KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ TEMMUZ-EYLÜL REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE JULY-SEPTEMBER İsmet Hürmüzlü

Kerkük doğumlu İsmet Hürmüz- lü Devlet Tiyatrosu Sanatçısı, oyuncu, rejisör ve oyun yazarı olarak tanınmıştır. Yurt içinde Ve Şeytanlar ve yurt dışında sahneye koydu- ğu oyunlarla da takdir toplamış bir sanatçıdır. Ömrünü tiyatroya veren Hürmüzlü, çoğu basılan Yeryüzüne İndiler oyunlar yazmış, yabancı diller- den Türkçeye oyunlar kazan- dırmış, seslendirmeler yapmış, sesini ve sanatını geniş seyirci kitlelerine ulaştırabilmiştir. Savaş M. Abdülmecit M. Savaş e k yazıl- Savaş M. AbdülmecitVe Şeytanlar Yeryüzüne İndiler, başlığı altında kalem alınan iki perdelik bu oyun Gerçek Tragedyaramını olaradile getiren mıştır. Irak’ta yaşayan Türkmenlerinü, yarım d yüzyılı aşan sa- oyun yazarı ve sanatçı Hürmüzl rmiştir. Buna pa- nat hayatını tiyatronun merkezinde geçi toplumun maruz Irak Türkmenlerinde ralel olarak sanatçı, mensup bulunduğu yük felaketleri izzat or- kaldığı baskıları, haksızlıkları, acıları ve bü yakından takip etmiş ve zaman zaman bunların b Savaş M. tasında yaşamıştır. Çocuk Oyunları diği dayanılmaz Bu eserinde sanatçı, toplumunun sürüklen anı etkileyen Abdülmecit çileleri çarpıcı skeçler hâlinde sunmuş,irmiştir. ins Sürükleyici Aynı soydan gelen bütün Türk boy ve top- ve derinden sarsan tablolarla dile get kan bu eseri bütün lulukları, Türk Dünyası kültürü içinde ayrı olayları ve akıcı dili ile ön plana çı okuyucularımıza tavsiye ediyoruz.

bir renk, ayrı bir güzelliktir. Hürmüzlü İsmet İndiler Yeryüzüne Şeytanlar Ve ISBN 9789756849392 Irak Türkmenleri için de aynı durum söz konusudur. Nitekim aynı soydan olmakla

KERKÜK Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları Çocuk Türkmenlerinde Irak VAKFI birlikte zaman içinde hem coğrafyalarını, KERKÜK VAKFI hem de kültürlerini değiştirmişler; ancak Irak soy özelliklerini kültürlerinin her alanında korumuşlardır. Türkmenlerinde Irak Türkmen folkloru konusundaki ça- lışmalar hem çok yeni, hem de metot yönünden eksiği olan araştırmalardır. Özellikle 2003 sonrasında bu eksikliklerin giderilmeye başlandığı, sevindiricidir. Çocuk Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları konulu çalışma da bu türden, bir eksiği giderecek niteliktedir. Kitap hem kendi- ne özgü tekniği, hem de derinlemesine yapılmış inceleme olmak bakımından Oyunları büyük bir değer taşımaktadır. Ayrıca kitap sadece Irak Türkmen çocuk oyunları de- ğil, bütün Irak Türkmen oyunları için de rehber bir çalışma niteliğindedir.

Prof. Dr. Nerin Yayın

KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

Salah Çolakoğlu Rıza

Nevres Salah Nevres Salah Rıza

Vatan Çolakoğlu Herkes İçin Şiirler İçin Herkes Bende Herkes Irak Türkmenlerinin önemli yerleşim merkezlerinden olan Telafer’de yetişen Türkmen edebiyatçılar arasında ilk sırada yer almayı başarmış olan Rıza Çolakoğlu güçlü şairlerden biridir. Başlangıçta Telafer’in tanınmış şairi Felekoğlu’nun etkisinde kalmışsa da, daha sonra kendi

Vatan Bende Yaşıyor Bende Vatan İçin Yaşıyor şiir dilini bulmuştur. Sağlam edebiyat bilgisine sahip olduğu, bu arada halk edebiyatı geleneğini çok iyi kavradığı anlaşılmaktadır. Şiirler Halk edebiyatı tarzında usta malı sayılacak ölçüde düzeyli şiirler yazan Çolakoğlu, Türkçe’ye olan hâkimiyeti ile akranları olan Türkmen şairleri arasında güçlü bir kimlik kazanmıştır. Türkiye Türkçesi ile yazdığı şiirler arasında yerli sözcükleri de kullanarak, Türkmen dilinin güzelliğine ve zenginliğine de dikkat çekmeyi başarmıştır.

Bu örnekler dışında Rıza’nın henüz kitaplaşmayan şiirleri de vardır Bize gönderdiği başka mani katarlarında da başarılı dörtlükler yazmış tır. Son yıllarda yaşanan acılardan dolayı bazen biraz sert, bazen de acı. şiirler de yazan Rıza Çolakoğlu gerçek anlamda olgun ve değerli bir - şairdir. Bu kitapta yer alan şiirlerle Telafer’in yetiştirdiği bu değerin, edebiyat çevrelerinde daha fazla ilgi toplayarak anlaşılacağı kesindir .

ISBN 975684931-6

ISBN 975684931-6 KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI İçindekiler Editör’den • Fuzuli Üniversitesi Hakkında… / 2 Mahir NAKİP • Türkmen Diasporası Gereksiz Mi? / 4 Cumhur KERKÜKLÜ • Cinassız Xoryatlar • şiir / 5 İzzettin KERKÜK • Kerkük Hatıralarım - X / 6 Ali SEMİN • Irak’taki Siyasi Çıkmaz,

Türkmenler ve Türkiye / 10 6 Güngör YAVUZASLAN • Kerkük’te Bir Bartınlı / 14 Önder SAATÇİ • Irak Tüklerini Kim Tanır? / 18 Suphi SAATÇİ • Türkmen Dağarcığı / 22 Dr. Bülent HÜNERLİ • Kerkük Türkçesindeki Batı Kaynaklı Alıntı Sözcüklere Eklemeler / 28 Gazi NAKİP • Türkçe-İngilizce Karşılıklı Atasözleri / 33 Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi • Evliya Çelebi 14 Kerkük’te VIII Evsâf-ı Ahali-yi Kerkük / 34 Taha HAMZALI • Daşköprü • şiir / 37 Ahmet Turan ALKAN • Kerkük’ün Türkmen Sadası / 38 Osman OĞUZ • Abdülvahit Küzecioğlu • şiir / 40 Mahir DEMİR • Kerkük Türkülerini Dünyaya Duyuran Ses / 42 Abdurrahim KARAKOÇ • Anadolu’nun Sesi • şiir / 42

Abdulhalik BAKIR • Hoyratlar • şiir / 43 22 Mevlut Taha KAYACI • Kör Sıma’nın Düşeşi / 44 Aydil EROL • Horyatlar • şiir / 45 Türkmen Albümünden Editörün Seçtikleri / 46

İngilizce / 47 - 55 Arapça / 56 - 64

42

1 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Editör’den

Fuzuli Üniversitesi Hakkında…

Siyasî rejimler ve yönetim biçimi ne olursa ve basın yayın haklarının canlandırılması da olsun, toplumlar her zaman güven ve istikrar önemli kazanımların başında yer alır. Bunların içinde hayatını sürdürmek isterler ve bunun arasında devlet tarafından finanse edilen radyo için mücadele verirler. Irak’ın hem krallık hem ve televizyon yayınlarının, hem de çağdaş do- de cumhuriyet dönemlerinde Türkmen toplu- nanımları ve yenilenmiş alt yapıları ile tekrar mu, özlediği demokratik ortama ve insanî hak- hizmete sokulmaları, toplumun beklentileri ara- larını özgürce kullanacak bir yönetim düzeni- sında ön sırada olmalıdır. Bu hususta Türkmen ne kavuşamamıştır. siyasetçilerine büyük görevler düşmektedir. 2003’ten beri bir türlü istikrara kavuşa- Yeniden yapılanma sürecine girmiş olan mayan, demokratik ilkeleri yönetim biçimi- Irak’taki yönetim kademelerine, her nedense ne egemen kılacak olgunluğa ulaşamayan Türkmen kökenli olanlar yaklaştırılmamakta Irak’taki siyaset pazarı, ister istemez çoğu kez ve bu konuda akıl almaz bir etnik ayrımcılık demokrasi dışı üslupların etkisinden kurtula- yapılmaktadır. Bunun kırılması ve Türkmen mamaktadır. Özellikle militarist baskıların ge- kökenli binlerce üniversite mensubu gencin çerli olduğu ortamlarda, hiç şüphesiz demok- devletin çeşitli kademelerinde istihdam edil- ratik ilkelere bağlı olarak siyaset yapmak da melerine imkân sağlanmalıdır. Bu konuda da kolay değildir. Irak’ta siyaset kültürünün ve Türkmen siyasetçileri çaba harcamalıdır. demokrasi geleneğinin gelişip olgunlaşması, Fuzuli Üniversitesi Hayal mi oldu? anlaşılan daha uzun yıllar alacaktır. Türkmen sivil toplumu tarafından büyük Bu durum karşısında Türkmen siyasetçi- bir heyecan ile başlayan Kerkük’te Fuzuli leri mücadele verirken, politik ağırlığı olan Üniversitesi’nin kurulması projesi üzerinde oluşumlarla dayanışma içinde hareket etmek durmak gerekir. Özellikle rahmetli Prof. Dr. zorundadırlar. Bu mücadele tarzı ile Türkmen İhsan Doğramacı Hocamızın öncülüğünde toplumu için kazanımların elde edilmesi de başlayan bu projenin bölgedeki ayağını, yine mümkündür. Bu hususta öncelikle yapılması rahmetli olan Dr. Salim Doğramacı yürütü- gereken işler konusunda bir yol haritasına da yordu. Bu işin akıbeti hakkında hiçbir bilgiye ihtiyaç vardır. sahip olamadık. Bu güzel ve anlamlı projenin, Türkmen siyasetçilerin üzerinde durdukla- hem de adına yakışır biçimde hayata geçiril- rı konular, genellikle siyaset içerikli ve Türk- mesi konusunda büyük ümitler beslemiştik. menlerin Irak anayasasında hak ettikleri kaza- Bu konuda âcizane bazı görüşleri değerli nımları elde etmeleri üzerine yoğunlaşmıştır. okuyucularla paylaşmak yararlı olacaktır. Fu- Bunun elbette ki önemi büyüktür ve bu yolda zuli Üniversitesinin Kerkük’te kurulması için, mücadele etmekten vazgeçilmemelidir. Ancak anladığım kadarı ile müteşebbis heyet bağış geleceğe yönelik ve Türkmen toplumunun ile- toplamada 5-6 milyon gibi bir rakam hedef- riki kuşaklarını etkileyecek bazı kazanımlar lemişti. Bu para toplandıktan sonra harekete için de mücadele verilmelidir. geçeceklerini söylemişlerdi. Bu hususta Dr. Bunların başında Türkmen toplumunun ta- Salim Doğramacı, ’da da bir toplantı lep ettiği ana dilde eğitim haklarının garanti düzenleyerek, proje hakkında bilgi vermişti. altına alınmasıdır. Buna paralel olarak, geçmiş Her şeyi çok ideal ve mükemmel biçimde ger- rejimler tarafından bile verilmiş olan kültürel çekleştirmek istiyorlardı. Elbette ki bizler de

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 2 Editör’den

buna can ü gönülden katılmak düşüncesinde elle sarılmalıyız. Hatta Türkmen siyasetçile- idik ve her türlü desteği vermek niyetinde ol- rinin bu konuda devletten de maddi yardım, duğumuzu beyan etmiştik. Ancak bu hususta bina veya arsa gibi hizmet desteği sağlamaları bazı görüşlerimizi de bilgilerine sunduk. gerekir. Bu görüşlerimizi burada bir kez daha arz Müzik Konservatuarı etmek isteriz: Kerkük’te ayrı bir cazibe merkezi olabi- 1. Kerkük’te kurulacak bir özel üniversi- len bir diğer eğitim kurumu da, müzik eğitimi te, ilk kuruluş aşamasında bütün birimleri ve veren konservatuardır. Bu müzik okulunda da her çeşitli fakülteleri bünyesinde barındırması özellikle Türkmen müziğinin üstün sanat de- kolay değildir ve mümkün olmayabilir. Daha ğeri taşıyan hoyrat usullerinin (makamlarının) açık ve basit bir anlatımla ifade edersek, bir ve türküleri ile musiki aletlerinin icra teknik- üniversite ilk kurulurken Tıp fakültesi, Diş he- leri ve gelenekleri, ayrıca bütün bir Türkme- kimliği veya Eczacılık fakülteleri, Mühendis- neli yöresindeki musiki kültürünün eğitimi ya- lik ve ileri teknolojilere dayalı bölümlere sahip pılmalıdır. Buna bağlı olarak Irak makamları fakültelerin aynı anda açılması kolay değildir dâhil, Türk musikisi ile olan ilişkiler akademik ve büyük masraflara yol açar. düzeyde eğitim programlarında yer almalıdır. 2. Kerkük’te açılacak bir özel üniversi- Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz tede çocuğunu okutmak isteyen bir veli, bu- gibi, bu konservatuara da Abdülvahit Küzeci- raya yüklü miktarda para ödeyecektir. Örnek oğlu adının verilmesi, bu büyük sanatkâra kar- olarak bir vatandaşın, Kerkük’teki Fuzuli şı bir kadirşinaslık sayılır. Türkiye’de konser- Üniversitesi’nin Tıp Fakültesinde çocuğunu vatuar eğitimi gören birçok öğrenci, Kerkük okutması için, bu fakültenin çok kaliteli ol- musiki kültürü ve geleneğine ilgi duymaktadır. masına inanmak ister. Dünyanın tanınmış tıp Bu öğrenci adayları, Kerkük’te hem de musiki fakülteleri dururken, bu vatandaş çocuğunu kültürünün yaşadığı merkezde kurulacak böy- neden burada okutsun? le bir eğitim kurumuna koşarak geleceklerdir. Kerkük’te Abdülvahit Küzecioğlu Konserva- 3. Fuzuli Üniversitesinin kendine özgü bir tuarının kuruluşu, aslında bir devlet yatırımı cazibe merkezi ve bazı bilim alanlarında dün- olarak ele alınmalıdır. Bu hususta yine Türk- yada rakipsiz olması gerekir. Bu alanların ba- men siyasetçilerine büyük görevler düştüğünü şında Irak Türkmen Dili ve Edebiyatı olabilir. hatırlatmak isteriz. Yani bir Türkiyeli, bir Hollandalı, bir Alman veya bir Fransız, Türkmeneli’nde konuşulan Fuzuli Üniversitesinin kuruluşunu hayal Türkçe ağızları öğrenmek ve bunun eğitimi- ederken, aynı zamanda Türk edebiyatının bü- ni görmek istiyorsa, Kerkük’e gelip Fuzuli yük şairi Fuzuli’nin, hâlâ torbada bekleyen Üniversitesinin Türkmen Dili ve Edebiyatı kemikleri bizleri üzmektedir. Bu eşsiz şairi, bölümüne girmek ister. Çünkü bu dil ancak layık olduğu bir mezara kavuşturmak da, millî ve ancak en sağlıklı ve en doğru biçimde bu görevlerin başında gelmektedir. coğrafyada öğrenilebilir. Hem de çarşısı ve Fuzuli’ye mezar yapmayı gerçekleştirecek pazarı ile canlı bir okul olan Kerkük’te birkaç olan kişi, her halde tarihe kahraman olarak ge- yıl yaşayan için bu dili öğrenmek daha da ko- çecektir. Unutmayalım ki Fuzuli için gerçek- laylaşır. leştirilecek her yatırım, bütün bir Türk dünya- Görüldüğü gibi Fuzuli Üniversitesini haya- sında büyük yankı uyandıracaktır. ta geçirmek için, çok para istemeyen mütevazı Bakalım bu onur kime nasip olacaktır… bölümlerle başlamak mümkündür. İleriki aşa- malarda ihtiyaca göre başka bölümler de açı- labilir. Fuzuli Üniversitesinin kuruluşunun bir ham hayal olmasını istemiyorsak, bu işe dört

3 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Türkmeneli’nden Türk’ün Dilinden Mahir NAKİP [email protected]

Türkmen Diasporası Gereksiz Mi?

Diaspora, Türkçemize sonradan girmiş bir ke- olmuştur. Bunların başında Erşat Hürmüzlü, Aydın lime olup, bir milletin ya da topluluğun kendi top- Bayatlı ve Cüneyt Mengü’yü sayabiliriz. Bunların raklarından uzak bir yerde, ya da yerlerde yaşaya- yanında Diasporada faaliyet gösteren Türkmeneli rak oralarda bir araya gelip kendi davalarını ve me- Vakfı yetkililerinden Hasan Özmen, Fatih Türkcan, selelerini dünyaya tanıtan topluluk demektir. Türk- Kerkük Vakfı’nın yetkilisi Suphi Saatçi, Irak Türk- çemizde kopuntu kelimesi diaspora karşılığı olarak leri Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin o günkü gösteriliyorsa da pek kullanılmamaktadır. 20. Asrın başkanı Kemal Bayatlı, bugünkü başkanı Mehmet başlarında patlak veren Birinci Dünya Savaşından Tütüncü de sahaya intikal ederek her türlü lojistik, sonra birçok milletlerin fertleri başta Avrupa olmak maddi ve manevi desteği bölgeye aktarmışlardır. üzere ABD ve Avustralya gibi ülkelere göç ederek Diasporada yapılan yayınlar da kayda değerdir. orada topluluklar meydana getirdiler. Bu topluluk- Özellikle Kerkük Vakfı’nın Türkçe Arapça ve İn- lar zamanla güç kazanarak çeşitli sivil kuruluşlar gilizce olarak yayınladığı onlarca kitap Türkmen oluşturdular. Bulundukları ülkenin basın, siyasi, davasının dünyaya tanıtılmasında rol oynamıştır. sivil ve sosyal kuruluşları üzerinde etkili olmaya En önemlisi bu kitaplar her türlü yollar denenerek başladılar. Dünyada birçok siyasi hareketin dias- Irak’a sokulmuş ve Türkmenlerin haklı davasının porası vardır. Wikipedia’ya göre günümüzde 375 Irak siyasî mahfillerine duyurulması sağlanmıştır. 000 civarında diaspora WEB sitesi bulunmaktadır. 1999 yılından beri İstanbul’da yayınlanmakta olan Bu diasporalar içerisinde bölgemizle ilgili olanla- Kardaşlık Dergisi de özel sayılar çıkararak her sa- rın en bariz olanlar, Ermeni, Yahudi, Filistin, Azeri, yıdan binlercesi zor şartlarda Irak’a gönderilerek Kürt, Yunan diasporalarıdır. Kuşkusuz ki bunların Türkmenler arasında bilincin, dayanışmanın, bir- içerisinde Türkmen diasporası da vardır. Ama is- lik ve beraberliğin sağlanması adına çalışılmıştır. ter hacim ister etkinlik açısından bunların yanında zayıf kalmaktadır. Bizim diasporamızın merkezi Türkmen diasporasının bir başka başarısı da Türkiye’dir. Çünkü Türkiye hem ana vatanımız yurtdışında düzenlediği ve katıldığı toplantılar- hem de mağdur Türk topluluklarına kucak açabilen dır. 2003 yılından günümüze kadar Türkiye’de, tek ülkedir. Bu diasporanın tarihi, Cumhuriyetin ta Avrupa’da Amerika’da Kanada’da, Orta Asya’da ilk yıllarına kadar uzanmakla beraber, esas 1950’li ve bazı Arap ülkelerinde vakıf ve derneklerimizin yıllarda kurumlaşmış, 1990’larda partileşmiş ve düzenledikleri toplantılar dikkate şayandır. Ayrı- günümüzde de Türk basını içerisinde muteber ca diasporadaki aydınlarımız bu ülkelerde çeşitli bir yere sahip olmuştur. Malum bu yıllar içerisin- konferans, panel, bilimsel toplantı, sempozyum ve de Türkmenlerin Irak’ta açıktan siyaset yapma kongrelerde sundukları bildirileri ile Türkmenlerin imkânları olamamıştır. Avrupa’da da Türkmenler her türlü siyasi, sosyal, kültürel konularına temas için mücadele veren insanlarımız yok değil. Ancak edilmiştir. imkânsızlıkları sebebiyle çok zayıf bir varlık göste- Değerli okuyucularım niçin bunları yazdığı- rebilmişlerdir. Netice itibariyle cılız da olsa Irak’ın mı merak edebilir. Son zamanlarda sahada siyaset dışında bir diasporamız var ve elinden gelen gayre- yapan bazı arkadaşlarımızın diasporadakileri kü- ti basit imkânlar içerisinde göstermeye çalışıyor. çümseyici hatta onları suçlayıcı bazı sözler sarf et- 2003 yılından sonra Irak’ta Türkmenler aktif tiklerini duyduk. Geçen on yıl zarfında sahada si- ve açık siyasete başladılar. Irak’ta siyaset sahne- yaset yapanlar böyle bir suçlamada bulunmazken, sine ilk atılanlar rahmetli Mustafa Kemal Yayçılı, bu suçlamanın bugünlerde yapılıyor olması, koca Riyaz Sarıkâhya ve Ali Mehdi gibi arkadaşları- diasporanın değil, o kişilerin değiştiğini gösterir. mız oldu. Bunların üçü de diasporadan gelmedir. Çünkü bugüne kadar sahadaki siyasetçilerin hiç Kerkük’te ilk Türkmen Meclisi’nin kuruluşu için birisi diasporadakileri eleştirmemiş, bilakis, onlar- çaba gösteren arkadaşlarımız da yine diasporadan la sürekli teşrik-i mesai içerisine girmiştir. Sahada

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 4 Türkmeneli’nden Türk’ün Dilinden Mahir NAKİP [email protected] olanlar mücadelelerini verirken elbette tehlikelerle ri davamızın Irak’ta daha hızlı ve doğru ilerleme burun burunadırlar. Onlar cephenin ön sıralarda kaydetmesini sağlamaktır. Kuşkusuz ki diaspora savaşan kahramanlarımızdır. Bütün imkânlarımızı özgür ve bağımsızdır. Fikrini açıkça ve çekinme- onlar için seferber etmeliyiz. Onları istek ve ih- den söyler. Doğru ve iyi yapılan bir işi alkışlar, tiyaçları doğrultusunda hareket etmeliyiz. Zaten yanlış ve yamuk olan işi eleştirir. Takdire şayandır diasporadakiler de bugüne kadar hep bunu yaptı- ki diaspora kendi içerisinde nadiren ihtilafa düş- lar. Buna ilave olarak, fikir ürettiler, teklif getir- müştür. Bu gerçekler birilerini rahatsız edebilir. O diler ve sahadakilerin sesini dünyaya duyurmaya birileri hatalarını anlayana kadar da diaspora gö- çalıştılar. Özellikle Kerkük’ün geleceği konusun- revini sürdürecektir. Bir siyasetçimiz hata yapabi- da, Telafer’de, Emirli’de, Tuzhurmatu’da masum lir, yanlış düşünebilir hatta çıkarını bile ön plana Türkmenlerin uğradığı haksızlığı dünyaya duyur- çıkarabilir. Diasporanın sağduyulu, yapıcı, taraf- ma konusunda diasporanın çok katkısı olduğunu sız, izan ve insaflı eleştirileri bu arkadaşlarımıza bilmek lazım. Diasporanın maddi çıkar beklentisi umarız yol gösterir ve yolumuzdaki pürüzler telafi yoktur. Onların iş ve güçleri bellidir. Tek gayele- edilmiş olur. Ümitvarız.

Cinassız Xoryatlar

Aşqıwda itti géwlim Bir yar séw öziw kimin Eridi bitti géwlim Söz bilsin söziw kimin Sözümü yére çaldı Yüzlerce göze baxtım Sözüwe gétti géwlim Görmedim göziw kimin He dédim séwme séwme İnatlığ étti géwlim Bu géce béş gün oldı Dağlırsaw az dağla Yaralar bişgin oldı Daş degi étti géwlim Néynim delli géwlime Göziwe düşgin oldı Sen géwlimde yapıldıw Yad elinnen qapıldıw Bu géce çox hal oldı Yémindliydim séwmiyim Bitmedi matal oldı Bilmem hardan tapıldıw Çox itap hazırladım Dil tutmadı lal oldı Meni bir tanış wurdı Daş ardıyca daş wurdı Bu géce çağa benzer Wurdı qana buladı Qelpte piçağa benzer Ne geldi ne baş wurdı Ne biter ne tükeni Deqqesi dağa benzer Meni bu baxt öldiri Her gün her waxt öldiri Géceler il géceler Séwda war derde salar Qerişi mil géceler Séwda war waxt öldiri Başımda ağrığ étti Köskimde sil1 géceler

1. Verem

Cumhur KERKÜKLÜ

5 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ İzzettin KERKÜK

Kerkük Hatıralarım - X

Kurduğumuz “Birlik” üyeleri olarak hepimiz, men Kerkük’teki arkadaşlara duyurduk. Onlar da Irak Türklerini ana vatanda tanıtmak üzere her ve- konuşmayı dinlesinler diye. Gerçekten şahane bir sile ve fırsattan yararlanmak suretiyle büyük çaba konuşma oldu ve büyük yankı yarattı. Daha sonra içinde idik. Bu cümleden olarak, İstanbul Radyo- konuşmanın tam metinini, çıkarmakta olduğumuz sunda büyük ilgi ile takip edilen haftalık “Edebi- “Fuzuli” dergisinin birinci sayısında yayınladık. yat Sohbetleri” programını sunan ünlü şair Behçet O yıllarda, yani 50’li yıllarda hâlâ Irak Türkle- Kemal’i ziyaret ederek kendisinden “Kerkük Hoy- rini bütün yönleri ile tanıtan derli toplu bir kitabın ratları ve Manileri” konusunda radyoda bir ko- bulunmaması, bu davanın insanları olarak bizleri nuşma yapmasını rica ettik. Üstat ricamızı kabul üzmekte idi. Gerçi gittiğimiz her yerde ve katıldı- ederek, yapacağı konuşmayı takip edebilmemiz ğımız toplantılarda kendimizi tanıtıp ilgi görmekte için günü ve saatini bildirdi. Biz de durumu he- idik. Ancak kitabın yeri ve etkisi bambaşkadır. Ga- zete bile kitap kadar kalıcı değildir. “Birlik” üye- si bütün arkadaşlar, böyle bir kitabın çıkması için kolları sıvadı. Üniversite hocalarımızdan ve tanı- dığımız tanınmış yazarlardan kitap için birer yazı rica ettik. O sıralarda ben ve eşim Kerkük’e gidi- yorduk; bundan bilistifade oradaki arkadaşlardan kitabın basılması için para toplamayı düşündüm. Kiminle görüştü isem olumlu karşılandı ve imkânı nispetinde katkıda bulundu. Ata Terzibaşı ağabeyimiz, Kerkük’te Gazetecilik Tarihi konu- sunda bir yazı verdi. Nizamettin Neftçi Beyler o sırada Kerkük’te idiler. Ziyaretlerine gittim ve Nermin (Neftçi) abladan bir yazı yazmasını rica et- tim. Memnuniyetle yazacağını söyledi. Kerkük’ten ayrılmadan bir gün önce evlerine yazıyı almağa gittiğimde, bana, yazının bir makale hacminden uzun olduğunu ve bunu tamamlayıp bir kitap ha- line getirmeyi düşündüklerini söylediler. Böylece Nermin Neftçi’nin “O Yakadan Bu Yakaya” adlı kitabı da meydana çıkmış oldu. İstanbul’a döndüğümde, arkadaşların kendi imkânları ile kitabı bastıklarını gördüm. Kitabın adını “Türk-Irak Dostluğunun Işığında Irak Türk- leri” koymuşlardı. Artık bizi tanıtacak bir kitabı- mız vardı. Günümüzde ise Irak’ta Türk varlığını her yönüyle tanıtan yüzlerce kitap ve onlarca dok- tora tezi bulunmaktadır. Sadece Kerkük Vakfı bu sahada Türkçe, Arapça ve İngilizce olmak üzere ellinin üstünde eser yayımlamıştır. Kerkük’ten topladığım paraya gelince, tak- riben 4.000 lira kadar idi. Davamıza hizmet için Fuzuli Dergisi’nin ilk sayısı bunu başka bir projede kullanmayı düşündük. Ak-

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 6 İzzettin KERKÜK lımıza bir dergi çıkarma işi geldi. Adı “Fuzûlî” olacaktı. Bu adı merhum arkadaşımız Ömer Öz- türkmen önermiş, biz de benimsemiştik. O tarih- lerde ben henüz Türk vatandaşlığına geçemedi- ğim için dergisinin imtiyaz sahipliği ve Yazı İşleri Müdürlüğünü üstlenecek birine ihtiyacımız var- dı. Çareyi eşimin derginin sahipliğini, yazı işleri müdürlüğünü de, sayı başına 50 lira karşılığında yerli arkadaşlardan İrfan Atagün’ün üstlenmesinde bulduk. Atagün gün hiçbir şeye karışmazdı. Der- ginin A’den Z’eye kadar bütün işlerini tek başıma yapardım. Adres olarak da Feriköy’de oturduğum bodrum kattaki evimizi göstermiştik. Birliğin ilk kuruluş yıllarında üye sayımız henüz az iken bütün toplantıları orada yapardık. Dergiyi Kerkük’e de gönderiyorduk. Orada büyük ilgi görmüştü. Türkiye’de ise pek satama- dığımız için parasız dağıtıyorduk. 1957 yılında Türk vatandaşlığına geçtikten sonra, derginin sa- hip ve yazı işleri müdürlüğünü ben üslendim. Her sayı bize 1000 liraya mal oluyordu. Eldeki para ile ancak 5 sayı çıkarabildik. (4. ve 5. sayılar bir arada çıkmıştı) Anavatanda Irak Türklerinin ilk dergisi olan “Fuzûlî” mütevazı yayın hayatını böy- lece tamamlamış oldu. Umarım ki “Fuzûlî” dergisi misyonunu yapmıştır. Nitekim 60’lı yılların başla- rında Bağdat’ta “Türkmen Kardeşlik Ocağı” çatısı altında örgütlenen Irak Türklerine çalışmalarında esin kaynağı olmuştur. Bu arada “Fuzûlî” dergisini çıkardığımızı yıllarda yaşadığım bir olayı anlatma- dan edemeyeceğim. Dergi için üniversite hocala- rımızdan yazı toplarken, babası Hüseyin Fikri Bey Osmanlı döneminde Kerkük’te kadılık (hâkimlik) görevini ifa eden ve çocukluğu bu şehirde geçen Prof. Dr. Ahmet Hamdi Tanpınar’dan da makale Irak Türkleri’nin ilk kitap yayını rica etmiştim. Bunu kabul etmesi üzerine, arada yerimi yurdumu bilemediği için Tanpınar Hoca bu sırada kendisine uğrar makaleyi yazıp yazmadığı- yazıyı bana ulaştıramamıştır. nı sorardım. Her defasında beni görünce, makale- Yayımlanmamış olan bu yazıyı, Tanpınar’ın o yi henüz yazmadığım için mahcubiyet ve üzüntü zaman asistanı olup sonradan profesörlük payesine duyduğunu ifade ederek özür dilerdi. Kendisini yükselen Mehmet Kaplan, “Tanpınar’ın Şiir Dün- sık sık aramaktan bizar ettiğimden dolayı ben de yası” adlı kitabının sonuna, rahmetlinin yayımlan- o büyük üstadın karşısında mahcubiyet duymuş- mamış iki yazısını da tam metin olarak eklemiştir. tum. Fakat onun nazik ve kibar tavrı beni bir hayli Bu iki yazının biri “Antalyalı Bir Kıza Mektup”, rahatlatmıştı. Bir müddet sonra ben Dışişleri Ba- diğeri de “Kerkük Hatıraları”1 başlığını taşıyor. kanlığında vazife alarak İstanbul’dan ’ya Rahmetli Tanpınar, babasının görevli olarak taşındım. “Fuzûlî” dergisi de zaten kapandığı için tayin edildiği Kerkük’te geçen çocukluk yıllarını makale işini unutuvermiştim. ve patlak veren Birinci Dünya Savaşı dolaysıyla Fakat aradan yıllar geçtikten sonra bir de ne şehrindeki hayatı, kendine has edebî üslubuyla an- göreyim? Meğer değerli üstadımız, 1962 yılında latmaktadır. hayata gözlerini yummadan önce, kendisinden istediğim makaleyi “ Kerkük Hatıraları” başlığı 1. Mehmet Kaplan, Tanpınar’ın Şiir Dünyası, altında yazmış ve beklemiştir. Ama ne yazık ki Dergâh Yayınları, İstanbul, tarih yok, s. 247-254.

7 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ İzzettin KERKÜK

Ahmet Hamdi Tanpınar

Tanpınar Kerkük hatıralarında anlattığı üzere II bazı hikâyelerinde geçen ve yer adı olarak kullanı- Böyle haşr olurken akşamla belde lan Musul’un, aslında Kerkük olduğunu dile getir- Sahile inerler dik yokuşlardan miştir. Kerkük Hatıralarında Tanpınar şöyle diyor: Şen bakışlı kızlar destiler elde “Abdullah Efendi’nin Rüyaları’ndaki Evin Sahibi adlı hikâyem bu Gülbuy’un macerasının seneler- Farkı yok hepsinin ürkek kuşlardan den sonra uyanışıdır”.2 Bu bakımdan Tanpınar’ın yazdığı “Musul Ak- Yollara dağıtır baygın bir koku şamları” başlıklı şiirinin de “Kerkük Akşamları” Bahçelerden taşan çiçekler dallar olduğu söylenebilir. Söz konusu olan bu şiir aşa- Dolaşır sahili bir ağır uyku ğıdadır: Uzaklarda kayan kederli sallar Musul Akşamları I -Biraz sonra- Son ziyalar iner uyuyan nehre Karanlık dağılır artık beldeye Ufku mineleyen kızıl akşamdan Bir esrarlı haşyet gezer her evi Nakş eder her hüzme ihtiyar şehre Neşideler okur inen geceye Titrek loş gölgeler hicranla gamdan Çöllere açılan gamsız bedevî

Sularda açılır fâni çiçekler Meşaleler yanar şimdi damlarda Ufka ezanların yükselir âhı Na’t sesi gelir Beni İdris‘den Şimdi boş sahili gurbetle bekler Şimdi meşaleler yanan damlarda Kimsesiz çöllerin yorgun seyyahı Sütunlar yükselir ziya ve isden

2. Mehmet Kaplan, a.g.e., s. 252.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 8 Ali SEMİN*

Irak’taki Siyasi Çıkmaz, Türkmenler ve Türkiye

Orta Doğu’da cereyan eden hadiseler, gelişme- değişmesinde önemli rol oynadığı belirtilmelidir. ler ve değişim süreci, bölgedeki dengelerin yeni- Diğer taraftan Türkiye’nin Haşimi konusundaki den belirlenmesine sebep olmaktadır. Bölgedeki tutumu, Erbil ile kurduğu diplomatik, ekonomik değişim süreci, bölgesel ve küresel güçlerin Orta ve ticari (petrol anlaşması gibi) ilişkilerin geliş- Doğu’ya yönelik tasarladığı ve izlediği stratejile- mesine imkân sağlamıştır. Bu durum Ankara’nın rin gözden geçirilmesine yol açmaktadır. Meyda- Irak’la ilgili planladığı yol haritasını Bağdat ye- na gelen olaylar, bölgesel aktörlerin politik hesap rine Erbil üzerinden yürütmeye başladığı görün- ve çıkarlarını etkilediği gibi Orta Doğu’daki siyasi tüsünü vermektedir. Türkiye’nin Irak politikasını ve sosyal yapıyı da etkilemektedir. Bu bağlamda Erbil üzerinde yoğunlaştırması, Bağdat yöneti- Ankara-Bağdat ilişkilerindeki değişim, Türkmen- mini olumsuz yönde etkilemiştir. leri doğrudan ilgilendirmektedir. Bu analizde; An- Ankara, Erbil ile ilişkilerini geliştirirken, Bağ- kara, Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkilerin Türk- dat yönetimi de (Maliki yönetimi) Türkmenlere menleri nasıl etkilediği ve Davutoğlu’nun Kerkük yakınlaşmaya çalışmaktadır. Örneğin 22 Nisan ziyaretinin nasıl okunması gerektiği incelenmeye 2012 tarihinde Irak Parlamentosu tarihinde ilk çalışılacaktır. kez Türkmen sorununu özel bir tartışma oturumu Ankara-Bağdat-Erbil Üçgeninde Türk- ile ele almıştır. Bu adım Maliki’nin Türkiye ve menler Kürt yönetimine karşı Türkmenleri kazanma ça- ABD’nin, 2011 yılının Aralık ayında Irak’tan bası içerisinde olduğu şeklinde yorumlanabilir. askerlerini çekmesiyle beraber ülkedeki siyasi Bu gelişme aynı zamanda Türkmenlerin Irak’ın denklemin değiştiği görülmektedir. Bağdat yö- siyasi denkleminde önemli bir unsur olduğunun netimi içerisindeki siyasi oluşum ve gruplar ara- da göstergesidir. Irak’ta Türkmen hareketi geç- sındaki politik rekabet sebebiyle Irak’ta adeta bir mişe nazaran daha hareketli bir sürece girmiştir. otorite boşluğu yaşanmaktadır. Ülkedeki otorite Başta Irak Türkmen Cephesi (ITC) olmak üzere boşluğu, bölgesel güçler- Türkiye, Suudi Arabis- tüm Türkmen siyasi parti ve kuruluşlarının bu tan ve İran- arasında nüfuz yarışına yol açmakta- süreçte Irak’taki yeni siyasi denklemi iyi oku- dır. Bu durum da Irak’ta siyasi gruplar arasında ması ve değerlendirmesi gerekmektedir. Bağdat- anlaşmazlığa ve hesaplaşmalara neden olmakta- Erbil/Bağdat-Ankara hattında yaşanan gelişme- dır. Irak Başbakanı Nuri El-Maliki’nin 18 Aralık ler Türkmenler açısından önemli bir fırsattır. Bu 2011 tarihinde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık bağlamda Türkmenler, Bağdat ile Erbil arasında El-Haşimi hakkında tutuklama kararı çıkarması, sıkışıp kalmamalıdır. Özellikle son zamanlarda ülkedeki siyasi krizin seyrini değiştirmiştir. Hatta Bağdat merkezi hükümeti ile Kuzey Irak Kürt Haşimi olayı Bağdat yönetimindeki siyasi denge- yönetimi arasında yaşanan krizlerin giderilmesi yi değiştirmiş ve siyasi kitleler arasında yeni it- amacıyla Türkmenlerin arabuluculuk rolünü üst- tifaklar oluşmasına zemin hazırlamıştır. Irak’taki lenmesi gerekir. Türkmenler, 2003 yılından beri iç dengelerin değişmesi Ankara-Bağdat ve Er- Irak’ın siyasi yapılanmasında etkin bir rol oyna- bil arasındaki ilişkileri de etkilemiştir. Bilhassa yamamıştır. Bunun arkasındaki en önemli neden Maliki yönetimine karşı Erbil’de kurulan, ancak ise siyasi tecrübe ve stratejik vizyonlarının olma- daha sonra dağılan Barzani-Allavi-Sadr üçlü it- masıdır/oluşturulamamasıdır. Ankara - Bağdat - tifakının Türkiye’nin izlediği Irak politikasının Erbil üçgeninden bakıldığında Türkmenlerin bu süreçte aktif bir rol oynayabilmeleri için şu hu- * Bilgesam Ortadoğu Uzmanı suslara dikkat edilmesi gerekmektedir:

9 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Ali SEMİN

1. Türkmenlerin siyasi mücadelesinin bölge- ABD sonrasındaki yeni siyasi denklemde selleştirilmesi ve daha sonra uluslararasılaştırıl- Şiiler, Sünniler (Araplar) ve Kürtler üzerinden ması için ciddi ve acil girişimlere ihtiyaç vardır. hesaplar yapılmasından dolayı Türkmenler, Artık Türkmen siyasetinin muhatabı sadece belli Bağdat’taki iktidar paylaşımında devre dışı bıra- başlı kanallar üzerinden yürütülmemelidir. Türk- kılmıştı. Bu nedenle işgal sonrası Irak’ta Türk- menler, Irak’ta, bölgede ve uluslararası arenada menler, Irak Türkmen Cephesi (ITC) çatısı altın- (Orta Doğu, Avrupa, Kafkasya, Orta Asya vs…) da ülkenin üçüncü unsuru olmasına rağmen yeni müttefik arayışı içinde olmalıdır. Irak’ın siyasi denkleminde ciddi bir varlık müca- 2. 2003 yılından beri Bağdat yönetiminde söz delesi vermek zorunda kalmıştır. Dahası Irak’ta sahibi olmak için silahlı güce ihtiyaç duyulmak- meydana gelen olaylardan en olumsuz etkilenen taydı. Fakat bugün Irak’taki siyasi dengelerin ku- kesim de Türkmenler olmuştur. Özellikle Irak’ta rulmasında silahlı gücün yanında siyasi gücün de bulunan Türkmen bölgelerinde sıklıkla şiddet ve önemi artmaktadır. Türkmenlerin silahlı gücünün adam kaçırma olayları yaşanırken Türkmenlere olmayışı bir eksiklik olarak görülebilir. Ancak yönelik halen devam eden faili meçhul saldırılar Türkmenlerin bugün Irak yönetiminde söz sahi- düzenlenmektedir. Türkmenlere uygulanan poli- bi olması siyasi gücü ile doğru orantılıdır. Türk- tik ambargonun ve Türkmenlerin Irak siyasetin- menler Irak’taki gelişmelere karşı her zaman ha- den uzaklaştırılmasının iki temel nedeni vardır. zırlıklı olmalı ve gelişmeleri iyi analiz etmelidir. Birincisi, Türkmenlerin Türkiye’nin Irak’taki Örneğin, Irak’ın üçe bölünmesi senaryoları kar- uzantısı olarak görülmesi ve Ankara’nın Bağdat şısında Türkmenlerin planı hazır olmalıdır. Olası üzerinde Türkmen baskısı oluşturduğu yönün- bir bölünmede Türkmenler; Irak’ta Şii, Sünni ve deki algının varlığıdır. Diğeri ise Türkmenlerin Kürtler arasında sıkışıp kalacaktır. Türkmenlerin 2005 yılının Ocak ve Aralık ayında yapılan par- bu sorunu önceden tespit edip her tarafa eşit me- lamento seçimlerinde başarısız olmalarıdır. Eğer safede bir politika takip etmesi gerekmektedir. Türkmenler bilinçli bir şekilde Irak’ın yeni siya- seti için seçimlere katılabilseydi Irak’ın siyasi 3. Türkmenlerin artık Ankara, Bağdat ve Er- denkleminde yer alabilirlerdi. bil arasında yaşanan ilişkilere göre, Irak’ın siyasi Öte yandan Irak Türkmen Cephesi (ITC), 7 oluşumunda etkili olma anlayışını terk etmesin- Mart 2010 seçimlerinde Eski Başbakan Eyad Al- de yarar vardır. 2014 yılında yapılacak olan Irak lavi liderliğinde kurulan El-Irakiye listesinde yer Parlamento seçimlerine kadar Türkmenler, Bağ- almış ve 6 milletvekilliği kazanmıştır. Bununla dat yönetimindeki etki alanını artırmak amacıyla birlikte ABD’nin Irak’tan çekilmesinin ardından, yurtiçinde ve yurtdışında yaşayan Türkmenlerden Bağdat yönetimindeki siyasi unsurlar arasında (diplomat, akademisyen, strateji uzmanları, iş yaşanan anlaşmazlık ve hesaplaşma neticesin- adamları ve askerler) oluşan Bağdat merkezli bir de ortaya çıkan tabloya bakıldığında, Irak’taki oluşumu hayata geçirmelidir. Bu oluşumun temel Şii-Sünni-Kürt rekabetinde Türkmen faktörünün işlevi, Türkmenlerin iç ve dış politikasını belirle- hissedildiği görünmektedir. Özellikle ITC’nin yerek, Türkmen toplumu için kamu diplomasisi El-Irakiye listesi içerisinde yer almasının, ülke- gerçekleştirmek olmalıdır. deki Türkmen siyasetine kısa vadede faydalı olsa Yukarıda belirtilen faktörler göz önünde bu- da, bunun orta ve uzun vadede Türkmenlere za- lundurulduğunda Türkmenler, Ankara-Bağdat- rar vereceğini ifade etmek mümkündür. Aslında Erbil arasında sıkışmaktan öte önemli bir denge ITC’nin, El-Irakiye listesinde yer alması, Irak’ın unsuru haline gelebilir. Türkmenler menfaatleri üçüncü unsuru olan Türkmenlerin sürece katılma- doğrultusunda; Şii-Sünni-Kürt siyasi parti ve ku- sı anlamına gelmektedir. Fakat El-Irakiye listesi, ruluşlar nezdinde çok yönlü politikalar izleyerek, ITC’ye sadece sıradan bir parti olarak muamele Irak’taki tüm gelişmeleri takip etmeli ve kendi etmiş ve Türkmenleri listenin lider kadrolarının politik projelerini taraflara kabul ettirmeye çalış- (Eyad Allavi, Usame Nuceyfi, Salih Mutlak ve malıdır. Tarık Haşimi) aldığı kararlara uymak zorunda Yeni Irak Siyasetine Türkmen Varlığının bırakmıştır. Örneğin başbakan Maliki’den gü- Yerleşmesi venoyunun çekilmesi hususunda imza toplama

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 10 Ali SEMİN kampanyasına ITC vekilleri de katılmıştı. Aslında açısından büyük bir başarı olarak görülen bu tür Bağdat yönetiminde yaşanan siyasi krize Türk- önemli gelişmelerin uygulanabilir bir zemininin menler taraf olmak yerine Irak’ın denge unsuru olması ehemmiyet kazanmaktadır. Irak bugün olarak taraflar arasında arabuluculuk rolünü üst- ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Bilhassa Bağ- lenmeliydi. Çünkü Irak’ın içinde bulunduğu yeni dat yönetimi içindeki siyasi buhranın devam siyasi konjonktürde sadece Türkmenler, Iraklı etmesi, Bağdat-Erbil hattındaki anlaşmazlık ve tüm taraflarla görüşebilir bir konuma terfi edebil- Orta Doğu bölgesindeki değişim süreci, Irak mişti. Türkmen siyasetçiler bu fırsatı Türkmenle- Parlamentosundan Türkmenler hakkında çıkan rin lehine dönüştürebilirdi. Bu sebeple ITC’nin, kararların uygulanmasının önündeki büyük en- El-Irakiye listesinde bulunması Türkmenler açı- gellerdendir. Dolayısıyla Türkmenlerin, elde et- sından uzun vadeli bir Türkmen stratejisi olarak tikleri mezkûr siyasi başarının devam etmesi için görülmemelidir. Bağdat eksenli bir politika izlenmesinde fayda Irak’taki siyasi kriz içerisinde tarafların Türk- vardır. Çünkü Türkmen meselesinin çözüm yolu menleri kazanma politikası, süreci Türkmenlerin Bağdat’tan geçmektedir. Aksi takdirde her zaman lehine çevirmiştir. Bu bağlamda Irak tarihinde Türkmenler Irak’ın siyasi arenasından dışlanmış ilk kez parlamento, 21 Nisan 2012 tarihinde 37 olacaktır. sayılı Türkmen gündemli özel bir oturum ger- Davutoğlu’nun Kerkük Ziyareti ve Türk- çekleştirmiştir. Parlamento, özel Türkmen gün- menler demli toplantısında okunan ve 39 milletvekilinin Kuzey Irak Kürt Yönetimi Başkanı Mesut yaptığı konuşmaların da yer aldığı, Türkmenle- Barzani, 11 Temmuz 2012 tarihinde PYD (Parti- rin sorunlarını ve taleplerini içeren bir raporun ya Yekîtiya Demokrat-Demokratik Birlik Partisi) meclise sunulabilmesi için Kanun Komisyonu, dâhil Suriyeli Kürtleri, Suriye Ulusal Kürt Kon- İnsan Hakları, Savunma ve Güvenlik ve Barış seyi çatısı altında toplayıp anlaşma imzalamayı komisyonlarından oluşan özel bir komisyon ku- başarmıştı.(2) Bunun üzerine Ankara, Suriye’nin rulmasına karar vermiştir. Parlamento Başkanlık kuzeyinde PYD-PKK terör örgütü ekseninde heyeti tarafından görüşüldükten sonra kabul edi- olası bir Kürt bölgesi oluşmasından kaygı duy- len raporun, 26 Temmuz 2012 tarihinde gündeme duğunu açıklamıştır. Aslında Barzani’yi böyle alınmasına karar verildi. 28 Temmuz’da kabul bir teşebbüse sevk eden saiklerden birisi, dik- edilen rapor, bağlayıcı ve kanun kuvvetinde bir katleri Suriye Ulusal Konseyi tarafından temsil karar niteliği kazandı. Bu kararlardan en önemli- edilmedikleri kanaatine sahip olan Suriye Kürt- si “Irak parlamentosu, Türkmenlerin üçüncü ana lerinin üzerine çekmektir. Barzani hiçbir zaman unsur olduğunu kabul eder; buna dayalı olarak kendi denetimi dışında bir Kürt oluşumuna veya tüm anayasal ve yasal haklarının verilmesini, federasyonuna sıcak bakmamaktadır. 1 Ağustos siyasal, idari, kültürel, eğitim, federal hükümet, 2012 tarihinde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğ- federal bölgeler, federal bölge olarak düzenlen- lu Erbil’de Kürt Yönetimi Başkanı Barzani ile meyen illerde, yerel yönetimlerde, haklarını kul- Suriye’deki Kürtlerle ilgili görüşmelerde bulun- lanmalarını sağlayacak gerekli anayasal ve yasal duktan sonra 2 Ağustos’ta Kerkük’ü ziyaret et- düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurgular, miştir.(3) Davutoğlu’nun Kerkük ziyareti, Bağdat Türkmen vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak, yönetimi tarafından büyük tepki ile karşılanmış- köy ve kasabaların imarı, Türkmen sosyal, kül- tır. Hatta bu ziyaret, Ankara-Bağdat ilişkilerinde türel, eğitim ve rehabilitasyon kurumlarının ku- yeni bir bunalıma da neden olmuştur. rulması amacı ile Türkmen İşleri Yüksek Kurulu Davutoğlu’nun Kerkük ziyaretinin amaçları kurularak, federal bütçeden ödenek tahsis edil- şu şekilde sıralanabilir; mesini ve bu amaçla ilgili olarak anayasanın 3. 1. Davutoğlu’nun Kerkük’ü ziyaret etmesinin maddesi, 4. maddesinin 4. ve 5. fıkraları, 9. mad- arkasındaki temel nedenin, Kürt Yönetimi Baş- denin 1-A fıkrası, 125., 108., ve 116. maddeleri kanı Barzani’nin Suriye Kürtleri ile ilgili yaptı- uyarınca Türkmen Hakları Yasası çıkarılması” ğı girişimden ötürü Ankara ile yaşadığı dolaylı kararıdır.(1) gerilimi düşürmek olduğu söylenebilir. Çünkü Bu çerçeveden bakıldığında, Türkmenler Bağdat yönetimi ile sorun yaşayan Barzani, bu

11 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Ali SEMİN

aşamada Ankara’yla da herhangi bir sorun ya- ve Kürtler arasında adeta patlamaya hazır bir şamak istemez. Başka bir deyişle Barzani’nin, barut fıçısıdır. Şu hususu belirtmek gerekir ki stratejik bir manevra yaparak Suriye Kürtlerine Kerkük’teki dengeyi sağlamak için Türkmenler karşın girişimleri üzerinden Türkiye’nin dikkati- barışçıl bir yaklaşım içerisinde olmasaydı, gü- ni Kerkük’e çekmeye çalıştığı görülmektedir. nümüzde kentte ciddi bir iç savaş söz konusu 2. Ankara-Bağdat arasında gerilim yaşanma- olabilirdi. Kuzey Irak Kürt Yönetimi tarafından sı, Erbil yönetiminin yararınadır. Bunun temel yerleştirilen Kürt nüfus, şehrin demografik ya- sebebi Bağdat ile arası açılan Ankara’nın, Iraklı pısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu açıdan Kürtlerle daha çok işbirliği yapma ihtimalidir. bakıldığında Kerkük meselesi, Ankara-Erbil ve Davutoğlu’nun Kerkük ziyaretini destekleyen Türkmenler arasında derin bir sorun olarak gö- Kuzey Irak Kürt yönetimi, Ankara ile Bağdat’ın rülmektedir. Bunun çözümü Kerkük’te yaşayan arasının fazlasıyla açılmasını istemiş olabilir. Söz tüm kesimlerin şehrin idaresinde eşit şekilde konusu ziyaretle beraber Kürt yönetimi, Sadr ile temsil edilmesidir. Aksi takdirde önümüzdeki kurduğu ittifakın başarısız olması neticesinde, bu dönemde kentteki siyasi dengesizlik ve güven- kez Bağdat yönetimine karşı Erbil-Ankara blo- lik sorunlarından dolayı Türkmen-Kürt-Arap unsurları arasında bir iç çatışma beklenebilir. ğunu oluşturmaya çalıştığı görüntüsünü vermek- Türkiye’nin bu noktada, Kerkük’te Türkmen- tedir. Kürt ve Araplar arasında siyasi bir denge kurmak 3. Davutoğlu’nun Kerkük’e Bağdat hüküme- için çaba harcadığı söylenebilir. Ancak böyle bir ti ile koordineli bir şekilde gitmesi yerine Erbil dengenin tesisi istikametindeki girişimler, sadece güzergâhını tercih etmesi, Türkmen-Kürt ya- kuzeydeki Kürt yönetimi ile görüşülerek sürdü- kınlaşması açısından Kürt yönetimi için önem- rülmemelidir. li bir kazanımdır. Bu çerçeveden bakıldığında Bütün bu gelişmeler değerlendirildiğinde, Davutoğlu’nun Kerkük ziyareti Türkmenlere Davutoğlu’nun Kerkük ziyareti Bağdat-Ankara moral kaynağı olurken, Erbil yönetimi için siyasi ilişkilerinde bir gerilime neden olsa da, Türk- bir kazanım olarak kabul edilebilir. menler ile Bağdat yönetimi arasındaki ilişkilere Türkmenler açısından Davutoğlu’nun Ker- olumsuz etki yapmasının önüne geçilmelidir. kük ziyareti değerlendirildiğinde şu hususlar ön Türkmenlerin Bağdat’ta elde ettikleri yeni im- plana çıkmaktadır. Bunlar; tiyazların uygulamaya geçirilmesi için Maliki 1. Türkmen kamuoyu, Türkiye ile Kuzey hükümeti ile ilişkilerini muhafaza etmelerinde Irak Kürt Yönetimi ilişkilerindeki olumlu geliş- yarar vardır. 2003 yılından sonra Bağdat’tan melerin kendilerine yansımasını beklemektedir. uzaklaşan bir Türkmen politikasının geçerliliği Bilhassa 2005 yılında Erbil’de, Kürt Yönetimi bulunmamaktadır. Türkmenlerin (ITC) iç politi- Başkanı Mesut Barzani liderliğindeki Kürdistan kası Bağdat eksenli olmalıdır. Ayrıca Türkmen- Demokrat Partisi’nin (KDP) desteğiyle ele ge- lerin Bağdat yönetimi ile iyi ilişkiler kurması ve çirilen ITC’nin binalarının, yerel TV kanalının haklarını savunmaları, Türkiye’den uzaklaşacağı ve matbaasının geri verilmesi beklenmektedir. anlamına gelmemelidir. Başka bir ifadeyle Türk- Kürt yönetiminin kontrolündeki bölgelerde bu- menler, ne kadar Bağdat yönetiminde güçlenirse, lunan Türkmenlerin konumunun iyileştirilmesi Türkiye-Irak ilişkileri de o kadar güçlenecektir. ve Türkmenlerin Kuzey Irak Kürt yönetimindeki Dolayısıyla Türkmenler, Davutoğlu’nun Kerkük rolünün aktifleştirilmesi gerekmektedir. Dolayı- ziyareti ile beraber Bağdat yönetimiyle de ilişki- sıyla Davutoğlu’nun Kerkük ziyareti, Türkmen- lerini korumalıdır. Yani Türkmenler hem Irak’ın lere büyük moral olduğu gibi siyasi kazanımla- siyasal denkleminde, hem de Bağdat-Ankara rı da beraberinde getirmelidir. Nitekim bugün ilişkilerinde bir denge unsuru olma konumuna Türkmenler, Irak’ın siyasi denkleminde her şeye terfi etmelidir. Bağdat yönetiminde siyasi etkin- rağmen önemli bir konumdadır. liğini kaybeden bir Türkmen siyaseti, Irak’ta ve Kerkük’te de devre dışı kalmaya mahkûmdur. 2. Kerkük, Irak’ın ve Orta Doğu’nun en has- sas ve Türkmen ağırlıklı çok çeşitli etnik ve dini Genel Değerlendirme, Öneri ve Sonuç yapıya sahip bir bölgesidir. Ayrıca Türkmenler Orta Doğu bölgesinde yaşanan halk ayaklan-

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 12 Ali SEMİN malarının Arap ülkelerine getirdiği değişim süre- rüşerek, Türkmenlerin sorun ve isteklerini ilete- ci, bölgesel ve küresel dengeleri de etkilemekte- bilmelidir. ITC, Türkmen siyasetini ve stratejisini dir. Bu doğrultuda Türkmenlerin, Irak’ın siyasi kazan-kazan politikası çerçevesinde sürdürmeli- sahnesindeki gelişmelerden yararlanarak, Bağdat dir. Dış politikaya gelince ITC, Türkmen siyase- yönetiminde söz sahibi olmaya çalışması gerek- tini bölgeselleştirmelidir. Bu doğrultuda Türk- mektedir. Bununla beraber başta Irak Türkmen menlerin, Körfez ülkeleriyle ilişkiler kurmaya Cephesi olmak üzere tüm Türkmen siyasi partile- çalışmasında fayda vardır. Türkmen siyaseti artık ri Bağdat yönetiminde etkili olmayı hedefleme- Körfez ve Arap ülkelerine yönelmelidir. Örneğin lidir. Özellikle 2013 yılındaki yerel seçimler ve ITC, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da tem- 2014 yılında yapılacak parlamento seçimlerine silcilik açmak için girişimde bulunabilir. Eğer dönük yeni bir Türkmen stratejisi oluşturulmalı- Türkmenler Irak’ta ve bölgede etki alanlarını dır. Stratejinin temeli, her iki seçime de tüm Türk- geliştirmek istiyorsa, tüm Orta Doğu ülkeleriyle men parti ve kuruluşlarının “Türkmeneli listesi” ilişkiler kurmalı ve siyasi destek sağlamalıdır. adı altında girmesine yönelik tespit edilmelidir. Sonuç itibarıyla Türkmenler, Ankara-Bağdat Ayrıca taktik olarak Türkmeneli listesi dışında ve Erbil hattındaki çekişme, hesaplaşma ve re- Türkmen kanaat önderlerinin başka listelerde yer kabetin içerisinde bir koz olmaktan çıkmalıdır. almaları için de girişimlerde bulunulmalıdır. Türkiye’ye ise Irak konusunda kapsamlı ve sabit Öte yandan, Irak Türkmen Cephesi içeri- bir Türkmen politikası belirlemelidir. Türkmen- sindeki bazı yapısal sorunların giderilmesi ve ler, Ankara’nın resmi politikası haline gelmediği cephenin yeniden yapılandırılması öncelikli bir müddetçe Irak’ta ötekileştirileceklerdir. Çünkü ihtiyaçtır. Bilhassa ITC’nin yaşadığı hiyerarşi Türkiye’nin, Irak politikasına bakıldığında; Şii, ve düzen sorunun bir an önce çözülmesi ve içe- Sünni ve Kürt boyutlarının olduğu görülmek- risindeki tüm kuruluşların yeniden yapılanması tedir. Ancak Türkmenlerin de soydaş olmanın ve kurumsallaşması gerekmektedir. Başka bir yanında bir politikaya dönüştürülmesi önem arz ifadeyle ITC’nin gerek sistemsel gerek siyasi etmektedir. Aksi halde Türkmenler, hem Irak’ta ve ekonomik olarak önemli bir reforma gitmesi hem de bölgede siyasi anlamda pasifize olacak- gerekmektedir. ITC’de ayrıca etkin bir Türkmen Meclisi’nin, Araştırma ve Planlama Dairesi’nin tır. Özetle, Türkmenlerin Irak’ta moralden ziyade bulunmaması büyük eksikliktir. Böylece ITC bir siyasi kazanıma ihtiyacı vardır. an önce Türkmen Meclisi’ni gözden geçirmeli, Dipnotlar: Türkmenlerin tek karar meclisi olarak ön plana (1) Kanun Komisyonu Barış Komisyonu çıkmalıdır. Diğer yandan Araştırma ve Planlama Türkmenler adına Hasan Özmen Bayatlı, Irak Dairesi ile birlikte Türkmen Kamuoyu Düzenle- Parlamentosu me ve Haberleşme Dairesi kurulmalıdır. Bu iki Türkmenler için tarihi bir karar tasarısını ka- daire, tüm yurtiçi ve yurtdışı Türkmenleri ile ile- bul etti: Anayasal eksiklik giderildi; tişim içerisinde olmalı ve Türkmenleri yönlen- Türkmenler Üçüncü Büyük Ana Unsurdur, dirmek için çalışmalar yapmalıdır. ITC başkan- (Tam Karar Metni için Bakınız) lığına bağlı çeşitli alanlarda uzman olan kişilerce bir danışmanlar kurulu oluşturulmalıdır. Bunlara http://www.bizturkmeniz.com/tr/showArtic- ek olarak Türkmenler basın alanlarına ağırlık le.asp?id=25307, Erişim, 29.07.2012. التوقيع على بالغ أربيل بين المجلس الوطني الكوردي (vermeli sadece mevcut tek kanal ile yetinmeme- (2 السوري ومجلس شعب غرب كوردستان lidir. Türkmen iş adamlarının teşvik edilip yeni Türkmen televizyon kanallarının finanse edilme- http://www.krg.org/articles/detail.asp?lngnr= si sağlanmalıdır. Yani Türkmenler kendi maddi 14&smap=01010100&rnr=81&anr=44646, Eri- güçleriyle medyaya hâkim olmalıdır. şim, 12.07.2012. Yukarıda belirtilen bütün öneriler ışığında, (3) Davutoğlu>ndan Kerkük>te bir ilk... Türkmenler (ITC) kendine özgü bir iç ve dış po- http://www.cnnturk.com/2012/dunya/08/02/da- litika izlemelidir. ITC, Irak’ın tüm siyasi, etnik vutoglundan.kerkukte.bir.ilk/671273.0/index. ve dini (Şii, Sünni ve Kürtlerle) kesimleriyle gö- html, Erişim, 03.08.2012.

13 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Güngör YAVUZASLAN

Kerkük’te Bir Bartınlı

Bartın Gazeteciler Dernek Başkanı Güngör Ya- Kardeşlik Ocağı Kerkük Şube Başkanı Abdulha- vuzaslan Ramazan Bayramı’nı Kerkük’te geçirdi. lik Hürmüzlü de ziyaretten dolayı Yavuzaslan’a Türkmen Kardeşlik Ocağı Kerkük Şubesinin teşekkür ederek “Sizi burada ağırlamaktan büyük özel davetlisi olarak Irak’ın Kerkük Şehrine giden sevinç duyuyoruz. Biz Bartın’ı Kerkük’ün Sesi Güngör Yavuzaslan bayramı Türkmenlerle geçirdi. Gazetesi’nden tanırız. Bizi bu bayram günü yal- Yavuzaslan Kerkük’te Türkmen Kardeşlik Ocağı nız bırakmadınız. Ziyaretinizle bize çifte bayram Kerkük Şube Başkanı Abdulhalik Hürmüzlü ve yaşattınız. Türkmen Kardeşlik Ocağı 50 yıldır faa- Türkmen Gençler tarafından karşılandı. liyet gösteren bir sosyal kültür merkezidir. Burada haklı davamız için mücadele ediyoruz. Biz de bu- Arife Günü Kerkük’te İftar radan Bartınlılara selamlarımızı yolluyor, bayram- BGD Başkanı Ramazan ayının sonu Arife günü larını kutluyoruz” dedi. Kerkük’e ulaştı. Burada Türkmenlerle Rama- Şehitlere Dua zan ayının son iftarını açan Yavuzaslan, ardından Türkmen Kardeşlik Ocağı Kerkük Şubesini ziya- Güngör Yavuzaslan Kerkük’te bayram namazı- ret etti. Burada Kardeşlik Ocağı idare heyeti ile bir nın Türkmenlerle birlikte Molla Ahmet Camiinde araya gelen BGD Başkanı Türkmenlere Bartın’dan kıldı. BGD Başkanı bayram namazının ardından getirdiği tablo ve yazar Çetin Asma’nın kitaplarını Irak Türkleri ile bayramlaştı. Yavuzaslan bayram hediye etti. Yavuzaslan Kardeşlik Ocağında yaptı- namazının ardından Kerkük’ün Musalla Mahal- ğı açıklamada “Sizlere Karadeniz’in Bartın’ımızın lesinde Türkmen şehitlerinin kabirlerini ziyaret insanının selamını getirdim. Bu bayramı bura- etti. Türkmen Davasının bayrak ismi Saddam da sizlerle geçiriyoruz. Bizler Irak Türklerini, rejimi tarafından idam edilen Nejdet Koçak’ın Kerkük’ü yakından takip ediyor ve özel ilgi göste- kabrini ziyaret eden Yavuzaslan Bartın Ebu Der- riyoruz. Tüm Bartın halkının selamı var. Bayramı- da Türbesinden getirdiği toprağı Koçak’ın ab- nızı kutluyoruz. Burada sizinle olmak çok değişik lası Nezahat Koçak’a teslim etti. Bayram’ın ilk bir duygu, bayramınız şad olsun” dedi. Türkmen günü Türkmenlerin yoğun bir şekilde ziyaret ettiği Musalla mezarlığında Türkmenler dava- ya verdikleri şehitlerini bir kez daha andı. Nej- det Koçak başta olmak üzere Irak coğrafyasında Türkmen oldukları için idam edilen Türkmen şe- hitleri mezarlarının başında anıldı. Kerkük Kalesi ve Peygamberler Makamı BGD Başkanı bayramın birinci gününü yoğun geçirdi. Yavuzaslan Türkmen şehitleri ziyaretinin ardından Kerkük Kalesini ve Danyal Peygambe- rin makamını ziyaret etti. Yavuzaslan’a Türkmen Gençler eşlik etti. BGD Başkanı Kerkük Kale- sinde Osmanlı Subaylarının kabirlerini de ziyaret etti. Kerkük Kalesi içinde bulunan Türkmen semti Saddam rejimi tarafından yıkılarak Türk izleri si- linmeye çalışılmıştı. Yavuzaslan burada görevli- lerden Kerkük Kalesi, Osmanlı Mezarları ve Pey- gamberler makamı hakkında bilgi aldı. BGD Baş- kanı Kerkük Kalesinin halinin içler acısı olduğu ve buradaki Türkmen, Osmanlı, Selçuklu izlerinin

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 14 Güngör YAVUZASLAN

silinmeye çalışıldığını belirtti. Yavuzaslan Kerkük makaleleri ile Türkiye’ye duyuruyor. Kerkük’ün ve Kale’de Türk mührü olduğunu ve bu izleri yok Sesi Gazetesi davamıza destek veren bir önemli etmek için değişik çevrelerin uğraştığını belirtti. bir yayın organıdır. Güngör Yavuzaslan’a ve Bar- Yavuzaslan’ın Kerkük programı yoğun bir şekilde tın halkına teşekkür ederiz” dedi. bayramda devam etti. Ata Terzibaşı’ndan Bartın’a Selam Buram Buram Anadolu Kokan Kent BGD Başkanı Yavuzaslan Kerkük’te hız kes- Kerkük günlük yaşantısı, sosyal görünümü ile medi ve ziyaretlerine devam etti. Bartın Gazeteci- tam bir Anadolu kenti. Türkmenler geleneklerini ler Derneği Başkanı Kerkük’te Türk ve Ortadoğu hâlâ yaşatıyorlar. Bayram’da namazından, kabir zi- edebiyatının usta kalemi Ata Terzibaşı’nı ziyaret yaretlerine, akraba ziyaretlerinden özel bayram ye- etti. Yavuzaslan Terzibaşı’na Bartın Kitabı hediye meklerine her şeyiyle Anadolu’ya benzeyen Türk- etti. BGD Başkanı Terzibaşı’yı evinde ziyaret etti. menler savaş coğrafyasından var olma mücadelesi Ziyarette Türkmen Kardeşlik Ocağı Kerkük Şube veriyorlar. Irak’ta başta Kerkük olmak üzere Erbil, Başkanı Abdulhalik Hürmüzlü ve İbrahim Bayrak- Musul illerinde yoğun bir Türkmen nüfus yaşıyor. tar da hazır bulundu. Yavuzaslan ve Terzibaşı Türk Türkmen Siyasetçilerle Bir Arada Edebiyatı, Türkmeneli, Irak, Türkiye üzerine gö- rüş alışverişinde bulundu. Güngör Yavuzaslan Kerkük’te Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ve ITC Genel Mer- Türkmen yazar, araştırmacı Ata Terziba- kezini, Türkmeneli Partisini, Türkmen Karar Par- şı Bartın halkına selamlarını yolladı. Terzibaşı tisini ziyaret etti. ITC Başkanı Erşat Salihi’ye Bar- Kerkük’ün Sesi Gazetesi’nin büyük bir davaya tın Amasra Minyatürünü hediye eden Yavuzaslan, hizmet ettiğinin altını çizdi. Terzibaşı Türk gençle- Bartın halkının bayram mesajını iletti. Yavuzaslan rine seslenerek dillerini öğrenmelerini ve çok oku- “Sizlere Bartın Valisi Bülent Savur, Belediye Baş- malarını istedi. Ata Terzibaşı Türkmenlerin birlik beraberlik içinde olmaları gerektiğini belirterek kanımız Cemal Akın, Milletvekillerimiz Rıza Yal- Türkiye’nin Türkmenlerle daha fazla ilgilenme- çınkaya, Yılmaz Tunç’un, Türkiye Gazeteciler Fe- sini, Irak halkları arasında ayrımcılık yapmaması derasyonu Genel Başkanı Atilla Sertel’in, Bartın gerektiğini söyledi. halkının selamlarını getirdim. Bayramınız mübarek olsun” dedi. ITC Başkanı Erşat Salihi ziyaretten Ata Terzibaşı’nı Tanıyalım duyduğu memnuniyeti belirterek “Bartınlı gazete- Ata Terzibaşı, yaşadığı çevrenin dil, edebiyat ci Güngör Yavuzaslan Türkmen davasını haberleri, ve folklorunu büyük bir gayret ve sabırla incele-

15 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Güngör YAVUZASLAN

mekte ve çok değerli araştırmalar neşretmektedir. metli ve zengin kitapların müellifidir. Aşağıda bahis konusu edeceğimiz basılmış “Ker- 1924 yılında Kerkük’te doğan Terzibaşı, Irak kük hoyratları ve manileri” adlı üç ciltlik emek Türkmenleri arasında dil, edebiyat ve folklor araş- mahsulü eserlerinden başka “Kerkük Havaları”, tırmaları yaptı. Mahalle mektebine verildi, burada “Kerkük Eskiler Sözü”, “Kerkük Ağzı”, “Türkmen Kur’an-ı Kerimi hatmetti. İlköğrenimini 6 sınıflı Sözlüğü”, “Kerkük Şairleri”, “Nazarat ü camia fi Türk mektebinde tamamladı. Arapça eğitim yapan tarih el edeb el Türki (Türk edebiyatına toplu bir liseyi bitirdi. Bağdat Hukuk Fakültesi’nden 1950 bakış)” gibi muhteviyatı itibariyle birbirinden kıy- senesinde mezun oldu. Kerkük’e dönüp avukatlı- ğa başladı. Bir kültür adamı olan Ata Terzibaşı’nın yazıları, 1945 yılından itibaren Beyrut’ta çıkan “El Edip”, Kahire’de “El-Risale”, Halep’te El Hadis, İstanbul’da neşredilen “Türk Yurdu” ve Ankara’da çıkan Türk Dili’nde yayınlandı. Kerkük’te neşredi- len Kerkük ve “Afak” gazetelerinde yazıları çıktı. Arapça yayınlanan haftalık “Elsakaf el hadise” ve Türkçe yayınlanan “Beşir” adlı gazetelerin sahibi idi. 22 Mart 1959 tarihinde tevkif edilince Hille şehrine sürgün edildi, serbest bırakıldıktan sonra kültür faaliyetlerine devam etti. Ata Terzibaşı’nın kaleme aldığı Kerkük Hoyratları ve Manileri (3 cilt) adlı eseri sahasında önemli eserler arasında yer almaktadır. Birinci cildinde, “Hoyrat lafzının aslı, hoyrat ve manilerin edebi mefhumu, hoyrat ve manilerin mevzuu, Hoyrat ve manilerin edebi mefhumu, Hoyratın musiki bakımından menşe ve tekâmülü, Tanınmış hoyrat çağıranlar” gibi bölüm- ler bulunmaktadır. İkinci ciltte ise 850 civarında ci-

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 16 Güngör YAVUZASLAN

naslı hoyrat bulunmaktadır. Üçüncü ciltte ise 1200 günü saat 16-00’da Kerkük’te Türkmen Kardeşlik kadar cinassız hoyrat ve mani vardır. 1956 yılında Ocağı Kerkük Şube Başkanı Abdülhalik Hürmüzlü yayımlanan “Kerkük Hoyratları ve Manileri” adlı tarafından karşılandım. Kerkük Muhafaza Cadde- kitabın 1970 yılında genişletilmiş ikinci baskısı sine yakın olan evinde beni konuk eden Hürmüzlü yapılmıştır. Ata Terzibaşı’nın ayrıca “Kerkük Ha- Kerkük gezimizin de rehberi oldu. Kerkük’ten ilk vaları”, “Kerkük Eskiler Sözü”, “Kerkük Ağzı”, izlenimler Irak’ın en önemli petrol sahası üzerine “Türkmen Sözlüğü”, “Nazarat-ü camia fi tarih el kurulu ve tahmini 1 milyon 300 bin nüfusa sahip edeb el türki (Türk Edebiyatına Toplu Bir Bakış)” Kerkük’te ciddi bir güvenlik sorunu var. Eller te- adlı eserleri bulunmaktadır. Ata Terzibaşı’nın de- tikte, tüm resmi kurumları önünde duvarlarla örülü desi Abdüllatif Efendi’nin ise Sergüzeşt-i Saadet beton güvenlik bariyerleri var. Peşmerge her tarafa (Bir Hac Seyahatnamesi) ve Tuhfe i Askeriye gibi simgesini asmış. Barzani’ye bağlı peşmerge san- kitapları yayınlanmıştır. ki kent kendi kontrollerindeymiş gibi karakollar Terzibaşı’nın en değerli eseri ise “Kerkük Şa- ve güvenlik noktaları oluşturmuş. Kentte merkezi irleri” adlı büyük külliyattır. 13 cilde ulaşan bu yönetime bağlı asker ve polis gücüde bulunuyor. Kent temiz değil çöpler düzenli toplanmıyor. Sular eserde, en eski devirlerden günümüze kadar olan bir gün veriliyor, bir gün kesik. Elektrik kesintile- sürede varlık gösteren ve edebiyat alanında öne ri günlük yaşamda sıradan bir hal almış durumda. çıkan şairlerin hayatları ve şiirlerinden örnekler Mahallelerde kurulan jeneratörler ile elektrik sağ- yer alıyor. Genel Türk edebiyatı tarihi açısından da lanıyor. Hava alanı ve tren istasyonu kapalı. Yollar kıymetli bir hazine olan bu külliyat, aynı zamanda bakımsız. İş imkânı yok denecek kadar az. İş olarak Irak’taki Türk varlığının en önemli belgesi sayılır. devlet memurluğu birinci sırada. Devlet memurlu- Kerkük’ten Geldim ğu için torpilliler dışında girme imkanı yok. Ker- 2012 yılının 10 Ağustos Ramazan Bayramı kük kalesi, sosyal yaşamı, kabristanları, Türkmen Arifesinde Irak topraklarına giriş yaptım. Arife varlığı ile bir Anadolu kentinden farksız.

17 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Önder SAATÇİ [email protected]

Irak Tüklerini Kim Tanır?

Kardaşlık’ın 54. sayısında değerli büyüğü- lerini dünyaya tanıtmada zaman zaman haber, müz İzzettin Kerkük Bey, Türkiye’ye geldiği müzik, vb. yayınlarıyla üzerine düşeni yaptığı- 1949 yılında yaşlı nesil dışındaki insanların nı, hatta TRT Türk ve TRT Avaz kanallarının Irak Türklüğünden bîhaber olduklarını yazıyor. Türk dünyasına yönelik yayınları içinde Irak Yavuz Bülent Bakiler de 9 Mart 2003 tarihin- Türklerine de yer verildiği hatırlanmalıdır.1 de, Halka ve Olaylara Tercüman gazetesindeki Evet, artık kim ne derse desin, Irak Türkleri köşesinde, 1960’lı yıllarda Ankara’da iki Ker- eskisine göre daha iyi tanınıyor. Ancak şunu da küklü öğrenciyle aynı evi paylaştığını, mahalle itiraf edelim ki zihinlerde ve hafızalarda, Türk bakkalının da Ziraat Fakültesindeki bir öğretim folklorunda da yeri olan “Türkmen” teriminin üyesinin de Kerküklü gençleri Arap zannettikle- çağrışımı daha etkili. Bununla birlikte, “Irak rini yazmakta. 1980’de geldiğim Türkiye’deyse Türkleri” sosyolojik bir terim olarak tarihî arka durum daha vahimdi. Epeyce esmer olan mer- plânı daha iyi karşılıyor. Demek ki her iki terimi hum Tahsin(Saatçi) amcamı ve beni, Bahçeli- de yeri geldikçe kendi ayrıntılarıyla kullanaca- evler pazarındaki bir manav Pakistanlılara ben- ğız. Irak’taki Türk yerleşim alanları anlamına zetmişti. gelen “Türkmeneli” terimininse henüz emekle- Şimdilerdeyse bu cehalet manzaraları biraz me çağında olduğunu da bir kenara yazalım. olsun, değişiyor. Irak Türkleri artık Türk toplu- Türkiye’de yerleşmiş Irak Türkleri son munda az da olsa tanınıyor. En azından eskisine yıllarda bazı dernekler kurarak Türkiye’deki nazaran daha fazla biliniyor. Bir gözlemim de hemşerilerine ve Irak’ta bulunan Türkmenlere şudur ki Güneydoğu yörelerimizdeki vatan- ulaşmaya çalışıyorlar. Irak Türkmen dernek- daşlarımız Kerkük’ü daha iyi tanıyor. Bunu, leri son zamanlarda Türkmeneli Dernekler 1990-91 yıllarında o bölgedeki öğretmenliğim Federasyonu çatısı altında birleşerek faa- sırasında gözlemiştim. Hatta bazen o yöreler- liyetlerine devam ediyor. Bu çatı altındaki den üniversitemize gelen öğrencilerimle sohbet dernekler şunlardır: Irak Türkleri Kültür ve ettiğimde aile fertlerinden birinin, meselâ şoför olarak Kerkük’e mal taşıdığını, Kerküklülerle Yardımlaşma Derneği (İstanbul), Türkmeneli tanışıp görüştüğünü bile söylediğine şahit olu- İnsan Hakları Derneği (İstanbul), Türkme- yorum. Bununla birlikte, her ne kadar son za- neli Sağlık ve Sosyal Yardımlaşma Derneği ( manlarda yayıncılık açısından bazı eleştirilere ), Irak Türkmenleri Kardeşlik ve Kül- maruz kalsa da Türkmeneli TV’nin de Irak Türk- tür Derneği (İstanbul), Ortadoğu İşadamları lerini tanıtmada önemli bir kurum olduğu kabul Derneği (İstanbul), Türkmen Birliği ve edilmelidir. Bana, “Memleket neresi?” diye so- Dayanışma Derneği (Antalya) Irak Türkleri rulduğunda “Kerkük” dedikten sonra, Hani şu Adalet, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Türkmeneli TV var ya, işte o bizim televizyo- (İstanbul). Derneklerin çoğunun merkezinin numuz, diyebiliyorum. Hatta bir keresinde, Is- İstanbul’da olması bu şehrin en büyük Türkmen parta sanayi çarşısındaki bir lâstik satıcısı bana, nüfusunu barındırmasındandır. Bununla bir- “Biz şu al bayrak altında değerlerimizi kaybet- likte, bu kurumların en eskisi olan ve 1959’da tik, onlarsa (Irak Türkmenleri) o zor şartlarda kurulan Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma bile kendi kimliklerini korumuşlar” demişti. Bu Derneğinin Ankara, Konya ve İzmir’de şubeleri arada, Türkmeneli TV’nin, kuruluşundan beri bulunuyor. Türkmen dernekleri, konser, teknik destek aldığı TRT’nin de Irak Türkmen- 1. Mahir Nakip, TRT ve Kerkük, Kardaşlık, sayı: 49, s. 4-5.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 18 Önder SAATÇİ [email protected] piknik, konferans, panel, dergicilik, vb. faa- fatura gibi çeşitli gazetecilerin de köşelerinde liyetlerle Irak Türklüğünü, başta Türkiye’deki Irak Türkmenlerinin sorunlarına yer yer temas kardeşlerine ve bütün dünyaya tanıtmak üz- ettiklerini hatırlatalım. ere yola çıkan Türkmenlerin fedakârane gay- Bu arada, çeşitli belediyelerin zaman za- retleriyle hayatiyetini sürdürüyor. Bunun man Irak Türklüğünü hatırlatıcı şenlikler, kon- yanında, Irak Türklerinin kurmuş oldukları serler vb. faaliyetleri de şükranla anılmalıdır. bazı vakıflar da benzer amaçlara hizmet ediyor. Ayrıca, 23 Aralık 2010’da Keçiören Beledi- İzzettin Kerkük Kültür ve Araştırma Vakfı ile yesince Kerkük Parkı’nda Kerkük Şehitlerini Türkmeneli İş Birliği ve Kültür Vakfı da Irak Anma Anıtının açılmış olması, Konya’da ve Türklüğünü hem tanıtan hem çeşitli projelerle Kayseri’de birer caddeye Irak Türklüğünün sem- destekleyen kurumlardır. Ayrıca, 2011 yılında bol şehri “Kerkük” adının verilmesi, Bartın’da 4. kurultayını gerçekleştiren Türkmen Basın Kerkük’ün Sesi gazetesinin çıkarılması, Konseyi de Irak Türkmen basınının sorunlarını Kerkük’le Konya’nın kardeş şehir ilân edilm- ele alan ve Türkmen basınını dünyaya tanıtan esi ve son olarak Mersin’in Erdemli ilçesine bir kurum. Bundan başka, ORSAM ve bağlı Kargapınarı Belediyesinin, Türkmeneli İş BİLGESAM gibi düşünce kuruluşları da Irak Birliği ve Kültür Vakfının öncülüğünde, Türk- Türkleri hakkındaki akademik araştırmalarıyla men kardeşlerimizi on gün kadar kendi yöreler- bu kitlenin tanıtımında önemli roller üstlenmiş inde misafir edip çeşitli eğitim ve kültür faa- bulunuyor. Ayrıca Kerkük ve Erbil gazeteleri, liyetleri icra etmesi Irak Türklüğünün Türkiye İzzettin Kerkük Vakfınca İstanbul’da çıkarılan Cumhuriyeti vatandaşlarınca sahiplenilmesinde, Kardaşlık, Atunköprü;1960’ta Bağdat’ta kuru- tanıtılmasında birer kilometre taşıdır. Fakat lan Türkmen Kardeşlik Ocağının yayımladığı bütün bunları perçinleyen, Türkiye Cumhuri- Kardeşlik ve Irak Türkleri Kültür ve yeti Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun 2 Yardımlaşma Derneğince İstanbul’da çıkarılan Ağustos 2012’de Kerkük’ü ziyaret etmesidir Türkmen Bohçası dergileri ile internetteki ki bu ziyaret Türkmenler arasında uzun yıllar birçok Türkmen sitesi de Irak Türklüğünün konuşulacak ve hayırla yad edilecektir. sesini dünyaya duyurmada rol almış durumda.2 Irak Türkleri sosyal alanda bu gibi girişimleri Bütün bunlara ek olarak, zaman zaman üniver- fazlasıyla sürdürürken Irak’taki ve Türkiye’deki sitelerimizde ve çeşitli kurumların öncülüğünde siyaset ortamlarında aynı ölçüde etkili oldukları gerçekleştirilen Irak Türklüğüne yönelik panel, maalesef söylenemez. Bunda, Cumhuriyetin sempozyum ve konferanslar da burada kay- kuruluşundan beri sürdürülen yanlış politikaların dedilmelidir. Bunların sonuncusu 18-19 Mayıs ve Türkiye’nin bugün bile sağlıklı, kurumlaşmış 2012 tarihlerinde Bilecik Şeyh Edebali Ünivr- bir dış politikasının olmayışının rolü var. Ancak sitesinde düzenlenen Irak Coğrafyasında Türk Türkmenlerin bu gibi müşkülleri aşabilmek için Varlığı ve Kültürü Sempozyumu olmuştur. Büt- de gerekli bütün adımları attıkları tartışmalıdır. ün bunların dışında, gerek Ata Terzibaşı, Suphi Meselâ, Türkmen kardeşlerimiz uzun yıllardan Saatçi, Erşat Hürmüzlü, Habib Hürmüzlü, A. beri MHP’yi kendilerinin tabii siyasî temsilcisi Kadir Samancı, Mahir Nakip, Nef’i Demirci… olarak gördüler. Bu partinin, dünden bugüne gibi Türkmen yazarların; gerek Mustafa Ce- Irak Türklüğü ve Türk dünyası meseleler- vad, Hanna Batato,… gibi Arap yazarların ve indeki tavırı da takdire değerdir. Hatta, Genel gerek ana vatandan Bilâl Şimşir, Ümit Özdağ, Başkan Bahçeli’nin Kerkük’ü ziyaret ederek A. İhsan Öbek, Şevket Koçsoy, Abdüsselâm bayram namazını orada kılacağını duyurması3 Uluçam… gibi daha başkalarının, bugüne ka- Türkmenler arasında büyük bir heyecana dar, Irak Türkmenleri hakkında Türkçe, Arap- sebep olmuştur. Ancak MHP’nin Türk siyasî ça ve İngilizceyle pek çok kitap ve makale hayatındaki gücü bellidir. Bu yüzden Türkmen- yazdıklarını; Y. Bülent Bakiler, Hasan C. Gü- ler diğer siyasî partiler nezdinde de girişimlerde zel, Kemal Çapraz, Kenan Akın, M. Necati Öz- bulunup sahip oldukları oy potansiyeli muk- 2. Makalemizin sınırlarını taşırmamak kaygısıyla adını 3. Plânlanan bu ziyaret Irak makamlarınca vize engeline anmadığımız basın yayın kuruluşlarından özür dileriz. takılmıştır.

19 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Önder SAATÇİ [email protected]

abilinde kendi meselelerini bu partilerin gün- bilinmektedir. Ancak, bugünün Türkiye’sinde demlerine taşımalıdırlar. Türkiye’ye yerleşmiş en önemli iç politika meselelerinden olan terör- ve mesleğinde belli bir yere gelmiş, çevresinde le mücadele, yeni anayasa, kimlik ve aidiyet tanınan, sevilen birçok Türkmen vatandaşımızın sorunları, Avrupa Birliğiyle ilişkiler, eğitim bugüne kadar bir siyasî partide görev alması, sorunları, demokratikleşme ve sivilleşme, temel milletvekili seçilmesi, hatta bir bakanlık hak ve hürriyetlerin genişletilmesi gibi meselel- koltuğuna oturması beklenirdi. Bu teşebbüslerin erde Türkmenler kendi görüşlerini ve tavırlarını gecikmesi Irak Türklüğünün, Türkiye’nin siyasî mutlaka ve açıkça ortaya koymalıdırlar. Bu yolla gündemine oturmasını da geciktiriyor. Ama ne Irak Türklüğü kamuoyunda daha iyi tanınacak, olursa olsun, artık birçok Türkmen kardeşimizi, Türkmenler de Türkiye’nin meselelerine sahip çeşitli siyasî partilerin saflarında ve Irak çıktıkları ölçüde kendi mücadelelerine taraftar Türklüğünün meselelerini ajandalarına almış bulacaklardır. oldukları halde görmeyi temenni ediyoruz. Türkmen basın organlarının yukarıda özet- Almanya’da ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde lenen gayretleri elbette artarak devam etmeli- yerleşmiş Türklerin hem sağ hem sol partil- dir. Bununla beraber, Türk basınının da bütün erden, zaman zaman milletvekili veya beledi- sun’i gündemlerine rağmen Türkmen davasında ye meclisi üyesi olarak karşımıza çıktıklarını daha etkili bir şekilde devreye konması gerek- düşünürsek Türkmenlerin de ana vatanda buna lidir. Bizce, Türkmen Basın Konseyi ve Ker- benzer teşebbüslerde bulunabileceğini rahatlıkla kük Haber Ajansı Türkmen meselelerini Türk söyleyebiliriz. Sözün burasında, merhum Rauf medyasının çeşitli yayın organlarına süratli ve Denktaş’ın Türkmenlere bir tavsiyesini de etkili bir şekilde yaymalıdır. Hatta sivil Türk- hatırlamakta fayda var. Denktaş, Türkmenlerle men kuruluşlarını idare eden kardeşlerimiz, bir buluşmasında, meselenizi Türkiye’nin me- şahsî ilişkilerini de kullanarak medyada ulaşı- selesi haline getirmelisiniz. Kıbrıs davasını labilecek patronlara ve yazarlara ulaşmalı; Irak biz bu yolla bugünlere getirebildik, demişti ki Türklüğünün sesi olabilecek kalem sahiplerine doğrudur. Fakat, Türkiye’nin Kıbrıs meseles- bol bol malzeme temin etmelidirler. Zira Türk indeki dayanağının, 1959’da imzalanan Lon- medyasında zaman zaman Irak Türklüğünü ka- dra–Zürih Anlaşmalarındaki garantörlük hakkı muoyuna yanlış tanıtan, hatta rencide eden ha- olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin Irak Türklüğü ber, yorum ve yazılar çıkabilmektedir. Bu gibi konusunda ise böylesine güçlü bir milletler yazılardan biri 31 Mayıs 2012 tarihinde Zaman arası dayanaktan mahrum bulunduğu da bilin- gazetesinde Abdullah Kıran imzasıyla yayın- melidir. Buna rağmen, Türkmen siyasetçileri lanmış4 ve tepkiyle karşılanmıştı. Türkmenler bütün kapıları çalarak Türkiye’yi, kendi me- bu gibi tezvirata ve hezeyanlara anında cevap selelerinin çözümü noktasında zorlamalıdırlar. verebilmelidirler. Buna benzer girişimlerin Hele hele, bugünün Irak’ında her kavmiyetin, önünü alabilmek ve bu türlü karalayıcı yayın- bir başka ülkenin güdümünde siyaset yaptığı larla mücadele edebilmek için, Türk ve dünya düşünülürse böylesi çalışmaların ne derece medyasında çıkan Türkmeneli haberlerini ve gerekli olduğu daha iyi anlaşılır. Bu görüşün yayınlarını sürekli takip eden bir medya izle- zıddına, Türkiye’nin, Irak Türkmen siyaset- me merkezi kurulmalıdır. Türkmenlerin tanıtım inden elini çekmesi gereğini savunan bir siyasî mücadelesi ancak ve ancak her alanda kurumla- damarın da Türkmenler arasında mevcut olduğu şarak devam ettirilebilir.5 bilinmelidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bugüne Bugün Türkiye’de çok güçlü medya grupla- kadar, Türkmen siyasî hareketlerini başarıyla rı olduğunu hepimiz biliyoruz. Medyadaki ide- yönetememiş olması da bu görüş sahiplerinin olojik duvarların eskisi kadar aşılmaz olmadığı elini güçlendirmektedir. 4. Adı geçen yazı için bkz. http://www.zaman.com.tr/haber. Türkmenlerin siyasette bıraktıkları bir boşluk do?haberno=1295973&title=turkiye-kerkuk-referandumuna- da Türkiye’nin iç politika meselelerine yeterli vetosunu-kaldirmali 5. Bu konuda geniş bilgi için bkz. Mahir Nakip, Global ilgiyi göstermeyişleridir. Bunda, dikkatlerinin İletişimde Dengesizlik ve Türkmen Medyası, Kardaşlık, sayı: Irak’taki gelişmelere çevrilmesinin rolü olduğu 50, s. 4-7.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 20 Önder SAATÇİ [email protected] ve iletişim imkânlarının her geçen gün daha havasını, atmosferini hiç yaşayamadan bir ömür da arttığı düşünülürse Irak Türklüğünün, Türk sürdükleri ortadadır. Denebilir ki Türkmenler medyasının her bir yayın organında sürekli gün- ilk başta yeni nesillerine kendilerini tanıtmalı- demde tutulması neden mümkün olmasın. Bu dırlar. 2003’ten itibaren, bu çocukların, babala- meyanda, yakın geçmişte yaşadığım bir hadise- rının yurtlarını ziyaret edebilmeleri önünde bir yi nakletmek isterim. Bundan birkaç ay önce, engel bulunmaması büyük bir nimettir. Ancak İslamî meselelerdeki hassasiyetiyle tanınan Akit yeni nesillerin, Türklük şuurunu ve Türkmen ai- gazetesinin yazarlarından biriyle internet orta- diyetini kaybetmemesi için yine de pek çok çaba mında yazışarak Irak Türklüğünün sorunlarını sarf edilmelidir. Avrupa’daki ve okyanus ötesi neden sayfalarına taşımadıklarını, bu davaya ülkelerdeki Türkmen kardeşlerimizin kurmuş Filistin davası kadar niçin önem vermediklerini oldukları dernekler bu amaca hizmet edecektir. sordum. Değerli yazarın bana cevaben gönder- Almanya’da ve diğer Batı ülkelerinde Anado- miş olduğu e-postada, Filistin meselesini İslâm lu Türk’ünün üçüncü neslinin başına gelenler dünyasının ana davası kabul ettiklerini, bu hu- Türkmenlerin üçüncü neslinin de başına gel- susta netice alınması halinde diğer sorunların da çözüleceğine inandıklarını yazmıştı. Bununla memelidir. Saddam’ın Araplaştırma politikala- birlikte, yakın geçmişte Irak’a gittiklerini orada rından kaçarken, Türkmen çocukları Hıristiyan Türkmenlerle görüştüklerini de bildirmişti. Hat- Batı ülkelerinde uyuşturucu, alkol, misyonerlik, ta kendilerine ulaştıracağımız bilgilere, kendi ateizm gibi yeni tuzaklara düşmemelidirler. yayın organlarında seve seve yer vereceklerini Gurbetteki Türkmen derneklerinin, en kısa za- de ilâve etmişti. Bu gibi diyaloglara Irak Türk- manda, eğer hukuken mümkünse, Türkmeneli lüğünün ihtiyacı olduğunu düşünüyor, Türkmen Dernekler Federasyonu çatısı altına alınması kardeşlerimizin bu kapıları muhakkak zorlama- bu sorunları bir nebze hafifletecek; en azından ları icap ettiğini naçizane tavsiye ediyoruz. Türkiye’deki Türkmenlerle gurbet diyarlarında- Türkmen derneklerinin, bir de şu meseleye ki Türkmenler arasında gönül köprüleri daha da el atmasının zamanı gelmiştir, kanaatindeyim. sağlamlaşacaktır. Bilindiği gibi, Irak coğrafyasına Türklerin yer- Gelişen dünyada bir taraftan refahın yüksel- leşmesi asırları bulan bir tarihî sürecin ürünüdür. mesi bir taraftan da insanların gittikçe ferdiyetçi Aynı şekilde, Irak Türklerinin ana vatana göç bir hayat tarzına sürüklenmeleri, yalnızca top- etmesi de çeşitli tarihlerde gerçekleşmiştir. Bu lumda birtakım çözülmelere, kıymet hükümle- göç dalgaları sonucunda bugün Türkiye’mizin rinin, hatta bütün manevî değerlerimizin gözden çeşitli yörelerinde Irak Türkmenlerinin bulun- düşmesine yol açmamış; aynı zamanda millî duğu bir hakikattir. Kütahya’da “Kerkük” so- kimliği de berhava etmiştir. Türk millî kimliği- yadını taşıyan geniş bir sülâle bulunduğunu, nin, bugünün insanının gözünde, Orta Asya’dan Hatay’ın Erzin ilçesinde de epeyce Kerküklü ai- Balkanlara uzanan bütün kollarıyla kucaklan- lenin ikamet ettiğini bu yörelerden olup zaman ması da bu hengâme içinde kaybolmakta; Türk- içinde tanıştığım kişilerden öğrenmişimdir. Bu menlerin de kendi seslerini dünyaya duyurma- topluluklara mutlaka ulaşılmalı ve bizden daha önce ana vatana yerleşmiş bu değerli hemşerile- ları o ölçüde zorlaşmaktadır. Kapı komşusuna, rimizin siyasî ve sosyal ilişkileri Irak Türklüğü- akrabasına, yakın çevresine her geçen gün biraz nün tanıtımı ve sorunlarının çözümü mesaisine daha yabancılaşan insan tipinden, Türk dünya- dâhil edilmelidir. sını ve onun içindeki küçük ama çok değerli bir parça olan Irak Türklüğünü derinden ve bütün Türkmenlerin önünde duran bir sorun da ikinci, üçüncü nesillerin durumudur. Gerek benliğiyle kavraması günümüz dünyasında na- Türkiye’de ikamet eden gerek gurbet diyarla- sıl beklenebilir? rında mülteci olarak yaşayan Irak Türkmenleri- Irak Türklüğünü dünyaya tanıtmak üzere nin, bu ülkelerde doğan ve yetişen çocuklarının, yola çıkanlar bu çetin problemi de aşmayı hedef Kerkük’ün ve Türkmeneli’nin diğer yörelerinin edinmelidirler.

21 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Türkmen Dağarcığı Türkmen Dağarcığı Suphi SAATÇİ Suphi SAATÇİ [email protected] [email protected]

Divriğili Tahir Nadi ve Kerkük

Bilindiği üzere Irak Türkmenlerinin Türkmeneli’nin önemli merkezi olan yaşadıkları ve adına Türkmeneli dedi- Kerkük’ten büyük cihangir Timur, ğimiz bölgenin de sınırları arasında Kanunî Sultan Süleyman ve Sul- kalan topraklar, Birinci Dünya tan 4. Murat gibi ünlü ve tarihî Savaşı’nın sonlarına kadar sü- şahsiyetler geçmiştir. Türkme- ren zaman dilimi içinde Os- neli bölgesinde görev icabı manlı Devletinin idaresinde bulunan şahsiyetlerin içinde, bulunmuştur. Bir -Türk bazen önemli iz bırakanlar Devleti olarak Osmanlı’nın da olurdu. Bunların arasın- hüküm sürdüğü topraklar da Birinci Dünya Savaşı üzerinde, günümüzde yirmi- öncesinde mutasarrıf olarak ye yakın devlet bulunuyor. Kerkük’e atanan Avnullah Özellikle Asya ve Afrika Kâzımî Bey ve değerli bir kıtalarında Suudi Arabis- edebiyatçı olan kızı Halide tan, Yemen, Katar, Uman, Nusret Zorlutuna, kadı ola- Kuveyt, Birleşik Arap Emir- rak atanan Hüseyin Fikri Bey likleri, Bahreyn, Irak, Suriye, ve oğlu Ahmet Hamdi Tanpı- Lübnan, Ürdün, Filistin, Mısır, nar ilk akla gelenlerdir. Sudan, Libya, Tunus, Cezayir ve Bunlardan başka bölgedeki Fas’a kadar uzanan topraklardaki savaşta şehit düşen Serasker Topal Müslüman ve diğer dinlere mensup pek Divriğili Tahir Nadi Osman Paşa Kerkük’te İmam Kasım’da çok tebaayı Osmanlı devleti, ayırım yap- gömülüdür. Kerkük’te vefat eden ve madan yönetmiştir. Kerkük Kalesindeki Danyal Peygamber Camii’nin Bu topraklar üzerinde yaşayanlar için Osmanlı haziresine gömülen ünlüler arasında millî hatip bayrağının dalgalandığı her yer vatandı. Devlete Ömer Naci, ’nın Birecik kazasından olan bağlı memurların hepsi İstanbul’da düzenlenen Ali Ekrem Bey ve bazı Türk komutanları da bu- aynı bordrodan maaş alırlardı. Yemen’den Balkan- lunmaktadır. Aynı hazirede Mutasarrıf Avnullah lara, Erzurum’dan Cezayir ve Fas’a kadar uzanan Kâzımî Bey’in Kerkük’te küçük yaşta ölen oğlu topraklarda herkes aynı hizmeti ifa ederlerdi. Bu Abdulhay de metfundur. bakımdan İstanbul, Kayseri, Bosna, Edirne, Urfa, Birinci Dünya Savaşından bir süre önce öğret- Şam, Halep, Musul, Bağdat, Basra, Mekke ve Me- men olarak Kerkük’e atanan Divrikli Tahir Nadi de, dine bu vatanın birer vilayetleri idi. eğitim konusunda Türkmeneli’nde hizmet görmüş Bunun gibi Kerkük, Erbil, Kifri, Tuzhurmatu kıymetli bir öğretmen ve müdürdü. Bu yazımızda ve Telafer gibi Türkmen beldelerinde yerli me- ele alacağımız Tahir Nadi, şairane üslup sahibi bir murlar yanında, ihtiyaca göre bazen İstanbul veya edebiyatçı olarak ilgi çekmiş bir şahsiyetti. başka bir bölgeden olan mutasarrıf, kaymakam, Tahir Nadi’nin Hayatı öğretmen, memur ve askerler de atanırlardı. Sivil Divriği 1876 doğumludur. Asıl adı Mehmet Ta- veya askerî görevliler aynı koşullarda bir beldeden hir Nadi’dir. Eğitimci ve şair olan Tahir Nadi’nin başka bir beldeye nakil yoluyla tayin edilirlerdi. Ozan-Özgü soyadını aldığı ifade edilmektedir.1 Bu arada ordu ile birlikte bölgeden geçen büyük Maraş Orman memurluğundan emekli Divrikli devlet adamlarını da anımsamak gerekir. Kimi za- Tuğutluoğlu Mehmet Halim Efendi’nin oğludur. man görev icabı askerî harekât sebebiyle bölgede bulunan ve şehit düşen komutan ve subaylar da 1. “Tahir Nadi” maddesi, Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklop - olmuştur. disi, cilt 8, Dergâh yayınları, s. 197.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 22 Türkmen Dağarcığı Türkmen Dağarcığı Suphi SAATÇİ Suphi SAATÇİ [email protected] [email protected]

Babasının memuriyetinden dolayı bulunduğu ’te Rüştiye mektebini bitirdi. Maraş’ta Arapça ve Farsça okudu; yüksek tahsil için babası tarafın- dan İstanbul’a gönderildi. Üsküdar’da Ahmediye Medresesinde Hoca Nazmi Efendi’den dersler aldı. Üsküdar İdadisini bitirdi. Ardından girdiği Darülfünunun Edebiyat Şubesinden2 mezun oldu. Öğretmen ve müdür muavinlikleri göreviyle Os- manlı ülkesinin çeşitli yörelerini dolaştı. Mardin, Selanik, Biga idadîlerinde muallimlik ve müdür yardımcılığı yaptı. Ankara Darülmuallimini Rüşdî Edebiyat ve Türkçe, Kerkük İdadîsi müdürü ve muallimi tayin edildi. Daha sonra Basra Sultanîsi müdürlüğüne atandı ve burada din bilgisi ve Farsça öğretmenliği yaptı. İngilizlerin Basra’yı işgal etmesi üzerine Bağdat ve Halep yolu ile İstanbul’a geldi. Eğitim hizmet- lerine devam ederek İstanbul, Kadıköy, Kabataş, Vefa sultanileri (liseleri), Gazi Osman Paşa Oku- lu, Kız Öğretmen Okulu, Amerikan Koleji, İmam Hatip Okulu, Pertevniyal ve İstanbul Kız li- selerinde Arapça, Farsça ve Edebiyat öğretmenliği yaptı. İstanbul Erkek Lisesinden emekliye ayrıldı ve 1952 yılında vefat etti.3 Tahir Nadi ve Kerkük Tahir Nadi’nin Kerkük’e gelişi yerli gazetede İbnülemin Mahmut Kemal İnal duyurulmuştur. Bu olayı önemli kabul eden Ah- met Medenî Efendi, Kerkük’te yayımlanan Maa- dilbilgisine ayrılmış yer yer Arapça ve Farsça dil rif dergisinde neşrettiği imzasız bir yazıda, Tahir bilgilerine de değinilmiştir. Vesile-i Hüsna adlı Nadi’yi ehliyetli bir öğretmen olarak tanımla- eserden sonra Kerkük’te basılan ikinci kitaptır.5 makta ve onun hayat deneyiminden kaynaklanan Yazdığı mevlid kitabını İstanbul’da 1950 yılın- hikmetli manzumelerini seri halde “Enmüzec-i da bastıran Tahir Nadi, eserine Tahir Nadi Mev- ‘İbret” başlığı altında yayımlamaya başladıklarını lidi adını vermiştir. 48 sayfadan oluşan kitabında ve bu arada onun ders kitabı sayılan ‘Umdetü’l- yazmış olduğu Tercime-i Hal başlıklı mesnevi bi- Kavâ‘id adlı eserinin iki formasının basıldığını çiminde manzum bir bölüm de yer almaktadır (s. 4 duyurmaktadır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fa- 30-32). Bölüm şöyle başlamaktadır: kültesi mezunu olduğunu ve üstün bir eğitim gör- Divrig şehri mahallü-menşeim düğünü dile getiren Ahmet Medenî, Tahir Nadi’nin ilk eseri olan bu kitabı, gramer ve edebiyat üzerine Hem Tugutlu zadedir künyem benim yazılmış kıymetli bir kaynak olarak nitelemekte- Mesken-i sani olup şehr-i Kilis dir. ‘Umdetü’l-Kavâ‘id kitabını bizzat görmedim. Oldum anda meslek-i ilme enis Ancak Kerkük Mekteb-i İdadiye Müdürü Divriğili Tahir Nadi tarafından kaleme alınan bu eser hak- Şehr-i Maraş’ta kalup üç yıl tamam kında verilen kısa bilgilerden, 111 sayfadan oluşan bu gramer kitabının 1329-1331 yılında Sanayi‘ Sarf ü nahv ü mantıka ettim devam Mektebi Matbaası’nda basıldığı anlaşılmaktadır. ………. Eser liselerde dilbilgisi derslerinde okutulmak Tahir Nadi, gezip dolaştığı yerleri ve tayin ol- amacıyla kaleme alınmış ve büyük bölümü Türk duğu beldeleri sıra ile anlatırken görev yeri olan 2. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kerkük’ü de dile getirir: 3. İbrahim Aslanoğlu, Divriği Şairleri, İstanbul 1961, s. 87. 4. Maarif mecmuası, sayı (numara): 2, (Kerkük) 2 Nisan 5. Mehmet Hurşit Dakuklu, Basılmış Kitaplar Kılavuzu, Ba - 1329, Perşembe, s, 11. dat, Zaman Matbaası, 1986, s. 92.

23 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Türkmen Dağarcığı Türkmen Dağarcığı Suphi SAATÇİ Suphi SAATÇİ [email protected] [email protected]

Hidmetim takdir olunmuştur meğer taşımaktadır. Bu gerekçeyle Tahir Nadi’nin hak- Bir müdüriyetle oldun kâmver kında yazılan giriş yazısı ile söz konusu olan dört- lükleri aşağıda verilmiştir. Şairliği Uhdeme düşmüştü Kerkük bölgesi Tahir Nadi daha çok heccav bir şair olarak ta- Nice bin yıllık Sumerler ülkesi nınmıştır. Hikmetli şiirler de yazmış ancak hiciv- …… leri ön plana çıkmıştır. Kendine özgü bir kişiliğe Hatimeyi de şöyle tamamlamaktadır: sahip olan Tahir Nadi’yi Şair Eşref de hiciv alanın- da takdir etmiş ve hapishanede iken ona şu beyitle iltifatta bulunmuştur: Okudukça zümre-i ihvan-ı din Sanma Divrik yalnız sail-i mâhir çıkarır Ruhumu şad ede Mevlâ-yı mu‘în Kâh olur Tahir Nadi gibi şair çıkarır7 Üslubu ve dili İbnülemin’in takdirini kazan- Kaarin ü sami‘în-i saliha mış olduğu için, Son Devir Türk Şairleri’nde ona Okusunlar ruhuma bir fatiha hem geniş yer vermiş, hem de ona mültefit dav- Biyografisini ayrıntılı biçimde kaleme alan İb- ranmıştır. Öğretmenliğini çok takdir eden İbnü- nülemin Mahmud Kemal, Tahir Nadi’nin, Kerkük lemin, kendine özgü tatlı ve güzel üslubu ve hem İdadîsi müdürlüğüyle iktisad ve kavanin muallim- de Osmanlı’da kullanılan eski imla ile onu şöyle liklerinde bulunduğunu; ayrıca Kerkük’te Sultanî anlatmaktadır: ve Nümune mektebi inşa ettirdiğini kaydetmek- [Muhterem Tahir Nadi, “muallim” namını tedir. Basra’nın İngiliz işgaline uğraması üzerine bihakkın ihraz eden hadimîn-i maarifden bir da- “Ahundi acem kisvesi telebbüs edüb Müntefik çöl- nişmenddir. Vatanın –Basra’ya kadar- heman her lerinden n’aka süvar olarak” Bağdat ve Halep yolu köşesinde yıllarca neşr-i marifete çalışmışdır. “Ba- ile İstanbul’a geldiğini, İbnülemin Tahir Nadi’nin şımda bembeyaz kıllarca mağduriyetim vardır” 6 kendi ifadesine dayanarak nakletmektedir. demekle beraber vazifesini ifada fütur gösterme- Tahir Nadi’nin Eserleri mişdir. Yukarıda sözü edilen Türkçe sarf ve nahiv kita- “Beni benden ziyade anlıyan tullâb-ı irfandır bı ‘Umdetü’l-Kavâ‘id’den başka İbnülemin onun Teali-i vatan uğrunda hayli hizmetim vardır” Fezleke-i Lisan-ı Farisi namında basılmış bir ese- demekde hakkı vardır. ri daha olduğunu kaydetmektedir. Yine yukarıda sözünü ettiğimiz Tahir Nadi Mevlidi kitabını ise, Tahir Nadi, vadi-i edebiyatda da mümtaz bir anlaşılan İbnülemin görmemiştir. Tahir Nadi’nin mevki sahibidir. Üç lisandaki vukufuna ve edebi- Kerkük’te Maarif dergisinde yayımlanmış dörtlük- yatdaki iktidarına eserleri şahiddir. lerinden kendilerine bahsettiğim, ikisi de Divriğili Yar olsa bir dem talii olan değerli dostlarımız Necdet Sakaoğlu ve Sabri Kim görse takdir han olur Koz beyefendilere, bu dörtlüklerin birer kopyasını “Eş‘arı Tahir Nadi’yi vermiştim. Değerli tarihçi dostumuz Necdet Saka- oğlu da, Tahir Nadi Mevlidi kitabının fotokopi- Şairlere ol hân olur” sini bize lütfettiği için, kendilerine teşekkürlerimi dense hakikate hizmet edilmiş olur. ifade etmek isterim. Layık olanları hicvetmedeki mahareti, hecve Bizzat İbnülemin’e verdiği terceme-i halin- oğrayanların malûmudur. de Tahir Nadi, Molla Cami divanının ve Ubeydi “Hecv yazmakda gerçi hadden efzun şühretim vardır Zagânı Letaifinin tercümeleriyle 1200 sayfadan Sebebsiz eylemem şakkı şefe ciddiyetim vardır oluşan divanının ve 2500 cilt kitabının, Üsküdar’da dayısının evinde yandığını ifade etmiştir. Bu ba- Dilim varmaz muazzez kimseyi tezyif ü tahkire kımdan Kerkük’teki Maarif dergisinde yayımlan- Şirarı milleti tedibe say ü gayretim vardır” mış dörtlüklerinin kıymeti daha da artmaktadır. Orada yayımlanan bazı dörtlükler gerçi kimi kay- 7. Hilmi Yücebaş, Hiciv Edebiyatı Antolojisi, Dizerkonca naklarda geçmekte, ancak tamamını nisyandan Matbaası, İstanbul, 1955, s. 245; M. Kâzım Erçoklu’nun “Bü- kurtarmak ve edebiyat dünyasına tanıtmak önem tün Vecheleriyle Divriği” başlıklı basılmamış notları, s. 32. Bazılarına göre bu beyitte şaire övgü olduğu kadar Divriği’ye 6. İbnülemin, Son Asır Türk Şairleri, cilt 3, s. 1824. de pek haksız yergi bulunmaktadır.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 24 Türkmen Dağarcığı Türkmen Dağarcığı Suphi SAATÇİ Suphi SAATÇİ [email protected] [email protected]

diyor ki doğrudur.]8 İbnülemin, eserinde 8 parça şiirine yer verdiği Tahir Nadi’nin, bazı şiirleri üzerine kendine göre ilgi çekici notlar da düşmüştür: Kıt‘a Nakese cevher-i ‘irfanını bezletme sakın Öğrenir bilmediği şeyi sana düşmen olur Kudret-i fatıradan çünki nasibi o kadar İlmi artınca heman fürsat alır rehzen olur Bu kıt‘ası üzerine İbnülemin Tahir Nadi’ye dipnotta şöyle hitap ediyor: [Aferin şair! Bu hakimane kıt‘anla benim hali- me terceman olmuşsun. “Nakes” dediğin bazı kes “bilmediği” ve bilemeyeceği şeyleri, öğrenmediği yolları benden ve benim eserlerimden öğrendikten sonra benimle rekabete ve bana “rehzen”liğe kal- kışdı ve kalkışıyor. Benden becerdiği malumat-ı mühimmeyi kendi malı imiş gibi satıyor. Bu hal ‘İzzet Molla merhumun da başına gelmiş ki Bana yapdırub şiiri rengin eda Benimdir deyu gösterirdi bana demişdir. Bu dürlü etvarı duvaj bazaneyi gör- dükçe “nakese cevher-i ‘irfanını bezletme sakın” yolundaki nasihatinle ‘amel etmek, hatta yalnız “nakes”e değil, hiçbir “kes”e bir şey öğretmemek lâzım geliyor.]9 Kesb-i ‘irfan cehli mahveyler bir ‘adi kimseden Eylemez bahş-i necabet mayesiz pespayeye Olsa da nihriri â‘zam kıymeti noksan olur Kimse aldanmaz revacı olmayan sermayeye Kabataş Sultanisi farisi muallimi üstad Tahir Nadi Efendi’nin karikatürü (Süs mecmuası: 29.3.1924) Bunun üzerine ise İbnülemin şu notu düşmüştür: [Bu kıt‘ayı bazı “nakes”e okumak içün galiba 10 biyatçı ile dostluk kurmuş ve bu arada edebiyat bana vekaleten tanzim etmişsin!] mahfillerinde sözü edilmiştir. Dostlukları yanında Görüb bir kimseyi zâhirde sadık keşf-i raz etme çabuk kızan ve kızdığını hemen belli eden bir mi- Sakın ifşa-yı sırdan bilmiş olsan merd-i zahiddir zaca sahip olduğu da anlaşılıyor. Bazı edebiyatçı- Selam ü iltifata ihtiyatkârane talib ol nın hatıralarında da yer eden Tahir Nadi hakkında, değişik kaynaklarda geçen bazı anıları da okuyu- Mümaşat-ı zamane muhtelif ağraza ‘aiddir cularla paylaşmak isterim. Bu kıt‘a hakkında da İbnülemin şu notu yaz- Halide Nusret Zorlutuna “ Bir Devrin Romanı” mıştır: başlığı ile kaleme aldığı hatıralarında Kerkük’te [Bu kıt‘ayı da güya bana bir ihtar-ı hayırhahane iki öğretmenden ders gördüğünü naklederken şöy- olmak üzere söylemişsin! Hayyakallah]11 le diyor: Hatıralarda Yaşayan Tahir Nadi Arapça ve Farsça özel öğretmenlerim Süley- Renkli bir sima olan Tahir Nadi, pek çok ede- man Efendi ile Molla Hıdır Efendi idi. Süleyman Efendi; babamın açtığı İdâdî Mektebi’nin -yani 8. İbnülemin, a.g.e., s. 1825. lisenin- öğretmenlerindenmiş. O zaman lisenin 9. İbnülemin, a.g.e., s. 1827, dipnot 1. müdürü olan Tâhir Nâdi Bey’den bir öğretmen is- 10. İbnülemin, a.g.e., s. 1828, dipnot 1. 11. İbnülemin, a.g.e., s. 1828, dipnot 2. temiş babam.

25 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Türkmen Dağarcığı Türkmen Dağarcığı Suphi SAATÇİ Suphi SAATÇİ [email protected] [email protected]

O tarihten yıllar sonra meşhur olan Tâhir Nâdi Maarif dergisi, sayı (numara): 2, (Kerkük) 2 merhum, bana: “Ben senin bilvasıta muallimin Nisan 1329, Perşembe, s. 11 sayılırım” derdi. “Merhum Paşa sana bir muallim Talakat-i lisan ve belagat-i beyanıyla bihak- göndermek hususunda beni vazifelendirmişti; ben kın iştihar eden Darülfünun-ı ‘Osmanî Edebiyat de Süleyman Efendi’yi seçip göndermiştim. Ben Şu‘besi mezunlarından, Dersa‘adet-i Ahmediye de muallimin sayılırım değil mi?”. Ben de: “El- Medresesinden mücaz Kerkük Mekteb-i İ‘dadî-yi bette Hocam iftihar ederim!” derdim, pek hoşuna Mülkisi Müdîr-i fazıl ü muktediri İstanbul, Sela- 12 giderdi rahmetlinin. nik, Ankara ve daha bir çok yerlerde lisan ve ede- Divriği Şairleri’nin yazarı İbrahim Aslanoğlu, biyat mu‘allimliğinde bulunarak, rihle-i tedrîsinde şair Halit Fahri Ozansoy’un Tahir Nadi ile başın- yüzlerce talebe yetişmiş olan şa‘ir-i şehîr, edîb-i dan geçen bir olayı nakletmektedir: tahrir Divrikli Muhammed Tahir Nadî Beyefendi [Bir gün bana arkadaşlar: Yahu dediler, Tahir hazretlerinin devr-i meş’um-ı sabıkda göğüs ger- Nadi sana gücenmiş. Aleyhinde bir hicviye yaz- diği masâib-i ‘adîde ü tecarüb-i müte‘addidesinin mış. Sultanahmet’teki Küllük’te okuyup duruyor- mahsulü olan “Enmüzec-i ‘İbret” serlevhalı muş. Canım sıkıldı, ertesi günü Tahir Nadi’ye rast- manzume-i hekîmâneleri mecmu‘amızda derc layınca bunun sebebini sordum. Bana: olunmak üzere alınmış olduğundan bu nüshadan i‘tibaren peyderpey derc-i sahife-i mefharet eyle- “Hakkımda alaylı yazı yazmışsın. Karikatürü- yerek enzar-ı istifade-i ‘umumiyeye vaz‘ eder ve mü de yaptırmışsın” dedi. Bence mesele anlaşıl- işbu eser-i güzini mecmu‘amıza lütf ü ‘inayetle- mıştı. Bizim şair Yusuf Ziya, bilmem hangi gaze- rinden dolayı muma ileyha takdim-i teşekküratı tede böyle bir kıt‘a mı, yazı mı ne yazmış, bir de vecîbeden ‘add eyleriz. karikatür yaptırmıştı. Evlâd-ı vatanın cidden istifadesine hadim Bildiğimi söyledim. Tahir Nadi hemen benden (‘Umdetü’l-kavâ‘id) namıyla sarf, nahv, mantık, mazeret diledi. Arkasından da iki gün sonra benim me‘anî, beyan, bedî‘, ‘aruz gibi fünun-ı mühimme- için yazdığı hicviyeyi tadil ederek Yusuf Ziya’nın nin on yedi senenin bir tedrîs ü tetebbu‘ neticesi aleyhine çevirdi. Bana da bir medih kasidesi yazdı]13 olarak bütün safahât ü gavamızını hâkî gayet selîs Tahir Nadi’yi kızdıran söz konusu karikatür bir tarz-ı nevîn ü dilneşîde bir eser-i ‘âli-yi kıymet- 29.03.1924 tarihinde Süs dergisinde yayımlanmış- darı der-dest-i tab‘ olub iki forması mevki‘-i istifa- tır. Aslında pek de sevimli olan bu karikatür bu- deye vaz‘ olunduğunu kariînimize tebşîr eyleriz. lunarak, okuyucuların bilgisine sunulmuştur. Bu Tahir Nadi karikatürün yayınlanmasında anlaşılan Yusuf Ziya Ortaç’ın parmağı vardır. Enmûzec-i ‘İbretten Tahir Nadi ile ilgili son bir hatırayı da 1 İbnülemin’den naklederek, yazımızı noktalayalım: Öz birader olsa yüz verme bir alçak kimseye [İki üç sene evvel bir akşamüstü Bayezid’den Tıynet-i merkuzesinde hubsu efzûnter olur geçerken camiin karşısındaki kahvehanenin yanın- Kibri artar iltifat ettikçe bir kem payenin da bulunan çeşmenin önünde Tahir Nadi’yi gördüm. Cismi mefsuha su serpince daha bedter olur –Her şeyi şairane olan- bu zat, tarağını muslukdan ısladub kemâl-i itina ile başını tarıyor ve tuvaletin 2 uyub uymadığını anlamak içün –âyine farz etdiği- Asalet-i fıtrat zatında lazım herkesin yoksa çeşmenin cebhesindeki taşa ikide bir bakıyordu. Te‘ali etse bir nakes asaletinden müberrâdır Şu tavr-ı şairane hoşuma gitdi. Karşıda du- Debağetle taharet mümkün olmaz cild-i hınzîre ran Hamamî Zâde şair İhsan’ı çağırdım, şairane Necasettir anın aslı taharetten mu‘arrâdır manzarayı görünce o da zevkyab oldu. Sokakda tuvalet yapmasının sebebini sordum. Kadınlı er- 3 kekli bir konferansa –mecburen- gitmek üzere ikametgâhından telaşla çıkdığı içün yapamadığı Kıymetin takdir olunmazsa ta‘accüb eyleme tuvaleti, çeşmenin önünde yapdığını söyledi.]14 Muhtelif herkesteki çeşm-i basiret bir değil Eylesen bir safha-i ayîneye ‘atf-ı nazar 12. Halide Nusret Zorlutuna, Bir Devrin Romanı, Kültür Göz o göz mir’at o mir’at şekil ve suret bir değil Bakanlığı Yayınları: 294, Ankara 1978, s. 61-62. 13. İbrahim Aslanoğlu, a.g.e., s.87-88. Ma‘arif, Nu: 2 (25 Nisan 1329), s. 11 14. İbnülemin, a.g.e., s. 1825.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 26 Türkmen Dağarcığı Türkmen Dağarcığı Suphi SAATÇİ Suphi SAATÇİ [email protected] [email protected]

4 11 ‘Abestir nâbehengâm bir işin tahmili insana Telh-i hicrane-i gurbetle vücudum eriyor Kışın lazımdır ateş yaz günü gayri muvafıktır Asiyab-ı feleğe vaz‘ olunan dane gibi Neden bilmem meramım hâsıl olmaz hin-i hacette Görünür dideyi hasret-keşime şimdi cihan Hızır zannettiğim zahirde batında münafıktır Neşesi zail olan meclis-i mestane gibi 5 İhtilal-i cûyana efkâra temayül eyleme 12 Uğraşır mı mert olan hem cinsinin ezrarına Umarım hazretti Mevla ‘amimü’l-eşfak Bir müzebzeb haletin tesir-i dil-girânesi Oldu badi-yi Endülüs akvamının idbârına Kimseyi kûşeyi gurbette mukim eylemesin Rızk-ı maksum ile etsin vatanında infak 6 Gezdirip ‘âlem-i fanide elîm eylemesin Görüb bir kimseyi zahirde sadık keşf-i raz etme Ma‘arif, Nu: 5 (27 Haziran 1329), s. 35 Sakın ifşay-ı serden bilmiş olsan merd-i zahittir Selam ü iltifata ihtikârane talib ol Mümaşat-i zamane muhtelif a‘raza ‘aittir 13 Ma‘arif, Nu: 3 (31 Mayıs 1329), s. 19 Çok çalıştım hikmet-i Yezdan’ı idrak etmeğe Nefsim ıslah eylemekten başka hikmet görmedim 7 Su’-i tedbirimle dam-ı gaflete düştümse de Satılsaydı meta‘-i terbiye bazar-ı imkânda İstikamet sayesinde renc ü mihnet görmedim Alırdı bayi‘inden vüs‘i miktarınca her talib Mu‘allim bir siyakta öğretir erkân ü adâbı Ne mümkün cümle şagirdân-ı ‘irfanı ede rağıb 14 Nakese cevher-i ‘irfanını bezl etme sakın 8 Öğrenir bilmediği şeyi sana düşman olur Kesb-i ‘irfan cehli mahveyler bir ‘adi kimseden Eylemez bahş-ı necabet mayasız pespayeye Kudret-i fatireden çünkü nasibi o kadar Olsa da tahrir-i ‘azam kıymeti noksan olur ‘İlmi artınca hemen fırsat alır rehzen olur Kimse aldanmaz revacı olmayan sermayeye

15 9 Sabrı müşkül derde duçar oldum ama şimdilik Takazay-ı dehirden gönlüm olmaz bir gün azâde Felekten iştikamı sanma beyhude lüzumsuzdur Rahat etmekte gönül bir merdüm-i hurrem gibi Huzur-i kalbe malik olmadım bir lahza ‘âlemde Ettim ünsiyet belayı dehr-i sâmânsûz ile Neharım leylden leylim neharımdan kudümsüzdür İçtiğim semdir tabibin verdiği merhem gibi Ma‘arif, Nu: 4 (13 Haziran 1329), s. 27 Ma‘arif, Nu: 6 (10 Temmuz 1329), s. 43

10 Nerde olsam gusse peyderpey beni ta‘kib eder Önemli bir not Sinem emvac-ı belaya sahil-i derya gibi Tahir Nadi hakkındaki araştırmada bana yar- Genç iken solmakta ezharı bahar-ı ‘ömrümün dımcı olan Erbilli yüksek lisans öğrencisi Nazım İnhidama mün‘atıf bir kasr-ı ruh-ı efza gibi Terzioğlu’ya teşekkür ederim.

27 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Dr. Bülent HÜNERLİ

Kerkük Türkçesindeki Batı Kaynaklı Alıntı Sözcüklere Eklemeler

Pek çok kaynakta dilin ne olduğu ile ilgili görüş bi olmaktadır. Bu noktaya Türkçe özelinde dikkat belirtilmiştir. Bu görüşler içerisinde özellikle dilin çeken Sarı (2008:227), bunu “ihtiyaç” ve “özenti” sosyal yönüne, kültürel bağlantısına, canlılığına unsurlarıyla açıklamaktadır. Hâlbuki Türkçe yapı- ve değişirliğine vurgu yapılmıştır. Dilin bu başat sal özellikleri itibarıyla sözcük türetme olanakları özellikleri öncelikle dilin söz varlığında görülür ve bakımından dünya dilleri içinde müstesna bir yere tespit edilir. Nitekim söz varlığı, ait olduğu toplu- sahiptir. Denilebilir ki soyut ve karmaşık bir termi- mun bir tür müşterek belleğidir. Söz varlığı içinde nolojiye sahip dinî metinler bile, daha Eski Uygur toplumun yaşayışı, doğa algısı, kültürü, inançları döneminde başarılı bir biçimde Türkçeye çevrildi- en net şekilde görülür. Yine bu söz varlığında salt ği ortadayken Türkçenin bu imkânlarını görmez- bir topluma ait olan şeyler değil; diğer dillerdeki den gelmek abesle iştigal etmektir. maddi ve manevi kültürlere ait sözcükler de bulu- Dilimizdeki alıntı sözcükleri inceleyen Sezgin nur. Çünkü en başta insanın sosyal bir varlık olma- (2004:11-14), ilk alıntıların XI. yüzyıldan itiba- sı ve bundan dolayı diğer toplumlarla etkileşime ren Anadolu’ya gelen Türkmen gruplarının dil- girmesi bunu gerektirir. Böylece her şeyden so- lerinde görüldüğünü belirtir. Bölgedeki Rum ve yutlanmış bir toplum düşünülemeyeceği gibi, bir Ermenilerin dillerinden alıntı yapıldığına dikkat dilde de karşılıklı sözcük alışverişinin olmaması çeker. Rumeli’ye geçişle birlikte Sırplar, Slavlar, düşünülemez. Gerçekte ise bu durum başta ifade Macarlar, Cermenler, Romenler; Cenevizliler, edilen dilin sosyal yanı ile doğrudan ilgilidir. Portekizliler ve İspanyollarla olan ilişkiler netice- Çağdaş dünyada sosyal, siyasal, ekonomik ve sinde dilimize yeni sözcükler girdiğini ifade eder. özellikle bilimsel gelişmelerin her alanda olduğu Bu dönemde özellikle İspanya’daki Yahudilerin gibi diller üzerinde de etkisi vardır. Hatta bu etki Osmanlı’ya göç etmesiyle çok sayıda İtalyanca doğrudan ve kısa zamanda kendini gösterir. Bilişim ve İspanyolca sözcük alıntılandığını dile getirir. terimleri ve popüler kültür adlandırmaları bu sü- Tanzimat’la beraber dönemin bilim ve kültür dili recin en açık tanığıdır. Kısacası; dünya siyasetini, olan Fransızcadan Türkçeye çok sayıda sözcük ekonomik yapıyı, teknolojik imkânları tayin eden girdiğini ve cumhuriyetten sonra da Fransızcanın devletler, kendi dillerini ve bu dillerden temelle- yerini İngilizcenin aldığını vurgular. nen terim, cihaz vb. adlandırmaları da tedricen az Batı Kaynaklı Alıntı Sözcüklerin Sınıflandı- gelişmiş ülkelere ihraç etmektedirler. Bu açıdan rılması Batı toplumları, sayılan bu alanlardaki üstünlüğü ve gelişmişliği ile diğer dillerin sözcük kadrolarını Zeynep Korkmaz’ın sınıflandırması (Korkmaz, önemli derece etkilemiştir. Genelde bilişim terim- 2005:948-949): leri ve popüler kültüre ait adlandırmalar; özelde ise 1.Türklerin Anadolu’da yerleşmesinden başla- teknik ve sosyal alanlara, disiplinlere ait sözcükler, yarak XVIII. yüzyıla kadarki dönemde alınan Batı bu alıntıların esas kaynağını teşkil eder1. kaynaklı kelimeler. Şüphesiz ki her dilde alıntı sözcükler vardır. 2. XVIII. yüzyılda Batı ile ilk temaslarımızın Günümüz dünyasında alıntılama yapmamış saf bir ortaya koyduğu durum. dil bulmak hayalden öte bir şey değildir. Hele çağ- 3. 1839 Tanzimat hareketi ile başlayan Batı’ya daş dünyada dillerin etkileşim olanaklarındaki ar- yönelişin getirdiği yabancı kelimeler. tış, dünya dillerinin birbirinden sözcük alıntılama- 4. Cumhuriyet devrinde alınan Batı Kaynaklı larını daha da kolaylaştırmış ve sıradanlaştırmıştır. kelimeler. Kendi dilinin imkânlarını kullanmaktan ziyade hazırda olan ve kullanılan bir sözcük tercih sebe- Fatin Sezgin’in sınıflandırması (Sezgin, 2004:10): 1. Ayrıca alıntı yapılmasının (yabancılaşmanın) nedenleri için bk. Sezgin, 2004: 43; Sarı, 2008:227. 1. İlk dönemler 2. Gerileme dönemi ve Son-

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 28 Dr. Bülent HÜNERLİ rası 3. Cumhuriyet sonrası. gerekli kılmıştır. Petrol yatakları bakımından zen- Nitekim yapılan bu sınıflandırma gerçekte gin olan bu bölgede aynı zamanda Türk nüfusunun Türk toplumunun tarihi sürecinin, sosyal ve siya- da yoğun olduğu göz önünde tutulursa diller ara- sal gelişiminin bir sınıflandırmasıdır. Aslında bu sındaki etkileşimin sebebi daha kolay açıklanabi- sınıflandırma, dille sosyal ve siyasal hayatın iç içe lir.” (Demirci, 2007:433). olduğunun en açık örneğini verir. Aynı sürece dikkat çeken Saatçi de benzer ifa- Kerkük Türkçesindeki durum bir önceki pa- deler kullanmaktadır: ragrafta ifade edilenlerden çok da farklı değildir. “1926 yıllarına kadar ticaret, tarım, memuri- Yani siyasi ve sosyal yaşamdaki gelişmeler Ker- yet, esnaf, küçük sanayi olarak faaliyet gösteren kük Türklerinin dilinde çok açık bir biçimde gö- Türkmenler, daha sonraları petrol şirketinin faa- rülür. Bu coğrafyada ana dili Türkçe olan Kerkük liyete geçmesi nedeni ile İngilizlerin etkisinde ka- Türklerinin coğrafi, kültürel ve dini bağlantıları larak Türkmenceye yabancı, özellikle de İngilizce nedeniyle söz varlığında özellikle Arapça ve Fars- kelimelerin girmesine sebep olmuşlardır”(Saatçi, ça alıntılar çoktur. Hatta Arapça eğitim alan yeni 2010:47). neslin, Kerkük Türkçesini Arap aksanı ile konuş- Kerkük Türkçesindeki Batı kaynaklı alıntıla- tuğu görülür (Saatçi, 2010: 47). Bunun dışındaki maların ikinci aşaması olan bu süreç, günümüze alıntıların tamamına yakını ise Batı kaynaklı alın- değin sürmektedir. Tek farklılık İngiliz petrol şir- tılardır. ketlerinin başlattığı bu sürecin dinamiklerini, tüm Kerkük Türkçesindeki Batı kaynaklı sözcük- dünyada olduğu gibi bugün başta medya ve bilişim lerin alıntılama sürecine baktığımızda iki farklı sektörü olmak üzere başka enstrümanlarla yapıl- dönemin olduğu görülür. Bunlardan ilki Osmanlı mış olmasıdır. ve Türkiye Türkçesi kanalıyla alıntılanan Batı kay- Kerkük Türkçesinde bu ikinci kuşak alıntılar naklı sözcüklerdir. Yukarıda Sezgin ve Korkmaz –(1926 veya 1927 sonrası)- üzerine, iki değerli ça- tarafından Türkiye Türkçesi için ifade edilen alın- lışmanın yapılmış olduğu görülür. Bunlardan ilki tılama süreçleri -son dönem hariç- aslında Kerkük Jale Demirci tarafından “IV. Uluslararası Türk Türkçesi için de geçerlidir. Çünkü XX. yüzyılın Dili Kurultayı”nda sunulan “Kerkük Ağzı Söz Var- başlarına kadar Osmanlının siyasi sınırları içinde lığı Üzerine Kerkük Ağzındaki İngilizce Alıntılar” olan ve Anadolu’yla müşterek bir kültürü paylaşan adlı bildiridir. İkincisi ise Banu Saatçi tarafından ve sosyal hayatı yaşayan Kerkük Türklerinde, ben- “Kardaşlık” dergisinde kaleme alınan “Kerkük zer alıntılamalar elbette olacaktır. Kerkük Türkle- Ağzına Yerleşen Yabancı Sözcükler” adlı makale- rinin Osmanlı dil ve kültür dairesi içinde olması dir. Her iki çalışmada sadece Kerkük Türkçesine nedeniyle Osmanlı Türkçesindeki Batı kaynaklı giren İngilizce alıntılar üzerinde durulmuştur. alıntılar, Kerkük Türkçesinde de bulunur. Kısaca- Jale Demirci’nin Tespit Ettiği İngilizce Alın- sı Kerkük Türkçesindeki bir kısım Batı kaynaklı tılar2 (Demirci, 2007:434-439). alıntılar buradan kaynaklanmaktadır. aflem karton (çizgi film), bek gelmek (geri geri İkinci dönem ise 1926 (veya 1927) yılı itiba- gelmek), bokıs (yumruk), bonit (araba kaputu, rıyla İngiliz petrol şirketlerinin bölgeye gelmesi ve kaporta), bırek (fren), butul (şişe, şişe kap), cak yerleşmesiyle başlar (Demirci, 2007:433; Saatçi, (kriko), çakat (ceket), demir bokıs (muşta), diral 2010: 47). İngiliz şirketlerinin girişimleriyle be- (matkap), diring/diring ol-/tiring/tiring ol- (fazla raber çok sayıda İngiliz de bölgeye gelir. Böylece sarhoş olma durumu/fazla sarhoş olmak), ekspa- Kerkük Türkleri ile bölgeye gelen İngilizler ara- yer (son kullanma tarihi), fayıl (dosya, düz beyaz sında çeşitli etkileşimler ortaya çıkar. Doğal olarak karton), fırezer (derin dondurucu), futbol (futbol), bu etkileşimleri sağlayan başlıca araç dildir. Bu da fuyuz ([elek.] sigorta), ger (vites), gılas (cam su ikinci dönem alıntıların asıl kaynağını teşkil eder bardağı), gılob (lamba, ampul), gıris (gres yağı), (Demirci, 2007:433; Saatçi, 2010: 47). Bu döne- gıramafon (plak çalma aleti,pikap), hellev (sevinç me değinen Demirci, alıntılanan bu sözcükler için belirten bir ünlem), hendıl~hendır (hareket kolu), şunları dile getirmektedir: 2. Demirci (2007:441), İngilizce olan bazı kelimelerin asl - “İngilizler, 1927 senesinden itibaren, özellikle nın Fransızca olduğunu ifade eder. Fakat bunların doğrudan Kerkük’te yoğun bulunan petrol yataklarında bilfiil Fransızlar tarafından değil, İngilizler kanalıyla Kerkük Türk- çesine geçtiğini belirtir. Bununla beraber Kerkük Türkçesinde çalışmalara başlamışlardır. Haliyle bu durum bir incelediği alıntıların 1920-2000 arası yılları kapsadığını belirtir hayli İngiliz vatandaşının bu bölgeye yerleşmesini (Demirci, 2007:431).

29 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Dr. Bülent HÜNERLİ

horun (korna, klakson), ıspana (somun anahtarı), (dosya), formen (usta), garac (garaj), ger (vites), isfenc (sünger), istil (çelik), iter (elektrikli ısıtı- gılas (cam bardak), gılop (ampul), gıris (gres cı), kamira (fotoğraf makinası), kaş (peşin para), yağı), horun (korna), ıskul ıspana (ingiliz anah- kılaç (debriyaj), kitli (madeni çaydanlık), kontrat/ tarı), ıspana (somun anahtarı), ispiring (helezoni kontratçı (mukavele, sözleşme/müteahhit), kup yay), istop (fren), kaster (krema [puding]), katalog (büyük fincan, kupa), lamcuz (limonata), leyit (el (liste [hile veya oyun anlamında da kullanılabilir]), feneri, araba farı), loru (kamyon), mozika (mü- kılaç (debriyaj), kitli (çaydanlık), kuşun (taşıtlarda zik, müzik aleti), of (tatil günü), okandeyşın (kli- oturma yeri), kuşunçu (oto döşemecisi), layit (ışıl- ma tertibatı), otombil~otomobil~otrombil~tromb dak, lamba, far), londiri (çamaşır yıkama yeri), él/otombel fırçası/otombel yolı (otomobil, araba/ loru (kamyon), of (tatil, boş gün), pamp/pampa silecek, araba sileceği/karayolu), pātiri (akü, pil), (pompa), pandankalem (dolma kalem), pas (oto- payıskil (bisiklet), per (çift, iskambil oyununda eş büs), peskil (bisiklet), patata (patates), patataçap değerde olan iki kâğıt), pılak (priz, buji), pılēyiz (patates köfte [kızartılmış]), patiri [akü, batarya]), (pense), pulus (polis), sayd (yol şeridi, taraf), sı- pençer (patlamak), pençer olmag (lastik patlama), per/sıper taya (yedek/arabanın yedek tekeri, step- pençerci (lastik tamir eden), peyder (pedal), pip ne), sıtob~sıtop~ıstop/sıtoba basmağ (fren/fren (varil), piskit (bisküvi), plak (elektrik fişi, priz), yapmak, frene basmak), sivic (elektrik anahtarı, polış (cila, parlatıcı), pulus (polis), rost (rosto), se- araba kontak anahtarı), şovıl (kepçe, toprağı kaz- kın (şoför muavini yardımcı), sıkrap (hurda), sık- maya yarayan büyük makine), taya/taya dogrula- raphane (hurdalık), sılak (gevşek, yalama olmak yan (araba lastiği/lastik tamircisi), taym (düzen, [vida, burgu için kullanılır]), sıper (sığınak), sırfa- denge [insanlar için]), teybıllamp (gece lambası, ta (kinin), sikon (direksiyon), siviç (açma anahta- masa lambası), tıraksot (eşofman), tikit (bilet), va- rı), şırınka (şırınga), şut (alarm vermek), tamata ( yer (kablo, tel). domates), taya (araba lastiği), taym (zaman), taymı Banu Saatçi’nin Tespit Ettiği İngilizce Alın- kaçmak (zamanı şaşırmak), tender (teklif vermek), tılar3 (Saatçi, 2010:47-48). tenki (tanker [su,gaz deposu]), teybıllamp (masa lambası), tıray (denemek), tikit (bilet), tiring (sar- Antike (antika), ayskrem (dondurma), batanaş hoş olmak), turambel (otomobil), vaşar (conta, de- (patinaj), bazar (pazar), bokkuz/bokıs (boks, yum- likli pul), vayer (kablo, tel), verver (tabanca). ruk), bonit (araba kaputu), borbering (rulman), bu- tul (şişe), cak (kriko), celatin (jelatin), celi (jöle), Bu iki çalışmada tespit edilen İngilizce alın- tıların dağılımı

Banu Saatçi Jale Demirci bokıs/bokkuz, bonit, butul, cak, diral/direl, diring/diring ol-/tiring/tiring ol-ekspayer, Ortak fayıl, ger, gılas, gılob/gılop, gıris, horun, ıspana, kılaç, kitli, leyit/layıt, loru, of, otomb Tespitler il~otomobil~otrombil~trombél/otombel fırçası /otombel yolı/turambel, pātiri, pılak/plak, pulus, sivic, taya, taym, teybıllamp, tikit, vayer. aflem karton, bek gelmek, bırek, çakat, antike, ayskrem, batanaş, bazar, borbering, demir bokıs, fırezer, futbol, fuyuz, celatin, celi, çılfıray, formen, garac, ıskul ıspana, gıramafon, hellev, hendıl~hendır, ıspana, ispiring, istop, kaster, katalog, kuşun, Ortak isfenc, istil, iter, kamira, kaş, kontrat/ kuşunçu, londiri, pamp/pampa, pandankalem, Olmayan kontratçı, kup, lamcuz, mozika, pas, peskil, patata, patataçap, pençer, pençer Tespitler okandeyşın, payıskil, per, pılēyiz, sayd, olmag, pençerci, peyder, pip, piskit, polış, rost, sıper/sıper taya, taya dogrulayan, sekın, sıkrap, sıkraphane, sılak, sıper, sırfata, sıtob~sıtop~ıstop/sıtoba basmağ, şovıl, sikon, şırınka, şut, tamata, taymı kaçmak, tıraksot, tender, tenki, tıray, vaşar, verver. Bizse yukarıda zikredilen alıntı sözcüklerin dı- çılfıray (et veya ciğer sote), direl ( matkap), fayıl şında, daha çok 1926 (veya 1927) öncesi Osmanlı 3. Aynı yazısında Saatçi (201047), 1926 öncesi Osmanlı ve Türkçesi kanalıyla Kerkük Türkçesine girdiğini Türkiye Türkçesi üzerinden Kerkük Türkçesine girmiş Fransız- düşündüğümüz Batı kaynaklı sözcüklere değin- ca, İngilizce ve İtalyanca alıntıların da olduğunu belirtmiştir. Fakat bu alıntıların araştırmasının dışında olduğunu vurgula- mek istiyoruz. Bu alıntılar içinde sadece İngiliz- mıştır. ce kökenli sözcükler değil, diğer Batı dillerinden

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 30 Dr. Bülent HÜNERLİ alınan sözcükler de vardır. Özellikle Fransızca ve ‘elmode: “modaya uyan, şık giyinmiş, süs- İtalyanca kökenli sözcükler, Osmanlı Türkçesi lü kadın” [KTS:74] < el (Ar.) + İt. “la mode” üzerinden Kerkük Türkçesine geçmiştir. Bununla [SS:326]. beraber aşağıdaki listede, Saatçi ve Demirci’nin elektirik tutmağ: “elektrik çarpmak” [KTS: tespit ettiklerinin dışında, 1926 (veya 1927) son- 146] < İng. “electric” . rasına ait olduğunu düşündüğümüz Batı kaynaklı enēsün: “habbeleri güzel kokulu olan ve ekme- alıntılar da vardır. ğe katılan bir bitki; anason” [KTS:147-148] < Yun. 4 Batı Kaynaklı Diğer Alıntılar “ánison” [SS:43]. aryer (~aryel): “radyo ya da tv anteni” fala: “tavuğun istenilen yere yumurtlaması için [KTS:62] < İng. “ariel” . o yere konulan yumurta ve yumurtaya benzeyen asqılı fanile: “kolsuz fanile, atlet” [KTS:62] cisim, fol” [KTS:152] < Yun. “fōli” [SS:152]. < İng. “flannel” / İt. “flanella” [SS:154]. fener: “fener” < Yun. “fanári(on)” [TDES:143; ‘avqat: “avukat, dava vekili” [KTS:71] <İt. SS:157]. “avvocato” [SS:57]. fıranqa: “pranga” [KTS:154] < İt. “branca” bāvıl (~bāvul): “büyük çanta” [KTS:87] < İt. [TDES:340]. “baule” [TDES:44]. fırkete (~firkete): “çengelli iğne” [KTS:154] bılof: “hile” [KTS:94] < İng. “bluff” [SS:79]. < İt. “forchetta” [SS:163]. biceme: “pijama” [KTS:95] < Fr. “pyja- fırtana: “1.fırtına, 2. kargaşa, yaygara” ma” [SS:382]. [KTS:154] < İt. “fortuna” [TDES:145]. bofye: “büfe, vitrin, odasında sofra ta- fışkı: “yakıt ve gübre olarak kullanılan koyun kımlarını koymaya yarayan dolap” [KTS:97] < pisliği” [KTS:154] < Yun. “fouskē [SS:160]. Fr. “buffet” [SS:86]. filim işlemeğ: “film oynamak” [KTS:155] < bukla (~bukle): “saç lülesi, perçem, bukle” İng. “film” [SS:162]. [KTS: 100] < Fr. “bouclé” [SS:85]. fine: “yavru köpek, enik” [KTS:155] < İt. cıġara: “sigara” [KTS:108] < İng. “cigaret, “fino” [SS:162]. cigarette” . cips: “1.alçı 2.cips” [KTS:110] < İng. “chips”. forta: “abartmalı ve gerçek olmayan söz, pa- lavra” [KTS:156] < İt. “forte”. curnāl: “jurnal” [ITT:153] < Fr. “journal”. garson : “garson” [ITT:190] < İng. çénç: “arabanın üst bagajı” [KTS:118] < İng. “garcon” / Fr. “garçon” [SS:172]. “change”. golçı: “kaleci” [KTS:161] < İng. çuklet: “şokolad (çikolata)” [KDF: 194] < İt. “goal” [SS:179]+ “çı”. “cioccolata” [SS:104]. çüp: iç lastik [KTS:123] < İng. “tube”. göbre: “gübre” [KTS:161]

31 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Dr. Bülent HÜNERLİ

qırnata: “klarnet” [KTS:236] <İt. “clarinetta” pike: “bir tür kadın kumaşı” [KTS:292] < [SS:263]. Fr. “piqué” [SS:382]. qonfet: “şenliklere katılanların üzerine serpil- pipsikola: “pepsi kola” [ITT:272] <İng. “pep- mek üzere küçük, yuvarlak pul biçiminde kesilmiş sicola”. renk renk kağıt parçaları” [KTS:240] < İng. “con- pirava: “prova” [KTS:292] <İt. “prova” fetti” [SS:270]. [SS:393]. qondra (~qondıra~qındıra): “ayakkabı, kun- pusla: “1.küçük bir kâğıda yazılmış kısa mek- dura” [KTS:240] < İt. “condura” [SS: 282]. tup; pusula, tezkere 2. kuzey-güneyi gösteren, lahana āşı: “etli lāhana yemeği, kapuska” mıknatıslı, yön tespit etmek için kullanılan araç, [KTS:248] < Yun. “láḫano” [SS:289]. pusula” [KTS:293] < İt. “bussola” [TDES:341]. lampa: “lamba” [ITT:249] < Yun. “lampá” samavar: “semaver” [KTS:301] < Rus. “sa- [SS:290]. movar” [SS:424]. lastiq: “1.kauçuk 2.hortum, uzun kauçuk boru” sammun: “1.yuvarlak veya uzunca şişkin < Fr. “gomme élastique” [SS:291]. ekmek, somun” [KTS:301 < Yun. “psōmín” lére: “altın para” [ITT:249] < İt. [TDES:374] “2.cıvatanın içine geçirilen içi yivli “lira”[SS:295]. demir başlık, somun” [KTS:301] < Fr. “saumon” lökís: “gazla çalışan hava başınçlı bir çeşit [SS:438]. lamba” [KTS:251] < (marka.) “lux” < Lat. “lux, sırma: “sim” < Yun. “sýrma” [SS:430]. luc” [SS:298]. şemendefer: “demiryolu, tren” [KTS:319] madalya: “madalya, madalyon” [KTS:254] < İng. “chemindefer” / Fr. “chemin de fer” [SS: <İt. “medaglia” [SS:300]. 458]. meterılyoz: “ağır makinalı tüfek, mitralyöz” şüşe potin: “eskiden kullanılan, yanlardan par- [KTS:259] < Fr. “mitrailleuse” [SS:326]. lak olan, altı lastikli, bir çeşit ayakkabı” [KTS:323] mığaza: “mağaza” [KTS:261] < İt. “magazzi- < Fr. “bottine” [SS:389]. no” / İng. “magazine” [SS:300]. tente: “güneşten korunmak için bir yerin üze- mitil: “yastık, döşek, yorgan kılıfı astarı” < rine gerilen örtü, çadır perde, branda” [KTS:334] Yun. “?” [MBTS:829]. < İt. “tenda” [SS:476]. mozayik: “küçük mermer parçalarından yapı- tivvist: “bir dans çeşiti” [ITT:298] < lan betondan dört köşe döşeme taşı” [KTS:264] İng. “twist”/Fr. “twist”. < Fr. “mosaïque” [SS:329]. tren: “qatar (tren)” [KDF: 200] < İng. “train/ nāylon: “naylon”[ITT:258] < (marka.) “nylon” Fr. train” [SS:489]. [SS:346]. zalata: “salata” [KTS:374] < İng. “salad” / İt. paket: “paket” [KTS:286] < İng. “packet” [SS: “İnsalata” [SS:414]. 368]. Kısaltmalar pāntur : “pantolon” [KTS:286] < Fr. Ar : Arapça “pantalon” [SS:370]. Fr : Fransızca papaz: “1.iskambil oyunu 2. iskambil kağıtla- ü rının tümü 3. üzerinde papaz resmi bulunan iskam- ITT : Irak Türkmen Türkçesi bil kağıdı” [KTS:286] < Yun. “papás, papad”. İng : İngilizce [TDES:324]. İt : İtalyanca papur (~papír): “vapur” [KTS:287] < Fr. “va- KTS : Kerkük Türkçesi Sözlüğü peur” [SS:504]. MBTS : Misalli Büyük Türkçe Sözlük patisqa: “eskiden kullanılan bir cins parlak ku- Rus : Rusça maş” [KTS: 287] < İt. “batista” ~ Fr. “batiste”. SS : Sözlerin Soyağacı pırémíz: “gazla çalışan pompalı ocak, primus” [KTS:291] < İng. “primus”. TDES : Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü pırtıqal: “portakal” [KTS:291] <İt. “portogal- YLat : Yeni Latince lo” [SS:388]. Yun : Yunanca ü

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 32 Gazi NAKİP

Türkçe-İngilizce Karşılıklı Atasözleri

Atasözleri milletler tarafından yüzyıllar önce 5. A black hen will lay White egg. geçirdikleri denemelerden ve bunlara dayanan dü- Kara tavuk beyaz yumurtadan doğar. şüncelerden doğmuştur ve bize yol göstermiştir. Şimdi gelelim İngilizcede ve Türkçede deyiş Atasözlerin birçok milletler arasında mana ve ve manada benzer olan atasözlerine. deyişte benzeri vardır. 1. A bird in hand is worth two in the bush. Türkçe de ne güzel söylenmiştir. Eldeki bir kuş ağaçtaki iki kuştan daha iyidir. 1. Acıkan ne olsa yer, acı gören ne olsa söyler. 2. Better tooth out than pain forever. 2. Aç bırakma hırsız edersin, çok söyleme yüz- Diş çekmek, incikten iyidir. süz edersin. Türkmence; Dişiw ağrı çek qurtul, qomşuw xa- rapsa köç qurtul, arwaduw xarapsa boşa qurtul. 3. Akıllı oğlan neyler baba malını, akılsız oğlan neyler baba malını. 3. Do good and throw it in the sea. İyilik eyle at deryaya, balık bilmez ise halik bilir. 4. Allah gümüş kapı bağlarsa altın bir kapı açar. 4. Drop by drop the jug is filled. Damla damla kap dolar Türkçe de benzeri: damlaya damlaya göl 5. Darda kalan kedi, aslan kesilir. olur. 6.İnsan demirden sert, taştan pek, gülden na- 5. The mother in low remembers not that she ziktir. was a daughter in low. Kayın nene, hiç gelin olmi- Ama İngiliz atasözlerinde bakın nasıl söylen- yipsan (kayınvalide, hiç gelin olmadın mı?). miştir. 6. The hen, drinks water and looks up rewords 1. Proverbs are the adomment of speech. god. Tavuk bir su içer bir Allah’a baxar. Atasözleri sözlerin süsüdür. 7. A long as blanket so far you may stretch. 2. Be just to all, but trust not all. Herkes ile düz Yorganına göre ayağıw (ayağını) uzat. ol ama kimseye bel bağlama. 8. Walls have ears. Duwarın kulağı war. 3. Better to slip with the foot than with the tongue. 9. Every cock is brave on his dung hill. Xoruz Ayağından sürç ama dilden sürçme. öz küllüğünde baynar (öter). 4. A good wife and a health are a man’s best wealth. 10. To kill two birds with one stone. İyi kadın, iyi sıhhat kişinin en iyi sermayesidir. İki kuşu bir daşdan wurar (taşla vurur).

ü KAYNAKÇA Kelimeler ve Dilimiz Üzerindeki Etkileri”, Türk Dili Üzerine AYVERDİ, İlhan. (2011). Misalli Büyük Türkçe Sözlük, Araştırmalar, TDK Yayınları, C.I, s.948-959. Kubbealtı, İstanbul. NİŞANYAN, Sevan. (2007). Sözlerin Soyağacı, Adam Ya- BAYATLI, Hidayet Kemal. (1996). Irak Türkmen Türkçe- yınları, İstanbul. si, TDK Yayınları, Ankara. PAŞAYEV, Qәzәnfәr. (2003). Kәrkük Dialektinin Foneti- DEMİRCİ, Jale. (2007). “Kerkük Ağzı Söz Varlığı Üzeri- kası, Elm Nәşriyyatı, Bakı. ne Kerkük Ağzındaki İngilizce Alıntılar”, IV. UTDK Bildirileri SAATÇİ, Banu.(2010). “Kerkük Ağzına Yerleşen Yabancı (24-29 Eylül 2000), TDK Yayınları, s.431-442. Sözcükler”, Kardaşlık Dergisi, S.46, s.46-48. EREN, Hasan. (1999). Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, SARI, Mustafa. (2008). Türkçenin Batı Dilleriyle İlişkisi, Bizim Büro Basım Evi, Ankara. TDK Yayınları, Ankara. HÜRMÜZLÜ, Habib. (2003). Kerkük Türkçesi Sözlüğü, SEZGİN, Fatin. (2004). Türkçede Batı Kaynaklı Kelimele- Kerkük Vakfı Yayınları, İstanbul. rin Yoğunluğu, TDK Yayınları, Ankara. ü KORKMAZ, Zeynep. (2005). “Batı Kaynaklı Yabancı www. tureng.com (İngilizce Sözlük).

33 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi

Evliya Çelebi Kerkük’te VIII Evsâf-ı Ahali-yi Kerkük

münkalib olmuşdur. Ol sebebden sinîn-i ahirede Kerkük’deki bil-‘umum eşcar-ı latife üzerinde hayli tahribat vâki’ olmuşdurur. Öğle vaktinin yemeğini tenavül içün Korya- lı Zeynel’in hanesine varduk. Ahali-yi Türkmen öğle vaktine “günorta çağı” dimekle, lisan-ı Türkî’ye pek münasib bir tesmiye bulmuşlardur. Öğlen vakti ekl idülen ta‘ama dahi “günorta ye- meği” dirler. Ahali-yi belde ta‘birince “günorta namazı”nı eda itdükden sonra sofraya oturduk. Yine Koryalı Zeynel biraderimiz muhterem refi- kalarına pek çok zahmetler verdirmiş olub, pek mükellef bir sofra hazırlamışlardur. Ahali-yi Türkman’ın başyemeği pirinç pilavı olmağla, bu- nunla birlikde bamya teşribi, şeyx mahşi dinülen Kerkük sancağı eskiden bağlu bahçelu olup, karnıyarık tenavül eyledik. Bunun üstüne bir de her hanede portakal, nar, üzüm asması ve her çeşit koyun yoğurdundan hazırlanmış buz gibi ayranlar eşcar mevcut idi. Yine dahi beldenin âb ü havası nuş iderek, pek lezîz olan yemeklere doyduk. pek latiftir. Her ne kadar şuhur-ı sayfde hararet Koryalı Zeynel dahi bamya teşribini pek övüb, nadiren zaid olur ise dahi, hane damlarının gece bu yemeğin vücûda sıhhat ü ‘afiyet bahş idüb “bu sefası pek tatludur. Kerkük’ün şimal cihetinden yemeği leyl ü nehar vü subh ü şam yesem dahi ve altı saat mesafe bu‘dünden neb‘an olub Korya, doymazam”, didi. El-hakk pek doğru söz söyledi. Tisin, Zeve, Bilava namlarıyla memleketin bazı Günorta yemeğinden sonra Koryalı Zeynel: cihetlerinden cereyan eden dört ufak su ne derece “Evliya emmi, azacık istirahat buyurub, bir latif ise iskay-ı arazi ve eşcar hususundaki fevaidi iki sa‘at şekerleme yapsak iyi olur; siz dahi biraz dahi ol nisbette lâ-tuhsadır. Ancak sinîn-i ahirede istirahat idüb, biraz uyku kestirin; günorta sıcağı suları tenakus ve diğer cihetten dahi tekessür et- azacık kırıldıktan sonra tekrar dolaşmaya çıka- mesinden nâşi’ eski tesiratı his olunmamaktadır. rız”, didi. Ben dahi: Eyyam-ı şitada bazen cesîm bir nehir halinde ce- “Zeynel biraderim, bugün Kerkük hanlarını, reyan iden Hasa Çayı, yaz mevsiminde kupkuru Aziziye Kışlasını ve Babagurgur nam ateş-i suza- bir hal alur. nı görmek muradımdır”, didim. Kerkük ve civarında hurma, halkın miski di- “Olur, Evliya emmi bugün yanımıza resim dügi leymun, Arapların Yusuf efendi didügi lalen- alan dahi alub, gezdiğiniz yerlerin resimlerini çe- gi (mandalina, mandarin), limi, portakal, narınç, keriz.” kebbâd1, nar, incir, zeytin ağaçları bir müddetten “Resim alan didüginiz nemenem bir şeydir?” beri ve kesretle yetiştirilmiş ve yetiştirilmek- te bulunmuş olması hasebiyle bunların her dem “Evliya emmi, resim alan aleti gördüğü her yeşil olan nazarat ü letafetine doyulmaz. Lakin şeyi tasvir ider, şahısları, binaları ve manzaraları Amrikanî işgalden sonra bütün bilâd-ı ‘Irak toz kâğıt üzerine çıkarır; bir nev‘i musavvir gibi”. ü toprak altında kalub, her taraf Müntefik çölüne “Bu fakir böyle resim alan işini bilmeyüb, 1. Melek yaverimin ifadesine göre bu meyve Anadolu’da görmemişim. Lakin bizim zamanımızda nakkaş- bergamot’a benzer bir cins narenciye mahsulüdür. lar olub, anlar her şeyi resm idüb pek güzel tasvir

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 34 Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi iderlerdi. Osmanlı devrinin meşahir-i Nakkaşa- Zeynel biraderimizin ifadesine binaen, Korya nı arasında Nasuhü’l-Matrakî (Matrakçı Nasuh) canibinde Kerkük eşrafına ait bağlu-bahçelü ko- başta gelür. Nakkaş Osman dahi pek mahir bir naklar Begler ü Şaturlu mahallelerinde eskiden üstad idi. Ba‘dehü Levnî nâmı ile şöhret olan Ab- mevcud iken, elyevm ekserisi münhedim olmuş- dülcelil Efendi vardı.” durur. Türkmen konaklarının bir kısmı, hâlen Bu sırada Melek yaverim yine kulağıma fı- Eski Yaka’da mevcuddur. Bunlardan en meşhuru sıldayub söyledi: “Benim sultanım resim alan Gülhanlar tayfasına mensub Ali Ağa konağıdır. kefere-i fecere icâdı olub, kamera dinülen bir Bu konak Nakışlı Minare Cami‘nin arkasındaki alettir. Diyâr-ı Rum’da (Anadolu’da) elyevm fo- sokakda kâindir. Zamanının Mim‘arbaşısı olan toğraf makinesi dirler bir âlet-i ‘acîbedir.” Bende Gafur tarafindan inşâ olunmuşdur. Kona- ğın kamu nakışları ise, yine o devrin usta sanatkârı Heman Koryalı Zeynel söze karuşub didi: Ali Nakkaş’ın eseridir. ‘Atebe ile dörün yer aldı- “Evliya emmi, bizde de Celilzade diye tanınan ğı büyükevin giriş kapısının üstünde bu nakkaşın bir nakkaş vardur. Andan sizin içün tasvir taleb ismi ile konağın yapılış tarihi hakkedilmiştir: ideriz, inşallah. Bu akşam bir arkadaşımızın oğlu evlenecek, siz dahi bir Türkman toyu göresiniz is- ‘Amel ‘Ali 1318 terim. Orada hoyrat ve bestelerimizi bol bol din- Korya semtinin ziyaretini itmam eyledik- leyesünüz gerek.” den sonra, Zeynel biraderimiz pek çok hizmet “Sizin toylarda çalgı ü çengi olur mu?” idüb bizleri akşam vakti Babagurgur ateşlerinin kudret-i ilahiye ile çıkan hâk-i mübarek mevki‘ine “Beli Evliya emmi, Türkman toyları musiki- götürdi. Neft kuyularının dahi asumana su‘ud siz olmaz”. iden alevlerini görince “Barekallah, Rabbim ne- “Hay berhurdar ol Zeynel evladım, fakir dahi lere kadir imiş” deyub Allah’a du‘a eyledim. Ekşi musikişinas meşrebe sahibdür.” toprak olmağın hâk-i Babagurgur pek çok emraz-ı Ol vakt Hazret-i Resulün mübarek hadis-i cildiyeye faideli olub, tedavi niyetiyle, ahali-yi şerîfleri hatıra hutur eyledi: belde burayı ziyaret iderler. Bundan dolayı Ba- bagurgur bir mübarek ziyaretgâh ü mukaddes bir ﺍﻋﻠﻧﻮﺍ ﺍﻠﺰﻓﺎﻑ ﻮﻠﻮ ﺒﺎﻠﺩﻓﺎﻑ Andan sonra yola revan olub Kerkük belde- makam ‘addolunur. Nar-ı Ezeliye dahi dirler bu sinin asâr-ı kadîmelerini ziyaret idüb, cümlesini ziyaretgâh üzerine pek şu‘ray-ı belde manzume- seyahatnamede tastir gerekdür. Evvela Kerkük ler yazmışlardur. Bunların arasında en latifi şa‘ir-i Kışlasını ziyaret eyledük. İki katlu metin ü muh- şehîr Hicrî Dede’nin nazm itdügi Babagurgur kem bir bina olub, murabba‘ü’l-şekl bir kışladur. manzumesidir: Yapılışı cennetmekân Sultan ‘Abdül‘aziz Han Ey eski imâm eski ocak hân Babagurgur (‘Aleyhirrahmete ve’l-gufran) hazretlerinin asâr-ı Ey şehrimize şa‘şa‘a-i efşân Babagurgur hayriyyelerindendir. Ol vakt belde-i Kerkük mü- Ey kutlu ziyâretgehimiz cân Babagurgur him ve müstahkem bir mevki‘ olmağın, bu kışla Var müşkülümüz eyle sen asân Babagurgur bina olunmuşdur. Kapusunun üzerindeki kitabe, Erbil şu‘arasından Ya‘kub Ağa tarafından tahrîr olunmuşdur. Tarih beyti pek musanna‘dur: Kerkük’te bizim bir babamız bir dedemiz var Nazîf Yusuf gibi târih-i tâmın söyledi Ya‘kub Zengin baba yoksul dedemiz gamzedemiz var Sipâh-ı devlet-i İslâm’a lâyık bu kışla Bir pîr-i mugân bir de ‘aceb mey-kedemiz var Sene 1280 Gayri mey içer biz kuru sekrân Babagurgur Buradan anlaşıldığı üzere Hicri 1280 (Mila- Bu manzumede rahmet-i rahmana kavuşan di 1863) senesinde inşa olunmuışdur. Kışlanın Hicrî Dede, Kerkük beldesinde sakin olub, lakin elyevm iki cenahı hedmolmuşdur. Irak’taki eski Babagurgur’un ni‘metlerinden müstefid olmıyan hükümetlerin dahi bunda ihmâli vardur. Devlet-i Türkman halkının mağduriyetini pek nazikâne bir ‘Aliyye-yi ‘’nin inşâ eyledügi asârın eda ile dile getirmişdür. kıymetini bilemeyüb hedm olmalarını temaşa ey- Akşamüstü vakt-i guruba yakın Babagurgur lemişlerdür. ziyaretinden ayrıldık. Koryalı Zeynel seyyare-i Bu kışlaya karib olub eskiden hükümet sara- murihe içinde calis iken, yine dügmeye basub, yı olan binalar dahi hâk ile yeksân olunmuşdur. alet-i ‘acîbeden pek ahenkli bir musiki sesi çıkma-

35 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi

ğa başladı. Pür zemzeme-i muhteşem ile makam-ı cihanı velveleye verib, efrah-ı zifafı duyururlar Rast üzre zarif bir musiki icrası başladı. Bülend- idi. avaz bir gazelhan, ruhu doyuran bir eda ile: Düğün şölenlerinde hane halkı, gelen misafir- Şu vadi-i ‘âlemde garibem vatanım yok baş- lere türlü şarablar ikram etme adeti olmağın, başta lamalı güfteyi eda eylerken, dik perdelere tırma- mutrıb cemaa‘tine kadehlerle tevzi‘ olunmuşdur. nub pek musanna‘ bir üslub ile ben hakir-i mest Muganniler ba‘zen çekişmeye girüb, birbirleri ile ü harab eyledi. Davudî sesli bu hanendenin kim atışırken az kala aralarında niza‘ ü ma‘reke, hat- olduğunu sual eyledikde, Zeynel biraderimiz is- ta cidâl ü kıtâla başlarlar gibiydi. Allah’tan ara- minin Küzecioğlu ‘Abdülvahid olduğunu beyan larında ‘akıl âdemler mevcud olub bu taşkınları eyledi. Ol vakt bu hanende-yi ben dahi yakından sükûnete sevk iderdi. Buna sebeb mey ü şarabın tanımayı murad edindim. Fakat Koryalı Zeynel beyne yapduği tahrikdir. 2007 yılında bu büyük ustanın rahmet-i rahmana Hükema kavlince saz ü söz sevdayı def‘ idüb kavuşdugini söyledi. Fi’l-hakika bunun bir ziya‘-ı mahv-ı gam eyler. Mahbûb ü cemal ayine-i kal- ‘azîm olduğunu didim. Koryalı Zeynel, bu akşam bi jeng-i gamdan mücella idüb âdemi taze civan bir şölen-i izdivaç içün bol bol Kerkük musiki- eyler: sinden numuneler istima‘ eyleyeceğimi söyleyüb, Gönül eğlencesi saz ü sefadır bendenizi teselli itmeğe başladı. Sefa sür ki bu dünya bî-vefadır Kerkük’de Toy Düğün Şöleni Türkman ahalisinin toy didikleri düğün şöle- Kişi zevk ile oliser ferahnâk nine katılub, sami‘în-i kiram arasında bu fakire dahi yer verdiler. Bir büyük hanenin havlinde Heman zevk ile canım olma gamnâk ictima‘ eyleyen misafirlere, pek hürmetkâr ü mi- Bi-hamdillah bu fakir ü pür-taksir şarab-ı safirperver olan düğün sahibleri, ikramda kusur şer âbı bir damla dahi nuş etmeyüb ‘ömür boyu eylemediler. Düğün içün erbab-ı tarab dahi hazır hazerli durubam. Zira musiki ne kadar ruha şifa bulunub, efrâh-ı zifafa neş’e katmak gayesi ile verirse, ‘işret meclislerinde şarab-ı nab insanın musiki icrasına başladılar. ‘Ud ü keman ü kanun lisanını galata sevk ider. سالمﺔ ﺍﻻﻨﺴﺎﻥ ﻓﻲ ﺣﻔﻈ ﺍﻠﻠﺴﺎﻥ eşliğinde tef-zen, tabl-zen ü dümbelek dinülen ve darbü’l-ika‘dan muharref darbuka refakatinde ha- Yine de musiki ziyafeti ile zevkyab olub, gü- nendeler cem‘ olmuş idi. zel bir gece yaşaduk. Düğün şöleninin hitamında Musiki faslı başladukdan sonra hanende- illa ki bir yemek ziyafeti vermek dahi adettenmiş. ler sıra ile gazel ü kasidelerden sonra Türkman Bendeniz akşamın geç vakitlerinde tenavül-i gı- musikisine mahsus hoyrat dinülen kıt‘aları yük- dadan sarf-ı nazar eylerdim. Fakat Koryalı Zey- sek sayhalarla asumanı kapladı. Birbirinden latif nel: kıt‘aları ard arda okuyan muganniler, pek çevik “Evliya emmi, bu akşam sizin şerefinize hu- biçimde karşuluklu kıraat eylerlerdi. susi bir yemek hazırlamışlar. Bu yemek bizde pek Yolcu hoyratı dinülen bir makamla okunan makbuldür. Kelle-küpe tesmiye olunan bu ye- pek latif dörtlükler işitince ben dahi hislendim: mek her türlü derde devadır. Türkman halkı leyl Ağam ağam oy ağam ü nehâr, subh ü şam, hatta sayf ü şitâ bu yemeği tenavül etseler bıkmayalar” deyu israr eyleyince, Yatmamışam oyağam ben dahi çaresiz kelle-küpe sofrasına kuruldum. ‘Âlem şirin yuhuda Kelle-küpe yemeği koyunun kafa, ayak, dil ve Men derdimnen oyağam bilcümle sakatat cinsi parçaları suda haşlanub ye- Pek küçük bir dörtlükde bu kadar derin bir nür. Küpe ise işkembenin torbalar hâlinde dikilüb, ma‘na bulmak asan değildür. derununa pirinç, kıyma, badem, üzüm ve baharat konub, aynı suda haşlanduktan sonra ikram edi- Havlide toplanan misafirlerin kamusu rical lir. El-hak pek lezîz bir yemek idi. Türkman halkı olub, taife-i nisvan ü etfâl hanenin damından seyr bundan ne kadar yese dahi doymayalar. idüb, icra idilen musikiyi dinlerlerdi. Ba‘zen mu- sikinin şevki ile cûşa gelen taife-i nisvanın cümle- Düğün şöleni gecenin geç vaktinde nihayet si yek-dehen olub helhele dinülen zılgıt çekerler- bulub, Koryalı Zeynel ile haneye avdet eyledik. di. Ellerini ağızlarına koyub “lu lu lu” sesleri ile Mabadi var.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 36 Daşköprü

Daşköprümüz seni yapan ustalar Daşköprümüz bir denesen Kerkük’te İşlediğçe oxur diyer besteler Ağırıydı béliwdeki o yük te Görmeğiwe geldi sağlar xesteler Séver seni inan küçik beyyük te Usta bizim beste bizim nay bizim Çıxardırığ yâd ağzınnan pay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim

Daşköprümüz bezedipsen şehrimiz Daşköprümüz köylerimizi yıxtılar Torpağ altun kara neft te nehrimiz Olar bular bizleri çox sıxtılar Qel‘eni de yapsağ biter qehrimiz Haqqımıza nemek haram çıxtılar Şehir bizim nehir bizim ray bizim Soqaq bizim taq bizim ki tay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim

Daşköprümüz şehitlerçin ağladıw Daşköprümüz yengi baştan bezendi Döndü bir de düşmanları dağladıw Qel‘enin qanşarın alıp uzandı Ki yexeni birbirine bağladıw Gün dolandı haq sehebi qazandı Qışla bizim saray bizim bay bizim Haqqı giden binlerce var say bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim

Daşköprümüz her mihnete dayandı Daşköprümüz sabrımız var durmışığ Yıxılanda bütün Türkmanlar yandı İnkâr olmaz altı devlet qurmışığ Kerkük’i vérmeriğ étmişix andı Tarix bili yabancını sürmişiğ Qel‘e bizim torpağ bizim çay bizim Qılınç bizim qalxan bizim yay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim Mavı bayrağ yuldız bizim ay bizim

Veripti baş köprümüz Giden deler Görmeyip yaş köprümüz Üregim giden deler Yeni baştan yapıldı Ewwelkiler çox eser Yıxılan Daşköprümüz Qoydılar gidendeler

Taha HAMZALI

37 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Ahmet Turan ALKAN [email protected]

Kerkük’ün Türkmen Sadası

Bu kelime hakkında, bu satırları okuyan hemen kalmamıştı. Kerkük bir mânâda bölgede neft diye herkesin yeterli veya yetersiz bir ön bilgisi vardır; adlandırılan petrole lânet etse yeridir. Zengin pet- özellikle Irak’ın işgalinden ve Amerikan yönetimi- rol yatakları Kerkük’e saadet vermedi; baskı, kıt’al nin Irak’ı parçalamasından sonra Bağdat merkezli ve acılarla yoğurdu bu eski Türkmen şehrini. Arap idaresi ile kuzeyindeki Kürt otonom mıntıka- Kerkük’ten, genç bir üniversite öğrencisi olarak sı arasında paylaşılamayan bir şehir olarak dikkat geldiğim Ankara’da haberdar oldum. Ülkücü genç- çekmişti Kerkük. Paylaşılamıyordu çünkü XX. lik çevrelerinde Kerkük, kötü ve acı haberlerle ha- yüzyılın başlarından beri Kerkük’ün zengin ve ka- tırlanan bir şehirdi. Kerkük’ten, Tuzhurmatı’dan, liteli petrol rezervlerine sahip olduğunu duymayan Musul’dan Türkiye’ye gelmiş Türkmen arkadaş- larımızdan Kerkük’ü dinledik, bir nebze olsun kulaktan tanıdık. O günkü söylenişle “Esir Türk dünyası”nın en yakınımızdaki nümunesi olan Ker- kük, Turan ülküsünün en elle tutulur timsâli idi. Buna Kerkük’ü tanımak ve bilmek denir miy- di? Elbette yetersizdi, romantik bir alâkaydı; Türk- men bölgesinde Araplaştırma politikası güden Irak yönetimine ateş püskürüyor, 1959’un uğursuz 14 Temmuz günü, onlarca Kerküklü toplum önderinin resmî bir inisiyatifle bilinçli ve bir düzen dahilinde katledilmesini lânetliyor fakat Kerkük hakkında ilmî, etraflı ve doyurucu bir mâlumattan uzak bu- lunuyorduk. Kerküklü arkadaşlar ülkeye giriş çı- kışlarının hâlâ sıkıntılı olduğunu, her izne gidişte bir daha Türkiye’ye dönmelerinin mümkün olama- yabileceğini söylüyorlardı. Birkaç broşür büyüklüğünde kitap, birkaç dergi yazısı, Kerkük’ü hiç görmemiş Ülkücü abilerimi- zin yazdığı Kerkük şiirleri ve ülküdaş gecelerinde illâ ki her solistin seslendirmek zorunda olduğu Kerkük türküleri. Sadece türküler vardı; yanık Kerkük türküleri, Kerkük hoyratları... Bir gün Kerkük’ü dünya gözüyle görmek na- sib oldu. 2008 yılında beş kişilik gazeteci kafilesi ile birlikte tedirgin bir hâletle Kerkük’e yaklaşır- ken ta uzaklardan geniz yakıcı petrol kokusu bize merhaba dedi. Kerkük’e girdik. Kerkük evde yok gibiydi; harap ve bîtaptı. Çok gergindi ve sefalet içindeydi. Kerkük Kalesi’ni alelacele gezip birkaç fotoğraf çektikten sonra gece kararmadan Süley- maniye yollarına düştük. Mimar ama misyonu Kerkük Geçen hafta postadan çıkan büyükboy kuşe kağıda basılı “Kerkük’ün sesi; Abdülvahit Küzeci-

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 38 Ahmet Turan ALKAN [email protected] oğlu” isimli kitabı ve ekindeki CD’yi karıştırırken Devrin ünlü gazinosu Maksim’in assolisti Zeki eski hatıralarım canlandı. Kitap Kerkük vakfı ta- Müren’den hemen önce sahneye çıkan Halk musi- rafından yayınlandı; yazarı âşinâ ve dost bir isim, kisi sanatçısı Muzaffer Akgün, hergün programın- Prof. Dr. Suphi Saatçi. Prof. Saatçi Mimar Sinan da bu türküyü söylüyor, türküye sıra geldiğinde Üniversitesi’nin öğreti üyelerinden, mesleği mi- gazinonun ışıkları söndürülüyor ve dinleyiciler marlık ama misyonu Kerkük. Kerkük’ün sesini du- çakmaklarını yakarak coşkuyla türküyü dinliyor- yurmak için yeri gelince bir müzikolog, dilbilimci, lardı. Bu durumu gören Zeki Müren’in, bir ih- tarihçi, folklor derlemecisi, bir eğitimci gibi kol- timal büyük sanatçı kaprisine kapılarak duruma ları sıvayıp işe girişiyor. Küzecioğlu kitabı, Ker- müdahale ettiği, türkü icrası esnasında ışıkların kük Türkmenleri arasında devrin Celâl Güzelses’i söndürülmesini engellendiği anlaşılıyor. Muzaffer kadar tanınmış ve sevilmiş bir sanatçının hayat Akgün, duruma şahit olunca kırılıyor ve sahneye hikâyesini, eserlerini, yetiştiği iklimi anlatırken çıkmıyor. arka planında vakur bir incelikle Kerkük’ün hazin Ertesi gün gazinosuna gelen “Gazinocular talihini resmediyor. Kralı” Fahrettin Arslan, müşteri azlığını farkedip Irak’ın ortasında şehirli bir Türkmen biri- sebebini sorunca kendisine hadise anlatılıyor. Fah- kimi rettin Arslan doğruca Zeki Müren’in odasına yö- Kitabı bir solukta heyecanla okurken bildiğim neliyor, sert bir tartışma yaşanıyor ve Arslan, Zeki bir hususu yeniden hatırladım. Kerkük, Misak-ı Müren’in gazino programını sona erdiriyor; özel Millî hudutlarının dışında, tamamen “Şehirli” kıyafet ve sahne kostümleriyle üstelik yağmurlu bir kültür odağı ve ocağı durumunda. Eserde, bir gecede Müren gazinoyu terkediyor. Hadiseyi Kerkük’te icra edilen musikinin yapısı ve kökleri Fahrettin Arslan’ın oğlu Sacit Arslan’ın bir televiz- tartışılırken farkediyorsunuz ki Kerkük Musiki- yon programında anlattığını kitaptan öğreniyoruz. si, bizdeki halk musikisini andıran tarzda eğitim Galiba o geceden sonra Müren’le Arslan’ın arası görmemiş insanların bağrından kopan tabii bir hiç düzelmemiş. feryat olmakla kalmıyor; iyi eğitimli kültür adam- Abdülvahit Küzecioğlu ları tarafından temsil ve icra ediliyor ve teorisi yapılıyor. Sâkin zamanlarında Kerkük’ün olanca Bu değerli eser, Türkiye’nin müzikoloji biri- yoksulluğuna rağmen aynı Şanlıurfa, , kimine çok değerli ve nadide bir katkıdır. Eserde Diyarbakır ve Elazığ gibi cemiyetleşme yoluyla önce devrin Irak müziğinin genel yapısı ve ku- kendini isbat ve takdim eden bir seviye gösterdiği- rumlaşması anlatılmış, bu bölümde dahi virtüozu ni farkediyoruz. İşte Abdülvahit Küzecioğlu böyle Şerif Muhittin Targan’ın, Mesut Cemil’in ve daha bir musiki ve kültür ocağının yetiştirdiği en par- sonra rahmetli Cinuçen Tanrıkorur’un Bağdat lak ses, en ehliyetli kültür temsilcilerinden biridir. Konservatuarı’nın kuruluş ve gelişme safhasın- Türkiye’ye defalarca konser ve ziyaret amacıyla daki katkıları da dikkat çekiyor. Sonraki bölüm gelen Küzecioğlu’nun seslendirdiği eserler ve ver- Küzecioğlu’nun hayat hikâyesini, çok dikkat çe- diği canlı konserler, o yıllarda Türkiye’nin müzik kici fotoğraflarla veriyor. Üçüncü bölümde tam bir dünyasında da yankılanmış, seslendirdiği eserler ilmî dikkatle Abdülvahit Küzecioğlu’nun okuduğu devrin meşhur türkücüleri tarafından da icra edile- ve kaynaklık ettiği bütün eserlerin dökümü (Re- rek pek sevilmişti. pertuvar) liste halinde sunuluyor. Ek kısmında ise Hele hele bir “Çakmağı çak, çıranı yandırma- Küzecioğlu’nun okuduğu taş plakların fotoğrafları mışam” türküsü var ki, kitapta anlatılan şeklinin ne yer alıyor. kadar doğru olduğunu bilmemekle birlikte kısaca Aziz dostum Suphi Saatçi’yi bu güzel ve na- nakledeceğim. dide eserinden dolayı tebrik ediyorum. Kerküklü Zeki Müren, Muzaffer Akgün’ü kıskanmış aydınlar, birer kültür elçisi gibi gayret göstererek mıydı? Kerkük’ün şahsiyeti ve hatırasını yaşatmaya çalı- şıyorlar. Sa’yleri meşkûr, himmetleri var olsun. 60’lı yılların sonlarında Küzecioğlu’nun tanıtıp sevdirdiği “Çakmağı çak” türküsü, sadece radyo Not: Kitap hakkında (Kerkukvakfi.com) repertuvarına girmekle kalmıyor, o günlerde pek adresinden daha etraflı bilgi edinebilirsiniz. canlı olan gazino aleminde de solistler tarafından Küzecioğlu’nun eserlerinden yapılmış bir seçme, okunuyor ve dinleyiciler o esere sıra geldiğinde kitapla birlikte CD olarak verilmektedir. çakmaklarını çakarak esere eşlik ediyorlardı. Zaman, 2 Eylül 2012

39 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Abdülvahit Küzecioğlu Abdülvahit Küzecioğlu

Allah onu hoyrat için yarattı Kürdiyle seslendi aşkı uyandı Ahından Kale Çay Avcı inledi Dili türkü beste sözü hoyrattı Kerem yandı ise kendi dayandı Piryadî Şaturlu Çukur dinledi Sesiyle gazele bin iksir kattı Sonunda her yanı tutuştu yandı Sesi gök kubbede çın çın çınladı Dünya görmedi böyle gazelhanı Alev alev arşa çıktı dumanı Musalla’da göğe çıktı figanı

Eşsizdi duruşu tavrı edası Matarı okudu Mazan okudu Gazeli hoyratı özüne hastı Kendine hastı zalim Muçulası Nağmeleri nakış gibi dokudu Saba’sı Bayat’ı özüne hastı Oydu Beşirî’nin büyük ustası Nobatçı’da bülbül oldu şakıdı Hüseynisi Rast’ı özüne hastı Bütün Türkmeneli onun hayranı Kırlarda gezerek bahar zamanı Sesiyle inletti udu kemanı

Abdülvahit adı Küzeci şanı Eli kulağında okudu durdu Sevdiği makamlar Rast Segâh Bayat Başı dik yaşadı hür vatanında Türkmeneli yurdu canı vatanı Sevgisi kapladı bütün bir yurdu Cemil Beşir ile alırdı kanat Herkesi mest etti öz zamanında Her yerde söylenir namı nişanı Türkmen adını dünyaya duyurdu Şakırdı söylerdi bülbüle inat Sesiyle seçildi er meydanında Onunla tanındı Kerkük Divanı Avazı çınlattı Azerbaycan’ı Sağında görseydi İlham Merdan’ı Hoyrat vadisinin başpehlivanı

Babası mektebe gönderdi onu Okurken şenlenir bahçeler bağlar Vahit’le toplanır düğün alayı Kimse yetişmedi onun şanına Derste ilgi çekti sesinin tonu Çiçekler nazlanır bülbüller ağlar Görünür uduyla Memed Kalayı Yurdu için ateş saldı canına Okuldan camiye değişti yönü Yeşile boyanır karşıki dağlar Hoyratlar kaplarken Eski Yakayı Kadir Mevla’m onu aldı yanına İptida okudu yüce Kuran’ı Namı sardı İran ile Turan’ı Yankılanır Korya Cırıt Meydanı Gelince Divandan yüce fermanı

Musul İbrahimî Harput Şirvânî Küsünce yârinden gelirdi dile Herkesi gittiği yere yığardı Türkmenlerin dili Vahit Küzeci Urfa’nın Mesnevisi Isfahan’ı Bir Yolcu söylerdi bir Ömergele Gökyüzüne bir ay gibi doğardı Yurdumun bülbülü Vahit Küzeci Kerkük’tür hoyratın gerçek vatanı Muhalif yangını düştü gönüle Helhele sesleri göğe ağardı Oğuz der sevgili Vahit Küzeci Oradadır türkülerin harmanı Su serpti sönmedi dil-i suzanı Kadınlar doldurur damı eyvanı Ölümün ağlattı bütün cihanı

Osman OĞUZ

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 40 Abdülvahit Küzecioğlu Abdülvahit Küzecioğlu

Allah onu hoyrat için yarattı Kürdiyle seslendi aşkı uyandı Ahından Kale Çay Avcı inledi Dili türkü beste sözü hoyrattı Kerem yandı ise kendi dayandı Piryadî Şaturlu Çukur dinledi Sesiyle gazele bin iksir kattı Sonunda her yanı tutuştu yandı Sesi gök kubbede çın çın çınladı Dünya görmedi böyle gazelhanı Alev alev arşa çıktı dumanı Musalla’da göğe çıktı figanı

Eşsizdi duruşu tavrı edası Matarı okudu Mazan okudu Gazeli hoyratı özüne hastı Kendine hastı zalim Muçulası Nağmeleri nakış gibi dokudu Saba’sı Bayat’ı özüne hastı Oydu Beşirî’nin büyük ustası Nobatçı’da bülbül oldu şakıdı Hüseynisi Rast’ı özüne hastı Bütün Türkmeneli onun hayranı Kırlarda gezerek bahar zamanı Sesiyle inletti udu kemanı

Abdülvahit adı Küzeci şanı Eli kulağında okudu durdu Sevdiği makamlar Rast Segâh Bayat Başı dik yaşadı hür vatanında Türkmeneli yurdu canı vatanı Sevgisi kapladı bütün bir yurdu Cemil Beşir ile alırdı kanat Herkesi mest etti öz zamanında Her yerde söylenir namı nişanı Türkmen adını dünyaya duyurdu Şakırdı söylerdi bülbüle inat Sesiyle seçildi er meydanında Onunla tanındı Kerkük Divanı Avazı çınlattı Azerbaycan’ı Sağında görseydi İlham Merdan’ı Hoyrat vadisinin başpehlivanı

Babası mektebe gönderdi onu Okurken şenlenir bahçeler bağlar Vahit’le toplanır düğün alayı Kimse yetişmedi onun şanına Derste ilgi çekti sesinin tonu Çiçekler nazlanır bülbüller ağlar Görünür uduyla Memed Kalayı Yurdu için ateş saldı canına Okuldan camiye değişti yönü Yeşile boyanır karşıki dağlar Hoyratlar kaplarken Eski Yakayı Kadir Mevla’m onu aldı yanına İptida okudu yüce Kuran’ı Namı sardı İran ile Turan’ı Yankılanır Korya Cırıt Meydanı Gelince Divandan yüce fermanı

Musul İbrahimî Harput Şirvânî Küsünce yârinden gelirdi dile Herkesi gittiği yere yığardı Türkmenlerin dili Vahit Küzeci Urfa’nın Mesnevisi Isfahan’ı Bir Yolcu söylerdi bir Ömergele Gökyüzüne bir ay gibi doğardı Yurdumun bülbülü Vahit Küzeci Kerkük’tür hoyratın gerçek vatanı Muhalif yangını düştü gönüle Helhele sesleri göğe ağardı Oğuz der sevgili Vahit Küzeci Oradadır türkülerin harmanı Su serpti sönmedi dil-i suzanı Kadınlar doldurur damı eyvanı Ölümün ağlattı bütün cihanı

Osman OĞUZ

41 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Mahir DEMİR

Kerkük Türkülerini Dünyaya Duyuran Ses

kük müziğindeki yerini anlatıyor. Kerkük Vakfı tarafından yayımlanan kitapta Türkmen musiki geleneği de inceleniyor. 1924 yılında Kerkük’ün Çay Mahallesi’nde doğan ve çalıştığı firmanın 1952’de eğitim için İngiltere’ye gönderdiği Küzecioğlu, orada BBC radyosu için kayıtlar yaptı. Bilhassa Londra rad- yosunun Arapça servisinde Kur’an-ı Kerim’den ayetler okudu. Aynı radyonun Türkçe servisi için de Kerkük hoyratları ve türküleri kaydeden sanat- çının en önemli hizmeti Birinci Dünya Savaşı ile Türkiye’den koparılan ve daha sonra unutulan Irak Türkmenlerinin merkezi Kerkük’ü musiki yoluy- la Türk dünyasının geniş coğrafyasına tanıtması oldu. Küzecioğlu’nun ilk Türkiye ziyareti 1956 yı- lında gerçekleşti. Bu tarihten itibaren Türkiye’deki sanatçılar, Kerkük türküleri okumak için birbirle- riyle yarışır oldular. Özellikle dillere düşen “Çak- mağı çak çırağı yandırmamışam” türküsü uzun yıl- lar her yerde çalınıp söylendi. Çakılan çakmaklar eşliğinde... Suphi Saatçi’nin, 29 Haziran 2007’de hayata veda eden Küzecioğlu’nu ve Türkmen musiki gele- Kerkük Türkmenleri için türküler, seslerini neğini anlatmak için hazırladığı kitapta sanatçının dünyaya duyurmanın en etkili yollarından biridir. kendi albümündeki fotoğrafların yanı sıra repertu- Kerkük’ten ve oradaki soydaşlardan söz açılınca varı da bulunuyor. Kitaba iki de CD eşlik ediyor. Türk dünyasında duyulan derin hüznün sebebi, Biri, sanatçının taş plak kayıtlarını, diğeri Bağdat biraz da bu türküler ve onların içimizde açtığı ya- Radyosu Türkmence Bölümü ve TRT repertuarına kazandırdığı hoyrat ve türkülerin dökümünü içeri- ralardır. yor. (Tel: 0212 584 00 75) Kerkük’ün hoyratlarını, gazellerini ve benzer- Zaman, 18.08.2012 siz türkülerini bize ulaştıran isimlerden biri de Ab- dülvahit Küzecioğlu’dur. Türkülerini Aliye Akkı- lıç, Belkıs Akkale, Fatma Türkan Yamacı, Mehmet Anadolu’nun Sesi Özbek, Muazzez Turing, Muzaffer Akgün, Müker- Abdurrahim Karakoç’tan rem Kemertaş gibi pek çok halk müziği sanatçı- sının okuduğu Abdülvahit Küzecioğlu, Türkiye’de çok sevilen “Çakmağı çak”, “Ay dolanaydı gün Boş da geçer dolu da dolanaydı”, “Kalenin dibinde bir taş olaydım”, Kar da yağar dolu da “Evlerinin önü yonca” gibi eserlerin sahibi... Men Kerkük’te yaşarım Kerkük’ün kültür ve sanatı ile ilgili çok sa- Gönlüm Anadolu’da… yıda çalışmaya imza atan Prof. Dr. Suphi Saatçi, “Kerkük’ün Sesi Abdülvahit Küzecioğlu” adlı ki- tapta, Küzecioğlu’nun hayatını, eserlerini ve Ker-

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 42 Hoyratlar

Başa gene Ay ağına Dünya sızlar İş düştü başa gene Gün vurar ay ağına Gök yığlar dünya sızlar Binlerce lanet olsun Yüz namert kurban olsun Bilmem bizden ne ister Namerde baş egene Bir merdin ayağına Bu dinsiz dünyasızlar

Başa geli Ay ağıvı Dünya sine Yazılan başa geli Hasutler ay ağıvı Yer gök bel dünya sine Halimiz düzgün dögi Bir namert kapısına Köprü’ye zulmedenler Namerde baş egeli Hiç basma ayağıvı Doymasın dünyasına

Baş koy ana Mendil almam Dün yada Diz üste baş koy ana Şal verip mendil almam Bir ok attım dün yada Kahraman şehit derler Yar yarından küsmesin Türkmen’e zulmedenler Köprü’yçin baş koyana Yar için men dil almam Gün görmesin dünyada

Göz ister Mendilivi Dün yadı Gözsüz olan göz ister Yar göster mendilivi Kefli gördüm dün yadı Zalımı kaçırmahçın Köprü’ye dil uzatsav Mert haksız namert haklı Hiç korhmıyan göz ister Keserem men dilivi Bu nece bir dünyadı

Göz koy ana Mendil sizden At aşına Yarıma göz koy ana Şal bizden mendil sizden Al tuzu at aşına Binlerce lanet olsun Bilmem felek ne ister Hiçbir ataş benzemez Yurduma göz koyana Biz bekes biz dilsizden Kerküg’ün ataşına Kimler kurban getmedi Göz yaşıva Mendilive Bu aşkın ataşına Degmesin göz yaşıva Şeker koy mendilive Yadlar vefasız olu Kerkük’ge dil uzatsav At aşı Acımaz göz yaşıva Od sürrem men dilive Sen hiç yeme at aşı Üç ataş asla sönmez Çigine Yele ser Yurt, dost bir de aşk ataşı Al yüküvü çigine Çuluv yaha yele ser Dünyayı fethederiğ Sahipsiz kalan yurtta Yarı sına Verseğ çigin çigine Bir gün geli yel eser Sevmeden yarı sına Bir zamanlar hükmettiğ Ey ağa kah Dün yaya Dünyanın yarısına Gün çıhtı ey ağa kah Bir ok koydum dün yaya Dünya ayağa kahtı Kerküg’ün bir daşını Bindi yara Sen de bir ayağa kah Degişmem bu dünyaya Birdi dert bindi yara Türkiye bir daşıvı Değişmem bin diyara

* Prof.Dr., Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektör Yardımcısı Abdulhalik BAKIR*

43 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Yayımlanmamış Bir Hikâye Mevlut Taha KAYACI

Kör Sıma’nın Düşeşi

Pazarlık ve hesaplaşmalar bir kavgaya dönüşü- - Hoppala gelen Sıma’dır. yordu. Büyücek ampuller aydınlığında kayacı ve Üstü başı sidik kokan, daracık zıbınını zorlayıp ırgat işçilerinin güneş altında yağızlaşan çehreleri çekerek sallantıda kalan uçkurunu örtmeğe çalışan kılıksızlaşıyordu. Koynuna sokuşturduğu çeyrek, Kör Sıma yürürken sendeliyor, geniş bol ceketiyle yarım ve bitev dinarlarla Çaycı Habip Meyas’ın dar düdük zıbını yalpa vuruyordu. tıkanık göbeği bir kat daha kabarmış, sallatarak şa- Sesler: kırdattığı para torbası göbeği kadar şişmiş bir eşek yüklü ağırlığı kazanmıştı. İki koldan dağıttığı çay - Allah bin bela versin, ne çekilmez derttir bardaklarıyla istekleri karşılayamadığı için Refik bu...! Meyas mırıldanarak yana yakına çıraklara sövü- - Canavardır, babasının kanlısı. yordu. - Bunun yanında şeytana rahmet okunur. İndirim, artırım. Kınamalar, kızma, boğuşma- - Bayram bunun sonundadır. lar, yalvarışlar sürüp gidiyor. Yedikızlar başı, zıp- Bulanık gözlerini oğuştura oğuştura ilerleyen lamada ateş üste konan eleğe dönmüş, şu elek için- Sıma selam vermeden Refik Menic’i itti. Uzun de ısıdan kabarıp açılarak zıplayan mısır taneleri Reşid’in yanına oturdu. gibi oradakiler üşüyordu. Her kelleden bir seda; bir kadın hamamı havasını yadırgatıyordu. - lan Habip Meyas, sana usta söyleyenin avra- dını eşekler enselesin. Ağır başlılık göstermek üzere kayacılar başı Usta Mehmet Nuri, Mimarbaşılardan Hasan Nak- Bağırtısıyla Habip Meyas değnek yemiş kaza kaş, Uzun Reşit ve Refik Meniç karşıki kaldırımda döndü. İş Sıma’nın küfrüyle bitse, açıkgöz ustaya Bakkal Abdullah Göge’nin ikindiden beri kapalı onun altı aylık saynaması sayması vız gelir. duran dükkânının önünde iki tahta üzerinde sinip Amma onunla bir türlü uğraşamaz, pençeleşe- dalgınlık taslayarak, ağalık satıyorlardı. Bu amaçla mez ona karşı koyamazdı. Onunla uğraşacak olur- da, onlara yöneltilen soruları, dinlemeksizin par- sa (yem yemez köprü geçmez, üç kağıtçı, dolandı- mak işaretiyle ilgilene bilecek birini göstererek rıcılar) fırsatı kollayarak para ödemeden sıvışırlar. savıyorlardı. Sesler: Ertesi gün tüm Kerkük’te görülecek yapı işleri - Canavar böyle olabilir ancak. burada görüşülür, işbaşı yapmak buradan başlatılır. - Bastığı yer kendisinden bezgin. Fısıltılar, çıkışmalar, gülüşmeler, öksürmeler, hap- - Yedi evli komşuya zararı dokunur. şırmalar kaynaşarak bir uğultu yaratıyordu. Ansı- zın bir sessizlik kanat gerdi. Akarsular donmuştu - Yerde koşan, gökte uçanın… sanki. Hasan Nakkaş koynunda sakladığı yarım - Bir mahalleyi kasıp kavurmuş kerata kap rakı şişesini dirseğiyle geriye doğru itti. Vere- - Bir memleketi söyle korkma. me tutulu Uzun Reşit sigarayı bıraktığı için sürekli Habip, vur damgayı al parayı yasasını sürdür- olarak iri taneli tespihini şakırdattı ve parmakları meyi düşündü ise de sökmedi düşündükleri. Bir orada uykuya daldı. Mehmet Nuri boylanıp çıkıve- yanda kıvılcımdan yangın çıkarmak için üfleyen ren olayın ne olduğunu öğrenmeğe kalkıştı. Karşı- yağmacılar, ötede karşısına dikilen şu baş belası. da kalabalık içersinde alış verişle meşgul olan oğlu Enver’e otur işareti verip yerine oturdu. Sıma, fersiz gözlerinden birini yumup ötekiyle dört yanı taradı. Ocağa çışş ederek, üç taş üzerin- Kesik sesler belirledi: deki bulgur kazanında didinenleri dindirip cümbür - Yine geldi. cemaati teker teker yerlerinde çivilemişti. Sıra us- - İşte gelen kendisi tada, onun yakasını bırakmağa yanaşmıyordu.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 44 Yayımlanmamış Bir Hikâye Mevlut Taha Kayacı

- Sağır mısın herif? Tavluyu getir de gel, göre- Şu tepinme ortamında kafalar uyuşuk durgun, lim. Seninle atışacağız bir yol. kollar bağlı ağızlar löklü idi. Tek hançerdi dile gel- -… … … miş bağırıyordu: - Geç şöyle karşıma, otur. - Bir kerata çıksın da yok desin anasına börkü- - … … … nü koklatayım. Pullar, gelişi güzel sıralandı. Sessizlik egemen, Elinde dil açmış hançerini konuşturarak dört gözler hep o karanlık köşede. Yakındakiler olup yanı yokladı. bitenleri göz ucuyla izliyordu. Sesler: Habip Meyas keseyi koynuna sokamadı, yere - Aferin Hacı bırakmıştı. Torbadan gözünü ayırmıyordu. Kasap - Gözünü sevdiğim, uzun dillerini … koydu. Mehmet Hırt’ın dükkânından oluk oluk kanlar tor- - Sığır eti sindirene… baya doğru sızıyordu. Sıma: Kollar bilekçeli, bacaklar prangalı, diller tut- kun ağızlar löklü. Dakikalar hımbıl ve güçsüz can - İşte ustalık buna derler. Her arkasını kınalat- çekişiyordu.. Zaman akmağa mola vermiş. Karan- tırana usta denmez ki! Biz bu saçları değirmen- lıkta boğulmuş masa üzerinde zarlar, pullar şöy- de ağartmadık, bir ömür çürüttük şu ustalığı elde le dursun tavla bile görünmüyordu. Sıma, zarları edince… kendisi fırlatıyor, pulları aklı kestiği biçimde oy- Hançeri oradakilerin burun ucuna yaklaştırdık- natıyor, ikide bir! tan sonra kınına sokarken de: - At bakalım, haykırıyor. - Ustasıyız bu işin biz, kimseler bir halt etme- Habip Usta zarları sallayıp fırlatıyor, amma sin, arkamızda b… muzu çiğnemeye kakışmasın. pulları dizen Sıma! Babası belinden gelen mert nineli kişi yüzde söyler Pulların nereye vardığı belli değil. söyleyeceği varsa. Çok sürmedi. Çektiği nutkun ardından, sümkürdü, sümük karışık bir katı tükürük salladı, eski Kazancılar - Bir kol oynayacağız, söyledi Sıma, amacım çarşısına doğru yöneldi. Ardından bir kınama, aşa- sana benim usta olduğumu belletmek, senin bir ağ- ğılama yaygarası… zının payını vereyim de, gören duyan uslansın da kimseler sesini estirmesin bir daha. Sıma’nın onları ne duyduğu vardı ne dinlediği… Habip Meyas çekine çeline elini bir pula uzat- 19 Ekim 1995 mak istemişti, dilediği oyunu çabucak sona erdir- mek. Horyatlar Amma Sıma onun dolgun yanağına bir tokat aşk etti: (Türkmeneli’ne, Mahtumkulu’nun torunlarına) - Utanmaz, saman altından su yürütmeğe kal- kışmayı düşünme sakın. Bu oyundur oyun. Oyun- Ovadan da yolsuzluk olmaz. Seninki gele bekleyeceksin. Geldik geçtik ovadan Söyledi ve kavradığı zarları avucunda evirip Öyle bir yâr isterim çevirdi, ağzına götürüp öptükten sonra: Görmegey1ve ovadan2 - Gözünü sevdiğim Düşeş, koşa gel, Düz gelin Ve zarlar henüz konmamışken ayağa kalkıp bir Eğri değil düz gelin çığlık attı: Biter mi dünya derdi - Hangi pezevenktir söyleyecek bunun düşeş Siz hepsine dözgelin3 olamadığını?

Sıma daban hançerini sıyırmış boşlukta sallı- 1. Görmegey: Alımlı, güzel. yordu. Attığı zarlara baktığı yok. Çevresindekiler 2. Ovadan: Güzel, zarif, şık, şirin. üzülmüş, büzülmüş. Umursadığı yok Sıma’nın. 3. Dözgelmek: Katlanmak, tahammül etmek. Hançeri karanlığı aşmış cılız ışınların çarpmasıyla balkıyordu, kendisi de tiril tiril titriyordu. Aydil EROL

45 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Türkmen Albümünden

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Kerkük’te (2 Ağustos 2012)

Davutoğlu Türkmen lider şehit Necdet Koçak’ın mezarını ziyaret ederken

Davutoğlu Türkmen lider şehit Necdet Koçak’ın mezarını ziyaret ederken

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 46 Türkmen Albümünden

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Kerkük’te (2 Ağustos 2012)

Davutoğlu Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşat Salihi ile birlikte

Gazeteci Güngör Yavuzaslan Irak Türkmen Cephesi’ni ziyaret ederken

47 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ KERKÜK VAKFI KERKÜK FOUNDATION QARDASHLIQ REVIEW OF CULTURE ART LITRERATURE AND FOLKLORE Year: 14 Issue: 55 July - September 2012 ISSN : 1302-2857 On behalf of the Kerkük Foundation Owner of the right and editor in Chief İzzettin KERKÜK Editor and Genel Coordinator Suphi SAATÇİ Correspondence Address P. O. Box 20 Cerrahpaşa/İSTANBUL Tel. (0212) 584 00 75 Fax (0212) 584 00 76 www.kerkukvakfi.com www.kardaslik.org email: [email protected] Administrative Office Nevbahar Mahallesi Kuka Sokağı Huzur Apt. No: 1/1 Fındıkzade/İSTANBUL

Representavtives Habib HÜRMÜZLÜ (Ankara) Ali İhsan NAQIB (ABD) Consulted by an Anditorial Referrence Counsul Prof. Dr. Ziyat AKKOYUNLU Prof. Dr. Yavuz AKPINAR Prof. Dr. Haşim KARPUZ Prof. Dr. Mahir NAKİP Prof. Dr. Suphi SAATÇİ Prof. Dr. Saim SAKAOĞLU Contents Prof. Dr. Abdüsselam ULUÇAM Editorial Board Kemal BEYATLI Abbas AHMED (Translated by Kemal ÇAPRAZ Ahmed Hurmzi) • This is our Aydil EROL Erşat HÜRMÜZLÜ reply: Literature, Knowledge, Habib HÜRMÜZLÜ Culture and Morals Summerians İzzettin KERKÜK are since eternity A Mahir NAKİP Acar OKAN calm and scientific reply in a hot Ömer ÖZTÜRKMEN subject to some ignorant and Suphi SAATÇİ disgraceful persons / 49 Suphi SALT Aydın ALBAYRAK • QARDASHLIQ Push For Stronger Legal Protec-

Published quarterly in Turkish, English, tion Of Their Identity / 54 and by İzzettin Kerkük Culture and Research Foundation (Kerkük Fondation) Section in Turkish / 01-47

Authors are responsible for the raticles and photographs published Section in Arabic / 56-64 in this review. Articles and photographs published in the review may be used elsewhere by indicating the source

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 48 Abbas AHMED Translated by Ahmed Hurmzi

This is our reply: Literature, Knowledge, Culture and Morals Summerians are Turkmens since eternity A calm and scientific reply in a hot subject to some ignorant and disgraceful persons

However hard those try to suppress the language especially that Turkmen accent rights of our noble Turkmen people, the books, whether from grammar or presence of relics and honest pencils are witnesses to the common words derived from the same originality of Turkmens and deepness of its source. Moreover, agreement of scientists roots in history before the birth of Jesus Christ and historians that Summerian language is (peace upon him). No one can deny the leading (adhesive) language not connected to Samia role of Turkmens in building and development and Arya and its belonging to characteristics of Rafidain Valley before thousands of of the subject that the single stays the same years, as we Turkmens are builders of at all times and verbs with an addition to a civilization that lighted the whole world. We syllable to it. The historian Taha Baqir said in say that Summerian civilization is established his book (Introduction to ancient civilizations as a result of immigrations from the east and it history) that humanity began from Turkistan is strongly related to Turkmen ancestors, this country and the ancient civilization in the is supported by scientific evidence. Today we world is Summerian that began in the North present other proofs and links that we were of Iraq first followed by the South civilization who built and protected this dear homeland later. The original home to Summerians before since the days of our Summerian Turkmen their immigration to Iraq had passed through grandfathers. several stages in middle Asia between desert (Qora Korm) in North India and (Belkash What is the origin of Summer word and lake) west Altay Mountains Series kown as who are Summerians?? (Qargastan) country west china. Turkmens At the beginning, we clarify the meaning known by relics and history are the siblings of the name (Summer) and its historical of first Summerians builders of the oldest indication to inform our dear reader important civilization in the world. and precious matters that were hidden for a 3. Immigration of SummerianTurkmens reason or another: towards west: Historians revealed that the 1. The name: originality of (Summer) reasons behind the leave of Summerians comes from (Som) meaning love and (Yir) grandfathers their home in middle Asia 12000 meaning land so it becomes (loving land) as BC towards west are due to several scientific a result of the strong bonding of Turkmens to and realistic causes: land, their love to life and creativity, as time 1st: Glacial epochs that covered the half passed it changed to Summer due to difficulty North of the earth totally, the last was the in pronunciation. fourth (Form) that pushed them to seek 2. The home of Summerian Turkmens: temperate regions less icy than their original All Summerian civilization scientists are places and for several decades. The last glacial convinced with no doubt with the strength echo that stroke the North half of earth globe of Summerian belonging to Turkish lineage ended about 10000 BC according to the book (Ural- Altay) and there is a big similarity (History of ancient Iraq) author Dr. Fawzi between Summerian language and Turkish Rasheed.

49 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Abbas AHMED Translated by Ahmed Hurmzi

2nd: The inundation that was mentioned Iraq) that was formed after water waned towards in the sacred books and flooded Arabic the gulf after it was flooded with marshes Island, Iraq and Alsham totally and paralysed and lakes to establish a second civilization life with exception who survived by God’s and invention of nail writing 3200 BC that will, therefore it was time to Summerians to is considered one of the top achievements of immigrate and they headed towards this warm civilizations in humanity. We are proud to be area rich in its resources to compensate, so sons of this ancient civilization. later they settled on Alrafidain land on stages We stated that the name Summer had and founded the basis of oldest civilization a meaning and historical indication of the humanity i.e. Summerian 6000 years ago. leading role of Turkmens in foundation of Stages of Summerian advance towards Summerian civilization in Iraq, pointing to the Iraq large amount of information that was hidden First Stage/ from people deliberately or spontaneously for a reason or another. This started at the end of the fourth glacial epoch (12000 years ago) after they headed to In these following lines, we mention live in lower degrees temperature, so they were the areas dwelled by Summerians and other forced to immigrate towards the west, their matters: first step was Toran mound south east Ural lake Summerian preferred settlement at North located to the south of current Kazakhstan so Iraq in two important areas Erbil and Kirkuk, they were known as Toranians as they settled as well as Naynowa and its peripheries there for several decades. before displacement to South Iraq after their population had increased due to the following Second Stage/ reasons: This started after the end of inundation 1. Similar weather and nature of Erbil, that stroke far east Arabic Island 4000 ago, Kirkuk and their neighbours to those of as groups of Summerians left Toran mound Turkistan. towards Khorasan far north Iran. 2. Increase of rivers and streams in the Third Stage/ area as well as the lands good for agriculture. Shortly after the second stage, Turkmen 3. The water and marshes flooded South left Khorasan towards the Island area South Iraq totally so it was not suitable for life at and North to Alrafidain country to that time. settle there and from a nucleus of the first civilization known as (Half) with the waning Summerian after settlement in cities and of the inundation 5000 BC. villages which were called (Akenji) meaning farms in Turkmen derived from Turkish Fourth Stage/ language (Akenge), and Summerian who This stage began by entrance of Summerian preferred the life of travelling as (Kojar) that to North Iraq and settle there after a short rest is (Kogr) in , which still used and building largest castles, cities and villages today. in the area like Erbil and Kirkuk , Motara and The real Summerian naming of Iraq Jarmo villages to settle in Iraq to plant a nucleus The followers of history of names given of the first and oldest civilization known to falsely to our mother homeland (Iraq) which humanity 4000 BC which is Summerian is Summerian in origin will find that many civilization this was also supported by Fawzi books and historians avoided the use of Rasheed in his book (Ancient Iraq History). Iraq due to personal reasons and mention Fifth and the last stage/ vague names and features like Alrafidain This stage began by displacement of valley, Mewsobotania, Alrafidain country Summerians towards sediment plain (South with ignorance. Summerian naming of Iraq

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 50 Abbas AHMED Translated by Ahmed Hurmzi was (Iraq) meaning faraway in Summerian Akar- heavy language to indicate a visitor arriving from Ar- man Iraq because of the long distance between Bar- fruit Turkistan (their original country) and Iraq, so later they named the region Iraq 6000 ago Ayb- rope according to the book (Arab language) author Kish-bird Prof. (Herz Fald). Ish- open Historian & linguistic similarities Bi- This between Summerians and Turkmens Akash- tree Iraqi Summerian Turkmens settled after the What was hidden is greater to prove that end of inundation that flooded the area more Turkmens are Summerian or Summerian are than 6000 years ago, to put the first nucleus of Turkmens, moreover Summerian language Summerian civilization in building Iraq from is from right to left like Turkish language, the first hours of their settlement. contrary to Alakadia, Alashuria, Albabilia that At the beginning of humanity, Summerians start from the left. in Iraq hold several dynasties, states and This information was transferred from cities: Turkmen Summerians for the researcher Bek 1. Lakash dynasty and its centre was Morad Gray. Ur city, both names were Turkmen (La- 2. Similarity between the relics found in Kosh) meaning high bird and the second Iraq and like weapons, bronze (Ur) meaning big 2200 BC and the famous tools, statues and pottery plates. king (Jood-Ya) the correct (Joot-ee) meaning 3. Special Researches in the shape moons in Turkmen. of human body of Summerians (head, hair 2. The third Ur dynasty 2100 BC, most colour, face length and beard) showed they famous king (Ur namo) meaning the great are identical to Turkmens in the following scientist or legislative (Ur meaning big and characteristics: namo meaning book) as Urnamo was a famous 1. Shape of the head which is wide at the scientist to issue the first and oldest legislation side contrary to Saqiya,Ariya, Indian, that is to humanity 4000 years ago. long. 3. Independent governments in Erbil and 2. Round faces, pointed noses, flat Kirkuk ruled the area as their reign coincided forehead contrary to other nations. with king Hamoorabi in Babylon 1790 BC and they were submitted to his kingdom. 3. Medium height with large chest. We also cannot forget Turkmen Alhoorrians 4. Similarities in customs, clothes and Alyakootians had ruled North Iraq for like (Alsaya, Alhamdani) that were wore by 1500 years 850 BC. Turkmen king Lakash dynasty (Joot-ee), in addition to head cover of Summerian women All historical resources confirm today (lajak) common to wear in Turkmen society the truth of similarity between Summerians till nowadays. and Turkmens in different life aspects like language, identity and nationality. 5. Summerians brought animals like horses, donkeys that were used in transport to Similarities are: Iraq. 1. Similarities in language terms, more 6. Alakada building that was famous than 350 term in like the to Turkmen regions (Kirkuk, Erbil. Talaafar) following words and their meaning: historically is extension to Alakada Balda- hammer construction in Summerian cities (Ur, Aredo, Ana- mother Lakash).

51 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Abbas AHMED Translated by Ahmed Hurmzi

Regarding the fate of the rest of Summerian Islamic religion and strengthen its basis during in Iraq, they melted with other nations the days of Alrashedin Caliphs. that ruled the area like Akadian, Ashurian, Turkmen Companion Sumaya Um Amar Babylion and others, but Summerians who bin Yasir (first martyr in Islam) was called preferred to live in North Iraq (Kirkuk, Erbil Bambog that means cotton when she was a and Naynowa) kept its Turkmen language. maid, her name was changed when she married Turkmens before Islam Companion Yasir as the prophet (peace upon It is wrong to think that Turkmens lived in him) said: Patience Alyasir your meeting is in Iraq years after the Islamic mission ignoring heaven, because they bore so much pain for that Turkmens were present in the country of the sake of the religion prophets (Iraq) before Mohamed’s mission Turkmen Qanbar who was student of Imam (peace upon him) for centuries. This is Ali, Mrs Bano the wife of Imam Hussein and supported by Professor Husam Aldin Almasili mother of Imam Zain Alabdeen( peace upon in 1920 to state that Turkmens settled South them), Turkish boy Dormaz student and reader Iraq (Forat river bank) before the messenger’s of Koran of Imam Hussein who was martyred envoy. in his lap during Altef day, Turkish leader They lived in Alheera capital of Wathah who refused to fight the Imam Army Almanathra particularly in Turkmen Abu Abdallah (peace upon him) in Kerbala 61 tribes(Batok and Banok) after the relations hijri. became worse between Alsasiniya and its As well as other men and heroes who were alliance Almanathra, due to the need of Sasan not afraid to die to serve Islam and strengthen to their fighting capabilities to have a strong its basis for God content. equilibrium factor in the equation. Amasili Kirkuk History and Originality published his famous research in February At the beginning we have to know the 1922 in the Turkish newspaper Ikdam No. civilized world today that Turkmens in Iraq 8939. are grandsons of builders of most ancient Some of bright Turkmen views in Islam cities (Kirkuk and Erbil), Kirkuk is considered The Turkmen Companion ( Baslokhan) the second ancient city after Erbil. The oldest grandson of Turkmen tribes leaders and during indication of Kirkuk (Arabkha) goes back to the period of his leadership, Islamic mission Summerian epochs. appeared headed by Khalid bin Waleed in The era of dynasties, states and cities his campaign to free Alsham country across 3000 BC, this was shown by the German Iraq from Romanians in Alyarmook 13 hijri, archaeological delegation that visited Kirkuk afterwards Iraq was liberated in 14 hijri led by in 1923 and discovered boards on the top of Saad bin Waqas, till Baslokhan and his tribes the castle by chance mentioning (Arabkha) announced their Islam at the end of Alqadisiya Summer, also the archaeological delegation battle and he participated seriously and loyally in 1948 found in its castle, weapons, bronze with his followers in all Islamic battles outside tools and statues, pottery that goes back to Arabic Island to spread Islamic religion to gain Summerian and even dynasties era. Allah content. He and his son Jameel Khan Kirkuk castle considered as the most were swords of Alrashedin Caliphs until his prominent historical civilized manifestation death during the reign of Caliph Maawya bin in Kirkuk and there is historic information Sufyan in 99 hijri, the state granted Jameel derived from resources about its construction responsibility to supervise Islamic divans for 25 revealing that the castle was built directly years due to his loyalty and dedication to work. after the inundation for protection, defence It is worth to mention the role of Turkmen because of the fear of the unknown or another Companion Abdallah bin Mobarak to serve inundation.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 52 Abbas AHMED Translated by Ahmed Hurmzi

In 1500 BC, Kirkuk entered with Nawzi and ended in Ker -Kuk that means profit, also district (Ana-Ozi) Turkmen’s mother city and during the reign of Turkmen Iraqi state Qora its relics present in Yorghan Taba close to the Qonyolo at the beginning of the 15th century current Kirkuk Turkmen village (Turklan) that according to the book Dafar nama to his was a centre to Hoorians for almost 200 years author Ali Yezdi. and it fell by Ashurians 1337 Turkish Ural- At the end, the dear reader has to know Altay dwelled the area between Urfa and Wan that Kirkuk people entered Islam voluntarily since 3000BC, they were able by courage, without fight as Islamic army reached the wisdom and strong army to found a multi sided state extended from Zarkos mountains, city at year 21 hijri , as well some Kirkuk Mediterranean sea, to the south of Erbil and Turkmens are rest of Turkmen Yakootians Kirkuk. who took part in ruling Alashurian empire since 850BC defeated Sasani armyin front of Kirkuk became a capital to the largest twoTurkmen emirates due its historic place Askendar Almaqdooni army in Erbil battle that ruled the area for several decades, these 330 BC most of Askendar army were from were (Qabjak) and its founder (Arsalan Turkmen. Tash Oghlo) and (Kuk Yort) and its founder After settlement of muslims in Kirkuk (Muhamed Mirz Oghlo) in 6th-10th hijri and all entering Islam, they needed special centuries, Othmanian Salnama 906 Kirkuk places for prayers and worship, like , was the second capital in Iraq for 500 years. so they wrote to the centre of Also it kept its strategic importance during Caliph asking permission to convert Jewish the days of Alothman reign in Iraq as it was a temples and Christian churches to mosques , main security point in Alsultani (Sultan-Yoli) and the reply came positive, so they named road that extended from Istanbul to Baghdad. the mosque present in the castle with high Kirkuk drew a lot of attention from leaders, minaret (Bigamber-Daniel) meaning Prophet Amaween, Abbasian Caliphes like Almansoor, Daniel mosque, later they named the church Almustansir, Alhajaj Althaqafi, and it was a Mother Mariam, also (Olo jami) meaning big strategic military base in Iraq like: mosque , so Turkmen names were used for 1. Leader Alhajaj Althaqafi 85 hijri took tens of decades till nowadays. Kirkuk as Turkish army base that was spread This is a brief of much in the right of this along eastern borders of Iraq with Persian great nation that contributed to all humanity country starting from Erbil ending in Bedra with no returns. to reach 50 thousands fighters led by Turkish leader Khalid known as clever Khalid due References: to his extreme courage , the Turkmen tribe Alkhalidia. Iraqi Sun forums Historian Husam Aldin Almasili –Turkish Ikdam 2. The year 150 hijri, Caliph Alabasi newspaper no. 8939 for year 1922 Abu Jaafar Almansoor protected ports in Iraqi governments’ forums Kirkuk, Erbil and Mousael by Turkmen tribes History of nursing book-Dr. Ankred due to their extreme courage, wisdom of their leaders and fast reaction. Pharmacy technology book-Professors Funka Hokdal, Queen Haperstad, Andfeld Fikshal Reed 3. In 1226 AD Caliph Almustansir Billah Erbil and Turkmen Identity book- Iraqi Turkmens spread Albayat tribe across Humrein Hills cooperation and education society –Author Abbas Qashke Dag and its headquarter was Kirkuk. Ahmed November 2012 Kirkuk and its different names that reached Arab Language Author Professor HerzFeld tens, it started from Turkmen Summerian Ara- (Origin text in Arabic, translate to English by Baka meaning take care, look 5000 years ago Turkmen Aspect website editor)

53 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ Aydın ALBAYRAK

Iraqi Turkmen Push For Stronger Legal Protection Of Their Identity

(Photo AA, Hakan Göktepe)

Ahmet Davutoğlu, who paid a historic visit to will be,” he told Sunday’s Zaman. Noting that the Kirkuk on Thursday as the first Turkish foreign Iraqi constitution already bestows on Turkmen Minister to visit in 75 years, is pictured with Iraqi many of the demands brought together in the Turkmen children. report, he added, “But Turkmen have not been The adoption by the Iraqi parliament on July allowed to enjoy those rights until today.” 28 of a report that bestows on Turkmen in Iraq the After the American occupation began in 2003, status of the third largest ethnic group in the country Turkmen were victimized, facing discrimination is an important gain for the Turkmen, analysts in Iraq, as the Turkish Parliament rejected a believe, but they also note that the demands of motion allowing US land forces to enter Iraqi Turkmen in the report need to be transformed into territory by way of Turkey in the days leading up a legal framework for a lasting and positive result to the occupation. The Turkmen people in Iraq to be obtained. are estimated to make up nearly 10 percent of the “It’s maybe not as powerful as a law, but it population, but they were not considered to be one opens a door,” Mahir Nakip, an Iraqi Turkmen of the constituent elements of the Iraqi state together from Kirkuk who has been living in Turkey for with the and the , and thus have been a long time and spokesperson of the İstanbul- underrepresented in politics and government based Kirkuk Foundation, commented to Sunday’s office. And in provinces such as Kirkuk, Arabs, in Zaman. Despite admitting that this represents a accordance with an policy that was in very positive step for the Turkmen he also added, effect before the occupation, and Kurds, after the “But the real success would be to put the content occupation, were allowed to seize pieces of land of the report into law.” that officially belonged to Turkmen. Hicran Kazancı, the ’s The adoption of the report by the Iraqi representative in Turkey, is a little more cautious. parliament is actually just an elementary step “The adoption of the report is of historic because, as Kazancı noted, a high committee on importance, but we need to see what the practice Turkmen affairs needs to be established first, and

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 54 Aydın ALBAYRAK then the committee will set about studying the of seats to be occupied by Turkmen deputies demands of Turkmen enumerated in the report. would be considerably higher. Another significant Kazancı prefers to be a little cautious because in benefit of the report for Turkmens will be in the recent years the Turkmen people were also entitled area of education. “Schools Turkmen children to a share of the national budget, but that money go to are in a very bad shape,” Tütüncü told has never materialized. Sunday’s Zaman. But from now on, Turkmen Still, Turkmen are hopeful. “This is a festival schools will get financial support from the state day for us,” Necat Hüseyin, a Turkmen member of as other state schools do. Last but not least, in the the Kirkuk City Council, said at a press conference area of education, Turkmen schools will be able in Kirkuk last Sunday. Noting that Turkmens in offer courses for Turkmens in an alphabet which Iraq have been waiting for this day for eight years, is suitable to the nature of their language, which he added: “We used to be a second-class people will be the Latin alphabet and not Arabic script, in Iraq, but now have become a first-class people. thanks to which education in Turkmen schools will And that’s made us very happy.” be able to utilize curricula from Turkey. It is noted in the report that the Turkmen, Tütüncü is optimistic about the step the previously usurped rights are to be reinstated parliament has taken. “It’s promising being and that Turkmens are to be allowed to have described as the third constituent people,” he representation in public institutions in accordance stated. He is hopeful that this new step will allow with their population. That means quite a lot for many expectations of the Turks in Iraq to be met. the Turkmen. In Kirkuk, which was historically “We’ve been getting signals in this direction,” he a Turkmen city, there are today 32 directorates remarked. for public institutions, of which only one, the The adoption of the report by the Iraqi directorate of national education, is headed by a parliament may be a move by Iraqi Prime Minister Turkmen, while Turkmen in Kirkuk, in spite of Nouri al-Maliki, who is on bad terms with the a large-scale Kurdish migration to Kirkuk in the Kurdistan Regional Government (KRG) in the years following the occupation, make up at least north of the country, to have Turkmen on his side one-third of the total population. in the Iraqi equation. “This is certainly an effort Similarly, in the provincial governing board in by Maliki to get Turkmen on his side,” said Kaan Kirkuk, Turkmen have only nine chairs out of a Dilek, general coordinator of the International total of 41. Not only in Kirkuk, but also in cities Peace Research Center (IMPR). such as Tuzhurmatu, Tal Afar, Altunkopru, to some The same move may also be interpreted as an extent in Musul city, Arbil and Hanekin, Turkmens olive branch held out by Maliki to the Turkish now have the expectation that they will, in public government. “Maliki may be giving a message by institutions, be entitled to occupy a considerable way of the Turkmens to improve [deteriorating] number of posts of which they are presently relations with Turkey,” he commented to Sunday’s deprived to a great extent. Zaman. It’s noteworthy that Maliki, appearing on a Kurdish television station in Iraq, said about a A designated amount of money from the state week ago that the problems Iraq and Turkey have budget will also be allocated to the Turkmens, are only at the level of discourse and that problems which would allow them to promote their culture, between Turkey and Iraq are not insurmountable. should the Iraqi government act in accordance with the report. “Getting a share of about 6 Turkmen in may face similar fate percent would be a success for the Turkmen,” said It’s feared that Turkmens in Syria, whose Mehmet Tütüncü, a Turkmen who came to Turkey population is estimated to be around 1.5-2 million, in 1991 after the First Gulf War and who is now with another 1.5 million Turkmens having already chairman of the Iraqi Turks Culture and Mutual been assimilated into the Arab ethnic identity, Aid Association based in İstanbul. may face similar problems to the Iraqi Turkmen With the new step, underrepresentation in in the days after the regime of President Bashar politics is also expected be eliminated. In the Iraqi al-Assad falls, given that Syrian Turkmen are even parliament, there are today only nine Turkmen more widely scattered throughout Syria than the deputies, and with Turkmens benefitting from a Turkmen are in Iraq. national quota in the election system, the number Today’s Zaman, August 5, 2012

55 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ من الشعر التركماني العراقي المترجم

)1( وصية برلماني )5( اينما مت صحيح انني قا تلت النمور اد فنوني في ثرى امي وصارعت الثيران على قلعة كركوك وشاكست السود عند ضفاف خاصة صو لكني واهلل ما صادقت يوما قرب ضريح نبي دانيال قردا ول ابن اوى !!! لن الشمس تشرق من هناك )6( تعويذة كل صباح !!! قالت عرافة ل ّمي التركمانية ان ابنك هذا )2( كرم هو الوحيد من بين ابنائك ان سمعت بعاشق يحمل برج الحمل يحترق من الشوق على سجادة عبادة فمن يومها شدت ّامي مثل ))كرم(( تعويذة في عنقي دونما جمر ولنار فصرت ل اخاف اعلمي انه انا الذئاب!!! فا نثري رمادي على بالدي لتنبت اطفال كالسنابل )7( ))الشهيد و الجالد(( ورجال كالنخيل !!! رايت شرايين الرض تنزف دما كل يوم من جديد )3( كركوك رايت الحرب و الحصار و الحتالل قلبي كوطني كركوك اعتليت المشانق و المقاصل و المزيد رقم عجيب شهدت الحسني في الطف ل يقبل القسمة وشمرا.....ويزيد حتى على نفسه !!! لكني واهلل مارايت عمر الجالد يطول )4( قلبي كوطني كركوك اكثر من عمر الشهيد!!! بين المطرقة والسندان ل المطرقة تكلف عن الطرق ول السندان ينحني للحق ول قلبي يتوب عن العشق !!!

فوزي اكرم ترزي

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 56 حبيب الهرمزي [email protected]

ما يترتب على ذلك من قوانين لتمكينهم من العراقي ألزم نفسه الزاما ل رجعة فيه باصدار ممارسة حقوقهم ... الخ”. قانون يتضمن جميع الحقوق الواردة في قراره نخلص من ذلك الى ان من واجب مجلس المنوه به اعاله، وان الكتل السياسية الممثلة في النواب بعد ان اصدر هذا القرار المهم الذي المجلس سوف تساند اصدار هذا القانون بعد يعتبر تعهدا من المجلس امام الجماهير التاييد الشامل للحقوق التركمانية الذي ورد التركمانية من الناحية األدبية على القل، ان يبادر الى اصدار هذا القانون بأسرع وقت على لسان 39 نائبا تحدثوا في الجلسة التي وذلك بتفعيل الفقرة ثانيا من المادة )60( من نوقش فيها تقرير اللجنة وايدوا مشكورين ما الدستور العراقي. وكذلك فان على النواب جاء في التقرير جملة وتفصيال ثم ايده المجلس التركمان في المجلس ان يسرعوا بالتفاق بالتصويت عليه بالموافقة. على مشروع قانون يمكن تسميته بـ “ قانون ولنا في قول الزعيم الهندي “غاندي” الف اقرار حقوق التركمان” او اية تسمية اخرى عبرة حينما يقول موجها كالمه الى الشعب يرونها مناسبة، وان يقدموا المشروع الى هيئة الهندي المستعبد : رئاسة المجلس موقعا من قبل عشرة اعضاء في المجلس على األقل كـ “مقترح قانون” “في البداية سيتجاهلونك، ثم يضحكون تفعيال للفقرة المشار اليها اعاله من الدستور. عليك، ثم يستصغرونك، ثم يحاربونك، ولنا ان نقول في النهاية ان مجلس النواب واخيرا ستنتصر”!

57 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ حبيب الهرمزي [email protected]

كانوا في المعارضة الوطنية أسوة بالذين تم التركمان ويقرر بكل صراحة ووضوح دمجهم يف األجهزة األمنية يف األعوام السابقة ببديهية كانت محل تجاهل قبل ذلك وهي “ان اواحالتهم الى التقاعد وتعويضهم جراء الغبن التركمان ّمكون أساسي من مكونات الشعب الذي لحق بهم خالل السنوات الماضية. العراقي، وانه القومية الثالثة في العراق”، - منح مقاعد للطلبة التركمان في الكليات لينتهي والى األبد وصف هذا المكون الرئيسي العسكرية والشرطة. بـ “األقلية”. ويمكننا ان نقول ان الدولة – ممثلة - منح مقاعد للطلبة التركمان في البعثات بسلطتها التشريعية – قد تصالحت مع ّالمكون الدراسية. التركماني العراقي ومدت يدها واحتضنته - حماية المواطنين التركمان من الستهداف واقرت له بحقوقه. وهذه خطوة مهمة جدا الممنهج من قبل المجاميع اإلرهابية، ويتطلب لترسيخ الشعور بالمواطنة في نفس النسان ذالك تعزيز األجهزة األمنية في المناطق التركماني وتعلقه بتراب وطنه العراق، لكي التركمانية للحفاظ على النسيج العراقي من يزول والى األبد شعور هذه الشريحة بأنهم خالل تشكيل وحدات شرطة اتحادية جديدة “غرباء في وطنهم”3. في جنوب كركوك وطوزخورماتو وديالى وبالرجوع الى بنود ما اقر به المجلس وتلعفر. الوطني من حقوق للتركمان، نجد انها تضمنت وقد ورد في الفقرة سادسا من “قرارات حقوقا سياسية وادارية وثقافية وتعليمية يحتاج وتوصيات الجلسة رقم )9( المنعقدة في 28 تفعيل القسم األكبر منها الى اصدار قانون يضمن تموز 2012 ما يلي: تطبيقها من قبل السلطة التنفيذي .ة ذلك ألن هذا )سادسا: تم التصويت بالموافقة على تقرير القرار – على الرغم من اهميته وحصوله على حول وضع ومطاليب التركمان(. تأييد جميع الكتل السياسية والقومية والمذهبية تقييم قرار مجلس النواب على ضوء – فانه ل يرقى الى مرتبة “القانون” الواجب احكام الدستور العراقي التنفيذ من قبل السلطة التنفيذية، والمعلوم ان ل شك ان القرار الذي صدر من مجلس اي تشريع )بمعنى قانون( تكون له صيغة النواب يعتبر نقلة نوعية على جانب كبير من الهمية من حيث نظرة الدولة الى هذا معينة وديباجة واسباب موجبة ويكون له رقم المكون المهم الذي كان يعاني من تجاهل تسلسل وينشر في الجريدة الرسمية، وهذا ما لم متعمد سواء على نطاق الدساتير والتشريعات يتحقق في هذا القرار، بل ان القرار نفسه اشار الصادرة، او في مجال التطبيق العملي لتعامل في صلبه الى ان “التركمان مكون اساسي سلطات الدولة مع ذلك المكون. بل ان هذا والقومية الثالثة في العراق ويجب ان يتمتع القرار يعتبر اوسع واشمل واكثر قوة حتى بكافة الحقوق الدستورية والقانونية وتشريع من تصريح الدولة العراقية المقدم الى عصبة 3. - وردت هذه العبارة على لسان تلميذة تركمانية تدافع عن نفسها امام قائد الفرقة الثانية المرحوم ناظم الطبقجلي األمم في عام 1932. فألول مرة في تاريخ عن اتهامات وجهتها اليها مديرة مدرستها، اذ اورد المرحوم الدولة العراقية نجد ان اهم سلطة تجمع في الطبقجلي عند القائه دفاعه امام محكمة الشعب بان الفتاة يدها عملية التشريع والرقابة على السلطة التركمانية قالت له :” نحن التركمان يا سيدي غرباء في وطننا واجهشت بالبكاء”. انظر حول ذلك: “مذكرات الطبقجلي التنفيذية، واعني بها مجلس النواب العراقي وذكريات جاسم مخلص المحامي” ، الطبعة الثانية، مطبعة يفتح صدره للشعب التركماني وللمواطنين الزمان في بغداد، 1985 ، ص 101.

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 58 حبيب الهرمزي [email protected]

قومي وطائفي وتم إعدام وسجن اآللف منهم 108والمادة 116 من الدستور العراقي. وتعرضوا إلى الترحيل والتهجير ألقسري - تمثيل التركمان في المحافظات التي وتم هدم مدنهم وقراهم وأحيائهم والستيالء يتواجدون فيها وحسب حجمهم الحقيقي على أراضيهم وممتلكاتهم، وتم العتراف وضمان استرجاع حقوقهم الحالية والمسلوبة بالظلم والضطهاد الذي لحق بالتركمان وتشريع قانون ّيمكن التركمان والمكونات في مقدمة الدستور. وأكد التقرير والسادة األخرى من ممارسة حقوقهم من خالل النواب المتحدثون على قضية تأخير منح اإلدارات المحلية. حقوق التركمان وعلى عدم وجود التوازن - تحقيق التوازن الوطني في وزارات في األجه ة ز األمنية وعدم تحقيق التمثيل الدفاع والداخلية واألجهزة األمنية العادل للمكون التركماني في الدولة وعلى والهيئات المستقلة وفي الوزارات ورئاسة عدم وجود التركمان في المناصب السيادية الوزراء، بما يحقق التمثيل العادل للتركمان الهامة. وأشاد السادة النواب المتحدثون والمكونات األخرى في هذه المؤسسات. على إن التركمان مكون أساسي والقومية - حل مسألة النزاعات الملكية )المطفاءة الثالثة في العراق ويجب إن ينالوا كافة – المصادرة – المستملكة، وغير المشمولة استحقاقاتهم الدستورية والقانونية وعليه :- بقانون اإلصالح الزراعي( وإرجاعها إلى - يدين مجلس النواب العراقي أصحابها األصليين وتعويض المستفيدين ماحصل للتركمان من ظلم واضطهاد الحاليين. بسب هويتهم في عهد النظام البائد . - تفعيل المصالحة بين أبناء تلعفر وإزالة - يقر مجلس النواب العراقي على ان التركمان أثار اإلرهاب والعمليات العسكرية وتعويض مكون اساسي والقومية الثالثة في العراق المتضررين جراء اإلرهاب والعمليات ويجب ان يتمتع بكافة الحقوق الدستورية العسكرية وتطبيع األوضاع في المدينة ورصد والقانونية وتشريع ما يترتب على ذلك من ميزانية خاصة للمدينة من اجل إمكانها من قوانين لتمكينهم من ممارسة حقوقهم اإلدارية النهوض بواقعها وإلحداث إصالحات إدارية والسياسية والثقافية والتعليمية والمشاركة في بما يتالءم مع الوضع الخاص للمدينة وتشجيع الحكومة التحادية وفي الهيئات المستقلة وفي الستثمار. - َمنع تنفيذ أية قرارات او اتخاذ اإلدارات المحلية وفي األقاليم والمحافظات اية أجرأت لتغيير البنية األثنية في المناطق غير المنتظمة في إقليم، وتشكيل هيئة عليا التي يسكنها المكون التركماني، وحمايتهم من لشؤون التركمان ومنحها تخصيصات مالية أي نشاط يضر أو محتمل أن يضر باستمرار من الميزانية التحادية ليتمكن من النهوض وجودهم ويخل بممارسة حقوقهم وحرياتهم. بالواقع التركماني وتلبية احتياجات المواطنين -إعادة فتح اإلذاعة والقناة التلفزيونية التركمان وأعمار القرى والقصبات التركمانية التركمانية الحكومية. وتأسيس المؤسسات الثقافية والتعليمية - ألبناء القومية التركمانية الحق في والجتماعية والتأهيلية. ومن اجل ذالك استخدام لغتهم والكتابة باألحرف التي تناسب يشرع مجلس النواب قانون حقوق التركمان لغتهم وبحرية على المستوى العام والخاص، حسب المواد 3 و 4 )رابعا وخامسا( و والعمل على تنفيذ المواد الدستورية. المادة التاسعة )أول أ( والمادة 125 والمادة - دمج المقاتلين التركمان قبل 2003 الذين

59 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ حبيب الهرمزي [email protected]

والمشاركة في تولي المسؤولية العامة، النسيج العراقي. وتشكيل هيئة عليا لشؤون التركمان ليتمكن اجتماع مجلس النواب لدراسة التقرير عقد مجلس النواب جلسته السابعة والثالثين من تلبية احتياجات المواطنين التركمان. بتاريخ الحادي والعشرين من تموز/ يوليو لعام -التمثيل الحقيقي للتركمان في 2012 والتي خصصها لدراسة التقرير المقدم المحافظات التي يتواجدون فيها وضمان من اللجنة المؤلفة لغرض دراسة القضية استرجاع حقوقهم الحالية والمسلوبة وتشريع التركماني .ة وتمت تالوة التقرير من قبل النواب قانون ّيمكن التركمان والمكونات األخرى من التركمان حسن وهب وزالة النفطجي وعباس ممارسة حقوقهم من خالل اإلدارات المحلية. البياتي ومدركة احمد الشوربجي وارشد -تحقيق التوازن الوطني في وزارات الصالحي. وجرى بعد ذلك الستماع الى الدفاع والداخلية واألجه ة ز األمنية والهيئات اراء ومداخالت النواب الذين بلغ عددهم 39 المستقلة وفي الوزارات ورئاسة الوزراء. نائبا من مختلف القوميات والديان والمذاهب -حل مسألة نزاعات الملكية )المطفاءة والتجاهات السياسية والذين اجمعوا كحالة – المصادرة – المستملكة( وإرجاعها إلى نادرة على تأييد ما ورد في التقرير وأكدوا أصحابها األصليين . على مظلومية التركمان وغمط حقوقهم في - َمنع تنفيذ أية قرارات او اتخاذ اية أجرأت لتغيير البني ةاألثنية في المناطق العهود الماضية وايدوا صدور قرار بالقرار التي يسكنها المكون التركماني، وحمايتهم من بالحقوق الواردة في التقرير. أي نشاط يضر أو يحتمل أن يضر باستمرار نص قرار المجلس حول اقرار حقوق وجودهم ويخل بممارسة حقوقهم وحرياتهم. التركمان على ضوء التقرير الذي تمت قراءته في -إعادة فتح اإلذاعة والقناة التلفزيونية مجلس النواب ومداخالت السادة النواب في التركمانية الحكومية. الجلسة 37 في 21/7 /2012 ، عقد مجلس ان - يكون ألبناء القومية التركمانية النواب العراقي جلسة خاصة لمناقشة وضع الحق في استخدام لغتهم والكتابة باألحرف التركمان في العهد البائد بطلب موقع من قبل التي تناسب لغتهم وبحرية على المستوى 74 نائبا وتمت قراءة التقرير الذي وافقت العام والخاص . هيئة الرئاسة على قراءته، وتحدث 39 -دمج المقاتلين التركمان قبل 2003 عضوا من أعضاء مجلس النواب، وبطلب الذين كانوا في المعارضة الوطنية أسوة من رئاسة المجلس تم تشكيل لجنة من لجان بالميلشيات األخرى في األجهزة األمنية. حقوق اإلنسان، واألمن والدفاع، والقانونية -منح مقاعد للطلبة التركمان في الكلية والمصالحة، لدراسة التقرير ومداخالت العسكرية وكلية الشرطة، ومنح مقاعد للطلبة السادة النواب لتقديم توصية الى مجلس النواب التركمان في البعثات الدراسية . إلقرارها. وعليه وبناء على موافقة رئاسة -حماية المواطنين التركمان من المجلس ومصادقة مجلس النواب صدر قرار الستهداف الممنهج من قبل المجاميع مجلس النواب الذي يتضمن ما يلي: اإلرهابية وما يتطلب ذلك من تعزيز األجهزة يؤكد مجلس النواب العراقي إن التركمان األمنية في المناطق التركمانية للحفاظ على تعرضوا في عهد النظام البائد إلى اضطهاد

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 60 حبيب الهرمزي [email protected]

بالموافقة على تشكيل لجنة لدراسة الوضع حق النتماء القومي حيث أرغموا على التخلي القانوني للمكون التركماني وتحديد ما لحقهم عن انتمائهم القومي واستبدالها بقوميات من غبن تمهيدا لمناقشة ذلك في جلسة استثنائية أخرى. كما تم حرمان المواطنين التركمان تخصص لمناقشة القضية التركمانية بما فيها الخلفيةالتاريخية واألهداف السياسية والحلول من ابسط حقوق المواطنة التي منها استعمال الممكنة لهذه القضي ةوالمطاليب األساسية لغتهم وحق التعليم بهذه اللغة ، وتغيير أسماء التي من شأنها إزالة العقبات القانونية إمام المناطق واألحياء التركمانية بدأ من تلعفر إلى إحقاق الحقوق التركمانية السياسية واإلدارية مندلي، ومنع حق مزاولة العمل الحر والتجارة والثقافية والقتصادية والجتماعية واألمنية وخدمات البنية التحتية. وخصص مجلس لكسب العيش، وحرمانهم من امتالك وتشييد النواب العراقي جلسة يوم السبت الموافق الدور السكنية والمحالت التجارية والتعيين 21 / 04 / 2012 ، لتسليط الضوء عللى في دوائر الدولة في المناطق التركمانية. الجوانب المحيطة بالقضايا التركمانية العالقة واورد التقرير بعضا من ممارسات منذ أزمنة طويلة تمتد إلى بدايات تأسيس الدولة العراقية. التهميش والتمييز العنصري، مثل تطبيق تقرير لجنة دراسة قضية حقوق سياسة التعريب، ومصادرة اراضي ودور التركمان المواطنين التركمان، والتهجير القسري، شكل مجلس النواب العراقي لجنة تتكون وارغام العشائر التركمانية على تغيير من اعضاء في اللجان التية : لجنة حقوق اإلنسان، اللجنة القانونية، لجنة األمن والدفاع، اصولها وعلى النتساب الى عشائر عربية، لجنة المصالحة. ودرست اللجنة القضية وإطفاء األراضي الزراعية العائدة للمواطنين دراسة مستفيضة ّتوجت بإعداد تقرير مفصل التركمان في منطقة داقوق وتازة وليالن تم تقديمه الى رئاسة مجلس النواب. وبشير ويايجي وكومبتلر والتون كوبري واشار التقرير الى ان تاريخ الدولة وطوزخورماتو، واستمالك قرية القاضية العراقية حافل بانتهاكات جسيمة لحقوق ونبي يونس في الموصل، ومحاولة إلغاء اإلنسان ولحقوق القوميات إلى حد الجرائم الهوية الثقافية التركمانية من خالل طمس ضد اإلنسانية كاإلبادة الجماعية والتطهير الفنون واآلداب والفلكلور التركماني. الطائفي والعرقي، وان المواطنين التركمان ولخص التقرير مطاليب التركمان بما يلي: تعرضوا كباقي أبناء الشعب العراقي إلى -اإلقراربـ “ان التركمان هم القومية مختلف صنوف القمع وأنواع الضطهاد الثالثة في العراق” ومنح التركمان كافة في عهد النظام السابق وبلغ عدد المحكومين الحقوق الدستورية والقانونية وما يترتب على باإلعدام باآللف، وحرموا من ابسط حقوق ذلك من تشريع قوانين، لتمكينهم من ممارسة المواطنة ومن حقوق اإلنسان األساسية ومنها حقوقهم اإلدارية والسياسية والثقافية والتعليمية

61 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ حبيب الهرمزي [email protected]

لغة رسمية في الوحدات الدارية التي يشكلون واصدار صحف ومجالت باللغة التركية، الى فيها كثافة سكانية، ولزوم مراعاة تمثيل كافة قائمة هذه المكاسب التي تحققت خالل تلك مكونات الشعب في مجلس النواب. الفترة. على ان الدستور نص في مادته الخامسة وخالل السنتين الماضيتين صدرت عدة والعشرين بعد المائة على مبدأ هام يمكن ان قوانين وقرارات تصب في خانة القرار يعتبر أساسا لالعتراف بوجود التركمان في للمكون التركماني بحقوق معينة او تعويضهم العراق من جهة، وضمانا دستوريا لحقوقهم عما نالهم في الماضي من تهميش وتشريد التي يجب ان يتمتعوا بها ضمن العراق المو ّحد وتجاهل شأنهم شأن سائر مكونات الشعب العراقي من ، منها قرار المحكمة التحادية العليا الذي جهة اخرى. فقد نصت المادة 125 المذكورة حدد مدلول »الكثافة السكانية« الوارد في على انه »يضمن هذا الدستور الحقوق الدارية المادة الرابعة – رابعا من الدستور العراقي، والسياسية والثقافية والتعليمية للقوميات وقانون انتخاب مجالس المحافظات الذي المختلفة كالتركمان والكلدان والشوريين نص على ضوابط معينة تحول دون النيل وسائر المكونات الخرى، وينظم ذلك من حقوق المكون التركماني في مدينة بقانون«.ويعتبر هذا النص خطوة تشريعية كركوك باألخص، وقرار مجلس محافظة هامة جدا اعتبرت في وقتها اول بادرة من كركوك بانتخاب تركماني رئيسا للمجلس، المشرع العراقي لالعتراف بوجود التركمان وقانون الميزانية لعام 2012 الذي نص على وكيانهم اول وضمانا دستوريا لحقوقهم ثانيا. تخصيص مبالغ إلعمار المناطق التركمانية، وخالل الخمس سنوات التي تلت نفاذ وقانون وزارة التربية الذي نص على تأسيس الدستور العراقي الدائم الذي نّوهنا به اعاله، المديرية العامة للدراسة التركمانية. تحقق شئ يسير من هذه الحقوق تمثّل في على ان الغريب انه كلما نال المكون خوض التركمان النتخابات النيابية كقائمة التركماني حقوقا سياسية او تعليمية او مستقلة حينا وضمن قوائم معينة احيانا اخرى، ثقافية، كلما صاحب ذلك غمطا لحقوقهم من األمر الذي فسح المجال لدخول نواب تركمان الناحية العملية من حيث عدم اعادة اراضيهم الى البرلمان العراقي وايصال صوت هذا وامالكهم المغتصبة منهم في العهود البائدة مع ّالمكون من على أعلى وأهم منبر سياسي في اغتصاب المزيد منها في العهد الجديد، اضافة البالد وهو مجلس النواب العراقي. ويمكننا الى حوادث القتل والعتقال والخطف لطلب ان نضيف فتح المدارس التركماني ةاألساسية الفدية وتفجير اماكن العمل والدور السكنية والشاملة في جميع المناطق التركمانية وعلى والضغط على ارباب العمل لغلق مؤسساتهم رأسها مدينة كركوك، وتأسيس فضائية الصناعية واجبارهم على الهجرة القسرية تركمانية وتلفزيون ودار اذاعة محليين تحت طائلة الخطار المحيطة بحياتهم وحياة عوائلهم وممتلكاتهم. في ذلك شأن اللهجات التركية التي يستعملها الذربايجانيون او القيرغيزيون او القازاق او اتراك قبرص واليونان، كيف صدر قرار اقرار حقوق التركمان ومثلها في ذلك مثل اللهجات العراقية اوالمصرية اوالسورية قام األعضاء التركمان في مجلس النواب او السعودية، والتي كلها هي لهجات تتبع »اللغة العربية« العراقي بجهود كبيرة اثمرت عن التوقيع على الفصحى. فالصحيح اذا القول: ان تركمان العراق يتكلمون باللغة التركية بلهجة تركمانية. طلب يحمل تواقيع 74 نائبا في مجلس النواب

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 62 حبيب الهرمزي [email protected]

نظرة الى قرار مجلس النواب العراقي باإلقرار بحقوق التركمان واعتبارهم القومية الثالثة الرئيسية في العراق عانى التركمان كثيرا منذ قيام الدولة التي صدرت ابّان العهود االمختلفة في العراقية من انكار وجودهم وتجاهلهم ومن العراق. التهميش الذي لقوه في مختلف العهود فاذا ما استثنينا قانون اللغات المحلية السياسية التي مرت بالبالد. ولذا ترى ان الصادر عام 1921 وتصريح الحكومة غالبية المؤلفات والمقالت التي تدبّج من قبل العراقية لعام 1932 الذي ّيعد تعهدا من دولة الكتاب التركمان يكون موضوعها ايراد األدلة العراق مقدما الى عصبة األمم )الهيئة التي على انهم موجودون فعال في العراق وان حلت محلها هيئة األمم المتحدة الحالية(، عدد نفوسهم يبلغ كذا من الرقام. ويتحدث وقرار اقرار الحقوق الثقافية للتركمان في عام هؤلء الكتاب بالتفصيل عن المناطق التي 1970 والذي صدر كل منها ألسباب ودوافع سياسية لم تكن مصلحة التركمان بينها بأي يعيش فيها التركمان وعن تاريخهم الحافل حال، فاننا نجد كافة الدساتير التي صدرت في في هذه الجغرافيا منذ الف سنة او يزيد، العهدين الملكي والجمهوري تتجاهل وجود وعن اسهاماتهم في الحضارة والفكر والدب التركمان ّكمكون أساسي ومهم من مكونات والعلوم. وكل ذلك يأتي كرد فعل كان ل بد الشعب العراقي. واستمر هذا الحال حتى منه ازاء هذا التجني والتجاهل غير المبرر سقوط نظام صدام واحتالل العراق من قبل 1 اطالقا . القوات المريكية. ولم يقتصر هذا التجاهل والتهميش على وفي عام 2004 صدر قانون ادارة الدولة الحرمان من تولي الوظائف المهمة او للفترة النتقالية، وتاله الدستور الدائم الذي المساهمة في تقرير السياسة العامة للبلد، صدر في عام 2005 والذي اعتبر نافذا اعتبارا بل تعدى ذلك الى محاولت الصهر القومي من العشرين من شهر مايس لعام 2006 الذي والتعريب وما هو أمر وأدهى وهو التهميش ّتطرق في ديباجته وألول مرة في تاريخ دولة والتجاهل الواضحين في الدساتير والتشريعات العراق الى التركمان وما لقوه من مآسي في 1. - انظر كأمثلة على هذه المؤلفات: صبحي ساعتجي، العهود السابقة، والذي اعترف في مادته الثالثة Varlığı Türk ta’Irak İçinde Gelişim Tarihi ، بكون العراق »بلدا متعدد القوميات واألديان استانبول 1990 ، ماهر النقيب، كركوك وهويتها القومية والثقافية، ترجمت من اللغة التركية من قبل حبيب الهرمزي، والمذاهب«، اضافة الى بعض الحقوق التي استانبول – 2008 ، ارشد الهرمزي، حقيقة الوجود اقرها للشعب التركماني مثل حقهم في تعليم التركماني في العراق، الطبعة الثانية 2005 ، شاكر صابر بنائهم باللغة التركمانية2، واعتبار هذه اللغة الضابط، موجز تاريخ التركمان في العراق، بغداد 1960، عطا ترزي باشي، تاريخ الطباعة والصحافة في كركوك، 2. - الواقع ان تعبير »اللغة التركمانية« غير صحيح علميا ترجمت الى العربية من قبل مولود طه قاياجي، كركوك وواقعيا. ذلك ألن »التركمانية« التي يتحدث بها تركمان 2008، ، موفق سلمان كركوكلي، of history Brief العراق في جميع مناطق سكناهم من تلعفر والى مندلي Turkmen Iraqı، دبلن 2004. والعزيزية، انما هي احدى اللهجات المحلية التركية، شأنها

63 تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ السنة 14 العدد 55 تموز - ايلول 2012

السنة 14 العدد 55 تموز - ايلول 2012

نظرة الى قرار مجلس النواب العراقي باإلقرار بحقوق التركمان واعتبار هم القومية الثالثة الرئيسية في العراق / 63 حبيب الهرمزي

من الشعر التركماني العراقي المترجم / 56 فوزي اكرم ترزي

48 - 55/ ϱίϟϳΠϨϻ΍ ϡγϗϟ΍ 1 - 47 / ϲϜέΗϟ΍ ϡγϗϟ΍

تموز-ايلول Temmuz-Eylül/July-September 2012 العدد Sayı/Issue 55 السنة Yıl/Year 14 ﻗﺎﺭﺪﺍﺸﻟﻖ / KARDAŞLIK/QARDASHLIQ 64 İsmet Hürmüzlü

Kerkük doğumlu İsmet Hürmüz- lü Devlet Tiyatrosu Sanatçısı, oyuncu, rejisör ve oyun yazarı olarak tanınmıştır. Yurt içinde Ve Şeytanlar ve yurt dışında sahneye koydu- ğu oyunlarla da takdir toplamış bir sanatçıdır. Ömrünü tiyatroya veren Hürmüzlü, çoğu basılan Yeryüzüne İndiler oyunlar yazmış, yabancı diller- den Türkçeye oyunlar kazan- dırmış, seslendirmeler yapmış, sesini ve sanatını geniş seyirci kitlelerine ulaştırabilmiştir. Savaş M. Abdülmecit M. Savaş e k yazıl- Savaş M. AbdülmecitVe Şeytanlar Yeryüzüne İndiler, başlığı altında kalem alınan iki perdelik bu oyun Gerçek Tragedyaramını olaradile getiren mıştır. Irak’ta yaşayan Türkmenlerinü, yarım d yüzyılı aşan sa- oyun yazarı ve sanatçı Hürmüzl rmiştir. Buna pa- nat hayatını tiyatronun merkezinde geçi toplumun maruz Irak Türkmenlerinde ralel olarak sanatçı, mensup bulunduğu yük felaketleri izzat or- kaldığı baskıları, haksızlıkları, acıları ve bü yakından takip etmiş ve zaman zaman bunların b Savaş M. tasında yaşamıştır. Çocuk Oyunları diği dayanılmaz Bu eserinde sanatçı, toplumunun sürüklen anı etkileyen Abdülmecit çileleri çarpıcı skeçler hâlinde sunmuş,irmiştir. ins Sürükleyici Aynı soydan gelen bütün Türk boy ve top- ve derinden sarsan tablolarla dile get kan bu eseri bütün lulukları, Türk Dünyası kültürü içinde ayrı olayları ve akıcı dili ile ön plana çı okuyucularımıza tavsiye ediyoruz.

bir renk, ayrı bir güzelliktir. Hürmüzlü İsmet İndiler Yeryüzüne Şeytanlar Ve ISBN 9789756849392 Irak Türkmenleri için de aynı durum söz konusudur. Nitekim aynı soydan olmakla

KERKÜK Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları Çocuk Türkmenlerinde Irak VAKFI birlikte zaman içinde hem coğrafyalarını, KERKÜK VAKFI hem de kültürlerini değiştirmişler; ancak Irak soy özelliklerini kültürlerinin her alanında korumuşlardır. Türkmenlerinde Irak Türkmen folkloru konusundaki ça- lışmalar hem çok yeni, hem de metot yönünden eksiği olan araştırmalardır. Özellikle 2003 sonrasında bu eksikliklerin giderilmeye başlandığı, sevindiricidir. Çocuk Irak Türkmenlerinde Çocuk Oyunları konulu çalışma da bu türden, bir eksiği giderecek niteliktedir. Kitap hem kendi- ne özgü tekniği, hem de derinlemesine yapılmış inceleme olmak bakımından Oyunları büyük bir değer taşımaktadır. Ayrıca kitap sadece Irak Türkmen çocuk oyunları de- ğil, bütün Irak Türkmen oyunları için de rehber bir çalışma niteliğindedir.

Prof. Dr. Nerin Yayın

KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

Salah Çolakoğlu Rıza

Nevres Salah Nevres Salah Rıza

Vatan Çolakoğlu Herkes İçin Şiirler İçin Herkes Bende Herkes Irak Türkmenlerinin önemli yerleşim merkezlerinden olan Telafer’de yetişen Türkmen edebiyatçılar arasında ilk sırada yer almayı başarmış olan Rıza Çolakoğlu güçlü şairlerden biridir. Başlangıçta Telafer’in tanınmış şairi Felekoğlu’nun etkisinde kalmışsa da, daha sonra kendi

Vatan Bende Yaşıyor Bende Vatan İçin Yaşıyor şiir dilini bulmuştur. Sağlam edebiyat bilgisine sahip olduğu, bu arada halk edebiyatı geleneğini çok iyi kavradığı anlaşılmaktadır. Şiirler Halk edebiyatı tarzında usta malı sayılacak ölçüde düzeyli şiirler yazan Çolakoğlu, Türkçe’ye olan hâkimiyeti ile akranları olan Türkmen şairleri arasında güçlü bir kimlik kazanmıştır. Türkiye Türkçesi ile yazdığı şiirler arasında yerli sözcükleri de kullanarak, Türkmen dilinin güzelliğine ve zenginliğine de dikkat çekmeyi başarmıştır.

Bu örnekler dışında Rıza’nın henüz kitaplaşmayan şiirleri de vardır Bize gönderdiği başka mani katarlarında da başarılı dörtlükler yazmış tır. Son yıllarda yaşanan acılardan dolayı bazen biraz sert, bazen de acı. şiirler de yazan Rıza Çolakoğlu gerçek anlamda olgun ve değerli bir - şairdir. Bu kitapta yer alan şiirlerle Telafer’in yetiştirdiği bu değerin, edebiyat çevrelerinde daha fazla ilgi toplayarak anlaşılacağı kesindir .

ISBN 975684931-6

ISBN 975684931-6 KERKÜK VAKFI

KERKÜK VAKFI

KÜLTÜR SANAT EDEBİYAT VE FOLKLOR DERGİSİ TEMMUZ-EYLÜL REVIEW OF CULTURE ART LITERATURE AND FOLKLORE JULY-SEPTEMBER