ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

AFRİKA GÜNDEMİ (EKİM 2009)

SİYASET

 Tunus’ta Seçimleri Zeynel Abidin Bin-Ali Kazandı  Mozambik’te Genel Seçimler Yapıldı  Botswana’da Genel Seçimler Yapıldı  Nijer’de Parlamento Seçimleri Yapıldı  Gabon Anayasa Mahkemesi Bongo’nun Zaferini Onayladı  Fildişi Sahilleri’nde Seçim Hazırlıkları  Gine Üzerindeki Uluslararası Baskılar Artıyor  Gabon ve Nijerya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliğine Seçildi  ECOWAS Nijer’in Üyeliğini Askıya Aldı  Madagaskar’da Uzlaşma Sağlandı  Zimbabve’de MDC ve ZANU-PF Arasında Kriz Yaşanıyor  ABÖ Darfur Raporunu; Obama Yönetimi de Sudan Raporunu Açıkladı  Kenya Başbakanı Raila Odinga Çin’de, Fransa’da ve İsveç’te, BM Eski Genel Sekreteri Kofi Annan da Kenya’da Temaslarda Bulundu  Nijer Deltası’nda Barış Rüzgârları Esiyor  Angola ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti Karşılıklı Sınırdışı Etme İşlemlerini Durdurdu  Güney Afrika’da Yağmalama Olayları Devam Ediyor  Cezayir’de Terörizmle Mücadeleye Uluslararası Destek Gelirken Saldırılar Devam Ediyor  Mısır Ulaştırma Bakanı İstifa Etti  Fas’ta 7 Polisario Cephesi Sempatizanı Tutuklandı

EKONOMİ

 Çin ve ABD Gana Petrolü İçin Yarışıyor  Angola Artan Petrol Rezervleriyle Profilini Genişletiyor  Nijerya’da Petrol Geliri %30 Oranında Düştü  Japonya Afrika’daki Platin Madenlerini İşletme Hakkı Satın Aldı  Afrika’nın İklim Değişikliği İle Mücadelede 65 Milyon Dolara İhtiyacı Olduğu Belirtildi  Yeni Tarım İşletmeleri Sömürgeciliği Afrika’yı Tehdit Ediyor  Gana’da Turizm Endüstrisini Canlandırmak Amacıyla Yeni Yerler Turistlerin Ziyaretine Açıldı  Ruanda’da Mobil Para Transferi Başladı  Dünya Bankası’ndan Afrika’daki İnternet Altyapısına Destek Geldi  Gana’daki Ho Politeknik Yerel ve Yabancı Enstitülerle İşbirliği Yapma Kararı Aldı  Mozambik’te Demiryolu Hattı Kuruluyor

1

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

İNSAN HAKLARI

 ABÖ Yerlerinden Edilen İnsanları Koruma ve Yardım Etme Çerçeve Sözleşmesi’ni Kabul Etti  UCM’de Darfurlu İsyancının Duruşmasına Başlandı  Fas’ta Basın Gerginliği  Medeni Cesaret Ödülü, Batı Sahralı Aminatou Haidar’a Gitti  Sudan’da İki Kadın Daha Kırbaç Cezasına Çarptırıldı  Sierra Leone Mahkemesi Son Yargılamasını Karar Bağladı  Ruanda Soykırımının En Önemli Zanlısı Uganda’da Yakalandı  Dünya Ekonomik Forumu’nda Afrika Ülkeleri Yükselişte

ÇEVRE VE SAĞLIK

 2009 Küresel Açlık İndeksi’ne Göre Afrika’dan 6 Ülke Alarm Seviyesinde  Çad Gölü Bölgesini Felaket Bekleyebilir  Nijerya’da Kolera Salgını Can Almaya Devam Ediyor

TÜRKİYE-AFRİKA İLİŞKİLERİ

 Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Libya Ve Cezayir’i Ziyaret Etti  Danıştay Başkanı Mustafa Birden Cezayir’de Temaslarda Bulundu  Somalili Korsanlar Horizon-1 Adlı Türk Gemisini Serbest Bıraktı  Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Türkiye Arasında Hava Trafiği Sözleşmesi İmzalanacak  Hartum’da Düzenlenen Türkiye-Sudan Yatırım Ve Ticaret Forumu’na Tarım Bakanı Mehdi Eker Katıldı

BİLİM - KÜLTÜR

 UNESCO’nun Yönetim Kurulu’na Afrika’dan 9 Üye Seçildi  Cezayir’de İkinci Uluslararası Çizgi Roman Festivali Düzenlendi  Zimbabve Başbakanı Tsvangirai Nobel Barış Ödülünü Obama’ya Kaptırdı

SPOR

 Senegal Bayan Basketbol Takımı Afrobasket 2009 Şampiyonasını Kazandı  6. Frankofon Oyunları Tamamlandı

AÇAUM FAALİYETLERİ

 AÇAUM Sinema Günleri

YORUM  "Nükleer Silahlardan Afrika da Arındı”, Yrd. Doç. Dr. Erdem Denk

2

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

SİYASET

TUNUS’TA SEÇİMLERİ ZEYNEL ABİDİN BİN-ALİ KAZANDI

Tunus’ta 25 Ekim 2009 Pazar günü devlet başkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı. Oyların % 89.62’sini alan Bin-Ali, devlet başkanlığı seçimini 5. kez kazanmış oldu. 2004’deki seçimlerde % 94.4 oy olan Bin-Ali’nin oy oranının düştüğü görüldü. 26 Ekim 2009 Pazartesi günü İçişleri ve Yerel Kalkınma Bakanı Refik Belhaj Kajem’in açıkladığı sonuçlara göre, katılım oranı devlet başkanlığı seçiminde % 89.45, parlamento seçiminde ise % 89.40 oldu.

Devlet başkanlığı için dört aday yarıştı. Tunus lideri Bin-Ali’nin dışındaki adaylardan Halk Birlik Partisi lideri Muhammed Bouchiha % 5.01, Birlikçi Demokratik Birlik lideri Ahmet Innoubli % 3.80 ve Ettajdid Hareketli lideri Ahmet İbrahim % 1.57 oranında oy aldı.

8 partinin katıldığı 214 üyeli parlamento seçimlerinde oyların % 84.59’unun sahibi olan Bin-Ali’nin liderliğini yaptığı Anayasal Demokratik Birlik Partisi tüm seçim bölgelerinde çoğunluğu elde ettiği için parlamentoda 161 sandalyeye sahip oldu. Diğer partilerden Sosyalist Demokratlar Hareketi 16, Halk Birliği Partisi 12, Birlikçi Demokratik Birlik 9, Liberal Sosyal Parti 8, İlerleme için Yeşil Parti 6 ve Ettajdid Hareketi 2 milletvekilliği elde edebildiler. Anayasal Demokratik Birliği Partisi Fransa’dan bağımsızlığın kazanıldığı 1956’dan beri iktidarda bulunuyor. Nüfusu 10,3 milyon olan Tunus’ta söz konusu partiye 2,7 milyon üye kayıtlı durumda.

Muhalefet seçimlerde usulsüzlük yapıldığını ileri sürse de Afrika Birliği Örgütü’nün (ABÖ) seçim gözlemcileri heyeti başkanı Benjamin Boungolous, seçimlerin adil bir ortamda gerçekleştiğini ve herhangi bir usulsüzlüğe rastlanmadığını açıkladı.

Bu seçimle birlikte 73 yaşındaki Bin-Ali’nin devlet başkanlığında son döneme girildi. Çünkü 2002’deki referandumla Anayasa’daki dönem sınırlandırılması kaldırılırken seçimlere aday olarak başvurmada 75 yaş sınırı getirilmişti. Geçen sene yapılan seçim kanunu değişikliğiyle de devlet başkanlığına aday olmak için en az iki sene bir siyasi partinin lideri olmak zorunlu kılındı ve seçmen yaşı 20’den 18’e düşürülerek seçmen sayısı 5,2 milyona çıkarıldı.

Başa Dön

3

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

MOZAMBİK’TE GENEL SEÇİMLER YAPILDI

Mozambik’te, bağımsızlığın kazanılmasından bu yana dördüncü kez yinelenen demokratik genel seçimler 28 Ekim Çarşamba günü düzenlendi. Oylamanın kesin sonuçları 12 Kasım’da açıklanacak olmakla birlikte açılan sandık sayısı ve alınan oy oranları yavaş yavaş belli olmaya başladı. İktidar partisinin oyların çoğunluğuna sahip olduğu belirtiliyor. Açılan ilk sandıkların sonuçlarına göre, halen görevini sürdürmekte olan Devlet Başkanı Armando Guebuza ve iktidardaki partisi, bu yılın başında kendi içinde bölünme ve ayrışmalarla sarsılan muhalefetin önünde ilerliyor. 31 Ekim itibariyle sayılan oyların %75’ini iktidar partisi kazanmış durumda. Fakat bazı kırsal bölgelerdeki sonuçların gelmesi bekleniyor. Diğer taraftan oy oranlarında büyük bir sapmanın olmayacağı öngörülüyor.

1975’te bağımsızlığın kazanılmasından bu yana Mozambik’te iktidar olan Frelimo partisi 2004 yılında düzenlenen bir önceki seçimlerde oyların %76’sıyla iktidara gelen ve halkın büyük çoğunluğunun rızasını alarak iktidarını korumakta olan bir parti.

MOZAMBİK Uzun süredir muhalefette bulunan Renamo partisinin ise, kendi bünyesinden kopan bir grup tarafından oluşturulan Mozambik Demokratik Hareketi (Democratic Movement of Mozambique -MDM)’nin gerisinde kalarak ülkenin ana muhalefet partisi olma statüsünü kaybetme riski ile karşı karşıya olduğu yorumları yapılıyor. MDM, pek çok seçim bölgesinde aday kayıt belgelerinde usulsüzlük olduğu gerekçesiyle seçimlerden çekilmiş olmasına rağmen Renamo partisini ve lideri Afonso Dhlakama’yı geride bıraktı. Devlet Başkanı Armando Guebuza kendi oyunu kullandıktan sonra gazetecilere demeç verdi

Başa Dön

BOTSWANA’DA GENEL SEÇİMLER YAPILDI

Botswanalı seçmenler 16 Ekim Cuma günü sandık başına gitti. Sakin geçen seçimlere katılım oranının oldukça yüksek olduğu belirtildi. 18 Ekim Pazar günü açıklanan resmi seçim sonuçlarına göre ise, iktidarda bulunan Botswana Demokrat Partisi (Botswana Democratic Party -BDP) seçimden bir kez

4

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

daha galip çıktı. Böylece dünyanın en büyük elmas üreticisi Botswana’nın Devlet Başkanı Ian Khama BDP iktidarını 5 yıl daha devam ettirecek.

BDP, 1966 yılında bağımsızlığın kazanılmasından bu yana iktidarda bulunuyor. Ekim 2009 seçimlerinde, 2004 yılında yapılan bir önceki seçimlere göre oylarını artırarak yeniden iktidara geldi. Ana muhalefet partisi Botswana Ulusal Cephesi (Botswana National Front – BNF) ise seçimlerde oy kaybına uğradı. Parlamentodaki 57 sandalye, seçimlere giren 8 partiden 5’i arasında dağıldı.

Bağımsız Seçim Komisyonu’ndan yapılan resmi açıklamaya göre, Botswana’da toplam seçmen sayısı 723.617 (toplam nüfusun

%76.71’i); kullanılan toplam oy sayısı 555.078 (geçerli oy 544.647 *%98.12+, geçersiz oy 10.431 *%1.88+). BDP 290.099 (%53.26) oy alarak bir önceki seçimlerde 44 olan sandalye sayısını 45’e yükseltti. 119.509 (%21.94) oy alarak bir önceki seçimlere göre oy oranı düşen ana muhalefet partisi Botswana Ulusal Cephesi BNF’nin ise, parlamentodaki sandalye sayısı 12’den 6’ya geriledi. Botswana Kongre Partisi (Botswana Congress Party – BCP) 104.302 (%19.15) oy alarak parlamentodaki temsilini 1’den 4’e çıkardı. 2004 seçimlerinde temsil hakkı kazanamayan Botswana İttifak Hareketi (Botswana Alliance Movement) ise bu kez 1 temsil hakkı elde etmesine yetecek 12,387 (%2.27) oyu kazandı. Bir bağımsız aday da 10.464 oy alarak parlamentoya girmeyi başardı. Yeterli oy oranlarını yakalayamayan diğer 3 parti (Botswana Halk Partisi; Marx, Engels, Lenin, Stalin Hareketi ve Tlhoko Tiro Örgütü) ise parlamento dışında kaldı.

Botswana, küresel kriz nedeniyle bu sene başında elmas madenlerinin kapatılmasına ve mücevher satışlarında yaşanan azalmaya rağmen Afrika’nın en istikrarlı demokrasilerinden biri olma özelliğini koruyor. Ekim 2009 seçimleri, 18 ay önce BDP liderliğine getirilen Ian Khama’nın ilk demokrasi sınavı olarak nitelendiriliyor. Botswana’nın ilk devlet başkanının oğlu olan Khama Botswana’nın Devlet Başkanı Ian Khama her ne kadar kararlı tutumuyla halkın güvenini kazanmış olsa da zaman zaman sabit fikirli ve dogmatik olmakla eleştiriliyor.

Botswana’nın başkenti Gaborone’den seçim atmosferi ile ilgili gelen bilgilere göre seçimlere katılım oranı oldukça yüksek. Seçim günü pek çok sandıkta oy kuyrukları olduğu için seçmenleri mağdur etmemek amacıyla oylama saati bir süre daha uzatıldı. Ayrıca halkın çoğu 2009 seçim kampanyalarının daha önceki seçimlere kıyasla çok daha heyecanlı geçtiği görüşünde. Diğer taraftan seçim sürecine yönelik çeşitli eleştiriler de yöneltiliyor. Muhalefet partisi BCP’den Dumelang Saleshando, demokratik ve sakin bir oylama süreci yaşandığı söylense de bazı bölgelerde seçim sandıklarına ulaşmada sorunlar yaşandığını iddia etti.

Başa Dön 5

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

NİJER’DE PARLAMENTO SEÇİMLERİ YAPILDI

Uluslararası ve bölgesel çevrelerce ertelenmesi istenmesine rağmen Nijer’de parlamento seçimleri 20 Ekim Salı günü gerçekleştirildi. Muhalefet seçimi boykot ederken katılım oranı %51.27’de kaldı.

Görev süresi aralık ayında dolacak olan Devlet Başkanı Tandja bir dönem daha seçilmesine imkân tanıyacak anayasa değişikliğini referanduma sunmaya hazırlanırken, kendisine karşı çıkan parlamentoyu fesh etmişti. Ağustos ayında gerçekleştirilen referandumla bir dönem daha seçilme imkânına kavuşan Tandja’ya yönelik baskılarını artıran uluslararası çevreler, mevcut siyasal ortamda parlamento seçimlerinin yapılmasının olumlu sonuç vermeyeceğine inandıkları için seçim tarihinin ertelenmesi yönünde çaba gösterdiler. ECOWAS da seçimlerin ertelenmesi çağrısında bulundu, çağrıya uyulmaması nedeniyle Nijer’in üyeliğinin askıya alındığını açıkladı.

Bu ortamda gerçekleştirilen seçimler muhalefet tarafından boykot edilirken, ülkede geniş güvenlik önlemleri alındı. Erken saatlerde başkent Niamey de oy kullanan Başkan Tandja “Bugün Nijer için iyi bir gün olacak, seçimler sakin bir ortamda yapılacak ve gerçek vatanseverler milletvekili olarak seçilecek” şeklinde konuştu. Muhalefet ise, bu seçimleri Tandja’nın ömür boyu başkan kalmasına imkân tanıyacak bir oyun olarak değerlendirdi.

24 Ekim’de Ulusal Seçim Komisyonu’nca açıklanan sonuçlara göre, Tandja’nın iktidar partisi oyların büyük bir kısmını alarak parlamentodaki 133 sandalyeden 76’sını kazandı. 27 sandalye Devlet Başkanı Tandja’nın partisi ise, beş küçük parti ve bağımsız adaylar arasında paylaşıldı. seçimlerden galip ayrıldı Ayrıca ilk kez parlamentoda ondan fazla bağımsız vekilin görev yapacağı ifade edildi.

Uzmanlar, nüfusunun büyük çoğunluğu ülkenin kuzeyindeki çöllerde yaşayan dünyanın en fakir ülkesi Nijer’in seçimlerden sonra artan uluslararası baskılar ve askıya alınan mali yardımlar nedeniyle zor günler yaşayacağını ve şu anda faaliyetlerini durdurmuş olan Tuareg militanlarının yeniden silah kullanmaya başlayabileceğini belirtiyorlar.

Başa Dön

6

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

GABON ANAYASA MAHKEMESİ BONGO’NUN ZAFERİNİ ONAYLADI

Gabon’da ağustos ayında gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçimlerini eski Devlet Başkanı Omar Bongo’nun oğlu Ali Ben- Bongo’nun kazandığı ilan edilmiş ve bunun üzerine ülkede gerginlik çıkmıştı. Meydana gelen olaylarda en az 15 kişi

yaşamını yitirmiş, adaylardan Pierre Mambundu kolundan yaralanmış ve Fransa Başkonsolosluğu ateşe verilmişti.

Sonuçlara yapılan itirazlar neticesinde oyların yeniden sayılması gündeme geldi. Anayasa Mahkemesi’nin muhalefet temsilcilerinin gözlemci olarak katılmasına izin vermediği yeniden sayım işleminin tamamlanmasının ardından Ali Ben- Bongo’nun başkanlığı Anayasa Mahkemesince onaylandı ve daha önce %41.73 olarak ilan edilen oy oranı %41.79 olarak değiştirildi. Bu sayede Ali Ben-Bongo’nun yemin ederek

görevine başlamasına imkân tanınmış oldu. Mevcut anayasaya göre mahkemenin 20 Ekim tarihine kadar devlet başkanını ilan etmemesi halinde seçimlerin yenilenmesi gündeme gelecekti.

Sonuçların duyurulmasının ardından açıklama yapan Gabon’un seçilmiş üçüncü devlet başkanı Ali Ben-Bongo, ekonomik kalkınmaya hız vereceğini, ülkede adalet ve barış ortamını yaratacağını belirterek, bunun kendisinin değil ülkesinin zaferi olduğunu kaydetti. Seçimlerin yapılmasından yaklaşık iki ay sonra göreve başlayabilen Ben-Bongo tüm enerjisini Gabon halkının iyiliği için harcayacağını ifade etti.

Sonuçlara itiraz eden diğer dokuz başkan adayı ve bir Ali Ben-Bongo seçimden iki ay sonra göreve başladı vatandaş mahkemeye şikâyet dilekçesi sunarak Ben- Bongo’nun yeniden sayım işlemine hile karıştırdığı iddiasında bulundular. Sayım işlemine muhalefet gözlemcilerinin katılmasına mahkemece yasak konulmasının bu durumun açık göstergesi olduğunu belirten adaylar, Gabon’da bir hanedanlığa asla izin verilemeyeceğini belirttiler. Diğer yandan eski İçişleri Bakanı ve başkanlık adayı Andre Mba Obame ise, sonuçları protesto etmek için açlık grevine başladığını açıkladı. Yapılan ilk sayımda Mba Obame’nin ikinci sırada geldiği açıklanmıştı, ancak yeniden sayım işleminin tamamlanmasıyla Mba Obame’nin oy oranının %0.55 daha düşük olduğu ve üçüncü sırada yer aldığı duyuruldu. Mba Obame, Gabon’da kriz yaratmak üzere yıldırma, güç ve şiddet kullanılmaya devam ettikçe açlık grevini sürdüreceğini ve ülkeni diktatörlüğe, iç savaşa ve soykırıma sürüklenmemesi için yaşamını feda etmeye hazır olduğunu kaydetti.

Başa Dön

7

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

FİLDİŞİ SAHİLLERİ’NDE SEÇİM HAZIRLIKLARI

Fildişi Sahilleri’nde dört yıllık ertelemenin ardından başkanlık seçimleri için 29 Kasım tarihi belirlendi. Ülke 2002 yılında yaşanan iç savaştan bu yana hükümetin ve isyancıların kontrolündeki bölgeler olarak ikiye bölünmüş durumda. 2005 yılında yapılması gereken başkanlık seçimleri de iki bölge arasında yaşanan gerilim nedeniyle dört yıl boyunca ertelendi.

BM Güvenlik Konseyi seçimlerin yeniden ertelenmesinden endişe duyduğunu belirterek, tarafları, seçimlerden önce böyle bir ertelemeye mahal vermemek için üzerlerine düşen görevleri yapmaya ve anlaşmazlıkları diyalog ve uzlaşı yoluyla çözmeye çağırdı. BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon da seçimlere haftalar kala militanların silahsızlandırılması ve eski isyancıların topluma yeniden entegrasyonu gibi bir dizi önemli sorun nedeniyle endişe duyduğunu ifade etti.

Seçmen listelerinin hazırlanması çalışmalarına yardımcı olmak için uluslararası anlaşmayla yetkilendirilmiş olan Fransız Güvenlik Grubu Sagem seçmen listelerini tamamlayarak Seçim Komisyonu’na sundu. Muhalefet partileri hükümetin seçim sürecini hızlandırmak için gerekli siyasi istekten yoksun olduğunu ifade ederken, silahsızlanmanın sağlanmasının bu süreçte önemli rol oynadığını belirttiler. BM tarafından yeni yayımlanan bir rapora göre ise, BM’nin uyguladığı silah ambargosuna rağmen hem kuzeyin hem de güneyin silahlanmaya devam ettiği ifade ediliyor. Bu ortamda güney bölgesinin yeniden şiddete başvurmasından ve bunun seçim sürecine gölge düşürmesinden endişe ediliyor.

Başa Dön

GİNE ÜZERİNDEKİ ULUSLARARASI BASKILAR ARTIYOR

Gine’de geçtiğimiz ay darbe lideri Moussa Camara’nın ocak ayında yapılacak olan seçimlere adaylığını koyması üzerine başkent Konakri’de gösteriler düzenlenmiş ve askerlerin göstericilerin üzerine ateş açması sonucu 157 kişi hayatını kaybetmişti. Görgü tanıkları askerlerin göstericilere sopalarla saldırdıklarını ve kadınlara tecavüz ettiklerini iddia ettiler. Sivil toplum örgütleri tecavüze uğrayan kadın sayısını tespit etmeye çalışırken, ülkede faaliyet gösteren uluslararası yardım kuruluşları şu ana kadar 33 tecavüz vakasının tespit edildiğini ifade ettiler.

8

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Güvenlik güçlerinin kontrolü kaybettiğini kabul eden Camara, olayları araştırmak için yedi yargıç, beş avukat, iki doktor, dört muhalefet temsilcisi, üç ordu temsilcisi ve üç sivil toplum örgütü üyesinden oluşan ulusal bir komisyon kurulduğunu açıkladı. Ancak muhalefet temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları üyeleri ulusal bir komisyonunu yetersiz olacağını ve bulguları örtbas edebileceğini belirterek uluslararası bir komisyon kurulması çağrısında bulundular; savunmasız Ginelilerin üzerine ateş açılmasının insanlığa karşı bir suç olduğunu ifade ederek Afrika Birliği, ECOWAS ve Birleşmiş Milletleri göreve çağırdılar.

Bu gelişmelerin ışığında Gine üzerindeki uluslararası baskılar da artmaya devam etti. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki- Moon 28 Eylül’de Gine’de yaşananları araştırmak üzere

uluslararası bir komisyon kurulmasına onay verildiğini açıkladı. Genel Sekreter Ban Ki-Moon yaşanan acı olayların faillerini tespit etmek amacıyla araştırma yapacak olan komisyonun çalışmalarını tamamlaması için herhangi bir süre sınırlaması getirilmediğini ifade etti. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yargıcı Louis Moreno Ocampo benzer bir komisyonun UCM tarafından da kurulduğunu, yaptıkları ön incelemede 28 Eylül olaylarının insanlığa karşı suç olarak değerlendirilerek mahkemenin yargı yetkisi kapsamına girmesinin mümkün göründüğünü kaydetti.

Diğer yandan AB Gine’de yoğun insan hakları ihlali yaşandığını belirterek bu ülkeye silah ambargosu uygulama kararı alındığını açıkladı. Ayrıca yönetimi elinde bulunduran Camara’nın başında olduğu Demokrasi ve Kalkınma Ulusal Konseyi’ne yönelik yaptırım da uygulanacağı ifade edildi. Daha önce ECOWAS da Gine’ye silah ambargosu kararı almıştı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü(HRW) de yaptıkları incelemeler sonucunda 28 Eylül’de yaşananların Camara ile Demokrasi ve Kalkınma Ulusal Konseyi

üyelerince önceden planlanmış olabileceğini tespit Geçen ay askerlerin göstericilere ateş açması sonucu 157 kişi ettiklerini ifade etti. Olayların faillerinin “kırmızı hayatını kaybetmişti bereliler” olarak bilinen Başkanlık Korumaları olduğu ve görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırı esnasında etnik temelli sözler sarf ettikleri, dolayısıyla saldırının etnik muhalefete gözdağı vermek için düzenlenmiş olabileceğini belirtti.

Başa Dön

9

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

GABON VE NİJERYA BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ GEÇİCİ ÜYELİĞİNE SEÇİLDİ

15 Ekim Perşembe günü BM Genel Kurulu’nda yapılan oylama sonucu iki yıl süreyle görev yapacak olan BM Güvenlik Konseyi geçici üyeleri belli oldu. 186 oy alan Nijerya ve 184 oy alan Gabon görev süreleri 1 Ocak 2010’da başlamak üzere iki yıl süreyle BM Güvenlik Konseyi üyesi seçildi.

Nijerya ve Gabon Afrika grubunu Libya ve Burkina Faso ile birlikte temsil edecek. Nijerya daha önce 1966-67, 1978-79 ve 1994-95 dönemlerinde üç kez;

Nijerya ve Gabon iki yıl süreyle BM Güvenlik Konseyi Gabon ise 1978-79 ve 1998-99 dönemlerinde iki kez üyeliği yapacak Güvenlik Konseyi üyeliği yapmıştı.

Başa Dön

ECOWAS NİJER’İN ÜYELİĞİNİ ASKIYA ALDI

ECOWAS, Gine ve Nijer’de yaşanan gelişmeleri görüşmek üzere Nijerya Devlet Başkanı Umaru Yar’adua’nın talebi ile olağanüstü toplantıya çağrıldı. 17 Ekim’de Abuja’da gerçekleştirilen toplantıda her iki ülkede yaşanan siyasi istikrarsızlık görüşüldü. Yar’adua hiçbir yaptırım uygulanmaması halinde iki ülkedeki krizin de derinleşeceği uyarısında bulundu.

Söz konusu toplantıda, Nijer’de 20 Ekim’de yapılacağı duyurulan parlamento seçimlerinin ertelenmesi çağrısında bulunma kararı alınmıştı. Ancak Nijer’de seçimlerin 20 Ekim’de yapılması üzerine ECOWAS dönem başkanı Nijerya’nın Devlet Başkanı Yar’adua bir bildiri yayınladı ve seçimlerin ertelenmemesinin ECOWAS’ın otoritesinin hiçe sayılması anlamına geldiğini belirterek, bu durumun Nijer’in anayasa ihlallerine devam etmesi anlamına geldiğini kaydetti. Bildiride ayrıca anayasa ihlalleri sona erene dek Nijer’in üyeliğinin askıya alındığı belirtildi.

17 Ekim’de gerçekleştirilen toplantıda ayrıca Gine İçin Uluslararası İletişim Grubu’nun (ICG-G)Gine hakkındaki tavsiyeleri değerlendirildi. Afrika Birliği, ECOWAS, AB, İslam Konferansı Örgütü gibi çeşitli uluslararası örgütlerin temsilcileri ile BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinden dördü olan Fransa, Rusya, İngiltere ve ABD’den oluşan ICG-G Gine’ye doğrudan yaptırım uygulanmasını tavsiye etmediklerini ifade etti. Toplantıda, Gine yönetiminden 28 Eylül’de hayatını kaybedenlerin naaşlarının ailelerine teslim edilmesinin, yaralanan ve tecavüze uğrayan kişilere tedavi sunulmasının talep edilmesi ve sınırlı yaptırımlar uygulanması kararlaştırıldı.

Başa Dön

10

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

MADAGASKAR’DA UZLAŞMA SAĞLANDI

Madagaskar’da aylardır süren siyasi kriz 6 Ekim Salı günü liderlerin aralarında anlaşarak yeni hükümet üzerinde uzlaşmaya varmasıyla sonuçlandı: Eski devlet başkanı Ravalomanana, Rajoelina’nın bir sonraki seçimlerde aday olmaması koşulu ile sadece bu dönemi kapsayacak devlet başkanlığını kabul etti. Madagaskar’da yeni Devlet Başkanı Andry Rajoelina, Başkan Yardımcısı Emmanuel Rakotovahiny ve Başbakan Eugene Mangalaza olacak.

Böylece 2009 yılı başından beri devam eden siyasi krize son vermek amacıyla haftalarca yürütülen müzakerelerin Devlet Başkanı Andry Rajoelina ardından hükümetin kurulmasında fikir birliğine varılmış oldu. Başa Dön

ZIMBABVE’DE MDC VE ZANU-PF ARASINDA KRİZ YAŞANIYOR

Zimbabve Başbakanı Morgan Tsvangirai, 16 Ekim Cuma günü bir açıklama yaparak partisi MDC’nin üst düzey yetkililerinden Roy Bennet’a yapılan muamele nedeniyle birlik hükümetini boykot ettiklerini açıkladı. Tsvangirai, ZANU-PF ile yeniden birlikte

çalışmaya karar vermeden önce, iktidar ortaklığı anlaşmasının askıda tutulan sorunlarının halledilmesi gerektiğini söyledi.

Terör ve silahlı birlikler örgütlemekten dolayı tutuklanan MDC yetkilisi Roy Bennet, iki günlük tutukluluğunun ardından serbest bırakılmış olmasına karşın Tsvangirai’nin sözcüsü boykotu sürdürme konusunda ısrarlı olduklarını açıkladı.

ZANU-PF’yi meclis üyelerine baskı uygulamakla da suçlayan Tsvangirai, koalisyon hükümetinden henüz çekilmediklerini ve bu açmazdan kurutulana kadar da karşılıklı müzakereler için açık olduklarını ifade etti. Bununla birlikte, partisi MDC’nin Bakanlar Kurulu toplantılarına ve ulusal birlik hükümetindeki üç parti arasında her hafta pazartesi günleri gerçekleştirilen olağan toplantılara katılmayacağını bildirdi. Roy Bennet

Zimbabve’deki krize başta BM olmak üzere çeşitli uluslararası çevrelerden uyarı ve tepkiler geldi. Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma, Zimbabve’nin istikrarı için ülkeye ve iktidardaki hükümete uluslararası toplumun destek vermesi gerektiği yönünde çağrıda bulundu. Başa Dön

11

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

ABÖ DARFUR RAPORUNU; OBAMA YÖNETİMİ DE SUDAN RAPORUNU AÇIKLADI

Başkanlığını Güney Afrika Cumhuriyeti’nin eski lideri Thabo Mbeki’nin yaptığı ABÖ Darfur Paneli’nin raporu yayınlandı. 8 Ekim 2009 Perşembe günü raporu ABÖ Komisyon Başkanı Jean Ping’e teslim eden Mbeki, raporun Darfur sorununun çözümüne ilişkin bugüne kadar yapılan en kapsamlı ve en geniş içerikli görüşmelerin bir sonucu olduğunu kaydetti. UCM’nin en son durak olduğuna ve yargılayabileceği insan sayısının azlığına dikkat çekilen raporda, UCM savcısının sadece çok ciddi suçlarda en büyük sorumluluğa sahip kişilere odaklandığı belirtildi. Böylelikle suçluların büyük bir bölümünün UCM’nin soruşturması dışında kaldığı ifade edildi. UCM’yi kuran Roma Tüzüğü’ne de değinilen raporda, yerel mahkemelerin UCM’yi tamamlayıcı rolü hatırlatıldı; UCM’nin önceliği ulusal yargıya vermesi ve ulusal yargıdaki gelişmelerin değerlendirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Öte yandan Sudan’daki adli sistemin Darfur’da yaşananlara yönelik işleyişinin yetersiz ve kafa karıştırıcı olduğu; bu alanda değişikliğe gidilmesinin başat öneme sahip olduğu kaydedildi. Sudanlı ve yabancı yargıçlardan oluşan karma bir ceza mahkemesinin kurulması ve Sudan hukukunun uluslararası hukukla uyumlu olması için değiştirilmesi gerektiği de belirtildi. Tecavüz suçuyla yeterince ilgilenilmediği; söz konusu suçun faillerinin yargılanmasını engelleyen unsurların da Sudan hukuk sisteminden kaldırılması gerektiğinin altı çizildi.

Öte yandan 19 Ekim 2009 Pazartesi günü açıklanan ABD’nin Sudan’a yönelik yeni siyasetinde Hartum yönetimine uygulanan yaptırımların devam edeceği; Darfur sorunu ve güney Sudan ile ilgili anlaşmazlıkların çözümünde yeni araçlara başvurulacağı bildirildi. Nitekim, 27 Ekim 2009 Salı günü, ABD, Sudan’a uyguladığı ekonomik yaptırımları bir seneliğine uzattı.

ABD’nin Sudan raporunu açıklayan Dışişleri Bakanı , Sudan’da istikrarın sağlanmasının yalnızca Sudan’ı değil tüm bölgedeki istikrarı ilgilendirdiğini belirtti ve ABD’nin stratejisinin Darfur sorununun çözülmesi, Bütünleyici Barış Anlaşması’nın uygulanması ve Sudan’ın uluslararası terörizm için sığınak haline gelmesinin engellenmesi olmak üzere üç ana hedeften oluştuğunu belirtti.

Sudan’a uygulanan yaptırımlara da değinen Clinton, yeni stratejilerinde de yaptırımların önemli bir yere sahip olacağını kaydetti ve Sudan lideri Ömer El-Beşir ile herhangi bir ilişki kurulmayacağının altını çizdi. Daha önceden yaptırımların yumuşatılması yönünde görüş bildiren ABD Devlet Başkanı Barack Obama’nın Sudan Özel Temsilcisi Scott Gration da söz konusu stratejiyi desteklediğini ve Darfurlu insanların maruz kaldığı yaşam standartlarını değiştirmeyi amaçladıklarını, bu

ABÖ Darfur Raporunu; Obama yönetimi de Sudan Raporunu açıkladı yönde faaliyet göstermeye devam edeceklerini belirtti.

12

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Rapora ilişkin bir açıklama yapan Obama, eğer Sudan Hükümeti barışın sağlanmasına yönelik çaba gösterirse bu çabaları destekleyeceklerini ama sürece zarar verecek eylemlere girişirse ABD’nin ve uluslararası kesimin baskıyı arttıracağını kaydetti. Obama gerek senatörken gerekse başkanlık kampanyasında Darfur’un uçuşa kapalı bölge ilan edilmesi ve daha ağır petrol yaptırımlarının uygulanması gibi Sudan’a yönelik sert politikalar izlenmesinden yana tavır almıştı.

Hartum yönetimi ise, hazırlanması 7 ay süren raporda, geçmiş yönetimlerle kıyaslandığında olumlu noktaların bulunduğu görüşünü taşıyor. Sudan Hükümeti’nin Darfur arabulucusu Gazi Selahaddin, aşırı fikirlerin ve önerilerin yer almadığı raporda örneğin “askerî müdahaleye” değinilmemesinin önemli bir gelişme olduğunu ve Obama yönetimindeki yeni açılımları gösterdiğini söyledi. Ancak Washington yönetiminin Darfur’da meydana gelen olayları hâlâ soykırım olarak değerlendirmesinden memnun olmadıklarını dile getirdi ve ABD’nin yalnız kaldığı söz konusu değerlendirmenin bölge gerçeklerini yansıtmadığını belirtti.

Başa Dön

KENYA BAŞBAKANI RAILA ODİNGA ÇİN’DE, FRANSA’DA VE İSVEÇ’TE, BM ESKİ GENEL SEKRETERİ KOFİ ANNAN DA KENYA’DA TEMASLARDA BULUNDU

14 Ekim 2009 Çarşamba günü Çin’e giden Kenya Başbakanı Raila Odinga, Şengdu’da gerçekleşen 10. Batı Çin Uluslararası Ekonomi ve Ticaret Fuarı’na katıldı. 16 Ekim Cuma günü Fuar’da bir konuşma yapan Odinga, Çin Halk Cumhuriyeti’nin tanınması konusunda BM’ye çağrı yapan ilk Afrikalı liderler arasında Kenya’nın ilk başkan yardımcısı Odinga Odinga’nın da bulunduğunu hatırlattı. Söz konusu dönemde Çin’in tanınmasına karşı çıkan Batılı devletlerden ve onların müttefiği olan Afrikalı devletlerden farklı olarak Kenya’nın Çin’in BM Güvenlik Konseyi’ne kademeli olarak kabulünde rolü olduğunu belirtti.

Çin’deki temasları sırasında Kenya’daki zengin biyolojik çeşitliliğin tehlike altında olduğunu dile getiren Odinga, başta beyaz ve siyah gergedan olmak üzere çeşitli türlerin korunmasında Çin’le işbirliği yapmak istediklerini söyledi. Çin Komünist Partisi Siçuan Eyalet Komitesi Başkanı Lui Qibao da hükümetinin söz konusu türlerin korunmasına yardım etmeye hazır olduğunu ve mevcut işbirliğini arttıracaklarını kaydetti.

Odinga’nın ziyareti sırasında Güney Sudan petrolünün Kenya üzerinden ihracı konusunda Çin ile anlaşmaya varıldı.

Avrupa Komisyonu’nun düzenlediği Avrupa Birliği Kalkınma Günleri Konferansı’na katılmak üzere gittiği İsveç’teki temaslarında iklim değişikliğinin ülkesine ve Afrika’ya etkisi üzerinde duran Kenya

13

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Başbakanı, 23 Ekim 2009 Cuma günü yaptığı konuşmasında, yoksul ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelelerine destek olmak için iklim uyum fonu kurulması çağrısında bulundu. Fosil yakıta dayalı “kirli” kalkınma yöntemini bırakmak istediklerini fakat bu süreçte yardıma ihtiyaç duyduklarının altını çizen Odinga, 2050’de dünya Odinga, Avrupa Komisyonu’nun düzenlediği AB Kalkınma Günleri Konferansı’na katıldı sıcaklığının 2 derece artması sonucunda neler yaşanabileceğini söylemenin yetmediğini ifade ederek, iklim değişikline uyum sağlamak için 2 milyar dolara ihtiyaç duyduklarını; diğer Afrika ülkelerinin de farklı ihtiyaçları bulunduğunu söyledi.

Raila Odinga, nükleer alanda ikili işbirliğinin öne çıktığı Fransa ziyaretine 20 Ekim 2009 Salı günü başladı ve Fransa Başbakanı François Fillon ile görüştü. Fransa’nın nükleer enerji alanda yatırım yapabileceğini; tesis inşasına yardım edebileceğini; böylelikle de Kenya’nın enerji açığını kapatabileceğini kaydeden Odinga, Fransız yatırımcıları, ülkesindeki yerel pazarlarda yatırım fırsatlarını kullanmaya çağırdı.

Odinga’nın yurtdışında çizdiği “gelişen Kenya” imajının aksine, Kenya’da temaslarda bulunan BM eski Genel Sekreteri ve ülkedeki ulusal uzlaşmanın mimarlarından Kofi Annan, reform sürecinin hızlanması gerektiği görüşünün bir kez daha altını çizdi. 7 Ekim Çarşamba günü Kenya’dan ayrılırken UCM’nin ve Kenya’da kurulacak yerel bir mahkemenin bir arada çalışması gerektiğini belirten Annan, ziyaretinin amacının, Büyük Koalisyon Hükümeti’nin kurulmasından sonra Ulusal Uzlaşma Anlaşmaları’nın nasıl uygulandığını anlamak olduğunu ifade etti. Kenya’da üç gün temaslarda bulunan BM eski Genel Sekreteri, 2012 seçimlerine kadar reformların gerçekleşmesinin başat öneme sahip olduğunu kaydetti.

Kenya Hükümeti ise, yerel mahkemenin kurulmasına pek sıcak bakmayıp sorunun uzlaşma ve diyalog ile çözülmesinden yana olduğunu belirtiyor. Geçtiğimiz aylarda özel bir mahkemenin kurulması isteği Parlamento’ya gelmiş fakat kabul edilmemişti.

Başa Dön

14

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

NİJER DELTASI’NDA BARIŞ RÜZGÂRLARI ESİYOR

6 Ağustos’ta Nijer Deltası militanları için başlatılan af uygulaması 4 Ekim’de sona erdi. Hükümet yetkilileri 60 gün süren af uygulaması boyunca 8.000 militanın silah bıraktığını açıkladı. Önde gelen militan liderlerinden pek çoğu af talebini kabul ederken Nijer Deltası Halkı Gönüllü Kuvvetleri af önerisini kabul etmeyerek, hükümetin zaten suçlu olmayan kimseleri affetmesinin mümkün olmayacağını belirtti.

Af önerisini kabul etmediklerini bildiren Nijer Deltasını Özgürleştirme Hareketi (MEND)ise, ilan etmiş oldukları tek taraflı ateşkesin 15 Ekim’de sona ermesiyle birlikte petrol hatlarına yeniden saldırı düzenleyebileceklerini açıkladı. Devlet Başkanı Umaru Yar’adua da Ulusal Meclis’ten deltadaki limanları, petrol tesislerini ve tankerleri koruması amacıyla bir deniz güvenliği ajansının kurulmasını talep etti. Nijer Deltası’ndaki militanlar petrol gelirlerinin adil paylaşımı için mücadele verdiklerini söylüyorlar ve petrol borularından çektikleri petrolü kendileri satarak gelir elde ediyorlar. Bu durumun Nijerya petrol gelirlerinin % 25 oranında azalmasına neden olduğu ifade ediliyor.

Bu gelişmelerden sonra Mend liderlerinden Henry Okah, Tompolo, Ateke Tom gibi isimlerle bir araya gelen Devlet Başkanı Yar’adua görüşmenin olumlu geçtiğini, silahsızlanma ve petrol gelirlerinin paylaşımı gibi konuların ele alındığını belirtti. Diğer yandan hükümet yetkilileri petrol gelirlerinin %10’unun delta halkına verilmesinin planlandığını bildirdiler.

Liderleri Hery Okah ile Başkan Yar’adua arasındaki görüşmelerin olumlu bir havada geçmesi üzerine MEND diyalog sürecine destek olmak için süresiz ateşkes ilan ettiklerini açıkladı. Hükümetin her bir grup ile diyalog sürecine girmeye hazır olduğunu gördüklerini belirten grup, deltada kalıcı Nijer Deltası’nın önde gelen militan gruplarından MEND süresiz ateşkes ilan bir barışın sağlanabilmesi için taleplerini ettğini açıkladı hükümet ile müzakere etmeye hazır olduklarını belirtti.

Başa Dön

ANGOLA VE DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ KARŞILIKLI SINIRDIŞI ETME İŞLEMLERİNİ DURDURDU

BM İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’nin yaptığı açıklamaya göre, Angola ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin birbirlerine misilleme yapmak için karşılıklı olarak vatandaşlarını sınır dışı etmesi her iki ülke sınırında insani krize neden oluyor. Angola’nın binlerce kayıt dışı göçmeni sınır dışı etmesine 15

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

cevaben, Demokratik Kongo da iç savaş sırasında ülkesine sığınan binlerce Angolalı mülteciyi sınır dışı etti.

Angolalı yetkililer tarafından yapılan açıklamada, Demokratik Kongolu kaçak göçmenlerin Angola’da yasadışı elmas ticareti yaptıkları ve Demokratik Kongo tarafından sınır dışı edilen binlerce Angolalının sınırda görev yapan askerler tarafından uygulanan toplu tecavüzden ve zalimce davranışlardan muzdarip olduğunu Sınırdışı edilen binlerce kişi açlık ve salgın hastalıklarla mücadele etmeye çalışıyor belirtildi. Tanıklar benzer zalimane davranışlara Angola tarafından sınır dışı edilen Demokratik Kongo vatandaşlarının da maruz kaldığını belirtirken, evlerinden Angolalı polislerce alınan kadınların sınır dışı edilmeden önce hücrelere sokularak toplu tecavüze uğradıkları ifade edildi.

Uzmanlar en büyük sorunun sınırda bekleyen bu kişilerin ulaşımlarıyla ilgili olduğunu ifade ediyor ve salgın hastalık ile açlığa karşı uyarılarda bulunuyorlar. BM sınırda bekleyen 60.000 Angolalı ve 18.000 Demokratik Kongoluya çadır ve acil yardım malzemesi ulaştırılacağını açıkladı.

Artan uluslararası baskılar sonucunda 13 Ekim’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin başkenti Kinsasha’da bir araya gelen iki ülke yetkilileri bir anlaşmaya vararak sınır dışı etme işlemlerini karşılıklı olarak durdurduklarını açıkladılar.

Başa Dön

GÜNEY AFRİKA’DA YAĞMALAMA OLAYLARI DEVAM EDİYOR

Güney Afrika’da Temmuz ayında başlayan getto ayaklanmalarının uzantıları devam ediyor. Devlet Başkanı Jacob Zuma’nın şimdiye kadar verdiği sözlere ve destek paketlerine rağmen ayaklanmalar, yağmacılık ve şiddet olayları hala sona ermedi. 13 Ekim’de meydana gelen yağmalama olaylarının hedefinde ise Mpumalanga yönetimine bağlı Sakhile belediyesi ve belediyenin üst düzey yöneticileri vardı.

İktidar partisi ANC, şiddet eylemlerinden haftalar sonra,

Sakhile kasabasındaki işten çıkarmaların zamansızlığına dikkat çekerek olaylardan belediye yetkililerini sorumlu tuttu. Diğer taraftan bölgede yetersiz konut ve temel hizmet eksiklileri nedeniyle şikayetler devam ettiği için ayaklanma ve yağmalama olaylarına bölge halkından da destek geliyor.

Başa Dön

16

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

CEZAYİR’DE TERÖRİZMLE MÜCADELEYE ULUSLARARASI DESTEK GELİRKEN SALDIRILAR DEVAM EDİYOR

Cezayir’de terör saldırıları ve terör örgütlerine yönelik operasyonlar Ekim ayında da devam etti. 10 Ekim Cumartesi günü Cezayir Ordusu tarafından yapılan açıklamada, çıkan çatışmalarda 10 militan ve 3 askerin öldüğü belirtildi. 22 Ekim Perşembe günü Tizi-Ouzou bölgesinde 20 milis tarafından düzenlenen saldırılarda 1 güvenlik görevlisinin öldüğü, 6 güvenlik görevlisinin de yaralandığı bildirildi.

ABD terörizmle mücadelede Cezayir’e destek vermeye devam ediyor. Cezayir’de temaslarda bulunan ABD Savunma Bakanı’nın Afrika Konusundaki Yardımcısı Vicki Huddleston, 19 Ekim 2009 Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Cezayir’in Mağrip ve Sahra-altı bölgelerinde terörizmle mücadele ABD Savunma Bakanı’nın Afrika Konusundaki Yardımcısı Vicki Huddleston faaliyetlerini memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

Huddleston’ın temasları çerçevesinde Mali, Moritanya ve Nijer’in de katıldığı bir güvenlik konferansı düzenlendi. Bu adımın terörizmle mücadelede çok önemli olduğunu ve ABD’nin bu alanda her türlü girişimi destekleyeceğini yineleyen Huddleston, Tuareg toplumunun bölgedeki yerel terörist örgütlerle bağlantısı olmadığını belirtti.

Terörizmle mücadele konusunda bir diğer gelişme de Cezayir ile İngiltere arasında imzalanan savunma çerçeve anlaşması oldu. İngiltere Savunma Bakanı Bob Einsworth’un Cezayir’deki temasları sırasında 26 Ekim 2009 Pazartesi günü imzalanan anlaşmayla Cezayirli askerlerin İngiltere’de eğitim almalarını da içeren işbirliğinin çerçevesi çizildi. Konuk bakan 27 Ekim 2009 Salı günü Cezayir lideri Abdülaziz Bouteflika ile de bir araya geldi ve görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, siyasi ilişkilerde, enerji alanında ve terörizmle mücadelede Cezayir ile işbirliğini geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Terör saldırıları ve terör örgütlerine yönelik operasyonlar devam ediyor

Başa Dön

17

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

MISIR ULAŞTIRMA BAKANI İSTİFA ETTİ

24 Ekim Cumartesi günü başkent Kahire’nin güneybatısındaki Gize bölgesinde iki yolcu treninin çarpışmasıyla meydana gelen kazada 18 kişi öldü ve 36 kişi yaralandı. Üç demiryolu görevlisinin ihmal ve tedbirsizlikle ölüme sebebiyet vermekten suçlu bulunması üzerine Ulaştırma Bakanı Muhammed Mansur 27 Ekim Salı günü istifa etti.

Ulaştırma Bakanı Muhammed Mansur Başa Dön

FAS’TA 7 POLİSARİO CEPHESİ SEMPATİZANI TUTUKLANDI

Fas, Cezayir’in güneyindeki Tindouf’ta bulunan mülteci kamplarını ziyaretten dönen 7 Sahralıyı 8 Ekim 2009 Perşembe günü Kazablanka Havaalanı’na indiklerinde tutukladı. Fas Savcılığı, söz konusu 7 kişi hakkında, Polisario Cephesi’nin merkezinin de bulunduğu Tindouf ziyaretleri esnasında Fas’a düşman taraflarla irtibata geçerek ülkenin çıkarlarını tehdit ettikleri gerekçesiyle yasal işlem başlatıldığını kaydetti. Polisario Cephesi, 27 Ekim 2009 Salı günü yaptığı açıklamada, 7 kişi serbest bırakılmazsa müzakere masasından kalkacağını ifade etti. Cephenin lideri Muhammet Abdülaziz, BM’yi müdahaleye çağırarak tutuklanmaları adam kaçırma olarak değerlendirdi.

Başa Dön

EKONOMİ

ÇİN VE ABD GANA PETROLÜ İÇİN YARIŞIYOR

Gana’daki Kosmos Enerji’nin hisselerini kimin alacağı, hükümet başta olmak üzere, ülkede bulunan şirketler ve enerji endüstrisi gözlemcileri tarafından yakından takip ediliyor. Şimdiye kadar en yüksek teklifler Çin ve ABD tarafından verildi ve rekabetin bu iki ülkenin şirketleri arasında gerçekleşmesi bekleniyor. Ayrıca Körfez ülkelerinin de bu hisseler için istekli oldukları biliniyor.

18

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Kosmos Enerji etrafında ortaya çıkacak olan yeni dinamiklerin ABD ve Çin’in bölge petrolü üzerindeki çıkarlarına göre şekilleneceği görüşünde olan uzmanlar, iki ülkenin bölgeye yönelik rekabetinin petrol üretiminin küresel alanda düşüşe geçtiği bir döneme denk gelmiş olmasını da dikkatle takip edilmesi gereken bir husus olarak değerlendiriyorlar.

İngiltere Enerji Araştırmaları Merkezi’nin hazırladığı bir rapora göre, petrol üretiminin küresel alanda düşüşü 2020 yılına kadar devam edecek ve dünyadaki en büyük 10 petrol üreticisi şirketin üretim oranları şimdiden önemli miktarda azalmış bulunuyor. Rapor, ucuz petrol devrinin bitmek üzere olduğuna ve Afrika petrolü için yaşanan rekabetten galip gelen ülkelerin dünya ekonomisindeki etkilerinin büyük olacağına önemle dikkat çekiyor.

Başa Dön

ANGOLA ARTAN PETROL REZERVLERİYLE PROFİLİNİ GENİŞLETİYOR

Afrika’nın önde gelen petrol üreticisi olma yolunda önemli bir hızla ilerleyen Angola, her geçen gün artan petrol rezervleriyle bölgesel ve küresel ölçekte profilini genişletmeye devam ediyor. Geçen hafta Angola açıklarında petrol bulunması da bunu kanıtlar nitelikte. Başta TOTAL olmak üzere Angola’da faaliyet yürüten birçok firma petrol çıkan bölgedeki araştırmalarını yoğunlaştırdı.

19

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Keşif, Nijerya ile Angola arasında ham petrol kaynakları bakımından varolan rekabeti de arttırdı. Her iki devletin de ana hedefi artan petrol rezervlerini değerlendirmek için yatırımcıları ülkelerine çekmek.

Angola şu anda Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) başkanlığını yürütüyor ve Petrol İhracatçıları Grubu’nun bir sonraki toplantısına ev sahipliği yapacak.

Başa Dön

NİJERYA’DA PETROL GELİRİ %30 ORANINDA DÜŞTÜ

Nijerya Hükümeti tarafından yapılan açıklamaya göre, yılın son çeyreğinde ülkenin petrol gelirleri % 30 oranında azaldı. 2009 Bütçe Uygulama Raporu’nun değerlendirilmesinin ardından ham petrolden sağlanan gelirin beklenenden düşük olduğu ve yılın başında ulaşılması hedeflenen günde 2.292 milyon varillik üretim planının da altında kalındığı söylendi.

Petrol gelirlerinde yaşanan bu düşüşün sonucu olarak vergi oranlarında birtakım değişikliklere gidilmesi ve böylece bütçede ortaya çıkan açığın telafi edilmesi bekleniyor.

Başa Dön

JAPONYA AFRİKA’DAKİ PLATİN MADENLERİNİ İŞLETME HAKKI SATIN ALDI

Platin kaynakları bakımından fakir Japonya, 9 Ekim Cuma günü Güney Afrika ve Botswana’daki platin madenlerini geliştirme ve işletme hakkını içeren bir işbirliği sözleşmesine imza attı. Japonya platin madenlerinden faydalanmak ve bu kaynakların tedarik edilmesinde istikrarlı bir akış yakalamak amacıyla girdiği ihaleyi kazanarak kullanım hakkını elde etti.

Devlet destekli Japonya Ulusal Petrol, Gaz ve Metal Anonim Şirketi (Japan Oil, Gas and Metals National Corp. — JOGMEC) Avustralya’daki Discovery Metals ile Botswana’nın kuzeydoğusundaki platin ve nikel madenlerini ortak geliştirme sözleşmesi imzaladı. Discovery Metals şirketine keşif bedeli olarak 3 yıl boyunca 2.7 milyon dolar ödenecek. Avustralyalı şirkete ödenecek olan bu miktar, metaller üzerindeki %60’lık payına karşılık olarak verilecek. Dünyanın en değerli platin el çantası

20

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

JOGMEC, ayrıca Güney Afrika’daki platin kaynaklarının araştırılması çerçevesinde Kanadalı Platinum Group Metals şirketi ile de bir anlaşmaya vardı. Platinum Group Metals şirketine %37’lik payı karşılığında 4 yıl boyunca 3.2 milyon dolar ödeyecek.

Son birkaç yıldır Japonya, değerli metalleri de içeren maden kaynaklarına ulaşabilmek için Afrika ülkeleriyle olan ilişkilerini güçlendirmeye çalışıyor.

Başa Dön

AFRİKA’NIN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE MÜCADELEDE 65 MİLYON DOLARA İHTİYACI OLDUĞU BELİRTİLDİ

Ekim ayında Burkina Faso Hükümeti, Birleşmiş Milletler ve Afrika Birliği’nin organize ettiği 7. Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nda iklim değişikliği ve bununla nasıl mücadele edilebileceği gündemin ana konularını oluşturdu.

Burkina Faso Çevre Bakanı yaptığı açılış konuşmasında, küresel ısınmanın kıtada yarattığı etkileriyle mücadele edebilmek için Afrika’nın 65 milyar dolara ihtiyacı olduğunu

belirtti; sistematik çalışmalar ve önemli miktarda dış yardım olmaksızın bu mücadelenin başarısız olacağının altını çizdi.

Forumu düzenleyenlerden Salifou Sawadogo yaptığı açıklamada, Afrika’nın küresel ısınmadan en çok etkilenen bölgelerden biri olduğunu söyledi ve Dünya Bankası’nın duyurduğu verilere dikkat çekti. Bu verilere göre, gelişmiş ülkelerden kaynaklanan gaz salınımının atmosferde yarattığı etki sonucunda yaşanan iklim değişikliği en çok Afrika ülkelerinde etkili oluyor ve yaşanan doğal felaketler Afrika ekonomisi üzerinde büyük bir kambur oluşturuyor.

Forumun sonuç bildirgesinde, tüm katılımcıların, gelişmiş ülkelerin iklim değişikliği ile mücadelede Afrika ülkelerine yardım etmesi gerektiği konusunda mutabık kalındığı belirtildi ve ilerleyen aylarda zengin ülkelerin de katılımcı olarak yer alacağı yeni etkinlikler düzenlenmesi kararlaştırıldı.

Başa Dön

21

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

YENİ TARIM İŞLETMELERİ SÖMÜRGECİLİĞİ AFRİKA’YI TEHDİT EDİYOR

Başta geçim kaynakları olmak üzere ekolojik dengeyi olumsuz etkileyen tarım işletmelerinin Afrika kıtası genelinde hızla yayılması, sömürgeciliğin yeni bir biçiminin ortaya çıktığı endişesini de beraberinde getiriyor. Uzmanlara göre bu durum, kıta genelinde kaynaklar konusunda çıkabilecek çatışmaların işareti niteliğinde.

Son aylarda sıkça karşılaşılan bu tartışma, geçtiğimiz ay Abiya’da gerçekleştirilen Yeşil Devrim İçin İttifak Konferansı’nda da ele alındı ve toprak gaspçıları olarak nitelendirilen bu işletmelerle mücadele edebilmek için bilgilendirmenin önemine dikkat çekildi. Ayrıca ekolojik olmayan tarım yöntemlerinin de Afrika tarımı ve gıda kaynakları üzerinde tehdit oluşturduğu önemle vurgulandı.

Konferansa başkanlık eden Nnimmo Bassey, yaptığı

konuşmada, büyük tarım işletmelerinin tek amacının Konferans Başkanı Nnimmo Bassey Afrika’daki geleneksel tarım sistemlerini sarsmak ve yerli tohuma olan talebi düşürmek olduğunu ifade etti.

Başa Dön

GANA’DA TURİZM ENDÜSTRİSİNİ CANLANDIRMAK AMACIYLA YENİ YERLER TURİSTLERİN ZİYARETİNE AÇILDI

Gana’nın Geleneksel Avatime Alanı’nda Ho Belediyesi’nin yaptığı keşifler sonucunda bazı yerlerin turizm endüstrisine katkı sağlamak amacıyla yerli ve yabancı turistlere açılacağı belirtildi.

Keşfedilen cazibe yerlerinin bir kısmını, bu zamana kadar bilinmeyen çağlayanlar, doğal yüzme havuzları, mağaralar ve maymun mabetleri oluşturuyor.

Yeni keşfedilen yerler hakkında ayrıntılı bilgi elde edebilmek amacıyla yerli halkla işbirliği Gana’nın Avatime Bölgesi yapılıyor ve böylece yerli ve yabancı turistleri bölgeye çekmek için yerli halkın desteği alınıyor, yeni iş imkanları oluşturuluyor.

Başa Dön 22

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

RUANDA’DA MOBİL PARA TRANSFERİ BAŞLADI

Ruanda Telekom Ajansı MTN, Ruanda’da mobil para transferinin başlatıldığını duyurdu. Afrika’da telekom devrimi olarak yorumlanan bu gelişmeyle birlikte artık internet bağlantısı olan her yerden para transferi gerçekleştirilebilecek.

Yeni teknolojinin ülkeye gelmesiyle beraber bankalar başta olmak üzere birçok kurum transfer sistemlerinde yeni yapılanmalara gitti ve sistemler bu yeni teknolojinin bir an önce hizmete sunulabilmesi için uyumlaştırıldı.

Ruanda Telekom Ajansı’ndan gelen açıklamaya göre, yeni teknoloji ileride hizmet sektöründe kamu yararı için kullanılacak olan yeni teknolojilerin habercisi niteliğinde ve halk artık parasal işlemlerini sadece bölge ve ülke bazında değil, transfer sistemi sayesinde Ruanda’da mobil para transferinbaşlatıldı uluslararası düzeyde de gerçekleştirebilecek.

Ayrıca yeni teknolojilerin her geçen gün toplumsal hayata girmesi ile birlikte, bu teknolojileri kurumsal alanda kullanabilecek profesyonellere de ihtiyacın arttığı ve bu ihtiyacın giderilebilmesi için gerek özel eğitimlerle gerekse yurtdışındaki kurumlarla işbirliği yaparak profesyoneller yetiştirileceği belirtildi.

Başa Dön

DÜNYA BANKASI’NDAN AFRİKA’DAKİ İNTERNET ALTYAPISINA DESTEK GELDİ

Dünya Bankası 6 Ekim Salı günü Afrika’nın hızlı internet altyapısına kavuşmasını destekleyecek proje için orta Afrika öncelikli olmak üzere 215 milyon dolar kaynak aktarılacağını açıkladı. İnternet alanının desteklenmesiyle Afrikalıların hizmetlere erişimini kolaylaştırmak amaçlanıyor. Dünya Bankası’ndan yapılan açıklamada bu program ile orta Afrika ülkelerinin iletişim hatlarının geliştirilerek hızlandırılması, internetin hızlanmasıyla kullanıcı sayısının artırılması ve altyapının desteklenmesiyle son-kullanıcıların ödediği Dünya Bankası hızlı internet projesine imza atıyor ücretlerin azaltılması planlanıyor.

23

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Orta Afrika’da aylık internet ücreti olarak Afrika’daki diğer bölgelere oranlara 2 kat daha fazla ödeme yapılıyor. Bu oran dünyanın diğer bölgeleriyle kıyaslandığı zaman ise 3 katına çıkıyor. Dünya Bankası’ndan aktarılacak kaynak sayesinde bugüne kadar internet ve telefon hizmetleri için geçerli olan “en düşük kalitede hizmet-en yüksek fiyat” anlayışına son verileceği açıklandı. 10 yıllık programın ilk aşamasına Kamerun, Çad ve Orta Afrika Cumhuriyeti dahil edilecek. Proje sayesinde bu ülkeler internet ve iletişim sektörlerindeki yasal düzenlemelerin uyumlaştırılması bakımından çeşitli avantaj ve fırsatlara sahip olacaklar. Program kapsamındaki diğer 8 ülke de (Kongo, Ekvator Ginesi, Demokratik Kongo, Gabon, Nijer, Nijerya, Sao Tome ve Principe ve Sudan) ilerleyen aşamalarda proje kapsamına dahil edilecek.

Başa Dön

GANA’DAKİ HO POLİTEKNİK YEREL VE YABANCI ENSTİTÜLERLE İŞBİRLİĞİ YAPMA KARARI ALDI

Gana’daki Ho Politeknik, akademik alanda kaliteyi arttırmak ve öğrencilere profesyonel anlamda eğitim sağlamak amacıyla birçok yerel ve yabancı enstitü ile işbirliği yapma kararı aldı. Bu kararın altında yatan en önemli neden de küresel iş pazarındaki mevcut rekabete eşit şartlarda katılmak.

Eğitim alanında önemli bir ilerleme sağlayacak olan bu plan için ilk adım, geçtiğimiz günlerde Ho

Gana’daki Ho Politeknik Üniversitesi Politeknik’ten bir grup öğretim görevlisinin İngiltere’deki John Moore Üniversitesi’ne gerçekleştirdiği ziyaretle atılmış oldu. Yapılan görüşmelerin ardından iki üniversitenin inşaat mühendisliği bölümlerinin ortak bir projede yer alması ve öğrenci değişim programlarıyla iki üniversite arasında bir uyumlaştırma yapılması kararı alındı. Uzmanlara göre, bu önemli adımın uzun vadede Gana’daki inşaat sektörüne etkisi büyük olacak.

Ho Politeknik Rektörü Dr. K. A. Dzisi, üniversitenin kuruluşunun 17. yılı dolayısıyla yaptığı konuşmada, yeni akademik yılda öğrencileri yeni fırsatların beklediğini söyledi ve öğrencileri iyileşen olanaklardan sonuna kadar yararlanmaya ve küresel anlamda etki doğuracak olan akademik çalışmalar içinde yer alamaya çağırdı.

Bağlantı kurulan tek üniversitenin John Moore Üniversitesi olmadığını, Ho Politekniğin aynı zamanda İngiltere’deki Teesside Üniversitesi ile de ortak çalışmalarda bulunulacağını belirten Dzisi, bu sayede petrol ve gaz alanında uzman personelin yetiştirileceğini belirtti. Petrol gelirlerinin önemine dikkat 24

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

çeken Dzisi, kaynak arama ve çıkartmada uzman personelle sağlanacak olan iyileştirmenin ekonomi üzerinde de önemli etkilerinin olacağı görüşünde.

Başa Dön

MOZAMBİK’TE DEMİRYOLU HATTI KURULUYOR

Mozambik’te ulaşım ve taşımacılık alanında önemli bir girişime imza atıldı. 2015’te faaliyete geçmesi planlanan yeni bir demiryolu hattının kurulması kararlaştırıldı. Söz konusu demiryolu hattının kurulması için Hollanda ve Danimarka’dan 500 milyon dolarlık kaynak aktarılacağı kesinleşti. AB’nin de desteği ile çalışmalara iki ay içinde başlanacak.

Mozambik Ulaştırma Bakanı Paulo Zucula, yeni demiryolu hattının, kömür kaynağı bakımından zengin Moatize madenlerini Nacala limanına bağlayacağını açıkladı. Yeni demiryolu hattının varolan Sena Hattı ile Nacala açık deniz limanı ve Malavi arasındaki demiryolunu birleştireceğini söyleyen Zucula, Nacala - Malavi demiryolu hattının yenilenmesini de içine alan tamamlanma süreci ile birlikte Moatize’deki kömür üretiminin en yüksek düzeye çıkacağını ifade etti. Demiryolu hattının Sena Hattı ile Nacala açık deniz limanı ve Malavi arasındaki demiryolunu birleştirecek Bölgeden gelen haberlere göre demiryolu projesi, Mozambik’in bölgesel bir aktarma rotası olma yönündeki hedefinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Ülkenin üç ana limanı –Maputo, Beira ve Nacala- Mozabik’in komşuları bakımından özellikle de denize kıyısı olmayan Malavi, Zambiya ve Zimbabve ile birlikte Güney Afrika’nın da bazı kesimleri için, stratejik bir önem taşıyor. Buna ek olarak Mozambik, oldukça sıkışmış ve yoğunluğu giderek artmakta olan Tanzanya’nın Dar-es-Salaam ve Kenya’nın Mombasa limanlarına bir alternatif olarak da hizmet vermeyi hedefliyor.

Başa Dön

İNSAN HAKLARI

ABÖ YERLERİNDEN EDİLEN İNSANLARI KORUMA VE YARDIM ETME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ’Nİ KABUL ETTİ

ABÖ, 23 Ekim 2009 Cuma günü, Afrika ülkelerini yerlerinden edilen insanları koruma ve yardım etme yükümlülüğü altına alan sözleşmeyi kabul etti. ABÖ Yerlerinden Edilen İnsanları Koruma ve Yardım Etme Çerçeve Sözleşmesi, Uganda’da düzenlenen Afrika’daki Mülteciler, Yurda Dönen Kimseler ve 25

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Yerlerinden Edilen İnsanlar Özel Zirvesi’nde kabul edildi. Böylelikle ilk defa ABÖ üyelerine yerlerinden edilmenin engellenmesi, bu sorunun nedenlerine kalıcı çözüm bulunması ve yerlerinden edilen insanlara temel hakların sağlanması yükümlüğü getirilecek. Sözleşmeye göre, yerlerinden edilen insanlara yardım sağlanamaması durumunda, ABÖ ülkeleri, insani yardım kuruluşlarına başvurabilecek. Sözleşmenin yürürlüğe girebilmesi için ABÖ’nün 53 üyesinden 15’inin onaylaması gerekiyor. Uganda Devlet Başkanı Yoweri Museveni sözleşmeyi tarihi olarak değerlendirirken, imzalayanlar arasında Zimbabve lideri Robert Mugabe ve Somali Devlet Başkanı Şeyh Ahmet de bulunuyor. Kıtada çatışmalardan ve doğal felaketlerden ötürü yaklaşık 12 milyon civarında yerlerinden edilmiş insan olduğu; söz konusu kesimin de en fazla Sudan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Somali’de bulunduğu belirtiliyor.

Başa Dön

UCM’DE DARFURLU İSYANCININ DURUŞMASINA BAŞLANDI

Darfurlu isyancı örgüt Birleşik Direniş Cephesi lideri Bahar Idriss Abu Garda’nın duruşmasına 19 Ekim 2009 Pazartesi günü başlandı. Ebu Garda, Eylül 2007’de Afrika Birliği Örgütü’nün barış koruma misyonuna düzenlenen ve 12 görevlinin öldüğü saldırıdan sorumlu tutuluyor. UCM savcı vekili Fatou Bensouda 12 kişinin yakın mesafeden vurulmasının bir nevi idam edildiklerinin göstergesi olduğunu iddia etti ve uluslararası barış koruma güçlerinin uluslararası hukuk tarafından koruma altına alınması Birleşik Direniş Cephesi lideri Bahar Idriss Abu Garda gerektiğini kaydetti. Bensouda, saldırının gerçekleştiği dönemde Birleşik Direniş Cephesi’nin Adalet ve Eşitlik Hareketi’nden yeni ayrıldığını; silah, ekipman ve tanınmaya ihtiyaç duyup Libya’da gerçekleşen barış görüşmelerine katılabilmek için bu saldırıyı gerçekleştirdiğini öne sürdü. Duruşmada Ebu Garda’nın ABÖ’nün 12 barış koruma görevlisinin öldürme emrini verdiğini ifade etti. UCM önüne çıkan ilk Darfurlu isyancı lider Ebu Garda’nın kendi isteğiyle katıldığı duruşmada üç savaş suçu ile suçlanmasından dolayı yargılanıp yargılanmayacağı belirlenecek. Ebu Garda, suçlamaları reddederek 12 ABÖ görevlisini öldürülmesiyle arasında bir bağlantı olmadığını kaydetti.

Başa Dön

FAS’TA BASIN GERGİNLİĞİ

Le Monde’un iki sayısı yasaklandığı Fas’ta iki gazeteci daha Kral’ın sağlık durumu ile ilgili olarak yanlış haber verdiği gerekçesiyle hapis cezasını çarptırıldı.

Fas, ünlü Fransız gazetesi Le Monde’un 22 ve 23 Ekim tarihli sayılarını yasakladı. Söz konusu sayılardaki karikatürlerin Kraliyet ailesine saygısızlık içerdiği belirtildi. Karikatürlerin Kral VI.

26

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Muhammed’in kuzeni Prens Moulay İsmail’in Alman vatandaşı Anissa Lehmkuhl ile evlenmesiyle ilgili olduğu belirtildi.

15 Ekim 2009 Perşembe günü de el-Mishaal gazetesinin editörü Driss Chahtane Kral VI. Muhammed’in sağlık durumuyla ilgili asılsız haber yaptığı gerekçesiyle bir yıl hapis cezasına ve 10,000 dirhem para cezasına çarptırıldı. 26 Ekim 2009 Pazartesi günü Al Jarida Al Oula gazetesinin editörü ise, Kral tarafından tecil edilen bir yıl mahkûmiyet cezası aldı. Muhabir Bouchra Eddou da aynı suçlardan tecil olunan üç ay mahkûmiyet cezasına çarptırıldı.

Başa Dön

MEDENİ CESARET ÖDÜLÜ, BATI SAHRALI AMİNATOU HAİDAR’A GİTTİ

The Train Foundation tarafından verilen Medeni Cesaret Ödülü’nü 21 Ekim 2009 Çarşamba günü Batı Sahralı insan hakları savunucusu Aminatou Haidar aldı. New York’ta ödülü aldıktan sonra bir konuşma yapan Haidar, 23 yaşından beri sürdürdüğü pasif ve barışçıl direnişine devam edeceğini ifade etti. Yapılan açıklamada, Haidar’ın kendi kaderini tayin hakkı için ve kayıp vakalarına karşı yürüttüğü faaliyetlerden dolayı aldığı belirtildi.

The Train Foundation tarafından verilen Medeni Cesaret 2006’da Fas pasaportu alan Haidar 2008 yılında Ödülü’nü Aminatou Haidar aldı Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmişti. 2000 yılından beri verilen ödül, hayatı pahasına da olsa direniş gösteren isimlere veriliyor. Aynı ödül daha önceki dönemlerde Miyammarlı aktivist ’e ve öldürülen Rus gazeteci ’ya verilmişti.

Başa Dön

SUDAN’DA İKİ KADIN DAHA KIRBAÇ CEZASINA ÇARPTIRILDI

22 Ekim 2009 Perşembe günü Sudan’da bir mahkeme pantolon giydiklerinden ötürü iki kadını 20’şer kırbaç cezasına ve 110 dolar para cezasına çarptırdı. Hâkim Hasan Muhammed Ali, kadınların başlarını örtmedikleri ve pantolon giydikleri gerekçesiyle kamu düzeni hukukuna karşı geldiklerini ifade etti. Cezanın ödenmemesi durumunda, iki kadının bir ay hapis yatacağı öğrenildi. İki kadının Temmuz ayında Lübna Hüseyin ile beraber “ahlak dışı” kıyafetler giydikleri gerekçesiyle tutuklananlar arasında olduğu belirtildi.

Başa Dön

27

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

SIERRA LEONE MAHKEMESİ SON YARGILAMASINI KARAR BAĞLADI

2002’de Sierra Leone’de yaşanan iç savaşın ardından savaş suçlularını yargılamak için Birleşmiş Milletler tarafından kurulan geçici Sierra Leone Mahkemesi son yargılamasını yaptı. Davası görülen son üç lider Issa Sesay, Maurice Kallon ve Augustine Gbao bir dizi savaş suçu ve insanlığa karşı suç nedeniyle suçlu bulunarak uzun süreli hapis cezasına çarptırıldı. Bu duruşmayla birlikte yedi yılda 12 kişiyi yargılayan Sierra Leone Mahkemesi’nin faaliyeti sona ermiş oldu. Konuyla ilgili olarak sonuçlanmamış tek dava olan Liberya eski Devlet Başkanı Charles Taylor’ın davası ise 2006 yılında UCM’ye İsyancı liderlerden Issa Sessay(ortada) 52 yıl hapis yatacak devredildi. Taylor iç savaştan sorumlu tutulan ve Sierra Leone hükümetini devirmeye kalkışan Birleşik Devrimci Cephe(RUF) militanlarına elmas karşılığı silah satmak ve sivil halkı dehşete düşürmek, cinayet, halkı köleleştirmek, cinsel nitelikli şiddet, çocukları asker olarak kullanmak gibi 11 ayrı savaş suçu nedeniyle yargılanıyor.

2002 yılında sona eren iç savaşta 50.000 kişinin yaşamını yitirdiği ve 500.000’den fazla insanın zarar gördüğü ifade ediliyor. 2002 yılında kurulmasından bu yana 12 kişiyi yargılayan mahkeme karara bağladığı ilk davada 2007 yılında isyancı liderler Alex Tamba Brima, Brima Kamara ve Santigie Borbor Kanu’yu cinayet, terör eylemleri ve çocukları asker olarak kullanmaktan suçlu bulmuş ve uzun süreli hapis cezası ile cezalandırmıştı. RUF liderlerinden Foday Sankoh ve RUF’a karşı mücadele eden ve iç savaş kahramanı olarak anılan ancak üyelerinin pek çoğunun şiddet olaylarına karıştığı Sivil Savunma Kuvvetleri’nin lideri Sam Hinga Norman ise yargılanmaları esnasında yaşamlarını yitirmişlerdi.

Mahkemenin yargılamaları tamamlamasının ardından Sierra Leone halkının mahkeme hakkındaki görüşlerinin farklılaştığı ifade ediliyor. Pek çok kişi mahkemenin hukukun üstünlüğünün tesis edilmesinde önemli bir rol oynadığını ifade ederken, bazıları ise yedi yıl boyunca mahkemenin soruşturmaları için milyonlarca doların harcandığını ve bu paranın kalkınma projelerine harcanmasının halk için daha önemli olabileceğini vurguluyor. İç savaş sırasında tüm tarafların şiddet kullandığı ve ortaya çıkan bu mezalimden herkesin sorumlu olduğu ifade ediliyor.

Başa Dön

RUANDA SOYKIRIMININ EN ÖNEMLİ ZANLISI UGANDA’DA YAKALANDI

Ruanda’da 1994 yılında yaşanan soykırımın en çok aranan zanlılarından biri yakalanarak, Birleşmiş Milletler’in desteğindeki Savaş Suçları Mahkemesi’ne teslim edildi. İdelfonse Nizeyimana 5 Ekim

28

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Pazartesi günü Uganda’nın başkenti Kampala yakınında ele geçirildi. Kenya'dan Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ne seyahat etmekte olan Nizeyimana'nın, Kampala'da sahte pasaportla yakalandığı bildiriliyor. Zanlı mahkemenin merkezinin bulunduğu Tanzanya’ya götürüldü.

Uganda ise ABD tarafından Ruandalı soykırım zanlısının başına konan 5 milyon dolarlık ödülü almak istediğini bildirdi. Ugandalı Bakan Isaac Musumba, İdelphonse Nizeyimana’nın pazartesi günü Uganda’nın başkentinde yakalanması dolayısıyla yapılacak bir ödemeyi memnuniyetle karşılayacaklarını söyledi.

Nizeyimana, Ruanda’da 1994’te yaşanan soykırımda, aralarında çocuklar, hastalar ve din adamlarının da bulunduğu binlerce kişinin öldürülmesini tertip etmekle suçlanıyor. Eski bir binbaşı ve askeri Soykırımın en çok aranan zanlılarından İdelfonse Nizeyimana yakalandı istihbarat görevlisi olan Nizeyimana, Rwanda’nın Butare eyaletindeki soykırımı örgütlemekten ve insanlığa karşı suç işlemekten Ruanda soykırımı için kurulan Tanzanya’daki Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanacak.

Başa Dön

DÜNYA EKONOMİK FORUMU’NDA AFRİKA ÜLKELERİ YÜKSELİŞTE

Dünya Ekonomik Forumu’nun 6 Ekim’de yayınlanan raporunda, Global Gap Index rakamları ile iki güney Afrika ülkesinin sıçrama yaptığı kaydedildi. Kadınlara eşit fırsatlar tanınması anlamında Güney Afrika’nın 22. sıradan 6. sıraya, Lesotho’nun ise 16. sıradan 10. sıraya yükseldiği açıklandı. Global Gap Index, 134 ülke arasında kadınların ekonomiye katılımı ve ekonomik fırsatlardan yararlanmasını, eğitimsel kazanımlarını, siyasal yetkilerini, sağlık WEF Global Gap Index ‘te Güney Afrika ve Lesotho ilk 10’a girdi ve yaşam koşullarını değerlendiriyor.

Dünya Ekonomik Forumu’ndan yapılan açıklamada, “en son veriler, yeni hükümet bünyesinde kadınların yönetim kadrolarında yer almaları, parlamentoya katılım oranlarındaki artış ve işgücüne katılım oranlarının artmasıyla Güney Afrika Cumhuriyeti’nde kayda değer bir gelişme kaydedildiğini ortaya koyuyor” dendi. Ayrıca 10. sıraya yükselen Lesotho’da da “kadınların işgücüne katılımında ve ücret dağılımındaki dengesizliklerin azaltılmasında önemli kazanımlar elde edildiği” ifade edildi.

Başa Dön 29

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

ÇEVRE VE SAĞLIK

2009 KÜRESEL AÇLIK İNDEKSİ’NE GÖRE AFRİKA’DAN 6 ÜLKE ALARM SEVİYESİNDE

Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü (IFPRI) tarafından 16 Ekim Dünya Gıda Günü vesilesiyle 14 Ekim 2009 Çarşamba günü yayımlanan raporda, Afrika’dan Etiyopya, Eritre, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Sierra Leone, Burundi ve Çad’da açlık düzeyinin uç noktalara ulaşarak alarm seviyesinde olduğu belirtildi. Raporda en yetersiz beslenmenin Afrika’da görüldüğü; Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde nüfusun % 76’sının yetersiz beslenirken, Etiyopya’da söz konusu oranın % 68 olduğu bildirildi.

83 milyon nüfuslu Etiyopya ise acil gıda yardımı çağrısında bulundu. 22 Ekim 2009 Perşembe günü 6,2 milyon kişi için 159.410 tonluk acil gıda yardımı talep eden Etiyopya Tarım ve Yerel Kalkınma Bakanı Mitiku Kassa, bu seneki yağış oranının çok az olduğunu ve bu nedenle de Ekim-Aralık 2009 döneminde acil gıda yardımına ihtiyaç duyanların sayısının 4,9 milyondan 6,2 milyona çıktığını söyledi.

Başa Dön

ÇAD GÖLÜ BÖLGESİNİ FELAKET BEKLEYEBİLİR

15 Ekim 2009 Perşembe günü, BM Gıda ve Tarım Örgütü, Çad Gölü’nün sularının çekilmesi nedeniyle 30 milyonluk bölge halkını felaketin bekleyebileceğini ifade etti. Kamerun, Çad, Nijer ve Nijerya’nın ilerideki gelişmelerden en fazla etkilenecek ülkeler oldukları belirtildi. Dünyadaki en büyük su havzalardan biri olan Çad Gölü’nün sularında yüzde 90 oranında çekilme yaşandığı; söz konusu gölün alanının 1963 yılında 25.000km2 iken 2001’de 1500 km2’nin altına düştüğü belirtildi. Bu azalmanın iklim değişikliğinin yanında artan nüfusun taleplerinin karşılanmasıyla da bağlantılı olduğu bildirildi. Gıda ve Tarım Örgütü, NASA’nın tahminleri doğrultusunda suyun mevcut hızla azalmasının devam etmesi durumunda 20 sene içinde gölün yok olacağını belirtti.

Başa Dön

NİJERYA’DA KOLERA SALGINI CAN ALMAYA DEVAM EDİYOR Nijerya’nın Kuzey Borno eyaletinde yayılmaya devam eden kolera salgını nedeniyle son iki haftada 70 kişinin yaşamını yitirdiği belirtildi. Ekim ayı içinde civar eyaletlerde de salgın nedeniyle 55 kişinin yaşamını yitirdiğini bildiren Sağlık Komisyonu Sözcüsü Zubairu Maina, bölgede okulların tatil edildiğini ve hükümetin salgının baş gösterdiği yerlere sağlık personeli gönderdiğini kaydetti.

30

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Son iki ayda hastalığın 21 eyaletten 12’sinde hızla yayıldığı sanılıyor. Hükümet yetkilileri mevsimsel yağmurların başlamasından bu yana ülke genelinde kolera nedeniyle 300 kişinin hayatını kaybettiğini ve 1000 kişinin hastaneye yatırıldığını belirtiyorlar.

Başa Dön

TÜRKİYE-AFRİKA İLİŞKİLERİ

DEVLET BAKANI ZAFER ÇAĞLAYAN, LİBYA VE CEZAYİR’İ ZİYARET ETTİ

Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Libya’da temaslarda bulundu. Trablus’ta Libya- Türkiye Ticaret ve Yatırım toplantısına katılan Çağlayan, 8 Ekim 2009 Perşembe günü yaptığı açıklamada Libya’nın üretim ve yatırım merkezi haline getirilerek Türkiye ile Libya arasındaki ticaretin ve üçüncü ülkelere ihracatın arttırılabileceğini söyledi. İki ülke arasındaki ticaret hacminin 2008 itibariyle 1.4 milyar dolara ulaştığı

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan Libya’da temaslarda bulundu belirtildi. Türkiye’nin birçok Afrika ülkesiyle serbest ticaret antlaşması imzaladığına dikkat çeken Çağlayan, Libya ile de çifte vergilendirmenin engellenmesinde, yatırımın teşvik edilmesinde ve serbest ticaret antlaşmasının imzalanmasında ilerlemeler kaydedildiğini ifade etti. 10 Ekim 2009 Cumartesi günü Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada, önümüzdeki 5 senelik dönemde Libya’nın 100 milyar dolarlık yatırım hedefinden pay almayı hedeflediklerini söyleyen Çağlayan, ayrıca Libya’nın Türk müteahhitlerine olan borcuna da değindi ve 2009 sonuna kadar bu konuda ilerleme kaydedileceğini belirtti.

Çağlayan 21 Ekim 2009 Çarşamba günü Cezayir’deki temasları çerçevesinde de Cezayir Enerji Bakanı Şekip Halil ile görüştü. İki ülke arasında enerji alanında işbirliğini ele aldıklarını belirten Çağlayan, bu doğrultuda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) Cezayir’de yeni bir ofis açacağının da açıkladı. Mevcut durumda TPAO’nun Cezayir’de petrol arama, sondaj ve üretim çalışmalarında bulunduğunu; ileriki dönemde de söz konusu alanlarda ihalelere katılacağını söyledi.

Çağlayan’ın ülkesine gerçekleştirdiği ziyaretten memnuniyet duyduğunu kaydeden Halil ise, enerji alanındaki işbirliğine her zaman açık olduklarını belirtti. 20 Aralık 2009’da uluslararası ihalelerin açılacağını hatırlatan Halil, bunları TPAO’nun kazanacağından umutlu olduğunu ifade etti.

Başa Dön

31

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

DANIŞTAY BAŞKANI MUSTAFA BİRDEN CEZAYİR’DE TEMASLARDA BULUNDU

Danıştay Başkanı Mustafa Birden Cezayir’e resmi ziyarette bulundu. 18 Ekim 2009 Pazar günü Cezayir Anayasa Konseyi Başkanı Boualem Bessaih ile Birden arasında gerçekleşen görüşmenin ardından yapılan açıklamada, iki ülkenin yasal kurumları arasındaki işbirliği ve ilişkilerin mükemmel olduğu belirtildi.

Başa Dön

SOMALİLİ KORSANLAR HORİZON-1 ADLI TÜRK GEMİSİNİ SERBEST BIRAKTI

Temmuz’da kaçırılan Horizon-1 adlı Türk gemisi, Ekim ayı başında, bağlı bulunduğu şirketin fidyeyi ödemesiyle serbest bırakıldı. Geminin 4. kaptanı Aysun Akbay, su ve kumanya sağlanamaması dolayısıyla sıkıntı yaşadıklarını belirtti. Geminin 23 kişilik mürettebatından 17 kişi 21 Ekim’de İstanbul’a dönerken, mürettebatın geri kalanı Ürdün’de gümrük işlemlerinde yaşanan sıkıntıdan dolayı daha sonra yurda döndüler.

Başa Dön

DEMOKRATİK KONGO CUMHURİYETİ VE TÜRKİYE ARASINDA HAVA TRAFİĞİ SÖZLEŞMESİ İMZALANACAK

Demokratik Kongo Cumhuriyeti Ulaşım ve İletişim Bakanı’nın yaptığı açıklamaya göre, Demokratik Kongo Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasında bir hava trafiği sözleşmesi yakın zamanda imzalanacak. Ankara’da bir araya gelen iki ülke yetkililerinden oluşan komitenin anlaşma taslağını hazırladığını belirten Bakan, bu sayede İstanbul ve Kinsasha arasında uçak seferleri başlayabileceğini belirtti. Bu anlaşmanın iki ülke arasındaki ilişkileri geliştireceği, mal ve hizmet ticaretini hareketlendireceği düşünülüyor.

Başa Dön

HARTUM’DA DÜZENLENEN TÜRKİYE-SUDAN YATIRIM VE TİCARET FORUMU’NA TARIM BAKANI MEHDİ EKER KATILDI

19 Ekim 2009 Pazartesi günü başlayan Türkiye-Sudan Yatırım ve Ticaret Forumu’na katılan Tarım Bakanı Mehdi Eker, üç sene içerisinde iki ülke arasındaki ticaret hacminin 1 milyar dolara çıkarılmasını hedeflediklerini söyledi. Sudan lideri Ömer El-Beşir’in de katıldığı forumda Eker, Sudan ile stratejik ortak olmak istediklerini belirterek Türkiye’nin Afrika’daki ekonomik varlığını arttırma hedefinde Sudan’ın önemli bir role sahip olabileceğini kaydetti. Sudan lideri Ömer El-Beşir de yaptığı konuşmada

32

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ vizeye yönelik engellerin kaldırılmasını istedi ve Türk yatırımcılara ikamet izninde kolaylık sağlanacağına söz verdi. Sudan Tarım Bakanı Abdülhalim İsmail el-Muaafi de 2008’den beri 200 milyon doları geçmeyen iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin arttırılması çağrısında bulundu. Tarım, gıda ve kimya alanları başta olmak üzere Türkiye’yi yatırım yapmaya çağırdı. Eker’e 100’den fazla iş adamının yer aldığı TUSKON heyeti eşlik etti. Tarım Bakanı Mehdi Eker Türkiye-Sudan Yatırım ve Ticaret Forumu’na katıldı Başa Dön

BİLİM - KÜLTÜR

UNESCO’NUN YÖNETİM KURULU’NA AFRİKA’DAN 9 ÜYE SEÇİLDİ

14 Ekim 2009 Çarşamba günü Paris’te gerçekleşen seçimlerde 22 ülkenin yanı sıra Afrika’dan 9 ülke de UNESCO’nun yönetim kuruluna seçildi. Söz konusu ülkeler; Burkina Faso, Cibuti, Kenya, Gana, Kongo Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Zimbabve, Cezayir ve Mısır. Yeni üyeler 3 sene görev yapacak.

Başa Dön

CEZAYİR’DE İKİNCİ ULUSLARARASI ÇİZGİ ROMAN FESTİVALİ DÜZENLENDİ

14-18 Ekim 2009 tarihleri arasında başkent Cezayir’de İkinci Uluslararası Çizgi Roman Festivali düzenlendi. Festival kapsamında konferanslar, seminerler yer alırken, Filistin ve Polonya’ya özel iki sergi de açıldı.

Başa Dön

33

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

ZİMBABVE BAŞBAKANI TSVANGIRAI NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜNÜ OBAMA’YA KAPTIRDI

Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilenler arasında yer alan Zimbabve Başbakanı Morgan Tsvangirai Nobeli ABD Başkanı Barack Obama’ya kaptırdı.

Pek çok kişi, Robert Mugabe’nin baskıcı rejimiyle mücadelesi nedeniyle ödülün Tsvangirai’e gideceğini umuyordu. Bizzat işkence mağduru Tsvangirai, geçen yıl kabileler arasında çatışmalara yol açan seçim sonrasında eski düşmanı Mugabe ile birlik hükümeti kurup şiddeti bitirmeyi başarmıştı. 9 Ekim’de İspanya’nın Valladolid kentinde Cristobal Gabarron Vakfı’ndan yaşam boyu başarı ödülü alan Tsvangirai, Obama’nın Afrika kökenine atfen “kara kıta”ya el atacağına dair büyük beklenti oluştuğunu belirtip, “Omuzlarında büyük yük var ama Afrika’ya

eğilemeyecek çünkü dünya lideri ve başka öncelikleri var” dedi. Tsvangirai en güçlü adaylar arasında yer alıyordu Ödülün en güçlü adaylarından biri olarak gösterilen Zimbabve Başbakanı Morgan Tsvangirai, Obama’nın ödülü hak eden bir aday ve ”sıra dışı bir örnek” olduğunu belirtti.

Başa Dön

SPOR

SENEGAL BAYAN BASKETBOL TAKIMI AFROBASKET 2009 ŞAMPİYONASINI KAZANDI

9-18 Ekim 2009 tarihleri arasında Madagaskar’da düzenlenen ve Afrobasket adıyla bilinen 21. FIBA Afrika Bayan Basketbol Şampiyonası’nın bu yılki galibi Senegal Bayan Basketbol Takımı oldu. Final karşılaşmasında Mali’yi 72-57’lik skorla geçen Senegal takımı kupanın sahibi olurken, Mali şampiyonayı ikinci olarak noktaladı. Angola takımı üçüncü olurken, Fildişi sahilleri dördüncülükle

yetindi.

Başa Dön

34

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

6. FRANKOFON OYUNLARI TAMAMLANDI

27 Eylül-6 Ekim 2009 tarihleri arasında Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta 6. Frankofon Oyunları düzenlendi. Oyunlara 48 ülkeden 3.000 atlet katıldı. Basketbol, masa tenisi, plaj voleybolu, boks, atletizm, futbol, judo dallarında yarışmalar düzenlendi. Futbolda altın madalyayı Kongo Cumhuriyeti, gümüş madalyayı Fildişi Sahili ve bronz madalyayı da Fas kazandı. Boksta altın madalya Kamerun’dan Joseph Mulema’ya gitti. Judoda Fas iki altın madalya; Tunus ve Mısır birer altın madalya kazandı. Atletizmde Fas on altın, Mısır ve Ruanda üç, Fildişi Sahili ve Çad iki; Senegal, Tunus, Kamerun, Burkina Faso, Şeyseller birer altın madalya kazandı.

Başa Dön

AÇAUM FAALİYETLERİ

AÇAUM SİNEMA GÜNLERİ

AÇAUM Afrika Sinema Günleri Nathan Rissman’ın yönetmenliğini, Madonna’nın yapımcılığını üstlendiği “I Am Because We Are” belgesel filminin gösterimi ile yeniden başladı 35

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Yaz döneminde verilen aradan sonra her ay bir defa olma üzere planlanan AÇAUM Afrika Sinema Günleri 16 Ekim Cuma günü Nathan Rissman’ın yönetmenliğini, Madonna’nın yapımcılığını üstlendiği “I Am Because We Are” belgesel filminin gösterimi ile yeniden başladı.

2008 yapımı filmde “Afrika’nın sıcak yüreği Malavi”de AİDS nedeniyle ailelerini kaybetmiş çocuklar konu ediliyor. 12 milyon nüfusu olan Malavi’de 560 milyondan fazla AİDS nedeniyle yetim kalmış çocuğun yaşadığı belirtiliyor. Madonna aynı zamanda anlatıcısı olduğu filmde kendi çıktığı yolculukla insanlara “Varım çünkü varız” dedirtebilmenin ve ortaya çıkan bu elim tablodan her birimizin sorumlu olduğumuzu hissedebilmemizin yollarını arıyor.

Film gösterimini Müge Dalar’ın AİDS üzerine yaptığı sunuşu izledi. AİDS hastalığının ortaya çıkışıyla ilgili kısa bir değerlendirme yapan Dalar, dünyanın diğer yerlerine göre “AİDS Afrika’da neden bu kadar hızlı yayılıyor?” sorusuna cevap ararken sorunun “Afrikalılar neden farklıdır”a evrilmesinin Afrikalılar hakkındaki ırkçı kanaatleri yeniden üretebilecek tehlikeli bir nokta olduğuna dikkat çekti. Sunuşun ardından AİDS ve Afrika üzerine çeşitli konular belgeseli izlemeye gelen öğrenciler ve akademisyenlerce tartışıldı.

Başa Dön

YORUM

NÜKLEER SİLAHLARDAN AFRİKA DA ARINDI

Yrd. Doç. Dr. Erdem Denk AÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü

Bugünlerde Obama’nın nükleer silahlarla ilgili çıkışları bağlamında tartışılan nükleer silahsızlanma meselesi, aslında Afrika dâhil dünyanın birçok yerinde çoktandır üstüne düşünülen, düşünülmek ne kelime uygulamaya da yansıtılan bir konu. Öyle ki, dünyanın birçok bölgesi, yani “uluslararası toplum”un pek çok üyesi, kendisini ve bölgesini nuclear-free ilan etmiş durumda.

36

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Nükleer silahlardan arındırılmış bölgeler

Bu konuda ilk ciddi uluslararası adım, bir nevi ortak bir alan olarak kurgulanan (ama üzerinde egemenlik iddiaları da hiç eksik olmayan) Antarktika konusunda 1959’da atıldı.1 “Bilimsel ve barışçıl faaliyetler hariç” gibi neredeyse tüm çevre/doğa/doğal hayat sözleşmesine bir şekilde sızan ifadeler saklı kalmak kaydıyla yapılan düzenlemelerle, bölge bugünkü nükleer silahlardan arındırılmış statüsüne kavuşmuş oldu. Ancak “60° güney paralelinin güneyinde kalan tüm buzul bölgeleri” olarak tanımlanan Antartika bölgesinin “açık deniz” statüsündeki kısımlarının bu kapsamda yer almadığını not etmek şart.

BM duvarlarını süsleyen bu resimde turuncu (kara) ve mavi (deniz) yerler nükleer silahlardan arındırılmış bölgeleri göstermekte

Bunu, bugün bölge içinden ve dışından (ABD, İngiltere, Hollanda gibi) 33 ülkenin taraf olduğu 1967 Tlatelolco Antlaşması’yla arındırılan Latin Amerika ve Karayipler bölgesi izledi.2 Aslında bu, yerleşik bir alan konusunda yapılan ilk düzenlemeydi. Mexico City merkezli kurulan Latin Amerika ve Karayipler’de Nükleer Silahların Yasaklanması Ajansı (OPANAL) tarafından denetlenmesi ve gözetlenmesi öngörülen sistem, Meksika ve Brezilya’nın ön ayak olmasıyla görece kısa sürede hayata

1 12 ülke (ABD, Arjantin, Avustralya, Belçika, Birleşik Krallık, Fransa, Güney Afrika, Japonya, Norveç, Sovyetler Birliği, Şili ve Yeni Zelanda) tarafından imzalanan anlaşmanın hâlihazırda 47 tarafı bulunmakta. 2 Antlaşma metni için bkz. http://www.opanal.org/opanal/Tlatelolco/P-Tlatelolco-i.htm 37

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

geçirebildi ve yaratıcısı Alfonso Garcia Robles’e de 1982 Nobel Barış Ödülü’nü getirdi. 1962 Küba Bunalımı’nın yarattığı ortam, bölgenin nükleer silahlardan arındırılmasını kendi çıkarına da gören ABD başta olmak üzere bölge dışı devletlerin desteğini almayı kolaylaştırmıştı belki ama düzenlemeyle ilgili kimi sorunlar da yok değil. Zira bölgede nükleer silah kullanmama yükümlülüğü üstlenen ABD, “nükleer müttefike sahip herhangi bir bölge devletinin yapacağı (nükleer olmayan) silahlı saldırının yapılan düzenlemeyle çelişeceği” yönünde bir açıklama yapmayı da ihmal etmedi. Bu ise, ABD’nin bölgede nükleer silah kullanma ihtimalini tümüyle reddetmediği şeklinde anlaşıldı, yorumlandı.3 Ayrıca, aynı dönemde hazırlanan Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) metninden farklı olarak “nükleer patlayıcı” yerine “nükleer silahlar” kavramı tercih edilmiş (madde 5) ve böylece “barışçıl nükleer patlayıcılar” da dolaylı olarak yasak kapsamı dışında bırakılmıştır.

Dünya yüzeyinde nükleer silahlardan arındırılmış üçüncü bölge ise, Güney Pasifik. 13 taraf devlet tarafından imzalanan 1985 Rarotonga Antlaşması’yla kurulan bu bölgesel düzenleme konusunda en dikkat çekici nokta, bazı bölge ülkelerinin Antlaşma’ya taraf olamaması! Zira Mikronezya, Marshall Adaları ve Palau, ABD’yle imzaladıkları özel bir anlaşma (Compact of Free Association) nedeniyle, ABD’nin nükleer denizaltılarına ülkelerine giriş imkânı tanımak durumunda!

3 Günümüzde literatüre “negative security assurances (NAS)” olarak yerleşmiş olan “nükleer silahlara sahip olmayan devletlere karşı nükleer silah kullanmama” politikası, aslında çok uzun zamandır tartışılmakta. Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) metninin kotarıldığı 1968 konferansından başlayarak özellikle ABD ile Sovyetler Birliği arasında ciddi taktiksel hamlelere sahne olan NAS konusunda tek somut ilerleme Latin Amerika ve Karayipler bölgesinde elde edilebildi. O da sadece nükleer silahlara değil nükleer müttefiklere de sahip olmama şartına bağlanarak. Küresel manada şartlı ya da şartsız kesin bir garanti verilemeyeceği yönündeki bu politika, bütün NPT gözden geçirme konferanslarının en önemli gündem maddelerinden birisi olmasına ve yoğunlaşan karşı çabalara rağmen günümüze dek varlığını sürdürebilmiş durumda (Öte yandan, Sovyetler Birliği döneminden kalma nükleer başlıkları ülkesinden çıkarması karşılığında Ukrayna’ya da böyle bir özel garanti verilmiştir). Aslında 1995 NPT Gözden Geçirme Konferansı süreci bu anlamda farklı bir uygulamaya “imkân” tanımış ve “cesur” bir adım atarak koşulsuz NSA politikasına hukuksal geçerlilik de kazandıran Çin’in yanı sıra diğer dört nükleer devlet de (ABD, Britanya, Fransa ve Rusya Federasyonu) koşullu yani “nükleer müttefiklerin aktif desteğini almama” şartına bağlı NSA dönemini başlatmıştı. Ancak, gözden geçirme konferansında verilen bu ve benzeri karşı-sözlerle nükleer silaha sahip olmayan bütün devletlerin desteğinin alınması ve NPT’nin geçerliliğinin süresiz olarak uzatılmasından sonra -bu tür sözlere çok da ihtiyaç kalmadığından olsa gerek- yine Çin hariç bu dört devlet “koşullu NAS beyanları”nın hukuksal bağlayıcılığa sahip olmadığını bir bir açıklayıverdiler. Dönemin Clinton Yönetimi, “hukuksal değil siyasi üstlenim” şeklinde açıklık getirdiği politikasıyla, Soğuk Savaş’ın sona ermesine bağlanan umut havasının en azından nükleer silahlar konusunda geçerli olmadığını gösteriyordu. Zira ABD’nin daha sonra 2005 Gözden Geçirme Konferansı’nı da kilitleyecek görüşüne göre, nükleer silah sahibi olmayan devletlerin nükleer silah sahibi müttefiklere sahip olabileceği durumlar dâhil “kimi hallerde” eldeki bütün imkânlarla “ilk saldırı”yı yapmak -özellikle de Soğuk Savaş sonrası dünyada- kaçınılmaz olabilirdi! (Ki Bush döneminde “şer ekseni” ifadesiyle sürdürülen bu tavrın Kuzey Kore’nin NPT’den çekimesine yol açtığı de bilinmekte!) Bu arada, Obama Yönetimi’nin nükleer silahlar konusundaki açıklamalarının test edileceği 2010 Gözden Geçirme Konferansı’nı bu açıdan da özellikle takip etmek yerinde olacaktır. Tabii sürecin tıpkı 1995’tekine benzer kritik bir dönemden geçmekte olduğunu ve verilen sözlerden ziyade takip eden uygulamaların esas olduğunu unutmadan. NAS konusunun tarihsel seyri ve özellikle ABD’nin ilgili politikalarının tüm rejime etkisi konusunda ayrıntılı bir çalışma için bkz. George Bunn, “The Legal Status of U.S. Negative Security Assurances to Non-Nuclear Weapon States” The Nonprolifearation Review, Cilt 4, Sayı 1 (Bahar-Yaz 1997), s. 1-17). Ayrıca bkz. George Bunn ve Juan de Preez, “More than words: The value of U.S. non-nuclear-use promise” Arms Control Association, Temmuz/Ağustos 2007 (www.armscontrol.org/act/2007_07_08/NonUse.asp). 38

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği’nin (ASEAN) katkılarıyla birliğe üye 10 bölge devletinin de imzaladığı 1995 Bangkok Antlaşması ise, taraf ülkelerin kara ülkeleriyle birlikte iç sular, karasuları, takımada suları, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı, deniz yatağı gibi deniz alanlarını ve ilgili tüm hava sahasını kapsıyor (madde 1/a ve 1/b). Yaratılan nükleer silahlardan arındırılmış bölgede (SEANWFZ) nükleer silah geliştirme, üretme, elde etme, kontrol etme, yerleştirme, taşıma, deneme, kullanma (madde 3/1) ve bu gibi faaliyetlere izin verme (madde 3/2) konularında ayrıntılı yasaklayıcı hükümler içeren düzenlemede, bölgedeki (3. taraflarınkiler dâhil) tüm radyoaktif atık depolama ve boşaltma faaliyetleri4 de yasaklanmış durumda.

Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan tarafından 1996’da imzalanan ve 21 Mart 2009’da yürürlüğe giren Semipalatinsk Antlaşması (CANWFZ) ise, nükleer güç Sovyetler Biriliği’nden ayrılan bu bölgeyi nükleer silahlardan ve çalışmalardan arındırma amacıyla yapıldı.5 Sovyetler Birliği’nin nükleer mirası nedeniyle BM’nin önayak olduğu bu düzenlemenin en önemli özelliği, “dört tarafı” nükleer devletlerle (Hindistan, Pakistan, Çin, Rusya Federasyonu, yakın çevredeki ABD üsleri ve hatta “genişletilmiş Orta Asya”dan İsrail) çevrili bir bölgede cereyan etmesi! Söz konusu Orta Asya ülkeleri, belki de bu yüzden küresel bir örnek teşkil etmekteler. Ama ABD başta olmak üzere İngiltere ve Fransa gibi nükleer devletlerin itirazlarından da kurtulamadılar. Zira ABD, hem Rusya’yla mevcut güvenlik antlaşmalarına halel gelmemesi gerektiğini söylemiş hem de komşu devletlerin taraf olmasına kapı açan düzenlemeleri (olası bir İran üyeliğinin İran karşısından elini zayıflatacağı görüşüyle!) eleştirerek ilgili hükmün metinden çıkarılmasını sağlamıştı.6 Ayrıca ABD, (Fransa ve İngiltere’yle birlikte) bölgenin nükleer silahların transit geçişine kapanması anlamına gelebilecek hükümleri de pek yerinde bulmamıştı. Nitekim bu üç ülke, BM Genel Kurulu’nun “antlaşmayı memnuniyetle karşılayan” kararına (6 Aralık 2006) karşı oy kullanmaktan da geri durmadılar.7

Nükleer silahlardan arındırılmış bölgeler yaratma konusunda belki de en özgün girişime imza atan ise Moğolistan oldu. Doğrudan oyla seçilen ilk Moğol Başkanı olan Punsalmaagiin Ochirbat, 1992’de yaptığı bir açıklamayla, yine etrafı nükleer silahlarla dolu olan ülkesini “nükleer silahlardan arındırılmış bölge” ilan ettiğini duyurdu! BM Genel Kurulu tarafından da desteklenen bu bir ülkelik emsalsiz girişim, Moğolistan’ın 2000’de BM’ye sunduğu resmi bir belgeyle de tamamlanmış oldu.

Tüm bunlara, ABD, Sovyetler Birliği ve Birleşik Krallık dâhil 99 devletin taraf olduğu 1967 Uzay Antlaşması’nı ve ABD, Sovyetler Birliği ve Birleşik Krallık dâhil 84 devletin taraf olduğu 1972 Deniz

4 İlgili devletin izni alınarak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı standartları çerçevesinde yapılanlar hariç (madde 4/2/e). 5 Bu arada, Sovyetler Birliği’nden ayrılan ve ülkelerinde nükleer savaş başlıkları bulunan Ukrayna, Kazakistan ve Belarus, ABD ve Rusya Federasyonu’nun aktif katılımıyla yürütülen pazarlıklar sonrasında NPT’ye taraf olmuş ve ülkelerini de nükleer başlıklardan tümüyle arındırmışlardır. Örneğin bkz. Thomas Bernauer, Stefan Brem ve Roy Suter, “The Denuclearization of Ukraine” http://home.datacomm.ch/sbrem/Introukraine.pdf 6 Bkz. Scott Parrish ve William Potter "Central Asian States Establish Nuclear-Weapon-Free-Zone Despite U.S. Opposition” 5 Eylül 2006, James Martin Center for Nonproliferation Studies (http://cns.miis.edu/stories/060905.htm). 7 Bkz. Nikolai Sokov, “Russia Sees Gains From Creation of Central Asian Nuclear-Weapon-Free Zone” WMD Insights, Ekim 2006 (http://www.wmdinsights.com/I9/I9_R4_Canwfz.htm). 39

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Yatağı Antlaşması’nı da eklemek gerek. Zira böylece, bir yandan dünyanın yörüngesiyle birlikte ay8 veya diğer gök cisimlerine, diğer yandan da 12 millik deniz kıyısının ötesinde deniz/okyanus tabanına (deniz/okyanus alanları, yani gemi güzergâhları hariç!) nükleer silah yerleştirilmesi yasaklanmış oldu.

Kısacası, her ne kadar sıcak gündem Obama yönetimini dünyanın nükleer silahlardan arındırılması konusunun en/tek ateşli savunucusu olarak sunsa da (örneğin bkz. Nobel Ödül Komitesi açıklaması), aslında “dünya/uluslararası toplum” nükleer silahlardan arındırılmış bölge ilan etme, nükleer silahlardan uzak durma açısından fena bir durumda da değil. Hele bir de Temmuz 2009’da yürürlüğe giren yeni bir antlaşma dikkate alındığında.

ve Afrika...

Dünyanın gözlerden ve gönüllerden ırak kıtası Afrika, 15 Temmuz 2009’da 28. taraf ülke olarak Burundi’nin de onayıyla yürürlüğe giren Pelindaba Antlaşması (ANWFZ, 1996) ile nükleer silahlardan arındırılmış bir başka bölge haline geldi.9 Taraflara Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın tüm önlemlerini uygulama zorunluluğu da getiren anlaşmayla, merkezi Güney Afrika’da olan bir de Afrika Nükleer Enerji Komisyonu (AFCONE) kuruluyor. Yasak kapsamındaki tüm düzenlemelerin uygulanmasının gözetlenmesi ve denetlenmesi açısından gerekli yasal zemin/çerçeve ise, tarafların Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’yla imzalayacağı kapsamlı güvenlik protokolleri sonucunda ortaya çıkacak.

Nükleer araştırmalardan depolamaya, denemeden kullanmaya kadar uzanan tüm ilgili faaliyetleri yasaklayan anlaşma, bölgede/bölgeye radyoaktif atıkların boşaltılmasını da yasaklıyor.

Pelindaba Antlaşması’na göre, “nükleer silahlardan arındırılmış Afrika bölgesi (African nuclear- weapon-free zone)”, “tüm ana kıtayla birlikte *imza sırasında adı Afrika Birliği Örgütü olan+ Afrika Birliği üyesi ada devletlerinin ve bu örgütün kararlarında Afrika’nın parçası olarak değerlendirdiği tüm adaların ülkelerini” kapsamakta (madde 1/a). Ayrıca, bu fıkrada geçen “ülke” ifadesi de “kara ülkesiyle birlikte, iç sular, karasuları, takımada suları ve bunların üstündeki hava sahasıyla altındaki deniz yatağı ve toprak altı (sea bed and subsoil)” anlamına geliyor (madde 1/b). Yani düzenlemenin “kapsama alanı” epey geniş tutulmuş. Böylece tanımlanan bölgede tüm nükleer faaliyetleri yasaklayan Antlaşma, taraf devletlerin limanlarına yabancı (nükleer) gemiler/uçaklar tarafından yapılacak ziyaretler konusunda -antlaşmanın amaç ve hedefleri saklı kalmak kaydıyla- karar verme hakkını ise devletlere bırakıyor (madde 4/2).

Antlaşma’nın belki de en çarpıcı özelliği, sadece taraf kıta ülkelerine değil ek protokolleriyle üçüncü ülkelere de kimi yükümlülükler getirmesi. (Nükleerden arındırılmış bir bölge yaratma amacıyla atılan bu adım, aslında nükleerden arındırılmış bir bölge yaratmanın olmazsa olmazı olarak da nitelenebilir.)

8 Öte yandan, Ay konusunda daha detaylı düzenlemeler içeren 1979 Ay Sözleşmesi, ABD, Çin, Fransa, Hindistan, Japonya ve Rusya Federasyonu gibi ilgili devletler tarafından onaylanmadığı için bir türlü yürürlüğe girememiş durumda. 9 Antlaşmanın metni için bkz. http://www.iaea.org/About/Policy/GC/GC40/Documents/pelindab.html 40

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

10 I. Protokol’de, “yasal olarak” nükleer silaha sahip olan ABD, Britanya, Çin, Fransa ve Rusya, taraf ülkelere karşı veya bölgede nükleer silah kullanmaktan ve kullanma tehdidinden kaçınmaya davet ediliyor.11 II. Protokol de yine aynı beş devleti bölgede nükleer deneme yapmamaya ve bu yönde her türlü yardımdan ve teşvikten kaçınmaya çağırıyor. Bölgede “bağımlı topraklar”ı (dependent territories)12 bulunan İspanya ve Fransa’ya açık olan III. Protokol ise, bu devletlere Antlaşma’nın kimi ilgili hükümlerine uyma yükümlülüğü getiriyor.

Ekler ve ekli protokoller dâhil Pelindaba Antlaşması’nın belki de (kapsayıcılık anlamında) en “ilginç” boyutu, neredeyse Hint Okyanusu’nun ortasında yer alan Chagos Takımadaları’nı da kapsaması. Ne var ki, “nükleer silahlardan arındırılmış Afrika bölgesi” içinde sayılan bu takımadalar konusunda Mauritius ile Britanya arasında bir egemenlik ihtilafı bulunmakta. Bölgenin “Hint Okyanusu Toprakları (The British Indian Ocean Territory)” arasında olduğunu ileri süren Britanya, Pelindaba Antlaşması’nı da bu bölgeyi dışarıda tutacak şekilde imzaladığı iddiasında. Adaların kendisine ait olduğu görüşünde olan Mauritius ise bölgenin de antlaşma kapsamına girmesi konusunda “ısrarlı”. Bu egemenlik tartışmasının tekrar alevlenmesinin nedeniyse, Chagos Takımadaları’nda yer alan Diego Garcia Adası’nın “özel” durumu.13

ABD’nin desteğiyle fiilen İngiltere tarafından yönetilmekte olan Diego Garcia, 1966’da iki ülke arasında varılan bir anlaşmayla bir ABD üssüne çevrilmiş durumda. Askeri faaliyetlerden kaynaklanan ciddi çevresel tahribatla de gündeme gelen üs, birçok askeri operasyona da katkı sağlamış durumda. Örneğin, Irak ve Afganistan işgallerinde kullanılan B-52’lerin çoğunun kalkış noktası, gözlerden uzak ama “çok stratejik” konumuyla Diego Garcia adası oldu. ABD’nin “yasa-dışı esirleri” yasa-dışı bir şekilde taşıdığı ve sorguladığı hayalet uçaklarının en önemli durak noktalarından da olan üs, ABD’nin yeni nükleer-güçlü güdümlü füzelerine (SSGN) uygun hale gelmesi amacıyla kapsamlı bir tadilattan da geçmekte.

10 Bilindiği gibi, NPT’nin IX/3. maddesi “1 Ocak 1967’den önce nükleer silah üreten ya da patlatan devletler”i “nükleer silah sahibi devlet” olarak kabul etmiştir. Antlaşma’nın metni için bkz. http://www.taek.gov.tr/uluslararasi/cok-tarafli-andlasmalar/134-npt.html 11 ABD ve Rusya imzaladıkları bu Antlaşma’yı henüz onaylamamış durumdalar ve dolayısıyla bu Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini üstlenmiş de değiller. Bu arada, ABD’nin imza sonrasında bir açıklama yaparak ilgili hükümlerin kendisine karşı kitle imha silahlarıyla (örneğin, kimyasal ve biyolojik silahlar) yapılacak bir saldırı karşısında meşru müdafaa hakkını kullanırken nükleer silaha başvurma hakkını ortadan kaldırmadığını duyurdu. Bunn, a.g.e., s. 11. 12 Ulusal ve uluslararası hukuk metinlerinde yaygın bir şekilde kullanılan (ve böylece meşrulaşan, daha doğrusu “anlattığı”nı üstünü örterek normalleştiren) “bağımlı toprak” kavramı, manda/vesayet rejimi dâhil benzer birçok isimlendirme uygulamasında olduğu gibi, bölgeyi ve bölgeyi elinde tutanın kendisini konumlandırdığı yeri göstermesi açısından dikkate değer. 13 Ayrıntılı bir inceleme için bkz. Peter H. Sand, “Diego Garcia: British-American Legal Black Hole in the Indian Ocean?” Journal of Environmental Law, Cilt 21, Sayı 1, s. 113-137. Ayrıca bkz. Peter H. Sand, “African Nuclear- Weapon-Free Zone in Force: What Next for Diego Garcia?” ASIL Insight, 28 Ağustos 2009, Cilt 13, Sayı 12 (http://www.asil.org/files/insight090827pdf.pdf). 41

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ

Bu arada, Britanya’nın “hükümranlığı”nda olan bölge, hem Britanya insan hakları hukukunun hem de bu ülkenin taraf olduğu birçok insancıl hukuk, insan hakları ve çevre hukuku düzenlemesinin dışında tutulmakta.14

Kısacası, her anlamda tam bir hukuksal “kara delik” olarak işlev gören Diego Garcia, şimdi Britanya ve ABD tarafından “nükleerden arındırılmış Afrika bölgesi”nin de kapsama alanı dışında tutulmak isteniyor (Rusya’nın bu durumu gerekçe göstererek Pelindaba Antlaşması’na taraf olmaması da cabası). Yalnız hemen bir noktaya işaret etmekte yarar var: “Bölgenin askeri amaçla kullanılmasına ses çıkarmayarak Batı’nın/ABD’nin küresel teröre karşı savaşında üstüne düşeni büyük bir sorumlulukla yerine getirdiği” minvalinde görüşleriyle bölge (tekrar) bize verilirse anlayışlı tutumumuz devam eder diyerek Batı’ya, “bu sayede ABD ve İngiltere’yi bölgenin nükleerden arındırılması sürecine katarız” diyerek de nükleer silah karşıtlarına göz kırpan Mauritiusluların varlığı da gözden kaçmamalı.15 Ayrıca, Obama yönetiminin tüm dikkatini Afganistan’a yoğunlaştırmasıyla bölgedeki operasyonlar için yoğun olarak kullanılan üsse/adaya ABD’nin ihtiyacının artarak devam etmekte olduğunu hatırla(t)makta da yarar var.

“Küresel” durum

Resimde de görüldüğü üzere, aslında dünyanın bugün en az yarısı (“güney” yarısı neredeyse tümüyle!) nükleer silahlardan arındırılmış bölge durumunda. Ama neredeyse hiç bilinmiyorlar; çünkü kimi zaten anlatsa da duyuramıyor, kimi de duyursa da anlatamıyor. Nükleer tekeli elinde bulunduran devletlerle göz yumdukları kimi müttefikleriyse, “uluslararası toplum” adına “nükleer silahlardan arındırılmış dünya” çağrılarına devam ediyor! Hem de sadece Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması’yla NPT yasallaştırdıkları ama zaman içerisinde ortadan kaldırma sözü de verdikleri nükleer cephanelerini çeşitlendirerek ve artırarak değil; en son Afrika örneğinde de görüldüğü gibi, mevcut arındırma düzenlemelerinden bir şekilde azade kalmaya da çaba sarf ederek.

Doğru, küresel manada nükleerden arınmak ancak nükleer silaha sahip “küresel aktörler”in aktif katılımıyla mümkün olur, olacaktır. Bunun sadece NPT’nin tüm gereklerinin tüm taraflarca yerine getirilmesini değil, Kapsamlı Test Yasağı Antlaşması’nın (CTBT) ABD başta olmak üzere tüm devletlerce onaylanması ve NSA’ların16 kapsamının tüm küreye yayılarak hukuksal bir zemine kavuşturulması dâhil bir dizi somut adımı gerektirdiği de açık. Onun için vurguyu “nükleer silahsızlanma”dan (disarmament) ziyade “nükleer silahların yayılmasının önlenmesi” (non- proliferation) üstüne yapan, birincisini yaparken bile ikinciyi kasteden “küresel aktörler”e ihtiyatla

14 Bir önceki dipnotta zikredilen ilk çalışmada (Sand, “Diego Garcia...”) bu konuda ciddi bir envanter dökümü de bulunmakta. 15 Her anlamda bir “krizi fırsata çevirme” tutumu olan bu yaklaşıma bir örnek için bkz. R.V. “Diego Garcia in Nuclear Weapons Free Zone” Mauritius Times, 21 Ağustos 2009 (http://www.mauritiustimes.com/210809r.v.htm). 16 Ayrıntılı tartışma için bkz. yukarıda dipnot 3. 42

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89 ANKARA ÜNİVERSİTESİ AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ yaklaşmalı17 ve her ne kadar niyet sorgulaması yapmak gereksiz/yersiz olsa da her durumda bakılacak asıl şey, uygulama olmalı.

Ki Afrika, hele şu konjonktürde kat ettiği bu çok kritik aşamayla, belki bir kez daha herkese ders verecek kıta olmuş durumda.

Başa Dön

HAZIRLAYANLAR

Editör: Prof. Dr. MELEK FIRAT

CEREN GÜRSELER

GÜLİSTAN ALPASLAN

MÜGE DALAR

EKİN DEMİR

17 Erdem Denk, “And the Nobel goes to... Obama” Birikim Güncel, 15 Ekim 2009 (www.birikimdergisi.com/birikim/makale.aspx?mid=589&makale=And%20The%20Nobel%20Goes%20to...%20 Obama!) 43

Ankara Üniversitesi AFRİKA ÇALIŞMALARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Kuleli Sokak No:42 Gaziosmanpaşa / ANKARA Telefon:448 05 21 Fax:448 05 89