Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vell Araştırma Merkezi

o

Araştnrma !Dergi§~ Research Quarterly

~;~~~2003125 görülmektedir. Ne var ki, bunca araştır­ maya karşın özellikle, Anadolu Alevili­ ğin in oluşum süreciyle ilgili sorulara inandırıcı yanıtların ortaya konduğunu söylemek iyimserlik olacaktır. -Hatta, bu alandaki araştırmaların birbirinin tekrarı biçiminde seyretmeye başladığı­ nı belirtmek q,erekir. Araştırma sayısı­ nın artmasına karşın mesafe alınama­ ması bir tıkanıklığın belirtisidir. Doğal olarak, böyle bir durum çok önemli sa­ kıncalar yaratmaktadır. Bu sakıncalar­ dan birisi, inandırı~ı olmadığı bilinen RESUL OLAYININ İ K İ belirlemelerin araştırmacılar tarafından ÖND ERİ N İ N K İ MLi KLERİ ister istemez benimsenmesi ve sürecin iskeletinin bu belirlemelere göre oluş­ HamzaAKSÜT turulmasıdır. Bu benimseme, araştır­ malarda -az önce sözünü ettiğimiz­ tekrarlara neden olabileceği . gibi, okur ÖZET gözünde Anadolu Aleviliğinin oluşum süreci tarihinin tümüyle aydınlatılmış Bu yazıda, Baba Resul olaymm gibi bir izlenim de önderleri olan Baba İlyas'ın ve Baba olduğu yaratacaktır. Araştırmacıların hemen tümünün, İshak'ın sosyal kimlikleri ve yurtlanyla ilgili belirlemeler yer almaktad1r. Ayn­ Anadolu Aleviliğinin oluşum süreci ca, olayla ilgili bazı sorular yanıtlan­ olan on üçüncü, on dördüncü ve on maktad1r. beşinci yüzyılın ilk yarısına ait kaynak yetersizliğinden şikayetçi olduğu görül• ABSTRACT mektedir. ı Bu şikayetin ilk anda haklı in this artic!e, the leaders of Baba gerekçeleri olduğu düşünülebili rse de Resul's events, Baba İlyas and Baba İs­ şikayetçilerin, kaynakların tümünü kul­ hak's social identifications and deter­ lanıp kullanmadığını, buna bağlı ola­ minations about their country take pla­ rak, oluşum sürecinin sosyal ve coğrafi ce. in addition, some questions about ortamını yakalayıp yakalayamadığını the event are answered. · irdelemek gerekir. Bizce kaynakların tümü kullanılmış değildir. Eğer kaynak G iRi Ş olarak kronik ve menakıbname anlaşı­ Son yıllarda Anadolu Aleviliğinin lıyorsa bunların tümü kullanılmış, en inanç yapısını ve tarihini konu edinen ince ayrıntılarına kadar incelenmiş ve araştırmaların sayısında önemli bir artış sorgulanmıştır. Elde edilen sonuç, bu iki kaynak türünün konuyu aydınlat-. ve buna bağlı olarak, Alevi toplulukla­ makta yetersiz kaldığını ve başka kay­ rın Hacı Bektaş'ın mürşidini dahi unut­ naklara, buna bağlı olarak da farklı bir muş olduğu, hatta Hacı Bektaş'ın yaklaşıma gerek duyulduğunu ortaya önemli bir kişi olmadığı ve yaşadığı dö• koymaktadır. nemde binlerce dervişten biri olduğu Bu yazıda, belirtilen bu yetersizli­ gibi son derece iddialı ve yeni görüşler ğin aşılması için kroniklerin ve mena­ ortaya atılmıştır ve bu görüşler birçok kıbnamelerin sunduğu bilgiye ek ola­ araştırmacı tarafından veri olarak kulla­ rak Anadolu Aleviliğinin baş öğesi olan nılmaktadır.3 Bu iddialı ve yeni görüş­ Türkmen topluluğunun sosyal yapısını lerin sosyoloji süzgecinden geçirilmesi ve coğrafi konumunu içere,n kaynak tü• elbette bizim işimiz değil, sosyologla­ rünün sunduğu olanaklar kullanılarak rın işidir. Bizim amacımız, Baba Resul sonuç alınmaya çalışılacaktır . Anadolu olayının aktörlerinin sosyal kimliklerini Aleviliğinin oluşum süreci, Türkmenle• ortaya çıkararak onların siyasi ve sos­ rin bu süreçteki yurtlarıyla ve sosyal yal rolleri ile Alevi erenlerin hiyerarşi­ yapılarıyla yakından ilgilidir. Bu ne­ sindeki konumlarını sağlıklı biçimde ir­ denle "Türkmen'i dışlayıcı" bir yaklaşı­ delemek için ortam hazırlamaktır. mın ortaya koyduğu araştırmanın başa­ Yalnızca kroniklerin ve menakıb­ rılı olması beklenemez. namelerin verilerini kullanmakla yeti­ Doğal · olarak, bu yazı, Anadolu nen, Türkmen topluluğunun yapısını Aleviliğinin oluşum süreci gibi kap­ araştırmaya yönelmeyen ya da dikkate samlı bir konuyu tümüyle irdelemek ve almayan ve onların coğrafi konumunu aydınlatmak gibi bir amaç taşımamak­ yanlış belirleyen araştırmacıların Baba tadır. Bu yazı, Alevilik araştırmalarının Resul olayını aydınlatmak için üretece• yoğunluk kazanmasıyla birlikte araştır­ ği bilgi sağlıklı olamaz. Kısaca belirte­ m·acılar tarafından son derece önemse• cek olursak, modern tarihçilerin Baba nen ve bazı araştırmacılarca "Aleviliğin Resul olayı üzerine sağlıklı belirleme­ tarihsel altyapısı" olarak nitelenen2 Ba- ler elde edememesinin nedeni, kullan­ • ba Resul olayının iki önderinin kökeni• dıkları kaynak türlerinin yetersiz olma­ ni belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu ön• sı '{e bu kaynak türlerinin olaya katılan derlerin kökenini belirlemek, onların Türkmen'e yabancı olmasıdır. Ayrıca, etkinliği için de ipuçları elde etmek an­ bu olay hakkında son yıllarda o kadar lamına geleceğinden son derece yayın yapılmıştır ki, konuya yabancı önemlidir. Çünkü, son yıllarda araştır­ bir okur, kroniklerde Baba Resul olayı macıların Baba Resul olayının önderle• üzerine ciltler dolusu yazı bulunduğu­ rine, özellikle Baba İlyas'a 11 yüklediği 11 nu sanacaktır. Oysa, kroniklerdeki roller, Alevi gelenekle uyuşmamakta yazıların en babayiğidi iki sayfadır, birçoğu ise birer paragraftan, hatta bi­ rin kadın, çocuk ve yaşlılarıyla koyun rer tümceden ibarettir ve birbirinin tek­ keçileri de yanındaydı. Bazı kaynaklara rarıdır.4 göre, yalnızca üç yaşından küçük olan Yukarıda belirttiğimiz gibi bu yazı­ çocuklar öldürülmedi. Yaklaşık iki bu­ nın konusu, Baba Resul olayında dası­ çuk ay süren bu olay sona ermiş ·oldu.7 nırsız değildir. Konumuz, Baba İlyas'ın ve Baba İshak'ın sosyal kimliklerini ve 1-Baba llyas'ın ve Baba lshak'ın yaşadıkları coğrafi ortamı belirlemekle Sosyal Kökenleri ve Yurtları sınırlıdır. Yazının sonunda, bu sınırlı Bu bölüme, sosyal terimleri hangi ' konuda elde edilen verilere dayanarak anlamda kullandığımızı belirterek baş­ Baba Resul olayına katılan topluluğun lamak yararlı olacaktır: niteliği ve niceliği ile olayın Alevilikle a-Boy: Bu terimle kastedilen klasik ilgisini irdeleyen bazı sorulara yanıt sınıflandırmaya gore 1 2 Üçok, 12 Bo­ aranan bir bölüm yer alacaktır. zok olmak üzere 24 birimden oluşan Konuya geçmeden önce Baba Re­ Oğuz topluluğunun her birimidir. Bu sul olayını ana hatlarıyla özetlememiz boylar şunlardır: Bozoklar: Kayı, Bayat, gerekiyors: 1240 yılının 1 Ağustos gü• Alkaevli, Karaevli, Yazır, Döğer, Do­ nünde6 (On Muharrem 638) Adıya­ durga, Yaparlı, Avşar, Kızık, Beğdili, man'ın Samsad yöresinde Baba İs­ Garkın. Üçoklar: Bayındır, Biçene, Ça­ hak'ın önderliğindeki Türkmenler, olay vundur, Çepni, Salur, Eymür, Alayund­ çıkardı. Bunların üzerine giden Malat­ lu, Üreğil, İğdir, Büğdüz, Yıva, Kınık.a ya egemeni yenildi. Türkmenler, Elbis­ b-Oba: Bir boyun parçalarından tan, yoluyla 'ya ulaştı. her biridir. Obalar, boyun adını taşıya­ Olayı haber alan Anadolu Selçuklu bileceği gibi, yeni karşılaşılan coğrafya­ Devleti sultanı Konya'yı terk ederek dan da ad alabilir. Ya da bu yeni yere daha batıya kaçtı. Baba İshak'ın mürşi­ ad verebilir. Oba, başlangıçta on, on di olduğu söylenen ve Amasya'da bu­ beş çadırlık bir nüfusa sahipken zaman lunan Baba İlyas, Anadolu Selçuklu as­ geçtikçe yüzlerce çadırlık bir nüfusa sa­ kerlerince öldürüldü. Türkmenler, hip olabilir, hatta, bir boyun nüfusun• Amasya'daki hükümet güçlerini yendi. dan daha kalabalık obalar oluşabilir. Olayı sürdüren Türkmenler, Kırşehir'in c-Ocak: Obanın parçasıdır. Bir ça• Malya düzlüğüne kadar ilerledi. Bura­ dır nüfusu ile, kardeşlerin çadırının da, Anadolu Selçuklu ordusuyla Türk• oluşturduğu nüfus arasında bir sayıya menler karşı karşıya geldi. Ordunun sahip olan birimdir. Göçebe toplulu­ öncü birliğindeki Frenk askerlerinin ğun en küçük birimi ocaktır. saldırısıyla başlayan çarpışmada Türk• d-Oymak: Farklı boyların obaları­ menlerin tümü öldürüldü. Türkmenle- nın bir araya gelmesiyle oluşan örgüt- lenmedir. Başka bir tanımla, boy ya da Garkın, El-Cezire olarak adlandırılan oba sınıflandırmasına dahil edileme-· yörede, Viranşehir ile Kızıltepe arasın­ yen göçebe yapıların tümünü oymak daki Dedegarkın zaviyesindell yaşa­ olarak adlandırmak tercih edilmiştir. mıştır.12 Öyleyse, Baba İlyas, El-Cezire e-El/İI: Boyların ya da oymakların yöresinden, dar anlamıyla Gar­ bir araya gelmesiyle oluşan çok kala­ kın'ın yurdu olan Urfa ve Mardin yöre• balık göçebe grubudur. Yeni İl, İç il, lerinden Rum'a gelmiş olmalıdır.13 Dulkadır, Bozulus, Halep Türkmenleri Baba İlyas'ın El-Cezireli olduğunu gibi oluşumlar birer eldir. El, genellikle ortaya koyan belirlemenin dayanakla­ kışlakta aynı yörede ve dar bir alanda rından birisi de, Dede Garkın'ın, Baba kışlamakta, yaylada ise dağınık bir coğ- İlyas'ın emrine verdiği dört halifeden rafyada yaylamaktadır. • biri olan Ayna Dövle'nin14 yurdudur. Bu erenin yurdu, Mardin'deki Dede il-Baba ll yas' ın Sosyal Gark ın zaviyesinin bulunduğu köyün Kökeni ve Yurdu kuzey komşusu olan Aynüddevle kö• Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, yüdür. ıs Baba Resul olayının önderlerini Hora­ Anlatımın burasında bu bilgilerin san'dan Orta Anadolu'ya gelmiş birer Baba İlyas'ın sosyal kökeniyle uyumu­ kişi olarak ele aldığı için önemli yanlış­ nun irdelenmesi ve konunun daha an­ lar içermektedir. Oysa, olayın önderle­ laşılır kılınması için onun sosyal köke• ri, El-Cezire olarak adlandırılan bölge• nine ait bilgilere geçmemiz gereki­ deki Urfa ve Mardin yöresindendir.9 yor.16 Kaynaklarda bu belirlemeyi ortaya çı­ Baba Resul olayını gerçekleştiren karan oldukça fazla bilgi vardır. Olayın Türkmenler, yarı göçebe topluluklar­ kahramanlarından olan Baba İlyas'ın dır.17 Bu yazının savlarından biri de soyundan gelen Elvan Çelebi'nin, on göçebe bir topluluğun üyesi olan Türk• dördüncü yüzyıl ortalarında yazdığı men erenlerinin adlandırılmasını farklı menakıbnameye göre Baba İlyas'ın bir yaklaşımla ele almanın bir zorunlu­ • ·mürşidi Dede Garkın'dır. Elvan Çele­ luk olduğudur. Bu sava göre eren adı, bi'nin anlattığına göre Dede Garkın, içinde yaşadığı göçebe birimin, -yani Baba İlyas'la ilk önce baş başa, daha boy, oba, oymak gibi yapıların- adıyla sonra dört yüz halifesiyle birlikte ol­ anlam kazanmaktadır. Türkmen'in sos­ mak üzere iki kere görüşerek onu gö­ yal yapısı göz ardı edilerek bu adlan­ revlendirmiştir. Ayrıca dört halifesini dırmaların anlamlandırılması olanak­ Baba İlyas'ın emrine vererek Rum'u ir­ sızdır. Çünkü eren, bir boyun ya da bir şat etmelerini istemiştir. ıo Baba ilyas'ı oymağın derviş obasının -söz konusu ve öteki halifeleri görevlendiren Dede düzlem oba ise, o obanın ocağının- üyesi olduğu için görevi geregı ana nızca Baba İlyas'a özgü bir durum de­ toplulukla birlikte hareket eden kişidir. ğildir. Ebu Bekr-i Tihrani, Akkoyunlu Göçebe toplulu)

anımsıyorum. Tulum, aynı yapıt, s. ı 69. 55 Hicri yılı esas almak zorundayız. mektedir. Araştırmacılar, Safevi Türkmen• 56 Bu sav için bakınız, İrene Mefikoff, aynı lerinin tümünün Osmanlı devletinin egemenliğindeki gittiğini yapıt, s. 203. topraklardan san­ 57 Bu konuda bakınız, Hamza Aksüt, aynı maktadır. Oysa, bu Türkmenlerin çok Dulkadır yapıt, s. 82-85. büyük bir bölümü, Memluk ve 58 Alevi olan Osman Dede köyünün kökeni devletleri topraklarında yurt tutmuş olan için bakınız, Hamza Aksüt aynı yapıt, aynı top l u l uklardır. Bu konuda bakın ı z, Faruk yer. Sümer, Safevi Devletinin Ku r uluşunda 59 Bu konuda bir örnek olarak bakınız. Hamza Anadolu Türklerinin Rolü. Aksüt, aynı yapıt, Malatya'daki köylerle il­ 63 Bu konuda bakın ı z, Hamza Aksüt, aynı gili bölümlerdeki kişi adları. Günümüzde yapıt, Hacı Bektaş, Dede Garkın, Şeyh Os­ de Alevi köylerde Osman adlarına rastlan­ man bölümleri vb. maktadır. Kendi yaşadığım çevreyi buna 64 Ahmet Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, s. 134. örnek olarak verebilirim. Belirleyebildiğim Kaynaklar; 3.000 ile 4.000 sayısında kadarıyla Anadolu Alevileri, Osman'ı, yoğunlaşıyor. Bazı kaynakların bu sayıya Ebubekir'den ve Ömer'den ayrı değerlen­ kadınları, çocukları ve yaşlıları da dahil et­ dirmektedir. Ne var ki, Elvan Çelebi'nin an­ tiği görülüyor. lattığına göre Baba İlyas'ın Umar adlı bir 65 İbn Bibi, El Evamirü'I Ala'iye, s. 52. oğlu vardır. (Mertol Tulum, Manakıbu'I Kudsıyye, Beyit 684, 694) Bu durum, araş­ 66 Abu'I Farac Tarihi, s. 540. tırılmaya ve açıklanmaya muhtaçtır. Ör• 67 İbn Bibi, El Evamirü'I Ala'iye, s. 52. neğin, şimdiye değin Baba İlyas'ın, Halis 68 Abu'I Farac, aynı yapıt, s. 540. Elvan Çelebi, adlı bir oğlunun olduğunu sanıyorduk, oy­ Kayseri yakınlarında olduğu sanılan Ziyaret sa böyle bir kişinin olmadığını öğrenmiş adlı bir yerde bir çarpışma olduğunu söy• bulunuyoruz. Bu konuda bakınız, Mertol lüyorsa da öteki kaynaklarda böyle bir bil­ Tulum, aynı yapıt s. 119, 141 ; Ay rı ca, gi yoktur. Sözü edilen yer, Malatya-Kayseri Amasya tarihinin yazarı, Baba İlyas'ın oğul­ yolu üzerindeki Ziyaret olmalıd ı r. larını Elva.n Çelebi'nin yazdığından farkl ı 69 Bu konuda bakınız, Mustafa Akdağ, Türk sunuyor. Bu konuda bakınız, A. Yaşar Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası-Celali Ocak, Babailer İsyanı, s. 95. İsyanları, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1974 . . 60 Faruk Sümer, Oğuzlar, s. 319. 61 Çünkü, Alevi toplulukların ilk yurdundaki İl­ 70 Her göçebe birimi, siyasal bir örgütlen• yaslar on altıncı yüzyılda bile varlığını sür• medir. dürdüğü gibi, bir bölümü de Çukurova'yı 71 Eğer, Baba İlyas gerçekten de Amasya yurt tutmuş durumdadır. Bu konudaki bil­ yöresini sürekli yurt tutmuşsa. Çünkü İbn gileri yukarıda verdiğimiz için tekrara gerek Bibi'nin anlattığına göre, olayın önderinin görmüyoruz. bir anda Kefersud'dan kaybolup Amasya 62 Anadolu Selçuklu devletinin adı, Devlet-i yöresinde ortaya çıkması, onun sürekli yur­ Rum'dur. Anadolu Selçuklu adını biz du olmadığı, yani göçebeliği sürdürdüğü takıyoruz. Buna benzer bir yanılgı da Safevi anlamına da gelebilir. İbn Bibi, El Evamirü'I Türkmenleri konusunda kendini göster- Ala'iye, s. 49.