T an Rıların Ö Lü M Ü ! Tanrıları Nasıl Yarattık

T an Rıların Ö Lü M Ü ! Tanrıları Nasıl Yarattık

ABDULLAH RIZA ERGUVEN Tanrıları Nasıl Yarattık Tanrıların Tanrıların Ölümü! Abdullah Rıza Ergüven TANRILARI NASIL YARATTIK Tanrıların Ölümü! BERFIN Berfin Yayınları : 93 Araştırma - İnceleme : 36 ISBN 975 - 7354 - 71 - 6 Abdullah Rıza Ergüven : Tanrıları Nasıl Yarattık Yayın Yönetmeni : İsmet Arslan Kapak Hazırlık : Mehmet Özalp Baskı - Cilt : Kayhan Matbaası (Tel: 576 01 36) Birinci Basım : Ağustos 2000 Bu kitabın yayın hakları Berfin Yayınları'na aittir. Berfin Basın Yayın ve Tic. Ltd. Şti. Cağaloğlu Yokuşu, Evren Han, Kat: 3 No: 56 Cağaloğlu 34440 / İstanbul Tel: (0.212) 513 79 00 - Fax:(0.212) 512 37 20 Abdullah Rıza Ergüven TANRILARI NASIL YARATTIK Tanrıların Ölümü! BERFIN YAYINLARI İçindekiler Ö n d ey iş............................................................................................................ 7 Yaşam Deneyimleri ......................................................................................9 Din Nedir? ................................................................................................... 20 M ıs ır...............................................................................................................25 Sumer-Akad-Asur........................................................................................ 39 H ititler............................................................................................................ 56 Batı Samileri................................................................................................. 70 İsrail ...............................................................................................................73 Hıristiyanlık ................................................................................................. 94 İslamlık ...................................................................................................... 111 İ r a n .......................................... 132 Hintliler ......................................................................................................139 H induculuk..................................................................................................145 Budacılık ......... 150 Y u n a n ...........................................................................................................159 Romalılar ...........................................................................................181 Keltler 203 ı C erm enler................................................................................................... 209 Çin ve Kore ...............................................................................................217 Japonya .......................................................................... 233 A frik a ..........................................................................................................241 A s y a ...............................................................................................254 Amerika ......................................................................................................261 Avustralya .................................................................................................273 Tanrıların Ö lüm ü ......................................................................................279 Tarihsel, Belgesel Kaynaklar..................................................................357 Öndeyiş Tanrıları nasıl yarattık, elimiz ayağımız kurgumuzla onları çamurdan yaptık. Ürkiimüz korkumuz çıkarımızla çamurdan yaptık onları! Ay'a tanrı, Güneş’e tanrı dedik bilmem neyin nesine tanrı. Din kılıç oldu kesildik dada da dada da dada daaa bilmeyen var mı aramızda? Dinler yakıtını bitirdi mi ölür. Bütün dinler ergeç ölecek... Ne­ den? Çünkü yakıtı bir gün bitmek zorunda! Eskiçağ Anadolu din­ lerinden, örneğin Hitit dininden ne kaldı şimdi? Hani Sumerlerin dini? Hem öyle bir değil, 150 tanrı vardı! “Dinin de mi yakıtı olur?” demeyin! Din yapısını örerken, bir­ takım kurgular, imgeler, varsamalar kullanır... Kullanan da insan! Hem kullanır, hem yapar; ondan sonra da bu “Allah” der, bu “Tan­ rı” der! Tanrıların, allahların her an birbiri ardısıra ölmelerinin ne­ deni bu! Hiçbiri gerçekler üzerine kurulmamıştır. Peki, öyle de ni­ çin kurulup yaratılmıştır? Uzun tartışmalara girişmeden özetle ya­ nıtlayayım: Din, insanın korkusu, çıkarı, onmasızlığı üzerine ku­ rulmuştur. İnsan başarısızlığı karşısında, onmasızlıklurmda tanrıla­ rı aramayıp; kendine giivenseydi, sayıları 300 milyonu aşkın düz­ mece tanrıların hiçbiri, kafalara çivilenmeyecekti! 7 Böylece yoklar ülkesinin, yeryüzü ağalarının kölesi olmayacak­ tık... Onlardır her gün yıldız falcılığı kitaplarını basanlar; para ka­ zanmak, özdeş zamanda yazıklı, onmasız insanın sağlıklı düşünce­ sini sülük gibi sömürüp kafasından boşaltmak için!.. Dinler, o çağda yaşayan insanlara şırıngalandıktan sonra, ölür bir gün... Yeni kuşaklar gelir, onlar da şırmgalanmada fire verir!.. Böylece dine tutkunluk giderek azalır. Bu azalma süresince tanrıla­ ra bağlanan olaylarla, bu tanrılar çelişir; birbiriyle aykırılaşır. Bu aykırılık zamanla ağırlığını daha da ortaya koyar! Örneğin “sayrılık allahtandır” denir. Ama tutmaz, tutmadığını anlar kişiler! Dinsel eğilimlerle sünepeleşmeyen gerçek aydın kişiler vardır. Bunlar ol­ masaydı, dinler bağnazların, köktendincilerin istediği gibi sürer gi­ derdi belki!.. Dahasını diyelim, nesnel bir örnek verelim mi? Dinler gerçek olsaydı; binlerce binlerce sekt ortaya çıkmazdı! Bütün bunlar dinlerin insan kurgusuyla ortaya çıktığını açık ve se­ çik olarak kanıtlamaktadır. Birşeyi imgeleyip “var” demekle, o şey var olmaz! Ama “var” diye kandırıldı yığınlar. Gerçek olan doğa, onun ürünü de İNSAN! Evren bilincine insanla ulaştık. Sayıları 300 milyonu aşkın tanrılar insanoğluna; evren üzerine, insan üzerine en ufak bilgiyi vereme­ diler. İnsan özgürlüğüne içindeki tanrıları öldürmekle kavuşabilir. İşte o zaman, ağa-imgetanrıların kölesi olmaktan kurtuluruz!.. Stockholm, 15 Mayıs 1998 1 Yaşam Deneyimleri Evrenbilim ve Tanrı Kavramı yapıtıma şöyle başlamıştım: ...Sekiz dokuz yaşlarımda Avanos’ta, Kızdırmağa bitişik bahçe­ mizde anam, babam, ben kayısıları küfelere yerleştiriyorduk; baba­ mın tanıdığı yaşlı bir adam geldi. Elindeki sopayı yere vurarak, ta­ rihçi Ksenefon davranışı, açık ve tok sesiyle: “Bizi bu dünyaya koyanın taa anasını...” diye sövüp saymaya başladı... İşte o gün bugündür Tanrı, Varlık, Yokluk, Yaratı vb. konula­ rın üzerinde kurgulamaya, düşünmeye başladım. Yeryüzüne gelmek, yaşamak, sonra da... ölümle birden bire çe­ kip gitmek... Yok olmak... Ürpertici birşey... Bir yaratıcı, bir tanrı ya da tanrılar var mıydı, o yaşımda bilmiyordum. Yanıtı bugün bile zor, sakıncalı sorularla kendimi her gün sınava çekiyordum. Bir gün Avanos’ta Alaaddin Mahallesi’ndeki evimizin avlu­ sunda oynarken elimdeki çömleği yere düşürüverdim. Çömlek ye­ re düşmesiyle birlikte paramparça oldu. İşte o zaman çocuk usuma yerleştirilen tanrıya değin bir soru dilime takılıverdi: 9 “Allah, bu çömlek parçalarına ‘haydi çömlek ol’ dese; bu parçalar o anda çömlek olabilir miydi?” Her şeyi merak ediyor, olan birşeyin nedenini arıyordum. Anam çardakta iki taşı yanyana koyuyor, üstüne de tencereyi ko­ yup pilav pişiriyordu. Tencerenin altına koyduğu odunlar yanıp bir süre sonra kül oluyordu. Ama Güneş hiç durmadan ışığını veriyor sönmüyordu. Güneşi söndürmeyen bu ateş nasıl bir ateşti? tlginç düşünceler beni bırakmadı. Bir tanrı, insanların inandığı bir tanrı ya da tanrılar kırılıp saçılan parçalara “çömlek ol” dese, çömlek eski durumuna gelebilir miydi? Nasıl bilmem ama, o anda bunun olanaksızlığını düşündüm. Sonra da tanrıların birşeye “Ol” dediğine ya da insanlara yardım etmiş olduğuna hiç tanık olmamıştım. Bu konuda kuşkularım beni destekliyordu. Gözlerimin önünde alabildiğine uzanan, yayılan bir doğa vardı. Onun açılım ve yayılımlarını görüyor, doğanın görkemli sergilen­ mesine tanık oluyordum. Anamın bir gün “ahırın eşiğine karanlıkta su dökme” sözle­ rine karşı durarak; “Dökersem ne olur?” dedim. Anam beklemediğim yanıtını hemen yapıştırıverdi: “Sıcak su dökersen seni şeytan çarpar.” Bunun böyle olduğunu ya da olmadığını kesinlikle kanıtlamam gerekiyordu. Kafama çivilenen merakım bu işte! Durumun aslını astarını ortaya koymam gerekiyordu. Pilav pişiriyordu bir gün anam ocakta, sıcak suyu bir kaba koy­ dum. Ahırın eşiğine gidip döktüm. Orada durdum biraz. Şeytan be­ ni çarpsın diye! Hiçbir şey olmadı bana! Ne elim çarpıldı ne yü­ züm! Yeni bir utkudan çıkmış gibi doğru anama koştum: “Elime yüzüme birşey olmuş mu?” diye sordum. O da: “Yoook” dedi, “olmamış...” “Sıcak suyu ahırın eşiğine, hem de karanlıkta döküverdim. Ha­ ni beni şeytan çarpacaktı?..” dedim. “Ne bileyim oğlum, bize öyle dediler, biz de öyle belledik...” 10 Böylesi örnekleri daha da çoğaltabiliriz. Demek halk, Anadolu insanı görmediği, ne olduğunu bilmediği “Allah”ı, başı darda kal­ dığı zaman her işinde kullanıyor. Örneğin eşek anırsa, bu anırma­ nın nedenini de “Allah”a bağlıyor! Yaşamımdan süzülüp gelen başka bir örnek: Bir gün komşumuz Haşaratların İbrahim; “Fatmabalar ‘Mevlit’ okutuyorlarmış, haydi gidip dinleyelim” dedi. Bir akşam üzeriydi. Mahallenin bütün kadınları, kızları, çocuk­ ları Fatmabaların evinde toplandık. Hafız biışeyler anlatıp duruyordu. Bir ara nasıl oldu bilmem, söz “Allah”ın isteğiyle Tanrıelçisi İbrahim (Abraham)in, oğlu İs- hak’ı kurban etme konusuna geldi. “Allah’ın isteğini yerine getirmek için, Tanrıelçisi İbrahim, oğlu İshak’ı bir sekiye yatırır. Elindeki keskin bıçağı çalar boğazı­ na İshak’ınL Ama bıçak bir türlü İshak’m boğazını kesmez” anla­

View Full Text

Details

  • File Type
    pdf
  • Upload Time
    -
  • Content Languages
    English
  • Upload User
    Anonymous/Not logged-in
  • File Pages
    368 Page
  • File Size
    -

Download

Channel Download Status
Express Download Enable

Copyright

We respect the copyrights and intellectual property rights of all users. All uploaded documents are either original works of the uploader or authorized works of the rightful owners.

  • Not to be reproduced or distributed without explicit permission.
  • Not used for commercial purposes outside of approved use cases.
  • Not used to infringe on the rights of the original creators.
  • If you believe any content infringes your copyright, please contact us immediately.

Support

For help with questions, suggestions, or problems, please contact us