Dede Garkın-Baba Îshak-Baba İlyas Kitap Üzerine Alevi erenlerin ilk savaşı ve Alevi tarihinin önemli bir parçasıdır Baba Resul olayı. 1240 yılında kadın, erkek kitleler halinde Mezopotamya’dan Orta Anadolu’ya akan bu inanç selinin kahramanları kimlerdir? Şimdiye kadar çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Baba ishak, Baba İlyas ve Dede Garkın kimdir? Bu kitapla öğreniyoruz kim olduklarını, yurtlarını, boylarını, obalarını... Bu kitapla öğreniyoruz onların Mardinli, Urfalı, Diyarbakırlı olduklarını... Yazar Üzerine Hamza Aksüt, 1958 yılında Malatya-Hekimhan-Davulku köyün­ de doğdu. AİTİA Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulunu bitirdi. Çeşitli dergilerde Alevi toplulukların ve dede ocaklarının tarihiyle ilgili yazıları yayınlandı. Yayınlanmış kitapları, Hasançe- lebi ve Çevresi Tarihi (1998), Anadolu Aleviliğinin Sosyal ve Coğrafi Kökenleri (2002) adlarını taşımaktadır Mezopotamya’dan Anadolu’ya Alevi Erenlerin İlk Savaşı (1240) Hamza Aksüt © 2006 Yurt Kitap-Yayın Yurt Kitap-Yayın 198 ISBN 975-9025-24-8 1. Baskı Mart 2006, Ankara Kapak Ali İmren Cantekin Matbaası, Ankara Yurt Kitap-Yayın Konur Sokak No: 26/3 Kızılay-ANKARA Tel: (0 3 1 2 )4 1 7 3 5 4 9 Fax: (0 312) 425 36 40 e-mail: [email protected] www.yurtkitap.com ALEVİ ERENLERİN İLK SAVAŞI 11240) HAMZA AKSüT araştırma-inceleme İÇİNDEKİLER Önsöz...................................................................................... 9 Kronoloji Tablosu ............................................................... 13 Haritalar.............................................................................. 15 Olay Hakkında Ön Bilgi....................................................... 17 Kaynaklar..............................................................................19 BÖLÜM I OLAYIN ÖNDERLERİNİN KlMLlĞİ.......................................23 1 -Dede Garkın......................................................................29 2-Baba ilyas........................................................................49 3-Baba İshak.......................................................................66 4-Şeyh Osman................................................................... 77 5-Hacı Mihman.................................................................. 81 6-Hacı Bağadın.................................................................. 83 7-Ayna D ovla..........................................................................:..85 8-Şeyh Affan......................................................................... 90 9-Yusuf Eber......................................................................... 92 BÖLÜM II BABA RESUL OLAYININ GELİŞİMİ..................................... 95 Olayın Ayrıntıları................................ ..................................95 Olaya Katılanların Sayısı ve Etnik Kökeni......................... 103 Olay Sonrası.................................................................... 110 Kuzey Mezopotamya Bölgesi ve Türkmenler................. 115 BÖLÜM III BABA RESUL OLAYININ DİNSEL NİTELİĞİ.......................1 17 Baba Resul’ün Peygamberliği İddiası................................. 118 Baba Resul Olayında Vefailik Tartışması.............................135 Ebu’l Vefa’nın Kimliği..........................................................146 Şamanizm.................... ..................................................... 151 Babailik.............................................................................. 157 BÖLÜM IV OLAYIN ALEVİLİKLE İLGİSİ.............................................. 159 Hacı Bektaş ve Baba Resul Olayı.........................................161 Baba Resul Olayının Alevilikle İlgisinin Dayanakları........... 171 Baba Resul Olayında Aleviliğe Aykırı Öğeler Var mıdır? . 186 BÖLÜM V OLAYIN NEDENİ............................................................... 189 Sonuç................................................................................ 198 Kaynakça...........................................................................200 Dizin.................................................................................. 206 Önsöz Bu kitabın konusu, 1240 yılında ortaya çıkan ve şimdiye ka­ dar hakkında birçok şey yazılan önemli bir olaydır. Olayın önemi, Alevilik tarihiyle ilgisinden kaynaklanmaktadır. Bilindiği gibi, 1990’lı yıllardan itibaren Aleviliğin ülke ve bilim gündemine girmesiyle birlikte bu alanda birçok kitap yayınlanmaya başladı. Ne var ki; bu yayınlar, veri bulma açı­ sından büyük bir şanssızlıkla karşı karşıya kaldı. Veri kıtlığı, geleneksel tarih araştırmacılığından kaynaklanıyordu. Çün­ kü; Türkiye’de tarih araştırması, yalnızca hükümdar ailesinin v e yönetici ailelerin tarihini incelemekten ibaret sanılmış, Türk tarihini aydınlatmak için bu yeterli görülmüş, dolaysıy- la, halkın tarihini araştırma gereği duyulmamıştı. Oysa, Alevilik tarihi, halk tarihinin bir parçasıydı. Bu du­ rum, yeni bir tarih anlayışını v e araştırmacılığını zorunlu kılı­ yordu. Araştırmacılar bu olumsuzluk karşısında farklı pozis­ yonlar aldılar. a- Bilgi talebinin yükselmesi sonucu piyasaya acil bilgiler sunuldu. Bu sunucular, ülkemizdeki geleneksel tarih yazıcılı­ ğının verilerini ve Alevi halkın geleneksel anlatımını har­ manlayarak Alevilik tarihi yazmaya çalıştılar. b - Talebi karşılamak v e Sünnilikten farklı bir Müslümanlık olmadığını savunmak isteyen bazı araştırmacılar, Alevi erenleri, Alevi olmayan erenlerden farksızmış gibi sunmak için çaba harcadılar. c- Önemli bir sorun karşısında olduğunu anlayan bazı araştırmacılar, menakıb, kronik türü yeni kaynaklar aramaya yöneldiler. Bu alanda başarısız kalınca, eldeki menakıb ve kronikleri adeta mercekle okumaya başladılar. Öyle ki; ba­ zen bir tümceden sayfalar dolusu yazı üretmek zorunda kal­ dılar. Yapısı gereği, kronik ve menakıblardaki bu tür tümce­ lerin az olması, araştırmacıları kaynak kritiği yapamaz duru­ ma getirdi. Zaten çok kıt olan bu kaynaklara da güvenilmez­ se tümüyle kaynaksız kalınacağı korkusu yaşandı. Bu neden­ le, çatışma karşısında kaynağın takındığı pozisyon dikkate alınamadı, kaynağın verdiği bilgi irdelenemedi. Sıraladığımız bu üç anlayış, Alevilik tarihini aydınlatmada bir başarı elde edemediği gibi bu alanda yeni sorunlar üretti. Bu sorunların en büyüğü, Baba Resul olayının niteliği ve olayın Alevilikle ilgisi alanında ortaya çıktı. Baba Resul olayı merkeze konarak Aleviliğin oluşum tarihi yazılmaya başlan­ dı. Buna göre, Aleviliğin ilk büyük ereni Baba İlyas oldu. Yüzyıllardır kurucu eren olarak bilinen Hacı Bektaş, Baba İl- yas’ın yüzlerce halifesinden biri; Aleviler ise bu olaydan arta kalan ve sağa sola dağılan topluluklar olarak görülmeye başlandı. Baba Resul olayına katılanların bir bölümünün Rum, Er­ meni gibi Müslüman olmayan öğeler olduğu savunuldu. Hatta bazı araştırmacılar, olayın bazı önderlerinin etnik kö­ kenini de bu öğelere bağlamaya başladı. Kısacası, Aleviliğin erenler düzlemindeki altyapısı Baba Resul (onlara göre Baba İlyas); topluluk düzlemindeki altya­ pısı Baba Resul olayını yaratanlar (onlara göre Babailer) ola­ rak sunuldu. Teolojik altyapı ise Kalenderilik, Vefailik, Hay- darilik ve bunlara bağlı olarak, Brahmanizm, Budizm, Şama­ nizm, Maniheizm, Tondrarizm, Paulikienizm, Mesiyanizm gibi inanç yapılarının tümü oldu. Oysa; bu araştırmacılar, olayı çıkaran kitlenin sosyal düz­ lemini ve coğrafi kökenini bile belirleyememişti. Bu neden­ le, geleneksel ve popüler bir söylem olan ve hiçbir ayrıntı içermeyen Horasan-Anadolu anlatımı temel alındı. Üstelik, Anadolu denince yalnızca Orta Anadolu akla geldi ki; asıl yanılgı burada kendini gösterdi. Sosyal düzlemde ise olayı çıkaranların boyu, obası, oy­ mağı ortaya konamadı ve yalnızca menakıblar temel alına­ rak birkaç popüler boyun adı “tahmin edildi.” Bu tahminle­ rin gerçekle ilgisinin ne düzeyde olduğunu ilerleyen bölüm­ lerde göreceğiz. Bu alanda ortaya çıkan bir başka olumsuz durum; araştır­ macıların büyük bölümünün, Aleviliği on altıncı yüzyılda Sa- fevilerin etkisiyle oluşan bir inanç yapılanması olarak gör­ mesidir.1 Buna göre, başta Hacı Bektaş olmak üzere Alevili­ ğin kurucu erenleri heteredoks dervişlerdir. Alevi kökenli araştırmacıların tümüne yakın bir bölümü de bu grubun sa­ vunduğu görüşleri ikirciksiz benimsemiş durumdadır. Örne­ ğin; Hacı Bektaş’ın Baba İlyas halifesi olarak sunulmasına iti­ raz eden hemen hemen hiçbir Alevi yazar kalmamıştır. O y­ sa, Alevilik tarihi, Aleviliğe karşıt kaynakların kullanılmasın­ dan ötürü, bu kaynakları yazan kişilerin isteği doğrultusunda biçimlenmeye başlamış, dolaysıyla, Aleviliğin yaşanmış tari­ hi yerine yeni bir tarih yaratılmıştır. Buna verebileceğimiz en çarpıcı örnek, Hacı Bektaş’ın, bir Baba İlyas halifesi, hatta, Baba İlyas grubunda yer alan sayısız dervişlerden birisi ola­ rak sunulmasıdır. Baba Resul olayı ve Alevilik tarihi araştırmasında asıl so­ run metodolojiktir. Araştırmacıların neredeyse tümü, birincil kaynak olarak Türkmenleri tanımayan, hatta onlara karşı / Bu görüşün günümüzdeki en ünlü temsilcileri, irene M elikoffve Ahmet Yaşar Ocak tır. olan kişilerin yazdığı kitaplardaki bilgileri kullanmış, bunun sonucunda doğal olarak, yanlış sonuçlara ulaşmıştır.2 Ayrı­ ca; hemen hemen tüm araştırmacılar, veri kıtlığından şika­ yet ederek konunun tam aydınlanamayacağını savunmuş, buna karşın, veri kıtlığının yarattığı boşlukları folklorik ö ğ e ­ lerle doldurma yoluna başvurmuştur. Çok ilginçtir ki; olayın önderlerinin kimliği, olayın siyasal coğrafyası ve ortamı bilinmeden üretilen bu görüşler ve tah­ minler, konuya ilgi duyanlarda olduğu gibi, bilim kamuo­ yunda da kemikleşmiş bir söylem
Details
-
File Typepdf
-
Upload Time-
-
Content LanguagesEnglish
-
Upload UserAnonymous/Not logged-in
-
File Pages221 Page
-
File Size-