T.C. MARMARA ÜN ĐVERS ĐTES Đ SOSYAL B ĐLĐMLER ENST ĐTÜSÜ RADYO TELEV ĐZYON S ĐNEMA ANAB ĐLĐM DALI ĐLET ĐĐ M B ĐLĐMLER Đ B ĐLĐM DALI

28 UBAT’TAN, 27 N ĐSAN’A ORDU-SĐYASET ĐLĐ KĐSĐ: HÜRR ĐYET GAZETES Đ ĐNCELEMES Đ

Yüksek Lisans Tezi

ANIL DEM ĐR

Đstanbul, 2010

T.C. MARMARA ÜN ĐVERS ĐTES Đ SOSYAL B ĐLĐMLER ENST ĐTÜSÜ RADYO TELEV ĐZYON S ĐNEMA ANAB ĐLĐM DALI ĐLET ĐĐ M B ĐLĐMLER Đ B ĐLĐM DALI

28 UBAT’TAN, 27 N ĐSAN’A ORDU-SĐYASET ĐLĐ KĐSĐ: HÜRR ĐYET GAZETES Đ ĐNCELEMES Đ

Yüksek Lisans Tezi

ANIL DEM ĐR

Danı man: DOÇ. DR. V ĐLDAN ĐYĐGÜNGÖR

Đstanbul, 2010

2

ĐÇĐNDEK ĐLER

Sayfa No

TABLO L ĐSTES Đ…………………………………..…….…………..……...i EK ĐL L ĐSTES Đ…………………………………….….….…..………...... ii KISALTMALAR ……………………………….………….…..………...... iii

1. G ĐRĐ

2. OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE ASKER S ĐYASET ĐLĐ KĐSĐ……..…15 2.1 Cumhuriyet tarihi boyunca askeri müdahaleler ………………….18 2.1.1 27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi……………….……..……..18 2.1.2 12 Mart 1971 Muhtırası………...………………….…….…….21 2.1.3 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi ………………….……....….25

3. 28 UBAT’TAN 27 N ĐSAN’A S ĐYAS Đ SÜREÇ ………………………..32 3.1 28 ubat öncesi siyasi durum 3.1.1 12 Eylül 1980’den 1995’e siyasi süreç……………….………..32 3.1.2 24 Aralık 1995 Seçimleri………..……………………………..33 3.1.3 Anayol Hükümeti……………..………………………………..35 3.1.4 Refahyol Hükümeti………………………………………….....35 3.1.5 Hürriyet Gazetesi’nde dönemin asker-siyaset haberleri...... 37 3.1.6 Ocak 1997-ubat 1997 dönemi haberleri……...... …….……..38 3.2. 28 ubat MGK toplantısı ve sonrası siyasi süreç 3.2.1 28 ubat 1997 tarihli MGK toplantısı……………………...…..40 3.2.3 Mart 1997–Haziran 1997 dönemi haberleri……...……….….....45 3.2.4 Refahyol Hükümetinin sona ermesi……….……………….…...54 3.2.5 Anasol-D Hükümeti……………….……………………...... ….55 3.2.6 Temmuz 1997-Aralık 1998 dönemi haberleri……………..……56 3.2.7 DSP azınlık hükümeti……………….…………………………..72 3.2.8 Ocak 1999-Nisan 1999 dönemi haberleri……..………….……..72 3.3 1999 Genel seçimleri ve seçim sonrası siyasi süreç 3.3.1 Seçim sonuçları…………………………….…………..…....….75 3.3.2 DSP-MHP-ANAP Koalisyon Hükümeti……………………….75 3.3.3 Mayıs 1999 – Kasım 2002 dönemi haberleri....…….….…...…..78 3.4. 2002 Genel seçimleri ve seçim sonrası siyasi süreç 3.4.1 Seçim sonuçları…………………………………………....….100 3.4.2 Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı……….…….…………….102 3.4.3 Kasım 2002-Mart 2007 dönemi haberleri……………...……..104 3.5 27 Nisan Bildirisi 3.5.1 27 Nisan öncesi siyasi durum……………………………..…..132 3.5.2 27 Nisan Bildirisi…………………………………….………..133 3.5.3 27 Nisan Bildirisi’ne tepkiler….………...……………………135 3.5.4 Nisan 2007-Temmuz 2007 dönemi haberleri…….…...... 136 3.6 22 Temmuz 2007 Genel Seçimleri

3

3.6.1 Seçim sonuçları…………………..………………….……….138 3.6.2 22 Temmuz sonrası siyasi tablo…………..………………….139 3.6.3 A ğustos 2007-Aralık 2007 dönemi haberleri……………..….143

4. ASKER-SĐYASET KONULU HABER SÖYLEM ĐNĐN ANAL ĐZĐ...143 4.1 Refahyol Dönemi……………………………………………….144 4.2 Koalisyon Dönemi……………………………………………...145 4.3 AKP Đktidarı Dönemi…………………………………………...147

5. SONUÇ ………………………………………………………….………150

KAYNAKÇA ………………………………………………………...…….156

4

TABLO L ĐSTES Đ

Sayfa No

Tablo 1 : 14 Ekim 1973 Milletvekili Genel Seçimleri Sonuçları………….…….27

Tablo 2 : 5 Haziran 1977 Milletvekili Genel Seçimleri Sonuçları…………..…..28

Tablo 3 : 24 Aralık 1995 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları…………..…...34

Tablo 4 : 18 Nisan 1999 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları………….…….75

Tablo 5 : 3 Kasım 2002 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları…………….….100

Tablo 6 : 22 Temmuz 2007 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları……………139

5

EK ĐL L ĐSTES Đ

Sayfa No ekil 1 : Hürriyet Gazetesi’nde 1997 yılında yer alan asker-siyaset ili kisine dair haberlerin aylara göre da ğılımı..………………….……...38

ekil 2 : Hürriyet Gazetesi’nde 1998 yılında yer alan asker-siyaset ili kisine dair haberlerin aylara göre da ğılımı………………………….56

ekil 3 : Hürriyet Gazetesi’nde 1997-2007 yılları arasında yer alan asker-siyaset Đli kisine dair haberlerin yıllara göre da ğılımı…………...150

6

KISALTMALAR

AB Avrupa Birli ği ABD Amerika Birle ik Devletleri ADD Atatürkçü Dü ünce Derne ği AKP Adalet ve Kalkınma Partisi ANAP Anavatan Partisi AP Adalet Partisi BÇG Batı Çalı ma Grubu CHP Cumhuriyet Halk Partisi CKMP Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi CGP Cumhuriyetçi Güven Partisi DĐSK Devrimci Đ çi Sendikaları Konfederasyonu DP Demokrat Parti DP Demokratik Parti DPT Devlet Planlama Te kilatı DTP Demokratik Toplum Partisi DYP Do ğru Yol Partisi FP Fazilet Partisi GP Güven Partisi GP Genç Parti MGK Milli Güvenlik Kurulu MGK Milli Güvenlik Konseyi MHP Milliyetçi Hareket Partisi MBK Milli Birlik Komitesi TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi MP Millet Partisi MSP Milli Selamet Partisi MC Milliyetçi Cephe MDP Milliyetçi Demokrasi Partisi PKK Partiya Karkeren Kürdistan (Kürdistan Đ çi Partisi) RP Refah Partisi SÇG Sivil Çalı ma Grubu SHP Sosyal Demokrat Halkçı Parti

7

TSK Türk Silahlı Kuvvetleri TÜS ĐAD Türk Sanayicileri ve Đ adamları Derneği YTP Yeni Türkiye Partisi

8

TEZ ÖZET Đ

Türkiye tarihinde asker-siyaset ili kisi her zaman tartı ılan bir konu olmu tur. Askerin siyasi hayat üzerindeki etkisi cumhuriyet öncesi döneme dayanmakla birlikte cumhuriyet sonrasındaki rolü esas olarak 1950 yılında cumhuriyetin resmi ideolojisinin savunucusu konumundaki CHP’nin halkın oylarıyla iktidarı DP’ye devretmesi ile ba lamı tır. Bu tarihten 10 yıl sonra, 27 Mayıs 1960’ta gerçekle en askeri müdahale, on yıllar sürecek olan askeri darbe gelene ğinin de ba lamasına neden olmu tur. Sonraki dönemlerde sırasıyla 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980’de askerler ya sivil iktidarı göreve bırakmaya zorlamı ya da yönetimi bizzat ele almı tır.

Askeri darbe gelene ğinin en son ve en canlı örne ği 28 ubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı sonrasında ya anmı tır. 28 ubat, di ğer askeri müdahalelerden farklı ekilde, bir süreç olarak benimsenmi ve uygulanmı tır. 28 ubat sürecinde Refah Partisi ve Do ğru Yol Partisi koalisyon hükümeti asker, yargı, üniversite ve basın gücüyle görevden ayrılmaya zorlanmı tır. 28 ubat sivil siyaset üzerinde sonuç veren son müdahale olmu tur. Bu tarihten 10 yıl sonra, Genelkurmay’ın cumhurba kanlı ğı seçim sürecinde yayınladı ğı ve muhtıra olarak nitelendirilen 27 Nisan bildirisi askerin sivil hükümeti etkileme yönünde son giri imi olmu tur. AKP hükümetinin, önceki siyasi iktidarların tersine, bildiriye kar ı çıkması bu giri imi sonuçsuz bırakmı tır.

28 ubat’tan 27 Nisan’a basında kullanılan dil de de ğiime u ğramı tır. Toplumsal güç ve iktidar sahibi ki i ve kurumların bu süre zarfında de ğiime u ğraması, haber dilindeki egemen söylemin de de ğimesine neden olmu tur. Tez çalı masında Hürriyet Gazetesi örne ğinde 10 yıllık süre içinde asker-siyaset ili kisinin haber dili özelinde analizi yapılmı tır.

9

ABSTRACT

In , the relationship between the army and policy has always been a subject open to question. While the army’s impact on policy lies back to the period before the republic, its main role after the establishment of the republic began in 1950, when, Republican People’s Party (CHP) which positioned itself as the guardian of formal ideology, left the power to Democrat Party (DP) with the electorates vote.

10 years after this date, the coup took place on 27 th May 1960, cleared the way for the tradition of military coup’s, which were going to last for decades. In the periods followed, 12 th March 1971 and 12 th September 1980 coups took place respectively, which the military forced the ruling party to resign or directly seized power.

The latest and most lively example of military coup happened after the meeting of National Securtiy Council (MGK) in 28 th February 1997. Unlike the other military interferences, 28 th February coup was adopted and executed as a process.

In the 28 th February coup process, the coaliton of (RP) and Right Way Party (DYP) was forced to resign under the influence of military, justcie, universities and press. 28 th February coup was the last interference that had a consequence on civil policy. After 10 years from this date, the memorandum, which was called “muhtıra”, sent by the Presidency of General Staff during the elections of President of Turkey, was the last attempt of the military to made an affect on civil policy. Unlike the other ruling parties, Justice and Develeopment Party’s (AK Parti) opposition to the memorandum left this attempt uneffective.

The expression of the press has changed since 28 th February coup to 27 th April coup. Trasnformation of the ruling elites and institutions which had the public power during this period, changed the sovereign rhetoric of press.

In the thesis study, the army-policy relationship in 10 years of time analyzed as a press report, in the example of Hürriyet newspaper.

10

1. GĐRĐ

I. Dünya Sava ı’ndan ma ğlup ayrılan ve tarihe karı an Osmanlı Đmparatorlu ğu’nun ardından kurulan ve onun mirasçısı kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti, Milli Mücadele dönemi sonrasındaki kurulu ve yapılanma yıllarında tüm dünyayı etkileyen 1929 Büyük Ekonomik Buhranı ve II. Dünya Sava ı’nın zorlu ko ullarından geçerek 1946 yılından itibaren çok partili hayata ba lamı , 1950 yılında Demokrat Parti’nin iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi’nden devralmasıyla da demokrasiye geçi yapmı tır.

Türkiye Cumhuriyeti 1923’ten 1950 yılına kadar CHP’nin tek parti iktidarı ile yönetilmi tir. 1923-1946 yılları arasında ya anan iç isyanlar, ekonomik sorunlar, Atatürk’e yönelik suikast giri imleri, Hatay meselesi, Bo ğazlar üzerinde tam hakimiyet sa ğlama çabası, Avrupa’da fa ist yönetimlerin güçlenmesi ve sonrasında tüm dünyayı kana bulayan II. Dünya Sava ı’nın patlak vermesi, gibi geli meler çok partili sisteme geçi denemelerinin ba arısızlıkla sonuçlanmasına neden olmu ve Türkiye’nin demokrasiye geçi ini geciktirmi tir.

Türkiye ilk kez, II. Dünya Sava ı sonrası tüm dünyada olu an, demokrasiden yana, siyasi atmosferin de etkisiyle 1946 seçimlerinin ardından çok partili hayata geçmi tir. 1946 seçimlerinde 465 milletvekilli ğinden 395’ini Cumhuriyet Halk Partisi, 66’sını ise Demokrat Parti kazanırken, TBMM’ye 4 de ba ğımsız aday girmi tir. Seçimlerde CHP’nin DP’yi engelleme amacıyla uyguladı ğı iddia edilen ço ğunluk sistemi, dört yıl sonra bu kez DP’nin ezici bir ço ğunlukla TBMM’ye girmesini sa ğlamı tır.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren denenen ama ba arılı olamayan çok partili siyasal sistemin tam anlamıyla i lemeye ba laması demokrasinin güçlenmesi yönündeki umutları arttırırken, Demokrat Parti yönetiminin son yılları siyasal gerilimlere sahne olmu , DP iktidarı 27 Mayıs 1960’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yönetime el koymasıyla sona ermi tir.

Bu tarihten sonra Silahlı Kuvvetler hemen hemen her on yılda bir, parlamenter sisteme müdahalede bulunarak yanlı yolda oldu ğunu dü ündü ğü siyasi yönetimi de ğitirme hakkını kendinde görmü ve bu çabasında ba arılı olmu tur. 12 Mart 1971

11

Muhtırası ve 12 Eylül 1980 Darbesi, 27 Mayıs sonrasında ya anan di ğer askeri müdahaleler olarak tarihte yerini almı tır.

28 ubat 1997 tarihinde ise, Milli Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında askerlerce hazırlanarak dönemin koalisyon ortaklarının imzasına sunulan ve tavizsiz uygulanması istenen “yapılacaklar listesi” bir anlamda hükümetin sonunu getirmi , devletin di ğer kurumları ile medyanın önemli bir kısmı tarafından da desteklenen bu askeri giri im daha sonraları “Post Modern Darbe” 1 olarak tanımlanmı tır.

Bu tarihten on yıl sonra, 27 Nisan 2007 tarihinde, 367 tartı malarının gölgesinde gerçekle en 11. cumhurba kanlı ğı seçiminin üzerinden birkaç saat geçmesinin ardından Genelkurmay’ın internet sitesinde gece yarısı yayınlanan bildiri ise “E-Muhtıra” olarak nitelendirilmi , ancak daha önceki müdahalelerin aksine siyasi iktidar bu giri ime, “Genelkurmay’ın hükümete ba ğlı oldu ğunu” ifade eden bir kar ı bildiriyle yanıt vermi tir. Hükümetin “bildirinin yanlı oldu ğu” yönündeki kesin tavrı cumhurba kanlı ğı seçiminden sonuç alınmasını sa ğlayamamı , Anayasa Mahkemesi’nin vermi oldu ğu 367 kararı sonrası kilitlenen cumhurba kanlı ğı seçimi, alınan genel seçim kararı sonrasına bırakılarak 22 Temmuz 2007 tarihinde genel seçimlere gidilmi tir. Seçim sonuçları Adalet ve Kalkınma Partisi’nin oylarını artırmasıyla sonuçlanmı , cumhurba kanlı ğı seçimi, yenilenen parlamento yapısı sonrasında Milliyetçi Hareket Partisi’nin de oylamaya katılmasıyla gerçekle mi ve AKP’nin adayı Abdullah Gül Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. cumhurba kanı seçilmi tir.

Türkiye’de askeri müdahaleler çok sayıda ara tırmaya konu olmu tur. Askeri müdahalelerin toplumsal ve siyasal ya amda yaptı ğı etkiler, ara tırmacılar tarafından incelenerek çe itli sonuçlara varılmı tır. 28 ubat – 27 Nisan arası dönem de; parçalı parlamento yapısının tüm sancılarıyla hissedildi ği, Silahlı Kuvvetler’in siyasal söylemlerinin medyada sıkça yer aldı ğı, 28 ubat tarihli MGK toplantısı sonrası ya anan siyasal çalkantıların ardından AKP’nin tek ba ına iktidara gelmesi ile sonuçlanan kendine özgü ve incelemeyi hak eden bir dönemdir.

1 28 ubat’ı “Post Modern Darbe” olarak ilk kez kimin isimlendirdi ği de tartı malıdır. Bu sıfatı ilk kez Radikal yazarı Türker Alkan 13 Haziran 1997 tarihli yazısında “Post Modern bir askeri müdahale” ba lı ğıyla kullanmı tır. Sabah Gazetesi yazarı Cengiz Çandar ise 28 Haziran 1997 günü yayınlanan yazısında 28 ubat’tan “postmodern darbe” eklinde söz etmi tir. Zamanın Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak da 14 Ocak 2001’de katıldı ğı bir televizyon programında 28 ubat’ı “post modern darbe” diye nitelemi tir.

12

28 ubat MGK toplantısı sonrasında ya anan geli meler siyasi iktidarın el de ğitirmesine yol açmı tır. Bu bakımdan daha sonra Post Modern Darbe olarak nitelendirilen 28 ubat, do ğrudan bir müdahaleden ziyade, “gerekirse 1000 yıl sürer” 2 sözünden de anla ıldı ğı üzere, bir süreç olarak da tanımlanmı tır ve u an için siyasal iktidar üzerinde sonuç veren son askeri karakterde müdahaledir. Genelkurmay Ba kanlı ğı’nın internet sitesinde yayınlanan 27 Nisan bildirisi ise yayınlandı ğı mecraya uygun olarak teknolojik bir sıfatla nitelendirilmi ve “E-Muhtıra” olarak tanımlanmı tır. Ancak 27 Nisan E-Muhtırası siyasal iktidar üzerinde sonuç verecek bir netice do ğurmamı tır.

28 ubat 1997 ve 27 Nisan 2007 arası 10 yıllık süreç, asker-siyaset ili kisinin hangi boyutta de ğiti ğinin de ğerlendirilmesi açısından önemli bir dönemdir. Do ğrudan müdahale dönemlerinden, Post Modern Darbe’ye ve oradan da E-Muhtıra’ya askerler ve siyasilerin ili kisi bu on yıllık dönemde nasıl geli ti? Bu ili kinin Hürriyet Gazetesi örne ğinde medyaya yansıması nasıl oldu? Gazetede kullanılan dil ve üslup nasıl de ğiti? Yapılan Yüksek Lisans Tez çalı ması bu ve benzeri soruları sorarak verilebilecek muhtemel yanıtları yorumlamayı hedeflemektedir.

Çalı mada ar iv taraması çok önemli bir yer tutmaktadır. Tez çalı ması esas olarak 1997-2007 yıllarının incelemesini içerse de, incelenen dönemin öncesini anlamak açısından ar iv taraması 1995 yılından ba lamı tır. 1995-2007 yılları arasındaki Hürriyet Gazetesi’nin her sayısı incelenmi , gazetenin ilk sayfasında asker siyaset ili kisi içeren her haberin ba lı ğı ve spotu alınmı tır. Đnceleme kronolojik sıraya uygun olarak düzenlenmi tir.

Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilgili haberlerin siyaset ile ili kisine dikkat edilmi , iç i leyi veya yolsuzluk gibi siyaset dı ı haberler dikkate alınmamı tır. Aynı ekilde, terör olayları yahut farklı nedenlerle ehit olan askerlerin haberleri ile Türk ordusunun yurtdı ı görevleriyle ilgili haberler inceleme dı ı tutulmu , ancak Kıbrıs gibi iç politikayı da ilgilendiren asker-siyaset haberlerine incelemede yer verilmi tir. Askerlerin yurtdı ı çalı maları örne ğin, yabancı ülke askerleriyle yaptı ğı açıklamalara dair haberler de, çalı mada yer almamı tır.

2 Genelkurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu 3 Eylül 1999’da gazetecilere yaptı ğı açıklamada hükümetin 28 ubat kararlarını hızla ele almasını bekledi ğini söyleyerek “28 ubat gerekirse 100 yıl, gerekirse 1000 yıl sürer” demi ti.

13

Asker-siyaset ili kisini konu edinen yazı dizileri tez çalı masında dikkate alınmı ancak bu yazı dizilerinin tanıtımlarına ar iv taramasında yer verilmemi tir.

Son olarak, üst düzey askeri yetkililerin, gazetenin ilk sayfasında yer alan ancak konu ile tamamen ilgisiz, örne ğin 1. Ordu Komutanı’na atanan Org. Ya ar Büyükanıt’ın taraftarı oldu ğu Fenerbahçe Futbol Kulübü ile ilgili olarak yaptı ğı, “Đnallah Fenerbahçe’ye u ğurlu gelirim” (Hürriyet, 18 A ğustos 2003) benzeri haberler dikkate alınmamı tır.

14

2. OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE ASKER S ĐYASET ĐLĐ KĐSĐ

S.E. Finer ordunun siyasete neden karı tı ğı eklindeki soruyu, “Ordu di ğer tüm sivil güçlerden yüz kez daha iyi örgütlenmi oldu ğuna ve modern silahlara sahip bulundu ğuna göre, askerlerin niçin bazen siyasal ya ama karı tıklarını sormak yerine, neden her zaman karı madıklarını ara tırmak daha do ğru olmaz mı?” eklinde cevaplar. (Kı lalı, 1993, s: 204) Türkiye’de ise asker, Finer’i mahcup etmeyecek ekilde hemen her dönemde siyasal ya ama müdahale ederek etkin bir aktör olarak siyaset sahnesinde rol almı tır. Askerlerin bozuldu ğunu dü ündü ğü toplumsal, siyasal ve ekonomik gidi atı düzene sokma çabalarının kökeni ise çok eskilere dayanmaktadır.

Osmanlı Devleti’nin daha ilk yıllarında, Fatih Sultan Mehmet dönemindeki 1446 Buçuktepe Đsyanı ile ba layan siyasi yönetime yönelik askeri müdahale gelene ği 1913’teki Babıâli Baskını ile sona erer. Fatih sonrasında askeri isyanla yüzle meyen Osmanlı padi ahı yok gibidir ve 36 padi ahtan 12 tanesi isyan ve darbe ile tahtını kaybetmi tir. (Afyoncu, 2010, s: 7)

Tanzimat sonrası dönem, batı kar ısında geri kalmı Osmanlı Devleti’ni modernle tirme çabalarının yukarıdan a ağıya do ğru yo ğun olarak uygulandı ğı bir dönemdir. Çavdar’a göre bütün bu devinimler Batı kurumlarının, değerlerinin ve bunlara paralel özlemlerin topluma yerle tirilmesine yöneliktir. (Çavdar, 2008c, s:21) Bu dönemde devletin temel yönetim kadroları de ğiime u ğramı modernle meci/batıcı kadrolar, Tanzimat sonrasında toplumu dönü türmek için büyük çaba sarf etmi lerdir.

Osmanlı’nın da ğılmasının ardından Kurtulu mücadelesi ile kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ndeki askeri/sivil bürokrasinin temel yapısında bir de ğiiklik olmamı , Osmanlı’nın son dönemlerinde görev alan modernle me yanlısı kadrolar yeni devletin önemli noktalarında görevlerini sürdürmü lerdir. Üskül’ün deyi iyle, Batı’nın üst yapısı yeni kurulan Türk devletine aktarılmı tır. (Üskül, 2001, s:77) Modern bir toplum yaratma çabalarının yukarıdan a ağıya do ğru i leyi i Cumhuriyet döneminde de devam ederken Osmanlı’dan farklı olarak laiklik, devlet sisteminin en önemli ilkelerinden biri haline gelmi tir. Keyder’e göre ise devletin militan laikli ği, ba lıca ideolojik aygıtının reddi anlamına geliyordu. Đslamiyet hala toplumu bir arada tutan ilke olmaya devam etti ğinden bu ret, toplum ile devletin birbirinden ayrılması sonucunu do ğurmu tur.

15

Keyder ayrıca, bürokrasinin reformcu gayretke li ğinin, halk kültürünün çe itli öğelerinin bir “ Đslami tepki” biçiminde birle mesine neden oldu ğunun savunulabilece ğini söyler. (Keyder, 2009, s:113-114)

Ulagay, Keyder’in de vurguladı ğı devlet-toplum ayrı ması ile ilgili sorunu öyle tanımlar: “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ku ağının, kurdu ğu devleti ve laik düzeni koruma görevini verdi ği kadrolara miras bıraktı ğı temel sorun, yaygın bir toplumsal tabana dayanmayan bir yönetici kadronun, ülkeyi kendi kafasındaki modele göre yönetme ve yönlendirme hakkını elinde tutma sorunu”dur. (Ulagay, 2008, s:67)

Keyder’in savundu ğu bu birle menin siyasal ya ama ilk yansıması çok partili hayata geçi in ardından daha iyi görülür. Demokrat Parti iktidarı “ Đslami tepki” ittifakının, devletin seküler uygulamalarına kar ı siyasal ço ğunlu ğun ho görüsüyle mücadele ba lattı ğı dönem olur. Đslami mücadele ittifakı olarak adlandırılabilecek çabaların yanında ekonomik ve toplumsal çalkantılar, yolsuzluklar ile siyasetçilerin ülke yönetimindeki ba arısızlıkları sonucu Türk Silahlı Kuvvetleri ilki 27 Mayıs 1960’da olmak üzere sırasıyla 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinde yaptı ğı müdahalelerle sivil yönetimi devirerek bir anlamda tehlikeli ittifakı da ğıtır ve Türkiye’yi koruma ve kollama görevini yerine getirir. TSK düzenledi ği her müdahalenin ardından ise yönetimi tekrar sivillere devrederek kı lasına çekilir.

Sosyal bilim literatüründe askerlerin fiili güç kullanımı veya tehdidi ile toplumda ba ğımsız bir siyasal güç haline gelme durumunu ifade eden “pretoryanizm” dönemleri Türkiye’de sıkça ya ansa da bu dönemlerin temel karakteristikleri arasında fark vardır. Eric Nordlinger’in yaptı ğı sınıflamayla pretoryen askerler arabulucular, muhafızlar ve yöneticiler olmak üzere üçe ayrılır. Arabulucu pretoryen askerlerin hükmetme gücü veto ile sınırlıdır, mevcut siyasal ve ekonomik statükoyu koruma eğilimindedirler. Muhafızların hükmetme gücü daha fazladır. Amaçları statükonun korunması bazen de sivil yönetimin hatalarını düzeltmek yönündedir. Hükmetme gücü en yüksek olanlar ise yönetici tip askerlerdir ve bunlar siyasal hakimiyeti tam olarak ele almı lardır. (Örs, 1996, s:11-12) Bu sınıflamaya dayanarak 27 Mayıs ve 12 Eylül’ün yönetici tip pretoryen askerler, 12 Mart ve kısmen 28 ubat’ın ise muhafız tip pretoryen askerler tarafından yapıldı ğı söylenebilir.

16

Ya anan askeri müdahalelerin genel karakteristikleri arasında bazı küçük farklar olsa da askerin Türkiye siyaseti üzerinde her zaman etkin bir rolü oldu ğunu söylemek yanlı olmayacaktır. Türkiye’deki rejimin karma yapısını pretoryen cumhuriyet olarak tanımlamanın mümkün oldu ğunu dü ünen Đnsel’e göre, TSK’nın kurum olarak elinde tuttu ğu özerk ve üstün konum, pretoryen cumhuriyet yapısının ayırıcı özellikleri içinde en önemlisidir. Bu yapıda, güç ve ondan türeyen ayrıcalık ve üstünlük hakları ahsi de ğil zümreseldir ve TSK mensupları, kendi profesyonel alanları dı ındaki sorunların da ilgilisi ve çözümlerinin sorumlusu olarak kendilerini görmekte ve bunu ifade etmektedirler. ( Đnsel-Bayramo ğlu, 2006, s: 45)

Bu durum, görevleri farklı olan devlet organları arasındaki i bölümünün de belirsizle mesine neden olmu tur. Yasama, yürütme, yargı eklindeki erkler arasındaki ayrım askeri otoritenin siyasal sistem üzerindeki do ğrudan ya da dolaylı müdahaleleri ile ya ba ğımlı bir halde görevini sürdürür ya da hiç sürdüremez hale gelmi tir. Silahlı kuvvetler devletin özellikle yasama ve yürütme güçleri üzerinde ço ğunlukla otorite bo lu ğunun olu tu ğu dönemlerde etkin bir konuma sahip olmu tur. Yer gelmi politika telkin etmi , yeri gelmi ekonomik tavsiyelerde bulunmu 3 yeri gelmi beceriksiz gördü ğü siyasetçilere derslerini vermi tir.

Cizre’ye göre Türk politik hayatında yıllar yılı tutturdu ğu çizgiyi koruyan asker-sivil ili kileri, Silahlı Kuvvetler’in ba ğımsızlı ğını peki tirip devam ettirmesine zemin hazırlamı tır ve devlet içindeki biri sivil, di ğer askeri iktidar olmak üzere iki ba lılık, seçimle gelen sivil hükümetlerin otoritesi ile demokratik sorumlulu ğunu zayıflatmaktadır. (Cizre, 2005, s:57) Sivil iktidarların bu zayıflı ğı ülkenin ekonomik- siyasal karga alara kolaylıkla dü mesine ve halkın otoriteyi sa ğlayacak yeni gücü beklemesine yol açmı tır. Kongar’a göre de ordu, genellikle ülkede otorite bo lu ğu olu tu ğu zaman müdahale eder. Otorite bo lu ğu ise rejim anla mazlı ğından do ğar. Rejim üzerindeki anla mazlık temasının ardında ise demokrasiye inançsızlık yatar. (Kongar, 2007, s:137)

3 Askerlerin siyasetin yanında ekonomiye yaptıkları do ğrudan ya da dolaylı müdahaleler ile ilgili pek çok örnek verilebilir. Ele alınan dönemde bu konuyla ilgili en çarpıcı örneklerden biri olarak Telekom’un özelle tirilmesi sırasında ya ananlar sayılabilir. 3 Mayıs 2001 tarihli Hürriyet’in sürmaneti, “Askerden Telekom için çifte uyarıydı ve haberde üst düzey komutanların ba bakan yardımcısını ziyaret ederek Telekom özelle tirmesinde Türksat uyduları ve yabancı hisse payları konularında hassasiyetlerini dile getirdikleri yazıyordu. Gazetenin 11 Mayıs tarihli sayısının ilk sayfasında yer alan haberin ba lı ğı ise, “Telekom’da askerin dedi ği oldu” idi.

17

2.1 Cumhuriyet tarihi boyunca askeri müdahaleler

2.1.1 27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi

Cumhurba kanı Đsmet Đnönü, 2. Dünya Sava ı’nın hemen ardından 1 Kasım 1945 günü meclis açı konu masında çok partili hayata geçi le ilgili öyle diyordu: “Tek eksi ğimiz hükümet partisinin kar ısında bir parti bulunmamasıdır. Ülkenin ihtiyaçlarının yönlendirmesiyle, özgürlük ve demokrasi havasının do ğal i lemesi sayesinde ba ka siyasi partinin de kurulması mümkün olacaktır.” (Bila, 2008, s:99)

Daver’e göre Đsmet Pa a’nın bu kararı, Cumhuriyet’i kuran kadroların hem Batı Dünyasında yer alma hem de ça ğda bir ulus devlet yaratma hedeflerini yansıtan bir karardır. Đkinci Dünya Sava ı’ndan sonra bütün dünyada itibar kazanan modern demokrasi ve açık toplum kavramları, Türkiye’de de etkili olmu tur. (Daver, 1968:43)

Nasyonal Sosyalist Almanya ve Fa ist Đtalya’ya kar ı sava ı kazanan batılı demokrasi cephesinin yanında yer alan Türkiye, 1946 yılında adım attı ğı çok partili siyasi hayata tam anlamıyla 1950 seçimleri sonrasında ba ladı. 14 Mayıs 1950 tarihinde yapılan genel seçimlerin sonunda DP 408 milletvekili ile büyük bir zafer kazanırken, CHP 69 milletvekili çıkarabildi. (Anadolu Ajansı, 2004, s:146)

27 yıllık tek parti iktidarının sona erdi ği seçimlerin ardından Celal Bayar cumhurba kanı, ba bakan oldu. Karpat’a göre iktidar de ğiikli ğinin hemen ardından yapılması planlanan askeri bir müdahale bizzat seçimin ma ğlubu Đnönü tarafından önlendi. Đnönü tam da yenilgiye u ğradı ğı an hayatının en büyük manevi zaferini kazandı. Dört generalin DP’yi kapatarak kendisini iktidarda tutuma teklifini reddetti. (Karpat, 2010, s:235)

Liberal ekonomi ve din hürriyeti vaatleriyle seçmenden oy alan DP iktidarının ilk yılları hızlı bir ekonomik büyümeyi beraberinde getirmi , Arapça ezan yasa ğının kaldırılması, bu hassasiyeti gözeten seçmen üzerinde DP lehine olumlu bir etki yapmı tır. Demokrat Parti’nin iktidara gelir gelmez Arapça ezan yasa ğını kaldırması ve ezanın tekrar Arapça okunmaya ba laması, DP’ye en çok popülerlik sa ğlayan icraat olmu tur. (Mert, 2007, s:76)

18

Ça ğlar Keyder Demokrat Parti’nin iktidara gelmesini, hangi açıdan bakılırsa bakılsın, Türkiye tarihinde esaslı bir dönüm noktası olarak kabul ediyor. Keyder’e göre halk ilk defa seçmen olarak kendi siyasal tercihini dile getirmi ve yüzyılların devletçi gelene ğine kar ı oy kullanmı tır. (Keyder, 2009, s:154)

DP, 1954 ve 1957 yıllarında yapılan genel seçimlerden de birinci parti çıkarak iktidarını devam ettirmi ancak 50’li yılların sonuna do ğru ekonomik tablonun kötüye gitmesi toplumun geni kesimince hissedilir olmu tur. 1958 yılında yüzde 221’lik devalüasyon ve 1959 yılında yüzde 20’yi bulan enflasyon oranları ekonomik sıkıntıları ülkenin bir numaralı sorunu haline getirmi tir.

Ekonomik sorunların yanında demokrasi vaadiyle i ba ına gelen DP’nin bazı uygulamaları toplumda tepkiyle kar ılanmı ve özellikle ö ğrencilerin geni çaplı protestolarına yol açmı tır. Muhalefet partisi CHP ile basını soru turmak üzere TBMM’de kurulan Tahkikat Komisyonu ve bu komisyona geni yetki tanıyan Tahkikat Encümeni Selahiyet Kanunu’nun yine TBMM’de kabul edilmesi siyasi gerilimin daha da artmasına neden olmu , TBMM’deki düzenlemeler yasamanın, yargının yerine geçti ği ele tirilerini beraberinde getirmi tir.

Çavdar’a göre Demokrat Parti, CHP’den çok önemli üç kalıt devralmı tı. Bunlardan birincisi, “Kuvvetler Birli ği’ni içeren 1924 Anayasası’nın temel prensibidir. Bu prensip DP’nin bilhassa 1955’ten sonraki diktaya yöneli inin dayana ğıdır. Yargı ba ğımsızlı ğının yarataca ğı bir denetim aracından kurtulan iktidar için bu yakla ım bulunmaz bir nimetti. Ba bakan Menderes’e “Siz isterseniz Hilafeti bile getirirsiniz” sözünü, pervazsızca söyleten de 1924 Anayasası’ndaki bu ilkedir. Yani “ulusal irade” her eye kadirdir inancı. Bu kalıt 1950-60 dönemindeki demokratikle me açılımı iste ğinin de önünde bir barikat olu turmu tur. (Çavdar, 2008a:181)

1960 yılının Nisan ayında TBMM’deki Tahkikat Komisyonu’nu görü melerinde CHP Genel Ba kanı Đsmet Đnönü iktidarın bu giri imini öyle ele tirmi tir, “E ğer bir idare, insan haklarını tanımaz, baskı rejimi kurarsa o memlekette ihtilal olur. Böyle bir ihtilal bizim dı ımızda ve bizimle münasebeti olmayanlar tarafından yapılacaktır. Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam.” (Aydemir, 1999, s: 359)

19

Ba bakan Adnan Menderes’in ilk kez 1958 yılında telaffuz etti ği Vatan Cephesi ise toplumsal kutupla ma ve gerilimi arttırıcı bir giri im olmu , sıkıyönetim mahkemeleri kararları yoluyla da toplumsal eylemler önlenmek istenmi tir. 4 Örne ğin, Sıkıyönetim Mahkemesi protesto gösterilerini önleyebilmek için 5 ki inin bir araya gelerek dola masını yasaklamı tır.

Siyasal ve toplumsal gerilimin gittikçe yükseldi ği, iktidarın sert önlemler ile kontrolü elinde tutmaya çalı tı ğı günlerde Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koydu. 27 Mayıs 1960 tarihinde gerçekle en ihtilal sonrası Milli Birlik Komitesi (MBK) kuruldu ve Ba kanlı ğı’na ise Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel getirildi. Silahlı Kuvvetler 27 Mayıs müdahalesi ile siyasi iktidarı tasfiye ederken, askeri hiyerar i içinde gerçekle meyen müdahale sonrası TSK içinde de büyük bir tasfiye süreci i ledi ve Genelkurmay Ba kanı Ragıp Gümü pala ile 235 general de dahil olmak üzere yakla ık 7 bin subay emekli edildi.

27 Mayıs 1960 müdahalesi “ Đhtilal” eklinde de de ğerlendirilmi tir. Müdahaleye “ Đhtilal” sıfatını kazandıran siyasal ve toplumsal ya ama yaptı ğı derin etki olmu tur. Sonraları ülkeye bol geldi ği gerekçesiyle ele tirilen 1961 Anayasası, TBMM’ye ikili bir yapı getiren senato sistemi, üniversiteler ile TRT’nin özerk bir yapıya kavu turulması, Devlet Planlama Te kilatı (DPT), Anayasa Mahkemesi ve Milli Güvenlik Kurulu gibi yeni kurumların devlet yapısına eklenmesi, 27 Mayıs’ın getirdi ği ve ço ğu günümüze kadar ula an yeniliklerdir.

27 Mayıs’ın neden bir devrim sıfatıyla nitelendirildi ğini Feroz Ahmad öyle açıklar: “Kendi çözümlerini ortaya koyamayan Milli Birlik Komitesi, bir grup akademisyeni bir komisyon olu turarak yeni bir anayasa hazırlamaya davet etti. Komisyon Đstanbul Üniversitesi Rektörü Profesör Sıdık Sami Onar’ın ba kanlı ğında kuruldu. Entelektüelleri kapsamak için alınan bu karar, 27 Mayıs hareketinin niteli ğini tamamen de ğitirdi ve onu sıradan bir hükümet darbesinden kurumsal bir devrime dönü türdü.” (Ahmad, 2005, s:153)

Ancak 27 Mayıs 1960 darbesi, Atatürk’ün hassasiyetle üzerinde durduğu askerin siyasete karı ma prensibini de ihlal eden bir müdahale olmu ve Kongar’a göre

4 Vatan Cephesi DP iktidarına destek sa ğlamak amacıyla Menderes’in giri ti ği bir sivil örgütlenmedir. Ocak, ilçe örgütü gibi çe itli a amalardan olu turulan Vatan Cephesi’ne katılanların isimleri her gün radyodan okunarak anons ediliyordu.

20

çok partili döneme geçildikten sonra ilk askeri hareket olarak, kendinden sonra da askerlerin darbe yaparak siyasete karı malarına öncülük etmi tir. (Kongar, 1993, s:95)

27 Mayıs yönetimi, DP’nin üç önemli ismi Adnan Menderes, Fatin Rü tü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edilmesi sonrası 1961 yılında yapılan genel seçimler ile görevi sivil iktidara devretti. 15 Ekim 1961 tarihli genel seçimlerden sonra CHP 173, Adalet Partisi (AP) ise 158 sandalye ile parlamentoda temsil edilmeye hak kazandı, iki partinin kurdu ğu koalisyon hükümeti Cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümeti oldu.

Silahlı kuvvetler içinde özellikle Talat Aydemir’in ba ını çekti ği ve sivil yönetime ku kuyla bakan bir grubun müdahale giri imleri ba arısızlıkla sonuçlanırken Aydemir ve Fethi Gürcan 1963 yılında idam edildi. 1965 yılına kadar koalisyon hükümetleriyle yönetilen Türkiye 1965 seçimlerinin ardından DP’nin devamı olarak kabul edilen Adalet Partisi iktidarı ve genç Genel Ba kanı Süleyman Demirel ile tanı tı.

2.1.2 12 Mart 1971 Muhtırası

1960 darbesi kısa ömürlü oldu. Askerler bir buçuk yıl içinde yeni bir anayasayı referandumla kabul ettirdiler ve seçimlere giderek iktidarı sivillere devrettiler. (Keyder, 2009, s:175) Eski Ba bakan Adnan Menderes ile eski bakanlar Fatin Rü tü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idamından yakla ık 1 ay sonra yapılan ve idamların gölgesinde gerçekle en, 15 Ekim 1961 tarihindeki seçimlerde CHP 173, DP’den sonra yeni kurulan AP 158, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) 65 ve Yeni Türkiye Partisi (YTP) 54 milletvekilli ği kazandı. Senato seçimlerinde ise AP 70, CHP 36, YTP 28 ve CKMP 16 senatörlük elde etti. Seçimlerin ardından CHP ve AP Đsmet Đnönü ba bakanlı ğında cumhuriyet tarihinin ilk koalisyon hükümetini kurdular.

CHP’nin AP ile koalisyonu fazla uzun ömürlü olmadı. 1962 ve 1963 yıllarında kurulan yeni koalisyon hükümetleriyle göreve devam eden Ba bakan Đsmet Đnönü bu yıllarda artan Kıbrıs sorunu ve ABD ile gerilen ili kiler yüzünden zor günler geçirirken, bütçenin 13 ubat 1965’te Meclis’te reddedilmesi nedeniyle istifa etti. Đstifa sonrası Kayseri AP listesinden seçilen Ba ğımsız Senatör Suat Hayri Ürgüplü Cumhurba kanı Cemal Gürsel tarafından hükümeti kurmakla görevlendirildi. Ürgüplü, AP, CKMP, YTP ve MP’yi koalisyon çatısı altında birle tirerek Türkiye Cumhuriyeti’nin 29. Hükümetini kurdu ve yeni Ba bakan oldu.

21

Bu dönemde asker siyaset ili kisinde, kendisi de bir askeri darbeyle göreve gelen Cumhurba kanı Cemal Gürsel’in bir anlamda arabulucu rolü oynadı ğı görülür. Cumhurba kanlı ğı, 1960 askeri müdahalesinden beri sivil-asker ili kilerinde arabuluculuk yapan bir kurum olarak büyük siyasal önem kazanmı tı. (Ahmad, 2005, s:184) Askerin sıkıntıları bu dönemde Cemal Gürsel’in araya girmesiyle halledildi. Örne ğin, Genelkurmay Ba kanı Cevdet Sunay 27 Mayıs ve Ordu’ya kar ı bazı davranı lardan duydu ğu tedirginlik kar ısında tedbir alınması için Meclis Ba kanı Fuat Sirmen’e bir uyarı mektubu gönderdi. Bu uyarı mektubu sonrasında Cumhurba kanı Gürsel, Ba bakan Đsmet Đnönü, Bakanlar Kurulu ve parti liderleriyle toplantı yaparak askeri ihtilal ihtarını görü tü. (Anadolu Ajansı, 2004, s:209)

Genelkurmay Ba kanı’nın askeri ihtilal uyarısı yaptı ğı tarihlerde, Ragıp Gümü pala’nın ölümü sonrasında bo alan AP Genel Ba kanlı ğı’na Süleyman Demirel seçildi. Demirel, genel ba kan oldu ğu tarihten bir yıl sonra, 1965 seçimlerinde tüm partileri geride bırakarak Ba bakanlık koltuğuna oturdu.

Demirel sonraki yıllarda sıkça kar ıla aca ğı müdahalelerin ilkini Senato içinde yer alan Milli Birlik Grubu’ndan 18 Mart 1966 tarihinde aldı.5 Tek ba ına göreve gelen genç Ba bakan, ekonomik büyüme hızının da rüzgarıyla iktidarın ilk yıllarında sorunsuz bir yönetim dönemi geçirdi. 1965-1969 zaman dilimi, AP açısından talihli bir dönemdir. Çünkü dünyanın ekonomik konjonktürü de böyle bir büyümeye izin vermektedir. Öte yandan dı ülkelerdeki emekçilerin yurda gönderdikleri dövizler de dı ödemeler açı ğına katkıda bulunmaktaydı. (Çavdar, 2008b, s:159)

Demirel di ğer partilerle anla arak, Cemal Gürsel’in komaya girmesiyle bo alan Cumhurba kanlı ğı koltu ğuna Genelkurmay Ba kanı Cevdet Sunay’ı aday gösterdi ve bu tehlikeli süreci hasarsız atlatmayı ba ardı. Kıbrıs meselesinin yarattı ğı siyasi atmosfer Demirel iktidarının ilk yıllarına damga vurdu. Kıbrıs’ta ya anan olaylar ve Türkiye’nin Batı ve özellikle ABD tarafından bir anlamda yalnızlı ğa itilmesi ülke içinde Amerikan aleyhtarı bir hava yaratarak özellikle ö ğrenci olaylarının artan sıklıkla görülmesine neden oldu.

5 Milli Birlik Grubu, 27 Mayıs’ı gerçekle tiren Milli Birlik Komitesi’ne üye bazı subaylardan olu uyordu. 1961 Anayasası ile Cumhuriyet Senatosu üyeli ği kazanan Milli Birlik Grubu üyeleri senato içinde bir yasama grubu eklinde hareket ediyordu.

22

Demirel ve AP bu siyasi atmosfer içinde gitti ği Ekim 1969 seçimlerinde, oy oranında % 6,4’lük bir azalma olsa da, 256 milletvekilli ği kazanarak birinci parti ve tek ba ına iktidar olmayı sürdürdü. Turhan Feyzio ğlu’nun ayrılarak Güven Partisi’ni kurmasıyla güç kaybeden CHP bu seçimlerde istedi ğini bulamadı ve 143 milletvekili ile muhalefette kalmaya devam etti.

Parlamentonun yeni yapısı içinde, ikinci döneminde de mutlak iktidarını sürdüren Ba bakan Demirel’e en büyük darbe ise muhalefet partilerinden de ğil kendi partisinden geldi. 11 ubat 1970 tarihinde yapılan bütçe görü melerinde AP’li 41 milletvekili bütçe aleyhine oy verdi. Bütçenin güvenoyu alamaması üzerine Demirel istifa etti, Cevdet Sunay’ın hükümeti kurma görevini tekrar kendisine vermesiyle Türkiye Cumhuriyeti’nin 32. Hükümeti’ni kuran Demirel 232 oyla güvenoyu aldı. Ancak oylamada kendi partisine mensup 35 milletvekili hükümet aleyhine oy kullandı.

AP içindeki bu çatlamanın kaynağını toplumsal yapıdaki de ğiimde aramak gerekti ğine inanan Çavdar, AP’nin tabanı itibariyle bir çe it toplumsal katmanlar koalisyonunu temsil etti ğini savunur. Çavdar’a göre bu koalisyonda ticaret burjuvazisi, Anadolu e rafı, büyük toprak sahipleri, esnaf ve küçük zanaatkarlar etkin bir konuma sahiptiler. Sanayiciler ise bu koalisyon içerisinde sürekli bir biçimde etkilerini büyütüyorlardı. 1970’li yılların ba ına gelindi ğinde geni ölçüde dı tekellere ba ğlı ve içeride de tekelle mi sanayi burjuvazisinin tüccar ve esnaf üzerindeki baskısı artmaya ba ladı. Bilhassa Anadolu tüccarları bu iç tekellerin acentesi haline geldiler. Ku kusuz bu durum, sanayicilerle tüccar ve esnaf arasında önemli bir çeli kiyi meydana getirmekteydi. Sanayicilerin etkinli ği hükümetin ekonomik kararlarında onlardan yana bir tutum takınması sonucunu vermi ti. Sanayici-Anadolu tüccarı çeki mesinin çıkar temelinde büyümesi, AP’deki çatla ğı yaratan ve siyasal boyutlarını büyüten neden olmu tur. (Çavdar, 2008, s:161-162)

AP’nin ikinci iktidar döneminde, Türkiye gündemini sarsan siyasal, toplumsal ve ekonomik olaylar art arda ya anmaya ba ladı. Ö ğrenci protestolarının iddet ekseninde cereyan etmesi ve bu olaylarda kan dökülmesi sıkıyönetim kararlarının uzun sürelerle alınmasını beraberinde getirdi. 1970 yılında olaylar tırmanı a geçti. 15-16 Haziran’da D ĐSK’e yönelik bir yasa tasarısını protesto eden i çiler, Đstanbul’da yaptıkları gösterilerle her eyi durdurdular. Ö ğrenci olayları da “ ehir gerillası” tipine

23 do ğru kayıyordu. Banka soygunları ve Amerikalılara yönelik eylemler yapılıyordu. Üniversitelerde de büyük olaylar çıkıyordu. (Ak in, 2008, s:268)

Tüm bunların yanında ekonomik durum da iç açıcı de ğildi. 1958 yılından sonra ilk kez Türk Lirası’nın de ğeri dü ürüldü. 9 A ğustos 1970 tarihinde gerçekle tirilen devalüasyonla, 1 ABD Doları 9 TL iken 15 TL oldu. Bu, yüzde 66 oranında bir devalüasyon demekti.

Sıkıntılı günler geçiren iktidar partisi, 1970 sonunda bir iç parçalanma ya adı. AP’den ayrılan 41 milletvekili, ba kanlı ğında Demokratik Parti’yi kurdu. 41’ler olarak adlandırılan bu hareketin kurdu ğu DP’nin kurucuları arasında, Nilüfer Gürsoy, Neriman A ğao ğlu, Yüksel ve Mutlu Menderes gibi isimler de yer aldı.

Demirel için zor günler bu geli melerle sınırlı de ğildi. 11 Aralık 1970 tarihinde Hava Kuvvetleri komutanı Muhsin Batur Cumhurba kanı Cevdet Sunay’a bir muhtıra verdi. 5 Ocak 1971’de Genelkurmay Ba kanı Memduh Ta ğmaç ordunun sabrının ta tı ğını söyledi. Demirel askerlerin baskısına ra ğmen artan anar i ortamını “ümitsizlik ve bezginlik ortamı yaratılmak isteniyor” eklinde de ğerlendirdi.

Mart ayına gelindi ğinde ö ğrenci olayları ile artan iç siyasi karı ıklık had safhaya varmı tı. 3 Mart günü Ankara’da 300 subaya hitap eden Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Memduh Ta ğmaç, “Gereken, gerekti ği zaman yapılacaktır” dedi. (Anadolu Ajansı, 2004, s:241)

ABD’li askerlerin kaçırılması, polisin ODTÜ’ye yaptı ğı baskın sonrası çıkan olaylarda bir ö ğrencinin ölmesi ve toplumsal hareketlerin giderek silahlı eylemlere dönü tü ğü gerekçesiyle askerler bu gidi attan sorumlu tutukları hükümete 12 Mart günü muhtıra verdiler. Muhtırada, içine dü ülen vahim durumdan çıkılması için partiler üstü milli bir hükümet kurulması isteniyor bu yapılmadı ğı takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, kanunların kendisine vermi oldu ğu Türkiye Cumhuriyetini korumak ve kollamak görevini yerine getirerek idareyi do ğrudan do ğruya üzerine almaya kararlı oldu ğu ifade ediliyordu.

Süleyman Demirel’in muhtıranın ardından Cumhurba kanı Cevdet Sunay’a gönderdi ği istifa mektubu öyleydi: “Genel Kurmay Ba kanı ve Kuvvet Komutanları tarafından zat-ı devletlerinize, Cumhuriyet senatosu Ba kanlı ğına ve Millet Meclisi

24

Ba kanlı ğına tevdi edilip bugün (dün) saat 13:00’deki radyo haber bültenlerinde Türk kamuoyuna da duyurulan muhtıra ile Anayasa ve hukuk devleti anlayı ını ba ğda tırmak mümkün de ğildir. Bu durum muvacehesinde hükümetin istifasını saygı ile arz ederim.” (Hürriyet, 13 Mart 1971, s:9)

Demirel istifa ederek, siyasi rakiplerinin yıllar boyunca kendisi ele tirirken kullanacakları ve Türk siyasi literatürüne “ apkayı alıp gitmek” olarak geçen kavramı da kazandırmı oluyordu. Demirel’in istifasının ardından 1973 yılındaki seçimlere kadar ülke sırasıyla Nihat Erim, Ferit Melen ve Naim Talu ba bakanlı ğında kurulan hükümetlerce yönetildi ancak muhtıraya gerekçe gösterilen toplumsal iddet olayları ve ekonomik sıkıntıların önüne geçilemedi.

12 Mart muhtırası sonrası asker vesayetinde kurulan hükümetlerin ardından yapılan 1973 seçimleri, yeni bir liderin siyaset sahnesine çıkmasıyla sonuçlandı.

2.1.3 12 Eylül 1980 Askeri Müdahalesi

12 Mart dönemine son veren 1973 seçimlerinin sürpriz galibi CHP’nin yeni Genel Ba kanı Bülent Ecevit oldu.

Ecevit, 12 Mart Muhtırası sonrasında, Nihat Erim Ba bakanlı ğı’nda kurulan hükümete Đnönü Ba kanlı ğı’ndaki CHP’nin destek vermesine kar ı çıkarak Genel Sekreterlik görevinden istifa etmi ti. Ecevit’in dü üncesi, 12 Mart’ın görünü te Demirel’e kar ı olmasına ra ğmen esasta sola yönelik yapıldı ğı idi. 12 Mart’ın ba bakanı Nihat Erim’in uygulamaları Ecevit’i haklı çıkarır nitelikteydi. Erim hükümetinin despotik yüzü kısa sürede kendini gösterdi. O dönemde yeniden hatırlanan lakabı ile “alcı Erim” 6 demokrasinin üzerine de ğil al örtmek mümkünse çelik kapı kapamak yönünde hızla ilerledi. (Çavdar, 2008, s:216)

CHP’nin Merkez Yönetim Kurulu üyeleri de Ecevit’le birlikte hareket ederek istifa etti. Đsmet Pa a’nın kendine güvenerek ola ğanüstü kurultayı toplaması sadece CHP’nin de ğil Türkiye tarihinin de seyrini de ğitiren olaylar arasında yer aldı. Kurultayı kazanaca ğına inanan Đnönü, ilk yenilgiyi parti meclisi oylamasında ya adı ve oylamadan bir gün sonra, 8 Mayıs 1972 tarihinde, 34 yıldır sürdürdü ğü CHP genel

6 Nihat Erim, 1950 seçimleri yakla ırken “çok partili rejimin üzerinde gerekti ğinde al örtülebilir” demi ti. (Çavdar, a.g.e)

25

Ba kanlı ğı’ndan istifa etti. 14 Mayısta ise Bülent Ecevit, Atatürk ve Đnönü’den sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin 3. Genel Ba kanı seçildi.

CHP’de bu geli meler ya anırken Türkiye siyasi, sosyal ve ekonomik anlamda sıkıntılı günler geçiriyordu. Demirel’in “Bu kanunlarla ülke yönetilemez” diye ikayet etti ği yasalar, kendisini görevden uzakla tıran komutanların gözetiminde kurulan hükümetlerce birer birer de ğitirilmeye ba lamı tı. Silahlı eylemlerin artması sonrasında alınan sıkıyönetim kararları ile inisiyatif, hükümetlerden silahlı kuvvetlere geçmi ti. Bu durumun en büyük sebebi ku kusuz güçsüz hükümetlerdi.

12 Mart sonrasında birbiri ardında hükümetler kuruluyor ve yıkılıyordu. Güçsüz ve destekten uzak yapay hükümetler, muhtıra ile görevden uzakla masına ra ğmen parlamento ço ğunlu ğunu elinde tutan Demirel’in dı arıdan müdahaleleri ile kolayca yıkılabiliyordu. Hükümetlerin destekten mahrum kalmalarının bir di ğer nedeni, CHP’de ya anan yönetim de ğiikli ği sonrası, 12 Mart’ın aslında sola kar ı yapıldı ğını savunan Bülent Ecevit’in genel ba kan olması ve asker gözetiminde kurulan hükümetlere destek vermeyi reddetmesiydi.

Ülkede gerilim yaratan bir di ğer mesele ise cumhurba kanlı ğı seçimi oldu. Cumhurba kanlı ğına aday olmak için Genelkurmay Ba kanlı ğı’ndan istifa eden Org. Faruk Gürler meclisin büyük direnciyle kar ıla tı. TBMM’nin iki güçlü partisi AP ve CHP’nin genel ba kanları Demirel ve Ecevit, askerlerin tüm baskılarına ra ğmen sonraki yıllarda pek rastlanmayacak bir i birli ği ile Gürler’in cumhurba kanlı ğını engellediler.

Gürler’in Kö k’e çıkmasından umudunu kesen askerlerin son bir umutla Cumhurba kanlı ğı seçimini 2 yıl erteleyen Anayasa de ğiikli ği teklifini kabul ettirme çabaları sonuç vermeyince, 6 Nisan 1973 tarihindeki cumhurba kanlı ğı seçiminin 15. turunda emekli amiral Fahri Korutürk 365 oyla cumhurba kanı seçildi.

Askere yönelik bu siyasi direnç gözleri 5 ay sonra yapılacak genel seçimlere çevirdi. CHP’nin yeni genel ba kanı Ecevit ile 12 Mart’ın ma ğduru Demirel’in seçimlerde ne yapaca ğı herkesçe merak edilir olmu tu.

14 Ekim 1973 tarihinde yapılan seçimlerin galibi CHP oldu, ancak tek ba ına hükümet kuracak ço ğunlu ğu elde edemedi. 1973 seçimlerinde CHP yüzde 33,3 oy oranı

26 ile 185 milletvekilli ği; AP yüzde 29,8 oy oranı ile 149 milletvekilli ği; Erbakan’ın Milli Selamet Partisi MSP yüzde 11,8 ile 47 milletvekilli ği kazandı.

Tablo 1 14 Ekim 1973 Milletvekili Genel Seçimi Sonuçları

Parti Aldı ğı Oy Oy oranı (%) Milletvekili sayısı

CHP 3 570 583 33,3 185

AP 3 197 897 29,8 149

MSP 1 265 771 11,8 47

DP 1 275 502 11,9 45

CGP 564 343 5,3 13

MHP 362 208 3,4 3

TBP 121 759 1,1 1

Ba ğımsız 303 218 2,8 6

Bülent Ecevit ilk kez genel ba kan olarak girdi ği seçimi kazanmayı ba armasına ra ğmen, hükümet kurabilmek için koalisyon orta ğı bulmak zorundaydı. Hükümeti kurmakla görevlendirilen Ecevit’in çalı maları sonuç vermedi. Ecevit 13 Kasımda görevi iade etti. Aynı ekilde Demirel de hükümet kurma çalı malarında bir sonuç elde edemeyince ülkede bir hükümet sıkıntısı kendini iyice hissettirdi.

Ecevit bu ortamda tekrar hükümet kurmakla görevlendirildi ve Ekim ayında yapılan seçimlerden neredeyse 4 ay sonra 26 Ocak 1974’te CHP-MSP koalisyon hükümeti kuruldu. Fakat, 4 ayda kurulan hükümetin ömrü uzun olmadı. CHP ile MSP ortaklı ğı ancak yedi buçuk ay sürdü. Daha ilk aylarda ba gösteren bu çözülme, Kıbrıs Barı Harekatı ve yol açtı ğı geli meler nedeniyle bu kadar uzun devam edebilmi ti. (Bila, 2008, s:243)

27

Temmuz ayında giri ilen Kıbrıs Barı Harekatı ile Türkiye, uzun süre “güvenlik ve dı politika” konularıyla me gul olurken yaz aylarının ardından Ecevit’in 18 Eylül günü istifa etmesi ile hükümet sorunu tekrar ülke gündemine geldi.

Tekrar hükümet kurma görevini alan Ecevit’in seçime gitme artıyla koalisyon ortaklı ğı teklif etti ği DP’nin bu öneriyi reddetmesi üzerine, Cumhurba kanı Korutürk bu kez Demirel’i hükümet kurmakla görevlendirildi. Demirel’in ilk giri imi ba arısız oldu. Korutürk bunun üzerine iki lider dı ında bir ba ka ismi, Kontenjan Senatörü Prof. Sadi Irmak’ı görevlendirdi. Ancak Irmak da çabalarından bir sonuç alamadı. Bu sırada AP, MSP, CGP ve MHP giderek birbirine yakla tı ve daha sonra Milliyetçi Cephe olarak adlandırılacak olan dörtlü koalisyon üzerinde anla ma sa ğlandı. Böylece, yakla ık 6 aylık hükümet bo lu ğunun ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin 39. Hükümeti di ğer adıyla 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti, Süleyman Demirel tarafından kurulmu oldu.

MC hükümetleri dönemi, art arda ya anan devalüasyonlar, yurt dı ında görevli Türk diplomatlara yönelik ba layan Ermeni kökenli Asala terörü, yükselen toplumsal huzursuzluk, siyasi parti liderlerine, özellikle muhalefet partisi CHP ve onun genel ba kanı Ecevit’e yönelik saldırılar ve suikast giri imleri ile hatırlanan bir dönem oldu. 1 Mayıs 1977’de Taksim Meydanı’nda ya anan kanlı olaylar sonrası 37 ki inin hayatını kaybetmesi, toplumsal iddetin hangi boyutlara geldi ğini göstermesi açısından önemlidir.

Böyle bir atmosfer içinde gidilen 1977 genel seçimlerinden CHP oylarını arttırarak yine birinci parti çıktı. AP de bir önceki seçime oranla oylarını önemli ölçüde arttırdı. 5 Haziran 1977 günü yapılan genel seçimler sonucunda CHP’nin elde etti ği sonuç adeta bir “oy patlaması”dır. CHP yine birinci partidir ama milletvekili sayısı “tek ba ına iktidar” olmak için yine kısa dü mü tür. (Bila, 2008, s:267)

Tablo 2 5 Haziran 1977 Milletvekili Genel Seçimi Sonuçları

Parti Aldı ğı oy Oy oranı (%) Milletvekili sayısı

CHP 6 136 171 41,4 213

28

AP 5 468 202 36,9 189

MSP 1 269 918 8,6 24

MHP 951 544 6,4 16

CGP 277 713 1,9 3

DP 274 484 1,9 1

TBP 58 540 0,4 -

TĐP 20 565 0,1 -

Ba ğımsız 370 035 2,5 4

Seçimlerin ardından olu an siyasi tablo 1973 seçimlerinin ardından ya ananları tekrarlatacak gibi görünüyordu ve nitekim Ecevit’in kurdu ğu azınlık hükümeti güvenoyu alamadı. Ecevit liderli ğindeki CHP’nin seçimlerde yaptı ğı oy patlamasıyla aralarında ya adıkları tartı maları bir yana bırakan MC üyesi partilerin Demirel ba kanlı ğında 2. MC Hükümeti’ni kurması zor olmadı. Seçimlerde sadece 3 milletvekili çıkarabilen Turan Feyzio ğlu’nun CGP’si bu kez hükümete alınmadı, AP, MSP ve MHP’den olu an üçlü koalisyon 1 A ğustos 1977 günü Meclis’ten güvenoyu aldı.

2. MC hükümeti ilkine nispetle daha kısa sürdü. Yerel seçimlerde CHP’nin oylarını arttırmayı sürdürmesi bir anlamda MC hükümetini olu turan partilerin halk nezdinde deste ğini yitirdi ğini gösteriyordu. Üçlü koalisyon ortaklarının aralarındaki huzursuzluklar neticesinde AP’den kopmalar ya andı. Đktidarın büyük orta ğının ya adı ğı büyük sarsıntı sonrasında ço ğunlu ğunu yitiren hükümete CHP’nin verdi ği gensoru son darbe oldu ve Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir hükümet gensoruyla dü ürüldü. 1977’nin son günü olan 31 Aralık tarihinde yapılan oylamada 218 güvenoyuna kar ılık, 228 güvensizlik oyu 2. MC Hükümeti’nin sonunu getirdi.

MC sonrasında CHP’nin, AP’den ayrılan milletvekilleri, CGP, DP ve Ba ğımsızlar ile kurdu ğu hükümet göreve geldi. Yamalı bohçaya benzetilen CHP hükümeti 5 Ocak 1978 tarihinde kuruldu ve 17 Ocak’ta güvenoyu alarak göreve ba ladı.

29

Ecevit’in Ba bakanlı ğı’nda kurulan 42. Cumhuriyet Hükümeti, sona erdi ği 16 Ekim 1979 tarihine kadar çe itli sorunlarla u ğra mak zorunda kaldı. Defalarca de ğeri dü ürülen Türk Lirası özellikle ücretli kesimin alım gücünü büyük oranda azaltırken, siyasi cinayetler ve toplumsal katliamlar halkın üzerine adeta kabus gibi çöktü. Ecevit 14 Ekim’de yapılan Cumhuriyet Senatosu üçte bir yenileme ve milletvekilli ği ara seçimlerinde u ğradı ğı ba arısızlık üzerine istifa etti. Đstifa üzerine Demirel bir kez daha hükümet kurarak ba bakan oldu.

Tarihinin en çalkantılı ve istikrarsız dönemlerinden birini geçiren Türkiye yokluklarla da mücadele etmeye çalı ıyordu. Halk bir yanda siyasi terör ve toplumsal anar inin bıkkınlı ğını ya arken, di ğer yanda temel besin maddelerini bile bulmakta büyük zorluklarla kar ıla ıyordu. Bıkkınlık ve yokluk yanından toplumsal kutupla ma da ülkeyi iç çatı manın e iğine getirmi ti. Mahalleler, köyler, semtler, bazen fabrikalar, yer yer kasabalar, hatta ehirler birbirlerine kar ı saf tutmu lardı. Böyle kaotik çeli melerin içinden devrim de ğil, ancak darbe çıkar. (Öngider, 2005, s:83)

Ve halkın çok büyük bir kısmınca, neredeyse umutla beklenir hale getirilen kaçınılmaz sonuç gerçekle ti, 12 Eylül 1980 günü Türk Silahlı Kuvvetleri ülke yönetimine el koydu. Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kenan Evren idarenin Silahlı Kuvvetler’e geçti ğini tüm Türkiye’ye bizzat açıkladı.

12 Eylül’ü gerçekle tirenler, 27 Mayıs’ın Milli Birlik Komitesi’ne benzer bir yapılanmayla ülke yönetimini Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kenan Evren’in ba kanlı ğında, be generalden, olu an, Milli Güvenlik Konseyi’nde (MGK) topladılar. Konsey, Evren’in dı ında, Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Tahsin ahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Org. Sedat Celasun’dan olu uyordu.

MGK ilk i olarak TBMM’yi, hükümeti, belediye meclislerini, il genel meclislerini feshetti, siyasal parti faaliyetlerini yasakladı ve belediye ba kanlarını görevden aldı. Konsey, yasama organı faaliyete geçene ve yeni bir hükümet kurulana kadar yasama ve yürütme yetkilerini kendinde topladı.

12 Eylül ile birlikte Türkiye, etkileri uzun yıllar sürecek farklı bir döneme girdi. Askeri yönetim anar iyi tam anlamıyla bitirmek amacıyla daha önce e i görülmemi bir iç harekata giri ti. Ba vurulan yöntemlere bakıldı ğında sert ve

30 tereddütsüzce yürütülen bu sözde anar iye kar ı giri ilen mücadelenin getirdi ği sonuçlardan bazıları öyleydi: 650.000 ki i gözaltına alındı, 210.000 dava açıldı ve 230.000 ki i askeri mahkemelerce çe itli suçlardan yargılandı; 50’si infaz edilen 517 ölüm cezası verildi; 1.683.000 ki i fi lendi; 30.000 ki i Avrupa’nın çe itli ülkelerine sı ğındı ve 14.000 ki i vatanda lıktan çıkarıldı; 300 ki i ölüm nedenleri aydınlatılmadan hayatını kaybetti ve kaybolanların sayısı 800’lere dayandı; 23.677 dernek ve örgütün etkinlikleri askıya alındı, tüm siyasi partiler da ğıtıldı, ülkedeki büyük gazetelerin ço ğu sansür ve askeri rejimin ho una gitmeyen makaleler yüzünden geçici kapanma cezalarıyla cebelle mek durumunda kaldı; 3947 ö ğretim görevlisi, 47 yargıç ve 9400 memur zorunlu emeklili ğe ayrıldı ve 1984’te 1200 subay ve astsubay ordudan tasfiye edildi; 937 film yasaklandı, bozguncu olarak de ğerlendirilen 139 ton dergi ve gazete yok edildi. (Ünsaldı, 2008, s:99-100)

Tüm bunlara ra ğmen darbenin ilk günlerinde ülkedeki hava çok farklıydı. Türk toplumu yıllarca süren terörün oku altında, Evren’e ve orduya bir kurtarıcı gibi sarıldı. Birkaç ki inin dı ında, basın, müdahaleyi tüm gücüyle destekliyordu. “Askeri müdahalelerin çözüm yolu olamayaca ğını” eski denemelerin tekrarlanmasının sakıncalarına dikkat çekebilenler dahi, toplumun tepkisiyle kar ıla ıyordu. (Birand, 1984, s:300)

Komutanların hükümet kurmakla görevlendirdi ği emekli Oramiral Bülend Ulusu ve kabinesi, MGK’nın denetimi altında çalı tı. MGK, liderli ğindeki Anavatan Partisi’nin (ANAP) 6 Kasım 1983 tarihinde yapılan seçimleri kazanmasına kadar ülke yönetiminde söz sahibi olma konumunu korudu.

31

3. 28 UBAT’TAN 27 N ĐSAN’A S ĐYAS Đ SÜREÇ

3.1 28 ubat öncesi siyasi durum

3.1.1 12 Eylül 1980’den 24 Aralık 1995’e siyasi süreç

12 Eylül darbesi, yukarıda da de ğinildi ği gibi, toplum üzerinde izleri yıllarca silinmeyecek bir etki bıraktı. 1980 yılında ortaya çıkan 12 Eylül darbesi, 12 Mart’la birlikte ba layan merkezin muhafazakarla tırılması sürecinin bir uzantısıdır. Bu do ğrultuda 1961 anayasası bütünüyle ortadan kaldırılarak, 12 Mart’ın yarım bıraktı ğı ‘geriye çekilme/konsolidasyon’ i lemi bütünlenmi tir. Bu, ordunun 1960-1980 arasındaki bütün toplumsal dönü ümleri yok sayması ve o süreçte etkili oldu ğu kadarıyla kendi gerçe ğini de açıkça inkar etmesi anlamına geliyordu. (Kahraman, 2008, s:222)

1983 yılında yapılan genel seçimlerde askerlerin desteklediği Turgut Sunalp ve partisi Milliyetçi Demokrasi Partisi (MDP) yerine Turgut Özal liderli ğindeki ANAP oyların yarısına yakınını alarak tek ba ına iktidara geldi. Özal 1989 yılında Kenan Evren’in görev süresinin dolmasıyla Cumhurba kanı seçilerek Çankaya Kö kü’ne çıktı.

Yıldırım Akbulut’un ba bakanlık döneminin ardından Mesut Yılmaz ANAP Genel Ba kanı seçildi ve Ba bakanlık koltu ğuna oturdu ancak bu durum fazla uzun sürmedi. Siyasi yasakların kalkmasıyla tekrar aktif siyaset hayatına dönen Süleyman Demirel, Do ğru Yol Partisi (DYP) ile önce 1987 Kasım ayında yapılan erken genel seçimlerde TBMM’ye girdi, ardından 1991 yılında yapılan genel seçimleri kazandı. Erdal Đnönü liderli ğindeki Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) ile koalisyon hükümeti kuran Demirel’in ba bakanlı ğı 1993 yılında kadar sürdü. Özal’ın ani ölümü sonrası cumhurba kanı olan Demirel’in ardından DYP-SHP koalisyonu Tansu Çiller Ba bakanlı ğında devam etti. Đnönü’nün aktif siyaseti bırakması ile SHP’nin ba ına Murat Karayalçın’ın geçti.

1991 yılı ile birlikte ülkenin ana gündem maddesini terör olayları olu turdu. Körfez Sava ı sonrasında müttefik güçlerin Irak’ın 36. paralelin kuzeyinde kalan topraklarının üzerini uçu a yasaklı hale getirmesi sonrası bölgede olu an otorite

32 eksikli ği ile PKK rahat bir hareket alanına kavu tu. 1991-1995 yılları arasında Türk Silahlı Kuvvetleri defalarca sınır ötesi operasyon gerçekle tirerek PKK’nın bu hareket serbestini kırmayı denedi. Bölgedeki otorite bo lu ğu, TSK’nın onbinlerce asker ile ba ka bir ülke topra ğında rahatça hareket etmesini sa ğlarken, operasyonların ardından terör örgütünün bölgede tekrar yapılanmasına neden oluyordu. Aynı dönem içinde ya anan toplumsal olaylar, yolsuzluk skandalları ve siyasi cinayetler sonrası faillerinin bir türlü yakalanamaması da kamuoyundan büyük tepki çekti.

1994 yılındaki yerel seçimler basında yapılan tüm tahminlerin tersine Refah Partisi’nin büyük zaferiyle sonuçlandı. RP ba ta Đstanbul ve Ankara gibi büyük ehirler olmak üzere 30 civarında ilde belediye ba kanlıklarını kazandı. Bu dönemde SHP ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) “solda birlik” parolasıyla birle mesi ve birle ik solun Hikmet Çetin ba kanlı ğında yola çıkması koalisyonu etkilemedi. Ancak 4 yıl süren koalisyon hükümeti CHP’nin ba ına ’ın geçmesiyle sona erdi. Çiller’in kurdu ğu azınlık hükümeti güvenoyu alamayınca DYP ve CHP erken seçim artıyla tekrar koalisyon kurdu. Alınan erken seçim kararı Refah Partisi (RP) dı ında di ğer tüm partileri üzecek bir sonuç ortaya çıkardı.

3.1.2 24 Aralık 1995 seçimleri

24 Aralık 1995 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde ’ın RP’si birinci parti olarak büyük bir ba arıya imza attı. Đslami söylemi a ğır basan siyaset tarzıyla, ilk kez seçimlerde böylesine büyük bir ba arı kazanan; Erbakan’ın, “Milli Görü ” olarak tanımladı ğı ve daha önce kapatılan Milli Nizam Partisi (MNP) ile Milli Selamet Partisi’nin (MSP) devamı durumundaki RP, hükümet kurma yetkisini Cumhurba kanı Süleyman Demirel’den aldı. Refah Partisi 1980’li yıllarda oldukça zayıftı aslında (1987’de oyların ancak % 7,2’sini almı tır), ama gün geçtikçe güçlenmi ve 1991’de oyların %12’sini, 1994’te de %19’unu almı tır ve 1995’te en büyük ba arısını yakalayarak oyların % 21,4’ünü almı tır. (Roux, 2007, s: 493)

Göle’ye göre RP’nin yükseli inin nedeni Türkiye’de muhafazakar ama liberal merkezi politikanın zayıflamasıdır. Özal sonrası ya anan hızlı liberalizmin arttırdı ğı gelir adaletsizli ği ve toplumsal yozla ma özellikle merkez sa ğ partilere olan güveni sarsmıtır. RP’nin politikaları bu adaletisiz ve ahlak dı ı politikaların üzerine giderek

33 dürüstlü ğü ve toplumsal birli ği sa ğlayan adil ve alternatif bir düzen vaat etmi tir. (Göle, 2002, s: 62)

Bu seçim ba arısına ra ğmen, 1995 seçimleri sonrasındaki süreçte ya ananlar, Refah Partisi’nin kapatılması ve Erbakan’ın siyasi yasaklı hale gelmesiyle sonuçlandı.

Hükümet kurma görevini alan Necmettin Erbakan’ın çabaları sonuçsuz kaldı. Hiçbir parti RP ile hükümet kurmaya yana mayınca Erbakan görevi Çankaya Kö kü’ne iade etti. Erbakan’ın ardından görevlendirilen Tansu Çiller de hükümet kuramayınca Demirel bu kez Mesut Yılmaz’ı görevlendirdi. Tüm bu hükümet kurma çalı maları o sırada patlak veren ve Türkiye ile Yunanistan’ı sava ın e iğine getiren Kardak Krizi sırasında yaandı.

Tablo 3 24 Aralık 1995 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları

Partiler Oy Sayısı Oy Oranı Milletvekili Sayısı

RP 6.012.450 21.4 158

ANAP 5.527.288 19.7 132

DYP 5.396.009 19.2 135

DSP 4.118.025 14.6 76

CHP 3.011.076 10.7 49

MHP 2.301.343 8.2 -

HADEP 1.171.623 4.2 -

YDH 133.889 0.5 -

MP 127.630 0.5 -

YDP 95.484 0.3 -

34

ĐP 61.428 0.2 -

YP 38.853 0.1 -

Ba ğımsız 133.899 0.5 -

3.1.3 Anayol Hükümeti, 6 Mart 1996 - 6 Haziran 1996

Türkiye Cumhuriyeti’nin 53. Hükümeti, 24 Aralık seçimlerinin üzerinden iki aya a kın bir süre geçmesinin ardından kurulabildi. ANAP Lideri Mesut Yılmaz, DYP Genel Ba kanı Tansu Çiller ile Türkiye siyaset tarihinde ilk kez uygulanan “dönü ümlü ba bakanlık” modeli üzerinde anla tı. Dönü ümlü ba bakanlık uygulamasında ilk sıra Mesut Yılmaz’ın oldu.

ANAP-DYP, kısa adıyla ‘Anayol’ koalisyonu RP’nin iktidar olmasını istemeyen kesimlerin umutlarını bo a çıkardı ve fazla uzun ömürlü olmadı. Anayol koalisyonu sırasında RP’nin Tansu Çiller hakkında TEDA ihalesi hakkında soru turma açılmasına ili kin verdi ği önergenin ve TOFA için soru turma komisyonu kurulmasının koalisyon orta ğı ANAP’lıların da oylarıyla kabul edilmesi ortaklı ğı derinden sarstı. Anayasa Mahkemesi’nin RP’nin ba vurusu üzerine güvenoylamasının geçersiz oldu ğuna hükmetmesinin ardından ise Ba bakan Mesut Yılmaz istifa etti. Büyük umutlarla ve sa ğda birle me hayaliyle 6 Martta kurulan Anayol koalisyonu, 6 Haziran günü sona erdi.

3.1.4 Refahyol Hükümeti, 28 Haziran 1996 – 18 Haziran 1997

Meclis soru turması önergesi, soru turma komisyonu hamlesi ve Anayasa Mahkemesi’ne yaptı ğı ba vuruyla Anayol hükümetinin yıkılmasında büyük pay sahibi olan Necmettin Erbakan, tekrar hükümet kurmakla görevlendirildi. Erbakan, Çiller ile, Anayol’da oldu ğu gibi “dönü ümlü ba bakanlık” modeli üzerinde anla maya vardı ve otuz yıla yakla an siyasi hayatında ilk kez ba bakanlık koltu ğuna oturdu.

Haziran 1996’da kurulan Refahyol hükümeti görev yaptı ğı süre boyunca çok çe itli sorunlarla mücadele edecek, icraatları muhalefet, basın ve devlet kurumları tarafından ele tirilecekti. Erbakan’ın ba bakanlı ğı sırasında en çok ele tirilen olaylardan

35 biri Libya’ya yaptı ğı gezi oldu. Erbakan, Libya Lideri Muammer Kaddafi’nin çöl çadırında sarf etti ği, “Ortado ğu’daki güne in altında Kürt Milleti de yerini almalıdır” eklinde sözlerini ve Đslam ordusunda yardımcılı ğını Erbakan’ın yaptı ğı iddiasını sessizce dinlemekle yetindi. Ya anan bu olayın ayrıntıları Türkiye’ye ula tı ğında Erbakan ve Refahyol koalisyonu sert ele tirilere maruz kaldı.

Aynı dönemde Türkiye sakallı, sarıklı ilginç kıyafetleriyle kendilerine Aczmendi adı veren dini bir grupla tanı tı. Medyanın büyük ilgi gösterdi ği Aczmendiler, toplu halde yaptıkları ayinler, laikli ğe ve Atatürk’e hakaret içeren sloganların atıldı ğı eylemleriyle gündemi uzun süre me gul ettiler. Aczmendiler’in lideri Müslüm Gündüz’ün genç bir kızla yarı çıplak halde basılması, baskın anının kameralar tarafından tespit edilerek günlerce televizyonların ana haber bültenlerinde yayınlanması ise büyük bir skandal yarattı. Aczmendilere yönelik operasyonlarda yüzlercesi gözaltına alındı, mahkemeye çıktı ve çe itli cezalar aldı.

Refahyol döneminde ya anan ve etkisi yıllar boyu sürecek yeni bir dönemi ba latan olay ise Susurluk yakınlarında meydana gelen kaza sonrasında ya andı. Her yerde aranan eski ülkücü Abdullah Çatlı, eski Đstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocada ğ ve DYP milletvekili Sedat Bucak’ın kazaya karı an araç içinde bulunması, mafya-siyaset-polis ili kisini ortaya çıkardı. Olayın ardından Đçi leri Bakanı Mehmet A ğar istifa etti. Çiller’in olayla ilgili olarak “Devlet için kur unu atan da, yiyen de ereflidir” demesi uzun süre tartı ıldı. Susurluk kazası ile ortaya çıkan ili kilerin aydınlatılması için “Sürekli aydınlık için 1 dakika karanlık” eylemi ba ladı.

Aynı dönemde TEDA ve TOFA soru turmaları kapsamında Ba bakan yardımcısı Tansu Çiller’in Yüce Divan’a gönderilmesine gerek olmadı ğı sonucuna varıldı. Koalisyon öncesinde soru turmaların ba lamasını sa ğlayan RP’li milletvekilleri bu kez Çiller’in lehinde karar aldı.

1996 yılının son günlerinde Cumhurba kanı Demirel, TBMM’de temsil edilen siyasi parti liderlerini, Susurluk Kazası sonrasında ortaya çıkan durumu de ğerlendirmek üzere Çankaya Kö kü’ne topladı. Refahyol hükümeti, 28 ubat sürecinin ba layaca ğı 1997 yılına, bu artlar altında girdi.

Yeni yılın ilk günlerinde Ba bakan Erbakan’ın 51 tarikat ve cemaat liderine Ba bakanlık Binası’nda iftar yeme ği vermesi, basında büyük yankı uyandırdı.

36

Televizyon ve gazeteler habere geni yer ayırırken Hürriyet Gazetesi habere ilk sayfasında yer vermedi. Hürriyet, olayın ertesi günü 12 Ocak tarihli sayısında Đstanbul’un eski Emniyet Müdür Necdet Menzir’in açıklamalarını man ete ta ıdı. 13 Ocak’ta ise koalisyon ortakları arasında asker üzerinden süren tartı malara ili kin küçük bir haber dikkat çekiyordu. Haberin ba lı ğı “DYP’den RP’ye ordu uyarısı” idi ve öyle deniyordu: Refah Partililerin TSK’ya yönelik ele tirileri DYP’lileri rahatsız etti. Sanayi Bakanı Yalım Erez, “Ordu bizim gözbebe ğimiz. Kimse yıpratmaya kalkı masın” sözleriyle RP’li Çalı ma Bakanı Necati Çelik’e sert tepki gösterdi.

25 Ocak günü Hürriyet’in ilk sayfasında pek de dikkat çekmeyen kısa bir haber, sonraki yıllarda 28 ubat kararlarının alındı ğı iddia edilen toplantıya aitti. “14 komutanın Gölcük Zirvesi” ba lıklı haberde, “Harp Oyunları Plan Tatbikatı’nı izlemek üzere Genelkurmay Ba kanı ve kuvvet komutanları ile ‘or’ rütbesindeki di ğer 9 komutan 72 saat boyunca üst üste toplantılar yaptı” deniliyordu

Refahyol hükümeti döneminde askerin büyük tepkisini çeken ve daha sonraları “demokrasiye balans ayarı” eklinde nitelendirilerek Sincan’da tankların yürütülmesi olayına sebebiyet veren olay ise Ankara Sincan’ın RP’li Belediye Ba kanı Bekir Yıldız’ın düzenledi ği Kudüs’ü anma toplantısının eriat gösterisine dönü mesi oldu. 30 Ocak günü düzenlenen toplantıda salona Hamas ve Hizbullah liderlerinin posterleri asıldı, Đran Büyükelçisi Rıza Bagheri konu masında eriat ça ğrısı yaptı. Hürriyet 30 Ocak gecesi düzenlenen bu toplantıya ili kin habere 4 gün sonra man etinde yer verdi. “Tepki ya ğıyor” man etiyle verilen haberde Belediye Ba kanı Bekir Yıldız ve Đran Büyükelçisi Bagheri suçlanırken, askerin tepkisi “Askerde ok” ba lı ğıyla ve Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı’nın “ Đ te gerçek yüzleri. Söyleyecek söz bulamıyorum” ifadeleriyle okuyucuya aktarıldı.

Hürriyet’in olayı man etine ta ımasından 1 gün sonra Sincan’da tanklar yürüdü. 15 tank ve 20 askeri aracın ilçeden geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitmesi ertesi gün Hürriyet’in man etinde öyle yer aldı: Tank Sesleri, Sincan’da dün sabah 15 tank ve 20 kadar kariyer ilçeden geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti.

3.1.5 Hürriyet Gazetesi’nde dönemin asker siyaset konulu haberleri

1997 yılı ile birlikte Refah Partisi ve Do ğru Yol Partisi’nin kurdu ğu koalisyon hükümeti özellikle laiklik tartı maları çerçevesinde haberlere konu olmaya ba ladı.

37

Refah Partisi’nden gelen açıklamalar laiklik konusunda hassas çevrelerin tepkisine neden olurken koalisyonun di ğer orta ğı DYP’de de huzursuzluk yarattı.

RP-DYP koalisyonunun son 6 aylık döneminde Hürriyet Gazetesi’nde yer alan asker-siyaset ili kisine dair haber sayısında artı ya anırken, 1997 yılının ba ından Refahyol hükümetinin yıkıldı ğı Haziran ayının sonuna kadar, “asker-siyaset” ili kisini içeren 69, 1997 yılı boyunca ise 115 haberin Hürriyet’in ilk sayfasında yer aldı ğı görülüyor.

1997

20

18

16

14

12

10 1997

Haber sayısı Haber 8

6

4

2

0 Ocak ubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Aylar

Grafik 1. Hürriyet Gazetesi’nde 1997 yılında yer alan asker-siyaset ili kisine dair haberlerinin aylara göre da ğılımı.

Grafik 1’de de görülece ği gibi, 1997 yılında Hürriyet Gazetesi’nde yer alan asker-siyaset konulu haberlerin, Refahyol hükümetinin sona erdi ği Haziran ayına kadar artarak devam etti ği, hükümetin dü mesinin ardından ise belirgin bir ekilde azalmaya ba ladı ğı dikkat çekiyor.

3.1.6 Ocak 1997-ubat 1997 dönemi haberleri

Koalisyon ortakları arasındaki asker ile ilgili ya anan tartı ma Hürriyet’in 14 Ocak tarihli sayısında “DYP’den RP’ye ordu uyarısı” ba lı ğıyla man ette yer aldı. Haberin spotunda ise u ifadeler vardı: “Refah Partililerin TSK’ya yönelik ele tirileri

38

DYP’lileri rahatsız etti. Sanayi Bakanı Yalım Erez, ‘Ordu bizim gözbebe ğimiz. Kimse yıpratmaya kalkı masın’ sözleriyle RP’li Çalı ma Bakanı Necati Çelik’e sert tepki gösterdi.”

Ocak ayında küçük de olsa gazetede kendisine yer bulan bir di ğer haber ise, sonraları çok konu ulacak ve 28 ubat kararlarının alındı ğı iddia edilen toplantıya ili kin “14 komutanın Gölcük zirvesi” ba lıklı haberdi. Haberin spotunda “Harp Oyunları Plan Tatbikatı’nı izlemek üzere Genelkurmay Ba kanı ve kuvvet komutanları ile ‘or’ rütbesindeki di ğer 9 komutan 72 saat boyunca üst üste toplantılar yaptı” ifadeleri yer alıyordu.

Gazetede 28 ubat MGK toplantısına kadar yer alan asker-siyaset konulu di ğer haberlerin aylara göre man et ve spotları ise öyle:

ubat ayı ba ında, tarihe dönemin Genelkurmay 2. Ba kanı Org. Çevik Bir’in “demokrasiye balans ayarı” ifadeleriyle geçecek olan olay Hürriyet’te, “Tank sesleri” ba lı ğıyla man ete ta ındı. 5 ubat tarihli haberde , “Sincan’da dün sabah 15 tank ve 20 kadar kariyer ilçeden geçerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti” deniyordu.

Gazete, Sincan’da tankların yürüyü ünü yorumsuz bir ekilde man etine ta ırken, sonraki günlerde asker-siyaset konulu haberlerde askerin, özellikle Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı’nın, açıklamalarını okuyucuya 1. sayfadan aktarıldı ğı görülür:

8 ubat – RP’li ba kanın ‘T’ dönü ü

Orgeneral Koman’ı 4 gün önce topa tutan Susurluk Komisyonu Ba kanı RP’li Elkatmı , tankların Sincan manevrası üzerine T dönü ü yaparak orduya övgü ya ğdırdı.

10 ubat – Karadayı: TSK her türlü göreve hazır

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı dün ilginç bir bayram mesajı yayınladı. Orgeneral Karadayı, “Türk Silahlı Kuvvetleri laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlü ğü u ğrunda her türlü görevi yapacak azim ve kararlılı ğa sahiptir” dedi.

19 ubat – Karadayı’ya dostluk gösterisi

39

Ba bakan Necmettin Erbakan laiklik kar ıtı giri imler nedeniyle rahatsızlık içinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gönlünü almaya çalı tı. Erbakan Letonya Cumhurba kanı Guntis Ulmanis’i kar ılama töreninde Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı’nın yanından ayrılmadı.

26 ubat – Karadayı: Laik sistem de ğimez

Đsrail’de bulunan Genelkurmay Ba kanı Org. Đsmail Hakkı Karadayı, bu ülke gazetecilerinin Türkiye’deki son geli melerle ilgili sorularına “Türkiye Cumhuriyeti laik ve demokratiktir. Anayasa tarafından güvence altına alınan bu sistem de ğimeyecektir” cevabını verdi.

28 ubat – Org. Karadayı: Demirel çok güzel konu uyor

Đsrail’den dün dönen Genelkurmay Ba kanı Org. Đsmail Hakkı Karadayı, gazetecilerin “Laik demokratik cumhuriyete kar ı bir tehlike görüyor musunuz?” sorusunu, “Cumhurba kanımız çok güzel beyanatlar veriyorlar. Tamamiyle kendilerine itirak ediyoruz. Ve hepimiz fikirlerini destekliyoruz” yanıtını verdi.

28 ubat MGK toplantısı öncesinde Hürriyet’in ubat ayındaki asker-siyaset haberlerine dair man etlerinin neredeyse tamamı, askeri yetkililerin irtica ile kararlılıkla mücadele ve laikli ğin korunmasına dair mesajlarından olu uyordu.

Bu dönemde ba bakan ve hükümet üyelerine yönelik, alaycı sayılabilecek ba lık ve haber metinlerine de ahit olmak mümkündür. 19 ubat tarihindeki “Karadayı’ya dostluk gösterisi” ba lıklı haber bunlarda biridir. Haberde yer alan Ba bakan Erbakan’ın bir kar ılama töreni sırasında Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı’nın yanından ayrılmadı ğı eklindeki ifadenin, devlet protokol kurallarını yansıtmayan ve Erbakan’ı okuyucunun gözünde de ğersizle tirmeye çalı an bir ifade tarzı oldu ğu söylenebilir.

3.2 28 ubat MGK Toplantısı ve sonrası siyasi süreç

3.2.1 28 ubat tarihli MGK toplantısı

27 Mayıs askeri müdahalesinin ardından olu turulan devlet kurumlarından biri olan Milli Güvenlik Kurulu, devletin sivil ve askeri kesimlerinin düzenli aralıklarla bir

40 araya gelerek güvenlik konularında alınan kararların tavsiye niteli ğiyle hükümete bildirilmesi görevini üstlenmi tir.

1980 darbesi sonrasında olu turulan 1982 Anayasası’nın 118. maddesine göre ise Milli Güvenlik Kurulu; Devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonun sa ğlanması konusundaki görü lerini Bakanlar Kurulu’na bildirir.

Yine 1982 Anayasasına göre; MGK’nın, devletin varlı ğı ve ba ğımsızlı ğı, ülkenin bütünlü ğü ve bölünmezli ği, toplumun huzur ve güvenli ğinin korunması konularında alınmasını zorunlu gördü ğü önlemlere ili kin kararları, Bakanlar Kurulu tarafından öncelikle dikkate alınır.

Bu durum, devletin i leyi inde, MGK’ya hükümetin dı ında ve üstünde bir yer ve rol verildi ği yönünde yorumlara sebep olmu tur. (Birand, 1994:42)

MGK ile ilgili bir di ğer ilginç nokta ise her askeri müdahale sonrasında MGK kararlarının etkisini arttıracak yönde düzenlemelerin yapılmı olmasıdır. 1961 Anayasasında MGK’nın, aldı ğı kararları hükümete ‘bildirece ği’ ifadesi yer alırken, bu ifade 12 Mart’ın ardından ‘tavsiye eder’e, 12 Eylül’den sonra ise ‘bakanlar kurulu tarafından öncelikle dikkate alınaca ğı’ ekline dönü mü tür. Bu durum, aldı ğı kararların tavsiye niteli ğinde olması gereken bir kurumun yetkilerinin nasıl giderek arttı ğının bir göstergesidir. (Öztürk, 2006:107)

1997 yılının ubat ayının son günü toplanan Milli Güvenlik Kurulu, 9 saat süren toplantının ardından 28 ubat Süreci olarak adlandırılacak yeni bir siyasi ortamın olu masına yol açacak bir dizi karar aldı.

Toplantıda irticayla mücadele için hükümete bildirilece ği ifade edilen ve alınması istenen önlemler öyleydi:

Millî Güvenlik Kurulu'nun 28 ubat 1997 tarih ve 406 Sayılı Kararına Ek-A (rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere kar ı alınması gereken tedbirler)

1 - Anayasamızda cumhuriyetin temel nitelikleri arasında yer alan ve yine anayasanın 4'üncü maddesi ile teminat altına alınan laiklik ilkesi büyük bir titizlik ve hassasiyetle korunmalı, bunun korunması için mevcut yasalar hiçbir ayrım

41 gözetmeksizin uygulanmalı, mevcut yasalar uygulamada yetersiz görülüyorsa yeni düzenlemeler yapılmalıdır.

2 - Tarikatlarla ba ğlantılı özel yurt, vakıf ve okullar, devletin yetkili organlarınca denetim altına alınarak Tevhid-i Tedrisat Kanunu gere ği Millî E ğitim Bakanlı ğı'na devri sa ğlanmalıdır.

3 - Genç nesillerin körpe dima ğlarının öncelikle cumhuriyet, Atatürk, vatan ve millet sevgisi, Türk milletini ça ğda uygarlık düzeyine çıkarma ülkü ve amacı do ğrultusunda bilinçlendirilmesi ve çe itli mihrakların etkisinden korunması bakımından:

a - 8 yıllık kesintisiz e ğitim, tüm yurtta uygulamaya konulmalı.

b - Temel e ğitimi almı çocukların, ailelerinin iste ğine ba ğlı olarak, devam edebilece ği Kuran kurslarının Millî E ğitim Bakanlı ğı sorumlulu ğu ve kontrolünde faaliyet göstermeleri için gerekli idari ve yasal düzenlemeler yapılmalıdır.

4 - Cumhuriyet rejimine ve Atatürk ilke ve inkılaplarına sadık, aydın din adamları yeti tirmekle yükümlü, milli e ğitim kurulu larımız, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özüne uygun ihtiyaç düzeyinde tutulmalıdır.

5 - Yurdun çe itli yerlerinde yapılan dini tesisler belli çevrelere mesaj vermek amacıyla gündemde tutularak siyasi istismar konusu yapılmamalı, bu tesislere ihtiyaç varsa, bunlar Diyanet Đ leri Ba kanlı ğı'nca incelenerek mahalli yönetimler ve ilgili makamlar arasında koordine edilerek gerçekle tirilmelidir.

6 - Mevcudiyetleri 677 sayılı yasa ile men edilmi tarikatların ve bu kanunda belirtilen tüm unsurların faaliyetlerine son verilmeli, toplumun demokratik, siyasi ve sosyal hukuk düzeninin zedelenmesi önlenmelidir.

7 - Đrticai faaliyetleri nedeniyle Yüksek Askerî ûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) ili kileri kesilen personel konusu istismar edilerek TSK'yi dine kar ıymı gibi göstermeye çalı an bazı medya gruplarının silahlı kuvvetler ve mensupları aleyhindeki yayınları kontrol altına alınmalıdır.

42

8 - Đrticai faaliyetleri, disiplinsizlikleri veya yasadı ı örgütlerle irtibatları nedeniyle TSK'dan ili kileri kesilen personelin di ğer kamu kurum ve kurulularında istihdamı ile te vik unsuruna imkan verilmemelidir.

9 - TSK'ya a ırı dinci kesimden sızmaları önlemek için mevcut mevzuat çerçevesinde alınan tedbirler; di ğer kamu kurum ve kurulu ları, özellikle üniversite ve di ğer e ğitim kurumları ile bürokrasinin her kademesinde ve yargı kurulu larında da uygulanmalıdır.

10 - Bu maddenin tam metni Türkiye'nin uluslararası ili kileriyle ilgili oldu ğu için yayınlayamıyoruz.

11 - A ırı dinci kesimin Türkiye'de mezhep ayrılıklarını körüklemek suretiyle toplumda kutupla malara neden olacak ve dolayısıyla milletimizin dü manca kamplara ayrılmasına yol açacak çok tehlikeli faaliyetler yasal ve idari yollarla mutlaka önlenmelidir.

12 - T.C. Anayasası, Siyasi Partiler Yasası, Türk Ceza Yasası ve bilhassa Belediyeler Yasası'na aykırı olarak sergilenen olayların sorumluları hakkında gerekli yasal ve idari i lemler kısa zamanda sonuçlandırılmalı ve bu tür olayların tekrarlanmaması için her kademede kesin önlemler alınmalıdır.

13 - Kıyafetle ilgili kanuna aykırı olarak ortaya çıkan ve Türkiye'yi ça ğdı ı bir görünüme yöneltecek uygulamalara mani olunmalı, bu konudaki kanun ve Anayasa Mahkemesi kararları taviz verilmeden öncelikle ve özellikle kamu kurum ve kurulu larında titizlikle uygulanmalıdır.

14 - Çe itli nedenlerle verilen, kısa ve uzun namlulu silahlara ait ruhsat ilemleri polis ve jandarma bölgeleri esas alınarak yeniden düzenlenmeli, bu konuda kısıtlamalar getirilmeli, özellikle pompalı tüfeklere olan talep dikkatle de ğerlendirilmelidir.

15 - Kurban derilerinin, mali kaynak sa ğlamayı amaçlayan ve denetimden uzak rejim aleyhtarı örgüt ve kurulu lar tarafından toplanmasına mani olunmalı, kanunla verilmi yetki dı ında kurban derisi toplattırılmamalıdır.

43

16 - Özel üniforma giydirilmi korumalar ve buna neden olan sorumlular hakkında yasal i lemler ivedilikle sonuçlandırılmalı ve bu tür yasadı ı uygulamaların ula abilece ği vahim boyutlar dikkate alınarak, yasa ile öngörülmemi bütün özel korumalar kaldırılmalıdır.

17 - Ülke sorunlarının çözümünü "Millet kavramı yerine ümmet kavramı" bazında ele alarak sonuçlandırmayı amaçlayan ve bölücü terör örgütüne de aynı bazda yakla arak onları cesaretlendiren giri imler yasal ve idari yollardan önlenmelidir.

18 - Büyük Kurtarıcı Atatürk'e kar ı yapılan saygısızlıklar ve Atatürk aleyhine ilenen suçlar hakkındaki 5816 sayılı kanunun istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.

Ba ta Kuran kursları ve 8 yıllık e ğitim olmak üzere hükümetten irtica tehdidine kar ı alınması istenen tedbirler koalisyonun Refah Partisi kanadında büyük tepki çekti. Erbakan hükümete bildirilen listedeki bazı ifadelerin çok sert oldu ğunu öne sürerek kararları imzalamaya yana madı. Bu dönemde Erbakan’ın “Ordu ile uyum içindeyiz” açıklamasına Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak’ın verdi ği “Ordu, Atatürk’e inananlarla uyum içindedir” cevabı hükümetle asker arasındaki gerilimin en açık yansımasıydı.

Erbakan’ın imza direncine hükümet orta ğı DYP’den de tepkiler gelmekteydi. “Koalisyonu bozarız” eklindeki söylentiler sonucu Erbakan MGK toplantısından 5 gün sonra kararları imzaladı. Böylece ordu, daha önce 3 kez fiilen yaptı ğı müdahalelerden farklı olarak, sonraları “post-modern darbe” olarak nitelendirilecek yeni bir müdahaleyi resmen gerçekle tirmi oluyordu. Daha sonraları Org. Karadayı’nın basına yansıyan sözleriyle ordu nizamiyeden dönmü tü.

Ordu darbeden vazgeçmi ti ama bu, müdahaleden vazgeçti ği anlamına gelmiyordu. Karadayı “Bu defa silahsız kuvvetler halletsin” diyerek ordunun yönetime do ğrudan el koymasına gerek kalmadan irticai tırmanmanın durdurulmasını istiyordu. Bu kez asker sivil hallettiler. (Bila, 2008, s:349)

28 ubat MGK toplantısı sonrasında askerin “silahsız kuvvetler”e yönelik faaliyetlerinde artı ya andı. Silahlı Kuvvetler Erbakan’ın iktidardan uzakla ması için baskı yapmaya devam ediyordu. Genelkurmay Ba kanlı ğı’nda “irticai tehdit”in anlatıldı ğı brifingler serisi ba ladı. Ordu, “silahsız kuvvetler” adı verilen sivil toplum

44

örgütleri ve vatanda ların hükümete kar ı daha aktif eylemlerde bulunmalarını te vik ediyordu. (Bildirici, 2002, s:318)

28 ubat MGK toplantısından, Refahyol hükümetinin yıkıldı ğı Haziran ayına kadar Hürriyet gazetesinde asker-siyaset ili kisine dair haberlerin tek yönlü olarak ele alındı ğı dikkat çeker. Hürriyet’in ilk sayfasındaki bazı man et ba lıkları konu hakkında fikir edinmek açısından önemlidir: Askerin Mesajı, Askerin 20 artı, Askerin ikayet etti ği 4 Bakan, Asker ile u ğra mayın, Asker noktayı koydu: Taviz yok.

3.2.3 Mart 1997-Haziran 1997 dönemi haberleri

1 Mart – Askerin Mesajı

MGK’nın dünkü tarihi toplantısında, komutanlar, Đnkılap Kanunları’nın ödün verilmeden uygulanmasını istediler.

2 Mart – Askerin 20 artı

Askerlerin MGK toplantısına getirerek, hükümetten yapılmasını istedi ği 20 madde belli oldu.

3 Mart – Sürpriz Çıkı

Genelkurmay Genel Sekreteri, ‘Ordu ile uyum içindeyiz’ diyen Erbakan’a ‘Ordu, Atatürk’e inananlarla uyum içindedir’ yanıtını verdi.

4 Mart – Askerin ikayet Etti ği 4 Bakan

Komutanların tarihi Milli Güvenlik Kurulu toplantısında özellikle Kazan’ın tavır ve açıklamalarından, Kahraman ve Çelik’in bakanlıklarındaki kadrola madan ve DYP’li E ğitim Bakanı Sağlam’ın köktendinci kadrola maya göz yummasından ikayetçi oldukları ö ğrenildi.

6 Mart – Karadayı Hoca’ya randevu vermedi

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı, Ba bakan Erbakan’ın görü me iste ğini dün nazik bir üslupla reddetti. Karadayı Erbakan’ın ısrarlı görü me iste ğine her defasında olumsuz yanıt verdi.

45

9 Mart – Asker ile u ğra mayın

Genelkurmay Genel Sekreterli ği dün bir açıklama yaparak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan ve siyasi polemiklerin içine sokan tutumların rahatsızlık yarattı ğını bildirerek, ordunun demokrasiye ba ğlılı ğını bir kez daha vurguladı.

10 Mart – Açıklamayı bu iir sertle tirdi

RP’li Meclis Ba kanvekili Hatipo ğlu’nun iki komutanı kastederek a ğır bir dille iir yazması ordu-RP tartı masını yine alevlendirdi.

17 Mart - Ve Pa a konu tu

Susurluk Komisyonu ile gündeme gelen Jandarma Genel Komutanı Org. Teoman Koman Hürriyet’e konu tu ve “Jandarmada herkes görevini yaptı” dedi. Koman öyle devam etti: “Ben Susurluk kazasından sonra herkesin önünde gittim. Susurluk’a heyet yolladım. Đlk tahkikatı biz açtık. Silahların Mercedes’e sonradan konmadı ğını tespit ettik.”

19 Mart – Org. Karadayı: Ordu rejimin teminatıdır

Çanakkale Zaferi’nin 82. yıldönümünü dün törenlerle kutladık. Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Karadayı, “Türk ordusu, Atatürk milliyetçili ğine ba ğlı, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyeti’nin teminatıdır” dedi.

26 Mart – Bu kararlara tam uyulacak

MGK kararlarıyla ilgili olarak ilk kez konu an Genelkurmay Ba kanı, RP’nin ısrarlarına sert tepki gösterdi.

28 Mart – Asker noktayı koydu: Taviz yok

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı ba kanlı ğında kuvvet komutanları, Genelkurmay Đkinci Ba kanı ve MGK Genel Sekreteri, pazartesi günü yapılacak MGK öncesi, dün Genelkurmay’da toplandı. Toplantıda, Erbakan’ın MGK toplantısında gösterdi ği uyumlu davranı ın daha sonra 180 derece de ğimesinden duyulan a ırı rahatsızlık konu uldu.

Nisan ayı:

46

2 Nisan – Ordudan yöneticilere sürpriz brifing ata ğı

Türk Silahlı Kuvvetleri, dün sürpriz bir açıklama yaparak, Türkiye’nin tüm kurum ve kurulu larının sahip ve yöneticilerini nisan ayı içinde brifinge davet etti.

17 Nisan – Çiller’in Karadayı’ya sürpriz ziyareti

Ba bakan Vekili Tansu Çiller, dün Genelkurmay’a sürpriz bir ziyaret yaparak Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı’yla 1 saat 40 dakika görü tü. Görü mede MGK kararlarının ele alındı ğı ö ğrenildi.

19 Nisan – Ordu ile milleti kar ı kar ıya getirmeyin

DYP Đl Ba kanlarının ordu ve MGK’yı ele tiren bildirisi, Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı ile Çiller’in geçen Çar amba günkü görü mesinde gündeme geldi. Karadayı’nın bildiriden duydu ğu rahatsızlı ğı Çiller’e iletti ği ve bu tür giri imlerin “Ordu ile milleti kar ı kar ıya getirmek” anlamı ta ıdı ğını söylediği ö ğrenildi.

Tu ğgeneral’in Refah Öfkesi

Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tu ğgeneral Osman Özbek, Artvin’de laiklik mesajı verdi ği konu masında Erbakan ve Refah’a çattı. Kimsenin demokrasiyi ve laikli ği ortadan kaldıramayaca ğını belirten Tu ğgeneral Özbek, “Nasıl yapacaksın. De ğitiremezsiniz. Atatürk ve arkada larına, dedelerimize sor, sana tükürürler” dedi.

20 Nisan – Komutanı isyan ettiren tiyatro

Erbakan ve RP’yi sert bir dille ele tiren Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tu ğgeneral Osman Özbek’i, orduyu dinsizlikle suçlayan bir oyunun isyan ettirdi ği anla ıldı.

General için i lem yok

Ba bakan Erbakan ve RP’lileri çok a ğır ifadelerle ele tiren Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tu ğgeneral Osman Özbek’e silah arkada larından büyük destek geldi. Yurtta lar da komutana kutlama mesajı ya ğdırdı. Buna kar ılık RP’liler tarafından sert bir ekilde ele tirilen Komutan’a ayrıca ceza verilmesi de istendi. Ancak üst düzey bir

47 askeri yetkili, “Tu ğgeneral Özbek, ordunun her kademesine yayılmı olan bir rahatsızlı ğı dile getirdi” dedi.

21 Nisan – Bundan daha a ğır sözler de gelecek

Üst kademe askerler, RP’yi ele tiren Tu ğgeneral Osman Özbek’e destek vererek, “E ğer hükümet gitmezse, daha a ğır açıklamalar gelecek, buna da hazırlanın” dedi.

Kimsenin ağzına fermuar çekemem

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, Tu ğgeneral Osman Özbek’in sözleri hakkındaki dü üncesini soran gazetecilere “Hiç kimsenin a ğzına fermuar çekecek de ğiliz” kar ılı ğını verdi.

22 Nisan – Pa a’ya tebrik yağıyor

Laiklik kar ıtları ile Erbakan ve RP’yi sert dille ele tiren Erzurum Jandarma Bölge Komutanı Tu ğgeneral Osman Özbek, telefon ve telgraflarla tebrik ya ğmuruna tutuldu. Jandarma Bölge Komutanlı ğı’nın telefonları susmak bilmezken, Özbek’e binlerce telgraf ve faks mesajı geldi.

24 Nisan – Orgeneral Köksal TBMM’yi terk etti

Genelkurmay Ba kanvekili olarak dün TBMM’deki törenlere katılan ve Genel Kurulu izleyen Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, DSP lideri Ecevit konu urken Refah Partililerin kavga çıkarması üzerine Meclis’i terk etti.

Karadayı - Çiller NATO çeli kisi

NATO’nun geni lemesine kar ı çıkan ve “Veto ederiz” diyen Çiller’in aksine Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı, Brüksel’de Romanya ve Bulgaristan’ın NATO üyesi olması gerekti ğini savundu.

25 Nisan – Özbek Pa a krizi

RP’yi ele tiren Özbek Pa a, Refahyol’u böldü. Erbakan, Pa a’ya ceza istedi, Kazan soru turma açtırdı. DYP’li Tayan ise “Pa a’ya dokunamazlar” mesajı verdi.

48

26 Nisan – Org. Karadayı’dan Pa a’ya destek

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Đsmail Hakkı Karadayı, Tu ğgeneral Osman Özbek için yasal i lem yapılmasını isteyen Ba bakan Erbakan ve Adalet Bakanı evket Kazan’a “i imize karı mayın” mesajı verdi. Dün Brüksel’den dönen Karadayı, “Bu bizim i imiz” dedi.

Genelkurmay’dan irtica bro ürü

Genelkurmay Ba kanlı ğı, önümüzdeki hafta basın, i dünyası, üniversiteler ve sendikalardan yakla ık 800 ki iye irticai faaliyetler hakkında brifing verecek.

28 Nisan – MGK’nın zabıtları

MGK’nın 8 saatlik toplantısında tartı malar oldu. Genelkurmay Ba kanı Karadayı hükümeti sert bir dille ele tirerek, MGK kararlarının uygulanmadı ğını söyledi.

30 Nisan – ok brifing

Ordu tehdit stratejisini de ğitirdi. Genelkurmay Ba kanlı ğı, Ankara’daki tarihi brifingde irtica ve bölücülükle mücadelenin, rejim için dı dü mandan çok daha önemli hale geldi ğini açıkladı.

Mayıs ayı haberleri:

2 Mayıs – Askerin öfkesi

Çiller’in, “Orgeneral Karadayı, Yılmaz’a, ‘Siz çekilin, sa ğı Çiller bütünle tirir’ demi . Askerler beni seviyor” sözünü, Genelkurmay sert ekilde yalanladı.

3 Mayıs – Askerler Çiller’e mesaj yolladı mı

DYP kulisleri, askerlerin DYP’li iki bakanla Tansu Çiller’e mesaj gönderdi ği iddiasıyla çalkalanıyor. Konu ulanlara göre askerler, devlet bakanları Nevzat Ercan ve Bekir Aksoy ile Çiller’e “Bu i daha fazla uzatmadan bir an önce siz bitirin” mesajını iletmi .

4 Mayıs – Çiller: Ordu kendi ba ına güç de ğil

49

Genelkurmay’ın “dı tehdidin yerini iç tehdidin aldı ğı” saptamasını, PKK ile mücadelenin gündemden dü mesine ba ğlayan DYP Lideri Çiller öyle dedi: “Silahlı Kuvvetler kendi ba ına bir güç de ğildir. Siyasi sorumluluk siyasi kadroların üzerindedir. Ta lar yerine oturmu tur.”

6 Mayıs – Komutan’dan, RP’li Bakana protokol uyarısı

RP’li Devlet Bakanı Gül, Aliyev için Çankaya Kö kü’nde düzenlenen törende, Genelkurmay Ba kanı’nın önüne geçince protokol krizi ya andı.

8 Mayıs – Pa a’ya ok teklif

Ba bakan yardımcısı Çiller, Org.Karadayı’ya “Bana destek verin seçime gideyim, Refah’ı birlikte bertaraf edelim” dedi. Karadayı, “Ordu siyasete karı maz” cevabını verdi.

10 Mayıs – RP’den a ğır tahrik

Kesintisiz e ğitimden çark eden Erbakan fırsat verince, uzun süredir suskun olan RP’liler arka arkaya orduyu tahrik etmeye ba ladı.

12 Mayıs – Bakan Çelik’e suç duyurusu i leme konuldu

Genelkurmay Ba kanlı ğı’nın, Refah Partili Çalı ma Bakanı Necati Çelik’in Tu ğgeneral Do ğu Silahçıoğlu’nun ahsında Türk ordusuna hakaret etti ği gerekçesiyle Adalet Bakanlı ğı’na yaptı ğı suç duyurusu i leme konuldu.

13 Mayıs – Genelkurmay’da kritik zirve

RP kanadında yo ğunla an eriat yanlısı sözler nedeniyle ok üstüne ok ya ayan komutanlar, dün Org. Karadayı ba kanlı ğında 4.5 saatlik zirve yaptılar. Toplantıda, köktendinci geli melerin tırmanmasından duyulan endi e dile getirildi.

14 Mayıs – Pa aların zirvesi

Türk Silahlı Kuvvetleri, 31 Mayıs’ta yapılacak MGK toplantısından 5 gün önce 26 Mayıs’ta Yüksek Askeri ura’yı ola ğanüstü toplantıya ça ğırdı.

15 Mayıs – Demirel: Erbakan’ı da Karadayı’yı da uyardım

50

Cumhurba kanı Demirel, “Ba bakan’ı ‘Ordu’yu zedelemeyin ve siyasete çekmeyin’; Genelkurmay Ba kanı’nı da ‘Kademeler siyasi söylemde bulunmasın’ diye uyardım’ dedi.

20 Mayıs – Yapayalnız kaldılar

Erbakan ile Çiller, dün 19 Mayıs kutlamalarında ‘protokol boykotu’na u ğradı. Cumhurba kanı, TBMM Ba kanı ve Genelkurmay Ba kanı, Erbakan’ın elini sıkmadı.

ok iddia

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, PKK’ya bilgi sızabilece ği endi esiyle K.Irak operasyonunu hükümete haber vermedi ği iddiası Ankara’yı karı tırdı. Đddiayı emekli büyükelçi ükrü Elekda ğ ortaya attı.

25 Mayıs – Karadayı’dan irticacı subay uyarısı

Erbakan ile görü en Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı, orduda irticayla ili kisi bulunan astsubay ve subaylara kesinlikle müsamaha gösterilmeyece ği mesajını verdi. 2 saat 15 dakika süren görü meden sonra Erbakan, “Bu ziyaret devletin samimi ba ğlar içinde oldu ğunu gösteriyor” dedi.

26 Mayıs – Hoca’nın imza günü

Ba bakan Necmettin Erbakan, irticacı subayların ordudan ihracı ve di ğer geli melerin görü ülece ği ola ğanüstü Yüksek Askeri ura’da bugün 11 orgeneral ve bir oramiral ile kar ı kar ıya gelecek.

27 Mayıs – Zorluk çıkarmadı

Babakan Erbakan, Yüksek Askeri ura’nın 6 saat süren kritik ola ğanüstü toplantısında, önüne konan her kararı hiç itiraz etmeden imzaladı.

Haziran ayı:

1 Haziran – Stresimiz dorukta

Komutanlar, dün kritik bir ortamda toplanan MGK’da Erbakan’a son uyarıyı yaptılar: “Söylenecek her eyi söyledik. Fevkalade mü tekiyiz, fevkalade stresliyiz.”

51

3 Haziran – Komutanlar: Artık susalım

Erbakan’a MGK’da “Söyleyecek her eyi söyledik, fevkalade stresliyiz”’ mesajını veren komutanlar, dün de Genelkurmay’da bir araya geldi. Orgeneral Karadayı Ba kanlı ğında toplanan komutanlar, “Artık susalım ve geli meleri izleyelim” kararı aldılar.

7 Haziran – Müdahaleler çözüm değil

Cumhurba kanı Demirel, geçen Pazar günü kabul etti ği ABD Dı ileri Bakan Vekili Talbott’a “Türkiye’deki siyasi sıkıntıların kayna ğında geçmi teki müdahaleler yatıyor. Mümkünse sonbaharda seçim yapılsın. Halka güveniyorum” dedi.

Harekat için ödenek krizi

Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak’ın Kuzey Irak’a düzenlenen son operasyon için istenen 50 trilyonluk ödene ğin verilmedi ğini açıklaması ordu ile hükümet arasında büyük bir krize yol açtı.

8 Haziran – Gaflete öfke

Đktidarın orduya para vermedi ği iddiası halkta büyük infial yarattı. Muhalefet aya ğa kalktı. Cindoruk, “Bu iktidarı vatan hainli ği ile suçluyorum” dedi.

Org. Bir: ener suçlu

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Çevik Bir, büyük öfke yaratan ödenek ihmali konusunda Maliye Bakanı Abdüllatif ener’i suçladı ve “Do ğruyu söylemiyor, gerçekleri saptırıyor” dedi.

9 Haziran – Brifingde suç duyurusu

Genelkurmay’da yarın verilecek “ Đslami Sermayenin Finans ve E ğitim Stratejisi” brifingine ba ta Ankara olmak üzere pek çok ilin cumhuriyet savcıları davet edildi.

Hükümetten orduya ‘teminat mektubu’

52

Hükümetle ordu arasındaki ‘ödenek krizi’ bugün a ılıyor. Erbakan, Karadayı’ya bugün Kuzey Irak operasyonundaki harcamaların kar ılanaca ğına ili kin altında Maliye Bakanı ener’in imzası bulunan bir ‘teminat mektubu’ verecek.

10 Haziran – Brifinge tehdit

RP’li Adalet Bakanı Kazan, Genelkurmay’ın bugünkü irtica brifingine davet edilen hakim ve savcıları “Katılana soru turma açarım” diye tehdit etti.

11 Haziran – Askerden RP’ye ok suçlamalar

Genelkurmay’ın savcılara dün verdi ği brifingde, Erbakan, Adalet Bakanı Kazan ve RP’nin planlı irticai faaliyet içinde oldu ğu iddia edildi.

Tehdit sökmedi

Ankara’da yargıç ve savcılar, RP’li Adalet Bakanı Kazan’ın “Soru turma açarım” tehdidine aldırmayıp, Genelkurmay’ın dünkü brifingine tam kadro katıldı.

12 Haziran – Gerekirse silah bile kullanırız

Genelkurmay Ba kanlı ğı, “Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmaya çalı an irticayla mücadelede gerekirse silah kullanılaca ğını” açıkladı.

Batı Harekat grubu kuruldu

Genelkurmay Ba kanlı ğı bölücü terörle aynı seviyedeki irtica tehlikesine kar ı mücadele için “Batı Harekat Grubu” adlı bir birim olu turdu.

14 Haziran – Ordu, Çiller’e soğuk

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst kademeleri ba bakanlı ğın Erbakan’dan Çiller’e geçmesinin bunalımın a ılmasına katkıda bulunmayaca ğı görü ünde.

16 Haziran – Ürperten sözler

RP’li Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç, Almanya’daki Milli Görü enli ği’nde orduyu kastederek “Zalimin topu, güllesi, palası varsa, hakkın da bükülmez bile ği var” dedi.

53

18 Haziran – Orduya demokrasi övgüsü

Orgeneral Çevik Bir’i, dün Ankara’da ziyaret eden ABD 16. Hava Kuvvet Komutanı Bethurem, “Türk ordusunun, Türkiye’yi Đran durumuna dü ürmeme çabalarını memnuniyetle kar ılıyoruz” dedi.

19 Haziran – Silahlı Kuvvetler’de emeklilik sürprizi

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bu yıl temmuz a ğustos dönemi emeklilikleri kaldırıldı. Temmuz a ğustos emekliliklerinin durdurulması kararının askeri görevlerin daha iyi yürümesi için alındı ğı bildirildi.

27 Haziran – Bir: Dı ileri’nden de ğil Bakan’dan ikayetçiyiz

Genelkurmay 2. Ba kanı Org. Çevik Bir, diplomatlara verilen irtica brifinginde, “Bizim ikayetimiz Dı ileri Bakanlı ğıyla de ğil, bakanınızla ilgili” diyerek Çiller’i alı ılmadık sertlikle ele tirdi.

3.2.4 Refahyol Hükümeti’nin sona ermesi - 18 Haziran 1997

MGK toplantısındaki askerlerin hazırladı ğı bildirinin imzalanması, koalisyon hükümetinin, özellikle “Kararlar aynen uygulanacak” demesine ra ğmen Ba bakan Necmettin Erbakan’ın üzerindeki baskıyı hafifletmedi. 21 Mayıs günü Yargıtay Cumhuriyet Ba savcısı Vural Sava , laiklik kar ıtı eylemleri yüzünden Refah Partisi hakkında kapatma davası açtı. Sivil toplum örgütlerinin protesto gösterileri, koalisyonun DYP kanadında ya anan bakan ve milletvekili istifaları ve askeri darbe söylentileri Refahyol iktidarının güç kaybetmesine yol açtı.

28 ubat toplantısının ardından hükümet üzerinde artan tüm bu baskıların bir sonucu olarak koalisyon ortakları dönü ümlü ba bakanlık modeline göre hükümette de ğiiklik yapılması kararını aldı. Buna göre Erbakan istifa edecek, ba bakanlı ğa Çiller geçecekti. RP ve DYP hazırladıkları protokole Büyük Birlik Partisi’ni de dahil ederek görevin Çiller’e verilmesi gerekti ğini Cumhurba kanı Demirel’e ilettiler. Erbakan istifasını sunmak için 18 Haziran 1997 tarihinde çıktı ğı Çankaya Kö kü’nde Demirel’e RP, DYP ve BBP’nin anla tı ğını, Bakanlar Kurulu ve hükümet programının hazır oldu ğunu söyledi. Ancak Demirel, Erbakan’ın istifa ederken sarf etti ği bu sözlere ra ğmen hükümet kurma görevini ANAP Genel Ba kanı Mesut Yılmaz’a verdi.

54

3.2.5 Anasol-D Hükümeti, 30 Haziran 1997 – 25 Kasım 1998

Refahyol ortaklarının ba bakan de ğitirerek koalisyonu devam ettirme dü üncesi, Cumhurba kanı Süleyman Demirel’in hükümet kurma görevini Mesut Yılmaz’a vermesiyle gerçe ğe dönü medi. Mesut Yılmaz, DYP’den ayrılarak Demokratik Türkiye Partisi’ni (DTP) kuran Hüsamettin Cindoruk, DSP lideri Ecevit ve CHP’nin dı arıdan deste ğiyle 30 Haziran günü Türkiye Cumhuriyeti’nin 55. hükümetini kurdu.

Ertesi gün Hürriyet Gazetesi, Güven Erkaya’ya ait olan ‘Silahsız Kuvvetler’ ifadesiyle olayı okuyucuya duyurdu: Silahsız Kuvvetler Đ Ba ında; Kamuoyunda, sivil toplum örgütlerinde ve orduda büyük bir gerginli ğe, devlette de bunalıma neden olan Refahyol hükümeti dün siyaset sahnesinden silindi. (Hürriyet, 1 Temmuz 1997)

Yakla ık 1 yıl süren Refahyol koalisyonunun sonu, askerin önceki müdahalelerden farklı bir yol izleyerek anayasal bir kurum olan MGK kararları sonrası yürüttü ğü çalı malar ile geldi. Askerin yargı, üniversite ve sivil toplum örgütlerine yönelik brifing faaliyetleri, medyanın hükümet aleyhine yaptığı yayınlar ve koalisyon ortaklarının arasında derinle en görü ayrılıkları ile DYP kanadındaki istifalar sonrası ya anan çözülme süreci Hürriyet’in ifade etti ği “Silahsız Kuvvetler” man etinin tanımını olu turuyordu.

Anasol-D koalisyonun iktidar oldu ğu 1998 yılı boyunca Hürriyet asker-siyaset konulu toplam 59 haberi man et veya sürman etine ta ıyarak ilk sayfasından okura sundu. Ba bakan Mesut Yılmaz’ın 13 Mart’ta, “E ğer irtica ve terörle mücadelede birisi,

1998

30

25 24

20

15

Haber Sayısı Haber 10 7 6 6 6 5 5 3 1 1 0 0 0 0

55 Aylar demokratik hukuk devleti dı ında bir mücadele yöntemini savunursa, kendisi irtica veya terör gibi üçüncü bir tehlike haline gelecektir” eklindeki sözlerinin ardından asker ile hükümet arasında ba layan tartı manın ya andı ğı Mart ayında, Hürriyet asker-siyaset ile ilgili toplam 24 haberi ilk sayfasında kullandı. 1998 boyunca asker-siyaset haberlerinin aylara göre da ğılımı ise öyleydi:

Grafik 2. Hürriyet Gazetesi’nde 1998 yılında yer alan asker-siyaset ili kisine dair haberlerinin aylara göre da ğılımı.

3.2.6 Temmuz 1997 – Aralık 1998 dönemi haberleri:

Refahyol’un ardından Mesut Yılmaz ba bakanlı ğında kurulan ANAP-DTP- DSP koalisyonu, gensoru ile dü ürülece ği Kasım 1998 tarihine kadar yakla ık 1,5 sene iktidarda kaldı. Bu dönemde Hürriyet’te yer alan asker-siyaset konulu haberlerin, iktidar-asker çatı masından ziyade farklı konularda yo ğunla tı ğı dikkat çeker. Siyasi iktidar ile asker arasındaki gerilim, iki konuda haberlere yansır. Đlki Mesut Yılmaz’ın Batı Çalı ma Grubu’na (BÇG) dair sözleri, di ğer ise yine Yılmaz’ın 27 Mart MGK toplantısı öncesinde yaptı ğı açıklamalara ili kin tartı malardır.

Bu dönemde asker siyaset haberlerinin yo ğunla tı ğı bir di ğer konu ise Refahyol’un Đçi leri Bakanı Meral Ak ener’in yaptı ğı iddia edilen yasa dı ı dinleme faaliyetinin ortaya çıkmı olmasıyla ilgilidir ve Anasol-D iktidarının ilk günlerine denk gelir.

Temmuz ayı:

1 Temmuz – Silahsız Kuvvetler Đ Ba ında

Kamuoyunda, sivil toplum örgütlerinde ve orduda büyük bir gerginliğe, devlette de bunalıma neden olan Refahyol hükümeti dün siyaset sahnesinden silindi.

2 Temmuz – Türk Watergate’i

Đçi leri eski Bakanı Ak ener’in, ordunun içine casus sokarak bilgi topladı ğı ortaya çıktı. Ankara, ABD’de Ba kan yıkan Watergate olayının benzeriyle sarsıldı.

56

3 Temmuz – Müthi olaylar

Türk Watergate’i Ankara’yı sarstı. Orako ğlu’nun garnizonları gözetletti ği anla ıldı. Askerler, bazı gözetleme ajanlarını yakaladı. Köstebek için emir çok üst düzeyden verildi.

5 Temmuz – Hedef azmettiren

Askeri Yargıtay, casus Onba ı Kadir Sarmusak’a verilen 30 günlük hapis kararını bozdu ve azmettirenle birlikte yeniden yargılama istedi.

9 Temmuz – Tehlikeli tahrik

Ak ener, ordu içinde bir cunta kurularak darbe hazırlandı ğını söyleyip polisle askerleri kar ı kar ıya getirmeye çalı tı. Bu da Genelkurmay’ın sert tepkisine neden oldu.

Ak ener’in Suçlamaları: Bir grup, darbe hazırlı ğı yaptı

“Silahlı Kuvvetler’de yasal dayana ğı oldu ğu bilinmeyen ve hiyerar i dı ı bir grupla manın te ekkül etti ği duyuldu. Ara tırılan husus, Silahlı Kuvvetler içinde olu abilecek yasadı ı bir te ebbüstür.”

Ordudan sert yanıt: Devlet gelene ği tahrip edildi

“Açıklamalar, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruldu ğundan bugüne kadar, devlet gelene ğinin nasıl göz ardı edildi ğinin, devlet organları arasında nasıl güvensizlik yaratıldı ğını açıkça ortaya koydu.”

10 Temmuz – Ak ener için suç duyurusu

Genelkurmay Ba kanlı ğı, darbe ihtimali vardı iddiasını ortaya atan Đçi leri eski Bakanı Meral Ak ener hakkında, ‘Türk ordusuna hakaret etti ği’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.

Siyasi çıkar pe indeler

57

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya, dün ak am düzenledi ği sürpriz bir basın toplantısı ile Meral Ak ener’e yanıt vererek, “Batı Çalı ma Grubu yasaldır ve görevine devam ediyor” dedi.

11 Temmuz – BÇG’den ilk rapor

Orduda irticaya kar ı kurulan Batı Çalı ma Grubu’nun (BÇG) RP hakkında hazırladı ğı “Gizli” rapor, partinin kapatılma davasını görecek Anayasa Mahkemesi’ne ula tırıldı.

17 Temmuz – Çiller’den ağır itham: Ordu içinde yasadı ı grup var

Orako ğlu’nun Mamak’a gönderildi ği, kendisi hakkında da soru turma açıldı ğı sırada DYP Grubu’nda konu an Çiller, askere yüklendi. TSK’daki Batı Çalı ma Grubu’nu yasadı ı olarak niteleyen Çiller, “Herkesi fi lemeye kalkarlarsa tartı ılan TSK olmaya ba lar” dedi.

18 Temmuz – Çiller’e bir suç duyurusu daha

‘CIA adına casusluk’ yaptı ğı iddiasıyla hakkında soru turma ba latılan Tansu Çiller için imdi de ‘orduya hakaretten’ suç duyurusu hazırlanıyor.

30 Temmuz – Tehlikeli tahrik

Kesintisiz e ğitimi protesto için Ankara’da toplananlardan a ırı dinci gruplar, Genelkurmay ve Kuvvet komutanlıklarının önüne giderek çirkin sloganlar attı.

Genelkurmay’da gösteriye öfke

Çember sakallı, alvarlı, takkeli, kara çar aflı bir grup göstericinin Genelkurmay’ın önünde, “Kafirlerin korkusu, Muhammed’in ordusu” eklinde attıkları sloganlar öfke yarattı.

31 Temmuz – Pa a’dan mesaj

Genelkurmay Ba kanı Karadayı, önceki gün Yılmaz ve Ecevit’e Batı Çalı ma Grubu’nun faaliyetinin sona erece ği yolunda ilk i areti verdi.

Ağustos ayı:

58

2 A ğustos – 4 Pa a emekli

Org. Karadayı dı ında ordunun üst komuta kademesi de ğiiyor. Org. Köksal, Org. Çörekçi, Ora. Erkaya ile Org. Koman emekli oluyor.

3 A ğustos – Pa alardan ders

4 kuvvet komutanı, bazı çevrelerin “ülkeyi ordu yönetiyor” iddialarını çürütürcesine, görevde kalmak için Askeri ura’da en ufak bir imada dahi bulunmadılar.

4 A ğustos – Yeni komutanlar

Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 4 kuvvet komutanı de ğiti. Kara Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Hüseyin Kıvrıko ğlu aynı zamanda Türk ordusunu 21’inci yüzyıla da ta ıyacak.

5 A ğustos – 41 General emekli

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni komutanlarının belirlendi ği Yüksek Askeri ura toplantısında, 32 general ve amiral bir üst rütbeye yükseldi. 4 kuvvet komutanıyla birlikte toplam 41 general ve amiral emekli oldu.

10 A ğustos – Attıkça atıyor

DGM Ba savcılı ğı’nın hakkında dava açtı ğı YDP Genel Ba kanı Hasan Celal Güzel yine saçmaladı. Güzel, “10 adamım olsa Genelkurmay’ı basardım” dedi.

13 A ğustos – Askeri savcı, casusluk iddianamesini tamamladı

Askeri Savcılık, ‘Casusluk Đddianamesi’ni tamamladı. Đddianamede, ordudan belge sızdıran Onba ı Sarmusak’ı, eski Bakan Ak ener tarafından Đstihbarat Dairesi Ba kanvekilli ği’ne atanan Orako ğlu’nun azmettirdi ği belirtildi.

20 Ağustos – Bunlar darbe görmemi

Ba bakan Yardımcısı ve Milli Savunma Bakanı Đsmet Sezgin, Hürriyet’e içini döktü: “Ordu dayattı” diyorlar. Bunlar darbe görmemi . 3 ihtilal geçirdim. artlar daha kötüydü. Ordu istese darbe yapamaz mıydı? Dayatma olsa 4 komutan emekli olur mu? Genelkurmay Ba kanı ve komutanlar, ‘ordu dayattı’ diyenlerden daha demokrat.”

59

22 A ğustos – Masada unutulan casusluk raporu

Türkiye’yi karı tıran köstebek olayı, eski Đçi leri Bakanı Ak ener’in MGK toplantısından çıkarken masada unuttu ğu casusluk raporu ile patladı.

23 A ğustos – Karar o gün verildi

Erbakan’ın, 11 Ocak Cumartesi günü Ba bakanlık Konutu’nda tarikat liderlerine verdi ği iftar, barda ğı ta ıran damla oldu.

24 A ğustos – MGK’da hindili tartı ma

28 ubat’taki MGK’da gündemin ba sırasında yer alan Sincan, 4 ubat’ta tankların yürümesinden önce yılba ında hindi satı ının yasaklanması ile askerlerin dikkatini çekmi ti.

25 A ğustos – Tankların hedefi çadırdı

4 ubat sabahı günün ilk ı ıklarıyla birlikte Sincan’a hareket eden 15 tank, 20 kariyer, askeri cip ve reolardan olu an konvoyun asıl hedefi, ilçedeki meydana kurulan Kubbetüs Sahra Cami’ni andıran çadırdı.

29 A ğustos – Silahsız Kuvvetler’in patenti Erkaya’ya ait

Askerlerin Refahyol iktidarına tepkilerini ilk ortaya koyan demeçlerden biri geçen yılın aralık ayında Hürriyet’te yayınlanan ‘Bu defa i i silahsız kuvvetler halletsin’ man etiydi.

Eylül ayı:

8 Eylül – Erkaya: Evren’in dini kullanması hataydı

Emekli Oramiral Güven Erkaya, irticai akımların hız kazanmasına, 7’inci Cumhurba kanı Evren’in hatasının yol açtı ğını söyledi.

10 Eylül – Sürpriz geli me

Karadayı, Yılmaz’a heyet gönderdi: Đrticai endi emiz aynı dozda sürüyor. Yılmaz askerleri yatı tırmaya çalı tı: Daha da zorlarsak ie alttan patlar.

60

11 Eylül – Yılmaz: BÇG artık gereksiz

Ba bakan Yılmaz, Refahyol döneminde Genelkurmay’ın bünyesinde olu turulan Batı Çalı ma Grubu’nun (BÇG) hukuki ve siyasi gere ğinin kalmadı ğını ve faaliyetlerinin sona erdi ğini söyledi.

18 Eylül – Çiller asıl çete BÇG

Susurluk sanı ğı Özel Tim’cilerin serbest bırakılmasını sevinçle kar ılayan DYP Lideri Tansu Çiller, Genelkurmay bünyesinde olu turulan irticai hareketleri izleme birimi BÇG’ye ‘Çete’ suçlamasında bulundu. Çiller, “Devlet içinde çetelerin oldu ğunu söylüyorlar. Đ te size adres: Batı Çalı ma Grubu. Gelin çözelim bunu” dedi.

26 Eylül – Onba ı öfkesi

DYP Lideri Çiller’in, onba ılarla ilgili sözleri, askeri birliklerde, askerli ğini onba ı olarak yapanlar arasında ve siyasi çevrelerde büyük infial yarattı.

Ekim ayı:

10 Ekim – Asker Susurluk için bastırıyor

Ba bakan, Strasbourg yolunda önemli açıklamalarda bulundu: Genelkurmay Ba kanı da Susurluk skandalının üzerine sonuna kadar gitmemizi istiyor.

21 Ekim – Ba bakan’dan 2 Mesaj

Yılmaz 100 günlük icraatının hesabını verdi ği basın toplantısında, Batı Çalıma Grubu’na gerek kalmadı ğını söyledi. Yılmaz, “Rejime yönelik tehditlere kar ı birinci derecede görevli olan hükümettir. Hükümetin bunun bilincinde olması halinde fuzuli yapılanmalara yer yok” dedi.

22 Ekim – BÇG’nin illerdeki faaliyeti durduruldu

Ba bakan Mesut Yılmaz, Genelkurmay’a ba ğlı Batı Çalı ma Grubu’nun varlı ğını sürdürdü ğünü söyledi. “Ancak artık illerdeki istihbarat faaliyetlerini kestiler. Kamu görevlileri hakkında rapor düzenlemiyorlar. Đllerden bilgi akı ı kesildi. u anda BÇG, Genelkurmay içinde küçük bir birim” dedi.

61

25 Ekim – Ordu hakkında rapor yazdım

Deniz Kuvvetleri’ndeki ‘köstebek’ davasında tanık olan Hanefi Avcı, emniyette Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bir rapor bulundu ğunu itiraf etti.

Kasım ayı:

2 Kasım – Đrtica tehdidi devletin resmi belgesi oldu

MGK’nın son toplantısında kabul edilen yeni Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ile birlikte ‘irtica tehdidi’ askerlerden sonra sivil kanat tarafından da Türkiye’nin bir numaralı tehdidi olarak kayda geçti.

4 Kasım – Đ te tarihi karar

MGK’nın son toplantısında Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde yapılan tarihi de ğiiklikler belli oldu.

12 Kasım – MGK’dan Çiller’e ikiyüzlü suçlaması

DYP Lideri Çiller’in Siyaset Belgesi’ni sert bir dille ele tirmesi, MGK Genel Sekreterli ği’nde ok etkisi yaptı. Çiller’in 1995’te belge hakkında aldı ğı brifingden sonra övgü ya ğdırdı ğını belirten askeri kaynaklar, bunu ‘ikiyüzlülük’ olarak de ğerlendirdi.

Aralık ayı:

4 Aralık – TÜS ĐAD’ın orduya ekonomi brifingi

TÜS ĐAD, dün Genelkurmay’da ekonomi brifingi verdi. Sürpriz brifinge askerin beyin takımı olarak nitelenen ‘J Komutanları’ katıldı.

12 Aralık – Askeri ura, 62 subayı attı

Yüksek Askeri ura, 62 subay ve astsubayı daha ordudan attı. Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzakla tırılanlardan 55’inin a ırı dinci, 7’sinin ise çete iddiasıyla yargılanma a amasında oldu ğu bildirildi.

13 Aralık – Askeri ura: Đç sava tehlikesi hala sürüyor

62

Yüksek Askeri ura’nın Yılmaz ba kanlı ğında iki gün süren toplantısında, ‘iç ve dı tehdit’ unsurları ele alındı. ura’da, irticanın yine bir numaralı iç tehdit oldu ğuna ve iç sava tehlikesinin sürdü ğüne dikkat çekildi.

29 Aralık – Albaydan aynen iade

Çiller’in muhtıra niteli ğindeki mektubunu bir albay, “Komutanlara sunmaya gerek yok” diyerek aynen kendisine iade etti.

30 Aralık – DYP’de iade pani ği

DYP Ba kanlık Divanı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri, Yargı ve Çankaya’yı hedef alan bildirisini Genelkurmay’da görevli bir albayın iade etmesi, partiyi karı tırdı.

1998 yılı haberleri, Ocak ayı:

1 Ocak – Çiller: Faksı ben çektirdim

DYP Genel Ba kanı Tansu Çiller, Refah Partisi’ne sahip çıkan ba kanlık divanı bildirisinin Genelkurmay Ba kanlı ğı’na faks çekilmesi talimatını kendisinin verdi ğini söyledi.

7 Ocak – Harbiye’nin yarısı oruç tutuyor

Kara Harp Okulu’nda 1600 subay adayı oruç tutuyor. Okulun yarısından fazlası sahura kalkıyor, iftar açıyor. Harbiye’de isteyen namazını kılıyor, orucunu tutuyor. Ama askeri disiplinden taviz yok.

23 Ocak – Karadayı: Neredeyse Hoca’dan özür dilenecek

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Karadayı, RP’nin kapatılmasına gösterilen tepkiler için, MGK’da “Neredeyse Erbakan’dan özür dilenecek” diye tavır koydu.

24 Ocak – Askerler: Mercedes’te jandarma mı vardı

Genelkurmay, Susurluk raporunda jandarmanın da suçlanmasını ele tirdi. “Susurluk kazasındaki Mercedes’in içinde jandarma mı vardı? Kurum olarak suçlanması büyük bir hata olmu tur. Biz hata yapanları anında atıyoruz.”

63

ubat ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Mart ayı:

7 Mart – Sivil BÇG’den ilk ok rapor

Ba bakanlık Sivil Çalı ma Grubu (SÇG), Atatürk, laiklik ve rejim dü manlı ğı aılanan yurt ve pansiyonlarla buralardaki her türlü kursun kapatılmasını istedi.

9 Mart – Pa a’nın 28 ubat’ı getiren konu ması

Tarih 27 Ocak 1997… Ünlü 28 ubat Kararları’nın alındı ğı Milli Güvenlik Kurulu’ndan bir önceki MGK, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Güven Erkaya , bu toplantıda irticai geli melerden örnekler verdi ği bir konu ma yapıyor.

14 Mart – Zehir zemberek

Yılmaz, ara rejim tartı malarına sert cevap verdi ve “Herkesi aklı selime davet ediyorum” dedi.

Ba bakan sert. Yılmaz: “E ğer irtica ve terörle mücadelede birisi, demokratik hukuk devleti dı ında bir mücadele yöntemini savunursa, kendisi irtica veya terör gibi üçüncü bir tehlike haline gelecektir.”

15 Mart – Darbe marbe yok

Üst düzey bir komutan, “Bir Franke tayn yaratıldı. imdi herkes ona ta atıyor. Darbe marbe yok” dedi.

16 Mart – Pa a’nın öfkesi

Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı, görev süresinin uzatılması ve darbe haberleri üzerine sert bir açıklama yaparak u mesajları verdi: “Rütbe makam hırsımız yok. Gelenler farklı olmayacak. Bizle de ğil sorunla u ğra ın. Cumhuriyetin güvencesiyiz.”

Đrtica ile mücadelenin tek merkezi Ba bakanlık

64

Askerlerle hükümet arasında gerginli ğe neden olan irtica ile mücadelede sivil güçleri öne çıkaracak kararlar alınıyor. Đrtica ile mücadelede bundan böyle Genelkurmay yerine Ba bakanlık merkez olacak.

Demirel: A ğustos’a daha altı ay var

Cumhurba kanı, ordudaki tayin terfi tartı masına adının karı tırılmasını “yersiz, zamansız ve icapsız” kar ıladı ğını söyledi ve “Daha a ğustosa altı tane ay var. Bunca mesele varken, her ey bitti de bu mu kaldı?” dedi.

18 Mart – 27 Mart, 28 ubat olmayacaktır

Ba bakan Yılmaz, “27 Mart MGK toplantısında e ğer bir dayatma gerekecekse, o dayatmayı ben yapaca ğım” dedi.

Askerlerden Demirel’e: Artık top bizden çıktı

Genelkurmay’da Demirel’e verilen brifingde, irticanın iç tehdit olarak yerini korudu ğu vurgulandı. Fethullah Gülen cemaati ile ilgili endi eler ve bazı yetkililerin grubun toplantılarına katılmasından duyulan üzüntü dile getirildi.

19 Mart – Sa ğduyu sesleri

Ankara’da siyasi tansiyonun birden yükselmesinden sonra, Cumhurba kanı Demirel, siyasi parti liderleri ve sivil toplum örgütleri, sa ğduyu ça ğrıları yaptı.

20 Mart – Demirel’i rahatlatan sözler

Salı günü brifing almak için gitti ği Genelkurmay Ba kanlı ğı’nda Org. Karadayı’nın ‘demokrasinin yanındayız’ sözler Demirel’i rahatlattı.

Asker Yılmaz’dan jest bekliyor

Hükümetle ordu arasındaki gerilim sürüyor. Ankara’da herkes “yumu amada ilk adımı kim atacak” sorusuna yanıt arıyor. Aracılar devrede. Ancak Yılmaz’la Karadayı henüz bir araya gelmi de ğil.

21 Mart – Askerin cevabı

65

Hükümetin emrindeyiz ama bölücülük ve irtica ile mücadeleden asla vazgeçmeyiz.

Genelkurmay Ba kanı ve dört Kuvvet Komutanı, dün Genelkurmay’da bir araya gelerek bir toplantı yaptı ve Ba bakan Mesut Yılmaz’a cevap niteli ği ta ıyan tarihi bir bildiri yayınladı.

Karadayı: Bize hakaret edildi

Orgeneral Karadayı, son bildirinin perde arkasını Milli Savunma bakanı Đsmet Sezgin’e öyle anlattı: “Bize hakaret edildi. Sokakta yürürken bize sebepsiz bir ekilde gelip yumruk attılar.”

Komutanlar irtica için benden duyarlı olamaz

Ba bakan Yılmaz, komutanların bildirisi için Siyaset Meydanı’nda “Hiçbir komutanın irtica konusunda benden daha duyarlı oldu ğunu kabul etmem” dedi.

22 Mart – Yumu ama adımı

Ankara’da önceki gün esen fırtına, yerini yumu ama havasına bıraktı. Org. Karadayı, Ba bakan Yılmaz’ın TV’deki sözlerini olumlu buldu ğunu iletti.

23 Mart – Yanlı anla ıldım

Yılmaz, dün zirvede bir araya geldi ği ortakları Ecevit ve Cindoruk’a, “Askere kar ı sözlerim yanlı anla ıldı” dedi.

Tartı maları artık bitirin

Cumhurba kanı Demirel, dün açık açık konu tu: Askerin bildirisi muhtıra de ğil tebli ğdir. Demokrasiye ve Anayasa’ya aykırılı ğı yok. Tartı malar kırıp dökerek yapılmamalı. Silahlı Kuvvetleri rahat bırakın. Tartı maları bitirin.

24 Mart – Topyekun sava

Hükümet irticaya kar ı topyekun sava planını açıkladı. Ba bakan Yılmaz, irtica ile mücadelede cumhuriyetin en büyük adımını atmak için harekete geçerken yaptıklarını ve yapacaklarını ilan etti.

66

Karadayı’dan Emir: SÇG’ye destek verin

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Karadayı, orduya ve Batı Çalı ma Grubu’na, Ba bakanlık Sivil Çalı ma Grubu’na her türlü destek sa ğlanması için talimat verdi

27 Mart – Yumuatan sözler

Yılmaz ile Orgeneral Karadayı’nın dün ba ba a yaptıkları görü me, bugünkü MGK toplantısı öncesinde havayı yumu attı.

28 Mart – Samimi dindara MGK güvencesi

Milli Güvenlik Kurulu’nun dünkü 6 saatlik tarihi toplantısında hükümet ve askerler, irticaya kar ı mücadele konusunda temel ilkeleri belirledi.

29 Mart – Bonn ile krizde Yılmaz haklı

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Çevik Bir, Ba bakan Mesut Yılmaz ile Almanya Ba bakanı Helmut Kohl ve Dı ileri Bakanı Klaus Kinkel arasındaki gerginlikte Yılmaz’ı haklı bulduklarını söyledi.

Nisan ayı:

1 Nisan – Đrticaya uyanık olun

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu, bazı güçlerin Türkiye’yi ortaça ğ karanlı ğına sürüklemek istedi ğini belirterek, “ Đrticaya kar ı her Türk vatanda ı uyanık olmalıdır” uyarısında bulundu.

Mayıs ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Haziran ayı:

1 Haziran – Komutandan türban dersi

Hava Kuvvetleri komutanı Org. Đlhan Kılıç, Ankara’daki ‘Anıları tazeleme Günü’nde türban dersi verdi. Komutan resim yarı masında derece alan bir gencin türbanlı annesi Fatma Çelenko ğlu ile tokala ırken, ba örtüsünü türban gibi takmama öğüdünde bulundu.

67

10 Haziran – Komutanlar zirvesi yarın Antalya’da

Yüksek Askeri ura’nın 16 Haziran’da yapaca ğı ola ğanüstü toplantısı öncesi komutanlar, yarın Antalya Karpuzkaldıran Askeri Kampı’nda ön değerlendirme toplantısı yapacaklar. Her YA öncesi yapılan bu toplantıda Ba bakan’a dolayısıyla hükümete iletilmesi istenilen mesajların çerçevesi belirleniyor.

20 Haziran – Komutandan türbanlıya diploma

Atatürk Üniversitesi’nin mezuniyet törenine katılan Erzurum Valisi Ahmet Kayhan ile 9’uncu Kolordu Komutanı Korgeneral Hakkı Baha Tüzüner türbanlı öğrencilere diplomalarını verdi. Korg. Tüzüner, Bayburt Meslek Yüksek Okulu’nu birincilikle bitiren Nuray Esmer’i kutlayıp elini de sıktı.

26 Haziran – Genelkurmay’da görev de ğiimi

Yüksek Askeri ura’nın a ğustos ayındaki toplantısında Genelkurmay Ba kanı Org. Karadayı ile Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Boztepe emekli olacak. Bo alacak iki or rütbesi için 8 korgeneral yarı acak.

Temmuz ayı:

2 Temmuz – Ecevit – Çevik Bir tartı ması

DSP Lideri Bülent Ecevit, Genelkurmay 2. Ba kanı Orgeneral Çevik Bir’in “Fazilet birinci parti, irtica da birinci tehdit” sözlerine yanıt verdi.

Đsim vermeden Orgeneral Bir’i ele tiren ve “Bu tür sözler, laiklik kar ıtı safları sıkla tırır” diyen Ecevit, dün toplanan DSP Meclis Grubu’nda son derece önemli mesajlar verdi.

3 Temmuz – Yılmaz: Herkes iini yapsın

“Đrtica hala birinci tehlike” diyen Org. Çevik Bir’e bir tepki de Ba bakan Yılmaz’dan geldi. Yılmaz, “Herkes i ini yapsın. Türkiye’de bu tespitleri yapmaması gerekenler yapıyorsa, ben yorumda bulunmam” diye konu tu.

4 Temmuz – Kritik dönemeç

68

Orgeneral Çevik Bir’e yönelik tepki bombardımanı, havayı gerginle tirdi. Genelkurmay’da, buna cevap verilip verilmemesi için kritik bir de ğerlendirme yapıldı.

5 Temmuz – Yılmaz’ın ince ayarı

Ba bakan Mesut Yılmaz, dün düzenledi ği basın toplantısında, Orgeneral Çevik Bir’i kastederek “Yapılan hareket yanlı tır” dedi.

6 Temmuz – Ordu, nokta koydu

Tartı mada son sözü Karadayı söyledi: “Çevik Bir’in sözleri münferit. Ordu siyasete karı mamaya özen gösteriyor ve asılsız yıpratılma heveslerine müstahak de ğil. Đ imizi yapıyoruz.”

7 Temmuz – Yılmaz: Artık bu tartı ma kapandı

Ba bakan Yılmaz, Org. Karadayı’nın önceki günkü açıklamasına yol açan son gerginlik için “Tartı ma kapanmı tır. Bu konuda konu muyorum” dedi. Demirel ise önceki gece telefonla görü tü ğü Yılmaz’a tartı manın bitirilmesi telkininde bulundu.

Ağustos ayı:

1 A ğustos – Pa a’ya üstün hizmet madalyası

Hükümet, görev süresi sona eren Org. Karadayı’ya üstün hizmet madalyası verilmesini kararla tırdı.

4 A ğustos – Đ te Askeri ura’da son dakika kararları

Dün Ba bakan Yılmaz’ın ba kanlı ğında toplanan Yüksek Askeri ura’da alınan son dakika kararlarını Hürriyet ele geçirdi. 3’üncü Kolordu Komutanı Korg. Edip Ba er ile 6’ıncı Kolordu Komutanı Aytaç Yalman orgeneralli ğe yükseldi.

7 A ğustos – Pa a’ya neden madalya verdik

Cumhurba kanı Demirel, “Sayın Karadayı Türk demokrasisinin zor bir döneminde görev yaptı. Bu görevi yaparken, Silahlı Kuvvetler’in kendisine ola inancını korudu. Bu madalya kendisini nasıl de ğerlendirdi ğimin i aretidir” dedi.

22 A ğustos – Org. Kıvrıko ğlu Akit’i dava ediyor

69

Ay sonunda Genelkurmay Ba kanlı ğı görevini devralacak Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu, kendisinin ‘A ırı dinci kesime toleranslı’ yapıda oldu ğunu iddia eden Akit Gazetesi’ni mahkemeye veriyor. Kıvrıko ğlu’nun laiklik ve demokratik rejimin korunmasında çok hassas oldu ğu belirtildi.

25 A ğustos – Bir bilen olarak uyarıyorum

Cumhurba kanı Demirel, “Bu seçimde ordu dü manlı ğı ve din istismarı yapılırsa devlet yine harekete geçer” dedi.

29 A ğustos – eriata kar ı teyakkuzdayız

Genelkurmay Ba kanlı ğı görevini devralan Orgeneral Hüseyin Kıvrıko ğlu, devir töreninde irticanın bölücü terörle birlikte birinci tehdit oldu ğunu yineledi.

Eylül ayı:

1 Eylül – Orduya nifak sokmak istediler

Đslamcı basının kar ısında ılımlı oldu ğunu öne sürdü ğü yeni Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kıvrıko ğlu, “Oyunları tutmadı” dedi.

Ekim ayı:

1 Ekim – Suriye’ye gözda ğı

Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK destekçisi Suriye sınırında askeri yı ğınak yapıyor.

2 Ekim – Son uyarı

PKK’yı desteklemekte ve Öcalan’ı korumakta ısrar eden Suriye’ye kar ı ola ğanüstü askeri önlemler alınmaya ba landı.

3 Ekim – Suriye’ye 12 art

Hürriyet, Türkiye’nin 2 Temmuz’da Suriye’ye verdi ği gizli mektubu ele geçirdi. Bu mektubun cevapsız kalması gerginli ği tırmandırdı.

Asker emir bekliyor

70

Ba bakan Mesut Yılmaz, Suriye konusunda son noktayı koydu: “Asker harekete geçmek için emir bekliyor.”

6 Ekim – Asker mevzi kazıyor

Türkiye, yılanın ba ı Esad ile hamili ğini yaptı ğı Apo’ya hadlerini bildirmekte kararlı. Mehmetçik, sava durumunda. Đ te Suriye sınırındaki ola ğanüstü geli meler:

7 Ekim – Bir ucundan girer ötekinden çıkarız

Yakın zamana kadar ordunun zirvesinde bulunan bir komutan, “E ğer sava çıkarsa Suriye’nin bu sınırından girer, öbür tarafından da çıkarız” dedi.

14 Ekim – Org. Kıvrıko ğlu: 14 yıl sabrettik

Malatya, Diyarbakır ve Adana’da askeri birlikleri denetleyen Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kıvrıko ğlu, Suriye’nin 1984’ten beri Türkiye’ye kar ı ilan edilmemi bir sava sürdürdü ğünü söyledi. Org. Kıvrıko ğlu, “14 yıldır PKK terörüne 30 bin ehit verdik. Hep sabrettik. Ancak artık yeter. Sorun çözülmezse gerekli tedbiri alırız” dedi.

Kasım ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Aralık ayı:

5 Aralık – Avrupa’ya 2 mesaj

Sözde Kürt sorununu uluslararası platforma çekme giri imi ba latan Avrupa’ya, Türkiye’nin zirvesinden çok sert iki uyarı geldi.

Demirel’den: Türkiye’yi masaya yatırın, bölünmesini tartı ın diyorsanız Avrupa sizin olsun.

Askerden: Üniter devletten asla vazgeçilemez. Terörle mücadelede insan haklarına saygılıyız.

11 Aralık – Densiz bakan

71

Mevlana töreninde FP’li ba kanla, komutan arasında “haddini bil” tartı ması çıktı. Konya Merkez Selçuklu Belediye Ba kanı FP’li Đsmail Öksüzler, Mevlana töreninde “Ba kan, vali, pa a haddini bilmeli” diye konu unca, protokol sırasında oturan Garnizon Komutanı Tümgeneral Mehmet Kenzi Suner “Bana Haddimi bildiremezsiniz” diye ba ğırdı.

23 Aralık – Kıvrıko ğlu’nun laiklik uyarısı

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıko ğlu, laiklik kar ıtı faaliyetlerin Türk ulusunun dirlik ve düzenini, mevcut Anayasal yapısını bozamayaca ğını belirtti.

3.2.7 DSP azınlık hükümeti 11 Ocak 1999-18 Nisan 1999

ANAP, DTP, DSP’den olu an ve CHP’nin de dı arıdan destek verdi ği üçlü koalisyon hükümeti, Türkbank ihalesinde ya anan yolsuzluk haberleri nedeniyle dü tü. Đ adamı Korkmaz Yi ğit, suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ve ANAP’lı bakan Eyüp Aık’ın Türkbank ihalesine ili kin ses kayıtlarının basına yansıması sonrasında hükümeti dı arıdan destekleyen CHP olayın soru turulmasına destek verince 55. hükümet gensoru ile dü tü ve Mesut Yılmaz istifa etti.

Yılmaz’ın 25 Kasım 1998 tarihindeki istifasının ardından hükümet kurma çalı maları yakla ık 1,5 ay sürdü. Eski bir DYP’li olan ba ğımsız milletvekili Yalım Erez’in hükümet kurmakla görevlendirilmesinden rahatsız olan DYP Genel Ba kanı Tansu Çiller, Ecevit Ba bakanlı ğı’nda kurulacak DSP azınlık hükümetine destek verince 11 Ocak tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 56. hükümeti Đstanbul Milletvekili Bülent Ecevit’in ba kanlı ğında kuruldu. Ecevit 4. kez ba bakan olurken, hükümetin öncelikli görevi ülkeyi Nisan ayında yapılacak seçimlere götürmek olarak belirlendi. Ocak ayından Nisan ayına kadar olan kısa dönemde ya ananlar ise siyasi hesapların tamamen de ğimesine neden oldu. Bu dönemde Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi siyasi atmosferi bir anda de ğitirdi. Azınlık hükümeti kuran DSP 1999 seçimlerinde büyük bir zafer kazandı.

3.2.8 Ocak 1999-Nisan 1999 dönemi haberleri

Bülent Ecevit Ba bakanlı ğı’nda kurulan 4 aylık DSP azınlık hükümeti döneminde Hürriyet’te asker siyaset konulu önemli haberler yer aldı. Ecevit’in “28

72

ubat defteri kapandı” sözleri 23 Ocak tarihli Hürriyet’te man ete çıkarken, Genelkurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu’nun seçimlere 1 ay kala, Hürriyet’in ilk sayfasında yer alan açıklaması dikkat çekicidir: Pa a’dan Uyarı, 312’yi kaldırmayın. Seçimi ertelemeyin. Gazete sonraki gün ise “Uyarı Depremi” man etiyle haberi sürdürürken, Genelkurmay Ba kanı’nın yaptı ğı “seçimi ertelemeyin” açıklamasının borsayı yükseltti ği vurgulandı.

Dönemin asker-siyaset konulu haberleri u ekilde:

1999 yılı Ocak ayı:

7 Ocak – Komutanlar zirvesi bugün Eski ehir’de

Türkiye’nin acilen hükümete ihtiyacı oldu ğunu vurgulayan komutanlar, bugün Eski ehir’de yapacakları zirvede son geli meleri masaya yatıracaklar. Toplantıda hükümet ile irtica ve terör konularının ele alınması bekleniyor.

9 Ocak – Genelkurmay’ın hassas mesajları

Genelkurmay Ba kanlı ğı’nca dün gazetecilere da ğıtılan, “Güncel konular” ba lıklı bir metinde u mesajlar verildi: Hiçbir demokrasi, iktidara gelince kendini ortadan kaldıracak bir siyasi olu uma izin vermek zorunda de ğildir. Bu nedenle ülkemizde laikli ği kaldırarak demokrasiyi yok edecek siyasi olu umların yasaklanması demokrasiye uygundur.

Ba kenti sarsan metnin hikayesi

Her ey, Genelkurmay “Basın Bilgi Merkezi”nin açılı ına davet edilen Ankara temsilcileri için hazırlanan dosyadaki bilgi notuyla ba ladı. 14 sayfalık “Güncel Konular” ba lıklı notun giri bölümünde “Farklı Demokrasiler” ba lı ğı yer alıyordu.

23 Ocak – 28 ubat defteri kapandı

Ba bakan Ecevit, Hürriyet’e “28 ubat süreci denen sürecin defteri kapandı. Türk toplumunda laik cumhuriyete büyük bir ba ğlılık var” dedi.

30 Ocak – Seçim sıkıyönetimi

73

MGK kararı üzerine harekete geçen hükümet, seçim kampanyasında din istismarını sıkı ekilde takibe alacak bir genelge hazırlıyor.

ubat ayı:

15 ubat – Đrticacılara orduevi yasa ğı genelgesi

Đrticai, bölücü faaliyette bulundukları saptanan ve ordudan emekli edilen subaylarla bunların yakınlarının askeri tesislere alınmamasına ili kin genelge Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlü ğe girdi.

Mart ayı:

18 Mart – Pa a’dan uyarı

312’yi kaldırmayın. Seçimi ertelemeyin.

19 Mart – Uyarı depremi

Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu’nun Hürriyet’te dün yayınlanan ‘Seçim ertelenmesin 312 kalkmasın’ sözleri tüm Türkiye’de yankı yarattı, borsa yükseldi.

20 Mart – Demirel: Ke ke biraz sabretselerdi

Demirel, Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kıvrıko ğlu’nun açıklamasını Hürriyet’e de ğerlendirirken “Ok varaca ğı yere varmı tır. Biraz sabır dedik. Ama olmadı. Ben istiyordum ki, i kendi mecrası içinde hallolsun” dedi.

Yılmaz: Pa a’nın üslubu olumlu

ANAP Lideri Yılmaz da, “Biz söyleyince inanmıyorlar” belki Pa a söyleyince inanırlar dedi. Kıvrıko ğlu’nun görü lerinin kamuoyunun büyük bir kesimiyle örtü tü ğünü söyleyen Yılmaz, “Genelkurmay’ın üslubu eskiye göre daha olumlu” diye konu tu.

28 Mart – TSK, laik devleti canı pahasına koruyacak

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıko ğlu, Kurban Bayramı dolayısıyla yayınladı ğı mesajda “Türk ordusu, ülkenin bölünmez bütünlü ğünü ve rejimin demokratik ve laik yapısını, canı ve kanı pahasına koruyacaktır” dedi.

74

Nisan ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

3.3 1999 Genel seçimleri ve seçim sonrası siyasi süreç

3.3.1 Seçim sonuçları

Abdullah Öcalan’ın Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirilmesi Nisan ayında yapılan seçimlerden DSP’nin büyük bir ba arı ile çıkmasını sa ğladı. Bir önceki seçimde TBMM dı ında kalan MHP de oy patlaması yaparak ikinci parti oldu.

Tablo 4 18 Nisan 1999 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları

Partiler Oy Sayısı Oy Oranı Milletvekili Sayısı

DSP 6.919.670 22,2 136

MHP 5.606.583 18,0 129

FP 4.805.381 15,4 111

ANAP 4.122.929 13,2 86

DYP 3.745.417 12,01 85

CHP 2.716.094 8,71 -

HADEP 1.482.196 4,75 -

Seçimin en ilginç sonuçlarından biri ise, CHP’nin tarihinde ilk kez seçim barajının altında kalarak parlamento dı ı kalmasıydı. Merkez sa ğı olu turan ANAP ve DYP de seçimde hüsran ya ayan partiler oldu. Đki partinin toplam oy oranı % 25’i ancak bulabildi. Seçim sonuçları yeni bir koalisyon hükümetini i aret ediyordu.

3.3.2 DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümeti 28 Mayıs 1999-3 Kasım 2002

Seçimin galibi Bülent Ecevit, Cumhurba kanı Demirel’den hükümet kurma görevini aldıktan sonra MHP Genel Ba kanı Devlet Bahçeli’ye koalisyon ortaklı ğı

75

önerdi. Bahçeli’nin bu öneriye olumlu cevap vermesi ve ANAP’ın da katılımıyla Türkiye Cumhuriyeti’nin 57. hükümeti 28 Mayıs tarihinde kuruldu. Bülent Ecevit’in e i Rah an Ecevit’in MHP ile koalisyon ortaklı ğına dair “içime sindiremiyorum” eklindeki sözleri koalisyon görü melerinde kısa süreli bir kriz yarattıysa da koalisyon hükümeti 9 Haziran’da 182’ye kar ı, 354 oyla güvenoyu aldı ve i e ba ladı.

Türkiye, üçlü koalisyon hükümetinin görev yaptı ğı süre boyunca ekonomik ve siyasi alanda tarihi olaylara tanık oldu. Hükümet henüz daha göreve ba lamadan önce TBMM’de ya anan Merve Kavakçı krizi dönemin ilk büyük siyasi kriziydi. Fazilet Partisi (FP) milletvekili Merve Kavakçı türban ile girdi ği Genel Kurul salonunda DSP milletvekillerinin büyük tepkisini çekti. Ba bakan Bülent Ecevit kürsüde, “Burası devlete meydan okunacak yer de ğildir” diyerek Kavakçı’nın dı arı çıkarılmasını istedi. TBMM’nin karı tı ğı olaydan sonra Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel Kavakçı hakkında soru turma açtı. Kavakçı, izin almadan ABD vatanda ı oldu ğu ortaya çıkınca Türk vatanda lı ğını da kaybetti ve milletvekilli ği dü tü.

Koalisyon hükümeti dönemi Türkiye’nin tarihine damga vuran önemli olaylarla geçti. PKK lideri Abdullah Öcalan Đmralı Adası’ndaki yargılamasının ardından idama mahkum edildi. Ancak Öcalan’ın cezası, AB’ye uyum yasaları çerçevesinde idam cezasının kaldırılmasıyla ömür boyu hapis cezasına çevrildi.

Koalisyonun ilk aylarında Türkiye’yi sarsan bir olay ya andı. 17 A ğustos 1999 günü sabaha kar ı Gölcük merkezli ya anan ve Marmara bölgesini vuran 7.4 büyüklü ğündeki depremde resmi rakamlara göre 18 bin ki i öldü, 40 bin ki i yaralandı, binlerce ev hasar gördü. Devletin yardım çalı malarında yetersiz kalması hükümete yönelik sert ele tirilere yol açtı.

Bu dönemde bir ba ka önemli olay 10. Cumhurba kanı’nın kim olaca ğı sorusuydu. Görev süresi 2000 yılında dolan Süleyman Demirel’in tekrar Cumhurba kanı seçilebilmesi amacıyla Anayasa’nın 101. maddesinde yapılan de ğiiklik teklifi TBMM’de kabul edilmeyince koalisyon ortakları yeni bir aday belirlemek için arayı a ba ladılar. Muhalefetin de deste ğini alan hükümet üyeleri Anayasa Mahkemesi Ba kanı Ahmet Necdet Sezer’in adaylı ğında uzla tı ve Sezer, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Cumhurba kanı seçildi.

76

Koalisyon hükümeti döneminde, Türkiye AB ile yürütülen görü meler neticesinde 11 Aralık 1999’da Helsinki’de aday ülke olarak kabul edildi, Devlet Bakanı Hikmet Ulu ğbay intihar giri imi sonrası ağır yaralı olarak kurtuldu, Hizbullah operasyonları sonrasında domuz ba ğı ile öldürülen insanların bulundu ğu birçok mezar ev ortaya çıktı, Gölcük’ten sonra bu kez de Düzce’de 7.2 büyüklü ğünde deprem meydana geldi, 2000 yılının Kasım, Aralık; 2001 yılının ise ubat aylarında ya anan krizler ülke ekonomisini derinden etkiledi.

19 ubat 2001 günü yapılan MGK toplantısı, Türkiye’nin o zamana kadar tarihinde görmedi ği bir siyasi ve ekonomik krizin ya anmasına yol açtı. MGK toplantısına geçilmeden önce Cumhurba kanı Sezer’in batık bankalar için Devlet Denetleme Kurulu’nu devreye sokmasından rahatsız olan Ecevit’e yönelik sarf etti ği sözler ve elindeki Anaysa kitapçı ğını masaya atması, Ecevit’in sözleriyle “Devlet krizi” yarattı.

Toplantıyı terk eden koalisyon ortakları ya anan krizle ilgili basına açıklama yaparken zaten hassas olan piyasalarda büyük çalkantı yaratacak ekonomik krizin de fitilini ate lediler. Borsa tarihi dü ü ya arken repo faizleri % 7500’leri buldu. MGK’dan 3 gün sonra Merkez Bankası’nın dövizde dalgalı kura geçi inin ilk gününde ABD doları 689 bin liradan, 964 bin liraya fırladı. Dolar sonraki günlerde 1 milyon 800 bin lira seviyelerine kadar yükseldi. Ülke ekonomisini iflasın e iğine getiren krizlerin ardından Ba bakan Ecevit Dünya Bankası Ba kan Yardımcısı Kemal Dervi ’i Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlı ğına atadı.

Hükümet ortakları tüm bu sorunlarla u ğra ırken Milli Görü gelene ğinin RP’den sonraki temsilcisi FP de Anayasa Mahkemesi tarafında “Laiklik kar ıtı eylemlerin oda ğı oldu ğu” gerekçesiyle temelli kapatıldı. FP’nin son kongresinde ya anan ayrı manın ardından kendilerine yenilikçi denilen ba ta Recep Tayyip Erdo ğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif ener gibi isimler Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AKP) kurdular.

Ülkede bu olaylar ya anırken ABD’nin New York kentinde 11 Eylül günü Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a yapılan terör saldırıları adeta tarihin akı ını de ğitirdi. ABD kendi topraklarında ilk kez bu denli a ğır bir terör saldırısı ile kar ıla ırken, teröristlerin yolcu uçaklarıyla Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kuleleri ve

77

Pentagon’a düzenledikleri saldırılarda 4 bin civarında ABD’li hayatını kaybetti. ABD Ba kanı George W. Bush’un bu olaylar sonrasında aldı ğı kararlar Türkiye için de önemli sonuçlar do ğurdu. ABD önce Afganistan’a askeri operasyon, sonrasında ise Irak’a yönelik i gal harekatına ba ladı. Irak lideri Saddam Hüseyin devrildi ve ABD Irak’ta egemen güç konuma geldi. 20 Mart 2003 tarihinde ba layan Irak i gali öncesinde Türkiye’nin topraklarını ABD kuvvetlerine açmasını öngören 1 Mart tezkeresinin AKP iktidarı döneminde TBMM’de kabul reddedilmesi de Türkiye ABD arasındaki ili kilerin bozulmasına neden oldu.

Üçlü koalisyon hükümeti, Ecevit’in sa ğlık sorunları, Kemal Dervi ’in toplumda erken seçim beklentisi oldu ğuna dair sözleri, DSP’nin art arda ya anan istifalar sonrası çözülmeye ba laması ve MHP lideri Bahçeli’nin 3 Kasım’da seçim yapılmasını talep etmesi sonrasında gidilen erken genel seçimlerin ardından tarihe karı tı. Hükümeti olu turan üç parti de barajı geçemedi ve parlamento dı ı kaldı.

3.3.3 Mayıs 1999-Kasım 2002 dönemi haberleri

Koalisyon hükümeti döneminde Hürriyet Gazetesi’nde asker siyaset konulu haberler öyleydi:

Mayıs ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Haziran ayı:

8 Haziran – Askerler: PKK muhatap alınamaz

Genelkurmay Genel Sekreterli ği, son günlerde basında Öcalan’ın ifadelerine dayanarak yer alan ‘Askerlerin, terörist PKK ile görü tü ğü iddialarını yalanladı.

23 Haziran – MGK’da zor gün

Fethullah Gülen depreminin ardından bugün toplanacak MGK’da, Ba bakan, ba bakan yardımcıları ve bakanlar rapor bombardımanına tutulacak.

24 Haziran – Stratejik sava

78

Dün yapılan MGK toplantısında, irticayla mücadele konusunda “Milli Eylem Stratejisi” saptanmasına karar verildi.

28 Haziran – Gerçek rapor

MGK ile Batı Çalı ma Grubu’nun ortakla a hazırladıkları ve tüm komutanlara da ğıtılan gerçek ‘Fethullah Raporu’nu Hürriyet ele geçirdi.

Temmuz ve A ğustos aylarında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Eylül ayı:

4 Eylül – 28 ubat bitmedi

Genelkurmay Ba kanı Hüseyin Kıvrıko ğlu, dün çok önemli açıklamalar yaparak, “28 ubat süreci gerekirse yüz yıl, gerekirse bin yıl sürer” dedi.

5 Eylül – Đte o adam

Genelkurmay Ba kanı Kıvrıko ğlu’nun, orduya a ğır hakaretler içeren konu masını gazetecilere da ğıttı ğı milletvekilinin kim oldu ğunu Hürriyet buldu: FP’li Nezir Aydın.

Ecevit: Orduya haksızlık yapıldı

Orgeneral Kıvrıko ğlu’nun açıklamalarını olumlu bulan Ecevit, “Ordunun depremde görevini yapmamı gibi gösterilmesi çok büyük bir haksızlıktır” dedi.

6 Eylül – Nezir’e öfke

Orduya ağır sözlerle hakaret eden FP’li Nezir Aydın’a Türkiye’nin her yerinden büyük tepki geldi. ANAP Lideri Yılmaz, “Bunlar zırva” dedi.

9 Eylül – Askerden AKUT’a eref salonu

Ordudan Sa ğlık Bakanı Durmu ’a mesaj: AKUT grubuna askeri uçak verildi, eref salonu açıldı.

Ekim ayı:

79

2 Ekim – 28 ubat’ta kanunun verdi ği görevi yaptık

1’inci Ordu Komutanlı ğı’ndan 30 A ğustos’ta emekli olan Orgeneral Çevik Bir, gazeteci Đsmet Solak’ın konu ğu oldu: “28 ubat’ta ordu Đç Hizmet Kanunu’yla kendisine verilen görevi yaptı. Ki isel yanı yok.”

9 Ekim – Bitirmeye kararlıyız

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kıvrıko ğlu, ‘Gerici tehdidi mutlaka yok edece ğiz’ dedi.

19 Ekim – Bizans takti ği demagoji hakaret

ANAP Lideri Mest Yılmaz’ın “28 ubat’ta darbeyi ben önledim” sözüne, emekli Org. Çevik Bir tepki gösterdi ve öyle dedi: “Laik cumhuriyet tehlikedeydi. eriat getirilmek isteniyordu. Đki kere iki dört. Darbe önleme ile ne ilgisi var bunu? Bunlar Bizans taktikleridir. Bunu demagoji olarak görüyorum.”

Yılmaz: Darbeyi önledim demedim

ANAP Genel Ba kanı Mesut Yılmaz, “Darbeyi ben önledim” eklinde bir sözcük sarf etmedi ğini belirterek, “Türkiye’de darbeler döneminin kesinlikle kapandı ğına inanıyorum” dedi.

23 Ekim – Asker tam kadro

Ahmet Taner Kı lalı’nın bugün Ankara’da yapılacak cenaze törenine, asker tam kadro katılma kararı aldı.

24 Ekim – Üniformalı mesaj

Bombalı suikasta kurban giden Kı lalı’nın cenaze töreninde, ça ğdı ı karanlık güçlere anlamlı mesajlar verildi. Genelkurmay Ba kanı, kuvvet komutanları ve her rütbeden askerler Kocatepe Cami’ndeki törene üniformalarıyla gelerek laik cumhuriyetin kararlı bekçileri olduklarını gösterdiler.

28 Ekim – 29 Ekim emri

80

Kı lalı’nın cenazesine 3 bin subay ve astsubayla katılan Türk Silahlı Kuvvetleri, 29 Ekim’de 5 bin personeliyle Anıtkabir’de olacak.

30 Ekim – Gölcük gecesi

Türk Ordusu’nun eski iki güçlü komutanı, 24 Ocak 1997’de Gölcük’te yapılan ünlü pa alar toplantısıyla ba layan 28 ubat ve sonrasını anlatıyor.

31 Ekim – Paalar konu tu

Ba bakan Mesut Yılmaz’ın, bir üniversitenin açılı ında türbana ye il ı ık yakan bir konu ma yapması, komutanlar üzerinde so ğuk du etkisi yapmı tı ilk MGK toplantısında bir komutan kalkarak Yılmaz’a sordu: “Ne demek istiyorsunuz?”

Kasım ayı:

1 Kasım – Hoca direnseydi ne yapacaktık

O gün Erbakan görevi iade etmeyip Refahyol direnseydi, askerler ne yapacaktı? Đ te o gün askerin yaptı ğı tarihi de ğerlendirme: Ya halk yıkacak, ya bizle birlikte.

Bundan sonra darbe yok

Eski Genelkurmay 2’inci Ba kanı emekli Orgeneral Çevik Bir, Türkiye’nin gelece ği ve AB ile ili kileri konularında önemli açıklamalar yaptı.

2 Kasım – Her ey askerden bekleniyor

Emekli Oramiral Dervi oğlu’na göre, Türk demokrasisinin sorunlarından biri de sıkça “her eyin askerlerden beklenmesi”.

3 Kasım – Darbenin lafı geçmedi

Emekli Oramiral Dervi oğlu anlatıyor: 28 ubat öncesi Gölcük’te bir araya geldik. Fikir alı veri inde bulunduk. unda hemfikirdik: Türkiye’de irticai bir meyil vardır.

30 Kasım – Çevik Bir sürprizi

81

Emekli Orgeneral Çevik Bir, Rumelili Yönetici ve Đ adamları toplantısında sürpriz açıklamalar yaptı: Halk seçerse cumhurba kanlı ğına adayım.

Aralık ayı:

1 Aralık – Harcansam bile önümüz açılır

Cumhurba kanlı ğına adaylı ğını koyabilece ğini açıklayan Çevik Bir, seçilme ansıyla ilgili olarak da unu söylüyor: “Belki ben harcanırım. Ama yeter ki Türkiye’nin önü açılsın. Meclis dı ından gelen biri seçilsin de kim seçilirse seçilsin. Topu halka atmak gerekir.”

20 Aralık – Ayrılmazsanız darbeden beter olur

Çiller’in danı manı ükrü Karaca, 28 ubat’ta Erbakan’ı, ba bakanlı ğı bırakmaya nasıl ikna ettiklerini anlattı.

23 Aralık – Komutandan irticaya gözda ğı

Genelkurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu, dini ve halkın din duygularını istismar ederek çıkar sa ğlamaya çalı anların varlıklarını sürdürdüklerini belirtti. Kıvrıko ğlu, “Türk Silahlı Kuvvetleri Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik bu tür tehditlere kar ı koymak azim ve kararlılı ğındadır” dedi.

2000 yılı, Ocak ayı:

17 Ocak – Ön sırada asker arkada türbanlı

Bir süredir bir ey dikkatimi çekiyor. Türkiye tarihi kararlar alıyor, çok kritik konularını görü üyor ama askerler sessiz. Acaba neden. Buna kar ılık oralarda ortada görünmeyen askerler, Ankara Barosu’nun düzenledi ği Hukuk Kurultayı’na kalabalık bir kadroyla katıldı. Üstelik hemen arka sıralarında türbanlı kızlar oturuyordu. (Ertu ğrul Özkök’ün yazısı)

25 Ocak – Askerin tepkisi

Genelkurmay ve Jandarma Komutanlı ğı’ndan ayrı ayrı açıklama yapılarak Hizbullah ile TSK ili kisi iddiaları reddedildi. Genelkurmay açıklamasında “Acımasız bir cinayet ebekesi olan Hizbullah terör örgütünün, TSK’yla dolaylı ve dolaysız olarak

82 irtibatlandırılmaya çalı ılması akıl ve mantıkla ba ğda mayan büyük bir iftiradır” denildi.

27 Ocak – Kayna ğı sizsiniz

Genelkurmay Ba kanlı ğı, Fazilet Partisi’ne “Hizbullah’ın kayna ğı sizsiniz” diyerek çok sert bir cevap verdi.

ubat ayı:

2 ubat – Bakmak bile istemediler

Hizbullah’ın vah et kasetlerini, yıllardır teröre kar ı mücadele veren askerler bile seyretmek istemediler.

12 ubat – 28 ubat hayırlı oldu

FP milletvekili Mukadder Ba eğmez, “28 ubat demokrasi için talihsiz bir refleks, ama Türkiye’nin gelece ği için hayırlı bir dönüm noktasıdır” dedi.

Mart ayı:

3 Mart – MGK’da Fethullah Hoca gerginli ği

Ecevit’in Fethullah Hoca’yı övmesi MGK’ya geldi. Ecevit ile Kıvrıko ğlu, Hoca için görü ayrılı ğına dü tü.

25 Mart – Darbecilere iade-i itibar

Genelkurmay, Talat Aydemir’in idamıyla sonuçlanan 1963’teki darbe giri imine katılan 1459 Harp Oklu ö ğrencisinin haklarını 37 yıl sonra iade etti.

26 Mart – Tabela kalktı

Çevik Bir’in 1’inci Ordu Komutanlı ğı döneminde, Đstanbul’daki askeri birliklere asılan “Orduya sadakat erefimizdir” tabelaları sessiz sedasız kaldırıldı.

Nisan ayı:

2 Nisan – Asker iktidar meraklısı de ğil

83

Ba bakan Ecevit, dün Hintli gazetecilerle görü ürken önemli mesajlar verdi. Pakistan’a u ğramayı ının nedenine açıklık getiren Ecevit, “Benim askeri yönetimlere tavrım bellidir” dedi. Darbeler hatırlatılınca Ecevit öyle konu tu: “Türkiye’de asker hiçbir zaman iktidar meraklısı olmadı. Kı lasına döndü.”

14 Nisan – Komutanlar din konferansında

Genelkurmay Ba kanlı ğı, geçen ocak ayında ilk kez bir uygulama ba lattı. 20 bine yakın subay adayına din ve laiklik konusunda konferanslar veriliyor. Konferansları Ya ar Nuri Öztürk veriyor. Bunlar kitapçık haline getiriliyor. (Ertu ğrul Özkök’ün yazısı)

15 Nisan – Đlgiliyiz

Genelkurmay dün sürpriz bir açıklama yaptı ve “Cumhurba kanı olacak zat hakkında de ğerlendirmemiz mevcuttur. Bunu ilgili zeminlerde dile getiriyoruz” dedi.

16 Nisan – Ankara’da ‘hızlı gün’ heyecanı

Genelkurmay’ın ‘ Đlgiliyiz’ açıklamasının yankıları sürerken, Ankara’da dün ola ğandı ı trafik ya andı. Muhalefet liderleriyle görü en Ecevit, Org. Kıvrıko ğlu’yla da bulu aca ğını açıklayıp ortaklarıyla zirve yaptı.

17 Nisan – Kutan: Asker aday olabilir

FP Genel Ba kanı Recai Kutan, asker kökenli birinin de cumhurba kanı adayı olabilece ğini söyledi. “Biz asker-sivil ayrımı yapmıyoruz” diyen Kutan, demokrasiye inanmı , aibesiz ve halkın de ğerlerine sahip her Türk vatanda ının aday olabilece ğini belirtti.

28 ubat kurumsalla ıyor mu

Milletvekillerinin ço ğu Genelkurmay Ba kanlı ğı’nın “Cumhurba kanlı ğı seçimiyle ilgiliyiz” mesajını TBMM yetkisine bir müdahale olarak algılamıyor. Do ğal buluyor hatta destek veriyor. Acaba bir yandan 28 ubat’la ilgili tepkiler yumu arken, öte yandan 28 ubat esprisi giderek kurumsalla ıyor mu? (Ertu ğrul Özkök’ün yazısından)

84

26 Nisan – Ecevit açıkladı: Adayı belirlerken askere danı madım

Cumhurba kanlı ğı için aday belirlerken askere danı madım. Ona gerek olaca ğını sanmıyorum. Bu sonuç eminim ki, bütün toplum kesimlerini çok tatmin edecektir. Sayın Ahmet Necdet Sezer’in askerde rahatsızlık yaratması için bir gerek yok.

Mayıs ayı:

24 Mayıs – Genelkurmay: Ege ordusu gündemde yok

Genelkurmay Ba kanlı ğı, Ege Ordusu’nun Yunanistan’a bir jest amacıyla kaldırılması konusunun gündemde bulunmadı ğını bildirdi. Orgeneral Kıvrıko ğlu’nun da bu konuda hiçbir kimseyle görü alı veri inde bulunmadı ğı belirtildi.

Haziran ayı:

25 Haziran – Güven Erkaya’yı kaybettik ‘Silahsız Kuvvetler Sözünü O bulmu tu

Erkaya “Toplum atalet içinde. Herkeste ‘Silahlı Kuvvetler bu i i çözer’ rahatlı ğı var” diyor ve ekliyordu: “Ama siyasi sorunların çözümünü de Silahlı Kuvvetler’den beklememeli. Bu defa i i silahsız kuvvetler halletmeli.”

26 Haziran – Bu nasıl Müslümanlık

Köktendinci Akit Gazetesi, önceki gün ölen Emekli Oramiral Güven Erkaya için kin dolu yalanlara yer verdi. Gazete, “Erkaya çok içmekten öldü” iftirası attı.

27 Haziran – Hakkımız helal olsun Pa am

Erkaya görkemli bir törenle topra ğa verildi. Köktendinci basına inat binlerce ki i, “Biz hakkımızı helal ediyoruz pa am” diye haykırdı.

29 Haziran – Hain ibirlikçiler vatansız akılsızlar

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Atilla Ate , hem radikal dincileri hem de Türkiye’nin kom ularını çok sert bir dille uyardı: “Dı güçler Türkiye’yi yıkmak için aırı dinci akımları te vik ediyor.”

85

Temmuz ayı:

23 Temmuz – Olay pa a konu tu

KKTC’deki casusluk olayı soru turmasıyla gündeme gelen ve bazı kesimlerin tepkisini çeken Tu ğgeneral Ali Nihat Özeyranlı, geli meleri ilk kez Hürriyet’e anlattı.

Ağustos ayı:

5 A ğustos – 28 ubat’ın son pa ası da gitti

44 askerin orduyla ili kisini kesen, Kara Kuvvetleri Komutanlı ğı’na Org. Hilmi Özkök’ü, Jandarma Genel Komutanlı ğı’na da Org. Aytaç Yalman’ı getiren Askeri ura sürpriz kararlar aldı.

31 A ğustos – Türkiye’nin altını oyuyorlar

Org. Kıvrıko ğlu: “Devleti yıkmak isteyen binlerce memur var. Bunlar ülkenin altını oyuyor.”

Eylül ayı:

16 Eylül – Hepsi yalancı

Yirmi yıllık suskunlu ğunu bozan 12 Eylül’ün konsey üyesi Org. Nurettin Ersin, iddialar için “Hepsi uydurma ve iftira” dedi.

17 Eylül – Paaları almayı Çiller engelledi

Erbakan, 28 ubat sürecinde, DYP’deki çatlaklar nedeniyle komutanları görevden alamadıklarını söyledi.

28 Eylül – ABD önce kendi tarihini temizlesin

Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu, Ermeni soykırımı tasarısının hatalı bir karar oldu ğunu vurguladı. Kıvrıko ğlu ülkelerin ba kaları hakkında böyle bir karar vermeden önce kendi tarihlerine bakmaları gerekti ğini söyledi.

Ekim ayı:

86

3 Ekim – Harp Okulu’nda 2’nci dil Ermenice

Ermeni lobisi, sözde Ermeni Soykırım Tasarısı’nı ABD Temsilciler Meclisi’nde kabul ettirmeye çalı ırken, Kara Harp Okulu’nda Ermenice’nin de ikinci yabancı dil olarak okutulması kararla tırıldı.

4 Ekim – Talihsiz sözlere asker tepkisi

ĐÜ’de, Rektör Alemdaro ğlu’nu ‘TSK ile aynı çizgiye sahip olmakla’ ele tiren Turizm Bakanı Erkan Mumcu’ya askerden tepki geldi. Genelkurmay’dan, isim belirtilmeden yapılan açıklamada, ‘Talihsiz beyan esefle kar ılanmı tır’ denildi.

Kasım:

3 Kasım – Asker deste ği

Genelkurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu, “Ülkemizin tertemiz olması arzumuzdur” dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Ba kanı Temizel ve Đçi leri Bakanı Tantan’ın yürüttü ğü batık bankalara yönelik “Kasırga Operasyonu”na askerlerden destek geldi.

12 Kasım – Beni assalar 3 ki i gelmez

28 ubat’ta “Soka ğa in, miting yap” diyen kurmaylarına Erbakan’ın ok cevabı: “Bizi Kızılay’da sallandırsalar arkamızdan üç ki i gelmez.”

15 Kasım – Genelkurmay: AB’ye kar ı de ğiliz ancak…

Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Aslan Güner TSK’nın AB’ye kar ı çıkmasının mümkün olmadı ğını söyledi. Güner, “Ama, ‘Bu kayıtsız artsız mı olmalı’ bölümünde farklı dü ünüyoruz. TSK’nın kaygısı üniter devlet ve birli ğin bozulmasıdır” dedi.

30 Kasım – Askerden M ĐT’e Kürtçe yanıtı

MGK’da asker kanat, M ĐT’in açıklamalarına 14 sayfalık bir raporla yanıt verdi. Asker, “Kürtçe TV üniter yapıyı bozar” görü ünde oldu ğunu bildirdi. Raporda PKK’nın siyasalla ma faaliyetleri ve Avrupa’nın terör örgütüne verdi ği destek anlatıldı.

87

Aralık ayı:

8 Aralık – Kürtçe TV PKK’ya yarar

Genelkurmay Ba kanlı ğı dün, Kürtçe TV’ye izin verilmesini savunanlara cevap verdi: Kürtçe yayın PKK’nın oyunudur.

12 Aralık – Bir ziyaret 2 mesaj

Liderlerin bugün yapaca ğı “Ulusal Program” zirvesi arifesinde Ecevit’i ziyaret eden Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu, 2 önemli mesaj verdi. 1 Kürtçe TV ve eğitim için endi eliyiz. 2 Parti kapamayı zorla tırmak sakıncalıdır.

22 Aralık – Asker foto ğraflı MGK’ya son

Basın mensuplarının, Milli Güvenlik Kurulu’ndan görüntü almasına son verildi. Karar Cumhurba kanı Sezer’in iste ği üzerine alındı. Gerekçe: Askerin, MGK’da sivil otorite üzerine çıktı ğı izlenimini silmek.

2001 yılı haberleri, Ocak ayı:

3 Ocak – Paa’dan ilginç önsöz

Amerikalı tarihçi Edward J. Erickson’ın, Osmanlı Ordusu’nun 1. Dünya Sava ı sırasındaki faaliyetlerini anlatan ve Orgeneral Kıvrıko ğlu’nun önsözünü yazdı ğı kitabı Amerika’da yayımlandı. Orgeneral Kıvrıko ğlu kitap için “Ermeni katliamı iddiasının yer aldı ğı bölüm hariç objektif ve önemli bir çalı ma” dedi.

9 Ocak – Bunu söyleyeni ortaya çıkarın

Ecevit, Hürriyet’e “Elektrik vurgununda dü ğmeye bakan de ğil biz bastık” diyen komutana çok kızdı ve ortaya çıkarılması için inceleme ba lattı.

12 Ocak – Askeri bırakın yolsuzlu ğa bakın

Genelkurmay son noktayı koydu: “Bir yolsuzluk operasyonu yürütülürken, tartı maya ordunun çekilmesinden ciddi rahatsızlık duyduk. Askerin sırtından siyaset yapmak, ülke yayına de ğildir.”

13 Ocak – Biz Saddam’ı kastetmi tik

88

Askerin sert çıkı ına, ANAP’tan ılımlı cevap geldi: “Burada asker çok yolsuzluk yapar, sivil daha az yapar anlamı yoktur.” ANAP Grup Ba kanvekili Beyhan Aslan, öyle dedi: “Genel ba kanımızın söyledi ği, demokrasilerde her eyin effaf oldu ğu, kapalı rejimlerde açıklık olmadı ğıdır. Saddam yönetimi gibi yönetimler kastediliyor.”

15 Ocak – Paalar’ın TV’de darbe tartı ması

Dönemin önemli ismi Özkasnak, 28 ubat’ı postmodern darbe diye niteledi, emekli Oramiral Dervi oğlu ise “Anayasal bir harekettir” diye kar ı çıktı.

16 Ocak – Org. Kıvrıko ğlu’ndan hassas mesajlar

Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu, Cumhurba kanı’nın yeme ğinde, “Diyarbakır öncesi böyle bir saldırı istihbaratı bize de geldi, te kilatımızı uyardık” dedi. Kıvrıko ğlu, son afla bin 660 PKK’lının serbest kaldı ğını söyledi.

ubat ayı:

2 ubat – Đstifa et yoksa darbe olacak

Askerlerin 12 Eylül’den 23 gün önce Demirel’i, “Müdahale edece ğiz, bir yolunu bulup istifa et” diye uyardı ğı ortaya çıktı.

6 ubat – Asker Londra’ya pa a yolladı

Bir eski bakanla bürokratların yakalandı ğı Beyaz Enerji Operasyonu’nu yürüten jandarma, dı ba ğlantıları ara tırmak için de Đngiltere’ye heyet gönderdi.

Mart ayı:

13 Mart – Komutan: Kriz bizi de etkiledi

Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu, ekonomik krizin kaçınılmaz olarak savunma bütçesinin de yeniden gözden geçirilmesine yol açtı ğını söyledi. Kıvrıko ğlu, “Türk parası yüzde 30 de ğer kaybetti. Bazı projelerin öncelikleri yeniden de ğerlendirilecek” dedi.

22 Mart – Tümgenerale kale li tuzak

89

Ankara Jandarma Komutanı Tümgeneral Bekir U ğurlu’ya, dün Çorum’a giderken kala nikofla ate açıldı.

28 Mart – Paa’nın arka odadaki ricası

19 ubat’taki MGK bölününce, tam bir sessizlik oldu. Bu sırada G.Kurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu salondan çıkarak, Ecevit’in bulundu ğu arka odaya girdi. Kıvrıko ğlu, Ecevit’e “ Đçerde geçen olayın burada kalması ve kamuoyuna yansımaması isabetli olur” ricasında bulundu. Ancak Ecevit, Pa a’nın bu ricasını kar ılıksız bıraktı.

31 Mart – 30 Mart kararı

Milli Güvenlik Kurulu, irticayla mücadelede, 28 ubat’tan bu yana en önemli kararları aldı.

Nisan ayı:

2 Nisan – Aferin Güven çok iyi yaptın

Erbakan’ın yeme ğinde rakı istemem olay oldu. Gece yatarken G.Kurmay Ba kanı arayıp, “Aferin Güven, çok iyi yaptın. Ben de arap içtim” dedi. (Güven Erkaya’nın anılarından)

10 Nisan – Miras neden gitti

TOBB’un bugün yapaca ğı toplantı öncesinde Fuat Miras’ın Genelkurmay’a yaptı ğı gizli ziyaretin tesadüfen ortaya çıkması, Ankara kulislerini karı tırdı.

11 Nisan – Kıvrıko ğlu bana dedi ki

TOBB Ba kanı Fuat Miras, herkesin merak etti ği, Genelkurmay Ba kanı Kıvrıko ğlu ile neler konu tuklarını Hürriyet’e anlattı.

12 Nisan – TSK, 32 projeyi erteledi

Genelkurmay, ekonomik kriz nedeniyle 19.5 milyar dolarlık 32 projeyi erteledi. Konu ile ilgili açıklamada “Ülke ekonomisi üzerindeki yükün hafifletilmesinin ve krizin atlatılmasına yardımcı olunmasının amaçlandı ğı” vurgulandı.

90

24 Nisan – Hortum uyarısı

Org. Kıvrıko ğlu: “Silah alınmasın denilece ğine, hortumların üzerine gidilsin.”

25 Nisan – Askerden Dervi ’e en kritik soru

Devlet Bakanı Kemal Dervi , dün ilk kez katıldı ğı Milli Güvenlik Kurulu’nda askeri kanadın çok kritik sorusuyla kar ıla tı: Dı kaynak görü melerinde Kıbrıs ve Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası gibi siyasal artlar önünüze konuluyor mu?

Mayıs ayı:

3 Mayıs – Askerden Telekom için çifte uyarı

Üç üst düzey komutan, Ba bakan Yardımcısı Özkan’a sürpriz bir ziyaret yaparak, Telekom’un özelle tirilmesinde, Türksat uyduları ve yabancı hisse payı konularında hassasiyetlerini dile getirdi.

4 Mayıs – Gestapo sava ı

Jandarma Genel Komutanlı ğı, Beyaz Enerji soru turmasıyla kendilerini ele tiren Yılmaz’a isim vermeden “Sorumsuz” dedi.

11 Mayıs – Bakan, pa ayı nasıl ikna etti

Turizm Bakanı Mumcu, Jandarma Komutanı’nın telefon dinleme konusunda açıklama yapma iste ğini, ‘Tartı ma büyümesin’ deyip frenledi.

Telekom’da askerin dedi ği oldu

Telekom Meclis’e gönderildi. Tasarıda TSK’nın istedi ği gibi yabancıya satı yüzde 45’le sınırlandı, uydular satı dı ı kaldı. Lisans yetkisi Telekomünikasyon Kurulu’na verildi.

29 Mayıs – Ecevit: Jandarma baskınları ık de ğil

Ba bakan Bülent Ecevit, jandarmanın TEA , TEDA ve BOTA ’a yaptı ğı baskınları ık bulmadı ğını söyledi. 19 ubat’taki Cumhurba kanı ile arasındaki kavganın nedeninin de bu oldu ğunu açıklayan Ecevit, jandarmanın Enerji Bakanlı ğı’na ilk baskını öncesi kendisinden izin istendi ğinde kar ı çıktı ğını da söyledi.

91

30 Mayıs – ‘ ık olmayan’ baskın tartı ması

Ecevit’in “Baskınlar ık de ğil” sözlerine Jandarma Genel Komutanı Org. Yalman sert yanıt verdi: “Beyanlar talihsizdir. Ciddiye bile almıyoruz.”

31 Mayıs – O sözler bana de ğil ortaya idi

Ba bakan Ecevit, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Yalman’ın MGK’da kendisini ele tirdi ği yolundaki haber için “Pa a ortaya, nereye gitti ği belli olmayan bir iki cümle söyledi” dedi.

Jandarma ‘Mavi Akım’dan çekildi

Savcılık talimatlarına uyarak yolsuzluk operasyonlarında görev yapmasının bazı siyasilerde yarattı ğı rahatsızlıktan sonra jandarma, “Mavi Akım” soru turmasından çekildi. DGM Savcılı ğı, jandarmaya, “Tahkikatı polisle yürütece ğiz” mesajını iletti.

Haziran ayı:

14 Haziran – Đrtica sadece sindi

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kıvrıko ğlu, irtica tehlikesinin bitmedi ğini söyleyerek, “Sadece sinmi tir. Fırsatını bulursa ortaya çıkmak isteyecektir” dedi.

24 Haziran – Askerlerle iki ‘özel’ temas

Erbakan’dan kopan Recep Tayyip Erdo ğan, bir albayla gizli, emekli Koramiral Atilla Kıyat’la ise açık birer görü me yaparak askere ‘ Đdeolojik parti kurmayaca ğım’ mesajı verdi.

Temmuz ayı:

4 Temmuz – Kıvrıko ğlu: IMF bizi zora sokmaz

Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu, IMF’nin Türkiye’ye verdi ği destekten vazgeçmeyece ğini söyledi ve “Bizi zor durumda bırakmazlar” dedi.

Ağustos ayı:

5 A ğustos – 3 maymun oyununa son

92

Yılmaz, cumhuriyetin kurulu undan bu yana en hassas konulardan olan “ulusal güvenlik” kavramını tartı maya açtı.

8 A ğustos – Yılmaz’a a ğır cevap

Genelkurmay Ba kanlı ğı, Yılmaz’ın “ulusal güvenlik” kavramını tartı maya açmasını, Türkiye’yi dı arıya ikayet eden onursuz bir davranı olarak de ğerlendirdi.

9 A ğustos – Đte o belge

Yılmaz’la askerleri birbirine dü üren devletin gizli anayasası. Yılmaz’ın “Her ileri adımın önündeki engel”, askerlerin ise “Görevimizi gösteren rehber” diye niteledi ği “ulusal güvenlik” kavramı, MGK’da yazılan bu gizli “Siyaset Belgesi”ne dayanıyor.

12 A ğustos – Kaygılarımı askere ilettim

Ba bakan Ecevit’ten askere ele tiri: “Genelkurmay’ın ekonomiyle ilgili sözleri talihsiz. Kaygılarımı kendilerine sundum.”

17 A ğustos – Özbek Pa a istifa etti

Beyaz Enerji Operasyonu’nun kilit isimlerinden Tümgeneral Osman Özbek, Kuvvet Harekat Ba kanlı ğı’ndan Kayseri Bölge Jandarma Komutanlı ğı’na atanınca istifa etti.

18 A ğustos Askerler gere ğini yaptı

Genelkurmay Ba kanlı ğı, Manisa’daki bir törende ANAP’lı Đl Ba kanı ile tartı an Tu ğgeneral Kazım Usta’ya tevbih cezası verdi.

20 A ğustos – Ulusal güvenlik MGK’ya gelebilir

ANAP lideri ve Ba bakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ile “ulusal güvenlik” konusunda sert tartı maya girdi ği askerler yarınki MGK’da kar ı kar ıya gelecekler.

22 A ğustos – Tatlıya ba ğlandı

ANAP lideri Yılmaz ile Genelkurmay arasında ya anan gerginlik dünkü MGK’da tatlıya ba ğlandı.

93

25 A ğustos – Kıvrıko ğlu MGK’da sordu

Masanın bu tarafı her yıl de ğiiyor. Kar ı taraf hep aynı kalıyor. Neden?

31 A ğustos – Bir günde zengin olma dönemi bitti

Kara Kuvvetleri Komutanı Özkök, Türkiye’de vurgun döneminin kapandı ğını ima ederek, “Artık bir günde zengin olmak yok” dedi.

Ordu AB’ye kar ı diyeni Allah çarpar

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Ya ar Büyükanıt da askerin AB önünde engel oldu ğu iddialarına sert yanıt verdi. Org. Büyükanıt, “Türk ordusunun AB’ye kar ı oldu ğunu söyleyeni Allah çarpar” dedi.

Eylül ayı:

14 Eylül – Orduya hazır ol emri

Ankara’da hareketli saatler ya anıyor. Genelkurmay, ‘fikri teyakkuz’ ilan etti. Önceki gece yapılan ‘Güvenlik Zirvesi’nin ardından tüm karargah ve birliklere “Her geli meye hazır ol” emri verildi.

25 Eylül – Paa yine ha ladı

Manisa’da protokol yüzünden ANAP Đl Ba kanı’nı iten Tu ğgeneral Kazım Usta, dün de Tuhafiyeciler Odası Ba kanı Do ğan Göde’yi azarladı. Pa a, bir yerel gazetede askere çar ı izni verilmedi ğini yazan Göde’ye, “Beni kızdırmayın, askeri hiç salmam. Otobüslerle Đzmir’e gönderirim” dedi.

Ekim ayı:

2 Ekim – Orada kara sava ı çılgınlık

Genelkurmay Ba kanı Org. Kıvrıko ğlu, Afganistan’a harekat için gün sayan ABD’yi uyardı: “Orada kara harekatı akıl karı de ğil. Türkiye’den daha kötü bir arazi. O araziye girecek birlikler kaybolur.”

3 Ekim – Askere sivil uçak vurma yetkisi

94

Barı ta Ba bakan’a ait olan rotasından çıkmı ku kulu sivil uça ğı vurma yetkisi, Genelkurmay’a devredildi.

30 Ekim – Bizim Bin Ladinleri 28 ubat bitirdi

Org. Kıvrıko ğlu: 11 Eylül, 28 ubat’ı haklı çıkardı. Bütün dünya, Türkiye’deki laik modele övgü ya ğdırıyor.

Kasım ayında asker-siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Aralık ayı:

23 Aralık – Kıvrıko ğlu’ndan Kubilay mesajı

Orgeneral Kıvrıko ğlu, Menemen’de ehit edilen Aste ğmen Kubilay’ı anma günü mesajında, “Hiç kimsenin üphesi olmasın ki, ordu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni irticai, bölücü ve yıkıcı her türlü tehdide kar ı korumaya kararlıdır” dedi.

26 Aralık – Müdahale Irak’ı böler

Genelkurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu “ABD’nin müdahalesi, Irak’ta ba ğımsız Kürt devletini gündeme getirir” dedi.

27 Aralık – Tayyip Erdo ğan’ın asker hamlesi

Cumhurba kanı’nın Katar Emiri için Kö k’te verdi ği yemek öncesinde ilginç bir olay ya andı. Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Kıvrıko ğlu, çevresini saran gazetecilere Irak de ğerlendirmeleri yaparken, Kıvrıko ğlu’nun arkasına AKP Lideri Tayyip Erdo ğan geldi ve pa ayı dikkatle dinlemeye ba ladı. Kıvrıko ğlu bir ara sustu ğunda, Erdo ğan hamle yaparak elini uzattı ve “Nasılsınız efendim?” diye sordu. Kıvrıko ğlu, tokala arak te ekkür etti ve eski pozisyonuna girerek konu masını sürdürdü.

29 Aralık – Halkın parasıyla banka mı kurtarılıyor

Hem Cumhurba kanı Sezer, hem de askeri kanat, MGK’da Dervi ’i böyle ele tirdi.

95

2002 yılı haberleri, Ocak ayı:

9 Ocak – Kıvrıko ğlu’nun ilginç sorusu

‘Arjantin’de ekonomiyi batıran siyasiler yargılanıyor. Bizde ise seçime kalıyor. Hangisi do ğru?’

10 Ocak – Kritik soruya verilen cevaplar

Genelkurmay Ba kanı Org. Hüseyin Kıvrıko ğlu’nun, ekonomik krizin sorumlularının Arjantin’deki gibi yargılanmasını ima eden sözlerine farklı kesimlerden de ğiik tepkiler geldi.

31 Ocak – Komutandan KKTC uyarısı

KKTC’ye giden Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hilmi Özkök, “Ada’da egemen iki devlete dayalı bir ortaklık kurulması, krizi önlemenin tek yoludur” dedi. Özkök, Ada’da çözüme ula ılmadan Rum kesiminin tek taraflı AB üyeli ğine ise Türkiye’nin kesinlikle kar ı çıkaca ğını söyledi.

ubat ayı:

26 ubat – Hükümete idam için görü bildirmedik

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt, “Anadilde e ğitime kar ı çıkan ve idam cezasının belli sınırlar içinde sürdürülmesi” tavsiyesine yer veren bir görü aktardı ğı yolundaki haberlerin do ğru olmadı ğını açıkladı.

Mart ayı:

8 Mart – Ordu zirvesinden iki de ğiik görü

AB jeopolitik bir zorunluluktur: Genelkurmay Ba kanı Hüseyin Kıvrıko ğlu, Türkiye’nin AB üyeli ğinin ‘jeopolitik bir zorunluluk’ oldu ğunu söyledi.

AB dı ında bir arayı ta olalım: MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılıç, ahsi görü ü oldu ğunu belirterek öyle dedi: “Türkiye milli menfaatleriyle ilgili sorunlarda AB’den destek görmüyor. Rusya da bir yalnızlık içinde. Dolayısıyla ABD’yi göz ardı etmeksizin Đran’ı da içine alan yeni bir arayı a girmek gerekti ğini dü ünüyorum.”

96

9 Mart – Kılınç Pa a’ya balans ayarı

“AB dı ında bir arayı ta olalım” sözleriyle bir anda gündeme oturan Org. Kılıç’a yine askerden ince ayar geldi: “Rolünü unutma”

11 Mart – Kırmızının bilançosu

MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılıç’ın “AB’ye kar ılık, Đran ve Rusya” önerisi 91 kö e yazısına konu oldu. 46 kö ede Pa a ele tirildi, 26 kö ede ise destek buldu.

Ecevit: Askerler kadar biz de duyarlıyız

Ecevit, “ Đran ile ili kilerimiz AB ile ili kilerimizin yerini tutamaz. Yalnız askerler de ğil, hepimiz bu duyarlılıkları payla ıyoruz.”

13 Mart – Üç pa adan sürpriz açıklama

PKK ile mücadelede görev yapmı , emekli bir genelkurmay ba kanı ve iki bölge komutanı ortak bir açıklamayla Eken’e destek verdiler.

Herkesin merak etti ği sorular

Kılınç Pa a tartı ması sürerken, bugüne kadar cevabı verilmemi sorular var.

14 Mart – Üç pa a daha destek verdi

Emekli pa aların Korkut Eken’e deste ği “Eken’e sahip çıkma kampanyası”na dönü tü. 3 emekli general daha destek açıklaması yaptı.

Yılmaz: O Kafalar

ANAP Lideri Yılmaz MGK Genel Sekreteri Org. Kılıç’ın AB yerine Đran ile ibirli ğine gidilmesi önerisini, isim vermeden yanıtladı: “AB ile Đran’ı aynı kefeye koymak olacak i de ğil. Önce o kafaları ikna etmemiz gerekir.”

16 Mart – Bir pa a, molladan yana olabilir mi

AB yerine Rusya ve Đran önerisiyle tartı ma yaratan MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılıç, dün Kamu-Sen yöneticilerine, “Ben AB’ye girmeyelim

97 demiyorum. Kendimi anlatamadım” dedi ve öyle konu tu: “Laik Türkiye’nin bir pa ası, molla rejiminden yana tavır koyabilir mi? Bunu bile dü ünmediler.”

20 Mart – Askere direkt kendisi sordu

Cheney, Genelkurmay Ba kanı Kıvrıko ğlu’na sordu: Irak harekatı için ne dü ünüyorsunuz? Kıvrıko ğlu cevap verdi: Muhatabınız hükümettir.

21 Mart – Kıvrıko ğlu ile tek ses konu tuk

Ba bakan Ecevit, Cheney’in gezisini de ğerlendirirken Genelkurmay ile hükümetin tek ses oldu ğunu belirtti ve öyle dedi: “ABD’nin Irak’ta kısa zamanda harekat konusu kapanmı tır. Bu konuları Dı ileri ve Silahlı Kuvvetler birlikte de ğerlendiriyoruz. Görü lerimiz arasında tam birlik var.”

Nisan ayı:

18 Nisan – Genelkurmay’dan suç duyurusu

Tayyip Erdo ğan’ın konu ma kaseti için DGM ve Genelkurmay harekete geçti.

24 Nisan – Batı’ya Le Pen dokundurması

Kıvrıko ğlu, “Vaktiyle Türkiye’de de, Fransa’daki Le Pen benzeri bir olay oldu. Biz bunu 28 ubat’la a tık. Ama Avrupa o zaman gerekli hassasiyeti göstermedi” dedi.

25 Nisan – Ordu pe ini bırakmıyor

Genelkurmay, AKP lideri Tayyip Erdo ğan hakkında suç duyurusu yaptı.

Mayıs ayı:

9 Mayıs – Asker Fransa’ya rest çekti

Org. Kıvrıko ğlu’nun foto ğrafının bir istasyonda yere serilmesi üzerine asker, Fransa’ya sert çıktı: Seyirci kalırsanız, ili kileri dondururuz.

29 Mayıs – Asker: Đdam da kalksın af da

98

Askeri kanat yarın MGK’da “ Đdam kalkacaksa, teröristba ı Öcalan için af da tamamen gündemden kalkmalı” formülünü masaya koyacak. Askerler, Apo ve benzerleri için Anayasa ve yasalara, asla de ğitirilmeyecek hüküm konulmasını isteyecek.

30 Mayıs – Kürtçe’ye de kurs formülü

Đdam için “Hess formülü” öneren askerler, anadilde e ğitim konusunda da “kurs formülü” önerdiler.

Haziran ayı:

17 Haziran – Đran’a harekatı pa a önermi

Demirel, 1995’te Türkiye’yi Đran’la sava ın e iğine getiren krizin perde arkasını anlattı: “Çiller’in kafasına Đran’a saldırmayı Çörekçi Pa a sokmu .”

Temmuz ayı:

18 Temmuz – Đte TÜS ĐAD’ın askere sundu ğu gizli rapor

Hürriyet, TÜS ĐAD’ın Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt’a geçti ğimiz günlerde sundu ğu raporu ele geçirdi.

Ağustos ayı:

23 A ğustos – Askerlerden Tayyip’e ilk davet

Askerler, AKP Lideri Recep Tayyip Erdo ğan’ı Genelkurmay Karargahı’nda yapılacak 30 A ğustos kutlamaları törenine ilk kez davet etti.

31 A ğustos – Komutanların 3 Kasım oyu

Dün gece 30 A ğustos resepsiyonunda gazeteciler, yeni komutanlara çok ilginç u soruyu sordular: “3 Kasım’da kime oy vereceksiniz?”

Eylül ayı:

21 Eylül – Komutandan büyük jest

99

Kürtçe arkı söyleyen Sezen Aksu’yu, dün gece Đstanbul’daki konserinde 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Do ğan’ın e i de alkı ladı.

Ekim ayı:

17 Ekim – Askeri darbe olmadan krizi a tık

MHP Lideri Bahçeli, ya anan iki krizin, herhangi bir askeri müdahaleye fırsat verilmeden a ıldı ğını söyledi. Bahçeli, 1946’dan ba layarak ekonomik kriz askeri müdahale ili kisini örneklerle anlatarak, “57. hükümet döneminde ise demokrasi içerisinde, siyasi istikrarı bozmadan, ekonomik krizin a ılması için gayret gösterdik” dedi.

3.4 2002 Genel seçimleri ve seçim sonrası siyasi süreç

3.4.1 Seçim sonuçları

3 Kasım 2002 seçimleri, sonuçları itibariyle, Türkiye’nin en ilginç seçimleri olarak tarihteki yerini aldı. Seçimde yüzde 10’luk seçim barajını sadece iki parti, AKP ve CHP, a arak TBMM’de temsil hakkı kazanabildi. Bir yıl önce kurulmu olmasına ra ğmen % 34 oranında oy alan AKP, 365 milletvekili ile iktidar oldu. 1999’da baraja takılan CHP ise % 20 oy ve 177 milletvekili ile ana muhalefet görevi üstlendi.

1999 seçimlerinin ardından hükümeti olu turan DSP-MHP ve ANAP’tan hiçbiri barajı a amazken, ana muhalefet partisi DYP de baraja takılarak parlamento dı ı kaldı.

Tablo 5 3 Kasım 2002 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları

Partiler Oy Sayısı Oy Oranı Milletvekili Sayısı

AKP 10.848.704 34,43 365

CHP 6.114.843 19,41 177

DYP 3.004.949 9,54 -

MHP 2.629.808 8,35 -

100

GP 2.284.644 7,25 -

DEHAP 1.933.680 6,14 -

ANAP 1.610.207 5,11 -

BA ĞIMSIZ 302,801 0,96 8

Seçim sonuçlarının sürprizlerinden bir di ğeri ise, i adamı Cem Uzan’ın partisi Genç Parti’nin (GP) gösterdi ği ba arı idi. Yüksek bütçeli reklam kampanyası ile seçmenin kar ısına çıkan Cem Uzan, sahip oldu ğu medya kanallarını da kullanarak yürüttü ğü seçim kampanyasında özellikle büyük ehirlerde hatırı sayılır bir oy oranı elde etti. Beyaz gömle ği, yemekli ve konserli mitingleri, reklamcı Ali Taran’ın imzası ile seçmene sunulan “genç, ba arılı, yakı lıklı ba bakan adayı” imajı ile Uzan, Türkiye seçim tarihinin en farklı ve etkili kampanyasını yürüttü ve bu yolla 2 milyon 284 bin seçmenin oyunu almayı ba ardı.

TBMM’ye giremeyen GP’nin bu kadar oy alması ise ba ta DYP ve onun yanında MHP’nin baraja takılmasına yol açtı. Kıl payı farkla seçim barajını geçemeyen DYP’nin yanı sıra, Cem Uzan’ın seçim kampanyası boyunca IMF kar ıtı milliyetçi söylemi ile oylarını etkiledi ği hükümet orta ğı MHP de parlamento dı ında kaldı.

2002 seçimlerinde ya anan “demokratik tasfiye” sonrasında DYP’de Tansu Çiller ve ANAP’ta Mesut Yılmaz genel ba kanlık görevlerinden istifa ettiler. MHP’de Devlet Bahçeli ola ğanüstü kongre toplanaca ğını ve aday olmayaca ğını açıkladı ancak daha sonra bu kararından vazgeçti. 1999’da % 22 ile seçimden birinci çıkan, 2002’de ancak % 1,22 oranında oy alabilen DSP’de ise Ecevit politikayı bırakaca ğını açıkladı.

Sonuçlar, seçim sistemi ile ilgili tartı maları da beraberinde getirdi. Đki partinin temsil edildi ği parlamentodaki temsil oranı, halk iradesinin TBMM’ye yeterince yansımadı ğı yönünde ele tirilere neden oldu. 2002 seçimlerinde halkın oylarının neredeyse yarısı Meclis dı ında kalmı tı. AKP yüzde 34, CHP yüzde 20 oy alırken kullanılan toplam oyların yüzde 46’sını olu turan yakla ık 17 milyon seçmenin oyu TBMM’de temsil edilmekten mahrum kaldı.

101

Seçimin mutlak galibi, daha 1 yıl önce kurulan AKP’nin genel ba kanı Recep Tayyip Erdo ğan siyasi yasaklı oldu ğu için milletvekili olamamı tı. Erdo ğan’ın yerine Abdullah Gül, kurulan ilk AKP hükümetinin ba bakanı oldu. Erdo ğan ise Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) Siirt’teki seçimleri iptal etmesi ve Fadıl Akgündüz’ün milletvekilli ğinin dü mesi ile bu ilde 9 Mart 2003 tarihinde tekrarlanan seçimlere katıldı. Siirt milletvekili olarak Meclis’e giren Erdoğan sonrasında ba bakan oldu.

1999’da TBMM dı ında kalan CHP ise Deniz Baykal’ın genel ba kanlı ğa geri dönmesinin ardından barajı a an iki partiden biri olmayı ba ardı ve ana muhalefet görevini üstlendi.

3.4.2 Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı

2002 seçimleri sonrasında hükümet kurma görevi Adalet ve Kalkınma Partisi Kayseri milletvekili Abdullah Gül’e verildi. Refahyol hükümeti döneminde devlet bakanlı ğı yapmı olan Gül, Refah Partisi’nin kapatılması sonrasında kurulan Fazilet Partisi’nde (FP) Recai Kutan’a kar ı genel ba kanlık için mücadele etmi ancak kaybetmi ti. Bu sonucun ardından Milli Görü gelene ğinden gelen bir kadroda ilk kez bir yol ayrımı ya anmı ve yenilikçi olarak adlandırılan grup Fazilet Partisi’nden ayrılarak Adalet ve Kalkınma Partisi kurmu tu. Genel Ba kan Recep Tayyip Erdo ğan’ın siyasi yasaklı olması nedeniyle katılamadı ğı seçimlerde birinci parti çıkan AKP’nin güçlü ismi Abdullah Gül, 18 Kasım 2002 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin 58. hükümetini kurdu ve Ba bakan olarak göreve ba ladı.

Abdullah Gül, ba bakan olmasından itibaren yo ğun bir dı politika gündemi ile kar ı kar ıya kaldı. ABD’nin Irak’a yapaca ğı müdahale öncesinde Türkiye topraklarını kullanma iste ği ve Kıbrıs’ta BM Genel Sekreteri Kofi Annan liderli ğinde hazırlanan plan çerçevesinde yürütülen görü meler yeni AKP hükümetinin kar ıla tı ğı en ciddi konular oldu.

ABD, Irak lideri Saddam Hüseyin’i devirmek amacıyla ba lataca ğı askeri harekatın kuzey cephesini Türkiye üzerinden açmayı planlıyordu. Bu amaçla TSK’nın yabancı ülkelere gönderilmesi, yabancı silahlı kuvvetler unsurlarının 6 ay süreyle Türkiye’de bulunmasına izin verilmesine ili kin Ba bakanlık Tezkeresi milletvekillerinin oyuna sunuldu. 1 Mart tarihinde yapılan oylamada 264 kabul, 250 ret

102 oyu çıkmasına ra ğmen tezkere için gerekli olan salt ço ğunluk sa ğlanamadı ğı için tezkere reddedildi.

Muhalefet partisi CHP’nin yanı sıra AKP’li bazı milletvekilleri de tezkerenin reddi yönünde oy kullandı. ABD tezkerenin reddedilmesi üzerine Đskenderun limanına getirmi oldu ğu askeri araç ve teçhizatları geri çekti. Bu olay ABD ile Türkiye arasında uzun bir süre devam edecek olan siyasi so ğuklu ğun da ba langıcı oldu.

9 Mart tarihinde Siirt’te yapılan yenileme seçiminde AKP Genel Ba kanı Recep Tayyip Erdo ğan’ın milletvekili seçilmesinin ardından Ba bakan Abdullah Gül istifa etti. Cumhurba kanı Ahmet Necdet Sezer yeni hükümeti kurma görevini Erdo ğan’a verdi. Tayyip Erdo ğan 14 Mart 2003’te Türkiye Cumhuriyeti’nin 59. hükümetini kurdu.

1 Mart tezkeresinin reddedilmesinin ardından 20 Mart tarihinde ikinci bir tezkere TBMM’ye geldi. Türk askerinin Kuzey Irak’a gönderilmesi ve ABD uçaklarının Türk hava sahasından geçi lerine izin verilmesine ili kin Ba bakanlık tezkeresi bu kez 202’ye kar ı 332 oyla kabul edildi.

AKP hükümeti, tek parti iktidarı olması sayesinde hükümet krizlerinin uza ğında bir görüntü çizerek görev yaptı. Đktidarının ilk yıllarında özellikle ekonomi ve alt yapı alanındaki icraatlara a ğırlık veren AKP, Avrupa Birli ği (AB) ile yürütülen üyelik görü melerine büyük önem verdi ve bu görü meler neticesinde Türkiye 2004 yılında alınan kararla AB’ye tam üyelik hedefiyle müzakerelere ba ladı.

15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde ya anan iki olay Türkiye gündemini uzun süre me gul etti. 15 Kasım’da Beth Đsrael ve Neve alom; 20 Kasım’da ise HSBC Bankası ile Đngiltere Ba konsoloslu ğu’na yapılan saldırılar sonucu, aralarında Đngiltere Ba konsolosu Roger Short da olmak üzere 58 ki i hayatını kaybetti, 800’den fazla ki i ise yaralandı. Olaylar tüm dünyada büyük yankı yarattı. El Kaide örgütü yaptı ğı açıklamada saldırıları üstlendi.

2004 yerel seçimleri, AKP ve Ba bakan Erdo ğan’ın merkezi iktidarın ardından yerel yönetimlerdeki gücünü peki tirmesiyle sonuçlandı. AKP, 2002 yılında almı oldu ğu oy oranını da a arak yüzde 40’ı buldu. Kazandı ğı toplam belediye ba kanlı ğı sayısı ise 1753 oldu. Muhalefet partisi CHP ise yüzde 20 ile 469 belediye ba kanlı ğı

103 kazandı. Đstanbul, Ankara, Adana, Bursa gibi büyük ehirlerde AKP kesin bir ba arı kazandı.

2006 yılının Mayıs ayında Danı tay 2. Dairesi’ne yapılan ve Mustafa Yücel Özbilgin’in ölümü ile 4 üyenin yaralandı ğı saldırının türban kararı ile ili kilendirilmesi hükümete yönelik tepkilere yol açtı. 2. Daire üyelerinin bazı gazetelerce hedef gösterilmesine ra ğmen hükümetin gerekli tedbirleri almadı ğını savunan muhalefet partisi CHP, yargı ve üniversite üyeleri ile sivil toplum örgütleri bata Ba bakan Erdo ğan olmak üzere AKP hükümetine büyük tepki gösterdi. Mustafa Yücel Özbilgin’in cenaze törenine katılan hükümet üyelerine fiziksel müdahaleye varan protestolarda bulunuldu.

2007 yılına gelindi ğinde siyasi tansiyon yakla an cumhurba kanlı ğı seçimi nedeniyle hayli yükseldi. Cumhurba kanlığı seçimleri yakla ırken tüm Türkiye’de yüzbinlerce ki inin katılımıyla düzenlenen Cumhuriyet mitingleri AKP hükümetini protesto gösterilerine dönü tü.

AKP’nin cumhurba kanı adayı olarak belirledi ği Dı ileri Bakanı Abdullah Gül, Anayasa Mahkemesi’nin, ‘cumhurba kanlı ğı seçiminin ilk tur oylamasında TBMM Genel Kurulu’nda en az 367 milletvekilinin olması gerekti ği’ yönündeki kararı sonrasında adaylıktan çekildi. Đlk tur oylamanın yapıldı ğı 27 Nisan’da Genelkurmay’ın internet sitesinden yapılan gece yarısı açıklaması ise sonraki günlerde büyük tartı ma yarattı. Genelkurmay’ın açıklamayı internet üzerinden yapması, söz konusu bildirinin “e-muhtıra” olarak anılmasına neden oldu. AKP tüm bu geli melerin ardından genel seçim süresini 5 yıldan 4 yıla indiren ve cumhurba kanını halkın seçmesini öngören bir dizi karar alarak 22 Temmuz 2007 tarihinde erken seçime gitti.

3.4.3 Kasım 2002 - Mart 2007 dönemi haberleri

Kasım ayı:

3 Kasım – Man et vermeyen ilk genelkurmay ba kanı

Orgeneral Özkök’ün 29 Ekim kutlamalarında gazetecilerin sorularına verdi ği yanıtlar, Genelkurmay’da yeni bir üslubun i aretleri.

6 Kasım – Orgeneral Özkök: Kaygıya gerek yok

104

Pentagon ve Beyaz Saray’da en üst düzeyde kar ılanan Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök, Amerikan yönetimini Türkiye’nin yeni siyasi manzarasıyla ilgili olarak rahatlattı. Seçimin sonucu için “Milletimizin dileğidir” diyen Org. Özkök, Washington’a da ‘Kaygılanmaya gerek olmadı ğı’ mesajını verdi.

14 Kasım – Pa am size gelmek isterim

Erdo ğan’ın, Roma gezisine çıkmadan önce Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök’ü telefonla aradı ğı ortaya çıktı. Seçim sonrası tebrik mesajı gönderen Org. Özkök’ü arayan AKP Lideri: “Ziyaretinize gelmek istiyorum pa am” dedi. Komutan’ın cevabı ise, “Tabii ki, ne zaman isterseniz” oldu.

16 Kasım – Avrupalı pa anın Avrupalı cevabı

KKTC kurulu törenine katılan Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, Kıbrıs konusundaki sorulara, “Ben askerim, politikacı de ğilim” diyerek yanıt vermedi.

28 Kasım – Genelkurmay’ın Kıbrıs raporu

Genelkurmay, Kofi Annan’ın Kıbrıs planını de ğerlendirdi ve 5 önemli sakınca buldu. Bu sakıncalar, hükümete iletilmesi için Dı ileri’ne sunuldu.

29 Kasım – Asker müdahalesinde siyasetçi kusurlu

Seçim yenilgisinin ardından ANAP liderli ğini ve aktif siyaseti bırakan Mesut Yılmaz, son MKYK toplantısında konu tu.

30 Kasım – Özkök oruçlu ama ara yok

AKP’li ilk MGK’da, aralarında Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök’ün de bulundu ğu çok sayıda oruçlu üye olmasına ra ğmen iftar arası verilmedi.

Aralık ayı:

4 Aralık – Üs açma krizi

Saat: 20:30 Dı ileri Bakanı Yakı basına açıkladı: Üsleri ABD’ye açarız. Saat: 23:15 Genelkurmay’dan Hürriyet’e: Böyle bir karar bize iletilmedi. Saat: 00:30 Dı ileri: Bakanın sözleri Türkiye’nin taahhüdü de ğildir.

105

6 Aralık – Toprak: Ordumu tartı tırmam

Türk Silahlı Kuvvetleri’nden irticai faaliyet nedeniyle atıldıktan sonra milletvekili olan ve Milli Savunma Komisyonu üyeli ğine, bu dönemde de Milli Savunma Komisyonu Ba kanlı ğı’na seçilen AKP Aksaray Milletvekili Ramazan Toprak, “Ben kendi ordumu ucuz insanlar önünde tartı mam” dedi.

9 Aralık – AKP’li bakanın ilginç asker yorumu

Milli Savunma bakanı Vecdi Gönül: Ordu elbette hassas olacak. Zaten onun için vardır. Mevcudiyet sebebi budur.

10 Aralık – Asker irticaya yine dikkat çekti

Genelkurmay’dan, hükümete verilen 3 saatlik brifingde, irticayla mücadelede Ba bakanlık Takip Kurulu’nun önemine dikkat çekildi. “Kılık-kıyafet” yönetmeli ğinin de ğitirilmemesinin altı çizildi. Đrticai sermayenin hareketlili ği anlatıldı.

12 Aralık – Orduevlerinde e arba izin

Askeri Gazinolar ve Sosyal Tesisler Yönetmeli ği’nin dü ğünlerle ilgili bölümünde de ğiiklik yapan Milli Savunma Bakanlı ğı, ya ının ilerlemesi nedeniyle sade bir sakal bırakanlar ile ya lı annelerden e arp takanlara orduevlerine giri istinası tanıdı.

17 Aralık – Bakan Yakı ’tan aırtan sözler

Dı ileri Bakanı Yakı , Kıbrıs’ta bir çözüm olmazsa, Türk Ordusu’nun i galci durumuna dü ece ğini iddia etti.

27 Aralık – Orduda 7 ihraç

Ba bakan Abdullah Gül’ün katıldı ğı ilk Yüksek Askeri ura, 7 askerin disiplinsizlikten ordudan atılmasına karar verdi. Böylece, 1990 yılından bu yana en dü ük ihraç gerçekle mi oldu.

29 Aralık – El kaldırmadılar imza attılar

106

Son YA toplantısında ilk kez oylama yapıldı ve 6 askerin “irticai faaliyet”ten ordudan ihracı için Ba bakan ve Milli Savunma Bakanı el kaldırmadı.

2003 yılı haberleri, Ocak ayı:

2 Ocak – Bülent Arınç’tan askerlere lojman dokundurması

TBMM Ba kanı Arınç, Meclis olarak milletvekilleri lojmanlarından elleri çektiklerini hatırlattı ve “Lojmanlardan milletvekillerinin ayrılması, sivil ve asker bürokrasisine örnek olmalı” dedi. Sezer’i türbanlı e iyle u ğurlayan ve komutanların “3 dakikalık ziyaret” yaparak tavır koydu ğu Arınç, yeni bir tartımaya daha imza attı.

4 Ocak – Arınç’a C protokol

Genelkurmay Ba kanı Özkök, iade-i ziyarete gelen TBMM Ba kanı Arınç’ı devlet gelene ğine uyarak, C tipi törenle kar ıladı. 45 dakikalık ba ba a görü mede Org. Özkök, Arınç’a askeri lojmanlar ve YA ’la ilgili ısrarlar için hassasiyetini dile getirdi.

7 Ocak – Tu ğamiral’den gözya lı brifing

TBMM’deki askeri brifing ilginç bir olaya sahne oldu. Tu ğamiral Kadir Sa ğdıç, brifing sırasında gözya larını tutamayıp a ğladı.

10 Ocak – Astsubay eyhin üste ğmen müridi

Genelkurmay ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün YA konusundaki sürpriz çıkı ının arkasında, askerleri oke eden u üç olay var: 1-Dosyadaki garip ast-üst ili kisi. 2-Đsrail’e gitmem diyen subay. 3-Namaz vakti nöbet tutmam.

28 Ocak – Merak etme ordu arkanda

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, çok övücü sözlerle Denkta ’a sahip çıktı ve “Ordu arkanda” mesajını verdi.

31 Ocak – Yeraltında sava takvimi

Sava düzenine geçen ordunun kurmay kadrosu, Eski ehir’deki yer altı karargahında ABD’nin olası Irak sava ı takvimini saptadı.

ubat ayı:

107

7 ubat – Aytaç Pa a 3. cephede

Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman, Saddam’a kar ı 3. cephenin açılaca ğı Ürdün’e sessizce gidip geldi.

Mart ayı:

6 Mart – Asker tezkeresi

Özkök Pa a: Bunun dı ında kalamayız. Hükümetin tezkeresini destekliyoruz çünkü, “Hiç katılmamakla sava ın aynı zararlarını görece ğiz. Fakat zararımızın telafi edilmesi ve sava sonrasında söz sahibi olmamız asla mümkün olmayacaktır.”

25 Mart – Milli mutabakat turları

Genelkurmay Ba kanı ve komutanlar dün “milli mutabakat turuna” çıktı. Görü melerde Türkiye’nin imdilik K.Irak’a girmemesi görü ü a ğır bastı.

27 Mart – Bu sava bizim sava ımız de ğil

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök: “Bu sava bizim sava ımız de ğil. Bu görev bizim görevimiz de ğil.”

29 Mart – Pa ayı sürman et bizi çift sütun

Abdullah Gül: “Gazeteleri okurken hayretler içinde kaldım; sanki herkes susuyor, Sayın Genelkurmay Ba kanı konu uyor. Oysa Ba bakan ve ben de açıklamalarda bulunuyoruz.”

Nisan ayı:

12 Nisan – ‘Uzman çavu ’ general olabilecek

Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök, yetenekli olması halinde uzman çavu un bile generalli ğe yükselmesine olanak verecek bir yasa tasla ğı hazırlandı ğını söyledi.

24 Nisan – Büyükelçilikte yobaz kavgası

108

MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç’ın, geçen hafta Brüksel’deki bir toplantıda Milli Görü çülerle tartı tı ğı ve “Siz yobazsınız” diye ba ğırdı ğı ortaya çıktı.

25 Nisan – Pa a: Alırsın boyayı-ka ğıdı basarsın parayı

MGK Genel Sekreteri Org. Kılınç’ın, Almanya’da da Türk dernekleri yöneticilerine ekonomi dersi verdi ği ortaya çıktı.

Mayıs ayı:

1 Mayıs – Kritik MGK’nın perde arkası

28 ubat’tan sonra en uzun toplantısını dün yapan MGK’da, laikli ğin korunaca ğı konusunda hassas olunması için tam bir görü birli ğine varıldı.

8 Mayıs – Asker de pi manlık yasasına sıcak

Đçi leri Bakanlı ğı itirafçılara yönelik yeni bir ‘Pi manlık Yasa Tasarısı’nı gündeme aldı. Genelkurmay 2. Ba kanı Org. Büyükanıt da, ‘sistemin i lemesi’ artıyla sıcak baktıklarını söyledi.

18 Mayıs – Org. Kılınç’tan politikacıya ele tiri

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, savunma Bakanlı ğı Müste arlı ğı yaptı ğı dönemde be bakanla çalı tı ğını belirterek bu bakanları “ulusal güvenlikten çok, parti tabanına hizmet etmek” ile suçladı.

19 Mayıs - Kılınç Paa’dan üç itiraz geldi

MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç, Ba bakanlı ğa gönderdi ği “Gizli” damgalı bir yazıyla, AB’ye uyum için hazırlanan 6. pakete üç itirazda bulundu.

22 Mayıs – Kürtçe TRT ile sınırlı olsun

Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök, Ba bakan Erdo ğan’a askerin Kürtçe yayın konusundaki çekincesini iletti. Önceki günkü sürpriz görümede konu ulanlar, Hürriyet’e yansıdı.

24 Mayıs – Ankara’da genç subay bombası

109

Genelkurmay Ba kanı Özkök’ün Ba bakan Erdo ğan’ı, “Genç subaylar AKP’den tedirgin” diye uyardı ğını yazan Cumhuriyet’in man eti Ankara’ya bomba gibi dü tü.

25 Mayıs – Cevap yarın

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök yarın basın toplantısı yaparak “Ordu rahatsız” haberlerine açıklık getirecek.

Erdo ğan: Haberler uydurma

Ba bakan Erdo ğan, “genç subayların rahatsızlı ğına” ili kin haberlerin “aslı astarı olmadı ğını” belirtti.

26 Mayıs - Genç subay günü

Org. Özkök, günlerdir tartı ılan “Genç subaylar tedirgin” haberlerine bugün gazetecilerle konu arak yalanlayacak.

Erdo ğan: Đhanet

Ba bakan Erdo ğan ordu-hükümet gerginli ği iddialarına sert çıktı: “Ordumuzla aramızda bulunan ahenkli çalı mayı bozmaya gayret edenler çok ciddi yanlı içindeler. Bu tür görü ler ortaya koymak bu ülkeye ihanettir.

27 Mayıs – Beni yıpratmayın

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök, günlerdir kamuoyunu rahatsız eden “Genç subaylar tedirgin” haberini yalanladı, “Beni yıpratmayın” dedi.

Gül: Askerin görü ü olur halkın da var

Dı ileri Bakanı Gül, Girit’te “Halkın da bir görü ü var. Askerin de olacak. Cumhuriyetin ilkelerini korumak hepimizin görevi” dedi.

29 Mayıs – Getirin önce MGK’da bakalım

Gündeminde olmamasına ra ğmen MGK dün AB’ye uyum paketini görü tü. Askerler itirazı sürdürünce, paket dün ak am Bakanlar Kurulu’nda görü ülmedi.

110

30 Mayıs – Türkiye AB’ye girecektir

Genelkurmay Đkinci ba kanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt, “Türkiye, Avrupa’nın bir parçasıdır ve Avrupa Birli ği’ne girecektir” dedi.

Haziran ayı:

23 Haziran – TSK’dan AB’ye askerlik jesti

Genelkurmay, askerlik süresinin 2-4 ay kısaltılaca ğını açıkladı. Bu durumda Türkiye’nin asker sayısı 92-93 bin azalacak ve büyük tasarruf sa ğlanacak.

24 Haziran – Kısa askerlik için jet onay

Hükümet, Genelkurmay Ba kanlı ğı’nın askerli ğin kısaltılmasına ili kin teklifini aynen kabul etti.

Temmuz ayı:

8 Temmuz – Millet ve ordunun gururu korunacak

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök, 11 askerimizin Irak’ta gözaltına alınması krizinin ardından ABD’ye tarihi bir karılık verdi.

14 Temmuz – 11 Mehmetçi ğe Mehmet morali

ABD askerlerinin K.Irak’ta gözaltına alıp Ba ğdat’a götürdü ğü 11 Türk askerine, Giresunlu Amerikan çavu u Mehmet’in moral verdi ği ortaya çıktı.

15 Temmuz – Bağdat’a Türk irtibat subayı

Org. Ya ar Büyükanıt açıkladı: “E güdümle görevli bir irtibat subayı da Ba ğdat’ta görevlendirilebilir.”

16 Temmuz – Komutanlar yine MGK’da kaldı

Hükümet, 7. Uyum Paketi’nde kuvvet komutanlarının Milli Güvenlik Kurulu (MGK) üyeli ğine son verilmesi kararından geri adım attı. Pakette MGK Genel Sekreteri’nin görevleri sınırlandı. Atama i lemi de MGK’da görü ülüp, ba bakanın önerisi ve Çankaya’nın onayı ile yapılacak.

111

19 Temmuz – Yedinci paket’e askerden itiraz

Genelkurmay, 7’inci Uyum Paketi hakkındaki ele tiri ve de ğerlendirmelerini hükümete iletti.

Ağustos ayı:

1 A ğustos – YA yeme ğine türban iptali

Komutanlar, bugün ba layacak Yüksek Askeri ura nedeniyle verilecek iki ak am yeme ğini, Ba bakan Erdo ğan’ın türbanlı e i katılmasın diye iptal etti.

2 A ğustos – Erdo ğan da YA ’a ‘çekince’ koydu

Ba bakan Erdo ğan, katıldı ğı ilk Yüksek Askeri ura’da, selefi Gül gibi davrandı. Erdo ğan, irticacı subayların ordudan atılma kararlarına erh (çekince) koyarak “olur” dedi.

3 A ğustos – MGK Sekreteri 1 yıl daha asker

YA ’ın en kritik konusunda uzla ma sa ğlandı; MGK Genel Sekreteri, 1 yıl daha ‘asker’ olacak.

5 A ğustos – Đlk bekar orgeneral

Yüksek Askeri ura, orduda ilk kez bir bekar korgenerali orgeneral atadı. Fethi Remzi Tuncel, Kara Kuvvetleri Kurmay Ba kanlı ğı’na getirildi.

6 A ğustos – Asker gidiyor

Ba bakanlık’taki sürpriz zirvede, Irak’a asker yollamak için uzla maya varıldı. Karar, yarın Sezer’in de katılaca ğı devlet zirvesinde kesinle ecek.

11 A ğustos – Kom udaki yangına bigâne kalamayız

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Org. Büyükanıt, Irak’a asker gönderilmesi konusunda, “Kapımızdaki yangına kayıtsız kalamayız” dedi.

26 A ğustos – Ben konu urum

112

Genelkurmay Ba kanı Hilmi Özkök, emekli olan pa aların yaptı ğı açıklamalarla ba layan tartı malara son noktayı koydu: “Ordu adına ben konu urum.”

27 A ğustos – Komutandan de ğiim dersi

Emekli pa alar konu tu, gitti. “Ordu adına ben konu urum” diyen Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök de, dün TSK’da “de ğiim” mesajları verdi.

29 A ğustos – Davetiye e li icabet e siz

Genelkurmay, Erdo ğan’ı 30 A ğustos resepsiyonuna e iyle birlikte davet etti. Erdo ğan ise gerginlik yaratmamak için davete e i Emine Erdo ğan’ı götürmeme kararı aldı.

31 A ğustos – Koruyaca ğız de ğiece ğiz

Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök, yayınladı ğı 30 A ğustos Zafer Bayramı mesajında ilginç de ğerlendirmeler yaptı ve önemli uyarılarda bulundu.

Eylül ayı:

6 Eylül – Protokolde vekil, askerin önüne geçti

Đçi leri Bakanlı ğı illerdeki resmi törenlerde uyulacak protokol listesiyle ilgili yeni düzenleme yaptı. Buna göre illerde düzenlenen resmi törenlerde milletvekilleri, askerlerden önce yer alacak. Bu düzenleme sadece yerel törenler için geçerli olacak, devlet protokolünde ise bir de ğiiklik yok.

17 Eylül – Artık biz de konu alım komutanım

28 ubat döneminin komutanlarından Çevik Bir, Karadayı’yı arayarak “28 ubat için artık biz de konu mak mecburiyetindeyiz” dedi.

20 Eylül – MGK’da ‘yetki formülü’ çıktı

Çankaya Kö kü’ndeki 4.5 saatlik kritik MGK’da, Irak’a asker gönderilmesi konusu, “yetki formülü”ne ba ğlandı. Hükümet ve asker uzla tı. Hükümet tezkereyle, Meclis’ten bu kez ‘izin’ de ğil ‘yetki’ isteyecek.

Ekim ayı:

113

2 Ekim – artlı krediye itiraz: Bize bir ey sorulmadı

Asker, Kuzey Irak artına ba ğlı ABD kredisine tepkisini dün ilk kez seslendirdi.

14 Ekim – Cevabını alırlar

Genelkurmay’daki brifingde, “Irak’a asker gönderirsek Kuzey Irak’tan geçilecek. Kürt gruplar saldırırsa Türk Silahlı Kuvvetleri’nden gerekli cevabı alırlar” denildi.

31 Ekim – Bizim de telefonumuz dinleniyor

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök açıkladı: Türkiye’de herkes gibi bizim de telefonumuz dinleniyor. Onun için tedbir aldık ve muhaberat ifrelerimizi çok geli tirdik. NATO standardına getirdik.

Kasım ayı:

10 Kasım – 10 Kasım bombası

Genelkurmay Ba kanı, net mesajlar verdi: Rumlar AB’ye güvenmesin. Hiçbir Avrupalı gelip onlar için sava maz. Ekonomik ambargoya ise direniriz.

Aralık ayı:

2 Aralık – Org. Özkök: Saldırılar din motifli

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, Đstanbul’daki saldırılar için “Din motifli, Müslümanların yaptı ğı ortada” dedi. Özkök, din ve siyasetin iki tehlikeli madde oldu ğunu belirterek “Bunlar bulu unca vah et geliyor” diye konu tu. Komutan, “ Đslami terör” polemi ğinde Ba bakan’a hak verdi.

7 Aralık – Sivil darbe mi askeri tasfiye mi

Fikret Bila’nın “Sivil Darbe Giri imi” kitabında, Ecevit’in tasfiyesi yanında Orgeneral Özkök’ü de tasfiye edecek bir plan oldu ğu ortaya çıktı.

23 Aralık – Paadan Menemen uyarısı

114

Org. Özkök Menemen’in yıldönümü mesajında laiklik kar ıtı hareketlere giri eceklere Kubilay’ı öldürenlerin sonunu örnek gösterdi.

31 Aralık – Bu cenazeyle mi AB’ye gireceksiniz

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, “AB’ye girme iddiasında olan ça ğda Türkiye’yi savunurken, bir cemaat liderinin sakalını öpmenin muazzez dinimizle alakası olmayan hurafeler oldu ğunu aziz milletimizin takdirlerine sunuyorum. Bu zihniyeti esefle kınıyorum” dedi.

2004 yılı haberleri, Ocak ayı:

1 Ocak – Bu söylemlerden endi e duyuyoruz

AKP’li Fehmi Hüsrev Kutlu’nun, TBMM’de Atatürk’ün üniformalı resmine kar ı çıkması ve Đstanbul’daki sarıklı cenaze töreni için bir açıklama da Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök’ten geldi.

15 Aralık – Askerden Erdo ğan’a ilginç brifing

Ankara kulisleri dün Genelkurmay Ba kanı Özkök ve kuvvet komutanlarının Ba bakan Erdo ğan’a verdi ği brifingle çalkalandı. 4,5 saat süren toplantıda, TSK üst kademesinin, Türkiye’nin güvenli ğiyle ilgili genel bir brifing vermesinin yanı sıra, Kıbrıs, Đncirlik ve Irak’taki geli meler ele alındı.

21 Ocak – Tolon: Kıbrıs’ta çözüm isteyene hain demedim ben de istiyorum

Ege Ordu Komutanı Hur it Tolon, sözlerine açıklık getirdi: “Tam aksine, ben de Kıbrıs’ta adil bir çözüm istiyorum. Çözüm Türkiye’nin lehinedir. Ben sadece ‘Hiçbir hakkımızı korumadan Kıbrıs’ı verelim’ diyenlere çatıyorum. Ben ‘Ver kurtul diyen haindir’ diyorum.”

ubat ayı:

8 ubat – Asker de ‘Mektuptaki kafa’dan rahatsız

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Özkök, Ba bakan Erdo ğan’a, Annan’ın davet mektubundan duydukları rahatsızlı ğı aktardı.

115

28 ubat – Askerden temkinli basın brifingi

Genelkurmay Ba kanlı ğı’nda dün düzenlenen ola ğan basın brifingi, gazetecileri aırtan ölçülerde dikkatli bir üslubun sergilenmesine sahne oldu. Sözcüler, Kıbrıs ve Đç politikada polemik yaratacak cevaptan kaçındılar.

29 ubat – Komutanın ricasına evet

Suriye Devlet Ba kanı Be ar Esad, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral ener Eruygur’un ricası üzerine eriat Külliyesi’ne ö ğrenci alımını durdurdu.

Mart ayı:

1 Mart – Erdo ğan: 28 ubat’ın olumlu yanı uygulandı

Ba bakan, 28 ubat’ın “olumlu yanı oldu ğunu” ilk kez dolaylı ifadeyle kabul etti. Erdo ğan, 28 ubat için “Varsa olumlu yanı, olumlu yan alınmı , uygulanmı tır” dedi.

10 Mart – Sosyetik fi leme

Kara Kuvvetleri Komutanlı ğı, kaymakamlıklara bir yazı yollayıp, “AB ve ABD yanlısı ki iler ve yüksek sosyete” hakkında istihbarat toplanmasını istedi.

11 Mart – Doğru, düzelecek

Genelkurmay dün Hürriyet’teki “Sosyetik fi leme” man etinin do ğru oldu ğunu açıkladı, çalı manın bazı bölümlerinin düzeltilece ğini bildirdi.

15 Mart – Komutan benim kabahat benim

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök, fi leme skandalının ‘merkezi’ de ğil ‘lokal’ bir talimattan kaynaklandı ğını söyledi.

20 Mart – Hem laik, hem ılımlı Đslam devleti olmaz

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Đlker Ba bu ğ, “Türkiye laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir” dedi.

Nisan ayı:

116

14 Nisan – Meclis’in ordusuyuz Ata’nın askeriyiz

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin iki konudaki görü ünü açıkladı: Kıbrıs’ta karar halk ve Meclis’in. Laikli ği sonsuza kadar koruruz.

Mayıs ayı:

5 Mayıs – Genelkurmay bastırdı, yolsuzluk ortaya çıkarıldı

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Özkök’ün “yolsuzlukların üzerine sonuna kadar gidilmeli” tavrı, Milli Savunma Bakanlı ğı’ndaki büyük vurgunu ortaya çıkardı.

7 Mayıs – Asker kar ı

Genelkurmay Ba kanlı ğı, üniversiteye giri te imam hatiplerin önünü açan YÖK yasa tasarısına, zehir zemberek bir açıklamayla kar ı çıktı.

8 Mayıs – AKP’li vekillere ‘konu ma’ talimatı

Genelkurmay’ın ele tirdi ği, imam hatiplere üniversitede her alanın yolunu açan tasarıyla ilgili geli meler, AKP’de tedirginlik yarattı. AKP yönetimi, tasarıyı önceki gün kabul eden TBMM Milli E ğitim Komisyonu üyelerine “konu mayın” talimatı verdi.

12 Mayıs – Tartı maya AB de girdi

Üniversitelerin ve muhalefetin tepkisiyle tırmanan YÖK tartı masına, Avrupa Birli ği de karı tı. AB temsilcisi, Genelkurmay’ın bu konudaki açıklamasını ele tirdi.

13 Mayıs – Đmaj bozuluyor

Meclis, üniversiteler ve askerin kar ı çıktı ğı YÖK tasarısı için sabahladı. Đmam hatip gerginli ği, AB’ye uyum paketlerinin dı dünyada yarattı ğı olumlu havayı bozdu.

14 Mayıs – Đnadım inat kanunu geçti

Üniversiteler ve Genelkurmay’ın büyük tepkisine ra ğmen imam hatiplilere üniversite kapılarını açan ve YÖK’ü tasfiye eden tasarı, TBMM Genel Kurulu’nda, 18 saat süren bir maraton sonucunda kabul edildi.

117

27 Mayıs – Üç orgeneral emekli oluyor

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, Jandarma Komutanı Eruygur ve Üçüncü Ordu Komutanı Orgeneral Ataman bu yaz emekliye ayrılıyor.

28 Mayıs – Laiklik olmadan demokrasi ba arılamaz

Harp Akademileri’ndeki sempozyumda konu an Genelkurmay 2. Ba kanı Orgeneral Đlker Ba bu ğ, “Ege sorunu, Adalet Divanı’na gidebilir” dedi.

Haziran ayı:

11 Haziran – Demokrasi var efendim, lütfen

Eski DYP Milletvekili Đsmail Amasyalı’nın ev sahipli ğinde bir araya gelen bürokrat, asker, bilim adamı ve i adamı grubu, iki emekli orgeneral Necati Özgen ve Edip Ba er’le müdahale tartı ması yaptılar.

15 Haziran – Org. Özkök’ten anlamlı mesaj

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, “Bölücü terör örgütüne ve sinsi eylemlerini ısrarla sürdüren irticaya kar ı ulusumuzun güvencesi olan Türk Silahlı Kuvvetleri, akıl karı tırıcı iç ve dı eylemlerin etkisinde kalmaksızın mücadelesini sürdürecek” dedi.

21 Haziran – Tank yürütüp, balans ayarını yapan benim

Eski Kara Kuvvetleri E ğitim ve Doktrin Komutanı emekli Korgeneral Đzzettin Đyigün, 28 ubat’ın en kritik kararının nasıl alındı ğını ilk kez anlattı.

24 Haziran – Tamburalı Pa a’nın helikopter sırrı

PKK’ya kar ı 15 yıl mücadele veren ve tamburalı tüfe ğiyle tanınan Emekli Korgeneral Hasan Kundakçı, birkaç gün içinde çıkacak anılarını önce Hürriyet’e anlattı.

Temmuz ayı:

5 Temmuz – MGK’da artık sivil zamanı

Hürriyet’e konu an Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, sonbahara kadar Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterli ği’ne ilk kez bir sivilin getirilece ğini söyledi.

118

9 Temmuz – Yolsuzluk sava ı acımasız olmalı

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Đlker Ba bu ğ, temel sorun olarak tanımladı ğı yolsuzlukla “Kesin, tereddütsüz, acımasız mücadele edilmelidir” dedi.

Ağustos ayı:

2 A ğustos – 313 generale ‘uyarı yap’ mektubu

Türkiye’de ilk kez bir sivil parti (MHP), ba ta Genelkurmay Ba kanı olmak üzere 313 generale “siyasi iktidarı uyarmaları” için mektup yazdı.

3 A ğustos – Baka yerlerden medet umma

MHP’nin generallere gönderdi ği “siyasi iktidarı uyarın” mektubuna AKP Grup Ba kanvekili Salih Kapusuz sert tepki gösterdi: “Ba ka yerlerden medet uma gayretleri siyaset yapanlara yakı maz.”

Askeri ura’da terfi heyecanı

Yüksek Askeri ura’nın Erdo ğan ba kanlı ğında yapılan çalı maları sırasında 1. Ordu Komutanı Org. Büyükanıt’ın Kara Kuvvetleri Komutanlı ğı’na atanması ve böylece Genelkurmay Ba kanlı ğı yolunun açılması bekleniyor.

5 A ğustos – Büyükanıt pa a Kara Kuvvetleri’ne

YA ’ta atamalar tamam. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst komuta kademesi, beklenen ekilde gerçekle ti. Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman emekliye ayrılırken, yerine Org. Ya ar Büyükanıt getirildi.

6 A ğustos – Ve gere ği yapıldı

Yüksek Askeri ura kararları açıklandı. Hürriyet’in geçen mart ayında duyurdu ğu “Sosyetik fi leme” emrini veren Tu ğgeneral Mehmet Kaya Varol emekliye ayrıldı.

29 A ğustos – Türkiye sevgisi tekelimizde de ğil

Genelkurmay Bakanı Orgeneral Hilmi Özkök, Türkiye sevgisinin yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tekelinde olmadı ğını söyledi.

119

Eylül ayı:

Eylül ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Ekim ayı:

30 Ekim – Bizim için AKP ba ka hükümet ba ka

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, Çankaya Kö kü’ndeki resepsiyonda çarpıcı konu tu: “Ben hükümete ba ğlı bir organım. Erdo ğan ve AKP ba ka, hükümet ba ka. Đnsanlar geçicidir, ama kalıcı olan devlettir.”

Kasım ayı:

3 Kasım – Lozan’dan geri adım atmayız

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Đlker Ba bu ğ, dün düzenledi ği basın brifinginde, askerin AB Đlerleme Raporu’na bakı ını anlattı ve raporu ele tirdi.

27 Kasım – Siyanürlü gün

Sessizli ğini bozan dönemin GATA Komutanı Ömer arlak, Türk Ordusu’nun en önemli dört pa asını PKK’nın siyanürle zehirlemek istedi ği günü anlattı.

Aralık ayı:

3 Aralık – MGK, emekli askerlerle yolunu ayırdı

MGK Genel Sekreterli ği’ndeki 53 emekli askerden 20’sinin görevine son veriliyor. Bu görevlilerin, aralık sonunda süresi dolacak sözle meleri yenilenmeyecek.

7 Aralık – Emir Özkök’ten

Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Đlhami Erdil’in yargılanmasına yol açan soru turma emrini Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök verdi.

9 Aralık – Đte ordu bunun için itibarlı

120

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Erdil Pa a davası ile ilgili çarpıcı mesajlar verdi.

20 Aralık – Cinayetleri not ettik

1. Ordu Komutanı Orgeneral Hur it Tolon, Musul’da 5 Türk polisin ehit edilmesi konusunda, ABD’ye gönderme yaptı: “Biz de bu durumu not ediyoruz.”

2005 yılı haberleri, Ocak ayı:

26 Ocak – Anla ma olmadan Kıbrıs’tan bir tek asker çekmeyiz

KKTC’yi ziyaret eden Kara Kuvvetleri komutanı Org. Büyükanıt, Denkta ’a güvence vererek, “Kalıcı bir anla ma olmadan adadan bir tek asker çekilmeyecek” dedi. Denkta ise “Yüre ğimizi ferahlattınız” kar ılı ğını verdi.

27 Ocak – Üniformalı uyarı

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Đlker Ba bu ğ, bilgilendirme toplantısında Kürt grupları uyararak, “Kerkük’ün özel statüsünü koruması, Türkiye için hayati önemdedir” dedi.

ubat ayı:

15 ubat – TSK’nın farkını ho görsünler

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ordunun Türkiye’deki rolüne ele tiriler için konu tu: “Her ülkenin belli karakterine göre belli eyler tolere ediliyor.”

Mart ayı:

23 Mart – Sabrımızı ta ırmayın

Mersin’deki Nevruz kutlamalarında bir grubun Türk Bayra ğını yakma giri imine, Genelkurmay Ba kanlı ğı çok sert tepki gösterdi.

Nisan ayı:

21 Nisan – Bu yetmez, resmi özür bekliyoruz

121

Atina’da iki Türk askeri ö ğrencinin odasına tahrip edilmi Türk bayra ğı atılmasına Org. Özkök sert tepki gösterdi ve “Özür dilenmez, olayın sorumluları açı ğa çıkarılmazsa faaliyetler gözden geçirilir” dedi.

22 Nisan – AKP: Paa’yla iftihar ediyoruz

AKP Genel Ba kan Yardımcısı Fırat, Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök’ün açıklamalarına u yorumu getirdi: “Böylesi aklı selim bir devlet adamına sahip oldu ğumuz için iftihar ettim.” Erdo ğan ise “De ğerlendirmeleri okumadım” dedi.

24 Nisan – Atina resmen özür diledi

Yunan Kara Kuvvetleri Komutanı, Atina’da tahrip edilen Türk bayra ğı için, dün Büyükanıt Pa a’ya ‘resmi özür’ mesajı gönderdi.

28 Nisan – Genelkurmay: Ruhban okulu açılmamalı

Genelkurmay, yenilenecek Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne ait görü lerini, MGK’ya iletti: “ Đrticai ve bölücü faaliyetlerle mücadele ciddi ve bilimsel çerçevede ele alınmalı, Rum Patrikhanesi’nin mevcut statüsünü a masına izin verilmemeli, Ruhban Okulu açılmamalı.”

Mayıs ayı:

20 Mayıs – Askeri mahkeme artık sivilleri yargılamayacak

Milli Savunma Bakanlı ğı, barı zamanında sivillerin askeri mahkemede yargılanması dönemini kapatacak yasa tasla ğı hazırlı ğını tamamladı.

Haziran ayı:

24 Haziran – Asker barı ı da güzel yapar

Tarihe Yunanistan’ı ziyaret eden ilk Türk Kuvvet Komutanı olarak geçen Org. Büyükanıt, Yunanlı meslekta ı Duvas’ın kula ğına e ğilip, “Seninle birlikte büyük adımlar ataca ğız” dedi.

27 Haziran – Paalar rapordan imzalarını çekti

122

AB dönem ba kanıyken Hollanda Dı ileri Bakanlı ğı tarafından finanse edilen bir projeyle Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) hakkında hazırlanan rapor, hazırlayan ekipte çatlak yarattı.

Temmuz ayı:

20 Temmuz – Meru müdafaa hakkı do ğar

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Orgeneral Đlker Ba bu ğ, “Irak üzerine dü eni yapmazsa me ru müdafaa hakkımız do ğar” dedi.

29 Temmuz – Siyasiler terörün tanımını yapamıyor

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, “Terörün tanımını belirlemek için bir bilim kurulu kurulabilir. Bu çalı malara, kurul önderlik yapabilir. Siyasiler bunu yapamıyor. Uzla ma, güç birli ği mutlaka sa ğlanmalı” dedi.

Ağustos ayı:

4 A ğustos – 10 Yılın komutanları YA ’tan çıktı

2006-2008: Org. Ya ar Büyükanıt. 2008-2010: Org. Đlker Ba bu ğ. 2010-2014: Org. I ık Ko aner. YA ’ta Org. Özkök’ten sonra 10 yıl için Genelkurmay Ba kanlı ğı görevinin olası kadrosu böyle ekillendi.

6 A ğustos – Biz i vereniz, i akdini feshediyoruz

Hürriyet, Yüksek Askeri ura’da 11 personelin orduyla ili kisinin kesilmesine “erh koyan” Ba bakan Erdo ğan ve Bakan Gönül ile askerler arasında geçen konu maları ö ğrendi.

7 A ğustos – Teröre kar ı Đngiliz sistemi

Son günlerde terör olaylarındaki tırmanı ile asker ve polisin, “Yasalar elimizi- kolumuzu ba ğlıyor” isyanı hükümeti harekete geçirdi. Terörle Mücadele Yasası’nda yapılacak düzenlemelerde, son olarak Đngiltere’de de gündeme gelen de ğiikliklerden esinlenilecek.

9 A ğustos – Ne gerekirse yaparız

123

Erdo ğan ba kanlı ğındaki Bakanlar Kurulu’ndan askerin sitemine yanıt: Yetki esirgemiyoruz.

10 A ğustos – Org. Tolon: Üniformasız mücadeleye ba lıyorum

1. Ordu Komutanlı ğı’ndan 19 A ğustos’ta emekliye ayrılacak olan Orgeneral Hur it Tolon konu tu: “ ehit cenazelerinin geldi ği bölgede de görev yaptım. O günün ko ullarını da, bugünkü ko ulları da biliyorum. Bugün yetkileri alınan, ölen insanlardan operasyon yapması isteniyor. Ölenler operasyon yapamaz. Üniformamı çıkardıktan sonra üniformasız nefer olarak terörle mücadelenin içinde yer alaca ğım.”

16 A ğustos – Genelkurmay güneydo ğu raporu hazırlıyor

Ba bakan Erdo ğan’ın “Kürt sorunu” oldu ğuna ili kin açıklamasının ardından, Genelkurmay geni kapsamlı bir de ğerlendirme raporu hazırlattırmaya ba ladı. 23 Ağustos’ta toplanacak MGK’ya sunulacak raporda, Güneydo ğu’da “Kürt de ğil, terör sorunu” oldu ğu belirtilecek.

25 A ğustos – Cumhuriyet, bir rönesanstır

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, “Saltanat ve hilafete dayalı düzenin yıkılıp, cumhuriyetin kurulması, Rönesans kadar önemli bir olaydır” dedi.

27 A ğustos – Özkök: Kendimizi a ağı görmeyelim

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök, 30 A ğustos mesajında, “Ulusu sürekli dinamik tutan, geri kalmı lıktan kurtaran ve bölgesinde çok farklı bir konuma ta ıyan ana itici güç, Büyük Atatürk’çe ulusa verilen ‘ça ğda medeniyetler seviyesine ula ma’ hedefidir” dedi.

Eylül ayı:

20 Eylül – Org. Özkök’ten sert mesajlar

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, Gaziler Günü’nde sert çıktı: “Etnik milliyetçilikle ulusal kimli ğimiz ayrı tırılmaya çalı ılıyor. Üniter yapımız a ındırılmak isteniyor. Mürteciler, Đslam dinini sapık amaçları için kullanarak hesapla mak istiyor. Bu güçler kar ılarında TSK’yı bulacaklar.”

124

27 Eylül – Komutandan Avrupa’ya sert uyarı

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Ya ar Büyükanıt, Avrupa Parlamentosu’nda TSK’nın terör operasyonlarının ele tirilmesini, Türkiye’yi uyandırması gereken “Çan Sesleri” olarak niteledi.

Ekim ayı:

29 Ekim – TSK’yı yıpratma kampanyası yürütülüyor

Genelkurmay Ba kanı: “TSK ile ilgili maksatlı bir yıpratma kampanyası yürütülüyor. Hatta bazıları TSK’nın sabrını ölçüyorlar. Güvenlik içinde olmadan ne refah, ne özgürlükler, ne demokrasi ve ne gelecek vardır.”

30 Ekim – Van için gelseler so ğuk bakardım

Çankaya Kö kü’ndeki 29 Ekim resepsiyonuna, rektörlerin Van çıkarması damgasını vurdu. Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, rektör olayında Cumhurba kanı Sezer’den farklı tutum sergiledi.

Kasım ayı:

23 Kasım – F-16’ları kasten uçurmadık ama

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt, emdinli olayı konusunda Hürriyet’e konu tu.

25 Kasım – Komutan kesip attı

Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök, görev süresinin uzatılaca ğı iddiaları için net konu tu: “Ne böyle bir dü üncem, ne de beklentim var.”

Aralık ayı:

29 Aralık – Askerden MGK’ya alt-üst kimlik raporu

Milli Güvenlik Kurulu’nun bugün yapılacak ola ğan toplantısında asker kanadın, “üst-alt kimlik” tartı masıyla ilgili bir rapor sunması bekleniyor. Sızan bilgilere göre raporda, Anayasa’da belirtildi ği gibi Türk Devleti’ne vatanda lık ba ğı ile ba ğlı olan herkesin “Türk” oldu ğu vurgulanacak.

125

2006 yılı haberleri, Ocak ayı:

27 Ocak – Haberin kayna ğını Genelkurmay açıkladı

Radikal’de dün bir askeri kayna ğa atfen “Bizim için cumhurba kanının kim olaca ğı önemli de ğil, yasalar cumhurba kanının e inin nasıl giyinece ğini söylemiyor. Sayın Ba bakan’ın önünde engel yok” sözleri yer aldı. Genelkurmay, dün “Yanlı algılama” var diyerek bu sözleri yalanlarken, gazeteci ile konu an askerin 2. Ba kan Orgeneral I ık Ko aner oldu ğunu duyurdu.

28 Ocak – AK Parti’de ‘Büyükanıt krizi’ büyüyor

Đnsan Hakları Komisyonu’nun emdinli raporundan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt’ın yargıyı etkiledi ğine ili kin cümlenin çıkarılması nedeniyle ya anan kriz büyüyor.

ubat ayı:

ubat ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Mart ayı:

6 Mart – Yargılanmaktan onur duyarım

emdinli olayları dolayısıyla hakkında suç duyurusunda bulunulan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt patladı: “Böyle bir nedenden yargılanırsam çıkar o mahkemede kendimi savunurum. Üstelik kendi avukatlı ğımı bizzat kendim yaparım. Çünkü bu nedenden yargılanmaktan gurur duyarım. Biz bu yola hayatımızı koyduk.”

7 Mart – Git yüzüne söyle

Genelkurmay Ba kanı ve komutanlar, Org. Büyükanıt’ı suçlayan emdinli iddianamesi konusundaki tepkilerini 4 madde halinde Ba bakan’a bildirdiler.

Orduya darbe giri imi

126

CHP Lideri Baykal, genellikle Silahlı Kuvvetler’in “darbe yapar” diye bilindi ğini; ancak imdi kar ı bir darbe giri iminin oldu ğunu belirterek, “Üzüntü verici olan, o darbe giri imine yargının alet edilmi olmasıdır” dedi.

8 Mart – Bakomutan’a çıktı

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, Kara Kuvvetleri Komutanı’nın adının emdinli iddianamesinde geçmesinden duyulan rahatsızlı ğı dün Cumhurba kanı Sezer’e de iletti.

TSK’ya darbe kimin haddine

Ba bakan Erdo ğan, dün de gerginli ği yumu atmaya yönelik açıklamalar yaptı. “TSK’ya kar ı darbe yapmak kimin haddine dü mü . Ordu, çok köklü ve güçlü bir kurumdur. Kendisine kar ı yapılacak oyunları bertaraf edebilecek güçtedir” dedi.

9 Mart – Bakan sızdırmı

Orgeneral Büyükanıt’ı suçlayan Diyarbakırlı i adamının ifade tutanaklarını Van Savcısı’na, Meclis Komisyonu Ba kanı AKP’li Sıvacıo ğlu’nun gönderdi ği ortaya çıktı.

10 Mart – Gelin, tertibi birlikte çözelim

Ba bakan Erdo ğan’ın pazartesi günkü görü mesinde Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Özkök’e, “ emdinli krizi” ile ilgili, “Bu olayda hiçbir dahlimiz yok. Bu olayın hiçbir yerinde yokuz, ne partim ne de hükümetin” dedi ği ö ğrenildi.

14 Mart – Büyükanıt imdi daha büyük oldu

Genelkurmay Ba kanı Org. Özkök, emdinli iddianamesi için ilk kez konu tu.

15 Mart – Kendimizi savunursak borsa bile dü er

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün, geçen hafta yaptı ğı görü mede Ba bakan Erdo ğan’a, “TSK’ya sahip çıkın” dedi ği ö ğrenildi.

21 Mart – Asker mesajının gizli ifreleri

127

Genelkurmay sert bir bildiri yayınlayarak emdinli iddianamesi için u mesajı verdi: Bu i i yapanların kim oldu ğunu biliyoruz. Bunlar hakkında gerekeni yapın.

Nisan ayı:

20 Nisan – Laikli ğin teminatı sadece ordu de ğil

Ba bakan Yardımcısı Abdüllatif ener “Laikli ğin teminatı bazı kurumlarsa Türkiye yandı demektir. Laikli ğin teminatı belli ki iler ve kurumlar de ğil, herkes, her kurumdur” dedi.

24 Nisan – artlar do ğarsa Irak’a gireriz

23 Nisan resepsiyonunda Genelkurmay Ba kanı Özkök ve komutanlar sadece 15 dakika kaldı. Bu, Arınç’ın konu masına tavır olarak nitelendi. Org. Özkök, Irak topraklarında PKK’ya yönelik sıcak takip konusunda öyle dedi: “ artlar do ğarsa her egemen ülke gibi Türkiye de bu hakkını kullanacaktır.”

28 Nisan – O madde geri çekiliyor

Baykal’ın “Terörle Mücadele Tasarısı’nın 6. maddesi Apo’ya af getirecek” iddiası ortalı ğı karı tırdı. Dünkü MGK’nın gündemine gelen tartı malı maddeye asker de kar ı çıktı. Hükümet maddeyi çekmek için dü ğmeye bastı.

Mayıs ayı:

20 Mayıs – Reaksiyon daimilik kazanmalı

19 Mayıs törenleri sonrasında Danı tay’ı hedef alan saldırıyı de ğerlendiren Genelkurmay Ba kanı Özkök, gösterilen reaksiyonu “takdir edici” buldu ğunu açıklarken, “Bir tek olaya reaksiyon olarak kalmamalı, daimilik kazanmalı” ça ğrısında bulundu.

21 Mayıs – Hükümete ba ğlısınız bu sözler ık de ğil

Ba bakan Erdo ğan, arm El eyh yolunda Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün “Laiklik konusunda reaksiyon umut verici, devamını bekliyoruz” açıklaması için, “ ahsen bu açıklamayı ık bulmadım” dedi. Erdo ğan, “Yanlı bir ifade.

128

Türk Silahlı Kuvvetleri nereye ba ğlı Ba bakan’a, oraya bu tür hakaretleri ve tepkileri makul kar ılamak, devamını istemek tasvip edilemez” diye konu tu.

Haziran ayı:

8 Haziran – Ben de çok rahatsızım

Ba bakan Erdo ğan, ani bir kararla davet etti ği Org. Hilmi Özkök’le 85 dakika görü tü; Eryaman’ı kastederek “TSK’ya kar ı bir operasyon gibi algılanması beni de rahatsız ediyor” dedi.

Temmuz ayı:

Temmuz ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Ağustos ayı:

1 A ğustos – Son dakika iftirası böyle önlendi

Cumhurba kanı Sezer, teamüllerin dı ına çıkarak Yüksek Askeri ura ba lamadan Büyükanıt’ın Genelkurmay Ba kanlı ğı kararnamesini imzalayıp bazı çevrelerin ba lattı ğı iftira oyunun bozdu.

4 A ğustos – Jandarma’ya ‘özel kuvvetçi’ komutan

Yüksek Askeri ura’da sürpriz. Jandarma’ya kariyerinde ‘Özel Harp ve Özel Kuvvetler Kurmay Ba kanlıkları’ bulunan Genelkurmay 2. Ba kanı Org. I ık Ko aner atandı.

5 A ğustos – YA ’ta irticanın adı ilk kez kondu

Yüksek Askeri ura, 17 subay ve astsubayı ordudan ihraç etti. Geçen yıllarda ihraçlara gerekçe olarak “disiplinsizlik” gösteriliyordu. Bu yıl ilk kez “irticai faaliyet” vurgusu da resmi açıklamaya girdi.

26 A ğustos – Tören bombası

Cumhurba kanı: Lübnan’a asker gönderilmesine kar ıyım. Komutan: Gördükleri rejim rüyaları gerçek olmayacak.

129

29 A ğustos – Maskeleri dü ecek

Org. Ya ar Büyükanıt, Genelkurmay Ba kanlı ğı görevini Org. Hilmi Özkök’ten devraldı ğı törende önemli açıklamalarda bulundu. Büyükanıt, “Türk Silahlı Kuvvetleri ve laik cumhuriyet dü manı er odaklarını Türk Milleti de bilmektedir. Yakın gelecekte maskeleri dü ecek olan bu er odakları, yüce Türk adaleti önünde gereken hesapları vereceklerdir” diye konu tu.

31 A ğustos – Baloda asker ne konu tu

Genelkurmay Ba kanı Büyükanıt, Ba bakan Erdo ğan ve Dı ileri Bakanı Gül’le 25 dakika süreyle Lübnan’ı konu tular. Büyükanıt, hükümete “askerin Lübnan’da deniz kıyısında konu lanması”nın önemini iletti.

Eylül ayı:

25 Eylül – Askerden mıntıka temizli ği mesajı

Hakkari Da ğ ve Komando Tugayı’nda görev yapan askerler, ellerinde “Belediye bölücülük yapma, i yap” pankartları ta ıyarak, sokaklardaki çöpleri topladı.

26 Eylül – Babu ğ: Tarikatlar devrime kar ı

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Đlker Ba bu ğ, cemaat ve tarikatların devrime kar ı hareketin oda ğı haline geldi ğini belirtti “ Đrticai tehdit, bazı kesimler kabul etmese de kaygı verici boyutlara ula maktadır” dedi.

Ekim ayı:

3 Ekim – Tehdit var her önlem alınmalı

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Büyükanıt, beklenen konu masında irtica, laiklik, terör ve TSK’ya yönelik yıpratıcı kampanyalar konusunda görü lerini açıkladı.

5 Ekim – Sezer ve askere sürpriz teklif

Erdo ğan, Sezer ve Büyükanıt’a zeytin dalı uzatarak, “ Đrtica endi eleri varsa bunu görü üp gere ğini yapmaya hazırız” dedi.

Kasım ayı

130

3 Kasım – Kahrından ölürdü

Atina’yı ziyaret eden Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt, Türkiye’deki etnik ayrımcılık konusunda ilginç de ğerlendirmelerde bulundu: 21. Yüzyıl Türkiye’sinde etnik çatı madan, ırkda lıktan söz edilmesi utanç verici. Atatürk bu günleri görseydi, belki kahrından giderdi.

Aralık ayı:

8 Aralık – Bu kararı TV’den ö ğrendim

Genelkurmay Ba kanı Büyükanıt, hükümetin kararı (bir deniz ve bir hava limanını Rumlara açma önerisi) kendilerine danı madan aldı ğını ve bunu televizyondan öğrendi ğini söyledi.

9 Aralık – Bilgi verildi ama görü alınmadı

Hükümete yakın bir kaynak, iki üst düzey dı ileri yetkilisinin Çar amba ak amı Kıbrıs ata ğı konusunda Genelkurmay’a bilgi verdi ğini söyledi.

10 Aralık – Bilgiye de ğil vedaya geldiler

Genelkurmay kaynakları, eski Dı ileri Bakanlı ğı Müste arı Ali Tuygan’ın, yeni Müste ar Ertu ğrul Apakan’la birlikte bilgi vermeye de ğil, veda etmeye geldi ğini söyledi.

2007 yılı haberleri, Ocak ayı:

17 Ocak – Askerin hassasiyeti

Asker, 1. Ordu bünyesinde toplumsal olaylara kar ı olu turulan Emniyet Asayi Yardımla ma (EMASYA) Birli ği’nin çıkaca ğı ilk tatbikatın, yanlı anlamalara yol açmaması için önlem alıyor.

ubat ayı:

18 ubat – Asker silahla konu ur, siyasetin yapaca ğı vardır

Dı ileri Bakanı Gül, “ üphesiz ki askerin konu aca ğı konular vardır. Asker silahıyla zaten konu ur, ama ondan önce tabii siyasetin yapaca ğı eyler vardır” dedi.

131

24 ubat – MGK görü me kapılarını açtı

Hükümet ve asker uzla tı. MGK, Kuzey Irak’tan yönelen PKK tehdidi ve Kerkük’ün statüsü konusunda ‘siyasi ve diplomatik’ çaba kararı aldı.

Mart ayı:

2 Mart – TSK: Büyükanıt’ın görü ü kurumsal

Genelkurmay, Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Büyükanıt’ın Kürt liderlerle görü ülmeyece ğine ili kin sözlerinin ki isel de ğil, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurumsal görü ü oldu ğunu açıkladı.

3.5 27 Nisan Bildirisi

3.5.1 27 Nisan öncesinde siyasi durum

2007 yılının ilk günlerinde gazeteci Hrant Dink’in u ğradı ğı silahlı saldırıda öldürülmesi Türkiye’nin en önemli gündem maddesi oldu. Suikastı protesto eden yüzbinlerce ki i günlerce süren gösterilerde bulu urken suikastın ardında kimlerin oldu ğuna dair tartı malar aylarca devam etti.

Nisan ayının ortalarında ’da Hıristiyan kitapları dağıtan Zirve Yayınevi’ni basan saldırganlar 3 ki iyi vah i yöntemlerle öldürdü. Olay Türkiye’nin haricinde dı basında da büyük yankı buldu. Hrant Dink cinayetinin hemen ardından gerçekle en dini karakterli bu cinayet sonrasında provokasyon iddiaları yüksek sesle tartı ıldı.

Cumhurba kanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresini doldurmasına kısa bir süre kala yeni cumhurba kanının kim olaca ğına ili kin tartı malar nedeniyle ülkede siyasi tansiyon hayli yükseldi. Ba ta Atatürkçü Dü ünce Derne ği (ADD) olmak üzere çe itli sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen ve Cumhuriyet Mitingleri adı verilen açık hava toplantılarının her geçen gün daha kalabalık katılımlarla gerçekle tirilmesi ve gösterilerin AKP hükümetini iddetli protestolara dönü mesi siyasi tansiyon yanında toplumsal gerilimi de arttırdı. Gösterilerin temel vurgusu ise Ba bakan Recep Tayyip Erdo ğan’ın olası cumhurba kanlı ğına yapılan itirazdı.

132

Cumhurba kanlı ğı seçimine günler kala Genelkurmay Ba kanı Org. Ya ar Büyükanıt’ın “Cumhuriyetin temel de ğerlerine, sözde de ğil özde ba ğlı bir cumhurba kanının seçilece ğine inanıyor, umut ediyoruz” eklindeki sözleri, askerin seçimlere olan ilgisi ve müdahil olma dü üncesinin en açık ifadesiydi.

Tüm bu geli melerin ardından aday belirleme süresinin son gününde, Ba bakan Erdo ğan partisinin grup toplantısında yaptı ğı konu mada cumhurba kanı adaylarının Dı ileri Bakanı Abdullah Gül oldu ğunu açıkladı. 24 nisan günü yapılan bu açıklamadan 3 gün sonra cumhurba kanlı ğı seçiminin ilk tur oylaması yapıldı. Đlk tur oylamadan sonuç çıkmadı. Aynı günün gecesinde Genelkurmay Ba kanlı ğı, resmi internet sitesinde tarihe “27 Nisan Bildirisi” ve “e-Muhtıra” olarak geçecek olan açıklamayı yaptı.

3.5.2 27 Nisan Bildirisi

27 Nisan gecesi Genelkurmay Ba kanlı ğı’nın internet sitesinden yapılan açıklama öyleydi:

“Türkiye Cumhuriyeti devletinin, ba ta laiklik olmak üzere, temel de ğerlerini aındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları mü ahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel de ğerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin ba ğımsızlı ğı ile ulusumuzun birlik ve beraberli ğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar de ğien geni bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Bu faaliyetlere giri enler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönü en bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalı maktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlü ğüne kar ı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle aırtıcı bir benzerlik ta ımaktadır.

Bu ba ğlamda;

133

Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde Kur'an okuma yarı ması tertiplenmi , ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmi tir.

22 Nisan 2007 tarihinde anlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve ya ları ile uygun olmayan ça ğ dı ı kıyafetler giydirilmi küçük kız çocuklarından olu an bir koroya ilahiler okutulmu , bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine te ebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmu tur.

Ayrıca, Ankara’nın Altında ğ ilçesinde “Kutlu Do ğum öleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildi ği, Denizli’de Đl Müftülü ğü ile bir siyasi partinin ortakla a düzenledi ği etkinlikte ilkö ğretim okulu ö ğrencilerinin ba ları kapalı olarak ilahiler söyledi ği, Denizli’nin Tavas ilçesine ba ğlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına ra ğmen, Atatürk Đlkö ğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyle i yapıldı ğı yolunda haberler de kaygıyla izlenmi tir.

Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli E ğitim Bakanlı ğı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmi tir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dı ı talimatlarla yerine getirildi ği tespit edilmi ve Genelkurmay Ba kanlı ğınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine ra ğmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadı ğı gözlenmi tir.

Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmı olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri ço ğaltmak mümkündür.

Cumhuriyet kar ıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini a ındırmaktan ba ka amaç ta ımayan bu irticai anlayı , son günlerdeki bazı geli meler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını geni letmektedir.

Bölgemizdeki geli meler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabilece ği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalı ılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, ba ka bir eye dönü tü ğü, ülkemizde ve ülke

134 dı ında görülebilmektedir. Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örne ği oldu ğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin ça ğda bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde ya amasının tek artının, devletin Anayasamızda belirlenmi olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçti ği üphesizdir.

Bu tür davranı ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Ba kanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptı ğı basın toplantısında ifade etti ği “Cumhuriyet rejimine sözde de ğil özde ba ğlı olmak ve bunu davranı larına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeli ti ği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.

Son günlerde, Cumhurba kanlı ğı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikli ğin tartı ılması konusuna odaklanmı durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endi e ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartı malarda taraftır ve laikli ğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartı maların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak kar ısındadır, gerekti ğinde tavrını ve davranı larını açık ve net bir ekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin üphesinin olmaması gerekir.

Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayı ına kar ı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin dü manıdır ve öyle kalacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmi olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılı ğını muhafaza etmektedir ve bu kararlılı ğa olan ba ğlılı ğı ile inancı kesindir.”

3.5.3 27 Nisan Bildirisine tepkiler

Genelkurmay’dan yapılan açıklama tüm televizyonlarda son dakika haberi olurken ertesi günün gazetelerinde man etlere ta ındı. Genelkurmay açıklamasına hükümetin cevabı önceki benzerlerinden farklı oldu. Açıklamayı kamuoyuna Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek duyurdu. Muhtıra niteli ği ta ıyan askeri bir uyarı kar ısında ilk kez siyasi bir iktidar tavır alarak, yapılan yanlı oldu ğunu tüm Türkiye’ye açıkladı.

Hükümetin kar ı bildirisinde, Ba bakanlı ğa bağlı bir kurum olan Genelkurmay’ın, hükümete kar ı bir ifade kullanmasının, demokratik bir hukuk devletinde dü ünülemeyece ği, Genelkurmay’ın hükümetin emrinde oldu ğu,

135

Genelkurmay Ba kanı’nın da, Ba bakan’a kar ı sorumlu oldu ğunun altı çiziliyor ve “Açıklamada hükümetle ili kiler bakımından son derece yanlı ifadelerin yer alması son derece üzücüdür” deniyordu.

27 Nisan bildirisi daha sonraları yayınlandı ğı mecraya uygun olarak teknolojik bir sıfatla nitelendirilerek ‘e-muhtıra’ eklinde isimlendirildi. 27 Nisan günü yayınlanan bildiri, askerlerin sivil idare üzerinde sonuç vermeyen ilk giri imidir. Đlk kez bir siyasi yönetim askerden gelen bir uyarıya kar ı gelmi ve devlet i leyi i içinde görev yapan kurumların yasal yerini ve görevini tarif eden hükümet açıklamasıyla askerin yaptı ğının yanlı oldu ğunu duyurmu tur.

3.5.4 Nisan 2007-Temmuz 2007 dönemi haberleri

Nisan ayı:

13 Nisan – Karar Meclis’in

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Ya ar Büyükanıt’ın merakla beklenen basın toplantısı tam 1 saat 20 dakika sürdü. Büyükanıt, cumhurba kanlı ğı seçimine ili kin görü lerini ilk kez öyle açıkladı: “Cumhurba kanlı ğı seçiminde karar Meclis’indir. Cumhuriyetin temel de ğerlerine, sözde de ğil özde ba ğlı bir cumhurba kanının seçilece ğine inanıyor, umut ediyoruz.”

20 Nisan – Toplum mesajımı aldı

Genelkurmay Ba kanı Büyükanıt, Cumhurba kanlı ğı konusunda, “Türk toplumu vermeye çalı tı ğım mesajı aldı. Bunun yansımalarını hissediyorum” dedi.

25 Nisan – ‘Özde ba ğlılık’ hatırlatması

Genelkurmay 2. Ba kanı Org. Saygun, Org. Büyükanıt’ın 12 Nisan’daki “Sözde de ğil, özde ba ğlılık” mesajını hatırlattı. “Yeni ba komutanın e i türbanlı, ne diyorsunuz?” sorusuna, “Bu ifadenin içinde sorunun cevabı var” dedi.

28 Nisan – Gece yarısı açıklaması

Türkiye’yi kilitleyen seçimin ardından, Genelkurmay Ba kanlı ğı gece yarısı sürpriz ‘laiklik’ açıklaması yaptı.

136

29 Nisan – Ilımlı telefon sert açıklama

Hükümetin Genelkurmay’a yanıt bildirisinden önce Ba bakan Erdo ğan ile Genelkurmay Ba kanı Büyükanıt’ın verimli ve faydalı bir telefon konu ması yaptıkları açıklandı.

Genelkurmay hükümetin emrindedir

Genelkurmay açıklamasını “son derece yanlı ”, zamanlamasını da “manidar” olarak nitelendiren hükümet bildirisini Adalet Bakanı Cemil Çiçek okudu.

Mayıs ayı:

3 Mayıs – Büyükanıt’a gizli ziyaret

Milli E ğitim Bakanı Hüseyin Çelik, önceki gün Org. Ya ar Büyükanıt’ı ziyaret ederek Genelkurmay açıklamasında yer alan olaylar hakkında bilgi verdi.

5 Mayıs – Dolmabahçe’de ba ba a 2 saat

Ba bakan Erdo ğan ile Genelkurmay Ba kanı Büyükanıt, ‘gece yarısı açıklaması’nın ardından ilk kez Đstanbul’da yüz yüze geldi. Dolmabahçe’de Ba bakanlık Ofisi’ndeki sürpriz görü me 2 saat 15 dakika sürdü. Ba bakan’ın talebi üzerine gerçekle en görü mede; “genel durum” de ğerlendirildi.

Haziran ayı:

2 Haziran – Allah Atatürk’e uzun ömür versin

Genelkurmay 2. Ba kanı Org. Saygun, “Atatürk ve Atatürkçülük bitmi tir” diyenlere ilginç sözlerle tepki verdi: “Allah, Atatürk’ü ba ımızdan eksik etmesin. O’na uzun ömürler versin” dedi.

8 Haziran – Mahallenin kabadayısı de ğiliz

Genelkurmay Ba kanı Org. Büyükanıt, Irak’ sınır ötesi operasyon için “Türk askeri sokak kabadayısı de ğil. Ülkenin menfaatleri var. Yöneticiyiz, ne yapaca ğımızı bilen insanlarız” dedi.

18 Haziran – Askerler tepki göstermeliydi

137

Dı ileri Bakanı Gül, ABD’de düzenlenen ve Türkiye üzerine felaket senaryolarının konu uldu ğu toplantıyı de ğerlendirdi: “Askerler o toplantıyı terk etmeliydi.”

21 Haziran – Senaryo hiç konu ulmadı

Genelkurmay Ba kanlı ğı’ndan yapılan açıklamada, Türkiye ile ilgili felaket senaryosu haberlerinin maksatlı olarak saptırıldı ğı iddia edilerek, “Evet toplantıya gidildi ama senaryo konu ulmadı” denildi.

Temmuz ayı:

2 Temmuz – Pa am borsa %12 kaybetti

Ba bakan Erdo ğan, “27 Nisan bildirisi için kimseye kırgın ve dargın değilim. Ama borsa yüzde 12 kaybetti. Bunu Ya ar Pa a’ya da aktardım” dedi.

8 Temmuz – Genelkurmay sitesinde hafta sonu mesaisi

Genelkurmay’ın sitesi hafta sonunda ilginç de ğiikliklere sahne oldu. Sitede önceki gün, eski Genelkurmay Ba kanı Hilmi Özkök’ün özgeçmi indeki “Ba bakan’a kar ı sorumludur” ifadesi kaldırıldı.

20 Temmuz – 27 Nisan Bildirisi tamir edildi

Dı ileri Bakanı Gül, “Hükümet içinde ve askerde farklı dü ünenler olabilir. Ama Anayasa’ya göre kim kime ba ğlı belli. Genelkurmay’ın bildirisini siyaset ve kurumlar hemen tamir etti. Hükümet de açıklama yaptı ve konu kapandı” dedi.

31 Temmuz – ‘Sözde de ğil özde laik’ görü ü geçerli

Asker, 22 Temmuz seçimi sonrasında Cumhurba kanlı ğı süreci için ilk kez görü verdi.

3.6 22 Temmuz 2007 genel seçimleri

3.6.1 Seçim sonuçları

Cumhurba kanlı ğı seçiminin Anayasa Mahkemesi’nin almı oldu ğu 367 kararı ile çıkmaza girmesi ve alınan erken seçim kararı sonrasında 22 Temmuz 2007 tarihinde

138 gerçekle tirilen milletvekili genel seçimleri, iktidardaki AKP’nin kesin zaferiyle sonuçlandı. AKP oy oranını % 34’ten % 47 çıkardı. CHP bir önceki seçime göre ufak bir artı la % 21 civarında oy alırken bu kez barajı aan MHP de parlamentoya girmeyi ba ardı. özellikle Güneydo ğu’da önemli bir oy potansiyeline sahip olan Demokratik Toplum Partisi (DTP) ise yine baraj engeline takıldı ancak partiye mensup Kürt kökenli siyasetçilerin ba ğımsız aday olarak seçimlere girmesi ile seçim barajı bir ölçüde a ıldı. Ba ğımsız aday formülüyle parlamentoya giren isimler daha sonra DTP’ye geçerek partinin TBMM’de grubu olan dördüncü parti olmasını sa ğladılar.

Tablo 6 22 Temmuz 2007 Milletvekili Genel Seçimleri sonuçları

Partiler Oy Sayısı Oy Oranı Milletvekili Sayısı

AKP 16.340.534 46,54 340

CHP 7.300.234 20,79 112

MHP 5.004.003 14,25 71

Ba ğımsız 1.822.253 5,19 27

3.6.2 22 Temmuz sonrası siyasi tablo

Seçimin kesin galibi olan AKP, MHP’nin barajı a ması, ba ğımsız adaylardan 27’sinin de milletvekili olmasıyla 2002’de kazanmı oldu ğu sandalye sayısından uzakta kaldı. 2002’de 365 milletvekilli ği kazanan AKP, 2007’de oy oranını % 34’ten %47’ye çıkarmasına ra ğmen TBMM’de 340 sandalyeye sahip oldu.

Seçimin ardından öncelikli konu 11. Cumhurba kanının kim olaca ğıydı. AKP Abdullah Gül’ü tekrar aday gösterdi, MHP de kendi adayı Sebahattin Çakmako ğlu ile oylama günü Genel Kurul salonunda yerini aldı ve 367 meselesi yeni dönemde böylece halledilmi oldu. 28 A ğustos 2007 tarihinde yapılan üçüncü tur oylamada AKP Hükümetinin Dı ileri Bakanı Abdullah Gül, 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurba kanı seçildi ve 27 Nisan 2007’de ba layan cumhurba kanlı ğı seçim süreci sona erdi.

139

Milletvekili ve cumhurba kanlı ğı seçimlerinin ardından 21 Ekim’de yapılacak olan halk oylaması ile ilgili tartı malar gündemin en önemli konusu haline geldi. Cumhurba kanlı ğı seçimi sırasında Anayasa Mahkemesi’nin vermi oldu ğu 367 kararı sonrası AKP’nin giri imiyle gerçekle tirilen anayasa de ğiikli ğinde Cumhurba kanının en fazla iki dönem olmak üzere halk tarafından seçilmesi, görev süresinin 7 yıldan 5 yıla dü ürülmesi ile milletvekili genel seçimleri süresinin 5 yıldan 4 yıla dü ürülmesi yer alıyordu.

21 Ekim günü yapılan referandum sonucunda yüzde 70 civarında evet oyu ile anayasa de ğiikli ği kabul edildi. Ancak aynı gün Hakkari Dağlıca’da bulunan askeri birli ğe PKK’lı teröristlerce düzenlenen saldırıda 12 askerin ehit olması, 8 askerin ise kaçırılması gündemi tamamen de ğitirdi. 22 Ekim günü gazete ve televizyonlarda referandum sonucundan çok, terörist saldırı ile ilgili haberler yer aldı.

Terör ile mücadelede gündeme gelen sınır ötesi operasyon seçene ği ile ilgili tartı malar saldırıların ardından daha da arttı. 2007 yılının son günlerinde Türkiye Irak’ın kuzeyine önce hava ardından sınırlı bir kara harekatı gerçekle tirdi.

3.6.3 A ğustos 2007 – Aralık 2007 dönemi haberleri

22 Temmuz seçimlerinin ardından yılın sonuna kadar geçen sürede asker siyaset haberlerinin di ğer dönemlere oranla Hürriyet’te daha az yer aldı ğı görülür. 5 aylık sürede toplam 8 haber Hürriyet’in ilk sayfasından okuyucuyla bulu ur. Tam on yıl önce, Refahyol’un yıkılıp yerine Anasol-D’nin kuruldu ğu ve 28 ubat sürecinin en yo ğun ya andı ğı 1997 yılının aynı tarih aralı ğında ise asker siyaset konulu haber sayısı 32 idi.

2 A ğustos – Erdo ğan’ın Ata’nın huzurundaki mesajı

Yüksek Askeri ura üyeleriyle dün Anıtkabir’i ziyaret eden Ba bakan Erdo ğan, Ata’nın huzurunda özel deftere u mesajı yazdı: “Büyük Atatürk, Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, milli güvenli ğimizin en büyük teminatıdır.” Erdo ğan geçen yıl özel deftere, “Asker, cumhuriyetin ve demokrasinin teminatıdır” yazmı tı.

17 A ğustos – Dükkan kapalı

140

Genelkurmay Ba kanı Büyükanıt, Çankaya’daki resepsiyonda, Gül’ün yeniden adaylı ğını koydu ğu cumhurba kanlı ğı seçimine ili kin mesajlarını, espriyle kamufle ederek verdi…

24 A ğustos – Birbirimizi daha iyi anlamalıyız

Hava Kuvvetleri’ndeki nöbet de ğiiminde, veda eden komutandan, devletin zirvesine uzla ı ça ğrısı yapıldı.

28 A ğustos – Kararlı tavrımızdan taviz vermeyiz

Genelkurmay Ba kanı Orgeneral Büyükanıt, 30 A ğustos mesajında, “Cumhuriyeti koruyup kollama görevimizden asla taviz vermeyece ğiz” dedi.

Eylül ayı:

Eylül ayında asker siyaset konulu haber Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasında yer almadı.

Ekim ayı:

2 Ekim – Korkmayın güçleri yetmez

Orgeneral Büyükanıt’tan üç mesaj: 1 – Hiçbir güç Türkiye Cumhuriyeti’ni BÖLEMEZ. 2 – Kimse Türk ulusunun ordusuna güvenini SARSAMAZ. 3 – Cumhuriyet’in laik yapısını kimse DE ĞĐ TĐREMEZ.

Kasım ayı:

7 Kasım – Paa’nın oval ofis raporu

Genelkurmay Đkinci Ba kanı Org. Saygun: “Ba kan Bush’u karalı gördüm.”

16 Kasım – Komutan o geceyi anlattı

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ba bu ğ, Mehmetçi ğin 12 ehit verdi ği Da ğlıca’daki o me um gecenin bilinmeyenlerini anlattı, ihmal iddialarını reddetti.

Aralık ayı:

141

14 Aralık – Ba bakan ile Büyükanıt TV’ye çıksın

MHP Lideri Bahçeli, “Çeli kili ifadelerle konu mak yerine Ba bakan ile Genelkurmay Ba kanı, TV’de meselelere nasıl baktıklarını birlikte açıklasınlar” dedi.

142

4. DÖNEM ĐN ASKER S ĐYASET KONULU HABER SÖYLEM ĐNĐN ANAL ĐZĐ

Atatürk 1924’te Đzmir’de gazete sahip ve ba yazarlarıyla yaptı ğı toplantıda Türk basınından yeni kurulan Cumhuriyetin çevresinde bir kale olu turmalarını istemi , onları yeni devletin in ası a amasında modernle meden yana bir aktör olarak toplumsal hayatta yerlerini almakla görevlendirmi tir. (Topuz, 2003, s:113)

Gürkan’a göre Türk basını, cumhuriyet döneminde toplumu dönü türme misyonunu geçmi e kıyasla daha radikal biçimde devam ettirmi tir. Ancak, de ğiim ve yenilenme süreci cumhuriyet sonrasında hızlanan Türk toplumunda, aydınlar ba ta olmak üzere çe itli toplumsal-siyasal güçlerin bu radikal istekleri, Kurtulu Sava ı’nın ardından devlete egemen olan resmi ideolojinin sınırları içine girmek zorunda kalacaktır. (Gürkan, 1998, s:34)

Türk basını üstlendi ği görevi yerine getirirken kar ısındaki en önemli sorun, geni halk kitlelerine kendini kabul ettirme meselesiydi. Resmi ideoloji çerçevesinde toplumu dönü türme misyonu ile görev yapan basının halk nezdinde etkili olabilmesi için güç/iktidar sahibi sınıflarla i birli ği yapması kaçınılmaz bir zorunluluktu. Yine Gürkan’a göre Cumhuriyetin yapılanmasında çekirdek konumunda bulunan askeri elitle basının ülkenin temel sorunları konusunda gösterdi ği ittifak, basının kitle kar ısında konumunu peki tiren bir ba ka olgudur. (Gürkan, Der: Alanku , 2005, s:153)

Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara yönetimi ile Đstanbul basını arasındaki ili kileri bozan ilk olay hilafetin kaldırılması ile ilgili ya anan tartı malar olmu tur. Hilafetin kaldırılmasını ele tiren gazeteler sansüre u ğramı gazeteciler yargılanmı tır. Sonraki yıllarda da basına yönelik sansür giri imleri, ‘tam demokrasiye geçi ’ olarak nitelendirilen tek parti iktidarının sonu ve DP yönetimi ve sonrasında da yıllarca sürerek günümüze kadar ula mı tır.

Benzeri durumlar, do ğal olarak, demokrasinin askıya alındı ğı askeri yönetim dönemlerinde de ya anmı tır. 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 tarihlerinde askerler yaptıkları müdahaleler ile yönetimi ele geçirmi yanlı yolda oldu ğunu dü ündü ğü sivil iktidarları görevden uzakla tırmı tır. Askeri seçkinlerin sivil

143 yönetimlere yönelik ku kucu bakı açısı medyaya kar ı da kendini göstermi tir. Askeri müdahale dönemlerinde gazeteler kapatılmı , dergiler toplatılmı , kitaplar yasaklanmı ve gazeteciler yargılanmı tır.

Geçen süre zarfında ise merkez medya olarak tanımladı ğımız basın yayın kurulu larının benimsedi ği haber söyleminin toplumsal güç/iktidar merkezlerinin sahibi kesimlerin söylemlerinden pek de farklı olmadı ğını söyleyebiliriz. Cumhuriyetin kurulu undan bu yana pek çok hükümet kurulmu , koalisyon ve tek parti iktidarları ülkeyi yönetmi tir. Medya kurulu ları kimi zaman sivil iktidar ile yakın ili ki içinde olmu , kimi zaman sert tartı malar ya amı tır. Ancak özellikle ana akım olarak tabir edilen medya kurulu larının yayınlarında devletin egemen ideolojisinin resmi söylemi dı ında farklı bir söylem kabul görmemi tir. Bu çalı mada incelenen 1997-2007 yılları arasındaki Hürriyet Gazetesi’nde de benzer bir durum dikkati çekmektedir.

Lazersfeld’in, “Kim, neyi, kime söylüyor ve etkisi ne oluyor?” (Duverger, 1973, s:131) sözünde oldu ğu gibi Hürriyet asker siyaset konulu haberlerini hedef kitlesine uygun bir dille aktarmı tır. Hürriyet, 1997-2007 yılları arasında patronaj ve yazı i leri yönetimi olarak büyük bir de ğiim ya amamı tır. Bu dönemde Hürriyet’in sahibi Aydın Do ğan, Genel Yayın Yönetmeni Ertu ğrul Özkök’tür ve hedef kitle büyük oranda kentli, orta ve yüksek gelir düzeyine sahip, e ğitimli kesimdir. Hürriyet özellikle Refahyol zamanında, Susurluk kazası sonrasında yükselen toplumsal tepkiyi de kullanarak iktidarı askerin açıklamalarını man etlerine ta ıyarak eletirmi ve bu haberler hedef okuyucu kitlesinde ciddi bir kar ılık bulmu tur.

Söz konusu dönemdeki Hürriyet Gazetesi’ndeki asker-siyaset konulu haberler Refahyol Dönemi, Koalisyon Dönemi ve AKP iktidarı dönemi olarak üç bölümde incelenerek analiz edilmeye çalı ılacaktır.

4.1 Refahyol Dönemi

Hürriyet Gazetesi’nde asker-siyaset konulu haberler en sık, Refah Partisi ile Do ğru Yol Partisi’nin kurdu ğu koalisyon hükümeti döneminde görülür. RP, 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmasına ra ğmen tek ba ına hükümet kuracak ço ğunlu ğu elde edemedi. Merkez medyanın gündeminde ise RP’siz koalisyon modelleri daha seçim sonuçlarının açıklandı ğı ilk günde dillendirilmeye ba lanmı tı.

144

Hürriyet Gazetesi’nin bu iste ğin en açık temsilcisi konumunda oldu ğu söylenebilir. 24 Aralık 1995 seçim sonuçlarını duyurdu ğu 25 Aralık tarihli sayısında man etten “Mesaj Anayol” ba lı ğı ve Yılmaz ile Çiller’in gülümseyerek el sıkı tıkları ar iv foto ğrafı ile verdi ği haber, RP’nin seçim ba arısını tamamen görmezden gelen bir dil ile okuyucuya aktarılmı tır. Seçimin galibi Erbakan ve RP’den hemen hemen hiç bahsedilmemesi ve seçim sonuçlarını içeren haberin neredeyse ANAP ve DYP üzerine kurulması, RP’yi önemsizle tirme ve RP ile koalisyon ihtimalinin olmadı ğı yönünde toplumda genel bir kanaatin normalle tirilme çabası olarak yorumlanabilir.

Refah Partisi’nin Đslami temelli muhalif söylemi ve yerle ik düzenin dı ında alternatif olarak “Adil Düzen” adıyla özellikle yoksul kesimlere yönelik ülke gelirlerinden daha fazla pay vaadi, yerle ik düzen savunucusu konumundaki kesimlerin tepkisinin temel nedenlerinden biriydi. Gürkan’ın dedi ği gibi, Cumhuriyet dönemi kültürel in a sürecinin aktörü olan basın yaygınla an ta ra kültürüne kar ı direnç göstermi tir. (Gürkan, Der: Alanku , 2005, s:160) Bu açıdan merkez medyada RP’ye yönelik bir tepkinin olu ması do ğal bir sonuç olarak görülebilir. Đnal’ın da belirtti ği gibi medya metinlerindeki söylem toplumdaki güç/iktidar sahibi ki i ve kurulu ların söylemlerinden ayrı ve kopuk bir süreç de ğildir. ( Đnal, 1996, s:97) Đnal’ın siyasal, ekonomik, askeri ve sembolik seçkinler olarak sınıflandırdı ğı güç/iktidar sahiplerinin söylemi ise RP’nin me ruiyetine izin vermeyecek durumdaydı. Di ğer bir deyi le Refah Partisi seçimi kazanmı olmasına ra ğmen güç/iktidar sahibi bir konumda de ğildi.

Haberin ‘açık ki isel yorum içermeme’ ilkesinin Refah Partisi’ne yönelik haberlerde uygulanmadı ğı açıkça görülür. RP’ye yönelik taraflı haber dilinin yanında ANAP ile koalisyon pazarlı ğını sürdüren ve hükümet kurulamadı ğından dolayı hala Ba bakanlık koltu ğunda oturan DYP Genel Ba kanı Çiller de haberlerde sıkça ele tirilir. Çiller’e kar ı ANAP Lideri Yılmaz yanlısı bir haber dilini benimseyen Hürriyet, koalisyon, yani ba bakanlık, pazarlıkları süresince RP gibi Çiller’i de görmezden gelir. Bunun en açık örneklerinde biri Ocak 2006 ‘da Türkiye ve Yunanistan arasında patlayan Kardak Krizi ile ilgili haberlerde görülür. Gazetenin konu ile ilgili haberinde Ba bakan olmasına ra ğmen Çiller’in görü lerine hemen hemen hiç yer verilmez ve Cumhurba kanı Süleyman Demirel ön plana çıkarılır.

RP ile DYP’nin kurdu ğu koalisyon hükümetinin ardından RP’ye yönelik tek taraflı ve yanlı ele tirel haber dili artarak devam eder. Hürriyet, ele tirilerini askeri

145 söylem çerçevesine dayandırarak gerçekle tirir. Askerin mesajı, Askerin 20 artı, Askerin ikayet etti ği 4 bakan, Ve Pa a konu tu, Asker noktayı koydu: Taviz yok, ba lıklarıyla verilen haberler askerin siyasi iktidar kar ısında sözcülü ğünü yapmak olarak tanımlanabilir. Refahyol iktidarı döneminde Hürriyet’in benimsedi ği bu haber söylemi topluma iktidarın haricinde bir siyasi hareketin sunulmasından ziyade alternatif olarak silahlı kuvvetlerin ön plana çıkarılması eklinde yorumlanabilir.

4.2 Koalisyon Dönemi

28 ubat sonrasındaki siyasi süreçte Refahyol’un yıkılmasının ardından önce ANAP-DSP ve DTP tarafından kurulup kısaca ANASOL-D olarak adlandırılan hükümet, ardından DSP azınlık hükümeti ve 1999 seçimleri sonrasında DSP-ANAP- MHP koalisyon hükümeti göreve geldi. DSP’nin seçim artıyla di ğer partilerin dı arıdan verilen destekle kurdu ğu kısa süreli azınlık hükümetini de bir koalisyon hükümeti olarak nitelendirebiliriz.

Refahyol döneminde sivil iktidara yönelik tek taraflı ve yıpratıcı haber söyleminin koalisyon hükümetleri döneminde etkisini yitirdi ği görülür. Hürriyet’in ilk sayfasında askerin verdi ği mesajlar yine yer alır. Ancak bu haberlerde RP’ye yapılanın aksine bir denge gözetilme çabası görülür. Sivil iktidara yönelik yıpratıcı ve asker yanlısı haber söyleminin yo ğunlu ğunda görülen azalma, RP’nin iktidardan uzakla ması neticesinde devletin egemen ideolojisine yönelik tehdidin azalmasıyla izah edilebilir.

Hürriyet’in Temmuz 1998’den Kasım 2002’ye kadar geçen dönemde asker- siyaset konulu haberlerde, Refahyol dönemine kıyasla, daha nesnel ve dengeli bir haber dili kullanmaya gayret etti ği görülür. Özellikle Mesut Yılmaz’ın Ba bakan oldu ğu ANASOL-D koalisyon hükümeti döneminde Yılmaz’ın Silahlı Kuvvetler’i ele tiren açıklamalarını man ete ta ıyan Hürriyet hemen ardından TSK’nın cevaplarını da aynı ekilde okuyucusuna aktarır. Hürriyet’in bu dönemde kullandı ğı dil hükümeti yıpratmaktan ziyade askerler ve hükümet arasındaki tartı maları yatı tırıcı bir niteliktedir. Yılmaz’ın askerlerle ya adı ğı tartı manın ardından manette yer alan haber ba lıkları bu kanıtlar niteliktedir: Sa ğduyu sesleri, Yumu ama adımı, Asker Yılmaz’dan jest bekliyor, Yılmaz: Yanlı anla ıldım, Yumu atan sözler.

Hürriyet’in özellikle Ba bakan Mesut Yılmaz’ı destekler nitelikte kurguladı ğı haber söyleminde gazetenin sahibi Do ğan Grubu’nun çe itli yatırımları için devletten

146 almayı planladı ğı te viklerin etkisi oldu ğu da söylenebilir Hürriyet’in Refahyol dönemindeki asker yanlısı söyleminin Mesut Yılmaz’ın ba bakanlı ğı döneminde sivil iktidarı rahatsız etmeyecek bir tarza dönü mesi ekonomik çıkar ili kileri ba ğlamında açıklanabilir. 7

Abdullah Öcalan’ın Suriye’den ayrılmaya zorlanması ve DSP azınlık hükümeti döneminde yakalanarak Türkiye’ye getirilmesi ile DSP, yükselen milliyetçi havanın etkisiyle de MHP oylarının arttırarak 1999 seçimlerinin galibi oldular. DSP, MHP ve ANAP’ın kurdu ğu koalisyon döneminde asker siyaset haberlerinin niteli ğinde de ğiiklik göze çarpar. Hürriyet’in asker-siyaset konulu haberleri bu dönemde gerilim söyleminden farklı olarak yolsuzluk, ekonomik krizin askere etkisi ve dı politika ile ilgili konulara yo ğunla ır. Ecevit’in ba bakanlı ğı sürdürdü ğü1999-2002 arası 3 yıllık dönemde askerin iktidara yönelik uyarı veya tehdit niteli ği ta ıyan hemen hemen hiçbir haber Hürriyet’e yer almaz.

4.3 AKP Đktidarı Dönemi

12 Eylül müdahalesinin ardından ANAP 1983 seçimlerinde tek ba ına iktidara gelerek, 1991 yılına kadar ülkeyi yönetti. 1991 seçimlerinde DYP-SHP arasında kurulan koalisyonun ardından ülke yakla ık 11 yıl koalisyon hükümetleri ile yönetildi. AKP’nin 2002’de tek baına iktidar olana kadar zayıf hükümetler siyasi, ekonomik krizlerle mücadele etmede yetersiz kaldı. Sivil idarenin etkisi kaldı ğı noktada silahlı kuvvetler ülkeyi koruma ve kollama görevini uygulamaktan çekinmedi. Ancak Gökta ve Gülbay’a göre bu durum asker ile halk arasına kalın bir duvar örülmesine neden oldu. Rejimin kurucu kadrolarının yeti ti ği silahlı kuvvetlerin hemen her an rejimi kendince tehlikede görme e ğilimi ve duyarlılı ğı nedeniyle halk rejimi kendisine ait de ğil de dayatılmı oldu ğunu dü ünüyor. Bunun sonucunda da “Benim olmayan bir eyi neden koruyayım” diye soruyor ve bütün sorun bu buradan çıkıyor. (Gökta -Gülbay, 2004, s:11)

2002’deki erken seçimde AKP tek ba ına iktidara gelmesinde ekonomik ve siyasi krizlerin yanında, 28 ubat dönemi uygulamalarına tepkili olan devletin ördü ğü

7 Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertu ğrul Özkök ile dönemin Ekonomiden Sorumlu Bakanı Güne Taner arasında 22 Ekim 1998 tarihinde geçti ği iddia edilen konu manın ses kaydında Do ğan Grubu’nun kuraca ğı fabrika için devletten 130 milyon dolar te vik talep etti ği yer alır.

147 duvarın di ğer yanında oldu ğunu dü ünen geni bir kesimin kendi tarafında gördü ğü Tayyip Erdo ğan’a verdi ği destek de etkili olmu tur.

Hürriyet’in AKP iktidarının ilk dönemlerinde Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök’ün ılımlı tavrını haberlerinde öne çıkardı ğı ve bu tavrı destekledi ği görülür. “Man et vermeyen ilk genelkurmay ba kanı”, “Avrupalı pa anın Avrupalı cevabı”, “Komutandan de ğiim dersi” gibi man etler Özkök’ün sivil yönetime müdahil olmama yönündeki tavrını olumlayan bir üslupla okuyucuya aktarılır. Bu dönemde ba ta Yüksek Askeri ura kararları ve di ğer anla mazlıklarla ilgili haberlerin yorumsuz olarak haberle tirildi ği görülür. Haber ba lıkları ve metinlerinde ki isel yorumdan ziyade nesnel bir haber dili tercih edilir. AKP’nin ilk dönemlerinde Genelkurmay Ba kanı’nın tavrı ve hükümetin askeri konulardaki hassas söylemi gazetenin haberlerinin de gerilimden uzak bir dille olu masını sa ğlamı tır. Hükümet ile asker arasında ilk ciddi gerilim yaratan konu ise Đmam Hatip Lisesi ö ğrencilerine üniversiteye giri te kolaylık sa ğlayaca ğı iddia edilen YÖK yasa tasarısı oldu. Hürriyet tartı mada açık ekilde askerin tarafında bir tutum sergileyerek Genelkurmay’ın açıklamasını ilk sayfasına ta ıdı ve teklifin yasala ması ile ilgili haberi öznel bir dil ile yorumlayarak “Đnandım inat kanunu geçti” ba lı ğı ile okuyucusuna aktardı.

AKP iktidarının sonraki yıllarında askerle ya anan en önemli görü ayrılı ğı cumhurba kanlı ğı seçimi tartı malarında ya andı. TSK’nın cumhurba kanlı ğı seçimi ile ilgili açıklamalarını do ğrudan Genelkurmay Ba kanı ya ar Büyükanıt’ın demeçleriyle haberle tiren ve yorumdan kaçınan Hürriyet 37 nisan bildirisini de hiçbir yorumda bulunmadan “Gece yarısı açıklaması” ba lı ğı ile man etine ta ıdı. Gazetenin 27 Nisan sonrasında hükümetin açıklamalarını da aynı dille aktardı ğı ve 28 ubat dönemindeki yanlı ve tek taraflı haber söyleminden farklı bir dil kullandı ğı dikkat çeker.

28 ubat ve 27 Nisan arasındaki temel ayrım noktaları siyasi iktidarın parlamentodaki gücü ve sa ğladı ğı toplumsal destek olarak sayılabilir. 28 ubat döneminde zayıf ve kendi arasında uyumu sa ğlayamayan bir koalisyon hükümeti i ba ındaydı. Susurluk Kazası sonrasında toplumda yükselen tepkilerin hükümete yönelmesi de Refahyol iktidarını yıpratan bir ba ka geli me olurken buna benzer bir durum 27 Nisan bildirisinin yayınlandı ğı günlerde cumhuriyet mitingleri ile AKP iktidarına kar ı protestolardan olu uyordu. Ancak bu mitingler özellikle ta rada ya ayan toplumun çok daha geni kesimince farklı algılanarak AKP’ye olan deste ğin artmasına

148 yol açtı. Toplumla seçkinler arası örülen duvar benzetmesinde yola çıkarak, o duvarı yıkma algısıyla iktidara gelen AKP’nin kendi içinden cumhurba kanı seçmesinin engellenme çabası, ta ralı muhafazakar kesimlerde o duvarın tekrar örülece ği endi esi yaratarak iktidar partisine deste ğe dönü tü. Geçmi iktidarlardan farklı olarak AKP’nin ekonomik ba arısı, halka ula an sosyal politikaları ile yurt içinde elde etti ği siyasi ve toplumsal deste ğin yanında uluslararası alanda Avrupa Birli ği sürecindeki ilerleme ve 1 Mart tezkeresindeki krize ra ğmen, ABD ile ili kilerde sorun ya amaması, iktidarda geçirdi ği süre zarfında gücünün yıpranmasına engel oldu.

AKP giderek toplumdaki güç/iktidar sahibi bir konuma gelirken kitleleri etkileme gücünden uzakla an Hürriyet Gazetesi de 28 ubat döneminden farklı olarak bu süreçte daha nesnel ve tarafsız bir dili haber söyleminde kullanmaya ba ladı. Asker- siyaset haberlerinin sivil iktidarın arttırdı ğı gücüyle kitleleri etkileme gücünün azalması sayısal olarak da bu dönemde asker-siyaset konulu haberlerin azalmasına yol açar.(Grafik 3)

149

5. SONUÇ

Ülkelerin ve toplumların hayatlarında on yıllık dönemler çok önemlidir. Yakın tarih de incelenirken, olaylar 80’li, yıllar, 90’lı yıllar örne ğinde oldu ğu gibi onar yıllık periyotlar eklinde ifade edilen sürelere bölünerek o dönemlere özgü ko ullar çerçevesinde de ğerlendirilir. Her on yılın sosyolojik ve ekonomik olarak farklı bir yapısı vardır. Đncelenen 1997-2007 aralı ğı da Türkiye’de, hayatın her alanında önemli siyasi, ekonomik, sosyal geli melerin ya andı ğı bir dönemdir. Bu de ğiimi asker siyaset ili kisinde de görmek mümkündür.

27 Mayıs 1960 ve 12 Eylül 1980’de do ğrudan ülke idaresini ele alan, 12 Mart 1971’de verdikleri muhtıra ile hükümeti görevini bırakmaya zorlayan, 28 ubat 1997’deki MGK toplantısında alınan kararlar sonrasındaki süreçte iktidarın tasfiye olmasını sa ğlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin siyaset üzerindeki etkisi, 2002’de AKP’nin tek ba ına iktidara gelmesi ve 27 Nisan 2007 tarihindeki bildiri sonrasında gözler görülür biçimde azalmaya ba lamı tır.

Merkez medyanın askerler ile siyasetçiler arasında ya anan çatı malarda büyük oranda askerin tarafında oldu ğu açıkça görülmektedir. Refah Partisi gibi Đslami de ğerleri referans olarak benimseyen ve devletin yerle ik ileyi ini hedef alan söyleme sahip çok sayıda milletvekili ile yerel yöneticiyi bünyesinde barındıran bir siyasi partinin iktidar orta ğı olmasının ardından, çok da sürpriz olmayacak bir biçimde, askerle ya anan gerilimlerde ba ta Hürriyet Gazetesi olmak üzere merkez medyanın destek verdi ği taraf bariz ekilde askerler olmu tur. Bu durum akıllara tekrar, haber söyleminin güç/iktidar sahibi ki i ve kurulu ların söyleminden ba ğımsız olamayaca ğı yönündeki dü ünceyi getiriyor.

Hürriyet’in 1997-2007 arası 10 yıllık incelemesinde görülen en keskin sonuç Refah Partisi ve DYP’nin olu turdu ğu koalisyon döneminde asker-siyaset konulu haber sayısının çoklu ğu ve kullanılan dilin özelli ğidir. Grafikte de görülece ği gibi Refah Partisi’nin yarısını iktidarda geçirdi ği 1997 yılında asker-siyaset konulu haberler tavan yapmı tır. Refahyol’un iktidardan dü tü ğü Haziran ayının ardından benzer konulu haberlerde gözle görülür bir dü ü ya anmaktadır. (Bkz. Grafik 1)

150

1997-2007

140

120 115

100

80 59 55 56 60 50 51 39 Haber Sayısı Haber 38 40 32 28 28

20

0 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007

Yıllar

Grafik 3: Hürriyet Gazetesi’nde 1997-2007 yılları arasında yer alan asker- siyaset ili kisine dair haberlerin yıllara göre da ğılımı.

Yıllara göre incelendi ğinde ise 1997’den 2007’ye do ğru asker-siyaset haberlerinin Hürriyet Gazetesi’nde gittikçe azaldı ğı dikkat çekmektedir. AKP’nin yeniden tek ba ına iktidara geldi ği 2007 yılındaki asker siyaset konulu haber sayısı, 1997’dekinin neredeyse dörtte biri kadardır.

Bu dönemde haberlerde kullanılan dil de dikkat çekicidir. Özellikle Refahyol dönemine ait haberlerdeki asker yanlısı dil sonraları de ğimeye ba lamı ancak etkisini yitirmemi tir. Askerlerle sivil iktidarın arasında ya anan önemli anla mazlıklarda haberlerin askerin rahatsız olmayaca ğı bir dilde okuyucuya sunuldu ğu açıkça görülmektedir.

151

Haberlerde kullanılan bazı ifadeler de askerin sivil yöneticilerden farkını vurgular niteliktedir. Örnek olması açısından ele alırsak, bu ifadelerden en barizi ‘Pa a’ kelimesinin sıkça kullanımıdır. Osmanlı Devleti zamanında yüksek sivil memurlara ve albaydan üstün rütbede bulunan askerlere verilen unvan olan pa a, haber ba lıklarında sıkça kullanılmı tır. (TDK, 2005, S: 1582)

Đncelenen 10 yıllık dönemi 1997-2002 arası koalisyon ve 2002-2007 arası tek parti iktidarı olarak iki bölüme ayırdı ğımızda, pa a kelimesinin haber ba lıklarında ilk dönemde 32 kez, ikinci dönemde ise sadece 13 kez kullanıldı ğı görülmektedir. ‘Pa a’, haber ba lıklarında özellikle Refahyol döneminde, sıkça kullanılırken bu kelimenin sivil iktidar üzerinde adeta bir üstünlük ifadesi eklinde vurgulandı ğı dikkat çeker. Dönemin haber ba lıkları da bunun en açık kanıtıdır. 8

Bunun yanında dönemin Ba bakan’ı Necmettin Erbakan için man etlerde ve haber ba lıklarında ‘Hoca’ kelimesinin sıkça kullanıldı ğı görülür. Erbakan’ın haberlerde ‘Hoca’ sıfatıyla nitelendirilmesinin, Ba bakan’ın Đslami politik söylemine bir gönderme amacıyla yapıldı ğı söylenebilir. Bu dönemde haber man etlerindeki Erbakan’ı tanımlayan ‘Hoca’ tanımı askerin sivil iktidar üzerindeki üstünlü ğünü, biraz da kaba bir ekilde, vurgular niteliktedir. Bu açıdan en dikkat çekici haber ba lıkları unlardır: “Karadayı Hoca’ya randevu vermedi”, “Hoca’nın imza günü”, “Hoca direnseydi ne yapacaktık”.

Tanımlanan bir alı kanlık devrinin bitti ğini i aret eden “post” öneki kullanılarak (Türko ğlu, 2004, s:166) alı ılagelen darbelerin dı ında ‘modern sonrası bir askeri darbe’ eklinde ifade edilen 28 ubat süreci, MGK’da alınan kararlar çerçevesinde toplumu yeniden ekillendirme parolasıyla yola çıkarak, tüm kurum ve kurulu ları mercek altına almı tır. Üniversiteler, siyasi partiler, ilk ve orta ö ğretim kurumları, radyo-televizyon ve gazetelerin üzerinde baskı vardır. (Opçin, 2004, s:64)

28 ubat döneminde asker kı lasından çıkmamı , parlamento kapatılmamı , siyasi liderler tutuklanmamı ancak MGK kararları ve brifingler ile öncelikle devlet kademeleri sonrasında ise toplum yapısı dönemin Org. Kıvrıko ğlu’nun 28 ubat sürecini kastederek söyledi ği “Gerekirse 1000 yıl sürer” sözünden de anla ılaca ğı gibi

8 Özellikle RP’nin iktidarda oldu ğu dönemde gazetenin man etine ta ınan haberlerin ba lıklarından bazıları öyleydi: Ve Pa a konu tu, Pa aların zirvesi, Pa a’dan mesaj, Pa alardan ders, Pa a’nın öfkesi, Pa a yine ha ladı.

152 uzun süreli bir yeniden yapılandırma ile ekillendirilmek istenmi tir. Medya da bu sürecin en önemli destekçilerinden biri olmu tur. Hürriyet Gazetesi’nin yukarıda da ayrıntılı olarak yapılan incelemesinde de görülece ği üzere Refah Partisi ile Do ğru Yol Partisi’nin olu turdu ğu koalisyon döneminde kullanılan haber dili nesnellikten ve tarafsızlıktan çok uzaktadır. Hürriyet’in iktidar-asker ili kisine dair haber dili sivil hükümetin de ğil, askerin ülke yönetiminde oldu ğu izlenimini verir.

Liberal ço ğulcu yakla ıma göre medyaya dü en görev ilkeli bir haberciliktir. Özelle tirme politikalarını destekleyen, Avrupa Birli ği’ne tam üyelik hedefini benimseyen, özel sektörün ba arı hikayelerine sayfalarında sıkça yer veren Hürriyet Gazetesi, 28 ubat döneminde ilkeli habercili ğin en önemli artlarından nesnel ve tarafsız bir haber dili kullanmayı tercih etmemi tir. Gazetenin haber dili, sivil iktidarın toplumsal güç sahibi olmadı ğı ve ‘yöneten’ de ğil ‘yönetilen’ oldu ğu yönündedir. Ayrıca bu söylem, askeri otoriteyi sivil iktidar üzerinde peki tirme gayreti eklinde de yorumlanabilir.

Her askeri müdahale sonrasında oldu ğu gibi 28 ubat sonrası da, yeni siyasi olu umların ekillendi ği bir dönemi beraberinde getirdi. 27 Mayıs’ın ardından Demirel, 12 Mart’ın ardından Ecevit, 12 Eylül’ün ardından Özal’da oldu ğu gibi, 28 ubat’ın ardından Recep Tayyip Erdo ğan siyaset sahnesine çıktı ve yakın dönem Türkiye siyaset tarihinin en önemli figürü haline geldi.

Koalisyon hükümetlerinin görevde oldu ğu siyasi ve ekonomik yönden hayli çalkantılı bir dönemin ardından tek ba ına iktidara gelen AKP yönetiminin ilk dönemleri asker-siyaset ili kileri açısından uyumlu bir dönem olarak dikkat çeker. Dönemin Genelkurmay Ba kanı Org. Hilmi Özkök’ün ılımlı tavrı bu durumun en önemli sebeplerinden biridir. Hürriyet de haberlerinde Özkök’ün bu tavrını destekler. KKTC ile ilgili soruya “Ben askerim politikacı de ğilim” eklinde bir cevap veren Özkök’ün bu sözlerini “Avrupalı Pa a’nın Avrupalı cevabı” ba lı ğıyla man etine ta ır ve Özkök’ün bu tavrını onaylar. Özkök dönemindeki haberlerin dikkat çeken özelli ği hükümet üyelerinin asker ile ne kadar uyumlu çalı tıkları yönündeki mesajlarının gazetede sıkça yer almasıdır.

Özkök’ün ardından Genelkurmay Ba kanı olan Org. Ya ar Büyükanıt döneminde ise en önemli tartı ma konusu cumhurba kanlı ğı seçimi olurken, 27 Nisan

153 bildirisi ile gerilim en üst noktaya çıkar. Özellikle cumhurba kanlı ğı seçimi sürecinde Hürriyet’in do ğrudan Genelkurmay Ba kanı’nın sözlerini man etine ta ıdı ğı dikkat çeker. Büyükanıt’ın, yeni seçilecek cumhurba kanının sözde de ğil özde laik olması gerekti ği yönündeki açıklamasını yaptı ğı basın toplantısı haberini yine Büyükanıt’ın sözü “Karar Meclis’in” ba lı ğıyla veren Hürriyet daha sonra Büyükanıt’ın “Toplum mesajımı aldı” sözlerini man etine ta ır. Hürriyet’in cumhurba kanlı ğı konusuyla ilgili askerin sözlerini tek taraflı olarak man ete ta ıma tavrı 27 Nisan bildirisinden sonra de ğiti ği görülürken 27 Nisan sonrası tartı malarda hükümetin açıklamalarının daha ağırlıklı olarak kullanıldı ğı dikkat çeker. Ayrıca asker-siyaset konulu haberler gözle görülür biçimde azalır.

Bu durum, geçmi teki siyasi ve toplumsal güç dengesiyle de izah edilebilir. Geçmi yılların çok parçalı parlamento yapısı ve zayıf koalisyon hükümetlerinin tersine 2002 ve 2007’deki seçimleri kazanan AKP hükümeti parlamento ço ğunlu ğu ile siyasi hayatı yönlendirirken, uzun süreli iktidarın sa ğladı ğı imkan ve örgüt yapısı ile bir toplumsal güç haline gelmi tir. Bu gücün olu masında çe itli etkenler söz konusudur. Öncelikle merkez sa ğ partilerin yıllar süren bölünmü lü ğünden, koalisyon hükümetlerinin neden oldu ğu siyasi ve ekonomik krizlerden ve yolsuzluklardan bıkan seçmenin en alternatifsiz kaldı ğı dönemde AKP siyaset sahnesine çıkmı tır. RP tabanından gelen Ba bakan Recep Tayyip Erdo ğan’ın Milli Görü olarak adlandırılan gelenekten koparak AKP’yi milliyetçi-muhafazakar bir parti olarak tanımlaması, merkez sa ğ seçmenin tercihini bu partiden yana kullanmasını sa ğlamı tır. Erdo ğan’ın ki isel popülaritesi ve hitabet yetene ği ile Đstanbul Büyük ehir Belediyesi Ba kanlı ğı döneminde kitleler üzerinde bıraktı ğı izlenim AKP’nin ba arısında etkili olmu tur. Tüm bu etkenlerin yanında medyanın AKP ve Erdo ğan’ın aleyhinde yaptı ğı yayınlar da tam tersi bir sonuç do ğurmu tur. Bu sonucu do ğuran en büyük sebep ise siyasi ve ekonomik çalkantıların yo ğun oldu ğu kriz yıllarında medyanın da yıpranması ve güvenilirli ğinin azalmasıdır.

Hürriyet Gazetesi de bu yıpranmadan nasibini almı basın kurulu larından biridir. Hürriyet yöneticilerinin geçmi dönemde ülkeyi yöneten hükümetler ve siyasilerle ekonomik çıkar temelinde ili kiler yürüttü ğü yönündeki iddialar, ortaya çıkan bazı ses kayıtları ile belgelerin alternatif medya kanalları ve internet üzerinden yayılarak geni kitlelerce öğrenilmi , bu durum gazetenin itibar kaybetmesine neden olmu tur. Đtibar kaybı ve AKP hükümetinin baskıya varan ele tirileri ile iktidara yakın basın

154 kurulu larının yayınları, Hürriyet’i kitleleri yaptı ğı haberlerle etkileme gücünden uzakla tırmı tır. 22 Temmuz öncesinde TSK söylemlerinden ziyade Cumhuriyet Mitingleri aracılı ğıyla yapılmak istenen iktidar kar ıtı haber söylemi AKP’nin seçim ba arısının ardından sona ermi tir. Geçen dönemde Ergenekon ve Balyoz benzeri bir dizi soru turma ve yargı süreçleri sonrasında TSK’nın pasifize olarak siyasi söylemden uzakla ması, Hürriyet’in asker-siyaset konulu haberlerinin sayısını azaltmı tır.

155

KAYNAKÇA

Ahmad, Feroz (1999) Modern Türkiye’nin Olu umu , Çev: Yavuz Alogan, Kaynak Yayınları, Đstanbul

Alanku , Sevda (2005) Medya ve Toplum , IPS Đleti im Vakfı Yayınları, Đstanbul

Afyoncu, Erhan (2010), Osmanlı Đmparatorlu ğu’nda Askeri Đsyanlar ve Darbeler, Yeditepe Yayınevi, Đstanbul

Ak in, Sina (2008) Kısa Türkiye Tarihi , Türkiye Đ Bankası Kültür Yayınları, Đstanbul

Anadolu Ajansı (2004), Anadolu Ajansı 80 Yıl Kronolojisi , Anadolu Ajansı Yayınları, Ankara

Aydemir, evket Süreyya (2000) Menderes’in Dramı , Remzi Kitabevi

Bila, Hikmet (2008) CHP 1919-2009 , Do ğan Kitap, Đstanbul

Bildirici, Faruk, (2002), Hanedanın Son Prensi , Ümit Yayıncılık, Ankara

Birand, Mehmet Ali, (1994), 12 Mart Đhtilalinin Pençesinde Demokrasi , Đmge Kitabevi, Đstanbul

Birand, Mehmet Ali, (1984 ), 12 Eylül Saat 04:00 , Karacan Yayınları

Cizre, Ümit (2005) Muktedirlerin Siyaseti , Çev: Cahide Ekiz, Đleti im Yayınları, Đstanbul

Çavdar, Tevfik (2008a) Bir Đnkılâbın Gün Batımı 1908-2008 , Đmge Kitabevi, Ankara

Çavdar, Tevfik (2008b) Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1950’den Günümüze , Đmge Kitabevi, Ankara

156

Çavdar, Tevfik (2008c) Türkiye’nin Demokrasi Tarihi 1839-1950 , Đmge Kitabevi, Ankara

Daver, Bülent, (1968), Ça ğda Siyasal Doktrinler , Sevinç Matbaası, Ankara

Duverger, Maurice, (1973), Sosyal Bilimlere Giri , Bilgi Yayınevi, Ankara

Göle, Nilüfer, (2002), Melez Desenler: Đslam ve Modernlik Üzerine , Metis Yayıncılık, Đstanbul

Gökta , Hıdır – Gülbay, Metin (2004) Kı ladan Anayasaya Ordu, Siyasi Kültürde TSK’nın Yeri , Metis Yayınları, Đstanbul

Gürkan, Nilgün (1998), Türkiye’de Demokrasiye Geçi te Basın, Đleti im Yayınları, Đstanbul

Đnal, Ay e (1996) Haberi Okumak , Temuçin Yayınları, Đstanbul

Đnsel, Ahmet – Bayramo ğlu, Ali (2006) Bir Zümre, Bir Parti Türkiye’de Ordu , Birikim Yayınları, Đstanbul

Karpat, Kemal (2010) Osmanlı’dan Günümüze Asker ve Siyaset , Tima Yayınları

Keyder, Ça ğlar (2009) Türkiye’de Devlet ve Sınıflar , Đleti im Yayınları, Đstanbul

Kı lalı, Ahmet Taner (1993) Siyaset Bilimi , Đmge Kitabevi, Ankara

Kongar, Emre (1993), Türkiye’nin Toplumsal Yapısı , Remzi Kitabevi, Đstanbul

Kongar, Emre (2007) 12 Eylül Kültürü , Remzi Kitabevi, Đstanbul

Mert, Nuray, (2007), Merkez Sa ğın Kısa Tarihi , Selis Kitaplar, Đstanbul

Opçin, Tuncay, (2004), 28 ubat Uzar Bin Yıl Olur , Selis Kitapları Đstanbul

Öngider, Seyfi (2005) Son Klasik Darbe , Aykırı Yayıncılık, Đstanbul

157

Öztürk, Osman Metin, (2006), Ordu ve Politika , Fark Yayınları, Ankara

Roux, Jean-Paul (2007) Türklerin Tarihi , Çev: Prof. Aykut Kazancıgil, Lale Arslan-Özcan, Kabalcı Yayınevi, Đstanbul

TDK, Türk Dil Kurumu Sözlü ğü (2005) Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara

Topuz, Hıfzı (2003) II. Mahmut’tan Holdinglere Türk Basın Tarihi , Remzi Kitabevi, Đstanbul

Türko ğlu, Nurçay (2004) Đleti im Bilimlerinden Kültürel Çalı malara Toplumsal Đleti im Tanımlar, Kavramlar, Tartı malar , Babil Yayınları, Đstanbul

Ulagay, Osman (2008) AKP Gerçe ği ve Laik Darbe Fiyaskosu , Do ğan Kitap, Đstanbul

Ünsaldı, Levent (2008) Türkiye’de Asker ve Siyaset , Kitap Yayınevi, Đstanbul

Üskül, Zafer (2001) Siyaset ve Asker Cumhuriyet Döneminde Sıkıyönetim Uygulamaları , Đmge Kitabevi, Đstanbul

158