Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Vell Araştırma Merkezi
o
Araştnrma !Dergi§~ Research Quarterly
~;~~~2003125 görülmektedir. Ne var ki, bunca araştır maya karşın özellikle, Anadolu Alevili ğin in oluşum süreciyle ilgili sorulara inandırıcı yanıtların ortaya konduğunu söylemek iyimserlik olacaktır. -Hatta, bu alandaki araştırmaların birbirinin tekrarı biçiminde seyretmeye başladığı nı belirtmek q,erekir. Araştırma sayısı nın artmasına karşın mesafe alınama ması bir tıkanıklığın belirtisidir. Doğal olarak, böyle bir durum çok önemli sa kıncalar yaratmaktadır. Bu sakıncalar dan birisi, inandırı~ı olmadığı bilinen BABA RESUL OLAYININ İ K İ belirlemelerin araştırmacılar tarafından ÖND ERİ N İ N K İ MLi KLERİ ister istemez benimsenmesi ve sürecin iskeletinin bu belirlemelere göre oluş HamzaAKSÜT turulmasıdır. Bu benimseme, araştır malarda -az önce sözünü ettiğimiz tekrarlara neden olabileceği . gibi, okur ÖZET gözünde Anadolu Aleviliğinin oluşum süreci tarihinin tümüyle aydınlatılmış Bu yazıda, Baba Resul olaymm gibi bir izlenim de önderleri olan Baba İlyas'ın ve Baba olduğu yaratacaktır. Araştırmacıların hemen tümünün, İshak'ın sosyal kimlikleri ve yurtlanyla ilgili belirlemeler yer almaktad1r. Ayn Anadolu Aleviliğinin oluşum süreci ca, olayla ilgili bazı sorular yanıtlan olan on üçüncü, on dördüncü ve on maktad1r. beşinci yüzyılın ilk yarısına ait kaynak yetersizliğinden şikayetçi olduğu görül• ABSTRACT mektedir. ı Bu şikayetin ilk anda haklı in this artic!e, the leaders of Baba gerekçeleri olduğu düşünülebili rse de Resul's events, Baba İlyas and Baba İs şikayetçilerin, kaynakların tümünü kul hak's social identifications and deter lanıp kullanmadığını, buna bağlı ola minations about their country take pla rak, oluşum sürecinin sosyal ve coğrafi ce. in addition, some questions about ortamını yakalayıp yakalayamadığını the event are answered. · irdelemek gerekir. Bizce kaynakların tümü kullanılmış değildir. Eğer kaynak G iRi Ş olarak kronik ve menakıbname anlaşı Son yıllarda Anadolu Aleviliğinin lıyorsa bunların tümü kullanılmış, en inanç yapısını ve tarihini konu edinen ince ayrıntılarına kadar incelenmiş ve araştırmaların sayısında önemli bir artış sorgulanmıştır. Elde edilen sonuç, bu iki kaynak türünün konuyu aydınlat-. ve buna bağlı olarak, Alevi toplulukla makta yetersiz kaldığını ve başka kay rın Hacı Bektaş'ın mürşidini dahi unut naklara, buna bağlı olarak da farklı bir muş olduğu, hatta Hacı Bektaş'ın yaklaşıma gerek duyulduğunu ortaya önemli bir kişi olmadığı ve yaşadığı dö• koymaktadır. nemde binlerce dervişten biri olduğu Bu yazıda, belirtilen bu yetersizli gibi son derece iddialı ve yeni görüşler ğin aşılması için kroniklerin ve mena ortaya atılmıştır ve bu görüşler birçok kıbnamelerin sunduğu bilgiye ek ola araştırmacı tarafından veri olarak kulla rak Anadolu Aleviliğinin baş öğesi olan nılmaktadır.3 Bu iddialı ve yeni görüş Türkmen topluluğunun sosyal yapısını lerin sosyoloji süzgecinden geçirilmesi ve coğrafi konumunu içere,n kaynak tü• elbette bizim işimiz değil, sosyologla rünün sunduğu olanaklar kullanılarak rın işidir. Bizim amacımız, Baba Resul sonuç alınmaya çalışılacaktır . Anadolu olayının aktörlerinin sosyal kimliklerini Aleviliğinin oluşum süreci, Türkmenle• ortaya çıkararak onların siyasi ve sos rin bu süreçteki yurtlarıyla ve sosyal yal rolleri ile Alevi erenlerin hiyerarşi yapılarıyla yakından ilgilidir. Bu ne sindeki konumlarını sağlıklı biçimde ir denle "Türkmen'i dışlayıcı" bir yaklaşı delemek için ortam hazırlamaktır. mın ortaya koyduğu araştırmanın başa Yalnızca kroniklerin ve menakıb rılı olması beklenemez. namelerin verilerini kullanmakla yeti Doğal · olarak, bu yazı, Anadolu nen, Türkmen topluluğunun yapısını Aleviliğinin oluşum süreci gibi kap araştırmaya yönelmeyen ya da dikkate samlı bir konuyu tümüyle irdelemek ve almayan ve onların coğrafi konumunu aydınlatmak gibi bir amaç taşımamak yanlış belirleyen araştırmacıların Baba tadır. Bu yazı, Alevilik araştırmalarının Resul olayını aydınlatmak için üretece• yoğunluk kazanmasıyla birlikte araştır ği bilgi sağlıklı olamaz. Kısaca belirte m·acılar tarafından son derece önemse• cek olursak, modern tarihçilerin Baba nen ve bazı araştırmacılarca "Aleviliğin Resul olayı üzerine sağlıklı belirleme tarihsel altyapısı" olarak nitelenen2 Ba- ler elde edememesinin nedeni, kullan • ba Resul olayının iki önderinin kökeni• dıkları kaynak türlerinin yetersiz olma ni belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu ön• sı '{e bu kaynak türlerinin olaya katılan derlerin kökenini belirlemek, onların Türkmen'e yabancı olmasıdır. Ayrıca, etkinliği için de ipuçları elde etmek an bu olay hakkında son yıllarda o kadar lamına geleceğinden son derece yayın yapılmıştır ki, konuya yabancı önemlidir. Çünkü, son yıllarda araştır bir okur, kroniklerde Baba Resul olayı macıların Baba Resul olayının önderle• üzerine ciltler dolusu yazı bulunduğu rine, özellikle Baba İlyas'a 11 yüklediği 11 nu sanacaktır. Oysa, kroniklerdeki roller, Alevi gelenekle uyuşmamakta yazıların en babayiğidi iki sayfadır, birçoğu ise birer paragraftan, hatta bi rin kadın, çocuk ve yaşlılarıyla koyun rer tümceden ibarettir ve birbirinin tek keçileri de yanındaydı. Bazı kaynaklara rarıdır.4 göre, yalnızca üç yaşından küçük olan Yukarıda belirttiğimiz gibi bu yazı çocuklar öldürülmedi. Yaklaşık iki bu nın konusu, Baba Resul olayında dası çuk ay süren bu olay sona ermiş ·oldu.7 nırsız değildir. Konumuz, Baba İlyas'ın ve Baba İshak'ın sosyal kimliklerini ve 1-Baba llyas'ın ve Baba lshak'ın yaşadıkları coğrafi ortamı belirlemekle Sosyal Kökenleri ve Yurtları sınırlıdır. Yazının sonunda, bu sınırlı Bu bölüme, sosyal terimleri hangi ' konuda elde edilen verilere dayanarak anlamda kullandığımızı belirterek baş Baba Resul olayına katılan topluluğun lamak yararlı olacaktır: niteliği ve niceliği ile olayın Alevilikle a-Boy: Bu terimle kastedilen klasik ilgisini irdeleyen bazı sorulara yanıt sınıflandırmaya gore 1 2 Üçok, 12 Bo aranan bir bölüm yer alacaktır. zok olmak üzere 24 birimden oluşan Konuya geçmeden önce Baba Re Oğuz topluluğunun her birimidir. Bu sul olayını ana hatlarıyla özetlememiz boylar şunlardır: Bozoklar: Kayı, Bayat, gerekiyors: 1240 yılının 1 Ağustos gü• Alkaevli, Karaevli, Yazır, Döğer, Do nünde6 (On Muharrem 638) Adıya durga, Yaparlı, Avşar, Kızık, Beğdili, man'ın Samsad yöresinde Baba İs Garkın. Üçoklar: Bayındır, Biçene, Ça hak'ın önderliğindeki Türkmenler, olay vundur, Çepni, Salur, Eymür, Alayund çıkardı. Bunların üzerine giden Malat lu, Üreğil, İğdir, Büğdüz, Yıva, Kınık.a ya egemeni yenildi. Türkmenler, Elbis b-Oba: Bir boyun parçalarından tan, Sivas yoluyla Amasya'ya ulaştı. her biridir. Obalar, boyun adını taşıya Olayı haber alan Anadolu Selçuklu bileceği gibi, yeni karşılaşılan coğrafya Devleti sultanı Konya'yı terk ederek dan da ad alabilir. Ya da bu yeni yere daha batıya kaçtı. Baba İshak'ın mürşi ad verebilir. Oba, başlangıçta on, on di olduğu söylenen ve Amasya'da bu beş çadırlık bir nüfusa sahipken zaman lunan Baba İlyas, Anadolu Selçuklu as geçtikçe yüzlerce çadırlık bir nüfusa sa kerlerince öldürüldü. Türkmenler, hip olabilir, hatta, bir boyun nüfusun• Amasya'daki hükümet güçlerini yendi. dan daha kalabalık obalar oluşabilir. Olayı sürdüren Türkmenler, Kırşehir'in c-Ocak: Obanın parçasıdır. Bir ça• Malya düzlüğüne kadar ilerledi. Bura dır nüfusu ile, kardeşlerin çadırının da, Anadolu Selçuklu ordusuyla Türk• oluşturduğu nüfus arasında bir sayıya menler karşı karşıya geldi. Ordunun sahip olan birimdir. Göçebe toplulu öncü birliğindeki Frenk askerlerinin ğun en küçük birimi ocaktır. saldırısıyla başlayan çarpışmada Türk• d-Oymak: Farklı boyların obaları menlerin tümü öldürüldü. Türkmenle- nın bir araya gelmesiyle oluşan örgüt- lenmedir. Başka bir tanımla, boy ya da Garkın, El-Cezire olarak adlandırılan oba sınıflandırmasına dahil edileme-· yörede, Viranşehir ile Kızıltepe arasın yen göçebe yapıların tümünü oymak daki Dedegarkın zaviyesindell yaşa olarak adlandırmak tercih edilmiştir. mıştır.12 Öyleyse, Baba İlyas, El-Cezire e-El/İI: Boyların ya da oymakların yöresinden, dar anlamıyla Dede Gar bir araya gelmesiyle oluşan çok kala kın'ın yurdu olan Urfa ve Mardin yöre• balık göçebe grubudur. Yeni İl, İç il, lerinden Rum'a gelmiş olmalıdır.13 Dulkadır, Bozulus, Halep Türkmenleri Baba İlyas'ın El-Cezireli olduğunu gibi oluşumlar birer eldir. El, genellikle ortaya koyan belirlemenin dayanakla kışlakta aynı yörede ve dar bir alanda rından birisi de, Dede Garkın'ın, Baba kışlamakta, yaylada ise dağınık bir coğ- İlyas'ın emrine verdiği dört halifeden rafyada yaylamaktadır. • biri olan Ayna Dövle'nin14 yurdudur. Bu erenin yurdu, Mardin'deki Dede il-Baba ll yas' ın Sosyal Gark ın zaviyesinin bulunduğu köyün Kökeni ve Yurdu kuzey komşusu olan Aynüddevle kö• Şimdiye kadar yapılan araştırmalar, yüdür. ıs Baba Resul olayının önderlerini Hora Anlatımın burasında bu bilgilerin san'dan Orta Anadolu'ya gelmiş birer Baba İlyas'ın sosyal kökeniyle uyumu kişi olarak ele aldığı için önemli yanlış nun irdelenmesi ve konunun daha an lar içermektedir. Oysa, olayın önderle laşılır kılınması için onun sosyal köke• ri, El-Cezire olarak adlandırılan bölge• nine ait bilgilere geçmemiz gereki deki Urfa ve Mardin yöresindendir.9 yor.16 Kaynaklarda bu belirlemeyi ortaya çı Baba Resul olayını gerçekleştiren karan oldukça fazla bilgi vardır. Olayın Türkmenler, yarı göçebe topluluklar kahramanlarından olan Baba İlyas'ın dır.17 Bu yazının savlarından biri de soyundan gelen Elvan Çelebi'nin, on göçebe bir topluluğun üyesi olan Türk• dördüncü yüzyıl ortalarında yazdığı men erenlerinin adlandırılmasını farklı menakıbnameye göre Baba İlyas'ın bir yaklaşımla ele almanın bir zorunlu • ·mürşidi Dede Garkın'dır. Elvan Çele luk olduğudur. Bu sava göre eren adı, bi'nin anlattığına göre Dede Garkın, içinde yaşadığı göçebe birimin, -yani Baba İlyas'la ilk önce baş başa, daha boy, oba, oymak gibi yapıların- adıyla sonra dört yüz halifesiyle birlikte ol anlam kazanmaktadır. Türkmen'in sos mak üzere iki kere görüşerek onu gö yal yapısı göz ardı edilerek bu adlan revlendirmiştir. Ayrıca dört halifesini dırmaların anlamlandırılması olanak Baba İlyas'ın emrine vererek Rum'u ir sızdır. Çünkü eren, bir boyun ya da bir şat etmelerini istemiştir. ıo Baba ilyas'ı oymağın derviş obasının -söz konusu ve öteki halifeleri görevlendiren Dede düzlem oba ise, o obanın ocağının- üyesi olduğu için görevi geregı ana nızca Baba İlyas'a özgü bir durum de toplulukla birlikte hareket eden kişidir. ğildir. Ebu Bekr-i Tihrani, Akkoyunlu Göçebe toplulu)Ali'nin babası olan Pehlivan Beğ'in, sosyal birimler, öteki Türk toplulukla cesareti nedeniyle bu adı aldığını, bu rından farklı olarak, daha ön plandadır. adın çok kullanılışı yüzünden onun asıl Öyle ki, Kaşgarlı Mahmud'un verdiği adının unutulduğunu belirtmektedir.21 bilgiye göre Oğuzlar, birbirleriyle kar Bizim için önemli olan şey, konu şılaştığında ilk önce 11boy kim" diyerek muz olan erenin bireysel adı değil, . hangi boya ait oldukfarını soruyorlar onun sosyal adı olan Baba ilyas'tır. Bu dı.18 Bütün bunlar göz önüne alındı ad, onun coğrafi kökeninin ortaya çıka ğında şöyle bir yargıya rahatlıkla vara rılmasında önemli bir ipucudur. Bu ad biliriz: Günümüze ulaşmış olan eren landırma sayesinde onun İlyas toplulu adları, boy ve oba adlarına baba, dede, ğundan olduğunu belirlemiş oluyoruz. abdal, hacı gibi unvanların eklenme Öyleyse, İlyas topluluğunun izini süre siyle oluşmuş adlardır. Çünkü, göçebe rek Baba İlyas hakkında başka bilgiler bir toplulukta önemli olan, kişinin adı elde edebilir, bu sayede öteki kaynak nın ne olduğu değil, hangi boy ya da lardaki bilgileri de kontrol etme olana obaya ait olduğudur. Kişinin bir başka ğına kavuşabiliriz. İlyas topluluğu, Ey merak edilen yanı, üyesi olduğu toplu mür boyunun obalarındandır.22 Bu · luktaki görevi ya da konumudur ki, bu obanın Eymür'e ait olduğu, Osmanlı nu belirten sözcüklerin bazıları, sırala tahrir defterlerinde 11 İlyas Eymürü" ve 1 dığımız bu unvanlardır.19 ' Eymür İlyaslu" biçimlerinde açık ola İşte, Baba İlyas adlandırmasının ilk rak ifade edilmiştir.23 bölümü o_lan "Baba", onun göçebe top Alevi erenlerin ve toplulukların ilk luluktaki yerini belirtmekte, "İlyas" bö• yurdu olan Urfa ve Mardin yörelerin• lümü ise, onun hangi göçebe toplulu deki Eymür boyunun kışlakları, Bozo ğun üyesi ya da temsilcisi olduğunu va, Res-ul Ayn {Ceylanpınar) ve Mardin belirtmektedir. Buna göre Baba İlyas, kırsalındaydı.24 Eymür'ün obası 'olan İl "İlyas adlı Türkmen topluluğunun ba yas'ın yurtlarından birisi, Bozova kırsa bası" anlamında bir adlandırmadır .. Ba lındaki İlyas Pınarı kışlağıydı.ıs Elvan ba ilyas'ın günümüzdeki anlamda bir Çelebi'nin, Baba İlyas'ı Bozlu olarak adı olması gerekir. Ne var ki, öteki nitelemesi26 Boz.-ova ile ilgilidir. Elvan erenlerin bazılarının -örneğin Dede Çelebi'nin bir başka nitelemesi olan Garkın'ın- asıl adını belirlememize BozatJu27 da bu yöreyle ilgilidir. Bozat- karşın20 onun bu tür adını belirleyebil 1ı, Rumkale yöresinde Fıra~a karışan miş değiliz. Asıl adın unutulması, yal- bir çayın adıdır. Elvan Çelebi'nin yapıtındaki halife ğun Bozulus Türkmen eliyle birlikte lerden Şeyh Affan da Bozovalı olmalı hareket ettiği kayıtlı olmasına karşın dır. Elvan Çelebi'ye göre Şeyh Affan, hangi boya ait olduğu konusunda bir Moğol komutan Baycu'nun, Ma'diri'i bilgi yer almamaktadır. Bu duruma kar ve Bulak'ı istilası sırasında yanındaki şın, kışlak köylerini dikkate alarak İs lerle birlikte Erguma'ya kaçmıştır.2a Sö• hak topluluğunun Garkın boyuyla bir zü edilen Bulak, Urfa'nın nah iyesi olan ilgisindeı1 söz edebiliriz.33 Öte yandan, Bulak olmalıdır.29 Zaten Şeyh Affan da kaynakların iddia ettiği gibi Baba İshak, Baba İlyas gibi Eymür boyundandır. Baba İlyas'ı kurtarmak amacıyla hare Şeyh Affan, "Affan obasının şeyhi" an ket etmişse, ishak topluluğunun Eymür lamında bir addır. Affan is,e Eymür'ün boyunun bir kolu olduğu da düşünüle obasıdır.30 bilir. Ne var ki, Eymür'ün obaları ara sında ishak adlı bir topluluğa rastlamış ili-Baba lshak'ın Kimliği ve Yurdu değiliz. Baba Resul olayının aynı zamanda Baba ishak'ın, nereli olduğunu be askeri önderi olan Baba ishak da Alevi lirlemek için kroniklerden ve Elvan Çe erenlerin ve toplulukların ilk yurdu lebi'nin yazdığı yapıttan da yararlana olan El-Cezire'dendir. Baba ishak, "İs biliriz. Böylece, İshak topluluğunun hak topluluğunun babası" anlamında yurdu hakkında yukarıda sunduğumuz bir adlandırmadır. Buna göre Baba İs bilgilerin bu yapıtlardaki bilgilerle uyu hak, İshak adlı Türkmen topluluğun munu da denetleme olanağı yakalamış dandır . ishak topluluğu, Akkoyunlula oluruz. Elvan Çelebi, Baba İshak'ı, is rın dayandığı önemli göçebe birimler hak-ı Şami olarak adlandırıyor ki bu, den biridir.31 Osmanlı Tahrir Defterle Baba İshak'ın Şamlı olduğu anlamına rinde bu topluluğun adına ishak Daniş gelir. Ne var ki, ifadedeki Şam, günü• mendlü olarak da rastlıyoruz ki bu, İs müzdeki Şam kentini değil, orta bölü• hak'ın, Danişmendli adlı bir kolunun münde Fırat kabaca sınır olmak üzere . olduğu anlamına gelir. İshak Daniş- Rum'un güneyindeki bölgeleri içine • mendlü topluluğunun kışlak yurtları, alan geniş bir coğrafi' alanı ifade etmek Bozova'daki Kadıkendi ve Kırkpınar, tedir.34 Elvan Çelebi, olayın da Şam di Şarki Amid'deki Diziyumru, Yayalacık yarında başladığını belirtiyor. İshak'ın ve ishak Danişmendlü köyleriydi.32 Şam'da fitne kopardığını, bu durumu Baba İshak'ın hangi boydan oldu haber alan Baba İlyas'ın, Cabbar kale ğunu belirlemek için doğal olarak, is sindeki İshak'a elçi göndererek Amas hak topluluğunun hangi boya ait oldu ya yöresine gelmemesini salık verdiğini ğunu belirlememiz gerekiyor. Ancak, söylüyor.35 Alevi toplulukların ilk yur ulaşabildiğimiz kayıtlarda bu toplulu- dunda Elvan Çelebi'nin Cabbar olarak telaffuz ettiği kale ile adaş olan birkaç !arından biri olan Bektaş-ı Bqzürk kö• kale sayabiliriz: Suriye topraklarındaki yünün komşusudur. 42 Buna göre, Berri ünlü Caber kalesi, Mardin'in güneyba• ye' deki bu köy, Baba İshak'ın üyesi ol tısındaki Pir Caber kalesi36 ya da yeri duğu kışlak köylerden birisi olabilir. Bu tam olarak saptanamamakla birlikte ofasılığa karşın, söz konusu iki kayna Amid-Ergani yolu üzerinde olduğu sa ğın Baba İshak'ın yurdu konusunda nılan Kalat'ul Cebabir.37 verdiği bilgilere şimdilik daha güvenle Olayla çağdaş kaynaklardan İbn bakmamız gerekir. Bibi, "Baba İshak-ı Harici" olarak ad Konunun burasında Baba İlyas'ın landırdığı Baba İshak''ın, Sümeysad ka ve Baba İshak'ın üyesi oldukları oba lesi yakınındaki Kefersud'dan olduğu larla ilgili bir başka belirleme daha nu belirtiyor.38 Ebu'I Farac ise, Baba İs yapmak gerekiyor., Bu iki oba, peygam- hak'ın Amasya'daki Papa tarafından ber adı taşımaktadır.43 Bu durum bir Roma diyarının sınırı üzerindeki Hısn-ı rastlantı değildir. Anadolu Alevilerinin Mansur'a gönderildiğini söylüyor.39 Bu atalarının oluşturduğu obaların çoğu iki kaynağın verdiği bilgilerin gerçeği peygamber adı taşımaktadır. Konumuz yansıttığını düşünebiliriz. Sözü edilen olan iki babanın obalarına ek olarak Kefersud, on altıncı yüzyıl kayıtlarında, aynı yörede kışlayan İbrahim, İsmail, Malatya'nın Kahta kazasının Samsad Yusuf, Habil, İdris, İsalu, Musa ve Ha nahiyesinde yer almaktadır. Kefertut run gibi obaları örnek olarak verebili yakınlarında Eşgüni adlı bir mezra var riz.44 Gerçekten de ilginç olan bu du dır ve bu mezrada Makar Haçlı Dar Ba ·rum, bu obaların yurdunun 'peygam ba adlı bir zaviye vardır.40 Eğer bu iki berler diyarı' olmasından kaynaklan kaynağın verdiği bilgiler doğruysa, Ba mış olmalıdır. Alevi ozanların deyişle ba İshak'ın zaviyesi burası olmalıdır. rinin önemli bir bölümünün peygam Ne var ki, Baba İshak göçebe bir toplu berleri konu edinmesiyle bu belirleme luktan olduğuna göre burası, toplulu nin örtüşmesi konuyu daha da ilginç ğun yayla yurdu olabilir. Toplull!ğun kılmaktadır.4s hangi yurdu olursa olsun, burası Baba İlyas'ın yurdu olan Bozova'ya da çok Yukarıdan beri sunduğumuz belir yakındır. Arada yalnızca Fırat ırmağı lemeler ışığında, Baba Resul olayıyla vardır. ilgili bazı soruları yanıtlamayı deneme Öte yandan, Alevi erenlerin yoğun ye geçebiliriz: . biçimde yurt tuttuğu Berriye4ı yöresin 1- Baba İlyas ve Baba İshak adla de de Kefertut adlı bir köy vardır. Bu rındaki "baba" bölümü, bu kişilerin köy, aynı zaman~a Hacı Bektaş'ın ad erenler hiyerarşisindeki yerlerini ifade aldığı Bektaş topluluğunun kışlak yurt- edebilir mi? Araştırmacıların birçoğu, baba, de değiliz. Konumuz Türkmenler olduğu de, abdal gibi unvanların belli bir hiye na göre onların Anadolu'dan önceki rarşinin basamaklarını temsil ettiğini ve durumlarını görmezlikten gelemeyiz. 'baba'nın da bu basamakların en üs• Hoca Ahmed Yesevi'nin ders aldığı ki tünde yer aldığını savunma eği l iminde şi, Bab Arslan'dır.50 Bu kişinin adında 11 11 dir.46 Bu görüşe katılmak için elimizde ki bab , "kapı" anlamında mıdır, yoksa herhangi bir veri bulunmamaktadır. Farsça'da baba ve şeyh anlamında kul 11 Üstelik, bu görüş, Baba İlyas ile Baba lanılan bab11 mıdır, bilemiyoruz. Her İshak arasındaki hiyerarşiyi açıklamak ne olursa olsun, Horasan kökenli olan ta açmaza düşmek zorundadır. Ayrıca, bu Türkmenlerin, baba nitelemesini bu görüş, Baba ilyas'ı, Rum'? gönderen Horasan'dan getirmiş olması, olasılık Dede Garkın'ı, -dede olarak adlandırıl ların dışında bırakılamaz. Başlıktaki so ması dolaysıyla- Baba İlyas'a göre daha runun yanıtını vermek gerekirse, bizim alt basamakta değerlendirmek zorun tercihimiz Kaşgarlı'.nın açıklarrıasıdır. dadır ki, bu da kabul edilebilir bir du Yani, baba ile dede, anlamı ve işlevi rum değildir. Üstelik, bir eren, baba aynı olan unvanlardır. olarak nitelendiği gibi dede ve abdal 2- Baba Resul olayını gerçekleşti olarak da nitelenebilmektedir.47 Öyley• renlerin Anadolu Aleviliğiyle ilgisi ne dir? se, baba, hiyerarşideki en üst basamak Son yıllarda, Anadolu Aleviliğinin değildir. Bizim görüşümüze göre, yal başlangıcını on beşinci yüzyıl sonlarıy nızca baba değil, dede, abdal, hacı, la on altıncı yüzyıla "çeken" araştırma ede gibi terimler, hiyerarşide herhangi cılar, savlarının tutarlılığını bozmamak bir basamağı temsil etmemektedir. Bir için Baba Resul olayını Anadolu Alevi örnek vermek gerekirse, Abdal Musa lerinin çıkarmış olamayacağını, zaten ile onun müridi olan Kaygusuz Abdal' ı , o dönemde Anadolu Aleviliğinin varlı abdal nitelemesine göre konumlandır ğından söz edilemeyeceğini kanıtlama mak olanaksızdır. ya çalışmaktadır.51 Oysa, Baba Resul Konumuz olan 11baba11 nitelemesi- olayı, Anadolu Alevilerinin en kutsal .nin anlamına gelirsek: Kaşgarlı'nın söz• günü olan On Muharrem'de başlamış lüğünde baba yer almıyor. Kaşgarlı'ya tır.52 On Muharrem, herkesin bildiği gi göre Oğuzlar, babalarına 'dede' de bi, Hz. Hüseyin'in şehit olduğu gündür. mektedir.48 Öte yandan, İlk Anadolu Ne var ki, bu günün Anadolu Aleviliği ve Mezopotamya dillerinde baba'ya için önemi yalnızca bununla sınırlı benzeyen sözcüklerin olduğu, Sümer• değildir. On iki günlük bir oruçtan çık lerde, Lagaş'ın tanrıçasının 'Baba' adı mış olan Anadolu Alevileri, imam Hü• nı taşıdığı savunulmaktadır.49 Elbette seyin Günü olarak adlandırdıkları On bu görüşlerle yetinmek durumunda Muharrem'de kurban keser. Bundan daha önemlisi, imam Hüseyin Gü• vardır.sa Ayrıca, örneğin, on altıncı nü'nde, her dede ocağı, ocak kurucu yüzyıla ait tahrir defterlerinde Alevi sunun adını taşıyan 'sancağı açar'. Ör• köylerdeki kişi adlarında Ömer ile Be neğin , Hacım Sultan ocağı ·dedeleri, kir adları hiç yer almadığı halde Os Hacım Sultan'ın sancağını açar ve ta man adına az da olsa rastlanmakta lipler sancak altında toplanır. Bunun, dır.59 Baba Resul olayının yaşandığı on 2- Baba Resul olayına katılan top lu2uklar kimlerdir ve sayıları ne kadar- üçüncü yüzyıla uyarlanmış hali, her a göçebe birimin, kendi babasının, dede- dır? Bu soruyu, Amasya'da olup Baba . sinin, hacısının, abdalının vb. açtığı ilyas'ın yanındakiler ve 'Şam diyarın sancak altında toplanmasıdır. Hacı dan' gelen Baba İshak'ın yanındakiler Bektaş Velayetnamesinde, On Muhar olmak üzere iki qölümde yanıtlamak remle ilgili verilen bilginin temeli, bu gerekiyor. Elvan Çelebi'ye göre Baba sancak açma törenidir. Velayetnameye İlyas'ın yanındakilerin sayısı seksen ki göre dervişler, her yıl On Muharrem'de şi kadardır. Bu sayıyı gerçeğe yakın Hacı Bektaş tekkesinde toplanır. s3 olarak kabul edebiliriz. Bu belirleme Baba Resul olayının, Anadolu Ale mizin nedenini şöyle açıklayabiliriz: vileri için böyle bir anlam taşıyan On On altıncı yüzyıl kayıtları dikkate alı Muharrem gününde başlamış olması nacak olursa, Amasya yöresinde Eymür göz ardı edilemez.S4 Bu durum bir rast boyunun yoğun olarak yurt tutmuş ol lantı sayılarak geçiştirilemez. Olayın duğu görülmektedir. Amasya'nın Ergo bu günde başlamasının rastlantı olma ma kazasında bir, Simre-i Ladik kaza sı, üç yüz elli dörtte birdir.ss Öyleyse, s'ı nda iki adet olmak üzere Eymür adı bu olaya katılanların On Muharrem ve taşıyan üç köy bulunmaktadır.60 Ergo Kerbe)a kültüne sahip olmama ve dede ma'daki Eymür köyü, büyük bir olası ocağı, ocak sancağı açma gibi kurum lıkla Affan obasına aittir. Bu köylerin ve törenlere sahip olmama olasılı ğ ı da içinde Eymür'ün Çaruk, Bunsuz, Kara üç yüz elli dörtte birdir. göz, Sancaklu gibi öteki obalarının da Olayı çıkaranların Alevi olamaya bulunma olasılığını gözetirsek, Baba İl cağını savunan araştırmacıların bir baş yas ile gelen Eymür Türkmenlerinin ka dayanağı, Dede Garkın'ın Baba İl - yani İlyas obasının - çok az bir"sayıya yas'a yardım amacıyla görevlendirdiği sahip olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik, kişilerden birinin Osman adını taşıma Baba İlyas, kendi obasının, yani Ey sıdır.s6 Şeyh Osman konusu, bu yazı mür'ün İlyas obasının yalnızca bir bö nın sınırları dışındadır.57 Ancak,· yine lümüyle Bozova'dan, Amasya yöresine de kı saca konuya girecek olursak, Kah gelmiş olmalıdır.6 1 Dolaysıyla, Elvan ramanmaraş' ın Pazarcık ilçesinde Os Çelebi'nin, Baba İlyas'ın yanındakile mandede köyü ve Osman Dede ocağı rin sayısıyla ilgili verdiği bilgi, gerçeğe uygun olmalıdır. Zaten, Baba İlyas'ın ile olaya katılan Türkmenlerin asıl sayı hemen hemen bir direnme göstereme sı nedir diye sorarsak: Hemen belirte den öldürülmesi, bu belirlemenin doğ lim ki, kronikler, olaya katılan Türk• ruluğunu göstermektedir. menleri 3.000'den 6.000'e kadar farkl ı Bu sayıyı okurlar çok az bulabilir. sayılarla ifade ediyor.64 Otoritenin İşte, Baba Resul olayı incelenirken en temsilcisi İbn Bibi, Malya savaşında büyük yanılgı da bu noktada yaşan 4.000 kişinin öldürüldüğünü söylü maktadır. Konumuz olan Türkmen yor.65 Baba İshak kuvvetlerine ilk saldı boyları ve obaları, başkenti Mardin ran Malatya egemeninin emrindeki as olan Artuklu Devleti topraklarrnda ya ker sayısı 500 atlı ile 50 okçudur ve şadığı halde, Türkmen boyla r ının ta bunların büyük bölümü halktan top mamının Anadolu Selçuklu Oevleti'nin lanmıştır.66 Malatya ve Sivas'taki milis sınırları içinde yaşadığı ve bu devletin güçlerle çarpışan Türkmenler, Anadolu egemenlik alanının tüm Anadolu'yu Selçuklu askeriyle ilk kez Amasya'da kapsadığı sanılmaktadır. Oysa, başken karşılaşmıştır. Baba İlya_s ' ı öldürmüş ti Konya olan bu devlet, yalnızca Orta olan askerler, Baba İshak'ın komutasın Anadolu'ya egemendir. Zaten devletin daki Türkmenlere yenilmiştir . Amas adındaki Rum da bunun ifadesidir. Bu ya'ya gönderilen asker sayısını bilemi devlete taktığımız Anadolu ad ı herhal yorsak da bunun on binin bile altında, de bu yanılgıda en önemli etkendir.62 yani Türkmenlerin sayılarına hemen Bir başka yanılgı da o dönemin devlet hemen denk olduğunu ~öyleyebiliriz. sınırlarının günümüzdeki gibi belirgin, Çünkü, devletin ordusu, Moğollara kesin, değişmez, neredeyse mayın tar karşı Erzurum'a gönderilmişti.67 Türk• laları ve karakollarla çevrili sanılması menler, asıl devlet kuvvetleriyle Kırşe dır. Böyle bir sınırdan söz edilemeye hir'deki Malya ovasında karşılaştılar ki, ceği gibi, sınırların ihlali -hele göçebe Erzurum'dan gelen bu ordu 60.000 ki bir topluluk için- olağan şeylerdendir. şiydi.68 Bu ordunun öncü birlikleri, asıl . Öyle ki, göçebelerin ~ışlağı bir devletin kuvvetlerin gelmesinden önce kısa bir toprağında, yaylası ise başka bir devle sürede Türkmenleri k ı rdı. tin toprağında olabilmektedir. Nitekim, • Baba İshak ile hareketlenen topluluğun SONUÇ Anadolu Selçuklu devleti ile Artuklu Bütün bunlardan çıkan sonuç şu devletinin sınır bölgelerinde, yer yer de Anadolu Selçuklu devletinin sınırları dur: Olaya, Şam diyarında yurt tutmuş içinde yayladığını biliyoruz.63 Olay olan Türkmen elinin tüm birimleri de Ağustos ayında başladığına göre, ğil, çok az birimi katılmıştır. Doğal demek ki, Türkmenler yayladadır ve olan da budur ve olaya Eymür boyu çoğunlukla bu sınır bölgesindedir. nun bir bölümü ile Garkın boyunun Tekrar konuya dönüp Baba İshak çok az bir bölümünün katılmış olması gerekir. Çünkü, Baba İlyas, Eymür bo sının bir bölümü, Anadolu Selçuklu yundandır. Şeyh İshak'ı ise Garkın bo . topraklarındadır.7 1 Yanındaki çok az yundan kabul edersek, asıl olarak ola bir kuvvetle onun ayaklanma çıkarmak ya bu iki boyun birimlerinin bir bölü• istemeyeceği açıktır. münün katıldığını düşünmemiz gereki Yazının sonunda özet olarak şunla yor. Bu iki boyun tümünün katılmadı rı söyleyebiliriz: Baba İlyas, "Eymür bo ğını düşünmemizin nedeni, yukarıda yunun İlyas obasının babasıdır", Baba değindiğimiz gibi, Alevi toplulukların İshak, "İshak oobasının babasıdır." Ko ilk yurdundaki bu boyların, varlığını numuz olan bu iki baba, Hacı Bektaş, ·olaydan sonra da sürdürmüş olmasıdır. Dede Garkın gibi Artuklu devleti top 3- Bu kadar az sayıdaki Türk• raklarındaki "peygamberler diyarı" Urfa men'in, üst üste başarılar kazanması ve ve Mardin kökenlidir. Baba İlyas ve Ba Konya'daki sultanı korkutması nasıl ba İshak adlandırrı:iaları, oba temsilcili açıklanabilir? ği ni ifade etmektedir. İlyas ve İshak Bu soruya Osmanlı döneminden obaları, Alevi obaların birçoğu gibi bir örnekle yanıt verebiliriz. Ordu, se peygamber adları taşımaktadır. fere çıktığında çok küçük gruplar, Ana dolu'daki bir bölgeyi işgal edebilmek DiPNOTLAR tedir.69 Baba Resul olayında da durum 1 Bu konuda bir örnek için bakınız, Faruk Sü• aynıdır. Konya sultanlığının ordusu Er mer, Safevi Devletinin Kuruluşunda Ana zurum'a gitmiştir. Konya Sultanlığı'nın dolu Türklerinin Rolü, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1992, s. 7, 9. ilk anda saldırıyı bertaraf edememesi 2. Ahmet Yaşar Ocak, Babailer İsyanı- Alevi nin b(r başka nedeni, olaya katılanların liğin Tarihsel Alt Yapısı, ikinci baskı, İstan komşu ülke topraklarından gelmesi ve bul: Dergah Yayınları, 1996. ayrıca · göçebe olması dolayısıyla mer 3 Bu görüşlere örnek olarak bakınız, lrene kezi otoritenin bunlardan pek haberdar Melikoff, Uyur İdik Uyardılar, Çeviren: Tu olmayıp hazırl!ksız yakalanmasıdır . ran Alptekin, İstanbul: Cem Yayınevi, ·4- Önderlerini incelediğimiz olay, 1994, s. 202; Ahmet Yaşar Ocak, Babailer bir ayaklanma mıdır? İsyanı, s. 172. Ayaklanma, bir devletin içindeki 4 Bu yazılar için bakınız, Ahmet Yaş~r Ocak, Babailer İsyanı, s. 218-223. elemanların resmi otoriteyi yıkmak için 5 Hemen belirtelim ki, olayın ayrıntıları bu harekete geçmesidir. Buna göre Baba yazının konusu değildir. Olayın öyküsünü Resul olayı ayaklanma olarak nitelene vermemiz yalnıica, belirlemeleri ve savları mez. Çünkü, olayı çıkaranlar, başka bir anlaşılmazlıktan kurtarmak amacını taşı devletin topraklarında yurt tutmuş olan maktadır. Olayın · ayrıntı ları için kaynak siyasal topluluklardır . 10 Yalnızca Baba notlarında belirtilen kroniklere bakılmalı İlyas, daha doğru bir ifadeyle İlyas oba- dır. 6 İrene Beldiceanu Steinherr, "1240 Babai . 11 Nejat Göyünç, XVI. Yüzyılda Mardin San- Ayaklanması", Yol Dergisi, Sayı 4. cağı, s. 25; Mehmet Salih Erpolat, XVI Yüz- 7 Türkmenler, 'Baba Resul' diye bağırdıkları yılda Diyarbekir Beylerbeyliğindeki Yer için bu olay, çağdaş yazarlarca bu adla İsimleri, Basılmamış Doktora Tezi, Konya, anılmaya başlamıştır. Ayrıca, kaynakların 1999, s. 142. Yöreyle ilgili sayfaların bir çoğu, olayın baş kişisini Baba Resul olarak kopyasını gönderme yardımında bulunan adlandırmaktadır. Hemen belirtelim, ola- sayın Yard. Doç. Dr. Erpolat'a teşekkür yın önderleri, nedeni ve coğrafyası bile tar- ederim. tışmalı.yken oluş biçiminin de tartışmalı 12 Burası, günümüzde Dede olarak adlandırı- olacağı ortadadır. lan köydür. Dede Garkın menkıbesindeki 8 Faruk Sümer, Oğuzlar, s, 171. ilgili anlatımlar şöyledir: 9 El-Cezire, güneyi, Tekrit ile Anbar kentleri Mardin'de idi Sultan İbrahim'e Mli malum olmak üzere, ile Dicle ara- Fırat 'ırmakları eyledi sındaki bölgenin adıdır. Diyar-ı Mudar, Di- Sabah sağar sığını Abdüİaziz dağı yar-ı Bekr, Diyar-ı Rebia adlı üç yöreden otlağıdur oluşmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bakınız, Evliyanın türbesinden iki gün ırağıdur. Adnan Çevik, Xl-Xlll Yüzyıllarda Diyar-ı Dede Garkın'ın zaviyesi ve menkıbenin tü- Bekr Bölgesi Tarihi, Marmara Üniversitesi, mü için bakınız: Hamza Aksüt, Anadolu Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Türk Tarihi Aleviliğinin Sosyal ve Coğrafi Kökenleri, Bilim Dalı, yayınlanmamış doktora tezi, Ankara: Art Basın Yayın, 2002, s. 56-62. 2002, s. 9, 15 vd. Oldukça kapsamlı ve ilk 13 kaynaklara dayalı tezin bir kopyasını verme Konu başlığımızın ve Baba Resul bölümü- yardımında bulunan sayın Dr. Adnan Çe- nün de bu bölge kökenli olduğuna bir baş- vik'e teşekkür ederim. ka ipucu, İbn Bibi' de yer almaktadır. Yazar, 10 Elvan Çelebi, Menakıbu'I Kudsiyye Fi Me- Anadolu Selçuklu askerinin 1237 yılındaki nasıbi'I Ünsiyye, yayınlayanlar: Ahmet Ya- Harran kuşatmasını anlatırken kaledeki Re- şar Ocak, İsmail Erünsal, Beyit: 148, 154, sul'ün Babalıları'ndan söz ediyor: "Sultanın 199-206; aynı yapıtın çevirisine ve çevirici- askerlerinin peş peşe saldırıları, mancınık- lerce yorumlanmasına eleştiri amacıyla farın taş darbeleri ve ok yağmurları Harran Mertol Tulum'un yazdığı, Tarihi Metin Ça- kalesi sakinlerinin yüreğini hoplatıp günle- l ışmalarında Usul-Manakıbu'I Kudsiyye rini karattı. Fakat onlar, nimetin hakkını gö- Üzerinde Bir Deneme, beyit numaraları ay- zetmek, emaneti koruma görevini yerine nı, İstanbul: Deniz Kitabevi, 2000, s. 132, getirmek için iki ay sabredip kuşatmaya di- 136. Elvan Çelebi'nin verdiği dört yüz, on rendiler. ... O sırada şehirde bulunan Gür- yedi, altmış gibi sayıları gerçek olarak be- cü ve Frenk askerleri, Resuf'ün Babalı/arı nimsemek yanlışlığa yol açacaktır. Ancak, ve Tarsus'tan gelen imdat kuwetferi... " İbn bu sayılardan en ilginci on yedidir. Elvan Bibi, El Evamirü'l-Ala'iye Fi'l-Umuri'I- Çelebi'nin defalarca kullandığı bu sayıyı, Ala'iye (Selçuk Name) cilt:l, Hazırlayan Dede Garkın manakıbnamesini yazan Der- Mürsel Öztürk, Ankara: Kültür Bakanlığı viş Ednai de sıkça kullanmaktadır. Bu ipu- Yayınları, 1996, s. 444. Baba İlyas'ın sosyal cu, Dede Garkın ile Baba İlyas'ın ilişkisinin kökenini incelediğimizde konu daha fazla bir belirtisi sayılma lı dır. aydınlanmış olacakt ır. 14 Bu erenin adına Dede nitelemesini ekle rimlerinin başka bir irdelemesi için bakınız, mekten vazgeçtik. Çünkü, Elvan Çelebi'nin S. G. Agacanov, Oğuzlar, Çevirenler: Ekber N. Necef/Ahmet Annaberdiyev, lstanbul: yapıtında dede nitelemesi yer almıyor, Farsça başlıkta yer alıyor. Mertol Tulum, Selenge Yayınları, 2002, s. 153-159. 19 Bu adlandırmaya göre, Dede Garkın, Garkın aynı yapıt, s. 165. boyunun dedesi, Hacı Bektaş, Bekdeş oba 15 Nejat Göyünç, XVI Yüzyılda Mardin Sanca sının hacısı, Kaygusuz Abdal, Kaygusuz ğı, ilgili harita, Aynüddevle köyü, günü• obasının abdalı anlamında birer adlandır müzde Kovalı adını almıştır. madır. Bu kd'nuda bakınız, Hamza Aksüt, 16 Baba ve soyunu Amasya ve İlyas yalnızca aynı yapıt, adı geçen erenlerle ilgili bölüm• Kırşehir yörelerinde değerlendirmek, bazı ler. zorlamaları da beraberinde getiriyor. Örne• 20 Dede Garkın'ın bireysel adı Numan'dır. ğin, konunun uzmanlarından Ahmet Yaşar Menkıbesinde bu durum şöyle ifade edil Ocak, bu nedenle 'Kırşehir yakınlarındaki mektedir: Arapkir'den' söz etmek zorunda kalıyor ve Rah-ı Huda nesl-i Ali'dir, Aşıkpaşa'nın, Acem sınırına yakın bir yer İsmi Numan'ım medet den geldiğini söyleyen Taşköprülüzade ve Lakabı Dede Garkın Sultan, Latifi'nin yanlış bilgi verdiğini düşünüyor. Şah-ı Horasan'ım medet, Menakıbu'I Hazırlayanlar Kudsiyye, Ahmet Hamza Aksüt, aynı yapıt, s. 56. Yaşar Ocak lsmail Erünsal, İnceleme bölü• 21 Ebu Bekr-i Tihrani, Kitab-ı Dlyarbekriyye, mü, s: LX. Oysa, Elvan Çelebi, Aşık Pa Çeviren Mürsel Öztürk, Ankara: Kültür Ba şa'nın büyüdüğünü Şeyh Arapkir' de ve Os kanlığı Yayınları, 2001, s. 22. man tarafından Kırşehir'e getirildiğini söy• 22 Faruk Sümer, Oğuzlar, s. 2S4. lüyor ki bu gayet doğaldır. Bizce,adı geçen 23 Ali Sinan Bilgili, Osmanlı Döneminde Tar müellifler de gerçeği ifade etmektedir. sus Sancağı ve Tarsus Türkmenleri, Ankara: Arapkir yöresi, Alevi toplulukların yaylala Kültür Bakanlığı Yayınları, 2002, s. 200, rındandır. Hamza Aksüt, aynı yapıt, Şeyh 242. Osman, Arapkir ve Topluluklar bölümleri• 24 Tufan Gündüz, Anadolu' da Türkmen Aşiret ne bakınız. leri, s. 156- 161. Sahra-i Mardin nahiyesin 17 İbn Bibi, El Evamirü'I Ala'iye, s. 50. Resmi deki Eymürlü adlı yer, bu boyun adını taşı otoritenin sözcüsü olan yazar, 'Türk kabile maktadır, M. Salih Erpolat, aynı tez, s. 161. lerinin obaları ve hanları' ifadesini kullanı 25 Tufan Gündüz, Anadolu'da Türkme~ Aşi- yor. Ayrıca, Malya düzlüğündeki savaşta, retleri, s. 156. Harici olarak nitelediği Türkmenlerin y~lı, 26 Menakıbu'I Kudsiyye, Beyit 776. kadın ve çocuklarıyla birlikte bulunduğu 27 Menakıbu'I Kudsiyye, Beyit 81 O. nu, hatta koyun ve keçilerinin ve denkleri 28 Manakıbu'I Kudsiyye, Beyit 1906, beyitler nin de yanlarında olduğunu belirterek.tam şöyledir: bir göçebe topluluk tasviri yapıyor. Baycu, Rum'ı kıldı çün tahtan 18 Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügat-it Türk, cilt: Ma'din'e vü Bulak'a irdi bela, 111, Ankara: Türk Oil Kurumu Yayınları, Çıkdı kafirden Erguma'ya kaçup 1991, s. 226; Göçebe Oğuzların sosyal bi- Şeyh Affan u cümleği su/eha 29 Tufan Gündüz, s. 73, Nahiye, o dönemde 33 Diyarbakır merkeze bağlı Kadıköy (Kadıken yöre anlamında kullanılan bir terimdir. Ah di) adlı köyde Dede Garkın ocağının bir met Yaşar Ocak, Ma'din'i, Akdağmadeni kolu bulunmaktadır. Arşiv kaydındaki olarak değerlendirip, Erguma'nın da Berga Kadıkendi köyünün Bozova'da gösteril• ma olabileceğini söylemektedir. (Ahmet mesi, kesin bir belirleme yapmamızı engel Yaşar Ocak, Menakıbu'I Kudsiyye, Dizin liyor. Ancak, Türkmenlerde, yeni yurt tutu bölümü.) Oysa Erguma, Osmanlı tahrir def lan yere eski yurttaki .adları taşımak bir terlerinde açıkça görüldüğü gibi Merzi gelenek olduğundan Diyarbakır'daki bu fon' dur. ((rene Beldiceanu Steınherr, "1240 köyün böyle bir gelenekten ad ald ı ğın ı söy• Babai Ayaklanması", Yol Dergisi, Sayı 4,) leyebiliriz. Steınherr ise, Ma'din'i, maden yatakları ol 34 Gregory Ahu'I Farac, Abu'I Farac Tarihi, Cilt ması dolaysıyla Gümüşhane olarak değer il, s. 540. Ebu Bekr-i Tihrani'ye göre Rum lendirmekte, Gümüşhane'de Bulak adlı bir ile Şam'ın sınırı Div~iği yakınlarındaki köy bulunduğunu söyleyerek Şeyh Affan'ın Karabel'dir, Kitab-ı Diyarbekriyye, s. 41. yurdunu burada aramaktad ır. Her iki yo Ayrıca, Elvan Çelebi, Dede .Gark ın'ın rumcunun yanlış belirlemelerde bulunma görevlendirdiği halifelerden Ayna Dövle'yi, sının nedeni, Baba Resul olayının kahra Şamlı olarak niteliyor ki, Ayna Dövle'nin, manlarını Orta Anadolu'da arama alışkan Viranşehir'deki Dedegarkın köyüne komşu lığı olsa gerektir. bir köyden olduğunu biliyoruz: 30 Faruk Sümer, Oğuzlar, s. 254. Şeyh, El-Ce Gelir iken bu Şam tağından Caneverfer sağından solundan, zire' deki Türkmenlerin komşu Arap aşiret Menakıbu'I Kudsiyye, Beyit 1644. lerinden aldığı bir terimdir. Cengiz Orhon lu, Osmanlı İmparatorluğunda Aşiretlerin iskanı, İstanbul: Eren Yayıncılık, 1987, s. 4. 35 Şam'da fitne kopardı of İsha Şeyh sözcüğünün aynı yörede öteden beri Bunda gelürse fitne artar bak din adamı anlamında da kullanıldığı bir Kaf'a Cabbar'da eresiz ona siz gerçektir. Yortun eğfenmenüz kayıkman tiz, Manakıbu'I Kudsiyye, (Beyit 557). 31 Faruk Sümer, "Bozulus Hakkında", Dil ve 36 M. Salih Erpolat, aynı tez, s. 144. Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi, Vll, sayı: 1. 37 Adnan Çevik, aynı tez, s. 115. 38 İbn Bibi, El Evamirü'I Ala'iye Fi'I Umuri'l 32 Tufan Gündüz, aynı yapıt, s. 156, 157, 161; Ala'iye s. 49; Ahmet Yaşar Ocak, Babailer Mehdi İlhan, Some Notes On The Settle İsyanı, s. 218. ments And Population Of The Sancak Of Amid According To The 1518 Ottoman 39 Gregory Abu'I Farac, Abu'I Farac Tarihi, Cilt Cadastral Survey, Tarih Araştırmaları Der il, Çeviren Ömer Rıza Doğrul, Ankara: gisi, Cilt: xıv, Sayı. 25, 1981 -1 982, s. 427. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1987, s. 540. İshak'ın ad verdiği yerlerden birisi de Vi 40 Refet Yinanç, Mesut Elibüyük, Kanuni Devri ranşehir nahiyesindeki İshak adlı yerleşim Malatya Tahrir Defteri, Ankara: Gazi olma lıdır. M. Salih Erpolat, ayn ı tez, s. 149. Üniversitesi Yayınları, 1981, s. 342. 41 Berriye, Viranşehir ve Kızıltepe yöreleridir, 49 Bilal Aksoy, Tunceli, Ankara: Yorum Yayın Berriye için bakınız, Nejat Göyünç, XVI cılık, 1985, s. 35-36. Yüzyılda Mardin Sancağı, s. 4J-43. Yer ad 50 irene Melikoff, aynı yapıt, s. 171, 173. ları için bakınız, M. Salih Erpolat, aynı tez, 51 Ahmet Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, s. ı 80, s. 127-191. 213; İrene Melikoff, aynı yapıt, s. 25. Bu 42 Hacı Bektaş'ın üyesi olduğu Bektaş top araştırmacıların asıl savunduğu şey, luluğunun Berriye' deki yurdu ve Hacı Bek Safevilerin Anadolu Türkmenlerini taş adlandırması için bakınız, Hamza Ak Alevileştirrnjş, kendilerinin kullandığı adla süt, aynı yapıt, s. 93-100 . Kızılbaşlaştırmış olduğudur. Bu sav, okurun . 43 İlyas ve İshak peygamb_er adlarıdır. Bunlar da kafasını karıştırmıştır. Tarihçilerin dan İlyas, Hızır'ın yoldaşıdır. görüşüne göre Safevi tarikatının yurdunda Alevilik olmadığı gibi, başlangıçta Safevi 44 Ebu Bekr-i Tihrani, Kitab-ı Diyarbekriyye, s. tarikatı da Alevi v,a da Şii değildir". (Bütün 117, 133, 135; Refet Yinanç Mesut bunlar için bakınız, Faruk Sümer, Safevi Elibüyük, Kanuni Devri Malatya Tahrir Devletinin Kuruluşunda Anadolu Türk• Defteri, s. 222; Nejat Göyünç, XVI Yüzyıl lerinin Rolü, s. 1-3) Bu araştırmacıların da Mardin Sancağı, ilgili harita; Faruk savunduğuna göre, o dönemde Sümer, Oğuzlar, s. 234. Ayrıca, Saltuk Anadolu' da da Alevilik yoktur. Öyleyse, bu name'ye göre her eren bir peygamber sec Alevilik nereden gelmiştir ve bir anda nere cadesinde oturmaktadır. Örneğin Hacı den ortaya çıkıp bir devlet kuracak kadar Bektaş, İbrahim Halil seccadesinde otur kitle toplamıştır? Alevi olmayan bir tarikat maktadır. Ebü'l -Hayr-ı Rumi, Saltuk ile Alevi olmayan bir kitlenin en kolay pay Name, Cilt 2, Hazırlayan Şükrü Haluk laştıkları tek şey, 'Alevi olmamak' değil Akalın, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, midir? 1990, s. 44. 52 Elvan Çelebi, Menakıbu'I Kudsiyye, Mertol 45 Abdülbaki Gölpınarlı, bu deyişlerin Dev Tulum'un çevirisi s.169; Ahmet Yaşar riye'ye benzediğini ancak, ayrı bir çeşit ol Ocak, İsmail Erünsal, Beyit 321-323; İrene duğunu belirtiyor. Abdülbaki Gölpınarlı Beldiceanu ?teinherr, aynı yazı. Elvan Alevi-Bektaşi Nefesleri, İstanbul: Remzi Çelebi'nin beyiti şöyledir: Kitabevi, 1963, s. 72. Çahar-şenbe Muharram-un on 46 Fuad Köprülü, "Baba", İslam Ansiklopedisi; Hükm-i Allah resm-i gerduni (Beyit 322). A. Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, s. 91. 53 Vilayet-name, Hazırlayan Mdülbak! Göl• 47 Dede Garkın, hem dede, hem de baba pınarh, İstanbul: . inkılap Kitabevi, 1958, s. olarak nitelenmektedir. Hamza Aksüt, ·aynı 84. yapıt, s. 87. Ayrıca Kaygusuz Abdal, hem 54 Elvan Çelebi'nin açıkça kaydettiği olayın baba hem de abdal olarak nitelenmektedir. başlangıç günü. olan On Muharrem'in, 48 Kaşgar!ı Mahmud, Divanü Lügat-it Türk, Cilt yayınlayanlarca üçüncü çalışmada -üstelik 3, s. 220. Ayrıca, köyümüzde bazı aileler bir öğretim üyesinin uyarısı üzerine- fark de baba yerine .dedenin kullanıldığını edilmesinin öyküsü için bakinız, Mertol
anımsıyorum. Tulum, aynı yapıt, s. ı 69. 55 Hicri yılı esas almak zorundayız. mektedir. Araştırmacılar, Safevi Türkmen• 56 Bu sav için bakınız, İrene Mefikoff, aynı lerinin tümünün Osmanlı devletinin egemenliğindeki gittiğini yapıt, s. 203. topraklardan san 57 Bu konuda bakınız, Hamza Aksüt, aynı maktadır. Oysa, bu Türkmenlerin çok Dulkadır yapıt, s. 82-85. büyük bir bölümü, Memluk ve 58 Alevi olan Osman Dede köyünün kökeni devletleri topraklarında yurt tutmuş olan için bakınız, Hamza Aksüt aynı yapıt, aynı top l u l uklardır. Bu konuda bakın ı z, Faruk yer. Sümer, Safevi Devletinin Ku r uluşunda 59 Bu konuda bir örnek olarak bakınız. Hamza Anadolu Türklerinin Rolü. Aksüt, aynı yapıt, Malatya'daki köylerle il 63 Bu konuda bakın ı z, Hamza Aksüt, aynı gili bölümlerdeki kişi adları. Günümüzde yapıt, Hacı Bektaş, Dede Garkın, Şeyh Os de Alevi köylerde Osman adlarına rastlan man bölümleri vb. maktadır. Kendi yaşadığım çevreyi buna 64 Ahmet Yaşar Ocak, Babailer İsyanı, s. 134. örnek olarak verebilirim. Belirleyebildiğim Kaynaklar; 3.000 ile 4.000 sayısında kadarıyla Anadolu Alevileri, Osman'ı, yoğunlaşıyor. Bazı kaynakların bu sayıya Ebubekir'den ve Ömer'den ayrı değerlen kadınları, çocukları ve yaşlıları da dahil et dirmektedir. Ne var ki, Elvan Çelebi'nin an tiği görülüyor. lattığına göre Baba İlyas'ın Umar adlı bir 65 İbn Bibi, El Evamirü'I Ala'iye, s. 52. oğlu vardır. (Mertol Tulum, Manakıbu'I Kudsıyye, Beyit 684, 694) Bu durum, araş 66 Abu'I Farac Tarihi, s. 540. tırılmaya ve açıklanmaya muhtaçtır. Ör• 67 İbn Bibi, El Evamirü'I Ala'iye, s. 52. neğin, şimdiye değin Baba İlyas'ın, Halis 68 Abu'I Farac, aynı yapıt, s. 540. Elvan Çelebi, adlı bir oğlunun olduğunu sanıyorduk, oy Kayseri yakınlarında olduğu sanılan Ziyaret sa böyle bir kişinin olmadığını öğrenmiş adlı bir yerde bir çarpışma olduğunu söy• bulunuyoruz. Bu konuda bakınız, Mertol lüyorsa da öteki kaynaklarda böyle bir bil Tulum, aynı yapıt s. 119, 141 ; Ay rı ca, gi yoktur. Sözü edilen yer, Malatya-Kayseri Amasya tarihinin yazarı, Baba İlyas'ın oğul yolu üzerindeki Ziyaret olmalıd ı r. larını Elva.n Çelebi'nin yazdığından farkl ı 69 Bu konuda bakınız, Mustafa Akdağ, Türk sunuyor. Bu konuda bakınız, A. Yaşar Halkının Dirlik ve Düzenlik Kavgası-Celali Ocak, Babailer İsyanı, s. 95. İsyanları, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1974 . . 60 Faruk Sümer, Oğuzlar, s. 319. 61 Çünkü, Alevi toplulukların ilk yurdundaki İl 70 Her göçebe birimi, siyasal bir örgütlen• yaslar on altıncı yüzyılda bile varlığını sür• medir. dürdüğü gibi, bir bölümü de Çukurova'yı 71 Eğer, Baba İlyas gerçekten de Amasya yurt tutmuş durumdadır. Bu konudaki bil yöresini sürekli yurt tutmuşsa. Çünkü İbn gileri yukarıda verdiğimiz için tekrara gerek Bibi'nin anlattığına göre, olayın önderinin görmüyoruz. bir anda Kefersud'dan kaybolup Amasya 62 Anadolu Selçuklu devletinin adı, Devlet-i yöresinde ortaya çıkması, onun sürekli yur Rum'dur. Anadolu Selçuklu adını biz du olmadığı, yani göçebeliği sürdürdüğü takıyoruz. Buna benzer bir yanılgı da Safevi anlamına da gelebilir. İbn Bibi, El Evamirü'I Türkmenleri konusunda kendini göster- Ala'iye, s. 49.