LINKEDIN MARKETING Dünyanın En Büyük Profesyonel Sosyal Ağı Linkedin’de Nasıl Pazarlama Yapılır?

1 1. Linkedin Nedİr?

2 - Linkedin iş arayanların ve işverenlerin buluştuğu ve iş yaşamıyla ilgili bilgi paylaşımlarında bulundukları dünyanın en büyük iş odaklı sosyal ağıdır. Diğer sosyal ağlarla -örneğin Facebook’la- pek çok benzer yanı bulunan Linkedin’i diğer sosyal ağlardan ayıran en temel özelliği iş amaçlı olarak kullanılmasıdır.

- Kullanıcılarının kariyerlerini özetleyen ve birbirleriyle kariyer ve/veya iş amaçlı olarak bağlantı kurmalarını sağlayan bir mecra olarak tasarlanan Linked şirket olarak Kasım 2002’de ’nın Mountain şehrinde kurulmuş ve Mayıs 2003’te yayına başlamıştır.

- 2017 yılına geldiğimizde 200’den fazla ülkede 500 milyondan fazla profesyonelin içinde bulunduğu dev bir yapıdır ve Alexa.com verilerine göre, dünyanın en çok ziyaret edilen 25 sitesinden biridir.

- Linkedin; doğası gereği işini geliştirmek ve yeni iş girişimlerinde bulunmak isteyen profesyonellere yönelik pek çok olanağı bünyesinde barındırıyor.

- Büyük resme bakabilemek ve mecrayı tam olarak idrak edebilmek için en temelden başlıyorum: Linkedin’e üye olmak son derece kolaydır. Linkedin’e girip bir profil hesabı açtıktan sonra kendize kontaklar ekleyerek birkaç dakika içinde bu sosyal ağda varolmaya başlayabilirsiniz. Elbette olmak var olmak var. İleride Linkedin’de bireysel varlığınızı geliştirmenin de yollarını anlatacağız ama tabi ki başlangıç da bir hesaba ihtiyacınız var.

Şimdi biraz da Linkedin tarihçesine göz atalım.

Yukarıda söylediğimiz gibi şirket 2002 yılında liderliğinde PayPal and Socialnet.com’dan gelen bir çekirdek ekip tarafından kuruldu. Bu çekirde ekipte Allen Blue, , Jean-Luc Vaillant, Lee Hower, Konstantin Guericke, Stephen Beitzel, David Eves, Ian McNish, Yan Pujante, Chris Saccheri gibi sonrada Silikon vadisinde isim yapacak pek çok yetenekli isim yer alıyordu.

2003’ün Mayıs ayında açılan Linkedin kısa zamanda yatırımcıların dikkatini çekti ve teknoloji yatırımları konusunda bir efsane olan Sequoia Capital’den SERİ A yatırımını aldı 2003 yılı sonunda aldı.

Bu yatırımın verdiği güçle hızla büyüyen sosyal ağ, 2004 Ağustos ayına geldiğimizde 1 milyonuncu üyesine ulaştı.

3 Linkedin 2005 yılında Jobs and Subscriptions özellikleri hayata geçirdi ve şirket 3 yıl içinde dördüncü ofisine taşındı.

2006 yılında halka açık profillerin yayına alınmasıyla profesyonellerin özgeçmişlerini kayıt altına alıp yayınlamalarına olanak veren bir hale geldi. Aynı yıl hale etkin şekilde kullanılan tavsiyeler özelliği devreye girdi. Kurulduğu günden beri oldukça karlı bir kurgu yaratan Linkedin 2006 Mart ayında ilk karlı ayını geçirdi.

Kuruluşundan 4 yıl sonra Reid Hoffman ürünü geliştirmek için CEO’luktan ayrıldı ve yerine Dan Nye yeni CEO olarak göreve başladı.

2008 yılında globalleşme konusunda ciddi adımla atmaya başlayan sosyal ağ ilk uluslararası ofisini Londra’da açtı ve takiben Fransızca ve İspanyolca dil seçeneklerini yayına aldı. Sequoia Capital, Greylock Partners liderliğindeki yatırım şirketlerinin 2008 haziranında şirketin %5’lik hissesini 53 milyon USD’ye almasıyla birlikte şirketin değeri ilk defa 1 milyar USD’yi geçti. Linkedin 2008 yılında bir Unicorn oldu.

2009 yılında şirkete katılan önce yönetim kurulunda görev aldı ve sonrası CEO koltuğuna oturup Linked’i temek misyonuna ve stratejik önceliklerine odaklamak üzere yola çıktı.

Linkedin tarihindeki en büyük büyümeyi yakalıyor. Sosyal ağ 2010 içinde dünya çapında 10 ofise ve toplam 90 milyon üyeye ulaştı. Bu yıl içinde Tiger Global Management LLC’nin yatırımıyla şirketin değerlemesi 2 milyar USD’yi geçti.

8. yılına giren şirket 19 Mayıs günü ‘’ LNKD’’ koduyla 45 USD’lık hisse değeriyle New York borsasından halka açıldı ve aynı günü %109’luk inanılmaz bir yükselişle 94.25 USD hisse başı değerle kapadı. ve Amerikan başkanı Barrack Obama’yı ağırladı.

Linkedin kurulduğu günden 2012 yılına kadar kullandığı yapıyı tamamen ters yüz etti ve yeni bir site konstrüksiyonuyla basitleşme, büyüme ve her gün kullanım kavramlarına odaklandı.

İlk 10 yılını tamamlayan Linkedin, 225 milyon üyeye ulaştı. Yıl boyunca her saniye 2 yeni kişi Linkedin’e üye oldu. İkinci on yıl projesiyonunu yapan şirket dijital ekonominin kapsamlı bir haritasını çıkardı.

2016 yılına geldiğimizde Linkedin 26.2 Milyar USD değerlemeyle tarafından satın alındı. 4 2. Linkedin’İN kurucusu reıd hoffman

5 Reid Hoffman: Linkedin’in kurucusu Reid Hoffman Silikon Vadisi’nin yerlisi olarak 1967 yılında Palo Alto California’da dünyaya geldi. Babasının büyük büyük dedesi Theophilus Adam Wylie, Hıristiyan Presbiteryen bakanı ve Indiana Üniversitesi başkan yardımcısıydı.

Hoffman henüz çocuk denilebilecek bir yaşta masaüstü roleplaying oyunları hazırlayan Chaosium’da editör olarak çalıştı ve ilk parasını buradan kazandı. 14 yaşına geldiğinde adı, döneminin çok iyi tanına oyun tasarımcıları Steve Perrin, Sandy Petersen ve Greg Stafford birlikte anılmaya başlandı.

Hoffman liseyi Putney School’da okudu, akçaağaç şurubu yetiştirdi, öküzleri sürüp çiftçilik yaptı ve epistemoloji okudu. Daha sonra Silikon Vadisi’ni yaratan Stanford Üniversitesi’ne girdi ve Sembolik Sistemler ve Bilişsel Sistemler eğitimi gördü. Yüksek Lisansını ise Oxford Üniversitesi’nden Wolfson College’da bir Marshall Akademisyeni olarak felsefe bölümünde tamamladı.

Hoffman Stanford’ı bitirdiğinde bir akademisyen olmak istiyordu, fakat akademi camiasının kitleleri etkilem konusundaki yetersizliği onu böylesi bir kariyerden vazgeçirdi. Bunun üzerine yaptığı bir röportajda da şu şekilde konuşuyordu: ‘’Stanford’tan mezun olduğumda planım bir profesör ve kamusal bir entelektüel olmaktı, bu Kant’ı alıntılamak değil, topluma bir ayna tutmak ve” kim olduğumu sormak “ ve ‘birey ve toplum olarak kim olmalıyız ile ilgili bir isteğin dışavurumuydu. Ancak akademisyenlerin 50 veya 60 kişinin okuduğu kitapları yazdığını fark ettim ve daha fazla etki istedim.’’

Akademisyenlikte aradığını bulamayacağını düşünen Hoffman iş dünyasında ve girişimcilikte kariyer yapmaya karar verdi. 1994 yılında Apple Computer’da çalışmaya başladı ve burada bir sosyal ağ oluşturma girişiminde bulunan eWorld üzerinde çalıştı.

eWorld 1996’da AOL tarafından satın alındı. Daha sonra 1997’de ilk şirketi olan SocialNet.com’u kurmadan önce Fujitsu’da çalıştı.

Çevredeki ortak arayışı içinde olan golfçüler gibi online çıkarım ve benzer ilgi alanlarına sahip insanlar eşleştirmek üzerine yoğunlaştı. Bu fikir zamanın çok ötesinde bir fikirdi ve erken bulunan her fikir gibi, tutmamış fikirler mezarlığının yolunu tuttu. Hoffman, SocialNet üzerinde çalışıyorken bir yandan da PayPal’ın kurulması sırasında yönetim kurulu üyesi olarak görev yapıyordu. Ocak 2000’de SocialNet’den ayrıldı ve şirketin COO’su olarak tam zamanlı PayPal’a katıldı. Hoffman PayPal’ın ayağa kalkmasında kilit bir rol üstlendi. Ödeme altyapısı 6 (VISA, MasterCard, ACH, WellsFargo), iş geliştirme (eBay, Intuit ve diğerleri), hükümet (yasal, adli) ve yasal konular da dahil olmak üzere PayPal’ın tüm önemli çalışmalarında Hoffman’ın imzası vardı. Ebay PayPal’ı 1.5 milyar Dolar’a satın aldığında Hoffman şirketin başkan yardımcısıydı.

Hoffman Aralık 2002’de üniversiteden sınıf arkadaşı ve Fujitsu zamanındaki eski bir meslektaşı olan SocialNet’den eski iki meslektaşı ile birlikte Linkedin’u kurdu. Sonrasını biliyorsunuz zaten…

PayPal’ın eBay’a satışı sonrasında Hoffman, Silikon Vadisi’nin en üretken ve başarılı angel yatırımcılarından biri haline geldi.

Risk sermayedarı David Sze’ye göre Hoffman “Silikon Vadisi’nde 2000’li yıllarında tartışmasız en başarılı melek yatırımcısı”ydı. Hoffman’ın etkisi sadece kendi çalışmalarıyla da sınırlı kalmadı Network’ünü ve projeksiyonunu Silikon Vadisi’nin dev yatırımları için de kullandı. David Kirkpatrick’in The Facebook Effect adlı kitabına göre, Hoffman Mark Zuckerberg ile Peter Thiel arasındaki ilk görüşmeyi düzenledi ve Thiel’in Facebook’ta yaptığı ilk 500.000 $ ‘lık melek yatırımına yol açtı. Hoffman, Facebook’un ilk finansman turunda da Thiel’in yanında günümüzün en büyük sosyal ağına yatırım yaptı.

Hoffman’ın bugüne kadar yatırım yaptığı şirketleri incelediğimizde Silikon Vadisi Ekosistemi için ne anlama geldiğini anlayabiliriz: Airbnb, One Kings Lane, Swipely, Viki, Coupons.com, Edmodo, Wrapp, TrialPay, Xapo, Change.org, Gixo, Blockstream, Konvoy, Segovia, Crowdpac ve Talko. 3DSolve, Flickr, Digg, shopkick, SixApart, Wikia, Permuto, thesixtyone, Tagged, IronPort, Ping.fm, Nanosolar, Care.com, Knewton, Kongregate, Last.fm, Technetto, Vendio ve VigLink’dir.

7 3. rakamlarla lınkedın

8 Linkedin açık arayla Dünyanın en büyük iş sosyal ağı. Öyle ki bir rakibi olduğunu söyleyebilmek bile zor. Linkedin’in bu rakipsizliğinin temelinde elbetteki sosyal ağın üye sayısı geliyor. 2017 yılında 500 milyon üye barajını geçen Linkedin’in en fazla üyesi doğal olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden. ABD’de yaşayan 133 milyon kişi Linkedin üyesi. Hindistan, Brezilya, İngiltere ve Kanada en fazla sayıda Linkedin üyesi olan ülkeler olarak ABD’yi takip ediyor.

Şirketler insan kaynaklarına ulaşabilmek, tedarikçi ve müşteri bulabilmek, yaptıklarını resmi sayılabilecek bir mecradan duyurabilmek gibi türlü çeşitli sebeplerle Linkedin’de şirket sayfası açıyor. Ve dünyadaki önemli muteber şirketlerden 9 milyonunun Linkedin sayfası bulunuyor.

1980-2000 arası doğumluları kapsayan ve çalışma hayatının genç profesyonellerini oluşturan Y Kuşağı Linkedin’i domine etmiş durumda. Tüm Linkedin üyelerinin %38’ı Y kuşağından… Üstelik bu kuşağın geç dönem temsilcileri yani, henüz 20’lerinin başında olanlar da işe girip Linkedin’de hesap açtıklarında bu sayı daha da büyüyecek.

Linkedin’in temel amacı üyelerinin iş bulmasını sağlamak. Ve bunu çok çok iyi başarıyor. 2017’de yapılan bir araştırma 122 milyon Linkedin kullanıcısının Linkedin aracılığıyla bir iş görüşmesine gittiğini ortaya koyuyor. Aynı araştırmada ayrıca 35 milyon kişinin de Linkedin’de bağlantılı olduğu bir kişi tarafından işe alındığını belirtiyor. Yani Linkedin iş buluyor!

Linkedin iş buluyor çünkü çok ama çok fazla iş ilanına ev sahipliği yapıyor. Öyle ki ortalama bir günde bütün dünyadan yaklaşık 3 milyon iş ilanı Linkedin’de listeleniyor. Biri mutlaka size göredir yani :)

Linkedin’de kullanıcılar gerçekten temasta oldukları ya da olma ihtimali olan kişileri ağlarına ekliyor. Kullanıcıların %28’i 0-300 arası bağlantıya sahipken, %27’si 500-999 arası bağlantıya sahip… Linkedin kullanıcılarının sadece %1’inin 1 K’dan fazla bağlantısı bulunuyor.

LinkedIn’de ortalama olarak en yüksek bağlantıya sahip ülkeler arasında BAE (ort. 211 bağlantı) Hollanda (ort. 188) ve Singapur (ort. 152) ilk 3 sırada yer alıyor. LinkedIn’de en bağlantılı şehirler ise Londra (ort. 307) Amsterdam (ort. 288) ve (ort. 241).

9 DEtaylı İstatİstİkler

Toplam Linkedin Kullanıcı Sayısı: 500 milyon

ABD’den gelen Linkedin Kullanıcılarının Toplam Sayısı: 133 milyon

Linkedin’in Günlük Olarak Kullanan Üyelerin Oranı: %40

Her Saniye Linkedin’e Üye Olan Üye Sayısı: 2

Linkedin kullanıcılarının % 70’i ABD dışından geliyor.

Linkedin’deki üyelerin %57’si erkek ve %43’ü kadın

Tüm İnternet kullanıcılarının % 28’i Linkedin kullanırken, internetteki kadın kullanıcılarının % 27’si Linkedin kullanmaktadır.

Linkedin kullanıcılarının % 44’ü yılda 75.000 Dolar’dan fazla kazanıyor.

Microsoft LinkedIn’i satın almak için 26.2 milyar dolar ödedi.

Linkedin’in 2015 2. Çeyrek toplam geliri 712 Milyon Dolardı. Bu gelirin 128 Milyon Dolar’ı Premium hesaplardan geldi.

10 Linkedin’in 2016 3. Çeyrek toplam geliri 960 milyon dolardı. Bu gelirin, 162 Milyon Dolar’ı Premium hesaplardan, 175 Milyon Dolar’ı marketin çözümlerinden ve 623 Milyon Dolar’ı yetenek çözümlerinden geldi.

Linkedin, çalışan başına 371.474 dolar para kazanır.

Dünyadaki milyonerlerden % 41’i LinkedIn kullanıyor.

LinkedIn’in şu anda platformda 3 milyon aktif iş ilanı bulunuyor.

Ortalama bir kullanıcı Linkedin’de aylık olarak 17 dakika geçiriyor.

Linkedin üyelerinin% 59’u 200’den fazla çalışanı bulunan bir şirkette hiç çalışmamıştır.

Linkedin’de tam 5,5 milyon muhasebeci var.

Linkedin üyesi CEO’ların ortalama 930 bağlantısı oluyor.

11 4. bİreyler İçİn lınkedın

12 Dünyanın en büyük profesyonel sosyal ağı Linkedin’de bireysel olarak daha fazla bağlantı kurup bu bağlantılarınızı iş fırsatlarına çevirmek için yapmanız gereken 18 maddelik bir iş listesi hazırladık.

1- Profil Bilgilerinizi Güncel Tutun.

Linkedin’de vakit geçirmeniz aslında bireysel olarak bu mecrada yer almanızın ön koşulu. Zira bu mecrada vakit geçirmeye başladığınızda profilinizi zaten ister istemez güncel tutacaksınız.

Ama biz yine de birkaç tüyo verelim: Bir defa güncellenmemiş, eksi bir profil sizi de çağdışı biri olarak gösterecektir. Bu yüzden ister işe yeni başlıyor olun ister iş hayatında tecrübeli olun, Linkedin profilinizi güncel tutun. Profesyonel ünvanınızı, yaşadığınız yeri, çalıştığınız firmayı ve sektörünüzü mutlaka güncelleyin. Unutmayın, Linkedin profiliniz bir anlamda sizin iş dünyasındaki kimlik kartınız.

2. Profil Fotoğrafında Ciddi Olun

Profil fotoğrafı olan hesapların, profil fotoğrafı olmayanlara göre 11 defa daha fazla görüntülendiğini biliyor musunuz? Bu yüzden profil fotoğrafınızı Linkedin’in sabit vektör profil fotoğrafı olarak bırakmayın ve mutlaka iş hayatındaki ciddiyetinize uygun düşecek bir fotoğrafı profilinize yükleyin. Elbette kastettiğimiz pasaport için çektirdiğiniz biyometrik vesikalık değil, rahat olun ama Twitter ya da Facebook’taki kadar da rahat değil, tabiri caizse size smart casual gösterecek bir fotoğrafı seçmeniz gerekiyor. Fotoğraf seçmek zor iş, iyi seçin :)

3. Profesyonel Ünvanınızı İyi Belirleyin

Hedeflediğiniz işlere ulaşabilmeni ziçin doğru kişiler tarafından bulunmanız sizin için mutlak önem taşıyor. Onların sizi bulması ya da sizin onlar tarafından arandığınızda bulunmanız için profesyonel ünvanınızı abartıya kaçmadan ama doğru ve net tanımlamanız lazım. Yani tek kişilik bir departmandaysanız kendinize Chief Marketin Offficer filan yazmayın ama pazarlama uzmanı yazmanın da ötesine geçin… Linkedin size 110 karakter veriyor. Kullanın. Kolay olduğunu söylemiyoruz söylemiyoruz. Yaratıcı olun. 13 4. Arka plan fotoğrafında biraz daha serbestsiniz

Renkli kişiliğinizi mutlaka Linkedin’de göstermeliyim diyorsanız arka plan fotoğrafında sanırım abartıya kaçmadan birkaç Numara gösterebilirsiniz… Office dizisinde bir sahne koymak ya da en sevdiğiniz şehrin bir siluteini koymak size aktüel ve hayat dolu da gösterebilir. Bu arada mümkünse Linkedin’in uygun gördüğü fotoğraf boyutuna göre bir görsel seçin…

5. Lokasyonunuzu Güncel Tutun

İşverenler ve head hunter’lar arama yaparken çoğu zaman lokasyonu ön plana koyuyor. Siz Ankara’da yaşıyor gözükürken İstanbul’da bir aramaya takılmanız hayli zor bu anlamda eğer yaşadığını yer neresi ise orada oturduğunuzu kaydedin…

6. Özenli Bir Özgeçmiş Yazısı Hazırlayın

Linkedin’deki özgemişiniz potansiyel işverenlerinize yazdığınız açık bir mektuptur aslında… Bu bölümü doldururken buradan yazdıklarınızın bir çeşit ön mülakat olduğunu ve işverenin karşısında olduğunuzu unutmayın. Dilbilgisi kurallarına azami özeni gösterin, yazım hatası kesinlikle yapmayın, kendinizi ve yaptığınız işleri abartmadan bir mülakattaymış gibi yazmaya çalışın.

7. Anahtar Kelime Seçiminde Seçici Davranın

İnternetteki hangi arama optimizasyonuna bakarsanız bakın orada anahtar kelimeleri bulacaksınız. Linkedin’de profiliniz ve dolayısıyla kendinizle ilgili belirleyeceğiniz anahtar kelimeler sizin doğru iş için doğru aramada görünmenizi/bulunmanızı sağlayacak.

8. URL’nizi Kişisel Hale Getirin

Linkedin hesabınızı oluşturduktan sonra ‘’Genel Profil’’ sekmesine uğrayıp “Kişiselleştirilmiş URL’nizi oluşturun” butonuna tıklama ihma etmeyin. Kimsenin aklında uzun ve sayılardan harflerden filan oluşan bir URL ya da link kalmaz. Akılda kalın. 14 9. Doğru Yeteneklerinizi Profilinize Sabitleyin.

Onaylandığınız her konuyu profilinize sabitlerseniz, olmadık iş teklifleriyle kendinizi karşı karşıya bulabilirsiniz. Yetenekleriniz çok olabilir ama kariyerinizle ilgili olanları öne çıkarın, unutmayın iş yapmak için Linkedin’desiniz…

10. Tanışmak İstediğiniz İnsanlarla Mutlaka Bağlantı Kurun.

Utanmayın. Arkadaşlık teklifi gönderin, takip edin, bağlanın. Linkedin’deki network’ünüzü kendi iş alanlarınıza uygun bir biçimde artırmanız, bu kişilerle rahatsızlık vermeden temasa geçip, kendinizi anlatmanız tahmin edemeyeceğiniz kadar büyük bir etki yaratacak. Twitter ve Instagram gibi kullanın biraz. Ama biraz…

11. Otomatik Mesajı Kullanmayın

“Sizi LinkedIn’deki profesyonel ağıma eklemek istiyorum” otomatik mesajını en yakın arkadaşınızı network’ünüze eklerken dahi kullanmayın. Herkes mutlaka özel olarak yazdığınız bir metinle bağlantı teklifi gönderin. Tanışıklığınızın nereden olduğunu söylemek, bir konu üzerinde telefonda konuştuğunuzu ya da mailleştiğinizi belirtmek dahi ciddi anlamda fark yaratacaktır.

12. Linkedin Gruplarına Katılın

Linkedin’de hemen her sektörle ilgili pek çok grup var ve bu gruplar hem sektörel tanışıklıkları artırmak hem de sektörle ilgili içgörü özelliği taşıyan haberleri öğrenmek için birebir. Mutlaka bu gruplara üye olun, katkıda bulunun, sektörünüzden meslektaşlarınızla sohbet edin ve tanışın.

13. Premium Üyelik Alın

Linkedin’in standar üyeliğiyle pek çok şeyi yapmak mümkün… Ama ben daha agresif bir kullanım planlıyorum diyorsanız, Premium üyelik alabilirsiniz. Inmail yoluyla arkadaşınız olmayan kişilere mesaj atabilir, sınırsız sayıda arama yapabilirsiniz. Yine de siz önce bir sure standardı kullanıp elinizi alıştırın.

15 14. Arama Yapın

Biriyle ilgili arama yaptığınızda ve profiline baktığınızda Linkedin bunu karşı tarafa bildirir. Facebook’ta filan olsa olay yaratacak, yuva yıkacak bu özellik Linkedin için hem çok değerli hem de çok kullanışlı… İncelediğiniz kişiye bildirim gittiği zaman o kişinin sizden haberi oluyor. Yani artık radarına giriyorsunuz. Kime baktığınıza dikkat edin ama bol bol da birilerine bakın ve varlığınızı gösterin.

15. Durum Güncellemeleriniz İçin Bir Konsept Belirleyin

Durum güncellemeleri Linkedin’deki bağlantılarınıza kendinizi, ilgi alanlarınızı, profesyonel deneyimlerinizi anlatmak için son derece verimli bir özellik. Gittiğiniz eğitimleri, konferansları ya da katılıdığınız bir toplantıyı burada paylaşabilir, aforizmalar ya da iş hayatına yönelik istatistikleri verip yorumlayabilirsiniz. Facebook gibi beğendiğiniz her şeyi paylaşmadan bir konsept çerçevesinde kendinizi gösterin.

16. Olumsuz Yorumlar Yazmayın

Linkedin’de kesinlikle olumsuz yorum yapmaktan kaçının. Yapıcı eleştiriler elbette hem fayda sağlayacak hem de kendinizi göstermenize yardımcı olacaktır ama kantarın topuzunu kaçırıp bir anda Linkedin trolü haline gelmeyin. Unutmayın olumsuz yorum yazdığınızı kişiyle bir gün aynı işte çalışıyor olabilirsiniz.

17. LinkedIn Bağlantılarınızı Dışarı Aktarın

Buraya kadar tüm yönergeleri dikkatle okuyup 10 numara 5 yıldız bir Linkedin profiline sahip oldunuz… Şimdi profilinizdeki iletişim bilgilerini güvene almak için bağlantılar sekmesine tıklayın ve bağlantıları dışa aktar” butonuna basarak tüm bilgileri .cvs dosyası olarak kaydedin. Bu sayede varolan bütün bağlantılarınızın adı soyadı, e-mail adresleri, unvanları ve çalıştıkları şirketlerin olduğu portföyünüz güvende olur.

18. LinkedIn’de Kendinizle İlgili Yazabileceğiniz Berbat 5 Başlık

İş hayatının kendine has düzeni içinde bazen çalışanlar kendi özelliklerini 16 biraz farklı değerlendirip, kendilerini olduklarından daha yüksek bir profilde hissedebiliyorlar. Bu yüzden bazen kendiniz hakkına söyledikleriniz aslında ‘’ben hepinizden süperim’’ gibi bir anlam taşıyabiliyor. İşte aşağıdakilerden birini yazmaya niyetlenirseniz, kalkıp bir elinizi yüzünüzü yıkayın, çay filan için…

18.1. VİZYONER:

Zaten profilinize vizyoner yazıyorsanız, herkes anlıyor ki siz vizyoner değilsiniz. Kendinize vizyoner demeniz kimsenin umrunda değil. Bu tip subjektif sıfatları tavsiyeler bölümüne bırakmanızda fayda var.

18.2 ÇOK BAŞARILI

Başarılı, Linkedin’de en çok kullanılan 3 kelimeden biri. Linkedin’de herkes başarılı. Başarılı çalışmalara imza aranlar, başarılı projelerde yer alanlar, başarılı bir ekiple çalışanlar, başarılı kampanyalar, başarılar, başarılar… Bu kadar çok başarılı kelimesini kullanmanız başarısızlıklarını gizlemek gibi anlaşılacaktır. Sizin niyetiniz iyi bile olsa sonuçta başarılı kelimesinin böylesi bir iticiliğe sahip olduğunu unutumayın. Daha objektif kelimeleri tercih etmeye çalışın.

18.3. CEO:

Tüm dünyada en çok CEO bulunan ülke tabii ki güzel ülkemiz. Herkes bir yerin CEO’su. Öyle ki bir dükkanı olan ve tek başına çalışan esnaflarımız bile kendilerine CEO diyor. Elbette bir şirketin başındaki karar verici kişiye CEO denir ama son yıllarda o kadar çok CEO’muz oldu ki, bu terim saygınlığını kaybetti. Bu ünvanı kullanırken ve profilinize yazarken alay konusu olmamaya dikkat edin, iki kişilik startup’ınızda CEO yerine kurucu gibi kelimeleri tercih etmeye çalışın.

18.4. SONUÇ ODAKLI:

Herkesin sonuca baktığı bir dünyada sonuç odaklı olmak elbette çok kıymetli… Bu yüzden herkes giderek sonuç odaklı sıfatını kullanır oldu. Sonuç odaklı davranışlar, sonuç odakları çalışanlar, sonuç odaklı düşünme tarzları… Bu kalıbı mümkünse yazmayın, zaten öyle olmalısınız. Nefes alıyorum yazıyor musunuz?

17 5. lınkedın’de lİder İletİşİmİ

18 Düşünce Liderleri Programı:

LinkedIn‘in hayata geçirdiği ‘’Düşünce Liderleri Programı’’ ile kullanıcılarının iş ve politika dünyasının en önemli liderlerinin paylaşımlarına ve içeriklerine doğrudan ulaşabilmesine imkan tanıyor. 150’den fazla düşünce liderini kapsayan ‘’Düşünce Liderleri Programı’’ bu kanaat önderlerinin içeriklerine ve makalelere üyelerin yorum yapabilmesini ve iletilerini beğenmesini de mümkün kalıyor. 1 milyon takipçiye ilk ulaşan LinkedIn düşünce lideri Richard Branson’ken Barack Obama, Bill Gates, Jack Welch, Guy Kawasaki gibi pek çok önemli isim ve CEO’lar ‘’Düşünce Liderleri Programı’’nda yer alıyor ve yayınladıkları makalelerle sosyal ağ üzerinden üyelerin kariyerlerine ve hayatlarına ışık tutuyor.

LinkedIn Pulse’ı Kullanın:

Linkedin tarafından 2013’te satın alınan yayın platformu ‘’Pulse’’ ile blog benzeri yayınlar yapabiliyor, yayınlarınıza resim, video ve linkler ekleyebiliyorsunuz. Pulse aracılığı ile blog yayını yapmanın en önemli avantajlarından biri yazdığınız yazının bütün bağlantılarınıza bildirim olarak gidiyor olması. Normal şartlarda herhangi bir durum güncellemesi (status update) yaptığınızda, yani bir fikir, haber, fotoğraf paylaştığınızda bağlantılarınızın %10-20 kadarı bunu görebiliyor… Linkedin Pulse gönderi yayınlama özelliğini kullanarak bir gönderi (post) yayımladığınız zaman, bu bir bildirim (notification) olarak tüm bağlantılarınıza bildiriliyor. Pulse kullanmanın avantajlarından biri de yayınınız hakkındaki istatistikleri (kaç kişi beğenmiş, kaç kişi sosyal medyada paylaşmış vb.) görebilmeniz. Bunun için yayınınızı açıp sağdaki analytics düğmesine tıklamanız yeterli.

Arama kutucuğundan düşünce liderlerinin içeriklerine direkt olarak ulaşın:

Linkedin’de arama fonksiyonunun işlevi her geçen gün artıyor ve aram kutusundan direkt olarak içeriklere ulaşmak ve filtrelemek mümkün oluyor. Bunun için yapılması gereken tek şey arama çubuğundan “makaleler“i seçmek ve ara tuşuna basmak. Bundan sonra çıkan sayfadaki sonuçları düşünce liderlerine göre ve/ya tarih aralığına göre sıralayabiliyorsunuz. Bu sayede takip etmeseniz bile bu düşünce liderlerinin içeriklerine kolaylıkla ulaşmış oluyorsunuz. 19 Linkedin’de Takİp Edebİleceğİnİz Az Bİlİnen 10 lİder

Barack Obama’yı Bill Gates’i ya da Richard Branson’ı Linkedin’den takip etmek için bir listeye ihtiyacınız yok ama bu aşağıdaki isimler az bilinen ama Linkedin’de çok değerli içerik üreten gerçek liderler. Bir göz atın deriz…

1. Mohamed El-Erian, Allianz Ekonomi Başdanışmanı Mohamed El-Erian, finansal piyasalar, uluslararası ilişkiler ve ekonomi hakkında yazan, sık sık televizyonlara çıkan bir economist ve hatta filozof. OPEC’in petrol piyasasını istikrara kavuşturma yönündeki hareketlerinden, Dolar’ın değerindeki değişikliklere global finans konusunda projeksiyonlar yapıyor ve geleceğe ışık tutuyor. LinkedIn’de ise en çok “şirketler, hane halkları ve hükümetlerin yukarıdan aşağıya kesintilerle nasıl uğraşmak zorunda kaldıklarını” inceliyor.

2. Liz Ryan, Human Workplace Kurucusu ve CEO’su Kurumsal dünyadaki en güçlü insan kaynakları yöneticileri ile birlikte çalışan Ryan tarafından yazılan mesajlar hem bugününün hem geleceğin çalışma ve kariyer trendlerini belirliyor.

3. John Battelle, NewCo Kurucusu ve CEO’su Battelle, kültür ve ekonomi ile ilgili büyük resme bakmayı çok iyi biliyor. Google’dan ve Unicorn olacak startup’lardan anlıyor, insan verimliği ve yaratıcılık üzerine yazıyor. Tek bir kişiyi takip ederek bu kadarına ulaşabilmek elbette çok değerli.

4. Vivek Wadhwa, Akademisyen ve Teknoloji Girişimcisi Yapay zeka ve robotlar gibi konularla ilgileniyorsanız, Wadhwa’nın Linkedin mutlaka okumalısınız. Wadhwa, Carnegie Mellon Üniversitesi Mühendislik Koleji’nde görev yapıyor ve Duke Üniversitesi’nin Pratt Mühendislik Okulu’nda araştırma direktörü olarak yer alıyor. Endüstri 4.0 hakkında detaylı ve ufuk açıcı paylaşımlar yapıyor. 20 5. Jill Schlesinger, CBS Anchorman CBS’in Anchorwoman’ı Schlesinger, iş ve para haberlerini anlaşılır kılmayı amaçlıyor. “İnsanların finansal jargon olmadan bilmek istedikleri şeylerin kalbine girmesini mümkün kılmak istiyorum” diye yazıyor. En iyi yayınlarından bazıları “ABD Ekonomisi Tam İstihdamda mı?” ve “Kolej buna değer mi?”

6. Sallie Krawcheck, Ellevest Kurucusu ve CEO’su Yeni, kadın odaklı yatırım platformu Ellevest’in CEO’su, kadınların işyerinde karşılaştığı sorunları araştırıyor ve yazıyor ayrıca kariyer tavsiyeleri sunuyor. Dikkat çeken paylaşımlarından bazıları “Kambur Çağında Genç Kadınlara Mektup” ve ‘’Wall Street’te başarılı olmanın hikayelerini’’ içeriyor.

7. Ian Bremmer, Eurasia Group Kurucusu ve CEO’su Ekonomik ve siyasi bir düşünce lideri olan Bremmer, küresel pazarları ve hükümetleri etkileyen olaylar hakkında yazıyor. Donald Trump başkanlığı altındaki iklim değişikliğini, Suriye’deki çatışmayı ve en son para birimi değişimlerini analiz eden “60 saniyedeki Dünya” programını ve “#Winners and #Losers” adlı haftalık bir diziyi yayına hazırlıyor.

8. Jeff Selingo, Yazar Arizona Devlet Üniversitesi’nden profesör olan Selingo, çok satan “Üniversiteden Sonra Bir Şey Var” kitabıyla da ciddi bir okuyucu kitlesine ulaşmayı başardı. Amerikan işgücünün geleceğinden dünyayı gezerken yapmanız gerekenlere kadar ilginç bir yelpazede paylaşımlar yapar.

9. David Sable, Y&R Reklam Ajansı CEO’su Teknoloji ve kültür hakkında okumayı seven profesyoneller Sable’ı mutlaka takip etmeli. Y&R CEO’su, işyeri verimliliği, sosyal ağların anlaşılmayan işlevleri ve ünlülerin temel güçleri konusunda anlaşılmamış olanları anlatıyor.

10. Betty Liu, Radiate’in Kurucusu ve CEO’su Liu hem bir girişimci hem de Bloomberg Televizyonu’nunun Anchorwoman’ı. İlginç bir kariyer kombinasyonuna sahip. En iyi makalelerinden bazılarında, okurlarına bir CEO olarak kovulmanın nasıl bir şey olduğunu ve mail kutularındaki aşırı yüklenmenin önüne nasıl geçilebileceğine dair eğlenceli içerikle yer alıyor.

21 6. Linkedin’de Marketing Nasıl Yapılır?

22 Linkedin sadece profesyoneller ve iş arayanlar için değildir. Tabi ki her gün milyonlarca profesyonel kariyerlerini ve networklerini genişletmek için Linkedin’i kullanmaktadır ancak Linkedin’ni işinizi büyütmek için de kullanabileceğinizi biliyor muydunuz? Linkedin, işletmenizin dijital stratejisine bağlantılar kurmaktan yeni fırsatlar yakalamaya, yeni ortaklar bulmaktan marka farkındalığınızı artırmaya kadar bir çok paha biçilemez katkı sağlar. Temelinde, Linkedin profesyonel bir networktür. Tamamen kariyer geliştirme, profesyonel bağlantılar, endüstri tartışmaları ve iş dünyası ile ilgili başka konularla alakalıdır. Facebook, Twitter ya da Instagram gibi diğer sosyal medya platformlarına benzemez ; oralarda işletmelerin tüketicilere direkt erişimi mevcuttur ve kolaylıkla marketleri hakkında geri dönüş alabilirler.

Dahası, Linkedin’in aksine, bu sosyal mecralardaki marka takipçileri hali hazırda bu markaların ürünlerini ya da hizmetlerini satmak için bu mecraları kullandıklarının farkındadır. Bu Linkedin’de kesinlikle bu şekilde gelişmez, Linkedin’de sürekli marka tanıtımı yapmak, spamlamak ve bariz bir şekilde reklamlı içerik çıkarmak kötü karşılanır, itici bulunur. Sosyal ağ tamamen farklı bir hedef kitleyi barındırdığından Linkedin pazarlaması istenilen sonucu elde edebilmek için değişik bir yaklaşım gerektirir. Linkedin’i bir pazarlama platformu olarak kullanabilmeniz adına sizin için 15 Linkedin pazarlama hackini listeledim.

23 1-Detaylı hedeflendirmeyle müşterileri ve bağlantıları bulun. Linkedin’deki detaylı hedeflendirme dijital reklam dünyasında eşsizdir. Küçük işletmeler tam olarak istedikleri endüstri, işletme büyüklüğü ve iş alanını hedefleyebilir. Örneğin, eğer Amerika Birleşik Devletleri’ndeki küçük işletmelere müşteri destek yazılımı satıyorsanız, reklam kampanyanızı sadece ABD’de bulunan, 100 çalışan altında ve sadece müşteri destek hatları olan işletmeleri hedefleyecek şekilde hazırlayabilirsiniz.

— Tim Peters – Pazarlama Direktörü, IntelliResponse

2-Müşterilerin radarında kalın. Benim şirketim küçük işletmelerin Linkedin’de yeni açılımlar yapmasına yardımcı oluyor. Müşteri bize hangi tür insanların onlar için kalifiye birer müşteri olacaklarını söylüyor. Biz de Linkedin’de onların kriterlerine uyan insanları buluyoruz ve kendimizi tanıtıyoruz. (Bunu marka kendini tanıtıyormuş gibi yapıyoruz ama aslında bütün işi biz yapıyoruz.) Sonra ilgi gösteren insanlarla yine Linkedin kullanarak iletişim halinde kalmaya devam ediyoruz. Markanın ismini haber akışında ön planda tutmak için günlük güncellemeler ve haftalık blog paylaşımları yapıyoruz. Ayrıca aylık olarak markamızın onlar için çözebileceği problemleri anlatan, problemleri çözdüğümüz müşterilerin raporlarını sunan mailler de atıyoruz. İnsanları webinara davet etmek ya da onlara haber bülteni sunmak gibi tekliflerde de bulunuyoruz. Sonuç basit, pahalı olmayan, sistematik bir şekilde ilerleyen ve her şeyin Linkedin üzerinden yapıldığı bir pazarlama sistemi.

— Judy Schramm, CEO, ProResource, Inc.

3-E-posta pazarlama listenizi genişletin. Linkedin’e bulunan herkese tavsiyem şudur ki bağlantılarınıza şık bir mektup yazın, onlara bağlantıda bulundukları için teşekkür edin ve onları e-posta listenize davet edin. E-mail’deki öznellik eksikliği için de özür dileyin. Linkedin size bir seferde 50 kişiye mesaj atma imkanını sunuyor. Bu methodu kullanarak e-posta listeme yaklaşık 300 kişiyi ekledim. Kolay ulaşım için mesaja kendi e-posta adresinizi de link olarak ekleyin. Mesajınızda karşılıklığın olması çok önemli: 1- Onlara e-posta listesine kayıt olduklarında nasıl mailler alacaklarını söyleyin. 2- Ve –eğer varsa- onların e-posta listesine kaydolmayı önerin.

— Bradford Hines, YumDomains.com ve HungryKids.org kurucusu

24 4. Sponsorlu güncellemeleri kullanın. Sponsorlu güncellemelerle işletmeler içeriklerini kişilerin Linkedin akışında önce çıkarmak için para ödüyor. Bu “tıklama-başına-ödeme” ya da “1000-kişi- başına-ödeme” yöntemi diğer sosyal mecralardakilere çok benzer demografikler sunuyor ancak bir farklı özelliği şu ki kampanyanızı şirket ismine, iş alanına, titre, kabiliyetlere, okula ya da gruplara göre özelleştirebiliyorsunuz. Kullanıcılar ilgilendikleri endüstrileri diğer alakasız şirketlerle rekabete girmeden hedefleybiliyor. Sponsorlu güncellemeler güçlü bir call-to-action ile doğru hedef kitley lider içerikelrini pazarlamak için mükemmel bir yöntem olabilir. Artık insanlar saf reklam görmek istemiyorlar ve bedavaya işlerine yarar bir şeyler arıyorlar. Bir işletmenin içeriğini (haber bülteni, rehber, vs) Linkedin sponsorlu güncellemeler ile pazarlayarak işletmeler niş bir kitleyi hedefleyebilir, website ziyaretlerini artırabilir ve eğer içerik yeterince çekiciyse yeni satış fırsatları yakalayabilir.

— Jeremy Durant – İşletme Müdürü, Bob Design.

5. Yüksek kalitede içerikler paylaşın. İyi içerik yüksek hedeflendirme yapabilir ve 2 amacı karşılamalıdır. İlki, diğerlerine bir problem nasıl çözeceklerini ya da işlerini nasıl daha iyi yapacaklarını öğretmelidir. Bunu yaptıktan sonar size o bölgede bir düşünce lideri olarak konumlandırır. Bu aşamaların her biri doğal olarak yeni iş olanaklarına kapı açar, eğer onlara değer katarsanız. Bu basit psikolojidir ve gerçek sonuçlar verir.

— Micheal Riley, Co-Founder, Boxter

6. Viral olun. Linkedin’den direkt içerik paylaşmak günümüzde Linkedin’in en güçlü aracı. Eğer bir içerik momentum kazanmaya başlarsa, Linkedin kategorilerinden birinde bu içeriğe spot ışığı verecektir ve içerik bir anda on binlerce ya da daha fazla okuyucuya ulaşacaktır. Bu başka türlü ulaşamayacağınız bir kitleye ulaşırken aynı zamanda da görünürlüğü artırmak için mükemmel bir yöntemdir.

— Lavie Margolin, yazar, “The LinkedIN Butterfly Effect” (H. Delilah Business & Career Press, 2013)

7. Çalışanlarınıza bir yüz verin. Çalışanlarınızın Linkedin profillerini yaratmasını ve tamamlamasını sağlayın. 25 Profilleri düzgün fotoğraflarını, iş geçmişlerini, işletmenize nasıl katkıda bulunduklarını ve profesyonel bağlantılarını içermeli. Benim şirketimde fotoğrafçı geldiği zamanlarda LinkedIN Günleri düzenliyoruz ve çalışanlarımızı profil fotoğraflarını çektiriyoruz.

— Tam Frager, Pazarlama ve İletişim Müdürü, Front Range Internet, Inc.

8. Gruplara katılın, aktif kalın. Küçük işletme sahiplerine her zaman verdiğim bir ipucu Linkedin’de kendi hedef kitlelerine uygun gruplara katılmalarıdır. Bunun hedef kitlenizin ne söylediğini dinleyebilme olanağı sağlaması dışında bir diğer güzel yanı da belli zamanlarda yeni iş imkanları yaratabilme avantajıdır. Daha da önemlisi, grubunuzda bulunan üyelere bağlantınız olmasa bile mesaj atabilirsiniz. Linkedin InMail çok hızlı ilerler ve bu potansiyel müşterilerle iletişim kurarken çok iyi bir para tasarruf yöntemidir.

— Lauren Covello, İçerik Pazarlama Stratejisti, Ripen eCommerce

9. Kendi LinkedIN grubunuzu kurun. İşte Linkedin’de ideal, satın almaya hazır müşterileriniz bulmanın gizli formülü: Kendi Linkedin grubunuzu kurun. Linkedin grubunuzu kurduktan sonra hedef kitlelerinizin bulunduğu gruplara katılın. (Linkedin 50 gruba katılmanıza izin veriyor.) Bir sonraki adım ise bu grupları incelemek ve potansiyel müşterileri bulmak. Gruba girip üye olarak Kabul edildikten sonra, üyeler sekmesine tıklayın ve listeyi istediğiniz kriterlere göre filtreleyin. Sonra bu kişileri kendi grubunuza katılmaya davet edin. (Kişiselleştirmiş davetler gönderin.) Bu yöntemle artık bütün potansiyel müşterilerinizi tek grupta, kendi grubunuzda toparlayabilirsiniz! Rakip markaların bu gruba katılmaması için grubunuzu sürekli kontrol edebilir, potansiyel müşterilerinizin seveceği kaliteli içerikler paylaşabilirsiniz. Aynı zamanda aşırı reklam yapmadan kendi markanızı tanıtma imkanını da sağlamış olursunuz. Bunların yanı sıra bu gruptan bir e-posta listesi de oluşturabilirsiniz. Bu markanızı kurmak ve küçük işletmeniz adına iş olanakları sağlamak için mükemmel bir yöntemdir.

— Ali Liaquat, Pazarlama Müdürü, IT-Serve.com

10. Marka sayfanızı değerli hale getirin. Kendi profil sayfanızın da sürekli güncel olması oldukça önemlidir. Metin dili, görseller ve renkler markanızla örtüşür şekilde olmalıdır. Sayfanızı sürekli güncellemeli ve böylece LinkedIN’de ön planda kalmalısınız. Hepimiz ayda bir 26 ya da daha kötüsü hiç güncellenmeyen bir şirket sayfasına denk gelmişizdir. LinkedIN’de bir duruş sergileyip sonra bunu güncellememek hiç sahip olmamaktan daha kötüdür.

— Carrie Booher, Pazarlama Şefi, Online Optimism

11. Kendinize ait bir URL alın. Herkes şirket ismini içinde barındıran bir URL’ye sahip olmalı. Bu özellikle potansiyel müşterilerle dolu bir sürü kontağı olan işletmeler için çok önemlidir- özellikle B2B sektöründekiler için- çünkü daha tanışmadıkları biriyle iletişime geçtiklerinde çoğu insan adınızı googleda aratacaktır. Kendi Linkedin URL’nize sahip olmanız sayfanızın googleın üst sayfalarında çıkma ihtimalini artıracaktır.

— David Erickson, Online Marketing Başkanı, Karwoski & Courage

12. Profilinizdeki özet kısmını tamamen doldurun. Özet kısmı en önemsenmeyen kısımdır. Hedef kitlenize 2000 karaktere kadar direkt ve ikna edici bir şekilde seslenme şansınız var. Birincil tekil kişi ile yazın, tamamlanmış cümleler kullanın ve iletişim bilgilerinizi net bir şekilde belirtin. Çoğu insan websitesindense Linkedin hesabına gitmeyi tercih eder. Çoğu zaman insanlar ürün ya da hizmetten önce bir kişiyle iletişime geçmek ister ve bu sizin kendinizi hedef kitlenize tanıtmanız için bir fırsattır. İletişim bilgileriniz başka yerde de olsa mutlaka özet kısmına da ekleyin. Bu bilgileri kolay ulaşılabilir kılmak çok önemlidir.

— Susan Tabor-Kleiman, Esq., owner, Your Professional Writer

13. Bunu bir rakamlar oyunu gibi düşünün. Şunu öğrendim ki Linkedin pazarlaması sanattan çok bir bilim. Diğer bir deyişle, bir rakamlar oyunu. Biliyorum ki her çarşamba en az 2000 c seviyesindeki yöneticelere erişeceğim. Bu erişimler 6 cevaba dönüşecek ve bu 6 taneden 2 tanesi müşterim olacak. Ticari konferanslara katılmak yerine, bir konferansa katılmak ve konuşmacı olmak ortalama 10.000 dolar tutuyor, kendi işimi bir yılda 1.000 dolardan az bir miktara kurdum. Bunun 250 doları Linkedin Premium hesabına harcandı. Haftamın bir iki saatini harcaraya çoğu iş arkadaşımın yaptığının aksine yılda 40.000 dolar ödemekten kaçınabiliyorum.

— Grag Taylor, İşletmeci, Telecom Law Attorney

27 14. Fazla pazarlamadan kaçının. Linkedin’e diğer bütün pazarlama araçları gibi davranın ve son trendleri yakalayın. İnsanlar bölünmek istemez, o yüzden LinkedIN’de “keşfedilmeye” uğraşın. İçerik Pazarlaması ve İnbound Pazarlama hakkında okuyun ve bu stratejileri Linkedin’e uygulayın. Linkedin’de 1980’lerdeki pazarlamacılar gibi davranan çok fazla insan var, bu yüzden bilge olun ve onlardan biri haline gelmeyin.

— Nikki Hammett, Dijital Pazarlama Müdürü, blur Group

15. Bağlantılarla başlayın, sonra ilişkiler kurun. Linkedin’in profesyoneller için bir sosyal ağ olduğunu anlayın. Bir işletme sahibi, potansiyel müşterilerle, stratejik ortaklarla ve diğer işletme sahipleriyle iletişime geçebilir. Ve bu bağlantılar kurulmaya başladıkça işletme sahibi spesifik ilişkiler kurmak için hangi bağlantılara daha fazla önem göstermesi gerektiğine karar verebilir.

— Charlene Burke, CEO, Search By Burke, LLC

An itibariyle, LinkedIN birkaç tane pazarlama ürünü sunuyor:

-Sponsorlu içerik, içeriğinizi hedef kitlenin haber akışına yerleştiren pazarlama türü.

-Sponsorlu iç e-posta, direkt olarak hedef kitleye kişisel mesajlar atabilmenize olanak sağlayan pazarlama türü.

-Yazılı reklamlar, hedef kitlenin haber akışına düşen yazılı reklamlar.

-Görüntülü Reklamlar, markanın bannerını hedef kitleye gösteren pazarlama türü

-Dinamik Reklamlar, görüntülü reklamları bir ileriye taşıyan bu pazarlama türünde mesajınızı hedef kitlenize göre düzenlemenize olanak sağlanıyor. An itibariyle, sadece sponsorlu içerik, sponsorlu iç e-posta ve yazılı reklamlar ağın kendi pazarlama platformunda mevcut bulunmaktadır. Görüntülü Reklamlar ve Dinamik Reklamlar LinkedIN’in ekibi tarafından yönetilmelidir. Seçmek isteyeceğiniz pazarlama türü genellikle reklamlarınızı nasıl yayınlamak istediğiniz ve işletmenizin hedefleriyle alakalıdır. Marka farkındalığını mı artırmak istiyorsunuz yoksa liderlik vasfınızı mı yükseltmek? Sponsorlu 28 içeriklerle makalelerinize bir erişim sağlamak sizing işinizi görebilir. Diğer yandan, eğer kalifiye yöneticilerin peşindeyseniz, sponsorlu iç e-posta, görüntülü reklamlar da ya dinamik reklamlar size daha uygun olacaktır.

29 LINKEDIN MARKETING

30