İBRAHİM DALLİU ﺑِﺴۡﻢِ ٱﷲِ ﱠٱﻟﺮﺣۡﻤَـٰﻦِ ٱﻟ ﱠﺮﺣِﯿﻢِ (1878–1951)

Müslüman Arnavutluk’un haftalık bülteni Muştu’nun altıncı sayısı ile ‘merhaba’ diyoruz. Jaup İmer Pashaj

Müslüman Arnavutluk, Müslüman Arnavut halkının yetiştirmiş olduğu değerleri tanıtmanın sadece günümüz Arnavutlarının aidiyet vurgusuna değil, aynı zamanda Müslüman halkların Arnavut halkına bakışına da tesir edeceği kanaatindedir. İşte bu sebeple Muştu’nun bu sayısında bir başka alimi, Hafız İbrahim Dalliu’yu bilginize sunuyoruz.

Amerika’nın Balkan politikalarını konu alan “Balkanlar’da Amerikan Dış Politikası” isimli yazı dizisi bu hafta ‘sosyalist hükümetler’, İlahiyatçı, tercüman, şair, editör, ‘uyuşturucu tacirleri’ ve ‘Kosova çatışması’ muallim ve bir vatansever olan İbrahim çerçevesinde yapılan değerlendirmeler ile Dalliu 1878’de Tiran’da, dinî geleneklere devam ediyor. bağlı ve misafirperver bir ailenin çocuğu

Bu sayımızda Hafız İbrahim Dalliu’nun olarak dünyaya geldi. Henüz çocuk yaşta şiirlerinden ‘Dini ’a yer veriyoruz. Şiir, iken dinî duygu ve düşünceleri ailesi Hafız’ın 1900 yılında yayımlanan, Arnavut tarafından şekillendirilmeye başlandı. halkına İslam’ı şiirler ile anlatan ‘Besimet e Hafız eğitiminin ilerleyen döneminde Musilmanevet’ isimli kitabıyla Arnavut birçok çağdaşı gibi ’a gelerek daha edebiyatına kazandırılmıştı. geniş bir ilim ve tecrübeye sahip oldu. Çocukluğundan gençliğine dek sağlam bir Yine bu sayımızda ‘Ana Hatlarıyla Arnavut dinî kültür ile yetiştirilen Dalliu İsâm’ın Edebiyatı Tarihi’ isimli bir çalışmayı da sadık bir mücahidi ve Arnavutluk’u yayımlamaya başlıyoruz. Arnavut halkının ilgilendiren meselelere bağlı bir önder tarih sahnesinde yer almaya başladığı olma yolunda mesafe alıyordu. dönemden bugüne Arnavut edebiyatını inceleyen bu çalışmanın ilginizi çekeceğini umuyoruz.

Gerek bülten çalışmamıza gerekse www.muslumanarnavutluk.com sitesine yönelik müspet-menfi görüşlerinizi [email protected] elektronik posta adresine gönderebilirsiniz.

Selam ile… Fatih Camii 1880

1 İbrahim Dalliu, Arnavutluk’taki bütün Hafız Sabri Koçi gibi Hafız İbrahim camilerin görevlilerinden başlamak üzere, Dalliu’nun da hayatının büyük bir kısmı sıradan dindara kadar Arnavutluk’taki hapishanelerde geçti. Çünkü onun temel bütün toplumsal tabakalara gerekli eğitim amacı zulme ve adaletsizliğe karşı verebilmek için Arnavutça edebiyata acil savaşmak ve vatanın menfaatlerini ve kaçınılmaz bir ihtiyacın olduğunu savunmak çerçevesinde şekilleniyordu. düşünüyordu1. Bunun için de gençlere İkinci Dünya Savaşından sonra Tiran Arnavutça okuma-yazma öğretmek Medresesi’nde İslâmî Temel Bilimler ve istiyordu. Vatana döner dönmez güçlük Akaid dalllarında hoca olarak çekmesine rağmen şehrin doğusunda görevlendirildi. Öğrencileri onun yaptığı imamlıktan kopmadan Tiran’ın anlattıklarını dikkatli bir şekilde ilkokullardan birinde öğretmen olarak dinliyorlardı. Çünkü İbrahim Dalliu çalışmaya başladı. dersleri ilginç kılabilmek için zaman zaman kendi tecrübelerinden de örnekler İbrahim Dalliu millî duygulara sık sıkıya veriyordu. Böylelikle dersler salt nazarî bağlı bir kişi olarak “Tiran’da ayrıntılara boğulmuş olmaktan çıkıyor, vatanseverlik” adlı eserinde millî teşkilâtta hayata da dokunuyordu. faaliyet yürüten 150 adam zikretmiştir. Eserin kaleme alınmasıyla yazarın Tiran’daki vatanseverlerle bağı güçlenmiştir. Bu kitabın bir etkisi de İbrahim Dalliu’nun daha sonra yapılan Elbasan kongresinde Tiran azası olarak seçilmesi olmuştur. Bu kongre, Arnavutça eğitim veren ilk lisenin açılması kararıyla Hafız İbrahim Dalliu ve arkadaşları Tiran neticelenmişti. İbrahim Dalliu açılan bu Lisesi’nde. yeni okula öğretmen tayin edildi. Ancak bu disiplinli, dürüst, vatansever, yazar ve şair, 1944 yılından sonra Arnavutluk’ta gelişen sapık ideolojilere tâbi olmadığı için hapse sosyo-politik olaylar köylerin, şehirlerin, atılarak çeşitli işkencelere maruz bırakıldı. ekonominin ve eğitimin değişimi başta Hapisten çıkabilmesi dostlarının ve Hasan olmak üzere her alanda durmak bilmeyen Prishtina, gibi bir değişimi başlattı. Bu toplumsal değişim arkadaşlarının müdahalesini gerektirmişti. öylesine hızlıydı ki, insanların ilişki biçimleri dahi değişmeye başlamıştı. Arnavutluk’ta yerleşmeye başlayan diktatörlük ülkedeki tüm toplumsal tabakaların haklarını ve ifade hürriyetlerini yok ediyordu. Bu sebeple İbrahim Dalliu’nun bu dinsiz, tanrıtanımaz ideolojiyle bağdaşması hiçbir şekilde mümkün olamazdı. O, sürekli bir şekilde düşüncelerini açıkça ifade ediyordu. İbrahim Dalliu halka zulmeden bir devlet biçimi tasavvur edemiyordu. Devleti

Komünist dönemin hapishaneleri Nazilerin kurmuş yöneten, vatanı sevmeyen ve onun olduğu kamplardan farklı değildi. iyiliğini düşünmeyen, bu hükümet var olduğu sürece muhalefette kalacağını ilan ediyordu.

1 Kasollja, Faik, “jeta dhe vepra i İbrahim Dalliu” makalesinde, s.1

2 Bu tavrı İbrahim Dalliu’nun yeniden özgürce dinî ibadetlerini yerine tutuklanarak cezaevine konulmasına yol getiremeyeceğini düşünüyordu. Din-vatan açmıştı. Hapishanede çeşitli işkencelere ilişkileri sık sıkıya bağlı olan, ayrılmaz bir maruz kaldı. Sonu gelmez işkencelerden devlet biçimi tasavvur ediyordu ki, biri sonra hapisten çıkarıldığında Dalliu olmadan diğeri de ayakta duramazdı. Bir bedenen tükenmiş hâldeydi. Hapishanede başka ifadeyle, din ve devlet işlerinin ölmemesi için ağır hasta bir şekilde serbest birbirinden bağımsız, iki ayrı kurum olarak bırakmışlardı. 73 yılın tabii değil biribirini tamamlayıcı bir unsur yorgunluğundan ayrı olarak komünist olarak telakki ediyordu. Ona göre bu iki diktatörlüğün insaf bilmeyen kavram, din-devlet, birbirini işkencecilerinin zulmü ona atlatamayacağı dışlayamazdı2. Bir yazısında şöyle diyordu; bir hastalık bırakmıştı. Dalliu işte bu "TE MOS ISHTE ISLAMI, POPULLI hastalık sebebiyle 1951 yılında aramızdan SHQIPTAR DO TE ISHTE SHUME ME ayrıldı. Sonu gelmez işkenceler sebebiyle TEPER NE NUMER POR JO yakalandığı bu hastalıktan vefatı umulur ki SHQIPTAR3, (İslam dini olmasaydı onun şehitlerle birlikte haşrolunmasını Arnavutluk halkı nüfus olarak daha fazla sağlayacaktır. İnne lillahi ve inne ileyhi olabilirdi ancak Arnavut olamazdı). raciun… İbrahim Dalliu eserleriyle tarihin kritik bir döneminde yaşayan, sayısız düşmanın arasında kalan, onu destekleyecek ve savunacak kimseyi bulamayan Arnavutluk’u ve Arnavut halkını aydınlatmaya çalışmıştır.

İlahiyatçı, tercüman, şair, editör, muallim, vatansever bir kahraman olan İbrahim Dalliu hakkındaki hiçbir konuşma fazlalık olarak telakki edilemez. Zira bu ünlü İslâm düşünürünü daha iyi tanıyabilmek için her şeyden önce eserlerine başvurmalıyız. Bunun için biz burada dinî ve millî edebiyat hâlinde tasnif ettiğimiz eserlerini kısacası zikredeceğiz.

Hafız İbrahim Dalliu’nun Dinî Eserleri

“Libri i së Falmes, namazın kılınışı” bu eserde yıllık, haftalık ve günlük bütün namaz kuralları, namazda okunan dua ve kısa sureleri Arapça, Arapça bilmeyenlerin kolayca öğrenebilmeleri için Arapça Latin Hafız İbrahim Dalliu’nun vefat ettiği dönemde harflerle yazılı ve Arnavutça mealinden Ethem Bey Camii’ni Stalin’in heykeli kahrediyordu. ibarettir. Ayrıca bu eserde namazın önemini faydaları sık sık vurgulanmıştır. İbrahim Dalliu cömert bir kişiydi. Malını Kitap basıldığında Müslümanlara yardım Allah yolunda harcamaktan kaçınmazdı. etmek amacıyla ücretsiz dağıtmıştır. Yine geniş ufuklu ve kültürel açısından Böylelikle farz-ı ayn olan namazın her derin bir insandı. İbrahim Dalliu, dayanıklı, sakin, zengin ve güvenilir bir 2 Agm s. 3 3 devlet olmadan dindarların rahatlıkla ve Konica, Faik, “jeta dhe vepra i İbrahim Dalliu” makalesi, s. 3.

3 Müslüman tarafından yerine getirilmesine “Tarikatu muhamediye”, Muhammed yardımcı olmuştur. Birgivi’nin eseri İbrahim Dalliu tarafından 1936 yılında Arnavutça tercüme edilmiştir. “Dhanti e Ramazanit, orucun faydaları İkinci baskı 2000 yılında AİİTC. (1921)” Orucun temel kurallarını Tarafından yayınlanmıştır. anlatmaktan ibarettir. Ayrıca yazar bu eserde tıp açısından orucun faydalarını ve “Besimet e muselmanëve” Müslümanların önemini zikretmiştir. inancı, 4. baskı, 1937.

“Ilahija, ilahi” Hz Peygamber’e (sav) Namazın kılınışı, 1937. nispet edilen ilahi ve ezgilerdir. Bu kitapta Peygamber sevgisinden ve O’nun adını Millî Eserleri yaymanın, duyurmanın öneminden bahsedilmiştir. “Grenxat e kuqe të Tiranës” Tiran’ın kırmızı arıları, hicivli şiirler, 1915. “Patriotizma në Tiranë, Tiran’da “Dokrrat e Hinit” Hint saçmaları, hicivli vatanseverlik” Bu eserde yazar Tiran’da ve şiirler, 1922. diğer şehirlerde bulunan vatanseverlerin “Patriotizma në Tiranë” Tiran’da millî teşkilâta katılmalarının ve vatanseverlik. Arnavutluk’taki gelişmeleri takip etmelerinin önemini anlatır. Arnavut tarihi Editör açısından mühim bir eserdir. “Gazeta Dajti” Dajt gazetesi, 1924. “Poema satirike Dokrrat e Hint, Hint “Gazeta Dajti në gaz".gazda Dajt gazetesi. sapmaları ve kınama şiirleri". Bu eserinde Dalli, vatana hiçbir fayda getirmeyen, zamanını meyhane ve kahvehanelerde geçiren, faydasız sohbetlere iştirak eden insanları kınar ve onlarla alay eder. Şair Dalliu’nun yalancı entelektüelleri eleştirdiği ve onları kınadığı bilinmektedir.

“Texhvidi” Kuran’ın okunma kuralları,

“İlmihali”, iman dersleri.

“Ajka e kuptimeve të Kur'ani Qerimit, kuran’ın ana konuları” ancak yedi cüz yayınlanabildi, diğeri kalanı yayınlanamadı4.

“E lemja dhe jeta e të madhit Muhamed sas, Hz Muhammed’in hayatı ve ölümü, 6143 beyit, 1934’te yayınlanmıştır.

“C'është Islamizmi, İslam nedir” 1935. Hafız İbrahim Dalliu’nun kitaplarının Bir kısmı Kral Zogu döneminde yayımlanmıştı. Enver Hoxha (Hoca) döneminde ülkedeki dini kitapların tümü toplanarak yakılmıştır. 4 Bardhi,İsmail “HAFIZ IBRAHIM DALLIU MUFESSIR SHQIPTAR”, makalesi,1.s

4 ANA HATLARIYLA ARNAVUT İndo-Cermen topluluğundan kopan en eski EDEBİYATI TARİHİ unsurlardandır. Hint-Avrupa dillerinin eski kolundan müstakil bir dil olarak üç dilin Mustafa BALCI ayrıldığı bilinmektedir5. The Scribner- Necip KARAEVLİ Bantam English Dictionary’de verilen bir şemada Hint-Avrupa dillerinden Ermenice Arnavutlar, Balkan coğrafyasının büyük ve Yunanca ile birlikte ayrılan en eski dilin bir kısmında yerleşmiş ve kökleri Arnavutça olduğu görülmektedir. Bu ana İliryalılara kadar uzandığı söylenen bir daldan kopan Arnavutçanın ilk kavimdir. Arnavutlar kendilerini konuşurlarının birbiriyle akraba olan “Shqiptare” (Şikiptar/Şiçiptar’a yakın İliryalılar, Makedonyalılar (bunlar, okunur) diye tanımlar. “Shqip” Türkçe bugünkü Makedonya Cumhuriyetini kuran dışındaki hemen bütün dillerde “Albanian” ve Tito tarafından Sırp unsurunu az şeklinde adlandırılırlar. Türkçe'deki göstermek için uydurulan Islav kökenli Arnavut kelimesi bir güney Arnavut Makedonyalılarla karıştırılmamalıdır) ve (Toska) aşiretinin adı olan 'Arvanit' Epirotlar oldukları kabul edilmektedir. kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir.

Arnavutların kökeni meselesi, etnikbilimle uğraşanlar arasında hâlâ ihtilaflıdır. Arnavutluk'un (Albanya) asıl sakinlerinin bugünkü yurtlarına nereden geldikleriyle ilgili mesele için birçok fikir ortaya atılmıştır. Kafkaslarda 'Albanya' adlı başka bir yerin varlığı, 'Albanya' adının nereden kaynaklandığının bilinmezliğini sürdürmesi ve bu ismin Arnavut halkı tarafından kullanılmaması ayrı ayrı cevabını bekleyen sorular olarak durmaktadır. Arnavutların Balkanlara gelişine dair tarihte veya efsanelerde kayda değer, somut bir bilginin bulunmayışı da ilâve edildiğinde Arnavutların coğrafî Arnavutça (SHQIP), Hint -Avrupa dil ailesine bakımdan kökeni meselesi şimdilik bağlı, başkaca akrabası olmayan özgün bir dildir çözümsüzdür. Balkanlarla uğraşan etnikbilimci ve dilbilimcilerin kanaatine göre, İliryalılar, yarımadanın güney kısmında yerleşik olan ve sınırları İtalya’dan Tırakya'ya kadar uzanan Elen öncesi Tirenopelasgiya halkının çekirdeğini oluşturmuşlardır. Yunan kaynaklarında "barbar" ve "Elen olmayan" şeklinde adlandırılan bu akraba topluluklardan İliryalılar, Gegaların, yani Sırp tarihçiler de Arnavutların Albanlar olduğu kuzeyli Arnavutlar'ın; Epirotlar ise tezini yayarak onların Balkanların yerli halkı olmadığını ispatlamaya çalışmışlardı.

Bugün Arnavutların Balkanlardaki en eski 5 Williams, Edwin B., The Scribner-Bantam halk olduğu genel olarak kabul English Dictionary, s. 1060-1061, Amerika, 1991. edilmektedir. Irken Hint-Avrupa veya Ayrıca bk. Doğan Aksan, Her Yönüyle Dil, TDK yayınları, Ank., 2000.

5 Toskalar'ın yani güneyli Arnavutların (Haritada ‘A’ harfi Arnavutça’yı temsil ediyor) ataları oldukları kabul edilmektedir. Osmanlıların bölgeye gelişi, akabinde Roma İmparatorluğunun kurucu Arnavutların kitlesel olarak İslâm dinine halklarından olduğu söylenen İliryalıların girmeleri; Müslümanlığı Arnavutlar için yaşadığı coğrafya 5. yüzyılda Roma'nın bir kambur gibi gören birtakım batıcı ve Cermen, Hun ve Slavlar tarafından milliyetçi Arnavutlar dışında kalan kadir saldırıya uğraması ve yıkılması sonucunda bilir Arnavut aydınlar tarafından, “güneyde 7. ve 8. yüzyıllardan itibaren Islavların elenleşmeyi, kuzeyde de ıslavlaşmayı eline geçmiş ve bölge Ortaçağdan sonra önlemiştir” şeklinde değerlendirilmektedir. Hırvatistan ve Karadağ diye anılmaya Bu şekilde bölgede dağınık ve nüfusça az başlanmıştır. olan toplulukların kimliklerini Osmanlılar sayesinde korumuş oldukları gerçeği, diğer Ortaçağda bölgenin tam Doğu ve Batı Balkan halklarından olan Rumenler ve Roma imparatorluklarının sınırında Ulahlar tarafından da kabul edilmektedir. bulunması nedeniyle Arnavutlar 6. yüzyıldan sonra ıslavlaşma tehlikesine Balkan coğrafyasının dağlık olması karşı, batının en güçlü şehri olan bölgede yaşayan insanların hayat tarzına da Venedik'in himayesine girerek Katolikliği tesir etmiştir. 19. asrın başlarına, tercih etmişler ama daha doğuda kalan Tepedelenli Ali Paşanın (Ali Bash Kosova ve bugünkü Sırbistan bölgeleri Tepelenë) bölgedeki hakimiyetine kadar hızlı bir Ortodokslaşma ve Islavlaşma Arnavut halkın büyük bir kısmı, bilhassa tehdidi altına kalmıştır. güney Arnavutluk’ta şehirlerin dışında dağlık arazide, dağınık bir şekilde Doğu Roma'nın 13. yüzyıldan sonra yaşamakta idi. Ali Paşanın zorlamalarıyla yıkılma sürecine girmesi sonucu doğudan şehirlere yerleşme hızlanmış ve sonraki gelen Osmanlılar 14. asırdan itibaren zamanlarda belli bir toplumsallaşma ve 6 bölgeyi hakimiyetleri altına almışlardır. Bu şehirleşme gözle görülür bir hâl almıştır . gelişmeler çok sayıda Hıristiyan Arnavutun İtalya'ya ve özellikle Sicilya ve Kalabriya bölgelerine göç etmesine yol açmıştır. İtalya Arnavutları 'Arbereş' adıyla anılırlar.

Tepedelenli Ali Paşa (Rum yayılmacılığı karşısındaki sert tavrıyla anılır)

6 Ali Paşanın Arnavutlara, özellikle Suli Arnavutlarına yaptıklarını Ahmet Mithad Efendi Arnavutlar ve Sulyotlar (1887) romanında tatlı tatlı anlatır. Bu roman Nuri Sağlam tarafından Latin

İtalya’nın birçok bölgesinde Arnavutça halen harflerine aktarılmış ve Türk Dil Kurumu konuşulan bir lisan olarak varlığını sürdürmektedir. tarafından 2002de Arnavutlar ve Solyotlar adıyla yayımlanmıştır.

6 Yazı dilini ortaya çıkaran en belirgin unsur Arnavutça’ya geçmiş ve Arnavutların devlettir. Roma, Bizans ve Osmanlı söyleyişi ile “beyteciler” şeklinde hakimiyetinde yaşayageldikleri için anılmaktadır. Bazı Arnavutlar ise Arnavutların bu anlamda bir resmî yazı İspanyolca’dan mülhem olan Boşnakların dilleri oluşmamıştır. adlandırmasını örnek alarak “Elhamiyado” şeklinde kavramlaştırmaktadırlar. En son Devlet dili dışında yazı dilini ortaya olarak da meseleyi olduğu gibi kavramaya çıkaracak bir toplumsal hayat da yukarıda çalışanların adlandırmasıyla bu dönem, temas edildiği gibi bölge insanı için çok “İslâmî Dönem Arnavut Edebiyatı” elzem bir ihtiyaç olarak belirmemişti. şeklinde ifade edilmektedir. Arnavutça’nın Sadece okumuş yazmış Arnavutların sahip bir yazı dili olarak serpildiği, ilk estetik ve oldukları dinî, edebî birikimlerini kendi sanatsal mahsullerini verdiği döneme toplumlarına aktarma gayreti belli bir gelmeden önce sözlü ve ilk yazılı dönemden itibaren kendini hissettirmiştir mahsullerine bakalım. ki aslında bugünkü Arnavutça’nın yazılı ve estetik temellerini bu yazı dili ile başlayan gelenek atmıştır. QERBELAJA

Osmanlı kültür havzasında yetişen bu Ah e mjera unë Fatimja, si nuk mund të ju tregojë Arnavutlar, içinde yer aldıklar divan şiiri Për hidhërimin që kam në zemër, për Husejnin geleneğini kendi dillerine de taşımaya unë vajtojë. gayret etmişler ve böylece 200 yıl sürecek O ju njerëz sa ju kam dashur, unë dhe babi im olan bir edebî dilin oluşmasını Pejgamber sağlamışlardır. Osmanlı münevverlerince Sa shpejt na harruat dhe devijuat, e fëmijët e tan na maskruat. divan şiiri geleneğinde Arapça, Farsça ve Türkçe divanlar tertip etmek yazılı Pasha Zotin, pasha të vërtetën, pasha ty që e olmayan bir kuraldı, sıra Arnavutça’ya njeh Ehli Bejtin gelince Arnavutça yazmak isteyen şairlere Ç’mund të ndien për Qerbelan, përveç lotit, bir de Arnavutça divanlar tertip etmek mallit e dhimbjes për ta. Çdo hor i paftyrë juve ju ka lënduar, barkun e ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Fatimes në mbrendi e helmuan. Ia pren gjymtyrët Imamëve të Islamit, ia pren kokën e HUSEJN IMAMIT.

Ah Zejnebe motër, thoshte Imam Husejni, e lëshuam votrën dhe varrin e Pejgamberit. Këtë natë kur dolëm nga qyteti Medines, u dridh toka përreth varrit të nënës Fatime. Atë natë edhe hëna deshi të pëlciste, nga dhimbjet që ndjeu për birin e Murtezas Atë natë edhe toka deshi të gëlltiste, mushrikët e mallkuar pjellën e Hindas.

Tërë natën hecën e pastaj u afruan, te shtëpia e Allahut mallin e larguan Se babi i Hasanit Ali Murteza, nga mbrendia e Qabës kishte ardhur në këtë dynja. Vajtonte Qabeja si fëmijë i dëshpruar, për trishtimin që ndjen për trimat e uruar. Naim Frasheri ‘Qrbelaja’ şiiriyle hatırlanır. Që për hatër të Muhamedit dhe për hirë të Mekes, İşte bu edebî hareket, bazı Arnavutlar ja mësyn gyrbetit për në rrugën e Kufes. arasında küçümsemek ve yok saymak gayesine matuf olarak Arapça “beyt”ten Qerbelaja’dan bir bölüm Türkçeleşmiş bir yapı olan “beytçiler”,

7 ÇAMERİA GÜNLERİ YAKLAŞIYOR 27 Haziran Çameria Soykırım Günü

Çameria Günleri’nde bu hafta, Balkanlardaki Hıristiyan devletlerin Türk/Osmanlı/Müslüman algısını ortaya koyan bir karikatürü aktarıyoruz.

8 BALKANLARDA AMERİKAN DIŞ POLİTİKASI Komünizmin düşüşünden bu güne

4. Bölüm Bashkim Fino Fatos Nano ARNAVUTLUK ÖRNEĞİ

Olsi Jazexhi

Komünizm sonrası Amerikalılar

Pandeli Majko İlir Meta Amerikalılar, Sosyalistler ve Uyuşturucu Ağaları Arnavutluk’un onların çiftliğine döndüğü yönetimleri döneminde 1997’de Sosyalist Parti ve Sosyalistler kendilerini Amerikalılara sadık müttefiklerinin el koyduğu ülke, Hamit vasallar olarak gösterdiler. Marisa Karzai’nin Afganistan’ına çok benzemişti. Lino’nun 1997’de Amerikan elçisi olarak O, ilk olarak Berisha’yı düşürmek için başlayışıyla Arnavut politikalarına açık ve yaratılan ve ülkedeki uyuşturucu ve suç doğrudan müdahalelerin - emsalleri ancak imtiyazlarını genişleten uyuşturucu Latin Amerika veya bu günlerin Irak’ında şebekeleri, eski komünistler ve ağalar bulunabilecek- evvelki örnekleri devam tarafından yönetiliyordu. Berisha’nın etti. Amerikalıların Arnavutluk’un düşürülmesi için ayaklanan halkın çoğu politikalarına müdahalesi öylesine onun gidişinden sonra kendilerini doğrudandı ki, birçok olayda Amerikan politikanın içinde buldular ve Sosyalist elçisinin sosyalist hükümet için bakanları Parti’ye katıldılar. İktidarın gücü sonucu bile bizzat seçtiği söylentileri yayıldı. Sosyalist Parti içindeki farklı gruplardan güçlü imtiyazlılar, uyuşturucu ve insan Berisha’nın iktidardan kaçakçılığı yollarını kısa ömürlü Sosyalist uzaklaştırılmasıyla saltanat süren Marisa hükümetler serisinin Arnavutlukta var Lino Amerika’nın en saldırgan elçilerinden olduğu gelecek 8 yıl boyunca kontrol birisiydi. Arnavutluk’un genel valisi gibi ettiler. Sosyalistlerin bu süreçte davranıyordu ve tüm politikacıların oluşturdukları hükümetler aşağıdadır: çekindiği biriydi. Selefi olan elçi Joseph Limprecht (1999-2002) daha da Fino Hükümeti: 11 Mart 1997 – 24 saldırgandı. Öyle ki Arnavut politikacılara Temmuz 1997 Bashkim Fino liderliğinde ne yapacaklarını dikte ediyordu. Marisa Nano Hükümeti: 24 Temmuz 1997 – 2 Lino’dan James Jeffrey’e (2002-2004) Ekim 1998 Fatos Nano liderliğinde Amerikan elçileri Arnavutluk’un iç işlerine Majko Hükümeti: 2 Ekim 1998 – 29 açık bir müdahale politikası yürüttüler. Ekim 1999 Pandeli Majko liderliğinde Onlar, yerel politikacılar üzerinde, ne Meta Hükümeti: 29 Ekim 1999 – 22 yapıp ne yapmayacaklarına dair, bir dikte Şubat 2002 İlir Meta liderliğinde politikası kurdular. James Jeffrey de Majko Hükümeti: 22 Şubat 2002 – 31 saldırgan Amerikan elçilerinden biriydi. Temmuz 2002 Pandeli Majko liderliğinde Örnek verirsek; muhaliflerin sosyalist Nano Hükümeti: 31 Temmuz 2002 – 11 yönetimi protesto etmesine karşıydı ve Eylül 2005 Fatos Nano önderliğinde basında yer alan, Amerikan hükümetinin protestocuların ne yapmak istediğini sorgulayan ve memnun olmadığını bildiren deklarasyonu ile muhaliflere açıkça

9 saldırıyordu. O aynı şeyi, her ne isterlerse Kosova Çatışması onu yapmayı, iktidar pozisyonundakilere Arnavutluk kendi sivil rahatsızlığı de yapıyordu. Amerikalılar tüm Arnavut ile meşgul iken bir başka bölgede, Eski hükümetlerin bekası endişesini Yugoslavya’nın Kosova eyaletinde yerleştirdiklerinden ardı ardına gelen bütün istikrarsızlık gelişiyordu. Bölgenin sosyalist hükümetler de Amerikalılarla yıllardan beri Sırp boyunduruğu altında acı onların sömürgeci teşebbüslerinde çeken Arnavut sakinleri Arnavutluk’taki müttefiktiler ki Amerika bu dönem istikrarsızlığı kendi çıkarları için bir şans boyunca Ortadoğu’da da bunu yaptı. olarak kabul ediyorlardı. Kosovalılar Sosyalist hükümetler yalnızca Irak ve büyük sayılarda silahı Arnavutluk’tan satın Afganistan’a paralı asker göndermekle alarak Kosova’ya, evlerine gönderdiler. kalmayıp, 11 Eylül sonrası Arnavutluk’taki Kendilerini kalaşnikof ve diğer askerî Arap ve Müslüman çevreleri peşini malzeme ile silahlandırdıktan sonra bırakmamacasına avlamak için CIA ile de Kosova Kurtuluş Ordusu’nu (Ushtria çok yakın bir işbirliğine gittiler. Bu süreç Çlirimtare e Kosoves -UÇK) oluşturmaya boyunca bu insanların birçoğu eziyete çalıştılar ve onunla bölgedeki Sırp askerî uğradı, öldürüldü, işlerine el konuldu, varlığını tehdit ettiler. kaçırıldı ve ülkeden atıldı. Amerika’nın teröre karşı savaş olarak isimlendirdiği dönemde Tiran’da bir FBI ofisi açıldı. O dönemde ülkenin CIA’in Arap muhalifleri ve gizli tutukluları sorguladığı bir üs olarak hizmet ettiğine inanılıyordu. Arnavutluk aynı zamanda CIA’nın zorla kaçırdığı meşhur Araplara gizli bir hapishane olarak hizmet ediyordu. Halid el Masri bu kötü muamelelerden sonra Amerikan hükümetine dava açmıştı. UÇK Arnavutluk ayaklanmasından sonra satın aldığı silahlar ile bölgede direnmeye çalışıyordu.

Kosovalıların silahlanması Balkanlardaki statükoyu değiştirdi. 1998 yılına kadar Kosova İbrahim Rugova’nın ve partisi Demokratik Birlik’in şiddet karşıtı politikaları sebebiyle sessizlik içindeydi. Arnavutluk ayaklanmalarıyla

Joseph Limprecht James Jeffery Kosovalı politikacılar da rotalarını değiştirdiler. Kosovalı Arnavutlar uluslar Amerikalıların Arnavutluk’ta arası toplumca hayal kırıklığına yerleştirdikleri sömürgeci yönetim tarzının uğratılıyordu. İnsan hakları en iyi temsilcisi olan James Jeffrey, gözlemcilerinin ve uluslar arası Arnavut politikacıları elinde tutması ve diplomatların Sırplar tarafından onlara siyaset dikte etmesi gibi iyi Arnavutlara yapılan bağışlanamaz ve sonuçları sebebiyle Washington tarafından sistematik olan insan hakları ihlallerine Mart 2005’ten Haziran 2005’e kadar dair düzenli raporlarına rağmen uluslar Amerika’nın Irak’taki koordinatörü olarak arası toplum onların kötü durumunu fark atanıyordu. Onun önderlik tarzı etmek ve yardımlarına gelmek için fazlaca Washington’u çok etkilemişti ki, onu bir şey yapmıyordu. Kosovalı Arnavutlar Arnavutluk’tan alarak söz dinlemez Bosna Savaşını sona erdiren Dayton sömürge Irak’a rehber olarak göndermişti. anlaşmasında uluslar arası toplumun kendi

10 sorunlarını bütünüyle göz ardı ettiğinde de Birliği’ne yöneltmesiyle onlar derin bir hayal kırıklığına uğramışlardı. Kosovalıların insan haklarına karşı toptan bir saldırı başlattılar. 1980’lerin ortalarından 1999’a kadar Sırp elitleri Yugoslavya cumhuriyetlerinde nasıl egemen olabileceklerine ve Arnavutları nasıl imha edebileceklerine dair bir çok plan hazırladılar.

Arnavutların Sırp egemenliğinden kurtulma ümitleri Sırplara karşı barışçı

İbrahim Rugova muhalefeti savunan ve Arnavutlara Batı’nın problemlerini çözeceğini Bosna örneğinde olduğu gibi söyleyen, kendini Kosova’nın başkanı ilan Amerikalılar sadece Müslümanlar kurban eden İbrahim Rugova’nın kötü önderliği olduğu müddetçe çatışmayı ihmal etmek ve sebebiyle 1990’lı yıllarda maniple bunu Sırbistan’ın bir iç meselesi olarak ediliyordu. 1997’de Kosovalılar görmek istiyorlardı. Onlar, Arnavut Arnavutluk için büyük umutlar savaşçıları terörist olarak da besliyorlardı ama Batı onlara sırtını döndü isimlendiriyorlardı. Ancak Kosova ve onlar kendi kaderlerini kendi ellerine çatışması Eski Yugoslavya’nın en eski almaya karar verdiler. 1997 sonlarında çatışmasıydı ve Tito’nun ölümüyle Kosova Kurtuluş Ordusu (UÇK) açıkça başlamıştı. Ama uzun bir süre için bu ayaklandı ve dünyanın her tarafındaki çatışma, Sovyetlere karşı savaşılırken Arnavutlardan Sırp baskısına karşı Sırbistan ile iyi ilişkiler kurmak isteyen savaşmak için destek istedi. Amerikan dış politika yapıcıları tarafından bir kenara konulmuştu.

Ancak, Tito’nun ölümünden sonra Yugoslavya Arnavutlara karşı saldırgan ve şovenist olan yeni Sırp elitlerinin egemen olduğu bir devlet haline gelmişti. Sırp milliyetçileri için Kosova, 14. yüzyılda Türkler tarafından yenilgiye uğratıldıkları bir yer olduğundan, bu güne kadar bir çeşit Filistin olarak görülüyordu.7 Bu saldırganlıklarıyla Sırplar, Kosova’nın millî muhayyilelerinde işgal ettiği anlamın ancak Siyonizm’deki Filistin ile benzerlik bulabileceğini iddia ediyorlardı. Sırplar Yahudilerin Filistinlilere yaptığını Kosovalı Müslüman Arnavutlara yapmak istiyorlardı. Arnavutların Tito’nun dönemi Adem Jashari (sağda) ve Hamza Jashari boyunca Yugoslavya içinde bir özerkliğe sahip oldukları gerçeği Sırplar için bir UÇK’nın taleplerine cevap çok kabus idi. Ancak Tito’nun ölümü ve büyüktü. Arnavutluk’tan Amerika Birleşik Amerikalıların dikkatlerini Sovyetler Devletlerine kadar Arnavutlar geleceklerini İbrahim Rugova ve ona bunu öğütleyen 7 büyük destekçisi Vatikan gibi çiçeklerle http://www.mfa.gov.yu/Policy/Minister/Govori/061 değil silahlarla kurmayı isteyen 106_e.html

11 Kosovalılara para, asker ve silah müdahale etmek kolay bir iş değildi. göndermeye başladılar. Amerikalılar Washington’da bir çok ses buna karşı evvela her anlamda mümkün bir savaşı çıkıyordu. Colin Powel’a ve bir çok benzer durdurmakla ilgileniyor ve İbrahim düşüncedeki ulusal güvenlik uzmanına Rugova’nın barışçı politikalarını göre Amerika kuvvetlerini arttırmalı ve destekliyorlardı. Fakat Sırplar ancak onun hayati çıkarları tehlikede ve Kosovalıların hareketlerine şiddetli cevap zafer kesine yakın olduğunda müdahale veriyordu. Sırp askeri kuvvetleri ilk büyük etmeliydi. Kosova Powel Doktrini olarak katliamlarını 1998 yılının ilkbaharında anılan kriterlerin hiçbiri ile karşılaşmadı8. Drenica’da organize ettiler. Burada Adem Jashari (Yaşari) ailesinden 51 kişi Yine de 1998 yazında Amerikalılar katledilmişti. Bu katliam Arnavutların ve Avrupa Birliği seçeneksiz kalıyordu. İbrahim Rugova’nın barışçı Arnavut kurbanların Batı’ya kaçışı politikalarından ayrılışlarına hizmet etti. görülüyordu. Onlar Kosova krizine katılmaya karar verdiler ve Sırbistan’a katliamlara son vermesi için baskı yaptılar. Bunun için ülkeye ambargo koydular ve çatışmaların kızışmasıyla batılı güçler Sırpları ve Arnavutları uyuşmazlığı müzakere etmek üzere 1999 Martında Fransa’daki Rambouillet’e çağırdılar. Anlaşma UÇK’yı silah bırakmaya ve Miloseviç’i Kosova’daki askerî mevcudiyetini kesin bir şekilde azaltmaya çağırıyordu. Özerkliğe ilişkin yetkiler restore ediliyor ve Nato Barış Gücü Drenica katliamının ardından yapılan cenaze kuvvetleri bölgeye yerleştiriliyordu. Ancak merasimine binlerce kişi iştirak etmişti. bunlar, tam bağımsızlık için teminat Kosovalılar Sırpların isteyen Kosovalılara çok az ve bölgenin boyunduruğuna karşı isyan ettiğinde tamamını kontrol etmeyi, Sırp ruhunu Amerikanın cevabı karışıktı. Evvela gözeten askerî kuvvetlerini bölge dışına Kosovalı savaşçıları terörist olarak andılar çıkarmamayı hesaplayan Miloseviç için ise ve terörist organizasyonlar listesine çok fazlaydı. almakla tehdit ettiler. Buna rağmen Sırp rejiminin kameralar önünde Arnavutlara karşı işlediği suçlar ve uluslar arası toplumun Bosna’da neyi yanlış yaptığına dair taze anılar ve yine Arnavut göçmenlerin Batı Avrupa’ya yönelik demografik tehdidi Batı’yı ve Clinton hükümetini birçok konuda baskı altına soktu. Amerikalılar ve Batı, Arnavutlar ile bir nefret-sevgi ilişkisiyle doluydular. Bir tarafta Fransa tarafından idare edilen Avrupalılar kendilerini Avrupa Müzakerelere UÇK temsilcisi Hashim Thaçi (Haşim Taçi) ile İbrahim Rugova birlikte Hıristiyanlığının savunucusu olarak katılmışlardı. resmeden Sırplara karşı nostaljik bir hisse sahipti. Ancak öbür taraftan Batı savaştan kaçmaya başlayan 2 milyon Arnavut ile ne 8 yapabilirdi? Amerikalılar için Kosova’ya “The Lesson of Kosovo” David Callahan, Washington Monthly, July 1 1989.

12 Müzakereler sürerken Miloseviç 1999’da Sırbistan’ı mağlup eden savaşa ağır silah ve araçları Kosova’ya komuta ettiler. göndermeye devam ediyordu. NATO, eğer Sırplar anlaşmayı imzalamaz veya O tarihten bu yana Kosova Kosova’dan tamamen çekilmez ve Birleşmiş Milletler tarafından yönetiliyor Kosovalılar planı kabul etmezse gibi görünse de dolaylı yoldan bombalamakla tehdit etti. Bu gerilimin Amerikalılar tarafından yönetiliyordu. içinde Kosovalılar belgeyi imzalamanın Arnavutluk yönetimi çatışmadan mümkün olmadığını söylediler ve planı tamamıyla uzak tutulurken Amerikanın sunmak üzere Kosova’ya döndüler. tüm otoritesi bölgeye yerleştirilmeye ve Rambouillet’e dönüş üzerine Kosovalılar onların Kosova’ya müdahaleleri antlaşmayı imzaladı. Fakat Milosevic bunu Amerika’nın İslam’ın lehine yaptığı bir reddetti ve Kosova’nın etnik temizliği için müdahale gibi gösterilmeye çalışıldı. 11 hazırlıklara başladı, zaten Sırbistan Eylül’ün akabinde yaşanan uluslar arası kuvvetleri de bölgeyi doldurmuştu. gelişmelerde Amerikalılar sürekli olarak Arnavutlara karşı etnik temizlik Sırpların Kosova örneğini Müslümanlara düşman yararına olduğundan Amerika bunu olmadıklarını göstermek için kullandılar. Kosova’ya hücum etmek ve Sırbistan’ı Böylelikle 11 Eylül’den iki ay sonra bombalamak için bir bahane olarak Başkan Clinton Georgetown kullandı. Üniversitesi’ndeki bir konuşmasında, “Gerçekleri açığa çıkarmak ihtiyacımız olan çok iyi bir iştir. Ortadoğu’daki Müslümanların çoğu, ben teminat vereceğim, siz en son seferde bizim askerî kuvvetlerimizi Bosna ve Kosova’nın zayıf Müslümanlarını kurtarmak için kullandığımızı bilmiyorsunuz.” demişti10.

* * Rugova’nın Milosevic ile çokça tartışılan * görüşmesi - Mayıs 1999 Kosova çatışmasının kontrol altına 24 Mart 1999’da Başkan Clinton alınmasıyla Amerikalılar aynı yolu tüm Kosova Arnavutlarını Sırp baskısından Batı Balkanları egemenlikleri altına kurtarmak ve Kosova çatışmasının almada kullandılar. Bundan sonra da onlar Makedonya’ya yayılmasını önlemek için Kosova ve Arnavutluk’taki Arnavut bombalama emri verdiğini açıkladı. Bu politikacıları manipüle ettiler ve gibi bir gelişme iki NATO ülkesinin - kendilerini Arnavutların en iyi dostları Yunanistan ve Türkiye- bölgesel bir olarak gösterdiler. savaşına meydan verebilecek potansiyele 9 sahipti . Amerika’nın müdahalesi 1998-1999’daki göçmenlerin sonucunda Birleşmiş Milletler 1124 sayılı yükünün büyük kısmını çeken ülke olması karar ile Sırp kuvvetlerinin Kosova’dan sebebiyle Arnavutluk Kosova Savaşı’nda çekilmesi ve bölgenin Birleşmiş Milletler çok acı çekti. Ancak Kosova’dan Sırpların koruması altına girmesini deklare ettiğinde, sürülmesi Arnavutluk ve Kosova’daki Nato ittifakının müsaadesiyle Amerikalılar Amerikan nüfuzunu kuvvetlendirdi. Bunun sonucu olarak, 2005 yılındaki 9 Robert Greenberg, “Balkans Overview: Need for seçimlere kadar Arnavutlar, Amerikalıları a Regional Solution,” (Silver City, NM & Washington, DC: Foreign Policy in Focus, 10 Remarks as delivered by President W. J. Clinton December 23, 1999). at Georgetown University November 7, 2001

13 kurtarıcıları olarak düşünmeleri sebebiyle, İsrail’den sonra dünyadaki en büyük Amerikan taraftarı halk olarak gösteriliyordu

Alfred Moisiu Amerika’nın İslam coğrafyasında yürüttüğü savaşlara gönülden destek vermişti.

Temmuz 2005’te yapılan Bush fotoğrafını öpen Arnavut genci seçimlerde Arnavutluk Demokratik Partisi

iktidara geri gelmişse de Sali Berisha Arnavutluk gerçeğinde, geçmişteki (Berişa) ve onun Demokratik Partisi Amerikan oyunlarından ve 1997’deki iç Arnavutluk’un evvelki hükümetlerinin savaştan ülkenin büyük acılar çekmesine Büyük Birader ile sahip oldukları yolu -ki rağmen Amerikan taraftarlığı karşı Büyük Birader evvelki hükümetleri olduğu konulamayacak kadar büyük önemde bir gibi yeni hükümeti de göz altında tabudur. Bugün Balkanlarda Arnavutluk tutmaktadır- izlemektedir. Aynı şey veya Kosova hükümetlerinin hiçbiri Kosovalılara da biraderlik etmektedir. Amerikan desteği olmaksızın devam Kosova ve Arnavutluk Arnavutları çok iyi edemez. Bu histeri ve korkunun Arnavut bilmektedirler ki Büyük Biraderin lütfu politikacılara yerleştirildiği, medyatik olmazsa onların Balkanlardaki kaderi çok tüketim için bir kısım tılsımlar olarak kolayca değişebilir. (Gelecek sayı; Bosna Amerikan bayraklarını özel ofislerinde bile Örneği) tutan Arnavut politikacılar ve önderler yoluyla görülebilir. Bugün Arnavutlar hararetli Amerikan taraftarı politikacılar tarafından yönetiliyor. Eski bir komünist general olan Arnavutluk’un Cumhurbaşkanı Alfred Moisiu buna bir örnektir. O, 1991’den sonra Nato İçin Arnavut Derneğinin başkanı yapıldı. Bir Ortodoks-Ulah ve sadık Amerikan taraftarı olan Moisiu USAID tarafından 2006 yılında Tiran’da yapılan bir anket çalışmasıyla ülkenin en onurlu politikacısı olarak taltif ediliyordu. 2005 yılında, Londra’da “Arnavutluk’ta Müslüman yoktur” açıklamasını yaparak Arnavutluk Müslümanlarına saldırmışsa da, Tiran’daki Amerikan elçiliğinin en sevdiği adam ve Clinton’un fotoğrafı Kosova’da halen revaçta, bu Amerikanın Irak’ta, Afganistan’da ve fotoğrafın bulunduğu cadde, Bill Clinton Caddesi’dir. dünyanın birçok yerinde işlediği suçların başlıca savunucularından biridir.

14

Hafız İbrahim Dalliu’nun ‘Dini İslam’ şiiri

www.muslumanarnavutluk.com

15