Resme Bakan Yazılar Galeri Nev Resme Bakan © İlk Baskı, 2004 © Genişletilmiş İkinci Baskı, Aralık 2009 Yazılar I ISBN 975-7529-19-2 - - . Kapak EDİTÖR Galeri Nev, Mayıs 1984 İlk Sergi Deniz Artun Abidin Dino “El” Metinlerin imlası yazarların kaleme aldığı biçimiyle bırakılmıştır. Teknik Hazırlık İdeaKitap Baskı Ajanstürk İçindekiler Önsöz Ali Artun, “Nev Yazılar” 9 Arif Dino Abidin Dino, “Arif Dino: Yüz” 11 Rasih Nuri İleri, “Arif Dino: Yüz” 19 Âbidin Elderoğlu Âbidin Elderoğlu, “Benim Sanatım” 23 Jale Erzen, “Abidin Elderoğlu Bir Dünya Ressamı” 25 Hakkı Anlı Necmi Sönmez, “FlRTINA VE HEYECAN: Hakkı Anlı’nın Resim Serüveni Üzerine Düşünceler” 35 Ali Artun, “Hakkı Anlı ve Bir Yerel Modernizm Zamanı” 55 Abidin Dino Abidin Dino, “El” 63 Ferit Edgü, “Resmin Anları” 67 Yaşar Kemal, “Anadolu Çiçekleri ve Dinonun Çiçeklemesi” 77 Abidin Dino, “Çernobil için ‘Çernobal’” 83 Abidin Dino, “Biçimden Öte” 89 Ali Artun, “Sunuş” 91 Ferit Edgü, “Güzin’in Abidinleri” 94 Rasih Nuri İleri, “Gerilla Desenleri” 96 Nejad Devrim Mengü Ertel Nejad Devrim, “Haydi, Haydi, Haydi Yeter Bitsin Bu Artık / Oust” 103 Hilmi Yavuz, “Mengü’nün ‘Yüzler’i” 211 Sefa Sağlam, “Nejad” 107 Ferit Edgü, “Nejad” 112 Erol Akyavaş Lydia Harambourg, “Nejad” 117 Muhammed Arkoun, “Miraçname” 214 Jale Erzen, “An Archeology of Human Drama” 217 İlhan Koman Bilge Karasu, “Çekiden Erince Giden Bir Yol Var mı ki?” 221 Abidin Dino, “Kim Bu İlhan Koman?” 131 Alexander Borofsky, “İkonoklastlar için İkonalar” 226 Semih Kaplanoğlu, “İkonoklastlar için İkonalar” 230 Kemal Bastuji Ali Artun, “Bir Ömrün Resmi” 233 Lional Ray, “Kaligrafik / Erotik” 141 Yüksel Arslan Mübin Orhon Sezer Tansuğ, “Yüksel Arslan’ın Çizgi Dünyası” 237 Abidin Dino, “Mübin Orhon” 142 Ali Artun, “Sunuş” 241 Ali Artun, “Mübin Orhon, Robert ve Lisa Sainsbury Koleksiyonu” 147 Roland Topor, “Yüksel Arslan: ‘İki Taşlı’ Adam” 243 Bénédicte Orhon, “Mübin, Rengin Ustası” 150 Ulus Baker, “İnsan: Bilimlere Doğru Bir Açılış” 245 Philippe Krebs, “Önsöz” 248 Tiraje Dikmen Patrick Waldberg, “Tiraje veya Zamanların Hafızası” 159 Bilge Friedlaender Ali Artun, “Desen Bir Bütün, Öncesi Sonrası Yok! Tiraje Dikmen’le, Doğu-Batı, Beral Madra, “Bilge Friedlaender: Gılgamış Destanı” 251 Resim-Desen, Uzaklıklar-Yakınlıklar Üstüne Bir İlkbahar Konuşması 161 Talat S. Halman, “Gılgamış” 254 Adnan Çoker Alev Ebüzziya Doğan Kuban, “Çoker’in Işıklı Geometrisi” 171 Garth Clark, “Tutkulu Bir İncelik: Alev Ebüzziya Siesbye’ın Yalınlaştırılmış Seramikleri” 260 Burhan Doğançay Vibeke Woldbye, “Alev Ebüzziya Siesbye” 263 Necmi Sönmez, “Görüntü ile İmgenin Çakışması: Burhan Doğançay’ın ‘Attired Wall’ isimli çalışması için bir okuma önerisi” 173 Mehmet Güleryüz Albert Bitran Karl- Hermann Klock, “Gerçeğin Resmi Değil- Onun Fikri” 267 Hasan Bülent Kahraman, “Mehmet Güleryüz” 270 Pulat Tacar, “İstanbul’lu Bir Ressam: Albert Bitran” 176 Enis Batur, “Mehmet Güleryüz’ün Karşı Rüzgar Dizisi Üzerine” 283 Ömer Uluç Komet Ömer Uluç, “Armalar” 180 Olivier O. Olivier, “Sevgili Komet” 287 Sezer Tansuğ, “Bir Gelişim Mantığı” 182 Ahmet Oktay, “Komet: Düşlerin Göçebesi” 289 Jacques Henric, “Ömer Uluç ya da Gerçekliğin Çok Dayanılır Hafifliği” 195 Ömer Uluç-Carole Boulbés, “Söyleşi” 202 311 John Berger, “Garip Bir Varlık” 207 Yazılar Önsöz Ali Artun . “Nev Yazılar” Sergi Yazıları Cumhuriyet’in ilanını izleyen yıllarda açılan tek tük serginin neredeyse tamamı devlet himayesinde, devlet binalarında düzenlenir ve sonunda gene devletin kültürel politikalarına göre yargılanır. Cumhuriyetçi ideolog ve estetler tarafından kaleme alı- nan sergi yazılarında, ‘modern ulus’ tasarısının sanatı, sanatın da bu tasarıyı karşılıklı olarak meşrulaştırmaları beklenir. Modernleşme davasının gereği olarak icra edilen modern sanat, öyle ya da böyle, bu davayı resmetmeyi de becerebilmelidir. O yıllarda sanat üzerine akıl yürütenleri bunun yordamı meşgul eder: modern kimlik nasıl este- tize edilecektir? Sergiler üzerine en sık yazan ve hemen hepsi akademi mensubu olan ressam- larsa, meslektaşlarının eserlerini daha ziyade form, hacım, armoni, simetri gibi estetik normlarla yargılarlar. Ancak bu normlar, kurucu kültürel elitin, Batı sanat geleneği ve modernitesiyle, yerli popüler ve dini zanaatler arasında oluşturmaya çabaladığı ‘sentez’den büsbütün bağımsız değillerdir. Sentezin öğeleri ve bu öğeler arası önce- likler ve vurgular kültürel-politik stratejilere göre belirlenir. Bu stratejiler uyarınca, kimi zaman soyut sanatla İslam bezemesi, kimi zaman da klasizmle popüler tasvirler ‘sentez’e girerler. Kadim resim geleneği minyatür ise Osmanlı’nın temsili gibi algılan- dığından dıştalanır. Dolayısıyla sonunda normlar da, kimliğin inşa edildiği bir bağlam olarak yararlanılan estetiğin türevleri gibi işlev görürler: uluslaşmanın ölçütü olarak sanatın ölçütleri. 9 İlerleyen yıllara ait sergi yazılarında ulusal ölçütler, modern sanat tarihinin formel, evrensel kategoriyle dengelenir. Sanat eserlerinde birtakım modern stillere ait formlar aranır; eserler bu stillere göre yorumlanır. Bu yorumlar, ‘hayatı-eserleri’ kalı- bındaki biyografilerle tamamlanır. Böylece ‘ulusal’ ile ‘evrensel’ ve ‘bireysel’ birbirleriyle eklemlenmiş gibi olur. Yakın zamanlara gelindiğinde ise, başka anlatılarda olduğu gibi, sanat anlatı- larında da modern tarihyazımının kategorileri giderek gözden düşer. Birbirini izle- Arif Dino yen stillerle ilerleyen bir tarih tasavvuruna dayalı şemalar aşınır. Dille ilgili kuramların yükselişiyle birlikte, sergileri ‘okuyan’ metinler geçerlik kazanmaya başlar. Bu metinler, sanat eserini kuran göstergeleri, bunların anlamlarını, psişik gizlerini sökmeye girişir- ler. İmgeyi sözle kuşatırlar. Nev katalogları Abidin Dino Nev kataloglarına yazılan yazılar değişik değişik. Yazarları da öyle: tasavvuf . alimlerinden, sanat tarihçilerine, modern eleştiri türünün öncüleri edebiyatçılar-dan, “Arif Dino / Yüz” müze/galeri yöneticilerine, eleştirmenlere, sanatçılara kadar birçok sanat erbabı. Do- layısıyla, bu yazılarda ortak bir yaklaşım veya üslup aramak boşunadır. Ama yukarıda değinilen türlerle kıyaslandığında, sanki, bir estetik yargı iradesi yerine, bir izleyicinin izlenimlerini yansıtırlar: değişik izleyicilerin kendilerine özgü birikimleri bağlamında uyanan değişik ve değişken izlenimleri. Topluca değerlendirildiğinde, yargının mut- İğne ile kuyu kazarcasına resim yapıyordu, ne zaman olursa olsun, nerede laklığı yerine, izlenimlerin göreceliğini gösterirler. İşte bundan dolayı onlar, “Resme olursa olsun. Arif, cebinden çıkardığı ufacık bir hokkada yüzen sırların sırrı kuştüyü Bakan Yazılar”dır. fırçasını bir sapa takıp, daha olmazsa tevatür bir kalemtraşla kurşun kalemini sipsivri “Resme Bakan Yazılar”ın derlendiği kaynaklar çoktan tükendi. Yeniden yayın- yontup, hiçbir şeye ve kimseye aldırmadan kendini elinin buyruğuna kaptırır, çizer, lanmasalardı, belki de sadece birkaç meraklısının arşivinde eskiyip duracaklardı. Bu çizer, çizerdi dünya yıkılsa. metinler bir kere daha topluca yayınlandıklarında sadece yeniden basılmış olmuyorlar. Arif’in çizgileri kimseye gösterilmek için yapılmış değil. Kendine bile. Başka başka zamanları ve mekanları -sergileri- eklemleyerek tarihsel imgelemin ka- “İfrazat” demişti şiir sanatını tanımlamak için, fazlası ile tekrarlayabilirdi bu pısını açıyorlar. Bir sergi anında ilk basıldıklarında ‘güncel olan’ bu yazılar, yıllar son- sözü resim için. ra yeniden basıldıklarında ‘tarihsel’ oluyorlar. Yani artık özgür bir sergiye değil, sanat Bu kitapta, bu sergide suratlar, sûretler, yığınla yüzler göreceksiniz. Kimse- tarihine atıfta bulunuyorlar. Yazarları, sergileri, sanatçıları ve onları bir araya getiren nin yapmadığı cinsten eşsiz resimlerdir bunlar. Kaçınılmazlık damgasını taşıyan galeriyi bir zamansallık içinde düşünmeye kışkırtıyorlar. çeşitlemeler. Anadolu geleneğinde, göreneğinde, bilirsiniz, insan yüzü kutsal bir biçim: “Tuttum ayineyi yüzüme Ali göründü gözüme” (Muhyeddin Abdal, XVI. yüzyıl) Hınzır Muhyeddin Abdal’a bakılırsa: “Dilberin meğer ki yüzü mushafmış Yazılmış hattında kur’anı buldum" 10 11 Salt yüz değil, oldum olası vücut dahi kutsal Anadolu toprağında. Bunu açıklamayı göze alacaktır Yunus Emre: “Gice ile gündüzü gökte yıldızı Levh’de yazılı sözi cümle vücud’da bulduk" Mevlâna şaşırtıcı sözler ekler bu konuda: “En güzel şekil olan insan şekli, aşktan da üstündür, düşünceye sığmaz” Ve ekler biraz çekinerek: “Bu paha biçilmez şeyin değerini söylesem, ben de yanarım, duyan da yanar” Tepeden inme ak güvercin donuna girip Hacı Bektaş, bu müjdeyi getirmek için mi Horasan’dan uçup Anadolu’ya konmuştu? “Yeryüzü etim benim Akar sulardır kanım" Pes. Tüm bir dünya görüşü, eksiksiz. Anadolu var ya, Anadolu; Anadolu’ya her ne gelmiş ve gelecekse, Anadolu’laşır; İslâm dini bile. Bektaşiliğe ve Mevleviliğe ilişkin aile kökleri bir yana, Arif’in insan yüzü resim- lerini etkilemiş ve sonuna kadar etkileyecek Doğu’dan ve Batı’dan binbir kaynak daha gösterilebilir. Birkaçını, şimdi ve burda, sıralamakta fayda var: 1913-1920 yıllarında Arif’in gençliğinde Cenevre’de, “Canlı Sular Rıhtımı”nda bulunan evde, Daumier’den Steinlein’a kadar sıram sıram kırmızı ciltli Fransız karika- tür kitapları diziliydi. Ayrıca Alman dergi ve kitapları karikatür üstüne, Grosz, Pascin ve başkaları, 20 yıllarında Paris’te, rue Molitor’daki evde, Sem (Malraux’nun ve Arif’in arkadaşı), Galanis, Fujita, Van Dongen, Picasso vb’nin çizdiği suratların dergileri, kata- logları. 1926-27’de Atina’da antik Yunan vazoları. 1927’den sonra İstanbul’un fresk ve mozaiklerinin, İran ve Türk minyatürlerinin yüz çizgileri, hattatların çizgi dümtekleri, Behzat bir yandan, Levni öbür yandan. Toplamını
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages161 Page
-
File Size-