and allow us to read and analyze this process.

14 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME Ayla Ödekan ile Söylefli: “Sedat Çetintafl ve 1930’lardan Bugüne Türkiye’de Koruma” Söylefli: T. Gül Köksal

az›lar› ve Rölöveleri ile Sedat Çetintafl kitab›n› haz›rlayan Prof. Dr. Ayla Ödekan ile yay›n›n ha- YYz›rl›k aflamalar›n›, “bir Rönesans adam›” olan Çetintafl’›n kiflili¤ini, mimarl›k tarihi yaz›m› so- runlar›n›, Türkiye’de 1930’lardan bugüne kültür, sanat, koruma, envanter konular›n› konufltuk. Çe- tintafl’›n mücadeleci, inançl› ve üretken meslek yaflant›s›n›n son günlerindeki hüznü ile benzer bir emekle üreten bir bilim insan›n›n en verimli ça¤›ndaki hüznü aras›ndaki paralellik gerçekten düflün- meye de¤er…

Ayla Han›m, Sedat Çetintafl’›n rölövelerini 1965’te ‹stanbul bir yay›na dönüfltürme karar› nas›l al›nd›? Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Nereden yola ç›kt›n›z? Bölümü Bizans 1970’lerde Sedat Çetintafl’›n efli bu malzemeyi Kürsüsü’nden mezun oldu. ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi’ne ba¤›fll›yor. Ba¤›flla- 1976’da doktor, 1982’de doçent unvan›n› ald›. 1988 nan yap›tlar›n hepsi fakültede kilitli bir depoda y›l›nda ‹stanbul Üniversitesi yer al›yordu, fakat bu bize aç›k de¤ildi. Duvar- Edebiyat Fakültesi Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölümü larda birkaç örnek vard›. Tabii onlar› seyrede e¤itim kadrosuna kat›ld› ve seyrede bizde bir Sedat Çetintafl hayranl›¤› hep 1989’da profesör unvan›n› söz konusuydu. Bu arada ben 15 yap›t al›p Tek- ald›. Halen ‹TÜ Güzel Sanatlar Bölüm Baflkan›d›r. nik Üniversite ad›na Arkeoloji Müzesi’nde Ayn› zamanda Sosyal Anadolu Medeniyetleri Sergisi’ne bir sergi aç- Bilimler Enstitüsü Yüksek t›m. Böylece kamuya aç›lm›fl oldu bu yap›tlar. Lisans program›nda yer alan Sanat Tarihi Ana Bilim Sonra Gülsün Han›m, rektörlü¤ü döneminde ya bafllad›¤›m zaman Semavi Bey’in ansiklope- Dal› Baflkanl›¤›n› da yürütmektedir. bunlar›n bir yay›na dönüfltürülmesini istedi. Bir diye yazd›¤› maddede flöyle bir ifadeyle karfl›lafl- yöneticinin de¤er vermesi gerçekten önemli bir Mimarl›k ve Sanat Tarihi t›m: “Çetintafl sadece rölöve yapmam›fl, çeflitli konular›nda makaleleri fley. Gülsün Han›m, Profesör Y›ld›z Sey’in bafl- dergilerde Cumhuriyet vb. gazetelerde yaz› da d›fl›nda 1974’te Türkiye’de kanl›¤›nda bir yay›nevi kurdu. Bu yay›nevinin 50 Y›lda Yay›nlanan yazm›flt›r. Bu yaz›lar›n da gözden geçirilmesin- Arkeoloji, Sanat Tarihi ve prestij kitab› olarak Sedat Çetintafl’›n yap›tlar›- de yarar var.” Bu cümle benim için çok önemli Mimarl›k Tarihi Yay›nlar› n›n bir yay›n haline getirilmesi çal›flmalar› orada bir aç›l›m getirdi. Yaz›lar› toparlamak bu k›sa Bibliyografyas› (1923- bafllad›. 1973) adl› kitab› ç›kt›. süre içinde çok önemli bir problemdi. Çünkü Ayr›ca, Türkiye Tarihi adl› 4 Türkiye’de maalesef bir “Library Congress” ciltlik yay›n›n mimarl›k ve Rölövelerin durumu nas›ld›? Bu konuda na- yok. Bunu da söylemeden edemeyece¤im, çün- sanat tarihi bölümlerini s›l bir çal›flma yap›ld›? yazd›. Türk Mimarisinin kü içimde kalm›fl bir konudur. Örne¤in Ameri- Geliflimi ve Mimar Sinan, Mimarl›k Fakültesi Dekan› Hasan fiener ve ka’da bir profesör masas›nda oturur, kütüpha- Mimarbafl› Mimar Sinan, Dekan Yard›mc›s› Sinan fiener zaman›nda Me- neye bir mail atar ve ertesi gün ya da iki gün Yaflad›¤› Ça¤ ve Eserleri ile zunlar Derne¤i Baflkan› Do¤an Hasol’un da Yap› Kredi Yay›nlar› sonra istedi¤i her fleyi masas›nda bulur. Bizdeki taraf›ndan yay›na haz›rlanan katk›s›yla, yap›tlar, katalo¤u ç›kar›larak bilimsel altyap› yoklu¤u baflka türlü çal›flma zorunlulu¤u Selçuk Mimarl›¤› ve M. bir yaklafl›mla onar›m geçirdi. Çünkü 1970’li getirmifltir. Sizin kütüphane kütüphane dolafl›p Vedad Tek adl› yay›nda bölüm yazar› olarak yer y›llardan o güne birtak›m y›pranmalar söz ko- “orada ne var, burada ne var” diye araman›z, ald›. Habitat II nedeniyle nusuydu. fiimdi Taflk›flla’da genifl bir odada bir ipuçlar›n› yakalamak için kent içi veya kentler haz›rlanan ‹stanbul Sergisi Sedat Çetintafl arflivi as›l› olarak korunuyor. aras› bir yolculu¤a ç›kman›z gerekir. Bir iki ö¤- Bizans Bölümü’nün dan›flmanl›¤›n› yapt›. Tarih rencimle birlikte çal›flarak yaz›lar›n a¤›rl›kl› ol- Vakf›’n›n Cumhuriyet’in 75. Çal›flma yönteminiz neydi? du¤u Cumhuriyet gazetesine konsantre oldum. y›l› nedeniyle ç›kard›¤› Biz çal›flmay› 6-7 ayda tamamlamak mecburiye- ‹nan›lmaz bir olay, yaz›lar› çok s›kl›kla ç›kt› ga- yay›n dizisi aras›nda yer alan Cumhuriyet’in Renkleri tinde kald›k. ‹lk etapta çizimlerin, rölövelerin zetelerde. Bunu da vurgulamam›n nedeni flu: ve Biçimleri adl› yay›n›n de¤erlendirilmesi konusu vard›. Ancak çal›flma- 1930 ve 40’larda kültür medyan›n temel konu- editörlü¤ünü üstlendi.

mimar•ist 2006/1 15 ‹NCELEME

suydu, günümüzde ise s›n›rl› birkaç gazetenin Çetintafl’a ait bütün çizimler yay›nlara akta- ilgi alan›. r›ld› m›? Bizim burada 108 adet yap›t var. San›yorum Sedat Bey’in yaz›lar›n›n içeri¤i neydi? Yaz›- kaybolmufl daha bir sürü fley var. Bu 200’e ka- lar›ndan yola ç›karak kendisini nas›l tarifler- dar ç›kabilir. siniz? Mesela ‹stanbul’un de¤erlendirmesi, koruma, Çetintafl’›n hayat› ve eserleri hakk›nda dü- Mimar Sinan, mimari elefltiri, deprem tehlikesi, flünceleriniz nedir? Yaz›lar› ve Rölöveleriyle Türk mimarlar›, Türk kad›n›n›n hayat flartlar› Sedat Çetintafl, ailesiyle Anadolu’dan ‹stanbul’a Sedat Çetintafl, Ayla üzerine yaz›lar› var. Latin harflerine geçince, ör- geliyor, Güzel Sanatlar Akademisi’ne giriyor. Ödekan, ‹TÜ Yay›nevi, ‹stanbul, Haziran 2004, ne¤in 1922’de ‹kdam gazetesinde yaz›lar› ç›k›- Mimarl›k dönemi s›ras›nda dikkatimi çeken Ke- 27 cm. x 39 cm. yor, sonra 1930’lar›n bafllar›nda bafll›yor yaz- malettin Bey’le karfl›laflmas› oldu. Diploma ça- maya. Orada çok çeflitli konularda yaz›yor. Ne l›flmas› s›ras›nda Kad›rga Sokullu Mehmet Pa- kadar sorumlu bir kifli oldu¤unu orada görüyo- fla’n›n rölövesini yap›yor, çok be¤eniliyor ve ruz. Benim amac›m, nas›l bir kifli, nas›l bir zih- böylece yönünü belirlemifl oluyor. Çetintafl, niyeti oldu¤unu, nas›l düflündü¤ünü, kente ve Türk yap›tlar›n›n korunmas› gerekti¤i inanc›n- sanata nas›l bakt›¤›n› anlamakt›. Bu elefltiri yaz›- da, vurgusu da orada. 1932’lere kadar bu yap›t- lar›n rölövelerin yap›lmas› için yard›m istiyor, lar›, onun yap›s›n›, karakterini bir yerde a盤a fakat kimseden destek bulam›yor. Bu arada mi- ç›kar›yor. Çok inatç›, her fleye elefltirel gözle ba- marl›k yap›yor, mesela arada depremle ilgili bir kan ve her fleyin üzerine giden müthifl mücade- proje gelifltiriyor. Bu da kendi âleminde giden leci bir yap›s› var. de¤il, olaylara duyarl› bir insan oldu¤unu gös- Ben bu yaz›lar› kronolojik bir düzenle grup- teriyor. Güncel konular üzerinde duran ve bu land›rarak s›n›fland›rd›m. Gerçekten çok zor konularla ilgili olarak halk› ayd›nlatmaya çal›flan koflullarda bunlar de¤erlendirildi. Ancak çok sorumlu bir kifli olarak ortaya ç›k›yor. Bir de ge- memnunum, çünkü bunun sonucunda Sedat ne bu yaz›larda gördü¤üm zaman flafl›rd›m; Çetintafl’›, sadece çizim yapan teknik bir adam Türk sanat›na karfl› ilgisi var ve perde tasar›m› olarak de¤il, bu muazzam yap›tlar›n ortaya ç›k- yap›yor. Düflünebiliyor musunuz Selimiye Ca- mas›ndaki coflkusu, inad›, mücadeleci yap›s› ile misi’nin tepesinde rölöve yap›yor, sonra da bu- görüyorsunuz. O nedenle bana bir ipucu verdi- radaki flebekelerden perde tasar›mlar› yap›yor ¤i için Prof. Semavi Eyice’ye müteflekkirim. Cumhuriyet gazetesinde. Az bulunur bir fley; Gülsün Han›m bunun bir prestij kitab› olarak hem yaz› yaz›yor, hem çiziyor, hem onlar›n geç- ç›kmas›n› istedi, baflka türlü olamazd› zaten. miflini yeni bafltan de¤erlendiriyor, yani günlük Y›ld›z Han›m’›n da teflebbüsü ve çok iyi örgüt- hayat› yans›t›yor. Kendisini her fleyden sorumlu lenmesiyle, kitab›n tasar›m› konusunda bu tür hissediyor, foto¤raf çekiyor. Biz buna “çok yön- yay›nlarda önde gelen bir kifli olan Ersu Pekin lü Rönesans adam›” deriz, burada da kendi ça- Sedat Çetintafl, Selimiye Bey’le iliflkiye geçildi. p›nda çok yönlü bir Rönesans adam› var karfl›- kubbesinde ölçü al›rken. m›zda. Peki, üniversitede yay›mlanmas› düflünülen ‹stanbul Bak›rköy ya da yay›mlanacak baflka malzeme var m›? Bahçelievler’de son Çok ilginç bir kiflilik gerçekten... y›llar›n› geçirdi¤i konutu, Yay›nevi kapand›. Bu türden de¤il ama üniversi- Kendisini Türk sanat›na adam›fl çok yönlü biri. kendi tasar›m›. teyle ilgili baflka fleyler ç›kabilir ileride. Kaz›lar, rölöveler yapm›fl, onlar› an›tsal boyut- larda resmetmifl. Sedat Çetintafl’›n rölövelerinin hepsi ayr› bir sanat yap›t›. Mekanik çizim de¤il, isimsel de¤eri olan büyük boyutlarda yap›tlar bunlar; çekicili¤i orada. Mesela y›lbafl› gecesi çi- zim yapm›fl. Kendisini ifline o kadar vermifl ki, ondan baflka bir yaflant›s› yok. Cumhuriyet dev- rimlerine çok ba¤l›. Daha flapka tak›lmas› bir kanun maddesi olarak konulmadan kendisi An- kara’da flapka takarak dolaflm›fl; ayd›n bir kifli. 1920’lerde, 30’larda gençlik dönemlerini yafla- yanlarda bir moda var: “E¤itim için Avrupa’ya gitmek.” Sedat Çetintafl’› da göndermek iste- mifller. Fakat o s›rada 1933’teki Chicago sergisi

16 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME için haz›rlad›¤› fiehzade Camisi’nin rölöveleri tintafl’›n kiflili¤ini mesle¤iyle, yaflant›s›yla, nedeniyle gitmemifl. fiunu söylemek istiyorum: dünya görüflüyle anlamak aç›s›ndan çok fay- O dönemdeki bütün ayd›nlar›n ayd›nlanmalar› dal› olmufl. esas›nda Avrupa süzgecinden geçer. Fakat Se- Bir de bu kitap sadece Sedat Çetintafl’› vermi- dat Çetintafl ayd›nlanmas›n› tamam›yla burada yor. Bu kitap 1930’lardan 1965’e kadar geçen yaflam›fl. süreçle ilgili ipuçlar› veriyor. O bak›mdan çok Bu araflt›rma s›ras›nda beni sarsan olaylardan önemli, ki o y›llar›n yo¤unlu¤una karfl› büyük bir tanesini anlatmak istiyorum. 1932’lerde Yu- bir sayg›m var. 1950’lere kadar geçen sürenin nus Nadi ile karfl›lafl›yor. Yunus Nadi bir gazete- birtak›m eksiklikleri, yanl›fll›klar› olabilir, ama ci olarak onun heyecan›n› kavray›p önem veri- müthifl dinamik bir dönem oldu¤unu düflünü- yor ve kendisini Atatürk’e ç›kart›yor. Düflünebi- yorum. Ne yaz›k ki biz 50’lerden sonra bu ve- Sedat Çetintafl’›n perde liyor musunuz, bugün bir gazeteye gidip anla- rimlili¤i sürdürememifliz ve o geliflme bu tarihte tasar›mlar›. Foto¤raf: tay›m böyle bir fleyi, hiç umurlar›nda olmaz. k›r›lma noktas› yaflam›fl. Bugünkü sorunlarda Sedat Çetintafl. Çetintafl Atatürk’e projesini anlat›yor. Ata- da, bence o k›r›lma noktas› yat›yor. türk’ün sordu¤u soru flu: “Bana Türkiye’deki Bu arada Sedat Bey’in yapt›¤› yanl›fllar da bütün an›tsal yap›lar›n rölövelerini ne kadar za- var. Birinci Ulusal Mimarl›k döneminden geli- manda, ne kadar bütçeyle ç›kartabilirsin?” Bir yor ve Beaux Arts gelene¤ini benimsemifl du- yöneticinin bu soruyu sormas› gerçekten çok rumda. Bu gelene¤i sürdürüyor ve genifl bir önemli, beni dondurdu. perspektiften de¤erlendirme yapam›yor. Onun Cumhuriyet tarihine flöyle bir bakt›¤›n›z za- için önemli olan an›tsal yap›lar. Mesela çeflitli man, 1932’den bu yana korumayla, onar›mla il- yerlerde yap› sitesinin envanterini ç›karmas› için gili bir sürü tart›flma yap›yoruz, ama en ilkel so- görevlendiriliyor. Gitti¤i yerlerde “o y›k›l›r, bu ru olan envanter sorusunu yan›tlamam›fl durum- y›k›l›r” diye birçok fley onun sayesinde yok ol- day›z. Biliyorsunuz bizde tarihî yap›lar›n Türki- mufltur. Bu arada 1950’lerden sonra koruma ye çap›nda bir envanteri yok. Envanteri ç›kma- kurullar› kuruldu¤unda da bu yaklafl›m›n sürdü- m›fl bir ülke tarihî miras›n› koruyamaz. Bir tek ¤ünü görüyorum. Sadece Sedat Çetintafl’›n kifli- Tarih Vakf› 1990’larda bir proje istedi benden. li¤inin yanl›fl› de¤il bu, demek ki toplumda biri- Ben Kuruçeflme’den Bebek’e uzanan bir envan- kim yeterli de¤il. E¤itimcinin etkisi e¤itim s›ra- ter çal›flmas›yla bir ön proje haz›rlad›m. O çal›fl- s›nda ö¤renciler üzerinde çok önemlidir, moti- mada sordu¤um soru, “Ne kadar zamanda, ne vasyonu oradan al›r. Sedat Çetintafl motivasyo- kadar yap›n›n envanteri ç›kar›l›r ve neye mal nunu Kemalettin Bey’den alm›fl, kiflilikleri çok olur”du. Çal›flma, “üç ayda 800 küsur yap›n›n benziyor. Kitapta bu nedenle Sedat Çetintafl’la envanteri fluna mal olur” cümlesini sonuçland›r- Kemalettin Bey’i karfl›laflt›rd›m. d›. Tarih Vakf›’n›n amac›, bunu tüm Türkiye ça- p›nda gerçeklefltirmekti. Fakat Türkiye’de her Kitaba ilgi nas›l oldu? Kitap yay›nland›ktan bafllanan olay›n bitmemesi diye bir sorun var; sonra size gelen tepkiler nas›l? maalesef devam edemedi bu olumlu çal›flma. Yunus Nadi’nin Çetintafl’› Atatürk’e götürmesi Fakat çok üzgünüm, demek ki 1930’larda ve Atatürk’ün konuyu kavray›p hemen an›nda sorulmufl ve hâlâ yan›t› verilememifl. Burada kurumsallaflmaya geçmesi, benim için bir dö- ‹stanbul Kad›rga Sokullu Camisi, cephe, son hasta bir durum var. Esas›nda bunun analizini nüm noktas›d›r. Ben bu nedenle Yunus Nadi cemaat yeri kesit (1571- yapmak gerekir, yoksa koruma tart›flmalar›n› yar›flmas›na kat›ld›m ve kitap Sosyal Bilimler 1572), 1920, 92 x 148 cm. yapmak yeterli de¤il. Altyap› çözümlenmeden üst yap›da baz› fleyleri çözümlemek yeterli de- ¤il, hiçbir fley do¤ru, bilimsel gerçekleflemez; bu onu gösteriyor. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), 2001 y›l›nda bu nitelikte bir çal›flmay› bafllatt›. Ancak TÜBA’n›n as›l sorunu bu de¤il, sadece bu ifle sahip ç›kan bir kurum gerekli. Bu kurulmadan sorun pek çözülecek gibi de¤il.

Belki de o dönemki gibi ayd›n bir yönetici- nin deste¤i ve nitelikli bir bas›n ilgisi laz›m. Kesinlikle.

Anlad›¤›m kadar›yla bu gazete yaz›lar› Çe-

mimar•ist 2006/1 17 ‹NCELEME

Araflt›rmas› Dal›’nda 2005 Yunus Nadi Ödü- dar güzel bir fley. Bu kitap çok k›sa zamanda lü’nü ald›. çok yorgun bir çal›flma ile gerçekleflti, ama bu Eklemeliyim ki, Cumhuriyetin ilk y›llar›nda- tür ayr›nt›lar yorgunlu¤umu unutturan çarp›c› ki kurumsallaflma sadece bu de¤il. Biz hep “Ba- fleylerdi. O bak›mdan böyle bir çal›flmay› yapt›- t›l›laflt›” diyoruz, ama öbür tarafta Türk el sa- ¤›m için çok mutluyum. natlar›na, halk sanatlar›na de¤er veriliyor. Resim Heykel Müzesi aç›l›yor, Etnografya Müzesi aç›- Mehmet Konuralp, Çetintafl’›n son halini mi l›yor. Bunlar›n hangisini yürütebildik? Bu nok- görmüfl? taya geldi¤im zaman çok üzülüyorum. Ancak Evet, çok güç durumda ve rahats›zken. Tabii 2005 y›l›nda bir hareketlilik ortaya ç›kt› ve ‹s- milletvekilli¤i s›ras›nda elefltiri de alm›fl. Yaln›z tanbul Modern aç›ld›. milletvekili oluflunun nedeni, kimilerine göre Sedat Çetintafl masa bafl›nda çal›fl›rken. Baflka bir fley daha ekleyeyim. Sedat Bey’in korumaya olan tutkusu ile “Meclise girersem sadece konulara olan mücadelesi de¤il, metinle- bu konuyu gündeme getiririm ve daha güçlü rinde kulland›¤› sözcük ve cümleler de bana mücadelesini veririm,” düflüncesi, kiflili¤inde o aç›l›mlar sa¤lad›. Kitab› kendi sözleriyle bafllat›p var çünkü. Fakat böyle bir rastlant›n›n ard›ndan kendi sözleriyle bitirdim. Kitab›n “‹çindekiler” kötü bir sonuç var; ilk söz ile son sözünü oku- bölümü onun yaz›lar›ndan ç›kt›. Dikkat ederse- man›z› tavsiye ederim. Orada, do¤rusu, kendi niz kitapta, “Önsöz”den sonra “‹lk ›fl›k” gelir. yaflant›m ve çevremdeki birçok insan›n yaflant›- Bir metninde, bu ifle nas›l bafllad›¤›n› “ilk ›fl›k” s›ndaki hüznü de paylaflt›m: “...Otuz y›l› geçmifl olarak çok güzel bir flekilde ifade ederek anlat›- olan amelî meslek hayat›mda eski esercilik konu- yordu. “‘Ülkügüder’ bir yaflam”, Cumhuriyetin sunun, kültür hayat›m›zda bir türlü olgun bir ilk y›llar› ›fl›¤a do¤ru bir hareket. Di¤er yandan anlay›fl ve ilmî bir prensip yoluna girmifl oldu¤u- “Son söz: Ifl›¤›n sönüflü”, müthifl bir dramatik nu göremedim. ... Sebebi: eski eserler ifli yaln›z geliflme. Orada da çok ac› bir gerçek yat›yor. Bu bilgisizler de¤il, bilmediklerine de bilgisiz olan- insan›n, bu mücadelenin, hayran oldu¤umuz lar elinde mükemmel bir istismar vas›tas› olmufl- kiflinin son y›llardaki s›k›nt›lar› ortaya ç›k›yor. tur...” diyor. Ayn› cümleyi ben de kullan›yorum. Demokrat Parti milletvekili oluyor, Yass›ada’ya gidiyor ve orada hastalan›yor. Bu halini Meh- Bugün de ne kadar geçerli bir cümle, çok met Konuralp görmüfl. üzücü. Mehmet Konuralp olay› çok ilginç. ‹nter- Cümleleri gerçekten bir dramla, hüzünle biti- nette Sedat Çetintafl araflt›rmas› yaparken, Atilla yor. O hüznü bizler de yafl›yoruz. Ne yapt›k Mimar Mehmet Yücel’in Mehmet Konuralp’le yapt›¤› bir ko- biz? Nereye ne getirdik? Herkes sadece konuflu- Konuralp’in Sedat Çetintafl’tan 1962 y›l›nda nuflman›n metni karfl›ma ç›kt›. Orada Mehmet yor. Tabii bir fleyler oldu. Ama bu kadar zaman ö¤rendi¤i tarama Konuralp demiyor mu flu cümleyi: “Londra’da içinde çok fleyler olmas› gerekirdi, tafllar›n otur- tekni¤iyle yapt›¤› F›nd›kl› rölöve yapmam gerekiyordu. ‹stanbul’a geldim, mas› gerekirdi. Tafllar oturmad›. ‹talya’da, Fran- Molla Çelebi Camisi rölövesinden yan cephe. babam ‘seni Sedat Çetintafl’la tan›flt›raca¤›m’ sa’da, Almanya’da, ‹ngiltere’de insanlar küçü- dedi.” Mehmet Konuralp gibi bir kifli, Sedat cük evlerde yafl›yorlar tarihî yap› diye. Biz de Çetintafl’la karfl›lafl›yor ve Sedat Çetintafl ona öyle miyiz? Herkes var olan yap›y› nas›l de¤iflti- rölövenin nas›l yap›ld›¤›n› ö¤retiyor. F›nd›k- rece¤inin mücadelesini veriyor. Metrekaresini l›’daki caminin rölövesini Sedat Çetintafl’tan al- nas›l ço¤alt›r›m diye u¤rafl›yor. Bu kadar ufak d›¤› bilgiyle yap›yor. Çetintafl’›n tekni¤ini görü- bir fley, biz bunu bile oturtmam›fl›z. Nedenleri yorsunuz burada. Kemalettin Bey’den Sedat var ve ne yaz›k ki bunlarda bilimsel yaklafl›m gö- Çetintafl’a, Çetintafl’tan Mehmet Konuralp’e remiyorum. Bilimsel yaklafl›m olmay›nca olmaz. geçen bir e¤itimin süreklili¤ini görmek ne ka- Envanteri olmadan bir ülkenin koruma kurulu kararlar› ne kadar sa¤l›kl› olabilir ki? Interview with Ayla Ödekan: Conservation in since 1930s and Hakl›s›n›z. ‹nsan altyap›s› tamamlanm›fl ku- Sedat Çetintafl rumsal bir düzen görmek istiyor ki, her fley ayn› sistemle geliflerek devam edebilsin. Te- In 2004 the book Yaz›lar› ve Rölöveleri ile Sedat Çetintafl was prepared by Ayla flekkür ederim. Bu kitap için eme¤i geçen Ödekan and published by ‹stanbul Technical University. We talked to Ayla Ödekan herkesin eline sa¤l›k. about the preparation of the book and the personality of Çetintafl, a "Renaissance man". The problems of literature on architecture history, and issues of culture, art, conservation, inventory in Turkey since 1930’s were the other topics of the interview.

18 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME Kapal›çarfl› ve Bellek ‹nci fiahin Olgun

izans devri ‹stanbul’unu inceleyen eserler; yani ticaretin en hareketli ve yo¤un bölümü be- BBBizans’›n çarfl› alan›n›n Ayasofya yak›nla- desten çevresinde toplan›rd› (Cezar, 1985: r›ndan bafllay›p flimdiki Divanyolu ve Çemberli- 127). Bedestenin dört kap›s›ndan ç›kan dört tafl’› takiben Beyaz›t ve fiehzadebafl›’na, Aksaray yolun çevresinde birbirine paralel çarfl› sokakla- Koska’ya uzand›¤›n›; yine çarfl›n›n bir k›sm›n›n r›n›n yer ald›¤› bu sistem her büyük Osmanl› flimdiki Kapal›çarfl›’n›n bulundu¤u alan›n bir kentinde rastlanan ortak plan flemas›n› olufltur- parças›na kadar geldi¤ini, Sirkeci’nin bir bölü- maktad›r. Bugünün prestijli caddelerinde vitrin münde de çarfl› parças› bulundu¤unu, her mes- sahibi olma mant›¤›na benzer flekilde, o dö- lek sahibinin bir arada topland›¤›n› belirtir. So- nemde de sat›lan mal›n de¤eri ne kadar yüksek- nuç olarak fetih sonras› kentin idari ve ticari se dükkânlar›n yeri de bedestene o kadar yak›n bölgelerinin Bizans’›n idari ve ticari bölgeleri sokaklarda konumlan›rd›. Do¤u düflüncesinde üzerine ve yan›na kuruldu¤unu söyleyebiliriz bu mevkiler “asil” çarfl›lar olarak tan›mlanmak- (Cezar, 1985:76). tad›r. Çekirde¤in çevresindeki ilk çember han- Osmanl›lar zaman›nda Fatih’in imar hare- lardan oluflmakta, bir sonrakindeyse de¤eri da- ketlerinin de etkisiyle flimdiki Kapal›çarfl› bölge- ha az olan dükkânlar, zanaat bölgeleri bulun- Kalpakç›lar sinde yo¤unlaflan ticaret, dükkânlar grubu, be- maktayd›. En uzakta kullan›lm›fl mallar› satan Ya¤l›kç›lar destenler ve hanlar toplulu¤u büyük flehrin tüccarlar›n çarfl›s› bitpazar›, en d›fl bölgedeyse Fesçiler merkez çarfl›s› halinde karakterize olmufltur. Ka- pazarlar yer almaktayd›. Yorganc›lar pal›çarfl›’n›n bafllang›c›na dayanan bu geliflim, Kentin organik morfolojisinde bask›n tipo- Kavaflar Terlikçiler çarfl› kompleksinin ilk infla edilen parçalar›ndan lojik karakterleriyle dikkat çeken bu ticaret kül- Perdahç›lar olan ve çekirde¤inde yer alan bedestenlerin in- liyeleri, içinde yer ald›klar› dokuyla çok nadir Aynac›lar flas› ile bafllam›flt›r. Fatih taraf›ndan Ayasof- olarak iliflkilendirilerek infla edilmifllerdir. Ço- Ferareciler ya’n›n camiye çevrilmesinde gerekli olan geliri ¤unlukla zaman içinde oluflan bu ba¤lar bir za- Takkeciler sa¤lamak üzere yapt›r›lan bedestenler, flehre man sonra yeni izler yarat›r. Bu anlamda genifl farkl› bir ticari kültürü tafl›m›flt›r. yüzölçümüyle ‹stanbul Kapal›çarfl›’s› bulundu- Bu anlamda 16. yüzy›l sonu ile 19. yüzy›l ¤u kent parças› üzerinde önemli odak noktalar› ortas›na kadarki dönemde Osmanl› kent sistemi oluflturur. içinde ticaret merkezi, toplumsal ve ekonomik iliflkilerdeki de¤iflimlerin en çok hissedildi¤i Çarfl›y› Kebir PLAN kent bölümlerinin aras›nda yer alm›flt›. Fiziki ‹stanbul’un bu ünlü çarfl›s›n›n Fatih taraf›ndan olarak mekân›n kaplad›¤› alan genifllerken yap› yapt›r›lan dükkân say›s›n› bildi¤imiz halde, ne yo¤unlu¤u ve binalardaki etkinlikler artm›fl, bi- yaz›k ki bafllang›çta dükkânlar›n›n üstünün ka- na tipolojisinin temel yap› ö¤eleri ise önemli öl- pal› bulunup bulunmad›¤›n›n, hatta bütününe çüde de¤iflikli¤e u¤ramam›flt›r. Osmanl› kentin- ait özel bir ada sahip olup olmad›¤›n›n tam ola- de çarfl›n›n en önemli fiziksel özelli¤i, ticaret ve rak kan›tlanamad›¤›ndan bahseder Cezar. Bu- zanaat ifllevlerinin konutlar› mutlak bir biçimde nun için döneme ait vakfiyelerde konuyla ilgili d›flta b›rakarak, dükkân ve atölyelerin s›raland›- kronolojik geliflmelerin takip edilebilece¤ini de ¤› bir veya daha fazla sokaktan oluflan tek bir ekler. alanda yo¤unlaflmas›d›r. Çarfl› genellikle kent- Dönemin farkl› meslekten kiflileri taraf›ndan leflmifl yüzölçümün % 6’s› ile % 10’unu kaplar. kaleme al›nan ve günümüze kadar ulaflm›fl tarihî Mahallenin bütünü “çarfl›” diye adland›r›l›r eser ve resmî yaz›flmalardan anlafl›ld›¤› üzere (Cerasi, 1999:119). çarfl›n›n adland›r›lmas›na iliflkin durum 18. yüz- Bedesten, dükkânlar ve hanlar toplulu¤un- y›l›n sonlar›na kadar sürüp gider. 16. yüzy›lda dan oluflan ticaret alan›, flehrin büyüklük duru- iki bedesten etraf›n›n “Kehle Pazar›” diye ad- muna göre, küçük çarfl› parçalar› olarak birbi- land›r›ld›¤› alanda ço¤unlukla “Sorguççular”, rinden farkl› yerlerde teflekkül etse de as›l çarfl›, “Kalpakç›lar” gibi çarfl›n›n bölümlerine ait ta-

mimar•ist 2006/1 19 ‹NCELEME

n›mlar kullan›lm›flsa da resmî evraklara ve di¤er sariye” olarak adland›r›lan ve daha ziyade antre- metinlere geçmemekle beraber 18. yüzy›lda po durumu arz eden bir ticaret yap›s›, esinlen- halk›n art›k buras›n› “Kapal›çarfl›” olarak adlan- me yoluyla fikir babal›¤› etmifl olabilir. En eski d›rmas›na büyük olas›l›k tan›nmaktad›r. 19. kaysariye için gösterilen adres ise Bizans’›n ege- yüzy›lda ise buras› ço¤unlukla “Çarfl›y› Kebir”, menlik alan›d›r (Cezar, 1985:101). ikinci derecede de “Kapal›çarfl›” olarak adland›- ‹stanbul çarfl›s›n›n 1701 y›l›nda kapal› çarfl› r›lm›flt›r (Cezar, 1985:135). haline dönüfltürüldü¤ü tarihî kaynaklardan tes- Yine ayn› dokümanlarda Fatih’in ‹stan- pit edilmekle beraber, Türkiye topraklar› içinde bul’un çeflitli yerlerinde vakfetti¤i dükkânlar kalan yerlerde ilk kapal› çarfl› uygulamas› olarak aras›nda en büyü¤ü olarak da Kapal›çarfl› alan› Bursa’n›n Uzunçarfl›’s› gösterilmektedir. “Ka- gösterilmektedir. Ekrem Hakk› Ayverdi’nin efli pal›çarfl›” veya “Büyük Çarfl›” diye adland›r›lan benzeri görülmemifl bir flehircilik abidesi olarak yap›lar çok s›ral› arastan›n son flekli olarak ta- niteledi¤i Kapal›çarfl›, genifl alana yay›lm›fl so- n›mlanabilir. Türk çarfl› gelene¤inin farkl› bir kaklar›yla ziyaretçilerine kentin içinde küçük bir formunu oluflturan arasta, kapal› çarfl›daki tica- kent havas›n› yaflat›r. Bu etkinin en önemli se- ret gelene¤ine uygun tek tip mal›n al›m sat›m›- bebiyse çarfl›n›n üstünün kapat›lm›fl olmas›d›r. n›n yap›ld›¤› bir sokak biçimlendirmesidir. Ge- nellikle külliye içinde yer alan arastan›n en Çarfl›’dan Kapal›çarfl›’ya önemli fark›ysa soka¤›n üstünün aç›k olmas›d›r. Kapal› çarfl›lar›n ilk örneklerinden biri Ro- ‹stanbul çarfl›s›n›n birden çok arastan›n yan ma’daki Hadrianus Çarfl›s›’d›r. ‹slam mimarl›- yana s›ralamas›ndan oluflan formunun kapal› ¤›nda özellikle ‹ran’da ve Osmanl›larda görü- hale dönüfltürülmesi yang›n sorunu ile ba¤lant›- lür. Garpta ço¤unlukla Roma’n›n uzun revakl› l›d›r. Kentin ahflap malzemeye dayal› mimarisi sokaklar›n›n biçimledi¤i agoralar bulunurken, zaman zaman ç›kan yang›nlarla yok olmufl, bu flarkta morfolojik yap›s› ‹stanbul’daki çarfl›lar- felaketlerden ticaret yap›lar› da pay›na düfleni dan daha farkl› özelliklere sahip yap›lara rastlan- fazlas›yla alm›flt›r. ‹lk olarak Fatih döneminde maktad›r. Bizans devrinde ise özellikle kalabal›k yapt›r›lan ‹ç Bedesten ve daha sonra yapt›r›lan mahallelerin sokaklar›nda halk› günefl ve ya¤- Sandal Bedesteni’nin etraf›nda kumafl satan ah- D‹⁄ER KAPALIÇARfiILAR murdan koruyan revaklar›n gerisinde yer alan flap dükkânlar›n yer ald›¤› bilinmektedir. Geçir- dükkânlar ve çarfl›dan, belirli bir yerde toplu di¤i de¤iflikliliklere ra¤men o zamandan bugü- d›flar›da Halep Çarfl›s› halde bulunmayan bir ticaret al›flkanl›¤›ndan ne kalan tek yap› olan Kürkçü Han ise kâgir Ba¤dat Çarfl›s› bahsedilebilir. Bu bak›mdan fetihten sonra ‹s- konstrüksiyonu nedeniyle yang›ndan korunabil- Tebriz Çarfl›s› tanbul’un ana çarfl›s›n›n bedesten (plan) etraf›n- mifltir. Bu durum karfl›s›nda hükümetin tedbiri, Kudüs Çarfl›s› fiiraz Çarfl›s› da toplanmas› da Türk ‹stanbul için bir özellik yeni binalar›n kâgir olarak inflas› yönünde emir- Türkistan Çarfl›lar› ve yeniliktir (Heyd, 1975:271). ler yay›nlamak olmufltur. Yang›ndan korunabil- Sürekli al›flverifl yeri olan çarfl›larda s›caklar- mek için dükkânlar›n kâgir yap›lmas›, üstlerinin içeride Bursa Kapal›çarfl›s› dan korunma ihtiyac›n›n, dükkânlar›n s›raland›- de tonoz bir örtüyle kapat›lmas› yönündeki ka- Kayseri Kapal›çarfl›s› ¤› sokaklar›n üstünün örtülmesi gelene¤ini bafl- rar bu gerekçeye dayanmaktad›r. Çarfl› esnaf›n›n Ali Pafla Çarfl›s› latt›¤› söylenebilirse de ço¤unlukla basit ve da- ortak görüfllerinin padiflaha arz edilmesine da- Kilis Kapal›çarfl›s› Urfa Kapal›çarfl›s› yan›ks›z malzeme ile yap›lan bu gölgeliklerde yanan karar› takiben uygulamaya geçilmesi için Gaziantep Çarfl›s› kapal› çarfl› prototipini aramak yanl›fl olacakt›r. bir Hatt-› Hümayun ç›kar›lm›fl ve resmî evrak- Kahramanmarafl Çarfl›s› Bir di¤er önemli husus, kapal› çarfl›lar›n en eski lardan takip edildi¤ine göre çarfl› dokuz ay gibi Selanik Çarfl›s› örne¤i say›lacak yap›lar›n ticaretin yo¤un ve k›sa bir sürede kâgir, üstü kapal› olarak infla edi- canl› oldu¤u büyük flehirlerde infla edilmifl ol- lerek 1704’te tamamlanm›flt›r. mas›d›r. Kapal› çarfl› bafllang›c›n›n, bir ç›rp›da Kâgirlefltirilmesinden sonra da büyük yan- Bursa Çarfl›s› üstü örtülü bir çarfl› mahallesinin ortaya konma- g›nlar yaflayan çarfl›n›n geçirdi¤i tüm felaketlerde s› fleklinden ziyade, önce küçük bir ünitenin u¤rad›¤› hasar, padiflah ya da Hazine-i Hüma- meydana getirilmesi, zamanla da bu ünitenin yun taraf›ndan karfl›lanm›flt›r. ‹stanbul çarfl›s›n- bir çarfl› toplulu¤una do¤ru evrilmesi akla daha daki binalar›n yapt›r›l›fl yöntemi ile bunlar›n ya- yak›n gelmektedir (Cezar, 1985:99). flat›lmalar›n› sa¤lamaya ait vak›f halindeki ku- En eski bilgilerin ortaça¤ ‹slam flehirlerin- rumlaflma, kuflkusuz konunun bireyci yönünü den takip edilebildi¤i ‹stanbul Kapal›çarfl› kon- oluflturuyordu. Oysa bu bireyci görünümün ge- septi, uzun bir soka¤›n ya da uzun olmayan bir- risinde devlet olanaklar› yat›yordu. Bunun nede- kaç soka¤›n üstünün örtülmesinden meydana ni Kapal›çarfl›’n›n, baflkent ‹stanbul’un, dolay›- gelir. Klasik anlam ve biçimdeki kapal› çarfl›ya, s›yla tüm ülkenin ekonomik yaflam›ndaki önem- Yunanca’da “krala ait” deyiminden gelen “kay- li yeri ve buradaki aktivitenin kesintiye u¤rama-

20 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME dan sürdürülmesinden kaynaklanmaktayd›. Bu ten’dir. Kap›lar› Sahaflar, Takkeciler, Kuyumcu- sebepledir ki; devlet için hayati bir alan olufltu- lar ve Zenneciler’dir. ran ‹stanbul’un ünlü çarfl›s›n›n binalar›na “miri Sandal Bedesteni: Bu cins Osmanl› çarfl›lar› yap›” gözüyle bak›lm›flt›r. Nitekim yang›n ve içinde kubbe say›s› en fazla oland›r. Günümüz- depremlerden sonra tamir ve yeniden infla mas- de buraya iki kap›dan girilebilmektedir, bir ta- raflar›n›n Hazine-i Hümayun’dan karfl›lanmas› nesi Kapal›çarfl›’n›n içinden di¤eri Nuruosmani- bunun en büyük kan›t›d›r (Cezar, 1985:147). ye’den. Payitahttan Cumhuriyet dönemine geçiflin son- ‹ki bedesten d›fl›nda kalan bölümleri olufltu- ras›nda da Kapal›çarfl›’da büyük yang›nlar yaflan- ran yollar›n mimari yerleflimleri simetrik ve ge- d›. Özellikle 1954 y›l›nda geçirdi¤i felaket karfl›- ometrik de¤ildir, oluflum biçimini ve geçirdi¤i s›nda devlet, maddi konularda el uzatmasa da afetlerle k›smi onar›mlar› yans›tacak flekilde, da- baz› kap›lar› açmak konusunda Esnaflar Derne- ¤›n›k bir bünyededir. Bu haliyle bat›n›n tekdüze ¤i’ne önemli yard›mda bulunmufltur. kapal› çarfl› tarz›ndan tamamen uzakta, do¤u çarfl›s› olma karakterini yo¤un bir biçimde üze- Kapal›çarfl›’n›n Mimarisi rinde tafl›r. Bu serbest yerleflim, bu da¤›n›kl›k Kapal›çarfl›’da 61 sokak, 18 kap› vard›r. Kap›la- çarfl›y› monotonluktan kurtar›r. r›n sekiz tanesi büyük kap›d›r. Çarfl›n›n sokakla- Çarfl›ya nicelik olarak bakt›¤›m›zda 2 bedes- r›n›n hepsi ayn› genifllikte de¤ildir. Sokaklardan ten, 4399 dükkân (Osmanl› ve Cumhuriyet dö- birkaç tanesinin kavfla¤›nda biraz geniflçe, di- neminde farkl› say›lar verilmifltir), 2195 dolap rekli bir meydan vard›r. Eskiden esnaf›n sabah- ya da oda, 1 hamam, 1 cami, 10 mescit, 16 çefl- lar› toplanarak, dükkân›n› açmadan önce bura- da dua etti¤i söylenmektedir. Onun için bura- n›n ad› “Dua Meydan›”d›r. Sokak isimlerinin çarfl›y› mesken tutan esnaf- lara dair ipucu verdi¤i Kapal›çarfl›’da, tarihin izi- ni takip etmek biraz daha kolaylafl›r. Kuruldu¤u dönemde ve sonras›nda uzun y›llar her soka¤›- n›n belli bir ürüne ayr›ld›¤› çarfl› dokusunda bu durum, lonca gelene¤inin bir uzant›s›d›r. Tica- reti de kolaylaflt›ran bu yap›lanma flekli müflteri- nin arad›¤›n› kolayca bulmas›n› sa¤larken ürün ve fiyat karfl›laflt›rmas› yapmas›n› da kolaylaflt›r- maktad›r. Birço¤u modern yaflamla birlikte yok olup gitmifl meslek ve sanat kollar›n›n yerleflti¤i mekânlarda geçmiflin miras›n› bugüne yans›tan tek iz sokak isimleridir: Tu¤cular, Kazazc›lar, Kalpakç›lar, Kavaflar, Perdahç›lar, Fesçiler, Ser- puflçular gibi. Vakfiye, vak›f muhasebe defteri ve tarihî eserler gibi yaz›l› kaynaklarda kaynaklar- daki çarfl› sokaklar›yla ilgili bilgiler, bugünkü mevcutla karfl›laflt›r›ld›¤›nda sokaklar›n pek de- ¤iflmedi¤i sonucuna var›labilir. Bunda 1701 in- flaat›n› gerçeklefltiren hassa mimar›n›n çabalar› yads›namaz. Çarfl› sokaklar›n›n eski durumunu göz önünde tutup dükkân say›lar›n›n mevcut say›la- ra mümkün mertebe yak›nl›k arz etmesini, çarfl› içindeki hanlar›n konumlar›n› dikkate al›p onla- r›n çarfl›n›n kapal›l›k atmosferi ile ba¤daflmas›n› gözeterek, çarfl›y› kâgirlefltirip kapal›l›¤a çevir- mek gibi güç bir sorunu halle çal›flm›flt›r mimar.

Çarfl›n›n Bölümleri ‹ç Bedesten: Kapal›çarfl› içinde ilk yükselen ve Sokaklar, kap›lar, çarfl›n›n çekirde¤ini oluflturan Eski Bedes- dükkânlar, insanlar...

mimar•ist 2006/1 21 ‹NCELEME

me, 8 kuyu, 2 flad›rvan, 1 sebil, 1 türbe, 1 mek- çarfl› kompleksi içinde önemli bir yere sahip tep, 24 han bulunmaktayd›. Kuruluflundan beri olan han, bar›nd›rd›¤› 80 dükkân ve üç esnaf lo- iki bedestenin varl›¤›n› hâlâ devam ettirdi¤i gü- kantas›yla her gün önemli say›da ziyaretçi a¤›r- nümüzde 3300 dükkân, 1 cami, 1 mescit, 7 çefl- lamaktad›r (Karaermifl, 2002). Toplam 30,7 me, 1 kuyu, 1 ac› akarsu, 1 sebil, 1 flad›rvan, 6 hektar alana yay›lm›fl ve üzeri tonoz ve kubbe- tanesi y›k›lm›fl ve içlerinde birer ikifler oda olan lerle kapl› toplam 61 yolun bulundu¤u çarfl› ise hanlarla beraber 21 han vard›r. Hanlar›n kap›la- her gün 30 bin çal›flan› ile 400 bine varan ziya- r› Kapal›çarfl›’ya aç›ld›¤›ndan bunlar Kapal›çarfl› retçiye kap›lar›n› açar. toplulu¤una dahil say›l›r. Mal depo edilen, biraz Edmondo de Amicis, Kapal›çarfl›’y›, her tür Geçmiflin kapal› kutusu da toptan mal al›n›p sat›lan Bizans ve bat›daki mal› küçük bir mahalleye, küçük bir soka¤a, kü- üzerine yerleflti¤i kültürel hanlardan farkl› olarak Osmanl› hanlar›nda gün- çük bir koridora ve küçük bir meydana sahip bir ve fiziksel topo¤rafyada kap›lar›n› kente lük perakende al›flveriflin yap›ld›¤› dükkânlar bu- alan olarak tan›mlarken çarfl›n›n mimarisini de açmaktad›r. lunmakta, baz› bölümleri de imalathane olarak pazar›n ötesinde bir müze, bir gezinti yeri ve kullan›lmaktad›r. Bu nedenle hanlar, çarfl›n›n bir tiyatro olarak dile getirmektedir. yo¤un yerinde bedesten yak›n›nda toplanm›fl ve “...Bu, gayri muntazam yüksek kurfluni du- çevredeki dükkânlarla kaynaflmas›na çal›fl›lm›flt›r varla çevrili, kurflun kapl› ve çarfl›y› ayd›nlatan (Cezar, 1985:76). Kapal›çarfl› bu anlay›fl›n iyi pencereleri olan bir sürü ufak kubbeli, kâgir, bir temsilidir. ‹ki ya da üç katl› olarak imar edil- muhteflem bir yap›d›r... Kap›ya dört ad›m kala mifl olan hanlar Kebeci, Yüncü, Baltac›, Cami bile bu kale duvarlar›n›n arkas›nda hâlâ ›ss›zl›k Evi ve Perdahç› gibi isimlerle adland›r›lmakta- ve sessizlikten baflka bir fley olmad›¤› zannedilir. d›r. Bugün tamamen ya da k›smen kullan›m› sü- Ama içeriye girer girmez nutku tutulur insan›n. ren hanlar Safran Han›, Astarc›, Çukur Han, Bulunulan yer bir bina de¤il, oymal› direklere Mercan, Ali Pafla, Yar›mtafl, Evliya, Hatip Emin, ve sütunlara dayanan kemerli kubbelerle örtül- S›ra Odalar, Zincirli, Rabia, Kürkçü, Varakç›, müfl iç içe sokaklar›, mescitleri, çeflmeleri, dört- Çuhac›, Yolgeçen hanlar›d›r. Bedesten. yol a¤›zlar›, küçük meydanlar› olan, kesif bir or- Bunlar›n aras›nda Kapal›çarfl›’n›n yap›ld›¤› mana s›zan günefl ›fl›¤› gibi zay›f, lofl bir ›fl›kla y›llarda infla edilmifl olan Fatih dönemi hanla- ayd›nlanan ve pek büyük bir kalabal›¤›n dolaflt›- r›ndan kalan tek örnek olan Kürkçü Han, böl- ¤› hakiki bir flehirdir.” (Amicis, 1993:86) geye de ad›n› veren Vezir Mahmut Pafla taraf›n- Ola¤anüstü h›zla akan zamana karfl› de¤ifl- dan Atik Sinan Efendi’ye yapt›r›lm›flt›r. Yüzy›l- me iste¤ine kay›ts›z kalamayan Kapal›çarfl›, bu- lar boyunca kürk tüccarlar›n›n merkezi olan günün seyyahlar›n› farkl› bir görüntü ile karfl›la- han, Mahmutpafla’n›n canl› ticaret hayat›nda te- maktad›r. Dolap odalardan genifl dükkânlara mel tafllardan biri olagelmifl. Gemilerle Eminö- terfi eden çarfl› esnaf› mallar›n› camekân vitrin- nü liman›na u¤rayan ya da kervanlarla buralara lerinde farkl› bir bollukla sergilemektedir art›k. gelen yolcular ve tüccarlar han›n alt kat›n› ber- Sergilenen nesne say›s›n›n minimumda tutuldu- berlerindeki hayvanlar için ah›r olarak kullan›r- ¤u yeni gözde al›flverifl merkezi vitrinlerinin ter- ken, üst kat›nda geceyi geçirirlermifl. Günü- sine, alt›n›ndan çömle¤ine kadar üretilmifl her müzdeyse iplik ticareti yapanlar›n ve ev tekstili tür nesnenin pazarl›¤›n›n yap›labilece¤ini his- satan dükkânlar›n mekân› durumunda. Kapal›- settiren bu boy göstermede spot ›fl›klarla ayd›n- lat›lan vitrinler, al›flveriflin bir performans sanat›- na dönüflmesine neden olmaktad›r. Burada geç- mifl ticaret gelene¤inin devam eden davran›fl bi- çimi olarak “pazarl›k” kavram›n› Kapal›çarfl›’n›n bir parças› olarak görmek önemlidir; zira günü- müzün de¤iflen al›flverifl kültüründe Sennet’e göre modern ma¤azalar sabit fiyat politikas› ne- deniyle kent insan›n›n sosyalleflme arac› olabile- cek pazarl›¤› ortadan kald›rmaktad›r. Yeni tüke- tim katedralleri, Benjamin’in kent “flaneur”ün- den farkl› metropol insan›na, k›s›tl› zaman›n› verimli kullanarak tüketimi her türlü eylemle birlikte gerçeklefltirebilece¤i bir mekân sun- maktad›r. D›flar›ya penceresi olmayan bu yap›lar Kapal›çarfl› Haritas›. yapay ›fl›kla ayd›nlat›lan koridorlar›nda ziyaret- (Belge, 2002, s.108) çisine zaman› unutturmakta, onu, oryantasyo-

22 mimar•ist 2006/1 ‹NCELEME nunu tamamen kaybetmesini amaçlad›¤› bir Han atölyesi ve bezistan. mekân kurgusuyla bafl bafla b›rakmaktad›r. En Yeni ürünleriyle de¤iflen zamanlar›n önemlisi al›flverifli tamamen rasyonellefltirerek de¤iflmeyen mekân› hiçbir tesadüfe f›rsat vermeyen yeni al›flverifl Kapal›çarfl›. mekânlar›, denetim alt›na alarak sömürdü¤ü in- sanlar› “müflteri”den “tüketici”ye dönüfltür- mektedir.

Bugün Do¤al sistemle ayd›nlat›lan dünkü ‹stanbul’un Kapal›çarfl›s›’nda erken kalkan yol al›rken bu- gün günün ayd›nl›¤› vitrinlere tafl›nm›flt›r. Me- rak ve ilgiyle, fakat ço¤unlukla hiçbir fley sat›n almadan gezilen bu vitrinler, özellikle turistler için bir e¤lence arac› niteli¤i tafl›rken, bazen de ›srarc› sat›fl teknikleri yüzünden s›k›nt›n›n ken- disi haline gelebilmektedir. Tüm bunlara ra¤- Foto¤raflar: Bahar Aksel ve ‹nci fiahin Olgun arflivi. men Kapal›çarfl›’y› genetik bozuklu¤a sahip gü- Haritalar: M. Cezar, Tipik nümüz çarfl›lar›n›n önüne geçiren iki fley vard›r Yap›lar›yla Osmanl› ki bunlardan biri tek tipleflmemifl mimari yap›s›, fiehircili¤inde Çarfl› ve Klasik Dönem ‹mar di¤eriyse tüccarlar›n velinimeti olan müflterisi. Sistemi, MSÜ Yay›n›, Bugün, ticaretini dijital ortama tafl›yan yeni ‹stanbul, 1985. bir Kapal›çarfl› imaj›yla karfl› karfl›yay›z. Görke- mine bir de tarihsel önemi eklendi¤inde en faz- la insan kalabal›¤›na sahip çarfl›lardan biri olan Kapal›çarfl›, ‹stanbul halk›n›n, her milletten al›c› ve merakl›lar ile buluflup kaynaflt›¤› sokaklar›n› art›k internet ortam›nda yeni bir müflteri kitle- siyle buluflturmaktad›r. De¤iflen vitrinleri, esnaf- lar›na ra¤men de¤iflmeyen duvarlar›, sokak ya- p›s›yla ayn› zamanda kent belle¤inin de tafl›y›c›- s› olan bu yap›, markalaflmak için internetin sa¤- lad›¤› imkânlardan faydalanmay› hedeflemekte- dir. Yine de zamanla olan iliflkisinde belle¤in en önemli etki alan›n›n gerçek mekân oldu¤undan hareket edersek, sanal ortamdaki tüm bu gelifl- melere ra¤men al›flveriflin hiçlik ortam›nda de- ¤il, insanlar›n yüz yüze geldi¤i yerlerde gerçek- lefltirilebilece¤i unutulmamal›d›r.

‹nci fiahin Olgun, MSGSÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge Planlama Bölümü Araflt›rma Görevlisi The Grand Bazaar and Memory

Kaynakça: In the article, the old stories of Grand Bazaar have been studied as related on its • Amicis, Edmondo de (1993) ‹stanbul (1874), Çeviren: own space constitution. As a small town the Grand Bazaar with shops, cafes, Prof.Dr.Beynun Akyavafl, Türk Tarih Kurumu Bas›mevi, small mosques, fountains, open spaces, streets and street junctions and inner Ankara. • Belge, M. (2002) ‹stanbul Gezi Rehberi, Tarih Vakf› bazaars has been studied to understand how it has reached today’s physical Yurt Yay›nlar›, ‹stanbul, 8. Bask›. structure. Especially, the article dwells upon the effects of the well known big fire • Cerasi, M. M. (1999) Osmanl› Kenti, Çeviren: Asl› disasters on architectural structure of the Grand Bazaar. Also, the article studies Ataöv, Yap› Kredi Yay›nlar›, ‹stanbul. • Cezar, M. (1985) Tipik Yap›lar›yla Osmanl› the bazaar together with inner bazaar and large neighbour commercial buildings fiehircili¤inde Çarfl› ve Klasik Dönem ‹mar Sistemi, Mimar (hans) which are connected to the Grand Bazaar’s streets with a door. Sinan Üniversitesi Yay›n›, ‹stanbul. The architectural structure of some of the commercial buildings (hans) makes • Heyd, W. (1975) Yak›n Do¤u Ticaret Tarihi, Çeviren: nice surprises for visitors which has taken an important place in the commercial Enver Ziya Karal, Ankara. • Karaermifl, K. (2002) “As›rlard›r Oldu¤u Gibi”, life in the Ottoman age. Finally, the image changes of Grand Bazaar has been www.evrensel.net, 31 Ocak 2002. evaluated between today and past. The new images of Grand Bazaar has been compared with nowadays modern shopping centers while this image is prepared to be carried to the digital media as a world trade mark.

mimar•ist 2006/1 23 PROJE / PROF‹L Prof. Kemal Ahmet Arû’nun Ard›ndan Nuran Zeren Gülersoy

stanbul Teknik Üniversitesi Mimarl›k Fakül- üzüntüyü, kederi sevmezdi. Hüzünle an›lmak- ‹‹tesi fiehir ve Bölge Planlama Bölümü olarak, tan da hofllanmazd›. Bu nedenle ben de çok tüm mimarl›k ve flehircilik dünyas› ile birlikte sevgili hocam›z› bundan bir süre önce “Bu bil- sevgili hocam›z Prof. Kemal Ahmet Arû’yu kay- giler sana bir gün laz›m olur,” diyerek imzalad›- betmifl olman›n derin üzüntüsünü yafl›yoruz. ¤› ve arma¤an etti¤i son kitab› Kemal Ahmet Ama hepimiz biliyoruz ki çok sevgili hocam›z Arû - Bir Üniversite Hocas›n›n Yaflam›n›n 80 Y›l› (Yap› Endüstri Merkezi Yay›nlar›, 2001) bafll›kl› kitab›ndan al›nt›larla, yaflam›n› kendi ifadeleri ile anlatarak anmak istiyorum. Kemal Ahmet Arû - Bir Üniversite Hocas›- n›n Yaflam›n›n 80 Y›l› bafll›kl› an› kitab›na flöy- le bafll›yor sevgili hocam›z: “Bu uzun yaflam›n öyküsüne nas›l bafllayay›m diye hep düflünüyorum... Yazacaklar›m›n birçok bölümü olaca¤› kesin... Galiba bu bölümleri bir zaman dizimi içinde ele almak en do¤rusu ola- cak. 80 y›ll›k zaman› yaklafl›k onar y›ll›k paketle- re ay›r›nca gördüm ki, bu onar y›ll›k paketler ya- flam›m›n önemli dönüm noktalar›n› olufltur- maktad›r. Bu da genel planlama al›flkanl›¤›m- dan kaynaklanan bir davran›fl hali... Do¤um tarihim 1912. ‹TÜ’den emekli oldu¤um tarih 1982, tam 70 yafl›ndayd›m o y›l. ‹TÜ’de 42 y›ll›k bir çal›flma hayat›... 10 Temmuz 1912 tarihinde Üsküdar’da, Rumi Mehmet Pafla Mahallesi, T›¤l›o¤lu Soka¤›, 7 no.lu, bahçe içinde, eski bir konakta do¤mu- flum. Babam Ahmet Halim Bey, askerî bir e¤itim görmüfl ve Harbiye’yi bitirmifl. Annem Raika Kemal Ahmet Arû, 1912’de ‹stanbul’da do¤du. 1932’de Galatasaray Lisesi’ni, 1937’de Güzel Han›m yine ‹mrahor’da (Üsküdar) do¤mufl... Sanatlar Akademisi (MSGSÜ) Yüksek Mimarl›k Bölümü’nü bitirdi. 1940’ta Yüksek Mühendis Mektebi (‹TÜ) Mimarl›k Fakültesi fiehircilik Kürsüsü’nde asistanl›k görevine bafllad›. Halis Pafla Köflkü’ne gelin gitmifl.” 1942-46 aras›nda Holzmeister’la birlikte proje derslerini yürüttü. Bu arada 1954’e de¤in Kitab›nda ‹stiklal Savafl›’na ve Cumhuriyetin Oelsner’in asistanl›¤›n› yapt›. ‹TÜ’deki ö¤retim görevlili¤inin yan› s›ra Y›ld›z Teknik Okulu’nda kurulufl y›llar›na ait bizlere pek söz etmedi¤i (YTÜ) ve ‹TÜ Maçka Teknik Okulu’nda dersler verdi. 1950’de profesör oldu ve ayn› y›l fiehircilik çok önemli an›lar da yer al›yor... Ve anl›yoruz ki Kürsüsü baflkanl›¤›na seçildi. 1954-70 aras›nda aral›klarla ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi dekanl›¤› görevinde bulundu. 1961-62’de Stuttgart, 1963’te Berlin ve 1967’de Viyana Teknik Üniversitesi hocam›z yaln›z mimarl›k ve flehircilik tarihinin Mimarl›k Fakültesi fiehircilik kürsülerinde konuk ö¤retim üyesi olarak çal›flt›. 1967-82 de¤il Türkiye Cumhuriyeti tarihinin de önemli aras›nda da ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi fiehircilik Enstitüsü baflkanl›¤› yapt›. bir an›t›... O günleri flöyle an›ms›yor hocam›z: Çeflitli mimari proje yar›flmalar›na kat›lan Arû pek çok birincilik ödülü kazand›. Isparta, Kayseri, “Bu döneme ait çok bulan›k, iz b›rakacak yer Ödemifl, Bo¤azl›yan, Tekirda¤, Söke, Malkara, Babaeski, Band›rma, Gönen, Finike, Burdur, bulamayan an›lar yer almakta zihnimde... Serik, Biga, Tokat, Kars, Turhal, Gaziantep, Niksar, Tavflanl› ve Çerkezköy imar planlar›n› yapt›. Arû, mimari planlama çal›flmalar›nda konuyu her zaman çevreyle bir bütünlük içinde, çevre Dünyadan göçen yak›nlar›mdan kalan an›lar. sorunlar›na çözüm getirebilecek biçimde ele alm›flt›r. 1947-57 aras›nda Rebii Gorbon’la birlikte 1917-18’lerde Bir gün hepimizi evin alt kat›n- yapt›¤› 1. Levent ve 1954’te gerçeklefltirdi¤i 4. Levent Toplu Konut uygulamalar› bu yöndeki daki küçük bir odaya toplad›lar: Uçaklar Hay- çal›flmalar›n›n önemli örneklerindendir. darpafla’y› bombard›man ediyormufl. Uzaktan Arû’nun ayr›ca Türk Hamamlar› Etüdü (1941), ‹kinci Dünya Harbi’nden Sonra Garp Avrupas›’nda Mesken Problemi (1950), ‹mar Planlama Çal›flmalar› Çizim Tekni¤i (1955, G. top sesleri duyar gibi olduk... Me¤er 1. Dünya Özdefl ile), Yayalar ve Tafl›tlar, fiehir Dokusunda Yeni Ulaflt›rma Düzenleri (1965), Türk Kenti Harbi varm›fl. Biz de Almanlar taraf›nda harp (1998) adl› kitaplar› bulunmaktad›r. ediyormufluz. ‹ngiliz uçaklar› ‹stanbul’a gelmifl.

24 mimar•ist 2006/1 PROJE / PROF‹L

Çok bulan›k, hayal meyal baz› an›lar... Bu an›- gördükten sonra bana yapt›¤› öneriden sonra lar 1918’den olmal›... Bir sabah, evin ön bahçesi- bafllad›... nin yabanc› askerlerle doldu¤unu gördük. ‹ngi- 1932 sonbahar›nda, F›nd›kl›’da Güzel Sa- lizler, Frans›zlar ve ‹talyanlar ‹stanbul’u iflgal natlar Akademisi Yüksek Mimarl›k Bölümü’nde etmifl... ‹talyanlara da, Ahmet Halim Bey’in bir kabul imtihan›ndan sonra, Türkiye’de var evini, Kuvayi Milliye taraf›nda oldu¤u için, ce- olan yegâne mimarl›k e¤itimine bafllad›k. Aka- za olsun diye, k›flla olarak tahsis etmifller ve bir demide befl y›l›n an›lar› anlatmakla bitmeyecek asker kalabal›¤› bizim bahçeyi doldurmufl... ‘Bir kadar çok..”. saat içinde evi terk edin’ emrini hiç unutamam. Ve devam ediyor: Topland›k ve yanda büyük day›n›n evinin zemin “Akademi Mimarl›k Bölümü’nden 1937’de kat›na tafl›nd›k... pekiyi derece ile mezun oldum... 1937 sonunda Bir sabah, annemi al›p askerî divan-› harbe 25 yafl›nda, uzun boylu, çok zay›f, yak›fl›kl› da, götürdüklerini ö¤rendik. Anneci¤im 28 yafl›n- çirkin de denemeyecek, Frans›zca, Almanca bi- da... O günleri flöyle anlat›yor. ‘‹flgal’den evvel len lise ve yüksekö¤retimi baflar› ile bitirmifl bir baban ve arkadafllar› toplan›p konuflurlard›. O gençtim. Bir gün annem bana ‘Baban, Kemal’i zaman harem vard›. Ben aralar›na giremez- art›k evlendirelim diyor. Sen ne dersin?’ diye sor- dim. Cephane gelirdi. Yata¤›m›n alt›nda bomba du. Ben ‘Pek acele etmesek iyi olur,’ dedi¤imi ha- ile yatt›¤›m› bilirim. Sonra Kuvayi Milliyecilere t›rl›yorum. Günseli’yi Akademi’den uzaktan ta- devaml› yiyecek gönderilirdi. ‹tilafç›lar baban› n›r ve be¤enirdim. Neticede tan›flt›k, evlenmeye mimledi. ‹lk iflgalde bu adam ittihatç›d›r diye karar verdik. 14 Temmuz 1938’de Tarabya Ote- baban› gösterdiler. ‹talyanlar evi iflgal ettiler. li’nde dü¤ünümüz oldu.” fiimdi gençlik her fleyi haz›r buldu da kolay elde Akademik yaflam›n›n bafllang›c› ile ilgili an›- edildi san›yor. Ne fedakârl›klar, ne birlikti.’ Her lar›n› da flöyle anlat›yor sevgili hocam›z: zaman derin derin düflünürüm, annem baflka “1940 y›l› Nisan ay›nda rahmetli Prof. Emin yarad›l›flta bir insan olsa idi, acaba ben, hayat›- Onat’›n yeniden kurdu¤u Mimarl›k Fakülte- m›n hangi zaman›nda, yaflam›n hangi noktas›- si’ne asistan girdim. Prof. Emin Onat, ‹sviç- na kadar giderdim diye...” re’den ETH’dan yeni gelmiflti. O s›ralarda E¤itim yaflam›n›, Galatasaray ve Akademi Frans›z Prof. Debb, mimarl›k dersleri veriyordu; y›llar›n› da flöyle özetliyor sevgili hocam›z: beni de Galatasarayl› olarak, ona asistan tayin “1923-1932 aras› dokuz y›l süren Galatasa- ettiler. 1940 sonbahar›nda Moda’daki baba ray y›llar›. Diyebilirim ki, bu y›llar 80 y›ll›k öm- evinden ç›karak Niflantafl› Güzelbahçe Sokak rün en renkli, en hareketli, an›larla dolu, en zengin y›llar›yd›. Özellikle, Galatasaray izci oy- ma¤›nda, 29 Ekim’lerde Ankara’ya giderek, res- migeçit günü, Atatürk’ün önünden geçmek en unutulamaz an›lar›m aras›ndad›r. ‹zcili¤e ka- bul edilmemin öyküsü de ilginçtir. O y›llarda çok zay›f oldu¤um için, okul doktoru iki defa izci ol- mama izin vermemiflti, üzüntü içinde idim. Ni- hayet üçüncü defada ‘Birkaç kilo alm›fls›n, art›k izci olabilirsin,’ demiflti doktor... Dünyalar be- nim olmufltu. Ceplerime demirler doldurarak iz- ci olmufltum... Tasar› geometri hocas› ‹sviçreli M. Membo- ury’nin yapt›rd›¤› ödevler benim çok ilgimi çe- kerdi... Bana hep iyi notlar verirdi. Demek o za- man ben bu dala karfl› ilgi göstermiflim. Membo- ury’nin her hafta verdi¤i çizim tasar›lar›n› be- ¤enmez, tekrar tekrar yapar verirdim; be¤enme- diklerimi de baz› arkadafllar benden al›rlard›... Bir gün M. Memboury bana, ‘Sen liseden sonra Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarl›k Bö- lümüne devam et, baflaraca¤›n› san›yorum,’ de- Kemal Ahmet Arû ve ö¤renciler, ‹stanbul içinde miflti. Bu mesle¤e do¤ru ilk yönelmem, M. Mem- flehircilik inceleme gezisi boury’nin, tasar› geometriye duydu¤um ilgiyi s›ras›nda (1967).

mimar•ist 2006/1 25 PROJE / PROF‹L

Metanet Apartman›’na tafl›nd›k. O¤lum Emre Tevfik Taylan’›n bu konuflmas›n› ilerdeki y›llar- 1942 Haziran›’nda, k›z›m Lale 1948 Kas›- da da hep hat›rlam›fl›md›r.” Evet, ben de an›m- m›’nda burada do¤du. Küçük bir katt› ve bana s›yorum. Benim doktora hocam Kemal Ahmet dar gelen bir çal›flma odas› ay›rabilmifltik. Bu Arû da ben s›nava girerken, “Hiç heyecanlanma senelerde pek çok yar›flmalara kat›ld›k, pek çok Nuran, unutma, aram›zda doktora konunu sen- dereceler kazand›k. Doçentli¤imi bu apartman- den iyi bilen yok,” demiflti... da kutlad›k. Pek çok imar plan› etüdünü yine o Akademik yaflam›n› anlatmaya devam ediyor küçük odamda haz›rlad›m. Bu dönemde asistan- sevgili hocam›z: l›k ve doçentlik statüsü henüz kesin formlara “1943’te ‹kinci Bina Bilgisi Kürsüsü’ne do- ba¤lanmam›flt›, asistanl›ktan sonra müderris çent tayin edilmifltim. Kürsü doçenti olarak muavini unvan› geliyordu. O arada, girdi¤im Prof. Holzmeister’le beraber ders ve tatbikatlara bir mimarl›k yar›flmas›nda birinci oldum. Yük- bafllad›m. Viyanal› Prof. Holzmeister, Ata- sek Mühendis Mektebi Müdürü Tevfik Taylan da türk’le çal›flm›fl, 1928-1932 aras›, Ankara’da yar›flmay› kazand›¤›m› duyunca, benim için; bütün bakanl›k binalar›n›n planlar›n› haz›rla- ‘Ald›¤›m›z asistan iyiymifl, onu müderris muavi- m›fl ve en sonunda büyük önderin isteklerine göre ni yapal›m’ diye Emin Onat’a öneride bulun- Çankaya Köflkü’nü planlam›flt›. Bu hoca ile çal›- mufl... Ben de müdür Tevfik Taylan’›n önerisi ile flaca¤›m için çok mutlu olmufltum... müderris muavini olacakt›m, ancak tam o s›ra- 1943’lerde, Gümüflsuyu’ndaki eski Mühendis da Yüksek Mühendis Okulu, Milli E¤itim Ba- Mektebi binas›nda Prof. Oelsner ile çal›flmaya kanl›¤›’na ba¤lanm›fl ve yeni esaslar kabul edil- bafllad›k. 1942’de Prof. Oelsner’e bir y›l Mukbil miflti, otomatik müderris muavinli¤i kalkm›flt›. Gökdo¤an yard›m etmiflti. Bir sene kadar hem

Ö¤rencilerle Samatya Yedikule inceleme gezisi (1965’ler). Ben ise tez haz›rlayarak, bir tez müdafaas› yap- Holzmeister’in, hem de Prof. Oelsner’in kürsü- t›ktan sonra doçent olmufltum. ‹lk doçentlik im- sünde doçent olarak çal›flt›m. O s›ralarda, Emin tihan›, Gümüflsuyu’ndaki, denize bakan Fikri Bey, bir de Frans›z iç mimar Prof. Louis Sue’yü Santur Amfisi’nde, o zamanki ‹nflaat Fakültesi davet etmiflti; o da derslerini Frans›zca veriyor- müderrislerinin oluflturdu¤u bir jüri önünde s›- du, ona da beni yard›mc› olarak atad›lar. 1942- nav fleklinde yap›ld›. Tezimin konusu ‘Türk Mi- 1944 y›llar› benim esas disiplinim belirlenme- marisinde Hamamlar’d›. S›navda hocalar soru den, bir ara Prof. Ziya Kocainan’a da yap› ders- sordular, bir hayli heyecanl› idim, s›nava girer- lerinde yard›mc› olarak çal›flt›m, çok yönlü bir ken rahmetli müdür Tevfik Taylan yan›ma gel- çal›flma oldu.” mifl, heyecanl› oldu¤umu fark etmiflti ki; bana, Mimarl›k mesle¤i içinde flehircilik disiplini- ‘O¤lum, bak sana bir ö¤üt vereyim, sak›n heye- nin do¤uflunu da flöyle anlat›yor sevgili hoca- canlanma, düflün ki karfl›ndakiler o konuyu se- m›z: nin kadar incelememifl olabilirler. Sen hiç heye- “Nihayet, Emin Onat’›n karar› ile fiehircilik canlanmadan aç›klamalar›n› yapars›n’ demiflti. Kürsüsü doçenti olarak, Prof. Oelsner’le çal›flma-

26 mimar•ist 2006/1 PROJE / PROF‹L ya bafllad›m. Onunla 1949’a kadar Mimarl›k n›n detay planlar›n› benim yapmam› arzu et- Fakültesi’nde, daha sonra, 1957’deki vefat›na miflti. 1945’te Kayseri’ye birçok seyahatler yapt›m kadar da birçok vesile ile beraber olduk. Prof. ve Belediye ile istiflareler yaparak, Kayseri ‹mar Oelsner’in çok esasl› bir kimli¤i ve bir derin filo- Plan›’n› 1946’da tamamlad›m. Kayseri ‹mar zof taraf› vard›. Onu tan›mak, onunla beraber Plan›, benim yapt›¤›m ilk imar plan› olmufltu. çal›flmak, hayat›m›n bir flans›d›r diyebilirim. O s›ralarda, ‹ller Bankas› kurulmufl ve Tür- 1949’da Gümüflsuyu’ndan Taflk›flla’ya tafl›nd›k, kiye’deki kasaba ve flehirlerin imar planlar›n›, zemin katta, sa¤ koridorun birinci odas› (ö¤le Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›’n›n verdi¤i yetki belgele- dinlenmesini yapt›¤› büyük maroken koltuklu rini alan mimarlara, ihale yolu ile yapt›rmakta oda) ‹TÜ’de flehircilik derslerinin bafllad›¤› tari- idi. Bir flehircilik hocas›n›n yetiflmesinde, Anado- hî odad›r. lu kentlerini tan›mak, oralardaki sorunlar› ö¤- ...Ve flehircilik mesle¤ine yöneliflini ve Prof. renmek ve çözüm önerileri haz›rlaman›n büyük Oelsner’le an›lar›n› aktar›yor sevgili hocam›z: rolü olaca¤›n› düflünen hoca, beni imar planlar› “Prof. Oelsner, ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi’nde haz›rlamaya yöneltmiflti. 1945’lerden sonra yap- yaklafl›k sekiz sene ders vermifl, ben de bütün bu t›¤›m flehircilik planlar›n›n tasdiki için, y›lda iki sürede onun yard›mc›s› olarak çal›flm›flt›m. Prof. üç defa Ankara’ya gitmem gerekiyordu. Plan so- Oelsner, Berlin Teknik Üniversitesi mezunu mi- runlar› için, ‹ller Bankas› fiehir Planlama Ge- mar olarak, Berlin ve daha sonra do¤du¤u flehir nel Müdürlü¤ü ve Bay›nd›rl›k Bakanl›¤› Yap› Hamburg’da, Hamburg Belediyesi’nde çal›flm›fl ve ‹mar ‹flleri Reisli¤i; 1943-48 y›llar› aras›nda ve daha sonra fiehir Meclisi’nde Yap› Senatörü da Bakanl›k’ta fiehircilik Fen Heyeti ismini tafl›- olarak görev alm›fl, mimar kökenli bir flehircilik yan bir bölüm vard›. Prof. Oelsner bu bölümün uzman› idi. Esasen o zamanlar, flehircilik diye uzman› olarak, projeleri inceliyor, gerekirse ma- çok net ayr›lm›fl belirgin bir dal yoktu. fiehircilik hallerine de gidiyordu. Mimarl›ktan sonra, be- mimari alan içinde kabul edilirdi. Uzun y›llar nim flehircilik hocal›¤›na yönelmem böyle oldu. Yap› Senatörü olarak Hamburg flehir plan›n› Sevgili hocam›z, profesör olmas›n› ve ‹stan- haz›rlam›flt›. Bir süre Hitler döneminde de Al- bul Teknik Üniversitesi’nde flehircilik kürsüsü manya’da kalm›fl, ailesinin uzaktan Yahudi- baflkanl›¤›na atanmas›n› da flöyle anlat›yor an›la- lik’le bir ilgisi olabilece¤i flüphesi ve endiflesiyle r›nda: 1939’larda ABD’ye gitmifl ve oradan o zamanki “‹kinci Dünya Harbi’nden Sonra Avrupa’da Bay›nd›rl›k Bakanl›¤› Yap› ve ‹mar ‹flleri Reisi Mesken Problemi ismini tafl›yan kitab›m› Muammer Çavuflo¤lu’nun daveti üzerine, Ba- 1950’lerde haz›rlad›m. 1951’de Almanca, kanl›k fiehircilik Fen ‹flleri Dairesi’ne ‹mar Bafl Frans›zca lisan imtihanlar›n› baflard›ktan son- Müflaviri olarak atanm›flt›. Emin Onat Bey, ra, o zamana kadar yazd›¤›m iki kitap ve mi- Muammer Bey’in iyi arkadafl› idi ve Prof. Oels- mari ve flehircilik çal›flmalar›m göz önünde tutu- ner’i o sayede davet etmiflti. Prof. Oelsner, larak, Mimarl›k Fakültesi’nde bofl bulunan fle- 1943’lerde, iki haftada bir defa iki gün ‹stan- hircilik profesörlü¤ü kadrosuna, yabanc› ve Türk bul’a gelerek Mimarl›k Fakültesi’nde fiehircilik hocalardan oluflan bir jüri beni lay›k gördü.” derslerini verir; ben, o burada iken onun doçenti 1950-60 y›llar› aras›nda fakülte içindeki olarak ders ve uygulamalar›na yard›m ederdim. önemli olaylar› ve Mimarl›k Fakültesi içinde fle- Gelmedi¤i haftalarda da ö¤rencilerle flehircilik tatbikat› yapard›m. Bu durum 1949’a kadar devam etti. Ben sekiz y›l flehircilik e¤itimi gör- düm desem yeridir. Prof. Oelsner, kendisine tasdike gelen bütün imar planlar›n› yerinde inceler, etütler haz›rlar ve her dersinde, o s›rada meflgul oldu¤u kasaba ve flehre ait planlar›, kara tahta üzerinde ö¤rencile- re anlat›r. Kendi düflünce ve önerilerinin Türki- ye koflullar›na göre uygulanabilir ölçülerdeki tavsiyelerinin en ince detaylar›na girerdi. Yedi- sekiz senede Prof. Oelsner’den bu bilgiler ›fl›¤›nda Türkiye koflullar›n› ö¤rendim. fiehircilik üzerin- de derinleflmem böyle oldu. Prof. Oelsner, benim Soldan sa¤a: Orhan Safa, Kemal Ahmet Arû, flehir planlamada tatbikat yapmam› da istiyor- Sabri Oran, Emin Onat, du. Kayseri için kendi haz›rlad›¤› 1/2000 plan›- Nezih Eldem.

mimar•ist 2006/1 27 PROJE / PROF‹L

hircilik disiplininin geliflmesini de flöyle anlat›- “147’ler olay› beni çok fena etkiledi... Bir süre yor sevgili hocam›z: eve çekildim, kendi kendime uzun uzun düflün- “1950-60 y›llar› aras›nda, diyebilirim ki fa- düm. Tam bu s›rada, Stuttgart Teknik Üniversi- kültenin mimarl›k hocalar›; bu flehircilik de ne- tesi’nden bana bir davet mektubu geldi. Beni reden ç›kt› gibi, bizi hayretle izliyorlard›... O za- Mimarl›k Fakültesi fiehircilik Kürsüsü’ne misa- manlar flehircilik dersleri yaln›z mimarl›k ö¤- fir profesör olarak davet ediyorlard›. Stuttgart rencilerine veriliyordu. Bu derslerin müfredat Teknik Üniversitesi, Prof. Horst Linde’nin fiehir- program› da, Mimarl›k Fakültesi Profesörler cilik Kürsüsü’nde misafir profesörlü¤üm iki y›la Kurulu’nda kabul edildikten sonra uygulan›rd›. yak›n sürdü. Bu hocal›k ufkumu çok geniflletti. 1952’de Uluslararas› ‹zmir ‹mar Plan› Yar›fl- 1962 y›l›nda ç›kar›lan bir yasaya uygun olarak mas›n› o zaman asistan olan Gündüz Özdefl ve Ekim’de kürsüye yeniden tayinime ait dekanl›k Emin Canpolat’la haz›rlad›k ve birinci seçildik. yaz›s› Stuttgart’a gelmiflti. 1962 Ekim ortas›nda Bizi ‹TÜ Senatosu, 1954’te üniversite arma¤an› ‹TÜ’deki kürsüye döndüm. 28 Ekim’de üçüncü ile ödüllendirdi. Uluslararas› yar›flmada birinci defa fakülte dekan› seçildim. seçilmemiz kürsümüzün prestijini çok art›rd›... ‹TÜ’de flehircilik disiplininin mimarl›k bilim Yine o s›ralarda, Prof. Henri Prost ‹stanbul Be- alan›n›n d›fl›na taflmas›n› ve fiehircilik Enstitü- lediyesi’nden ayr›lm›flt›. ‹stanbul Belediyesi bu s›- sü’nün kurulmas›n› an›lar›nda flöyle yorumluyor rada ‘‹mar Müflavirler Heyeti’ ismini tafl›yan sevgili hocam›z: bir heyet kurdu. Bu heyette bizden Emin Onat, “1960-70 y›llar› aras›nda, Mimarl›k Fakül-

‹TÜ Mimarl›k Fakültesi, Fakülte Kurulu. Kemal Ahmet Arû’nun ikinci kez dekanl›¤a seçilmesi (1962). Mukbil Gökdo¤an ve ben vard›k. Her hafta bir tesi’nde flehircilik disiplini yavafl yavafl mimarl›k gün ‹stanbul Belediyesi’nde imar müflavirli¤i bilim alan›n›n d›fl›na taflmaya bafllad›, 1967 y›- görevi yapt›k...” l›nda fiehircilik Enstitüsü kuruldu. Bir k›s›m Sevgili hocam›z›n an›lar› içinde yer alan de- asistan›m›z, akademik kariyerde ilerleyerek, o kanl›k görevleri ile ilgili görüfllerinden de yöne- y›llarda doktoralar›n› ve tez çal›flmalar›n› yapa- tim görevlerinden pek hofllanmad›¤›n› anl›yo- rak doçent oldular. fiehircilik Enstitüsü kurul- ruz: madan evvel, 1962-66 aras›nda, fiehircilik Kür- “1954 dekanl›k seçiminde, fakülte dekan› se- süsü’nün bünyesinde dört-befl y›l süren flehircilik çildim; tamamen idari bir görev. Ayr›ca Fakülte konferans dizileri haz›rlam›flt›k. fiehircilikle ilgi- Kurulu, Yönetim Kurulu Senato ‹nflaat Komis- li bütün disiplinleri içeren bu konferanslar›, de- yonu ve daha birçok idari ve akademik toplant›- ¤iflik üniversitelerden davetli hocalar ve devlet lar... ‹ki y›l süren bu görev için bugün flunu söyle- kurulufllar›ndan, bizim bilim alanlar›m›zla il- yebilirim: ‘Çok zaman kaybettim o iki y›lda.’ Ne gili olan yetkili kifliler vermekte ve büyük ilgi gör- yaz›k ki bu göreve 1982’ye kadar iki defa daha mekte idi. 1967’den sonra yo¤un bir biçimde seçildim (vekâlet etti¤im süreler de ayr›).” ‹TÜ fiehircilik Bölümünü gelifltirmeye bafllad›k. 1960-70 y›llar› aras›ndaki önemli olaylar, Üniversiteler ve Ankara’da, flehircilikle ilgili ku- yurtd›fl› deneyimleri ve Stuttgart y›llar› da sevgi- rulufllar, bu enstitünün üyesi olmufllard›. Y›ll›k li hocam›z›n kitab›nda flöyle özetleniyor: genel kurul toplant›lar›nda her sene, Türkiye’ye

28 mimar•ist 2006/1 PROJE / PROF‹L ait, flehircilikle ilgili temalar ele al›n›rd›. Bir de- TAK’a önermiflti... Büyük bir gönül rahatl›¤› fas›nda hat›rlar›m, kat›l›mc› say›s› 200’ü bul- içinde emekli oldum. Ancak, çal›flmaya al›flm›fl, mufltu. Bu enstitü bir önemli ifli daha yerine geti- durmak bilmeyen bir taraf›m vard›. Bundan riyordu. Üniversitelerle ilgili, resmî kurulufllar› sonraki y›llarda da çal›flt›m... ve yerel idareleri bir araya getirerek, pek çok ko- 1940-1982 y›llar› aras›nda 42 y›l üniversite- nuyu beraberce tart›flmalar›n› sa¤l›yordu. fiehir- de fiili hizmet süresi... Emeklilik... Sonra son cilik Kürsüsü ve Enstitüsü, ‹TÜ bünyesinde d›fla derece aktif geçen iki on y›l daha... Projeler... aç›lan önemli bir organ halini alm›flt›. 1965 y›- Araflt›rmalar... Kitaplar... Yay›nlar... Meslek uy- l›nda ABD’de incelemeler yapmak üzere gulamalar›... Geziler... Tarihî belgeler... Dokü- görevlendirildim. fiehircilik bilim alan› üzerinde manlar... Dialar... Dialar... Dialar... Eflsiz bir ar- ABD’den pek çok doküman ve planlar getirdim. fliv... Ve gerçek bir tarih an›t›... Enstitü bünyesinde, bir çal›flma grubu olufltur- Kitab›nda yaflam öyküsünü yaflam sevgisi ile duk ve ö¤retim modelleri üzerinde, araflt›rmalar bitiriyor sevgili hocam›z Kemal Ahmet Arû... yapmaya bafllad›k.” Çok sevgili hocam›z Kemal “Herkes gibi yaflam› seviyorum. Ancak yafla- Ahmet Arû’nun önderli¤inde yürütülen bu ça- mak için onu sadece sevmek yeterli de¤il... Yafla- l›flmalarla flehircilik yüksek lisans program›n›n mas›n› bilmek de laz›m. Yaflamay› bilmek için temelleri at›ld›. 1969 y›l›nda ‹TÜ iki kademeli onun analizini yapmak, yaflam› oluflturan par- e¤itime bafllad› ve 1974 y›l›nda MMLS (mü- çalar› bir bir göz önüne sermek gerekli... ‹flte flim- hendislik-mimarl›k lisans sonras›) program› di, dipsiz, dibi gözükmeyen derinliklere do¤ru içinde benim de ilk ö¤rencisi oldu¤um mimar- bakmaya bafllad›k...” l›k sonras›nda flehircilik dal›nda yüksek lisans ...Ve gerçekten hocam, yaflamas›n› iyi bili- program› bafllat›ld›. yordunuz, bizlere de örnek olacak mutlu ve do- 1970’li y›llar›n yaflam›ndaki izlerini de flöyle lu dolu bir ömür sürdünüz. Hâlâ ö¤renecek aç›kl›yor sevgili hocam›z: pek çok fley b›rakt›n›z... Bize verdi¤iniz her fley “1970-77 y›llar› aras›, yaflam›m›z›n henüz için sonsuz teflekkürler sevgili hocam... Son yol- pembe geçen y›llar› idi. Me¤erse sevgili eflim Gün- culu¤unuzda da yolunuz aç›k olsun... Ailenizin, seli’nin çok zaman› yokmufl... 1977 y›l›n›n orta- tüm yak›nlar›n›z›n, sevdiklerinizin, mimarl›k ve s›nda o menhus hastal›¤a yenildi. Bundan sonra flehircilik dünyas›n›n bafl› sa¤ olsun... Say- o pembe yaflam›m›z simsiyah oldu... Bundan son- g›lar›m›zla... raki y›llar art›k koyu gri y›llard›... Bir daha pembeleflemedi... Nuran Zeren Gülersoy, ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve 1980-82 y›llar› aras› üniversite normal de- Bölge Planlamas› Bölümü Baflkan› vam ediyordu... Yine kendime önemli ifller bul- mam ve yaln›zl›¤›m› duymamam gerekiyordu... Proje/Profil sayfalar›nda kullan›lan foto¤raflar 1980 sonunda k›z›m ve o¤lum ABD’ye yerleflmifl- Yap›-Endüstri Merkezi Yay›nlar› ve Sanal Mimarl›k Müzesi arflivlerinden al›nm›flt›r. lerdi. Orada uzunca kalarak, ABD’de bafllayan kentsel tasar›m e¤itimini üniversitelerde incele- meyi düflündüm. ABD’de yaklafl›k 2500 üniver- site vard›. Bir kitapç›dan bütün üniversiteleri içeren büyük katalogu ald›m. Bu katalogdan 153 üniversiteyi bizimle ilgili bularak seçtim. In Memory of Prof. Kemal Ahmet Arû’nun ‹TÜ fiehircilik Enstitüsü’nün resmî k⤛tlar›na, yapmay› düflündü¤ümüz araflt›rmay› anlatan Kemal Ahmet Arû was born in 1912 in ‹stanbul. He was graduated from Academy ‹ngilizce bir mektup haz›rlad›k. Bu bir anket ça- of Fine Arts (MSGSÜ), Department of Architecture in 1937 and started working in l›flmas› idi. 153 mektup postaya verildi. Üniver- ‹TÜ Faculty of Architecture Chair of Urban Planning as an assistant in 1940. sitelerden bir ay içinde 90 cevap ald›k. ‹kinci bir He also instructed in YTÜ and Technical School of ‹TU Maçka. He became a seyahatimde bu dokümanlar› tasnif ettim, cet- professor in 1950. He worked as a guest instructor at the Urban Planning Chairs veller haz›rlad›m. Bu çal›flmalar beni çok mutlu of Stuttgart, Berlin and Vienna Technical Universities. He was awarded many first ediyordu... prizes in various architectural design competitions. He prepared the development 10 Temmuz 1982’de tam 70 yafl›nda emekli plans of different provinces and towns in Turkey. In his works of architectural planning Arû has always taken the issue through integrity with the environment oldum. Her bak›mdan vicdan›m rahatt›, and in a way that the result would solve the environmental problems. ‹TÜ’de bu bölümün (fiehir ve Bölge Planlamas› Nuran Zeren Gülersoy commemorates Kemal Ahmet Arû by narrating his life with Bölümü) kurulufl y›llar›nda bir rol oynad›¤›ma his own expressions through the quoted passages from his last book, Kemal inan›yordum. Fakültem ve üniversitem beni Tü- Ahmet Arû - Bir Üniversite Hocas›n›n Yaflam›n›n 80 Y›l›. bitak Hizmet Ödülü’ne lay›k görmüfl, TÜB‹-

mimar•ist 2006/1 29 PROJE / PROF‹L Bir Hocan›n Ard›ndan Kendi Dilinden Kemal Ahmet Arû Necati ‹nceo¤lu

azmakta oldu¤um bir kitapla ilgili olarak n›n yata¤› alt›na saklanm›fl, Maden taraflar›n- YYKemal Ahmet Hoca’yla bir konuflma yap- dan bir kömürcü kay›¤› ile kaçm›fl. Alman kad›n m›flt›m. Bana Birinci Dünya Savafl› öncesi bir ‹t- bana Frans›zca da ö¤retmeye bafllatt›. 1921-22 tihatç› olan babas›n›n an›lar›yla bafllayan yaflam savafl y›llar›. Babam savafl›n bitiminde ‹zmir’e öyküsünü anlatm›flt›. 2003 y›l›nda, 2 May›s gü- geldi. Ticaret yap›yordu. ‹ki y›l orada kald›m. nü onu Niflantafl›’ndaki evinde ziyaret etmifltim. ‹nönü ‹lkokulu diye bir okula gittim. Kendisine yard›m eden genç asistan›yla birlikte Savafl›n bitmesi ve ‹ttihatç› olman›n suç ol- yeni kitab› üzerinde çal›fl›yordu. Heyecanla o maktan ç›kmas› üzerine ailesi ‹zmir’den ‹stan- kitab›n› anlatmakla bafllad› söze. O kitab›ndan bul’a döndü. O y›llarda Galatasaray’da okumak baflka, s›rada bekleyen birkaç kitab› daha oldu- bir ayr›cal›kt›, Kemal Ahmet Arû da bundan ya- ¤unu söyledi. O s›rada yafl› doksan› geçmifl ol- rarland›. mal›yd›. Ama hoca hayat ve heyecan doluydu. Galatasaray’da okumufl bir akraba beni ald› Büyük bir incelikle hizmetçisinin getirdi¤i çay› götürdü, Galatasaray’a yazd›rd›. 1923. S›nav onun elinden al›yor ve bana kendi eliyle sunu- falan yok. Nereye intibak edece¤im belli de¤il. yordu. Hocan›n söyleyecek çok fleyi vard›. Kararlamadan üçüncü s›n›fa koydular. Babam- ‹sterseniz önce Akademi’ye nas›l geldim, onu lar bana ders ald›r›yorlar. S›n›f atlama s›navla- anlatay›m. Galatasaray’da bir hoca vard›, Er- r› var. Her fley karmakar›fl›k. Yafll› çocuklar var- nest Memboury, kitaplar› vard›r; o bizim tasar› d›. Savafltan dönmüfl. Ben s›nav atlad›m befle. geometri hocam›zd›. ‹sviçreli. Onun gözüne gir- Memboury Bey’in tavsiyesiyle Akademi’ye gir- dim, güzel eskizler yapard›m. Hoca beni tutard›. dim. Akademi’de bizim s›n›fta Orhan Alsaç Eskizlerimi arkadafllar›m al›rlard›. Ahsen Ya- vard›. paner’e de, “Sizin yeteneklerinizi biliyorum, siz Galatasaray’daki Frans›z hocalar, özellikle mimar olun,” demifl. Ailede mimar falan yok resim ve tasar› geometri hocalar› yetenekli bul- ben öyle kendili¤imden gönül koydum. O y›llar duklar› pek çok genci mimarl›k mesle¤ine, Aka- için “ah bu y›llar bitmese” derdim. Akademiye demi’ye yönlendiriyorlard›. Kemal Ahmet 32’de girdim. Sedad Hakk› hoca olmufl. Arif Arû’dan birkaç y›l önce Kemali Söylemezo¤lu Hikmet hocam›z. Akademi müdürü Ahmet Kes- da hocalar›n teflvikiyle Akademi’ye girmiflti. Ke- kin’in day›s› Nam›k ‹smail... mal Ahmet Arû Akademi’ye girdi¤inde, O y›llarda varl›kl› ailelerin, çocuklar›na kü- 1912’de göreve bafllayan ve bu görevi 1930’a çük yaflta yabanc› dil ö¤retmek için yabanc› mü- kadar süren Giulio Mongeri’nin etkisindeki seç- rebbiye tutmalar› yayg›n bir gelenekti. Kemali meci üsluplar ve Milli Mimari dönemi kapan- Söylemezo¤lu’nun an›lar›nda da Avusturyal› bir m›flt›. 1931’de Akademi’ye kat›lan E. A. Eg- ö¤reticiden söz edilir. Birinci Dünya Savafl›’nda li’nin etkisiyle Akademi’de modern anlay›fl ege- Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun savafl› kaybetmesi, men olmaya bafllam›flt›. bu kayb›n sorumlusu görülen ‹ttihat ve Terakki Biz Egli ile bafllad›k; ‹smet Pafla K›z Enstitü- Partisi mensuplar›n› yaln›z Türkiye’nin de¤il sü’nü yapan. Onun iyi talebesiydim. Egli 35’ler- dünyan›n dört bir yan›na savurmufltu. Kemal de Süleymaniye eteklerindeki Botanik Enstitü- Ahmet Hoca’n›n ailesi de bu sürgünden pay›n› sü’nü yapt›. O çevreye uymayan bu yap›yla Egli alm›flt›. kendi kendini cezaland›rm›flt›. Bu yüzden kredi- Almancam da iyiydi. Benim ailem çocuklu- si bozuldu. Herhalde bask› ile yapt›rd›lar. 35’ler- ¤umda bir Alman hoca tutmufl. Alman kad›n de Bruno Taut geldi. Ben onda iki sene okudum, bizimle birlikte Anadolu’yu dolaflt›. Babam ‹tti- Almanca biliyorum, büyük flans. Hocalarla Al- hatç›lardand›, Ferit Pafla Kabinesi taraf›ndan manca konuflurdum. Egli Türkçe de bilirdi, idama mahkûm oldu. Biz mecburen Anadolu’ya Çam Palas’ta otururdu. Ankara’da bira fabri- kaçt›k, Antalya’ya. Ada da hastal›kl› bir kad›- kas›n› yapt›. Bruno Taut fevkalade bir hocayd›,

30 mimar•ist 2006/1 PROJE / PROF‹L

ö¤retmeyi iyi bilirdi. Almanca konufltu¤um için s›zca pald›r küldür bir fleyler anlat›yor. Bir gün benimle ilgilendi, “Avrupa imtihanlar› aç›ld›- bana “Buraya bak, mimar m›s›n›z?” dedi, Al- ¤›nda siz girin,” dedi. Girmedim. Egli’ye göre lahtan Emin Onat onun hakk›ndan geldi. Sonra daha moderndi. Konular›n› daha büyük ele al›r- Emin Onat’la çal›flmaya bafllad›m. d›. Bir seminer yapt›; konusu Ankara Saraço¤lu Hitler rejiminden kaç›p Amerika’ya gitmifl Mahallesi. ‹lk etütleri onundur. Toplu konut olan Oelsner, savafl s›ras›nda Türkiye’ye gelmifl- üzerine derin bilgisi vard›. ti. Mimarl›k fiubesi’nde flehircilik dersleri veri- Çok iyi bir dereceyle mezun olmufltu. Yeni yordu. Kemal Ahmet Hoca’n›n flehircili¤e yö- tan›flt›¤› Günseli Han›m’la evlenebilmesi için nelmesinde onun etkisi büyüktür. kay›npederi askerli¤ini yapma flart›n› koymufltu, Oelsner 42’ler 43’lerde önce Gümüflsuyu’na, elbette bir ifli de olmal›yd›. Akademi Baflka- Yap› ‹mar ‹flleri Reisli¤i’ne geldi. Amerika’dan n›’ndan ald›¤› bir mektup onu akademik hayata dönmüfltü. Alman, Hamburglu. Emin Onat ba- yönlendirdi. na “Pafla sen Almanca biliyorsun, sen tercüme 1937’de mezun oldum. Askerlikten evvel et,” dedi. Kim gelse ben çeviriyorum. Oelsner 15 Günseli’yle tan›flt›k. Evlenmeye karar verdik. günde bir Ankara’dan derse gelirdi. Orhan Safa Kay›npeder “Önce askerli¤ini yaps›n,” dedi. Ça- da geldi. Orhan Safa daha önce Y›ld›z’da hocay- nakkale’de askerli¤imi yap›yorum. Kay›npeder d›. Orhan Safa Holzmeister’e, ben her ikisine de de Ezine’de. Derken Burhan Toprak’tan bir asistanl›k yap›yorum... mektup geldi, “Seni eskiden beri takip ederim. Seni Akademi’ye asistan olarak almaya karar verdik, sana 100 lira verece¤im,” diye. Sedad Hakk› da istiyor. Ahsen benden bir gün önce va- pura atlad›, Burhan Toprak’a gitmifl, “Efendim bir asistan alacakm›fls›n›z, hem öyle paraya fa- lan da bakmam,” demifl ve o asistan girdi. Yüksek Mühendis Mektebi’nde Mimarl›k fiubesi’nin bafl›na getirilen Emin Onat o y›llar- da her biri birkaç dil bilen yetenekli gençlerle bir kadro kurma çabas›ndayd›. Kadrosuna Aka- demi’yi ikincilikle bitiren o s›rada Y›ld›z Teknik Okulu’nda görevli olan Orhan Safa’y› da almay› düflünüyordu. Emin Onat’›n bu koflullar›na uyan ve döneminin s›n›f birincisi Kemali Söyle- mezo¤lu ve Akademi’nin baflar›l› ö¤rencisi Ne- Kemal Ahmet Hoca profesörlü¤e yükseltil- Taflk›flla fiehircilik Kürsüsü'nde Kemal Ahmet zih Eldem de daha sonra bu kurucu kadroya ka- mesini büyük bir alçakgönüllülükle, ola¤an bir Arû'nun çal›flma masas› t›lacakt›. Kemali Söylemezo¤lu flans›n› önce fleymifl gibi anlat›yor: (1955). Akademi’de denemiflti. Kemal Ahmet Hoca’n›n 1944-45 ö¤retim y›l›nda üniversite olduk. kendisine Akademi’de sunulan f›rsat› kaç›rmas› 1950 senesinde Taflk›flla’ya geldik. Hamit Dil- ise Yüksek Mühendis Mektebi Mimarl›k fiubesi gan, Emin Onat, Sait Kuran, Mukbil Gökdo¤an için bir flanst›. Emin Onat sözü hiç uzatmad›, profesörler. Profesörler Kurulu kurabilmek için ona “Pafla hemen ifle baflla,” dedi. bir profesöre daha ihtiyaç var. Mukbil Bey “Hadi Bana dediler ki, “Emin Onat asistan ar›yor- sen profesörlü¤e baflvur,” dedi. ‹ki dilden yabanc› mufl, seni ona tavsiye etmifller.” Tavsiye eden Zeki dil s›nav›, bir de bilim s›nav› yapt›lar. Profesör Sayar. Dergiyi ç›kar›yor, herkesi tan›yor. Gittim, olduk. Emin Onat “Hadi pafla seni alal›m,” dedi. Biz 1948, 1949’da Oelsner Hamburg Belediye- girdik. Y›llar sonra Sedad Hakk›, Ahsen bir yer- si’nden teklif ald›, planlamadan sorumlu olmak deyiz, Sedad Hakk› “Yahu biz seni asistan ala- üzere. Rehabilitasyon projesi. “Bu davete hay›r cakt›k ki, Ahsen girdi,” dedi. demek,” olmaz dedi, yoksa Türkiye’de yaflamak 1940-41’de asistan olarak girdik. PTT binas› istiyordu. “Ben burada ölece¤im,” diyordu, Bur- arkas›nda ikinci katta Mimarl›k fiubesi ‹nflaat sa’ya gömülmek isterdi. Oelsner hayat›mda bü- fiubesi’nin içindeydi. Emin Onat ‹sviçre’ye git- yük rol oynam›flt›. Bekârd›, hiç evlenmemiflti. miflti. Debb bir Frans›z hoca, Yolcu Salonu’nu o Amerika’ya gitmeye mecbur olmufl. Muammer yapm›flt›r. Ben onun asistan›yd›m. Debb biraz Çavuflo¤lu onu Amerika’dan getirmifl. Bay›n- kaba bir adamd›. Davran›fllar› sayg›s›zd›. Fran- d›rl›k Bakanl›¤›’na, ‹mar Planlama Müdürlü-

mimar•ist 2006/1 31 PROJE / PROF‹L

¤ü’ne, Ankara’ya uzman olarak. Çavuflo¤lu, mas› olay›n›n açt›¤› yaralar Türk akademik ha- Emin Onat’›n s›n›f arkadafl›. Ona da tavsiye et- yat›nda yeterince tart›fl›lmam›flt›r. O y›l üniversi- mifl, “Bu flehircilik hocas› size gelsin, on befl günde tede ö¤renciydik. Bizler olay› biraz flaflk›nl›kla bir gelsin gitsin,” diye. Daha sonra Hamburg’da karfl›lam›flt›k. Emin Onat, Orhan Safa, Kemal Oelsner’in bürosunda bir süre çal›flt›m. Ahmet Arû gibi Mimarl›k Fakültesi’nin kurul- 1952’de dekanl›k, her seyahate ç›kana vekâ- mas›nda büyük eme¤i geçmifl kurucu ve de¤erli let... hocalar nereden kaynakland›¤› ve niçini bilin- Kemal Ahmet Hoca her sat›r› sevecenlik ve meyen bir kararla fakülteden uzaklaflt›r›lm›flt›. hoflgörü dolu bu öyküsünün bir yerinde “de- Bizlerin olay› bütünüyle kavramam›z ve de¤er- kanl›¤a vekâlet” deyince, zihnim 48 y›l gerilere, lendirmemiz zordu, ö¤renciler bu olaya bir tep- onun genç bir profesör, benim ö¤renci oldu- ki göstermediler, ama akademik çevrelerin bu ¤um y›llara gitti. olaya kay›ts›z kalmas› hiçbir tepki göstermemesi Onun hoflgörüsü benim ö¤retim hayat›m› flafl›rt›c›d›r. Bu bahts›z olay Kemal Ahmet Ho- da etkilemiflti. 1955-1956 ö¤retim y›l›nda ‹TÜ ca’y› çok yaralam›flt›; ama o kendi ayaklar› üze- Mimarl›k Fakültesi’nde birinci s›n›f ö¤rencisiy- rinde durmay› ve bunu kendi yarar›na kullan- dim. ‹kinci yar›y›l bafl›nda nas›l olduysa harç ya- may› bildi. t›rma süresini bir gün geçirmifltim. Ders kayd› Dört kere dekanl›k yapt›m, vekâletler d›fl›n- için gitti¤imde fakülte sekreterini görmemi söy- da. Daha sonra 147 oldum. O da bir flans oldu; lediler. Sekreter yapacak bir fley olmad›¤›n› o dünyaya aç›ld›m. Beni Prof. Horst Linde ça¤›r- ders y›l›m›n yanaca¤›n› söylüyordu. Ac›mas›zca d›. Hochschule, Bau Plannung. Stuttgart’tan bir de bana “fieriat›n kesti¤i parmak ac›maz,” Prof. Guttbrot, “Senin yerin buras›, gel,” diye diye bir ders vermeye kalkm›flt›. Onun odas›n- mektup yazd›. Kendisini Türkiye’ye gelip gitti- dan ç›karken akl›mdan “fieriat›n kesti¤i parmak ¤inde tan›m›flt›m. Emin Onat kendine göre bir senin de¤il, tabii ki ac›maz, kendi parma¤›n ke- günah ifllemiflti; Parti’ye girdi. Benim ise böyle silsin de gör,” diye geçirmifltim. Ders y›l› iki ya- bir iliflkim yoktu. Bu beni çok sarsm›flt›. Linde r›y›la bölünmüfl olmakla birlikte dersler bir y›l- daha önce bize gelmiflti. Stuttgart Üniversitesi l›kt›. Bu nedenle kayb›m bir yar›y›l de¤il tam bir misafir hoca olarak istiyor. Çoluk çocu¤u ald›k, y›l olacakt›. Mimarl›k Fakültesi’nin dekanl›k ho- arabayla Almanya’ya... Stuttgart’ta projeye git- lünde düflünceli düflünceli dolafl›rken yan›ma tim. Asistanlar›m iyi çocuklard›. Seyahatler yap- büyük s›n›flardan bir ö¤renci geldi. Derdimi t›m, sergiler yapt›m, masraflar›n› onlar yapt›¤› anlat›nca, “Mazeretini belirterek hemen yöne- için sergi onlar›n oldu. Sergiyi Berlin’e Viya- tim kuruluna baflvur. fiansl›s›n dekan Kemali na’ya götürdüm. Söylemezo¤lu hasta oldu¤u için Almanya’da. O Birkaç y›l sonra 147 olay›, ard›nda ac› bir iz çok serttir, o olsa sene kaybetmifltin, ama ona b›rakarak düzeltildi. vekâlet eden Kemal Ahmet Bey çok hoflgörülü- Bana bir mektup yazd›lar, üniversiteye dön- dür, sana anlay›fl gösterecektir,” dedi. Orta kata mem için. 1962 Ekim ay›nda geldim. Gelir gel- inip Kemal Ahmet Bey’in fiehircilik Kürsü- mez hemen dekan seçtiler. Emin Onat 1961’de sü’ndeki odas›n›n kap›s›n› çald›m, derdimi an- vefat etmiflti. ‹lk doktoray› mimarl›kta yapt›r- latt›m. Beni dinledi, çok üzgün oldu¤umu gö- d›m, Gündüz Atal›k ve Nilüfer Agat’a. rünce bir de üzülme diye teselli etti, “Bir dilek- Emin Onat h›rsl› de¤ildi. Mert bir adamd›. çe ver, hallederiz,” dedi. Baflvurumu kabul etti Ama uygulamay› severdi. 1950’lerde Prost gi- ve ben ayr›lmay› bile düflündü¤üm fakültemde dince imar müflaviri diye bizi ald›lar. Bazan Bo- kald›m. natz da gelir giderdi... 27 May›s 1960’tan sonra uygulanan, üni- Kemal Ahmet Hoca’n›n sevecenlik dolu an›- versitelerden 147 ö¤retim üyesinin uzaklaflt›r›l- lar› uzay›p gidiyordu, onu daha fazla yormam do¤ru olmazd›; kendisini hayran oldu¤umuz Kemal Ahmet Arû in his Speech renkli kalemlerle dolu ince uzun ahflap masas›- n›n önünde, üzerinde çal›flmakta oldu¤u kitap- Necati ‹nceo¤lu shares with us a part of the interview he made with Kemal Ahmet lar›n›n aras›nda rahat b›rakmal›yd›m... Arû on May 2, 2003: “I had talked to Professor Kemal Ahmet related to a book on which I was working then. He told me his life story starting from his father’s memories. I visited him in his apartment in Niflantafl› on May 2, 2003. He was working on his new book together with his young assistant. He must be over 90 then. However he was lively and excited. He had many things to tell...” Necati ‹nceo¤lu, Prof. Dr., Mimar

32 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Dosya: K›y› Kullan›m›, K›y› Mimarisi

K›y›lar›n sorunlar›n› tart›flmak, k›y›lar özelindeki örnekleri irdelemek ve olas› stratejilere iliflkin düflünceler üretmek amac›yla bu say›da k›y›lara ay›rd›¤›m›z dosya, Ayflen Ciravo¤lu’nun “K›y›lar: Sorunlar, Potansiyeller” bafll›kl› yaz›s›yla aç›l›yor. Ard›ndan, Deniz ‹nceday› toplumsal ve kültürel zenginleflmeye katk› sa¤layacak k›y›lar›n, kültür politikalar› ba¤lam›ndaki önemine de¤iniyor ve bizlere dünyadan çeflitli örnekler sunuyor. Besim Çeçener “K›y› Ya¤mas›: ‹yi Niyet-Kötü Sonuç” bafll›kl› yaz›s›nda K›y› Kanunu’nun uygulamadaki sorunlar›n› ortaya koyarken, Gül Köksal ‹stanbul k›y›lar›ndaki endüstri miras›n›n korunmas›na yönelik bir yol haritas› sunuyor. Asl› K›yak ‹ngin, Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi’nin geçti¤imiz y›l düzenledi¤i Kent fienli¤i kapsam›ndaki Kent Düflleri Atölyesi’nin çal›flmalar›n› aktararak kente dair yeni bir eylem ve tepki flekli ortaya koymay› deniyor. Mücella Yap›c›, makalesinde Haydarpafla ve Galataport projeleriyle ilgili olarak izlenen yöntem ve süreci elefltiriyor. Son olarak Yonca Kösebay ise Haydarpafla Liman ve Gar sahas› içinde bulunan yap›lara dikkatlerimizi çekiyor.

mimar•ist 2006/1 33 DOSYA K›y›lar: Sorunlar, Potansiyeller... Ayflen Ciravo¤lu KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

ir dünya haritas›n›n üzerinde tüm k›y›lara açmakta ve bu da k›y› yerleflim bölgelerini tehli- BBparalel içeriye do¤ru 60 km.’lik bir hat çi- keye sokmaktad›r. Hollanda ve ‹talya gibi deniz zilse, dünya nüfusunun yar›s›ndan fazlas›n›n bu seviyesinin kritik de¤erlerde oldu¤u ülkeler, k›- tan›mlanan alan içinde kald›¤› görülür. Dahas› y›yla iliflkilerini yeniden sorgulamakta ve bu ne- uzmanlar bu say›n›n 2020’de üç kat›na ç›kaca- denle çevre konular›nda ayr›ca bir duyarl›k gös- ¤›n› belirtiyorlar (Golem, 2003). Bugünkü e¤i- termektedirler. limin sürdü¤ü durumda, önümüzdeki y›llarda Örne¤in geçti¤imiz y›l düzenlenen Rotter- k›y› fleridindeki yap›laflma oran›n›n oldukça ar- dam Mimarl›k Bienali’nin ana temas› Taflk›n taca¤› da kolayca tahmin edilebilir. (Flood)’d›. Bienal küratörü Adrian Geuze tara- Konuya çevre aç›s›ndan yaklafl›rsak, bugün f›ndan aç›klanan bu teman›n seçilmesinin ama- endüstriyel kirlenme ve yerleflimlerin olumsuz c›, topraklar›n›n büyük bir ço¤unlu¤u deniz se- etkileri nedeniyle pek çok k›y› bölgesinin flora viyesinin alt›nda olan bir ülke için yeni bak›fllar ve faunas›n›n yitip gitmekte oldu¤unu söyleye- üretmekti. Her ne kadar bu konu Türkiye için biliriz. Öte yandan kirlili¤in k›y›lar üzerindeki flimdilik yaflamsal önem tafl›masa da k›y›lar ve etkisi bununla da s›n›rl› de¤il; iklim de¤iflikli¤i- çevre kirlili¤i Türkiye’de yans›malar›n› çok fark- nin en önemli sonuçlar› k›y›larda kendini göste- l› biçimlerde göstermektedir. Akdeniz’de küre- riyor. Bilindi¤i gibi küresel ›s›nma nedeniyle sel ›s›nman›n etkilerinin Kuzey Avrupa’ya göre bir kat daha fazla hissedilece¤i gerçe¤i, kuflku- Rotterdam Mimarl›k buzullar›n erimesi denizlerin yükselmesine yol Bienali afifli. (Arkitera suz akla, gelecekte kurakl›k ve orman yang›nla- Mimarl›k Merkezi, r›nda art›fllar olabilece¤i düflüncesini getiriyor. www.arkitera.com) Ancak bundan öte Akdeniz’deki kirlili¤in önemli ölçüde insan faaliyetlerinden kaynaklan- mas› da konunun farkl› bir yönünü oluflturuyor. “Mare Nostrum” bafll›kl› Belirtildi¤i gibi k›y›lardaki h›zl› kentleflme süre- sergi alan›. (Arkitera Mimarl›k Merkezi, ci, k›y› kentlerinin büyümesiyle sonuçlanmakta- www.arkitera.com) d›r. Bir milyonun üzerindeki nüfuslar›yla bu kentler, k›y› megaflehirler hatta megahidropolis olarak adland›r›labilir. Bu ba¤lamda özellikle Osaka, Japonya; Akdeniz k›y›lar›nda turizmin belirgin çevresel megahidropolis. etkilerinin yan›nda toplumsal sorunlara da yol açmakta oldu¤u gerçe¤inin alt›n› çizmek gere- kiyor. Turizm tesislerinin bölgedeki kirlenme- nin ve k›y›lar›n parsellenmesinin en önemli et- kenlerinden biri oldu¤u aç›kt›r. Teflvik kanunla- r›yla neredeyse turizm geliri ad›na sat›fla ç›kan k›y›lardan nas›l ve kimlerin gelir elde etti¤i ka- dar, bunlar›n toplumun bütününe ekolojik ve toplumsal sorunlar olarak geri dönüflü de tart›fl- maya de¤ecek önemdedir. Bu nedenle 2. Uluslararas› Rotterdam Mi- marl›k Bienali’nde de Mare Nostrum bafll›kl› sergi alan›nda, aralar›nda Türkiye’nin de bulun- du¤u Tayvan, Brezilya, H›rvatistan gibi ülkelere ayr›lan bölümlerde kitle turizm hareketinin et- kileri konu edilmifltir. Türkiye bu tart›flmaya

34 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Kapitalist Metastaz bafll›kl› sergiyle kat›lm›flt›r. uyand›ramam›flt›r. Kemali Söylemezo¤lu, yap›- Kufladas›, Bodrum, Marmaris, Fethiye, Antal- n›n özelli¤ini flöyle ifade etmektedir: “Amcaza- ya’n›n örnek olarak seçildi¤i sergide bu befl böl- de günefle bakan bir kesit yal›s›d›r; o nedenle genin kentsel dönüflümleri kitle turizminin günefl ›fl›nlar› denize yans›r ve yüksek -ve karan- co¤rafi, demografik, siyasal karfl›l›klar› ile irde- l›k- tavan› do¤al ›fl›k oyunlar›yla ayd›nlat›r.” lenmifltir. Ancak henüz bir katalo¤un yay›mlan- (Yürekli ve Yürekli, 2001) mam›fl olmas› bizi bu serginin sözü edilen ko- Görüldü¤ü gibi yap›, do¤aya verdi¤i bir ya- nular› ne ölçüde tart›flt›¤› konusunda ayd›nlat- n›tla özgün bir de¤eri bar›nd›rmaktad›r. Bu mamaktad›r. Üstelik k›y›lara Türkiye ölçe¤in- kapsamda Yürekli ve Yürekli (2001) Amcazade den yaklaflt›¤›m›zda, bugün Karadeniz k›y›lar› Yal›s›’na biçimsel olarak oldukça benzeyen Se- konunun çok farkl› bir boyutunu gözler önüne dad Hakk› Eldem’in Tafll›k Kahvesi’ni ba¤la- sermektedir. Karadeniz’in bugün nehirlerin ta- m›ndan kopar›lm›fl bir yap› olarak tan›mlamak- fl›d›¤› endüstriyel at›klarla alabildi¤ine kirlen- tad›rlar. Yazarlara göre “bat› yakas›na geçmifl, mekte oldu¤u ve bal›k miktar›n›n önemli ölçü- üstelik denizden kopup tepeye kondurulmufl de azalm›fl oldu¤u biliniyor. Ancak bu bölgede bir Amcazade kesitinin de¤eri ve anlam›” tart›fl- son y›llarda yap›lan büyük karayolu projeleri mal›d›r. onar›lamayacak çok daha fazla çevresel ve ya- Anlamak için parçalara ay›rd›¤›m›z fleylerin flamsal sorunlara yol aç›yor. Karadeniz yerlefl- yine asl›nda bütünün bir parças› oldu¤unu ve melerini denize s›rt›n› dönmeye zorlayan ve Ka- bütün içindeki yerinin hiçbir zaman göz ard› radenizliyi k›y›dan ay›ran bu tutum, kuflkusuz edilmemesi gerekti¤ini an›msamal›y›z. Alt› çizil- pek çok platformda tart›fl›ld›. Ancak ne yaz›k ki di¤i gibi k›y›yla kurulan biçimsel de¤il, anlamsal tart›flmalar siyasi otoritenin de duyars›zl›¤›yla iliflkinin görünür olmas› bize kimi ipuçlar› ver- karfl›l›¤›n› bulam›yor. Karayolu kültürü pek çok mektedir. Yerel olanla bildik kal›plar içinde ileti- yerde görüldü¤ü gibi bu örnekte de insani er- flim kurmaktansa, yarat›c› çözümleri aramak ve demlere karfl› yüceltilen bir de¤er olarak karfl›- bulmak daha önemli olmal›d›r. m›za ç›k›yor. Burada kuflkusuz yerleflmelerin k›- Yukar›daki örnekten de izlenebilece¤i gibi y›yla iliflkilerinin yan› s›ra, yap›laflman›n nas›l bugün k›y›da yap› ve su iliflkisine yeni aç›l›mlar, gerçekleflti¤i de ayr› bir sorun olarak önümüzde yere özgü çözümlerin aranmas›yla oluflacakt›r. duruyor. Örne¤in Karadeniz’de yo¤un ya¤›fllar Bu kapsamda Bo¤aziçi, irdelenmesi gereken Amcazade Yal›s›’n›n önemli boyutlar› içermektedir. Bo¤aziçi, konu- flematik kesiti. nedeniyle yaflanan toprak kaymalar›na ve co¤- (Yürekli ve Yürekli, 2001) rafyan›n özgün yap›s›na karfl›n, ›srarla çevreye muyla, oluflumuyla eflsiz bir do¤a parças› ve kentsel bir örüntüdür; su ve mimari oluflum ilifl- Üstte, Bo¤aziçi k›y› sayg› duymayan yap›laflmaya olanak tan›nmas›, yerleflmeleri, örne¤in bu özellikli bölgelerde betonarme çok kisinde belirleyici bir noktada yer almaktad›r. Bu Anadoluhisar›. katl› yap›lar›n tercih edilmesi flafl›rt›c› olmal›d›r. nedenle Bo¤aziçi hâlâ araflt›rmaya aç›k nitelikle- Altta, Karadeniz sahil yolu. Oysa do¤al yap› kendi ruhuna özgü çözümleri bize söylemektedir. Bu, geçti¤imiz yüzy›l›n ge- leneksel yap›lar›n› kopya etmekle de¤il, ancak do¤an›n sesine kulak vermekle baflar›labilir. Bu anlamda k›y›-yap› iliflkisinde içeriksel bir okuma yaparak önemli bir örnek ‹stanbul Bo¤azi- çi’nden verilebilir. Örne¤in Amcazade Yal›s›, tarih içindeki iko- nik de¤eri ve özgün mimari oluflumuyla Bo¤a- ziçi’nde önemli bir konumda bulunmaktad›r. Öyle ki yap›l›fl›n›n üzerinden 300 y›l geçmesine karfl›n tasar›m ilkeleri bugün bile geri dönüp bak›labilecek, yarat›c› düzeyde örnek al›nabile- cek nitelikler bar›nd›r›yor. Ancak yine de Amca- zade Yal›s› geleneksel de¤erleri içeren bir “imaj” olarak pek çok kez gündeme gelmifl olsa bile yap›n›n oluflum sürecinin ard›ndaki neden- ler çok fazla önemsenmifl gözükmemektedir. Örne¤in yap›n›n kesit özelli¤i uzmanlar ta- raf›ndan iflaret edilmiflse de, çok fazla yank›

mimar•ist 2006/1 35 DOSYA

ri bar›nd›rmaktad›r. Abal› v.d. (1996)’ne göre, s›namaz. yap› ile ard›nda yatan anlam ve iliflkiler a¤›, kül- ‹flte tam da bu noktada “K›y›lar kimindir?” türler aras› etkileflimin fazla oldu¤u durumlarda sorusuyla bir çözümlemeye giriflilebilir. Kentin okunmas› zor hale gelmektedir. Bo¤aziçi öze- denizle iliflkisini tan›mlayan k›y› çizgisi, özel linde bu okuman›n zorlu¤u tart›flmas›zd›r. mülkiyete ait olabilir mi? Bu toplumsal kamp- Toplumsal kavramlar çerçevesinde bak›ld›- laflma var olan dengeleri olumsuz yönde zorlar- KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ ¤›nda Bo¤aziçi, yan yana farkl› s›n›ftan insanla- ken, farkl› sorunlar› da beraberinde getirmekte- r›n yer ald›¤› özel nitelikli bölgelerden biridir. dir. Bu noktada en büyük önem ise s›n›r› olufl- Bo¤aziçi k›y› yerleflmelerinde Osmanl›’dan gü- turan k›y› çizgisine atfedilebilir. Çünkü o deniz- nümüze miras kalan “yal›” kavram›n›n, vadide le karay›, dolulukla bofllu¤u buluflturan noktada yaflayanlarla, k›y›daki yüksek gelir grubu aras›n- yer almaktad›r; sorun orada dü¤ümlenir. K›y›, da s›n›rlar çizmekte oldu¤u bilinmektedir. Bu kavramlar› buluflturur, ayr›flt›r›r ya da birbirine çerçeveden bak›ld›¤›nda, k›y›lar›n özelleflmesi dönüfltürür. Örne¤in bofllu¤u dolulu¤a, dolu- Bo¤aziçi’nde tarihsel bir durumdur. Bugünkü lu¤u ise bofllu¤a... kanunlar çerçevesinde yasad›fl› olarak de¤erlen- Burada Bo¤aziçi üzerine tart›flman›n, farkl› dirilebilecek bu konum Bo¤aziçi’ne eflsiz özelli- bak›fl aç›lar› gelifltirmenin, öneriler getirmenin ¤ini vermifltir. Ancak Bo¤aziçi k›y›lar›ndaki bu- alt› çizilmelidir. Bu kapsamda “Yeniden ‹stan- günkü tav›r geleneksel yap›dan oldukça ayr›l- bul” bafll›kl› bir ça¤r› 2005 y›l›nda düzenlenen maktad›r. ‹stanbul’un pek çok yerinde görülen, 22. UIA Dünya Mimarl›k Kongresi’nde yap›l- üst gelir gruplar›n›n kentin kimi bölgelerinde m›flt›r. Bir grup duyarl› meslektafl›n1 yapt›¤›, yüksek güvenlikli siteler yapma al›flkanl›¤›n›n bu kentliye ve kent yönetimine aç›k ça¤r›, k›y›lar›n kadar önemli bir mekâna, Bo¤aziçi’ne uygulan- tamam›n›n sosyal ve kültürel amaçl› kamu alan- mas›n›n önünde herhangi bir yasal engel bulun- lar› olarak de¤erlendirilmesini önermektedir. may›fl› oldukça flafl›rt›c› olsa gerek... Öte yandan Bu yaklafl›m›n bir benzeri, 1999 y›l›nda Kuz- “tarihî görünümlü” yeni yap› yapma al›flkanl›¤›- guncuk Harmony Sanat Galerisi’nin aç›l›fl› ne- n›n Bo¤aziçi’nde gerek fiziksel çevre gerekse de deniyle düzenlenen sergide yer alan ‹TÜ yük- toplumsal aç›dan önemli sorunlar yaratt›¤› yad- sek lisans projelerinde Kuzguncuk üzerine orta- ya at›lan düflüncelerden de izlenebilir. Buradaki örnekte k›y› çizgisine atfedilen önem, bunun dönüfltürülerek belirginlefltirilebilece¤i yönün- dedir. Denizle iç içe yaflad›¤›m›z bu kent uzan- t›s›nda, ulafl›m› denize yönlendirmeyi olanakl› k›lan iskelelerin ifllevsellefltirilmesi bir ilk ad›m olacakt›r. Bo¤az köylerinin sokak dokusunun karfl›l›¤›n› bulan platformlar yo¤unlu¤u karfl›la- maya olanak verir. K›y›da bulunan bofl alanlar, henüz yap›laflmam›fl parseller, kentliyi denizle Bo¤aziçi k›y› yerleflmeleri, Kuzguncuk. buluflturan delikler, kentin soluk almas›n› sa¤la- mak üzere bofl b›rak›l›r ve kamuya aç›l›r. Bu noktalardan sokak izlerini takip eden platform- lar bofllu¤un üzerine yerleflir. Platformlar dolu- lukla bofllu¤u buluflturur. Mevcut izler biçimle- nir. Böylelikle k›y›, özelden topluma do¤ru bir dönüflüm izler. K›y› çizgisi de¤iflmifl, k›y›da al- ternatif bir yaya yolu ortaya ç›km›flt›r. ‹nsanlar her türlü günlük gereksinimlerini burada ger- çeklefltirirler. Boflluk üzerinde doluluk tasarla- nabilir. Deniz üzerinde kamusal mekân yaratma kayg›s›, uluslararas› bir diploma projeleri yar›fl- mas› olan Archiprix 2003’te Yusuke Obuchi ta- raf›ndan tasarlanan Dalga Bahçesi’nde de görül- Kuzguncuk üzerine düflünceler, kavramsal mektedir. Burada ö¤rencinin Kaliforniya k›y›- proje: A. Ciravo¤lu. s›nda hem enerji santral› olarak ifllev görecek

36 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ hem de enerji üretmedi¤i durumda bir kamusal lar›n sorunlar›n› tart›flmak, k›y›lar özelindeki ör- alana, parka dönüflebilecek bir öneri gelifltirdi- nekleri irdelemek ve olas› stratejilere iliflkin dü- ¤ini görmekteyiz. Projede, okyanus dalgalar›, flünce üretmek amaçland›. Bu kapsamda, izle- önerilen membran› hareket ettirerek esnek bir yen sayfalarda bulaca¤›n›z yaz›larda Deniz ‹nce- elektrik jeneratörüne olanak veriyor. Nükleer day›, toplumsal ve kültürel zenginleflmeye katk› enerjinin yerini almak için üretilen bu prototip, sa¤layacak kavramsal tasar›m›n etkin bir alan› hafta sonlar› elektrik üretme ifllevini bir kenara olan k›y›lar›n kültür politikalar› ba¤lam›ndaki b›rak›p bir park haline geliyor. önemine de¤iniyor ve olumlu örnekleri irdeli- Kuflkusuz yukar›da öne sürülenler ilk bak›flta yor; Besim Çeçener K›y› Kanunu’nun uygula- ütopya olarak de¤erlendirilebilir. Ancak burada madaki sorunlar›n› ortaya koyuyor; Gül Köksal alt›n›n çizilmesi gereken, toplumun yaflad›¤› so- ‹stanbul k›y›lar›ndaki endüstri miras›n›n korun- runlar› gündeme getirmeleridir. Çünkü günü- mas›na yönelik bir yol haritas› sunuyor; Asl› K›- müzde do¤al kaynaklar›n tükendi¤i gerçe¤iyle yak ‹ngin, Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent birlikte k›y› yerleflmelerinin ne kadar›n›n kamu- fiubesi’nin geçti¤imiz y›l düzenledi¤i Kent nun kullan›m›na aç›k oldu¤u ve bu alanlarda ne Düflleri Atölyesi’ni tan›t›yor; Mücella Yap›c› ölçüde kaliteli bir kamusal alan duyumsanabil- Haydarpafla ve Galataport üzerine üretilen dü- di¤i tart›fl›lmal›d›r. Örne¤in bugünlerde do¤al flünceleri sorguluyor ve Yonca Kösebay ise Hay- alanlar›n, k›y›lar›n yap›laflmaya aç›lmas› giriflim- darpafla Liman›’n›n bugüne dek geliflimini akta- leri oldu¤u gibi Haydarpafla ve Galataport gibi r›yor. K›y›lara farkl› boyutlardan bakan bu dos- kamuya aç›k olmas› gereken kimi alanlar›n nere- yay› be¤enece¤inizi umuyoruz. deyse özellefltirilmesiyle de karfl› karfl›ya kalmak- tay›z. Bu kapsamda önemli bir çal›flma Mimar- Ayflen Ciravo¤lu, YTÜ Mimarl›k Fakültesi, Mimarl›k Bölümü Araflt›rma Görevlisi lar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi’nin geçti- ¤imiz y›l düzenledi¤i Kent Düflleri atölyesidir. Notlar: ‹ki farkl› atölyede2 kat›l›mc›larla birlikte gerek 1. “Yeniden ‹stanbul” ekibi Ersen Gürsel, Sema Erder, Çelen Birkan, Deniz ‹nceday›, Seher Sezer, Haluk Erar, Galataport’un gerekse de Haydarpafla’n›n gele- Güven Birkan, Tan Oral, Gürel Yontan, Gökhan Erkek ve ce¤inin tart›fl›ld›¤› atölye sonuçlar›na göre bu Gürkan Özenen’den oluflmaktad›r. gibi yerlerde al›nacak kararlar kuflkusuz kamu 2. Kent Düflleri atölyesi yürütücüleri Ersen Gürsel, Deniz ‹nceday›, Mahmut Durmufl, ‹mre Özbek Eren, Çelen yarar› gözetilerek ve kat›l›mc› bir tav›rda ger- Birkan, Mehmet Konuralp, Ali K›l›ç ve Ayflen çekleflmelidir. Ciravo¤lu’ndan oluflmaktad›r. Öte yandan k›y›lar› kamuya açman›n tek ba- Kaynakça: fl›na bir çözüm olmad›¤› bilinmektedir. Burada • Golem, S. (2003) “Sustainable Development of the Coastal Cities”, Proceedings of the Sixth International önerilecek k›y› kullan›m›n›n tasar›m› da üzerin- Conference on the Meditterranean Coastal Environment, p: Archiprix 2003’te de vurgu yap›lmas› gereken bir alan› olufltur- 593-601, Ravenna, Italy. Yusuke Obuchi taraf›ndan tasarlanan “Dalga Bahçesi”. maktad›r. ‹stanbul örne¤inde kamunun kullan›- • Abal›, Z., Barkul Ö., Seçkin, N. (1996) “Yöresellik Ara S›ra Güncelleflen Eski Bir Ak›m m›?”, Türkiye Mimarl›¤› (www. archiprix.org) m›na aç›k say›labilecek Fenerbahçe’den Pen- Sempozyumu II, Kimlik, Meflruiyet, Etik, Mimarlar Odas›, dik’e kadar olan sahil kesiminin nas›l bir tekdü- s. 56-58. Kayna¤› belirtilmeyen • Yürekli, H., Yürekli, F. (2001) “Di¤er Taraftan foto¤raflar Ayflen ze yaflam biçimini kurgulad›¤›, kamuya ne ölçü- Bakmak”, Yap›, Say›: 232, s. 45-49, Mart 2001, ‹stanbul. Ciravo¤lu’na aittir. de hizmet etti¤i tart›flmal›d›r. Bu nedenle kav- ramlar kullan›l›rken kimi tan›mlar›n sorgulan- mas› kaç›n›lmaz olacakt›r. Coastal Areas: Problems, Potentials… Yukar›da belirtilenlerden de izlenebilece¤i In this article, coastal area, with its problems and potentials, is approached from gibi hangi bak›fl aç›s›yla bakarsak bakal›m k›y›- an environmental and social perspective. It is obvious that environmental lar, sorunlar› bar›nd›rd›¤› gibi potansiyelleri de degradation mostly affects coastal areas. This situation combining with negative tafl›maktad›r. Önemli olan kentin, kentlinin ve impacts of big settlements on the coasts, effects of mass tourism in the coastal siyasal otoritenin kat›l›m›yla genifl ölçe¤e yay›l- areas, inaccurate transportation policies and privatization of the coastal space m›fl ve çok boyutlu bir de¤erlendirmeye konu forms environmental as well as social problems. However what is essential today olmas›d›r. Bu kapsamda yeni düflüncelere ve ya- is to approach these issues bearing in mind the potentials of design and planning rat›c›l›klara aç›k olarak sorunlar›n çözümünde of the coastal area. That is why in this context it is important to search for creative seçenekler getirmenin alt› çizilebilir. Kan›mca and innovative ideas. These thoughts, which might be perceived as utopian approach in the first look, brings into agenda the problems and probable günümüzde temel eksikli¤i, sorunlara tak›l›p answers. In this way it is possible to provoke society and make city a subject of potansiyelleri ortaya ç›karmaktaki çekingenli¤i- discussion in a multi-dimensioned and large scale evaluation with the miz oluflturmaktad›r. contribution of citizens and politic authority. Bu nedenlerle mimar.ist’in bu say›s›nda k›y›-

mimar•ist 2006/1 37 DOSYA Kültür Politikas› ve K›y›lar Deniz ‹nceday› KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

›y› mimarl›kta özel bir alan ve kavramd›r. Tasar›mc›n›n k›y›lar› de¤erlendirme, görme bi- KKK›y›lar kentlerin ayr›cal›kl› arazileridir. çimi, kimli¤inin, mesleki çizgisinin bir yans›ma- Mekânsal tasar›m olanaklar› aç›s›ndan ola¤anüs- s›d›r. Mesle¤in güncel konusu olan iyilefltirme tü zenginliklere sahiptirler. K›y›lar›n kent ile projelerinde, fiziksel, sosyal ve kültürel çöküntü iliflkisini incelemek mimarl›kta genifl bir araflt›r- alanlar›na dönüflmüfl bölgelerde yeni kentsel ma alan›d›r. Yaln›zca co¤rafi konumlar›ndan yaklafl›mlar tan›mlanmakta ve kentle k›y›n›n bü- dolay› de¤il, yaratt›klar› kültürel, sosyal, ekono- tünleflme aray›fllar› sürdürülmektedir. Projeler- mik potansiyel nedeniyle de k›y›lar farkl›d›rlar. de, ifllevsel gereksinimlere yan›t verme ve yap›- Bu ayr›cal›kl› konumlar›yla tarih içinde uygar- sal kaliteyi yükseltmenin ötesinde, kamusal alan l›klar›n öncelikli yerleflim alanlar› olmufllard›r. olarak k›y›n›n yeniden de¤erlendirilmesi tart›fl›l- Mimarl›k ve k›y› iliflkisine ait yorumlarda çok maktad›r. Bu süreçte k›y›, sadece tasar›mc›n›n yönlü araflt›rmalar›n, kültürel birikimlerin ve de¤il, yöneticilerin, siyasi otoritelerin hatta politik yaklafl›mlar›n izlerini bulmak olanakl›d›r. kentlinin kendisini ifade etme alan› olmaktad›r. Birçok Bat› örne¤inde, kentsel mekân›n, yeni- den ele al›n›rken politik süreçlerin bir parças› olarak uzun erimli planland›¤›n› görmekteyiz. Bugün meslek alan›nda çeflitli platformlarda tar- t›fl›lan kavramlar (fleffafl›k, ço¤ulculuk, çok kül- türlülük, kat›l›m vb. gibi), özellikle k›y› mekâ- n›nda karfl›l›k bulmaktad›r. Bunun nedeni, k›y›- n›n kamu alan› ve toplumsal buluflma noktas› olarak tafl›d›¤› de¤erdir. Su ile kentin iliflkisini kuran k›y› mekân›n› de¤erlendirmek mimarlar, kentsel tasar›mc›lar, sanatç›lar ve bilim insanlar› için düflünsel bir platformdur. Bu platform politik kararlarla des- teklendi¤inde k›y›lar kültürel geliflmenin çekim merkezlerine dönüflebilir. K›y› gibi kentin birin- ci dereceden çekim alanlar›n› kamu yarar›na de- ¤erlendirmek, kentlinin kullan›m›na sunabil- mek, toplumsal etkileflimi gelifltirmektir. Bu ne- denle “k›y›” ve “özellefltirme” kavramlar›n›n kentsel mekânda karfl›tl›k (tezat) içerdi¤i söyle- nebilir. K›y› ifllevsel olarak, sosyal ve kültürel et- kinlik, e¤lence, rekreasyon, ticaret, konaklama vb. gibi farkl› alanlar› kapsad›¤› ölçüde yaflayan bir kent parças›na dönüflür. K›y›lardaki dinlen- ce, e¤lence birimleri, pazarlar, al›flverifl alanlar›, müzeler, konaklama birimleri, lokaller vb. gibi ifllevler birçok kentin önemli kültürel alanlar›n› oluflturmaktad›r. Tarihî mekân›n k›y› ile bütün- leflmesi de¤erlendirilerek önemli bir potansiye- lin (turistik, kültürel, ekonomik vb.) sa¤land›¤› Kamusal alan olarak k›y›n›n kullan›m›, Selanik Aristo Meydan›, 1994 ve Hebrard’›n çizimi. birçok örnek göstermek mümkündür. Kaynak: A. Yerolympos, Urban Transformations in the Balkans (1820-1920), Kentsel yaflama katk› ba¤lam›nda düflünül- Aspects of Balkan Town Planning and the Remaking of , University Studio Press, 1996. dü¤ünde ‹stanbul’un k›y›lar› s›n›rs›z olanaklar

38 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ sunar. Çevresindeki denizler, Bo¤az ve Haliç’in tarihî kentle birleflti¤i mekânlar›yla ‹stanbul dünyada efli olmayan bir zenginli¤e sahiptir. Böylesine de¤erli bir kamusal alan› kentli inisi- yatifinden uzak düflünmek günümüzün sivil di- yalog anlay›fl›na ve mesleki politikalar›na ters düflmektedir. K›y›lar›n kullan›m kararlar›, de- ¤erlendirilme biçimi yayg›n olarak tart›fl›lmal›, fleffaf olarak planlanmal›d›r. Oysa bugün k›y›la- r›, çok yönlü kentsel geliflmenin odak noktalar›- na dönüfltürmek yerine özellefltirme programla- r›na sunmak ça¤dafl kültür düflüncesinden ha- bersiz bir tavr› sergilemektedir. K›y›, toplumsal ve kültürel zenginleflmeye katk› sa¤layacak kav- ramsal tasar›m›n etkin bir alan› olarak de¤erlen- dirilmelidir. Dünyadaki e¤ilimler ve uygulama- lar bu yaklafl›m› destekler niteliktedir. Ça¤dafl tasar›m, mekân›n var olan niteliklerinin geliflti- rilmesi, özgün dokunun korunmas›, potansiyel de¤erlerinin ortaya ç›kart›lmas›na yönelmekte- dir. Temel düflünce, kentsel varl›¤›n kentli ile paylafl›lmas›d›r, kentliyle buluflmad›r. Bu, turiz- min do¤ru tarif edilmifl amac›yla da örtüflür. Tu- rizm, var olan özgün mekânsal de¤erleri kent- ten koparmadan sunabilmeyi amaçlar. Kimli¤ini yitirmemifl bir mekândan ya da kentten söz ede- bilmek yerel de¤erlerin ve kente ait özün yafla- t›lmas›n› gerektirir. Milyonlarca turist için de- ¤erli olan nedir? Konfor, standard› yüksek iç mekânlar ve al›flverifl seçeneklerini art›rmak m›, yoksa özgün de¤erleri bugünün kentsel mekâ- n›nda araflt›rabilmek, alg›layabilmek mi? Eko- nomik kazanç kayg›s›n›n toplumsal hizmet ve kültür politikalar›n›n önüne geçti¤i süreçlerde, kentsel de¤erlerini yok edebilen, kentlisinden kopuk kamusal alanlarla karfl›lafl›r›z, yapay de- ¤erler ön plandad›r. Bu süreç tasar›mc›, yöneti- Barselona Olimpiyat Köyü projesi kentsel iyilefltirme ba¤lam›nda de¤erlendirildi¤inde ci, kentli ve di¤er aktörler için önemli bir karar- baflar›l› bir örnektir. Proje Oriol Bohigas baflkanl›¤›ndaki tasar›m ekibi taraf›ndan gerçeklefltirilmifltir. Olimpiyat Köyü’nün alan›, 19. yüzy›l yerleflim bölgesi olan Poble Nou iflçi d›r, üretim ve tüketim aras›ndaki tercihtir. konutlar› ve endüstri binalar›n›n bulundu¤u aland›r. Projeyle amaçlanan, olimpiyatlar Kültür bilindi¤i gibi uygarl›¤›n temelidir, sonras›nda da sa¤l›kl› ve yaflanabilir bir kentsel mekân yaratmak olmufltur. Bu ba¤lamda k›y› mimarl›k ise kültürün ayr›lmaz bir parças›d›r. mekân› tekrar de¤erlendirilmifl, altyap›sal yat›r›m (tesisat, demiryollar›, metro ba¤lant›s›, Tasar›m buna ba¤l› olarak toplumsal ve kültürel plajlar›n iyilefltirilmesi, parklar vb. gibi) ve yeni katk›larla, olimpiyat oyunlar› sonras›nda da iletiflimin etkin bir arac›d›r. Mekân› ve kültürü kent için kal›c› bir de¤er olarak görülmüfltür. Bunun d›fl›nda kentsel dokuya ait çal›flmalar, kentsel yenilemede kullan›lm›fl, geleneksel, özgün dokunun iyilefltirilerek sürdürülmesine yeniden üreten mimar, yaflam› da yeniden yo- olanak sa¤lanm›flt›r. Ayr›ca k›y› alan›na yeni ifllevler ve konular getirilmifltir. Bunlar, rumlar. Mekân tasar›m› bu ba¤lamda meslek rekreasyon, al›flverifl, dinlence ve e¤lence üniteleridir. Uygulamalar flu ana alanlarda alan›ndaki sorumluluk sorgulamas›na da yönel- yürütülmüfltür: Plajlar ve olimpiyat liman›, sahil yaya yolu, k›y› aktiviteleri, çevre yolu, kentsel mektedir. A. Saint-Exupéry, Savafl Pilotu’nda; çekirdek ve çevre mahalleleri bütünleflmesi. Yap›lan çal›flmalar sadece olimpiyat oyunlar› s›ras›ndaki çevresel düzenleme çerçevesinde de¤erlendirilmemifl, sonras› için sa¤l›kl› bir “Her kifli herkesin tek sorumlusudur,” der ve kentsel iyilefltirme projesi olarak görülmüfltür. Bu yaklafl›m, alan›n kentsel tasar›m ve 1 bireyin toplumsal sorumlulu¤unu anlat›r. Bu planlama konusundaki baflar›s›n›n nedeni olmufltur. Bugün Barselona olimpiyat alan›nda ayn› zamanda mekân› ve yaflam› dönüfltüren gayrimenkul sat›fllar› bunu do¤rulamaktad›r. Bölge nüfusunun e¤itim durumu, gelir düzeyleri, mimar›n uygarl›¤a kat›lma biçimini de an›msa- kentsel donat›lar, sa¤lanan olanaklar, yeflil alanlar vb. gibi de¤erler kent bütünüyle tan bir deyifltir. karfl›laflt›r›ld›¤›nda, alan›n kentsel niteli¤indeki yükselme aç›kça görülmektedir. Deniz ‹nceday›, Doç. Dr., MSGSÜ Mimarl›k Fakültesi, Mimarl›k Bölümü Ö¤retim Üyesi Kaynak: Lucas Garcia de Oteyza, Olympic Games Barcelona, 1992, A Socio-Cultural Excuse for 1- A. Timuçin, Estetik Bak›fl, Felsefe Dizisi, Bulut Architecture and Urbanism, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarl›k Bölümünde seçmeli ders Yay›nlar›, 2005, s. 151, 152. için haz›rlanan yay›mlanmam›fl araflt›rmadan, Güz 2005.

mimar•ist 2006/1 39 DOSYA

UIA’n›n Kentleri Kutlamak (A Celebration of Cities) bafll›kl› yar›flmas›nda kentsel alanlar için getirilen fikirler aras›nda kentin k›y›lar›n› farkl› de¤erlendirme önerileri sunan birçok baflar›l› proje yer almaktayd›. Türkiye’den Cem ‹lhan, Tülin Hadi,

KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ Sevinç Hadi, Esra Gemici ve Ekin Çalak taraf›ndan haz›rlanan “Plug and Play” bafll›kl› projede ‹stanbul kentinin k›y›lar›n›n kullan›m›na ait yeni bir bak›fl aç›s› ve önerisi getirilmekteydi. Farkl› birçok etkinli¤i ve yaflant›y› içeren proje, ‹stanbul gibi k›y›lar›n› de¤erlendirme konusunda gerek planlama gerekse yönetim aç›s›ndan yetersiz kalan bir kent için de¤erli bir öneri olarak de¤erlendirilebilmelidir.

Üçüncü örnekse, Taylandl› bir ekibin haz›rlad›¤› “Bangkok’un Kalbinde Bir Kanal” bafll›kl› proje. Burada amaçlanan, kanal ve çevresinin iyilefltirilmesiyle çevre mahalleleri yeniden Ayn› yar›flmada bir di¤er baflar›l› bir proje, Antonio Gil Burgoin liderli¤inde kazanmak ve çevre kirlili¤ine karfl› bir önlem getirmektir. sunulan bir ekip çal›flmas›n›n ürünüydü. Meksika’n›n Tarihî alan›n mekânlar› da buna ba¤l› olarak kamusal alan La Paz kenti için önerilen proje, k›y› alan›n›n “the Malecon”un düzensiz ve olarak yeniden de¤erlendirilmekte ve kentsel kimli¤in yeniden sa¤l›ks›z geliflmesi ve tarihî kent merkezinden kopuklu¤u karfl›s›nda canland›r›lmas› önerilmektedir. gelifltirilmifl bir düflünceyi sunmaktayd›. Proje, tarihî kent çekirde¤inin kentsel geliflmesiyle uyumlu olarak planlanm›fl bir k›y› düzenlemesini ve sahil yaya yolunu önermektedir. Ayr›ca bu iki odak noktas›n›, do¤ru bir Kaynak: A Celebration of Cities 1, turistik planlama arac› olarak da de¤erlendirmektedir. UIA International Union of Architects, 3 Luglio 2005.

40 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Danimarka’n›n birçok kentinde ça¤dafl yenileme projelerinde suyun ve k›y›n›n de¤erlendirilmesi örnekleri. Su ve k›y› sadece mimari bir eleman olarak de¤il, yönetimsel bir kararl›l›kla kamusal alan›n önemli bir de¤eri olarak düflünülmektedir.

Yanda, mimaride suyun kullan›m›na bir örnek: Thorvaldsens Müzesi, 2003’te meydan›n yeniden düzenlenmesi çal›flmalar› s›ras›nda Jorn Larsen taraf›ndan projelendirilen yans›t›c› havuz.

Arken Modern Sanatlar Müzesi, Ishoj, 1994-96, Soren Robert Lund.

Trapholt Modern Sanatlar Müzesi, Kolding,1988, Bente Aude ve Boje Lundgaard.

mimar•ist 2006/1 41 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Kopenhag Yeni Tiyatro Binas› modeli 2002, Boje Lundgaard ve Lene Tranberg

Aalborg’da Su Kültürü Merkezi, yar›flma projesi, 1. ödül, 2002. Kraliyet Modern Sanatlar Müzesi Eki, 1998, C.F. Moller, Anna Maria Indrigo.

Liman Banyolar›, Brygge Adas›, 2003, Kaynak: Danish Architecture 250, Tegnestuen Plot. Arkitektens Forlag, The Danish Architectural Press, 2004.

42 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Romanya, Bükrefl Ion Mincu Mimarl›k ve fiehircilik Üniversitesi’nden ö¤renci projelerinden bir örnek, Sulina yerleflmesinin k›y› düzenlemesidir. Sulina, Danube’nin Karadeniz’e do¤ru akt›¤› alandaki bir yerleflmedir. Kentte bugün geçmifle ait üç farkl› karakteristik bir aradad›r: 19. yüzy›l yap›lar›, yak›n geçmiflin siyasi rejimine ait izler ve tipik özel k›rsal alan yerleflmeleri. Bu kentsel projede getirilen yaklafl›m temel olarak geleneksel kentin geliflim do¤rultusuna göre oluflan, turistik amac› da gözeten bir planlamad›r. Önerilen ifllevler ve binalar k›y›n›n kentsel rehabilitasyonuna katk› sa¤layacak nitelikte seçilmifllerdir.

Ayn› üniversiteden k›y› kullan›m›na ait di¤er bir ö¤renci projesi Yunanistan, Atina’dan bir örnek. Mounihias Cultural Policies and the Coastal Space Körfezi’nde yer alan çal›flma, kültürleraras› bir alan In the article the coastal area in a city is discussed as an important public space. yaratma çabas› olarak de¤erlendirilebilir. Yo¤un program› The main idea focuses on the use of the coasts as a space of cultural and social içerisinde müze, tiyatro ve oditoryum ana odak noktalar›n› improvement in the context of urban and architectural design. In the text it is oluflturmakta. Etkileyici aç›k mekânda çevresiyle uyumlu argued that the cultural policies of the governments can support the healthy use ve ilgi çekici bir kentsel alan yaratan projenin, deniz of the coastal area as the urban space. In order to support the given idea some k›y›s›n› kentin önemli bir kültürel alan›na dönüfltürme examples of good implementations are chosen from different countries and cities. amac› ‹stanbul kenti için de dikkate de¤er bir özellik... The subject is an important platform of discussion for ‹stanbul and Turkey and is on the agenda of architectural discourse. For the cities with problems of immigration the coastal area can be valued as a means of cultural and social Kaynak: Projects for Future Architecture, “Ion Mincu” University of integration. This approach when perceived as a policy of culture can be useful for Architecture and Urban Planning, Faculty of Achitecture Yay›n›, the social improvement projects in the environmental and urban context. Bükrefl 2004.

mimar•ist 2006/1 43 DOSYA K›y› Ya¤mas›: ‹yi Niyet - Kötü Sonuç H. Besim Çeçener KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

zerinde duraca¤›m konu, son 50 y›l için- kapsam›nda kalan bu alanlarda, imar mevzu- ÜÜde ülkemizde yaflanan ve art›k düzeltil- at›na göre herhangi bir inflaata izin verilmesi mesi çok zor olan fiziki planlama olay›n›n uygu- için, özel kiflilerin (150.000 m2’den az olma- lamaya esas al›nan planlama kademesidir. Kufl- mak kayd› ile) kendi parselinin 1/5000 ve kusuz okuyucu, hâlâ bu konuda söylenecek söz 1/1000 ölçekli imar planlar›n›, herhangi bir kald› m›, diye düflünebilir. Onlara hak veririm. uzmana yapt›r›p Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›- Ancak, susmak, yazmamak, ne yaz›k ki durumu ¤›’na onaylatmas› gerekmektedir. (Parseli kabullenmekle eflde¤er hale geldi. Her gün, her 150.000 m2’den az olan kiflilerin, bu ölçüyü saat binlerce yurttafla yap›lan haks›zl›klar› gör- komflular›n›n parsellerini de plan kapsam›na ala- mek dahi insan› strese sokarken, olay› yaflayan rak sa¤lama hakk›na sahip olmas›, çok ayr›cal› kiflilerin çileden ç›kmas› s›radan bir olgu olarak sak›ncalar› içermektedir. Bu konuyu baflka bir görülmeye baflland›. yaz›da ele almak istiyorum. Ayr›ca, her ne kadar Ben bu kez, sorunun dedikodulu ve polisiye ben sadece deniz k›y›lar›n› ele ald›msa da, as- yan› üzerinde durmak yerine, imar haklar›n›n l›nda K›y› Kanunu’nun göller ve büyük akarsu- belirlenmesi ve uygulanmas› aflamas›nda yeterli lar›m›z›n k›y›lar›n› da kapsad›¤›n›, oysa onlar bilgi, bilinç, birikim ve deneyim eksikli¤inin sa- için 1/25.000 ölçekli plan›n dahi yap›lmad›¤›n› de yurttafla yans›yan çarp›kl›¤›na ait küçük bir an›msat›r›m!..) örnek vermek istiyorum. Asl›nda küçük diye ni- “K›y› Kanunu”nun ad›na bakarak, k›y›lar› teledi¤im bu sorun, Marmara, Ege ve Akdeniz korumak amac› ile ç›kar›ld›¤›n› varsaysak dahi, k›y› fleridinin k›rsal kesiminin tamam›n› kapsa- yaklafl›k 15 y›ldan bu yana sadece maddi ola- maktad›r. naklar› çok yüksek kiflilerin yararlanabilece¤i bir Bilindi¤i üzere, maceral› bir süreç sonunda sisteme göre uygulanmas›, sahillerde mevcut yürürlü¤e giren “K›y› Kanunu” gere¤ince parsellerin büyük k›sm›na sahip olan k›rsal ke- 1990’l› y›llar›n bafllar›nda ilgili valilikler k›y› ke- sim insan›na, yani köylü yurttafllar›m›za hiçbir simlerinin 1/25.000 ölçekli “Çevre Düzeni yarar getirmedi¤i aç›k bir gerçektir. Hatta tam Planlar›”n› yapt›rd›lar. Söz konusu planlar asl›n- tersine, valiliklerin onlar›n inflaat taleplerine da fiziki planlama olay›n›n üst plan aflamalar›n- “Alt planlar henüz yap›lmad›¤› için, size inflaat dan biridir. Bu ölçekteki planlarla parsel baz›n- izni veremiyoruz,” fleklinde yasak getirmeleri, da inflaat haklar›n› saptamak, bilimsel ve yasal köylünün sahip oldu¤u mülkün de¤erini düflü- olarak olanaks›zd›r. Bunlar›n ifllevi, alt planlara rerek büyük zararlara neden olmaktad›r. Yarar- girdi vermektir. Yani, “‹mar Planlar›”n›n lananlar ise, arsa spekülatörleri ve otel ve sahil 1/5000 ölçekli naz›m imar plan› aflamas›na gir- sitesi gibi yo¤un inflaat haklar›n› kullanan baz› di vermektir. Gene bilindi¤i üzere, naz›m imar giriflimciler olmaktad›r. planlar› da, bilimsel ve yasal olarak, parsel ba- z›nda inflaat haklar›n› belirleyemez. Bu haklar› ‹yi niyetli oldu¤unu varsayd›¤›m›z devlet belirleyecek olan planlama aflamas› 1/1000 öl- görevlileri nerede, nas›l ve niçin yanl›fll›klar çekli uygulama imar planlar›d›r. yap›yorlar? Oysa, K›y› Kanunu’nda 1/25.000 ölçekli Öncelikle, 1/25.000 ölçekli plan›n, plan yap›l- “Çevre Düzeni Plan›”n›n yap›lmas› belli bir sü- madan evvel geçerli olan imar haklar›n› kald›r- re ile zorunlu k›l›n›rken, alt imar planlar›n›n ya- d›¤›n› kabul ederek, mülkleri süresiz olarak in- p›lmas› için valiliklere böyle bir zorunluluk geti- flaat haklar›ndan mahrum ediyorlar. Çünkü, rilmemifltir. Bildi¤im kadar›yla ilgili hiçbir vali- günlük geçimini sa¤layamayan köylünün en az lik kendi k›y›lar›n›n alt planlar› olan 1/5000 ve 150.000 m2 (komflular›n›n mülkleri de dahil) 1/1000 ölçekli planlar›n›n tamam›n› yapmam›fl alan için 1/5000 ve 1/1000 ölçekli plan yapt›r- veya yapt›rmam›flt›r. Dolay›s› ile, K›y› Kanunu mas› olanaks›zd›r. Kald› ki, çok yüksek maddi

44 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ haklar sa¤layabilen imar plan› yetkisini baz› kifli- mezden geliyorlar. Bu yönetmelik, Belediye s›- lere tan›mak, anayasam›z›n eflitlik kural›na ay- n›rlar› d›fl›nda olup da henüz 1/1000 ölçekli k›r› bir zihniyettir. Do¤ru olan, 1/25.000 öl- uygulama imar plan› yap›lmam›fl her parsele çekli “çevre düzeni plan›” gibi o plan›n alt plan- belli koflullarda inflaat hakk› tan›maktad›r. Mev- lar›n›n da devlet taraf›ndan ve makul bir süre zuat›n getirdi¤i bu hakk›n, 1/25.000 ölçekli içinde yap›l›p halka duyurulmas›d›r. Kuflkusuz “çevre düzeni plan›” olan alanlarda da geçerli bu görev de valiliklere aittir. O nedenle, valilik- olmas› daha do¤rudur. Bu yönetmeli¤i uygula- lerin yurttafla “Alt plan henüz yap›lmad›¤› için mamak, ba¤› ve bahçesi olan köylülerin ba¤ evi inflaat hakk› vermiyoruz,” yan›t›n› yollamas›, yapmas›n› engellemektedir. Örne¤in, Çanakka- kendi kurumu için adeta bir suç duyurusu ola- le ili sahillerinde, köylerinden 3-4 kilometre rak dahi kabul edilebilir. Asl›nda, uygulama uzaktaki zeytinli¤ini korumak için, köylünün imar planlar› üzerindeki tüm üst planlar›n (na- izinsiz yapt›¤› 15-20 metrekarelik kulübeleri z›m imar plan› dahil) yürürlükte olan uygula- dahi valilik elemanlar› y›kmaktad›r. ma plan›n› geçersiz hale getirdi¤ini savun- Asl›nda, bana göre k›rsal kesimlerde mak yanl›flt›r. Her plan ancak kendi ölçe¤indeki 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar plan› yapmak eski plan› iptal edebilir. Aksi halde ortaya plan hem yanl›fl, hem kötüye kullanmalar› özendiren bofllu¤u ç›kar ve binlerce, on binlerce yurttafl bir tutumdur. Uygulama imar planlar› yo¤un (belli bir süre için olsa dahi) anayasal bir haktan kentsel yerleflmeleri disipline etme araçlar›d›r. yoksun kal›r. K›rsal kesimleri mevzii imar planlar› ile parça Valiliklere ba¤l› ‹l Bay›nd›rl›k ‹mar ve ‹skân parça kentlefltirmek, giderek kentsel alanlar› Müdürlükleri elemanlar›n›n, plan› yap›lmam›fl amorf kentler haline getirecektir. Amorf kent- k›rsal kesimlerin imara aç›k olmad›¤› fleklinde leflme, kentlerin en önemli hastal›¤›d›r. Ülke- bir bak›fl aç›lar› var. 02.11.1985 tarihinde yü- mizde bu hastal›k giderek yay›lmaktad›r. rürlü¤e konan “Belediye ve Mücavir Alan S›n›r- K›rsal kesimi olmayan kentsel kesim olamaz. lar› ‹çinde ve D›fl›nda Plan› Bulunmayan Alan- Kent bilimi o nedenle bu deyimleri getirmifl ve larda Uygulanacak ‹mar Yönetmeli¤i”ni gör- yerleflme ölçülerini rakamlarla kurallaflt›rm›flt›r. Mustafa ‹zberk, 2005.

mimar•ist 2006/1 45 DOSYA

Çok kal›n çizgiler içinde bu ölçü, k›rsal ke- 3. Mevcut tüm yo¤un yerleflme alanlar›na sim alan›n›n kentsel kesim alan›ndan dört misli ait gene mevcut onayl› imar planlar› (naz›m ve fazla olmas›d›r. (Kifli bafl›na kentsel kesimde 24- uygulama imar planlar›) doymufl nüfus ilkesi 32 m2, k›rsal kesimde 120 m2. Yani toplam 150 aç›s›ndan yeniden incelemeye al›nmal› ve bu m2.) K›rsal kesim bir anlamda kentsel alanlar›n planlar›n yetki s›n›rlar› gerekiyorsa revize edil- fonu olarak nitelendirilebilir. ‹ki kentsel yerle- melidir. KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ flim aras›ndaki k›rsal kesimi co¤rafi olarak böl- 4. Amorf kentleflmeye neden olan “mücavir mek hemen hemen olanaks›zd›r. Bu ay›r›m›n alan” uygulamalar› konusundaki Belediye Mec- idari aç›dan yap›lmas› imar planlama s›ras›nda lisi yetkileri kald›r›lmal›d›r. keyfilik yaratmaktad›r. Bu keyfili¤i ortadan kal- 5. Ülke bütünlü¤ünü kapsayacak flekilde ya- d›rmak için k›rsal kesimlere getirilecek inflaat p›lacak 1/25.000 ölçekli (veya 1/50.000 öl- haklar›n›n ayn› ölçü ve koflullarda olmas› gere- çekli) üst planlarda yo¤un yerleflme alanlar›n›n kir. Esasen, imar plan› olmayan alanlar için ç›ka- s›n›rlar› (belediye s›n›rlar›) belirlenmeli, bu s›- r›lan yönetmeli¤in as›l amac› da budur ve en n›rlar›n d›fl›nda kalan k›rsal kesimler için sadece do¤ru çözümdür. E¤er eksik ve yanl›fllar› varsa kullan›m kararlar› getirilmelidir. düzeltilmelidir. Aksi halde, y›llard›r oldu¤u gibi, 6. Yukarda da de¤indi¤im gibi, k›rsal kesim k›rsal kesim arazileri büyük kentin küçük serma- için getirilecek inflaat haklar›, kullan›m kararlar› yesinin sömürgesi olmaktan kurtar›lamaz. Kufl- esas al›narak, yönetmelik ile çözümlenmelidir. kusuz, büyük tesis giriflimcilerinin de yat›r›mla- Ancak, zamanla ortaya ç›kabilecek ve ülke r›ndaki keyfili¤i durdurmak gerekir. Kiflilerin is- çap›ndaki kullan›m de¤ifliklikleri, Devlet Planla- tedikleri yerde istedikleri ölçüde tesisler yapmak ma Teflkilat› ve bilimsel niteliklere sahip sivil için imar plan› teklif etme hakk› kald›r›lmal›d›r. toplum örgütlerinin görüflü al›narak, Bakanlar K›y› kanunu kapsam›na giren alanlarda valilikçe Kurulu kararlar› ile çözümlenmelidir. (Askerî yap›lan 1/25.000 ölçekli “çevre düzeni planla- zorunluluklar, büyük ölçekli barajlar, çevreye r›” yerine, ‹mar ve ‹skân Bakanl›¤›’nca, çok ge- zarar verecek di¤er tesisler, ulusal ölçekli liman- nifl kat›l›m ile, ülke çap›nda bütünselli¤i olan bir lar, kitlesel turizme hizmet edecek olan iflletme- “çevre düzeni plan›” yap›lmal› ve titizlikle uygu- ler vb.) lanmal›d›r. ‹flte ancak o planda belirlenecek Özetle madde madde getirdi¤im bu öneriler noktalarda, azami kapasitesi s›n›rland›r›lan bü- ço¤alt›labilir. Bana göre, önerilerimin öncelikle yük tesislere izin verilmelidir. Bu tesislerin d›fl›n- yaflama geçirilebilece¤i alanlar, 1/25.000 öl- da kalan parsellerde ise, inflaat koflullar› genel çekli üst planlar› olan, k›y› fleritleridir. Çünkü yönetmeli¤e uygun olmal›, 1/25.000 ölçekli y›llardan beri bu alanlarda yaflayan mülk sahibi plan sadece büyük alanlar› kapsayacak flekilde köylüler, kendi mülklerinin gerçek de¤erini bi- kullan›m kararlar› getirmelidir. lemedikleri için büyük bir haks›zl›¤a u¤ramak- Özet olarak, tad›rlar. Kuflkusuz bu haks›zl›k etik aç›dan ol- 1. Öncelikle hukuki aç›dan, ülkemizin tü- du¤u kadar, demokratik sistem aç›s›ndan da ka- münü kapsayacak flekilde bir fiziki planlama bul edilemez. Ayr›ca, yurttafl›n devlete karfl› du- kavram› ve modeli getirilmelidir. yaca¤› güven ve sayg› aç›s›ndan da birçok sak›n- 2. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli fiziki planlar›n calar› içerir. üzerinde tüm planlama kademeleri stratejik kararlar› içermeli, inflaat ölçüleri getirmemeli- dir. H. Besim Çeçener, Mimar

Plunder of Coasts: Good Will - Bad Result

The author states the problems related to the Coastal Law and introduces suggestions of solutions. The issue focused on in the article is the planning phase taken as a base for the implementation of the physical planning which has been experienced in Turkey in the last 50 years and very hard to be changed anyhow. The little case demonstrated in the article is about the reflections of the lack of adequate accumulation of knowledge and consciousness and experience to the everyman in the stage of determination and implementation of planning laws. However, although the case is little, the problem covers the whole rural area of the Marmara, Aegean and Mediterranean coastal region.

46 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ ‹stanbul K›y›lar›ndaki Endüstri Miras›n›n Bugünü ve Gelece¤i T. Gül Köksal

“Zenginliklerin en büyü¤ü denizden gelir, Bo¤az’da Tophane-i Âmire, Beykoz Deri ve deniz bir tafl›ma ve ulafl›m alan›d›r. Kundura Fabrikas›, Marmara Denizi’nde Yedi- Denize sahip olan zenginliklere de sahip olur.” kule Gazhanesi, Zeytinburnu Demir Fabrikas› (Braudel, Coarelli ve Aymard, 1995:113). gibi tesisler sanayi miras›n›n günümüze ulaflan örnekleridir. Ço¤unlukla genifl bir alana yay›lan anayi Devrimi’nin ard›ndan Osmanl› ‹mpa- ve kentin k›y› çizgisi-görünümü-silueti, do¤al SSratorlu¤u’nun Avrupa ülkelerinden ald›¤› dengesi, mimarisi, kullan›m›, ekonomisi, de- teknolojik destek ile Osmanl› topraklar›nda fab- mografisi gibi farkl› boyutlardaki niteli¤ini rika yap›m› h›zlanm›flt›r. 18. yüzy›l›n ikinci yar›- önemli oranda etkileyen bu tesisler, tüm dünya- s›ndan itibaren ve a¤›rl›kl› olarak 19. yüzy›lda, da oldu¤u gibi ‹stanbul’da da 20. yüzy›l›n son- baflta ‹stanbul ve civar›nda olmak üzere, ülke- deki sanayi yap›lar›n›n say›s› artm›flt›r. 20. yüzy›- l›n bafllar›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun top- raklar›ndaki iflletmelerin % 55’ini bar›nd›ran ‹s- tanbul, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun endüstri merkeziydi. Kentin stratejik konumu, baflkent olmas›, idari ve ekonomik mekanizman›n bura- da ifllemesi, askerî gücün burada konumlanma- s›, ilk endüstri yap›lar›n›n ‹stanbul’da kurulma- s›na neden olmufltur. 15. yüzy›ldan bafllayarak a¤›rl›kl› olarak de- niz ya da dere kenarlar›nda olmak üzere kentin çeflitli yerlerinde devlet eliyle ve özel teflebbüs- Marmara ve Haliç ler taraf›ndan farkl› ifl kollar›nda sanayi iflletme- k›y›lar›ndaki sanayi leri kurulmufltu. ‹stanbul’daki sanayi yap›lar› tesisleri. (Köksal, 2005) a¤›rl›kl› olarak Haliç, Bo¤az ve Marmara k›y›la- r›nda konumlanmaktad›r. ‹stanbul’daki sanayi yap›lar› için Haliç k›y›lar›, sakin ve korunakl› bir liman konumu, su ulafl›m› ve ticaretine olanak sa¤lamas›, Bo¤az’a aç›l›m›, verimli topraklar› gi- bi avantajlar› ile endüstriyel üretim için tercih edilen bir yer olmufltur. A¤›rl›kl› olarak 18. yüz- y›ldan sonra Haliç’te sanayi yap›lar›n›n say›s› artm›fl ve üretim türü çeflitlenmifltir. Bu kapsam- da Haliç k›y›lar›nda gemi yap›m›ndan, tu¤la üretimine, festen elektri¤e hemen her türlü üre- tim kolunun izini görmek mümkündü.

‹stanbul K›y›lar›ndaki Endüstri Tesislerinin Mevcut Durumu Haliç’in kuzey k›y›s›nda s›ras›yla Tersane-i Âmi- re, fiirket-i Hayriye ve Lengerhane (bugün Rahmi Koç Endüstri Müzesi), Sütlüce Mezba- has›, Silahtara¤a Elektrik Fabrikas›; güney k›y›- s›nda Feshane-i Âmire, Cibali Tütün Fabrikas›,

mimar•ist 2006/1 47 DOSYA

lar›na do¤ru ifllevlerini veya ifllevsel önemlerini p›lar›n birbirleri, kent ve tarihsel-teknolojik sü- yitirmeye bafllam›flt›r. Bu alanlar›n bir k›sm› bu- reç ile iliflkilendirilmesi, henüz dokunulmam›fl gün ya terk edilmifltir ya da yeniden kullan›m ile yap›lar için öncelikle kapsaml› bir çal›flma yap›l- gündeme gelmektedir (Köksal, 1996, 2001, mas›, yeniden ifllevlendirilen yap›larda bu süre- 2005). cin kamuoyuna aktar›lmas› için yöntem düflü- nülmesi gereklidir. Bu çerçevede, Haliç Beledi-

KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ ‹stanbul K›y›lar›ndaki Endüstri Miras›n›n yeler Birli¤i, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi, il- Yeniden Kullan›m› ‹çin Öneriler gili odalar, üniversiteler, e¤itim kurumlar›, sivil K›y›lar›n ve denizin kirlenmesine neden olan sa- toplum örgütleri, çok disiplinli ifl ortamlar› nayi yap›lar›, ifllevlerini yitirdikten sonra, bu kez oluflturulmal› ve ilgili kurumlar›n iflbirli¤ine kent yarar›na kullan›labilir. Dünyada birçok ül- önem verilmelidir. Avrupa Konseyi, Yerel Yöne- kede baflar›l› yeniden ifllevlendirme örneklerine timler Birli¤i (WALD), ICOMOS, UNESCO rastlanmaktad›r. Öncelikli olarak kentteki en- vb. uluslararas› kurumlardan da destek al›nabi- düstri miras›n›n bir bütün olarak ele al›nmas›n- lir. Bu arada ‹stanbul için bir endüstri kültürü da fayda vard›r. Örne¤in Haliç’e k›y›s› olan Be- güzergâh› oluflturulabilir (Köksal, 2005). yo¤lu, K⤛thane, Eyüp, Fatih ve Eminönü Be- Endüstri miras›n›n kent yaflam›na katk› sa¤- lediye Baflkanlar›, Haliç üzerine projeler üret- layacak flekilde de¤erlendirilmesi mümkündür. mek amac›yla Haliç Belediyeler Birli¤i’ni kur- Örne¤in hem deniz k›y›s›ndaki konumu, hem mufllard›r. Uzun vadeli bir program çerçevesin- de Yedikule Zindanlar› ve Abdi ‹pekçi Salo- de süreklili¤i olan bir çal›flma için bu bir f›rsat nu’na yak›nl›¤› ile önemli bir yeri olan Yedikule olarak de¤erlendirilebilir. Ayn› flekilde Fener- Gazhanesi, uygun bir ifllevle tekrar kullan›labilir Balat bölgesinin Haliç’e canl›l›k ve yenilik geti- ve ‹ETT yetkilileri taraf›ndan daha fazla tahrip rece¤i aç›kt›r. Bu kapsamda endüstri miras›n›n edilmesi önlenebilir. Eski Cibali Tütün Fabrika- Marmara, Haliç ve Bo¤az’›n k›y›lar›nda birlikte s›’n›n, fabrika olarak kullan›ld›¤› zamanlarda ele al›nmas› faydal› olacakt›r. Tüm alan›n ve ya- çevresinde yaflayan halk burada çal›flmaktayd›. Fabrika bugün Kadir Has Üniversitesi’nin yer- leflkesi olarak kullan›lmaktad›r. Eski fabrikan›n çevreden simgesel ve ifllevsel olarak kopar›lma- mas› için, çevrede yaflayan halka, özellikle de gençlere yönelik çeflitli kurslar düzenlenebilir. Bölgede yaflayan ve gelir durumu iyi olmayan ö¤renciler burslu olarak kabul edilebilir. Bunun karfl›l›¤›nda iflletmelere vergi indirimi ve muafi- yeti gibi kolayl›klar sa¤lanabilir. K›y› alanlar›n›n ülke ve kentler ölçe¤inde bir bütün olarak ele al›nmas›, korunmas› ve proje- lendirilmesi gereklidir. Bu konuda öncelikle k›- y›lara olan rekreasyon ve turizm talebi düzeyi- nin belirlenmesi faydal› olacakt›r (Gülez, 1997:88-9). Buna göre; Yerel düzeyde talep: Yerel talep daha çok ya- k›n çevrede yaflayan halk›n istekleri anlam›na gelmektedir. Burada önemli olan ulafl›m›n kolay olmas›d›r. Çünkü bofl zamanlarda k›sa süreli ve- ya en fazla günü birlik kullan›mlar tercih edil- mektedir. Bölgesel düzeyde talep: Bölgesel talep, daha genifl bir kitlenin talebidir. K›sa süreli kullan›m- lar›n yan› s›ra, hafta sonu etkinliklerini de kap- sar. Kolay ulafl›labilirli¤in d›fl›nda, yap›labilecek etkinliklerin de önemi vard›r. Ulusal düzeyde talep: Ülke çap›nda bir ilgi söz konusudur. Y›ll›k tatil gibi daha uzun süreli Bo¤az’›n iki k›y›s›ndaki sanayi tesisleri. (Köksal, kullan›m olanaklar› ve turistik etkinlikler bekle- 2005) nir. Söz konusu alan için genel bir be¤eni olufl-

48 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ mal›d›r. Ulafl›labilirlik ve rekreaktif etkinlikler liminde 0,44 metrelik bir kot fark› göstermek- ikinci plandad›r. tedir (Peynircio¤lu, 1976:391-401). Bu du- Uluslararas› düzeyde talep: Uluslararas› bir rum, Haliç k›y›lar›nda yap›lacak binalar›n temel ilgi ve be¤eni ortam› oluflmal›d›r. Alan›n kalitesi yap›m›n›n pahal› ve zor olmas›na, binalarda birinci derecede öneme sahiptir. oturma veya yana yatma gibi düfley ve yatay ha- ‹stanbul k›y›lar› için yerel ve bölgesel talep reketlerin meydana gelme riskine neden olmak- önceliklidir. Ulusal ve uluslararas› düzeydeki et- tad›r. ‹stanbul’u bekleyen deprem tehlikesi de kinlikler, endüstri miras›n›n kullan›m biçimine göz önüne al›nd›¤›nda yeni yap› infla edilirken ba¤l›d›r. Örne¤in Haliç Tersaneleri büyük öl- özenli davran›lmal›d›r. Di¤er yandan yeniden çekli etkinliklere ev sahipli¤i yapabilecek nitelik- ifllevlendirilen endüstri yap›lar› için en büyük te bir aland›r. Kentin Tarihî Yar›mada, Beyo¤lu riskin, h›zla yap›lan restorasyon/yeniden ifllev- gibi tarihî ve turistik bölgeleri ile komflu olmas›, lendirme uygulamas› oldu¤u görülmektedir. konumunu da özel bir noktaya tafl›maktad›r. Ancak tersane alan›n›n mimari, tarihî, teknolo- Maliyet ve Kaynak Temini jik niteliklerinin bozulmas›na neden olmayacak Endüstri miras›n›n düzenli bak›m ve onar›m›, do¤ru bir ifllev belirlenmelidir. Bu çerçevede korunmas› ve yeniden ifllevlendirilmesi için eko- Haliç Tersaneleri, Silahtara¤a Elektrik Fabrikas› nomik kayna¤a ihtiyaç vard›r. Her ne kadar ye- ve Darphane-i Âmire’nin birbirleri ile iliflkilen- niden ifllevlendirme, yeni yap› infla etmeye oran- mesi sa¤lanabilir. Di¤er yandan Rahmi M. Koç la daha ekonomik olsa da, ön araflt›rma, projele- Sanayi Müzesi, bu üçgeni tamamlayabilir. rin haz›rlanmas› ve uygulama için bir bütçe ay- K›y› kenarlar›ndaki yap›lara, deniz yolu ile r›lmal›d›r. Uygulama ve maliyet iliflkisinde ala- ulafl›m›n sa¤lanmas›, deniz tafl›mas› ve ulafl›m›- n›n korunmuflluk durumu, büyüklü¤ü, yap›la- n›n güçlendirilmesi, kullan›lmayan iskelelerin cak ifllerin boyutu ve kullan›lacak teknikler tekrar kullan›ma aç›lmas›, bu yolla kent-k›y›-de- önem kazanmaktad›r. niz iliflkisinin canland›r›lmas›, su derinli¤i aç›- Bugüne dek ‹stanbul’da endüstri miras› için s›ndan uygun Haliç k›y›s›nda gemi çekilebilecek ayr›lan bütçeler de¤erlendirildi¤inde oldukça veya demirlenebilecek bir liman oluflturmak farkl› oranlarda harcamalarla karfl›lafl›l›r. Örne- mümkündür. Ancak k›y›lar›n kullan›m yo¤un- ¤in, ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi sadece rö- lu¤u ve tafl›ma kapasiteleri belirlenmelidir. K›y› löve haz›rl›¤› için 1998’de Hasanpafla Gazhane- alanlar›na yeni yap› infla etmeden önce zemin si için 3,2 milyar lira, ayn› tarihte Yedikule Gaz- etütleri yap›lmal›, k›y› silueti ve mevcut yap›lafl- hanesi için de 3,4 milyar lira ay›rm›flt›r (http:// man›n dokusuna uyum gösterilmelidir. Yo¤un- www.iett.gov.tr/faaliyetler). Yeniden ifllevlen- lu¤un eflit olarak da¤›t›lmas› sa¤lanmal›d›r. En- dirme uygulamalar›n›n maliyeti ise flöyledir: düstri miras› kapsam›nda korunan yerlerin Tu- Nakkafltepe Gazhanesi toplam 2500 m2 kapal› rizmi Teflvik Yasas›’ndan muaf tutulmas› gerek- alan düzenlemesi için Haziran 1999-Mart 2003 lidir. Yeni karayolu ba¤lant›s› yap›lmamal›, kara- tarihleri aras›nda 1,3 milyon dolar harcanm›flt›r. Haliç’teki endüstri yollar›n›n k›y›lar›n çok yak›n›ndan geçirilmesi miras›n›n bugünkü Uygulama için toplam 3 milyon dolar harcama durumu ve sorunlar›. engellenmeli, fabrika alanlar›na toplu ulafl›m yap›lmas› gerekti¤i belirtilmifltir. (Köksal, 2005) olanaklar› yarat›lmad›r. Burada en fazla ve en önemli endüstri yap›lar›n› bar›nd›ran Haliç’in zemin durumuna bakmakta fayda vard›r.

Haliç K›y› Zemin Araflt›rmalar› Uzunlu¤u 8 km., geniflli¤i 200-900 metre ara- s›nda de¤iflen, Atatürk Köprüsü’nün alt›nda 40, Galata Köprüsü’nün alt›nda 50 metre derinli¤i olan Haliç’in k›y›lar›n›n jeolojik araflt›rmalar›na göre, k›y› zemini grovak ve killi flistler üstünde- ki kal›n alüvyon ve suni dolgudan oluflmaktad›r ve gevflek-heterojen bir zemin özelli¤ine sahip- tir (Aksoy, 1982:20-3). Suni dolgu ise, tafl, kum, çak›l, silt, moloz, yanm›fl ahflap, kemik, cam, kireç, çöp, tu¤la ve kiremit k›r›klar› ile ya- p› parçalar›ndan meydana gelmektedir. Ayr›ca Haliç’te deniz yüksekli¤i alt› ayl›k bir zaman di-

mimar•ist 2006/1 49 DOSYA

Cibali Tütün Fabrikas› için, 40.000 m2 ka- Sonuç ve De¤erlendirme pal› alan düzenlemesi yap›lm›fl, 2000’de baflla- ‹stanbul gibi bir kentin k›y› bölgelerinin rant yan ve 16 ay süren restorasyon-yeniden ifllev- de¤erinin ne kadar yüksek oldu¤u aç›kt›r. Bu lendirme uygulamas› için 18 milyon dolar nedenle k›y›larda konumlanan sanayi tesisleri- ödenmifltir. Proje müellifi, bu miktar ile birkaç nin yeniden kullan›mlar›nda politik karar verici- üniversite kurulabilece¤ini belirtmifltir. ‹stanbul ler ve yat›r›mc› gruplar taraf›ndan sadece eko-

KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ Büyükflehir Belediyesi’nin konuyla ilgili uygula- nomik temelli de¤erlendirme yap›lmaktad›r. malar›nda ise, baz› uygulamalara çok büyük Kültürel, mimari, tarihî ve do¤al de¤erlerin ko- miktarlar›n aktar›ld›¤› görülmektedir (Bafltürk, runabilmesi ve gelecek kuflaklara aktar›labilmesi vd., 2001:58-61). Feshane, 6,5 milyon dolar için, rant de¤erlerinin dengede tutulmas› ve ön- tutmufltur. Öte yandan, Haliç ›slah çal›flmas› celikli olarak ülke ve bölge halk›n›n kazan›m› için 28 milyon dolar harcanm›fl, 50.000 m2’lik ön planda tutulmal›d›r. Uygulamalar kentten ve maket kent Miniatürk için 50 milyon dolar, bölgeden soyutlanmamal›, as›l kullan›c›lar›na Sütlüce Mezbahas›’n›n y›k›m› ve yeni yap› için yabanc›laflt›r›lmamal›d›r. Bu kapsamda bölgesel 60 milyon dolar, K⤛thane Sadabat mesire ala- ölçekte planlamalar yap›lmas› ve çok disiplinli n› için 52 milyon dolar ayr›lm›flt›r. Harcanan çal›flma ortamlar› yarat›lmas› yarar sa¤layacakt›r. bütçelerin karfl›l›klar›na bak›ld›¤› zaman, konu- Tabii bunlar›n sa¤lanabilmesi için ülke genelin- nun daha özenle ele al›nmas› gerekti¤i ortaya de tarihî yerleflimlerin öneminin ve rolünün ç›kmaktad›r. Kaynak temini için, merkezî ve ye- halk taraf›ndan daha iyi anlafl›lmas› için, her dü- rel yönetimlerin yan› s›ra, ulusal ve uluslararas› zeyde bilimsel bilgiye dayanan e¤itim olana- organizasyonlardan, firmalardan destek istemek ¤›n›n sunulmas› faydal› olacakt›r. de mümkündür. Korunmaya de¤er bulunan en- Sonuç olarak yaz›n›n giriflindeki “...denize düstri miras› örnekleri için, Avrupa Konseyi’nin sahip olan zenginliklere de sahip olur” sözünü destek taleplerini geri çevirmedi¤i bilinmektedir yinelemekte yarar var san›r›m. Denizle bu kadar (Köksal, 2005). iç içe olan ‹stanbul, birçok yönden zenginlikle- re sahip olmakla birlikte, h›zla tükenme/tüke- Kamuoyu, Yerel Yönetimler, Bölge Halk› ve tilme sürecindedir. Sivil inisiyatifler, meslek Meslek Örgütlerinin Kat›l›m› odalar›, üniversiteler, halk ve ilgili kurumlar›n, Baflar›l› bir uygulama ve kullan›m için, güç bir- tüm planlar›n› bir kenara koyup zenginlikleri- li¤i flartt›r. Kullan›c›n›n bafl›ndan beri koruma mizi korumak ve art›rmak amac›n› ön plana ala- sürecine tan›k olmas›, endüstri miras›na sahip rak iflbirli¤i içinde hareket etme zaman› gelmifl- ç›kmas›na olanak sa¤lar. Bugün Hasanpafla tir. Aksi takdirde bu çok h›zla ilerleyen politik Gazhanesi’nin koruma kapsam›na al›nmas›, süreç karfl›s›nda çaresiz ve etkisiz kalaca¤›m›z projesinin haz›rlat›lmas› ve ‹ETT’nin yap›lar› aç›kt›r. tamamen söküp satmas›n›n engellenmesi “Gaz- hane Gönüllüleri” isimli sivil inisiyatif taraf›n- T. Gül Köksal, Dr. Y. Mimar dan sa¤lanm›flt›r. Bilinçli halk, yerel ve merkezî Kaynakça: yetkili kurumlar, üniversiteler, Büyükflehir Be- • Aksoy, ‹. H. (1982) ‹stanbul’da Tarihi Yap›larda lediyesi, ilgili kifli ve kurumlar›n ortak ifl üret- Uygulanan Temel Sistemleri, ‹TÜ ‹nflaat Fakültesi Matbaas›, ‹stanbul. mesi sa¤lanmal›d›r. • Bafltürk, A., Mete B., Altun L. (2001) “‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Haliç Dönüflüm Projeleri”, Haliç 2001 Sempozyumu, ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, s. 36-64. Industrial Heritage in ‹stanbul Coasts: • Braudel, F., F. Coarelli, M. Aymard (1995) Akdeniz, Present and Future Mekan ve Tarih, Metis Yay›nevi, ‹stanbul. • Gülez, S. (1997) “K›y›sal Alanlar›n Koruma-Kullanma Yönünden Bütüncül Planlamas›”, Türkiye’nin K›y› ve After the Industrial Revolution, especially in the 19 th century, many industrial Deniz Alanlar› I. Ulusal Konferans› Bildirileri, 24-7 buildings in almost all working branches were constructed in by Haziran 1997, K›y› Alanlar› Yönetimi Türk Milli Komitesi, the government and the private sector. Most of these industrial buildings were in ed. E. Özhan, ODTÜ, Ankara, s. 85-92. • Köksal, T. G. (1996) Haliç Tersanelerinin Tarihsel- th the capital city ‹stanbul and its surrounding. Towards the end of the 19 century, Teknolojik Geliflim Süreci ve Koruma Önerileri, ‹TÜ Fen the coasts of the city and the regions where inhabitation had not been intensive Bilimleri Enstitüsü, Yay›nlanmam›fl Y. Lisans Tezi, yet were preferred when establishing industrial plants. At the beginning of the ‹stanbul. • Köksal, T. G. (2001) “‹stanbul’un Önemli Bir Endüstri th 20 century, even 55 % of the industrial establishments in the land owned by the Arkeolojisi, Haliç Tersaneleri”, ‹stanbul, say›: 39, s. 27-32. Ottoman Empire were in ‹stanbul. But industrial heritage in ‹stanbul are being • Köksal, T. G. (2005) ‹stanbul’daki Endüstri Miras› ‹çin damaged due to neglect, destructions, uncontrolled and incorrect planning and Koruma ve Yeniden Kullan›m Önerileri, ‹TÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Yay›nlanmam›fl Doktora Tezi, ‹stanbul. development practices. The article aims at presenting the general features and • Peynircio¤lu, A. H. (1976) “Haliç Sahillerinin Temel ve importance of the industrial heritage in ‹stanbul and discussing its future. Stabilite Sorunlar›”, Bo¤aziçi Üniversitesi Haliç Sorunlar› Sempozyumu, ‹stanbul.

50 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ Kent Düflleri Anketi 1- Galata ve K›y›s› Kente Dair Proje Üretmek Asl› K›yak ‹ngin

ak›n geçmiflte k›y› alanlar› kentin yap›sal ve senaryolar›n ve mimarl›klar›n, politikalar›n, ken- YYyaflamsal bir parças›n› ve kentin nefes alma ti nas›l etkileyece¤ini bugünden ölçmek, anla- noktalar›n› olufltururken, günümüzde kentli ta- mak mümkün mü? Bunu kentliye tüm aç›kl›¤› raf›ndan s›kça kullan›lmayan ve fark›nda olun- ve yönleri ile anlatmak, aktarabilmek mümkün mayan alanlar olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. ‹s- mü? Gün geçtikçe küresel bir pazarlama ürünü- tanbul’da Menderes dönemine denk gelen ne dönüflen kentlerin ve k›y›lar›n yeni kullan›c›- 1950 y›k›mlar› ve aç›lan yeni yollar vb. geliflme- lar› ve sahipleri kimler olacak? Belli bir kesimin lerle bafllayan dönüflümler sürecinin en çok et- rant ve tüketim amaçl› kullan›m›na terk edilme- kilenen alanlar›ndan biri de k›y› bölgeleri ol- den, kendi kentimiz hakk›nda ne zaman ve nas›l mufltur. Bu bölgeler, kent bütününden koparak söz sahibi olabilece¤iz? kentten farkl› bir geliflim gösteren k›y› fleritleri- ne ve alanlar›na dönüflmüfltür. Günümüzde de “Kent Düflleri Atölyesi” ‹stanbul k›y›lar› ve kamusal alanlar›; kentlinin 3-7 Ekim 2005 tarihleri aras›nda Mimarlar kullan›m, yaflam ve deneyim alan› olmaktan h›z- Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi taraf›ndan la uzaklaflmakta. düzenlenen Mimarl›k ve Kent fienli¤i’nin ana 19. yüzy›l ortalar›nda bafllayan modernleflme temas›, “Kentler ve K›y›lar”d›. Hafta boyunca hareketlerinin bir parças› olarak geliflen ve yeni- süren “Kent Düflleri Atölyesi” de kente iliflkin lenen liman alanlar› da 20. yüzy›l sonlar›nda sözü olanlar›n kat›l›m›na aç›k, Antrepo ve Hay- üretimin desantralize olmas› ile ifllevlerini yitire- darpafla k›y›lar›na iliflkin bir çal›flma ortam› ve rek, kullan›lmayan alanlar haline geldi (Gümüfl, üretim zemini sa¤lad›. Antrepo grubundaki ça- 2005). Günümüzde ise bu at›l konumdaki alan- l›flmalar, Ersen Gürsel’in ve Deniz ‹nceday›’n›n lar, yeni kullan›mlara ihtiyaç duyan, kentin kal- konu ile ilgili verdi¤i ayr›nt›l› bilgiler ile bafllad›. binde yer alan, çok de¤erli ve genifl kullan›m Bunu, F›nd›kl›-Karaköy k›y› hatt›nda yap›lan alan›na sahip mekânlar olarak karfl›m›za ç›k›yor. tespit çal›flmalar› ve konu üzerine yap›lan birey- Bu bölgeler, son y›llardaki ‹stanbul’un küresel sel ve grup çal›flmalar› takip etti. Kat›l›mc›lardan kentler sistemine eklemlenmesi (Sassen, 1994) istenen, Antrepo alan›-Karaköy k›y› hatt› için ve uluslararas› sermayenin dolafl›m politikalar›- öneriler gelifltirmeleri, hatta bu bölgeyle ilgili n›n da birer uygulama alan› olarak cazibe alan› hayaller kurmalar› idi. oluflturmakta. Bu yöndeki yeni geliflmeler, yeni Ço¤umuzun da bildi¤i gibi Antrepo ve çev- bir kent tan›m› ve yap›s›na do¤ru gidilmeye bafl- resinin iflletme haklar›, TD‹ taraf›ndan 16 Eylül land›¤›n›n da önemli birer göstergesidir. Bu ye- 2005 tarihinde yap›lan ihale ile 49 y›ll›¤›na Kut- “Kent Düflleri Atölyesi”. ni oluflum, kentin özellikle at›l kalm›fl ve spekü- latif de¤er tafl›yan alanlar›n›n rant esasl› olarak bölüflülmesini gündeme getirmektedir. Bunun bir sonucu olarak, kent art›k toplumsal yap›s›- n›n bir yans›mas› olan mahallelerden ve yaflam alanlar›ndan de¤il, rant›n bir uzant›s› olan tasar- lanm›fl/pazarlanm›fl tüketim mekânlar›ndan oluflmaya ya da bu flekle dönüflmeye bafllamak- tad›r. Bu mevcut tablo ve gelecek perspektifi karfl›- s›nda kente katk›m›z ne flekilde olabilir? Biz kentliler, kentte yaflayanlar, yaflad›¤›m›z kenti ve k›y›lar›n› ne kadar etkili kullanabiliyoruz ve de- ¤erini biliyoruz? Gelecekte yap›lmas› düflünülen ve gündemi oluflturan mega projelerin, kurgu

mimar•ist 2006/1 51 DOSYA

man-Ofer grubuna, çokça elefltirilen bir ödeme edilmesi öngörülen özellefltirilmifl en büyük yöntemi ile verilmifltir. ‹hale ilan›nda proje ‘‘‹s- alan olarak belirtilmektedir. tanbul Sal›pazar›-Karaköy Kruvaziyer Liman Galataport projesi ve ihalesi, hem mimari Turizm Ticaret Kompleksi’nin Yap-‹fllet-Devret proje, hem de iflletme flekli, ihale devri, hükü- Modeli Çerçevesinde Yap›m, ‹flletim ve Devir metin tavr› ve hukuki süreçler aç›s›ndan kamu- ‹fli’’ olarak geçmektedir (K›fllal›, 2005). Mimari oyunda ve bas›nda genifl bir tart›flma yaratm›fl-

KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ proje ihalesi de yine TD‹ taraf›ndan 7 Eylül t›r. Mimarlar Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi 2001 tarihli (Altan, 2005) gazete ilanlar›n›n ar- Baflkan› Eyüp Muhcu “Proje, ... kapal› alanlar›, d›ndan, yeterlilik koflulu sa¤layan Tabanl›o¤lu cephe elemanlar› ve kütlesiyle tarihî dokuya Sudan Galata’ya Mimarl›k’a verilmifltir. Karaköy’den Kabatafl’a uyumsuz. Üstelik ihaleyi alan firma, sözleflmede bak›ld›¤›nda limana gelen gemilerle zaman zaman do¤ru 1,2 km.’lik alan› kapsayan ve yer alan bir maddeye göre, diledi¤i fonksiyonel siluetin kaybolmas› ve “Galataport” olarak an›lan kentsel sit alan› kap- de¤iflikli¤i yapabilir,” demektedir (Altan, alg›lanamamas›; gemilerin sam›ndaki proje Tabanl›o¤lu Mimarl›k taraf›n- silueti fethetmesi. Bina 2005). K›y›-kent iliflkisinin söylenildi¤i gibi ka- ölçe¤i ile gemi ölçe¤inin dan, içerisinde kruvaziyer liman›, al›flverifl ve e¤- muya çok da aç›lmad›¤› ve belli kesimlerin kul- birlikteli¤i ve çat›flmas›. lence merkezleri, otel ve konut alanlar› infla lan›m›nda kalaca¤› iddia edilmektedir. Mimar Ersel Gürsel ise flöyle söylemektedir: “Galata- port, ‹stanbul genelinde ele al›nmas› gerekir- ken, lokal olarak ele al›nm›flt›r; dünyan›n her yerinde böyle limanlar kentin d›fl›ndad›r.” (Al- tan, 2005) Projenin bölgeye kapasitesinden çok daha fazla bir trafik yükü getirece¤i; bölgenin Koruma Kurulu taraf›ndan 7.7.1993 tarihli ka- rar ile “kentsel sit alan›” olarak ilan edilmiflken, Bakanlar Kurulu’nun 15.12.1994 tarihli kara- r›yla Turizmi Teflvik Kanunu’na göre “turizm merkezi” olarak belirlenmesi (K›fllal›, 2005); flu anda ‹stanbul Modern’in bulundu¤u antrepo- nun y›k›l›p y›k›lmayaca¤› gibi konular da tart›- Mimarlar Odas› ‹stanbul fl›lmaktad›r. Bu konudaki tepkiler; Mimarlar Büyükkent fiubesi, Kent Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi’nce aç›lan yü- Düflleri Atölyesi kapsam›nda kat›l›mc›lara rütmeyi durdurma davas›, çeflitli mimar, flehirci da¤›t›lan bir eskiz, ve odalar›n bas›ndaki elefltirileri, ‹stanbul Ser- Tophane-Bo¤azkesen best Mimarlar Derne¤i taraf›ndan aç›lan S.O.S. Caddesi’nden k›y›ya bak›fl ile ilgili bir hayal-öneri. ‹stanbul Ö¤renci Fikir Projesi Yar›flmas› vb. Bu çal›flma, bugünkü yaklafl›mlar ile farkl› düzeylerde gerçekleflmek- ‹stanbul Modern’in tedir. Kentsel disipline ba¤l› profesyonel, akade- bulundu¤u 4. Antrepo kald›r›ld›¤›nda ve Tophane misyen ve ö¤rencilerin bu konular üzerine tar- Meydan›’n›n ortaya t›flmalar› ve düflünmelerinin önemi kadar, ka- ç›kar›lmas›yla denize muoyunun, kentlinin ve bölgede yaflayanlar›n aç›lan bu alan›n nas›l bir görünüm yaratt›¤›n› bize da konu ile ilgili bilinçlenmeleri, düflünce ve göstermekte. duygular›n› paylafl›ma ve tart›flmalara katmalar› da bir o kadar önemli. Çevrenin, yaflam›n, geçmifl ve bugünün yan- s›mas›ndan uzak; yapay bir kurgunun, senaryo- nun ürünü olan projeler ve mimarl›klara alter- natifler gelifltirmeye ve yeni bir kentsel mekân ve çevre üretim flekli oluflturmaya fliddetle ihti- yaç var. Tekil bir söz, keyfi bir fikir veya proje ötesine geçilerek, bugüne kadar yeterince dik- kate al›nmayan çevre, yaflam, kent ve kentlinin içinde yer alabilece¤i, paylafl›m alan ve araçlar› gelifltirilmelidir. Mimari projelerin, planlaman›n ve kentsel tasar›mlar›n da bu paylafl›m›, kat›l›m› ve çevreyi dikkate alan duyarl› yaklafl›mlar›n bir devam› olarak ortaya konmas› gerekir.

52 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

‹stanbul kentinin karakteristik yap›s›n› olufl- turan, geçmiflten gelen kentsel birikimlerin, ya- flamlar›n, kentsel haf›za ve izlerin süreklili¤inin k›r›l›p yapay ve kurmaca bilgilerle yeniden do- nat›lmas›n›n önüne geçilmesi gerekmektedir. Kurmaca söylemlerin yans›mas› olarak mimari projeler yapmak yerine geçmiflten bugüne ka- dar gelen mekânlar›n, insanlar›n ve hikâyelerin de dikkate al›narak gelifltirilecek yaklafl›mlar; ay- n› zamanda diyalog kuran ve karfl›l›kl› etkilefli- me aç›k bir kent, insanl›k, mimarl›k iliflkisini be- raberinde getirir. Öncesini, flimdisini ve çevresi- ni hiçe sayan bir yaklafl›m flekli, ayn› zamanda Amerikan Pazar› yan›, nargile kafeler, son y›llarda gittikçe artan kentsel haf›zay› da yok eden ve kenti oluflturan yo¤un bir kullan›m ve yaflam alan› olarak karfl›m›za ç›kmakta. ortak düflünce ve bilincin kayb›na yol açan bir Arkalar›n› denize ve k›y›ya dönmüfl bu mekânlar›n müdavimleri, çok yak›nlar›nda böyle bir potansiyel oldu¤undan da habersiz. tehlikeyi de içinde bar›nd›r›r. Kentsel bellek ve haf›za kayboldu¤unda kentlinin kendi kentine sahip ç›kmas› gittikçe zorlaflacak, kentlilik bilin- 9. ‹stanbul Bienal kitap盤›n›n ön ve arka ci de kaybolmaya bafllayacakt›r. Kente ait dene- kapaklar›. Kente ve özellikle yimler ve bilgilenme art›r›ld›¤› ölçüde, insanlar Galata Bölgesi’ne da¤›lm›fl olan bienal mekânlar›n›n çevrelerine daha çok sahip ç›kabilecek; kat›l›m harita ve hava foto¤raf› ortamlar› ile görüfllerini paylaflmaya bafllad›¤›n- üzerinden gösterildi¤i da da kentine ve kendi gelece¤ine daha etkin kapak tasar›mlar›; kente dair geçici ve görünmeyen bir flekilde katk›s› olabilecektir. bir kurgunun (bienal Günümüzde kat›l›m konusu s›kça bahsi etkinliklerinin), zamanla geçmeye bafllayan bir konu olmakla birlikte, bu kal›c› ve görünür olma potansiyelini haber veriyor. yönde gelifltirilmifl enstrümanlar›n azl›¤› ve uy- gulamaya sokulamay›fl› gibi eksiklikler de söz konusudur. Yukar›da aktar›lan sebeplerden do- lay›, atölye kapsam›nda yap›lacak önerinin, gündemden ba¤›ms›z bir hayal olarak düfllen- mesi yerine, mevcut güncel geliflmeleri dikkate alan bir yaklafl›m olarak sunulmas› tercih edil- mifltir. Bu yaklafl›m, mimarl›k yapma ve infla et- me eyleminden önce bir durma, anlama ve kav- ramay› öncelikli k›lmaktad›r. Kan›mca tart›fl›l- mas› ya da çözüm aranmas› gereken as›l nokta, 16 Eylül-22 Ekim 2005 tarihlerinde gerçekleflen Yaya Sergileri, bu bölgeye nas›l alternatif bir mimari form veya Tünel-Karaköy hatt›nda gerçekleflti. Bu aks üzerinde farkl› bina tasarlanmas› gerekti¤inden çok, kentler ve noktalarda yer alan çal›flmalar, kentle diyalog halinde olup kentliye kendini ve kentini vurgular nitelikte idi. Atölye özellikle kentsel ortak alanlar için nas›l bir yak- çal›flmas›, mimarl›k sunufllar›; olas› geleceklerden baz› öneriler. lafl›m flekli içinde olunmas› gerekti¤idir. ‹çinde yer ald›¤›m Kent Düflleri Atölyesi sü- recinde çeflitli sorgulama, anlama aflamalar›n›n ard›ndan, bildik ve beklenen bir mimari proje önerisi getirmek yerine, mevcut yaklafl›mlar› da elefltiren bir tav›rla, pratik ve uygulamaya geçe- bilecek bir yaklafl›m önerisi sunmay›, hayata da- ir etkili ve ifle yarar çözümler gelifltirilmesi ad›na daha önemli ve gerekli gördüm. Bu öneri ile, antrepolar ve çevresi k›y› alanlar› için mevcut geliflmeleri görmezden gelerek kiflisel bir hayal, düfl kurmak yerine bunun ötesine geçerek kat›- l›m sa¤layacak ve paylafl›lacak hayallerin, düflün- celerin, hikâyelerin oldu¤unu görmek ve gös- termek ad›na, atölye boyutlar› ile s›n›rl› kalma-

mimar•ist 2006/1 53 DOSYA

yacak bir enstrüman önerisi sunmaya, kente da- rece¤i gerçe¤i. Kruvaziyer seferleri ile gelen tu- ir yeni bir eylem ve tepki flekli ortaya konmaya ristlerin günübirlik gelmeleri, Tarihî Yar›ma- çal›fl›ld›. Bu düflünceyle atölye sonunda, bölge- da’ya gitmek için bu alan› transfer amaçl› kul- de ve bölge d›fl›nda genifl kat›l›ml› olmas› düflü- lanmalar› ve bunun bu aks üzerinde yarataca¤› nülen, as›l amac› fark›ndal›k yaratmak ve payla- olumsuz trafik yükü. fl›m› art›rmak olan bir “Hayaller, Düfller An- • Sedad Hakk› Eldem’in çizdi¤i projelerde

KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ keti” tasla¤› önerisi haz›rland›. Anket önerisi ile bugünkü ‹stanbul Modern’in bulundu¤u 4. hem Galataport Projesi’nin kente yaklafl›m fle- Antrepo binas›n›n bulunmay›fl›, sonradan ek- killerine bir tepki verilmekte, hem de projeye lenmifl olmas›. bugüne kadar verilen tepkilere bir alternatif ge- • Nusretiye Camii, saat kulesi ve çevresinde- lifltirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Bu anketin, di¤er ki tarihî yap›larla oluflmufl meydan›n bugün al- anketlerden fark›, bir paylafl›m ve anlama arac› g›lanamay›fl›. olmas›, birbiriyle çat›flan önerileri bir arada kap- • Meydan›n alg›lan›rl›¤›n› art›rmak ve deni- sayabilecek aç›kl›kta olmas›, tüm ve olas› öneri ze aç›lan özellikli bir meydan oluflturmak. Bu ve hayalleri bir arada kapsamas›, alternatif gele- amaçla gerekirse ‹stanbul Modern’in bulundu- cekleri bir arada görme ve de¤erlendirme flans› ¤u 4. Antrepo’nun y›k›lmas› ve di¤er antrepola- sunmas›d›r. Anket, kat›l›mc›lar›ndan hem bir ra bu ifllevinin aktar›labilece¤i. veri alma konumunda hem de onlar›n farkl› aç›- • Bugün ‹stanbul Modern’in kafeteryas› ile lardan düflünmeye bafllamalar›n› sa¤layan bir görebildi¤imiz ve ancak fark etti¤imiz ‹stanbul paylafl›m arac› olarak diyalog kuran bir araç ko- kenti alg›s›n›n ve eflsiz bak›fl aç›lar›n›n izlenme numundad›r. alanlar›n›n art›r›lmas›. • Limana gelen ve bundan sonra gelmesi Anket ‹çeri¤inin Oluflmas›na Temel Oluflturan planlanan daha büyük gemilerle, yüzy›llard›r Baz› Veriler, Öneri ve/veya Karfl› Öneriler: resmedilen ‹stanbul ve Galata siluetinin deniz- • Düflünülen yüksek kapasiteli kruvaziyer turiz- den ve di¤er k›y›lardan alg›lanamamas›. Gemi- minin, bu bölgeye kald›ramayaca¤› bir yük geti- lerin silueti fethetmesi; bunun s›n›rland›r›lmas›

Kent Düflleri Anketi 1: hareketine imkân tan›ns›n. Önemli bir kültür-sanat d. Gemileri (bizim boyutlar›na s›n›r getirece- Galata ve K›y›s› aks› olan ‹stiklal Caddesi’ni, Galata Kuledibi’ni dü- ¤imiz ölçeklerdeki gemileri) farkl› ifllevlerle kulla- Konular ve sorular de¤il, öçekler ve hayaller flek- fley sokak akslar› ile k›y›ya ba¤layal›m, sahil yolu- nal›m. Onlar› da hareketli mekânlar olarak göre- linde tan›mlanm›fl bir mülakatt›r. nu yerin alt›na alal›m. lim. Kültür, sanat faaliyetlerini, insanlar› farkl› li- ‹stanbul’da bir kentli olarak kentin su-k›y›-bü- d. Önce bina yapmak yerine önce süreklilik manlardan, k›y›lardan buralara getirip götürsünler; tünlük iliflkisi ba¤lam›nda afla¤›daki hayallerden içinde tekrarlanan etkinlikler olsun, mekân›n haf›- böylece diyaloglar ve paylafl›mlar›n s›n›rlar›n› ge- hangisi size en yak›n olan›d›r? Antrepo k›y› bölge- zas›n›, belle¤ini oluflturan projeler olsun. Kültürel niflletmifl olal›m. si-hatt› için çeflitli ölçekteki öneri ve hayaller afla- sanatsal aktiviteleri kullanarak bu belle¤i zengin- e. Sizin hayaliniz? ¤›da yer almaktad›r. Hangisi gelecekte içinde ol- lefltirelim, ard›ndan etkileflimin bir sonucu ve yeni mak istedi¤iniz kentin hayalidir? ihtiyaçlara ba¤l› olarak mimarl›klar oluflsun. Kimi Ölçek: 1/1 ‹nsan-Mekân Ölçe¤i Hayaller “genifl çevre”, “yak›n çevre” ve “bire- yeni binalar yapal›m ya da var olan binalar› kulla- a. Deniz, karfl› k›y›lar, Haydarpafla ve Saray- nal›m. (Bkz. ‹stanbul Bienali, Yaya Sergileri, ‹stan- bir ölçek” olmak üzere belli ölçeklerde ele al›nm›fl- burnu’nu göreyim, k›y›da bir engel olmas›n, yeflil- bul Modern, Tophane Binas›, MSÜ) t›r. Her biri ayr› yan›tlanacakt›r. den baflka hiçbir fley olmas›n. e. Sizin hayaliniz? b. Arkada ne oldu¤u önemli de¤il, nargile içip Ölçek: 1/5000 Genifl Çevre arkadafllarla muhabbet etmek yeterli. Ölçek: 1/1000 Yak›n Çevre Galata-Karaköy-Kabatafl-Beyo¤lu c. ‹stiklal Caddesi’nden bafllay›p afla¤› do¤ru, Bölgesini ‹çine Alan K›y› ve K›y› Gerisi Antrepolar ve Yak›n K›y› Hatt› denize ve ‹stanbul’un yüzlerine do¤ru çeken-götü- a. Zamana b›rakal›m. Hiçbir fleye dokunmaya- a. F›nd›kl›-Karaköy k›y› hatt›nda, k›y›ya ulafl- ren bir dizi aktivitenin, süreklili¤in parças› olabile- l›m, kendili¤inden informal geliflsin; bugüne kadar may› engelleyen bütün binalar› y›kal›m, buralar› yim. oldu¤u gibi... (Bkz. Sal›pazar›, nargile kafeler) yeflil alan, park ilan edelim. d. Al›flverifl yapay›m, en lüks, tan›nm›fl mar- b. Mega projeler yapal›m, büyük ifllevler yük- b. Bu hattaki y›k›labilecek tüm binalar› y›ka- kalar› bulabileyim. leyelim. Asl›nda her yerde olabilir, çevresi ve kent l›m. Yerine büyük al›flverifl merkezleri, oteller infla bütünü ile çok ilgisi olmayan, gösteriflli ve zengin edelim. e. ‹stanbul’da oldu¤umu hissedeyim, bu sa- projeler olsun. Bulundu¤u yerin tüm bilgisini (ön- c. Neredeyse tüm binalar›, izleri(ni) kullana- dece denizi görmek de¤il, kendisine has yaflant›s›- ceye, bugüne ve sonraya ait) dikkate almayan, ta- l›m, güncel kullan›m›n parças› olarak ya fleffaflafl- n›n da bir parças› olay›m, k›y›dan kay›k ve tekne- rihsel süreklili¤i içinde geliflen ‹stanbul ile çat›- t›ral›m, ya da k›smi boflaltal›m. Arkadan gelen so- lerden bal›k ekmek yiyeyim. flan, yar›flan projeler olsun. (Bkz. Galataport Pro- kak ve meydanlar› ortaya ç›karal›m, kuvvetlendire- f. K›y›ya yanaflan teknelerle Haliç ve Bo¤az tu- jesi) lim. Mesela antrepo kolonlar› temelde kals›n, ge- ru yapay›m. c. Kenti bir bütün, iliflkiler bütünü olarak gö- çici de¤iflken, esnek konstrüksiyonlarla dinamik g. K›y›, yabanc› gemilerle gelen turistlerin de ren projeler olsun. K›y›n›n tekrar kentin di¤er böl- ifllevlere, kullan›mlara aç›k olarak form ve yap›s› oldu¤u bir al›flverifl yeri olsun. geleriyle ba¤lant›lar› kurulsun, kesintisiz bir yaya de¤iflsin. h. Sizin hayaliniz?

54 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ ya da önlenmesi gerekti¤i. dü¤ü eylemdir. Bu eylem flekli bize göstermifltir • Kabatafl-Karaköy hatt›nda yap›lacak bir ki bilinçli, bilgi donan›ml›, sürdürülebilir ve an- yürüyüflle k›y› ile kopukluk ve k›y›ya ulaflama- lafl›l›r olan tepkiler baflar›ya ulaflabilmektedir. m›fll›k duygusunun kuvvetli bir flekilde hissedil- Bir di¤eri de Kent Düflleri Atölyesi Antrepo mesi. Grubu çal›flmalar›nda bir araya gelmifl kat›l›mc›- • K›y›n›n yak›n çevresinde olup da k›y›dan lar ile benzer kayg› ve düflünceleri tafl›yan farkl› habersiz olmak, k›y›y› hissedememek, kullana- kat›l›mc›lardan oluflmufl “Kent.iz” grubudur. mamak. Örne¤in, nargile kafelerde oturan bir- Kent.iz grubu, genelde tüm kent için uyarlana- çok insan›n arkalar›n› dönerek oturduklar› ve bilecek ama öncelikle Galata bölgesi özelinde habersiz olduklar› bir k›y› ve ‹stanbul potansi- bafllat›lan bir dizi etkinlikle kat›l›m ve paylafl›m yelini bilemedikleri ve alg›layamad›klar› gerçe¤i. alanlar› oluflturarak, mekân ve yaflam potansi- • Amerikan Pazar› yan›, nargile kafelerin yellerini ve hikâyelerini görünür bir platforma son y›llarda h›zla artan yo¤un kullan›mlar› ile tafl›maya çal›flmaktad›r. Hem bölgede yaflayan- yaflayan ama fazlas›yla da tüketilmeye bafllanm›fl lar›n hem de bölgeye yeni dinamikleri getirecek Ayfle Erkmen’in Yaya bir alan olmas›. kesimlerin, kentin dönüflümünde yaflanm›fl ve Sergileri kapsam›nda • K›y›y› kentin yap›sal bir parças› olarak gö- yaflanacak olanlara dair bir fark›ndal›k gelifltir- gerçeklefltirdi¤i çal›flmas› "Bal›k Ekmek, Karaköy" ren bütüncül bir yaklafl›mla, y›llar önce koptu¤u meleri için “arac›” olur. (Kent.iz, 2005). Grup, isimli el ilanlar› günün kent bütünü ile tekrar iliflkisinin kurulmas›. çal›flmalar›n› araflt›rmalar ve tart›flmalar yaparak çeflitli saatlerinde Karaköy- • Kentteki geçici sanat, festival vb. etkinlik- sürdürmekte, daha bilgili, donan›ml›, çevre ile Tünel aks›nda çeflitli lerin çevresi ile, kentle ve kentli ile karfl›l›kl› et- iliflkiler kurarak, bölge halk›n›n kat›l›m›n› sa¤la- noktalarda da¤›t›ld›. K⤛t kileflime girerek zamanla kal›c› eylemlere ve me- d›¤› anket, sohbet ve bülten gibi çeflitli araçlarla üzerinde yer alan bal›k ekmek görüntüsü kânlara dönüflmesi potansiyeli ve bunun kentsel da bu konu üzerine bir çal›flma ve uzun soluklu istenildi¤inde kopar›larak, mekân üretiminde alternatif bir öneri olarak olabilecek bir eylemin, tepkinin izindedir. k⤛ttan ayr›labilmekte. Bu dikkate al›nmas›. Örne¤in ‹stanbul Bienali için çal›flma, art›k unutulmakta kullan›lan 4. Antrepo’nun daha sonra ‹stanbul Asl› K›yak ‹ngin, Y. Mimar olan ve Karaköy, Eminönü gibi ‹stanbul’un çeflitli Modern olarak sürekli kullan›lmaya bafllanmas›. k›y›lar›nda, kay›klardan • Kentin karakteristi¤ini oluflturan ‹stan- Kaynakça: • Gümüfl, Korhan (2005) “Kültürel Sermaye-Kentsel al›narak yenen bal›k ekmek bul’a özgü oluflmufl k›y› kullan›mlar›n›n ve de- Dönüflüm ‹liflkisi”, Arkitera. ritüelini bizlere kinayeli bir taylar›n yaflat›lmas› gereklili¤i. Örne¤in Eminö- • Sassen, Saskia (1994) “A New Geography of Centers flekilde tekrar hat›rlatmakta. and Margins: Summary and Implications”, Cities in a nü ve Karaköy’de bal›k ekmek sat›lan kay›klar›n World Economy, Pine Forge Press. ve sonras›nda Arnavutköy civar›nda yer alan ba- • K›fllal›, Murat (2005) “Galataport’a Konut da l›k lokantas› teknelerin kald›r›lmas› gibi... Yap›lacak”, Cumhuriyet, 30 Eylül 2005. • Altan, Gülay (2005) “‹ddia: Galataport ‹stanbul’un tarihi dokusunu bozar. Savunma: Bu tam bir geri Anket Benzeri Yaklafl›m ve kafal›l›kt›r”, Akflam. Eylemlerin Devam› ve Süreklili¤i • K›fllal›, Murat (2005) “Galataport’ta Kurula By-Pass”, Cumhuriyet, 21 Eylül 2005. Bu anket, kat›l›m› yaymak için bir yol olarak • Kent.iz (2005) “De¤iflimin K›y›s›nda, Galata”, "Vapurlar›m›z› Vermiyoruz" önerilmifl bir eylem ve paylafl›m arac› olmaya Yay›mlanmam›fl Kent.iz Arkienal proje sunum metni. kampanyas›’n›n Behiç Ak • http://www.vapurumuvermiyorum.org imzal› logosu. aday bir projedir; bir denemedir. Farkl› disiplin- lerden gelecek elefltiriler ile geliflime aç›kt›r. Bir tespitten çok, bir hat›rlatma, olas›l›klar› göz Inquiry of City Dreams 1 - Galata Coast önüne koyarak fark›ndal›k yaratmak ve olas› ha- Creating New Instruments for the City Rebuilding yal ve istekleri anlamak ad›na bir paylafl›m arac› olarak görülmektedir. Bu anketin elden çevreye As a structural and vital part of the city, the coastal areas are today broken and da¤›t›larak, internetten ve bas›ndan insanlara started to develop separately from the whole of the city. Depending on the new ulaflt›r›lmas› ile bu konudaki kat›l›m›n art›r›lma- developments in global economy and urban politics, coastal areas become to be s› düflünülmektedir. Anket, konuyu genifl bir more important. After the decentralization of the harbors and large industrial çevre ve çerçevede ele alacak çal›flmalar için bir areas, the inactive areas become very speculative and valuable areas. A strategic example is the Galata Harbor. We need new approaches of rebuilding processes bafllang›ç olarak düflünülmüfltür. Devam›nda for the city. We need much more than before to develop new instruments, which uzun soluklu bir yaklafl›m›n ve farkl› kat›l›m fle- include the residents, to understand and rebuild the city spaces. killerinin denenmesi ve kat›l›m› yaymak amac› In last October, the Istanbul Branch of Chamber of Architects organized the ile ço¤alt›lmas› gerekmektedir. Architecture and City Festival with the theme “Cities and Coasts”. The “Workshop Bu anlamda yürütülen çal›flmalara iki örnek of Urban Dreams” tried to build a new instrument in order to learn the thoughts of verilebilir. Birincisi, herkes taraf›ndan bilinen the people about the current developments on the coasts of Galata. This approach “Vapurlar›m›z› Vermiyoruz” kampanyas› ve ka- is a way of stopping to understand and comprehend before the act of building. t›l›mc›lar›n›n baflar›l› ve etkin bir flekilde sürdür-

mimar•ist 2006/1 55 DOSYA Galataport ve “Haydarpaflaport”u Ne Kadar Biliyoruz? Mücella Yap›c› KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

“Buras› bir Akmerkez, bir Beyo¤lu ya da re saptanm›fl bütüncül master plan kararlar›na bir Niflantafl› de¤il, ‹stanbul’un kentten denize ve de mevcut tüm yasa ve yönetmeliklere uygun ba¤lanabilece¤i en son nokta.” olarak yap›lmas› gere¤i evrensel bir do¤rudur. Murat Tabanl›o¤lu Üstelik bu alanlar, ülkemizin bugüne kadar büyük bir özveri ile kendi kaynaklar›n› kullana- az› bafll›¤› olarak bu sorunun seçilmesinin rak oluflturdu¤u uluslararas› ulafl›m ve tafl›mac›- YYnedeni, son günlerde “Beyo¤lu-Tophane l›k lojisti¤i aç›s›ndan da son derece stratejik Sal›pazar› Kruvaziyer Yat Liman›” ya da k›saca önem tafl›yan kamusal yat›r›m ve zenginli¤imiz “Galataport” olarak an›lan projenin müellifi ol- olan tarihî Haydarpafla Gar›, Haydarpafla Lima- du¤unu bas›n yolu ile ö¤rendi¤imiz sevgili n› ve Sal›pazar› Liman› gibi çok önemli tesisleri meslektafl›m›z Murat Tabanl›o¤lu’nun, söz ko- de bar›nd›rmaktad›r. Dolay›s›yla buralar hakk›n- nusu süreci elefltirenlerin projesi hakk›nda bilgi- da al›nacak kararlar›n yaln›zca ‹stanbul’u de¤il, lerinin bulunmad›¤› yönündeki –özellikle mi- tüm ülkeyi ve bölgeyi ilgilendirerek etkileyece¤i marl›k kamuoyunda yer alan– serzenifli oldu. son derece aç›kt›r. Bir baflka meslektafl serzenifli ise, bir milyon Ayr›ca her iki planlama alan›, yukar›da an›lan metrekareyi kapsayan Haydarpafla Liman ve Gar de¤erlerinin yan› s›ra ‹stanbul’a denizyolu ile sahas› ile ilgili projenin müellifi oldu¤unu yine yaklafl›rken Bo¤aziçi mimarisinin ve tarihî ‹stan- bas›n yolu ile ö¤rendi¤imiz Belçika’da yaflayan bul siluetinin alg›land›¤› çok önemli ve etkili bir fievki Birkiye taraf›ndan dile getirilmiflti. Mes- co¤rafi ve topo¤rafik konuma sahiptir ve bu lektafl›m›z fievki Birkiye, iki y›l önce yap›lan bir özellikleriyle de “kentsel sit alan›” olarak ilan anlaflmaya göre haz›rlad›¤› projenin ihale safha- edilmifltir. s›na gelmeden kesinlikle gizli tutulmas›n›n is- ‹stanbul’un, kuruluflundan bu yana uygarl›k tendi¤ini ve bu nedenle projeyle ilgili çizimlerin tarihinde ayr›cal›kl› bir yer kapsamas›n›n en bas›na yans›t›lmas›ndan üzüntü duydu¤unu bil- önemli nedenlerinden biri bu co¤rafyan›n k›ta- dirmiflti. lar aras› kara ve denizyollar›n›n kesiflme nokta- Meslektafllar›m›z kendi aç›lar›ndan hakl›d›r- s›nda bulunmas› ve özellikle denizyolu ile yap›- lar. Bu yaz›n›n sahibi de, bir mimar olarak tasa- lan dünya ticaretinin en önemli ve güvenli do- r›mlar›m›z›n ve eme¤imizin savunulmas› konu- ¤al liman bölgesini bar›nd›rmas› olmufltur. sundaki duyarl›l›¤› çok iyi anlamakta ve buna Dünyada iki k›ta üzerinde yer alan ve içinden sayg› duymaktad›r; ancak serzenifl konular›, deniz geçen bir baflka k›y› kenti bulunmamakta- projelerin mimarl›k kamuoyu taraf›ndan yete- d›r. Bu anlamda ‹stanbul ve k›y›lar›n›n uygarl›k rince bilinmemesi ya da tam tersine zamans›z tarihi aç›s›ndan tafl›d›¤› izler yaln›zca ülkemiz aç›klanmas› yönünde olunca, dergimizin dosya için de¤il dünyan›n kültürel ve do¤al miras› aç›- konusu da k›y›lar iken, bu konuda bilinenleri s›ndan da son derece önemlidir. kaleme almak gibi bir görevi üstlenmek duru- Konuya bu aç›dan yaklafl›ld›¤›nda böylesi munda kalm›flt›r. önemli kent parçalar›n› ilgilendiren projeler Söz konusu alanlar, ‹stanbul gibi tarihî, do- hakk›nda özellikle meslek odalar›n›n bilgi sahibi ¤al ve kültürel özellikleri ile dünya miras› olan olamamas› gibi bir durum “anlafl›labilirlik” s›- bir kentin; kent içindeki konumu, dokusu, ba- n›rlar›n›n çok ötesindedir. r›nd›rd›¤› çok önemli ve de¤erli kültürel tarihî Ancak unutulan ya da gözden kaç›r›lan bir yap›lar› ve do¤al de¤erleri gözetilerek korunma- baflka gerçek daha vard›r ki bu “bilinmezlik” s› ve gelifltirilmesi gerekli son derece önemli iki durumu, bir gecede ç›kar›lan antidemokratik kent parças›d›r. Buralar hakk›nda al›nan tüm ka- yasalar ve yönetmeliklerle, ilgili tüm kurumlar rarlar›n ve yap›lan tüm çal›flmalar›n fleffaf, aç›k ve kurulufllarla birlikte “yerel yönetimlere” kar- ve denetlenebilir; bilimsel ve teknik verilere gö- fl› dahi güvence alt›na al›nm›flt›r.*

56 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Ve as›l tart›flma konusu edilen, projelerin ra¤men özellikle 12 Eylül hukuku diye and›¤›- yetkinli¤i de¤il, söz konusu alanlar için önerilen m›z “Turizmi Teflvik Kanunu”, “Özellefltirme ayr›cal›kl› yerleflme kararlar› ve bu kararlar›n or- Kanunu” gibi kanunlar ile bu koruma kalkan›- taya ç›kma sürecinde kullan›lan yöntem, planla- n›n etkisiz hale getirildi¤ini ve Dünya Kültürel ma ve hukuk anlay›fl›d›r. ve Do¤al Miras›n›n Korunmas›na Dair Sözlefl- Bilindi¤i gibi k›y›lar; do¤al dengenin korun- me’de de iflaret edildi¤i gibi do¤al ve kültürel mas› ve ülke ekonomilerinin geliflmesi aç›s›ndan miras›n en büyük yok olufl nedeni olarak kabul büyük bir öneme sahiptir ve korunmas› gerekli edilen kentsel veya turistik geliflim projelerinin do¤al kaynaklar›n bafl›nda gelmektedir. meflru olmayan ve yasall›¤› tart›fl›l›r bir hukuksal K›y›lar›n kullan›lmas›, gelifltirilmesi ve ko- zemine oturtulmaya çal›fl›ld›¤›n› görürüz. runmas› sadece ülkemiz için de¤il bütün dünya Tarihe bir not düflmek üzere tekrar hat›rla- ülkeleri için önem tafl›maktad›r. Bütüncül ve ay- yal›m: r›nt›l› bir planlama yap›lmadan k›sa süreli eko- Anayasa’n›n 43. maddesine göre, devletin nomik ç›karlar gözetilerek yap›lan hatal› yat›- hüküm ve tasarrufu alt›nda bulunan k›y›lar, özel r›mlar nedeniyle dünyan›n, özellikle geliflmekte mülkiyete konu olamazlar. K›y›larda, “kazan›l- olan ülkelerin k›y›lar› geri dönülmeyecek bir bi- m›fl hak” ilkesine dayan›lamaz. Sahil fleritleri ve çimde tahrip edilmektedir. Bu nedenle de gerek k›y›lar, kiflilerin yararlanaca¤› do¤al çevreyi ülkeler ölçüsünde gerekse uluslararas› düzeyde oluflturur. Anayasa’n›n 56. maddesi gere¤i, her- k›y›lar›n yönetimi ve planlamas› konusu yüzler- kes bu çevrede sa¤l›kl› ve dengeli bir yaflam hak- ce bilimsel araflt›rma, konferans ve sempozyu- k›na sahiptir. Anayasa’n›n 46. maddesi de, “k›- mun konusu olmufl ve hem ulusal hem evrensel y›lar›n korunmas› amaçl›” kamulaflt›rmaya ola- hukuk sistemine, gezegenimizin do¤al kaynak- nak sa¤lamaktad›r. lar›ndan olan k›y›lar›n korunmas› konusunda 3621 say›l› K›y› Kanunu’nun 6. maddesine yasa, yönetmelik, çevresel etki de¤erlendirme göre k›y›da, uygulama imar plan› karar› ile iske- sistemleri getirilmifltir. le, liman, bar›nak, yanaflma yeri, r›ht›m, dalga- Özellikle ‹stanbul k›y›lar› gibi dünya kültür k›ran, köprü, menfez, istinat duvar›, fener, çe- ve do¤al miras› aç›s›ndan tafl›d›¤› de¤er kuflku kek yeri, kay›khane, tuzla, dalyan, tasfiye ve götürmeyecek özellikte alanlar›n korunmas›na pompaj istasyonlar› gibi “k›y›n›n kamu yarar›na dair 17 Ekim - 21 Kas›m l972 tarihleri aras›nda kullan›m› ve k›y›y› korumak amac›na yönelik Paris’te imzalanan “Dünya Kültürel ve Do¤al altyap› ve tesisler” ile tersane, gemi söküm yeri Miras›n›n Korunmas›na Dair Sözleflme”de; ve su ürünlerini üretim ve yetifltirme tesisleri gi- Dünya kültürel ve do¤al miras›n› oluflturan var- bi “faaliyetlerinin özellikleri gere¤i k›y›dan bafl- l›klar›n h›zla yok olmaya gitti¤i tespit edilmifltir. ka yerde yap›lmalar› mümkün olmayan” yap› ve Bu yok oluflun en önemli nedenleri ise do¤al tesisler yap›labilir. K›y› Kanunu’nun Uygulan- afet ve savafllar d›fl›nda “büyük çapta resmî ve- mas›na Dair Yönetmeli¤in 13. maddesine göre ya özel projeler veya h›zl› kentsel veya turis- bu tesislerin yap›lma koflulu, “onayl› uygulama tik geliflim projeleri ile topra¤›n kullan›m imar planlar›na uyulmas› ve çevre kirlili¤inin veya mülkiyetindeki de¤iflikliklerin neden önlenmesine iliflkin tüm önlemlerin al›nma- oldu¤u tahribat” olarak gösterilmifltir. s›”d›r. Ayn› sözleflme, “Kültürel ve do¤al miras›n Bu an›msamalardan sonra as›l konumuza herhangi bir parças›n›n bozulmas›n›n veya yok dönersek; kamuoyunda k›saca “Galata-Port” ve olmas›n›n, bütün dünya milletlerinin miras› için “Haydarpafla-Port” diye an›lan projeler ile ilgili zararl› bir yoksullaflma teflkil etti¤ini” kay›t alt›- olarak izlenen yöntem ve süreç; imar ve planla- na alarak, bu miras›n ulusal düzeyde korunma- ma hukuk ve eti¤imizi, onar›lmas› güç bir flekil- s›n›n esas oldu¤unu, ancak “ekonomik, bilimsel de yaralamakla kalmay›p co¤rafyam›z›n tüm k›- ve teknik” kaynaklar›n›n yetersizli¤i nedeniyle y›lar› ile do¤al ve kültürel miras›n› ciddi bir teh- bu varl›klar›n› koruyamayan ülkeler ile evrensel like alt›na sokmufltur. dayan›flmaya girilmesi gereklili¤ini de vurgula- Zira söz konusu projelerin uygulanmas›na m›flt›r. imkân sa¤lamak üzere 30 Mart 2004’te, Özel- Dünya kaynaklar›n›n korunmas›nda esas lefltirme ‹daresi’nin teklifi üzerine Bay›nd›rl›k olan bu kaynaklar› elinde bulunduran ülkelerin ve ‹skân Bakanl›¤› taraf›ndan “K›y› Kanu- alaca¤› ulusal önlemler aç›s›ndan ülkemize bak- nu’nun Uygulanmas›na Dair Yönetmelikte De- t›¤›m›zda; özellikle k›y›lar›m›z›n anayasal bir ¤ifliklik Yap›lmas›na Ait Yönetmelik” de¤ifltirile- koruma alt›na al›nmaya çal›fl›ld›¤›n› ancak buna rek k›y›lar ile ilgili hukukumuza ilginç bir “kru-

mimar•ist 2006/1 57 DOSYA

vaziyer liman” tan›m› getirilmifltir. gelece¤e ait olan kültürel ve do¤al miras›n yok Bu tan›m maddesiyle de bütün k›y›lar›m›z olmas›n›n önüne nas›l geçilebilece¤inin yönte- ve koylar›m›z›n, “organize turlar” ile seyahat mini biliyor muyuz? edecek kiflilerin tafl›nd›¤› kruvaziyer gemilerin ba¤lanaca¤›, befl y›ld›zl› oteller, al›flverifl mer- Mücella Yap›c›, Y. Mimar kezleri, yeme içme merkezleri, ofis binalar› vb. * Hat›rlayal›m: KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ gibi kapal› korumal› alanlar›n bulundu¤u “tu- Özellikle Haydarpafla Gar ve Liman alan›n›n düzenlenmesi rizm ve ticaret merkezleri” haline getirilmesine ile ilgili olarak 17 Eylül 2004 tarihinde TBMM’de kabul edilen “Baz› Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde olanak sa¤lanm›flt›r. De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanun”un geçici 5. maddesi TMMOB Mimarlar Odas› Antalya fiubesi ve ile yerel yönetimler ve ilgili tüm taraflar tamamen devre TMMOB fiehir Planc›lar› Odas› taraf›ndan bu d›fl› b›rak›lm›flt›r (Resmî Gazete, say›: 25590, 21 Eylül 2004): yönetmelik maddesinin iptali ve yürütmenin “Geçici Madde 5. - Mülkiyeti Hazine’ye ait ‹stanbul ‹li, durdurulmas› istemiyle dava aç›lm›flt›r. Dan›fltay Üsküdar ‹lçesi, Selimiye ve ‹hsaniye mahallelerinde bulunan ve Haydarpafla Liman› olarak kullan›lan 6. Dairesi taraf›ndan al›nan 5 Kas›m 2004 tarih- tafl›nmazlar›, üzerindeki muhdesat› ile birlikte ödenmifl li ve 2004/3060 esas no’lu kararda “Anayasa ve sermayesine ilave edilmek üzere, Ulaflt›rma Bakanl›¤›’n›n K›y› Yasas›’na ayk›r› olan ve uyuflmazl›¤a konu ilgili kuruluflu olan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryollar› ‹flletmesi Genel Müdürlü¤ü’ne bedelsiz yönetmelik de¤iflikli¤inde hukuka uyarl›k bu- olarak devretmeye Maliye Bakan› yetkilidir. lunmamaktad›r” denilerek bu konu ile ilgili ola- Bu tafl›nmaz mallarla ilgili olarak imar mevzuat›ndaki k›s›tlamalar ile plan ve parselasyon ifllemlerindeki ask›, ilan rak yap›lan ifllemlerin yürütülmesi durdurul- ve itirazlara dair sürelere iliflkin hükümlere tabi olmaks›z›n, mufltur. (Beyo¤lu-Tophane Sal›pazar› Kruvazi- her ölçekteki imar plan›n› yapmaya, yapt›rmaya, de¤ifltirmeye, re’sen onaylamaya ve her türlü ruhsat› yer Yat Liman› ile ilgili projelendirme ve ihale vermeye Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› yetkilidir. Plan çal›flmalar› da bu kapsamda kalmaktad›r.) haz›rlama ve onaylama ifllemleri Bay›nd›rl›k ve ‹skân Son olarak, 3 Temmuz 2005 günü 5398 sa- Bakanl›¤›’n›n uygun görülen birimince, ruhsat ve plan uygulama ifllemleri ise Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› il y›l› “Özellefltirme Uygulamalar›n›n Düzenlen- teflkilat›nca yerine getirilir. Kesinleflen planlar ilgili mesine ve Baz› Kanun ve Kanun Hükmünde belediyelere tebli¤ edilir. Bu planlar›n uygulanmas› zorunludur.” Kararnamelerde De¤ifliklik Yap›lmas›na Dair Kanunda ve Baz› Kanunlarda De¤ifliklik Yap›l- mas› Hakk›nda Kanun”la Dan›fltay 6. Dairesi taraf›ndan, Anayasa’ya ayk›r› bulunarak iptal et- ti¤i yönetmelik maddesinin 3621 say›l› K›y› Ka- nunu’na “t›pk› kopyas›” aplike edilerek ülkemi- zin tüm k›y›lar›n›n ya¤malan›p yok edilmesine yol açabilecek “ülke imaj›n› üst seviyelere ç›kar- mak” gibi ne ifade etti¤i anlafl›lamayan bir ta- n›m, k›y› hukukumuza, deyim yerinde ise, bir “dinamit” gibi yerlefltirilmifltir. fiimdi hep birlikte tekrar soral›m: “Mimarl›k uygarl›kt›r” diyen bir mesle¤in mensuplar› ola- rak, “ülke imaj›n› üst seviyelere ç›karmak” gibi ne ifade etti¤i anlafl›lamayan bir tan›m› bile bir gecede yasalar›m›za yerlefltirebilen bir anlay›flla, sadece bugüne ve ülkemize de¤il, dünyaya ve

What Do We Know About Galataport and ‘Haydarpaflaport’?

Using, developing and conserving the coastal areas are not only significant for our country but also for the whole world. Inaccurate investments are made by considering short term economical benefits without making any totalitarian and detailed planning and as a result the coastal areas –especially the ones in the developing countries– are destroyed without any return. The article criticizes the method and the processes related to the projects carried out for ‹stanbul, called ‘Galataport’ and ‘Haydarpaflaport’, which will affect the whole region and the whole country.

58 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ Haydarpafla Gar› Otel Olursa Bu Yap›lara Ne Olacak? Yonca Kösebay

aydarpafla bölgesi bir kentsel dönüflüm turaca¤›m›z sivil toplum flemsiyesi d›fl›nda b›ra- HH projesi ile karfl› karfl›yad›r. Bilindi¤i üzere kacakt›r. Bu sebeple, Haydarpafla’y› koruyabil- (ya da çok az kiflinin detaylar›n› bildi¤i üzere) memiz için bugün mevcut kültür varl›klar›n› Marmaray Projesi’nin 2009 y›l›nda hayata geç- daha yak›ndan tan›mak gereklidir. mesiyle birlikte demiryolu Sö¤ütlüçeflme’den Haydarpafla 19. yüzy›l öncesinde varl›k gös- Üsküdar’a ba¤lanacak ve Haydarpafla Gar saha- termifl olsa da kentsel mekâna yo¤un olarak ka- s› bugünkü ifllevini yitirecektir. Mimarlar, kent t›l›m› 19. yüzy›lda olmufltur. ‹lk önceleri Seli- planc›lar›, gazeteciler ve duyarl› kent sakinleri miye K›fllas›, Askeri Hastane (1844-46), ‹ngiliz olarak gar binas›n›n gelece¤i için endifle duy- Mezarl›¤› (1853-56) demiryolu ve liman maktay›z. ‹stanbul’un birçok aç›dan haf›zas›na (1872-1908), daha sonra Mekteb-i T›bbiye-i yer etmifl önemli bir mihenk tafl› olan Haydar- fiahane (1895-98) ve Numune Hastanesi’nin pafla Gar›’n›n otele dönüfltürülerek yeni bir ifllev (1901) infla edilmesi Salacak ile Kad›köy aras›n- kazanaca¤› bizlere ulaflan bir söylenti. Çünkü daki Haydarpafla’y›, Tarihî Yar›mada karfl›s›nda restorasyon projesinin asl›n› (varsa e¤er), ne ol- ikinci önemli bir siluet haline getirmifltir. Sözü du¤unu bilmiyoruz. Projesi belli olmayan bir edilen yap›lar, Üsküdar’dan Kad›köy’e uzanan yeniden ifllevlendirmenin nas›l olaca¤› konu- T›bbiye Caddesi üzerine s›ralanm›flt›r. Ancak bu sunda kayg›lanmakta hakl›y›z tabii ancak tek yap›lar yap›ld›klar› dönemde bugün oldu¤u gibi kayg›m›z›n bundan ibaret olmas› bir eksikliktir. demiryolu sahas›ndan ve Kad›köy’den kopar›l- Haydarpafla, gar binas›n› da içeren birçok kültür m›fl durumda de¤illerdi. Aksine bu cadde, mev- varl›¤›na ev sahipli¤i yapmaktad›r; bizler yaln›z- cut köprü yap›lmadan önce, ‹ngiliz Mezarl›- ca gar› tan›yoruz, onu ön plana ç›kar›yoruz. ¤›’n›n yan›ndan inen bir yol ile demiryolu saha- Elefltirilerimizi yaln›zca bu önemli yap› üzerin- s›na ulaflmakta, buradan demiryolu üzerindeki de yo¤unlaflt›rmak, gar binas›ndan da eski ve bu hemzemin geçit ile Kad›köy sahilinden geçen binan›n tamamlay›c›s› olan di¤er yap›lar›, olufl- Haydarpafla Caddesi’ne (bugünkü R›ht›m Cad-

Haydarpafla, 2004.

mimar•ist 2006/1 59 DOSYA

desi) ulaflmaktayd›.1 Böylelikle yukar›da bahse- merkez bölümü vurgulanm›fl iki katl› bir yap› dilen yap›lar ile demiryolu yap›lar› ve gar binas› iken daha sonra onar›mdan geçirilerek merkez direkt iliflki içindeydi. Ayn› sebepten ötürü de bölümüne üçüncü bir kat eklenmifl ve cephe koruma süreci içinde birlikte yer almalar› gerek- düzeni de¤ifltirilmifltir. Bu ilk istasyon binas›n›n ti¤i düflüncesindeyim. yeri eski haritalardan ö¤renildi¤ine göre, yayg›n 19. yüzy›lda üst kotta T›bbiye Caddesi bu olarak bilindi¤i gibi flimdiki dikimevi binas›n›n KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ flekilde geliflirken, ‹ngiliz Mezarl›¤›’n›n alt›nda yak›nlar›nda de¤il, demiryolu raylar›n›n do¤u- sunda, Et Bal›k Kurumu yak›nlar›ndad›r. yer alan demiryolu sahas›ndaki geliflme, as›l ko- Devlet eliyle yap›lm›fl olan Haydarpafla-‹z- nuflaca¤›m›z konuyu oluflturmaktad›r. Bu alan- mit demiryolu hatt› iflletilemeyince 1880 y›l›nda daki yap›laflma, Haydarpafla-‹zmit demiryolu kiraya verilmifl, daha sonra 1888 y›l›nda Alfred hatt›n›n Osmanl› Devleti taraf›ndan 1872 y›l›n- Kaulla’n›n Deutsche Bank ile iflbirli¤i yapt›¤› da Anadolu demiryollar›n›n bafllang›c› olarak konsorsiyuma 99 y›l süreyle devredilmifltir. Ar- infla edilmesiyle bafllam›flt›r (Özyüksel, 1999: tan mal hareketi ile istasyon binas›, iskele ve di- 666). ¤er yap›lar giderek yetersiz kal›nca, istasyondan Demiryolu, Haydarpafla ile ‹zmit aras›nda, iskeleye demiryolu döflenerek, denizyolu ile ta- geçmifli Bizans öncesine dayanan ticaret yoluna fl›nacak eflyalar›n vapurlara aktar›lmas› kolaylafl- paralel olarak belirlenen güzergâh üzerinde, il- t›r›lm›flsa da yeterli olmam›flt›r (Toydemir, kin Pendik’e kadar tek hat olarak infla edilmifltir 1954:10). Kaulla ve grubunun ald›¤› imtiyaz, (Akbulut, 1994:329-339). Haydarpafla, K›z›l- hatt›n Üsküdar’a uzat›lmas› ve orada bir r›ht›m toprak, Feneryolu, Göztepe, Bostanc›, Maltepe, yap›lmas› olanaklar›n› sa¤lamaktayd›. Projeye Kartal ve Pendik’te birer istasyon infla edilmifl, göre hat Selimiye K›fllas›’n›n alt›ndan geçecek Pendik istasyonu banliyö trenlerinin son dura¤› bir tünel ile Üsküdar’a uzat›lacakt›. 1889’da Al- olarak tasarlanm›flt›r. Pendik’ten sonra yer alan man grup, imtiyazda belirtildi¤i gibi hatt› Üs- di¤er istasyonlar ise Tuzla, Dar›ca ve Here- küdar’a uzatmak istedi¤inde, yap›lacak tünelin ke’dir. Bu istasyonlardan Bostanc›, Tuzla ve Selimiye K›fllas›’na olan yak›nl›¤› sebebiyle buna Dar›ca duraklar› yaln›zca indir-bindir istasyonu- izin verilmemifltir. 1898’de tekrar edilen imti- dur (Öztürk, 1995:281). Haydarpafla’dan Pen- yaz talebi baz› koflullar çerçevesinde kabul edil- dik’e olan istasyonlar d›fl›nda, Fenerbahçe’ye mifltir. Böylesi bir karar de¤iflikli¤inin alt›nda bir flube hatt› döflenerek mevsimlik kullan›m Anadolu’dan Haydarpafla’ya ve tersi yönde ya- olana¤› yarat›lm›flt›r (Ekdal, 1987:229). Hay- p›lan sevk›yat›n artmas› ve demiryolu tesisleri- darpafla-Pendik aras›ndaki istasyonlardan Eren- nin yenilefltirilmesi ihtiyac› yatmaktad›r. ‹mtiyaz köy ve Suadiye bu ilk infla döneminde mevcut metninde yer alan koflullardan baz›lar› flunlar- de¤ildir. d›r: Bu tarihte, Haydarpafla’da temeli 11 Mart R›ht›mda gümrük dairesi, polis ve jandarma Haydarpafla-Pendik Tek 1872’de at›lan istasyon binas› ile iskele ve depo- karakollar› ve gümrüklü eflyalar için antrepolar Hat Demiryolu, Erkân-› lama alanlar› mevcuttur, ancak istasyon daha yap›lacak; devlet istedi¤i zaman liman ve r›ht›m› Harbiye Matbaas›, 1909. (Atatürk Kitapl›¤› sonra birçok onar›m geçirmifltir. Eski foto¤raf- sat›n alabilme hakk›na sahip olacakt›r (Toyde- Harita Arflivi) lardan ö¤renildi¤ine göre ilk istasyon binas›, mir, 1954:12). Belirtilen yap›lar›n yap›m› Bab-› Âli taraf›ndan oldukça önemsenen bir konudur. ‹thal ve ihraç edilen mallardan gümrük al›nmas› istendi¤inden öncelikle gümrük ve karakollar›n yap›lmas› istenmifl, inflaatta çal›flacaklar›n yaln›z mühendis ve fen memuru olabilece¤i ve Os- manl› tebaas›ndan olmalar› gerekti¤i özellikle belirtilmifltir. Bu konularda anlaflmaya var›ld›k- tan sonra 23 Mart 1899 tarihinde Haydarpafla Liman ve R›ht›m imtiyaz› Anadolu Osmanl› Demiryolu fiirketi’ne verilmifltir (Toydemir, 1954:13). Liman›n temel atma töreninin II. Abdülha- mid’in tahta ç›k›fl›n›n 25. y›ldönümüne (1 Eylül 1900) denk getirilmesi kararlaflt›r›lm›fl, daha önce yap›lan dalgak›ran›n üzerine günün an›s›- na bir hat›ra sütunu yap›lmas› düflünülmüfltür.

60 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Sütunun deniz cephesinde bir arma, kara cep- p›da uygulanan bir teknikle infla edilmifltir (Ze- hesinde bir tu¤ra ve bunlar›n alt›nda da bugün itschrift für Bauwesen, 1903). Silo, do¤rudan mevcut olmayan bir kitabe yer almaktayd› (Toy- gemilere yükleme yapabilecek teçhizata sahiptir demir, 1954:15). Kitabede flunlar yazmaktayd›: ve elektrikle çal›flmaktad›r. Liman›n ›fl›kland›r- mas› ve dalgak›ran›n üzerindeki iki fener de Revnak efzay› sediri flevket elektrikle çal›flmaktad›r. Bu yap›lar d›fl›nda plan- Masiri Osmani essultan ibni da o tarihte mevcut oldu¤u bilinen istasyon bi- Sultan Elgazi Abdülhamid Han nas› (eski) ile di¤er teknik birimlerin yer ald›¤› Sani Hazretlerinin yirmi görülmektedir. Böylelikle liman ifllevinden ko- Beflinci sene-i devriye-i cülus› par›lan eski istasyon binas›n›n yeri de netlik ka- Hümayunlar›n›n hat›ra fahiresi zanmaktad›r. Olmak üzere Anadolu Demiryolu 1918-1919 tarihli bir haritada bu yap›lardan fiirket-i Osmaniyesi taraf›ndan silo, elektrik binas›, gümrük dairesi, liman poli- ‹flbu amud teyemmünen rekz olumufltur 1318 si ve askerî karakolun hâlâ mevcut oldu¤u gö- rülmektedir (Kayra, 1990:19). Ad› geçen sütun mimar Vallaury2, dalgak›ra- Ancak 1930 y›l›na ait Pervititch haritas›nda n›n iki bafl›ndaki fenerler ise Mühendis Mustafa gümrük dairesi, liman idaresi ve polis karakolu- Lütfi taraf›ndan tasarlanm›flt›r (Toydemir, nun mevcut olmad›¤› görülür. Böylelikle bu ya- 1954). Bugün mendirek üzerinde görülen fe- p›lar›n 1918 ile 1930 aras›nda bir tarihte y›k›l- nerler, özgün fenerlerin yerini alan modern fe- d›¤› anlafl›lmaktad›r. Foto¤raflarda bu yap›lar nerlerdir (Eyice, 2004:13). 20. yüzy›l bafllar›ndaki durumlar› ile gösteril- Haydarpafla R›ht›m ve Liman inflaat› 14 Ni- mifltir. 1903’te tamamlanan liman yap›lar›ndan san 1903 günü tamamlanarak törenle hizmete günümüze silo binas›, elektrik binas› ve askeri aç›lm›flt›r (Toydemir, 1954:15) Haydarpafla’n›n karakol kalm›flt›r. Silo ve elektrik binas› mimari o günkü vaziyet plan› 1903 y›l›na ait Zeitschrift bütünlüklerini k›smen korumufl ancak askerî ka- für Bauwesen adl› dergiden izlenmektedir3 (Ze- rakol, kendisine oryantalist kimli¤ini veren kub- itschrift für Bauwesen, 1903). Bu alan›n strük- beli girifl k›sm›n› ve köfle saçaklar›n› kaybetmifl- türüne ait bilgiler vaziyet plan›n›n yan›nda ve- tir. Günümüzde silo ve elektrik binas› halen ay- rilmifl olan kesitten elde edilmekte, liman saha- n› ifllevlerle kullan›lmaktad›r. Askerî karakol ise s›n›n kaz›klar üzerinde oturtuldu¤u görülmek- kullan›lmamakta, k›smen depo görevi görmek- tedir. Denizden kazan›lan alanda 150 ve 300 tedir. TCDD çal›flanlar›n›n bu binay› eski istas- metre uzunluklar›nda birbirine dik iki r›ht›m in- yon binas› olarak iflaret etmeleri yanl›flt›r ve bil- Haydarpafla R›ht›m ve fla edilmifltir. Buna ek olarak sonbahar ve k›fl ay- gi eksikli¤inden kaynaklanmaktad›r. Liman›, 1903. (1. Silo, 2. Haydarpafla Liman› hizmet yap›lar› olarak Depo, 3. Gümrük Dairesi, lar›nda yükleme yapmaya olanak tan›mayan lo- 4. Polis 5. Elektrik dos rüzgâr›ndan r›ht›m› korumak için iki bafl›n- nitelendirebilece¤imiz bu yap›lar, ‹stanbul’un Santral›, 6. R›ht›m ‹daresi, da fenerleri bulunan 600 metre uzunlu¤unda oryantalist mimarisine ait literatürde yer alma- 7. ‹stasyon, 8. Askerî Karakol. (Müller-Wiener, bir de dalgak›ran infla edilmifltir. maktad›r. Buna karfl›l›k bu yap›larda oryanta- 1998, s.175) Planda dolgu alan üzerinde liman hizmetle- lizm da¤arc›¤›nda yer alan mimari elemanlar›n rinin verildi¤i yap›lar saat yönünün tersi yönün- tümünün kullan›lm›fl oldu¤u görülmektedir. Bu Altta, Haydarpafla ‹stasyonu’nun onar›mdan de incelendi¤inde flunlar gözlenmektedir: Pla- yap›lar› önemli k›lan bir di¤er özellik, bu yap›la- sonraki hali. (Demiryollar, n›n üst k›sm›ndan bafllayarak silo, depo, güm- r›n bir kompleksin parçalar› olarak ayn› anda ta- fiubat 1939) rük dairesi, liman polisi, elektrik santrali, r›ht›m idaresi, askerî karakol ve bekleme salonu gibi yap›lar pavyon fleklinde birbirlerinden ba¤›ms›z olarak yerlefltirilmifltir. Bu yap›lar 14 Nisan 1903 günü törenle hizmete aç›lm›flt›r (Toyde- 1 mir, 1954). Bu yap›lardan birço¤unun mimar›, 1902 y›l›nda Anadolu Demiryollar› fiirket-i Os- 2 3 maniyyesi’nde göreve bafllayan (Kuruyaz›c›, 5 8 2000:53) Emile Faracci (Raymond, 1908:80), 4 müteahhidi ise Piyer Ojiye’dir (Toydemir, 6 1954:15). Alman Ph. Holzmann flirketince üst- lenilmifl inflaat›n sorumlu baflmühendisi Wold- 7 rop’tur (Müller-Wiener, 1998:157). Silo, Mo- niergesellschaft flirketi taraf›ndan ilk kez bu ya-

mimar•ist 2006/1 61 DOSYA

sarlanm›fl olmas›d›r. Bu bak›mdan bu yap›lar ve bu orta sofa etraf›nda flekillenmektedir. Yap›n›n Haydarpafla Liman› bir oryantalist mimari hazi- üç cephesinde birer girifli bulunur. Sofan›n bir nesi görünümündedir. Bununla birlikte yap›la- yan›nda, sorumlu zabitan odas› oldu¤u düflü- r›n banisi II. Abdülhamid’in ilerleyen y›llarda nülen geniflçe bir mekân, karfl›s›nda yap›n›n yan bu yap›lar› gösteriflsiz buldu¤u anlafl›lmaktad›r. cephesi boyunca uzanan, ko¤ufl oldu¤u san›lan Sultan, “Bunca kilometre yol demiryolu yapt›m büyük bir mekân yer almaktad›r. Di¤er yan cep- KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ memlekete, çelik raylar›n ucu Haydarpafla’da. hedeki giriflten dar bir koridor ile ifllevi tam ola- Koca binalar›yla liman yapt›m yine belli de¤il. rak bilinmeyen bir mekâna ulafl›l›r. Bu koridor, Bana o raylar›n denize kavufltu¤u yere öyle bir arka cephedeki giriflten ulafl›lan hol ile birlikte bina yap›n ki ümmetim, bakt›¤›nda ‘buradan ana sofaya aç›lmaktad›r. Ana sofan›n arkas›nda bindin mi hiç inmeden Mekke’ye kadar gidilir’ kalan bu hol, yap› içindeki tuvaletlere geçifl ola- desin,” diyerek bugünkü Haydarpafla Gar›’n›n na¤› sa¤lar. Özgün durumda tek katl› olan yap› yap›m›na ön ayak olmufltur (F›nd›kgil Do¤uo¤- zabitan odas›na çelik putrellerden yap›lm›fl bir lu, 2002:288). ara kat infla edilerek de¤ifltirilmifltir. Yap›n›n çat› Sözü edilen yap›lardan, bekleme salonu, konstrüksüyonunda demiryolu raylar› kullan›l- gümrük binas›, polis karakolu, liman idaresi ve m›flt›r. askerî karakol yap›lar› simetrik plana sahiptir. R›ht›mda yer alan elektrik santral› birçok Bunun yan› s›ra ayn› yap›lar›n planlar›n›n üçlü aç›dan yukar›da bahsedilen yap›lardan farkl› ele bir düzenlemeye sahip oldu¤u dikkati çeker. Bu al›nmal›d›r. Yap›n›n plan kuruluflunda üçlü düzenlemede merkez bölümü özellikle belirtil- kompozisyon uygulanmam›flt›r. Yap›, hangar mifltir. Vurgu, genellikle bu bölümün cephede tarz›nda eskiden santral makinelerinin yer ald›¤› yükseltilmesi ve ‹slami motifler tafl›yan eleman- büyük bir bofl mekân ile idari ifllerin yap›ld›¤› iki larla taçland›r›lmas› yoluyla elde edilmifltir. Bu bölümden oluflmaktad›r. Planda birbirinden ba- etki gümrük binas› ve askerî karakol yap›lar›nda ¤›ms›z olan bu iki bölüm cephede bir bütün kubbeyle, polis karakolu ve liman idaresi bina- olarak alg›lanmaktad›r. Cephedeki kap› ve pen- s›nda ise genifl saçaklarla sa¤lanm›flt›r. cerelerde bas›k kemerler kullan›lm›flt›r, kilit tafl- Askerî karakol yap›s›nda, üçlü düzenleme- lar› belirgindir. Yap›n›n dar cephelerindeki da- deki en önemli vurgu girifl bölümündedir. Bu- iresel tepe penceresi Alman Art Nouveau’sunun gün mevcut olmayan bu bölüm, üç cephesinde etkilerini tafl›r. Benzer bezeme elemanlar›n› Sir- yer alan kemerlerden geçilerek ulafl›lan, birkaç keci Gar›’ndaki 5 No’lu yap›da (ilk istasyon) ve basamakla yükseltilen üzeri kubbeli bir aland›r. Yelde¤irmeni’ndeki birçok konutta da görmek Bu mekân›n gerisinde, ahflap bir camekândan mümkündür. Santral›n tu¤la bacas› bugün mev- geçilerek ulafl›lan orta sofa yer al›r. Yap›, planda cut de¤ildir. Haydarpafla Mendire¤i üzerindeki an› sütunu, 2003.

Üstte, R›ht›m Polisi Binas› ve Elektrik Binas›. Altta, Bekleme Salonu ve Gümrük Dairesi (IRCICA).

62 mimar•ist 2006/1 DOSYA KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹

Yukar›da sözü edilen yap›lar›n inflaat›ndan maktad›r. sonra Haydarpafla liman sahas›nda yeni yap›lar Görüldü¤ü üzere günümüzde Haydarpa- infla edilmifltir. Bunlar›n en önemlilerinden biri fla’da, infla tarihi bugünkü gar binas›ndan eski muhacir misafirhanesi olarak tasarland›¤› düflü- olan, Haydarpafla Liman›’n›n ilk yap›ld›¤› döne- nülen yap›d›r. Askerî karakolun yan›na infla edi- me ait birçok yap› bulunmaktad›r. Ancak bugü- len bu yap› Mimar Kemaleddin’in erken dönem ne kadar, askerî karakol, silo, elektrik santral›, eserlerinden olup yap›m tarihinin 1903 ile muhacir misafirhanesi gibi yap›lar›n önemi, var- 1908 aras›nda oldu¤u tahmin edilmektedir (Te- l›klar› dahi bilinmedi¤inden, bizlerin dikkatini keli ve ‹lkin, 1997:244). Mekteb-i T›bbiye-i fia- çekecek düzeyde vurgulanmam›flt›r. hane 1909’da T›bbiye-i fiahane-i Mülkiye ile Sözü edilen yap›lar, bu makalenin yazar› ta- birlefltirilmek istenince (Y›ld›r›m, 1994:375) raf›ndan haz›rlanmakta olan doktora tezi kapsa- Haydarpafla eski istasyonu etraf›nda yer alan m›nda al›nan izinler çerçevesinde gezilebilen göçmen misafirhanesi kullan›lmak istenmifl4, alanlarda tespit edilen yap›lardand›r. 2004 y›l›n- ancak bunun için gerekli izin al›namayarak t›b- da bu yap›lar, korunmas› gerekli kültür varl›¤› biyenin bünyesinde yer alm›flt›r. Ad› geçen göç- olarak tescil edilebilmifltir. Bunlar›n d›fl›nda da men misafirhanesi bir süre veterinerlik ö¤renci- korunmas› gerekli kültür varl›¤› niteli¤i tafl›yan lerine ev sahipli¤i yapm›fl, daha sonra bu ö¤ren- baflka yap›lar oldu¤u düflünülmektedir. Özellik- cilerin de binay› terk etmeleri istenmifltir.5 Bu le liman sahas› içindeki yap›lar henüz araflt›r›l- yap›, 1926 y›l›nda Devlet Demiryollar› taraf›n- mam›flt›r. Ziyarete kapal› olan bu alanlarda, bir- dan yay›mlanan Anadolu Ba¤dat Demiryollar› çok atölye, endüstri miras› say›labilecek nitelik- Seyyar Sergiye ‹fltirak Haritas›’nda Askerî Kara- te ve farkl› fonksiyonlarda birçok yap› oldu¤u kol ile birlikte görülebilir. 1930 y›l›na ait Pervi- san›lmaktad›r. Bu alanlarda ne tür yap›lar oldu- titch haritas›nda bu yap› hâlâ okul olarak tan›m- ¤u bilinmedi¤inden, kentsel dönüflüm projesi lanm›flt›r. 1956 y›l›nda yap›n›n etraf›na ekler in- kapsam›nda y›k›l›rlarsa, kimse fark›na varmadan fla edilerek, dikimevi olarak kullan›lmaya bafllan- yitip gideceklerdir. Bu aç›dan, en az›ndan Os- m›flt›r. Günümüzde yap›, ekleri ile birlikte kul- manl› Devleti’nin kendi giriflimi ile yapm›fl ol- lan›m d›fl› kalm›flt›r. du¤u ilk demiryoluna ve sonras›nda limana ait Üslup özellikleri aç›s›ndan I. Ulusal Mimar- l›k ak›m›n›n iyi bir temsilcisi olan yap›, iki katl› ve simetrik planl›d›r. Girifl bölümü cephede yükseltilmifl ve y›ld›z motifleri ile bezenmifl bir kalkan duvar ile taçland›r›lm›flt›r. Yap›da sivri kemerler kullan›lm›fl, köfle tafllar› tafl›r›larak be- lirginlefltirilmifltir. Genifl kafes bezemeden olu- flan ahflap saçak yap›y› çevreler. Planda merkezî olarak konumlanan giriflin iki yan›nda ko¤ufl ol- du¤u san›lan genifl birer mekân yer al›r. Girifl holünden bir merdiven ile üst kattaki sofaya ulafl›l›r. Buradan zemin kattaki ko¤ufllar›n birer benzerlerine ve tuvalet olarak tasarlanan, yap›- dan ç›kma yapan bölüme ulafl›l›r. Kâgir yap›n›n çelik putrellerle tafl›nan volta döflemeleri bulun- 2

1. Liman ‹daresi Binas› kuzeybat› Cephesi (IRCICA). 2. Askeri Karakol, 2003. 3. Askeri Karakol, yaklafl›k 1903 (IRCICA).

1 3

mimar•ist 2006/1 63 DOSYA

miras› belgeleyebilmemiz için bu alanlar›n mut- laka araflt›r›lmas› gerekmektedir. Haydarpafla kentsel dönüflüm projesi çerçe- vesinde Haydarpafla Gar› otel olursa bu yap›lara ne olacak?

KIYI KULLANIMI, M‹MAR‹S‹ Yonca Kösebay, ‹TÜ Fen Edebiyat Fakültesi ‹nsan Toplum Bilimleri Bölümü Araflt›rma Görevlisi

Notlar: 1. T›bbiye Caddesi’ni Kad›köy’e ba¤layan bu yol bugün hâlâ mevcuttur ancak trafi¤e aç›k olmay›p TCDD’nin kontrollü kullan›m›ndad›r. 2. Mimar Vallaury’nin yap› listesinde “‹stanbul’un Anadolu yakas› demiryolu yap›lar›” olarak belirtilen bir kay›t bulunmaktad›r. Bkz. E. Delaire, Les Architects: Eleves de L’ecole des Beaux-Arts, Paris 1907. ‹stanbul’da 1887- 1922 y›llar› aras›nda hizmet veren Vallaury’nin Wagons- Lits flirketi ad›na Pera Palas ve Büyükada’da Grand Hotel a Prinkipo Otellerinin ve Haydarpafla Mekteb-i T›bb›ye-yi Haydarpafla, 1930. fiahane’nin de tasar›m›n› yapm›fl oldu¤u bilinmektedir. (Pervititch haritas›) 3. Zeitschrift für Bauwesen, 53, 1903, Bl.56. Bu kayna¤› belirten ve vaziyet plan›n› yay›mlayan Wolfgang Müller- Muhacir misafirhanesi Wiener’i teflekkür ederek anmak isterim. (Dikimevi Md.), 2003. 4. BOA tarih 29/fi/1327, Dosya no:10/-1, Gömlek no:47, Fon.no: DH.MU‹. 5. BOA tarih 23/S/1328, Dosya no:71, Gömlek no:12, Fon.no: DH.MU‹.

Kaynakça: • Akbulut, R. (1994) “Kad›köy”, DBIA, Cilt: 4. • Delaire, E. (1907) Les Architects: Eleves de L’ecole des Beaux-Arts, Paris. • Ekdal, M. (1987) Bir Fenerbahçe Vard›, TTOK, ‹stanbul. • Eyice, S. (2004) “Haydarpafla Gar› ve Birkaç Hat›ra”, ‹stanbul, Say›: 48. • F›nd›kgil Do¤uo¤lu, M. (2002) “19. Yüzy›l ‹stanbul’unda Alman Mimari Etkinli¤i”, Yay›nlanmam›fl Doktora Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul Teknik Üniversitesi, ‹stanbul. • Kayra, C. (1990) Eski ‹stanbul’un Eski Haritalar›, Büyükflehir Belediyesi Kültür Yay›nlar›, ‹stanbul. • Kuruyaz›c›, H. (2000) “‹stanbul’un Mimarlar›n›n Çok Sevdi¤i Büro Binas›”, ‹stanbul, Say›: 32. • Müller-Wiener, W. (1998) Bizans’tan Osmanl›’ya ‹stanbul Liman›, Çev. E. Özbek, Tarih Vakf› Yurt Yay›nlar›, ‹stanbul. • Öztürk, C. (1995) “Tanzimat Devrinde Bir Devletçilik Teflebbüsü: Haydarpafla-‹zmit Demiryolu”, Ça¤›n› Yakalayan Osmanl›, Ed. E. ‹hsano¤lu, IRCICA, ‹stanbul. • Özyüksel, M. (1999) “Anadolu ve Ba¤dat Demiryollar›”, Osmanl›, Cilt: 3. • Raymond, A. (1908) Notes Pratiques et Resumes sur l’art What Happens to other Buildings should du constructeur en Turqui, Alexandrie. Haydarpafla Terminal be a Hotel? • Tekeli, ‹. ve Selim, ‹. (ed) (1997), Mimar Kemaleddin’in Yazd›klar›, fievki Vanl› Yay›nlar›, Ankara. Haydarpafla district stumbles upon an urban transformation project of which little • Toydemir, S. (1954) “Haydarpafla Liman›n›n ‹nflas›”, Demiryollar, Özel Say›. detail is known. Yet another gigantic project Marmaray has its consequences • Y›ld›r›m, N. (1994) “Mekteb-i T›bb›ye-i Mülkiye”, upon Haydarpafla; the main rail line will be connecting Sögütlüçeflme to Sirkeci DBIA, Cilt:5. via under soil tunnel, crossing Bosphorous under the water, bypassing • Zeitschrift für Bauwesen (1903) Say›: 53. Haydarpafla terminal and leaving it abandoned. The Haydarpafla terminal area includes the main station as well as buildings for port facilities and some other auxiliary buildings. Among these, only the terminal building built in 1908 is favored as a cultural heritage however this area hosts several other culturally important buildings, older than and complementary of the former one, such as electric tribune, the grain depots and military station built in 1903. This article aims to shed light on the history of the area as well as accentuate the importance of these buildings in order to secure their longevity as railway heritage.

64 mimar•ist 2006/1 E⁄‹T‹M ‹TÜ Mimarl›k Bölümü’nde Socrates-Erasmus Programlar›na Genel Bir Bak›fl ‹pek Akp›nar - Asl›han Tavil

ürkiye, e¤itim alan›nda Avrupa Birli¤i say›l› kanun ile Baflbakanl›k Devlet Planlama TT(AB) topluluk eylem plan› olan ve her tür- Teflkilat› (DPT) bünyesinde kurulan Ulusal lü e¤itim düzeyini oluflturan Socrates program› Ajans taraf›ndan yürütülmektedir. Ulusal Ajans, ve bu program alt›nda yüksekö¤renimi kapsa- Avrupa Birli¤i’ne kat›lan ülkelerin AB e¤itim ve yan Erasmus Program› ile 2003 y›l›nda ö¤renci gençlik programlar›ndan yararlanmas›n› sa¤la- de¤iflimlerine bafllam›flt›r. Bu program Ekim mak üzere, ilgili taraflar ile iflbirli¤i içinde prog- 2005’te e¤itim ve bilim alan›nda bafllayan AB- ramlardan yararlanma faaliyetlerini organize ve Türkiye iliflkilerindeki tarama süreci ba¤lam›n- koordine eden uygulama birimi olarak kurul- da, sadece e¤itim politikalar› aç›s›ndan de¤il, mufltur. Ocak 2004 itibariyle AB ve Türkiye uzun vadeli ülke politikalar› aç›s›ndan da önem aras›nda programlara fiilen tam kat›l›m anlafl- kazanm›flt›r. Bu çerçevede, genç nüfusun mes- mas› imzalanm›flt›r (www.ua.gov.tr). lek e¤itimi s›ras›nda AB ile bütünleflmesine ola- Socrates-Erasmus de¤iflim program›, ö¤ren- nak sa¤layan bu programlar, üniversite ö¤renci- ci, üniversiteler ve AB-Türkiye entegrasyon sü- lerine sa¤layaca¤› mesleki, sosyal kazan›mlar›n reci aç›s›ndan üç ana bafll›k alt›nda ele al›nabilir. yan›nda ülke, üniversite ve bölüm tan›t›mlar›na Ö¤renci aç›s›ndan düflünüldü¤ünde, Erasmus olan faydalar› aç›s›ndan e¤itim sürecinin önemli de¤iflim program›, ö¤rencinin gelecekte ortak- bir halkas›n› oluflturmaktad›r. Çal›flmam›zda lafla iflbirli¤i yapaca¤›, görgü, bilgi ve kültür al›fl- Türkiye’de Erasmus program› kapsam›nda en veriflinde bulunaca¤›, sosyal ve mesleki alanlar- yo¤un ö¤renci hareketinin gerçekleflti¤i ‹TÜ da kendine yat›r›m yapma olanaklar›n› yakalaya- Mimarl›k Bölümü’ndeki deneyimler ba¤lam›n- bilece¤i bir ortam›n oluflmas› aç›s›ndan önem da, ö¤renci, kurum ve Türkiye-AB iliflkilerine tafl›maktad›r. Türkiye’nin Avrupa Birli¤i ile bü- genel bir bak›fl aktar›lacakt›r. tünleflme sürecinde ö¤rencilerimiz Avrupa’n›n pek çok kentinde bir anlamda yaflam biçimleri, Socrates-Erasmus De¤iflim Program› Nedir? e¤itim ve kültür seviyeleri, d›fla dönüklükleri ile Avrupa Birli¤i’nin e¤itim alan›ndaki etkinlik Türkiye’nin tan›t›m elçili¤i görevini üstlenmek- program› Socrates, e¤itimdeki Avrupa boyutu- tedirler. nu güçlendirmeyi ve e¤itime ulus-ötesi boyutta Üniversite aç›s›ndan bak›ld›¤›nda, tüm Avru- ulafl›m› kolaylaflt›rmay› hedefler. Socrates prog- pa üniversitelerinin, Bolonya süreci (EHEA-Eu- ram›n›n yüksek e¤itimdeki etkinli¤i olan Eras- ropean Higher Education Area) kapsam›nda de- mus ise, yüksek e¤itimdeki kaliteyi yükseltmeyi vam eden kurumsallaflma sürecinde yeniden ya- ve Avrupa boyutunu güçlendirmeyi pekifltirme- p›lanma çal›flmalar› içinde olduklar›n› görmekte- yi hedefler. Bu amaç do¤rultusunda, program, yiz. Di¤er bir deyiflle, Anglosaksonlaflma süreci üniversiteleraras› iflbirli¤ini cesaretlendirir, Av- içindedirler. ‹TÜ’de gerçekleflen e¤itimde fleffaf- rupa’daki ö¤renci ve ö¤retim üyesi dolafl›m›n› l›¤› ve kalite güvencesini hedefleyen akreditasyon sa¤lar ve Avrupa’daki e¤itim ve programlar› flef- çal›flmalar›na ba¤l› olarak Mimarl›k Bölümü’nde faflaflt›r›r. Erasmus program›, hem tüm yükse- gerçeklefltirilen yeniden yap›lanma Avrupa üni- kö¤retim kurumlar›na ve disiplinlerine hem de versitelerindeki de¤iflime uyum sa¤layacak yap›- lisans ve lisansüstü e¤itime aç›kt›r. Türkiye’deki dad›r. Bu ba¤lamda, AB taraf›ndan deneysel bir yüksekö¤retim kurumlar› Avrupa Birli¤i üniver- süreç olarak nitelendirilen dönemde, e¤itimde siteleriyle Erasmus program› kapsam›nda ö¤- ortak paydalar oluflturulmas› aç›s›ndan, Erasmus renci ve ö¤retim üyesi de¤iflim program›na da- de¤iflim program› kritik rol oynamaktad›r. Bu hil olmufltur. program, Avrupa Birli¤i üniversitelerinin Bo- Türkiye’nin AB ile bütünleflmesinde en lonya sürecindeki yeniden yap›lanmalar› kapsa- önemli araçlar›ndan birini oluflturan tüm e¤itim m›ndaki geliflmelerin yak›ndan izlemesinde ve ve gençlik programlar›, 6 A¤ustos 2003 tarih ve parças› olmas›nda rol oynamaktad›r. 25191 say›l› Resmî Gazete’de yay›mlanan 4968 AB-Türkiye entegrasyon süreci ba¤lam›nda

mimar•ist 2006/1 65 E⁄‹T‹M

ise, gelece¤in yöneticilerinin/halklar›n›n tan›fl- ö¤rencilerin gittikleri Avrupa Birli¤i ülkelerin- mas› ve kaynaflmas› çerçevesinde Erasmus prog- deki e¤itim ortam›na kolayca uyum sa¤lad›klar›- ram›, Avrupa Birli¤i ülkeleri ile Türkiye aras›n- n›, baflar›l› olduklar›n›, di¤er ö¤rencilerle çok iyi daki e¤itsel ve kültürel bir köprü oluflturulmas› kaynaflt›klar›n› ve de¤iflim program› sonucu yönünde önemli bir misyon yüklenmektedir. mutlu döndüklerini göstermektedir. Tarama sürecinin bafllamas›nda, son gösterge- Ayn› zamanda, AB üniversitelerinden 18 ler, Avrupa Birli¤i’ndeki popülist politikac›lar›n ö¤renci halen bölümümüzde e¤itimlerine de- ve sokaktaki adam›n Türkiye’nin tam üyeli¤ine vam etmektedir. ‹TÜ’de % 30’u ‹ngilizce olan olumsuz bakt›¤›n› ortaya koymaktad›r. Bu ba¤- ö¤retim program› nedeniyle misafir ö¤rencile- lamda Erasmus, genç nüfuslar›n kaynaflmas›n›n rin ders seçimleri aç›s›ndan ve uyumda herhan- altyap›s›n›n haz›rlanmas›nda politik bir plat- gi bir problem yaflanmamaktad›r. formdur. Di¤er bir deyiflle, entegrasyon süre- ‹TÜ Mimarl›k Bölümü, Almanya (Fach- cinde ve sonundaki tam üyeli¤imizin onaylan- hochschule Stuttgart, Uni. Stuttgart, Uni. mas› konusundaki olas› halk referandumlar› dü- Cottbus, Tech. Uni. Dresden, Tech. Uni. flünüldü¤ünde Erasmus, Türkiye lehine olumlu Darmstadt, Fach. Trier, Fach. Köln, Uni. Karls- bak›fl aç›lar›n›n oluflturulmas›na temel olufltur- ruhe), Avusturya (Graz ve Viyana Teknik Üni- ma potansiyeline sahiptir. versiteleri), Belçika (Sint-Lucas), Danimarka (Danmarks Tek. Uni.), Fransa (L’ecole d’Arc- ‹TÜ’de hitecture de Grenoble, L’ecole d’Architecture Socrates-Erasmus Ö¤renci De¤iflim Program› de Bordeaux), Finlandiya (Tampere), Hollanda ‹TÜ’deki tüm bölümler Socrates-Erasmus de- (Delft Uni., Tech. Uni. Eindhoven), ‹spanya ¤iflim programlar›na yönelik çal›flmalar›n› gelifl- (Uni. Alfonso X El Sabio), ‹talya (Politec. di tirerek 2004-2005 ö¤retim y›l›nda 235 ö¤renci Bari, Poli. di Torino, Uni. Degli Studi di Tren- de¤iflimi ile Türkiye’deki en yüksek say›y› yaka- to), Portekiz (Fernando Pessoa), Slovenya lam›flt›r. ‹TÜ Mimarl›k Bölümü’nün, mimarl›k (Uni. V Ljubljani) ve Yunanistan’dan (Aristotle e¤itiminde uluslararas› iliflkilere önem vermesi- Uni. of Thessaloniki) pek çok sayg›n üniversite ne ve bunu e¤itim politikalar›na yans›tmas›na ile ikili anlaflmalar› devam etmektedir (www.eu- ba¤l› olarak Avrupa’da seçkin e¤itim kurumla- centre.itu.edu.tr). r›yla yapm›fl oldu¤u ikili anlaflmalar ile çok say›- Di¤er önemli bir husus ise özellikle üçüncü da ö¤rencinin bu kurumlarda en az bir dönem kuflak Türklerin ö¤renci say›s›n›n fazla oldu¤u ö¤renim görmelerini sa¤lam›flt›r. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda’daki üni- Socrates-Erasmus ö¤renci de¤iflim progra- versitelerle ikili anlaflmalar imzalanarak, bu ül- m›, 2003-2004 akademik y›l›nda pilot proje kelerde yaflayan Türk as›ll› ö¤rencilerin bir aka- olarak uyguland›¤›nda, ‹stanbul Teknik Üniver- demik y›l› Türkiye’de geçirmelerine zemin ha- sitesi bu de¤iflimi yapan 15 üniversiteden biri z›rlanmas›d›r. Ayr›ca ‹TÜ ve Mimarl›k Bölü- oldu. ‹TÜ’de, mimarl›k, bilgisayar mühendisli- mü’nün vizyon, misyon ve e¤itim yap›s›na uy- ¤i ve iflletme mühendisli¤i bölümlerinden 14 gun Avrupa üniversiteleri ile ikili anlaflmalar (bi- ö¤renci bir ya da iki dönemlerini karfl›l›kl› anlafl- lateral agreement) imzalanmas› üzerinde man›n yap›ld›¤› Münih Teknik Üniversitesi’nde önemle durulmaktad›r. Ö¤rencilerden gelen (TUM) geçirdiler. Bu kapsamda bölümümüz- geri beslemeler ve incelemelere ba¤l› olarak den yedi lisans ö¤rencisi Münih’e giderken, mevcut uluslararas› anlaflmalar›n uzat›lmas›n›n Münih’ten de befl ö¤renci bölümümüzde e¤i- yan› s›ra ö¤retim üyelerinin ve yüksek lisans timlerine devam ettiler. Pilot projenin baflar›l› program koordinatörlerinin yönlendirdi¤i ve bulunmas›n›n ard›ndan 2004-2005 akademik ö¤rencilerin gitmeyi talep etti¤i kurumlarla te- y›l›nda ise bölümümüzden 17 lisans ve 20 yük- masa geçilerek ikili anlaflma imzalanan bölümle- sek lisans/doktora ö¤rencisi 12 Avrupa üniver- rin say›lar›n›n art›r›lmas› da sa¤lanmaktad›r. sitesine giderken, befl Avrupal› lisans ö¤rencisi Erasmus ö¤renci seçimleri konusunda Ulu- bölümümüze gelmifltir. 2005-2006 akademik sal Ajans ve ‹TÜ Avrupa Birli¤i Merkezi’nce ak- y›l›nda ise, ‹TÜ Mimarl›k Bölümü’nde gelen ve tar›lan kriterler do¤rultusunda, yüksek not orta- giden ö¤renci say›lar› artarak 30 lisans, 27 yük- lamas›na sahip, tercihen ikinci s›n›ftan üçüncü sek lisans, 3 doktora olmak üzere toplam 60 s›n›fa geçen, gitmeyi düflündükleri ülkede veri- ö¤renci Avrupa üniversitelerinde e¤itim gör- len e¤itimin dilini bilen, uluslararas› atölye de- mek üzere Erasmus program›ndan yararlanma neyimi olan lisans ö¤rencileri bu programdan hakk› elde etmifltir. yararlanmaya hak kazand›lar. Yüksek lisans ve 2003 y›l›ndan beri sürdürülen uygulama, doktora ö¤rencilerinin seçiminde ise genel kri-

66 mimar•ist 2006/1 E⁄‹T‹M terlere ek olarak adaylar›n baflar› ve istekleri, gelmektedir. Anlaflma yap›lmas› hedeflenen ku- karfl› üniversite ile iletiflime geçme durumlar› ve rumlarla e¤itim programlar›n›n karfl›laflt›rmas› yapacaklar› çal›flmaya yönelik araflt›rma yapm›fl ve e¤itim koflullar›n›n yerinde görülmesi aç›s›n- olma durumlar›na ba¤l› olarak seçimler gerçek- dan düzenli ziyaretler önem tafl›maktad›r. Bu lefltirildi. düzenli ziyaretler, kurumsal iflbirli¤ini art›rma- DPT’nin yönlendirdi¤i 2006-2009 dönemi n›n yan› s›ra, AB-Türkiye tarama ve müzakere- Stratejik Planlama Çal›flmalar› kapsam›nda ler sürecinde de olumlu rol oynayacakt›r. “E¤itim ve Araflt›rma” bafll›klar› alt›nda yer alan amaç ve hedeflere, ‹TÜ Mimarl›k Bölümü’nde Sonuç uluslararas› etkinliklerin ve Socrates-Erasmus Sonuç olarak, konu ve problem, Avrupa Birli¤i program›n›n devam› ve gelifltirilmesi de eklen- ile entegrasyon sürecinde yaln›zca ortak e¤itim mifltir. E¤itimde ortak paydalar›n oluflturulmas› platformu haz›rlamak de¤ildir. Sona erme tarihi ve AB’ye entegrasyonda ö¤renci de¤ifliminin 10-15 y›lla ifade edilen AB ile müzakere süre- yan› s›ra ö¤retim üyesi de¤ifliminin de önemi cinde, Socrates-Erasmus de¤iflim program›, sa- vurgulanarak, ö¤retim üyesi de¤iflimine yönelik dece bir e¤itim program› olarak de¤il, Avrupa çal›flmalar da stratejik hedefler kapsam›na al›n- halklar›na yönelik kritik bir kültürel-politik m›flt›r. Mimarl›k Bölümü’nde ö¤retim üyesi de- platform olarak de¤erlendirilmedir. Bu ba¤lam- ¤iflimiyle ilgili pilot uygulama, 2005-2006 aka- da, Ulusal Ajans’›n etkin politikas› ve kaynak ar- demik y›l›nda Stuttgart Teknik Üniversitesi ile t›r›m› önem kazanmaktad›r. Buna paralel ola- bafllat›lm›flt›r. Ayr›ca Stuttgart Teknik Üniversi- rak, Socrates-Erasmus de¤iflim programlar›n›n, tesi ve Oxford Brookes Üniversitesi ile uluslara- gerek YÖK ve TÜB‹TAK taraf›ndan yürütülen ras› araflt›rmalar gerçeklefltirmek üzere anlaflma- e¤itim/bilim taramas›nda, gerekse uzun vadede lar imzalanm›flt›r. Ö¤retim üyelerinin ve araflt›r- sürdürülecek olan tarama ve müzakere sürecin- ma görevlilerinin de¤iflim programlar›ndan et- de özel bir yeri olmas› gere¤i ortaya ç›kmakta- kin flekilde yararlanmalar›na olanak sa¤lamay› d›r. ‹spanya, Portekiz ve Yunanistan müzakere hedefleyen çal›flmalar bölümümüzde h›zla de- süreçleri, yukar›daki fikirlerin ispat›d›r. vam etmektedir. Yukar›da de¤inilen tüm unsurlar Socrates- ‹pek Akp›nar, Yrd. Doç. Dr., ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Ö¤retim Üyesi Erasmus program›na ivme kazand›rman›n öte- Asl›han Tavil, Yrd. Doç. Dr., sinde AB üniversiteleri ile Bolonya sürecindeki ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Ö¤retim Üyesi geliflmelere uyum sa¤lamay› da hedeflemekte- dir. Bu ba¤lamda, Ulusal Ajans’›n, Avrupa üni- Erasmus/Socrates Programs at ITU Department of versitelerine Socrates-Erasmus ö¤renci de¤iflim program› çerçevesinde gönderece¤i ö¤renci sa- Architecture: An Overview y›s›n›n, geçti¤imiz y›la oranla yaln›zca %10’luk Over the last few years, Europeanization has become a key concept for bir dilimde art›r›labilece¤i konusunu (‹TÜ ge- the development of higher education institutions not only in the European Union nelinde geçti¤imiz y›l kullan›lan kontenjan 123, (EU) but also in other European countries. Erasmus is an EU financial support bu sene 235) Türk üniversiteleri için daha genifl scheme, primarily promoting temporary student mobility within European bir dilime çekmesi gerekmektedir. Ayr›ca Türk universities. In this context, Erasmus intends to contribute significantly to an üniversitelerinin tan›t›m›n›n gerçekleflmesi bu increase in the number of mobile students within the European community to experience economic and social aspects of other member states. Moreover, it süreçte önemli rol oynamaktad›r. AB üniversite- aims to promote broad and intensive cooperation between universities in all lerinde üniversite ve bölümlerin tan›t›m›na yö- member and candidate states, and to develop the intellectual potential of nelik çal›flmalar›n h›zla yap›lmas› sonucu ortaya universities by means of increasing mobility of teaching staff. ç›kmaktad›r; bu amaca yönelik olarak, tan›t›m Since 2003, Turkey has been a part of the Socrates/Erasmus program, and kataloglar›n›n bas›l› ve web ortam›nda haz›rlan- following the decision of the EU Commission ‹stanbul Technical University has mas› ile bunu destekleyecek düzenli ziyaretlerin participated in the Erasmus Pilot Project, and has become partner with Munich gerçeklefltirilmesi, lisans, yüksek lisans/doktora Technical University. As the ITU Department of Architecture, we have been programlar›m›z›n bas›l› ve sanal ortamlarda, ay- collaborating with more than a dozen of institutions in the EU. r›nt›l› olarak tan›t›mlar›n›n yap›lmas› ile gelen In 2005-2006, we have had 60 outgoing students to European universities and 18 ö¤renci say›lar›n›n art›r›larak gelen ve giden ö¤- incoming students from Europe. Having sent the largest number of exchange renci say›lar› aras›nda dengeli bir da¤›l›ma ulafl›- students in Turkey, the vision of ITU Architecture Department challenges and labilecektir. Bunlara paralel olarak, AB üniversi- contributes the integration process of Turkey in the EU. Our paper argues that Erasmus is not only an educational program, but also provides a critical telerinin yerinde incelenmesi, ö¤retim üyeleriy- cultural and political platform since the beginning of the negotiating process le karfl›l›kl› görüflmelerin gerçeklefltirilmesi ko- between the EU and Turkey in 2005. nusundaki teflviklerin art›r›lmas› gerekli hale

mimar•ist 2006/1 67 E⁄‹T‹M Fransa-Lüksemburg S›n›r Bölgesinde Uluslararas› Bir Çal›flma: Kentsel Mekânlar›n Eflikler Do¤rultusunda Belirlenmesi Cenk Hamamc›o¤lu - Senem Zeybeko¤lu

ancy Mimarl›k Okulu taraf›ndan düzen- fl›lm›flt›r. Ayn› gün içinde farkl› üniversitelerden NNlenen “The Suburban Phenomenon and gelen gruplar da kendi ülkelerinde yaflanan “çe- Its Problems / Banliyö Fenomeni ve Problem- per-kentleflme” veya farkl› özellikte geliflme gös- leri” bafll›kl› uluslararas› atölye çal›flmas› Kata- teren yerleflim alanlar›n›n sorunlar›na iliflkin ha- lonya Polyteknik Üniversitesi, Barselona Teknik z›rlad›klar› çal›flmalar› sunmufllard›r. Türki- Okulu Mimarl›k Fakültesi, Delft Mimarl›k Fa- ye’den Y›ld›z Teknik Üniversitesi’ni temsil eden kültesi, Floransa Mimarl›k Fakültesi, Porto Mi- grup (Cenk Hamamc›o¤lu, Senem Zeybeko¤lu, marl›k Fakültesi, Selanik Mimarl›k Fakültesi ve Serhat Bafldo¤an ve Esra Parlak) “‹stanbul as an Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nden toplam 46 ö¤- Urban Laboratory” (Kentsel Laboratuar olarak renci ve üç yürütücünün kat›l›m›yla 7-27 May›s ‹stanbul) isimli sunumlar›n› gerçeklefltirmifltir. 2005 tarihleri aras›nda Fransa’n›n Nancy ken- Farkl› ülkelerin kat›l›mc›lar›ndan oluflturu- tinde gerçeklefltirilmifltir. lan gruplar ilk hafta çal›flmas›nda Fransa-Lük- Çal›flma alan› olan ve Lüksemburg-Fransa semburg s›n›r alan›nda incelemelerde bulun- s›n›r›nda yer alan Alzette Vadisi; maden rezerv- mufl ve Belval Üniversite projesinin gerçekleflti- lerinin tüketilmesi, dolay›s›yla sanayi bölgesi rildi¤i alan› ziyaret ederek projenin yürütücüle- özelli¤ini yitirmesi ve ayn› zamanda Avrupa Bir- rinin sunumlar›n› izlemifl, bilgi edinmifltir. Böl- li¤i’ne üye ülkeler aras›ndaki s›n›r bölgelerinin genin sosyal, ekonomik ve fiziksel çevresine ilifl- önem kazanmas› nedenleriyle gelece¤i tart›fl›l- kin analizleri içeren tespitler do¤rultusunda makta olan bir bölgedir. 1/25.000 ölçekli harita üzerinde sentez çal›fl- mas› yap›lm›flt›r. Çal›flman›n Amac› ve Yöntemi Çal›flman›n ilk etaptaki amac›, Fransa’da yakla- Alzette Vadisi’nin Bulundu¤u Bölgenin fl›k 20 y›ld›r süren ve çeper-kentleflme (peri-ur- Genel Analizi banisation) olarak adland›r›lan kentsel olgunun Avrupa kentlerinde çeyrek as›rd›r devam etmek- Fransa-Lüksemburg s›n›r›nda yer alan Alzette te olan kentten çeperlere ve k›rsal alanlara gö- Vadisi özelinde analizler do¤rultusunda de¤er- çün son y›llarda h›z kazanmas› nedeniyle; lendirilmesidir. ‹kinci etap ise analizlerden elde 1. do¤a ve tar›m arazilerinde tahribat art- edilen ç›kar›mlar do¤rultusunda sanayiden hiz- makta, met sektörüne dönüflümün yafland›¤› vadinin 2. özel araçlara dayal› ulafl›m sistemi (özel Lüksemburg taraf›nda gerçeklefltirilen Belval otomobil kullan›m›) a¤›rl›k kazanmakta; araç Üniversite projesi ile bölgeye yerleflece¤i tah- say›s›n›n artmas› yeni yollar›n aç›lmas›na; yeni min edilen 50 bin kiflilik nüfusa bar›nma imkân› yollar›n aç›lmas› ise bu yollar etraf›nda h›zla ye- sa¤layacak yeni yerleflim alanlar›n›n belirlenmesi ni yerleflmelerin oluflmas›na neden olmakta, ve tasar›m›n› içermektedir. 3. topluluklar›n kendi içlerine kapand›¤›, Atölye çal›flmas›n›n uluslararas› bir çal›flma izole yaflamlar›n sürdürüldü¤ü özel mahalleler olmas› nedeniyle farkl› ülkelerden gelen kat›- oluflmaktad›r. l›mc›lar›n planlama yaklafl›mlar›nda ve tasar›m- Bu durum geleneksel Avrupa kent yap›s›n›n, lar›nda “çeper-kentleflme” ye iliflkin özgün ba- yaflam al›flkanl›klar›n›n, sosyal iliflkilerinin ve k›fl aç›lar›n› vurgulamalar› istenmifltir. formlar›n›n bozulmaya bafllad›¤› endiflesini ar- Üç hafta süren ve yürütücülü¤ünü Andre t›rmaktad›r. Öte yandan rezervleri tükenen ma- Vaxelaire, Ayflegül Cankat ve Marc Vardier’in den yataklar› nedeniyle ifllevsiz kalan endüstri yapt›¤› atölye çal›flmas›n›n ilk gününde, Nancy alanlar›n›n dönüflümü ve yeni istihdam koflulla- Mimarl›k Fakültesi son s›n›f ö¤rencilerinin Al- r›n›n sa¤lanmas› do¤rultusunda dengeli geliflimi zette Vadisi’ne iliflkin analizlerinin sunumlar› destekleyen kalk›nma politikalar›n›n izlenmesi do¤rultusunda bölgenin mevcut sorunlar› tart›- esas› a¤›rl›k kazanmaktad›r. Bu noktada, özel-

68 mimar•ist 2006/1 E⁄‹T‹M likle Avrupa Birli¤i’ne üye ülkeler aras›nda s›- n›rlar›n kalkmas› sürecinde s›n›r ötesi trafik h›z kazanm›flt›r. Söz konusu durum üye ülkelerin s›n›r komflular›yla bölge ölçe¤inde dengeli kal- k›nmay› güçlendirecek ortak plan ve projeler yapmalar›n› gerektirmektedir. Vadinin de içinde bulundu¤u Sar-Lor-Lux (SARre-LORraine-LUXembourg) bölgesi; ku- zeybat› Avrupa ülkeleri ile Akdeniz havzas›na aç›lan Marsilya Liman›’n› ba¤layan transit kara- yolunun çok yak›n›nda konumlanmas› ve vadi- nin yaklafl›k 20 km. güneyinden geçecek olan TGV’nin (h›zl› tren) tamamlanmas› ile yak›n bir gelecekte ulafl›m aç›s›ndan günümüzün en geliflmifl olanaklar›na sahip olacak bir bölgedir. Lüksemburg-Fransa s›n›r›nda yer alan Alzet- Proje alan›n›n uluslararas› te Vadisi, konumu ve sektörel geliflimi aç›s›ndan konumu ve ba¤lant›lar›. kuzeybat› Avrupa’n›n bafll›ca yönetim birimleri- nin topland›¤› kentler olan Paris, Amsterdam- Rotterdam-Brüksel, Dortmund-Essen-Düssel- dorf-Köln aras›nda konumlanmaktad›r. Buna karfl›n, yaklafl›k on y›l öncesine kadar yaln›zca maden kaynaklar›na dayal› üretimin gerçekleflti- rilmesi nedeniyle fiziksel ve sosyal donat›lar aç›- s›ndan geri kalm›fl, a¤›rl›kl› olarak ‹talyan ve Po- lonya as›ll› iflçi gruplar›n›n yaflad›¤› bir bölgedir. Vadinin en yo¤un nüfusunu bar›nd›ran ve Lüksemburg’un ikinci büyük kenti olan Esch; içerdi¤i donat›lar›, yüksek yo¤unlu¤u ve ulafl›m a¤› içindeki konumu dolay›s›yla çevresindeki yerleflmeler için bir merkez niteli¤i tafl›makta- d›r. Esch’in bu konumu, vadi bölgesi için bir geliflme potansiyeli sa¤lamaktad›r. Ancak vadi- nin karfl› karfl›ya oldu¤u problemler nedeniyle bu potansiyeller a盤a ç›kamam›flt›r. Proje alan›n›n bölgesel ölçekte Vadi ve çevresindeki bafll›ca problemler: konumu, ba¤lant›lar› ve altyap›s›. • Maden yataklar› ve sanayi alanlar›n›n varl›- ¤›: Do¤al peyzaj, maden ç›karma ifllemleri ve zehirli at›klar nedeniyle tahrip olmufltur. • S›n›r ötesi trafi¤in yo¤unlu¤u: Bugün ma- den yataklar›n›n ömürlerini tamamlamas› nede- niyle fabrikalar›n büyük bir bölümü kapat›lm›fl- t›r. Bu durum Fransa taraf›nda yaflayan iflçilerin Lüksemburg taraf›ndaki çal›flma alanlar›na yö- nelmelerine ve günlük s›n›r ötesi geçifllerin s›k- laflmas›na yol açm›flt›r. • Çeper-kentleflme: Düflük yo¤unluklu ko- nut alanlar› ulafl›m a¤lar› boyunca tar›m arazile- ri içinde yay›lma göstermifl, bunun sonucunda tan›ms›z yerleflmeler oluflmufltur. • Donat›lar›n yetersizli¤i: ‹flçilerin yaflad›¤› düflük yo¤unluklu bu yerleflmeler sosyal donat›- lardan yoksundur. Günümüzde vadi ve çevresine iliflkin ger- Proje alan›n›n limitleri, riskleri ve çeklefltirilmekte olan projeler ise; bölgenin kentsel karakteri.

mimar•ist 2006/1 69 E⁄‹T‹M

• kapat›lan maden yataklar›nda a¤açland›r- yerleflmelerle bir bütünlük oluflturdu¤u görül- ma ve Micheville örne¤inde oldu¤u gibi büyük müfltür. Ancak donat›lar aç›s›ndan zay›f olan alanlarda peyzaj düzenlemelerinin yap›lmas›, Fransa taraf›ndaki yerleflmeler, Lüksemburg ta- • bölgede sanayi sektörünün yerini Lüksem- raf›nda bulunan ve kentsel merkez özelli¤i gös- burg taraf›nda yap›m›na bafllanan Belval Üni- teren Esch kentindeki donat›lar› kullanmak zo- versite projesi ile e¤itim-kültüre yönelik hizmet runda kalmaktad›r. Bu durumda s›n›r alan›nda sektörünün almas›d›r. gerçeklefltirilecek bir üniversite projesinin her Altta s›rayla, Esch (merkez), kentsel Yap›lan analizler sonucunda, vadi Fransa ta- iki ülkeye ait bölgede eflitlikçi kalk›nmaya hiz- merkezlerin raf›nda bulunan kentsel yerleflmelerin, topogra- met vermesi do¤ru olacakt›r. Projenin Fransa kademelenmesi ve fik özellikleri ve yak›n mesafede konumlanmala- taraf›nda yer alan yerleflmeleri de içermesinin; Audun le Tiche (alt merkez). r› nedeniyle Lüksemburg taraf›ndaki kentsel alanda yaflanan iflsizlik sorununa k›smen çözüm

oluflturmas› ve mevcutta bulunmayan donat›la- r›n hayata geçirilmesinde katalizör rolü üstlene- ce¤i düflünülmüfltür. Bu noktada Alzette Vadi- si’nin dengeli geliflimini destekleyecek bir mer- kez ve bu merkeze ba¤l› alt merkezlerin saptan- mas›yla bölgenin ihtiyaç duydu¤u donat›lar ve gelecekte yerleflmeye aç›lacak yeni alanlar›n dengesi kurulmufl olacakt›r.

Çal›flman›n Konsepti Belval Üniversite Projesi ile bölgeye yerleflecek nüfus için gerekli yeni yerleflim alanlar›n›n yer seçiminde; topografya, tar›m alanlar›, ormanl›k alanlar, tepeler, nehirler, ülke s›n›rlar›, kentsel yerleflmelerin s›n›rlar›, ifllev d›fl› kalm›fl maden yataklar› ve sanayi alanlar› gibi eflikler belirleyici olmufltur. Proje, konsept olarak do¤al efliklere sayg›l›, Esch kentini (merkez) Lüksemburg ve Fransa taraf›nda oluflturulmas› öngörülen alt merkez- lerle birbirine ba¤layacak bir bulvar fikrine da- yanmaktad›r. (Bu türde bir arter, Belval Üniver- site Projesi kapsam›nda daha önceden öneril- mifltir, ancak proje gruplar› tasar›mlar›nda kara- yolu arterinin do¤rultusunu ve niteli¤ini de¤ifl- tirmek konusunda serbest b›rak›lm›fllard›r.) Bu projede de ulafl›m arterinin tasar›m›, yap›lan analizler sonucunda de¤ifltirilmifl, yaln›zca ulus- lararas› ulafl›m› sa¤layan bir karayolu olarak de- ¤il, kentsel yaflant›n›n belkemi¤ini oluflturacak ve ona katk› sa¤layacak bir “kentsel bulvar” ola- rak tasarlanmas›na karar verilmifltir. Projenin en önemli kararlar›ndan biri de,

70 mimar•ist 2006/1 E⁄‹T‹M

mevcut kentsel alanlar›n tar›m ve orman alanla- cekte yerleflime aç›labilecekleri düflünülerek re- Tasarlanan proje alan› ve r›na do¤ru geliflimini s›n›rlamakt›r. Bu amaç zerv alanlar olarak korunmufl ve yeflil alan olarak projenin y›llara göre etaplanmas›. do¤rultusunda, Russange yerleflmesinin tar›m b›rak›lm›flt›r. alan›na do¤ru gelifliminin engellenmesi, eski maden yataklar› ve Micheville için önerilen pey- Cenk Hamamc›o¤lu, YTÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge Planlama Bölümü Araflt›rma Görevlisi zaj projesi de göz önünde tutularak yeni yerlefli- Senem Zeybeko¤lu, YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü lebilir alanlar belirlenmifltir. Araflt›rma Görevlisi

Bir di¤er önemli karar, vadi içinden geçen su Notlar: Maden yataklar›. yataklar› etraf›nda rekreatif kullan›mlara yöne- 1. Bu proje, Y›ld›z Teknik Üniversitesi’nden Cenk Hamamc›o¤lu, Senem Zeybeko¤lu, Esra Parlak, Nancy lik kentsel tasar›m ve peyzaj düzenlemeleri ya- Mimarl›k Okulu’ndan Nicolas George ve Selanik Mimarl›k parak yerleflim alanlar› içinde yeflille bütünleflik Okulu’ndan Spiros Fitzios taraf›ndan haz›rlanm›flt›r. manzara noktalar› yaratmakt›r. 2. Bu çal›flman›n haz›rlanmas›nda, Nancy Mimarl›k Okulu ö¤rencileri taraf›ndan haz›rlanm›fl olan “The Suburban Tasarlanacak yeni alanlara iliflkin olarak, Phenomenon and Its Problems; A Project of Border mevcut yerleflmelerin “yatakhane” görünü- Territory Esch-Sur-Alzette/Belval” bafll›kl› analiz çal›flmas›ndan faydalan›lm›flt›r. münden kurtar›lmas› için çal›flma, bar›nma, e¤i- tim, dinlenme-e¤lenme gibi çeflitli fonksiyonla- r› içinde bar›nd›racak de¤iflen yo¤unluklara sa- An International Workshop on the Border Area of France-Luxembourg: hip kentsel yaflam alanlar›n›n oluflturulmas› ön- Determination of Urban Spaces through Thresholds görülmüfltür. “The Suburban Phenomenon and Its Problems” was an International Workshop Bu düflünceler do¤rultusunda, vadinin which took place in 7-27 May 2005 and was organized by Nancy School of Fransa taraf›nda bulunan demiryolu viyadü¤ü- Architecture in Nancy, France with the participation of architecture and urban nün yak›n›ndaki alan proje alan› olarak seçilmifl- design students from France, Spain, Netherlands, Italy, Portugal, Greece and tir. Farkl› gelir gruplar›na yönelik tasarlanan ko- Turkey. nut alanlar›, ticaret alanlar›, e¤itim gibi sosyal The aim of this study was to produce ideas related to the future of Alzette Valley, donat›lar ile yeflil alanlar bir arada düflünülerek which lost its significance as an industrial area due to the consumption of mine orta yo¤unluklu kentsel bir alt merkez kurgu- reserves but remained as an important location on the border area of France and lanm›flt›r. Luxembourg, in an international intellectual environment. In their designs, the Tasar›m kararlar›ndan bir di¤eri de, mevcut students were asked to consider this background knowledge and develop their dokuya çok fazla müdahalede bulunmadan, do- own ideas on the concept of “peri-urbanisation”, which has been on the agenda kuyla uyumlu kentsel geliflmenin öngörülmesi- for many scholars in France for the last 20 years. dir. Böylece, farkl› etaplamalarla projenin uygu- The common theme in different projects was to create solutions on a collaborative lanabilirli¤inin art›r›laca¤› düflünülmüfltür. Yer- basis, which would maintain a stable development in post-industrial areas in a leflmenin yak›n çevresindeki baz› alanlar, gele- regional scale.

mimar•ist 2006/1 71 KENT Geliflme Konut Alanlar›nda -Kentsel ‹maj Ba¤lam›nda- Kimlik Sorunlar›1 Nilgün Ç. Erkan

apoport (1977) çevre kalitesinin bir boyu- temdir. RRtunun ekolojik, di¤er boyutunun psikolo- Kentsel tasar›m çal›flmalar›ndan kaç›n›larak jik ve sosyokültürel oldu¤unu ortaya koymufl- tip imar yönetmelikleri ile geliflme alanlar› olufl- tur. Habitat Gündemi olarak adland›r›lan küre- turulmas›n›n sak›ncalar› flöyle s›ralanabilir: sel eylem plan›nda yaflam kalitesinin kriterleri • yerel iklim ve topografya koflullar›n›n gö- içinde toplumsal, ekonomik kriterlerin yan› s›ra zetilmemesine ba¤l›, mekânsal estetik ve kültürel kimli¤e iliflkin kri- • sa¤l›ks›z ve terler yer almaktad›r. Ancak, yo¤un kentleflme • uzun erimde, kullan›m aflamas›nda yap›la- sürecinde artan kent nüfuslar› nedeniyle göç cak de¤ifliklikler nedeniyle yüksek maliyetli yer- alan kentlerimizin geliflme alanlar› kimliksiz bir leflme alanlar›n›n ortaya ç›kmas›, geometrik düzen sonucunda betonlaflma ve • yerel yerleflme kültürünün sürdürülmeme- sa¤l›ks›zlaflma ile birlikte giderek çirkinleflmeye sinin yan› s›ra var olan kültür varl›klar›n›n tahrip bafllam›flt›r. Bu ba¤lamda çevre kalitesi ile konut edilmesi, ve yaflam kalitesinde düflüfller ve görsel bozul- • estetik kavram›n›n göz ard› edilmesi, malar kaç›n›lmaz olmufltur. • her co¤rafyada birbirinin çok benzeri kentsel mekânlar›n ortaya ç›kmas›, • ve buna ba¤l› mekânsal kimliksizleflme ve yozlaflma, • mekânsal kimliksizleflmenin sosyal ve eko- nomik sonucu olan mekânlar›n kullan›c› tara- f›ndan benimsenmemesi ve mekânlara sahip ç›- k›lmamas›. Bu tür mekânlarda amaç d›fl› ve plan d›fl› kullan›m ve uygulamalar›n varl›¤› görülmekte, bu da zaten estetik kayg›lar güdülmeden üretil- mifl bu mekânlarda görsel ve fiziksel, kültürel kirlenmeye neden olmaktad›r.

Kastamonu’nun Ülkemizdeki kentsel mekânlar son 30 y›ld›r Örnek Alan Çal›flmas›: Kastamonu bozulmaya bafllam›fl olan geleneksel dokusundan imar yönetmelikleri ile yap›laflmaktad›r. Yerlefl- Lynch (1968) kentsel imaj elemanlar›n›, çevre- bir kesit, Temmuz, 1999. melerin özgün yerleflme kültürleri, içinde bulun- nin fiziksel yap›sal elemanlar› ile tan›mlam›flt›r. du¤u co¤rafyan›n özellikleri gözetilmeksizin ya- Bunlar dokular ve bölgeler, yollar, kenarlar (s›- p›lan planlar ve uygulamalar ile geliflme alanla- n›r), odak noktalar›, iflaret (simge/sembol, refe- r›nda kentsel kimlik ve imaj özelliklerinin olma- rans noktalar›) ö¤eleridir. Yerleflme kültürü yö- mas›na, geleneksel dokularda var olan de¤erlerin nünden Anadolu’nun en zengin örneklerinden de yok olmas›na neden olmaktad›r. Planc› ve uy- biri olan Kastamonu geleneksel dokusunun bu gulay›c›lar›n kent imaj› ve kent kimli¤i konusun- ö¤eler aç›s›nda da eflsiz bir yap›ya sahip oldu¤u daki bilinçsizlikleri ve mekânsal sorunlara kolayc› tespit edilmifltir. Gerek doku özellikleri gerekse çözüm aray›fllar› nedeniyle kentlerimiz birbirinin yerleflme boyutu –ölçe¤i– ba¤lam›nda da son benzeri olan tekdüze, s›radan, kimlik aç›s›ndan derece özellikli bir yerleflmedir. sorunlu yerleflmeler haline gelmektedir. Kastamonu yerleflmesinde yap›lan bu araflt›r- Do¤ald›r ki yöresel özellikler, kimlik ve me- ma ne yaz›k ki yerleflmedeki geliflme alanlar›n›n, kânsal kültürün gözetildi¤i planlama ve tasar›m iklim, kültür, topografya, ölçek gibi koflullar çal›flmalar› süregelen yöntemden daha çok arafl- gözetilmeden düzenlendi¤ini, Türkiye’deki t›rma, daha çok analize ba¤l› olarak daha çok herhangi bir yerleflme ile ayn› s›radan nitelikleri bilgi, zaman, emek ve para gerektiren bir yön- tafl›d›¤›n› göstermektedir.

72 mimar•ist 2006/1 KENT

Foto¤raflarda görüldü¤ü gibi geliflme alan- Türbesi, K›z›ltepe, lise, fiehitler An›t›, ahflap ev- lar›nda temel mekânsal gereksinimlerin d›fl›nda ler gibi mahalle kimli¤ini ve özelli¤ini ortaya kimlik faktörünün gözetilmedi¤i, imaj ö¤esi koyan yan›tlard›r. Bu sonuçlar geleneksel doku- olarak de¤erlendirilebilecek unsurlar›n da yer lar›n kentsel imaj aç›s›ndan geliflme alanlar›na almad›¤› tespit edilmifltir. k›yasla daha zengin oldu¤unu, geliflme alanlar›- Yap›lan araflt›rmaya2 göre yerleflmeye kimlik n›n tasar›m›nda bu tür ö¤elerin göz ard› edildi- kazand›ran imaj ö¤elerinin % 83,7’sinin tüm ¤ini göstermektedir. yerleflmenin 1/6’s›n› kapsayan geleneksel do- Geleneksel dokularda bilinçli bir kimlik ge- kuda yer alan kentsel elemanlar oldu¤u tespit lifltirme ve tasar›m etkinli¤inin varl›¤›ndan söz edilmifltir. Elde edilen sonuçlardan konu ile il- edilebilir. Mahalle içinde mahalleliye hizmet ve- gili sonuç; geleneksel mahallelerin geliflme ko- ren çeflme, cami, türbe gibi mekân içinde görsel nut alanlar›na k›yasla daha kolay alg›lanabildik- olarak ay›rt edilmesi ve tan›mlanmas› kolay ele- leridir. Bunun nedeni, geleneksel mahallelerin manlara yer verilmesi ve imaj etkilerini güçlen- mekân› alg›lay›p hat›rlamada büyük önem tafl›- dirmek amac›yla yak›ndaki sokaklara bunlar›n yan sembollere sahip olmalar›d›r. Bunlar bu isimlerinin verilmesi bu düflünceyi güçlendir- mahalledeki sembol niteli¤i tafl›yan donat› alan- mektedir (Karanl›k Evliya Soka¤›, Ayr›l›k Çefl- lar› ve yap›lard›r. Bu donat›lar okul, cami, çefl- me Soka¤› ve benzeri). me, türbe gibi ifllevsel ve fiziksel olarak konut Yeni dokularda ise böylesi bir çaba görülme- yap›lar›ndan kolay ay›rt edilebilen, üçüncü bo- mekte, imar yasas› da kentin ve kent parçalar›- yutlar› da güçlü sosyal ve ekonomik ifllevli kent- n›n düzenlenmesinde kültür, kimlik ve benzeri sel elemanlard›r. etmenlerin gözetilmesini zorunlu k›lmamakta- Geliflme alanlar›nda3 geleneksel dokudaki d›r. Ayr›ca sokak ve mahalle isimleri de numara- Üstte, Kastamonu’daki land›r›lm›fl sokaklar, inflaat kooperatiflerinin toplu konut alanlar›ndan donat›lar›n benzerlerinin yer almamas›, var olan bir kesit, 1997. okul ve benzeri donat›lar›n da tip projeler ile ad›yla an›lan alt bölgeler, her yönetim de¤iflti- (Kastamonu, 1997, s.156) çözülmesi alt bölgelerdeki kimliksizlik sorunu- ¤inde de¤iflen cadde adlar› ile kentlerin bu kim- liksizli¤i pekiflmektedir. Kentte geleneksel doku- na ek bir yük getirmektedir. Bu alanlardaki bak- nun çeperlerinde geliflen kal, market, kasap, f›r›n gibi ticaret ifllevli birim- Kastamonu’da geleneksel konut alanlar› ile planl› konut alanlar›ndan lerin ise herhangi bir çok katl› konut yap›s›n›n yeni geliflen konut alanlar›n› karfl›laflt›rabilmek bir örnek, Nisan 2000. zemin kat›nda çözülmesi ifllevsel, mekânsal so- runlar ile güvenlik sorunlar›na neden olmakta ve kentsel imaj ba¤lam›nda kimlik sorununu beraberinde getirmektedir. Yap›lan araflt›rmada geleneksel dokuda yafla- yanlar mahallelerinin sembollerini çok aç›k, bir- den fazla tekrar eden ve yap›sal bir ö¤eye iflaret eden örneklerle ifade ederken, geliflme alanla- r›nda yaflayan bireyler % 68 oran›nda mahalle- nin sembolü olmad›¤›n› ifade etmektedirler. Geliflme alanlar›nda yaflayanlar›n % 32’si ise ce- zaevi, fabrika alan› gibi kent bütünü için refe- rans olabilecek alanlara iflaret ederken, bir k›sm› bakkal ve benzeri yap›sal olarak özellik tafl›ma- yan, mahalle kimli¤ini ortaya koymayan, do¤ru- dan mahallenin iç yap›s› ve mekânsal düzeni ile iliflkili olmayan yap›lara ait, ayr›ca birbirinden farkl› ve ikinci kez tekrar etmeyen yan›tlar ver- mifllerdir. Sadece bu veriler bile geliflme alanla- r›nda kimlik ve benimsenme sorunlar›n›n varl›- ¤›n› göstermektedir. Buna karfl›l›k geliflme alanlar›nda % 80 ora- n›nda mahalle sembolünün var oldu¤u yan›t› verilmifltir. Sembolün ne oldu¤una iliflkin soru- ya gelen yan›tlar ise kat›l›mc›lar›n oturduklar› mahallenin camisi, hamam›, çeflmesi gibi birden fazla tekrar eden yan›tlar ile Kale, Hepkebirler

mimar•ist 2006/1 73 KENT

için anket formuna baz› özel sorular konulmufl- tur. Farkl› dokularda yaflayan kat›l›mc›lar›n, kendi yaflad›klar› mahalleleri bu çoktan seçmeli sorulara verecekleri yan›tlar ile tan›mlamalar› is- tenmifltir. Bu sorulara verilen cevaplar ile kat›- l›mc›lar›n yaflad›klar› mahalleleri nas›l de¤erlen- dirdiklerinin tespit edilmesi amaçlanm›flt›r. Bu sorulardan biri mekânla ilgili fiziksel ve sosyop- sikolojik tan›mlamalara ait 22 sözcük içermekte ve kat›l›mc›lardan mahallelerine en çok uyan befl sözcük seçmeleri istenmektedir. Ankete kat›lanlar 13 olumsuz, 9 olumlu an- lam içeren toplam 22 sözcükten % 82 oran›nda olumlu anlaml› sözcükler; seçmifllerdir. Doku- lara göre hoflnutluk düzeyi irdelendi¤inde, ge- leneksel ve geliflme dokular› için seçilen sözcük- lerdeki olumsuz anlaml› sözcük oran›na bak›l- d›¤›nda yeni dokuda % 23,2 oran›nda olumsuz sözcükler tercih edilirken, geleneksel dokuda bu oran % 12,8’de kalmaktad›r. Bu de¤erlerden geleneksel dokuda yaflayanlar›n yeni dokuda ya- flayanlara k›yasla yaflad›klar› mekânlardan daha hoflnut olduklar› anlafl›lmaktad›r. Yeni dokuda hiç seçilmeyen sözcükler “mahremiyeti olan”, “eski” ve “çirkin” olmak üzere üç sözcük, geleneksel dokuda ise “umu- ma aç›k”, “çirkin”, “güvensiz”, “zay›f”, “sa¤- l›ks›z” ve “tekdüze” olmak üzere alt› sözcük- tür. Buna göre her iki dokuda da yaflayanlar›n hiçbiri yaflad›klar› mahalle için “çirkin” sözcü- ¤ünü seçmemifltir. Yine bu verilere göre gele- neksel dokuda yaflayanlar mahallelerini umuma aç›k görmemekte, buna karfl›n yeni dokuda yafla- Kalenin kuzeyinde yer alan Akmescit yanlar da mahallelerini mahremiyeti olan bir yer Mahallesi’nde konut dokusu4, 1999. (Erkan Biçer, 2002) olarak tan›mlamamaktad›r. S›fat çiftlerinden birinin seçildi¤i sorudan elde edilen sonuçlara göre de geleneksel doku- da yaflayanlardan % 52’si mahallelerini umuma aç›k görürken, yeni dokularda yaflayanlarda bu oran % 84 olarak belirlenmifltir. Bu sözcü¤ün yeni dokularda bu kadar yüksek oranda seçil- Kastamonu ‹nönü Mahallesi (geliflme alan›) mesinin nedeni, bu alanlardaki ulafl›m mekânla- uygulama imar plan›ndan bir ayr›nt›. r›na ba¤l›d›r. Yeni geliflen alanlarda ulafl›m me- Kayna¤› belirtilmeyen foto¤raf ve çizimler kânlar› imar plan›nda tan›ml› bir bafllang›c› ve Nilgün Ç. Erkan arflivinden al›nm›flt›r. bitifli olmayan, kademesi üzerinde tafl›yaca¤› araç kapasitesine göre en kesite ba¤l› düzenlen- Seçilen sözcüklerin durumu Geleneksel dokuda % Yeni dokuda % mifl, k›saca gelinip geçilmek d›fl›nda baflka ifllevi 5 olumlu sözcük 44 48 olmayan mekânlar olarak öngörülmektedir. 1’i olumsuz 48 28 2’si olumsuz 8 4 3’ü olumsuz - 20 Öneriler 5 olumsuz sözcük - 4 Günümüzde kentlerin geliflme alanlar› tasarla- Toplam olumsuz sözcük 12,8 23,2 n›rken kentsel ö¤elerin hiçbiri (donat› alanlar› da dahil) çevre psikolojisi ve kentsel imaj ba¤la- Kastamonu’da farkl› dokularda yaflayan yetiflkinlerin, mahalleleri ile ilgili seçtikleri m›nda de¤erlendirmeye al›nmamaktad›r. Genel- sözcüklerin olumlu-olumsuz anlamlar›na göre da¤›l›m›, 2000. (Erkan Biçer, 2002) likle ifllevsel çerçevede, iki boyutlu olarak ele al›-

74 mimar•ist 2006/1 KENT nan bu unsurlar mekân›n alg›lanmas›, ö¤renil- yap›lar›n›n, ayn› zamanda birer imaj ö¤esi oldu- mesi ve benimsenmesi faktörleri gözetilmeden ¤u gözetilerek tasarlanmas› gerekmektedir. tasarlanmaktad›r. Bu anlay›fla ba¤l› olarak planla- Özellikle okul ve benzeri donat› yap›lar› için tip nan ve yap›laflan alanlardaki di¤er sorunlar›n yan› projelerin kullan›lmas› yöreye uygun özgün tasa- s›ra kimlik ve estetik anlamda da eksiklikler söz r›mlar›n engellenmesi, kolayc› çözüm üretilmesi, konusu olmakta, giderek daha s›radan ve birbiri- kentsel imaj ö¤eleri aç›s›ndan potansiyellerin ne benzeyen mekânlar ortaya ç›kmaktad›r. harcanmas› bir yana kent mekân›nda geri dönül- Yerleflmelerin kimliklerine sahip ç›kabilmele- mez tekdüzeli¤e, s›radanl›¤a, kimlik kayb›na ve ri ve bu kimli¤i sürdürebilmeleri için tip imar görsel kirlili¤e neden olmaktad›r. yönetmelikleri uygulamalar›na son verilmesi ge- Yukar›daki aç›klamaya ba¤l› olarak Anadolu rekmektedir. Planlama çal›flmalar›na geçilme- kentinin incelenmesinden ç›kar›lmas› gereken den önce yerleflme kimli¤ini oluflturan imaj önemli derslerden bir di¤eri de donat› yap›lar›- ö¤eleri analiz edilmeli, planlama ve tasar›m ça- n›n yer seçimi ve yap›sal özellikleri ile ilgilidir. l›flmalar›n› bu ö¤elerin ortaya koydu¤u veriler Kentsel donat›lar›n –külliyelerin yer seçimi ve ta- yönlendirmelidir. sar›m›nda oldu¤u gibi– konumu, alg›lanmas›, Ayr›ca geliflme alanlar›nda imaj eksikli¤ini kent mekân›na görsel ve estetik yönden katk›lar› gidermek üzere önerilen, mahallelerin sosyal, düflünülmelidir. Bu yap›lar›n yerleflme içinde ifla- mekânsal, yönetimsel bir bütün olarak planlan- ret ö¤esi olabilmesi için doku içinde görülebilme- mas›d›r. Mahalle içinde donat› bütünlü¤ü sa¤- si ve di¤er yap›lardan ay›rt edilebilmesi büyük lanmal›, paylafl›m tan›ml› olmal›, sosyal alt böl- önem tafl›maktad›r. Bu bilgiler ›fl›¤›nda semt ve geler ve birimler kavranabilir boyutlarda ve bi- mahalle donat›lar› ile kentsel ölçekteki donat›lar çimde tasarlanmal›d›r. Ayr›ca odak noktalar›, için yer seçerken ve bunlar› gerçeklefltirirken yer- iflaret ö¤eleri gibi unsurlar mekânda plan ve ta- leflmenin imaj boyutu, tasar›mda bir kriter olarak sar›m kararlar› ile yer almal›d›r. Bu ba¤lamda ele al›nmal› ve imaj aç›s›ndan donat› yap›lar› po- yerleflmelerin geleneksel dokular›, kentsel görü- tansiyel olarak de¤erlendirilmelidir. nümleri, ö¤eleri incelenerek bu dokulardan yer- Yollar›n ve Odaklar›n Tasarlanmas› leflmelerin alg›lanmas›, ö¤renilmesi ve ölçekleri Yerleflme içinde yaya hareket edebilmenin sa¤la- konular›nda ders ç›kar›lmas› gerekmektedir. d›¤› önemli getirilerden biri güvenlik, di¤eri de Geliflme Alanlar›nda Alt bölgelerin kent mekân›n›n daha kolay alg›lanabilmesi ve Planlanmas› ö¤renilmesidir. Bu ba¤lamda planlama ve tasa- Bu derslerden birisi geliflme alanlar›nda alt böl- r›m çal›flmalar›nda yollar sadece ulafl›m mekân- gelerin daha tan›ml› bir biçimde planlanmas› ile lar› olarak de¤erlendirilmemeli, bir imaj ö¤esi ilgilidir. Di¤er bir deyiflle yerleflmeyi oluflturan olarak da ele al›nmal›d›r. Öncelikle yaya hareke- alt bölge s›n›rlar›n›n her boyutta tarif edilebilir tini desteklemek için güvenli¤i art›rmak ve araç olmas› gerekmektedir. Yerleflmelerin daha ta- ulafl›m› ile yaya mekânlar›n› ay›rmak gerekmek- n›ml› olabilmesi için semt ve mahalle s›n›rlar› tedir. Bunun devam›nda yol mekânlar›nda alt- sürekli de¤iflen idari s›n›rlar olmaktan kurtar›l- yap›, maliyet ve en kesit kayg›lar›n›n yan› s›ra mal›d›r. Özellikle mahallelerin sadece idari bi- cepheler, perspektifler, manzara noktalar› ve rim olmas› yerine, onlar› ayn› zamanda sosyal mekân› zenginlefltiren, yolculu¤u zevkli hale birim haline de getirecek düzenlemeler yap›l- getirecek düzenlemeler ve sokaktaki sosyal ya- mal›d›r. Geleneksel yerleflmelerde oldu¤u gibi flam da gözetilmelidir. mahalleler tan›ml›, kavranabilir ve sosyal iliflki- Yerleflmenin sosyal yaflam›n› etkileyen önemli ler için uygun büyüklükte alt bölgeler halinde ta- kentsel elemanlardan biri odak noktalar›d›r. Ge- sarlanmal›, kenarlar› ve s›n›rlar› do¤al, topogra- liflme alanlar›nda odak noktalar› sadece insanla- fik ve di¤er de¤iflmez unsurlara göre kal›c› ol- r›n toplanmalar›na olanak tan›yacak boyutlarda mak üzere biçimlendirilmelidir. b›rak›lm›fl aç›k alanlar olarak tasarlanmamal›d›r. Aç›k mekânlar›n mekân› biçimlendiren ve ortak Donat› Alanlar› ve Yap›lar›n›n kullan›ma hizmet veren yap›lar ile kurulmas› Tasarlanmas› önemlidir. Anadolu kentinde o dönemin yaflam Geliflme alanlar› için öngörülen alt bölgelerin koflullar›na göre çeflme veya cami gibi yap›larla her birinde yer alacak olan donat› alanlar›n› sade- bütünleflen aç›k alanlar yer almaktad›r. Günü- ce ifllev, kullan›c› say›s› gibi imar yasas›n›n gerek- müzde de geliflme alanlar› için tasarlanan aç›k tirdi¤i s›n›rl› kapsamda, maliyet kayg›lar›yla ele alanlar›n odak noktas› niteli¤ini kazanabilmesi almak görsel mekânda eksikli¤e hatta erozyona için durak, mahalle merkezi gibi çeflitli ifllevler ile neden olmaktad›r. Bu nedenle donat› alanlar› ve birlikte ele al›nmalar› gerekmektedir.

mimar•ist 2006/1 75 KENT

Planlama ve Tasar›m Çal›flmalar›n›n tafl›maktad›r. Bunlar› gerçeklefltirebilmek için Özgün Nitelikte Olmas› planlama çal›flmas›na geçmeden önce yerleflme- Günümüzde kentlerin geliflme alanlar›, yerlefl- lerin sosyoekonomik ve fizik mekân analizlerine menin içinde bulundu¤u co¤rafi koflullar ve yö- ek olarak analiz sürecine imaj ö¤eleri analizleri- renin yerleflme kültürü gözetilmeden, yap› imar nin de dahil edilmesi ve bunun yönetmelikler düzenleri ile yap›laflan, yurt genelinde birbirine yolu ile sa¤lanmas› büyük önem tafl›maktad›r. benzeyen s›radan dokulardan oluflmaktad›r. Ön Planlama sürecinde de kentsel imaj ö¤elerinin bahçe, yan bahçe, arka bahçe mesafeleri ve kat gözetilmesi yönünde yasal düzenlemelerin ya- adedinin flablonlar halinde verildi¤i bu imar dü- p›lmas› önemlidir. Bu yol ile imaj aç›s›ndan ni- zenleri görsel de¤erlerin ve kentsel imaj faktö- telikli yerleflmelerin bu özelliklerini sürdürebil- rünün göz ard› edildi¤i bir baflka kolayc› çözü- meleri, di¤er yerleflmelerin ise imaj ö¤elerini mü ortaya koymaktad›r. Bu alanlarda zamanla kapsayacak biçimde yeniden düzenlenmeleri yap›lan plan de¤ifliklikleri ve kat ilaveleri ile sa¤lanm›fl olacakt›r. mevcut iflaret ö¤elerinin görülmesi de engellen- Nilgün Ç. Erkan, Dr., YTÜ Mimarl›k Fakültesi mektedir. Bu tür uygulamalar kentin belle¤ini fiehir ve Bölge Planlama Bölümü Araflt›rma Görevlisi zay›flatan, planlama ile baflar›lmak istenenin ru- Notlar: huna ayk›r› uygulamalard›r. Oysa geliflme alan- 1. Bu makaleye kaynak olan çal›flmalardan; “Kastamonu lar›nda topografya, yönelifl gibi do¤al veriler ile Örne¤inde Anadolu Kenti ‹maj Ö¤eleri ve De¤iflim o alanda yaflamas› hedeflenen grubun sosyal ve Süreci” konulu doktora tezi Türk Amerikan ‹lmi Araflt›rmalar Vakf› taraf›ndan 2000 Y›l› Doktora Tezi ekonomik yap›s› tasar›m çal›flmalar› için veri Araflt›rma Bursu ile, “Geleneksel Dokularda Mekân oluflturmal›d›r. Alg›s›n› Etkileyen Etmenlerin Araflt›r›lmas›” konulu Araflt›rma Projesi (2000) ise YTÜ Araflt›rma Fonu Sonuç olarak bu çal›flma ile geliflme alanlar› taraf›ndan desteklenmifltir. için önerilen yaklafl›m genel bir planlama yaklafl›- 2. Kastamonu’da gerçeklefltirilen bu araflt›rmada literatür m›na dönüfltü¤ü ölçüde kentsel sosyoekonomik araflt›rmalar› ve gözlem çal›flmalar›n›n yan› s›ra yerleflmenin alg›lanma ve kentsel imaj özelliklerinin çözümlenmesi yap›y› gelifltirmeye katk› sa¤layacakt›r. Bu da gü- amac›yla 50 yetiflkin, 56 lise ö¤rencisi ile toplam 106 adet nümüzde tasarlanan kentsel alt bölgeler ve ko- sözlü ve çizili sorgulama gerçeklefltirilmifltir. Konu ile ilgili elde edilen sonuçlar bu araflt›rmalara dayanmaktad›r nut alanlar› için, geleneksel yerleflmelerdeki (Erkan Biçer, 2002). “mahalle kavram›n›”, simge ve tasar›m elemanla- 3. Geliflme konut alanlar› için mahalle ifadesi kullan›lmamaktad›r. Bu konut alanlar› tan›ml› ve s›n›rlar› r› ile örnek almak yoluyla gerçekleflecektir. tarif edilebilir olmad›¤›ndan kavramsal olarak mahalle Yerleflmelerin geliflme alanlar›n›n planlan- tan›m›na uymamaktad›r. S›n›rl› nüfus ve alan mas›na ›fl›k tutmas› amac›yla geleneksel doku- büyüklü¤ünün kriterini de sa¤lamayan bu kent parçalar›nda tan›mlanm›fl ortak donat› alanlar› da mevcut larda bilinçsizce gerçeklefltirilen uygulamalar›n de¤ildir. Bu nitelikteki geliflme alanlar› topografyan›n ve önlenmesi, yerleflmeye kimlik kazand›ran ö¤ele- imar planlar›n›n elverdi¤i biçimde aral›ks›z bitiflerek geliflen alanlar niteli¤indedir. rin korunmas› ve öne ç›kar›lmas› büyük önem 4. Doku flemas› “Kastamonu Workshop on Tradition and Built Form” (Kastamonu, 1-10 Temmuz 1999, ‹TÜ Mimarl›k Fakültesi) konulu atölye çal›flmas› s›ras›nda Problems of Identity –in terms of Urban Image- in üretilen flema üzerinde topografyan›n belirlenmesiyle elde edilmifltir, üzerinde kesit al›nan yerler iflaretlenmifltir. Development Areas Atölye çal›flmas›nda üretilen ürünler, Zuhal Ulusoy yönetiminde Nilgün Erkan Biçer, Funda Bas, Jale Duman, Taking the traditional patterns in Anatolian settlements into consideration, each Ergi Bozyi¤it ve Emre ‹zer’in ortak çal›flmalar›d›r. settlement can be observed to have its own spatial solutions related with its vernacular geographical and climatic properties. The spatial and architectural Kaynakça: • Erkan Biçer, N. (2002) Kastamonu Örne¤inde Anadolu differences between south areas with hot climate and the north areas with rainy Kenti ‹maj Ö¤eleri ve De¤iflim Süreci, bas›lmam›fl doktora one are known and could be discriminated. tezi, YTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul. Even if lots of different residential solutions can be produced just due to climatic • Ittelson, W. H., Rivlin, L. G. ve Proshansky, H. M. (1976) “The Use Of Behavioral Maps in Environmental differences why can’t we observe residential and housing differences in Psychology”, Environmental Psychology, 2nd ed., (ed.) development areas in our country? Harold Proshansky, Holt - Rinehard and Winston, New In the last 30 years urban spaces are planned due to development managements. York, s. 340 – 350. In most settlements geographical properties and residential culture are not taken • Kastamonu Dünden ve Bugünden Görüntüleri, 1894- 1997 (1997), Turizm ‹l Müdürlü¤ü ve Kastamonu Valili¤i, into consideration and only the patterns determined with the rules are applied. Kanomat Bas›mevi, Kastamonu. This situation is caused by the discontinuity and simple way of thinking of the • Lynch, K. (1968) Das Bild Der Stadt, Bertalsmann planners and applicants. The problem is not the way of finding simple solutions Verlag, Münih. • Morval, J. (1985) Çevre Psikolojisine Girifl, Çeviren: Nuri in the planning, designing and implementing process, but realizing the need of Bilgin, Ege Üniversitesi Yay›nlar›, ‹zmir. planning and implementing with the care about the traditional characteristics. • Rapoport, A. (1977) Human Aspects of Urban Form, The traditional patterns and newly developed areas in Kastamonu are compared in Pergamon Press, Oxford. the article. The comparison discusses insufficiency of development areas from the urban image point of view and presents suggestions.

76 mimar•ist 2006/1 KENT Aç›k Kamusal Alan Kullan›m›nda ‹ki ‹talyan Örne¤i: Piazza Del Campo ve Piazza Della Signorina M. Ebru Erdönmez - Burak Haznedar

entler, toplumlar›n ve bireylerin bir arada ken, kamusal ve özel mekânlar›n sembolik an- KKbulundu¤u ve sosyalleflti¤i, her türlü sos- lamlar›n› da tafl›m›flt›r; forum, agora, piazza, yal ve kültürel s›n›ftan, farkl› etnik gruplardan, meydan, cami avlular› bunlara örnek olarak ve- birbirlerinden çok farkl› özelliklere sahip insan- rilebilir. Meydanlar ve daha küçük ölçekli top- lar›n bir araya geldi¤i toplumun farkl› kesimleri lanma alanlar›n›n çevresinde ticari fonksiyonlar için bir buluflma alan› vazifesi gören mekânlar- olabildi¤i gibi, bunlardan daha önemli olarak d›r (Erdönmez, 2005). Özellikle kamusal alan- kültürel aktiviteler yer almaktad›r. Bu farkl› ak- lar (sivil ve resmî kamusal alanlar) kentlerin olu- tiviteler aç›k kentsel mekân›n günün yirmi dört flumu sürecinde önemli rol oynam›flt›r. Bireyler saat etkin ve aktif kullan›m›n› sa¤lamaktad›r. aktiviteleri ve davran›fllar›yla, içinde yaflad›klar› sosyal ve fiziksel ortam ile iliflki kurmaktad›r. Bu Floransa ve Siena Örnekleri durum birey-toplum iliflkisinin kurulmas› ve ya- Floransa p›lanmas› aç›s›ndan kentler için bir üst anlam ta- Floransa’da tarih öncesi ça¤larda yerleflim oldu- fl›makta, bütünün parçalardan daha anlaml› ol- ¤unu gösterir kan›tlar olsa da, flehrin kuruluflu mas› durumunu ortaya ç›kartmaktad›r. Roma dönemine gitmektedir. Sezar’›n kurdu¤u Bruno Zevi’nin de¤indi¤i gibi; kentsel me- bir flehir olmas› sebebiyle kentin en eski bölüm- kân, insan eserinin “boflluklar› s›n›rlad›¤›” her leri Roma dönemi etkisini yans›t›r. Kent, savun- yerde, yani, kapal› ve aç›k mekânlarda, kentte, ma amac› ile Arno ve Mugnone akarsular›n›n sokaklarda, meydanlarda, caddelerde, parklarda kesiflim noktas›nda kurulmufl ve yerleflim vadi ve bahçelerde sürmektedir (Zevi, 1990). Kent- boyunca kuzey-güney do¤rultusunda çeflitli lerde binalar aras›nda kalan tüm mekânlar, d›fl yüksekliklerde manzaraya dönük olarak ko- mekân ya da kentsel-toplumsal mekân olarak numlanm›flt›r. de¤erlendirilmektedir. Kentsel mekânlar, ifllev- 1800 metre uzunlu¤unda dikdörtgen bi- Floransa hava foto¤raf›. sel ve yap›sal olarak tan›mlanm›fl kifli, grup veya çimli bir plana sahip olan yerleflim, Romal›lar (Google Earth) gruplar›n ortak toplumsal karakteristikleriyle ve çeflitli fiziksel, toplumsal, simgesel özelliklerle s›n›rlar› belirlenmifl oluflumlard›r. “Her bina iki mekân›n oluflmas›nda yard›m- c› olur; binan›n kendisi taraf›ndan saptanan iç mekân ve bu bina ile komflu binalar aras›nda sa¤lanan d›fl mekân veya kentsel mekân.” (Zevi, 1994) Kamusal alanlar›n hayati önemini en iyi gös- teren kan›t belki de tarihtir. Kamusal mekânlar ilk kentlerden bu yana, sokaklar› ve aç›k mekân- lar› yönetme (hakim olma - düzenleme), eski kentleri gerekli ve istenilen aktiviteler için daha kullan›fll› hale getirme, toplumdaki insanlar için daha güzel ve sa¤l›kl› mekânlara dönüfltürme arzusunun örnekleri olarak görülebilmektedir (Kostoff, 1991, 1999). Meydanlar ve sokaklar arac›l›¤› ile oluflan toplanma alanlar›, binalar› çevreleyen bir boflluk etraf›nda bir araya gelerek yerleflmeleri sonu- cunda ortaya ç›km›flt›r. Bu kentsel boflluklar iç ve d›fl mekân›n kontrol edilebilmesini sa¤lar-

mimar•ist 2006/1 77 KENT

taraf›ndan kurulan di¤er tüm kentlerde oldu¤u ve karada önemli ulafl›m yollar›n›n kesiflimi üze- gibi, birbirini dik kesen düz yollardan oluflmufl rinde olmas› sebebiyle ticari hareketlilik gelifl- bir karakteristi¤e sahiptir. ‹ki ana yol, dört tane mifltir ve belki de Pisa’ya do¤ru yola ç›kan do- kuleli kap›ya uzan›r ve mahkemenin ve üç bü- ¤ulu tüccarlar›n burada bulunmalar›n› bu ko- yük tanr›ya (Jupiter, Juno ve Minerva) adanan numu aç›klayabilir. tap›na¤›n bulundu¤u forum urbis, flimdiki ad›y- Medici yönetiminin ilk dönemlerinde ve la Piazza della Rebublica denilen merkezî mey- Floransa’y› tüccar oligarflisinin yönetti¤i y›llarda danda kesiflmektedir. eski Yunan ve Romal›larla giderek yo¤unlaflan Eski kent merkezine yeniden hayat veren ar- iliflkileri sayesinde flehir yeni bir ruh yakalam›fl, Floransa tarihî kent keolojik çal›flmalarla gün ›fl›¤›na ç›kar›lan bul- hümanizmin yükseldi¤i bir merkeze dönüflmüfl- merkezi krokisi. (www.info-italy.co.uk) gular, Capitoline ve Capaccio Hamamlar›, ka- tür. ‹nsanlar kendilerini çevreleyen do¤a ve nalizasyon sistemi, kald›r›mlar ve San Firenze kendisinden önce gelen tarihe hakim olacak Meydan›’ndaki Isis Tap›na¤› gibi önemli kamu- ak›lc› bilgiye istekli hale gelmifltir. Edebiyat, bi- sal yap›lar›n kal›nt›lar›n›n tespit edilmesini sa¤- limler, sanat ve insani aktiviteler ön plana geç- lam›flt›r. O dönemde, Arno, flehir duvarlar›n›n mifl ve bu dönem Avrupa’da bilim ve kültürün d›fl›ndayd› ve flehir için önemli bir altyap› sa¤l›- alt›n ça¤lar›ndan biri olmufltur. yordu. Nehir, kayna¤›ndan Affico ile kesiflim ye- Örnek olarak 1420 ve 1446 y›llar› aras›nda rine ve yukar› k›s›mdaki Floransa’ya kadar gemi Flippo Brunelleschi’nin yapt›¤› çal›flmalar, Flo- ulafl›m›na aç›kt›. Nehrin yukar› k›s›mlar›ndaki ransa mimarisi ve flehir planc›l›¤› tarihi aç›s›ndan Ponte Vecchio’da oldu¤u gibi kentin ilk köprü- önemli bir süreci temsil eder. Öncelikle Brunel- sü MÖ. 1. yüzy›l civar›nda infla edilmifltir. leschi ve 15. yüzy›l›n ilk dönemlerindeki mima- Çevresel örgütlenme içindeki avantajl› ko- ri kültürün di¤er yorumcular› sayesinde Floran- numu ve oynad›¤› rol sayesinde kent h›zla gelifl- sa, bir “Rönesans kenti” olarak flekillenmifl ve mifl ve Arezzo’nun önüne geçerek Kuzey Etru- yaklafl›k 300 y›l Rönesans’›n en zengin sanat, ria’n›n en önde gelen merkezine dönüflmüfltür. kültür ve ticaret merkezi görevini üstlenmifltir. Bu genç koloninin kentsel geliflimindeki en Sanayileflme sonras› içinde bulundu¤umuz önemli etken ekonomik güç olmufltur. Denizde yüzy›l boyunca, Floransa’da eski yap› modern

Floransa silueti. (Burak Haznedar arflivi)

Duomo Katedrali, mimar› Brunneleschi. (Ebru Erdönmez arflivi)

78 mimar•ist 2006/1 KENT kent yaflam›n›n ihtiyaçlar›na cevap vermekte ye- nomik aç›dan s›k›nt›l› dönemler geçirmifltir. Bu tersiz kalm›fl ve karmafl›k bir gerçekli¤in prob- dönem Floransal›lar›n Siena üzerindeki bask›la- lemlerinden birine dönüflmüfltür. Kentin kimli- r›n› art›rd›klar› bir dönem olmufltur. ¤inin de¤iflen flartlar çerçevesinde yeniden kaza- 19. yüzy›l›n ortalar›na kadar Siena’n›n flehir n›lmas› gereklili¤i günümüzde üzerinde tart›fl›- duvarlar› aras›nda hâlâ genifl, geliflmemifl alanlar lan konular aras›ndad›r. yer almaktayd›. Kent plan›na bak›ld›¤›nda, du- ra¤an dönemlerinin yan› s›ra belli dönemlerde Siena yaflanan yo¤un büyüme de görülebilmektedir. ‹lk olarak bir Etrüsk yerleflimi olarak kurulan Si- H›zl› geliflme ve bunu izleyen yavafllama dö- ena bölgesi daha sonra Roma döneminde Sena nemleri boyunca yerleflim bölgelerindeki doku Julia ad›n› alm›flt›r. Floransa ile olan ekonomik ve di¤er kentsel dokulardaki davran›fllar farkl›l›k alandaki rekabeti ve s›n›r anlaflmazl›klar› Si- göstermifltir. Konut dokusu, h›zl› geliflmeyi ka- ena’y› imparatorluk sonras› Toskana’n›n önemli bullenmifl ve gerilemeye direnmifltir. Gerileme bir merkezi haline getirmifltir. Siena 13. yüzy›l- dönemi öncelikli ve yo¤un olarak kültürel ve da önemli bir ticaret merkezi haline gelse de ekonomik bir üretimi temsil eden özel binalar› Floransa’n›n refah seviyesine ulaflamam›flt›r. etkilemifltir. Ekonomik durgunluk dönemlerin- Kent 14. yüzy›l bafllar›nda ‹talya’da hüküm de s›n›rl› yap›laflma hareketi ile geriye kalan nü- süren savafllar, k›tl›k ve ekonomik buhrandan ve fusun azalan ve s›n›rl› gereksinimleri eski binala- 1348’de bafllayan veba salg›n›ndan zarar gör- r›n daha basit amaçlar için kullan›lmas›na yol müfltür. Siena 1355 ve 1559 y›llar› aras›nda açm›flt›r. ekonomik ve demografik düflüfllerle, sosyal ça- Roma ‹mparatorlu¤u dönemi sonras›, nüfus t›flmalarla, politik arenada huzursuzluk ve ka- bir milyondan, 17.000’e düflmekle kalmay›p rars›zl›klarla dolu, tarihinin en s›k›nt›l› iki yüzy›- konfor ve lüks sa¤layan binalar (sirk, amfi tiyat- l›n› geçirmifltir. Tüm bunlar›n d›fl›nda bu y›llar rolar, hamamlar) da yok olmufl ve bu mevcut ard› ard›na kesilmeyen, hedefsiz ve kazanan› yap› stoku konutlaflmada kullan›lm›flt›r. belli olmayan mücadeleler devam etmifl, bu du- 1349’da Avrupa’da bafllayan veba salg›n›, Siena rum sonucunda kent 14. ve 15. yüzy›llarda eko- nüfusunun yar›s›n› bu salg›nda kaybetmesine

Duomo, Siena. (Ebru Arno Nehri k›y›s›ndan görünüm. (Burak Haznedar arflivi) Erdönmez arflivi).

Ortaça¤da Siena kentinin görünümü. (The Hebrew University of )

mimar•ist 2006/1 79 KENT

Siena tarihî kent merkezi yol açm›flt›r. Siena’n›n adeta dondurulmufl bir plan›. (www.iswcs.org) ortaça¤ kenti görünümünü korumas›n›, izleyen dönemlerde ekonomik aç›dan zay›flamas›na ba¤lamak mümkündür. Floransa, Toskana Bölgesi’nde Rönesans’›n ifadesini buldu¤u en önemli kent olarak göste- rilirken, Siena geleneksel bir ortaça¤ kenti gö- rünümündedir.

Fiziksel Biçimlenmeler Tarih boyunca toplumsal ve kentsel haf›zan›n gerçekleflti¤i kent içindeki en önemli toplanma alan› olan piazzalar, ‹talya’da tarihî kent mer- kezlerini oluflturmaktad›r. Bu kamusal yap›lan- man›n demokratik ve eflitlikçi mekânlar yarat- mas›ndaki temel güç, bu mekânlarda tarihsel ve fiziksel süreklilik, ifllevsel çeflitlilik ve sosyal ya- p›lanmaya imkân vermesidir.

Piazza della Signorina, Floransa Floransa’n›n ortaça¤dan kalma meydan›, Piazza della Signorina, bafllang›çta kendi içine dönük yerleflim kararlar›yla küçük ölçekli bir merkez Üstte, Piazza della olarak de¤erlendirilmifl, tasar›m›nda yer alan Signorina. (Bacon, 1995) Yanda, Floransa kent flehri destekleyen bölgesel güçlerin bir ifadesi merkezi yerleflim plan›. biçiminde düflünülmemifltir. Cosimo de’Medi- (Bacon, 1995) ci’nin iste¤iyle meydandan Arno Nehri’ne bir yol aç›lmas› öngörülmüfl ve Giorgio Vasari, Uf- fizi Saray›’n› kullan›fll› ve ayn› zamanda kent Altta, Floransa kent silueti merkezi ile Arno Nehri’ni mimari - sembolik (Bacon, 1995) ve Ponte Vecchio bir ba¤ olarak tasarlamakla görevlendirilmifltir. Köprüsü’nün görünümü. Saray her iki yandaki sokak uzan›mlar› üze- (Ebru Erdönmez arflivi). rinde arkadl› olarak konumlanm›flt›r (yandaki çizimde nehre uzanan renkli bölge). Saray, Plazzo Vecchio, katedralin kubbesi ve Piazza della Signorina heykelini görsel olarak birbirle- riyle iliflkilendirmifl, meydandan bafllayan dikey hareketi, Arno istikametindeki heykele uzanan hareketle kaynaflt›rm›fl ve nehrin varl›¤›n› dra- matize etmifltir (Bacon, 1995). Di¤er bir kamusal alan özelli¤ini sa¤layan Ponte Vecchio Köprüsü, Arno Nehri üzerinde yer alan iki bölgeyi birbirine ba¤laman›n öte- sinde farkl› ifllevlere sahip “bina-köprü”lerden bir tanesidir ve simgesel olarak da önemli bir özelli¤e sahiptir (Çevik, 2000). Etrüskler za- man›ndan beri var oldu¤u bilinen Ponte Vecc- hio Köprüsü, Pitti ve Uffizi saraylar›n› birbirine ba¤lamaktad›r. 13. yüzy›lda devlete ait dükkân- lar 15. yüzy›lda kiflilerin mülkiyetine geçmifltir. Ponte Vecchio Köprüsü zaman›n getirdi¤i eski- meye, ‹kinci Dünya Savafl›’ndaki bombard›- manlara, su bask›nlar› ve sellere ra¤men tüm canl›l›¤›yla günümüzde önemli bir kamusal alan olarak ifllevini sürdürmektedir.

80 mimar•ist 2006/1 KENT

Piazza del Campo, Siena ‹talya’da bulunan piazzalar ço¤unlukla mekân› tan›mlayan binalarla çevrilidir. Bunun tipik ör- neklerinden bir tanesi Siena’daki Piazza del Campo örne¤inde görülmektedir. Meydan› çevreleyen yap›larda yerel malzemeler kullan›l- m›fl, çevre, malzeme ve biçim aç›s›ndan birbiri- ne uyumlu olarak infla edilmifltir. Meydana gi- rifller, mekân›n tan›ml›l›¤›n› bozmayacak flekil- de dar küçük sokaklarla tariflenmektedir. Yerle- flim formunu oluflturan doluluklar, kapal› me- kânlar, sokaklar›n flekillendirdi¤i s›n›rlar, flehrin kamusal alanlar›ndan yar› kamusal alanlar›na kademeli geçifller ayn› zamanda güçlü toplum- sal varl›¤› da iflaret etmektedir. Mekânsal kurgu Yanda, Piazza Della biçimlenerek parçalar bir çerçeve içinde birleflti- Signorina, Uffizi Saray› rilip bölgenin karakterini oluflturmaktad›r. ba¤lant›s›. (Ebru Genel ‹talyan piazzalar›nda oldu¤u gibi Pi- Erdönmez arflivi) azza del Campo’nun mekânsal kurgusunda Ortada, Piazza Della meydan›n en önemli yap›s›, mekân›n alg›lanma- Signorina. (Hehl, Johannsen, 2003) s›nda odak noktas›n› olufltururken ayn› zaman- da kentsel haf›zay› biçimlendirmektedir. Bu an- Altta, Piazza Del Campo, lamda mekân, tarihsel sembolleri içinde bar›n- Siena. (Ebru Erdönmez arflivi) d›r›rken toplumu ortak geçmiflleri ile bir araya getirmektedir. Kullan›c›n›n kentsel mekânla il- gili deneyimleri cadde ve sokaktaki kiflilerin görsel noktalar› üzerinden de¤erlendirilirken, aç›k mekânda seri görme ve alg›lama, önemle üzerinde durulan noktalard›r. Siena ve özellikle Piazza del Campo’da yap›- lar›n boyutlar›, yükseklikleri, dolu-bofl oranlar› ve yap›m koflullar› ortaça¤ döneminden itibaren belirli kurallara ba¤lanm›flt›r. Piazza, bir istiridye kabu¤unu and›r›r flekilde düzenlenmifl ve en dü- flük kotu Palazzo Publico’da sonland›r›lm›flt›r. Piazza del Campo’da meydan›n biçimlen- mesine bakt›¤›m›zda yer döflemesinin dokuz bölüme ayr›lm›fl ve yerel malzeme olarak kulla- n›lan tu¤la ile kaplanm›fl oldu¤u görülmektedir. Bu durum, ortaça¤da flehri yöneten dokuz üye- yi sembolize etmektedir. Siena’da Piazza del Campo ve Floransa’da Piazza della Signorina, buluflma noktas› ve kent içinde referans noktas› olarak ifllevini sürdür- mekte ve kentsel mekân›n kullan›c›lar taraf›n- dan alg›lanmas› ve okunmas› sa¤lanmaktad›r. Kentsel doku, sokaklar›, meydanlar›, kent içi dolu-bofl biçimlenmeleri ile çeflitlilik gösterir- ken bu dokunun bütünü kentsel yaflant›y› ve kentsel deneyim sürecini oluflturmaktad›r. Bölgenin karakterini tamamlay›c› unsurlar olarak; caddeler, meydanlar, kentsel bloklar ta- n›mlanabilir. Bu yaklafl›ma paralel olarak Lynch (1981), kentsel tasar›mda flehrin biçiminin farkl› yap›lar, dolafl›m, imkânlar ve sabit hiz-

mimar•ist 2006/1 81 KENT

metlerden olufltu¤unu vurgularken, doku, odaksal düzen ve ulafl›labilirlik kavramlar›n›, kentsel biçimlenmeyi etkileyen faktörler olarak s›ralamaktad›r. Bu düzene; binalar›n konum- land›r›lmalar›, kentsel faaliyetler-kamusal alan- lar için gerekli mekânlar›n sa¤lanmas›, ulafl›m yollar›n›n düzenlenmesi örnek olarak gösterile- bilir. Bu elemanlardan her biri ve bunlar›n bir- leflmesinden do¤an “bütün”, kiflinin alg›s›n› ye- ni deneyimler için uyaracak çok boyutlu ve ye- rin ruhunu yans›tacak, ak›lda kalacak kentler ortaya ç›kartmaktad›r.

‹fllevsel Özellikler Piazzalar›n en önemli ifllevi, toplumu bir araya getiren mekânsal biçimlenmesi ile özel ve ka- musal kullan›mlara imkân veren bir mekân kur- gusunda olmas›d›r. Bu mekânlar, herkesin ilgi- lendi¤i konular›n tart›fl›labildi¤i ve düflüncele- rin oluflturuldu¤u bir kamusal tart›flma alan› ha- lini alm›flt›r. E¤er bir insan iletiflim kuram›yorsa iliflki kuramaz, bireyler ve toplum aras›nda pay- lafl›mlar azald›kça simgelerin ortak anlamlar› da yok olur. O zaman insanlar yeni semboller için aray›fla girerler. Simgelerin ve sembolik birlefl- melerin olmamas› durumu sosyal yap›da bozul- Kuflbak›fl› Piazza Del Campo, Siena, (Kostoff, 1991) malara, ayr›flmalara yol açar. Piazza Del Campo, Siena. (Foto¤raflar, Burak Haznedar arflivi) Piazzalar›n tarihsel süreç içerisinde dinî, ti- cari ve kültürel bir merkez olarak geliflti¤i göz- lenmektedir. Kentsel mekânda dü¤üm noktala- r› kentte birçok insan etkinli¤inin bir arada ger- çekleflti¤i, ticaret, pazarlama, rekreasyon, ula- fl›m a¤lar›n›n merkezlerini bar›nd›ran yerler ola- rak tan›mlanmaktad›r. Günlük ticari fonksiyon- lar küçük al›flverifl birimleri, kafeler, turistik dükkânlar bu piazzalar içinde yer almaktad›r. Bu anlamda, piazzan›n ifllevsel olarak nitelikli bir mekân olmas›ndan beklenen, mekân›n fark- l› aktivitelere imkân vermesi ve her türlü kulla- n›c›n›n (yafll›, çocuk, özürlü, vb.) ulaflabilece¤i biçimde yap›lanmas›d›r. Toplumun sorumlulu¤unda olan kent bütü- nü, kent mekanizmalar›n›n oluflturdu¤u bir kurgu olup tüm parçalar birbirleriyle etkileflim içerisindedir. Bu etkileflim kent kurgusunun za- man içerisindeki de¤iflimini de içermektedir. Mumford’un da de¤indi¤i gibi; do¤al mekân› dönüfltürmek ve infla etmek yarat›lm›fl çevrenin ve sosyal formlar›n katmanlar›d›r; bunlar›n tü- mü kentsel çevreyi olufltururlar. Bu sebeple kent sosyal ve mekânsal bir olgudur ve görüle- bilir zamansal bir boyuta sahiptir, zaman›n bir ürünüdür. (Mumford, 1940) Kamusal alan “insanlar›n normal günlük ru- tinlerinde ya da dönemsel flenliklerde (festival,

82 mimar•ist 2006/1 KENT bayram) fonksiyonel ve törensel aktiviteleri ger- çeklefltirdikleri, toplumu birbirine ba¤layan or- tak bir zemin” olarak nitelendirilebilir (Kostoff, 1995). Temel olarak kentsel deneyim, her zaman mekân ve boflluklar›n ortak deneyimleridir. ‹n- sanlar› birbirine ba¤layan sosyal hayat›n yarat›l- mas›, mekân ve boflluk deneyimi olarak anlafl›l- maktad›r. Uzaktan bak›nca flehir gökyüzüne yükselen uzun ve keskin binalar›n›n flekilleri ile siluet olarak görünür; ancak flehrin içine girin- ce, en çok görmek istedi¤imiz ve bölgenin nite- li¤i hakk›nda bize en çok bilgiyi sa¤layan biçim- lenmeler, kamusal alanlard›r. Mekânlar›n anlamlar› iletiflime, özellikle top- lumsal iletiflime yard›mc› olmaktad›r. Kimin ki- Piazza Del Campo, ortaça¤da Palio Festivali (at yar›fl› festivali). minle iletiflim kurdu¤u, hangi koflullarda, ne za- Günümüzde de bu festival önemli ve geleneksel bir kamusal aktivite olarak man, nerede, hangi ba¤lamda, insanlar›n birbir- her y›l düzenlenmektedir. (Hehl, Johannsen, 2003) lerine nas›l tepki verdikleri, birbirlerini nas›l gö- rüp iflittikleri, birbirleriyle temas içinde mi yoksa birbirlerinden uzak m› olduklar› konusunda sos- yal ve mekânsal iliflkiler kentler ve yerleflimler için önemli farklar yaratmaktad›r. Bu sosyal ve mekânsal etkileflimler kentlerin birbirlerinden farkl›laflan kimliklerini oluflturmaktad›r.

M. Ebru Erdönmez, Dr., YTÜ Mimarl›k Fakültesi, Mimarl›k Bölümü Araflt›rma Görevlisi Burak Haznedar, YTÜ Mimarl›k Fakültesi, Mimarl›k Bölümü Yüksek Lisans Ö¤rencisi

Kaynakça: • Bacon, E. N. (1995) Design of Cities, Thames and Hud- son Ltd., London. • Çevik, S. (2000) “Karma Formlu Çokifllevli Bina Köprü- leri”, Yap›, Say›: 219, ‹stanbul. • Erdönmez, M. E. (2005) “Aç›k Kamusal Kent Mekânla- r›n›n Toplumsal ‹liflkileri Yap›land›rmadaki Rolü; Büyük- dere-Levent-Maslak Aks›”, Yay›mlanmam›fl Doktora Tezi, Kamusal kullan›ma bir örnek, Medici Saray girifli. Y›ld›z Teknik Üniversitesi, ‹stanbul. (Ebru Erdönmez arflivi) • Günay, B. (1999) Urban Design is a Public Policy, OD- TÜ Mimarl›k Fakültesi Yay›nlar›, Ankara. • Hehl, E., Johannsen, R.H. (2003) Platze Europes, Gers- Use of Open-Public Spaces, Two Examples from Italy: tenberg Verlag, Barcelona. • Karaman, A. (1988) “Kentsel Tasar›mda Biçimleme ‹l- Piazza Del Campo and Piazza Della Signorina keleri”, Yap›, Say›: 79, ‹stanbul. • Kostoff, S. (1995) A History of Architecture, Settings Cities are places where societies and individuals from every cultural and social and Rituals (2nd edition), Oxford University Press, Ox- classes, different ethnic origins and diverse characteristics come together and ford. • Kostoff, S. (1999) The City Assembled, Thames and socialize. In historical process, open public spaces emerge as arenas that reflect Hudson, London. the transformation in the social and physical structures. Individuals establish • Kostoff, S. (1991) The City Shaped, Thames and Hud- relations with social and physical space by their activities and behaviors and son, London. • Lynch, K. (1981) A Theory of Good City Form, MIT shape the cities accordingly. Press, Cambridge. The Piazzas, typical open public spaces in Italy, become gathering places that • Mumford, L. (1940) The Culture of Cities, Secker & Warbung, London. contain social and urban memory, constitute historical city centers along history. • Zevi, B. (1990) Mimariyi Görmeyi Ö¤renmek (Çev: D. These Piazzas were evaluated as micro-scale centers by introvert settlement rules Divanl›o¤lu), Birsen Yay›nlar›, ‹stanbul. initially, as it is seen in the middle-aged Piazza della Signorina at Florence. • Zevi, B. (1994) The Modern Language of Architecture, Da Capo Press, New York. Siena’s Piazza del Campo is also another typical example for this kind of Piazzas. • www.floria-publications.com/italy/italian_culture/ his- Both Piazzas continue their roles as meeting and gathering places and reference tory_of_siena.htm points. At the same time they both have an arrangement of places that obtain • www.info-italy.co.uk/florence/map.firenze.freccia.jpg • www.iswcs.org/iswcs2005/images/mapOfSiena.jpg private and public use by their spatial conformation that gathers society together. • www.web2000.it/ masticabrodo/mappa.html

mimar•ist 2006/1 83 KENT ARKEOLOJ‹S‹ Kentsel Katmanlar›n Boflluklar Arac›l›¤›yla Korunmas› Senem Doyduk

ünümüzde mimarl›k bilgi alan› içinde yap›lar›n yak›n çevrelerini de kapsamas›yla, ala- GG“kentsel koruma” ayr› bir disiplin olarak n›n› geniflletmifl olmakla birlikte; bu süreç için- yer almas›na karfl›n koruma ve kentsel tasar›m de kentsel boflluklar›n ihmal edildi¤i düflünüle- alanlar› aras›ndaki iliflkilerde baz› kopukluklar bilir (Çetin, 1999:4). Koruma kuram› “yak›n gözlenebilmektedir. Kentsel tasar›m literatürü- çevre” kavram›na önem vermekle birlikte, mev- nün odak noktas›n› “kentsel boflluk” kavram› cut koruma prati¤i, yap› merkezlidir. Dolay›s›y- oluflturagelmifltir. Bu nedenle, kentsel disiplin la kentsel katmanlaflman›n gözlemlenebilece¤i ile kent boflluklar›n›n iliflkisini irdelemek faydal› yap› d›fl› alanlar›n koruma kuram› içinde ikincil olacakt›r. önem teflkil etti¤i varsay›labilir. Bu ba¤lamda, yak›n çevre de koruma alt›na al›narak “tescillen- Kentsel Boflluk ve Katmanlaflma se” dahi; uygulama, tarihî çevrede yap›laflma ya- Tarihî kentlerde zaman içinde oluflan katman- sa¤› ya da yap›laflmaya s›n›rlar (gabari, dolu-bofl lar, ço¤u kentte okunamamakta, bu katmanla- düzeni, renk, malzeme vb.) getirmekten ibaret- r›n izleri dahi sürülememektedir. Farkl› dönem- tir. Bu tür s›n›rlamalar da tarihî çevredeki yeni lere ait katmanlar›n yeralt› ve yer üstündeki izle- yap›larda “uyum” kriteri kamuflaj›nda tarihî ya- rinin kent yaflam› ile bütünlefltirilmesi için uy- p›lar›n taklit edilmesini özendirecek uygulama- gun alanlar kentsel boflluklard›r. Kent merkez- lara yol açmaktad›r. Özet olarak; yap› çevresin- lerinde bulunan boflluklar, de¤erlendirilmekle deki boflluklar, kentsel katmanlaflman›n okuna- birlikte, bu boflluklar›n farkl› platformlardaki bilece¤i potansiyel alanlar olarak de¤erlendiril- içerikleri, bunlar›n okunmas› (legibility) (Bent- memektedir. Oysa, “yak›n çevre” olarak tan›m- ley et al., 1985) ve kent projelerine dahil edile- lanan alanlar yap›lar›n çevrelerini oluflturmalar›- rek korunmalar›n›n ne derece mümkün olabile- n›n ötesinde, kendi içlerinde de birer birikim ce¤inin araflt›r›lmas›, üzerinde durulmas› gere- platformlar›d›r. Yani birer varl›kt›rlar (entity). ken bir çal›flma alan›d›r. Kent boflluklar›ndaki Bu varl›klar, boflluklard›r. Bu boflluklardaki katmanlar›n korunma sorunu üzerinde durul- birikim süreci, geçmifl dönemlere ait katmanla- madan önce, konu edilen katmanlar›n tan›m- r›n üst üste y›¤›lmas›ndan oluflur. Boflluklar, y›- lanmas› gereklidir. Farkl› dönemlere ait yap› ka- ¤›lmalar›n kesiflim noktalar›n› oluflturduklar›n- l›nt›lar›n›n ya da izlerinin üst üste binmesi/bi- dan, kentin dü¤üm noktalar›d›r (Lynch, 1960). rikmesi (palimpsest veya pentimento) ile olufl- Bu noktalara iliflkin iki tür sorun tan›mlanabilir. mufl olan kesitlerden bahsedilmekle birlikte, bu ‹lki, sürekli oluflum içinde olan kent bütününde kesitler farkl› ölçeklerde ve platformlarda yer bu alanlar›n, bar›nd›rd›klar› boflluk potansiyeli alabilmektedir. ile çarp›k yap›laflma karfl›s›nda tehdit alt›nda Koruma kuram›, sadece dinî an›tsal yap›lar- bulunmalar›; ikincisi ise, bu alanlar›n kent belle- dan sivil mimarl›¤›n bütününe, daha sonra da ¤ine önemli katk›lar sa¤layabilecek alanlar ol-

fiekil-zemin iliflkisi. (Broadbent, 1996, s. 264-5)

84 mimar•ist 2006/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ mas›na ra¤men, bu potansiyelden faydalan›la- mamas› ve bu kal›nt›lar›n kentli taraf›ndan oku- nur hale getirilmemesi olarak özetlenebilir. Sit kavram›n›n tan›m› içerisinde, boflluk kav- ram›n›n vurgulanmas› ve boflluklar›n da koru- nacak birer ö¤e olarak tan›mlanmas› gerekmek- tedir. Boflluklar›n, kent belle¤ine katk›da bulu- nacak flekilde de¤erlendirilmesine ve bar›nd›r- d›¤› kültürel varl›¤› zedelemeden yap›laflmas›na olanak sa¤layacak bir koruma ve yaflatma mo- deli gelifltirilebilir. Boflluklar, farkl› doku katmanlar›n›n üst üste birikmesi sürecinde, bu birikimin gözlenebildi- ¤i alanlard›r. Kent ö¤esi olarak iki tür boflluk kavram› tan›mlanabilir: Sokak (çizgisel) ve meydan (düzlemsel). Sokak ve meydanlar›, kent içinde yer alan park, mezarl›k alanlar›, y›k›- lan yap›larla oluflan parseller gibi boflluklardan ayr›flt›ran özellikler, fiziksel olarak tan›mlanm›fl olmalar›, içinde kamusal yaflant›n›n gerçeklefl- mesi ve dolafl›m a¤›n›n birer parças› olmalar›d›r. Sözü edilen bu kentsel boflluklar›n üç farkl› düzlemi bulunmaktad›r: Çeper (yüzey), ze- min (biçim) ve zemin alt› (katman). 1. Çeper (yüzey): Bofllu¤un en üst katman› olan yüzeyler, koruma kavram›n›n yo¤unlukla ilgilendi¤i ve pratik gelifltirdi¤i aland›r. 2. Zemin (biçim): Zaman içinde farkl› do- kular›n boflluk s›n›rlar›na b›rakt›¤› ya da kopar- d›¤› izlerle oluflan biçimler ve bunlar›n de¤iflimi olarak ele al›nmaktad›r. 3. Zemin alt› (katman): Araçlar›n ve ulafl›- lan tüm belgelerin arac›l›¤›yla, içinde bar›nd›r- d›¤› kay›p dokular› okuma, çözümleme, parçala- ma, ayr›flt›rma... denemelerinin yap›labilece¤i potansiyel alanlard›r. Tan›mlanan boflluklar ve bu boflluklar için gelifltirilebilecek koruma modelinin dayanabile- ce¤i temel argümanlar flunlardan oluflabilir: 1. Sit kavram›; yap› ve çevrelerini bir bütün olarak ele almakla birlikte, sözü edilen kamusal boflluklar›n hukuksal aç›dan tan›mlanmas›ndaki belirsizliklerden ötürü, kentsel boflluklar›n ko- Üstte, Varflova’da sokak ve Roma Navona Meydan›. (Kuban, 2000, s. 83, s.71) runmas›n›, ikinci planda ele alan bir kavramd›r. Altta, çeper (yüzey). (Krier, 1991, s.22) Sözü edilen hukuksal tan›m eksikli¤i ile kaste- dilen, sokak ya da meydanlar›n ada ve parseller gibi kadastral kodlamalar ile tariflenememesi ve sit alan› içinde yer almadan tek bafllar›na birer varl›k olarak koruma alt›na al›namamalar›d›r. Var olan koruma modelinde yap›lacak de¤iflik- liklerle; boflluklar, çevreledikleri yap›lardan ayr› birer varl›k olarak ele al›n›p korunmal›d›r. 2. Bu boflluklar “zaman tüneli” metaforu ile tan›mlanabilir. Bu özelliklerinden dolay›, bun-

mimar•ist 2006/1 85 KENT ARKEOLOJ‹S‹

lar çeperlerindeki tarihî yap›lardan ba¤›ms›z ler için (yap› hafriyat kaz›lar›, su-kanalizasyon olarak da bir de¤erdir. Bu anlamda, çevrelerin- onar›m çukurlar›, kanal mekân oluflumlar›... de tescillenecek yap› kal›nt›lar› olmasa ya da vb.) aç›lan kaz›lar sonucunda karfl› karfl›ya kal›n- kentin önemli vista noktalar›n› oluflturmasalar makta ve ne yap›laca¤› net olarak bilinmemek- da vurgulanmas› gereken varl›klard›r. Doku tedir. Genellikle de var olan projenin durduru- içinde yer alacak zemin alt›ndaki yatay ve dikey lup katmanlar›n zemin alt›nda oldu¤u gibi don- tüneller, çeperlerindeki katmanlar›n izlerini ta- durulmas› ile sonuçlanmaktad›r. Bu uygulama, fl›malar› ile mekânsal birer bellek unsuru haline var olan kültürel ve mimari birikimi, günümüz gelir. yaflant›s›ndan mahrum etmektedir. Ayr›ca koru- 3. Bu boflluklar›n, zemin altlar›nda bar›nd›r- man›n amaçlar›ndan biri olan kültürel süreklili- d›¤› birikimin bir bütün olarak ele al›nmas›, bu ¤in kopar›lmas›na da neden olmaktad›r. Kent anlamda zemin alt›n› da kapsayan, bütüncül bir içindeki bu arkeolojik katmanlar, zemin üzerin- Zemin (biçim). okuma yap›lmas› gerekmektedir. deki yap› korumas›ndan ya da kent d›fl›ndaki ar- (Krier, 1991, s.29-30) 4. Bu katmanlarla, farkl› güncel gereksinim- keolojik kaz›lar›n koruma ilkelerinden farkl›, özel koruma ilkeleri do¤rultusunda ele al›nmas› ve de¤erlendirilmesi gereken buluntular bütü- nüdür. Bu ilkelerin özünü de boflluklar olufltur- mal›d›r. 5. Boflluklar, kent içinde, farkl› dönemlere ait dokular›n üst üste binmesi ile oluflan kat- manlar›n dü¤üm noktalar›n› olufltururlar. Üzer- lerinde yap› bulundurmamalar› ile ulafl›labilir- lik aç›s›ndan avantaj sunarlar. Ayr›ca bu alanlar kamusal mülkiyete ait olmalar›ndan dolay› ko- ruma kolayl›¤› sunarlar. Kentsel katmanlar›n boflluklar arac›l›¤› ile okunabilece¤i ve korunabilece¤i bir koruma modeli oluflturmak için gerekli ilkelerin belirle- mesi aflamas›nda öncelikli olarak, katmanlar›n yer ald›¤› kentsel arkeolojik alanlar›n ve koruna- Yanda, farkl› dönem cak katmanlar›n kesitlerini bar›nd›ran kentsel katmanlar›n› gösteren boflluklar›n tan›mlanmas› gereklidir. Bu ba¤- kaz› kesiti. lamda, ortaya konan argümanlar do¤rultusun- (Pickard, 1996, s.282) da, kentsel arkeolojinin tariflenmesi, kavram›n Kalenderhane Camii ve geliflimi, yasalardaki yeri irdelendikten sonra, Valentinianus Su Kemeri kent içinde korunacak boflluklar›n kentsel arke- aras›ndaki hamamlara oloji verileri ile iliflkilerinin tan›mlanmas› gerek- bak›fl, ‹stanbul. Üzerine kilise infla edilmifltir. mektedir. (Müller-Wiener, 2002, s.48) Kentsel Arkeoloji Verileri Kentsel arkeoloji, üzerinde uzun süreli yerle- flimlerin oldu¤u ve halen yaflanmakta olan, mo- dern kentin ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› için yap›- lan imar ve bay›nd›rl›k faaliyetleri s›ras›nda, uyulmas› gereken, kentin geçmiflini belgeleyen yani kentin süreklili¤ini vurgulama amaçl› bir çal›flmad›r (Özdo¤an, 2001:126). Çeflitlili¤in ve ça¤lar›n birbirine eklemlenmesi ve etkili bir çevre düzenlemesi yap›labilmesi durumunda, kent kimli¤i için referanslar oluflabilir ve kentsel arkeoloji bu alanda yaflayanlar için kent yaflam›- n› zenginlefltirici bir veri olur. Düflünsel kayna- ¤›n› Avrupa’dan alan kentsel arkeoloji kavram› do¤rultusunda birçok proje gelifltirilmifltir. Ör-

86 mimar•ist 2006/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ ne¤in, Avrupa Konseyi, 1992-1997 “Avrupa koymaktad›r. Kent tarihinde, sokak ve meydan- Arkeoloji Y›llar›” kapsam›nda “Avrupa Kentsel lardan oluflan a¤, sivil organizasyonlar›n ana Arkeoloji Projesi”ni gerçeklefltirmifltir. 16 Ocak fonksiyon alan› olmufltur. Kentin kamusal ya- 1992 y›l›nda Malta’da “Arkeolojik Miras›n Ko- flant›s›n› kapsayan bu boflluklar, tarih içinde runmas›na Yönelik Avrupa Sözleflmesi”ne Tür- kent strüktürünü olufltururken, modern kentte kiye imza at›p karar› 13 Ekim 1999 tarihli Res- psikolojik kalitelerini ve sosyal fonksiyonlar›n› mî Gazete’de yay›mlay›p yürürlü¤e koymufltur. kaybetmifllerdir. Doluluk ve boflluklar aras›nda- Bu tarihten önce 1993 y›l›nda Kültür ve Tabiat ki iliflki dengeli bir flekilde sa¤lanamad›¤› zaman Varl›klar›n› Koruma Kurulu 338 say›l› ilke kara- fragmanlar birbirinden kopar, d›fl mekân strük- r› ile “kentsel arkeolojik sit” tan›m›n› getirmifl türü bozulur, sonuç olarak kay›p boflluklar olu- ancak kentsel arkeolojik varl›klar›n korunmas› flur. Kay›p boflluklar› iyilefltirmek için, objeleri ve kent yaflam›na dahil edilmesi gerçeklefltirile- yeniden düflünme ve biçimlerin yerine zeminin memifl, daha sonra da bu tan›m yasadan ç›kart›l- de¤erlendirilmesi gerekmektedir (Trancik, m›flt›r. 1986:103-5). Trancik’in ifade etti¤i kay›p bofl- Kentsel arkeoloji arac›l›¤› ile oluflturulacak luklar›n oluflumunu engellemek ve geleneksel bütünleflik koruma ilkeleri kapsam›nda Tuna; kent strüktürünün dü¤üm noktalar›n› yeniden arkeolojik potansiyeli yüksek alanlar›, dolgu ka- kentle bütünlefltirmek amac›yla, kentsel boflluk- l›nl›¤› ve yo¤unlu¤u gibi özellikleri bilinerek, lar›n korunmas› alternatif bir araç olarak öneri- hem arkeolojik varl›klar›n korunma derecesi, lebilir. hem de bu tür yat›r›mlar için risk düzeyi belirle- Kentsel mekân, kültürel kodlama ve aktarma nerek, buna göre optimizasyon yap›lmas› sa¤la- arac› olarak ele al›nd›¤›nda, canl› bir kentsel bel- nabilece¤ini belirtmektedir. Türkiye’de metro lek oluflumu, yerle do¤rudan ilgilidir. Kentsel gibi genellikle arkeolojik dolgular›n çok alt›n- bellek, bireyin, kent içindeki ulafl›m güzergâh›, dan geçebilecek kentsel altyap› çal›flmalar› ile ar- cadde isimleri gibi kiflisel bellek ile rutin ev-ifl keolojik dolgulara önemli tahribat getirecek yolculu¤u gibi beden belle¤ini de kapsamakta- katl› yeralt› otopark› gibi derin temelli modern d›r. Kiflisel bellek, anlamsal, görsel ve sözel kod- yap›lar aras›nda ayr›m yapmadan tüm kentsel larla flifrelenmifltir ve özellikle yerle ba¤lant›l›d›r yap›laflma baflvurular›nda, standart bir inceleme çünkü görsel imgeler, soyut imgelere göre daha bürokrasisi uyguland›¤›n› ifade etmektedir (Tu- zor yitirilir. (Hayden, 1995:46-7) Kent içindeki na, N., 2003, s.89, 91). bireylerin kiflisel bellek oluflumlar›nda, çevrele- Kentsel arkeolojinin tan›mlanmas›n›n ard›n- rinde bulunan geçmifl dönemlere ait kal›nt›larla dan, kent içi arkeolojik alanlar›n, boflluk mer- kurduklar› fiziksel ve optik temaslar› da etken- kezli koruma modeli içinde ne flekilde iliflkilen- dir. Ça¤lar öncesinde yaflam›fl olan insanlarla ay- dirilece¤inin araflt›r›lmas› gerekmektedir. Bu n› kentte, paralel davran›fllarda bulunmak ve do¤rultuda, kent içinde korunacak boflluklar›n kentin bu görsel ö¤elerini gündelik yaflamlar›na tan›mlanmas› faydal› olacakt›r. dahil etmifl olmak, belleklerinin süreklili¤ine katk› sa¤lamaktad›r. Görüldü¤ü gibi kentsel ta- Kent ‹çindeki Korunacak Boflluklar sar›m literatürü, kentsel koruma alan›n› besleye- Kent içindeki kamusal alanlar› oluflturan bofl- bilecek önemli bir kaynakt›r. Bu ba¤lamda luklar; öncelikle, tipolojik, morfolojik, psikolo- “kentsel boflluk” kesiflim alan›n› oluflturan; jik ve sosyolojik olarak araflt›r›lmal›, a¤›rl›kl› ola- “kentsel tasar›m” ve “kentsel koruma” kümele- rak “kültürel kodlama ve aktarma arac› (orta- rinin ba¤›ms›z olarak incelenmesi yerine boflluk m›)” olma özelli¤i ile ele al›nmal›d›r (Çetin, odakl› bir yeniden okuma her iki alt alana da ye- 2001). Koruma kuram› ve prati¤i, kentsel bofl- ni aç›l›mlar sunabilecektir. luklar özelinde bir koruma düflüncesi gelifltir- Boflluk merkezli bütünleflik koruma modeli- memekte; kentsel boflluklar, mimari disiplin nin ana unsurlar› flu flekilde belirlenebilir: içinde kentsel tasar›m alan›n›n yo¤unlaflt›¤› özel Kamusal alanlar› oluflturan kentsel boflluk- bir alan olarak kalmaktad›r. lar, koruma modelinin merkezini oluflturacakt›r. Örne¤in; Trancik, kentsel boflluklar›, farkl› Boflluklar›n alt›ndaki tarihî varl›klar›n, zemin aç›l›mlar› olmak üzere befl farkl› gruba ay›rmak- üzerindeki kent yaflant›s›na entegre edilece¤i tad›r. Bunlar›n dördü, kentin girifl fuayeleri, ada bir planlama modeli kapsam›nda, yap›laflmaya içi boflluklar, park ve bahçeler ile lineer aç›k su ve müdahaleye k›smen aç›k bir öneriler bütünü sistemleri iken beflinci gruba da kentsel boflluk- kurgulanacakt›r. Böylece, hayata geçirilmesi dü- lar›n temel a¤›n› oluflturan sokak ve meydanlar› flünülen, kültürel ve tarihî süreklili¤in, kent me-

mimar•ist 2006/1 87 KENT ARKEOLOJ‹S‹

kânlar›na da yans›mas› sa¤lanm›fl olacakt›r. Sonuç Oluflturulacak koruma modeli, kapsayaca¤› alt Yukar›da da detaylar›yla anlat›ld›¤› gibi, birbiri- çerçeveler ba¤lam›nda, kent içindeki arkeolojik ni tamamlayarak kentsel bofllu¤u oluflturan üç buluntulara farkl› yöntemlerle cevap verecektir. bileflenin (kentsel boflluklar›n alt›nda oluflan Tarihî belgelerden ve çeflitli ihtiyaçlar vas›tas› ile katmanlar, kentsel boflluk zemini ve kentsel ortaya ç›kart›lm›fl olan toprak alt› kal›nt›lar›n›n, boflluk çeperleri) birlefltirilmesi ile yap›lacak yeni kapsam›, yeri, önemi gibi farkl› girdilere karfl›n bir kent okumas› ve kentsel koruma modeli, gü- getirece¤i çözümler çeflitlilik gösterecektir. Ör- nümüzde uygulanmakta olan kentsel koruma ne¤in, modern kent ihtiyaçlar›n› karfl›lamak için alan›na yeni aç›l›mlar sa¤layacakt›r. Kentsel ar- çeflitli nedenlerle kaz›lan ve tesadüfen ya da keoloji ilkeleri arac›l›¤› ile gelifltirilecek olan beklenmedik buluntulara ulafl›lmas› halinde boflluk merkezli koruma modeli, tarihi çevreler- uyulacak koruma ilkeleri ile belgelerle ne oldu- de gerçeklefltirilmeye çal›fl›lan modern kent pro- ¤u bilinen ve kent yaflant›s›na dahil edilmek jelerinin önündeki s›n›rlay›c› yaklafl›m yerine, üzere bir kentsel proje kapsam›na dahil edilecek boflluklar› da dahil etmesi ile koruma alan›n› ge- buluntular bütününe yaklafl›m farkl›l›klar içere- lifltiren, ayn› zamanda k›smi yap›laflmay› da ön- cektir. Ancak farkl› bölgeleri ve proje tiplerini gören yeni bir koruma çerçevesi oluflmas›n› sa¤- kapsayacak bir bütüncül koruma modeli ilkele- layacakt›r. rini de bar›nd›racakt›r. Bütünleflik koruma modeli gelifltirilmesi Senem Doyduk, YTÜ Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü Araflt›rma Görevlisi ba¤lam›nda, Tuna’n›n tespitleri dikkat çekici- dir: Henüz yap›laflmam›fl bofl parsellerin veya ge- Kaynakça: • Bentley, Ian; Alcock, Alan; Murrain, Paul; McGlynn, leneksel yap›lar›n bulundu¤u özellikle e¤imli Sue; Smith, Graham (1985) Responsive Environments; A alanlarda yeni yap›laflmalar, arkeolojik çevre et- Manual For Designers, Butterworth Architecture, Oxford. kisi de¤erlendirmesi sonuçlar›na göre gelifltiril- • Broadbent, Geoffrey (1996) Emerging Concepts in Urban Space Design, E & FN Spon, Londra. melidir. Günümüzde k›smen a盤a ç›kar›lm›fl ar- • Çetin, Murat (1999) “A Formal Grammar Analysis of keolojik bulgular, günümüz kent yaflam›na kat›- Urban Transformation: Urban Renewal of Historic Town Centers in Turkey After 1980s”, Doktora Tezi, Sheffield lacak bir anlay›flta, özel tasar›m alan› olarak ye- Üniversitesi, Sheffield. niden düzenlenebilir. Potansiyel kentsel arke- • Çetin, Murat (2001) “Kültürel Varl›¤›n Korunmas› ve Yenilenmesi Sorunsal›; Tarihî Çevrede Dilbilimsel olojik varl›klar›n ne kadar›n›n korunmufl oldu- Yozlaflma”, mimar.ist, say› 2, s.40-48. ¤u, yap›laflman›n olmad›¤› alanlar›n belirlenme- • Hayden, Dolores (1995) The Power of Place: Urban siyle ortaya ç›kar›labilir (Tuna, 2003:91). Özet Landscapes as Public History, Cambridge, Mass: MIT Press. olarak; boflluk merkezli bir model, kentsel arke- • Krier, Rob (1991) Urban Space, Academy Editions, olojik miras›, boflluklar arac›l›¤›yla kent yaflant›- Londra. • Kuban, Do¤an (2000) Tarihi Çevre Koruman›n s›na entegre edebilme potansiyeli aç›s›ndan ele Mimarl›k Boyutu, YEM Yay›nlar›, ‹stanbul. al›nmaya de¤er görülmektedir. • Lynch, Kevin (1960) The Image of the City, The MIT Press, Camb. Mass; Londra, ‹ngiltere. • Müller-Wiener, Wolfgang (2002) ‹stanbul’un Tarihsel Topografyas›, Yap› Kredi Yay›nlar›, ‹stanbul. The Conservation of Urban Layers • Özdo¤an Erim, Asl› (2001) “Tarihi Yar›madada Metro”, through Urban Voids mimar.ist, Say›: 1, s. 126-135. • Pickard, R. D. (1996) Conservation in the Built Environment, Addison Wesley Longman, Essex. Urban stratification at most of the historical cities is nearly illegible. Urban voids • Trancik, Roger (1986) Finding Lost Space: Theories of and a new model for urban re-reading and conservation promise advantageous Urban Design, Van Nostrand Reinhold, New York. devices so as to integrate urban layers with urban life. Although theory of • Tuna, Numan (2003) “‹stanbul Suriçi’nde Kentsel Arkeolojik Kültür Miras›, ‹stanbul, Say›: 46, s. 88-93. conservation has enhanced its scope from single monuments, to civic architecture and its nearby surroundings, one can assume that the issue of “conservation of urban voids” has been neglected. Despite the notion of “nearby surrounding” is taken into consideration, practice of conservation is building oriented. Thus, it can be assumed that the role of urban spaces, in which urban stratification can be observed, within conservation theory is secondary. In brief, voids in-between buildings are not utilised in full potential for reading urban layering. In fact, these voids are platforms of accumulation beyond constituting the mere surrounding of buildings. Suggested preservation model -developed on the basis of urban voids via principles of urban archaeology- promise to extend the content of preservation into partial interventions as an alternative to restrictive approaches brought against contemporary urban projects in historical settings.

88 mimar•ist 2006/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ Ayasofya’n›n Mimarisi ve Kubbesinin Tan›m›1 F›rat Düzgüner

“Gerçe¤i bulamad›¤›n sürece ne sunar.”5 Mimari terimlerden uzak kalmaya aram›fl say›lmazs›n ve çal›flmakta, ancak zorunlu hallerde bunlar› aç›k- ard›na düfltü¤ün gerçek bu kadar güzelken lamalarla birlikte kullanmaktad›r.6 Yazar›n böy- araflt›rma zahmetinden yak›nmak le teknik bir konuda, bin beflyüz y›l sonra hâlâ utanç vericidir”2 anlafl›labilir olmas›n›, baflar›s›n›n bir göstergesi Petrus Gyllius olarak kabul etmek gerekir kan›s›nday›z. Petrus Gyllius’un ‹stanbul’un Tarihi Eserleri 27’de, Bizans ‹mparatoru Iustinianus’un (De Topographiaa Constantinopoleos, Et De Il- 55(527-565) generali Belisarius’un hukuk livs Antiqvitatibvs Libri Qvatvor) adl› eseri, ‹s- dan›flman› ve sekreteri (symboulos) olan Filistinli tanbul’un tarihi bak›m›ndan, en az Procopi- (Kaisareia) Procopius (500-565), daha sonra us’un yap›t› kadar de¤erlidir. Yer yer var olan ayn› generalin yan›nda yard›mc›l›k (paredros) yanl›fll›klara ek olarak, Procopius’a olan suçla- görevi yürütmüfltür. 531’e kadar do¤uda, malar›n›n7 yan› s›ra, ona olan öykünmeleri8, 533’te kuzey Afrika’da, 536-540 y›llar› aras›nda Procopius’a olan gizli hayranl›¤›n›n bir belirtisi ‹talya’da sürdürülen savafllara kat›lm›flt›r.3 olarak kabul edilebilir. Yazar›n, büyük olas›l›kla klasik rhetorika Aradaki fark, Procopius 6. yüzy›lda Cons- (sözbilimi) gelene¤inin yerleflti¤i ve yeniplato- tantinopolis’te yaflam›flken, Gyllius’un tarihî culuk ile H›ristiyanl›¤› uzlaflt›ran bir felsefe gerçekleri, 16. yüzy›l ‹stanbulunun sisli perdesi okulunun bulundu¤u önemli bir Helen kültür aras›nda aramas›ndan do¤an süreçten kaynak- merkezi olan Gaza (günümüzde Gazze, Filis- lanmaktad›r.9 Zaman zaman yasak bölgelerde tin) ekolüne dayal› söz sanat›ndaki ustal›¤›n›n korkuyla gezinmifl10, uzakl›klar› “gezinti ad›- en iyi örneklerini, Yap›lar I (Peri kitismaton-de m›” ad›n› verdi¤i ölçü birimiyle saptamaya çal›fl- aedificiis Iustiniani) adl› eserindeki, Ayasofya m›fl11, ölçümleri korkuyla bir baflkas›na ald›r- betimlemelerinde bulmaktay›z. m›fl12 ve kendi deyimiyle “Byzantionlu Özbayo¤lu, yazar hakk›nda “Procopius, faz- Python’u”nu13 bile yurdundan kaç›ran hayk›- la teknik terim kullanmamak, karmafl›k mimari r›fllarla ürkmüfl14, yolda yürürken bir öküzün terimlerden kaçmak yolunda zor anlafl›labilecek sald›r›s›na u¤ram›flt›r.15 anlat›mlara yer verebilmifltir,”4 demektedir. Ki- Gyllius’un kültür miras›na olan sayg›nl›¤›- tab›n, dönemin mimarlar› için yaz›lmad›¤›, hal- n›n, Diagoras monolo¤uyla16 kitab›n›n sonun- ka dönük oldu¤u ve özellikle gelecek kuflaklar›n da yer verdi¤i “özet ve sonuç” bölümünde17 anlayabilmesini sa¤lamak amac›n› tafl›d›¤› aç›k- yeterince ifade edildi¤i kan›s›nday›z. t›r. Ancak yazar›n bunu yaparken, günümüzde Bu çerçevede, Gyllius’un Procopius’a öy- hiç de al›fl›k olmad›¤›m›z Gaza ekolünün ona künmesiyle, Procopius’un Ayasofya anlat›m›n- edindirdi¤i rhetorika sanat›ndan uzaklaflmas›n›n daki ola¤anüstü üslubuna ait örneklerle birlikte, da mümkün olmad›¤› yads›namaz. Tarihçinin yap›n›n 6. yüzy›ldaki görkemini imgelemek bu konudaki fikri flu sözlerinde aç›kl›k kazan- üzere, konuyu ele almakta fayda vard›r. maktad›r: “Ben, bu tarih incelemelerini, ne be- ceriklilik gösterisinde bulunmak, ne söz sanat›- Ayasofya Camii (Hagia Sophia Kilisesi) ma olan güvenim, ne de birçok ülke hakk›ndaki (Aya Sofya-i Kebîr Cami’-i flerifi; Hagia Sophia; – bilgimle övünmek için yazmaya girifltim; böyle Meg lh Ekklhs a; Ag a Sof a ; Ag a Sof a to û bir özgürlü¤ü gö¤üsleyecek durumda de¤ilim 9eou; tæ m¡ga temenoz t¶z to u 9eoû Sof az)18 ama tarih bilgisinin, kentler için ne kadar yarar- Gyllius belgelerle dolu kitab›ndaki Ayasofya tas- l› oldu¤unu s›k s›k düflünmüflümdür. Tarih, ata- virinde kilisenin ne kadar ayd›nl›k oldu¤u hak- lar›n an›s›n› gelecek kuflaklara iletir; olaylar› k›nda tan›mlama yapmakta ve “Ayasofya’n›n unutturmaya çal›flan zamana karfl› dirençle karfl› duvarlar› ve kubbesi piflmifl tu¤ladan yap›lm›flt›r. koyar; erdemi, her zaman okuyucunun övgüsü- Duvarlar›n, de¤iflik türdeki mermer levhalarla

mimar•ist 2006/1 89 KENT ARKEOLOJ‹S‹

kapl› olan iç yüzü par›ldayarak ›fl›k saçar ve bu de, sözlerini güçlendirmek için “barbarlar” ifa- üstün do¤a ürünleri, seyredenlerin zihnini ka- desini kullanm›fl olmas›, dikkat çekicidir.23 r›flt›r›r,”19 derken, t›pk› Procopius gibi, gör- Anlat›m›n›n devam›nda, “Kubbe sekiz fil kemli yap›ya lay›k, mükemmel bir anlat›ma aya¤›yla tafl›n›r,” derken Procopius; fil ayaklar› ulaflma çabas› içinde görülmektedir. Bu s›rada, yerine ayak “pessos-pila” denilen dört büyük y›¤- Procopius’un çizgisinde oldu¤u, fakat ondan ma “lophos-agger”, kubbe yerine ise küre “spha- farkl› olmaya özen gösterdi¤i gözlerden kaçma- ira-sphaera” deyimlerini kullanm›flt›r.24 maktad›r. Ancak, Ayasofya’ya olan övgü yar›fl›n- Gyllius, fil ayaklar›ndan bahsetti¤i sat›rlar›n- da, Procopius’la boy ölçüflebilme konusunda da, “...bunlar›n daha büyük ve yüksek olan dör- pek baflar›l› oldu¤unu söylemek mümkün de¤il- dü kare düzeninde s›ralanm›flt›r ve kubbeyi des- dir.20 Gyllius’un üslubundaki bu özelli¤e, Pro- tekleyen çok büyük dört kemeri tafl›r” derken, copius’a de¤inmedi¤i bölümlerde rastlanmama- Procopius bunu, “...her çift sütun aral›¤›nda s› dikkat çekicidir. Bu özellik, onun Procopius’u dört sütun bulunur. Ayaklar, bu flekilde, duvar- anlamam›fl olmas›ndan do¤an elefltirilerine kar- c›lar›n dikkatle toplad›klar› büyük tafllardan fl›n, ona olan hayranl›¤›n›n bir belirtisi olarak örülmüfltür. Bunlar o kadar yüksekli¤e ulafl›rlar kabul edilebilir görünmektedir. ki da¤lar›n sarp tepelerini gördü¤ünü düflünür- Gyllius, Ayasofya’ya olan övgülerinde21, sün. Bunlar›n üstünde dört kemer (apsis-arcus), Procopius ile adeta yar›fla girmifl gibidir. Ancak, dört kenar üstünde yükselir...”25 fleklinde ifade özellikle o dönemde, Procopius’u okuyup da, etmektedir. kiliseyi ondan soyutlan›p özgün bir ifadeyle an- Gyllius’un, “Bu kemerlerden, kuzeyde ve latman›n oldukça güç oldu¤unu da itiraf etmek güneyde yer alan iki kemer, kavislerinin en alt gerekir. bölümünde caml› pencereleri olan ince bir du- Procopius’un, “spharairoeides tholos-testudo varla desteklenir; duvar alt ve üst olmak üzere 22 orbiculata” dedi¤i kubbe için Gyllius’un, çift sütun s›ras›yla güçlendirilmifltir. Alt s›rada “Kubbenin, en üstün sanatla ifllenmifl tafl ve al- zeminden yükselen sekiz sütun vard›r; üstteki t›n yald›zl› parlak mozaik parçalar›, barbarlar›n alt› sütun, kemer kavisinin alt›ndaki ince duvar› Ayasofya Camii’nin plan›. bile gözlerini kamaflt›r›r,” fleklindeki yüceltisin- tafl›r. Di¤er iki kemer, yani do¤u ve bat› kemer- leri, kavisleri aras›nda herhangi bir altyap›ya sa- hip de¤ildir, burada duvar ve sütun yoktur, bu da, mabedi daha kapsaml› k›l›yormuflcas›na bir boflluk yarat›r,” ifadesine karfl›n Procopius, “...onlar›n (kemerlerin) bafllar› (akron/a-caput) da ikifler ikifler birleflerek ayaklar›n›n (lophos-pila) üst noktalar›na (hyperbole-fastigium) dayan›rlar; di¤er bölümler çok yüksek boyuta ulaflarak afla- ¤› sarkarlar. Do¤uya ve bat›ya bakan iki kemer havada yükselirken di¤erleri altta küçük sütunlu (kion mikros-columella) bir yap› ö¤esine (oiko- domia-paries) sahiptir. Onlar›n üstünde silindir biçimli (strongylon-rotundus), yuvarlak (kyklote- res-teres) baflka bir yap› yer al›r; gün her zaman buradan gülümsemeye bafllar. O, bütün yeryü- züne egemendir ve yeterince ›fl›k alabilmesi amac›yla k›sa tafl aral›klarla delinmifltir... Arala- r›nda birleflmifl olan kemerler kare biçimini al- d›klar›ndan, aralar›ndaki tafl alan dört üçgen (trigonus-triangulus) oluflturur. Her bir üçgenin destek ucu (krepis-ima pars), kemerlerin birlefl- me yerlerinde, bask›yla altta dar aç› biçimi al›r; buradan ara alanla yukar›ya do¤ru geniflleyerek, destek oldu¤u daire parças›yla (kykloteres-circi- natus ambitus) son bulur ve o düzeyde her bir küresel üçgenin iki üst köflesini oluflturur. Çok büyük olan küresel kubbe (spharairoeides tholos- testudo orbiculata) bu daire parças›n› ola¤anüs-

90 mimar•ist 2006/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹ tü bir flekilde süsler, öyle ki sa¤lam bir duvar ya- korku yarat›r; güvensizlikle havada sarkar gibi- p›s› (oikodomia-fabrica) üstünde de¤il de bütün dir ve çok güçlü bir flekilde desteklenmifl olma- alan› gökte as›l› alt›n bir kubbeyle örtüyormufl s›na karfl›n tehlike içindeymifl gibi görünür. Ya- gibi görünür. Bütün bunlar, inan›lmaz bir hü- p›, her iki tarafta zemine (edaphos-pavimentum) nerli çal›flma ürünü olarak havada (bofllukta) sütunlarla (kion-columna) dayal›d›r; sütunlar aralar›nda birleflir, biri di¤erinin üstünde as›l› düz çizgi üstünde de¤il, yar›m daire biçimli (he- durur...”26 fleklinde ifade etmektedir. mikyklios-semicircularis) çizgi üstünde s›ralan- Gyllius, yap›n›n görkemli orta kubbe alt›n- m›fllard›r. Öyle ki, yeniay biçimindeki bir yap› da, kuzey-güney ve do¤u-bat› yönünde daha üstünde koro eflli¤inde, karfl›l›kl› dansa kalkm›fl genifl ve uzun görünmesinin, teknik ayr›nt›lar›- gibi dururlar. Do¤u taraf›n karfl›s›ndaki duvar n› flöyle ifade eder: “Nitekim, fil ayaklar›n›n (toikhos-paries), tap›na¤›n giriflleriyle (eisodos-ia- ötesinde, kubbenin bir çeyrek bölümüne do¤ru nua) canl›l›k kazan›r; burada sütunlar ve bunla- yükselen yeniay biçimli uçlar, bu ayaklar›n alt r›n üstünde, sözünü etti¤imiz bir üst yap› yar›m kavisiyle birleflirler ve iki daha küçük ve iki daha daireye çok benzer bir biçimde yer al›r.”27 büyük ayakla desteklenen dört kemere yaslan›r- Procopius’un (menoeides-bicornis luna) de- lar. Dört büyük ayak sadece dört büyük kemeri di¤i yap›; Tralleisli mimar Anthemios ve Milet- tafl›makla kalmaz, ayn› zamanda biri enine di¤e- hoslu Isidoros’un yapt›klar› kubbenin 557 dep- ri boyuna uzanan iki küçük kemeri de destekler reminin ard›ndan 558 y›l›nda çökmesi nedeniy- ve bunlar, yap›n›n daha genifl ve daha uzun gö- le, 1550’li y›llarda art›k mevcut de¤ildir. Bu ne- rünmesini sa¤larlar. Kubbeye, do¤udan ve bat›- denle, Gyllius’un “Yeniay” terimini yorumlaya- dan çeyrek kubbe eklenir ve bunlar içte tek ve mad›¤› ve terimi, “kubbenin bir çeyrek bölümü- ayn› tonoz olarak gözükürken d›flta ayr› gözü- ne do¤ru yükselen yeniay biçimli uçlar” dedi¤i kür ve iki çeyrek kubbe üstünde yükselen yar›m yeniay biçimindeki kemer uçlar› olarak niteledi- kubbeyi daha görkemli k›larlar. Kilise, ayaklar›n ¤i görülmektedir. Yazar, “...her kenar›n ortas›n- ötesinde kemerlerle, sütunlarla, kuzey ve güney da duvar ifllevi de üstlenen ve pencerelerin pa- duvarlar›yla genifller...” rastadesi olan üç adet kare sütun yükselir...” Procopius ayn› mimari ayr›nt›lar› anlat›rken derken, yan sütunlar, pilastrlar için parastades flu ifadeleri kullan›r: “Yap›, yerden dik hatlarla de¤il, hafifçe içe do¤ru e¤ik olarak yükselir ve ortada, yar›m yuvarlak biçimde (strongulos-se- miteres) -buna sanatta beceri sahibi olanlar ya- Ayasofya’n›n kesiti. A: 532-537 y›llar› aras›n- r›m silindir (hemikylindros-semi cylindrus) ad›n› da, mimar Anthemios ve verirler- geri çekilir (hypokhoreo-recedo) ve dik Isidoros taraf›ndan olarak yükselir. Yap›n›n en yüksek bölümü kü- yapt›r›lan kubbe; A1: Procopius’un bahset- renin (sphaira-sphaera) dördüncü bölümünde ti¤i Menoeides- son bulur ve bunun üstünde yeniay biçiminde Bicornis Luna; B: Genç Isidoros (menoeides-bicornis luna) baflka bir yap› vard›r. taraf›ndan 558-563 y›llar› Bu yap›, uyumuyla hayranl›k uyand›r›r, ayn› za- aras›nda yeniden infla manda tereddütlü gözüken düzenlemesiyle olunan kubbe.

Procopius’un Hagia Sophia’s›. Mimar Anthemios ve Isidoros taraf›ndan yap›lan kubbe üzerinde yer alan menoeidesten (Yeniay fleklindeki yap›) imgeleme. Genç Isidoros’un 563’te bitirdi¤i ikinci kubbe üzerinde gösterilmifltir.

mimar•ist 2006/1 91 KENT ARKEOLOJ‹S‹

deyimini kulland›¤› görülmektedir. çok güzel türleri bir arada toplayan mermerlerle Procopius’un, “Do¤uya ve bat›ya bakan iki kapl›d›r. Tavan›, yald›zl› tafllardan yap›lm›fl mo- kemer havada yükselirken di¤erleri altta küçük zaiklerle ifllenmifltir. Kiliseye bu porticus’un do- sütunlu (kion mikros-columella) bir yap› ö¤esi- ¤u kenar›ndan dokuz kap› girifli, bat› kenar›n- ne (oikodomia-paries) sahiptir,”28 dedi¤i yer- dan befl tunç kap› aç›l›r. ‹ç porticus’tan d›fltaki de29, “kion mikros” veya “columella” ile anlat- porticus’a çift ç›k›fl vard›r ve d›fl porticus’tan su- mak istedi¤i, yap›n›n dört köflesindeki mekân- yun kesintisiz akt›¤› avluya ç›k›l›r; suya çok say›- larda, üst yap› için önde destek oluflturan ve da basamakla inilir. Bu porticus’lar›n bafllar›nda Gyllius’un “parastades”30 olarak niteledi¤i üçer kiliseye biri kuzeyden di¤eri güneyden olmak adet sütunlard›r. üzere iki girifl vard›r. Güneydeki girifl alt› bölme-

Procopius taraf›ndan gökkubbeye benzetilen Hagia Sophia kubbesinin içten görünümü. Gyllius, Ayasofya’n›n kad›nlar ve erkeklere li bir kap›d›r; kap›lar bir zamanlar bütünüyle ayr›lm›fl portikolar›n› anlat›rken flunlar› yazar: tunçtan yap›lm›flt›, flimdi sadece üçü tunçtand›r “Kilisenin, girifli yerine geçen bat›daki çift ka- ve üstün bir iflçilik ürünüdür. Ayasofya’n›n do¤u natl› kap›, iki porticus’a (üstü kapal› sütunlu ge- taraf›nda, her biri çift kanatl› olan iki kap› vard›r; çit; narteks) sahiptir; alttaki arac›l›¤›yla düzayak yan taraflar›nda da birkaç tane daha kapal› kap› kiliseye girilir. Üsttekiyle de Gynaeconitis31 (ka- vard›r, bunlar flimdi aç›lmaz.”33 d›nlar bölümü) galerilerine gidilir. Her iki porti- Yazar “‹ç porticus’tan d›fltaki porticus’a çift cus’un uzunlu¤u, kilisenin geniflli¤i kadard›r; ç›k›fl vard›r ve d›fl porticus’tan suyun kesintisiz genifllikleri de 8,31 m’dir.32 Üst porticus, alt akt›¤› avluya ç›k›l›r” derken, Ayasofya’n›n olas›- porticus üstünde bat› yar› kubbesini ve pencere- l›kla büyüklük bak›m›ndan oldukça de¤iflmifl leri tafl›yan ayaklar aras›nda yer al›r. Nitekim, ya- avlular›ndan tam olarak bahsedememifltir. Mül- r›m kubbeyi içte sekiz, d›flta da ayn› say›daki ler-Wiener, “Augusteion”a34 bakan bu avlular- ayaklar tafl›r ve bunlar aras›nda, dörtgen sütun- dan bahsederken; kilisenin meydan› (yvmai larla çevrili pencereler, hem alt hem üst galerile- thz ) daha sonra dinî ve imparatorluk törenleri ri ayd›nlat›rlar. Bu porticus’la kad›nlar bölümü için kullan›lan ön avlu proaulion aule (proa li- galerileri aras›nda, porticus’un iç tonozunu tafl›- on , a lfi) haline dönüfltü35 demekte ve olas›l›k- yan ayaklardan baflka bir fley yoktur. Nitekim, la döneminde, oldukça görkemli olan bir ön av- porticus’un zemini galerininkilerle ayn› düzey- ludan bahsetmektedir. dedir. Alt porticus çift yap›l›d›r, içi her iki yanda Procopius ayn› portikolar için flunlar› yazar:

92 mimar•ist 2006/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹

“Tavan›n (orophe- concameratio) tamam›, gü- hipler d›fl›nda kimsenin girmesine izin verilme- zelli¤ine görkem katan saf alt›nla kapl›d›r; taflla- yen, tap›na¤›n en kutsal yeri –buraya sunak yeri r›n yans›tt›¤› ›fl›n, alt›nla yar›fl›r. Her iki kenarda (thysiasterion-altar) denilir– 40,000 litra (Pon- stoa benzeri iki sütun s›ras› (stoa-porticus) var- dus)38 gümüflle süslenmifltir.”39 d›r. Bunlar tap›nak yap›s›ndan (oikodomia- Burada dikkati çeken nokta, her iki yazar›n structura) ayr› de¤ildirler ve daha çok kiliseyi da kad›nlar bölümü için “gynaikeion-gynaikoni- daha enli göstermeye yararlar ve yap›n›n uç bö- tis” deyimini kullanmalar›na ra¤men, Gylli- lümlerine kadar onunla ayn› uzunlukta yer al›r- us’un da Procopius gibi erkekler bölümü için lar ama yükseklikleri, yap›n›n içteki yüksekli¤in- “andrones-andronitis” deyimini kullanmam›fl den daha azd›r. Bu stoalar da alt›n süslemeli to- olmas›d›r. Ayr›ca, Gyllius, kilisenin neredeyse nozlu tavana (orophe tholos-camerata) sahiptir- tüm kap›lar›n› anlatmaya çal›flm›flt›r. Ancak, ler; stoalardan biri dua eden erkeklere36, di¤eri Procopius’un kap›lar konusuna hiç de¤inmemifl kad›nlara ayr›lm›flt›r37; aralar›nda birbirlerine olmas›, nedeni bilinmez ama dikkat çekicidir. benzemeyen ya da farkl› olan hiçbir ö¤e yoktur; Gyllius, Ayasofya’n›n ›fl›k kaynaklar› hakk›n- özdefl olufllar› bu kutsal yerin güzelli¤ini art›r›r, da, “Kilisenin içi, çok say›daki ›fl›k kayna¤› ne- benzerlikleri ise yap›y› süsler. Kim kad›nlar bö- deniyle çok iyi ayd›nlan›r. Dört çok yüksek du- lümünün (gynaikonitis-gynaeceum) üst galeri- var, k›rk adet penceresiyle yap›ya ›fl›k sa¤lar; alt- lerini (hyperoos-superior pars) betimleyebilir, taki küçük duvarlarla tafl›nan kemerler yirmi alt› kim tap›na¤› çevreleyen çok say›daki sütun s›ra- pencereyle ayd›nlan›r. Ortadaki galeriler otuz lar›n› (stoa-porticus), sütun s›ral› yan koridorlar› iki pencereyle, do¤udaki galerilerin her bir (peristylos aule-aula columnata) sayabilir, kutsal ucunda yirmiden fazla pencereyle ayd›nlan›r,” yeri süsleyen sütunlar›n ve tafl (lithos-marmor) derken Procopius,“Günefl ›fl›¤›ndan ve onun çeflitlerinin üstünlü¤ünü dile getirebilir? ...Ra- mermerdeki yans›mas›ndan bolca nasibini al›r,

Menoeidesin, Ayasofya’n›n içinden, gece vaktindeki görünümü.

mimar•ist 2006/1 93 KENT ARKEOLOJ‹S‹

mi oluflturan uçlar› bugün yerinde durur,” der- ken, Procopius’ta da iki kez yinelendi¤i flekil- de44 “yeniay, boynuz flekli” deyimlerine ikinci kez yer vermektedir. Khrysokeras’›n alt›n boy- nuz tan›mlamas›ndan olas›d›r ki, Constantino- polis’in üç taraf›ndaki deniz k›y›lar›n› ve bura- daki benzetmesiyle birlikte, tan›mlamalar›ndaki “boynuz” deyimini, literatüre yerlefltirme gay- retindedir. Oysa Procopius, Gyllius’un, “...hilal yani boynuz biçimi oluflturan uçlar›...” dedi¤i, spha- rairoeides tholos, yani en üst küresel kubbeyi ta- fl›yan en yüksek kemerlerin üst bölümünü,“ak- ra-pars summa” olarak nitelemifltir.45 Ancak, Ay ›fl›¤›n›n (1) ve (2) “menoeides-bicornis luna” dedi¤i yap›, “Yap›n›n numaral› gelifl aç›lar›na göre, geceleri, en yüksek bölümü kürenin (sphaira-sphaera) menoeideste oluflan dördüncü bölümünde son bulur ve bunun üs- yeniay ve hilal görüntüleri. tünde yeniay biçiminde (menoeides-bicornis lu- öyle ki, içinin güneflle ayd›nlat›ld›¤›n› de¤il, ay- na) baflka bir yap› vard›r,”46 dedi¤i, olas›l›kla d›nl›¤›n oradan do¤du¤unu söylemek müm- 557 y›l›n›n Aral›k ay›ndaki depremden önce47, kündür; tap›na¤›n (neos-templum) ›fl›¤› öylesine mimar Anthemios ve Isidoros taraf›ndan yapt›r›l- boldur,”40 der. Procopius bu ifadesinde, kiliseyi m›fl olan kubbede bulunan ve örne¤ini, Sche- Günefl’e, yani, ›fl›k kayna¤›na benzeterek, kilise- del’in 1489 tarihli gravüründe Zeus Hippios Ta- nin tanr›sal bir güç kayna¤› oldu¤una iflaret et- p›na¤›, Hagia Sophia ve Hagios Lazaros kilisele- mesi bak›m›ndan, oldukça ilgi çekicidir. Proco- rinin en üst bölümünde gördü¤ümüz yap›d›r.48 pius di¤er bir yerde ise, “...gün her zaman bu- Gyllius, ne yaz›k ki bu yap›y› görme f›rsat›n› bu- radan gülümsemeye bafllar. O, bütün yeryüzüne lamam›fl ve Procopius’un “yeniay” deyimini yan- egemendir ve yeterince ›fl›k alabilmesi amac›yla l›fl anlam›flt›r. Procopius’un, “gökte as›l›ym›fl gibi k›sa tafl aral›klarla delinmifltir....”41 demektedir. di¤er yap›lar›n üstünde durur” fleklindeki tarifi, Yazar burada, Procopius’tan farkl› olarak, ana kubbenin de üzerinde yer alan bu en üst ya- Ayasofya’n›n üst katlar›na ç›k›lan sarmal (kokhli- p›ya aittir. Ana kubbeden çok daha küçük olmas› as, kokhlea-coclea) merdivenlerden bahsederken, nedeniyle, bu yap›n›n en üst yuvarlak kenar›na, “...Kilisenin üst kat›na ise dört sarmal merdi- d›flar›dan gelen ›fl›¤›n “yeniay” biçimine dönüfl- venle ç›k›l›r, bunlar da, daha önce söyledi¤im tü¤ü anlafl›lmaktad›r. gibi en büyük fil ayaklar›n› desteklemek üzere karfl›t konumda yerlefltirilmifllerdir. Georgios Sonuç Kedrenos, onlara kokhlea (salyangoz; sarmal Procopius’un Yap›lar I ve Gyllius’un ‹stan- merdiven) ad›n› verir ama bu en uygun adlan- bul’un Tarihi Eserleri adl› yap›tlar› aras›ndaki d›rma say›lmaz, çünkü sarmal merdivenden fark, 6. yüzy›l Iustinianus Dönemi’ndeki Cons- çok, al›fl›lagelen dönüfllü ç›k›fl söz konusudur. tantinopolis’le, 16. yüzy›l ‹stanbul’u aras›ndaki Nitekim, en afla¤›dan bafllayarak befl dönüflle süreçten kaynaklanmaktad›r. Procopius’un ya- üste ç›k›l›r, bunlar insan› bunaltan basamaklar p›lar› bire bir görmesine karfl›l›k, Gyllius bu de¤ildir, genifl mermer levhalar›n döflendi¤i, yu- eserleri bir sis perdesi ard›nda aram›flt›r. Proco- muflak e¤imli bir ç›k›fl söz konusudur. Bu befl pius, betimlemelerinde kendisine bir çerçeve dönüflün her biri 5,77 m yükseklikte42 ve 1,48 çizmifl, Constantinopolis’i son derece net bir m geniflliktedir43. Bu dönüflleri, di¤erleri izler, flekilde ve tüm görkemiyle gözler önüne sermifl- ta ki kilisenin çat› örtüsüne ulafl›ncaya kadar, an- tir. Kentte, bire bir yaflam›fl olmas›ndan kaynak- cak bu kez yumuflak bir e¤im de¤il aral›kl› basa- lanan disiplinli ifadesi ve amac›na yönelik anla- maklar söz konusudur, galerilere, üst porti- t›m plan› do¤rultusunda, Yap›lar I ak›ll›ca ha- cus’lara ve kilisenin daha üst bölümlerine olan z›rlanm›fl tarz›yla, günümüzde dahi tekrarlan- ç›k›fl, bu basamaklar yoluylad›r” diyerek Gyllius, mas› oldukça zor, üstün bir zekân›n ürünü ola- kilisenin önemli bir yap› ö¤esine de¤inmifltir. rak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Bu durum, Gylli- Tarihçi, “Kilisenin, sekiz fil aya¤› ötesindeki, us’un kitab›n›n içeri¤inde yer yer hissedilen, kubbenin dörtte bir bölümüne do¤ru yükselen Procopius öykünmelerine hakl›l›k kazand›racak ve yukar›dan bafllayarak hilal, yani boynuz biçi- niteliktedir.

94 mimar•ist 2006/1 KENT ARKEOLOJ‹S‹

Procopius’un Ayasofya’y› anlat›m› s›ras›nda 27. Procopius, a.g.e., s.19, 20, md.4. 28. Procopius, a.g.e., s.20, md.4. spharairoeides tholos olarak adland›rd›¤› orta 29. Procopius, a.g.e., s.22, 23, md.5. kubbe ve üzerinde yer alan menoeides adl› mi- 30. Gyllius bu ifadesiyle, Yunan mimarisinde, önünde sütunlarla destekli, “templum in antis” ya da “naos en mari ö¤e sayesinde kubbe içinde; sabahlar› gün- parastaseis” olarak adland›r›lan megaron tipindeki anteli do¤umu ve akflamlar› günbat›m› zamanlar›nda tap›naklar› örnek alm›fl olmal›d›r, A. Müfid Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yay›nlar›, Ankara 1963, gelen ›fl›kla Günefl; geceleri, menoeidesin pence- s.222, Res. 140:1; Behçet Ünsal, Mimari Tarihi, ‹stanbul relerinden belirli aç›larla giren ›fl›kla, küçük Devlet Mimarl›k Mühendislik Akademisi Yay›nlar›, kubbenin yuvarlak kavisi içinde Yeniay, ayr›ca ‹stanbul 1973, s.320, Res.292; Sözen-Tanyeli, Sanat Kavram ve Terimleri Sözlü¤ü, Remzi Kitabevi, ‹stanbul karfl› pencerelerin kemer kavsi etraf›nda Hilal49 2003, s.277, L. XIIIb; Gottfried Gruben, Die Tempel der görüntüsü oluflturulmufltur. Böylece, Gökkub- Griechen, Hirmer Verlag, München 1966, s.28, Fig.18. 31. Gynaeconitis (gynaikonitis): Antik Yunan evlerinde, be’nin tasvir edildi¤i Ayasofya’n›n ana kubbe- genel olarak erkeklerden ayr› ve evin arka taraf›nda sinde, insano¤lunun Tanr›’ya ulaflma iste¤ini en bulunan, ancak “harem dairesi” niteli¤i tafl›mayan kad›nlara ait bölüm. Gynaikeion, Vitruvius, Mimarl›k güzel flekilde yans›tan, yeryüzündeki en gör- Üzerine On Kitap, Çev. S. Güven, fievki Vanl› Mimarl›k kemli mimari tasvirlerinden biri yarat›lm›flt›r.50 Vakf› Yay›nlar›, Ankara 1990, VI/VII, s.131; Sözen- Tanyeli, a.g.e., s. 96; Secda Saltuk, Arkeoloji Sözlü¤ü, Menoeides benzeri mimari ö¤elerin, ça¤dafl ‹nkilâp Kitabevi, ‹stanbul 1990, s.61; Horst Blanck, Eski mimarideki pek çok örneklerinin yan›nda Yunan ve Roma’da Yaflam, Arion Yay›nlar›, ‹stanbul 1999, s.49. ABD’de Washington’daki Capitol Tepesi’nde 32. 28 ayak. 1 ayak (Attik-Roma) = 0,297 m. yer alan ve inflas› Benjamin Latrobe taraf›ndan 33. Procopius, a.g.e., s.22, 23, md.5. 34. Byzantion döneminde “Tetrastoon = Tetr stvon; 1859-1893 tarihleri aras›nda tamamlanan par- Megiste agora tetrastoos= meg sth gor tetr stvoz ” lemento binas› olan Capitol’de51 ve Arjantin’de olarak an›lan meydan, Roma ve Bizans dönemlflerinde 52 “Augusteion= A gousteion; A goust¡vn; æ tæpoz Buenos Aires’teki Kongre Binas›’nda görül- A goust vnoz” olarak adland›r›lm›flt›r; bugünkü Ayasofya mesi ilgi çekicidir. Meydan›, Müller-Wiener, a.g.e., s.248. 35. Müller-Wiener, a.g.e., s.248 F›rat Düzgüner, Arkeolog 36. Andronitis, Vitruvius’ta andrones = ndrvnez olarak geçmektedir, Vitruvius, a.g.e., VI/VII, s.132; Andron ve Notlar: Andronitis için Bkz, Sözen-Tanyeli, a.g.e., s.21, 22; 1. Metinde, Latin dönemi imparatorlar›n›n adlar›yla an›lan Blanck, a.g.e., s.49. yap›lar haricinde Yunan dili kullan›lmaya çal›fl›lm›flt›r. 37. Gynaikeion, ML/VIII, GLA-HER, GYN, s.273. 2. Gyllius, Petrus (1997) ‹stanbul’un Tarihi Eserleri, Çev. 38. Roma-Campania gümüfl ve bak›r sikke birimi, Saltuk, E. Özbayo¤lu, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, s.207. a.g.e., s.98. 3. Procopius (1994) Yap›lar I, Çev. E. Özbayo¤lu, 39. Procopius, a.g.e., s.22, 23, md.5. Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, ‹stanbul, s.5. 40. Procopius, a.g.e., s.19, md.4. 4. Procopius, a.g.e., s.11. 41. Procopius, a.g.e., s.20, md.4. 5. Procopius, a.g.e., s.16. 42. On dokuz buçuk ayak. 6. Düzgüner, F›rat (2004) Iustinianus Dönemi’nde 43. Befl ayak. ‹stanbul’da Yap›lar, Procopius’un Birinci Kitab›n›n 44. Procopius, a.g.e., s.19, 20, md.4; Gyllius, a.g.e., II/IV, Analizi, Arkeoloji ve Sanat Yay›nlar›, ‹stanbul, s.x›v, xv, 1- s.65. 25. 45. Procopius, a.g.e., s.24, md.6. 7. Gyllius, a.g.e., I/III, s.34; II/III, s.63; II/XVII, s.87, 46. Procopius, a.g.e., s.19, md.4. 88; IV/II, s.172; IV/IV, s.181, 182; IV/V, s.183; 47. Müller-Wiener, a.g.e., s.86. IV/VIII, s.190; IV/X, s.193. 48. Düzgüner, a.g.e.,s.54, 62, 73, 105, Fig.2, 36, 61. 8. Gyllius, a.g.e., II/IV, s.65-69; II/XVII, s.85. 49. Basitçe yapt›¤›m›z deneylerde, Procopius’un yeniay 9. Gyllius, a.g.e., s.205. görüntüsüne ek olarak, ›fl›¤›n gelifl aç›lar›na göre hilal 10. Gyllius, a.g.e., II/VII, s.70, 71; II/XVII, s.86; görüntüsünün de olufltu¤u tespit edilmifltir. III/III, s.129, 131. 50. Özbayo¤lu ve di¤er yazarlar›n Ayasofya yorumlar› için 11. Yaklafl›k 0.60 m; Gyllius, a.g.e., I/XVIII, s.53; I/XIX, bkz., Procopius, a.g.e., s.11, 13. s.54; II/III, s.65; IV/VIII, s.188. 51. GIAE., Danbury, Connecticut-‹stanbul 1993, C 4, 12. Gyllius, a.g.e., s.129. s.54, 55. 13. Yun. mit. Dev y›lan. Gaia’n›n Tufan’dan do¤an o¤lu. 52. GIAE.,C 2, s.141. ‹ni, Delphoi’de Tempe kayna¤› yak›n›ndayd›. Hayvanlar› ve insanlar› öldürür, kehanetlerde bulunurdu. Apollon’un K›saltmalar: oklar›yla öldü; günahlar›ndan temizlendikten sonra da AMY. Ayasofya Müzesi Y›ll›¤›. Delphoi’de kendi kehanet tap›na¤›n› kurdu, ML/XVI, GIAE:Grolier International Americana Encyclopedia. PER-ROM, PYT, s.356. L. Levha. 14. Gyllius, a.g.e., s.207. mit. Mitoloji. 15. Gyllius, a.g.e., I/XVIII, s.53. ML. Meydan Larousse (SABAH). 16. Gyllius, a.g.e., II/XIII, s.77. 17. Gyllius, a.g.e., s.203-207. 18. Müller-Wiener, a.g.e., s.84. 19. Gyllius, a.g.e., II/IV, s.65. 20. Procopius, a.g.e., s.19, md.4; s.22, md.5. The Church of Hagia Sophia 21. Gyllius, a.g.e., II/III, s.65-69. 22. Procopius, a.g.e., s.21, md.4. A little book Peri kitismaton-de aedificiis Iustiniani by Procopius in the sixth 23. Ayasofya’n›n teknik konstrüksiyonu için bkz., Rowland century is one of the most impressive writings for Constantinopolis. The author Mainstone, “Recent Studies of the Design, Construction, and Subsequent History of Justinian’s Hagia Sophia”, points at the appearance of new moon (menoeides-bicornis Luna) and sun views Ayasofya Müzesi Y›ll›¤› 11, Ayasofya Müzesi Yay›nlar› XIV inside of Hagia Sophia’s dome. This view of blue vault was created in 537 by (1990), s.39-50, Fig.1-12; Kuban, a.g.e., s.68, 104. 24. Procopius, a.g.e., s.19, 20, md.4. Anthemios of Tralleis and Isidoros from Milethos. The aim of the article is to 25. Procopius, a.g.e., s.20, md.4. recreate this imaginary view in all probability inside the Ayasofya Mosque. 26. Procopius, a.g.e., s.20, 21, md.4.

mimar•ist 2006/1 95 TASARIM / UYGULAMA Korunmas› Gerekli 20. Yüzy›l Mimari Miras›n›n Restorasyon ve Restitüsyon Sorunlar› H. H. Günhan Dan›flman

20. Yüzy›l Mimari Miras› Neden Korunmal›? bundan iki y›l önce, ICOMOS taraf›ndan ‹stan- Yeni bir yüzy›la bafllad›¤›m›z son befl y›lda ko- bul Teknik Üniversitesi’nin iflbirli¤inde organi- runmas› gerekli “20. yüzy›l mimari miras›” ör- ze edilmifl bir konferansta, Viyana’daki gazhane neklerinin üzerinde ulusal ve uluslararas› mi- binalar› ile Rotterdam’da terk edilmifl bir çay marl›k ortamlar›nda yeni bir fark›ndal›k baflla- paketleme fabrikas›n›n çok baflar›l› restorasyon m›fl bulunmaktad›r. Özellikle isimleri ön plana ve restitüsyon projeleri sunulmufltu. Ancak 20. ç›km›fl modern mimarl›k hareketinin öncüleri- yüzy›l mimari miras›n›n özellikle sivil mimarl›k nin kaybolmaya yüz tutmufl önemli eserlerinin örneklerinin restorasyon ve restitüsyon sorunla- tescil edilmesi ve korunmas› ile ilgili çal›flmala- r› di¤er dönemlerin ahflap, kerpiç, tu¤la ve tafl r›n yap›lmas› konular›nda fikir birli¤inde olan yap›lar›nda ortaya ç›kan sorunlardan çok daha bir kamuoyu oluflmaya bafllam›flt›r. Bu arada ha- farkl› boyutlardad›r. Çelik, plaka cam, betonar- yatta olmayan baz› baflar›l› mimarlar›n eserlerini me, alüminyum ve bak›r gibi metal veya sente- korumak için vak›flar oluflturulmaya ve müzeler tik kaplama malzemelerinin bozulup çürümele- aç›lmaya bafllanm›flt›r. Modern Mimarl›k için ri ça¤dafl binalar›n onar›m, restorasyon ve resti- Dokümantasyon ve Konservasyon Organizas- tüsyon çözümlerini bambaflka bir düzeye tafl›- yonu (DOCOMOMO), modern Asya Mimar- maktad›r. Demirli betonun ömrünün ortalama l›k A¤› (mAAN) gibi yeni oluflan akademik ku- kaç y›l oldu¤u, çelik yap›lar›n paslanmalar›n› rulufllar›n 20. yüzy›l mimarl›¤› üzerine bilimsel önlemek için sürülen koruyucu boyalar›n kim- araflt›rmalar ve seçkiler yapmay› yo¤unlaflt›rd›k- yasal çözülmelerinin nas›l önlenebilece¤i veya lar› izlenmektedir. ‹fllevlerini yitirmifl fakat hâlâ plaka cam cephe kaplamalar›n›n ›s›-cam veya ayakta duran endüstri binalar› ile ilgili olarak, temper teknolojisinden önceki örneklerinin ye- rinde nas›l güçlendirilebilece¤i halen tam olarak cevapland›rabildi¤imiz sorular de¤ildir. Konu- nun al›fl›k olmad›¤›m›z çaprafl›k yönlerini ortaya koyan iki örnek uygulama afla¤›da özetlenmek- tedir. “20. yüzy›l mimari miras›”n›n özel resto- rasyon sorunlar› için birer laboratuvar niteli¤in- deki bu iki uygulaman›n ilki Finlandiya’da, di- ¤eri ise ABD’de gerçeklefltirilmifltir.

Alvar Aalto Mimarl›k Miras›n›n Restorasyon Sorunlar› Avrupa Mimarlar Konseyi’nin (ACE) 2002 y›l› Ekim ay›nda Finlandiya’n›n SAFA Odas› ev sa- hipli¤inde Jyväskylä kentinde yap›lan iki gün sü- Jyväskylä Üniversitesi reli genel kurulundan sonra AB ülkeleri mimar- merkez binas› girifl lar odalar› temsilcileri için Alvar Aalto’nun mi- cephesi. Sa¤ tarafta restore edilen betonarme marl›k eserlerini kapsayan bir inceleme gezisi revak görülüyor. tertip edilmiflti. Jyväskylä, Alvar Aalto’nun do- ¤up büyüdü¤ü ve meslek yaflam›n›n önemli bir Yanda, merkez binas›n›n lobi yan cephesi. k›sm›n› geçirdi¤i, ülkenin kuzeyinde, Helsin- Restore edilmifl cam ve ki’ye yaklafl›k 250 km. mesafede bir kent. Ünlü çerçeveler. mimar›n bafll›ca mimarl›k yap›tlar›ndan olan Säynätsalo Belediye Binas›, Muuratsalo Koetalo (deneme) yazl›k göl evi, Kent ‹flçi Kulübü (Työ-

96 mimar•ist 2006/1 TASARIM / UYGULAMA väenyhdistyksen talo), Kent Polis Merkezi (Po- liisitalo), Sivil Muhaf›zlar Binas› (Suojeluskun- tatalo), Kent Tiyatrosu (Teatteritalo) ve Alvar Aalto Müzesi (Museo) gibi eserlerinin halen ayakta durdu¤u bir nevi aç›k hava müzesi (Se- won & others, 1998; Kapanen & Mattila, 1985; Dunster, 1978). Bu arada Jyväskylä Üni- versitesi (Jyväskylän Yliopito) binalar› Aalto ta- raf›ndan tasarlanm›fl ve yap›mlar›na 1949 y›l›n- da bafllanm›fl, ancak üzerinden 50 y›ldan fazla bir süre geçti¤i için restore edilmeleri gerekmifl. Bu iflin restorasyon projeleri ile uygulamas›n› üstlenmifl olan yerel mimarl›k bürosu LPV’nin ortaklar›ndan mimar Vesa Kantokoski’nin mih- mandarl›¤›nda üniversitede yerinde yap›lan in- celemeler 20. yüzy›l mimari miras›n›n restoras- Jyväskylä Üniversitesi yon sorunlar› ile ilgili baz› çok çarp›c› gerçekle- merkez binas›n›n girifl ri gözler önüne sermifltir. holü ve lobisi. Restore edilmifl yer Konu Alvar Aalto’nun mimari miras›n›n res- döflemesi ve asma tavan. torasyonu ve restitüsyonu oldu¤unda ise uygu- lamac› mimarlar›n bir baflka özel sorunu var. Çünkü kentte Aalto’nun ölümünden sonra onun mimari miras›na k›skançl›¤a varan bir ha- sislikle sahip ç›kmakta olan bir “Alvar Aalto vakf›” kurulmufl. Bir nevi “Koruma Kurulu” gi- Tiyatro salonu. Restore bi görev üstlenmifl olan bu Vakf›n Aalto’nun bi- edilmifl ahflap-deri nalar›na yap›lacak müdahalelerin her ad›m›nda kar›fl›m› koltuklar. onay›n›n al›nmas› gerekli. Üniversitenin Merkez Binas› (Pääralennus), bir konser salonu, bunun girifl lobisi ile kafeter- yas›, s›n›flar, ofisler ve kütüphane blokundan oluflmakta. Mimar Vesa Kantokoski ve meslek- tafllar›n›n çözüm arad›klar› sorunlar k›saca flöyle özetlenebilir: • Binan›n bak›r çat› kaplamalar› ve bak›r ya¤- mur inifl borular›n›n yenilenmesi s›ras›nda Aal- to’nun orijinal detay çizimlerine aynen sad›k ka- l›nmaya çal›fl›lm›fl; ayr›ca girifl cephesinin sa¤ ta- raf›ndaki betonarme revak›n›n yuvarlak kolonlar› ve tavan›ndaki bozulmalar yerinde onar›lm›fl. • Binadaki tüm yer döflemeleri asl›n›n nite- liklerine uygun olarak yeni teknolojiler ile üre- tilmifl malzemeler kullan›larak yenilenmifl, asma Kütüphane salonu. tavanlar vakf›n onay› ile yenilenmifl ve cepheler- Restore edilmifl raf, deki cam ve çerçeveler tamir edilerek yer yer ye- masa, lamba, tepe ›fl›kl›k. nilenmifl. • Konser salonunun Aalto taraf›ndan tasar- lanm›fl özgün ahflap ve deri kar›fl›m› koltuklar›- n›n 50 y›ll›k y›pranmalar› büyük bir titizlikle restore edilmifl. • Fiziki özürlüler için tasar›m ilkeleri 50 y›l önce göz önüne al›nmad›¤›ndan, konser salo- nunun lobisinde yer alan tuvaletleri, Aalto çok özgün olarak, fakat inen ve ç›kan basamaklarla Restore edilmifl tasarlad›¤› için, buraya tekerli sandalye rampas› bir derslik.

mimar•ist 2006/1 97 TASARIM / UYGULAMA

Mies’in Chicago’daki fiaheserinin Restorasyon Sorunlar› “Az daha çoktur” özdeyifli ile ünlü mimar Lud- Paslanm›fl çeli¤in onar›m›, wig Mies van der Rohe’nin 1938 y›l›ndan 1958 kumlama, inceleme, daha y›l›na kadar dekanl›¤›n› yapt›¤› Illinois Teknolo- çok kumlama ve onar›m aflamalar›n› içeriyor. Çelik, ji Enstitüsü’ndeki (IIT) Mimarl›k Okulu’nun zemindeki nemi ileterek 1956 y›l›nda inflaat› tamamlanm›fl olan ve ken- k›fl›n yo¤unlaflmaya sebep disi taraf›ndan tasarlanm›fl S.R. Crown Hall bi- oluyor. Boya nemden zarar görüp de çeli¤i d›fl nas› 17 May›s 2005 tarihinde sembolik bir tö- etkenlere aç›k hale renle geçici olarak kapat›l›p restorasyon ve resti- getirince çelik paslan›yor ve k›rm›z› renkli bir tüsyon çal›flmalar›na bafllanm›flt›r (Hart, 2006). döküntü oluflturuyor. 50 y›l önceki yap› teknolojisi, özellikle plaka yap›lmas›nda çok zorlan›lm›fl. cam ve çelik tafl›y›c› elemanlar ile infla edilmifl • Konser salonuna lobiden girifl, merdiven- binada, ciddi bozulmalar nedeniyle önemli res- lerle tasarland›¤›ndan sahneye bitiflik bir özür- torasyon sorunlar›n›n çözümü gerekmifltir. lüler asansörü ilave edilmesi ifli, yüklenici büro Crown Hall 1970’li y›llarda k›smi bir resto- ile vak›f aras›nda s›k› pazarl›klar yap›lmas›n› ge- rasyon görmüfl, güney teras›n travertenleri ve rektirmifl. çelik tafl›y›c›lar› de¤ifltirilmifl ve bodrum kat›na • Konser salonunun ve s›n›flar›n havaland›r- kad›nlar tuvaleti eklenmifl. Ancak flimdiki mü- ma kanallar› Aalto taraf›ndan beton olarak ta- dahale çok daha karmafl›k ve sorunlu olmufl. sarland›¤›ndan, y›llar boyunca kanal yüzeyleri Amerikan Mimarlar Enstitüsü’nün (AIA) “tek yo¤un yosun tutmufl. Bu kanallar›n içlerine yeni odal› mimarl›k okulu” diye tan›mlad›¤› bina, teknoloji ile üflemeli so¤uk/s›cak klima tesisat›- Mies’in mimarl›¤›n›n tüm estetik kayg›lar›n› or- n›n gerektirdi¤i ça¤dafl bir malzemeden k›l›f ge- taya koymakta. Yaklafl›k 36,5 metreye 67 metre çirilirken kanal kesitlerinin standard›n alt›na büyüklü¤ündeki döfleme pla¤› yerden yaklafl›k 2 düflmesi sonucu çok sorunlar yaflanm›fl. metre yükseklikte yüzüyor hissini vermekte. • Kütüphanenin Aalto taraf›ndan tasarlan- Döfleme yüzeyinden 5,5 metre yükseklikteki ta- m›fl özgün ahflap raflar›, okuyucu masalar› ve van ise dört adet 2 metre derinli¤indeki çelik ki- sandalyeleri ile ayd›nlatma aparatlar› çok özel rifllerden as›l› “evrensel bir mekân” yaratmakta yöntemlerle yerlerinde restore edilmifl. ve dikdörtgenin kenarlar›ndaki perde duvarlar • Kütüphanenin ana okuma salonu çat›s›n- ise çok büyük ebatlardaki cam plakalar› olabildi- da yer alan piramidal ›fl›kl›¤›n çelik tafl›y›c›lar› ¤ince ince kay›tlar ile tafl›makta. çok ileri düzeyde paslanarak tehlikeli duruma Restorasyon ifllerini yine IIT’den mezun geldi¤inden, çelik aksam itina ile temizlenip ta- Krueck & Sexton Mimarl›k bürosu ortakl›¤› mir edildikten sonra yeni tip koruyucu boyalar yüklenmifl ve kendilerine Austin AECOM fir- Çelik elemanlar üzerindeki ile boyan›p üstten ayn› tasar›m› taklit eden ça¤- mas›ndan uzman restoratör Gunny Harboe da- kurflun bazl› koruyucu dafl bir ›fl›kl›k infla edilmifl ve orijinal çelik aksam n›flmanl›k yapm›fl. Hepsinin ortak amac› ise Mi- boya tabakalar sökülürken es’in binas›n›n “neredeyse mevcut olmayan” kalkan zehirli tozun buna ba¤lanarak güvenlik alt›na al›nm›fl. Böyle- tüm detaylar›n› ve yap› elemanlar›n› iki y›l süren toplanabilmesi için tüm ce vakf›n iste¤ine uyularak orijinal çelik ›fl›kl›¤›n bina bir örtü ile sar›lm›fl. sökülüp at›lmas› önlenebilmifl. bir araflt›rma ve tasarlama süreci sonunda baflla- yan restorasyon ve restitüsyon çal›flmalar› ile as- l›na uygun flekilde korumak olmufl. Bu çal›flma- lar›n ana etaplar› flöyle özetlenebilir: • ‹ç ve d›fl tüm çelik elemanlar üzerindeki kurflun bazl› koruyucu boya tabakalar kumlama yöntemi ile sökülmüfl ve bu s›rada kalkan zehir- li tozun kontrollü olarak toplanabilmesi için tüm binan›n çevresi bir örtü ile sar›lm›fl. • Boyan›n sökülmesi sonras›nda paslanm›fl tüm metal yüzeyler tamir edilmifl ve kontrolden geçirildikten sonra gereken yerler tekrar tamir görmüfl. • Son 25 y›ld›r hiç boyanmam›fl olan bina- n›n orijinal siyah rengi kirli bir griye dönüflmüfl. Bu nedenle temizlenmifl ve tamir edilmifl tüm

98 mimar•ist 2006/1 TASARIM / UYGULAMA metal elemanlar 25 y›l dayanaca¤›n› garanti Orijinal (üstte) ve yeni eden Tnemec endüstriyel boya firmas›n›n yeni (altta) detaylar aras›nda çok ince farklar var. kimyasal formüllü metal boyas› ile üç kat siyaha boyanm›fl. 6,35 mm. cam • 50 y›l önceki plaka cam teknolojisi daha emekleme döneminde oldu¤undan ve Mies, cephelerinin üst s›ras›nda çok büyük ebatta (3 16 x 38 mm. çelik ç›ta metreye 4 metre büyüklü¤ünde) cam plakalar kullanmak istedi¤inden, cam›n temper olmama- 25 mm. çelik kütük çerçeve s› ve yaln›zca 9 mm. kal›nl›¤›nda olmas› yüzün- den kuvvetli f›rt›nalarda plakalar ara s›ra yerle- rinden f›rlam›fllar ve günefl ›fl›¤› insafs›zca iç me- 16 x 38 mm. çelik ç›ta kânlar› etkilemifl. Buna karfl›l›k alt s›radaki cam 8 mm. düz bafll› vida plakalar›n iç yüzeyleri ö¤rencilere daha koru- 6,35 mm. kumlanm›fl plaka cam nakl› bir ortam sa¤lamak üzere kumlanm›fl ol- du¤undan bu yüzeyler ö¤renciler taraf›ndan D›fl ‹ç proje asmak üzere kullan›lm›fl ve geçirgen olan kumlanm›fl yüzeyler y›llar boyunca parmaklarla dokunulmaktan kirlenmifl ve ya¤lanm›fl. Bu nedenle tüm cam plakalar yeni teknoloji ile üre- tilmifl cam elemanlar ile 1975 y›l›nda Skidmore, 12.7 mm. cam Owings & Merrill (SOM) firmas›n›n yapt›¤› ta- mirlerde de¤ifltirilmifl. SOM firmas›n›n kullan- 16-19 x 35 mm. e¤ik yüzeyli, fabrika sülyenli ve d›¤› yeni camlar sayesinde, orijinal kumlanm›fl boyal› çelik ç›ta yüzeylerin buzlu cam hissini vermesi için aras›- na milar filmi konmufl lamine camlar ile kirlen- me sorunu çözülmüfl, fakat yeni çözüm Mies’in dolgu maddesi içine hiç istemedi¤i flekilde ›fl›¤› yans›tarak d›fl cephe- yerlefltirilmifl fabrika lerin orijinal etkisini bozmufl. sülyenli ve boyal› • Sonuçta, yenilenmesi gereken cam sat›hlar düz bafll› vida için en uygun çözümün bulunmas› Krueck & 6,35 mm. cam Sexton firmas› için çok zor bir sorun haline gel- mifl. 12 mm. kal›nl›¤›nda temper cam kullanmak yoluyla güvenlik sorununu çözmek mümkün olacaksa da, bu cam›n üretimi s›ras›nda oluflan dalgal› yüzey kullan›m›n kabul edilebilmesini olanaks›zlaflt›rm›fl. Alternatif çözüm olan 16 mm.’lik normal cam güvenli¤i sa¤layabilecek- ken yeni bir sorun ortaya ç›km›fl; fleffaf cam›n kal›nl›¤› artt›kça içindeki demiroksit cam›n ren- gini yeflile döndürmekte, bu da kabulü olanak- Yeni çerçeveler, camlar›n s›z bir durum ortaya ç›karmaktaym›fl. Yüklenici yerlefltirilmesini bekliyor. firma uzun aray›fllar sonucu düflük demir içeren, kal›n, fakat fleffaf cam üretici PPG Starphire fir- mas›n› bularak üst s›radaki 68 paneli buradan temin etmifl. Ancak kal›n yeni cam plakalar eski- sinden daha a¤›r oldu¤undan bu kez tafl›y›c› çe- lik sistemin profil kal›nl›klar›na müdahale gere¤i ortaya ç›km›fl ve uzun tart›flmalar sonras›nda ori- jinale en yak›n e¤imli yüzeyli yeni profillerle tüm itirazlar›n üstesinden gelinerek sorun çö- zülmüfl. • Daha düflük ebattaki alt s›ra camlar içinse Ludwig Mies van der Rohe, fabrikada üretim s›ras›nda bir yüzeyi kumlana- S. R. Crown Hall bilen ince fakat temper cam üreten Viracom fir- binas›nda, 1956.

mimar•ist 2006/1 99 TASARIM / UYGULAMA

mas›n›n ürünlerinin kullan›lmas› kararlaflt›r›l- Mart 2006 ay› sonunda tamamlanaca¤› öngörü- m›fl. Kumlu yüzeylerin kirlenmesini önlemek lüyor ve Mies van der Rohe’nin bu ünlü eseri S.R. Crown Hall orijinal için de sararmayan ve tam fleffaf olan yeni bir en az›ndan bir 50 y›l daha en son teknolojilerin flaflaas›na yeniden epoksi rezin üç kat sürülmüfl. yard›m› ile korunmufl olarak hizmet vermeye kavuflmufl. Krueck&Sexton Architects • Üst s›radaki camlar için Mies’in orijinal ta- haz›rlan›yor. Hemen hemen ayn› restorasyon and Clune Construction, sar›m›nda yer alan iç jaluziler yeniden ›smarla- sorunlar›n›n 2002 y›l›nda SOM firmas› taraf›n- yap›n›n d›fl iskeletinin narak ayn› detaylarla üretilmifl. dan New York’taki Lever House binas›n›n res- kampusun geri kalan›yla Crown Hall binas›ndaki restorasyon çal›fl- torasyonunda ve 2004 y›l›nda Polshek & Part- yapt›¤› güçlü tezad› öne ç›karan “Mies siyah›”n› malar› flu anda tamamlanmak üzere. ‹lk baflta ners mimarl›k firmas› taraf›ndan özenle restore yeniden yaratacak üreticiyi 15 hafta söküm ve 15 hafta restorasyon çal›flma- edilen Yale Sanat Galerisi binas›nda da yafland›- bulana kadar aram›fllar. lar› olarak 10 ay sürece¤i tahmin edilen ifllerin ¤›n› burada eklemek gerekiyor. Modern mima- rinin ustalar›n›n korunmas› gereken eserlerinin özgün niteliklerinin daha önce hiç olmad›¤› ka- dar yak›ndan anlafl›lmas› belki de onlar›n restore edilmeleri s›ras›nda hassasiyetle incelenmeleri s›ras›nda gerçekleflebilecek.

Sonuç ve Öneriler 20. yüzy›l mimari miras›n›n restorasyon sorun- lar› restorasyon ana bilim dal› içinde yepyeni bir çal›flma alan› olmaya aday. Mimarl›k okullar›- m›zdaki restorasyon ve onar›m müfredatlar›na bu alan›n, yeni ders programlar› ile eklenmesi kaç›n›lmaz görünüyor. Özellikle yurtd›fl›nda bu konuda elde edilen birikimlerin uzman konufl- mac›lar›n davet edilmesi ve yeni yay›nlar›n ya- k›ndan takip edilmesi yollar› kullan›larak ö¤ren- cilere aktar›lmas› sa¤lanmal›. Türkiye’nin 20. yüzy›l mimari miras›n›n korunmas› gerekli bir- çok örne¤inin restorasyon sorunlar›n›n çözüm- lenmesi için çok k›sa bir süre sonra haz›r olun- mas› gerekiyor. 1910’lu, 20’li ve 30’lu y›llarda infla edilmifl ilk demirli beton binalar ile 1950’li ve 60’l› y›llarda tamamlanm›fl brüt beton ve çe- lik yap›lar›m›z›n, önümüzdeki 10 ila 20 y›l için- de kapsaml› müdahalelere gereksinimleri olaca- ¤›n› tahmin etmek çok güç de¤il. Benim ilk ada- y›m ODTÜ kampusundaki Behruz-Altu¤ Çinici tasar›m› olan Mimarl›k Fakültesi binas›, hem de halen hayatta olan mimarlar›n koordinasyonun- da haz›rlanacak restorasyon projeleri ile. Restoration and Restitution Problems of 20th Century Architecture H. H. Günhan Dan›flman, Doç. Dr., Bo¤aziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Ö¤retim Üyesi Examples of the 20th century architecture that need to be conserved for future generations illustrate unique problems of restoration and restitution compared to Kaynakça: • Dunster, D. (ed.) (1978) Alvar Aalto, Architectural the more familiar timber, brick or stone buildings. The article summarizes the Monographs 4, Academy Editions, London. problems confronted by the architects who have undertaken recent projects of • Hart, Sara (2006) “The Perils of Restoring ‘Less is restoration of two modern structures, one from Finland at the University of More’”, Architectural Record, January 2006, pp. 149-156, McCraw-Hill Construction Publications, N.Y. Jyväskylä, the Central Building of the campus designed by Alvar Aalto during • Kapanen, M. & Mattila, S. (eds.) (1985) Alvar Aalto 1940s, and the other from the USA at the Illinois Institute of Technology, the and Central Finland, Alvar Aalto Society-suera ry., architectural school building designed by Mies van der Rohe in 1950s. Jyväskylä. • Sewon, K. & others (eds.) (1998) Alvar Aalto 1998, Deterioration of the modern building materials such as steel, concrete or plate Finnish Association of Architects – SAFA, Arkkitehti- glass requires a totally different approach when it becomes necessary to give a Lehti, Helsinki. new lease of life to some of the best designs of famous masters of the 20th century (Kaynakçada belirtilen dergi ve kitaplar Mimarlar architecture. Odas› ‹stanbul Büyükkent fiubesi kütüphanesinde bulunabilir.)

100 mimar•ist 2006/1 HUKUK Kültür ve Tabiat Varl›klar›n›n Korunmas›nda Kurumsal Yap›ya ‹liflkin Yeni Bir Örgütlenme Aray›fl› Elif Örnek Özden

iziki planlaman›n, koruma kavram›n›n ve de de yerini bulmufl olsa da, Amsterdam Dekla- FFaralar›ndaki iliflkinin gelifliminin h›z kazan- rasyonu’nun üzerinden geçen otuz y›ll›k süreç mas› tüm dünyada II. Dünya Savafl› sonras›nda içinde yukar›da özetlenen geliflmeler ad›na yap›- olmufltur. Özellikle koruma ad›na bildirgelerin lan çal›flmalar›n yetersiz kald›¤›n› söylemek ve uluslararas› çal›flmalar›n bafllad›¤› bu y›llarda mümkündür. Ülkemizde kültür varl›klar›n›n y›k›lan ve yok olan kentlerin yeniden yaflama ka- korunmas› konusunda yasal-kurumsal çerçeve- vuflturulmas› amac› ile bafllat›lan çal›flmalar so- den, uygulama-denetleme süreçlerine kadar nucunda 1931 y›l›nda Atina Bildirgesi ile ta- uzanan, farkl› ölçek ve kapsamlarda pek çok so- n›mlanan çerçevenin yetersiz kald›¤› görülmüfl- runun oldu¤u ve bu sorunlar›n fiziksel ve sosyo- tür. 1964 y›l›nda yay›mlanan Venedik Tüzü- ekonomik olumsuzluklar olarak kent mekânla- ¤ü’nde, Atina Bildirgesi temel al›narak, daha r›na yans›d›¤› ancak çözümler üretilemedi¤i gö- çok an›tsal nitelikli yap›lar›n yerinde korunmas›, rülmektedir. Tarihsel ve kültürel miras›n zen- fonksiyon kazand›r›lmas›, özgün malzeme ile ginlefltirilerek sürdürülmesinin, bilinçli, kararl› onar›m›, dönem kal›nt›lar›n›n sayg› görmesi, bir yaflama biçimi oldu¤u, bu anlay›fl›n ülkemiz- onar›m›n özgün yap›dan ay›rt edilebilecek flekil- de henüz tam anlam›yla anlafl›lamad›¤›, kavram- de ve dengeli bir biçimde yap›lmas› ve onar›m- sal, yasal ve örgütsel aç›dan yaflanan olumlu ge- da varsay›mlara dayanan müdahalelerin bulun- liflmelere karfl›n, yap›lanlara ayr›nt›da bak›ld›- mamas› gerekti¤i vurgulanm›flt›r. Venedik Tü- ¤›nda, genelde Türkiye’de a¤›rl›¤›n (hep söy- zü¤ü, restorasyon uygulamalar›na getirdi¤i ge- lendi¤i gibi) “koruma” de¤il “korumama” yö- nel ilkesel çerçeve aç›s›ndan daha sonraki anlafl- nünde oldu¤u görülmektedir. Ülkemizde kül- ma ve sözleflmelere temel olmufltur. Avrupa tür ve tabiat varl›klar›n› korumada en etkin bi- Konseyi taraf›ndan Avrupa Mimari Miras Y›l› rimler Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’na ba¤l› ola- nedeni ile 1975 y›l›nda düzenlenen kongre so- rak görev yapan Yüksek Kurul ve 2863 say›l› nunda yay›nlanan Amsterdam Deklarasyonu ile Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Kanu- “bütünleflmifl koruma” (integrated conservati- nu’nda de¤ifliklikler yapan 5226 say›l› yasa ile on) kavram› üzerinde durulmufltur. Amsterdam tan›mlanan “Koruma Bölge Kurullar›”d›r. Deklarasyonu, çevre ölçe¤inde koruman›n ge- Kurumsal örgütlenmenin planlama aç›s›n- nel ilkelerini belirleme aç›s›ndan önemlidir. dan en etkin aktörü ülke geneline yay›lm›fl olan Deklarasyonun üzerinde durdu¤u konular bu- ve her biri farkl› özelliklere ve donan›mlara sa- gün ülkemizde koruma aç›s›ndan (bir türlü) hip olan koruma (bölge) kurullar›d›r. Bu ba- aflamad›¤›m›z sorunlard›r. Bildirgede temel ola- k›mdan mevcut yap›y› ortaya koyabilmek için rak mimari miras›n tek yap› de¤il, doku, kent ve koruma kurullar› ile anket yap›lm›fl; uzmanl›k çevresi olarak görülmesi gerekti¤i, korumay› tek alanlar›, üyelerinin geldikleri yerler, çal›flma flek- bafl›na bir çal›flma olarak de¤il büyük ölçekli fle- li ve sahip olduklar› olanaklar ile yaflad›klar› so- hir ve bölge planlaman›n bir parças› olarak dü- runlar› saptamaya yönelik sorular sorulmufl, de- flünmek ve bu anlamda da planlama araçlar›na ¤erlendirmeler yap›lm›flt›r. Bu çal›flmada yap›lan sahip olan yerel yönetimlerin önemli sorumlu- de¤erlendirmeler do¤rultusunda kurumsal yap›- luk üstlenmeleri gerekti¤i, yap›lar›n onar›m› ve ya iliflkin yeni bir örgütlenmenin nas›l olabilece- korunmas› için gerekli parasal yard›m olanakla- ¤i üzerinde tart›fl›lacakt›r. r›n›n yarat›lmas›n›n gereklili¤i, genç neslin e¤i- tilmesi programlar›na a¤›rl›k verilmesi ve kamu Kültür ve Tabiat Varl›klar›n›n Korunmas›nda yarar›na dönük faaliyet gösteren uluslararas›, Mevcut Örgütlenme ulusal ve yerel ba¤›ms›z kurulufllar›n desteklen- Ülkemizde Kültür ve Tabiat Varl›klar›n›n ko- mesi konular›na de¤inilmifltir. runmas›, Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’na ba¤l› 1970’li y›llardan beri uluslararas› platform- Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koruma Yüksek larda yo¤unlaflarak sürdürülen çabalar ülkemiz- Kurulu ve Koruma Bölge Kurullar› ile sa¤lan-

mimar•ist 2006/1 101 HUKUK

maktad›r. Kültür ve Turizm Bakanl›¤› 16.4. de¤erleri araflt›rmak, gelifltirmek, korumak, ya- 2003 tarih ve 4848 say›l› yasa hükmünde karar- flatmak, de¤erlendirmek, yaymak, tan›tmak, be- name ile kurulmufltur. Bu yasan›n amac›; kültü- nimsetmek ve bu suretle millî bütünlü¤ün güç- rel de¤erleri yaflatmak, gelifltirmek, yaymak, ta- lenmesine ve ekonomik geliflmeye katk›da bu- n›tmak, de¤erlendirmek ve benimsetmek, tarihî lunmak, ve kültürel varl›klar›n tahribini ve yok edilmesi- b) Kültür ve turizm konular› ile ilgili kamu ni önlemek, yurdun turizme elveriflli bütün im- kurum ve kurulufllar›n› yönlendirmek, bu kuru- kânlar›n› ülke ekonomisine olumlu katk› sa¤la- lufllarla iflbirli¤inde bulunmak, yerel yönetimler, yacak flekilde de¤erlendirmek, turizmin geliflti- sivil toplum kurulufllar› ve özel sektör ile iletifli- rilmesi, pazarlanmas›, teflvik ve desteklenmesi mi gelifltirmek ve iflbirli¤i yapmak, için gerekli önlemleri almak, kültür ve turizm c) Tarihî ve kültürel varl›klar› korumak, konular›yla ilgili kamu kurum ve kurulufllar›n› d) Turizmi, millî ekonominin verimli bir yönlendirmek ve bu kurulufllarla iflbirli¤inde sektörü haline getirmek için yurdun turizme el- bulunmak, yerel yönetimler, sivil toplum kuru- veriflli bütün imkânlar›n› de¤erlendirmek, gelifl- lufllar› ve özel sektör ile iletiflimi gelifltirmek ve tirmek ve pazarlamak, iflbirli¤i yapmak üzere Kültür ve Turizm Bakan- e) Kültür ve turizm alanlar›nda her türlü ya- l›¤›’n›n kurulmas›na, teflkilat ve görevlerine ilifl- t›r›m, iletiflim ve geliflim potansiyelini yönlen- kin esaslar› düzenlemektir. dirmek, Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’n›n görevleri f) Kültür ve turizm yat›r›mlar› ile ilgili tafl›n- Üstte, Yüksek Kurul, altta Koruma Bölge Kurulu flunlard›r: mazlar› temin etmek, gerekti¤inde kamulaflt›r- mevcut yap›lanmas›. a) Millî, manevi, tarihî, kültürel ve turistik mak, bunlar›n etüt, proje ve inflaat›n› yapmak, yapt›rmak, • Bakanl›k Müsteflar› g) Türkiye’nin turistik varl›klar›n› her alan- • Baflbakanl›k Müsteflar Yard›mc›s› da tan›t›c› faaliyetler ile her türlü imkân ve araç- • Bakanl›¤›n ilgili Müsteflar Yard›mc›s› • Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü lardan faydalanarak kültür ve turizmle ilgili ta- • Turizm Genel Müdürü n›tma hizmetlerini yürütmek, • Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤›’n›n ‹lgili Genel Müdürü / Yard›mc›s› h) Yasalarla verilen di¤er görevleri yapmak. • Orman Genel Müdürü veya Yard›mc›s› • Vak›flar Genel Müdürü veya Yard›mc›s› Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’na ba¤l› olarak • Maden ‹flleri Genel Müdürü veya Yard›mc›s› görev yapan Kültür ve Tabiat Varl›klar›n› Koru- YÜKSEK KURUL • Do¤a Koruma ve Millî Parklar Genel Müdürü veya Yard›mc›s› ma Yüksek Kurulu’nun, korunmas› gerekli ta- fl›nmaz kültür ve tabiat varl›klar›n›n korunmas› Koruma kurullar› baflkanlar›ndan Bakanl›kça seçilecek 6 üye ve restorasyonu ile ilgili ifllerde uygulanacak il- keleri belirlemek, koruma bölge kurullar› ara- s›nda gerekli koordinasyonu sa¤lamak, uygula- KORUMA BÖLGE KURULU mada do¤an genel sorunlar› de¤erlendirerek görüfl vermek suretiyle, Bakanl›¤a yard›mc› ol- mak fleklinde tan›mlanan görevleri bulunmakta- KORUMA BÖLGE KURULU MÜDÜRLÜ⁄Ü ÜYELER d›r. Yüksek Kurul’un oluflumu (flekilden de iz- Kurul Müdürü Bakanl›kça seçilen 5 üye lendi¤i gibi), on atanan, alt› seçilmifl olmak üze- Raportörler YÖK taraf›ndan atanan 2 üye re 16 üyeden oluflmaktad›r. Görüflülecek konuya ba¤l› olarak Ülke geneline yay›larak yerel hizmetleri yü- eknik temsilciler ya da Müze Müdürü* rüten koruma kurullar›n›n ise 5226 say›l› ile ka- * Koruma bölge kurullar›n›n oluflumu (17.6.1987 tarih ve 3386 say›l› yasa, 14.7.2004 tarih bul edilen 2863 Say›l› Kültür ve Tabiat Varl›kla- ve 5226 say›l› yasa ile de¤iflik). Koruma bölge kurullar› afla¤›da belirtilen üyelerden oluflur: r›n› Koruma Yasas› ile hem ad› hem de üyelik a) Arkeoloji, sanat tarihi, hukuk, mimari ve flehir planc›l›¤› konular›nda uzmanlaflm›fl kifliler sistemi de¤iflmifltir. Ad› “Koruma Bölge Kuru- aras›ndan Bakanl›kça seçilecek befl temsilci b) Yüksekö¤retim Kurulu’nca, kurumlar›n›n arkeoloji, sanat tarihi, mimarl›k, flehircilik bilim lu” olarak de¤iflirken, YÖK taraf›ndan atanan dallar›ndan ayn› daldan olmamak üzere iki ö¤retim üyesi üye say›s› (iki üye) ayn› kalm›fl, Bakanl›k taraf›n- c) Görüflülecek konu belediye s›n›rlar› içinde ise ilgili belediye baflkan› veya teknik dan atanan üyelerin say›s› üçten befle ç›kar›lm›fl- temsilcisi, d›fl›nda ise ilgili valilikçe seçilecek teknik temsilci d) Görüflülecek konu Bay›nd›rl›k ve ‹skân Bakanl›¤› ile ilgili ise Bay›nd›rl›k ve ‹skân t›r. Müdürlü¤ü’nden bir teknik temsilci 17.6.1987 tarih ve 3386 say›l› yasa, 14.7. e) Görüflülecek konu Vak›flar Genel Müdürlü¤ü ile ilgili ise Vak›flar Bölge Müdürü veya 2004 tarih ve 5226 say›l› yasa ile de¤iflik Koru- teknik temsilcisi f) Görüflülecek konu Çevre ve Orman Bakanl›¤› ile ilgili ise konuyla ilgili teknik temsilci ma Bölge Kurullar›, Koruma Yüksek Kuru- g) Görüflülecek konunun müze müdürlü¤ünü ilgilendirmesi halinde ilgili müze müdürü. lu’nun ilke kararlar› çerçevesinde olmak kayd›y- ‹lgili meslek odalar›, koruma bölge kurulu toplant›lar›na gözlemci olarak kat›labilir. Ayr›ca la afla¤›daki iflleri yapmakla görevli ve yetkilidir. kurula oy hakk› olmamak kayd›yla dan›flman uzman ça¤r›labilir. a) Bakanl›kça tespit edilen veya ettirilen ko-

102 mimar•ist 2006/1 HUKUK runmas› gerekli kültür ve tabiat varl›klar›n›n tes- p›dan kaynaklanan bu farkl›l›klar› ve güncel so- cilini yapmak, runlar› net olarak ortaya koyabilmek amac›yla b) Korunmas› gerekli kültür varl›klar›n›n koruma kurullar› ile anket yap›lm›fl ve al›nan ce- grupland›r›lmas›n› yapmak, vaplar de¤erlendirilmifltir.1 c) Sit alanlar›n›n tescilinden itibaren üç ay Adana Koruma Kurulu: Adana, Ad›yaman, içinde geçifl dönemi yap› flartlar›n› belirlemek, Gaziantep, Hatay, ‹çel, Kahramanmarafl, Malat- d) Koruma amaçl› imar planlar› ile bunlar›n ya, Kilis, Osmaniye her türlü de¤iflikliklerini inceleyip karar almak, Ankara Koruma Kurulu: Ankara, Bart›n, e) Korunmas› gerekli tafl›nmaz kültür ve ta- Bolu, Çank›r›, Kastamonu, K›r›kkale, Düzce, biat varl›klar›n›n koruma alanlar›n›n tespitini Zonguldak, Karabük, Çorum yapmak, Antalya Koruma Kurulu: Antalya, Burdur, f) Korunmas› gerekli tafl›nmaz kültür varl›k- Isparta lar›ndan özelliklerini kaybetmifl olanlar›n›n tes- Bursa Koruma Kurulu: Bursa, Bilecik, Sa- cil kayd›n› kald›rmak, karya, Kocaeli, Yalova g) Korunmas› gerekli tafl›nmaz kültür ve ta- Çanakkale Koruma Kurulu: Çanakkale, Ba- biat varl›klar› ve koruma alanlar›yla sit alanlar›na l›kesir, iliflkin uygulamaya yönelik kararlar almak. Diyarbak›r Koruma Kurulu: Diyarbak›r, Batman, Bitlis, Elaz›¤, Hakkâri, Mardin, Siirt, De¤erlendirme: fianl›urfa, fi›rnak, Van Günümüzde, korunmas› gerekli tafl›nmaz kül- Edirne Koruma Kurulu: Edirne, K›rklareli, tür ve tabiat varl›klar› ile ilgili örgütlenme, Yük- Tekirda¤ sek Kurul kararlar› ve koruma kurullar› kararlar› Erzurum Koruma Kurulu: Erzurum, A¤r›, fleklinde iki kademelidir. Bu örgütlenme yap›- Ardahan, Bayburt, Bingöl, Erzincan, I¤d›r, s›nda amaç; iki farkl› düzey karar mekanizmas›- Kars, Mufl, Tunceli n›n organik biçimde ve gerekti¤inde birbiri ile Eskiflehir Koruma Kurulu: Eskiflehir, Afyon, al›flverifl yapacak flekilde iflletilmesidir. Yüksek Kütahya Kurul korunacak de¤erler ile ilgili ilkeleri belir- ‹stanbul I No’lu Koruma Kurulu: Bak›rköy, lerken; koruma kurullar› yereldeki sorunlar› Beyo¤lu, Ba¤c›lar, Bahçelievler, Zeytinburnu, çözmek ve Yüksek Kurul’un ilke kararlar› do¤- Eminönü, Eyüp, Fatih, Güngören, K⤛thane, rultusunda korunacak de¤erler için karar üret- fiiflli mekle görevlidir. Koruman›n sübjektif yap›s› ‹stanbul II No’lu Koruma Kurulu: Avc›lar, koruma kararlar›n›n kiflisel bilgi birikimine göre Bayrampafla, Çatalca, Büyükçekmece, Küçük- farkl›laflmas›n› getirebilece¤inden Yüksek Ku- çekmece, Gaziossmanpafla, Kartal, Kad›köy, rul’un ilkeleri belirlemesi ve koruma kurullar› Maltepe, Pendik, Ümraniye, Silivri, fiile, Tuzla aras›ndaki eflgüdümü sa¤lamas› son derece ‹stanbul III No’lu Koruma Kurulu: Adalar, önemlidir. Ancak uygulamalar bu organik ba¤›n Befliktafl, Beykoz, Sar›yer, Üsküdar Üstte, Koruma kurullar›n›n yeterince kurulamad›¤›n› göstermektedir. Yük- görev alanlar›. ‹zmir I No’lu Koruma Kurulu: ‹zmir (Bal- sek Kurul’un mevcut sistemdeki bürokratik (www.kultur.gov.tr web çova, Bornova, Buca, Gaziemir, Güzelbahçe, sitesinde bulunan koruma a¤›rl›¤›n getirdi¤i “de¤iflik hükümetlerin de¤i- kurulu görev alanlar›ndan flen koruma politikalar›” anlay›fl›ndan kurtularak yararlan›larak Elif Örnek ilkeli koruma politikalar›n›n kal›c› bir flekilde Özden taraf›ndan flemalaflt›r›lm›flt›r.) yerlefltirilmesi gerekmektedir. Giderek birbirin- Yanda, ankete kat›lan den kopuk, birbiri ile çeliflen kurumlar haline Kültür ve Tabiat Varl›klar› gelen koruma kurullar›n›n da yeniden gözden Koruma Kurulu Müdürlükleri. (Elif Örnek geçirilmesi kaç›n›lmazd›r. Özden taraf›ndan flemalaflt›r›lm›flt›r.) Kurumsal Yap› Sorunlar› Ülke geneline da¤›lm›fl olan ve günümüzde sa- y›lar› 20’ye ulaflm›fl olan mevcut kurullar›n gö- rev alanlar› haritada gösterilmifltir. Ülkemizde büyük kentlerdeki koruma kurullar› ile di¤er koruma kurullar› aras›nda gerek konular›n çeflit- lili¤i ve özellikleri ile gerek bu konular karfl›s›n- da kurullar›n yap›s› ve gerekse uygulaman›n ku- rullar taraf›ndan takibi ve denetimi konular›nda önemli farkl›l›klar söz konusudur. Kurumsal ya-

mimar•ist 2006/1 103 HUKUK

Karfl›yaka, Konak, Narl›dere, Çeflme, Karabu- Personel ve Üyeler ‹le ‹lgili Sorunlar: run, Menderes, Seferihisar, Urla) a) Uzmanl›k Alanlar›: Koruma kurulu, karar- ‹zmir II No’lu Koruma Kurulu: Ayd›n, Ma- lar›n› befl uzman ve bir kurum temsilcisinin oy- nisa, Uflak, Denizli, ‹zmir (Alia¤a, Bay›nd›r, lar› ile almaktad›r. Oysa yetkilerini yüklendi¤i Beyda¤, Bergama, Çi¤li, Dikili, Foça, Kemalpa- konular en az 10-12 uzmanl›k konusunu içer- fla, K›n›k, Kiraz, Menemen, Ödemifl, Selçuk, mektedir. Koruma kurullar›n›n kurulufl amac›, Tire, Torbal›) inceledikleri konular›n çok özel uzmanl›k ge- Kayseri Koruma Kurulu: Kayseri, Sivas, To- rektiren konular olufludur. Al›nan koruma ka- kat, Yozgat rarlar›n›n uzmanl›k aç›s›ndan tart›fl›lmaz olmas› Konya Koruma Kurulu: Konya, Karaman gerekir. 2863 say›l› yasan›n belirledi¤i uzmanl›k Mu¤la Koruma Kurulu: Mu¤la dallar›n›n say›s› befltir. Tarih, mimarl›k tarihi, Nevflehir Koruma Kurulu: Nevflehir, K›rfle- restorasyon, botanik, jeoloji gibi uzmanl›k dal- hir, Aksaray, Ni¤de lar› yasada yer almamaktad›r. Ancak 2863 say›l› Samsun Koruma Kurulu: Samsun, Sinop, yasada de¤ifliklik yapan 5226 say›l› yasa ile uz- Amasya, Ordu manl›k alanlar› art›r›lm›flt›r. Ancak, genellikle Trabzon Koruma Kurulu: Trabzon, Artvin, koruma kurullar› befl uzman üyesinin, befl ayr› Gümüflhane, Giresun, Rize uzmanl›k dal›n› temsil edememesi, ayn› uzman- Koruma kurullar› ile yap›lan ankete yan›t ve- l›k dal›ndan iki ya da üç üyenin bulunmas›, al›- ren (küçük harita) 15 Koruma Kurulu’na iki nan kararlar›n bilimselli¤ine gölge düflürmekte- bölüm soru sorulmufltur: “Kurulda görev yapan dir. Kuflkusuz bu durum herkesten çok kurul personel hakk›nda bilgiler” ve “Kurulun çal›fl- üyelerini tedirgin etmektedir. Üstte, koruma ma flekli ve sahip oldu¤u olanaklar”. Bu bölüm- b) Geldikleri Yerler: Bir baflka sorun, koru- kurullar›ndaki uzmanl›k de, soru gruplar›na göre verilen cevaplar›n de- alanlar› da¤›l›m›, altta ma kurullar› ülke geneline yay›lm›fl olmas›na üyelerin geldikleri yerler. ¤erlendirilmesi aktar›lacakt›r. karfl›n, kurullarda görev yapan akademisyenlerin genellikle ‹stanbul ya da Ankara’dan gitmeleri- Kurul Arkeolog Mimar Sanat Tarihçi Restoratör Planc› Di¤er Adana 1 1 1 1 1 dir. Yak›n çevreden akademisyen ihtiyac›n› kar- Antalya 2 1 1 1 fl›layan kurullar olmakla birlikte tamam› ayn› il- Çanakkale 2 1 1 den gelen koruma kurullar› sadece belli bafll› il- Diyarbak›r 1 2 1 1 lerdir. Bu durum hem toplant› s›kl›¤›n›, hem Edirne 1 1 1 1 1 toplant› verimini hem de illere sadece toplant›- Erzurum 1 2 1 lara kat›lmak üzere gidildi¤i için bölgenin so- ‹stanbul II 2 1 1 1 2 runlar›na tam anlam›yla hakim olma süresini de ‹stanbul III 1 5 2 2 etkilemektedir. Görev yapan kurul üyeleri böl- Kayseri 1 1 1 1 Konya 1 1 1 2 geyi tam olarak tan›y›p alg›lad›klar›nda ya görev Mu¤la 2 1 1 1 süreleri dolmakta ya da görevden al›nmaktad›r- Nevflehir 1 2 1 1 lar. Bu durum sa¤l›kl› karar almadaki en önemli Samsun 1 2 1 1 sorunlardan biridir. Trabzon 1 2 1 1

Di¤er: Mimar-Restoratör, Harita Mühendisi (‹stanbul II) Kurulun Sahip Oldu¤u Olanaklardan Di¤er: Peyzaj Mimar› (‹stanbul III) Kaynaklanan Sorunlar: Di¤er: Mühendis (Kayseri) Koruma kurullar›n›n sorumluluk alanlar› içine Kurul Ayn› ‹l Yak›n Çevre ‹stanbul Ankara giren bölgelerdeki il say›s›, alan büyüklü¤ü, ala- Adana 3 1 1 n›n ulafl›labilirli¤i ve konular›n niteli¤i ve çeflitli- Antalya 1 1 3 li¤i ile yard›mc› büro elemanlar›n›n ve illerdeki Çanakkale 1 2 1 müze müdürlüklerinin konuya yaklafl›mlar›, ku- Diyarbak›r 2 1 1 1 rullar›n sa¤l›kl› karar üretmelerinde, amaçlanan Edirne 2 3 hedeflere ulafl›lmada en önemli faktörlerdir. Erzurum 1 2 1 De¤iflik ölçeklerde halihaz›r haritalar, sa¤l›kl› ‹stanbul II 3 ‹stanbul III 3 mülkiyet kay›tlar›, teknik altyap›y› oluflturan do- Kayseri 1 2 1 kümanlar›n eksikli¤i ya da yetersizli¤i kentsel ve Konya 3 2 özellikle k›rsal alanlarda incelenen eserlerin yer- Mu¤la 1 2 2 lerinin sa¤l›kl› olarak saptanamamas›na ve s›n›r- Nevflehir 5 lar›n net olarak tan›mlanamamas›na neden ol- Samsun 3 2 maktad›r. Ankette kurulun sahip oldu¤u ola- Trabzon 1 3 1 naklar; arflivleme ve dokümantasyon sistemi, sa-

104 mimar•ist 2006/1 HUKUK hip olunan ulafl›m arac›, personel say›s›n›n ve rülmektedir. Bu durum kurul üyelerini rahats›z uzmanl›k alanlar›n›n yeterlili¤i, kurulun çal›flma etmekte, al›nan kararlar üyeleri de yeterince tat- mekân› bak›m›ndan de¤erlendirilmifltir. min etmemektedir. a) Arflivleme Sistemi: Kurullar genelinde c) Görüflülen Dosya Say›s›: 2002 y›l› veri- oldukça yetersizdir (% 41 arflivleme sistemi yok, lerine göre; kurullar genelinde ortalama bir y›l % 33 yetersiz, % 26 arfliv var ve yeterli). “Arfliv- içinde görüflülen dosya say›s› 490’d›r. Buna gö- leme sistemi var ve yeterli” diye yan›tlayan ku- re baz› kurullar›n oldukça fazla yükünün oldu- rullarda da bilgilerin depolanmas› ve kullan›- ¤u görülmektedir. Ancak bu kurullar›n raportör m›nda bilgisayar ortam›na geçilememifltir. say›lar›na bak›ld›¤›nda beklendi¤i gibi en fazla b) Ulafl›m Arac›: Büyük oranda kurullar›n raportör say›s›na sahip olmad›klar› da görül- ulafl›m arac› yoktur (% 67). Arac› olmayan ku- mektedir. Bu durum ortalama toplant› bafl›na rullar ihtiyaç halinde di¤er kamu kurumlar›ndan görüflülen dosya say›s›na da yans›maktad›r. Ku- araba talep etmektedir. Çok genifl alanlara yay›l- rullar genelinde 34 olan bu say›, Adana, Diyar- bak›r ve Mu¤la Koruma Kurullar›’nda oldukça m›fl kurullar oldu¤u düflünülürse, rapor haz›rla- Üstte, koruma ma ve yerinde görme kararlar›n›n uygulanma- afl›lm›fl durumdad›r. Kurullar genelinde bir y›l kurullar›ndaki ekipman ve s›ndaki olumsuzluklar daha da çarp›c› olmakta- içinde yap›lan baflvurular›n ortalamas› ise donan›mlar›n da¤›l›mlar› 1125’tir. Bu durumda da Antalya, Çanakkale, (2002 verilerine göre). d›r. Özellikle Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu’da Altta, koruma kurullar›nda görev yapan ve görev alan›nda on il bulunan Mu¤la Koruma Kurullar›’n›n daha fazla yük al- raportör bafl›na düflen Erzurum ve Diyarbak›r Koruma Kurullar› gibi d›¤› görülmektedir. dosya say›s›. kurullarda araç bulunmamas›n›n, arazi ve hava koflullar› göz önüne al›nd›¤›nda oldukça özveri- Kurul Arfliv Ulafl›m Personelin Yeterlili¤i Mekân li çal›flmay› gerektirdi¤i söylenebilir. Arac› Say› Uzmanl›k Uygunlu¤u c) Personel say›s›n› yeterli bulan kurullar›n Adana ■✖■ ■✖ oran› da oldukça düflüktür (%25). Bu durum ra- Antalya ❍✖✖ ❍✖ portör bafl›na düflen dosya say›s›n›n tüm kurullar Çanakkale ■■■ ✖■ genelinde ortalama 185 oldu¤u düflünüldü¤ün- Diyarbak›r ■■■ ■■ de baz› kurullar aç›s›ndan oldukça yetersiz daimi Edirne ❍■❍ ■■ personelin oldu¤u söylenebilir. Erzurum ✖■■ ■✖ ‹stanbul II ✖■■ ■✖ Kurulun Çal›flma fieklinden Kaynaklanan ‹stanbul III ❍■■ ■■ Sorunlar: ■■■ ■■ Kurulun çal›flma fleklinden kaynaklanan sorunlar› Kayseri ortaya koymak için; toplant› s›kl›¤›, bir y›l içinde Konya ✖■✖ ✖✖ görüflülen ortalama dosya say›s›, toplant› bafl›na Mu¤la ❍✖■ ■■ görüflülen ortalama dosya say›s›, bir y›l içinde Nevflehir ✖✖■ ✖✖ baflvuru yapan ortalama dosya say›s›, baflvuru ya- Samsun ■■■ ■✖ pan dosyalar›n ve görüflülen dosyalar›n a¤›rl›kl› Trabzon ❍■✖ ✖✖ konular›na yönelik sorgulama yap›lm›flt›r. a) Toplant› s›kl›¤›: Kurullar›n konulara ay›- ■ Yok/yetersiz ❍ K›smen ✖ Var/yeterli rabildikleri zaman aç›s›ndan s›k›nt›lar› vard›r. Koruma kurullar› ayda dört kez toplanmak du- Kurul Raportör Baflvuru Yapan Raportör Bafl›na rumundad›r. Ancak pek çok nedenden dolay› Say›s› Dosya Say›s› Düflen Dosya Say›s› her kurul her hafta toplanamamaktad›r. 2002 Adana 7 1000 143 y›l› verilerine göre; sadece % 33 oran›nda kurul- Antalya 11 3200 291 da dört defa toplan›ld›¤› görülmektedir. Çanakkale 5 3500 700 b) Görüflülecek Konular›n Niteli¤i: Ko- Diyarbak›r 4 600 150 nular›n takdimi, belgelerin incelenmesi, her Edirne 4 240 60 Erzurum 2 400 200 üyenin görüflünü bildirmesi, karfl› görüfllere ya- ‹stanbul II 5 520 104 n›t verilmesi uzun zaman almakta ve bu neden- ‹stanbul III 9 le de görüflülen konular, görüflülmek zorunda Kayseri 3 250 83 olan konular›n çok alt›nda kalmaktad›r. Alanlar- Konya 10 200 20 da geçerli koruma imar planlar›n›n olmamas›, Mu¤la 8 2400 300 kurullar›n adeta belediyelerin imar bürolar› gibi Nevflehir 6 1000 167 kullan›lmas›n› getirmektedir. Konular›n her ku- Samsun 4 320 80 rulda a¤›rl›kl› olarak yeni yap› talebi oldu¤u gö- Trabzon 9 400 44

mimar•ist 2006/1 105 HUKUK

De¤erlendirme: lulu¤a ra¤men yetkileri, yapt›r›m ve denetleme Veriler de göstermektedir ki, kurullar oldukça olanaklar› aç›s›ndan çok k›s›tl›d›r. zor ve yetersiz koflullarda özveri ile görev yap- maktad›r. Ancak yaflan›lan bu sorunlar, koruma Sonuç ve Öneriler konusunda en etkin birim olmas› gereken ku- Dünyada yaflanan son geliflmeler ve küresellefl- rullar›n çal›flmalar›n›n gerekti¤i gibi etkin kulla- me, herkese ama özellikle ve öncelikle planc›la- n›lamamas› sonucunu ortaya ç›kartmaktad›r. ra, ülke, bölge ve kent ölçe¤inde h›zla yerine Koruma kurullar›, oluflumlar›, olanaklar› ve yet- getirilmesi gereken önemli görevler yüklemek- kileri anlam›nda sorunlar yaflamaktad›r. Kurul- tedir. Bilinçli bireylerin, kentlilerin, yöneticile- larda al›nan kararlar, kurul üyelerinin kiflisel bil- rin, yerel yöneticilerin kentlerin kimlikli gelifl- gi birikimine ve korumaya bak›fl›na göre al›n- mesi ve ülkemizin dünya üzerinde kimlikli ve maktad›r. Bu da her kurul özelinde farkl› nite- sayg›n bir ülke olarak yerini almas› için, kendile- likli geçifl dönemi yap›laflma koflullar›n›n iflletil- rine düflen görevleri yerine getirmeleri zorunlu- mesini getirmektedir. Kurul üyelerinin de¤ifl- dur. Oysa ülkemizde kamu duyarl›l›¤›n›n yete- mesi durumunda ayn› geçifl dönemi yap›laflma rince yarat›lamad›¤›, sorumluluklar›n yeterince koflullar› farkl› uygulanabilmektedir. paylafl›lamad›¤› ve aktörler aras› diyalogun yete- Yukar›da tan›mlanan bu sorunlar paralelinde rince kurulamad›¤› görülmektedir. Sivil toplum koruma kurullar›n›n bakanl›kça tan›mlanan gö- kurulufllar› ve bilimsel kurumlar›n görüfl ve de- revlere karfl›n pratikte yerine getirdi¤i görevler ¤erlendirmelerinin al›naca¤› çal›flma ortamlar›- karfl›laflt›r›ld›¤›nda temeli “iyi niyet” olmakla n›n kurumsallaflmas› gerekmektedir. Ayr›ca ku- beraber, uygulaman›n koruma kurullar›n›n ku- rullar›n çal›flmak zorunda olduklar› özellikle ye- rulufl amaçlar› ile çeliflti¤i görülmektedir. Ba- rel yönetimler baz›nda (buna merkezî yöneti- kanl›kça tan›mlanan ya da tan›mlanmayan ancak min yerel temsilcilikleri de dahildir) teknik ele- zorunlu olarak yap›lmak zorunda kal›nan tüm manlar›n mesleki formasyonlar› ve konulara bu görevleri yerine getiren koruma kurullar›n›n yaklafl›mlar› koruma kurullar›n›n görevlerini ye- yetkileri incelendi¤inde ise görülmektedir ki; rine getirmelerinde ve kararlar›n›n uygulanma- kurullar verdikleri kararlar ile kentsel kimli¤in s›nda karfl›lafl›lan sorunlar›n en önemli nedenle- ya da do¤al çevrenin sürdürülebilirli¤ine ya da rindendir. yok olmas›na neden olurken, bu önemli sorum- Günümüzde de¤iflen bu bak›fllar do¤rultu- sunda kent planlama anlay›fl›n›n da geliflmeci bir Görüflme S›kl›¤› Say› % perspektif ile ele al›nmas› ve tart›fl›lmas› gerek- Ayda 1 4 33,33 Ayda 2 4 33,33 mektedir. Kent planlar›n› salt “yeni alanlar›n Ayda 4 4 33,33 imara aç›lmas›” anlay›fl›na indirgeyen planlama Toplam 12 100 bak›fl›n›n art›k terk edilmesi gerekmektedir. Planlama, salt fiziksel çevrenin düzenlenmesine 1. S›radaki Gündem Konular› Say› % indirgenmemeli, toplumsal, ekonomik ve fizik- Yeni Yap›laflma 8 66,67 sel mekân› bir bütün olarak ele almal›d›r. Kent- Koruma kurullar›ndaki Onar›m/Restorasyon 3 25,00 sel koruma anlay›fl› ve eylemi kent planlama bü- toplant› s›kl›¤›, gündem Tespit/Tescil 1 8,33 tününden soyutlanamaz. Bu do¤rultuda kültü- konular›, görüflülen dosya Toplam 12 100 say›lar›n›n da¤›l›m›. rel de¤erlerin ve tabiat varl›klar›n›n korunmas› ve gelecek kuflaklara aktar›lmas›, planlaman›n Kurul 1 Y›lda Görüflülen Toplant› Bafl›na Ort. Bir Y›l ‹çinde Baflvuru Ort. Dosya Say›s› Dosya Say›s› Yapan Dosya Say›s› her kademesinde ana amaç olmal›d›r. Planlama Adana 960 80 1000 anlay›fl› olarak stratejik planlama anlay›fl›n›n be- Antalya 500 25 3200 nimsendi¤i bak›fl do¤rultusunda “Koruma Çanakkale 780 30 3500 Amaçl› ‹mar Plan›” kavram›n›n kald›r›larak, ko- Diyarbak›r 600 50 600 runacak yap› ve alanlar›n kent bütünü içinde ele Edirne 240 20 240 al›nmas›na olanak sa¤layacak planlama bütünlü- Erzurum 240 20 400 ¤ünün sa¤lanmas› hedeflenmelidir. Ancak ‹stanbul II 520 40 520 ‹stanbul III “Özel Amaçl› Planlar” sisteminin tamam›n›n Kayseri 240 20 250 kald›r›lmas› uzun zaman alacakt›r. Bu nedenle Konya 377 20 200 koruma amaçl› imar planlar› daha önce de de¤i- Mu¤la 1000 80 2400 nildi¤i gibi stratejik planlaman›n bir parças› Nevflehir 300 30 1000 olan “eylem alanlar›” fleklinde ele al›nmal›d›r. Samsun 300 20 320 Kültür ve tabiat varl›klar›n› korumada mer- Trabzon 350 20 400 kezî birim olan Kültür ve Turizm Bakanl›¤› ve

106 mimar•ist 2006/1 HUKUK bünyesindeki kurulufllar koruma konusunda ko- do¤rultusunda raportör say›s›n› art›rabilecektir. ordinasyon ve organizasyon görevini yerine ge- Büro müdürlü¤ü için öngörülen bir baflka kad- tirmemekte ve bu nedenle koruma sürecinde ro koruma konusunda yeterlili¤i kan›tlanm›fl, bu yer alan her birim farkl› bir flekilde hareket et- konuda çal›flmalarda bulunmufl iki ö¤retim üye- mektedir. Do¤al, tarihsel, kentsel ve arkeolojik si (emekli olabilir) ve bu konuda yetifltirilecek sit alanlar›n›n önemi ve ülkenin kalk›nma po- yüksek lisans›n› ya da doktora çal›flmas›n› koru- tansiyelindeki yeri konusunda merkezî yöneti- ma konusunda tamamlam›fl bir mimar ve bir fle- min, yerel yönetimlerin, bilimsel kurulufllar›n, hir planc›s› ile bir hukuk dan›flman› olmak üzere planc›lar›n ve ilgili di¤er kurulufllar›n benimse- befl kifliden oluflacak daimi dan›flma birimi, ko- di¤i ortak politikalara gereksinme vard›r. Bu ne- ruma kurulunda görev yapacakt›r. Üyelerin her denle oluflumlar› ve görevleri yani rolleri yeni- gün kurulda olmas› mümkün de¤ildir. Ancak bu den betimlenmeli ve sorun olarak tan›mlanan önerilen ekibin, kurul baflvurular›n› kendi içle- eflgüdüm eksikli¤ini gidermek ve koordinasyo- rinde görüfltükten sonra görüflülmesi gerekli nu sa¤lamak üzere yard›mc› birimler oluflturul- olan dosyalar› koruma kurulu gündemine getir- mal›d›r. meleri, görüflülmesine gerek olmayanlar›n ifl- Yüksek Kurul’un asl› görevi, koruma politi- lemlerini kendilerinin yapmalar›, koruma kurul- kas›n› saptamak ve bu politikay› gerçeklefltire- lar›n› flu an oldu¤u gibi “imar bürosu gibi” ça- cek ilkeleri ortaya koymakt›r. Koruma (bölge) l›flma yükünden kurtaracakt›r. Ancak hangi ko- kurullar› ise bu do¤rultuda karar üretmek duru- nunun kurul gündemine gelece¤i, hangi konu- munda olan kurulufllard›r. fiu an say›lar› yirmiye nun ise daimi personelce görüflülece¤i konusun- ulaflm›fl olan koruma kurullar›n›n ald›¤› karar- da koruma kurullar› aras›nda eflgüdümü sa¤la- larda ilke kararlar›na uyulup uyulmad›¤›n› de- mak için koruma kurullar› baflkanlar›ndan olufl- netleyecek ve aralar›ndaki eflgüdümü sa¤layacak turulan bir komisyon, görev tan›m› yapmal›d›r. birim bulunmamaktad›r. Tüm bu sorunlar› gi- dermek ve koruma kurullar›n› koruma konu- KORUMA BÖLGE KURULLARI sunda en yetkin, güven duyulan, kararlar› tart›- fl›lmaz olan kurumlar haline dönüflmek üzere BÖLGE MÜDÜRLÜKLER‹ ÜYELER kurgulanan yeni koruma bölge kurulunun afla- ¤›daki nitelikleri içermesi öngörülmüfltür: • Koruma her ne kadar operatif bir eylem DANIfiMANLAR ise de bilimsel bir tabana oturmaktad›r. Koruma Öneri koruma bölge bir bilimdir ve bu nedenle oluflumlar› akademik kurullar›. birimlerce seçilmifl üyelerden oluflmaktad›r. • Koruma bölge kurullar› toplant›lar›na plan Üyelerin uzmanl›k alanlar›n›n yetersiz oldu¤u müellifleri davet edilmelidir. Böylece koruma belirlenen koruma bölge kurullar›na, ihtiyaç kurulu, ald›¤› kararlar konusunda daha hassas duyulan konularda uzman üyelerin dahil edil- ve tutarl› olmak gere¤ini hissedecektir. mesi öngörülmüfltür. Kurulda görev alacak uz- • Bir anlamda “yasa gücünde” olan Koruma man kiflilerin seçilme kriteri olmal›d›r. Kurul Yüksek Kurulu ve tüm bölge kurullar› kararlar›- üyeleri akademik geliflmelerini belirtilen konu- n›n, Bakanl›kça uygun periyotta ve abonelikle de yayg›nlaflt›r›larak ilgi duyan tüm kesimlere larda tamamlam›fl, bilgi birikimini yay›nlar› ile (üniversitelere, kütüphanelere, meslek kurulufl- kan›tlam›fl, kurulda görev almaya gönüllü aka- lar›na vb.) ulaflabilecek flekilde yay›mlanmas›, demisyenler aras›ndan akademik kurullarca seçi- uzun süredir genel beklentidir. Yasada bunu len ö¤retim üyelerinden oluflmal›d›r. sa¤layacak maddeler yer almal›; böylece hem • Üyelerin s›kça de¤iflmesinin yaratt›¤› so- tüm kurullar›n ald›¤› kararlar tek bir dergide runlar› ortadan kald›rmak amac›yla yeni bir yap›- derlenerek “kararlar aras›nda uyum sürecine” lanma tan›mlanm›flt›r. Buna göre kurulun çekir- katk›da bulunulmal› hem de “yay›m” nedeniyle dek kadrosu, büro müdürlükleri ve dan›flman de kararlar›n “gerekçeli” olarak yaz›lmalar›n›n kadrosundan oluflmaktad›r. Büro müdürlükleri- gereklili¤i sa¤lanmal›d›r (Görgülü, 2003). nin kadrolar› geniflletilmifl ve raportörlerin uz- • Sayfa 105’teki ekipman ve donan›m da¤›- manl›k alanlar› üyelerin uzmanl›k alanlar› ile ay- l›m› tablosunda tan›mlanan araç eksikli¤i, arfliv- n› olacak flekilde yeniden tan›mlanm›flt›r. Ayn› leme sorunlar›n›n giderilerek koruma kurullar›- üyelerde oldu¤u gibi raportörler için de her uz- n›n ça¤dafl ekipman ile donat›lmas›, çal›flma or- manl›k alan›ndan bir temsilci olma zorunlulu¤u tamlar›n›n ça¤dafl koflullarda düzenlenmesi, ar- getirilmifltir. Yüksek Kurul uygun gördü¤ünde, flivlemede bilgisayar teknolojisinin kullan›lmas›- koruma bölge kurulu büro müdürünün talebi

mimar•ist 2006/1 107 HUKUK

n›n sa¤lanmas› hedeftir. Tüm koruma kurullar›- lama ile ilgili sorunlar›n çözümü, uygulamalar n›n bir a¤ ile birbirlerine ba¤lanmas›, her an ile- için kaynak temini ve yap›lan uygulamalar›n de- tiflim içinde olmalar› günümüz biliflim ça¤› için netlenmesinden sorumlu olacakt›r. Bir baflka zorunluluktur. sorumluluk alan› ise; basit onar›mlar için gelen • Mevcut koruma dizgesinin önemli bir so- baflvurular› de¤erlendirmek, karar almak ve uy- runu; koruma ile ilgili kurumsal yap›laflmada ya- gulamakt›r. 2863 say›l› Kültür ve Tabiat Varl›k- flanan eflgüdüm-organizasyon sorunlar› ile ko- lar›n› Koruma Yasas›’nda de¤ifliklik yapan 5226 rumada en etkin kurum olmas› gereken koruma say›l› yasa ile basit onar›m yetkisi belediyelere kurullar›n›n kendi iç yap›lanmalar›ndan kaynak- b›rak›lm›flt›r. Ancak tam olarak tan›m› yap›lma- lanan sorunlard›r. Koruma bölge kurullar›n›n m›fl ve s›n›rlar› saptanmam›flt›r. Önerilen teknik görev alanlar› ve co¤rafi alanlar›n›n çok genifl temsilcilik, kurulla iflbirli¤i içinde, bu görevi ye- olmas›ndan kaynaklanan sorunlar, çok büyük rine getirebilecek nitelikte bir birimdir. yetki alan›na sahip kurullar›n bir ya da birkaç koruma kuruluna bölünmesi ile afl›labilir.2 Sonuç • Uygulamadaki bir baflka sorun, vatandafl- 5226 say›l› yasa ile de¤ifliklik yap›lan ve koruma tan gelen bask›lar sonucunda kurul kararlar›n›n bölge kurullar› olarak tan›mlanan koruma ku- esnetilerek uygulanmas›na belediyeler taraf›n- rullar›n›n, oluflumlar› gere¤i temel çal›flma ko- dan göz yumulmas›d›r. Oysaki belediyeler ve nular›, korunmas› gerekli yap›lar ve alanlard›r. kurullar sit alan› ilan›ndan itibaren birlikte çal›fl- Kültür Bakanl›¤›’nca tan›mlanan görevleri bi- mal›d›r. Planlama çal›flmalar›n›n tümü için ge- lindi¤i gibi; Bakanl›kça tespit edilen veya ettiri- çerli olan bu süreç, koruma hedefi için mutlak len korunmas› gerekli kültür ve tabiat varl›klar›- gerekmektedir. Koruma kurullar›n›n yetki alan- n›n tescilini yapmak, gruplamas›n› yapmak, ge- lar›n›n çok genifl olmas›, ço¤unlukla birden faz- çifl dönemi yap› flartlar›n› belirlemek, koruma la ilin, dolay›s›yla birden fazla belediyenin bu- amaçl› imar planlar› ile bunlar›n her türlü de¤i- lunmas› da eflgüdüm sorunu yaratan bir etken- flikliklerini inceleyip onamak, koruma alanlar›- dir. Bu anlamda koruma kurullar›n›n ve beledi- n›n tespitini yapmak, özelliklerini kaybetmifl yelerin bir arada çal›flmalar› da zorlaflmaktad›r. olanlar›n tescil kayd›n› kald›rmak ve bu alanlarla Bu sorunu gidermek üzere yeni bir birimin ilgili uygulamaya yönelik kararlar almakt›r. An- oluflturulmas› öngörülmüfltür. “Teknik Uygula- cak günümüzde koruma kurullar›, koruma ma ve Denetleme Birimi” adl›; belediye bünye- amaçl› imar planlar›n›n zaman›nda üretileme- sinde ancak özerk olarak çal›flacak, belediyenin mesi sonucu sit karar› al›nan alanda, korunmas› görevlendirece¤i iki kifliden oluflan teknik ekip gereken yap› ya da alanlar ile ilgili olsun olmas›n (en az bir flehir planc›s›n›n olmas› zorunludur) tüm yap›laflma ile ilgili talepler için parsel baz›n- ile koruma kurulunun görevlendirece¤i (rapor- da karar üretmek zorunda kalmaktad›r. Bu du- tör ya da dan›flman ekipten seçilecek) üç kifliden rum ise: (birinin imar hukukçusu olmas› zorunludur) ol- 1. Koruma plan› yapma gerekçelerini orta- mak üzere toplam befl kifliden oluflacak bu bi- dan kald›rmaktad›r. rim, kurul ile belediye aras›ndaki eflgüdümü 2. Sit alanlar›n›n plans›z olarak kurul eliyle sa¤layacak ve al›nan kararlar›n mekânda uygula- yap›laflmaya aç›lmas›n› do¤urmaktad›r. mas›n›n denetlenmesinden sorumlu olacakt›r. 3. Koruma kurulunun gündemini yo¤unlafl- Bu birim, korunmas› gereken alanlarda al›nan t›rmaktad›r. koruma kararlar›n›n uygulamaya geçilmesinde 4. Koruma kurullar›n›n belediyenin görevle- karfl›lafl›labilecek hukuki sorunlar›n çözümünün rini üstlenmesine neden olmaktad›r. nas›l olabilece¤ini araflt›racakt›r. Yine al›nan ka- Tarihî ve kültürel de¤erler ile çevre zengin- rarlar›n uygulanmas›ndaki finansman sorunlar› liklerinin korunabilmesi planlama ile mümkün- için model aramak, mülkiyet sorunlar›n›n çözü- dür. Bu nedenle mekâna dayal› rantlar›n da¤›t›- mü için strateji belirlemek gibi do¤rudan uygu- m›n› ve paylafl›m›n› organize etme süreci yafla- yan ya da ifllevsizlefltiren bir imar planlama anla- BELED‹YE KORUMA y›fl› ba¤lam›nda üretilen “koruma amaçl› imar BÖLGE KURULU planlar›” anlay›fl› yerine, koruma amaçl› imar planlar›n› bir “eylem plan›” olarak ele alan bir planlama bak›fl› yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Eylem TEKN‹K UYGULAMA ve planlamas›nda aktörler çok güçlü olarak karfl›- DENET‹M B‹R‹M‹ Öneri Teknik Uygulama ve m›za ç›kmaktad›r. Koruma amaçl› imar planlar› Denetleme Birimi. da bir eylem plan› olarak de¤erlendirildi¤inde

108 mimar•ist 2006/1 HUKUK korumada etkin olan aktörlerin yeniden yap›- rilmesi, maddi olanaks›zl›klar›n›n ortadan kald›- lanmas› ve görev tan›mlar›n›n yeniden düzen- r›lmas›, yine bu birimlerin bilimsel yaklafl›mlar›, lenmesi gerekecektir. Bu yaklafl›m çerçevesinde, akademik bilgi ve enerjiyi do¤ru kullanmalar›, kültür varl›klar›n› korumada yetki ve sorumlu- yap›lan bilimsel çal›flmalar› kendi uygulamalar›- luk sahibi olan kamu kurum ve kurulufllar› ara- na aktarmalar›na olanak verecek iletiflim ve efl- s›nda eflgüdümün sa¤lanmas›, hepsinin de uz- güdümün sa¤lanmas› gerekmektedir. Koruma- man kadrolar›n› gelifltirmeleri gere¤i tart›fl›l- da karar al›c› ve uygulay›c› birimler üzerindeki mazd›r. siyasi politikan›n ve rantiye gruplar›n›n bask›la- Ülkemizdeki koruma kurulu sistemi, kurulla- r›n›n engellenmesi de tüm bu önerilerin gerçek- r›n yap›lanmalar›nda var olan sorunlara ra¤men, leflebilmesinin önkofluludur. hemen her ülkede görülen bir uygulamad›r. Dünyan›n her ülkesinde koruma ile ilgili konu- Elif Örnek Özden, Dr., YTÜ Mimarl›k Fakültesi fiehir ve Bölge Planlama Bölümü Araflt›rma Görevlisi larda karar erki koruma konusunda uzmanlar- dan oluflan “özerk” kurullard›r. Hollanda gibi Notlar: baz› ülkelerde konulara göre uzmanlaflm›fl ku- 1. Ankara, Bursa, ‹stanbul I, ‹zmir I, ‹zmir II ve Eskiflehir Koruma Kurullar›’ndan yan›t al›namam›flt›r. rullar da vard›r (Eyüpgiller, 2000). Kurullar›n iç 2. Çal›flman›n detay› için bkz. Örnek Özden, E., Tafl›nmaz yap›s›, çal›flma esaslar›, kurullarda koruma konu- Kültür Ve Tabiat Varl›klar›n›n Korunmas›nda Planlama- Koruma ‹liflkisi Üzerine Yeni Bir Sistem Önerisi, Doktora sunda uzman kadrolara yer verilmesi, kararlarda Tezi, YTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul, 2005. kurullar aras› eflgüdüm ve kararl›l›k/benzerlik sa¤lanmas›, özerk çal›flma ortam›n›n ve ça¤dafl Kaynakça: • Güçhan, N. fi. (2002) (der.), Her Dem Yeflil Yaprakl› Bir çal›flma koflullar›n›n yarat›lmas›, kurul kararlar›- A¤aç – Cevat Erder’e Arma¤an, ODTÜ Mimarl›k n›n fleffaflaflt›r›lmas› ve ulafl›labilir k›l›nmas›, Fakültesi Bas›m ‹flli¤i, Ankara. • Görgülü, Z. (1997) “Koruma Kurullar›”, Cumhuriyet gündeminin yo¤unlu¤unun azalt›lmas›, koruma Gazetesi, 7 Aral›k 1997, s.2. kurullar›n›n farkl› siyasi bask› gruplar› ve bazen • Görgülü, Z. (2003) Tarihî Kentler Birli¤i’nin “2863 de halk ile karfl› karfl›ya gelmesinin engellenme- Say›l› Koruma Yasas›’nda De¤ifliklik ‹çin Bakanl›k Çal›flmas› Hakk›ndaki Görüfl ve Önerileri” si... gibi pek çok konu kurullarla ilgili iyilefltiril- (yay›mlanmam›fl). mesi ve çözüm üretilmesi gerekli konulard›r. • Örnek Özden, E. (2005) Tafl›nmaz Kültür ve Tabiat Varl›klar›n›n Korunmas›nda Planlama-Koruma ‹liflkisi Kurullar›n özerk yap›lar›n› korumak koflulu ile, Üzerine Yeni Bir Sistem Önerisi, Doktora Tezi, YTÜ, Fen çal›flma koflullar›n›n düzeltilmesi, bilimsel gerek- Bilimleri Enstitüsü, ‹stanbul. lere uygun kararlar üretebilmelerinin desteklen- • http://www.kultur.gov.tr mesi gerekmektedir. Koruma kurullar›n›n bir üst kültür katman›, kültür mekanizmas› olarak kur- gulanmas› sa¤lanmal›d›r. Korunacak kentsel miras kentsel belle¤in bir parças›d›r. Koruman›n sadece fiziki mekânlar›n düzenlenmesi, fonksiyonunun de¤ifltirilmesi, kullan›c›s›n›n de¤ifltirilmesi ça¤dafl koruma an- lay›fl› çerçevesi aç›s›ndan tart›fl›l›r bir konudur. Bugün, kent kimli¤inin ve belle¤inin korunma- s›, tarihî kentsel dokunun yeniden canland›r›l- mas› sosyal, ekonomik ve fiziki mekânlar›n bir- Search for a New Organization for likte bütüncül olarak ele al›nmas› ve planlanma- Institutional Structure in Conservation of s› gereklili¤i art›k ça¤dafl koruma anlay›fl›n›n Cultural and Natural Assets çerçevesini çizmektedir. Bu ise kentlinin mekân› alg›lamas›, benimsemesi ve yeniden kullanmaya In spite of conceptual, legal and organizational improvements in our country, istekli olmas› ile mümkündür. Tüm bunlar da emphasis in general seems to be on “no conservation” rather than “conservation” merkezî yönetimin, yerel yönetimlerin, sivil when examined in detail. The most efficient elements for conservation of cultural toplum örgütlerinin bu kat›l›m› sa¤layacak poli- and natural assets are High Commission of Ministry of Culture and Tourism and tikalar ve araçlar üretmesi ile mümkün olabile- “Regional Conservation Commissions” defined by Law no. 5226 that amends cektir. Bu süreçte planlaman›n salt fiziki boyutu no. 2863 of Conservation Law for Cultural and Natural Assets. The most effective ile de¤il, finans kaynaklar›n› yaratmak, organi- factor of corporate organization in terms of planning are (Regional) Conservation zasyon flemas›n› kurmak, etaplamalar›n› olufl- Commissions dispersed in the country, each with its different properties and turmak biçiminde ele al›nmas› gereklidir. equipments. However, Conservation Commissions have problems today because Korumada etkin olan tüm birimlerin uz- of their areas of specialization, origin of their members, work type and lack of man, bilgi ve teknik donan›m eksiklerinin gide- opportunities. Accordingly, they can not be effective as required.

mimar•ist 2006/1 109 FARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI Körler ‹çin Okul Tasar›m›: Görmeden Görmeyi Ö¤renmek Rhys Phillips ‹ngilizce’den Çeviren: Fatma Öcal

imarl›k ço¤unlukla görsel bir olgu ola- amaçlara da hizmet etmeyi” hedeflemifl. Strat- MMrak ele al›n›r. Öyleyse görme duyusu ol- ton, Finli mimar ve elefltirmen Juhani Pallas- mayan kullan›c›lar için en iyi mimari çözümlere maa’n›n, mimarl›¤›n, salt görsel olmaktan öte, nas›l ulafl›l›r? Brantford’daki (Kanada) W. Ross daha genifl bir duyumsal derinli¤e ihtiyaç duy- Macdonald Körler Okulu’na, ilkokul olarak du¤u yönündeki düflüncelerini paylafl›yor. “The kullan›lmak üzere bir ek bina tasarlayan Toron- Eyes of the Skin”/“Tenin Gözleri” (1996) bafl- tolu mimar Bruce Stratton’›n önünde duran en l›kl› makalesinde Pallasmaa, “bedenin sessiz bil- temel soru buydu. geli¤i”ni savunuyor: “Görme”, mimarl›¤› do- Mimar›n bu soruya yan›t› flöyle oldu: 1-6. s›- kunma, iflitme ve koku alma ile birlikte alg›la- n›flara devam eden kör, sa¤›r/kör ve görme mak zorundad›r. Bir kap› kolunun ele nas›l gel-

Düflük düzeyde görme zorlu¤u çeken 32 çocu¤un yaflama ve ö¤renme di¤i, göze nas›l göründü¤ünden daha önemli- yetene¤i olan ö¤renciler mücadelelerini kolaylaflt›rmak için gerekli olan dir. Bu durum, ö¤rencilerin iflitme, dokunma ve için buzlu camlar ifllevsel özelliklere –ki bunlar dokunma, ses ve koku alma duyular›n›n daha geliflmifl oldu¤u bir parlamay› azalt›rken, canl› renkler, alana nefle kat›yor fiziksel yönlendirmelerle ilgilidir– daha fazla okulda daha da belirgin olarak ortaya ç›kar. ve görsel bir derinlik dikkat gösterilmelidir. Stratton, yaklafl›k 2800 Bunun yan›nda, okulda tasar›m görsel ola- sa¤l›yor. Renkli camlardan metrekare ve 8 milyon dolarl›k bu bina için ayn› rak da mükemmel olmal›yd› çünkü kampusta oluflan bir set, d›flar›da zengin bir görsel manzara zamanda, “sadece kullan›ma dayal› ihtiyaçlar› görme sorunu olmayan k›rk kifli çal›fl›yor, çevre- yarat›yor. karfl›lamay› de¤il, soyut ruhsal ve duyumsal de yaflayanlar da okulun olanaklar›n› s›k s›k kul- lan›yorlard›. Üstelik, okulun tüm ö¤rencileri hukuken kör kabul edilse de aralar›nda düflük düzeyde görme yetene¤i olanlar da vard›. Vur- gulanm›fl keskin biçimlerin yan›nda güçlü renk- lerin kullan›lmas› çocuklar›n çevreleri ile yafla- d›klar› deneyimlerde oldukça önem kazanmak- tayd›.

Çevrenin Yeniden Düzenlenmesi Yap›, Grand River’e do¤ru inen dik yamaçlar- dan uzakta, yerleflim biriminin içinden geçen genifl bir soka¤›n kenar›nda, ay›rt edici hiçbir özelli¤i olmayan 1960’lardan kalma iki kütlenin yerine yap›lm›fl. Zengin biçimlerin kullan›ld›¤›, birbirine eklemlenmifl çok say›da birimden olu- flan yeni bina alçak bir yap›, fakat yatayda yay›l- d›¤› alan›n birbirine en uzak iki ucu aras›ndaki mesafe 114 metreyi geçiyor. Yap› sokaktan içeri çekilmifl ve s›n›rlar›n› güneydeki lise (1972) ile do¤udaki yafll›lar evinin (1999) belirledi¤i, yeni dikilmifl rayihal› çam a¤açlar›yla övünen, ferah bir iç bahçe yarat›lm›fl. Okul, ö¤rencilerin h›zl› ve güvenli dolafl›m- lar›na izin veren, standartlara göre genifl (3,05 metrelik) bir koridor etraf›nda düzenlenmifl. Yaralanmalara sebep olabilecek tüm keskin kö- fleleri ortadan kald›rmak ve engelleri en aza in-

110 mimar•ist 2006/1 FARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI dirmek için her fley yap›lm›fl. Bu iç sokak eflit ol- mayan uzunlukta ama dengeli iki kanada ayr›l- m›fl. Daha k›sa olan do¤u kanad›nda ö¤renci yerleflim birimleri, sa¤l›k merkezi, s›n›flar, mü- zik odalar›, çok amaçl› alan ve aç›kta duran çelik putrellerle desteklenmifl, üst k›sm› pencerelerle nerdeyse çevrelenmifl, iki kat yüksekli¤inde bir girifl atriyumu yer al›yor. Daha uzun olan bat› kanad›nda ise, dört e¤itim bölmesine geçifli sa¤layan koridordan önce, atriyumun yan›ndaki toplant› odalar› ve ofisler bulunuyor. Her e¤i- tim bölmesinde, d›flar›ya do¤ru uzanan bir or- tak aktivite odas› ile bir tuvaletin de bulundu¤u 6-8 ö¤rencilik ikifler s›n›f yer al›yor. Koridorlardaki ahflap oturma banklar› dinlenme mekânlar› Duyular için Tasarlamak olufltururken, büyük siyah t›rabzanlar ö¤rencilere rehberlik Stratton, hem dokunma hem de iflitme duyula- ediyor. r›na cevap veren malzemeler kullanm›fl. Farkl› dokunma duyusu derecelerine göre ö¤rencile- re, yönlendirme ipuçlar› vermifl. Düz seramik Genifl, köflesiz koridorlar güvenli dolafl›m› kolaylaflt›r›yor. döflemelerle detayland›r›lm›fl ç›plak beton blok- Yüksek tavanl› aktivite odas› do¤al ›fl›kla doluyor. lardan oluflan duvarlar boyunca devam eden 35,5 cm.’lik siyah fenol t›rabzanlar çocuklara k›lavuzluk ediyor. Hem zemin hem de duvar bitiflleri, bulunduklar› yere göre tip ve doku olarak farkl›l›k göstererek bina içinde dolafl›r- ken çocuklar› yönlendiren dokunma duyarl› ifla- retler olarak görev yap›yor. Koridor ve s›n›flar›n zemininde tipik koyu renk porselen karolar kul- lan›lm›fl fakat s›n›flarla kesiflen yerlerde ve atri- yumda, geçifller akçaa¤aç döfleme ile belirtilmifl. Ayr›ca, döflemelerdeki malzeme farkl›l›¤›, ayak ve baston seslerinde de de¤iflikliklere sebep ol- du¤undan sesli iflaretler haline geliyor. Güven- lik için, zemin bitimlerindeki geçifller, bir düflük döfleme sistemi kullan›larak düzlefltirilmifl. Pürüzsüz yer döflemeleri ö¤rencilerin tökezlememelerini Reddedilen De¤il, Kontrol Edilebilen Ifl›k sa¤larken, dolayl› ›fl›k da göz kamaflt›r›c› parlamalara Bu görsel davran›fl, farkl› ifllevsel bileflenleri ifla- engel oluyor. ret ederken, binan›n d›fl kütlesi ve detaylar› da ›fl›¤›n binaya giriflini kontrol etmektedir; bu da parlak ›fl›¤a karfl› afl›r› hassas çocuklar için çok önemlidir. Genifl beton saçaklar ve bir dizi abart›l› beton kanatlar, güçlü ö¤leden sonra gü- neflinin s›n›flara do¤rudan girifline engel olacak flekilde tasarlanm›flt›r. Çal›flma yüzeylerinde parlakl›¤› azaltmak için, do¤rudan olmayan ay- d›nlatma birimlerinin ço¤u, ›fl›k kesici reostalar- la çal›flmaktad›r. Özellikle s›n›flarda, genifl cam yüzeylerde d›flar›dan s›rlama yap›lm›flt›r; pence- re kiriflleri normalden daha alçakt›r ve pencere- lerde d›flar› ›fl›¤›n› yüzde 95 oran›nda engelle- yen Solarfective perdeler kullan›lm›flt›r. ‹ç du- varlar›n ço¤unda kullan›lan fleffaf kumlanm›fl

mimar•ist 2006/1 111 FARKLI ‹NSANLIK DURUMLARI

cam sayesinde dolayl› do¤al ›fl›k s›n›flardan iç koridorlara ulaflmaktad›r.

Canl› Biçimler Stratton detaylara dikkat ederken kat› bir ifllev- selcili¤i benimsemiyor. Kap›lar, pencere çerçe- veleri, özel dolaplar ve koridorlardaki (her biri ayr› oturma bank› ile tasarlanm›fl) aç›k ö¤renci dolaplar›nda ifllenmifl kiraz a¤ac› kullan›lm›fl. Aç›k tavanlarda yap›sal fakat s›cak tonlara sahip çam tavan kaplamalar›, kimi nifllerde de matlafl- t›r›lm›fl çelik kullan›lm›fl. D›fl görünüflte canl› heykelsi biçimler yara- t›lm›fl. Göze çarpan her biçim zarifçe detaylan- d›r›lm›fl bina bloklar›n›n ustaca bir araya gelifli- ne dayan›yor. Bunlar aras›nda ham prekast be- ton, matlaflt›r›lm›fl çelik, renk renk çeflitli çinko paneller, boyas›z beton bloklar ve hatta dikiflsiz, kavisli köfle penceresi var. Bunlar›n hepsi, koyu mor Norman tu¤la bloklar›n›n birlefltirilmesiyle bir araya toplanm›fl. Okulun giriflinde, matlaflt›- r›lm›fl çelik ve turuncu, sar›, mavi lamine cam panellerden oluflan, sinema perdesini and›ran ba¤›ms›z bir yap›; bir toplant› odas›n›n bulun- du¤u iki kat yüksekli¤inde cam bir blokun etra- Beton formlar›n, fleffaf f›n› sar›yor. Bu yap› grubu, geceleri göksel bir cam›n ve metal boyamalar›n oluflturdu¤u fener gibi par›ld›yor. katmanl› kompozisyon Görmeyen ve görme bozuklu¤u olan ö¤- canl›, eflsiz bir cephe rencilerin özel gereksinimlerini karfl›lamak için yarat›yor. Stratton, bir yandan gözü de unutmadan, “be- denin sessiz bilgeli¤i”ni benimsemek üzere görselli¤in ötesinde bir bina yaratm›fl. Mimar, mütevaz› bir kamu bütçesi ve zor parametreler çerçevesinde, de¤erli bir peyzaja sayg› gösteren güçlü, okunakl› biçimler içinde detaylara dikkat ederken ifllevsel yan›tlar, s›k s›k görsel çözümler için de birer katalizör haline geliyor.

Rhys Phillips, Ottawa Citizen gazetesi mimarl›k elefltirmeni S›n›flar›n d›fl yüzeylerindeki dokular›n Kaynak: “School design for the blind: learning to see wit- çeflitlili¤i görsel çeflitlilik hout sight”, Architectural Record, Aral›k 2005, s.66-69. sa¤laman›n yan›nda, dokunarak yol bulmaya da yard›mc› oluyor.

School Design for the Blind Learning to See Without Sight As architecture is largely considered a visual medium, how then does one best approach architecture for users who are primarily without sight? When designing a primary school addition for the campus of the W. Ross Macdonald School for the Blind in Brantford, architect Bruce Stratton had to develop responses for this essential question. He paid close attention to the functional specifics required to ease the complex living and learn-ing challenges faced by the 32 blind, deaf/blind, and visually challenged students. The article explains the design principles of a school for blind.

112 mimar•ist 2006/1