GELENEKSEL TÜRK İSLAM MİMARİSİNDE TİCARİ YAPILAR TİCARİ YAPILAR Dükkânlar Arastalar Kapalı Çarşılar Bedestenler Ticaret Hanları Konaklama Hanları Kervansaraylar Değirmenler Fırınlar Halkın alışveriş ihtiyacını, yolcu ve tüccarların geçici korunma ihtiyaçlarını karşılamak üzere çeşitli boyut ve mimari düzende yapılmış olan yapılardır. Bunlar münferit veya toplu dükkânlar, arastalar, kapalı çarşılar, bedestenler, ticaret hanları, konaklama hanları ve kervansaraylardır. ÇARŞI (Ing. Market). Bir kentin ya da kent parçasının alışveriş ve ticaret alanı. Kökeni Farsça “cahar” (dört) ve “sûk” (sokak) sözcükleridir. Terimin kökeni eski İran'da çarşıların genellikle yolların kesişme noktasıda yeralmasından kaynaklanmıştır. İlk çarşıların Mezopotamya'da belirdiği ve bunların sur kapılarının hemen dışında yeraldıkları bilinir. Örgütlü bir ticaret alanı ise, ilk kez Antik Yunan'da ortaya çıkar. Örneğin, agora ve orada yeralan stoalar birer örgütlü kentsel merkez yaratma çabasını yansıtmaktadır. Roma'da ise, Trajan Pazan'nın da örneklediği gibi, kapalıçarşı olarak nitelenebilecek yapılar bile gerçekleştirilmiştir. Ortaçağda bu anlamda bir çarşı mekânından sözedilemez. Genellikle, kiliselerin önünde yeralan alışveriş merkezi düzenli bir yapılaşma gayretinin ürünü değildir. Çarşının yeniden örgütlü bir kentsel alana ya da yapılaşmaya kavuşması için Endüstri Çağı'nı beklemek gerekmiştir. 19. yy’la birlikte, büyük boyutlu çarşı yapıları, pasajlar ve son olarak da, 20. yy'da alışveriş merkezleri ortaya çıkmıştır. DÜKKÂN (Ing. Shop). İçinde alış-veriş başta gelmek üzere çeşitli ticari etkinliklerde bulunulan ve kapısı doğrudan caddeye, sokağa ya da bir pasaja açılan mekân. Bugün bildiğimiz anlamdaki dükkâna benzer mekânların Antikite'de varolduğu bilinir. 18. yy'a dek dükkân, genel olarak, içinde hem üretim, hem de satış yapıları bir alan olmuştur. Hatta, çoğunlukla, dükkân sahibi de bu mekân içinde ya da hemen onunla bağlantılı bir mekânda, aynı yapı içinde barınırdı. Fakat, bu dönem Türkiye'sinde dükkân ile konutun aynı yapı içinde yer almadığı görülür. Kapitalist düzenin ve endüstrileşmenin gelişmesi dükkânı üretim yapıları yer olmaktan çıkarmıştır. Bu değişim süreci 19. yy Avrupa'sında neredeyse tamamlanmıştır. Mahalle içlerinde halkın günlük alışverişlerini yapmak üzere çoğunlukla kagir ve ahşap evlerin zemin katlarında tek tek dükkânlar olduğu gibi, cami binalarının zemin katlarında bir arada toplu halde (küçük bir çarşı gibi) yapılmış dükkân grupları da bulunur. Rüstem Paşa Camii ve altındaki dükkânlar buna güzel bir örnektir. Aynı cins malların imal edildiği veya satıldığı dükkânlar; imal edilen veya satılan malzemenin ismi ile anılan çarşıları oluşturur. Kuyumcular Çarşısı, Bakırcılar Çarşısı gibi. ARASTA Osmanlı mimarlığında üstü açık ya da kapalı bir eksen üzerinde dizilmiş dükkân sıralarından oluşan çarşı yapısı. En ünlüleri 'de Selimiye Arastası ve İstanbul'da Sultanahmet Camisi yanında bulunan arastadır. Genellikle külliyelerde camiye yakın bir bölümde, bir sıra veya karşılıklı iki sıra halinde, dükkânlardan oluşan çarşılar arasta adını alır. Karşılıklı sıra halindeki dükkânlarda, aradaki yol açık bırakıldığı gibi üstü kapalı da olabilir. (Açık ve kapalı arastalar) Arastanın orta kısmında yer alan kubbenin altında okunan dua ile arastada alışverişe başlanır. Bu kubbeye dua kubbesi denir. Arastalara örnek olarak Edirne Selimiye Arastası, Lüleburgaz Sokullu Arastası gösterilebilir.

KAPALIÇARŞI (Ing. ). Üstü kagir ya da ahşap konstrüksiyonla örtülü sokaklardan oluşan çarşı sitesi. Kapalıçarşıların geçmişi Antik Roma’ya kadar uzanmaktadır. Roma'da Hadrian Çarşısı’nın bir bölümü tonozlarla örtülü bir kapalıçarşı biçimindeydi. Ortaçağ Avrupa’sında ve Bizans'ta kapalıçarsı yapılmamıştır. Gerçek kapalıçarşıların İslam dünyasında, özellikle, İran’da ve Osmanlı Türkiye'sinde ortaya çıktığı söylenebilir. İstanbul başta olmak üzere, Edirne, , Kayseri gibi kentlerde kapalıçarşılar vardır. Arastalar gibi bir yolun iki tarafında sıralı, üstü çoğunlukla tonozlarla örtülü çarşılardır. Kapalı çarşılar şehirlerin ticaret merkezlerinde bulunur. Bu çarşılar çoğunlukla birden fazla yollardan oluşur, arada ticaret hanları ve bedestenler yer alır. Kapalı çarşılar tarihi şehirlerin en önemli ticaret merkezleridir. İstanbul, Şam, Kahire, İsfahan dünyaca meşhur örnekleri barındırır.

BEDESTEN Eş büyüklükte kubbelerle örtülü Osmanlı çarşı yapısı. 14. yy'da ortaya çıkmıştır. Özellikle, değerli eşya satışında ve tüccarın değerli evrak ve mallarının depolarımasında uzmanlaşmış bir mekândır. Bedestenler önceleri kumaş ticaretinin yapıldığı yerler olduğu için bezzâzistan kelimesiyle adlandırılmış, daha sonra bu kelime bedestene dönüşmüştür. Bu binalar ortadaki ayakların etrafında genellikle 4, 6, 8 adet iki sıralı kubbe ile örtülü kapalı mekânlardır. Bu çarşıların hem iç yüzlerinde hem de dış yüzlerinde sıralı dükkânlar vardır. Genellikle iki aksta karşılıklı ikişerden dört kapısı bulunur.

KERVANSARAY(Ing. Carawansaray). Şehirlerarası yollarda ticaret kervanlarının konaklaması için yapılmış büyük han yapısı, emniyetli konaklama tesisleri. İslam ülkelerine özgü bir yapı türü olan kervensarayın kökeni oldukça belirsizdir. İlk kervensarayların Türkistan’da ribat diye adlandırılan küçük kaleleri örnek aldığı sanılır. Bu ilk kervensaraylar Büyük Selçuklular döneminde (12. yy başlarında) yapılmışlardır. Anadolu’daki en eski kervensarayın ise, 13. yy’ın başında yapıldığı bilinir. İran ve Türkistan’da kervensaraylar dört eyvanlı şemayı kullanarak tasarlanmışlardır. Anadolu’da bu türün Evdirhan dışında bir örneği yoktur. Anadolu kervensarayları, özellikle de, sultan hanlatı ortasında bir mescit bulunan bir avluyla, ona eklemlenmiş geniş bir ahırdan oluşurlar; odalar, hamam vs. gibi mekânlar çok daha önemsiz boyutlardadır. KÖŞK MESCİT: Anadolu Selçuklu kervensaraylarında avlunun ortasında yeralan ve dört kemerle taşınan kare planlı bir altyapı üzerinde yükselen küçük mescit. Özellikle, sultan hanlarda görülür. KERVANSARAY=KONAKLAMA HANI Kervansaraylar yolcuların, hayvan ve araçlarının barınabileceği şekilde çeşitli bölümlerden oluşur. Gece olunca kapılar kapanır, sabah açılır. Bu şekilde yolcular emniyete alınmış olur. Kayseri - Sivas yolu üzerinde Sultan Hanı bu türe karakteristik bir örnektir. Şehirlere dışarıdan at, araba veya başka araçlarla gelenlerin, araçları ile beraber konaklayabildikleri yapılardır. Mimari yapı olarak ticaret hanlarına benzer. Zemin katlarında binek hayvanları ve araçlar, üst katlarda yolcular kalırlar. Örnek olarak Edirne Rüstem Paşa Kervansarayı gösterilebilir.

ŞEHİR HANI (Ing. Inn; khan). ŞEHİR HANI =TİCARET HANI VEYA KONAKLAMA HANI

Kent içinde yer alan ticaret ya da geçici konaklama yapısı. Otelin belirişinden önce, tüm dünyada kırsal ya da kentsel alanda yapılmış her tür küçük konaklama yapısı Türkçe’de han olarak nitelenirse de sözcük daha çok kentsel ve İslami bir yapı tipini anlatmak için kullanılır. Han bir avluyu çevreleyen en az iki katlı bir revaktan ve onun gerisine dizilmiş odalardan oluşur. Bazı hanlarda bir, mescit vs. gibi hizmet mekânları da yer alabilir. Genellikle, kagir bir yapıysa da ahşap strüktürle sayısız örnekleri vardır. Anadolu Selçukluları döneminde de hanlar yapıldığı bölgelerden bilinirse de, bu dönemden günümüze hiçbir han kalmamıştır. İlk hanlar Beylikler Dönemi’nde Batı Anadolu’da, özellikle de, Osmanlı topraklarında (14.yy) belirir. Bunların en önemlisi Orhan Gazi’nin Bursa’da yaptırdığı Bey Hanı’dır. Bu çağda ana çizgileriyle oluşan han mimarisi, 19. yy’a dek pek değişmeden tüm Osmanlı topraklarında uygulanır. TİCARET HANI Bazı ticaret hanlarının ortalarında, altında havuz ve şadırvanları da olan mescitler bulunur. Ticaret hanları daha ziyade şehirlerin ticaret merkezlerinde ve kapalı çarşılarının yakınlarında yer alır. Bursa'da Koza Hanı, İstanbul'da Büyük Valide Han bu türe iki önemli örnektir. Bir avlu etrafında çoğunlukla iki katlı olarak yapılmış ticaret binalarıdır. Zemin katlar dükkân olarak kullanılır ve tonoz örtülüdür. Üst katlarda, avlu tarafında bir tarafı açık geniş koridor bulunur, iç tarafta çoğu ticarethane olarak kullanılan odalar sıralanmıştır. Koridor ve odalar tonoz veya kubbelerle örtülüdür.

MENZİLHANE

Geçmişte yollar üzerinde yaklaşık 50 fersah arayla kurulan ve ulakların yorulan hayvanlarını değiştirip konakladıkları yapı. Menzilhaneler Osmanlı yol şebekesinin ve devletin resmi haberleşme örgütünün temel ögelerindendir. DEĞİRMEN YEL DEĞİRMENİ Suyun kıt, rüzgârın bol olduğu yerlerde tahılın öğütülmesi için yapılmış olan ve mimarisi kuleye benzeyen döner yelkenli yapılardır. Yel değirmenleri Bodrum yarımadasında çok sayıda bulunmaktadır.

SU DEĞİRMENİ

FIRIN Özellikle ekmek pişirmek için yapılmış binalardır. ÇARŞI FIRINI Bulunduğu bölgenin ekmek ihtiyacını karşılamak üzere hamurun hazırlandığı, ekmeğin pişirildiği, içinde ateş yakılan tuğladan kubbeli fırının da bulunduğu yapılardır. EV FIRINI Ailelerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ekmek, börek vb. gıda maddelerinin pişirildiği daha küçük ölçekte tuğla kubbeli yapılardır.