T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA ANABİLİM DALI

ZAMANSAL VE MEKANSAL BOYUTUYLA SUÇUN COĞRAFİ BİR ANALİZİ: GANA ÖRNEĞİ

Michael Gameli DZIWORNU 1530223045

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN Prof. Dr. Kadir TEMURÇİN

ISPARTA – 2017

DZIWORNU, Michael Gameli, Zamansal ve Mekansal Boyutuyla Suçun Coğrafi Bir Analizi: Gana Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Isparta, 2017

ÖZET

İnsanlığın diğer canlı türleri üzerindeki üstünlüğü suç işleme ve sapkın davranışlardan kaçınma kararı arasında sonsuza kadar sürüklenmesidir. Anlaşılabilir olduğu kadar anlaşılmaz olan şey ise suçun en azından sonsuzluk için burada kalıyor olmasıdır. Suç-mekân ilişkisinin temel açıklaması suçun bazı alanlarda başkalarına karşı kümelenme eğiliminde olmasıdır. Suçun çağdaş bir şekilde kavramlaştırılmasının yerini yok saymanın imkânsız olması ise bunun argümanıdır. Yer ve suç hiçbir şekilde özerklik göstergesi olmamakla birlikte tutarlı bir ilişkisi olan karakterizasyon çiftidir. Son yıllarda, jeomekanik teknolojilerdeki ilerleme, hedeflenen önleyici tedbirleri uygulamak için aşırı yoğunlukta olan bu alanları tespit etmeyi mümkün kılmıştır. Genel konuşmak gerekirse, şu anda Gana'da suç çalışmalarının kilit unsurlarının haritalandırılması ne yazık ki yetersizdir. Esasen çalışmaların çoğunun kavranmasında başarısız olan şey, Gana'daki suç araştırması alanındaki asıl rolü oluşturmaktadır. Bu araştırmanın başlıca ilgi alanı, mekansal olarak tanımlanmış bölgesel sınırları kullanarak belirli suç kategorilerine göre suçun mekansal ve zamansal dağılımını araştırmaktır. Hedef ise bölgesel farklılıkları ve suç kalıplarındaki zamansal değişimleri incelemektir. Araştırma aynı zamanda suçla ilgili sosyo-ekonomik ve demografik özelliklerin arasındaki ilişkiyi araştırmaya çalışmaktadır. Mekân ile suç arasındaki ilişki makro düzeyde değerlendirilmiştir. Gana Polis Hizmetinden elde edilen suç verileri, bölgesel düzeyde yoğunlaşmaları belirlemek için 2000 yılından 2015 yılına kadar suç türlerine göre analiz edilmiştir. Veriler, ülkedeki tüm Polis bölgelerinde bildirilen suç vakalarını temsil etmektedir. Temel sosyo-ekonomik ve demografik veriler 2000 ve 2010 nüfus ve konut sayımından elde edilmiştir. Suç ile temel sosyo-ekonomik ve demografik değişkenler arasındaki ilişkiyi ölçmek için Spearman Korelasyon Katsayısı kullanılmıştır. Suç kategorilerine ve yıla dayalı suç dağılımı Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak haritalanmış ve görüntülenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlar, analiz süresince toplam suç miktarında genel bir düşüş olduğunu göstermiştir. Ancak bu önemli düşüşün nedenleri ampirik olarak doğrulanmamıştır. Bu durumun sebeplerini saptamak için titiz bir araştırma gereklidir. İnsan kaçakçılığı, yasadışı giriş, lekeleme ve soygun alanlarındaki keskin artış dikkatle gözlemlenmiştir. Çalışmada aynı zamanda suçu etkileyen faktörlerde önemli farklılıklar tespit edilmiştir. 2000 yılında suç, sosyo-ekonomik ve demografik değişkenlerle, 2010 yılına göre yüksek oranda ilişkili çıkmıştır. Genel algılamanın aksine analiz ekonomik dezavantaj ve tecrit politikasının makro analiz biriminde mutlak suç oluşturmadığını tespit edilmiştir. Çalışmada Gana Polis departmanlarındaki suç haritalamasının kullanılmasının aciliyeti şiddetle tavsiye edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Suç, Coğrafya, CDS, Gana, Mekan

iii

DZIWORNU, Michael Gameli, A Geographical Analysis of Criminality with Temporal and Spatial Dimensions: The Case of , Master’s Thesis, Isparta, 2017

ABSTRACT

Humanity’s superiority over other living species is caught up in an infinite split between the decision to commit a crime and desist from deviant behavior. The fundamental explanation to the place-crime relationship is that crime tend to cluster in certain areas as opposed to others. The argument thereof is that it is impossible to exclude place in contemporary conceptualization of crime. Place and crime are by no means an autonomous sphere but rather a coherent pair of relational characterization. In recent years, progress in geospatial technologies has made it possible to identify those areas with excessive concentration of crime in order to implement targeted preventive measures. Broadly speaking, the spatialization of key elements of crime in Ghana at present is woefully inadequate. The primary interest of this research is to explore the spatial and temporal distribution of crime by specific crime categories using spatially defined regional boundaries. The goal was to examine regional differences and temporal changes in crime patterns. The study also attempts to investigate the relationship between socioeconomic and demographic characteristics on crime. The relationship between place and crime was evaluated at a macro level. Crime data obtained from the Ghana Service was analyzed by type from 2000 to 2015 to determine the concentrations at the regional level. The data represents reported crime cases at all Police jurisdictions in the country. The basic socioeconomic and demographic data was gathered from the 2000 and 2010 population and housing census. The Spearman Correlation Coefficient was used to measure the relationship between crime and key socioeconomic and demographic variables. The distribution of crime based on crime categories and year were mapped and visualized using GIS. Results from the study found a general drop in total crime during the period of analysis although the reasons for such significant decline was not empirically verified. A meticulous research is required to ascertain the reasons for these trajectories. The sharp increase in defilement, human trafficking, unlawful entry and robbery was carefully observed. The study also found significant changes in factors that affect crime. Crime was highly correlated with socioeconomic and demographic variables in 2000 compared to 2010. Contrary to general perception, the analysis found that economic disadvantage and isolationism does not necessarily generate crime at the macro unit of analysis. The urgency of crime mapping in Police departments in Ghana was strongly recommended in the study. Keywords: Crime, Geography, Ghana, GIS, Place.

iv

İÇİNDEKİLER

TEZ SAVUNMA SINAV TUTANAĞI ...... i YEMİN METNİ ...... ii ÖZET ...... iii ABSTRACT ...... iv İÇİNDEKİLER ...... v HARİTALAR LİSTESİ ...... viii TABLOLAR LİSTESİ ...... ix KISALTMALAR ...... x GİRİŞ ...... 1 BİRİNCİ BÖLÜM LİTERATÜR İNCELEMELERİ 1.1. Yer ve Mekân Paradoksu ...... 8 1.2. Suçun Kavramsallaştırılması: Tanımlar ve Açıklamalar ...... 9 1.3. Suçun Mekansallaşması ...... 11 1.3.1. Kısa Bir Zamansal Öncül...... 12 2.3.2. Fırsat Teorileri: Kısa Bir Bakış...... 14 1.4. Kavramsal Çerçeve ...... 17 1.5. Suç Haritalaması ...... 18 1.6. Gana’nın Coğrafyası ...... 20 1.6.1. Siyasi ve Ekonomik Bağlam ...... 23 1.7. Gana'da Suç Araştırması ...... 26 İKİNCİ BÖLÜM METODOLOJİ 2.1. Araştırma ve Analiz Yöntemlerinin Belirlenmesi ...... 29 2.1.1. Analiz konusu ...... 29 2.2.1. Suç veri kümesi (Bağımlı Değişken) ...... 31 2.2.2. Sosyo-Ekonomik Veriler (Bağımsız Değişken) ...... 33 2.3. İstatistiksel Yaklaşım ...... 37 2.3.1. İlgili Literatür...... 38 2.4. Veri Analizi ve Sunumu ...... 40

v ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VERİ ANALİZİ VE YORUMLANMASI

3.1. Gana' da Genel Suç Eğilimleri ...... 41 3.2. Sosyoekonomik Durum ve Suç ...... 42 3.3. Suç Türü Eğilimleri ...... 47 3.3.1. Şahsa Karşı işlenen Suçlar ...... 47 3.3.2. Mala Karşı İşlenen Suçlar ...... 52 3.4. Bölgesel Farklılıklar ...... 55 3.5. Suç Türüne Göre Bölgesel Farklılıklar...... 61 3.5.1 Saldırıların Bölgesel Dağılımı ...... 61 3.5.2. Adam öldürmenin Bölgesel Dağılımı ...... 63 3.5.3. Tecavüzün Bölgesel Dağılımı...... 64 3.5.4. Tehdit Altında Olan Bölgelerin Dağılımı ...... 66 3.5.5. Mala Zarar Verme Oranı Bölgesel Dağılımı ...... 67 3.5.6. Hırsızlığın Bölgesel Dağılımı ...... 68 3.5.7. Dolandırıcılığın Bölgesel Dağılımı ...... 70 3.5.8. Kaçırılanların Bölgesel Dağılımı ...... 72 3.5.9. Gana'nın Fiziki Coğrafyası ve Suç ...... 73

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM GANA'DAKİ SUÇLARIN BELİRLEYİCİLERİ 4.1. Sosyo-Ekonomik Nedenler ...... 74 4.2. Nüfus Yoğunluğu ve Hanehalkı Özellikleri ...... 80 4.3. Kentleşme ...... 82 4.4. İşsizlik ...... 83 4.5. Mülkiyet Hakkı Düzenlemesi ...... 84 SONUÇ VE ÖNERİLER ...... 86 KAYNAKÇA ...... 89 ÖZGEÇMİŞ ...... 106

vi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1:Kavramsal Çerçeve ...... 18 Şekil 2: 1965-2015 yılları arasında Gana'nın yıllık GSYİH Büyümesi (%)...... 24 Şekil 3: İnsani Gelişim İndeksi (1980-2014) ...... 43 Şekil 4: GSYİH Sektörel Dağılımı (%), 2000-2015...... 44 Şekil 5: Gana’da İşsizlik (Yıllık%) ...... 45 Şekil 6: Gana’da 100.000 Kişi Başına Suç Oranı Eğilimi ...... 47 Şekil 8: 100.000 Kişi Başına Mala Karşı İşlenen Suç Oranı ...... 54 Şekil 9: Gana’da Bölgelere Göre Yoksulluk Sayısı ...... 56 Şekil 10: Gana’da 2000'den 2015'e kadar Suç Kümesi(Grubu)...... 60 Şekil 11: 2000'de seçilen değişkenler için dağılım grafiği ...... 78 Şekil 12: 2010'da Seçilen Değişkenler için Dağılım Grafiği ...... 79 Şekil 13: Gana’da Yıllık Nüfus artış hızı %1960-2015...... 80 Şekil 14: Gana'da Kentsel Nüfus Artışı (Yıllık%) ...... 82

vii

HARİTALAR LİSTESİ

Harita 1: Gana’nın Vejetasyon Haritası ...... 21 Harita 2: Gana’nın Ekolojik Bölge ve Topografya Haritası ...... 22 Harita 3: Çalışma Bölgesi Haritası ...... 31 Harita 4: Gana’da 100.000 Kişi Başına Düşen Toplam Suç Oranının Bölgesel .Dağılımı ...... 59 Harita 5: Gana’da Her 100.000 Kişi İçin Saldırı Oranı (2000-2015)...... 62 Harita 6: Gana’da 100.000 Kişi Başına Düşen Cinayet Oranı (2000-2015)...... 64 Harita 7: Gana’da 100.000'e Kişi Başına Düşen Tecavüz Oranı (2000-2015)...... 65 Harita 8: Gana’da 100.000 (2000-2015) Kişi Başına Düşen Tehdit Oranı ...... 66 Harita 9: Gana’da 100.000’de Mala Zarar Verme Oranı (2000-2015)...... 67 Harita 10: Gana’da 100.000’de Hırsızlık Oranı (2000-2015)...... 69 Harita 11: Gana’da 100.000’de Dolandırıcılık Oranı (2000-2015)...... 71 Harita 12: Gana’da 100.000’de Kaçırılma Oranı (2000-2015)...... 72 Harita 13: Bölgelere göre Nüfus yoğunluğu ve toplam suç oranı dağılımı (2000-2010) ...... 81 Harita 14: Gana’da Toplam hanehalkı sayısı ve toplam suç oranı (2000 ve 2010)...... 81 Harita 15: Gana’da Kentleşme ve Toplam Suç Oranı (2000 ve 2010)...... 83 Harita 16: Gana’da İşsizlik ve toplam suç oranı (2010) ...... 84 Harita 17: Gana’da Mülkiyet Hakkı Düzenlemesi ve Toplam Suç Oranı (2000 ve 2010) ...... 85 Harita 18: Gana’da Bileşik Konut ve Toplam Suç Oranı (2000 ve 2010)...... 85

viii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1: Suç Teorileri ...... 13 Tablo 2: Gana'da Siyasi ve İlçe Bölgeler ...... 30 Tablo 3: İstatistiksel Göstergelerin Anahtar Tanımı ...... 34 Tablo 4: Açıklamaya Yönelik Suç Özelliklerinin Özeti ...... 37 Tablo 5: 2000-2015 arası Gana'da genel suç rakamları ve suç oranı (tüm suçlar)...... 46 Tablo 6: Gana’da 2000-2015 Yılları Arasındaki Şahsa Karşı işlenen Suçlarının Toplam Sayısı ...... 49 Tablo 7: Gana’da 2000-2015'teki Şahsa Karşı işlenen Suçlarının Değişim Yüzdesi ..... 52 Tablo 8: Gana’da 2000-2015 yılları arasındaki Toplam Mala Karşı İşlenen Suçları Sayısı ...... 53 Tablo 9: Gana’da 2000-2015 yılları arasında Toplam Mala Karşı İşlenen Suçu Sayısındaki %Değişim ...... 55 Tablo 10: Gana’da 2000'den 2015'e kadar bölgelere göre toplam suç sayısı ...... 57 Tablo 11: Gana’da Bölgesel Suçta 2000'den 2015'e Yüzdesel Değişiklikler ...... 61 Tablo 12: Spearman'ın Suç ve Sosyo-Ekonomik Belirleyicilerle İlişki Katsayısı (2000) ...... 76 Tablo 13: Spearman'ın Suç ve Sosyo-Ekonomik Belirleyicilerle İlişki Katsayısı (2010) ...... 78

ix

KISALTMALAR

CBS : Coğrafi Bilgi Sistemleri DOVVSU : Polis Hizmetlerinin Aile İçi Şiddet ve Mağdur Destekleme Birimi GSS : Gana İstatistik Kurumu GPS : Gana Polis Kurumu GLSS : Gana Yaşam Standartları Anketi GSYİH : Gayrisafi Yurt İçi Hasıla HDI : İnsani Gelişim Endeksi HIPC : Ağır Borç Yükleri Altındaki Ülkeler SITU : Ceza İncelemeleri İstatistik ve Enformasyon Teknolojisi Birimi UNDP : Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı USGS : Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırması WBG : Dünya Bankası

x

ÖNSÖZ

Kabul etmeliyim ki, suç coğrafyası benim için tamamen yeni bir kavram. Suç coğrafyasına olan hayranlığım, danışmanım Prof. Dr. Kadir TERMURÇİN'in Türkiyede'deki suçun karmaşıklığını mekânsal bir perspektiften incelediği "Türkiye'nin Suç Coğrafyası” adlı kitabıyla pekişmiştir. Bununla birlikte, Gana'daki suç araştırması literatürünü dikkatle taradıktan sonra suçun coğrafi perspektifi üzerinde önemli eksiklikler tespit ettim. Bu araştırma bu eksikliklerin neyden kaynaklandığını tartışmaktadır. Çalışmanın amacı: Gana'daki suç davranışı örüntüsünün mekânsal ve zamansal dağılımını incelemek ve makro bir analiz biriminde bazı sosyo-ekonomik bağlamlar sağlamaktır. İlk olarak, Gana İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Adelaide Anno-Kumi'ye, Gana Polis Hizmetlerinin Cezai Soruşturma Bölümü Genel Sekreteri COP Prosper Kwame Agblor'a büyük bir minnettarlık duyduğumu belirtmek isterim. Ulusal Hizmet Sekreterliği eski Genel Sekreteri Michael Kpessa-Whyte, D/CInspr. Nana Ampem Darko, İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU) Başkanı, CID Genel Merkezi, Uluslararası İlişkiler Polis Merkezi Genel Müdür Yardımcısı C/Supt. F. Kwame Tsidi’ ye destekleri için teşekkürü borç bilirim. Onlar olmaksızın, bu araştırma hayata geçirilemezdi. Ayrıca, bu çalışma için gerekli suçlarla ilgili yıllık istatistikleri isteyerek ve gayretle toplamak için İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Genel Merkezi çalışanlarına takdirlerimi sunmak istiyorum. Süleyman Demirel Üniversitesi Coğrafya Bölümü’ndeki tüm akademisyenlere, özellikle de danışmanım Prof. Dr. Kadir TEMURÇİN'e, hocalarım Doç. Dr. Mustafa YAKAR ve Doç. Dr. İsmail KERVANKIRAN’a şükranlarımı sunuyorum. Kişisel ve akademik hayatım için desteklerinden, tavsiyelerinden ve özenle çalışmamı incelemelerinden dolayı hocalarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. Son olarak, sürekli destekledikleri ve sevgilerini eksik etmedikleri için aileme büyük bir teşekkür gönderiyorum.

xi

GİRİŞ

Çalışmanın Arka Planı

Coğrafi araştırmanın temel taşları; süreçlerin tanımlanması, açıklanması, tahmini üzerinde mekansal ilişkilerin kurulması ve mekansal nesneler arasındaki organizasyon üzerine odaklanmaktadır (Gatrell 1983; Jammer, 1993; Tiefelsdorf, 2000). Esasen “yer” coğrafi sorgulamanın temel yapı taşlarından biridir. Coğrafya ile ilgili yanlış kanılar, yer isimlerinin bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, Anderson (1989:3), “Coğrafya yer isimleri listesinden çok daha fazlasını kapsar.” görüşünü savunarak bu tür yanlış kanıları reddetmektedir. Bir suçu neyin oluşturduğu, akademisyenler arasında tartışmalara açık bir konudur. Aslında suçun tanımı zamana ve yere göre değişmekte; somut veya evrensel bir genellemeye tabi olmamaktadır (Fattah, 1997). Suç bu nedenle nesnel bir ölçüm değildir. Genel olarak bireyler ve toplum suça karşı bağışıklık kazanmamıştır. Emile Durkheim'in (1893) toplumdaki suçun zorunluluğu ve normalleştirilmesine dair gerekçelerinden bağımsız olarak genel düşünce ve kanı: suçun aşırı formu ve sıklığının toplum için bazen çok tehlikeli olması yönündedir. Esas itibariyle suç bilimi araştırmalarında, toplumda kontrolsüz bir suç dalgası sorunu ile uğraşmaktansa suç yoğunluğunun yüksek olduğu ve suç faktörlerinin bulunduğu yerlerin belirlenmesinden daha acil bir şey yoktur. Yasal olarak suç: ceza kanununun ihlali olarak tanımlanmaktadır (Botterill ve Jones, 2010). Bununla birlikte Mannheim (1955), suçun ceza hukuku bağlamında tanımlanmasının yanlış olduğunu ve çeşitli sosyal grupların öngördüğü davranış normlarının incelenmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu nedenle suç, kanunlara aykırı eylemlerden oluşan; insanlar tarafından yaygınlaştırılan toplumsal bir olgudur (Roach and Pease, 2013). Pragmatik bir bakış açısına göre suç; kültürel, sosyal ve fırsat yapıları gibi çoklu yapıların etkileşimi ve işleyişi sonucunda ortaya çıkmaktadır (Marwah, 2006). Gana’nın ceza kanunu (1960 Kanunu), suçu, suç işlemeye yönelik eylem ve niyet olarak tanımlamaktadır. Suç bilimi ile coğrafyanın ilgisi tam olarak nedir? Coğrafya suç araştırmasına ne kadar katkıda bulunuyor? Geleneksel anlamda suç bilimi araştırması; antropoloji, sosyoloji, biyoloji, tıp, ekonomi, hukuk, ceza bilimi ve psikoloji alanlarında

1

(Hodgkinson ve Tilley, 2007) çalışmanın kökenine inip bireysel karaktere ve gelişimsel nedenlere (ekonomik eşitsizlikler, yetersizlikler gibi) odaklanmıştır (Brantingham ve Brantingham, 1990; Eck ve Weisburd 2004; Sherman, 1995; Weisburd, 2002; Roach ve Pease, 2013). Kriminoloji düşüncesine büyük ölçüde katkısı olan Hans Gross (1847-1915) şöyle demektedir: "Bir suçun insanlığın akıl almaz ahlaki özgür iradesi, suç işlemediği ya da yapmadığı, istediği gibi davrandığı; suç işlemesini ve dolayısıyla tek başına, nihai suçun sebebini seçmek için herhangi bir zamanda ya da öncesinde tamamen özgürdür." (Gross, 1911). Bununla birlikte, son on yılda coğrafi yaklaşım, özellikle fırsat teorileri, suç temelli araştırmalara egemen olmuştur (Weisburd ve diğerleri, 2015). Roach and Pease (2013), teorilerin suça nasıl neden oldukları ve yakın çevrede yoğunlaşan suçların nerede olduğu gibi yan nedenler üzerinde gerçekleştiğini belirmiştir. Suçun mekâna eşit dağılmadığı kabul edilmiş bir gerçektir. Suçluların etkileşime girdiği belirli coğrafi alanda yığılma eğiliminde oldukları görülmektedir (Harries ve Brunn, 1978). Mekansal analiz, zaman ve mekân boyunca suç modellerinde benzerliklerin ve farklılıkların belirlenmesini kolaylaştırır (Block ve diğerleri, 1995; Brantingham ve Brantingham, 1997). Cohen ve Felson'ın rutin etkinlik teorisi (1979), Brantingham (1997), Clarke ve Felson'un (1993) gerekçesi ile öne sürülen suç model teorisine göre, 20. yüzyıla kadar uzanan coğrafyanın ana akım suç analizine entegrasyonu seçim teorisi ile izlenebilir. Bu ağırlıklı olarak “Coğrafi Bilgi Sistemleri’nin (CBS) ortaya çıkması ile yönlendirilmiştir. Örneğin; CBS suç istatistiklerinin toplanması, depolanması, yönetimi ve analizini kolaylaştıran yenilikçi bir araçtır (Eck, 2005). Basitçe söylemek gerekirse, coğrafyaya yerleştirme yaklaşımı yoluyla (Tuan 1977; Staeheli 2003; Cresswell 2004) çağdaş suç analizi araştırmalarına ve daha önemlisi vicdani, sistematik ve etkili suç önleme stratejilerine yeni boyutlar eklemiştir. Gana, her ülkede olduğu gibi suç üreten sosyo-ekonomik ve ekolojik yapılara sahiptir. Gana toplumunda suç, Appiahene-Gyamfi’e (2009) göre: Gana halkı arasında giderek artan bir suç algısı, büyük sorunlara yol açacağı görülmektedir. Gana İstatistik Kurumunun verilerine göre; 18.000 aileyi kapsayan yönetim, barış ve güvenlik hakkındaki 2014 raporunda, ankete katılanların %27,9'unun anketten önceki son beş yıl boyunca mağdur olduklarını belirtmektedir (Gana İstatistik Kurumu, 2014). Geçici anekdot kanıtı, son on yılda özellikle soygun, cinayet, tecavüz ve çocuklara karşı cinsel

2 istismar olaylarında Gana' daki suç oranında göreli bir artış olduğunu göstermektedir (Braimah ve Mbowura, 2014). Örneğin, toplam suç sayısı 1980'de 138.237'den 2000 yılında 205.334'e yükselirken (Appiahene-Gyamfi, 2009), 1989 ile 1990 arasındaki dönemde suç sayısında 116.471'lik bir düşüş olmuş, ancak olayların oranı aynı dönemde önemli bir şekilde artış göstermiştir. Suç türü ile ilgili olarak, toplam soygun olayı 2000 yılında 53.467 iken 2007'de 64.501'e yükselmiş ve 2013'te bu sayı bir şekilde 56.375'e gerilemiştir (Braimah ve Mbowura, 2014). Bununla birlikte, Gana’da suç, bölge bazında eşit olmayan bir şekilde dağılım göstermektedir. Örneğin, kuzey bölgelerde altyapı yatırımları, yetersiz eğitim sistemleri gibi sosyal zorluklar ve ekonomik olarak yaygın mekansal eşitsizlikler olmasına rağmen (niteliksiz işgücü ve işsizlik) suç oranı düşük iken; Orta, Doğu, Ashanti ve Büyükşehir gibi Gana' nın güneyindeki gelişmiş bölgelerde, en yüksek suç oranı kaydedildilmiştir (Appiahene-Gyamfi, 2009, Bertelsmann Stiftung, 2014).

Problemin Tanımı

Gana'da suç analizi araştırması üzerine mevcut literatürler: Abotchie (1997), Appiahene-Gyamfi (1998, 2002, 2009 ve 2010), Amoakohene (2004), Adinkrah (2005), Andam-Akorful ve diğerleri (2010), Boakye (2009), Braimah ve Mbowura (2014), Otchere (2007), Brookman-Amissah ve ark. (2014), Havi (2014), Adu-Mireku, (2002), Wireko-Brobby (2008), Weinberg (1964), Wrigley-Asante (2016) dir. Literatürün değerlendirilmesi sonunda, mekansal analiz ve suça ilişkin ekolojik teorilerin dahil edilmesinde ne yazık ki önemli eksiklikler bulunmaktadır. Bu eksikliklerdeki en ilgi çekici olan kısım ise coğrafyacıların, Gana'daki suç davranışı modelini anlamak ve haritalamak için geniş bir bilgi yelpazesini mekansal organizasyon ve analizde uygulamaktaki başarısızlığı olmuştur. Güvenlik hizmetleri gibi daha geniş kurumsal bağlamda bile, suç haritalaması tam olarak kullanılmamaktadır. Yapmakta olduğum araştırma, Gana'daki kriminoloji çalışmaları ile ilgili nispeten sınırlı literatürün suç verilerine erişimden kaynaklandığını kabul etmektedir. Suç verileri gizlidir. Polis hizmetleri gibi yasa uygulayıcı kurumlar, bazen devlet kurumlarına özgü bürokratik yapıların yanı sıra bu bilgiyi paylaşma konusunda isteksiz davranmakta ve problem çıkarmaktadırlar.

3

Bu araştırma, dört ana soru ile önceki araştırmalardan önemli ölçüde farklılık göstermektedir ve Gana’daki suça yönelik bakışa birtakım nedenlerle farklı bir yaklaşım getirerek bu alandaki boşluğu gidereceği düşünülmektedir. Suç araştırmalarında kritik ilk soru, analiz birimi ile ilgilidir (Openshaw, 1984; Ratcliffe ve McCullagh, 1999; Weisburd ve diğerleri, 2009). Weisburd ve diğerleri (2009) ayrıca, suçun mikro veya makro düzeyde incelenip incelenmeyeceği konusunda çok önemli bir soru sormuştur. Gana'daki çoğu suç araştırması, belirli bir bölge, ilçe veya mahalle seviyesinde mikro düzeyde analiz yapılmasıyla ayrılmaktadır. Yerel düzeyde analiz, suç kalıplarının çok daha ayrıntılı incelemesini sağlamaktadır. Bununla birlikte, mikro birim analizine geçiş ilk etapta, alan boyunca toplu karşılaştırma değişkenliklerini değerlendirmek için genelleştirilmiş bir makro ölçek analizi gerektirmektedir. Uygulanacak olan analizin spesifik birimi ne olursa olsun, büyük bölgelerde de çok önemli bir suç yoğunlaşması tespit etmektedir (Brantingham ve Brantingham, 1999; Roncek, 2000; Weisburd ve Green, 1995; Weisburd ve diğerleri 1992; Temurçin ve Yakar, 2013; Temurçin ve Sargın, 2011; Sargın ve Temurçin, 2010). Ulusal ve eyalet düzeyindeki verileri kullanan araştırmacılar, suç ve sosyal koşullar arasında makro ölçekte bir ilişki buldular (Hale ve Sabbagh, 1991; Allan ve Steffensmeier, 1989). Reid’e (2003) göre, "Suçun meydana geldiği daha geniş zamansal, mekansal ve yapısal bağlamın anlaşılması", makro düzey süreçlerin analize katılımını zorunlu kılmaktadır. Dahası, Brantingham ve diğerleri (2009); Rengert ve Lockwood (2009); Oberwitter ve Wikstrom (2009), veri düzeyindeki zorlukları konu içine alan mikro düzeyde çıkarımlar yapmanın özellikle zor olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, bu araştırma önceki araştırmalarda sınırlı olan etkileşimli grafiksel özellikleri ve görselleştirme tekniklerini kullanarak suç analizine yaklaşmaktadır. Ek olarak, bu araştırma suçun bölgesel farklılıklarını karşılaştıran bir anlayış sunmak için Gana'daki ekonomik, politik ve sosyal bağlamı araştırmaktadır. Rossmo ve Rombouts (2008:141), ‘Suçun işlendiği yerler daha geniş bir sosyo-demografik çevreye içindeki, farklı alanlardaki hedeflerin kullanılabilirliği ve çekiciliği arasında değişiklik göstermektedir. Mekansal fırsat yapısı genellikle hedef kullanılabilirlik, sosyo-demografik özellikler ve zamansal faktörleri içermektedir’ demektedir. Bu, sosyo-ekonomik değişkenlerle ortaya çıkan suç kategorileri arasında kesin bir

4 niceliksel ilişki sağlayarak operasyonel hale getirilecek ve gerçekleşecektir. Appiahene-Gyamfi (1998), Gana'daki suç gelişiminin kentleşme, sanayileşme, modernleşme, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık gibi sosyal değişimlerin bir sonucu olduğunu öne sürmektedir. Bu değerlendirmeyi destekleyen Whiles, çeşitli sosyo-ekonomik ve demografik değişkenler arasındaki önem derecesini ve zamansal değişimleri göz önüne alarak belirgin bir istatistiksel ilişki kurulmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Son olarak, sorular, Gana'daki suç alanlarında benzerlikler veya farklılıklar olup olmadığı konusunu ele almaktakır. Gana'daki kriminoloji araştırmalarının çoğu bir ya da iki suç türüne göre sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, yalnızca belirli suç türlerini genelleştirmek mümkündür. Bölgelerin benzer fakat farklı fırsat yapıları ürettiğini ve dolayısıyla farklı mekansal birimlerin şimdiye kadar suç yoğunlaşmasında farklı tepki vereceklerini belirtmek önemlidir. Marwah (2006), "Özel suç türleri, yalnızca yapısal olarak mümkün olduğu için değil; aynı zamanda yapısal olarak motive edildiğinden dolayı daha yaygındır." daha fazla yaygın görülmektedir. Weisburd ve diğerleri (2009), mikro düzeydeki spesifik suç türleri için suç modellerini gözlemlemenin özellikle zor olduğunu belirtmişlerdir. İngiltere ve Galler'de çeşitli suç türleri analizlerine dayanılarak İçişleri Bakanlığı (2007) tarafından yürütülen bir araştırma, suç yoğunlaşmasının suç türüne göre önemli ölçüde farklı olduğuna karar vermiştir. Bu araştırma, iki oranın benzerliğini temel alarak, sınıflandırma türlerinin bölgeler arasında nasıl dağıtılmış olduğunu değerlendirerek birden fazla suç türünü inceler. Araştırmanın koşulları ve ölçeği nedeniyle teorik çerçeve hem çevresel ekoloji hem de sosyolojik bakış açısını kullanılacaktır ve daha çok geçmişe odaklanacaktır. Bu çalışmanın bulguları, ülke çapında suç dağılışının niteliğini ve yaygınlığını kabul eden Gana'daki suç önleme stratejileri ve operasyon planlamaları için güçlü bir etki oluşturacaktır.

Araştırmanın Amaçları

Bu araştırmanın açıklamaya çalıştığı temel konu: mekânın Gana'daki suç davranışı modelini açıklama konusundaki gerçek rolüdür. Bu araştırmanın genel amacı, Gana'daki suça ilişkin zaman ve mekandaki dağılımını deneysel olarak araştırmaktır. Bu amaca ulaşmak için aşağıdaki özel hedefler incelenecektir.

5

1. Özellikle suç coğrafyasına vurgu yaparak, Gana'daki suç araştırmalarını incelemek. 2. Coğrafi Bilgi Sistemlerini kullanarak Gana'daki çeşitli suç türlerinin bölgesel dağılımını incelemek. 3. Sosyo-demografik koşulları ve coğrafi faktörleri, yer ve zaman içerisinde suça özgü yapıyı ve bu yapının çeşitliliğine olan etkilerini araştırmak.

Hipotezin Tanımı

Hipotez, araştırılan sorunla ilgili olarak öne sürülen, doğruluğu veya yanlışlığı henüz test edilmemiş; fakat doğru çıkacağına önceden güven duyulan bir önerme, ifade veya çözümlemedir. Bu önerme, araştırmanın ileri aşamalarında yeniden olaylara dönülerek test edilecek, eğer gerçekler tarafından doğrulanıyorsa bilimsellik kazanacak, tersi durumda değiştirilecek ya da terk edilecektir. Zira hipotez, araştırmayı sonuca götüren çok önemli bir yol göstericidir. Hipotez testi, tümden gelim yöntemine dayanan bir işlem durumudur. Çalışmanın doğası ve kapsamı, çeşitli suç kategorileri ve sosyo-ekonomik faktörler arasındaki ilişkilerin bağlamsal analizini gerektirmektedir. İki temel hipotez incelenip ve test edilecektir: 1. Suç konsantrasyonu ve sıcak noktalar, Gana'da önemli ölçüde değişmektedir. 2. Bazı sosyo-demografik faktörler, Gana'daki idari bölgelerdeki suçun mekansal değişimini açıklamada diğerlerinden daha etkili olmaktadır.

Çalışmanın İçeriği

Araştırma dört bölümden oluşmaktadır. Giriş, araştırmanın amacı ve gerekliliği ile ilgilidir. Birinci bölüm, bu konudaki çeşitli teorik eğilimleri ve literatürü, suç araştırmalarındaki bölgenin rolünü incelemektedir. Bu bölüm ayrıca, Gana'daki suç araştırmalarındaki çeşitli bağlamları ve ilerlemeyi, ayrıca politik, sosyal ve ekonomik çerçeveyi irdelemektedir. İkinci bölüm, çalışma için kullanılan metodolojik yaklaşıma ve verilere bakmaktadır. Üçüncü ve dördüncü bölümde, Gana'daki suç coğrafyası ve belirleyici faktörler açıklanmaktadır. Son bölüm, Gana'daki suç araştırması alanındaki

6 mekansal analiz tekniklerinin uygulanması zorunluluğu ile ilgili araştırma ve tavsiyelerin bir özetini sunmaktadır.

Çalışmanın Önemi

Gana'daki kriminoloji araştırmalarının çoğunda cevapsız kalmaya devam eden kilit sorular, coğrafyanın, suçun çeşitli yönlerini açıklamadaki rolüdür. Bu çalışma, suçların haritalanmasının zorunluluklarına göre suç yönetiminden ve önlenmesinden sorumlu kilit paydaşların ilgisini çekecektir. Ayrıca, suçun sosyo-ekonomik bağlamını inceleyerek, karar vericilerin suçla mücadelede gerekli resmî ideolojilere göre oldukça etkili stratejiler tasarlayabilmelerine yardımcı olacaktır.

7

BİRİNCİ BÖLÜM

LİTERATÜR İNCELEMELERİ

1.1. Yer ve Mekân Paradoksu

Nigel Thrift, 2006'da "Mekân" konusundaki araştırma makalesinde, Neden mekân? şeklinde önemli bir soru sormuştu. Bu soruya basit bir cevap bulunmamaktadır. Bununla birlikte, bu sorunun cevabını veren en yakın cevap, mekân'ın coğrafi sorgulamanın temelini oluşturması gerçeğiyle ilgilidir. Immanuel Kant'ın 'Saf Akıl Eleştirisi' adlı düşünce ve soyutlamasına karşı (Mekân gerekli bir temsildir ve dolayısıyla önceliğe sahiptir.) Werlen, 'mekân' ampirik değil, resmi ve sınıflandırıcı bir kavramdır. Bu fiziksel dünyanın bileşenleri için referans çerçevesi ve fiziksel dünyadaki hareketin performansıyla ilgili olasılıklar ve sorunlar için bir kural maddedir (Werlen, 1993: 3). 'Mekân' ve 'yer' kavramı karmaşık olmasıyla birlikte kişilerin algı ve tepkilerine dayanmaktadır (Tuan, 1977; Agnew, 2011). 'Mekân' ve 'yer' genellikle mecazi olarak kullanılır. Bazı tartışmalarda, her iki kavram birbirini dengeler ve ikili görüşlere tabi değildir (Tuan, 1977). Coğrafyada yer olarak mekân ve mekân olarak yer farklılaştırılamaz ve ilişkisel olan özellikleri bulunmaktadır (Owens, 2010). Yer ne statik ne de sabittir, ‘sürekli hareket’ halindedir (Thrift, 2006). ‘Yer’ belirsiz, örtülü, açık, yaratıcı, birbirine bağlı ve 'çoğulculuk' üzerine kuruludur (Massey, 2005). 'Yerin' karakteristikleri, insani ve fiziksel süreçlerle bu tür dinamik iş birliklerine eşlik eden karmaşık etkileşim ve ilişkilere dayanarakta anlaşılabilir (Boehm ve Petersen, 1994). Yapısalcı bir perspektiften Therborn (1980:23), ‘dünyada olmanın hem kapsayıcı (anlamlı bir dünyaya üye olmak) hem de konumlandırılmış (belirli bir cinsiyet, yaş, meslek, etnik köken vb. bakımdan diğer üyeleriyle ilişkili olarak dünyada belirli bir yere sahip olmak) olduğuna’ inanmaktadır. Açıkçası, yapısalcı yaklaşım, toplumu "yer" bağlamında birbirlerini gözlemlediği, yorumladığı, temsil ettiği ve birbirleriyle ilişkilendirdiklerini inceleyerek sosyo-mekansal açıdan ‘yer'i inceler. Kriminolojik çalışmalar bağlamında, 'yer ve mekân' tanımlanırken analiz birimi hesaba katılır. Bu araştırma ile ilgili olarak, Brantingham ve Brantingham (1991), makro, mikro ve bölgesel analiz olmak üzere üç tipolojik analiz ölçeği üzerinde

8

çalışarak Yer’in kavramlaştırılmasını basitleştirmişlerdir. Bu kavramlar arasındaki ayrımlar Latour, (1993); Giddens, (1984), tarafından geniş bir şekilde ele alınmıştır. Saha çalışmalarında ‘yer’ temelli paradigma, mahalle, cadde blokları ve bireysel adreslere odaklanan ilgi ve mikro düzeyde analiz (en küçük ölçek veya birim) vurgusuna göre algılanabilir (Cohen ve Felson, 1979). Block ve Block’a (1995), göre yer buyuk bir coğrafi alani temsil eden bir mekânda bulunmaktadir. Suçla alakalı olarak mağdur ile suçlunun arasındaki etkilesimin belirli bir zaman ve mekandaki bir noktada (yerde) gerçekleseceği söylenebilir. Block ve Block bu çalışmalarında yer ve zaman olacak sekilde iki ayri kavrama ayirmistir. Veri sorunladi ve analiz brimine bagli olarak bu çalışma mekân kavramini yer kavramina karşilik olarak kullanmaktadır. Mekânın özellikleri aynı zamanda alan duzeyinde olup toplu yer ozelliklerini ifade etmektedir. Yer ve suç arasindaki iliski ve yerin suc uzerindeki etkisi Block ve Block tarafindan (1995:148) soyle açıklanmistir: yuksek suç potansiyeli tasiyan alanlar, uzerine ekleme ya da guclendirme yoluyla yüksek suc potansiyelli mekanlara zemin hazirlar. Buna karşılık yuksek suç potansiyeline sahip mekanlar; yuksek suç potansiyeli tasiyan yerlerin sınırları içinde onlari destekleyerek bağlamsal anlamda uygun bir ortam sağlayabilir."

1.2. Suçun Kavramsallaştırılması: Tanımlar ve Açıklamalar

Suç, kabul edilebilir olanın ne olmadığını ve neyin kabul edilmez olduğunu tanımlar. Sandywell (2009:39) "Suçla ilgili davranışların tipik olarak seçildiğini ve gösterge bilimsel olarak toplumsal sapmanın en tehdit edici ve istikrarsızlaştırıcı belirtileri arasında yer aldığını" iddia etmektedir. Suç esasen, yasaklanmış bir eylemin yapılmasıdır ya da bir devletin ceza kanununda öngörülen herhangi bir fiilinin ihmalidir. Bu bağlamda suç, suç faaliyeti niteliğindeki eylemlere ve uygun cezaya ilişkin farklı perspektifler olmasına rağmen, daha fazla ilgi kazanmaya devam etmektedir. Suç meseleleri, bazı araştırmacılarla birlikte zaman ve mekânda çarpıcı bir kapsam kazanmıştır (Clarke ve Cornish (2008) ve Brown ve diğerleri (2010)). Suçu varsaymak göreceli bir olgudur, birleştirici bir olgu değildir. Henry ve Lanier (2001:7) "bir yerde ve zamanda, herhangi bir kültürde ya da lokasyonda suç sayılan şeylerin başka bir zamanda, başka bir kültürde ya da caddenin karşısında cezai olarak kabul

9 edilemeyeceğini" iddia etmiştir. Psiko-sosyo-çevresel özellikleri birleştiren Cusson (1983), intikam, öfke, ekonomik ve duygusal motivasyon gibi faktörleri bazı "tetikleyiciler" in suçu aktive edebileceğini vurgulamıştır. Wilson ve Herrnstein (1985:22) neo-klasik bir yorumdan, tecavüz, ensest, soygun ve cinayet gibi kötü insan davranışlarının tüm toplumlarda ve tüm tarihsel dönemlerde ahlaki duygularla kınanmış olduğunu belirtmektedir. Resmi kanunun evrenselliği, bazı durumlarda suçun tanımlanması ve oluşturulmasında çelişkili olabilir. Örneğin, Amerika 1920’li ve 1930'lu yıllarda, alkol tüketiminin önce suç sayılmasına sonraysa serbest bırakılmasına karar vermiştir (Watts ve diğerleri, 2008). Ayrıca, tarihsel üzerine eleştirel bir bakış, suç ve suçluluk konusundaki kanunun değişen zeminini de sağlar. Tüm ülkeler veya devletler, davranışları farklılaştıran, cezai veya başka bir şekilde davranan kanunları yasalaştırmıştır. Bu kanunlar, ülkedeki bireylerin kendi yaşamlarını yürütüp izledikleri standartlar olarak sunulmaktadır. Bir toplumda kültürel faktörler, toplumsal bir değer olarak büyük öneme sahiptir ve temelde neyin kabul edilebilir olduğunun belirlenmesinde hayati bir rol oynamaktadır. Örneğin McDonald (1893), hırsızlığın Asya Moğolları arasında cinayetten daha ciddi bir suç olarak değerlendirildiğini belirtmiştir. Orta çağda Fijis, hırsızlığı suikasttan daha büyük suçlardan biri olarak görümüştür. Manou'nun yasası cinayeti bir müşterinin aldatmacasına kıyasla ikincil ve daha küçük bir suç olarak görülmüştür (McDonald, 1893). Bazı eski vahşi kabileler, aşırı nüfusun kontrol edilmesi için araç olarak cinayeti doğal yollara karşı haklı çıkarmaya bile çalışmıştır. Güney Pasifik'te düzinelerce adanın ve tarihinin belli bir döneminde Fransız topraklarında bulunan Yeni Kaledonyalılar’ın kültürleri, hasta ve yaşlıların öldürülmesine “izin vermiştir” (McDonald, 1893). Diğer yandan ahlaki problemler, farklı talep, çıkar ve değerlerin çatıştığı adalete dair problemler olup bu problemler aynı zamanda suçunda problemlerini oluşturur. Örneğin, diğer düşünce okullarının ensest olarak savunabileceği kardeşler arasındaki evlilik, Eski Mısır'da kanuni kabul edilmiştir (Boswell 1994). Bununla birlikte, Michael ve Mortiner (1933), suçun ahlaka dayalı tanımlanmasının 'hassasiyet' ve 'berraklık' olmadığını savunmuştur. Bartol ve Bartol (2005), suçun mahkûmiyet üzerine çeşitli cezalarının bulunduğu kanunları ihlal eden herhangi bir davranış olduğu konusunda ısrar edmektedir.

10

Neyin suç teşkil ettiğine ilişkin belirli yasal istisnalara rağmen, Gana Cumhuriyetinin 1960 tarihli Ceza Kanununun (Kanun 29), 1. Bölümü, suçu ‘'ölümle cezalandırılmış herhangi bir eylem ya da hapis cezası'’ olarak tanımlar. Suçlu kabul edilen herhangi bir kişinin suçtan muaf olması ve muafiyetle hiçbir ilişkisinin olmaması durumunda yasalar tarafından cezalandırılabilir. Gana Cumhuriyetinin 1960 tarihli Ceza Kanunu (Kanun 29) tarafından cinayet, hukuka aykırı savaş, soykırım, adam öldürme, intihar, kürtaj ve suça teşebbüs sayılan bazı suçlardandır. Bununla birlikte, 2012 tarihli Ceza (Değişiklik) Kanunu, zorla ortadan kaybolma, patlayıcı maddelerin yasadışı ticareti, insanların organlarının kanunsuz biçimde ticareti, cinsel istismar, ateşli silahların ve mühimmatın kanunsuz biçimde kullanılması, örgütlü bir suç grubuna katılmak ve haraç almak suç sayılmaktadır. Suçluluk, doğasına ve yaygınlık durumuna bakılmaksızın topluma ve genel olarak ulusa felaket etkisi getirmektedir. Olumsuz etkiler, mülkiyetin tahrip edilmesi ve kaybedilmesi, masum hayatların kaybı, korku ve panik, güvenlik tehdidi, bütçe kısıtlamaları ve daha pek çok şeyden oluşur. Sözü edilen suçlar, evde, işyerlerinde, sosyal alanlarda, okullarda olmak üzere herhangi bir yerde meydana gelir. Soygun, hırsızlık, sanal dolandırıcılık, seri cinayet, araba soyma, tecavüz, aile içi şiddet, çocuk istismarı ve yasadışı mayınlama diğerlerinin yanında meydana gelen suçlardır.

1.3. Suçun Mekansallaşması

Klasik kriminoloji düşüncesinde, "yer"i suç yaratıcı faaliyetlerin önemli bir belirleyicisi olarak algılamak tam olarak savunulamaz. Aslında "yer" klasik suç kavramlaştırmada özerkliğe sahip değildir. Kriminolojinin kurucusu olarak görülen Cesare Lombroso gibi öncü düşünürler, insanın doğasında olan fizyolojik ve psikososyal özelliklerine ve bu sapkın davranışlara uygulanan muamelelerin suç davranışı olduğunu savunurlar (Lombroso, 1876). Bir başka önemli yazar olan Arthur McDonald, kriminoloji üzerine yazdığı 1893 tarihli kitabında şunları yazdı: Kriminoloji çalışmaları bireysel suçluların; toplum üyeleri ve ırk olarak soruşturulmasına yönlendirilmelidir. Suçu işlerken bulunduğu ortam ve sahip olunan psikoloji sayesinde en önemli sonuçlara ulaşılabiliyor. Özellikle suç anında içerisinde bulunduğu duygu ve düşünceler bize gerçek koşulların çoğunu gösteriyor (1893:172).

11

Suç araştırmalarında mekansallaştırma açıkça 'yer' üzerine odaklanmıştır. (Sherman, 1995; Weisburd ve Green 1995; Weisburd ve McEwen, 1997; Wortley ve Mazerolle, 2008).

1.3.1. Kısa Bir Zamansal Öncül

Boşlukta suç oluşmaz. Bazı kısıtlayıcı faktörler mekansal olarak suç davranışı modellerini açıklamaktadır. Suç dağılımında coğrafyaya olan ihtiyacı ayrıntılı olarak araştıran araştırmacılar sayısız mekansal ilişkileri kaydetmiştir (Chainey & Ratcliffe, 2005; Weisburd ve diğerleri 2009). Suçun mekansal perspektifi, 19. yüzyılın başlarında Belçikalı Edouard Ducp'etiaux (1827), Adriano Balbi ve Andre-Michel Guerry (1829) ilk çalışmalar olarak ortaya çıktmıştır. Balbi ve Guerry (1829), özellikle suçların Fransız idari alanlarında çeşitlilik gösterdiğini tespit ettmişlerdir. Ayrıca, eğitim seviyeleri ile suç verileri karşılaştırılarak, suç yaygınlığının eğitim seviyeleri ile yüksek oranda ilişkili olduğunu keşfettmişlerdir. Bu, daha yüksek eğitim düzeyine sahip olan bölgelerde daha fazla mülk suçunun meydana geldiğini göstermiştir (Balbi ve Guerry 1829; Kenwitz 1987; Weisburd ve diğerleri 2009). Suç ve yer arasındaki ilişki, Fransa çapındaki suç değişimi analizine dayanan Lambert Adolphe Quetelet'in (1831) çalışmasında da örneklenmiştir (Weisburd ve diğerleri 2009; Anselin ve diğerleri, 2000). 19. yüzyıldaki diğer önemli eserler, İngiltere'de (Greg, 1839; Rawson, 1839; Fletcher, 1850; Glyde, 1856; Mayhew, 1865; Symons, 1857) gerçekleştirilmiştir. Yer ve suçun ayrılmaz bir biçimde bağlantılı olduğu fikri, eserler ile "Chicago Okulu" tarafından 20. yüzyılda (Weisburd ve diğerleri, 2009) değer kazanmıştır (Burgess, 1925/1967; Park, 1925/1967; Thrasher, 1927; Shaw and McKay, 1942/1969). Chicago Okulu'nun çalışmaları, Sosyal Dağılım Teorisinin ortaya çıkması ve teorinin suçla olan ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Teori, "grubun bireysel üyelerine mevcut toplumsal davranış kurallarının etkisinin azalmasını" önermektedir (Thomas, 1966:3). Shaw ve McKay (1942), özellikle, çocuk suçluluğunun nedenlerini saptamak suretiyle, Amerika Birleşik Devletleri şehirlerinde suçların bazı önemli araştırmalarını yapmışlardır. Shaw ve McKay (1942), Amerika Birleşik Devletleri'ndeki bazı şehirler arasındaki çocuk suçluluğunun dağılımını göstermek için görsel incelemelere ve elle düzenleme yöntemlere başvurmuştur. Özellikle Philadelphia'da, 5.859 çocuk suçunun

12

dağılımını harita üzerinde göstermek için noktalar kullanmışlar. Şekiller ile suçluluk oranlarının geçiş bölgelerine göre değişiklik gösterdiğini ifade etmişlerdir. Yazarlar, geçiş dönemindeki belirli bölgelerin istikrarlı ve yüksek bir suç oranı olduğunu tespit ettmişler bunun sebebini de farklı göç dalgalarına bağlamışlardır. Dolayısıyla sorular şunlardır: Geçici suç oranları oluşturabilecek geçiş dönemindeki bölgenin özellikleri nedir? Nedensellik arasında nüfus heterojenliği, geçici nüfus, fiziksel bozulma ve yoksulluk/eşitsizlik sayılabilir. Bu ekolojik özellikler neden yüksek suç oranlarına yol açabilir? Suç oranları neden geçiş bölgesinde istikrarlıdır? Sosyal düzensizlik ve gayriresmi sosyal kontrol eksikliği ile ilişkili olabilir mi?

Tablo 1: Suç Teorileri

Teorik Perspektif Türler Önemli Etkileyiciler Biyolojik teoriler - Gelişimsel yaşam seyri teorisi Della Porte (1535–1615). Franz Joseph Gall (1758–1828). Johann Kaspar Lavater - Biyolojik pozitivizm- Frenoloji (1741–1801). Cesare Lombroso (1835- 1909). William Sheldon (1898-1977)

Psikolojik teoriler - Bilişsel davranışçı teori Hans Eysenck (1916-1997). Sigmund Freud (1856–1939). Ivan Pavlov (1849– - Psikodinamik teoriler 1936). Yochelson and Samenow (1976). - Davranışçı teori Cornish and Clarke (1987) - Medya saldırganlık teoriler Sosyolojik teoriler - Toplumsal Dağılım teorisi Cesare Beccaria (1738- 1794). Jeremy Bentham (1748-1832). Emile Durkheim -Anomie/Strain teorisi (1858-1917). Robert Park (1864 – 1944). - Diferansiyel Dernek teorisi Ernest Burgess (1886 –1966). Clifford Shaw and Henry D. McKay (1942). - Sosyal Kontrol teorisi Robert Merton (1910 –2003). Albert - Alt kültürel teorisi Cohen (1955). Travis Hirschi (1935 – 2017). David Matza and Gresham Sykes - Etkileşimci teorisi (1957). Edwin Sutherland (1883–1950). Richard Cloward and Lloyd Ohlin (1960). - Çatışma ve Marksist tabanlı James Q. Wilson (1975) and Charles teoriler Murray (1990). Thrasher, F.M. (1927) Coğrafi teoriler (Mikro ve - Rutin etkinlik teorisi Brantingham and Brantingham, makro analiz birimleri) 1975,1977, 1981,1993). Cornish and - Rasyonel seçim teorisi Clarke (1986). Clarke, (1980). (Cohen

- Durumsal suç önleme perspektifi and Felson, 1979; Felson, 1986, 1994). Guerry, A (1829). Quetelet, A.J. (1831) - Suç modeli teorisi

Kaynak: Marsh ve Değerleri, (2006)

Açıkçası tüm bilim adamları, sosyal bozulmayı savunanlar tarafından ortaya atılan itirazları kabul etmemektedir. Örneğin Hirschi’nin çalışması (1969) ve Burgess

13 ile Akers’in (1968) çalışmaları, mahallelerin gerçekten düzensiz olup olmadığını ve 'Chicago’ya özgü' düzeyde ölçümlerin her zaman kullanılıp kullanılmadığını göstermektedir. Sampson ve Groves (1989), coğrafi özellikler, sosyal kontrol, nüfus yoğunluğu, sokak denetimi ve yoksulluk/eşitsizlik, kolektif etkinlik, boşanma oranları, tek ebeveynler ve arkadaşlık ağları ile korelasyonların çok karmaşık olduğunu inceleyerek tespit etmiştir.

1.3.2. Fırsat Teorileri: Kısa Bir Bakış

Marwah (2006), aşağıdaki perspektifi sunarak kriminoloji araştırmasının teorik eğilimlerini sorgulamıştır: Mikro teoriler, suçun kalıplaşmasını etkileyen fiziksel olmayan ortamları görmezden gelir. Makro kuramlar, doğal olarak toplumun ve üyelerinin organizasyonu ve bu tür organizasyonun insan davranışı üzerindeki etkileri ile ilgilenir (Marwah, 2006:6). Boba ve Price, (2002), suç üreten faktörlerin anlaşılmasında teorinin önemli olduğunu vurgulamışlardır (Cohen ve Felson 1979). Durumsal suç önleme (Clarke 1983, 1997), rasyonel seçim teorisi (Clarke ve Cornish 1985) ve çevre kriminolojisi gibi fırsat teorilerinin ortaya çıkışı (Brantingham ve Brantingham 1981), kriminoloji araştırmalarında ana odak noktalarından biri olma derecesine kadar diğer tüm bakış açısını gittikçe gözardı etmiştir. Wortley ve Mazerolle de (2008) (Brantingham ve Brantingham 1991: 2), “Çevre kriminolojisi, suç olaylarının, suçlular, mağdurlar veya suç oluşturan hedefler ile belirli zamanlarda ve mekanlardaki belirli yasalar arasındaki birleşim olarak anlaşılması gerektiğini’’ savunuyor. Cullen (1983), hem kriminolojik hem de sosyolojik teorilerin savunucularının suç oranını açıklamakta çevre ekolojisi perspektifine ihtiyaç duyulduğunu vurgulamışlardır. Örneğin, zayıf sokak aydınlatması, zayıf gözetimi içeren çevresel zayıflıklar olmaksızın; birçok suçlu asla suç işlemeye teşvik edilmeyecektir (Weisburd ve diğerleri 2004). Mevcut çalışmalar, suçun analiz birimi ne olursa olsun yer ve zamanda değiştiğini belirlemiştir. Bu öncül ve belirtilen hedeflere dayanarak, bu araştırma Brantingham ve Brantingham (1993) tarafından önerilen suç model teorisini benimsemiştir. Suç teorisinin bu çalışmada kullanılmasının gerekçesi, rasyonel seçim teorisi ve rutin etkinlik teorisini bir araya getirdiği gerçeğine dayanmaktadır.

14

Rutin etkinlik teorisinin savunucuları (Cohen ve Felson, 1979); insanların gündelik hayatın olağan faaliyetlerine, örneğin okula giderken, işe gidip gelmek üzere yola çıktıklarında, markete, spor salonuna ve diğer sosyal etkinliklere ve toplantılara katıldıklarına mağduriyet ve suça maruz kalma riskinin olduğunu belirtmişlerdir. Giddens (1984), Evans ve diğerleri (1992), suçla ilgili rutinleştirilen bir faaliyeti, bilinçli ve devam eden bir süreç olarak ve sosyal yaşamın sürekliliğinin "yapının ikiliği" nin "birincil ifadesi" olarak nitelendirirler. Cohen ve Felson (1979), teoriyi 1960-1975 yılları arasındaki yüksek konut hırsızlığı oranını açıklamak için kullandılar. Cohen ve Felson, teorilerini birbirine bağlı üç etmene dayandırmaktadır: (1) motive olmuş bir suçlunun varlığı (2) bir hedef ve (3) hırsızlık ve maddi suç vakalarında vasinin bulunmaması. 'Hedef' ve 'vasi' gibi çekirdek terimlerin kullanımı bu nedenle belirsizdir ve bazen bazı araştırmacılar tarafından uygunsuz bir şekilde kullanılmaktadır (Felson, 2008). Teori, teknolojideki ilerlemeleri ve kadının iş gücüne katılımını, ele geçirmek için değerli eşyalar bulunduğunu ima ettiğini ve evlerin korunmasız olabileceğini düşündürmektedir (Felson, 2008; Wortley ve Mazerolle, 2008). Rutin etkinlik teorisi, suç analizinin mikro yer birimi anlayışı açısından daha uygun görülmektedir. Bu, kayda değer sayıda küçük-mikro düzeyde analiz ile örneklendirilmiştir (Groff ve değerleri, 2005). Suçluların bıraktığı mağduriyet, suçun öngörülmesi ve büyük olasılıkla önlenmesine rehberlik etmektedir (Rossmo ve Rombouts, 2008). Öte yandan rasyonel (akılcı) seçim teorisi, suçlunun merkezindedir. Teori, suçluların kendi hedeflerini seçme süreçlerini anlatmaktadır. Rasyonel seçim teorisi, esasen suçlunun karar verme sürecidir. Clarke ve Cornish'a göre teori (2008:21); ‘'suçluların ve potansiyel suçluların arzularını, tercihlerini, bu tercihlerin nedenlerini, çağdaş fırsatlar ve kriminal davranışları üretmek, güçlendirmek ve bazen azaltmak için kısıtlamalarla sürekli olarak etkileşimde bulunur’'. Suçun gerçekleşmesi için Clarke ve Cornish (1985) iki karar verme faktörünün etkileşimine dikkat çekmiştir: (1) suça girişim hakkındaki karar (2) yer hakkında karar. Suçluların suç işlemeye yönelik isteği ve kararı, suç faaliyetinin doğuracağı maliyet yerine, faydaya bağlıdır. Özünde, suçtan vazgeçme suçluların suç teşebbüsündeki başarısına veya başarısızlığına bağlıdır. Clarke ve Cornish'a (2008) göre, rahatsız edici faydalar, bir duyu denetiminin ve muhtemelen intikam duygusunun harekete geçirilmesi, maddi malların peşinde

15 olunması, para ve bazen sadece heyecan verici ve tatmin edici 'olağan insani güdüleri tatmin etme' arzusunu içermektedir. Clarke ve Cornish (2008) bu yüzden, çevrenin hem suçun nedeninin kaynağını hem de suçların azaltılmasına yaradığını ileri sürmektedir. Rasyonel seçim teorisi ise mülkiyet suçunun kişiler arası suç üzerinde güvenilir olması ve aşırı kavramsallaştırılması nedeniyle Wortley tarafından eleştirilmektedir (2008). Clarke'ın (1983) durumsal suç önleme perspektifi aynı zamanda mikro düzeyde coğrafya analizlere dayanmaktadır (Wortley ve Mazerolle, 2008). Clarke, suçu önlemek için belirli kategorilerdeki suçları ve "net durumsal dinamikleri" kapsamlı bir şekilde anlayabilmek için sağlam bir inceleme önermektedir (Wortley ve Mazerolle, 2008). Teori, suç işleme fırsatlarını ve cazibesini azaltacak "mekanların" tasarlanmasını önermektedir. Clarke ve Cornish (1983), durumsal suç önleme teorisine gözle görülür ampirik katkılar sağlamak için (Ekblom, 1995; Tunnell, 1992; Hesseling, 1994; Weisburd ve diğerleri, 2007; Smith ve diğerleri, 2002) yapılan çalışmaların farkına varmıştır. Brantingham ve Brantingham (1984), suç modeli kuramını kavramsallaştırmada, mekansal-suç ilişkisini daha genel bir şekilde ortaya koymuşlardır. Brantingham ve Brantingham'ın suç çerçevesi, hiçbir suçlamanın rastlantısal olmadığını vurgulamaktadır: 'Suçlar zaman, mekân ya da toplumda rastlantısal ya da tekdüze oluşmaz. Suçlar mahallede, sosyal gruplar arasında, bir kişinin günlük faaliyetleri sırasında, bir kişinin yaşam süresi boyunca rastgele ya da tekdüze ortaya çıkmaz (Brantingham ve Brantingham, 2008:79). Teori, suç mahallerinin etkin ve etkin olmayan noktaların varlığının yanı sıra, suçlu ve potansiyel suçlular tarafından suç yerlerinin mekansal farkındalığına değinmektedirler (Brantingham ve Brantingham, 1984; 1993; 2008). Bu bağlamda mekansal farkındalık, suçlunun iç ve dış dünyasını inceler (Rossmo ve Rombouts, 2008). Suça maruz kalma noktaları belirli sosyo-ekonomik ve arazi kullanım ortamlarında kendini gösterir (Anselin ve diğerleri, 2008). Sherman ve diğerleri (1989) ve Cohen ve diğerleri (1993), özel suç türleri ile lokanta ve dinlenme tesisleri, faal olmayan ticari işletmeler, barlar gibi yer kullanım değişkenleri, herhangi bir işte çalışmayan kadınların bulunduğu binalarda ve mahalleler arasında güçlü bir korelasyon bulmuşlardır. Risk altındaki nüfus ve mağduriyet oranı, etkin nokta kavramının faaliyete geçirilmesini belirler. Mekansal teknolojilerdeki gelişmeler; adres

16 sistemlerinde ve genel olarak mekansal verilerin geliştirilmesiyle, dünyadaki gelişmekte olan şehirlerde suçla ilgili sıcak noktaların etkili bir şekilde tespit edilmesi sağlanmıştır. Sokaklar, bloklar, nüfus sayımı alanları ve mahalleler gibi çeşitli mekansal üniteler suçun sıcak noktalarını etkileyebilecek orantısız demografik özellikler üretmektedir. Anselin ve diğerlerine göre görünen sonuç; 'Coğrafi bir alanda cezai olayların yoğunlaşması, etkin bir noktayı temsil edebilir, çünkü cezai mağduriyet olasılığı başka yerlerde olduğundan daha çarpıcı derecede yüksektir veya daha fazla sayıda insan bu bölgede yaşamaktadır' (2008:103). Küreselleşmenin ve kentleşmenin etkisine rağmen, Gana derin kültüre sahip geleneksel bir toplumdur. Sosyal normların ve değerlerin bu unsurları, suç ve 'kontrol' için belirsizdir. Bu araştırma aynı zamanda suçun Gana'daki yer ve zamanda dağıtıldığı temel, sosyal ve ekonomik bağlamı açıklamak için Merton'un (1938) kuralsızlık ve fırsat yapısı paradigmasını kullanmaktadır. Çalışma, kültürel ve toplumsal yapıya uyarlanması, sonuçta suç ve sapma üzerinde nihai sonucu olan Merton bakış açısını kullanmaya yönelmiştir.

1.4. Kavramsal Çerçeve

Sorunun karmaşıklığı nedeniyle çalışma, suç dağılımını ve sosyo-ekonomik bağlamı kavramsallaştırmak için makro düzeyde bir alansal model kullanılmıştır. Çalışma, coğrafya faktörler ile makro düzeyde olan faktörler arasındaki karşılıklı ve ters ilişki kavramına dayanmaktadır. Ayrıca hem çevresel ekoloji hem de sosyolojik teorileri içermekte ve makro düzeyde suça ilişkin bir açıklama getirmektedir. Çalışmanın merkezinin temel varsayımı, farklı toplumsal grupların ve coğrafi faktörlerin sistematik etkileşimi üzerine odaklanmaktadır.

17

Şekil 1:Kavramsal Çerçeve (Kaynak: Richerson et al. 2001)

1.5. Suç Haritalaması

Haritalama için ilerideki bir yönerge, zaman içindeki suçun mekansal dağılımındaki değişiklikleri izleyen dinamik bir analizin parçası olarak kullanımındaki artış olacaktır. Bu, yalnızca belirli mülklerin veya bölgelerin suç riskinin zaman içinde nasıl değiştiğini izlemekle kalmaz, aynı zamanda bu değişiklikleri bölgedeki suç önleme müdahaleleriyle ilişkilendirmede de önemlidir (Bowers and Hirschfield, 2001: 6). Sayısal haritalama teknolojisinin temelleri, 1970'lerde sayım bürosunda bilgisayar teknolojisinin gelişimine bağlı olarak başlamıştır. Suçu dijital bilgi ile haritalamak için o zamanlar yapılan girişimler, teknolojik ve veri sınırlamaları tarafından önemli ölçüde engellenmiştir (Weisburd & McEwen, 1997). Diğer dezavantajlar ise, organizasyon meselelerdir (Openshaw ve diğerleri, 1994). Dijital adresleri bir haritada noktalara dönüştürme yeteneği bulunmamaktadır (Harries, 1999; Ratcliffe, 2001). Günümüzde bu engeller ele alınmakta ve teknolojik sınırlamalar geçmişin bir parçası haline gelmektedir.

18

Coğrafi Bilgi Sistemleri'nin (CBS) gelişmesiyle kolaylaştırılan suç haritalaması, suç analizini yeniden şekillendirmekte ve kolluk kuvvetlerine yardımcı olmaktadır (Dunworth ve diğerleri, 1998; La Vigne and Groff, 2001; Mamalian and La Vigne, 1999; Suç Haritalama Laboratuvarı, Polis bürosu 2000; Taylor ve diğerleri 2007; Ratcliffe, 2010; Clarke 2004; Bowers ve Johnson 2003; Weisburd ve diğerleri, 2006). Suç haritalaması, son kullanıcının tümevarım ve tümdengelim deneyimini yansıtmaktadır (Bowers ve Hirschfield, 2001). Haritalar, suçların ya da suçların yoğunlaştığı alanların tespit edilmesinde ve görüntülenmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır (Groff ve La Vigne, 2001/2002; Chainey, 2001). Bazı durumlarda, polis birimlerindeki politika yapıcıları suç davranış kalıplarındaki eğilimleri incelemek için karmaşık haritalar kullanabilmektedir (Weisburd ve Lum, 2005; Ratcliffe, 2004). Araştırmacılar, suç haritalamasının özünü, etkin noktaları ve etkili suç önleme yöntemlerini belirlemenin bir öncüsü olarak görmüşlerdir (Anselin ve diğerleri, 2008). Coğrafi Bilgi Sistemleri, mekansal verilerin nokta, çizgi veya poligon biçiminde toplanmasını ve depolanmasını kolaylaştırır (Chainey ve Ratcliffe, 2005). Noktalar; okulları, hastaneleri veya suç oluşumları gibi yerleri belirlemek için kullanılır. Çizgiler; caddeleri, rotaları veya demiryollarını temsil etmek için kullanılır. Alan ve bölgeleri göstermek için poligonler kullanılır (Ratcliffe, 2010). Tüm bunlarla birlikte, nitelik bilgisi yoksa haritalama sisteminin yüzeysel bir değeri yoktur. Öznitelik bilgileri bir tablo biçiminde Coğrafi Bilgi Sistemlerinde saklanırken, bir dizi doğru mekansal veriyle bağlantısını sürdürür. Örneğin, harita üzerindeki bir nokta bir soygun yerini gösterebilirken, ilişkili nitelik bilgileri suç türünü, geçici boyutunu, çalınan maddi değeri ve polis biriminin özelliklerini listeleyecektir. Öznitelik verilerini arama ve filtreleme özelliği, örneğin bir saldırıyı veya bir aracın modelinin çalınmasını (Ratcliffe, 2004) gösteren suç analistine önemli bir bilgi sağlar. Ek olarak, ilk şart olan veri kalitesi olmaksızın mekansal analiz hatalarla donatılmış olacak ve anlamsız hale gelecektir. Suç işlemi veya olayları coğrafi kodlama adı verilen bir süreç tarafından eşleştirilmektedir. Coğrafi kodlama, yer adları sözlüğü veya bilgisayar algoritması olarak bilinen eşleşen adreslerin bir veritabanını kullanarak adres konumu yorumlar. Uygun bir sokak çizgisi segmenti veya yolu, ilgili sokak adresi uygun bir sayı aralığı veya sokak adı ile tanımlanır. Bunun gerçekleşmesi için konum önceden eşlenmiş

19 olabilir. Neyse ki, gelişmiş ülkelerde bu veriler her zaman mevcuttur. Bu işlem başarılı olduğunda, sonuç coğrafi koordinatında (x, y) bulunur. Bu, suçu göstermeye ve diğer mekansal verileri bağlamaya yardımcı olur (Ratcliffe, 2001).

1.6. Gana’nın Coğrafyası

Gana, Kuzey'de Burkina Faso, Doğu'da Togo, Batı'da Fildişi Sahili ve Gine Körfezi ile Güney'de Atlas Okyanusu ile sınırlanan Batı Afrika ülkesidir. Gana'nın 4°45'K ve 11°K enlemleri ve 1°15'D ve 3°15'B boylamlarında yer almaktadır. Gocking'e (2005) göre Gana, 238.540 kilometrekarelik bir alana sahip sekizinci en büyük Batı Afrika ülkesidir. Topoğrafyanın doğası genel olarak düşük seviyeli ve yüzde 1'den daha az eğimli dalgalanma halindedir (FAO, 2005). Gana'nın beş farklı coğrafi bölgesi vardır: düşük ovalar, Ashanti yaylaları, Akwapim-Togo dağ sıraları, yüksek ovalar ve Volta havzası. Gana'nın Batı Afrika Musonundan etkilenen bir tropikal iklimi vardır (McSweeney ve diğerleri, 2010; Gocking, 2005). İki ana mevsim vardır; Mayıs-Kasım ayları arasında nemli mevsim ve Aralık-Mart ayları arasında kurak mevsim. FAO'ya (2005) göre, iklimin temelinde altı tarım ekolojisi olan bölge vardır: Toplam alanın %3'ünü oluşturan yağmur ormanları, geçiş bölgesi (%28), yaprak döken ormanlar (%3), Gine savanı (%63), kıyı savan (%2) ve Sudan savanı (%1) oluşturmaktadır. Bu tarımsal-ekolojik bölgelerde üretilen başlıca ürünler arasında; mısır, kök, sinir otu, akdarı, sorgum ve börülce yer almaktadır (FAO, 2005).

20

Harita 1: Gana’nın Vejetasyon Haritası (Kaynak: Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırması) (2016)

21

Harita 2: Gana’nın Ekolojik Bölge ve Topografya Haritası (Kaynak: Amerika Birleşik Devletleri Jeolojik Araştırması) (2016)

22

1.6.1. Siyasi ve Ekonomik Bağlam

"Bu yeni bağımsızlığını kazanan ulus adını, Batı Afrika'nın Sudan Bölgesi'nde (Savanna ve Sahel'in birleşimi) modern Gana'nın beş ila on üçüncü yüz yıllar arasında birkaç yüz mil uzakta bulunan büyük Sudan İmparatorluğu'ndan almıştır" (Gocking, 2005: 1). Gana, resmi olarak Altın Sahili, iyi savaşılan bir mücadeleden sonra 1957'de İngilizlerden bağımsızlığını kazanmıştır (Aning ve diğerleri, 2013). Ülke, suçluluk seviyesini etkileyebilecek önemli siyasi, ekonomik ve kültürel dönüşüm geçirmiştir. Araştırmacılar Appiahene-Gyamfi, (2002); Boakye, (2009); ve Tankebe, (2008), Gana'da liberal demokrasiye ilişkin önemli değişikliklerin şiddet içeren yüksek suç oranları ile sonuçlandığını savunmaktadır. Appiahene-Gyamfi (1998), Geçici Ulusal Savunma Konseyi (PNDC) tarafından düzenlenen 1981 siyasi devriminin, özellikle de Akra ve diğer büyük şehir merkezlerinde soygun ve cinayet olaylarında artışa neden olan toplumsal huzursuzluk, ekonomik ve siyasi istikrarsızlık ile sonuçlandığını savunmaktadır. Bu belirleyici dönem, zayıf yönetim sistemi, devletin askeri rejimi, devlet ve kurumsal kapasitenin kaybedilmesine de tanıklık etmiştir (Hutchful, 2003). Tettey ve diğerleri (2003), 1970'lerin sonunda ve 1980'lerin başında yaşanan ekonomik kriz sırasında kentsel alanlarda yoksulluğun oldukça yaygın olduğunu savunarak bildirilen suç artışını açıklamaktadır (Appiahene-Gyamfi, 1998). Ekonomik faktörler (Debrah, 2008; Aryeetey ve Harrigan, 2000), Gana'nın bağımsızlık sonrası dönüşümü şekillendirmede çok önemli bir rol oynamıştır. Nkrumah hükümeti, ekonomik kalkınmaya öncülük etmek için yedi yıllık bir kalkınma planı başlatmıştır. Gana, sıklıkla yüksek istihdam üreticisi olarak kabul edilen imalat sektörünün yüksek GSYİH büyümesine katkıda bulunduğu 1950'li ve 1960'lı yıllarda nispeten yüksek bir ekonomik büyüme yaşamıştır (Aryeetey ve Kanbur, 2005). Gana'nın ekonomik yapısı imalat sektöründe istihdam edilen ve 1960-1970 yılları arasında büyüme motoru olarak kabul edilenlerin sayısı %60,9’a yükselmiştir (Ewusi, 1981). Aslında ekonomik kalkınma ve performans, diğer Sahra-altı Afrika ülkelerine kıyaslandığında nispeten daha yüksektir (Aryeetey ve Fosu, 2005; Aryeetey and Kanbur, 2005). Andrae'ye (1981) göre, bu dönemde Gana'da kişi başına düşen gelir, tropikal Afrika'daki en yüksek gelir arasında yer alıyordu. Ekonomik büyüme, ülkenin diğer bölgelerinden ve diğer komşu ülkelerden (1960 yılında ülkedeki yetişkin

23 nüfusun yaklaşık %10'u) ekonomik olarak hareketli, kentsel ve endüstriyel merkezlere geniş kapsamlı göç getirmiştir (Peil, 1972). Aynı dönemde endüstrileşme hızında ve seviyesinde görünür derecede dengesizlikler vardı (Ewusi, 1981). Özünde sanayileşme, 1969'dan itibaren brüt üretiminin %85,1'ini oluşturan Büyük Akra, Ashanti ve Batı bölgeleriyle istihdam yoğunlaşması olmak üzere üç özel bölgede yoğunlaşmıştır (Ewusi, 1981). Peil (1972), esasen Kuzey Gana ve Volta bölgelerinden gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunun istihdam arayışıyla Akra, Takoradi ve Kumasi kentlerine gittiklerini belirtmiştir. Hızlı ekonomik büyüme ne yazık ki 1970'lerde ciddi bir ekonomik düşüş meydana getirdi. GSYİH büyümesi, 1975'te %- 14'lük negatif büyümenin yaşandığı oranda gerilemiştir (Aryeetey ve Kanbur, 2005). Tettey ve diğerleri (2003:2), "1980'lerin başında ülke, yaygın açlık ve yoksulluk ile birlikte asıl ekonomik çöküşün eşiğine gelmekten kaçınmıştı" şeklinde ifade ederek, durumu sert bir şekilde dile getirmiştir. Ekonomik durgunluk, ekonominin tamamen bitmesini önlemek amacıyla 1980'lerde Yapısal Uyum Programı (SAP) olarak anılan ekonomik iyileştirme programlarının başlatılmasına neden olmuştur. Ekonomik istikrarlılık süresi, çeitli siyasi istikrarsızlık ve belirsizlik nedeniyle uzun sürmemiştir.

Şekil 2: 1965-2015 yılları arasında Gana'nın yıllık GSYİH Büyümesi (%). (Kaynak: Dünya Bankası, 2016) Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası tarafından desteklenen Ekonomik İyileştirme Programının kilit gereksinimi ve sonucu ticaret liberalizasyonu ve özelleştirmeydi (BTI, 2014). Yapısal Uyum Programı (SAP), bir maliyetle gelmiş olsa

24 da ekonomik büyümeyi yeniden canlandırdı. BTI'(Bertelsmann Dönüşüm İndeksi) ye (2014) göre, hükümet Yapısal Uyum Programı’ nı (SAP), o dönemde ne yazık ki yaygın olan şiddet ve baskıdan dolayı meydana gelecek olan tırmanmayı önlemek amacıyla yaklaşım olarak izledi. Stratejilerin uygulanması, ekonomide devlet harcama kontrolünü azalttı ve bu durum kamu sektöründe ve imalat sanayiindeki işlerde daralmaya neden oldu. İşsizlik, kamu sektörü çalışanları ve resmi olarak devlete ait sanayilerde istihdam edilen göçmenler arasında ayrıcalıklı hale geldi (Appiahene- Gyamfi, 1998). 1960'ların sonundan 1980'lere dek süren ekonomik gerileme döneminde siyasi krizin ve istikrarsızlığın ortaya çıktığını belirtmek de önemlidir. Bu istikrarsızlaşma dönemi, hükümet ve rejimlerin değişimi yoluyla belirgin bir zamanda kanun ve düzeni eritti. 1980'lerde yaşanan ekonomik krizden kısa bir süre içinde kurtulduktan sonra Gana, doksanlı yıllardan sonra bir kez daha ekonomik belirsizlik dönemine girmiştir. (Tettey ve diğerleri, 2003) Bununla birlikte, halen 1970'ler ve 1980'lerdeki istikrarsızlığın arkasındaki bir güdü olan işsizlik, toplumsal adaletsizlik, yoksulluk ve eşitsizliği giderme ya da azaltma çabaları yetersizdir. Nüfusun oldukça büyük bir bölümünün yoksulluk sınırının altında yaşadığına dair algılar hala devam etmektedir (Aryeetey ve Kanbur, 2005; Bigsten ve diğerleri, 2004; BTI, 2014). Ayrıca, birbirini izleyen hükümetler genellikle ekonomide büyümeyi hızlandırmak ve istihdam yaratmak için önemli yapısal değişiklikler uygulamakta başarısız olmuştur (Aryeetey ve McKay, 2004; Killick, 2000, 2005). Bu, Gana'nın 2007'de daha düşük bir orta gelir düzeyine ulaşmasına rağmen halen varlığını sürdürmektedir (GSS, 2015). Yoksulluk, kentsel alanlara kıyasla kırsal alanlarda oldukça köklü bir yapıdadır ve Kuzey bölgelerinin en yüksek yoksulluk oranına sahip olduğu görülmektedir (Aryeetey ve Kanbur, 2005). Yoksulluğun ve eşitsizliğin, düşmanlığa ve toplumsal parçalanmaya yol açtığını, böylece toplumun kendi dokusunu bozduğunu belirtmek önemlidir. Ekonomik ve toplumsal farklılıklar suç oluşturur, bu da iyi bilinen bir gerçektir. Araştırmalar, yoksulluk ve suç arasındaki bağlantıyı önemli ölçüde sağlamıştır. Oldukça yakın bir tarihte, Gana İstatistik Kurumu 2010 nüfusu ve konut sayımından elde edilen verileri ve 2012/2013 Gana Yaşam Standartları Araştırması'nı (GLSS6) kullanarak yoksulluğun Gana'daki dağılımı hakkında bilgi vermektedir (GSS, 2015). Bu mekansal görselleştirme prosedürü hem bölgesel hem de bölgenin

25

çeşitli düzeylerinde yoksulluğun ve eşitsizliğin hassas ve aşamalı olarak temsil edilmesini sağlamaktadır. Bu bağlamda yoksulluk ve eşitsizlik haritası, yoksulluk ve suç arasındaki ilişkinin açıklamasını sağlayacak ki bu da çalışmayla hemfikir olması konusunda oldukça önemlidir. Gana aynı zamanda çeşitli etnik ve dini grupların bir ülkesidir. Bu nedenle mümkün görünmese de açık bir şiddet eğilimi görülmektedir. Etnik ve dini haklara dayalı yaygın şiddet, bazı Afrika ülkeleri ve komşu ülkeler arasında görülmektedir (Aning ve diğerleri, 2013). Appiahene-Gyamfi (1998), bazı etnik gruplar arasındaki ara sıra ortaya çıkan kavgaları kabul etmesine rağmen, dinden ilham alan suçların oldukça nadir olduğunu savundu. Hükümetin ve paydaşların yoksulluk boşluğunu, diğer etmenlerin ve etnik grupların eşitsizliklerini gidermeye yönelik kaynakları harekete geçirmesi zorunludur.

1.7. Gana'da Suç Araştırması

Genel olarak kriminoloji araştırmaları ve özellikle Gana'daki suçların mekansal analizleri çocukluk çağındaki suçlarla başlamaktadır. Weinberg'in (1964) çocuk suçluluğuyla ilgili araştırması, Gana'daki ampirik kriminoloji araştırmaları için doğru başlangıç noktasıdır. Weinberg (1964), genişletilmiş aile sisteminin esas temelini sarsan kentleşmenin, Gana'nın kentsel bölgelerinde daha çekirdek odaklı bir aile yapısına neden olduğunu belirtmektedir. Geleneksel aile sistemindeki bu aksamaların kentsel alanlardaki gençler arasında sapma yarattığını belirtmektedir. Wireko-Brobby (2008), çocuk suçları öyküsü, Weinberg (1964) tarafından başlatılarak yeniden gözden geçirilmiştir. Geniş aile kontrolünün ve toplumsallığın etkisini ve gençlerin arasındaki devasa sapma davranışının sebebi olarak kentleşmenin rolünü yineleyerek Weinberg (1964) ile aynı sonuca varmıştır. Haskell & Yablonsky (1974) ve Shelley (1981) kentleşmenin rolünü; ailenin yapısını değiştirmede ve daha da önemlisi çocuk suçları için belirli imkanları tanımışlardır. Ancak, Appiahene-Gyamfi (1995, 1998, 2002, 2003a, 2003b, 2005, 2007, 2009 ve 2010), Gana'daki suçluluk ve özellikle davranış suçlarıyla ilgili daha sosyolojik eğilime rağmen çok şey öğrenilebileceği konusunda özlü çalışmalar yapmıştır. Örneğin, Appiahene-Gyamfi (2007), Akra'daki saldırı olaylarının ve davranışlarının modelleri, eğilimleri ve sosyo-mekansal dinamikleri inceleyerek,

26

Gana'daki kişilerarası şiddet suçunun karmaşıklığını etkili bir şekilde ele almıştır. Appiahene-Gyamfi’nin analizinden dört önemli sonuç çıkarılabilir: İlk olarak, geçici popülasyon ve rutin etkinlikler gibi mekansal belirleyiciler saldırgan davranışa neden olmuştur (Appiahene-Gyamfi, 2007). İkincisi, Appiahene-Gyamfi, miras, cenaze törenleri, konut yakınlığı, şerefle ilgili sorunlar, şakalar gibi bazı saldırı tetikleyicilerini tespit etmiştir. Üçüncüsü, mağdurların ve şüphelilerin profili, çoğunlukla işsiz olan ve genellikle 18 ila 34 yaşları arasındaki genç erkeklerdir. Dördüncü olarak suç egemenliğin zamansal dinamikleri açısından, Appiahene-Gyamfi (2007) saldırı vakalarının çoğunun sabah 6:00-9:00 ve öğleden sonra 5:00-7:00 arasında olduğunu tespit etmiştir. Suç analizinde, çevresel ekolojik düşünce okulunun giderek artan etkisine rağmen, Appiahene-Gyamfi'nin çalışmaları, ön koşul hareketi eşleme perspektifinden yoksun olduğu için dikkat çekici değildir. Adinkrah (2005), seçilen gazetelerden bildirilen cinayet vakalarının bağlam analizi ve yerel kolluk kuvveti üyeleri ile yarı yapılandırılmış ve derinlemesine görüşmeler sonucunda Gana'daki cinayetleri incelemiştir. Adinkrah (2005), soygun ve hırsızlık gibi suçlardan şüphelenilen veya suçlanan suçluların çoğunlukla ihtiyati cinayetlere maruz kaldığı sonucuna varmıştır. Analizde polis-sivil arasındaki yetersiz ilişkiyi, kaynak yetersizliği olan polis gücünü, halkın suçtan korkması ve Gana'da farkındalık hızına katkıda bulunan faktörlerden bazılarının suç oranında hızlı bir artış gösterdiği tespit edilmiştir (Adinkrah, 2005). Genç erkekler çoğunlukla, daha geniş bir işsizlik sorununun sonucu olarak tetikte olan cinayetlerin kurbanlarıdır (Gana Polis Servisi, 2003). Appiahene-Gyamfi (1998), Gana'daki şiddet suçunu araştırarak Geçici Ulusal Savunma Konseyi (PNDC) askeri rejimi tarafından kurulan Kamu Mahkemeleri tarafından soygunla suçlanan suçluların yüksek idamları da araştırmıştır. Brookman-Amissah ve diğerleri (2014), Akra'daki Dansoman Polis alt bölgesinde suçun mekansal dağılımını incelemek için suç haritalaması kullanmıştır. Çalışma ortamında saldırı, hasar, kirletme, dolandırıcılık, tecavüz, soygun, çalma ve yasadışı girişime neden olan suç olaylarını analiz etmek için çekirdek yoğunluk tahmini yöntemini mekansal istatistik yaklaşımında kullanmışlardır. Çalışmalarının bulguları, çalışma alanında seçilmiş suç kategorilerinin net bir mekansal varyasyonunu göstermiştir. Çalışma alanının en küçük bölgesi olan Mamprobi bölgesi, çekirdek yoğunluk tahmin yöntemine göre yüksek bir suç yoğunluğunu gösterdi.

27

Gana'daki suç araştırmalarında Coğrafi Bilgi Sistemi uygulaması oldukça sınırlıdır. Suç analizi ve önlemede Coğrafi Bilgi Sistemi uygulamasının aciliyeti üzerinde aşırı şekilde durulmamıştır. Gana Polis Teşkilatı gibi güvenlik kurumları, genellikle bir coğrafi-mekansal destek sistemini uygulamak için gerekli teknolojik ve lojistik altyapıya sahip değildir. Kısmen, alansal suç verileri toplamak ve gerekli sistemleri uygulamak için kaynak dağılımının düşük olmasından kaynaklanmaktadır. Buna rağmen, Andam- Akorful ve diğerleri (2010), suçlarla mücadele ve etkin polisliği artırmak için önlem olarak, güvenlik kurumları tarafından Coğrafi Bilgi Sistemlerinin benimsenmesini önermiştir. Owusu ve diğerlerinin daha yeni ve kalitatif bir çalışmasında (2016), artan güvenlik konusundaki hane halkı algısını değerlendirmiştir. Bu çalışma Gana'daki şehir içi suçları inceledi. Bulgular, Akra, Kumasi, Sekondi-Takoradi ve Tamale kentlerinde özel güvenlik şirketlerinin her yerde bulunmasının kilit faktörü olarak tanımlamıştır. Gana'da siber suç araştırması (Abugri, 2011; Danquah & Longe, 2011; Warner, 2011; Boateng ve diğerleri, 2010; Salifu, 2008; Duah and Kwabena, 2015) ve organize suç araştırması (Aning et al., 2013; Aning, 2012; Aning, 2011; Aning, 2009; Aning, 2007; Aning, 2005; Akyeampong, 2005; Shaw, 2001; Sertich and Heemskerk, 2011; Quaye and Coombs, 2011; United Nations Office for Drugs and Crime, 2005) konusu da giderek daha fazla ilgi görmektedir. "Sakawa" olarak bilinen siber suç, esas olarak Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BIT) devrinden sonra Gana'ya nüfuz ederek kentleşme, yüksek işsizlik ve internete kolay erişim gibi unsurlardan etkilenmiştir. Örneğin, Boateng ve diğerleri (2010), siber suçlarla mücadele konusunda paydaşların kaydettiği ilerlemeyi yakalamak için niteliksel yaklaşımı kullanmıştır. Analizler, siber suçu kısıtlamanın sorumluluğundaki birimlerin görevlerini incelemek ve görevlerini yerine getirmek için gerekli teknik becerilere sahip olmadığını bulmuştur (Boateng ve diğerleri, 2010). Havi (2014), çalışmasında Vektör Otoregresif (VAR) modelini kullanarak Gana'daki suçun ekonomik etkilerini incelemiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlar, Gana'daki suç oranınındaki genel bir düşüşünün ekonomik performansı artırmak için uzun zaman alacağını öne sürmektedir.

28

İKİNCİ BÖLÜM

METODOLOJİ

2.1. Araştırma ve Analiz Yöntemlerinin Belirlenmesi

2.1.1. Analiz konusu

Suç araştırmalarında 'Yer' in rolü, analiz konusuna oldukça bağlıdır (Brantingham ve Brantingham, 1991; Eck ve Weisburd 1995). Bu araştırmada bölgesel sınırlar analiz konusu olarak belirlenmiştir. Gana’da 10 bölge bulunmaktadır. Bu 10 bölge suç modellerinde bölgesel farklılıkların Gana'daki çeşitli coğrafi, sosyal ve kültürel ayrımlarda açıkça görüleceği varsayımına dayanarak örneklenmiştir. Bu anlamda analiz konusu, suç dağılımını mikro düzeyden ziyade makro olarak incelemektedir. Brantingham ve Brantingham (1991:21), 'makro analiz, belirli bir ülke ile ülkeler arası, il ile iller ya da şehirler arasındaki suç dağılımı çalışmalarını yahut bir eyaletin içindeki ilçeler ya da şehirler arasındaki çalışmaları içerir'. Eck ve Weisburd (1995) makro düzeyde çalışmaların daha geniş coğrafi konuları ve bunların toplam özelliklerini incelediklerini ileri sürmüşlerdir. Araştırmanın ilk amacı, ilçe idari sınırlarını kullanarak ilçe düzeyinde Gana'daki suç paterni dağılımını belirlemektir. Bununla birlikte, siyasi sınırlar ve Polis sınırları arasındaki yargı ve idari tutarsızlıklar nedeniyle, araştırma bölge sınırları için kararlaştırılmıştır. Eck ve Weisburd (1995), nüfus sayımı sınırlarının suç coğrafyalarını anlamada fiili bir ölçüm olduğunu iddia etmektedir. Bölgesel düzeyde Gana Polis Teşkilatı; Accra, Tema, Ashanti, Brong Ahafo, Volta, Doğu, Kuzey, Üst Doğu, Üst Batı, Orta, Batı bölgesi ve Demiryolları, Havaalanları ve Limanlar olmak üzere on iki idari bölgeye ayrılmaktadır. Bu bölgesel komuta merkezleri, çeşitli bölge ve ilçe komutanlıklarının yönetimini denetlemektedir. Ayrıca, Gana Polis Teşkilatının bölge sınırları, Gana'nın geleneksel siyasi bölge sınırlarından önemli derecede farklılaşmakta olduğundan suç haritalama ve varyasyonların karşılaştırılması sorununu ortaya çıkmaktadır.

29

Tablo 2: Gana'da Siyasi ve İlçe Bölgeler

İdari Birimler Siyasal İdare Sayısı Polis İdaresi Sayısı Bölgeler 10 12 İlçeler 216 179 (Kaynak: Gana İstatistik Kurumu, Gana Polis Kurumu)

1970 Polis Hizmet Kanunu, içerisinde yer alan Gana Polis Teşkilatının ana görevleri can ve malın korunması, suçu önleme ve tespit etme, suçluları yakalama ve tutuklama, kanun ve düzeni korumaktır. Bu ve diğer faktörler, kolluk kuvvetleri ve yönetimi için artan talebi etkili bir şekilde sağlamak için seçim bölgesi haritalarının ve sınırlarının yeniden toplanmasına neden olmuştur. Analiz problemi birimi için bir temel oluşturan polis hizmet sunumu ve imar planında dört ana gösterge birbiriyle etkileşime girmektedir. Bu faktörler aşağıdaki gibidir:  Yerin büyüklüğü (arazi alanı, ilçe büyüklüğü, seçim bölgesi boyutu)  Bölgedeki ekonomik faaliyetler  Bölgedeki nüfus (nüfus büyüklüğü konusunda standart bir protokol bulunmamaktadır)  Suç oranı ve örüntüleri (bölgede işlenen suçun niteliği) Bu araştırmada kullanılan analiz konusunun en önemli zorluğu sınırlı gözlem sayısıdır. Önemli ölçüde uzanan on bölge, sınırlı bir yorumlama ve açık bir suç dağılımı şekli sunmaktadır.

30

Harita 3: Çalışma Bölgesi Haritası

2.2. Veri Toplama ve Analiz

2.2.1. Suç veri kümesi (Bağımlı Değişken)

Gana Polis Teşkilatı, temel görevlerini yerine getirirken ülkedeki suçlarla ilgili istatistikleri toplamakta ve derlemektedir. Suç istatistikleri, ise suç veya sapma ile sosyal haksızlıklarla ilgili mevcut verileri açıklamaktadır. Marsh ve diğerleri (2006), suç istatistiklerinin hükümetler ve diğer devlet kurumları tarafından çoğunlukla suçluluk konularıyla ilgili bilinçli kararlar ve öneriler üretmek için kullandıkları 'sert

31 gerçekler' olarak değerlendirildiğini savunmuştur. Gana'daki resmi suç istatistikleri, kaydedilen suç vakalarının toplam sayısını yıllık bazda göstermektedir. Suç istatistikleri, Ceza İncelemeleri Birimi İstatistik ve Enformasyon Teknolojisi Birimi tarafından tutumaktadır. Suç istatistikleri, ceza yasasında öngörülen geniş suç ve belirli suç kategorilerine göre sunulmaktadır. Gana Polis Teşkilatından elde edilen suç verileri, hiyerarşiye dayalı olarak toplanmaktadır. Her şeyden önce suç verileri, yerel ve topluluk düzeyinde suçların izlenmesi ve önlenmesinin en küçük birimini oluşturan Polis Teşkilatı'nda toplanmaktadır. İstatistikler daha sonra mahalle ve kasaba genelinde bulunan Polis Merkezleri'nde taşınmakta ve yönetilmektedir. Veriler daha sonra bölge komutanlığına, sonra bölünmüş komuta, sonrada bölgesel komuta merkezlerine aktarılmaktadır. Marsh ve diğerleri (2006), resmi suç istatistiklerinin ihmaller ve sapmalar gibi bazı eksikliklere sebebiyet vereceğini iddia etmişlerdir. Örneğin; kaçırma sorununa yalnızca suçların ve suçluların oranlarını resmi rakamlara dahil etmek için ‘kasıtlı teşebbüs’ adı verildi. (Marsh vd. 2006). Gana Polis Teşkilatı tarafından kullanılan suç verileri alt küme olarak raporlanmıştır. 2000 ve 2015 yılları arasında yıllık suç istatistikleri toplanmıştır. Gana’daki ekonomik politik ve sosyal değişiklikler analiz seçimi aynı zaman periyodu ile çakışmaktadır. Örneğin yeni bin yılın başlangıcında 2000/2001 ülkenin iflası, yüksek yaşam maliyeti ve diğer ekonomik zorluklar Gana’nın Ağır Borç Yükleri Altındaki Ülkeler (HIPC) kategorisine girmesine neden olmuştur. İzleyen yıllardaki kanıtlar göreli olarak ekonomik toparlanma ve ülke ekonomisini zarara uğratan bir enerji krizi yaşandığını göstermiştir. Çalışmada suç verileri aşağıdaki kategorilere göre toplanmıştır.  Kaçırma  Kürtaj  Saldırı  Mala Zarar Verme  Çocuklara karşı cinsel istismar  Belge Üzerinde Sahtekarlık  Dolandırıcılık  Adam öldürme

32

 Tecavüz  Yaralama  Kaçakçılık  Hırsızlık  Tehdit  Yasadışı girişler

2.2.2. Sosyo-Ekonomik Veriler (Bağımsız Değişken)

Suçun ilişkisini araştırmak için kullanılacak sosyo-ekonomik veriler Gana İstatistik Servisinde (GSS) üretilmiştir. Gana İstatistik Servisinin asıl görevi, etkili ve kanıta dayalı karar verme için kaliteli resmi istatistikleri üretmek ve yönetmektir. Eck ve Weisburd (1995), resmi nüfus sayımının kentteki mahallelerin sosyo-ekonomik durumunu anlamak ve açıklamak için standart bir ölçü olarak kullandıklarını savunmuşlardır. Veriler özellikle 2000 ve 2010 nüfus ve konut sayımından elde edilmiştir. Nüfus sayımı ve konut sayımı, demografik, coğrafi, sosyal, ekonomik, aile ve hane halkı göstergeleri ile karakterize edilen bir ülkenin tüm nüfus ve konut stokunun sayısını gösterir. GSS (2003)’e göre sayımlar, bir ülke hakkında demografik ve sosyo-ekonomik verileri temsil eden önemli bir kaynaktır. Tablo 3, Gana İstatistik Servisi tarafından göstergelerin tanımı ile ilgili bilgi vermektedir.

33

Tablo 3: İstatistiksel Göstergelerin Anahtar Tanımı

Gana İstatistik Hizmet Göstergeler Tanım Yaş Her insanın ayrı ayrı yaşı, günler ve aylardaki kesir sayıları dikkate alınmaksızın tamamlanmış yıllara kaydedilmiştir. Ekonomik aktivite Bir kişi, kendisi için ekonomik olarak aktif sayılır: a. Sayım Gecesi'nden önceki 7 gün içinde en az 1 saat ücretli veya kâr amaçlı veya aile kazancı için çalışmıştır. Buna, ücretli istihdam veya serbest çalışanlar ya da aile işçilerine katkıda bulunan kişiler dahildir. b. Bir işleri olmasına rağmen çalışmıyorlar, ancak daha sonra işlerine geri dönebilirler. c. İşsizdir.

Din Din, bireyin inancına davalı tarafından rapor edilerek hane başı kişi adına veya eşinin başına bakılmaksızın ifade eder. Okur yazarlık Okur yazarlık, kişinin herhangi bir dilde okuma ve yazma kabiliyetine değinmiştir. Okur yazarlık durumu yalnızca 11 yaş ve üstü kişilere sorulmuştur. Kentleşme 5000 veya daha fazla nüfusa sahip yerleşim yerleri kentsel alanlar olarak sınıflandırılmışken, 5.000'den az nüfusa sahip yerleşim yerleri kırsal alanlar olarak adlandırılır. Etnik köken Etnik köken : Bir kişinin ait olduğu etnik gruba karşılık gelir. Bu bilgi sadece Gana doğumlular ve ikili uyruklu sayılan Ganalılar tarafından toplanmaktadır. Gana'daki etnik grupların sınıflandırılması, resmi olarak Gana Dilleri Bürosu tarafından 1960 nüfus sayımından bu yana kullanılmaktadır. Ev halkı Bir hanehalkı : "Aynı evde birlikte yaşayan veya aynı evi tutma düzenlemelerini paylaşan ve bir kişiyi hane reisi olarak tanıyan kişi veya grup" olarak tanımlanır (GSS, 2013). Hanehalkı, demografik ve ekonomik analizin temel bir birimidir. Hanehalkı büyüklüğü, bir hanede yaş, cinsiyet veya ilişki durumuna bakılmaksızın toplam kişi sayısını ifade eder. (Kaynak: Gana İstatistik Kurumu, 2003, 2012) 13 farklı göstergeyi içeren toplam dört ana sosyo-ekonomik ve demografik değişken (Tablo 4), mekandaki suçun istatistiksel önemini araştırmak için çalışmaya dahil edilmiştir. Sosyoekonomik değişkenler herhangi bir analiz biriminde ilişkileri kurmaya ve sosyoekonomik faktörler ile suçluluk arasındaki korelasyonlar iyi araştırılmaya çalışılmıştır.

34

Mevcut literatür, suç olasılıklarını açıklarken nüfus büyüklüğü ve yoğunluğunun toplam rolü (km2’ye düşenlerin sayısı) açısından önemli bir biçimde analiz edilmiştir. Yüksek nüfus yoğunluğu, sosyal katılımı zayıflatmakta ve Roncek (1981) 'in ‘anonimlik kavramı' olarak nitelendirdiği durumla sonuçlanmaktadır. Nüfusun yoğun olduğu yerlerde yerlilerin; çoğu 'yabancı' veya göçmen olan komşularını tanıyamama ihtimali oldukça yüksektir. Nüfusu açıklayıcı bir değişken olarak kullanmak; bölgesel sınırlar içinde suç sıklığının nispeten kesin bir ilişkisini haklı çıkarmaktadır; çünkü ne kadar fazla nüfus, o kadar fazla potansiyel mağdur ve suçlu anlamına gelmektedir. Anektodal kanıt; aynı zamanda belirli bir demografinin yaş yapısı ve suç oranı arasında önemli bir ilişki olduğunun da göstergesidir. Nitekim, özellikle demografik bir kesime göre suç işleme eğiliminin çoğunlukla 15-29 yaşları arasındaki genç erişkin nüfusta orantısız derecede yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Hirschi ve Gottfredson (1983); Blumstein ve diğerleri (1986); Sampson ve Laub (1993) gibi diğer bazı araştırmacılar, anormal davranışların gençler arasında 20'li yaşların başından sonra azaldığını ileri sürmektedirler. Birçok teorik eğilim; gençlerin ve genç erişkinlerin tehlikeli yaşam biçimleri eğer zayıflamış kontrol ve insan ilişkileri ile de birleşirse, bu durumun diğer yaş gruplarına kıyasla yüksek suç eğilimi ile sonuçlanabileceğini varsaymaktadır. General Strain Theory, genç yetişkin nüfusta ceza davranışının zorlayıcı bir açıklaması olduğunu göstermektedir. Bu teorinin temel savunucusu Agnew’a göre; ceza mağduriyeti, istismar, dağınık mahalle ve diğer konut türü problemleri, yetişkinler ve akranlarla olan olumsuz ilişkiler gibi ‘gerginlikler’; genç ve yetişkin erkelerde hata ve suçla sonuçlanan olumsuz duyguları (öfke, korku, hayal kırıklığı gibi) doğurur. Gana ve Accra ile ilgili olarak; Gana Polis Hizmeti (1997) ve Appiahene-Gyamfi'nin (2003) yaptığı araştırmalarda, suçluların %96'dan fazlasının yaşları 18 ile 36 arasında değişen genç erkekler olduğu ortaya çıkmıştır. Suç işleme olasılığı daha yüksek olan sosyal grupların çoğunlukla belirli konut türlerine yoğunlaşması nedeniyle, kiralama süresi ve suçluluğun ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlı olduğu savunulmuştur (Baldwin and Bottoms, 1976; Cater and Jones, 1989). Toplumdaki birçok dezavantajlı grup için hükümet tarafından tamamen sahiplendirilen veya devlet desteği sağlanan kamu konutları, bu alanlardaki göreceli yüksek suç oranlarıyla daima bağlantılıdır. Genel varsayımlar; kamu konutlarında

35

çoğunlukla düşük gelirli; fakirlik, engellilik ve yaşlılıkla mücadele eden, toplumda kenarda kalmış insanların yaşadığı yönündedir. Ayrıca, kamu konutları suç işlenmesini kolaylaştırmaktadır; çünkü esas olarak bu gibi yerlerde kira düzenlemeleri bazen toplumsal karmaşaya sebep olabilmektedir. Gana’da, yıllar boyunca nüfus artışı ve kentleşmeyle birlikte bir konut açığı yaşanmaktadır. Konut olanaklarının var olduğu durumlarda bile evlerin maliyeti, düşük gelirli aileler ve fakirler tarafından ödenememektedir. Alternatif olarak, nispeten daha ucuz bileşik konutlar da vardır. Üstelik bu bileşik konutlar, Gana kültürüne ve toplumuna gömülür; topluluk ve aidiyet duygusunu kolaylaştırır. Bileşik konutların birleşmesi, Gana'daki yaygınlığından kaynaklanmaktadır ve sosyal bozulmaya maruz kalabilir. Birçok çalışma, etnik davranışı suç için bir faktör olarak görmektedir. Blau, ırksal veya etnik heterojenliği: "Rastgele seçilmiş iki kişinin aynı gruba ait olmadığı hem grup sayısını hem de nüfusun kendi aralarındaki dağılımını dikkate alan bir şans beklentisi" olarak tanımlamıştır (1977:78). Yüksek oranda heterojenlik ise toplumsal değerleri ağırlaştıran zayıf sosyal bağlarla sonuçlanır ve sakinleri etnik çizgilere ayırır. Örneğin, Shaw ve McKay (1942), etnik heterojeniteyi, toplumsal düzensizliğe neden olan yapısal faktörlerden biri olarak tanımlamışlardır. Etnik heterojenite ile suç oranı arasındaki ilişki suç türlerine ve ekonomik koşullara bağlı olarak da değişir. Osgood & Chambers (2000), Smith & Jarjoura (1988), Warner & Pierce (1993), heterojenite ile hırsızlık oranları arasında bir ilişki bulmuşlardır. Dindarlığın suç üzerinde bir etkisi olduğu iddiasını destekleyen ampirik çalışmalar, (Baier ve diğerleri, 2001; Ellis, 1985; Topalli ve diğerleri, 2012; Hirschi ve Starks, 1969) tarafından yürütülmüştür. “Din kendi aralarında kötülük ve suçu engellemek adına pek fazla etkili görünmüyor, bazen biri veya diğerlerinin bahanesi olarak görülüyor.” (MacDonald, 1893: 96). Dindarlık bazen suç ve suçluluğun nedeni ve çözümü olarak düşünülür. Esasen, korelasyon ikna edici şekilde değildir (Hirschi ve Stark, 1969, Tittle ve Botchkovar, 2005; Ross, 1994; Benda ve Corwyn, 1997). Bazı düşünce okulları, bir kişinin dini inançlarının kuvvetli olmasının, söz konusu kişinin devasa veya cezai bir girişimde bulunma ihtimalinin düşük olduğunu düşünür (Bainbridge, 1989; Coogan, 1954; Davis, 1948; Durkheim, 1915; Rohrbaugh ve Jessor, 1975; Yinger, 1957).

36

Literatürde, ekonomik yoksulluk, sosyal adaletsizlik, işsizlik-suç bağlantısı ile ilgili kapsamlı bir araştırma yapılmıştır (Land ve diğerleri, 1990). Örneğin, Rattner (1990) ve Edmark (2005), işsizlik oranlarının yükselmesiyle soygun, mülkiyet suçu ve cinayet suçları gibi belirli suç türlerinin de yükseldiğini belirtmiştir. Ayrıca, suç işlemek eğilimi hane halkının yapısıyla (birey sayısı vs.) da bağlantılıdır.

Tablo 4: Açıklamaya Yönelik Suç Özelliklerinin Özeti

Değişkenler Göstergeler Bağımsız Değişkenler

Demografik özellikleri - Yaş - Erkek nüfusu - Cinsiyet - Kadın nüfusu - Nüfus yoğunluğu - Genç yetişkin erkekler (15-19; 20-24; 30-34 yaş grup arasında)

- İş - İşsiz erkek (15 yaş ve üstü) Sosyo-Ekonomik Özellikler -Din - Dini gruplar (Geleneksel, - Eğitim Hristiyan, İslam, Dini olmayan) - Okuryazar olmayanlar (Erkekler) - 15 yaşında ve daha önce hiç okula gitmeyen nüfus

Yer Özellikler - Arazi alanı - Bölgesel arazi alanı (sqkm) - Kentleşme - Kent sakinlerinin sayısı - Kırsal - Kırsal nüfus - Etnik heterojenite - Etnik gruplar

Hanehalkı Özellikleri - Hanehalkı Sayısı - Büyük ev büyüklüğü (Ortalama - Ev büyüklüğü aile boyutu) - Kira türü - Toplu Konut - Bileşik Konut

2.3. İstatistiksel Yaklaşım

İstatistik olmadan, suç ve adaletle ilgili araştırma yapmak neredeyse imkânsız olurdu (Weisburd ve Britt, 2007: 2). Bu araştırma, Spearman'ın korelasyon katsayısı olmak üzere parametrik olmayan istatistiksel bir yaklaşımı benimsemektedir. Parametrik olmayan bir yaklaşımı kullanmanın temel gerekçesi, bu çalışmanın verileri

37 parametrik bir yaklaşımın varsayımlarını ve gereksinimlerini karşılamaya yetmediği için kullanılmıştır. Korelasyon; ilişki, bağlantı ve uygunluk ile eş anlamlıdır (Mukaka, 2012). Spearman korelasyon katsayısı, değişkenler arasında istatistiksel sıralama- sınıflama korelasyonunu oluşturmak için kullanılan temel bir metodolojik ilkedir. Spearman katsayısı, en eski parametrik olmayan ölçütlerden biridir (Spearman, 1904; Zar, 1972; Kendall, 1939). Weisburd ve Britt'a (2007:414) göre, Spearman'ın ‘r’si doğrusal ilişkilerin gücü ve yönünü -1.0 ve 1.0' arasındaki standart bir ölçekte ölçer. Spearman’ın r'si bazen Pearson'un r'sinden daha fazla tercih edilir çünkü, yalnızca dağılımlardaki göreceli konumlardan değil üç belirsizliğin aşırı değerlerinden de etkilenmez (Weisburd ve Britt, 2007: 404). Bu nedenle Spearman korelasyon katsayısı bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkiyi araştırmak için kritik bir analitik yaklaşım olarak işlev görür. Matematiksel olarak Spearman'ın r ifadesi şu şekildedir:

Buradan; korelasyonundaki iki değişkenin her birindeki ölçüm sayısını belirtir 2 푛 (Zar, 1972). ∑ 푑 = ∑푖−1 푑푖² ,”di” iki değişken için “i” inci ölçümler arasındaki sıralı farktır (1972). Spearman'ın “r” hesaplama yaklaşımı 1.0 (mükemmel pozitif korelasyon), 0 (korelasyon olmadığını gösterir) ve -1.0 (mükemmel negatif korelasyon) arasında değişir. Taylor'a (1990) göre pozitif bir korelasyon katsayısı birinci değişkende olan artışın otomatik olarak ikinci değişkende bir artışa neden olurken, negatif korelasyon değişkenler arasındaki ters ilişkiyi gösterir. Bir değişken arttıkça diğer değişken azalır (Taylor, 1990; Swinscow, 1997; Mukaka, 2012).

2.3.1. İlgili Literatür

Bu çalışmada, (Skogan, 1974; de Albuquerque, 1984; Diniz, 2005; Shannon, 1954; Oyebanji, 1982; Evenson ve diğerleri, 2012; Malleson & Andresen, 2016; 1984; Ramezani ve Geravand, 2015; Guldåker ve Hallin, 2014; McVie ve Norris, 2006;

38

Behravan, 2010; Branas ve diğerleri, 2012) gibi akademisyenler aynı metodolojik yönergeleri (Spearman Korelasyon Katsayısı) izleyerek, suçun özünde bulunan sosyo- ekonomik ve demografik bağlamını, analiz yönteminin çeşitli ünitelerinden yararlanarak ortaya koymaya çalışmışlardır. Örneğin de Albuquerque (1984), seçilen sosyo-ekonomik değişkenlerin Karayipler'deki şiddet suçları oranları üzerindeki etkisini incelemek için Spearman'ın korelasyon katsayısını uygulamıştır. Belirlenen taraflar arasındaki ilişki, modernleşme ve turist yoğunluğu gibi açıklayıcı değişkenlerin Karayipler'deki şiddet suçu örüntüsünün nispeten yüksek bir belirleyicisidir (de Albuquerque, 1984). Diniz'in (2005) çalışmaları, Brezilya'nın Minas Gerais Eyaletinde şiddet suçu üzerine kentler arası göçün etkisini incelemek için Spearman korelasyon katsayısını kullanmıştır. Diniz, göçle soygun ve silahlı soygun gibi bazı suç türleri arasında pozitif bir ilişki bulmuş ancak tecavüz ve cinayet gibi diğer şiddet suçları türleri arasında bir korelasyon bulamamıştır (Diniz, 2005). Spearman korelasyon katsayısının başka bir uygulaması, Evenson ve diğerleri (2012) tarafından yapılan çalışmada, ABD'de seçilen bölgelerdeki yetişkinler arasındaki polis-suç kayıtları ile algılanan güvenlik arasındaki ilişkiyi belirlemeye çalışan çalışmada açıkça görülmektedir. Çalışma, konut-mahalle tipi ile fiziksel aktiviteye dayalı güvenlik algılaması arasında pozitif bir korelasyon bulmuştur. Katılımcıların çalışmaya göre daha güvenli semtlere yönelik algıları, ulaşım yürüyüşü gibi bazı fiziksel aktivite türleri ile ilişkilendirilmiştir. Çalışma, aynı zamanda algılanan güvenlik ile ulaşım yürüyüşü yetersizliği arasında kayda değer bir ilişki bulamamıştır (Evenson ve diğerleri 2012). Oyebanji (1982) başka bir vaka çalışmasında, Spearman'ın korelasyon katsayısı kullanarak bazı gelişim göstergeleriyle Nijerya'nın Kwara Eyaletindeki suçluluk arasındaki ilişkiyi test etmiştir. Yazar; kentleşme, eğitim, sağlık, elektrik, yollar, motorlu taşıtlar, telefon ve sanayileşme gibi değişkenleri ölçmüştür. Oyebanji (1982) suç unsuruyla; telefon, şehirleşme ve motorlu taşıtların çoğalması arasında nispeten yüksek bir korelasyon bulmuştur. Bununla birlikte, suçluluk ile sanayileşme, eğitim ve elektriğin kullanılabilirliği arasında olumsuz bir ilişki bulunmuştur (Oyebanji, 1982).

39

2.4. Veri Analizi ve Sunumu

Çalışmada İstatistiksel veriler, SPSS kullanılarak analiz edilmiş ve sonuçlar Koroplet Haritaları oluşturmak için ArcGIS'de görselleştirilmiştir. Coğrafi bilginin görselleştirilmesi görsel sunum ve bireylerin görsel yetenekleri yoluyla mekansal problemleri bağlamlaştırır ve görselleştirir (MacEachren ve diğerleri, 1999). Bu haritalar, Bowers and Hirschfield'ın (2001:4) "sorunun ölçeğine göre değişen renklerle gölgeli haritalar" olarak ifade ettiği ile coğrafi alanları görüntülemek ve görselleştirmek için standartlaştırılmış bir yolu temsil etmektedir. Coğrafi kodlama işlemi, suçun en iyi şekilde haritalandırılmasını sağlamak için doğru konum verilerini belirlemekte ve uygulamaktatır. Gana’daki on bölgenin şekil dosyalarında (poligon dosyası) basit bir coğrafi kodlama prosedürü oluşturulmuştur.

40

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

VERİ ANALİZİ VE YORUMLANMASI

3.1. Gana' da Genel Suç Eğilimleri

O'Brien (1992:48)'e göre, 'gözlemlerin değerleri çizilen zaman periyodu boyunca tutarlı bir biçimde yükselme veya düşme için genel bir eğilim göstermektedir'. Gana'daki suç eğilimleri analiz dönemi içerisinde giderek önemli değişiklikler göstermiştir. Bunun nedeni, büyüme veya gerilemeye bakılmaksızın gelişme ile birlikte beklenen değişikliklerden kaynaklanmaktadır. Esas itibariyle Gana, mekânın ve zamanın her yerinde suçun yapısını ve dağılımını gerçekten etkileyen adil değişim payı hakkında deneyim kazanmıştır. Çeşitli ekonomik, politik ve sosyal olaylar (daha sonra tartışılacaktır) zaman içindeki olası eğilimi açıklamaktadır. Nüfus, suç oranı için standart bir ölçümdür. Nolan (2004), yüksek nüfuslu şehirlerin kaçınılmaz olarak yüksek suç oranları gösterdiklerini belirtmektedir. Nolan, Birleşik Devletler genelindeki 1294 şehir için 25.000'i aşan nüfusu olan bölgelerde Suç Raporlama Sistemi'nden (UCR) elde edilen suç verilerini bu sonucu çıkarmak için kullanmıştır. Suç oranları, genellikle nüfustaki 100.000 kişi başına düşen suç sayısı olarak ifade edilir (Nolan, 2004). Bu çalışma, örneklenen 10 bölgede 100.000 kişiden fazla nüfusa sahip olması nedeniyle, suç oranının konvansiyonel ölçümünü 100.000 oranında izlemektedir. 2000-2009 yılları arasındaki nüfus rakamları 2000 ve 2010 yılları nüfusundan hesaplanmış ve 2011-2015 yılları arasındaki nüfus sayımı 2010 nüfusu ve konut sayımından tahmin edilerek konut sayımları yapılmıştır. Tablo 5’de, Gana'daki tüm suç kategorileri için toplam suç sayısı ve suç oranını göstermektedir. Toplam suç sayımına dayalı genel suç eğilimi düzensizdir. Ancak suç hakimiyetinde düşüş yaşandığını göstermektedir. En düşük suç kayıtları 2015 yılında gerçekleşmiştir. Çalışma süresince toplam suç oranının göreceli olarak gerilemesine rağmen; halk arasında suç korkusu genelde yüksektir. 2015 yılındaki Aforbarometer Araştırma Raporu’na göre, ankete katılanların %19'u, kendi mahallelerinde yürürken bir noktada güvensiz hissettiklerini belirtmişlerdir. Gana İstatistik Servisinin daha önceki ve çok kapsamlı olan anketi, Ganalıların %16,4'ünün mahallelerinde geceleri sokakların ve güvenli olmadığını tespit etmiştir (GLSS6, 2014). Oteng-Ababio ve diğerleri (2016)

41 tarafından yapılan bir başka araştırmada, güvenlik hakkındaki bu gibi algılamaların ve suç korkusunun mahallelerde farklılık gösterdiğini ve orta ya da yüksek gelirli mahallelerde oturanların genel olarak düşük suç algısı bulunduğunu ortaya çıkmıştır.

3.2. Sosyoekonomik Durum ve Suç

Ekonominin yapısı ve politikaları birbirini izleyen yönetimler vasıtasıyla ülkedeki suçun dinamiklerini açıkça etkileyen kapsayıcılık ve sosyal bütünleşme düzeyini kuvvetle belirler. Esasen, sürdürülebilir büyüme ve gelişme, işsizlik, altyapı bozulması, yoksulluk, yetersiz kamu hizmeti, eğitim ve eşitsizlik gibi ekonomik şokları asgariye indirmektedir. Suç davranış biçimleri için çıkarımlar etraflıca belgelenmiştir. Göreli yoksunluk teorisi (Hudges ve Carter, 1981; Stack, 1984), bireylerin toplumsal suçu genellikle ekonomik marjinalleşmeyi ve toplumsal eşitsizliği yaygınlaştıran bir sistemde protesto etmek için bir araç olarak kendilerini haklı görmelerini sağlar. Eşitsizliği ve az gelişmişliği azaltmak için yıllar içinde önemli ilerlemenin yapılmadığını öne sürmek, alaycı ve tamamen basit olacaktır. Gana, 1990'ların başında ve 2000'lerin sonlarında düşük gelirli bir ülkeydi. 2012 yılında ülke düşük gelir düzeyini orta gelir düzeyine yükseltmiştir. İnsani gelişmenin kilit boyutlarındaki ortalama başarıyı ölçen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP, 2015), 1980 ve 2000 yılı hariç olmak üzere tüm yıllarda önemli bir ilerleme kaydetmiştir (Şekil 3). Eğitim, sağlık ve yoksulluk gibi insan gelişiminin çeşitli göstergelerinde iyileşme, hedef odaklı dikkat gerektiren önemli bölümler olmasına rağmen geliştirme hedeflerine dayalı olarak kabul edilebilir seviyelere ulaşmıştır. Gana'daki çeşitli bölgelerde insan gelişiminde önemli ilerlemenin olduğuna işaret etmek önemlidir. Örneğin, Kuzeydeki üç bölgenin (Kuzey, Üst Doğu ve Üst Batı) Güneydeki aşırı göç ve yoksulluk nedeniyle insani kalkınma kapasitesi daha düşüktür.

42

0,7

0,566 0,571 0,573 0,579 0,6 0,544 0,556 0,511 0,502 0,487 0,5 0,423

0,4 IGE 0,3 HDI Doğrusal (HDI) 0,2

0,1

0 1980 1990 2000 2005 2008 2010 2011 2012 2013 2014 Yıllar

Şekil 3: İnsani Gelişim İndeksi (1980-2014) Kaynak: UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), 2015

1970’li ve 1980'li yılların sonunda ekonomide bir yavaşlamanın ardından, Gana ekonomisi yavaş yavaş 1984-1992 ve 1992-2000 yılları arasında gelişmeye ve 2000-2010 döneminde iyileşmeye başlamıştır (Jedwab ve Osei, 2012). Tarım sektörünün oldukça egemen olduğu Gana ekonomisinde, hizmet ve sanayi alt sektörlerindaki gelişmeyle yükselişe geçmiştir (Şekil 4). Bu dinamik, tarım sektörünün önemli bir istihdam yarattığına ve yoksulluğun hafifletilmesi için bir strateji olarak görüleceğine dayanan ciddi etkilere sahiptir. Örneğin, tarımın GSYİH'ye oranı 2000'de %39,4 iken 2015'te %19'a düşmüş hizmet sektörü 2000'de %32,2 iken 2015'te %54,1'e yükselmiştir (Şekil 4). AfDB ve OECD'nin savunduğu gibi, 2000-2004 döneminde büyüme, büyük ölçüde toplam istihdamın %60'ını oluşturan tarım sektörü tarafından yönlendirilmiştir. 2007 yılında Batı bölgesindeki Cape-Three Point’ te önemli miktarlarda petrol bulunması ve 2011 yılında üretimin başlaması önemli ekonomik gelişme sağlanmasına neden olmuştur. Örneğin, 1995 yılından itibaren ihracat yaklaşık %25'lik bir artışla 2000 yılında %48,4'e yükselmiş, 2010 yılında %29,5'e düşmüş ve 2011 yılında petrol üretimi nedeniyle yeniden %44,1’e ulaşmıştır (Dünya Bankası, 2014; GSS, 2014). Bu yeni bulunan petrol zenginliklerinin ülkeyi Milenyum Kalkınma Hedeflerine ulaştırmaya doğru ilerleteceği düşünülmekte iken ne yazık ki gerçekler aksini göstermiştir. Ekonomik büyümenin 2011 yılı sonrasında iyileşmesine

43 rağmen, NDPC'ye (2015) göre bu tür ekonomik gelişmeler, geniş istihdam ve gelir eşitsizliğinde değişiklik göstermemiştir.

60

50

40

30

GSYİH % % 20

10

0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Yıllar

Tarım sanayi hizmet

Şekil 4: GSYİH Sektörel Dağılımı (%), 2000-2015. (Kaynak: GSS ve Dünya Bankası (Çeşitli konular)

Enerji krizi, sanayi üretimini, genel verimliliği ve performansı etkileyen düşük- dökülme(low-sheeding) egzersizinin uygulanmasını gerekli kılmıştır. İnşaat, imalat ve madencilikte gibi enerji bağımlısı olan sektörler enerji krizinden olumsuz etkilenmiştir. Örneğin, imalat sektörünün GSYİH'ye katkısı 2006'da %10,2 iken 2008'de %7,9’a ve 2010'da %6,8’e gerilmiştir. Ayrıca, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün GSYİH'ye katkısı da 2006'da %2,8’den 2009'da %2,1’e düşmüştür (GSS, 2015). Performansın kısmen bu kritik sektörlerdeki enerji krizine bağlı olarak yavaşlaması işlerin azalmasına neden olmuştur. IMF (2015), uzun süren enerji krizinin ülkenin ekonomik görünümü üzerindeki etkisiyle ilgili endişelerini dile getirmiştir. Ayrıca, hane halkı, bazı mahallelerin tamamen güvenlik altına alınması, güvenlik endişeleri ve suç fırsatı yaratmasına katkıda bulunma konusundaki düşük-dökülme (low-sheeding) egzersizinin etkisini hissetmiştir. Açıkçası, polisin önlemleri suçlulara karşı bir caydırıcılık görevi üstlenmesi gibi ek güvenlik önlemleri uygulanmıştır. Bununla birlikte, böyle bir önlem ne yazık ki yetersiz kalmıştır. Çünkü, bu tür hizmetler en çok ihtiyaç duyulan toplulukları ve mahalleleri kapsamamaktadır.

44

Gana'da devam etmekte olan enerji krizi ile suçluluk arasındaki makro ve mikro seviyedeki ilişkiyi araştıran hiçbir ampirik çalışma bulunmamaktadır ve bunun güncel olduğunu vurgulamak önemlidir.

25

20

15 % 10

5

0

Year

İşsizlik, toplam (toplam işgücünün% 'si) İşsizlik, erkek (erkek iş gücünün% 'si) İşsizlik, kadın (kadınların iş gücünün % 'si) İşsizlik, gençlik erkeği (erkek iş gücünün% 15-24'ü) İşsizlik, genç kız (kadın emek gücünün% 15-24'ü)

Şekil 5: Gana’da İşsizlik (Yıllık%)Kaynak: Uluslararası Çalışma Örgütü, İşgücü piyasası veritabanının kilit göstergeleri))

Kapsamlı ekonomik büyüme ancak ülke vatandaşları için istihdam yarattığında mümkün olabilir. UNDP'ye (2013) göre, istihdam yaratma, düşük gelirli ailelere gelir sağlayarak daha geniş nüfus arasındaki eşitsizliği azaltmaktadır. Diğer yandan işsizlik, gençler arasında memnuniyetsizlik yaratmakla birlikte, antisosyal davranışlara neden olmaktadır. Şekil 5, Gana'da iki yıldan fazla bir süreçteki işsizlik eğilimini göstermektedir. Tahminlere bakıldığında toplam işsizlik oranının 1991'de %8,2 iken 2014'te %2,4’e gerilediği görülmektedir. 1998 ile 2002 yılları arasındaki dönemlerde ülkedeki işsizlik oranının belirgin bir şekilde arttığına işaret edilmektedir. Örneğin, işsizlik oranları sırasıyla 1999'da %10,1, 2000'de %10,4 ve 2001'de %10’dur. Eşit olmayan gelir dağılımı da kapsamlı büyümenin önündeki engel olarak görülmeye devam etmektedir. Bu dönemlerin aynı zamanda suç oranının yükselişine tanıklık

45 ettiğinin de belirtilmesi önemlidir (Tablo 5). Cinsiyete göre işsizlik genellikle kadınlarda daha yüksektir (Şekil.5)

Tablo 5: 2000-2015 arası Gana'da genel suç rakamları ve suç oranı (tüm suçlar).

Yıllar İşlenen Toplam Suç Sayısı 100.000 kişilik nüfusa göre toplam Suç Oranı 2000 204,875 1083.30 2001 225,874 1159.80 2002 224,811 1120.96 2003 223,368 1081.56 2004 222,657 1046.94 2005 208,136 950.36 2006 224,088 1012.71 2007 243,029 1059.72 2008 239,823 1016.95 2009 243,734 1004.99 2010 234,191 949.72 2011 231,908 918.98 2012 229,120 887.21 2013 221,069 836.50 2014 211,147 780.78 2015 186,874 675.36 (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler CID: Suç İncelemeleri Bölümü Azalma yavaş olsa da, 100.000 kişi başına düşen suç oranında 2000'den 2015'e kadar sürekli bir düşüş kaydedilmiştir (Şekil.6). Örneğin, suç oranı 2000 yılında 100.000 kişide 1083,3 iken 2015 yılında 100.000 kişide 675,4’e düşmüş ve toplam suçta %8,8’lik bir düşüş gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, özellikle 2001, 2002, 2004 ve 2007 yıllarında 100.000 kişide suç oranının artmasına ilişkin birkaç istisna bulunmaktadır. Gana'daki her 100.000 kişiye ilişkin suçun sözü geçen dönemlerde nispeten yüksek olduğunu belirtmek gerekir. Suç sayımı ve suç oranı 2005 yılında (100.000 kişiye göre 950,4) ve 2015'te (100.000 kişiye göre 675,4) önemli bir düşüş göştermektedir. Ayrıca suç sayısı ve suç oranı incelendiğinde, 2010 yılı sonrasında meydana gelen suçta tutarlı bir düşüş olduğu görülmektedir.

46

1400

1200

1000

800

600 SUÇ SUÇ ORANI 400

200

100.000 KİŞİLİK NÜFÜSA GÖRENÜFÜSA TOPLAM KİŞİLİK 100.000 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 YILLAR

Şekil 6: Gana’da 100.000 Kişi Başına Suç Oranı Eğilimi (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

3.3. Suç Türü Eğilimleri

3.3.1. Şahsa Karşı işlenen Suçlar

Şahsa karşı işlenen suçlar temelde başka bir şahsa kasıtlı ve bilinçli bir şekilde fiziksel olarak zarar verilmesi olarak tanımlanmaktadır (Rosenfeld, 2009). Şahsa karşı işlenen suç oranları Gana’da nispeten düşükken Sahra Çölü’nün altında kalan diğer Afrika bölgelerinde malesef artmsktadır. Gine Bissau, Liberya, Nijer, Sierra Leone, Fildişi Sahili gibi ülkeler sürekli ve uzun süreli iç savaş, şiddet, vahşet, işkence, tecavüz ve ağırlaştırılmış saldırı suçlarını yaşamıştır (Annan, 2014). Bunlar yüksek ölüm ve tecavüz oranlarıyla sonuçlanmıştır. Çatışmaya eğilimli olan bu ülkelerin çoğunluğu, silahların yayılması, yoksulluk, etnik marjinalleşme, sistematik yolsuzluk ve kötü yönetim gibi uzun süren sosyo-ekonomik ve siyasi yoksunluklara sahiptiler (Annan, 2014; Fithen, 1999; Voz di Paz ve Interpeace, 2010; Vinck ve değerleri, 2011; Keili, 2008). Bu çatışmalar çoğu zaman kendi ekonomileri üzerinde yıkıcı etkiler yaratmıştır. Gana, genellikle demokrasi, iyi yönetim ve hukukun üstünlüğüne saygıya dayanan ve diğer komşu ülkelerde görülen şiddet boyutunu önlemenin Afrika'ya açılan kapısı olarak görülmektedir. Ancak bu, Gana'da şiddet içeren suç sorununun

47 olmadığını göstermemektedir. Huff ve diğerleri (2016), 2000 seçimlerinde eski iktidar partinin kaybedip bir muhalefet partinin kazanması sonucu birkaç istisnai şiddet olayının meydana geldiğindan söz etmektedir. Daha sonraki seçimlerde de saldırı ve zarar verme gibi şahsa karşı işlenen suçların meydana geldiğini de belirtmişlerdir. Büyük siyasi partilere bağlı çeşitli gruplar genellikle bu şiddet eylemlerinden sorumludurlar. 2006'da "Kamu Güvenliği ve Güvenlik Kuruluşlarının Rolü" konulu bir çalıştay sırasında, İçişleri Bakanı Hon. Kwaku Agyeman-Manu; tecavüz, dolandırıcılık, araba hırsızlığı ve adam öldürme gibi suçların 'kabul edilemez bir düzeyde' meydana geldiğini belirtmiştir. Ceza Kanunu (1960) Kısım 3, Kısım 69, mala zarar vermeye yönelik bir durumu yorumlamada iyi bir referans noktasıdır. 69. madde şunu belirtmektedir: 'Kasıtlı ve kanunsuz olarak herhangi bir kişiye zarar veren kişi, ikinci dereceden suçlu bulunacaktır' der. Ceza Kanununda zarara neden olabilecek bazı örnekler arasında; Kadın Sünneti, Saldırı Silahı Kullanımı ve Çocukları Tehlikeye Maruz Bırakma yer alır. Ceza Kanunu (1960), Bölüm 4, Kısım 86, saldırıyı 'Bir kişi, başka bir kişinin rızası olmaksızın diğer kişiye zarar, acı, korku ve rahatsızlık verme, öfkelenme, heyecanlandırma ya da korkutma niyetiyle saldırırsa ya da herhangi bir kişiye ya da hayvana zorla dokunacak olursa" şeklinde tanımlar. Kısım 85, müessir fiil olmaksızın ve buna darp etme saldırısı da dahildir; hapis cezasına çarptırılır. Seçilen şahsa karşı işlenen suçlarının sayısı 2000 ile 2015 yılları arasında oranında azalmış olsa da, aynı süre içinde çocuklara karşı cinsel istismar gibi belirli şiddet suç türleri göreceli olarak daha yüksek bir artışa maruz kalmıştır (Tablo 6). Örneğin, 2000 ile 2005 yılları arasında, çocuklara karşı cinsel istismar davalarının sayısı %131,4 artmıştır. Çocuklara karşı cinsel istismar, özellikle “Polis Hizmetlerinin Aile İçi Şiddet ve Mağdur Destekleme Birimi” tarafından gerçekleştirilen bir aile içi şiddet meselesi olarak görülmektedir. 1960 tarihli Ceza Kanunu (Kanun 29), Bölüm 101 (2) " çocuklara karşı cinsel istismar " ifadesini, "bedensel anlamda on altı yaşının altında olduğunu bildiği çocuğa karşı, rızalı olsun veya olmasın, ceza gerektiren bir suç işlemiş ve mahkumiyetle en az yedi yıl ve en fazla 25 yıl olacak şekilde hapis cezası ile cezalandırılmış kişi’’ olarak tanımlar.

48

Tablo 6: Gana’da 2000-2015 Yılları Arasındaki Şahsa Karşı işlenen Suçlarının Toplam Sayısı

Yıllar Saldırı Tehdit Yaralama Kaçırma Çocuklara Tecavüz Adam Kürtaj karşı öldürme cinsel istismar

2000 85738 17032 2500 560 596 1027 387 169

2001 90879 19471 2666 797 857 932 433 168

2002 88723 21883 2802 636 1076 1018 401 174

2003 88992 21033 2990 679 1534 845 436 181

2004 89260 22620 2974 747 1481 516 452 245

2005 79880 20267 3195 691 1379 402 393 232

2006 84008 23129 3998 967 1960 582 412 274

2007 91108 25300 3316 853 1976 631 398 310

2008 88332 25094 3596 653 1675 485 430 249

2009 89407 24959 3368 682 1604 447 427 236

2010 84562 24950 3527 600 1729 447 422 255

2011 83009 24972 3486 639 1805 514 423 326

2012 77405 23981 3843 767 2028 533 560 281

2013 71113 23346 3664 657 1917 484 551 238

2014 64632 22431 3603 623 1889 514 543 172

2015 55656 19678 3292 539 1630 451 525 225

Toplam 1312704 360146 52820 11090 25136 9828 7193 3735

(Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler)

49

20 18 16 14 12 10 8

6 Suçoranı 4 2 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

100,000 100,000 kişi Başına Şahsa Karşı İşlenen Yıllar

Yaralama Çocuklara karşı cinsel istismar Adam öldürme Tecavüz Kaçırma Kürtaj

500 450 400 350 300 250 200 150

100 SuçOranı 50 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

Yıllar 100,000 100,000 kişi Başına Şahsa Karşı İşlenen

Saldırı Tehdit

Şekil 7: Gana’da 100,000 Kişi Başına Şahsa Karşı işlenen Suçları Oranı (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler)

Çocuklara karşı cinsel istismar gibi aşağılık suçların kurbanlarında psikolojik, sağlık ve sosyo-ekonomik sorunlar meydana gelmektedir. Agnes Boye-Doe tarafından 2003 yılının temmuz ayında düzenlenen bir Gana Haber Ajansının makalesinde, Tecavüz ve Çocuklara karşı cinsel istismar oranlarının göreceli olarak yüksek olduğunu ve Gana'da bu olayın her evde konuşulduğunu ve mağduru rencide ettiği bildirilmiştir. O zamanlar Kadın ve Çocuk İşleri Bakanı ülkedeki Tecavüz ve Çocuklara karşı cinsel istismarın yaygınlığı konusunda endişelerini dile getirmiştir. Bu

50 davaların çoğunluğu mağdurlar tarafından damgalanma, tepki alma ve kültürel faktörler nedeniyle rapor edilmemektedir. Üstelik failler, mağdurları ve bu suçların ifşa edilmesi halinde diğer yakınlarınında ölümle tehdit etmektedir. Örneğin 2015 Afrobarometer anketine göre, Gana dahil olmak üzere Afrika'da ilgili konulardaki suçların polise bildirilmemesinin nedeni polisin suç potansiyelini algılaması (%34) ve saldırganların misilleme korkusu (%12) olduğunu tespit edilmiştir. Gana ile ilgili olarak raporda örneklenen katılımcıların %75'inin suçu polise bildirmediği belirtilmektedir. Kurbanların genç kızlar ve suçluların çoğunluğunun yakın akraba olduğu görülmektedir (Wambua, 2015). UNDP'ye (2015) göre, Gana'daki kadınlara yönelik şiddet (şimdiye kadar yaşanan yakın ya da yakın olmayan ortak şiddet), 2001- 2011 yılları arasında%44,5 artmıştır. Her 100.000 kişiye yönelik tehdit, 2000-2015 yılları arasında aralıklarla yukarı veya aşağı doğru hareket etmiştir. Örneğin, 100.000 kişi başına tehdit oluşturan oran 2015'te 71,1’e gerilemiştir. Tehdit suçu, 2000 ile 2015 yılları arasında %15,5 artarak 2010-2015 yılları arasında %21,1 gibi önemli bir oldugu gönülmektedir. Özellikle saldırı ve tecavüz suçlarında 2005 ve 2010 yılları arasındaki artışa rağmen 2000 ile 2015 yılları arasında önemli bir düşüş görülmüştür. Örneğin, 100.000 kişi başına saldırı oranı 2000'de 453.3 iken 2015'de 201.1'e düşmüş ve 15 yıllık bir dönemde %35'lik bir düşüş yaşanmıştır. Şekil 4.5'de gösterildiği gibi, 100.000 kişi başına düşen cinayet oranı yıllara göre değişim göstermektedir. Örneğin 100.000 kişiye göre cinayet oranı 2000'de 2.0, 2001'de 2.2, 2012'de 2.1 ve 2015'de 1,9 olarak kaydedilmiştir. Ancak orantısız görülen düşük cinayet oranına rağmen, 2000 ile 2015 yılları arasındaki cinayet suçlarında meydana gelen değişiklikler dikkatle gözlemlendiğinde cinayet davalarında %35,6'lık bir artış görülmektedir. Bu dikkate değer değişiklik oldukça kaygı vericidir. Asıl nedenleri ve dinamikleri saptamak için daha niteliksel araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Ceza Kanununun (1960) 47. bölümü cinayeti; "aşırı tahrik veya diğer kısmi mazeretler nedeniyle herhangi bir kişinin hukuka aykırı zarara uğramasına neden olan ya da kasıtlı olarak bir kişinin ölümüne neden olan kişiyi cinayetten suçlu" olarak tanımlar. Cinayet, birinci derece ağır suçtur ve suçlu ölümle mükelleftir (Ceza Kanunu 1960, Kısım 46 ve 48). İnsani Gelişim Endeksine göre Gana'daki Cinayet oranı 2008 ve 2012 yılları arasında cinayet ve adam öldürme ihtimali bulunan 100,000 kişide 6,1 oranında gerçekleşmiştir

51

(UNDP, 2015). Bu cinayet vakalarının çoğunluğu genellikle ritüel cinayet şeklindedir. Örneğin, 1993 ve 2001 yılları arasında Gana'da kadınların ritüel olarak öldürülmesi, The Guardian News gibi tanınmış uluslararası medya organlarının dikkatini çekmiştir. Bu durumda ülkede meydana gelen ve 30 kadının korkunç cinayetiyle ilgili raporlar ortaya çıkmıştır. 1993 ve 2001 yılları arasında Ashanti bölgesinde (Kumasi) ve Büyük Akra bölgesinde (Adenta, Dansoman ve Mataheko), sekiz kadının öldürüldüğünü itiraf eden Charles Quansah adlı bir "Seri Katil" cinayet işlediğini itiraf etti. Bu kişi, öldürme çılgınlığından önce iki kez tecavüz suçundan mahkûm edilmiş ve hapsedilmişti. Kürtajin tanımı ve yaygınlığı ile 2000 ve 2005 yılları arasında yüzdesel artışın göreli olarak yüksek olduğu yerlerde, kürtaj 2000 ile 2015 yılları arasında bir artış yaşanmıştır (%33,1) (Tablo 7).

Tablo 7: Gana’da 2000-2015'teki Şahsa Karşı işlenen Suçlarının Değişim Yüzdesi

Şahsa Karşı 2000-2005 2005-2010 2010-2015 2000-2015 işlenen Suçları Saldırı -6.8 5.9 -34.2 -35.1 Tehdit 19 23.1 -21.1 15.5 Yaralama 27.8 10.4 -6.7 31.7 Çocuklara karşı 131.4 25.4 -5.7 173.5 cinsel istismar Adam öldürme 1.6 7.4 24.4 35.6 Kürtaj 37.3 10 -11.8 33.1 Tecavüz -60.9 11.2 0.9 -56.1 Kaçırma 23.4 -13.2 -10.2 -3.6 (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler)

3.3.2. Mala Karşı İşlenen Suçlar

Tablo 8. Gana'da seçilen toplam mala karşı işlenen suçlarının sayısını göstermektedir. Ankete katılanlar, Gana'daki seçilmiş metropolit meclislerinde gerçekleştirilen 2009 mağduriyet araştırmasına göre, diğer suç kategorilerine kıyasla sıklıkla maddi suçlar yaşadıklarını belirtmişlerdir (GSS, 2010). Raporda ayrıca dört çalışma alanındaki katılımcıların yaşadığı yaygın suç olarak ev ve çiftlik hayvanları hırsızlığı tespit edilmiştir. Genel olarak, mala karşı işlenen suçları, analiz edilen ikinci suç kategorisini oluşturmuştur. 2000 yılında, 100.000 kişi başına 284,8’lik hırsızlık oranı vardır. Bu oranlar 2001'de 331,2’e, yükseldi ve 2000-2015 yılları arasındaki değer en yüksek rekoru

52 temsil etmekteydi. 2012 yılında 100.000 kişi başına düşen hırsızlık oranının önemli bir düşüş göstererk, 2015 yılında 100.000 kişi başına 216 hırsızlık düşmüştür (100.000 kişiye 185 hırsızlık). Evden hırsızlıklarla ilgili, 2015 Afrobarometer araştırma raporuna bir diğer eleştirel bakış, katılımcıların %25'inin son bir yılda birden fazla hırsızlığa uğradığını tespit etmiştir.

Tablo 8: Gana’da 2000-2015 yılları arasındaki Toplam Mala Karşı İşlenen Suçları Sayısı

Yıllar Mala Kaçakçıl Belge Dolandırıcıl Hırsızlık Yasadışı Toplam Zarar ık üzerinde ık Giriş Verme sahtekarlık

2000 9776 158 245 10936 53864 303 74773 2001 9934 182 161 13090 64503 466 87396 2002 10012 93 227 13700 61132 396 84563 2003 10195 57 152 14657 57961 375 82749 2004 10569 10 273 14049 57802 786 82836 2005 8872 4 223 12561 56260 692 77249 2006 9500 2 217 14263 59384 1265 82832 2007 10882 8 156 15541 65516 1371 92270 2008 10478 3 181 16513 65085 1627 92793 2009 10944 10 356 18906 63084 1387 93539 2010 10263 10 174 18403 60887 1405 90147 2011 11244 11 191 17461 59266 1460 88573 2012 11629 15 189 19261 55786 1152 87037 2013 11029 20 262 21188 57610 1426 90439 2014 10621 32 258 19110 56800 1769 87611 2015 9516 12 329 16427 51189 1573 77765 Topla 165464 627 3594 256066 946129 17453 1372572 m (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

Hırsızlık, Gana'da büyük bir sorundur. Yıllar geçtikçe kitle iletişim araçları ve ön sayfalarda görülen hırsızlığının şiddetinin çoğunlukla talihsiz suç mağdurlarını afişe etmektedir. Hırsızlık, silahlı ya da silahsız olmak üzere işyerinde hırsızlık, konut, otoyol ve sokak hırsızlığı şeklinde ortaya çıkmaktadır. Küçük silahların, işsizliğin, uyuşturucu kullanımının, yetersiz mekansal ve konut planlamasının, mevzuat eksikliğinin ve siyasi iradenin artmasının, ülkedeki yüksek hırsızlık seviyesini nispeten açıklayan faktörlerden bazılarıdır. Hırsızlık olaylarının yıllara göre oranının yüksek olması, linç etmenin ortaya çıkmasına neden oldu. Adinkrah'a (2005) göre, mağdurların yaklaşık %50'si soygun veya hırsızlığa karışmakla suçlanmıştır. 1990

53 yılından 2000 yılına kadar Adinkrah (2005), ülkedeki gazete haberlerine ilişkin analizine dayanarak 46 linç olayı kaydetmiştir.

350 300 250 200 150 100 50

100.000 100.000 kişi başına oranı suç 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Year

Mala Zarar Verme Dolandırıcılık Hırsızlık

8 7 6 5 4 3 2 1 100.000 100.000 kişi başına oranı suc 0 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Year

Belge Üzerinde Sahtekarlık Yasadışı Giriş Kaçakçılık

Şekil 7: 100.000 Kişi Başına Mala Karşı İşlenen Suç Oranı (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra' dan elde edilen veriler)

Mala Karşı İşlenen suçlarda meydana gelen değişikliklerle ilgili olarak, rapor edilen olayların %15,7 oranında arttığı 2005 ve 2010 yılları hariç olmak üzere, mala zarar verme olan toplam olay sayısı 2000 yılından 2015 yılına kadar marjinal olarak gerilemiştir (Tablo 9). Ayrıca yasadışı girişle ilgili olaylarda meydana gelen değişiklikler ile 100.000 kişiye göre kanunsuz giriş oranı arasında keskin bir çelişki

54 olduğu görülüyor. Ortalama olarak, 100.000 kişi başına yasaya aykırı giriş oranı önemli ölçüde düşüktür. Ancak, 2000 ile 2015 yılları arasındaki olaylarda meydana gelen değişiklikler yüzde 419,1 oranında bir artış göstermiştir (Tablo 9). Bu, 2000 ile 2005 yılları arasında %128,4’lük ilk artışın ardından gerçekleşti. Ayrıca, 2000'den 2015'e kadar, dolandırıcılık davaları %50 oranında arttı. Bunların %46,5’i 2005 ve 2010 arasında, yaklaşık %15'i ise 2000 ile 2005 arasında gerçekleşmiştir.

Tablo 9, özellikle kaçakçılık vakalarının sayısında 2005 ve 2010 yılları arasında çok daha keskin bir artış olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak 2000 ile 2015 yılları arasındaki kaçakçılık davalarında %92,4’lük mutlak bir düşüş mevcuttur.

Tablo 9: Gana’da 2000-2015 yılları arasında Toplam Mala Karşı İşlenen Suçu Sayısındaki %Değişim

Mala Karşı 2000-2005 2005-2010 2010-2015 2000-2015 İşlenen Suçlar Mala Zarar Verme -9.2 15.7 -7.3 -2.7 Kaçakçılık -97.5 150 20 -92.4 belge üzerinde -8.9 -21.9 89.1 34.3 sahtekarlık Dolandırıcılık 14.9 46.5 -10.7 50.2 Hırsızlık 4.4 8.2 -15.9 -4.9 Yasadışı giriş 128.4 103.0 11.9 419.1 (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler)

3.4. Bölgesel Farklılıklar

Çalışmada analizin bir sonraki aşaması, suç düzeyindeki coğrafi farklılıkları ve suç seviyesini bölgesel düzeyde incelmektedir. Gana'nın genel suç profili, suç olaylarında önemli bir düşüş görülmektedir. Bununla birlikte coğrafi alan boyunca gerileme oldukça düzensizdir. Önceki araştırmalarda yaygın olarak araştırıldığı gibi, Kuzey Gana ile karşılaştırıldığında Güney Gana'da suç oldukça yüksek düzeyde görülmektedir. Kuzey-Güney bölünmesi ile ilgili olarak, suç yedi bölgeden (Büyük Akra, Ashanti, Doğu, Orta, Volta, Batı ve Brong Ahafo) oluşan Güney Gana'da oldukça yoğunlaşmıştır (Şekil 10). Yoksulluk riski, bölgelerdeki erkeklere bakıldığında kadınlarda daha yüksektir. Tablo 10’de gösterildiği gibi, özellikle Akra bölgesi, incelenen dönemde karşılaştırmalı olarak yüksek suç olaylarından

55 etkilenmiştir. Kuzey Gana (Kuzey bölgesi, Üst Doğu, Üst Batı) 2000-2015 yılları arasında çok düşük suç yoğunluğuna sahiptir. Doğal olarak, kuzey bölgeleri Güney Gana'ya nispeten yüksek bir göç yaşamaktadır. Hükümetler tarafından ekonomi ve planlama politikaları ile birleşince, sömürge geçmişinin yanlışları ve adaletsizliği, Gana'nın bazı bölgelerindeki yoksulluk ve eşitsizlik boyutunu güçlendirmiştir. Gana'nın kuzey bölgelerinin büyük bölümü İngiliz sömürge yönetimi tarafından görmezden gelinmiştir. Ulaştırma, eğitim ve kalkınma projeleri gibi kritik yatırımlar güneye yetiştirilen kaynağa yönlendirilmiştir (Bening, 1990). Bununla birlikte, bu bölgelerde marjinalleşme ve eşitsizlik seviyesine rağmen suç genel olarak düşüktür. Gana'daki coğrafi bölgeler arasındaki yoksulluk ve suç verilerinin ön incelemesi önemli bir ilişki olmadığını göstermektedir. GSS (2015) tarafından yayınlanan bir raporda, "Gana Yoksulluk Haritalama Raporu" nun eğilimi, yoksulluğun bölgesel ve semt düzeyinde dağılımını göstermektedir. Raporda, 2010 Nüfus ve Konut Sayımı (2010 PHC) ve 2012/2013 Gana Yaşam Standartları Anketi (GLSS6) verilerinden yararlanılarak yoksul nüfus sayımı ve Gana'daki tüm bölge için eşitsizlik bulunmaktadır. Aşağıdaki şekilde üç Kuzey bölgesinde yüksek düzeyde yoksulluğa rağmen suçun genel olarak düşük olduğunu iddia görülmektedir.

160 70,7 140 120 50,4 44,4 100 33,8 69,4

% 80 27,9 45,9 60 20,9 18,8 21,7 14,8 40 22 44,2 5,6 20 33,3 13,6 28,6 19,2 19,6 6,6 0

Yıllar Census GLSS 6

Şekil 8: Gana’da Bölgelere Göre Yoksulluk Sayısı (Kaynak: Gana İstatistik Servisi, 2010 Nüfus ve Konut Nüfus Sayımı ve GLSS6)

56

Ekonomik ve sosyolojik teorilerin çoğu yoksulluğun kriminojenik olduğu fikrini belirlemiştir (Carroll ve Jackson, 1983). Bununla birlikte, yoksulluk-suç ilişkisi kesin olarak belirlenememektedir. Deutsch ve diğerleri (1992), yoksulların (mutlak yoksulluk içinde yaşayanlar) bir suç faaliyetinde bulunma olasılığının, yüksek gelirli bireylerin aksine kendilerinin daha az önemli olduğu gerçeğine dayanarak oldukça yüksek olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu tür iddialar mikro birimler (mahalle, şehirler, bloklar vb.) için geçerli olsa da, aynı argüman makro ölçekte (bu örnekte, Gana'nın çeşitli bölgelerinde) haklı gösterilemez.

Tablo 10: Gana’da 2000'den 2015'e kadar bölgelere göre toplam suç sayısı

Yılla Greater Ashanti Eastern Central Volta Western Brong Norther Upper Upper r Accra Ahafo n West East 2000 79116 44953 20957 15013 11812 13886 12342 2786 1638 2372 2001 84450 49624 22457 16755 12765 16864 16342 2512 1870 2235 2002 95976 45271 18160 15323 12934 14923 15268 2581 1905 2470 2003 89106 45451 19183 17437 12783 14514 17899 2911 1668 2416 2004 90500 42749 19730 15966 12243 15148 17823 3090 2144 3264 2005 75916 33890 22233 18497 12893 17043 20213 2406 2115 2930 2006 91565 36641 23476 17627 12492 18326 17466 2146 1427 2922 2007 112360 35784 23607 19164 10160 18434 16594 2352 1698 2876 2008 113599 35502 20654 16057 10629 19359 16198 2658 2168 2999 2009 109743 36664 20745 18862 12287 22513 15856 2015 2003 3046 2010 106217 33429 21635 20262 10525 20983 15031 1909 1883 2317 2011 102204 36563 21767 20597 11085 19117 15017 1768 1800 1990 2012 96513 37914 18267 20612 12268 24625 12653 1989 2672 1607 2013 94284 36066 20235 20760 13777 17618 11383 2398 3418 1130 2014 86209 38753 20140 19504 12287 19719 8066 2153 3610 706 2015 73360 36551 19985 14515 12211 16186 7288 2441 3318 1019 Topl 1501118 625805 333231 286951 193151 289258 235439 38115 35337 36299 am

(Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler)

Batı bölgesindeki petrol aramalarının bu bölgedeki suç dinamiklerini etkilediği görülmektedir. Obeng-Odoom (2014), Batı bölgesinde petrol üretimine başlanmasından önce, üretimin başlaması esnasında ve sonrasında suç istatistiklerini

57 sistematik olarak karşılaştırmış ve bu iki değişken arasında çok yakın bir ilişki bulmuştur. Örneğin, 2003 ile 2006 yılları arasındaki ortalama suç, petrol üretiminin başladığı 2007-2010 yıllarına göre nispeten düşüktür (Obeng-Odoom, 2014). “Petrol patlaması”, yerli halkın çoğunun 0doğrudan yararlanmadığı çok sayıda istihdam olanağı yaratmıştır.

Fırsatların büyük çoğunluğu, şehir dışındaki göçmenler tarafından petrol sektörünün devam ettilmesi ve gerekli becerilere sahip oldukları için güvence altına alınmıştır. Esasen, petrol keşfinden elde edilen fırsatlar bölgedeki yerlilerin çoğunluğuna yeterince fayda sağlamamıştır. Özellikle Sekondi/Takoradi kent merkezlerinde, toprak ve mülkiyet sektörlerinde dolandırıcılık (Obeng-Odoom, 2014), soygun, hırsızlık, fuhuş vb. suçlarda önemli bir artış yaşanmıştır. Obeng-Odoom'un değerlendirmesi, petrol üreten ülkelerin genel eğilimi, böyle bir kaynağın hem nimet hem de lanet olduğunu göstermektedir. Klasik bir örnek vermek gerekirse silahlı çatışmaların ve diğer toplumsal huzursuzluğun büyük oranda çoğaldığı Nijerya'nın Nijer Deltası bölgesinde petrol arama çalışmalarının etkisi olduğudur.

Bu çalışma, Gana ve bu nedenle Batı bölgesi için böyle senaryolara işaret etmemektedir. Ancak bu tür senaryoları yönetmek için kilit aktörler ve paydaşlar tarafından uygulanabilir müdahaleler gerekmektedir.

58

Harita 4: Gana’da 100.000 Kişi Başına Düşen Toplam Suç Oranının Bölgesel Dağılımı (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

59

3%

Güney Gana Kuzey Gana 97%

Şekil 9: Gana’da 2000'den 2015'e kadar Suç Kümesi(Grubu). (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

Bölgeler arasındaki toplam suçun zamansal değişimlerinin özeti aşağıdaki Tablo 11’da sunulmaktadır. Büyük Akra bölgesi (%7,3), Ashanti bölgesi (%18,7), Orta bölge (%3,3), Doğu bölgesi (%4,6), Brong Ahafo bölgesi (%40), Kuzey bölgesinde (%12,4), Üst Doğu bölgesinde (%57), Üst Batı bölgesinde (%102,6) ve batı bölgelerinde (%16,6) suçun önemli ölçüde arttığı görülmektedir. Özellikle Üst Batı bölgesinde, 2005 ile 2010 yılları arasında kısa bir düşüşe rağmen 2000 ile 2005 yılları arasında ve 2010 ile 2015 yılları arasında toplam suç miktarında önemli bir artış gözlemlenmiştir. Suçların toplam suç olaylarında meydana gelen değişikliklere göre önemli ölçüde gerilemesine rağmen, 2005 ve 2010 yılları arasında suç oranı önemli ölçüde artarken neredeyse %40'a yaklaşmıştır. 2000 ve 2015 yılları arasında Büyük Akra ve Ashanti bölgesinde toplam suç miktarındaki genel düşüş; doğal, sosyal, ekonomik, politik ve ekolojik faktörlere dayandırılarak oldukça ilginç görülmektedir.

60

Tablo 11: Gana’da Bölgesel Suçta 2000'den 2015'e Yüzdesel Değişiklikler

Bölgeler 2000-2005 2005-2010 2010-2015 2000-2015 Greater Accra -4.0 39.9 -30.9 -7.3 Ashanti -24.6 -1.4 9.3 -18.7 Eastern 6.1 -2.7 -7.6 -4.6 Central 23.2 9.5 -28.4 -3.3 Volta 9.2 -18.4 16.0 3.4 Western 22.7 23.1 -22.9 16.6 Brong Ahafo 63.8 -25.6 -51.5 -40.9 Northern -13.6 -20.7 27.9 -12.4 Upper West 29.1 -10.9 76.2 102.6 Upper East 23.5 -20.9 -56.0 -57.0 (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

3.5. Suç Türüne Göre Bölgesel Farklılıklar

Aşağıdaki haritalar, Gana'daki coğrafi bölgelerdeki önemli suçların mekansal dağılımını göstermektedir. Suçun sadece coğrafi alanda farklılık göstermediğini, belirli suç türlerinin diğerlerine kıyasla belirli alanlarda yoğunlaştığı konusunda oldukça fazla sayıda araştırma yapılmış olmasına rağmen bu araştırmalar yeterli bulunmamaktadır.

3.5.1 Saldırıların Bölgesel Dağılımı

Saldırı oranının en yüksek olduğu bölge, Büyük Akra (2000 ve 2015 yılları arasında 100.000 kişi başına ortalama saldırı oranı 918,14) bölgesi, ardından Ashanti bölgesi (2000'den 2015'e kadar her 100.000 kişi için ortalama 331,48), Doğu bölgesi (2000 ile 2015 yılları arasında her 100.000 kişi için ortalama 322,67) ve Orta bölgeler (2000 ile 2015 yılları arasında 100.000 kişi için ortalama 319.42) olmuştur. Saldırı oranındaki düşüş, 2000 yılında 100.000 kişiye karşılık 66.83 oranındadır. 2009 yılında neredeyse yarısı kadar (100.000 kişiye 32.72) ve 2015'te (100.000 kişiye göre 17.65) Kuzey bölgesinde azalış daha belirgin hale gelmiştir. 2000 ile 2015 yılları arasındaki saldırı oranı, tüm Doğu bölgelerinde ortalama olarak düşüş göstermiş olsa da (2000 ile 2015 yılları arasında %15'lik bir düşüş oranı ile), tüm bölgelerde belirgin bir düşüş

61 egemen olmuştur. Kuzey bölgesi (%59) ve Brong Ahafo bölgesi (%75,77) aynı dönemde düşüş oranını fazlasıyla yaşamıştır. Appiahene-Gyamfi özellikle Akra'daki saldırı dinamikleri konusunda ayırt edici bir bakış açısı sunmaktadır.

Harita 5: Gana’da Her 100.000 Kişi İçin Saldırı Oranı (2000-2015). (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra’dan elde edilen veriler).

62

3.5.2. Adam öldürmenin Bölgesel Dağılımı

McDonald, cinayet hakkında; "İnsana bilimsel açıdan bakarsak diğerlerini suçlu buluyor ve yalnızca hayvanların nadiren yaptığı kendi türlerini değil, diğer tüm türlerin dokunulmazlığını da öldürüyor; öldürmek için bir avantaj değil olanları köleliğe tabi tutuyor. İnsan türünün bencilliği diğerlerinden daha üstün" diyerek bu gözlemi sunmaktadır (McDonald, 1893: 34).

2000 ile 2015 yılları arasındaki cinayet oranlarında, Kuzey, Üst Doğu, Üst Batı, Volta, Doğu ve Brong Ahafo bölgeleri olmak üzere beş bölgede yüzdesel artış kaydedilmiştir. Özellikle Üst Batı bölgesi, 2000 yılında 100.000 kişi başına 0.52 iken 2015'te 2.07'ye yükselerek cinayet oranında %297,2'lik bir artış yaşamıştır. Bu oranı aynı zamanda %22,24'lük artış yaşayan Kuzey bölgesi izlemiştir. Brong Ahafo bölgesinde ise 2000 ile 2015 yılları arasında cinayet oranında %19’luk artış kaydedilmiştir. Aynı dönem içerisinde %36,42'lik bir düşüş görülmesine karşın, 2000 ile 2015 yılları arasında Büyük Akra bölgesinde 100.000 kişi başına ortalama cinayet oranı 2.06 idi. Önemli bir diğer ilgi alanı da Volta bölgesidir. 2000 ve 2015 yılları arasında Büyük Akra bölgesine benzer şekilde Volta bölgesinde ortalama suç oranı 2,06 olarak kaydedilmiştir. Bununla birlikte, bölgenin cinayet oranında %6.48'lik bir artış ve 2003 yılında 100.000 kişi başına 3.69 kadar yüksek cinayet oranı yaşanmıştır. Ashanti bölgesi (100.000 kişi başına 3.72 cinayet) ve Üst Doğu (100.000 kişi başına 3.15 cinayet) gibi diğer bölgeler, 2001 ve 2009'da göreceli olarak daha yüksek bir cinayet oranı yaşamıştır.

63

Harita 6: Gana’da 100.000 Kişi Başına Düşen Cinayet Oranı (2000-2015). (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

3.5.3. Tecavüzün Bölgesel Dağılımı

Tecavüz, Büyük Akra ve Doğu bölgelerinde oldukça yaygındır ve onu Brong Ahafo, Orta, Volta ve Ashanti bölgeleri izlemektedir. Doğu bölgesinde 100.000 kişi başına düşen tecavüz oranı ilgi çekicidir. Bölge (2000'den 2015'e kadar 100.000 kişi başına 65.04 tecavüz), Büyük Akra bölgesinden sonra ikinci en yüksek tecavüz

64 yoğunluğunu (2000'den 2015'e kadar 100.000 kişi başına 89.11 tecavüz) kaydederken, tecavüz oranının %82,87'si aynı dönemde görülmüştür. 2000 yılından 2003 yılına kadar, Doğu bölgesinde çok yüksek tecavüz oranları kaydedilmiştir. Örneğin, 2000 yılında 100.000 kişi başına tecavüz 10.06 iken, 2003 yılında 11.5'e yükselmiştir. Bununla birlikte, 100.000 kişilik nüfusa yönelik tecavüz 2004 yılında 4.43 iken, 2015 yılı itibariyle 1.72'ye gerilemiştir.

Harita 7: Gana’da 100.000'e Kişi Başına Düşen Tecavüz Oranı (2000-2015). (Kaynak:SITU)

65

3.5.4. Tehdit Altında Olan Bölgelerin Dağılımı

Tehdit altındaki bölgeler, Büyük Akra bölgesi (2000 ile 2015 yılları arasında 100.000'de ortalama 260), ardından Ashanti, Doğu ve Orta bölgeleridir (aslında tüm Güney Gana'da tehdit oranı genel olarak yüksekti). Toplam tehdit olaylarının yaklaşık %33,45'i 2000'den 2015'e kadar Büyük Akra Bölgesi'nde yoğunlaşmıştır. Ancak, tehlike oranlarındaki değişim yüzdesi, 2000 ile 2015 yılları arasında %1236,45 artışla Brong Ahafo bölgesinde olağanüstü derecede yüksektir. Tehdit suçu, bu bölgedeki 100.000 kişilik nüfusa oranla 2000 yılında 2.04 iken, 2005 yılında 110,91’e yükselmiş, 2015 yılında ise 27.24'e gerilemiştir. Aynı dönemde tehdit oranında yüzdelik artış gösteren bir diğer bölge Doğu Bölgesi'dir (%20,65).

Harita 8: Gana’da 100.000 (2000-2015) Kişi Başına Düşen Tehdit Oranı (Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler).

66

3.5.5. Mala Zarar Verme Oranı Bölgesel Dağılımı

Mala zarar verme oranı, 2000 ile 2015 yılları arasında Büyük Akra bölgesinde (%33,69) oldukça yoğunlaşmıştır. Ancak bu d0üşüş aynı zamanda %41,16 (2000'de 100.000’ de 136.25 iken 2015'de 80.16'ya) kadar önemli miktarda meydana gelmiştir. Ayrıca, Doğu (%12.26) ve Orta (%10,88) bölgelerde cezai yaptırım gerektiren fiillerin yoğunlaşması dikkat çekicidir. 2000'den 2015'e kadar bu bölgelerdeki cezai yaptırım gerektiren fiillerin 100.000 kişi başına ortalama oranı sırasıyla 43.39 ve 38.53'tür.

Harita 9: Gana’da 100.000’de Mala Zarar Verme Oranı (2000-2015). Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra’dan elde edilen veriler.

67

3.5.6. Hırsızlığın Bölgesel Dağılımı

McDonald'a göre, (1893:204) "hırsızlık en yaygın ve düzeltilmesi en zor suçtur". Gerçekten de hırsızlık suçunun oranı 2000 ile 2015 yılları arasında Gana içinde genel bir düşüş göstermesine rağmen, Büyük Akra Bölgesi ve Ashanti'de 2000 ile 2015 yılları arasındaki oranı yüksek seviyelere ulaşmıştır. Örneğin, 2000 ile 2015 yılları arasındaki hırsızlık oranındaki yıllık değişim yüzdesi, Büyük Akra bölgesinde %40,95, Ashanti bölgesinde %39,47, Brong Ahafo bölgesinde %51,72, Üst Batı bölgesinde %36,15 oranında azaldı. Orta (%32), Volta (%32,84), Batı (%20.56), Doğu (%24,82) ve Kuzey bölgesinde (%31,52) benzer bir düşüş yüzdesi gözlemlenmiştir. Öte yandan Üst Doğu bölgesi aynı dönem içerisinde yüzde 46,52'lık hırsızlık oranının nispeten daha yüksek oranda artmasına neden olmuş ve 2000, 2001 ve 2008 yıllarında 100.000’e 2015'de ise 102.55'e yükselmiştir.

68

Harita 10: Gana’da 100.000’de Hırsızlık Oranı (2000-2015). Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler

69

3.5.7. Dolandırıcılığın Bölgesel Dağılımı

Bildirilen dolandırıcılık suçlarının ezici çoğunluğu, Büyük Akra bölgesinde (2000 ile 2015 yılları arasında 100.000 kişi için ortalama 220,93) gerçekleşmektedir. Örneğin, 2000 yılında Büyük Akra'daki 100.000 kişide dolandırıcılık 186,39 iken, 2001-2014 yılları arasında yükselerek 2015 yılı itibariyle 100.000 kişi için 169,62’ye geriledi. Ayrıca, 2000 ve 2015 yılları arasında Büyük Akra bölgesi (%9), Brong Ahafo (%16,16), Volta (%10,67) ve Yukarı Batı bölgesi (%23,13) düşüş yaşadı. Diğer bölgelerde özellikle Kuzey bölgesinde (%44,22), Batı'da (34.15), Doğu’da (%21,10) ve Orta Bölgelerde (%17,51) yüksek dolandırıcılık oranları yaşanmıştır. Batı bölgesindeki dolandırıcılık oranındaki göreli artış, mülk ve gayrimenkul talebini artıran ve dolandırıcıların uğrak yeri olan petrol arama çalışmalarına bağlanabilir.

70

Harita 11: Gana’da 100.000’de Dolandırıcılık Oranı (2000-2015). Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler.

71

3.5.8. Kaçırılanların Bölgesel Dağılımı

2000-2015 yılları arasındaki Büyük Akra, Batı, Volta ve Orta bölgelerdeki kaçırılma olaylarının toplanması da 100.000 kişi başına düşen oranla ifade ediliyor. Batı ve Üst Doğu bölgeleri bu konuda özel bir ilgi ve daha fazla inceleme gerekmektedir. Kaçırılma oranı, 2000-2005 yılları arasında Üst Doğu bölgesinde %250,85, Batı bölgesinde ise %114,24 oranında artış göstermiştir. Kaçırılma olaylarının çoğu için gerekçe olarak evlilik gösterilmektedir.

Harita 12: Gana’da 100.000’de Kaçırılma Oranı (2000-2015). Kaynak: İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Merkezi-Akra'dan elde edilen veriler.

72

3.5.9. Gana'nın Fiziki Coğrafyası ve Suç

Bitki örtüsü, topografya ve iklim gibi fiziki ortamın bazı özellikleri suç davranış kalıplarını etkiler. Ne yazık ki, Gana'daki fiziki coğrafya ve suç davranışı dağılımı arasındaki ilişki hakkında çok az araştırma yapılmıştır. Suç ile bitki örtüsü arasındaki ilişkinin hem makro hem de mikro düzeylerde algılanması mümkündür. Yaprak Döken Orman ve Doğu Geçici Ekolojik Bölgede bulunan Doğu, Ashanti ve Batı bölgeleri, insan sağlığı ve sürdürülebilirliği üzerinde neticelenen sonuçlarla çevresel suçlar yüksek yoğunluğa sahiptir. İklim-suç ilişkileri konusunda iki destekleyici perspektif vardır. Bunlardan birincisi mekansal perspektif olarak, farklı iklim koşullarına sahip belirli coğrafi bölgeler tartışmalı olarak önemli bir suç yoğunluğuna sahiptir (hem deterministik hem de possibilist yaklaşım). İkinci olarak zamansal bir ölçekte, günlük, aylık ve mevsimlik iklim değişimlerinin her zaman belli suç türlerini ortaya çıkarmasına bağlıdır. Örneğin, Sekhri ve Storeygard (2014) tarafından iklim değişkenliğinin Hindistan'daki kadınlara etkisini araştıran bir çalışmada, ortalama bir yağış miktarının kadına yönelik aile içi şiddetin olasılığını artırdığını tespit etmiştir. Gana'da mevcut iklim-suç ilişkisi ile ilgili bazı temel varsayımlar mevcut modellere ve mevcut verilere dayanarak yapılabilir. Örneğin, geçiş ve kıyı bölgeleri ile yüksek bimodal yağış dağılımı olan Güney orman bölgesi, yüksek bir suç yoğunluğuna sahiptir. Bununla birlikte, yağış süresi düşük olan Kuzey bölgeleri tüm yıl boyunca düşük suç oranlarına sahiptir. Gana, yasadışı madencilikle halk arasında "Galamsey" ve yasadışı kerestecilik olarak anılan çevre ve doğal kaynak suçlarında bir artışa tanık olmaktadır. Bu suçlar, Batı, Ashanti ve Doğu, Brong Ahafo bölgelerindeki zengin kaynaklı bölgelerde daha fazladır. Yasadışı madencilik faaliyetleri, esasen çevre üzerindeki yıkıcı etkisinden dolayı önemli oranda ilgi görmektedir. Saldırı, tehdit, cezai hasar, yasadışı giriş ve hatta cinayet hakkında yaygın raporlar yasadışı maden faaliyetleriyle ilişkilendiriliyor.

73

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

GANA'DAKİ SUÇLARIN BELİRLEYİCİLERİ

4.1 Sosyo-Ekonomik Nedenler

İki değişkenli istatistiksel yöntemden elde edilen sonuçlar Gana'daki suçun temel demografik ve sosyo-ekonomik koşullar arasındaki ilişkiden gerçek çıkarımlar yapmayı mümkün kılmaktadır. Spearman korelasyon katsayısının sadece değişkenler arasındaki varsayımsal bir ilişkiyi açığa çıkardığını belirtmek önemlidir. Ana bağımlı değişken, bölgeler için elde edilen suç oranıdır. Bağımsız değişkenler bölüm 3'teki özet tablo 4’te bulunmaktadır. Spearman korelasyon katsayısının sonucu, kullanılan demografik ve sosyo-ekonomik değişkenlerin çoğunluğu ile Gana'da suç arasında güçlü bir pozitif ilişki olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, belirli sosyo- ekonomik değişkenler, çeşitli suç türleri ile daha güçlü bir korelasyon oluşturmaktadir. Diğer değişkenler suç ile daha zayıf bir ilişki açığa çıkarma0sıyla birlikte suçluluk üzerinde daha düşük bir etki derecesine sahip olduğunu göstermektedir. Spearman korelasyon katsayısının sonuçları aşağıdaki tablolarda bulunmaktadır. Tablo 12’de 2000 yılı sonuçlarını, Tablo 13'de 2010 yılı sonuçlarını içermektedir. Örneğin 2000 yılında on bölgenin her birinde toplam suç oranı, sosyo- ekonomik değişkenlerin yüzde payı, nüfus yoğunluğu, kentleşme, hanehalkının yüzdesel payı ve kullanılan yaş gruplarının yanı sıra iki temel din grubu olarak ifade edilen Hıristiyanlık ve dini aidiyetleri olmayan dinler toplam nüfusla karşılaştırıldığında yüksek korelasyona sahip olmaktadır. Toplam suç, kamu ve bileşik konutta yaşayan nüfusun payı ile de oldukça ilişkiliydi. Suç çeşitlerine dayanarak, saldırı, hırsızlık ve cezai hasar, kullanılan demografik ve sosyo-ekonomik değişkenlerin çoğuyla yüksek korelasyona sahiptir (Tablo 12). Beklendiği gibi, 15-19 ve 20-24 yaşlarındaki genç nüfus; saldırı, hırsızlık ve hasar meydana getirme gibi suçlarla yakından ilişkili olmasına rağmen soygunlarla ilgili olarak benzer ilişki olduğu söylenemez. Birkaç çalışma gençlerin ve yetişkinlerin özellikle de erkek olan yetişkinlerin gözaltına alınma oranının kadınlardan ve diğer yaş gruplarından daha yüksek olduğunun ampirik kanıtlara dayanarak öngörmüştür (Agnew, 1992; Freeman, 2000, Grogger 1997; Richardson ve Budd 2003). Genellikle

74

Yaş-Suç Eğrileri kullanılarak gösterilen yaş-suç ilişkisi, 15-20 yaş arasındaki genç erkekler arasında suç oranının orantısız bir şekilde yüksek olduğunu göstermektedir (Hirsch ve Gottfredson, 1983; Federal Araştırma Bürosu, 1983; Farrington, 1986). Hane halkı nüfusunun tüm bölgelerdeki payı, tüm suç türleriyle güçlü şekilde ilişkili görünmektedir. Benzer bir durum, kamu ve bileşik konutlar ile suç kategorilerinin çoğunluğu arasındaki ilişkide savunulabilir. (Tablo 12). Ayrıca, hanehalkının yüzde payı tüm suç kategorileriyle oldukça ilişkilendirilmiştir. Hanehalkı ve suçluluğun bu belirgin eğilimi rutin etkinlik teorisi (vesayet sistemi) ile açıklanabilir. Çeşitli suç kategorileri ve açıklayıcı değişkenler arasında oldukça güçlü bir negatif korelasyon vardır. Analiz; kırsal nüfus, ortalama hanehalkı büyüklüğü, okur yazar olmayanların oranı ve bazı etnik ve dini gruplar arasında negatif bir korelasyon ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca 2000 yılında yüzde işsizlik (toplam işsizlik ve işsiz erkek sayısı) ile çeşitli suç kategorileri arasında bir korelasyon görülmemektedir. 2010 yılında suç türleri arasında saldırı, hırsızlık, tehdit ve cezai hasar, kilit sosyo-ekonomik ve demografik değişkenlerle daha olumlu bir ilişki ortaya çıkardı. 2010'da işsizlik; toplam suç oranı, saldırı, hırsızlık, tehdit ve hasara neden olan suçlar ile çok kuvvetli bir pozitif ilişki ortaya koymuştur. Suç ve belirli açıklayıcı değişkenler arasında zayıf bir korelasyon da ortaya çıkmaktadır. Nitekim nüfusun ve suç kategorilerinin toplam payı arasında gerçekten zayıf bir korelasyon vardır. Suçluluk, 15 ile 19 yaş grubu arasındaki insanlar ve aynı zamanda önemli etnik ve dini gruplar da zayıf bir ilişki ortaya koymaktadır. Bazı durumlarda okur yazar olmayan Gurma etnik grubu ve cinayet gibi açıklayıcı değişkenler o zamanlara kadar hiçbir korelasyon göstermemektedir (Tablo 13).

75

Tablo 12: Spearman'ın Suç ve Sosyo-Ekonomik Belirleyicilerle İlişki Katsayısı (2000).

Bağımlı değişkenler Bağımsız Değişkenler Toplam Saldırı Cinayet Tecavüz Hırsızlık Tehdit Mala (%) suç oranı Zarar Verme Nüfus payı .701* .726* .544 .546 .681* .494 .693* Nüfus yoğunluğu .839** .833** .583 .566 .830** .851** .879** Kentsel .723* .815** .482 .529 .697* .517 .685* Kırsal -.723* - -.482 -.529 -.697* -.517 -.685* .815** Ev halkı .912** .902** .756* .667* .894** .753* .906** Ortalama hanehalkı -.791** -.736* -.740* -.814** -.789** -.656* -.777** büyüklüğü Yaş grupları 15-19 .729* .787** .474 .602 .717* .448 .729* Yaş grupları 20-24 .741* .787** .544 .630 .717* .509 .729* Yaş grupları 25-29 .699* .729* .583 .603 .673* .517 .685* Yaş grupları 30-34 .699* .729* .583 .603 .673* .517 .685* Dinsiz .748* .802** .643* .523 .721* .456 .733* Hıristiyanlar .900** .912** .724* .652* .879** .717* .891** İslâm -.183 -.037 -.454 -.414 -.201 -.165 -.188 Geleneksel din -.736* -.729* -.744* -.480 -.697* -.650* -.661* Diğer din .359 .365 .362 .228 .333 .347 .345 Cahil -.948** - -.744* -.763* -.952** - -.927** .869** .778** Cahil erkekler -.973** - -.704* -.800** -.976** - -.952** .918** .766** İşsiz -.134 -.170 -.261 -.486 -.152 .122 -.139 İşsiz erkekler -.134 -.170 -.261 -.486 -.152 .122 -.139 Toplu Konut .811** .848** .675* .624 .778** .652* .790** Bileşik gövde .863** .900** .623 .585 .842** .681* .855** Akan .598 .659* .625 .318 .559 .488 .559 Ga-Dangme .814** .835** .706* .827** .790** .558 .802** Ewe .729* .608 .784** .899** .745* .644* .758* Guan .116 .061 .141 .474 .152 .043 .164 Gurma -.249 -.207 -.281 .031 -.212 -.249 -.152 Mole-dagbani -.547 -.438 -.724* -.782** -.564 -.450 -.552 Grusi .341 .534 .081 .219 .322 .165 .401 Mande .378 .527 .141 .151 .359 .299 .450 Diğer etnik gruplar -.547 -.559 -.724* -.560 -.503 -.498 -.564 Kadın başkanlı haneler .717* .657* .603 .683* .745* .608 .758* NOT **. Korelasyon, 0,01 seviyesinde (2-kuyruklu) anlamlıdır. *. Korelasyon, 0,05 düzeyinde (2-kuyruklu) anlamlıdır.

Suç verileri İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Genel Merkezi, Akra'dan elde edildi. Demografik ve sosyo-ekonomik değişkenler 2000 nüfusu ve konut sayımından elde edilmiştir.

76

100 100 80 R² = 0,9275 80

60 (%) 60

(%) 40 40 Kırsal Kırsal 20 20 R² = 0,9249 Kentsel Kentsel 0 0 0 1000 2000 3000 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam … 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam …

25 1000 20 R² = 0,6299 800 R² = 0,8637 (%) 15 600 10 400

Ev halkı Ev 5 200

0 Nüfusyoğunluğu 0 0 1000 2000 3000 -200 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam … 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam …

40 25 (%)

(%) 30 20 R² = 0,62

R² = 0,8466 19 - 15 20 10

10 5 TopluKonut 0 0

0 1000 2000 3000 Yaş grupları 15 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam … 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam …

30 30

24 24 29 - - 20 R² = 0,7039 20 R² = 0,6986

10 10

(%) (%) 0 0

0 1000 2000 3000 0 1000 2000 3000

Yaş Yaş grupları 20 Yaş grupları 25 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam … 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam …

25 100

20 R² = 0,6554 80

34(%) (%) - 15 60

30 10 40 5 Cahil 20 R² = 0,7298 0 0

0 1000 2000 3000 0 1000 2000 3000 Yaş Yaş grupları 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam… 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam …

Şekil 10: 2000'de seçilen değişkenler için dağılım grafiği

77

80

60 (%) 40

20

0 R² = 0,6618 Cahil erkekler Cahilerkekler 0 1000 2000 3000 -20 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam suç oranı

Şekil 11(Devam): 2000'de seçilen değişkenler için dağılım grafiği

Tablo 13: Spearman'ın Suç ve Sosyo-Ekonomik Belirleyicilerle İlişki Katsayısı (2010)

Bağımlı değişkenler Bağımsız Değişkenler Toplam Saldırı Cinayet Tecavüz Hırsızlık Tehdit Mala (%) suç oranı Zarar Verme Nüfus payı .467 .552 .261 .051 .503 .578 .552 Nüfus yoğunluğu .745* .709* .696* .556 .636* .657* .806** Kentsel .806** .758* .609 .455 .733* .754* .806** Kırsal -.806** -.758* -.609 -.455 -.733* -.754* -.806** Ev halkı .770** .818** .609 .417 .745* .833** .818** Ortalama hanehalkı -.915** - -.701* -.731* -.835** - -.933** büyüklüğü .866** .847** Yaş grupları 15-19 .430 .503 .261 .013 .479 .529 .527 Yaş grupları 20-24 .612 .709* .435 .139 .636* .736* .648* Yaş grupları 25-29 .612 .709* .348 .189 .636* .729* .648* Yaş grupları 30-34 .608 .705* .349 .190 .644* .726* .663* Dinsiz .491 .552 .609 .076 .539 .565 .564 Hıristiyanlar .782** .830** .609 .379 .770** .845** .830** İslâm -.236 -.224 -.348 -.505 -.285 -.201 -.261 Geleneksel din -.915** - -.522 -.669* -.794** - -.818** .842** .839** Diğer din .818** .867** .609 .493 .806** .875** .867** Cahil -.418 -.321 0.000 -.707* -.406 -.334 -.382 Cahil erkekler -.624 -.503 -.174 -.909** -.588 -.511 -.576 İşsiz .830** .879** .609 .455 .830** .888** .879** İşsiz erkekler .842** .891** .609 .455 .818** .900** .855** Toplu Konut .770** .842** .609 .455 .758* .857** .794** Bileşik gövde .794** .806** .609 .417 .758* .815** .842** Akan .736* .729* .524 .298 .620 .732* .675* Ga-Dangme .863** .924** .567 .602 .900** .933** .912** Ewe .596 .644* .567 .526 .632* .659* .657* Guan -.018 -.067 -.087 .076 .030 -.073 .042 Gurma -.382 -.297 0.000 -.518 -.321 -.316 -.297 Mole-dagbani -.612 -.552 -.522 -.770** -.612 -.541 -.588 Grusi -.498 -.505 -.611 -.545 -.480 -.421 -.505 Mande .067 .164 .348 -.455 .018 .116 .103 Diğer etnik gruplar -.079 -.018 .087 -.253 -.091 -.049 .018 Kadın başkanlı haneler .612 .515 .696* .556 .503 .492 .624

78

NOT **. Korelasyon, 0,01 seviyesinde (2-kuyruklu) anlamlıdır. *. Korelasyon, 0,05 düzeyinde (2-kuyruklu) anlamlıdır. Suç verileri İstatistik ve Bilgi Teknolojileri Birimi (SITU), CID Genel Merkezi Akra'dan elde edildi. Demografik ve sosyo-ekonomik değişkenler 2010 nüfus ve konut sayımından elde edilmiştir.

100 100

80 R² = 0,8283 80 (%)

60 (%) 60

40 40 Kırsal Kırsal Kentsel 20 20 R² = 0,8283 0 0 0 1000 2000 3000 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre … 100.000 kişilik nüfüsa göre …

25 30 20 R² = 0,5167 R² = 0,616 15 (%) 20 10 10

5 İşsizlik 0 0 Nüfusyoğunluğu 0 1000 2000 3000 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam … 100.000 kişilik nüfüsa göre …

30 30

(%) 25 25

R² = 0,6972 (%) R² = 0,6806 20 20 15 15 10 10

5 5 TopluKonut İşsiz İşsiz erkekler 0 0 0 1000 2000 3000 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam … 100.000 kişilik nüfüsa göre …

25

(%) 20 R² = 0,5167 15 10 5

Bileşik Bileşik gövde 0 0 1000 2000 3000 100.000 kişilik nüfüsa göre toplam …

Şekil 12: 2010'da Seçilen Değişkenler için Dağılım Grafiği

79

2000 ve 2010 yıllarında suçun belirleyicileri ile karşılaştırıldığında, suçluluk düzeyinde ve açıklayıcı değişkenlerde bazı belirgin değişiklikler ortaya çıkmaktadır. Örneğin, 2000 yılındaki bölgesel nüfustaki oranı (toplam suç oranı, saldırı, hırsızlık ve cezai hasar) ile korelasyona girmiştir. İlginç bir şekilde 2010 yılında bölgesel nüfustaki yüzde pay ile suçluluk arasında herhangi bir ilişki yoktu (Tablo 12 ve 13). Bu ironiktir, çünkü genel bir anlayış nüfusun yükselmesiyle suç seviyesinin istikrarlı bir yörüngede yaşanmasıdır. Shaw ve McKay'in 1950'lerdeki Chicago Okulu'ndaki en önemli eseri, nüfus-suç ilişkilerini desteklemek için mükemmel bir referans noktasıdır. Onların kanıta dayalı çalışmaları demografik değişimlerin suç ve suçluluğa bağlı olarak değiştiğini ortaya koymaktadır (Shaw ve McKay 1942/1969). Suçun yaşa özel bir korelasyonu, 2000 yılında toplam suç oranı, saldırı, hırsızlık ve cezai hasarın önemli ölçüde katkıda bulunduğu 15 ila 24 yaş arasındaki yaş gruplarıyla karşılaştırıldığında nispeten daha yüksekti.

4.2 Nüfus Yoğunluğu ve Hanehalkı Özellikleri

Nüfus artışı ve yoğunluğu, suçun mekân ve zaman içindeki doğası ve dağılımı hakkında daha iyi bir açıklama sağlamıştır. Esasen nüfus yoğunluğu ve suç oranı arasında belirgin bir pozitif ilişki vardır. Gana ile ilgili olarak nüfus artışı son on yılda güneyde aşırı oranda artış gösterdi ve yoğunluk gösteren bölgelerle birlikte istikrarlı bir ilerleme kaydetti (Şekil 13).

3,5 3,2 3 2,7 2,5 2,3 2,4 2,4 2,3 2,5 2

gelişme 1,5 % % 1 0,5 0 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2015 Nüfus Gelişimi (yıllık %) Doğrusal (Nüfus Gelişimi (yıllık %)) Years

Şekil 13: Gana’da Yıllık Nüfus artış hızı %1960-2015. Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, 2017

80

Harita 13: Bölgelere göre Nüfus yoğunluğu ve toplam suç oranı dağılımı (2000-2010)

Harita 14: Gana’da Toplam hanehalkı sayısı ve toplam suç oranı (2000 ve 2010).

81

4.3. Kentleşme

Her türlü kentleşmeyle suç arasındaki bağlantı konusunda temel algı çok iyi ifade edilmiş ve belgelenmiştir. Spearman'ın korelasyon katsayısı yöntemi, kentleşmeyle bazı seçilmiş suç türleri arasında oldukça güçlü bir ilişki ortaya koymuştur. Gana'da kentleşmenin büyümeye devam etmesine rağmen son on yıllık dönem kentsel büyümede bir düşüşe tanık oldu ve 1960 seviyelerinden belirgin bir sapma gösterdi (Şekil 14).

8 6,7 7

6 4,7 5 4 4,1 3,9 4 3,5 3,1 3

2 Kentsel nüfus gelişme nüfus Kentsel (%) gelişme 1

0 1960 1970 1980 1990 2000 2010 2015 Yıllar

Şekil 14: Gana'da Kentsel Nüfus Artışı (Yıllık%) Kaynak: Dünya Kalkınma Göstergeleri, 2017 Akra bölgesinin başlıca şehir merkezleri (2000 ve 2010 yılları arasında %4.25 olan kentsel büyüme oranı) ve Ashanti bölgesinde Kumasi (2000 ve 2010 yılları arasında %5.63'lük kentsel büyüme oranı) yanı sıra Sekondi/Takoradi petrol üretimi nedeniyle Batı bölgesi (2000 ve 2010 yılları arasında %4.43'lük kentsel büyüme oranı), toplam suç oranının yükselmesine neden olmuştur (Harita 15).

82

Harita 15: Gana’da Kentleşme ve Toplam Suç Oranı (2000 ve 2010).

4.4. İşsizlik

Gana ekonomisi resmi ve gayri resmi sektörleri kapsamaktadır. Resmi sektöre göre nitelendirilmiştir. İstihdamın çoğunluğu, kayıt dışı sektör ve düşük ücretli işlerde mikro ve küçük işletmeler tarafından nitelendirilen kayıt dışı sektörde (%80) yoğunlaşmıştır (Gana Yaşam Standartları Araştırması V 2005/2006). Aynı şey, 2010'da tartışılmamasına rağmen, açık bir şekilde suç ve işsizlik arasında hiçbir korelasyon bulunmadığı görülüyor. Aşağıdaki şekillerde de görüldüğü gibi, işsizlik Güney Gana'da, özellikle Büyük Akra, Ashanti, Batı ve Doğu bölgelerinde oldukça yüksekti. Bu alan 2010 yılında toplam suç oranının da aynı oranda arttığını göstermiştir.

83

Harita 16: Gana’da İşsizlik ve toplam suç oranı (2010)

4.5. Mülkiyet Hakkı Düzenlemesi

Analiz, bazı suç türleri ve mülkiyet hakkı düzenlemesi (kamu ve bileşik konut) arasında nispeten güçlü bir istatistiksel ilişki bulmuştur. 2000'de kamu konutlarında barınan ve suç teşkil eden (toplam suç oranı, saldırı, hırsızlık ve cezai hasar) insanların yüzdesi arasındaki ilişki çok pozitiftir. Benzer bir durum, 2010'da kamu konutları ile suçluluk arasındaki ilişkinin kanıtıdır. Bileşik konutta yaşayan insanların oranı da 2000 ve 2010'da göreceli olarak güçlü bir pozitif korelasyon oluşturdu. Bir bileşik konutta yaşayan insanların oranı, Büyük Akra, Doğu ve Batı bölgelerinde yoğunlaşmış ve bu bölgeler aynı zamanda hem 2000 hem de 2010’da yüksek suç oranları belirtileri göstermiştir.

84

Harita 17: Gana’da Mülkiyet Hakkı Düzenlemesi ve Toplam Suç Oranı (2000 ve 2010)

Harita 18: Gana’da Bileşik Konut ve Toplam Suç Oranı (2000 ve 2010).

85

SONUÇ VE ÖNERİLER

Bu araştırma, örnek olarak Gana'yı kullanarak suç alanını araştırmaktadır. Suç, genetik olarak doğuştan gelen bir olgu değil aksine sonradan edinilen psikolojik, çevresel faktörlere dayanır. Coğrafyanın suç araştırmasına katkısı, suç yoğunluğunun yüksek olduğu alanların belirlenmesine ve suçun yaygınlaşmasının önlenmesine yönelik stratejilerin oluşturulmasına dayanarak eşsiz görülmektedir. Bir toplumun kendisini suçtan arındırması imkansızdır. Fırsat yapıları olduğu sürece olası yerlerde az da olsa suç ortaya çıkacaktır. Çalışmada, Büyük Akra, Ashanti, Doğu bölgelerinde beklenen şekilde önemli bir suç eğilimi bulundu. Suç sorununun belirleyici ve belki de anlamlı açıklaması, ülkenin bazı bölgelerinde çeşitli kısıtlayıcı faktörlerden kaynaklanıyor olduğudur. Sosyo-ekonomik ve demografik özelliklere sahip bu açıklayıcı faktörler, Gana'daki bölgeler arasında bir suç profili meydana getirmiştir. Çalışma, kullanılan bağımsız değişkenlerin yaklaşık %90'ının suç ve ana kategorileri ile güçlü bir şekilde benzeştiklerini, ancak bazı değişkenlerin diğerlerine kıyasla çok daha fazla sayıda anlamlı korelatif etkiye sahip olduğunu gösterdi. Popüler inanca ve algıların aksine, suç ve fakirlik arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Bu sonuç, yoksulluk ve eşitsizlik ile kaynak kısıtlamaları (hem doğal hem de insani) olan üç Kuzey bölgesinin Güney'deki bölgelerle karşılaştırıldığında düşük suç oranlarını rapor etmesine dayanmaktadır. Çalışmada öncelikle Gana’daki suçun ilçelere göre mekânsal dağılımı yapılmak istenmiş ancak ilçeler düzeyinde suç verilerinin eksikliğinden dolayı çalışma, Gana’nın illerine göre yapılmıştır. Sorgulamaya yönelik olan bu anlayışın gerekçesi, bölge seviyesindeki suç analizinin suçun daha açık bir alansal örüntü sağlayacağı varsayımına dayanıyordu. Suç istatistiklerine erişim ve bölge düzeyinde mekansal verilere erişim gibi zorluklar ortaya çıktı. Mikro birimdeki suç analizleri, suç önleme ve yönetim stratejilerini oluşturmak için daha etkili olmaktadır. Bununla birlikte makro seviyeyi kullanmanın Gana'daki genel suç eğilimini ve kilit belirleyicileri daha geniş bir yelpazede sağlacağı analiz edildi. Suç araştırmalarında Coğrafi Bilgi Sistemlerinin gücü tartışılmaz. Gana'daki güvenlik servisleri tarafından mekansal stratejilerin yetersiz uygulanması suç çalışmaları ve suç haritalaması için genel olarak büyük bir zorluk teşkil etmektedir. Halen güvenlik hizmetleri, özellikle Gana Polis Teşkilatı, çeşitli birimlerde idari

86 sınırlarını belirten kapsamlı bir haritadan yoksundur. Sınırlı kaynaklar, bu mekansal stratejilerin uygulanmasına ilişkin temel kısıtlamalar olarak görülmektedir. Dünyadaki polis departmanlarının çoğunluğu, suçla mücadele etmek için coğrafi teknolojileri gerçek zamanlı olarak kullanmaktadır. Bu nedenle, Gana Polis Teşkilatı ülke genelindeki kilit bölgelerde coğrafi bilgi sistemlerinin uygulanmasına öncelik vermektedir. Dolayısıyla bu çalışma\ görevlerini yerine getirmek için Gana Polis Hizmetinin görevlerini yerine getirmesi için kendilerine tahsis edilmesi gerektiğini savunmaktadır. Bu çalışma aynı zamanda, kamu yararına suç araştırması ve daha da önemlisi politikaların düzenlenmesi, analizi ve yaygınlaştırılmasına ayrılmış bir suç araştırma merkezi kurulmasını savunmaktadır. Suç istatistiklerinin genel olarak suç oranlarında düşüşe işaret etmesiyle birlikte, bu düşüşler alan ve suç kategorileri arasında aynı değildir. Bazı suç türleri ve bazı bölgelerde, genel müdahale ve ampirik çalışma gerektiren genel bir suç artışı yaşanmıştır. Bir araştırma merkezinin kurulması suçun kanıta dayalı belirleyicilerini inceleyerek suçla ilgili araştırmaların ilerlemesini kolaylaştıracak ve teşvik edecektir. Bu araştırma, genel olarak Gana ve Afrika'daki suç araştırmalarının bağımsızlaştırılması için güçlü bir öngörü sunmaktadır. Kuramsal eğilimlerin önemli bir kısmı Batılı perspektif ve Afrika bağlamında çoğunlukla geçerli olmayan düşüncelere dayanmaktadır. Afrika'nın kriminoloji perspektifi, kültür, norm ve geleneklerin (Afrika geleneksel dini) özünde toplumsal değişimi dikkate alır. Gana'daki suçla ilgili konularda bilgi üretimi yıllar boyunca önemli miktarlarda artmıştır. Bu artışlar övgüye değer olsa da iyileştirme için hala önemli bir alan bulunmaktadır. Ayrıca bu çalışmanın suça neden olan faktörlerin yakından incelenmesi hem yaklaşım hem de yöntem açısından sosyolojik bir perspektif ortaya koymaktadır. Esasen, Gana'daki suç çalışmalarının eksiği bilimsel çalışmaların coğrafi bakış açısıyla incelenmemiş olmasıdır. Olumlu ancak temkinli bir perspektiften bakıldığında, toplam suç oranının muazzam bir şekilde azaldığı görülüyor. Dolayısıyla önemli bir soru da bu yörüngelere dayanmaktadır. Neden suçta genel olarak düşüş var? Bu düşüş stratejik kolluk programlarına atfedilebilir mi? Ekonomik faktörler ve toplumsal değişim nedir? Açıkçası bu gerileme bazı suç türlerinin yükselmekte olduğu ve daha önce suç oranı

87 düşük olan bölgelerde göreli olarak suç artışı yaşandığı gerçeğine dayanmaktadır. Bu nedenle, suç dağılımında bu tür kalıpların arkasındaki gerçek faktörleri saptamak için daha fazla ampirik çalışmaya ihtiyaç vardır.

88

KAYNAKÇA

Abotchie, C. (1997). Social Control in Traditional Southern Eweland of Ghana: Relevance for Modern Crime Prevention. Accra: Ghana Universities Press Abugri, S. (2011) Ghana: Internet Criminals Cashing in on E-Waste. New African. Adinkrah, M. (2005), ‘Vigilante Homicides in Contemporary Ghana’, Journal of Criminal Justice, 33: 413–27. Adu-Mireku, S. (2002). Fear of Crime among Residents of Three Communities in Accra, Ghana. International Journal of Comparative Sociology. Vol. 43(2), pp: 153-168 Agnew, J. (2011). Space and Place. In J. Agnew and D. Livingstone (eds.) Handbook of Geographical Knowledge. London: Sage Agnew, R. (1992). Foundation for a general strain theory of crime and delinquency. Criminology, 30, 47–87. Akers, Ronald L. (1968) Problems in the sociology of deviance: social definitions and behavior. Social Forces, 46:455-65. Akyeampong, E. (2005). ‘Diaspora and Drug Trafficking in West Africa: A Case Study of Ghana’, African Affairs, 104(416), 429-447. Aliağaoğlu, A. (2007). Balıkesir Şehrinde Suçlar: Coğrafi Bir Yaklaşım (2005), Anakara: Detay Yay. Allan, E. A. and Steffensmeier, D.J. (1989). Youth, Unemployment and Property Crime: Differential Effects on Job Availability and Job Quality on Juvenile and Young Arrest Rates. American Sociological Review 54:107-123. Amoakohene, M. I. (2004). Violence Against Women in Ghana: A look at Women's Perceptions and Review of Policy and Social Responses. Social Science & Medicine, Volume 59, Issue 11, Pages 2373-2385. Anderson, P.S. (1989). Seeking a Core of World Regional Geography Place Names: An Analysis of Published Materials. Paper presented at the Annual Meeting of the National Council for Geographic Education (Hershey, PA, October 11-14, 1989). Andrae, G. (1981). Industry in Ghana: Production Form and Spatial Structure, Scandinavian Institute of African Studies, Uppsala. Aning, K. (2005). ‘The Anatomy of Ghana’s Secret Arms Industry’, in Florquin, Nicolas and Berman, Eric (Eds.). Armed and Aimless. Geneva: Small Arms Survey. Aning, K. (2007). ‘Are there Emerging West Africa Criminal Networks? The Case of Ghana’. Global Crime, 8(3), 193-212. Aning, K. (2009). ‘Organized Crime in West Africa: Options for EU Engagement’, Stockholm: International IDEA.

89

Aning, K. (2011). African domestic and cross-border challenges’ in Chester A. Crocker, Fen Osler Hampson, Pamela Aall, (Eds.). Rewiring Regional Security in a Fragmented World Washington, D.C.: United States Institute for Peace. Aning, K. (2012). ‘Comprehending West Africa’s Security Dilemmas: State Fragility, Narco-Terrorism and Oil Politics,’ in Africa South of the Sahara. New York and London: Routledge. Aning, K., Sampson, K., and John. P. (2013). Getting Smart and Scaling Up: The Impact of Organized Crime on Governance in Developing Countries—a Case Study of Ghana. New York University Center on International Cooperation, New York. Annan, N., (2014). Violent Conflicts and Civil Strife in West Africa: Causes, Challenges and Prospects. Stability: International Journal of Security and Development. 3(1), p. 3. Anselin L, Griffiths E, Tita G (2008). Crime mapping and hot spot analysis. In: Wortley R, Mazerolle L (eds) Environmental criminology and crime analysis. Willan Publishing, Cullompton, Devon, pp 97–116. Anselin, L., Cohen, J., Cook, D., Gorr, W., & Tita, G. (2000). Spatial analyses of crime. In: D. Duffee, (Ed.), Criminal justice 2000: Volume 4. Measurement and analysis of crime and justice (pp. 213–262). Washington, DC: National Institute of Justice. Appiahene-Gyamfi, J. (2002). An Analyses of the Broad Crime Trends and Patterns in Ghana. Journal of Criminal Justice, Volume 30, Issue 3, Pages 229-230. Appiahene-Gyamfi, J. (1995). Alternatives to imprisonment in Ghana: A focus of Ghana’s criminal justice system. Master’s thesis. Burnaby, Canada: Simon Fraser University. Appiahene-Gyamfi, J. (1998). Violent crime in Ghana: The case of robbery. Journal of Criminal Justice Volume 26, Issue 5, Pages 409-424. Appiahene-Gyamfi, J. (2003a). Journey to crime in Ghana: The case of pickpocketing in Accra. International Journal of Comparative & Applied Criminal Justice, 27(1): 3-17. Appiahene-Gyamfi, J. (2003b). Urban Crime Trends and Patterns in Ghana. The case of Accra. Journal of Criminal Justice, 31(1): 13-23 Appiahene-Gyamfi, J. (2005). Property offenses in Ghana: The case of burglary trends and patterns in Accra. International Journal of Comparative & Applied Criminal Justice 27(2): 149-172. Appiahene-Gyamfi, J. (2007). Interpersonal violent crime in Ghana: The case of assault in Accra. Journal of Criminal Justice 35(4): 419-431 Appiahene‐ Gyamfi, J. (2009) Crime and Punishment in the Republic of Ghana: A Country Profile, International Journal of Comparative and Applied Criminal Justice, 33(2), 309-324.

90

Appiahene-Gyamfi, J. (2010). Crime and punishment in Ghana. The encyclopedia of crime and punishment in Africa. ABC-CLIO Publishers, 86-91. Aryeetey, E, Harrigan J., and M Nissanke, M. (2000) (eds). Economic Reforms in Ghana: The Miracle & The Mirage, Accra: Woeli Publishing Services Aryeetey, E. and Fosu, A.K. (2005). Economic Growth in Ghana: 1960-2000, Draft Chapter for AERC Growth Project Workshop, Cambridge. Aryeetey, E. and Kanbur, R. (2005). Ghana’s Economy at Half Century: An Overview of Stability, Growth and Poverty, in E. Aryeetey and R. Kanbur (eds.), The Economy of Ghana: Analytical Perspectives on Stability, Growth and Poverty, James Currey. Aryeetey, E. and McKay A. (2004). Operationalizing Pro- Poor Growth” A Country Case Study on Ghana. A joint initiative of AFD, BMZ (GTZ, KfW Development Bank), DFID, and the World Bank Bainbridge, W.S. (1989). The Religious Ecology of Deviance. American Sociological Review 54:288–95. Bal, H., (2004), Çocuk Suçluluğu (Kavramlar-Kuramlar-Saha Çalışmaları), Fakülte Kitabevi, Isparta. Balbi, A., & Guerry, A.-M. (1829). Statistique compar´ee de l’´etat de l’instruction et du nombre des crimes dans les divers arrondissements des Acad´emies et des Cours Royales de France. Paris. Baldwin, J. and Bottoms, A.E. (1976) The Urban Criminal. London: Tavistock. Bartol, A.M. and Bartol, C.A. (2005). Criminal behavior: A psychosocial approach. Upper Saddle River, New Jersey: Pearson Prentice Hall. Behravan, H. (2010). Sociological Explanation of Prison Re-entry. International Journal of Criminal Justice Sciences (IJCJS), Vol. 5(2), 286 – 296. Benda, B. and Corwyn, R.F. (1997). ‘Religion and Delinquency: The Relationship after Considering Family and Peer Influences. Journal for the Scientific Study of Religion, 36:81-92. Bening, R. B. (1990). A History of Education in Northern Ghana (1907-1967). Accra: GUP. Bertelsmann Stiftung, BTI (2014) Ghana Country Report. Gütersloh: Bertelsmann Stiftung, 2014. Bigsten, A., P. Collier. S. Dercon, M. Fafchamps, B. Gauthier, J.W. Gunning, J. Haraburema, A. Oduro, R. Oostendorp, C. Pattillo, M. Sˆderbom, F. Teal and A. Zeufack, (2004). Do African Manufacturing Firms Learn from Exporting? Centre for the Study of African Economies Working Paper, Journal of Development Studies, 40 (3): 115-141. Blau, Peter M. (1977). Inequality and Heterogeneity: A Primitive Theory of Social Structure. New York: Free Press.

91

Block, R., and Block. C. (1995). “Space, Place and Crime: Hot Spot Areas and Hot Place of Liquor Related Crime.” In J.E. Eck and D. Weisburd (eds.), Crime and Place (vol. 4, pp. 145–184). Monsey, NY: Criminal Justice Press. Blumstein, A., Cohen, J., Roth, J., and Visher, C.A. (1986). Criminal Careers and ‘‘Career Criminals.’’ (eds) Vol. I. Report of the Panel on Research on Criminal Careers, National Research Council. Washington, DC: National Academy Press. Boakye, K. E. (2009), ‘Attitudes toward Rape and Victims of Rape: A Test of the Feminist Theory in Ghana’, Journal of Interpersonal Violence, 24: 1633– 51. Boateng, R., Longe, O., Mbarika, V., Avevor, I., & Isabalija, S.R. (2010). Cyber Crime and Criminality in Ghana: Its Forms and Implications. Americas Conference on Information Systems (AMCIS) 2010 Proceedings, Available online Boba, R. & Price, J. (2002). Integrating systematic research and analysis into police practice. In Bair, S., Boba, R., Fritz, N., Helms, D., & Hick, S. (Eds.). Advanced Crime Mapping Topics: Results of the First Invitational Advanced Crime Mapping Topics Symposium (pp. 79-82). Denver, CO: National Law Enforcement Corrections Technology Center. Boehm, R.G., and Petersen, J.F. (1994). An Elaboration of the Fundamental Themes in Geography. Social Education, 58(4), pp. 211-218 Botterill, D. and Jones, T. (2010) Tourism and Crime: Key Themes. Goodfellow Publishers Limited, Oxford Bowers K. and Hirschfield, A. (2001). Introduction. In A. Hirschfield, K. Bowers (eds), Mapping and Analysing Crime Data: Lessons from Research and Practice. New York, Taylor & Francis Bowers, K.J, Johnson, S.D (2003). Measuring the geographical displacement and diffusion of benefit effects crime prevention activity. J Quant Criminol 19: 275-301 Braimah, A.I., & Mbowura, C.K. (2014). Crime Combat in Developing Economies: The Dilemmas of the Ghana Police Service. IISTE, Vol 4(17), 1-14 Branas, C.C., Rubin, D., and Guo, W. (2012). Vacant Properties and Violence in Neighborhoods. International Scholarly Research Network, Volume 2012, Article ID 246142, 9 pages Brantingham, P. L., & Brantingham, P. J. (1981). Notes on the geometry of crime. Environmental criminology, 27-54. Brantingham, P. L., & Brantingham, P. J. (1993). Environment, routine, and situation: Toward a pattern theory of crime. In R. V. Clarke & M. Felson (Eds.), Routine activity and rational choice: Advances in criminological theory, Vol. 5. New Brunswick, NJ: Transaction. Brantingham, P. L., & Brantingham, P. J. (1999). Theoretical model of crime hot spot generation. Studies on Crime and Crime Prevention, 8, 7–26.

92

Brantingham, P.J. and Brantingham, P.L. (1991) ‘Introduction to the 1991 Reissue: Notes on Environmental Criminology’, in P. Brantingham and P. Brantingham (eds) Environmental Criminology, 2nd edn. Prospect Heights, IL: Waveland Press, pp. 1–6. Brantingham, P.J. and Brantingham, P.L. (1991) ‘Introduction: The Dimensions of Crime’, in P. Brantingham and P. Brantingham (eds) Environmental Criminology, 2nd edn. Prospect Heights, IL: Waveland Press, pp. 7–26. Brantingham, P.J., and Brantingham, P.L. (1984) Patterns in Crime. New York: Macmillan Brantingham, P.L., Brantingham, P.J., Vajihollahi, M. and Wuschke, K. (2009). Crime Analysis at Multiple Scales of Aggregation: A Topological Approach. In D. Weisburd, W. Bernasco & G.J.N. Bruinsma (eds), Putting Crime in its Place: Units of Analysis in Geographic Criminology. New York, Springer Brookman- Amissah, M., Wemegah, T.D., and Okyere, F.T. (2014). Crime Mapping and Analysis in the Dansoman Police Subdivision, Accra, Ghana- A Geographic Information Systems Approach.IISTE, 4(20), 28-37. Brown, S. E., Esbensen, F. A., & Geis, G. (2010). Criminology. 7. Aufl. New Providence, NJ. Burgess, E. W. (1967). The growth of the city: An introduction to a research project. In: R. E. Park & E. W. Burgess (Eds.), The city: Suggestions for the investigation of human behaviour in the urban environment. Chicago: The University of Chicago Press. (Original work published 1925). Burgess, E. W., & Bogue, D. J. (1964a). Research in urban society: A long view. In: E. W. Burgess &D. J. Bogue (Eds.), Contributions to urban sociology (pp. 1–14). Chicago& London: The University of Chicago Press. Burgess, E. W., & Bogue, D. J. (1964b). The delinquency research of Clifford R. Shaw and Henry D. McKay and associates. In: E. W. Burgess & D. J. Bogue (Eds.), Contributions to urban sociology (pp. 591–615). Chicago & London: The University of Chicago Press. Carroll, L. and Jackson, P. I. (1983), Inequality, Opportunity, and Crime Rates in Central Cities. Criminology, 21: 178–194. Cater, J. & Jones, T. (1989) Social Geography: an introduction to contemporary issues, Colset Private Ltd, Great Britain. Chainey, S. P. (2001). Combating Crime through Partnership: Examples of Crime and Disorder Mapping Solutions in London, UK. In A. Hirschfield, K. Bowers (eds), Mapping and Analysing Crime Data: Lessons from Research and Practice. New York, Taylor & Francis Chainey, S. P. and Ratcliffe, J. H. (2005) GIS and Crime Mapping. London: Wiley. Clarke, R. V. (1983). Situational crime prevention: Its theoretical basis and practical scope. Crime and Justice: An Annual Review of Research, 4:225–56.

93

Clarke, R.V., and Felson, M. (1993). Introduction: Criminology, routine activity, and rational choice. Advances in Criminological Theory, Vol. 5. New Brunswick, NJ: Transaction Publishers. Cohen, L.E., and Felson, M. (1979) Social-change and crime rate trends – Routine activity approach. American Sociological Review, 44(4), 588–608. Constitution of the Republic of Ghana (1992). Assembly Press of Ghana Publishing Corporation, pp. 12- 20. Coogan, J.E. (1954). Religion: A Preventive of Delinquency. Federal Probation 18:25–29. Cornish, D.B. and Clarke, R.V. (2008). The rational choice perspective. In R. Wortley and l. Mazerolle (eds) Environmental Criminology and Crime Analysis, Uffculme: Willan Publishing.

Cresswell, T. (2004). Place: A Short Introduction. Blackwell, Malden Crime Mapping Laboratory, Police Foundation (2000). "Integrating Community Policing and Computer Mapping: Assessing Issues and Needs among COPS Office Grantees." Final Report. Washington, DC: Department of Justice, Office of Community Oriented Policing Services. Criminal Code (Act 29 of 1960). Assembly of Ghana Publishing Corporation. Criminal Offences (Amendment) Act, 2012. Cullen, Francis T. (1983). Rethinking Crime and Deviance Theory: The Emergence of a Structuring Tradition. Totowa, N. J.: Allanheld and Osmun. Cusson, M. (1983) Why Delinquency? Toronto: University of Toronto Press. Danquah, P., & Longe, O. B. (2011). An Empirical Test of the Space Transition Theory of Cyber Criminality: The Case of Ghana and Beyond. African Journal of Computing & ICTs. 4(2), 37-48. Davis, K. (1948). Human Society. New York: Macmillan. De Albuquerque, K. (1984). A Comparative Analysis of Violent Crime in the Caribbean. Social and Economic Studies, Vol. 33(3), pp. 93-142. Debrah, E. (2008). The Economy and Regime Change in Ghana, 1992-2004 Demirbaş, T. (2005). Kriminoloji, Seçkin Yayıncılık, Ankara. Deutsch, J., Spiegel, U., and Templeman, J. (1992). Crime and Economic Inequality: An Economic Approach. Atlantic Economic Journal, 20:4, 46-54 Diniz, A.M.A. (2005). Violent crime built up and its relationship with Human migration in Minas Gerais State – Brazil in the late 1990s. Curitiba- Paraná, v. 9, p. 9-24, Dönmezer, S. (1994). Kriminoloji, İstanbul: Beta Basım. Duah, F.A., and Kwabena, A.M. (2015). The Impact of Cybercrime on the Development of Electronic Business in Ghana. European Journal of Business and Social Sciences, Vol. 4(1), pp22-34

94

Ducp´etiaux, E. (1827). De la Justice de pr´evoyance, et particuli`erement de l’influence de la mis`ere et de l’aisance de l’ignorance et de l’instruction sur le nombre des crimes. Bruxelles: J. J. de Cautaerts. Dunworth, T., G. Cordner, J. Greene, T. Bynum, S. Decker, T. Rich, S. Ward and V. Webb (1998). "Police Department Information Systems Technology Enhancement Project: ISTEP." Washington, DC: Department of Justice, Office of Community Oriented Policing Services (http://www.usdoj.gov/cops/cp_resources/pubs_ppse/istep.htm). Durkheim, E. (1915). The Elementary Forms of the Religious Life. Translated by Joseph Ward Swain. New York: Free Press. Eck, J.E. (2005). Crime Hot Spots: What They Are, Why We Have Them, and How to Map Them. National Institute of Justice (Special Report NCJ 209393) Eck, J.E., and Weisburd, D. (1995). Crime Places in Crime Theory. In John E Eck and David Weisburd, (eds), Crime and Place. Crime Prevention Studies, Willow Tree Pr, Edmark, K. (2005), Unemployment and Crime: Is There a Connection? Scandinavian Journal of Economics, 107: 353–373. Ekblom, P. (1995) ‘Less Crime, by Design’, Annals of the American Academy of Political and Social Science, 539: 114–29. Ellis, L. (1985). Religiosity and Criminality: Evidence and Explanations of Complex Relationships. Sociological Perspectives 28:501–20. Evans, D.J., Fyfe, N.R., and Herbert. D.T. (1992). Crime, policing, and place: essays in environmental criminology. London; New York: Routledge, Evenson, K. R., Block, R., Diez Roux, A.N., McGinn, A.P., Wen, F., and Rodriguez, D.A. (2012). Associations of adult physical activity with perceived safety and police-recorded crime: the Multi-ethnic Study of Atherosclerosis. International Journal of Behavioral Nutrition and Physical Activity, 9:146 Ewusi, K. (1981). The Process of Industrialization in Ghana. Institute for Statistical and Economic Research: University of Ghana Fafa, H. B. (2010). High crime rate in Ghana. Thursday, 11 November 2010, Jayee University College, Ghana. FAO. (2005). Irrigation in Africa in figures – AQUASTAT Survey 2005. Project Document Farrington David, P. (1986). Age and Crime. Crime and Justice, Vol. 7, pp. 189-250. Fattah, A. (1997). Criminology: Past, Present and Future: A Critical Overview, London, Macmillan. Federal Bureau of Investigation. (1983). Uniform Crime Reports, 1982. Washington, D.C.: U.S. Government Printing Office Felson, M. (2008). Routine Activity Approach. In Wortley, R., and Mazerolle, L. (Eds). Environmental Criminology and Crime Analysis (pp.70-77). Willan Publishing, USA and Canada.

95

Fithen, C. (1999). Diamonds and war in Sierra Leone: cultural strategies for commercial adaptation to endemic low-intensity conflict In: London: Department of Anthropology, University College, London. Fletcher, J. (1850). Summary of the moral statistics of England and Wales. London: Private distribution of the author. Freeman, R.B. (2000). Disadvantaged Young Men and Crime. In David G. Blanchflower and Richard B. Freeman, (Eds). Youth Employment and Joblessness in Advanced Countries (p. 215- 246), University of Chicago Press Gatrell, A.C. (1983). Distance and Space: A Geographical Perspective. Oxford [Oxfordshire]: Clarendon Press Ghana Police Headquarters (1980 – 1997, official crime data). The Ghana Police Service: Criminal Data Services Bureau. Accra, Ghana. Ghana Police Service (2003). Annual Report, 2003. Accra, Ghana: Government Printer Ghana Police Service (2008). Crime Prevention. Designed and Hosted by MyGhanaonline.com. Ghana Statistical Service (2010). Victimization Survey in Ghana (2009), Key Findings. Sprint City Co. LTD, Ghana. Giddens, A. (1984). The Constitution of Society Outline of the Theory of Structuration, Cambridge: Blackwell/ Polity Press Glyde, J. (1856). Localities of crime in Suffolk. Journal of Statistical Society of London, 19, 102–106. Gocking, R.S. (2005). The History of Ghana. London: Greenwood Press . (2007). Domestic Violence Act 732. Accra: Ghana Publishing Corporation, Assembly Press. Greg, W. R. (1839). Social statistics of the Netherlands. London: Ridgway, Harrison and Crosfield. Groff, E.R., Kearley, B., Beatty, P., Fogg, H., Couture, H., and Wartell, J. (2005). A Randomized Experimental Study of Sharing Crime Data with Citizens: Do Maps Produce More Fear?" Journal of Experimental Criminology 1:87-115. Grogger, J. (1997). Market wages and youth crime. NBER Working Paper no. 5983. Cambridge, Mass.: National Bureau of Economic Research, March. Gross, H. (1918). Criminal Psychology: A Manual for Judges, Practitioners, and Students. Little, Brown, GSS (2014). Gross Domestic Product 2014. Accra: Ghana Statistical Service. GSS (various years). Ghana Living Standards Survey. Accra: Ghana Statistical Service. Guerry, A. (1833). Essai Sur la Statistique Morale de la France. Paris, FR: Chez Crochard.

96

Guldåker, N. and Hallin, P.O. (2014). Spatio-Temporal Patterns of Intentional Fires, Social Stress and Socio-Economic Determinants: A Case Study of Malmö, Sweden. Fire Safety Journal, Vol.70, Pages 71–80 Hale, C. and Sabbagh, D. (1991). Testing the Relationship Between Unemployment and Crime: A Methodological Comment and Empirical Analysis Using Time Series Data From England and Wales. Journal of Research in Crime and Delinquency 28:400-417. Harries, K. (1999). Mapping Crime: Principles and Practice. Washington DC: US Department of Justice. Harries, K.D., and Brunn, S.D. (1978). The Geography of Laws and Justice: Spatial Perspectives on the Criminal Justice System. New York: Praeger Publishers. Haskell, M.R. &Yablonsky, L. (1974). Juvenile Delinquency. Chicago: Rand McNally. Havi, E.D. K. (2014). The Economic Impact of Crime Rate on Economic Performance in Ghana. Academic Research International, Vol. 5(1), pp 227-236 Hesseling, R.B.P. (1994) ‘Displacement: A Review of the Empirical Literature’, in R.V. Clarke (ed.) Crime Prevention Studies, Volume 3. Monsey, NY: Criminal Justice Press. Hirschi, T. (1969). Causes of Delinquency. Berkeley CA: University of Carolina Press. Hirschi, T. and Stark, R. (1969). Hellfire and Delinquency. Social Problems, 17:202- 13. Hodgkinson, S. and Tilley, N. (2007). Travel-to-Crime: Homing in on the Victim. International Review of Victimology. Vol. 14, pp. 281–298. Huff, A., Dowd, C., Okech, A., Muteru, A., Shahrokh, T., Zadi Zadi, P., Alidu, S.M., and Allouche, J. (2016). Violence and Violence Reduction Efforts in Kenya, Uganda, Ghana and Ivory Coast: Insights and Lessons towards Achieving SDG 16. UK: Institute of Development Studies Hughes, M. and T. Carter (1981) “A Declining Economy and Sociological Theories of Crime: Predictions and Explications” In K. N. Wright, ed. Crime and Criminal Justice in a Declining Economy, Cambridge: Oelgeschlager, Gunn & Hain, 5-25 Hutchful, E. (2003). A civil society perspective. In A Lala and A Fitzgerald (eds), Providing security for people: security sector reform in Africa [online]. Shrivenham: GFN-SSR. International Monetary Fund (IMF), (2015). World Economic Outlook, Washington İçli, T.G. (1991). Türkiye’de Suçluların Sosyal Kültürel ve Ekonomik Özellikleri, Ofset Matbaacılık, Ankara. Jammer, M. (1993). Concepts of Space: The History of Theories of Space in Physics foreword by A Einstein, 3rd enlarged edition (Dover Publications, New York).

97

Jedwab, R., and Osei. R.D. (2012). Structural Change and Development in Ghana.” Report prepared for the project "Structural Change in Developing Countries", Coorganized by Margaret McMillan and Dani Rodrik. Karakaş, E. (2005). Uygulamalı Coğrafyada Suç Haritaları I, Fırat Üniv. Sosyal Bilimler Dergisi, C.15 (1), s. 57-69. Keili, F.L. (2008). Small arms and light weapons transfer in West Africa: a stock taking. Disarmament Forum 4 Kendall, M.G., Kendall, S.F. and Smith, B.B. (1939). The Distribution of Spearman's Coefficient of Rank Correlation in a Universe in Which All Rankings Occur an Equal Number of Times. Biometrika, Vol.30, No. 3/4, 251-273 Kenwitz, J. W. (1987). Cartography in France: 1660–1848. Chicago, The University of Chicago Press. Killick, T. (2000), “Fragile Still: The Structure of Ghana’s Economy 1960-94”, in Economic Reforms in Ghana, The Miracle and The Mirage, edited by E. Aryeetey, J. Harrigan and M. Nissanke, James Currey and Woeli Publishers, Oxford, 2000 Killick, Tony (2005), “What Drives Change in Ghana?” in E. Aryeetey and R. Kanbur (eds.), The Economy of Ghana: Analytical Perspectives on Stability, Growth and Poverty, James Currey. La Vigne, N.G. and E. Groff (2001). "The Evolution of Crime Mapping in the United States: From the Descriptive to the Analytic." In: A. Hirschfield and K. Bowers (eds.), Mapping and Analysing Crime Data: Lessons from Research and Practice. London, UK: Taylor and Francis. Land, K.C., McCall, P.L., and Lawrence E. Cohen, L.E. (1990). Structural covariates of homicide rates: Are there any invariances across time and social space. American Journal of Sociology, 95:922-963. Latour, B. (1993). We have never been modern. London: Harvester Wheatsheaf. Lombroso, C. (2006). Criminal man (translated and with a New introduction by M. Gibson & N. Han Rafter), Durham, NC: Duke University Press. (Original work published 1878). MacDonald, A. (1893). Criminology. Funk and Wagnalls Company, New York and London. MacEachren, A.M., Wachowicz, M., Edsall, R., and Haug, D. (1999). Constructing knowledge from multivariate spatiotemporal data: Integrating geographical visualization and knowledge discovery in database methods. International Journal of Geographical Information Science 13(4): 311-334. Malleson, N., & Andresen, M. A. (2016). Exploring the impact of ambient population measures on London crime hotspots. Journal of Criminal Justice, 46, pp. 52–63 Mamalian, C.A. and N.G. La Vigne (1999). "The Use of Computerized Crime Mapping by Law Enforcement: Survey Results." (National Institute of Justice Research Preview.) Washington, DC: National Institute of Justice.

98

Mannheim, H. (1955). Group Problems in Crime and Punishment, Routledge & Kegan Paul, London. Marsh, I., Melville, G., Morgan, K., Norris, G., and Walkington, Z. (2006). Theories of Crime. Routledge, New York. Marwah, S. (2006). Suburban Crime: The Interplay of Social, Cultural, and Opportunity Structures. LBF Scholarly Publishing LLC. Massey, D. (2005). For Space. Sage: London McSweeney C., New M., Lizcano G. (2010). UNDP Climate Change Country Profiles, Ghana. McVie, S. and Norris, P. (2006). Neighborhood Effects on Youth Delinquency and Drug Use. Centre for Law and Society, The University of Edinburgh Merton, R.K. (1938). Social structure and anomie. American sociological review 3 (5), 672-682 Michael, J., and Mortimer, A.J. (1933). Crime, Law and Social Science. New York: Harcourt, Brace. Mukaka, M.M. (2012). A guide to appropriate use of Correlation coefficient in medical research. Malawi Med J., 24(3): 69–71. NDPC (2015). 2015 Ghana Millennium Development Goals Report. September. Accra: National Development Planning Commission. Nolan, J.J. (2004). Establishing the statistical relationship between population size and UCR crime rate: Its impact and implications. Journal of Criminal Justice, 32, pp.547– 555 Obeng-Odoom, F. (2014). Oiling the Urban Economy: land, labour, capital, and the state in Sekondi-Takoradi, Ghana, Routledge Oberwittler, D., and Wikstr¨om, P.H. (2009). Why Small Is Better: Advancing the Study of the Role of Behavioral Contexts in Crime Causation. In D. Weisburd, W. Bernasco & G.J.N. Bruinsma (eds), Putting Crime in its Place: Units of Analysis in Geographic Criminology. New York, Springer O'Brien K. M. (1992). Career Aspiration Scale. (Available from K. M. O'Brien, Psychology Department, University of Maryland, College Park, MD 20742) Openshaw, S. (1984). The modifiable areal unit problem. Norwich: Geo Books. Openshaw, S., D. Waugh, et al. (1994). ‘Some ideas about the use of map animation as a spatial analysis tool', in R.A. Earn Shaw and D. Watson (eds) Animation and Scientific Visualization: Tools and Applications. London: Academic press. Osgood, D. W., & Chambers, J. M. (2000). Social disorganization outside the metropolis: An analysis of rural youth violence. Criminology, 38(1), 81– 116. Otchere, J. N. K. (2007). Increased Crime Rate In Ghana. Feature Article of Wednesday, 12 September 2007 San Diego State University.

99

Owens, K. (2010). Changing our Perspective on Space: Place Mathematics as a Human Endeavour. In, L. Sparrow, B. Kissane, & C. Hurst (Eds.), shaping the future of mathematics education: Proceedings of the 33rd annual conference of the Mathematics Education Research Group of Australasia. Fremantle: MERGA Owusu, G., Owusu, A.Y., Oteng‑ Ababio, M., Wrigley‑ Asante, C., and Agyapong, I. (2016). An Assessment of Households’ Perceptions of Private Security Companies and Crime in Urban Ghana. Crime Science 5:5 Owusu, G., Wrigley-Asante, C., Oteng-Ababio, M., & Owusu, A. Y. (2015). Crime Prevention through Environmental Design (CPTED) and Built- Environmental Manifestations in Accra and Kumasi, Ghana. Crime Prevention and Community Safety, 17(4), 249–269. Oyebanji, J.O. (1982). Economic Development and the Geography of Crime: An Empirical Analysis. GeoJournal, Vol. 6(5), pp. 453-458 Park, Robert E. (1925). “The City: Suggestions for the Investigation of Human Behavior in the Urban Environment.” In The City, 1–46. Chicago: University of Chicago Press. Peil, M. (1972). The Ghanaian factory worker: Industrial man in Africa. Cambridge, MA: Cambridge University Press. Peil, M. (1984). African Urban Society. Chichester, NY: John Wiley and Sons. PNDC Law 78. (1984). Tema, Ghana: Ghana Publishing Corporation. Quaye, R. and Coombs, H. (2011). The Implementation of Anti-Money Laundering, Terrorist Finance and Corruption Laws in Ghana, International Journal of Governmental Financial Management, 50-59. Quetelet, A. (1847). Statistique morale de l’influence du libre arbitre de l’homme sur les faits sociaux, et particuli`erement sur le nombre des mariages, Bulletin de la Commission Centrale de Statistique, III, 135–155. Quetelet, A. (1984). Research on the propensity for crime at different ages, translated and with an introduction by S.F. Sylvester. Cincinnati: Anderson Publishing. (Original work published 1831). Quetelet, A.J. (1842). A Treatise on Man. Gainesville, FL: Scholar's Facsimiles and Reprints (1969 ed.) Ramezani, A. and Geravand, S. (2015). The relationship between crime and sense of social security at the city of Kouhdasht’s youths. International Research Journal of Applied and Basic Sciences, Vol, 9 (2): 225-228 Ratcliffe, J. H. (2004). Crime mapping and the training needs of law enforcement. European Journal on Criminal Policy and Research, 10(1), 65-83. Ratcliffe, J. H. (2004). Geocoding crime and a first estimate of a minimum acceptable hit rate. International Journal of Geographical Information Science, 18(1), 61-72. Ratcliffe, J. H. (2004). The hotspot matrix: A framework for the spatio‐ temporal targeting of crime reduction. Police practice and research, 5(1), 5-23.

100

Ratcliffe, J. H., & McCullagh, M. J. (1999). Hotbeds of crime and the search for spatial accuracy. Geographical Systems, 1, 385–398. Ratcliffe, J.H. (2001). On the accuracy of TIGER type geocoded address data in relation to cadastral and census areal units, International Journal of Geographical Information Science. 15 (5): 473-485. Ratcliffe, J.H., (2010). Crime mapping: spatial and temporal challenges. In: D. Weisburd and A. Piquero, (eds). Handbook of Quantitative Criminology. Springer, 5–24. Rattner, A. (1990). Social indicators and crime rate forecasting. Soc Indic Res, 22(1): 83. Rawson, R.W. (1839). An inquiry into the statistics of crime in England and Wales. Journal of the Statistical Society of London, 2, 316–344. Reid, L.W. (2003). Crime in the City: A Political and Economic Analysis of Urban Crime. United States, LFB Scholarly Publishing LLC. Rengert G.F., and Lockwood, B. (2009). Geographical Units of Analysis and the Analysis of Crime. In D. Weisburd, W. Bernasco & G.J.N. Bruinsma (eds), Putting Crime in its Place: Units of Analysis in Geographic Criminology. New York, Springer. Republic of Ghana, Civil Service Law 1993 (PNDCL 327). Richardson, A. and Budd, T. (2003), Young adults, alcohol, crime and disorder. Criminal Behav. Ment. Health, 13: 5–16. Richerson, P.J., Borgerhoff Mulder, M., and Vila, B.J. (2001). Principles of Human Ecology. University of California Davis, Davis, CA 95616. Roach, J. and Pease, K. (2013). Evolution and crime. Routledge, USA Rohrbaugh, J., and Jessor, R. (1975). Religiosity in Youth: A Personal Control against Deviant Behavior. Journal of Personality, 43:136–55. Roncek, D. W. (2000). Schools and crime. In: V. Goldsmith, P. G. McGuire, J. H. Mollenkopf, & T. A. Ross (Eds.), analyzing crime patterns: Frontiers of practice (pp. 153–165). Thousand Oaks, CA: Sage. Roncek, D. W., & R. Bell. (1981). Bars, blocks, and crimes. Journal of Environmental Systems, 11(1), 35–47. Rosenfeld, R. (2009). Crime is the Problem: Homicide, Acquisitive Crime, and Economic Conditions. Journal of Quantitative Criminology, 25: 287-306. Ross, L.E. (1994). Religion and Deviance: Exploring the Impact of Social Control Elements. Sociological Spectrum, 14:65-86. Rossmo, D.K., and Rombouts, S. (2008). Geographic Profiling. In: Wortley R, Mazerolle L (eds) Environmental criminology and crime analysis. Willan Publishing, Cullompton, Devon. Salifu, A. (2008). Impact of Internet crime on development. Journal of Financial Crime, Vol.15 (4), 432–444.

101

Sampson, R. J., & Groves, W. B. (1989). Community structure and crime: Testing Social Disorganization Theory. The American Journal of Sociology, 94(4), 774-802. Sampson, R.J. and Laub, J.H. (1993). Crime in the Making: Pathways and Turning Points through Life. Cambridge, MA: Harvard University Press. Sandywell, B. (2009). On the globalisation of crime from: Handbook of Internet Crime Routledge. Sargın S., Temurçin, K., (2010). Spatial Dispersion and Analysis of Urban Property Crime in Turkey, The Arab World Geographer, Volume 13, No. 1, pp 67- 80, Toronto, Canada Sekhri, S., and Storeygard, A, (2014). Dowry deaths: Response to weather variability in India. Journal of development economics 111, 212-223 Sertich, M. and Heemskerk, M. (2011). Ghana’s Human Trafficking Act: Full Report on Successes and Shortcoming in Six Year of Implementation. Human Rights Brief, 19(1), 2-7. Shannon, L.W. (1954). The Spatial Distribution of Criminal Offenses by States. The Journal of Criminal Law, Criminology, and Police Science, Vol. 45(3), pp. 264-273 Shaw, C.R. and McKay, H.D. (1942). Juvenile Delinquency and Urban Areas. Chicago: University of Chicago Press. Shaw, M. (2001). Towards an Understanding of West African Criminal Networks. African Security Review, 10(4), (pp. 4) Shelley, L. I. (1981). Crime and modernization: The impact of industrialization and urbanization on crime. Carbondale: Southern Illinois University Press. Sherman, L. W. (1995). Hot Spots of Crime and Criminal Careers of Places. Crime and Place, 4, 35-52. Skogan, W.G. (1974). The Validity of Official Crime Statistics: An Empirical Investigation. Social Science Quarterly, pp. 25-38 Smith, Douglas A., and Jarjoura, R.G. (1988). Social Structure and Criminal Victimization.” Journal of Research in Crime and Delinquency, 25:27-52. Smith, M.J., Clarke, R.V. and Pease, K. (2002) ‘Anticipatory Benefits in Crime Prevention’, in N. Tilley (ed.) Analysis for Crime Prevention. Crime Prevention Studies, Vol. 13. Monsey, NY: Criminal Justice Press. Spearman, C. (1904). The Proof and Measurement of Association between Two Things. American Journal of Psychology, 15, 72-101. Stack, S. (1984). Income Inequality and Property Crime: A Cross-National Analysis of Relative Deprivation Theory.Criminology, 22(2), 229-256 Staeheli, L.A. (2003). Place. In: Agnew JA, Mitchell K, Tuathail G.O (eds) A Companion to Political Geography. Blackwell, Maiden, pp 158-170. Swinscow T.D.V. (1997). In: Statistics at square one. Nineth Edition. Campbell M J, editor. University of Southampton; Copyright BMJ Publishing Group.

102

Symons, J. (2000). On Crime and Density of Population. In: D. M. Horton (Ed.), Pioneering perspectives in criminology: The literature of 19th century criminological positivism (pp. 279–285). Incline Village, NV: Copperhouse. (Original work published 1857). Tankebe, J. (2008). Police Effectiveness and Police Trustworthiness in Ghana: An Empirical Appraisal. Criminology & Criminal Justice, 8 (2), 185-202 Tappan, G. G., Cushing, W.M., Cotillon, S.E., Mathis, M.L., Hutchinson, J.A., and Dalsted, K.J., (2016), West Africa Land Use Land Cover Time Series: U.S. Geological Survey data release, http://dx.doi.org/10.5066/F73N21JF Taylor, R. (1990). Interpretation of the Correlation Coefficient: A Basic Review. Journal of Diagnostic Medical Sonography, 1: 35-39. Temurçin, K ve Yakar, M., (2013). Türkiye Kırsalında Suçlar ve Suçların Türlerine Göre Dağılışı (1997), Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C.6, S.28, s.403-431. Temurçin, K., Sargın, S., (2011). Türkiye'nin Suç Coğrafyası-Şehir Asayiş Suçları, Polis Akademisi Yayınları, Ankara. Tettey, W.J., Puplampu, K.P., and Berman, B.J. (2003). Critical Perspectives in Politics and Socio-Economic Development in Ghana. Leiden and Boston: Brill Publishers. Therborn, G. (l980). The Ideology of Power and the Power of Ideology, London, Verso Thomas, W. I. (1966). Social disorganization and social reorganization. In: M. Janovitz (Ed.), On social organization and social personality: Selected papers (pp. 3–11). Chicago and London: The University of Chicago Press. Thrasher, F.M. (1927). The Gang: A Study of 1,313 Gangs in Chicago. Chicago, IL: Phoenix Books. (Abridged ed. 1963). Thrift, N. (2006). Space. Theory, Culture & Society. Volume: 23 issue: 2-3, page(s): 139-146 Tiefelsdorf, M. (2000). Modelling Spatial Processes- The Identification and Analysis of Spatial Relationships in Regression Residuals by Means of Moran's I. Springer Verlag, Berlin. ISBN 3-540-66208-1 Tittle, C.R. and Botchkovar, E.V. (2005). The Generality and Hegemony of Self- control Theory: A Comparison of Russian and US Adults. Social Science Research, 34:703-31. Topalli V., Brezina T., Bernhardt M. (2012). With God on my side: The paradoxical relationship between religious belief and criminality among hardcore street offenders. Theoretical Criminology, 17(1), 49-69. Tuan, Y. (1977). Space and Place: the persepective of experience. University of Minnesota, Minneapolis. Tunnell, K.D. (1992). Choosing Crime: The Criminal Calculus of Property Offenders. Chicago, IL: Nelson-Hall.

103

United Nations Development Programme (UNDP) (2015). Human Development Report 2015, United Nations Development Programme: New York. United Nations Office for Drugs and Crime (2005). Transnational Organized Crime in the West African Region. New York: United Nations Office for Drugs and Crime. Vinck, P, Pham, P N and Kreutzer, T (2011). Talking Peace: A population-based survey on attitudes about security, dispute resolution, and post-conflict reconstruction in Liberia. Berkeley, CA: Human Rights Center, University of California, Berkeley. Voz di Paz and Interpeace (2010). Root causes of conflict in Guinea-Bissau: The voices of the people. Guinea-Bissau: Voz di Paz/Interpeace. Wambua, P.M. (2015). Police corruption in Africa undermines trust, but support for law enforcement remains strong. Afrobarometer Dispatch No. 56 Warner, B., and Pierce, G. (1993). Reexamining Social Disorganization Theory Using Calls to the Police as a Measure of Crime. Criminology, 31:493- 517. Warner, J. (2011). Understanding Cyber-Crime in Ghana: A View from Below. International Journal of Cyber Criminology, Vol 5 (1): 736–749. Watts, R., Bessant, J. and Hil, R. (2008). International Criminology: a Critical Introduction, Routledge, London Weinberg, S. K. (1964). Juvenile Delinquency in Ghana: A Comparative Analysis of Delinquents and Non-Delinquents. Journal of Criminal Law and Police Science, 55 (4) 471-481. Weisburd, D. (2002). From criminals to criminal contexts: Reorienting crime prevention research and policy. Crime and Social Organization. Advances in Criminological Theory, 10, 197-216. Weisburd, D. and J. Eck. (2004). “What Can Police Do to Reduce Crime, Disorder, and Fear?” Annals of the American Academy of Political and Social Science, 593: 42 – 65. Weisburd, D. L., & McEwen, T. (1997). Introduction: Crime mapping and crime prevention. Available at SSRN 2629850. Weisburd, D., & Green, L. (1995). Policing drug hot spots: The Jersey City DMA experiment. Justice Quarterly, 12(4), 711–735. Weisburd, D., & Lum, C. (2005). The diffusion of computerized crime mapping in policing: Linking research and practice. Police Practice and research, 6(5), 419-434. Weisburd, D., and Britt, C. (2007). Statistics in Criminal Justice, Third Edition. Springer. Weisburd, D., Bushway, S., Lum, C., & Yang, S. M. (2004). Trajectories of crime at places: A longitudinal study of street segments in the city of Seattle. Criminology, 42(2), 283-322.

104

Weisburd, D., Maher, L., and L. Sherman, L. (1992). “Contrasting Crime General and Crime Specific Theory: The Case of Hot Spots of Crime.” In F. Adler and W. S. Laufer (eds.), Advances in Criminological Theory, vol. 4. New Brunswick, NJ: Transaction. Weisburd, D., Morris, N. A. and Groff, E. R. (2009). “Hot Spots of Juvenile Crime: A Longitudinal Study of Street Segments in Seattle, Washington.” Journal of Quantitative Criminology, 25: 443–67 Weisburd, D.L. & Tom McEwen, (2015). Introduction: Crime Mapping and Crime Prevention. Hebrew University of Jerusalem. Werlen, B. (1993). Society, Action and Space: An Alternative Human Geography. Routledge Wilson, J.Q. and Herrnstein, R.J., (1985), Crime and Human Nature, Simon & Schuster, New York. Wireko-Brobby, K. (2008). The Root of Indiscipline in Contemporary Ghanaian Society- A Sociological Perspective. Journal of Science and Technology, 28(2): 125-133. World Bank (2015). World Development Indicators. New York, NY: World Bank Wortley, R., and Mazerolle, L. (2008). Environmental Criminology and Crime Analysis. Willan Publishing, USA and Canada. Yinger, J.M. (1957). Religion, Society and the Individual: An Introduction to the Sociology of Religion. New York: Macmillan. Zar, J.H. (1972). Significance Testing of the Spearman Rank Correlation Coefficient. Journal of the American Statistical Association, Vol. 67, No. 339, pp.578- 580.

105

ÖZGEÇMİŞ

Kişisel Bilgiler: Adı ve Soyadı: Michael Gameli Dziwornu Doğum Yeri ve Yılı: Accra (Ghana)-1991 Medeni Hali: Bekar

Eğitim Durumu:

Lisans Öğrenimi: Gana Üniversitesi/ Sosyal Bilimler Fakültesi/Coğrafya Bölümü

Yabancı Dil ve Düzeyi: 1. İngilizce-İleri Düzeyde; 2. Türkçe-İyi;

İş Deneyimi: 2013-2014, Araştırma Asistanı, Göç Araştırmaları Merkezi, Gana Üniversitesi.

Bilimsel Yayınlar ve Çalışmalar:

Kervankıran İ. Dziwornu, M.G., Temurçin, K. (2016), “Illegal Mining as a Threat to Sustainable Development in Ghana: A Political Ecology Approach”, ZfWT, Vol.8, 173-191

Dziwornu M.G., Yakar M., Temurçin, K. (2016), “Migration Intentions of International Students in Turkey: A Case Study of African Students at Süleyman Demirel University”, SDU Faculty of Arts and Sciences Journal of Social Sciences, 38, 227- 250

106