ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DİSİPLİNLERARASI MÜZE EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DİSİPLİNLERARASI MÜZE EĞİTİMİ PROGRAMI

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLEN EĞİTİM ETKİNLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HALİL DEMİRDELEN

ANKARA HAZİRAN, 2020

ANKARA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DİSİPLİNLERARASI MÜZE EĞİTİMİ ANABİLİM DALI DİSİPLİNLERARASI MÜZE EĞİTİMİ PROGRAMI

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLEN EĞİTİM ETKİNLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HALİL DEMİRDELEN

DANIŞMAN: PROF. DR. AYŞE ÇAKIR İLHAN

ANKARA HAZİRAN, 2020

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğüne,

Halil DEMİRDELEN adlı öğrencinin hazırladığı “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Gerçekleştirilen Eğitim Etkinliklerinin Değerlendirilmesi” başlıklı bu çalışma Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı / Disiplinlerarası Müze Eğitimi Programı’nda jüri üyelerince oy birliği ile Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir.

Jüri Üyeleri İmza

Başkan: Prof. Dr. Ayşe Çakır İLHAN

Üye: Prof. Dr. Candan Dizdar TERWİEL

Üye: Dr. Öğr. Üyesi Ceren KARADENİZ

ONAY Bu tez Ankara Üniversitesi Lisansüstü Eğitim - Öğretim Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca jüri üyeleri tarafından 15.06.2020 tarihinde, Enstitü Yönetim Kurulunca …../…../20….. tarihinde kabul edilmiştir.

Prof. Dr. Yasemin KEPENEKCİ Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BİLDİRİMİ

Tez içindeki bütün bilgileri akademik yazım kurallarına uygun biçimde raporlaştırdığımı ve bunları etik ilkelere (atıfta bulunulan tüm yapıtlara kaynaklarda yer verilmesi, tezde kullanılan bilgi ve belgelere resmi yollarla ulaşılması ve bunların aslı bozulmadan kullanılması vb.) uygun olarak elde ettiğimi ve sunduğumu bildiririm.

Halil DEMİRDELEN

iii

ÖNSÖZ

Tezim üzerinde çalışmaya başladığım ilk günden, teslim ettiğim güne kadar bilimsel danışmanlığın yanı sıra, bana inanıp, güvenerek her konuda yol gösteren, fikir ve görüşleriyle beni destekleyen sayın hocam Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan’a ilgisi, bilgisi ve sabrı için teşekkür ediyorum. A.Ü. Müze Eğitimi Anabilim Dalı yüksek lisans eğitimim boyunca desteklerini esirgemeyen sayın hocalarım Prof. Dr. Müge Artar, Doç. Dr. Ayşe Okvuran ile araştırmanın planlanmasından sonuçlanmasına kadar ki destekleri ve yardımları için Dr. Öğr. Üyesi Ceren Karadeniz’e teşekkür ederim. Eşim Sema Demirdelen ve kızım Gökçe Demirdelen’e sabırları ve bu süreçte verdikleri destek için ne kadar teşekkür etsem azdır. Tez konum olan “Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde gerçekleştirilen eğitim etkinliklerinin değerlendirilmesi” çalışması müzede son 20 yılda yaptığımız eğitim uygulamalarının başlıca örneklerini kapsamaktadır. Müzenin eğitim uygulamalarında özveri ile severek ve isteyerek çalışan tüm meslektaşlarıma çok teşekkür ediyorum.

iv

ÖZET

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ’NDE GERÇEKLEŞTİRİLEN EĞİTİM ETKİNLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

DEMİRDELEN, Halil Yüksek Lisans Tezi, Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı Tez Danışmanı: Prof. Dr. Ayşe Çakır İLHAN Haziran, 2020, xv + 108 sayfa

Anadolu Medeniyetleri Müzesi, 1997 yılında Avrupa Müze Forumu’nun EMYA Ödülü'nü kazanan dünyanın önde gelen arkeoloji müzeleri arasında yer almaktadır. Müze yerli ve yabancı turistler ile araştırmacılar başta olmak üzere yılda ortalama 200.000 kişi tarafından ziyaret edilmektedir. 1921'de kurulan Anadolu Medeniyetleri Müzesi Paleolitik Çağ'dan günümüze Anadolu medeniyet tarihini temsil eden eşsiz ve kapsamlı koleksiyonları ile izleyicileri Anadolu kültürün hakkında bilgilendirme sürecinde aktif rol oynayan dünyadaki referans kurumlardan biridir. Müze, arkeolojik kazılar, dijitalleştirilmiş koleksiyonlar, kültürel varlıklarını korunma çalışmaları ve müze eğitimi etkinlikleriyle Türkiye'nin önde gelen kurumlarından biridir. Müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı bir devlet müzesidir. Müzenin amaçları arasında kültürel miras, kimlik ve tarih bilincinin korunması, müzenin içeriği ve önemi konusunda farkındalığın artırılması ve yaygın kültürel eğitim yoluyla kültürel mirasın korunması konusunda farkındalığın artırılmasıdır. Müzenin en önemli misyonu tarih ve kültür eğitimidir. Eğitim ve öğrenme döngüsünde, sosyal yaşamın bir parçası olarak insan ve toplum kaynakları için değerlendirilmesi gereken bazı önemli noktalar vardır. Bu araştırmanın amacı Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde 1993-2019 yılları arasında gerçekleştirilmiş olan eğitim çalışmalarını çağdaş müze eğitimi kuram ve uygulamaları bağlamında değerlendirmektir. Bu nedenle, tezin ilk bölümü, bu araştırmaya neden gereksinim duyulduğu, araştırmanın amacı, önemi, sınırlılıklar ve araştırmanın yöntemini içermektedir. İkinci bölümde müze ve müze eğitimi kavramlarının tanımı, kısa tarihçesi ve önemi kapsamlı olarak incelenmiş; Türkiye’de müze eğitimin tarihsel süreci ve genel çerçevede önemli örnekleri tartışılmıştır. Tezin üçüncü bölümünde ise,

v

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin müze eğitim uygulamaları genel amaçları, tarihçesi ve uygulama örnekleri bağlamında ele alınmış ve incelenmiş, bu bölümün sonunda müzede yapılan müze eğitim çalışmaları değerlendirilerek, öneriler çalışmaya eklenmiştir.

Anahtar sözcükler: Müze, müze eğitimi, müzecilik, arkeoloji müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi.

vi

ABSTRACT

EVALUATION OF EDUCATIONAL ACTIVITIES WHICH WERE PERFORMED AT MUSEUM OF ANATOLIAN CIVILIZATIONS

DEMİRDELEN, Halil Master Thesis, Interdisciplinary Museum Education Department Supervisor: Prof. Dr. Ayşe Çakır İLHAN June, 2020, xv + 108 pages

The Museum of Anatolian Civilizations in Ankara, which is considered a national museum in , is among the leading museums of the world with winning the prize for European Museum Forum’s EMYA Award in 1997. It has more than 200.000 people each year of which are scholars and are General publics who are visitors from inside and outside of Turkey. Established 1921, Museum of Anatolian Civilisations on account of its unique and large collections of materials with representing Anatolian civilisation history from the Palaeolithic Age to the present, is also considered one of the reference institution in the world by playing an active role to inform Anatolian cultural heritage to the world. With the activities; periodical publications, periodical conferences serials, educational seminar programs, exhibitions, museum is not a place where archaeological objects have been housed and also a culture centre of Ankara. With Museum excavations, digitalization of collection, protection of cultural assets and Museum pedagogy, Museum of Anatolian Civilisations is one of the leading institution of Turkey. Anatolian Civilization Museum (ACM) is a governmental body working under Ministry of Culture and Tourism. Its main scope is to teach the past to shape the future. Objectives: protection of cultural heritage, identity and history awareness, raising awareness on the meaning and the importance of the Museum and to raise awareness on the protection of cultural heritage by non-formal Education. The most importance experience of the ACM is about museums, history and culture education with the experience on heritage. In the education and learning cycle ,there are some significant points that should be evaluated for the sources of human and society as a part of social life . In that field multi functional learning, based on life time learning

vii

policy and the effective musem pedagody became very important. A long time ago, those activities were taken place at schools and the museum, is now being held by the museum education progress according to the aim and targets of the Civilizations of Anatolian Museum education policy. Civilization of Anatolian Museum has been following the programs of museology which constructed the education Workshop facility in 2003. In those workshops, a creative environment had been provided to the participants so that the young people could proactively be a part of the education progress naturally. Being a true supporter for the museum education progress The Civilization of Anatolian Museum, has targeted for keeping and saving the value of the natural and cultural beings of Turkey and aiming to develop the awareness of it effectively as an general education progress.

Keywords: Museum, museology, museum education, archeological museums, Museum of Anatolian Civilizations,

viii

İÇİNDEKİLER

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BİLDİRİMİ ...... iii ÖNSÖZ ...... iv ÖZET ...... v ABSTRACT ...... vii İÇİNDEKİLER ...... ix GÖRSELLER DİZİNİ ...... xi BÖLÜM 1 ...... 1 GİRİŞ ...... 1 Problem ...... 1 Araştırmanın Amacı ...... 4 Araştırmanın Önemi ...... 4 Araştırmanın Sınırlılıkları ...... 4 Tanımlar ...... 5 BÖLÜM 2 ...... 6 MÜZE VE MÜZE EĞİTİMİ ...... 6 Türkiye’de Müzecilik ve Müze Eğitimi ...... 10 Türkiye’de Müze Eğitimi Uygulamaları ...... 14 BÖLÜM 3 ...... 22 YÖNTEM ...... 22 Araştırmanın Modeli ...... 22 Çalışma Grubu ...... 23 Verilerin Toplanması ve Değerlendirilmesi ...... 23 Verilerin Analizi ...... 23 BÖLÜM 4 ...... 24 BULGULAR VE YORUMLAR ...... 24 Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Programlarında Yer Alan Etkinliklere Yönelik Bulgular ...... 24 Çocuk Şenlikleri ...... 38 Çocuk Olimpiyatları ...... 40

ix

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Gerçekleştirilen Projelere İlişkin Bulgular ...... 40 Okul - Müze Projeleri ...... 40 Özel Öğrenme Gereksinimli Çocuklara Yönelik Projeler...... 43 Avrupa Birliği Projeleri ...... 44 Senden Önce Anadolu Eğitim Seti Projesi ...... 44 Gordion Arkeoparkı Alan Yönetimi Fizibilite Araştırması ...... 50 BÖLÜM 5 ...... 53 SONUÇLAR VE ÖNERİLER ...... 53 KAYNAKLAR ...... 55 EKLER ...... 58 Ek 1. Görseller ...... 59 Ek 2. Etik Kurul Karar Örneği ...... 105 BENZERLİK BİLDİRİMİ ...... 106 ÖZGEÇMİŞ ...... 107

x

GÖRSELLER DİZİNİ

GÖRSEL 1. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 59 GÖRSEL 2. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 59 GÖRSEL 3. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 60 GÖRSEL 4. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 60 GÖRSEL 5. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 61 GÖRSEL 6. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 61 GÖRSEL 7. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek...... 62 GÖRSEL 8. ODTÜ Mezunlar Derneği üyeleri çocuklarına müzede verilen arkeoloji semineri.2009...... 63 GÖRSEL 9. Uygulamalı Arkeoloji semineri. 2009 ...... 63 GÖRSEL 10. TEGV ile ortaklaşa yürütülen müze bahçesindeki arkeolojik kazı çalışmaları. 2005-2011 ...... 64 GÖRSEL 11- 12. Arkeolojik kazı çalışmalarından görüntüler. 2005-2011 ...... 64 GÖRSEL 13 – 14. Küçük Arkeologlar Çalışması. 2005 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi bahçesinde oluşturulan Arkeopark kazı alanı ile çocuklara bilimsel kazı yöntemleri öğretilmiştir...... 65 GÖRSEL 15. Müze Eğitim Birimi’nce düzenlenen Gönüllü Eğitimi Proje afişi.2008. Bu proje ile çok sayıda müze gönüllüsü müze ortamında ve eğitim atölyelerinde eğitilmiş ve daha sonraki yıllarda gerçekleştirilen atölye çalışmaları ile çocuk şenliklerinde görev almışlardır...... 66 GÖRSEL 16. Anadolu Uygarlıkları- Frigya’ya yolculuk gösterisi. Başkent Üniversitesi Ayşeabla Okulu öğrencileri tarafından müze ortamında ve bağlı birim olan Gordion Müzesi’nde sunulmuştur. Kullanılan giysiler Müze Eğitim Atölyesi’nde etkinlik yapan diğer öğrencilerin kullanımı için korunmakta ve kullanılmaktadır.2008 ...... 67 GÖRSEL 17. Eğitim atölyesinde mozaik ve restorasyon çalışmaları.2015 ...... 67

xi

GÖRSEL 18. Eğitim atölyesinde seramik çalışmaları.2015 ...... 68 GÖRSEL 19. Ankara De Gaulle Lisesi İlköğretim öğrencileri ile “Anadolu’da Tarım” dersi. 2011 ...... 68 GÖRSEL 20. “Anadolu’da Tarım” dersi için Neolitik Ev olarak kullanılan atölyede uygulamalı çalışmalardan bir görüntü.2011 ...... 69 GÖRSEL 21. Müzede Yaratıcı Drama Uygulamaları. 2008 ...... 69 GÖRSEL 22. Müzede yaratıcı drama uygulamaları.2012 ...... 70 GÖRSEL 23. Müze Eğitim Atölyesinde Neolitik evde yaşam konulu çalışma. 2013 ... 70 GÖRSEL 24. Tablet ve Kalıp atölyesi.2013 ...... 71 GÖRSEL 25. Neolitik ev atölyesinde buğdayın öğütülmesi çalışması.2013 ...... 71 GÖRSEL 26. Atölyede sikke basımı.2013 ...... 72 GÖRSEL 27. Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nce hazırlanan müze eğitimi konulu çalıştay. Çalıştayda Müze Müdür Yardımcısı Halil Demirdelen “Arkeoloji Müzelerinin Eğitim Ortamı Olarak Kullanılması” konulu konferans ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin eğitim uygulamalarını anlatmıştır. 2016 ...... 73 GÖRSEL 28. Çocuk Olimpiyatları’nda öğrencilerin katılımı ile çuval yarışı.2008 ...... 74 GÖRSEL 29. Çocuk Olimpiyatlarında yumurta taşıma yarışması. 2008 ...... 74 GÖRSEL 30. Anadolu Medeniyetleri Müzesi bağlı birimi olan Roma Hamamı Açıkhava Müzesi’nde düzenlenen Çocuk Olimpiyatlarına davetli olarak Ankara’nın birçok ilçesindeki okullardan katılım sağlanmıştır. Çocuklar özellikle aileleri ve arkadaşları ile birlikte Açıkhava tiyatrosu izledikten sonra değişik yarışmalarda mücadele etmişler ve Müze Eğitim Atölyesinde gerçekleştirilen eğitim uygulamalarının tamamına da katılmışlardır. Etkinlikler sonunda tüm katılımcı öğrencilere madalya ile değişik hediyeler de verilmiştir. 2008...... 75 GÖRSEL 31. ABD’nin Philadelphia Kentinde bulunan farklı düzeydeki bir çok okul ve müzede Anadolu Uygarlıkları konulu konuşmalar ve sunumlar yapılmıştır. 2008 ve 2013 yıllarında Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni temsilen Arkeolog, Müze Eğitimcisi Halil Demirdelen tarafından yürütülen atölye çalışmaları ile Türk Müzeciliği ve Kültürel Miras konularının önemi üzerinde durulmuştur...... 75 GÖRSEL 32. “Anadolu Uygarlıkları”nı tanıtım dersinde kullanılan imitasyon objeler.2013 ...... 76

xii

GÖRSEL 33. A.Ü. Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı ve MEB Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesinde gerçekleştirilen “Müze Eğitimi Semineri”. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan ve Dr. Ceren Karadeniz tarafından yürütülen çalışmalardan bir görüntü.2019 ...... 77 GÖRSEL 34. A.Ü.Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı ve MEB Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan “Müze Eğitimi Semineri” Anadolu Medeniyetleri Müzesinde gerçekleştirilmiştir. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan tarafından yönlendirilen seminerde akademisyenler ve müze eğitimi konusunda çalışmalar yapan bilim uzmanları ile müzede çalışan arkeolog ve müze eğitimcisi uzmanlar da görev almişlardır.2019 ...... 78 GÖRSEL 35. Öğretmenler için düzenlenen Müze Eğitimi Semineri.2019 ...... 79 GÖRSEL 36. Anaokulu öğrencilerinin “Anadolu Uygarlıkları” konulu afiş çalışması. 2019 ...... 79 GÖRSEL 37. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Taş Eserler Salonu’nda Ankara Devlet Tiyatrosunca hazırlanan “Midas’ın Altınları” adlı tiyatro gösterisi özellikle öğrenciler tarafından ilgiyle izlenmiştir. Tiyatro Mart, Nisan ve Mayıs 2019 tarihlerinde birçok kez sergilenmiş olup aileler ve özellikle çocuklar tarafından yoğun bir ilgi görmüştür...... 80 GÖRSEL 38. Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki geleneksel “Perşembe Konferansları”ndan bir afiş.2014 ...... 81 GÖRSEL 39. Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerine yönelik “Arkeoloji Müzelerinde Eğitim Uygulamaları” konulu konferans ile müzelerin okul dışı öğrenme ortamı olarak kullanılmasına yönelik uygulamalardan bahsedilerek, öğretmen adayları için bir farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır.2017 ...... 82 GÖRSEL 40. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Türkiye Müzelerinde ilk olarak “Mobil Müze” uygulamasını içeren çalışmayı gerçekleştirmiştir. Böylece, özellikle gençlerin ve öğrencilerin mobil uygulamalar ile arkeolojik objelerin detaylı bilgilerine ulaşmaları sağlanmıştır.2010-2012 ...... 83 GÖRSEL 41. Gordion Kültür Mirası Eğitim Projesi çalışmalarından bir görüntü ve Teşekkür Belgesi.2015 ...... 84 GÖRSEL 42. Gordion Müzesinde gerçekleştirdiğimiz eğitim projesinde öğretmenlerle beraber.2016...... 84 GÖRSEL 43. Polatlı İlçesinde görev alan öğretmenlere yönelik yaptığımız Gordion Kültür Mirası Eğitim Projesi konulu çalıştayda konuşma yapan uzmanlar.2017 . 85 GÖRSEL 44. Gordion kazı evinde öğretmenlere yönelik seminer çalışması.2019 ...... 85 GÖRSEL 45. Seminere katılan öğrenci ve öğretmenler.2019...... 86

xiii

GÖRSEL 46. Öğretmenlerin Gordion antik kentindeki arkeolojik kazı çalışmalarına katılımı.2019 ...... 86 GÖRSEL 47. Öğretmenlerin arkeoloji laboratuvarındaki çalışmalara katılması.2019 .. 87 GÖRSEL 48. Öğretmenlerle birlikte Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eğitim uygulamaları.2019 ...... 87 GÖRSEL 49. Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak katıldığımız Gordion Arkeoloji Parkı çalışması.2015 ...... 88 GÖRSEL 50. Senden Önce Anadolu Projesi-Eğitim Seti.2006 ...... 88 GÖRSEL 51.A.B. Senden Önce Anadolu Projesi-Asuman Alpagut tanıtımı.2006 ...... 89 GÖRSEL 52. Arkeobingo oyunu ...... 90 GÖRSEL 53 – 54. Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile bağlı birimleri olan Roma Hamamı ve Gordion Müzelerine ait tanıtım broşürleri.2018 ...... 91 GÖRSEL 55. 2008 yılından itibaren sürdürülmekte olan AB –Comenius Projesi kapsamındaki “Intercultural Education Through Museums” (INTERMUSE) adlı çalışmalarda Anadolu Medeniyetleri Müzesini Halil Demirdelen temsil etmiştir. Proje Yöneticisi ve Müze Eğitimcisi olarak görev yaptığım bu proje kapsamında “Anadolu Uygarlıkları”ndan birini konu alan bir bilgisayar oyunu Ankara-Polatlı Ted Koleji ortaöğretim öğrencileri tarafından hazırlanmış ve diğer katılımcı ülkelerin video oyunları ile birlikte bir dvd’de yeralmıştır. 2008-2010 ...... 92 GÖRSEL 56. Müze bahçesinde arkeolojik kazı projesi.2005-2011 ...... 93 GÖRSEL 57. Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları birçok kurum ve kuruluşa, özellikle öğretmenlere yönelik 1993-2013 yılları arasında çok sayıda seminerler vermiştir. Bu seminerlerde “Anadolu Uygarlıkları, Müzelerde Eğitim Uygulamaları, Eski Eser Kaçakçılığı, Müze Kazıları, Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları” konuları işlenmiştir.2013 ...... 93 GÖRSEL 58. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2003 yılından itibaren düzenli olarak Müzeler Haftası Çocuk Şenliği’ni çeşitli etkinlikler ve oyunlar ile çocuklarla birlikte kutlamaktadırlar.2019 ...... 94 GÖRSEL 59. Uluslararası Müzeler Günü Çocuk Şenliği ...... 94 GÖRSEL 60. Uluslararası Müzeler Günü Çocuk Şenliği ...... 95 GÖRSEL 61. Uluslararası Müzeler Günü Çocuk Şenliği afişi ...... 95 GÖRSEL 62-63. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Atölyesi 2003 yılı Çocuk Şenliği ile açılmıştır.2019 ...... 96 GÖRSEL 64-65..Anadolu Medeniyetleri Müzesi salonlarında bulunan interaktif ekranlar ve dokunmatik ekranlarda yer alan haritalar öğrencilerin ilgisini çekmektedir.2014-2019 ...... 97

xiv

GÖRSEL 66. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı “çocuk dostu müze programı” 2009, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Prof.Dr. İnci san ...... 98 GÖRSEL 67. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı “çocuk dostu müze programı” 2009, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Prof.Dr.Ayşe Çakır İlhan ...... 98 GÖRSEL 68. Ankara Valiliği Çocuk Dostu Şehir Projesi Anadolu Medeniyetleri Müzesi (2011-2017) ...... 99 GÖRSEL 69. Anadolu Medeniyetleri Müzesi,Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte hazırlanan “Çocuk Dostu Şehir Projesi” ile Ankara İl ve İlçelerinden müzeye gelen öğretmen ve öğrencilere 7 yıl boyunca seminer ve eğitim atölyesi çalışmaları ile müzelerin ve kültür varlıklarının önemini kavratmıştır.Müze eğitim uzmanları Halil Demirdelen ve Asuman Alpagut müze adına çalışmaları yönlendirmiş ve projeye önemli katkılarda bulunmuşlardır.2017 ...... 99 GÖRSEL 70. Anadolu Medeniyetleri Müzesinin ilk eğitim yayınları.HİTİTLER çalışma yaprağı...... 100 GÖRSEL 71. Anadolu Medeniyetleri Müzesinin İlk eğitim yayınları FRİGLER, çalışma yaprağı...... 101 GÖRSEL 72.73 Müze Eğitimcisi Halil Demirdelen ve Tülay Erdoğan’ın görme engelli çocuklar ile çalışması.2003-2019 ...... 102 GÖRSEL 74. A.B Müze uzmanlarının görme engelli öğrenciler ile çalışması.2019 . .103 GÖRSEL 75 – 76. Müze uzmanları Mine Çifçi ve Ülkü Devecioğlu’nun görmeyen öğrenciler ile çalışması.2003-2019 ...... 104

xv

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Problem

Türkiye’nin kültürel zenginliğini ve Türk kimliğini oluşturan değerleri koruyan ve sergileyen müzeler önemli bir kültür ve eğitim kurumudur. Toplumsal gelişmelere uygun olarak eğitim verebilme konusunda önem kazanan müzeler aynı zamanda geçmişi öğreterek geleceği daha iyi yönlendirme bilinci verecek potansiyele sahiptir. Eğitim programlarına uygun olarak Türkiye'deki müzelerin eğitim olanaklarının saptanması, müzelerin eğitim işlevlerinin ve potansiyellerinin değerlendirilmesi ve müzelerin içeriğine uygun uygulama modellerinin geliştirilmesi çalışmalarını en iyi uygulayan bir devlet müzesi konumundaki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin uzun yıllardır sürdürmekte olduğu eğitim etkinlikleri bu çalışmaların konusunu oluşturmaktadır. Müzeler geçmişe ilişkin bilgi, belge ve eserleri saklar, korur, sergiler ve tanıtırlar. Halkı eğiterek bilinçlendirmenin yanı sıra ulusal ve evrensel kültürü bilimsel çalışmalarla yayma amacı da taşırlar (Hooper-Greenhill, 1999). 18. ve 19. Yüzyıl boyunca ziyaretçisini edilgen ve biçimlendirilmesi gereken vatandaşlar olarak gören elit kurumlar biçiminde nitelendirilebilecek olan müzeler 20. Yüzyılın evrensel ve siyasal gelişmeleri nedeniyle ziyaretçisini farklı bir bağlamdan değerlendirmeye başlayan, aktif kurumlar haline gelmiştir. Müzeciliğin gelişimindeki önemli olayların başında gelen bu demokratikleşme ve sivilleşme adımları çağdaş eğitim kuramlarının da etkisiyle müzelerin özellikle halkın yaygın eğitimini üstlenebilecek kurumlar olarak yeniden kurgulamaya başlamıştır. Dünya genelinde çok sayıda müzenin ve koleksiyonun 19. Yüzyılda öncelikle kamuya ve yerel yönetimlere bırakılması, 20. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren ise sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan işbirlikleriyle halka açılması eğitimi müze için en önemli ve öncelikli işlevlerden biri haline getirmiştir.

1

Müze eğitimi, izleyici ve müze koleksiyonu arasında iletişim kurmak amacıyla yapılan çalışmaların tümünü kapsar. Moffat and Wollard (1999) müze eğitimini, yorum, açıklama ve programlar sunarak ya da anılar, duygular ve düşünceler yaratma yoluyla, izleyenlerin yaşantılarıyla ilişkili anlam çıkarmalarını sağlayarak, koleksiyonlardan öğrenmelerini sağlama süreci olarak tanımlamaktadır. Müze eğitimi süresince insanların yaşadıkları ortama yabancılaşmalarının önlenmesi, günümüz sorun ve çatışmalarına yönelik çağdaş yaklaşımlar ve çözüm önerileri geliştirilmesi, müze nesneleriyle insanlar arasında köprü kurularak insanların yaşantılarının nesnelerle bütünleştirilmesi, nesneler aracılığıyla geçmiş, günümüz ve gelecek bağlantısının kurulması, zamanın yaratıcı etkinliklerle değerlendirilmesi, kültürel ve evrensel kimliklerin inşa edilmesi amaçlanabilir (İlhan, 2010). Çocuk ve gençlerin kendi kültürünü ve farklı kültürleri tanıma, benzerlik ve farklılıkları anlama, kültürlerarası anlayış, empati ve hoşgörü geliştirme, çevreyi ve kültürel varlıkları koruma bilincini geliştirerek okul eğitiminin kalitesini artırabilir. Dolayısıyla müze koleksiyonunun fiziksel ve entelektüel yaklaşımlarla ulusal eğitime uyum sağlayan ve yaşam boyu devam eden bir sürecin parçası haline gelmesine yardımcı olur (Onur, 2010; İlhan, 2010). Müze, eğitim aracılığıyla toplumsal kabulü kolaylaştırır, kültürel miras konusuna odaklanarak ya da kimlik konusunu irdeleyerek çağdaş yaklaşımları pekiştirir, kişiler arasında ve kişi ile kurum arasında sürdürülebilir bir etkileşim sağlar. Müzedeki eğitim bireysel düzeyde bireye özsaygı, güven ve yaratıcılık konularında olumlu katkılar sağlayabilir. Toplum düzeyinde ise önyargıları yok etme, saygı duyma, hoşgörü geliştirme vb. potansiyelleri hayata geçirebilir. Eğitime katılanlara düşük okul başarısı, ulusal ve uluslararası kültür unsurlarına ilgisizlik, sosyal dışlanma, ırkçılık, bilinçsiz beslenme, suç vb. konularda etkili sunum ve yorumlar sunabilir. Dolayısıyla müzede verilen eğitim, insanların çevresini daha iyi tanımasına yönelik olmalı, sadece müze gezileriyle sınırlı değil, müzede eğitim programları ve müze dışı eğitsel etkinliklerle de bir bütün olarak planlanmalıdır (Artar, 2010). Greenhill’in (1999) de vurguladığı gibi günümüzde öğrenme, kitapla ya da okulla sınırlı değildir. Öğrenme her yerde gerçekleşmektedir. Çağdaş öğrenme anlayışına göre öğrenme, bireyin aktif olmasını, dilini kullanmasını ve sosyal bir etkinlikte yer almasını içermektedir. Eğitim alanlarının farklı olması öğrenmeyi etkiler. “Duvarsız sınıf” olarak tanımlanan müzeler eğitimde önemli mekânlardır. Dokunacağı, görebileceği, öğrenebileceği birincil öğrenme alanlarıdır. Bünyesinde sergilenen eserler hakkında öğrencileri bilgilendirmesiyle tarihsel bilincin oluşmasında önemli rol

2

oynarlar. Bu bağlamda Türkiye’de müzecilik, çağdaş müzeciliğin gerektirdiği ölçüde özellikle 1990’dan itibaren sergi tasarımı, yorum, bakım, onarım, dijitalleşme, ulusal ve uluslar arası işbirliği, eğitim, halkla ilişkiler, müze pazarlaması ve teknoloji kullanımı gibi konularda kendini geliştirmektedir. Öte yandan devlete bağlı müzelerin tamamında yaşanamayan bu gelişmelerin tüm müzelere yansıtılması ve bürokratik vb. sorunların çözülmesi için de çeşitli önlemler almak gerekmektedir. Müzelerin nesne temelli sergileme ve korumaya öncelik vermek gibi geleneksel müzecilik anlayışını çağdaş anlayışla dengelemek, müze ziyaretçilerinin öncelikle yabancı turistler olduğu ve olması gerektiği anlayışını aşmak, ziyaretçi odaklı bir sergileme, tasarım ve yorum anlayışı benimsemek öncelikle alınabilecek kapsayıcı önlemler arasındadır. Müzeler, fiziki açıdan bakıldığında bir bina, bir mekân, bir açık hava ortamı, bir fabrika, sanal ortam vb. çok farklı biçim ve şekilleri olan özelliklere sahip kurumlardır. Bu kurumların bağlı olduğu yerler resmi ve özel olabildiği gibi, yönetim bakımından farklı kuruluşlara ait ve çok çeşitli koleksiyonlara sahip olabilmektedirler. Bu yüzden hem Dünya genelinde hem de Türkiye’de sayıları her geçen gün artmaktadır. Sayılarının artmasına, farklılık ve çeşitliliklerine rağmen müzelerin ortak işlevi, toplamak, sergilemek, onarmak, biriktirmek, tanıtmak, eğitmek ve eğlendirmektir (İlhan ve Okvuran, 2001). Çağdaş müzecilik yaklaşımında müzeler, sadece eserlerin depolandığı ve/veya sergilendiği mekânlar olarak değil aynı zamanda toplumu eğiten ve bilgilendiren kurumlar olarak kabul edilmektedir (ICOM 2003). Cumhuriyet’in ilk yıllarında halk evleri ve Köy Enstitüleri yaklaşımı ve uygulamalarıyla hayata geçilmeye çalışılan bu anlayış 2000’li yıllara kadar dönem dönem azalarak devam etmiş, 2000’li yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitim programlarında yaptığı değişikliklerle tekrar gündemdeki yerini almıştır (Çakır İlhan, 2010). Ders programlarına eklenen “müze kültürü” ve “müzede öğrenme” gibi kavramlar zamanla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla “çocuk dostu müze” kavramlarının ve uygulamalarının gündeme gelmesini sağlamıştır. Ancak yine de Türkiye’deki müzelerin büyük bölümünde, müze eğitim uygulamalarının az sayıda gerçekleşmesi, birbirini tekrar etmesi, sürdürülememesi ya da kuramla sınırlı kalması gibi istenmeyen durumlar da söz konusudur. Müzelerde müze eğitimcisi kadrolarının bulunmaması ve müzede çalışan uzmanların, müze eğitim çalışmalarını asli görevleri içinde görmemeleri alanın gelişmesini yavaşlatmaktadır. Bu bağlamda Türkiye’de eğitim çalışmalarını ilk kez ve sistemli biçimde gerçekleştiren Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki eğitim çalışmalarını çağdaş müzecilik anlayışı

3

doğrultusunda derinlemesine incelemek ve bu etkinliklerin sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla müze için öneriler geliştirmek ve müzelere özellikle de arkeoloji müzelerine örnek teşkil etmesi bu araştırmanın problemini oluşturmaktadır.

Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın genel amacı; çağdaş eğitim sistemindeki yeni yaklaşımlardan biri olan okul dışı bulgularla eğitim yollarından biri olan müzelerdeki eğitim etkinlikleri eğitim faaliyetlerini değerlendirmektir. Eğitimde önemli bir görev üstlenen müzelerden Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Çalışmaları bağlamında incelenecek ve aşağıdaki sorulara yanıt aranacaktır: 1. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Programlarında hangi etkinliklere yer verilmektedir? 2. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Gerçekleştirilen Projeler ve içerileri nelerdir?

Araştırmanın Önemi

Çalışma, müze eğitimi alanındaki çalışmalar ışığında ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi özelinde hazırlanmıştır. Dolayısıyla içeriği ve ele aldığı örnek bakımından müze eğitimi alandaki diğer çalışmalara teşkil edecektir. Çalışma müzelerin çağdaş eğitim uygulamalarına ışık tutacak şekilde yönlendirici olması nedeniyle, müzelerin bir başka işlevi olan eğitimin müzeler için toplumla buluşma ve iletişim kurma bağlamında ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması bağlamında önemlidir. Çalışma, ayrıca Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin tarihi ve müze eğitim uygulamalarının ayrıntılarını sunması bakımında alanda araştırma yapan uzmanlar içinde önemli bir bilimsel kaynak niteliği taşımaktadır.

Araştırmanın Sınırlılıkları

Bu araştırma Ankara ilindeki Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde müze tarafından gerçekleştirilen eğitim etkinlikleri ile ulusal ve uluslararası projelerin sunumuyla sınırlıdır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Ankara’da çok sayıda üniversite ile ilköğretim ve ortaöğretim kurumu tarafından müze koleksiyonlarının ders programlarıyla ilişkilendirilmesi yoluyla bir laboratuvar gibi kullanılmaktadır.

4

Dolayısıyla üniversite ve okulların müzeyi kullanarak gerçekleştirdikleri proje ve eğitimler bu tezin kapsamı dışında tutulmuştur.

Tanımlar

Müze Eğitimi: Temel Eğitimde ve yaşam boyu eğitim sürecinde yaşantılara dayalı çok yönlü öğrenme ve yaşam alanları olarak müzelerin etkin kullanımıdır. Arkeoloji Müzesi: Kültür Varlıklarını saptayan, açığa çıkaran, inceleyen, koruyan, tanıtan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, halkın sanat zevkini ve estetik duygularını yükselten, faaliyeti sürekli olan bir kültür, bilim ve eğitim kurumudur. Müzeoloji (Müzebilim): Bilimsel yöntemlerle çağdaş müzecilik anlayışını geliştirmek amacını güden ve müze kültürünün oluşmasını sağlayan müzecilik bilimidir. Müze organizasyonu, yönetimi, sosyal etkiler ve planlama sürecini içermektedir. Uygulamalı bir bilim dalı olarak kabul edilen müzeoloji, müzelerin tarihi, toplumdaki rolü, araştırma ve konservasyon yöntemleri, müzelerin etkinlikleri ve etkinliklerin yayılımı, müzelerin örgütlenme ve işleyiş biçimleri, yeni müze mimarisi veya müzeleştirilen binalar, müze için tanımlanmış ya da seçilmiş alanlar, müzelerin tipolojisi ve deontolojisi üzerine çalışan bir bilim dalı, müze bilimidir (ICOM, 2010). Müze Eğitim Politikası: Müzeyi bir toplum eğitimi, okul dışı öğrenme ortamı ve öğrenim merkezi haline getirmek ve müzelerin eğitsel potansiyelini düzenlemek amacıyla oluşturulan genel ilkelerdir. Postmodern Müzecilik: Müzenin ziyaretçi ile tek yanlı değil karşılıklı ilişkiye dayanan danışmayı, açıklığı ve iş birliğini vurgulayan anlayışa sahip olmasıdır. Koleksiyonlardan çok toplumun gereksinimiyle ilgilenirler. İnteraktif Müzecilik: Hareketli görüntüler, etkileşimli ekran ve haritalar, 3D canlandırmalar ve hologramlar, film, fotoğraf, ses, yazılı bilgi ve animasyon gibi farklı görsel malzemelerin özel olarak tasarlanarak etkileşim alanı oluşturmasına yönelik müzecilik uygulamalarıdır. Hands – On: Elle temas, dokunma uygulamaları Yaratıcı Drama: Anlama, anlatım, yaratma ve beceriler bütünüdür. Hareket yolu ile kişinin kendini ifade edebilmesine ve aktif katılımına olanak sağlar.

5

BÖLÜM 2

MÜZE VE MÜZE EĞİTİMİ

Müze, geçmişten günümüze kabul görmüş en yaygın tanımına göre belli bir döneme ait kültürü yansıtan nesnelerin, bir çatı altında toplanması, korunması, sergilenmesi ve gelecek nesillerle buluşturulması amacıyla iletişim ve eğitim ortamı olarak kullanılan mekândır. “Müze” sözcüğü, Yunanca “Mouseion” kelimesinden türemiş ve Yunan Mitolojisinde sanatın ve ışığın tanrısı olarak kabul edilen Apollon ile birlikte anılan Musalar (İlham Perileri) adı verilen tanrıçalara adanan tapınak anlamına gelmektedir. Aynı kelime “Museum” şeklinde Latince’ye, diğer batı ve dünya uluslarının dillerine geçmiştir. İngilizce “Museum”, Fransızca’da “Musée” ve Almanca’da “Museum” olarak kullanılmaktadır. “Müze” sözcüğünün temeli olan Latince “museum” ve Yunanca “mouseion” sözcüklerinin pek çok anlamı bulunmaktadır. En bilinen anlamıyla “mouseion” Yunan mitolojisinde ilham perileri olarak bilinen ve “Musa” adı verilen tanrıçalara adanan tapınaktır. İlk çağ yazınında her ozanın, her yazarın duygulanarak anlattığı tanrısal varlıklar Yunanca “mousa” ve Latince “musa” olarak bilinirler (Erhat, 1999; Gerçek, 1999). “Mouseion” sözcüğünün Latin versiyonu olan “museum” Roma İmparatorluğu döneminde sınırlandırılarak felsefi tartışmaların yapıldığı mekânlar için kullanılmaya başlanmıştır. M.Ö. 3. yüzyılın ilk çeyreğinde Mezopotamya kralı Ptolemius tarafından İskenderiye’de kurulan ve içinde büyük bir kütüphane ve dersliklerin bulunduğu büyük üniversite, felsefi çalışmaların yapıldığı bir mekân olmanın yanı sıra mevcut değerli nesneleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacında da olduğu için bir müze olarak tanımlanmıştır (Lewis, 2008). Müze sözcüğü 15. yüzyıl Avrupa’sında, Floransa’da Lorenzo de Medici’nin koleksiyonunu tanımlamak için tekrar kullanılmıştır. Müze sözcüğü 17. yüzyıla kadar koleksiyonlara verilen genel bir ad olarak kullanılmaya devam etmiş, 17. yüzyılın sonlarında bir koleksiyonu koruyan ve sergileyen kuruluşu adlandırmak için kullanılmaya başlanmıştır. 19. ve 20. yüzyılda artık müze sözcüğü, kültürel materyallere ev sahipliği yapan halka açık kuruluşları ifade etmek için kullanılmıştır. 20. yüzyılla birlikte müzeler toplumun ihtiyaçlarına cevap

6

verebilmek adına, duvarlarının dışına çıkmaya başlamış, koleksiyonlara ev sahipliği yapan binalara yapılan vurgu giderek azalmış; müze türleri ve hizmet çeşitliliği sınır tanımamaya başlamıştır. Açık hava müzeleri, eko müzeler ve internet aracılığı ile gezilebilen sanal müzeler açılmış, yüzyıllardır nesneye yapılan vurgu yerini insana ve insana ulaştırılan hizmete bırakmıştır (Lewis, 2008). Müze, toplumun ve toplumsal gelişimin hizmetinde olan halka açık, insana ve yaşadığı çevreye tanıklık eden materyallerin üzerinde araştırma yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan, inceleyen ve bu materyalleri eğitim amacı ile topluma estetik zevkler verebilme doğrultusunda sergileyen kar düşüncesinden bağımsız, sürekliliği olan bir kuruluştur (ICOM, 1995). Müzenin bu tanımı artık geleneksel tanım olarak kabul görmektedir. Bu tanım hala kabul görüyor olmakla birlikte, bilim ve sanat ürünlerini sergilemek, toplumu aydınlatmak amacıyla insanın gelişimi, doğal olayların oluşumu ve teknolojinin geçirdiği değişim gibi konularda araştırma yapan bilimsel bir merkez olduğu kabulü devam etmektedir. En bilinen sınırlı tanımıyla nesneler koleksiyonunun sergilendiği herhangi bir oda, bina ya da yer olan müze (Casson, 1992; Shaw, 2004; Yücel, 1999) günümüzde artık teşhir ettiği nesneler, bunlar için uygun gördüğü düzenlemeler ve öngördüğü davranış kuralları aracılığıyla belli bir kimliği somutlaştırmanın ötesine geçmeye ve evrensel değerlere daha çok vurgu yapmaya - dünya mirasının korunduğu mekânlar anlayışı - başlayarak öncelikle toplumsal işlevlerini yerine getirmeye çalışan bir kültür kurumudur (Alpözen,1998; Karadeniz, 2009). Müzelerin geleneksel işlevleri olan bakım, onarım, toplama, araştırma, sergileme ve eğitim gibi işlevlerinin gün geçtikçe artmasıyla birlikte – örneğin toplumsal işlevlerinin öne çıkmasıyla- müze türleri de gün geçtikçe artmaktadır. Neredeyse her konuda herhangi bir yerde bir müze kurulabilmektedir. Müzelerin doğasında gözle görülür bir değişim gerçekleşmektedir. Artık ziyaretçilerden müzedeki eserlere huşu içerisinde bakmaları beklenmemektedir. Ziyaretçi katılımına daha fazla vurgu yapılmaktadır. Başka bir deyişle “Yaşayan müzeler” “ölü müzeler” in yerini almaktadır (Urry, 2009: 208). Öyle ki değişik kökenleri, felsefeleri ve farklı rolleri ile müzelerin diğer kuruluşlardan farklı olduklarını ve hedef kitlelerinin de çeşitlilik gösterdiği açıktır. Müzeler farklı ihtiyaç ve zevklere sahip izleyicilere hitap etmek amacıyla çocukları (çocuk müzesi, çocukluk müzesi, eğitim müzesi, çocuk sanatları müzesi vb.), belli alanlarda uzmanlaşmış kişileri, üniversite öğrencilerini ya da toplumun belli kesimlerinden insanları müze izleyicisi olarak hedef alır, pul koleksiyonculuğundan

7

ağaç işçiliğine, elektrikten ayakkabıya kadar farklı içerikte sergiler hazırlamaktadır. Müzelerin eğitsel hizmetleri yapılanmış, yarı yapılanmış ya da okul dışı atölye çalışmaları, etkinlikler, konferanslar, film gösterimleri, konserler, geçici sergiler, gezici sergiler, müze yayınları, video gösterimleri, tiyatro gösterileri vb. olarak sayılabilir (Karadeniz, 2018). Hooper-Greenhill’e (1999) göre, de modern çağda müzelerin üç temel işlevi vardır. Bu işlevler; korumak, araştırmak ve iletişim kurmaktır. Koruma işlevi; buluntu, numune koleksiyonlarını ve bunların bakımını içermektedir. Araştırma işlevi, nesneler üzerinde yürütülen araştırmaları; iletişim işlevi ise, insanların hem bu nesnelere hem de onlara ilişkin araştırma sonuçlarına ulaşmalarını sağlayan bütün etkinlikleri ve profesyonel uygulamaları içermektedir. Eğitim işlevi doğrultusunda müzeler, günümüzde aile merkezleri, atölyeler, etkinlik dizisi ve kültür faaliyetlerinin çokça yapıldığı eğitim ve öğretim alanları olarak değerlendirilmektedir (Onur, 2012). Dolayısıyla çağdaş müzecilikte temel amaç eserleri depolamak ve sergilemek değil, öncelikle eğitim amacıyla onları kullanmaktır. Bu nedenle müzeler yaygın eğitim kurumu kimliğine bürünmüşlerdir (Hein, 1998). Müzeler bir eğitim ve kültür merkezi konumunda olarak çağdaş, müzecilik anlayışı içerisinde aktif, canlı iletişim yapabilen ve çevresiyle barışık bir eğitim ortamı olarak hizmet vermelidir. Bir araştırma ve eğitim kurumuna dönüşen müzenin dikkatleri müze ziyaretçisi ile olan ilişkiye, psikolojiye, pedagojiye, teke tek bilgi vermenin ötesinde müzelerin bir eğitim kurumu olarak işlevine çevirmiştir (Atagök, 1995). Müzelerde görülenler toplumların emeklerinin kanıtlarını, dönemlerin yaşam ve sanatını yansıtırlar, zevk ve güzellik anlayışının geliştirilmesine yardımcı olurlar. Müzeler bu nedenle eğitimin okul dışında da devam ettiği fikrinin benimsenmesine sebep olmaktadır (Atasoy, 1999). Müzelerde pedagojik formasyon almış "müze eğitimcileri" nin görev alması da okullardaki eğitim programlarıyla eş zamanlı program ve etkinliklerin düzenlemesini sağlayacaktır. İdeal bir müze eğitimcisi başarılı bir öğrenim deneyimine, müze koleksiyonlarının tamamını bilecek kadar bilgiye ve müze tecrübesine sahip olmalıdır (Hooper-Greenhill, 1999). Müzeler ideal bir öğrenme ortamı olarak eğitim programlarım geniş kitlelere duyurabilmeli ve ortak çalışmalar yapabilmelidir. Müzelerde yapılacak her türlü eğitim etkinliğinde mutlaka okullarla ve öğretmenlerle temas içerisinde olmak gerekmektedir (Onur, 2000). Tarihsel ve kültürel kaynaklar yönünden zengin olan Türkiye'de müzelerin aktif bir eğitim ortamı olarak insanları, eğitim kurumlarım, öğretmem ve öğrenciyi bir araya getirebilecek bir alan olduğu da önem kazanmaktadır.

8

Nesneler olmadan da öğrenme olabilir ancak gerçek nesneler fikirleri anlamada ve uzun süre akılda tutmada daha etkilidirler ve ayrıca insanda daha fazla bilgi edinmek için istek uyandırırlar. Dolayısıyla müze eğitiminin müzeyi en güçlü kılan özelliği nesneden öğrenme özelliğidir. Müze eğitimi, müze, galeri ya da tarihi sit’in etkinlikleri ve uygulamalarıyla olduğu kadar, kurumların içindekilerle de ilgilidir. Müze ya da galeri eğitimi belirli bir binanın çevresiyle sınırlı değildir. Her bir müze ya da galerinin sunduğu eğitim kendine özgüdür (Hooper-Greenhill, 1997, 1999). Müzeler oluşturdukları çağdaş eğitim birimleriyle müzede gerçekleştirilecek her türlü eğitim organizasyonunun takibini yapan, uzman eğitim personelini bu amaçla görevlendiren, müze eğitim alanlarını düzenleyen profesyonel kurumlar haline gelmiştir. Müzelerde eğitimin asıl amacı, eşyanın fayda, anlam ve değerini kavratmaktır (Harrison,1963, 109). "Güzel ve nadir nitelikteki eşyayı sadece görmek bile, insanda gerçek ve mükemmellik duygusunu uyandırmaya ve geliştirmeye yeter" diyen Molly Harrison, "müzeler eğitime yardımcı olmalı ve eğitimde etkili olabilmek için müzelerden faydalanılmalıdır" demektedir. Artık, sadece müzeye gitmek de eğitimin bir parçasıdır diyemeyiz. Çünkü müzenin bir öğrenme ortamı olarak kullanılması için eğitim

çalışmalarının ve uygulamaların programlı olarak yürütülmesi gerekmektedir. Bu nedenle, müzelerde pedagojik eğitim görmüş müze eğitimcisinin bulunması zorunlu hale gelmiştir. İdeal bir müze eğitimcisi başarılı bir öğretim deneyimine, müze koleksiyonlarının tamamını bilecek kadar bilgiye, müzecilik alanında bir öğrenim derecesine ve müze tecrübesine sahip olmalıdır (Hooper-Greenhill, 1999,107). Müzelerde eğitim programları için önceden hazırlık yapılarak eğitim ve iletişim stratejileri belirlenmelidir. Video, slayt gösterimleri, broşürler, yarışmalar ve atölye çalışmaları ile eğitim etkinlikleri interaktif konuma getirilmelidir. Müzede etkinlikler çocukların eğlenirken öğrenmesine yönelik olmalıdır. İyi bir öğretim için şarkı, oyun, şiir ve drama mutlaka kullanılmalıdır. Okulda öğrenme sadece öğrenciye yapılırken, müzede ise öğrenmeye aile de katılabilmektedir. İlk eğitim ailede başlar. Ailelerin kültürel birikiminin yansıması çocukta görülebilmektedir. Bu nedenle okul dışında öğrenme politikaları için müzeler ön plandadır. Eğitim anlayışındaki değişimler de müzelere bu konuda yeni görevler vermektedir. Ancak, müzelerde yapılacak her türlü eğitim etkinliğinde mutlaka okullarla ve öğretmenlerle temas içerisinde olmak gerekir (Onur, 2000, 8). Okulların müze ziyaretleri okuldaki öğretimin bir parçası haline getirilmeli, devamı sayılmalı ve değerlendirmeye sokulmalıdır. Okul müzelerinin kurulması özendirilmelidir (Onur, 1998,7–9). Müzelerin ideal bir öğrenme ortamı

9

olabilmesi için de aktif, çevresiyle barışık, yaşayan bir müze olması gerekmektedir. Eğitim programlarını geniş kitlelere duyurabilmeli ve ortak çalışmalar yapabilmelidir. Müzeler insan odaklı olmalı, topluma yönelebilmelidir. Duyusal, işitsel ve görsel öğrenme gruplarına yönelik programlarla daha etkin öğrenme gerçekleşmektedir. Bunun içinde önce müze-okul iş birliği sağlanmalıdır. İlk yapılacak iş öğretmenlere müzelerin tanıtılması amacıyla seminerler, konferanslar vererek, müzeye karşı merak ve ilginin artmasını teşvik etmektir (Rose, 1958, 12). Okul, öğretmen ve müze işbirliği olmaksızın müze eğitimi olamaz. Öğretmenlerin müzeleri ve bunlardan faydalanma yöntemlerini öğrenmeleri gerekmektedir (Rose, 1958, 11). Müze eğitimi sadece çocuklar için değil, bebeklik çağından, her yaştaki yetişkine kadar farklı evrelerdeki insanların bireysel, aile veya grup katılımlarıyla müze koleksiyonlarından, somut nesnelerden, yeri geldiğinde somut olmayan değerlerden deneyim kazanmalarını, kendi anlamlarını çıkarmalarını amaç edinen, beraberinde sergi, atölye çalışmaları ve yayınları da içeren, ziyaretçi merkezli, yaşam boyu öğrenmeye katkıda bulunan dinamik, geniş kapsamlı etkinlikler bütünüdür. Müzede gerçekleştirilen eğitimin tarafları müze çalışanları, müze eğitimcileri, öğrenciler, öğretmenler ve ailelerdir. Müze eğitimi bu tarafların içinde bulunduğu etkileşimli bir müze yaşantısını kapsar (Karadeniz ve Çıldır, 2014). Etkileşimli müze yaşantısının yanı sıra müze eğitimine ilişkin çalışmalar müzeler dışında müze ortamı haline getirilen sınıf ya da okulun başka bölümünde de yapılabilir (İlhan, Artar, Okvuran ve Karadeniz, 2011).

Türkiye’de Müzecilik ve Müze Eğitimi

Koleksiyonculuk geleneğinin Anadolu’daki en erken örneği 13. yy. ’da Selçuklular Dönemi’nde görülmektedir. Selçuklular o dönemde ellerine geçen birçok döneme ilişkin çeşitli işlemeli ve kabartmalı taşları değerlendirerek eski ’nın bulunduğu höyüğün etrafını çevreleyen surların dış yüzeyine yerleştirmişlerdir. Dolayısıyla günümüze kadar gelemeyen ve hiçbir izi kalmamış olan Selçuklu surları bir koleksiyonculuk ve aslen bir müzecilik örneği olmuştur. Birçok kaynak bir tür korumacılık anlayışı sergilenmesi açısından, daha önceki medeniyetlere ait işlenmiş parçaların bu eserlerin yok olmalarını önleyecek bir tutumla Türk mimari eserlerinde kullanılmasını da Türklerde ilk müzecilik hareketleri olarak değerlendirmekte ve müzeciliğimizin tarihinin Selçuklu döneminde başladığında hem fikirdir (Eyice, 1990; Gerçek, 1999; Pasinli,2002; Özkasım ve Ögel, 2005). Bu örneklerde amaç

10

koleksiyonculuk olmasa da, sonucunda çeşitli ve zengin bir koleksiyon meydana gelmiştir. Daha çok atalara saygı, geleneklere bağlılık ve estetik değerlere duyarlılıktan kaynaklanan bir korumacılık anlayışıyla oluşan bu koleksiyonlar, özellikle 16. yüzyıldan itibaren giderek gelişmiş, dünya çapında ün yapmaya ve değerlendirilmeye başlamıştır (Eyice, 1990; Gerçek, 1999; Pasinli, 2002). Modern anlamda Türk müzeciliğinin temeli, Batı’da olduğu gibi bu koleksiyonların değerlendirilmesi ya da daha geniş bir kitleye açılması gereksiniminden çok, 19. yüzyılın ikinci yarısında, eski eserlerin imparatorluk sınırları içinde muhafaza edilmesinin gerektiği yönünde belirmeye başlayan bir koruma anlayışı doğrultusunda atılmıştır. Böyle bir anlayışa yönelmede en önemli etken ise, Batı’da “ulus-devletlerin ekonomik ve siyasi güçlerinin temsil aracı” haline gelen müzelerin koleksiyonlarının, Doğu’da özellikle Osmanlı topraklarında yapılan kazılarda ortaya çıkan eserlerle geliştirilmesi olmuştur. Osmanlı kendisinin kaynak olduğu bu koleksiyonları bünyesinde korumak yoluyla Batılılaşma çabalarını güçlendirmek istemiştir (Ödekan ve Ögel, 2005).Dolayısıyla modern anlamda Türk müzeciliğinin temelleri 19. yüzyıl itibarıyla atılmıştır (Gerçek, 1999). 1846 yılında, Sultan Abdülmecit'in emriyle, bazı eski eserler ve eski silâhlar Aya İrini Kilisesi'nde toplanmıştır. Daha sonra1868 yılında, Ali Paşa'nın sadrazamlığı sırasında, bu kilise ve içerisindeki eserler "Müze-i Hümâyûn" adı altında ilk müze olarak açılmıştır. Müzeleri ilk kez devlet idaresi içerisinde ele alan Aya İrini düzenlemesiyle (ilk resmi müze olarak nitelendirilmiştir) Türk müzeciliğinde yönetim erki de oluşmaya başlamış, müzecilik çalışmaları bu tarihten günümüze dek merkezi otoriteye bağlı olarak / merkezi sistem içerisinde yürütülmüştür. Söz konusu çalışmaların merkeziyetçi bir sistemle, bakanlık uhdesinde yürütülmesi, her ne kadar Osmanlı’dan günümüze kadar süreklilik göstermişse de, bağlı olunan bakanlık açısından bu istikrar gösterilememiş ve müzeler 1971 yılından bu yana hükümetlerin tercihlerine göre, bazen Milli Eğitim, bazen Kültür, bazen de -bakanlıkların birleştirilmesiyle- Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı ya da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yönetilmişlerdir. Bu dönemde Maarif Nezareti, Osmanlı Devleti sınırları içerisinde bulunan tüm tarihî eserlerin 'a gönderilmesi konusunda bir emir yayınlanmış ve 1881 yılında, Osman Hamdi Bey müze müdürü olunca, gerçek anlamda müzecilik çalışmaları başlamıştır. Osman Hamdi Bey 1883’de eski eserlerin yurt dışına çıkışını önleyen "Eski Eserler Kanunu"nu hazırlamış ve yine bu dönemde, Anadolu'daki kazıları denetim altına almıştır. Böylece Türk müzeciliğinin başlangıcını oluşturan 19. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleştirilen

11

yönetsel ve yasal düzenlemelerle eski eserlerin yurt dışına çıkarılması engellenmiş, Türk kazıları başlatılmış, kazılardan elde edilen eserler İstanbul’daki müzede toplanmaya başlamış ve oluşan bu koleksiyonla birlikte müzecilikle ilgili bilimsel faaliyetler de giderek hız kazanmıştır (Gerçek, 1999; Ödekan ve Ögel, 2005). Türk Müzeciliğinde, resmi olarak ilk başladığından beri, “korunmaya ve toplanmaya değer” bulunan malzemeler genellikle arkeolojik eserler olduğundan devlet gözetiminde açılan ilk müzeler de arkeoloji müzeleri olmuştur. Bu bağlamda Türkiye’deki ilk müze Müze-i Hümayun adıyla bilinen, bugünkü adıyla İstanbul Arkeoloji Müzesi’dir. Müze-i Hümayun’un çekirdeğini oluşturan Aya İrini Kilisesi, İstanbul’un fethinden itibaren bir silah deposu olarak kullanılmıştır. Dolayısıyla bu mekân Osmanlı tarihi boyunca kullanıldığından savaş ganimeti olarak ele geçirilmiş askeri teçhizatlar ile doludur ve bu açıdan zengin bir koleksiyona da ev sahipliği yapmıştır (eski silahlar koleksiyonu). Aya İrini’deki sergilemeden sonra modern anlamda bir müzede değerlendirilmesi ise, 1908’de II. Meşrutiyetin ilanından sonra Askeri Müze’nin kurulmasıyla birlikte gerçekleştirilmiştir (Bıyık vd, 1993; Ödekan ve Ögel, 2005). Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte müzecilik, öncelikle Atatürk'ün ilgisiyle büyük önem kazanmıştır. Atatürk'ün emri ile, bir yandan yeni müzeler kurulurken bir yandan da bazı tarihsel anıt ve yapılar müze olarak kabul edilmiştir. Yine bu dönemde, müzecilik ayrı bir bilim dalı olarak ortaya çıkmıştır. Eserlerin korunmasına yine öncelikle önem verilmiş bu nedenle koruma ve sergileme tekniklerini öğrenmek üzere müzelerde görev yapabilecek kişileri yetiştirmek amacıyla yurt dışına bilim insanı adayları gönderilmiştir. 1945 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, bugün Anadolu'yu bir açık hava müzesi durumuna getiren önemli çalışmaların temelini atmıştır. Türkiye’de ilk İnkılâp Müzesi (İstiklal Müzesi), 1921 yılında Millî Mücadele’ye ait değerli eşyaların toplanmasıyla oluşturulmuştur. “Müze-i Hümayun”, 1922’de İstanbul Arkeoloji Müzesi adını almıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında Millî Eğitim Bakanlığına bağlı olarak kurulan “Türk Asar-ı Atîkası”, her türlü arkeolojik ve etnografik buluntunun toplanması ve korunmasına yönelik çalışmaları üstlenmiştir. Müzeciliğin gelişmesi ve halkın bilinçlenmesi için halkevlerinde “müzecilik kolları” oluşturulmuştur. 1923’te İzmir, Ankara, , ve ’da çeşitli müzeler kurulmuştur. İçindeki eşyalar ile birlikte müzeye dönüştürülen Topkapı Sarayı 1924’te ziyarete açılmıştır. 1926 yılında Konya’daki Mevlânâ Celâlettin-i Rûmî’nin türbesi ve

12

dergâhının müze olması kararlaştırılmıştır. Cumhuriyetin ilk müzesi olarak Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu’na yaptırılan “Ankara Etnografya Müzesi” 1930 yılında halkın ziyaretine açılmıştır. İlerleyen yıllarda ise Tokat, Sivas, Amasya, , Afyon ve ’da müzeler açılmıştır. Anadolu’nun birçok ilindeki kilise, cami, han vb. anıtsal yapılar onarılarak yeni müzeler kurulmuştur. İstanbul Kariye Cami, Bursa Yeşil Türbe ve Muradiye Külliyesi gibi tarihsel yapılar, müzeye dönüştürülerek koruma altına alınan önemli eserlerdir. Aynı zamanda, çok sayıda antik kent “açık hava” müzesi olarak düzenlenmiştir. Boğazköy, Efes, Bergama, Aspendos, Göreme ve Perge açık hava müzeleri bunlardan bazılarıdır. 1930 yılında Atatürk’ün emriyle “Türk Tarih Kurumu” kurulmuştur. Ülkenin arkeoloji, tarih ve müzeciliğinin gelişmesinde bu kurumun önemli rolü olmuştur. Ayasofya 1934 yılında müzeye çevrilmiştir. Ankara’da 1936’da Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi açılmış ve fakültede en önemli alanı tarih ve arkeoloji oluşturmuştur. Bu kurumların Türk arkeoloji ve müzeciliğine önemli katkıları olmuştur. Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne bağlı olan resim ve heykel müzelerimizin ilki, 1937 yılında Atatürk’ün emri ile Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi’nde hizmete girmiştir. Evkaf-ı İslamiye Müzesi, “Türk İslam Eserleri Müzesi” adını almıştır. Bu müzelerin bakım - onarım ve diğer işlerini Vakıflar Genel Müdürlüğü üstlenmiştir. “Hitit Müzesi” kurma düşüncesi ilk defa Atatürk tarafından dile getirilmiştir. 1936 yılında kurulan Hitit Müzesi, 1968 yılında “Anadolu Medeniyetleri Müzesi ”ne dönüştürülmüştür. Müzecilik faaliyetleri daha sonraki yıllarda da devam etmiş, yurdun hemen her köşesinde çok sayıda müze kurulmuştur (Gerçek, 1999; Yücel, 1999). Cumhuriyetin ilanından sonra Atatürk’ün katkısıyla Türk müzeciliği büyük bir atılım göstermiş, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yapılan kazılarla yeni açılan müzeler eser zenginliğine kavuşmuştur. Türkiye’de müzecilik faaliyetlerinin başladığı ilk yıllardan 1971’e kadar farklı uygarlıklara ait ve farklı türdeki eserler aynı mekânlarda iç içe sergilenmiştir. 1971 yılında kurulan Kültür Bakanlığının bünyesinde, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğünün ortak çalışmasıyla koleksiyonların türlerine göre müzeler açılmıştır. Böylelikle eserler sınıflandırılarak sergilenmeye başlanmıştır. 1973’te İzmir Resim Heykel Müzesi’nden sonra 1980’de eski Türk Ocağı binası restore edilerek Ankara Resim Heykel Müzesi açılmıştır. İlerleyen yıllarda ise Erzurum, Şanlıurfa, Mersin ve Aydın illerinde resim heykel müzeleri kurulmuştur. İstanbul Arkeoloji Müzesinde, eğitim amacıyla 1995 yılında Çocuk Müzesi bölümü oluşturularak çocukların oynarken

13

öğrenebilmeleri, tarihi yaşamaları ve eğlenmeleri hedeflenmiştir. Devlet eliyle gerçekleştirilen tüm bu çalışmaların yanında ‘Sadberk Hanım Müzesi’nin kurulması ile ülkemizde özel müzeciliğin de temelleri atılmıştır. Sonrasında ise Rahmi Koç Sanayi Müzesi, Havacılık Müzesi, İstanbul Askerî Müzesi, Eskişehir Karikatür Müzesi, İstanbul Modern Sanat Müzesi, İstanbul Sabancı Müzesi ve İstanbul Oyuncak Müzesi kurulmasıyla özel müzecilik gelişmiştir. Son yıllarda Türkiye’de farklı türde müzeler de açılmaktadır.

Türkiye’de Müze Eğitimi Uygulamaları

Türkiye’de müze eğitimi son yıllarda daha sık gündeme gelmeye ve gelişerek ilgi görmeye başlamıştır ancak Türkiye’nin müze eğitiminde çok da yeni olduğu söylenemez. Müze eğitimi kavramının geçmişinin II. Meşrutiyet yıllarına uzandığı söylenebilir. 1868 yılında Galatasaray Lisesi’nde ilk olarak bir okul müzesi kurulmuştur. Müze eğitimi kavramı II. Meşrutiyet dönemi sonunda Satı Bey ve 1920’lerin başında İsmail Hakkı Baltacıoğlu’nun liderliğiyle tanıtılmıştır. Baltacıoğlu, 1911 yılında Satı Bey’in tavsiyesiyle pedagoji ve elişleri öğretimi konusunda incelemelerde bulunmak üzere Avrupa’ya gönderilmiş, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Almanya’daki reform okullarıyla müzeleri gezerek çalışmalar yapmıştır (Aytaç, 1984). 1930’da Bursa’da bir ilkokulda ve lisede birer okul müzesi açılmıştır. 1980’den sonra ve 1990’lı yıllarda okul müzeleri kurulmaya devam etmiştir (Paykoç, 2003). İlerleyen yıllarda öğretmenler için müze ile eğitim el kitabı çıkarılmış, UNESCO Bölge Semineri kitapçığı Türkçe’ye çevrilmiş ve kültür şûralarında müze eğitiminin önemine değinilmiştir. 1960 sonrası müze eğitimi çalışmaları müzecilik ve müze eğitiminde MEB’in etkisi, Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB)’nın çalışmaları, sivil toplum kuruluşlarının katkısı ve üniversitelerde yürütülen çalışmalar başlıkları altında toplanabilir. MEB’in düzenlediği seminerler, KTB tarafından yeni açılan müzeler, yabancı dilden çeviriler ve üniversitelerde lisansüstü düzeyde verilen müzecilik eğitimi alana ivme kazandırmıştır. 1961’de, VII. Millî Eğitim Şurası’nda sunulan Eski Eserler ve Müzeler Komitesi Raporu’nda müzelerin eğitim merkezi haline gelmesi için müzeciliğin meslek haline getirilmesi, müzelerde çalışacak personelin üniversite yoluyla müzelere gelmesi ve müzecilik branşlarında öğrenim görmesi gerektiği vurgulanmıştır (Erbay, 2009:22). 1962’de ICOM Türkiye Millî Komitesi “Müzelerin Eğitimdeki Rolü” hakkında

14

UNESCO semineri düzenlemiştir. 1963’te müzelerin eğitim rolünü vurgulayan Müzelerin Teşkilatlanması adlı kitabın Türkçe basılmasını sağlamıştır. 1965’te başlayan tabiat tarihi, resim, heykel ve sanayi tarihi içerikli müzeler açma dönemi 1980’e kadar sürmüştür. 1968’de MTA Tabiat Tarihi Müzesi açılmıştır, 1970’de Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde ilk müze eğitimi uygulamaları olarak kabul edilen konferans ve seminerlere başlamıştır (Demirdelen, 2012:209). 1971’de MEB’e bağlı olan müzeler KTB’ye devredilmiştir. 1982’de I. Millî Kültür Şurası’nda müzelerde çocuklar için bölümler kurulması ve bu bölümler için kadroların oluşturulması gündeme gelmiştir. 1983’te arkeolog Musa Baran tarafından İzmir’in Bademler Köyü’nde Türkiye’nin ilk oyuncak müzesinin kurulması oyun ve oyuncağın müzecilik bağlamında gündeme gelmesini sağlamıştır (Canko, 2014). 1986’da MEB tarafından Okul Müzeleri Yönergesi yayımlanmış, okul müzelerinde okulun tarihi ve faaliyet alanı ile ilgili fotoğraf, araç-gereç, belge vb. ile kültür ve tabiat varlığı niteliğindeki belge ve eşyaların yer alması öngörülmüştür. Bu müzeler için okulların durumuna göre okul içinde bağımsız bir yapı, bölüm veya salon ayrılması uygun bulunmuştur (Millî Eğitim Bakanlığı, 2016). 1984’te “Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik” Türkiye’de müzecilik çalışmalarını kökten değiştirmiştir. Böylece özel müzeler kültür sektöründe yeni olanaklar ve beklentiler oluşturmuştur. “Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda” (1985-1989) müzelere önemli bir yer ayrıldığı, müzenin değişen ve çeşitlenen işlevlerine de vurgu yapıldığı görülmüş; müzelerin “halkın eğitimi” için gerekli olan konferans, sergi ve seminer gibi etkinliklere yer vermelerinin planlandığı vurgulanmıştır. Bu süreçte müzecilik alanında lisansüstü düzeyde eğitim vermek amacıyla 1989’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ilk Müzecilik Yüksek Lisans Programı açılmıştır. I. Millî Kültür Şurası’yla birlikte çocukların müzedeki varlığı daha sık gündeme gelmiş, bu bağlamda 1990’da Antalya Arkeoloji Müzesi’nde ve 1995’te İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde çocuklar için özel çocuk bölümleri oluşturulmuştur. Ankara Üniversitesi’nde 1994 yılında kurulan Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (ÇOKAUM) uğraş alanlarından biri de müze eğitimi olmuş, merkezin kongrelerinde bu konuda bildiriler verilmiştir. (Atagök 1999; Gökmen 2004, Kuruoğlu, Maccario 2004, Zilcioğlu 2007, Metin 2007). Müze eğitimine temel oluşturacak ilk kuramsal kitapların da ÇOKAUM tarafından yayımlandığı söylenebilir (Hooper-Greenhill 1999; Seidel ve Hudson 1999; Gartenhaus 2000). Türkiye’de pek çok üniversite tarafından müze eğitimi konulu seminerler, toplantılar, atölye çalışmaları,

15

projeler ve seçmeli dersler hazırlanmış, müze eğitimi ve müzecilik alanında lisansüstü eğitim veren programlar açılmıştır. 1989 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Müzecilik Anabilim Dalı, 1997 yılında Ankara Üniversitesi Müze Eğitimi Anabilim Dalı ve Akdeniz Üniversitesi Müze bilim Anabilim Dalı, 2008’de Mimar Sinan Üniversitesi Müzecilik Programı kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi’nde ise 2009’da Müze Yönetimi yüksek lisans programı açılmıştır. Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi bünyesinde Sanat Tarihi ve Müzecilik bölümü kurulmuştur. Bölümde Türkiye’de Sanat Tarihi alanında uzman, Sanat Tarihi bilimini çağdaş sanat, tasarım ve teknoloji konularıyla birleştirebilen, müzecilik, sergileme ve konservasyon konularında bilgili, teori ve uygulamaları ortak kullanabilen, geçmişte ve günümüzdeki kültürel varlıkların korunması ve değerlendirilmesi konularında duyarlı ve etik bilince sahip araştırmacı ve uygulamacı bireyler yetiştirmek amaçlanmaktadır. Bölümde Müzecilik ve Eğitim ve Türkiye’de Müzecilik Tarihi dersleri okutulmaktadır. Üniversitelerdeki müzecilik ve müze eğitimi veren bölümlerin yanı sıra bazı sivil toplum örgütleri de okullarla iş birliği yaparak çeşitli müzelerde etkinlikler gerçekleştirmiştir. ODTÜ Geliştirme Vakfı’nın desteklediği müze eğitimi projesi (Paykoç, 2002), Çevre ve Kültür Değerlerini Tanıtma ve Koruma Vakfı‘nın Diyarbakır Müzesi ile ortak gerçekleştirdiği “Kentler Çocuklarındır” adlı kültürel eğitim programı, 2004 yılından beri Yıldız Teknik Üniversitesi Müzecilik Yüksek Lisans Programı ve İstanbul Arkeoloji Müzesi ile ortak yürütülen Okul-Müze Günleri projesi ve 2009 – 2010’da Ankara Üniversitesi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve UNICEF ortaklığında yürütülen “Çocuk Müze Eğitimi ve Dostluk Treni” projesi müze eğitimi alanında yapılan üniversite çalışmalarından bazılarıdır. Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü de, Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yaparak 1999’dan itibaren her yıl gerek müze uzmanlarını gerekse eğitimcileri hedef alan hizmet içi eğitim programları hazırlamakta; bu programlarda kültür ve tabiat varlıklarının korunması, müze eğitimi, okul – müze işbirliği ve çocuk dostu müze konularına değinmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Milli Eğitim Bakanlığı Hizmet İçi Daire başkanlığı ile ortak hazırlanan proje dahilinde birçok ilde uzun yıllar boyunca seminerler vermiştir (1993-2013 yılları arasında). Bu seminerler kapsamında; Anadolu Uygarlıkları, Müzelerde Eğitim Uygulamaları, Eserlerin Restorasyonu ve Konservasyonu ile Tarihi Eser Kaçakçılığı’nı konu alan konferanslar müze uzmanlarınca öncelikle öğretmenlere ve güvenlik personeline ayrıca diğer müzelerde çalışan uzmanlara verilmiştir. 2009 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye

16

müzelerinin daha işlevsel hale getirilmesi, müzelerin çocukların severek gezeceği mekânlar haline getirilmesi, çocuklarda yaratıcılık becerisinin desteklenmesi, katılımcı ve kalıcı bir öğrenme ortamının hazırlanması amacıyla “Çocuk Dostu Müze” projesini başlatmıştır. Proje kapsamında Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Cumhuriyet Müzesi, Antalya / Alanya Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi pilot müzeler olarak seçilmiştir. Bu müzelerde 2010 yılı boyunca müze ve çocuk konulu etkinlikler düzenlenerek ve projenin ilk çalışmaları hayata geçirilmiştir. Öte yandan Türkiye genelinde çok sayıda müze, eğitim etkinliklerini geleneksel işlevleri kapsamında değerlendirmekte ve gerçekleştirmektedir. Ankara’da 2007 yılında ziyarete açılan Ankara Vakıf Eserleri Müzesi, drama etkinlikleri, okul ve proje çalışmalarını içeren müze eğitimi çalışmalarına yer vermektedir. 1968 yılında açılan ve yenilenerek ziyaretçileriyle buluşan MTA Tabiat Tarihi Müzesi de eğitim amacıyla müzeyi tanıtan slayt paketleri (Video, CD) ve eğitim paketi hazırlamıştır. Bu eğitim paketinde; müzenin tanıtımının yer aldığı ve tabiat tarihi müzelerinin amaçlarının anlatıldığı bir giriş ve öneriler bölümüyle müzede uygulanabilecek etkinliklerden oluşan bir bölüm yer almaktadır. Müze, eğitim paketine ek olarak, çeşitli yaş gruplarına yönelik, Dinozorlar, Filler, Dinozorları Boyayalım isimli boyama kitapçıkları da hazırlamıştır. Türkiye’nin ilk bilim merkezi olarak 1993 yılında ziyarete açılan Feza Gürsey Bilim Merkezi ise, deney üniteleriyle hizmet vermektedir. Merkez, Ücretsiz Bilim Merkezi Ziyareti Kampanyası dâhilinde ilköğretim okulları tarafından eğitim- öğretim yılı boyunca ziyaret edilmektedir. Aynı şekilde İTÜ Bilim Merkezide 200 gösteri ve deney birimiyle öğrencilerin uğrak yeri olmuştur. İTÜ’nün topluma bilgi aktarma sorumluluğu doğrultusunda ziyarete açtığı bu merkez, optik ve optik yanılsamalar, mekanik, elektrik manyetizma, matematik, DNA, uzay, havacılık, akışkanlar mekaniği, ses ve titreşim ile genel fizik konulu etkileşimli sergileri barındıran gösteri birimlerine sahiptir. Bahçeşehir Koleji, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Şişli Belediyesi’de birer bilim merkezi açarak etkileşimli öğrenme ortamlarının sayısının artmasına katkı sağlamıştır. İstanbul Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de önemli bir müze eğitimi çalışması olarak kabul edilen Müze – okul günleri etkinliğini gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda müze öğretmen ve öğrenciler için eğitim paketleri hazırlamıştır. Paketin içeriğini programda öğretmenlerin gezi öncesinde ve sonrasında yapabilecekleri sözel çalışma, sanat ve drama uygulamalarından örnekler, tema ve dönem bilgileri ile programın işleyişine yönelik bilgi ve değerlendirme formları

17

oluşturmuştur. Çalışma Kültür ve Turizm Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yıldız Teknik Üniversitesi ortaklığında başarıyla yürütülmüştür. Rahmi M. Koç Sanayi Müzesi’nin İstanbul ve Ankara’daki birimlerinde eğitim bölümleri müzelerin kuruluş tarihinden itibaren hizmet vermektedir. Koleksiyonunu sanayi ve teknoloji tarihine ışık tutan çok sayıda nesnenin oluşturduğu müzede bu içerikte de eğitim paketleri hazırlanmıştır. İstanbul Modern, Pera ve Santral İstanbul gibi özel müzelerin de eğitim birimleri bulunmaktadır. İstanbul Modern okul programları kapsamında Türkiye'nin farklı bölgelerinden okulları da ağırlamaktadır. Müzede anaokulu öğrencilerine oyun yoluyla sanat eğitimi verilmektedir. Müzede ayrıca bedensel ve zihinsel engelliler için planlanan eğitim programları da bulunmaktadır. Müzenin en önemli etkinliklerinden biri gezici eğitim etkinliğidir. Gönüllü üniversite öğrencilerini taşıyan gezici eğitim aracı, müzeyi ziyaret edemeyen lise öğrencilerine sergileri taşımaktadır. Müze ayrıca yarıyıl tatili ya da yaz tatilinde de çocukların katılımına açık projeler, oyunlar ve atölyeler hazırlamaktadır. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Oyuncak Müzesi Türkiye’de ilgi çeken müze türlerinden biri de oyuncak müzesi olmuş, çocukların müze ziyareti gerçekleştirme ye isteklenmeleri konusunda önemli katkılarda bulunmuştur. Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi olarak 1990 yılında Prof. Dr. Bekir Onur tarafından kurulan müze, ağırlıklı olarak okulöncesi dönemdeki çocuklar ile ilköğretim öğrencileri tarafından ziyaret edilmektedir. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Oyuncak Müzesi’nin ardından İstanbul Oyuncak Müzesi, İzmir’de Ümran Baradan Oyun ve Oyuncak Müzesi, Gaziantep Oyuncak Müzesi ve Antalya Oyuncak Müzesi ziyarete açılmıştır. İstanbul Deniz Müzesi de müzelerin sınıf dışı etkin eğitim ve öğretim mekânları olarak kullanılmasının gerekliliğinden yola çıkarak ilköğretim öğretmen ve öğrencilerine yönelik bir eğitim paketi hazırlamıştır. Eğitim paketine müzenin internet sitesinden ücretsiz olarak ulaşılabilmektedir. Eğitim paketinde yer alan konular öğretim programı ve müze koleksiyonu ile paralel olarak hazırlanmıştır. Pakette müze kavramının tanımı, müze gezisi öncesinde, müze gezisi sırasında ve müze gezisi sonrasında yapılması gerekenler ve müzede işlenilmesi önerilen temalar yer almaktadır. 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü’ne layık görülen Antalya Arkeoloji Müzesi, ilköğretim öğrencileri için belirli aralıklarla eğitim etkinlikleri hazırlamaktadır. İlköğretim okulları ve liseler ile işbirliği içinde düzenlenen müze ziyaretleri boyunca müze uzmanları ziyaretçilere eşlik etmektedir. Müze, giriş bölümünde bulunan bir salonu 1985 yılında gerçekleşen onarım süreci sonunda çocuk bölümü olarak düzenlemiştir.

18

Yukarıda sözü edilen müze ve bilim merkezleri dışında Türkiye’de eğitim etkinliklerinin sürekli ve programlı biçimde yürütüldüğü müze sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Türkiye’de Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı devlet müzeleri başta Müzeler Haftası olmak üzere yıl içinde çeşitli kurslar, seminerler, konferanslar, geçici sergiler, yarışmalar ve müze gezileri düzenleyerek halka özellikle de çocuk ve gençlere ulaşmaya çalışmaktadır. Bu müzeler arasında Kırşehir Kaman Arkeoloji Müzesi, Sivas Arkeoloji Müzesi, Kars Müzesi, Erzurum Müzesi, Kayseri Arkeoloji Müzesi, Amasya Müzesi, Kütahya Müzesi, Uşak Arkeoloji Müzesi, Niğde Müzesi, Erzurum Müzesi, Diyarbakır Müzesi, Gaziantep Müzesi, Kocaeli Müzesi, Alanya Müzesi ve Mersin / Silifke Müzesi, Aydın Arkeoloji Müzesi çeşitli seminer, rehberli müze gezisi, yarışma ve geçici sergiler aracılığıyla öğrencilere yıl içinde ulaşmaktadır. Mardin Arkeoloji Müzesi ile Çorum Müzesi de bünyelerinde oluşturdukları eğitim atölyeleri ile öğrenci ve öğretmenlere okul dışı eğitim ortamı sunmaktadırlar. Türkiye’de 2000 yılından beri Kültür Bakanlığı’na bağlı müze ve ören yerlerinin teknolojik altyapısının oluşturulması için projeler hazırlanmaktadır. Bu projeler kapsamında öncelikle 48 ören yeri ve müzede yeni nesil gişe satış altyapılarının, IP kameraların ve reklam gösterim ağlarının kurulması ve modern biletleme uygulamalarının kullanılması gündeme gelmiştir. İstanbul'da, Ege Bölgesi'ndeki Truva, Assos, Efes, Knidos antik kentlerinde, Antalya’da ve Gaziantep’te çok sayıda müze bu projelere dâhil edilmiştir. Bu müzelerde Türkiye'nin altyapı koşullarına göre ADSL ya da 3G teknolojileriyle internet erişimi de sağlanmıştır. Bu projeler, öncelikle müzecilikte çağı yakalamak, müze ziyaretçilerine kaliteli hizmet sunmak, müzelerin reklam ve tanıtımlarını gerçekleştirmek ve devletin müzelerden aldığı geliri artırmak amacıyla hayata geçirilmiştir. Türkiye'de en yaygın müze teknolojisi dijital bilgi rehberleri ve audio kulaklık sistemleridir. Pek çok devlet müzesi ve özel müzede bu dijital bilgi rehberleri izleyicilere hizmet vermektedir. Dijital ses ve görüntülü rehber sistemleri Türkçe, İngilizce, Almanca ve Fransızca dillerinde, istenilen diğer dillerde hazırlanmakta ve müze koleksiyonları dikkate alınarak her müze tarafından kendi özelliklerine göre uyarlanmaktadır. Bilgilerin sayısal veri haline dönüştürülmesi ile gerçekleşen dijitalleştirme, çeşitli elektronik araçlarla özellikle de bilgisayar aracılığı ile sağlanmaktadır. Bu çerçevede Türkiye müzelerinde de interaktif teknolojiler; simülasyon, interaktif sunum ve sergi tasarımları gerçekleştiren ulusal işletme sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu işletmeler eğitim, sunum, eğlence sektörüne hitap eden uygulamalarla müzelere hizmet sunmaktadır. Türkiye’de henüz çok yaygın olmamakla

19

birlikte bazı müzeler bu uygulamaları (özellikle web sitesi ve sanal (görsel) müze uygulamaları) kullanmaktadır. Çorum Arkeoloji Müzesi, Burdur Arkeoloji Müzesi, Doğa Koleji Astronomi Müzesi, Eskişehir Bilim, Sanat ve Kültür Parkı’ndaki Bilim Deney Merkezi, Eskişehir Eti Arkeoloji Müzesi, Gaziantep Zeugma Müzesi, Kahramanmaraş Müzesi, Kaman Müzesi, MTA Tabiat Tarihi Müzesi, Konya Müzesi, Galata Mevlevihane’si Müzesi vb.'nde çeşitli etki vizyon sistemi kurulumları, canlı tablo uygulamaları, 3 boyutlu bilgi sistemleri, katmanlı hologramlar, sanal uygulamalar, dokunmatik ekranlar, dijital kitaplar, tematik simülasyonlar ve sanal atölyeler (sanal seramik ve heykel atölyeleri vb) ile izleyicilerine etkileşimli müze deneyimleri sunmaktadır (http://reo-tek.com). Kültür ve Turizm Bakanlığı resmi internet sitesinde, Bakanlık bünyesindeki bazı müze, saray, cami, kilise, kale vb. önemli tarihi mekânlara sanal gezi uygulamaları paylaşılmaktadır. Bu uygulamalar arasında 360 derece panoramik turlar ve sanal müze-galeri ziyaretleri yer almaktadır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü 2012 yılında mevcut müzelerini çağdaş müzecilik anlayışı doğrultusunda yenilemek amacıyla 16 müzenin yenileme çalışmalarına başlamıştır. 34 yeni müzede ise, uygulama ve proje çalışmaları sürdürülmektedir.2019 yılı sonu itibarıyla Türkiye’de 202 adet devlet müzesi, 268 adet ise özel müze bulunmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yeni yapılan ve yenilenen tüm müzelerde uygulanan projelerde görsellik, bilimsel içerikli bilgilendirme, teknolojik olanakları kullanarak ziyaretçi algısına hitap etmek hedeflenmektedir. Bu müzeler arasında Afyon Karahisar Yeni Arkeoloji Müzesi, Adana Yeni Arkeoloji Müzesi, Bitlis- Ahlat Müze - Karşılama Merkezi, Çanakkale Troya Müzesi, Denizli Yeni Arkeoloji Müzesi, Hatay Yeni Arkeoloji Müzesi, Kayseri Yeni Arkeoloji Müzesi, Konya Yeni Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Fethiye Arkeoloji Müzesi, Şanlı Urfa Arkeoloji Müzesi, Halepli Bahçe Mozaik Müzesi ve Arkeopark, Uşak Arkeoloji Müzesi, Van - Urartu Müzesi bulunmaktadır (Türkiye'nin Müzeleri, 2013; Çıldır ve Karadeniz; 2014). Müze uzmanlarının gönüllü olarak yürüttükleri müze eğitim etkinlikleri müze teknolojileriyle birleştirilerek faydalı ve kalıcı olmaktadır ancak özellikle gönüllü olarak müze eğitimcileri tarafından yürütülen eğitimlerden istenen verimin alındığını söylemek güçtür. Türkiye’de müze eğitimi yalnızca öğrencilere müzeyi gezdirmek, seminer ve konferans ile halka ulaşmak, Müzeler Haftası’nda müze ve eğitim içerikli seminerler düzenlemek ya da yarışma ve şenlik hazırlamanın ötesine geçmelidir. Yukarıda sözü edilen müze teknolojilerinin tüm devlet müzeleri ile özel müzelerde yaygınlaştırılması

20

gerekmektedir. Ayrıca Türkiye’deki tüm müzelerde eğitim atölyeleri kurulmalı ve sadece eğitimden sorumlu olacak müze eğitimcileri istihdam edilmelidir. Farklı türdeki müzeler arasında iş birliği sağlanması da önemli bir adım olacak ve eğitimde çeşitliliği sağlayacaktır.

21

BÖLÜM 3

YÖNTEM

Araştırmanın Modeli

Bu araştırma nitel araştırma yöntemleri kapsamında tarama modeli kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma; gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma olarak tanımlanabilir (Yıldırım ve Şimşek, 2013). Tarama modelleri, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımlarıdır. Araştırmaya konu olan olay, birey, konu ya da nesne, kendi koşulları içinde ve olduğu gibi tanımlanmaya çalışılır (Karasar, 2015). Bu çalışmada Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin eğitim etkinlikleri ve bugüne kadar bu amaçla yaptığı eğitim çalışmaları incelenecektir. Bu çerçevede araştırmanın modeli, tarama modelinde betimsel bir çalışmadır. Betimsel çalışmalar, değişkenler arasındaki ilişki değiştirilmeden yapılır. Bu çalışmalar var olan durumu araştırır. Araştırma yapılırken var olan durum incelenmeli ve daha sonraki çalışmalar için yordama şansı doğurmalıdır. Tarama modeli, bir durumu bir olayı veya belli şartları gözlemlemek, gözlem neticelerini yorumlamak üzere kaydetmektir. Tarama modeli, geçmişte ya da halen var olan bir durumu var olduğu şekliyle betimlemeyi amaçlayan araştırma yaklaşımıdır. Tarama araştırmalarında, geçmiş olaylara ilişkin olgu bulma, ilişki kurma ve yargılarda bulunabilme amacı ile kanıtların toplanması ve değerlendirilmesi önem kazanır (Karasar, 2003). Tarama modelinde olayları olduğu gibi kaydetme ve sınıflama en önemli özelliktir. Ancak yorum ve değerlendirme de yapılmaktadır. Tarama modeli iki amaca hizmet eder; Mevcut şartları tanımak ve problemi çözme açıklama vb. çalışmalar için gerekli bilgileri toplayarak tasnif edip özetlemek (Yıldırım, 1966). Bu çalışmada Anadolu Medeniyetleri Müzesi kurulduğu günden itibaren eğitim etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği faaliyetler göz önünde bulundurularak Türkiye’de müze

22

eğitimi disiplinine katkısı bağlamında değerlendirilmiştir. Çalışmanın amaçları ve alt amaçları doğrultusunda sorulan soruları yanıtlamak için gerekli verilere, Türkçe ve İngilizce dillerindeki kaynakların taranmasıyla ulaşılmıştır. Araştırmacı uzun yıllardır Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde çalışıyor olduğundan ve müze yıllıkları, kataloglar, eğitim yaprakları ve paketlerinin hazırlanma süreçlerinde bulunduğundan müzeye ilişkin yasal ve doğru bilgilere ilk elden ulaşmış ve müzenin eğitim etkinlikleri kronolojik olarak açıklanmıştır. Araştırmacı tarafından eğitim birimi sorumluları ve idareciler ile gerçekleştirilen görüşmelere ilişkin bilgiler de çalışmada kullanılmıştır.

Çalışma Grubu

Çalışma bir arkeoloji müzesi olarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin kurulduğu yıldan günümüze eğitim etkinliklerini ve uygulamaların geliştirilmesini kapsamaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi oluşturmaktadır.

Verilerin Toplanması ve Değerlendirilmesi

Bu çalışmada nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan veri toplama yöntemlerinden biri olan yazılı belge inceleme kullanılmıştır. En genel anlamıyla belge incelemesi, araştırılması hedeflenen olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizini kapsamaktadır. Nitel araştırmada yazılı doküman ve belgelerin analizi genellikle gerek kendi başına, gerekse görüşme ve gözlemle elde edilen verilere destek amacıyla kullanılan bir veri toplama yöntemidir. Dolayısıyla bu araştırmada kullanılacak veriler araştırmacı tarafından kütüphanelerden, konu ile ilgili fakültelerden, süreli yayınlardan, Müzecilik, Müze Eğitimi, Sanat Eğitimi ve tarih öğretimi anahtar sözcükleriyle ilgili kaynaklarla Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından yayımlanmış yıllıklar, raporlar ve eğitim yapraklarından derlenen bilgilerden oluşmaktadır.

Verilerin Analizi

Araştırmanın alt amaçları doğrultusunda Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne ilişkin etkinlik örnekleri ve projeler bu etkinlikleri düzenleyen araştırmacı tarafından raporlaştırılmıştır.

23

BÖLÜM 4

BULGULAR VE YORUMLAR

Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Programlarında Yer Alan Etkinliklere Yönelik Bulgular

Türkiye’de önde gelen arkeoloji müzelerinden olan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Altındağ İlçesinde Ankara Kalesi’nin hemen yakınında 15.yüzyıla tarihlenen iki ayrı Osmanlı yapısından oluşmaktadır. Bunlardan biri müze sergi salonu olarak kullanılan Mahmut Paşa Bedesteni, diğeri ise idari bina olarak kullanılan Kurşunlu Han’dır. Önceleri Eti Müzesi ve Arkeoloji Müzesi olarak da adlandırılan Müze yapısı 1968 yılında son şeklini alarak “Anadolu Medeniyetleri Müzesi” adıyla hizmet vermeye başlamıştır. Sergilediği ve bünyesinde bulundurduğu zengin koleksiyonları ile dünyanın önde gelen müzeleri arasında yer alan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anadolu’da yaşamış olan uygarlıkları kronolojik bir sırayla ziyaretçilerine sunmaktadır. Paleolitik Dönem (Yontma Taş), Neolitik Dönem (Cilalı taş), Kalkolitik Dönem (Bakır-Taş), Eski Tunç Çağı, Asur Ticaret Kolonileri Çağı ile Hititler, Frigler, Urartular ve Geç Hititler çok özel koleksiyonlarla müzede sergilenmektedirler. Müzenin klasik bölümünde; Roma Dönemi sonuna kadar yaşanmış olan uygarlıklara ait eserler kronolojik bir sırayla ve konularına göre düzenlenmiş olan vitrinlerde sergilenmektedir. Ankara bölümünde ise Ankara İlinde gerçekleştirilen kazılarından çıkan eserler ile son dönem müze kazılarından elde edilen eserler çağdaş müzecilik teknikleri ve eğitim esasları göz önüne alınarak sergilenmektedir. 1970’li yıllardan itibaren müze bünyesinde ve okullarda düzenlenen konferans ve seminerlerle başlayan Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin eğitim etkinleri 1980 yılından itibaren müze uzmanlarının bireysel çabalarıyla fiilen yürütülmektedir. Müze uzmanı Ayşe Toker’in gerçekleştirdiği çalışmalar bunlara en önemli örnektir. Toker tarafından profesyonel olarak başlatılan çalışmalara ilişkin Toker, müzelerin çocuklara özel olarak yönelmesi gerektiğini ifade etmiştir (Toker, 1986:95). Toker (1986:95),

24

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin çeşitli nedenlerle okullarla müze çalışmaları yapmaya başladığını, okullara gidip bu dersleri önce sınıf içinde öğrencilerle uyguladıklarını, daha sonra ön çalışması yapılan müze öncesi eğitimin müzede uygulandığını ifade etmektedir. Geç Hitit kapıları, Asur çivi yazılı tabletler aracılığıyla yazı çalışmaları, paralar, ritonlar, güneş kursları, mühürler vb. ilişkin çalışmalara ağırlık verilmiştir. Toker bu eğitimlerde öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeylerine ve müzeye ilişkin algılarına dair önemli saptamalarda bulunmuştur. Bu süreçte müzenin taş eserler salonunda çocuklarla çocuk oyunları ve canlandırma oyunları oynanmış, etkinliklerin sonlarında değerlendirmeler yapılmış, etkinlik çıktıları hem okullarda hem de müzede sergilenmiştir (Toker, 1986:97). 30 Eylül – 2 Ekim 1988 tarihleri arasında ODTÜ Geliştirme Vakfı, A.Ü Eğitim Bilimleri Fakültesi ve Ankara Alman Kültür Merkezi iş birliği ile gerçekleştirilen "Müze ve Eğitim" Semineri de Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin eğitim çalışmalarına hız vermesini desteklemiştir. Bu seminer sonunda oluşan bildirgede Müze Pedagojisi ve müzelerin eğitici işlevi ile müzede eğitime ilişkin yapılması gerekenler hakkındaki düşünceler sıralanmıştır. Bu bildirinin 1. Maddesinde "Müze Pedagojisinin temel eğitimde ve yaşam boyu eğitim sürecinde yaşantılara dayalı çok yönlü öğrenme ve yaşam alanları olarak müzelerin etkin kullanımını içerdiği" belirtilmektedir. Ayrıca, tarihsel ve kültürel kaynaklar yönünden zengin olan Türkiye'de aktif bir öğrenme ortamı olarak müzelerin insanları, eğitim kurumlarını, öğretmeni ve öğrenciyi bir araya getirebilecek bir alan olduğu da vurgulanmaktadır. 1990’dan beri eski adıyla Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Millî Eğitim Bakanlığı işbirliği ile hazırlanan hizmet içi eğitim programları çerçevesinde düzenlenen "Kültür ve Tabiat Varlıklarımızın Tanıtımı ve Korunması" seminerlerinde Sosyal Bilgiler Öğretmenlerine yönelik-eğitim faaliyetleri uygulanmaktadır. Ankara'da 1999 yılından itibaren her yıl Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bu seminerler gerçekleştirilmektedir. 1 hafta boyunca 60–70 kişilik öğretmen grubuna, müze uzmanları tarafından çeşitli konularda seminerler verilmiştir. Bu seminerler; Ankara dışında 2001 yılında Sivas, Gaziantep, Malatya ve Sinop'ta, 2002 yılında ise Kayseri ve Nevşehir'de gerçekleştirilmiştir. 2003 yılında ise Çorum, Amasya ve Ankara'da seminer düzenlenmiştir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanlarının yanı sıra il müzelerindeki uzmanlar da bu seminerlerde eğitim görevlisi olarak ders vermişlerdir. Seminerlere katılan öğretmenlere Kültür ve Tabiat Varlıklarımız, Anadolu Uygarlıkları, Müze Eğitimi, Kültür Varlıklarının Restorasyonu, Konservasyonu, Sikkeler, Seminer

25

yapılacak ilin Arkeolojisi ve Müzesi ile Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması ile ilgili mevzuat ve tarihi eser kaçakçılığı konularında bilgi verilmiş ve bu konular ile ilgili tartışmalar açılmıştır. Ayrıca çevredeki müzeler ile ören yerlerine de geziler düzenlenerek öğretmenlerin yaşadıkları bölgeyi daha iyi tanımaları ve öğrencilerine yönelik müze - okul iş birliğini kurabilecek yöntemler üzerinde durmaları sağlanmıştır. 2002 yılında Anadolu Medeniyetleri Müze Müdürlüğü’ne bağlı bir birim olarak Eğitim Birimi hayata geçirilmiştir. Eğitim Birimi’nde Arkeolog, Sanat Tarihçi, Hititolog ve Antropolog olmak üzere toplam 11 kişi görev almıştır. Eğitim Birimi uzmanlarından bazıları Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Müze Eğitimi Anabilim Dalı Yüksek Lisans Programı’nda eğitim almış olup, pedagojik formasyona sahiptirler. Eğitim Birimi’nde çalışan uzmanlar, müzeye eğitim çalışması yapmak amacıyla gelen öğrencilerin yaş gruplarına ve okudukları sınıfın müfredat programına uygun olarak yatıkları müze anlatımı sonrasında müzenin eğitim atölyesinde farklı etkinlikler gerçekleştirmektedirler. Anadolu Medeniyetleri Müzesi eğitim etkinliklerinin amacı; öğrencilerin, geçmişte yaşayan toplumların yaşantılarını, antik çağ uygarlıklarını öğrenerek, kendi yaşantıları ile gelecekte karşılaşabilecekleri olaylar, durumlar arasında bağlantı kurabilmelerini sağlamak, ayrıca yaratıcı düşüncelerinin geliştirilmesine yardımcı olmaktır (Demirdelen, 2002, 334). Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Birimi’nin esas hedef kitlesi ilköğretim çağındaki öğrenciler olmakla birlikte, müzenin eğitim atölyesinde ortaöğretim öğrencilerine de hizmet verilmektedir. Müze, öğrencilerin müze ziyaretlerinin genellikle Mayıs ayı içerisinde yoğun olduğunu saptamıştır. Örneğin, 2000 yılı Mayıs ayında 51.477 öğrenci, 2001 yılı Mayıs ayında 47.151 öğrenci, 2002 Mayıs ayında ise 41.627 öğrenci müzeyi ziyaret etmiştir. Bu yıllarda Nisan ve Kasım aylarında müzeyi ziyaret eden öğrenci sayısı 12.000 – 26.000 ortalaması arasında iken, yılın diğer aylarında aylık ortalama öğrenci sayısı 2.000 – 9.500 arasında değişmektedir. 2000 yılında toplam 141.543 öğrenci, 2001 yılında 164.291 öğrenci, 2002 yılında ise 126.325 öğrenci müzeyi ziyaret etmiştir. Bu istatistik bilgiler öğrencilerin müze ziyaretlerinin belli bir mevsimde gerçekleştiğini, müze ziyaretlerinin de genellikle gezi amaçlı olduğunu göstermektedir. Müzede herhangi bir dersin işlenmesi dolayısıyla müzenin eğitim ortamı olarak okullar tarafından kullanılmadığı görülmektedir. Dolayısıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesi planlanacak eğitimlerde takvim uygulaması yaparken bu verilerden yola çıkmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde bu doğrultuda hazırlanan eğitim etkinlikleri ile müze eğitiminin genel amaçlarına yönelik programlar

26

planlanmıştır. Böylece; öğrencilerin geçmişi öğrenerek, geleceği yönlendirmeleri, dolayısıyla yapıcı ve yaratıcı düşünce sistemlerinin geliştirilmesine yardımcı olmak hedeflenmiştir. Okuldan farklı bir öğrenme ortamında uygarlıkları tanımak, kültürler arasında daha rahat ilişki kurabilmek, kültür varlıklarını tanıyabilme ve koruma duygusunun oluşması sağlamak amacı güdülmüştür. Öğretmen ve öğrenciler müzelerden çok değişik şekilde yararlanabilir. En genel olanı öğretmenin sanat eserlerini ve nesnelerini gösterdiği rehberli turlar düzenleme şeklinde gerçekleştirilmektedir (Seidel ve Hudson, 1999:39). Bu şekilde müzeyi gezen öğrenciler müzede çok kısa süre kalmaktadır. Kalabalık öğrenci gruplarının kısa süreli müze gezileri sonucunda müzeden faydalanmaları söz konusu değildir. Dolayısıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesi öğrenci ve öğretmenlerin müzeden tam olarak faydalanabilmeleri ve müzeyi okul dışı öğrenme ortamı olarak daha iyi kullanabilmeleri için randevu sistemini hayata geçirmiş ve öğretmenleri öğrenci gruplarını bölerek müzeye getirmelerini ve hazırlayacakları projeler doğrultusunda müzede ders yapabilmek amacıyla planlama yapmalarına yönlendirilmektedir. Okul, öğrenmenin ve bilginin tek kaynağı değildir. Bu nedenle sözgelimi müzeler, kültür merkezleri gibi farklı ortamlar okulun sahip olduğu işlevleri, eğitsel etkinlikleri gerçekleştirebilirler (Adıgüzel, 2000: 131). 1975 yılından itibaren okullara gidilerek kültür varlıklarını tanıtma ve koruma bilinci için başlayan eğitim çalışmaları 1990’lı yıllara kadar bu şekilde devam etmiş olup, okul-müze gezileri ile bu çalışmalar pekiştirilmiştir. 1992 yılından itibaren bu tür gezi ve eğitim çalışmalarının yetersiz kaldığı, okul gezilerinin müze içerisinde son derece kısa ve düzensiz olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle müze uzmanlarının müze anlatımlarında daha etkin görev alması sağlanmıştır. Özellikle çocuklar üzerine çalışmalar yapan “ Çatı Çocuk Kültürü Grubu (Ali Akın Akyol ve grubu) ve Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı” gibi bazı sivil toplum kuruluşlarının müzede eğitim çalışmaları yapmasına izin verilmiş ve ortaklaşa düzenlenen eğitim programları ile müze gezilerinin daha düzenli ve faydalı hale gelmesi sağlanmıştır. Bu gezilerde ve anlatımlarda ilk amaçlanan müzenin tanıtılmasından çok, müzede ders yapılabiliyor düşüncesinin öğretmenlere ve öğrencilere verilmesidir. Bu amaç üzerine yapılan çalışmalar ve değişik etkinlikler sonuç vermeye başlamış olup daha kaliteli müze gezileri ve müze eğitimi çalışmaları gerçekleşmeye başlamıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi eğitim çalışmalarında deneyim kazandıkça daha sistemli ve organize bir şekilde eğitim çalışmalarını sürdürmek ve geliştirmek için 2001 yılında okullarla iş birliği içinde eğitim projelerinde yer almaya başlamıştır. Bu projelerin ilk

27

uygulaması olan ve Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlköğretim Okulu Drama Öğretmeni Nurhan Öktem tarafından hazırlanan "Anadolu Uygarlıklarına Yolculuk" adındaki projenin Anadolu Medeniyetleri Müzesi bünyesinde gerçekleşmesini sağlanmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi adına danışmanlık yaptığımız proje doğrultusunda 2001 yılının Mart, Nisan ve Mayıs aylarında müzeye gelen 4, 5, 6 ve 7. sınıflara, her ay kronolojik sıraya uygun olarak değişik bir uygarlık hakkında uygulamalı dersler tarafımdan verilmiştir. Müzede ders yapma süresi 1 günde toplam 3 saatlik bir uygulama şeklindedir. Bu programlar Anadolu Uygarlıklarını öğrenmek, kültürel çeşitliliği anlamak ve sahiplenmek amacı doğrultusunda Okulun Drama, Resim, Müzik, İş bilgisi ve Sosyal Bilgiler Öğretmenleri ile yapılan iş birliğiyle gerçekleştirilmiş ve son derece faydalı olduğu görülmüştür. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2000 yılından itibaren toplumsal işlevleri de göz önünde bulundurarak özellikle engelli çocukların eğitim ve öğretimleri kapsamında sosyal ve kültürel etkinliklere katılımlarını sağlamak amacıyla müze gezilerini ilgili okullarla iş birliğine girerek daha sistemli hale getirmiştir. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık 10/1'ini oluşturan engelli vatandaşlarımızın özellikle engelli öğrencilerin (bedensel, zihinsel, işitsel ve görme engelliler) müzemizden daha çok faydalanabilmeleri ve daha rahat bir ortamda müze eğitimi alabilmeleri için ziyaretçi saatlerinin daha az olduğu gün ve uygun saatler seçilmektedir. Özel bir programla, bilgi düzeylerine uygun şekilde müze gezilerini gerçekleştirmeleri sağlanmaktadır. Arkeolojik objelerin ve bir bütün olarak müzenin engelli çocuklar, sokak çocukları ve okuma-yazma bilmeyen yetişkinler için bir şeyler ifade edebilmesi, anlamının belirgin olması için gerekli pedagojik yaklaşımı gösterilmektedir. Taklit objeler, resimler, öykülendirme ve yaratıcı drama kullanma şeklinde etkinliklerle müzeden en iyi şekilde faydalanmaları istenmektedir. Görme engelli çocukların anlattıklarımızı daha iyi algılamaları için önceden seçilen taklit objelere, müze bahçesindeki bazı heykel ve kabartmalara dokunmalarını sağlanmaktadır. Bu öğrencilere eğitim atölyesinde de uygulama çalışmaları yaptırılmaktadır. Ankara Körler Okulu, Artı Özel Eğitim Merkezi ve Gönül Turgut Özel Eğitim Merkezi ile bu programlar uygulanmaktadır. Kör ve görme engelli öğrencilere eserleri dokunarak hissetmeleri, incelemeleri için bazı eserlerin taklitleri yapılır (sikke, güneş kursları, tabletler, çanak-çömlek, takılar gibi); öğrencilere eserlerle ilgili bilgiler verilir; onların ne düşündükleri sorulur. Böylece düşünce sistemlerinin geliştirilmesi sağlanmaktadır (Demirdelen, 2008).

28

Ankara'da çocuk kültürü konusunda çalışmalar yürüten Çatı Çocuk Kültürü Grubu 2001 yılı Mayıs ayından bu yana Müze Eğitimi konusunda hazırladığı etkinlikleri Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile işbirliği yaparak sürdürmektedir. Çatı Çocuk Kültürü Grubu tarafından Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki çocukların müzeye getirilmesi ve etkinlik yapmaları sağlanmıştır. Çalışmalarda müzemizde sergilenen objeler, arkeolojik dönemler ve uygarlıkların tanıtımı amaçlanmaktadır. Bu konularda bilgilendirme yapılırken öykülendirme ve yaratıcı drama da kullanılmaktadır. Ayrıca, müze salonlarında ve bahçede kil çalışması yapılmakta, oyunlar oynanmakta ve öyküler canlandırılmaktadır. Çatı Çocuk Kültürü Grubu ile ortak çalışmalar devam etmektedir. T.C. Adalet Bakanlığı Ankara Çocuk Islahevi Müdürlüğünde kalan çocukların kültürel etkinlikleri için genel müze gezintisi düzenlenerek kültür varlıklarını tanıma ve koruma bilincini vermeye çalışılmıştır. Ayrıca, gönüllü kuruluşlarla yaptığımız iş birliği ile sokak çocukları ve okuma yazma bilmeyen kadınlardan oluşan gruplara müzenin genel tarihçesi, arkeoloji ve müzelerin görevleri konularında bilgi vermeye çalışılmıştır. Müze, Müzeler Haftası kapsamında geçici sergiler düzenlemektedir. Bununla birlikte eğitim etkinlikleri de devam etmektedir. 22 Mayıs 2000 tarihinde Ankara İli, Mamak İlçesindeki Şafaktepe İlköğretim Okulunda Müzeler Haftası kutlama programı düzenlenmiştir. Müzelerle ilgili şiir yarışmasında derece alan öğrencilere ödüller verilmiştir. Bu okulda Anadolu Uygarlıklarını konu alan fotoğraf sergisi düzenlenirken o dönemde görev yapan Müdürümüz İlhan Temizsoy "Türk Müzeciliği" konusunda konferans vermiştir. "Anadolu Uygarlıkları" adlı konferans ise dia gösterisi eşliğinde tarafımdan sunulmuştur. 22 Mayıs 2001 tarihinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Atatürk Teknik Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi iş birliği ile Grafik Bölümü öğrencilerinin hazırladığı "Öğrenci Objektifinden Roma Hamamı" konulu fotoğraf sergisi düzenlenmiştir. Aynı gün, okul öğrencilerine tarafımdan Anadolu Uygarlıkları konulu konferans verilmiştir. Öğrenciler ise daha sonra Roma Hamamı bahçesinde düzenledikleri konser ile Müzeler Haftasını kutlamışlardır. 22 Mayıs 2002 tarihinde ise TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Arkeoloji Kulübü, Anadolu Medeniyetleri Müzesi iş birliği ile Müzeler Haftası kutlama programında yer almıştır. Arkeoloji Kulübü rehber öğretmeni Ebru Tartan tarafından hazırlanan "Uygarlıklar Defilesi" adlı gösteri Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sunulmuştur. Arkeoloji Kulübü öğrenci ve öğretmenleri ile çalışarak bu projenin gerçekleşmesini sağlanmıştır. Müze adına bilimsel danışmanlık

29

yaparak çalışmalar yönlendirilmiştir. Ayrıca bu öğrenci grubu ile Roma Hamamı ve Augustus Mabedi gezileri gerçekleştirilip, müzemiz salonlarında da yaratıcı drama çalışmaları etkinliklerinde bulunulmuştur. 22 Mayıs 2000 tarihinde Ankara İli, Mamak İlçesindeki Şafaktepe İlköğretim Okulunda Müzeler Haftası kutlama programı düzenlenmiştir. Müzelerle ilgili şiir yarışmasında derece alan öğrencilere ödüller verilmiştir. Bu okulda Anadolu Uygarlıklarını konu alan fotoğraf sergisi düzenlenirken o dönemde görev yapan Müdürümüz İlhan Temizsoy "Türk Müzeciliği" konusunda konferans vermiştir. "Anadolu Uygarlıkları" adlı konferans ise dia gösterisi eşliğinde tarafımdan sunulmuştur. 22 Mayıs 2001 tarihinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Atatürk Teknik Anadolu Meslek ve Meslek Lisesi iş birliği ile Grafik Bölümü öğrencilerinin hazırladığı "Öğrenci Objektifinden Roma Hamamı" konulu fotoğraf sergisi düzenlenmiştir. Aynı gün, okul öğrencilerine tarafımdan Anadolu Uygarlıkları konulu konferans verilmiştir. Öğrenciler ise daha sonra Roma Hamamı bahçesinde düzenledikleri konser ile Müzeler Haftasını kutlamışlardır. 22 Mayıs 2002 tarihinde ise TED Ankara Koleji Vakfı Özel İlköğretim Okulu Arkeoloji Kulübü, Anadolu Medeniyetleri Müzesi iş birliği ile Müzeler Haftası kutlama programında yer almıştır. Arkeoloji Kulübü rehber öğretmeni Ebru Tartan tarafından hazırlanan "Uygarlıklar Defilesi" adlı gösteri Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sunulmuştur. Arkeoloji Kulübü öğrenci ve öğretmenleri ile birlikte çalışarak bu projenin gerçekleşmesini sağlanmıştır. Müze adına bilimsel danışmanlık yaparak çalışmalar yönlendirilmiştir. Ayrıca bu öğrenci grubu ile Roma Hamamı ve Augustus Mabedi gezileri gerçekleştirilip, müzemiz salonlarında da yaratıcı drama çalışmaları etkinliklerinde bulunulmuştur. Anadolu Medeniyetleri Müzesi üniversite öğrencilerine de müze gezilerinde ve araştırma konularında yardımcı olmaktadır. Müzemizi ziyaret eden ve önceden programlarını bildiren okul gezilerinde müzemiz uzmanlarınca bilgi verilmekte müzeden en iyi şekilde faydalanmaları için gereken yardımlar yapılmaktadır.

Öte yandan arkeoloji, antropoloji, sanat tarihi vb. alanlarda lisans ve lisansüstü eğitimlerine devam eden öğrenciler müze kütüphanesinden ve laboratuvarından yararlanmakta, müze uzmanları danışmanlığında staj çalışmaları gerçekleştirmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi müdürü İlhan Temizsoy Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı’nda 1999–2000 öğretim yılları boyunca Arkeoloji Müzeleri adlı yüksek lisans dersini yürütmüştür. Müdür vekili merhum Hikmet Denizli ise aynı anabilim dalında 2002 yılında Çağdaş

30

Müzecilik ve Gelişimi ve 2003 yılında ise, Arkeoloji Müzelerinde Eğitim adlı yüksek lisans derslerini yürütmüştür. Gerek müze eğitim etkinlikleri kapsamında gerek ise lisans ve lisansüstü eğitim verilen bilimsel alan dersleri kapsamında müze koleksiyonu doğrultusunda eğitim çalışmaları yürütülmektedir. Müze koleksiyonuyla bütünleşik olarak ilk aletlerin üretimi, yerleşik yaşama geçilmesi, avcılık ve toplayıcılığın yanında ilk besin üretiminin başlaması, seramik yapımı, süslenme merakı ve takılar, ana tanrıça fikrinin ortaya çıkması, tekstil üretimi, mülkiyet kavramını belgeleyen mühürler, avlanmaya yönelik aletlerin geliştirilmesi Anadolu’da Neolitik (Cilalı taş) Dönem ile ortaya çıkan ilk ve en önemli gelişmelerdir. Dolayısıyla eğitim etkinlikleri bu konulara vurgu yapmaktadır. Yine madenin kullanılması, ticari ilişkilerin genişlemesi, konut, saray, kale mimarisi ile tarım ve hayvancılığın gelişimi ve yazının kullanılmaya başlanması o dönem insanların hayatlarında ikinci önemli evredir. Sikkenin icadı ise Anadolu’ya özgü çok önemli bir gelişmedir, ekonomi de yaşanan büyük bir değişimdir. Her bir konu başlığı kapsamlı eğitim etkinlikleri içermektedir. 2005 yılından itibaren ise, okulöncesi eğitimi alan çocuklar da (3-6 yaş grubu) müzedeki eğitim etkinliklerine katılmaya başlamışlardır. 2001 yılına kadar Müzeler Haftası’nda gerçekleşen kalabalık geziler ile yılın değişik günlerinde gelişigüzel gerçekleştirilen müze gezilerinin yaklaşık 10-15 dakikada tamamlanması sonucunda öğrenciler müzeden yeterince faydalanamamışlardır. Bu nedenle, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sistemli eğitim programlarının başlatılmasına ve müzede eğitim atölyesi kurulmasına karar verilmiş (Demirdelen, 2002: 339); eğitim atölyesi, merhum müze müdürü Hikmet Denizli döneminde, garaj ve depo amaçlı kullanılan mekânların yeniden düzenlenmesiyle 2002 yılında faaliyete geçmiştir. Müzecilikteki gelişmeler ve eğitim bilimlerindeki disiplinlerarası anlayışın gelişmesi müze pedagojisi alanının gelişmesinde de etkili olmuştur. Bu özellikleri nedeniyle müze pedagojisi müzeden hareketle ve müze yoluyla öğretmek olarak da tanımlanabilir (Adıgüzel, 2000:132). Dolayısıyla müzelerin sadece sergileyen, koruyan, inceleyen kuruluşlar olmadığı eğiten bir kurum olduğu önem kazanmaktadır. Müzelerin hedef kitlesi genelde halktır. Ancak, eğitim programlarının öncelikle öğrencilere yönelik olması gerekmektedir. Öğrenciler müzelerde yaşamın özünü öğreneceklerdir. Bu nedenle müzeler üretken olmak zorundadır. Sergiler, konferanslar ve seminerlerle hedef kitlelere yönelik programlar hazırlanması etkinliklerin başında gelmektedir. Bir araştırma ve eğitim kurumuna dönüşen müzenin dikkatleri müze ziyaretçisi ile olan ilişkiye, psikolojiye, pedagojiye teke tek bilgi vermenin ötesinde müzelerin bir eğitim

31

kurumu olarak işlevine çevirmiştir (Atagök, 1995, 88). Bu bağlamda Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Milli Eğitim Bakanlığı işbirliğinde hazırlanan hizmet içi eğitim programları kapsamında 1999-2004 yılları arasında, Kültür ve Tabiat Varlıklarımızın Tanıtımı ve Korunması konulu seminer programları düzenlenmiş; bu seminerlerde, Sosyal Bilgiler öğretmenlerine yönelik eğitim faaliyetleri uygulanmıştır. Müzede uygulanan seminer programları Ankara dışında 10 ayrı ilde daha gerçekleştirilmiştir. Seminerlere katılan öğretmenlere, Anadolu Uygarlıkları, müze eğitimi, restorasyon, konservasyon, kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve mevzuatı konularında bilgi verilmektedir. Böylece öğretmenlerin, çevrelerindeki müzeler ile ören yerlerine düzenlenen geziler sayesinde yaşadıkları kenti ve bölgeyi daha iyi tanımaları sağlanmıştır. Ayrıca, öğretmenlerin müzelerde öğrencilerine yönelik yapabilecekleri uygulamalarla müze-okul iş birliğini daha rahat kurabilecekleri yöntemler üzerinde durulması sağlanmıştır (Onur, 2000: 8). Çağdaş müzecilik uygulamaları ve eğitim bilimlerindeki disiplinlerarası anlayışın gelişmesiyle müze pedagojisi alanı da hızla ilerlemektedir (Adıgüzel, 2000, 132). Anadolu Medeniyetleri Müzesi eğitim etkinlikleri ve programları, eğitim bi- riminde görevli uzmanların gönüllü katılımları ve randevu sistemiyle yürütülmektedir. Eğitim programı kapsamında aylık programlar hazırlanmakta, hangi okuldan, hangi gün ve saatte öğrencilerin geleceği, hangi uzmanların öğrencilere eğitim vereceği önceden belirlenmekte ve bu durum müze idaresi ile ilgili öğretmenlere bildirilmektedir. Eğitim Birimi’nde görevli uzmanlar sadece müze içinde değil, müze dışında gerçekleştirilen şenlik ve festivallere de katılmaktadırlar. Bu etkinliklere eğitim atölyesindeki uygulamalarda kullanılan bazı araç ve gereçler götürülmekte; ailelere ve çocuklara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin gerçekleştirdiği eğitim etkinlikleri tanıtılmakta; böylece özellikle çocukların arkeolojiyi sevmeleri ve kültür varlıklarını tanımaları sağlanmaktadır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Atölyesi’ndeki bölümler sırasıyla şöyledir:  Tablet yazım atölyesi: Anadolu’daki ilk devlet olan Hitit İmparatorluğu’nu ve kullandıkları çivi yazısını tanıtmak amacıyla, kil çamuru ve ahşap kalem kullanılarak tablet yazma etkinlikleri düzenlenmektedir. Bu atölyede çocukların kil çamuruna dokunmaları, yazı yazmaları ve düşünmeleri sağlanmakla birlikte, el becerileri de geliştirilmektedir.

32

 Kalıp çıkarma atölyesi: Bu atölyede, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde ser- gilenen bazı eserlerin negatif kopyalarının bulunduğu alçı kalıplardan, kil çamuru kullanarak örnek çıkartılmaktadır. Bu çalışma ile çocukların arkeolojik nesneleri yakından tanımaları sağlanmaktadır.  Seramik yapım atölyesi: Bu atölyede bulunan seramik çarkı ile kil çamuru kullanılarak, çanak, çömlek yapılması hedeflenmektedir. Çalışmanın amacı, çocuklara kil çamurunu bir nesne yapım malzemesi olarak tanıtmaktır. Ço- cuklara binlerce yıl öncesinden bugüne kadar kullanılan seramiğin yapım tekniği açıklanmakta ve seramik aletlerin antik dönemlerde ne şekilde kullanıldığı öğretilmektedir.  Seramik tanıma atölyesi: Anadolu’da yaşamış değişik uygarlıklara ait seramik parçalarına dokunarak, onları inceleyerek, o dönemin karakteristik seramik yapım teknikleri çocuklara tanıtılmakta ve onların bu teknikleri öğrenmesi hedeflenmektedir.  Sikke basma atölyesi: Bu atölye çalışmasında paranın kullanılmadığı dö- nemlerde hangi koşullarda değiş-tokuş yapıldığı anlatılarak, sikke basımı gerçekleştirilmekte ve paranın günlük hayatımızdaki rolü ve önemi üzerinde durulmaktadır. Sikke basımında, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin de sembolü olan Hitit Kralı IV. Tuthalia’ya ait mührün kopyası örnek olarak kullanılmaktadır.  Restorasyon-mozaik yapım atölyesi: Bu atölyede çalışmalar Anadolu Me- deniyetleri Müzesi restoratörleri ve konservatörleri tarafından yönlendi- rilmektedir. Müze kazılarından gelen arkeolojik nesnelerin, özellikle kırık durumdaki çanak, çömleklerin nasıl onarılabileceği ve tamamlanabileceği hakkında numune testi parçalarının parçalanıp birleştirilmesi yöntemiyle bilgi verilmektedir. Arkeolojik nesnelerin çizimleri, önceden özel olarak hazırlatılan renkli taşların kullanımıyla mozaik yapılmaktadır. Öğrencilerin bazen bireysel bazen de takım çalışması şeklinde mozaik yapmaları sağlanmaktadır. Bu atölye çalışmasıyla çocukların estetik duyguları geliştirilmekte, onlara takım çalışması ruhu kazandırılmaktadır.

Son yıllarda Neolitik Dönem ev örneği atölye çalışmalarına eklenmiştir; böylece Cilalı Taş Dönemi’nde insanların nasıl yaşadıkları ve ne şekilde beslendikleri uygulamalı olarak anlatılabilmektedir. Orijinal öğütme taşları kullanarak buğday öğüten

33

çocuklar, unun nasıl üretildiğini, ekmeğin nasıl yapıldığını daha rahat kavrayabilmektedir. Ayrıca bu atölyede koyunyününden ip elde edilmesi ve ipin dokuma tezgâhında kullanılarak tekstil üretimi, uygulamalı olarak ve görsel mal- zemelerle desteklenerek anlatılmaktadır. Sadece Müzeler Haftası’nda gerçekleştirilen Çocuk Şenliği kapsamında ise, du- var resmi, maske yapımı ve yontu atölyeleri hizmet vermektedir. Bu atölye çalışmalarını her zaman gerçekleştirebilmek için yeterli atölye alanı bulunmamaktadır. Ayrıca bu atölyelerdeki çalışmalar o işle ilgili ressam veya heykeltıraşlar tarafından yönetilmektedir. Bu nedenle, sadece Çocuk Şenliği esnasında sanatçılar müzedeki çalışmalara katılmaktadır. Bu atölyelerdeki çalışmalar ile Müze’de sergilenen duvar resimleri, kabartma ve heykellerin yapım teknikleri öğretilmekte, hayal gücü ve el becerisi arasında koordinasyon sağlanması hedeflenmektedir. Eğitim etkinlikleri süresince, eğitim biriminde görevli uzmanların öğrencilere karşı pedagojik bir yaklaşım sergilemesi, yani öğrencilere, yaş gruplarına ve eğitim seviyelerine uygun bilgi verilmesi beklenmektedir. Ancak, bu şekilde yapılacak eğitim uygulamaları daha anlaşılır ve daha nitelikli olmaktadır. Örneğin, Neolitik Dönem yerine Cilalı Taş Dönemi kelimesinin, milattan önce yerine günümüzden binlerce yıl önce kelimesinin kullanılması, çocukların kavramları daha iyi anlamalarına yardımcı olmaktadır. Öte yandan müze eğitim uzmanlarının, hangi yaş grubunun nasıl bir ilgi alanına sahip olabileceğini, derse ve anlatılan konuya ne kadar süre ile dikkatini verebileceğini bilmesi gerekir. Müze eğitim uzmanı, kullanacağı bilimsel kelimeler yerine çocukların daha rahat anlayabileceği kelimeler kullanmaya, öğrencilerin oynayarak ve eğlenerek öğrenmelerini sağlayacak yöntemleri uygulamaya çaba göstermelidir. Büyük gruplar halinde müzeyi ziyaret eden öğrencilere, randevu sistemine dâhil olmayan öğrenci gruplarına ve diğer ziyaretçilere müzenin orta salonunda, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin koleksiyonlarında yer alan dönem ve uygarlıkların tanıtıldığı Türkçe ve İngilizce video gösterilmektedir. Randevu sistemi dışında müzeye gelen kalabalık öğrenci gruplarına genellikle kendi öğretmenleri müze ziyareti sırasında eşlik etmektedir. Eğitim birimindeki uzmanlar Halil Demirdelen, Asuman Alpagut ve Nuray Demirtaş’ın organize çalışmaları ile görevlendirilerek müzeye gelen gruplara rehberlik hizmeti vermekte ve atölye çalışması yapılmaktadır. Müze Gezisi ve Atölye Çalışmaları Eğitim Birimi uzmanları rehberliğinde gerçekleştirilen müze gezisi ve atölye çalışmalarıyla ilgili olarak okullara yönelik randevu sistemi geliştirilmiştir. Her yıl Eylül ayının ikinci yarısından Mayıs ayının

34

ikinci yarısına kadar geçerli olan bu eğitim programları, haftanın Salı ve Perşembe günleri saat 10:00 ve 14:00’te iki ayrı oturum şeklinde gerçekleştirilmektedir. Eğitim Birimi uzmanlarından alınan randevu doğrultusunda belirlenen gün ve saatte müzeye gelen her okul grubuyla Eğitim Birimi’nden iki uzman ilgilenmektedir. Hangi uzmanların, hangi okullara, saat kaçta ders vereceği hakkında bilgi daha önceden hazırlanan listelerde mevcuttur. Bu listelerde, müzeye gelecek olan sınıfların hangi okuldan gelecekleri, sınıf mevcutları, öğretmenlerinin ad, soyadları, telefon numaraları yer almakta, kaç kişiyle müze gezisi yapılacağı ve hangi konuda eğitim almak istedikleri özellikle belirtilmektedir. Eğitim atölyesinden öğretim yılı içerisinde önceden randevu alan bütün okullar faydalanabilmektedir. Eğitim Birimi’ni telefonla arayarak veya bizzat başvurarak randevu almak isteyen öğretmenlere, karşılıklı olarak anlaşılan gün ve saatte eğitim çalışması yapmak üzere randevu verilmektedir. Randevulu sistemde gerçekleştirilen bu müze gezilerinin programı ise üç aşamadan oluşmaktadır:  Birinci aşamada, öğretmenlerle müze ziyareti öncesinde görüşülmekte; müze gezisinden ve atölye çalışmalarından yararlanacak öğrencilerin yaş grubu, sayısı, ziyaretin süresi ve atölye çalışmalarının içeriği hakkında bilgi alışverişinde bulunulmaktadır. Öğrencilerin kaçıncı sınıfta oldukları, ilgi alanları, okulda işledikleri konuların bilinmesi müze gezisinin daha verimli olmasını sağlamaktadır.  İkinci aşamada, yaş gruplarının okudukları sınıf, aldıkları eğitim, gereksinimleri ve dikkat süreleri dikkate alınarak müze gezisi gerçekleştirilmektedir.  Üçüncü aşamada ise, öğretmenlerden gelen talepler doğrultusunda eğitim atölyesinde öğrencilere yönelik atölye çalışmaları yapılmaktadır. Bu aşama öğretmenlerin tercihine bağlı bir uygulamadır. Bazı öğretmenler yeterli za- manları olmadıklarını söyleyerek sadece müze gezisi talep etmektedirler. Eğitim Birimi uzmanları tarafından eğitim atölyesi hakkında öğretmenlere bilgilendirme yapılması, çok sayıda öğretmenin gezi ve atölye çalışmasını talep etmesini sağlamıştır

Bazı öğretmenler sadece 40-45 dakikalık bir müze gezisi isterken, bazı öğret- menler ise belirli bir konu kapsamında öğrencilerin bilgilendirilmesini ve buna uygun bir program uygulanmasını talep etmektedirler. Bu durumda, sikke basımı, tablet

35

yazımı, kabartmalar ve duvar resimleri gibi belirli bir konu üzerinde ya da öğretmenin talebi doğrultusunda uygun bir etkinlik programı düzenlenmesi sağlanmaktadır. Müze gezisi kapsamında Anadolu Uygarlıkları müzenin kronolojik sergileme- sine uygun olarak anlatılmakta; ilk çanak-çömlek (seramik) örneklerine, ilk takılara, silahlara, duvar resimlerine, madeni eşyalara, ilk oyuncaklara, yazı örneklerine, kabartmalara, heykellere ve sikkelere vurgu yapılmaktadır. Müze gezisinin başında, hangi yaş grubunda olursa olsun öğrencilere müzeyi yakından tanımaları için Müze nedir? Müze size neyi anlatır? Daha önce müzeye gittiniz mi? gibi sorular yöneltilmekte, böylece sohbet eder gibi müze hakkında bilgi verilmektedir. Arkeoloji nedir? Bu işle uğraşan meslek grubuna ne denir? Niçin kazı yaparız? Siz arkeolog olsaydınız kazılarda en çok neyi (hangi eşyayı) bulmak isterdiniz? şeklindeki sorular ve yanıtları ise, öğrencilerin hem müzenin amacını anlamalarına hem de konuya dikkatlerini çekmeyi sağlamaktadır. İlköğretim1. 2. ve 3. sınıf öğrencileri için sadece müze hakkında bilgi vermek yeterli iken, ilköğretim 4. ve 5. Sınıf öğ- rencileri için daha detaylı bilgi vermek faydalı olmaktadır. Sınıf seviyeleri yükseldikçe öğrencilerin dinleme ve anlama yetenekleri de ge- lişmektedir. Bu noktada öğrenciler Arkeoloji nedir? sorusunu daha kolay yanıtla- maktadırlar. Ayrıca, başka hangi bilim dalları “loji” ekiyle söylenmektedir? sorusuna psikoloji, biyoloji ve jeoloji gibi yanıtları vermektedirler. Böylece müze ortamında arkeoloji dışında farklı konular tartışılmakta, farklı konularla ilgili ders yapılabilmektedir. Öğrencilere yapılan karşılama konuşmasının hemen ardından sorulan sorular ve alınan yanıtlar yaklaşık 5 dakika sürmektedir. Sonrasında gerçekleştirilen müze gezisi ve anlatımı ise 45 dakikayla sınırlandırılmaktadır. Müze gezisi esnasında yaratıcı drama çalışmaları da gerçekleştirilmekte, bu çalışmalar çocukların ilgisini arttırmakla beraber kendilerini ifade edebilme yeteneklerini de geliştirmektedir. Örneğin, öğrencilerin Frigya Uygarlığı’na ait hayvan biçimli bir kabı veya Hatti Uygarlığı’na ait güneş kursunu canlandırmaları istendiğinde, üç ile beş kişiden oluşan gruplarla nesne canlandırılması yapılmaktadır. Bazı müze gezilerde ise, Kadeş Savaşı sonrasında Mısır kraliçesinin Hitit kraliçesine yazdığı dostluk ve sevgi mesajlarını içeren mektubu ile karşı tarafın yazdığı cevap mektubu öğrenciler tarafından okunmakta ve doğaçlama yapılmaktadır. Bu tip drama etkinlikleri öğrencilerin takım çalışmasını anlamlarını ve takım çalışmasının önemini kavramalarını sağlamaktadır. Müze gezileri öğrencilerin

36

günlük hayatlarında ya da derslerinde karşılaşabilecekleri bilgileri edinmelerine, daha verimli ve hızlı düşünmelerine yardımcı olmaktadır. Örneğin; Gördüğünüz bu eser bir resim mi? Kabartma mı? Yoksa heykel mi? Niçin? şeklindeki soruların yanıtlarını almak hem takım çalışması ruhunu kazandırmakta hem de arkeoloji ve sanat tarihi bilgisini arttırmaktadır. Bu sorunun yanıtı en iyi müze ortamında anlaşılmaktadır çünkü müzenin koleksiyonundan yola çıkarak hem nesne anlatılmakta hem de sanat eğitimi verilebilmektedir. Müze gezisi esnasında sorulan Günümüzden yaklaşık 4 binyıl önce yaşadığınızı düşünelim! Herhangi bir eşyayı arkadaşınızla takas yöntemiyle değiştirmek istediniz. Ne söylersiniz? Ses tonunuz nasıldır? Nasıl anlaşırdınız? şeklindeki sorular öğrencilere komik gelebilir. Ancak bu sorular ve yanıtları ile öğrenciler yazının insan hayatındaki rolü ve önemini kavramakta, takas yerine paranın kullanılmış olmasının getirdiği kolaylıkları müze ortamında öğrenmektedirler. 45 dakikalık müze gezisi kapsamında ilginin dağılması durumunda, birkaç dakika boyunca farklı bir konuda sohbet ederek, ilginin yeniden toplanması sağlanmaktadır. Müze gezisi kapsamında özellikle arkeoloji müzelerinde önemle vurgulanması ve öğretilmesi gerekli bilgiler dört ana başlıkta toplanabilir. Bunlar:  İnsanlar günümüzden on binyıl önce toplu halde yaşamaya başlamışlardır.  İnsanlar günümüzden yaklaşık beş bin yıl önce de madeni kullanmışlardır.  Anadolu insanı günümüzden yaklaşık dört bin yıl önce yazı yazmayı öğrenmiştir.  İnsanoğlu yaklaşık 2650 yıl önce ilk kez Anadolu’da para basmaya ve kullan- maya başlamıştır.

Yukarıdaki başlıkların müze gezisi esnasında örneklerle anlatılmasıyla, il- köğretim okullarının müfredat programlarına uygun bir müze eğitim programı gerçekleşmektedir. Müzeyle ilgili sunum sonrasında verilen 15 dakikalık dinlenme molası sonrasında öğrenciler eğitim atölyesine alınmaktadır. Her atölye çalışmasının süresi 15-20 dakikadır. Eğitim atölyesindeki çalışmaların düzenli yürütülebilmesi amacıyla önceden hazırlıklar yapılmakta ve eğitim malzemeleri kontrol edilmektedir. İlk atölye çalışması olarak tablet yazımı uygulaması yapılmaktadır. Bu çalış- mada öğrencilere Hititçe alfabe örnekleri dağıtılmakta, kil çamuruyla hazırlanan tabletlerde ahşap kalemler kullanılarak, çivi yazısı alfabesindeki hecelere bakıp, öğrencilerin isimlerini yazmaları istenmektedir. Kil çamuruna dokunarak, tabletlerin

37

üzerine yazı yazılması çocukların yoğun olarak ilgisini çekmektedir. Her bir atölyede ancak 10 öğrenci rahat bir şekilde çalışabildiğinden, kalabalık sınıflar olduğunda öğrenciler gruplara ayrılmaktadır. Bu sırada bir başka grup da seramik yapım atölyesinde çalışmakta, müze gezisi esnasında akıllarında kalan bir nesnenin benzerini yapmaktadır. Daha sonra öğrencilerin tamamı sikke basım atölyesine getirilmektedir. Burada paranın tarihçesi, nasıl basıldığı ve insan yaşantısındaki önemi anlatılmaktadır. Son olarak, sikke basmak için hazırlanan alet ile müze logosu olan Hitit Kral IV. Tuthalia’nın mührü sikke şeklinde basılarak öğrencilere anı olarak verilmektedir. Öğretmenlerin taleplerine bağlı olarak restorasyon-mozaik yapım atölyesi ile Neolitik Dönem evi içinde de detayları yukarıda açıklanan eğitim etkinlikleri gerçekleştirilmektedir. Müze gezisi sonrası gerçekleştirilen atölye çalışması da toplam 45 dakika sürmektedir. Ancak bu çalışma süreleri, grupların talebi veya özel bir konuda çalışma yapma istekleri doğrultusunda değişebilmektedir. Mozaik atölyesi ve Neolitik Dönem evi etkinlikleri ilgili uzmanın nezaretinde 45 dakikalık bir çalışmayı gerektirdiğinden, sadece bu konuda çalışmak isteyen okul gruplarına bu etkinlik ayrıca düzenlenmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin müze gezileri dışında eğitim etkinlikleri ve eğitim projeleri de bulunmaktadır. Bunlar; çocuk şenlikleri, çocuk olimpiyatları, okul- müze projeleri, özel öğrenme gereksinimli çocuklara yönelik projeler, Avrupa Birliği Projesi ve Eğitim Seti projeleridir.

Çocuk Şenlikleri

Çocuk şenliklerinin ilki, her yıl 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanan “Müzeler Haftası” programı çerçevesinde, 18 Mayıs 2003 yılında gerçekleştirilmiştir. Çocuk Şenliği, ilkinde olduğu gibi geleneksel olarak her yıl Müzeler Haftası’nın ilk gününde düzenlenmektedir. 2011 yılında düzenlenen “9. Çocuk Şenliği” de çok sayıda öğrencinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir. Çocuk Şenlikleri’nde uygulanan etkinlikler ile öğrencilerin oynayarak ve eğlenerek öğrenmeleri hedeflenmektedir. Genellikle 150- 200 kişilik öğrenci grupları çağrılı olarak şenliğe katılmaktadır., Ayrıca yaklaşık 100- 150 kadar çocuk da aynı gün gezi amacıyla müzeye geldiği için isterlerse, şenliğe katılmaktadır. Okulların talepleri ya da yapılan davetler sonucunda müzeye gelen okul grupları, müzenin eğitim birimi uzmanları ve diğer uzmanları tarafından karşılanmakta; kendilerine müzeyle ilgili bilgi verildikten sonra müzeyi gezmeleri sağlanmaktadır.

38

Daha sonra atölyelere alınan öğrencilerin sırasıyla hangi atölyelerde çalışacakları öğret- menlerine bildirilmektedir. Her atölyede 30 dakika kalan öğrenciler sırasıyla diğer atölyelerdeki etkinliklere de katılarak, öğrencilerin eğitim atölyesinin tüm etkinliklerine katılımları sağlanmaktadır. Öğrenciler daha sonra istedikleri atölyelerdeki çalışmalara katılabilmektedirler. Çocuk Şenliği kapsamında gerçekleştirilen etkinliklere, eğitim birimi dışındaki diğer müze uzmanlarının büyük bir bölümü katılmaktadırlar. Hititolog ve Sümerologlar tablet atölyesinde, nümizmatlar sikke atölyesinde, arkeologlar ise seramik atölyesinde uzmanlık alanları doğrultusunda öğrencilere bilgi vermektedirler. Laboratuvarda görevli restoratör ve konservatörler de restorasyon-mozaik yapım atölyesinde müzenin eğitim etkinliklerini yukarıda bahsedildiği şekilde yönlendirmektedirler. Çocuk Şenliği’ne katılan öğrencilerin büyük çoğunluğunu müzede daha önce gezi ve atölye çalışmasına katılan öğrenciler oluşturmaktadır. Böylece öğrencilerin kültür varlıklarını tanımaları, sevmeleri ve koruma bilincine sahip olmaları tam anlamıyla sağlanmaktadır. Çocuk Şenliği’nin sonunda katılımcı öğrencilere ve öğretmenlere teşekkür belgesi verilmekte, her öğrenciye müzeyle ilgili çeşitli kitap, kartpostal, kalem, anahtarlık, tişört ve oyuncak hediye edilmektedir. Ayrıca tüm katılımcılara müze bahçesinde yiyecek-içecek ikramı da yapılmaktadır. 2005 yılından itibaren Çocuk Şenliği kapsamında arkeolojik kazı çalışması da gerçekleştirilmektedir. Eğitim atölyesi önündeki müze bahçesinde Serahöyük adıyla hazırlanan alanda ilköğretim öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen kazı çalışmaları öğrencilerin çok ilgisini çekmektedir. Kazı çalışması ile şenliğe katılan öğrencilere arkeolojik nesnelerin müze koleksiyonlarına hangi yollardan geldiği anlatılmakla, ayrıca kazı alanında bilimsel bir çalışmanın nasıl gerçekleştirdiği gösterilmektedir. Bunun sonucunda öğrencilerin kültür varlıklarını sevmesi ve koruma bilincinin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu çalışmaya katılan öğrencilere müze uzmanları tarafından öncelikle bilgi panoları ve maketler üzerinden höyükler ve kazı alanlarına ait bilgi verilmekte, daha sonra arkeologlar başkanlığında ve gözetiminde hazırlanan açmalarda küçük ölçekte ancak programlı bir kazı çalışmasının nasıl olabileceği uygulamalı olarak öğretilmektedir. Kazı çalışmaları uygun hava koşulları gözetilerek yapıldığı için, Çocuk Şenliği’nin yapıldığı 18-24 Mayıs tarihleri arasındaki Müzeler Haftası kapsamında (TEGV) işbirliği ile rahatlıkla gerçekleştirilmiştir.

39

Çocuk Olimpiyatları

Antik dönemlerdeki spor karşılaşmaları ve oyunların gerçekleştirildiği Ankara Roma Hamamı Açık Hava Müzesi’nde, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında Müzeler Haftası etkinlikleri kapsamında I., II. ve III. Çocuk Olimpiyatları düzenlenmiştir. Bu etkinlikle antik dönemde kullanılan mekân tercih edilerek, günümüzde sporun ve oyunun önemi vurgulanmıştır. Çocuk Olimpiyatları’na İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve müzenin ortak çalışmasıyla tespit edilen okullardaki öğrenciler, belirlenen öğrenci sayısına uygun olarak davet edilmektedir. Çocuklara öncelikle uzmanlar eşliğinde Roma Hamamı Açık Hava Müzesi hakkında bilgi verilmektedir. Daha sonra halk oyunları ve gezici kukla tiyatrosunu seyrederek eğlenmeye başlayan çocuklar, çuval yarışması, yumurta taşıma, halat çekme, topaç çevirme, yastık güreşi ve ebru çalışması gibi etkinliklere de katılarak eğlenmektedirler. Çocuk Olimpiyatları’ndaki etkinliklerle öğrencilerin sporun önemini kavramaları sağlanmakta, öğrencilerin beraber centilmence yarışmaları ve oynayarak eğlenmeleri hedeflenmektedir. Dereceye giren çocuklara müzede hazırlanan sembolik madalyalar verilmekte ve çeşitli hediyeler dağıtılmaktadır. 2007 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin ev sahipliğinde Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sanat Eğitimcileri Derneği ve Çağdaş Drama Derneği iş birliğinde Eğitim ve Müze Semineri düzenlenmiştir. Müze atölyeleri sanat eğitimcileri tarafından drama ve müze eğitimi çalışmaları gerçekleştirmek için kullanılmıştır (San, 2007).

Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Gerçekleştirilen Projelere İlişkin Bulgular

Okul - Müze Projeleri

Okul-Müze Projeleri ile öğretmenlerin müzeye gelmeden önce işleyecekleri ders konusunda hazırlık yaparak, konuyu öğrencileriyle birlikte önceden işlemesi istenilmektedir. Müze gezisi ve eğitim atölyesi çalışmasıyla birlikte öğrencilerin hedeflenen konuyu tam olarak öğrenebilmeleri sağlanmaktadır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi bünyesinde ilk uygulanan Okul-Müze Projesi, Ankara’daki Özel Bilkent Lisesi ile iş birliği içinde 1-30 Mayıs 2004 tarihleri arasında gerçekleştirilen Müzeler Bir Eğitim Ortamı Olarak Nasıl Kullanılır? konulu projedir. Haftada bir gün ve günde iki

40

saat müze ortamında uygulanan projenin amacı, öğrencilere müzenin koleksiyonlarındaki farklı uygarlıkları tanıtmaktır. Projeye, 9. sınıf öğrencileri ile Sosyal Bilgiler, Türkçe ve Resim-İş öğretmenleri katılmıştır. İstanbul’daki Özel Sezin Okulları Sosyal Bilgiler öğretmenleriyle 2008, 2009, 2010 ve 2011 yıllarında gerçekleştirilen Anadolu Uygarlıkları Sanatın İzinde konulu projeyle okuldaki öğretim programları desteklenmiştir. 2012 yılında da proje Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile devam ettirilmiştir. Ankara dışındaki bir okulun müze eğitim atölyesinde çalışma yapmak istemesi, öğretmenlerinin talepleri doğrultusunda gerçekleşmiştir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanlarının eğitim konusunda vermiş oldukları konferans ve seminerleri dinleyen öğretmenler müzenin verdiği eğitim etkinliklerinden etkilenmiş ve müzenin eğitim çalışmalarından yararlanmak istemişlerdir. Projeye katılan öğrenciler, önce okullarında, Anadolu’nun ilk uygarlığı olan Hitit Uygarlığı hakkında bilgi toplayarak metin çalışması yapmışlar, ardından okul öğretmenlerinin rehberliği doğrultusunda Hitit dönemi el sanatlarıyla ilgili görsel sanatlar eğitimi almışlardır. Sonrasında, Hitit Devleti’nin başkenti olan Hattuşa (Boğazköy) antik kenti ile çok önemli Hitit dönemi kabartmalarının bulunduğu Alacahöyük’ü gezmişlerdir. Ertesi gün ise, antik kentin buluntularının sergilendiği Çorum Müzesi’ni gezen öğrenciler, ardından Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde gezi ve eğitim atölyesi çalışmalarına katılmışlardır. Bu üç ayrı mekânda üç gün boyunca süren programdaki anlatımlar, öğretmenler tarafından hazırlanan yaratıcı drama etkinlikleri ve çeşitli oyunlarla zenginleştirilmiştir. Bu etkinlikler kapsamında Hitit başkenti Hattuşa’daki Aşağı Şehir tapınak binası kalıntıları arasında Hitit krallarının tanrılara nasıl tapındıkları, ülkeleri ve halkı için nasıl dua ettikleri, neler diledikleri ve nasıl bir konuşma yaptıkları öğrenciler tarafından yaratıcı drama yoluyla canlandırılmıştır. Hitit halkının krallarıyla olan ilişkileri de çeşitli etkinliklerle sahnelenmiştir. Bu proje ile öğrencilerin hayatın bir parçası olan tarih, arkeoloji ve kültürü anlamaları; kültür varlıklarını tanımaları sağlanmıştır. Ayrıca proje ile öğrencilerin yetenek ve becerileri keşfedilmiştir. İlk kez Ankara dışından bir okulla yapılan bu müze eğitimi çalışması dört yıldan beri başarıyla sürdürülmektedir. Ankara’da eğitim ve öğretim uygulamalarındaki çalışmaları ile önemli bir yere sahip olan Charles De Gaulle Lisesi İlköğretim Bölümü öğretmenleri ile hazırlanan Paleolitik ve Neolitik Dönem İnsanı ile Günlük Yaşamına Ait Alet Yapımı ve Kullanımı Uygulamaları konulu diğer bir Okul-Müze Projesi, 25 Mart 2010 tarihinde İlkokul 3. sınıftan 24 öğrencinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu projenin müze ortamında

41

gerçekleştirilmesine yönelik talep, okulda görev yapan ve müzenin eğitim atölyesini bilen Türk ve yabancı öğretmenlerden gelmiştir. Proje uygulamasında, öğrenciler müzeyi ziyaret etmeden önce, sınıflarında ilgili metinler üzerinde ve konuların içeriklerine uygun olarak öğretmenleriyle birlikte çalışmışlardır. Ardından öğretmenler tarafından müzenin sergi salonundaki Neolitik Dönem vitrinleri önünde ders yapılmıştır. Bununla birlikte müze atölyesinde bulunan neolitik evde; koyun postundan yün elde etmek, yün eğirmek, dokuma yapmak, ahşap veya taş delmek, taş dilgi kullanarak bir şey kesmek, buğday öğütmek gibi uygulamalı çalışmalar yapılmaktadır. Böylece, bu dönem insanlarının yaşamları hakkında öğrencilerin düşünmeleri sağlanarak, öğrenme gerçekleştirilmiştir. Cilalı Taş Dönemi’ni, yani Neolitik Dönemi Anadolu’da en iyi yansıtan yerleşim yeri Konya- Çatalhöyük’tür. Bu nedenle müzede işlenen ders, Çatalhöyük bölümünde gerçekleştirilmiştir. Bu projeyle ilgili her türlü bilgi, belge ve fotoğraf müzenin Neolitik Bölümü’nün girişinde 2010 yılında Müzeler Haftası boyunca sergilenmiştir. Aynı sergi okulda da açılmış, böylece öğrencilerin motivasyonu sağlanmıştır. Projenin bir benzeri aynı öğretmenlerle 28 Mart 2011 tarihinde 27 kişilik başka bir öğrenci grubu ile müzede yeniden uygulanmıştır. Aynı öğrencilerle Haziran ayı içerisinde, müzeye bağlı bir birim olan Gordion Müzesi’nde de eğitim çalışması gerçekleştirilmiştir. Ankara’daki Özel Erken Başarı İlköğretim Okulu 6. ve 7. sınıf öğrencilerinden oluşan 24 kişilik bir grupla ise, Hititler ve Anadolu Kültüründeki Parmak İzleri konulu proje müze eğitim uzmanları ve sınıf öğretmenleriyle birlikte uygulanmıştır. Anadolu’da kurulan ilk devlet olması nedeniyle Hitit Uygarlığı proje konusu olarak seçilmiştir. Proje kapsamında öğrencilere Hitit Uygarlığı hakkında bilgi verilmiş ve Hitit Uygarlığının Anadolu’daki yeri ve önemi öğretilmiştir. İki ay süren proje kapsamında öğrenciler, Hitit Uygarlığını tanıtan detaylı bilgiler almışlar ve atölye çalışmaları ile Hitit alfabesini öğrenme ve yazma olanağı bularak, kültürel değerleri tanıma, yazının insan hayatındaki önemini kavrama ve değerlendirme yapma fırsatı bulmuşlardır. 2010 yılında başlayan proje 2011 yılında da devam etmiştir. 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi tarafından Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün denetiminde, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Okul Müze Günleri Eğitim Projesi başlığı altında yeni bir proje uygulanmıştır. Müze Eğitim Birimi tarafından yürütülecek proje kapsamında, müzeye getirilecek olan 4., 5., 6. ve 7. sınıf öğrencilerine yönelik olarak, Antik çağda barınma, giyim, beslenme, efsaneler ve meslekler konulu anlatımlar uygulamalı

42

çalışmalarla gerçekleştirilmiştir. Bu proje ile Ankara’da müzeye gelme olanağı bulamayan çok sayıda devlet okulu öğrencisi müzeyi görme ve tanıma fırsatı bulmuştur. Müzede yürütülen okul-müze projeleriyle öğrencilere, • Yaratıcı düşünme, • Eleştirel düşünme, • Problem çözme, • Karar verme, • Gözlem yapabilme, • Mekânı algılama, • Zaman ve tarihsel sıralamayı algılama becerileri kazandırılmaktadır.

Özel Öğrenme Gereksinimli Çocuklara Yönelik Projeler

Müzenin eğitim birimi tarafından, fiziksel ve bilgi erişimi açısından müze olanaklarına ulaşmada dezavantajlı gruplara yönelik projeler hazırlanmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde dezavantajlı öğrencilere yönelik atılan ilk adım, 2001 yılında, müze bahçesine ve sergi salonlarına rampalar yerleştirilmesi ve böylece bedensel engelli öğrencilerin müzenin salonlarını daha rahat gezebilmeleri sağlanmasıdır. Bu özel öğrenciler müze ziyaretlerini, daha çok, müzenin ziyaretçi sayısı az olan Pazartesi günleri yapmaktadır. Önceleri bedensel engelli öğrencilere yönelik gerçekleştirilen çalışmalar, işitme engelli ve görme engelli öğrencilere de uygulanmaya başlanmıştır (Buyurgan, 2009:566). Bu çalışmalar müzede gerçekleştirilen eğitim etkinlikleri kapsamında sürdürülmektedir. Özellikle görme engelli öğrenciler için dokunarak hissedebilmeye yönelik farklı uygulamalar yapılmaktadır. Ankara’daki Mithat ENÇ Görme Engelliler İlköğretim Okulu ve Gönül TUR- GUT Özel Eğitim Merkezi öğrencileriyle 2004-2011 yılları arasında çok sayıda eğitim çalışması yapılmıştır. Özel öğrencilerin bazı etütlük nesnelere ve kabartmalara dokunarak hissetmeleri gerekmektedir. Eğitim çalışmalarına yönelik araç ve gereçlerin bulunduğu kutudaki replikalar ve bazı etütlük eserlere öğrencilerin dokunarak, onları hissetmeleri ve ne olabileceği hakkında düşünmeleri, onların merakını uyandırmaktadır. Bu nedenle bu çalışmalarda arkeolojik nesnelerin kopyalarının da bulunduğu kutulardaki eşyalara dokunulması ve bu eşyaların incelenmesi sağlanmıştır. Ayrıca müzenin eğitim atölyesinde özel öğrencilerin incelemeleri için yaptırılmış müze koleksiyonundaki bazı nesnelerin alçı kopyaları da bulunmaktadır. Deri, yün, kirmen,

43

çakmak taşı, obsidyen, çanak-çömlek ve bazı metal heykelcikleri dokunarak hisseden bu öğrencilere yönelik çalışmada anlatıma da dikkat edilmektedir. Müze Eğitimcisi Halil Demirdelen ve Hititolog Mine Çifçi, 2019 yılında Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanlığı'nca hazırlanan proje doğrultusunda "görme ve işitme engelliler için müze eğitimi" programını yürütmüştür.

Avrupa Birliği Projeleri

Anadolu Medeniyetleri Müzesi ilk Avrupa Birliği Projesi’ne Intercultural Education through Museums – INTERMUSE adıyla gerçekleşen yaşam boyu öğrenme programı- Comenius kapsamında ortak olmuştur. Bu proje, Şubat 2008-Mayıs 2011 tarihleri arasında, Türkiye, Romanya, Bulgaristan ve Belçika ortaklığıyla yürütülmüştür. Projenin Türkiye’den ortakları; Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Genç Gelişim Derneği ile Polatlı-TED Koleji’dir. Projenin amacı, katılımcı ülke öğrencilerinin öncelikle kendi ülkelerindeki uygarlıkları tanımaları ve diğer kültürleri öğrenmeleridir. Bu doğrultuda, 20 öğrenciye sekiz ay boyunca Anadolu Uygarlıkları dersi verilmiş; ayrıca atölye çalışması ve gezi düzenlenmiştir. Öğrenciler daha sonra Frig Uygarlığını konu olarak seçmiş ve video oyun için senaryo hazırlamışlardır. Senaryo konusunda öğrenciler serbest bırakılmış, herhangi bir yönlendirme yapılmamıştır. Bilgisayar uzmanı tarafından öğrencilerin istedikleri içeriğe uygun olarak video oyunu hazırlanmıştır. Buradaki temel nokta, kan, savaş ve ölüm temalarının olmadığı, çocukların ilgiyle ve eğlenerek oynayabilecekleri oyunların hazırlanmasıdır. Böylece, müzeden hareketle öğrencilerin kültür varlıklarını tanıma ve koruma bilincine sahip olmaları sağlanmıştır. Projeye katılan Türk öğrencilerin oyun konusu olan Frigya Uygarlığını tanımaları sağlanmıştır. Proje ortağı dört ülkenin öğrencileri tarafından hazırlanan video oyunlar bir DVD’de toplanmış ve katılımcı öğrencilerin okullarına gönderilmiştir. 2011-2012 Eğitim-Öğretim yılı içerisinde DVD katılımcı okul öğrencilerine dağıtılacaktır. Ayrıca söz konusu oyunlar proje adıyla internet ortamında da bulunmaktadır.

Senden Önce Anadolu Eğitim Seti Projesi

Müze’nin yukarıda adı geçen eğitim etkinlikleri dışında eğitim yayınları konusunda da çalışmaları olmuştur. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürü Hikmet Denizli önderliğinde yürütülen eğitim seti hazırlama projesi, 2006 yılı Mart ayında

44

başlayıp, 2009 yılının Mart ayında tamamlanmıştır. Eğitim Seti Projesi kapsamında çok sayıda toplantı ve eğitim çalışması yapılmış, bu toplantılara beş farklı üniversite ve bir özel eğitim kuruluşundan akademisyenler, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden üç idari yönetici ve toplam 22 kişiden oluşan arkeolog, sanat tarihçi, hititolog, sümerolog ve eğitim birimi uzmanları katılmıştır. Proje sonucunda 16 kitaptan oluşan bir eğitim seti hazırlanmıştır. Eğitim setinde öğrencilere, Anadolu’yu yaşanmış tüm dönemleri ile tanıtmayı amaçlayan, Türkçe ve İngilizce olarak hazırlanmış Senden Önce Anadolu Projesi Eğitim Kitapları yer almaktadır. Bu eğitim seti ile Anadolu Uygarlıkları’nı çeşitli tarihi figürlerle, görsel malzemeler eşliğinde, eğlenerek, oynayarak, paylaşarak tanıtmaya çalışmak hedeflenmiştir. Senden Önce Anadolu Eğitim Seti’ne Müze Koruma ve Yaşatma Derneği aracılığıyla ulaşılabilmektedir. Talep eden öğretmenler Eğitim Seti’ni satın alarak, müzede işleyecekleri konular hakkında önceden bilgi sahibi olabilmekte ve öğrencilerinin eğitim seviyelerine uygun olarak bilgi aktarabilmektedirler. Müze gezisi ve eğitim atölyesi çalışması kapsamında müzeye gelecek öğrenciler ve öğretmenler, eğitim setinde yer alan bir veya daha fazla sayıda uygarlığı sınıf ortamında önceden tanıyabilme ve öğrenme şansına sahip olabilirler. Böylece, öğrenciler önceden bilgi sahibi oldukları uygarlıklara ait nesneleri müzede görmekte ve atölyede uygulama yaparak kalıcı bir öğrenme süreci yaşamaktadırlar. Bu projelere ilave olarak, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Güzel Sa- natlar Eğitimi Bölümü, Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı öğrencileri ile gerçekleştirilen çalışmalar, 2004 yılından beri devam etmektedir. Bölüm öğrencilerine, öğretmen olduktan sonra müzelerden nasıl ve hangi uygulamalarla faydalanmaları gerektiği, uzmanların edindiği deneyimler doğrultusunda anlatılmaktadır. Gazi Üniversitesi’nde müze uzmanlarının verdiği Anadolu Uygarlıkları, Eski Eser Kaçakçılığı ve Müze Eğitimi Uygulamaları konulu konferanslarla üniversite son sınıf öğrencilerine kültür varlıklarını sevme ve koruma bilinci kazandırılmaktadır. Gordion Kültürel Miras Eğitim Programı, Ankara İli, Polatlı İlçesi Yassıhöyük Köyünde yürütülmekte olan Gordion Arkeolojik Kazı ve Restorasyon Projesi ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile birlikte yürütülen bir eğitim programıdır. Gordion kazılarının başkan yardımcısı Ayşe Gürsan- Salzmann’ın başkanlığında, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdür Yardımcısı Halil Demirdelen’in ortaklığında ve Gordion Kazı Projesinin paleobotanikçisi Naomi F. Miller’ın asistanlığında yürütülen bir kültürel miras eğitimi projesidir. Yassıhöyük Köyünde yürütülen ilk eğitim çalışması 2006 yılında, Anadolu Medeniyetleri Müzesi adına kazıda “Bakanlık Temsilcisi” olarak görev yapan Arkeolog

45

ve Müze Eğitimcisi Halil Demirdelen tarafından başlatılmıştır. Eğitim çalışmaları kapsamında Yassıhöyük Köyünde yaşayan 06-15 yaş arasındaki 41 öğrenciye kazı sezonu boyunca eğitim verilmiştir. Bu eğitim kapsamında öğrencilere Gordion Müzesi, arkeolojik kazılar ve kültür varlıklarının önemi ile ören yerinin tanıtılmasına yönelik bilgiler verilmiştir. Bu eğitim esnasında öğrenciler Kazı başkanı ve arkeologlar ile tanışma fırsatı bulmuş ve bilgiler almışlardır. Bu tür eğitim çalışmaları 2007 yılından 2013 yılına kadar günlük eğitimler olarak devam etmiştir. Özellikle Polatlı İlçe merkezinde bulanan okullar ile Ankara’dan gelen öğrenci gruplarına Gordion Müzesi ve ören yerini tanıtıcı eğitim çalışmaları yapılmıştır. Bu eğitimler yaratıcı drama ve çeşitli oyunlar ile eğlenceli bir ortamda gerçekleşmiştir. 2013 yılında Gordion Kazı Başkanlığının talebi doğrultusunda “Gordion Kültür Mirası Eğitim Projesi” hazırlanması ve uygulanması fikri doğmuştur. Gordion Kazı Projesi Başkan Yardımcısı Ayşe G. Salzmann ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdür Yardımcısı Halil Demirdelen’in ortak çalışmaları ile hazırlanacak ve uygulamaya konulacak olan eğitim projesinin ana hatları tespit edilmiş ve 2014 yılından itibaren program çerçevesinde neler yapılabileceği konusunda görüş birliğine varılmıştır. Eğitim Projesi, Gordion Kazı Başkanlığı tarafından bütçelendirilmiş olup oluşturulan program detayları üzerindeki çalışmaların tamamlanması ile 20 Haziran 2014 tarihinde başlamıştır. Projenin ilk yılında katılımcı sayısı 10 öğrencidir. Program öğrencilerin birbirlerini ve eğitim çalışmasını yürütecek ekip üyelerini tanıması ile başlamıştır. Bu projenin detayları ve neyi amaçladığı, proje süresi boyunca katılımlarının nasıl sağlanacağı, hangi konularda kendilerine dersler verileceği hakkında bilgi verilmiştir. Katılımcı öğrencilere öncelikle Gordion antik kenti ve Gordion Müzesi hakkında detaylı bilgiler verilmiştir. Program süresince katılımcı öğrencilere arkeolojik kazılar, müzeler, kültürel mirasın korunması, restorasyon ve konservasyon çalışmaları ile bölgenin turizm potansiyelinin geliştirilmesine yönelik dersler verilmiştir. 2014 ve 2015 yıllarında yürütülen program doğrultusunda öncelikle Frigya uygarlığının başkenti olan Gordion antik kentinin bulunduğu Yassıhöyük Köyü ile yakın çevresindeki köylerde yaşayan öğrencilerin kültürel miras konusunda eğitilmesi amaçlanmıştır. 2016 yılında yapılan kültür mirası eğitim çalışmalarına özellikle Polatlı’da görev yapan öğretmenlerin katılımı sağlanmıştır. Değişik branşlarda 20 öğretmenin ve sayıları değişen öğrenci gruplarının da katılımı ile eğitim çalışmaları sürdürülmüştür. Gordion kazılarının tarihçesi ve önemi, kazılarda çıkan arkeolojik objelerin sergilendiği Anadolu Medeniyetleri Müzesi bağlı birimi olan Gordion Müzesi’ndeki Frigya uygarlığı eserleri

46

ile müzenin Ankara ve Polatlı turizmine sağladığı katkılar eğitim programının ana hatlarını oluşturmuştur. Gordion Müzesinin tam karşısında bulunan Midas Mezarı olarak da anılan Büyük Tümülüs’ün tarihçesi ile mezarın kazısındaki ilginç olaylar ve buluntular hakkında bilgi sahibi olmaları sağlanmıştır. 2016 yılı eğitim programı boyunca katılımcılar ile birlikte Kaman – Kale höyük arkeolojik kazı alanı gezisi yapılarak kazı başkanından yürütülen kazı projesine dair bilgiler alınmıştır. Daha sonraki günlerde ise Çorum-Boğazköy kazıları inceleme gezisi de gerçekleştirilmiş ve kazı başkanından bilgi alınmıştır. Bu gezi ile Alacahöyük ve Hattuşa antik kentleri de arkeologlar eşliğinde gezilmiştir. Bu geziler ile antik şehirlerin görülmesi ve Anadolu’da ilk devlet olan Hitit uygarlığının da öneminin kavratılması sağlanmıştır. 2017 yıllarında Gordion Kültür Mirası Eğitim Projesi kapsamında ise yerel eğitimcilere, özellikle de Gordion çevresinde ve Polatlı ilçe merkezinde bulunan ilköğretim öğretmenlerine, İlçe yönetimindeki idarecilere ve Polatlı Belediyesi mensuplarına eğitim verilmiştir. Projenin 2017’deki hedefi geçen üç yılda hayata geçirilen programların ne kadar etkili olduğunu değerlendirmek ve gelecek için stratejik planlamalar yapmak olmuştur. Polatlı’nın tarihi değerlerine sahip çıkmak ve gelecek nesillere kültürel mirasın aktarımının sağlam bir şekilde yapılabilmesi için 18.07.2017 günü Polatlı Halk Eğitim Merkezi Toplantı Salonunda, Gordion Arkeolojik Kazı Projesi Başkanlığı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Polatlı Belediyesi ve Polatlı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliği ile ‘Gordion Kazı Projesi ve Kültürel Mirasın Korunması Çalıştayı’ düzenlenmiştir. Polatlı Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi, Polatlı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Amerika Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nden Gordion Kazı Başkanı Prof. Dr. Brian Rose, Gordion Kazı Başkan Yardımcısı Dr. Ayşe Salzmann ve kazı ekibi üyesi Dr. Naomi Miller’in, Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile ortaklaşa yaptığı çalıştayda öncelikle konu ile ilgili konuşmalar yapılmıştır. Polatlı Belediye Başkan Yardımcısı, eğitim ve kültür birimlerinden memurlar, Polatlı Ticaret Odası Başkanı ile çeşitli derneklerin yönetici ve uzmanları da çalıştaya katılmışlardır. Çalıştayın amacı, öğrenciler, öğretmenler ve halka yönelik programlar aracılığıyla Gordion antik kenti ve onun kültürel peyzajının korunması konusunda resmi makamlarla ortaklık kurmaktır. Programlarda Gordion Kazı Projesi ekip üyelerinin yanı sıra Kültürel Miras Eğitimi Projesi ortağı Halil Demirdelen kültürel mirasın önemi ve korunması hakkında müzelerin önemi ve eğitim programları hakkında sunum yapmıştır. Polatlı Belediye Başkan Yardımcısı ile Polatlı

47

Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi Koordinatörü Kadim Koç ve yöreden birkaç öğretmen de çalıştay konusu ile ilgili sunumlar yapmışlardır. Tartışılan konular arasında yöre halkı için Gordion Müzesi’nde gerçekleştirilecek sosyal/kültürel aktiviteler, yerel öğrencilerin Gordion ve çevresinde turist rehberliği yapabilmesi için eğitim programları, sit alanının tanıtımının yerel tarım ürünleriyle birlikte kadın el sanatlarının tanıtımına nasıl bağlanabileceği gibi konular işlenmiştir. Genel anlamda bu yeni program yöre halkını, bölgenin kültürel mirasını korumada daha etkili çıkar gruplarına dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Gordion Arkeoloji Projesi ile Polatlı’daki belediyeye bağlı kuruluşlar ile sivil enstitüler arasında iş birliğine ve karşılıklı etkileşime dayalı bir ortaklığın kurulması konusunda oybirliğiyle mutabakat sağlanmıştır. Polatlı’nın kültürel miras tarihinin tanıtılması ve sesinin öncelikle Polatlı ve Ankara halkına duyurulması, tarihi değerlerinin korunması için yapılması gerekenlerin ele alındığı çalıştay son derece verimli geçmiştir. 6-7 saat süren toplantılarda ele alınan konuların başında tarihi değerlerin önce kendi toplumumuza daha sonra da çevredeki insanlara aktarılması gerektiği konusu üzerinde durulan önemli meselelerden biri olurken, ele alınan konuların ve önerilerin hayata geçirilmemesi durumunda bir yaptırımının da olmayacağına dikkat çekilmiştir. Çalıştay dışında kalan günlerde ise bu gruba ve katılımcı 20 öğretmene önceki yıllarda uyguladığımız program kapsamında eğitim çalışmaları yapılmıştır. Katılımcı öğretmenler ile birlikte Eskişehir’de bulunan Yazılıkaya-Midas kenti gezisi yapılarak Frig uygarlığının yaşandığı önemli bir tapınma merkezi hakkında bilgiler verilmiştir. 2018 yılında proje hedefi lise ve ortaokul öğretmenleri, onların öğrencileri ve çevrede yaşayan yerel halkı kazıdaki gündelik aktivitelere dahil ederek onlarla daha yoğun bir şekilde çalışmak şeklinde planlanmıştır. Planlanan hedefler doğrultusunda başlayan çalışmalar ile katılımcıların antik materyal kültürün keşfi ve korunmasıyla ilgili detaylı bilgi edinmeleri sağlanmıştır. Haziran ve Temmuz aylarında devam eden 2018 yılı eğitim programımız sonunda bu hedefe ulaşılmıştır. 2018 yılında 38 katılımcı bu projeye dâhil olmuştur. Bu da programın 2014 yılında başlamasından beri en yüksek katılımcı sayısıdır. Grupta öğretmenler, öğrenciler, okul müdürleri, İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü üyeleri ve Polatlı’daki tarihi sitlerin tanıtımına odaklanan yöneticiler bulunmuştur. Eğitim projesi programında olan geziler de katılımcı öğretmenlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Her yıl gerçekleştirilen eğitim programında olduğu gibi ilk gezi Anadolu Medeniyetleri Müzesine yapılmıştır. Bu çalışmada öncelikle Anadolu

48

uygarlıklarının kronolojisi hakkında bilgiler verilmiştir. Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki eğitim ile Anadolu’da tarımın başlangıcı ve önemi, madenciliğin günlük hayata girmesi, yazının kullanılmaya başlanması ve ekonomik hayatın en önemli göstergesi olan ticaretin simgesi olarak sikkenin icadının Anadolu uygarlıklarına ait olduğunun bilinci verilmiştir. Katılımcılar daha sonra Anadolu Medeniyetleri Müzesinde eğitim çalışmasına alınmışlardır. Müze eğitim atölyesinde seramik yapmak, tablet yazmak, sikke basmak gibi çalışmaları gerçekleştirmişlerdir. Ankara’da ayrıca Anadolu Medeniyetleri Müzesine bağlı birim olan Roma Hamamı Açıkhava Müzesi, Roma Tiyatrosu ve Augustus Mabedi de gezilerek incelenmiş ve tarafımızdan bilgilendirilmişlerdir. Yine Ankara – Nallıhan’da bulunan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi tarafından kazılmakta olan Juliopolis antik kenti ve nekropolü inceleme gezisi de yapılmıştır. 2019 yılı için en önemli beklenti ise katılımcılara Kültür Miras kavramını ve en önemli parçası olan konservasyon çalışmalarının çevre korunmasındaki rolünü vurgulamak olarak planlanmıştır. (Gordion arkeoloji projelerinde olduğu gibi). Bunu elde etmenin bir yolu, yerel ortaokul ve lise ders programına Kültür Miras’ı koruma programının sınıfta ve uygulamalı bir ders olarak müzede yapılmasının eğitim müfredatı ile bütünleşmiş olmasını sağlamaktan geçmektedir. İkincisi de Gordion Müzesi ve arkeolojik sit alanında yakın çevrede yaşayan öğrencilerin ve genel halktan gönüllülerin, hafta sonları müze ve ören yerinde ziyaretçilere rehberlik edebilmeleri için eğitilmeleridir. 2019 yılı programı Gordion kazı evinin avlusunda düzenlenen toplantıda öğretmenler, lise öğrencileri, çiftçiler ve ilçe memurlarını temsil eden 40 katılımcıyla birlikte, bir tam günlük oryantasyonla başlamıştır. Bu toplantıda öne çıkan konulardan biri, Gordion’un Dünya Mirası Sit Alanı olarak kalıcı üyelik statüsü alması için Türkiye UNESCO komitesinin uyguladığı stratejik eylemlerle ilgili bir tartışmadır. Bu açılış toplantısında Polatlı Tarihi Alanlar Tanıtım Merkezi Genel Koordinatörü Kadim Koç ile emekli öğretmen ve gönüllü Mükerrem Ekremoğlu, böyle bir girişim için Gordion Kültürel Miras Eğitimi Projesi programının devam etmesinin ne kadar önemli olduğunu belirtmişlerdir. 24 Haziran ile 2 Ağustos tarihleri arasında yürütülen 6 haftalık eğitim programı, katılımcılara Gordion sit alanında 10 uygulamalı aktivite, ve Gordion dışinda 5 değişik tarihi alan gezilerini sunmuştur. Geziler, Naomi Miller (Paleobotanikçi), Prof. Mecit Vural (Botanikçi, Gazi Üni versitesi), Halil Demirdelen (Arkeolog, Müze Eğitimcisi) ve Ayşe G. Salzmann’ın (Arkeolog, Gordion Kazı Başkan Yardımcısı) rehberliğinde,

49

günlük otobüs gezileri olarak Polatlı, Ankara ve Eskişehir’de müzeler ve tarihi alanlarda gerçekleştirilmiştir. Gordion ekip üyeleri tarafından kazı evinde bulunan çalışma alanlarında çanak çömlek tanımlama, obje ve mimari konservasyon ile kemiklerden antik hayvan iskeletlerinin yeniden yaratılması üzerine çalıştaylar düzenlenmiştir. Kazı evinde gerçekleştirilen çalışmalara katılan bazı öğretmenler, Gordion Kültürel Miras Eğitimi Projesine katılan öğretmenlerin çalıştıkları okullarda şimdiden “Gordion Kulüpleri” kurulduğunu ve eğitim programının gerçek değerini tanıtmak amacıyla internet sitesi kurduklarını da belirtmişlerdir. Öğretmenler bu eğitim programı sayesinde müze ziyaretlerinin onlara arkeolojik malzemeyi nasıl değerlendirmeleri gerektiğini ve kültürek eserlerin sosyal, siyasal ve ekonomik bağlamlardaki anlamlarını nasıl kavrayacaklarını öğrettiğini vurgulamaktadır.

Gordion Arkeoparkı Alan Yönetimi Fizibilite Araştırması

Frigya uygarlığının başkenti Gordion, antik kentin yanı sıra merkezde ve yakın çevresinde bulunan toplam 124 Tümülüs ve çeşitli sayıda Höyük barındıran geniş bir bölgedir. Bu alanın 2015 yılında başlatılan bir projeyle "Gordion Arkeoparkı" olarak korunması, geliştirilmesi ve alan yönetiminin sağlanması, Ankara'nın ve Polatlı’nın dünya çapında tanınan bir kültürel miras koruma alanı haline getirilmesi, böylece Ankara'nın sahip olduğu zengin kültürel, sanatsal ve tarihsel varlıkların geliştirilmesi, korunması ve erişilebilirliğine katkı sağlanması amaçlanmaktadır. Projenin hedef grupları aşağıda açıklanmıştır:  Bölgede yaşayan mülkiyet sahipleri, bölgedeki yerel istihdamın gelişmesine koşut yöre ve Polatlı halkı.  Alana gelecek; bilimsel, kültürel, doğa sporu ve çeşitli turizm faaliyetlerine katılacak farklı ziyaretçi grupları.  Konuyla ilgili kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler.  Kültür ve turizm başta olmak üzere sektör temsilcileri, Ticaret Odaları ve STK’lar.

Projeyle birlikte şu sonuçlar beklenmektedir:  Gordion'u ve Arkeopark Projesini anlatan yazılı ve görsel tanıtım materyalleri hazırlanacak, açılış ve kapanış toplantıları düzenlenecek.

50

 İlgili kurumlardan temin edilecek plan, harita vb. bilgilerin CBS ortamında sayısallaştırılarak; Sit alanı sınırları, mülkiyet durumu ve mevcut alan kullanımlarını gösteren altlık haritalar oluşturulacak.  Kurum arşivleri, bilimsel tespitler ve görsel belgeler ışığında "Gordion Bölgesi Tümülüsleri Erozyon Araştırması" sonuç raporu hazırlanacak.  "Gordion ve çevresi Toprak Analizleri", "Sakarya Nehri Su Analizleri" , "Gordion ve çevresi Yer altı suları verim analizleri" ve "Gordion ve Çevresi Ürün Üretim İstatistikleri" olmak üzere 4 adet çevre analiz raporu hazırlanacak.  Saha araştırmaları ile; Yassıhöyük, Kıranharmanı ve Sazılar kırsal yerleşimlerinde kültür varlığı değeri taşıyan yapılar "Mimari yapı envanter fişleri" kullanılarak tespit edilecek ve sonuç raporu hazırlanacak.  Bölgenin gelecek vizyonlarının belirlenmesine yönelik ilgili kamu kurum ve kuruluşları, turizm sektör temsilcileri, Ticaret odaları, spor federasyon temsilcileri vb. ile 2 adet paydaş toplantısı ve 3 adet işbirliği geliştirme toplantısı düzenlenecek.  Bölgenin ulaşımına yönelik fizibilite raporu hazırlanacak.  Yassıhöyük, Kıranharmanı ve Sazılar yerleşimlerinde halk toplantısı ve anket çalışmaları yapılacak.  ICOM Avrupa Arkeolojik Açıkhava Müzeleri Birliği'ne ait bir yurtdışı arkeopark örneği seçilerek yerinde incelenecek.  "Gordion Arkeoparkı" Ekonomik istihdam Potansiyelleri Araştırması yapılarak, sonuç raporu hazırlanacak.  "Gordion Arkeoparkı" Alan Yönetim Planı hazırlanacak. Alan yönetim planı kapsamında, kültür varlıkları koruma eylem planı, sosyo-ekonomik faaliyet planı, Ziyaretçi faaliyet ve ulaşım Planı hazırlanacaktır.

Uluslararası öneme sahip Gordion antik kenti ve tümülüsler, mevcut ziyaretçi sayısı ile potansiyelinin oldukça altındadır. Bölgede gelişecek "Gordion Arkeoparkı" ile Ankara ve Polatlı ulusal ve uluslararası düzeyde öneme sahip destinasyonlarından biri haline gelecektir. Bölgede artacak ziyaretçi sayısının, sürdürülebilir yerel ve bölgesel istihdama dönüşebilmesi için proje kapsamında çeşitli fizibilite araştırmaları ve paydaşlarla iş birliklerinin geliştirilmesine yönelik faaliyetler tanımlanmıştır. Bölgede devam eden tarım faaliyetleri Tümülüslerde erozyona sebep olmakta; bölgede yeni gelişmeye başlayan hayvancılık faaliyetleri (tavuk çiftlikleri, vb) gibi kimi

51

sektörel yatırımlar, bölgenin doğal ve kültürel peyzaj değerleri üzerinde olumsuz/uyumsuz şekilde gelişmektedir. Ayrıca, bölgede gelişmekte olan parçacı yatırımların ve faaliyetlerin, bölgenin arkeolojik, doğal ve kültürel değerleri ile uyumlu ve bütüncül şekilde gelişmesinin sağlanması; bölgenin sahip olduğu bu zenginliklerin sürdürülebilir yöntemlerle ekonomik potansiyele dönüştürülmesi gerekmektedir. Gordion Arkeoloji Parkı Fizibilite Raporu Ankara Kalkınma Ajansı tarafından kabul görmüş ve desteklenmiştir. Projenin genel hedefi Gordion Kültür Mirasının tanınması ve korunması eğitimine yöneliktir. Gordion Arkeoloji Parkı Proje Koordinatörü Polatlı Kaymakamlığı adına Hasan Çetin’dir. Doç. Dr. Nida Naycı ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi adına Müdür Yardımcısı Halil Demirdelen Projenin ortaklarıdır. Halen bu çalışma Polatlı Belediye Başkanlığı ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü iş birliği ile değerlendirilmektedir.

52

BÖLÜM 5

SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Kültür varlıklarını tanıtma, sevdirme ve dolayısıyla koruma bilincinin geliş- tirilmesi müze eğitiminin genel amaçlarındandır. Müzelerdeki nesneler halka ulaşmadıkça müzelerin ilgi çekmesi de beklenemez. Koleksiyonların sergilenmesi, tanıtımı ve ziyaretçilere gerekli bilgilerin verilmesi aşamasında pedagojik yaklaşımların uygulanması zorunludur. Sadece müzeye gitmek veya okulların müze ziyaretleri müzede eğitim yapılıyor anlamına gelmemektedir. Müzelerin bir eğitim ortamı olarak düşünülmesi ve uygarlıklara ait nesnelerin ve konuların okulda ders işler gibi anlatılması gerekmektedir. Bu nedenle, öncelikle müzecilerin kendi müzelerinin içerik ve konularına uygun eğitim programları hazırlaması ve bu programları uygulamaya başlamaları gerekmektedir. Müzeler, bulundukları şehirlerdeki İl Milli Eğitim Müdürlükleri ile koordineli çalışmalar yaparak, düzenli müze gezilerinin gerçekleşmesini sağlamak zorundadırlar. Aksi halde, gelişigüzel yapılan müze gezileri, hem diğer ziyaretçileri rahatsız etmekte hem de öğrenciler bu tip gezilerden fayda sağlayamamaktadır. Okul idarecileri ve öğretmenlerin müzeleri sadece gezilecek bir yer olarak değil, ders yapılabilecek farklı bir eğitim ortamı olarak görmelerini sağlamak gerekmektedir. Bunun için, küçük de olsa, müze içerisinde bir eğitim atölyesi veya bir eğitim odası hazırlanmalıdır. Bu mekânda yapılacak çeşitli etkinliklerle öğrencilerin oynayarak ve eğlenerek öğrenmeleri gerçekleşebilmektedir. Müzelerin bünyesinde oluşturulacak eğitim atölyeleri, kazı alanı ile maket ve haritaların kullanılması, büyük boy resimlerle olayların anlatımı müze eğitimini kolaylaştıran unsurlardır. Müze uzmanlarının okullara ve öğretmenlere verecekleri seminer programları ve konferanslarla müzelerini tanıtmaları, sevdirmeleri ve müze ziyaretlerini özendirmeleri gerekmektedir. Özellikle ilköğretim öğrencilerinin yoğun ziyaretleri söz konusu olduğundan, öncelikle hedef kitle olarak bu öğrencilere yönelik tanıtım ve bilgilendirme yapılmalıdır. Öğrencilerin her zaman için eğlenerek öğrenmeleri sağlanmalı; oyun, yaratıcı drama ve farklı atölye çalışmaları ile öğrencilerin müzeye karşı olan ilgi ve

53

sevgileri arttırılmalıdır. Öğrenciler müze ortamında ders yapmaktan mutluluk duymalı hatta yeniden müzeye gelmeyi istemelidirler. Müze gezisi esnasında nesnelerle ilgili anlatımlar yaparken, öğrencilere ince- leme, düşünme ve konuşma hakkı tanınmalıdır. Öğrencilerin isimlerinin yakalarında yazılı olması, çalışmalar esnasında onlara isimleriyle hitap edilmesini kolaylaştıracaktır. Böylece hem öğrencilerin motivasyonlarının artması sağlanacak hem kalıcı bir öğrenme gerçekleştirilecektir. Müze eğitim çalışmalarının ve anlatımların pedagojik eğitim almış müze eğitim uzmanı tarafından verilmesi, öğrenmenin daha verimli olmasını sağlayacaktır. Bu nedenle, müze eğitimi ya da müzecilik konusunda yüksek lisans eğitimi almış müze eğitim uzmanlarının devlet ve özel müze kadrolarında görev alması gerekmektedir. Müzelerin tanıtıcı broşür ve kendi faaliyet alanlarına uygun bir eğitim paketi hazırlaması çok önemlidir. Böylece, öğrencilerin müzeden daha çok faydalanması sağlanacak, yapıcı ve yaratıcı düşünce sistemi de gelişecektir. Bu bağlamda, müze eğitiminde 5T (Düşün/Think + Konuş/Talk + Dokun/Touch + Dene/Try = Öğretmek/ Teach) formülünün çok faydalı olacağı ve müzelerde gerçekleştirilecek bütün eğitim etkinliklerinde uygulanması gerekmektedir. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin eğitim birimi, eğitim atölyeleri ve etkinlik- leri Türkiye’de son yıllarda birçok devlet müzesi ve özel müzedeki eğitim etkinlerine ve eğitim atölyelerine örnek teşkil etmektedir.

54

KAYNAKLAR

Adıgüzel, H., Ö. (2000). Müze Pedagojisinin Türkiye’deki Yansımaları ve Müzelerde Yaratıcı Drama Uygulamaları. Müzecilikte Yeni Yaklaşımlar, III: Uluslararası Tarih Kongresi, İstanbul: Türkiye Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı s:132.

Alpözen, T., O. (1998). 4. Müzecilik Semineri. İstanbul: Harbiye Askeri Müzesi Yayınları.

Bıyık, A., Tekeli S., Çürük C., Bilgütay E., Çoruhlu T., Çötelioğlu A. ve Yacan S., (1993). Askeri Müze / Military Museum. İstanbul: Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Yayınları.

Buyurgan, S. ve Demirdelen, H. (2009). Total Kör Bir Öğrencinin Öğrenmesinde Dokunma, İşitsel Bilgilendirme, Hissetme ve Müze. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, cilt:7, Sayı:3, Ankara.

Canko, M. D. (2014). “Bir Arkeoloğun Oyuncak Sevdası: Musa Baran Oyun ve Oyuncak Müzesi”, 317-331. Müzeler, Oyunlar, Oyuncaklar ve Çocuklar. der. Dilek Maktal Canko. İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları.

Casson, L. (1992). Antik Çağda Seyahat. İstanbul: MB Yayınevi.

Çıldır, Z. ve Karadeniz, C. (2014). Museum, Education and Visual Culture: Examples of Museums in Turkey. 3rd World Conference on Design, Arts and Education (DAE 2014, Croita, May 2-3 2014).

Demirdelen, H. (2002). Müze Eğitimi Uygulamaları. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2002 Yıllığı, Sayı: XVII, s.331-341, Ankara.

Demirdelen, H. (2008). Anadolu Medeniyetleri Müzesi, görme engelliler eğitim aktiviteleri ile ilgili günlük notları.

Demirdelen, H. (2012). “Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Etkinlikleri”. Müzebilimin ABC’si, 209-227, der. Nevra Ertürk ve Hanzade Uralman. İstanbul: Ege Yayınları.

55

Erbay, F. (2009). “Müzecilik Eğitiminin Kırılma Noktası”. SAYED: Kültür ve Sanat Dergisi 2: 20-23.

Erhat, A. (1999). Mitoloji Sözlüğü, 8. baskı, İstanbul, Remzi Kitabevi.

Eyice, S. (1990). Müzeciliğimizin Başlangıcı ve Türk-İslam Müzeleri. Müze/Museum s. 5-8, ed. İnci Bayburtluoğlu, 2-3, Temmuz 1989-Haziran 1990.

Gerçek, F. (1999). Türk Müzeciliği. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.

Hein, E, G. (1998). Learning in the Museum, Reprinted, London: Routledge.

Hooper - Greenhill, E. (1999). Müze ve Galeri Eğitimi. (Çev. Meltem Örge Evren, Emine Gül Kapçı) Yay. Haz. Bekir Onur. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi.

İlhan, Ç., A. & Okvuran, A. (1999). Bir Eğitim Ortamı Olarak Müzeler, Türkiye 1. Drama Liderleri Buluşması içinde, 82-85. Ankara: Oluşum Tiyatrosu ve Drama Atölyesi.

İlhan, Ç. A. ve Okvuran, A. (2001). “Bir Eğitim Ortamı Olarak Müze ve Müze Çalışmaları”. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Anadolu Sanat Dergisi, (11), ss.86-93.

İlhan, Ç.A., Artar, M., Okvuran, A. ve Karadeniz, C. (2011). UNICEF Müze Eğitimi Yetişkin Kitabı, Ankara.

Karadeniz, C. (2009). Dünyada Çocuk Müzeleri ile Bilim, Keşif ve Teknoloji Merkezlerinin İncelenmesi ve Türkiye için bir Çocuk Müzesi Modeli Oluşturulması. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara.

Karadeniz, C. (2018). Müze Kültür Toplum, 1.baskı, Ankara: İmge Kitapevi Yayınları.

Karadeniz C. ve Çıldır Z. (2014). İngiltere’de Müze Eğitimi “Londra’dan İzlenimler”, 1.baskı, Ankara: Kalemkitap Yayınları.

Karadeniz, C., Okvuran, A., Artar, M., ve İlhan, Ç.A. (2015). Yeni Müzebilim Bağlamında Müze Eğitimine Çağdaş Yaklaşımlar ve Müze Eğitimcisi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 48 (2), 203-226.

56

Karadeniz, C. ve Okvuran, A. (2018). Cumhuriyetin İlanından Günümüze Türkiye’de Müze Eğitimi: Tarihsel Gelişim ve Gelecek Tasarıları. Milli Folklor, 30 (118): 101-113.

Karasar, N. (2015), Bilimsel Araştırma Yöntemi, 28. baskı, Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık.

Lewis, D., G. (2013). “History of Museums”. Encyclopædia Britannica Online [16.08.2013] http://www.britannica.com/EBchecked/topic/398814/museum

Millî Eğitim Bakanlığı Okul Müzeleri Yönergesi (1986). http://mevzuat.meb.gov.tr/ adresinden erişilmiştir. (Erişim Tarihi: 01.06.2016)

Onur, B. (2000). Müzeciliğimiz: Müze-Eğitim İlişkileri. Ankara: Müzeciler Derneği Yayınları, No: 1, s:8.

Onur, B. (2012). Müze, Eğitim ve Gelişim: Müze Psikolojisine Giriş. Ankara: İmge Kitabevi Yayınları.

Onur, B. (2014). Yeni Müzebilim Demokratik Toplumu Yaratmak, 1.baskı, Ankara: İmge Kitabevi Yayınları.

Pasinli, A., (2002). Türkiye Müzeleri. Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları.

San, İ. (yay. haz.) (2007). Eğitim ve Müze Semineri. Ankara: Kök Yayıncılık.

Shaw, M., K., W. (2004). Osmanlı Müzeciliği. İstanbul: İletişim Yayınları.

Toker, A. (1986). Çocuk ve Müze. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Yıllığı. Ankara.

Yıldırm, A. ve Şimşek, H. (2013). Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, 9. baskı, Ankara: Seçkin Yayıncılık.

Yücel, E. (1999). Türkiye’de Müzecilik. Arkeoloji ve Sanat Yayınları. İstanbul: Kanaat Matbaası.

57 EKLER

Ek 1. Görseller

GÖRSEL 1. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

GÖRSEL 2. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

59

GÖRSEL 3. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

GÖRSEL 4. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

60

GÖRSEL 5. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

GÖRSEL 6. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

61

GÖRSEL 7. Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ayşe Toker’in Müze Eğitimi Çalışmalarından Örnek

62

GÖRSEL 8. ODTÜ Mezunlar Derneği üyeleri çocuklarına müzede verilen arkeoloji semineri.2009.

GÖRSEL 9. Uygulamalı Arkeoloji semineri. 2009

63

GÖRSEL 10. TEGV ile ortaklaşa yürütülen müze bahçesindeki arkeolojik kazı çalışmaları. 2005-2011

GÖRSEL 11- 12. Arkeolojik kazı çalışmalarından görüntüler. 2005-2011

64

GÖRSEL 13 – 14. Küçük Arkeologlar Çalışması. 2005 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi bahçesinde oluşturulan Arkeopark kazı alanı ile çocuklara bilimsel kazı yöntemleri öğretilmiştir.

65

GÖRSEL 15. Müze Eğitim Birimi’nce düzenlenen Gönüllü Eğitimi Proje afişi.2008. Bu proje ile çok sayıda müze gönüllüsü müze ortamında ve eğitim atölyelerinde eğitilmiş ve daha sonraki yıllarda gerçekleştirilen atölye çalışmaları ile çocuk şenliklerinde görev almışlardır.

66

GÖRSEL 16. Anadolu Uygarlıkları- Frigya’ya yolculuk gösterisi. Başkent Üniversitesi Ayşeabla Okulu öğrencileri tarafından müze ortamında ve bağlı birim olan Gordion Müzesi’nde sunulmuştur. Kullanılan giysiler Müze Eğitim Atölyesi’nde etkinlik yapan diğer öğrencilerin kullanımı için korunmakta ve kullanılmaktadır.2008

GÖRSEL 17. Eğitim atölyesinde mozaik ve restorasyon çalışmaları.2015

67

GÖRSEL 18. Eğitim atölyesinde seramik çalışmaları.2015

GÖRSEL 19. Ankara De Gaulle Lisesi İlköğretim öğrencileri ile “Anadolu’da Tarım” dersi. 2011

68

GÖRSEL 20. “Anadolu’da Tarım” dersi için Neolitik Ev olarak kullanılan atölyede uygulamalı çalışmalardan bir görüntü.2011

GÖRSEL 21. Müzede Yaratıcı Drama Uygulamaları. 2008

69

GÖRSEL 22. Müzede yaratıcı drama uygulamaları.2012

GÖRSEL 23. Müze Eğitim Atölyesinde Neolitik evde yaşam konulu çalışma. 2013

70

GÖRSEL 24. Tablet ve Kalıp atölyesi.2013

GÖRSEL 25. Neolitik ev atölyesinde buğdayın öğütülmesi çalışması.2013

71

GÖRSEL 26. Atölyede sikke basımı.2013

72

GÖRSEL 27. Başkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nce hazırlanan müze eğitimi konulu Çalıştayda Müze Müdür Yardımcısı Halil Demirdelen “Arkeoloji Müzelerinin Eğitim Ortamı Olarak Kullanılması” konulu konferans ile Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nin eğitim uygulamalarını anlatmıştır. 2016

73

GÖRSEL 28. Çocuk Olimpiyatları’nda öğrencilerin katılımı ile çuval yarışı.2008

GÖRSEL 29. Çocuk Olimpiyatlarında yumurta taşıma yarışması. 2008

74

GÖRSEL 30. Anadolu Medeniyetleri Müzesi bağlı birimi olan Roma Hamamı Açıkhava Müzesi’nde düzenlenen Çocuk Olimpiyatlarına davetli olarak Ankara’nın birçok ilçesindeki okullardan katılım sağlanmıştır. Çocuklar özellikle aileleri ve arkadaşları ile birlikte Açıkhava tiyatrosu izledikten sonra değişik yarışmalarda mücadele etmişler ve Müze Eğitim Atölyesinde gerçekleştirilen eğitim uygulamalarının tamamına da katılmışlardır. Etkinlikler sonunda tüm katılımcı öğrencilere madalya ile değişik hediyeler de verilmiştir. 2008.

GÖRSEL 31. ABD’nin Philadelphia Kentinde bulunan farklı düzeydeki birçok okul ve müzede Anadolu Uygarlıkları konulu konuşmalar ve sunumlar yapılmıştır. 2008 ve 2013 yıllarında Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni temsilen Arkeolog, Müze Eğitimcisi Halil Demirdelen tarafından yürütülen atölye çalışmaları ile Türk Müzeciliği ve Kültürel Miras konularının önemi üzerinde durulmuştur.

75

GÖRSEL 32. “Anadolu Uygarlıkları”nı tanıtım dersinde kullanılan imitasyon objeler.2013

76

GÖRSEL 33. A.Ü. Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı ve MEB Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan ve Anadolu Medeniyetleri Müzesinde gerçekleştirilen “Müze Eğitimi Semineri”. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan ve Dr. Ceren Karadeniz tarafından yürütülen çalışmalardan bir görüntü.2019

77

GÖRSEL 34. A.Ü.Disiplinlerarası Müze Eğitimi Anabilim Dalı ve MEB Öğretmen Yetiştirme Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan “Müze Eğitimi Semineri” Anadolu Medeniyetleri Müzesinde gerçekleştirilmiştir. Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan tarafından yönlendirilen seminerde akademisyenler ve müze eğitimi konusunda çalışmalar yapan bilim uzmanları ile müzede çalışan arkeolog ve müze eğitimcisi uzmanlar da görev almişlardır.2019

78

GÖRSEL 35. Öğretmenler için düzenlenen Müze Eğitimi Semineri.2019

GÖRSEL 36. Anaokulu öğrencilerinin “Anadolu Uygarlıkları” konulu afiş çalışması. 2019

79

GÖRSEL 37. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Taş Eserler Salonu’nda Ankara Devlet Tiyatrosunca hazırlanan “Midas’ın Altınları” adlı tiyatro gösterisi özellikle öğrenciler tarafından ilgiyle izlenmiştir. Tiyatro Mart, Nisan ve Mayıs 2019 tarihlerinde birçok kez sergilenmiş olup aileler ve özellikle çocuklar tarafından yoğun bir ilgi görmüştür.

80

GÖRSEL 38. Anadolu Medeniyetleri Müzesindeki geleneksel “Perşembe Konferansları”ndan bir afiş.2014

81

GÖRSEL 39. Başkent Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerine yönelik “Arkeoloji Müzelerinde Eğitim Uygulamaları” konulu konferans ile müzelerin okul dışı öğrenme ortamı olarak kullanılmasına yönelik uygulamalardan bahsedilerek, öğretmen adayları için bir farkındalık yaratılmaya çalışılmıştır.2017

82

GÖRSEL 40. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Türkiye Müzelerinde ilk olarak “Mobil Müze” uygulamasını içeren çalışmayı gerçekleştirmiştir. Böylece, özellikle gençlerin ve öğrencilerin mobil uygulamalar ile arkeolojik objelerin detaylı bilgilerine ulaşmaları sağlanmıştır.2010-2012

83

GÖRSEL 41. Gordion Kültür Mirası Eğitim Projesi çalışmalarından bir görüntü ve Teşekkür Belgesi.2015

GÖRSEL 42. Gordion Müzesinde gerçekleştirdiğimiz eğitim projesinde öğretmenlerle beraber.2016

84

GÖRSEL 43. Polatlı İlçesinde görev alan öğretmenlere yönelik yaptığımız Gordion Kültür Mirası Eğitim Projesi konulu çalıştayda konuşma yapan uzmanlar.2017

GÖRSEL 44. Gordion kazı evinde öğretmenlere yönelik seminer çalışması.2019

85

GÖRSEL 45. Seminere katılan öğrenci ve öğretmenler.2019

GÖRSEL 46. Öğretmenlerin Gordion antik kentindeki arkeolojik kazı çalışmalarına katılımı.2019

86

GÖRSEL 47. Öğretmenlerin arkeoloji laboratuvarındaki çalışmalara katılması.2019

GÖRSEL 48. Öğretmenlerle birlikte Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde eğitim uygulamaları.2019

87

GÖRSEL 49. Anadolu Medeniyetleri Müzesi olarak katıldığımız Gordion Arkeoloji Parkı çalışması.2015

GÖRSEL 50. Senden Önce Anadolu Projesi-Eğitim Seti.2006

88

GÖRSEL 51. A. Senden Önce Anadolu Projesi-Eğitim Seti.2006

GÖRSEL 51.B. Eğitim Seti’nin Asuman Alpagut tarafından müzecilere tanıtılması.2009

89

ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ MÜDÜRLÜĞÜ-ANKARA

OKULU ve SINIFI : Tarih :

ADI VE SOYADI :

YAŞI :

Vitrin No : Vitrin No : Vitrin No :

Vitrin No : Vitrin No : Vitrin No :

Vitrin No : Vitrin No : Vitrin No :

GÖRSEL 52. Arkeobingo oyunu

90

GÖRSEL 53 – 54. Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile bağlı birimleri olan Roma Hamamı ve Gordion Müzelerine ait tanıtım broşürleri.2018

91

GÖRSEL 55. 2008 yılından itibaren sürdürülmekte olan AB –Comenius Projesi kapsamındaki “Intercultural Education Through Museums” (INTERMUSE) adlı çalışmalarda Anadolu Medeniyetleri Müzesini Halil Demirdelen temsil etmiştir. Proje Yöneticisi ve Müze Eğitimcisi olarak görev yaptığım bu proje kapsamında “Anadolu Uygarlıkları”ndan birini konu alan bir bilgisayar oyunu Ankara-Polatlı Ted Koleji ortaöğretim öğrencileri tarafından hazırlanmış ve diğer katılımcı ülkelerin video oyunları ile birlikte bir dvd’de yeralmıştır.2008-2010

92

GÖRSEL 56. Müze bahçesinde arkeolojik kazı projesi.TEGV ve Müzeciler Derneği ile. 2005-2011

GÖRSEL 57. Anadolu Medeniyetleri Müzesi uzmanları birçok kurum ve kuruluşa, özellikle öğretmenlere yönelik 1993-2013 yılları arasında çok sayıda seminerler vermiştir. Bu seminerlerde “Anadolu Uygarlıkları, Müzelerde Eğitim Uygulamaları, Eski Eser Kaçakçılığı, Müze Kazıları, Restorasyon ve Konservasyon Çalışmaları” konuları işlenmiştir.2013

93

GÖRSEL 58. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2003 yılından itibaren düzenli olarak Müzeler Haftası Çocuk Şenliği’ni çeşitli etkinlikler ve oyunlar ile çocuklarla birlikte kutlamaktadırlar.2019

GÖRSEL 59. Uluslararası Müzeler Günü Çocuk Şenliği

94

GÖRSEL 60. Uluslararası Müzeler Günü Çocuk Şenliği

GÖRSEL 61. Uluslararası Müzeler Günü Çocuk Şenliği afişi

95

GÖRSEL 62-63. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Atölyesi 2003 yılı Çocuk Şenliği ile açılmıştır.2019

96

GÖRSEL 64-65..Anadolu Medeniyetleri Müzesi salonlarında bulunan interaktif ekranlar ve dokunmatik ekranlarda yer alan haritalar öğrencilerin ilgisini çekmektedir.2014-2019

97

GÖRSEL 66. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı “çocuk dostu müze programı” 2009, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Prof.Dr. İnci san

GÖRSEL 67. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı “çocuk dostu müze programı” 2009, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Prof.Dr.Ayşe Çakır İlhan

98

GÖRSEL 68. Ankara Valiliği Çocuk Dostu Şehir Projesi Anadolu Medeniyetleri Müzesi (2011-2017)

GÖRSEL 69. Anadolu Medeniyetleri Müzesi,Ankara Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte hazırlanan “Çocuk Dostu Şehir Projesi” ile Ankara İl ve İlçelerinden müzeye gelen öğretmen ve öğrencilere 7 yıl boyunca seminer ve eğitim atölyesi çalışmaları ile müzelerin ve kültür varlıklarının önemini kavratmıştır.Müze eğitim uzmanları Halil Demirdelen ve Asuman Alpagut müze adına çalışmaları yönlendirmiş ve projeye önemli katkılarda bulunmuşlardır.2012,2017.

99

GÖRSEL 70. Anadolu Medeniyetleri Müzesinin ilk eğitim yayınları.HİTİTLER çalışma yaprağı.

100

GÖRSEL 71. Anadolu Medeniyetleri Müzesinin İlk eğitim yayınları FRİGLER, çalışma yaprağı

101

GÖRSEL 72. Müze Eğitimcisi Halil Demirdelen’in görme engelli öğrenciler ile çalışması.2019

GÖRSEL 73. Halil Demirdelen ve Tülay Erdoğan’ın görme engelli çocuklar ile çalışması.2003

102

GÖRSEL 74 – A.B.. Görme engelli çocuklar ile eğitim.2008.2019

103

GÖRSEL 75 – 76. Müze uzmanları Ülkü Devecioğlu ve Mine Çifçi’nin görmeyen öğrenciler ile çalışması.2003-2019

104

Ek 2. Etik Kurul Karar Örneği

105

BENZERLİK BİLDİRİMİ

“Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde Gerçekleştirilen Eğitim Etkinliklerinin Değerlendirilmesi” başlıklı tezimin ana bölümü (ön bölüm, kaynaklar ve ekler hariç) Turnitin İntihali Engelleme Programı aracılığıyla incelenmiş ve ilgili rapor danışmanım tarafından da kontrol edilmiştir. Kontrol sırasında (1) “Beş sözcükten daha az olan benzeşmeler” (2) “Kaynaklar” (3) “Doğrudan Alıntılar” dışarıda tutulmuştur. Benzerlik kontrolüne ilişkin rapordan elde edilen sonuçlar aşağıda sunulmuştur.

Rapor Tarihi : 18.06.2020 Gönderim Numarası : 1345837142 Sayfa Sayısı : 54 Sözcük Sayısı : 15515 Karakter Sayısı : 114182 Benzerlik Oranı : %10 Savunma Tarihi : 15.06.2020

Yukarıda belirtilen sonuçları gösteren Turnitin İntihali Engelleme Programı’na ilişkin orijinal raporu, sonuçlarda herhangi bir değişiklik yapmaksızın bu beyanım ekinde Enstitüye teslim ettiğimi, tezimin %10’dan fazla benzerlik oranı içerdiğinin belirlenmesi durumunda, bundan doğabilecek tüm yasal sorumluluğu kabul ettiğimi bildirir, saygılarımı sunarım.

Öğrencinin Adı Soyadı : Halil DEMİRDELEN Tarih : 18.06.2020 İmza :

106

ÖZGEÇMİŞ

Adı ve Soyadı : Halil DEMİRDELEN

E-Posta Adresi : [email protected]

İş Deneyimi :

Unvan Görev Yeri Yıl

Arkeolog Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1992-2013

Müdür Yard. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2013-2019

Arkeolog Ankara Etnografya Müzesi 2019-2020

Akademik Bilgiler

Öğrenim Durumu:

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl

A.Ü. Dil ve Tarih Lisans Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi 1977-1981 Coğrafya Fakültesi Tezsiz A.Ü.Eğitim Bilimleri Yüksek Müze Eğitimi Tezsiz Y.L.Programı 1997-1999 Fakültesi Lisans Yüksek Disiplinlerarası Müze Eğitimi A.Ü.Eğitim Bilimleri 2020 Lisans Anabilim Dalı Tezli Y. L. Programı Enstitüsü

107

Yayınlar:

Demirdelen, H. İdol Dergisi, Nisan 2007.Yıl: 9 sayı:33 “Müze Eğitimi ve Halkla İlişkiler”.

Demirdelen, H. (2002). Müze Eğitimi Uygulamaları. Anadolu Medeniyetleri Müzesi 2002 Yıllığı, Sayı: XVII, s.331-341, Ankara.

Demirdelen, H. (2012). “Anadolu Medeniyetleri Müzesi Eğitim Etkinlikleri”. Müzebilimin ABC’si, 209-227, der. Nevra Ertürk ve Hanzade Uralman. İstanbul: Ege Yayınları.

Demirdelen, H. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Ulusal Müzecilik Sempozyumu Bildirileri 20-22. Mayıs 2015. (Arkeoloji Müzelerinin Eğitim Ortamı Olarak Kullanılması) S. 114.

Naycı, N., Demirdelen, H. Aspects of Management Planning for Cultural World Heritage Sites, Principle Approaches and Practices, ISBN: 978-3-319- 69855-7, Springer International Publishing AG , Baskı Sayısı: 1, Baskı Adet Sayısı: 1000, 261 Sayfa, Boston, Amerika Birleşik Devletleri, 2017. https://link.springer.com/chapter/10.1007/978-3-319-69856-4_8.

108